31 Days of Learning English - 6th October - It's time to improve your English - Small Talk - day 6

yes we have made it all away to day six of 31 days of learning English during

evet, Ekim 2019'da 31 günlük İngilizce öğrenmenin altıncı gününe kadar hepsini geride bıraktık

October 2019

hi everybody this is mr. Duncan in England how are you today are you okay

herkese merhaba, ben bay. Duncan İngiltere'de bugün nasılsın iyi misin

I hope so are you happy well are you happy I really hope so here we are again

umarım çok mutlusundur iyi misin mutlusun gerçekten umarım öyleyse yine buradayız altıncı

day six for those who don't know what is happening every day during October I

gün ne olduğunu bilmeyenler için ekim boyunca her gün

will be with you here on YouTube and here are the times straight away without

burada seninle olacağım YouTube'da ve işte Ekim ayı boyunca Pazartesi'den Cuma'ya 14:00'e kadar

any messing about 31 days of live English during October from Monday to

31 günlük canlı İngilizce hakkında herhangi bir karışıklık olmadan hemen zamanlar.

Friday 2 p.m. UK time yes every day of the week I will be with you 2 p.m. UK

İngiltere saatiyle evet haftanın her günü saat 14:00'te sizlerle olacağım. İngiltere

time Monday to Friday also I am with you as usual at the weekend on Saturday 12

saati ile Pazartesi'den Cuma'ya da her zamanki gibi hafta sonu Cumartesi 12:

p.m. just after midday and also as you can see now I am here right now at 2

00'de sizlerleyim. Öğleden hemen sonra ve ayrıca gördüğünüz gibi şu an saat 14.00'te buradayım.

p.m. UK time on Sunday and that is where we are right now at this very moment 5

Pazar günü Birleşik Krallık saati ve şu anda bulunduğumuz yer burası,

minutes past two o'clock here in the UK on a Sunday the 6th of October and for

İngiltere'de saat ikiyi 5 geçe 6 Ekim Pazar günü ve

every day during October I will be here talking to you live as live can be let's

Ekim boyunca her gün burada sizinle canlı olarak canlı olarak konuşacağım.

have a look outside the window because the weather today is a little strange to

pencereden dışarı bir bakalım çünkü bugün hava biraz garip

say the least rather strange there it is the Sun is

söylemek gerekirse biraz garip orada güneş

now out but earlier it was raining heavily and it's very windy outside so

şimdi dışarıda ama daha önce şiddetli yağmur yağıyordu ve dışarıda çok rüzgarlı bu yüzden

today I am in the studio because the weather is very unsettled let's just say

bugün stüdyodayım çünkü hava çok kararsız diyelim ki

it is all over the place and a little nearer oh look at that and there you can

her yerde ve biraz daha yakın oh şuna bakın ve orada

see some very ominous dark clouds floating by just to prove that today is

bazı çok uğursuz kara bulutların yüzerek geçtiğini görebilirsiniz, sırf bugünün çok kararsız olduğunu kanıtlamak için çok

very unsettled we are having lots of heavy showers

fazla şiddetli sağanak yağış alıyoruz

so the rain sometimes is falling heavily and there you can see in the distance

bu yüzden yağmur bazen çok şiddetli yağıyor ve orada uzaktan

many rain clouds going over and that is a live view right now from my window so

pek çok yağmur bulutunun geçtiğini görebilirsiniz ve bu şu anda penceremden canlı bir görüntü, bu yüzden

it's looking rather windy today and very unsettled what about the weather where

bugün oldukça rüzgarlı ve çok kararsız görünüyor, peki ya siz nerede hava durumu nasıl yağmur

you are what is it like is it raining is it sunny is it cold

yağıyor mu güneşli mi hava soğuk mu

is it hot I don't know because I'm not there you might describe what I'm

sıcak mı bilmiyorum çünkü orada değilim

talking about right now as small talk so when we talk about things in general we

often mean small talk things that we talk about as a way of making

conversation and this is the subject that we are going to take a close look

sohbet etmek için konuştuğumuz şeyler ve bugün daha sonra yakından inceleyeceğimiz konu bu,

at later today I will be talking about it here in the studio live and also we

burada stüdyoda canlı olarak konuşacağım ve ayrıca bir

are going to take a look at one of my very old English lessons from many many

tanesine bakacağız. Yıllar öncesinden çok eski İngilizce derslerimden,

years ago I was watching the news just before I started today's livestream and

bugünkü canlı yayına başlamadan hemen önce haberleri izliyordum ve

I noticed on the news there was quite an angry lady who was being asked if she

haberlerde oldukça sinirli bir bayanın kendisine

was going to support Boris Johnson or whether or not she liked him being in

Boris Johnson'ı destekleyip desteklemeyeceği sorulduğunu fark ettim. onun

the town where she lived and well it's all over the Internet in fact I can't

yaşadığı kasabada olmasından hoşlanıyordu ve aslında internette her şey var aslında

show you the piece of video because I have a feeling that it is now

size videonun bir kısmını gösteremiyorum çünkü artık

copyrighted but the the actual word and here is the word and going to show it

telif hakkıyla korunduğuna dair bir his var ama asıl kelime ve işte kelime ve

now because I couldn't resist but the lady was asked if she was happy that

Dayanamadığım için şimdi gösterecektim ama bayana

Boris Johnson was visiting her town and she turned round and she said don't

Boris Johnson'ın kasabasını ziyaret etmesinden memnun olup olmadığı soruldu ve kadın arkasını döndü ve

mention his name in front of me he's nothing

önümde onun adını anma dedi.

toe rag toe rag now that's interesting what is a toe rag well there it is thank

şimdi bu ilginç ayak parmağı nedir peki

you to Oxford Dictionary the definition of toe rag in English and there it is

Oxford Sözlüğü'ne teşekkür ederim, ayak parmağının İngilizce'deki tanımı ve işte

toe rag and we often use this informally in British English the meaning of the

ayak parmağı ve bunu İngiliz İngilizcesinde gayri resmi olarak sık sık

word toe rag this by the way is not a very nice word a contemptible or

ayak parmağı kelimesinin anlamı olarak kullanırız bu arada çok hoş bir kelime aşağılık veya

worthless person so when we call someone when we name someone when we insult a

değersiz bir insan değildir bu yüzden birini adlandırdığımızda

person by calling them a toe rag we are actually describing them as a hated

ayak paçavrası diyerek hakaret ettiğimizde aslında onu

person contemptible a person who is hated or even worthless and the origin

nefret edilen bir kişi olarak tanımlıyoruz aşağılık nefret edilen ve hatta değersiz ve

of the word comes from the mid 19th century and originally it denoted a rag

kelimenin kökeni 19. yüzyılın ortalarından gelmektedir ve başlangıçta çorap

that was wrapped around the foot as a sock or by extension the wearer quite

olarak ayağın etrafına sarılan bir paçavra anlamına gelir ya da uzantı olarak giyen kişi oldukça

often the wearer of a toe rag would be a vagrant a homeless person a person who

sık bir ayak paçavrası giyen kişi serseri, evsiz bir kişi olur.

was sleeping in the streets so there it is I'm sure a lot of people around the

Sokaklarda uyumak bu yüzden orada eminim ki dünya çapında pek çok insan,

world especially here in the UK I think a lot of people will be searching for

özellikle burada, Birleşik Krallık'ta, pek çok insanın

that particular word because now there is a video and I think at the moment it

bu kelimeyi arayacağını düşünüyorum çünkü artık bir video var ve sanırım şu anda bu kelimeyi arıyor.

is all over Twitter and all over the internet being shared by many people a

Twitter'ın her yerinde ve internetin her yerinde birçok kişi tarafından paylaşılıyor

lady who does not like Boris Johnson very much she called him a toe rag and

Boris Johnson'ı pek sevmeyen bir bayan ona ayak paçavrası dedi ve

now you know the meaning of the word just in case you happened to watch the

şimdi video klibi izlediyseniz ne olur ne olmaz diye kelimenin anlamını biliyorsunuz.

video clip as well oh we are so busy already on the livestream hello

peki oh canlı yayında zaten çok meşgulüz

to everyone thank you for joining us but the big question is who was first on

herkese merhaba bize katıldığınız için teşekkür ederiz ama asıl soru

today's live chat oh I see mmm something very interesting happening

bugünün canlı sohbetinde ilk kimdi oh canlı sohbette çok ilginç bir şey olduğunu görüyorum

here on the live chat and drew once again you have a very fast finger so

ve bir kez daha berabere kaldık çok hızlı parmak çok

well done - Andrew you once again are first on today's live chat

iyi - Andrew bugünün canlı sohbetinde bir kez daha birincisiniz, bunu

how do you do it what is your secret I have a feeling that andrew is sitting

nasıl yapıyorsunuz, sırrınız nedir?

next to his computer and he is just clicking clicking

clicking his finger on his mouse again and again trying to be first on the live

tekrar tekrar canlı sohbette birinci olmaya çalışıyorum çok aferin

chat so well done Andrew you are first again I think that might be the third

Andrew yine birincisin bence bu üçüncü

day now three days in a row you have been first on the live chat Alamgir Alan

gün olabilir şimdi üç gün üst üste canlı sohbette birinci oldun Alamgir Alan

gear unfortunately was beaten into second place and also by Ann as well

teçhizatı ne yazık ki ikinci sırayı aldı ve ayrıca Ann tarafından da

grace is here hello - grace chin nice to see you back again

Grace burada merhaba - Grace chin sizi tekrar görmek güzel

rowl is here as well how are you doing mr. Duncan I am doing okay today I must

Rowl burada da nasılsınız bayım? Duncan bugün iyiyim,

be honest with you I'm feeling quite well I am still recovering from my

sana karşı dürüst olmalıyım, kendimi oldukça iyi hissediyorum,

terrible cold that I had a few days ago now my head is okay my nose is now clear

birkaç gün önce geçirdiğim korkunç soğuk algınlığımdan hâlâ iyileşiyorum, şimdi kafam iyi, burnum şimdi temiz

however the cold has done a lot of damage to my chest so I feel is if

ama soğuk çok şey yaptı göğsümdeki hasar bu yüzden hissediyorum, eğer

everything down here is quite uncomfortable so I am slowly recovering

buradaki her şey oldukça rahatsızsa, bu yüzden yavaş yavaş iyileşiyorum,

I am about 85 maybe 90 percent well so 10 percent of me is not feeling very

yaklaşık yüzde 85 belki yüzde 90 iyiyim, yani yüzde 10'um pek iyi hissetmiyorum

well Tomic hello Tomic nice to see you here

Tomic merhaba Tomic seni burada görmek güzel

also Tran hello Tran where are you watching I have a feeling you might be

ayrıca Tran merhaba Tran nerede izliyorsun Vietnam'da izliyor olabileceğine dair bir his var içimde

watching in Vietnam because I have a lot of people watching in Vietnam Pedro

çünkü Vietnam'da izleyen çok insan var Pedro

oh hello Pedro nice to see you here today we have missed you

oh merhaba Pedro bugün seni burada görmek güzel

last weekend we missed you and also during the week but I suppose

geçen hafta sonu seni özledik seni ve hafta boyunca da özledik ama Sanırım

you were busy during the week so it's nice to see you here Pedro

hafta boyunca meşguldün, bu yüzden seni burada görmek güzel Pedro, Pedro'nun

don't forget Pedro is one of our moderators so please be on your best

moderatörlerimizden biri olduğunu unutma, bu yüzden lütfen elinden gelenin en iyisini yap,

behavior no swearing no insults Luis Mendez hello Luis nice to see you back

küfür etme, aşağılama, Luis Mendez, merhaba Luis, seni tekrar görmek güzel.

again also one of the moderators Julie G is here a sinner a sinner Barbosa says

moderatörler Julie G burada bir günahkar bir günahkar Barbosa

hello everybody hello to you as well where are you watching at the moment

herkese merhaba diyor siz de şu anda nerede izliyorsunuz

Mohammad GAD is here watching in Sudan now I know I have a lot of people

Mohammad GAD şimdi Sudan'da izliyor Sudan'da izleyen çok insan olduğunu biliyorum

watching in Sudan because I can check you see I can actually look and find out

çünkü sizi kontrol edebilirim bakın gerçekten bakıp

where people are watching or where they have been watching

insanların nerede izlediğini veya Massimo'yu nerede izlediklerini öğrenebiliyorum

Massimo hello to Massimo thanks for joining me on day six day six can you

Massimo'ya merhaba altıncı günde bana katıldığınız için teşekkürler altıncı günde

believe it every day I'm on YouTube doing one of my SuperDuper live English

buna inanabiliyor musunuz Her gün YouTube'da SuperDuper canlı İngilizce derslerimden birini yapıyorum

lessons every day and the reason why I'm doing it is because this year I am

her gün ve bunu yapmamın nedeni, bu yıl

celebrating my 13th anniversary here on YouTube 13 years at the end of this

burada YouTube'da 13. yılımı kutluyor olmam. 13 yıl bu

month on the 31st of October I will be celebrating my 13th anniversary so I

ayın sonunda 31 Ekim'de 13. yılımı kutlayacağım bu yüzden

thought as a way of celebrating I would join you every day during October so

bir yol düşündüm kutlamak için Ekim ayı boyunca her gün size katılırdım bu arada

this is now day six by the way if you want to make a donation because of

bu şimdi altıncı gün bağış yapmak istiyorsanız çünkü

course I do everything for free it costs nothing to watch my videos and

tabii ki her şeyi bedava yapıyorum videolarımı ve

everything I've been doing for the past 13 years as being done for free so I

yaptığım her şeyi izlemenin hiçbir maliyeti yok. son 13 yıl bedava yapılıyor yani ben

have literally given 13 years of my life to teach English on YouTube I'm not

hayatımın 13 yılını youtube'da ingilizce öğretmek için verdim şaka yapmıyorum

joking also for those who want to get in touch

ayrıca iletişime geçmek isteyenler

you can follow me on Facebook and also you can email me as

beni facebooktan takip edebilir ayrıca mail atabilirler Beyaz Rusya'dan

talking of which I have received a very interesting video from Belarus eeeh

çok ilginç bir video aldığımdan bahsetmişken eeeh

I wonder if Belarusian is actually on the live chat yet I'm going to have a

Belarusça gerçekten canlı sohbette mi merak ediyorum ama

look to see if she is there she isn't there at the moment let's see ah yes

orada mı diye bakacağım şu anda orada değil bakalım ah evet

hello Belarusian I can see you now now during the week I was talking about one

merhaba Belarusça seni şimdi görebiliyorum hafta boyunca belirli bir konudan bahsediyordum

particular subject I was talking about going to the dentist and Belarus ear is

dişçiye gitmekten bahsediyordum ve Belarus ear

actually a dentist now I'm not a big fan of going to the dentist

aslında bir diş hekimi artık dişçiye gitmenin büyük bir hayranı değilim

however Belarusian has sent a lovely video showing the inside of her office

ancak Belarusian gönderdi ofisinin içini gösteren güzel bir video

and we are going to take a look at it right now

ve şimdi ona bir göz atacağız

hi there do you know what is it well you have shown us a lot about your life and

merhaba, ne olduğunu biliyor musunuz, bize hayatınız ve yaşadığınız ev hakkında çok şey gösterdiniz,

your house where you're living so I decided today to show you where I

bu yüzden karar verdim bugün size nerede çalıştığımı göstermek için

work this is my office here the patients wait

burası benim ofisim burası hastalar

for me this is the street

beni bekliyor burası sokak

the door this is the bathroom and here

kapı burası banyo ve işte

the electric chair yes this is my office

elektrikli sandalye evet burası benim ofisim burası

here I work every day do you want to sit here for a while well some of my

her gün çalışıyorum burada biraz oturmak ister misiniz bazı

patients say say they work all day long and when they come here they like to

hastalarım bütün gün çalıştıklarını ve buraya geldiklerinde

laugh lay and rest a little that's all from me for today have a nice day

gülmeyi sevdiklerini ve biraz dinlenmeyi sevdiklerini söylerken benden bu kadar bugünlük iyi günler

katara now Tata for now to Belarusian wasn't that amazing so

katara şimdi Tata şimdilik Belarusça o kadar harika değildi yani

they're a little insight thank you very much for showing me your big dentist's

onlar biraz anlayışlı büyük dişçi koltuğunu bana gösterdiğin için çok teşekkür ederim

chair I must admit if there is one place that

I am NOT going to fall asleep it is in a dentist's chair I always like to stay

Uyuyakalmayacağım bir yer varsa o da dişçi koltuğudur.

completely conscious when I'm at the dentist I don't like to be put to sleep

dişçide uyutulmaktan hoşlanmıyorum

to be honest I had a very bad experience when I was young at the dentist an

açıkçası gençken dişçide çok kötü bir deneyim yaşadım

electric chair now I do like the idea of the chair being operated with

elektrikli sandalye şimdi sandalyenin elektrikle çalıştırılması fikrini seviyorum bu yüzden Bu,

electricity so it doesn't mean that if you sit in the chair you will have

sandalyeye oturursanız

electricity passed through your body I don't think it's like that to be honest

vücudunuzdan elektrik geçeceği anlamına gelir, dürüst olmak gerekirse bunun böyle olduğunu düşünmüyorum,

thanks a lot for sharing that wasn't that wonderful so sometimes I do receive

paylaştığınız için çok teşekkürler, bu o kadar da harika değildi, bu yüzden bazen

some very interesting videos and of course I have to make a comment about

çok ilginç videolar alıyorum ve tabii ki İngilizceniz hakkında da çok net bir yorum yapmalıyım

your English as well very clear and if you notice the subtitles the captions on

ve ekrandaki altyazılara dikkat ederseniz,

the screen there they understood everything you said 100% so I think that

söylediğiniz her şeyi% 100 anladılar, bu yüzden bence bu

was pretty good by the way if you want to see captions you can you all you have

oldukça iyiydi bu arada altyazıları görmek istiyorsanız yapabilirsiniz tek yapman

to do is press that button there and you can have captions on the screen

gereken oradaki butona basmak ve ekranda altyazılar almak

it's as simple as that Sergio is here mr. Duncan I am very

bu kadar basit, Sergio burada bayım. Duncan

excited for your 31 days of learning English you deserve a round of applause

31 günlük İngilizce öğrendiğin için çok heyecanlıyım bir alkışı hak ediyorsun

thank you very much I think I can hear very far away yes that does sound very

çok teşekkür ederim çok uzaktan duyabiliyorum evet bu

much like a round of applause

bir alkışa çok benziyor teşekkür ederim

thank you

how lovely thank you very much for your appreciation they're fantastic liz is

ne güzel çok teşekkür ederim takdirleriniz harika liz

here hello Liz unfortunately I burnt the lunch what

burada merhaba Liz ne yazık ki öğle yemeğini yaktım ne

happened what is the reason for you burning your lunch so I hope you haven't

oldu öğle yemeğinizi yakmanızın sebebi nedir umarım

ruined it is your lunch ruined now what happens sometimes is when you are

mahvetmemişsinizdir öğle yemeğiniz mahvoldu şimdi ne oluyor bazen

cooking especially if you have to cook something over a long period of time you

özellikle yemek pişirirken uzun bir süre bir şeyler pişirmek zorunda kalırsan dikkatin

might get distracted and that happens to me sometimes quite often when I'm in the

dağılabilir ve bu bazen mutfaktayken oldukça sık başıma gelir

kitchen I might forget that I'm actually cooking something I might actually

aslında bir şeyler pişirdiğimi unutabilirim aslında

forget all about it and then maybe I go into another room and I forget that I'm

her şeyi unutabilirim ve sonra belki başka bir odaya giderim ve

actually cooking something in the kitchen

aslında mutfakta bir şeyler pişirdiğimi unuturum

so yes sometimes it is easy to become distracted whilst cooking food so I'm

bu yüzden evet bazen yemek pişirirken dikkatimin dağılması kolaydır bu yüzden öğle yemeğinizin

sorry to hear that you have burned to your lunch that's not very nice is it

yandığını duyduğuma üzüldüm bu pek hoş değil

I hope you have something else instead Naomi says hello everybody

umarım onun yerine başka bir şey vardır Naomi herkese merhaba

atomic I have missed a bit of the lives dream is that Belarusian at the dentist

atomik diyor Hayatın birazını kaçırdım rüya şu ki Beyaz Rusya dişçide

yes Belarus is actually a dentist and a lot of people seem to enjoy that video

evet Beyaz Rusya aslında bir diş hekimi ve pek çok insan bu video klipten hoşlanıyor gibi görünüyor

clip Thank You Louis I think I would go to your office if you weren't too far

Teşekkürler Louis Sanırım Çok uzakta olmasaydın ofisine giderdim, sanki

who it sounds as if you have a customer who wants to come and have their teeth

gelip dişlerini

done so Lewis Lewis would appear to be a very willing patient

yaptırmak isteyen bir müşterin varmış gibi geliyor, bu yüzden Lewis Lewis her yerde çok istekli bir hasta

franceska all over the place if something is all over the place

franceska gibi görünecek. her yerde

it means it's chaotic so maybe a person might be all over the place it means you

kaotik olduğu anlamına gelir, bu yüzden belki bir kişi her yerde olabilir, bu sizin

are chaotic or very busy so all over the place can mean that you are moving in

kaotik veya çok meşgul olduğunuz anlamına gelir, bu nedenle her yerde birçok farklı yöne hareket ettiğiniz anlamına gelebilir

lots of different directions or maybe you are in a state of chaos you are all

veya belki de bir durumdasınız. kaos her

over the place or of course if you are very busy you might say I was very busy

yerdesiniz ya da tabii ki çok meşgulseniz bugün çok meşguldüm diyebilirsiniz o kadar

today I had to go and see so many people I was all over the place I was very busy

çok insanla görüşmem gerekti ki her yerdeydim çok meşguldüm

I do like the look of Belarus ears dentist equipment I like the color it is

Belarus kulaklarının görünüşünü seviyorum diş hekimi ekipmanı Rengi beğendim

very soothing it's like an orange yellow color so yes I do like the the color of

çok rahatlatıcı turuncu sarı bir renk gibi bu yüzden evet

your of your dentist surgery yes of course your English was very clear so I

diş hekiminizin rengini beğendim evet tabii ki İngilizceniz çok açıktı bu yüzden

could understand every word and so could the subtitles as well the captions also

her kelimeyi anlayabildim ve altyazılar da şu şekilde olabilir: peki altyazılar da

understood do you ever take out do you ever take out teeth Belarusian when you

anlaşıldı hiç diş çıkardın mı hiç diş çıkardın mı Belarusça

pull out a person's tooth we call that an extraction extraction so the actual

bir kişinin dişini çektiğinde buna çekim çekimi diyoruz, bu nedenle

term for removing a tooth is extraction you pull out someone's tooth maybe

bir dişi çekmek için asıl terim çekimdir, belki

because it's loose or maybe because it is starting to go rotten lue Emily Oh

gevşek olduğu için birinin dişini çekersin veya belki de kötüye gitmeye başladığı içindir lue Emily Oh

Emilio hello Emilio it is very funny mr. Duncan she is one of your good students

Emilio merhaba Emilio bu çok komik bay. Duncan, o sizin iyi öğrencilerinizden biri,

she has taken advantage of your excellent classes thank you very much

mükemmel derslerinizden yararlandı, çok teşekkür ederim,

yes it is true Belarusian is one of my regular viewers so it would appear that

Belarusça benim düzenli izleyicilerimden biri olduğu doğru, bu nedenle,

she does everything that a dentist would normally do and that includes pulling

bir dişçinin normalde yapacağı her şeyi yapıyor gibi görünüyor ve bu, diş çekmeyi de içeriyor.

out people's teeth I don't like the sound of that that is one of the reasons

insanların dişlerinin sesini beğenmiyorum dişçiye gitmeyi sevmeme sebeplerimden biri de

why I don't like going to the dentist just in case

I have to have one of my teeth pulled out where is mr. Steve mr. Steve is busy

dişlerimi çektirmek olur mu bey nerede diye. steve bey Steve

today he is he's actually in the garden somewhere he was in the garden earlier

bugün meşgul, o aslında bahçede bir yerde, daha önce bahçedeydi

and apparently mr. Steve has been doing some research about alternative energy

ve görünüşe göre Mr. Steve alternatif enerji hakkında biraz araştırma yapıyor, bu

so that's what mr. Steve's been doing this morning he's been checking on on

yüzden Mr. Steve bu sabah

different types of alternative energy I don't know why I have a feeling that mr.

farklı alternatif enerji türlerini kontrol ediyordu .

Steve wants to reduce his carbon footprint that's what I think I have had

Steve karbon ayak izini azaltmak istiyor sanırım

many of my teeth removed especially when I was a child when I was a young child I

dişlerimin çoğunu çektirdim, özellikle ben çocukken küçük bir çocukken aynı anda

had to have 10 of my teeth taken out at the same time and it was a horrible

10 dişimi çektirmek zorunda kaldım ve korkunçtu

experience I did not like it I did not enjoy it at all hello Lois hello also -

deneyim Hiç hoşuma gitmedi merhaba Lois merhaba da -

Rahul what is the difference between tell and ask well ask if you ask it

Rahul söyle ve sor arasındaki fark nedir iyi sor eğer

means you ask for information if you tell it means you give information so if

sorarsan bilgi istiyorsun demektir söylersen bilgi verirsin yani

you ask it means you normally want information you will ask a question so

sorarsan bu, normalde bilgi isteyeceğiniz anlamına gelir, bir soru soracaksınız, bu yüzden

you ask a question and then the other person will tell the answer so ask tell

bir soru soracaksınız ve sonra diğer kişi cevabı söyleyecek, bu yüzden sor, ben de size

so I will ask you a question and you will give me or tell me the answer by an

bir soru soracağım ve siz bana cevabı vereceksiniz ya da cevabı bana söyleyerek

I hate going to the dentist but I do appreciate their work me too yes I also

gitmekten nefret ediyorum. dişçiye ama ben de onların çalışmalarını takdir ediyorum evet ben de

appreciate the work in fact in the country where Belarusian lives they

işi takdir ediyorum aslında Belarus'un yaşadığı ülkede

actually celebrate the work of dentists every year they have dentist day can you

aslında her yıl diş hekimlerinin çalışmalarını kutluyorlar dişçi günleri var inanabiliyor musunuz

believe it it's amazing during the week I mentioned a certain

bahsettiğim hafta boyunca inanılmaz belirli bir

word and I think it would be a good opportunity a good chance for me to

kelime ve bence

explain the meanings of this particular word and here it is on your screen right

bu özel kelimenin anlamlarını açıklamam için iyi bir fırsat olacak ve işte tam şu anda ekranınızda

now the word is pet pet now the interesting thing about this particular

bu kelime evcil hayvan şimdi bu kelimeyle ilgili ilginç olan şey,

word is that it can be used as both a noun and also a verb as well so the word

hem isim hem de fiil olarak kullanılabilir, bu nedenle evcil

pet because during the week I was talking about dogs I was talking about

hayvan kelimesi çünkü hafta boyunca köpeklerden bahsediyordum köpek

people keeping dogs so that's the reason why I mentioned dogs during the week

besleyen insanlardan bahsediyordum, bu yüzden hafta boyunca köpeklerden bahsetmemin nedeni şu

there is one barking at the moment outside my studio so the word pet well

anda havlayan bir köpek var. stüdyomun dışında bu yüzden evcil hayvan kelimesi her şeyden

first of all as a noun we can describe pet as an animal raised and kept at home

önce bir isim olarak evcil hayvanı evde yetiştirilen ve evde tutulan bir hayvan olarak tanımlayabiliriz, evde

quite often as a companion a domesticated creature that is able to

yaşayabilen evcilleştirilmiş bir yaratık,

live indoors can be described as a pet an animal that is reliant on someone to

evcil hayvan olarak tanımlanabilir. bakması için birine bağımlı olmak

take care of it is a pet so a pet is normally an animal as a noun it is

bir evcil hayvandır, bu nedenle evcil hayvan normalde bir isim olarak bir hayvandır,

something an animal of some sort that is kept indoors or maybe in the garden and

içeride veya belki bahçede tutulan bir tür hayvandır ve

it is normally looked after domesticated I love that word if something is

normalde evcilleştirilmiş olarak bakılır. bir şey

domesticated it means if is able to live inside the house so it the thing in

evcilleştirilmiş demektir evin içinde yaşayabiliyorsa demek yani

question the pet is domesticated so there you can see the word pet can be

söz konusu şey evcil hayvan evcilleştirilmiş demektir yani orada pet kelimesinin

used first of all as a noun however we can also use

her şeyden önce isim olarak kullanılabileceğini görebilirsiniz ancak

the word pet as a verb to give physical attention to someone or something in a

pet kelimesini de evcil hayvan olarak kullanabiliriz. yatıştırıcı veya şefkatli bir şekilde birine veya bir şeye fiziksel ilgi göstermek için fiil,

soothing or caring manner is pet to stroke hold or give comfort to a person

okşamak, bir insanı veya hayvanı tutmak veya rahatlatmak, bir

or animal is to pet you pet an animal so if you stroke or hold or give comfort to

hayvanı evcilleştirmektir, bu nedenle okşarsanız veya tutarsanız veya

a person or an animal or maybe both we can use it as a verb you pet an animal

bir kişiyi veya bir hayvanı rahatlatırsanız veya belki her ikisini de bir fiil olarak kullanabiliriz bir hayvanı okşarsınız

you give them some attention you first them you give them a little bit of

onlara biraz ilgi gösterirsiniz önce onlar onlara biraz

tender loving care so I hope that was helpful to you I always try my best to

şefkatli sevgi dolu ilgi gösterirsiniz bu yüzden umarım bu size yardımcı olmuştur özellikle basit kelimeleri açıklamak için her zaman elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışırım

explain words especially simple words because sometimes very simple words in

kelimeler çünkü bazen İngilizce'deki çok basit kelimelerin

English can have many different uses and it would appear that a lot of people on

birçok farklı kullanımı olabilir ve görünüşe göre canlı sohbetteki birçok insan evcil

the live chat do keep pets Cristina oh this is interesting Cristina

hayvan besliyor Cristina oh bu ilginç Cristina

talks about pet therapy now yes I think I understand what you mean by that

şimdi evcil hayvan terapisinden bahsediyor evet sanırım bununla ne demek istediğini anlıyorum

because some people think or believe that having a pet or an animal nearby

çünkü bazı insanlar yakınlarda bir evcil hayvana veya hayvana sahip olmanın

can be very comforting so some people feel comforted when they have a cat or a

çok rahatlatıcı olabileceğini düşünür veya buna inanır, bu nedenle bazı insanlar

dog that comes to them for fuss or attention so yes quite often having a

yaygara veya ilgi için kendilerine gelen bir kedi veya köpek olduğunda kendilerini rahat hissederler, bu nedenle evet, çoğu zaman bir

pet can be very comforting and you might describe it as pet therapy and I think

evcil hayvana sahip olmak çok rahatlatıcı olabilir. ve bunu evcil hayvan terapisi olarak tanımlayabilirsiniz ve bence

maybe that's the reason why a lot of people have a pet because it gives them

birçok insanın evcil hayvan beslemesinin nedeni budur çünkü bu onlara

comfort and of course it's quite pleasant for the pet because they get

rahatlık verir ve evcil hayvan için oldukça keyiflidir çünkü

everything they need so if you have a dog then you will look after the

ihtiyaçları olan her şeyi alırlar, yani bir köpeğiniz varsa o zaman bakacaksın

you will feed it you will take care of it so for the dog it is a very nice life

besleyeceksin onunla ilgileneceksin yani köpek için çok güzel bir hayat

Luis Luis Munoz says I have 17 cats 17 cats and two dogs all I can say is I

Luis Luis Munoz diyor ki 17 kedim 17 kedim ve iki köpeğim var tek söyleyebileceğim şey

feel very sorry for your dogs they must be I would imagine that the cats chase

köpeklerin için çok üzgünüm olmalılar kedilerin

the dogs around all the time actually cats can be quite ferocious have you

sürekli köpekleri kovaladıklarını düşünürdüm aslında kediler oldukça vahşi olabiliyor hiç

ever noticed that cats so a domesticated cat that people to keep at home they can

fark ettiniz mi ki kediler o kadar evcil bir kedi ki insanlar evde tutsunlar

actually be quite aggressive Pedro says I sometimes watch Indian Street dentists

aslında oldukça agresif olabiliyorlar Pedro diyor ki ben bazen hint izlerim Sokak dişçileri çok

it's hilarious but very dangerous for Public Health

komik ama Halk Sağlığı için çok tehlikeli, bu

well that's Pedro's opinion not mine mr. Duncan why celebrate teachers day and

Pedro'nun görüşü benim değil bay. Duncan neden Fransa'da dişçiler günü yerine öğretmenler gününü kutluyor

not dentists day in France a dentist is called doctor well again I think from my

bir dişçiye yine doktor deniyor kendi bakış açımdan

own point of view I don't think being a dentist is a worthless job but I do have

dişçiliğin değersiz bir iş olduğunu düşünmüyorum ama

a slight fear of going to the dentist in fact I also have a fear of going to

dişçiye gitmekten biraz korkuyorum aslında ben de

the doctor and also to a hospital and of course doctors do the most amazing work

doktora ve hastaneye gitmekten korkuyorum ve tabii ki doktorlar en harika işleri yapıyor, bu

so I I'm also not a very big fan of hospitals either even if I'm visiting

yüzden ben de hastanede birini ziyaret ediyor olsam bile hastanelerin büyük bir hayranı değilim.

someone in hospital I still don't really want to go and that's the reason why so

hala gerçekten gitmek istemiyorum ve bu yüzden hastanedeki

it isn't because I don't care for the person who is in hospital it's because I

kişiyi umursamadığımdan değil gerçekten

don't really want to be near a hospital there is something very strange about

bir hastanenin yakınında olmak istemediğimden çok garip bir şey var

being in hospital I think it has something to do with the smell so

hastanede olmanın kokuyla bir ilgisi olduğunu düşünüyorum, bu yüzden

hospitals or have a certain smell and it always makes

hastaneler veya belirli bir kokuya sahip olmak ve bu beni her zaman

me feel quite uncomfortable Rafa is here Oh

oldukça rahatsız ediyor Rafa burada Oh

Rafa also has a dog as well oh it would appear that keeping a dog is very

Rafa'nın da bir köpeği var oh görünüşe göre köpek beslemek çok

popular sit sit good dog

popüler otur güzel köpek

hello also to Pradeep hi mr. Duncan it is so nice to learn from you

Pradeep'e de merhaba merhaba bayım. Duncan

continuously for 31 days I know and this is only day 6 I have quite a few more

31 gün boyunca senden sürekli bir şeyler öğrenmek çok güzel biliyorum ve bu sadece 6. gün Gitmek için birkaç günüm daha var

days to go papi mr. Duncan I know that you don't

papi bay. Duncan,

like dogs but having a pet at home is relaxing well I used to own a dark I

köpekleri sevmediğinizi biliyorum ama evde bir evcil hayvana sahip olmak insanı rahatlatıyor Eskiden bir karanlığa sahibim Çin'de

used to have a dog of my own when I lived in China but unfortunately someone

yaşarken kendi köpeğim vardı ama ne yazık ki biri

stole it so I actually had my dogs stolen when I was in China so I don't

onu çaldı bu yüzden aslında benim köpeklerim vardı Çin'deyken çalındı, bu yüzden

hate dogs but sometimes they can be so annoying especially when they're barking

köpeklerden nefret etmiyorum ama bazen çok sinir bozucu olabiliyorlar, özellikle havladıklarında

zoo seeker zoo seeker I think I pronounced your name right today hi mr.

hayvanat bahçesi arayan hayvanat bahçesi arayan hayvanat bahçesi arayan hayvanat bahçesi arayan sanırım bugün adınızı doğru telaffuz ettim merhaba bayım.

Duncan sorry I'm late because I am cycling and I've not

Duncan üzgünüm geç kaldım çünkü bisiklete biniyorum ve

arrived back home yet have a nice day thank you very much and thank you for

eve henüz dönmedim iyi günler çok çok teşekkür ederim ve bana

letting me know isn't that lovely Miko is he I am happy you have a good

haber verdiğiniz için teşekkür ederim o kadar sevimli değil mi Miko o iyi bir imajınız olduğuna sevindim

image of Japan and that is a message for blue thunder oh I see well of course for

Japonya'dan ve bu mavi şimşek için bir mesaj oh tabii ki

the past few days the Rugby World Cup is being held in Japan so a lot of people

son birkaç gündür Rugby Dünya Kupası'nın Japonya'da yapıldığını iyi görüyorum, bu yüzden dünyanın dört bir yanından pek çok insan

from around the world are actually visiting Japan they are going along to

aslında Japonya'yı ziyaret ediyor,

the matches taking place in Japan and the other day it was was it England

maçlara gidiyorlar Japonya'da oynanıyordu ve geçen gün İngiltere,

against Argentina and England one so apparently

Arjantin ve İngiltere'ye karşıydı, görünüşe göre

England have a good rugby team don't ask me because I don't really know about

İngiltere'nin iyi bir ragbi takımı var, bana sormayın çünkü rugby hakkında gerçekten bilgim yok, bu yüzden

rugby so please don't ask for my advice because I don't know thank you very much

lütfen tavsiyemi istemeyin çünkü Bilmiyorum

for all of your lovely messages today there are so many I think I think I

bugün tüm güzel mesajlarınız için çok teşekkür ederim o kadar çok var ki sanırım

might not be able to say hello to everyone for which I apologize right now

herkese merhaba diyemeyebilirim bu yüzden özür dilerim şimdi bunlardan

we are going to take a look at one of my old lessons and the reason why I'm here

birine bir göz atacağız eski derslerim ve bugün burada olmamın nedeni, şu anda YouTube'daki

today is because I'm celebrating my 13th year on YouTube right now we are going

13. yılımı kutluyor olmam,

to go back in time many many years to take a look at an excerpt from one of my

çok yıllar öncesine gidip çok eski dönem İngilizcelerimden birinden bir alıntıya göz atacağız.

very early English lessons

dersler

hi everybody this is mr. Duncan in England how are you today are you ok

herkese merhaba ben mr. Duncan İngiltere'de bugün nasılsın iyi misin

I hope so are you happy I hope so in this lesson we are going to take a close

umarım mutlusundur umarım bu derste

look at another fascinating part of the English language

İngilizcenin başka bir büyüleyici kısmına yakından bakacağız

today we will discuss the fine art of small talk

bugün havadan sudan sohbet etme güzel sanatını tartışacağız

cheers the word small talk means to hold a conversation and talk about a general

şerefe havadan sudan konuşma kelimesi, genel bir konu hakkında sohbet etmek ve konuşmak anlamına gelir,

topic the subject is normally a simple or common one which will not cause any

konu normalde basit veya ortaktır ve ilgili kişiler arasında herhangi bir

discomfort or awkwardness between the people involved there are many popular

rahatsızlığa veya garipliğe neden olmaz.

topics of conversation when it comes to using small talk do-do-do-do-do-do you

-do-do-do-do-do-do-do-do-do küçük

will find that the topics used during small talk will vary from country to

sohbetlerde kullanılan konuların ülkeden ülkeye değiştiğini göreceksiniz,

country for example here in the UK we talk about the weather isn't it a lovely

örneğin burada Birleşik Krallık'ta havadan bahsediyoruz, güzel bir

day do you think it will rain later isn't it cold today Oh terrible weather

gün değil mi sizce yağmur yağacak mı? daha sonra bugün hava soğuk değil mi Ah

we are having these days I don't like the weather today it's too hot did you

bu günlerde hava berbat

hear what the weather forecast is small talk is often used when there is very

little time to have a full conversation in many cases it is done out of courtesy

çoğu durumda nezaketen

or to be polite it is worth remembering that there are some general rules

veya kibar olmak için yapılır, havadan sudan konuşmayı çevreleyen bazı genel kurallar olduğunu hatırlamakta fayda var,

surrounding small talk for example be careful not to run out of things to say

örneğin, en

do you know what my favorite food is my favorite food is bread what's your

sevdiğim yemeğin ne olduğunu biliyor musunuz, en sevdiğim yemek en sevdiğim yemektir. ekmek en

favorite food do you like food I like food very much

sevdiğin yemek nedir yemeği sever misin yemeği çok severim

but as I said my most favorite food of all is bread do you know why I like

ama dediğim gibi en sevdiğim yemek ekmektir neden ekmeği severim biliyor musunuz

bread because bread is very simple and it's very easy to prepare you can have

çünkü ekmek çok basit ve hazırlaması çok kolay

it with butter you can have it with meat you can have it

tereyağlı yiyebilirsiniz etli yiyebilirsin

keep the conversation interesting so as you can see small talk is quite a common

sohbeti ilginç tutabilir böylece gördüğün gibi havadan sudan sohbetler

part of everyday life and it allows us all to take time to chat even if it's

günlük hayatın oldukça yaygın bir parçası ve hepimizin sohbet etmek için zaman ayırmasına izin veriyor

just for a few moments oh did you enjoy that so there was an excerpt from one of

birkaç dakikalığına da olsa tadını çıkarın, 2008'de çok eski derslerimden birinden bir alıntı vardı,

my very early lessons way back in 2008 in fact so around eleven years ago that

aslında yaklaşık on bir yıl önce, bu tamamen havadan sudan

was talking all about small talk and that's what we are going to talk about

konuşmaktan bahsediyordu ve bugün bundan bahsedeceğiz,

today so a very interesting subject some

bu yüzden bazı insanlar çok ilginç bir konu hakkında konuşacaklar. havadan sudan

people might not be interested in small talk but it is something that many

konuşmakla ilgilenmem ama bu birçok

people use quite often so here we go small talk you will probably remember a

insanın oldukça sık kullandığı bir şeydir, bu yüzden işte küçük sohbete başlıyoruz, muhtemelen

few moments ago or you will have noticed that small talk can be used as a noun

birkaç dakika önce hatırlarsınız veya küçük konuşmanın bir isim olarak kullanılabileceğini fark etmişsinizdir

small talk is polite conversation about an important or uncontroversial matters

küçük konuşma kibar konuşmadır önemli veya tartışmasız konular

points of common interest and general topics are the main construct of

ortak ilgi noktaları ve genel konular

everyday small talk so small talk is normally a way of passing the time so

günlük havadan sudan sohbetlerin ana yapısıdır bu yüzden havadan sudan sohbetler normalde zaman geçirmenin bir yoludur bu nedenle çok

you will talk about a very simple subject a very basic subject and as I

basit bir konu hakkında konuşacaksınız çok basit bir konu ve bahsettiğim gibi

mentioned the weather the weather is a very common topic topics of topics of

hava durumu hava durumu çok yaygın bir konudur, havadan

conversation used during small talk include the weather family

sudan sohbetler sırasında kullanılan sohbet konularının konuları arasında hava durumu, aile

other social events such as a recent wedding or party so there are many

yakın zamanda gerçekleşen bir düğün veya parti gibi diğer sosyal olaylar yer alır, bu nedenle havadan

subjects that you can use when you are carrying out small talk when you are

sudan sohbet ederken kullanabileceğiniz pek çok konu vardır. tartışmalı olmayan

having a discussion about general things that are not controversial

genel şeyler hakkında bir tartışma,

so topics will often include the weather very popular here in the UK we will

bu nedenle konular genellikle burada Birleşik Krallık'ta çok popüler olan hava durumunu içerecektir, şansımız

always talk about the weather if we have the chance because British people are

varsa her zaman hava durumu hakkında konuşacağız çünkü İngilizler

obsessed by the weather they are they are crazy about talking about weather

hava durumuna takıntılıdır, onlar hakkında konuşmak için delirirler.

the weather will be bright and sunny or miserable in gloomy you might catch up

hava parlak ve güneşli olacak veya kasvetli havalarda kasvetli olacak, son görüşmenizden bu

on what each of you has been doing since you last met so you might catch up with

yana her birinizin yaptıklarını yakalayabilirsiniz, böylece

the things you've been doing since you last saw each other so there is one way

birbirinizi son gördüğünüzden beri yaptığınız şeyleri yakalayabilirsiniz. havadan sudan konuşmanın bir yolu, havadan sudan sohbeti buzları

of using small talk we use small talk as a way of breaking the ice or as a way of

kırmanın bir yolu olarak veya

starting your conversation with a stranger small talk can help to break

bir yabancıyla konuşmanızı başlatmanın bir yolu olarak kullanırız.

that awkwardness and silence that would otherwise be present so you can often

use small talk as a way of starting a conversation or maybe if you meet

Bir sohbet başlatmanın bir yolu olarak veya belki

someone for the first time for example at a party you might want to use a very

biriyle ilk kez tanışıyorsanız, örneğin bir partide buzları eritmek için çok

common subject or a simple conversation to break the ice

yaygın bir konuyu veya basit bir sohbeti kullanmak isteyebilirsiniz,

when you break the ice it means you start the conversation you break the

bu, sohbeti başlattığınız anlamına gelir. sessizliği bozarsınız,

silence so maybe when you meet someone for the first time you might feel a

bu yüzden belki birisiyle ilk kez tanıştığınızda biraz garip hissedebilirsiniz

little awkward you might feel slightly uncomfortable

biraz rahatsız hissedebilirsiniz

small talk topics to avoid so when you are using small talk

küçük konuşmalardan kaçınılması gereken konular bu nedenle havadan sudan sohbet kullanırken

sometimes it is best to avoid these topics for example

bazen bu konulardan kaçınmak en iyisidir, örneğin

politics try not to talk about politics because sometimes you can get into a

politika denemeyin siyaset hakkında konuşmak için çünkü bazen

rather heated and angry conversation religion of course religion is also a

oldukça hararetli ve öfkeli bir sohbete girebilirsiniz.

subject that can creates some discomfort or disagreement illness so don't talk

about your illnesses don't talk about the things that are troubling you if you

eğer

have a physical problem maybe you have a boil on your bottom don't talk about

fiziksel bir problemin varsa poponda çıban olabilir

that talk about something else and never make unkind remarks don't be cruel about

o konuda konuşma başka bir şey hakkında konuşma ve asla kaba sözler söyleme havadan sudan konuşurken diğer insanlara karşı acımasız olma

other people when you are using small talk because it will give a very

çünkü bu çok

unpleasant impression of your own character if you say unpleasant things

kendi karakteriniz hakkında nahoş bir izlenim, hoş olmayan şeyler söylerseniz,

so there you can see on the screen some uses and some ways of using small talk

ekranda havadan sudan konuşmanın bazı kullanımlarını ve bazı yollarını görebilirsiniz

and the reason why we have small talk in the first place so small talk is a thing

ve ilk etapta havadan sudan konuşmamızın nedeni, bu yüzden havadan sudan konuşma

that is common here in the UK quite often when we meet someone maybe a

burada yaygın olan bir şeydir. Birleşik Krallık'ta sıklıkla uzun zamandır görmediğimiz birisiyle, belki bir arkadaşımızla tanıştığımızda

friend we haven't seen for a long time we might talk about the weather isn't it

hava hakkında konuşabiliriz,

a lovely day isn't it a nice day isn't the weather nice today isn't it lovely

güzel bir gün değil mi, güzel bir gün değil mi, bugün hava güzel değil mi? ne güzel ne

what a lovely day or of course if the weather is bad we might say oh isn't the

güzel bir gün ya da tabii ki hava kötüyse diyebiliriz ah

weather terrible at the moment isn't it a horrible day isn't the weather awful

şu anda hava berbat değil mi korkunç bir gün değil mi hava berbat değil mi

so quite often small talk will involve a conversation about simple things basic

bu yüzden oldukça sık küçük konuşma bir sohbeti içerecek basit şeyler hakkında temel

things quite often we will talk about the weather especially here in the UK

şeyler oldukça sık olarak hava durumu hakkında konuşacağız, özellikle burada Birleşik Krallık'ta

another word we can also use this word to describe small

başka bir kelime, bu kelimeyi havadan sudan konuşmayı tanımlamak için de kullanabiliriz,

talk so you might just pass the time you might have nothing to do so you will

böylece zaman geçirebilirsiniz, yapacak hiçbir şeyiniz olmayabilir, bu yüzden

just talk with maybe your work colleague or your friend so we call this idle chat

sadece belki ile konuşacaksınız. iş arkadaşınız veya arkadaşınız bu yüzden biz buna boş sohbet diyoruz bu

so idle chat is very similar to small talk you will talk about general things

yüzden boş sohbet havadan sudan sohbete çok benziyor genel şeyler hakkında konuşacaksınız

nothing too deep nothing too heavy nothing too controversial just idle chat

çok derin değil çok ağır hiçbir şey çok tartışmalı değil sadece boş sohbet boş

idle chitchat idle conversation so when we use the word idle what we are

gevezelik boş konuşma bu yüzden boş kelimesini kullandığımızda

actually doing let me put it over there so when will you say idle it just means

aslında ne yapıyoruz şuraya koyayım o zaman ne zaman boş diyeceksin

you have nothing else to do you have nothing else to do it is just idle chat

yapacak başka bir şeyin olmadığı anlamına gelir yapacak başka bir şeyin yok sadece boş sohbet

idle chat very similar to small talk another word oh if you are talking to

boş sohbet havadan sudan konuşmaya çok benzer başka bir kelime ah eğer öyleysen

your friend or maybe your neighbor you might stop and have a natter so natter

arkadaşınla veya belki komşunla konuşurken durup gevezelik edebilirsin, yani gevezelik gayri

is another way of describing an informal conversation maybe you stop to see your

resmi bir sohbeti tanımlamanın başka bir yoludur, belki sokakta arkadaşını görmek için durup ah

friend in the street and you say oh hi and then you talk about general things

merhaba dersin ve sonra sahip olduğun genel şeyler hakkında konuşursun.

you have a nutter matter so matter just means to chat talk

boş konu yani madde sadece sohbet etmek anlamına gelir

about general things matter I love that word you have a natter here's another

genel şeyler hakkında konuşmak mesele

word very similar chit chat you have a chit chat if you chit chat it means

again you have a very light conversation nothing too heavy nothing too deep you

çok derin

have a chit chat you have a casual conversation you chat about general

sohbet ediyorsun gündelik sohbet ediyorsun genel

things so chit chat if you have a chit chat it normally means you have a

şeyler hakkında sohbet ediyorsun yani sohbet sohbet ediyorsan bu normalde

friendly nice relaxed conversation nothing too heavy nothing controversial

arkadaşça hoş rahat bir sohbetin olduğu anlamına gelir çok ağır bir şey yok tartışmalı hiçbir şey

here's a very interesting one we use this term normally in British English it

burada çok ilginç bir terim kullanıyoruz bu terimi normalde İngiliz İngilizcesinde daha önce

might not be a word that you've seen before it might be a new word for you in

gördüğünüz bir kelime olmayabilir, sizin için yeni bir kelime olabilir,

which case welcome welcome to this new word banter banter so banter is a

bu durumda bu yeni kelimeye hoş geldiniz şaka şaka şaka şaka, şaka

conversation that takes place where you might make fun or be slightly insulting

yapabileceğiniz veya eğlenebileceğiniz bir konuşmadır.

towards another person in a playful way so playful insults so you say nasty

başka bir kişiye şakacı bir şekilde hafifçe hakaret etmek çok şakacı hakaretler yani kötü

things but in a polite or playful way and recently here in the UK a lot of

şeyler söylüyorsunuz ama kibar veya şakacı bir şekilde ve son zamanlarda burada Birleşik Krallık'ta pek çok

people have complained about definitely and certainly it work a lot of people

insan bundan kesinlikle ve kesinlikle şikayet etti, pek çok insan şaka kullanarak kesinlikle işe yarıyor

using banter in the office or in the workplace so sometimes people can take

ofiste veya işyerinde bazen insanlar

banter too far you might start making very personal insults you might say

şakayı çok ileri götürebilir çok kişisel hakaretler etmeye başlayabilirsiniz şaka olarak söyleseniz

things that are quite unkind even if you mean them as a joke so even though you

bile oldukça kaba şeyler söyleyebilirsiniz bu yüzden şaka yapıyor olsanız bile

are joking sometimes banter can be taken seriously

bazen şaka ciddiye alınabilse

even though you don't mean it to be taken seriously

de ciddiye alınmasını istemiyorsunuz

banter general conversation where you make fun or you pass insults to each

şakalaşıyorsunuz genel konuşma birbirinize hakaret ettiğiniz veya birbirinize şaka yaptığınız yer

other banter another one now loose talk Oh

şimdi boş konuşma Oh

loose talk now this can be described in more than one way a loose talk is again

boş konuşma şimdi bu birden fazla şekilde tanımlanabilir gevşek bir konuşma yine

general conversation but also it can be careless talk so maybe if you talk about

genel konuşmadır ama aynı zamanda dikkatsiz konuşma da olabilir, bu yüzden belki

something you shouldn't or maybe you give away a secret

yapmamanız gereken bir şey hakkında konuşursanız veya belki bir sırrı ifşa edersiniz, bu yüzden

so loose talk can be used in more than one way loose talk can be general

gevşek konuşma birden fazla şekilde kullanılabilir, gevşek konuşma genel bir

conversation or maybe you're talking about something you shouldn't

konuşma olabilir veya belki bir şeyden bahsediyorsunuzdur.

you are talking carelessly about a certain topic during the Second World

İkinci Dünya Savaşı sırasında belirli bir konu hakkında dikkatsizce konuşmamalısınız,

War there was a very popular campaign where

people were being encouraged not to talk about the war efforts especially here in

özellikle burada Birleşik Krallık'ta insanların savaş çabaları hakkında konuşmamaları için teşvik edildiği çok popüler bir kampanya vardı

the UK and there was a slogan that they would use they would say loose talk

ve kullanacakları bir slogan vardı. boş konuşmanın

costs lives or also they would say careless talk costs lives so quite often

hayatlara mal olduğunu söylerler ya da dikkatsiz konuşmanın hayatlara mal olduğunu söylerler, bu yüzden çoğu zaman

loose talk can get you into trouble it means you say things or you talk

boş konuşma başınızı belaya sokabilir, bu, söylememeniz gereken şeyler söylediğiniz veya

about things you shouldn't or maybe you reveal a secret' back to the live chat

hakkında konuştuğunuz veya belki de bir sırrı ifşa ettiğiniz anlamına gelir. sohbet

and then we will have a look at some more words to do with talking about

ve sonra küçük sohbet hakkında konuşmakla ilgili başka kelimelere bir göz atacağız

small talk hello to Pam Elle hello Pam L nice to see you here and I like your

Pam Elle'ye merhaba merhaba Pam L sizi burada görmek güzel ve

your little icon as well very interesting it looks like a cartoon

küçük ikonunuzu da beğendim çok ilginç bir çizgi film gibi görünüyor

Abdallah is here also ro sir hello Rosa apparently Rosa and Alamgir are talking

Abdallah burada ayrıca ro efendim merhaba Rosa görünüşe göre Rosa ve Alamgir

about universities now in some countries universities are free you can actually

üniversitelerden bahsediyorlar artık bazı ülkelerde üniversiteler ücretsiz aslında

go to university and you don't have to pay anything however here in the UK and

üniversiteye gidebilirsiniz ve hiçbir şey ödemenize gerek yok ancak burada Birleşik Krallık'ta ve

especially in England you have to pay to go to university so if you want to go to

özellikle İngiltere'de gitmek için para ödemeniz gerekiyor üniversiteye gitmek, yani

university to further your studies or to get a higher degree of education you

eğitiminizi ilerletmek veya daha yüksek bir eğitim almak için üniversiteye gitmek istiyorsanız, bunun için

have to pay for it the average price is around nine or ten thousand pounds and

ödeme yapmanız gerekir, ortalama fiyat dokuz veya on bin pound civarındadır ve

that's that's the lowest price but of course there are many

bu en düşük fiyattır, ancak elbette birçok

the charges as well that you have to pay for so yes it isn't free however you are

ödemeniz gereken ücretler de var yani evet ücretsiz değil ancak çalışma hayatınız boyunca

allowed to pay for your university tuition over your working life so once

üniversite harçlarınızı ödemenize izin veriliyor bu yüzden bir kez

you start earning a salary you can actually start paying for your

maaş kazanmaya başladığınızda aslında üniversite eğitiminiz için ödeme yapmaya başlayabilirsiniz

university education so it's a very interesting way of doing it it's also

yani bu bir bunu yapmanın çok ilginç bir yolu, aynı zamanda

very controversial as well so in the future we might see free university

çok tartışmalı, bu yüzden gelecekte ücretsiz üniversite

courses being reintroduced who knows so here in the UK you have to pay you have

kurslarının yeniden sunulduğunu görebiliriz, kim bilir, burada Birleşik Krallık'ta

to pay for university studies and of course if you are coming from overseas

üniversite eğitimi için ödeme yapmalısınız ve tabii ki eğer geliyorsanız yurtdışında yüksek eğitim

it is a very expensive way of gaining higher education quite expensive pachu

almanın çok pahalı bir yolu oldukça pahalı pachu

hello sir I also want to know how your child learns English my child well first

merhaba efendim ben de çocuğunuzun İngilizceyi nasıl iyi öğrendiğini öğrenmek istiyorum çocuğum

of all I don't have any children I have no children and that's why I always look

öncelikle benim hiç çocuğum yok çocuğum yok ve bu yüzden hep öyle görünüyorum

so happy

hello to Mohammad you are a great teacher in the world thank you for your

Mohammad'e mutlu merhaba, sen dünyadaki harika bir öğretmensin,

time and your effort thank you very much that's very kind of you

zaman ayırdığın ve çaba gösterdiğin için teşekkür ederim, çok teşekkür ederim, çok naziksin,

I do like receiving your messages if you want to write to me you can there are

mesajlarını almayı seviyorum, bana yazmak istersen,

contact details on the screen now you can follow me on Facebook by the way a

iletişim bilgilerini bulabilirsin. ekran artık beni Facebook'ta takip edebilirsiniz, bu arada

lot of people don't realize that I do have a Facebook page and it is official

birçok insan bir Facebook sayfam olduğunu ve resmi olduğunu bilmiyor, bu

it is verified so yes my official facebook page there is the address and

doğrulandı, bu yüzden evet resmi facebook sayfamın adresi var ve

underneath underneath you can see my email address as well so a hope that

altında benim sayfamı görebilirsiniz. e-posta adresi de, bu nedenle,

helps you for those who are interested in getting in touch you are more than

sizinle iletişime geçmek isteyenler için size yardımcı olacağını umuyoruz, bunu

welcome to do so no problem Melinda hello Emma Linda

yapmaktan memnuniyet duyarız, sorun değil Melinda merhaba Emma Linda

watching in Philippines hello Philippines hello

Filipinler'de izliyor merhaba Filipinler merhaba dünyanın

to everyone watching in that part of the world

o bölgesinde izleyen herkese

hello also to Ian hello Ian what is free in Argentina now if I

merhaba ayrıca merhaba Ian'a merhaba Ian Arjantin'de ne bedava şimdi

remember correctly I think University is free in Argentina I don't think you have

yanlış hatırlamıyorsam Arjantin'de üniversite bedava bence

to pay to go to university in Argentina I might be wrong but I have a feeling it

Arjantin'de üniversiteye gitmek için para ödemen gerekmiyor yanılıyor olabilirim ama

is actually free unlike here in the UK you have to pay quite a lot of money to

aslında aksine ücretsiz olduğunu hissediyorum burada İngiltere'de üniversiteye gitmek için oldukça fazla para ödemeniz gerekiyor

go to university here in the UK especially England hello to a brill

burada Birleşik Krallık'ta özellikle İngiltere'de bir brill'e merhaba merhaba

hello Abril it is very sad that the government doesn't provide free

Abril hükümetin ücretsiz

education well we have free education up until the age of 16 or 17 so up to that

eğitim vermemesi çok üzücü peki biz 2018 yılına kadar ücretsiz eğitimimiz var. 16 ya da 17 yaşına kadar yani o

point it is free then after that you have to pay so if you want to go to

noktaya kadar ücretsiz, ondan sonra ödemek zorundasın yani eğer üniversiteye gitmek istiyorsan, daha

university if you want to take a higher degree you have to pay and it can be

yüksek bir derece almak istiyorsan ödemek zorundasın ve

quite expensive of course in the past the university degree was free you could

tabii ki oldukça pahalı olabilir. geçmişte üniversite diploması ücretsizdi,

go to university and it wouldn't cost you anything

üniversiteye gidebilirdin ve bunun sana hiçbir maliyeti olmazdı

however nowadays you have to pay Belarusian says oh we also have private

ama bugünlerde ödemek zorundasın Belarusça diyor ki ah bizim de özel

universities so I would imagine that you have to pay if you want to go to private

üniversitelerimiz var bu yüzden özel üniversitelere gitmek istiyorsan ödemek zorunda olduğunu düşünürdüm

universities in Argentina am i right or am I wrong Pedro is going

Arjantin'de haklı mıyım haksız mıyım Pedro

see you later Pedro I also will be going soon because we are approaching 3

daha sonra gidiyor Pedro ben de yakında gideceğim çünkü saat 3'e yaklaşıyoruz

o'clock however I will be back tomorrow yes I am back tomorrow from 2 p.m. UK

ancak yarın döneceğim evet yarın 2'den sonra dönüyorum. Birleşik Krallık

time and you can catch me every day during October every single day another

zamanı ve beni her gün yakalayabilirsiniz Ekim boyunca her gün ben

word to show you before I go rumor I'm sure many of you know the meaning of

gitmeden önce size gösterecek başka bir kelime söylenti Eminim çoğunuz

this word rumor is a story that hasn't been verified so maybe if people are

bu kelimenin anlamını biliyorsunuzdur söylenti doğrulanmamış bir hikayedir bu yüzden belki insanlar

talking about a certain person and maybe you are spreading a story about that

belirli bir kişiden bahsediyorsunuz ve belki o kişi hakkında bir hikaye yayıyorsunuz

particular person but maybe it has not been verified it isn't officially

ama belki doğrulanmadı, resmi olarak

verified so maybe it is something you've heard from another person and then you

doğrulanmadı, bu yüzden belki başka bir kişiden duyduğunuz bir şeydir ve sonra

tell someone else we call this rumor it is a rumor it is

başka birine söylersiniz biz ararız bu söylenti bu bir söylentidir

not a story that can be verified it is just something that one person told

doğrulanabilecek bir hikaye değildir bu sadece bir kişinin

another person and then they told another person it is a rumor

diğerine söylediği ve sonra başka birine bunun bir söylenti olduğunu söylediği bir şey

so it isn't verified it is just rumor another word very similar gossip gossip

yani doğrulanmadı sadece söylenti başka bir kelime çok benzer dedikodu dedikodu

so gossip can be the actual thing that is being talked about again it might be

yani dedikodu tekrar konuşulan asıl şey olabilir, bu

untrue so gossip can be untrue gossip might be just something you've heard

doğru olmayabilir, yani dedikodu gerçek olmayabilir, dedikodu sadece başka bir kişiden duyduğunuz bir şey olabilir, bu nedenle

from another person so gossip can be the thing or of course the person so the

dedikodu konu olabilir veya tabii ki kişi yani onu yapan kişi

person who is spreading the rumors is a gossip the person can also be described

dedikodu yayıyor kişi

as a gossip a person who spreads rumors or untrue things mmm

dedikoducu olarak da tanımlanabilir dedikodu ya da gerçek dışı şeyler yayan bir kişi mmm

another word tittle-tattle oh I like this word it sounds fun

başka bir kelime gevezelik oh bu kelimeyi beğendim kulağa eğlenceli geliyor

tittle-tattle can also be similar very similar to rumor or gossip so maybe

gevezelik de söylentiye çok benzer olabilir veya dedikodu yani belki

stories about another person that tends to spread between one person and another

başka bir kişi hakkında bir kişi ile diğeri arasında yayılma eğiliminde olan hikayeler bu

so we call this tittle-tattle quite often you will hear

yüzden buna gevezelik diyoruz oldukça sık

this used in British English tittle-tattle things or gossip about

bunun İngiliz İngilizcesinde kullanıldığını duyacaksınız gevezelik şeyler veya

another person true or untrue hmm finally before I leave you we have

başka bir kişi hakkında dedikodu doğru veya yanlış hmm sonunda ben ayrılmadan önce size

hearsay hearsay once again is something that you heard from another person

söylenti var başkasından duydunuz bir söylenti yine

hearsay my friend who lives up the road told me that mr. Steve is going to buy

söylenti var yolun yukarısında oturan arkadaşım bana bey söyledi. Steve

some environmentally friendly energy supplying machines oh dear here say

çevre dostu enerji tedarik eden makineler alacak oh canım burada

something that you've heard from another person it might be true it might not be

başka bir kişiden duyduğun bir şeyi söyle doğru olabilir

true here say I heard it from another person

burada doğru olmayabilir de ben onu başka bir kişiden duydum bu söylenti

it is hearsay and that is it it's almost time to go we are approaching three

ve bu neredeyse gitme vakti saat üçe yaklaşıyoruz

o'clock I hope you've enjoyed today's lesson mohammed gad thank you very much

umarım bugünkü dersimizi beğenmişsinizdir mohammed gad çok teşekkür ederim

could you tell us about your usual live episodes well I am with you every day I

bize her zamanki canlı bölümlerinizi anlatırmısınız peki ben her gün sizlerleyim

will show you again on the screen there you can see now 31 days of live English

ekranda tekrar göstereceğim şimdi 31 günlük canlı İngilizceyi görebilir

Monday to Friday 2 p.m. UK time Saturday I am with you from 12:00 midday just

Pazartesiden Cumaya 14:00 İngiltere saatiyle Cumartesi öğlen 12:00'den

after lunchtime and on Sunday 2 p.m. so during the month of October I am here

öğle yemeğinin hemen ardından ve Pazar 14:00'ten itibaren sizlerleyim. yani ekim ayı boyunca

every single day isn't that amazing and if you want to

her gün buradayım o kadar da şaşırtıcı değil ve

make a donation to allow my work to continue forever and ever there is the

işimin sonsuza kadar devam etmesi için bağış yapmak istiyorsanız

address as well for that it's almost time to go let's have one last look at

adres de var bunun için neredeyse gitme zamanı geldi bir tane alalım

the live chat satury know the costs of university in my country depends always

canlı sohbete son bir bakış satury biliyorum ülkemdeki üniversitenin maliyeti her zaman

different from your income oh I see it depends how much

gelirinizden farklıdır oh görüyorum ki bu ne kadar

you earn so the more money you have the more you have to pay for your university

kazandığınıza bağlı yani ne kadar çok paranız varsa üniversite harçlarınız için o kadar çok ödemeniz gerekiyor

tuition I think so okay I think I understand that so if your family is

bence tamam Sanırım anlıyorum ki, eğer ailen

poor you pay nothing so everything relates to how much money

fakirse hiçbir şey ödemiyorsun yani her şey ailenin ne kadar

the family earns I understand Thank You Sergio mr. Duncan

kazandığına bağlı Anlıyorum Teşekkürler Sergio bay. Duncan

I have learned English as never before thank you for your gentle attitude to

İngilizceyi daha önce hiç olmadığı kadar öğrendim, hepimize karşı nazik tavrın için teşekkür ederim,

all to all of us you are the best you are welcome no problem and don't forget

sen en iyisisin, rica ederim, sorun değil ve unutma,

I am back here tomorrow as well 2:00 p.m. here live on youtube monday tuesday

ben de yarın 14:00'te buradayım. youtube'da canlı yayın pazartesi salı çarşamba perşembe cuma cumartesi

wednesday thursday friday saturday and sunday every day 31 days of english all

ve pazar her gün ekim boyunca 31 gün ingilizce

the way through october Tomic rumor has it that mr. duncan is going to tell us a

tomic söylentisine göre mr. duncan bize

few collocations for the word banter before leaving us well banter can be

şaka kelimesinin birkaç eşdizimini anlatacak sonra biz ayrılmadan önce şaka

described as spiteful so maybe if you make spiteful comments but they are used

kin dolu olarak tanımlanabilir yani belki kin dolu yorumlar yaparsanız ama bunlar kullanılır

or they are said in a humorous way you might also rib someone rib so if you rib

veya esprili bir şekilde söylenir, siz de birisini kaburgalayabilirsiniz yani eğer

a person it means you are making fun of them in a fun way

Bir kişiyi azarlarsanız, bu onunla eğlenceli bir şekilde dalga geçtiğiniz anlamına gelir, bu yüzden onları

so you rib them the spelling is our i b rib so u rib a person you make gentle

azarlarsanız, yazım bizim i b'mizdir, yani bir kişiyi azarlarsanız,

fun of that person so I hope that helps today's time is very short mr. Duncan

o kişiyle nazik bir şekilde dalga geçersiniz, umarım bu yardımcı olur, bugünün zamanı çok kısa Bay. Duncan

yes I am doing one hour because I am here every day so you are actually

evet bir saat çalışıyorum çünkü her gün buradayım yani aslında

getting seven hours of English every week seven hours and that totals 31

her hafta yedi saat İngilizce alıyorsunuz ve bu

hours during October so actually I'm doing quite a lot of

Ekim ayı boyunca toplam 31 saat oluyor yani aslında

lessons this month thank you tenure Thank You Bella thank you also to Abril

bu ay oldukça fazla ders yapıyorum teşekkür ederim görev süresi Teşekkürler Sen Bella Abril'e de teşekkür ederim

thanks to Pat Chu isn't that nice bye Martha see you tomorrow

Pat Chu sayesinde o kadar hoş değil mi Martha yarın görüşürüz

says Ibrahim yes I am back tomorrow don't worry I am here right here on

İbrahim diyor evet yarın dönüyorum merak etme yarın tam burada

YouTube tomorrow please sir can you tell us your

YouTube'dayım lütfen efendim bize

daily routine I am very interested to know maybe tomorrow I will talk about

günlük rutininizi anlatır mısınız ben bilmekle çok ilgileniyorum belki yarın bunun hakkında konuşacağım

that because I'm back here again with you all see you tomorrow

çünkü hepinizle tekrar buradayım yarın görüşürüz

Thank You Jamelia Thank You Berlin thank you so much for your lovely time today

Teşekkürler Jamelia Teşekkürler Berlin teşekkürler bugün güzel zaman geçirdiğiniz için çok

thank you for giving me a piece of your Sunday and I will see you tomorrow at 2

teşekkürler bana Pazar gününüzden bir parça verdiğiniz için teşekkürler ve yarın saat 2'de görüşürüz.

p.m. UK time this is mr. Duncan in the birthplace of

İngiltere saati, bu bay. İngilizcenin doğum yerindeki Duncan bugün

English saying thanks for watching me today I will see you tomorrow for day

beni izlediğiniz için teşekkürler yarın

seven of 31 days of October and of course until tomorrow

ekimin 31 günü yedinci günü görüşürüz ve tabi ki yarına kadar şimdilik ta ta

ta ta for now 8-)

8-)