ENGLISH ADDICT - LIVE CHAT - LESSON 3 - SUNDAY 10th November 2019 - PERFORMING WORDS

what do you mean I'm late I don't know

ne demek geç kaldım neden bahsettiğini bilmiyorum geç kalmadım ne demek hayır

what you're talking about I'm not late what do you mean no I'm definitely not

kesinlikle

late whoever said that is wrong I'm not late I'm on time

geç kalmadım kim söylediyse yanlış geç kalmadım zamanında geldim

hello everyone welcome to another English addict live

herkese merhaba başka bir İngiliz bağımlısına hoşgeldiniz canlı

it's show time baby it sure is yes show time we are here

gösteri zamanı bebeğim kesinlikle evet gösteri zamanı

again on a Sunday and it's mr. Duncan on YouTube yes Here I am once more with

yine bir Pazar günü buradayız ve bu Mr. Duncan YouTube'da yes Yine merak edenler için

another hour of English live every single week for those who are wondering

her hafta bir saat daha İngilizce canlı yayınla karşınızdayım

of course I have changed my times there are some new times for those who are

tabii ki saatlerimi değiştirdim merak edenler için yeni zamanlar var

wondering yes new times and here they are right now

evet yeni zamanlar ve işte şimdi buradalar

so now there is no way that you won't know when I am on YouTube yes we are

artık YouTube'dayken bilmemenize imkan yok evet

here again today I hope you've had a good weekend how was your weekend

bugün yine buradayız umarım iyi bir hafta sonu geçirmişsinizdir hafta sonunuz nasıl geçti

of course we are coming towards the end of the weekend because today is Sunday

tabi ki hafta sonunun sonuna doğru geliyoruz çünkü bugün Pazar şu

so much going on at the moment I tell you because can I just tell you

anda çok şey oluyor size söylüyorum çünkü size

something something wonderful happened yesterday

dün harika bir şey oldu anlatabilir miyim dün olanlara

would you like to have a look at what happened yesterday I'm going to show you

bir bakmak ister misiniz size

right now because yesterday we had some snow oh yes

şimdi göstereceğim çünkü dün biraz kar yağdı oh

the snow fell yesterday the first snow of this winter so there you can see the

evet dün kar yağdı bu kışın ilk karı yani dün

view yesterday out of the window as the snow was falling and as you know I get

pencereden dışarıdaki manzarayı görebilirsiniz kar yağarken ve bildiğiniz gibi

very excited by the snow as you saw a few moments ago I was making a little

birkaç dakika önce gördüğünüz gibi kar beni çok heyecanlandırıyor biraz

snow angel however that wasn't yesterday so the video clip that you saw of me

kar yağıyordu melek ama bu dün değildi, bu yüzden dün

doing my snow angel that wasn't yesterday unfortunately because we

olmayan kar meleğimi yaparken gördüğünüz video ne yazık ki

didn't have that much snow in fact the snow didn't last for very long and

o kadar kar yağmadı çünkü aslında kar çok uzun sürmedi ve

everything went back to normal however it is definitely autumn at the

her şey eski haline döndü normal, ancak şu anda kesinlikle sonbahar,

moment you can see the trees in the distance and this is something I filmed

ağaçları uzaktan görebiliyorsunuz ve bu,

this morning as the Sun was rising and you can see outside there are some

bu sabah Güneş doğarken filme aldığım bir şey ve dışarıda bazı

lovely trees all of them turning changing colour because now it is autumn

güzel ağaçları görebilirsiniz, hepsi renk değiştiriyor çünkü şimdi sonbahar

yes autumn is definitely in the air I think it is safe to say that autumn has

evet sonbahar kesinlikle havada Bence sonbaharın

definitely arrived so there was the view this morning looking out of the window

kesinlikle geldiğini söylemek güvenli, bu yüzden bu sabah pencereden dışarı bakarken manzara vardı,

it is a very bright day today very lovely quite pleasant in fact to look at

bugün çok parlak bir gün bugün çok güzel oldukça hoş aslında bakmak

however however it is very cold so it really does feel as if winter is on the

ancak hava çok soğuk, bu yüzden gerçekten kış yoldaymış gibi hissettiriyor,

way in fact just to prove that we've had some snow if you look right now into the

aslında sadece biraz kar yağdığımızı kanıtlamak için şu anda

distance out my window you will see that there is

penceremden uzağa bakarsanız,

actually snow in the distance so there is a live view right now looking out of

gerçekten kar olduğunu göreceksiniz. mesafe yani şu anda pencereden dışarı bakan canlı bir görüntü var

the window and you can see in the distance all of the lovely mountains in

ve uzakta Galler'e bakan uzaktaki tüm güzel dağları görebilirsiniz

the distance looking out towards Wales you can see all of the mountains are

tüm dağların

covered in snow they have snow all across them because they are very high

karla kaplı olduğunu görebilirsiniz her tarafları karla kaplı çünkü çok

up so yes we did have some snow a lot of snow fell in certain places yesterday

yüksekler bu yüzden evet biraz kar yağdı dün bazı yerlerde çok kar yağdı

and I can officially say that we now have snow so I'm pretty excited about

ve resmi olarak şu anda kar yağdığını söyleyebilirim bu yüzden

that to be honest as you know I always get very excited when it snows and today

dürüst olmak gerekirse bu konuda oldukça heyecanlıyım bildiğiniz gibi her zaman çok kar yağdığında heyecanlanır ve bugün bir

is no exception can I say thank you very much to mr. Steve for making a lovely

istisna değildir, Bay'a çok teşekkür ederim diyebilir miyim? Canlı yayınıma başlamadan

cup of coffee a few moments before I started my live stream so thank you

birkaç dakika önce güzel bir fincan kahve yaptığı için

Steve for taking care of my needs and here is a lovely cup of coffee so thank

Steve bu yüzden ihtiyaçlarımı karşıladığı için teşekkürler Steve ve işte harika bir fincan kahve bu yüzden teşekkür

you Steve hmm I hope at the moment you have a lovely hot beverage in front of

ederim Steve hmm önünüzde içecek

you as well so it is Sunday it's live English addict

de var, bu yüzden bugün Pazar canlı İngiliz bağımlısı

and as I said earlier this is something I started last week in fact you might

ve daha önce de söylediğim gibi bu geçen hafta başladığım bir şey aslında yeni

not even be aware that I've started some new style of live stream because maybe

bir canlı yayın tarzı başlattığımın farkında bile olmayabilirsiniz çünkü belki de

you didn't see them so I did start last week Wednesday Friday and Sunday I will

başlamadınız. Onları görüyorum, bu yüzden geçen hafta Çarşamba Cuma ve Pazar başladım

be with you live on YouTube and every week as well so you can catch me all the

YouTube'da canlı yayında olacağım ve her hafta beni her zaman yakalayabilmeniz için şu anda

time we have important things to do right now because the live chat is also

yapacak önemli işlerimiz var çünkü canlı sohbet de

up and running so let's have a look who was first today oh hello

açık ve koşarak bir bakalım bugün kim birinci oldu oh

to Martha Martha in Poland guess what you are first on today's live chat it's

Polonya'daki Martha Martha'ya merhaba tahmin edin bugünün canlı sohbetinde ilk siz nesiniz

so exciting so I love I love the live chat in fact if it wasn't for you being

çok heyecan verici bu yüzden canlı sohbeti seviyorum aslında orada sen olmasaydın

there on the live chat I would have nothing to say to be honest because

canlı sohbette dürüst olmak gerekirse söyleyecek bir şeyim olmazdı çünkü

there would be no one there hello to everyone hello Martha Blue Thunder Julie

orada kimse olmazdı herkese merhaba Martha Blue Thunder Julie

Christina hello Christina also Eric Connell business win or new win

Christina merhaba Christina ayrıca Eric Connell iş galibiyeti veya yeni galibiyet

depending on how you want to pronounce it there are some names in Vietnamese

nasıl telaffuz etmek istediğinize bağlı olarak bazı isimler var Vietnamca'da

that are very hard to pronounce and I think business knew win is one of them

telaffuzu çok zor olan kelimeler ve iş dünyasının kazanmanın bunlardan biri olduğunu bildiğini düşünüyorum, bu

so I hope I pronounced your name right Zdenek Zdenek Seba says hi as well where

yüzden umarım adınızı doğru telaffuz etmişimdir Zdenek Zdenek Seba da merhaba diyor

are you watching at the moment I am always interested to find out where

şu anda nereyi izliyorsunuz İnsanların nerede olduğunu öğrenmek her zaman ilgimi çeker onları

people are watching when they when you are sitting down in front of your

izlerken

computer or mobile device where are you watching I'm always interested to find

bilgisayarınızın veya mobil cihazınızın başında otururken nerede izliyorsunuz bugün ortaya çıkan pek çok şeyi öğrenmekle her zaman ilgileniyorum

out lots of things coming up today we are talking about doing this when you

bunu yapmaktan bahsediyoruz bir şey

perform you perform something have you ever performed have you ever given a

yaptığınızda bir şey yaptığınızda hiç yaptınız mı

performance in your life so what about you have you ever done this have you

Hayatında hiç bir performans sergiledin mi peki ya bunu hiç yaptın mı

ever given a performance in your life ever so if you have if you've ever maybe

hayatında hiç bir performans sergiledin mi yani eğer yaptıysan belki

performed in public you've done something in front of lots of people

toplum içinde performans sergilediysen birçok kişinin önünde bir şeyler yapmışsındır insanların bir kısmı

maybe you have sung a song maybe you have acted maybe you have put on some

belki bir şarkı söylediniz belki oyunculuk yaptınız belki bir

sort of performance maybe you read a story

tür performans sergilediniz belki bir hikaye okudunuz

some poetry so today we are talking all about performing and giving performances

biraz şiir o yüzden bugün hepimiz performans sergilemekten ve performans vermekten bahsediyoruz

when you make a performance you give a performance you put on a show you do

bir performans yaptığınızda bir performans sergilersiniz bir performans sergilersiniz bir şovda

something for people so you perform you put on a performance perform so this is

insanlar için bir şey yaparsın, bu yüzden bir performans sergilersin performans sergilersin yani bu,

the action to perform something is to carry it out as a verb and the thing you

bir şeyi gerçekleştirme eylemidir ve yaptığın şey

are doing is a performance so this is the noun the performance you perform in

bir performanstır, bu yüzden bu performans senin isimdir

a performance we'll be talking all about that later on Vickers It's Showtime

bir performans sergile bunun hakkında daha sonra Vickers'da konuşacağız. It's Showtime

I like this expression so whenever you start a show whenever you do something

Bu ifadeyi seviyorum, yani ne zaman bir şov başlatsan, ne zaman bir şey yapsan

and you want everyone to get excited about it

ve herkesin bu konuda heyecanlanmasını istiyorsun,

especially the people doing it because there is one thing I have to say

özellikle de bunu yapan insanların, çünkü tek bir şey var.

performing live is very hard it isn't easy so this is something that

Canlı performans sergilemenin çok zor olduğunu söylemeliyim, kolay değil bu yüzden bu

I often use to get me excited because I'm about to do something live so this

beni heyecanlandırmak için sık sık kullandığım bir şey çünkü canlı bir şeyler yapmak üzereyim bu yüzden bu

is something that I always say to myself before I start my live stream it's show

her zaman hayatıma başlamadan önce kendi kendime söylediğim bir şey. akış, gösteri

time it's time to begin the show so that's

zamanı, gösteriye başlama zamanı, bu

why we do that to be honest with you hello to Rolfie hi Rolfie nice to see

yüzden size karşı dürüst olmak için bunu yapıyoruz Rolfie'ye merhaba merhaba Rolfie,

you here today of course today is a special day it is

bugün sizi burada görmek güzel elbette bugün özel bir gün, bu sabah

it is Remembrance Sunday this morning many things took place across the

Anma Pazarı bu sabah birçok şey aldı ülke genelinde

country and in many parts of the world as well

ve dünyanın birçok yerinde de

bear Hsieh t says hello also palmyra is here pachu hello Pat you nice to see you

ayı Hsieh t merhaba diyor ayrıca palmyra burada pachu merhaba Pat seni

back again with us also Isabela Isobella thanks for joining me today

tekrar aramızda görmek güzel ayrıca Isabela Isobella bugün bana katıldığın için teşekkürler

Massimo hello Massimo nice to see you as well a

Massimo merhaba Massimo seni görmek güzel olarak pek

lot of people joining today on a Sunday I do appreciate that you give up your

çok insan bugün bir Pazar günü katılıyor

time to join me right here on YouTube oh hello Pedro this is the new look just

Zamanını burada YouTube'da bana katılmak için ayırdığın için minnettarım oh merhaba Pedro bu yeni görünüm,

in case you haven't seen it this is the new appearance the new name English

belki de görmemişsindir bu yeni görünüm bu yeni İngilizce

addict so if you are like me you are crazy about English we can describe you

bağımlısı olarak adlandırın, yani benim gibiyseniz, İngilizce için deli oluyorsunuz, sizi

as an English addict we often think of the word addict as being a bad thing but

bir İngiliz bağımlısı olarak tanımlayabiliriz, genellikle bağımlı kelimesini kötü bir şey olarak düşünürüz, ancak

of course you can be addicted to anything something that you love so much

elbette çok sevdiğiniz herhangi bir şeye bağımlı olabilirsiniz.

that you really can't stop doing it so I think it is a good thing to be

gerçekten bunu yapmayı bırakamıyorsunuz bu yüzden yeni bir şey öğrenmeyi öğrenmenin bağımlısı olmak iyi bir şey bu

addicted to learning to learning something new so the English addict is

yüzden İngilizce bağımlısı

the name of this live stream hello also - Maria Thank You Maria for

bu canlı yayının adı merhaba ayrıca - Maria Bugün bana katıldığınız için teşekkür ederim Maria

joining me today also - Luis hello Luis Mendez one of our moderators so please

da - Luis merhaba Luis Mendez moderatörlerimizden biri, lütfen

behave yourself we don't want any rudeness or any naughty things taking

kendinize hakim olun, kesinlikle gerekli olmadıkça bugün herhangi bir kabalık veya yaramazlık yapılmasını istemiyoruz

place today unless it's absolutely necessary

Cristina yes it is cold outside have a look outside at the moment it is

Cristina evet dışarısı soğuk şu anda dışarıya bir bakın, şu anda

absolutely freezing outside at the moment and there is the view looking

dışarısı kesinlikle buz gibi ve

into the distance right now and you can see all of the hills in the distance are

şu anda uzaklara bakan bir manzara var ve uzaktaki tüm tepelerin

covered in snow so yes we had some snow yesterday you know what I can't resist

karla kaplı olduğunu görebiliyorsunuz yani evet dün biraz kar yağdı ne biliyor musunuz

showing you the snow again so there it is that is the snow falling yesterday

size tekrar karı göstermekten kendimi alamıyorum ve işte orada bu dün yağan kar

and I think one of the most pleasing sights that nature can give is snow

ve bence doğanın verebileceği en hoş manzaralardan biri kar

falling I think snow fall is absolutely lovely I really do live

yağışı bence kar yağışı kesinlikle çok güzel gerçekten kar

watching the snowfall especially when you're inside so if you are in the house

yağışını izleyerek yaşıyorum özellikle siz içerideyken yani evdeyseniz

looking outside there is something so wonderful about watching the snow fall

Dışarıda kar yağışını izlemekle ilgili harika bir şey var

and today well today outside it looks like this there is no snow falling

ve bugün dışarıda hiç kar yağmıyor gibi görünüyor

however in the distance you can see many of the mountains are covered in snow so

ancak uzaktan dağların çoğunun karla kaplı olduğunu görebilirsiniz, bu nedenle

there is a lot of snow around at the moment lots of snow to enjoy it's live

etrafta çok kar var. an bol bol kar keyfini çıkarın canlı

English for you English addicts watching out there hello

İngilizce sizin için orada izleyen İngiliz bağımlıları merhaba

Theo hello also Mavi Irene also - Noemi hello

Theo merhaba ayrıca Mavi Irene de - Noemi size

to you as well if it is your first time watching let me know please tell me

de merhaba eğer ilk kez izliyorsanız bana bildirin lütfen söyleyin

please say mr. Duncan I've never said hello before and I might give you

lütfen bay deyin. Duncan Daha önce hiç merhaba demedim ve size

something special very nice hello - Susie Kerr

çok güzel bir merhaba verebilirim - Susie Kerr

hi mr. Duncan and very happy to be here learning English this is one of the best

merhaba bay. Duncan ve burada İngilizce öğrendiğim için çok mutluyum, burası

places in the world to come to because it's live everything you see and hear is

dünyanın gelinebilecek en iyi yerlerinden biri çünkü canlı, gördüğünüz ve duyduğunuz her şey

spontaneous so one of the best ways of learning English I think is to learn it

spontane yani İngilizce öğrenmenin en iyi yollarından biri bence onu

live so you are there watching live and I am here teaching live we are talking

canlı öğrenmek. canlı izleyen var mı ve ben burada canlı öğretiyorum

about performing today and I think that teaching is very similar to performing

bugün performanstan bahsediyoruz ve öğretmenliğin sahnede performans sergilemeye çok benzer olduğunu düşünüyorum

on the stage so I always think that the front of the classroom is the stage and

bu yüzden her zaman sınıfın önü sahne ve

the students in the classroom are the audience so that's always the way I look

sınıftaki öğrenciler de seyirci bu yüzden öğretmeye her zaman böyle bakıyorum, bence iyi

at teaching I think if you want to be a good teacher you have to be a bit of a

bir öğretmen olmak istiyorsan biraz oyuncu olmalısın, ayağa kalkıp

performer you have to be able to stand up

and do something that's extra special so I think sometimes being a teacher means

ekstra özel bir şey yapabilmelisin, bu yüzden bence bazen öğretmen olmak

also being a good actor or actress I don't want to offend anyone hello -

aynı zamanda iyi bir aktör veya aktris olmak anlamına da geliyor kimseyi gücendirmek istemiyorum merhaba -

Vanara hello to you thanks for joining me today

Vanara merhaba sana bugün bana katıldığın için teşekkürler

also Tanya hello Tanya nice to see you back as well one of the things that

ayrıca Tanya merhaba Tanya da seni tekrar görmek güzel

always warms my heart honestly my heart becomes warm with a lovely glow every

kalbimi her zaman ısıtan şeylerden biri dürüstçe kalbim Düzenli izleyicilerimi her gördüğümde güzel bir ışıltıyla ısınıyor

time I see my regular viewers so it's lovely that so many people now come back

bu yüzden artık bu kadar çok insanın

week after week to watch my live streams so thank you very much it's very kind of

canlı yayınlarımı izlemek için her hafta geri gelmesi çok güzel bu yüzden çok teşekkür ederim

you to do that hello ts is it early for snow well we are approaching mint

bunu yapmanız büyük incelik merhaba ts erken mi kar güzel Kasım ayına yaklaşıyoruz

November we are coming towards the middle of November so actually during

Kasım ayının ortasına doğru geliyoruz yani aslında

November you can get snow so it's not unusual in fact in the past we've had

Kasım ayı boyunca kar yağabilir yani bu alışılmadık bir durum değildir aslında geçmişte

snow in late October so you can have snow in November and early December it's

Ekim ayı sonunda kar yağmıştı bu nedenle Kasım ve Aralık ayı başlarında kar yağabilir Size

not unusual I will be honest with you so that was the view yesterday outside we

karşı dürüst olacağım, bu yüzden dün dışarıda

had some lovely snow falling and at the moment you can see in the distance lots

güzel bir kar yağışı vardı ve şu anda uzaktan

of snow on the mountains so it's all very exciting I must admit in fact this

dağlarda çok fazla kar görebilirsiniz, bu yüzden her şey çok heyecan verici aslında bu sabah itiraf etmeliyim

morning I got very distracted by all of the beautiful views and that's one of

Tüm güzel manzaralar dikkatimi çok dağıttı ve başlamak için

the reasons why I was a little bit late starting for which I apologize Rajeev

biraz geç kalmamın nedenlerinden biri de buydu, bunun için özür dilerim Rajeev

says I am weak in speaking English and I want to speak it fluently will this

İngilizce konuşmada zayıf olduğumu ve akıcı bir şekilde konuşmak istediğimi söylüyor bu

course help me to learn English well of course yes that's the reason why

kurs öğrenmeme yardımcı olacak mı İngilizce iyi tabii ki evet,

we are here we are all here to share and also to learn so I will help you as much

burada olmamızın nedeni bu, hepimiz paylaşmak ve aynı zamanda öğrenmek için buradayız, bu yüzden size

as I can and by listening it will improve

elimden geldiğince yardımcı olacağım ve dinleyerek

your listening skills and also give you more confidence so part of speaking

dinleme becerilerinizi geliştirecek ve ayrıca size daha fazla güven verecektir.

English isn't just about learning the words it's also about learning to be

İngilizce konuşmak sadece kelimeleri öğrenmekle ilgili değil, aynı zamanda kendine

confident I think so Henrique Henrique hello to you I like the way you use the

güvenmeyi öğrenmekle de ilgili bence de öyle Henrique Henrique sana merhaba İngilizceyi kullanma şeklini çok seviyorum çok

English language so tenderly thank you very much that's very kind of you

şefkatle teşekkür ederim çok naziksin

hello also to sueli sueli perez a very beautiful place thank you very much yes

ayrıca süeli süeli'ye merhaba perez çok güzel bir yer çok teşekkür ederim evet hala sonbahar olmasına rağmen

it does feel as if autumn has already disappeared even though it's still

sonbahar çoktan kaybolmuş gibi hissettiriyor

autumn so technically it is still autumn here in the UK even though it's very

yani teknik olarak burada Birleşik Krallık'ta

cold outside but I suppose it this time of year as we head towards December it

dışarısı çok soğuk olmasına rağmen hala sonbahar ama sanırım yılın bu zamanı biz Aralık ayına doğru

will definitely start to feel like winter is in the air hello hello to Jay

kesinlikle kış kapıda gibi hissedilmeye başlayacak Jay

Gould I agree with you the snow is very nice I always want us to play in the

Gould'a merhaba merhaba size katılıyorum kar çok güzel hep karda oynamamızı isterim

snow yes me too as you saw earlier on I do like playing in the snow

evet ben de daha önce gördüğünüz gibi oynamayı seviyorum karda

definitely hello row sir mr. Duncan hello everybody it is a rainy morning in

kesinlikle merhaba sıra bey Duncan herkese merhaba Brezilya'da yağmurlu bir sabah

Brazil however it is 25 Celsius you are very lucky because this morning when I

ama hava 25 Santigrat çok şanslısınız çünkü bu sabah

woke up it was just below zero freezing cold outside satury know thanks for

uyandığımda hava sıfırın biraz altındaydı, dışarısı satury'ün biraz altındaydı, bana katıldığınız için teşekkürler,

joining me I do like autumn or as some people call

sonbaharı severim ya da bazılarının dediği gibi

it fall so in the United States they will often describe autumn as fall here

sonbahar yani Amerika Birleşik Devletleri'nde genellikle sonbaharı sonbahar olarak tanımlarlar burada Birleşik

in the UK we call it autumn so there are different ways of describing that

Krallık'ta buna sonbahar deriz yani o mevsimi tanımlamanın farklı yolları vardır

particular season hello - flower I am sitting in my living

merhaba - çiçek Oturma odamda oturuyorum

room but do you have a cup of coffee I have a cup of coffee hmm

ama bir fincan kahveniz var mı I bir fincan kahve içelim hmm

what are you drinking at the moment maybe something hot

şu anda ne içiyorsun belki sıcak bir şeyler

maybe something cold maybe something strong

belki soğuk bir şeyler belki sert bir şeyler belki

perhaps hello Mon Lisa hello teacher I am watching from Thailand hello

merhaba Mon Lisa merhaba hocam Tayland'dan izliyorum merhaba

Minh Lisa and it's great to see you here today thank you for joining me on Sunday

Minh Lisa ve bugün sizi burada görmek harika bana katıldığınız için teşekkür ederim Pazar günü

thank you for joining me and giving up your time we are going to take a look at

bana katıldığınız ve zamanınızı ayırdığınız için teşekkür ederim youtube kanalımdaki

an excerpt from one of my full English lessons on my youtube channel there are

tam İngilizce derslerimden birinden bir alıntıya bakacağız

many lessons and I often like to show you some of the lessons that exist on my

birçok ders var ve sık sık size mevcut derslerden bazılarını göstermek isterim.

youtube channel so here we go here is an excerpt from one of my full English

youtube kanalım işte başlıyoruz, tam İngilizce derslerimden birinden bir alıntı burada

lessons where I talk about lots of different subjects whilst helping you to

birçok farklı konu hakkında konuşurken

learn new words

yeni kelimeler öğrenmenize yardımcı oluyorum

hi everybody this is mr. Duncan in England how are you oh wait there a

herkese merhaba ben bay. Duncan İngiltere'de nasılsın oh bekle bir

moment something's wrong here oh there you are I'm very sorry I was facing the

an burada bir şeyler ters gidiyor oh işte buradasın çok üzgünüm

wrong way I had my back to you well here we are once again with another edition

yanlış yöne bakıyordum arkamı dönmüştüm işte burada bir kez daha

of mr. Duncan's full English yes another serving of piping hot English is about

Mr. Duncan'ın tam İngilizcesi evet, bir porsiyon daha sıcak İngilizce servis edilmek üzere, bu

to be served so please take your seats and let the

yüzden lütfen yerlerinizi alın ve

full English soiree begin oh by the way soiree is a French word meaning evening

tüm İngiliz suaresinin başlamasına izin verin oh bu arada suare, akşam yemeği veya sosyal toplantı anlamına gelen Fransızca bir kelimedir,

meal or social gathering

can you see what sort of day it is here the weather today is cold and icy there

nasıl bir gün olduğunu görebiliyor musunuz? burada mı bugün hava soğuk ve buzlu

is frost on the ground and the air is frigid the word frigid means cold it can

yerde ayaz var ve hava buz gibi

also be used to describe a person who is unemotional and cold-hearted if a person

shows no affection towards others in any way or seems distant and uninterested in

herhangi bir şekilde veya mesafeli ve ilgisiz görünüyorlar,

making friends we can say that they are frigid the word refrigerator derives

soğuk olduklarını söyleyebiliriz, buzdolabı kelimesi

from the word frigid and the word frigid derives from the Latin word for cold

frigid kelimesinden türemiştir ve frigid kelimesi, bugün burada yerde

talking of which there is a harsh frost on the ground here today which is caused

sert bir donun olduğu soğuk konuşma anlamına gelen Latince kelimesinden türemiştir. yerin

by moisture freezing on the surface of the ground today is a chilly day it's an

yüzeyinde donan nemin neden olduğu bugün soğuk bir gün buz gibi

icy one it's nippy it's colder than a penguins breakfast

bir penguen kahvaltısından daha soğuk

if I was given the choice between being hot or feeling cold I know which one I

Eğer bana sıcak veya soğuk hissetmek arasında bir seçim yapılsaydı hangisini seçerdim biliyorum

would choose I'm not a fan of the cold weather

soğuk havaların hayranı değilim Dondurucu

I find going out on a freezing day tiring your body uses up much more

bir günde dışarı çıkmanın yorucu olduğunu düşünüyorum vücudunuz soğukken çok daha fazla

energy when it is cold so you get tired easily your hands and feet become numb

enerji harcar bu nedenle kolayca yorulursunuz elleriniz ve ayaklarınız uyuşur

and if there is a cold wind too then your face will freeze to the point where

ve soğuk bir rüzgar da varsa yüzünüz yorulur konuşamayacak kadar donup kalıyorum

you cannot speak oh yes I'm very sure that if I was given the choice I would

oh evet eminim ki bana seçme şansı verilseydi

always choose a hot day over a cold one every time whilst walking out on a day

her zaman böyle bir günde dışarı çıkarken soğuk bir gün yerine sıcak bir günü seçerdim.

like this you are bound to come across some patches of ice you might even find

buz parçaları,

a frozen area such as a pool or lake there is an idiom in English that

havuz veya göl gibi donmuş bir alan bile bulabilirsin İngilizce'de buzla ilgili bir deyim vardır,

relates to ice if a person is doing something that might get them into

eğer bir kişi başını belaya sokabilecek bir şey yapıyorsa, o kişinin

trouble we can say that they are skating on thin ice or treading on thin ice

ince buz üzerinde kaydığını veya yürüdüğünü söyleyebiliriz. ince buzda

this person is running the risk of being punished

bu kişi cezalandırılma riskini alıyor

they are tempting fate by doing something dangerous or risky the boss

tehlikeli veya riskli bir şey yaparak kaderi ayartıyor patron işe sürekli

has noticed that you keep coming in late for work you are really skating on thin

geç geldiğinizi fark etti gerçekten ince buz üzerinde kayıyorsunuz

ice

well I hope you enjoyed that an excerpt from one of my full English lessons and

umarım beğenmişsinizdir tam İngilizce derslerimden biri ve

all of those lessons are available on my youtube channel they sure are hi

bu derslerin hepsi youtube kanalımda mevcut kesinlikle herkese merhabalar

everybody yes we are back live on a Sunday it's

evet yine bir pazar günü canlı yayındayız

myself mr. Duncan for those who don't know who I am I teach English on YouTube

ben. Duncan, kim olduğumu bilmeyenler için YouTube'da İngilizce öğretiyorum

and that is what I have been doing for over 13 years can you believe it so just

ve 13 yılı aşkın süredir bunu yapıyorum, buna inanabiliyor musun,

in case you don't know now you do know so it's Sunday I hope you are well today

şimdi bilmiyorsan diye biliyorsun, yani bugün Pazar umarım iyisin bugün performans

we are talking about giving a performance so what happens when you

vermekten bahsediyoruz yani

stand up and you give a performance well we can say that you perform you perform

ayağa kalkıp iyi performans sergilersen ne olur iyi performans sergilersin diyebiliriz

something so if you perform an activity or perform something that you are doing

yani bir aktivite yapıyorsan veya

for entertainment then we say that you perform it you carry out something you

eğlence amaçlı yaptığın bir şeyi yapıyorsan o zaman biz sen yaparsın bir şey yaparsın

do something for other people or you do something to help another person for

başkaları için bir şey yaparsın ya da başka birine yardım etmek için bir şey yaparsın

example if you are a doctor then you might perform an operation so you carry

mesela doktorsan o zaman ameliyat olursun yani yaparsın

out you perform you do something so sometimes you will perform a thing

yaparsın bir şey yaparsın yani bazen yaparsın

especially for one person you perform surgery you perform an operation on your

özellikle bir kişi için bir şey ameliyat yaparsınız hastanıza ameliyat yaparsınız

patient and performance is quite often used to describe a show or something

ve performans genellikle bir şovu veya eğlence amaçlı yapılan bir şeyi anlatmak için kullanılır

that is being done for entertainment for entertainment purposes however have you

ama

ever put on a show have you ever performed have you ever done a

hiç şov yaptın mı hiç yaptın mı yaptın mı hayatında hiç bir performans sergiledin

performance ever in your life you might describe

teaching as being a type of performance I think so

öğretmenliği bir tür performans olarak tanımlayabilirsin sanırım öyle düşünüyorum

a few moments ago I was asked if it is more important for the teacher to be a

birkaç dakika önce bana öğretmenin

good performer or for the student to be good at learning well to be honest with

iyi bir performans sergilemesi mi yoksa öğrencinin iyi bir performans sergilemesi mi daha önemli diye soruldu. sana karşı dürüst olmayı iyi öğrenmek,

you my answer to that is both both are important so I always think that a good

buna cevabım her ikisi de önemlidir, bu yüzden her zaman iyi bir

teacher will often bring out the good things in the student so even if a

öğretmenin öğrencideki iyi şeyleri ortaya çıkaracağını düşünürüm, bu nedenle bir

student doesn't feel like learning a good teacher will persuade them they

öğrenci öğrenmek istemese bile iyi bir öğretmen ikna eder

will use maybe their character or maybe they will do things that are interesting

belki karakterlerini kullanacaklar ya da belki

to that particular person so there are many ways of give being a good teacher

o kişi için ilginç olan şeyler yapacaklar, bu yüzden iyi bir öğretmen olmanın birçok yolu var

but also sometimes a good teacher has to persuade their students to learn and

ama aynı zamanda bazen iyi bir öğretmen öğrencilerini öğrenmeye ikna etmeli ve

sometimes the student has to be willing to to learn the subject so yes it is

bazen de öğrenci bunu yapmak zorunda kalmalıdır. konuyu öğrenmeye istekli olun bu yüzden evet

very complex it isn't a simple thing it looks easy but can I tell you now I

çok karmaşık basit bir şey değil kolay görünüyor ama şimdi size

think teaching is one of the hardest jobs in the world it really is and I

söyleyebilirim ki öğretmenlik gerçekten de dünyanın en zor işlerinden biri ve bunu yapan

always respect anyone who does that for a living I really do mmm can I just say

herkese her zaman saygı duyuyorum. bunu yaşamak için gerçekten yapıyorum mmm,

that cup of coffee was very nice thank you mr. Steve we will be talking about

o fincan kahvenin çok güzel olduğunu söyleyebilir miyim, teşekkür ederim bay. Steve

Steve a little bit later on because as you know Steve often performs he likes

biraz sonra Steve hakkında konuşacağız çünkü bildiğiniz gibi Steve sık sık

to appear on stage let's have a quick look at a photograph and here is mr.

sahneye çıkmayı sever, bir fotoğrafa hızlıca bir göz atalım ve işte Mr.

Steve doing something on stage so this is something I'm going to look at later

Steve sahnede bir şeyler yapıyor, bu daha sonra bakacağım bir şey

but here is Steve on the stage right now there it is can you see the picture mr.

ama işte Steve şu anda sahnede, işte resmi görebiliyor musunuz bayım?

Steve is on the right of the photograph you can see that he is dressed as a

Steve, fotoğrafın sağında, Charles Dickens tarafından yazılan hikayelerden birinden bir karakter gibi giyindiğini görebilirsiniz

character from one of the stories written by Charles Dickens

and this is a performance of a Christmas carol that Steve starred in about four

ve bu, Steve'in yaklaşık dört

years ago he was playing Scrooge a Bernese a Scrooge so there is Steve on

yıl önce rol aldığı bir Noel şarkısının performansı, Scrooge a Bernese oynuyordu. bir Scrooge yani şu anda ekranda Steve var o sahnede

the screen right now when he was acting on the stage he was giving a performance

oyunculuk yaparken bir performans veriyordu

but what about you have you ever put on a performance have you ever sung a song

ama peki ya sen hiç performans sergiledin mi hiç şarkı söyledin mi

or maybe you have appeared in a show with other people or maybe you did

ya da belki başkalarıyla bir şovda yer aldın mı? insanlar ya da belki

something solo oh I like that word solo so when we think of solo we think

solo bir şey yaptın oh solo kelimesini seviyorum, bu yüzden solo denilince aklımıza

of something you do on your own solo and I suppose also the word solitude is

senin kendi solonda yaptığın bir şey geliyor ve sanırım yalnızlık kelimesi de

connected to that word so when we talk about solitude it means you are doing

bu kelimeyle bağlantılı, bu yüzden yalnızlıktan bahsettiğimizde bu sen anlamına geliyor.

something in a place where you are alone or you are isolated and the word solo

yalnız veya tecrit edilmiş bir yerde bir şeyler yapıyorsun ve solo kelimesi

means to do something by yourself so maybe you sing a song solo you do it

kendi başına bir şeyler yapmak anlamına geliyor, bu yüzden belki bir şarkıyı solo söylüyorsun,

by yourself I'm sure many Star Wars fans will have another use of that word I

kendi başına yapıyorsun eminim birçok Star Wars hayranı bunu başka bir şekilde kullanacaktır. kelime,

think so hello to Chris Morales I used to be a

sanırım Chris Morales'e çok merhaba, eskiden bir

folk art dancer I didn't mention dancing did I so dancing is something that you

halk sanatı dansçısıydım, dans etmekten bahsetmedim, yani dans etmek, gençken

need a lot of confidence to do when I was young I was a very good dancer so

yapmak için çok özgüvene ihtiyaç duyduğun bir şeydi, çok iyi bir dansçıydım, bu yüzden

Chris morels says I used to be a folk art dancer when I was abroad in

Chris morels Endonezya'da yurtdışındayken bir halk sanatı dansçısı olduğumu

Indonesia and my group represented the Philippines and I made a performance in

ve grubumun Filipinler'i temsil ettiğini ve

a special event for the ambassadors and even the president of Indonesia so Wow

büyükelçiler ve hatta Endonezya cumhurbaşkanı için özel bir etkinlikte performans

so in fact Chris Chris morels has performed in front of

sergilediğimi söylüyor.

very important people Wow congratulations that sounds very good so

çok önemli insanların önünde Vay canına, tebrikler kulağa çok iyi geliyor, bu yüzden

have you ever performed in front of people like Chris and mr. Steve satury

hiç Chris ve Mr. Steve satury

no hello to Christina and also Luis hello to Belarusian oh hello Belarusian

Christina'ya merhaba yok ve ayrıca Luis Belarusça'ya merhaba oh merhaba Belarusça

I didn't see you there I'm sorry about that I have seen you now there you are

seni orada görmediğim için üzgünüm seni şimdi orada gördüğüm için üzgünüm merhaba

hi welcome sorry I missed you out can I say a big hello to you and your family

hoşgeldin üzgünüm seni kaçırmışım büyük bir merhaba diyebilir miyim sen ve ailen

of course I hope everything is ok there I met mr. Duncan are you full this is a

tabi ki umarım herşey yolundadır orada tanıştığım bey Duncan sen dolu musun bu

very big change of subject a big change of subject

çok büyük bir konu değişikliği silahlı büyük bir konu değişikliği

armed' is asking mr. Duncan are you for or against leaving the EU and why mr.

' diye soruyor bay. Duncan, AB'den ayrılma taraftarı mısınız yoksa buna karşı mısınız ve neden bay?

Duncan why don't you make an episode about the benefits and harms of leaving

Duncan neden İngiltere'nin AB'den ayrılmasının

or Britain leaving the EU it's actually the UK the United Kingdom that is

veya İngiltere'nin AB'den ayrılmasının yararları ve zararları hakkında bir bölüm yapmıyorsunuz, aslında Birleşik Krallık,

planning to leave the European Union it is a very complicated subject and of

Avrupa Birliği'nden ayrılmayı planlayan Birleşik Krallık, bu çok karmaşık bir konu ve

course I have to be very careful what I say because I'm here teaching I'm not

tabii ki çok olmalıyım. ne söylediğime dikkat et çünkü burada öğretiyorum

here to talk about politics however I have made a lesson all about the

siyaset hakkında konuşmak için burada değilim ancak

situation that we are in at the moment so there is a lesson on my youtube

şu anda içinde bulunduğumuz durumla ilgili bir ders hazırladım bu yüzden youtube kanalımda tüm durumla ilgili bir ders var.

channel all about the situation where the United Kingdom is trying and next

Birleşik Krallık deniyor ve gelecek

year in January it will be the third time that we've tried to leave the

yıl Ocak ayında Avrupa Birliği'nden üçüncü kez ayrılmaya çalışacağız, bu

European Union so it isn't going very well in fact it's caused so many

yüzden pek iyi gitmiyor aslında o kadar çok

problems we will be looking for a new government next month so we are having a

soruna neden oldu ki yeni bir hükümet arayacağız ay yani

big election next month so yes what about me what do I think do you

önümüzdeki ay büyük bir seçim yapıyoruz bu yüzden evet peki ya benim hakkımda ne

think that I agree or disagree so what do you think what do you think I think

düşünüyorum sizce katılıyorum mu katılmıyorum yani ne düşünüyorsunuz sizce

if that makes sense hello also to V Shan hello V Shan nice

bu mantıklıysa ne düşünüyorsunuz V Shan'a da merhaba merhaba V Shan

to see you here v Shan Rathore or that could be rattle hello B Shan nice to see

seni burada görmek güzel Shan Rathore ya da bu çıngırak olabilir merhaba B Shan

you here it's your first time saying hello really I think that deserves

seni burada görmek güzel ilk kez merhaba diyorsun gerçekten bence bu

something very special

çok özel bir şeyi hak ediyor

it's nice to see you here today very nice Rolfie that feeling when I'm

bugün seni burada görmek güzel çok güzel Rolfie ben'

watching mr. Duncan and somebody interrupts by knocking the door hmm yes

izliyorum bay Duncan ve birisi kapıyı çalarak araya giriyor hmm evet rahatsız edilmekten

there is nothing worse than being disturbed yes when you are disturbed

daha kötü bir şey yoktur evet rahatsız olduğunuzda bu

it means someone interrupts they break your concentration maybe you are doing

birisinin araya girmesi anlamına gelir, konsantrasyonunuzu bozar belki

something and you are enjoying yourself or maybe you are having to concentrate

bir şeyler yapıyorsunuz ve eğleniyorsunuz veya belki konsantre olmak zorundasınız

and then suddenly something disturbs you you are interrupted vision thank you

ve sonra aniden sizi rahatsız eden bir şey var, görüşünüz kesintiye uğradı,

very much you are welcome it's always nice to see a new person here on the

çok teşekkür ederim, rica ederiz, burada canlı yayında yeni birini görmek her zaman güzeldir bayım

live stream mr. Duncan can you explain the word mr. Burke Oh in in can you

. Duncan, Bay kelimesini açıklayabilir misiniz? Burke Oh in in

explain the word mr. Burke Oh in Parliament says there are many words he

mr kelimesini açıklayabilir misiniz? Parlamentoda Burke Oh, iyi söylediği birçok söz olduğunu söylüyor,

says well in fact he's just left so last week he actually he actually left his

aslında geçen hafta ayrıldı, aslında görevinden ayrıldı, bu yüzden Avam

position so the leader of the House of Commons Parliament many people refer to

Kamarası Parlamentosu lideri birçok kişi

it as Parliament so the speaker in the House of Commons has all of the

buna Parlamento diyor, bu yüzden Meclis başkanı Commons tüm

authority so he can direct the way in which Parliament works and yes there are

yetkiye sahiptir, bu nedenle Parlamentonun çalışma şeklini yönlendirebilir ve evet,

many words and phrases that he uses for example he will often say odd odd odd

kullandığı birçok kelime ve deyim vardır, örneğin, şimdi düzen derken genellikle garip garip garip diyecek,

now when he says order he's actually asking everyone to be quiet and calm

aslında herkesten sessiz ve sakin olmasını istiyor.

down so when mr. Burke Oh the Speaker of the

aşağı yani ne zaman bay. Avam Kamarası Sözcüsü Burke Oh,

House of Commons says order odd he's actually asking everyone to be

sıranın tuhaf olduğunu söylüyor, aslında herkesten

quiet he's politely telling them to shut up so I hope that helps you but yes

sessiz olmalarını istiyor ve kibarca onlara susmalarını söylüyor, bu yüzden umarım bu size yardımcı olur ama evet, İngiliz

there are many words that are used in the British Parliament and many of them

Parlamentosunda kullanılan birçok kelime var ve bunların çoğu

date back maybe four or five hundred years so that is the reason why some of

eski belki dört ya da beş yüz yıl önce, bu yüzden bazı

the words seem very unusual Noemi I have performed a few times in my

kelimelerin çok sıradışı görünmesinin nedeni bu Noemi Çocukluğumda birkaç kez oynadım

childhood I was a fairy and also a butterfly although it isn't for me

Ben bir periydim ve aynı zamanda bir kelebektim ama bu bana göre değildi,

so Noemi tried acting when she was a youngster and you played a fairy now I

bu yüzden Noemi oyunculuğu denediğinde o bir gençti ve sen bir peri oynadın şimdi ben

always wanted to play a fairy at school they would never let me I don't know why

hep okulda bir peri oynamak istemişimdir bana asla izin vermezlerdi neden

it's not fair Maria I think you want the UK to stay in Europe says Maria mm I see

adil olmadığını bilmiyorum Maria bence İngiltere'nin Avrupa'da kalmasını istiyorsun diyor Maria mm görüyorum

very interesting so what do you think I think what do you think my opinion is do

çok ilginç yani ne düşünüyorsun sizce ne düşünüyorum benim fikrim

I want the UK to stay in the European Union or leave you see how clever I am

İngiltere'nin Avrupa Birliği'nde kalmasını mı yoksa sizi terk etmesini mi istiyorum ne kadar zeki olduğumu görün

sometimes so what I'm doing I'm actually avoiding having to say what my opinion

bazen o yüzden ne yapıyorum aslında ne söylemek zorunda kalmaktan kaçınıyorum bence

is you see mr. Duncan you're very sneaky so

siz bakın bay Duncan çok sinsisin yani

when you perform we can say that you put on a show you put on a show you do

performans sergilediğin zaman şov yapıyorsun şov yapıyorsun

something for the entertainment of other people so you might describe this as a

başkalarını eğlendirmek için bir şeyler yapıyorsun diyebiliriz yani bunu şov olarak tanımlayabilirsin

show so you might say that mr. Duncan's English addict show is a sort of

yani bayım diyebilirsin. Duncan'ın İngiliz bağımlısı şovu bir tür

performance so the English addict livestream is a show I suppose so we

performans, bu yüzden İngiliz bağımlısı canlı yayını sanırım bir şov, bu yüzden

could describe it as a show or maybe a performance something you are doing for

onu bir şov olarak tanımlayabiliriz veya belki de başkalarının eğlenmesi için yaptığınız bir performans

other people to enjoy at least I hope you're

en azından umarım

enjoying it when you perform you put on something so if you put on a show you

bundan zevk alıyorsunuzdur. bir şeyi sergiliyorsunuz yani bir gösteri yapıyorsanız

put on a show so the show is something you are doing you put on a show so when

bir gösteri sergiliyorsunuz yani gösteri sizin yaptığınız bir şey

you put on something well first of all it can mean where so maybe you put on a

hat you put on a tie you can also put on a show so maybe you arrange the actors

şapka takarsın kravat takarsın şov da yaparsın yani belki oyuncuları ayarlarsın

you arrange the performance you get everything ready and then everyone will

performansı ayarlarsın herşeyi hazırlarsın sonra herkes

come onto the stage and perform the show they perform the show they put on a show

sahneye gelir ve yaptığı şovu sergiler şovu yaparlar şov

they put on a show so there are many ways of describing this you can also

yaparlar show on show yani bunu tanımlamanın pek çok yolu var ayrıca

stage a show so this word is very interesting in the fact that it can be

bir show sahneleyebilirsiniz yani bu kelime çok ilginç çünkü

used as both a noun and verb so stage is the thing that you stand on as a noun so

hem isim hem de fiil olarak kullanılabiliyor bu yüzden sahne isim olarak üzerinde durduğunuz şeydir. yani

you stand on a stage but also you can stage a show which means to perform the

bir sahnede duruyorsun ama aynı zamanda bir şeyi icra etmek anlamına gelen bir gösteri sahneleyebilirsin, yani bir

thing so you stage something as a verb you might do something that you want

şeyi fiil olarak sahneleyebilirsin,

people to believe is real and we can also use the word stage as well so maybe

insanların gerçek olduğuna inanmasını istediğin bir şey yapabilirsin ve sahne kelimesini de kullanabiliriz yani belki

you stage a robbery you stage I don't know a reenactment of an old battle so

bir soygun sahnelersiniz sahneye koyarsınız eski bir savaşın canlandırmasını bilmiyorum bu yüzden

stage can also mean perform

sahne aynı zamanda icra etmek anlamına da gelebilir

and I suppose here is a word everyone is familiar with you act act so again act

ve sanırım burada herkesin aşina olduğu bir kelime siz harekete geçin bu yüzden yine hareket etmek

can be used in many ways when we think of acting we think of a person

düşündüğümüzde birçok şekilde kullanılabilir oyunculuk yaparken bir kişinin performans sergilediğini düşünüyoruz

performing or maybe they are being someone else they are not being genuine

ya da belki başka biri gibi davranıyorlar, samimi değiller

so maybe a person who is pretending to be upset or angry but really they're not

yani belki üzgün ya da kızgın gibi davranan ama gerçekten öyle olmayan bir kişi

we can say that they act a person might act surprised

davrandıklarını söyleyebiliriz, bir kişiyi şaşırtmış gibi davranabilir,

they act so it is the way they perform their expression or maybe the thing they

yaptıklarına şaşırmış gibi davranabilir yani ifadelerini gerçekleştirme biçimleri veya belki

do their reaction you act and of course this is based on the word action so an

yaptıkları şey onların tepkisidir ve tabii ki bu eylem kelimesine dayanmaktadır, yani bir

action is something you do you act act there are many ways of using the word

eylem sizin yaptığınız bir şeydir, hareket edersiniz hareket kelimesini kullanmanın birçok yolu vardır

act as I said you can act up if you act up

benim gibi hareket et harekete geçebileceğini söyledi, eğer harekete geçersen,

it means you misbehave you cause trouble you create problems so you act up so a

yaramazlık yaptığın anlamına gelir, sorun yaratırsın, bu yüzden harekete geçersin, bu yüzden harekete geçen

person who acts up is a person who is causing disruption or chaos a child will

kişi, bozulmaya veya kaosa neden olan bir kişidir, bir çocuk

often act up they will misbehave they will start crying they will be very

sıklıkla harekete geçer, yaramazlık yapar onlar başlar ağlayarak çok

awkward and angry or upset so if someone acts up they act up they create

garip ve kızgın veya üzgün olacaklar, bu yüzden biri harekete geçerse, harekete geçerler,

disruption also acts on this means to carry out something or a reaction to

kesinti yaratırlar, ayrıca bu, bir şeyi gerçekleştirmek veya bir

something so if you act on something it means you react so when we describe a

şeye tepki vermek anlamına gelir, bu nedenle, bir şeye göre hareket ederseniz, bu, tepki verdiğiniz anlamına gelir, yani biz bir şeyi tarif ettiğimizde

person's reaction and the way they react we can say that they act

kişinin tepkisi ve tepki verme biçimi,

on a certain feeling so you can act on your instinct the thing you feel so

belirli bir duyguya göre hareket ettiklerini söyleyebiliriz, böylece içgüdünüzle hareket edebilirsiniz, hissettiğiniz şeyi yani bir şeyi

something you feel in your mind or heart you act on it you act on that feeling to

zihninizde veya kalbinizde hissedersiniz, ona göre hareket edersiniz, o duyguya göre hareket ederek bir

do something to react let's have a look at the live chat lots of people saying

şeyler yaparsınız. tepki verin canlı sohbete bir göz atalım bir sürü insan

hello hello to everyone nice to see you all here today on this beautiful day

herkese merhaba diyor bugün bu güzel günde hepinizi burada görmek güzel

looking out the window you can see in the distance there is a lot of snow on

pencereden dışarı bakarken uzaktan görebilirsiniz uzaktaki tepelerde çok kar var

the hills in the distance it's a beautiful day today it's beautiful

bugün çok güzel bir gün çok güzel

hello max Lewis hello max nice to see you here mr. Duncan I have an English

merhaba max lewis merhaba max sizi burada görmek güzel bayım. Duncan yarın bir İngiliz

literature mock GCSE tomorrow good luck with your mock exams so when we say mock

edebiyatı alay GCSE'm var deneme sınavlarınızda iyi şanslar bu yüzden alay dediğimizde gerçek

we mean something that is unreal so something that looks real feels real but

olmayan bir şeyi kastediyoruz yani gerçek görünen bir şey gerçek hissettiriyor ama

isn't it isn't real so if you have a mock exam it means it is giving you a

gerçek değil mi yani deneme sınavınız varsa yani size bir tat veriyor

flavor it is giving you the feeling of doing an exam so a mock exam very useful

bir sınav veriyormuş hissi veriyor yani bir deneme sınav çok faydalı

things a very good idea in fact to have a mock exam and then people will know

şeyler aslında çok iyi bir fikir bir deneme sınav yapın ve o zaman insanlar gerçek sınava

exactly what is expected of them when the real exam comes along so you can get

girdiklerinde kendilerinden ne beklendiğini tam olarak bileceklerdir.

results from your mock exam and then that will give you an idea of how well

deneme sınavınızın sonuçlarını alabilmeniz için gelir ve ardından bu size gerçek sınavda ne kadar başarılı olacağınız hakkında bir fikir verir

you will do in the real exam or of course maybe it is a good way of finding

veya elbette gelişmek için

out if you need to do more work to improve your score so all the best max

daha fazla çalışmanız gerekip gerekmediğini öğrenmenin iyi bir yoludur. puanın en iyisi max

max Lewis can I say good luck with your forthcoming English literature GCSE exam

max Lewis yaklaşan İngiliz edebiyatı GCSE sınavın için sana iyi şanslar diyebilir miyim az sen az ve az zenginlik

be shown what is the difference between few

arasındaki farkın ne olduğunu göster küçük

you few and little wealth little can define sighs so size can be little or of

iç çekmeleri tanımlayabilir bu yüzden boyut küçük olabilir veya

course when we are talking about time it can be short so little has more uses we

tabii biz konuşurken zaman hakkında kısa olabilir, bu yüzden azın daha fazla faydası vardır, pek

can use little in many ways however few often means not many so a few people a

çok şekilde az kullanabiliriz, ancak az, çoğu zaman çok değil, birkaç kişi anlamına gelir,

few days not many however little has more uses and quite often few and little

birkaç gün çok değil, ancak azın daha fazla faydası vardır ve çoğu zaman az ve çok az

can't be used together pal Mira Thank You mr. Duncan for explaining I

birlikte kullanılamaz dostum Mira Teşekkürler bay Duncan,

knew the meaning but not how to spell it oh okay you are welcome no problem

anlamını bildiğimi ama nasıl yazacağımı bilmediğimi açıkladığı için oh tamam rica ederim sorun değil

Silvio Sylvie Silvio has made a very interesting

Silvio Sylvie Silvio çok ilginç bir

spelling mistake I don't often laugh at the live chat but there is a brilliant

yazım hatası yaptı Canlı sohbette pek gülmem ama harika bir

Silvio it is uncountable countable and

Silvio var sayılamaz sayılabilir ve

uncountable okay there is an O in that word there is definitely an O in that

sayılamaz tamam o kelimede bir O var o kelimede mutlaka bir O var

word hello Ahmed I think you want to stay in the European Union mr. Duncan

merhaba Ahmet bey sanırım Avrupa Birliği'nde kalmak istiyorsunuz. Duncan

says armed' I see very interesting hello Anna I think you would remain in the EU

silahlı diyor 'Çok ilginç görüyorum merhaba Anna AB'de kalacağınızı düşünüyorum

because you lovers thank you Anna you might be right there who knows you

çünkü siz sevgililer teşekkür ederim Anna orada olabilirsiniz kim bilir

might be right hello two TS as I remember you have mentioned that you

haklı olabilirsiniz merhaba iki TS, ayrılmayı seçtiğinizden bahsettiğinizi hatırlıyorum.

choose to leave the EU but I'm not sure what do you think do you think I want to

AB ama ben ne düşünüyorsun emin değilim ayrılmak istediğimi mi düşünüyorsun

leave or hmm very interesting it is a big subject

yoksa hmm çok ilginç bu büyük bir konu tabii ki

of course hello to Rolfie again my computer has been acting up

Rolfie'ye tekrar merhaba bilgisayarım

very good so if your computer I'm having difficulty with my caper today

çok iyi davranıyor bu yüzden eğer senin bilgisayarında zorluk çekiyorum Bugün benim korsanımla,

if your computer is acting up it means it's not working properly it is acting

eğer bilgisayarınız çalışıyorsa, düzgün çalışmıyor demektir,

up so something that will act up is not working properly it is causing a problem

yani çalışacak bir şey düzgün çalışmıyorsa, bir soruna neden oluyordur.

children often act up they do if you perform on stage we can also say that

you pretend I love this word pretend who as a child didn't pretend we all did I

Bu kelimeyi sevdiğimi farz et çocukken hepimiz seviyormuş gibi davranmazdım

used to pretend to be a character from Star Wars it's true I'm not joking

eskiden Star Wars'tan bir karakter gibi davranırdım bu doğru şaka yapmıyorum

because I'm very very old I remember when Star Wars was a new

çünkü çok çok yaşlıyım Star Wars'un ne zaman olduğunu hatırlıyorum

thing way back in 1978 when I went to see Star Wars for the first time 1978

1978'de ilk kez Star Wars'ı izlemeye gittiğimde yeni bir şey 1978

and I used to pretend to be a certain character from Star Wars but can you

ve Star Wars'tan belirli bir karakter gibi davranırdım ama okulda

guess which character I used to pretend to be at school so pretend means to do

hangi karakteri taklit ettiğimi tahmin edebilir misiniz, bu yüzden rol yapmak anlamına gelir

something but you are not really that thing you are pretending you are acting

bir şey yap ama aslında o şey değilsin, rol yapıyormuş gibi yapıyorsun,

so you might say that acting is also about pretending you pretend you play

bu yüzden oyunculuğun aynı zamanda rol yapıyormuş gibi yapmakla da ilgili olduğunu söyleyebilirsin, o yüzden

act so when you play act you pretend so you're not really doing the thing you

oynadığın zaman rol yaparsın, böylece gerçekten göründüğün şeyi yapmıyormuşsundur.

appear to be doing you pretend

rol yapıyorsun

when you are acting on stage we can say that you tread the boards I love this

sahnede oynarken tahtalara basıyorsun diyebiliriz bu

expression so there is an expression that means to go on the stage to act on

tabire bayılıyorum yani sahneye çıkıp sahnede oynamak anlamına gelen bir tabir var

stage you tread the boards you go on stage

tahtalara basıyorsun sahneye çıkıyorsun bey

you act like like mr. Steve he's another photograph of Steve would you like to

gibi davranıyorsun . Steve, o Steve'in başka bir fotoğrafı,

see another picture of mr. Steve here he is

Mr. Steve, işte

here's another photograph of mr. Steve acting on stage ooh

burada, Mr. Steve sahnede oynuyor ooh

and there he is on the left this time and that is Steve appearing in a

ve işte bu sefer solda ve bu Steve, Charles Dickens'ın bir hikayesi

production of A Christmas Carol which is a story by Charles Dickens a very

olan A Christmas Carol'ın yapımında yer alıyor.

seasonal story all about Christmastime so Steve appeared I think this is about

four years ago when mr. Steve was on the stage performing in a Christmas Carol

önce ne zaman bay Steve bir Noel Şarkısı'nda sahnedeydi

and he did a very good job of it between you and me mr. Steve is a very

ve sizinle benim aramda çok iyi bir iş çıkardı Bay. Steve çok

good actor he really is very good Chris asks mr. Duncan what does it mean

iyi bir oyuncu, gerçekten çok iyi, diye sorar Chris, Mr. Duncan,

to act upon if you act upon something then once again it is react so maybe a

bir şeye göre hareket edersen, o zaman bir kez daha tepki ver, yani belki

certain situation comes along and you act upon it you act upon that thing so

belirli bir durum ortaya çıkar ve sen ona göre hareket edersen o şeye göre hareket edersin, yani

maybe there is a terrible situation or difficulty there is a problem you you

belki korkunç bir durum vardır ya da zorluk vardır, bir sorun vardır, buna göre hareket etmek ne anlama gelir?

have to act upon that thing the circumstances or the situation that you

o şeye göre hareket etmelisin kendini içinde bulduğun şartlara veya duruma göre

find yourself in you must act upon that thing Valentin is here hi everybody I am

o şeye göre hareket etmelisin Valentin burada

thinking about working in the British Parliament oh I see I think

I think working in the British Parliament is a bit of a performance and

biraz performans ve

mr. speakers position is now vacant well in fact someone has actually been

Mr. konuşmacı pozisyonu şu anda boş, aslında birisi gerçekten

elected so mr. Bourke Oh left last week but now a new speaker has been elected I

seçildi, bu yüzden bay. Bourke Oh geçen hafta ayrıldı ama şimdi yeni bir konuşmacı seçildi,

think his name is Lindsay Lindsay it is a man it is a man a lot of people wanted

sanırım adı Lindsay Lindsay, bu bir erkek, bu bir erkek, birçok insan

a female speaker but of course a few years ago there was a female speaker in

bir kadın konuşmacı istedi ama elbette birkaç yıl önce bir kadın konuşmacı vardı. Avam

the House of Commons her name was Betty Betty Boothroyd what a great name I love

Kamarası onun adı Betty Betty Boothroyd'du ne harika bir isim

that name so well crystal says Mr Duncan you performed very well in November in

Bu ismi çok seviyorum kristal Bay Duncan diyor ki Kasım'da Ekim'de çok iyi performans gösterdiniz

October I did a live stream every day yes thank you very much for that sohow

Her gün canlı yayın yaptım evet bunun için çok teşekkür ederim sohow

Sahel mr. Duncan sometimes when you are reading a passage approximately one or

Sahel mr. Duncan bazen yaklaşık bir veya iki sayfalık bir pasajı okurken

two pages it might happen to understand fully but when you try to write it again

tamamen anlayabilir ama tekrar yazmaya kalktığınızda

you realize that you don't know anything what is wrong hello see how when you

hiçbir şey bilmediğinizi fark edersiniz.

read something sometimes you might need to read it more than once so this is

bir defadan fazla okumak yani bu daha

something I've mentioned in the past about learning new words or learning a

önce yeni kelimeler öğrenmek veya yeni bir beceri öğrenmekle ilgili bahsettiğim bir şey,

new skill sometimes you have to repeat the thing many times not one time or two

bazen bir şeyi defalarca tekrarlamanız gerekir, bir veya iki

times or twice but maybe 10 times 20 times a hundred times until you feel

veya iki değil, belki 10 kez 20 kez. o şeyle rahat hissedene kadar yüzlerce kez

comfortable with that thing so learning anything is often about

yani herhangi bir şeyi öğrenmek çoğu zaman bir şeyleri tekrarlamakla ilgilidir bu yüzden

repetition repeating things so maybe when you read something maybe you don't

belki bir şey okuduğunuzda belki

understand it maybe you don't understand the meaning but this is something you

anlamazsınız belki anlamını anlamazsınız ama bu

have to get used to another good way of remembering were

başka bir şeye alışmanız gereken bir şeydir hatırlamanın iyi bir yolu, bir

is to write things down copy something maybe a book that you're interested in

şeyleri yazmaktır, bir şeyi kopyalayın, belki de ilgilendiğiniz bir kitabı kopyalayın, bu

so never be afraid to repeat yourself never be afraid to repeat the thing you

yüzden asla kendinizi tekrar etmekten korkmayın, asla öğrenmekte olduğunuz şeyi tekrar etmekten korkmayın,

were learning never don't worry about it it is perfectly normal

asla endişelenmeyin, bu tamamen normal

Satur Eno says don't worry mr. Duncan you and all the UK will remain in the

Satur Eno merak etmeyin bayım der. Duncan sen ve İngiltere'nin tamamı

European Union okay we will see what happens we will see Pedro wants to

Avrupa Birliği'nde kalacak tamam ne olacağını göreceğiz Pedro

become a politician well the good thing about being a politician is that

politikacı olmak istiyor pekala politikacı olmanın iyi yanı

everyone has the chance to do it I could be a politician if I wanted to I'm not

herkesin bunu yapma şansının olması Ben politikacı olabilirim eğer istedim

sure which party I would belong to am I am i right wing so am I am I on the

Hangi partiye ait olacağımdan emin değilim sağcı mıyım yani

right or on the left who knows sometimes I'm a little bit of both

sağcı mıyım solcu muyum kim bilir bazen ikisinden de birazım

sometimes I'm in the middle it just depends on what the topic is mr. Duncan

bazen ortadayım konunun ne olduğuna bağlı hocam Duncan hiç

have you ever met a person from Vietnam yes I have Dave I have quite a few

Vietnam'dan biriyle tanıştın mı evet Dave'im var Vietnam'dan epeyce arkadaşım var

friends who were from Vietnam they came here during the 1980s when a

1980'lerde buraya geldiler ve

lot of Vietnamese people came to settle here in the UK so yes I do I do know

pek çok Vietnamlı buraya Birleşik Krallık'a yerleşmek için geldi, bu yüzden evet biliyorum

some Vietnamese people Sally mr. Duncan can you please explain the word pedantic

biraz biliyorum Vietnamlılar Sally mr. Duncan lütfen bilgiçlik kelimesini açıklayabilir misiniz

a person who is pedantic is fussy or they analyze something too much they

bilgiçlik yapan kişi telaşlıdır ya da bir şeyi çok fazla analiz ederler

always pick tiny things especially when they are talking about mistakes so maybe

özellikle hatalardan bahsederken her zaman küçük şeyleri seçerler bu yüzden belki

a person makes a very small mistake and a pedantic person will always point out

bir kişi çok küçük bir hata yapar ve bilgiç bir kişi her zaman işaret eder

that mistake it happens to me sometimes so because I do this live sometimes I

bu hata bazen benim de başıma geliyor bu yüzden bunu canlı yaptığım için bazen

make little mistakes and there is always one person somewhere

küçük hatalar yapıyorum ve her zaman bir yerlerde bilgiçlik yapan bir kişi vardır,

pedantic they will pick that one mistake so a person who is pedantic can be fussy

o hatayı seçerler bu yüzden bilgiçlik yapan bir kişi titiz olabilir

choosy or maybe they are a person who picks on small mistakes or tiny errors

veya belki de onlar seçer birisinin yaptığı küçük hatalar veya küçük hatalar

that someone has made hello to Belarusian nice to see you here also

Belarusian'a merhaba dedi sizi burada görmek güzel ayrıca

dave is here again yes I have met some Vietnamese people yes I made friends

dave tekrar burada evet bazı Vietnamlılarla tanıştım evet

with some Vietnamese people who lived in Birmingham hello Pedro again hello V

Birmingham'da yaşayan bazı Vietnamlılarla arkadaş oldum tekrar merhaba Pedro merhaba V

Shan I can't understand the difference between few and little I think I

Shan ben yapabilirim az ile az arasındaki farkı anlamıyorum Sanırım bundan

mentioned that already have I answered that question already maybe I'm going

bahsetmiştim zaten bu soruyu zaten cevapladım belki

around and round in time I don't know maybe I'm stuck in the same day like

zamanda dönüp duruyorum bilmiyorum belki de Groundhog'daki Bill Murray gibi aynı gün içinde sıkışıp kaldım

Bill Murray in Groundhog Day so when I was at school I used to pretend to be a

Gün bu yüzden okuldayken

certain character from Star Wars so we are going back many years so not the

Star Wars'tan belirli bir karakter gibi davranırdım, bu yüzden yıllar öncesine gidiyoruz, yani

late Star Wars films I'm talking about the first Star Wars film that was

son Star Wars filmlerine değil, ilk olarak 1977'de vizyona giren ilk Star Wars filminden bahsediyorum. 1978'e

released originally in 1977 although it wasn't released here in the UK until

kadar burada Birleşik Krallık'ta piyasaya sürülmedi, bu

1978 so in the United States the original Star Wars was released in 1977

yüzden Amerika Birleşik Devletleri'nde orijinal Star Wars 1977'de

here in the UK it was released early the following year in 1978 but which Star

burada Birleşik Krallık'ta piyasaya sürüldü, ertesi yılın başlarında 1978'de piyasaya sürüldü, ancak hangi Star

Wars character did I used to play I will give you an example of the sort of thing

Wars karakterini oynardım, vereceğim eskiden yaptığım şeylere bir örnek burası

I used to do

what a desolate place this is Oh

ne kadar ıssız bir yer ah bu sefer

there'll be no escape for the princess this time so who was I at school who did

prensesin kaçışı olmayacak peki ben kimdim okulda kimdim rol yapardım rol yapmayı severdim

I used to play the part of I used to love pretending to be this particular

bu özel karakter olmak için

character Thank You Isabella Isabella has got it right well done

Teşekkürler Isabella Isabella doğru yaptı

hello also too sassy hello sassy hello mr. Duncan I am able to write I was only

aferin merhaba ayrıca çok küstah merhaba şımarık merhaba bay. Duncan yazabildim sadece

able to watch and listen however thank you for explaining about giving opinions

izleyip dinleyebildim ancak fikir verme konusunda açıklama yaptığın için teşekkür ederim

I watched it with enthusiasm I'm pleased to hear that sassy well done and thank

heyecanla izledim bu şımarık işime sevindim aferin ve

you very much for all you English at Excel there I will be with you not once

Excel'deki tüm İngilizcen için çok teşekkür ederim Haftada bir değil,

a week not twice a week but three times a week you can catch me live on YouTube

haftada iki değil, üç gün sizlerle olacak beni

on Sunday Wednesday and Friday from 2:00 p.m. UK time so don't forget we have

Pazar, Çarşamba ve Cuma günleri saat 14: 00'ten itibaren YouTube'dan canlı izleyebilirsiniz. İngiltere zamanı bu yüzden unutma,

some new times English addict live on if I can get my finger in the right place

yeni zamanlarımız var İngiliz bağımlısı canlı yayında, eğer parmağımı doğru yere koyabilirsem bu yüzden

so Sunday also Wednesday and Friday so three times a week you could have my

Pazar, Çarşamba ve Cuma günleri, yani haftada üç kez

live streams English addict live tell a friend tell a friend please don't forget

canlı yayınlarımı alabilirsin İngiliz bağımlısı canlı yayınımı bir arkadaşına anlat bir arkadaşım lütfen

to subscribe and also like as well even though it makes me sound very desperate

abone olmayı ve beğenmeyi de unutma, bu beni çok çaresiz hissettirse de merhaba

and KITT hello Hank it nice to see you here today we are talking about

KITT merhaba Hank bugün seni burada görmek güzel,

performing if you want to be an actor if you want to appear in a play or a

oyuncu olmak istiyorsan performans sergilemekten bahsediyoruz, eğer görünmek istiyorsan bir oyunda ya da

musical you can take to the stage I love this expression so if you take to the

müzikalde sahneye çıkabilirsin bu ifadeyi seviyorum bu yüzden

stage it means you stand up and perform you take to the stage

sahneye çıkarsan bu ayağa kalkıp oynarsın demektir sahneye çıkarsın bu

so maybe you decide that in your life you want to be an actor like mr. Steve

yüzden belki de hayatında bir aktör olmak istediğine karar verirsin Bay. Steve

wants to be an actor you take to the stage so this can be used in more than

bir aktör olmak istiyor, sahneye çıkıyorsun yani bu birden fazla

one way if you take to the stage it means you start acting you want to be

şekilde kullanılabilir, eğer sahneye çıkarsan bu, oyunculuğa başladığın anlamına gelir,

a professional actor also it can mean to walk onto the stage so the stage is the

profesyonel bir oyuncu olmak istiyorsun, aynı zamanda sahneye çıkmak anlamına da gelebilir, böylece sahne

place where you perform you might describe this as my stage so maybe this

performans gösterdiğin yerdir bunu benim sahnem olarak tanımlayabilirsin yani belki de şu anda

little box that you are staring at at the moment that I am trapped inside is

baktığın bu küçük kutu benim

my stage so this is actually my stage that I'm standing on at the moment so if

sahnem ve şu anda üzerinde durduğum sahne benim sahnem. yani

you take to the stage it means you start performing I like that of course when

sahneye çıkıyorsan, çalmaya başlıyorsun demektir. Bunu seviyorum tabii ki

you want to be a performer when you want to sing a song or maybe act in a play

oyuncu olmak istediğinde bir şarkı söylemek istediğinde ya da belki bir oyunda oynamak istediğinde

you have to do this you have to rehearse rehearse so rehearse means to do

bunu yapmak zorundasın prova yapmak zorundasın prova yani prova yapmak demektir

something as a way of practicing so maybe something you are going to perform

bir şeyi pratik yapmanın bir yolu olarak yapmak, bu yüzden belki gelecekte gerçekleştireceğiniz bir şeyin provasını yapmanız gerekir, bir şeyi

in the future you have to rehearse you have to do something again and again and

again until you get it right so if you want to be an actor quite often you will

doğru yapana kadar tekrar tekrar yapmanız gerekir, bu nedenle eğer bir aktör olmak istiyorsanız sıklıkla yapacaksınız.

have to rehearse the show you will have to do something as a way of practicing

gösterinin provasını yapmak zorundasın doğru yaptığından emin olmak için pratik yapmanın bir yolu olarak bir şeyler yapman gerekecek

to make sure that you get it right another picture of mr. Steve on stage so

mr. Steve sahnede,

here is another one I like this picture this is my favorite picture of mr. Steve

işte bir tane daha bu resmi beğendim bu Mr. Steve

acting on stage and there he is so mr. Steve there playing the part of

sahnede rol yapıyor ve işte orada çok bay. Steve orada

Ebenezer Scrooge in a Christmas carol so Steve was playing

bir Noel şarkısında Ebenezer Scrooge rolünü oynuyordu yani Steve

the part of Ebenezer Scrooge and of course a Christmas carol is a very

Ebenezer Scrooge rolünü oynuyordu ve tabii ki bir Noel şarkısı çok

famous play also musical and a book written by Charles Dickens in fact did

ünlü bir oyun aynı zamanda müzikal ve Charles Dickens tarafından yazılmış bir kitap aslında olduğunu biliyor muydunuz?

you know that there is actually a video on my youtube channel where I read the

youtube kanalımda

whole story of a Christmas carol it's true so you can actually read watch and

bir yılbaşı şarkısının tüm hikayesini okuduğum bir video bu doğru yani aslında youtube kanalımda

also listen to the story of a Christmas carol on my youtube channel so what are

bir noel şarkısının hikayesini okuyabilir izle ve dinleyebilirsiniz yani ne duruyorsunuz hadi izle

you waiting for go on watch my super-duper lessons you

süperim aptalca dersler

know you want to you know you want to resistance is futile so when you

biliyorsun istediğini biliyorsun direnmek boşuna

rehearse something we often say you run through so if you run through something

it means you practice so maybe you have to give a speech to some of your

classmates so you have to rehearse you have to think about what you are going

prova yapmalısın ne söyleyeceğini düşünmelisin

to say so you might rehearse your speech that you are going to give to your

böylece

classmates you run through so when we say run through in this particular sense

içinden geçtiğin sınıf arkadaşlarına yapacağın konuşmanın provasını yapabilirsin bu yüzden bu anlamda içinden geçmek dediğimizde

it means you practice you run through you practice the thing in question so

bu, içinden geçtiğin anlamına gelir. söz konusu şeyi pratik yapıyorsunuz, bu yüzden

when you run through it means you practice here are some lovely

içinden geçtiğinizde pratik yaptığınız anlamına geliyor, burada şimdi sahneye çıkmakla bağlantılı bazı güzel ifadeler var.

expressions now connected to going onstage I like this very much

curtain up and down so we can say curtain up or curtain down curtain up

curtain down so when the curtain is up it means it comes up

perde kalkmış demektir

and it reveals the person on stage so quite often when we say curtain up it

ve sahnedeki kişiyi ortaya çıkarır o kadar sık ​​ki perde kapalı dediğimizde bu

means the beginning of a performance the start of a performance so something

bir performansın başlangıcı anlamına gelir bir performansın başlangıcı yani

begins when the curtain comes up and the opposite is curtain down curtain down so

perde kalktığında bir şeyler başlar ve bunun tersi perde iner aşağı yani

when the curtain comes down it means the show has ended the show has

perde indiğinde şov bitti demektir şov bitti şov

come to an end it has finished and we are approaching the curtain down right

bitti ve şu anda perdenin kapanmasına yaklaşıyoruz

now I know what you're going to say mr. Duncan it's not fair please don't go

ne diyeceğinizi biliyorum bayım. Duncan bu adil değil lütfen

just yet okay then I have some more words for you before I go a person who

hemen gitme tamam o zaman bir şey izleyen birine gitmeden önce sana birkaç sözüm daha var

watches something so maybe you are on the stage performing we call them the

bu yüzden belki de sahnedesin performans sergiliyorsun onlara

audience so the people watching a performance is called audience so the

seyirci diyoruz bu yüzden performans izleyen insanlara seyirci diyoruz yani

people watching are there enjoying your show hopefully so you are my audience an

izleyen insanlar orada gösterinizden keyif alıyorlar umarım siz benim izleyicimsiniz

audience can also be a verb as well so audience can also mean to meet so when

seyirci aynı zamanda bir fiil olabilir yani seyirci aynı zamanda tanışmak anlamına da gelebilir yani

you meet someone you have a meeting you have an audience an audience so actually

birisiyle tanıştığınızda bir toplantınız olur bir seyirciniz olur yani aslında

as an adjective or as a noun so an audience so the audience is watching

bir seyirci olarak sıfat veya isim olarak yani bir seyirci yani seyirci izliyorlar

they are there watching your show and of course spectators as well so the

orada gösterinizi izliyorlar ve tabii ki seyirciler de yani

spectators are the people who are watching in fact this is the one that

seyirciler izleyen insanlar aslında bu

can be used as a verb spectate so when you spectate it means you watch you

seyirci fiili olarak kullanılabilecek olan seyirci yani ne zaman izlediğiniz anlamına gelir izlediğiniz anlamına gelir

watch you are watching a performance so the spectators are the audience the

bir performans izliyorsunuz yani seyirciler

people watching spectate is the action is the action so you're watching the

seyircidir izleyenler izleyen insanlar aksiyondur yani

thing that is happening thank you very much for your company today lots of

olan biteni izliyorsunuz bu yüzden şirketiniz için çok teşekkür ederim bugün birçok

people are here on the live chat

insan canlı sohbette buradasınız

hello also - Chris yes curtain up and curtain down are used in expression in

merhaba ayrıca - Chris evet perde yukarı ve perde aşağı konuşmada ifade olarak kullanılır

talking yes they are we will often say the curtain comes up when you begin and

evet onlar biz genellikle başladığınızda perdenin kalktığını ve

the curtain comes down when it ends we can often use curtains as an expression

bittiğinde perdenin indiğini söyleriz, genellikle perdeleri şu şekilde kullanabiliriz: bir

to mean the end of something maybe a person dies or maybe something terrible

şeyin sonu anlamına gelen bir ifade belki bir insan ölür ya da belki başlarına korkunç bir şey

happens to them we can say that it is curtains for them I don't know why you

gelir onlar için perde diyebiliriz Neden

keep putting that on there so I will do that there we go that's better

bunu oraya koyup durduğunu bilmiyorum o yüzden ben öyle yapacağım işte gidiyoruz bu daha iyi

hello Belarus here again yes you have a lot of viewers today thank you very much

merhaba Belarus yine burada evet bugün çok fazla izleyiciniz var

for that and I do appreciate you coming along sometimes when you want to perform

bunun için çok teşekkür ederim ve bazen

something you have to do it in many different places so maybe you will

bir şeyi icra etmek istediğinizde bunu birçok farklı yerde yapmanız gerekir bu yüzden belki bir kasabada

perform in one town or one city one place however you might decide to go on

veya bir şehirde performans sergileyeceksiniz. bir şehir bir yer ancak yola çıkmaya karar verebilirsiniz,

the road if you go on the road it means you go around the country you tour so

eğer yola çıkarsanız, gezdiğiniz ülkeyi dolaşıyorsunuz demektir, yani

you go on tour you travel around from place to place performing your show or

turneye çıkarsınız, bir yerden bir yere gezersiniz, gösterinizi yaparsınız,

maybe performing your play or something that you are doing on stage another form

belki de oyununuzu oynarsınız falan. sahnede başka bir performans türü yapıyorsun,

of performance something I haven't mentioned is magic as well so maybe

bahsetmediğim bir şey de sihir, bu yüzden belki

a performance can be magic so maybe you are doing some magic tricks maybe you

bir performans sihir olabilir, bu yüzden belki bazı sihir numaraları yapıyorsun, belki

are making a rabbit appear out of a top hat or maybe doing some psychic trick

silindir şapkadan bir tavşan gibi görünüyorsun ya da belki yapıyorsun bir tür psişik numara

maybe you are reading people's minds in the audience

belki seyirciler arasında insanların aklını okuyorsunuz

in fact I'm feeling something now I can feel something coming from my audience

aslında ben bir şey hissediyorum şu anda seyircimden gelen bir şeyi hissedebiliyorum

it's coming through now through the screen I can feel it you are thinking

o şimdi ekrandan geliyor bunu hissedebiliyorum siz ne düşünüyorsunuz

mr. Duncan when are you going when are you going to stop this live stream

bay. Duncan ne zaman gidiyorsun bu canlı yayını ne zaman durduracaksın

that's what you're thinking right now isn't it you see I am psychic I should

şu an düşündüğün şey bu değil mi ben medyumum

go on the road with my performance so when you go on the road it means you

performansımla yola çıkmalıyım yani yola çıktığınızda

travel around performing in different places so you are on the road you are

farklı yerlerde performans sergileyerek dolaşın, yani yoldasınız, etrafta

traveling around performing your show

geziniyorsunuz, şovunuzu

one more before we go here is the last word and this is something you can use

bir kez daha yapıyoruz, gitmeden önce son söz bu ve bu,

when you are performing on stage or maybe if lots of people are watching you

sahnede performans sergilerken veya belki çok sayıda insan izliyorsa kullanabileceğiniz bir şey siz,

so maybe you are getting lots of attention from many people we can say

belki birçok insandan çok fazla ilgi görüyorsunuz, ilgi

that you are in the spotlight a person who is in the spotlight is a person who

odağı olduğunuzu söyleyebiliriz, ilgi odağı olan bir kişi

is getting lots of attention they are the center of attention so if you find

çok fazla ilgi gören bir kişidir, onlar ilgi odağıdır, bu nedenle kendinizi ilgi odağında bulursanız

yourself in the spotlight this can be a good thing or a bad thing

spot ışığı bu iyi ya da kötü bir şey olabilir

so sometimes you can be in the spotlight for bad reasons and sometimes you can be

bu yüzden bazen kötü nedenlerle ilgi odağı olabilirsiniz ve bazen

in the spotlight for good reasons so at the moment I am in the spotlight because

iyi nedenlerle ilgi odağı olabilirsiniz bu yüzden şu anda ilgi odağıyım çünkü

I'm here doing this live so much pressure

burada bunu canlı yapıyorum

in the spotlight so maybe a certain person is being talked about in the news

Gündemde o kadar çok baskı var ki, belki haberlerde belirli bir kişi hakkında konuşuluyor,

maybe a person is being talked about a lot so at the moment a lot of people are

belki bir kişi hakkında çok konuşuluyor, bu nedenle şu anda birçok insan

talking about President Trump so we could say that he is always in the

Başkan Trump hakkında konuşuyor, bu yüzden onun her zaman gündemde olduğunu söyleyebiliriz.

spotlight maybe people are talking about the new

belki insanlar

Terminator movie which is awful and terrible and not many people seem to

korkunç ve korkunç olan yeni Terminatör filminden bahsediyorlar ve pek çok insan

like it so you might say that the new Terminator film is in the spotlight lots

bundan hoşlanmıyor gibi görünüyor, bu nedenle yeni Terminatör filminin ilgi odağı olduğunu söyleyebilirsiniz, pek

of people are focusing their attention on that film because it's not very good

çok insan dikkatini bu filme odaklıyor çünkü pek iyi değil iyi hadi

let's hope that Arnold will not be back hello Eric hello Massimo we are going

Arnold'un geri dönmeyeceğini umalım merhaba Eric merhaba Massimo bugün

soon one last look outside to show you just how beautiful the view is today

size manzaranın ne kadar güzel olduğunu göstermek için dışarıya son bir kez bakacağız

it's gorgeous in the distance you can see there is

uzaktan muhteşem görünüyor

lots of snow on the mountains oh and another thing I haven't shown you the

dağlarda çok kar var oh ve bir tane daha Size

birds in the garden although they seem very shy for some reason I don't know

bahçedeki kuşları göstermedim ama nedense çok utangaç görünüyorlar

why the birds appear to be very shy I think mr. Steve might be outside

Kuşların neden çok utangaç göründüklerini bilmiyorum sanırım mr. Steve dışarıda

disturbing the birds maybe that's the reason why anyway I am going in a moment

kuşları rahatsız ediyor olabilir belki de bu yüzden her neyse birazdan gidiyorum

I hope you've enjoyed today's livestream thank you very much to all of those who

umarım bugünkü canlı yayından keyif almışsınızdır

have joined me today thank you Eric thank you also to Massimo Thank You

bugün bana katılan herkese çok teşekkür ederim Eric teşekkürler Massimo'ya da teşekkürler Teşekkürler

Maria Anna thank you very much for joining me today I will be going soon in

Maria Anna bugün bana katıldığınız için çok teşekkür ederim yakında spot

the spot opera in the spot opera can you explain to us in the spot opera I'm not

operaya gideceğim spot operada bize spot operada açıklayabilir misiniz orada

quite sure what you are referring to there at mend I'm not quite sure what

ne demek istediğinden pek emin değilim tamir ediyorum ne demek istediğinden oldukça eminim,

you are referring to how ever a lot of people are very interested

ne kadar çok insan operaya çok ilgi duyuyor,

in opera do you like opera so everybody sings like this but quite

operayı seviyor musun, bu yüzden herkes böyle şarkı söylüyor ama çoğu

often opera is performed in Italian so you will often hear a lot of opera is

zaman opera İtalyanca icra ediliyor, bu yüzden sık sık birçok operanın

performed in Italian and the strange thing is about opera and this is

İtalyanca icra edildiğini duyacaksınız ve operayla ilgili garip bir şey var ve bu

something that always fascinates me is that when people sing in operas they're

beni her zaman büyüleyen bir şey, insanlar operalarda şarkı söylerken sanki

just talking so like they're having normal

normal sohbet ediyormuş gibi konuşuyorlar, bu yüzden

conversations so an opera normally is just people having normal conversations

bir opera normalde insanların sadece normal konuşmaları oluyor

yesterday I went to the dentist what did the dentist do

dün dişçiye gittim ne oldu diş hekimi yaptı mı

he took my tooth out it was very painful I don't like the sound of that that sort

dişimi çekti çok acı vericiydi bu tür şeylerin sesinden hoşlanmıyorum bu yüzden

of thing so that's the amusing thing about opera quite often opera is just

operanın eğlenceli yanı da bu genellikle opera

people having normal conversations except their singing maybe we should do

insanların şarkı söylemek dışında normal konuşmaları

that in real life maybe every day we should just sing so maybe when you go to

gerçek hayatta belki her gün sadece şarkı söylemeliyiz bu yüzden belki

the shops you might say good-morning shopkeeper may I have a loaf of bread

dükkana gittiğinde günaydın dükkan sahibi bir somun ekmek alabilir miyim diyebilirsin

and then the shopkeeper says you certainly may white or brown I want

ve sonra dükkan sahibi kesinlikle beyaz veya kahverengi olabilir der,

brown bread because it's very healthy that sort of thing hello also to LOM

esmer ekmek istiyorum çünkü çok sağlıklı o tür şeyler de merhaba

Andre who asks do you eat dogs no because they keep running away

köpekleri yer misin diye soran LOM Andre'ye hayır çünkü kaçıp duruyorlar yakalamak

they're very hard to catch hello Julie nice performance thank you very much

çok zor merhaba Julie güzel performans çok teşekkür ederim belki belki

maybe maybe I should go on tour with my show

şovumla turneye çıkmalıyım

maybe I should travel around the world with my English addict live tour maybe

belki de yapmalıyım İngilizce bağımlısı canlı turumla dünyayı dolaşmak belki de bu

so the character that I used to pretend and to be from Star Wars was c-3po

yüzden eskiden Star Wars'tan gibi davrandığım karakter c-3po'ydu

because a lot of people at school used to say that I reminded them of c-3po

çünkü okuldaki birçok insan onlara c-3po'yu hatırlattığımı söylerdi

catch it Sona Captain solo the chances of successfully

yakala onu Sona Kaptan solo,

navigating an asteroid field or 2702 one never tell me the odds anybody tuning in

bir asteroit alanında veya 2702'de başarılı bir şekilde gezinme şansı, ilk kez ayarlanan birinin muhtemelen neler olup bittiğini merak etme ihtimalini asla söylemez

for the first time are probably wondering what their hell is going on

hello - Kevin mr. Duncan can be a singer I'm not sure about that I'm definitely

merhaba - Kevin mr. Duncan bir şarkıcı olabilir Bundan emin değilim Bundan kesinlikle

not sure about that hello Julie Florence thank you very much

emin değilim merhaba Julie Florence çok teşekkür ederim

Anna I am going in a moment I hope you've enjoyed this so a lot of people

Anna Birazdan gidiyorum umarım bundan hoşlanmışsındır bu yüzden pek çok insan

seem to think that I am in favor of remaining in the European Union which is

bunu düşünüyor gibi görünüyor Avrupa Birliği'nde kalmaktan yanayım

not easy to say in fact it's not very easy to say if you want to get in touch

söylemesi kolay değil aslında söylemesi çok da kolay değil eğer iletişime geçmek istersen

you can you can send me an email you can also follow me on Facebook and this is

bana mail atabilirsin facebookta da beni takip edebilirsin işte

how you do it

böyle sen yap

hmm I'm just slurping slurping on water sometimes all you can do is slurp on

hmm ben sadece su üzerinde höpürdetiyorum bazen tek yapabileceğin

water and that's what I was doing then Sally says I love it when you sing my

su höpürtücü ve ben de bunu yapıyordum sonra Sally benim şarkımı söylemeni seviyorum diyor

song Sally Sally standing down the alley I don't know

Sally Sally sokakta durmuş Bilmiyorum

what she's doing over there that sort of thing is that what you're on about

ne Christelle hakkında söylediğin şey şu ki,

Christelle bye bye mr. Duncan bye bye Massimo Rolfie where you started ten

güle güle bayım. Duncan güle güle Massimo Rolfie saat

minutes past 2:00 and you're still alive you've made up for your lost time yes I

2:00'yi on dakika geçe başladığın ve hala hayattasın kaybettiğin zamanı telafi ettin evet

do apologize because I was slightly late today for various reasons one of the

özür dilerim çünkü bugün çeşitli sebeplerden dolayı biraz geç kaldım.

reasons was because I was very excited because we had snow yesterday and I

çok heyecanlıyım çünkü dün kar yağdı ve

don't know why I always get very excited when it snows and one of the things I

neden bilmiyorum kar yağdığında hep çok heyecanlanıyorum ve kar

love doing when it snows I love making snow angels

yağdığında yapmayı sevdiğim şeylerden biri kardan melekler yapmayı seviyorum hoşunuza gitti mi

did you enjoy that I hope you did because that's what I was doing there on

umarım beğenmişsinizdir çünkü ben de öyleydim yerde

the ground making a snow angel and that is that that's all we have time for

bir kar meleği yapıyordum ve bugünlük vaktimiz bu kadardı

today I hope you've enjoyed yourself today it's been a super super long

umarım bugün eğlenmişsinizdir süper süper uzun bir

english stream and thank you very much for all of your lovely messages today so

ingilizce akışı oldu ve bugünkü güzel mesajlarınız için çok teşekkür ederim

many people have been watching don't forget you could watch this later the

birçok kişi izliyor unutma bunu daha sonra izleyebilirsin

whole live stream will be saved on youtube and there will be captions later

canlı yayının tamamı youtube'a kaydedilecek ve daha sonra altyazılar da olacak

on as well so you can watch everything I will see you later thank you very much

böylece her şeyi izleyebilirsin

for your company today it's been so nice having you here thank you

Burada olman çok güzeldi teşekkürler, ben

this is mr. Duncan in England with you on Sunday

Mr. Duncan İngiltere'de Pazar,

Wednesday and Friday 2 p.m. UK time saying thank you very much for watching

Çarşamba ve Cuma 14:00'te sizlerle. İngiltere zamanı, izlediğiniz için çok teşekkür ederim,

I hope you had a good time and I hope you learnt some new English words

umarım iyi vakit geçirmişsinizdir ve umarım İngilizce bağımlısı arkadaşlarıma yeni İngilizce kelimeler öğrenmişsinizdir, şimdilik

to my fellow English addicts I will say...

diyeceğim... ta ta

ta ta for now 8-)

8-)