A load of balls - English Addict #153 - LIVE from England - Sun13th June 2021 - Football phrases

So

işte

here we are we are back together again i hope you are feeling good today yes we are outside

buradayız tekrar beraberiz umarım bugün iyi hissediyorsunuzdur evet dışarıdayız

and the weather is well i'm not sure what the weather is like today it's a little warm

ve hava güzel bugün hava nasıl olduğundan emin değilim biraz sıcak

it's also a little cloudy but sometimes it's very sunny and very hot but i'm not quite

ayrıca biraz bulutlu ama bazen çok güneşli ve çok sıcak ama bugün

sure if the weather can actually make up its mind today so we will see what happens anyway

havanın kararını verip vermeyeceğinden tam olarak emin değilim bu yüzden ne olacağını göreceğiz yine de

i hope you are feeling good today we are back once more yes english addict is with you slightly

umarım bugün iyi hissediyorsundur bir kez daha geri döndük evet ingilizce bağımlısı her

later than usual i'm sorry about that but we are outside and i hope you are feeling

zamankinden biraz daha geç sizlerle i Bunun için üzgünüm ama dışarıdayız ve umarım

good today yes we are coming to you live not only outside but also from the birthplace

bugün kendinizi iyi hissediyorsunuzdur evet, size canlı olarak sadece dışarıda değil, aynı zamanda İngilizcenin doğum yeri olan aman

of the english language which just happens to be oh my goodness england

tanrım

here we go hi everybody this is mr duncan in england how are you today are you okay

İngiltere'den canlı olarak geliyoruz. ben ingiltere'den bay duncan bugün nasılsın iyi misin

i hope so are you feeling happy i hope you are feeling very good today we are outside

umarım mutlusundur umarım bugün çok iyi hissediyorsundur dışarıdayız

and already i am very aware that there are small insects nibbling at certain parts of

ve daha şimdiden vücudumun belirli kısımlarını kemiren küçük böcekler olduğunun çok farkındayım

my body and it does feel rather weird to be honest with you oh yes yes that's that's definitely

ve sana karşı dürüst olmak oldukça garip geliyor oh evet evet bu kesinlikle

doing something at the moment oh get out of my shorts you naughty insect here we go then

şu anda bir şeyler yapıyor oh şortumdan çık seni yaramaz böcek işte başlıyoruz o zaman

yes we are back together my name is duncan i talk about english i've been doing this

evet tekrar birlikteyiz benim adım duncan ingilizce hakkında konuşuyorum bunu

for a long time some people say that i've been doing it for too long some people say

uzun zamandır yapıyorum bazı insanlar bunu çok uzun zamandır yapıyorum diyor bazı insanlar diyor

mr duncan you should give up you should stop doing it you should find something else to

bay duncan vazgeçmelisiniz bunu yapmayı bırakmalısınız zamanınızla yapacak başka bir şey bulmalısınız bundan bahsetmek

do with your time talking of which it is quarter past two here in england i don't know what

çeyrek oldu ingiltere'de ikiyi geçiyor senin nerede olduğunu bilmiyorum

time it is where you are because i'm not there you see i'm here live in the garden yes this

çünkü orada değilim çünkü buradayım bahçede yaşıyorum evet bu

is real so behind me this is not a green screen effect this is the real thing today we have

gerçek bu yüzden arkamda bu bir yeşil ekran efekti değil bu Bugün gerçek bir şey var,

the real outdoor scenery and also the sounds as well you might be able to hear the birds

gerçek bir dış mekan manzarası var ve aynı zamanda sesler de var, ağaçlarda şarkı söyleyen kuşları duyabiliyor olabilirsiniz, bu

singing in the trees

what a beautiful sound it is so why are we here together i hear you ask in fact you are

ne güzel bir ses, öyleyse neden burada birlikteyiz diye sorduğunuzu duyar gibiyim aslında

shouting out of your window right now well the reason why i'm here is to talk about english

dışarıdan bağırıyorsunuz. şu an senin pencerende burada olmamın nedeni ingilizce hakkında konuşmak

i love english you might say that i am an english addict you see that's why i call my

ingilizceyi seviyorum ingilizce bağımlısı olduğumu söyleyebilirsin işte bu yüzden

live stream english addict because we are all a little bit crazy about english including

canlı yayınıma ingilizce bağımlısı diyorum çünkü hepimiz biraz ingilizce delisiyiz

me as well so that's what we're doing today we have lots of things to talk about of course

ben de dahil, yani bugün yaptığımız bu, konuşacak çok şeyimiz var elbette

i suppose i should mention the one thing that is happening it might also be the reason why

sanırım olan bir şeyden bahsetmeliyim,

we might not have many people here today because there is a big distraction taking place right

bugün burada çok fazla insanımızın olmamasının nedeni de bu olabilir çünkü orada hayır,

here in the uk no i'm not talking about the g7 summit although that has been as usual

g7 zirvesinden bahsetmiyorum, ancak bu her zamanki gibi

very dull and very boring to be honest that's all i'm saying about that i'm sure mr steve

çok sıkıcı ve dürüst olmak gerekirse çok sıkıcıydı, tüm söylediğim bu, eminim ki Bay Steve

will have something to say about it later on but yes today it is the day when england

yapacaktır. daha sonra bunun hakkında söylenecek bir şey var ama evet bugün ingiltere'nin

play their first match i believe in the euro 2020 euro 2020 wait a minute isn't it isn't

ilk maçını oynayacağı gün euro 2020'ye inanıyorum euro 2020 bir dakika değil mi

it 2021 now i thought we were in 2021 what's happening i'm having a very strange feeling

2021 değil mi şimdi 2021'de olduğumuzu sandım ne oluyor çok garip bir

of deja vu but of course yes it was postponed from last year because of coronavirus but

deja vu hissi yaşıyorum ama tabii ki evet geçen yıl koronavirüs nedeniyle ertelendi ama

today the euro match between england and croatia is taking place i have a feeling there might

bugün ingiltere ve hırvatistan arasındaki euro maçı yapılıyor

be a lot of people distracted and today yes we will be talking about football a little

bir çok insanın dikkati dağılmış olabileceğini hissediyorum ve bugün evet biraz futboldan bahsedeceğiz

bit we have some sport words in the sentence game as well also another question will be

cümle oyununda bazı spor kelimelerimiz de olacak ayrıca başka bir soru

concerning a very personal thing do you mind if i get personal with you i hope not today

çok kişisel bir şeyle ilgili olacak sizinle kişiselleşirsem sorun olur mu umarım bugün

we are talking about cosmetic surgery as well would you ever have cosmetic surgery have

kozmetik cerrahi hakkında konuşmuyoruz Ayrıca hiç estetik ameliyat olur muydunuz

you ever thought of having a certain part of your body made smaller or larger or a different

hiç vücudunuzun belirli bir bölümünü küçültmeyi veya büyütmeyi veya farklı bir

shape perhaps that is something else we are talking about yes as i mentioned football

şekle sokmayı düşündünüz mü belki bu başka bir şeyden bahsediyoruz evet bahsettiğim gibi futbol şu

is happening at the moment and a lot of people are talking about it in fact you might say

anda oluyor ve çok insan oranı bunun hakkında konuşuyor aslında

today's live stream is a load of balls

bugünün canlı

yeah i like that i like that a lot we might be doing that a lot today so today's live

stream is a load of balls a load of footballs we have the sentence game connected to words

yayınının bir sürü top olduğunu söyleyebilirsin evet bunu çok seviyorum sporla bağlantılı kelimelerle bağlantılı cümle oyununa sahip olun

connected with sport i hope you are going to enjoy that if not i'm very sorry about

umarım beğenirsiniz, yoksa bunun için çok üzgünüm elimden gelenin

it i will try my best here we go then and i suppose the first thing i should say is

en iyisini yapacağım o zaman başlıyoruz ve sanırım söylemem gereken ilk şey

that we have made it all the way through another week and almost another weekend i wonder who

başardığımız bir hafta daha ve neredeyse bir hafta sonu daha

will win the football match today will it be england or croatia we will have to wait

bugünün futbol maçını kimin kazanacağını merak ediyorum ingiltere mi hırvatistan mı bekleyip öğrenmek zorunda kalacağız

and find out of course

tabii ki bugün

it is sunday

pazar,

i'm just putting my reading glasses on i've just realized that i'm wearing the wrong glasses

sadece okuma gözlüğümü takıyorum ben' yanlış gözlük taktığımı yeni fark ettim

okay that's better i can actually see now that is much better oh yes there you are the

tamam bu daha iyi aslında şimdi görebiliyorum bu çok daha iyi oh evet işte

problem is you see i'm getting old i'm not the younger person i used to be i'm getting

sorun şu ki yaşlanıyorum eskisi gibi genç biri değilim ben

old and one of the things that is happening to me as i get older is my eyesight isn't

Yaşlanıyorum ve yaşlandıkça başıma gelen şeylerden biri de gözlerim

as good as it used to be you see so i have to wear my reading glasses you might be able

eskisi kadar iyi değil, bu yüzden okuma gözlüklerimi takmak zorundayım,

to hear behind me and all around us at the moment the sheep are calling the lambs are

arkamı duyabilirsiniz ve çevremizde koyunlar sesleniyor kuzular

sounding a little scared i have a feeling they might be a little scared of this you

biraz korkmuşlar bundan biraz korkmuş olabileceklerini hissediyorum

see because who knows what's going to happen over the next hour and 40 minutes who knows

çünkü önümüzdeki bir saat 40 dakika içinde kim bilir ne olacak kim bilir

yes we have mr steve here later on he will be here with us sharing some of his wonderful

evet bizde var Bay Steve daha sonra bizimle burada olacak ve geçen haftasındaki harika anlarından bazılarını paylaşacak

moments from his last week i bet you can't wait to hear about that by the way we found

out what the problem was with mr steve's skin do you remember last week i showed you some

Hafta size

photographs of mr steve's spotty body well we had a result and one of the wonderful things

Bay Steve'in sivilceli vücudunun bazı fotoğraflarını gösterdim, bir sonuç elde ettik ve harika şeylerden biri

now if you have anything wrong with you something that can be seen you can actually send a photograph

şimdi sizde bir sorun varsa, görülebilen bir şey varsa, gerçekten

of the thing to your doctor i love technology so much so you don't really have to go to

o şeyin bir fotoğrafını doktorunuza gönderebilirsiniz, teknolojiyi seviyorum o kadar ki,

the doctor anymore if it is something that can be seen maybe you have a lump or a boil

eğer görülebilen bir şeyse, artık gerçekten doktora gitmenize gerek yok, belki vücudunuzda bir yumru veya çıban

or maybe a strange rash on your body or in mr steve's case mr steve had spots so all

veya belki garip bir kızarıklık var veya Bay Steve'in durumunda, Bay Steve'in lekeleri vardı, yani hepsi vücudundaki

he did he he sent a picture of some of the spots on his body to his doctor and the doctor

bazı lekelerin resmini doktoruna gönderdi ve doktor

gave him a diagnosis so later we will be finding out what were mr steve's spots what were they

ona bir teşhis koydu, bu yüzden daha sonra Bay Steve'in lekelerinin neler olduğunu öğreneceğiz, bunlar neydi,

why was mr steve covered in spots last week we will find out later on so there might be

Bay Steve geçen hafta neden lekelerle kaplıydı biz daha sonra öğreneceğim bu yüzden

some strange sounds around me if you are not familiar with this live stream i do my live

etrafımda bazı garip sesler olabilir bu canlı yayına aşina değilseniz

stream every week sometimes i'm in the studio but today i'm outside with all of the beautiful

her hafta canlı yayınımı yapıyorum bazen stüdyodayım ama bugün tüm güzel

sounds of nature you can hear the lambs in the distance oh we also have the live chat

seslerle dışarıdayım doğa uzaktan kuzuları duyabiliyorsun oh canlı sohbetimiz de var

i can't forget you how can i forget you that's crazy that's terrible that's so rude i'm very

seni unutamıyorum nasıl unutabilirim seni bu çılgınca bu çok kaba çok

sorry about that i can't forget you of course because you are here now chatting on the live

üzgünüm bunun için çok üzgünüm seni unutamıyorum tabii ki çünkü şimdi burada canlı

stream but the big question is who was first on today's live chat i wonder was it vitesse

yayında sohbet ediyorsun ama asıl soru şu ki bugünün canlı sohbetinde ilk kim vardı merak ediyorum o Vitesse miydi o yüzden içimde bir

i don't think so i have a feeling maybe that vitas is watching the football i think so

his var belki o vitas futbol izliyordur bence

so who was it oh hello mohsen congratulations to you mohsen guess what you are first on

öyleyse kimdi oh merhaba mohsen tebrikler seni mohsen bugünün canlı sohbetinde ilk olarak ne olduğunu tahmin et

today's live chat i have all sorts of animals insects buzzing and calling and tweeting around

etrafımda vızıldayan, çağıran ve tweet atan her türden hayvan böcek var

me so i hope you are enjoying not only the sights but also the sounds of the english

bu yüzden umarım sadece manzaraların değil, aynı zamanda

countryside on this sunday afternoon who else do we have today oh can i say hello to luis

bu İngiliz kırsalının seslerinin de tadını çıkarıyorsundur pazar öğleden sonra bugün başka kimimiz var oh luis mendes'e merhaba diyebilir miyim

mendes hello lewis nice to see you back as well we have richard sandra we also have waffey

merhaba lewis sizi tekrar görmek güzel biz de richard sandra bizde de waffey var

hello waffee nice to see you back as well also we have intelligent nice to see you back

merhaba waffee sizi tekrar görmek güzel biz de zeki de var sizi görmek güzel geri

rosa jc geordi hello jc geordi wow that's incredible i can't remember the last time

rosa jc geordi merhaba jc geordi vay canına bu inanılmaz seni canlı yayınımda en son ne zaman gördüğümü hatırlayamıyorum

i saw you on my live stream it seems like a very long time ago where have you been we

çok uzun zaman önce neredeydin

have missed you pedro last week put forward a very interesting question on the live chat

seni özledik geçen hafta pedro çok ilginç bir soru sordu canlı sohbette

he asked me if there are any of the live chatters that i remember from the past so i know that

bana geçmişten hatırladığım canlı sohbetlerden herhangi birinin olup olmadığını sordu, bu yüzden

some of you have been watching me for many years but also some of you have been watching

bazılarınızın beni uzun yıllardır izlediğini biliyorum ama bazılarınız da

for a very short time for which i say welcome to all of this whatever it is but yes there

çok kısa bir süredir izliyor. bunların hepsine hoş geldiniz diyorum, her ne ise ama evet,

are many people who used to watch me a lot there but yes so if you can remember any of

beni orada çok izleyen birçok insan var ama evet,

the the participants in the live chat please let me know and i will try to refresh my memory

canlı sohbete katılanlardan herhangi birini hatırlayabiliyorsanız lütfen bana bildirin, yenilemeye çalışacağım anımsıyorum

but yes there are many of you who have been watching for a long time for many years and

ama evet aranızda uzun yıllardır izleyenleriniz var ve

i always feel very happy when you join in i always feel a little bit humble to be honest

katıldığınız zaman kendimi çok mutlu hissediyorum dürüst olmak gerekirse her zaman biraz alçakgönüllü hissediyorum

hello also to sandra grace is here as well i am saying hello to grace hello to you nice

sandra Grace'e de merhaba ben de buradayım Grace'e merhaba diyorum sana merhaba

to see you here as well we also have monisa and also we have alessandra as well wow so

seni burada görmek güzel ayrıca monisa'mız ve ayrıca alessandra'mız var vay canına

many people joining in with today's live chat i wasn't sure you see i was not sure how many

bugünün canlı sohbetine o kadar çok insan katılıyor ki gördüğünden emin değildim kaç kişi olduğundan emin değildim

people would be here today because there is a big distraction with the football

bugün burada olurdum çünkü futbolla ilgili büyük bir dikkat dağınıklığı var fark etmişsinizdir

as you may or may not have noticed i am not a big follower of football i'm not n duo says

veya etmemişsinizdir ben futbolun büyük bir takipçisi değilim ikili değilim

i love football you are a football fan i get the feeling you like football very much hello

futbolu seviyorum diyor siz bir futbol fanatiğisiniz hoşlandığınız hissine kapılıyorum futbol çok çok merhaba

also to oh pedro is here hello to pedro apparently i don't know why but pedro is in a very good

oh pedro da burada pedro'ya merhaba görünüşe göre neden bilmiyorum ama pedro çok iyi bir

mood and i don't know why i'm just wondering why are you in such a good mood pedro can

ruh halinde ve neden bilmiyorum sadece senin neden bu kadar iyi bir ruh halinde olduğunu merak ediyorum pedro can

you please let us in on your secret we would like to know very much so one of the questions

lütfen sırrınızı bize bildirin, çok fazla bilmek isteriz, bu yüzden bugün sorduğumuz sorulardan biri

we are asking today

and as i mentioned a few moments ago i am getting older i'm not a young person in five

ve birkaç dakika önce bahsettiğim gibi yaşlanıyorum, beş yıl sonra genç bir insan değilim

years well in fact let me just think no in four years from now

aslında izin verin Ben sadece hayır, bundan dört yıl sonra,

i will be as old as mr steve is now so four years from now i will be approaching the same

Bay Steve'in şu anki kadar yaşlı olacağımı düşünüyorum, yani bundan dört yıl sonra,

birthday the same age as mr steve is now so so you know what happens as you get older

aynı doğum gününe, Bay Steve'in şimdiki yaşına yaklaşacağım, yani siz yaşlandıkça ne olduğunu bilirsiniz.

your body starts to change in certain ways and we are not talking about puberty or adolescence

vücut belirli şekillerde değişmeye başlar ve biz ergenlik veya ergenlikten bahsetmiyoruz

we are talking about something entirely different what i mean of course is old age as you get

tamamen farklı bir şeyden bahsediyoruz yani tabii ki yaşlılıktan bahsediyorum

older your skin starts to change you might put weight on you might have to make a few

yaşlandıkça cildiniz değişmeye başlıyor kilo alabilirsiniz yapmak zorunda kalabilirsiniz

alterations to your appearance one of the things i've noticed one of the big changes

Görünüşünde birkaç değişiklik Fark ettiğim şeylerden biri

i've noticed with my body is hair hair

Vücudumda fark ettiğim en büyük değişikliklerden biri saçlar

in the places where i want my hair i'm losing it but in the places where i don't want hair

Saçlarımı istediğim yerlerde kaybediyorum ama istemediğim yerlerde saçlar. Saç istemiyorum,

i'm gaining it

bu

so that's very strange i'm getting hair in places where i never used to have it i'm not

çok garip, daha önce hiç sahip olmadığım yerlerden saç alıyorum, size

going to tell you where but i'm sure you can guess i'm sure you can guess beatriz hello

nerede olduğunu söylemeyeceğim ama tahmin edebileceğinizden eminim tahmin edebileceğinizden eminim beatriz merhaba

beatrice thank you very much your garden looks special today very colourful it looks lovely

beatrice çok teşekkür ederim bahçeniz bugün özel görünüyor çok renkli çok güzel görünüyor

congratulations to mr steve on his hard work yes steve has been busy in the garden today

sıkı çalışmasından dolayı bay steve'i tebrik ederim evet steve bugün bahçede meşguldü

we will be finding out in a few minutes what mr steve has been up to he's been a very busy

birkaç dakika içinde bay steve'in neler yaptığını öğreneceğiz

boy when i looked out of the window earlier steve was busy sawing some big pieces of wood

daha önce pencereden dışarı baktığımda çok meşgul bir çocuktu steve bazı büyük tahta parçalarını kesmekle meşguldü, bu

so we will find out what that is all about as well plastic surgery cosmetic surgery would

yüzden bunun neyle ilgili olduğunu öğreneceğiz plastik cerrahi estetik cerrahi

you ever have it and also we have the sentence game don't forget i haven't i haven't left

hiç yaptırır mıydınız ve ayrıca cümlemiz var oyun unutma,

that out even though we are outside we do have the sentence game and as i mentioned

bunu atlamadım, dışarıda olmamıza rağmen cümle oyunumuz var ve bahsettiğim gibi,

we have some words and phrases connected to what some people describe as the beautiful

bazı insanların güzel

game the beautiful game that is football one of the many things we are talking about today

oyun güzel oyun olarak tanımladığı şeyle bağlantılı bazı kelimelerimiz ve deyimlerimiz var. bu futbol bugün konuştuğumuz birçok şeyden biri

now we'll take a break here is an excerpt from one of my full english lessons where

şimdi bir ara vereceğiz burada

we talk all about things that are cold and things that are hot oh look at me i'm really

soğuk ve sıcak şeyler hakkında konuştuğumuz tam ingilizce derslerimin birinden bir alıntı oh bana bak ben

going up in the world today i'm climbing the ladder of success i'm heading to the top you

Bugün dünyada gerçekten yükseliyorum, başarı merdivenlerini tırmanıyorum, zirveye doğru ilerliyorum,

might describe me as a social climber let's just hope i don't slide back down to the bottom

beni sosyal tırmanıcı olarak tanımlayabilirsiniz, umarım

again or even worse fall head first hi everybody and welcome to another full english lesson

tekrar dibe kaymam veya daha da kötüsü düşmem. önce herkese merhaba ve başka bir tam ingilizce dersine hoş geldiniz,

i'm really enjoying the view from up here can you see me waving to you i hope so here

buradan manzaranın tadını çıkarıyorum, size el salladığımı görebiliyor musunuz, umarım bu yüzden burada

i am once more talking to you from the birthplace of the english language which is of course

bir kez daha sizinle ingilizcenin doğum yeri olan tabii ki olan yerden konuşuyorum.

england so without any more dawdling or dilly dallying let's get on with today's full english

ingiltere o yüzden daha fazla oyalanmadan veya oyalanmadan bugünün tam ingilizce

lesson which will start around about now

dersine geçelim, yaklaşık şu anda başlayacak olan

if there's one thing i've learned about english it's that quite often the simplest words have

ingilizce hakkında öğrendiğim bir şey varsa o da çoğu zaman en basit kelimelerin

the most meanings for example you have the words hot and cold in its most common sense

en fazla anlama sahip olduğudur, örneğin kelimelere sahipsiniz en yaygın anlamıyla sıcak ve soğuk

the word hot describes something that is of high temperature it is holding a high degree

sıcak kelimesi yüksek sıcaklıkta olan bir şeyi tanımlar yüksek derecede

of heat it might be dangerous to touch or drink don't go near the stove it's hot can

ısı tutar dokunmak veya içmek tehlikeli olabilir sobanın yanına gitmeyin

you open a window it's hot in here the word hot can be used in other ways too something

sıcak pencere açabilir misiniz sıcak burada sıcak kelimesi başka şekillerde de kullanılabilir

that is popular or fashionable can be described as hot something that is in high demand might

popüler veya modaya uygun bir şey sıcak olarak tanımlanabilir yüksek talep gören bir şey

be described as the hottest thing around cycling has become the latest hot health routine this

bisiklet sürmenin en sıcak şeyi olarak tanımlanabilir bu oyuncağın gideceği en son sıcak sağlık rutini haline geldi bu yılbaşında

toy is going to be the hottest item in the shops this christmas something that might

dükkanların en gözde ürünü olun

generate a lot of interest can be described as hot we have some new hot properties to

çok fazla ilgi uyandırabilecek bir şey sıcak olarak tanımlanabilir bir aptal olarak size gösterecek bazı yeni sıcak özelliklerimiz var bir şeyin

show you as an idiot something might be too hot to handle this means that the thing in

üstesinden gelinemeyecek kadar sıcak olabilir bu,

question should be avoided or at least handled with care we can't discuss that topic here

söz konusu şeyin kaçınılmalıdır veya en azından dikkatle ele alınmalıdır bu konuyu burada tartışamayız

it's too hot to handle for us in a stressful situation where you are under a lot of pressure

çok fazla baskı altında olduğunuz stresli bir durumda bizim için ele alınamayacak kadar

we might say that the heat is on the heat is on for the sales force to reach their targets

sıcak satış ekibi için hararet hararetli diyebiliriz hedeflerine ulaşmak için

you can feel the heat which means to be involved in a risky or high-stakes situation an attractive

sıcaklığı hissedebilirsiniz, bu da riskli veya yüksek riskli bir duruma dahil olmak anlamına gelir, çekici bir

person might be hot there were some hot models at this year's fashion show heat can be used

kişi seksi olabilir, bu yılki moda şovunda bazı ateşli modeller vardı. bir

as a verb to describe the action of introducing heat to something you must heat the soup before

şeye ısı vermek çorbayı servis etmeden önce ısıtmanız gerekir

serving it as a slang word the word heat can mean the please as part of a phrase we can

argo bir kelime olarak ısı kelimesi lütfen anlamına gelebilir

use heat to do something in the heat of the moment means to act in a spontaneous or unprepared

way normally in reaction to something you do something in the heat of the moment a stolen

normalde bir şeye tepki olarak anın hararetiyle bir şey yaparsın

item that is being passed around can be described as hot i wouldn't buy any jewellery from him

ortalıkta dolaşan çalıntı bir eşya ateşli olarak tanımlanabilir ondan hiç mücevher almam çok

it's all hot a person who often loses their temper can be described as a hot head the

ateşlidir sık ​​sık öfkelenen bir insan olarak tanımlanabilir sıcak bir kafa

word cold can also be used in many ways an unwelcoming response might be described as

soğuk kelimesi birçok şekilde de kullanılabilir hoş olmayan bir tepki soğuk olarak tanımlanabilir

cold to be underwhelmed by something can often create a cold response his performance was

bir şey tarafından etkilenmek genellikle soğuk bir tepki yaratabilir performansı

greeted with cold silence the feeling of being repulsed or offended by something can be described

soğuk sessizlikle karşılandı bir şey tarafından itilme veya gücenme hissi olabilir

as cold you feel upset and put off by what you saw or heard his humour throughout the

soğuk olarak tanımlanıyorsa, bütün akşam gördükleriniz veya duyduklarınız yüzünden üzülürsünüz ve soğursunuz,

evening left me feeling cold you can give someone a cold stare you look at them with

beni üşütürsünüz, birine soğuk bir bakış atabilirsiniz, ona

disapproval and disdain as an expression you might give someone the cold shoulder to shun

onaylamayan ve küçümseyen bir ifadeyle bakarsınız, birine soğuk davranabilirsiniz. birinden uzak durmak

someone or to choose to ignore a person directly is to give the cold shoulder he tried to approach

veya bir kişiyi doğrudan görmezden gelmeyi seçmek, yemekten sonra bana yaklaşmaya çalıştığı soğukkanlılığını göstermektir

me after dinner but i gave him the cold shoulder to make something cold you need to cool it

ama ben ona soğuk bir şey yapması için soğuk davrandım, onu soğutman gerekiyor,

the word cool can be used to describe a period in which you can change your mind about something

soğuk kelimesi bir dönemi tanımlamak için kullanılabilir. Bir şey hakkında fikrinizi değiştirebileceğiniz

a cooling off period is often allowed so as to give time for a person to consider what

bir sakinleşme süresine genellikle bir kişinin ne yaptığını düşünmesi için zaman tanımak için izin verilir

they have done the holiday booking allows you a cooling off period of 14 days this means

tatil rezervasyonu size 14 günlük bir soğuma süresi sağlar, bu da

that you have two weeks in which to change your mind you might go off the idea you cool

iki haftanız olduğu anlamına gelir. fikrinizi değiştirmek için fikirden vazgeçebilirsiniz

off the word cool can be used to describe something that creates excitement or is seen

havalı kelimesi heyecan yaratan veya

as impressive something is cool

etkileyici olarak görülen bir şeyi tanımlamak için kullanılabilir havalı bir şey

that's a cool bike you've got there for younger people this particular expression might appear

harika bir bisiklettir genç insanlar için var bu özel ifade görünebilir

old-fashioned and not cool during a criminal investigation an inquiry that has no new leads

bir ceza soruşturması sırasında eski moda ve havalı değil yeni ipucu olmayan bir soruşturma

might be described as having gone cold an unsolved crime that occurred many years ago

soğumuş olarak tanımlanabilir, yıllar önce meydana gelen çözülmemiş bir suç,

can be described as a cold case a cold thing can also be described as chilled as an idiom

soğuk bir vaka olarak tanımlanabilir, soğuk bir şey aynı zamanda soğuk olarak da tanımlanabilir.

you can chill out or just chill to relax and unwind is to chill i think i'll just stay

rahatlayabilirsin ya da sadece rahatlayabilirsin rahatlamak ve gevşemek rahatlamaktır sanırım bu

in tonight and chill in front of the television general negativity from a person can be described

gece burada kalıp televizyon karşısında dinleneceğim bir kişinin genel olumsuzluğu

as chilly my new ideas for the next meeting were met with a chilly response the phrase

soğuk olarak tanımlanabilir bir sonraki toplantı için yeni fikirlerim karşılandı soğuk bir yanıtla

come in from the cold means to return to a place or group that had previously rejected

come in in cold deyimi, daha önce sizi reddeden bir yere veya gruba geri dönmek anlamına gelir, tekrar

you you are welcome back and forgiven you have come in from the cold

hoş geldiniz ve affedildiniz, soğuktan geldiniz,

can you see what i'm doing here i'm trying to find something to watch on television sometimes

burada ne yaptığımı görebilir misiniz, deniyorum televizyonda izleyecek bir şey bulmak bazen izleyecek

it is hard to find something good to watch i often spend many hours trying to find a

iyi bir şey bulmak zordur izlemek için düzgün bir program bulmak için çoğu zaman uzun saatler harcarım

decent show to watch i often flick through the channels in the desperate attempt to find

something that catches my eye you flick through the channels you flip through the channels

gözüme çarpan bir şey bulmak için çaresizce sık sık kanalları dolaşırım kanallar arasında gezindiğiniz kanallar kanalları aşağı yukarı

you scan up and down the channels many years ago we used to have to get up and go over

taradığınız kanallar yıllar önce kalkıp

to the tv to change the channel these days we can use the remote control this item can

televizyonun başına geçmek zorunda kaldığımız bu günlerde uzaktan kumandayı kullanabiliyoruz bu öğe

cause a lot of annoyance and frustration as it often gets mislead has anyone seen the

çok fazla can sıkıntısına neden olabilir ve sık sık yanıltıcı olduğu için hayal kırıklığı

tv remote it was here on the sofa earlier but now it's gone the tv remote is used to

daha önce burada kanepede olan ama şimdi gitmiş olan televizyon kumandasını gören var mı? ses

control all the functions of the television set including the sound level and picture

controls the sound level is called the volume you can turn up the volume to increase the

seviyesi, ses seviyesini artırmak için sesi açabilir

sound level and turn down the volume if the sound level is too high or too loud in this

ve ses seviyesi çok yüksek veya çok yüksekse kısabilirsiniz, bu

case the word volume simply means amount or quantity the level is the volume which controls

durumda ses seviyesi kelimesi basitçe miktar veya miktar anlamına gelir seviye,

the amount of sound coming from the tv a person who likes flicking through the tv channels

ses miktarını kontrol eden ses seviyesidir televizyondan gelen, televizyon kanallarını dolaşmayı seven bir kişi,

can be described as a channel hopper if a person watches tv all the time then we might

kanal hopper olarak tanımlanabilir, eğer bir kişi sürekli televizyon izliyorsa, onu

describe them as a tele addict telly is another word for a television set a television can

tele bağımlısı olarak tanımlayabiliriz.

also be called the gogglebox the word goggle refers to a person's eyes staring at the flickering

gözlük kutusu olarak adlandırılan gözlük kelimesi, titreyen resme bakan bir kişinin gözlerine atıfta bulunur

picture and box refers to the shape of the tv although these days many tv sets are actually

ve kutu televizyonun şekline atıfta bulunur, ancak bu günlerde birçok televizyon seti aslında

flat and take up very little space television sets come in many different screen sizes from

düzdür ve çok az yer kaplar televizyon setleri sadece ekrandan birçok farklı ekran boyutuna sahiptir.

just a few inches to fit on a small desk right up to the ones that resemble something you

küçük bir masaya sığacak kadar birkaç santim, bir sinemada bulabileceğiniz bir şeye benzeyenlere kadar

might find in a cinema

and there it was one of my full english lessons and there are many of my lessons on my youtube

ve işte tam ingilizce derslerimden biriydi ve youtube kanalımda derslerimin birçoğu var,

channel a lot of people do forget that over the past 15 years i've been making well i've

birçok insan unutuyor son 15 yıldır iyiyim

been making english lessons almost non-stop and everything is free don't forget that oh

ingilizce dersleri neredeyse hiç durmadan yapıyorum ve her şey bedava unutma bunu oh

hello that's interesting that was a bit unexpected mr duncan we suddenly appeared we suddenly

merhaba bu ilginç biraz beklenmedikti bay duncan birdenbire ortaya çıktık birdenbire

appeared i'm conscious the microphone's a long way away from me don't worry i need to

ortaya çıktık ben mikrofonun benden çok uzakta olduğunun farkındayım merak etmeyin bağırmama gerek

shout no hello hello everyone i'm whispering because i don't want to upset the neighbours

yok merhaba herkese merhaba fısıldıyorum çünkü komşuları üzmek istemiyorum hayır merak

no don't worry hello mr duncan hello mr steve oh it's great to be here we're outside today

etmeyin merhaba bay duncan merhaba bay steve oh bu burada olmak harika bugün dışarıdayız

that's even more exciting do you want some applause um go on

bu daha da heyecanlı biraz alkış ister misin devam et

oh that sheep over there really appreciates me being on the live stream yes and to be

oh oradaki koyun canlı yayında olmamı gerçekten takdir ediyor evet ve

honest with you i appreciate the sheep some of them are very very attractive i have to

sana karşı dürüst olmak gerekirse koyunları takdir ediyorum bazıları çok çok çekici gürültülü olduklarını

say they're noisy they're they're noisy but very very attractive person what are you welsh

söylemeliyim onlar gürültülü ama çok çok çekici insan ne sen galce

nothing sorry what i'm glad we don't sleep at the back of the house because if we did

hiçbir şey üzgünüm ne iyi ki evin arka tarafında uyumayız çünkü uyusaydık

and it's hot weather yeah we'd have to have the windows open which we have and the sounds

ve bu hava sıcak evet pencereleri açmamız gerekirdi ve

of the sheep would be waking us up in the early hours of the morning because they are

sabahın erken saatlerinde koyun sesleri bizi uyandırırdı çünkü

very noisy at times you've just reminded me of something this morning can you believe

bazen çok gürültülü oluyorlar bu sabah bana bir şey hatırlattın inanabiliyor musun

it this morning i was actually woken up by my neighbour's cockerel it's it's such a cliché

bu sabah komşumun horozuyla uyandım gerçekten çok klişe kır deyince kır deyince

when you think about the countryside when you think about the countryside you always

aklınıza hep

think about animals sheep cows and maybe also the sound of the cockerel in the morning and

hayvanlar koyun inekler ve belki de sabahları horozun sesi geliyor ve

and this actually happened this morning i i was woken up by the sound of the cockerel

bu aslında bu sabah oldu horozun sesiyle uyandım

in fact we have one don't we here so this is what i woke up to this morning

aslında bizde bir tane var değil mi yani bu sabah buna uyandım

i know what time was that mr duncan it was about harpist four you must have been a very

saatin kaç olduğunu biliyorum bay duncan harpçı dört hakkındaydı

light sleeper last night well i don't know about that but it was it was it was crowing

dün gece çok hafif uyuyan olmalısın, onu bilmiyorum ama

for ages it wouldn't stop so it kept doing it for a very long time i was getting rather

yıllardır ötüyordu, durmuyordu, bu yüzden çok uzun bir süre yapmaya devam etti, bu yüzden oldukça

annoyed to be honest so i was woken up by my neighbour's cockerel there's always a first

sinirlenmeye başlamıştım. dürüst olmak gerekirse, komşumun horozu tarafından uyandırıldım, her zaman böyle

time for something like that uh i want to say hello to mary fur okay who's uh who's

bir şey için bir ilk olur uh mary fur'a merhaba demek istiyorum tamam kim uh kim

from canada and i wonder if she's spotted if you're still watching i hope you are but

kanadalı ve merak ediyorum o fark edildi mi hala izliyorsanız umarım görmüşsünüzdür ama

this is a hat made in canada oh i've mentioned it on the many times before it always sounds

bu kanada yapımı bir şapka oh bundan defalarca bahsetmiştim, kulağa her zaman

like there's a commercial here can i just say we're not sponsored by the makers of mr

burada bir reklam varmış gibi gelmeden önce şunu söyleyebilirim ki Bay Steve'in şapkasının yapımcıları tarafından desteklenmiyoruz,

steve's hat i wish we were we don't have any sponsors can you believe it we've never had

keşke olsaydık. sponsorumuz yok inanabiliyor musun hiç sahip olmadık hiç

ever we've never had sponsors no that time no i don't want them because everyone has

sponsorumuz olmadı o zamanlar hayır istemiyorum çünkü artık herkeste var youtube videosu izlemekten

them now there's nothing more frustrating than watching a youtube video and then the

daha sinir bozucu bir şey yok sonra

person says before we begin let's say a big thank you to our sponsor and then they talk

kişi daha önce diyor başlıyoruz, sponsorumuza büyük bir teşekkür edelim ve sonra

for ages about some some bit of software or something that you're never going to buy i

yıllarca bir tür yazılım veya asla satın almayacağınız bir şey hakkında konuşurlar,

might have the income side of things but i think it just annoys the viewers to be honest

işlerin gelir tarafına sahip olabilirim ama bence bu sadece izleyicileri rahatsız ediyor dürüst olun, bu

so so no no products are being placed here but mr steve's hat has been made in canada

yüzden buraya hiçbir ürün yerleştirilmiyor ama bay steve'in şapkası kanada'da yapıldı evet bu

yes by the way mary something i want to clear up literally by the way can i finish the uh

arada mary, kelimenin tam anlamıyla açıklığa kavuşturmak istediğim bir şey bu arada bitirebilir miyim uh,

can i finish what i was saying about is it interesting no i was just going to imagine

hakkında söylediğimi bitirebilir miyim? ilginç hayır, sadece

the name tilly yes i double l e y okay we're not that we're not being sponsored by them

ismi tily olarak hayal edecektim evet, çift ley y tamam, onlar tarafından sponsor olmadığımızdan değiliz

but i just thought i would mention for mary and for anyone else in canada watching yes

ama sadece mary ve kanada'da izleyen herkes için bahsedeyim dedim evet

this is a canadian hat and it's very well made so what were you going to say mr duncan

bu bir kanadalı şapka ve çok iyi yapılmış, bu yüzden ne diyecektiniz Bay Duncan,

well congratulations so so i just thought i'd mention that's amazing it's incredible

tebrikler, bu yüzden sadece bahsetmek istedim, bu inanılmaz, inanılmaz, her şapka

you only mention this every time you're in your hat every time well somebody always asks

taktığınızda bundan sadece bahsediyorsunuz, ne zaman birisi her zaman

about my hat so i thought that i would get that out of the way early on in the live stream

benim hakkımda sorsa Bu yüzden geçen hafta steve canlı yayının başında bunu aradan çıkarayım dedim.

steve last week we had a little issue didn't we a little problem with mr steve's body mr

küçük bir sorunumuz vardı, değil mi bay steve'in vücuduyla ilgili küçük bir sorunumuz var mı bay

steve discovered he had some very strange spots on his body but thanks to the wonders

steve onun vücudunda bazı çok tuhaf noktalar olduğunu keşfetti ama

of modern technology steve was able to send a photograph of his strange spots i won't

modern teknolojinin harikaları sayesinde steve tuhaf noktalarının bir fotoğrafını gönderebildi

tell you where they are but i will give you a clue it was very near to his willie oh they

size nerede olduklarını söylemeyeceğim ama size bir ipucu vereceğim onun köpeğine çok yakındı oh onlar

were mr duncan what that is not true at all oh okay one or two were but most of them were

bay duncan'dı bu nedir hiç doğru değil oh tamam bir ya da iki öyleydi ama çoğu

distributed fairly evenly about my torso okay torso by the way intelligent these are ventilation

gövdeme oldukça eşit bir şekilde dağılmıştı tamam gövde bu arada zeki bunlar

holes in the side of the hatch they are to keep his brain cool and interestingly enough

beynini serin tutmak için havalandırma delikleri ve yeterince ilginç bir şekilde

william earlier i know just asked about the use of the word spot and stain oh so yes you

william daha önce ben biliyorum sadece leke ve leke kelimesinin kullanımı hakkında soru soruldu oh yani evet benim tuhaf noktalarım

say what you were going to say about about my strange spots yes we found out we did well

hakkında ne söyleyeceğinizi söylüyorsunuz evet anladık iyi iş çıkardık bu

that's it so steve sent a photograph he put the he put his camera phone down his underpants

yüzden steve bir fotoğraf gönderdi koydu kameralı telefonunu koydu külotunu indirdi

and took a couple of pictures i don't know why he did that i think he's i think he's

ve birkaç fotoğraf çekti neden yaptığını bilmiyorum sanırım o

starting his only fan's channel and the doctor i know you're going to say something rude

tek hayranının kanalını açıyor ve doktor kaba bir şey söyleyeceğini biliyorum

however the doctor said i can't see anything the doctor said no the doctors the doctor

ama doktor yapamayacağımı söyledi doktorun söylediği herhangi bir şeyi gördün mü hayır doktorlar

had to look at your spots and he confirmed what we thought last week apparently apparently

senin lekelerine bakmak zorunda kaldı ve geçen hafta düşündüğümüzü doğruladı görünüşe göre uçuk

it's not herpes so it's not herpes you must be pleased about that yes well yes i mean

değil yani uçuk değil bundan memnun olmalısın evet pekala evet demek istediğim

it would have been impossible once again you've you've dodged the bullet

bir zamanlar imkansız olurdu yine mermiden kaçtın

and insects insect bites how boring i know how boring is that i can't i can't help it

ve böcekler böcek ısırıkları ne kadar sıkıcı biliyorum ne kadar sıkıcı yapamam yardım edemem

you know if if if insects are attracted to me i mean you know everything's attracted

eğer böcekler beni çekiyorsa demek istediğim her şeyin beni çektiğini biliyorsun

to me so why not insects it's only to be expected all of the dumb dumb animals go after mr steve

öyleyse neden böcekler olmasın sadece tüm aptal hayvanların Bay Steve'in peşinden gitmesi beklenir

what do you mean yes there's one right next to me now

ne demek evet şimdi yanımda bir tane var evet

yes

so william if you have a red mark on your skin yes then yes you can call that a spot

öyleyse william teninizde kırmızı bir leke varsa evet o zaman evet buna evet diyebilirsiniz

as a noun as a noun but if you have a mark on your skin which is a discoloration you

isim olarak bir leke ama cildinizde bir renk değişikliği olan bir lekeniz varsa

could call that a stain yes maybe similar to a certain type of pigmentation so so people

buna leke diyebilirsiniz evet belki belirli bir pigmentasyona benzer, bu nedenle insanlar

normally have one skin colour however certain parts of your body can also have pigment different

normalde bir ten rengine sahip olurlar ancak vücudunuzun belirli bölgeleri ayrıca pigmente sahip olabilir farklı

pigment and these pigments can be described as stains also of course there is the the

pigment ve bu pigmentler leke olarak tanımlanabilir, tabii ki

one that a lot of people recognize the birthmark as well can quite often be described as a

birçok insanın doğum lekesini tanıdığı bir tane de vardır, genellikle leke olarak tanımlanabilir,

stain but yes although usually you would use stain to describe a patch of discoloration

ancak evet, ancak genellikle tanımlamak için leke kullanırsınız. halı

in something other than your skin such as a carpet a piece of clothing so you wouldn't

gibi cildinizden başka bir şeyde renk değişikliği parçası normalde kullanmamanız için bir giysi parçası yani cildinize mürekkep

normally use it i mean if you were to spill ink on your skin you would say you had an

dökecek olsaydınız

ink stain but if it was something medical you wouldn't normally describe that as a stain

mürekkep lekesi olduğunu söylerdiniz ama bu bir şey olsaydı tıbbi, normalde bunu bir leke olarak tanımlamazsınız,

you would usually use the word stain if you had dropped some ink or tomato juice or something

eğer bir giysiye veya bir halıya biraz mürekkep veya domates suyu veya başka bir şey damlatmış olsaydınız, genellikle leke kelimesini kullanırdınız,

into a piece of clothing or a carpet yeah so so something that causes discoloration

evet, yani belirli bir alanda renk bozulmasına neden olan bir şey

in a certain area is a stain of course you can have a stain on your character yes if

leke elbette karakterinde bir leke olabilir evet

you've done something bad if you've done something wrong if you committed a crime in your life

kötü bir şey yaptıysan yanlış bir şey yaptıysan hayatında bir suç işlediysen bir leken

you might have a stain something that can't be removed that makes your character bad yes

olabilir karakterini yapan silinmeyen bir şey kötü evet

that people will remember forever you did something very bad at some point everyone

insanlar sonsuza kadar hatırlayacak bir noktada çok kötü bir şey yaptın herkes

it's never forgotten it's a stain on your good character can i just say something there

asla unutulmuyor bu senin iyi karakterin üzerinde bir leke sadece bir şey söyleyebilir miyim ağ ören

is a spider building a web there is a spider building a web on my camera and it's so distracting

bir örümcek var kameramda ağ ören bir örümcek var ve bu çok dikkat dağıtıcı

because it's right in front of us i was going to mention the scene he's been doing it he's

çünkü tam önümüzde olduğu sahneden bahsedecektim bunu yaptığı sahneden bahsedecektim

actually started making a web on my on my camera it's incredible i might have to move

gerçekten kameramda bir ağ örmeye başladı inanılmaz

that spider on in a few moments so yes anyway and spot spots you would normally use that

noktalar normalde bunu

to describe something on your skin you wouldn't normally would you just use the word spot

cildinizdeki bir şeyi tarif etmek için kullanırsınız normalde kullanmazsınız bir

to describe something you could have a little spot of something on a carpet yes that would

şeyi tarif etmek için sadece nokta kelimesini kullanır mıydınız bir halının üzerinde bir şeyin küçük bir lekesi olabilir evet bu

be something small that's it so spot quite often is something that's very small quite

küçük bir şey olurdu o kadar nokta oldukça sık çok küçük bir şeydir,

often round in shape or circular so a spot can can be very different from a stain although

genellikle yuvarlak veya daireseldir, bu nedenle bir leke lekeden çok farklı olabilir, ancak

you can have a stain that is very small that can be described as a spot so there is a spot

çok küçük bir lekeniz olabilir, bu nedenle leke olarak tanımlanabilir, bu nedenle üzerinde bir şarap lekesi vardır.

of of wine on the carpet yeah so that just means there's a very small stain a very tiny

halı evet, yani bu sadece çok küçük bir leke olduğu anlamına gelir çok küçük bir

stain so they can be interchangeable but generally speaking a stain is a large area of discoloration

leke yani birbirleriyle değiştirilebilirler ama genel olarak konuşursak, leke geniş bir renk değişikliği alanıdır

and a spot is a small area of discoloration vitoria says um i don't get bitten by mosquitoes

ve bir nokta küçük bir renk değişikliği alanıdır vitoria diyor ki um ben ısırılmam Sivrisinekler

well i learned some time ago somebody told me an expert oh uh in the field of who who

iyi öğrendim bir süre önce birisi bana alanında bir uzman söyledi sıtma gibi sarı humma gibi sivrisinekler

deals with diseases that are transmitted by mosquitoes so such as malaria yellow fever

tarafından bulaşan hastalıklarla kimin uğraştığı konusunda uzman sivrisineklerin

things like that okay that mosquitoes will uh commonly transmit from human to human and

genellikle insandan insana bulaştığını ve

of animals uh but apparently if you say you've got a group of people and you're all out on

hayvanlar uh ama görünüşe göre bir grup insanınız olduğunu söylerseniz ve hepiniz bir

a beach somewhere or walking through the forest and some people appear to get bitten yes by

yerlerde bir kumsaldasınız veya ormanda yürüyorsunuz ve bazı insanlar evet

ins by the mosquitoes and other people don't i was told by this expert that in fact everyone

sivrisinekler tarafından iç organları tarafından ısırılmış gibi görünüyor ve diğerleri öyle değil bu uzman tarafından aslında herkesin

is being bitten it's just that only certain people react in the way of getting these red

ısırıldığı söylendi, sadece belirli insanlar sivrisineğiniz olduğunda bu kırmızı noktaların oluşması yolunda tepki veriyor, bu

spots when you have a mosquito right so some people are it's almost like an allergic reaction

yüzden bazı insanlar haklı, bu neredeyse alerjik bir reaksiyon gibi,

that's right so some people you know you get the big itchy red spots because that's just

bu doğru, bazı insanlar tanıyorsunuz büyük kaşıntılı kırmızı noktalar oluyor çünkü

the way you react to the insect bite but some but other people are being bitten but they

böcek ısırığına tam olarak böyle tepki veriyorsunuz ama bazı insanlar ama diğerleri ısırılıyor ama

don't realize it because they don't their body doesn't react so just because you don't

bunu fark etmiyorlar çünkü yapmıyorlar çünkü vücutları tepki vermiyor bu yüzden sırf siz yapmıyorsunuz'

get bitten it could be that your body just doesn't react to the bites you probably are

Isırılmamak, vücudunuzun ısırıklara tepki vermemesi olabilir, muhtemelen

being bitten but you don't realize well that's what i was told by this this expert in uh

ısırılmaktasınızdır, ancak bunun bana bu

insect transmissible diseases talking of the body the human body is an amazing thing the

böceklerle bulaşabilen hastalıklar uzmanı tarafından söylendiğinin farkında değilsiniz. inanılmaz bir şey

the only problem with having your body is sometimes you forget how amazing it is you

vücudunuza sahip olmanın tek sorunu bazen onun ne kadar harika olduğunu unutuyorsunuz

forget how brilliant it is when you are young you don't really pay much attention to your

gençken onun ne kadar harika olduğunu unutuyorsunuz vücudunuza gerçekten fazla dikkat etmiyorsunuz

body it's just a thing that's there it allows you to walk and move and eat and do all sorts

o sadece orada olan bir şey o size izin veriyor yürümek, hareket etmek, yemek yemek ve yaşlandıkça

of stuff that becomes very interesting and exciting as you get older but yes but there

çok ilginç ve heyecan verici hale gelen her türlü şeyi yapmak ama evet ama işte

steve don't let me lose my train of thought here but as you get older your body starts

steve, buradaki düşünce trenimi kaybetmeme izin verme ama yaşlandıkça vücudun

to change as i mentioned earlier mr steve's body is unrecognizable pardon it's i i don't

ben gibi değişmeye başlar. daha önce bahsetmiştim bay steve'in vücudu tanınmaz halde pardon ben

know what this is now under here it's like it's like a melted candle so speak for yourself

şimdi bunun altında ne olduğunu bilmiyorum erimiş bir mum gibi o yüzden kendi adına konuş ama

so but as you get older steve i'm ripped your body just change doesn't it and yeah and many

yaşlandıkça vücudunu parçaladım sadece değişmiyor mu ve evet ve bugünlerde pek çok

people nowadays do i heard that okay many people nowadays

insan bunu duydum tamam mı bugünlerde birçok insan

are resorting they are deciding to go for plastic surgery oh i see where you're going

başvuruyor estetik ameliyat olmaya karar veriyorlar oh nereye gittiğini görüyorum evet

yes i see where you're going yes it took me a bit longer to get to the point but that

nereye gittiğini görüyorum evet oraya gitmem biraz daha uzun sürdü nokta ama

is the point i'm trying to make so okay steve please stop distracting me when i'm starting

yapmaya çalıştığım nokta bu, tamam steve lütfen estetik cerrahiye başladığımda dikkatimi dağıtmayı bırakın

plastic surgery yes so have you ever thought of having plastic surgery so this is the question

evet, hiç estetik yaptırmayı düşündünüz mü, bu yüzden ilk soru bu,

first of all would you ever have plastic surgery would you ever have surgery an operation on

hiç estetik yaptırır mıydınız? Hiç

your body that you don't really need but you want because you think it will make you more

vücudunuzda gerçekten ihtiyacınız olmayan ama sizi daha

attractive or appear younger and i think this is the thing that is happening more and more

çekici veya daha genç göstereceğini düşündüğünüz için istediğiniz bir ameliyat olur muydunuz ve bence bu giderek daha fazla olan bir şey,

so for example i was looking in one of the local newspapers and we get sometimes get

örneğin ben Yerel gazetelerden birine bakıyordum ve bazen posta kutumuzdan

free newspapers and free magazines pushed through our letterbox and i noticed there

ücretsiz gazeteler ve ücretsiz dergiler alıyoruz ve burada yaşadığımız yere yakın bir yerde gerçekten

was an advert for for someone who does cosmetic surgery really yes around here near where

estetik cerrahi yapan birinin reklamı olduğunu fark ettim.

we live so there is a person who does this they will they will get rid of your wrinkles

bunu yapacaklar mı kırışıklarınızdan

and your sagging face and all of those lines you know the worst lines on your face that

, sarkmış yüzünüzden ve tüm o çizgilerden kurtulacaklar, bildiğiniz yüzünüzdeki en kötü çizgiler bence bunlar

i think i think they can be the ones that appear on your forehead i always think they

alnınızda görünenler olabilir, her zaman

are the worst ones but i've got them i know i've got them now i've got some lines on my

en kötüsü olduklarını düşünüyorum bunlar ama bende var biliyorum bende var artık alnımda bazı çizgiler var

forehead so your forehead is the the part of your head between your hairline and your

bu yüzden alnınız kafanızın saç çizginiz ile kaşlarınız arasındaki kısmıdır alnınız

eyebrows your forehead so it's a very strange thing as you get older you start to look at

bu yüzden sizin gibi çok garip bir şey yaşlandıkça

yourself in a different way and i don't know why sometimes when i look in the mirror in

kendine farklı bir şekilde bakmaya başlıyorsun ve neden bilmiyorum bazen sabahları aynaya baktığımda

the morning i don't recognize the person i'm looking and i think is that really me what's

baktığım kişiyi tanıyamıyorum ve olan gerçekten ben miyim diye düşünüyorum

happened but then another day i will look in the mirror and i'm quite pleased with what

ama sonra başka bir gün aynaya bakacağım ve gördüğüm şeyden oldukça memnunum, biliyorsun bence

i see you know i think oh that's not too bad so it's very strange but a lot of people now

oh bu o kadar da kötü değil bu yüzden çok garip ama artık pek çok insan kendilerini güzelleştirmek için

are having things done quite often to their face to make themselves look younger or maybe

yüzlerine oldukça sık şeyler yaptırıyor daha genç görünmek veya belki

something that they are unhappy with maybe their nose or maybe the size of their ears

mutsuz oldukları bir şey belki burunları veya belki kulaklarının boyutu evet evet evet

yes yes yes people can have their ears altered maybe if they're too large they have them

pinned back so they don't stick out oh yes when i was when i was a at school um then

Ben okuldayken um o zaman

there was somebody at school actually whose ears really stuck out and then for about six

okulda gerçekten kulakları dışarı çıkmış biri vardı ve sonra yaklaşık altı

months he wore some something around his head to bring them back and they were then they

ay boyunca kulaklarını geri getirmek için kafasına bir şey taktı ve onlar o zamanlar

were then they were much flatter afterwards i believe they stitched them i think they

onlar o zamanlar çok daha düzdüler sonradan inanıyorum ki onları diktiler sanırım

take some of the skin and they stitch it back against your your head and it pulls them back

derinin bir kısmını alıp kafana geri dikiyorlar ve bu onları geri çekiyor

of course there's two things that continue growing as you get older oh okay i know which

tabii ki sen yaşlandıkça büyümeye devam eden iki şey var oh tamam

one it isn't most things shrink as you get older yes definitely but two things uh well

hangisi olmadığını biliyorum yaşlandıkça çoğu şey küçülür evet kesinlikle ama iki şey uh pekala

three things actually i can think of but certainly two things uh one is your ears they never

aslında düşünebildiğim üç şey ama kesinlikle iki şey uh bir tanesi kulaklarınızın

stop growing apparently yes uh that's a medical fact have you because you often see this with

büyümesi asla durmuyor görünüşe göre evet uh bu tıbbi bir gerçek var mı çünkü bunu yaşlılarda sıklıkla görürsünüz

elderly men i don't know why it seems more common with men who are over a certain age

erkekler, neden belli bir yaşın üzerindeki erkeklerde daha yaygın göründüğünü bilmiyorum,

their ears become huge that's it it's they're massive they're like is it the african or

kulakları kocaman oluyor, yani bu, çok büyükler, Afrika fili mi yoksa

the indian elephant it's one of them so one of them has huge ears and and men especially

Hint fili mi, onlardan biri, onlardan biri kocaman kulakları var ve erkekler özellikle

men as they get older quite often their ears will continue growing what's the other part

erkekler yaşlandıkça oldukça sık kulakları büyümeye devam edecek, burnunuzun diğer kısmı

your nose i think or also continues growing but certainly your ears do i know that's a

sanırım ya da büyümeye devam ediyor ama kesinlikle kulaklarınız bunun

medical factor and it's not that as you get older your head shrinking so your ears appear

tıbbi bir faktör olduğunu biliyorum ve yaşlandıkça değil kafan küçülüyor ve kulakların daha

to be larger they actually do carry on growing apparently yeah that's amazing so that's the

büyük gibi görünüyor aslında büyümeye devam ediyorlar görünüşe göre evet bu harika bu yüzden büyük kulakları ve büyük domates burunları

reason why you often see elderly people with large ears and quite often big tomato noses

olan yaşlı insanları sık sık görmenizin nedeni bu

i think so well yeah so yes that is that uh i mean that might be the one thing that gives

bence çok iyi evet yani evet bu uh Demek istediğim, yaşlandıkça beni ele veren tek şey bu olabilir

me away as i get older because obviously i'm aging incredibly well yes uh i look 30 years

çünkü açıkçası inanılmaz derecede iyi yaşlanıyorum evet uh

younger than i actually am but my ears may continue growing and thus may reveal actually

gerçekte olduğumdan 30 yaş daha genç görünüyorum ama kulaklarım büyümeye devam edebilir ve bu nedenle aslında

the other thing to look at if you want to tell someone's age is there is their hands

diğer şeyi ortaya çıkarabilir bak birinin yaşını anlatmak istiyorsan elleri var mı

yes well i've noticed this back of your hands yes the back of your hand i've noticed this

evet peki bunu ellerinin arkasını fark ettim evet elinin tersini

over time recently i've noticed that sometimes when when i move my hand in a certain way

son zamanlarda fark ettim bunu bazen hareket ettirdiğimde fark ettim Elinizi belli bir şekilde tutun

and and as the light is shining on it it looks really wrinkly creeping yes it looks like

ve ışık parladığında gerçekten kırış kırış sürünen görünüyor evet uyuyor gibi görünüyor

it's sleeping it looks like dry paper well because that's the one part of your body that's

kuru kağıt gibi görünüyor çünkü vücudunuzun

very difficult to cover up from the sun so i mean you couldn't you can wear a hat to

güneşten saklaması çok zor olan tek bölgesi orası yani ben demek ki yapamazsın yüzünü korumak için şapka takabilirsin

protect your face you can wear you know long sleeve shirts when you go out into the sun

güneşe çıkarken bilirsin uzun kollu gömlekler giyebilirsin

because the sun of course is aging the skin uh but your hands it's very difficult unless

çünkü güneş tabi ki cildi yaşlandırıyor uh ama ellerin eldiven takmadığın sürece çok zor

you wear gloves all the time to cover up your hands so they're always exposed to the sun

hepsi Ellerinizi örtme zamanı, böylece her zaman güneşe ve

to the elements so they will always age probably more than any other part of your body so if

elementlere maruz kalırlar, böylece her zaman muhtemelen vücudunuzun herhangi bir bölümünden daha fazla yaşlanırlar, bu yüzden eğer

you if somebody if you look at somebody you think oh they you know how old are they they

birine bakarsanız, ah, nasıl olduğunu bilirsiniz diye düşünürsünüz. yaşlılar onlar

they look a lot younger than they actually are have a look at their hands yes the hands

gerçekte olduklarından çok daha genç görünüyorlar ellerine bir bak

all the way to disguise yes okay steve i think we've got it the hands always give it away

the hands the skin what do you think of these hands yes 20 25 the last time i saw this a

bu elleri düşün evet 20 25 bunu en son

hand like this it was an exhibition of egyptian relics that were dug up from from a tomb i

böyle bir el gördüğümde bir mezardan çıkarılan mısır kalıntılarının sergilendiği bir sergiydi

can crush rocks with these fingers anyway wait wait a moment steve hold that thought

bu parmaklarla nasılsa kayaları ezebilirim bekle bir dakika bekle steve tut bu düşünceye

i believe we had a super chat we did did i see a super chat indeed the thing is i'm using

inanıyorum süper bir sohbet ettik yaptık süper bir sohbet gördüm gerçekten olay şu ki

my very small phone and i can't really see the live chat very clear petra sasca thank

çok küçük telefonumu kullanıyorum ve canlı sohbeti gerçekten göremiyorum çok net petra sasca teşekkür

you very much thank you yeah we've got it steve thank you petra thank you very much

ederim çok teşekkür ederim evet bizde var o steve teşekkür ederim petra çok teşekkür ederim

20 something thank you very much that's petra sasca thank you for your lovely donation i

20 bir şey çok teşekkür ederim bu petra sasca güzel bağışınız için teşekkür ederim bunu

do appreciate it and of course we do everything here for free don't we we do well i do i certainly

takdir ediyorum ve elbette burada her şeyi ücretsiz yapıyoruz değil mi iyi yapıyoruz değil mi kesinlikle

do well i do i know i know what you mean b but some people are watching us and also watching

iyi yapıyorum biliyorum ne demek istediğini biliyorum b ama bazı insanlar hem bizi

football yes um guess who is watching football well i'm going to guess at the same time and

izliyor hem de futbol

watching us i'm going to guess uh tomek yes okay hello tomic tomic is the master of multitasking

izliyor tamam merhaba tomic tomic çoklu görevlerin ustasıdır

yes uh he's probably also doing two or three other things at the same time probably cooking

evet uh muhtemelen aynı anda iki veya üç şey daha yapıyor muhtemelen

and cleaning the house at the same time okay steve we're coming up to three o'clock oh

aynı anda yemek pişirip evi temizliyor tamam steve saat üçe doğru geliyoruz oh

you know what that means yes three o'clock is coming and pedro's here because he wants

biliyor musun yani evet saat üç geliyor ve pedro burada çünkü

all to know about my personal life and uh wants me to show books that i read perfume

özel hayatımla ilgili her şeyi bilmek istiyor ve uh okuduğum kitapları göstermemi istiyor sana

that i wear you mean by perfume you mean what about the ladies underwear that you wear sometimes

kullandığım parfüm bazen

i don't know why he wears it and i don't and i really don't know why it's edible i really

neden taktığını bilmiyorum ve takmıyorum ve gerçekten neden yenilebilir olduğunu bilmiyorum gerçekten

don't don't ask me why i don't know why i don't know he's joking steve steve it's three

bana neden bilmediğimi sormuyorum neden şaka yaptığını bilmediğimi steve saat üç, bayraklarını sevenler

o'clock you know what's coming now for all those who love their flags guess what it's

için şimdi neyin geleceğini biliyorsunuz, şimdi neyin geldiğini tahmin edin,

now time to wave your flag in the air go on get it out now grab hold of it both hands

bayrağınızı havada sallama zamanı, hadi dışarı çıkarın, şimdi iki elinizle tutun

and wave it around it's time for those flags of the world

ve sallayın, onların zamanı dünya bayrakları

i

hope you enjoyed that little break there so we could have a drink of water and i had to

umarım oradaki o küçük moladan hoşlanmışsınızdır, böylece bir bardak su içebiliriz ve ben

go into the field to chase one of the sheep around one of the very attractive sheep very

tarlaya gidip çok çekici koyunlardan birinin etrafında koyunlardan birini kovalamak zorunda kaldım çok çok çok çok

very very very attractive i don't understand why you're why you're talking a lot about

çekici i don't neden bu kadar

attractive sheep today mr duncan you're going to come across as a bit weird no no no attractive

çekici koyunlardan bahsettiğinizi anlayın bay duncan biraz garip geleceksiniz hayır hayır çekici

it's attractive something can be attractive yeah but it's a strange thing to talk about

çekici bir şey çekici olabilir evet ama hakkında konuşmak garip bir şey

i mean sometimes a tree a tree can be attractive you do you just like the look of it you see

demek istiyorum bazen bir ağaç bir ağaç çekici olabilir sen onun sadece görünüşünü seviyorsun

anything else i don't know where your mind is going with that i have to say list of problems

başka bir şey görüyorsun aklın bununla nereye gidiyor bilmiyorum problemlerin listesini söylemeliyim ki

which is a very very interesting name we i don't think we've seen a list of problems

bu çok çok ilginç bir isim biz yapmıyoruz merhaba problemler listesinden önce bir problemler listesi gördüğümüzü sanıyorum

before hello list of problems although you might be you might be someone else you see

ama sen olabilirsin başka biri de olabilirsin

ah pretending to be your birthday is it it's not par tap it says that uh although i'm aging

ah doğum gününmüş gibi davranmak bu eşit değil mi diyor uh yaşlanmama rağmen

i have the metabolism of a teenager you yes if you'd seen me yesterday you wouldn't have

sahip oldum bir gencin metabolizması sen evet dün beni görseydin

made that statement you've certainly got the spots i was i was a little lacklustre yes

bu ifadeyi yapmazdın kesinlikle benim olduğum noktalara sahipsin ben biraz cansızdım evet

lacklustre steve was feeling steve was feeling slightly lethargic tired but that's because

cansız steve hissediyordu steve biraz uyuşuk hissediyordu ama bunun nedeni

he's always doing things any other comments yes uh nicholas says that she would have plastic

o her zaman bir şeyler yapıyor başka yorumlar evet ah nicholas estetik ameliyat olacağını söylüyor

surgery but only if it was necessary for example in a after a car accident ah yes so this is

ama sadece örneğin bir araba kazasından sonra gerekliyse ah evet yani bu

something i wanted to mention actually because of course there are many serious reasons why

aslında bahsetmek istediğim bir şey çünkü elbette birçok ciddi sebep var neden

people have certain types of cosmetic surgery so certain surgery that has to be done maybe

insanlar belirli estetik ameliyatlara sahipler, bu yüzden yapılması gereken belirli ameliyatlar olabilir, örneğin

things like mastectomies that's one if a person has cancer certain parts of the body can be

mastektomi gibi şeyler, eğer bir kişi kanserse, vücudunun belirli bölümleri

removed or have to be removed so there are other reasons so we are not making fun of

alınabilir veya alınması gerekir, bu nedenle başka nedenler var, bu yüzden yapmıyoruz

this we are not we're not making fun this is a serious subject because sometimes when

bununla dalga geçmiyoruz dalga geçmiyoruz bu ciddi bir konu çünkü bazen

i look in the mirror i think i think to myself wouldn't it be nice to go somewhere and have

aynaya baktığımda kendi kendime düşünüyorum da bir yere gidip

one of those james bond lasers zapped all over my face to get rid of all the lines and

o james bond lazerlerinden birini tümünü zaptettirmek güzel olmaz mıydı yüzümdeki tüm çizgi ve

wrinkles yes of course if you have uh if you're involved in an accident and then you we tend

kırışıklıklardan kurtulmak için evet tabii ki varsa uh eğer bir kazaya karıştıysanız ve o zaman biz

to call that reconstructive surgery yes don't we rather than cosmetic surgery because you're

buna rekonstrüktif cerrahi diyoruz evet değil mi biz estetik cerrahiden çok çünkü siz

doing it because something's happened yeah like an accident that has just disfigured

bunu bir şey olduğu için yapıyor evet, bir kaza gibi

you in some way or you need an operation and it's not cosmetic you're just restoring things

sizi bir şekilde bozdu ya da bir ameliyata ihtiyacınız var ve bu kozmetik değil, sadece her şeyi eski haline döndürüyorsunuz,

back to how they were you're reconstructing what was there before yes in the best way

daha önce olanları yeniden inşa ediyorsunuz evet, en iyi şekilde

that you can um satorino says that remade breasts are cold to the touch oh i want to

um satorino yeniden yapılan göğüslerin dokunulamayacak kadar soğuk olduğunu söylüyor oh bunu

know how you know that well i can only assume it must be like holding a you know when you

nasıl iyi bildiğini bilmek istiyorum sadece a'yı tutmak gibi olmalı bilirsin

go to the uh you know when you go to the fun fair and and you win a goldfish in a little

uh eğlenceye gittiğinde bilirsin adil ve ve küçük bir çantada bir japon balığı kazandınız

bag and the goldfish is swimming around and around inside and you hold it in your hand

ve japon balığı içeride ve etrafta yüzüyor ve onu elinizde tutuyorsunuz

that i think that might feel the same probably because i yes it may be obviously there's

ki bunun muhtemelen aynı hissedebileceğini düşünüyorum çünkü ben evet, açık bir şekilde

no blood supply so maybe once it's been implanted then it warms up with your body i think i

kan akışı olmayabilir, bu yüzden belki bir kez implante edildi sonra vücudunla birlikte ısınıyor bence

think the word we're looking for is silicon silicon but you know i mean i know a lot of

aradığımız kelime silikon silikon ama biliyorsun yani birçok

people that have i mean it was interesting because we were we were just we were looking

insan tanıyorum ki ilginçti çünkü bizdik biz sadece bizdik lee grant'i sevdiğimiz bir columbo bölümünde görünen

at the the life story or the of of an actress that we okay no quite well that appears in

bir aktrisin hayat hikayesine ya da hayat hikayesine bakmak,

an episode of columbo which we like lee grant yeah her name is lee grant and she looked

evet, adı lee grant ve

amazing in in this particular episode of columbo we won't talk about her too much but i was

columbo'nun bu özel bölümünde harika görünüyordu. onun hakkında çok fazla konuşmuyorum ama

telling the story but never mind well i'm trying to do it but in a slightly quicker

hikayeyi anlatıyordum ama boşver iyi yapmaya çalışıyorum ama biraz daha hızlı bir

way because we have seven other things to do between now and three but i got a long

şekilde çünkü şimdi ile üç arasında yapacak yedi işimiz daha var ama uzun bir

story short okay even back in the 70s i mean you don't realize that people were having

lafın kısası var tamam bile 70'lerde, demek istediğim, insanların aktrislere sahip olduğunun

actresses and actors probably just actresses then were having uh facelifts yes even even

ve aktörlerin muhtemelen sadece aktrislere o zamanlar yüz germe yaptırdığının farkında değilsiniz,

in those days well i think i think people like marilyn monroe i think she had a little

evet o günlerde bile bence insanlar marilyn monroe gibi bence onun

bit of nipping and tucking here and there she i mean she said quite freely in an interview

biraz kıstırdığını düşünüyorum Lee Grant'in 30 yaşındayken yaptırdığı bir röportajda oldukça açık bir şekilde söyledi, bu yüzden

lee grant she had when she was 30 she had a facelift so that would have been in you

know in the 1950s they were doing facelifts and you don't imagine that they were so she

1950'lerde yüz germe yaptıklarını biliyorsunuz ve bunu hayal etmiyorsunuz. yani

appeared in this episode of columbo she was about 57 and she looked about 30. yes uh so

columbo'nun bu bölümünde 57 yaşındaydı ve 30 yaşında görünüyordu.

it's funny what you discover so yeah would i what about you mr duncan so well i think

i've already said i i sometimes think about it i think not nothing too heavy because to

bence çok ağır bir şey değil çünkü

be honest with you most of this is pretty perfect the ears just right the nose a little

sana karşı dürüst olmak gerekirse bunların çoğu oldukça mükemmel kulaklar sağ burun biraz

small a little bit like a button and of course my lovely dimples you can't do anything you

küçük biraz düğme gibi ve tabii ki benim güzel gamzelerim elde edemeyeceğin hiçbir şeyi yapamazsın

can't get rid of those you can't get rid of my dimples look at my dip balls you can't

onlardan kurtul gamzelerimden kurtulamazsın gamzelerime bak

get you can't remove those my dimples i don't mind but the wrinkles i think it's the wrinkles

alamazsın o gamzelerimi gideremezsin umurumda değil ama kırışıklar bence kırışıklıklar

the little lines like creases and wrinkles i wish i could have something that would just

kırışık ve kırışık gibi küçük çizgiler Keşke bunlardan kurtulacak bir şeye sahip olabilseydim,

get rid of those it's quite sad that people get those not botox nothing like that but

insanların bunları alması oldukça üzücü Botox değil, böyle bir şey değil ama

maybe some some laser treatment if you've seen james bond where he has that laser between

belki biraz lazer tedavisi gördüyseniz james bond'un lazerin bacaklarının arasında olduğu

his legs and it slowly moves up towards his uh his weapon pedro that he has in his holster

ve yavaşça hareket ettiği yerde kılıfında tuttuğu silahına doğru çıkar

pedro asks am i a cross dresser well sometimes you put your underpants on back different

pedro, ben bir kadın kıyafeti giyiyor muyum diye soruyor, bazen iç çamaşırını farklı giyiyorsun

and and you can be very cross um the answer to that question is would you like me to be

ve çok kızabiliyorsun, bu sorunun cevabı benim olmamı ister miydin

you know because so willing to be flexible this is the person that said to me a few minutes

biliyor musun? çünkü esnek olmaya çok istekli bu kişi bana birkaç dakika

ago finding sheep attractive is weird yeah but uh pedro is a human being you're not translating

önce koyunları çekici bulmanın tuhaf olduğunu söyleyen kişiydi evet ama ah pedro bir insan tercüme etmiyorsun

you're not transitioning are you no i'm just saying you know if it would help you know

geçiş yapmıyorsun değil mi hayır sadece söylüyorum sen bil sana yardımcı olur mu bil

if it would help pedro then yes uh i mean ordinarily no but for you i'm willing to be

pedroya yardımcı olur mu o zaman evet uh yani normalde hayır ama senin için

flexible in that area of cross-dressing it's taken me 30 years to get used to this to be

o kadın kılık değiştirme alanında esnek olmaya razıyım buna alışmam 30 yılımı aldı

honest it's taken 30 years for me to become accustomed to this so please don't change

dürüst olmak gerekirse buna alışmam 30 yılımı aldı bu yüzden lütfen değişme

i i don't have enough lifespan to actually get used to anything else a list of problems

başka bir şeye alışmak için yeterli ömrüm yok bir problemler listesi

thinks that you're cute oh okay then thank you very much it must be those little dimples

senin sevimli olduğunu düşünüyor oh tamam o zaman çok teşekkür ederim öyle olmalı o küçük gamzeler

i've had these dimples since i was a baby but they used to be somewhere else on my body

bebekliğimden beri var bu gamzeler ama eskiden vücudumun başka bir yerindeydiler eskiden

they used to be lower down but now you know they're up here i mean my bum i'm talking

aşağıdaydılar ama artık buradalar biliyorsunuz yani popomdan bahsediyorum

about my bottom i wouldn't know okay steve what's next then mr duncan what's next well

popomdan Bilmiyorum tamam steve sırada ne var o zaman bay duncan sırada ne var plastik cerrahi yaptırmakla

we are looking at some words connected to having plastic surgery you see yes so sometimes

ilgili bazı kelimelere bakıyoruz evet görüyorsunuz bu yüzden bazen

we describe plastic surgery as cosmetic surgery and i suppose the reason why we call it that

plastik cerrahiyi estetik cerrahi olarak tanımlıyoruz ve sanırım buna neden böyle dememizin

is because it isn't surgery that is necessary it isn't surgery that is really needed so

nedeni bu Gerekli olan ameliyat değil, gerçekten gerekli olan ameliyat değil, bu yüzden

i suppose if you had a heart problem or maybe a problem with your your guts or your eye

sanırım bir kalp probleminiz varsa veya bağırsaklarınızda, gözünüzde

or your brain then you have to have some sort of operation because you have to it's it's

veya beyninizde bir problem varsa, o zaman bir çeşit ameliyat olmanız gerekir çünkü zorundasın bu

necessary but a lot of people see cosmetic surgery as something that it is not necessary

gerekli ama birçok insan estetik cerrahiyi gerekli olmayan bir şey olarak görüyor

and it's it's not needed vanity so yes so cosmetic surgery is is probably what a lot

ve gösteriş için gerekli değil bu yüzden evet bu yüzden estetik cerrahi muhtemelen birçok

of people would will call that plastic surgery that's it well we are looking at the other

insanın plastik cerrahi olarak adlandıracağı şey bu kadar iyi biz diğer

words as well i mean the thing is we're all there's very few people that don't worry or

kelimelere de bakıyoruz yani mesele şu ki hepimiz görünüşleri hakkında endişelenmeyen veya ilgilenmeyen çok az insan var

aren't concerned about their appearance so i mean i'm not against if anyone says that

yani birinin gideceğini söylemesine karşı değilim

they're going to have plastic surgery i'm not going to criticize them obviously it can

Estetik yaptırmak onları eleştirmeyeceğim açıkçası

become in some people a bit of an obsession and when when you see people sometimes we

bazı insanlarda biraz takıntı haline gelebiliyor ve insanları gördüğünüzde bazen

see celebrities don't we that have had operation after many many operations and they've become

ünlüleri görüyoruz değil mi biz onca ameliyattan sonra ameliyat olmuş ve onlar

completely disfigured in their appearance well but that's it that's their self-image

görünüşleri tamamen bozulur ama bu onların kendi imajları

so their self-image is they look great but to everyone around them they look like some

bu yüzden kendi imajları harika görünüyorlar ama etraflarındaki herkese bir

sort of hideous creature because they've done too much and it's very it's very addictive

tür iğrenç yaratık gibi görünüyorlar çünkü çok fazla şey yapmışlar ve bu çok bağımlılık yapıyor

i think jackson was a good example of that well michael jackson is is a very interesting

bence jackson buna iyi bir örnekti michael jackson çok ilginç bir

case because he had problems anyway with his body and his skin so so he kind of did that

vaka çünkü zaten vücudu ve cildiyle sorunları vardı bu yüzden bunu değiştirmek için bir nevi yaptı

to change but also he did other things and i think you can become addicted to cosmetic

ama aynı zamanda başka şeyler de yaptı ve bence sen olabilirsin Estetik

surgery and quite often it it is it is the cause of many people's deaths as well because

cerrahi bağımlısı ve çoğu zaman bu birçok insanın ölümüne de neden oluyor çünkü

too much surgery surgery is never good for you because every time you have anesthetic

çok fazla cerrahi operasyon sizin için hiçbir zaman iyi değil çünkü ne zaman anestezi alsanız

it is bad for your for your body pedro's going he didn't answer the question about uh you

vücudunuz için kötü oluyor Pedro gitmedi uh, burada

know the flexibility of a certain person standing here or willingness to be a crossdresser yes

duran belirli bir kişinin esnekliğini veya bir crossdresser olmaya istekli olduğunu biliyorsunuz, evet

okay money makes have to exchange hands okay however what in such an exchange of services

tamam para el değiştirmeyi zorunlu kılar tamam ancak böyle bir hizmet alışverişinde ne var

so if you know what i mean are you selling yourself to pedro well i mean you know he

yani ne demek istediğimi anlıyorsanız kendinizi satıyor musunuz? pedro peki yani biliyorsun o

suggested it apparently apparently england have scored a goal oh right so don't forget

önerdi görünüşe göre ingiltere bir gol atmış oh doğru o yüzden unutma

we have football who are we playing i don't even know who we're playing is it croatia

futbolumuz var kiminle oynuyoruz kiminle oynadığımızı bile bilmiyorum hırvatistan mı

it is croatia i did know i don't know and they're playing at wembley stadium today fancy

hırvatistan mı biliyordum bilmiyorum ve bugün wembley stadı'nda oynuyorlar

us not knowing i mean it's not that i'm not interested we didn't know i must have it must

bizi bilmiyor sanıyorlar yani ilgilenmediğimden değil bilmiyorduk haber

have filtered in somewhere while i was watching the news okay have we got anyone from croatia

izlerken bir yere sızmış olmalı tamam mı hırvatistan'dan

watching us today well i would imagine that they might be watching the football match

bugün bizi izleyen birileri var, eğer evet iseler futbol maçını izliyor olabileceklerini düşünürdüm

if they are uh yes but but we'd still like to know there might be some people who are

ama yine de bazı insanlar olabilir bilmek isteriz,

you know tomek isn't the only multi-tasker maybe somebody is in croatia is watching the

bilirsiniz, tomek tek multi değil -tasker belki hırvatistan'da birileri maçı izliyor

match and watching us at the same time if you are please let us know wellina asks what

ve aynı anda bizi izliyorsa lütfen bize bildirin wellina

is a dresser a crossdresser is a person quite often a man who wears women's clothing so

şifonyer nedir diye sorar crossdresser genellikle kadın kıyafetleri giyen bir kişidir bu yüzden

he likes he feels comfortable in both male clothing and female clothing but you know

kendini rahat hissetmesini sever hem erkek giyiminde hem de kadın giyiminde ama bu

if it was to make pedro feel more attracted towards me well i've got news for you to wear

Pedro'nun bana karşı daha çekici hissetmesini sağlamak için miydi, peki

a dress i've got news for you what pedro's gone i know well i'm just really still here

elbise giymen için sana haberlerim var sana Pedro'nun ne gittiğini iyi biliyorum ben sadece gerçekten hala burada

you know no pedro just said i'm going yeah but he just made a comment yes uh yes exactly

biliyorsun hayır pedro sadece gidiyorum dedi evet ama sadece bir yorum yaptı evet uh evet tam olarak bu

that is true pedro yes steve england are in the lead everyone not that we care well no

doğru pedro evet steve england önde herkes umursadığımızdan değil hayır

we that we might not care but there are people who are watching who are watching us instead

umursayamayabiliriz ama orada izleyen insanlar futbol yerine bizi mi izliyor

of football and and we're just you know i can't believe i have to keep explaining these

ve biz sadece siz bilirsiniz bunları açıklamaya devam etmek zorunda olduğuma inanamıyorum

things tomec has obviously made a bet that croatia will win okay because he's just said

tomec açıkça hırvatistan'ın kazanacağına dair iddiaya girdi tamam çünkü az önce

that croatia have 25 minutes to equalize otherwise i will lose my bet fancy betting against england

hırvatistan'ın kazanacağını söyledi Eşitlemek için 25 dakika yoksa bahsimi kaybederim ingiltere'ye karşı süslü bahse girerim ingiltere'ye bahse girmek zorunda

well you don't have to bet on england i know i'm i'm joking i'm trying okay then well why

değilsin biliyorum şaka yapıyorum deniyorum tamam o zaman neden

say it well it's just it's just a humorous comment mr duncan it's not meant to be taken

iyi söylüyorsun bu sadece komik yorum yapın bay duncan

seriously so as i mentioned earlier today's today's live stream you might say that this

ciddiye alınmamalı bu yüzden daha önce bugünün canlı yayınında bahsettiğim gibi bu

live stream is a load of balls

canlı yayının bir sürü saçmalık olduğunu söyleyebilirsiniz neler

what's happening

oluyor

hmm was a surprise for me as much as it was for you did you enjoy those balls i did yes

hmm sizin için olduğu kadar benim için de sürpriz oldu keyif aldınız mı [ __ ] yaptım evet

there were many of them and they were rather big and they were coming from the sky well

birçoğu vardı ve oldukça büyüktüler ve gökten geliyorlardı peki o

what was that in what why did you do that mr duncan why because why you're asking me

neydi neden bunu yaptınız bay duncan neden çünkü neden bana

why we're doing that uh well because of the football obviously yes i what why did you

bunu neden yaptığımızı soruyorsunuz uh iyi futbol yüzünden tabii ki evet ben neden

do that we were talking about football and then we did that and then you asked why would

futbol hakkında konuşurken bunu neden yaptın ve sonra bunu yaptık ve sonra

why did you do the football thing mr duncan because we were talking about football i prefer

neden futbol şeyini yaptın diye sordun bay duncan çünkü biz futbol hakkında konuşuyorduk

english instead of watching soccer says jc jordy that's it jc jordy i haven't seen your

izlemek yerine ingilizceyi tercih ederim futbol jc jordy diyor işte bu jc jordy

name for a while that's probably because i've just missed you hey steve what do you remember

bir süredir adını görmedim çünkü muhtemelen seni özlemiştim hey steve

that time we went into the garden and we decided to have a football match yesterday would you

bahçeye gittiğimiz ve dün bir futbol maçı yapmaya karar verdiğimiz zamanı ne hatırlıyorsun?

like to see it yes okay here it comes now it's time for the big match in our

görmek hoşunuza gitti evet tamam işte şimdi geliyor bahçemizdeki büyük maç zamanı

garden

so

yani

so there is football taking place at wembley but also here in our garden as well

wembley'de futbol oynanıyor ama aynı zamanda burada bahçemizde de

i have insects i have little creatures crawling into my underwear and they are having quite

böcekler var iç çamaşırıma sürünen küçük yaratıklar var ve onlar epey

a party i don't think they'll be there for long mr duncan

bir parti veriyorlar orada uzun süre kalacaklarını sanmıyorum bay duncan

that's the trouble of being outside in shorts

şortla dışarıda olmanın

and gardening i'm always getting bitten i don't know whether it's ants mosquitoes fleas

ve bahçıvanlıkla uğraşmanın sorunu bu sürekli ısırılıyorum karınca sivrisinek pire olup olmadığını bilmiyorum

i'm still not convinced that those spots spots that i had were insect bites i'm still not

hala değilim sahip olduğum lekelerin böcek ısırığı olduğuna ikna oldum hala ikna olmadım

convinced i think the doctor was wrong um and i may well have to go and revisit okay

doktorun yanıldığını düşünüyorum um ve pekala gidip tekrar ziyaret etmem gerekebilir tamam o

then if they come up again then i'll go back to the doctor good that's good but but i suppose

zaman tekrar ortaya çıkarlarsa doktora geri döneceğim bu iyi ama ama sanırım

one of the things we have to ask today because it's very hot have you gone commando well

bugün sormamız gereken şeylerden biri çünkü hava çok sıcak komandoya gittin mi peki

these are the shorts i'm wearing at the moment i would say were swimming shorts okay so they've

bunlar şu anda giydiğim şortlar yüzme şortu diyebilirim tamam bu yüzden

got an inbuilt section oh i see so to speak so if you remember last week if you remember

dahili bir bölümleri var tabiri caizse öyle görüyorum yani geçen hafta hatırlarsanız

last week i did a live stream and i talked about words connected to go and go commando

geçen hafta canlı yayın yaptım ve go and go komando ile bağlantılı kelimelerden bahsetmiştim hatırlarsanız

was one of them which means you are wearing no underwear under your clothing you go commando

iç çamaşırı giymezsiniz komandoya gidersiniz demektir

commando style but today you will be pleased to hear that we are both wearing something

komando tarzı ama bugün ikimizin de orada bir şeyler giydiğimizi duyunca memnun olacaksın

down there definitely i suppose you could say i'm i've gone commando or commando okay

um because but the shorts are what the shorts are if you wear swimming shorts men won't

erkekler

know there's a that sort of inner support shall we say okay under underwear right so

böyle bir iç desteğin olduğunu bilmeyecek tamam iç çamaşırının altına tamam mı diyeceğiz yani

yes exactly uh tomic says the level of the game shown in our football in the garden was

evet aynen uh tomic bahçedeki futbolumuzda gösterilen oyun seviyesinin

higher than that shown in the match with russia yes well well can i just say that darren southgate

Rusya ile oynanan maçta gösterilenden daha yüksek olduğunu söylüyor evet pekala Darren Southgate'in

he he called us to sign us up to play for england yeah he said duncan he said you're

bizi İngiltere'de oynamamız için kaydettirmek için aradığını söyleyebilir miyim bende

very good with the shooting and steve well steve he's more of a dribbler that's my age

i'm referring to prostate problems which i haven't got some people get that as they get

olmayan prostat sorunları bazı insanlar yaşlandıkça bunu yaşıyor

older i don't because i eat lots of pumpkin seeds which are good for

çünkü prostat için iyi olan çok fazla kabak çekirdeği yiyorum

the prostate i've got to whisper that because you know neighbours might hear it could be

bunu fısıldamalıyım çünkü komşuların duyabileceğini biliyorsun

an offensive word to some people you were saying that the word prostate might be offensive

Bazı insanlar için saldırgan bir söz, prostat kelimesinin saldırgan olabileceğini söylüyordun,

well we don't want to keep talking about it i don't think anyone in the history of science

bunun hakkında konuşmaya devam etmek istemiyoruz, bilim tarihinde hiç

has ever complained about someone saying prostrate prostate bless you steve that's uh and that's

kimsenin secde eden prostat seni korusun steve diyen birinden şikayet ettiğini sanmıyorum. işte bu

the reason why

yüzden

that's the reason why the microphone is far away from steve i used to like playing in

mikrofon steve'den uzak duruyor okuldayken kalede oynamayı severdim okulda

goal when i was at school i didn't like football at school but i liked i like being in goal

futbolu sevmezdim ama hoşuma giderdi kalede olmayı severdim

i used to be one of the goalkeepers i used to be one of the goal posts because you were

eskiden biriydim kaleciler eskiden kale direklerinden biriydim çünkü

so skinny yes that's that that is the joke thanks steve you don't have to explain it

çok sıskaydın evet şaka bu

i think people understood that because obviously they look at you now they will say well i

can't imagine you being skinny when you were younger no okay i might get a thump later

gençken sıska olduğunu hayal edemiyorum hayır tamam daha sonra bir yumruk alabilirim

well if it was funny you put up your arm you see that your entire body was about that thick

eğer komikse kolunuzu kaldırırsınız 16 yaşlarındayken tüm vücudunuzun bu kadar kalın olduğunu görürsünüz.

when you were when you were about 16. nothing else about my body is this thick trust me

vücudum hakkında bu kadar kalın bana güven tamam tamam o

right okay so when are we going to do the sentence game mr do well not yet because we

zaman bay do iyi yapma cümle oyununu ne zaman yapacağız çünkü güzel oyunla

have some words and phrases connected to the beautiful game apparently that's what they

bağlantılı bazı kelimelerimiz ve deyimlerimiz var görünüşe göre

call it that's why i played that video you see seven minutes ago that video of us in

buna böyle diyorlar bu yüzden o videoyu oynadım sen yedi dakika önce bahçedeki o videomuz

the garden was leading into oh football phrases i just didn't get a chance to do it you see

ah futbol sözlerine yol açıyordu sadece bunu yapma şansım olmadı

because i don't know where you went there with all of that there you were you were going

çünkü oraya nereye gittiğini bilmiyorum tüm bunlarla birlikte oradaydın gidiyordun

everywhere with that football phrases there it is football phrases so there are many phrases

her yerde o futbol cümleleri var futbol cümleleri var yani futbol oyununda kullanabileceğiniz bir çok kelime öbeği var

you can use in the game of football however steve however they can be used in other ways

steve ancak bunlar başka şekillerde de kullanılabilir

as well for example here's another word we are looking at lots of interesting words match

örneğin işte başka bir kelimeye bakıyoruz birçok ilginç kelime maç

match so when we say match this can mean two things that come together that are very similar

maç bu yüzden maç dediğimizde bu, bir araya gelen çok benzer iki şey anlamına gelebilir

so two things might be very similar they will match they go together however we can also

yani iki şey çok benzer olabilir eşleşirler birlikte giderler ancak

have a competition where two people or two groups of people are battling each other in

iki kişinin veya iki grubun birbiriyle savaştığı bir yarışma da olabilir.

a certain sport so you can say match a football match the match is about to start the match

belirli bir spor yani maç diyebilirsin futbol maçı maç başlamak üzere maç bitmek üzere

is about to end so two things that go together or some some sort of competition that is taking

yani birlikte giden iki şey veya

place between two people or a group of people in this case a football team two football

iki kişi veya bir grup insan arasında gerçekleşen bir tür rekabet bu durumda bir futbol takımı iki futbol

teams are involved in a match i've never thought of it that like that mr duncan so i suppose

takımı bir maça giriyor bunu hiç böyle düşünmemiştim bay duncan bu yüzden sanırım

in a way you are matching two similar groups of people together aren't you yes so their

bir şekilde iki benzer insan grubunu eşleştiriyorsunuz değil mi evet yani onların

level of competency yes is is matched so therefore you have a competition to see who is better

yeterlilik seviyeleri evet eşleştirilir, bu nedenle kimin diğerinden daha iyi olduğunu görmek için bir rekabetiniz var,

than the other one so you assume that they are quite closely matched when you go in i've

bu yüzden içeri girdiğinizde oldukça yakın olduklarını varsayıyorsunuz,

always thought of match as being just the competition itself but maybe it comes from

her zaman maçın sadece rekabetin kendisi olduğunu düşündüm ama belki de aslından geliyor

the fact that they are closely matched as they go into the competition so normally a

rekabete girdiklerinde yakından eşleştirilirler, bu nedenle normalde eşit düzeyde yetkinliğe sahip

contest between two people or two groups of people who have an equal level of competency

iki kişi veya iki grup insan arasındaki bir yarışma,

here's another one game so we always think of game as maybe a contest maybe something

işte başka bir oyun, bu yüzden oyunu her zaman belki bir yarışma, belki de yaptığınız bir şey olarak düşünürüz.

you are doing in a competition game but of course game can also be something you are

bir yarışma oyunu ama tabii ki oyun aynı zamanda

hunting or something you are searching for with the view to catch it or you want to kill

avladığınız bir şey veya onu yakalamak amacıyla aradığınız bir şey de olabilir veya onu öldürmek istediğiniz

it a game bird yes for example so game can also be a type of animal that is hunted for

bir oyun kuşu evet örneğin oyun aynı zamanda avlanan bir hayvan türü de olabilir.

a trophy a lot of people don't like that these days yeah to eat to eat yes and also match

bir kupa için pek çok insan bu günlerde bundan hoşlanmıyor evet yemek yemek evet ve ayrıca

going back to match a match is something that you use to start a fire yes as well that's

maça geri dönmek ateş yakmak için kullandığınız bir şey

it uh so strike a match to light a fire okay moving on we've got to get these out we've

bir yangın tamam devam edin bunları çıkarmalıyız

got about 20 of these are you on the game today mr duncan you're on your game rather

bunlardan yaklaşık 20 tane var bugün oyunda mısınız bay duncan oldukça iyi oynuyorsunuz

well there's another two if you're on your game it means you're doing on your game it

iki tane daha var eğer oyundaysanız bunun anlamı sizsiniz oyununu oynuyorsun bu

means you're doing well if you say you're on the game that means you're a prostitute

iyi gidiyorsun demektir Eğer oyundayım dersen bu senin bir fahişe olduğun anlamına gelir

yes so you've got to be careful how you say that phrase can i just say i am definitely

evet bu yüzden bu cümleyi nasıl söylediğine dikkat etmelisin

not on the game it's far too old for that here we go steve you are on your game because

oyunda değil bunun için çok eski işte başlıyoruz steve oyundasınız çünkü

you're doing well with the live stream today very good team i've got to explain these things

bugün canlı yayında iyi gidiyorsunuz çok iyi takım bunları açıklamam lazım

mr duncan team so we have a team a group of people who are often either competing or working

bay duncan takımı bu yüzden bir takımımız var genellikle ya rekabet eden ya da birlikte çalışan bir grup insan

together so quite often we will see the word team to mean a group of people working together

o kadar sık ​​sık ekip kelimesini işyerinde oldukça sık birlikte çalışan bir grup insan anlamında göreceğiz

quite often in the workplace you will have a team or maybe people who are carrying out

bir ekibiniz olacak ya da belki

a certain task perhaps some a group of workmen who are working in a certain place you describe

belirli bir görevi yürüten insanlar belki biraz belirli bir yerde çalışan bir grup işçiyi siz

them as a team so team a group of people working or i suppose playing together working together

onları bir takım olarak tanımlıyorsunuz, yani takım çalışan veya sanırım birlikte oynayan bir grup insan

for a common goal yes and the idea is that the uh that a group of people that they will

ortak bir amaç için birlikte çalışıyor evet ve fikir şu ki, bir grup insan onlar

do better than the individuals could do on their own that's the idea behind teamwork

bireylerin kendi başlarına yapabileceklerinden daha iyisini yapacaktır, ekip çalışmasının arkasındaki fikir bu

isn't it i mean teamwork is what we talk about all the time at work at our work they're obsessed

değil mi demek istediğim, ekip çalışması bizim işte her zaman bahsettiğimiz şeydir.

with teams and everybody being very teamy because they think that if everyone's getting

eğer herkes

on then it means everyone works together and the end result in sales will be higher if

anlaşıyorsa, o zaman bu herkesin birlikte çalıştığı anlamına gelir ve herkes bir takım olarak çalışırsa satışların nihai sonucu daha yüksek olacaktır ki bu

everyone works as a team which i suppose is true uh but we're always doing team exercises

sanırım doğru ama biz her zaman

to help us gel together okay and be better than another team and thus get higher sales

birlikte jelleşmemize ve daha iyi olmamıza yardımcı olmak için takım egzersizleri yapıyoruz. başka bir takım ve böylece daha yüksek satışlar elde edin

here's another one steve pitch pitch pitch so quite often the area or the place where

işte başka bir steve sahası saha saha bu yüzden oldukça sık

a match will take place quite often games such as rugby football they are often played

bir maçın oynanacağı alan veya yer oldukça sık olarak ragbi futbolu gibi oyunlar genellikle

on a pitch an area of land that has been normally segregated or put aside for some games to

bir sahada oynanır, normalde önceden oynanmış bir arazi alanı bazı oyunların oynanması için ayrılmış veya bir kenara bırakılmıştır,

be played on hence the word pitch so quite often we use the word pitch to mean an area

bu nedenle saha kelimesi bu nedenle saha kelimesini oldukça sık bir alan anlamında kullanırız,

an area that has a certain use football pitch yes a cricket pitch that's a rugby pitch yes

belirli bir kullanımı olan bir alan, futbol sahası evet bir kriket sahası, yani bir rugby sahası evet

but you wouldn't say tennis pitch no you would say a tennis court because that is designed

ama siz yapmazsınız tenis sahası deyin hayır tenis kortu diyebilirsiniz çünkü bu

differently yes so it's confusing a bit their pitch also is is a black substance derived

farklı tasarlanmış evet bu yüzden biraz kafa karıştırıyor sahaları da katrandan elde edilen siyah bir maddedir ve

from tar which you use to cover roofs with to waterproof them you can also pitch an idea

çatıları su geçirmez hale getirmek için kullanırsınız bir fikir de atabilirsiniz

yes put forward something put forward an idea can i pitch you my id and can i can i explain

evet koy bir şey ilet bir fikir ileri sür sana kimliğimi sunabilir miyim ve

it to you maybe maybe you have a brilliant idea for for a movie yeah you go along to

sana bunu açıklayabilir miyim belki bir film için harika bir fikrin vardır evet

some movie executives and you put forward your pitch your idea you're putting it forward

bazı film yöneticilerine gidersin ve fikrini ortaya koyarsın sen'

to someone pitch that's good here's another one player a player so this can have more

iyi olan birini öne sürüyoruz işte başka bir oyuncu bir oyuncu yani bunun

than one meaning as well a player is a person who participates they take part in a game

birden fazla anlamı olabilir ve bir oyuncu katılan bir kişidir bir oyuna

or a contest they are involved in some way normally in the competition itself however

veya yarışmaya katılırlar normalde bir şekilde dahil olurlar rekabetin kendisi, ancak

a player can also be a slang term for a person who does a certain thing maybe if they are

bir oyuncu aynı zamanda belirli bir şeyi yapan bir kişi için argo bir terim olabilir, belki

going along and maybe pretending to be a businessman or maybe a person who just gets involved in

devam ediyorlarsa ve belki bir iş adamı gibi davranıyorlarsa veya belki de belirli bir nedenle bir şeye dahil olan bir kişi,

something for a certain reason they are a player quite often you will describe a man

onlar bir oyuncudur. sık sık

who likes finding new ladies he goes to the bars on a friday night and he's searching

yeni bayanlar bulmayı seven bir adamı tanımlayacaksınız, bir cuma gecesi barlara gidiyor ve

for another lady another conquest we might describe him as a player he's always there

başka bir bayan arıyor, başka bir fetih, onu bir oyuncu olarak tanımlayabiliriz, her zaman oradadır,

doing that thing imagine a person at a casino always playing the game so that is a player

o şeyi yapıyor, kumarhanede sürekli oynayan birini hayal edin oyun yani bir oyuncu bir

a person who is involved in something or they do something quite often football player yes

şeye dahil olan bir kişi veya bir şeyi oldukça sık yapan bir kişi futbolcu evet

tennis player yes next word mr duncan here's a good one oh oh this one now this one is

tenisçi evet sonraki kelime bay duncan işte iyi bir oh oh bu şimdi bu

the one that most people shout and normally use very rude words the referee referee a

çoğu insanın bağırdığı ve normalde çok kaba sözler kullan hakem hakem

lot of people get very angry when the referee makes a decision so the person who is making

birçok insan hakem bir karar verdiğinde çok sinirlenir bu yüzden

sure that all of the rules have followed steve is a referee i'm listening yeah that's right

tüm kurallara uyulduğundan emin olan kişi steve bir hakemdir dinliyorum evet bu doğru

and sometimes of course if they're not in the right position particularly in football

ve bazen tabii ki eğer özellikle futbolda doğru pozisyonda değiller

well in any game really tennis as well uh the referee could misinterpret or not quite

herhangi bir oyunda gerçekten teniste de ah hakem yanlış yorumlayabilir veya

see what's going on properly and may make an incorrect decision but of course these

neler olup bittiğini tam olarak göremeyebilir ve yanlış bir karar verebilir ama elbette bu

days uh with tv and fast replay um quite often the referees are plugged into some system

günlerde uh tv ve hızlı tekrar um Çoğu zaman hakemler bir sisteme bağlıdır

or somebody will tell them very quickly whether they were making the right decision or not

veya birisi onlara doğru kararı verip vermediklerini çok hızlı bir şekilde söyleyecektir, bu

so you don't tend to see many wrong decisions these days there's been some a lot of famous

nedenle bu günlerde çok fazla yanlış karar görme eğiliminde değilsiniz, geçmişte birçok ünlü

ones in the past where referees have made incorrect decisions about handball in football

karar var. hakemler futbolda hentbol hakkında yanlış kararlar verdiler,

for example yes there's been one or two classic examples of that and and in tennis of course

örneğin evet, bunun bir veya iki klasik örneği var ve teniste elbette

quite often the referee would say the ball was out and uh then when you see the replay

oldukça sık olarak hakem topun dışarıda olduğunu söylerdi ve sonra tekrarı gördüğünüzde

it actually did hit the line so it wasn't out at all and john mcenroe was famous wasn't

gerçekten de topa çarptı. hat, bu yüzden hiç çıkmadı ve john mcenroe ünlüydü,

he in in objecting to referees decisions yes very vocally so a lot of people get very angry

hakem kararlarına itirazda bulunmadı mı, evet çok sesli, bu yüzden birçok insan

at this particular person because sometimes their decisions will actually change the whole

bu belirli kişiye çok kızıyor çünkü bazen onların kararları aslında tüm

game yes quite often because they didn't see something but also because quite often they

oyunu değiştirecek evet çoğu zaman bir şey görmedikleri için ama aynı zamanda çok sık olarak

make a decision that changes the game so the referee quite often will get a lot of criticism

oyunu değiştiren bir karar verdikleri için hakem çok sık eleştiri alır

or maybe even abuse somebody asked do we use the word judge instead of refereeing football

ve hatta belki suistimal edilir birisi futbol hakemliği yapmak yerine yargıç kelimesini kullanıp kullanmadığımızı sorar

no not really you might well we don't in the uk anyway well we don't they don't in the

hayır gerçekten sen olmayabilirsin pekala biz İngiltere'de değiliz zaten pekala biz de değiliz onlar

us either that is also a referee somebody did ask earlier mosin asked what's the difference

da bizde değil bu da bir hakem daha önce biri sormuştu mosin

between football and soccer and uh football of course is is the game that you're watching

futbol ve futbol arasındaki farkın ne olduğunu sordu ve tabii ki futbol şu anda izlemekte olduğunuz oyundur,

at the moment if you're watching it whereas soccer is is american football which is the

eğer izliyorsanız, oysa futbol amerikan futboludur, ki bu

different rules well the rules are basically the same it's just another word for uh football

farklı kurallardır, kurallar temelde aynıdır, uh futbol için başka bir kelimedir

yes soccer is specifically about american football which is a different game it's more

evet futbol özellikle amerikan futbolu ile ilgilidir. farklı bir oyun daha çok

like rugby isn't it well american football is called american football yes but soccer

rugby gibi değil mi iyi değil amerikan futboluna amerikan futbolu deniyor evet ama amerika

in the united states is just our football or is it yes it's it's the same game i stand

birleşik devletlerinde futbol sadece bizim futbolumuz mu yoksa evet aynı oyun

correctly yes soccer is just football but i think we need a referee to decide who is

doğru duruyorum evet futbol sadece futbol ama bence kimin haklı olduğuna karar verecek bir hakeme ihtiyacımız var

correct but soccer will then make sure it's not confused with american football which

ama futbol o zaman topun kollarının altında koşturduğu amerikan futbolu ile karıştırılmadığından emin olacak, bu

is the one where they run around with the ball under their arm so there is a big difference

yüzden

between those two things however in in british english we say football and in american english

bu iki şey arasında büyük bir fark var ama ingiliz ingilizcesinde futbol diyoruz ve amerikan ingilizcesinde

they say soccer so i hope that clears that one up i stand corrected i'm duncan i feel

futbol diyorlar, bu yüzden umarım bu bir tanesini açıklığa kavuşturur ben düzelttim ben duncan

as if i've just explained this to steve as well you have uh in tennis the referee is

bunu steve'e de açıklamış gibi hissediyorum teniste hakeme

called an umpire yes says lewis that is correct yes and you have i think you have umpires

hakem denir evet lewis diyor bu doğru evet ve bence

in in other sports cricket you have an umpire yes it is just a referee to be honest yes

diğer spor kriketlerinde hakemlerin var senin bir hakemin var evet dürüst olmak gerekirse sadece bir hakem evet bu

so the person who keeps an eye on the game they are making sure that the game is being

yüzden oyuna göz kulak olan kişi emin oluyor oyun

played fairly and all of the rules are being followed yes i don't know why they're not

adil bir şekilde oynanıyor ve tüm kurallara uyuluyor evet onlara neden

called referees as well uh but we just tend to use the word umpire for cricket and for

hakem denmediğini bilmiyorum ama biz sadece kriket ve tenis için hakem kelimesini kullanma eğilimindeyiz

tennis here's another one maybe other examples league again a very interesting word that

işte bir tane daha belki başka örnekler lig yine çok ilginç bir kelime, belli bir pozisyonda veya yerde bir araya getirilmiş

can be used in more than one way we think of league when we think of a group of things

bir grup şeyi düşündüğümüzde, ligi düşündüğümüzde birden fazla şekilde kullanılabilen çok ilginç bir kelime,

that are put together in a certain position or place so maybe you have a league of football

yani belki futbol takımlarından oluşan bir liginiz var

teams and they are all performing and all performing in certain levels so maybe you

ve hepsi performans gösteriyor ve hepsi belirli seviyelerde performans gösteriyor, bu yüzden belki

have one particular league for a certain level of performance and then you have another league

belirli bir performans seviyesi için belirli bir liginiz var ve sonra

for another level of performance so league and also quite often you can use this as a

başka bir performans seviyesi için başka bir liginiz var, bu yüzden lig ve ayrıca sıklıkla bunu bir ölçüm olarak da kullanabilirsiniz.

measurement as well you can when you are going underwater you are going down

su altına girerken batıyorsunuz ama

although that's fathoms as well isn't it boo yes quite often they use fathoms but you can

bu da kulaç değil mi yuh değil mi evet oldukça sık

use leaks as well it is a measurement here's another one steve oh this is some sometimes

kulaç kullanıyorlar ama sızıntıları da kullanabilirsiniz bu bir ölçü işte başka bir tane steve oh bu biraz bazen

i get very tempted to do this to mr steve

bunu yapmak için çok cezbediyorum mr steve

kick kick kick kick well in football of course a lot of people will kick the ball sometimes

kick kick kick kick kick futbolda iyi tabii ki birçok insan topa tekme atacak bazen

they will kick each other sometimes the fans will also kick each other don't do that by

birbirlerini tekmeleyecek bazen taraftarlar da birbirini tekmeleyecek bunu yapmayın bu

the way it's very very naughty kick but also it can mean to stop doing something to try

arada çok çok yaramaz bir tekme ama aynı zamanda bir şeyi yapmayı bırakmak, denemek ve bir

and stop doing something so you kick the habit you kick a habit something you want to stop

şeyi yapmayı bırakmak anlamına gelir, böylece alışkanlığı tekmelersiniz, bir alışkanlığı tekmelersiniz,

doing kick you kick something or of course thrill as well you get pleasure from something

yapmayı bırakmak istediğiniz bir şeyi tekmelersiniz veya tabii ki heyecan da bir şeyden zevk alırsınız,

you get a kick from champagne you get a kick from cocaine that sounds like a song

şampanyadan bir tekme alırsınız, bir tekme alırsınız kokainden tekme şarkı gibi geliyor

yes what song is that you can get a kick out of a person i get a kick out of you i get

evet hangi şarkı ki bir insanı tekmeleyebilirsin ben senden tekme alıyorum senden

a kick out of you kick yes uh interestingly going back to um league um victoria and tomic

tekme alıyorum evet uh ilginç bir şekilde um ligine geri dönüyorum um victoria ve tomic

use that phrase out of my league or which you usually describe as for example if you

use benim ligimin dışında olan veya genellikle tanımladığınız bu ifade, örneğin

were trying to date a particular lady the man was particular or the other way around

belirli bir bayanla çıkmaya çalışıyorsanız, adam özeldi veya tam tersi

and that person was from a very high class be extremely beautiful far more beautiful

ve o kişi çok yüksek bir sınıftandı, son derece güzel, sizden çok daha güzel

than you were handsome uh somebody might say that i would don't bother asking her out she's

yakışıklı biri ona çıkma teklif etmeye zahmet etmeyeceğimi söyleyebilir o

far out of she's out of your league in other words you're not in the same you know you

çok dışında o senin liginin dışında başka bir deyişle sen aynı seviyede değilsin

couldn't compete you you need that that woman needs somebody of a much higher caliber than

rekabet edemeyeceğini biliyorsun sana ihtiyacın var o kadının birine ihtiyacı var senden çok daha yüksek kalibreli

you yes or she's much better than you yes she's too good for you do good she's too good

evet ya da o senden çok daha iyi evet o senin için çok iyi iyilik yap o çok iyi üzgünüm

i'm sorry you have to keep your your your your demands low yes if you if you are not

taleplerini düşük tutman gerekiyor evet eğer sen

very attractive you might be rich though of course well in which case attractiveness goes

çok çekici değilsen olabilirsin zengin ama tabii ki bu durumda çekicilik

out of the window yeah you don't need to be attractive if you've got lots of money exactly

pencereden uçar gider evet çekici olmanıza gerek yok eğer çok paranız varsa tam olarak

i mean many people are attracted to wealthy men yeah look at bill gates hey well then

demek istediğim birçok insan zengin erkeklerden etkilenir evet bill gates'e bakın hey peki o zaman

he might have something else yes he's got going for him but yes what a big hard drive

o başka bir şeye sahip olabilir evet onun için uğraşıyor ama evet ne kadar büyük bir sabit disk

probably yeah okay nice one this duncan very quick yes if someone's i mean i mean for example

muhtemelen evet tamam güzel biri bu duncan çok hızlı evet eğer biriyse demek istediğim örneğin demek istediğim bununla eşleşebilecek

i mean it's very difficult to find somebody who can match up to this uh you know incredibly

birini bulmak çok zor uh inanılmaz derecede

handsome intelligent sort of person uh most people would be well out of my league hmm

yakışıklı zeki bir insan biliyorsun çoğu insan benim ligimin dışında olurdu hmm

okay just as an example i'm not sure where that leaves me uh i don't think i think the

tamam sadece bir örnek olarak bunun beni nerede bıraktığından emin değilim uh

same would would apply to tomic okay steve can we move on with some more because we've

aynı şeyin Tomic için geçerli olacağını düşünmüyorum tamam steve biraz daha devam edebilir miyiz çünkü

only got come on then pass pass so if you pass something or pass okay steve if you pass

sadece hadi sonra geç geç yani bir şeyi geçersen veya geçersen tamam steve bir

something or pass i'm just explaining the different ways of pronouncing that word yes

şeyi geçersen veya geçersen sadece bu kelimeyi telaffuz etmenin farklı yollarını açıklıyorum evet

you've done it you've done it three times if you pass if you pass something it means

yaptın bunu üç kez yaptın eğer geçersen bir şeyi geçersen bu senin ne

you are what what you're doing steve well exactly what the word suggested you you are

you are taking something that you have and giving it to somebody else yes to hand something

yaptığın anlamına gelir bir şeyi uzatın

over you might transfer something from yourself to another person you pass something on you

kendinizden başka birine bir şey aktarabilirsiniz üzerine bir şey uzatırsınız topu pas verirsiniz topu

pass the ball you kick the ball towards another teammate or maybe you kick it across the field

başka bir takım arkadaşınıza doğru tekmelersiniz veya belki sahanın diğer tarafına bir

to someone else you pass the ball mr duncan can you pass me a tissue please thank you

başkasına tekme atarsınız topu pas verirsiniz bay duncan bana bir mendil uzatabilir misiniz lütfen teşekkür ederim

i don't know why steve needs a tissue but well i was mr duncan i was just using that

steve'in neden mendile ihtiyacı olduğunu bilmiyorum ama ben bay duncan'dım bunu sadece

to explain the word past oh i see so but but also if you reject something as well ah if

geçmiş kelimesini açıklamak için kullanıyordum oh anlıyorum ama aynı zamanda bir şeyi reddedersen de ah bir

you reject something you can pass on that thing it means you reject it so someone makes

şeyi reddedersen geçebilirsin o şeyde, onu reddettiğiniz anlamına gelir, böylece birisi size

an offer to you and you say i am going to pass on that i'm going to pass it means i

bir teklifte bulunur ve siz de geçeceğimi söylersiniz, bu, onu istemediğim anlamına gelir,

don't want it i am rejecting it

reddediyorum bu

this is steve's word this this describes mr steve when he falls asleep mr steve will often

steve'in sözü bu bu tarif eder bay steve uykuya daldığında sık sık

dribble down his face he will have lots of saliva and spit all running down his face

yüzünden aşağı salya akıtır çok fazla salyası olur ve tümünü yüzüne

and down his clothing he will get very wet with his dribble but of course in football

ve kıyafetlerine tükürür salyasıyla çok ıslanır ama tabii ki futbolda salya

if you dribble what are you doing you're just sort of you know you're you're passing the

atarsan sen nesin yapıyor musun sadece biliyormusun

ball slowly yeah you're sort of you know kicking it small distances yes just you are moving

topu yavaşça pas atıyorsun evet bir nevi küçük mesafelerde tekme attığını biliyorsun evet sadece

whilst kicking the ball so it's actually movement if you dribble you are both moving and kicking

topa vururken hareket ediyorsun bu yüzden dripling yaparsan bu aslında harekettir

the ball at the same time as you go along you dribble dribble but of course if something

Siz ilerledikçe topa aynı anda hareket edip tekme atıyorsunuz, salya salya akıtıyorsunuz ama tabii ki bir şey

is dripping as well dripping liquid you might dribble

damlıyorsa damlayan sıvı da

yeah uh sean says why did i pronounce pass as pass well as mr duncan says pass it's just

salya atabilirsiniz evet uh sean neden pas olarak telaffuz ettim diyor ve Bay Duncan pas diyor bu sadece bu

that you can pronounce it in two different ways yes steve steve pronounced pronounces

bunu iki farklı şekilde telaffuz edebilirsiniz evet steve steve

it with the open a past which is in the uk considered to be a posh way of saying that

bunu açık a past ile telaffuz ediyor ki bu İngiltere'de bu kelimeyi söylemenin havalı bir yolu olarak kabul ediliyor

word and i say it path with sharp a so the is like ant whereas it's r as in arse yes

ve ben yolu keskin a ile söylüyorum bu yüzden o karınca gibi oysa r eşek gibi evet

okay that's good pass me a tissue and you would say pass me a tissue either is fine

tamam bu iyi bana bir mendil uzat ve bana bir mendil uzat da iyi diyebilirsin

but if you want to sound sophisticated upper class then you got to say pass have you heard

ama sofistike bir üst sınıf gibi görünmek istiyorsan o zaman geç demelisin

that bill gates is getting a divorce ah yes you told me do you know why uh

bill gates'in boşanacağını duydun mu ah evet sen bana bunun

it's something to do with his floppy disk

disketi ile

very good he has a he has a floppy disk

çok iyi bir ilgisi olduğunu biliyor musun?

is that is that was that going to be what you were going to say that's my punch line

thank you steve well i'm not just a pretty face mr duncan you you certainly are not score

ben sadece güzel bir yüz değilim bay duncan siz kesinlikle skor

score steve score score so if you score it means you gain a point you do something that

skor steve skor skor değilsiniz bu yüzden eğer puan alırsanız bu size

gives you a point something that allows you to to gain a point you score you might score

puan kazandıran bir şey yaptığınız anlamına gelir size puan kazandıran bir şey puan kazanırsınız puan alabilirsiniz

a goal you might score some points in a quiz score or if you were to um be successful in

bir gol bir sınav skorunda bazı puanlar alabilirsin ya da

picking up somebody from a bar yes and uh you know having an interesting evening together

bir bardan birini tavlamakta başarılı olsaydın evet ve uh bilirsin birlikte ilginç bir akşam geçirerek

you could say that you've scored yes oh look i've got a spider coming off my hat okay it

gol attığını söyleyebilirdin evet oh bak ben şapkamdan bir örümcek çıkıyor tamam

looks as if you've scored steve i've scored yes with an insect if you score it means that

görünüşe göre skor yapmışsın steve bir böcekle evet skoru yaptım eğer skor yaparsan bu sensin demektir biliyorsun sen

you you you know you you pick up somebody and end up okay steve you always have to you

birini yakalarsın ve sonunda tamam steve her zaman sana sahip olmak zorundasın

always have to go all away which of course means yes okay thanks okay steve all right

her zaman tamamen uzaklaşmak zorundayız ki bu da elbette evet anlamına gelir tamam teşekkürler tamam steve pekala pekala evet

all right yeah we're going back we have lots of young people watching today score well

geri dönüyoruz bugün izleyen bir sürü genç insan var iyi puan alıyorlar

they've got to learn haven't they yeah not from you though going back to kick we've got

öğrenmeleri gerekiyor değil mi evet sizden değil gerçi tekmelemek için geri dönüyoruz,

kick the bucket which of course means die die kick the bucket if you kick the bucket

kovayı tekmelemeliyiz, bu da elbette öl kovayı tekmeleme anlamına gelir, eğer kovayı tekmelerseniz,

it means you die and nitram has a very good suggestion to why bill gates is divorcing

bu öleceğiniz anlamına gelir ve nitram'ın Bill Gates'in neden boşandığına dair çok iyi bir önerisi var

micro soft yes meaning that's a bit like my floppy disk really isn't it it's a similar

mikro yumuşak evet bu biraz şu anlama geliyor disketim gerçekten öyle değil mi benzer bir

thing very similar micro means small something small and soft we'll leave that to your imagination

şey çok benzer mikro demek küçük bir şey küçük ve yumuşak onu hecelemeden sizin hayal gücünüze bırakacağız

without spelling it out we have to have the sentence game now steve score means result

şimdi cümle oyununa sahip olmamız gerekiyor steve skoru da sonuç anlamına geliyor

as well yeah it says fatty that's it so you score a goal and also the result of the game

evet diyor yağ bu kadar yani gol atıyorsun ve ayrıca oyunun sonucu

is score by the way what is the score at the moment it's one nil still it's so england

skor bu arada skor nedir şu an bir sıfır hala o kadar ingiltere

are still in the lead another meaning of score according to tomic is to obtain illegal drugs

hala önde uyuşturucu

yes of course if you find something something yes you're you're looking for something so

evet tabii ki bir şey bulursanız evet bir şey arıyorsunuz yani

it's it's not necessarily to do with illegal drugs but it is if you find something or get

bunun yasa dışı uyuşturucularla ilgisi olmayabilir ama az önce söylediğinize çok benzer bir şey bulursanız veya elde ederseniz

something very similar to what you just said maybe that is true though yes it is true but

belki bu doğrudur gerçi evet doğrudur ama

maybe maybe also um what you just said right when you go to a bar and you meet you find

belki de um az önce söylediğin şey tam olarak bir bara gittiğinde ve tanıştığında sana göre

a woman to to you score you found you found someone so to find something that you are

bir kadın bulduğunda aradığın bir şeyi bulmak için birini bulduğunda

searching for you score but i think you can say you know do you want to score i think

puan alırsın ama ben bence bildiğini söyleyebilirsin puan vermek istiyormusun bence bu

it means do you want drugs yes i think it directly doesn't mean that that's it and not

uyuşturucu istiyormusun anlamına geliyor

that i would know of course clearly enough clean living gentlemen as we are okay speak

for yourself so right so uh let's see if we can distract people away from the game sufficiently

kendin o kadar haklısın ki bakalım insanları oyundan yeterince uzaklaştırıp

to do the sentence game well i can't believe darren southgate i keep saying darren it's

cümle oyununu iyi bir şekilde çözebilecek miyiz bakalım darren southgate'e inanamıyorum darren o gareth bu

gareth it's gareth why do i keep saying darren southgate gareth southgate he didn't put any

gareth neden darren southgate gareth güneygate o yapmadı diyorum'

of his best men on today at the start of the match a lot of people on twitter this morning

Bugün maçın başında en iyi adamlarından hiçbirini görevlendirmedi Bu sabah twitter'daki birçok insan o

were getting so angry they were saying i can't believe it i can't believe that southgate

kadar sinirlendi ki, buna inanamıyorum, Southgate'in

hasn't put them on he hasn't put his best players on well it would appear that he doesn't

onları takmadığına inanamıyorum diyorlardı. en iyi oyuncularını iyi bir forma sokmadı buna ihtiyacı yokmuş gibi görünebilir

need to it would appear maybe here we go then would you like to play the sentence game i

belki işte başlıyoruz o zaman cümle oyununu oynamak ister

might as well i'm here i've just noticed that the sun is starting to come around you see

misin ben de buradayım sadece farkettim güneş etrafınıza gelmeye başlıyor, görüyorsunuz,

so in a few moments we are going to be burnt alive by the sunlight something a bit bright

birkaç dakika içinde güneş ışığıyla canlı canlı yanacağız burada biraz parlak bir şey var

in here but you have thankfully shaded us quite well from the sun we are under the gazebo

ama çok şükür bizi güneşten oldukça iyi gölgelediniz, bugün çardağın altındayız,

today here it comes then what you've all been waiting for we are talking about sports different

işte geliyor o zaman hepinizin beklediği şey sporun farklı

types of sport and this is the sentence game

türlerinden bahsediyoruz ve bu cümle oyunu

oh i don't have my echo i'm afraid so we are back with the sentence game

oh benim yankım yok korkarım bu yüzden cümle oyunuyla geri döndük

adele lives in the mountains near rio de janeiro that sounds so romantic yeah well it sounds

adele rio yakınlarındaki dağlarda yaşıyor de janeiro kulağa çok romantik geliyor evet kulağa öyle geliyor ki

like uh maybe you have some very stunning scenery exactly i think so send us a picture

uh belki çok çarpıcı bir manzaranız var tam olarak bence bu yüzden bize bir resim gönderin

right oh yes that's a good idea yes and we'll show it next week yes sentence game and the

doğru oh evet bu iyi bir fikir evet ve onu gelecek hafta göstereceğiz evet cümle oyunu ve

theme is sport did you sail football sports in general but there might be some football

tema spor yelken açtın mı futbol sporları genel olarak sporlar ama içinde biraz futbol olabilir

in there i'm not saying if there is or not but there might be there might be there might

var mı yok mu demiyorum ama olabilir olabilir var olabilir

be some you see i would say that the match is due to finish pretty much when we are due

görüyorsun maçın bitmesi gerektiğini söyleyebilirim güzel çok fazla

to finish oh okay because um somebody mentioned earlier that there was only i think it was

bitireceğimiz zaman oh tamam çünkü um birisi daha önce bundan bahsetmişti, sadece bence

yes how much time is left in the match now please let us know yes so the football match

evet, şimdi maçın bitmesine ne kadar kaldı, lütfen bize bildirin evet, bu yüzden futbol maçı

wembley stadium england playing croatia and we don't really have any interest in football

wembley stadyumu ingiltere, hırvatistan oynuyor ve biz yapmıyoruz' Futbola pek ilgim yok

but we thought we would mention it because it's the only way of keeping your attention

ama bundan bahsetmeyi düşündük çünkü dikkatinizi çekmenin tek yolu bu

and i've just thought there's no way we're going to be disturbing any neighbours today

ve bugün hiçbir şekilde komşularımızı rahatsız etmeyeceğimizi düşündüm

because they're all inside watching the football match it's great so it's perfect time to be

çünkü hepsi içeride maçı izliyor. futbol maçı harika yani dışarıda olmak için mükemmel bir zaman

outside there's no nobody's cutting their grass chopping down trees cutting hedges choosing

kimse çimlerini kesmiyor ağaçları kesiyor çitleri kesiyor

petrol-powered tools two minutes two minutes to what well the end of the match oh is that

benzinle çalışan aletleri seçiyor maçın sonuna iki dakika iki dakika oh tamam mı tamam olan şey

all right okay the thing the thing we're talking about so okay then so tomex is going to be

biz O kadar tamam o zaman tomex

torn between taking part in the sentence game and watching the match put it up mr duncan

cümle oyununda yer almakla maçı izlemek arasında bölünecek, koy bay duncan, hırvatistan'dan bir golü

i know what's more then he might he might miss a goal from croatia i know what's more

kaçırabileceğini daha da fazla biliyorum, neyin daha

exciting it's this we are going to play the sentence game coming up on your screen now

heyecan verici olduğunu biliyorum şimdi ekranınıza gelen cümle oyununu oynayacağız şimdi

you're going to see a sentence and there are some words missing from the sentence all you

bir cümle göreceksiniz ve cümlede eksik bazı kelimeler var tek

have to do is tell me what the missing words are and this of course is a game it is a game

yapmanız gereken bana eksik kelimelerin ne olduğunu söylemek ve bu elbette bir oyun bu bir oyun

yes and we have sport words so here's the first one it's a short one it's not very long

evet ve spor kelimelerimiz var yani işte ilki kısa bir tanesi çok uzun değil bu yüzden

so you should be used to that here we go then

buna alışmalısınız işte başlıyoruz o zaman

there is no something in something so this is a well-known expression it is yes so if

bir şeyin içinde bir şey yok yani bu iyi bilinen bir ifade evet yani

you are in a group of people and you are supposed to work together and maybe one person thinks

bir grup insanın içindeyseniz ve birlikte çalışmanız gerekiyorsa ve belki bir kişi

that everyone else should follow them

diğer herkesin onu takip etmesi gerektiğini düşünürse her şey

it's all over and i'm not referring to the match i'm referring to this part of the sentence

biter ve ben maçtan bahsetmiyorum maçın bu kısmından bahsediyorum cümle

game because uh tomic clearly can watch the match and do this at the same time wow yes

oyunu çünkü uh tomic açıkça maçı izleyebilir ve bunu aynı anda yapabilir vay evet

we have actually we have three we've got three who've obviously done it all at the same time

aslında üçümüz var hepsini aynı anda yapan üçümüz var

miura intelligent and also victoria there is well i suppose we should have the mr cockerel

miura intelligent ve ayrıca victoria iyi sanırım bay horozu almalıyız

this is this is who woke me up this morning in bed i was i was in bed having the most

bu sabah beni yatakta uyandıran bu ben yataktaydım en

amazing dream i was in a field with lots and lots of sheep and they were all chasing me

muhteşem rüyayı görüyordum bir sürü koyunun olduğu bir tarladaydım ve hepsi beni kovalıyorlardı

around

and

ve

i love the fact steve that the lambs are getting very excited i think they want to join in

Steve'in kuzuların çok heyecanlanması gerçeğine bayılıyorum sanırım katılmak istiyorlar

what's the answer come over mr duncan faster oh yes uh the answer is

cevap nedir Bay Duncan'a daha hızlı gelin oh evet ah cevap bu

that is correct so tomic was first i'm going to keep some scores today okay score scores

doğru bu yüzden tomic ilkti bugün bazı puanları tutacağım tamam mı skor skor

uh because let's turn this into a match today ascendance game is now a match so until uh

uh çünkü bugün bunu bir maça çevirelim yükseliş oyunu artık bir maç yani

four o'clock yes well that's the competition it's going to be about five past four because

saat dörde kadar evet peki bu rekabet dördü beş geçe olacak çünkü

i started a little late today so so yes we've got about another 15 minutes so let's turn

bugün biraz geç başladım yani evet yaptık 15 dakikamız daha var o yüzden hadi

this into a match a competition so you get five points if you get it first okay i want

bunu bir maça bir yarışmaya çevirelim böylece önce sen alırsan beş puan alırsın tamam bu

to explain what this means by the way because i just thought we'd have a bit of fun you

arada bunun ne anlama geldiğini açıklamak istiyorum çünkü eğer alırsan biraz eğleneceğimizi düşündüm

get if you're second we're going to give i'm going to give i'm going to give marks for

sen ikincisin vereceğim vereceğim vereceğim

first second and third because sometimes it's difficult so if you're second you're going

birinci ikinci ve üçüncü için puan vereceğim çünkü bazen zor oluyor bu yüzden ikinciysen

to get three points and if you're third you're going to get one point this sounds very complicated

üç puan alacaksın ve eğer ' üçüncüsünde bir puan alacaksın bu kulağa çok karmaşık geliyor

so tomek already has five points uh maura just doing this uh you know i'm the umpire

bu yüzden tomek zaten beş puana sahip uh maura bunu yapıyor uh biliyorsun ben

here the most important has uh steve steve this this is like a big dead weight i know

burada hakemim en önemlisi steve steve bu büyük bir ölü ağırlık gibi ben ne olduğumu biliyorum

what i'm just an intelligent has weldon england england have won by the way england of all

sadece zekiyim weldon ingiltere ingiltere bu arada kazandı

right well done hooray hooray england have won the football is that it is it well i suppose

i'm pleased i am you know you know i live in england so why shouldn't i be pleased poor

aferin yaşasın yaşasın ingiltere futbolu kazandı İngiltere'de öyleyse neden memnun olmayayım zavallı

old tomic has just lost 100 euros

yaşlı tomic az önce 100 Euro kaybetti

you could have given it to us never gamble 100 euros that's an awful lot of money i can't

bize verebilirdin asla 100 Euro kumar oynama bu çok büyük bir para

believe it never gamble who have you lost it too why didn't you bet with us yes and

Asla kumar oynamadığına inanamıyorum sen de kaybettin neden bizimle bahse girmedin mi evet ve

then mr duncan would uh have some money in his bank yeah he could have donated that money

sonra bay duncan'ın bankasında biraz parası olurdu evet o parayı bay

for towards mr duncan's you know live english lesson and he would have been very happy i

duncan'ın canlı ingilizce dersi için bağışlayabilirdi ve o çok mutlu olurdu ben

would have a lot happier than tomic at the moment a lot happier than he is there is no

çok daha mutlu olurdum tomic şu anda olduğundan çok daha mutlu

i in team we often say this when a person in a team is being too controlling or maybe

takımda ben yok bunu genellikle takımdaki bir kişi çok kontrolcü davrandığında veya belki de

they want to have all of the attention so they always say look remember there is no

tüm dikkatin kendisinde olmasını istediğinde söyleriz bu yüzden her zaman bak ben olmadığını hatırla derler

i in team and by that it means there is no individual person within that group everyone

takımda ve bu, o grup içinde bireysel bir kişi olmadığı anlamına gelir, herkes

is equal so i like that i think that's a nice expression actually i love that one i can

eşittir, bu yüzden hoşuma gitti bence bu güzel bir ifade aslında onu seviyorum

hear the baby robin being fed just just next to us here we go steve another one let's have

hemen yanımızda beslenen bebek robin'i duyabiliyorum işte başlıyoruz steve bir tane daha hadi

another sentence game oh i like this oh we've got four missing words steve four missing

başka bir cümle oyunu oynayalım oh bunu beğendim oh dört eksik kelimemiz var steve dört eksik

words we only need to something one more something and we will be something to the something

kelimemiz sadece bir şeye ihtiyacımız var bir şeye daha ve bir şeye bir şey olacağız

yes so this might this i've just burped uncontrollably what have you been eating there is some horrible

evet bu yüzden bu olabilir kontrolsüz bir şekilde geğirdim ne yiyordun

gas coming out of mr steve's mouth well before we came on uh on live before i came on live

bay steve'in ağzından korkunç bir gaz çıkıyor biz canlı yayına başlamadan çok önce ben canlı yayına başlamadan önce birdenbire

it's blown away mister i had some yogurt i think it's with prunes uh yogurt and plumes

uçup gitti bayım biraz yoğurt yedim sanırım kuru erik ah yoğurt ve tüyler

with uh some dams and jamming that that's disgusting i know but i think it's quite healthy

ile uh bazı barajlar ve sıkışmanın iğrenç olduğunu biliyorum ama oldukça sağlıklı olduğunu düşünüyorum

and anyway i need it to you know okay steve we spelled wheat the waste we do not want

ve yine de bilmene ihtiyacım var tamam steve buğdayı atık olarak heceledik kakanı bilmek istemiyoruz

to know about your poop we do not want to know about it we only need to something one

bunun hakkında bilmek istemiyoruz sadece bir şeye ihtiyacımız var bir

more something and we will be something to the something this is related to football

şey daha ve biz bir şey olacağız bu futbolla ilgili

this is related oh oh well very quick today very good i think we have uh jimmy is now

bu ilgili oh oh pekala çok hızlı bugün çok iyi bence uh jimmy şimdi

come into the running i believe yes look at that jimmy jimmy from hong kong i think you

koşmaya başladı inanıyorum evet şu hong kong'dan jimmy jimmy'ye bakın

will find mr duncan that that could be a correct answer yes that looks like it's it's the correct

Bay Duncan'ın bunun doğru bir cevap olabileceğini anlayacağını düşünüyorum evet bu doğru cevap gibi görünüyor

answer so jimmy what does jimmy get five points five to my scoring system okay not three uh

yani jimmy jimmy puanlama sistemime beş puan beş kazandırıyor tamam üç değil uh

no because three is for second place which maura has got so miura has 3.3 and

hayır çünkü üç Maura'nın sahip olduğu ikinci sıra için miura'nın 3.3'ü var ve

intelligent gets another point okay you do realize it it takes quite a while for you

intelligent bir puan daha alıyor tamam, bunu yapmanın epey zaman aldığının farkındasın.

to do this i know it's quite well you need to carry on we need a computer well you could

be putting the answer up while i'm doing the scoring you need a computer we need to work

Puanlamayı yapıyorum, bir bilgisayara ihtiyacınız var,

as a team here mr j talking of working as a team here is a member of our team who likes

burada bir takım olarak çalışmamız gerekiyor, burada bay j, takım olarak çalışmaktan bahsediyor, burada zaman zaman ortaya çıkmayı seven ekibimizin bir üyesi, Bay

to pop up from time to time

mr cockerel it's mr cockerel hello to you see i can't say [ __ ] because the reason

Horoz, ben Bay Horoz, size merhaba, bakın ben [ __ ] diyemiyorum çünkü bunun nedeni

is when youtube generates the subtitles it actually leaves the word out it just has a

youtube altyazıları oluşturduğunda aslında kelimeyi dışarıda bırakıyor sadece bir

blank space that might be maybe oh by the way can we just say if you haven't already

boşluk var ki bu arada oh olabilir bu arada

clicked the like button please do it for mr duncan because that will mean that his channel

beğen butonuna tıklamadıysanız diyebilir miyiz lütfen bunu bay duncan için yapın çünkü bu, kanalının çok

will get seen yes far and wide if you don't do that it restricts where mr duncan gets

uzaklarda ve geniş bir şekilde görüleceği anlamına gelir evet, bunu yapmazsanız bay duncan'ın göründüğü yerleri kısıtlar

seen yes so it's very important for the algorithms on youtube yes so we think yes so so please

evet bu yüzden youtube'daki algoritmalar için çok önemlidir evet bu yüzden evet diye düşünüyoruz bu yüzden lütfen

give me a like give me a thumb a nice happy thumbnail if you've liked anything today anything

bana bir başparmak verin güzel bir mutlu küçük resim bugün herhangi bir şeyi beğendiyseniz herhangi bir şey

if anything today has been amusing or interesting maybe something mr steve said i i know it's

bugün eğlenceli veya ilginçti belki bay steve'in söylediği bir şey bunun pek

unlikely but just in case just in case a nugget of information from steve made you smile or

olası olmadığını biliyorum ama her ihtimale karşı bir parça bilgi olması durumunda steve sizi gülümsetti ya da

maybe you learned something new please give us a like don't forget yes very important

belki yeni bir şey öğrendiniz lütfen bize bir like atın unutmayın evet çok önemli

that's it and whenever you watch any of mr duncan's videos please like them i always

bu ve bay duncan'ın videolarından herhangi birini izlediğinizde lütfen onları beğenin

do that if i'm watching somebody's video on youtube and i do watch a lot of videos on

youtube'da birinin videosunu izliyorsam bunu her zaman yaparım ve youtube'da pek çok video izliyorum,

youtube he does uh then i was i always do the like button because somebody's made a

o izliyor, sonra ben her zaman beğen düğmesini yapıyordum çünkü birileri

lot of effort to put that video on so you know we ask people to do it to you so i always

bu videoyu koymak için çok çaba sarf etti, bu yüzden insanlardan bunu size yapmalarını istediğimizi biliyorsunuz, bu yüzden her zaman

do it to other people okay right what's the answer you've just explained something that

yapıyorum diğer insanlara tamam doğru cevap ne az önce aslında iyi açıklamaya gerek olmayan bir şeyi açıkladın zaten zaten

didn't actually need explaining well anyway anyway answer because we need at least four

cevap ver çünkü

of these for it to be fair today okay the answer to the sentence game is bing oh there

bugünün adil olması için bunlardan en az dördüne ihtiyacımız var tamam cümle oyununun cevabı bing oh orada

we go we need to score one more goal so jimmy yes and we will be through to the final the

gidiyoruz bir gol daha atmalıyız bu yüzden jimmy evet ve finale kalacağız

final so that is the last match although at the moment with euro 2020 we are a long way

final bu yüzden bu son maç olmasına rağmen şu anda euro 2020 ile finalden çok uzağız

from the final and by the way yes i didn't make a mistake there it is it is euro 2020

ve bu arada evet yapmadım yanlış anlaşılmasın euro 2020

which is very confusing because it's 2021. right yeah i had a shot the other day i thought

çok kafa karıştırıcı çünkü yıl 2021.

i thought maybe i had gone back in time and it was 2020 again what a horrible nightmare

jc jordy wants to know if rooster is the same as cockerel cockerel and rooster are the same

jordy horozun horozla aynı olup olmadığını öğrenmek istiyor horoz ve horoz aynıdır

they they are both the same sometimes it is a cockerel and sometimes it is a rooster but

ikisi de aynı bazen bir horoz bazen de horoz ama

they they both do the same thing that's it so yes i don't know when you would want use

ikisi de aynı şeyi yapıyor o yüzden evet yapmıyorum ne zaman

one instead of the other but we tend to say cockerel in the uk yes i think it all comes

birini diğerinin yerine kullanmak isteyeceğinizi biliyorum ama İngiltere'de horoz deme eğilimindeyiz evet bence her şey yine

down to american english and british english again okay one more i think we've squeezed

amerikan ingilizcesi ve ingiliz ingilizcesine geliyor tamam bir tane daha sanırım bir

one more or maybe two oh yes well this people are liking the uh liking the uh competition

veya belki iki tane daha sıktık oh evet peki bu insanlar rekabet

element oh okay i have introduced well you might be the only one uh well after this one

unsurunu seviyor oh tamam tanıttım peki tek kişi sen olabilirsin bundan sonra söyleyeceğim

i'll i'll say i'll i'll say who's in the lead yes i bet you can't wait something something

önde kimin olduğunu söyleyeceğim evet bahse girerim bekleyemezsin bir şey bir şey

is a very something sport right

çok bir spordur doğru olmasına

although i i have a horrible feeling i have a horrible feeling that oh no that's right

rağmen içimde korkunç bir his var içimde öyle korkunç bir his var ki oh hayır bu doğru bu

that's right don't worry you've made a mistake there mr duncan for a moment i thought i would

doğru merak etmeyin orada bir hata yaptınız bay duncan bir an düşündüm ki ben

i had made a balls up oh you see football's up yes so balls can be used to mean mistake

bir top yapar mıydım oh futbolun bittiğini görüyorsun evet bu yüzden [ __ ] hata yapmak için kullanılabilir

if you make an error you ha you make a balls up you make a balls up and if something is

eğer bir hata yaparsan bir top uydurursun bir top yaparsın ve bir şey bir

a load of balls it means it's rubbish yeah something that's nonsense and not worth wasting

sürü topsa bu saçmalık demektir evet saçma bir şey ve

your time with a bit like this really i think in that context balls is short for something

bunun gibi biraz zamanınızı boşa harcamaya değmez gerçekten bu bağlamda topların başka bir şeyin kısaltması olduğunu düşünüyorum evet

else yes anyway anyway so any answers yet on our contest yes something something is

yine de yarışmamızda henüz herhangi bir cevap evet bir şey bir şey bir şey bir

it something something is a very something sport 12 letters six letters and and you know

şey çok bir şey spor 12 harfler altı harf ve ve biliyorsun

oh although i yes wow

oh evet vay canına, yanlış

i'm gonna be so embarrassed if i spelt that wrong i don't think you have okay yes mmm

hecelersem çok utanacağım, tamam olduğunu düşünmüyorum evet mmm

one two three four five six no i think you've done it correctly in which case we have a

bir iki üç dört beş altı hayır bence doğru yaptın bu durumda bir kazananımız var

winner

but i'm doing first second and third places so uh

ama ben birinci ikinci ve üçüncü sıraları alıyorum yani uh

well mr duncan oh yes got answers already so i don't think we can we need to wait any

pekala Bay Duncan oh evet cevapları zaten aldık bu yüzden yapabileceğimizi sanmıyorum

longer for your answer okay mr cockerel needs to appear where is mr cockerel come on mr

cevabınız için daha fazla beklememiz gerekiyor tamam Bay Cockerel'in nerede görünmesi gerekiyor Bay Cockerel hadi Bay

cockerel i think he's very hot he's getting very hot and sweaty there's no there's nothing

Cockerel bence çok ateşli çok ısınıyor ve terliyor hayır hiçbir şey yok

there's nothing worse than

all right mr duncan we don't want to get rude there's nothing worse than clean so far there's

tamamdan daha kötü bir şey yok bay duncan kabalaşmak istemiyoruz şimdiye kadar temizlikten daha

nothing worse than a hot sweaty

kötü bir şey yok sıcak terli

one of those disgusting no i didn't say anything i didn't faster mr duncan i did not say anything

o iğrençlerden biri hayır hiçbir şey söylemedim daha hızlı söylemedim bay duncan kaba bir şey söylemedim

rude because i think we may well have a situation here where one more game could produce an

çünkü bence burada bir oyunun daha

overall winner here we go then oh yes there we go so professional tennis is a very competitive

genel bir galip getirebileceği bir durum olabilir, işte başlıyoruz o zaman evet işte başlıyoruz, bu yüzden profesyonel tenis çok rekabetçi bir

sport so yes when we talk about things being competitive it might be in the sense of being

spordur, bu yüzden evet, rekabetçi olan şeylerden bahsettiğimizde, bu kıyasıya olma anlamında olabilir

cutthroat or something that everyone involved in that thing is trying to be first or trying

veya o şeye dahil olan herkesin birinci olmaya veya

to win and quite often they will do anything they will do anything they will play as hard

kazanmaya çalıştığı bir şey olabilir ve oldukça sık her şeyi yapacaklar her şeyi yapacaklar ellerinden geldiğince sert oynayacaklar ellerinden geldiğince

as they can they will play as fast as they can so professional tennis is a very competitive

hızlı oynayacaklar yani profesyonel tenis çok rekabetçi bir

sport that's 11 letters the last one isn't it i hope so well in that case jimmy yes has

spor sonuncusu 11 harften oluşuyor öyle değil mi umarım bu durumda çok iyi olur jimmy evet

come up with the word challenging yes as an alternative oh okay yes challenging challenging

zorlu kelimesini buldu alternatif olarak evet oh tamam evet zorlu zorlu

no that's very good i'm giving you a bonus point for that yeah a bonus point you're getting

hayır bu çok iyi bunun için size bir bonus puan veriyorum evet bir bonus puan

getting a bonus point you get an extra point because and this is good we're making these

bonus puan alıyorsunuz ekstra puan alıyorsunuz çünkü ve bu iyi,

rules up as we go along because you came up with a word that fits in to that space so

ilerledikçe bu kuralları oluşturuyoruz çünkü o boşluğa uyan bir kelime buldunuz

very good victoria has used complicated

çok iyi victoria karmaşık

complicated we don't normally describe a sport as complicated tennis is complex sorry chess

karmaşık ifadesini kullandı normalde bir sporu karmaşık olarak tanımlamayız tenis karmaşıktır özür dilerim satranç

is complicated yes yes it fit the word fits but i think in this situation you know as

karmaşık evet evet kelimeye uyuyor ama bence bu durumda

an as umpires and referees i think we would i'm sorry no bonus point for that one not

hakemler ve hakemler olarak bildiğiniz gibi sanırım yapardık üzgünüm onun için bonus puan yok

today no not today it fits but it doesn't really it's an 11 letter word that fits but

bugün değil hayır bugün değil uyuyor ama gerçekten değil 11 harfli bir kelime uyuyor ama

probably not in context of this particular so but we have to be very we have to be very

muhtemelen bu bağlamda değil bu yüzden ama çok olmalıyız çok

fussy you see we have to be very very fussy and very precise i don't think you would describe

titiz olmalıyız görüyorsunuz ya çok çok telaşlı ve çok hassas olmalıyız

tennis as well i suppose the scoring is complicated yes you know do you know i mean i'm feeling

tenisi şöyle tanımlayacağınızı düşünmüyorum Pekala, puanlamanın karmaşık olduğunu farz ediyorum, evet, biliyor musunuz, yani

in a generous mood so yes i'm going to give vitoria a bonus point i can't believe steve

cömert bir ruh hali içinde hissediyorum, bu yüzden evet, vitoria'ya bir bonus puan vereceğim, Steve'in

has only just made this up and already he's bending the rules well you know there's got

bunu daha yeni uydurduğuna ve çoktan yaptığına inanamıyorum. kuralları esnetmek,

to be flexibility here and and victoria came up with a word that fitted and some people

burada esneklik olması gerektiğini biliyorsunuz ve Victoria uygun bir kelime buldu ve bazı insanlar

do find the scoring of 10 is complicated so i'm going to yes you're getting a point okay

10'luk puanlamayı karmaşık buluyor, bu yüzden evet, bir puan alıyorsunuz, tamam

so you're right so let's add them up shall i say where we are so far oh i can hardly

öyleyse siz' haklısın, hadi onları ekleyelim, şimdiye kadar nerede olduğumuzu söyleyeyim mi oh, sen bunu

wait before the last one whilst you're doing this you can i don't know pick your toenails

yaparken sonuncusundan önce zar zor bekleyemem, ayak tırnaklarını nasıl keseceğini

or find something right so here we go clean your carpet in the lead at the moment we have

ya da doğru bir şey bulabileceğini bilmiyorum, işte gidip temizleyeceğiz halı önde şu anda

maura on 11 points jimmy and tomek are both equal second with six points and victoria

11 puanla maura'ya sahibiz jimmy ve tomek altı puanla eşit ikinci ve victoria

has one point oh sorry intelligent has five points so in effect

bir puana sahip oh üzgünüm intelligent'in beş puanı var yani etkili evet

yes it's still all to play for yes so we have one more one more if yes if a certain person

hala oynanacak bir şey var yani bir puanımız daha var bir daha eğer evet ise, eğer belirli bir kişi

a couple of people here could get five points and another person could get nothing and there

buradaki birkaç kişi beş puan alabilir ve başka bir kişi hiçbir şey alamaz ve

could be a draw in which case would need to go to another one so right yes it all hangs

bir beraberlik olabilir, bu durumda bir başkasına gitmesi gerekir, bu yüzden doğru evet,

in the balance here we can't go to another one we could go on all night we've only got

burada her şey dengede kalıyor biz başka birine gidemeyiz bütün gece devam edebiliriz sadece

one more oh well in that case uh we've only got one more okay steve please for the love

bir tane daha var o zaman uh sadece bir tane daha var tamam steve lütfen aşk için

for the love of everything that's pure and holy please let us carry on here we go right

saf ve kutsal olan her şeyin aşkı için lütfen izin ver devam ediyoruz buraya gidiyoruz

here's the last one the something did not see the something we were something of our

işte sonuncusu bir şey görmedi bir şey biz bir şeydik bizim bir

something this is very hard by the way so this will really sort the men out from the

şeyimiz bu arada bu çok zor bu yüzden bu gerçekten erkekleri erkeklerden ayıracak

boys so please don't complain about that i know it's gender specific but but that is

bu yüzden lütfen bundan şikayet etmeyin cinsiyete özgü olduğunu biliyorum ama bu

an old expression so i suppose i should also say this will sort the girls out from the

eski bir tabir o yüzden kızları kadınlardan ayıracağını da söylemeliyim

women or i don't know i don't know how to do the other ones we'll leave it there shall

ya da bilmiyorum diğerlerini nasıl yapacağımı bilmiyorum bırakacağız Uzatmalara

we so we're into extra time it's extra time time now because uh this is the deciding few

girdik, şimdi uzatma zamanı çünkü ah bu belirleyici birkaç

minutes yes the sentence game match oh it's quite exciting i'm quite excited you've got

dakika evet cümle oyunu maçı oh oldukça heyecanlıyım çok heyecanlıyım

answers already you're not even looking right

zaten cevaplarınız var zaten doğru bakmıyorsunuz bile

okay well that that's um that's a suggestion yeah but is it right let's have a look we

tamam peki bu bir öneri evet ama doğru mu haydi bakalım bir bakalım uh evet öyle

have uh yes it looks like miura miura was first good grief miura is right well how did

görünüyor ki miura miura ilk iyi kederdi miura haklı peki nasıl

you do that how how did you do that how

yaptın bunu nasıl yaptın bunu nasıl

how

i don't know okay yeah really good

yapmadım t bilmiyorum tamam evet gerçekten iyi

so yes we have miura then intelligent with a different word for instead of found oh okay

yani evet miuramız var o zaman akıllı olmak yerine farklı bir sözcükle bulduk oh tamam hayır gerçi

no although that is a good that again but but it isn't oh yes i might have to be a bit

bu yine iyi ama ama değil oh evet orda biraz telaşlı olmam gerekebilir

fussy there i'm going to give you a bonus point okay steve is feeling very generous

ben' size bir bonus puan vereceğim tamam steve kendini çok cömert hissediyor

we haven't seen the answer yet put the answer up mr duncan here is the answer thank you

cevabı henüz görmedik cevabı ekleyin bay duncan işte cevap teşekkür ederim

mr cockrell so actually yes go on then oh you want the answer yes please mr duncan because

bay cockrell yani aslında evet devam edin o zaman oh cevabı istiyorsunuz evet lütfen bay duncan çünkü

uh you know i'm feeling hungry yes we have a tea cake and a cup of tea right and also

acıktığımı biliyorsun evet bir çay kekimiz ve bir fincan çayımız var ve ayrıca

an episode of colombo and i hope that it's ransom for a dead man so actually technically

bir colombo bölümü var ve umarım bu ölü bir adam için fidyedir bu yüzden aslında teknik olarak

tomic was second so he gets three points there hmm and victoria was actually

tomic ikinciydi ve orada üç puan aldı hmm ve victoria aslında

third so gets a point but i also gave a bonus point to intelligent for using the word fall

üçüncüydü, bu yüzden bir puan alıyor ama aynı zamanda intelligent'e düşme kelimesini kullandığı için bir bonus puan verdim

because that does fit and it sort of works yes okay can i explain this the referee did

çünkü bu uyuyor ve bir nevi işe yarıyor evet tamam bunu açıklayabilir miyim hakem

not see the foul so when we say foul in football it means one player tackles or attacks another

faulü görmedi yani biz söylediğimizde futbolda faul, bir oyuncunun topu ondan almaya çalışırken başka bir kişiye müdahale etmesi veya saldırması anlamına gelir,

person as they are trying to get the ball from them but they they normally cause injury

ancak bunlar normalde yaralanmaya neden olur

or maybe the other player will fall down to the ground sometimes they pretend by the way

veya belki diğer oyuncu yere düşer, bazen bu arada numara yapar

sometimes they will just throw themselves down on the ground and pretend like they're

bazen sadece atar kendilerini yere yatırıyorlar ve

they're acting in a play on the stage apparently we're not pronouncing maura's name correctly

sahnede bir oyunda oynuyorlarmış gibi davranıyorlar görünüşe göre maura'nın adını doğru telaffuz etmiyoruz

is it ma according to massimo oh

massimo'ya göre ma oh

but anyway the results are here everyone's everyone's hanging on these results okay can

ama neyse sonuçlar burada herkes herkes bu sonuçlara takılıyor tamam mı

we have the results let me just get clear the screen okay so everyone can see our beautiful

sonuçları alabilir miyiz ekranı temizlememe izin verin tamam ki herkes güzel

bodies everyone of course has done very very well i'll just announce places one two and

vücutlarımızı görebilsin herkes çok çok iyi iş çıkardı sadece birinci sırayı açıklayacağım bir iki ve

three first was maura 15 points well done uh second was tomic on nine points okay and

üç birinci maura 15 puan aferin uh ikinci tomic on dokuz puan tamam ve

equal third was intelligent and jimmy and victoria had two points so well done to everyone

eşit üçüncü zekiydi ve jimmy ve victoria iki puan aldı herkese

well done to everyone can i give you all a round of applause yes well done to everyone

aferin herkese aferin hepinize bir alkış verebilir miyim evet

for taking part today

bugün katıldığınız için herkese aferin bu

so if it's not maura how is it if it's italian how would you pronounce it

yüzden maura değilse nasıl olur italyanca ise nasıl telaffuz edersiniz

why are we pronouncing your name correctly maura uh please tell us please give us the

neden isminizi doğru telaffuz ediyoruz maura uh lütfen bize söyleyin lütfen

phonetic pronunciation yes um but there we go uh a bit of fun a bit of fun and uh thank

fonetik telaffuzu verin evet um ama işte başlıyoruz uh biraz eğlence biraz eğlence ve uh

you all for for entering into the spirit of the game it was it was a little a little bit

hepinize girdiğiniz için teşekkürler oyunun ruhu öyleydi biraz

of fun very almost microscopic maybe we won't we won't do it every time because we don't

eğlenceliydi çok mikroskobik belki yapmayacağız her seferinde yapmayacağız çünkü

want to turn in the sentence game into a competition because it's not it's a team effort a team

cümle oyununu bir yarışmaya dönüştürmek istemiyoruz çünkü öyle değil bu bir takım

effort but just for a bit of fun this week i decided to put in an element of competition

çalışması ama sadece biraz eğlenmek için bu hafta bir rekabet unsuru koymaya karar verdim

because we've just been watching a football match yeah oh somebody's jim is giving you

çünkü az önce bir futbol maçı izliyorduk evet oh birisi jim size

a donation thank you jimmy in hong kong thank you very much for your hong kong dollars thank

bağış yapıyor teşekkürler jimmy hong kong'da hong kong dolarınız için çok teşekkür ederim çok teşekkür ederim çok

you very much it's very kind of you don't forget everything i do is free we do this

naziksiniz unutma yaptığım her şey ücretsiz bunu yapıyoruz

we don't charge you anything there are no we don't sponsor any products steve wants

sizden hiçbir ücret almıyoruz steve'in istediği hiçbir ürüne sponsorluk yapmıyoruz

to maybe his hat you see but we don't really sponsor anything so all donations are gladly

belki şapkasını görüyorsun ama biz gerçekten hiçbir şeye sponsor değiliz, bu yüzden tüm bağışlar memnuniyetle

received so i can carry on doing this for another 15 years here we go so with maura's

kabul ediliyor, bu yüzden bunu 15 yıl daha sürdürebilirim işte başlıyoruz yani maura'nın

name we see we're learning something here of course in italian you pronounce every syllable

adıyla burada bir şeyler öğreniyoruz tabii ki italyanca siz her heceyi telaffuz et,

don't you which i've forgotten about so the a and the u are two different sounds so we

unuttuğum, bu yüzden a ve u iki farklı ses, bu yüzden yapmamız gerekecek, ben

have to i will i will work it out aura could be my aura depending on how the a and the

halledeceğim aura, a ve u'nun nasıl telaffuz edildiğine bağlı olarak benim auram olabilir yani

u are pronounced so i will look that up i will put that in fact i have i have a program

buna bakacağım bunu koyacağım aslında

in my computer which tells me how to pronounce italian words because if i'm ever singing

bilgisayarımda italyanca kelimeleri nasıl telaffuz edeceğimi söyleyen bir program var çünkü

an italian song i put it into this little computer and it will this app and it will

bir italyanca şarkı söyleyeceksem onu ​​bu küçük bilgisayara koyarım ve bu uygulama olacak ve

tell me how to pronounce it so i will put your name in and i will learn how to pronounce

bana nasıl telaffuz edeceğimi söyleyecek, bu yüzden ismini yazacağım ve

it correctly for next week

gelecek hafta için onu nasıl doğru telaffuz edeceğimi öğreneceğim

lovely lovely to see you all that bird sounded a bit frightened that was a black bird and

çok güzel sizi görmek çok güzel o kuşun sesi biraz korkmuş gibiydi o siyah bir kuştu ve

i think he's just having a quiet lie down i think we gave him a bit of a shock bye to

bence o sadece sessizce uzanıyorum sanırım ona biraz şok verdik

everybody and i'm going inside to make a cup of tea and a tea cake and i'll see you in

herkese veda ettim ve ben bir fincan çay ve çay keki yapmaya gidiyorum ve

a few minutes and i will see you all again next sunday it's been a busy one it's been

birkaç dakika sonra görüşürüz ve hepinizle görüşürüz yine önümüzdeki pazar yoğun bir pazar oldu

very busy i've really enjoyed it and i hope you have too if you haven't uh clicked on

çok meşguldü gerçekten çok eğlendim ve umarım siz de beğenmişsinizdir eğer beğenmediyseniz

the like please do that for mr duncan and again i'll see you next week like are you

lütfen bunu bay duncan için yapın ve haftaya tekrar görüşürüz like

fading me away or shall i just sort of disappear i'm going to close the door on you and then

beni gözden mi kaçırıyorsun yoksa bir şekilde yok mu olayım sana kapıyı kapatacağım ve sonra

it will just just be me on my own how sad see you again parting is such sweet sorrow

sadece kendi başıma kalacağım seni tekrar görmek ne kadar üzücü ayrılık çok tatlı bir hüzün bay

mr steve until we meet again

steve tekrar buluşana kadar

steve is going now he's he's going into the house to make not only a cup of tea but also

steve şimdi gidiyor o sadece bir fincan çay yapmak için değil aynı zamanda

he's going to prepare some lovely tea cakes i hope you have enjoyed today's live stream

güzel çay kekleri hazırlamak için eve giriyor umarım bugünkü canlı yayından keyif almışsınızdır

i really do i hope you've enjoyed this and i hope it has been interesting i hope to see

gerçekten beğendim umarım bundan keyif almışsınızdır ve umarım beğenmişsinizdir ilginçti umarım

you on wednesday don't forget yes i am back with you on wednesday we are live on wednesday

çarşamba günü görüşürüz unutma evet çarşamba tekrar sizlerleyim çarşamba canlı yayındayız

i'm not sure what the weather is doing but i will be here on my own mr steve will be

havanın nasıl olduğundan emin değilim ama burada tek başıma olacağım bay steve

busy working in his hot sticky office the poor boy how will he survive i don't know

meşgul olacak zavallı çocuk sıcak yapışkan ofisinde nasıl hayatta kalacak bilmiyorum

thanks for your company don't forget if you want to send a donation don't forget also

şirketiniz için teşekkürler unutmayın bağış göndermek istiyorsanız bunu

you can do it through my paypal as well there it is the address is now on the screen in

paypal aracılığıyla da yapabilirsiniz adres şimdi önünüzdeki ekranda

front of you if you want to send a small donation or a large one to help my work continue forever

küçük veya büyük bir bağış göndermek isterseniz işimin sonsuza dek devam etmesine yardımcı olmak için

and ever and ever the sheep and the lambs are getting very excited in the field next

koyunlar ve kuzular çok heyecanlanıyor yanımdaki tarlada

to me thank you very much for your company it's been lovely being with you for the past

çok teşekkür ederim

two hours and 10 minutes i can't believe it i've been here for a very long time today

2 saat 10 dakikadır sizinle olmak çok güzeldi inanamıyorum bugün çok uzun zamandır buradayım

don't worry you can watch all of this later it will be available again and later on there

merak etmeyin tamamını daha sonra izleyebilirsiniz tekrar ve daha sonra

will be captions later on so later there will be some captions at the bottom of the screen

altyazılar olacak daha sonra ekranın altında bazı altyazılar olacak

later not now but later on you can watch it all again that's it it's time to go i hope

daha sonra şimdi değil ama daha sonra hepsini tekrar izleyebilirsiniz işte gitme zamanı geldi umarım

you've enjoyed this live stream from outside in the garden on a beautiful summer's day

bu canlı yayını beğenmişsinizdir burada, ingiltere'de güzel bir yaz gününde dışarıdan bahçeden

here in england and congratulations once again to england for winning the football match

ve bugün futbol maçını kazandığı için ingiltere'yi bir kez daha tebrik ediyorum

today i will see you on wednesday this is mr duncan in the birthplace of english saying

çarşamba günü görüşürüz bu bay duncan ingilizcenin doğum yerinde

thank you very much for watching see you very soon for more of this if you are an english

izlediğiniz için çok teşekkür ederim görüşürüz çok yakında daha fazlası için, eğer bir ingilizce

addict then you have come to the right place see you again very soon and of course until

bağımlısıysanız, o zaman doğru yere geldiniz, çok yakında tekrar görüşmek üzere ve tabii ki bir

the next time we meet here on youtube you know what's coming next yes you do

dahaki sefere burada youtube'da buluşana kadar, sırada ne olacağını biliyorsunuz, evet,

it's been fun i hope you've enjoyed it as well

eğlenceliydi umarım siz de Şimdilik tadını çıkardım

ta ta for now