'PLAY' words and phrases / English Addict LIVE chat & Learning / Sun 23rd JANUARY 2022 - Mr Duncan

hmm here we go again we are back once  more oh i don't know why sometimes i think  

hmm işte yine başlıyoruz bir kez daha geri döndük oh bazen neden bilmiyorum

that i am too old to do this i don't  mean my actual age i mean the energy  

bunu yapmak için çok yaşlı olduğumu düşünüyorum gerçek yaşımı kastetmiyorum bunu

that is needed to actually prepare and do  this sometimes i feel that i am too old  

gerçekten hazırlamak ve bunu yapmak için gereken enerjiyi kastediyorum bazen bunu yapmak için çok yaşlı olduğumu hissediyorum

to do this hi everybody here we go again  yes it is another sunday and it is overcast  

herkese merhaba yine başlıyoruz evet yine bir pazar ve

today the weather for those wondering what is  happening here weather-wise well it's overcast  

hava bulutlu bugün hava burada ne oluyor diyenler için hava durumu açısından pekala bulutlu hava

it's gloomy but at least it's not raining here  we are again everyone yes it is english addict  

kasvetli ama en azından burada yağmur yağmıyor biz yine herkesiz evet bu ingilizce bağımlısı

coming to you live from the birthplace of english  which just happens to be oh my goodness england

size ingilizcenin doğum yerinden canlı olarak geliyor  ki bu da aman tanrım ingiltere

sometimes it feels as if i am too old to do this  

bazen bunu yapmak için çok yaşlıymışım gibi geliyor

i seem to lack the energy sometimes i i don't seem  to have enough energy to prepare and do this but  

enerjim yok gibi görünüyor bazen yapmıyorum hazırlanmak ve bunu yapmak için yeterli enerjiye sahip gibi görünüyor, ancak

suddenly yes once i'm on once i hit that button  and i go live and my connection is excellent  

aniden evet, o düğmeye bastığımda açılır ve canlı yayına başlarım ve bağlantım mükemmel

then something happens to me it's as if my whole  body has become recharged again hi everybody this  

sonra bana bir şey oluyor, sanki tüm vücudum tekrar şarj oldu, herkese merhaba bu

is mr duncan in england how are you today are  you okay i hope so are you happy i hope so here  

ingiltere'de bay duncan bugün nasılsın iyi misin umarım mutlusundur umarım işte

we are again wow it seems like a long week it's  been a busy week i've been doing lots of things  

buradayız vay canına uzun bir hafta gibi görünüyor yoğun bir hafta oldu pek çok şey yapıyorum

of course here in the uk i don't  know about you but here in the uk  

tabii ki burada uk sizi bilmem ama burada uk

a lot of people hate january and there is a reason  for that now i'm sure you have to do this in your  

birçok insan ocak ayından nefret ediyor ve bunun bir nedeni var şu anda bunu ülkenizde yapmak zorunda olduğunuzdan eminim

country but we have to do it here as well you  have to return your tax forms you have to work out  

ama biz de burada yapmak zorundayız vergi formlarınızı iade etmek için

how much tax you have to pay your government so  at the end of january lots of people are busily

hükümetinize ne kadar vergi ödemeniz gerektiğini hesaplamanız gerekir, bu nedenle  ocak ayının sonunda birçok kişi yoğun bir şekilde

preparing their tax statement because you  have until the end of january to send it in  

vergi beyannamelerini hazırlar çünkü

so you have a whole year to do it but the  closing date the deadline is actually the end of  

bunu yapmak için tüm yıl ama kapanış tarihi, son tarih aslında   ocak ayının sonudur,

january so lots of people here  in the uk are busily they are  

yani burada İngiltere'de pek çok kişi meşgul

in a state of panic because they are sending off  their tax form if you have your own business of  

panik halindedir çünkü kendi işiniz varsa tabii ki vergi formlarını gönderiyorlar  tüm makbuzları saklamak için

course you have to keep everything you have to  keep all of the receipts so if you spend any money  

sahip olduğunuz her şeyi saklamanız gerekir, bu nedenle, iş paranızı kullanarak herhangi bir para harcarsanız,

using your business money you have  to show that that particular purchase  

söz konusu satın alma işleminin

the thing you bought is legitimate it is something  that you actually need you really do need it  

satın aldığınız şeyin meşru olduğunu, bunun gerçekten ihtiyacınız olan bir şey olduğunu  göstermeniz gerekir.

for your business so a lot of people are returning  their their tax forms they have to work out how  

işletmeniz o kadar çok kişi vergi formlarını iade ediyor

much money they made in their business and from  that how much tax they must pay the government  

işlerinde ne kadar para kazandıklarını ve bundan ne kadar devlete ödemeleri gerektiğini hesaplamaları gerekiyor

and of course on top of that we also have  to pay something called national insurance  

ve tabii ki bunun yanında bizim de bir şeyler ödememiz gerekiyor

which goes towards your pension and all of the  other things that help you when you get old  

emekli maaşınıza ve yaşlandığınızda size yardımcı olan diğer tüm şeylere giden ulusal sigorta olarak adlandırılır   ki bu

which for me is not a very long time to be honest  so that's the reason why a lot of people here in  

benim için dürüst olmak gerekirse çok uzun bir süre değil  bu yüzden burada Birleşik Krallık'ta birçok insanın asık

the uk are looking glum what about you if you  have your own business maybe you have to return  

suratlı bakmasının nedeni bu kendi işiniz varsa, belki de

all of your tax records and then they will tell  you the government or whoever is in charge of  

tüm vergi kayıtlarınızı iade etmeniz gerekir ve o zaman size hükümeti veya verginizi almaktan sorumlu olan kişiyi söylerler size

taking your tax they tell you how much tax you  must pay so that normally is for people who are  

ne kadar vergi ödemeniz gerektiğini söylerler, yani bu normalde insanlar içindir

working for themselves to be honest so my name is  duncan and i talk about english i love english you  

dürüst olmak gerekirse  kendileri için çalışan kişiler yani benim adım duncan ve ben ingilizce hakkında konuşuyorum ingilizceyi seviyorum   benim

might say that i am an english addict that's what  it says up there you see and yes we are coming  

bir ingilizce bağımlısı olduğumu söyleyebilirsiniz orada öyle yazıyor görüyorsunuz ve evet geliyoruz

towards the end of january although i just said  that january can be a little miserable for people  

ocak ayının sonuna doğru   her ne kadar ben Ocak ayının vergi formlarını iade eden insanlar için biraz perişan olabileceğini söyledim,

who are returning their tax forms however  here in england people are feeling rather  

ancak burada İngiltere'de insanlar oldukça

excited because on wednesday from wednesday  all of the covered restrictions are being  

heyecanlı çünkü çarşambadan itibaren tüm kısıtlamalar

lifted no more masks no more self-isolation  no more social distancing it's all gone  

kaldırılıyor   maske yok artık kişisel izolasyon yok  sosyal ortam yok uzaklaştırmak her şey gitti

from this wednesday coming this wednesday  it's all it's all coming to an end so it  

bu çarşambadan bu çarşambaya geliyor her şey sona eriyor, bu nedenle

would appear that things are getting better but  we will have to wait and see what happens after  

her şey daha iyiye gidiyor gibi görünebilir ancak  tüm bunlar gerçekleştikten sonra ne olacağını bekleyip görmemiz gerekecek,

all of that occurs so from wednesday we will  be able to go into our shops we will be able  

bu nedenle çarşambadan itibaren yapabileceğimiz  çarşambadan itibaren dükkanlarımıza gireceğiz

to walk around and we won't have to wear our masks  from wednesday the reason why i'm mentioning that  

dolaşabileceğiz ve maskelerimizi takmak zorunda kalmayacağız bundan bahsetmemin nedeni

is because this wednesday i am doing something  different i am doing a live stream this wednesday

çünkü bu çarşamba farklı bir şey yapıyorum bu çarşamba canlı yayın yapıyorum

but

ama

there will be two live streams just for this week  i am doing two live streams there will be a live  

orada sadece bu hafta için iki canlı yayın olacak iki canlı yayın yapacağım çarşamba

stream here on youtube on wednesday from 2pm but  also there will be another one there will be some  

günü saat 14:00'ten itibaren burada youtube'da bir canlı yayın olacak ama ayrıca bir tane daha olacak

double trouble on wednesday because i will also  be with you at 10 pm uk time on wednesday so we  

çarşamba günü çifte sorun olacak çünkü ben de sizlerle olacağım çarşamba günü İngiltere saatiyle 22.00'de bu yüzden   çarşamba günü

are doing a special late and live english addict  on wednesday so there will be two live streams  

özel bir geç ve canlı ingilizce bağımlısı  yapıyoruz, bu nedenle iki canlı yayın olacak   çarşamba günü

i can't believe i'm going to do two live streams  on wednesday but there will be 2 p.m uk time and  

iki canlı yayın yapacağıma inanamıyorum ama saat 14:00 olacak saat ve

also 10 p.m uk time as well for those watching  in south america and also that part of the world  

ayrıca güney amerika'da ve aynı zamanda dünyanın o bölgesinde izleyenler için 22:00 uk saati de

because you are behind with the time so your time  your morning your afternoon and your evening well  

çünkü zamanın gerisindesiniz yani sizin zamanınız sabahınız öğleden sonranız ve akşamınız iyi

they come a little bit later than ours so that's  the reason why i'm doing it something special  

bizimkinden biraz daha geç gelirler, yani bu çarşamba günü için özel bir şey yapmamın nedeni

for wednesday and of course everyone here in  england feeling excited because lockdown and  

ve tabii ki İngiltere'deki herkesin karantina ve

all of the other stuff is coming to an end most  of the restrictions are going to be dropped this  

diğer tüm şeyler sona erdiği için heyecanlı olması kısıtlamaların çoğu bu

wednesday they come to an end can you  believe it yes another thing i i can believe  

çarşamba günü kaldırılacak onlar sona eriyor buna inanabiliyor musun evet inanabileceğim başka bir şey

even though i don't know if you've read the  news or heard on the news the doomsday clock

haberi okudunuz mu veya haberlerde duydunuz mu bilmememe rağmen kıyamet saatinin

is just 48 seconds away from midnight

gece yarısından sadece 48 saniye uzakta olduğunu

and on that note well at least we've made  it to the end of another week and also  

ve bu kayda göre en azından biz yaptık bir haftanın daha sonuna ve ayrıca

the end of another weekend as well yes it's sunday

başka bir hafta sonunun sonuna kadar evet pazar pazar geldi

sunday is here and i hope you are having a  good day wherever you are watching in the world

ve umarım dünyanın neresinde izliyorsanız izleyin iyi bir gün geçiriyorsunuzdur, nerede olursanız olun, her

wherever you are whatever you are doing i hope you  are doing it with a smile on your face hello also  

ne yapıyorsanız, umarım yapıyorsunuzdur yüzünüzde bir gülümsemeyle merhaba ayrıca

to the live chat oh hello live chat hello nice to  see you here as well oh very interesting we have  

canlı sohbete oh merhaba canlı sohbete merhaba sizi  burada görmek de güzel oh çok ilginç   pekala

well we don't have v tess today i don't know  where v tess is but we do have in first place  

bugün v tess'imiz yok v tess'in nerede olduğunu bilmiyorum ama biz

on today's live chat congratulations to  valentin you are first on the live chat today

bugünün canlı sohbetinde   birinci sıradasınız valentin'i tebrikler bugün canlı sohbette birincisiniz

oh i seem to have no energy i don't know what is  happening today i don't seem to have any energy  

oh hiç enerjim yok gibi görünüyor bugün neler oluyor bilmiyorum hiç enerjim yok gibi görünüyor

i spent too much time in bed  i don't know if you've noticed  

çok fazla zaman harcadım yatakta  bunu fark ettiniz mi bilmiyorum

this but if you spend too much time in bed asleep

ancak yatakta çok fazla zaman geçirirseniz ve

quite often it takes a long time to get your  energy back and i don't know why that is if you  

sık sık uykudaysanız, enerjinizi geri kazanmanız uzun zaman alır ve bunun neden olduğunu bilmiyorum, eğer

have a lot of sleep sometimes you feel worse than  if you only have a little sleep during the night  

çok fazla enerjiniz varsa bazen uyursanız gece boyunca biraz uyuduğunuzdan   daha kötü hissedersiniz

so if your sleep is disturbed and  maybe you don't sleep for very long  

bu nedenle uykunuz bölünürse ve çok uzun süre uyumazsanız

quite often you find that you feel better the next  day but if you sleep for a very long time the next  

çoğu zaman ertesi gün daha iyi hissedersiniz, ancak çok uzun süre uyursanız uzun zaman ertesi

day quite often i will feel worse so i won't  actually feel relaxed i won't feel as if i have  

gün oldukça sık sık kendimi daha kötü hissedeceğim bu yüzden aslında rahatlamış hissetmeyeceğim

lots of energy i actually feel worse i don't know  why that is congratulations valentin well done you  

çok fazla enerjim varmış gibi hissetmeyeceğim aslında daha kötü hissediyorum bunun neden olduğunu bilmiyorum tebrikler valentin aferin sen

are first on today's live chat it's very nice to  see you all here today we also have euphonium as  

ilksin bugünün canlı sohbetinde hepinizi burada görmek çok güzel bugün ayrıca euphonium'umuz var   pekala

well randa nelly hello nelly i like your name and  i also like your little icon as well nice to see  

randa nelly merhaba nelly adınızı beğendim ve küçük simgenizi de beğendim  yüzünüzü görmek güzel

your face sometimes it is nice to put a name to  the face it really is zika is here as well we also

bazen bir isim koymak güzel yüzü gerçekten zika burada ayrıca biz de

it's so good to see you here once more  beatrice we also have maria fernando we have  

sizi burada görmek çok güzel beatrice bizde maria fernando da var elimizde

who else rosa is here edict is here  edith goulet nice to see you back  

rosa başka kim var ferman burada edith goulet seni yeniden görmek güzel

as well very nice also we have inika hello inika  as well nice to see you back i have noticed  

ayrıca çok güzel biz merhaba inika sizi tekrar görmek ne güzel  fark ettim

over the past three or four weeks  we have some new regular viewers  

son üç veya dört hafta içinde

chatting with everyone else on the live chat box  so it's nice to see that there are some lovely new  

canlı sohbet kutusunda diğer herkesle sohbet eden bazı yeni düzenli izleyicilerimiz var bu nedenle bazı yeni   düzenli izleyicilerin olduğunu görmek güzel

regular viewers a lot of people always say  mr duncan i think that you have your favorite  

pek çok insan her zaman Mr. Duncan der ki, favori

live chat guests now that's not true i don't  have favorites but quite often i do have  

canlı sohbet misafirleriniz var artık bu doğru değil favorilerim yok ama sıklıkla   tekrar tekrar

viewers who come back again and again and  they like to get involved on the live chat  

gelen izleyicilerim oluyor ve canlı sohbete dahil olmaktan hoşlanıyorlar

so i don't have favorites because to be  honest i love all of you you're all amazing  

bu yüzden favorilerim yok çünkü dürüst olmak gerekirse hepinizi seviyorum hepiniz harikasınız

because you have such good taste you have great  taste because you're here now watching this  

çünkü çok iyi bir zevkiniz var harika bir zevkiniz var çünkü şu anda burada bunu izliyorsunuz   tüm

that's all i can say we also have palmyra and  yes louis mendes is here today oh that reminds me  

söyleyebileceğim bu kadar bizde de palmyra var ve evet louis mendes bugün burada oh bu bana hatırlattı

thank you very much lewis for your photographs  you went out for a walk last week apparently  

fotoğrafların için lewis'e çok teşekkür ederim geçen hafta yürüyüşe çıktın  görünüşe göre

lewis loves walking and lewis visited a very  interesting place a lovely place that to be  

lewis yürümeyi seviyor ve lewis çok ilginç bir yeri ziyaret etti güzel bir yer ki

honest with you i i also love the look of  i haven't been there but it looks amazing  

sana karşı   dürüst olmak gerekirse ben de görünüşünü seviyorum oralara gitmedim ama harika görünüyor

and here it is here is one of the photographs that  luis sent park de secure or skew i think it's skew  

ve işte burada luis'in park de secure'ye gönderdiği fotoğraflardan biri ya da çarpık olduğunu düşünüyorum

and i think the reason why it's called that i  think it's because it is on a slope because it  

ve bence bu adın verilmesinin nedeni, sanırım bir fotoğrafın üzerinde olduğu için eğim çünkü

looks as if this park is actually on a large  hill so i have a feeling that park desk u  

bu park aslında büyük bir tepenin üzerindeymiş gibi görünüyor bu yüzden park masasının u

is actually a sloping park  i think the word skew skew  

aslında eğimli bir park olduğunu düşünüyorum  bence skew skew

is is meaning something that is on a hill or  at an angle i might be wrong if i am wrong  

bir tepe üzerinde veya  olabileceğim bir açıda olan bir şey anlamına geliyor yanlışsam

please let me know but i do remember  from my my french lessons at school  

lütfen bana bildirin ama okuldaki Fransızca derslerimden hatırlıyorum   düz olmayan bir şeyi

we used to call or we used to say skew to mean  something that is not straight something that is  

ifade etmek için çarpık derdik veya

on a hill here's another photograph from lewis  oh this looks lovely i do like wide open spaces  

bir tepede olan bir şeyi ifade ederdik işte lewis'ten başka bir fotoğraf oh bu güzel görünüyor geniş açık alanları seviyorum

and this looks like a good example of a wide open  space oh bella says it is pronounced sue oh i see  

ve bu geniş  açık  alana iyi bir örnek gibi görünüyor oh bella sue oh anlıyorum

okay so i am wrong that's okay it's all right i  can be wrong we are all wrong sometimes it's just  

tamam yani yanılıyorum diyor sorun değil sorun değil ben hatalı olabilirim hepimiz yanılıyoruz bazen bu sadece

that some of us are wrong more than others and  here's another one so apparently this is park desu

bazılarımız diğerlerinden daha fazla yanılıyor ve işte bir tane daha, görünüşe göre bu

sue like a girl's name it is a beautiful wide  open space and i can also see from the photograph  

bir kız adı gibi park desue sue, güzel, geniş bir açık alan ve ayrıca fotoğraftan

that lots of people are wearing their coats so i  would imagine that it is a very beautiful place  

birçok kişinin paltolarını giydiğini görebiliyorum, bu yüzden ben lewis'in gönderdiği fotoğraflardaki gibi özellikle bir kış gününde dolaşmak için çok güzel bir yer olduğunu düşünürdüm bu yüzden çok teşekkür

to walk around especially on a winter's day  like in the photographs that lewis has sent  

so thank you very much lewis that is very kind  of you thank you for sending your photographs  

ederim lewis, çok naziksiniz fotoğraflarınızı gönderdiğiniz için teşekkür ederim

and anyone can send anything to my email if  you want to get in touch you can if you want  

ve herkes benim adresime her şeyi gönderebilir e-posta iletişime geçmek istersen yapabilirsin istiyorsan

to write to me you can as well and yes you  are more than welcome to do that it's not a  

bana da yazabilirsin ve evet bunu yapmakta büyük bir

problem it really isn't if you want to write  to me there is my email now on the screen you  

sorun değil, gerçekten değil, bana yazmak istersen işte benim Şimdi e-posta ile ekranda

can see it at the bottom that is my email address  you can send a photograph of your dog or your cat  

altta görebilirsiniz, bu benim e-posta adresimdir , köpeğinizin veya kedinizin

or maybe somewhere you've been on holiday or  maybe a lovely memory that you want to share with  

veya belki tatilde olduğunuz bir yerin veya belki  herkesle paylaşmak istediğiniz güzel bir anı   gönderebilirsiniz

everyone so there it is my email address is on the  screen right now and if you want to write to me  

işte e-posta adresim şu anda ekranda ve bana yazmak isterseniz

then feel free it's it's not a problem you  really can do it it is it is my pleasure  

çekinmeyin, sorun değil gerçekten yapabilirsiniz, benim için bir

it's my pleasure to hear from you so thank  you lewis it's very kind of you to do that

zevk   sizden haber almak benim için bir zevk, bu yüzden teşekkürler  lewis bunu yaptığınız için çok naziksiniz,

so apparently my pronunciation my french  pronunciation wasn't very good apparently it is  

bu yüzden görünüşe göre telaffuzum fransızca telaffuzum pek iyi değildi, görünüşe göre

park desu so i thought it was like a slope you see  because it looked as if the park was on a slope  

park desu bu yüzden gördüğünüz gibi bir yokuş gibi düşündüm çünkü park sanki bir yokuştaymış gibi görünüyordu

skew you see i thought skew the word  skew means something that is not straight  

çarpık görüyorsunuz ben düşünce çarpık kelime çarpık , düz olmayan bir şey anlamına gelir

or maybe it is distorted something that  is distorted you skew something to distort

veya belki çarpıtılmış bir şey çarpıtılmış bir şeyi çarpıtmak için çarpıtırsınız

thank you very much for your company today  it's lovely to see you yes we do have mr  

bugün bize eşlik ettiğiniz için çok teşekkür ederim  sizi görmek çok güzel evet

steve in around about six or seven minutes  from now we will be talking about words  

altı veya yedi civarında Bay Steve'e sahibiz dakika  bundan sonra kelimeler hakkında konuşacağız

we will be looking at words connected to play play  it's a very simple word only four letters play you  

play ile bağlantılı kelimelere bakacağız play bu çok basit bir kelimedir sadece dört harf play you

play but you might be surprised to find out how  many uses of the word play there actually are  

oynarsınız ancak play kelimesinin gerçekte kaç tane kullanıldığını öğrenince şaşırabilirsiniz

there are many uses of the word play as both a  verb and also a noun and there are lots of phrases  

play kelimesinin hem fiil hem de isim olarak pek çok kullanımı vardır ve play kelimesini kullanan pek çok deyim vardır

also that use the word play so we will be taking a  look at that later on as well also we are talking  

dolayısıyla buna daha sonra bakacağız ayrıca isimlerden de   bahsediyoruz

about names as well there are lots of famous  people who have what i call a singular name  

tekil isim dediğim şeye sahip ünlü kişilerin   bu,

which means that their name is just one word  and i'm sure you can think of many for example  

adlarının yalnızca bir kelime olduğu anlamına gelir ve eminim pek çok kişi düşünebilirsiniz   örneğin

madonna a famous singer from the 1980s madonna  her name is only one word and there are many  

madonna 1980'lerden ünlü bir şarkıcı madonna onun adı yalnızca bir kelime ve çok sayıda var

people many famous people who just have a  single name so they don't have two names  

insanlar birçok ünlü kişi tek bir isme sahip olduğu için iki ismi yoktur

they don't have a long name with lots of  different words or different titles they just have  

birçok farklı kelime veya farklı unvandan oluşan uzun bir isimleri yoktur, sadece

one word so we will be talking about that  later on as well lots of things including

bir   kelimeleri vardır, bu yüzden daha sonra bundan da bahsedeceğiz Bay Steve dahil pek çok şey

mr steve is on his way don't worry for those fans  of mr steve don't worry he will be here very soon  

yolda Bay Steve'in hayranları  için endişelenmeyin    merak etmeyin o çok yakında burada olacak

oh also of course we are coming towards the end  of january which means february is just around  

ayrıca tabii ki  ocak ayının sonuna doğru geliyoruz, bu da şubat ayının hemen köşede  olduğu anlamına geliyor

the corner and of course as you know february  is a busy month for many people because it means  

ve tabii ki bildiğiniz gibi şubat birçok insan için yoğun bir aydır çünkü bu

that we have valentine's day approaching in  around three weeks from now the season of love  

yaklaşık üç hafta sonra sevgililer gününün yaklaştığı anlamına gelir   aşk mevsimi

is also going to arrive during february and  don't forget also it's mr steve's birthday  

de şubat ayında gelecek ve  bugünün Bay Steve'in doğum günü olduğunu da unutmayın

during february as well so let's take a look at  an excerpt from one of my full english lessons  

şubat ayı boyunca da bu yüzden tam ingilizce derslerimin birinden bir alıntıya bir göz atalım

and then after this yes i've just mentioned him  he will be here live as live can be mr steve  

ve bundan sonra evet ondan az önce bahsettim canlı olarak burada olacak canlı olabilir Bay Steve

is on his way stay exactly where you are  oh there you are hi everybody this is mr  

yolda tam olarak olduğunuz yerde kalın oh işte selam millet bu bay

duncan's full english number five my name is  mr duncan and i'm ever so pleased to meet you  

duncan'ın tam İngilizce beş numarası, benim adım bay duncan ve sizinle tanıştığıma çok memnun oldum

we are all here again to take a peek into that  wonderful world of english so let us all join  

hepimiz yine bu  harika ingilizce dünyasına bir göz atmak için buradayız, bu yüzden hepimiz

hands and say the magic words for goodness sake  mr duncan we haven't got all day get on with it  

el ele verelim ve allah aşkına sihirli kelimeleri söyleyin bay duncan bütün gün uğraşamadık devam edin

can you see what sort of  weather we're having here today

bugün burada nasıl bir havamız olduğunu görebiliyor musunuz

well there is poor visibility for a start it isn't  a clear day by any means it is a foggy day here in  

başlangıç ​​için görüş zayıf, gün açık değil her ne anlama gelirse  ingiltere'de sisli bir gün, bir şeyi hatırlayamamayı

england we can use foggy as an idiom to describe  the inability to remember something we can say  

tarif etmek için bir deyim olarak sisli kullanabiliriz

i haven't the foggiest idea which means you do  not remember or you cannot recall a certain event  

en ufak bir fikrim yok, bu da hatırlamadığınız veya belirli bir olayı

or a piece of information today's  fog has been caused by warm and cold  

veya bir parçayı hatırlayamadığınız anlamına gelir Bugünkü sisin nedeni sıcak ve soğuk

air colliding with each other this fog  is made up of tiny particles of moisture  

havanın birbiriyle çarpışmasıdır bu sis küçük nem parçacıklarından oluşur

you often see fog forming in the early morning  or evening or as the temperature changes  

genellikle sabahın erken saatlerinde veya akşam saatlerinde veya sıcaklık değiştikçe sis oluştuğunu görürsünüz

the subject of weather is a fascinating one and  for the typical english person such as myself  

hava konusu büyüleyicidir ve benim gibi tipik bir İngiliz için   genel günlük konuşmada

it is a subject that is often discussed  in general day-to-day conversation

sıklıkla tartışılan bir konudur

the two words shown here may look similar  but they are in fact very different the words  

burada gösterilen iki kelime benzer görünebilir ancak aslında çok farklıdırlar                                                    .

perspective and perspective are often confused  that is to say one is used instead of the other  

birinin diğerinin yerine kullanıldığını söylemek gerekirse, her şeyden

first of all the word perspective  defines the way in which things are seen  

önce perspektif kelimesi nesnelerin

how an object appears depending on its size shape  and relative distance from other things around it  

nasıl görüldüğünü, bir nesnenin boyutuna bağlı olarak nasıl göründüğünü tanımlar şekil ve çizimde etrafındaki diğer şeylere göreli uzaklığı

in drawing and painting perspective is used to  give the illusion of depth and distance we can  

perspektif vermek için kullanılır derinlik ve mesafe yanılsaması

also use this word to express a person's view  of the world as their point of view a person's  

bu kelimeyi ayrıca bir kişinin

perspective of the world the views and opinions  held by us all come from our own perspective

dünya görüşünü kendi bakış açısı olarak ifade etmek için de kullanabiliriz.              . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . gelecekte yapılması

then there is the word prospective which means  something that is expected or is expecting to be  

beklenen veya yapılması beklenen bir şey anlamına gelir

done in the future something that is likely to  happen at a later date is prospective i have a  

daha sonraki bir tarihte olması muhtemel olan bir şey olasıdır

prospective client coming to my office tomorrow so  now there is no need to get these words confused  

yarın ofisime gelecek bir müstakbel müşterim var bu yüzden artık bu kelimeleri bir daha asla karıştırmaya gerek yok

ever again i have given you a clear perspective  of what the differences are i have done this for  

ben size farkların ne olduğuna dair net bir bakış açısı sağladım bunu

you now and for all the prospective online  students who will join me in the future

şimdi sizin için ve gelecekte bana katılacak tüm olası çevrimiçi öğrenciler için yaptım

can you see what i have here

burada nelere sahip olduğumu görebilir misiniz

this is a saucepan full of boiling  water the hot water is producing steam  

bu bir tencere dolusu kaynar su sıcak su buhar üretiyor

steam is produced when water vaporizes normally  water vapour cannot be seen but it is possible to  

su normal olarak buharlaştığında buhar üretilir su buharı görülemez ancak

show it when extreme temperatures are used  for example when hot vapor meets cool air  

aşırı sıcaklıklar kullanıldığında bunu göstermek mümkündür örneğin sıcak buhar soğuk havayla karşılaştığında

this is one of the ways in which clouds are  formed the process is called evaporation  

bu, bulutların oluşma yollarından biridir süreç denir

the word steam can be used in other ways  for example a person can let off steam  

buharlaşma   buhar kelimesi başka şekillerde kullanılabilir örneğin bir kişi buharı bırakabilir

this expression means that a person will  release their tension and pent up energy  

bu ifade, kişinin bir şey yaparak gerginliğini ve bastırılmış enerjisini serbest bırakacağı anlamına gelir

by doing something the action is normally  a physical one such as going for a run

eylem normalde fizikseldir, koşuya çıkmak gibi

having a dance or in extreme cases

dans etmek veya aşırı durumlarda

screaming out loud it would be fair to say  that we all need to let off steam at some point

yüksek sesle bağırmak, hepimizin bir noktada stresi atması gerektiğini söylemek adil olur. Son tam İngilizce'de başladığımız noktalama işaretleri temasına devam ederek İngilizce dilbilgisinin

it's time to take a look at another part  of english grammar continuing the theme  

başka bir bölümüne bakmanın zamanı geldi.

of punctuation that we started in the last full  english today we will take a look at the dreaded  

bugün korkunç kesme işaretine bir göz atacağız

apostrophe this particular punctuation mark is  a controversial one as its use has been widely  

bu belirli noktalama işareti tartışmalı bir işarettir çünkü kullanımı

disputed over the years even now there seems  to be some confusion over how it should be used

yıllardır geniş çapta tartışılmaktadır, şimdi bile genel İngilizcede nasıl kullanılması gerektiği konusunda bazı karışıklıklar var gibi görünmektedir

in general english the apostrophe serves  two purposes to show the possessive quality  

kesme işareti iki amaca hizmet eder bir şeyin iyelik niteliğini göstermek

of something and to show that a word has been  shortened or a sentence has been made shorter  

ve bir kelimenin kısaltıldığını veya bir cümlenin

in the possessive sense the apostrophe shows  that one thing belongs to another for example  

iyelik anlamında kısaltıldığını göstermek için kesme işareti bir şeyin diğerine ait olduğunu gösterir, örneğin

duncan's pen jill's pencil saint paul's  cathedral the apostrophe can come at the end  

duncan'ın kalemi jill'in kalemi aziz paul'un katedrali kesme işareti gelebilir

of the possessive word for example the teacher's  college is over there a commonly confused use  

iyelik kelimesinin sonu, örneğin öğretmenin koleji oradadır kesme işaretinin yaygın olarak karıştırılan bir kullanımı kelimeyle

of the apostrophe comes with the word it's the  apostrophe here shows the contraction of it is  

birlikte gelir, burada kesme işareti kısaltmasını gösterir,

it's my birthday today when the apostrophe is not  used then the possessive tense is being expressed  

bugün benim doğum günüm kesme işareti kullanılmadığında iyelik kipi ifade edilirken

a mouse has no fur on its tail another common  mistake made with the apostrophe is to use it  

bir farenin kuyruğunda tüy yoktur kesme işaretiyle yapılan diğer bir  yaygın  hata, onu

to show the plural of ordinary words this  is incorrect once again the apostrophe is  

sıradan kelimelerin çoğulunu göstermek için kullanmaktır, bu bir kez daha  yanlıştır  kesme

only used when you wish to show a possessive  clause or the contraction of a word or sentence  

yalnızca bir iyelik tümcesi veya kısaltmasını göstermek istediğinizde kullanılır bir kelime veya cümle

sometimes i enjoy these lessons so much i  almost forget that i'm doing a live stream  

bazen bu derslerden o kadar keyif alıyorum ki canlı yayın yaptığımı neredeyse unutuyorum   bu yüzden youtube'da bulabileceğiniz

so there it was one of my many video lessons  you can find on youtube yes they are all listed  

birçok video dersimden biriydi evet hepsi

on my youtube channel check  them out when you have time

youtube kanalımda listeleniyor ne zaman onlara göz atın zamanın var o

he's here baby

burada bebeğim

hello hello mister he's reliable he's a person  you can always lean on you see see what i'm doing  

merhaba merhaba bayım o güvenilir bir insan her zaman güvenebilirsin ne yaptığımı görüyorsun

there steve you can lean on someone you can you  can rely on that person being there for you so  

steve orada birine güvenebilirsin yapabilirsin o kişinin senin için orada olduğuna güvenebilirsin yani  bu

that was a good demonstration did you enjoy that  that was a literal lien though wasn't it you were  

bir iyi gösteri hoşunuza gitti mi bu gerçek bir hacizdi ama siz    mecazi bir eğilimden bahsediyordunuz değil mi?

talking about a a metaphoric lean yes well that's  it well i was just showing it yeah showing it you  

see sometimes it's good to show the actual meaning  of something by using a photograph or a picture  

bir fotoğraf veya bir resim

very good or an action so to lean on someone is  to ask them for support so they will always be  

çok iyi veya bir eylem yani birine yaslanmak onlardan destek istemektir, böylece onlar her zaman

there for you yes sometimes i have to lean on mr  steve for what sort of support emotional emotional  

yanınızda olurlar evet bazen ne tür bir destek için Bay Steve'e güvenmem gerekir duygusal duygusal

financial can i yes and i have to lean on you mr  duncan mental when i need support with technology  

finansal evet ve size yaslanmak zorundayım bay duncan mental, teknoloji konusunda desteğe ihtiyacım olduğunda

for example yes or i need support with you know  getting angry emotional support as well well of  

örneğin evet veya desteğe ihtiyacım var biliyorsunuz sinirlenmek duygusal destek de tabii

course that is the kind of support that you know  people in relationships often give to each other  

bu, bildiğiniz ilişki içindeki insanların genellikle birbirlerine verdikleri türden bir destektir diğer

yes i i think that's one of the things about a  relationship that sometimes one person might rely  

evet, bence bir ilişkinin bazen bir kişinin

on the other but then later you might find that  those roles are reversed and then the other person  

diğerine güvenebileceği, ancak daha sonra bu rollerin tersine döndüğünü ve ardından

who looked for support becomes the person who  gives the support yes and that's the key to a  

destek arayan diğer kişinin desteği veren kişi haline gelebileceğini düşünüyorum.

successful relationship over the long term that  you both have elements of your personality that  

uzun vadede başarılı bir ilişkinin anahtarı budur ikinizin de kişiliğinizin unsurlarına sahip olmanız

you can help each other with they always say the  best couples are the ones that use the best parts  

birbirinize yardım edebileceğiniz şeyler her zaman en iyi çiftlerin kendi kişiliklerinin en iyi yanlarını

of their own personalities and their own abilities  and talents and that they use those together so  

ve kendi yetenek ve yeteneklerini kullanan çiftler olduğunu söylerler ve bunları birlikte kullanıyorlar yani

the sum of the two of you is greater that's what  you want in a relationship yes um interestingly  

ikinizin toplamı daha büyük bir ilişkide istediğiniz bu evet um ilginç

enough i met up with some uh and when it goes  wrong oh okay in a relationship then it can be  

bir şekilde bazılarıyla tanıştım uh ve işler ters gittiğinde oh tamam bir ilişkide o zaman

very detrimental detrimental i think we might be  giving away secrets of other people let's just  

çok zararlı zararlı olabilir diğer insanların sırlarını ifşa ediyor olabileceğimizi düşünüyorum hadi

say i met up with some friends some friends and  they were which who i've known for many many years  

diyelim ki bazı arkadaşlarla bazı arkadaşlarla buluştum ve onlar uzun yıllardır tanıdığım kişilerdi

five of us and they were explaining about  their relationships and at least two of them  

beşimiz ve onlar ilişkilerini anlatıyorlardı ve en az iki kişi onlar

were we're not very happy at all uh which is  always sad to see when couples have been together  

hiç mutlu değil miydik uh  ki bu çiftlerin uzun yıllar boyunca   birlikte olduğunu görmek her zaman üzücüdür,

for many many years decades so are we talking  the big d well one definitely said yes  

yani büyük d'den mi bahsediyoruz biri kesinlikle evet

um and the other one um interestingly enough  said oh i've booked lots of holidays this year  

um dedi ve diğeri yeterince ilginç bir şekilde oh ben Bu yıl çok sayıda tatil rezervasyonu yaptım

because we're coming out of lockdown i've bought  booked three holidays she said three holidays at  

çünkü karantinadan çıkıyoruz üç tatil rezervasyonu yaptım   üç tatilin

all that'll be nice for you and your husband and  she laughed and said i'm not going with my husband  

sizin ve kocanız için iyi olacağını söyledi ve güldü ve birlikte gitmeyeceğimi söyledi kocam  ki bu

which i thought was rather sad i mean i  know it's nice sometimes to get away you  

oldukça üzücüydü demek istediğim  biliyorum bazen uzaklaşmak güzeldir   bilirsiniz yokluk

know absence makes the heart grow fonder is a  well used phrase absence being away from someone  

kalbin sevgisini artırır iyi kullanılan bir deyimdir yokluk birinden uzak olmak

makes the heart grow fonder because you miss that  person when you're away from them and then you  

kalbin sevgisini artırır çünkü siz o kişiyi özlerken o kişiyi özlersiniz onlardan uzaklaşın ve sonra

appreciate the more you come back and oh it's all  lovey-dovey for a few days and then everything's  

geri döndükçe daha çok takdir edersiniz ve ah, birkaç gün boyunca her şey çok güzel ve sonra her şey

back to normal again yes it's good to have a  break sometimes a break you know the other person  

tekrar normale döner evet ara vermek iyidir bazen bir ara verirsiniz ki ilişkideki diğer kişinin   buna

in the relationship does need to sometimes sort of  let the other person be on their own and just sort  

ihtiyacı vardır bazen diğer kişinin kendi başına kalmasına izin vermek ve bir nevi

of you know just sort of recover and then yeah  well that can't be you because you always complain  

sen bilirsin bir nevi iyileşirsin ve sonra evet bu sen olamazsın çünkü ne zaman

whenever i go out for a walk if i disappear  from the house steve always says afterwards  

yürüyüşe çıksam evden kaybolursam şikayet edersin steve sonraları hep der ki

it was very strange because you you weren't  in the house i i kept thinking you were  

çok garipti çünkü sen evde değildin

in your studio or somewhere else in the house but  you weren't you were outside so steve does miss me  

stüdyonda veya evin başka bir yerinde olduğunu düşünüyordum ama sen değildin dışarıdaydın bu yüzden ben dışarı çıktığımda steve beni özlüyor

when i'm gone outside when i'm walking around or  doing something else you miss me you know you do  

dolaşıyorum ya da başka bir şey yapıyorum beni özlüyorsun biliyorsun yapıyorsun   yaptığın şey bu

well that's the thing you you yes i i know  at least you know some couples you see  

the lockdowns have made some couples realize  that they don't want to be together anymore  

but for some other couples it's made them  realize their relationships actually got  

ancak diğer bazı çiftler için ilişkilerinin gerçekten güçlendiğini fark etmelerini sağladı.

stronger well the strange thing is when  lockdowns first started i predicted that  

Garip olan şu ki, sokağa çıkma yasakları ilk başladığında

there would be lots of divorces so i i i thought  there must be lots of people who will be forced  

çok sayıda boşanma olacağını tahmin etmiştim bu yüzden birlikte zorlanacak çok sayıda insan olması gerektiğini düşündüm.

together they will have to stay together be near  to each other but maybe maybe that it is something  

birlikte kalın birbirinize yakın olun ama belki bu

that might destroy the relationship i think  they've been locked down murders haven't they  

ilişkiyi mahvedebilecek bir şeydir bence cinayetlere kilitlendiler değil mi   evet

have they yes definitely couples murdering each  other because they used huge but that's extreme  

kesinlikle çiftler birbirlerini öldürüyorlar çünkü çok büyük kullandılar ama bu aşırı

but of course people have you've been used  to maybe only spending a few hours together  

ama tabii ki insanlar birlikte belki yalnızca birkaç saat geçirmeye

uh get up go to work come home bit of time in the  evening together go to bed etc and then during  

uh, kalk işe git, akşamları eve gel, birlikte yatağa git vb. ve ardından

lockdown that's been very difficult but anyway i  think we've spoken about that one before but it  

tecrit sırasında bu çok zor oldu ama neyse, sanırım konuştuk bundan daha önce bahsettim ama

it is interesting well the reason why i mentioned  that of course is because on wednesday from  

ilginç bundan bahsetmemin nedeni elbette çarşamba günü

wednesday here in england it's all over apparently  apparently we can throw our masks away we can all  

burada ingiltere'de çarşambadan itibaren her şey bitti görünüşe göre maskelerimizi atabiliriz hepimiz

get close with complete strangers once more i'm  sure a lot of people are looking forward to that  

tamamen yabancılarla bir kez daha yakınlaşabiliriz ben' pek çok insan bunu sabırsızlıkla bekliyor

yes lyrio makes a good point uh can we say  that in a relationship there are trade-offs  

evet lyrio iyi bir noktaya değiniyor uh bir ilişkide ödünleşimler olduğunu söyleyebilir miyiz   evet bu

yes that's a good oh well done i like that  yes lyrio hoffman thank you for that comment  

iyi aferin bunu beğendim evet lyrio hoffman bu yorum için teşekkür ederim

i suppose also compromises as well yes just like  anything like anything anything in life that you  

sanırım aynı zamanda tavizler de evet tıpkı hayatta arzuladığınız herhangi bir şey

aspire to or something that you want it's  never going to be perfect i think this is  

veya istediğiniz bir şey asla mükemmel olmayacak bence bu

one of the criticisms of young people  nowadays millennials often expect  

gençlerin eleştirilerinden biri.

or at least it appears that they expect  everything to go their way so everything they want  

her şeyin yolunda gitmesini beklemek, böylece istedikleri her şey

that they feel they must have or they they deserve  it even if they've done nothing towards it so i  

sahip olmaları gerektiğini düşündükleri veya hak ettikleri her şey, buna karşı hiçbir şey yapmamış olsalar bile, bu yüzden

think that's one of the things with relationships  or anything really you you maybe you put too much  

bence bu ilişkilerde olan şeylerden biri veya gerçekten sen sen belki sen çok fazla koydun

into your desires or too much into the thing that  you want so if you meet a person who appears to be  

arzularınıza veya istediğiniz şeye çok fazla düşkünsünüz, bu nedenle hayatınızda

everything you need or everything you want  in your life and then you might find that  

ihtiyacınız olan veya istediğiniz her şey gibi görünen biriyle tanışırsanız ve o zaman

there are some faults some things that maybe  you don't like about them or maybe sometime  

bazı kusurlar olduğunu ve belki de sizde olmayan şeyler olduğunu görebilirsiniz. onlar hakkında ya da belki bir ara

i i know i'm going into very dangerous  territory here the thing is with really  

biliyorum ki burada çok tehlikeli  bir bölgeye giriyorum, mesele şu ki gerçekten   bununla

with that there's a trade-off so you get a  benefit but there's something that you don't like  

bir değiş tokuş var, yani bir  fayda elde ediyorsunuz ama pek hoşlanmadığınız bir şey var   pek

very much maybe but hopefully the sum of all the  different parts of the relationship add up to more  

belki ama umarım toplam ilişkinin tüm farklı bölümlerinin toplamı

than without it and if they don't that's when  you obviously need to consider but yeah exactly  

onsuz olduğundan daha fazladır   ve eğer öyle değilse, o zaman açıkça düşünmeniz gerekir, ancak evet kesinlikle   yani

so you get to be with somebody and you have the  company but maybe the trade-off is you have to  

birisiyle birlikte olursunuz ve şirketiniz  olur, ancak belki de değiş tokuş

put up with some of their annoying habits of  course one of the big problems in relationships  

onların can sıkıcı alışkanlıklarından bazılarına katlanmak zorundasınız tabii ki ilişkilerdeki en büyük sorunlardan biri

this is for the adults now so if there are any  children watching can you please buy euphonium is  

bu artık yetişkinler için yani izleyen  çocuklar varsa lütfen euphonium satın alabilir misiniz

euphonium going to do some cooking oh okay nice  but one of the big problems in relationships by  

euphonium biraz yemek yapacak oh tamam güzel ama bir ilişkilerdeki büyük sorunlardan

the way any children can you please cover your  ears and your eyes i'm going to do something and  

herhangi bir çocuk lütfen kulaklarınızı ve gözlerinizi kapatabilir mi, şimdi bir şeyler yapacağım ve

say something now what happens in relationships  and one of the main reasons why why relationships  

şimdi bir şeyler söyleyeceğim ve ilişkilerin   sık sık

often break down or come to an end is the lack  of sex oh i was going to do something then  

bozulmasının veya bozulmasının ana nedenlerinden biri seks eksikliğinin sonu oh ben bir şey yapacaktım sonra

you've just spoiled my whole i've just worked up  to that lovely moment go on then do it again let's  

bütün hayatımı mahvettin o güzel ana kadar uğraştım devam et sonra tekrar yap hadi geri saralım

rewind we rewind because you've ruined it  i've ruined it just do it again it's a sort of

geri saralım çünkü sen onu mahvettin ben' mahvettim sadece tekrar yap bu bir tür

babies well not babies no no you  were right what you said sexy time  

bebek eh bebek değil hayır hayır sen seksi zaman dediğin

so when the sexy time stops and it does if you  are a young person now in a new relationship and  

şeyde haklıydın yani seksi zaman durduğunda ve şimdi yeni bir ilişki içinde olan genç bir kişiysen ve

you two can't you you never wear clothes because  you're always doing the the the mattress mumbo  

ikiniz de yapabilirsiniz' t sen hiç kıyafet giymiyorsun çünkü her zaman şilte ıvır zıvırını yapıyorsun

you know what i mean all right mr duncan  i think we know yes yes i'm just saying  

ne demek istediğimi biliyorsun pekala bay duncan sanırım biliyoruz evet evet sadece söylüyorum

i'm saying it without saying it but you know  what i mean you know what i'm saying out there  

söylemeden söylüyorum ama ne demek istediğimi biliyorsun demek istediğimi biliyorsun

but it's not all about that but if you are in a  relationship a new relationship and then suddenly  

ama hepsi bununla ilgili değil ama yeni bir ilişki içindeyseniz ve sonra birdenbire

over time you realize that the physical  side the physical thing gets less and less  

zamanla fiziksel yönün gittikçe azaldığını fark ederseniz,

well that's not the problem you see because that's  normal that's a normal part of a relationship  

sorun bu değil bak çünkü bu normal bir ilişkinin normal bir parçasıdır   olan şey şu ki

what happens is you get get older you start  to have affairs no oh no you don't have affair

yaşlanıyorsun ilişki yaşamaya başlıyorsun hayır oh hayır senin ilişkin yok

can i just say you would never you would  never be a very good marriage counselor  

sadece söyleyebilirim ki asla asla çok iyi bir evlilik danışmanı olamazsın

you you find that you grow closer to each other  because because you appreciate each other more and  

sen Birbirinize daha da yakınlaştığınızı fark edin çünkü birbirinizi gittikçe

more so once the physical things have stopped  once you've stopped throwing your clothes off  

daha çok takdir ettiğiniz için, fiziksel şeyler durduğunda kıyafetlerinizi atmayı bıraktığınızda   ve

and and jumping into bed yeah we get it we get it  every five minutes that that's all very good and  

yatağa atladığınızda, evet anladık, anlıyoruz her beş dakikada bir bu böyle hepsi çok iyi ve

exciting and fun but once that stops it doesn't  mean your relationship stops it doesn't mean  

heyecan verici ve eğlenceli ama bu bir kez bittiğinde ilişkinizin de bittiği anlamına gelmez, aradığınız anlamına gelmez

that you seek because that's a normal thing  so no no i'm helping i think this is helping  

çünkü bu normal bir şeydir yani hayır yardım ediyorum bunun

i think we are being helpful here i would be a  really good marriage counsellor i would say look  

yardımcı olduğunu düşünüyorum   sanırım yardımcı oluyoruz burada gerçekten iyi bir evlilik danışmanı olurdum derdim bak

think of the things that you have together think  of the things that you can enjoy together think  

birlikte sahip olduğunuz şeyleri düşünün birlikte zevk alabileceğiniz şeyleri düşünün

of all the things you have in common and how you  would miss them if they were not there you see bye  

tüm ortak yönlerinizi ve onlar olmasaydı onları nasıl özleyeceğinizi düşünün güle güle

people are still talking about  um tomek alessandra and lewis  

insanlar hala um tomek alessandra ve lewis hakkında konuşuyor

are talking about meeting up in paris and  going for a walk and we weren't invited  

paris'te buluşup yürüyüşe çıkmaktan bahsediyorlar ve biz davetli değildik

i'm only joking uh we know we are  invited wouldn't that be lovely  

sadece şaka yapıyorum uh davet edildiğimizi biliyoruz  bu  hoş olmaz mıydı

it would be lovely yes it would be lovely uh and  so it's still on people are still talking about  

güzel ol evet güzel olurdu uh ve yani insanlar hala üzerinde

this possibility of us all meeting up yes in paris  so uh you know or wherever that might be yes oh by  

hepimizin paris'te evet olarak buluşma olasılığından bahsediyorlar yani uh bilirsiniz ya da her nerede olursa olsun evet oh

the way luis mendez sent some lovely photographs  oh of a place he went to a few days ago  

luis mendez'in bazı güzel fotoğraflar gönderme şekli oh of birkaç gün önce

uh for a lovely walk and this is a beautiful park  not far away from where lewis lives there it is  

güzel bir yürüyüş için gittiği bir yer ve burası lewis'in yaşadığı yerden çok da uzakta olmayan güzel bir park orası   o

isn't that beautiful wow it is lovely it is the  park desu i pronounced it wrong earlier ah right  

kadar güzel değil mi vay canına park desu daha önce yanlış telaffuz ettim ah doğru

but park desu is what it's called it looks  lovely i love those big wide open spaces  

ama park desu güzel görünüyor o büyük geniş açık alanlara bayılıyorum

it's one of the things that we we sometimes  lack here in england so you have to sometimes  

bu, burada  İngiltere'de bazen eksikliğini duyduğumuz şeylerden biri, bu nedenle bazen   bunun gibi

travel quite a long distance to find large open  spaces like that but it's a beautiful place  

geniş      bulmak için oldukça uzun mesafeler kat etmeniz gerekiyor ama bu güzel bir yer

so maybe we could meet up there by the  fountain boulevards we could we could meet  

yani belki orada çeşme bulvarlarının yanında buluşabiliriz

by the fountain so that could be our meeting  place steve when we all meet up in france  

çeşmenin yanında buluşabiliriz  böylece hepimiz Fransa'da buluştuğumuzda buluşma yerimiz burası olabilir steve

but but we don't think that's going to happen  until maybe 2023 no no no it'll happen this year  

ama bunun belki de gerçekleşeceğini düşünmüyoruz 2023 hayır hayır hayır bu yıl olacak

mr donald i don't want the conversation i don't  want that conversation it's too far away everyone  

bay donald sohbeti istemiyorum o sohbeti istemiyorum çok uzakta herkes

will forget about it and get bored and they'd  have moved on we've got to strike by the irons hot  

unutacak ve sıkılacak ve onlar  yollarına devam edeceklerdi biz yapmalıyız demirlere çarp

there's a good idiom for you strike by the iron's  heart yeah he's going to do something now or you  

senin için iyi bir deyim var demirin kalbine vur

lose the opportunity yeah to do it later okay  well we are 48 seconds away from doomsday you know  

that don't you no what's happening yeah haven't  you heard no the the doomsday clock is just 48  

ne oluyor evet duymadınız hayır kıyamet saati

seconds away from midnight now whose clock is this  well the doomsday clock you must have heard of it  

gece yarısına sadece 48   saniye kaldı şimdi kimin saati bu peki kıyamet saati bunu duymuş olmalısınız

well i have but it's something that's been around  since i think it's been around since the 50s  

duydum ama bu ortalıkta olan bir şey sanırım etrafta olduğundan beri 50'lerden beri

so the night i'm sure it's the 1950s you  used to see the doomsday clock all the time  

yani gece eminim 1950'lerdedir kıyamet saatini her zaman görürdünüz   her zaman

it was always on television no wonder  people in the 1950s were so miserable  

televizyondaydı 1950'lerde insanların o kadar perişan olmasına şaşmamalı

every night they got to see the doomsday  clock so apparently it's 48 seconds  

her gece kıyamet saatini görüyorlardı, bu yüzden görünüşe göre 48

away from midnight apparently when it when it hits  midnight that's it it's game over night tonight  

gece yarısından saniyeler uzakta görünüşe göre gece yarısını vurduğunda bu gece oyun bitti bu gece hayır bu gece

no not midnight tonight what do you want about you  said when the stop clock strikes midnight oh i see  

yarısı değil senin hakkında ne istiyorsun kronometre gece yarısını vurduğunda dedin oh anlıyorum hayır

no when the the clock is is a representation of of  the peril of humanity so at the moment it's just  

saatin bir temsili olduğu zaman insanlığın tehlikesi yani şu anda sadece

48 seconds away oh i see well i haven't looked  in i can't remember mr duncan the exact details  

48 saniye uzakta oh iyi görüyorum bakmadım tam ayrıntıları hatırlayamıyorum

so when's it when when's the world coming to  an end then well it it isn't when oh i thought  

yani ne zaman ne zaman dünyanın sonu ne zaman geliyor o zaman öyle değil ne zaman ki

you said it was today the impression i  was figuratively fine so it's used uh  

bugün öyle olduğunu söyledin, mecazi anlamda iyiydim, bu yüzden insanlığın veya insan ırkının şu anda

as an exam to show that to indicate how perilous  the humanity or the human race is at the moment  

ne kadar tehlikeli olduğunu göstermek için bir sınav olarak kullanıldı

it is it used to be like two or three minutes  away from midnight but they've moved the hand  

eskiden iki veya üç dakika gibiydi gece yarısından uzağa ama eli hareket ettirdiler

and now it's only 48 seconds away from  midnight so so when that hand moves to midnight  

ve şimdi  gece yarısından  sadece 48 saniye uzakta, yani o el gece yarısına gittiğinde

i don't know who's going to do that because  if they move it to midnight that means that  

bunu kimin yapacağını bilmiyorum çünkü gece yarısına hareket ettirirlerse bu

it's over anyway so there will be no one there  will be no one there to actually move the hand  

her halükarda bittiği anlamına gelir bu yüzden kimse olmayacak kimse eli gece yarısına fiilen hareket ettirecek olmayacak

to midnight i don't think we need to worry too  much mr duncan it's a paradox when you think about  

çok fazla endişelenmemize gerek yok Bay Duncan, düşündüğünüzde bu bir paradoks,

it it could be a thousand years away those 48  seconds could be a thousand years and then we know  

o 48 saniyeden bin yıl uzakta olabilir bin yıl olabilir ve sonra biliyoruz ki

ultimately it's all coming to an end we know that  anyway okay steve it's just to you know sort of  

nihayetinde her şey sona eriyor biliyoruz ki neyse tamam steve bu sadece senin için  bir şekilde

enjoy our lives right i think what they're talking  about is our own our own destruction because of us  

hayatımızın tadını çıkar doğru bence onların bahsettiği şey bizim kendi kendimizin bizim yüzümüzden yok edilmesi

yes yes i mean this this uh live stream has taken  a very downward turn no it's in the news right  

evet evet demek istediğim bu canlı yayın çok kötü bir hal aldı hayır haberlerde var doğru

it's all people are talking about today they all  seem to think that if that if the if the seconds  

bugün insanların bahsettiği tek şey bu

count down anymore that things are going to get  worse because they're you know as soon as people  

daha da kötüsü, çünkü insanlar   henüz

worry about we've we've just had a pandemic  and now there's a possible war you know maybe  

bir salgın geçirdik   konusunda endişelenir duymaz ve şimdi olası bir savaş olduğunu biliyorsunuz, belki   geçen hafta bahsettiğim için

starting with a couple of countries who we won't  mention because i mentioned it last week and  

bahsetmeyeceğimiz birkaç ülke ile başlıyoruz. ve

probably shouldn't have done uh so yes there's  always we're always on the edge of peril um  

muhtemelen yapmamalıydık, yani evet her zaman  her zaman tehlikenin eşiğindeyiz

especially here on this live stream but yeah  exactly yeah exactly that's right we're always  

özellikle burada bu canlı yayında ama evet  tam olarak evet tam olarak bu doğru biz her zaman

on the edge of peril i mean a meteorite could  strike at any moment one did last week uh almost  

tehlikenin eşiğindeyiz, yani bir göktaşı çarpabilir  geçen hafta herhangi bir anda yapıldı uh neredeyse

well that's it there's always there's always some  danger on the horizon it was just a million miles  

pekala işte bu kadar ufukta her zaman bir tehlike vardır sadece bir milyon mil

away there was a meteorite went by and it was  only one million miles away apparently that's like  

ötede bir göktaşı geçti ve görünüşe göre sadece bir milyon mil uzaktaydı bu sanki  bu

that's like your front doorstep in in in space  terms that's like just outside your front door  

sizin ön kapınızın eşiği gibi uzayda terimleriyle ön kapınızın hemen dışında   görünüşe göre

apparently now the last time a really really big  one hit the earth it was millions of years ago  

şimdi gerçekten çok büyük  bir tanesi dünyaya en son çarptığında milyonlarca yıl önceydi

you know when it wiped out the dinosaurs  apparently so you know the big ones don't happen  

bilirsiniz dinozorları yok ettiği zaman   görünüşe göre büyüklerin olmadığını biliyorsunuz

you can't worry about it there's nothing we can  do about it although they did try an experiment  

bunun için endişelenemezsiniz  bu konuda yapabileceğimiz bir şey yok bir deney yapmalarına rağmen

do they yes they've tried an experiment to try and  determine this is what what they're going to do in  

evet, denemek için bir deney denediler ve gelecekte ne yapacaklarını   belirlemek için

the future if they can you can see this meteorite  coming towards the earth how could you deflect it  

yapabilirlerse bu göktaşının dünyaya doğru geldiğini görebilir, onu nasıl saptırabilirsin

of course i know i know you could you could launch  james corden into space and you could launch james  

elbette biliyorum ki james corden'ı uzaya fırlatabilirsin ve james

corden at it and then he will just smash into  it and obliterate well they what they've done  

corden'ı ona fırlatabilirsin ve sonra o ona çarpacak ve onların yaptıklarını iyi bir şekilde yok edecek Yaptıklarım

is that they've sent a spaceship up and they've  crashed it a spaceship yeah they've sent they've  

şu ki, yukarıya bir uzay gemisi gönderdiler ve onu bir uzay gemisini düşürdüler evet gönderdiler

sent a spaceship and they've deliberately crashed  it into an asteroid okay i think it's an asteroid  

bir uzay gemisi gönderdiler ve onu kasten bir asteroide çarptılar tamam bence bu bir asteroit

and to see if even though the spaceship was  very very small compared to the asteroid  

ve görmek uzay gemisi asteroide kıyasla çok çok küçük olsa bile

they wanted to see if that small impact  would what effect would it have on the orbit  

o küçük etkinin yörünge üzerinde nasıl bir etkisi olacağını görmek isteselerdi   bence

of i think it was an asteroid going around another  asteroid or something they wanted to look at the  

bu başka bir  asteroidin etrafında dönen bir asteroit veya başka bir ilkeye bakmak istedikleri bir şeydi

principle of if you crash something into another  object in space a long way away how much would it  

uzayda çok uzaktaki başka bir nesneye bir şey çarparsa, yolu ne kadar

deflect the path and of course if it's a million  miles away even the most minutest change introduce  

saptırır ve tabii ki bir milyon mil uzaktaysa en küçük değişiklik bile başka

trajectory caused by an impact of something  else that's a good word might just be enough to  

bir şeyin çarpmasının neden olduğu yörüngeyi ortaya çıkarır, bu iyi bir kelime olabilir göndermek için yeterli.

send it round oh i said it misses so they have  actually i don't know what the results are but  

oh, ıskaladığını söyledim, bu yüzden aslında sonuçların ne olduğunu bilmiyorum ama

we've actually deliberately crashed a spaceship  into an asteroid to see what the effects are okay  

aslında etkilerin ne olduğunu görmek için kasıtlı olarak bir uzay gemisini bir asteroide çarptık

and as as a result of that they want to learn  from that as to how they could possibly prevent  

ve bunun sonucunda

if they detected something coming towards us what  could you do do you set off an atomic bomb near it  

bize doğru gelen bir şey algılasalar ne yapabilirsin yakınına bir atom bombası patlatabilir misin

yes or something you could you could send bruce  willis he's done it before he's done it before  

evet veya gönderebileceğin bir şey bruce willis o bunu yapmadan önce yaptı daha önce   o

he's good at that i've seen i saw the movie today  we're looking at words by the way connected to a  

iyi olduğunu gördüm bugün filmi izledim  bu arada kelimelere

very simple word play it would appear that play is  a very simple word it doesn't seem very complex or  

çok basit bir kelime oyunuyla bağlantılı olarak bakıyoruz oyun çok basit bir kelimeymiş gibi görünüyor çok karmaşık veya

complicated so we are doing that a little bit  later on definitely what what's what now steve  

karmaşık görünmüyor yani bunu biraz sonra yapıyoruz kesinlikle ne şimdi ne steve

uh what louis you see is inviting us over uh and  said that there's room enough for the two of us  

uh louis bizi davet ediyor uh ve ikimizin dairelerinde kalması için yeterli yer olduğunu söyledi

uh to stay in their flat which would be lovely  yeah are you sure you want that are you that no  

uh ki bu çok hoş olurdu evet emin misin istiyorsun o sen misin hayır  diyebilir miyim

can i just say can i just you've got to really  be prepared because this is it's all right when  

sadece gerçekten hazırlıklı olmalısın çünkü bu

you watch us here on this because you you can  always switch switches off you can always press  

bizi burada izlediğinizde sorun yok çünkü her zaman anahtarları kapatabilirsiniz her zaman

the little x in the corner and turn us off but if  you have us in real life you can't you can't press  

küçük x'e basabilirsiniz köşede ve bizi kapat ama gerçek hayatta bize sahipsen yapamazsın

eject in real life we're very depressing people to  be around no i didn't mean that i'm not about that  

gerçek hayatta çıkar'a basamazsın biz insanları  etrafta olmak çok iç karartıcıyız hayır, bununla ilgili olmadığımı kastetmedim

i'm just about generally just just just having us  around i think all these years now i think we all  

genel olarak sadece etrafımızdayız sanırım tüm bu yıllar boyunca artık hepimiz

know each other i mean the the i mean the one  we don't know anything about of course is tomic  

birbirimizi tanıyoruz demek istediğim hakkında hiçbir şey bilmediğimiz şey tabii ki tomik

we don't know anything i don't think  thomas but tomic hasn't invited us so

hiçbir şey bilmiyoruz bence thomas ama tomic bizi davet etmedi, bu yüzden o bir

he's he's the mystery they're the curve ball  okay that you know the person that could  

muamma, onlar virajlı top tamam, yapabilecek kişiyi tanıyorsunuz   bilirsiniz

you know we don't know what he does do we  i don't i don't i don't know where you're  

onun ne yaptığını bilmiyoruz, biz yapmıyorum

going with that but we're not going to see tomek  well we're all meeting up in paris yes i know but  

Bununla nereye gittiğini bilmiyorum ama tomek'i görmeyeceğiz peki hepimiz paris'te buluşacağız evet biliyorum ama

what yeah the context is staying with lewis i know  i know it is but yeah just just oh my god i can't  

evet bağlam lewis'te kalıyor biliyorum biliyorum öyle ama evet sadece aman tanrım

keep up with your conversations one of us may have  to leave you and stay in a hotel you're in a very  

sohbetlerinize ayak uyduramıyorum birimiz sizi bırakıp otelde kalmak zorunda kalabilir

weird mood today when i woke up this morning i saw  steve and his face was was he looked so miserable  

bugün çok tuhaf bir ruh halindesiniz bu sabah uyandığımda steve ve yüzünü gördüm çok perişan görünüyordu

yes this morning your face looked like thunder  and and so so i tried to cheer steve up and but  

evet bu sabah yüzün gök gürültüsü gibi görünüyordu  ve bu yüzden Steve'i neşelendirmeye çalıştım ve

now you seem much more excited well it's because  i'm with people i like oh okay oh that's kind  

şimdi çok daha heyecanlı görünüyorsun çünkü  sevdiğim insanlarla birlikteyim oh tamam oh bu çok nazik

you mean me well all of it all of you  all of you okay uh yes by the way um  

beni kastediyorsun pekala hepiniz  hepiniz tamam uh evet bu arada um   bir bakalım

let's have a look uh siddhar asks is this a real  background or or a virtual one oh behind it's  

uh siddhar soruyor bu gerçek  bir arka plan mı yoksa sanal mı oh arkasındaki

real it's real that's now and somebody just saw  a white van go by yes so we know it's real yes so  

gerçek bu gerçek şimdi ve birisi az önce beyaz bir minibüsün gittiğini gördü evet yani bunun gerçek olduğunu biliyoruz evet yani

what you're watching here to answer your question  is live so that's actually happening now behind us  

sorunuzu yanıtlamak için burada izlediğiniz şey canlı yani şu anda arkamızda oluyor

so anything that happens there is  happening now and there is nothing  

yani orada olan her şey şu anda oluyor ve

we can do about it so if if a dozen naked  people run across that field or if a large

bu konuda yapabileceğimiz hiçbir şey yok   yani eğer bir düzine çıplak insanlar o tarladan geçerlerse veya büyük bir

van or a huge wagon or maybe an open top  bus with with naked ladies all standing up  

minibüs veya büyük bir vagon veya belki de üstü açık bir       ayakta duran

and waving their hands at us we can't control any  of that not interested in naked ladies on a bus  

ve bize ellerini sallayan çıplak bayanlarla otobüsteki çıplak bayanlarla ilgilenmeyenlerin hiçbirini kontrol edemiyoruz

it's happening it's happening right behind  us now so that's live we're live i think that  

oluyor şu anda tam arkamızda oluyor yani bu canlı biz canlı yayındayız bence bu

that is more live than we are a lot of people  just tune in to watch the background by the way  

bizden daha canlı bir çok insan sadece arka planı izlemek için aç bu arada bu arada

more interesting than us is what you're saying i  think so have we seen the film uh eid it says and  

senin söylediğin şey bizden daha ilginç ben filmi gördük uh bayram diyor ve

tomic did before he retracted his statement uh  don't look up on netflix oh for goodness i am sick  

tomic ifadesini geri çekmeden önce yaptı uh netflix'e bakma oh tanrım

of hearing about this program okay you know what  well if you don't want if you don't want me to  

bu programı duymaktan   bıktım tamam biliyor musun  pekala  eğer istemiyorsan

watch your tv show then please don't keep telling  me about it on twitter i keep getting things all  

tv şovunu izlememi istemiyorsan lütfen bana twitter'da bundan bahsetmeye devam etme ben her zaman bir şeyler alıyorum

the time 10 things you need to know about don't  look up things that scientists are talking about  

hakkında bilmen gereken 10 şey don hakkında bilim adamlarının bahsettiği şeylere bakma

concerning don't look up and to be honest with you  it's making me not want to look at that tv show  

Bakıyorum ve size karşı dürüst olmak gerekirse, o TV şovuna bakmak istememe neden oluyor, bu

that well that's the thing with you mr duncan  if someone talks a lot about something you lose  

sizin sorununuz da bu Bay Duncan, eğer biri bir şey hakkında çok konuşursa,

interest in it too much hype too much i don't know  what it's about it says it has a very interesting  

ilginizi kaybedersiniz, çok fazla abartılı reklam, ben yapmam' ne hakkında olduğunu bilmiyorum çok ilginç bir

topic yes um we don't know what that topic is but  uh i don't know anything about it because i don't  

konusu olduğunu söylüyor evet um bu konunun ne olduğunu bilmiyoruz ama bu konuda hiçbir şey bilmiyorum çünkü

really follow social media anything and that's  another reason why i didn't watch the um the squid  

sosyal medyayı gerçekten hiçbir şekilde takip etmiyorum ve bu da başka bir neden kalamar

games i didn't watch the squid games for the same  reason i was just sick of hearing about it i i'm  

oyunlarını izlemedim kalamar oyunlarını aynı nedenle izlemedim sadece bunu

bored by it without even seeing it so so if you  always tell me about something it's so anyone from  

duymaktan bıktım izlemeden bile sıkıldım o yüzden bana her zaman bir şey anlatırsan bu bu yüzden

20th century fox or paramount or any of the other  big film companies stop telling me about films  

20. yüzyıl fox veya paramount veya diğer büyük film şirketlerinden herhangi biri bana

and movies that i have to go and see because i i  won't go and see them i won't watch them because  

gidip izlemem gereken filmler ve filmler hakkında konuşmayı bıraksın çünkü gidip onları görmeyeceğim izlemeyeceğim çünkü

i'm just sick of hearing about it what was the  other one there was another one recently that  

sadece diğerinin ne olduğunu duymaktan bıktım son zamanlarda bir tane daha vardı

they just kept telling us about all the time and  i was just enough that's the reason why i didn't  

bize sürekli anlatıp durdular ve ben de yetiyordum bu yüzden

watch stranger things because that was another  one that everyone kept talking about all the time  

yabancı şeyler izlemedim çünkü o da herkesin konuşmaya devam ettiği başka bir şeydi yaklaşık her zaman

and i didn't watch it because i just also we don't  have netflix that's true that's another reason so  

ve izlemedim çünkü benim de netflix'imiz yok bu doğru bu başka bir neden yani

because a lot of people now are leaving netflix  well their share price dropped 20 on friday yes  

çünkü artık birçok kişi netflix'ten ayrılıyor peki hisse fiyatları cuma günü 20 düştü

so so we used to have netflix but then we got  rid of it we stopped using it and to be honest  

evet   yani eskiden öyleydik netflix var ama sonra ondan kurtulduk kullanmayı bıraktık ve dürüst olmak gerekirse

i don't miss it at all so look here's saturn  i'll just say something else first but yes um  

onu hiç özlemedim o yüzden bak işte satürn önce başka bir şey söyleyeceğim ama evet um

yes olga says going back to the previous comment  about whether this is a real background or not yes  

evet olga hakkında önceki yoruma geri döndüğünü söylüyor bu gerçek bir arka plan mı yoksa değil mi evet

olga says keep watching because it'll get dark  as we come towards the end of the live stream yes  

olga izlemeye devam et diyor çünkü canlı yayının sonuna doğru hava kararacak  evet

proving that it is alive and look there's  another white van going by the white van  

canlı olduğunu kanıtlıyor ve bak  beyaz minibüsün yanından geçen başka bir beyaz minibüs

well i can just go over there and put my hand  in front of the uh thing you couldn't do it  

pekala yapabilirim oraya git ve elini yapamadığın şeyin önüne koy

i'll show you i'll prove that this is live  wait there oh my god you're doing that i'm  

sana göstereceğim bunun canlı olduğunu kanıtlayacağım orada bekle aman tanrım bunu yapıyorsun ben

going to put my hand in front of the camera so  you'll see my hand moving we know it's we know  

elimi koyacağım kameranın önünde  elimin hareket ettiğini göreceksiniz biliyoruz ki biliyoruz

most people know it's real yeah but there are  some people asking if it is only one only one  

çoğu kişi bunun gerçek olduğunu biliyor evet ama bazı kişiler bunun yalnızca bir tane olup olmadığını soruyor

and while you're doing that mr duncan i'll mention  satorino uh as to is talking about a tv show that  

ve siz bunu yaparken Bay Duncan'dan bahsedeceğim satorino uh as to,

she used to watch when she was younger that  mr duncan very much likes which is space 1999  

daha gençken izlediği Bay Duncan'ın çok sevdiği bir TV programından bahsediyor. Uzay 1999

uh where the moon is moving away from  the earth yeah okay mr duncan yeah we can  

uh ayın dünyadan  uzaklaştığı yer evet tamam bay duncan evet yapabiliriz

well it it looks like there's something  going wrong with the camera from where  

pekala öyle görünüyor sanki kamerada bir terslik var gibi nereden   nereden   ben

from where i'm standing rather than you  putting your hat we can't see your hand you see

duruyorum yerine siz şapkanızı koyuyorsunuz elinizi göremiyoruz

but anyway you've done that but there you go  a lot of people saying that they used to watch  

ama yine de onu yapmışsınız ama işte birçok kişi kullandıklarını söylüyor izlemek için

space 1999. i love space 1999 i love it it's  one of my favorite tv shows i used to watch it  

space 1999. space 1999'u seviyorum onu ​​seviyorum en sevdiğim dizilerden biriydi

as a kid it was made in the early 1970s i think  1973. it was made but it still looks quite good  

çocukken izlerdim   1970'lerin başında çekildi sanırım 1973. yapıldı ama yine de oldukça iyi görünüyor   bazı

some of the stories are quite boring but  but yes it's pretty good pretty good tv show  

hikayeler oldukça sıkıcı ama ama evet oldukça iyi oldukça iyi bir tv programı

yes it turns black because in the uk it  starts to get dark around 4 30 at the  

evet kararıyor çünkü İngiltere'de şu anda 4 30 civarında hava kararmaya başlıyor, bu

moment so that's why it goes dark we're not  turning the lights off but the good news is  

yüzden hava kararıyor ışıkları kapatmıyoruz ama iyi haberler

the days are getting longer we are now getting  around four minutes extra four minutes extra  

günler uzuyor şimdi  her gün yaklaşık dört dakika fazladan dört dakika fazladan

light every day steve per day so the days are  slowly getting longer that means spring is coming  

ışık alıyoruz steve her gün yani günler  yavaş yavaş uzuyor bu da baharın geldiği anlamına geliyor   evet

yeah it's vitas's birthday tomorrow by the way  

bu arada yarın vitas'ın doğum günü

is it really yes free test etas birthday tomorrow  i didn't know that yes i said well you see i  

gerçekten evet mi ücretsiz test yarın etas'ın doğum günü bunu bilmiyordum evet dedim iyi bakın

i study the live stream okay i noticed these  things good uh so happy birthday for tomorrow  

canlı yayını inceliyorum tamam farkettim bu şeyler iyi uh çok mutlu yıllar yarın

people have already said to you happy birthday  for tomorrow but may we add our congratulations  

insanlar size yarın için mutlu yıllar  dediler ama tebriklerimizi ekleyebilir miyiz

to your birthday tomorrow happy birthday vitas for  tomorrow i think that deserves a round of applause

yarın doğum günün kutlu olsun yarın için vitas yarın için vitas bence bu bir alkışı hak ediyor

we won't ask if it's a significant birthday  

önemli bir doğum günü olup olmadığını sormayacağız

by significant i mean you know  is it you know 20 30 40 50 60 70.

önemli derken yani biliyorsun  biliyor musun biliyor musun 20 30 40 50 60 70.

so is it significant or is it just a normal  birthday like steve last year you had your  

yani önemli mi yoksa önemli mi geçen yıl steve gibi normal bir doğum günü senin

significant birthday a lot of people remember  it a lot of people remember last year because i  

özel doğum gününü kutladın birçok insan bunu hatırlıyor birçok insan geçen yıl hatırlıyor çünkü ben

was doing my special live streams and we did a  special live stream on your birthday last year  

kendi özel canlı yayınlarımı yapıyordum ve geçen yıl senin doğum gününde özel bir canlı yayın yaptık

we did a lot of people remember that and i opened  uh some rather disappointing presents that's it  

çok şey yaptık insanların oranı bunu hatırlıyor ve biraz hayal kırıklığı yaratan hediyeler açtım işte bu kadar

i'm joking well they were lovely if you were  disappointed last year you are you are definitely  

şaka yapıyorum, geçen yıl hayal kırıklığına uğradıysan çok sevimliydiler,

going to be disappointed this year well just like  any other year then so happy birthday for tomorrow  

bu yıl da kesinlikle   hayal kırıklığına uğrayacaksın tıpkı diğer yıllar gibi o zaman doğum günün kutlu olsun yarın

i hope you have a nice cake i hope you eat  something nice i hope you treat yourself  

umarım güzel bir pastan vardır, umarım güzel bir şeyler yersin, umarım kendine

to something special because you have to you  see you have to please lisa asked what is the  

özel bir şey ısmarlarsın çünkü yapmak zorundasın görmek zorundasın memnun etmek zorundasın lisa İngiltere'de hava nasıl diye sordu, hava

weather like in the uk well it's it's warmer  than it was last week it's a bit dull um we  

geçenden daha sıcak  hafta biraz sıkıcı

haven't had yes you can see it there is that blue  sky no it's cloudy it's clearly we have gray sky  

olmadı evet görebiliyorsunuz orada o mavi gökyüzü var hayır hava bulutlu açık bir şekilde gri gökyüzümüz var

gray sky it's about six degrees outside and there  is a little crow can you see the crow sitting in  

gri gökyüzü dışarıda yaklaşık altı derece ve küçük bir karga var karganın oturduğunu görebiliyor musunuz

the tree oh yeah there is a crow it's waiting  to fly off i think that crow is going to fly off  

ağaç oh evet bir karga var uçmayı bekliyor bence o karga birazdan uçup gidecek bakalım

in a moment let's see in the next 20 seconds that  flight that crow is going to fly away let's see no  

önümüzdeki 20 saniye içinde o karga uçup gidecek bakalım

okay maybe not i was hoping it would fly away oh  isn't that lovely oh hello mr crow we can see you  

hayır   tamam belki de beklemiyordum uçup gider oh o kadar güzel değil mi oh merhaba Bay Crow sizi

sitting in the tree minding your own  business amit mentioned earlier about um  

ağaçta oturmuş kendi işinize bakarken görebiliriz amit daha önce um

wanting to learn english amit is in  india and wants to improve their english  

ingilizce öğrenmek istemekten bahsetmiştim amit hindistan'da  ve başkalarıyla buluşarak İngilizcelerini geliştirmek  istiyor

by meeting up with other people in india well what  a good idea and of course if you can meet up with  

Hindistan'daki insanlar ne iyi bir fikir ve tabii ki    biriyle  buluşabilir

somebody and practice english face to face face to  face maybe socially distanced with a mask on but  

ve yüz yüze İngilizce pratik yapabilirseniz belki sosyal olarak mesafeli ve maske takarak

nevertheless near somebody well maybe you could  meet up with nisa yes or maybe on the internet  

yine de  birinin yanında belki nisa  ile buluşabilirsiniz yes veya belki on internet   bunu

you can do it through the internet because  nissan is in india i know it's a big country  

internet üzerinden yapabilirsiniz çünkü nissan Hindistan'da, büyük bir ülke olduğunu biliyorum

but you know we're all planning to meet up  here uh this year uh so maybe there could  

ama biliyorsunuz hepimiz bu yıl burada  buluşmayı planlıyoruz, yani belki

be similar meetups between and we've had that  wonderful meetup between our four lovely ladies  

arasında benzer buluşmalar olabilir ve biz bunu yaşadık dört sevimli hanımefendimiz arasında harika bir buluşma

yes uh in in in whereabouts was it south where  where's the meetup i can't remember now argentina  

evet uh, nerede güneydeydi buluşma nerede şimdi hatırlayamıyorum arjantin

is it gone is it i can't remember is it my  my brain come on mr duncan tell me yes um  

gitti mi hatırlayamıyorum benim beynim mi hadi bay duncan bana evet deyin um

it was in sao polo yes yeah that's  right uh so maybe you know you can  

sao polo'daydı evet evet bu doğru uh yani belki bilirsiniz

have a little meet up in india and tell us all  about it send us the pictures like our four  

Hindistan'da küçük bir buluşma gerçekleştirebilir ve bize her şeyi  anlatabilirsiniz, bize dört

wonderful girls did oh they are there they are  marcia beatriz claudia sandra not in that order  

harika kızımızın yaptığı gibi fotoğrafları gönderin oh oradalar onlar marcia beatriz claudia sandra değil bu sırayla   elbette

of course but yes thanks a lot for that again  i think i think we will show that every week  

ama evet bunun için tekrar çok teşekkürler sanırım bunu her hafta göstereceğiz

but yes it it it's amazing one of the things i  always find incredible steve is we think that this  

ama evet bu harika Steve'i her zaman inanılmaz bulduğum şeylerden biri de bunun

let's be honest steve we  don't think this is very good

dürüst olalım steve yapmadığımızdır' bunun çok iyi olduğunu düşünüyorum

i i sometimes cry at night i come  downstairs and i sit on the floor and i weep  

ben bazen geceleri ağlıyorum aşağı iniyorum ve yere oturuyorum ve ağlıyorum

because i think this is awful i think this is  terrible the worst thing ever are you having  

çünkü bence bu berbat bence bu şimdiye kadarki en kötü şey şüpheleriniz mi var bay

doubts mr duncan are you having doubts 15 years of  doing this you you have no idea how much heartache  

duncan şüpheleriniz mi var 15 yıl bunu yapmanın aslında ne kadar kalp ağrısına neden olduğu hakkında hiçbir fikriniz yok

doing this actually causes but i i don't think  this is very good but however however i've  

ama bunun çok iyi olduğunu düşünmüyorum ama yine de

changed my mind over the past few months because  now i think maybe we are doing something special  

son birkaç ayda fikrimi değiştirdim çünkü şimdi belki özel bir şey yaptığımızı düşünüyorum

maybe this is something special because we seem  to be touching a lot of people's lives well it's  

belki bu özel bir şey çünkü pek çok insanın hayatına iyi bir şekilde dokunuyor gibi görünüyoruz bu

wonderful i just love the fact that uh we've got  lovely friends that come on and that know us and  

harika, sadece gelip bizi tanıyan sevimli arkadaşlarımızın olması ve

come on every week loyal people and they they  want to see us and we want to see them it's it's  

her hafta gelip sadık insanlar olması gerçeğine bayılıyorum ve onlar bizi görün ve biz onları görmek istiyoruz bu

two-way it's two-way believe me you know i really  enjoy coming on a sunday and having banter banter  

iki yönlü bu iki yönlü inan bana pazar günü gelip şakalaşmaktan gerçekten zevk aldığımı biliyorsunuz

which is you know sort of talking to and talking  to one another well banter normally also is is you  

saying things to each other that might be  offensive well banter can be friend you know  

birbirinize saldırgan olabilecek şeyler mi söylüyorsunuz peki şakalaşmak arkadaş olabilir bilirsiniz

it can be friend chit chat chin chat that's right  but yes that's it so so it's interesting it's very  

arkadaş sohbeti sohbet çene sohbeti olabilir bu doğru ama evet bu yüzden ilginç

hard to understand that what this is actually  doing from here because we're standing here  

bunun gerçekte ne yaptığını buradan anlamak çok  zor çünkü biz burada

in in this real situation whilst you are  there in your real situation watching us  

bu gerçek durumda duruyoruz, siz ise orada gerçek durumunuzla ekranda bizi izliyorsunuz

on a screen so it's it's a very strange thing  i will never ever quite appreciate how this  

bu yüzden bu çok garip bir şey bunun nasıl çalıştığını asla tam olarak anlayamayacağım

works because it's incredible it really is the  most amazing thing that that you can just stand  

çünkü bu inanılmaz gerçekten de yaşadığımız en harika şey

in in your house or in the place where you live  and talk to other people and vice versa as well  

evinizde veya yaşadığınız yerde durup diğer insanlarla konuşabileceğinizi ve bunun tersini de yapabileceğiniz

incredible nissan's asking amit where whereabouts  in india are you so the conversation has started  

inanılmaz nissan'ın amit'e hindistan'ın neresinde olduğunuzu sorması dolayısıyla konuşma başladı

yeah this is it you never know where these things  will lead well it's happened thanks to our four  

evet işte bu, bunların nerede olduğunu asla bilemezsiniz işler iyiye gidecek dört

beautiful girls meeting up in argentina and been  lovely if that happened in other places and then  

güzel kızımızın Arjantin'de buluşması sayesinde oldu ve başka yerlerde böyle olduysa çok hoştu ve sonra

as we have said we will go on a world tour and  meet up with everybody yes groups in different  

dediğimiz gibi bir dünya turuna çıkacağız ve farklı ülkelerdeki herkes evet gruplarla buluşacağız

countries because you know we're so wealthy i just  need to win the lottery yeah we need to we need  

çünkü siz çok zengin olduğumuzu biliyorum sadece piyangoyu kazanmamız gerekiyor evet buna ihtiyacımız var

to win the lottery first before we can do that so  yes we will we'll start small with france or paris  

bunu yapabilmek için önce piyangoyu kazanmamız gerekiyor bu yüzden evet Fransa veya Paris ile küçük başlayacağız

and then work up anyway we have lots of things  to talk about today steve talking about names  

ve sonra yine de çok şeyimiz var bugün konuşulacak şeylerden steve isimlerden bahsediyor

now this week some sad news i don't i don't want  to be sad i don't want to be depressing but yes  

şimdi bu hafta bazı üzücü haberler üzgün olmak istemiyorum moralimi bozmak istemiyorum ama evet

the entertainment world lost a big name meatloaf  i remember his music from the late well the early  

eğlence dünyası büyük bir isim köfte kaybetti onun müziğini hatırlıyorum 70'lerin başlarından

mid mid 70s i think mid to late 70s and then  in the 80s and i always thought that meatloaf  

70'lerin ortalarına kadar, sanırım 70'lerin ortalarına kadar ve sonra 80'lerde ve her zaman köftenin

was was one word but it isn't it's two  words so it's kind of spoilt the thing  

tek kelime olduğunu düşünmüştüm ama iki kelime değil, bu yüzden bugün planladığım şeyi biraz bozdu

that i had planned today but sadly  meatloaf died and i think he'd been  

ama ne yazık ki meatloaf öldü ve sanırım

ill for some time but one of my favourite  songs by meatloaf was dead ringer for love  

bir süredir hastaydı ama meatloaf'ın en sevdiğim şarkılarından biri dead ringer for love'dı

the most amazing song and also the most amazing  video not only meat loaf but also cher as well a  

en harika şarkı ve aynı zamanda en harika video sadece meat loaf değil, aynı zamanda cher de

very well-known singer from the 1960s she used to  sing with her husband sunny and they were known as  

çok iyi - 1960'lardan ünlü şarkıcı kocasıyla güneşli şarkı söylerdi ve onlar

sunny and cher can you name the song that they had  a big hit with uh let me think let me think yes

güneşli ve cher olarak biliniyorlardı  büyük bir hit yaptıkları şarkının adını verebilir misiniz uh bir düşüneyim düşüneyim evet evet

yes um

um bu

what was that it's coming to me  i can see it now i can see it now  

ne hale geliyordu ben şimdi görebiliyorum şimdi görebiliyorum

but i can't i'm trying to think of  a a lyric from it uh i got you babe  

ama yapamıyorum ondan bir şarkı sözü düşünmeye çalışıyorum uh anladım seni bebeğim

yes well done oh yeah it's nice to see  that brain cell is is working it took  

evet aferin oh evet beyin hücresinin çalıştığını görmek güzel

a while ah yeah i bet you're amazed that  i actually got that well i thought you're

bir bahse girerim gerçekten bu kadar iyi anladığıma şaşırmışsınızdır,

i wasn't sure what that was yes sunny and share i  got you babe although of course sonny bono was not  

bunun ne olduğundan emin değildim evet güneşli ve seni anladım bebeğim, tabii ki Sonny Bono

a very nice man allegedly allegedly or was it uh  i don't think there was any alleged he was he was  

iddiaya göre çok iyi bir adam değildi veya uh  onun hakkında herhangi bir iddia olduğunu sanmıyorum o   o

he was a bit of a rat bag tarmac are you naming  the song or is that a statement just for me i  

biraz gıcık bir asfalttı şarkının adını siz mi koyuyorsunuz yoksa bu sadece benim için bir ifade mi

think it's a statement i think he's sending  you cryptic messages yes through the internet  

bence bu bir ifade sanırım size şifreli mesajlar gönderiyor evet internetten

anyway meatloaf died sadly but he also  had a song in the charts with cher  

her neyse, meatloaf ne yazık ki öldü ama aynı zamanda cher   ile

many years ago and it suddenly inspired me to  talk about people or well-known people who have  

uzun yıllar önce listelerde yer aldı ve birden  tekil adları olan kişilerden veya tanınmış kişilerden bahsetmek için bana ilham verdi

singular names and we've got an example we've  got some examples right here on the screen  

ve elimizde bir örneğimiz var ekranda bazı örnekler var

so there we go steve so i just mentioned cher  didn't i you did so she's at the top cher  

işte başlıyoruz steve, az önce cher'den bahsettim değil mi, yani o en üstte cher

but what's her real name oh um marcia smith is it  i don't know well oh okay i believe just made that  

ama onun gerçek adı ne oh um marcia smith o iyi bilmiyorum oh tamam ben inan bunu yeni

up i don't know what it is i don't know what  so there's share it'll be a boring name share  

uydurdum ne olduğunu bilmiyorum ne olduğunu bilmiyorum bu yüzden paylaşım var bu sıkıcı bir isim paylaşımı olacak iyi

well known singer not so much nowadays i don't  think we hear much about cher anymore and then  

bilinen şarkıcı bugünlerde pek fazla değil sanırım artık cher hakkında pek bir şey duymuyoruz ve sonra

underneath underneath cher i'm sure that  a lot of men have had that fantasy before  

altında cher eminim daha önce pek çok erkek bu fanteziye sahipti

we we have madonna madonna famous singer in the  80s also apparently still very popular in certain  

bizde madonna var  80'lerde ünlü şarkıcı madonna aynı zamanda dünyanın bazı bölgelerinde görünüşe göre hala çok popüler

parts of the world madonna so another person with  a single name and then we have prince the artist  

madonna yani tek isimli başka bir kişi ve sonra biz sanatçı prens

well the artist the artist formerly known as alive

pekala sanatçı, daha önce yaşayan prens olarak bilinen

prince who changed his name to symbol or  something it was just a squiggly line with  

adını sembole çeviren sanatçı veya

an arrow yeah i don't know why he did that and  then we have oh look it's molliere molliere  

bir okla dalgalı bir çizgiydi evet, bunu neden yaptığını bilmiyorum ve sonra oh bak bu molliere molliere

welcome back oh last week we had some fun didn't  we have you got any more facts about molly  

hoşgeldin geri oh geçen hafta biraz eğlendik değil mi molly hakkında daha fazla gerçeğimiz var  molly

molly can you go over that way he's not really uh  yeah okay that's better it's strange that you put  

o şekilde geçebilir misin o gerçekten değil uh  evet tamam bu daha iyi  onu   onu

him in that list of relatively up-to-date singers  from the 70s and 80s and then in there you stick  

görece güncel olanlar listesine koyman garip 70'ler ve 80'lerden şarkıcılarla çıkıyor ve sonra oraya

molliers from the 17th century well of course  he didn't use his real name was he a pop singer  

17. yüzyıldan mollier'leri sokuyorsunuz tabii ki gerçek adını kullanmıyordu o bir pop şarkıcısıydı

no he wasn't okay but as we talked about last  week moliere was a very famous playwright actor

hayır o iyi değildi ama geçen hafta konuştuğumuz gibi moliere bir çok ünlü oyun yazarı aktör

artistic would you would you say the crowd the  crowd he was he was one of the cool hipsters in  

sanatsal diyebilir misiniz kalabalığa kalabalığa o 16. yüzyıl fransasındaki havalı hippilerden biriydi ve

16th century france who's blade mollier so so  that wasn't his real name but that's that's the  

blade mollier yani bu onun gerçek adı değildi ama

name he used people are switching off by  the way now that you've mentioned moliere  

kullandığı   isim buydu insanlar kapanıyor bu arada, moliere

mollier i might do a whole live stream one week on  molly air and then underneath we have sting it's  

mollier'den bahsettiğinize göre, bir hafta boyunca molly air'de canlı yayın yapabilirim ve sonra altında acımız var,

a very that's quite a contrast by the way from  molly air to sting sting of course was well is or  

molly air'den sting sting'e kadar oldukça zıt bir durum tabii ki iyiydi veya

was a member of police the police or police  a pop group one of their biggest hits was um  

polisin bir üyesi miydi polis veya polis bir pop grubu en büyük hitlerinden biri um

sting let me think of a hit of sting  or all the police or the police um  

sting idi um   bir vuruş düşüneyim veya tüm polis veya polis um

roxanne oh yeah that's a good one  roxanne yes all about a lady of the night  

roxanne oh evet bu iyi bir tanesi roxanne yes all about a lady gecenin   ah bununla

oh that's what it's about it's about  you don't need to put your red light on  

ilgili kırmızı ışığını yakmana gerek yok   kırmızı

there's no need to put your red light on  you don't have to put on your red light

ışığını yakmana gerek yok kırmızı ışığını yakmana gerek yok

oh was that are me going to ask me for everyone  do i remember a song my favorite police song  

oh bu muydu bana soracaktım herkes için bir şarkıyı hatırlıyor muyum en sevdiğim polis şarkısı

was walking on the moon i don't know why i  love that song giant steps are what we take  

ayda yürüyordu bu şarkıyı neden sevdiğimi bilmiyorum

walking on the moon and he's got a very  high voice for a man i haven't finished  

ayda yürürken attığımız dev adımlardır ve benim sahip olmadığım bir adama göre çok tiz bir sesi var bitti

i hope manny's don't break walking on walking on  the moon oh message in a bottle that's another  

umarım manny ayda yürümeye devam ederken kırılmaz oh şişedeki mesaj bu başka   bir

one every breath you take i hope they will um  you know every breath you take oh yes that's  

tane daha alırsın umarım alırsın um  biliyorsun aldığın her nefes oh evet bu

a good one a good one much later mentioned that  yes for the 1980s yes there were a lot of yeah

iyi bir tanesi iyi bir tanesi çok daha sonra bahsedildi evet 1980'ler için evet pek çok vardı evet

sting's real name is gordon sumner gordon so  i can see why he play he's changed his name to  

sting'in gerçek adı gordon sumner gordon bu yüzden neden oynadığını anlayabiliyorum adını

sting gordon i don't think he would have had quite  the same success had he called him himself gordon  

sting gordon olarak değiştirdiğini kendisi söyleseydi aynı başarıyı elde edeceğini düşünmüyorum gordon

blade now i know what you're going to  say mr duncan you stupid man you idiot  

blade şimdi ne söyleyeceğinizi biliyorum bay duncan sizi aptal adam salak

blade is not real it's a fictitious character  yes you are right he is he's a fictitious vampire  

blade gerçek değil bu hayali bir karakter evet haklısınız o bir filmden hayali bir vampir

killer from a movie i think it was wesley snipes  was it wesley snipes wesley snipes i love that  

katili bence o wesley snipes snipes wesley snipes bu

name by the way why have you put blade in there  then well it's just a single name of somebody that  

adı seviyorum bu arada neden oraya bıçak koydun o zaman bu sadece var olmayan birinin tek bir adı

doesn't exist yes interesting basically played  but i i think it's great have you ever seen those  

evet ilginç temelde oynandı ama bence harika bu filmleri hiç gördün mü

movies they're very violent blade he he plays  a vampire killer he chases the vampires around  

onlar çok şiddetli bıçak o bir vampir katilini oynuyor vampirleri kovalıyor

and then we have someone that you may not  have heard of before perhaps lulu lulu lulu  

ve sonra belki daha önce duymamış olabileceğiniz biri var belki lulu lulu lulu   o

she's still going strong do you remember lulu yes  boom banger bang was that was that lulu or is it

hala güçleniyor lulu hatırlıyor musunuz evet boom banger bang bu muydu o lulu muydu yoksa bu muydu?

she starts a song like that doesn't  she lose oh i think you mean way

öyle bir şarkı başlatıyor kaybetmez oh bence demek istediğin

do you know any songs the actual title of  them i only know gilbert and sullivan you  

herhangi bir şarkı biliyor musun onların gerçek adı sadece gilbert ve sullivan biliyorum

make me wanna shout shout lulu very famous in  the 60s she was yes a very distinctive voice  

beni bağırma isteği uyandırıyorsun lulu 60'larda çok ünlüydü o evet çok kendine özgü sesi

and then we have well-known pop singer maradona  maradona now not to be confused with madonna and  

ve sonra ünlü pop şarkıcımız maradona maradona artık madonna ve   maradona ile karıştırılmamalıdır maradona ne

maradona maradona of course sadly no longer  with us a football player but he must have  

yazık ki artık bizde bir futbolcu değil ama onun

had a surname but his his well his that's his  given name that that's his family name so his  

bir   soyadı olmalıydı ama onun kuyusu onun bu onun verdiği isim bu onun soyadı yani

first name was diego diego maradona but most  people would refer to him as just maradona and  

ilk adı diego diego maradona'ydı ama çoğu kişi ona sadece maradona der ve

i think there is something rather rather magical  and and mysterious about having just one name  

bence sadece bir ada sahip olmanın oldukça büyülü ve gizemli bir yanı var

so instead of having two names you just have one  name so maradona lulu blade sting molly anyway  

bu nedenle iki isme sahip olmak yerine sadece bir adınız olur. yani maradona lulu bıçak molly'yi yine de sokuyor

prince madonna and cher and finally we have of  course that lady who at the moment is being talked  

prens madonna ve cher ve sonunda elbette şu anda

about by everyone and to be honest i i just  can't take any more i can't take any more of  

herkes tarafından hakkında konuşulan o hanımefendi var ve dürüst olmak gerekirse daha fazla

people talking about adele all the time every day  i have to hear this adele has put some new shoes  

kişiye dayanamıyorum her gün sürekli adele hakkında konuşuyor bu adele'nin yeni ayakkabılarını giydiğini   duymam gerekiyor   adele

on adele has gone to the shops to buy some bread  adele has a new dog adele has broken wind the idea  

biraz ekmek almak için dükkanlara gitti adele'nin yeni bir köpeği var adele bu fikri bozdu   mutlu bir şekilde

i'm blissfully unaware of all this because i don't  have any connections with social media so i'm i've  

tüm bunlardan habersizim çünkü sosyal medya ile herhangi bir bağlantım yok bu yüzden

got a facebook account but i never look at it the  only the only reason i ever set one up is because  

bir facebook hesabım var ama ona hiç bakmıyorum bir tane açmamın tek nedeni

when i was rehearsing for uh a show many years ago  you had to be on facebook to get the updates on  

yıllar önce bir şov için prova yapıyor olmamdı prova zamanları ve diğer şeylerle ilgili güncellemeleri almak için facebook'ta olmanız gerekiyordu,

rehearsal times and things so i've i never look  at it very rarely i'm not on twitter i'm not on  

bu yüzden ona hiç bakmadım çok nadiren twitter'da değilim

what other ones are there that's great myspace  i'm not on any of those steve is not on my space  

başka neler var ki bu harika myspace açmıyorum steve bunlardan hiçbiri benim alanımda değil

i haven't got the time it's not on vine i'm not  on anything by the way i'm naming ones that no  

zamanım yok vine'da değil bu arada hiçbir şeyde değilim artık

one uses anymore all right i think steve should  have a myspace profile it would be great if if  

kimsenin kullanmadığı isimleri veriyorum pekala bence steve'in bir myspace profili olmalı eğer

we could get mr steve on to myspace talking to  football players lewis is mentioning that pele  

bay steve'i myspace'de futbolcularla konuşabilirsek harika olur lewis pele'den bahsediyor eh

is is uh i think he's mentioned it before he's not  very well no moment again another singular name  

sanırım daha önce bahsetmişti pek iyi değil

a singular name one name yes i mean yeah  that's how what do footballers do we just call  

futbolculara böyle denir biz

footballers by their last name not really i don't  think david beckham is known as david beckham  

futbolculara sadece soyadlarına göre hitap ederiz pek değil aslında david beckham'ın david beckham beckham olarak tanındığını düşünmüyorum yani bir kişiden

beckham i mean quite often if you're talking about  a person but yes bex they call them becks that's  

bahsediyorsanız oldukça sık ama evet bex onlara beck diyorlar bu

just a nickname isn't it yes i'm just saying but i  don't think i don't think they know him as beckham  

sadece bir takma ad değil mi evet sadece söylüyorum ama onu beckham olarak tanıdıklarını sanmıyorum

beckham they don't just say hello beckham i  think football i think pop singers are the best  

beckham sadece merhaba beckham demiyorlar bence futbol bence pop şarkıcıları bunun en iyi

example of because that's not their real name it's  their stage name that's their stage name yeah yes  

örneği çünkü bu onların gerçek adı değil sahne adları bu onların sahne adı evet evet

um so we've got quite a collection  there i'm trying to think of another one  

um yani oldukça geniş bir koleksiyonumuz var orada başka bir tane düşünmeye çalışıyorum

uh there are there are actually many others  yes if you can get that catchy one name  

uh aslında daha birçokları var evet o akılda kalıcı olanı alabilirseniz isim

to call yourself then particularly in the pop  world then uh you know that's going to stick  

kendinize hitap etmek için, özellikle pop dünyasında, o zaman bunun kalıcı olacağını bilirsiniz

and people are going to remember you go to  your concerts and buy your records that's it  

ve insanlar konserlerinize  gittiğinizi  ve plaklarınızı satın aldığınızı hatırlayacaklar, bu kadar   tek bir

it's easy to remember if it's just one word  so what would your singular name be mr steve  

kelimeyse hatırlaması kolaydır peki tekil adınız ne olurdu bay steve olun

if you could choose a name that would sum all of  your character up what would it be hulk hulk yes

tüm karakterinizi özetleyecek bir isim seçebilseydiniz bu ne olurdu hulk hulk evet

i'd be hulk if there is one word if there is  one word mustang mustang yes no i don't know  

tek kelime varsa hulk olurdum tek kelime varsa mustang mustang evet hayır bilmiyorum   bilmiyorum

i don't know what would suit me uh as a one  word stevie well that's just steve isn't it  

tek kelime olarak bana neyin uyacağını bilmiyorum stevie pekala bu sadece steve değil mi

but stevie can be uh that that's a oh yes you can  that can be used for a male or a female yeah can't  

ama stevie uh bu bir oh evet yapabilirsin  bu bir erkek veya bir kadın için kullanılabilir evet yapamam

it's stevie yes so i don't know so so if you  imagine that that you had to perform on stage  

bu stevie evet yani bilmiyorum o yüzden sahnede performans sergilemek zorunda olduğunuzu

and you would have a stage name what would it  be it would be sort of something i don't know um

ve bir sahne adınız olacağını hayal ederseniz bu ne olurdu bilmiyorum bu kulağa gösterişli gelen bir

paradox paradox that sounds pretentious ladies and  gentlemen welcome paradox because you are a bit  

paradoks paradoksu olurdu bayanlar ve baylar hoşgeldin paradox çünkü sen biraz

of a paradox to be honest i will be honest with  you paradox of paradox the most ingenious paradox

bir paradokssun dürüst olmak gerekirse sana karşı dürüst olacağım paradox of paradox en dahiyane paradoks bu

it's a song from gilbert and sullivan yes  it certainly is and that's where it that's  

gilbert ve sullivan'dan bir şarkı evet kesinlikle öyle ve

where it should stay to be honest so we have some  words coming up in a moment connected to the word  

dürüst olmak gerekirse orada   kalması gereken yer bu yüzden oyun kelimesiyle bağlantılı olarak bir anda ortaya çıkan bazı kelimelerimiz var,

play you would imagine that play is a simple word  but it isn't it's a word that has many many many

oyunun basit bir kelime olduğunu düşünebilirsiniz ama bu pek çok pek çok anlama sahip bir kelime değil mi

many meanings did you enjoy that i thought  that was quite nice so here we go then we've  

hoşunuza gitti mi bunun oldukça hoş olduğunu düşündüm yani burada gidiyoruz, sonra

got some play words and phrases so this is the  part of the show where we talk about a certain  

bazı oyun kelimelerimiz ve deyimlerimiz var, yani bu, gösterinin belirli bir kelime hakkında konuştuğumuz kısımdır,

word we go through many of the uses if you want to  join in as well you can you are more than welcome  

birçok kullanımından geçiyoruz, siz de katılmak isterseniz, katılabilirsiniz, memnuniyetle karşılarız

if you want to tell me what cher her real name  is you could tell me you can tell me what it is  

bana onun gerçek adının ne olduğunu söylemek istersen bana söyleyebilirsin bana ne olduğunu söyleyebilirsin   bay

you can say mr duncan cher's real name is brenda  brenda sausage meat it isn't by the way it isn't  

duncan cher'in gerçek adının brenda olduğunu söyleyebilirsin brenda sosis eti bu arada değil   bu

by the way i'd like suggestions for my you know  when i start my pop career uh as you know just  

arada ben Biliyorsunuz ki pop kariyerime başladığımda benim için öneriler istiyorum uh bildiğiniz gibi sadece

a one name nothing rude for me please not the  obvious ones nothing beginning with w or c c

tek bir isim benim için kaba bir şey değil lütfen bariz olanlardan değil w veya c c ile başlayan hiçbir şey

words and phrases connected with play play so it  seems like a simple word doesn't it steve but it  

play play ile bağlantılı kelime ve deyimler bu yüzden basit gibi görünüyor kelime steve değil mi ama

isn't it's very complicated so first of all we  can use play as a verb which means to engage  

çok karmaşık değil mi bu yüzden her şeyden önce play'i ciddi veya pratik bir amaç yerine eğlenmek ve eğlenmek için faaliyette bulunmak anlamına gelen bir fiil olarak kullanabiliriz

in activity for enjoyment and recreation  rather than a serious or practical purpose  

so you are doing something for fun i suppose  that's the best way of describing that as a verb  

yani eğlenmek için bir şeyler yapıyorsunuz ben farz edelim ki bu bir fiil

play you play a game you you are playing you are  doing it so to do something that is not serious  

oynamak olarak bir oyun oynuyorsunuz oynuyorsunuz bunu ciddi olmayan bir şey yapmak için yapıyorsunuz

you're not going to work in fact quite often steve  we often divide those two things don't we work  

işe yaramayacaksınız aslında oldukça sık steve sık sık bu iki şeyi böleriz çalışmaz mıyız yoksa

or play so those two things are often divided  so in that sense we are using play to mean  

oynar mıyız, bu yüzden bu iki şey genellikle bölünür yani bu anlamda oyunu ciddi bir şeyden çok

an activity that we do for enjoyment and  recreation rather than something serious and  

eğlenmek ve eğlenmek için yaptığımız bir aktivite anlamında kullanıyoruz ve

if you uh look at the work environment quite often  a very common phrase that enthusiastic employees  

çalışma ortamına oldukça sık bakarsanız çok Hevesli çalışanların   bahsedeceği yaygın ifade,

will will mention is that in this company we  like to work hard and we like to play hard yes  

bu şirkette sıkı çalışmayı ve sıkı oynamayı seviyoruz evet  uh çalışma

uh how many times have i heard that expression in  the work environment giving the impression that  

ortamında bu ifadeyi kaç kez duydum,

you know this is a great work environment to be  in we're all working hard at the job during the  

bunun harika bir çalışma ortamı olduğunu bildiğiniz izlenimi veriyor içeride olmak için hepimiz gündüzleri işte çok çalışıyoruz

day then at night we're all going out and we're  partying hard we're doing everything hard you know  

sonra geceleri hepimiz dışarı çıkıyoruz ve sıkı bir şekilde parti yapıyoruz bildiğiniz gibi zor olan her şeyi yapıyoruz

there's no relaxing in see what that says to me is  i wouldn't like to work there a place that where  

rahatlatıcı bir şey yok bakın bu bana ne diyor? orada çalışmak istemezdim,

they're working hard and playing hard you're not  going to get any rest there's too much pressure  

onların çok çalıştıkları ve çok oynadıkları bir yerde hiç dinlenemeyeceksiniz çok fazla baskı var akşamları iş arkadaşlarınızla bir şeyler

i've found that you you go out for drinks with  work colleagues in the evening and if you're not  

içmek için dışarı çıktığınızı fark ettim ve eğer

you know getting drunk with everybody and staying  up really late and then going out to nightclubs  

herkesle sarhoş olup geç saatlere kadar ayakta kalıp sonra gece kulüplerine gitmiyorsanız

then you're seen in a negative frame of mind  this sounds like a rant it's going to go to  

o zaman olumsuz bir ruh hali içinde görülüyorsunuz bu kulağa bir rant gibi geliyor,

bed i think steve is complaining you know steve  is complaining again about his his work yes and  

yatağa gidecek, sanırım Steve sizi şikayet ediyor Steve yine işinden şikayet ediyor evet ve

that when you join a new place of work you've  got to be working hard and playing hard because  

yeni bir iş yerine  girdiğinizde çok çalışmak ve çok oynamak zorundasınız çünkü

otherwise people think that you're not a good  employee here's another one we're running out of  

aksi halde insanlar sizin iyi bir  çalışan olmadığınızı düşünür, işte bir tane daha yürütüyoruz

time already it's incredible how fast today has  gone it always goes quickly i had some messages  

zamanın dışında   zaten inanılmaz bugün bu kadar hızlı geçti  her zaman hızlı geçiyor   geçen hafta bazı mesajlar aldım

last week saying mr duncan your two hours goes  by so fast it does guess what on wednesday  

Bay Duncan iki saatiniz o kadar hızlı  geçiyor ki tahmin edin çarşamba günü

as a way of celebrating the end of masks and  social distancing and all of that rubbish

maskelerin ve sosyal mesafenin sona ermesini kutlamanın bir yolu olarak ve tüm bu saçmalıklar

i will be with you on wednesday  live twice at 2 p.m uk time and also  

çarşamba günü iki kez canlı yayında İngiltere saatiyle 14:00'te ve ayrıca

10 p.m i'm doing a special late and  live and mr steve might also be joining  

22:00'de özel bir geç saatlere kadar canlı yayında sizlerle olacağım ve Bay Steve de bize katılıyor olabilir

us we're not sure yet our first i've heard of  that yeah as well that's i like to get these  

henüz ilk seferimizden emin değiliz bunu duydum evet ben de bu

surprises late in life yes late in life like a  late well it'll be late for us i'm not sure about  

sürprizleri hayatın sonlarında almayı seviyorum evet hayatın geç bir geç gibi bizim için geç olacak diğer insanlar hakkında emin değilim

other people well no it won't be for everyone  because for some people it'll be early especially  

hayır herkes için olmayacak çünkü bazı insanlar için erken olacak, özellikle

those living in south america so that's  what we're doing another verb play means  

güney amerika'da yaşayanlar, yani biz bunu yapıyoruz başka bir fiil oynamak demek,

well if we are doing something with an object  to engage in a game or activity for enjoyment  

eğer bir nesneyle bir oyun veya eğlence için bir aktivite yapıyorsak,

so you play tennis you play football you are doing  it you are playing the game you are doing it so  

yani siz tenis oynarsınız, futbol oynarsınız siz yapıyor  onu oynuyorsunuz oyunu oynuyorsunuz yani   bir

something that you are doing with a ball  you play with a ball you play with a dart  

şeyi topla yapıyorsunuz  topla oynuyorsunuz dartla oynuyorsunuz

marty d oh ma we know who marty d is hello  marty martin that's that's that's a person  

marty d oh ma marty d'nin kim olduğunu biliyoruz merhaba marty martin bu o bu o bir kişi

we know in real life so if you want to find out  all of the dirt all of the bad things about us  

biz gerçek hayatta bilin yani eğer bizimle ilgili tüm pislikleri tüm kötü şeyleri öğrenmek istiyorsanız

ask marty because he knows us personally so  marty don't worry if you get any messages  

marty'ye sorun çünkü o bizi şahsen tanıyor bu yüzden marty

from people saying tell us all about duncan  and steve what are they like in real life  

insanlardan bize duncan ve steve hakkında her şeyi anlatın diyen mesajlar alırsa endişelenmeyin gerçek hayatta neye benziyorlar

uh and well martin or marty sorry has uh has used  referring to football ball is in play yes it is  

uh ve peki martin veya marty pardon uh kullandı futbol topuna atıfta bulundu evet   evet evet

yes yes thank you for that something in play  we are looking at that later because that is  

oyundaki bir şey için teşekkür ederim buna daha sonra bakacağız çünkü bu

actually used as a noun play means to engage in a  game or activity with an object so you are playing  

aslında isim oyun, bir nesneyle bir oyuna veya aktiviteye katılmak anlamına gelir, bu nedenle

with a ball you are playing  with a shuttle [ __ ] what

bir topla oynuyorsunuz bir mekikle oynuyorsunuz [ __ ]

when was the last time you played  with a shuffle cup many years ago

en son ne zaman bir karıştırma kupasıyla  oynadınız  yıllar önce

number three play means to amuse oneself  by engaging in imaginative pretense  

üç numaralı oyun eğlendirmek anlamına gelir

so it's a very strange way of talking  about just having a little bit of fun  

in a fantasy world maybe you go off and you  amuse yourself with something you are doing it so  

hayali bir dünyada biraz eğlenmekten bahsetmenin çok garip bir yolu.

you maybe you pretend quite often as a child you  might pretend to to be something you are not maybe  

olmadığın bir şey gibi davranabilirsin belki

you pretend to be a fireman or maybe you play  doctors and nurses with the girl down the road

bir itfaiyeci gibi davranabilirsin ya da belki yolun aşağısındaki kızla

or the boy down the road so to play means  to amuse oneself by engaging in imaginative  

ya da yolun aşağısındaki oğlanla doktor ve hemşireleri oynuyorsun bu yüzden oyun oynamak hayali olduğun gibi davranarak kendini eğlendirmek demektir

pretense you are amusing yourself you are doing  something that is fun and you are passing the time  

kendini eğlendiriyorsun eğlenceli bir şey yapıyorsun ve

to play you can play with ideas can't you  yes if you're trying to sort out a project  

oynamak için zaman harcıyorsun fikirlerle oynayabilirsin değil mi evet bir projeyi halletmeye çalışıyorsan

uh there's always a project at work you're  you're you're playing with ideas you're you're  

uh işte her zaman bir proje vardır sen sen fikirlerle oynuyorsun sen sen   bir

you want to do something uh maybe you want to  i don't know build an extension on your house  

şey yapmak istiyorsun uh belki yapmak istersin bilmiyorum evine bir uzantı inşa et

and you might how do you want that  extension to look like do you want it to be  

ve bu uzantının nasıl görünmesini istersin, ister misin? be   eğimli

do you want it to have a pitched roof a  flat roof how big do you want it to be  

bir çatıya sahip olmasını ister misiniz düz bir çatının ne kadar büyük olmasını istersiniz

uh what's the construction you can play with the  ideas about what you might want to do and as a  

ah yapı nedir  ne yapmak isteyebileceğinize  ilişkin  fikirlerle oynayabilirsiniz ve

result of that you will come up with whatever  is the best idea another way another way of  

bunun sonucunda ne olursa olsun ortaya çıkarsınız en iyi fikir, bunu açıklamanın başka bir yolu,

describing that is to to figure something  out if you are figuring something out you  

bir şeyi anlamaktır, eğer bir şeyi çözüyorsanız, bir

are trying to work out how to do something you  will play with some ideas so lots of people  

şeyi nasıl yapacağınızı bulmaya çalışıyorsunuz, bazı fikirlerle oynayacaksınız, bu nedenle pek çok insan

coming up with suggestions here um well here's one  for you steve we've got some on the screen verb  

buradan önerilerle geliyor. işte sana bir tane steve ekranda biraz var fiil

play means with an object to represent a  character in a theatrical performance or film  

oynamak, bir tiyatro performansı veya filmdeki bir karakteri temsil etmek için bir nesneyle anlamına gelir

something you have done many times and something  that marty just suggested yes as well perform in a  

birçok kez yaptığınız bir şey ve marty'nin az önce evet dediği bir şey, bir

play that's it so you are doing it you are playing  a character you are doing something on a stage you  

oyunda oynamak da bu kadar yani yapıyorsun bir karakteri oynuyorsun bir sahnede bir şey yapıyorsun bir

are putting on a performance you are doing it  you you are playing a part so mr steve over the  

performans sergiliyorsun bunu yapıyorsun sen bir rol oynuyorsun bu yüzden bay steve yıllar boyunca oynadı o

years has played he has played many parts he's  been the king of siam he's been ebenezer scrooge  

birçok rolü oynadı o kraldı Siam'da ebenezer scrooge oldu

although to be honest with you in real life that  was in real life mr steve is ebenezer's my least  

size karşı dürüst olmak gerekirse  gerçek hayatta olan  gerçek hayatta Bay Steve ebenezer'in benim en az

challenging role he was also fagin in olive in  oliver that was good fun yeah and marty of course  

zorlayıcı rolü o da zeytinde ibneydi bu çok eğlenceliydi evet ve marty tabii ki

uh has also played many roles as well and i've  been in lots of musicals with him yes that's where  

uh da birçok oynadı rolleri de var ve onunla pek çok müzikalde bulundum evet orası

our connection our paths have crossed on the  stage that's good i'm glad glad you told us  

bağlantımızın   sahnede yollarımızın kesiştiği yer bu iyi

that steve we got we got the back story yeah the  back story and the back story of stephen marty  

stephen marty'nin arka planı

we've got to get some dirt on marty uh because  you've got that's it you see because he knows a  

marty hakkında biraz pislik bulmalıyız uh çünkü bu kadar anladınız çünkü o

lot about us he's got all the dirt he could he  could spill the beans he could tell you all the  

bizim hakkımızda   çok şey biliyor o bulabildiği her pisliğe sahip o fasulyeleri dökebilir size her şeyi anlatabilir

secrets that we have although he says he's not  going to which is which is good thanks for that  

gitmeyeceğini söylemesine rağmen sahip olduğumuz sırlar ki bu iyi, bunun için teşekkürler

the real things but just as a bit of  security um we need to get some dirt on marty  

gerçek şeyler ama biraz güvenlik olarak um Marty'yi biraz kirletmemiz gerekiyor

so that you've always got that there because  that that you can use that then if they  

böylece her zaman orada olursun çünkü  bunu kullanabilirsin o zaman   o zaman seni

then threaten you you say oh well if you say that  i've got this information on you yes it's a bit  

tehdit ederlerse ah, eğer senin hakkında  bu bilgiye sahibim dersen evet bu biraz

like politics politics is like that everyone  always has something ready a little bit of  

siyaset gibidir siyaset herkesin her zaman hazır bir şeyi vardır biraz

a scandal or something that that the other  person does not want you to know about  

skandal falan diğer kişinin bilmeni istemediği, oyun randevusu yapmaman gerekirken

such as i don't know parties that you've  been having when you should not have been  

verdiğin partileri bilmediğim gibi,

play date here's another one steve i've got  some here on the screen to to make a movie  

işte bir tane daha steve, ekranda yapmam gereken bazı şeyler var bir film

uh sorry try again play means to make a move in  a game to show a card or move a piece so in those  

ah pardon tekrar deneyin play bir oyunda bir kart göstermek veya bir taşı hareket ettirmek için hamle yapmak anlamına gelir, bu nedenle

particular examples we are talking about playing  for example poker or maybe you are playing chess  

belirli örneklerde oynamaktan bahsediyoruz örneğin poker veya belki satranç

you play your piece you are moving it or you are  showing your card so i think that's quite a good  

oynuyorsunuz   taşınızı oynuyorsunuz onu hareket ettiriyorsunuz veya kartınızı gösteriyorsunuz, yani bence bu oldukça iyi

one i hope you are enjoying these examples we've  got lots of suggestions coming onto the live chat

umarım bu örnekleri beğeniyorsunuzdur canlı sohbete gelen pek çok önerimiz var

here's another one to to cause  music or other sounds to be heard  

işte müziğin veya diğer seslerin

through the use of a device is play so for  example you might play a song on your phone  

kullanımı yoluyla duyulmasına neden olacak başka bir önerimiz var. bir cihaz çalınır, örneğin telefonunuzda bir şarkı çalabilirsiniz

you play a piece of music on your telephone  or you might play the piano or play a violin  

telefonunuzda bir müzik parçası çalabilirsiniz veya piyano veya keman çalabilirsiniz

so to play you play a song you play a piece  of music you play an mp3 file on your device  

yani bir şarkıyı çalmak için bir şarkı çalarsınız bir müzik çalarsınız bir müzik çalarsınız mp3 dosyasını cihazınıza yükleyebilirsiniz

you may maybe if you are old-fashioned like us  maybe you play some music on a tape recorder  

belki bizim gibi eski kafalıysanız  belki bir teypte biraz müzik çalabilirsiniz

who uses tape recorders now i don't think anyone  uses cassette tapes to be honest i don't think so  

şu anda teyp kullanan kimsenin kaset kullandığını sanmıyorum dürüst olmak gerekirse ben öyle düşünmüyorum

yeah we've got uh iqbal says this is my  first time with you both live welcome

evet biz İkbal, bu sizinle ilk kez canlı olarak görüşüyorum diyor.

hello to iqbal hussein and also we can see you  as well on your little icon oh good except it's  

İkbal Hüseyin'e merhaba hoşgeldiniz ve ayrıca sizi küçük simgenizde de görebiliriz oh iyi, ancak

so small i can't it's nice to have a picture  though yes it's good here's another one steve  

çok küçük, yapamam, resim olması güzel olsa da evet iyi işte bir tane daha steve   bir spor etkinliğinde yer alan

a position being held by someone  taking part in a sporting event  

birinin elinde tuttuğu bir pozisyon

is play so their position where where they  are playing in goal oh yes they are playing  

oyundur, yani kalede oynadıkları konum oh evet

in center forward don't ask me what that means  because i have no idea they are playing left wing  

merkez forvette oynuyorlar bana bunun ne anlama geldiğini sorma çünkü bende yok sol kanatta mı

or they are playing center wing is there such a  thing even i know there isn't you can see that  

yoksa orta kanatta mı oynuyorlar diye düşünüyorum böyle bir şey var mı ben bilsem bile siz göremiyorsunuz

i don't know anything about football all i know  is there is a large ball and lots of sweaty men  

futboldan hiç anlamam tek bildiğim büyük bir top ve bir sürü terli adam var

in shorts and that's it that's all my knowledge  gone that's it the end of my knowledge well  

kısacası ve bu kadar tüm bilgim gitti bu kadar bilgimin sonu bu kadar işte

here's another one by uh iqbal new on the live  stream but already taking part hello igbo a role  

uh iqbal'den bir tane daha canlı yayında yeni ama şimdiden yer alıyor merhaba igbo bir rol

play ah that's a good one i like playing yes  if you role play role play you are assuming  

oyna ah bu iyi bir rol oynamayı seviyorum evet eğer rol yaparsan rol oynamak

an identity or you are pretending to be  something or someone else you are role playing  

bir kimliğe bürünüyorsunuz veya bir şey veya başka biri gibi davranıyorsunuz rol oynuyorsunuz   rol

you are acting out maybe in a situation  role-playing that's a good one thank you it is yes  

yapıyorsunuz belki bir durumda rol yapma bu iyi bir şey teşekkür ederim evet   bunu

you you can do that in the theatre uh but you  can you can do that you know in many other areas  

tiyatroda yapabilirsiniz ah ama yapabilirsin bunu yapabilirsin hayatın diğer birçok alanında

of life a role play pretending to be somebody else  uh we also have somebody else new who is revealing  

başka biri gibi davranan bir rol yapma oyunu canlı sohbette bize kendini ifşa eden yeni biri daha var

themselves to us on the live chat manu prasad  sorry if i've pronounced your name incorrectly  

manu prasad senin telaffuz ettiysem özür dilerim isim yanlış

also uh their first time on the live stream  hello manu well thank you very much for revealing  

ayrıca canlı yayına ilk kez katıldıkları merhaba manu  bize kendinizi ifşa ettiğiniz için çok teşekkür ederiz

yourself to us welcome um and feel free to it's a  very friend this is a very friendly environment a  

hoşgeldiniz um ve çekinmeyin bu çok  bir  arkadaş bu  çok samimi bir ortam   çoğu kişi

safe environment in which to exchange ideas for  most of the time learn english for most of the  

için fikir alışverişinde bulunmak için  güvenli bir ortam çoğu zaman   çoğu

time for most of the time there are certain people  who will probably upset you but no we're joking  

zaman  sizi üzecek belirli insanlar vardır ama hayır şaka yapıyoruz   şaka yapıyoruz

we're joking um here's another one steve another  word play words and phrases as a verb to move  

um işte bir tane daha steve başka sözcük ve deyimleri bir fiil olarak hafifçe hareket ettirmek için kelime ve deyimler oynayın

lightly and appear to dance around is play you  might say that the the the beams of light played  

ve dans ediyormuş gibi görünmek oyundur diyebilirsiniz ki ışık huzmeleri oynadı

so they're moving around they're flickering  and dancing the moonlight played on the water  

yani hareket ediyorlar titreşiyorlar ve ay ışığı suyun üzerinde oynuyor   işte bu,

that's it so there is movement but there is no  object actually involved it is the appearance  

yani hareket var ama aslında buna dahil olan hiçbir nesne yok

of something dancing yes moving around  something yeah exactly light can can play  

dans eden   bir şeyin görünümü evet hareket eden  bir şey nereli olduğunuzu bilmek istiyoruz

on something here's another one i got the  pronunciation right oh manu prasad well done  

steve i'm getting good at this i'm getting  good you are getting very good where are you  

from we want to know where you're from please  which country are you from but lovely to know  

lütfen hangi ülkedensiniz ama bilmek güzel

number nine to perform on a musical instrument  ah is play so this is quite obvious i suppose  

dokuz numara bir müzik aletinde çalmak yani bu oldukça açık sanırım

you play the piano you play the drums you  play the guitar you play the euphonium  

piyano çalıyorsunuz davul çalıyorsunuz çaldığınız euphonium çaldığınız gitar

because we do have someone called euphonium here  on the live chat we do who plays the euphonium oh

çünkü burada euphonium adında biri var canlı sohbette biz euphonium çalan kişiyi yapıyoruz oh ben

i'm carrying on mr donald oh okay i was  waiting for for mr steve's pronunciation  

devam ediyorum bay donald oh tamam bay steve'in

of something then but nothing happened do  you cuba bataria okay have i got that right

bir şeyi telaffuz etmesini bekliyordum  o zaman ama hiçbir şey olmadı, değil mi  cuba bataria tamam bunu doğru anladım mı

also first to be in this sort of live stream  oh hello wow thank you thank you for revealing  

bu tür bir canlı yayına ilk kez katıldım oh merhaba vay teşekkür ederim kendini ifşa ettiğin için teşekkür ederim   kendini ifşa ettiğin için teşekkür

yourself thank you coopers cuba bataria yes i  think he was from nepal i think that's good steve  

ederim coopers cuba bataria evet sanırım o nepal'dendi bence bu iyi steve

i think you've got the pronunciation there nepal  hello nepal i don't think we've ever had anyone  

bence sen orada telaffuz var nepal merhaba nepal

say hello from nepal live before i think you  might be the first to have the first one ever  

daha önce hiç kimse   nepal canlıdan merhaba demedik sanırım ilk sahip olan siz olabilirsiniz

i don't think we have and raphael yes this is live  yes this is live it's happening now the fact that  

sahip olduğumuzu sanmıyorum ve raphael evet bu canlı evet bu canlı şimdi oluyor

i've just picked your name out of the live chat  and have said that we're live hopefully we'll  

canlı sohbetten adınızı seçtim ve canlı yayında olduğumuzu söyledim umarım

convince you that we are live it is now there is  the time uk time 3 39 i thought you were pointing  

sizi canlı yayında olduğumuza ikna ederiz şimdi tam zamanı İngiltere zamanı 3 39 İngiltere saatiyle

at my head 3 39 on a sunday afternoon uk time  we are as live as live can be yes palmyra my  

bir pazar öğleden sonra 3 39 başımı işaret ettiğini sanıyordum canlı olabileceğimiz kadar canlıyız evet palmyra benim

my palmeira says my granddaughter grant my  granddaughter plays the oboe yes okay that's  

torunum torunumun obua çalmasına izin ver evet tamam bu

a good use of the word hobo yeah is that the  big long thing it looks like a giant didgeridoo  

hobo kelimesinin iyi bir kullanımı evet dev bir didgeridoo gibi görünen ve

with with a little pipe coming out of it or is  that something else is that something illegal  

içinden küçük bir boru çıkan büyük uzun şey mi yoksa başka bir şey mi yasadışı bir şey var bakalım

there we go see nissa is is very close by  uh in in bihar a part of of india hopefully  

Nissa Hindistan'ın bir parçası olan bihar'da çok yakında.

i'll pronounce that right as well christine  is going so we'll say goodbye to christina

Christine'in de gideceğini söyleyeceğim, bu yüzden Christina'ya veda edeceğiz,

yeah see look how friendly everybody is we have  nouns play nouns to be at play is self-amusement  

evet bakın, herkes ne kadar arkadaş canlısı, bizim isimlerimiz var, oynamak için isimler kendi kendine eğlenmektir   oyundasınız

you are at play maybe the children are at  play in the garden they are doing it they are  

belki çocuklar oynuyordur  bahçe onlar yapıyor onlar

actively playing and we use this as a noun you  are at play we will get through these very quickly  

aktif olarak oynuyorlar ve biz bunu bir isim olarak kullanıyoruz sen oynuyorsun bunları çok hızlı bir şekilde aşacağız

steve the conducting of a sporting match so again  we're using this as a noun the conducting of a  

steve bir spor karşılaşmasının idaresi yani tekrar bunu bir spor müsabakasının idaresi olarak kullanıyoruz

sporting match it is the second day of play so  maybe a qriket match and maybe it is the second  

maç oyunun ikinci günü yani belki bir kriket maçı ve belki

day of that match it is the second day of  play a pre-rehearsed theatrical performance is  

o maçın ikinci günü oyunun ikinci günü önceden prova edilmiş bir tiyatro performansı bir

a play you put on a play and mr steve as we  mentioned earlier mr steve has been in many  

oyuna koyduğunuz bir oyundur ve bahsettiğimiz gibi bay steve daha önce bay steve birçok

performances many plays in the past you might go  to see a play you might see some of your friends  

performansta yer aldı geçmişte birçok oyunda bir oyunu izlemeye gidebilirsiniz  bazı arkadaşlarınızın

put on a play they perform in a play and the  last one for our list a button or switch used to  

bir oyunda sergiledikleri bir oyunu sergilediklerini görebilirsiniz ve listemizin sonuncusu  etkinleştirmek için kullanılan bir düğme veya anahtar

activate a device a play button for example quite  often when you want to watch a youtube video  

bir cihaz bir oynatma düğmesi, örneğin bir youtube videosunu izlemek istediğinizde sıklıkla

you will press the play button you will press the  play button to make it play start or of course  

oynat düğmesine basacaksınız oynatmayı başlatmak için  oynat düğmesine basacaksınız veya elbette

the play button can also be something that  youtube gives to you when you reach a milestone  

oynat düğmesi aynı zamanda youtube'un size ne zaman verdiği bir şey olabilir abonelerinizin bir dönüm noktasına   ulaşıyorsunuz

of your subscribers but i've never received one  i've never had a play button ever from youtube  

ama ben hiç bir tane almadım hiç youtube'dan bir oynat düğmesi almadım

which i think is very very very sad indeed  anything steve yes well tomic came up with  

ki bence gerçekten çok çok çok üzücü herhangi bir şey steve evet tomic'in bulduğu

the word uh a player oh a person who this  refers to a person well you've got a player  

uh a player ah a person bu bir kişiye atıfta bulunuyor pekala bir oyuncunuz var   bir

somebody that is like a football player that they  are a person that takes part in something yes  

futbolcu gibi olan biri  bir şeye katılan bir kişidir evet   bir maça

if you take part in a match a football  match a tennis match whatever that sport  

katılırsanız bir futbol  maçı bir tenis maçı o spor her neyse

is a cricket match you are a player a part  of a team one of the people who are playing  

kriket maç siz bir oyuncusunuz bir takımın parçasısınız oynayan insanlardan biri

somebody who plays is a player yes but also um if  you use that to describe a particular individual  

oynayan kişi oyuncudur evet ama aynı zamanda um bunu belirli bir bireyi tanımlamak için kullanırsanız

a player can be seen in a negative  way if you say oh he's a player  

bir oyuncu olumsuz şekilde görülebilir, eğer ey o diyorsanız bir oyuncu

it means somebody who in relationship terms  is somebody that doesn't stick to one person  

ilişki açısından tek bir kişiye bağlı kalmayan kişidir

they have relationships with lots of different  people and they don't usually tell the other  

birçok farklı  kişiyle ilişkileri vardır ve genellikle diğer   kişilere

people that they're involved with other people and  they're probably using those people in some way  

başka insanlarla ilişki içinde olduklarını söylemezler ve muhtemelen bu insanları bir şekilde

for money or some advantage yes they're a player  there's somebody and you can have that in their  

para veya bir avantaj için kullanmak evet onlar bir oyuncu devam et devam et

con they're p they're con then or con women yeah  quite often quite often you might you might find

go on carry on carry on where was i a young person  maybe a young man he's very attractive and he can  

neredeydim ben genç bir insan belki genç bir adam çok çekicidir ve

get lots and lots of girlfriends and he might have  three or four girlfriends and he goes from one to  

birçok    çok sayıda kız arkadaş edinebilir ve üç veya dört kız arkadaşı olabilir ve birinden diğerine gider

the other he and and used in a negative sense they  might describe that person as a player so he's not  

ve olumsuz anlamda kullanılır o kişiyi bir oyuncu olarak tanımlayabilirler, yani o

a person who you can trust in a relationship yes  that's it and they're probably after something  

bir ilişkide güvenebileceğiniz bir kişi olmayabilir, evet bu kadar ve muhtemelen

aft from all those people money it can be a man  or a woman you know it can work both ways i think  

tüm o insanlardan para peşinde olan bir şeyin peşindedirler, bu bir erkek veya bir kadın olabilir, her ikisinin de işe yarayacağını bilirsiniz bence

usually it's thought of as a man but it can  work both ways and that of course is exactly  

genellikle bir erkek olarak düşünülür ama  her iki şekilde de çalışabilir ve tabii ki tam olarak

what tomek meant when he used the word yes we  do have some play phrases i didn't yes exactly  

tomek kelimesini kullandığında bunu kastediyordu evet biz bazı oyun ifadelerimiz var ben yapmadım evet tam olarak

play date yes here we go steve right okay we  haven't quite finished yet here we go so we have  

randevu oyna evet işte başlıyoruz steve tamam tamam henüz tam olarak bitirmedik işte başlıyoruz bu yüzden

some phrases connected to play we've had one or  two already for example you might play with fire

oyunla bağlantılı bazı ifadelerimiz var elimizde bir veya iki tane var örneğin ateşle oynayabilirsiniz  riskli veya tehlikeli olabilecek bir

a person who is doing something that might be  risky or dangerous something that might cause  

şey yapan bir kişi

that person to be harmed or even killed a person  who might come to harm whilst doing something  

o kişinin zarar görmesine ve hatta bir şey yaparken zarar görebilecek birini öldürmesine neden olmak

we say that that person is playing with  fire they are doing something that might  

o kişinin ateşle oynadığını söylüyoruz, başlarını

get them into trouble or might cause  them actual harm perhaps maybe at work  

belaya sokabilecek veya gerçek zarar görmelerine neden olabilecek bir şey yapıyorlar belki belki işte   belki eğer

maybe if you are at work and your your boss has  a beautiful wife and you start to flirt and chat  

iştesiniz ve patronunuzun güzel bir karısı var ve patronunuzun eşiyle flört etmeye ve sohbet etmeye   başlıyorsunuz

to your boss's wife and then one of you one of  the other work colleagues might say be careful  

ve ardından biriniz diğer iş arkadaşlarınız dikkatli olun

you are playing with fire you are going to  get into trouble if you are caught you're  

ateşle oynuyorsunuz  başınız belaya girecek  diyebilir. yakalanırsanız işinizden kovulmanıza neden

in a dangerous situation that could get you  fired from your job but yes or that you can  

olabilecek tehlikeli bir durumdasınızdır, ancak evet veya bunu başka

use that in in many other in many other ways  you can you can be um joking with somebody  

birçok şekilde kullanabilirsiniz biriyle

about their appearance for example uh and you  might be making a joke about their appearance  

görünüşleri hakkında şaka yapıyor olabilirsiniz örneğin uh ve görünüşleri hakkında şaka yapıyor olabilirsiniz

but somebody else knows that that person is very  sensitive about that appearance and takes you to  

ancak başka biri o kişinin bu görünüm konusunda çok  hassas olduğunu bilir ve sizi

one side and says oh you know you're playing with  fire if you keep on joking about that appearance  

bir kenara çeker ve ah, bu görünüm hakkında şaka yapmaya devam ederseniz ateşle oynadığınızı biliyorsunuz   der.

they might get very angry with you yes yes similar  to skating on thin ice yes very similar you are  

sana çok kızıyorum evet evet ince buzda kaymaya benzer evet çok benzer  başını

doing something that might get you into trouble if  you keep doing it here's another one steve this is  

belaya sokabilecek bir şey yapıyorsun  eğer yapmaya devam edersen  işte bir tane daha steve bu

something for all those young lovers because  of course we have valentine's day coming up  

tüm o genç aşıklar için bir şey çünkü elbette sevgililer günümüz var yakında

in three weeks just before steve's birthday  we have valentine's day and maybe if you are  

steve'in doğum gününden hemen önce üç hafta içinde sevgililer günümüz var ve belki de

perhaps you are pursuing a girl or a boy  and you want them to become your partner  

bir kızın veya bir erkeğin peşinden koşuyorsunuz ve onların partneriniz olmasını istiyorsunuz

but maybe that person appears uninterested  they are playing hard to get right so to play  

ama belki o kişi ilgisiz görünüyor  doğru yapmak için çok oynuyor elde etmek için

hard to get play hard to get means you are  pretending to be uninterested in something  

sert oynamak elde etmek için sert oynamak bir şeye ilgisizmiş gibi davrandığınız anlamına gelir

normally another person if they are trying  to date you or take you out on a romantic  

normalde başka bir kişi sizinle çıkmaya veya sizi

date somewhere but you will i i don't think  so no no i'm not interested i don't know  

bir yerlerde romantik bir  randevuya çıkarmaya çalışıyorsa ama yapacaksınız sanmıyorum  o yüzden hayır hayır ben ilgilenmiyorum bilmiyorum

because you you you want that person to actually  date you but you are just playing hard to get  

çünkü sen sen o kişinin seninle gerçekten  çıkmasını istiyorsun ama sen sadece elde etmek için zoru oynuyorsun

because you want to find out what their real  intentions are yes if people play hard to get  

çünkü onların gerçek niyetlerinin ne olduğunu öğrenmek istiyorsun evet insanlar

in a relationship situation it's probably because  they don't just want a casual relationship yes  

bir ilişki durumunda elde etmek için zoru oynuyorsa bu muhtemelen çünkü sadece sıradan bir ilişki istemiyorlar evet

they want to find out whether  you really have feelings for them  

onlara karşı gerçekten bir şeyler hissedip hissetmediğinizi

or whether you just want to get them into bed  for example or sometimes they just like the chase  

veya örneğin onları sadece yatağa sokmak isteyip istemediğinizi öğrenmek istiyorlar  veya bazen sadece kovalamacayı seviyorlar

yes they just like to be pursued playing  hard to get so they will reject your advances  

evet sadece oyun oynarken takip edilmeyi seviyorlar elde etmesi zor, böylece tekliflerinizi reddederler

they may ignore your text messages or  your invites to go out for an evening  

metin mesajlarınızı veya bir akşam dışarı

to the cinema or to a restaurant but really they  are interesting really they are interested but  

sinemaya veya restorana çıkma davetlerinizi görmezden gelebilirler, ancak gerçekten ilginçtirler, gerçekten ilgilenirler, ancak

they're just pretending because they want to see  i want to see what that person is really like  

sadece rol yapmak isterler çünkü bakın o kişinin gerçekte nasıl biri olduğunu görmek istiyorum   benimle

are they really serious about a relationship  with me and to test them because obviously if  

bir ilişki konusunda gerçekten ciddiler mi ve onları test etmek için çünkü açıkçası

they gave up at the first rejection yes if uh  you were asking somebody out he said would you  

ilk reddedilmede pes ettilerse evet eğer birine çıkma teklif ediyor olsaydınız o dedi ki

want to go out for me and i'd like to take you out  from here if they say no on the first one and then  

çıkmak ister miydiniz? benim için ve ben ilkinde hayır derlerse seni buradan çıkarmak istiyorum ve sonra

you don't you know that they're trying to  test you so if you never ask them again  

seni test etmeye çalıştıklarını bilmiyorsun yani onlara bir daha sormazsan

they'll know that they weren't really serious  about having a relationship with you maybe they  

bilecekler ki seninle bir ilişki kurma konusunda gerçekten ciddi değildiler belki onlar

were just after one thing claudia maybe they  were after claudia claudia hello yes you can  

tek bir şeyin peşindeydiler claudia belki claudia claudia'nın peşindeydiler merhaba evet

you can tell someone not to play hard to get you  you want that person to be a little bit more open  

yapabilirsin   birine seni elde etmek için sert oynamamasını söyleyebilirsin o kişinin biraz daha fazla olmasını istiyorsun aç

and maybe to be a little bit more willing so  yes that's a good one as well here's one steve

ve belki biraz daha istekli olmak için evet bu da iyi bir tane işte bir tane steve

play the fool yes that's oh yeah go on  yes play the fool a person who pretends  

aptalı oyna evet bu ah evet devam et evet aptalı oyna aptal gibi davranan kişi

to be stupid or a person who pretends not to know  something you are playing the fool i don't know  

veya bir şey bilmiyormuş gibi davranan kişi aptalı oynuyorsun bilmiyorum   hayır ne olduğunu

no i don't know what happened and they said oh  come on don't play the fool don't pretend to be  

bilmiyorum ve dediler ki, hadi aptalı oynama

stupid or don't pretend not to know you you really  do know and of course you can just play the fool  

aptal gibi davranma veya seni tanımıyormuş gibi yapma gerçekten biliyorsun ve tabii ki sadece aptalı oynayabilirsin

by being silly by being a silly person yes you  can say that you play the fool you are acting in  

aptal biri olarak aptalı oynayabilirsin evet  aptalı oynadığını söyleyebilirsin

a childish way so there are two ways of using  this particular phrase that's right there are  

çocukça davranıyorsun  bu yüzden  bu özel ifadeyi kullanmanın iki yolu vardır ki doğru

subtle differences with these phrases like louis  uh louise 17th has said uh um about the word  

ile   ince farklar vardır louis uh louise 17th'in uh um kelimesi hakkında söylediği gibi   uh

uh when we use the word player there is a subtle  difference a womanizer a womanizer is like a man  

oyuncu kelimesini kullandığımızda ince bir fark vardır

who uses a woman sexually but a player is slightly  different it is slightly different it would be  

somebody who wasn't just after sex maybe they were  after something else yes it's they've got another  

sadece seksten sonra olmayan biri olabilir belki başka bir şeyin peşindeydi evet başka bir

motive um a hidden agenda a player it's usually  somebody who is after something from lots of  

nedenleri var um gizli bir gündem bir oyuncu genellikle birçok insandan bir şey peşinde olan biri

people and they're yes it could be just sex but  usually it's something else yes quite a lot yes

ve onlar evet bu sadece olabilir seks ama genellikle başka bir şeydir evet oldukça fazla evet

or just revenge even you know people people can  do some very strange things yes sometimes here's  

ya da sadece intikam, bilseniz bile insanlar bazı çok garip şeyler yapabilirler evet bazen işte

another one steve oh now this might be this is  one that sometimes happens when a husband or  

başka biri steve oh şimdi bu olabilir bu bazen bir koca veya

a wife she might run off with another man or  maybe she finds a boyfriend or a girlfriend  

karısı başka bir erkekle kaçtı ya da belki evliyken bir ilişkide bir erkek veya kız arkadaş buluyor

in a relationship whilst married they  might play around oh so they are not  

oynayabilirler oh yani

staying with their husband or wife they are  looking for a secret love they are looking  

karı kocalarıyla kalmıyorlar gizli bir aşk arıyorlar

for other people whilst in a relationship  they play around they like to play around yes  

birlikteyken başkalarını arıyorlar ilişki etrafında oynarlar oynamayı severler evet   sadakatsizlikle ilgisi

shall we find one that isn't anything to do with  infidelity here's another one you might play dead  

olmayan bir tane bulalım mı işte bir tane daha ölü taklidi yapabilirsin   ölü taklidi

play dead a person might play dead if they  pretend they lie very still they they don't  

bir kişi çok hareketsiz yatıyormuş gibi yaparsa ölü taklidi yapabilir

move they are pretending to be dead and there  are situations maybe if there is a mass shooting

hareket etmezler   ölü taklidi yapıyorlar ve bazı durumlar olabilir, eğer toplu bir şekilde vuruluyorsa,

people are being shot you might play dead  

insanlar vuruluyor, ölü taklidi yapabilirsiniz

so that yeah so that you survive so that you  survive ironically you play dead to survive  

yani evet, böylece hayatta kalabilmeniz için ironik bir şekilde, hayatta kalmak için ölü numarası yapıyorsunuz

tomic is accusing uh alessandra of playing hard to  get okay in a joke in a jokey way and alessandra  

tomic uh alessandra'yı sert oynamakla suçluyor şakacı bir şekilde bir şakada iyi olmak ve alessandra

has replied by saying no i really do have a  husband uh so there we go flirting going on on the  

hayır diyerek cevap verdi, gerçekten bir kocam var, yani canlı yayında flört etmeye gidiyoruz,

live stream well we have valentine's day coming  so i'm sure a lot of people will be thinking about  

pekala sevgililer günü yaklaşıyor bu yüzden eminim birçok insan

this thinking about looking for love finding  oh new love louis the 17th here's a good one  

bunu düşünüyor olacağım aşkı bulmayı aramayı düşüneceğim oh yeni aşk 17. louis işte iyi

play the have you got that one coming up mr duncan  play the field play the field i don't think i've  

got that one but that's a good one yes to play  the field is to explore all the possibilities  

bu iyi bir evet, sahada oynamak, tüm olasılıkları

or all the opportunities you are finding out all  of the things so you are not just trying one thing  

veya tüm fırsatları keşfetmektir, her şeyi keşfedersiniz, yani sadece tek bir şeyi denemiyorsunuz,

as it were you are playing the field you are  trying lots of things usually used to describe  

sanki sahada oynuyorsunuz, genellikle birçok şeyi deniyorsunuz

having lots of relationships yes it's  strange how all of these words seem to  

çok fazla ilişkiye sahip olmayı tanımlamak için kullanılır evet bu kelimelerin hepsinin aynı konuya yöneltiyor gibi görünmesi garip evet

direct towards the same subject yes  normally when you say a man or a woman  

normalde bir erkek veya bir kadın

is playing the field usually  used to describe a man's behavior

sahada oynuyor derken genellikle bir erkeğin davranışını tanımlamak için kullanılır

a bachelor man a man that's unmarried he's  going to play the field he's going to try  

bekar bir erkek evli olmayan bir erkek o sahada oynayacak,

a few relationships and then find out which one  is suitable for him and women can do the same  

birkaç ilişkiyi deneyecek ve sonra hangisinin kendisine uygun olduğunu öğrenecek ve kadınlar da aynı

thing play the field it's funny isn't it though  how all of these words and phrases all seem to  

şeyi yapabilir sahada oynamak komik değil mi ama yine de tüm bu kelimeler ve deyimler kulağa nasıl geliyor?

go down the same road towards the same subject the  field the word field in that respect is referring  

aynı yolda aynı konuya doğru ilerleyin saha bu açıdan saha kelimesinin kastettiği

to all the different men or women that are out  there the varieties the varieties that's it  

tüm farklı erkek veya kadınlara atıfta bulunur çeşitler o kadar çeşitler bu kadar

different varieties the feel like a football  field how many footballers are on a football  

farklı çeşitler bir futbol sahası gibi hissetmek bir sahada kaç futbolcu vardır futbol

field they're all slightly different  uh and you know play the field play the

sahası hepsi biraz farklıdır ve bilirsiniz sahada oynayın sahada oynayın bunun

thank you very much for that here's another one  dating around that's correct to play up play up  

için çok teşekkürler

now this is an interesting one again it can be  used in more than one way maybe something that  

yani belki

is annoying you maybe the children are making  a noise outside and they are annoying you they  

sizi rahatsız eden bir şey belki çocuklar dışarıda gürültü  yapıyor ve sizi rahatsız ediyorlar   oynuyorlar

are playing up they are being annoying they  are disturbing your peace they are playing up  

rahatsız ediyorlar huzurunuzu bozuyorlar oynuyorlar

i wish those children would stop playing up so to  play up means to be annoying to to be antagonized  

keşke o çocuklar oynamayı bırakıp oynasalar demek sinir bozucu olmak bir

by something something is playing you up it's  playing up also something that is not working  

şey tarafından kışkırtılmak   bir şey sizi harekete geçiriyor    düzgün çalışmayan bir şeyi de oynatıyor

properly so maybe a device maybe something that  isn't working properly your computer can play  

yani belki bir cihaz  düzgün çalışmayan bir şey  bilgisayarınız çalabilir

up yes it means it is not functioning properly  your computer is playing up it is not working  

evet bu, düzgün çalışmadığı anlamına gelir sizin bilgisayar çalışıyor

properly quite often mr steve's computer will  play up it means it is not functioning properly  

düzgün çalışmıyor   düzgün şekilde çalışmıyor oldukça sık Bay steve'in bilgisayarı  çalıyor düzgün çalışmıyor demektir   çalıyor bir

play out we are talking about something  how a story how a story will move the plot  

şeyden bahsediyoruz nasıl bir hikaye nasıl bir hikayenin olay örgüsünü nasıl hareket ettirecek   hikayenin olay örgüsünü

of the story how it will play out what will  eventually happen in a situation it will play out  

nasıl oynayacak sonunda olacak bir durumda gerçekleşecektir bir

you are watching something happen you are watching  the events unfold you could say yeah that's it you  

şeyin olmasını izliyorsunuz olayların gelişmesini izliyorsunuz evet bu kadar siz diyebilirsiniz

exactly mr duncan so you could have two people who  start a relationship and you might uh be observing  

Bay Duncan yani iki kişinin bir ilişkiye başlaması olabilir ve siz

that and talking to your friends about maybe  your two friends that you know have got together  

bunu gözlemliyor ve konuşuyor olabilirsiniz arkadaşlarınıza belki iki arkadaşınızın bir araya geldiği    hakkında

and you might say let's see how that plays out  so you're referring to let's see over a period  

of time what may happen uh you could but it  doesn't have to be relationships it could be  

ilişkiler olabilir

all sorts of things it could be something at work  anything might introduce a new system at work  

her türden şey olabilir iş yerindeki herhangi bir şey olabilir herhangi bir şey iş yerinde yeni bir sistem getirebilir

uh and you might say well we'll try it let's just  see how it plays out and then it you can make a  

uh ve diyebilirsiniz ki deneyeceğiz bakalım nasıl sonuçlanacak ve sonra siz bir

decision down the road let's say that in time  whether to stop that or do something different  

karar verebilirsiniz yol diyelim ki zamanla  bunu durdurmak veya farklı bir şey yapmak   bakalım ne

let's see what happens play out can also mean to  end something so if you are putting on a concert  

oluyor play out bir şeyi bitirmek anlamına da gelebilir, bu nedenle bir konser veriyorsanız

maybe your final song is called a play out or  you play out with something so something that  

belki son şarkınıza play out denir veya  bir şeyle çalarsınız yani

you use to show the end of something the play out  music the play out song the play out can also mean  

bir şeyin sonunu göstermek için kullandığınız bir şey play out müziği play out şarkısı play out aynı zamanda bitiş anlamına da gelebilir.

the ending something you do to to show that the  ending is here your last song is the play out  

yes you play out with it at the end of mr duncan's  live stream he will play out you will end with a  

Bay Duncan'ın canlı akışının sonunda o çalacak, bir

piece of music yes quite often familiar piece of  music so we have we have about three more i think  

müzikle bitireceksiniz evet genellikle oldukça tanıdık bir müzik parçası bu yüzden elimizde yaklaşık üç tane daha var sanırım

play cat and mouse so maybe you are pursuing a  person or maybe you are in some sort of chase  

kedi fare oynayın, yani belki bir kişinin peşindesiniz veya belki bir tür kovalamaca içindesiniz

to play cat and mouse means one person is being  pursued or chased and another person is doing  

kedi fare oynamak, bir kişinin takip edildiği veya kovalandığı ve başka birinin

the chasing so to play cat and mouse means  you are following someone maybe that person  

kovalamaca yaptığı anlamına gelir   kedi fare oynamak birini takip ettiğiniz anlamına gelir belki o kişi

the person you are following  might keep hiding somewhere  

takip ettiğiniz kişi saklanmaya devam edebilir bir yere

and then they will move to another place and you  have to keep following them you are playing cat  

ve sonra başka bir yere taşınacaklar ve onları takip etmeye devam etmelisiniz kedi

and mouse i like that one that's a good one to be  like tom and jerry yes the cartoons very violent  

fare oynuyorsunuz bunu sevdim bu tom ve jerry gibi olmak için iyi bir şey evet çizgi filmler çok şiddetli

you play cat and mouse something steve uh yes  uh play truant ah thank you uh zaff firagat  

kedi fare oynuyorsunuz steve uh evet uh okuldan kaçma ah teşekkür ederim uh zaff firagat

yes sorry if i've pronounced your name incorrectly  although i'm doing very well today play truant or  

evet adınızı yanlış telaffuz ettiysem özür dilerim bugün çok iyi gidiyor olmama rağmen okuldan kaçma veya   Amerika

play hooky as they say in the united  states you play hooky it means you are  

Birleşik Devletleri'nde söylendiği gibi kaçıklık oynamanız,

staying away from something that you should  be attending usually it refers to school yes

bir şeyden uzak durduğunuz anlamına gelir gitmen gerektiğini genellikle okula atıfta bulunur evet okuldan

you are playing hooky truant you are  you are should be there but you're not  

kaçmayı oynuyorsun orada olmalısın ama

usually referring to not going to school good  one um maybe your parents don't know about it  

genellikle okula gitmemekten söz etmiyorsun iyi  um belki ailen bundan haberdar değildir

we also have uh from zika what about fair  play yes fair play to treat people or to be  

bizde de var uh zika'dan peki ya fair play yes fair play insanlara davranmak veya

reasonable and treat another person or to be in  a situation where you're treating people equally  

makul ve başka bir kişiye davranmak veya insanlara eşit davrandığınız bir durumda olmak

fair play so when we talk about fair play it means  the rules must be observed equally for everybody  

fair play yani adil oyun hakkında konuştuğumuzda bu, kurallara uyulması gerektiği anlamına gelir herkes için eşit

so everyone is treated equally you  have fair play everything is equal  

yani herkese eşit davranılır adil oyuna sahipsiniz her şey eşittir

and it's india's national day 26th yeah i knew  that congratulations for that the 26th and uh  

ve bugün Hindistan'ın 26. ulusal günü evet biliyordum  bunun için tebrikler 26. ve uh

yeah we've got a lot of people and amit as well  and many people watching today yes are going to be  

evet birçok insanımız ve amitimiz var ve bugün izleyen birçok insan var evet

celebrating their independence this week nitram  while the cat is away the mice will play yes  

bu hafta bağımsızlıklarını kutlayacaklar nitram kedi yokken fareler oynayacak evet

again this can refer to a relationship  got it steve so maybe the wife is at home  

yine bu bir ilişkiye işaret edebilir  anladı steve yani belki karısı evdedir

and the husband has gone away so she thinks um  i'm going to go to my neighbor he's very handsome  

ve kocası gitti, bu yüzden um ben' komşuma gideceğim o çok yakışıklı

i'm going to chat to the neighbor and see see  what's happening there or yes or if you're at work  

komşuyla sohbet edeceğim ve orada neler olup bittiğine bakacağım veya evet veya işteyseniz

and the boss is on holiday now you might say  everybody in the office might say you know  

ve patron şimdi tatilde diyebilirsiniz ofisteki herkes diyebilir bilirsiniz

they might start doing things that they wouldn't  do if the boss was there taking a longer lunch  

patron orada daha uzun bir öğle yemeği yiyorsa yapmayacakları şeyleri yapmaya başlayabilirler

uh you know texting on their phone or something  and then somebody might remark well you know  

uh bilirsiniz onların telefonlarına mesaj yazarsınız veya başka bir şey ve sonra birisi iyi diyebilir ki

while the cat's away the mice will play the cat  referring to the boss the mice being all the  

kedi uzaktayken fareler kediyi oynayacak patrona fareler

other employees yes but yeah in a relationship  while the cat's away the mouse will play that's  

diğer tüm çalışanlardır evet ama evet bir ilişkide kedi yokken fare oynar bu

a good one yes that's a good one i like that  one here we go steve we've got a couple of more  

iyi bir evet bu iyi bunu beğendim işte başlıyoruz steve elimizde birkaç tane daha var

from bihar as well that's two people from bihar  we've had on today yes i think we do have a lot  

bihar da bihar'dan iki kişi bugün birlikteydik evet bence

of people watching in that part of the world to be  honest meet up and send us the photos like we had  

dünyanın o bölgesinde izleyen çok kişi var dürüst olmak gerekirse buluşup bize dört sevimli kızımızdan aldığımız gibi fotoğraflar gönderin

from our four lovely girls yes in argentina yes  send anything yes send a photo send even if you  

evet arjantin'de evet herhangi bir şey gönderin evet bir fotoğraf gönderin   sadece

just want to write to me and say hello mr duncan  send a photograph send a picture of your dog  

bana yazmak ve merhaba demek istiyorsanız bile gönderin Bay Duncan bir fotoğraf gönderin köpeğinizin

or your favorite animal or maybe send a picture  of maybe a place you've been on holiday anything  

veya en sevdiğiniz hayvanın bir resmini gönderin veya belki de gittiğiniz bir yerin  bir resmini gönderin tatilde

anything interesting i can show it here on  the live chat no problem angela van der zanden  

herhangi ilginç bir şey burada canlı sohbette gösterebilirim sorun değil angela van der zanden

is from holland well uh how far are you from  tomic i wonder uh and i think i pronounced that  

hollanda'dan uh tomic'ten ne kadar uzaktasınız merak ediyorum uh ve sanırım bunu   doğru telaffuz ettim

correctly as well or is it angular it could  be angela or angular yes because there is  

veya köşeli mi olabilir angela veya açısal evet çünkü var   bence

i think it's the pronunciation isn't it  is it isn't that isn't that german though  

telaffuz bu değil mi bu o kadar da almanca değil mi   evet öyle ama evet

yes it is but it you know it could be yes yes  it could be angela or angela yes please tell us  

olabilir evet angela veya angela olabilir evet lütfen bize söyleyin

angela yes she's going isn't she soon angela  merkel she's gone how's she gone she's gone  

angela evet gidiyor yakında değil mi angela merkel gitti nasıl gitti gitti

she waved goodbye a few weeks ago she looked quite  pleased about it as well she looked really pleased  

birkaç hafta önce veda etti bundan oldukça  memnun görünüyordu ve gerçekten memnun görünüyordu

just thank god for that i somebody else can can  deal with all this crap oh sorry i mean rubbish  

sadece tanrıya şükürler olsun ki ben başkası her şeyle başa çıkabilir  bu saçmalık ah pardon saçmalık demek istiyorum

play down something if you play down something it  means you are making something seem less serious  

bir şeyi hafife alırsanız, bir şeyi olduğundan daha az ciddi hale getiriyorsunuz demektir   bir şeyi hafife

than it really is you play down something so you  are you are making out you are you are pretending  

alıyorsunuz yani sevişiyorsunuz

that something is not as bad as it actually  is you you play it down play it down or what  

bir şeyin o kadar da kötü olmadığını iddia ediyorsunuz aslında sen olduğun için onu hafife alırsın onu hafife alırsın ya da neyi

you can play down something say you're very  good at something very talented at something  

hafife alabilirsin bir şeyde çok iyi olduğunu söylersin bir şeyde çok yetenekli olduğunu söylersin

uh but when people ask you you go oh yes i'm  quite you know i'm quite good i'm okay i'm okay  

ama insanlar senden gitmeni istediğinde oh evet ben oldukça biliyorsun ben oldukça iyiyim ben iyiyim

and then somebody else might say oh no he they're  brilliant at it they're absolutely brilliant  

ve sonra bir başkası oh hayır o bunda harikalar kesinlikle harika   hafife

they're playing it down that is false modesty  false modesty or just being modest yes you know  

alıyorlar bu sahte tevazu sahte tevazu veya sadece mütevazilik evet bilirsiniz

you play down your achievements you don't you know  say you've done lots of great things in your life  

siz başarılarınızı küçümseyin bilmiyor musunuz hayatınızda pek çok harika şey yaptığınızı söyleyin

and but you don't want to show off about it  you play it down you just you know because  

ve bununla övünmek istemiyorsunuz  önemsemezsiniz sadece bilirsiniz çünkü

you don't want to appear to be showing off to  people and we have one more steve one more one  

görünmek istemezsiniz insanlara gösteriş yapmak için ve bir steve daha sahibiz, bir tane

more and then we're going because it's already  three minutes past four o'clock play for time  

daha ve sonra gidiyoruz çünkü saat dördü üç geçiyor zaman için oyna   bence

i think this is quite a good  one if you if you play for time  

bu oldukça iyi eğer zaman için oynarsan

it means you are trying to delay something or  trying to extend something longer you need to play  

bu, bir şeyi ertelemeye çalıştığınız veya bir şeyi daha uzun süre uzatmaya çalıştığınız anlamına gelir   bir

for time you need to get something to last longer  or to continue longer you are playing for ta or of  

şeyin daha uzun süre dayanması için   süre için oynamanız gerekir veya daha uzun süre devam etmek için oynuyorsunuz veya

course you are trying to hold something up you  are stopping something from happening yes which  

tabii ki bir şeyi durdurmaya çalışıyorsunuz durduruyorsunuz olan bir şey evet ki

uh yes if there is a yes you could be doing that  deliberately to to gain an advantage to yourself  

uh evet eğer bir evet varsa bunu kendinize avantaj elde etmek için kasten yapıyor olabilirsiniz

uh in some way i'm trying to  think of an example for that  

uh bir şekilde bunun için bir örnek düşünmeye çalışıyorum

playing for time yes so maybe you've got to do  something by a certain time you've got a deadline  

zaman kazanmak için oynuyor evet bu yüzden belki sizde vardır bir şeyi belirli bir zamana kadar yapmak için bir son teslim tarihiniz vardır

but you're you know you're not going to to make it  in time so you you maybe do things uh to try and  

ancak zamanında yetişemeyeceğinizi bilirsiniz, bu nedenle belki denemek ve

prevent that time that's coming from from actually  and i'm not explaining that very well mr duncan no  

o zamandan gelen zamanı engellemek için bir şeyler yaparsınız ve ben Bunu pek iyi açıklayamıyorum Bay Duncan

uh you but yes you're you're trying to extend the  amount of time you've got to do something beyond  

hayır siz ama evet bir şeyi yapmanız gereken süreyi,

where it should should have stopped so for example  you might have a deadline at work to get a project  

bitmesi gereken yerin ötesine uzatmaya çalışıyorsunuz, bu nedenle örneğin bir son teslim tarihiniz olabilir. bir projeyi

finished by a certain time or a certain date but  you you you're not going to get it finished in  

belirli bir zamanda veya belirli bir tarihte bitirmek için çalışırsınız, ancak  siz onu   zamanında bitiremeyeceksiniz, bu yüzden

time so you go to your boss and you say oh can  i have another two days to get that project done  

patronunuza gidersiniz ve o projeyi bitirmek için iki günüm daha olabilir mi dersiniz

they might say yes at first but then you might  go back and say well i need another day yes and  

onlar ilk başta evet diyebilirsiniz ama sonra geri dönebilir ve başka bir güne ihtiyacım var diyebilirsiniz ve

then the boss says oh look stop playing for time  i i need that done you're trying to trying to  

sonra patron oh bak bir süre oynamayı bırak  i bunun yapılmasına ihtiyacım var

extend the amount of time you've got to do  something yes so you're trying to make a deadline  

sahip olduğunuz süreyi uzatmaya çalışıyorsunuz der bir şey yapmak için evet yani bir teslim

last a little bit longer maybe you  are you are about to be executed  

tarihini biraz daha uzun tutmaya çalışıyorsunuz belki

by a firing squad yes and you you know that  someone in a moment is going to come and save you  

bir idam mangası tarafından idam edilmek üzeresiniz evet ve bilirsiniz ki birazdan biri gelip sizi kurtaracak

from the firing squad so you will try to extend  that period of time before they shoot you you  

idam mangası yani onlar sizi vurmadan önce bu süreyi uzatmaya çalışacaksınız süre için oynuyorsunuz

play for time you are trying to make they that the  time continue a little longer because that person  

süreyi biraz daha uzatmaya çalışıyorsunuz çünkü o kişi gelip

is going to come and save you from the firing  squad you try to delay the thing you play for time  

sizi idam mangasından kurtaracak oynadığınız şeyi bir süreliğine erteleyin

talking of which we we are almost out of time mr  steve can you believe it it's gone first time yeah  

konuşurken neredeyse zamanımız tükeniyor bay steve inanabiliyor musunuz ilk seferde gitti evet

everyone says it always goes too fast it always  goes too fast why why does it always go so fast  

herkes hep çok hızlı gidiyor diyor hep  hep çok hızlı neden neden hep bu kadar hızlı gidiyor

there's all sorts of things going  on in the live chat i think yes  

hepsi bu canlı sohbette bazı şeyler oluyor bence evet   aynı ülkedeki

we've got people trying to connect in  different countries in the same country  

farklı ülkelerde   bağlantı kurmaya çalışan ve aynı ülkede,

that are online in the same country that  is in india now we've got it in uh in um  

yani Hindistan'da çevrimiçi olan insanlar var, şu anda bunu elde ettik uh in um

i want to say holland but i don't want to use  that phrase uh netherlands uh so yes we've got  

istiyorum hollanda demek istiyorum ama bu tabiri kullanmak istemiyorum uh hollanda uh yani evet bizde

all sorts of things going on there well that  is what the internet is all about the internet  

orada pek çok şey oluyor yani internetin amacı internettir

is all about connecting well i think i think  angela should meet up with tomic and then tell  

tamamen iyi bağlantı kurmakla ilgilidir bence angela tomic ile buluşmalı ve sonra

us what he's like we want to know because he's a  bit of a mystery bit of a bit of mystery figure  

bize onun nasıl biri olduğunu söylemeli, bilmek istiyoruz çünkü o biraz gizemli biraz gizemli bir figür

thank you v tess that's very good v tess vitas  has been very clever there he's using our names  

teşekkürler v tess bu çok iyi

as single names because i used to do that do you  remember the the early days i used to pronounce  

tek isimler çünkü bunu eskiden yapardım hatırlıyor musunuz,

or spell my name as one word mr duncan was just  one word however these days i i normally do it  

adımı tek kelime olarak telaffuz ettiğim   veya hecelediğim ilk günler Bay Duncan sadece bir kelimeydi ancak bu günlerde normalde

differently but i don't know why i might go back  to that i used to like spelling my name is one  

farklı yapıyorum   ama neden gidebileceğimi bilmiyorum buna geri dönersem, adımı tek bir

complete name mr duncan but vitas has spent  spelt the names as one word yes so mr steve  

tam ad olarak hecelemeyi severdim Bay Duncan ama Vitas adları tek kelime olarak heceledi evet yani Bay Steve

and mr duncan that's us by the way live from  england every sunday from 2 p.m uk time you  

ve Bay Duncan bu biziz bu arada İngiltere'den canlı her pazar saat 14:00'ten itibaren uk saatinden

can see now it's getting dark outside the  darkness is starting to fall you can see  

yapabilirsiniz bak şimdi hava kararıyor dışarısı karanlık çökmeye başlıyor görüyorsun

the daylight is fading and of course you are live  on wednesday yes twice because on wednesday it is  

gün ışığı sönüyor ve tabii ki çarşamba günü canlı yayındasın evet iki kez çünkü çarşamba günü sokağa

the end of lockdown at the end of everything  the masks can be thrown away we can all hug  

çıkma yasağının sonu her şeyin sonunda maskeler atılabilir biz hepiniz kucaklaşıp

and kiss you can run up to anyone in the street  and give them a big hug and a kiss on the lips  

öpebilirsiniz sokaktaki herhangi birine koşup onlara kocaman bir kucaklama ve dudaklarından öpücük verebilirsiniz

of course you might be arrested as well so that  that continues as normal but yes so as a way of  

tabii ki siz de tutuklanabilirsiniz ki bu  normal şekilde devam etsin ama evet yani bir

celebrating or commemorating that day i'm going  to be on twice i'm doing a live stream 2 p.m uk  

kutlama veya anma yöntemi olarak o gün iki kez yayında olacağım çarşamba günü saat 14.00'te canlı yayın yapacağım

time on wednesday and then a special one at 10 p.m  and hopefully this guy this person will be joining  

ve ardından saat 22.00'de özel bir yayın yapacağım ve umarım bu adam bu kişi

us as well i know it's very late for you steve it  will be late so we will see what happens so that's  

de bize katılacaktır sizin için çok geç olduğunu biliyorum steve geç olacak o yüzden ne olacağını göreceğiz bu yüzden

it twice on wednesday i hope you have a good time  that's it that's exciting twice on a wednesday yes  

çarşamba günü iki kez bu kadar umarım iyi vakit geçirirsiniz çarşamba günü iki kez heyecan verici olan bu evet

it's been a long time since i've done it twice  in one day it's been a long time since i've done  

uzun zaman oldu bir günde iki kez yapmayalı

anything twice in one day to be honest okay mr  duncan i think we're done aren't we we are done  

dürüst olmak gerekirse bir şeyi bir günde iki kez yapmayalı uzun zaman oldu tamam bay duncan bence bitirdik

that's it we are done we are finished we have  no more time left to play with oh very good  

değil mi bitirmedik çok iyi

um so i'm going to say my goodbyes to our  wonderful viewers and also to our new viewers  

um bu yüzden harika izleyicilerimize ve ayrıca

that have been watching today and have revealed  themselves and contributed to the live chat  

bugün izleyen ve canlı sohbete katkıda bulunan   kendilerini gösteren   yeni izleyicilerimize veda edeceğim

and we continue to progress along our we we  mustn't play for time on this one mr duncan  

ve biz  oynamamalıyız  yolunda ilerlemeye devam ediyoruz bu seferlik bay duncan

our eventual meet-ups yes i'm getting very  excited about this all i can say now is it's  

nihai buluşmalarımız evet bu konuda çok  heyecanlanıyorum şimdi tek söyleyebileceğim

going to happen yes it is going to happen we  are going to have a meet-up i don't know when  

gerçekleşeceği  evet olacağı bir buluşma yapacağız ben yapmıyorum ne zaman olacağını biliyorum

but it's going to happen at some point in the  future thank you mr steve for your music please  

ama gelecekte bir noktada olacak müziğiniz için teşekkürler bay steve lütfen

subscribe yes yep i actually that's the trouble  that i keep getting distracted by the live chat  

abone olun evet evet aslında sorun canlı sohbetin dikkatimi dağıtmasına neden oluyor

see you in a minute mr duncan for a  cup of tea i will have an episode of um

bir dakika içinde görüşürüz bay duncan bir fincan çay için colombo adlı um dizisinin bir bölümü olacak

series called colombo see my brain's going  i'm getting tired now bye everyone and see you  

bakın beynim gidiyor şimdi yoruluyorum hoşçakalın ve görüşürüz

maybe wednesday if not next sunday yes talking  of playing here i am playing in the local park

gelecek pazar değilse belki çarşamba evet burada oynamaktan bahsediyorum yerel parkta

i'm a big boy now i certainly am  

oynuyorum şimdi koca bir çocuğum kesinlikle

it's almost time to go

öyleyim   neredeyse gitme zamanı geldi sana

it's almost time to say goodbye and  wave farewell to you don't forget i  

elveda deme ve el sallama zamanı geldi unutma

am back with you on wednesday from 2pm  uk time a special live stream and also  

çarşamba saat 14:00 İngiltere saatiyle özel bir canlı yayında yeniden sizlerleyim ve ayrıca

next wednesday or should i say this wednesday  10 p.m uk time and hopefully i can persuade  

önümüzdeki çarşamba mı yoksa bu çarşamba mı demeliydim 22:00 uk zamanı ve umarım

mr steve to join us as well i really hope so  thank you very much for your company today i  

Bay Steve'i de bize katılmaya ikna edebilirim, gerçekten umarım bugün bize eşlik ettiğiniz için çok teşekkür ederim,

hope you've enjoyed it we are going  to spend a little time on the beach  

umarım beğenmişsinizdir, size veda ederken sahilde biraz zaman geçireceğiz   bugün

as i say goodbye to you thanks for your  company today i hope you've enjoyed it  

şirketiniz için teşekkürler umarım beğenmişsinizdir

thank you very much for your company  over the past two hours it has been fun  

şirketiniz için çok teşekkür ederim son iki saattir

as usual and a special thank you to all those who  have joined today for the first time i hope to see  

her zamanki gibi eğlenceliydi ve bugün  ilk kez katılan herkese özel bir teşekkür görmeyi umuyorum

you again very soon thanks for your company don't  forget i am back with you wednesday 2 p.m uk time  

tekrar çok yakında şirketiniz için teşekkürler unutmayın, sizinle birlikteyim çarşamba 14:00 uk saat

10 pm uk time and of course next sunday  we will be back doing this all over again  

22:00 uk saat ve tabii ki gelecek pazar bunu tekrar yapacağız

as well thank you very much take care stay  happy stay safe keep that smile upon your face  

ayrıca teşekkür ederim kendinize iyi bakın mutlu kalın  güvende kalın insan ırkı arasında yürürken yüzünüzde o gülümsemeyi eksik etmeyin

as you walk amongst the human race and of  course you know what's coming next yes you do

ve tabii ki sırada ne olduğunu biliyorsunuz evet

ta ta for now

şimdilik ta ta yapacaksınız