LIVE English Lesson - 1st OCT 2017 - Learning English - grammar - childhood - abbreviations

autumn is approaching time to roll down your sleeves the first evening chill

sonbahar yaklaşıyor kolları sıvamak için zaman geliyor ilk akşam serinliği

arrives with the falling of the leaves red and gold become to us the colour

geliyor yaprakların düşmesiyle kırmızı ve altın sarısı bizim için

of change and decay for as the seasons are concerned this has always been the

değişimin ve çürümenin rengi oluyor çünkü mevsimler söz konusu olduğunda

way these changes have and always will decide how things must be autumn's fall

bu değişimler hep böyle olmuştur ve olmaya da devam edecektir. İşlerin nasıl olması gerektiğine sonbaharın sonbaharı

and the winter's chill will choose the fates of you and me

ve kışın soğuğu ikimizin de kaderini seçecek

You know the world of English is a fun and exciting place to be I'm so glad you

could join me for another lesson

hmm are we on are we on are we streaming live to the world I think so hi

dünyaya canlı yayın yapıyoruz sanırım bu yüzden merhaba

everybody how are you today are you okay I hope so are you happy

millet bugün nasılsınız iyi misiniz umarım çok mutlusunuzdur

I hope so welcome everyone it is Sunday once again these weeks really do but go

umarım herkese hoşgeldiniz bugün yine pazar bu haftalar gerçekten öyle ama

by very quickly don't you think and of course it is a brand new month let's

çok çabuk geçiyor değil mi Düşünün ve tabi ki yepyeni bir ay Ekim ayına

start off by saying a big hello to October October has arrived I always get

kocaman bir merhaba diyerek başlayalım Ekim geldi

very excited when a new month arrives because it means that mr. Steve will

Yeni bir ay geldiğinde hep çok heyecanlanırım çünkü bu demek oluyor ki Sn. Steve

change his underwear and here is September's underwear this is actually

iç çamaşırını değiştirecek ve bu da Eylül'ün iç çamaşırı, bu aslında

mr. Steve's underwear from September can you see it

Mr. Steve'in Eylül'den kalma iç çamaşırı, görebiliyor musunuz, bakın

look at that it's disgusting look look at all of the holes so these are mr.

şuna bakın, iğrenç bir görünüme bakın, tüm deliklere bakın, bunlar bay.

Steve's pants for September so thank goodness he's actually changed his

Steve'in eylül ayı pantolonu, çok şükür iç çamaşırını değiştirmiş,

underwear so that's one of the reasons one of the reasons why I get very

excited when a new month arrives so here we go it's mr. Duncan that's me and I

yeni bir ay geldiğinde çok heyecanlanmamın nedenlerinden biri de bu, işte başlıyoruz bay. Duncan bu benim ve

teach English on YouTube I am YouTube's best kept secret it's

YouTube'da İngilizce öğretiyorum YouTube'un en iyi saklanan sırrıyım bu

true virtually no one knows who I am on YouTube anymore thanks to the wonderful

doğru harika algoritmalar sayesinde artık neredeyse hiç kimse YouTube'da kim olduğumu bilmiyor

algorithms can I say a big thank you to youtube and the algorithms for for

YouTube'a ve

managing to keep me a complete secret on YouTube so thank you very much for that

beni tutmayı başaran algoritmalara çok teşekkür edebilir miyim YouTube'da tam bir sır, bunun için çok teşekkür ederim

I I'm so happy that that is actually happening so here we go it is Sunday the

Bunun gerçekten olduğu için çok mutluyum ve işte başlıyoruz

1st of October a brand-new month and of course this month is very special for me

1 Ekim Pazar yepyeni bir ay ve tabii ki bu ay benim için çok özel

because I will be celebrating another anniversary another year on YouTube it

çünkü YouTube'da bir yıl daha yeni bir yıl dönümünü kutlayacağım

will be can you believe it it will be 11 years since I started

inanabiliyor musunuz

teaching English on YouTube so at the end of this month on the 31st of October

YouTube'da İngilizce öğretmeye başlayalı 11 yıl olacak yani bu ayın sonunda 31 Ekim

2017 I will celebrate my 11th year it's true I'm not joking I have been here on

2017'de 11. yılımı kutlayacağım bu doğru Şaka yapmıyorum,

YouTube teaching English for nearly 11 years some of you have been asking about

yaklaşık 11 yıldır burada YouTube'da İngilizce öğretiyorum, bazılarınız

the neighbors because I have some new neighbors now living next door we are

komşuları soruyor çünkü şimdi yan evde oturan yeni komşularım var,

getting along very well we've only had one fight so far we had a little bit of

çok iyi anlaşıyoruz, sadece bir kavga ettik, bu yüzden

a fight the other night because something trivial so were there we were

geçen gece biraz kavga ettik çünkü önemsiz bir şey yani orada

on the grass punching and kicking it was all over very quickly but we've only had

çimlerin üzerinde yumruk ve tekme atıyorduk her şey çok çabuk bitti ama

one fight so far so there we go my new neighbors are settling in very

şimdiye kadar sadece bir kavga ettik, işte başlıyoruz yeni komşularım çok

well I was just joking by the way that was the joke there will be lots of jokes

iyi yerleştim sadece şaka yapıyordum bu arada şaka buydu bugün şovda bir sürü şaka olacak

today on the show because that's the kind of show it is you see lots of

çünkü bu şovun türü bu

people are here on the live chat we can't forget the live chatters because

canlı sohbette birçok insanın burada olduğunu unutamayız canlı sohbetçiler çünkü

you are the reason why I am here today yes that's the reason why I do this I

bugün burada olmamın sebebi sensin evet bunu yapmamın sebebi bu

don't do this for me I do this for you so here we go the live chat is up in

bunu benim için yapmıyorum bunu senin için yapıyorum o yüzden işte başlıyoruz canlı sohbet

running shiron is here hello shoo-in thank you for joining me

devam ediyor shiron burada merhaba shoo- ayrıca bana katıldığınız için teşekkür ederim

also Julie hadeel Andrew Patricia Patricia is watching in France hello to

Julie hadeel Andrew Patricia Patricia Fransa'da izliyor

you and hello to Patricia and everyone watching in gay Paris

Size merhaba ve Patricia'ya merhaba ve eşcinsel Paris'te

and of course France Abril hello to a brill

ve tabii ki Fransa'da izleyen herkese merhaba Abril Bir brill'e merhaba

Kien is here wow so many people already on the live chat a tiller is here hello

Kien burada vay canına şimdiden birçok insan canlı sohbette yeke burada merhaba yeke

a tiller nice to see you here hi mr. Duncan how are you I'm great today

sizi burada görmek güzel merhaba bayım. Duncan nasılsın bugün harikayım

although this morning I was in a bit of a hurry

ama bu sabah biraz acelem olmasına rağmen

very disorganized today chaos here today I will talk a little bit more about that

bugün çok düzensizdim bugün burada kaos bunun hakkında daha sonra biraz daha konuşacağım

later on but let's just say here it's been a little bit chaotic so I might

ama burada biraz kaotik diyelim o yüzden ben bununla

reveal a little bit more about that later on we'll see what happens

ilgili biraz daha bilgi verebilir daha sonra ne olacağını göreceğiz

had deal hello howdy ill thanks for joining me

anlaşma vardı merhaba merhaba hasta bana katıldığınız için teşekkürler

I'm Ann Tom Mohammed s ER I hope you are well I am very well thank you very much

ben Ann Tom Mohammed acil servis umarım iyisinizdir ben çok iyiyim

for asking Olga is here hello Olga how are you today I hope you are feeling

Olga'ya sorduğunuz için çok teşekkür ederim merhaba Olga bugün nasılsın umarım

well some news today from Saudi Arabia apparently women are going to be allowed

bugün iyi hissediyorsundur Suudi Arabistan'dan bazı haberler var görünüşe göre kadınların

to drive cars on the road so that's something

yolda araba kullanmasına izin verilecek yani bu bir şey

I'm sure it'll be okay thank you very much for your lovely emails I received

tamam olacak eminim çok teşekkür ederim ilgin için güzel e-postalar

some lovely emails last week concerning my little contest to draw a picture of

Geçen hafta Bay'ın resmini çizmek için yaptığım küçük yarışmayla ilgili bazı güzel e-postalar aldım

mr. Steve and myself thank you very much to Eugene who sent this amazing picture

. Steve ve ben,

of mr. Steve there he is on the right and also me on the left

Mr. Steve sağda o ve solda ben de

thank you very much Eugene and I do apologize for not having time last week

çok teşekkür ederim Eugene ve geçen hafta

to show your picture that is an amazing drawing thank you so much and also we

harika bir çizim olan resmini göstermeye vaktim olmadığı için özür dilerim çok teşekkür ederim ve ayrıca

had a drawing sent in I think this comes from Russia I love this picture so much

gönderilmiş bir çizimimiz vardı. sanırım bu rusya'dan geliyor bu resmi çok seviyorum

I don't know why would carve skaia red coffe skaia thank you very much for

neden skaia red coffe skaia oyayım bilmiyorum geçen hafta gönderdiğiniz bu çizim için çok teşekkür ederim

this this drawing that you sent last week and I think you've captured mr.

ve sanırım mr.

Steve very well there you've really captured the character of mr. Steve and

Steve çok iyi orada Bay karakterini gerçekten yakalamışsınız. Steve ve

also myself as well so thanks a lot for that last week I mentioned that the

ayrıca ben de bunun için çok teşekkürler geçen hafta

house at the moment is being attacked attacked by insects would you like to

evin şu anda böcekler tarafından saldırıya uğradığından bahsetmiştim

have a look at the insect in question there are thousands and thousands of

söz konusu böceğe bir göz atmak ister misiniz bunlardan binlerce ve binlercesi

these flying around at the moment it is a lady bird and there is one that I

etrafta uçuşuyor an o bir hanım kuşu ve

filmed in the house this week a little lady bird walking up the window and

bu hafta evde filme aldığım bir tane var, küçük bir hanım kuşu pencereden yukarı yürüyor ve

there it is beautiful creature and of course they can't fly isn't that lovely

işte orada güzel bir yaratık ve tabii ki uçamıyorlar, o kadar sevimli değil mi

a little lady bird amazing creatures it's not very often that you get to see

küçük hanım kuşu harika yaratıklar

a lady bird close-up so even I am fascinated by this piece of video

bir uğur böceğini yakından görmeniz pek sık rastlanan bir durum değil bu yüzden ben bile bu video

footage oh look he's having a little clean can you see the Lady Bird it's

görüntüsünden büyülendim oh bakın biraz temizlik yapıyor uğur böceğini görebiliyor musunuz

cleaning its antennas how lovely and of course you must know by

antenlerini temizliyor ne kadar güzel ve tabii ki Hayvanlara bayıldığımı artık bilmelisiniz,

now that I am absolutely crazy about animals I love animals so much so there

hayvanları o kadar çok seviyorum ki

it was this week one of many many lady birds that are attacking my house at the

bu hafta evime saldıran pek çok hanım kuştan biri vardı bu

moment quite a few we had a drama this week by

the way a big drama last Sunday in fact it was last Sunday after last week's

arada bu hafta bir dizimiz vardı. geçen Pazar günü büyük dram aslında geçen Pazar günüydü, geçen haftaki

live stream all of the water supply in this area went off it was cut off so all

canlı yayından sonra bu bölgedeki tüm sular kesildi, bu yüzden

of the water in the area in which I live was actually cut off it stopped so there

yaşadığım bölgedeki tüm sular kesildi, bu yüzden

was a slight emergency in this area in fact it was so so serious there were

oradaydı. bu bölgede hafif bir acil durum aslında o kadar ciddiydi ki

large lorries driving around full of water and they were actually pumping

etrafta su dolu büyük kamyonlar geziyordu ve hepimizin su olduğundan

water into the pipes to make sure that we all had water and and in some cases

emin olmak için borulara su pompalıyorlardı ve bazı durumlarda

they were actually giving water out in certain parts of the area in which I

gerçekten de su veriyorlardı. yaşadığım bölgenin bazı yerlerinde

live it was amazing it was like I was expecting helicopters to fly over

inanılmazdı, helikopterlerin paraşütlere takılı şeyleri düşürerek üzerinden uçmasını bekliyordum,

dropping things attached to parachutes bottles of water attached to parachutes

paraşütlere takılı su şişelerinin

dropping into the garden it was it was treated very seriously I must say but a

bahçeye düşmesi, çok ciddiye alındığını söylemeliyim ama bir Geçen hafta sonu su kesildiği için hepimizin su içmesini sağlayan

big thank you to seven Trent water for making sure that we all had water last

yedi Trent Water'a çok teşekkür ederiz,

weekend because the water was cut off apparently tomorrow we have what remains

görünüşe göre yarın

of Hurricane Maria tomorrow so Hurricane Maria is now just a small storm but

Maria Kasırgası'ndan geriye kalanlar yarın elimizde olacak, yani Maria Kasırgası artık sadece küçük bir fırtına ama

tomorrow apparently here in the UK we are going to get Hurricane Maria or

yarın görünüşe göre burada Birleşik Krallık'ta biz Maria Kasırgası olacak mı yoksa Maria

should I say what is left of Hurricane Maria so it shouldn't be too serious

Kasırgası'ndan geriye kalanları mı demeliydim, bu yüzden

talking of outside later on we are going into the garden because during the week

daha sonra dışarıda konuşmak çok ciddi olmamalı, bahçeye gidiyoruz çünkü hafta boyunca

mr. Steve and myself we have been very be busy outside very busy indeed we were

bay. Steve ve ben dışarıda çok meşguldük gerçekten çok meşguldük

doing some big chores because of course autumn is here can you see can you see

bazı büyük işler yapıyorduk çünkü tabii ki sonbahar geldi görebiliyor musunuz

all of the leaves can you see that autumn has arrived

tüm yaprakları görebiliyor musunuz sonbaharın geldiğini görebiliyor musunuz

so we were outside doing some very important garden chores before the

bu yüzden dışarıda çok önemli şeyler yapıyorduk

weather gets too bad so that's what we've been doing this week and you will

hava çok kötüleşmeden önce bahçe işleri, bu yüzden bu hafta yaptığımız şey buydu ve

have a chance later on to see what that is all about also coming up later on we

daha sonra bunun neyle ilgili olduğunu görme şansınız olacak, daha sonra da

have some clips some video clips from one of my English lessons and of course

İngilizcemden bazı klipler var bazı video klipler dersler ve tabi ki youtube

there are lots of English lessons on my youtube channel can you see there all of

kanalımda bir sürü ingilizce dersi var orda görüyormusun

my lessons are in the playlists under this video so you can find them all

derslerimin hepsi bu videonun altındaki oynatma listelerinde var yani hepsini

underneath the video also later on I've received a message from someone asking

videonun altında bulabilirsin ayrıca daha sonra birinden soran bir mesaj aldım

mr. Duncan what does mr. Steve do as his job well today at 3 o'clock we are going

Bay. Bay Duncan ne yapar? Steve işini iyi yapsın bugün saat 3'te

to find out exactly what mr. Steve does as his main job a little bit later on

Mr. Steve biraz sonra asıl işini yapıyor,

yes mr. Steve will be here at 3 o'clock today so don't forget mr. Steve will be

evet bay. Steve bugün saat 3'te burada olacak, bu yüzden unutmayın bayım. Steve

right here on YouTube he will be giving us one flash word and also he will be

tam burada, YouTube'da olacak, bize bir flaş kelime söyleyecek ve ayrıca

here at 3 o'clock live as live can be today we are talking about childhood

saat 3'te canlı olarak burada olacak, bugün olabileceği gibi, çocukluk

memories and I'm hoping that you will get involved as well so I would love to

anılarından bahsediyoruz ve umarım siz de dahil olursunuz. Bu yüzden

hear from you if you have any childhood memories any memories from your

sizden herhangi bir çocukluk anınız varsa, çocukluğunuzdan herhangi bir anınız varsa,

childhood perhaps a nice moment that you treasure also later on we will find out

belki de değer verdiğiniz güzel bir an varsa, sizden duymak isterim.

what Duncan that's me and Steve looked like as children so you will find out

what we look like as children a

çocuk gibi görünelim

but later on because we have some photographs of ourselves taken when we

ama daha sonra çünkü küçükken çekilmiş bazı fotoğraflarımız var

were little so we will be sharing some moments from our childhood mr. Steve

bu yüzden çocukluğumuzdan bazı anları paylaşacağız efendim. Steve şimdi

will be telling us all about his upbringing now maybe this is something I

hepimize onun yetiştirilme tarzını anlatacak, belki bu

haven't mentioned before but mr. Steve is quite posh you may have noticed from

daha önce bahsetmediğim bir şey ama bayım. Steve oldukça havalı, aksanından fark etmiş olabilirsiniz,

his accent because quite a few people have said Mr Duncan we like mr. Steve's

çünkü pek çok kişi Bay Duncan'ı sevdiğimizi söyledi. Steve'in

accent it's very posh and yes I think it's true that mr. Steve is very posh

aksanı çok gösterişli ve evet bence bu doğru, Mr. Steve çok havalı

maybe even Pasha than me I know it seems impossible

belki Paşa bile benden daha imkansız görünüyor biliyorum

but I think mr. Steve might be very very posh indeed so autumn is here shall we

ama bence bay. Steve gerçekten çok çok havalı olabilir, bu yüzden sonbahar geldi sonbahar

have a look at a clip from one of my autumn lessons I have actually made two

derslerimden birinden bir klibe bakalım mı Aslında

or three lessons talking about autumn but also I've made a big lesson where I

sonbahar hakkında iki veya üç ders yaptım ama aynı zamanda sonbahar hakkında konuştuğum büyük bir ders yaptım.

talk all about the season of autumn so let's have a look at an excerpt from one

sonbahar mevsimi, hadi derslerimden birinden bir alıntıya bir göz atalım

of my lessons and this is just a small excerpt from this particular lesson

ve bu, şu anda içinde bulunduğumuz mevsim hakkında konuştuğum bu özel dersten sadece küçük bir alıntı.

where I talk all about the season that we are in now autumn

so what makes autumn so special well just like spring autumn is a period of

ilkbahar sonbahar bir geçiş dönemidir,

transition you could say that it is the opposite of spring in the sense of it

being the time when plants and trees and even many wild animals prepare for the

bitkilerin ve ağaçların ve hatta birçok yabani hayvanın

onset or arrival of winter it is the season when almost everything in nature

kışın başlangıcına veya gelişine hazırlanma zamanı olması anlamında ilkbaharın tam tersi diyebileceğiniz, hemen hemen her şeyin içinde bulunduğu mevsimdir. doğa

whines down the leaves on the trees turn gold and fall to the ground flowers will

sızlanır, ağaçlardaki yapraklar altın rengine döner ve yere düşer çiçekler

wither away after shedding their seeds animals will begin to store food in

tohumlarını döktükten sonra solup gider hayvanlar yuvalarında ve yuvalarında yiyecek depolamaya başlar

their nests and burrows the days will become shorter and the nighttime

günler kısalır ve gece

temperature will begin to drop

sıcaklıkları düşmeye başlar

yeah it's live it's Sunday and here we are once again all together on the live

evet bu canlı Günlerden Pazar ve yine buradayız her pazar canlı yayında yine beraberiz

stream every Sunday don't forget I am here every single Sunday from 2 p.m. UK

unutmayın ben her pazar saat 14:00'ten itibaren buradayım. İngiltere

time and of course don't forget all of my English lessons are available you can

saati ve tabii ki unutma, tüm İngilizce derslerim mevcuttur, şu anda izlediğiniz canlı yayın da dahil olmak üzere

watch them all as many times as you want including the live stream you are

hepsini istediğiniz kadar izleyebilirsiniz, bu

watching now so if you want to watch this later

yüzden vaktiniz yoksa bunu daha sonra izlemek isterseniz bunların

if you don't have time to watch all of this don't worry because you can watch

hepsini izlemek için endişelenmeyin çünkü

it later on and of course when we replay the live stream there are subtitles as

daha sonra izleyebilirsiniz ve tabii ki canlı yayını tekrar oynattığımızda altyazılar

well that is later on but at the moment we are definitely live it is now 23

da var, o daha sonra ama şu anda kesinlikle canlı yayındayız, şimdi saat

minutes past two o'clock I love autumn do you like autumn now not everyone has

ikiyi 23 dakika geçiyor. 'saat ben sonbaharı seviyorum sen sonbaharı seviyor musun şimdi herkesin

autumn in their country because some countries are very hot and they just

kendi ülkesinde sonbahar yok çünkü bazı ülkeler çok sıcaktır ve

have tropical weather all year and their seasons are defined by how wet or how

tüm yıl boyunca tropik havaları vardır ve mevsimleri ne kadar yağışlı veya ne kadar

dry it is but here we have four seasons spring summer which has just come to an

kurak olduğuna göre tanımlanır ama burada dört mevsimimiz var ilkbahar yaz daha

end and now we are entering the season of autumn I must admit I love autumn

yeni bitti ve artık sonbahar mevsimine giriyoruz, itiraf etmeliyim ki sonbaharı

very much it is a very atmospheric and also I think meaningful so its

çok seviyorum çok atmosferik ve bence anlamlı yani

atmospheric and also meaningful it is a very interesting season all of the

atmosferik ve bir o kadar da anlamlı çok ilginç bir mevsim hepsi

leaves on the trees die off certain trees do not lose their leaves of course

ağaçlardaki yapraklar ölür bazı ağaçlar yapraklarını dökmez tabi yapraklarını

there are evergreens which don't lose their leaves but many of the trees do

dökmeyen yaprak dökmeyen bitkiler de vardır ama ağaçların çoğu

they lose their leaves you can see here behind me look look look at all the

yapraklarını kaybeder burada arkamda görebilirsiniz bak bak bütün

leaves these leaves are fresh from my garden and I've just realised in a

yapraklara bak bunlar yapraklar bahçemden taze ve birkaç gün içinde

couple of days this is going to be a terrible mess for me to clean up so I'm

temizlemenin benim için korkunç bir karmaşa olacağını fark ettim, bu yüzden

not sure if that's a good idea you can find the full version the full 20 minute

bunun iyi bir fikir olup olmadığından emin değilim tam sürümünü 20 tam sürümünü bulabilirsiniz

version of my English lesson all about autumn if you

sonbaharla ilgili İngilizce dersimin dakikalık versiyonu

want to watch it the link is underneath this livestream

izlemek istiyorsanız bağlantı bu canlı yayının altında

live chat is very busy today Wow thank you very much for joining me Aurora

canlı sohbet bugün çok meşgul Vay canına bana katıldığınız için çok teşekkür ederim Aurora

Aurora uber says I'm watching your playlist videos they are wonderful thank

Aurora uber oynatma listenizdeki videoları izliyorum diyor harikalar teşekkürler

you very much for that Nellie is here hello Nellie Nellie says you are the

çok teşekkür ederim Nellie burada merhaba Nellie Nellie

best person for learning English from thank you very much for that Simona is

İngilizce öğrenmek için en iyi kişinin sen olduğunu söylüyor bunun için çok teşekkür ederim Simona

here hi Simona also elk hello elk have we spoken before I'm not

burada merhaba Simona ayrıca geyik merhaba geyik daha önce konuştuk mu

sure elk is watching in Germany it might also be elke so if I pronounce your name

Almanya'da geyiğin izlediğinden emin değilim elke de olabilir, bu yüzden isminizi

wrong I do apologize mr. Duncan and everyone hello from Xena

yanlış telaffuz edersem özür dilerim bayım. Duncan ve herkes Xena'dan merhaba vay canına

wow thanks for joining me today Xena pizza pizza truck and also Anna

bugün bana katıldığınız için teşekkürler Xena pizza pizza kamyonu ve ayrıca Anna

apparently Anna is watching in the UK is that true where are you watching at the

görünüşe göre Anna Birleşik Krallık'ta izliyor bu doğru şu anda nerede izliyorsunuz Birleşik

moment you are in the UK I see later on today we are going to have some live

Krallık'tasınız bugün daha sonra görüyorum gidiyoruz

chat with mr. Steve mr. Steve will be over there in the corner of the studio

Bay ile biraz canlı sohbet edin. steve bey Steve orada, stüdyonun köşesinde olacak

and today we will find out what mr. Steve's job actually is what does mr.

ve bugün Mr. Steve'in işi aslında Mr.

Steve do during the week when we are not doing the live stream what does mr.

Steve hafta boyunca canlı yayın yapmadığımız zamanlarda ne yapar mr.

Steve really do in life we'll find out later on and of course we're talking

Steve hayatta gerçekten ne yapıyor, daha sonra öğreneceğiz ve elbette

about childhood memories today what childhood memories do you have do you

bugün çocukluk anılarından bahsediyoruz, hangi çocukluk anılarınız var,

have any lovely memories from your childhood we will be talking about that

çocukluğunuza ait güzel anılarınız var mı, bundan daha sonra bahsedeceğiz ve

later plus some photographs as well some

bazı fotoğraflar da bazı

photographs of mr. Steve and also myself when we were young when we were just

fotoğraflar mr. Steve ve ayrıca ben gençken, sadece

children in the field at the moment at the back of my house can you see the

çocukken, şu anda evimin arkasındaki tarladayız, Bulls'u görebiliyor musunuz, Bulls,

Bulls the Bulls are still there although having said

that there are not many left because last week a few of them were taken away

geçen hafta çok fazla kalmadığını söylememe rağmen, Bulls hala orada. onlar götürüldü Size

I have some terrible news to tell you that there are now just three Bulls left

korkunç haberlerim var, şu anda sahada sadece üç Boğa kaldı,

in the field so this is something I filmed this morning I've actually filmed

yani bu, bu sabah çektiğim bir şeydi Aslında

this this morning what what are those two Bulls doing there what's that bull

bu sabah filme çektim, o iki Boğa orada ne yapıyor o boğa ne?

doing to the other bull what's he doing what what's he what what what are you

diğer boğaya ne yapıyor o ne o ne ne yapmaya

trying to do there something very very interesting very intriguing going on

çalışıyorsun orada çok çok ilginç bir şey çok ilgi çekici oluyor

there leave him alone it's not interested I think I think that

orada onu rahat bırak ilgilenmiyor sanırım o

bull seems very interested in the other bull I'm not sure why so now there are

boğa diğer boğayla çok ilgileniyor gibi görünüyor ben' Neden olduğundan emin değilim, şimdi

only three Bulls left there were eight but now there are only three oh dear

sadece üç Bull kaldı sekiz vardı ama şimdi sadece üç tane var ah canım

can you guess where they've gone do you know where the Bulls have gone not very

nereye gittiklerini tahmin edebilir misin Bulls'un nereye gittiğini biliyor musun hiç hoş değil den

nice at all den tran van is here it is raining cats

tranvan burada

and dogs here in Ho Chi Minh City Reta Maria Gomez is here

burada Ho Chi Minh City'de kedi ve köpek yağmuru yağıyor Reta Maria Gomez burada

hello Rita a big hello to you good morning mr. Duncan my house is very

merhaba Rita size büyük bir merhaba günaydın bay. Duncan evim çok

chaotic I'm moving to another neighborhood oh my goodness you have my

karmakarışık başka bir mahalleye taşınıyorum aman tanrım sana

sympathy there it is very difficult it is one of the most stressful things in

sempatim var orası çok zor hayattaki en stresli şeylerden biri

life apparently moving to another house so you have to pack all of your things

görünüşe göre başka bir eve taşınmak bu yüzden tüm eşyalarını toplamalısın

and then you have to move to another house I did it in 2013 when I moved here

ve o zaman başka bir eve taşınmalısın 2013'te buraya taşındığımda yaptım

I had to pack everything away and move it's very stressful so I know I know how

Her şeyi toplayıp taşımak zorunda kaldım bu çok stresli bu yüzden nasıl

you feel Rita I really do Mao Ching Chan says hi everyone hello

hissettiğini biliyorum Rita Gerçekten seviyorum Mao Ching Chan herkese merhaba diyor

Mao Edgar Cheung

Mao Edgar Cheung

here Oh Edgar hello Edgar I believe you are watching at the moment in Manchester

burada Oh Edgar merhaba Edgar sanırım şu anda Manchester'da izliyorsun

alright alright alright calm down all right I'm not sure if that's a

tamam tamam tamam sakin ol tamam bunun bir

Manchester accent Ernesto hello from Barry in the south of Italy

Manchester aksanı olup olmadığından emin değilim Ernesto merhaba İtalya'nın güneyindeki Barry'den

oh I'm pretty sure the weather is nice at the moment there Australia at the

oh havanın güzel olduğundan oldukça eminim şu anda orada güzel Avustralya şu

moment is having a heatwave it's very hot at the moment in Australia a couple

anda bir sıcak hava dalgası yaşıyor şu anda çok sıcak Avustralya'da birkaç

of days ago it was over 45 degrees in Australia that is very hot I have to say

gün önce hava 45 derecenin üzerindeydi ki bu çok sıcak

it's not 45 degrees here today it's very cool here in the UK

Bugün burada 45 derece olmadığını söylemeliyim çok havalı Birleşik Krallık'ta

Rene Reni Nguyen says I love your lessons mr. Duncan thank you very much

Rene Reni Nguyen derslerinizi sevdiğimi söylüyor bayım . Duncan,

for that it's been so chaotic here this morning would you like to see just how

bu sabah burası çok kaotik olduğu için çok teşekkür ederim, bu sabah burada ne kadar kaotik olduğunu görmek ister misiniz,

chaotic it's been here this morning now normally every week we have flash

şimdi normalde her hafta flaş

words and normally we film these before we go on air or before we start the

kelimelerimiz oluyor ve normalde bunları yayına girmeden veya başlamadan önce çekiyoruz.

stream but this morning we were in such a rush in fact let me just show you let

akış ama bu sabah çok acelemiz vardı aslında size göstereyim bu sabah

me just show you how chaotic it was here this morning oh my goodness there's only

burada ne kadar kaotik olduğunu göstereyim aman tanrım

10 minutes before today's livestream starts and I still don't have any flash

bugünün canlı yayının başlamasına sadece 10 dakika kaldı ve hala flaş kelimelerim yok

words where's mr. Steve we have to record the

bay nerede Steve,

flash words where is he mr. Steve where are you mr. Steve mr. Steve oh he's in

Bay'ın nerede olduğu flaş kelimeleri kaydetmemiz gerekiyor. Steve neredesiniz bayım? steve bey Steve oh o

the bathroom mr. Steve we need we need the flash words today's today's flash

banyoda bayım. Steve ihtiyacımız var flaş kelimelere bugünün bugünün flaş

words but we we have to have at least one flash word weeks ago no no I think

kelimelerine ihtiyacımız var ama haftalar önce en az bir flaş kelimeye sahip olmalıyız hayır hayır bence

they will notice can you just do one oh

fark edecekler sadece bir tane yapabilir misin oh

just one flash flash word here it is

sadece bir flaş kelime burada

shoddy the word shoddy is both an English adjective and noun that means

kalitesiz kelime kalitesiz hem İngilizce bir sıfat hem de

badly made or done if something has been made with poor workmanship or without

kötü yapılmış veya yapılmış anlamına gelen bir isimdir, eğer bir şey kötü işçilikle veya

care then we can say that the thing is shoddy those Tories might be cheaper

özen gösterilmeden yapılmışsa o şeyin kalitesiz olduğunu söyleyebiliriz.

than the others but they look so shoddy I complain to the shop about their

shoddy service shoddy can also mean lacking moral principles you displayed a

kalitesiz hizmetleri hakkında alışveriş yapın kalitesiz aynı zamanda ahlaki ilkelerden yoksun olmak anlamına gelebilir

shoddy attitude in your business practices if something is badly made or

iş uygulamalarınızda kalitesiz bir tutum sergilediyseniz bir şey kötü yapılırsa veya

done or if a person behaves without morals or integrity then we can say that

yapılırsa veya bir kişi ahlaksız veya dürüst davranmazsa

the thing is shoddy or have been done shoddily as a noun the word shoddy means

o şeyin kalitesiz veya yapılmış olduğunu söyleyebiliriz kalitesiz bir isim olarak kalitesiz kelimesi, kalitesiz

fabric or yarn that is of inferior quality the origin of shoddy is unknown

kumaş veya iplik anlamına gelir, kalitesiz'in kaynağı bilinmiyor

shoddy Thank You mr. Steve Anna I must admit I think your presentation was a

kalitesiz Teşekkürler bay. Steve Anna İtiraf etmeliyim ki sunumunuzun da biraz kalitesiz olduğunu düşünüyorum,

little bit shoddy as well I need to clean my teeth now on in about an hour

şimdi yaklaşık bir saat 10 dakika içinde dişlerimi temizlemem gerekiyor,

and 10 minutes so off you go and start the show mr.

bu yüzden siz gidip gösteriye başlayın bay.

Duncan of course mr. Steve will be with us live

Duncan tabii ki Mr. Steve saat 3'te canlı yayında bizimle olacak,

at 3 o'clock so that happened this morning can you see just how chaotic it

bu sabah olan şey burada ne kadar kaotik olduğunu görebiliyor musunuz, evin

was here chaos was everywhere in the house so there was mr. Steve so that is

her yerinde kaos vardı, bu yüzden Mr. Steve, bu yüzden

the one and only flash word today unfortunately I'm very sorry about that

bugün tek ve tek flaş kelime maalesef bunun için çok üzgünüm

but as you could see there as you could see in that clip mr. Steve was very busy

ama orada da görebileceğiniz gibi o klipte de görebileceğiniz gibi Mr. Steve dişlerini temizlemekle çok meşguldü,

cleaning his teeth we have the mystery idioms now last week we didn't have the

geçen hafta bizde gizemli deyimler vardı,

mystery idioms I received quite a few complaints saying err err mr. Duncan

err err mr diyen epeyce şikayet aldım. Duncan

the mystery idioms we like trying to solve the mystery idioms where are they

gizemli deyimler, gizemli deyimleri çözmeye çalışmaktan hoşlanırız, neredeler,

you better have some next week or we'll come round and smash your face in

önümüzdeki hafta biraz alsan iyi olur, yoksa gelip yüzünü ezeriz,

that's not very nice is it so today we have some mystery idioms would you like

bu pek hoş değil, bu yüzden bugün bazı gizemli deyimler var,

to see the mystery idioms now okay here they come here is the first mystery

görmek ister misin? gizemli deyimler şimdi tamam işte buraya geliyorlar ilk gizemli

idiom so mystery idiom number one all you have to do is say what you see say

deyim yani bir numaralı gizemli deyim bir numaralı tek yapmanız gereken gördüğünüzü söylemek gördüğünüzü söylemek bir

what you see mystery idiom number one just say what you see this is a

numaralı gizemli deyim sadece gördüğünüzü söyleyin bu iyi

well-known expression in English something we use quite often but what is

bilinen bir ifadedir İngilizce çok sık kullandığımız bir şey ama

the mystery idiom so there is the first one would you like to see the other one

gizemli deyim nedir yani birincisi var diğerini burada görmek ister misiniz

here is mystery idiom number two oh and there is the second one I'm I'm not

iki numaralı gizemli deyim oh ve ikincisi var Ben

quite sure what's going on there that is one of my more unusual mystery idioms

tam olarak ne olduğundan emin değilim orada bu benim alışılmadık gizemli deyimlerimden biri Orada

I'm not sure what is actually happening there but do you know if you think you

gerçekte neler olup bittiğinden emin değilim ama biliyor musunuz, bildiğinizi düşünüyorsanız

know please let me know on the live chat thanks a lot for joining me

lütfen canlı sohbette bana bildirin, bana katıldığınız için çok teşekkürler

October has arrived yes October is here and as I mentioned

Ekim geldi evet Ekim geldi burada ve

earlier it is my 11th year on YouTube on the 31st of October 2006 I uploaded my

daha önce de belirttiğim gibi, 31 Ekim 2006'da YouTube'daki 11. yılım,

first ever video and I've been here ever since I know it seems amazing it seems

ilk videomu yükledim ve inanılmaz göründüğünü bildiğimden beri buradayım,

unbelievable but I'm still here doing the same thing I was doing 11 years ago

inanılmaz görünüyor ama hala aynı şeyi yapıyorum 11 yıl önce yaptığım şey

analytic brain is here hello analytic brain hi mr. Duncan how are you I'm from

analitik beyin burada merhaba analitik beyin merhaba bay. Duncan nasılsın

Hungary I I like the childhood photograph of you on the thumbnail for

Macaristanlıyım I

today's livestream yes today's livestream has a little picture of me

Bugünkü canlı yayının küçük resmindeki çocukluk fotoğrafınızı beğendim evet bugünkü canlı yayında benim küçük bir resmim var

we know as little and we will be seeing much more of that later on let's have a

çok az tanıyoruz ve daha sonra bundan çok daha fazlasını göreceğiz hadi bir bakalım

look at one of my lessons now there are many lessons on my YouTube channel

derslerimden birinde artık YouTube kanalımda

including ask mr. Duncan and this is a special series of lessons where I answer

mr'a sor da dahil olmak üzere birçok ders var. Duncan ve bu, sorularınızı cevapladığım özel bir ders dizisi,

your questions

sorry I'm going to have to go now some friends have just arrived sorry about

üzgünüm, şimdi gitmem gerekecek, bazı arkadaşlar geldi bunun için üzgünüm,

that bye bye bye okay bye bye hi everybody

güle güle tamam, güle güle millet, ben

this is mr. Duncan in England how are you today are you okay I hope so

bay. Duncan İngiltere'de bugün nasılsın iyi misin umarım

are you happy I hope so well the chilly days and freezing nights

mutlusundur umarım çok iyisindir soğuk günler ve dondurucu geceler

are finally here and already it really does feel like winter here in England so

nihayet buradadır ve şimdiden burada İngiltere'de gerçekten kış gibi hissettiriyor bu yüzden

now I'm wearing my extra layers of clothing including my extra long

şimdi fazladan katlarımı giyiyorum ekstra uzun

underwear yes Here I am once again with another selection of your questions and

iç çamaşırım dahil giyim evet Yine sorularınız ve

comments so without any more shivering and before I turn a pretty

yorumlarınızla

shade of blue and freeze to death let's have our first question for today can we

karşınızdayım.

change a present continuous sentence into a passive voice this question was

pasif bir sesle sürekli cümle bu soru

sent in by javi Arif soon in Pakistan where in stating something we usually

javi Arif tarafından yakında Pakistan'da gönderildi, burada bir şeyi ifade ederken genellikle

have a choice of how to express it we can put the emphasis or importance on

onu nasıl ifade edeceğimize dair bir seçeneğimiz var, vurguyu veya önemi

the person for example he has canceled the meeting this is a present perfect

kişiye verebiliriz, örneğin toplantıyı iptal etti bu

active sentence we usually News has or have in this type of

genellikle News has veya have bu tür bir

sentence for one person we use has and for two or more people we use have he

cümlede bir kişi için has ve iki veya daha fazla kişi için kullandığımız bir şimdiki mükemmel aktif cümle

has marry has the group have they have if we say the meeting has been cancelled

then we are giving importance to the event this is a present perfect passive

olaya önem veriyorlar bu, kullandığımız şimdiki mükemmel bir edilgen

sentence we use has been or have been it has been they have been present perfect

cümledir.

continuous expresses an action that is ongoing it is happening now the emphasis

is on you even as I speak the building is burning the passive voice expresses

yanıyor edilgen ses

the building and what is happening to it the emphasis or importance is on the

binayı ifade eder ve ona ne olduğunu vurgu veya önem nesne üzerindedir

object the building is still being destroyed by the fire even as I speak

ben konuşurken bile bina hala yangın tarafından tahrip ediliyor

the problem with passive speech is that it can make the sentence too formal

edilgen konuşmanın sorunu cümleyi fazla resmi hale getirebilmesidir.

it becomes too complex the active sense speeds the sentence up active speech is

çok karmaşık hale gelir aktif duyu cümleyi hızlandırır aktif konuşma

more common in present perfect continuous because you can express more

şimdiki mükemmel süreklide daha yaygındır çünkü

by saying less your nice emails I have received a nice email from khatai Lee

güzel e-postalarınızı daha az söyleyerek daha fazla ifade edebilirsiniz Batı Afrika'da Mali'de yaşayan khatai Lee ve Mamadou'dan güzel bir e-posta aldım

and Mamadou who live in Mali which is in West Africa thank you for your kind

Nazik sözleriniz için teşekkür ederim

words and I'm more than happy to welcome you to my ever-growing global classroom

ve sizi sürekli büyüyen küresel sınıfıma davet etmekten büyük mutluluk duyuyorum

there's plenty of room for everyone I have also received a nice message from

herkes için bolca yer var Ayrıca Fransa'da yaşayan Julian'dan güzel bir mesaj aldım

Julian who lives in France Julian is learning English in preparation for a

trip East taking with his girlfriend Margot to New York in March next year

Doğu gezisi, kız arkadaşı Margot ile gelecek yıl Mart ayında New York'a gidiyor

I'm happy to hear that my lessons are helping you and I wish you both a great

Derslerimin size yardımcı olduğunu duyduğuma sevindim ve ikinize de

time in the Big Apple and a special bonjour to you both as well

Big Apple'da harika zaman geçirmenizi ve ikinize de özel bir bonjour diliyorum. İnterneti kullanarak ve televizyon izleyerek İngilizce öğrenen Polonya'daki Slovakya sinski'den

I have also received a nice email from Slovakia sinski in Poland who studies

güzel bir e-posta aldım.

English by using the internet and watching the television needless to say

Söylemeye gerek yok,

this is the reason why I teach here on the internet it is a great way of giving

burada internet üzerinden ders vermemin nedeni bu,

as many people as possible the chance to study English wherever they happen to be

mümkün olduğu kadar çok kişiye çalışma şansı vermenin harika bir yolu. İngilizce dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar size

in the world a big hello to you Slovak and everyone watching in Poland it's

büyük bir merhaba Slovakça ve Polonya'da izleyen herkes

that time again

yine o zaman

ladies and gentlemen Kings princesses princes and queens

bayanlar ve baylar Krallar prensesler prensler ve kraliçeler

it's the moment everyone has been waiting for a gulp a sigh I poked in the

herkesin beklediği an bir yudum bir iç çekiş Gözümü dürttüm

eye

this week's word has only four letters and appears towards the end of a

bu Haftanın kelimesi sadece dört harflidir ve bir sözlüğün sonlarına doğru ortaya çıkan

dictionary the word is Zeile this noun relates to having an enthusiastic nature

kelime Zeile'dir.

or to be enthusiastic about something to be devoted to a subject or cause to

display a passion for something he has a zeal for art mr. Duncan has a zeal for

sanat için bay Duncan'ın eşanlamlı kelimeleri öğretmek için bir gayreti var;

teaching synonyms include dedication devotion enthusiasm fervor keenness and

özveri, coşku, şevk, şevk ve

passion the opposite of zeal is apathy

tutku, şevkin zıttı ilgisizliktir,

some freezing idioms

bazı dondurucu deyimler, soğuk ve düşük sıcaklıklarla bağlantılı

there are many idioms and expressions connected with the cold and the low

birçok deyim ve ifade vardır.

temperatures cold-shoulder to ignore or snub someone you give them the cold

soğukta soğukta

shoulder out in the cold to leave someone out of a group activity or to be

omuz omuza birini bir grup faaliyetinin dışında bırakmak veya

left out you are not wanted you have been left out in a cold freeze frozen

dışarıda bırakılmak istenmiyorsunuz soğukta dışarıda bırakıldınız donmuş bir

when the level of something remains unchanged

şeyin seviyesi değişmeden

it stays at the same level petrol prices have been frozen to put something on ice

kaldığında aynı seviyede kaldığında petrol fiyatları olmuştur dondurulmuş bir şeyi buza koymak bir

to postpone something or delay it plans for the new supermarket have been

şeyi ertelemek ya da geciktirmek yeni süpermarket için planlar

put on ice chill a slang word meaning to relax and take it easy you rest for a

buzluğa kondu rahatlamak ve sakinleşmek anlamına gelen argo bir kelime bir

while you chill out how do we express habits and actions using past tense this

süre dinlenin sakinleşirsiniz geçmişi kullanarak alışkanlıkları ve eylemleri nasıl ifade ederiz Bu

question comes from Katrina who lives in the Ukrainian city of Edessa

soru Ukrayna'nın Edessa şehrinde yaşayan Katrina'dan geliyor, geçmişte

when we talk about the things we have done in the past there are certain words

yaptığımız şeylerden bahsederken

we must use to show that this is so using past tense may seem confusing but

bunun böyle olduğunu göstermek için kullanmamız gereken bazı kelimeler var.

we've practiced it is quite easy to mass that if we are talking about something

we did in the past but no longer do now then we say used to I used to travel by

geçmişte yaptığımız ama artık yapmadığımız bir şeyden bahsediyorsak, o zaman eskiden diyoruz ki patlamalarla seyahat ederdim Eskiden

bursts I used to belong to a rock band I used to trust you we are clearly showing

bir rock grubuna aittim Eskiden sana güvenirdim açıkça

that something we did in the past is no longer done we can show that something

geçmişte yaptığımız bir şeyin artık yapılmadığını göstermek, bir şeyin

was done in the past for a certain period of time in this case we can use

geçmişte belirli bir süre yapıldığını gösterebiliriz bu durumda

did I did Yoga for a few months last year I did some voluntary work last

kullanabiliriz geçen yıl birkaç ay Yoga yaptım Geçen yıl bazı gönüllü işler yaptım

summer we used the word went when talking about

yaz

past movements or travel I went to Turkey for my holiday I went to visit my

geçmiş hareketlerden veya seyahatlerden bahsederken gider kelimesini kullanırdık tatil için Türkiye'ye gittim İskoçya'daki arkadaşlarımı ziyarete gittim

friends in Scotland other words include always and half I always stay with my

diğer bir deyişle her zaman ve yarım

family at Christmas I have always taken care of myself I have always been keen

Noel'de hep ailemle kalırım hep kendime bakardım ben Bu cümlelerde her zaman doğaya düşkün oldum bu

on nature in these sentences we are showing that the habit is still

alışkanlığın

continuing right up until now

şimdiye kadar devam ettiğini gösteriyoruz

hmm just before I go back indoors to chip the ice off my knees I would like

hmm dizlerimin buzunu kırmak için eve dönmeden hemen önce

to send a big special hello to all of my new friends on Facebook since the last

tüm yeni arkadaşlarıma büyük bir özel merhaba göndermek istiyorum Facebook'taki arkadaşlar son

ask mr. Duncan I have had over 500 people join me on my page so hello to

sorudan beri mr. Duncan, sayfamda 500'den fazla kişinin bana katılmasını sağladım, hepinize merhaba, YouTube'da İngilizce öğretmemin 4. yıl dönümüyle ilgili

all of you thank you also for the many kind messages concerning the 4th

birçok nazik mesajınız için de teşekkür ederim,

anniversary of my teaching English here on YouTube I have to say that I would

söylemeliyim ki asla

never have made it this far were it not for all of you and your kind words of

bu kadar ileri gidemezdim Hepiniz olmasaydınız ve nazik

encouragement and support so thank you for watching me teaching you during

teşvik ve destek sözleriniz olmasaydı, bu son dört yıl boyunca beni size öğretirken izlediğiniz için teşekkür ederim

these past four years and I promise to continue doing this for as long as you

ve beni istediğiniz sürece bunu yapmaya devam edeceğime söz veriyorum,

want me to that is all from me for today look out for my next full lesson coming

bugünlük benden bu kadar. bir sonraki tam dersim

your way very soon which will be lesson 60 Wow I look forward to seeing you all

çok yakında karşınıza çıkacak, bu ders 60. ders olacak Vay be hepinizi

again very soon this is mr. Duncan in a very chilly England saying thank you for

çok yakında tekrar görmeyi dört gözle bekliyorum bu bay. Duncan çok soğuk bir İngiltere'de size

watching me answering you and of course tutor for now going right back in time

cevap verirken beni izlediğiniz için teşekkür ediyor ve tabii ki öğretmen şimdi tam da zamanda geriye gidiyor

there - such a long time ago way back to 2010 did I look fat there I think I look

- çok uzun zaman önce 2010'a kadar orada şişman görünüyordum sanırım

a bit fat in that video I know from time to time I did put a little bit of weight

bunda biraz şişman görünüyordum video biliyorum zaman zaman biraz kilo aldım

on and then I went thin again but I look very fat in that video and can I just

ve sonra tekrar zayıfladım ama o videoda çok şişman görünüyorum ve sadece

say I remember when I made that particular edition of ask mr. Duncan I

sor mr. Duncan,

had to go outside and carry everything out outside the place where I was

dışarı çıkıp her şeyi çekim yaptığım yerin dışına taşımak zorunda kaldım

filming and it took me ages such a long time to set that up so there it was an

ve bunu kurmam çok uzun zamanımı aldı, bu yüzden orada bir

ask mr. Duncan lesson from 2000 and in 15 minutes we have mr. Steve coming

bay. 2000'den Duncan dersi ve 15 dakika içinde bayımız var.

into the studio the big question of course what does mr. Steve do as his

Stüdyoya giren Steve'in büyük sorusu tabii ki mr. Steve

main job he will be revealing it to us today he will show us exactly what he

asıl işi olarak yapıyor bugün bize bunu ifşa edecek o hayatta değilken hafta boyunca tam olarak ne yaptığını bize gösterecek

does during the week when he's not he alive also a little bit later on we're

ayrıca biraz sonra

going out in the garden and we are also talking about autumn today I've had some

bahçeye çıkıyoruz ve biz de konuşuyoruz bugün sonbaharda

responses to the mystery idioms here they are again for those who missed them

gizemli deyimlere bazı cevaplar aldım işte kaçıranlar için yine buradalar aferin

well done we've had quite a few people sending their answers some of them are

epeyce kişi cevap gönderdi bazıları

correct and some of them are not correct Eliseo my gang maria zina and Olga have

doğru bazıları yanlış Eliseo my gang maria zina ve Olga

all made guesses for today's mystery idioms and there is the second one but

bugünün gizemli deyimleri için tahmin yürüttüler ve ikincisi var ama bugünün

what is it what are the mystery idioms today what exactly are they do you know

gizemli deyimleri nedir tam olarak nedir onlar ne biliyor musunuz

what they are there is the second one and there is the first one went again

ikincisi var ve birincisi var tekrar gitti

we've had a few answers some of the answers are not correct and some of them

birkaç yanıt aldık, bazı yanıtlar doğru değil ve bazıları da doğru değil.

are I will of course reveal the answers later on just for you here's an

interesting word now this is a word that apparently a lot of people are looking

up on the Oxford University Press Dictionary the Oxford Dictionary of the

Oxford Üniversitesi Basın Sözlüğü İngilizce'nin Oxford Sözlüğü

English language the online version lots of people are

çevrimiçi versiyonu şu anda pek çok insan

looking at this word now for those who follow the news you will know that

bu kelimeye bakıyor haberi takip edenler için

Donald Trump used this word a couple of weeks ago and many people are trying to

Donald Trump'ın bu kelimeyi birkaç hafta önce kullandığını ve birçok insanın bunu yapmaya çalıştığını bileceksiniz.

find out what the word means so for those who don't know what this means

kelimenin ne anlama geldiğini öğrenin bu yüzden bunun ne anlama geldiğini bilmeyenler için her şeyden

first of all it is pronounced dotard dotard and a dotard is an old person an

önce bunak bunak olarak telaffuz edilir ve bunak yaşlı bir insandır,

old confused worn out person so a person who Matt

yaşlı kafası karışmış yıpranmış bir kişidir bu nedenle Matt olan bir kişi

might be old in the mind or might be very confused or just elderly can be

akılda yaşlı olabilir veya çok kafası karışmış olabilir ya da sadece yaşlılar

described as a dotard if I'm not mistaken I believe this is from

budala olarak tanımlanabilir yanılmıyorsam bunun Shakespeare'den olduğuna inanıyorum.

Shakespeare I think Shakespeare actually coined this particular phrase talking of

Sanırım bu özel cümleyi aslında Shakespeare icat etti, bugün

phrases and words we are going to look at abbreviations today with mr. Steve so

kısaltmalara bakacağız, bugün bay ile birlikte bakacağız. Steve yani ne

when mr. Steve joins us at 3 o'clock we are going to take a look at

zaman bay. Steve saat 3'te bize katılıyor

abbreviations there are many different types of abbreviation we are going to

kısaltmalara bakacağız birçok farklı kısaltma türü var

look at two types of abbreviations what else we'll be doing today oh we are

iki tür kısaltmaya bakacağız bugün başka ne yapacağız oh

talking all about autumn would you like to have a look at another clip from my

sonbahar hakkında konuşuyoruz. sonbahar dersimden başka bir klibe bakmayı seviyorsunuz,

autumn lesson this is a full length lesson all about autumn so what you are

bu tamamen sonbaharla ilgili uzun bir ders, yani

seeing today are just short excerpts but you can watch the whole lesson

bugün gördükleriniz sadece kısa alıntılar ama dersin tamamını

underneath this video the link is right underneath the video so what is autumn

bu videonun altında izleyebilirsiniz, bağlantı videonun hemen altında. sonbahar nedir sonbaharı sever misin

do you like autumn have you ever experienced it

hiç yaşadın mı

everyone has their own favorite season for me I have to pick summer as my

herkesin benim için kendi favori mevsimi var favorim olarak yazı seçmeliyim onu

favorite closely followed by spring autumn and winter I would love to live

yakından takip eden ilkbahar sonbahar ve kış

in a place that has long hot summers a sunny climate really does cheer the soul

uzun sıcak yazları güneşli bir yerde yaşamayı çok isterim iklim gerçekten ruhumu neşelendiriyor

but then I would find myself missing the unique sensation of walking out on a

ama o zaman kendimi karlı bir kış gününde dışarı çıkmanın eşsiz hissini kaçırırken bulurdum,

snowy winters day so living in England gives me the chance to experience both

bu yüzden İngiltere'de yaşamak bana hem

with spring and autumn added as a pleasant bonus do you have many seasons

ilkbaharı hem de sonbaharı deneyimleme şansı veriyor ve buna hoş bir bonus olarak hoş bir bonus olarak birçok mevsim var mı?

in your country which one is your favorite so have you ever experienced

senin ülken hangisi senin favorin o yüzden hiç

autumn maybe you don't have autumn where you are some countries are tropical they

sonbahar yaşadın mı belki sen sonbaharı yaşamazsın senin olduğun bazı ülkeler tropikaldir

are hot they have no autumn season they just have hot and wet hot and dry and

sıcaktır sonbahar mevsimi yoktur sadece sıcak ve yağışlı sıcak ve kuraktır ve hepsi bu

that's it but here in the UK we have four beautiful seasons I think my

ama burada Birleşik Krallık'ta dört güzel mevsimimiz var sanırım en

favourite season must be autumn I also like winter I think winter is a very

sevdiğim mevsim sonbahar olmalı Kışı da severim bence kış da çok

interesting season as well although having said that the winters here are

ilginç bir mevsim ama burada kışların

not the same as they used to be I remember in my childhood this is

eskisi gibi olmadığını söylememe rağmen çocukluğumda hatırlıyorum Bu, bugün

something we're going to talk about today

konuşacağımız bir konu,

by the way childhood memories I remember that winter was always cold and there

bu arada çocukluk anıları, kışın her zaman soğuk olduğunu ve her

was always lots and lots of snow but nowadays we hardly get any snow it

zaman çok ama çok kar olduğunu hatırlıyorum ama bugünlerde neredeyse hiç kar yağmıyor, kışın neredeyse

hardly ever snows during the winter in fact last winter we didn't really have

hiç kar yağmıyor, aslında geçen kış Gerçekten hiç

any snow very strange so I remember winter as being a very

karımız yoktu çok garip bu yüzden kışı çok

cold very snowy and and it was lovely when you could stay in the house

soğuk çok karlı olarak hatırlıyorum ve evde kalıp ısınabildiğiniz zaman çok güzeldi

and be warm and then you would go outside after the snow has fallen and

ve sonra kar yağdıktan sonra dışarı çıkıyordunuz ve

you would play in the snow very very nice so I like autumn but

karda oynamak çok güzel yani ben sonbaharı severim ama siz

which particular season do you like have you ever experienced autumn a lot of

hangi mevsimi seversiniz sonbaharı hiç yaşadınız mı çoğu

people haven't thanks to Jamelia Jamelia has made

kişi yaşamadı Jamelia sayesinde Jamelia

guesses for today's mystery idioms here they are once again for those who aren't

bugünün gizemli deyimleri için tahminlerde bulundu yine buradalar bilmeyenler için '

sure mystery idioms just say what you see and there is the second one I think

kesin gizemli deyimler sadece gördüklerini söyler ve ikincisi var bence

this one I think the first one is very easy I think this is very easy actually

bu bence ilki çok kolay Bence bu çok kolay aslında

and here's the second one mystery idioms but what are they if you

ve işte ikincisi gizemli deyimler ama sence onlar ne

think you know just let me know I've just had a message come through

bil sadece bana haber ver az önce bir mesaj aldım bir

from let's see oh I think it's from Mika owed mr. Duncan I have many wonderful

bakalım oh sanırım Mika borçlu Bay. Duncan, çocukluğuma dair birçok harika anım var

memories of my childhood many wonderful memories of my childhood and also I have

ve ayrıca

many scary memories as well such as an accident when I was hit by a car or when

birçok korkunç anım var, örneğin bana bir araba çarptığında bir kaza ya da

I lost my way on the way from a friend's house when you're a child now this is

bir arkadaşımın evinden çıkarken yolumu kaybettiğimde sen şimdi bir çocuğum bu

something I definitely remember when you're very young everything seems so

kesinlikle hatırladığım bir şey sen çok küçükken her şey çok

big so huge I remember my garden at home now the

büyük görünüyor çok büyük şimdi evdeki bahçemi hatırlıyorum

garden at the back of my house where I was raised

büyüdüğüm evimin arka tarafındaki bahçe

wasn't very large it isn't a very big garden but I always remember as a child

çok büyük değildi Çok büyük bir bahçe ama çocukken

thinking that the garden was huge it seems so vast and and large I don't

bahçenin çok büyük olduğunu düşündüğümü hep hatırlıyorum, çok geniş ve büyük görünüyor Ne olduğunu

know what it is when you are very small when you were tiny I think it must be

bilmiyorum, sen çok küçükken, sen küçücükken, bence

the scale because you're small and everything around you is big so

ölçek olmalı çünkü sen küçüksün ve etrafındaki her şey büyük bu yüzden

everything always seemed larger when you are small so imagine walking around the

küçükken her şey her zaman daha büyük görünürdü bu yüzden çocukken sokaklarda dolaştığını hayal et

streets when you're a child everything seems

her şey

so strange and you can get lost very easily so thank you Meeker for that one

çok tuhaf görünür ve çok kolay kaybolabilirsin bu yüzden teşekkürler Meeker

of today's questions we're looking at your childhood memories do you have any

bugünün soruları çocukluk anılarınıza bakıyoruz çocukluğunuza ait herhangi bir anınız var mı,

memories from your childhood a nice moment that you treasure if you treasure

değer verdiğiniz güzel bir an,

something it means you keep it safe in your memory something that you enjoyed

bir şeye değer veriyorsanız, bu, onu hafızanızda güvende tuttuğunuz anlamına gelir, hoşunuza giden bir şey

or maybe a memory that you liked very much you can say that you treasure it

veya belki de çok sevdiğiniz bir anı değer verdiğinizi söyleyebilirsiniz,

so treasure can actually be used as a verb so to treasure something is to have

böylece hazine aslında bir fiil olarak kullanılabilir, bu nedenle bir şeyi değerli kılmak,

it in a safe place something that you look back on with fondness you treasure

onu güvenli bir yerde bulundurmaktır, sevgiyle geriye baktığınız bir şeye değer verirsiniz, bir şeye değer verirsiniz, bir

something you keep something safe you treasure it Den Tran a van mr. Duncan I

şeyi güvende tutarsınız, ona değer verirsiniz Den Tran a van Bay. Duncan

love Vietnam and I love everybody well I like your attitude that is a very good

Vietnam'ı seviyorum ve herkesi çok seviyorum Tavrını seviyorum, bu çok iyi bir

attitude to have I think so semi a boss Kurt says today in Turkey we have a

tavır bence yarı patron Kurt diyor ki bugün Türkiye'de

rainy day but my favorite season is winter because it is so cozy to stay

yağmurlu bir gün var ama benim favori mevsimim kış çünkü kalmak çok rahat

near the fireplace I agree I think so and drink some hot coffee whilst

şöminenin yanında Katılıyorum Öyle düşünüyorum ve televizyon seyrederken biraz sıcak kahve içiyorum

watching the TV Thank You semi semi boss Kurt for your message all the way from

Yarı yarı patron Kurt'a Türkiye'den mesajınız için teşekkür ederim taa Türkiye'de

Turkey I have been to Turkey I've been to Turkey twice and there is actually a

bulundum Türkiye'ye iki kez geldim ve aslında bir

video lesson on my youtube channel with me in Turkey it's true long the doing is

video dersi var youtube kanalımda benimle türkiye'de bu doğru uzun zamandır

here hello long Nigerian Eliana says I love autumn very much and I love it so

burada yapıyorum merhaba çok güzel nijeryalı eliana sonbaharı çok sevdiğimi ve onu o kadar çok sevdiğimi söylüyor

much that I'm traveling next October to the UK

ki önümüzdeki ekim ayında ingiltere'ye seyahat ediyorum

Eliana is that true are you really coming here to the UK my goodness you

eliana bu doğru gerçekten buraya geliyor musun İngiltere'ye aman Tanrım,

will have to look me up maybe we can have a cup of tea together

beni araman gerekecek belki birlikte bir bardak çay içebiliriz kulağa eğlenceli gelen

an English cup of tea that sounds like fun our new Jacque says my country has

bir İngiliz çayı yeni Jacque ülkemde

four seasons I like autumn too I think autumn is a very magical time of year I

dört mevsim olduğunu söylüyor ben de sonbaharı severim sonbaharın çok büyülü olduğunu düşünüyorum yılın zamanı

think so so I agree with what you say we were out

sanırım öyle, bu yüzden söylediklerinize katılıyorum

in the garden during the week we will take a look it's something that we did

hafta boyunca bahçedeydik bir bakacağız

earlier this week mr. Steve and myself we were very busy in the garden this

bu hafta başlarında yaptığımız bir şey bay. Steve ve ben bu hafta bahçede çok meşguldük

week and you will have mr. Steve here in just under four minutes four minutes to

ve Mr. Steve burada, dört dakikadan biraz daha kısa sürede

go before mr. Steve arrives Olga is here thanks Olga for saying hello again the

Bay'den önce dört dakika kaldı. Steve geldi Olga burada Olga tekrar merhaba dediğin için teşekkürler

winner is here hello the winner what is your what is your actual name though

kazanan burada merhaba kazanan kazanan senin gerçek adın ne ama

because I do notice on the live chat lots of people use nicknames so

canlı sohbette birçok insanın takma ad kullandığını fark ettim bu yüzden

sometimes I'm very interested to know what your real name is so don't be shy

bazen ne olduğunu bilmek çok ilgimi çekiyor gerçek ismin o kadar utangaç olma bir dene yoksa

give it a try or else you'll make mr. don't could cry hmm

mr. ağlama hmm

mr. Steve is just around the corner he will be revealing his job today what mr.

bayım Steve hemen köşeyi dönünce, bugün işini ifşa edecek, ne bay.

Steve does during the week when we are not on the livestream apparently I can't

Steve hafta boyunca canlı yayında olmadığımız zamanlarda yapıyor görünüşe göre

believe this is this true apparently Olga says it is snowing today

bunun doğru olduğuna inanamıyorum görünüşe göre Olga yaşadığım yerde bugün kar yağdığını söylüyor

in the place where I live Olga you are having snow it already I'm

Olga sen zaten kar yağıyorsun

a little bit jealous to be honest because we don't really get snow anymore

biraz kıskandım dürüst olun çünkü İngiltere'de artık gerçekten kar yağmıyor

here in the UK it's not fair really Rosa is here Oh mr. Duncan I would like to

bu hiç adil değil Rosa burada Oh bay. Duncan

visit Island because my friend and her husband lived there Rosa Island is a

Adayı ziyaret etmek istiyorum çünkü arkadaşım ve kocası orada yaşıyordu Rosa Adası

very beautiful place very scenic and the people there are very friendly indeed

çok güzel bir yer çok manzaralı ve oradaki insanlar gerçekten çok cana yakın

zakura a beard Zachary's here we have force

Zachary'nin burada Afganistan'da zorunlu mevsimler var

seasons in Afghanistan thank you very much for that and a big hello to

bunun için çok teşekkür ederim ve Afganistan'a kocaman bir merhaba

Afghanistan Eliana I love autumn so much I think I've read this already

Eliana Sonbaharı o kadar çok seviyorum ki sanırım bunu zaten okudum

Eliana where will you be staying though where are you going to visit are you

Eliana nerede kalacaksın ama nereleri ziyaret edeceksin

going to visit London I think so I think Eliana will be going to London because

Londra'yı ziyaret edecek misin Sanırım bu yüzden sanırım Eliana Londra'ya gidecek çünkü

lots of people do visit London but I do hope that you get a chance to to explore

pek çok insan Londra'yı ziyaret ediyor ama umarım Birleşik

other parts of the UK as well because the UK is a wonderful place we will be

Krallık'ın diğer bölgelerini de keşfetme şansınız olur, çünkü Birleşik Krallık harika bir yer,

talking to mr. Steve about childhood memories but do you have any memories

Mr. Steve çocukluk anıları hakkında ama çocukluğunuza ait herhangi bir anınız var mı,

from your childhood we will be sharing some nice memories and some not so nice

bazı güzel anılar ve bazı pek de hoş olmayan

memories so mr. Steve will be here very soon and we will be talking all about

anılar paylaşacağız, bu yüzden bay. Steve çok yakında burada olacak ve kısaltmalar hakkında da konuşacağız

abbreviations as well do you know abbreviations abbreviations

kısaltmaları biliyor musunuz kısaltmalar

when we abbreviate something it means we make it shorter so if you make something

bir şeyi kısalttığımızda bu, onu kısalttığımız anlamına gelir, yani bir şeyi

short you abbreviate it you make it you make it shorter so you can say it faster

kısa yaparsanız kısaltırsınız, kısaltırsınız böylece kısaltabilirsiniz daha hızlı söyleyin

we normally abbreviate things to save time hi from Iraq I like winter

normalde zaman kazanmak için bazı şeyleri kısaltırız Irak'tan merhaba kışı severim

yes winter is a nice season but unfortunately we don't get snow anymore

evet kış güzel bir mevsim ama ne yazık ki burada artık kar yağmıyor

here I think it might have something to do with global warming and not sure but

sanırım bunun küresel ısınmayla bir ilgisi olabilir ve emin değilim ama

I think it might have something to do with it alvaro says hello mr. Duncan I

sanırım bununla bir ilgisi olabilir alvaro merhaba diyor bay. Duncan

am watching you in Peru hi a big hello to Peru please say hello to Peru I just

Peru'da seni izliyorum merhaba Peru'ya kocaman bir merhaba lütfen Peru'ya merhaba deyin Az önce

did so mr. Steve is on standby lots of people love listening to mr. Steve they

öyle yaptım bay. Steve beklemede, pek çok insan Mr. Steve

say mr. Steve is very posh someone said earlier I can't remember who but someone

bay derler. Steve çok havalı biri daha önce dedi ki kim olduğunu hatırlayamıyorum ama birisi

said mr. Steve mr. Steve sounds like the Queen

Bay dedi. steve bey Steve Kraliçe gibi geliyor

it does sound a bit like a queen doesn't it I mean the Queen yes I think you're

kulağa biraz kraliçe gibi geliyor değil mi Kraliçe demek istiyorum evet bence

right there so here he comes mr. Steve is on the way it is now three o'clock

tam oradasın o yüzden işte geliyor bay. Steve yolda, şimdi saat üç,

boys and girls so for all those out there for all those watching at the

erkekler ve kızlar, yani oradaki herkes, şu

moment for all of the thousands and thousands of mr. Steve fans your wait is

anda izleyenler, binlerce ve binlerce bay. Steve hayranları beklemeniz bitti

over

hmm can you see what it says there on the screen it says live English and that

hmm ekranda ne yazdığını görebiliyor musunuz canlı İngilizce diyor ve bu da

is what it is it is live English on a Sunday afternoon

bir Pazar öğleden sonra canlı İngilizce,

it's mr. Duncan that's me and also joining me right now in the the the

bay. Duncan bu benim ve şu anda

corner the dark corner of the studio hidden away from public view

stüdyonun karanlık köşesinde herkesin göremeyeceği bir köşede bana katılıyor

it's mr. Steve oh my goodness you look very stern there mr. Steve what are you

bu Mr. Steve aman tanrım, orada çok sert görünüyorsunuz Bay. Steve ne

doing mr. Steve Oh

yapıyorsun bayım? Steve Ah

mr. Steve please what mr. Steve what what was what was that what was that huh

bey Steve lütfen ne bay. Steve neydi neydi bu neydi o da neydi ha

what are you doing oh hang on I can't hear you well that's better

ne yapıyorsun oh bekle seni iyi duyamıyorum böylesi daha iyi

oh but what are you doing mr. Steve is now what we were doing today what were

oh ama ne yapıyorsun bayım Steve şimdi bugün yaptığımız şeydi, ne

we going to do is reveal your true job and and and actually we've just done it

yapacaktık sizin gerçek işinizi ortaya çıkarmaktı ve ve ve aslında bunu daha yeni yaptık

and there it is mr. Steve is a professional grinder that's what I do

ve işte karşınızda bay. Steve profesyonel bir öğütücü, ben de öyle yapıyorum,

that's what he does all week so when he's not doing live streams he

bütün hafta yaptığı şey bu, bu yüzden canlı yayın yapmadığı zamanlarda

is actually out and about in shropshire grinding things in fact he has his own

aslında dışarıda dolaşıyor ve Shropshire'da bir şeyler öğütüyor aslında kendi

website don't you do I do you I'm sure you do you tell me that last week I do

web sitesi var, sen yapmıyor musun ben seni ben yapıyorum eminim bana geçen hafta

have a website that is correct yes where you talk about your grinding mm well

doğru olan bir web sitem olduğunu söylüyorsunuz evet, öğüttüğünüz yerden mm peki stüdyonuzda öğütülmesi

there's lots of things that need grinding in your studio there's sort of

gereken pek çok şey var,

rough edges over everything are you going to grind something now no because

her şeyin üzerinde bir tür pürüzlü kenar var, şimdi bir şeyler öğütecek misiniz? hayır çünkü bunu

it's dangerous to do that in your studio hello everyone by the way if there are

stüdyonuzda yapmak tehlikelidir herkese merhaba bu arada

any children watching do not try what mr. Steve just did do not play with

izleyen çocuklar varsa sakın denemeyin bayım . Steve sadece

power tools do not do anything like that unless you are supervised by an adult

elektrikli aletlerle oynamadı bir yetişkin tarafından denetlenmedikçe böyle bir şey yapmayın tamam sizi denetleyen

okay unless there is an adult supervising you you can just go crazy

bir yetişkin yoksa çıldırıp

and do what you want but unless there's an adult there I had my goggles on and I

istediğinizi yapabilirsiniz ama orada bir yetişkin yoksa gözlüğüm vardı taktım ve

also had my ear defenders can we have another look mr. Steve can we have a

ayrıca kulak koruyucularım da vardı, bir kez daha bakabilir miyiz bayım? Steve

look at your goggles down here so these are mr. Steve's goggle eyed goggles out

buradaki gözlüklerine bir göz atabilir miyiz, bunlar Mr. Steve'in büyük gözlü gözlükleri

there my goggles goggles to keep me safe so that nothing flies into my eyes they

dışarıda benim gözlüğüm beni güvende tutmak için gözlüklerim böylece gözlerime hiçbir şey kaçmasınlar

do suit you thank you they really suit you so those are called goggles do you

size yakışıyorlar teşekkür ederim size gerçekten uyuyorlar bu yüzden bunlara gözlük deniyor yani

know you can also call glasses or spectacles as goggles informally so we

gözlükleri veya gözlükleri gayri resmi olarak gözlük olarak da adlandırabileceğinizi biliyor musunuz?

can use goggles to mean just normal glasses but those are protective goggles

gözlükleri sadece normal gözlük anlamında kullanabilirim ama bunlar koruyucu gözlükler

protective goggles they protect your eyes

koruyucu gözlükler gözlerinizi

from dust and particles yes and what else what what's the yellow thing these

toz ve parçacıklardan korurlar evet ve başka ne sarı şey bunlar

are to protect my ears against loud noises and I use these a lot ear

kulaklarımı yüksek seslerden korumak için ve ben bunları çok kullanıyorum kulak

defenders you don't have to shout okay here - or ear protectors I use them when

koruyucular seni burada tamam diye bağırmanıza gerek yok - ya da kulak koruyucular Çim biçme makinesi ya da çim biçme makinesi ya da çit biçme makinesi gibi

I'm using anything that creates a lot of noise such as that grinder such as the

çok fazla gürültü oluşturan herhangi bir şey kullandığımda bunları kullanıyorum

lawnmower or the strimmer or the hedge cutter because if you don't and you do

çünkü siz yapmazsanız ve siz

this for many years your ears will deteriorate and you'll be partially deaf

bunu uzun yıllar yap kulakların bozulacak ve kısmen sağır olacaksın derken

when you say your ears deteriorate do you mean the ears actually it's just

kulakların bozuluyor derken aslında kulakların öylece düşüyor mu demek istiyorsun onlar

just just fall off there they know your hearing will deteriorate your hearing

biliyorlar işitmen bozulacak işitmen

will deteriorate or is deteriorate you see I thought you meant the ears

bozulacak ya da bozuluyor görüyorsun Kulakların kendilerini dıştan kastettiğini sanmıştım,

themselves on the outside I thought you said they just they just fall off or

sadece düştüklerini falan söylediğini sanmıştım, bu

something so so if you use a power tool something very noisy for a long time it

yüzden elektrikli bir alet kullanırsan uzun süre çok gürültülü bir şey kullanırsan, tıpkı çokça çalıyormuşsun

can affect your earrings just like if you are playing lots of loud music

gibi küpelerini etkileyebilir. kulaklıkla yüksek sesli müzik

through headphones they reckon that lots of young people now will be getting deaf

Artık pek çok gencin

by a very early age because they're using lots of headphones with noisy

çok erken yaşta sağır olacağını düşünüyorlar çünkü gürültülü müzikle birlikte çok sayıda kulaklık kullanıyorlar,

music it's all cumulative it's like going in the Sun if you go in the Sun

hepsi birikiyor, Güneş'e defalarca giderseniz Güneş'e girmek gibi.

many times over lots of years your skin will get older and older and it's the

uzun yıllar derinin yaşlanacak ve yaşlanacak ve aynı şey

same with it's the same with loud noises you get ghost death straightaway happens

yüksek seslerde de aynı şey hayalet ölümü

over many years so I always wear these and I'd love to wear them while you're

yıllar içinde hemen oluyor bu yüzden ben bunları hep takıyorum ve sen konuşurken onları giymeyi çok isterim Onları

talking that's what I like to really put them on but you so you can't hear me is

takmayı gerçekten seviyorum ama sen beni duyamayacaksın,

that what you're saying are you telling me that you don't like the sound of my

söylediğin şey şu ki, bana sesimin sesini beğenmediğini mi söylüyorsun

voice because can I just say now you are not the first person to say that you're

çünkü şimdi ilk kişi olmadığını söyleyebilir miyim?

not the first person and I'm sure you're not that you're not the last either so

ilk kişi olmadığını söylemek ve eminim ki son da değilsin o yüzden

here we go what are we doing today mr. Steve what what what what are we doing

işte başlıyoruz bugün ne yapıyoruz bay. Steve ne ne yapıyoruz ne yapıyoruz

well it's your show I'm not quite sure I just come along for the ride so I think

iyi bu senin şovun Tam olarak emin değilim sadece gezmeye geldim bu yüzden sanırım

which I do you mentioned childhood memories we are talking about

hangisini yaptım çocukluk anılarından bahsettin

childhood memories we've had one or two not many so if you have a childhood

çocukluk anılarından bahsediyoruz bir iki tane yaşadık çok değil yani sizin de bir çocukluk

memory of your own but we are going to talk about our childhood memories also

anınız varsa ama biz çocukluk anılarımızdan bahsedeceğiz ayrıca

we are going to embarrass each other by showing pictures of us when we were

küçüklüğümüzün resimlerini göstererek birbirimizi utandıracağız bey bey'in

children would you like to see a picture of mr. Steve so so first of all I am

resmini görmek ister misiniz? Steve bu yüzden her şeyden önce

going to embarrass mr. Steve so here is the first picture this is mr. Steve I

Bay'ı utandıracağım. Steve işte ilk resim, bu Bay. Steve

think in this photograph you must be about five or maybe six I think you are

bence bu fotoğrafta beş ya da belki altı

about six years old so here is mr. Steve yes oh my goodness I love that picture

yaşında olmalısın Sanırım altı yaşındasın bu yüzden burada bay. Steve evet aman aman tanrım o resmi seviyorum o

isn't that just blue and you look so happy there I love I love the look on

sadece mavi değil ve orada çok mutlu görünüyorsun Yüzündeki ifadeyi seviyorum

your face you look very smug is that when I was a boy scout you are a boy

çok kendini beğenmiş görünüyorsun ben izciyken sen

scout they're a boy scout yes Dib Dib Dib and I can see that your knees are

izcisin onlar bir izci evet Dib Dib Dib ve ben dizlerinin

very dirty that's because I've been on my knees because you have to do lots of

çok kirli olduğunu görebiliyorum çünkü ben dizlerimin üzerindeydim çünkü dizlerinin üzerinde gezinen bir izciyken pek çok şey yapmak zorundasın

things when you're a boy scout on your knees traveling around on your knees yes

evet

doing well if you know gardening things like that ok the jobs that you have to

iyi gidiyor, eğer bunun gibi bahçıvanlık işlerini biliyorsan, tamam, yapman gereken işler,

do you have to get all these badges don't you were you a boy scout mr.

tüm bu rozetleri almalısın, değil mi, sen bir izciydin Bay.

Duncan I was a boy scout I didn't do it for very long and I will tell you why I

Duncan ben bir izciydim, bunu çok uzun süre yapmadım ve size neden

will tell you why I stopped being a boy scout because they used to take us

izci olmayı bıraktığımı anlatacağım çünkü bizi

swimming on Saturday so every Saturday they would take us swimming and I hated

cumartesi günleri yüzmeye götürürlerdi, bu yüzden her cumartesi bizi yüzmeye götürürlerdi ve

swimming I hate water I can't swim to this very day I can't even swim at all

yüzmekten nefret ettim sudan nefret ettim bugün bile yüzemiyorum hatta hiç yüzemiyorum bu yüzden

so they took me swimming every Saturday and that's the reason why I stopped

beni her cumartesi yüzmeye götürdüler ve bu yüzden

being a Boy Scout I stopped doing it because I hated swimming I hated it so

izciliği bıraktım yüzmeyi sevmediğim için bıraktım o

much so I actually quit the Boy Scouts I stopped it I stopped going because I

kadar nefret ettim ki izciliği bıraktım aslında bıraktım yüzmeyi sevmediğim için gitmeyi bıraktım

didn't like the swimming did you sink like a stone when you went in the water

suya girince taş gibi battınız mı bayım

mr. Duncan I was very good at drowning so there is one thing that I did master

Duncan boğulmakta çok iyiydim bu yüzden ustalaştığım bir şey var çocukken

there is one thing that I was very good at when I was a child I was very good at

çok iyi olduğum bir şey vardı boğulmakta çok iyiydim

drowning I can just imagine now the the sports teacher having to drag you

şimdi spor hocasının seni sürüklemek zorunda kaldığını hayal edebiliyorum

out of the pool and and and pump your your lungs to get all that water out of

havuzdan çıkın ve ve ve ciğerlerinizdeki tüm suyu çıkarmak için ciğerlerinizi pompalayın

your lungs and then you had to be revived I can add you see the scene now

ve sonra canlanmanız gerekti, sahneyi şimdi gördüğünüzü ekleyebilirim

yes that there may have been some pumping taking place right so was that a

evet, biraz pompalama olmuş olabilir, yani bu

happy childhood memory or not very happy childhood

mutlu bir çocukluk anısı ya da pek mutlu olmayan bir çocukluk bu

it's sort of an it in the in between really right okay

arada bir şey gerçekten doğru tamam pekala

well sure we got off to a good start who the childhood memories by drowning in a

eminiz iyi bir başlangıç ​​yaptık kim çocukluk anıları bir havuzda boğularak tamam o tamam

pool okay that okay okay they mr. Steve if you think you can do better than me

tamam onlar bay. Steve, eğer benden daha iyisini yapabileceğini düşünüyorsan,

first of all let's have a look at one of me because we've had a we've had a

öncelikle bir tanesine bir bakalım çünkü elimizde bir

picture of mr. Steve when he was little so this is mr. Steve as a boy scout so

Mr. Steve küçükken yani bu Mr. Steve bir izci olarak,

now we are going to have a look at me so this is me and I was aged around about

şimdi bana bir göz atacağız, yani bu benim ve ben de yaklaşık

five or six as well so this picture is taken it around about the same age as

beş ya da altı yaşlarındaydım, bu yüzden bu resim yaklaşık olarak

mr. Steve's Boy Scout picture and there I am oh it's me looking all lovely and

Mr. Steve'in İzci resmi ve işte buradayım oh bu benim çok hoş ve

cute just like now what do you think mr. Steve do you like that photograph of me

sevimli görünüyorum tıpkı şu anda ne düşünüyorsunuz bayım? Steve şu fotoğrafımı beğendin mi

you look like a girl very angelic it looks like you're about to do a ballet

çok meleksi bir kıza benziyorsun bale pozu falan verecekmişsin gibi görünüyor

pose or something yes that was taken during one of the many Christmas family

evet bu

reunions that we had we always had little reunions at Christmas where all

her zaman yaptığımız Noel aile toplantılarından birinde çekilmişti. Tüm

the family would get together and there I am

ailenin bir araya geleceği Noel ve ben işte buradayım,

you may notice two things about me there two things can you guess what they are

benim hakkımda iki şey fark edebilirsiniz, orada iki şey ne olduklarını tahmin edebilir misiniz bayım?

mr. Steve what are the two things that have changed well mentally you haven't

Steve zihinsel olarak iyi değişen iki şey nedir

changed movies thank you very much yes you're still a child mentally physically

filmleri değiştirmedin çok teşekkür ederim evet zihinsel olarak hala bir çocuksun

you've well you had more hair in that picture I can see that okay but what

else has changed you're taller you put on more weight you've lost hair and put

değiştin daha uzunsun daha çok kilo aldın saçlarını kaybettin ve

on weight okay then that's what I'm saying is something very obvious that's

kilo aldın tamam o zaman demek istediğim bu çok bariz bir şey

different very obviously I can't see it from have

farklı çok bariz ben göremiyorum

you got glasses on no ah that was before I started wearing glasses so this

gözlüklü mü hayır ah o ben gözlük takmaya başlamadan önceydi bu

picture was taken before I started wearing glasses

fotoğraf ben gözlük takmadan önce çekildi yedi yaşıma

I didn't start wearing glasses until I was about seven seven years old so I

kadar gözlük takmadım

started wearing glasses when I was seven and that brings me to one of my

yedi yaşında gözlük takmaya başladım ve bu beni

childhood memories in school now between you and me I must admit I didn't like

çocukluk anılarımdan birine getiriyor şimdi okulda aramızda kalsın itiraf etmeliyim ki

school very much I wasn't a big fan of school I hated it so much I was I was a

okulu pek sevmiyordum okulun büyük bir hayranı değildim o kadar nefret ediyordum ki

very timid child can you believe it no because in front of this camera you look

çok çekingen bir çocuktum inanabiliyor musun hayır çünkü bunun önünde kamera sen

very outgoing I was very shy very timid when I was very very young very little I

çok dışa dönük görünüyorsun çok utangaçtım çok çekingendim çok çok küçükken çok az çekingendim içe dönüktüm

was shy introverted I was I was an introvert as a child I wouldn't say

çocukken içe dönüktüm

anything in class I was very shy you wouldn't say as the expression goes you

sınıfta bir şey söylemezdim çok utangaçtım sen öyle söylemezdin ifade şöyledir:

wouldn't say boo to a goose I wouldn't say boo to a goose I was so

kazlara yuh demezsin Kazlara yuh demezdim çok

shy and and one of the things that happened during my early school days was

utangaçtım ve okulun ilk günlerimde olan şeylerden biri de şuydu:

I started to lose my eyesight I I realized that I couldn't see the

görme yeteneğimi kaybetmeye başladım Yapamayacağımı fark ettim tahtayı göremiyorum

blackboard so what happened over a period of time I couldn't see the board

yani ne oldu bir süre sonra tahtayı göremedim

so when the teacher was writing things on the blackboard I couldn't see what

bu yüzden öğretmen tahtaya bir şeyler yazarken

she was writing or what he was writing and so over time my education actually

onun ne yazdığını veya onun ne yazdığını göremedim ve böylece zamanla eğitimim aslında bu yüzden acı

suffered because of it this is true because I was so scared I was too afraid

çekti bu doğru çünkü çok korkmuştum artık tahtayı

to tell anyone that I couldn't see the blackboard anymore I was really really

göremediğimi kimseye söylemekten çok korkuyordum gerçekten gerçekten çok

afraid genuinely scared to tell anyone and this happened over a period of

korkuyordum gerçekten kimseye söylemekten korkmuştum ve bu aylarca çok aylarca bir süre içinde oldu

months many many months and the teachers became very concerned and they wondered

ve öğretmenler çok endişelendiler ve

why my education was was slipping why I seemed to be doing so badly in class and

eğitimimin neden düştüğünü merak ettiler, neden sınıfta bu kadar kötü görünüyormuşum ve bunun

the reason was because I couldn't see the blackboard so one day I told one of

nedeni tahtayı göremiyor olmamdı, bu yüzden bir gün öğretmenlerden birine göremediğimi söyledim.

the teachers that I couldn't see the blackboard so they gave me some help

Tahtayı görmemek için bana biraz yardım ettiler

in fact what they did what they did they

aslında ne yaptılar ne yaptılarsa

put me right in front of the blackboard so my desk was right in front of the

beni tahtanın tam önüne koydular bu yüzden masam tahtanın tam önündeydi

blackboard so the blackboard was was right in front of me so I was sitting

bu yüzden tahta tam önümdeydi yani ben de Oturup

looking at the blackboard like that that must have been very embarrassing in

tahtaya böyle bakmak,

front of the rest of the class it was I had to sit in front of everyone in the

sınıfın geri kalanının önünde çok utanç verici olmalı, sınıftaki herkesin önünde oturmak zorunda kaldım,

classroom really embarrassing it was a bit like being at the cinema when you're

gerçekten utanç verici, sen ders çalışırken sinemada olmak gibi bir şeydi.

on the front seat so when you have the front row in the cinema you can't see

ön koltuk bu yüzden sinemada ön sırada olduğunuzda

the screen properly because you're so close so you have to look up in a

ekranı düzgün göremiyorsunuz çünkü çok yakınsınız bu yüzden garip bir açıyla bakmanız gerekiyor

strange angle it's amazing isn't it these days you'd be able to sue your

bu harika, değil mi bu günlerde bunu yapabiliyordunuz? Öğretmenlerine dava açmaz

teachers wouldn't you I think so if you were treated like that and that kind of

mıydın, eğer sana böyle ve

degrading way I would say it was quite degrading for you to have to sit in

aşağılayıcı bir şekilde davranılsaydı, sınıfta böyle oturmak zorunda kalmanın senin için oldukça aşağılayıcı olduğunu söylerdim,

class like that it wasn't fun all the other children but they I expect they

diğer tüm çocuklar eğlenceli değildi ama onlar sanırım sana

were laughing at you weren't they I think one or two of the other classmates

gülüyorlardı değil mi sanırım diğer sınıf arkadaşlarından bir iki tanesi

they were they were making fun yes I think he must have looked very strange

dalga geçiyorlardı evet bence çok tuhaf görünmüş olmalı bu

so mr. Steve let's remind ourselves of mr. Steve when he was little there he is

yüzden bay. Steve kendimize Mr. Steve küçükken orada

mr. Steve has a Boy Scout so can you give us one of your childhood memories

bay. Steve'in bir İzcisi var, şimdi bize çocukluk anılarınızdan birini anlatabilir misiniz

now mr. Steve one of my a nice childhood memory yes please well I would say I had

bayım? Steve güzel bir çocukluk anımdan biri evet lütfen pekala

actually a very nice childhood I haven't really got many bad memories so dad used

aslında çok güzel bir çocukluk geçirdiğimi söyleyebilirim gerçekten çok fazla kötü anım yok bu yüzden babam araba

to like driving a lot driving in cars he as his job for a living he had to drive

kullanmayı çok severdi araba kullanmayı severdi geçimini sağlamak için yaptığı iş

in his car a lot so even on holiday he would still want to keep driving and we

arabasıyla çok araba kullanmak, bu yüzden tatilde bile araba sürmeye devam etmek isterdi ve biz

I grew up in the 70s the nineteen seventies and it was a fashionable then

70'lerde, 1970'lerde büyüdük ve o zamanlar Birleşik

if you lived in the UK to go abroad on holiday to Europe but to drive there so

Krallık'ta yaşıyorsanız yurt dışına Avrupa'ya tatile gitmek modaydı ama oraya sür, böylece arabanın arkasına Büyük Britanya için GB olan

you would put out like a GB sticker that's GB for Great Britain on the back

bir GB çıkartması gibi yapıştırırsın,

of your car you'd stick that on and then drive to the south coast to Calais a -

onu yapıştırırsın ve sonra güney sahiline Calais a'ya gidersin -

were to report Smith or somewhere like that Dover on the south coast and then

Smith'i veya Dover gibi bir yeri ihbar edecektin. güney kıyısı ve sonra

you would drive onto a ferry which in our case was quite often a hovercraft

bir feribota binersiniz, bizim durumumuzda oldukça sık olarak bir hoverkrafttı

because hovercrafts were quite fashionable modes of trans fats level at

çünkü hovercraft'lar trans yağ seviyesinin oldukça moda modlarıydı,

a time you know what Steve I don't I don't remember the hovercraft ever being

biliyor musunuz Steve, hovercraft'ın hiç moda olduğunu hatırlamıyorum

fashionable yes it was that it was because if you are just hopping across

evet, öyleydi, çünkü sadece

the English Channel which is about it about 30 miles it's not very far from

yaklaşık 30 mil olan Manş Denizi'ni geçiyorsanız,

the English coast across to the French coasts so Dover to Calais is a popular

İngiliz kıyılarından Fransız kıyılarına çok uzak değildir, bu nedenle Dover'dan Calais'e

route to take on holiday ferries and the hovercraft they used to be lots of

tatil feribotlarına binmek için popüler bir rotadır. hoverkraft onlar hakkında pek çok

programs about it was very exciting to go on a hovercraft I've become a

programdı bir hoverkraftla gitmek çok heyecan vericiydi ben bir

spaceship hovering craft is like a is it looks a bit like a car but it floats on

uzay gemisi oldum uçan araç a gibi biraz arabaya benziyor ama

a big cushion of air let go because of those across the water very exciting I

büyük bir hava yastığı üzerinde yüzüyor bırak gitsin çünkü karşıdan karşıya geçenlerin sayısı çok heyecan verici

don't think they use them so much now but so we used to go across in the ferry

artık çok kullandıklarını sanmıyorum ama eskiden feribotla karşıya geçerdik

would drive all the way through France we'd stop at various towns on along the

fransa'yı boydan boya geçerdik yol boyunca çeşitli kasabalarda durur

way sample the French cuisine and then we drove all the way to Spain on this

fransız mutfağının tadına bakardık ve sonra bu

particular occasion and that was a lovely holiday and Astarte Astarte is

özel vesileyle ta İspanya'ya kadar gittik ve bu güzel bir tatildi ve Astarte Astarte, arabayla

the name of the town we drove I can still remember that now and we had a

gittiğimiz kasabanın adı.

lovely holiday we all got sunburned of course as you do because we without

Yap çünkü

really have sunblock in those days

o günlerde gerçekten güneş kremimiz yoktu,

are we still on that is the question YouTube is now telling me that we are

hala bu sorudayız YouTube şimdi bana çevrimdışı olduğumuzu söylüyor

off line but everybody is I don't know what's going on here YouTube is now

ama herkes burada neler olduğunu bilmiyorum YouTube şimdi

telling me that we are not broadcasting any longer but my everything else is

bana yayın yapmadığımızı söylüyor artık ama diğer her şeyim

saying that we are Oh are we still on because I'm getting the red sign that's

olduğumuzu söylüyor Oh, hala yayındayız çünkü

saying that we are not on so are we on can someone please say that we are still

yayında olmadığımızı söyleyen kırmızı işareti alıyorum, yani yayındayız, lütfen biri hala

on broadcasting live I think we're back now yes like we're back that was nothing

canlı yayında olduğumuzu söyleyebilir mi, sanırım biz' şimdi geri döndük evet geri döndük sanki bunun

to do with us we seem to have a little bit of a technical problem there mr.

bizimle ilgisi yoktu orada biraz teknik bir problemimiz var gibi.

Steve for some reason I don't know what happened there a YouTube problem not to

Steve nedense orada ne olduğunu bilmiyorum bir YouTube sorunu sana değil

you let me just explain my screen went red which means that the connection is

açıklamama izin ver ekranım kırmızıya döndü bu da bağlantının koptuğu anlamına geliyor

lost but it would appear that people were still watching oh so I don't know

ama insanlar hala izliyormuş gibi görünüyor oh bu yüzden bilmiyorum

it's very strange but now it now it's gone green again so that means we're OK

çok garip ama şimdi tekrar yeşile döndü, bu da iyi olduğumuz anlamına geliyor,

I do apologize for that mr. Steve it's it's almost as if YouTube got bored of

bunun için özür dilerim bayım. Steve, sanki YouTube

your story it's almost like YouTube we're saying mr. Steve we don't want to

senin hikayenden sıkıldı, neredeyse YouTube gibi, mr. Steve,

hear this is YouTube we don't want to hear about your story we're back again

bunun YouTube olduğunu duymak istemiyoruz, hikayeni duymak istemiyoruz tekrar geri döndük

okay so the short version is we drove all the way to the south coast of Spain

tamam yani kısa versiyon, İspanya'nın güney sahiline kadar tüm yolu

in a car that's the quick version if we hit a big bump on the way and the car

arabayla gittik, bu hızlı versiyon yolda büyük bir tümseğe çarparsak ve araba

was a brand new car and we hit a big bump in the road because the roads in

yepyeni bir arabaysa ve yolda büyük bir tümseğe çarparsak çünkü

Spain weren't very good at the time and we nearly wrecked the car okay

o zamanlar İspanya'daki yollar pek iyi değildi ve neredeyse arabayı mahvediyorduk tamam

that's brilliant mmm that's a good memory a good memory a sort of because

bu harika mmm bu iyi bir hatıra iyi bir hatıra bir nevi çünkü

of course I I think as I mentioned earlier I think maybe you are a little

tabii ki sanırım daha önce de belirttiğim gibi belki siz

bit Pacha than me because we didn't really go very far in holidays we never

benden biraz Pachasınız çünkü tatillerde gerçekten çok uzağa gitmedik

went abroad because we couldn't afford it but of course you could be being posh

çünkü maddi gücümüz yetmediği için yurt dışına hiç çıkmadık ama tabii ki havalı olabilirsin ve

and everything living living in the Cotswolds as you did and what you used

Cotswolds'ta yaşayan her şey senin yaptığın gibi ve eskiden

to do is to let everybody know you'd been on holiday abroad in in those days

yaptığın şey, 1970'lerde o günlerde yurt dışında tatilde olduğunu herkesin bilmesini sağlamaktı

back in the 1970s is that you have because by law you had to put a big

çünkü sahiptin. kanunen arabalarınızın arkasına büyük bir çıkartma yapıştırmak zorundaydınız,

sticker on the back of your cars that when you were driving in another

başka bir

country people knew which country you were from but when you came back you

ülkede araba kullanırken insanlar hangi ülkeden olduğunuzu bilirdi ama geri döndüğünüzde

would leave it on for several weeks so that everyone would know that you'd been

bunu birkaç hafta boyunca bırakırdınız ki herkes sizin kim olduğunuzu bilsin.

on holiday abroad and it was like a it was like a a one-upmanship thing you

yurt dışında tatildeydim ve sanki tek düze bir şey gibiydi,

know tell the neighbors look we've driven abroad that's what we did in

komşulara söyle bak, yurt dışına sürdük,

those days you keep using phrases that people might understand one upmanship

o günlerde yaptığımız buydu, insanların anlayacağı sözler kullanıp duruyorsun bir üstlük bir

one upmanship one upmanship yes oh that means that you're in a way you're

üstlük bir terbiyecilik evet oh demek ki bir bakıma

competing with your with your neighbors for example and you do one thing better

komşularınızla yarışıyorsunuz ve onlardan daha iyi bir şey yapıyorsunuz

than them so if they hadn't been on holiday abroad in a car and driven

yani onlar yurt dışında tatile araba ile gitmemiş ve

across the channel sailed across the channel you could say yes we've done

kanalı deniz yoluyla geçmemiş olsalardı kanalın karşısında evet bunu yaptık diyebilirsiniz

that and you're secretly sort of getting one over on them you're better you you

ve gizlice onları aşarsınız daha iyisiniz siz

you're trying to be better than your neighbours or all your friends it's a

komşularınızdan veya tüm arkadaşlarınızdan daha iyi olmaya çalışıyorsunuz bu

bit snooty it's not a very nice thing to do really because we were snooty posh

biraz kibirli değil gerçekten yapılacak çok güzel bir şey çünkü biz kibirli ve gösterişliydik

okay but I think one upmanship is like is like you you want to do something

tamam ama bence bir ustalık, sizin gibi bir şeyi

better than someone else so you want to you want to do the so if one person goes

başka birinden daha iyi yapmak istiyorsunuz, bu yüzden yapmak istiyorsunuz, yani bir kişi tatile giderse bunu yapmak istiyorsunuz.

on holiday for a week you want to go on holiday for two weeks because then you

hafta iki haftalığına tatile gitmek istiyorsunuz çünkü o zaman onların

beat the thing that they did yeah one upmanship is almost like competing you

yaptığını yenersiniz evet bir ustalık neredeyse rekabet gibidir

were always trying to compete or you are always trying to to beat the other

hep rekabet etmeye çalışırdınız ya da her zaman diğer kişiyi yenmeye çalışırsınız

person yes so if your neighbor gets a a new car

evet yani komşunuz bir a alırsa yeni araba

that's one upmanship in a way it's a bit childish apologist once again because

bu bir bakıma bir ustalık biraz çocukça bir özürcülük bir kez daha çünkü

YouTube it wasn't me YouTube had some strange little problem

YouTube ben değildim YouTube garip küçük bir sorun yaşadı

they cut us off waiting during mr. Steve's story and then we suddenly came

baylar sırasında beklememizi kestiler. Steve'in hikayesi ve sonra aniden

back again so I do apologise for that it wasn't me it was YouTube I don't know

geri döndük, bu yüzden özür dilerim çünkü ben değildim, YouTube'du.

why I think YouTube is trying to sabotage me to be honest that they don't

YouTube'un neden beni sabote etmeye çalıştığını bilmiyorum, dürüst olmak gerekirse

like me very much anymore YouTube because I'm not sexy I think that's the

artık beni pek sevmiyorlar. YouTube çünkü ben seksi değilim Bence bu

reason why they're only likes sexy people now on YouTube and because I'm

yüzden artık YouTube'da sadece seksi insanları seviyorlar ve

not very sexy they're just ignoring me so I think that's the reason why yes but

çok seksi olmadığım için beni görmezden geliyorlar bu yüzden bence bu yüzden evet ama

you've got me now yes that well that's the reason why I brought you in mr.

sende var ben şimdi evet o kadar iyi ki sizi buraya getirmemin nedeni bu bay.

Steve you are here you want you you would be

Steve buradasın canlı yayına

brought in to bring some sexiness to the live stream Wow there you go that's why

biraz seksilik katmak için getirilmeni istiyorsun Vay canına, işte bu yüzden

you're here okay another one of my childhood memories let's have another

buradasın tamam çocukluk anılarımdan bir tanesi daha bakalım bir kez daha bakalım

look at actually we've got some more pictures here we've got another one of

aslında elimizde daha çok resim var burada bir tane daha var

mr. Steve as a child we'll have a look at that in a minute okay

mr. Steve çocukken buna bir dakika sonra bakacağız tamam

here's another one of me so this is a picture of me taken after I started

işte benden bir tane daha yani bu benim gözlük takmaya başladıktan sonra çekilmiş bir fotoğrafım

wearing glasses here it is oh my goodness so this is really me when I was

aman tanrım yani bu gerçekten çocukken benim

a kid a bit older I think I was about maybe 12 maybe 13 13 maybe 14 maybe

biraz daha yaşlıyım sanırım bu resimde belki 12 belki 13 13 belki 14 belki

about 14 years old in this picture and as you can see I'm now wearing glasses

14 yaşındaydım ve gördüğünüz gibi artık gözlük takıyorum bu

so there is a picture taken of me and another pic another memory that I have

yüzden çekilmiş bir fotoğrafım ve başka bir anım var.

mr. Steve is winner I started school when I first went to junior school on

Bay. Steve kazandı Okula başladım ortaokula ilk gittiğimde

the first day we all had to go into this big hall for assembly right

ilk gün hepimiz toplanmak için bu büyük salona gitmek zorundaydık

and I always remember one of my friends I remember his name Stewart no not to do

ve her zaman arkadaşlarımdan birini hatırlıyorum onun adını hatırlıyorum Stewart hayır yapmamak için

it it was Ross Ross Thomason was his name and he grabbed my shorts while I

Ross'tu Onun adı Ross Thomason'du ve ben

was standing up and what he was trying to do is to get me to sit down

ayakta dururken şortumu tuttu ve yapmaya çalıştığı şey beni oturtmaktı, bundan sonra

you can probably imagine what happened after that so he grabbed my shorts to

ne olduğunu muhtemelen tahmin edebilirsiniz, bu yüzden beni oturmam için şortumdan tuttu

pull me down to sit but unfortunately I stayed standing and my shorts came down

ama ne yazık ki Ayakta kaldım ve şortum indi Şaka

I'm not joking this really happened on the first day of junior school nice

yapmıyorum bu gerçekten ortaokulun ilk günü oldu güzel

shorts mice wearing underwear I was so relieved we weren't that poor I know we

şort fareler iç çamaşırı giymiş o kadar rahatladım ki o kadar

were poor but we weren't that poor I did have underwear when I was a child

fakir değildik fakirdik biliyorum ama o kadar da fakir değildik Neyse ki çocukken iç çamaşırım vardı,

fortunately so pulled the trousers down my shorts were pulled right down in

bu yüzden pantolonumu indirdim, şortum tüm okulun önünde aşağı çekildi,

front of the whole school you're not going to recover from that

ondan

one quickly no I remember that forever no one is recovering from the

çabucak kurtulamayacaksın hayır, sonsuza kadar kimsenin bu yüzden iyileşemeyeceğini hatırlıyorum.

so you will notice that most of my childhood memories are not very good not

çocukluk anılarımın çoğunun çok iyi ve

very happy so please mr. Steve give us a happy one

çok mutlu olmadığını fark edeceksiniz, bu yüzden lütfen bayım. Steve bize şimdi mutlu bir tane ver

now Oh a happy memory while talking of being posh I suppose we were a bit posh

Oh, lüks olmaktan bahsederken mutlu bir anı Sanırım

compared to a lot of a lot of our neighbors because that had a good job so

birçok komşumuza kıyasla biraz havalıydık çünkü bunun iyi bir işi vardı, bu yüzden eskiden

we used to play our garden we had quite a big garden yes and at the bottom of

bahçemizde oynardık, epeyce eğlenirdik. büyük bahçe evet ve

that garden we put a tennis court oh can you believe it you had a tennis court at

o bahçenin altına bir tenis kortu koyduk oh inanabiliyor musun arka tenis kortunda bir tenis kortun vardı

the back tennis court you had a tennis court yes and a miniature little putting

bir tenis kortun vardı evet ve minyatür küçük bir golf sahası vardı

green what well that's in green it means

ne güzel o yeşilin rengi

nothing putting it's gold you know when people are playing golf and they they

hiçbir şey ifade etmiyor altın koymak, insanlar golf oynarken bilirsiniz ve

hit the ball onto the onto the green where the whole rule is they they put I

topu sahaya vururlar, tüm kuralın şu olduğu yere koyarlar,

just put the ball into the hole so it's like it's like golf but but in your back

topu deliğe koyarım, böylece golf gibi olur ama ama arka

garden that's right you're not doing that they're really long shots you know

bahçenizde bu doğru, yapmıyorsunuz ki onlar gerçekten uzun şutlar, biliyorsunuz

200 yards shots you're doing that that just when it gets onto that nice smooth

200 yarda şutları, bunu yapıyorsunuz, tam o güzel, pürüzsüz yeşile geldiği anda,

green that's when you're just putting it so your garden wasn't that big it wasn't

bahçeniz o kadar büyük değil diye koyuyorsunuz.

that big no but it so easy to do that and we used to play another very posh

o kadar büyük değildi hayır ama bunu yapmak çok kolaydı ve eskiden kroket denilen çok gösterişli başka bir

game called croquet croquet croquet I thought only the Queen of England played

oyun oynardık kroket kroket Sadece İngiltere Kraliçesi'nin kroket oynadığını sanıyordum,

croquet on the Lord was it Queen Victoria

Kraliçe Victoria mıydı?

I think Queen Victoria and I want to say so Walter Reilly was it so Sir Walter

Sanırım Kraliçe Victoria ve ben oynamak istiyoruz Walter Reilly öyle miydi yani Sir Walter

Raleigh he actually introduced yes I think he introduced croquet - country am

Raleigh aslında o tanıştırdı evet bence kroketi o tanıttı - ülke

i right I'm not sure about that but you know if

haklı mıyım bundan emin değilim ama

people don't know what croquet is you have a long clubs clubs with great big

insanlar kroketin ne olduğunu bilmiyorsa uzun kulüp kulüpleriniz olur. büyük büyük bir

sort of mallet like ends on them well I'm drawing a picture I was drawing a

tokmak gibi uçları üzerlerinde iyi bir resim çiziyorum bir resim çiziyordum

picture there we go it's quite good at art so he should be able to do that and

işte başlıyoruz sanatta oldukça iyi bu yüzden o bunu yapabilmeli ve

you have hoops in the ground and a ball about that size and you have to put the

yerde çemberler ve bu büyüklükte bir top var ve

the club I don't what you could whether you call it a club through your legs and

sopayı koymalısın, ne yapabilirsin bilmiyorum, bacaklarının arasından sopa dersen ve

push these balls through the hoops and very it's quite a posh game I don't

bu topları çemberlerden geçirirsen ve çok havalı bir oyun,

think you'd play it these days it's normally played by girls really let's

bugünlerde oynayacağını sanmıyorum normalde kızlar tarafından oynanır gerçekten kabul edelim bu

face it so hoops balls and like a mallet I think

yüzden çemberler [ __ ] ve bir tokmak gibi sanırım

you call it a mallet there we go I have my drawing this is my representation of

ona tokmak diyorsunuz işte başlıyoruz benim çizimim var bu benim

croquet probably better than my explanation there it is so you can see

kroket temsilim muhtemelen benim açıklamamdan daha iyi

you hit the ball and then the ball goes underneath that hoop it goes you you hit

top ve sonra top o çemberin altına giriyor, sen gidiyorsun,

it and then the ball goes underneath so that is called croquet yes

vuruyorsun ve sonra top altına giriyor, buna kroket evet ezberci denir

rote and it's played by posh people like like like mr. Steve on a nice summer day

ve bay gibi havalı insanlar tarafından oynanır . Steve güzel bir yaz gününde

and then you would have some soft drinks with ice in you would sit and relax then

ve sonra içinde buzlu meşrubat içersin, oturup rahatlarsın, sonra

you go and but it's not very competitive it's not like a very competitive sport

gidersin ve çok rekabetçi değil, çok rekabetçi bir spor gibi değil,

what's a soft drink Nitori is that is that lightly so what's

meşrubat nedir Nitori, bu o kadar hafif yani ne

a hard drink that would be whisky vodka a soft drink would be orange squash oh I

viski votka olabilecek sert bir içecek meşrubat portakal kabağı olurdu oh

see so a soft drink is non-alcoholic yes not a soft drink I would ever think you

anlıyorum yani bir meşrubat alkolsüzdür evet alkolsüz bir içecek değil Alkolsüz olarak tanımlayacağınızı hiç düşünmezdim

would describe as non-alcoholic could be fizzy fizzy pop sometimes called orange

gazlı gazlı pop olabilir bazen portakal denir

juice something like that and you would serve it in jugs with ice in it and

böyle bir şeyin suyunu içersin ve onu içinde buz olan sürahilerde servis edersin ve

you'd sit down and drink some of that no oh we're having a lovely time let's go

oturup biraz içersin hayır oh çok güzel vakit geçiriyoruz hadi gidip

and play croquet and then you would then you would spend half an hour just

kroket oynayalım ve sonra sen de yarısını harcarsın saat

banging these balls around through the hoops it's all all good fun but yes

bu topları çemberin içinden geçirmek hepsi çok eğlenceli ama evet

traditionally played by people who come from posh background doesn't the next

geleneksel olarak lüks bir geçmişe sahip insanlar tarafından çalınıyor, bana

thing you'll be telling me is that you have piano lessons oh yes I had piano

söyleyeceğiniz bir sonraki şey piyano dersleriniz olduğu olacak oh evet piyano

lessons and my sister used to have ballet lessons and horse riding of

derslerim vardı ve ablam bale dersleri ve ata binerdi

course the thing is my dad worked quite late so when my sister had this is a bad

tabi ki mesele şu ki babam çok geç saatlere kadar çalışıyordu yani ablam olduğunda bu kötü bir

memory actually I've got a bad bad memory now my sister used to have ballet

hatıra aslında benim kötü bir hafızam var şimdi ablam

lessons once a week but because it was sort of at five o'clock and my dad

haftada bir bale dersi alırdı ama saat beş gibiydi ve babam

wasn't home my mum used to take my sister but I had to go with with both of

evde olmadığı için annem kız kardeşimi alırdı ama ben ikisiyle birlikte gitmek zorunda kaldım

them because otherwise I'd have been home

çünkü aksi halde evde tek

on my own which of course isn't a good idea so I used to Edward all the boys at

başıma olurdum ki bu tabii ki değil. İyi bir fikir, bu yüzden okuldaki tüm erkekler

school used to see me going into where my sister was having a ballet lessons

beni kız kardeşimin bale dersleri aldığı yere girerken görürlerdi

and assumed I was having ballet lessons as well so you can imagine the ribbing

ve benim de bale dersleri aldığımı varsayarlardı, bu yüzden eskiden yaptığım şakaların ne kadar alaycı olduğunu hayal edebilirsiniz.

the jokes I used to get at school because they were convinced I was having

okulda bale dersi aldığıma inandıkları için

ballet lessons so your classmates used to pick on you

sınıf arkadaşların sana sataşıyorlardı

because they thought you have ballet lesson because it's nothing wrong with

çünkü senin bale dersin olduğunu düşünüyorlardı çünkü bunda yanlış bir şey yok

there's nothing wrong with having ballet lessons if you're a boy or girl now

çünkü kız ya da erkeksen bale dersi almanın yanlış bir tarafı yok artık

there isn't but there isn't but of course you will have the Mickey taken

' t ama yok ama tabii ki Mickey'nin senden alınmasını sağlayacaksın

out of you because what the Mickey jokes people will will make lots of jokes and

çünkü Mickey'nin şakaları insanlar sana bir sürü şaka yapacak ve sana

laugh at you and things like that though that's just what boys do they will make

gülecek ve bunun gibi şeyler gerçi erkeklerin yaptığı tam da bu,

fun of you they will make fun of you so if if one person makes fun of another

seninle dalga geçecekler seninle dalga geçecekler yani eğer bir kişi diğeriyle dalga geçerse onlara

one they pick on them by making jokes against them yeah you can say they take

şakalar yaparak onları seçerler evet onların mickey'i çıkardıklarını söyleyebilirsin bu arada

the mickey out of them that's I would love to know where that comes from by

bunun nereden geldiğini bilmek isterim

the way I'd love to know where that came from

ben Bunun nereden geldiğini bilmek isterim

yes I don't know we have to look that one up okay well that's very nice now

evet bilmiyorum buna bakmalıyız tamam peki bu çok güzel

another thing we're talking about today besides our childhood memories is also

bugün bahsettiğimiz başka bir şey de çocukluk anılarımızın yanı sıra

abbreviations now when we talk about greevey ations

artık kısaltmalardan bahsediyoruz.

we talk about words that have been shortened or maybe we have shortened a

kısaltılmış kelimelerden bahsediyoruz ya da belki bir

sentence so we make it easier to say and also quicker

cümleyi kısalttık, bu yüzden söylemeyi daha kolay ve aynı zamanda daha hızlı hale getiriyoruz,

so normally abbreviations are used to save time would you say that's true

bu yüzden normalde kısaltmalar zaman kazanmak için kullanılıyor, bu doğru,

that's right they used a lot these days aren't they they are and there is a

doğru, bu günlerde çok kullanıyorlar değil mi? onlar ve

particular type of abbreviation in fact there are two that we are going to look

belirli bir kısaltma türü var aslında bugün bakacağımız iki tane var

at today okay we have initial abbreviation do you know

tamam ilk kısaltmamız var

what a what initial abbreviation is mr. Steve is that way you just use the first

ilk kısaltmanın ne olduğunu biliyor musunuz mr. Steve, bu şekilde kelimenin sadece ilk

letter of the word is that correct it is indeed yes okay we're gonna cut in

harfini kullanıyorsun, bu doğru gerçekten evet tamam

there I thought you was going to elaborate there with something else but

orayı keseceğiz ben orada başka bir şeyle detaylandıracağını düşünmüştüm ama

yes initial abbreviation means that you take the first

evet ilk kısaltma ilk harfi aldığın anlamına geliyor

letter of the words in whatever it is you are abbreviating sometimes you don't

kısaltma yaptığınız her ne ise, bazen

use all of the words but quite often you will use them so first of all we have

tüm kelimeleri kullanmazsınız, ancak oldukça sık olarak onları kullanacaksınız, bu nedenle her şeyden önce,

initial abbreviation abbreviations are very useful in grammar we also have

ilk kısaltmalarımız var.

abbreviations in words we will sometimes shorten sentences and we call that

Cümleleri kısaltın ve biz buna

contraction so a contraction is when you shorten a sentence to make it easier and

kısaltma diyoruz, yani kısaltma, bir cümleyi daha kolay ve

quicker to say such as don't so do not becomes don't so that is a contraction

daha hızlı yapmak için kısalttığınızda, örneğin don't so dodon don't so, yani bir kısaltmadır,

initial abbreviation takes as I said the first letters of the work we're going to

ilk kısaltma ilk harfleri söylediğim gibi alır işin

have a look at some now we're going to say have you got any examples mr. Duncan

bazılarına bakacağız şimdi herhangi bir örneğiniz var mı diyeceğiz bayım. Duncan,

I have we have some examples of initial abbreviations I want you to guess what

elimizde ilk kısaltmalarla ilgili bazı örnekler var, bunların ne olduğunu tahmin etmeni istiyorum, bu

they are so we're going to go through these quite quickly

yüzden bunları oldukça hızlı bir şekilde gözden geçireceğiz,

this could be embarrassing so here we go here is the first initial abbreviation

bu utanç verici olabilir, bu yüzden işte başlıyoruz, ilk kısaltma burada

and feel free to join in everyone if you want to join in feel free don't google

ve herkese katılmaktan çekinmeyin katılmak istersen

it I think there is a serious problem by the way this afternoon with the live

google'lama bence bu arada ciddi bir sorun var bu öğleden sonra canlı

stream there is a little bit of a problem with the connection but it isn't

yayında bağlantıda ufak bir sorun var ama

my fault it is YouTube YouTube once again trying to

bu benim hatam değil YouTube YouTube bir kez daha

destroy my live streams I don't know why they hate me here we go here is the

canlı yayınlarımı mahvetmeye çalışıyor Benden neden nefret ettiklerini bilmiyorum işte başlıyoruz işte bu

first the first initial abbreviation I think this is a very good one for us

ilk ilk baş harfinin kısaltması bence bu bizim için çok iyi bir tane var

there's the first one I can't see it v.i.p

ilkini göremiyorum v.i.p

the IPV IP ah that's you mr. Duncan a very important person oh that's very

IPV IP ah bu sizsiniz bayım. Duncan çok önemli bir insan oh bu çok

kind of you but of course YouTube doesn't think that I'm very important

naziksiniz ama tabii ki YouTube benim çok önemli olduğumu düşünmüyor

they don't like me whatsoever but yes you are right VIP mean

beni hiçbir şekilde sevmiyorlar ama evet haklısın VIP

a very important person VIP or as they say in Hollywood is as they say in

çok önemli bir insan anlamına geliyor VIP veya Hollywood'da dedikleri gibi

Hollywood for some of the famous film stars very impotent person that's a

Hollywood'da bazı ünlü film yıldızları için söylendiği gibi çok iktidarsız insan bu

different thing altogether that's a different thing altogether

tamamen farklı bir şey bu tamamen farklı bir şey

here's the second one I hope you're enjoying this please I'm right along at

işte ikincisi umarım bundan zevk alıyorsundur lütfen ben hemen

home if you are playing along at home please let me know what you think it is

evdeyim eğer birlikte oynuyorsanız evde lütfen bana ne düşündüğünüzü bildirin,

hung Nguyen says how what are the differences between I have little hope

asıldı Nguyen, benim biraz umudum var

and I have a little hope little hope is no hope if you have a

ve

little hope it means you have some so little is normally a very small amount

biraz umudum var arasındaki farkların ne olduğunu söylüyor çok küçük bir miktar

or all or almost nothing and a little means you have some so you have little

veya tamamen veya neredeyse hiç ve biraz,

hope of finding your dog that means you have virtually no hope but if you say

köpeğinizi bulma konusunda çok az umudunuz olduğu anlamına gelir, bu da neredeyse hiç umudunuz olmadığı anlamına gelir, ancak

you have a little hope it means there is some hope I hope that helps you so here

biraz umudunuz olduğunu söylerseniz, bu biraz umut olduğu anlamına gelir umarım size yardımcı olur, işte

we go another abbreviation mr. Steve okay I'm ready with my pen because I

başka bir kısaltmaya gidiyoruz bay. Steve tamam kalemimle hazırım çünkü

need to write this down M P mm I'll write M P yes should know what that is

bunu yazmam gerekiyor M P mm MP yazacağım evet bunun ne olduğunu bilmeli

at least in the UK its Member of Parliament

en azından Birleşik Krallık'ta Parlamento Üyesi

Member of Parliament yes quite often we call a person who sits in Parliament the

Parlamento Üyesi evet oldukça sık oturan bir kişiye deriz

government here in the UK for example yes we will call them an MP m P which is

örneğin Birleşik Krallık'ta Parlamento'da hükümet, örneğin evet onlara MP m P diyeceğiz, bu da

an abbreviation of member of Parliament's you are right yes Member of

parlamentonun üyesinin kısaltmasıdır, haklısınız evet Parlamento Üyesi

Parliament these are easy mr. Duncan well maybe for

bunlar kolay bayım. Duncan belki

you maybe for you they're easy because you have a slight advantage you see

senin için belki senin için kolay çünkü senin küçük bir avantajın var görüyorsun

because you've been teaching sorry talking English I've been teaching

çünkü sen İngilizce öğretiyordun üzgünüm ben

English and you you've been talking in English so we both have an advantage

İngilizce öğretiyordum ve sen İngilizce konuşuyordun bu yüzden ikimizin de bir avantajı var

here is another one d n d DN d DN DND I sometimes put this on my studio

işte bir tane daha d n d DN d DN DND Bazen bunu stüdyomun kapısına koyarım

door to keep mr. Steve away well that's yes oh do not disturb there

mr. Steve uzağa git bu evet oh rahatsız etme orası

it is yes D and D means do not disturb you find this a lot of work because

evet D ve D rahatsız etme anlamına gelir, bunu çok iş buluyorsunuz çünkü

there's a lot of Technology work these days and you find that a lot of that

bu günlerde çok fazla Teknoloji işi var ve bu

technology is often abbreviated and at work you tend to find this is people

teknolojinin çoğunun genellikle kısaltıldığını ve işte bunun, insanların

talk in these kind of almost talking about they're just totally letters all

bu tür konuşmalar hakkında konuşmaları, her zaman tamamen harflerden ibaret olduğunu

the time and you wonder what they're talking about is jargon jargon unless

ve

you're in on what the jargon is and what all these abbreviations are you can get

jargonun ne olduğu ve ne olduğu konusunda bilgi sahibi olmadığınız sürece ne hakkında konuştuklarının jargon jargonu olduğunu merak ettiğinizi bulma eğilimindesiniz. bu kısaltmalar,

a bit lost so jargon when we say jargon we mean

biraz kaybolabilirsiniz yani jargon dediğimizde

technical speak or words that are specific for one thing jargon so you can

teknik konuşmayı veya bir şeye özgü kelimeleri kastediyoruz jargon yani

say computer jargon so computer jargon is something that only people who know a

bilgisayar jargonu diyebilirsiniz yani bilgisayar jargonu yalnızca

lot about computers will understand here comes another one now right how are we

bilgisayarlar hakkında çok şey bilen kişilerin anlayacağı bir şeydir işte bir tane daha geliyor şimdi nasılız

doing for time twenty about twenty two maybe twenty three minutes to go

zaman yirmi iki yirmi iki belki yirmi üç dakika sonra

here is another one mr. Duncan this is just for you because we know you like

işte bir tane daha bay. Duncan bu tam sana göre çünkü arabaları sevdiğini biliyoruz

cars I'm not sure if you like this particular car right B M W oh yes BMW a

Bu özel arabayı sevip sevmediğinden emin değilim doğru B M W oh evet BMW bir

German car good quality sporty that I think it stands for Bavarian motor works

Alman arabası kaliteli sportif bence Bavyera motor fabrikalarının kısaltması olduğunu duydum

I heard that you don't like BMWs mr. Steve is that true no I do I do I've got

sevmediğini duydum BMW'ler gibi mr. Steve bu doğru, hayır, yaparım,

a certain image but they're good cars you can't you can't not BMWs and they

belli bir imajım var ama onlar iyi arabalar, yapamazsın, yapamazsın, BMW'ler ve

are very sporty of course that's their image good handling ok mr. Steve is is

çok sportifler tabii ki bu onların imajı, yol tutuşu iyi, tamam bayım. Steve,

turning it to Jeremy Clarkson this afternoon so BMW yes is it is it

bu öğleden sonra onu Jeremy Clarkson'a çevirecek, bu yüzden BMW evet,

Bavarian motor works yes it is BMW Bavarian motor works glad I got that one

Bavyera motor fabrikaları mı, evet BMW Bavyera motor fabrikaları, bunu doğru anladığıma sevindim, bu

right that is the initial the initialization

of BMW Bavarian motor works okay one more very across being a region in

BMW Bavyera motor fabrikalarının ilk başlatılması, tamam bir tane daha çok karşısında Almanya'da bir bölge

Germany bavette oh really Bavaria well I'm not sure exactly but it

bavette oh gerçekten Bavyera tam olarak emin değilim ama bu

refers to the very abjure is a region in Germany I think you'll find it is that's

tam olarak abjure anlamına geliyor Almanya'da bir bölge olduğunu düşünüyorum

anybody in in Germany watching would maybe outer correctors or give us the

Almanya'da izleyen herhangi birinin belki dış düzelticiler olabileceğini veya bize

correct explanation of that mr. Steve wants to know where Bavaria is it

doğruyu vereceğini göreceksiniz. bunun açıklaması Sn. Steve, Bavyera'nın nerede olduğunu

definitely in Germany but I'm not sure whether it's referred to as Bavaria now

kesinlikle Almanya'da bilmek istiyor ama şu anda Bavyera olarak mı adlandırıldığından emin değilim, yıllar önce

whether it was referred to Bavaria many years ago so that would be

Bavyera'ya atıfta bulunuldu, bu yüzden

interesting to know Tomic says Bayern bayern not bayern it is Bavarian motor

Tomic'in Bayern bayern bayern değil Bavyera motoru olduğunu söylediğini bilmek ilginç olurdu

works Bavarian motor mania here's another one mr. Steve now this is this

çalışır Bavyera motor çılgınlığı işte bir tane daha bay. Steve şimdi bu

is an interesting one especially if you're talking about technology as you

ilginç bir şey, özellikle teknolojiden bahsediyorsanız,

were just l-e-d so that is an abbreviation LED LEDs lots of talk about

daha yeni l-e-d yani bu bir kısaltma LED'ler LED'ler bu günlerde LED'ler hakkında çok konuşuluyor

LEDs this these days LED televisions LED headlights that's on cars on cars I've

LED televizyonlar Arabalarda olan LED farlar bende

got cars and again there it's light emitting diode light emitting diode emit

var arabalar ve yine orada ışık yayan diyot ışık yayan diyot yayar yayar

what does emit mean gives off give off yes if you give off something normally

ne demek verir verir evet eğer bir şey yayarsanız normalde

light or sound we can say you are emitting so there it is yes LED stands

ışık ya da ses yayarsınız diyebiliriz yani işte evet LED

for light emitting diode there it is diode being a small electronic device

ışık yayan diyotun kısaltmasıdır işte orada diyot küçük bir elektronik cihazdır

yes and you put electricity through it it gives off light many cars now have

evet ve içinden elektrik verdiğinizde ışık veriyor artık birçok arabanın

LEDs on their headlights they do they used to be expensive used to have

farlarında LED var onlar eskiden pahalıydı eskiden

ordinary a sort of halogen bulbs or tungsten bulbs then you went on on to

sıradan bir tür halojen ampuller veya tungsten ampuller vardı sonra devam ettiniz

LED bulbs now which are well they're not bulbs as such they're actually they're

Şimdi iyi durumda olan LED ampuller, ampul değiller, aslında onlar

it's a separate thing altogether so they're very bright they used to be very

tamamen ayrı bir şey, bu yüzden çok parlaklar, eskiden çok

expensive but now Zen on that was what I was

pahalıydılar ama şimdi Zen'de

thinking of xenon bulbs they were very bright bulbs on car headlights but now

xenon ampulleri düşünüyordum. araba farlarında çok parlak ampullerdi ama şimdi

you've got LEDs which are even brighter and I think the last a very long time

daha da parlak olan LED'leriniz var ve bence çok uzun bir süre dayandı tamam peki

okay well you would know about it because you are a bit of an expert on

bilirdiniz çünkü

course besides being a grinder so mr. Steve knows a lot about grinding but he

öğütücü olmanın yanı sıra parkurda biraz uzmansınız yani Bay. Steve taşlama hakkında çok şey biliyor ama

also knows a lot about cars as well elke Noah says in German it's a Bey rich

aynı zamanda arabalar hakkında da çok şey biliyor

Berek Berek mater enough okay ah right okay so that's what BMW actually is in

German so it's just what we call it in the UK so we simplify it you see right I

Birleşik Krallık yani basitleştiriyoruz doğru

see thank you very much elke for that thank you

görüyorsunuz anlıyorum çok teşekkür ederim elke bunun için teşekkür ederim

here comes another one this is one that we will recognize b b c BBC BBC yes this

işte bir tane daha geliyor bu tanıyacağımız bir kanal b b c BBC BBC evet bu

is known throughout the world as an impartial broadcasting organisation it's

dünya çapında tarafsız bir yayın kuruluşu olarak biliniyor bu

the British Broadcasting Corporation I'm not sure about impartial but but uh some

British Broadcasting Corporation Tarafsızlıktan emin değilim ama bazı

people think that I should be on the BBC I think I would be very good on the BBC

insanlar BBC'de olmam gerektiğini düşünüyor BBC'de çok iyi olacağımı düşünüyorum

hello this is the BBC Radio 4 and now it is time for the shipping forecast did

merhaba, bu BBC Radio 4 ve şimdi nakliye tahmini zamanı

you like that it's okay what is Pasha's you of course you know I

beğendiniz mi? tamam Pasha sen nesin tabii ki biliyorsun ben burada

would be incredibly posh on the baby's here of course these days you have

bebek olsa inanılmaz derecede havalı olurdum tabii bu günlerde

regional accents now we don't speak proper English all the time on the BBC

bölgesel aksanların var artık BBC'de her zaman düzgün İngilizce konuşmuyoruz

you can come on with any old accent now with that yeah right yeah right yeah

artık herhangi bir eski aksanla gelebilirsin bununla evet doğru evet doğru evet

coffee BB goob yeah yup cool flips Selly Oak yokel from spork Hill this is this

kahve BB goob evet yup havalı çeviriler Spork Hill'den Selly Oak yokel bu,

is a radio for mixture of accent fair but did you like that was Birmingham

aksan fuarının karışımı için bir radyo ama beğendiniz mi, aksanımı rahat bırakan Birmingham aksanıydı,

accent that was leave my accents alone that is Liverpool there as well I think

Liverpool oradaydı peki bence

so BBC what does BBC stand for mr. Steve British Broadcasting

BBC, BBC'nin ne anlama geldiğini mr. Steve British Broadcasting

corporation the British Broadcasting Corporation is the BBC let's have a look

Corporation British Broadcasting Corporation BBC'dir Bir göz atalım mı

shall we ding British Broadcasting Corporation is

British Broadcasting Corporation

the BBC yes a place where I would love to work but they don't want me because

BBC evet çalışmak istediğim bir yer ama beni istemiyorlar çünkü

I'm not posh enough I think mr. Steve mr. Steve would get

yeterince lüks değilim sanırım bay . steve bey Steve BBC'ye girerdi bence bu yüzden bir

onto the BBC I think so so another one there's more there's more

tane daha var daha çok var

but we have about let me just see how many we have we have about three three

ama elimizde yaklaşık olarak kaç tane var bir bakayım yaklaşık üç üç tane

more and then we will say goodbye we will look at a couple of more pictures

daha var ve sonra vedalaşacağız birkaç fotoğrafa daha bakacağız

we've got two more pictures of mr. Steve when it was little oh well actually

Mr.'ın iki fotoğrafı daha var. Steve küçükken oh aslında

there's one of me and there's one of mr. Steve so that still to come so here we

benden bir tane var ve Bay'dan bir tane var. Steve böylece hala gelecek, bu yüzden

go another one this might not be from you but I won't use it anyway go ahead

bir tane daha gideceğiz, bu sizden olmayabilir ama yine de kullanmayacağım devam edin

see I a the CIA oh yes CIA NRS is American this is the Central

bakın ben bir CIA oh evet CIA NRS Amerikan, bu Merkezi

Intelligence Agency CIA was that your Birmingham accent that was my attempt at

İstihbarat Teşkilatı CIA sizin Birmingham'dı aksan bu benim

a southern American accent Central Intelligence Agency touch you threw it

Güney Amerika aksanı denememdi Merkezi İstihbarat Teşkilatı dokunuşu

out there you certainly did I know I know I'm throwing it away here you go

oraya attın kesinlikle yaptın biliyorum biliyorum atıyorum işte buyurun

then yes famous intelligence organization so in America what is it

o zaman evet ünlü istihbarat teşkilatı yani Amerika'da nedir o zaman

then tell us again what it is it's the Central American Central Intelligence

bize tekrar anlatın bu ne Orta Amerika Merkezi İstihbarat

Agency I've said it three times already yes but I wants it again I wants it in

Teşkilatı Bunu üç kez söyledim zaten evet ama tekrar istiyorum

your normal voice and in an American accent central intelligence agency and

senin normal sesinle ve Amerikan aksanıyla istiyorum merkezi istihbarat teşkilatı ve

the British central intelligence agency now Welsh let's move on shall we don't

İngiliz merkezi istihbarat teşkilatı şimdi Galce devam edelim Gal aksanı yapmayalım mı

you do a Welsh accent I thought you were an actor not just

seni bir aktör sandım öyle hemen değil

quickly like that how about I've got one for you which is related to this

what about KGB okay gee behaved g/b yes well I haven't got that one KGB

o bir KGB'yi aldım,

so what does the KGB stand for now sounds it sounds like something very

yani KGB'nin anlamı şimdi kulağa çok

old-fashioned and dated it sounds like we're going back to the to the 1950s in

eski moda ve modası geçmiş bir şey gibi geliyor, 1950'lere,

the 1960s during the Cold War so the K G B I haven't got that one by the way I

1960'lara, Soğuk Savaş sırasında, yani KGB'ye sahip değilim. bu arada o

don't have it here so K G B what does that stand for what does it stand for

burada yok yani KGB B ne anlama geliyor

what I want in Russia watching we want to know we know it's the the the Russian

Rusya'da izlemek istediğim şeyin anlamı nedir bilmek istiyoruz bunun

intelligence agency equivalent to the CIA good America how do you pronounce it

CIA'e eşdeğer Rus istihbarat teşkilatı olduğunu biliyoruz iyi Amerika nasıl

it when Russia stand for what does it mean okay g/b ooh interesting i hope

Rusya neyi temsil ediyorsa onu telaffuz ediyor musunuz, bu ne anlama geliyor tamam g/b ooh ilginç umarım

someone answers that because i i'm now scratching my head wondering as well

birisi buna cevap verir çünkü şimdi kafamı kaşıyorum

both in england we've got the mi5 mi5 what does that stand for again no idea

hem İngiltere'de hem de mi5 mi5'e sahibiz bu ne anlama geliyor diye merak ediyorum çünkü yine hiçbir fikrimiz

we don't know I don't think anyone does anyone know what mi files are you just

yok, kimsenin hangi mi dosyalarını bildiğini sanmıyorum, sadece cevabını bilmediğimiz

going to keep mentioning things that we don't know the answer to yes I just

şeylerden bahsetmeye devam edeceksiniz, evet, sadece

thought I would completely the talking about intelligence agencies around the

tamamen istihbarat teşkilatları hakkında konuşacağımı düşündüm. dünyanın her yerinde

world and they're all obviously abbreviated so Galina says Galina says

ve hepsi açıkça kısaltılmış, bu yüzden Galina, Galina

KGB but we want to know what KGB stands for so we have the initials KGB yes but

KGB diyor ama biz KGB'nin ne anlama geldiğini bilmek istiyoruz, bu yüzden KGB'nin baş harflerine sahibiz evet ama bu

what does it mean what does it stand for he's either one why don't we found

ne anlama geliyor, o ne anlama geliyor o ikisinden biri neden biz olmasın

Vladimir Vladimir Putin and ask him he might be able to tell us what we have to

Vladimir Vladimir Putin'i buldu ve ona sor, bize

do first is ask Donald Trump yeah there we go

ilk yapmamız gereken şeyi söyleyebileceğini sor, Donald Trump'a sor evet işte başlıyoruz

FBI this is linked to the last one ah f.b.eye all right well this is a

FBI bu sonuncusuyla bağlantılı ah f.b.eye pekala bu

American again Federal Bureau of Investigation or investigation the

yine bir Amerikan Federal Bürosu Soruşturma veya soruşturma

Federal Bureau of Investigation so what is the difference between FBI and CIA is

Federal Soruşturma Bürosu, yani FBI ile CIA arasındaki fark nedir,

there a difference I'm not sure I think I think FBI is more to do is sort of

bir fark var mı, emin değilim, bence FBI'ın yapması gereken daha çok şey,

what happens just in America itself it's more like an extension of the police

sadece Amerika'da olan bir şey, daha çok bir uzantısı gibi. polis

force I think whereas I think CIA is more to do with

teşkilatı bence oysa bence CIA daha çok

spying and looking all around the world I think I think I might be correct in

casusluk yapmak ve tüm dünyayı araştırmakla ilgili Sanırım

that Simona has actually told us what KGB stands for right I'm not sure if I'm

Simona bize KGB'nin ne anlama geldiğini söylediği konusunda haklı olabileceğimi düşünüyorum doğru mu emin değilim Rusça

going to be able to read this because it is in Russian call me Ted

olduğu için bunu okuyabileceğiz bana Ted

Gus door Vannoy Bissell has not nice D well we learn here that pronounced

Gus kapı Vannoy Bissell hoş değil D peki burada doğru telaffuz edildiğini öğreniyoruz

correctly come it tipped ghost or VAD Vinny oi

gel uçlu hayalet veya VAD Vinny oi

Bissell best soap but what does that mean it has must be I haven't finished

Bissell en iyi sabun ama bu ne anlama geliyor olmalı

yet please let me finish it's very long

Henüz bitirmedim, lütfen bitirmeme izin verin çok uzun,

there are lots and lots of letters in this we haven't got much time mr. Duncan

bunda bir sürü mektup var, fazla zamanımız yok bayım. Duncan

Simona thank you very much for that I hope I pronounced that right er I'm

Simona bunun için çok teşekkür ederim umarım doğru telaffuz etmişimdir er

probably going to get into big trouble now because of that big big trouble I

bu büyük bela yüzünden muhtemelen şimdi başım büyük belaya girecek

don't know about YouTube cutting me off either I think maybe maybe the KGB will

YouTube'un beni kesmesini de bilmiyorum Sanırım belki KGB keser

be cutting me off it sounds very painful here we go so FBI

beni kesmek kulağa çok acı verici geliyor işte başlıyoruz, bu yüzden FBI

we've had that one and finally we have one more and then we're going to look at

onu yaşadık ve sonunda bir tane daha var ve sonra AB'mizde

something different e u our EU EU

farklı bir şeye bakacağız AB

well that's very topical in this part of the world at the moment European Union

peki bu dünyanın bu bölgesinde çok güncel şu anda Avrupa Birliği Avrupa Birliği Avrupa

European Union I want to see European Union yes European Union the thing that

Birliği'ni görmek istiyorum evet Avrupa Birliği

we will be leaving very soon the UK is leaving the e u-- leaving we

çok yakında ayrılacağımız şey Birleşik Krallık AB'den ayrılıyor u-- ayrılıyoruz

are saying goodbye that's what's happening at the moment i think it might

vedalaşıyoruz şu anda olan bu bence biraz zaman alabilir

take forever for us to actually leave but it is happening albeit very slowly

bizim için sonsuza dek aslında ayrılacağız ama çok yavaş da olsa oluyor

let's not get into that so let's let's have a look at a different type of

buna girmeyelim o yüzden farklı bir kısaltma türüne bir göz atalım

abbreviation we also have something called an acronym acronym do you know

bizde de kısaltma denen bir şey var kısaltma ne biliyor musunuz

what an acronym mr. Steve that is that I'm trying to

bayım. Steve yani

describe it that would be the letters of something you want to describe but it

onu tarif etmeye çalışıyorum, tarif etmek istediğiniz bir şeyin harfleri olurdu ama

forms a word of its own yes that's quite accurate yes so an acronym is the

kendi başına bir kelime oluşturuyor evet bu oldukça doğru evet yani bir kısaltma

abbreviation but the BRE abbreviation actually creates a new word and I will

kısaltmadır ama BRE kısaltması aslında yeni bir kelime oluşturur. ve

give you some examples right now so what we just described then those didn't

şimdi size bazı örnekler vereceğim, bu yüzden az önce anlattığımız şey, o zaman bunlar

describe words no they are initials so that's why you say the initial words so

kelimeleri tanımlamadı, hayır onlar baş harfleri, bu yüzden ilk kelimeleri söylüyorsunuz, böylece

they don't form word but an acronym is an abbreviation that actually forms an a

kelime oluşturmuyorlar ama bir kısaltma, aslında bir kısaltma oluşturan bir kısaltmadır. bir

word itself yes so you take the initials but the initials actually spell a word

kelimenin kendisi evet yani baş harflerini alıyorsunuz ama baş harfleri aslında bir kelimeyi heceliyor

and we are going to have a look at one right now here we go

ve şu anda bir tanesine bakacağız işte başlıyoruz

OPEC OPEC OPEC is that a word it is it's what it is it is it is it is the thing

OPEC OPEC OPEC bu bir kelime o bu ne bu az

we were just talking about it sounds like something that sounds up what we

önce bahsettiğimiz şey kulağa

were just doing before so this is actually an acronym right okay then it's

daha önce yaptığımız şeye benziyor, yani bu aslında bir kısaltma, tamam o zaman

something to do with Europe no I don't know I can't think what OPEC stands for

Avrupa ile ilgili bir şey hayır bilmiyorum OPEC'in ne anlama geldiğini bilmiyorum

it's the oil-producing countries isn't it that's it you are near very good yes

petrol üreten ülkeler değil mi o kadar yakınsınız çok iyisiniz evet

OPEC it is an acronym organization of the Petroleum Exporting Countries that's

OPEC Petrol İhraç Eden Ülkelerin bir kısaltma kuruluşudur bu

a big one right so that's that's why instead of instead of that they say that

büyük bir doğru yani bu yüzden OPEC yerine

OPEC it's much easier to say so there is a good example of an acronym much better

OPEC çok daha kolay diyorlar kısaltmanın güzel bir örneği var demek çok daha iyi bir tane

much easier to say another one here's one you might know mr. Steve NASA NASA

daha söylemek çok daha kolay işte bir tanesini biliyorsunuzdur bayım. Steve NASA NASA NASA

NASA NASA I'm writing it down that's that's obviously the Space Agency in

NASA Bunu yazıyorum, bu kesinlikle Amerika'daki Uzay Ajansı

America but I can't think what the end in the a stands for North American Space

ama Kuzey Amerika Uzay

Agency something like that some people actually think that's what necessary is

Ajansı'nın ne anlama geldiğini düşünemiyorum, bazı insanlar aslında gerekli olanın bu olduğunu düşünüyor

is interesting a lot of people think that it is

ilginç pek çok insan bunun

North America space-age it isn't is it nautical America sometimes with nautical

Kuzey Amerika uzay çağı olduğunu düşünüyor, değil denizcilik Amerikası bazen deniz

aviation something like that it's more yes I'm on the right track you were on

havacılığı ile bunun gibi bir şey daha çok evet ben doğru yoldayım sen

the right track you are you're clear for takeoff

doğru yoldaydın sen açıksın kalkış için

three two one ah right okay so it's actually connected to to the maybe the

üç iki bir ah tamam yani aslında belki

Air Force and you know in America I don't I give you the answer because

Hava Kuvvetlerine bağlı ve biliyorsunuz Amerika'da size cevabı vermiyorum çünkü

we're running out of time quickly National the National Aeronautics and

zamanımız hızla tükeniyor Ulusal Ulusal Havacılık ve

Space Administration is more nessa stands for national aeronautics so

Uzay Dairesi daha fazla nessa ulusal havacılığın kısaltmasıdır, bu yüzden uçmakla

everything to do with flying flying around or flying into space I'm glad you

ilgili her şey etrafta uçmak veya uzaya uçmakla ilgili

gave it that demonstration what flying is like yes I just like nobody knows

what flying you I just like waving my hands around mr. Steve that within the

. Steve,

near bow we're off to Mars apparently in 2020 I would never lose this way to Mars

görünüşe göre 2020'de Mars'a gidiyoruz, önümüzdeki hafta bu şekilde Mars'a asla kaybetmezdim,

next week haven't you heard that you can actually get an uber now uber have

gerçekten bir uber alabileceğinizi duymadınız mı, şimdi uber

started doing taxes to Mars did you know that so so forget about Elon Musk you

Mars'a vergi vermeye başladı bunu biliyor muydunuz? o yüzden Elon Musk'ı boşverin

don't need him you just just call an uber you just go to your phone and say

ona ihtiyacınız yok sadece bir uber arayın sadece telefonunuza gidin ve

hello uber can I have a taxi to Mars it will take about 68 years but you will

merhaba uber deyin Mars'a bir taksi ayarlayabilir miyim yaklaşık 68 yıl sürecek ama oraya

get there finally here is the one that most people know I think you saw this

varacaksınız sonunda işte bu çoğu insanın bildiğini sanırım bunu

earlier I accidentally held it up by the way so most people have seen this

daha önce gördünüz Bu arada yanlışlıkla kaldırdım bu yüzden çoğu insan bunu bugün gördü

already today here it is laser Oh Laser laser is the

bu lazer Oh Lazer lazer

most famous acronym so most people know all about this acronym but what does it

en ünlü kısaltmadır bu yüzden çoğu insan bu kısaltma hakkında her şeyi bilir ama ne işe yarar

stand for I only know the first I can never

sadece ilkini biliyorum

remember the whole thing it's that it starts off light amplification yeah but

Her şeyi asla hatırlayamıyorum ışık amplifikasyonuyla başlıyor evet ama

I don't know the rest of it okay Laser laser anybody know what laser stands for

gerisini bilmiyorum tamam Lazer lazer kimse lazerin ne anlama geldiğini bilir, bu

so that is it it is a very well known acronym and of course laser is like a

yüzden bu çok iyi bilinen kısaltma ve tabii ki lazer, bir

laser beam in case you didn't know what laser or a laser gun like in Star Wars

lazer ışını gibidir, Star Wars'ta hangi lazerin veya bir lazer silahının nasıl olduğunu bilmiyorsanız, bu

so there it is laser the answer is light amplification by stimulated emission of

yüzden orada lazerdir, cevap uyarılmış radyasyon emisyonu ile ışığın amplifikasyonudur,

radiation that is what the acronym laser stands for light amplification by

kısaltma lazerin anlamı budur uyarılmış radyasyon emisyonu ile ışık amplifikasyonu için,

stimulated emission of radiation so there are two the law and that is the

yani iki yasa var ve bu

final one there is one more that some people think that this is an acronym I'm

sonuncusu, bir tane daha var, bazı insanlar bunun bir kısaltma olduğunu düşünüyor,

going to show you it now but it isn't Brix it some people think that brexit is

şimdi size onu göstereceğim ama bu Brix değil biraz insanlar brexit'in

an acronym but it isn't no brexit is actually what we call blend word so you

bir kısaltma olduğunu düşünüyor ama brexit değil aslında bizim harmanlanmış kelime dediğimiz şey yani

blend you take two words and you mix them together so Brix it the thing that

karıştırıyorsun iki kelime alıyorsun ve karıştırıyorsun yani Brix şu

we are doing at the moment very slowly actually is British exit so

anda çok yavaş yaptığımız şey aslında İngiliz çıkış yani

you take part of one word and you join it to another word so British exit is

bir kelimenin bir kısmını alırsınız ve onu başka bir kelimeyle birleştirirsiniz yani İngiliz çıkışı

brexit there we go we are going out in the garden now would you like to hang

brexit işte başlıyoruz bahçeye çıkıyoruz şimdi biraz takılmak ister misiniz bayım?

around for a few moments mr. Steve yes certainly yeah now going outside we did

Steve evet kesinlikle evet şimdi dışarı çıkıyoruz

a big job in the garden this week didn't we we went outside and we did a big job

bu hafta bahçede büyük bir iş yaptık değil mi dışarı çıktık ve büyük bir iş çıkardık ben

I was exhausted afterwards I was really tired I don't know about you but

sonrasında çok yoruldum gerçekten çok yorgundum seni bilmem ama

whenever I do a big job I always feel very exhausted just like I was at the

ne zaman yapsam büyük iş, tıpkı

end of last week's show so this is something we were doing during the week

geçen haftaki şovun sonunda olduğum gibi kendimi her zaman çok yorgun hissediyorum, bu yüzden bu hafta boyunca yaptığımız bir şeydi,

we're gonna have a look and then mr. Steve and myself will come back and we

bir göz atacağız ve sonra bay. Steve ve ben geri geleceğiz ve

will say goodbye so this is something we were doing earlier in the week

vedalaşacağız bu yüzden bu hafta başında yaptığımız bir şeydi

oh hello mr. Steve hello there mr. Duncan and hello everyone watching out

oh merhaba bayım. Steve merhaba bayım. Duncan ve herkese merhaba, YouTube'da izleyen herkese merhaba,

there in YouTube land we are out in the garden it's a beautiful evening it's a

bahçedeyiz, güzel bir akşam, hava

little bit chilly but we are out here for a special reason because we are

biraz soğuk ama özel bir nedenle buradayız çünkü

going to cut down the dung Kilis the big dunk ulis that is growing at the moment

pisliği keseceğiz Kilis, büyük dunk ulis yani şu an

in the garden so what are we going to do mr. steve well the full name of the

bahçede büyüyor peki ne yapacağız bey? steve well bitkinin tam adı

plant is a car dunk ulis and of course we bought this particular plant because

bir car dunk ulis'tir ve tabii ki bu özel bitkiyi satın aldık çünkü

it's got a mention of your name in it so car dunk ulis sounds like Duncan which

içinde sizin adınızdan bahsediliyor, bu yüzden car dunk ulis kulağa Duncan gibi geliyor ki bu

is of course your first name I actually spotted this plant in the shop I said to

tabii ki sizin ilk adınızdır Bu bitkiyi gerçekten fark ettim dükkanda bay dedim

mr. Steve I said look mr. Steve this plant is called

. Steve bak bay dedim. Steve bu bitkinin adı

car dunk ulis and my name is Duncan so I couldn't resist I said to mr. Steve I

car dunk ulis ve benim adım Duncan bu yüzden dayanamadım Bay'a dedim. Steve

said let's buy one and then we can have a dunk ulis growing in the garden

bir tane alalım dedim sonra bahçede büyüyen bir dunk ulis yapabiliriz

yes mr. Duncan you wanted to have a plant in the garden

evet bayım. Duncan, bahçede bir bitkiye sahip olmak istedin, sanki

that sounded like it was named after you what an ego of course I couldn't resist

senin adın verilmiş gibiydi, ne büyük bir ego tabii ki

buying it because it's called car dunk ulis and my name is Duncan mr. steve is

onu satın almaktan kendimi alamadım çünkü adı car dunk ulis ve benim adım Duncan mr. Steve, Dunk Ulis'i uzun süredir

busy pulling up the sticks that have been holding up the dunk ulis for so

tutan sopaları kaldırmakla meşgul, hadi ama

long come on mr. Steve give it a good pull there it goes you're very good at

Bay. Steve onu iyice çek, işte gidiyor, bunda çok iyisin,

this

you can see mr. Steve is thinking about it will he be able to carry out this

görebilirsin bay. Steve, bu

huge task because of course this is a very big plant look at the size of it so

büyük görevi yerine getirebilecek mi diye düşünüyor, çünkü elbette bu çok büyük bir bitki, büyüklüğüne bakın, peki

what do you think mr. Steve do you think you'll be able to do it yes this plant

siz ne düşünüyorsunuz bayım? Steve, bunu yapabileceğini düşünüyor musun, evet, bu bitkinin

needs chopping down because it's dies off in the winter and therefore if we

kesilmesi gerekiyor çünkü kışın ölüyor ve bu nedenle

leave it out it won't look very nice because you can see the one behind is

onu dışarıda bırakırsak pek hoş görünmeyecek çünkü arkasındakinin çoktan ölmekte olduğunu görebiliyorsun.

already dying off this is what you call a perennial plant which means that it

çok yıllık bitki dediğiniz şey bu, yani

dies off during the winter months and comes back again in the spring so this

kış aylarında ölür ve ilkbaharda tekrar geri gelir yani bu

plant will kind of regenerate itself yes so this plant here will die off so we

bitki bir nevi kendini yeniler evet yani buradaki bitki ölecek bu yüzden

will cut it away and then next year a new plant will reappear as if by magic

onu keseceğiz ve sonra sıradaki Her yıl yeni bir bitki sanki sihirle

it's grown this height in one growing season and the new baby plants are

bir büyüme mevsiminde bu kadar büyümüş gibi yeniden ortaya çıkacak ve yeni yavru bitkiler

already present at the base that's incredible can you see this particular

zaten tabanda mevcut, bu inanılmaz, burada bu özel şeyi görebiliyor musunuz bayım?

thing here mr. Steve it is called a capitulum or as it's more commonly known

Steve buna kapitulum denir ya da daha yaygın olarak bilinen adıyla

a flower head

çiçek kafa

careful mr. Steve we wouldn't want that big plant to fall on your head

dikkatli olun bay. Steve, o büyük bitkinin başınıza düşmesini istemeyiz,

so mr. Steve will now put all of the bits of the dunk ulis into the wheelie

bu yüzden Mr. Steve şimdi dunk ulis'in tüm parçalarını tekerlekli

bin I must admit this is turning out to be a very busy evening

çöp kutusuna koyacak Kabul etmeliyim ki bu akşam yapılan çok yoğun bir

job done and there it is already you can see next year's car dunk Ulis growing

iş oldu ve orada şimdiden gelecek yılki car dunk Ulis'in büyüdüğünü

and a year from now we'll be cutting this one down I hope you enjoyed that we

ve bundan bir yıl sonrasını görebilirsiniz bunu kısa keseceğiz umarım beğenmişsinizdir

were very busy in the garden during the week incredibly busy preparing for the

hafta boyunca bahçede çok meşguldük soğuk aylara hazırlanmak için inanılmaz meşguldük

cold months because the cold months are on the way aren't they mr. Steve they

çünkü soğuk aylar yolda değil mi bayım? Steve onlar

are yes time to wrap up warm put your woolly hat

evet ısınma zamanı yün şapkanı

on in your scarf and put the heating on light the fire oh I'm looking forward to

eşarbına tak ve ısıtıcıyı aç ateşi yak oh

that there's nothing nicer I was I was actually talking about this earlier

daha güzel bir şey olmadığını dört gözle bekliyorum aslında bundan daha önce bahsediyordum

because because our winters here in the UK aren't is cold or as horrible as they

çünkü bizim kışlarımız burada Birleşik Krallık'ta eskisi kadar soğuk ya da korkunç değil, gençken

used to be we used to get lots of snow when we were young we used to have

çok kar yağardık,

lovely winters where we could go out and play in the snow but these days we don't

dışarı çıkıp karda oynayabileceğimiz güzel kışlar geçirirdik ama bu günlerde yapmıyoruz.

get any doing I don't think we've had snow for about four years that's

yaklaşık dört yıldır kar yağdığını sanmıyorum, bu

incredible I know so hopefully this winter we will

inanılmaz, biliyorum, umarım bu kış

have a lot of snow and then we can do a live stream outside in the snow that

çok kar yağar ve sonra dışarıda karda canlı bir akış yapabiliriz,

would be amazing that would be like a dream come true

bu harika olur bir rüya gibi olmak gerçek olur

if we could do that we can have a snowball fight live on air okay I've got

yapabilseydik bunu canlı yayında kartopu savaşı yaparız tamam

a leaf on my hat wait there see autumn autumn is here you see that's the reason

şapkamda bir yaprak var bekle orada gör sonbahar sonbahar geldi görüyorsun işte bu

why there are leaves falling everywhere it's almost time for us to go can you

yüzden her yerde düşen yapraklar var neredeyse bizim için gitme zamanı, gitmeden

believe how fast it's gone today before we go here's another picture of mr.

önce bugünün ne kadar hızlı geçtiğine inanabiliyor musunuz, işte bay'ın başka bir fotoğrafı.

Steve now this is one that I know that you are very fond of you you are very

Steve şimdi bu, senden çok hoşlandığını bildiğim bir resim,

fond of this picture so here it is this is mr. Steve with his little dog what

bu resimden çok hoşlandın, işte bu, bu Bay. Steve küçük köpeğiyle

was your dog's name my dog's name was a Toby Oh Toby and I was probably

köpeğinizin adı neydi köpeğimin adı Toby idi Oh Toby ve muhtemelen

about 15 there I would say 15 or 16 I think really 15 you look maybe younger

15 yaşlarındaydım orada 15 veya 16 derdim gerçekten 15 yaşında görünüyorsun belki daha genç

you look much younger there I was said you yes I would have said you about 12

görünüyorsun orada çok daha genç görünüyorsun sana evet dedim sana 12 falan derdim

maybe 12 I think I was a bit older than that okay then you weren't that mature

belki 12 sanırım ben bundan biraz daha büyüktüm tamam o zaman o kadar olgun değildin değil miydin

were you I was a late developer as it were so there is and that is that your

ben geç geliştiriciydim yani var ve

big big garden you were telling us about that's part of it yeah so where's the

bize anlattığın bu senin büyük büyük bahçen bu işin bir parçası evet,

tennis court it was in front of me on if you look at that picture it would be in

tenis kortu nerede önümdeydi, o resme bakarsanız önümde olurdu

front of me so that's that's part of your big garden but we had all the big

yani orası sizin büyük bahçenizin bir parçası ama tüm büyük

stars coming to play on our tennis court Billie Jean King that bit the big stars

yıldızlar oynamak için geliyordu tenis kortumuz Billie Jean King büyük yıldızları ısırdı

are you sure the big stars from the 1970s I'm joking I think you're lying

1970'lerin büyük yıldızlarından emin misiniz Şaka yapıyorum yalan söylediğinizi düşünüyorum

definitely do you want to see one last picture and this is this is a picture of

kesinlikle son bir resim görmek istiyor musunuz ve bu

me with my mum and this isn't I think this is the most embarrassing photograph

benim annemle bir resmim anne ve bu sanırım sahip olduğum en utanç verici fotoğraf değil mi

that I have of me do you want to see now a lot of people don't believe just how

şimdi görmek ister misin birçok insan

thin how skinny I was when I was little when I was young so here is a photograph

küçükken ne kadar zayıf olduğuma inanmıyor gençken işte burada bir fotoğraf bu çekildiğinde

I must have been around 15 15 years old when this was taken

15 15 yaşlarında olmalıyım bu

so here I am with my mum prepare for something very unusual so this is me

yüzden burada annemle birlikteyim çok sıra dışı bir şeye hazırlanıyorum bu yüzden bu annemle

with my mother so there I am on the left and look how thin I am look how skinny I

ben sol taraftayım ve bak ne kadar zayıfım bak nasıl

was I was so thin Hey I it looks as if I I haven't been eating for many weeks but

sıskaydım çok zayıftım Hey haftalardır yemek yemiyormuşum gibi görünüyor ama

I used to eat all the time in fact I used to eat so much food I used to eat

hep yerdim aslında çok yemek yerdim

chocolate I used to go to the shops and I used to go home with loads of

çikolata yerdim dükkanlar ve eve bir sürü

chocolate I used to go into my bedroom in eat tons and tons of chocolate and

çikolatayla giderdim, yatak odama gidip tonlarca çikolata yerdim ve

there I am so I was about 15 maybe even getting on for 16 when that was taken

işte oradayım, bu yüzden yaklaşık 15 yaşındaydım, hatta bu çekildiğinde 16'ya bile gidiyordum

but look there's my lovely mum my mummy and this was taken in

ama bak işte benim güzel annem annem ve bu alındı

I think around about 1983 maybe 1982 way back in the 1980s so I

sanırım 1983 civarında belki 1982 1980'lerde

was very thin back then you were indeed I was it's time for us to go can you

çok zayıftım o zamanlar gerçekten de öyleydin gitme zamanımız gelmişti

believe how fast everything is gone today it's gone really really quickly

inanabiliyor musun her şey ne kadar hızlı gitti bugün gerçekten gerçekten gitti çabuk

what do you think do you think today's lesson do you think today's livestream

ne düşünüyorsun bugünün dersini düşünüyorsun bugünün canlı yayınının

has gone quickly I do I think it's gone by very fast today

hızlı geçtiğini düşünüyor musun bence bugün çok hızlı geçti

I would agree so I will go first and then I will let you wrap up the show

kabul ediyorum o yüzden önce ben gideceğim sonra programı bitirmenize izin vereceğim tamam

okay mr. Steve I will let you go I will see you next week have a super week

mı bayım Steve gitmenize izin vereceğim haftaya görüşürüz süper bir hafta geçirin

bye-bye thank you very much and see you next

güle güle çok teşekkür ederim ve haftaya görüşürüz bayım

week mr. catch you later bye he's gone mr. Steve has gone and it's almost time

. sonra görüşürüz hoşçakal o gitti bay Steve gitti ve

for me to say goodbye as well thanks a lot for your company we have been

benim de neredeyse veda zamanım geldi, şirketin için çok teşekkürler,

talking all about autumn today because autumn is one of my favorite seasons

bugün sonbahar hakkında konuştuk çünkü sonbahar benim en sevdiğim mevsimlerden biri, var olan tüm mevsimler içinde

it's one of my most favorite seasons of all the seasons that exist it is

en sevdiğim mevsimlerden biri.

definitely my most favorite so there is a lesson on my youtube channel where I

kesinlikle en favorim bu yüzden youtube kanalımda

talk all about autumn and here is another clip this particular excerpt

sonbahar hakkında konuştuğum bir ders var ve işte başka bir klip bu özel alıntı

comes right at the very end it's time for me to go I hope you have a great

tam sonunda geliyor benim gitme zamanım geldi umarım harika bir

week thanks for your company before I go of course we have the answers to the

hafta geçirirsiniz ilginiz için teşekkürler şirket ben gitmeden önce tabii ki

mystery idioms the first one lots of people got this right shoot yourself in

gizemli deyimlerin cevaplarına sahibiz ilki birçok insan bunu doğru anladı kendi

the foot to shoot yourself in the foot the meaning to accidentally make a

ayağından vurmak kendi ayağından vurmak kazara bir

situation worse for yourself you bring a problem on yourself through

durumu kendin için daha kötü hale getirmenin anlamı kendi başına bir sorun çıkarırsın

stupidity you shoot yourself in the foot and the second one many people got this

Aptallıkla kendini ayağından vuruyorsun ve ikincisi birçok insan da buna

right as well push or pushing up the daisies pushing up the daisies meaning

hak verdi papatyaları itmek veya itmek papatyaları yukarı itmek

the meaning is an idiom that means to be dead

anlamı ölü olmak

and bear it we can describe a dead person as pushing up the daisies so

ve buna katlanmak anlamına gelen bir deyimdir ölü bir insanı şöyle tarif edebiliriz. Papatyaları yukarı iterek,

there they are today's mystery idioms have been solved I will see you next

bugünün gizemli deyimleri çözüldü, gelecek

Sunday two o'clock UK time and of course until then I hope you have a great time

Pazar Birleşik Krallık saatiyle ikide görüşürüz ve tabii ki o zamana kadar umarım iyi vakit geçirirsin,

stay safe I will see you next week it will be the 8th of October next week is

güvende kal, gelecek hafta görüşürüz 8 Ekim haftaya

there any significance no of course not but I will see you then

bir önemi var mı hayır tabi ki hayır ama görüşürüz o zaman

this is mr. Duncan in the birthplace of English saying thanks for watching me

bu bay. İngilizcenin doğum yerindeki Duncan, sizinle canlı konuşmamı izlediğiniz için teşekkür ederim diyen

talking to you live thanks also to mr. Steve for joining us today as well see

Bay Duncan'a da teşekkürler. Steve bugün de bize katıldığı için

you next week and of course you know what's coming next

haftaya görüşürüz ve tabii ki

ta ta for now 8-)

sırada ne olduğunu biliyorsunuz şimdilik 8-)

autumn serves as a reminder to us all that everything has a pattern, a beginning and an end the seasons come and go even in places

sonbahar hepimize her şeyin bir modeli, bir başlangıcı ve bir sonu olduğunu, mevsimlerin gelip geçtiğini hatırlatıyor.

where those changes are very subtle but exist they do even in our lives there

bu değişikliklerin çok ince olduğu ama var olduğu yerlerde bile varlar hayatımızda bile

are seasons a time to grow a time to blossom a time to live

mevsimler var büyümek için bir zaman var çiçek açmak için bir zaman var yaşamak için bir zaman

and a time to die these changes have and always will decide how things must be

ve ölmek için bir zaman var bu değişiklikler her şeyin nasıl olması gerektiğine karar verdi ve her zaman verecek

autumn's fall and winter's chill will choose the fates of you and me.

sonbaharın sonbaharı ve kışın soğuğu senin ve benim kaderimizi belirleyecek.