English Love Words - Shakespeare - Improve Your Listening - Sunday 17th February 2019 - Dunc & Steve

shall I compare thee to a Sunday afternoon thou art really really brilliant rough winds

seni bir pazar öğleden sonrasına benzeteyim mi sen gerçekten harikasın sert rüzgarlar iç

do blow from my underwear yes here we go again it's Sunday afternoon live from Much Wenlock

çamaşırımdan esiyor

in England on a Sunday afternoon this is live English [Music] it sure is baby [Music] I'm

Müzik]

not the type of person who complains about things well maybe from time to time but today

Arada sırada iyi şeylerden şikayet eden bir insan değilim ama bugün

I have a very good reason to complain because I'm not feeling very well and I have a feeling

şikayet etmek için çok iyi bir nedenim var çünkü kendimi pek iyi hissetmiyorum ve

I have a strange suspicion that it's all mr. Steve's fault that's what I think anyway hi

bunun iyi olduğuna dair garip bir şüphem var. hepsi bay Steve'in suçu, ben de öyle düşünüyorum, yine de

everybody this is mr. Duncan in England how are you today are you okay I hope so are you

herkese merhaba, ben Mr. Duncan, İngiltere'de bugün nasılsın, iyi misin, umarım öyleyse

happy well are you happy I really really hope so here we go once again it's a Sunday yes

mutlusundur, mutlu musun gerçekten gerçekten umarım işte bir kez daha başlıyoruz bugün bir Pazar evet

it's a fun day it's time to improve your English listening it is such a lovely day today now

eğlenceli bir gün İngilizcenizi geliştirmenin zamanı geldi dinlemek çok güzel gün bugün şimdi canlı olarak bahçede

I was going to go outside to do some little bits in the garden live but unfortunately

biraz şeyler yapmak için dışarı çıkacaktım ama ne yazık ki

this morning it was raining so I decided not to but can you imagine my surprise and disappointment

bu sabah yağmur yağıyordu, bu yüzden yapmamaya karar verdim ama sadece birkaç dakika önce güneş çıktığında şaşkınlığımı ve hayal kırıklığımı hayal edebiliyor musunuz?

when the Sun came out just a few moments ago would you like to have a look outside this

dışarıya bir bakmak istiyorum

is the view at the moment outside the window look at that an absolute glorious Sunday afternoon

pencerenin dışındaki şu andaki manzara bu İngiltere'de o mutlak muhteşem Pazar öğleden sonrasına bakın

here in England and I hope where you are you are having a lovely day as well that is a

ve umarım neredesiniz siz de güzel bir gün geçiriyorsunuzdur bu

live view right now looking across the Shropshire countryside and it's a beautiful day also

şu anda karşıdan bakan canlı bir görüntüdür Shropshire kırsalı ve güzel bir gün ayrıca hava

it's very warm as well quite mild about 13 degrees I kid you not so it's quite a warm

çok sıcak ve oldukça yumuşak yaklaşık 13 derece Şaka yapmıyorum yani

day today quite sunny I was going to go outside but I changed my mind because I thought maybe

bugün oldukça sıcak bir gün oldukça güneşli Dışarı çıkacaktım ama fikrimi değiştirdim çünkü belki

it would start raining later but as you can see the Sun is now out and it looks amazing

başlayabilir diye düşündüm daha sonra yağmur yağıyor ama gördüğünüz gibi güneş şimdi çıktı ve dışarısı harika görünüyor

outside I must say so my name is mr. Duncan and I'm here every single Sunday afternoon

söylemeliyim ki benim adım bay. Duncan ve ben her Pazar öğleden sonra

from 2 p.m. UK time with my live English stream last night I was not very well now I'm not

saat 2'den itibaren buradayız. Dün geceki canlı İngilizce akışımla Birleşik Krallık zamanı, şimdi pek iyi değildim, dün gece

sure why there are there are several possibilities as to why I was feeling unwell last night

neden kendimi iyi hissetmediğime dair neden birkaç olasılık olduğundan emin değilim,

now first of all I think I may have overindulged that's a great word there it is over indulged

şimdi her şeyden önce, fazla müsamaha göstermiş olabileceğimi düşünüyorum, bu harika bir kelime orada aşırı hoşgörülüdür, bu

so that's the past tense of overindulge which means to have too much of something so if

yüzden aşırı müsamahanın geçmiş zamanıdır, bu da bir şeye çok fazla sahip olmak anlamına gelir, bu yüzden aşırı

you overindulge it means you have too much of something too much of one thing or maybe

müsamaha gösterirseniz, bir şeyden çok fazla sahip olduğunuz anlamına gelir, bir şeyden çok fazla veya belki bir şeyden

too much of something that normally if you have too much of it it will make you ill such

çok fazla, normalde çok fazla şeye sahipseniz sizi

as food or alcohol so yesterday i i over indulged with sweet things also i have a feeling that

yiyecek veya alkol gibi hasta edecek, bu yüzden dün aşırı tatlı şeylere düşkündüm, ayrıca içimde bir his var ki

mr. steve may be responsible for my my rather unwell stomach last night one o'clock this

bay. Steve, dün gece saat birde midemin oldukça rahatsız olmasından sorumlu olabilir,

morning in fact it was 1:00 a.m. this morning i was sitting on the toilet not feeling very

aslında bu sabah saat 1:00'di

well and you know what I think it's mr. Steve's fault we will investigate that a little bit

. Steve'in hatası, bunu biraz

later on I think mr. Steve tried to poison me that's what I think anyway so that's my

sonra araştıracağız sanırım Bay. Steve beni zehirlemeye çalıştı zaten ben de öyle düşünüyorum bu yüzden

suspicion we will get to the bottom of that later on also of course we have you on the

şüphem bu daha sonra bunun temeline ineceğiz ayrıca tabii ki

live chat hello to you thanks for joining me on this Sunday of course I teach English

canlı sohbettesin sana merhaba bu Pazar günü bana katıldığın için teşekkürler tabii ki burada İngilizce öğretiyorum

here on YouTube on my youtube channel there are lots and lots of video lessons as well

YouTube'da youtube kanalımda çok ama çok sayıda video dersi var biraz sonra video derslerimden

we will be taking a look at some excerpts from my video lessons a little bit later on

bazı alıntılara göz atacağız, daha

don't forget also coming later mr. Steve is here as well [Music] dip dip dip do you it's

sonra da gelmeyi unutmayın efendim. Steve de burada [Müzik] dip dip dip siz misiniz bugün

a Sunday afternoon and this is live English if you want to get in touch you can there

Pazar öğleden sonra ve bu canlı İngilizce bizimle iletişime geçmek isterseniz

is no reason for not knowing what the email address is and of course you can follow me

e-posta adresini bilmemeniz için hiçbir neden yok ve tabii ki beni takip edebilirsiniz

on Facebook as well talking of which yes it was mr. Steve's birthday yesterday can I say

Facebook'ta da evet, bay olduğundan bahsediyor. Steve'in dün doğum günü, güzel mesajlar

a big thank you to all those of you who sent messages kind messages and thanks for all

gönderen herkese büyük bir teşekkür edebilir miyim ve

your good wishes yesterday it was mr. Steve's birthday maybe if I twist his arm a little

dünkü tüm iyi dilekleriniz için teşekkürler. Steve'in doğum günü belki kolunu biraz bükersem

bit he might tell us how old he is now so mr. Steve yesterday celebrated his birthday

bize şimdi kaç yaşında olduğunu söyleyebilir, bu yüzden bay. Steve dün doğum gününü kutladı,

can I also say a big thank you to Eric Olga and Petros for your lovely donations especially

ben de Eric Olga ve Petros'a güzel bağışlarınız için çok teşekkür ederim, özellikle

Olga and also Eric who said could you please give this money to mr. Steve for his birthday

Olga ve ayrıca lütfen bu parayı Bay'a verebilir misiniz diyen Eric. Steve'in doğum günü için

so thank you very much for your lovely donations and yesterday we had a lovely meal mr. Steve

bu yüzden güzel bağışlarınız için çok teşekkür ederim ve dün çok güzel bir yemek yedik Mr. Steve

and myself we went for a meal and we had a lovely dinner and this is what we ate there

ve ben bir yemek yemeye gittik ve güzel bir akşam yemeği yedik ve orada yediklerimiz buydu

it is so that's what we had yesterday thank you very much once again to Olga for your

yani dün yediklerimiz güzel hediyeniz için Olga'ya bir kez daha çok teşekkür ederim

lovely gift and because of your gift we were able to have a lovely birthday meal so that's

ve hediyeniz sayesinde yapabildik. güzel bir doğum günü yemeği yiyin,

what we had yesterday can you see what we are eating we are actually eating something

dün yediğimiz buydu, ne yediğimizi görebiliyor musunuz, aslında

called cottage pie it's cottage pie a traditional dish made with potatoes and also I think it's

süzme turta denen bir şey yiyoruz, bu süzme turta patatesle yapılan geleneksel bir yemek ve ayrıca bence bu sığır

beef and you can see there on the plate there are also some carrots and cabbage and lots

eti ve oradaki tabakta görebilirsiniz ayrıca biraz havuç, lahana ve bol miktarda

of gravy in fact there was so much gravy on my plate it actually spilt over the edge you

sos aslında tabağımda o kadar çok sos vardı ki aslında kenardan taştı

can see there that the gravy has gone over the edge of my plate so there it is yesterday's

orada görebilirsiniz ki sos tabağımın kenarından taştı yani işte dünkü

meal that we had in Much Wenlock thank you very much to Olga it was it was your donation

yemeğimiz Wenlock'ta Olga'ya çok teşekkür ederim,

that we used yesterday to have the meal so thank you very much for your lovely birthday

dün yemeğimizi yemek için kullandığınız şey sizin bağışınızdı, bu yüzden bay Wenlock'a verdiğiniz güzel doğum günü hediyeniz için çok teşekkür ederim

gift it was for mr. Steve's birthday so thank you very much for that isn't that lovely so

. Steve'in doğum günü bu yüzden çok teşekkür ederim, bu o kadar da hoş değil, bu yüzden

I must admit I was I was rather touched I was rather overwhelmed by the kindness that

itiraf etmeliyim ki biraz duygulandım,

you always show every week not only by tuning in and sitting with me but also for your lovely

her hafta sadece benimle oturup benimle oturarak değil, aynı zamanda sizin için de her zaman gösterdiğiniz nezaketten oldukça etkilenmiştim. güzel

donations as well so thank you very much for that I do appreciate it and mr. Steve was

bağışlar da çok teşekkür ederim, bunun için minnettarım ve bay. Steve

very grateful as well thank you for your treat we will be talking about Steve's birthday

de çok minnettar oldu ikramınız için teşekkür ederim Steve'in doğum gününden bahsedeceğiz

there there are some gifts here that I gave to him yesterday I always like to give things

burada ona dün verdiğim bazı hediyeler var ben her zaman faydalı şeyler vermeyi

that are useful I don't know about you but if I give a present to someone I always like

severim sizi bilmem ama verirsem birine hediye vermekten her zaman hoşlanırım

to give something that is useful something that someone can use so it might be something

faydalı bir şey birinin kullanabileceği bir şey yani

that you use everyday in your life maybe an item of clothing baby something useful that

hayatında her gün kullandığın bir şey olabilir belki bir giysi bebek

you will use every day so that's normally what I do if I give a present to someone I

her gün kullanacağın faydalı bir şey yani normalde yaptığım şey bu birine hediye verirsem

always think hmmm I think I would like to give something that's useful so that's what

hep hmmm diye düşünürüm faydalı bir şey vermek isterim o yüzden

I did yesterday I gave mr. Steve some useful gifts also don't forget to days ago or is

dün öyle yaptım baya verdim. Steve bazı faydalı hediyeler de unutma günler önce mi yoksa

it three days now three days ago it was Valentine's Day did you get anything nice for Valentine's

üç gün önce mi şimdi üç gün önce mi sevgililer günüydü sevgililer günü için güzel bir şey aldın mı

Day we are talking all about love love is in the air everywhere I look around we are

aşktan bahsediyoruz etrafıma baktığım her yerde aşk havada

talking about love did you get any Valentine's Day cards did you get something nice for Valentine's

aşktan bahsetmişken herhangi bir Sevgililer Günü kartı aldınız mı Sevgililer Günü için güzel bir şey aldınız mı

Day now traditionally people would send Valentine's cards to through those who don't know that

artık geleneksel olarak insanlar Sevgililer Günü kartlarını

they are loved by that particular person so quite often you will give a Valentine's card

o kişi tarafından sevildiğini bilmeyenler aracılığıyla gönderirler, bu yüzden sıklıkla bir Sevgililer Günü kartı verirsiniz

to someone who you admire or maybe even someone you love but they don't realize it so that's

Hayran olduğunuz birine veya hatta belki sevdiğiniz birine ama bunun farkında değiller, bu yüzden

one of the reasons why we have Valentine's Day it gives you the chance to let someone

Sevgililer Günü'nün olmasının nedenlerinden biri de size

you like to let them know that they are liked or even loved from a distance of course I

sevdiğiniz birine sevildiğini ve hatta sevildiğini bildirme şansı veriyor. uzaktan tabii ki

did get some Valentine's Day cards yesterday in fact I got loads on the 14th of February

dün bazı Sevgililer Günü kartları aldım aslında

every year we celebrate Valentine's Day and I do believe in many other parts of the world

her yıl 14 Şubat'ta Sevgililer Günü'nü kutlarız ve inanıyorum ki dünyanın birçok yerinde

you have your own special day as well I believe in China they are they have a day called lovers

sizin de kendi özel gününüz var inanıyorum Çin'de sevgililer günü diye bir gün vardır

day and that's where all of the lovers get together and they go for romantic walks together

ve tüm aşıklar burada bir araya gelirler ve birlikte romantik yürüyüşlere çıkarlar

and they share something special together maybe a meal or perhaps they will give each

ve birlikte özel bir şeyler paylaşırlar, belki bir yemek ya da belki

other little gifts so yes we had Valentine's Day on the 14th and on the 16th it was mr.

birbirlerine küçük hediyeler verirler, bu yüzden evet sevgililer günü geçirdik. 14. gün ve 16. gün, baydı.

Steve's birthday so lots of things going on over the past few days we have the live chat

Steve'in doğum günü, son birkaç gündür pek çok şey oluyor, canlı sohbetimiz var,

would you like to have a look at the live chat ok let's go to the live chat right now

canlı sohbete bir göz atmak ister misiniz, hemen şimdi canlı sohbete geçelim

because I know that you are very eager to take a look who was first o matrix congratulations

çünkü bir göz atmak için çok istekli olduğunuzu biliyorum. ilk kimdi o matrix matrix'i tebrik ederim

to matrix you are first on the live chat well done to matrix you are first on the live

canlı sohbette birincisiniz matrix'e aferin canlı

chat you have a very fast finger your finger is very quick at clicking also Tomic is here

sohbette birincisiniz çok hızlı bir parmağınız var parmağınız da tıklamada çok hızlı Tomic burada

Emma Martha franceska Julia Sarah hello Sarah also blue thunder hello to blue thunder by

Emma Martha franceska Julia Sarah merhaba Sarah ayrıca mavi gök mavi gök gürültüsüne bu

the way blue thunder thank you very much for your message that I received during the week

arada mavi gök gürültüsü mavi gök gürültüsü şimdi moderatör olup olamayacağınızı soran hafta boyunca aldığım mesajınız için çok teşekkür ederim

asking if you could become a moderator now unfortunately I already have two moderators

maalesef burada zaten iki moderatörüm var,

here so I have Belarusian and also Pedro but maybe in the future maybe who knows you never

bu yüzden Belarusça ve ayrıca Pedro var ama belki gelecek belki kim bilir asla bilemezsin

know you never know you know what life is like it is full of surprises who else is on

asla bilemezsin hayatın nasıl bir şey olduğunu bilemezsin sürprizlerle dolu canlı sohbette başka kim var

the live chat let's have a look also we have Francisco let's go back a little bit on the

bir de bakalım bizde Francisco var canlı sohbette biraz geriye gidelim

live chat of course it has jumped ahead slightly so let's go back slightly and have a look

tabii ki biraz ileri atladı, hadi biraz geri gidelim ve bir bakalım

Martha is here also kneecapped yes kneecapped if you overindulge it means to have too much

Martha da burada diz çökmüş evet diz çökmüş eğer aşırı müsamaha gösterirseniz bu bir şeye çok fazla sahip olmak anlamına gelir

of something and I think yesterday because of Valentine's Day and also mr. Steve's birthday

ve bence dün Sevgililer Günü nedeniyle ve ayrıca bay. Steve'in doğum gününde

we did have a lot of chocolates to eat so maybe I overindulged but I also have a feeling

yiyecek çok çikolatamız vardı, bu yüzden belki fazla müsamaha gösterdim ama aynı zamanda içimde bir his var ki

that mr. Steve may be responsible for my bad stomach I was really ill this morning I was

Bay. Midemin kötü olmasından Steve sorumlu olabilir Bu sabah gerçekten hastaydım

sitting on the toilet at one o'clock this morning feeling really unwell I can't believe

bu sabah saat birde tuvalette oturuyordum gerçekten kendimi iyi hissetmiyordum

I'm here now I'm sure you really wanted to know that Philly feels sunny is here hello

Şimdi burada olduğuma inanamıyorum Eminim bunu gerçekten bilmek istiyordunuz. Philly güneşli hissediyor burada

to you also lali lali oh hello lolly lolly isn't that nice also Vanille doh and Sandman

sana da merhaba lali lali oh merhaba lolly lolly o kadar da güzel değil mi Vanille doh ve Sandman

is here Louie is here it was mr. Steve's birth yesterday that's why you ate so many sweet

burada Louie burada o baydı. Dün Steve'in doğumu bu yüzden o kadar çok tatlı

things you might be right there I think so because well we had Valentine's Day and of

şey yedin ki hemen orada olabilirsin çünkü sevgililer günümüz vardı ve

course we gave each other lots of chocolates and then of course it was mr. Steve's birthday

tabii ki birbirimize bir sürü çikolata verdik ve sonra tabii ki Mr. Steve'in doğum günü

and I bought mr. Steve some chocolates for that as well also our neighbor gave us something

ve ben Mr. Steve bunun için de biraz çikolata ayrıca dün komşumuz bize güzel bir şey verdi

nice yesterday as well my next-door neighbor gave us a lovely cake we will have a look

ayrıca yan komşum bize çok güzel bir pasta verdi

at that later on also we have Emma hello Emma Emma it is still cold in the morning and at

ona daha sonra bir göz atacağız ona da Emma var merhaba Emma Emma sabah hala soğuk ve

night here but it was very mild and a bit warm in the daytime I have a feeling that

geceleri burada hava çok yumuşak ve gündüzleri biraz ılıktı İçimde

spring is just around the corner Thank You Emma yes it really does feel like spring is

baharın hemen köşede olduğunu hissediyorum Teşekkürler Emma evet gerçekten bugün havada bahar varmış gibi hissettiriyor

in the air today in fact let's have a look outside shall we because this is the view

aslında hadi dışarıya bir göz atalım çünkü bu

now outside the window it looks so amazing it looks so green it looks so bright it looks

şu anda pencerenin dışındaki manzara o kadar harika görünüyor o kadar yeşil görünüyor o kadar parlak görünüyor o

so spring-like it really just feel as if spring is on the way and yes I do like spring already

kadar bahar gibi görünüyor ki gerçekten bahar geliyormuş gibi hissediyorum ve evet baharı şimdiden

in the garden the daffodils are starting to come out of the ground they are slowly but

bahçede seviyorum nergisler yerden çıkmaya başlıyorlar yavaş ama

surely growing so yes they are coming along quite nicely we also have on the live chat

emin adımlarla büyüyorlar bu yüzden evet oldukça güzel ilerliyorlar ayrıca canlı sohbetimiz var

Sarah hello Sarah I don't like Valentine's Day because it reminds me of green dogs I'm

Sarah merhaba Sarah Sevgililer Günü'nü sevmiyorum çünkü bana yeşil köpekleri hatırlatıyor ben

very intrigued to find out what that means what do you mean green dogs ooh okay I'm I'm

bunun ne anlama geldiğini öğrenmek çok ilgimi çekti yeşil köpekler ne demek istiyorsun ooh tamam

rather intrigued now by that Pedro is here hi Pedro of course he is one of our moderators

şimdi Pedro'nun burada olması ilgimi çekti merhaba Pedro tabii ki

on the live chat Lena is here when is your birthday mr. Duncan my birthday is a long

o canlı sohbetteki moderatörlerimizden biri doğum günü bey Duncan benim doğum günüme çok

way off my birthday is in August so yes my birthday is a long way off so I have to wait

uzak, doğum günüm Ağustos'ta, bu yüzden evet doğum günüme çok uzak, bu yüzden doğum

for about another six months before my birthday arrives Palmyra in Klaipeda the port of Lithuania

günüm gelmeden önce yaklaşık altı ay daha beklemem gerekiyor Litvanya'nın Klaipeda limanındaki Palmyra'da

there was a festival of lights created by the Masters from Italy it was stunning and

bir ışıklar festivali düzenlendi İtalya'dan Ustalar tarafından büyüleyiciydi ve

it was a gift for Valentine's and also Independence Day as well so that's in Lithuania Thank You

Sevgililer Günü ve aynı zamanda Bağımsızlık Günü için bir hediyeydi, bu yüzden Litvanya'da bunun için teşekkürler

pal Mira for that and as you know I love lights every Christmas I always put lots of lights

dostum Mira ve bildiğiniz gibi her Noel ışıkları severim, her zaman önüne çok fazla ışık koyarım.

on the front of the house hello mr. Duncan from Tenerife Roberto is here hello Roberto

ev merhaba bay Tenerife'den Duncan Roberto burada merhaba Roberto

nice to see you as well Lou sweet is here watching from Thailand hello Thailand nice

sizi de görmek güzel Lou Sweet burada Tayland'dan izliyor merhaba Tayland ben

to see you here as well I know I have a lot of people watching in Thailand yes mean says

de sizi burada görmek güzel Tayland'da izleyen çok insan olduğunu biliyorum evet demek

hello mr. Duncan I really want some dark chocolate do you like it I like milk chocolate and dark

merhaba diyor bay. Duncan gerçekten biraz bitter çikolata istiyorum.

chocolate so I don't I don't really mind in fact I like most flavors of chocolate I like

strawberry flavored chocolate mint flavored chocolate strawberry orange so many the only

chocolate I don't like is coffee chocolate so you know when you get a box of chocolates

Sevmediğim tek çikolata kahveli çikolata yani bir kutu çikolata aldığınızda

and inside there well there are always chocolates that you don't like and then the ones I always

ve orada her zaman sevmediğiniz çikolatalar olduğunu bilirsiniz ve sonra her zaman

avoid are the coffee chocolates I'm not a big fan I don't like coffee flavored chocolates

kaçındığım çikolatalar kahveli çikolatalar ben değilim büyük hayran kahve aromalı çikolataları sevmem

so no I'm not a big fan of those to be honest ts is here yes it looks like winter has gone

bu yüzden hayır onların büyük bir hayranı değilim dürüst olmak gerekirse buradayız evet görünüşe göre kış bitti

I can't believe how warm it is today it is actually really hot here in the studio it's

Bugün havanın ne kadar sıcak olduğuna inanamıyorum burası gerçekten çok sıcak stüdyoda hava

so hot in here today I'm baking vert outside it's lovely as well 13 degrees today it really

çok sıcak bugün burası çok sıcak dışarısı da çok güzel 13 derece bugün gerçekten

does feel as if spring is on the way garden feed the birds is here hello to you let me

bahar geliyormuş gibi hissediyorum bahçe yemi kuşlar burada size merhaba bırakın

just try and get that back it seems to have disappeared this is the problem you see with

deneyeyim ve onu geri alayım ortadan kalkmış gibi görünüyor bu, YouTube'da gördüğünüz sorun,

YouTube sometimes it jumps ahead on the live chat mr. Duncan gluttony is one of the seven

bazen canlı sohbette öne atlıyor bayım . Duncan'ın oburluğu yedi

deadly sins well maybe maybe that is the problem maybe that's the reason why I had a bad stomach

ölümcül günahtan biridir, belki sorun budur belki de gece boyunca midemin bulanmasının nedeni budur belki

during the night maybe I over indulged maybe I had too much Valentine's Day chocolate perhaps

fazla şımarttım belki de çok fazla Sevgililer Günü çikolatası yedim belki

Thank You Gardens feed the soul also emma is here I hope your stomach will completely

Teşekkürler Bahçeler ruhu besliyor ayrıca emma burada umarım mideniz bir

get well soon Thank You Emma yes I have a feeling it wasn't the chocolates I don't think

an önce tamamen iyileşir Teşekkürler Emma evet içimde bir his var ki çikolatalar değildi

it was the chocolates to be honest I think it was mr. Steve I will explain more about

Dürüst olmak gerekirse çikolatalar değildi sanırım Mr. Steve Bunu

that later on don't forget Steve is here today and we are talking about a few things today

daha sonra açıklayacağım unutma Steve bugün burada ve bugün canlı sohbette birkaç şeyden bahsediyoruz

on the live chat of course we are talking about love love is in the air everywhere I

tabii ki aşktan bahsediyoruz aşk her yerde havada etrafa

look around when do you have your special Valentine's Day now I know in some countries

bakıyorum ne zaman var? özel sevgililer gününüz şimdi biliyorum bazı ülkelerde

that you you have Valentine's Day or lovers day on a different day also today we are talking

sevgililer gününüz veya sevgililer gününüz farklı bir günde.

about Shakespeare because a lot of people are discussing Shakespeare at the moment because

there is a movie out right now in the cinemas called all is true and it is about the work

sinemalar her şey doğrudur denir ve bu

and also the life of William Shakespeare so that is a movie that is out at the moment

William Shakespeare'in işi ve aynı zamanda hayatı hakkındadır, bu yüzden şu anda vizyonda olan bir film

and lots of people are talking about William Shakespeare so today we are going to discuss

ve birçok insan William Shakespeare hakkında konuşuyor, bu yüzden bugün

words and expressions created or made popular by Williams Shakespeare that's one of the

yaratılan kelimeleri ve ifadeleri tartışacağız. ya da Williams Shakespeare tarafından popüler hale getirilen bu,

things we're doing today also as I mentioned love is in the air it sure is and as a way

bugün yaptığımız şeylerden biri, ayrıca bahsettiğim gibi, havada aşk var ve bunu kutlamanın bir yolu olarak,

of celebrating that I thought it would be nice just to show it an excerpt from one of

sadece birinden bir alıntı göstermenin güzel olacağını düşündüm.

my English lessons there are lots of English lessons on my You Tube channel and you can

İngilizce derslerim You Tube kanalımda birçok İngilizce dersi var ve

find them all over the place they are all over YouTube so now we are going to take a

bunları her yerde bulabilirsiniz, YouTube'un her yerindeler, bu yüzden şimdi

look at one of my youtube video lessons and this is all about the subject that we will

youtube video derslerimden birine göz atacağız ve bu tamamen İngilizce ile ilgili. konuşacağımız konu

be talking about as well as Shakespeare as well as brexit as well as the weather and

hem Shakespeare hem brexit hem hava durumu hem

also as well as mr. Steeves keep fit routine we'll be talking about that later on as well

de mr. Steeves formda kalma rutini daha sonra bundan da bahsedeceğiz

but right now here is an excerpt from my love lesson shall I compare thee to a summers day

ama şu anda işte aşk dersimden bir alıntı seni bir yaz gününe benzeteyim mi

thou art more lovely and more temperate rough winds do shake the Darling Buds of May and

sen daha güzelsin ve daha ılıman sert rüzgarlar Mayısın Sevgili Tomurcuklarını sallıyor ve

summers lease hath all too short a date so long as men can breathe or eyes can see so

yazlık kiraların çok kısa bir tarihi var, yeter ki insanlar nefes alabilsin ya da gözler çok

long lives this and this gives life to thee hi everybody this is mr. Duncan in England

uzun ömürler görsün, bu ve bu size hayat veriyor herkese merhaba ben bay. Duncan İngiltere'de

how are you today are you okay I hope so are you happy I hope so in this lesson we will

bugün nasılsın iyi misin umarım çok mutlusundur umarım bu derste

talk about something we all feel we all need we wish to give but also something that can

hepimizin ihtiyaç duyduğunu hissettiğimiz bir şey hakkında konuşacağız ama aynı zamanda

be hard to find or receive a word that can bring both happiness and sorrow into our lives

bir kelime bulmanın veya almanın zor olabileceği bir şey Bugünün dersinde hayatımıza hem mutluluk hem de keder getirebilen

in today's lesson we will take a look at that she could fall at a word l.o.v.e loss [Music]

bir kelimeye düşebileceğine bir göz atacağız aşk kaybı [Müzik] [

[Music] the word love means a strong feeling of affection the emotional bond between two

Müzik] aşk kelimesi güçlü bir şefkat duygusu anlamına gelir iki kişi arasındaki duygusal bağ

people who are very close to each other the physical or sexual attraction felt by one

birbirine çok yakındır bir kişinin bir başkasına karşı duyduğu fiziksel veya cinsel çekicilik

person towards another to have an interest in something which gives you great pleasure

size büyük zevk veren

such as a hobby or an interest it is a question that has been asked by mankind again and again

bir hobi veya ilgi gibi bir şeye ilgi duymak insanlık tarafından tekrar tekrar sorulan bir sorudur

and will continue to be so what is love we know that it is not tangible it cannot be

ve daha sonra da sorulacaktır. öyle olmaya devam et aşk nedir biliyoruz ki elle tutulur değil

held in our hands yet to most people love is a real thing it reaches both from us and

elimizde tutulamaz henüz çoğu insan için aşk gerçek bir şeydir hem bizden hem de içimize ulaşır

into us it exists in our mind but lives in our heart I'll be still my beating heart the

zihnimizde vardır ama kalbimizde yaşar ben' Hala atan kalbim olacak

heart is the symbol of love there are many possible reasons for this the heart keeps

kalp aşkın sembolüdür bunun birçok olası nedeni vardır kalp

us alive and in theory so does the need for love to be loved is probably everyone's goal

bizi hayatta tutar ve teoride de aşka duyulan ihtiyaç sevilmek muhtemelen herkesin

in life even for those who appear not to need it to give your love is to offer something

hayattaki amacı, sevmemiş gibi görünenler için bile. sevgini vermek için ona ihtiyacın var

valuable and precious your heart is a precious thing without it you cannot live many people

değerli ve değerli bir şey sunmaktır kalbin onsuz çok değerli bir şeydir birçok insan

would say the same thing about love [Music] sweet as a kiss on a summer's day how does

aşk hakkında aynı şeyi söyler [Müzik] bir yaz gününde bir öpücük kadar tatlı

love occur how does it develop well normally at first two people will spend time together

aşk nasıl oluşur aşk nasıl olur normalde iyi gelişir ilk başlarda iki kişi birlikte zaman geçirir

they get to know each other they go out on dates maybe they will go and see a movie together

birbirlerini tanırlar randevulara çıkarlar belki birlikte sinemaya giderler

or go out with their circle of friends over time they become closer and more intimate

ya da arkadaş çevreleriyle dışarı çıkarlar zamanla daha yakın ve samimi hale gelirler

as their relationship grows so does their love if a couple's stay together for a long

ilişki büyür, aşkları da artar, eğer bir çift uzun süre birlikte kalırsa,

time they may wish to get engaged this makes the relationship official and usually leads

nişanlanmak isteyebilirler, bu ilişkiyi resmileştirir ve genellikle bir sonraki evliliğe yol açar, onlara bağlı

to the next step marriage there are various types of love which have different paths and

farklı yolları ve duyguları olan çeşitli aşk türleri vardır.

emotions connected to them familial love the love of a person through a family tie such

bir kişinin bir annenin oğluna olan sevgisi gibi bir aile bağı aracılığıyla olan sevgisi

as the love of a mother towards her son platonic love a close love shared by two people but

platonik aşk, iki kişinin paylaştığı ancak

without the sexual relationship although the earlier definition of this phrase meant something

cinsel ilişki olmaksızın yakın bir aşk olmasına rağmen, bu ifadenin önceki tanımı oldukça farklı bir şey ifade etse de

quite different unrequited love a love that has been given but not returned he loves her

karşılıksız aşk verildi ama geri verilmedi onu seviyor

but she does not love him puppy love the innocent or naive love experienced by a young person

ama o onu sevmiyor yavru aşk bir gencin yaşadığı masum ya da naif aşk

of all the subjects ever written about in literature love must surely be the most common

edebiyatta yazılan tüm konular arasında mutlaka en yaygın

one used. many poets and authors have strived over the years to capture the essence of what

kullanılanı aşk olsa gerek. birçok şair ve yazar, aşkın ne olduğunun özünü yakalamak için yıllarca çaba sarf etti,

love is many have tried and many have failed famous authors such as Emily Bronte Catherine

birçoğu denedi ve çoğu başarısız oldu.

Cookson Charles Dickens and the playwright William Shakespeare have all used the theme

of love in their works just like any language there are many uses of the word love to be

herhangi bir dilde olduğu gibi İngilizce'de aşk kelimesinin pek çok kullanımı vardır

found in English love struck to be so deeply in love you cannot think of anything else

aşk o kadar derinden aşık olur ki başka bir şey düşünemezsin

love child a child born to parents who are not married love affair a romantic or sexual

aşk çocuğu evli olmayan ebeveynlerden doğan bir çocuk aşk ilişkisi iki kişi arasındaki romantik veya cinsel

relationship between two people who are not married a strong enthusiasm or liking for

ilişki evli olmayan insanlar güçlü bir heves ya da

something love bite a temporary mark left on the skin caused by being bitten or sucked

bir şeyden hoşlanma aşk ısırığı ısırılma ya da emilmenin neden olduğu deride bırakılan geçici bir iz

love handles the Bulge made by having too much fat around the waist love nest a place

aşk belin çevresinde çok fazla yağ olması nedeniyle oluşan çıkıntıyı tutar aşk yuvası

such as a house where two lovers spend their time together sometimes in secret love birds

iki kişinin olduğu ev gibi bir yer Aşıklar bazen gizli aşklarda birlikte vakit geçirirler İnsanlara

to people showing their love and affection for each other publicly for everyone to see

sevgilerini ve şefkatlerini herkesin görebileceği şekilde halka gösteren insanlara kuşlar

[Music] possibly the most famous love story ever written tells the tale of two young lovers

[Müzik] Muhtemelen şimdiye kadar yazılmış en ünlü aşk hikayesi, ilişkileri mutluluk, gönül yarası, çatışma ve çatışmaya neden olan iki genç aşığın hikayesini anlatır.

whose relationship causes happiness heartache conflict and death it is Romeo and Juliet

ölüm,

written by the English playwright William Shakespeare the famous scene where Juliet

İngiliz oyun yazarı William Shakespeare tarafından yazılan Romeo ve Juliet'tir Juliet'in sevgilisine seslendiği ünlü sahne, şimdiye kadar

calls out to her sweetheart contains one of the most well known lines of any story or

herhangi bir hikayenin veya oyunun en iyi bilinen dizelerinden birini içerir.

play ever put the paper there are many words connected to love affection the feeling or

ya da

action of showing that you care for another person romance any subject or action that

başka birini önemsediğini gösterme eylemi aşkı ifade eden herhangi bir konu ya da eylem

expresses love a romantic inner smitten to be strongly attracted to someone she is smitten

romantik bir içsel olarak birine aşık olmak

with the young man fancy used informally to express an attraction to someone I really

genç adama aşık olduğu fantezisi gerçekten

fancy you enamoured to fall in love with someone crash a feeling of love or an innocent traction

aşık olduğunu düşündüğüm birine karşı ilgi duyduğunu ifade etmek için gayri resmi olarak kullanılır birine aşık olmak normalde gençlerle ilişkilendirilen birine karşı bir aşk duygusu ya da masum bir çekim hissetmek

to someone normally associated with teenagers the girl has a crush on her teacher lovely

kız öğretmenine aşık olmak sevimli

something that is appealing or attractive in a special way passion the need to be close

ya da özel bir şekilde çekici bir şey tutku

to another person in mind and body the strong desire to do something [Music] there are many

akılda başka bir kişiye yakın olma ihtiyacı ve vücut bir şey yapmak için güçlü arzu [Müzik]

expressions for showing love fall in love begin to love someone head-over-heels in love

aşkı göstermek için birçok ifade vardır aşık olmak birini sırılsıklam aşık olmak birine derinden

deeply in love for for someone feel love for one person make love the act of sex between

aşık olmak bir kişi için aşk hissetmek sevişmek arasında seks yapmak

lovers worship the ground he or she walks on to be completely devoted and in love he

aşıklar, tamamen kendilerini adamak için yürüdükleri toprağa taparlar ve aşık olduklarında

will do anything to make that person happy fall out of love to stop loving someone [Music]

o kişiyi mutlu etmek için her şeyi yaparlar.

how does it feel to be in love when you are in love life feels so great nothing else in

o kadar harika hissettiriyor ki dünyada başka hiçbir şeyin

the world matters there is only you and your sweetheart the days are always bright and

önemi yok sadece sen ve sevgilin var günler her zaman parlak ve

your heart sings with joy because you have someone to hold someone to trust and someone

kalbin neşeyle şarkı söylüyor çünkü güvenecek birine sarıl ve

to love who loves you [Music] how does it feel to lose love [Music] when you fall out

seni seven sevecek birine sahipsin [Müzik] nasıl hissettiriyor aşkı kaybetmek [Müzik]

of love it feels like the end of the world you feel like you will die your heart is broken

aşktan düştüğünde dünyanın sonu gibi geliyor ölecekmişsin gibi hissediyorsun kalbin

into a million pieces your friends will say kind words they will tell you that everything

milyon parçaya ayrılıyor arkadaşların güzel sözler söyleyecekler sana her şeyin

will be ok they say that there are plenty of other fish in the sea but I wanted that

düzeleceğini söyleyecekler onlar denizde bir sürü başka balık olduğunu ama ben o

fish and it swam away [Music] [Music] every year all around the world those in love get

balığı istedim ve yüzerek uzaklaştı [Müzik] [Müzik] her yıl dünyanın her yerinde aşıklar sevgilerini

the chance to show their affection to a husband wife boyfriend girlfriend or maybe to someone

bir karı koca erkek arkadaşa veya belki de sevgilerini gösterme şansına sahip olurlar.

who does not even know that they are look for example here in the UK we have Valentine's

baktıklarını bile bilmeyen birine örneğin burada, İngiltere'de Sevgililer

Day this happens each year on February 14th cards and chocolates are given as tokens of

Günü var, bu her yıl 14 Şubat'ta oluyor ve sevginin simgesi olarak çikolatalar veriliyor

love and some couples will become engaged on this date the words used between levers

ve bazı çiftler bu tarihte nişanlanacaklar arasında kullanılan kelimeler kaldıraçlar

tend to be special and are spoken as a way of showing that the other person is dear to

özel olma eğilimindedir ve diğer kişinin onlar için değerli olduğunu göstermenin bir yolu olarak konuşulur

them words such as angel you are my angel darling I miss you darling sweetheart I love

melek sen benim meleğimsin sevgilim seni özledim sevgilim seni seviyorum tatlım hazine

you sweetheart treasure you are my treasure honey kiss me honey baby call me later baby

sen benim hazinemsin tatlım öp beni tatlım bebeğim ara ben sonra bebeğim

precious you are my precious honey bunny hold me honey bunny we call these terms of endearment

değerli sen benim değerlisin tatlı tavşanım sarıl bana tatlı tavşancık biz bu sevgi terimlerine

[Music] have you ever fallen in love have you ever been in love did you receive a Valentine's

[Müzik] diyoruz hiç aşık oldun mu hiç aşık oldun mu yakın zamanda bir sevgililer günü kartı aldın mı

card recently [Music] dip dip dip to do it's a Sunday it's a fun day it's time to improve

[Müzik] dip dip dip to do bugün bir Pazar eğlenceli bir gün İngilizcenizi geliştirme zamanı

your English yes we are here once again on a Sunday afternoon and here he is the birthday

evet bir Pazar öğleden sonra bir kez daha buradayız ve işte o doğum günü

boy himself here he comes looking very colorful today and he is officially another year older

çocuğu kendisi bugün çok renkli görünerek geliyor ve resmen bir yaş daha yaşlandı

yes it's mr. Steve hello hello world of English everybody out there are fans and happy birthday

evet bu bay. Steve merhaba merhaba İngilizce dünyası herkes orada hayranlar ve

for yesterday thank you it's all over one day and then it's like it never happened it

dün için mutlu yıllar teşekkür ederim her şey bir gün bitti ve sonra sanki hiç olmamış gibi

is birthdays come just once a year that's what I said to you yesterday can we once again

doğum günleri yılda sadece bir kez geliyor dün sana bunu söyledim bir kez daha

say thank you very much to Olga who sent us a lovely donation and she said she said please

söyleyebilir miyiz Bize güzel bir bağış gönderen Olga'ya çok teşekkür ederim ve dedi ki lütfen

let Steve have that treat yourself to a nice meal or something and that's exactly what

Steve'in kendine güzel bir yemek ya da başka bir şey ısmarlamasına izin ver ve dün tam olarak bunu yaptık

we did yesterday we went for a meal yesterday in town and there you can see the meal we

dün kasabada bir yemeğe gittik ve orada görebilirsin Yediğimiz yemek

had we had some lovely cottage pie now cottage pie that's made with beef know that that chef

çok güzel köy turtası yedik şimdi sığır etinden yapılan köy turtası şefin bildiğini biliyorum

yes cottage pies made with beef you're right you're right mr. Duncan yes shepherd's pie

evet sığır etinden yapılan köy turtaları haklısın haklısın bay. Duncan evet çoban böreği

looks very similar yes that is made from lamb so there is cottage pie and shepherd's pie

çok benziyor evet kuzudan yapılıyor yani köy böreği ve çoban böreği var

so the one we are eating there is cottage pie made with beef and that's what we had

yani orada yediğimiz sığır etinden yapılmış süzme börek ve elimizdeki buydu yapan

thank you very much once again to Olga who made a lovely donation and said go on have

Olga'ya bir kez daha çok teşekkür ederim güzel bağış ve devam edin

a meal for mr. Steve's birthday so that's exactly what we did we did yeah so pretty

bay için bir yemek yiyin dedi. Steve'in doğum günü yani biz de tam olarak öyle yaptık evet çok

good oh thank you very much and I get the feeling you enjoyed it Steve I did you can't

güzel oh çok teşekkür ederim ve bundan hoşlandığını hissediyorum Steve yaptım

beat a nice pie that's a very traditional sort of British or English pie minced minced

güzel bir turtayı yenemezsin bu çok geleneksel bir İngiliz veya İngiliz turtası kıymalı kıymalı

meat beef in this case speed onions gravy and mashed potato on top yes and your absolute

et sığır eti bu durumda hızlı soğan sos ve patates püresi üstüne evet ve mutlak

favorite I would imagine it's one of my favourites but yeah they put so much gravy on my meal

favoriniz en sevdiğim şeylerden biri olduğunu hayal ederdim ama evet yemeğime o kadar çok sos koydular

it was actually flooding over the side of the plate today it was going everywhere anyway

ki aslında bugün tabağın kenarından taşıyordu. her yerde

Steve is your it was your birthday yesterday and you did have some gifts you had some cards

Steve senin dün doğum günündü ve bazı hediyelerin vardı bazı kartların vardı

and also have another thing I've noticed s-- have noticed as well because you're another

ve ayrıca fark ettiğim bir şey daha var s-- ayrıca fark ettim çünkü

year older I've noticed that you've started doing some some more exercise in fact you've

sen bir yaş daha yaşlandın biraz daha egzersiz yapmaya başladınız aslında

discovered a new exercise haven't you let's take a look at mr. Steve's new exercise there

yeni bir egzersiz keşfettiniz değil mi Mr. Steve'in yeni egzersizi,

it is look oh that looks very gay mr. Duncan it looks a bit gay you do skip in a very gay

bak oh bu çok eşcinsel görünüyor bayım. Duncan, biraz eşcinsel görünüyor, çok eşcinsel bir

way but it looks very good though it looks I get the feeling that skipping is a very

şekilde zıplıyorsun ama çok iyi görünüyor, atlamanın çok iyi bir egzersiz olduğu hissine kapılıyorum,

good exercise well it is when I first I've been doing it a week just over a week now

ilk kez yaptığımda bir haftadan biraz fazla bir süredir yapıyordum. hafta şimdi

yeah and I'll tell you the first few days I was exhausted it's very exhausting a form

evet ve size ilk birkaç gün bitkin olduğumu söyleyeceğim, bu çok yorucu bir

of exercise because I used to like running but I can't do so much of that because I've

egzersiz şekli çünkü eskiden koşmayı severdim ama bunun çoğunu yapamıyorum çünkü

got a bad ankle now so skipping I'll tell you it very uses we discussed this last week

artık bileğim kötü, bu yüzden zıplıyorum Size geçen hafta tartıştığımızın çok işe yaradığını söyleyeceğim

but you get very out of breath so there it is proof that mr. Steve is now doing some

ama çok nefesiniz kesiliyor, bu yüzden işte Bay'ın kanıtı. Steve şu anda

very strenuous exercise I really have to have a look at that again there is Steve skipping

çok yorucu bir egzersiz yapıyor Gerçekten buna bir daha bakmam gerekiyor Steve biz

in the garden just before we came on air and I must say you're pretty good at it look at

yayına girmeden hemen önce bahçede zıplıyor ve söylemeliyim ki bunda oldukça iyisin,

like I couldn't have done that last week I've got a lot fitter that's amazing I want to

sanki ben yapamazmışım gibi bak bunu geçen hafta yaptım çok daha fittim var bu inanılmaz bir şekilde sallayabilmek istiyorum

be able to just sort of twiddle it twiddle it you can sort of twiddle it you can sort

of cross your arms over and do all sorts of things I don't think you're ready for anything

technical at the moment I think that's true I think just getting the Rope over over the

şu anda teknik herhangi bir şey için hazır olduğunu düşünüyorum bence bu doğru bence sadece ipi kafanın üzerinden geçirerek formda olmaya

top of your head I'm trying to get fit you see fitter because we go for a lot of walks

çalışıyorum fit olmaya çalışıyorum çünkü çok yürüyüşe çıkıyoruz

but I never feel as though that's enough for me I want to get my heart rate much higher

ama ben hiç hissetmiyorum sanki bu benim için yeterliymiş gibi kalp atış hızımı çok daha yükseğe çıkarmak istiyorum

because I used to do lots of running so I want to get fit again really fit well that

çünkü eskiden çok koşardım bu yüzden tekrar formda kalmak istiyorum gerçekten iyi formda olmak

is the whole purpose of exercise isn't it to get your body moving but also to get your

egzersizin tüm amacı bu vücudunuzu hareket ettirmek değil ama ayrıca

heart sort of going quicker or faster than it normally would you've got to be careful

kalbinin normalden daha hızlı veya daha hızlı atmasını sağlamak için dikkatli olmalısın

it's gotta be careful you start getting into you you know our age you don't over overdo

dikkatli olmalısın içine girmeye başlarsın yaşımızı biliyorsun aşırıya kaçma

it what's that on my neck did you see that though giant Adam's apple there's something

boynumdaki ne gördün mü dev Adem elması olmasına rağmen

very strange going on on Adam's apple on my neck see the the the voice box that you can

boynumdaki Adem elması üzerinde çok garip bir şeyler oluyor.

see so have you got a man okay then very fascinating yep that's how you can always tell if if a

man is dressed as a woman look for the Adam's apple that's always the giveaway do you meet

bir kadın olarak Adem elmasını arayın, bu her zaman eşantiyondur

many men dressed as women no but that that was you know people used to say oh I think

kadın gibi giyinmiş birçok erkekle tanışır mısınız hayır ama bunu bilirsiniz, insanlar şöyle derlerdi oh bence bu

that's a man dressed as a woman because they've got a very large Adam's apple yeah there's

kadın gibi giyinmiş bir erkek çünkü çok büyük bir Adem'leri var. elma evet

women don't have a have a large Adam's apple do that there's another way of checking as

kadınlar var büyük bir Adem elması yok bunu kontrol etmenin başka bir yolu

well well yes but you know being polite mr. Duncan okay you've got a very large Adam's

da var evet ama kibar olmayı bilirsiniz bay. Duncan tamam, çok büyük bir adem

apple there's no way you could ever dress up as a woman and get away with it that is

elmanın var, kadın gibi giyinip yanına kâr kalabilmenin hiçbir yolu yok, bu

true I although I have no no feeling I have no urge to dress up as a woman let's make

doğru, hiçbir duygum olmasa da, kadın gibi giyinmek gibi bir dürtüm de yok, hadi

that very clear yes but neither of us do my Adam's apple is so large it's very large whereas

bunu yapalım çok net evet ama ikimiz de yapmıyoruz adem elmam o kadar büyük ki çok büyük oysa

mine of course is quite slender yes I think I could get away with dressing up as a woman

benimki oldukça ince evet bence kadın gibi giyinmekten paçayı kurtarabilirim evet

yes and you have let's face it for fun so you've got some all right not for employment

biraz tamam iş için değil

okay then Steve we don't need the so some words and expressions to do with skip well

tamam o zaman Steve atla ile ilgili bazı kelimelere ve ifadelere ihtiyacımız yok

just what just a word skip itself so skip means does it a hop on one foot and then the

sadece bir kelime kendini atla o yüzden atla demek bir ayak üzerinde ve sonra diğerinde zıplamak mı yoksa

other or what I'm doing they're skipping you can skip down a street can't you yes without

ben ne Yapıyorum onlar atlıyorlar bir sokaktan aşağı atlayabilirsin değil mi evet

a rope and you're sort of hopping from one foot to the other it's not something a man

ip olmadan ve bir ayaktan diğerine zıplıyorsun bu normalde bir erkeğin yapacağı bir şey değil

would normally do otherwise you might have tracked all the wrong attention well you see

aksi takdirde her şeyi yanlış izlemiş olabilirsin dikkat iyi görüyorsun

but you see men skipping what you do boxers do yes I meant by the minute Jim we're just

ama erkeklerin senin yaptığını atladığını görüyorsun boksörler atlıyor evet Jim biz

down the scope out walking down the street yes well you know skip down the street as

sokakta yürürken görüş alanından aşağı indiğimiz an demek istedim

a man but who does I've never seen anyone ski seen girls skipping down while perhaps

hiç kimseyi kayak yaparken görmedim, kızların aşağı atladığını gördüm,

not so much these days but yeah do you skip in your country I'm sure it's probably not

bu günlerde belki çok fazla değil ama evet, ülkenizde atlıyor musunuz, eminim

cool anymore in this country another one it skip means to bounce over a surface so if

bu ülkede artık havalı değil

for example like like like a stone if you throw a stone over water that's good fun the

taş gibi suyun üzerine taş atarsanız bu iyi eğlencedir

scone the stone skips over the water you can also throw scones into the water but they

çörek taş suyun üzerinden atlar siz de suya çörek atabilirsiniz ama onlar

will just sink stones so I like skipping I like throwing standing skip on the water they

sadece taşları batırırlar bu yüzden zıplamayı seviyorum ayakta atmayı seviyorum suyun üzerinde zıplamayı seviyorum onlar

also call it skimming skimming as well that's right yes yes I used to do that as a kid I

da kaymak da denir kaymak doğru evet evet bunu çocukken yapardım

used to throw a stone across the water and you you would try to get the stone to skip

suyun karşısına taş atardım ve siz taşı

on the water instead it's not easy to do it's not easy to do actually it's similar to a

suyun üzerinden sektirmeye çalışırdınız onun yerine bunu yapmak kolay değil kolay değil yapmak aslında bir

person skipping you can see you're sort of bouncing anything else yes it also means to

kişinin atlama yapmasına benzer, başka herhangi bir şeyi zıpladığınızı görebilirsiniz evet bu aynı zamanda bir

to miss miss something to miss something or miss out something if you skip something like

şeyi kaçırmak anlamına da gelir, bir şeyi kaçırmak veya bir şeyi atlarsanız bir şeyi

if you skip school okay for example it means that you're missing school if you skip a grade

atlarsanız okulu atlarsanız tamam örneğin anlamına gelir bir sınıfı atlarsan okulu özlüyorsun

yes it means that instead of going from grade 1 to 2 to 3 you might go from 1 to 3 okay

evet bu 1. sınıftan 2. ve 3. sınıfa gitmek yerine 1. sınıftan 3.

and skip a grade 2 because you're good enough and you don't need to do great so maybe you

sınıfa geçebilirsin ve 2. sınıfı atlayabilirsin çünkü yeterince iyisin ve ihtiyacın yok çok

might skip the grade if you are very intelligent exactly maybe they think you are so super

zekiysen belki sınıfı atlayabilirsin tam olarak belki onlar senin çok süper

intelligent and that your brain is so large that you can go ahead of everyone else is

zeki olduğunu ve beyninin o kadar büyük olduğunu düşünüyorlar ki herkesin önüne geçebilirsin

you can skip a grade if you see somebody we were just talking about love mr. Duncan if

sadece aşktan bahsediyorduk bayım. Duncan eğer

you see somebody and you think oh they're so attractive your heart might skip a beat

birini görürsen ve onun çok çekici olduğunu düşünürsen kalbin atabilir

hmm so if you are in love might skip a beat so if your heart isn't beating regularly and

hmm yani aşıksan atabilir yani kalbin düzenli atmıyorsa ve

you think it misses a beat you say that you're my heart skipped a beat hmm if you are very

atışını kaçırdığını düşünüyorsan bunu söyle sen benim kalbimin atışı atladı hmm eğer çoksan eğer çok

if you are excited or overjoyed or maybe something excites you physically yes your heart will

heyecanlıysan veya aşırı neşeliysen ya da fiziksel olarak bir şey seni heyecanlandırıyorsa

go fast Oh if you want to do something quickly say you want to read a book quickly oh you

evet kalbin hızlı

might skip some pages you might miss some of some of the pages out you might skip quickly

çarpar bazı sayfaları atla bazı sayfaları kaçırabilirsin kitapta hızlıca atlayabilirsin

through the book that would be similar to the skimming through the book as well but

bu da kitaba göz gezdirmeye benzer ama

yeah to miss something out to sort of dance down the street on one foot or two or to skip

evet bir şeyi kaçırmak için sokakta bir veya iki ayak üzerinde dans etmek ya da

a skirt stone you know they said to skip a scone skip a stone over the water and I just

bir etek taşını atlamak için, bilirsiniz, bir çörek atlayın, suyun üzerinde bir taş atlayın dediler ve ben sadece

say no never skip a scone on water even though if you sink it will just sink and get free

hayır diyorum, asla suda bir çörek atlamayın, ancak batarsanız sadece batar ve serbest kalır,

it's much better to eat a scone in the UK as well we use the word skip to describe Allah

bir çörek yemek çok daha iyidir Birleşik Krallık'ta da Allah'ı tarif etmek için jump kelimesini kullanıyoruz

a waste container a large container that you throw waste into in America they call it a

bir çöp konteyneri atıkları içine attığınız büyük bir konteyner Amerika'da buna çöplük diyorlar

dumpster yes so dumpster is American English here we call a dumpster skip skip it's just

evet bu yüzden dumpster Amerikan İngilizcesidir burada biz dumpster Skip Skip bu sadece

a large container that you might throw what your old washing machine into building materials

büyük bir konteyner eski çamaşır makinenizi inşaat malzemelerinin içine atabilirsiniz

I don't think anyone's throwing their washing machine it's a it's a it's a funny thing in

Kimsenin çamaşır makinesini attığını düşünmüyorum bu İngiltere'de komik bir şey

in the UK if you have a skip outside your house it's delivered on the lorry yes and

evinizin önünden atlarsanız kamyonla teslim edilir evet ve

you're having some building work done you can guarantee that the next day the neighbors

siz' Bazı inşaat işlerini yaptırıyorsanız, ertesi gün komşuların

will put something in like an old kitchen sink or something that they've got they've

eski bir mutfak lavabosu gibi bir şeyi veya

had in their shed for a long time so you can either say skip which is in this country in

uzun süredir kulübelerinde bulundurdukları bir şeyi koyacaklarını garanti edebilirsiniz, böylece ya atla diyebilirsiniz ki bu bu ülkede

British English or in American English they will say dumpster dumpster it's basically

İngiliz İngilizcesinde veya Amerikan İngilizcesinde çöplük çöplük diyecekler temelde

the same thing so love is in the air mr. Steve and would you like to see some animals in

aynı şey yani havada aşk var bay. Steve ve bazı hayvanların aşık olduğunu görmek ister misiniz,

love go on here are some animals first of all we have some some love doves so there

burada bazı hayvanlar, her şeyden önce, bazı aşk güvercinlerimiz var, bu yüzden orada

they are some live doves can you see them there they are in love and they will start

canlı güvercinler var, onları orada görebilir misiniz, aşıklar ve

kissing in a minute did you film that mr. Duncan yes yes I filmed this I did in our

bir dakika içinde öpüşmeye başlayacaklar bunu filme aldınız mı bay Duncan evet evet bunu filme çektim bahçemizde yaptım

garden oh look they're having a little kiss how lovely they're having a peck yes a little

oh bak küçük bir öpücük veriyorlar ne kadar güzel gagalıyorlar evet biraz

Zuma beware the expression comes from if you pick somebody you know there's like a couple

Zuma ifadesinin geldiğine dikkat et birini seçersen orada bir çift

of doves pecking away at each other yes oh isn't that lovely so so there you can see

güvercin gagalıyor gibi uzakta birbirlerine evet oh o kadar sevimli değil mi yani orada

a couple of love devs and here are a couple of love pigeons ah look at that so they're

bir çift aşk devini görebilirsiniz ve işte bir çift aşk güvercini ah şuna bakın yani onlar

a Syrah look isn't that lovely look at one of the left yes he looks really yes they're

bir Syrah bakışı o kadar da sevimli bir bakış değil mi soldaki evet gerçekten görünüyor evet aşıklar

in love how lovely so that was also filmed by me in in the garden so they are in love

ne kadar güzel yani bu da benim tarafımdan bahçede çekildi yani aşıklar bu yüzden

so just to show that love is in the air even the animals are starting to fall in love it's

sadece havada sevgi olduğunu göstermek için hayvanlar bile aşık olmaya başlıyor

not we've noticed haven't we love Duncan yes that we've had a bit of warm weather it feels

farketmedik değil mi Duncan'ı seviyoruz evet hava biraz ılıktı hava

like spring is in the air what you can certainly hear is all the birds are out singing away

baharda gibi hissettiriyor kesinlikle duyabildiğiniz şey tüm kuşların

for the first time the last few days we've heard all the birds singing in the garden

ilk kez öterken son birkaç yıldır günlerdir bahçede cıvıldayan kuşların

perching themselves on the top of branch is calling for a mate there it is there's the

dalın tepesine tünemiş bir eş çağırdıklarını duyduk işte dışarıda

view outside now I know it's gorgeous outside really feels like spring is on the way it's

manzara var şimdi dışarının muhteşem olduğunu biliyorum gerçekten bahar geliyor gibi geliyor

very spring-like in fact I was going to go outside to do some live streaming but there

çok bahar gibi Aslında biraz canlı yayın yapmak için dışarı çıkacaktım ama

were some showers nearby and because of that we decided not to anyway I have a bone to

yakınlarda sağanak yağış vardı ve bu yüzden yapmamaya karar verdik.

pick with you what I think you've waited till the day after my birthday have you yes I let

sen evet bana izin ver

me mr. Duncan if you better bone to pick with some it means I have something important that

bay Duncan, eğer bazılarını seçsen iyi olur, bu benim önemli bir şeyim olduğu anlamına gelir,

I have to discuss with you something important I have a bone to pick something that I might

seninle önemli bir şeyi tartışmam gerekiyor, yapmış olabileceğim bir şeyi seçecek bir kemiğim var

have done yeah something we're down to preserve a thing a thing I want to talk about that

evet, bir şeyi korumak için buradayız, istediğim bir şeyi

concerns you last night I was on the toilet and I was really unwell at one o'clock this

dün gece tuvaletteydim ve bu sabah saat birde gerçekten rahatsızdım

morning and I think it's mr. Steve's fault now of course we did eat a lot of chocolates

ve sanırım bu bay. Steve'in suçu şimdi tabii ki çok çikolata yedik,

didn't we so I've eaten a lot of choc on Valentine's Day I bought these for mr. Steve but can you

değil mi bu yüzden Sevgililer Günü'nde çok fazla çikolata yedim bunları Bay'a aldım. Steve ama

see the box is empty all the chocolates have gone we have eaten the mall so all the chocolates

kutunun boş olduğunu görebiliyor musun, tüm çikolatalar gitti alışveriş merkezinde yedik yani

for Valentine's Day have gone but on Friday night mr. Steve made one of his curries I

Sevgililer Günü için tüm çikolatalar gitti ama Cuma gecesi bay. Steve körilerinden birini yaptı.

always make Hickory on Friday night now I think mr. Steve poisoned me no because yesterday

Hickory'yi hep cuma akşamı yaparım şimdi sanırım bay. Steve beni zehirledi hayır çünkü dün

I was feeling unwell in the afternoon and then last night well in fact I went to bed

öğleden sonra kendimi iyi hissetmiyordum ve sonra dün gece aslında yattım

then I had to get up because I was so ill and I thought I was going to die I was sitting

sonra kalkmak zorunda kaldım çünkü çok hastaydım ve öleceğimi sandım

on the toilet I was JT I was fainting and I think I know the reason why I think mr.

tuvalette oturuyordum. JT idi bayılıyordum ve sanırım nedenini düşündüğümü biliyorum bay.

Steve poisoned me I didn't poison you mr. dunk and I had the same thing and I had no

Steve beni zehirledi ben seni zehirlemedim bayım. smaç ve bende aynı şeyi yaşadım ve hiç

reaction at all yes and what was a wonderful curry it was it was a nice curry but I have

tepki vermedim evet ve harika bir köri neydi, güzel bir köriydi ama içimde

a feeling that you poisoned me because you were getting very excited about the ingredients

bir his var ki beni zehirledin çünkü malzemeler konusunda çok heyecanlanıyordun

now here's something that Steve put in the curry something called what's it called turmeric

şimdi işte sana bir şey Steve köriye bir şey koydu adı zerdeçal zerdeçal

turmeric turmeric it's a it's a kind of spice is that right it's this I think it's from

zerdeçal bu bir çeşit baharat doğru bu bence bu bir

the root of a plant mmm now it is it's a root when Steve made the curry on Friday night

bitkinin kökünden

he decided to do something that you're not supposed to do instead instead of putting

a little bit of turmeric into the curry you decided to put a whole spoon of turmeric into

köriye biraz zerdeçal koymak yerine yapmamanız gereken bir şey yapmaya karar verdiniz köriye bir kaşık zerdeçal koymaya karar verdiniz

the curry now I think that's what happened I think Steve put so much of this in the curry

şimdi sanırım olan buydu sanırım Steve bundan çok koydu köride

it actually upset my stomach so the next day my stomach was really bad and last night in

midemi bulandırdı bu yüzden ertesi gün midem çok kötüydü ve dün gece

fact the early hours of this morning I was really unwell and I blame you so my fault

aslında bu sabahın erken saatlerinde gerçekten hastaydım ve seni suçluyorum bu yüzden benim hatam

give me my lovely eye look I like turmeric because it gives a nice color to food it goes

bana güzel gözümü ver Zerdeçal severim çünkü yemeğe güzel bir renk verir

sort of a yellow yellow orange color I don't know how much you're supposed to put it says

bir nevi sarı sarı turuncu bir renk alır bilmiyorum ne kadar koymanız gerektiğini

here a pinch a pinch pinch it's just a little bit does anybody know how much turmeric you

burada bir tutam bir tutam çimdik yazıyor sadece birazcık ne kadar zerdeçal

are supposed to put in a curry well the inventer look it out you can buy it says on the box

gerektiğini bilen var mı mucit bir köri kuyusuna koymak için bakın satın alabilirsiniz kutunun üzerinde

a pinch yes but mr. Duncan you can buy term capsules for health purposes okay I'm a health

bir tutam evet yazıyor ama bay. Duncan sağlık amaçlı dönem kapsülleri alabilirsin tamam ben bir sağlıklı

food shop yes because it is anti-inflammatory it's very good if you have arthritis well

gıda dükkanıyım evet çünkü iltihap önleyicidir artritiniz varsa çok iyidir peki bu

it didn't it didn't make me less inflamed if anything it inflamed a certain part of

beni daha az iltihaplanmadı mı yoksa herhangi bir şey belli bir şekilde iltihaplanmasına neden oldu

my body it's quite traditional to put in curries I was sitting on the toilet this morning very

vücudumun bir kısmına köri koymak oldukça gelenekseldir bu sabah tuvalette oturuyordum

early this morning in the night maybe I put a bit too much and I was so unwell I I was

gecenin çok erken saatlerinde belki biraz fazla koydum ve çok rahatsızdım ben

I was actually fainting on the toilet have you ever fainted on the toilet he's exaggerating

aslında tuvalette bayılıyordum hiç tuvalette bayıldı

viewers I'm not exact anything upset your stomach though the fact that you'd had probably

izleyicileri abartıyor tam olarak midenizi bulandıran bir şey söylemiyorum gerçi muhtemelen

a kilogram of chocolate on top of the curry we did we did have an effect as well we did

köri üzerine bir kilo çikolata yemiş olmanız bizim de bir etkimiz oldu

have a lot of chocolate so we had some chocolate on Valentine's Day and also we our neighbor

çok fazla çikolatamız oldu yani sevgililer gününde biraz çikolata yedik ve ayrıca komşumuz

gave us a special cake as well for Valentine's Day shall we have no that was for my birthday

bize sevgililer günü için de özel bir pasta verdi.

well I think it was both I think it was for Valentine's Day and the birthday that's what

I think anyway and there it is there is the chocolate cake that our neighbors gave to

Sanırım her neyse ve işte orada komşularımızın bize verdiği çikolatalı kek

us so isn't that lovely I went around yesterday to say hello not and I gave them some jam

o kadar güzel değil mi dün merhaba demek için dolaştım ve onlara biraz reçel verdim

and then they gave me a cake and I said we've just baked this cake for mr. Steve's birthday

ve sonra bana bir pasta verdiler ve biz dedim' Bu pastayı az önce Mr. Steve'in doğum günü

so I think it was for your birthday but also because it's heart you see its heart shaped

bu yüzden sanırım senin doğum günün içindi ama aynı zamanda kalp olduğu için kalp şeklini görüyorsun

I think it's also for Valentine I think the neighbors that are in love with me mr. Duncan

Sanırım aynı zamanda Valentine için Sanırım bana aşık olan komşular baylar. Duncan

and who can blame them I know Oh up well that's interesting have you ever tried to milk the

ve onları kim suçlayabilir, biliyorum Ah, pekala, bu ilginç, hiç bir şeyi

fact that it's your birthday when you milk something have you have you ever tried to

sağdığınızda doğum gününüz olduğu gerçeğini sağmaya çalıştınız mı, hiç

get something for free or get some extra attention out of a situation if you look something it

bedavaya bir şey almayı veya bir durumdan ekstra dikkat çekmeyi denediniz mi? bir şeye benziyorsun, bir

means you get some attention out of something yeah well well - milk something means you

şeyden biraz dikkat çektiğin anlamına geliyor, evet, pekala - bir şeyi sağ,

tried to get as much as you can out of a one situation or well that's it one thing so maybe

bir durumdan alabildiğin kadar fazlasını almaya çalıştığın anlamına geliyor ya da bu bir şey, bu yüzden belki

if you're ill you might milk the illness oh I'm sorry I trying to get lots and lots of

hastaysan sağabilirsin hastalık oh üzgünüm çok fazla sempati kazanmaya çalışıyorum

sympathy you mean like you were milking the fact that my curry made you ill you're milking

körimin seni hasta ettiği gerçeğini sağıyormuşsun gibi demek istiyorsun,

that mr. Duncan I'm not milking it you I you're after lots of attention. I was critically

onu sağıyorsun bay. Duncan, seni sağmıyorum, çok fazla ilgi peşindesin. Dün gece kritik bir şekilde

ill last night so mister don't get critically so mr. Duncan said all everywhere we go yesterday

hastaydım, bu yüzden bayım kritik bir duruma gelmeyin, bu yüzden bay. Duncan, dün gittiğimiz her yerde

we'll tell people it's your birthday and we'll see if we get any free food but that's the

insanlara bugünün senin doğum günün olduğunu söyleyeceğimizi ve bedava yiyecek alıp almayacağımıza bakacağımızı söyledi ama

reason for ek yes but that's the reason coffee I'm trying to talk here I know I'm finished

ek sebebi bu evet ama bu yüzden kahve burada konuşmaya çalışıyorum biliyorum ben bitti

but I'm interrupting because it's my exactly it's my show it was my birthday it was your

ama kesiyorum çünkü tam olarak benim şovum benim doğum günümdü senin

birthday so but yesterday I mentioned your birthday to so many people but no one gave

doğum günündü ama dün o kadar çok kişiye senin doğum gününden bahsettim ama kimse

us anything we didn't get anything even at the copper kettle we went into the copper

bize bir şey vermedi biz hiçbir şey alamadık bakır çaydanlıkta bile biz bakır

kettle we go there every week and I kept saying oh it's Steve's birthday Oh Steve Steve might

çaydanlığa girdik her hafta oraya gidiyoruz ve ben de ah bugün Steve'in doğum günü Ah Steve Steve'in

have something nice to eat for his birthday and I thought oh maybe they will give a that

doğum günü için yiyecek güzel bir şeyleri olabilir ve ah belki bunu verirler

and they maybe they'll give us a free cake well I would I would have been happy with

ve belki bize bedava verirler diye düşündüm. pasta peki

that happy birthday we didn't even get that oh they were miserable in there so I was going

o doğum günün kutlu olsun mutlu olurdum onu ​​bile alamadık oh orada perişandılar bu yüzden

around everywhere everywhere we went yesterday I kept mentioning it was your birthday just

dün gittiğimiz her yerde dolaşıyordum her ihtimale karşı doğum günün olduğunu söyleyip durdum

in case we got something nothing nothing we can expect something free on your birthday

hiçbir şey hiçbir şey doğum gününüzde ücretsiz bir şey bekleyemeyiz Ücretsiz

I want you to something for free extra attention yes well what we got was you said to the neighbor

ekstra ilgi için bir şey yapmanızı istiyorum evet peki elimizdeki şey komşuya

it was my birthday and we got a cake yes this make magnificent cake it's magnificent cake

doğum günüm olduğunu söylediniz ve bir pastamız var evet bu muhteşem pasta harika pasta ki bu

which it's very rich mr. Duncan very rich I have never ever in my entire life I don't

çok zengin Bay. Duncan çok zengin hayatım boyunca hiç

think eaten such a rich intense chocolate cake I wasn't sure if another word was coming

bu kadar zengin yoğun çikolatalı pasta yemedim sanırım yok muydu

out then I thought it would be sponge in the middle like a light sponge oh it wasn't there

was any you couldn't eat very much of that without being very ill there was a lot of

çok hasta olmadan yiyemezdiniz

chocolate in that chocolate cake it was like eating chocolate lard it was lovely it was

o çikolatalı pastanın içinde çok çikolata vardı çikolatalı domuz yağı yemek gibiydi çok güzeldi çok

like I'm not criticizing it well although it sounds like it sounds like you are oh I

iyi eleştirmiyormuşum gibi oldu ama öylesin gibi geliyor kulağa çok

was delicious but in fact if you've heard of the phrase death by chocolate a few yeah

lezzetliydi ama aslında çikolatadan ölüm ifadesini duyduysanız birkaç

well death by chocolate I haven't something that is so rich in chocolate so much I'll

evet çikolatadan ölüm bende çikolata açısından çok zengin bir şey yok o kadar çok

kill you if tomber there is so much chocolate in fact he has sugar inside the cake that

seni öldürürüm tomberde o kadar çok çikolata varsa aslında pastanın içinde şeker var

if you take one mouthful you will have a heart attack yes straight away but it's delicious

bir lokma yersen kalp krizi geçirirsin evet hemen ama çok lezzetli bunun

thank you for that if you're watching neighbors I can't believe it's three o'clock already

için teşekkürler komşu izliyorsan üç olduğuna inanamıyorum saat zaten

it's three o'clock and you are watching live English if you want to get in touch with us

saat üç ve canlı İngilizce izliyorsunuz, bizimle

by the way you can do at the following email address [Music] it's a Sunday it's a fun day

aşağıdaki e-posta adresinden [Müzik] yapabileceğiniz şekilde iletişime geçmek istiyorsanız, bugün bir Pazar, eğlenceli bir gün,

it's live English and now if you want to get in touch you know how to do it mr. Duncan

canlı İngilizce ve şimdi eğer iletişime geçmek isterseniz nasıl yapacağınızı biliyorsunuz bayım. Duncan

hello can I have a look at the live chat please yes we haven't had a look look at the live

merhaba, canlı sohbete bakabilir miyim lütfen evet, canlı

chat yet so here is the live chat I'm sure a lot of people want to say happy birthday

sohbete henüz bakmadık, işte canlı sohbet burada. Eminim pek çok insan Bay Duncan'a doğum günün kutlu olsun demek ister

to mr. Steve so let's have a look shall we well I did now a lot of people according to

. Steve öyleyse bir bakalım bakalım iyi mi yapmışım şimdi bir çok kişiye göre

mr. Duncan sent messages to my Facebook page now the thing is I have got a face but book

bay. Duncan Facebook sayfama mesaj gönderdi şimdi mesele şu ki bir yüzüm var ama

a Facebook page ago but I don't really ever look at it so I haven't replied to any messages

daha önce bir Facebook sayfası ayırttım ama gerçekten hiç bakmıyorum bu yüzden oradaki hiçbir mesaja cevap vermedim

on there I don't don't know if we've ever really advertised my Facebook page halfway

yapmıyorum Facebook sayfamın reklamını gerçekten yarı yarıya yapıp

well well we don't because you told me not to I know because I never I never look at

yapmadığımızı biliyorum, pekala yapmıyoruz çünkü bana yapmamamı söyledin Biliyorum çünkü asla

it if you tell me not to do something I will often do it so so or not do it but we've we've

ona bakmam bana bir şeyi yapmamamı söylersen sık sık yaparım öyle veya yapmayın ama

had a lovely message from Leanne Leonard Leonard soap ash who says mr. Duncan you are a person

Leanne Leonard Leonard sabun külünden bay diyen çok güzel bir mesaj aldık . Duncan sen öyle bir insansın ki

when people don't know where to go or if they are alone like me right now they watch your

insanlar nereye gideceklerini bilemiyorlar ya da benim gibi yalnızlar şu anda

live stream and you make us feel happy thank you very much and happy that you exist isn't

canlı yayınını izliyorlar ve bizi mutlu ediyorsun çok teşekkür ederim ve var olduğun için mutlusun o kadar da

that lovely what a lovely message that is so nice do we have any messages for mr. Steve's

güzel değil mi güzel mesaj çok güzel bay için herhangi bir mesajımız var mı? Steve'in

birthday oh I see we have a donation on the super chat Oh Irene said her birthday was

doğum günü oh görüyorum ki süper sohbette bir bağışımız var Oh Irene doğum gününün

on Valentine's Day oh okay then that's interesting so so what do you get on your birthday because

Sevgililer Günü olduğunu söyledi oh tamam o zaman bu ilginç yani doğum gününüzde ne alıyorsunuz çünkü hem

you have Valentine's Day and your birthday at the same time I'm just trying to see who

Sevgililer Günü hem de doğum gününüz aynı anda var ben' Sadece oh'yu kimin bıraktığını görmeye çalışıyorum

has left the oh here we go but that looks like Helena Helena Blair has sent Helen 50

işte başlıyoruz ama görünüşe göre Helena Helena Blair Helena'ya 50

euros wow that is a lot thank you via a lot of chocolate thank you very much we won't

avro göndermiş vay canına bu çok fazla bir sürü çikolata ile teşekkür ederim çok teşekkür ederim

be buying chocolate with that that will go towards the the maintenance and the production

bununla çikolata almayacağız

of this live stream so thank you very much Helena for that very kind of you in Helena

bu canlı yayının bakımına ve yapımına gidecek bu yüzden Helena'daki bu nazik davranışınız için çok teşekkür ederim Helena

Oh do you think so Ellen yes oh okay then Helen Helen Blair I hope I pronounced your

Oh, öyle mi düşünüyorsun Ellen evet oh tamam o zaman Helen Helen Blair umarım soyadını doğru telaffuz etmişimdir

surname right yes to Steve looks younger than before says Anna thank you thank you very

evet Steve eskisinden daha genç görünüyor diyor Anna teşekkür ederim

much really are you sure about that yes people commenting about the skipping Oh Alamgir likes

çok teşekkür ederim gerçekten bundan emin misiniz evet insanlar atlama hakkında yorum yapıyor Oh Alamgir

skipping everyday guys do that so you skip using a rope rope skipping or rope jumping

her gün atlamaktan hoşlanıyor çocuklar bunu yapıyor bu yüzden ip atlama veya ip atlama kullanarak atlıyorsunuz

but yeah I think it's a very manly thing to do because it's it's it's so as you found

ama evet bence bu bir Yapılması gereken çok erkekçe bir şey çünkü bu öyle ki, bunu

out it's very hard to do and quite often in in gyms where they they practice boxing they

yapmanın çok zor olduğunu ve oldukça sık olarak spor salonlarında boks yaptıkları yerlerde

will often skip as well so tell you certainly builds up your stamina yeah if you can skip

de sık sık atlayacaklar, bu yüzden kesinlikle dayanıklılığınızı geliştirdiğini söyleyin, evet, eğer

you can practically do anything so you've only been doing it for a week and already

sizi atlayabilirseniz pratik olarak her şeyi yapabilir, bu yüzden bunu yalnızca bir haftadır yapıyorsunuz ve şimdiden

you feel more healthy I do I feel I feel invigorated is the word I would say invigorated Pedro

kendinizi daha sağlıklı hissediyorsunuz Yapıyorum hissediyorum canlanmış diyeceğim kelime canlanmış Pedro

says comments about Adam's apple yes it's what we call it here in your throat that little

Adem'in elması hakkında yorum yapıyor evet biz ona burada sizinkinde böyle diyoruz boğazdaki o küçük

protuberance what for tubulin something that sticks out something that puts you / - okay

çıkıntı tubulin ne için dışarı çıkan bir şey sizi sokan bir şey / - tamam

I get but wait out today mr. Duncan you want to go back and try again protrudes protrude

anladım ama bugün bekleyin bayım. Duncan geri dönmek ve tekrar denemek istiyorsun çıkıntılı

yes if something protrudes it sticks out it sticks out or it's very noticeable this is

evet bir şey dışarı çıkarsa dışarı çıkarsa dışarı çıkar ya da çok belirgindir bu

actually your larynx yes so voice box so there is the larynx but normally with in men or

aslında senin gırtlağındır evet bu yüzden gırtlak vardır yani gırtlak vardır ama normalde erkeklerde veya

with men the larynx or Adam's apple is much larger but mine is huge it's really as big

erkeklerde gırtlak veya Adem elması çok daha büyük ama benimki çok büyük gerçekten o kadar büyük

so it's a big one well that's why you talk all the time because you've got such a big

yani o kadar büyük ki bu yüzden sürekli konuşuyorsun çünkü o kadar büyük bir

Adam's apple you can't keep your mouth shut I think maybe it's the talking that's made

adem elmanın var ki çeneni kapalı tutamazsın bence belki de konuşmaktır bu

my Adam's apple so large Lou Thunder does it every day as well singing I presume skipping

benim adem elmasını o kadar büyük yaptı ki Lou Thunder bunu her gün şarkı söyleyerek de yapıyor Atlamayı tahmin ediyorum

yes thank you very much amongst other things Sarah is a professional stone skipper Wow

evet çok teşekkür ederim diğer şeylerin yanı sıra Sarah profesyonel bir taş kaptanı Vay canına,

oh I see so you're very good throwing stones across a lake and they will bounce for a long

görüyorum ki bir gölün karşısına taş atmakta çok iyisin ve onlar uzun bir yol için zıplayacak

way accent says that you should take my example of skipping it mr. Duncan to go fit well I

aksanı, onu atlamak için benim örneğimi almanız gerektiğini söylüyor bay. Duncan'ın forma girmesi için

did try a couple of weeks ago but I wasn't very good at it I almost broke my neck to

birkaç hafta önce denedim ama bunda pek iyi değildim, dürüst olmak gerekirse neredeyse boynumu kırıyordum

be honest yeah Farris says I used to skip when I was a child it's one of the most popular

evet, Farris çocukken sektirdiğimi söylüyor, bu en popüler

children's games here in Morocco but yes you are right mr. Duncan it's so healthy to do

çocuk oyunlarından biri burada Fas'ta ama evet haklısınız bayım. Duncan, evet yapmak çok sağlıklı

yes and the other thing about it is its if you want to get fit it takes time doesn't

ve bununla ilgili diğer bir şey de, eğer formda kalmak istiyorsanız zaman alıyor,

it out of your day mmm some people go to the gym some people go running or swimming or

gününüzün dışında değil mi mmm bazı insanlar spor salonuna gidiyor, bazıları koşuya, yüzmeye ya da

cycling but they take quite a lot of your tie takes quite a lot of your time but if

bisiklete biniyor ama alıyorlar Kravatınızın çoğu zamanınızın çoğunu alıyor ama formda

you want to get fit or get your exercise in in a very time efficient way mm-hmm I think

kalmak veya egzersizinizi zamanından verimli bir şekilde yapmak istiyorsanız mm-hmm Bence

skipping is probably the best form to do it because you can just go into your backyard

atlamak muhtemelen bunu yapmanın en iyi yolu çünkü öylece gidebilirsiniz. arka bahçenize girersiniz

and you don't have to put on any particular clothes no one's going to see you and 15 20

ve herhangi bir özel kıyafet giymeniz gerekmez kimse sizi görmez ve 15 20

minutes you've got some vigorous activity yes whereas if you want to go swimming for

dakika sonra biraz yoğun aktiviteniz olur evet oysa örneğin yüzmeye gitmek istiyorsanız kendi

example you've got to get into your car drive to a swimming baths get changed all that pallava

bölgenize girmelisiniz. bir yüzme havuzuna arabayla gitmek sahip olduğun tüm o pallavayı değiştir

you've got yeah that's an hour gone out of your day if you go to the gym you've got to

evet bu, günün bir saatini harcamış

drive to the gym you've got to get changed showered arterwards that's probably an hour

demektir Gününüzün bir saati

out of your day running is very time efficient because you can just go out of your house

koşmak zaman açısından çok verimlidir, çünkü evinizden dışarı çıkabilirsiniz,

but if you live in the city that's bad for your lungs for example so skipping very time

ancak şehirde yaşıyorsanız bu, örneğin ciğerleriniz için kötüdür;

efficient way to get fit so so that the exercise is short but vigorous short intense figura

ama kuvvetli kısa yoğun figura

snow preparation just out of your door you can probably do it inside as well but don't

kar hazırlığı kapınızın hemen dışında muhtemelen içeride de yapabilirsiniz ama bu arada

man don't forget by the way if you are planning to do some exercise make sure you warm up

unutmayın adamım biraz egzersiz yapmayı planlıyorsanız önce ısındığınızdan emin olun

first make sure you don't you don't do anything too vigorous straightaway also if you are

ısınmadığınızdan emin olun Hemen çok güçlü bir şey yapmıyorsunuz, ayrıca

going to start doing X sighs always going see your doctor to find out whether you are

X iç çekmeye başlayacaksanız, bunu yapacak kadar iyi olup olmadığınızı öğrenmek için her zaman doktorunuza görünün,

well enough to do it so that's something worth mentioning as well commenting about the lovebirds

bu da muhabbet kuşları hakkında yorum yapmak kadar bahsetmeye değer bir şey

oh they're so cute aren't they they're so lovely hey Joe ask an interesting question

oh onlar çok tatlılar değil mi çok sevimliler hey Joe ilginç bir soru sor

who is the male and female well with who with the birds oh okay I got worried then the thing

erkek ve dişi kim kiminle kuşlarla birlikte oh tamam endişelendim o zaman mesele

is you can't it's very difficult to tell with pigeons and doves because they don't the male

şu ki sen yapamazsın bunu söylemek çok zor Güvercinler ve kumrular çünkü erkek

and female look virtually identical they do I wonder if I wonder if ever met if a male

ve dişi neredeyse aynı görünmüyorlar öyle görünüyorlar Acaba hiç tanışıp tanışmadığınızı merak ediyorum Bir erkek

pigeon or a male dove ever tries to actually say oh hello hello to another male by accident

güvercin veya bir erkek güvercin başka bir erkeğe kazara veya belki bilerek gerçekten merhaba merhaba demeye çalışır mı?

or maybe on purpose who knows I'm sure they know yes it's not like a Robin you know or

kim bilir eminim biliyorlardır evet bildiğiniz bir robin gibi ya da güvercinler ve kumrular gibi bazı kuşlarda cinsiyetler arasında

a black bird where there are distinct differences between the sexes with some birds like pigeons

belirgin farklılıkların olduğu kara bir kuş gibi değil

and doves you cannot really tell the difference I think sometimes the female bird is slightly

gerçekten farkı anlayamazsınız Bence bazen dişi kuş biraz daha

smaller sometimes you can maybe tell but yes very difficult well these days it's very hard

küçüktür bazen söyleyebilirsiniz ama evet çok zor bu günlerde

sometimes to tell the difference between male and female human beings let's just go back

bazen erkek ve dişi insanlar arasındaki farkı söylemek çok zor hadi

down again mr. Duncan thank you everybody for the the best wishes somebody says there

tekrar aşağı inelim bayım. Duncan en iyi dilekleriniz için herkese teşekkür ederim birileri orada bir çocuk

the nursery rhyme called skip to my Lou my darling oh it's a nursery rhyme there was

tekerlemesi diyor ki benim Lou'ma geç sevgilim oh bu bir çocuk tekerlemesi

a isn't it a song as well yes I think it is skip skip skip to my Lou skip skip skip to

bir şarkı da yok muydu evet sanırım bu atlama atlama atlama benim Lou atlamama atla

my Lou skip skip skip to my Lou skip to my Lou my what it means I don't know I think

benim lou'ma atla

there are other verses so so isn't it isn't it something with the buttermilk or the cows

in the field two by two cows in the field too but I can't remember I think it's a whole

tarlada ikişer ikişer inekler de vardı ama hatırlayamıyorum sanırım bütün bir

song but how is that what you were doing last night skipping to the loo mister dinner I

şarkıydı ama bu nasıl dün akşam tuvalete atlayarak yapıyordunuz bayım akşam

was I wasn't skipping hello I wasn't skipping to the loo I was I was dying on the loo I'm

yemeğindeydim merhabayı atlamadım atlamadım tuvalette ölüyordum tuvalette ölüyordum

sure people don't want to hear about my my buds demanded says that he's back from Kosovo

eminim insanlar benim haberimi duymak istemiyorlardı tomurcuklarım Kosova'dan döndü diyor tamam tamam

right okay one day before the Kosovo independence okay is mr. Steve's birthday whoa well so

Kosova bağımsızlığından bir gün önce tamam mr. Steve'in doğum günü vay peki

your birthday is is the day after this day before yes exactly this is yours by the way

senin doğum günün bu günden sonraki gün evet aynen bu senin bu arada

did we do any sports at school oh my did you do sports at school mr. Duncan I could tell

okulda hiç spor yaptık mı aman sen okulda spor yaptın mı bayım Duncan

you some terrible terrible stories terrible stories Kunal there right yes go on you go

sana bazı korkunç korkunç hikayeler anlatabilirim korkunç hikayeler Kunal orada doğru evet devam et

first mr. day would you like my story yes let's have your story than I I never I never

önce sen git bay. gün benim hikayemi beğenir misin evet senin hikayen benden daha hiç ben

played sport at school one main reason for that is because well the teachers thought

okulda hiç spor yapmadım bunun temel sebeplerinden biri öğretmenlerin

that I was too fragile they said that I'm too fragile they did well I that's what you

benim çok kırılgan olduğumu düşünmeleri çok kırılgan olduğumu söylemeleri iyi yapmışlar ben işte bu sen

told me yes well you weren't there I wasn't there but the teachers wouldn't let me play

yoktun dedin ben yoktum ama hocalar

any sports because they said I was too fragile they were worried that I would get hurt so

çok kırılgan olduğumu söylediler spor yapmama izin vermediler sakatlanmamdan endişe edip

they wouldn't let me play football they wouldn't let me play rugby they wouldn't let me do

futbol oynamama izin vermediler ragbi oynamama izin vermediler, benim

it because they thought I was so fragile I was so delicate they were worried that I might

çok kırılgan olduğumu düşündükleri için,

injure myself I might get hurt so so that's because you were very let's say slight I was

çok narin olduğumu düşündükleri için izin vermediler. sen

very slightly built when you were younger I was skinny skinny and weedy fragile weedy

gençken çok hafif yapılıydım ben sıskaydım sıska ve ot gibi kırılgan ot

I was skinny I was a wimp that was weedy yes I didn't like team sports I didn't like football

gibiydim

or rugby I used to just I prefer things like tennis and cross-country running things like

ben sıskaydım tenis ve kros koşusu gibi şeyler

that more sort of solo sports I've never been much of a team player so I I heard I heard

daha çok solo sporlar Asla bir takım oyuncusu olmadım, bu yüzden duydum

sometimes you play for the other team oh really mr. ding ha ha ha Vishal is here hello Vishal

bazen diğer takım için oynadığınızı duydum oh gerçekten bayım. ding ha ha ha Vishal burada merhaba Vishal canlı sohbette

where are you watching at the moment on the live chat your garden looks very nice as it

şu anda nereden izliyorsunuz bahçeniz yazın olduğu gibi çok güzel görünüyor

was in the summer time Thank You Simona oh hello Simona nice to see you here as well

Teşekkürler Simona oh merhaba Simona sizi de burada görmek güzel

new char is here also Sergio is here you were just a true gentleman oh do you mean me thank

yeni karakter de burada Sergio burada, sadece gerçek bir beyefendiydin oh, kariyerimdeki en

you very much for that you are the best teacher in my career says toe on the juin watching

iyi öğretmen olduğun için çok teşekkür ettiğimi mi kastediyorsun?

in I believe you are in Vietnam now it was mr. Steeves birthday yesterday and i think

Dün Steve'in doğum günü ve bence

it's only right that we have a look at some of mr. steve gifts first of all shall we have

Mr. steve hediyeler öncelikle

a look at some of your cards go on so now bigger because you are so popular so incredibly

bazı kartlarınıza bir göz atalım mı, şimdi çok daha büyük çünkü çok popülersiniz, inanılmaz derecede

popular mr. Steve you had lots of messages on Facebook yesterday lots of greetings but

popülersiniz bay. Steve dün Facebook'ta bir sürü mesajın vardı bir sürü selam ama

also you had lots of cards as well well I didn't have lots well quite a few 5 that's

aynı zamanda bir sürü kartın da vardı bende pek yoktu pek 5 bu kadar çok mu

that's a lot is it I don't know whether that's a lot that's five more than I get for more

bilmiyorum çok mu bu beş daha fazlası için aldığımdan daha fazla

because I give you one yes so I did receive some lovely cards yes so would you like to

çünkü sana bir tane verdim evet bu yüzden bazı güzel kartlar aldım evet bu yüzden

show us some of the cards that you received on your personal camera my personal camera

bize kişisel kameranda aldığın kartlardan bazılarını göstermek ister misin benim kişisel kameram

here we go nose up yes here's the first one now of course people no friends relatives

işte burun yukarı gidiyoruz evet işte ilk şimdi tabii ki insanlar arkadaş yok akrabalar

that I like gardening might have to tell that slight ring is on the way to that that's it

bahçıvanlığı sevdiğimi söylemek zorunda kalabilirler o hafif çınlamanın yolda olduğunu söylemek zorunda kalabilir bu

a bit that way man handing mr. Duncan yes no the more you do that the more you can't

biraz o şekilde adam teslim Bay. Duncan evet hayır bunu ne kadar çok yaparsan onu o kadar çok

actually see it oh I see because it's got a sheen on it yes especially for you and you're

göremezsin oh anlıyorum çünkü üzerinde bir parlaklık var evet özellikle senin için ve sen

in the shop mr. Duncan I've told you about this before so what we give it to the other

dükkandasın bay. Duncan size bundan daha önce bahsetmiştim, bu yüzden diğer kamera tanrısına verdiğimiz şey

camera god he's so annoying at times yes I think I think it's just because let's use

bazen çok sinir bozucu oluyor evet bence bunun sebebi sadece

the other camera mr. Duncan it's very blind everyone can see it clearly then let me go

diğer kamerayı kullanalım bayım. Duncan çok kör, herkes bunu net bir şekilde görebiliyor, sonra bırak gideyim, eğer

you see if I if I put it across your face it's pretty annoying isn't he he's nice all

yüzünüze koyarsam, oldukça sinir bozucu, o her zaman nazik değil mi, başka

the time there was another one take over quickly gardening that was for my mother thank you

biri hızlı bir şekilde bahçıvanlığı devraldı, annem içindi teşekkür ederim

very much mother for that quality card now people know also that I like can you see that

O kaliteli kart için çok annesiniz artık insanlar da biliyor ki ben de bunu beğeniyorum bay bay görebiliyor musunuz?

mr. Duncan there we go there's the cameras there well enemy people can't see because

Duncan işte kameralar orada iyi düşman insanlar göremez çünkü orada

there's a shine there it is yes we can see that still see it yes cows that was from my

bir parlaklık var evet hala görebiliyoruz evet kız kardeşimden gelen inekler inekleri

sister she knows that I like cows they're my favorite animals isn't that I think that's

sevdiğimi biliyor onlar benim en sevdiğim hayvanlar değil Bence

nice when you have a birthday that people buy you a card if they know you well they

doğum günün olduğunda insanların seni iyi tanıyorlarsa sana bir kart almaları,

buy you something that they know is of interest to you yes or tugs at your heartstrings or

ilgini çektiğini bildikleri bir şey almaları güzel evet ya da kalbini çalıyor ya da

makes you feel nice so cows my favorite animals and my sister knows that and so here we go

seni iyi hissettiriyor bu yüzden inekler benim favorim hayvanlar ve ablam biliyor ve işte başlıyoruz işte

here's one from next door this is a handmade car I didn't see this one ah ah why do you

komşudan bir tane bu el yapımı bir araba bunu görmemiştim ah ah neden

have now this is from the next-door neighbor's and it's been handmade handmade and it says

şimdi sizde bu yan komşudan ve el yapımıydı el yapımı ve o

inside the Wenlock wren so that is a wren which is a very small bird much smaller than

Wenlock çalıkuşunun içinde diyor ki bu çok küçük bir kuş, bu resimden çok daha küçük bir kuş

that picture would suggest one of the smallest birds in the UK and she's drawn that and sent

Birleşik Krallık'taki en küçük kuşlardan birini gösteriyor ve bunu çizdi ve

me a nice card so thank you very much for that I think I think maybe that that is something

bana güzel bir kart gönderdi, bunun için çok teşekkür ederim bence Sanırım buna

they call screen printing I think it's done on a screen printer it's not great lever very

serigrafi dedikleri bir şey Bence bu bir serigrafi yazıcıda yapıldı, harika bir kaldıraç değil çok

lovely now here's here's one from nobody particularly special I can't see it because it's too bright

sevimli şimdi işte kimseden özel bir tane göremiyorum çünkü çok parlak,

so go on the big camera go on then there we go this is going very well can we actually

o yüzden büyük kameraya geç o zaman işte başlıyoruz bu çok iyi gidiyor olabilir mi aslında

that yes there we go there it is so there is a card that mr. Steve you show it mr. Steve

evet işte oraya gidiyoruz yani bir kart var o bay. Steve, gösterin bayım. Steve

bought for us or for me anyway no I thought this was the Valentine's card sorry no this

bizim için ya da her neyse benim için aldı hayır bunun sevgililer günü kartı olduğunu düşünmüştüm özür dilerim hayır bu

is the card that I I got for mr. Steve yes his birthday there you go flowers I've never

bay için aldığım kart. Steve evet onun doğum günü işte çiçekler Hiç

had flowers no ever had flowers on my birthday I've never received flowers the only time

çiçeğim olmadı doğum günümde hiç çiçek almadım Hiç çiçek

I've received flowers is when I was in China but but I haven't received flowers ever in

almadım sadece Çin'deyken çiçek aldım ama hiç çiçek almadım

this country so there we go so thank you for that mr. Duncan you're welcome now he is one

bu ülkede işte böyle gidiyoruz, bunun için teşekkürler bay. Duncan, rica ederim, o

from a friend who has known me for a very very very long time and well it's a bit it's

beni çok çok uzun zamandır tanıyan bir arkadaşımdan biri ve bu biraz

a card for my birthday but you wouldn't describe it as a birthday card so I don't know whether

doğum günüm için bir kart ama sen bunu bir doğum günü kartı olarak tanımlamazsın, ben de yapmam

that can be seen we might need the other camera mr. Duncan I don't think that's going to show

Bunun görülüp görülemeyeceğini bilin, diğer kameraya ihtiyacımız olabilir bay. Duncan bunun görüneceğini sanmıyorum

up can you read what's on there I'll tell you something let me just try some more let's

orada ne olduğunu okuyabilir misin sana bir şey söyleyeceğim izin ver biraz daha deneyeyim hadi bir

try something Steve so put it on your camera and I'm going to try something so hold it

şey deneyelim Steve o yüzden kamerana koy ve ben bir şey deneyeceğim o yüzden bekle

up keep it there keep it held up I'm gonna try something oh it's worked it's work mr.

yukarı onu orada tut yukarıda tut bir şey deneyeceğim oh işe yaradı işe yaradı bayım.

Duncan it's worked so there's the card that my friend sent to me the problem is it's the

Duncan işe yaradı, bu yüzden arkadaşımın bana gönderdiği kart sorun şu ki,

same colour it says there's a word across the front and it says hypochondriac hypochondriac

aynı renk, ön tarafında bir kelime var ve hipokondri hastası hipokondriyak diyor

and so she's suggesting that I am a hypochondriac so that is somebody who thinks they're ill

ve bu yüzden benim hipokondri hastası olduğumu öne sürüyor, bu yüzden düşünen biri onlar '

all the time or thinks that there is something wrong with them that's definitely constantly

her zaman hastayım ya da onlarda bir sorun olduğunu düşünüyor bu kesinlikle sürekli

worried about their health that's definitely you yes and that is me I do constantly think

sağlıkları için endişeleniyor bu kesinlikle sensin evet ve bu benim sürekli

that there is something seriously wrong with you well the strange thing is I also think

sende ciddi bir sorun olduğunu düşünüyorum peki garip olan şu ki ben de

now that there is something seriously wrong with you so if you are a hyper cut somebody

şimdi düşünüyorum sende ciddi bir yanlışlık var, bu yüzden eğer hiper-kesik isen birisi

describes you as a hypochondriac it means that you're overly worried about your the

seni hipokondri hastası olarak tanımlıyorsa bu, sağlık durumun hakkında aşırı endişeli olduğun anlamına gelir

state of your health and it's quite a common affliction I go through phases but anyway

ve bu oldukça yaygın bir rahatsızlık, aşamalardan geçiyorum ama yine de

it's very funny she's like that as well so she knows she knows that I am one yes you

çok komik, o da böyle, bu yüzden benim bir olduğumu bildiğini biliyor evet ne olduğunu anlıyorsun

see what it's I mean it's actually a medical condition but I don't think I might actually

demek istediğim bu aslında tıbbi bir durum ama aslında

on the spectrum to say that I would actually be you know mentally ill as a result of it

spektrumda olabileceğimi gerçekten senin akıl hastası olacağımı söyleyeceğimi sanmıyorum bunun bir sonucu olarak

I think it's a mental condition isn't it well I think some people that well they become

bunun zihinsel bir durum olduğunu düşünüyorum iyi değil mi bence bazı insanlar o kadar iyi oluyorlar

so it's a joke she said it is a joke I'm not sure though but some people become up so obsessed

yani bu bir şaka o bunun bir şaka olduğunu söyledi emin değilim ama bazı insanlar sağlıklarına o kadar takıntılı hale geliyorlar ki

with their health that they do become a hypochondriac they just they just constantly worry all the

hastalık hastası olduklarına inanıyorlar sadece sürekli endişeleniyorlar her

time they see they see a funny spot what's that oh it must be cancer you know they're

zaman komik bir nokta görüyorlar bu ne ah bu kanser olmalı biliyorsun

constantly worried they catastrophize everything so they every small thing turns into well

sürekli endişeleniyorlar her şeyi mahvediyorlar bu yüzden her küçük şey

into something much worse catastrophes catastrophize? yes it means that you've you you always seem

çok iyi bir şeye dönüşüyor daha kötü felaketler felaket getirir mi? evet bu, sen olduğun anlamına gelir, her zaman

that the worst possible outcome to a situation and I'm a bit like that yes I think you are

bir durumun olası en kötü sonucu gibi görünüyorsun ve ben biraz öyleyim evet, kesinlikle öyle olduğunu düşünüyorum,

definitely I would remember the time that I remember the time mr. Steve had to go to

zamanı hatırladığım zamanı hatırlardım bay. Steve

hospital from the gym he was doing some exercises at the gym he he went to hospital because

spor salonundan hastaneye gitmek zorunda kaldı spor salonunda bazı egzersizler yapıyordu

he thought he was having a brain hemorrhage well well mr. Duncan well I because I did

beyin kanaması geçirdiğini düşündüğü için hastaneye gitti iyi baylar. Duncan iyi ben çünkü yaptım

I did join a gym once yes and I was exercising and I suddenly developed this very very severe

bir spor salonuna bir kez katıldım evet ve egzersiz yapıyordum ve birdenbire çok çok şiddetli bir

headache now I never get headache I get those as well I never get headaches and I suddenly

baş ağrım oldu şimdi hiç başım ağrımıyor onları da alıyorum hiç başım ağrımıyor ve aniden

develop this very severe headache and it got worse and worse and worse and I went to somebody

bu çok şiddetli baş ağrım oluyor ve bu daha da kötüye gitti ve daha da kötüye gitti ve

bond of the gym instructors hmm and I said I've got this severe headache and he looked

beden eğitimi hocalarından birine gittim hmm ve şiddetli bir baş ağrım var dedim ve

very worried and said I think you should go straight to the hospital you could be having

çok endişeli görünüyordu ve bence doğruca hastaneye gitmen gerektiğini söyledi felç geçiriyor olabilirsin

a stroke that's what he said to me well and I found out ah and I did go to the hospital

bu bana iyi söylediği şeyi ve öğrendim ki ah ve hastaneye gittim

and this headache just got worse and worse I had a scan there was nothing there no but

ve bu baş ağrısı gittikçe kötüleşti tarama yaptırdım orada hiçbir şey yoktu hayır ama

I was there was nothing there I don't mean nothing inside my head it was empty ah mr.

oradaydım hiçbir şey yoktu içimde hiçbir şey kastetmiyorum kafa boştu ah bay.

Duncan I just walked straight into that one that was so easy but apparently there are

Duncan, doğruca şuna girdim, o çok kolaydı ama görünüşe göre

lots of people drop dead in gyms because they aren't well they should have had a check it

spor salonlarında düşerek ölen birçok insan var çünkü onlar iyi değiller, bunu bir doktorla kontrol ettirmeleri gerekirdi

with the doctor and they because there's other people watching you you tend to overdo it

ve onlar çünkü seni izleyen başka insanlar var. aşırıya kaç

have too much exercise at the gym but could you think other people are watching you I

spor salonunda çok fazla egzersiz yap ama diğer insanların seni izlediğini düşünür müsün

want to look like I'm fit and strong what exercise is that student but there's all sorts

Zinde ve güçlüymüşüm gibi görünmek istiyorum o öğrenci hangi egzersizi yapıyor ama

of things to push and pull on at a gym there certainly are and you do tend to overdo it

orada bir spor salonunda itip çekilecek her türlü şey var kesinlikle aşırıya kaçma eğilimindesin

because people are watching and you don't want to seem as though you're weak or unfit

çünkü insanlar izliyor ve zayıf ya da formda değilmişsin gibi görünmek istemiyorsun, bu

so I think you can go too far at a gym and make yourself ill and people have heart attacks

yüzden bence bir spor salonunda çok ileri gidebilir ve kendini hasta edebilirsin ve insanlar kalp krizi geçirebilir

and just drop down and dead so you've got any way back to catastrophizing I I get I

ve sadece düştün ve öldün, böylece felakete dönüşmek için herhangi bir yolun var Anlıyorum

guess they keep that a secret well you see this is how my mind works last night I forgot

sanırım bunu bir sır olarak saklıyorlar iyi görüyorsun dün gece aklım böyle çalışıyor

to phone my mom no here's a brilliant story there's a good example here here now is a

anneme telefon etmeyi unuttum hayır işte harika bir hikaye burada iyi bir örnek var işte şimdi

good example of how Steve's brain works now I will start explaining it because last night

Steve'in beyninin nasıl çalıştığına dair iyi bir örnek şimdi bunu açıklamaya başlayacağım çünkü dün gece

we sat down to watch a TV show that we quite like called the expense very good and we got

bir TV şovunu izlemek için oturduk, masrafı çok iyi dedik ve

so involved in watching it that Steve forgot to phone his mum I'd said earlier when my

onu izlemeye o kadar dahil olduk ki Steve telefon etmeyi unuttu onun annesi daha önce

mother phoned me to wish me happy birthday I said well I'll call you later but then it

annem beni arayıp mutlu yıllar dilediğinde söylemiştim peki tamam dedim sonra arayacağım ama sonra

was too late but then you forgot because we got so distracted by the expense and then

çok geçti ama sonra unuttun çünkü masraftan dolayı dikkatimiz çok dağıldı ve

afterwards you said oh no I haven't phoned my mum I think it's too late and then you

sonra sen ah dedin hayır annemi aramadım sanırım çok geç ve sonra o

got so worried you were biting your fingernails you were thinking I've got I've got to phone

kadar endişelendin ki tırnaklarını yiyordun

my momma I wish I should have phoned her yes because I knew that she would be waiting for

anneme telefon etmem gerektiğini düşünüyordun keşke onu arasaydım evet çünkü biliyordum

my call and she lives on her own and I didn't want her upset oh okay and I didn't want to

aramamı bekleyeceğini ve kendi başına yaşadığını ve onun üzülmesini istemedim oh tamam ve bilmeni

you know I didn't want her to think that I'd forgotten about her I didn't say that by the

istemedim onu ​​unuttuğumu düşünmesini istemedim Bu

way so it was 20 to 11 my mother normally goes to bed around 10:00 half 10 yeah just

arada, saat 20'ye 11'di, yani annem normalde 10:00 buçuk 10 civarında yatağa gider, evet,

give all of these personal details away let most people go to bed at that time so I decided

tüm bu kişisel bilgileri bir kenara bırakın, çoğu insanın o saatte yatmasına izin verin, ben de telefon etmeye karar verdim

to phone up and of course she didn't answer so I died then thought what she must be in

ve tabii ki cevap vermedi, ben de öldüm sonra yatakta ne olması gerektiğini düşündüm

bed but then I started worrying because I thought well if she was in bed and she heard

ama sonra endişelenmeye başladım çünkü yatakta olsaydı ve

the phone would she have rushed out of bed tried to go down the stairs to answer the

telefonu duysaydı yataktan fırlayıp merdivenlerden aşağı inmeye çalışır mıydı diye düşündüm.

phone trip up fall down and be at the bottom of the stairs that's all I could see that

telefona cevap vermek, yukarı düşmek ve merdivenlerin dibinde olmak, tüm görebildiğim,

as a result of me phoning my mother would have got out of bed so I worried about it

aramam sonucunda annem yataktan kalkacaktı, bu yüzden

all night bye Bella Rusia bye I worried about it all night until I phoned up in the morning

bütün gece bunun için endişelendim, hoşçakal Bella Rusia, hoşçakal endişelendim sabah telefon edene kadar bütün gece

and of course my mother said I heard the phone go but she said I wasn't going to rush out

ve tabii ki annem telefonun sesini duyduğumu söyledi ama yataktan aceleyle çıkmayacağımı

of bed because it's dangerous to do that but but I was worried but the bottom line of this

çünkü bunu yapmak tehlikeli olduğunu söyledi ama endişelendim ama sonuç olarak bu

story is first of all you were worried about not phoning in mum and then you phoned your

hikayede önce annemi aramadım diye endişelendin sonra anneni aradın

mum and then afterwards you were worried that you had phoned your mum as a result of it

sonra da bu yüzden anneni aradın diye endişelendin

and I had caused my mother too for anybody it was fast so this is a good insight and

ben de herkes için annemi de üzdüm hızlı oldu yani bu iyi bir içgörü ve

the tests refine into into the way this works turning everything into inside here there

testler bunun nasıl çalıştığını inceliyor her şeyi içine çeviriyor burada

is a brain apparently I've got a headache right enough about me now I bought you some

bir beyin var görünüşe göre benim hakkımda yeterince başım ağrıyor artık sana

useful things for your birthday I always like to buy useful things for mr. steve-o go back

doğum günün için bazı faydalı şeyler aldım her zaman almayı severim Bay için yararlı şeyler. steve-o geri dön

yes sorry mr. Duncan somebody says that there's something wrong with your paypal so yes there

evet üzgünüm bayım. Duncan birisi paypal'ında bir sorun olduğunu söylüyor bu yüzden evet

we go go up slightly there we go Leonard oh I don't think I can sort this out now I wanted

biraz yukarı çıkıyoruz oraya gidiyoruz Leonard oh bunu şimdi çözebileceğimi sanmıyorum

to donate right now for your link but when I wrote the email and password it says security

bağlantın için hemen bağış yapmak istedim ama e-postayı yazdığımda ve şifre güvenlik

entries well I think that's that might be because of because you haven't got a PayPal

girişlerini iyi söylüyor bence bunun nedeni PayPal

account maybe or a way of paying I'm not sure at the moment I can't sort of give an answer

hesabının olmaması veya ödeme yönteminin olmaması olabilir Şu anda emin değilim

to that straight away unfortunately I thought but thanks for bringing it up Steve you were

buna hemen cevap veremem ne yazık ki düşündüm ama konuyu gündeme getirdiğin için teşekkürler Steve benim

going to say about other presents I was from my but it's all about me today yes apparently

olduğum diğer hediyeler hakkında söyleyecektin ama bugün hepsi benimle ilgili evet görünüşe göre

what were you saying mr. Duncan what's going on I'm not sure you've broken the live chat

ne diyordun bayım. Duncan neler oluyor canlı sohbeti bozduğundan emin değilim

oh it's your it's your fault it's your fault what what I try to do sometimes when we're

oh bu senin suçun senin suçun bazen biz

producing this show I I like to move things forward but what Steve likes to do sometimes

bu şovu hazırlarken yapmaya çalıştığım şey I İşleri ilerletmeyi seviyorum ama Steve'in sevdiğini bazen

is take a giant step back so I'm trying to move forward and Steve keeps taking a step

dev bir adım geri atmaktır, bu yüzden ben ilerlemeye çalışıyorum ve Steve bir adım geri atmaya devam ediyor, yani

back so that's that's what's happening basically so my thought if you can't control your own

temelde olan bu, bu yüzden kendi ekipmanınızı kontrol edemiyorsanız,

equipment it was your birthday yesterday it was your birthday yesterday that's it I bought

dün sizin doğum gününüzdü, bu sizin doğum gününüzdü dün bu kadar

you some useful things because I always like to buy useful things when it's someone's birthday

sana faydalı şeyler aldım çünkü birisinin doğum günü olduğunda faydalı şeyler almayı her zaman severim

I always like to buy something nice and useful so what did I get you yesterday Steve well

Güzel ve kullanışlı bir şeyler almayı her zaman severim bu yüzden dün sana ne aldım Steve peki

I didn't know what it was if I do you know in the box and I thought here we go mr. Duncan's

alırsam ne olacağını bilemedim kutuda biliyorsun ve işte başlıyoruz diye düşündüm bay. Duncan

brought me a plug socket is that the sort of thing you would expect for a birthday present

bana bir priz getirdi, bu bir doğum günü hediyesi olarak bekleyeceğiniz türden bir şey

but it's useful an extension lead yes but I bought this for a specific reasons I know

ama bu yararlı bir uzatma kablosu evet ama bunu belirli bir nedenden dolayı aldım biliyorum

and then I saw this that came with it hmm I thought where does that go and where does

ve sonra bununla birlikte gelen bunu gördüm hmm Nerede olduğunu düşündüm bu nereye gidiyor ve

that go and then I had a clue because before Christmas mr. Duncan bought me a nice new

o nereye gidiyor ve sonra bir fikrim vardı çünkü Noel'den önce bay. Duncan bana ofis odama yeni ve güzel bir

set of drawers in for my office room so I can store all my things in some drawers yes

çekmece seti aldı, böylece tüm eşyalarımı bazı çekmecelerde saklayabilirim evet, yani

so some lovely little office trophies drawers yes but I had no way to put my printer because

bazı sevimli küçük ofis kupa çekmeceleri evet ama yazıcımı koymamın bir yolu yoktu çünkü

my printer used to go where the drawers were okay so at the moment the printer is sitting

yazıcım bir zamanlar nereye giderse gitsin. çekmeceler iyiydi, bu yüzden şu anda yazıcı

very uh Negin and elegantly on top of these drawers it's the printer is far too big for

çok uh Negin ve zarif bir şekilde bu çekmecelerin üzerinde oturuyor, yazıcı çekmeceler için çok büyük

the drawers and it just it looks horrible for yeah it looks a little precarious Carius

ve sadece korkunç görünüyor, evet biraz tehlikeli görünüyor Carius,

that's the word you're probably sharing us precarious so anyway anyway let's rush along

bu sizin kelimeniz' Muhtemelen bizi tehlikeli bir şekilde paylaşıyorsunuz, her neyse, hadi acele edelim,

so this is for an extension so that I can move the printer somewhere else and it doesn't

bu uzatma için, böylece yazıcıyı başka bir yere taşıyabilirim ve

have to be on top of the new drawers that mr. Duncan brought me because I can't use

yeni çekmecelerin üstünde olması gerekmez . Duncan getirdi çünkü

the printer remotely I can't use it using blue tooth because it won't work and this

yazıcıyı uzaktan kullanamıyorum bluetooth kullanarak kullanamıyorum çünkü işe yaramayacak ve

is this isn't the extension that will allow the printer to be moved further away from

bu yazıcının masadan daha uzağa taşınmasına izin verecek uzantı değil

the desk so that's what I bought for mr. Steve hmm quite a high quality switch I would say

yani Bay için aldığım şey buydu. Steve hmm oldukça yüksek kaliteli bir anahtar

these are very high quality either so so I always like to get something high quality

Bunların da çok kaliteli olduğunu söyleyebilirim, bu yüzden her zaman yüksek kaliteli

and also useful so this is something useful for mr. Steve's office yes so what do you

ve aynı zamanda kullanışlı bir şey almak isterim, bu yüzden bu Bay için yararlı bir şey . Steve'in ofisi evet,

think to that as a as a birthday gift it's something useful but something else you brought

doğum günü hediyesi olarak faydalı bir şey ama benim için başka bir şey getirmiş olmanıza ne dersiniz?

for me mr. Duncan mm-hmm was edible made of chocolate there they are one of our favorite

Duncan mm-hmm yenilebilir çikolatadan yapılmıştı işte onlar bizim en sevdiğimiz

chocolates and we make we could eat one live never heard but these are orange flavor I

çikolatalardan biri ve bir tane canlı yiyebiliriz hiç duymadık ama bunlar portakal aromalı

think you bought them for me because you wanted to try them because I brought you these mint

sanırım onları benim için aldın çünkü denemek istedin çünkü sana bunları getirdim nane

flavored ones for you didn't know I was going to buy you these I bought these for Valentine's

aromalıları sana bunları alacağımı bilmiyordun sevgililer günü için aldım

Day because I know you like mint chocolates and I think you bought these for me but you

çünkü naneli çikolataları sevdiğini biliyorum ve sanırım bana aldın ama

wanted to try them because they were a different flavor so I'm not sure it was entirely for

farklı bir tat olduğu için denemek istedin yani Tamamen benim için olduğundan emin değilim,

me mr. Duncan so thank you very much for those you're not going this isn't going to help

Mr. Duncan, gitmeyenler için çok teşekkür ederim, bu diyetinize pek yardımcı olmayacak, o çikolataların içerdiği kalorileri

your diet very much at all I'm going to have to do a lot of skipping in order to use that

kullanmak için çok fazla atlamam gerekecek.

the calories contained within those chocolates I think so so thank you for those mr. Duncan

öyle düşünüyorum, bunlar için teşekkürler bay. Duncan

I'm just putting I'm just putting a message on the screen for those who are trying to

sadece

donate or give donations through PayPal that is definitely the address there that is definitely

PayPal üzerinden bağış yapmaya veya bağış yapmaya çalışanlar için ekrana bir mesaj koyuyorum, kesinlikle oradaki adres kesinlikle

the site address so I've put it on the screen in the live chat so I hope that is okay I

site adresi bu yüzden ekrana koydum. canlı sohbet yani umarım sorun olmaz

hope that answers or solves the problem so we've had a lot of chocolate haven't we we

umarım bu sorunu cevaplar veya çözer bu yüzden çok fazla çikolata yedik değil mi

had sought me those yes we we ate these I brought you those we bought me these so as

bana onları aradık evet bunları yedik ben sana bunları getirdim bana bunları aldık yani

you can see we have a lot of chocolates these are these are actually delicious these are

bir sürü çikolatamız olduğunu görebilirsin bunlar bunlar gerçekten lezzetli bunlar

orange flavored chocolates and actually awesome for yourself more than for me I think they're

portakal aromalı çikolatalar ve aslında benden çok senin için harika bence onlar

gorgeous absolutely gorgeous so I think maybe we did over indulge over in dose so I think

muhteşem kesinlikle muhteşem bu yüzden belki de dozda fazla şımarttık bu yüzden ben

yes yes if you over indulge there it is if you over indulge it means you do something

evet evet, eğer kendinizi fazla şımartıyorsanız, eğer kendinizi fazla şımartıyorsanız, bu, bir şeyi çok fazla yaptığınız anlamına gelir, bugün

too much now something else we want to talk about today mr. Steve yes well first of all

başka bir konudan bahsetmek istiyoruz bayım. Steve evet, her şeyden önce

Easter is coming can you believe it we've only just got rid of Christmas and already

Paskalya geliyor, inanabiliyor musun, Noel'den daha yeni kurtulduk ve şimdiden

there's Easter around the corner and of course Hot Cross Buns are back there they are Hot

köşede Paskalya var ve tabii ki Hot Cross Buns geri döndü onlar Hot

Cross Buns these are things that are available around this time of year as Easter approaches

Cross Buns bunlar etrafta mevcut olan şeyler Paskalya yaklaşırken yılın bu zamanında

so hot cross buns basically a bit like tea cakes which we have every week spicy spicy

çok sıcak çapraz çörekler temelde biraz çay kekleri gibi her hafta içtiğimiz limonlu baharatlı baharatlı

in lemony they've got mixed spice inside they're delicious and they give us both indigestion

içlerinde karışık baharat var lezzetliler ve ikimize de hazımsızlık veriyorlar

mmm and they've got a cross on the front obviously signifying religious elements there yes so

mmm ve öndeki haç bariz bir şekilde orada dini unsurları ifade ediyor evet bu yüzden

the cross is is a symbol of a Christian cross is Christian cross face it we don't tend to

haç bir Hristiyanın sembolüdür haç Hristiyandır çapraz surat

think of that when we're eating them we just like them I just like to stuff it straight

onları yerken sadece onlardan hoşlandığımızı düşünme eğiliminde değiliz sadece onları yapmayı severim

into my mouth they are very nice but they do give you indigestion because they're they're

çok güzeller ama hazımsızlığa neden oluyorlar çünkü

full of dried orange peel hmm currants raisins and mixed spice which you can often put in

kuru portakal kabuğu hmm kuş üzümü kuru üzüm ve sık sık koyabileceğiniz karışık baharatla dolular

and they're sweet yes yes very sweet so now we have something else to talk about because

ve tatlılar evet evet çok tatlı yani şimdi konuşacak başka bir şeyimiz var çünkü

a lot of people what what's now Stan Jimmie has said made it put a little phrase there

pek çok insan şu anda Stan Jimmie'nin söylediği şey oraya küçük bir cümle koymasını sağladı

one a penny two a penny hot cross buns that's it another nerves all right there's arrived

bir a penny iki a penny sıcak çapraz çörekler bu kadar başka sinirler tamam işte

another nursery rice well done one a penny two a penny hot cross buns so probably not

başka bir kreş pirinci geldi aferin bir a iki kuruş bir kuruş sıcak çapraz çörekler, bu yüzden muhtemelen

the exact chin but it's close I don't know what that was so uh mr. Duncan have you forgotten

tam çene değil ama yakın, bunun ne olduğunu bilmiyorum, bu yüzden bayım. Duncan

your diet says Lewis no I haven't my diet is still going on but yes well I haven't put

diyetini mi unuttun Lewis der ki hayır yapmadım diyetim hala devam ediyor ama evet pekala

any more weight on so that's good you haven't lost any either well I've lost a little bit

daha fazla kilo almadım yani bu iyi sen de hiç kilo vermemişsin ben biraz verdim

stop making it I don't think you have mister don't can you stop walking you were walking

dur yapıyor sanırım yok bayım yürümeyi bırakabilir misin

twice a day and you've stopped it I'm walking now during this whole lesson I've been walking

günde iki kez yürüyordun ve bıraktın şimdi yürüyorum bütün bu ders boyunca yürüyordum

I have EDD is on a diet see I'm walking now sorry David is still on his diet okay that's

EDD var diyet yapıyorum bakın şimdi yürüyorum üzgünüm David hala diyet yapıyor tamam bu

good anything else no I'm just commenting on the on the the live chat mister doing good

iyi başka bir şey hayır sadece canlı sohbette yorum yapıyorum bayım iyi gidiyor

I like to comment so you were trying to move things along I'm trying to move things along

Yorum yapmayı seviyorum bu yüzden işleri ilerletmeye çalışıyordun deniyorum işleri ilerletmek

because we only have 25 in five minutes 25 minutes yes that's what I'm trying to do a

çünkü beş dakikada sadece 25 dakikamız var 25 dakika evet, şu anda pek

lot of people talking about Shakespeare at the moment because there is a film out called

çok insan Shakespeare hakkında konuşmaya çalıştığım şey bu çünkü her şey doğrudur diye bir film var.

all is true all about the work and life of William Shakespeare I thought today it would

William Shakespeare Bugün William Shakespeare tarafından yaratılan veya popüler hale getirilen

be interesting to take a look at some words and expressions created or made popular by

bazı kelimelere ve ifadelere bir göz atmanın ilginç olacağını düşündüm

William Shakespeare and I believe mr. Steve you have a list you have a list to show so

ve inanıyorum ki Mr. Steve bir listen var, gösterecek bir listen var, bu yüzden

I didn't know William Shakespeare his head was so big in proportion to his body yes he's

William Shakespeare'i tanımıyordum, kafası vücuduna oranla o kadar büyüktü evet o

well that they always said they always said William Shakespeare was a big head that is

iyi ki, her zaman William Shakespeare'in büyük bir kafa olduğunu söylediler, bu

a caricature of course now I've noticed that lots of the words that you put up there you're

onun karikatürü tabii ki şimdi fark ettim ki, oraya koyduğunuz kelimelerin birçoğu

already showing the people already know I'm going to use words and phrases we've got about

zaten insanların zaten bildiğini gösteriyor. kelime ve deyimleri kullanacağım

15 here 15 we've often used words and expressions that have been derived from Shakespeare but

burada yaklaşık 15 tane var 15 sık sık kelime ve ifadeler kullandık bunlar Shakespeare'den türetilmiştir ama

these are ones that we haven't used before but the you know the interesting thing to

bunlar daha önce kullanmadığımız şeyler ama bilirsiniz ilginç olan da

also mention is not not all of these were created by Shakespeare now some of these were

bunların hepsi Shakespeare tarafından yaratılmadı, şimdi bunlardan bazıları vardı

in existence but they had faded away or they weren't very popular so what Shakespeare did

ama solup gittiler veya çok popüler değillerdi, bu yüzden Shakespeare'in yaptığı şey,

because he put these phrases and words into his writing then they did become popular so

çünkü bu cümleleri ve kelimeleri yazılarına koydu, sonra popüler oldular, yani

not all of these were invented or created or coined by William Shakespeare but he certainly

bunların hepsi William Shakespeare tarafından icat edilmedi, yaratılmadı veya icat edilmedi, ama kesinlikle

did make them popular exactly some of them he did some of them as you say well well well

onları popüler hale getirdi tam olarak bazıları iyi bahsedildiği gibi bazılarını yaptı

mentioned mr. Duncan I would say yes right I've got a few here okay off you go I've got

Bay. Duncan evet derdim burada birkaç tane var tamam defol git

my own camera am i doing it for me I don't from here here we go a foregone conclusion

kendi kameram var bunu kendim için mi yapıyorum buradan yapmıyorum buradan kaçınılmaz bir sonuca gidiyoruz

a foregone conclusion that is actually an original Shakespearean expression from Othello

kaçınılmaz bir sonuç bu aslında orijinal Othello'dan bir Shakespeare ifadesi,

it just means an inevitable conclusion or something where you've got an inevitable result

bu sadece kaçınılmaz bir sonuç veya kaçınılmaz bir sonuca sahip olduğunuz bir şey anlamına gelir,

you know what's going to happen beforehand foregone something that's happening you already

ne olacağını önceden bilirsiniz, olan bir şeyden önceden vazgeçersiniz,

know what's going to happen for example after the team's poor performance this season it's

ne olacağını zaten bilirsiniz, örneğin takımın bu sezonki kötü performansından sonra, bu

a foregone conclusion that they will drop out of the first division so they've been

bir kaçınılmazdır Birinci ligden ayrılacakları sonucuna vardılar, bu yüzden

performing badly it's obvious everyone knows you know ahead of time it's a foregone conclusion

kötü bir performans sergilediler, herkesin önceden bildiğini biliyor, bu kaçınılmaz bir sonuç,

they are not going to stay in the top league they're going to drop out the victory was

birinci ligde kalamayacaklar, galibiyeti bırakacaklar.

a foregone conclusion so there's a battle maybe one side got a lot of advantages over

kaçınılmaz bir sonuç yani bir savaş var belki bir tarafın diğerine göre birçok avantajı var

the other they might have better weapons or more soldiers it's a foregone conclusion you

daha iyi silahları veya daha fazla askeri olabilir bu kaçınılmaz bir sonuç hepiniz

might all sorry I'm just whatever add there you might also say that something is is it's

üzgün olabilirsiniz Ben sadece oraya ne eklerseniz ekleyin siz de diyebilirsiniz

as if it has already ended or it's as if it has already occurred a foregone conclusion

sanki çoktan bitmiş ya da çoktan kaçınılmaz bir

their marriage breakup was a foregone conclusion because they never got on right from the start

sonuç olmuş gibi Evliliklerinin sona ermesi kaçınılmaz bir sonuçtu çünkü başından beri hiçbir zaman tam olarak anlaşamadılar,

it's a foregone conclusion that this live English lesson will be a tremendous success

bu canlı İngilizce dersinin Bay için muazzam bir başarı olacağı kaçınılmaz bir sonuç

for mr. Duncan ah there we go good riddance good riddance mr. Duncan now if you use the

. Duncan ah işte gidiyoruz, kurtulduk, iyi kurtulduk Bay. Duncan şimdi,

phrase good riddance it means you're glad to see something or someone gone it means

geçmiş olsun ifadesini kullanırsanız, bu, bir şeyin veya birinin gittiğini görmekten memnun olduğunuz anlamına gelir, bu,

really you can say good riddance to bad rubbish as well but most people just use the phrase

gerçekten kötü çöplere de geçmiş olsun diyebileceğiniz anlamına gelir, ancak çoğu insan sadece

good riddance obviously it's written if we use the word rid today to read to rid yourself

geçmiş olsun ifadesini kullanır, açıkçası bu, biz kullanırsak yazılır. kelime kurtulmak bugün kendini bir şeyden kurtarmak için okumak, bir

of something means to get rid of something so riddance is like it's like a longer version

şeyden kurtulmak anlamına gelir, bu yüzden kurtulmak, o kelimenin daha uzun bir versiyonu gibidir,

of that word Jane broke up with her boyfriend good riddance hmm so it's an expression that

Jane erkek arkadaşından ayrıldı, iyi kurtulma hmm, bu yüzden

you use when you're pleased to say usually behind somebody's back you want to get rid

memnun olduğunuzda kullandığınız bir ifade genellikle birinin arkasından kurtulmak istersin gitmelerine

of them you're glad that they're gone good riddance I never liked her anyway it's not

sevinirsin geçmiş olsun ondan hiç hoşlanmadım zaten bunu

a nice thing to say you could say to somebody's face they might say I'm going now and you

söylemek hoş bir şey değil birinin yüzüne diyebilirsin şimdi gidiyorum diyebilirler ve

might say good riddance mmm it means I'm glad you're gone get out we sometimes say good

iyi ki varsın mmm diyebilirsin, gitmene sevindim dışarı çık bazen

riddance to bad rubbish good riddance to bad rubbish yes you might say that if you've got

kötü çöplere iyi kurtulduk kötü çöplere iyi kurtulduk deriz evet bunu diyebilirsin

an old sofa for example or an old car that keeps breaking down you might sell it you

örneğin eski bir kanepen ya da eski bir araban varsa sürekli bozulan onu satabilirsin satabilirsin

might so good riddance to bad rubbish yes or a person thank you versa you've rejected

çok iyi kurtulabilirsin kötü çöplere evet ya da bir kişiye teşekkür ederim tam tersi

from your life yes like a good riddance goodbye and you're pleased to see the back of them

hayatından reddettin evet iyi bir kurtuluş gibi elveda ve onların arkasını görmekten memnunsun

a sea change a sea change that's from the tempest and it just means a radical change

bir deniz değişir fırtınadan kaynaklanan bir deniz değişimi ve bu sadece radikal bir değişim anlamına gelir,

something's happened and there's a certain radical change in in in the Shakespeare expression

bir şey oldu ve Shakespeare ifadesinde belirli bir radikal değişim var,

it's it's then what they're indicating is that the sea is causing a massive change to

işte o zaman onların belirttiği şey, denizin bazılarında büyük bir değişime neden olduğu tabii ki

some because of course the sea can suddenly record or something like that so the the sea

deniz bir anda kayıt falan yapabilir yani deniz bir

can cause a sudden radical change in something but you don't use it just for things pertaining

şeyde ani radikal bir değişime neden olabilir ama sadece denizle ilgili şeyler için kullanmıyorsunuz

to the sea so there's been a sea change for example there has been a sea change in attitudes

yani deniz değişimi oldu mesela deniz değişimi oldu

towards drink driving so before people used to think that drink driving was okay but now

alkollü araç kullanmaya yönelik tutumlar, bu nedenle daha önce insanlar alkollü araç kullanmanın sorun olmadığını düşünürdü ama şimdi

we know it's not okay because people get killed and there's been a change in attitude because

bunun sorun olmadığını biliyoruz çünkü insanlar ölüyor ve bu tutumda bir değişiklik oldu çünkü

people's attitude towards drink driving was oh it's okay to have a few pints and drive

insanların alkollü araç kullanmaya karşı tutumu şuydu: ah, birkaç bira içip araba kullanmak sorun değil

home that's not going to cause any problems and so but the attitude of people has changed

herhangi bir soruna yol açmayacak ev vb. ancak

because of Education and new and laws there has been a sea change in the attitudes towards

Eğitim ve yeni ve yasalar nedeniyle insanların tutumu değişti alkollü araç kullanmaya yönelik tutumlarda büyük bir değişiklik oldu

drink driving is one example that you can use can you think of another example well

kullanabileceğiniz bir örnek başka bir örnek düşünebilir misiniz?

as a sea change just refers to anything that suddenly changes direction so maybe an opinion

deniz değişimi sadece aniden yön değiştiren herhangi bir şeyi ifade ettiği için, belki bir fikir

or maybe a mass opinion we might also say something like the people's opinion of brexit

veya belki bir kitle görüşü, insanların brexit hakkındaki görüşleri gibi bir şey de söyleyebiliriz,

you see there might be a sea change with the way people feel about brexit don't forget

gördüğünüz gibi, insanların brexit hakkında hissettikleri ile bir deniz değişikliği olabilir. Gitmemize

only 40 days to go Steve forty days before we leave Europe can you believe it so we're

sadece 40 gün var Steve Avrupa'dan ayrılmamıza kırk gün kaldı buna inanabiliyor musun, o zaman

gonna get the handkerchief out so some people are saying that there there must be another

mendili çıkaracağız, bazı insanlar başka bir oylama daha olması gerektiğini söylüyor

vote and if there is you might see that there is a sea change she's some people in this

ve varsa bir deniz olduğunu görebilirsin değişiklik o bu ülkedeki bazı insanlar

country is saying good riddance to Europe riddance and some people are had to be gone

Avrupa'ya geçmiş olsun diyor ve bazı insanlar gitmek zorunda kaldı

but some people like ourselves are quite sad I wanted to stay in Europe I love you all

ama bizim gibi bazı insanlar çok üzgün Avrupa'da kalmak istedim hepinizi seviyorum sizi seviyorum

I love we did we did a selfish please dude please don't get the wrong idea we love you

bencillik yaptık lütfen ahbap lütfen sizi sevdiğimiz konusunda yanlış bir fikre kapılmayın

don't go away just because we're leaving Europe it doesn't mean that mr. Duncan and mr. Steve

sırf avrupa'dan ayrılıyoruz diye ayrılmayın bu mr. Duncan ve Mr. Steve

want to leave you as well we love you so much please don't go please don't go we think it's

de senden ayrılmak istiyor seni çok seviyoruz lütfen gitme lütfen gitme bunun

very very it's very selfish attitude to take you know we want to do what is better at the

çok çok çok bencilce bir davranış olduğunu bilmeni istiyoruz senden başka herkesin pahasına daha iyi olanı yapmak istiyoruz

expense of everybody else but you know long-term what damage is that going to cause anybody

uzun vadede bunun herhangi birine ne gibi bir zarar vereceğini biliyorum,

that's not going to that like you know Experian - I can already feel the the viewing figures

senin gibi buna gitmeyen Experian - tuğlalardan bahsettiğim anda izlenme rakamlarının düştüğünü zaten hissedebiliyorum,

dropping as soon as I mentioned bricks it well that's the sort of talking about yes

evet,

exactly right yes oh no mrs. Eaton out of house and home yes is it shakes is an expression

tam olarak doğru evet oh hayır bayan Evin ve evin dışında yiyin evet sallıyor

that Shakespeare didn't invent but it was popularized popularized by him so if you eat

Shakespeare'in icat etmediği bir ifade ama onun tarafından popüler hale getirildi, bu yüzden

somebody out of house and home it's quite easy to understand what that means you literally

birini evden ve evden yerseniz bunun tam anlamıyla ne anlama geldiğini anlamak oldukça kolaydır.

are just eating all the food in the house it didn't just refer to food in Shakespeare

evdeki yemek sadece Shakespeare'deki yiyecekleri ifade etmiyordu

in time it meant you might be spending all their money as well and using all their supplies

zamanında, onların tüm parasını da harcıyor ve tüm erzaklarını kullanıyor olabilirsiniz

but these days we use that expression if a lot of people come to visit or your family

ama bu günlerde çok insan ziyarete gelirse veya sizin ailenle

or come to visit and they eat a lot of food you might say oh you're eating me out of house

ya da ziyarete geldiğinde çok yemek yiyorlar diyebilirsin ki ah beni evin dışında yiyorsun bu

and home so you're in the fridge you're eating everything you're eating all the fruit they're

yüzden buzdolabındasın her şeyi yiyorsun onların yemek zorunda oldukları tüm meyveleri yiyorsun

having to cook lots of food oh you're eating me out of house and home is an expression

çok yemek yap oh beni evin dışında yiyorsun ve ev

that is quite popular hmm in this country yes usually said not in a serious way if someone

bu ülkede oldukça popüler olan bir ifade hmm evet genellikle ciddi bir şekilde söylenmez, eğer biri

comes to stay with you and all they do is eat your food and then suddenly you have almost

seninle kalmaya gelirse ve tek yaptıkları senin yemeğini yemekse ve sonra birdenbire neredeyse

no food left you can say to them look you've eaten me out of house and home and it's usually

hiç yiyeceğin kalmamış onlara bak beni evin dışında yedin diyebilirsin ve bu genellikle

said not in an aggressive way it's normally not said it's usually said really just - not

agresif bir şekilde söylenmez normalde söylenmez genellikle gerçekten sadece söylenir -

in a sort of friendly way immediately so we were talking about brexit and you could say

bir tür arkadaşça bir şekilde değil hemen brexit hakkında konuşuyorduk ve

that we're waiting with bated breath for the twenty what at March is it 29th 29th of March

nefesimizi tutmuş yirmiyi beklediğimizi söyleyebilirsiniz, Mart'ta ne 29 Mart 29 Mart

was waiting with bated breath nurse so that means that you're sort of breathing shallowly

nefesi tutmuş hemşire ile bekliyordu yani bu, bir nevi beklenti içinde sığ nefes alıyorsunuz demektir

in anticipation of something happening something that could go badly could go wrong or it might

kötü gidebilecek bir şey ters gidebilir ya da

not your waiting with bated breath I've been waiting with bated breath to see if you won

olmayabilir nefesini tutmuş bekliyorsun o yarışmayı kazanıp kazanmadığını görmek için nefesimi tutmuş bekliyorum

that competition you could say we're all waiting with bated breath to see what happens after

ne olacağını görmek için hepimiz nefesini tutmuş bekliyoruz diyebilirsin

the 29th of March you're sort of almost nervous in anticipation your breathing's become shallow

29 Mart'tan sonra, nefesinizin sığlaştığını tahmin ederek neredeyse gerginsiniz

because you're sort of waiting on tender hooks for something to happen I think well baited

çünkü bir tür hassas kancalarda bir şeylerin olmasını bekliyorsunuz.

in that sense means almost you can't breathe or you almost stop breathing I think it's

nefes almak Bence

short for a baited Jessie so if you abate something it means you prevent or stop something

yemlenmiş bir Jessie'nin kısaltması, bu yüzden bir şeyi azaltırsanız, bu bir şeyi önlediğiniz veya durdurduğunuz anlamına gelir,

so guess if bated breath means almost he's you can't breathe almost shallow lots of shallow

bu nedenle tahmin edin, eğer nefesinizi tutmak neredeyse onun anlamına geliyorsa, neredeyse sığ bir sürü sığ

yoni you're waiting they waited with bated breath for the outcome of the election everyone

yoni soluyamazsınız, bekliyorsunuz, nefeslerini tutmuş bir şekilde beklediler seçimin sonucu

you know at a certain time something's gonna happen you're waiting you're all sort of nervous

tanıdığınız herkes belli bir zamanda bir şeyler olacak bekliyorsunuz biraz gerginsiniz nefesiniz

your breathing is becoming shallow it's just a way of expressing how you're feeling the

sığlaşıyor bu sadece bir şeylerin olmasını beklemenin beklentisini nasıl hissettiğinizi ifade etmenin bir yolu bunun

anticipation of waiting for something to happen that it's going to happen it at a certain

belli bir

time okay another one at one fell swoop at one fell swoop something suddenly happening

zamanda gerçekleşeceğini tamam, birer birer birdenbire düştü birdenbire birdenbire bir şey

in a single action when the economy crashed millions lost their possessions and homes

tek bir eylemde ekonomi çöktüğünde milyonlar mallarını, evlerini

and pensions in one fell swoop so something happens and then a lot of other things can

ve emekli maaşlarını bir anda kaybetti, böylece bir şey oldu ve sonra bir bunun bir

happen as a result of that all at the same time with one fell swoop the new president

sonucu olarak, aynı anda yeni başkanın

introduced a whole suite of new laws and locked up all the corrupt politicians in one fell

bir dizi yeni yasa çıkarması ve tüm yozlaşmış politikacıları bir

swoop so it's it's something suddenly happening yes this might this Minds action this might

çırpıda hapse atmasının bir sonucu olarak, bu birdenbire olan bir şey, evet bu olabilir Bu Minds eylemi bu,

quite well describe what happened describe what's happening in some parts of the world

olanları oldukça iyi tanımlayabilir, dünyanın bazı bölgelerinde politik olarak neler olduğunu açıklayabilir, bu

politically so so maybe if someone comes into power and quite often they will make lots

yüzden belki birisi iktidara gelirse ve sıklıkla

of changes they might make the changes all at once so you can say they do it with one

birçok değişiklik yapacaksa, değişiklikleri bir kerede yapabilirler, böylece diyebilirsiniz ki onlar bir

fell swoop at it they just due to a lot of things suddenly all at once fight fire with

çırpıda yap onlar sadece birçok şey yüzünden aniden birdenbire ateşe ateşle savaş

fire good one fight fire with fire not exactly a Shakespearean expression but there were

there was a similar one used by Shakespeare which has sort of been adapted since that

uyarlanmıştır, çünkü bu, saldırganın size uyguladığı

means to respond to an attack by using a similar method that the attacker has used on you hmm

benzer bir yöntemi kullanarak bir saldırıya karşılık vermek anlamına gelir hmm

so it doesn't literally mean if somebody burned your house down you go and burn their house

yani bu, kelimenin tam anlamıyla birisi evinizi yaktıysa gidip evini yakmanız anlamına gelmez,

down fight fighting fire with fire can mean anything that whatever they've used to attack

ateşle ateşle mücadele etmek anlamına gelebilir size saldırmak için ne kullandılarsa,

you you use the same method to attack them back so for example the opposition parties

siz de onlara saldırmak için aynı yöntemi kullanıyorsunuz, örneğin muhalefet partileri

were using smear tactics so it's time to fight fire with fire so in politics they're often

karalama taktikleri kullanıyorlardı, bu yüzden ateşe ateşle karşılık verme zamanı geldi, bu yüzden siyasette sık sık

smearing the can candidates saying bad things about them hmm so if they do that that's a

can adaylarını kötü diyerek karalıyorlar. onlar hakkında bazı şeyler hmm yani eğer bunu yaparlarsa bu

bit of an underhand thing to do so to fight back you do the same thing to them mmm sometimes

biraz el altından yapılan bir şeydir bu yüzden karşılık vermek için aynı şeyi onlara yaparsınız mmm bazen ateşe ateşle karşılık vermenin

you could say it's not always a good idea to fight fire with fire because you might

her zaman iyi bir fikir olmadığını söyleyebilirsiniz çünkü

get the wrong outcome hmm yes to fight fire with fire you do the same thing back to somebody

yanlış sonuç hmm evet ateşe ateşle karşılık vermek için, birinin

that they've done to you yes I think a good example of that would be using violence to

size yaptıklarının aynısını ona da yaparsınız evet bence bunun iyi bir örneği

quell to quell violence so if you use violence against people who are being violent quite

şiddeti bastırmak için şiddet kullanmak olacaktır, yani eğer

often you will make the situation worse so sometimes it is not a good thing to fight

sık sık şiddete başvurmak durumu daha da kötüleştirir, bu nedenle bazen ateşe ateşle karşılık vermek iyi bir şey değildir.

fire with fire I have not slept one wink if you wake up in the morning and you've been

tossing and turning all night you haven't slept very much at all you felt as a be wide

çok fazla uyuduysan

awake all all night then expression you could use to somebody is oh I haven't slept one

bütün gece tamamen uyanık olduğunu hissettin o zaman birisi için kullanabileceğin ifade oh

wink all night it just means you haven't slept very well or you haven't slept very much at

bütün gece gözümü bile kırpmadım bu sadece çok iyi uyumadığın veya çok uyumadığın anlamına gelir çok fazla

all because when you when you're asleep you tend to sort of your eyes are sort of and

çünkü sen uyurken gözlerin bir nevi göz

winking so it's just you used to denote that you have had a bad night's sleep oh I didn't

kırpıyor, bu yüzden sadece kötü bir gece uykusu çektiğini belirtmek için kullanılır oh

sleep a wink last night I think it's yeah I think it's the minimum amount that your

dün gece gözümü kırpmadım sanırım evet bence bu gözlerinin kapatabileceği minimum miktar

eyes can close so rather than both eyes closing you didn't even get one wink so your eyes

yani iki gözünü birden kapatmak yerine bir kez bile göz kırpmadın yani gözlerin hiç

didn't close at all not even one wink so I think that's what it actually refers to love

kapanmadı tek bir göz kırpma bile bu yüzden bence aşk tam olarak bunu ifade ediyor

is blind Shakespearean expression love is blind it sure is say you usually say that

kördür Shakespeare'in ifadesi aşk kördür, kesinlikle bunu genellikle birine

to express the fact that if you're in love with somebody somebody might say if you're

âşıksanız birisinin birisine

in love with somebody you often don't see the bad sides to them because you're so in

âşıksanız onun kötü yanlarını görmediğinizi söyleyebileceği gerçeğini ifade etmek için söylediğiniz söylenir. çünkü onlara o kadar aşıksın ki, orada çok

love with them you can't see that there are there are awful rotten person and they're

kötü insanlar olduğunu ve

stealing from you although there are thief or something like that or they've got some

senden çaldıklarını göremiyorsun, hırsız falan olmasına rağmen ya da bazı

very bad character character traits yes love is blind oh I'm so in love with them all oh

çok kötü karakter karakter özelliklerine sahipler, evet aşkım kör ah hepsine o kadar aşığım ki ah

you can't see all that only other people can see that so somebody might say you're blinded

sadece diğer insanların görebildiği her şeyi göremezsin, bu yüzden biri aşktan kör olduğunu söyleyebilir onların

by love you can't see what a bad person they are or how bad they are for you love is but

ne kadar kötü bir insan olduklarını veya ne kadar kötü olduklarını göremezsin onlar senin için aşk ama

we all know that when you're in love with somebody you you know sometimes you overlook

hepimiz biliyoruz ki tanıdığınız birine aşık olduğunuzda bazen gözden kaçırırsınız

or don't see their bad traits yes maybe the excitement of being in a new relationship

veya kötü özelliklerini görmezsiniz evet belki yeni bir ilişkinin heyecanını

as well sometimes you don't see all of the floors you don't see the imperfections or

da bazen görmezsiniz. tüm katları görün kusurları görmüyorsunuz ya da

maybe that they might have some very bad characteristics and you will you'll be more likely to overlook

belki bazı çok kötü özelliklere sahip olabileceklerini ve

these things when you are in love when the relationship is new but of course over time

aşık olduğunuzda, ilişki yeniyken ama elbette zamanla bunları gözden kaçırma olasılığınız daha yüksek olacak.

everything becomes boring you know the person so well you know everything about them everything

her şey sıkıcı hale gelir insanı o kadar iyi tanırsın ki onun hakkında her şeyi bilirsin her şey

becomes so tedious every day it's the same thing every day they say the same things to

her gün çok sıkıcı hale gelir her gün aynı şey

you and you say the same things to them and then maybe all of the the magic disappears

sana aynı şeyleri söylerler ve sen de onlara aynı şeyleri söylersin ve sonra belki tüm sihir kaybolur

from the relationship and then you start nagging and complaining to each other all the time

ilişkiden ve sonra sürekli birbirinize dırdır etmeye ve şikayet etmeye başlıyorsunuz

and then things just become very dill and very tedious I know what you're trying to

ve sonra işler çok sıkıcı ve sıkıcı hale geliyor, ne söylemeye çalıştığınızı biliyorum bayım

say mr. Duncan Sarah Woods has said fight fire with fire is also a song from Metallica

. Duncan Sarah Woods, ateşle ateşle savaş'ın da Metallica'dan bir şarkı olduğunu söyledi

and of course lots of lots of songs excuse me lots of songs use these expressions and

ve tabii ki pek çok şarkı beni bağışlayın, pek çok şarkı bu ifadeleri kullanıyor ve

they probably don't realize that they're derived from Shakespeare so I'm just doing some Metallica

muhtemelen Shakespeare'den türediklerinin farkında değiller, bu yüzden ben sadece biraz Metallica yaparken

did you enjoy my heavy rock they're very good mr. Duncan that's another one

heavy rock'ımdan keyif aldınız mı çok iyiler bayım. Duncan bu başka bir [ __ ]

son of a bitch oh hello son of a / you son of a bitch hello it's an American expression

çocuğu oh merhaba [ __ ] çocuğu / seni [ __ ] çocuğu merhaba bu bir Amerikan ifadesi

or it's used mainly in America and it's very embedded apparently into u.s. American culture

ya da esas olarak Amerika'da kullanılıyor ve görünüşe göre ABD'ye çok yerleşmiş. Amerikan kültürü

but it originates from William Shakespeare I don't know yes it does and it costs crossed

ama kökeni William Shakespeare'den geliyor Bilmiyorum evet öyle ve

over the Atlantic hundreds of years ago and it's sort of embedded in u.s. culture it's

Atlantik üzerinden yüzlerce yıl önce geçti ve bir nevi ABD'ye gömüldü. kültür bu

abuse really abuse for a man Buse directed to order man you son of a bitch it's somebody

bir erkek için gerçekten taciz Buse emir vermeye yönlendirildi adamım seni [ __ ] çocuğu

that you don't like there they're a mean horrible person and you're suggesting the abuse is

orada sevmediğin biri var onlar kötü ve korkunç bir insan ve sen tacizi ima ediyorsun

that you're suggesting that their mother is is is you know nothing worthless just like

ki onların annelerini öneriyorsun tıpkı bir köpek gibi değersiz hiçbir şey bilmemeniz

a dog really you're suggesting their mother is a worthless person so it's abuse often

gerçekten annelerinin değersiz bir insan olduğunu öne sürüyorsunuz bu yüzden böyle söylenirse genellikle tacizdir

if it said like that of course it's all depending on how you say it a lot of expressions can

tabii ki nasıl söylediğinize bağlı birçok ifade

mean different things if you say them a different word so if you say you son of a bitch that

farklı anlamlara gelebilir eğer onlara farklı bir kelime söylüyorsun, yani sen [ __ ] çocuğu dersen bu

really is abusive but if you just say son of a bitch then that that means that's a much

gerçekten taciz edici ama sadece [ __ ] çocuğu dersen

more lighter meaning it just means something that you're amazed to that yes an X it's an

bu çok daha hafif bir anlam ifade ediyor, yani sadece şaşırdığın bir şey ifade ediyor evet bir X bu tam

of a bitch it's an exclamation it's an exclamation just something you know you're not being abusive

bir [ __ ] bu bir ünlem bu bir ünlem sadece küfür etmediğini bildiğin bir şey bu

it's just something that you're maybe amazed about or or something you might be saying

sadece şaşırdığın bir şey ya da tiksintiyle söylediğin bir şey

it in disgust but not towards a particular person but yeah there we go so could you can

ama belirli bir kişiye karşı değil ama evet işte başlıyoruz yani

express frustration express frustration son of a bitch something doesn't work very well

hayal kırıklığını ifade edebilir misin hayal kırıklığını ifade edebilirsin [ __ ] çocuğu bir şey pek iyi çalışmıyor

you can doesn't have to be towards a person but it depended on the way you say it yeah

olabilir bir kişiye karşı olmak zorunda değilsin ama bunu söyleme şekline bağlıydı evet

there is method in my madness there is method in my madness so that's something somebody

benim deliliğimde bir yöntem var deliliğimde bir yöntem var yani bu birileri bir

might be watching you doing something and they might say why are you doing it like that

şey yaparken seni izliyor olabilir ve neden böyle yapıyorsun öyle

you don't do that like that and you might say ah there's method in my madness so you

yapmıyorsun diyebilirler ve ah benim deliliğimde bir yöntem var diyebilirsiniz yani

appear to be doing something in a strange way but in your head you've got a plan a logical

öyle görünüyorsunuz bir şeyi garip bir şekilde yapıyor ama kafanda

purpose to what you're doing and then eventually it will all be revealed so you're never somebody

yaptığın şey için mantıklı bir amaç olan bir planın var ve sonra sonunda her şey açığa çıkacak yani sen asla birisi değilsin

might you somebody might say to you you're never gonna fix the washing machine like that

biri sana asla sen değilsin diyebilir çamaşır makinesini bu şekilde tamir edeceğim

and you might say ah there's method in my madness so if you do something in an unconventional

ve ah, benim deliliğimde bir yöntem var diyebilirsiniz, bu yüzden bir şeyi alışılmadık bir

way yes or in a way that other people don't recognize as the normal way of doing something

şekilde evet veya diğer insanların bir şeyi yapmanın normal yolu olarak görmediği bir şekilde yaparsanız, evet

yes it's also a good way of saying I know what I'm doing it might look as if I don't

bu da iyidir ne yaptığımı biliyorum demenin yolu

know what I'm doing but I do there is method in my madness yes it looks like what you're

ne yaptığımı bilmiyormuşum gibi görünebilir ama deliliğimde bir yöntem var evet senin

doing is mad but in fact to other people but to you it's perfectly logical and it will

yaptığın delilik gibi görünüyor ama aslında diğerlerine insanlar ama size göre bu tamamen mantıklı ve işe

work out you might say you might be restructuring a business you might and everybody at work

yarayacak bir işi yeniden yapılandırıyor olabilirsiniz diyebilirsiniz ve işteki herkes

can't understand why you're reducing the the workforce why you're employing all these different

neden işgücünü azalttığınızı anlayamaz neden bu kadar farklı

people and you're trying to change the business in many ways and you might say oh wait you'll

insanı ve sizi çalıştırdığınızı işi birçok yönden değiştirmeye çalışıyorum ve diyebilirsiniz ki ah bekle

see there is method to my madness yes okay then are we nearly there where I need you

deliliğimin bir yöntemi olduğunu göreceksin evet tamam o zaman neredeyse ihtiyacım olan yere geldik mi

know what do one more should we do one more I've got two more yes rhyme no rhyme no reason

ne yap bir tane daha yapsam bir tane daha yapsam ben iki tane daha var evet kafiye yok kafiye yok sebep yok kafiye

there is no rhyme no reason is a Shakespearean expression it means there is no logical sense

yok sebep yok bir Shakespeare ifadesidir bu

to a situation or a person there's no there's no rhyme or reason to the to it I can't find

bir durumun veya bir kişinin mantıklı bir anlamı olmadığı anlamına gelir hayır bunun için kafiye veya sebep yok

my keys I put them on this table I've looked everywhere there's no rhyme or reason for

Anahtarlarımı bulamıyorum Onları bu masaya koydum her yere baktım hiçbir kafiye ya da sebep yok gittikleri

it where they gone there's no logical explanation no logical explanation just something that's

yerde mantıklı bir açıklama yok mantıklı bir açıklama yok sadece olan bir şey bu bay'ı

happening can you think of another way of using that mr. Duncan well I think you've

kullanmanın başka bir yolunu düşünebilir misiniz? Duncan bence

expressed it very well there here's the last one and I've made it I've made a deliberate

çok iyi ifade ettin işte sonuncusu ve ben yaptım Burada kasıtlı bir

mistake on here because we are going at for the Queen's English I know what the mistake

hata yaptım çünkü Kraliçe'nin İngilizcesine gidiyoruz orada yaptığın hatanın ne olduğunu biliyorum

you've made there's no apostrophe you should have a posture if you there you are correct

kesme işareti yok, bir duruşa sahip olmalısınız, eğer oradaysanız, haklısınız

mr. delicate so let's put that in ' you always use apostrophes when it is possessive a possessive

bayım. narin o yüzden şunu koyalım ' iyelik ekinde her zaman kesme işaretleri kullanırsın iyelik yan tümcesi iyelik tümcesi

Clause possessive clause means you have to put an apostrophe quickly Steve I did that

hızlı bir şekilde kesme işareti koyman gerektiği anlamına gelir Steve bunu

deliberately and doesn't English shouldn't English have a capital e it should also have

kasten yaptım ve İngilizcede büyük harf olmaması gerekir e aynı zamanda olması gerekir

a cup of quickly we really are running out of time the Queen's English so it just means

Bir fincan hızla Kraliçe'nin İngilizcesi için gerçekten zamanımız tükeniyor, bu yüzden bu sadece

proper English so when somebody says Oh will you use the Queen's English we mean the proper

uygun İngilizce anlamına geliyor, bu yüzden biri Oh, Kraliçe'nin İngilizcesini kullanacak mısın dediğinde, uygun

English British UK English so if you use sort of slang words or or you don't speak correctly

İngiliz İngiliz Birleşik Krallık İngilizcesini kastediyoruz, yani eğer bir tür argo kelimeler kullanırsanız veya siz doğru konuşma

what is what is referred to as sort of the Oxford English Dictionary type English or

Oxford İngilizce Sözlüğü'nün bir tür İngilizcesi veya

the Queen's English if we're referring to the way the Queen would speak in a very cultured

Kraliçe'nin İngilizcesi olarak adlandırılan şey, eğer Kraliçe'nin çok kültürlü ve mantıklı bir şekilde konuşma şeklinden bahsediyorsak,

logical way yes proper English proper English it just means proper English yes so the Queen's

evet uygun İngilizce uygun İngilizce bu sadece şu anlama gelir: uygun İngilizce evet yani Kraliçe'nin

English so all of those expressions were invented or made popular by the man that lots of people

İngilizcesi yani tüm bu ifadeler bu günlerde pek çok insanın bahsettiği adam tarafından icat edildi veya popüler hale getirildi

are talking about these days William Shakespeare there is a movie out at the moment talking

William Shakespeare şu anda onun

about in describing his life and also his work it's a kind of comedy I think but it

hayatını ve ayrıca işini anlatan bir film var. bence bir tür komedi ama

appears to be quite a good film well I know a few people that have been deceived and they

oldukça iyi bir filme benziyor, pekala kandırılan birkaç kişi tanıyorum ve

said it was a bit boring okay it took a long time to get going so it's it's not a sort

biraz sıkıcı olduğunu söylediler tamam, devam etmesi uzun zaman aldı, bu yüzden bir

of yeah so after my wonderful praise a bit of a vanity project I think I've heard it

tür evet değil bu yüzden harika övgülerimden sonra biraz gösterişli bir proje

described as but obviously it's very fact is that is that the star then is it I don't

olarak tanımlandığını duydum ama açıkçası bu çok gerçek şu ki yıldız o zaman o

know the star do you think he's having a bit of a vanity maybe project who's doing it to

yıldızı bilmiyorum sence biraz yaşıyor mu? kendini beğenmişlik belki projesi kim

flatter his own ego yes what's his nose again what's what's the actor Kenneth Branagh Kenneth

kendi egosunu pohpohlamak için yapıyor evet burnu ne yine aktör nedir Kenneth Branagh Kenneth

Branagh I can't believe I remember that Shakespeare really remembering somebody's name Kenneth

Branagh İnanamıyorum Shakespeare'in birinin adını gerçekten hatırladığını hatırlıyorum Kenneth

Branagh and also Judi Dench she's in everything she's in everything she's in everything she's

Branagh ve ayrıca Judi Dench o her şeyde onun olduğu her şeyde her şeyde o şimdiye kadar

in every single film ever made certainly during the past ten years anyway so it's almost time

yapılmış her filmde kesinlikle son on yılda zaten zaten bu yüzden neredeyse gitme

to go it's time to go we'll have one last look at the love pigeons and the live chat

zamanı gitme zamanı aşk güvercinlerine ve canlı sohbete son bir kez bakacağız

can we look at the live chat we will dunk don't worry Steve oh is that lovely that is

canlı sohbete bakabilir miyiz smaç merak etme Steve oh o kadar sevimli ki o kadar

so beautiful so there you can see two pigeons just tell how happy they look yes they look

güzel ki orada iki güvercin görebiliyorsun sadece ne kadar mutlu göründüklerini söyle evet mutlu görünüyorlar

happy they look content they mean love they must be feeling something but they're certainly

memnun görünüyorlar aşk demek istiyorlar bir şeyler hissediyor olmalılar ama kesinlikle bir

feeling something yes they're definitely feeling something yes how would you shoot a pigeon

şeyler hissediyorlar evet kesinlikle bir şeyler hissediyorlar evet bir güvercini nasıl vurursun

sorry how can people get a gun and shoot a pigeon and I just I don't know I suppose they

pardon insanlar nasıl silah alıp bir güvercini vurabilir ve bilmiyorum sadece

just hold it up and point it I'm not feeling and then pull the trigger I think that's how

kaldırıp doğrultuyorlar ben hissetmiyorum sonra çekiyorlar tetik bence böyle

they do it it's got its eyes closed it's so in ecstasy it's in love having its neck pecked

yapıyorlar gözleri kapalı o kadar esrik ki boynunun

by another pigeon do you like having your neck pecked not by a pigeon no anyway one

başka bir güvercin tarafından gagalanmasına aşık olmuş bir güvercin tarafından değil de boynunuzun gagalanmasından hoşlanır mısınız hayır yine de

last look at the Live Chat and then we are going the world of English yes was that a

Canlı Sohbete son bir bakış ve sonra İngilizce dünyasına gidiyoruz evet, bir

Shakespearean expression even that the world of English is is is a Duncan Ian's expression

Shakespeare ifadesiydi, hatta İngilizce dünyası bir Duncan Ian'ın ifadesidir.

I'm not sure if I coined the phrase but I do or I used to use it a lot I used to say

Bu ifadeyi ben mi uydurdum bilmiyorum ama uydurdum ya da eskiden çok kullanırdım

the world of English is a fern an exciting place to be I'm so glad you could join us

İngilizce dünyasının bir eğrelti otu olduğunu söylemek heyecan verici bir yer

for another live lesson in the world of English so there anything else you want to add before

İngilizce dünyasında başka bir canlı ders için bize katılabilmenize çok sevindim, bu yüzden gitmeden önce eklemek istediğiniz başka bir şey var

we go yes hoping you're going to quit Europe but yes wishing you lots of glorious days

evet, bırakacağınızı umuyorum Avrupa ama evet, sana çok güzel günler diliyorum

ahead says Valentin well I'm not sure that it will be but yes we have we have to cut

diyor Valentin, bunun olacağından emin değilim ama evet,

it short don't start talking about brexit now I can feel better says Jeff by the way

kısa kesmeliyiz, şimdi Brexit hakkında konuşmaya başlama, kendimi daha iyi hissedebiliyorum diyor bu arada

Jeff I didn't get a Ford Mustang for my birthday but you did get a car a car from Belarus eeeh

Jeff Doğum günüm için bir Ford Mustang almadım ama sen Belarus'tan bir araba aldın eeeh

really oh well why haven't you shown me that before mr. Duncan that's a little surprise

gerçekten çok iyi neden bunu bana daha önce göstermediniz bayım? Duncan bu

today for you and Belarus is gone though now Belarusian has gone to a party Bert oh thank

bugün sizin için küçük bir sürpriz ve Beyaz Rusya gitti ama şimdi Belaruslu bir partiye gitti Bert oh

you Belarusian a beautiful card from Belarusian and there you can see there's a little car

teşekkürler Belaruslu Belarusçadan güzel bir kart ve orada küçük bir araba olduğunu görebilirsiniz.

I'm going to I'm going to imagine that's a Ford Mustang yes I think you should because

bu bir Ford Mustang evet bence almalısın çünkü

that might be the nearest you ever get to one I'm going to get one no matter hello sue

bu, alabileceğin en yakın şey olabilir Merhaba ne olursa olsun bir tane alacağım Sue

Kat I was saying Babar because I know we're going I don't know what was going on there

Kat Babar diyordum çünkü gideceğimizi biliyorum Ne olduğunu bilmiyorum oraya giderken

you just sort of drifted you drifted I'm looking forward to eating my hot cross buns because

bir nevi sürüklendin sürüklendin sıcak çapraz çöreklerimi yemeyi dört gözle bekliyorum çünkü

I'm so hungry my stomach is actually growling mine is too it's complaining well we are going

çok açım karnım gerçekten gurulduyor benimki de şikayet ediyor

now so catch you later Steve are you back next week do you want me to come back next

şimdi gidiyoruz o yüzden sonra görüşürüz Steve geri döndün mü haftaya geri gelmemi ister misin

week yeah I think so I think we will be back next week it's coming up to four o'clock it's

evet sanırım bu yüzden önümüzdeki hafta döneceğiz saat dörde geliyor

time to say goodbye I won't be the Sunday afterwards okay next Sunday yes but not the

veda etme zamanı ondan sonraki pazar olmayacağım tamam gelecek pazar evet ama değil

Sunday after fine that's good we have a few seconds left catch you later bye bye and the

Pazar hava güzel olduktan sonra bu iyi birkaç saniyemiz kaldı daha sonra görüşmek üzere hoşçakalın ve

view outside today is absolutely lovely let's leave today's live stream with the view outside

bugün dışarıdaki manzara kesinlikle çok güzel hadi bugünün canlı yayınını dışarıdaki manzarayla bırakalım

and there it is right now a live view outside and that is where we will leave it today because

ve işte şu anda dışarıda canlı bir görüntü var ve işte orada olacağız bugün bırakın çünkü

it's time to go this is mr. Duncan in the birthplace of English saying thank you very

gitme zamanı bu bay. İngilizcenin doğum yerindeki Duncan,

much for watching thanks for following today and of course you can watch this again later

izlediğiniz için çok teşekkür ederim bugün takip ettiğiniz için teşekkürler ve tabii ki bunu daha sonra tekrar izleyebilirsiniz,

hopefully there will be subtitles added later on to the recorded version and of course you

umarım kaydedilen versiyona daha sonra altyazılar eklenir ve elbette

know what's coming next on this bright and sunny spring-like day until next Sunday at

bundan sonra ne olacağını biliyorsunuz parlak ve önümüzdeki Pazar saat 14:00'e kadar güneşli bahar gibi bir gün.

2:00 p.m. UK time this is mr. Duncan saying thanks for watching and of course ta ta for

İngiltere saati, bu bay. Duncan izlediğiniz için teşekkürler ve tabii ki şimdilik ta ta diyor

now.

.