ENGLISH ADDICT (63) - LIVE from England - Sunday 19th April 2020 / Mr Duncan in England

are you there is there anyone there I really hope there is someone there oh

orda kimse var mı gerçekten umarım orada biri vardır oh

there you are hi everybody here we go it is Sunday yes

işte selam millet işte gidiyoruz bugün pazar evet

we are all together again live on YouTube I hope you've had a good week my

yine beraberiz youtube canlı yayında umarım iyi bir hafta geçirmişsinizdir benim

week has been all right not too bad thank you very much oh yes definitely I

haftam iyi geçmiştir çok fena değil çok teşekkür ederim oh evet kesinlikle

am late again for which I apologise welcome here we go it is English addict

yine geç kaldım bunun için özür dilerim hoşgeldiniz başlıyoruz

live from the birthplace of English which just happens to be England

İngilizcenin doğum yeri olan İngiltere'den canlı canlı bir İngiliz bağımlısı

oh hi everybody this is mr. Duncan in England how are you today are you okay

oh merhaba millet bu bay. Duncan İngiltere'de bugün nasılsın iyi misin

I hope so are you happy I really hope you are happy today it is once more

umarım mutlusundur umarım bugün gerçekten mutlusundur internet üzerinden canlı yayınlardan bir kez daha

another one of those live streams across the internet I know I know what you're

ne söyleyeceğinizi biliyorum

going to say mr. Duncan everyone at the moment has their own live stream I think

bayım. Duncan şu anda herkesin kendi canlı yayını var Bence şu anda

almost every person on the planet at the moment has their own live stream so I

gezegendeki hemen hemen herkesin kendi canlı yayını var, bu yüzden

would imagine that many people at the moment are not watching me because they

şu anda birçok insanın kendi canlı yayınını yaptıkları için beni izlemediğini hayal ediyorum.

are doing their own live stream so can I say hello to the other live streams so

Diğer canlı yayınlara merhaba diyorum bu yüzden

all of the other people that are doing live streams at the moment hello to you

şu anda canlı yayın yapan diğer tüm insanlar size merhaba

I hope your live stream is going well I'm losing my voice again I think I

umarım canlı yayınınız iyi gidiyordur yine sesim kesiliyor sanırım biraz

might have to have a lie down in a dark room for maybe one week to recover from

uzanmam gerekebilir tüm bunlardan kurtulmak için belki bir hafta karanlık bir odadayım

all of this because I've been so busy hello for those who are wondering who I

çünkü çok meşguldüm kim olduğumu merak edenlere merhaba

am who is that weird man on my screen my name is Duncan and I teach English here

ekranımdaki o garip adam benim adım Duncan ve burada YouTube'da İngilizce öğretiyorum

on YouTube and I've been doing this for such a long time some might say that

ve Bunu o kadar uzun süredir yapıyorum ki bazıları

I've been doing it for too long mr. Duncan please go away can you please

çok uzun zamandır yaptığımı söyleyebilir bayım. Duncan lütfen uzaklaşır mısın lütfen

stop what it is you are doing please clear off go away

ne yaptığını durdurur musun lütfen defol git uzaklaş

skedaddle no I'm staying here I'm not going anywhere and I hope you will be

skedaddle hayır burada kalıyorum hiçbir yere gitmiyorum ve umarım sen de

staying here with me as well a very strange day I must say

burada benimle kalacaksın çok garip bir gün zorundayım

the weather is nice today however I didn't get out of bed until very late

bugün havanın güzel olduğunu söylüyorum ancak çok geç saatlere kadar yataktan çıkmadım

unfortunately I got up very late today I don't know why I was feeling sleepy and

maalesef bugün çok geç kalktım bu sabah neden uykum geldi ve kendimi çok yorgun hissettim bilmiyorum bu yüzden

quite tired this morning so that's the reason why also I don't know why but

kalkmama sebebim de bu nedenini biliyorum ama

inside my studio is so hot I almost can't stay

stüdyomun içi o kadar sıcak ki neredeyse kalamayacağım

and it it is really hot in here I don't know why for those wondering where mr.

ve burası gerçekten çok sıcak Neden bilmiyorum nerede diyenler için Mr.

Steve here's yes mr. Steve is on his way he will be here a little bit later on I

Steve, evet bayım. Steve yolda biraz sonra burada olacak Canlı sohbeti

just want to make sure that we can have the live chat I can't see the live chat

yapabileceğimizden emin olmak istiyorum şu anda canlı sohbeti göremiyorum

at the moment where is the live chat I hope it is there oh there you are thank

canlı sohbet nerede umarım oradadır oh orada

you very much for joining me here on my live stream and yes we have made it all

burada canlı yayınıma katıldığınız için çok teşekkür ederim ve evet

the way to the end of the week it is the end of the weekend as well because it's

hafta sonuna kadar geldik aynı zamanda hafta sonunun da sonu çünkü bugün

Sunday

pazar bugün

it's a Sunday it's a Sunday welcome everyone I hope you are feeling good

pazar bugün pazar herkese hoşgeldiniz ben umarım bugün kendinizi iyi hissediyorsunuzdur

today

mr. Steve once again is very busy outside he's in the garden I don't know

bay bay Steve yine dışarıda çok meşgul, bahçede,

what he's doing but I hope he will be here in around about ten minutes time

ne yaptığını bilmiyorum ama umarım yaklaşık on dakika içinde burada olur,

because he will be withers live but not here with me no don't worry for those

çünkü o canlı solacak ama burada benimle değil, hayır onlar için endişelenme

who are concerned don't worry mr. Steve will be in isolation he will

ilgilenenler merak etmesin beyler Steve tecritte olacak,

be next door actually so there is mr. Steve's seat well that is the place

aslında yan komşu olacak, bu yüzden Bay var. Steve'in oturduğu yer,

where mr. Steve will be in a few moments so for those who are wondering where

Mr. Steve birkaç dakika sonra burada olacak, yani Steve'in nerede olduğunu merak edenler için merak

Steve is don't worry he will be with us in around about 10 minutes I suppose it

etmeyin, yaklaşık 10 dakika içinde bizimle birlikte olacak, sanırım bu,

depends on whether or not mr. Steve has finished his chores in the garden I

Mr. Steve bahçedeki işlerini bitirdi Acaba

wonder if Steve will be finishing his jobs in the garden I don't know I hope

Steve bahçedeki işlerini bitirecek mi Bilmiyorum umarım

he does I hope he will be here soon

bitirir Umarım yakında burada olur o yüzden

so here we are oh my goodness I've just realized I'm

buradayız aman tanrım az önce farkettim ben'

live on YouTube hello hello FC FC and also everyone else on the live chat now

YouTube'da canlı yayındayım merhaba merhaba FC FC ve ayrıca canlı sohbetteki diğer herkes şimdi

there is something very interesting because when I start my live stream on

çok ilginç bir şey var çünkü bilgisayarımda canlı yayınımı başlattığımda

my computer the first person on the live chat is different from the one on my

canlı sohbetteki ilk kişi

mobile phone and that is very confusing so I want to say that FC is first on the

cep telefonumdakinden farklı ve bu çok kafa karıştırıcı bu yüzden canlı sohbette ilk olarak FC'nin olduğunu söylemek istiyorum

live chat but actually I don't think you are in fact I think it was someone else

ama aslında senin olduğunu düşünmüyorum aslında bence başka biriydi

I'm sure it was Aziz I think as is hello as is I think you were first on today's

Aziz olduğundan eminim sanırım merhaba olduğu gibi sanırım sensin bugünkü canlı yayında birinciydik

livestream so congratulations to you

bu yüzden tebrikler sizi tebrikler tebrikler aferin

congratulations well done you are the first one I think maybe on

ilk sizsiniz düşünüyorum belki

today's livestream it's been a strange week yes it looks as if we are going to

bugünün canlı yayınında garip bir hafta oldu evet

be doing this for a very long time I might be with you every day forever I'm

bunu çok uzun bir süre yapacağız gibi görünüyor sizinle birlikte olabilirim sonsuza dek her gün Bundan

not sure if I like that how do you feel about that do you think it's a good idea

hoşlanıp hoşlanmadığımdan emin değilim, bunun hakkında nasıl hissediyorsun,

should I be here every day forever I'm not sure if I like the idea of that

sonsuza kadar her gün burada olmam iyi bir fikir mi sence bu fikri beğenip beğenmediğimden emin değilim

today we are talking about two words we will be looking at the word lazy later

bugün iki kişiden bahsediyoruz tembel kelimesine daha sonra bakacağız

on are you a lazy person are you a person

sen tembel bir insan mısın sen

who can be a little lazy sometimes I am often accused of being lazy I'm often

biraz tembel olabilen bir insan mısın bazen ben sık sık tembel olmakla suçlanırım sık sık çok

accused of being a person who doesn't work very much I don't know why though

çalışmayan biri olmakla suçlanırım Neden bilmiyorum ama

I'm always busy I'm always doing something I can't believe that I can't

hep meşgul olmama rağmen hep bir şeyler yapıyorum inanamıyorum

believe I I get accused of such a horrible thing and also will be talking

böylesine korkunç bir şeyle suçlandığıma inanamıyorum ve ayrıca sıkılmaktan da bahsedeceğim

about being bored and this is a certain word that a lot of people are using at

ve bu kesin şu anda pek çok insanın kullandığı kelime sıkıldım

the moment they are saying I am bored I feel bored I am bored because of the

sıkıldım karantina nedeniyle sıkıldım

lockdown or this very strange situation that we are going through at the moment

ya da şu anda dünyanın her yerinde içinden geçmekte olduğumuz bu çok garip durum

around the world so those are two of the things we are

yani bunlar iki şey

looking at today of course we have mr. Steve here I don't know what he's going

bugün bakıyoruz tabi ki elimizde Mr. Steve burada ne

to talk about I hope he has something interesting the one thing I do know

hakkında konuşacağını bilmiyorum umarım ilginç bir şeyi vardır. Bildiğim tek şey

Steve has been very busy in the kitchen again and I think today he is going to

Steve yine mutfakta çok meşgul ve bence bugün

show us what he has been making so Steve has been making something sweet I think

bize ne yaptığını gösterecek. Steve tatlı bir şeyler yapıyor sanırım

so so I'm very excited about that as you can probably imagine the weather outside

bu yüzden bu konuda çok heyecanlıyım çünkü muhtemelen şu anda dışarıdaki havanın güzel olduğunu tahmin edebilirsiniz,

is lovely at the moment in fact you might see mr. Steve going

aslında Bay Steve'i görebilirsiniz. Steve

past the camera because he was outside in the garden a few moments ago but I

kameranın yanından geçiyor çünkü birkaç dakika önce dışarıda bahçedeydi ama

think he's come in now I think Steve has realized that it's time to come in

sanırım şimdi içeri girdi Sanırım Steve içeri girme zamanının geldiğini anladı

because he will be on in a few minutes so the weather is nice the sun is

çünkü birkaç dakika içinde açık olacak bu yüzden hava güzel güneş parlıyor

shining however we are inside the studio again

ama yine stüdyonun içindeyiz

some people say mr. duncan we like it when you are outside it's much more fun

bazı insanlar mr. duncan, dışarıdayken çok daha eğlenceli oluyor

because we can hear the birds in fact sometimes I think you prefer listening

çünkü kuşları duyabiliyoruz aslında bazen bence sen

to the birds more than you lists you enjoy listening to me baby hello Anna

listelerinden çok kuşları dinlemeyi tercih ediyorsun beni dinlemekten zevk alıyorsun bebeğim merhaba Anna

hello Connell mr. Duncan your microphone is low we can hardly hear you I think

merhaba Connell mr. Duncan mikrofonun düşük, seni zar zor duyabiliyoruz, bence beni

you should be able to hear me alright is it really quiet I don't know why I

duymalısın, tamam mı, gerçekten sessiz mi, bilmiyorum neden

hope you can hear me clearly shall I start shouting out of the window maybe

beni net bir şekilde duyabiliyorsundur, pencereden bağırmaya başlasam mı, belki

you can hear me then so I hope you can hear me alright if you can't hear me

beni duyabilirsin o zaman umarım beni iyi duyabilirsin eğer beni duyamıyorsan o zaman başım

then I'm in big big trouble no I think you can hear me I'm pretty sure of it

büyük belada

because all of my lights are flashing in front of me so I think you can hear me

Sanırım beni duyabiliyorsun

maybe it's you maybe you need to turn your computer or your phone up slightly

belki sensin belki bilgisayarını veya telefonunu biraz açmalısın

hello hello Hurst now when the break will begin because I want to grab some

merhaba merhaba Hurst şimdi mola ne zaman başlayacak çünkü biraz şekerleme almak istiyorum

sweets oh I see her snow wants to know when the break will occur well I suppose

oh karını görüyorum molanın ne zaman olacağını bilmek istiyor eh sanırım

you can have a break whenever you want you don't have to stay here if you want

istediğin zaman mola verebilirsin burada kalmak zorunda değilsin

to have something to eat if you want to have a drink which

bir şeyler yemek istiyorsan bir şeyler içmek istersen

reminds me I I haven't got any water I have no water in front of me and he

bana suyum yok önümde suyum yok diye hatırlatan bir şeyler içmek istersen benim yüzümden ve o

believed that already things are going wrong I've only been on for a few

zaten işlerin ters gittiğine inanıyordu Ben sadece birkaç

minutes and I was late as well I can't believe it hello Vitas normal is the

dakikadır çalışıyordum ve ben de geç kalmıştım buna inanamıyorum merhaba Vitas normal

usual average or typical state or condition yes we talked about that

olağan ortalama veya tipik durum veya durumdur evet bunun hakkında konuştuk

today am i doing yesterday's livestream is this Saturday is it really it's

bugün dünün canlı yayınını mı yapıyorum bu cumartesi gerçekten bugün

Sunday is it really Sunday or did I go back in

pazar mı gerçekten pazar mı yoksa zamanda geriye mi gittim düne

time to yesterday and this is Saturday still I don't know what a strange period

ve bugün cumartesi hala bilmiyorum ne garip bir

of time this is am I the only born who feels as if I'm slightly losing touch

zaman dilimi bu tek doğan ben miyim Kim

with reality during this time because every day feels exactly the same so

bu süre zarfında gerçeklikle bağımı biraz kaybediyormuşum gibi hissediyor çünkü her gün tamamen aynı geliyor bu yüzden

sometimes I wake up in the morning and I have no clue what time it is I think

bazen sabahları uyanıyorum ve saatin kaç olduğu hakkında hiçbir fikrim yok Sanırım saat

what time is it what day is it what year is it

kaç, hangi gün, ne yıl mı

Who am I and other things like that oh hello Mika am I am i watching

Ben kimim ve buna benzer diğer şeyler oh merhaba Mika ben

yesterday's livestream there is something really weird going on here

dünkü canlı yayını izliyorum burada gerçekten tuhaf bir şeyler oluyor

am I going out loud at the moment live always see I am I'm watching yesterday's

livestream on my phone that is very weird I just realized what I'm doing I'm

telefon çok tuhaf ne yaptığımı yeni fark ettim cep telefonumdan

actually watching yesterday's livestream on my mobile phone and you are leaving

dünkü canlı yayını izliyorum ve

messages on today's livestream that is so embarrassing what's wrong with me I

bugünkü canlı yayında çok utanç verici mesajlar bırakıyorsunuz benim neyim var

think I think I might be losing my mind live on YouTube so let me just put this

sanırım aklımı kaçırıyor olabilirim YouTube'da canlı o yüzden bunu

right where is my livestream I can't find it I can't find my livestream am I

doğru yere koyayım canlı yayınım nerede onu bulamıyorum canlı yayınımı bulamıyorum

really going out hello anyone there oh dear in me this is very weird there

gerçekten çıkıyor muyum merhaba kimse yok mu canım içimde bu çok tuhaf gerçekten çok

are some really weird things going on at the moment oh there it is

tuhaf şeyler oluyor şu an açık oh işte

now I can find my livestream and because I'm confused by it that is yesterday's

şimdi canlı yayınımı bulabiliyorum ve kafam karıştı çünkü bu dünkü

livestream so is this today's livestream or yesterday's day livestream what is

canlı yayın mı yani bu bugünün canlı yayını mı yoksa dünkü canlı yayın mı neler oluyor

going on am I still asleep in bed

hala yatakta uyuyorum rüya mı görüyorum

am I dreaming this am I looking at my livestream or is this recorded okay I

bunu [ __ ] Canlı yayınıma bakıyorum yoksa bu kayıtlı mı tamam

think I think I'm looking at my livestream now what a strange period of

sanırım canlı yayınıma bakıyorum şimdi ne garip bir zaman dilimi

time it really is for those who don't know what I was doing I was actually

ne yaptığımı bilmeyenler için aslında

looking at my mobile phone and I thought I was watching today's livestream as

cep telefonuma bakıyordum ve bugünün canlı yayınını izlediğimi sanıyordum,

that go as it goes out unfortunately I was watching yesterday's livestream and

maalesef dünkü canlı yayını izliyordum ve dünkü

I thought I was reading the live chat from yesterday from yesterday and I

canlı sohbeti okuduğumu sanıyordum ve

thought that was today I think I might just go back to bed I've had enough of

bugün olduğunu düşündüm, sanırım yatağa geri dönebilirim ben

this I've had enough of this to be honest hello to the live chat and I

Canlı sohbete merhaba diyebilmek için bundan bıktım artık ve bence

think this might be the real live chat now is this is this is this the real

gerçek canlı sohbet bu olabilir mi,

live chat I'm looking at now or is it yesterday or is it last year I don't

şu an baktığım gerçek canlı sohbet bu mu yoksa bu mu? dün mü yoksa geçen yıl mı

know it's very strange am I the only person who feels like this at the moment

bilmiyorum çok garip şu anda böyle hisseden tek kişi ben miyim

hello - Hiroko hello Luis hello - Ana

merhaba - Hiroko merhaba Luis merhaba - Ana

that might be the strangest thing that's ever happened to me on my live stream

canlı yayınımda başıma gelen en garip şey olabilir

ever and that's even working with mr. Steve because mr. Steve sometimes does

hiç ve bu bile bay ile çalışıyor. Steve çünkü bay. Steve bazen

some very strange things on the live stream I think the problem is the

canlı yayında çok tuhaf şeyler yapıyor Bence sorun

thumbnail has not been updated so I've just realized the thumbnail on this live

küçük resmin güncellenmemiş olması bu yüzden bu canlı yayındaki küçük resmin dünün küçük resmi olduğunu yeni fark ettim

stream is yesterday's thumbnail I am so confused by this it is very weird

Kafam çok karıştı bu çok tuhaf

hello Ana mr. Duncan please can you say hello to my husband

merhaba Ana bay . Duncan lütfen kocam

Jefferson it is the first time he is watching you well all I can say is you

Jefferson'a merhaba diyebilir misin, seni ilk kez iyi izliyor, tüm söyleyebileceğim,

were not seeing me at my best today can I just say that you are not seeing me at

bugün beni en iyi halimde görmüyordun, sadece bir nedenden dolayı beni en iyi halimde görmediğini söyleyebilir misin?

my best for some reason I don't know why I was

watching yesterday's livestream and I thought I was watching this live stream

Dünkü canlı yayını neden izlediğimi bilmiyorum ve bu canlı yayını izlediğimi sandım

because there are so many people doing live streams at the moment every

çünkü şu anda canlı yayın yapan o kadar çok insan var ki her

celebrity has their own live stream have you noticed Tom Hanks has his own live

ünlünün kendi canlı yayını var fark ettin mi Tom Hanks'in kendi canlı

stream Robert Downey jr. he has his own live stream lai he got Lady gaga well

yayını var Robert Downey Jr. kendi canlı yayını var lai Lady gaga'yı aldı iyi

has her own live stream Caitlyn Jenner has a live stream mr. Duncan well I

kendi canlı yayını var Caitlyn Jenner canlı yayını var mr. Duncan pekala,

don't want I don't know what mr. Duncan has I don't know what this is bizarre

istemiyorum Bay'ın ne olduğunu bilmiyorum. Duncan bunun nesi tuhaf bilmiyorum

what a bizarre moment of time hello Eleanor are you sit still asleep

ne tuhaf bir an merhaba Eleanor hala uyuyor musunuz

mr. Duncan I feel as if I might be still asleep in bed this might be just a

bayım. Duncan, sanki hala yatakta uyuyormuşum gibi hissediyorum, bu şu anda

horrible nightmare that I'm experiencing at the moment let's all just say hello

yaşadığım korkunç bir kabus olabilir, hadi hep birlikte

again to mr. Duncan Yoona Karina hello to you I think I think you are here now

Bay Duncan'a tekrar merhaba diyelim. Duncan Yoona Karina sana merhaba, sanırım şimdi buradasın,

I might still be in bed and this might just be a terrible dream a terrible

hala yatakta olabilirim ve bu korkunç bir rüya olabilir, korkunç bir rüya,

dream a terrible dream a terrible dream a terrible dream oh no it's not it's not

korkunç bir rüya, korkunç bir rüya, korkunç bir rüya, oh hayır,

a terrible dream this is really happening I can't believe it this is so

bu korkunç bir rüya değil gerçekten oluyor inanamıyorum bu çok

funny says Monta Monta Thank You Monta for

komik diyor Monta Monta Bunu

finding this very funny because for a moment I had no idea what was going on

çok komik bulduğun için teşekkürler Monta çünkü bir an için neler olup bittiğine dair hiçbir fikrim yoktu

and all I can say things are going to get worse because mr. Steve will be here

ve tek söyleyebileceğim her şey daha da kötüye gidecek çünkü bay. Steve birazdan burada olacak

soon and then it will get really crazy trust me hello - Pelle me

ve sonra gerçekten çılgın bir hal alacak güven bana merhaba - Pelle ben

I think hello - yes hello - yes you are watching a YouTube in glish teacher have

sanırım merhaba - evet merhaba - evet İngilizce bir YouTube izliyorsunuz öğretmenim

a meltdown live on the Internet hello Konstantin

internette canlı yayında bir çöküş yaşıyorum merhaba Konstantin

hello Anna P care I couldn't find your livestream you're not the only one I

merhaba Anna P ilgilenemedim' canlı yayınını bulan bir tek sen değilsin ben

couldn't find it either I couldn't find my own livestream and I started watching

de bulamadım kendi canlı yayınımı bulamadım ve dünden izlemeye başladım

the one from yesterday and I thought that was the livestream that was going

ve şimdi giden canlı yayının bu olduğunu düşünmüştüm o kadar

out now that's it I think I think I've had too much I've had too much isolation

sanırım Sanırım çok fazla yalnızlık yaşadım Çok fazla izolasyon yaşadım Sonunda

I have finally cracked my brain has finally melted inside my skull Fatima

çatladım beynim sonunda kafatasımın içinde eridi Fatima

you are so funny I love you mr. d you made me laugh you

çok komiksin seni seviyorum bayım. Beni güldürdün,

made me laugh after a period of sorrow well I'm I'm glad I've cheered you up

bir süre üzüntüden sonra beni güldürdün,

even though I've made myself look like a complete idiot

kendimi yine tam bir aptal gibi göstermiş olsam da seni neşelendirdiğime sevindim

again Francisco you are going slightly mad I think so

Francisco, biraz deliriyorsun sanırım öyle

I feel like that that Queen song I'm going I'm going slightly I think so I

Sanki o Queen şarkısı gidiyorum Biraz gidiyorum Sanırım bu yüzden sanırım

think you are right we tests yesterday yesterday we talked a little bit about

haklısın dün testler yaptık biraz

old songs and nostalgia as it rolled has it rolled to our souls I don't know we

eski şarkılardan ve nostaljiden bahsettik ve o yuvarlanırken ruhumuza da dokundu mu?

were talking about music yesterday we were talking about music from the

Dün müzikten bahsettiğimizi bilmiyorum, altmışların müziğinden bahsediyorduk

sixties because someone mentioned Creedence Clearwater Revival and I was

çünkü biri Creedence Clearwater Revival'dan bahsetti ve ben de

talking about the 1960s when everyone was talking about peace and love and

herkesin barış ve sevgiden bahsettiği ve herkesin

everyone was experimenting

deneyler yaptığı 1960'lardan bahsediyordum.

no no no lots of hippies were around in the 1960s and also the early 1970s as

1960'lar ve ayrıca 1970'lerin başları,

well I remember when I was young there were people who were still living in the

ben gençken hatırlıyorum, 1970'ler olmasına rağmen hala 1960'larda yaşayan insanlar vardı,

1960s even though it's it was the 1970s they were still being very hey man hey

hala çok hey adamım, hey çok

far out no we're not doing that anymore it's the 1970s hello Wilson a little

uzak hayır, artık onu yapmıyoruz. 1970'ler merhaba Wilson küçük bir

mistake mr. Duncan I know I think it was a big mistake to be honest I can't

hata bayım. Duncan biliyorum, dürüst olmanın büyük bir hata olduğunu düşünüyorum,

believe I did that but it might be the most embarrassing thing that's ever

bunu yaptığıma inanamıyorum ama YouTube'da şimdiye kadar başıma gelen en utanç verici şey olabilir,

happened to me on YouTube ever ever talking of embarrassing things that

leave you feeling very shamed and upset

seni çok utandıran ve üzen utanç verici şeylerden bahsetmek

in isolation at the moment he is in isolation I just have to make sure that

şu anda izolasyonda o izolasyonda sadece

he is the recommended distance from me are you eating I've just realized mr.

onun benden tavsiye edilen mesafede olduğundan emin olmam gerekiyor yemek yiyor musunuz Az önce farkettim bay.

Steve is eating I can't believe it oh my goodness look what are you doing Steve

Steve yemek yiyor inanamıyorum aman tanrım bak ne yapıyorsun Steve evet evet

yes yes your lives oh I didn't know you didn't tell me you normally give me a

hayatların oh bilmiyordum bana söylemedin normalde bana bir

countdown and say here is mr. Steve well there you are well I can't tell I can't

geri sayım yaparsın ve işte bayım dersin. Steve peki işte sen iyisin söyleyemem söyleyemem bu

tell so I'm actually on now I'm Oh mr. doing

yüzden aslında şu an yayındayım Oh mr. iyi gidiyor evet pekala

good yes well hello everyone I'm eating I'm eating my salad yes look look at the

herkese merhaba yemek yiyorum salatamı yiyorum evet bak önünüzdeki ekrana bakın

screen in front of you well I can see it now yes it's just come on but it won

şimdi görebiliyorum evet hadi ama

before it was just showing you mr. dunk and I just say Steve I've done something

daha önce size gösteriyordu bay. Dunk ve ben sadece Steve diyorum ki gerçekten bir şey yaptım

really and I've done something really embarrassing today you forgot to put

ve bugün gerçekten utanç verici bir şey yaptım

your clothes on before coming on live that wouldn't be just embarrassing that

Canlı yayına çıkmadan önce kıyafetlerini giymeyi unuttun bu sadece utanç verici olmaz

would be that would be outrageous you forgot to put the sound up no even

bu çok çirkin olurdu giymeyi unuttun ses açık hayır

though I do that a lot of times do you forgot to put the camera wrong no

bunu birçok kez yapmama rağmen kamerayı yanlış koymayı unuttunuz mu hayır

everything was all right technically everything was working all

her şey yolundaydı teknik olarak her şey

right except for one thing I I started my mobile phone so I could look at the

yolunda çalışıyordu bir şey dışında canlı sohbete bakabilmek için cep telefonumu açtım

live chat unfortunately I clicked on yesterday's

maalesef Dünkü

live stream and I was actually replying to the live chat from yesterday as if it

canlı yayına tıkladım ve aslında dünkü canlı sohbete sanki

was today's live stream you've never done that before mr. dink and the worst

bugünün canlı yayınıymış gibi cevap veriyordum, bunu daha önce hiç yapmamıştınız bayım. dink ve en

thing is no it gets worse than that I could see myself as well being played

kötüsü, hayır daha da kötüsü, kendimi de oynatıldığımı görebiliyordum, oynadığımı

back not realizing that I was I was using yesterday's live stream as the

fark etmeden dünkü canlı yayını

monitor for the live chat even though I was watching yesterday's live stream let

canlı sohbet için monitör olarak kullanıyordum, dünkü canlı yayını izliyor olmama rağmen tahmin

me guess you were rushing late as usual mr. Duncan always leaves everything for

edeyim her zamanki gibi geç kaldınız bayım. Duncan her zaman her şeyi

the last minute I can reveal this mr. Duncan likes the pressure of working

son dakikaya bırakır ben bu bayı ifşa edebilirim. Duncan,

doing everything at the last minute so he's rushing around a sometimes a few

her şeyi son dakikada yapmanın baskısını seviyor, bu yüzden ortalıkta koşuşturuyor, bazen birkaç

minutes late actually well no and you were rushing and just and just clicked

dakika geç kalıyor, aslında hayır ve siz acele ediyordunuz ve

on something at random and there you go and well and as a result I am eating my

rastgele bir şeye tıkladınız ve işte gidiyorsunuz ve sonuç olarak ben öyleyim. salatamı yiyorum

salad oh can you show it to us prepared myself a healthy salad which I thought I

oh bize gösterir misin sağlıklı bir salata hazırladım ki

would have had time to eat but before you gave me a countdown

yemek için zamanım olur diye düşündüm ama bana bir geri sayım verdin

because you normally say and any minute now mustard and you normally put

çünkü normalde her an hardal derdin ve normalde

something on before and you normally give me a warning yes that I'm going to

üstüne bir şeyler koyarsın ve sen normalde bana bir uyarı ver evet

be live but not today so Steve what are you eating let's have a look I'm eating

canlı yayında olmayacağım ama bugün değil bu yüzden Steve ne yiyorsunuz bir bakalım

us our meeting at what I think is a healthy salad there we go can you see

bize yiyoruz toplantımızda sağlıklı bir salata olduğunu düşündüğüm şey işte gidiyoruz görebiliyor musunuz

that it looks like someone's thrown it I've been eating this every day this

Görünüşe göre biri fırlatmış bunu bu hafta her gün yiyorum

week because this is what I'm trying to eat more healthily Oh mmm

çünkü daha sağlıklı beslenmeye çalıştığım şey bu Oh mmm

now that we're in lockdown and I realized that I don't have enough green

şimdi karantinadayız ve yeterince çiğ yeşil salata yemediğimi fark ettim

food salads raw foods in my diet so is a little salad I prepared myself

diyetimdeki yiyecekler bu yüzden küçük bir salata kendim hazırladım

we have beetroot mmm beetroot beetroot it's it's it's very sort of purpley red

pancarımız var mmm pancar pancar bu çok morumsu kırmızı meyve

juice i do i don't like beetroot so that's cooked beetroot

suyu ben pancar sevmiyorum bu yüzden

which I've sliced up then we have tomatoes and that white stuff is salad

dilimlediğim pişmiş pancar sonra domatesimiz var ve o beyaz şey,

cream that I put on there to give it a bit of flavor okay so that's that's a

ona biraz tat vermesi için koyduğum salata kreması tamam yani bu bir

tomato and this is a cut-up avocado avocados because I noticed I went to the

domates ve bu da kesilmiş bir avokado avokado çünkü

the local shop okay a couple of weeks ago looking for vegetables and the

birkaç hafta önce yerel dükkana gittiğimi fark ettim. sebzeler ve

shelves were empty the only thing they'd got left was a

raflar boştu, ellerinde kalan tek şey bir

picados so I bought them and I used to I used to eat them years ago because I

pikadoydu, ben de onları aldım ve eskiden yerdim çünkü

quite liked the taste of them but the only problem with avocados is when you

tadını çok severdim ama avokadonun tek sorunu,

buy them it always says on the output dis down show and I'll eat it when you

onları satın alın her zaman çıktı dis show'unda der ve

play a video it troubled avocados is it's like pears you buy the you buy the

bir video oynattığınızda onu yiyeceğim, rahatsız edici avokadolar armut gibidir,

packet and it says perfectly ripe on the packet hill words to that effect so you

paketi satın alırsınız ve paketin üzerinde mükemmel şekilde olgunlaşmış olduğunu söyler.

think you're getting a perfectly ripe fruit and then you get it home and cut

Mükemmel olgunlaşmış bir meyve aldığınızı düşünüyorsunuz ve sonra onu eve alıp kesiyorsunuz

it open and it's still raw in other words you should leave it to ripen so

ve hala çiğ yani olgunlaşmaya bırakmalısınız, bu yüzden son zamanlarda

I've bought a quite a few of these recently and they've been rock-hard and

bunlardan epeyce aldım ve onlar çok sert ve

I've been most annoyed mr. Duncan because I

ben en çok Mr. Duncan çünkü ben

my fruit to be ripe as do we all okay so I was out in the garden before coming

meyvemin olgunlaşması benim gibi hepimiz için sorun değil bu yüzden internete girmeden önce bahçedeydim Aniden kendimi kaptırdım ve hemen içeri girdim üstümü

online I suddenly I got carried away as I do

rushed in got changed and prepared my salad and thought I would have at least

değiştirdim ve salatamı hazırladım ve en az

five or ten minutes to eat it hmmm sat down here and you've just put me on live

beş on tane alacağımı düşündüm yemek için dakikalar hmmm buraya oturdun ve beni canlı yayına koydun,

haven't you already explained this I've also got a little little fruits a little

bunu zaten açıklamadın mı ayrıca biraz meyvem var biraz da

snack bar to eat as well afterwards this is fascinating I know it I think it is

yemek için biraz snack barım var sonrasında bu büyüleyici biliyorum bunu düşünüyorum Bu

it's fascinating because it's all about me mr. Duke nope before we go any

büyüleyici çünkü hepsi benimle ilgili Mr. Duke hayır,

further Steve we have to make sure that we are a safe distance away from each

daha ileri gitmeden önce Steve birbirimizden güvenli bir uzaklıkta olduğumuzdan emin olmalıyız, bu yüzden

other so I have I have my tape measure here so I'm going to move my tape

mezuram burada, bu yüzden mezuramı hareket ettireceğim

measure and I'm going to make sure that we are a safe distance away from each

ve emin olacağım Birbirimizden güvenli bir uzaklıktayız, bu

other so there it is you can see I have my tape measure so you might see the

yüzden orada görebiliyorsun, mezuram var, böylece

tape measuring Steve okay I shall look out for the tape measure

mezurayı görebilirsin Steve tamam mezura dikkat edeceğim,

let me just to prove that we there we go just to make sure that you know that we

sadece oraya gittiğimizi kanıtlamama izin ver güvenli bir mesafede olduğumuzu bildiğinizden emin olmak için

are a safe distance away so we are yeah let me just see how far away we are from

evet, birbirimizden ne kadar uzakta olduğumuzu görmeme izin verin,

each other we are a hundred and forty four inches we should give that in

yüz kırk dört inçiz, bunu

centimeters because a lot of people watching won't be using inches they'll

santimetre olarak vermeliyiz çünkü izleyen birçok insan kazandı inç kullanacaklar, onlar

be using centimeters and you were gonna say that

santimetre kullanacaklar ve siz de şöyle diyecektiniz,

oh keep it still see if I am I'm keeping it perfectly still yes you always have

ah, sabit tutun bakalım ben, mükemmel şekilde sabit tutuyorum evet, her zaman

trouble with your end it is three hundred and sixty six centimeters that

ucunuzla ilgili sorun yaşıyorsunuz, kulağa üç yüz altmış altı santimetre geliyor

sounds about right so we're just over three and a half meters apart yes from

yaklaşık olarak doğru yani birbirimizden üç buçuk metreden biraz daha uzaktayız evet

each so we are a very long way from each other so for those who are worried for

yani birbirimizden çok uzaktayız bu yüzden endişelenenler için

those who are worried that we are not a safe distance away from each other you

birbirimizden güvenli bir uzaklıkta olmadığımızdan endişe edenler için siz

can see mr. Steve has the end in his hand if I let this go mr. Duncan please

bey görebilir Bu işin peşini bırakırsam Steve'in sonu var Bay. Duncan lütfen arkana

don't lie back please don't please don't let that tape measure go oh well shall I

yaslanma lütfen yapma lütfen o şerit metreyi bırakma

let it go viewers I think it might slice my head

off it it's not got a very strong spring its spring in it this tape measure so

o kadar iyi ölçün ki

well I can't stay here but hit for the entire live stream okay going to show

burada kalamam ama canlı yayının tamamı için vurun tamam

there we go okay let's let go though Steve I've let go the any sort of noises

oraya gittiğimizi göstereceğim tamam hadi bırakalım Steve canlı yayınınızdaki her türlü gürültüyü bıraktım

on your live stream it's okay I've just I've just severed four of my fingers

sorun değil ben sadece ben az önce dört parmağımı kestim

have now been cut off okay there we go it's back it's better I would think that

şimdi kesildi tamam işte gidiyoruz geri döndü bu daha iyi Bence

most people watching will be using centimeters not inch yes so we can now

izleyen çoğu insan inç değil santimetre kullanıyor olacak evet bu yüzden artık

verify we can say officially that we are definitely a safe distance away from

resmi olarak kesinlikle güvenli olduğumuzu söyleyebileceğimizi doğrulayabiliriz birbirinden uzak

each other so for those who are wondering now we know tape yes this is a

yani merak edenler için artık bandı biliyoruz evet bu bir

tape tape so we can call this a tape measure tape measure so you use this for

mezura yani buna mezura mezura diyebiliriz yani bunu bir

measuring things and as you just saw we were measuring the distance between us

şeyleri ölçmek için kullanıyorsunuz ve az önce gördüğünüz gibi aramızdaki mesafeyi ölçüyorduk

just to make sure that we were safely keeping our distance from each other the

other thing I've been doing this morning I've been looking out of the window

Bu sabah yaptığım diğer bir şey de, birbirimizle aramıza güvenli bir şekilde mesafe koyduğumuzdan emin olmak için pencereden dışarı bakıyordum

because our house is very high up so I've been watching this morning just to

çünkü evimiz çok yüksekti bu yüzden bu sabah izliyordum sadece Yaşadığımız

make sure that everyone around the area in which we live is also keeping their

bölgedeki herkesin de mesafesini koruduğundan emin olun, bu

distance so I've I've been looking out the window watching very closely with my

yüzden pencereden dışarıyı dürbünümle çok yakından izliyordum

binoculars good idea mr. Duncan hmm I've been making sure that people have

iyi fikir bayım. Duncan hmm İnsanların

been keeping their safe distance and they haven't been getting too close to

güvenli mesafeyi koruduklarından ve birbirlerine çok yaklaşmadıklarından emin oluyordum bu

each other so I've been looking today I've had my binoculars in my hand like

yüzden bugün baktım dürbünüm bu şekilde elimdeydi

this and I've been very careful very very careful to make sure that Earth

ve ben Dünya'nın onları izlediğimi anladığından emin olmak için çok çok dikkatli oldum

they realize that I'm watching them I'm watching everything you are doing and we

Yaptığınız her şeyi izliyorum ve

can dub in the neighbours job them in stop them in that means that you can

komşulara onları durdurmak için görev verebiliriz, bu

report them yes report them to the authorities yes if we see groups of

onları rapor edebileceğiniz anlamına gelir evet onları rapor edin yetkililere evet, bir grup

people arriving I don't think we would do that

insanın geldiğini görürsek, bunu yapacağımızı sanmıyorum

because that would be snitching nobody wants to be a snitch okay some who

çünkü bu ispiyonculuk olur, kimse muhbirlik yapmak istemez tamam, bazıları

reports on somebody else in a sort of a mean-spirited way a mean-spirited way

başka biri hakkında kötü niyetli bir şekilde rapor verir - canlı bir şekilde evet yani

yes I mean if they want to have lots of they haven't but they haven't had lots

çok isterlerse almazlar ama

of people round but they have never anybody around anybody that has arrived

etraflarında çok fazla insan yoktur ama etraflarında hiç kimse yoktur gelen herhangi biri

has stayed at a safe distance but I saw while I was in the garden mr. Duncan I

güvenli bir mesafede durmuştur ama ben oradayken gördüm bahçe bey Duncan

heard a car coming up towards our house oh yeah

bir arabanın evimize doğru geldiğini duydum oh evet

and is often the case here they went the wrong way it came up the wrong road they

ve burada çoğu zaman olan bir durumdur yanlış yola gittiler yanlış yola geldiler

got lost and had to turn around but that car was full of people that must have

kayboldular ve geri dönmek zorunda kaldılar ama o araba insanlarla doluydu,

been five people in this car including I saw an elderly lady a young child and

beş kişi olmalıydı Bu arabada yaşlı bir bayan, küçük bir çocuk ve

other people I just thought to myself well unless they're living together hmm

diğer insanlar da dahil olmak üzere, birlikte yaşamadıkları sürece kendi kendime iyi düşündüm, hmm

that sounds to me like they're a family visiting some people in the area which

bu bana bölgedeki bazı insanları ziyaret eden bir aile gibi geliyor ki bu

is strictly well not the thing you're supposed to be doing I'm pretty sure

kesinlikle iyi değil. Yapmanız gereken şey,

that is the case because clearly they don't know the area because they got

durumun bundan oldukça eminim çünkü açıkça bölgeyi bilmedikleri için

lost so they were visiting someone and they shouldn't be visiting anyone we are

kayboldular, bu yüzden birini ziyaret ediyorlardı ve kimseyi ziyaret etmemeleri gerekiyor,

all in lockdown at the moment don't they realize had which was obviously granny

hepimiz kilit altındayız. Bir an,

in the back seat with a young child who looked about 6 granny and maybe I can't

arka koltukta yaklaşık 6 büyükanne gibi görünen küçük bir çocukla büyükanne olduğunu fark etmiyorlar mı ve belki de

think he was driving look like a young man you know any probably probably the

araba kullandığını düşünemiyorum genç bir adam gibi görünüyor, bilirsiniz muhtemelen muhtemelen

the son or the daughter okay something like that would try so yes illegally

oğlu veya kızı tamam böyle bir şey deneyebilir bu yüzden evet yasadışı olarak peki

well I'm gonna say illegal it's not illegal well it is yes maybe we should I

yasadışı diyeceğim yasadışı değil peki evet belki de

should have got the registration and reported them yes well reading their

kaydı almalı ve onları bildirmeliydik evet pekala

viruses from probably some city somewhere to our area yes but but the

virüslerini muhtemelen bir şehirden bizim bölgemize bir yerlerden okuyoruz evet ama ama

thing is people are not it not allowed to actually move around unless they have

olay şu ki, insanların

a very very good reason maybe you have to go to the shops because you you have

çok çok iyi bir nedenleri olmadıkça hareket etmelerine izin verilmiyor.

no sausages left and you need a sausage so you might want a a sausage for your

supper and you have no sausages so what you have to do you have to get into your

akşam yemeği ve hiç sosisiniz yok, bu yüzden ne yapmanız gerekiyor

car you have to drive to town you have to go to the local butcher shop

arabanıza binmeniz gerekiyor kasabaya gitmeniz gerekiyor yerel kasap dükkanına gitmeniz gerekiyor

and you will buy a sausage so you will have a sausage for your D adver is

ve bir sosis alacaksınız, böylece D reklamveriniz için bir sosisiniz olacak

watching from Manchester oh okay we've got somebody watching from the UK

Manchester'dan izliyor oh tamam İngiltere'den izleyen biri var

Manchester so hello peeps are saying I look very smart with all those books

Manchester bu yüzden merhaba insanlar arkamdaki onca kitapla çok akıllı göründüğümü söylüyorlar size

behind me let me tell you these are not books no these are our CDs they're not

bunların kitap olmadığını söyleyeyim hayır bunlar bizim CD'lerimiz

even CDs no their DVDs that's it Steve's just working his way through all

CD bile değiller hayır onların DVD'leri bu Steve sadece

of the format's that exist yes so these are these are anything but Oh take that

var olan tüm formatların üzerinden geçiyor evet yani bunlar herhangi bir şey ama Oh,

one out again and I'm not mind your language you're not taking that without

onu tekrar çıkar ve dilin umurumda değil, sen

you always talk about - Steve Steve we have a lot of mind your language fans

her zaman hakkında konuşmadan onu almıyorsun -Steve Steve dilinize çok dikkat ediyoruz hayranlarınız

really yes you mean that one yes mind your language really it's very old

gerçekten evet demek istediniz ki bir evet dikkat edin diliniz gerçekten çok eski

I never liked it personally but then but then your family wouldn't

kişisel olarak hiç beğenmedim ama o zaman ailen

let you watch ITV watch commercial channels no because they thought it was

ITV izlemenize izin vermezdi ticari kanalları izle hayır çünkü onlar Alçakgönüllü olduğunu düşündüm,

lowbrow it was TV for nitwits within the UK when I was growing up we only really

ben büyürken Birleşik Krallık'ta ahmaklar için bir TV idi, gerçekten sadece

had the BBC and then when I was quite young they entered the BBC have no

BBC'ye sahiptik ve sonra ben oldukça gençken BBC'ye girdiler,

advertising on it no and then I don't know when commercial channels came into

içinde reklam yok hayır ve sonra ticari kanalların ne zaman olduğunu bilmiyorum ortaya çıktı

being but it was probably I don't know late 60s maybe early 70s I don't know I

ama muhtemelen bilmiyorum 60'ların sonu belki 70'lerin başı Bilmiyorum

think it was towards the end of the 1960's they they actually had a

sanırım 1960'ların sonlarına doğru

commercial television it came in the BBC was first yes and then there was the

ticari bir televizyonları vardı, BBC'de geldi önce evet sonra oradaydı.

second channel of the BBC and I think around about the same time I in fact I

BBC'nin ikinci kanalıydı ve sanırım aşağı yukarı aynı zamanlarda

have a feeling that commercial television has been around for quite a

ticari televizyonun Birleşik Krallık'ta epey bir süredir ortalıkta dolaştığına dair bir his var içimde

while here in the UK I think maybe maybe the early 1960s I might be wrong but no

belki 1960'ların başında yanılıyor olabilirim ama hayır

in the very early days of television when everything was in black and white

televizyonun ilk günleri her şeyin siyah beyaz olduğu zamanlar

yes can you believe it TV used to be in black and white how boring

evet inanabiliyor musunuz televizyon eskiden siyah beyazdı ne kadar sıkıcı tamam

all right I mean you didn't know any different then

yani o zamanlar farklı bir şey bilmiyordunuz

and so there was a lot of snobbery snobbery you know commercial chattels oh

ve bu yüzden bir sürü züppelik vardı züppelik ticari malları biliyorum oh

no it's the BBC for me and I thought well that was your father probably yes

hayır bu benim için BBC ve ben de onun baban olduğunu düşündüm muhtemelen evet yani

so yes if you if you watched ITV which was a commercial channel then you know

evet eğer ticari bir kanal olan ITV'yi izlediyseniz, o zaman

you were looked upon in certain social circles as being a bit lowbrow yes

bazı sosyal çevrelerde biraz alçakgönüllü olarak görüldüğünüzü bilirsiniz.

skee bc or nothing how's that okay we can Steve we get it I think of it we

skee bc ya da hiçbir şey nasıl olur tamam yapabiliriz Steve anlıyoruz bunu düşünüyorum

understand what commercial television is as I always say we're learning English

ticari televizyonun ne olduğunu anlıyoruz her zaman söylediğim gibi burada iyi İngilizce öğreniyoruz biz

here well we're not when we haven't got special learning difficulties it's just

değiliz özel öğrenme güçlüklerimiz olmadığında

it's just learning English okay Easter happy Easter everyone yes for the altar

bu sadece sadece İngilizce öğreniyorum tamam Paskalya mutlu Paskalyalar herkes evet

Orthodox in the Orthodox Christian religion and I believe that is people up

Ortodoks Hristiyan dinindeki Ortodoks sunağı için ve inanıyorum ki insanlar

watching in Russia and other parts of the world it is Easter Sunday today so I

Rusya'da ve dünyanın diğer yerlerinde izliyor, bugün Paskalya Pazarı, bu yüzden

almost feel as if I should be eating another Easter Egg Steve well maybe we

neredeyse başka bir yemek yemem gerekiyormuş gibi hissediyorum Paskalya Yumurtası Steve belki biz de yapabiliriz Pekala

could well I did make some chocolate Dennis well before you say before you

siz söylemeden çok önce biraz çikolata yaptım Dennis, siz söylemek

say anything I was about to say mr. Steve I believe you were making

üzere olduğum herhangi bir şeyi söylemeden önce Bay. Steve

something in the kitchen yesterday yes I was

dün mutfakta bir şeyler yaptığına inanıyorum evet yapıyordum

do you have it there with you no oh okay but I can go and fetch it when we have a

yanında var mı hayır oh tamam ama küçük bir mola verdiğimizde gidip getirebilirim

little break have you actually prepared anything no because I don't prepare

gerçekten bir şey hazırladın mı hayır çünkü ben

anything anymore that was our arrangement mr. Duncan I'm just a sort

hiçbir şey hazırlamadım artık bizim anlaşmamız buydu bay. Duncan, ben sadece bir tür

of sidekick I just react what's happening you certainly do I haven't got

yardımcıyım, sadece olanlara tepki veririm, siz kesinlikle yaparsınız,

time to prepare things when I've got the garden to look after mr. Duncan sure I

bahçeyle ilgilenecek zamanım yok, Bay Duncan. Duncan eminim

know that the garden the garden your garden one of us has to look after the

ki bahçe bahçe senin bahçenin birimizin silaha bakması gerektiğini bahçeye bakmayı

gun I'm thinking of charging people to come and look at it after I finished

bitirdikten sonra gelip bakmaları için insanlardan ücret almayı düşünüyorum

looking at the garden yes I think I'll put a sign up you're going to shot sorry

evet sanırım bir kayıt koyacağım ateş edeceksin özür dilerim

you're going to charge people to come on yes I think I'll have an open day just

insanlardan gelmeleri için ücret alacaksın evet sanırım açık bir gün geçireceğim sadece

let me finish the sentence mm-hmm you're going to charge people to come in look

cümleyi bitirmeme izin ver mm-hmm insanlardan

at the garden that's arrogant yes well I've got a nice garden why not would I

bahçeye bakmaları için ücret alacaksın bu kibirli evet güzel bir bahçem var neden olmasın

think 50 pence that is so arrogant you know maybe that's nice people have often

50 peni düşüneyim ki bu çok kibirli biliyorsun belki bu güzel insanlar sık ​​sık

said why don't you open your garden but it is a very arrogant thing to do it is

neden bahçeni açmıyorsun dediler ama bunu yapmak çok kibirli bir şey

people do do that around here yes well not around here well somebody did a few

insanlar bunu buralarda yapıyor evet pekala buralarda değil pekala birileri birkaç

years ago in the center of much Wenlock there is someone and they do have a very

yıl önce Wenlock'un çoğunun merkezinde birileri var ve gerçekten çok

nice garden it's actually been featured in the newspapers

güzel bir bahçeleri var aslında gazetelerde yer aldı

somebody said here that we look sleepy and tired I beg your pardon I'm full of

birisi burada uykulu göründüğümüzü söyledi ve yorgun kusura bakmayın

energy today I've been in the garden yes you certainly are full of it

bugün enerji doluyum bahçedeydim evet siz kesinlikle enerjiksiniz

I look sleepy and tired rate well maybe we are well mr. Duncan of course has

uykulu ve yorgun görünüyorum iyi belki iyiyiz bey Duncan elbette

been doing in fact I warned him the other day he's been doing a live stream

yapıyor aslında geçen gün onu uyardım her gün canlı yayın yapıyor

every day hmm for the last well since the lockdown so it's over for weeks I

hmm kilitlenmeden bu yana son kuyu için bu yüzden haftalar geçti

did I did have a slight breakdown today I something went seriously wrong

yaptım mı bugün hafif bir arıza yaşadım bir şeyler ciddi şekilde ters gitti

everything looks wrong on my live stream I have yesterday's thumbnail which has

her şey canlı yayınımda yanlış görünüyor Üzerinde dünün

yesterday's date on it and I watched yesterday's live stream thinking that I

tarihinin yer aldığı dünün küçük resmine sahibim ve dünkü canlı yayını şimdi yayınlanacak olan

was watching the live stream that is going out now so I think that's it I

canlı yayını izlediğimi düşünerek izledim, bu yüzden sanırım bu kadar sanırım başıma

think I've had it I think it's time for me to go into a very dark room lie down

geldi sanırım öyle çok karanlık bir odaya girip

on the bed and have a really long sleep because that's it I think doing these

yatağa uzanıp gerçekten uzun bir uyku çekme vaktim geldi çünkü hepsi bu kadar bence bu

live streams every day has completely broken my brain two hours for four weeks

canlı yayınları her gün yapmak dört hafta boyunca iki saat beynimi tamamen bozdu

but it'll be five weeks on Tuesday mmm so I think you need a day off mr. Duncan

ama beş hafta olacak Salı mmm, bence bir gün tatile ihtiyacınız var bay. Duncan

you need a little break because nobody can sustain that amount of work day

küçük bir molaya ihtiyacın var çünkü hiç kimse bu miktarda işi her gün kaldıramaz

after day the pressure the pressure of performing of teaching I mean everybody

öğretmenlik yapma baskısı yani herkes

most people work five or six days and have a day off yes so I mean take a day

çoğu insan beş veya altı gün çalışır ve bir gün tatil yapar evet yani demek istediğim bir gün

off and you know worst thing I did I do all this for free

izin al ve sen yaptığım en kötü şeyi biliyorum tüm bunları bedavaya yaptım

I don't even you know I don't even ask for any any money to be paid for this

siz bile bilmiyorsunuz bu ders için sizden para bile istemiyorum

lesson of course I always welcome donations which is a different thing

tabi ki bağışları her zaman beklerim bu farklı bir şey

however everything I do all of my lessons for the past 14 years I've been

ama yaptığım her şey son 14 yıldır derslerimin arasında

here on YouTube doing this and ii-i've done it for free for all of those years

YouTube'da bunu yapıyorum ve ii-ben bunu tüm bu yıllar boyunca ücretsiz olarak yaptım,

so yes you might have a good point there Steve maybe I should go private on here

bu yüzden evet haklı olabilirsin Steve belki burada özele gitmeliyim

and then just charge everyone to watch my lesson all my life I've never heard

ve o zaman herkesi dersimi izlemesi için görevlendir tüm hayatım boyunca bu

you say something so radical shall I do that I'm going now I'm going now

kadar radikal bir şey söylediğini hiç duymadım şimdi gidiyorum şimdi gidiyorum

everyone bye I'm going private and you have to pay to watch me no I'm happy I

herkes hoşçakal özele gidiyorum ve beni izlemek için para ödemelisin hayır mutluyum bunu

would never do that Suzy Kerr says have you any aches after

asla yapmazdım Suzy Kerr

doing the gardening well yes I do because I was doing it quite intensely

bahçıvanlığı iyi yaptıktan sonra ağrın olur mu diyor evet yapıyorum çünkü bunu oldukça yoğun ve yoğun bir şekilde yapıyordum

intensely intense so I was not taking any breaks I was determined to get this

bu yüzden hiç mola vermiyordum bunu yapmaya kararlıydım

done and doing lots of lifting and digging so yes I've got a bit of an

ve yapıyorum bir sürü kaldırma ve kazma bu yüzden evet biraz sırtım ağrıyor Bir şeyleri

aching back to do I ache samosas my fingers and my thumbs through gripping

kavramaktan parmaklarım ve baş parmaklarım ağrıyor bu

things so I I've tried to get the lid off a jam jar this morning oh and it was

yüzden bu sabah bir reçel kavanozunun kapağını açmaya çalıştım oh ve öyleydi acı verici

painful ah it was aching and my forearms aching ah but this this joint here in

ah ağrıyordu ve kollarım ağrıyordu ah ama bu kastaki bu eklem

this muscle is aching ah so that's why I'm eating these salads I'm looking at

ağrıyor ah bu yüzden bu salataları yiyorum

this salad here and I'm salivating okay salivating that means that I've got

bu salataya bakıyorum ve salyalarım akıyor tamam salya akıyor demek ki ben'

juices flowing in my mouth okay because I want to I'm just explaining this is an

ağzımda sular akıyor tamam çünkü istiyorum sadece bunun bir

English Channel there's no answer to that mr. Duncan all I can mmm I'm just

İngiliz Kanalı olduğunu açıklıyorum buna cevap yok bayım . Duncan tek yapabildiğim mmm Sadece

looking at that normally I would look at a salad and think no I don't want to eat

buna bakıyorum normalde bir salataya bakardım ve hayır onu yemek istemiyorum diye düşünürdüm

that but I'm looking at this and thinking I

ama buna bakıyorum ve

would like to finish it because I think it's very healthy well I'll tell you

bitirmek istediğimi düşünüyorum çünkü bence çok sağlıklı peki sana

what we'll have a short break shall we okay hello Steve you mean a week we are

ne söyleyeceğim kısa bir ara vereceğiz olur mu tamam mı merhaba Steve bir hafta demek istiyorsun

having a short break for a few moments we're going to have a look at one of my

birkaç dakikalığına kısa bir ara veriyoruz tam İngilizce dersime bir göz atacağız

full English lesson and this is an excerpt from full English

ve bu, tam İngilizce 16 numaradan bir alıntıdır

number 16 and then we will be back with mr. Steve and me and you live on YouTube

ve ardından Mr. Steve, ben ve sen YouTube'da canlı yayında

can you see what I'm wearing over there these are overalls we normally refer to

orada ne giydiğimi görebilir misiniz?

them as a pair or set an overall is an item of clothing that is worn so as to

protect a person's body and clothing from damage caused by such things as

paint or grease some overalls are designed to cover the entire body while

boya veya yağ gibi şeylerin neden olduğu hasarlardan bazı tulumlar tüm vücudu kapatacak şekilde tasarlanırken,

others only protect certain parts in general overalls are designed to cover

diğerleri sadece belirli bölgeleri koruyacak şekilde tasarlanmıştır, genel olarak tulumlar

and protect you they are very easy to put on and take off some overalls have

sizi örtmek ve korumak için tasarlanmıştır, giymesi ve çıkarması çok kolaydır, bazı tulumların çok

lots of pockets on them so as to allow you to safely carry things around with

fazla yeri vardır. Eşyaları yanınızda güvenle taşımanıza olanak sağlamak için üzerlerinde cepler vardır

you the material used to make overalls can be thin and lightweight or very

Tulum yapımında kullanılan malzeme ince ve hafif veya çok

thick and heavy the thicker overalls offer better

kalın ve ağır olabilir;

protection from things like grease and oil and can prevent skin damage caused

by a knock or fall you can wear lots of clothing under your overalls so as to

Bir darbe ya da düşme, tulumunuzun altına bir sürü kıyafet giyebilirsiniz,

keep you warm all if it's a hot day you can be completely naked under them and

sizi sıcak tutmak için, eğer sıcak bir günse, onların altında tamamen çıplak olabilir ve

wear nothing at all these overalls are so comfortable I wish I could wear them

hiçbir şey giymeyebilirsiniz, bu tulumlar çok rahat, keşke hepsini giyebilsem.

all the time

what

don't you just hate it when things go wrong when something you are trying to

İşlerin ters gitmesinden, yapmaya çalıştığınız bir şeyin

do goes to pieces when a project you have been planning for a long time goes

paramparça olmasından, uzun süredir planladığınız bir projenin ters gitmesinden, ters gitmesinden nefret etmiyor musunuz? ters

awry to go awry refers to a situation or event that goes off course the thing you

expected to happen did not it went awry something that is not straight or

gitmediyse olmasını beklediğiniz şey, düz olmayan veya

appears crooked can also be described as being awry the poet Robert Burns once

çarpık görünen bir şey de ters olarak tanımlanabilir, şair Robert Burns bir keresinde

wrote that the best-laid schemes of mice and men often go awry

farelerin ve insanların en iyi hazırlanmış planlarının genellikle ters gittiğini yazmıştı

which means however much work and preparation you put into something there

; bir şeye koyduğunuz hazırlık

is always the possibility that something will crop up or come along to jeopardize

her zaman bir şeyin aniden ortaya çıkma veya planlarınızı tehlikeye atma olasılığı vardır

your plans the problem in question can come from an outside source or through a

söz konusu sorun bir dış kaynaktan gelebilir veya

mistake of your own just one false move on your part can damage or destroy what

kendi hatanızdan kaynaklanabilir sadece bir yanlış hareketiniz zarar verebilir veya yok edebilir

you are doing it would be fair to say that the more complex the thing you are

Yaptığınız şey ne kadar karmaşıksa, bir şeylerin ters gitme

doing the higher the chances are that something will go wrong a problem or

ihtimalinin o kadar yüksek olduğunu söylemek doğru olacaktır.

difficulty can be described as a diversity this word Dame's anything that

is seen as a setback or problem an obstacle that has to be overcome or a

problem aşılması gereken bir engel veya

problem that causes disruption and delay is an adversity an adverse occurrence is

kesintiye ve gecikmeye neden olan bir problem bir olumsuzluktur olumsuz bir olay bir sorun

adversity when there is a problem we can say that there is a catch glitch hiccup

olduğunda bir sorun olduğunu söyleyebiliriz aksaklık hıçkırık tutunma aksaması engel engel aksilik engel bir

hold up hitch hindrance hurdle setback snag there is something wrong something

terslik var bir şeyler

has gone wrong it's all gone pear-shaped it's all gone to pot it's all gone a bit

ters gitti hepsi armut şeklini aldı hepsi pota gitti hepsi biraz

rung

çınladı

hello are we still there yes I think we are hello everyone welcome to my live

merhaba hala orada mıyız evet sanırım herkese merhaba YouTube'daki canlı yayınıma hoşgeldiniz

stream on YouTube

a lovely little bird do you like my little bird I received this bird

sevimli küçük bir kuş benim küçük kuşumu sevdiniz mi Bu kuşu

yesterday through the post it came and I found out who sent it so can I say thank

dün geldiği posta ile aldım ve kimin gönderdiğini öğrendim yani

you very much you know you you are thank you and it is very nice to receive your

çok teşekkür ederim diyebilir miyim biliyorsunuz siz teşekkür ederim ve küçük hediyenizi almak çok güzel sevimli

little gift lovely very surprised so it's live English English addict its

çok şaşırdım bu yüzden canlı ingilizce ingilizce bağımlısı onun

mr. Duncan that's me by the way and also in the next room in isolation where he

mr. Duncan bu arada benim ve ayrıca

belongs away from the rest of the general public

genel halkın geri kalanından uzakta, ait olduğu tek başına yan odada,

it's mr. Steve oh hello hello I think I've done something wrong mr. Duncan I

Bay Duncan. Steve oh merhaba merhaba sanırım yanlış bir şey yaptım bayım. Duncan,

think I'm having a bit of a problem of the livestream dude because I've got

sanırım canlı yayında biraz sorun yaşıyorum çünkü

somebody else playing at the moment oh no I think it's you again because

şu anda oynayan başka biri var oh hayır sanırım yine sensin çünkü burada

there's a slight delay in what I see here isn't that there is so I think

gördüğüm şeyde küçük bir gecikme var değil mi? bu yüzden sanırım

we're back on track somebody asked I noticed I can't get the live stream up

tekrar yola çıktık, birisi sordu, canlı akışı

those other that the live chat up anymore mr. Duncan you'll have to come

diğer canlı sohbete ekleyemediğimi fark ettim, artık bayım. Duncan gelip

and fix it somebody asked what is a stiff upper lip

düzeltmen gerekecek birisi daha önce sert bir üst dudağın ne olduğunu sordu,

earlier I was that I picked that up before before we had that little break

ben bunu daha önce o küçük mola vermeden önce almıştım

and I've eaten my standard and I've eaten this nice little baked cocoa and

ve standardımı yedim ve bu güzel küçük pişmiş kakaoyu yedim ve

almond fruit bar like that which is it's got oats in it it's not going out it's a

bademli meyve barı bunun gibi içinde

bit like a flapjack but it's not a homemade one it's a bought one but

yulaf var dışarı çıkmıyor biraz kekik gibi ama ev yapımı değil satın alınmış ama

what's the problem I can't get the livestream on stay away three metres

sorun nedir stay away üç metrede canlı yayın alamıyorum

don't sneeze or cough okay so what is a stiff upper lip well that is an

don hapşırma ya da öksürme tamam öyleyse sert bir üst dudak nedir ki bu İngilizleri ya da İngilizleri

expression often used to describe British people or English people when we

tanımlamak için sıklıkla kullanılan bir ifadedir,

are not just playing emotions so when something

sadece duyguları oynamadığımızda bu yüzden bir şey

happens some important event an upsetting event British people typically

olduğunda önemli bir olay üzücü bir olay İngilizler tipik olarak

don't react in an emotional manner where are some people in other countries tend

yapmazlar duygusal bir şekilde tepki verin, diğer ülkelerdeki bazı insanlar

to show their emotions I'm trying to explain something mr. Duncan okay go

duygularını göstermeye eğilimlidirler, ben bir şeyi açıklamaya çalışıyorum bayım. Duncan tamam,

back into your studio

quite often depending on your culture some people will display emotions in

kültürüne bağlı olarak oldukça sık stüdyona geri dön, bazı insanlar toplum içinde duygularını sergileyecek,

public some cultures more than others now traditionally British people don't

bazı kültürler diğerlerinden daha fazla, artık geleneksel olarak İngilizler

display their emotions or show their emotions in public

duygularını sergilemezler veya toplum içinde duygularını göstermezler,

so the expression stiff-upper-lip is used to describe a British person who

bu yüzden "dudak tutma" ifadesi İngiliz bir insanı tarif etmek için kullanılır,

that could be chaos occurring around them there could

etraflarında bir kaos olabilir,

be all sorts of awful things happening but we will not react in any way shape

her türlü korkunç şey olabilir ama hiçbir şekilde tepki vermeyeceğiz,

or form our lip will remain the same it will remain stiff and unemotional so

dudağımız aynı kalacak, katı ve duygusuz kalacak, yani bu kadar

that's that's that sort of that was the typical sort of thing that people would

Bu, insanların

use to describe British people many years ago I think now British people are

yıllar önce İngilizleri tanımlamak için kullandıkları tipik türden bir şeydi. Bence şimdi İngilizler

a lot more emotional and show more of their emotions in public but that

çok daha duygusal ve toplum içinde duygularını daha fazla gösteriyorlar ama bu

impression has stayed over the over the years now I just say something Steve

izlenim yıllar geçtikçe kaldı şimdi ben sadece bir şey söyle Steve

though because at the moment you know there is something happening with a

çünkü şu anda bir şey olduğunu biliyorsun,

thing called so that's happening at the moment yes and a lot of people here in

yani şu anda olan bir şey oluyor ve burada Birleşik Krallık'taki birçok insan

the UK are saying that they are keeping a stiff upper lip

gergin bir üst dudak tuttuklarını söylüyorlar,

are they well yes sir and they they are saying that yes we are trying to be as

iyiler mi, evet efendim ve diyorlar ki evet

strong as we can so there are people who are saying we have to be resilient I

elimizden geldiğince güçlü olmaya çalışıyoruz bu yüzden dirençli olmamız gerektiğini söyleyen insanlar var

like that one resilient stoic stoic stoic resilient stoic so you need your

you have a stiff upper-lip you stay stoic you to be stoic

sabırlı ol

to face your problems bravely you keep calm you keep calm and don't forget you

sorunlarınla ​​cesurca yüzleşmek için sabırlı olmalısın sakin ol sakin ol ve unutma sakin

have to keep calm and what else do we have to do Steve keep calm and carry on

olmalısın ve başka ne yapmamız gerekiyor Steve sakin ol ve devam et

Keep Calm and wash your hands Keep Calm and wash your hands so they're

Sakin ol ve ellerini yıka Sakin ol ve ellerini yıka, böylece

all doing that and that we all know that because we're washing our we know we're

hepsi bunu yapıyor ve hepimiz bunu biliyoruz çünkü

washing our hands a lot more because our skin has become very dry and cracked hmm

ellerimizi yıkadığımız için ellerimizi çok daha fazla yıkıyoruz çünkü cildimiz çok kuru ve çatlamış hmm

I don't know about yours mr. Duncan but I'm having to apply a lot of hand cream

bilmiyorum seninki bay Duncan ama çok fazla el kremi sürmek zorundayım

okay other what because my skin feels very dry and cracked because of the soap

tamam diğer ne çünkü cildim çok kuru ve çatlamış hissediyor çünkü

that I've been applying to try and kill off those nasty little viruses yes we've

o iğrenç küçük virüsleri öldürmek için uyguladığım sabun yüzünden evet

had a wonderful donation from mr. Bruno hello mr. Bruno thank you very much for

harika bir zaman geçirdik. beyden bağış Bruno merhaba bayım. Bruno bağışınız için çok teşekkür ederim

your donation and mr. Bruno says why don't you offer some special lessons in

ve Mr. Bruno, neden özel odalarda bazı özel dersler vermiyorsunuz,

private rooms where the users can pay for it to participate they could be

burada kullanıcılar katılmak için para ödeyebilirler,

carried out in different levels and appeal to a particular target audience

farklı seviyelerde yapılabilir ve belirli bir hedef kitleye hitap edebilir,

one of the problems with that and I suppose it goes back to my original

bununla ilgili sorunlardan biri ve sanırım geri dönüyor orijinal

remit so the thing that I aim to do by doing this is I want everyone to have a

görev alanıma göre, bunu yaparak yapmayı amaçladığım şey, herkesin bir şansa sahip olmasını istiyorum,

chance so if I start saying only people who can pay can actually have some sort

bu yüzden yalnızca ödeme yapabilen insanların gerçekten benden bir tür

of lesson from me then I will be pushing lots of other people away and that's

ders alabileceğini söylemeye başlarsam, o zaman diğer pek çok şeyi zorlamış olurum. insanları uzaklaştırmak ve

always been my remit to be honest I know it seems as if I could be probably

dürüst olmak gerekirse bu her zaman benim görevim olmuştur, muhtemelen gittikçe

giving private lessons more and more but if I did that then I would be doing this

daha fazla özel ders verebilirmişim gibi görünüyor ama bunu yaparsam, beni burada daha

less unless so you would be seeing less of me here doing this for free because I

az görürseniz, bunu daha az yapıyor olacağım. bu ücretsiz çünkü

would be busy doing the other thing and getting paid for it

diğer şeyi yapmakla ve bunun için

privately so if I had a choice between those two things I would always choose

özel olarak para almakla meşgul olacaktım, bu yüzden bu iki şey arasında bir seçimim olsaydı, bunu her zaman

to do this openly to as many people as because I realize my audience many

olabildiğince çok kişiye açık bir şekilde yapmayı seçerdim çünkü izleyicimin pek çok

people not all of my viewers but many people cannot afford to have private

insanın hepsi olmadığını fark ettim. İzleyicilerimin yüzdesi, ancak birçok kişinin özel ders almaya gücü yetmiyor, bu

lessons so that's the reason why I choose to do it like this I know there

yüzden bunu böyle yapmayı seçiyorum.

are many people on YouTube many English teachers who use this type

YouTube'da bu tür

of livestream or maybe video to promote their own job or their own business

canlı yayınları veya belki de videoları kendi işlerini tanıtmak için kullanan birçok İngilizce öğretmeni olduğunu biliyorum. para

where they do give private lessons for money however I want to do it

için özel ders verdikleri kendi işleri, ancak bunu farklı yapmak istiyorum

differently and it's always been my intention to do this for everyone for

ve bunu herkes için ücretsiz yapmak her zaman niyetim olmuştur,

free so everyone gets a chance you might not like what I do but there are many

böylece herkes bir şans elde eder, yaptığım şeyi beğenmeyebilirsiniz ama

people who do like it so I always try my best to do everything

yapan birçok insan var beğenin bu yüzden her zaman elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışırım,

without a charge without any payment being needed so everyone gets a chance

herhangi bir ödemeye ihtiyaç duymadan herhangi bir ücret ödemeden herkes bir şans elde eder

because I realize from my own experience traveling the world and teaching abroad

çünkü kendi deneyimlerime göre dünyayı dolaşıp yurtdışında öğretmenlik yapıyorum İngilizce öğrenmeye

there are many people who are very hungry to learn English but they can't

çok aç birçok insan var ama onlar

afford to have private lessons or private tuition so that is the reason

özel ders veya özel ders almaya gücüm yetmediği için

why I do this but I do thank you all the same mr. Bruno thank you for your

bunu yapmamın nedeni bu ama yine de hepinize teşekkür ederim bayım . Bruno bağışınız için teşekkür ederim

donation so I have donations coming in regularly from some of my friends on

bu yüzden patreon'daki bazı arkadaşlarımdan düzenli olarak bağış geliyor

patreon and also through PayPal as well but I always try to give as many people

ve ayrıca PayPal aracılığıyla da ama her zaman mümkün olduğunca çok kişiye videolarımı

a chance or a chance to actually watch my videos and that's the reason why they

gerçekten izleme şansı veya şansı vermeye çalışıyorum ve nedeni bu onlar

have always been free and to be honest with you they always will be they always

her zaman özgürdüler ve size karşı dürüst olmak gerekirse her zaman olacaklar her zaman

will be free this will always be available to everyone

özgür olacaklar bu her zaman herkesin kullanımına açık olacak Asla ortadan

I will never disappear or I will never do things that are aimed at certain

kaybolmayacağım ya da ödeme yapabilecek belirli insanları hedefleyen şeyleri asla yapmayacağım

people who can pay because there now would be pushing many other people out

çünkü artık günümde çok fazla zamanım olduğu için diğer birçok insanı dışarı atıyorum,

because I only have so much time in my day would you say that that's true Steve

bunun doğru olduğunu söyleyebilir misiniz Steve

yes but you waste most of it don't you mr. Duncan you've just undone everything

evet ama çoğunu boşa harcıyorsunuz, değil mi bayım? Duncan az önce söylediğim her şeyi geri aldın

I've just said yes I won't comment on that but I will come on don't pound me

evet bunun hakkında yorum yapmayacağım ama geleceğim bana vurma

has said she liked the color of my top that I'm wearing that's a nice t-shirt

üstümün rengini beğendiğini söyledi giydiğim bu güzel bir tişört

yes and so she's asked what color would you describe that as I would like a wine

evet ve o da sordu, bunu hangi renk olarak tanımlarsın diye bir şarap

color as yes I would say it's like claret claret mmm claret there's a good

rengi isterdim diye evet diye sorardım, bordo bordo mmm bordo iyi bir

claret color I think it's like the color of a mother

bordo rengi var bence

of a nice red wine mm-hmm or very dark red but claret I think now I think you

güzel bir kırmızı şarabın anasının rengi gibi mm- hmm ya da çok koyu kırmızı ama bordo sanırım şimdi

are correct mr. Duncan yes claret and blue and with a touch of blue so do you

haklısınız bayım. Duncan evet bordo ve mavi ve biraz mavi dokunuşuyla

want me to show these little biscuits I made mr. steve has been very busy in the

yaptığım bu küçük bisküvileri göstermemi ister misiniz bay Duncan? steve mutfakta çok meşguldü

kitchen I didn't know this I don't know how he did it but yesterday Steve cooked

bunu bilmiyordum nasıl yaptığını bilmiyorum ama dün steve

he made these beautiful sweet I think their biscuits or cakes how would you

bu güzel tatlıları pişirdi bence onların bisküvilerini veya keklerini nasıl

describe them Thanks biscuits they're neither really okay more of more of a

tarif edersiniz teşekkürler bisküviler gerçekten ikisi de değil tamam daha çok

sort of a biscuity thing hmm I would describe the manners but yes somebody

bisküvi gibi bir şey hmm tavırları tarif ederdim ama evet biri

gave me this recipe a few years ago don't say what it is okay don't say what

bana bu tarifi birkaç yıl önce verdi ne olduğunu söyleme tamam ne

it is we will have a big reveal even though I've already shown them on camera

olduğunu söyleme büyük bir ifşamız olacak daha önce kamerada göstermiş olmama rağmen

earlier quickly I did show them but I didn't know you were doing this I don't

hızlı bir şekilde gösterdim ama bunu yaptığınızı bilmiyordum Mutfakta bunları yaptığınızı fark etmeden

know how you managed to do this in secret without me realizing you're in

bunu gizlice nasıl yaptığınızı bilmiyorum Göz

the kitchen making these things I was doing it in plain sight yes I didn't

önünde yapıyordum evet fark etmedim

even notice so Steve last night surprised me with something he had

bile bu yüzden Steve dün gece beni bir şeyle şaşırttı

something very interesting in his hand and he said Duncan would you like to

elinde çok ilginç bir şey vardı ve Duncan'a

have a look at this and I said oh dear I don't know about that but then we said

buna bir bakmak ister misin dedi ve ben de aman canım, istemiyorum dedim. 'biliyoruz ama sonra

no it's something nice it is something nice that you might want to put in your

hayır güzel bir şey bu güzel bir şey ağzınıza almak isteyebileceğiniz güzel bir şey

mouth I thought oh okay it might be food our British people introvert says Anna

dedik ah tamam bizim İngilizlerin yemeği olabilir içe dönük diyor Anna

who stirred that has asked the question our British people introvert well no not

heyecanlanan bu soruyu İngilizlerimize sormuş iyi içedönük hayır

really because people traditionally don't tend to show their emotions in

tam olarak değil çünkü insanlar geleneksel olarak duygularını geleneksel olarak gösterme eğiliminde değiller

traditionally yes I mean if you were to go on a if you were to typecast a

evet demek istediğim, eğer bir

British person then you would say on average people don't tend to show their

İngiliz insanının tipik bir örneğini yapacak olsaydınız, o zaman ortalama olarak insanların duygularını gösterme eğiliminde olmadığını söylerdiniz.

emotions in public yes British people don't tend to but that's

toplum içinde duygular evet İngilizler buna meyilli değil ama bu

not the same as being introvert it's about what you do in public yes as

içe dönük olmakla aynı şey değil bu toplum içinde ne yaptığınızla ilgili evet

opposed to what you do privately the word the word I was going to use Steve

özel olarak yaptığınız şeyin aksine Steve'i kullanacağım kelime

is reserved reserved yes I think I think British people especially the English

saklı tutuluyor evet sanırım Bence İngilizler, özellikle İngilizler

are a little more reserved so quite often we won't we won't give too much

biraz daha çekingenler, bu yüzden çoğu zaman duygularımızı çok fazla ele vermeyeceğiz,

away about our emotions we might be a little bit secretive not necessarily

biraz ketum olabiliriz, ille de

introverted we will still go out in public but we will wear a sort of mask

içedönük olmayabiliriz, yine de toplum içine çıkacağız ama yapacağız bir tür maske takmak

maybe yes it's all about it's all about I think trying to appear like you're

belki evet hepsi bununla ilgili bence ne olursa olsun her şeyle başa çıkıyormuş gibi görünmeye çalışmak

coping with everything that matter what's happening you just sort of

sadece

breezing through it so it's a bit of a mask really as you say it's it's but

içinden esip geçiyorsun bu yüzden gerçekten de dediğin gibi biraz maske ama

then you know get in again it's a way of coping I think as well because I think

o zaman tekrar içeri gir, bu bir başa çıkma yolu, bence de çünkü bence

if you always fall about when something bad happens then that might not be the

her zaman kötü bir şey olduğunda düşersen, o zaman bu

best approach it's just something that's that that's grown up from year from the

en iyi yaklaşım olmayabilir, bu sadece

eighteen hundred's onwards okay where by British speak I think it was all to do

bin sekiz yüz yıldan beri büyüyen bir şey. tamam, İngilizlerin konuştuğu yerde, bunun

with having to appear to be in charge and confident and I think it all stems

sorumlu ve kendinden emin görünmekle ilgili olduğunu düşünüyorum ve bence bunların hepsi

from this sort of aristocracy and the leaders from from many years ago all and

bu tür bir aristokrasiden ve yıllar öncesinden gelen liderlerden kaynaklanıyor ve

everybody copies them and royalty it's everything's you know we're fine we're

herkes onları kopyalıyor ve kraliyet ailesi, her şey bu biliyorsun biz iyiyiz

coping with it all even though things might be going horrendously wrong mm-hmm

her şeyle başa çıkıyoruz her ne kadar işler korkunç derecede ters gidiyor olsa da mm-hmm

it's just it's just a sort of an act really but at and I think that probably

bu sadece bir tür oyun gerçekten ama ve bence bu muhtemelen

still is pretty much the case with most people but some people might disagree

hala çoğu insan için geçerli ama bazı insanlar

with me there yes I think one of the things to mention is also there was a

orada benimle aynı fikirde olmayabilir evet, bence bahsetmem gereken şeylerden biri de bir

period certainly I would pinpoint maybe a period during the Victorian era when

dönem vardı, kesinlikle kesin olarak saptayabileceğim, belki Viktorya döneminde

suddenly people became very self-aware and Sevilla there was a certain

insanların birdenbire kendilerinin farkına vardıkları ve Sevilla'da belli bir

prudishness so if a person is prudish it means they are easily offended they

iffetlilik olduğu bir dönem. eğer bir insan iffetliyse, bu kolayca alındıkları anlamına gelir, bedensel işlevler gibi onları üzebilecek

don't like to talk about things that might upset them such as bodily

şeyler hakkında konuşmayı sevmezler, bu

functions so things like that became something that was taboo you couldn't

yüzden bu tür şeyler tabu haline geldi,

talk about it so I think that's one of the reasons why the British people or

bu konuda konuşamazsınız, bu yüzden bence bu İngilizlerin veya

English people became very reserved in their manners because we we were all

İngilizlerin tavırlarında çok çekingen olmalarının nedenleri, çünkü hepimiz

suddenly made to feel embarrassed by by ourselves and that kind of stuck with us

birdenbire kendimizden utandık ve bu bizde kaldı, bu

so I think nowadays it might be fair to say that British people English people

yüzden bugünlerde İngilizlerin İngilizler olduğunu söylemek adil olabilir.

I'm talking really about English people so people that live in England are a

Gerçekten İngilizlerden bahsediyorum, bu yüzden İngiltere'de yaşayan insanlar

little more reserved they don't give too much away or of

biraz daha çekingenler, çok fazla ele vermiyorlar ya da

course they might have a mask or a fake appearance they try they try to keep up

tabii ki bir maskeleri ya da sahte bir görünüşleri olabilir, görünüşlerini sürdürmeye çalışıyorlar ki bu da

appearances which which reminds me of a great TV show called keeping up

hatırlatıyor Görünüşü sürdürmek adlı harika bir TV programından

appearances and there was a lady who always tried to impress her neighbors

ve her zaman komşularını

and her friends so she always tried to keep this mask in place but quite often

ve arkadaşlarını etkilemeye çalışan bir bayan vardı, bu yüzden her zaman bu maskeyi yerinde tutmaya çalıştı ama çoğu zaman

things went wrong and and things went disastrously wrong for her and that was

işler ters gitti ve işler onun için feci şekilde ters gitti ve bu

why it was funny so I guess I think I think it is but then you might say the

yüzden komikti, sanırım öyle olduğunu düşünüyorum ama o zaman

same thing about all human beings Steve I think it's a cultural thing yes I

tüm insanlar için aynı şeyi söyleyebilirsin Steve bence bu kültürel bir şey evet

think it's a cultural thing the big surprise for a lot of people who observe

bence bu kültürel bir şey Birçok insan için büyük sürpriz

behavior of populations and of people was when Princess Diana died hmm because

Popülasyonların ve insanların davranışlarını gözlemlemek, Prenses Diana öldüğü zamandı, hmm çünkü toplum içinde tanıdığınız İngilizlerden

there was this huge outpouring of display of emotion from British people

bu kadar büyük bir duygu fışkırması oldu

you know in public yes when Diana died and that was a big

evet, Diana öldüğünde ve bu

surprise for a lot of people and it showed how the culture in our country

birçok insan için büyük bir sürprizdi ve bu, nasıl olduğunu gösterdi. bizim ülkemizdeki kültür

had chained because normally people would just sort

zincirlenmişti çünkü normalde insanlar

of standing there and not showing any real emotions but people were openly

orada öylece durur ve gerçek duygularını göstermezlerdi ama insanlar açıkça

weeping and and all sorts of things that we've never really seen in British

ağlıyorlardı ve İngiliz

culture before so the Hat was a sort of a turning point then yes I think but

kültüründe daha önce hiç görmediğimiz bir sürü şey vardı, bu yüzden Şapka bir çeşitti. bir dönüm noktası o zaman evet bence ama

anyway that that would get worse straying into interval sorts of interval

yine de bu, aralığa saparak daha da kötüleşirdi

sorts of things and there must be sort of I don't know what that sight there's

ve bir tür şey olmalı, ne olduğunu bilmiyorum,

a science that look that studies people and their behaviour sociology sociology

insanları ve davranışlarını inceleyen bir bilim var sosyoloji sosyoloji sosyoloji

behavioral science I don't you know that we've got to be careful that we don't

davranış bilimi Jordan Peterson gibi

say something that is starting to sound like Jordan Peterson am i all right okay

konuşmaya başlayan bir şey söylememek için dikkatli olmamız gerektiğini bilmiyor musunuz, ben iyi miyim tamam

lots of comments on the live stream mr. Duncan people are claret

canlı yayında bir sürü yorum var bay. Duncan insanları bordo evet

yes pound me or a claret it will have that it claret you you it's CL a are et

pound bana veya bir bordo sahip olacak o size bordo olacak sen CL a are et buna

I believe that's spelled if you look up yes claret mmm I think it's CL AR et

bakarsan hecelendiğine inanıyorum evet bordo mmm bence CL AR et

isn't it yes I think it is it's a type of wine very red hence very deep rare

değil mi evet sanırım öyle çok kırmızı bir şarap türü dolayısıyla çok derin nadir

color of mr. Steeves sure to see you could say wine or claret obviously red

renk mr. Steeves göreceğinizden emin olabilirsiniz, şarap veya bordo diyebilirsiniz, tabii ki kırmızı

wine not white wine hmm claret with an e or et not ot on the air

şarap, beyaz değil, hmm bordo ile e veya et not ot havada

I think it is ET at the end of clearest I could do with a glass of wine now to

Bence en net olarak ET'nin sonunda, şimdi bir kadeh şarapla yapabileceğim

be honest I I can't begin to tell you how disastrous how what a disaster the

dürüst olmak gerekirse I Bugünkü canlı yayının başlangıcı ne kadar feci nasıl bir felaketti anlatamam

start of today's livestream was it was unbelievable I can't believe I was I was

inanılmazdı Yaptığıma inanamıyorum

looking at yesterday's livestream for almost 10 minutes before I realized that

Dünkü canlı yayına neredeyse 10 dakika bakıyordum sonra

I wasn't watching the livestream that I was doing at that moment I'm strange but

programı izlemediğimi fark ettim. o anda yaptığım canlı yayın garip ama

then everyone is doing it at the moment aren't this Steve everyone is doing it

şu anda herkes yapıyor bunu Steve değil mi herkes

what's that I dreamed out then this is got everybody doing well everyone is

hayal ettiğim şeyi yapıyor o zaman bu herkesin iyi durumda olmasını sağladı herkes

having their own livestream shows yeah they're all doing it everyone is now in

kendi canlı yayın şovlarını yapıyor evet hepsi yapıyor bunu herkes

front of their bookcase or in mr. Steve's case a mr. Steve's case he is in

kitaplığının önünde ya da bayların arasında. Steve'in davası bir bay. Steve'in durumu,

front of his DVDs not quite so Brow's oh yes so Steve has DVDs and I

DVD'lerinin önünde pek öyle değil, Brow'unki ah evet, yani Steve'in DVD'leri var ve benim

have books telling me books are giving an indication that you are more learning

kitaplarım var, bana kitapların senin hmm'den daha fazla öğrendiğine dair bir işaret verdiğini söylüyor,

hmm than I am lying behind the DVD look at me a DVD look at me I am educated yes

ben DVD'nin arkasında yatıyorum bana bak bir DVD bak ben eğitimliyim evet

I have books behind me mmm this is what people are doing now aren't

arkamda kitaplar var mmm insanların şimdi yaptığı bu

they mm-hmm when they're being interviewed via Skype or zoom on

television now they're always if they're at home they're positioning themselves

in front of books to make themselves look more educated and learn it of

daha eğitimli görünmek ve bunu öğrenmek için kitapların önünde yeniden konumlanıyorlar.

course they're probably haven't read any of them and quite often as we noticed

last night if somebody's written a book themselves they've they position their

book yes I can't they position their book to the front so that everybody can

evet kitaplarını herkesin görebileceği şekilde öne koyamazlar

see it yes all right try and sell their book

evet pekala kitaplarını satmaya çalışın işte bu kadar onları bunun için

that's it you can't blame them really for that because it's a great way of

gerçekten suçlayamazsınız çünkü bu kendi kitabınızı tanıtmanın harika bir yolu bu yüzden eğer

promoting your own book so if you're sitting in front of a bookcase if you're

Bir kitaplığın önünde oturuyorsanız ve

sitting in front of a bookcase and you write books it's very hard to resist

bir kitaplığın önünde oturuyorsanız ve kitap yazıyorsanız,

having one of your own books just behind you with the cover facing outwards I

kendi kitabınızdan birinin hemen arkanızda, kapağı dışa dönük olmasına direnmek çok zor

think so I think it's very hard very hard to resist what is Scarlett Scarlett

Bence bu yüzden bence çok zor çok direnmek zor Scarlett Scarlett nedir bu kanın

that's that that's a like the color of blood yes so it is actually a

rengi gibi evet bu yüzden aslında

description of a color it is a very rich red color so yes you might describe it

bir rengin tanımı çok zengin bir kırmızı renk bu yüzden evet onu

as the color of blood it's also the first ever story concerning Sherlock

kanın rengi olarak tanımlayabilirsiniz bu aynı zamanda ilk hikaye Sherlock Holmes ile ilgili olarak

Holmes a Study in Scarlet Oh mr. Duncan yes scarlet is often used to describe a

Scarlet'te Bir Araştırma Oh mr. Duncan evet kırmızı genellikle

curve like a vivid sort of deep red color hmm the colour of blood

canlı bir tür koyu kırmızı renk gibi bir eğriyi tanımlamak için kullanılır hmm kanın rengi görünüşe göre

apparently you know Kareena says I enjoyed your perfect example of a poser

Kareena, poz verenin mükemmel örneğinden keyif aldığımı söylüyor bana bakmayı seven

thank you very much yeah as a person who likes to look at me oh can you see me

biri olarak çok teşekkür ederim evet oh beni görebiliyor musun

I'm on my web camera and I'm sitting in front of lots and

web kameramdayım ve bir sürü kitabın önünde oturuyorum

lots of books because it makes me look very erudite and it intelligent that

çünkü bu beni çok bilgili ve zeki gösteriyor bu

sort of thing Satur eno says the color of my polo shirt is that limped blood or

tür şeyler Satur eno polo gömleğimin renginin bu olduğunu söylüyor topallamış kan veya

we would say clotted clotted blood yes is it one trend blood clots it goes like

pıhtılaşmış pıhtılaşmış kan diyebiliriz evet bu bir trend mi kan pıhtıları

a very deep sort of color this is the sort of color so what I'm interested in

çok derin bir renk gibi gidiyor bu tür bir renk bu yüzden

Saturday now is how how come you know the color of lumped of clotted blood

şimdi Cumartesi ile ilgilendiğim şey topaklanmış kanın rengini nasıl biliyorsunuz pıhtılaşmış kanı

have you seen much maybe maybe maybe she works in an abattoir yes it does get

çok gördün mü belki belki belki mezbahada çalışıyor evet hava

very dark but she's thinking preparatory I'm your skin if you get a cut or a scar

çok karanlık oluyor ama hazırlık düşünüyor ben senin teninim eğer bir kesik ya da yara izi alırsan

the person who is reserved by the way is a person who doesn't show their emotions

ayrılmış kişi bu arada ayrılmış kişidir duygularını göstermezler

or they tend they tend to wear a mask not literally

ya da genellikle maske takmaya eğilimlidirler, bu

so they haven't actually got a mask over their face but they they put on a

yüzden yüzlerinde bir maske yoktur ama

certain personality so they are very reserved they they don't give too much

belirli bir kişiliğe bürünürler, bu yüzden çok içine kapanıktırlar, çok fazla vermezler

away they are they behave in a very controlled manner so that is the

uzakta çok kontrollü davranıyorlar, bu yüzden

perception that a lot of people have about the British or the English so I

birçok insanın İngilizler veya İngilizler hakkında sahip olduğu algı bu, bu yüzden

suppose I I'm unusual to be honest because I'm a little bit extrovert and

sanırım dürüst olmam gerekirse alışılmadık biriyim çünkü biraz dışa dönüküm ve

Steve I think Steve is also very similar as well Steve you you have your moments

Steve bence Steve de çok benzer Steve sen

of being very extrovert but then you have your moments of being the opposite

çok dışa dönük olduğun anların var ama sonra tam tersi olduğun anların var

I mean normally I'm I would you would describe me as fairly reserved nor in

yani normalde ben beni ne oldukça çekingen olarak tanımlarsın ne de

normal behavior measured but of course on these live streams I can often leave

normal davranışlarda ölçülü olarak tanımlarsın ama tabii ki bu canlı yayınlarda sık sık bırakıp

it and get very emotional yes but not today I'm feeling very calm and reserved

çok duygulanabiliyorum evet ama bugün değil Bugün çok sakin ve içine kapanık hissediyorum

today and apologists I've done lots of things on the stage I'm used to

ve özür dileyenler sahnede performans sergilemeye alıştığım pek çok şey yaptım

performing and so I can rise to the occasion and when done necessary and

ve böylece yükselebilirim vesilesiyle ve gerektiğinde ve

colleges apologies once again to those wearing headphones or earbuds if people

kolejler kulaklık veya kulaklık takanlardan bir kez daha özür dilerse, insanlar

want why I'm looking down all the time it's

neden her zaman aşağı baktığımı istiyor,

because mr. Duncan has positioned a phone okay which I can look at the live

çünkü bay. Duncan bir telefon yerleştirdi tamam canlı

stream I don't like it mr. Duncan I'd like to be able to keep my my eyes into

yayına bakabilirim hoşuma gitmedi bayım. Duncan, gözlerimi kameranın içinde tutabilmek isterdim,

the camera okay well next time maybe we will just have it hanging at the front

tamam, bir dahaki sefere belki onu yüzünün önünde asılı tutarız,

of your face you know like like I will design a special hat where the phone is

bilirsin, telefonun

always hanging right in front of you and then you can see it all the time that's

her zaman doğru asılı olduğu özel bir şapka tasarlayacağım önünüzde ve sonra her zaman görebilirsiniz,

we could invest in some of those glasses modern glasses where I can where we can

bu gözlüklerden bazılarına yatırım yapabiliriz modern gözlükler, burada ben

project and people can't see it project things onto the inside of the glasses

yansıtabiliyoruz ve insanlar bunu göremiyor, gözlüklerin içine bir şeyler yansıtıyor

and I can read the livestream you mean like Google glass is that what it is

ve ben okuyabiliyorum Google Glass gibi canlı yayından kastınız,

well it was but it they scrapped it oh right so maybe not then it never if you

iyi olan şeydi ama hurdaya çıkardılar oh doğru, yani belki o zaman asla, eğer

if you remember it never came to fruition it was advertised and but then

hatırlarsanız, asla meyve vermediğini, reklamı yapıldığını ve sonra

suddenly at the last moment people said now we don't want that we don't want

birdenbire son anda insanlar şimdi

glasses that look like something from Minority Report or some sort of science

Azınlık Raporu'ndan veya bir tür bilim

fiction film so no Google glass never came to be

kurgu filminden bir şeye benzeyen gözlükler istemediğimizi söyledik, bu yüzden Google camı hiç olmadı

unfortunately whereas it's gone somebody just said yes

ne yazık ki gitti, oysa gitti biri sadece evet dedi

Mercedes what a lovely name but that's a girl's name isn't it the Sade is also

Mercedes ne güzel bir isim ama Bu bir kızın adı değil mi Sade aynı zamanda

your car yeah hey mr. C the other day I bought a Tilley hat oh just like yours

senin araban evet hey bayım. C geçen gün bir Tilley şapkası aldım oh tıpkı seninki gibi

really yes well Mercedes we'd like to see a picture of you wearing that hat

gerçekten evet pekala Mercedes o şapkayı taktığın bir fotoğrafını görmek isteriz

and if you send that to mr. Duncan at mr. Duncan @y mail.com oh actually you

ve eğer bunu Bay'a gönderirsen. Bay Duncan. Duncan @y mail.com oh aslında

can send it to this address I will put it now on the screen so here it is here

bu adrese gönderebilirsiniz şimdi ekrana koyacağım işte burası

is the address for emails and also where you can watch me on Facebook and if you

e-postaların adresi ve ayrıca beni Facebook'ta izleyebileceğiniz ve

want to make a donation you can as well

bağış yapmak isterseniz sen de yapabilirsin işte

here we are we're still here don't worry don't worry we haven't gone away so if

buradayız biz hala buradayız merak etme daha gitmedik o yüzden

you want to send her a picture of you in your Tilley hat

ona Tilley şapkanla bir fotoğrafını göndermek istersen

I didn't want to press I didn't mean to press that one I pressed the wrong

basmak istemedim yapmadım ona basmak istedim yanlış

button you see what I meant to press was the other one it just goes Shh I did see

butona bastım anlıyorsun ya basmak istediğim diğer butona basmaktı şşşt gördüm gördüm

it see I I press the wrong button as a friend as a picture of you wearing that

yanlış butona bastım arkadaş olarak senin resmini taktığın gibi

you put telly hat yeah I think you mean Tilly T i double-l tili-tili hat I think

televizyona koydun şapka evet sanırım Tilly T i double-l tili-tili şapka demek istedin sanırım demek istediğin

that's what you mean so please send us a photograph yes mr. Duncan will show it

bu yüzden lütfen bize bir fotoğraf gönder evet bayım. Duncan gösterecek

and we can we get mr. Duncan can work his magic yes and put us side by side

ve biz de Mr. Duncan sihrini kullanabilir, evet ve bizi yan yana koyabilir,

they are very good hats don't you think they're very well made I mean you know

çok iyi şapkalar, sence de çok iyi yapılmış değiller mi? Demek istediğim,

we should be we should be getting paid to promote them but just like you you

onları terfi ettirmek için para almamız gerektiğini biliyorsun ama tıpkı senin gibi

should get paid to promote jaffa cakes yeah that's it

almalısın jaffa keklerini tanıtmak için para ödendi evet bu

talking of food yes Steve talking of food as I mentioned earlier we never got

yemekten bahsediyor evet Steve daha önce de bahsettiğim gibi yemekten bahsediyor

to show them so we're going to do it now mr. Steve was secretly in the kitchen

onları hiç göstermedik o yüzden şimdi yapacağız bay. Steve dün gizlice mutfakta

yesterday making something and it I'm going to sample a little bit of Steve's

bir şeyler yapıyordu ve ben Steve'in yemeğinden biraz örnek alacağım ki bu

food which is always a risk because the other day you remember the flapjack

her zaman bir risktir çünkü geçen gün keki hatırlarsınız

remember the flapjack in the garden I I tried some and then I started choking to

bahçedeki keki hatırlayın Biraz denedim ve sonra boğulmaya başladım

death have you got some water ready no case I haven't got any water here so you

ölesiye biraz su hazır mısın hayır durum benim burada hiç suyum yok yani senin

haven't even got water no I'm so disorganized today I don't know what's

suyun bile yok hayır bugün çok dağınıkım ne olduğunu bilmiyorum

going on I think I think I might be having some sort of breakdown we are

sanırım biraz içiyor olabilirim bir nevi çöküntü halindeyiz

don't stick your nose in it these are my homemade sort of cake that

burnunu sokmayın bunlar benim ev yapımı kekim ki

I'm gonna call it a cake okay but they're a bit like let me get one out

ona kek diyeceğim tamam ama onlar biraz da bir tane çıkarayım gibiler

they remind me of rocky road they're a bit like rocky road

bana kayalık yolu hatırlatıyorlar onlar' biraz kayalık yol gibi yani

so it's biscuits chopped up hmm you mash up the you get these they're like rich

bisküviler doğranmış

tea biscuits or any basket plane biscuits rich to your best mash them up

a bit and then you into a saucepan dark chocolate two bars

of dark chocolate with some treacle golden syrup rather or treacle and

bitter çikolatayı biraz pekmez pekmezi veya pekmezi ve

butter you melt that all into the into the saucepan and then you pour in the

tereyağı ile birlikte tencerede eritin ve sonra

crushed up biscuits mix it all up it gets very stiff and then you put it into

ufalanmış bisküvileri içine dökün, hepsini karıştırın, çok sertleşir ve sonra

her into a flat baking tin and press it down very hard put it in the oven and

düz bir fırına koyun. teneke ve çok sert bastırın fırına koyun ve

then the oven put it in the fridge for it to set this is good and then you cut

sonra fırın buzdolabına koyun, bu iyi ve sonra

it up into these lovely so it's dark chocolate and biscuit oh my

bu güzel parçalara bölün, yani bitter çikolata ve bisküvi oh

saliva glands are you know when you're when you're about to eat something your

tükürük bezlerim biliyor musunuz siz bir şey yemek üzereyken

saliva glands start to work my mouth is watering I've got to eat this mr. Duncan

tükürük bezleriniz çalışmaya başlıyor ağzım sulanıyor bunu yemem lazım bayım. Duncan

hmm dark chocolate mr. Duncan there's a lot of people watching as we all know

hmm bitter çikolata mr. Duncan,

from our Easter lesson a couple of weeks ago who love dark chocolate just eat it

birkaç hafta önceki Paskalya dersimizden hepimizin bildiği gibi, bitter çikolatayı seven bir sürü insan var, sadece ye onu

mr. Duncan he's annoying me now a lot of people like dark chocolate if you want

bay. Duncan canımı sıkıyor artık bir çok insan bitter çikolatayı seviyor

the recipe for this let me know I can reach up to the bookcase above me where

bunun tarifini istersen bana haber ver üstümdeki kitaplığa kadar ulaşabilirim orda

I know that the recipe is there and I can tell you exactly how to make it it's

tarifin olduğunu biliyorum ve sana tam olarak nasıl yapıldığını anlatabilirim

very quick it's very easy Oh and very delicious hmm and very

çok hızlı çok kolay Oh ve çok lezzetli hmm ve çok

fattening

şişmanlatıcı

say something mr. Duncan hmm this is very nice mm-hmm

bir şey söyleyin bayım. Duncan hmm bu çok güzel mm-hmm

oh I forgot to say the other ingredient which is raisins but that's optional mmm

oh diğer malzeme olan kuru üzümü söylemeyi unuttum ama bu isteğe bağlı mmm yani kuru

so if you don't like raisins you don't have to put raisins in you can also put

üzüm sevmiyorsanız içine kuru üzüm koymanıza gerek yok

a small amount of alcohol like rum or brandy you could put a teaspoon or of

az miktarda alkol de koyabilirsiniz rom veya brendi gibi, biraz ekstra tat vermek için bir çay kaşığı veya bundan koyabilirsiniz,

that in to give it a bit of extra flavor if you like the flavor of rum I would

eğer romun tadını seviyorsanız,

have loved to have put rum in there but we haven't got any room and mr. Duncan

içine rom koymayı çok isterdim ama hiç yerimiz yok ve bayım. Duncan

doesn't like that hmm so yes if you want the recipe let me know and I can read it

bundan hoşlanmadı hmm yani evet, eğer tarifi istiyorsanız bana bildirin, ben de size okuyabilirim,

out to you if mr. Duncan would let me but believe me it's very very easy to do

eğer Mr. Duncan izin verirdi ama inan bana yapması çok çok kolay

oh I love it Susanna the first cake I've ever made it's very easy to make and

oh bayıldım Susanna şimdiye kadar yaptığım ilk kek yapması çok kolay ve

they were well one person says they want the recipe this is an English lesson or

iyiydiler bir kişi tarifi istediğini söylüyor bu bir İngilizce dersi

what it says f.c well this is an English lesson but it can change into all sorts

falan f.c diyor peki bu bir İngilizce dersi ama

of things depending on what we decide we want to do at any given moment so what

herhangi bir anda ne yapmak istediğimize karar verdiğimize bağlı olarak her türden şeye dönüşebilir, bu yüzden

do you think mr. Duncan shall I shall I read out the recipe

siz ne düşünüyorsunuz bayım? Duncan edeyim tarifini okuyayım

do you have it written down on a piece of paper it's just above my head well

bir kağıda yazdırırmısın tam kafamın üstünde

get it wrong it's have a look let's have a look I will sit in your seat if you

yanlış anladın bir bakalım hadi bir bakalım istersen koltuğuna otururum ah

want oh why I want to sit here I know we're

neden istiyorum burada oturmak için

supposed to be social distancing but there you go oh now we're not really are

sosyal mesafeyi korumamız gerektiğini biliyorum ama buyurun oh şimdi gerçekten iyi değiliz

we well only one person said that they look I've nested I've already mr. do I

sadece bir kişi baktıklarını söyledi Yuvaladım çoktan bayım. yapıyor

do I look much better on this camera I look I look actually more safe Oh what

muyum bu kamerada çok daha iyi görünüyorum görünüyorum aslında daha güvenli görünüyorum oh ne

have I done mr. Duncan it's all gone wrong again I look more sexy on this

yaptım ben bayım Duncan yine her şey ters gitti Bu kamerada rüyalarınızda daha seksi görünüyorum

camera in your dreams mr. Duncan ago in your

bayım. Duncan önce rüyanda

dream when let's concentrate on what these give us the rest would be two

bunların bize ne verdiğine konsantre olalım gerisi iki

people have said so so I'm going to give the recipe

kişi olurdu o yüzden tarifi vereceğim sen sadece

you just hold it oh no I gotta read it out awful oh I could hold his I don't

tut '

have to read all right then there's the recipe okay I said just keep

okmak lazım tamam o zaman tarif var tamam dedim sadece sabit tut bu kadar

it still that's it let me just get a bit closer okay if you can see on the the

biraz daha yaklaşayım tamam sağda görüyorsan

right-hand side chocolate biscuit cake that's what that's what it's called now

çikolatalı bisküvili kek işte böyle deniyor şimdi

the recipe that that it says there it makes a lot so if you can see on the

tarifte öyle yazıyor ki çok yapıyor

right hand side I've written some notes there so if you want to make half of it

sağ tarafta görüyorsanız oraya bazı notlar yazdım o yüzden yarısını yapmak isterseniz bunu

which I would recommend that you do because otherwise it's going to cost you

yapmanızı tavsiye ederim çünkü aksi halde size pahalıya patlayacak

a lot of money in buying the ingredients and you make far too much of it so this

malzemeleri satın almak için çok para harcıyorsunuz ve çok fazla kazanıyorsunuz, bu yüzden

is what you saw in this in this container is just half the recipe but

bu kapta gördüğünüz şey tarifin sadece yarısı ama

there you go that's it I think we've shown that for long enough we listen you

işte bu kadar bence bunu yeterince uzun süre gösterdik dinliyoruz

can take a screenshot there you go so take a screenshot or maybe you can write

bir ekran görüntüsü alabilirsin işte gidiyorsun yani bir ekran görüntüsü al ya da belki

everything down very fast I do maybe maybe you can memorize all of this and

her şeyi çok hızlı bir şekilde yazabilirsin ben yaparım belki tüm bunları ezberleyebilirsin ve

keep it in your brain so there we go that's gone so it's very easy to make

beyninde tutabilirsin böylece işte gitti gitti yani yapması çok kolay

and but it's also very very fattening because you've got chopped up which is

ve ama aynı zamanda çok çok şişmanlatıyor çünkü doğranmışsınız ki bu

fattening anyway and then you add golden syrup biscuits and margarine or butter

zaten şişmanlatıcı ve sonra altın şerbetli bisküvi ve margarin veya tereyağı ekliyorsunuz

it says add butter but of course you can add in everything it's just a throw it

tereyağı ekleyin diyor ama tabii ki her şeye ekleyebilirsiniz, sadece bir

together recipe it's a bit like making it's easier to make even than flapjacks

araya getirin tarif bu biraz Yapması keklerden bile daha kolay yapmak gibi,

do you think some people might put illegal things in this well they could

bazı insanların bu kuyuya yasadışı şeyler koyabileceğini düşünüyor musunuz,

do well you can put illegal things in all sorts of cakes

iyi yapabilirler, her türlü pastaya yasadışı şeyler koyabilirsiniz,

can't you mr. Duncan but I would say you can put alcohol love to put some rum in

değil mi bayım? Duncan ama bence içine biraz rom koymak için alkol ve aşk koyabilirsin

there I think that would be nice so we're all at home at the moment with

bence bu iyi olurdu bu yüzden şu anda hepimiz evdeyiz ve

possibly not much to do so why not make yourself a nice treat so

muhtemelen yapacak pek bir şeyimiz yok o yüzden neden kendine güzel bir ziyafet yapmıyorsun yani evet

yes this is an English lesson it's not a cookery Channel ah otherwise I'd be

bu ingilizce dersi yemek kanalı değil ah yoksa

making it live what have you been talking about today mr. Duncan have you

canlı yayına alırdım bugün ne konuştunuz beyefendi Duncan,

had a theme to today's lesson mr. Duncan are you there mr. Duncan hmm I can't

bugünkü ders için bir temanız var mı Bay? Duncan orada mısınız bayım? Duncan hmm

hear you look at the monitor I can see you but I can't hear you a

monitöre baktığını duyamıyorum seni görüyorum ama duyamıyorum

waste of chocolate says Sergio but I'm eating it why is it a waste of chocolate

çikolata israfı diyor Sergio ama ben onu yiyorum neden çikolata israfı

I'm still eating the chocolate two big bars of chocolate it took to make that

hala iki çikolata yiyorum Bay'ı yapmak için büyük çikolatalar gerekti

mr. Duncan all he's doing is stuffing his face with cake people are saying

. Duncan'ın yaptığı tek şey yüzünü pastayla doldurmak insanlar

they want to do that recipe mmm yes easy to make not rocket science says so

bu tarifi yapmak istediklerini söylüyorlar mmm evet yapması kolay değil roket bilimi öyle diyor Constantine

Constantine hmm Nick I love that is correct and you know if something's

hmm Nick bayılıyorum bu doğru ve bir şeyi

quick and easy to do why not we the neighbors next to us has been very kind

yapmak hızlı ve kolaysa neden olmasın yanımızdaki komşular çok nazikti,

she's been baking cakes for us and some of them have been very complicated cakes

bizim için kek pişiriyor ve bazıları çok karmaşık kekler yapıyor

oh she's she's been baking hot cross buns which is something that takes a

oh, sıcak çörekler pişiriyor ki bu,

while to make because you have to add yeast in there and allow and wait for

yapması biraz zaman alan bir şey çünkü oraya maya eklemeniz gerekiyor ve

them to rise like making bread mm-hmm and you have to put these crosses on

ekmek yapar gibi kabarmalarına izin verin ve bekleyin mm-hmm ve bu haçları oraya koymalısınız

there so that takes a lot of time and effort to make those see if I took these

ki bu

biscuits to my neighbor she would know that I had spent very little time making

bisküvileri komşuma götürürsem harcadığımı anlayacaklarını görmelerini sağlamak çok zaman ve çaba gerektirir Onları yapmak için çok az zaman harcadı

them and that she'd spent a lot of time making her cake so it would make her

ve

look better than me so I'm not going to take any over there all for us mr.

benden daha iyi görünmesi için pastasını yapmak için çok zaman harcadı, bu yüzden oradan bizim için hepsini almayacağım Bay.

Duncan all for us so the these are not going anywhere don't give these away

Duncan hepimiz için yani bunlar bir yere gitmiyor bunları vermeyin

because they're delicious what is the difference says somebody

çünkü çok lezzetliler birileri

between cookies and biscuits it's not necessarily the difference it is

kurabiye ve bisküvi arasındaki fark nedir diyor bu ille de fark değil

actually the place where those words are used so cookies a cookie is

aslında bu kelimelerin kullanıldığı yer yani kurabiyeler cookie

basically a biscuit so it's the same thing it's set for we use cookie in

temelde bir bisküvidir, bu nedenle ayarlandığı şeyle aynıdır cookie'yi

American English so in the United States people will often say cookie here we

Amerikan İngilizcesinde kullanırız bu nedenle Amerika Birleşik Devletleri'nde insanlar burada

will say biscuit so there are quite often words that are not the same or

cookie diyeceğiz bu nedenle oldukça sık olarak

different from British English or different from American English there

İngiliz İngilizcesinden farklı veya aynı olmayan kelimeler vardır ya da Amerikan İngilizcesinden farklı olarak

are some words that are used differently a good example of course being trousers

farklı kullanılan bazı kelimeler var tabii ki iyi bir örnek pantolon

and pants so that's a good one I suppose you can you can get really confused if

ve pantolon yani bu iyi bir örnek sanırım gerçekten kafanız karışabilir eğer

someone asks you to take off your pants let me see your pants mr. Duncan because

birisi size pantolonunuzu çıkarmanızı isterse pantolonunuzu görmeme izin verin Bay. Duncan çünkü

in in English in British English pants is your underwear yes so you can make

İngilizce'de İngiliz İngilizcesinde pantolon iç çamaşırındır evet yani bunu yapabilirsin

this you could make this recipe in ten minutes and you could be eating it

bu tarifi on dakikada yapabilirsin ve içinde yiyor olabilirsin

within but you don't cook you to search it's set in the fridge yes it goes hard

ama seni pişirip aramayacaksın buzdolabında ayarlanmış evet gidiyor

it goes hard in the fridge but the problem is that do do watch out because

buzdolabında sertleşir ama sorun şu ki, dikkat edin çünkü

whatever container you put it in by the time it's set it's virtually impossible

hangi kaba koyarsanız koyun, donana kadar onu

to get it out so it cuts up very easily with a knife but it's very hard to to

çıkarmak neredeyse imkansızdır, bu nedenle bıçakla çok kolay kesilir, ancak çok zordur.

get it out of the container so once you've done it what you're saying is it

konteynırdan çıkarın, bir kez yaptıktan sonra,

goes stiff very quickly in Greece we call this log says Theo and we make it

Yunanistan'da çok çabuk sertleşir diyorsunuz, biz bu kütüğe Theo diyoruz ve aynen

exactly as you we put it in a freezing for four hours at least before we cut it

sizin gibi yapıyoruz, en az dört saat boyunca dondurucuya koyuyoruz diyor kesmeden önce

yeah so you could put it in the freezer but chocolate of course isn't it taste

evet buzluğa koyabilirsiniz ama çikolata tabi ki tadı

nicer I think at room temperature so when you want to eat it it's get some of

daha güzel değil mi bence oda sıcaklığında yani yemek istediğinizde bir

them out and let them go to room temperature first I don't like eating

kısmını çıkarıp önce oda sıcaklığına gelsin ben

cold chocolate no I don't you can't it takes too long to melt in your mouth yes

soğuk çikolata yemeyi sevmiyorum hayır sevmiyorum yapamazsınız ağzınızda erimesi çok uzun sürüyor evet

and you lose the flavor are you brothers says Ivan no we're not

ve lezzeti kaybediyorsunuz kardeşler mi diyor Ivan hayır

our witness but because we've known each other for a long time we've ended up

tanığımız değiliz ama her birini tanıdığımız için uzun bir süredir birbirimize

looking the same looking the same chocolate biscuit cake we are some

benziyorduk, aynı çikolatalı bisküvili pastaya benziyorduk,

strange experiment that a mad scientist did in his laboratory late one night

çılgın bir bilim adamının bir gece laboratuvarında

when he had nothing to do Patiala says we roll it into a sausage shape and

yapacak hiçbir şeyi yokken yaptığı tuhaf bir deneyiz Patiala, onu sosis şekline soktuğumuzu söylüyor. ve

slice it that's a good idea yes that's a good idea you can roll it into a sausage

dilimleyin bu iyi bir fikir evet bu iyi bir fikir onu sosis şekline getirebilirsiniz

shape and then you can cut it up that would be lovely

ve sonra kesebilirsiniz ki bu çok güzel

salted ice cream Oh Sergio I do like salted ice cream mmm

tuzlu dondurma olur Ah Sergio Tuzlu dondurmayı severim mmm

yes that's delicious and salted ice creams have become very popular in this

evet bu lezzetli ve tuzlu dondurmalar bu ülkede çok popüler oldu

country salted caramel salted caramel has become very popular and yum-yum

tuzlu karamel tuzlu karamel çok popüler oldu ve yum-yum

imagine that with those biscuits that was so that that was so genuine you're

hayal edin ki o bisküvilerle o kadar gerçekti ki siz

yum yum then he went yum yum yum yum that's better that better

yum yum'sunuz sonra o gitti yum yum yum yum bu daha iyi daha iyi hadi ama

come on project well I've been out in the garden I'm tired I'm exhausted mr.

iyi projelendir bahçeye çıktım yorgunum bitkin bayım

Duncan but I still got time to come on this livestream with you yes thank you

Duncan ama seninle bu canlı yayına gelmek için hala zamanım var evet

very much Steve for donating some of your precious time even though at the

çok teşekkür ederim Steve değerli zamanının bir kısmını bağışladığın için

moment it looks as if we're going to be in lockdown maybe for the next three

weeks maybe for the next three months perhaps for the next three years we

önümüzdeki üç ay boyunca belki de önümüzdeki üç yıl boyunca

might be doing this forever Steve yeah don't get me started on the government's

bunu sonsuza kadar yapıyor olabiliriz Steve evet, beni hükümetin

response so what I think of it there's a particular crisis okay Steve don't get

tepkisine yönlendirmeyin, bu yüzden ne düşündüğümü belirli bir kriz var tamam Steve

me stopping I will have to jump in there and I will have to hold you down pin you

beni durdurmayın, sahip olacağım oraya atlamak ve sizi yere sabitlemek zorunda kalacağım

to the floor and I will have to overpower you yes let's just say some

ve sizi alt etmek zorunda kalacağım evet, diyelim ki

governments around the world seem to have had a much better response to this

dünyanın dört bir yanındaki bazı hükümetler bu krize diğerlerinden çok daha iyi yanıt vermiş gibi görünüyor

this crisis than others and I do not include ours as being a successful

ve ben yapıyorum bizimkini buna başarılı bir yanıt olarak dahil etmeyin

response to it okay Steve let's just let's just not talk about any

tamam Steve hadi

of that any longer let's go back to talking about chocolate cake just food I

bunların hiçbirinden daha fazla bahsetmeyelim hadi çikolatalı kek hakkında konuşmaya geri dönelim sadece yemek yani öyleyim

mean I'm it can I just say I haven't eaten anything

herhangi bir şey yemedim diyebilirim

today so I am feeling hungry I did the same

bugün karnım acıktı dün de aynı şeyi yaptım

thing yesterday as well I didn't eat anything yesterday either

dün de bir şey yemedim

well mr. Duncan I was up and about early and you were let's just say watching

pekala bayım. Duncan erken kalktım ve sen

rubbish on the internet only for I would say two hours visiting I know that's

sadece internette saçma sapan şeyler izliyor diyelim, iki saatlik ziyaret diyebilirim.

part of your process you want to allow ideas to filter in to your brain so that

you can then use that for your live stream but let's just say you could have

bunu canlı yayının için ama

been better better prepared actually well I was I was just feeling tired I

daha iyi hazırlanmış olabilirdin diyelim aslında iyiydim sadece yorgun hissediyordum

was feeling drowsy and tied in bed and I was sitting watching some funny things

uykum gelmişti ve yatakta bağlı hissediyordum ve beni neşelendirmek için oturmuş internette komik şeyler izliyordum

on the internet to cheer me up because let's face it I mean lockdown with you I

çünkü hadi Kabul et, seninle kilitlenmek demek istiyorum, yani,

mean I'm gonna put the lid the lid on these mr. Duncan I wish you would put

bu bayların kapağını kapatacağım. Duncan keşke

the lid on it well I was glad you said that because I thought there's there's

üstünü iyi kapatsaydın Bunu söylemene sevindim çünkü var olduğunu

and there's a chance to use a word put a lid on it so if you put a lid on

ve bir kelime kullanma şansı olduğunu düşündüm.

something that's actually a sentence if you put a lid on something there we go

bir şeyin kapağı işte başlıyoruz

I'm putting the lid on this container oh yes you do realize that that is so noisy

bu kabın kapağını kapatıyorum oh evet bunun çok gürültülü olduğunun farkındasın

but you look and you can use that expression to if you say that to

ama bak ve bu ifadeyi

somebody put a lid on it it means you want them to stop talking just shut up

birine kapak koy dersen bu sen anlamına gelir konuşmayı bırakmalarını istiyorum sadece sus

because they've annoyed you or they're boring you can I say hello to some

çünkü seni kızdırdılar ya da sıkıcılar bazılarına merhaba diyebilirim devam et Ivan'a merhaba diyebilir miyim

people go on can I say hello to Ivan hello Ivan hello Ali sir

Ivan merhaba Ali efendim merhaba

hello uni Carina regain hello also Helena hello also to Anna hello to

uni Carina tekrar merhaba ayrıca Helena merhaba da Anna, Palmyra'ya merhaba

Palmyra pal mirror is here err nice to see you here as well hello

ayna dostum burada err seni burada görmek güzel merhaba

Tatiana who mentions the sausage cake yes I suppose you could you could roll

sosisli pastadan bahseden Tatiana evet sanırım

the ingredients into a sausage yes that's a good idea Steve I've already

malzemeleri bir sosis haline getirebilirsin evet bu iyi bir fikir Steve

read that out mr. Duncan yes I know but I'm just saying that's a good idea

bunu zaten okudum bayım . Duncan evet biliyorum ama sadece bunun iyi bir fikir olduğunu söylüyorum,

maybe you could try that next time mr. Steve maybe you could produce a big

belki bir dahaki sefere bunu deneyebilirsiniz Bay. Steve belki büyük, dev bir

giant sausage it'll be the first time you've ever done it of course but it'll

sosis yapabilirsin, bunu ilk kez yapacaksın elbette ama

be interesting to see Francesca says I've never had a cake liar you've never

Francesca'nın hiç pasta yemedim dediğini görmek ilginç olacak yalancı sen hiç

had a cake are we really supposed to believe that you really expect us to

pasta yemedin

believe you've never had a cake you must think I was born yesterday yes if you

hiç pasta yemediğine gerçekten inanmamızı beklediğine gerçekten inanmamız gerekiyordu bizim dün doğduğumu düşünmelisin evet

say to somebody you must think I was born yesterday that means you're saying

birine dersen dün doğduğumu düşünmelisin

that go on mister don't can you describe it Oh Joe you were doing really well

bu devam et bay don diyorsun demektir 'Tarif edebilir misin Oh Joe gerçekten iyi yapıyordun gerçekten iyi evet

really well yes do it don't carry on you don't use a good start to that sentence

devam etme o cümleye iyi bir başlangıç ​​kullanma anlamalarını

if you think somebody do you think I was born yesterday you're trying to make

sağla

them understand that you're you're not naive you're not young you've had

saf değilsin genç değilsin

experience in life that's it what are you saying you don't really think I'm an

hayatta tecrüben var ne diyorsun gerçekten

idiot do you yes exactly I can I can tell that what you're talking about is

aptal olduğumu düşünmüyorsun değil mi evet tam olarak söyleyebilirim bahsettiğin şey

utter rubbish I wasn't born yesterday born yes because if you were born

tamamen saçmalık ben dün doğmadım evet çünkü dün doğsaydın

yesterday obviously you wouldn't understand a lot of things I do I do

pek çok şeyi anlayamazdın benim anladığım

like the way you introduced that and then sort of stopped half I fell off my

bunu tanıtma şeklini beğendim ve sonra yarı yarıya durdu

train of thought mr. Duncan can you take over my brain has switched off we've

Düşünce zincirimden düştüm bayım. Duncan devralabilir misin beynim kapandı

been invited to France by a Cory V or is that Cory five south of France we would

Fransa'ya bir Cory V tarafından davet edildik mi yoksa şu Cory 5 mi Fransa'nın güneyinde bizim

love to go to the South of France if you could charter a private jet for

için özel bir jet kiralayabilirsen Fransa'nın Güneyine gitmeyi çok isteriz

us yes then we will gladly go down there and eat your french pancake I imagine

evet o zaman seve seve oraya ineriz ve Fransız gözlemenizi yeriz

myself sitting on a yacht and it's just off the of the coast of Cannes and I'm

Kendimi bir yatta otururken hayal ediyorum ve o Cannes sahilinin hemen açıklarında ve ben

on this big yacht and all of the celebrities are there all of the big

bu büyük yattayım ve tüm ünlüler orada

celebrities like Tom Cruise and also that guy from Star Trek that

Tom gibi büyük ünlülerin hepsi Cruise ve ayrıca Star Trek'teki o adam,

guy you know who I mean Chris excited Chris Pine and also that

bildiğin adam, yani Chris, Chris Pine'ı heyecanlandırdı ve ayrıca

guy from Jurassic Park with with the glasses you know who I mean that's all

Jurassic Park'tan gözlüklü adam, biliyorsun kim demek istediğim, hepsi bu

chap so what you're saying is it's all science it's all science him he's very

kadar, yani senin söylediğin şey tamamen bilim, hepsi bu bilim adamı o çok

tall and plays the piano as well he plays the piano badly have you ever

uzun ve piyano da çalıyor piyanoyu kötü çalıyor

heard Jeff Goldblum Jeff yes well Goldblum cannot play the piano he plays

Jeff Goldblum'u hiç duydunuz mu Jeff evet pekala Goldblum

the piano in the worst way possible he calls it jazz but what I call it is

piyano çalamıyor piyanoyu olabilecek en kötü şekilde çalıyor ona caz diyor ama benim ona

just banging your fingers on the keyboard well he can plays a lot better

sadece parmaklarınızı klavyeye vurun o benim çalabileceğimden çok daha iyi çalıyor tamam

than I can okay anyway back to my yacht I'm on the

yine de yatıma dönelim yattayım

yacht and there are lots of famous people all there all with their big

ve orada bir sürü ünlü insan var hepsi de büyük

shiny teeth and their perfect toupees all of them sitting there around me so

parlak dişleri ve mükemmel perukları var hepsi Cannes

we're on the we're off the coast of Cannes and then later we're all going to

sahilinin açıklarındayız ve sonra hepimiz patates püresiyle

have a beautiful meal with mashed potatoes apparently one of the biggest

güzel bir yemek yiyeceğiz görünüşe göre Fransızların en büyük lezzetlerinden biri

French delicacies is mashed potatoes as we found out last year when we were in

geçen yıl öğrendiğimiz gibi patates püresi. Paris'teyken

Paris I didn't realize that mashed potatoes was such a big part of French

patates püresinin Fransız mutfağının bu kadar büyük bir parçası olduğunu bilmiyordum patates püresi

cuisine we went to served as mashed potato we went to one of the most

olarak servis etmeye gittik Paris'teki en pahalı yerlerden birine gittik bu arada

expensive places in in Paris estates by the way Steve's company was paying for

Steve'in şirketi parasını ödüyordu. milyoner

it not us before you start thinking that we are millionaires

olduğumuzu düşünmeye başlamadan önce biz değil biz

we are not me Lily Evans now I've won a trip didn't I you win a trip when we

ben değilim Lily Evans şimdi ben bir gezi kazandım değil mi sen bir gezi kazandın en

went to a nice nicest poshest places we went to one of these amazing places and

güzel en lüks yerlere gittiğimizde bu harika yerlerden birine gittik ve

they gave his mashed potato do you think it's because they knew we were British

onlar patates püresini verdi sizce bizim İngiliz olduğumuzu bildikleri için mi onlar da patates püresi

don't know and they thought that they've got to serve as mashed potatoes of

olarak hizmet etmeleri gerektiğini düşündüler tabi ki

course they don't call it much potato do they know there was a name for it wasn't

pek patates demiyorlar bunun bir adı olduğunu biliyorlar mı

there a posh name for mashed potatoes go on

Patates püresinin gösterişli bir adı yok muydu devam et

isn't that the night that you embarrassed yourself

by asking the waiter in another because we were staying it I think it was Brecon

Garsona başka bir gecede kaldığımız için sorarak kendini rezil ettiğin gece değil mi Sanırım orası Brecon'du

and we were staying in this hotel I care about what it was called now what

ve biz bu otelde kalıyorduk. şimdi ne denildi ne

what the name they gave but you asked what it was and he looked at you with

isim verdiler ama sen ne olduğunu sordun ve sana

with such disdain and he said that is mashed potatoes well if you know

öyle bir küçümsemeyle baktı ve dedi ki bu patates püresidir eğer bilirsen

sometimes restaurants will in this country if your dish that you're serving

bu ülkede bazen restoranlar servis ettiğin yemeğin ise

is really nothing special but if you then use words from another language

olur. gerçekten özel bir şey değil ama daha sonra

like French or Italian to describe your food then it sounds more exotic so I

yemeğinizi tanımlamak için Fransızca veya İtalyanca gibi başka bir dilden kelimeler kullanırsanız, o zaman kulağa daha egzotik geliyor, bu yüzden

asked what this particular what was this it was in French and it turned out to be

bunun Fransızcada ne olduğunu sordum ve patates püresi olduğu ortaya çıktı ki

mashed potatoes which is a very common thing to eat in the UK but because they

bu çok Birleşik Krallık'ta yemek için yaygın bir şey ama burada, Birleşik Krallık'ta gittiğimiz bu restoranda

didn't want to put mashed potatoes on their menu here in the UK in this

menülerine patates püresi koymak istemedikleri için

restaurant we went to they wrote it in French to make it sound more exotic but

daha egzotik görünmesi için Fransızca yazmışlar ama

in fact it was just mashed potatoes mmm oh it's all gone wrong again the sake

aslında sadece patates püresiydi. mmm oh yine her şey ters gitti

pushing the wrong things on here mr. Duncan it's your great big giant banana

burada yanlış şeyleri zorlamak aşkına bay. Duncan, o senin kocaman, dev muz

fingers I don't know it just keeps getting it's gone wrong mr. Duncan

parmakların, bilmiyorum, sürekli ters gidiyor Bay. Duncan

doesn't matter we're nearly finishing now anyway all the way well it's nearly

önemli değil, neredeyse bitirmek üzereyiz zaten,

four o'clock no it's a long way from four o'clock and I was ten minutes late

saat neredeyse dört, hayır saat dörtten çok uzakta ve ben de on dakika geciktim,

as well well I'm going it for because I've got

gidiyorum çünkü ben'

things to do places to go don't finish that off please

yapacak işlerim var gidecek yerler onu bitirme lütfen

is it the 19th again there we go I'll click on it always come back up again

ayın 19'u mu yine başlıyoruz tıklıyorum her zaman tekrar gel bayım

mr. Duncan Wow right there we go

Duncan Vay canına,

puree de pommes de terre says Lewis they call it something else here but that

püre de pommes de terre gidiyoruz Lewis burada başka bir şey diyorlar ama

that obviously is right is there another word for it thank you for that Lewis

bu kesinlikle doğru, bunun için başka bir kelime var mı Lewis

puree de pommes de terre but they called it something else here is mr. Steve and

püre de terre için teşekkür ederim ama onlar buna başka bir şey dediler burada bay . Steve ve

when he's controlling the computer this is mr. Steve's fingers on the

bilgisayarı kontrol ederken bu Mr. Steve'in parmakları

computer so that's what it's like where mr. steam is using the computer or the

bilgisayarda, yani Mr. steam bilgisayarı veya

keyboard well it's strange you should say that because my sister and I when I

klavyeyi iyi kullanıyor bunu söylemen garip çünkü kız kardeşim ve ben ben

was when we were young children my father used to like playing the piano he

küçükken babam piyano çalmayı severdi o piyanoda

was okay at it he wasn't brilliant but he was good he

iyiydi o parlak değildi ama iyiydi

could play the piano and we used to laugh because he had very fact fingers

piyano çalabiliyordu ve biz gülerdik çünkü parmakları çok gerçekti

and we used to make a joke with my father when he was playing the piano

ve o piyano çalarken babamla şakalaşırdık

because he would often hit all the wrong notes and we would say to him we would

çünkü çoğu zaman yanlış notalara basardı ve ona gideceğimizi söylerdik

go with a bunch of bananas over the keys like that and and laugh and say that Dad

tuşların üzerinde bir demet muz var ve gülerek babamın

was playing the piano with these banana fingers and I've taken after my father

bu muz parmaklarla piyano çaldığını söylüyorum ve ben babamın

you have banana fingers funny that's genetics okay so we used to laugh and he

muz parmaklarına sahipsin komik bu genetik tamam bu yüzden eskiden gülerdik ve o da buna

used to get very upset about it he used to shout at us he didn't see it as

çok üzülürdü bize bağırırdı bunu

amusing at all is that when he used to lock you in your room without any supper

hiç eğlenceli bulmazdı, sizi akşam yemeği yemeden odanıza kilitlerken

Sergio says we're lucky we didn't get French onion soup well we did we did we

Sergio Fransız soğan çorbasını iyi alamadığımız için şanslı olduğumuzu söylüyor yaptık mı

did get onions in that we had onion soup on two occasions however mashed potato

soğan aldık çünkü iki kez soğan çorbası içtik ama patates püresi

onion soup whatever everywhere we went we had mashed potatoes and and it was

soğan çorbası nereye gidersek gidelim patates püresi yedik ve

wonderful because before we arrived at this one restaurant they were saying

harikaydı çünkü bu restorana gelmeden önce

okay everyone were going to this the most amazing restaurant

tamam diyorlardı herkes gidiyordu buna en harika restoran

serve some of the best food in Paris and it's very very nice I wish Luis Mendez

Paris'teki en iyi yemeklerden bazılarını sunuyor ve çok çok güzel Keşke Luis Mendez

was here Louis is here is he yes so because Louis told us what mashed potato

burada olsaydı Louis burada o evet yani Louis bize

is in French pureed pommes de terre yes but it was something else wasn't it they

Fransız püresi pommes de terre'de patates püresinin ne olduğunu anlattı evet ama öyleydi başka bir şey değil miydi

called it something else as well so yes Louis is it is it a popular dish popular

ona başka bir şey de diyorlardı yani evet Louis Fransa'da yenen popüler bir yemek mi

thing to eat in France mashed potato is it can you tell us or do they just serve

patates püresi bize söyleyebilir misiniz yoksa sadece İngilizlere mi servis ediyorlar,

it to English people so I don't think I don't think it was on the menu what you

ben de yapmıyorum Menüde olduğunu sanmıyorum, siz ne düşünüyorsunuz, özellikle İngilizler için

do you think they're printing menus especially for English people well I

menüler bastıklarını sanıyorsunuz, bilmiyorum belki de

don't know maybe I ain't is I think mashed potatoes what they do is they

değilimdir, sanırım patates püresi onların yaptığı şey

mashed the potatoes they make them all creamy then he had lots of butter so

patatesleri ezmek hepsini kremsi yapıyorlar, sonra çok fazla tereyağı vardı, bu yüzden

this is a particular type of mashed potato but we had it on many occasions

bu belirli bir patates püresi türü ama birçok kez yedik,

didn't we and we would we were being taken to these amazing places with

avizelerle bu harika yerlere götürülürdük

chandeliers and when you looked at the table there was lots and lots of cutlery

ve bakardık. masada bir sürü çatal

knives forks fish knives all sorts of things on on the table you can always

bıçak vardı bıçaklar çatallar balık bıçakları masanın üzerinde bir sürü şey vardı lüks bir

tell when you go to a posh place Steve because there's lots of cutlery on the

yere gittiğinizde bunu her zaman anlayabilirsiniz Steve çünkü masada bir sürü çatal bıçak var

table and I never know which end to start so do I start from the outside or

ve ben hangi taraftan başlayacağımı asla bilemiyorum. Dışarıdan mı başlıyorum yoksa

do I start from the inside and I always pick up the wrong things I always do

içeriden mi başlıyorum ve her zaman yanlış şeyleri alıyorum her zaman yaptığım

because I'm common I'm not brought up in a posh sophisticated way like what I was

çünkü sıradan biriyim Önceden olduğum gibi gösterişli ve sofistike bir şekilde yetiştirilmedim evet

yes I'm not I'm not as classy it's mr. Steve well in we just we use an

değilim ben' Mr. Steve peki biz sadece

expression before unicornia has has put a comment there the the expression that

unicornia'dan önce bir ifade kullanıyoruz oraya bir yorum koydu az önce

we were just saying do you think I was born yesterday

söylediğimiz ifadeyi sizce dün

in Spain they use the expression do you think I've just fallen from the cherry

İspanya'da mı doğdum onlar ifadeyi kullanıyorlar sizce kiraz ağacından mı düştüm

tree oh that's a good one yeah so that's an equivalent phrase yes to what we were

oh bu iyi bir evet yani bu söylediklerimize eşdeğer bir ifade evet

saying so thank you very much for that unicornia it's always nice to know what

o yüzden o unicornia için çok teşekkür ederim

expressions people use in their own countries

insanların kendi ülkelerinde

we're invited into Catalonia oh yeah baton other--in fight I know so

Katalonya'ya davet edildiğimizde hangi ifadeleri kullandıklarını bilmek her zaman güzel oh evet baton diğer-- savaşta biliyorum,

that's a well I'll tell you what we'll we'll wait for the helicopter to arrive

bu iyi bir şey, size ne yapacağımızı söyleyeceğim, helikopterin gelmesini bekleyeceğiz

okay should only take about 45 minutes from the south of France to here

tamam, Fransa'nın güneyinden buraya gelmemiz sadece 45 dakika sürmeli,

probably less and then we will go and visit I can't remember who it was now

muhtemelen daha az ve sonra gidip ziyaret edeceğiz I şimdi krepler için kim olduğunu hatırlayamıyorum

for the pancakes okay and then after that we will then go to Catalonia to

tamam ve ondan sonra

have some lovely Catalonian cuisine so we should be able to I think we can get

güzel Katalonya mutfağı yemek için Katalonya'ya gideceğiz bu yüzden sanırım

to France by about half six and then we'll stay there for an hour we'll have

altı buçukta Fransa'ya varabiliriz ve sonra gideceğiz orada bir saat kal

some pancakes and then we'll be nine o'clock or an hour later we'll be can be

biraz pankek yiyeceğiz ve sonra saat dokuzda olacağız ya da bir saat sonra

in Catalonia and then we'll be back home for midnight mr. Duncan yeah and we'll

Katalonya'da olacağız ve sonra gece yarısı eve döneceğiz bay. Duncan evet ve

have had a nice tour illegal tour ok of what here's an interesting story ok

güzel bir yasadışı tur yapmış olacağız tamam ilginç bir hikaye tamam

sorry I'm trying to keep up with your stories

kusura bakmayın hikayelerinize ayak uydurmaya çalışıyorum

you keep interrupting yourself it's a very strange thing to hear we can't do

sürekli kendinizi bölüyorsunuz bunu yapamadığımızı duymak çok garip

it though can we because I think people would notice a helicopter landing

ama yapabilir miyiz, çünkü insanların

outside a restaurant or outside someone's house well I think they would

bir restoranın dışına veya birinin evinin dışına inen bir helikopteri fark edeceğini düşünüyorum,

notice the helicopter this happened you see some some rich people from the UK ok

helikopteri fark edeceklerini düşünüyorum bu oldu Birleşik Krallık'tan bazı zengin insanlar görüyorsunuz tamam Birleşik

wealthy people from the UK oh yes rich rich wealthy decided that they wanted to

Krallık'tan zengin insanlar oh evet zengin zengin zengin buna karar verdi Fransa'nın

to go to a luxury villa ok the South of France somewhere so they hired

güneyinde bir yerde lüks bir villaya gitmek istediler, bu yüzden

themselves a private jet which took them to an airport somewhere in France where

kendilerine özel bir jet kiraladılar ve onları Fransa'nın bir yerindeki bir havaalanına götürdüler; burada

helicopters were waiting to take them to their private villa somewhere in the

helikopterler onları Fransa'nın güneyinde bir yerdeki özel villalarına götürmek için bekliyorlardı

South of France and quite rightly when they landed in this Airport the French

ve oldukça haklı olarak bu Havaalanına indiklerinde Fransız

police were there and told them to go back home no plane and set them back to

polisi oradaydı ve onlara uçak olmadan evlerine dönmelerini ve onları İngiltere'ye geri göndermelerini söyledi

the UK because how outrageous took vote for rich wealthy people to

çünkü zengin zengin insanların

think that they don't have the rules don't apply to them when it comes to

kurallara sahip olmadıklarını düşünmeleri ne kadar çirkin bir oy aldı.

this pandemic and no no we're just going to go off to our our villa in the South

bu salgın söz konusu olduğunda onlara başvurun ve hayır hayır sadece Güney Fransa'daki villamıza gideceğiz

of France and we're going to take 15 people with us

ve 15 kişiyi yanımıza alacağız, bu

so quite rightly the French police or the French authorities told them to get

yüzden haklı olarak Fransız polisi veya Fransız yetkililer onlara

back on their jet and fly back to the UK so well done well spoke to the French

jetlerine geri dönmelerini ve Birleşik Krallık'a geri dönmelerini söyledi o kadar aferin Fransız

authorities I thought that was a that made me laugh that did because they were

yetkililerle aferin konuştum ki bu beni güldürdü çünkü onlar

rich wealthy people thinking that the rule didn't apply to them they could do

kuralın kendileri için geçerli olmadığını düşünen zengin zengin insanlardı.

what they liked do what they like but they were sent back and no doubt feeling

istediklerini yapabilirlerdi ama geri gönderildiler ve hiç şüphesiz

very embarrassed yes you see you seem unusually pleased by that story yes

çok utanmış hissediyorlar evet bu hikayeden alışılmadık derecede memnun görünüyorsunuz evet

because just because people have money doesn't mean that they can't the brawls

çünkü insanların parası olduğu için kavga edemeyecekleri anlamına gelmez.

don't apply to them and of course the the rules generally don't apply to them

Onlara uygulanmaz ve tabii ki kurallar genellikle onlar için geçerli değildir

and you want a soul that's the whole allure of becoming wealthy that you can

ve zengin olmanın tüm cazibesi olan bir ruh istersiniz,

do what you like and rules of society don't apply to you well yes that's

istediğinizi yapabilirsiniz ve toplumun kuralları sizin için pek geçerli değildir, evet bu

reason that is Steve yes if you seem to you you seem to think that that's a bad

Steve'in nedeni evet, eğer sana öyle geliyorsa bunun kötü bir şey olduğunu düşünüyor gibisin

thing but that's that's the perception of course often it goes to people's

ama algı bu tabii ki çoğu zaman insanların

heads and we know when you say something goes to your head it means that you're

kafasına gidiyor ve biz biliyoruz ki bir şey söylediğinde aklına sen geliyorsun demektir. hayatın

you become so immune from the realities of life that you believe that you're if

gerçeklerinden o kadar bağışık hale gelirsiniz ki, eğer

you've got lots of money or you've got stardom you can do whatever you like and

çok paranız varsa veya yıldızsanız, istediğinizi yapabileceğinize ve

there's no consequence to it but you can't get away with it but the finger

bunun bir sonucu olmayacağına, ancak bundan paçayı sıyıramayacağınıza inanırsınız. ama parmak

Steve you can now that not always most of that will happen to Harvey Weinstein

Steve şimdi yapabilirsin ki bunların çoğu Harvey Weinstein'ın başına her zaman gelmeyecek

oh you thought he could get away with it okay he's now in prison that's an

oh bundan paçayı sıyırabileceğini düşündün tamam o şimdi hapiste bu

interesting change of subject well that's it you see rich powerful people

ilginç bir konu değişikliği pekala işte bu kadar zengin ve güçlü insanların

often think that they can do anything and get away with it but sooner or later

sık sık düşündüklerini düşünüyorlar her şeyi yapabilir ve bundan paçayı sıyırabilir ama er ya da geç

the law will catch up with them that's it even though even though most wealthy

kanun onları yakalayacaktır, çoğu zengin

and famous people do just do what they want and get away with it a lot of them

ve ünlü insan sadece istediklerini yapsa ve bundan paçayı sıyırsa da çoğu öyle

do yeah but we wouldn't be eight see this is the reason why we wouldn't be

yapar evet ama biz yapmazdık Sekiz olmak,

able to go on our little heavy copter trip so we could have taken that private

küçük ağır helikopter yolculuğumuza gidemememizin nedeni bu, böylece

helicopter we have gone to see the the South of France

gittiğimiz özel helikopteri Güney Fransa'yı

and also where else was it stick at ellonija Catalonia we could have gone to

ve başka nerelere saplandığını görmek için alabilirdik. ellonija Catalonia, o

that both of those places they're not very far away from each other and we

iki yere de gidebilirdik, birbirlerinden çok uzak değiller ve

could have had a little helicopter ride however we can't because we would be

biraz helikopter yolculuğu yapabilirdik, ancak yapamayız çünkü

stopped so your story has just completely undone all of our plans it's

durdurulurduk, bu yüzden hikayeniz her şeyi tamamen mahvetti. planlarımız bu

not fair really I thought the rules didn't apply to or as much English

gerçekten adil değil kuralların geçerli olmadığını düşündüm ya da o kadar çok İngilizce

teacher that was you could do whatever you liked me trust me it doesn't apply

öğretmeni ki bu istediğin her şeyi yapabilirdin bana güven bana bu

to English teachers Palmeiras says that Richard Branson says Branson I presume

İngilizce öğretmenleri için geçerli değil Palmeiras diyor ki Richard Branson Branson diyor Sanırım

you mean Richard Branson once it landed in Lithuania and scared a cow okay he

sen demek istiyorsun Richard Branson bir kez Litvanya'ya indi ve bir ineği korkuttu, tamam,

was very grateful and gave it a looks like it gave it or something to the

çok minnettardı ve sahibine vermiş gibi bir bakış attı, bu

owner that's compensation I guess what do you mean by that

tazminattı sanırım

when you say landed he wasn't a plane at the time wasn't it it was pretty humid

inen o bir uçak değil derken ne demek istiyorsunuz? o zamanlar hava oldukça nemli değil miydi evet yeni

yeah he just woke up yeah he didn't just fall from the sky well Adrian floorman

uyandı evet gökten öylece düşmedi iyi Adrian kat görevlisi

said that we can come to the Riviera and and he's invited us to lunch with his

Riviera'ya gelebileceğimizi söyledi ve bizi

parents and himself okay we'd love to go obviously you'd need to pay for the

ailesi ve kendisiyle öğle yemeğine davet etti tamam mı gitmeyi çok isteriz tabii ki bizden önce uçuşlar için ödeme yapmanız gerekecek biliyorsunuz ki, el ilanının

flights before us you know that I mean we would expect that well the flyer the

iyi olmasını beklerdik

flights after all these lessons are free flights the flights the accommodation

tüm bu derslerden sonra uçuşlar ücretsiz uçuşlar uçuşlar konaklama

well just basically everything really and you know you'll have our company

peki temelde her şey gerçekten ve siz şirketimize sahip olacağınızı bilin, bu

that's compensation enough and we'll teach you whatever English lessons or

yeterli bir tazminat ve size istediğiniz İngilizce derslerini veya

English words you'd like maybe throw in a few idioms as well yes of course we

İngilizce kelimeleri öğreteceğiz belki birkaç deyim de ekleyin evet elbette

can't go at the moment for obvious reasons but we'd love to go no alien we

bariz sebeplerden dolayı şu anda gidemeyiz ama biz Gitmeyi çok isterim uzaylı yok

can't go at the moment because if you do it Steve you do it don't say it but just

şu anda gidemeyiz çünkü eğer yaparsan Steve yaparsın söyleme ama sadece

mouth it so we'll do it after after 3 ready 1 2 3

ağzına al ki 3'ten sonra yapalım hazır 1 2 3

I can't believe we're having so much fun during this time it seems it seems

yapamam bu süre zarfında çok eğlendiğimize inanıyorum,

almost wrong did Julia Adelle says that I look like James Bond more like Judi

neredeyse yanlış görünüyor Julia Adelle, James Bond'a daha çok Judi

Dench oh thanks a lot see that's made mr. mr. Duncan law it has I did laughs

Dench'e benzediğimi söyledi oh çok teşekkürler, bakın bu yapıldı bay. Bay. Duncan yasası var, güldüm,

there's a pregnant pause mr. Duncan mr. Duncan is sneezing and I'm not surprised

hamile bir duraklama var bay. Duncan bey Duncan hapşırıyor ve şaşırmadım

because the pollen count in the UK is rising fast and I know because I bless

çünkü İngiltere'deki polen sayısı hızla artıyor ve biliyorum çünkü

you mr. Duncan bless you he needs all the help he can get the pollen count is

sizi kutsuyorum Bay. Duncan sizi korusun, bulabildiği tüm yardıma ihtiyacı var, burada polen sayısı

rising here with all the farms planting their various plants and pollen is

artıyor, tüm çiftlikler çeşitli bitkilerini ekiyor ve polenler

cascading down upon us okay they're planting their plants are they

üzerimize akıyor, tamam bitkilerini ekiyorlar,

down upon us is that what they call it raining down the pollens being blown and

üzerimize mi geliyorlar, buna böyle diyorlar polenler yağıyor savruluyor ve

even I am getting a little I'm becoming getting a runny nose in fact last night

benim bile biraz burnum akıyor aslında dün gece

I thought blimey what have I got to feeling no don't say I won't say it

düşündüm vay be ne hissedeyim hayır söyleme söylemeyeceğim

don't worry mister don't clever I'd say but you know at the moment if you get a

merak etme bayım Zekice olma derdim ama biliyorsun şu anda

bit of a sniffle or a slightly sore throat you think that you've got this

biraz burnunu çekersen ya da boğazın biraz ağrırsa sende bu virüsü kaptığını düşünürsün,

virus don't you because it's making us all feel a little Oh have I got that

değil mi çünkü bu hepimizi biraz hissettiriyor. Anladım,

have I got that okay so if you liked it say I think I'm getting a bit of hay

anladım, tamam öyleyse, eğer beğendiyseniz söyleyin, sanırım biraz saman

fever that's it so can we go back to the farmers with their plants crops crops is

nezlesi alıyorum, bu yüzden çiftçilere geri dönebilir miyiz, bitkileri, ekinleri, ekinler,

the word I was searching for the farmers are looking after their plants I love

aradığım kelime çiftçiler bitkilerine bakmayı seviyorum

that mr. Duncan says who snow at 2020 this is episode 63

o bay. Duncan, 2020'de kim kar yağar diyor, bu 63. bölüm

but you put 62 well mr. Duncan

ama 62'yi iyi koydunuz bayım. Duncan

he explained early was having a bit of a break mental breakdown I don't know I

erkenden açıkladı biraz zihinsel çöküntü yaşıyordu Bilmiyorum

really don't know what happened today something something strange happened to

bugün ne olduğunu gerçekten bilmiyorum beynime garip bir şey oldu

my brain because when I came into the studio I suddenly realized that I was

çünkü stüdyoya geldiğimde aniden oldukça geç kaldığımı fark ettim

quite late and also that I hadn't prepared the unprepared so he put

ve ayrıca hazırlıksızı hazırlamamıştım bu yüzden

sixty-two instead of 63 yes no it's worse than that it's it's actually it

63 yerine altmış iki koydu evet hayır bundan daha kötü aslında dünün küçük

was actually yesterday's thumbnail so it was the thumbnail that's advertising

resmiydi yani

yesterday's livestream and that might be the reason why I got confused as well so

dünkü canlı yayının reklamını yapan küçük resimdi ve bu yüzden geldim benim de kafam karıştı o yüzden

everyone was getting confused because I was a little bit behind time today so I

herkesin kafası karışıyordu çünkü bugün biraz geciktim o yüzden defalarca

didn't even I had to told you on repeated occasions listen to me mr.

söylememe gerek bile kalmadı beni dinleyin bayım.

Duncan so you didn't have you haven't had anything to eat today have you

Duncan yani sen yemedin bugün bir şey yemedin

nothing I've how will you've had as a cup of tea well I've now had two pieces

hiçbirşeyin yok mu bir fincan çay olarak nasıl içeceksin peki şimdi iki dilim

of your delicious chocolate cake well considering that you have been up and

lezzetli çikolatalı pastanı yedim peki sen ne düşünüyorsun

about for seven hours eight hours probably you have to have nothing to eat

yedi saat sekiz saattir ayaktasınız ve muhtemelen hiçbir şey yememeniz gerekiyor, bu nedenle

so is it not surprising that your mind is not working properly and that you're

zihninizin düzgün çalışmaması ve

not being able to concentrate property on what you're doing you you've got to

mülkünüzü yaptığınız şeye konsantre olamamanız şaşırtıcı değil mi?

eat breakfast mr. Duncan just doesn't eat mr. Duncan doesn't eat unless he

kahvaltı yapmalıyım bayım Duncan, Mr. Duncan acıkmadığı sürece yemek yemez

feels hungry yes whereas you know most people will

evet, oysa çoğu insanın

eat regular meals throughout the day which keeps your blood sugar going so

gün boyunca düzenli yemekler yediğini bilirsiniz, bu da kan şekerinizin yüksek kalmasını sağlar, dolayısıyla

your blood Sugar's dropped because you haven't eaten properly and then you're

kan şekeriniz düşer çünkü doğru dürüst yemediniz ve sonra

rushing around and it's stressful and that's why you've been making these

koşuşturursunuz ve bu stresli olur ve bu yüzden bu

mistakes but people people you will forgive mr. Duncan this one

hataları yapıyorsun ama insanlar affedeceksin bay. Duncan bu bir

transgression I don't know I have no idea what was happening earlier oh hello

ihlal Bilmiyorum daha önce ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok oh merhaba

- Hong Hong ping Chang who says hi mr. Duncan do you remember me I am from

- Hong Hong ping Chang kim merhaba diyor bay. Duncan beni hatırlıyor musun ben

Beijing hello - Beijing a big knee how to Beijing hello to you as well Irene

Pekin'denim merhaba - Pekin koca bir diz Pekin'e nasıl merhaba sana da Irene

says yes and also other towns around are you

evet diyor ve çevredeki diğer kasabalar da sen misin

I don't know what that is I started reading that and I have no idea what

Bunun ne olduğunu bilmiyorum Bunu okumaya başladım ve hiçbir fikrim yok

what context that is actually in unfortunately there are things we can't

aslında ne bağlamda ne maalesef konuşamayacağımız şeyler var maalesef

talk about we can't say the word unfortunately so we are not allowed to

söz söyleyemiyoruz yani

say that just in case YouTube comes along and

youtube çıksa da

they they cut my cable you've got to get me a better way of looking at the the

kablomu keserse diye söylememize izin verilmiyor canlı yorumlara bakmanın daha iyi bir yolunu bul bana

live comments mr. Duncan because it keeps doing weird things okay anyway

bay. Duncan çünkü garip şeyler yapmaya devam ediyor tamam zaten

it's four o'clock mr. duncan I've got things to do no it's not four o'clock

saat dört Bay. duncan yapacak işlerim var hayır saat dört değil saat dördü

it's five past four I know and what extra five minutes well unfortunately

beş geçiyor biliyorum ve fazladan beş dakika ne yazık ki

have another five minutes you see because we have to we have to serve our

beş dakikamız daha var çünkü yapmak zorundayız

purpose if we're not here for two hours everyone gets angry and they all come

çünkü burada değilsek amacımıza hizmet etmeliyiz iki saattir herkes sinirleniyor ve hepsi gelip

round and start banging on the door hello on the contrary the other thing

kapıya vurmaya başlıyor merhaba tam tersine diğer şey

does not cause a runny nose so the thing that is happening Steve does not cause a

burun akıntısına neden olmuyor yani olan şey Steve burun akıntısına neden olmuyor

runny nose no fortunately but there are some weird side effects such as losing

hayır neyse ki ama bazı tuhaflıklar var

your sense of smell and taste well yes that I think at least fifty percent of

koku alma ve tat alma duyunuzu iyi kaybetmek gibi yan etkiler evet bence insanların en az yüzde ellisi

people I don't know for certain a certain percentage of people let's just

kesin olarak tanımıyorum insanların belirli

say an undisclosed and unknown yes percentage of people lose their sense of

bir yüzdesi açıklanmayan ve bilinmeyen evet insanların yüzdesi tat alma duyularını kaybediyor diyelim

taste and smell okay that's it telling is everyone I'm sorry but yes sir Jay

ve kokla tamam işte bu herkese anlatıyor Üzgünüm ama evet bay Jay

you're right I don't think you you don't get the typical cold symptoms of runny

haklısın sende burun akıntısının tipik soğuk algınlığı semptomlarını görmüyorsun

nose but the thing is when you get any symptoms at the moment of anything you

ama mesele şu ki şu anda herhangi bir semptom gördüğünde sahip olduğunu

think you've got it that's it and in fact I was so convinced last night that

düşündüğün herhangi bir şey var ve aslında dün gece o kadar ikna oldum ki, bir

I was coming down with something if we say you were coming down with

şeyle aşağı iniyordum, eğer hasta hissetmek

something that means you're about to feel ill I'm an infection so you are

üzere olduğun anlamına gelen bir şeyle geldiğini söylersek, ben bir enfeksiyonum yani

slowly beginning to feel unwell you feel as if you are coming down with something

yavaş yavaş kendini iyi hissetmeye başlıyorsun sanki bir şeye yakalanmış gibi hissediyorsun kendimi

I don't feel very well I think I'm coming down with something so you feel

pek iyi hissetmiyorum sanırım bir şeye yakalanıyorum bu yüzden kendini

unwell so you could in the early stages of an infection so

iyi hissetmiyorsun yani bir enfeksiyonun erken evrelerinde bunu yapabilirsin çok

last night I said to mr. Duncan orth I think I'm coming down with something

son gece beye dedim Duncan orth Sanırım anlamlı bir şeyler buluyorum

meaning because we're all a bit paranoid at the moment so you what you are

çünkü şu anda hepimiz biraz paranoyakız bu yüzden

normally my throat was a little scratchy but of course I've been singing earlier

normalde neysen boğazım biraz cızırtılıydı ama tabii ki daha önce şarkı söylüyordum bu

so I've probably overdone that and my nose was running even though that's not

yüzden muhtemelen abarttım o ve burnum akıyordu ama bu

a symptom you still think well maybe I've got something turned out so I there

bir semptom olmasa da hala iyi düşünüyorsun belki bende bir şeyler ortaya çıktı bu yüzden orada

I was swallowing vitamin C pills and all sorts of things to try and combat combat

C vitamini hapları ve

anything that I might have caused it it wasn't anything no it's just a bit of

buna neden olmuş olabileceğim herhangi bir şeyle mücadele etmek için her türlü şeyi yutuyordum. hiçbir şey değildi hayır sadece biraz

hay fever yes because you because you're completely paranoid and you're a

saman nezlesi evet çünkü sen tamamen paranoyaksın ve

complete hypochondriac that's why would you say so Helen yeah

tam bir hastalık hastasısın bu yüzden böyle söyler miydin Helen evet

sorry yes I agree with you there and whatever you said I agree with it

üzgünüm evet orada sana katılıyorum ve ne dediysen katılıyorum Bununla

Helen says power mirror must have made a comment earlier about cutting hair

Helen, elektrikli aynanın daha önce saç kesmekle ilgili bir yorum yapmış olması gerektiğini söylüyor

because of cause at the moment you can't go to the hairdresser's which probably

çünkü şu anda kuaföre gidemezsin, bu muhtemelen

isn't a problem for most men but for a lot of women I'm being sexist here you

çoğu erkek için sorun değil ama birçok kadın için cinsiyetçi davranıyorum. burada

like to get who like to look beautiful and we all appreciate that time that you

güzel görünmekten hoşlananları elde etmeyi seviyorsunuz ve hepimiz kuaföre ve elektrikli aynaya gidip

take to make yourselves look beautiful by going to the hairdresser's and power

kendinizi güzel göstermek için ayırdığınız zamanı takdir ediyoruz,

mirror says you are lucky I cut my husband's hair but it is not possible

şanslısınız kocamın saçını ben kestim ama

for him to cut mine it would be a disaster it would well of course cutting

onun kesmesi mümkün değil diyor benimki tam bir felaket olurdu tabii ki

men's hair is not really difficult because there's you know you just sort

erkeklerin saçını kesmek gerçekten zor değil çünkü biliyorsun, sadece

of hack about at it doesn't really matter very much unless you're

biraz dalga geçiyorsun,

particularly style conscious of course it won't matter with that with me haha I

özellikle stil bilincine sahip değilsen pek bir önemi yok tabii ki olmayacak benim için önemi yok haha ​​ben

just run a razor over very quickly taking five minutes you just get next

sadece beş dakikamı alarak çok hızlı bir şekilde bir jiletle üzerinden geçiyorum sen sadece

door's cat to lick it off well my sister and my mother are both saying the same

yan komşunun kedisini iyice yalasın ablam ve annem aynı

thing who's going to cut my hair and it's quite to cut a woman's hair into a

şeyi söylüyorlar saçımı kim kesecek ve oldukça kesecek bir kadının saçını bir

style or even a man's hair into a style if you want a style then it takes a bit

stile, hatta bir erkeğin saçını bir stile dönüştürmek istiyorsanız, o zaman

of skill yes so you need a hairdresser I would I would say that's very true Steve

biraz beceri gerektirir evet, bu yüzden bir kuaföre ihtiyacınız var, bunun çok doğru olduğunu söyleyebilirim Steve,

that's why they have those places where you go to and then there's always

bu yüzden gittiğiniz o yerler var ve sonra her

there's always a couple of young girls and is always a guy that looks like what

zaman bir çift genç kız vardır ve her zaman şöyle görünen bir adamdır ne

can I say how can I describe that well anyway a very very effervescent

diyebilirim ki bunu nasıl iyi tarif edebilirim zaten çok çok coşkulu bir

assistant shall we say your mother loves going to the hairdresser's I've just

asistan annen kuaföre gitmeyi çok seviyor mu diyelim Ben sadece

remembered how is your mother managing during these times are you are

annen nasıl idare ediyor bu aralar hatırladın mı

you going to go to your mother's house and cut her hair Valentina says big

annenin evine gidip saçını mı keseceksin

problem our hair this is the very issue yes well my mother of course is very

upset my mother every week goes to have her hair done every Saturday like a lot

saçlarını her cumartesi yaptırın, pek çok

of women do go every week or every two weeks to have a haircut to have it

kadının yaptığı gibi, her hafta veya iki haftada bir saçlarını kestirmek ve

styled because makes them feel everybody likes to feel attractive and if your

şekillendirdirmek, çünkü onlara herkesin kendilerini çekici hissetmekten hoşlandığını hissettirir ve eğer

hair is have not been attended to then of course it's too late for you and me

saçınıza bakılmadıysa, o zaman tabii ki senin ve benim için çok geç

then it just makes you feel better so it's it's part of the routine of life

o zaman kendini daha iyi hissetmeni sağlar, bu yüzden

for a lot of people - I'm not just going to say women with a lot of men like to

birçok insan için hayatın rutin bir parçasıdır - sadece birçok erkeği olan kadınların

have the hairstyle it has got it I know I'm like us so it is upsetting for my

sahip olduğu saç stiline sahip olmaktan hoşlandıklarını söylemeyeceğim Biliyorum ben de bizim gibiyim bu yüzden

mother not to have our hair done styled bit of mousse put in there make it look

annemi üzüyor saçımızı yaptırmamak şekillendirilmiş oraya biraz köpük sürüp

a bit more fulsome so right yes it's very difficult it must be a big problem

biraz daha dolgun gösteriyor yani doğru evet çok zor büyük bir problem olmalı

I mean if you if you're used to having your hair dyed if you've got grey hair I

demek istiyorum sen saçlarını boyatmaya alışkınsan saçların aksa

mean I noticed the other night I've noticed people on television now if

demekki geçen gece fark ettim şimdi televizyonda insanlar farkettim

they're on these live streams and they bend forward all the gray roots are

bu canlı yayınlarda ve öne doğru eğiliyorlar bütün ak kökleri

coming through what what live streams are you watching where people bend

hangi canlı yayınları izliyorsunuz insanların

forward I meant I meant reporters and such they're going to people you know

öne eğildiği yerde demek istedim muhabirleri kastettim insanlara gidiyorlar bildiğiniz gibi

everyone is zooming now during the Skype there go into people's

skype sırasında herkes yakınlaştırıyor orda insanların

houses where they where there where their self-isolation

evlerine giriyorlar oralarda neredeler oralarda kendi kendini tecrit ettikleri yerlerde

they're all sitting in front there they're all sitting in front of their

hepsi önde oturuyorlar hepsi kitaplıklarının önünde oturuyorlar

bookcases looking very suave yes but I've noticed a few people leaning

çok tatlı görünüyorlar evet ama birkaç kişinin öne doğru eğildiğini fark ettim

forward because they haven't got the camera angle quite right okay and it's

çünkü kamera açısını tam olarak doğru tutmamışlar tamam ve

revealing a lot of gray roots it's going to be it's going to be utter horror when

çok fazla gri ortaya çıkıyor kökler olacak tüm bunlar bittiğinde tam bir korku olacak

this all ends yes I mean you know how many people are going to wear hats but

evet yani kaç kişinin şapka takacağını biliyorsun ama

whether they go to the the hairdresser's they won't want people to see them with

kuaföre gitseler insanların onları şapkalarıyla görmelerini istemeyecekler

that with their their gray roots and their long straggly hair hmm

gri kökler ve uzun dağınık saçları hmm

going to be very embarrassing we will all look like we've time traveled from

çok utanç verici olacak hepimiz 1960'lardan zamanda yolculuk yapmış gibi görüneceğiz

the 1960s well mr. Duncan well time for me to go well okay because I'm going to

peki bayım. Duncan benim için iyi gitme zamanı tamam çünkü

go round to my neighbor but I'm going to do that my neighborly good neighbor yeah

komşuma gideceğim ama bunu komşu iyi komşuma yapacağım evet

but if we brought elderly neighbors living all around us and I promised I

ama etrafımızda yaşayan yaşlı komşuları getirirsek ve söz verdim

would cut her bushes and trim her bushes talking of cutting hair and her hedges

onu ​​keseceğim çalılarını kesiyor ve çalılarını budayarak saçlarını ve çitlerini kesmekten bahsediyor

and yes she said will you please come round but she can't get a gardener you

ve evet dedi, lütfen kendine gelir misin ama bahçıvan bulamıyor,

see she's about 70 years old and that she can't get a gardener at the moment

görüyorsun, yaklaşık 70 yaşında ve şu anda bahçıvan bulamıyor

because of course self isolating we're not allowed to have even gardeners come

çünkü bahçıvanların bile gelmesine izin verilmiyor,

round so because I like doing gardening I have offered to cut some of their

bu yüzden bahçıvanlık yapmayı sevdiğim için onun için çalılarından bazılarını kesmeyi teklif ettim

bushes for her and I cut a grass the other week so I'm going to go back now

ve geçen hafta bir çim kestim, bu yüzden şimdi geri döneceğim

and had dogs lovely I'm going to stay a safe distance from her of course

ve köpekler sevimli, ondan güvenli bir mesafede duracağım elbette

but I'm going to do this is that part of my neighborly dude okay Steve all right

ama bunu yapacağım, komşu dostumun o kısmı tamam Steve, anladık,

we've got it she could have just said I'm going round to the neighbours but no

ona gideceğimi söyleyebilirdi komşular ama hayır ben

I'm virtue signaling mr. Duncan I'm virtue signaling yes I'm saying look at

erdem işareti yapıyorum bay. Duncan erdem işareti yapıyorum evet diyorum ki

me how wonderful I am helping out my elderly neighbors aren't I a wonderful

bana bak ne kadar harika yaşlı komşularıma yardım ediyorum ben harika iyi

good wonderful person yeah okay good luck with that so so what are you

harika bir insan değil miyim

staying a safe distance from the dog or the neighbor rather required honest I

ya da komşu daha doğrusu dürüst olmasını istedi Ben

like to stay my distance from her anyway in the best suit I'm only joking a

yine de en iyi takım elbiseyle ondan uzak durmayı seviyorum Sadece şaka yapıyorum bir

neighbor or the dog she's got a lovely beautiful an Alsatian not Alsatian what

komşu ya da köpeği var çok güzel bir Alsas değil Alsas değil

is the dog that she has mister don't go on it's a Labrador yes it's not a

Sahip olduğu köpek nedir bayım gitme üzerinde o bir Labrador evet bu bir chihuahua değil

chihuahua it's it's believed the Chihuahua Labrador it's bigger than a

Chihuahua Labrador'a inanılıyor o bir

chihuahua and smaller it's smaller than then it's a Labrador I've just I've

chihuahua'dan daha büyük ve daha küçük o zaman o bir Labrador Az

already said that mr. Duncan okay it's it's it's a big Labrador sorry a theme

önce söyledim ki bay. Duncan tamam, bu büyük bir Labrador, üzgünüm bir tema

is a bit female Labrador we call them bitches did you just call your neighbor

biraz dişi Labrador onlara [ __ ] diyoruz az önce komşuna [ __ ] mu dedin

a bitch you know the dog Oh dog let's be clear here and although that term is

köpeği biliyorsun Ah köpek burada açık olalım ve bu terim

often used in a derogatory way towards women okay but yes so it's a beautiful

genellikle aşağılayıcı bir şekilde kullanılsa da kadınlar tamam ama evet yani bu güzel bir

lady dog that's though you'd be down to lady dog it sound like you sound like

hanım köpek bu, hanım köpeğe benzetecek olsan da kulağa

you're describing a Disney film and Labradors have got beautiful faces and

bir Disney filmini anlatıyormuşsun gibi geliyor ve Labradorların güzel yüzleri var ve

they said and it's in totally in love with me it's nothing to do with the fact

dediler ve o tamamen bana aşık

that I take it lots of biscuits at all but then you know everyone's in love

çok bisküvi yememle alakası yok ama biliyorsun ki herkes bana aşık

with me I have many suitors mr. Duncan and that

çok taliplerim var bayım. Duncan ve

just that labrador dog is just one of them sorry you have people that are

o labrador köpeği onlardan sadece biri üzgünüm,

after you romantically including dogs Oh many I've always got people who are

köpekler de dahil olmak üzere romantik bir şekilde peşinde olan insanlar var

writing me love letters mr. Duncan and emails declaring their love and

. Duncan ve bana olan sevgilerini ve şefkatlerini ilan eden e-postalar,

affection for me why did you settle down and have relations but I just throw them

neden yerleşip ilişkiniz oldu ama ben

all off I literally don't know how to respond to them oh I'm only joking mr.

hepsini bir kenara attım Kelimenin tam anlamıyla onlara nasıl cevap vereceğimi bilmiyorum oh sadece şaka yapıyorum bayım.

Duncan okay I'm only joking so mr. Steve is now going to see his

Duncan tamam, sadece şaka yapıyorum, bu yüzden bay. Steve şimdi komşusunu görecek, salyası

neighbor he is going to stroke the furry drooling animal and then he also am I

akan tüylü hayvanı okşayacak ve sonra o da

say hello to the dog as well haha yes I'll only be about an hour all right so

köpeğe de merhaba diyeceğim haha ​​evet sadece bir saat kadar geleceğim, o halde

shall I do that first or should we have the we'll have the hot cross buns first

önce onu mu yapayım yoksa yapmalı mıyım? bizde ilk önce sıcak çapraz çörekleri yiyeceğiz

okay definitely because otherwise it'll be too late before we have our evening

tamam kesinlikle çünkü aksi halde akşam yemeğimizi yemeden çok geç olacak

meal okay again I'm cooking again tonight mr.

tamam yine bu akşam tekrar yemek yapıyorum bayım.

Duncan I got some words to show anyway what why have you waited this long to

Duncan gösterecek bazı kelimelerim var zaten neden

show some words well because of you it's all your fault don't go just yet because

bazı kelimeleri iyi göstermek için bu kadar bekledin senin yüzünden hepsi senin suçun henüz gitme çünkü

mr. Duncan is going to show you some words okay

Mr. Duncan sana bazı kelimeler gösterecek tamam peki

well I'm going to go and I'm going to be how long am I going to be like you you

ben gideceğim ve ne kadar süre senin gibi olacağım,

go round to the neighbors first oh but I want to have my hot Chris burn because

önce sen komşulara git oh ama ateşli Chris'imi yakmak istiyorum çünkü saat

it's 4:00 it's quarter past 4:00 you're like a spoiled petulant child but I

4:00 saat 4:00 çeyrek geçiyor şımarık huysuz bir çocuk gibisin ama

don't want to eat it too close to the main meal tonight well I will do that

bu akşam ana öğüne çok yakın yemek istemiyorum o zaman öyle yapacağım o

then if you're staying on for later the viewers stay with mr. Duncan yes how

zaman izleyiciler daha sonraya kalıyorsa bey ile kal Duncan evet ne

long how long you going to be what are you going to commit to trust me more

kadar daha kalacaksın bana daha fazla güvenmek için ne taahhüt edeceksin

this is going to improve in a moment this will all get better

bu bir anda düzelecek her şey daha iyi olacak

trust me would you make up for the things that went wrong only you mean oh

güven bana ters giden şeyleri telafi eder misin sadece sen demek istiyorsun oh

I've liven up now but I'll go I'll go while I'm on a high yes please if that's

ben Şimdi canlandım ama gideyim keyfim yerindeyken gideceğim evet lütfen eğer böyleysen keyfin yerinde

what you're like when you're you're not high or happy then I don't really know

ya da mutlu değilsin o zaman gerçekten bilmiyorum

if I if I'm ready to see you high and happy to be honest what is the name of

seni yüksekte görmeye hazırsam ve mutluysam dürüst olmak gerekirse

the dog says FC Jemima the dog is called Jemima and it's a beautiful dog very old

köpeğin adı ne FC Jemima diyor köpeğe Jemima denir ve çok güzel bir köpek çok yaşlı bir

dog it's 14 years old who calls their doctor mine it can barely walk have you

köpek 14 yaşında kim doktoruna benim diyen zar zor yürüyor

ever have you ever met someone who's called their dog a sort of typical name

Hiç köpeğine Roger ya da Phillip gibi tipik bir isim diyen biriyle tanıştın mı,

for a person like like Roger or Phillip now you always give dogs there's names

şimdi köpeklere her zaman veriyorsun,

that you would not normally give to people or Jennifer Jennifer

normalde insanlara vermeyeceğin isimler var ya da Jennifer Jennifer

you could died oh you'd never call her he

ölebilirsin oh sen onu asla aramayın o

and Fido would you well I don't know I don't know I think it's happened um

ve Fido iyi olur mu bilmiyorum bilmiyorum sanırım oldu

wants me to say hello to the dog I will

köpeğe merhaba dememi istiyor arayacağım

and there was one other question I was going to answer like what am I going to

ve bir soru daha vardı ne yapacağım gibi cevaplayacaktım

plant in the garden well mr. Duncan will reveal that but I

bahçeye iyi dikmek için mr. Duncan bunu ifşa edecek ama

read a plaintiff Oh tinea in the corner I've decided I've been racking my brains

bir davacı okudum Oh tinea köşede karar verdim kafamı patlatıyorum

you're asking money brains that means you you're thinking and thinking trying

para istiyorsun beyinler bu senin düşündüğün ve düşündüğün anlamına geliyor

to come up with ideas solutions what can I plant in the corner of the

fikirler bulmaya çalışıyorsun çözümler ne yapabilirim arkadaki bahçenin köşesine bir bitki diktim

garden at the back and I've got several plants that I've bought over the years

ve yıllardır satın aldığım birkaç bitki var,

that I've never that are in pots that I've never put into the garden thinking

saksıda olmayanlar bahçeye hiç koymadım

what can I put in there it's got to be fast growing to cover up the the

oraya ne koyabilirim diye düşünüyorum

horrible fence and the posts so I'm going to put in this variegated photinia

korkunç çiti ve direkleri örtmek için hızla büyüyor olmalı, bu yüzden bu alacalı photinia'yı koyacağım,

so you can look that up and mr. Duncan can show you give you a picture grows

böylece ona bakabilirsiniz ve bay. Duncan size bir resim verdiğinizi gösterebilir,

faster it'll fill the corner up I've decided that's it mr. Duncan goodbye to

daha hızlı büyür, köşeyi doldurur, öyle olduğuna karar verdim Bay. Duncan herkese hoşçakalın ve haftaya

everybody and see you all this time next week or maybe two hours earlier than

bu zamanlar veya belki bundan iki saat önce görüşürüz

this okay I don't understand that well if I said this time next week it would

tamam bunu pek iyi anlamıyorum haftaya bu zamanlar dersem

be too late yes although I'm saying I would I

çok geç olur evet yapacağımı söylesem de

actually wouldn't blame anyone for joining at this point when you're

aslında yapmazdım Bu noktada ayrıldığınız zaman katıldığınız için kimseyi suçlamayın,

leaving you see well it's nice to be with you all today

iyi görüyorsunuz, bugün hepinizle birlikte olmak güzel,

okay and with you mr. Duncan although I'll see you later

tamam ve sizinle bayım. Duncan, seni sonra göreceğim,

so you want me to go around now and do that okay you're going to show some

yani şimdi etrafta dolaşıp bunu yapmamı istiyorsun, tamam, bazı

words and I've come back for the hot Kris Pearn later okay that what we're

kelimeler göstereceksin ve ben daha sonra ateşli Kris Pearn için geri geldim, tamam, ne

doing yes planets let's just bye-bye ba ba see you later Steve and that is mr.

yapıyoruz evet gezegenler hadi sadece güle güle ba ba sonra görüşürüz Steve ve o da Bay.

Steve and he is the person who sometimes comes on to annoy us all

Steve ve o bazen gelip hepimizi kızdıran kişi siz

you

Steve still talking he's talking he doesn't realize we've actually gone off

Steve hala konuşuyor konuşuyor aslında ayrıldığımızın farkında değil

I will be going in a few minutes but I'm going to stay with you a little bit

Birkaç dakika sonra gideceğim ama sizinle biraz kalacağım biraz

longer because we were longer than we expected with mr. Steve we were we were

daha uzun çünkü Bay ile beklediğimizden daha uzunduk. Steve biz

much longer however you know what it's like mr. Steve likes talking he does

çok daha uzunduk ama nasıl bir şey olduğunu bilirsiniz Bay. Steve konuşmayı sever

sometimes he can't stop himself hello to everyone on the live chat nice to see

bazen sever kendini tutamaz canlı sohbetteki herkese merhaba

some of you are still here very nice to see you here today

bazılarınızın hala burada olduğunu görmek güzel bugün sizi burada görmek çok güzel merhaba

hello Evangelina hello also um from mr. Steve I will pay for your flight tickets

merhaba Evangelina merhaba ayrıca mr. Steve uçak biletlerinin parasını ödeyeceğim

and you can do my garden for me oh I think mr. Steve might be very happy and

ve sen benim için bahçemi yapabilirsin oh sanırım bay. Steve bundan çok mutlu ve heyecanlı olabilir, bu

excited by that so are you sometimes a lazy person mr.

yüzden bazen tembel bir insan oluyorsunuz bayım.

Steve earlier was accusing me of being lazy

Steve daha önce beni tembel olmakla suçluyordu.

well another word for lazy something we can often use to describe a person who

is quite lazy is bone idle a person who is lazy might be described as bone idle

a person who tends to do nothing maybe they are very lazy maybe they don't want

çok tembel belki

to work maybe they always avoid doing any work we describe them as bone idle

çalışmak istemiyorlar belki her işi yapmaktan hep kaçınıyorlar biz onları kemik aylak olarak tanımlıyoruz

my neighbor never never does anything in his garden he is so bone idle maybe you

komşum bahçesinde hiç bir şey yapmıyor o çok tembel belki

have a son who doesn't want to go to work he doesn't want to do any work he

oğlunuz var gitmek istemeyen çalışmak istemiyor herhangi bir iş yapmak istemiyor

always likes to sit in front of the television and eat snacks come to think

her zaman sever televizyonun karşısına oturup abur cubur yemeyi bir düşününce bana öyle geliyor ki

of it that sounds like me on a Saturday night bone idle is another word we can

cumartesi gecesi kemik aylaklık kullanabileceğimiz başka bir kelime o

use he's an interesting word you might not have heard of this word before

ilginç bir kelime olabilir bu kelimeyi daha önce duymamıştım

languid o languid a person who is always relaxed doing nothing they they are

halsiz o bitkin hiçbir şey yapmadan her zaman rahat olan bir insan onlar

languid they'd like to languish you languish you recline you don't like to

halsiz onlar bitkin düşmek isterler siz bitkin düşersiniz yaslanmışsınız

do anything you like to spend your time doing very little maybe you can be

hiçbir şey yapmaktan hoşlanmazsınız zamanınızı çok az şey yaparak geçirmekten hoşlanırsınız belki

lethargic a person who has no energy they have no enthusiasm they don't want

uyuşuk olabilirsiniz enerjisi olmayan bir insan coşkuları yoktur

to do anything they are lethargic lethargic Homer Simpson yes Homer

hiçbir şey yapmak istemezler uyuşukturlar Homer Simpson evet Homer

Simpson is often lazy even though he does work he does work but he can be

Simpson genellikle tembeldir, çalışsa da çalışır ama

quite lazy someone who is lackluster a person who has no energy they don't want

oldukça tembel biri olabilir cansız, enerjisi olmayan bir insan, hiçbir

to do anything they just want to sit or lie around doing nothing

şey yapmak istemiyorlar, sadece oturmak ya da uzanmak istiyorlar, hiçbir şey yapmıyorlar,

a person who is slothful slothful I like this one

tembel bir insan, bunu seviyorum,

it's slothful a person who is slothful is a person who might not be very active

tembel, tembel bir insan, olmayabilecek bir insan. çok aktif biraz

a bit like the animal called a sloth slothful so that person is very similar

hayvan gibi tembel hayvan denir tembel yani o kişi tembel hayvana çok benzer

to a sloth they don't like to do much work sluggish is another one you feel as

çok iş yapmayı sevmez halsiz bir başkası da

if you don't want to do anything you have no energy you just want to lie back

hiçbir şey yapmak istemiyormuş gibi hissedersin enerjin yok sadece uzanmak istiyorum

you just want to sit and do nothing you feel very sluggish I like that word a

sadece oturmak ve hiçbir şey yapmamak istiyorsun kendini çok halsiz hissediyorsun bu kelimeyi seviyorum

person who is not very active is listless they have no energy they have

çok aktif olmayan bir insan halsizdir enerjileri yoktur

no real motivation to do anything they are listless they are just doing nothing

hiçbir şey yapmak için gerçek motivasyonları yoktur halsizler sadece hiçbir şey yapmazlar

here's a good one we use this in British English a person who is a layabout

işte iyi bir tane bunu İngiliz İngilizcesinde kullanırız, tembel olan bir kişi

so in British English we will often use this to describe a person who does not

yani İngiliz İngilizcesinde bunu çalışmayı sevmeyen bir kişiyi tanımlamak için sıklıkla kullanırız,

like working they always try to avoid work maybe they are always sitting

her zaman işten kaçınmaya çalışırlar, belki de her zaman oturup

around watching the television layabout a person who is a layabout oh you you're

televizyon dizisini izliyorlardır. aylak bir insan oh sen

always sitting around doing nothing you just a big lay about play about I like

her zaman hiçbir şey yapmadan oturup duruyorsun sadece büyük bir oyun hakkında oynuyorsun bunu sevdim bu

that one that's a good one a person who avoids

iyi bir iş yapmaktan kaçınan bir kişi

work might be described as a slacker a person who avoids doing any work

tembel olarak tanımlanabilir herhangi bir iş yapmaktan kaçınan bir kişi Herhangi bir işi yapmaktan kaçınan tembel

whatsoever might be described as a slacker slacker a person who avoids

bir tembel olarak tanımlanabilecek herhangi bir şey

doing any work I want to eat some mashed potatoes

Biraz patates püresi yemek istiyorum

I really do we were talking a lot earlier about mashed potatoes and I keep

gerçekten istiyorum, çok daha önce patates püresi hakkında konuşuyorduk ve sürekli

thinking about mashed potatoes I want to go back to France and try some of those

patates püresini düşünüyorum Fransa'ya geri dönüp denemek istiyorum o

delicious creamed potatoes they were they were gorgeous

lezzetli kremalı patateslerden bazıları muhteşemdi

a person who is a shirker is someone who avoids any responsibility they try to

kaytaran insan her türlü sorumluluktan kaçınan kişidir

avoid doing any work they try to avoid doing anything that involves being

active or doing any exercise you always like to shirk your duty lazybones a

aktif olmayı veya her zaman yapmaktan hoşlandığınız herhangi bir egzersizi yapmayı içeren herhangi bir işi yapmaktan kaçınmaya çalışır görev tembelleri

person who is very lazy a person who doesn't like doing anything can be

çok tembel bir kişi hiçbir şey yapmayı sevmeyen bir kişi

described as lazybones they are a lazy person a person who often sits on their

tembel olarak tanımlanabilir onlar tembel bir kişidir sık ​​sık kanepesinde veya kanepesinde oturan bir kişi

couch or their sofa can be described as a couch potato a person who often sits

kanepe patatesi olarak tanımlanabilir sık ​​sık oturan bir kişi

around watching television maybe they are always on the sofa watching

televizyon seyrederken belki de her zaman kanepede

television enjoying their reality TV shows they might be described as a couch

televizyon izliyorlar, realite TV şovlarının tadını çıkarıyorlar, kanepede patates gibi tanımlanabilirler, huysuz bir

potato slouch a person who is a slouch is a person who likes to sit around

kişi hiçbir şey yapmadan oturmayı seven bir kişidir,

doing nothing they often waste their time they are

genellikle zamanlarını boşa harcarlar.

described as a slouch a person who avoids work might be described as work

hımbıl olarak çalışmaktan kaçınan bir kişi çalışmaktan çekingen olarak tanımlanabilir o

shy he doesn't like doing any work I would describe him

herhangi bir işi yapmaktan hoşlanmaz ben onu çalışmaktan çekingen olarak tanımlardım

work-shy he doesn't like doing any work whatsoever

hiçbir işi yapmaktan hoşlanmaz

he is work shy a person who shows no interest in things might be described as

çalışmaktan çekinir hiçbir şeye ilgi göstermeyen kişi kayıtsız olarak tanımlanabilir

apathetic apathetic a person who has no interest they don't want to get involved

kayıtsız hiçbir ilgisi olmayan bir insan hiçbir şeye bulaşmak istemezler

in anything they are apathetic and oh one more I like this one

kayıtsızlar ve ah bir kez daha sevdim bunu

a person who is lazy maybe they waste their time they waste their life we

tembel bir insan belki zamanını boşa harcıyorlar hayatlarını boşa harcıyorlar biz

describe them as a deadbeat a person who is a deadbeat is a person who wastes

onları tarif ediyoruz ölü vuruş yapan kişi zamanını boşa harcayan kişidir

their time they often do nothing they are often very lazy lazy people that is

genellikle hiçbir şey yapmazlar genellikle çok tembel tembel insanlardır

almost it from me for today I hope you enjoyed today's livestream a little bit

bugünlük benden bu kadar umarım bugünkü canlı yayından biraz

longer because I did have some problems at the start of today's livestream we

daha uzun süre keyif almışsınızdır bugünkü canlı yayının başlangıcındaki sorunları

will forget about that completely forget about that thank you very much for your

unutacağız, bunu tamamen unutacağız, şirketiniz için çok teşekkür ederim,

company thank you very much for everyone Thank You Luis Mendez Thank You

herkes için çok teşekkür ederim.

Francisco ts also Evangelina pal Mira Sergio Sergio says I like those words

they are all taken from my description so you are saying that those words are a

hepsi benim tanımımdan alındı, bu yüzden bu kelimelerin

good way of describing you Sergio I see well that is very brave of you to admit

seni tanımlamanın iyi bir yolu olduğunu söylüyorsun Sergio bunu çok iyi görüyorum ki bunu kabul etmen çok cesurca

it I can't sleep when many people are studying says Ivan okay well you can

Birçok insan ders çalışırken uyuyamıyorum diyor Ivan tamam pekala

have a rest now you can have a little rest relax yourself because it's time

alabilirsin şimdi dinlenin biraz dinlenebilirsiniz rahatlayın çünkü

for me to say goodbye I hope you've enjoyed today's livestream it's been

benim veda zamanım geldi umarım bugünkü canlı yayından keyif almışsınızdır

interesting I hope thank you very much to mr. Steve

ilginçti umarım beye çok teşekkür ederim. Steve

as well for your input I hope you've enjoyed it a little bit later on we all

de katkılarınız için umarım biraz daha keyif almışsınızdır

go to have a hot cross bun and also a nice

cup of tea and maybe some more of mr. Steve's delicious cake you will be able

. Steve'in lezzetli pastası

to save a screenshot of the recipe for mr. Steve's cake maybe you can try it as

için tarifin bir ekran görüntüsünü kaydedebileceksiniz Mr. Steve'in pastası belki siz

well try to make it thank you very much for your company thank you everyone

de deneyebilirsiniz, bunu yapmaya çalışın, şirketiniz için çok teşekkür ederim, herkese teşekkür ederim,

thank you very much John a Fred a Hello mr. Duncan it's been very pleasing to

çok teşekkür ederim John a Fred a Hello mr. Duncan, seni tekrar yakalamak çok memnun oldu

catch you again Jean Fred a thank you very much you are

Jean Fred, çok teşekkür ederim,

welcome Yoona Corina sir Jaya Hiroko franceska thank you very

hoşgeldin Yoona Corina, efendim Jaya Hiroko franceska,

much for your company today I've enjoyed it and yes guess what I am back with you

bugün arkadaşlığınız için çok teşekkür ederim, çok eğlendim ve evet, tahmin edin yarın tekrar aranızdayım

tomorrow I'm back again tomorrow 2 p.m. UK time tomorrow so I'm back again thank

ben' yarın 14:00'te tekrar dönüyorum. Yarın İngiltere zamanı, tekrar döndüm teşekkür

you Peter Thank You Manuel see you tomorrow

ederim Peter Teşekkürler Manuel yarın görüşürüz

everyone I hope you will have a good Sunday and also the rest of your weekend

millet umarım iyi bir Pazar geçirirsiniz ve ayrıca hafta sonunuzun geri kalanı

will go very very nicely and remember don't forget you are not alone during

çok çok güzel geçer ve unutmayın bu süre boyunca yalnız değilsiniz.

these times don't forget also you can make the best of a bad deal try to see

bu zamanlarda şunu da unutma kötü bir anlaşmayı en iyi şekilde değerlendirebilirsin

something good in these strange and difficult times you can also look on the

bu garip ve zor zamanlarda iyi bir şeyler görmeye çalış

bright side of life look on the bright side keep cheerful find something nice

hayatın iyi tarafından da bakabilirsin hayatın iyi tarafından bak neşeli ol

to do something nice to distract you every cloud has a silver lining it

yapacak güzel bir şeyler bul dikkatinizi dağıtmak güzel, her bulutun gerçekten bir umut ışığı vardır

really does and finally don't forget there is light at the end of the tunnel

ve sonunda tünelin sonunda ışık olduğunu unutmayın,

in fact a lot of people have been using this actual phrase this week on the news

aslında bu hafta haberlerde pek çok insan bu gerçek ifadeyi kullanıyor, bu

so a lot of people being interviewed and talked to they're being interviewed

yüzden birçok insan röportaj yapılıyor ve konuşuluyor

about the current situation and many people are saying we think there is

mevcut durum hakkında röportaj yapılıyor ve birçok insan

light at the end of the tunnel now that is it thank you very much I am

tünelin sonunda ışık olduğunu düşünüyoruz diyor şimdi öyle mi çok teşekkür ederim

definitely going like Superman I am going to fly off and change my underwear

kesinlikle Süpermen gibi gidiyorum uçup gideceğim ve iç çamaşırımı değiştir,

thank you for your company 2 p.m. UK time tomorrow

arkadaşlığın için teşekkürler, 14:00 İngiltere saati yarın,

this is mr. Duncan in the birthplace of English saying thanks a lot don't forget

bu Mr. İngilizcenin doğum yerindeki Duncan çok teşekkürler diyor gitmeden

to give me a lovely like as well before you go please give me a like there it is

önce bana da çok güzel bir like atmayı unutmayın lütfen bana bir like atın orada bana

give me a like and also subscribe if you like what you see thanks a lot for your

bir like atın ayrıca abone olun gördüklerinizi beğenirseniz çok teşekkürler

company everyone Thank You Annie Thank You Noemi thank you ts see you all later

şirketiniz herkese Teşekkürler Annie Teşekkürler Noemi teşekkürler hepinizle sonra görüşürüz

and of course before I disappear you know what's coming next

ve tabii ki ben kaybolmadan önce sırada ne olduğunu biliyorsunuz

yes you do until tomorrow 2 p.m. UK time this is mr. Duncan in England saying

evet yarın saat 14:00'e kadar yapabilirsiniz. İngiltere saati, bu bay. İngiltere'de Duncan

thanks for watching and

izlediğiniz için teşekkür ediyor ve

Tatar for now

şimdilik Tatar