Learn English Late and Live - 9th May 2018 - with Mr Duncan in England - SMELLS

do-do-do-do-do I have had such a busy week I have been so busy painting and

yap-do-do-do-do çok yoğun bir hafta geçirdim boyama ve

decorating oh my goodness it's been absolutely crazy

dekorasyonla çok meşguldüm aman tanrım kesinlikle çılgınca oldu oh

oh yes here we go again hello there hi everybody this is mr. Duncan in England

evet işte yine başlıyoruz herkese merhaba herkese merhaba ben bay. Duncan İngiltere'de

how are you today are you okay I hope so are you happy I really really hope so oh

bugün nasılsın iyi misin umarım çok mutlusundur gerçekten çok umut ediyorum aman

my goodness I have had such a busy week I've been

tanrım çok yoğun bir hafta geçirdim

busy decorating the kitchen I'm still doing

mutfağı dekore etmekle meşguldüm bugün hala yapıyorum

it today I was up the ladder I was painting the ceiling one of the hardest

bugün ayaktaydım merdiven tavanı boyuyordum

things to paint in the house must be the ceiling and here is the scene in the

evde boyanması en zor şeylerden biri tavan olmalı ve işte mutfakta ki sahne bu

kitchen or at least this was the scene this morning in my kitchen look at that

ya da en azından bu sabah benim mutfağımda ki sahne buydu bakın

you can see that I am very busy at the moment doing all sorts of things

bakın çok güzelim şu sıralar

decorating you can see that I have covered all of the furniture in the

dekorasyonla uğraşıyorum gördüğünüz gibi mutfaktaki tüm mobilyaları kapladım

kitchen to make sure that I don't get any paint on the furniture on the

cupboards and the worktops by the way he is a very interesting tip

dolap ve tezgahlardaki mobilyalara boya bulaşmasın diye bu arada o bir çok ilginç

a little thing for you to remember never throw out old sheets off your bed so if

bir ipucu hatırlamanız için küçük bir şey asla yatağınızdan eski çarşafları atmayın, eğer

your sheets or blankets become worn never throw them away because they can

çarşaflarınız veya battaniyeleriniz yıpranırsa asla onları atmayın çünkü

become quite useful later on you can use them as dust sheets so if you ever find

daha sonra oldukça kullanışlı hale gelebilirler, onları toz çarşafı olarak kullanabilirsiniz, böylece bulursanız

yourself in a situation where you are doing some decorating and you need to

Kendinizi biraz dekorasyon yaptığınız bir durumda ve boyayı sürerken

protect your furniture from the paint from all of the splashes as you are

mobilyanızı tüm sıçramalardan boyadan korumanız gerekiyor,

putting the paint on then you can use some old sheets to cover the furniture

o zaman mobilyaları kaplamak için bazı eski çarşafları kullanabilirsiniz,

with so there it is there is the scene today in my kitchen I am still working

böylece oradadır. Bugünkü sahne mutfağımda hala

away very busily in fact I was still doing it tonight two hours ago I was in

çok yoğun çalışıyorum aslında iki saat önce bu gece hala yapıyordum

the kitchen up the ladder putting the second coat

mutfaktaydım merdivenin yukarısında tavana ikinci kat

of paint on the ceiling now that's a very interesting word the word coat can

boyayı sürüyordum şimdi bu çok ilginç bir kelime ceket kelimesi

actually be used in many different ways you can use coat as a covering maybe for

aslında pek çok farklı şekilde kullanılabilir ceketi bir örtü olarak kullanabilirsiniz belki

your body to keep you warm in the winter so coat can be used as a noun but also

kışın vücudunuzun sizi sıcak tutması için yani ceket bir isim olarak kullanılabilir ama aynı zamanda

it can be used as a verb as well so you can coat something so tonight I was

bir fiil olarak da kullanılabilir böylece bir şey kaplayabilirsiniz yani bu gece

coating the ceiling with some fresh paint yes also coat of course is the

tavanı biraz taze boyayla kaplıyordum evet ayrıca kat tabii ki

thing you apply so you apply you put on a coat of paint you apply a coat of

uyguladığın şey bu yüzden uygularsın bir kat boya sürersin bir kat

paint you coat something for example you can coat something in chocolate oh my

boya sürersin bir şey kaplarsın örneğin çikolata bir şey kaplayabilirsin oh my

goodness I love things that have been coated in chocolate or coated with

Tanrım, çikolata kaplı veya

chocolate ah so the word coat can be used in more than one way and it can be

çikolata kaplı şeyleri seviyorum ah, yani ceket kelimesi birden fazla şekilde kullanılabilir ve

used as a verb and also a noun as well do you remember way back in 2013 I was

bir fiil ve aynı zamanda bir isim olarak da kullanılabilir, 2013'te çok eskileri hatırlıyor musun?

very busy in my studio in fact right where I'm standing now I was busy

stüdyomda çok meşguldüm, aslında şu anda bulunduğum yerde,

painting the walls in the studio do you remember well if not here is a little

stüdyodaki duvarları boyamakla meşguldüm, hatırlamıyorsanız, burada 2013'te bu stüdyoyu dekore etmeye başladığımdan küçük bir

video clip from way back in 2013 as I was beginning to decorate this very

video klip var.

studio

oh hi everybody this is mr. Duncan in England how are you today are you okay

herkese merhaba bu bay Duncan, İngiltere'de bugün nasılsın, iyi misin,

I hope so are you happy I hope so well here I am in what will be my new

umarım mutlusundur, umarım burada çok iyiyim,

studio here in Much Wenlock as you can see I'm busy painting the walls today

burada, Much Wenlock'ta yeni stüdyom olacak, gördüğün gibi, bugün duvarları boyamakla meşgulüm

incidentally there is an expression in English to do with paint something that

tesadüfen bir tane var. İngilizce ifade boya ile yapmak

is boring or tedious to watch you can say it's like watching paint dry because

sıkıcı veya sıkıcı bir şey izlemek boyanın kurumasını izlemek gibi diyebilirsiniz çünkü

of course paint takes a long time to dry and it's very boring to watch so not

elbette boyanın kuruması uzun zaman alır ve izlemesi çok sıkıcı bu yüzden sadece

only am i decorating today I'm also teaching you a little bit of English as

bugün dekorasyon yapmıyorum aynı zamanda sana biraz da İngilizce öğretiyorum

well I was such a busy man okay anyway I better get back to work before my paint

ben çok meşgul bir adamdım tamam neyse boyam kurumadan işime dönsem iyi olur tamam o zaman bu arada bayım diyen

starts to dry okay is that Alright thank you very much by the way for your lovely

güzel mesajlarınız için çok teşekkür ederim

messages saying mr. Duncan we've missed you

. Duncan seni

well don't worry I'm still here busy painting my walls preparing my new

çok özledik merak etme hala buradayım duvarlarımı boyamakla meşgul yeni

studio in which I'm going to make lots of new English lessons just for you so I

stüdyomu hazırlıyorum burada sadece senin için bir sürü yeni İngilizce dersi yapacağım bu yüzden

look forward to doing that and I look forward to seeing you all very soon this

bunu yapmak için sabırsızlanıyorum ve bakıyorum hepinizi çok yakında görmek dileğiyle, bu

is mr. Duncan in his new studio painting away very busily saying thank you for

bay. Duncan yeni stüdyosunda resim yapmakla meşgul bir şekilde uğradığınız için teşekkür ediyor

dropping by and of course to tar for now

ve elbette tar'a şimdilik bu

it's a random tune that's not in copyrights you're still here I have to

rastgele bir melodi, telif hakları kapsamında değil, hala buradasınız,

carry on now I'm ever so sorry see you later Tatar for now

şimdi devam etmeliyim, çok üzgünüm, sonra görüşürüz Tatarca şimdilik

doot-doot-doot so there it was way back in 2013 for some reason I seem to enjoy

doot-doot-doot yani 2013'te çok eskilerdeydi nedense evi boyamaktan hoşlanıyor gibiyim bu geçimimi sağlamak

painting the house it is something that I did for a living many many years ago I

için yaptığım bir şeydi uzun yıllar önce

used to work as a painter and decorator it's true many many many many years ago

ressam ve dekoratör olarak çalışıyordum bu doğru çok çok çok yıllar önce

in a previous life I'm not joking the live chat is on right now let's have a

önceki bir hayatımda şaka yapmıyorum canlı sohbet şu anda açık hadi bir bakalım canlı

look shall we what's going on with the live chat oh it looks as if things are

sohbette neler oluyor oh

very busy on the live chat let's see if we can get something on the live chat oh

canlı sohbette işler çok yoğun görünüyor bakalım canlı sohbette bir şeyler alabilirsek oh

there we go lots of people on the live chat hello there

işte canlı sohbette bir sürü insan başlıyoruz merhaba orada

I noticed that Pedro Belmont you were first tonight oh my goodness so hello to

Pedro Belmont'un bu gece birinci olduğunu fark ettim aman tanrım Pedro'ya çok merhaba yine de ilk olduğun için

Pedro I'm not giving you a prize though for being first Muhammad is here yes the

sana bir ödül vermiyorum Muhammed burada evet

paint can start to dry or it can start drying so you can use both to be honest

boya kurumaya başlayabilir veya kurumaya başlayabilir, bu yüzden ikisini de dürüst olmak gerekirse kullanabilirsiniz

hi everybody I'm glad to be here once again with you all for another

herkese

late-in-life Thank You Belarus year for that why are

merhaba. neden

there some random moves mr. Coco I don't know what you mean by that open mind

bazı rastgele hareketler var bayım? Coco Açık fikirli

open heart hello there I remember this video it is more than seven years ago

açık yürek derken ne demek istediğini anlamadım merhaba bu videoyu hatırlıyorum yedi yıldan daha uzun bir süre önceydi

that particular video was actually in 2013 so it wasn't quite seven years ago

o video aslında 2013'teydi yani tam yedi yıl önce değildi

but it was around about just over five years ago surely I haven't aged that

ama hemen hemen civarındaydı beş yılı aşkın bir süre önce kesinlikle bu kadar yaşlanmadım

much hello mr. Duncan how are you we have

merhaba bayım. Duncan nasılsın seni

missed you hello colonel nice to see you back again I have noticed over the past

özledik merhaba albay seni tekrar görmek güzel Son

few weeks that we have quite a few regular viewers now so many regular

birkaç hafta içinde farkettim ki epeyce düzenli izleyicimiz var artık o kadar çok düzenli

viewers tuning in on Wednesday late and live at

izleyicimiz Çarşamba günü geç saatlerde yayın yapıyor ve şu anda canlı yayında.

the moment all of my neighbors are asleep in bed but I'm still awake even

komşular yatakta uyuyor ama ben hala uyanığım

though I've had a very busy day I will be honest with you I am feeling very

çok yoğun bir gün geçirmeme rağmen sana karşı dürüst olacağım şu

tired at the moment very tired indeed because I've been working since around

anda kendimi çok yorgun hissediyorum gerçekten çok yorgun çünkü

about 8:45 this morning preparing the kitchen painting doing all sorts of

yaklaşık 8:45'ten beri çalışıyorum bu sabah mutfak resmini hazırlıyorum her türlü

things and then this evening I had to put some more paint on the ceiling

şeyi yapıyorum ve sonra bu akşam tavana biraz daha boya sürmek zorunda kaldım

the ceiling above my head and now that is drying so tomorrow I will start

başımın üstündeki tavan ve şimdi kuruyor bu yüzden yarın

painting the walls because I have put some wallpaper on the walls I spent a

duvarları boyamaya başlayacağım çünkü üzerine biraz duvar kağıdı koydum

whole day wallpapering the kitchen so now there is wallpaper on the walls in

Bütün günümü mutfağa duvar kağıdı yapmak için harcadım, bu yüzden şimdi yarın mutfaktaki duvarlarda duvar kağıdı var,

the kitchen tomorrow I will start painting the walls as well so much to do

such a busy day especially today because I also had to do the live chat as well

özellikle bugün bu kadar yoğun bir gün yapmak için duvarları da boyamaya başlayacağım çünkü canlı sohbeti de yapmak zorunda kaldım. pekala

the live Leighton live English with you as well we are having a very bad weather

canlı Leighton canlı İngilizce de sizinle birlikte görünüşe göre Buenos Aires'te çok kötü bir hava yaşıyoruz.

apparently in Buenos Aires did you see that amazing volcano the volcanic

eruption that is taking place at the moment in Hawaii some incredible scenes

there is one particular scene that really caught my eye during one of the

news reports and that was one of the roads that that had cracked open and all

Haberlerden biri sırasında gözüme çarptı ve yollardan biri çatlayarak açıldı ve

of the red-hot lava the molten rock so the rock had become so hot

tüm kızgın lav erimiş kaya yani kaya o kadar sıcak hale geldi ki

it had actually melted and it was all coming up from underneath the road some

gerçekten erimişti ve hepsi alttan geliyordu. Yolda ondan bazı

incredible incredible pictures coming from her

inanılmaz inanılmaz fotoğraflar geliyor

why this week with the huge volcano and of course they've had some earthquakes

neden bu hafta devasa volkanla ve tabii ki orada da bazı depremler oldu

as well there Nicole hello Nicole can you tell us who your special guest is

Nicole merhaba Nicole bize özel konuğunuzun kim olduğunu söyleyebilir misiniz?

well I will ask mr. Steve when he arrives if he minds telling so if mr.

Steve geldiğinde sakıncası yoksa mr.

Steve doesn't mind I will tell you hello to Berlin Berlin for you

Steve sizin için Berlin'e merhaba diyeceğime aldırmaz Berlin sizin için

hello mr. Duncan I am limber hello limber nice to see you here tonight is

merhaba bayım. Duncan, esnekim merhaba esnek, seni bu gece burada görmek güzel,

it your first time on the live chat is it the first time ever you've been here

canlı sohbete ilk kez mi giriyorsun, buraya ilk kez mi geliyorsun?

if it is let me know please I'm always pleased to hear from someone who is

watching for the first time Pedro says you might be feeling pain in your

ilk kez izliyorum Pedro kaslarında ağrı hissediyor olabileceğini söylüyor

muscles you are right I can tell you now that I am feeling pain in my arms my

haklısın kollarımda ağrı hissediyorum omuzlarımda sırtımda

shoulders my back my neck everything is very painful at the moment

boynumda şu anda her şey çok ağrıyor bu

so I hope you appreciate that I am here tonight and I don't have to be I could I

yüzden umarım bunu takdir edersin Bu gece buradayım ve olmama gerek yok Yapabilirdim

could be in bed now really when you think about it

şimdi yatakta olabilirdim gerçekten düşününce bir

many of my neighbors are already in bed they've gone to bed already and Here I

çok komşum yattı çoktan yattı ve işte

am broadcasting live to you at night late and live

size canlı yayın yapıyorum gece geç saatlerde ve canlı

Conal I wish I could help you with painting your walls to be honest I could

Conal, keşke duvarlarını boyamana yardım edebilseydim,

do with some help if you don't mind yes if you are free tomorrow I could I could

eğer senin için sakıncası yoksa, biraz yardım alabilirdim, evet, eğer yarın müsaitsen,

do with some some help yes I do feel lots of pain at the moment in my muscles

biraz yardım alabilirdim, evet, çok iyi hissediyorum şu anda kaslarımda,

especially in my back and in my neck because when you are painting the

özellikle sırtımda ve boynumda ağrı var çünkü

ceiling you have to work above your head so everything is is up you have to do

tavanı boyarken başınızın üstünde çalışmanız gerekiyor, yani her şey yolunda,

everything above your head and after a while your neck begin

her şeyi başınızın üstünde yapmanız gerekiyor ve bir süre sonra boynunuz başlıyor

to hurt it becomes very painful I could actually do with a massage that's what I

incitmek çok acı verici hale geliyor Aslında bir masajla yapabilirim,

could do with I could do with their lovely relaxing massage on my back and

sırtım ve boynumdaki güzel rahatlatıcı masajlarıyla yapabilirim

neck maybe if I ask mr. Steve cut nicely maybe if I ask him nicely he might let

belki bayım. Steve güzelce kesiyor belki ona kibarca sorarsam

me where do you cook your food well we still cook in the kitchen but it's very

bana izin verebilir yemeğini nerede pişiriyorsun iyi hala mutfakta yemek yapıyoruz ama bu çok

difficult it's it's very hard to do it but yes I'm just about managing to cook

zor bunu yapmak çok zor ama evet ben sadece yemek pişirmeyi başarmak üzereyim.

food in the kitchen at the moment yell eat sir

mutfak şu anda bağır ye ye efendim

hello yell eat to campus oh it's my first time here well I will also give

merhaba kampüse ye ye oh buraya ilk kez geliyorum

you a special wave as well hello there thank you very much and it's nice to see

ayrıca sana özel bir el sallayacağım merhaba çok teşekkür ederim ve

you here on The Late and live English it is for you to say hello and you can chat

seni burada The Late and live English'te görmek güzel merhaba demen için ve

to me about almost anything you want you can open minded open heart you should

benimle hemen hemen istediğin her şey hakkında sohbet edebilirsin açık fikirli olabilirsin açık yürekli

take a break yes I should take a break you are right

bir ara vermelisin evet ben biraz ara vermeliyim sen haklısın

open-minded open-hearted yes you are right I should take a break but

açık fikirli açık yürekli evet haklısın biraz almalıyım mola ama

unfortunately if I took a break then the work would not get done so that's a big

ne yazık ki ara verirsem iş bitmez yani bu büyük bir

problem you see father says it's nice to meet you mr. Duncan hello father

sorun görüyorsunuz babam tanıştığımıza memnun oldum diyor bayım . Duncan merhaba baba

father Shea grow or shag ow it's nice to see you here is it your first time yes

baba Shea büyü ya da shag ow seni burada görmek güzel ilk seferin mi evet

it seems like you are exercising you are so right

egzersiz yapıyor gibi görünüyorsun çok haklısın

I think over the past three days I have done so much exercise more exercise than

sanırım son üç gün içinde çok fazla egzersiz yaptım şimdiye kadar yaptığımdan daha fazla egzersiz

I've probably done in the past year whilst doing the decorating yes hello

muhtemelen dekorasyon yaparken geçen yıl yapılmıştır evet

everybody hello Jessica nice to see you here is it your first time we are saying

herkese merhaba merhaba Jessica sizi burada görmek güzel ilk defa mı bu akşam

special hellos tonight to all those are first-time viewers so if it is your

ilk kez izleyen herkese özel merhaba diyoruz bu yüzden bu

first time tonight please let me know who you are and where you

gece ilk defa geliyorsanız lütfen izin verin kim olduğunu ve nerede izlediğini bil,

are watching that would be ever so nice hello good evening go SIA is here nice

bu çok güzel olurdu merhaba iyi akşamlar git SIA

to see you again father says I missed you a lot mr. Duncan oh well I was live

seni tekrar görmek güzel baba seni çok özledim diyor bay. Duncan oh pekala geçen Pazar canlı yayındaydım Bay Duncan ile

last Sunday I was in the garden live with mr. Steve did you see that did you

bahçede canlı yayındaydım . Steve gördün mü

see it last weekend I was live on YouTube with mr. Steve as well he will

gördün mü geçen hafta sonu YouTube'da Mr. Steve de

be arriving hopefully from his rehearsal in a few moments time maybe five or ten

umarım provasından birkaç dakika içinde, belki beş veya on

minutes and then mr. Steve will be here so it's alright for Steve he can go

dakika içinde gelecek ve sonra Bay. Steve burada olacak, bu yüzden Steve için sorun yok, o

outside and he can go off to his rehearsal and I have to stay here doing

dışarı çıkabilir ve provasına gidebilir ve ben burada

all of the decorating do you think that's fair well do you I've had some

tüm dekorasyonu yapmak zorundayım, sence bu adil mi, sence de öyle mi?

lovely visitors at the back of the house and also in the house

Arkada çok hoş ziyaretçilerim oldu. evin ve ayrıca evin içinde her şeyden

first of all mr. Duncan's fan club came today mr. Duncan's fan club would you

önce mr. Duncan'ın hayran kulübü bugün geldi Bay. Duncan'ın hayran kulübü

like to see the fan club so these are the people that come to have a look at

hayran kulübünü görmek ister misiniz yani bunlar stüdyoma bakmaya gelen insanlar evimin

my studio they like to sit at the back of my house and they like to wave to me

arka tarafında oturmayı seviyorlar ve orada bana el sallamayı seviyorlar

there you can see one of them waving so there is a selection of some of mr.

orada birinin el salladığını görebilirsiniz bu yüzden bazı baylardan bir seçim var.

Duncan's fan club they they like to come along every single week and they sit at

Duncan'ın hayran kulübü her hafta gelmeyi seviyorlar ve

the back of my house and they watch me in the garden although today they were

evimin arka tarafında oturuyorlar ve beni bahçede izliyorlar, ancak bugün

actually watching me do my decorating so there they are also we've had some other

aslında benim dekorasyonumu izliyorlardı, bu yüzden oradalar, ayrıca başka

visitors as well here is another visitor this time inside

ziyaretçilerimiz de oldu. ayrıca burada başka bir ziyaretçi var bu sefer içeride

the can you see a little solitary bee it's

küçük bir yalnız arı görebiliyor musunuz

not lovely on my window this morning so I couldn't resist filming it so there is

bu sabah penceremde pek hoş değil bu yüzden filme çekmeden edemedim bu yüzden

a little solitary bee it is a type of bee that normally leaves the hive and

küçük bir yalnız arı var normalde oradan ayrılan bir arı türü kovan ve

lives alone as its name suggests it is called a solitary bee the word solitary

yalnız yaşar, adından da anlaşılacağı gibi, buna yalnız arı denir, yalnız kelimesi

means alone so if you are solitary it means you are on your own

yalnız anlamına gelir, bu yüzden yalnızsanız bu, kendi başınıza olduğunuz anlamına gelir,

you are alone so there it is a little solitary bee on the inside of my bedroom

bu yüzden yatak odamın penceresinin içinde küçük bir yalnız arı var

window this morning and of course I did safely let it out it did fly away just

bu sabah ve tabii ki güvenli bir şekilde saldım, filmi

after I filmed it so for those who are worried don't worry nothing bad happened

çektikten hemen sonra uçup gitti, bu yüzden endişelenenler için endişelenmeyin,

to it also this week oh this time away from my house

bu hafta da kötü bir şey olmadı oh bu sefer evimden uzakta

we have the rapeseed is now coming out very close to where I live just around

kolzamız var şimdi evimin hemen köşesinde yaşadığım yere çok yakın çıkıyor

the corner from my house so there is a big field at the top of the hill near my

yani evimin yakınındaki tepenin üstünde büyük bir tarla var

house and you can see that all of the rapeseed is now coming out beautiful

ve kolza tohumlarının hepsinin çıktığını görebilirsiniz şimdi güzel

yellow flowers let's have a look at some more shall we here are some more oh look

sarı çiçekler çıkıyor bir bakalım biraz daha buradayız biraz daha oh bak

at that so all of the rapeseed is coming out and look at those beautiful clouds

şuna bak, kolza tohumlarının hepsi dışarı çıkıyor ve uzaktaki o güzel bulutlara da bak.

in the distance as well I always call those clouds Pixar clouds because they

always look like the clouds that you see in films like Toy Story so I always call

Oyuncak Hikayesi gibi filmler bu yüzden ben bu bulutlara her zaman

those clouds Pixar clouds like the film company that makes films such as Toy

Oyuncak Hikayesi gibi filmler yapan film şirketi gibi Pixar bulutları adını veririm.

Story that's what I think anyway so there we are some lovely views from

around about the house I did man to spend a few moments this week doing a

little bit of filming not much because as I've already explained I've been very

biraz çekim yapıyorum pek değil çünkü daha önce de açıkladığım gibi

busy this week I have been rather busy doing the decorating solitaire a

bu hafta çok meşguldüm solitaire dekorasyon yapmakla oldukça meşguldüm yalnız bir

solitary bee yes it's a little bee flying on its own so if something is

arı evet küçük bir arı kendi kendine uçuyor yani eğer bir şey

solitaire it is alone it is on its own if you are in prison and you misbehave

solitaire ise onu yalnızdır, kendi başınadır, eğer cezaevindeyseniz ve yaramazlık yaparsanız

or maybe you break the prison rules they might put you in solitary confinement so

veya belki de cezaevi kurallarını çiğnerseniz, sizi hücre hapsine atabilirler, bu nedenle

if you are put in solitary confinement it means you are put in a room on your

hücre hapsine konursanız, tek başınıza bir odaya konulduğunuz anlamına gelir.

own you have to stay in the cell by yourself Canole asks why did you choose

hücrede tek başına kalmak Canole

this color for your walls is it a popular color well I wouldn't say that

duvarların için neden bu rengi seçtin diye sorar popüler bir renk mi peki

it's a popular color but it is a color that goes well with the decor in the

popüler bir renk demem ama sevdiğim evin dekoruna çok yakışan bir renk

house I love warm colors I like warm colors

sıcak renkler Sıcak renkleri

very much so I like colors like orange and red and cream lovely warm colors as

çok seviyorum bu yüzden turuncu , kırmızı ve krem ​​gibi renkleri seviyorum güzel sıcak renkler

I mentioned last week I'm not a big fan of cold colors I don't like cold colors

geçen hafta bahsettiğim gibi soğuk renklerin büyük bir hayranı değilim Mavi gibi soğuk renkleri sevmiyorum

like blue and some people think that green is a cold color as well so so from

ve bazı insanlar öyle düşünüyor yeşil de soğuk bir renk o yüzden

my personal taste my own taste I would say that I like warm colors so that's

kişisel zevkimden kendi zevkime göre sıcak renkleri sevdiğimi söyleyebilirim bu

the reason why my studio is painted with a very nice warm color and of course

yüzden stüdyom çok güzel sıcak bir renkle boyandı ve tabii ki

it's very good for the lighting in here as well so when the lights reflect off

buradaki aydınlatma için çok iyi ayrıca ışıklar duvardan yansıdığında

the wall then the light will be very warm

ışık çok sıcak çok

very soothing so I like that very much beautiful but now I am very bad with my

rahatlatıcı olacak bu yüzden bunu çok seviyorum çok güzel ama şimdi

hay fever oh yell eat sir the elites are suffers from hay fever just like me yes

saman nezlem çok kötü evet

it's true I also suffer from hay fever as well it's true yes but at the moment

bu doğru benim de saman nezlesinden muzdaribim bu doğru evet ama şu anda

I'm not too bad but I have a feeling in a few weeks I am going to be sneezing my

çok kötü değilim ama bir kaç haftaya hapşıracağım gibi bir his var

head off I think it's safe to say does it smell like paint I think it must

sanırım söylememde sakınca yok değil mi boya gibi kokuyor sanırım

smell a lot after painting I like that yes I I must be honest with you I do

boyadıktan sonra çok kokuyor olmalı bunu seviyorum evet evet size karşı dürüst olmalıyım

like the smell of fresh paint there is something very soothing and very

taze boya kokusunu seviyorum boya kokusunda çok rahatlatıcı ve çok hoş bir şey var

pleasant about the smell of paint I don't know why in fact there are lots of

nedenini bilmiyorum aslında

smells that I really enjoy are there any smells that you enjoy any

benim gerçekten hoşlandığım bir sürü koku var sizin hoşunuza giden kokular var mı herhangi bir

odors the other one that I like is petrol the smell of petrol I don't know

koku diğer beğendiğim benzin benzin kokusu

why it smells rather nice it's very pleasant to smell not that I do that

neden güzel kokuyor bilmiyorum koklamak çok hoş ben değil

normally you know I don't normally sniff petrol from a can nothing like that but

Normalde bilirsiniz, normalde tenekeden benzin çekmem öyle bir şey değil ama

if I'm near a petrol station and sometimes you can get the aroma the

eğer bir benzin istasyonunun yakınındaysam ve bazen aromayı alabilirsiniz aroma

aroma aroma means smell or the scent of something so you can smell the aroma of

aroması koku veya bir şeyin kokusu anlamına gelir, böylece bir şeyin aromasını koklayabilirsiniz.

petrol so yes I do rather like the smell of wet paint

benzin yani evet ıslak boya kokusunu daha çok seviyorum

Sayaka says I like the smell of soil after rain oh yes you're right so the

Sayaka yağmur sonrası toprak kokusunu seviyorum diyor oh evet haklısın yağmur yağdıktan sonra

smell of the soil and also the ground after it has rained it can be very sweet

toprağın ve ayrıca toprağın kokusu çok tatlı olabilir

it has a very sweet smell a very sweet yes Jessica you can say aroma or you can

çok tatlı bir koku çok tatlı bir evet Jessica aroma diyebilirsin ya da

say the scent or maybe perfume so if this if the smell is very sweet and

koku ya da belki parfüm diyebilirsin yani bu koku çok tatlı ve

beautiful you might say perfume just like the perfume that a woman might

güzelse parfüm diyebilirsin tıpkı bir kadının

spray on her body to make her smell lovely I like the smell from my air

yapmak için vücuduna sıkabileceği parfüm gibi onun kokusu çok güzel Klimamdan gelen kokuyu seviyorum

conditioner says yalitza oh I bet so I'm guessing that the air conditioner must

yalitza diyor oh bahse girerim ki klimanın

make your hay fever better so yes if you can filter the air in your room

saman nezlenizi iyileştirmesi gerektiğini tahmin ediyorum bu yüzden evet odanızdaki havayı filtreleyebilirseniz

then you might find that you won't suffer so much from hay fever Malad is

o zaman kazanamayacağınızı görebilirsiniz. 9 Mayıs 2018 Çarşamba gecesi saat 10:00 buçuğa yaklaşırken

here hello my word nice to see you here as we approach half past 10:00 on a

sizi burada görmek ne güzel sözüm Malad burada

Wednesday night it is the 9th of May 2018 can you believe it we are already

into May this year is going by very fast and next weekend of course we have the

çok hızlı bir şekilde ve önümüzdeki hafta sonu elbette

royal wedding taking place I do doo doo doo doo doo

kraliyet düğünü var, doo doo doo doo doo

doo so Prince Harry and Megan Markel will be getting married there will be

doo yani Prens Harry ve Megan Markel evlenecek, orada

tying the knot they will be getting hitched they will be tying the knot I

düğümü atacaklar, evlenecekler, düğümü atacaklar Bunu

like that one so if you tie the knot it is an expression that means you get

beğendim, yani eğer düğümü atarsan bu evlendiğin anlamına gelen bir ifade,

married so in a few days it will be the royal wedding here in the UK will you be

bu yüzden birkaç gün içinde burada, İngiltere'de kraliyet düğünü olacak,

watching I don't know maybe maybe not Emma Sesker says hi mr. Duncan I'm a bit

izliyor olacak mısın Bilmiyorum belki belki değil Emma Sesker merhaba diyor Bay. Duncan biraz

late but I'm here yet I am here well you know what they say it is better to be

geç kaldım ama buradayım yine de buradayım ne derler bilirsin

late than never Pedro says I like the smell of December

geç olmak hiç olmamasından iyidir der Pedro diyor ki Aralık ayının kokusunu seviyorum

I don't know how to explain it but December has a different

Nasıl açıklayacağımı bilmiyorum ama Aralık farklı bir

atmosphere yes I understand what you mean now I always think that autumn has

atmosfer evet şimdi ne demek istediğini anlıyorum ben her zaman sonbaharın

its own smell it has its own aroma so yes I think that autumn has its own

kendi kokusu olduğunu düşünürüm kendi aroması vardır bu yüzden evet bence sonbaharın kendine has

atmosphere it's a very special thing a very special time of the year

atmosferi vardır bu çok özel bir şey yılın çok özel bir zamanı

Alberto says Oh Alberto says I love the smell of coffee yes me too it brings me

Alberto Ah Alberto der kahve kokusunu sevdiğimi söylüyor evet ben de bana

the image of my mother and as a child are walking together with my grandma Oh

annemin görüntüsünü getiriyor ve çocukken büyükannemle birlikte yürüyoruz Ah

to my grandma's house I don't know why but it's true well I can tell you

büyükannemin evine Neden bilmiyorum ama bu doğru pekala sana

something Alberto you might not believe it but smells from your childhood or

bir şey söyleyebilirim Alberto sen İnanmayabilir ama çocukluğunuzdan ya da

from your early life can stay in your memory for the rest of your life for

erken yaşlarınızdan gelen kokular, bir nedenden dolayı hayatınızın geri kalanında hafızanızda kalabilir,

some reason this also applies to sounds as well as smells so certain sounds or

bu kokular için olduğu kadar sesler için de geçerlidir, bu nedenle bazı sesler veya

certain smells can suddenly take you back to your childhood or maybe to a

bazı kokular sizi aniden eski günlerinize götürebilir. çocukluk ya da belki

previous time when something nice happened or of course maybe when

daha önceki bir zamana güzel bir şey olduğunda ya da tabii ki belki

something not so nice happened so maybe a bad memory

çok güzel olmayan bir şey olduğunda yani belki kötü bir anı

but yes you are right sometimes when I when I smell certain things I can

ama evet haklısın bazen bazı şeylerin kokusunu aldığımda

remember something from my childhood perhaps it is maybe a cake that is

çocukluğumdan bir şeyler hatırlayabiliyorum belki de belki fırında pişen bir pasta

baking in the oven and if I can if I can smell the smell of cakes baking I always

ve eğer alabilirsem pişen keklerin kokusunu alabilsem hep

remember when I used to go to my grandmother's and on Monday she would

hatırlıyorum anneanneme gittiğim zamanlar ve pazartesi günleri

always bake cakes and I would go to stay with my grandmother and she would make

hep kek pişirirdi ve ben de büyükannemde kalırdım ve

these amazing cakes and I always remember the smell of her kitchen whilst

harika pastalar yapardı ve o pastayı pişirirken mutfağının kokusunu her zaman hatırlıyorum

she was baking the cake lovely very nice gangster musical or

çok güzel gangster müzikali ya da

gangster hella gangster nice to see you here is it your first time nicole says I

gangster hella gangster seni burada görmek güzel ilk defa mı nicole

love the smell of grass after it has been cut oh I agree with you there I

ondan sonra çimen kokusunu seviyorum diyor biçildi oh orada sana katılıyorum

love the smell of grass although the problem is it gives me hay fever so if

Çim kokusunu seviyorum ama sorun şu ki bana saman nezlesi veriyor bu yüzden

someone cuts the grass during the summer months quite often I will get very bad

yaz aylarında biri çimleri çok sık keserse çok kötü

hay fever Connell says there are many smells and sometimes one of the same

saman nezlesi olurum Connell çok koku olduğunu söylüyor ve bazen aynı

smells can associate different things to different people

kokulardan biri farklı insanları farklı şeylerle çağrıştırabilir

yes some people especially those who like wearing perfume or aftershave on

evet bazı insanlar özellikle kendilerine özel kokuları olsun diye yüzlerine veya vücutlarına parfüm veya tıraş losyonu sürmeyi sevenler

their face or body so they can have their own particular smell so do you

yani

wear perfume do you ever wear aftershave so men wear aftershave on their face I

parfüm sıkıyor musunuz hiç tıraş losyonu sürüyor musunuz yani erkekler giyiyor onların yüzüne tıraş losyonu

do in fact I also put aftershave on my face after I have shaved and then it

sürüyorum aslında tıraştan sonra yüzüme de tıraş losyonu sürüyorum ve sonra

will soothe my skin so it won't feel so sore and painful right mr. Steve is on

cildimi rahatlatıyor, bu yüzden çok ağrılı ve ağrılı hissetmiyorum, değil mi bayım? Steve

his way mr. Steve will be here any moment now

yolda bayım. Steve her an burada olabilir

Dubi Dubi deep to do yes the wait is over at 25 minutes away from 11 o'clock

Dubi Dubi yapmak için derin evet bekleme Çarşamba gecesi saat 11'den 25 dakika sonra bitti

on a Wednesday night its Layton live with mr. Duncan and mr. Steve hello

Layton Bay ile yaşıyor. Duncan ve Mr. Steve merhaba

mr. Steve is back he's just returned was it was it a good rehearsal tonight it

bayım. Steve geri döndü, daha yeni döndü, bu gece iyi bir prova mıydı,

was a bit slow but it was fine yes three weeks and then we're on so not long to

biraz yavaştı ama iyiydi, evet, üç hafta ve sonra çok uzun bir süre

go mr. Duncan and we're a little behind I think but then that's the way it

yoldayız bayım. Duncan ve biz biraz gerideyiz bence ama o zaman

sometimes is you have to you have to roll with that yes sometimes but

bazen böyle yapmak zorundasın buna katlanmak zorundasın evet bazen ama

sometimes when you are putting on a show especially something very complicated

bazen bir gösteri sergilerken özellikle çok karmaşık bir şey

just amuse me especially something very complicated like like a stage show so

beni eğlendiriyor özellikle çok karmaşık bir şey gibi bir sahne şovu gibi, yani

there's there are many things to to sort out and arrange of course so so how far

sıralanacak ve düzenlenecek çok şey var elbette, yani şimdi ne kadar

behind do you think you are now we've only had eight weeks to put this on

geride olduğunuzu düşünüyorsunuz, bunu yapmak için sadece sekiz haftamız var ki bu

which is not very much time at all we normally have a lot longer than that

normalde çok fazla zamanımız değil. bundan çok daha uzun süreniz var,

usually double that so yes it'll be fine it's always all right on the night

genellikle iki katına çıkar, bu yüzden evet, iyi olacak, geceleri her zaman sorun olmaz, bu

that's what you say it'll be all right on the night you have been in so many

kadar çok şovda bulunduğunuz gecede sorun olmayacağını söylüyorsunuz

shows and I always every time mr. Steve appears in something he always says that

ve ben her zaman bayım. Steve her zaman

everything is a little chaotic but for some reason when the show actually

her şeyin biraz kaotik olduğunu söylediği bir şeyin içinde görünür ama nedense şov gerçekten

starts when the show is actually finally put on everything is fine usually yes

başladığında şov gerçekten sonunda sahneye konduğunda her şey yolundadır genellikle evet

you go through these stages but when you first start learning and you and start

bu aşamalardan geçersiniz ama ilk öğrenmeye başladığınızda ve siz ve başlarsınız

going to rehearsals for a new player or new this is the musical it's all

yeni bir oyuncu için provalara gitmek ya da yeni bu müzikal

exciting at the beginning and then you go through this I go through this big

başlangıçta hepsi heyecan verici ve sonra siz bunu yaşarsınız Ortadaki bu büyük

dip in the middle psychologically ready thing I wish I wasn't doing this so I'm

dalıştan geçerim psikolojik olarak hazır şey Keşke bunu yapmasaydım ve

gonna give this all up now I don't wanna do this will be the last one I'm not

yapacağım bunların hepsini şimdi bırak yapmak istemiyorum bu son olacak artık

going to do it anymore mr. Duncan knows I do this every time and then once

yapmayacağım bayım Duncan bunu her seferinde yaptığımı biliyor ve sonra

you've got the first because you start to worry about learning your lines the

ilkini aldığında repliklerini, müziği öğrenme konusunda endişelenmeye başlıyorsun

music or we've only got so many weeks left to go and and this is what always

ya da önümüzde sadece çok haftalar var ve ve bu her zaman

happens and then once you've got over that first opening night in fact once

olan bir şey ve sonra bir kez sen O ilk açılış gecesini aştınız, aslında

you've got over the you through your first scene you can breathe a sigh of

ilk sahnenizle kendinizi aştıktan sonra rahat bir nefes alabilir

relief and just get on with it and try and enjoy the rest of the production yes

ve devam edip prodüksiyonun geri kalanının tadını çıkarmaya çalışabilirsiniz evet, bu

so it always seems chaotic but when the show begins when you finally put the

yüzden her zaman kaotik görünüyor ama şov başladığında nihayet

show on everything is alright a the live chat is e the live chat is on

şovu açtığınızda her şey yolunda a canlı sohbet e canlı sohbet

apparently on Sunday last Sunday Steve look very boring and tired

görünüşe göre geçen Pazar Pazar günü Steve çok sıkıcı ve yorgun görünüyor

did I apparently a psycho says that Steve looked very bored and tired

mu Görünüşe göre bir psikopat Steve'in çok sıkılmış ve yorgun göründüğünü söylüyor

well actually we watched I watched a bit of it afterwards because you mr. Duncan

eh aslında izledik ben sonradan biraz izledim çünkü siz baysınız. Duncan,

said that I was on at the beginning and I was sitting down in the corner not

başlangıçta açık olduğumu ve

realizing I was on camera I was tired because I'd been all day in the garden I

kamerada olduğumun farkında olmadan köşede oturduğumu söyledi, yorgundum çünkü bütün gün bahçedeydim

was actually quite exhausted hmm and then when I watched a bit of it later I

aslında oldukça bitkindim hmm ve sonra biraz izlediğimde daha sonra

realised that I did look a bit I thought I tried to be more exciting tonight and

biraz göründüğümü fark ettim, bu gece daha heyecanlı ve

more alive and awake just for mr. Duncan and for everybody else who thinks that

daha canlı ve uyanık olmaya çalıştığımı düşündüm, sırf Mr. Duncan ve sıkıldığımı düşünen diğer herkes için

I'm I look bored I wasn't actually bored actually quite

sıkılmış görünüyorum aslında sıkılmadım aslında oldukça

enjoyed it so psycho says thank goodness that mr. Steve is looking fresh also

eğlendim bu yüzden psikopat çok şükür ki bay diyor . Steve taze görünüyor ayrıca

Pedro is here as well Pedro Belmont and also Nicole says good

Pedro da burada Pedro Belmont ve ayrıca Nicole iyi

evening mr. Steve yeah thank you very much

akşamlar diyor bay. Steve evet çok teşekkür ederim

we've got somebody new there yes we've got quite a few new people here tonight

orada yeni biri var evet bu gece burada epeyce yeni insan var

a stick we've got yelitza yelitza campus and also a barely named Mary even it's

bir sopa yelitza yelitza kampüsümüz var ve ayrıca adı zar zor Mary

my first time here I'm very interested in improving my English well Mary Earvin

burada ilk defa olmama rağmen ben çok İngilizcemi geliştirmekle ilgileniyorum Mary Earvin

you are in the right place because it's all about English here we teach English

doğru yerdesin çünkü her şey İngilizce ile ilgili burada İngilizce öğretiyoruz İngilizce

we talk about English I have been teaching English for many years on

hakkında konuşuyoruz Uzun yıllardır YouTube'da İngilizce öğretiyorum

YouTube and of course something very unusual twice a week I am here live so

ve tabii ki haftada iki kez çok sıra dışı bir şey yaşıyorum Canlı yayındayım yani

now you can talk to me not through email not through your mobile phone you can

artık benimle e-posta yoluyla değil cep telefonunuzdan konuşabilirsiniz,

actually send a message five right now every Wednesday late and

aslında şu anda her Çarşamba geç saatlerde beş mesaj gönderebilir ve

live and also mr. Steve who likes to join in sometime I'm your assistant

canlı olarak ve ayrıca bay. Bazen katılmaktan hoşlanan Steve, ben senin asistanınım

and mr. Duncan's probably already mentioned this for anybody new watching

ve Bay. Duncan muhtemelen bu geceyi yeni izleyen herkes için bundan bahsetmiştir

tonight mr. Duncan has this as mr. Duncan said is the live English hmm

Bay. Duncan bunu bay olarak aldı. Duncan, gerçekten soru gönderebileceğiniz canlı İngilizce hmm olduğunu söyledi

where you can actually post questions and we'll answer them rather mr. Duncan

ve biz onları bay yerine cevaplayacağız. Duncan,

well because he's the English teacher I'm his assistant as I've already said

çünkü o İngilizce öğretmeni, dün gece söylediğim gibi, ben onun asistanıyım

last night mr. Duncan already has prerequisite been doing it 11 years you

Bay. Duncan zaten bunu ön koşul olarak yapıyor 11 yıldır

have how many pre-recorded lessons on your channel I hurt I have over 500 well

kanalınızda kaç tane önceden kaydedilmiş ders var incittim 500'den fazla var

in fact it's more than that now it's around about 550 550 lessons I think

aslında bundan daha fazla şimdi yaklaşık 550 550 ders sanırım

actually we will take a quick look at one of my full English lessons because I

aslında hızlıca bir göz atacağız tam İngilizce derslerimden biri çünkü

want to have a drink of water I've been very busy tonight painting and some of

bir bardak su içmek istiyorum bu gece resim yapmakla çok meşguldüm ve boyanın bir kısmı

the paint has gone onto my throat so I'm going to have a drink of water and we

boğazıma kaçtı, bu yüzden bir bardak su içeceğim ve birlikte gideceğiz

are going to take a look at one of my pre-recorded lessons it is full English

önceden kaydedilmiş derslerimden birine bir bakın, tam İngilizce

number 16

16 numara

can you see what I'm wearing over there these are overalls we normally refer to

orada ne giydiğimi görebilir misiniz, bunlar normalde

them as a pair or set an overall is an item of clothing that is worn so is to

bir çift veya set olarak adlandırdığımız tulumlardır tulum giyilen bir giysidir.

protect a person's body and clothing from damage caused by such things as

bir kişinin vücudunu ve giysilerini

paint or grease some overalls are designed to cover the entire body while

boya veya gres gibi şeylerin neden olduğu hasarlardan korumaktır; bazı tulumlar tüm vücudu örtmek için tasarlanırken

others only protect certain parts in general overalls are designed to cover

diğerleri sadece belirli bölgeleri korumak için tasarlanmıştır genel olarak tulumlar

and protect you they are very easy to put on and take off some overalls have

sizi örtmek ve korumak için tasarlanmıştır giyilmesi çok kolaydır ve bazı tulumları çıkarın, eşyalarınızı yanınızda güvenle taşıyabilmeniz

lots of pockets on them so as to allow you to safely carry things around with

için üzerinde çok sayıda cep vardır.

you the material used to make overalls can be thin and lightweight or very

Tulum yapımında kullanılan malzeme ince ve hafif veya çok

thick and heavy the thicker overalls offer better

kalın ve ağır olabilir, daha kalın

protection from things like grease and oil and can prevent skin damage caused

tulumlar yağ ve yağ ve çarpma veya düşme nedeniyle cilt hasarını önleyebilir

by a knock or fall you can wear lots of clothing under your overalls so as to

tulumunuzun altına

keep you warm all if it's a hot day you can be completely naked under them and

sizi sıcak tutmak için çok sayıda kıyafet giyebilirsiniz sıcak bir günse bunların altında tamamen çıplak olabilir ve

wear nothing at all these overalls are so comfortable I wish I could wear them

hiçbir şey giymeyebilirsiniz bu tulumlar çok rahat Keşke sürekli takabilsem

all the time

don't you just hate it when things go wrong when something you are trying to

işlerin ters gitmesinden nefret etmiyor musun yapmaya çalıştığın bir şeyin

do goes to pieces when a project you have been planning for a long time goes

paramparça olması uzun zamandır planladığın bir projenin

awry to go awry refers to a situation or event that goes off course the thing you

ters gitmesi bir duruma işaret ediyor veya rotasından sapan olay olmasını beklediğiniz şey ters

expected to happen did not it went awry something that is not straight or

gitmedi mi düz olmayan veya

appears crooked can also be described as being awry the poet Robert Burns once

çarpık görünen bir şey de ters olarak tanımlanabilir şair Robert Burns bir keresinde

wrote that the best-laid schemes of mice and men often go awry

farelerin ve insanların en iyi hazırlanmış planlarının genellikle işe yaramadığını yazmıştı. awry

which means however much work and preparation you put into something there

yani bir şey için ne kadar emek ve hazırlık yaparsanız yapın,

is always the possibility that something will crop up or come along to jeopardize

her zaman bir şeyin aniden ortaya çıkma veya planlarınızı tehlikeye atma olasılığı vardır.

your plans the problem in question can come from an outside source or through a

mistake of your own just one false move on your part can damage or destroy what

Sizin tarafınızdan yaptığınız şeye zarar verebilir veya yok edebilir,

you are doing it would be fair to say that the more complex the thing you are

yaptığınız şey ne kadar karmaşıksa, bir

doing the higher the chances are that something will go wrong a problem or

şeylerin ters gitme ihtimalinin o kadar yüksek olduğunu söylemek adil olur, bir sorun veya

difficulty can be described as adversity this word Dame's anything that is seen

zorluk, sıkıntı olarak tanımlanabilir, bu kelime Dame's herhangi bir şey

as a setback or problem an obstacle that has to be overcome or a problem that

bir aksilik veya sorun olarak görülüyor, aşılması gereken bir engel veya aksamaya

causes disruption and delay is an adversity an adverse occurrence is

ve gecikmeye neden olan bir sorun, bir olumsuzluk, olumsuz bir olay, bir

adversity when there is a problem we can say that there is a catch glitch hiccup

sorun olduğunda, bir sorun var diyebiliriz, bir yakalama glitch hıçkırık

hold up hitch hindrance hurdle setback snag there is something wrong something

hold up hitch engel engel aksama engeli bir şeyler ters gitti bir şeyler

has gone wrong it's all gone pear-shaped it's all gone to pot it's all gone a bit

ters gitti hepsi armut şeklini aldı hepsi pota gitti hepsi biraz gitti Ben

rung

I say it's up then you say it's down I give a smile while you show a frown I go

yukarı diyorum sonra sen aşağıda diyorsun Kaşlarını çatarken bir gülümsüyorum

off to the countryside while you go off to town why do you have to be so

taşra kasabaya giderken neden hep aksi olmak zorundasın

contrary all the time why do you have to be so contrary I say it's easy then you

neden bu kadar aykırı olmak zorundasın kolay diyorum sonra sen

say it's hard I say hello there then you say Tatar I say front garden then you

zor diyorsun merhaba orda sen tatar diyorsun ön bahçe diyorum sonra sen

say backyard why do you have to be so contrary all the time why do you have to

diyorsun arka bahçe neden her zaman bu kadar aksi olmak zorundasın neden bu

be so contrary I say it's black then you say it's white I say good morning then

kadar aykırı olmak zorundasın ben siyah diyorum sonra sen beyaz diyorsun günaydın diyorum sonra sen

you say good night I say it's too loose and you say too tight why do you have to

iyi geceler diyorsun ben çok bol diyorum sen çok sıkı diyorsun neden

be so contrary all the time why do you have to be so contrary I say go to

her zaman bu kadar aksi olmak zorundasın neden bu kadar aksi olmak zorundasın Mayorka'ya git diyorum

Majorca but you prefer Corfu I want to cheer while you start to boo

ama sen Korfu'yu tercih ediyorsun Sen yuhalamaya başlayınca tezahürat yapmak

I feel like eating salad but you want a hut fixed you why do you have to be so

istiyorum Salata yemek geliyor ama sen bir kulübe tamir etmek istiyorsun neden yapıyorsun

contrary all the time why do you have to be so contrary I not my head in

her zaman bu kadar aksi olmak zorunda neden bu kadar aksi olmak zorundasın sen kafanı sallayıp iğrenirken ben katılmıyorum ben

agreement while you shake yours and disgust I warmly greet new people while

yeni insanlara sıkıntılı bakarken sıcak bir şekilde selamlıyorum

you view them with distressed I want a world of freedom but you don't care if

ben özgür bir dünya istiyorum ama sen istemiyorsun umurunda

it's unjust why do you have to be so contrary all the time why do you have to

haksızsa neden her zaman bu kadar aykırı olmak zorundasın neden

be so contrary

bu kadar aykırı olmak zorundasın

I hope you enjoyed that a pre-recorded lesson one of many many lessons on my

umarım önceden kaydedilmiş bir ders youtube kanalımdaki pek çok dersten biri

youtube channel but now we are back live live right now on a Wednesday night as

ama şimdi canlı yayına geri döndük. şimdi bir çarşamba gecesi, gördüğünüz gibi burada, Birleşik Krallık'ta

you can see it is just coming up to ten minutes away from 11 o'clock at night

gece saat 11'e on dakika kadar yaklaşıyor.

here in the UK I don't know what time it is where you are because I'm not there

Bulunduğunuz yerde saatin kaç olduğunu bilmiyorum çünkü ben orada değilim bayım

mr. Steve you wanted to talk about something from the live chat yes I

. Steve, canlı sohbetten bir şey hakkında konuşmak istedin evet, biriyle oynarken

noticed a couple of things while that was playing somebody there must have

birkaç şey fark ettim,

been some chat earlier on about what how people get attracted to other people oh

daha önce insanların diğer insanlara nasıl ilgi duyduğu hakkında bir sohbet olmuş olmalı oh

yes and have you been talking about that

evet ve daha önce bundan bahsediyor muydun? Geri

before I came back I was talking about smells smells well I noticed somebody

döndüm kokulardan bahsediyordum güzel kokulardan bahsediyordum birinin yorum yaptığını fark ettim

had made a comment it's gone now off the screen that people can be attracted to

şimdi ekrandan kayboldu insanlar

people because of their smell hmm and can fall in love with them because of

insanları kokularından dolayı çekebiliyor hmm ve kokularından dolayı onlara aşık olabiliyorlar

their smell yes it's a bit like well and that is very true because in in the

evet biraz iyi gibi ve bu çok doğru çünkü

animal world wildlife smell and scent is very important this is why you will

hayvanlar aleminde vahşi yaşamda koku ve koku çok önemlidir, bu nedenle,

often see dogs if a dog is walking along the road and it will have a little

bir köpek yolda yürüyorsa ve bir

wee-wee up a lamppost or a tree it's not just having a wee it's also marking its

elektrik direğine veya bir elektrik direğine biraz çiş yapacaksa, köpekleri sık sık görmenizin nedeni budur. ağaç sadece çiş yapmak değil, aynı zamanda bölgesini de işaretliyor, bu yüzden

territory so scent and smell certainly in the animal world and and for us as

koku ve koku kesinlikle hayvanlar aleminde ve ve bizim için

well hmm and I mean all animals give each other a

de hmm ve demek istediğim, insan dışında tüm hayvanlar

sniff don't they when they meet each other except for human beings well I

birbirleriyle karşılaştıklarında birbirleriyle burun buruna gelmiyorlar mı? Her ne kadar koku

probably we are noticing smells even though our sense of smell is probably

alma duyumuz muhtemelen

compared to a dog about a thousand times less fortunately when we meet when human

bir köpeğe kıyasla bin kat daha az olsa da, muhtemelen kokuları fark ediyoruz. hadi

beings meet we don't we don't introduce each other in the same way that dogs do

let's pretend let's pretend that we would know and lo mr. Duncan nice to see

bilecekmişiz gibi davranalım ve bayım. Duncan

you haven't seen everybody no no dogs normally smell each other's bottoms

herkesi görmediğini görmek güzel hayır hiçbir köpek normalde birbirinin poposunu koklamaz Bunu yapmayacağım

I'm not gonna do that no so so that's what I mean that's why I'm so glad that

hayır yani demek istediğim bu yüzden

we don't introduce ourselves to each other but

kendimizi birbirimize tanıtmadığımız için çok mutluyum ama

we notice is not not necessarily even people what aftershave on don't they and

İnsanların bile tıraş sonrası losyon kullandığını fark etmiyoruz, değil mi ve

things like that but we're not just noticing that we're noticing individual

bunun gibi şeyler ama sadece bireysel olarak fark ettiğimizi fark etmiyoruz,

everyone's got a body odor and some stronger than others so you don't want

herkesin bir vücut kokusu var ve bazıları diğerlerinden daha güçlü, bu yüzden

to particularly want to be smelling but I think on somebody that you're very

özellikle istemezsiniz. Koklamak istiyorum ama bence senin çok

attracted to it's happening in on a level that you can't quite understand

ilgi duyduğun biri üzerinde bu senin tam olarak anlayamadığın bir seviyede oluyor

well and but you are attracted to that person because of the smell that the

ve sen o kişiye çekici geliyorsun çünkü onun

scent of their body that is giving off there are good smells and bad smells so

vücudunun kokusu o koku. Vermek iyi kokular ve kötü kokular vardır, bu yüzden

even a person can give off a nice pleasant smell but also a person can

bir insan bile güzel hoş bir koku verebilir ama aynı zamanda bir kişi yıkanmazsa

give off something that isn't very nice if they haven't washed so they might

çok hoş olmayan bir şey verebilir, bu nedenle

have very sweaty armpits and and body odor so body odor is the bad smell from

koltuk altları ve vücutları çok terleyebilir. koku yani vücut kokusu

a person so that's why after you have a bath or a shower you normally put a

bir insandan gelen kötü kokudur bu yüzden banyodan veya duştan sonra normalde vücudunuza

little bit of aftershave and a little bit of scent on your body to make

biraz tıraş losyonu ve biraz da koku sürersiniz ki

yourself smell attractive ooh oh yes somebody somebody said they I think it

kendinizi çekici görünün ooh oh evet birisi dedi ki onlar bence

was Mohammed bits and bobs yes bits bits and bobs bits and bobs

Muhammed'di ufak tefek evet ufak ufak ufak tefek şeylerden

where we talk about bits and bobs it means just odd things things that you

bahsettiğimiz yerde bu sadece tuhaf şeyler anlamına gelir

have all collect maybe you have small things or small items in your drawer at

hepinizin topladığı şeyler belki evinizdeki çekmecenizde küçük şeyler veya küçük eşyalar vardır

home things collected together but not in any particular order they are just

toplanmış şeyler birlikte ama belirli bir düzende değiller sadece

there they are bits and bobs bits and pieces small things happening or small

oradalar küçük şeyler oluyor ya da

things contained in one place bits and bobs pear-shaped pear-shaped is the word

bir yerde bulunan küçük şeyler armut biçimli armut biçimli kelime, sahip olan

that describes the shape of a person who has a very large middle so you might say

bir kişinin şeklini tanımlayan sözcüktür. çok geniş bir orta yani

that a person is pear-shaped it can of course I think you can find that it can

bir insanın armut biçimli olduğunu söyleyebilirsin tabii ki

be used in a complementary way but quite often it is used

tamamlayıcı bir şekilde kullanılabileceğini de bulabilirsin ama çoğu zaman

also in a negative way now we might say that a woman is pear-shaped well that

olumsuz anlamda da kullanılıyor artık diyebiliriz ki a kadın armut biçimlidir, bu

isn't very good but if we say that a woman has a figure like an hour girl

pek iyi değil ama bir kadının bir saat kız

hourglass an hourglass ooh it does that so that might be something that's seen

kum saati bir kum saati gibi bir figürü olduğunu söylersek ooh bunu yapar, bu çekici olarak görülen bir şey olabilir,

as attractive whereas pear-shaped it means you've got

oysa armut biçimli siz anlamına gelir' var

do you've got too much around this brandy around your backside yes but the

mı kıçınızda bu brendi etrafında çok şey var evet ama

other course I think perhaps Mohammed was talking about the other use of pear

diğer ders bence Muhammed armut şeklinin diğer kullanımından bahsediyordu,

shape when you say that oh it's all gone pear-shaped ah if something goes wrong

siz ah her şey armut şeklinde gitti ah bir şeyler ters giderse

something goes wrong oh yes well done because there are many uses of these

bir şeyler ters gidiyor oh evet aferin çünkü bunların birçok kullanımı var

some of these expressions have more than one use so yes if something goes

bu ifadelerin bazılarının birden fazla kullanımı var bu yüzden evet bir şey

pear-shaped it means it goes wrong as I mentioned in my full English lesson just

armut şeklinde giderse tam İngilizce dersimde bahsettiğim gibi ters gidiyor demektir sadece

so if something goes wrong something does not go the way you planned we can

yani bir şeyler ters giderse planladığınız gibi

say that it has gone pear-shaped it's a great expression that yes if things go

gitmezse armut şeklini aldığını söyleyebiliriz, işte bir şeyler

wrong at work if there's a meeting and it all goes wrong or if bits of

ters giderse, bir toplantı varsa ve her şey ters giderse veya

equipment go wrong and it doesn't work for example this live lesson if the

ekipman parçaları ters giderse ve gitmezse evet diyen harika bir ifade. örneğin bu canlı derste çalış,

microphones stopped working or if we got all our words mixed up you could tell

mikrofonlar çalışmayı durdurduysa veya tüm kelimelerimizi karıştırırsak, her şeyin

it's all gone it's all gone pear-shaped yes sometimes it goes pear-shaped here

gittiğini söyleyebilirsin, tamamen armut şeklini aldı evet bazen burada armut şeklini alıyor

but not very often very often now not since we have the new computer so since

ama çok sık değil çok sık değil çünkü biz yeni bilgisayar geldi,

the new computer has arrived and since I have started using this new encoding

yeni bilgisayar geldiğinden beri ve bu yeni kodlama

device as well this new software everything seems to be ok

cihazını da bu yeni yazılımı kullanmaya başladığımdan beri her şey yolunda görünüyor tahtaya dokunmak

touch to touch wood what's the difference between sweat and perspire it

ter ve ter arasındaki fark nedir

is the same thing so if you sweat it means moisture is coming out of your

aynı şeydir yani ter, cildinizden nemin çıktığı anlamına gelir,

skin pores the the small pores in your skin and also perspire means also that

cildinizdeki küçük gözenekleri gözenekler ve aynı zamanda terleme,

swept is being produced so they can pretty much be used in the same way but

aynı şekilde hemen hemen aynı şekilde kullanılabilecekleri şekilde üretildiği anlamına gelir, ancak

perspire is you would you would not probably use that to

ter, muhtemelen bunu kullanmaz mıydınız?

describe yourself as sweaty you would normally use the word I'm sweat I'm

kendinizi terli olarak tanımlamak için normalde terliyorum kelimesini kullanırsınız terliyorum

sweating because perspire is a bit it's a bit a bit posh yes

çünkü terlemek biraz gösterişlidir evet

also perspiration can be the aftereffect so maybe perspiration is often seen as

ayrıca terleme sonradan olabilir bu yüzden belki terleme genellikle vücuda

sweat that is sticking to the body and maybe staying there for a number of

yapışan ter olarak görülür vücut ve belki birkaç

hours or days and so we often talk about perspiration as meaning to have a lot of

saat veya gün orada kalmak ve bu nedenle sık sık terleme hakkında

sweat that's lingering on your body yes if you if you were to say to somebody oh

vücudunuzda kalan çok fazla ter olması anlamına gelir, evet eğer birine söyleseydiniz oh

I'm perspiring that would be you would be seen as a bit posh whereas you would

terliyorum bu olurdu biraz gösterişli görünürdünüz, oysa

know most people would just say oh it's hot in here I'm sweating but somebody

çoğu insanın "oh burası çok sıcak terliyorum" derdi ama

who was sort of more high-class would say oh I'm perspiring yes so perspiring

daha üst sınıf biri " oh terliyorum evet bu yüzden terlemek

is more formal more formal and I think so Duncan that's it

daha resmidir" derdi. resmi ve bence Duncan bu kadar

no that's it a lady perspires a man sweat sausage that's it a lady perspires

hayır bu bir bayan bir erkeği terletiyor ter sosisi bu kadar bir bayan

a lady so if a woman is saying it she would say I'm I'm perspiring in this Sun

bir bayanı terletiyor bu yüzden bir kadın bunu söylüyorsa ben bu güneşte terliyorum der

and a man would say I'm sweating yes Doris hello Doris I love your name by

ve bir erkek der ki Terliyorum evet Doris merhaba Doris Bu arada adınızı seviyorum

the way Doris Dickman hello mr. Duncan and mr. Steve I'm new and I'm from

Doris Dickman merhaba bay. Duncan ve Mr. Steve ben yeniyim ve

Germany I have seen you often but I've never been in the chat hello Doris

Almanya'danım seni sık sık gördüm ama sohbete hiç girmedim merhaba Doris çok

it's nice Doris it's nice to see you did can you tell me which part you're

güzel Doris seni görmek güzel yaptın bu arada bana hangi rolü oynadığını söyler misin

playing by the way in your play because we had someone with the same name

oynuyorsun çünkü daha önce aynı isimde biri vardı

earlier didn't we yes I'm playing somebody called Carlos Carlos Carlos

değil mi evet Carlos Carlos adında birini oynuyorum Carlos

Santas Carlos enters I'm I'm I'm a Spanish pirate ok then living somewhere

Santas Carlos giriyor Ben İspanyol bir korsanım tamam o zaman

in a island in the Caribbean so I think it's

Karayipler'de bir adada bir yerlerde yaşıyorum bu yüzden bence bu bir

sort of Spanish sort of South American Latin sort of flavor so I'm as I've

tür İspanyol Güney Amerika Latin tadı, bu yüzden

mentioned before I'm trying to perfect speaking in English but with sort of a

daha önce de bahsettiğim gibi İngilizce konuşmayı mükemmelleştirmeye çalışıyorum ama bir tür

Spanish accent to it not speaking Spanish but how a Spanish person would

İspanyol aksanı ile İspanyolca konuşmuyorum ama nasıl bir İspanyol kişi

tend to speak English so that's what we've all got to do because we're all

İngilizce konuşmaya eğilimlidir, bu yüzden hepimizin yapması gereken bu çünkü hepimiz

some of us are doing it more successfully than others I I have to say

bazılarımız bunu diğerlerinden daha başarılı yapıyoruz söylemeliyim

so so how is your accent nobody is that people are sort of laughing which is a

öyleyse aksanınız nasıl kimse o insanlar bir şekilde gülüyor

good sign because it's supposed to be a comedy that's good but yes but I won't I

iyi bir işaret çünkü iyi bir komedi olması gerekiyor ama evet ama yapmayacağım bilmiyorum

don't know it's difficult to sort of just suddenly go into it of course there

birdenbire içine girmek zor tabii ki insanların sizinle birlikte gülebileceği

are two different types of laughter people can laugh with you and they can

iki farklı kahkaha türü vardır ve size

laugh at you so there are two different types of laughter directed towards

gülebilirler, bu yüzden birine yönelik iki farklı kahkaha türü vardır, tahtaya

someone what do you mean by touch wood well we often say touch wood when we

dokunmak derken neyi kastediyorsunuz?

wish for something or we wish for something not to occur or happen so it's

it's a kind of superstition but sometimes as a joke we might touch

batıl inanç ama bazen şaka olarak

someone's head now that that is a joke so what I'm actually saying is that mr.

birinin kafasına dokunabiliriz, şimdi bu bir şaka, bu yüzden aslında söylediğim şey şu ki bay.

Steve's head is made of wood there is nothing actually in there it's just wood

Steve'in kafası tahtadan yapılmış, aslında orada hiçbir şey yok, sadece tahta

but normally we will touch a table or a chair something made of wood and we will

ama normalde bir masaya veya sandalyeye tahtadan yapılmış bir şeye dokunacağız ve

say oh I hope I pass my exams touch wood and then you will touch

oh, umarım sınavlarımı geçerim, tahtaya dokun ve sonra sen de bundan

something made of wood so in my case I was saying that touch wood

yapılmış bir şeye dokunacaksın. ahşap yani benim durumumda, ahşaba dokunmanın

means I'm touching mr. Steve's head because I'm saying that it's made of

mr.'a dokunmam anlamına geldiğini söylüyordum. Steve'in kafası çünkü tahtadan yapıldığını söylüyorum

wood flowertchi says congratulations on your

flowertchi

Spanish accent do you mean because I haven't actually tried it yeah actually

İspanyol aksanın için tebrikler diyor gerçekten denemediğim için mi demek istiyorsun evet aslında henüz

don't yet I presume you mean congratulations on on actually doing it

denemedim sanırım bunu müzikalde gerçekten yaptığın için tebrikler demek istiyorsun

in in the musical yes I'm looking forward

to hearing mr. Steeves Spanish accent I really am

evet duymayı dört gözle bekliyorum bay Steeves İspanyol aksanı Gerçekten

I'd Jerry adjey grief says I've never heard of that word before it's nice to

öyleyim Jerry sıfatı keder bu kelimeyi daha önce hiç duymadım diyor

learn something new a student of English as a foreign language is here I've just

yeni bir şeyler öğrenmek güzel yabancı dil olarak İngilizce öğrenen biri burada

fallen in love with your show you are very welcome thank you very much and

şovuna aşık oldum sen sen çok hoş geldiniz çok teşekkür ederim ve biz size aşık olduk bunu yapmayı çok seviyoruz keşke

we've fallen in love with you we we love doing this I I wish I could do this

bunu

every day but unfortunately I have other things to do and mr. Steve is even

her gün yapabilseydim ama ne yazık ki yapacak başka işlerim var ve bayım. Steve

busier than me but today I have been very busy in the

benden bile daha meşgul ama bugün mutfakta çok meşguldüm

kitchen I have been painting and let's just have a little hard Jessica she's

Resim yapıyordum ve hadi biraz uğraşalım Jessica o

off to bed oh it's just like you're going yes because there's an hour

yatağa gidiyor oh sanki gidiyorsun evet çünkü bir saat

difference I think she's realized that she should be in bed

farkı var sanırım o anladı yatakta olması gerektiğini

Jessica Jessica's going goodnight Jess Jessica bye Jessica so here is the scene

Jessica Jessica gidiyor iyi geceler Jess Jessica hoşçakal Jessica işte sahne bu

or here was the scene this morning just as I started to paint the ceiling yeah

ya da bu sabah tam tavanı boyamaya başladığım sahne buydu evet bu bitmedi

that that's not finished that's not what it looks like now that's not what it

şimdi göründüğü gibi değil öyle değil

looks like now so I was doing art of preparation it's been a very very busy

şu an öyle görünüyor ki hazırlık sanatı yapıyordum çok çok yoğun bir

week so you can see that the walls now have wallpaper but the wallpaper is

hafta oldu bu yüzden duvarlarda artık duvar kağıdı olduğunu görebilirsiniz ama duvar kağıdı

waiting to be painted and tomorrow I will start painting the wallpaper so

boyanmayı bekliyor ve yarın duvar kağıdını boyamaya başlayacağım bu yüzden

tonight I was painting the ceiling and I must admit it is not an easy thing to do

bu gece tavanı boyuyordum ve itiraf etmeliyim ki bunu yapmak kolay bir şey değil

it is have you got a bad neck Master Duncan all of my body aches there's the

boynunuz kötü mü Bay Duncan tüm vücudum ağrıyor

ceiling can you see it there's the ceiling waiting to be

tavan var görebiliyor musunuz boyanmayı bekleyen tavan var

painted and I've come back tonight and you've put two coats of paint I have out

ve ben bu gece geri geldim ve sen iki kat boya attım

to the ceiling I have put two coats so not one coat but I have covered the

tavana iki kat sürdüm yani tek kat değil tavanı

ceiling twice with paint so I have put two coats of paint as I said earlier the

iki kat boya ile kapladım bu yüzden iki kat boya attım daha önce de söylediğim gibi

word coat can be used in many ways as a verb and noun so you can coat something

kat kelimesi kullanılabilir bir fiil ve isim olarak birçok şekilde bir şeyi kaplamak için

it means to put one thing on top of another or to surround something with a

bir şeyi diğerinin üzerine koymak veya bir şeyi

particular substance so chocolate maybe maybe youth coat some

belirli bir maddeyle çevrelemek anlamına gelir bu yüzden çikolata belki belki gençler biraz

business some biscuits or maybe some nuts with chocolate

iş biraz bisküvi veya belki biraz fındık çikolata ile

I could did anyone see the wonderful news item today I don't I can't remember

kaplayabilirim bugün harika bir habere bakın,

where but there is a huge lorry full of liquid chocolate melted chocolate and it

nerede olduğunu hatırlayamıyorum ama sıvı çikolatayla dolu kocaman bir kamyon var, erimiş çikolata ve

crashed on the road it turned over and all of the chocolate went across the

yolda çarptı, devrildi ve tüm çikolata yolun karşısına geçti,

road I saw that oh my goodness oh I don't know if you were doing the same

gördüm ki oh aman allahım aynısını sen mi yapıyordun bilmiyorum

thing him is me but I was actually licking the screen of the teeth this TV

ama ben aslında bu tv ekranını dişlerin ekranını [ __ ] ben

screen I was licking it so there was always chocolate all this chocolate

[ __ ] yani hep çikolata vardı bunca çikolata

flowing down the motorway I'd have been there with a bucket and I liked it I

otobanda akıyordu ben orada bir kovayla bulundum ve hoşuma gitti

would have been there just scooping it up into my face and eating as much as

orada onu yüzüme fırlatıp olabildiğince çok yerdim bu yüzden

possible so yes I must admit I there might be a shortage of something in in a

evet, nerede olursa olsun birkaç hafta içinde bir şey kıtlığı olabileceğini kabul etmeliyim

few weeks time wherever that's wherever that was going to I don't think it was

in this kit was in England it was somewhere it wasn't I want to say I

bu formanın içinde olduğunu zannetmiyorum ingiltere'deydi öyle bir yerdeydi

actually want to say Germany but I don't think it was Germany but oh my goodness

aslında almanya demek istiyorum ama almanya olduğunu sanmıyorum ama aman allahım

all of that chocolate was all over the road it was such a waste

bunların hepsi çikolata yolun her tarafındaydı, o kadar israftı ki

I felt I felt slightly excited but also a little bit angry as well because I

biraz heyecanlandım ama aynı zamanda biraz da kızdım çünkü

knew that all of that chocolate was going to be disposed of it was going to

o çikolatanın tamamının atılacağını biliyordum, atılacaktı

be thrown away yes sir shadi Abdullahi 2 coats means

evet efendim shadi Abdullahi 2 kat,

two layers of paint that's it correct Thank You shadi yes two coats means two

iki kat boya anlamına gelir, bu doğru Teşekkür ederim shadi evet iki kat, iki

layers coated peel yes you can have a pill that's coated with sugar sugar or

kat kaplamalı kabuk anlamına gelir evet, şeker şekerle kaplanmış bir hap

or something to make the pill taste nice yes sometimes pills they coat them they

veya hapın tadını güzelleştirecek bir şey olabilir evet bazen haplar kaplarlar

coat them in things to make them easier to swallow or to make them slightly more

onları kaplarlar yutmayı kolaylaştıracak veya biraz daha

palatable so yes you could say I had a coating on it yes like a spoonful of

lezzetli hale getirecek şeylerde yani evet üzerimde bir kaplama vardı diyebilirsiniz evet bir kaşık

sugar a spoonful of sugar helps the medicine go down

şeker gibi bir kaşık şeker ilacın

in the most delightful way we had a lovely little visitor in the house last

en keyifli şekilde aşağı inmesine yardımcı olur biz bir güzel yaşadık dün gece evdeki küçük ziyaretçi

night didn't we we did oh do you want to see the little visitor this here is the

değil mi biz yaptık oh küçük ziyaretçiyi görmek ister misiniz bu

visitor this is actual footage that I videoed last night so here it is so this

ziyaretçi bu dün gece videoya çektiğim gerçek görüntü yani işte burada yani bu eve

is the little visitor that came to the house last night isn't that lovely it is

gelen küçük ziyaretçi dün geceki ev o kadar güzel değilmiş onun

called a caddisfly caddisfly you can see the name on the screen isn't that

adı caddisfly caddisfly ekranda görebilirsin ismi o

absolutely lovely I Lou passed you didn't it I opened the door I it was

kadar da güzel değil mi Lou yanından geçtim değil mi Kapıyı açtım

very late I opened the door and it flew past me into the kitchen and so I

çok geç kaldım kapıyı açtım ve yanımdan geçip mutfağa geçti ve ben de

watched it and then I decided to film it for a few moments so I filmed it and

izledim ve sonra birkaç dakikalığına filme almaya karar verdim, bu yüzden filme çektim ve

there it is it's the first time I've ever seen one

işte ilk kez görüyorum bir tanesini

it's difficult to give your view is the idea of scale there I mean that that

görüşünüzü belirtmek zor fikir bu orada ölçek, demek istediğim, bu

could be an inch across or a foot across it's a very large insect but but what's

bir inç ya da bir ayak olabilir, çok büyük bir böcek ama ama

interesting I've had a couple of sentiment a meter and a half I'd say yes

ilginç olan, bir buçuk metrelik birkaç duygum oldu, evet derdim,

whatever that is I like people never what had a lot

her ne ise, insanları asla sevmem neyin çok

bigger centimetres I don't understand centimetres I only know inches anyway

daha büyük santimetresi vardı santimetreyi anlamıyorum sadece inçleri biliyorum zaten

it's a lovely lovely in centimeters it's a lovely insect but to be honest I'd

santimetre cinsinden çok güzel bir sevimli sevimli bir böcek ama dürüst olmak gerekirse

never seen one before but then last night I did a little bit of research and

daha önce hiç görmemiştim ama sonra dün gece biraz araştırma yaptım ve

here is another caddisfly but this is no ordinary caddisfly so here's another

işte başka bir caddisfly ama bu sıradan bir caddisfly değil, işte başka bir

caddisfly but this one has been preserved in something called amber and

caddisfly ama bu amber denen bir şeyde korunmuş ve

this particular caddisfly is over 44 million years old

bu özel caddisfly 44 milyon yıldan daha eski,

that's incredible mr. Duncan that is amazing isn't it so that particular

bu inanılmaz bay. Duncan, bu inanılmaz, öyle değil mi, belirli

caddisfly is 44 million years old and this one is not this one is just a

cadisfly 44 milyon yaşında ve bu da bu değil, sadece

couple of days old so the point you're making is that caddisflies have been

birkaç günlük, bu yüzden demek istediğin cadisfly'lerin

around for well certainly at least 15 million years

kesinlikle en az 15 yıldır var olduğu. milyon yıl

not longer the earliest recorded caddisfly is actually 230 million years

artık değil en eski cadisfly aslında 230 milyon yıl

ago that's incredible that is amazing so this insect the one you can see on your

önce bu inanılmaz bu inanılmaz yani

screen now is over 44 million years old and this one is just a couple of days

şu anda ekranda gördüğünüz böcek 44 milyon yıldan daha eski ve bu sadece birkaç gün

isn't that amazing so this insect has been around longer than human beings

değil mi inanılmaz yani bu böcek insanlardan daha uzun süredir ortalıkta dolaşıyor bu aklınızı

that doesn't that just blow your mind we've only been around for about 200,000

başınızdan almıyor biz sadece yaklaşık 200.000

years 300 I said about yes so so you were just a hen's what for me me you

yıldır varız 300 evet dedim bu yüzden sen sadece bir tavuktun benim için sen

were just a hundred thousand years off but no yes three hundred thousand years

sadece bir tavuktun yüz bin yıl sonra ama hayır evet üç yüz bin yıl

and there that caddisfly 44 million years isn't so I love those sorts of

ve orada o cadı sineği 44 milyon yıl öyle değil, bu tür

things though they I love having my my mind blown I love it when something

şeyleri seviyorum ama onlar da aklımı başımdan almalarını seviyorum Bir şeyin aklımı

blows my mind so there it was my little visitor last night it was lovely

başımdan almasına bayılıyorum, o yüzden oradaydı benim küçük ziyaretçi dün gece çok güzel

amber you said that that caddisfly that was a 40 million years old

kehribardı 40 milyon yıllık cadisfly dedin evet

yeah preserved in amber amber which I believe is there is that not something

kehribar kehribarda korunmuş ki ağaç özü gibi bir şey olmadığına inanıyorum

like tree sap it is it's amber is some kind of tree sap yes I think it's when

kehribar bir çeşit ağaç özü evet sanırım

the plants or when the when the I think it's either during heat or compression

bitkiler ya da sanırım ısı ya da sıkıştırma sırasında

comes out of the bark doesn't it that's it and then if there are insects on the

kabuktan çıktıklarında, öyle değil mi ve sonra ağaçta böcekler varsa

tree or crawling around they will be preserved in the amber it's a little bit

ya da etrafta sürünürlerse kehribar içinde korunurlar biraz

little bit like Jurassic Park really isn't it that's a very good preservative

biraz Jurassic Park gibi gerçekten de bu çok iyi bir koruyucu değil mi

they also they ought to market that I hear a preservative that can keep an

onlar da pazarlamalılar ki bir

insect looking as fresh as that for 40 million years I think it's probably

böceğin 40 milyon yıl boyunca bu kadar taze görünmesini sağlayabilen bir koruyucu duyuyorum Sanırım

worth researching that to find out whether it might have any commercial use

bulmak için muhtemelen araştırmaya değer herhangi bir ticari kullanıma sahip olup olmayacağını anlamak için

they should they should find out how to preserve the human body so maybe a

insan vücudunu nasıl koruyacaklarını bulmalılar ki belki bir

person could still be alive but maybe they could be preserved somehow in in

insan hala hayatta olabilir ama belki bir şekilde kehribar içinde korunabilir

amber in amber yes shadi says fossilized in amber yes amber is a sticky viscous

evet shadi kehribar içinde fosilleşmiş diyor evet kehribar bir

matter secreted by plants that could coat an insect that has

bitkiler tarafından salgılanan ve

landed on it to feed yes so in certain circumstances a fly or an insect small

beslenmek için üzerine konan bir böceğin üzerini kaplayabilen yapışkan viskoz madde evet, bu nedenle belirli durumlarda bir sinek veya bir böcek küçük

insects can be trapped in the amber if you remember in the film Jurassic Park

böcekler kehribar içinde hapsolabilir, eğer Jurassic Park filminde hatırlarsanız,

that is how they extracted the DNA oh look harem that's a that's an

kehribarı bu şekilde çıkardılar. DNA ah bak harem bu a bu

interesting name we'll explain that later hello harem I

ilginç bir isim daha sonra açıklayacağız merhaba harem ben

am a biology teacher it was the first time I've seen it

biyoloji öğretmeniyim ilk defa görüyordum

oh I see the first time you've seen what the caddisfly yes the caddisfly makes a

ah cadisfly evet cadisfly ne yapar ilk defa gördünüz

nice noise with its wings yes Nicole you are right because when it flew past me

kanatlarıyla hoş bir ses evet Nicole haklısın çünkü dün gece yanımdan uçarken çok

last night it did make a lovely sound it made a

hoş bir ses çıkardı

little humming noise as it flew by and there it is again is that beautiful one

uçarken biraz uğultu sesi çıkardı ve işte yine o güzel,

of the most remarkable looking insects I've ever seen its antennae at the end

en dikkat çekici görünen böceklerden biri Antenlerini sonunda gördüm,

it's an 10 eye or it's antennae those things sticking out at the front those

bu 10'luk bir göz ya da antenler, öne çıkan şeyler

it's the longest I've ever seen on any insect apparently the antennae that the

herhangi bir böcekte şimdiye kadar gördüğüm en uzun antenler, görünüşe göre antenler, öne

the long things sticking out at the front are the width of a of a hair

çıkan uzun şeyler bir saç teli genişliğinde

apparently yes they are yes I can believe that

görünüşe göre evet öyleler evet buna inanabilirim yani o

so though it isn't that just beautiful I did eventually of course let it out yes

kadar da güzel olmasa da sonunda saldım evet

Nicole it did make a nice noise with its wings yes so it did when it when it flew

Nicole kanatlarıyla güzel bir ses çıkardı evet bu yüzden çıkardı

by it it made a little noise yes Alessandro is here good evening good

yanından geçerken biraz ses çıkardı evet Alessandro burada iyi akşamlar

evening to you Alessandro it's nice to see you here

sana iyi akşamlar Alessandro seni burada görmek güzel

and Mary is well preparing for the eye alt o IELTS exam coming up there I hope

ve Mary göz alt o IELTS sınavına hazırlanıyor umarım

you do well I hope you get a five point five or a six so I wish you well I am

iyisindir umarım beş virgül beş veya altı olsun, bu yüzden size iyi dileklerimle,

touching mr. Steeves head right now and I'm saying touch wood that you do well

Bay'a dokunuyorum. Steeves şu anda kafa yoruyor ve IELTS'de başarılı olman için tahtaya dokun diyorum

in your IELTS so yes Mary even it's nice to see you here so we are going very

bu yüzden evet Mary bile seni burada görmek güzel bu yüzden çok

soon because we have been here for just over an hour in ten minutes and to be

yakında gidiyoruz çünkü on dakika içinde bir saatten biraz fazla bir süredir buradayız ve olmak

honest with you I have had a very long day you keep

dürüst olmak gerekirse, çok uzun bir gün geçirdim,

saying that mr. Duncan yeah well I keep saying it because it's true

bunu söyleyip duruyorsunuz bayım. Duncan evet pekala bunu söylemeye devam ediyorum çünkü bu doğru

but my back expecting some kind of sympathy my back he wants sympathy he

ama sırtım bir tür sempati bekliyor sırtım o sempati istiyor o

wants sympathy my networking so hard my neck hurts my shoulders ache he's not

sempati istiyor ağlarım o kadar sert ki boynum ağrıyor omuzlarım ağrıyor

used to all this high level of activity so it's normally sitting in his chair

tüm bu yüksek seviyedeki aktiviteye alışık değil bu yüzden normalde oturuyor

all day so everything lessons and researching and preparing for his live

bütün gün sandalyesinde bu yüzden her şey dersler ve canlı dersleri için araştırma ve hazırlık yapıyor

lessons he barely walks about five steps a day I

günde zar zor yürüyor yaklaşık beş adım

don't know I think you're exaggerating I thought that the other week the other

bilmiyorum abartıyorsun geçen hafta geçen

week I was criticized for picking on Steve and bullying him but he's he's

hafta seçim yaptığım için eleştirildiğimi düşündüm Steve ve ona zorbalık yapıyor ama o

picking on many my own back I've been so busy today yes today he's been out and

birçok kişiyi sırtıma alıyor Bugün çok meşguldüm evet bugün dışarıdaydı ve dün

just an average day for most people yesterday I was busy

çoğu insan için sadece ortalama bir gün meşguldüm

yes mr. Duncan yes you just said yesterday I was busy yes

evet bayım. Duncan evet az önce dün meşgul olduğumu söyledin evet

yesterday I was busy and today and tomorrow and quite possibly the day

dün meşguldüm ve bugün ve yarın ve büyük olasılıkla öbür gün

after as well so yes I am very very busy mr. Duncan wants sympathy please send

de bu yüzden evet çok çok meşgulüm bayım . Duncan sempati istiyor, lütfen

mr. Duncan's and some messages of sympathy

bay'a gönderin. Duncan'ın ve bazı sempati mesajları

well actually I was getting sympathy earlier you know and I hadn't even

aslında daha önce sempati görüyordum ve hiçbir

mentioned anything so yes I was getting a lot of sympathy M Cisco says amazing a

şeyden bahsetmemiştim bile bu yüzden evet çok fazla sempati görüyordum M Cisco inanılmaz diyor

bit old that caddisfly yes that one that's preserved in amber there it is it

biraz eski o caddisfly evet şu kehribar içinde korunmuş olan orada o belirli bir tanesi

is over 44 million years old that particular one okay well preserved it is

44 milyon yıldan daha eski mi tamam iyi korunmuş

yes they can do sort of carbon dating and they can work out from what period

evet bir çeşit karbon tarihlemesi yapabilirler ve o

that particular fly was from and 44 million years ago that's a long time a

belirli sineğin hangi dönemden ve 44 milyon yıl öncesinden olduğunu hesaplayabilirler bu

very long time from harem from Kurdistan oh you're in Kurdistan different types

çok uzun bir zaman çok uzun bir zaman Kürdistan'dan haremden ah, Kürdistan'dasınız farklı

of insect a diversity diverse range of insects yes there are many interesting

böcek türleri çeşitli böceklerin çeşitliliği evet çok ilginç

word isn't it there are many different types there are many different types of

kelime var değil mi birçok farklı türü var Cadi sineğinin de birçok farklı türü var

Cadi fly as well a caddis fly there are I think there are about 400 types of

cadi sineği de var Sanırım yaklaşık 400 tür

caddisfly and also did you see this as well today are this

cadisfly var ve bunu da gördünüz mü bugün bu

lovely little be in the house ah there it is again I couldn't resist

sevimli küçük evdekiler ah işte yine

showing this again so this is a little solitary bee that came in this morning

bunu göstermeden edemedim bu yüzden bu küçük yalnız bir arı geldi. sabah

buzzing around the bedroom so I couldn't resist

yatak odasının etrafında vızıldadı, bu yüzden karşı koyamadım

and there are did you know there are 200 types of solitary bee blimey

ve var biliyor muydunuz 200 tür yalnız arı blimey olduğunu

200 I didn't realise but there are so this is just one type you could we tend

fark etmedim 200 ama bu sadece bir tür var,

to think of bees as traditionally or quite commonly we always think of bees

arıları geleneksel olarak düşünme eğiliminde olabiliriz ya da oldukça yaygın olarak, arıları her zaman

as being in a big hive with thousands of them altogether hmm but it's quite

binlerce arıyla büyük bir kovanın içinde olduklarını düşünürüz hmm ama oldukça

interesting that the biology teacher really wouldn't probably know more about

ilginçtir ki biyoloji öğretmeni muhtemelen bu konuda bizim bildiğimizden daha fazlasını bilmeyecektir,

this thing than we do that there are bees that in fact just live on their own

aslında sadece yaşayan arılar vardır. kendi başlarına evet

yes what they do is they stray from the nest and they go off and do their own

yaptıkları şey, yuvadan sapıyorlar ve gidip kendi

things so they are solitary bees they still stay still collect honey they

işlerini yapıyorlar yani yalnız arılar hala kalıyorlar hala bal

still do sorry not honey they still collect

topluyorlar hala üzgünler bal değil hala

pollen they still do their normal day-to-day activity but they are alone

polen topluyorlar hala normal günlerini yapıyorlar- bugünkü aktivite ama yalnızlar

and they just fly around but there are 200 varieties I didn't know even I

ve etrafta uçuyorlar ama 200 çeşit var bilmiyordum bile

didn't know that to be honest live-chat very busy we will be going

dürüst olmak gerekirse canlı sohbet çok meşgul

soon yes nicole says somebody said early yeah yes hardy said why don't you sit on

yakında gideceğimizi bilmiyordum evet nicole birisi erken dedi evet evet hardy neden bir sandalyeye oturmuyorsun dedi

a chair yes I'd like my calves are aching as we speak mr. Steeves legs are

evet biz konuşurken baldırlarımın ağrımasını istiyorum bayım . Steeves'in bacakları

aching and legs are aching well over thank you for your sympathy well I can

ağrıyor ve bacakları çok ağrıyor, sempatiniz için teşekkür ederim,

beat you because I I've I ache all over never Duncan every part of my body aches

sizi yenebilirim çünkü ben her yerim ağrıyor Duncan asla vücudumun her yeri ağrımıyor

Geoff ones ed says I'm 62 and I hurt all over oh yes I think Steve will know how

Geoff olanlar ed 62 yaşında olduğumu söylüyor ve her yerim ağrıyor oh evet sanırım Steve nasıl

you feel yes you you know that don't you Steve where's that Geoff oh yes I'm 62

hissettiğini bilecek evet biliyorsun bunu değil mi Steve nerede o Geoff oh evet 62 yaşındayım

hurt all over yes not quite 62 yet but I'm not far off

her tarafım yaralandı evet henüz tam olarak 62 değilim ama çok uzakta değilim

shaadi says why don't you sit on the chair well yes well they're normally

shaadi diyor neden olmasın sandalyeye oturuyorsunuz peki evet normalde

well I'm just going to explain why why we don't well normally on Sunday

iyiler Pazar günü neden normalde iyi olmadığımızı açıklayacağım bayım

mr. Steve and myself will sit down but on Wednesdays we like to stand up and

. Steve ve ben oturacağız ama çarşamba günleri ayağa kalkıp

make it more informal you see so that's why we're standing together so on

bunu daha gayri resmi hale getirmeyi seviyoruz, bu yüzden birlikte duruyoruz bu yüzden

Sundays we are normally apart in the studio but I think on a Wednesday it's

Pazar günleri normalde stüdyoda ayrıyız ama bence çarşamba günü bunu

always nice to do something different so we stand and of course it makes it more

yapmak her zaman güzeldir farklı bir şey bu yüzden ayakta duruyoruz ve tabii ki bu onu daha

interesting but normally I don't have aching shoulders and aching neck and

ilginç kılıyor ama normalde ağrıyan omuzlarım, ağrıyan boynum ve

aching back in fact I think about 85% of my body at the moment aches you'll be a

ağrıyan sırtım yok aslında şu anda vücudumun yaklaşık %85'i ağrıyor sen

lot fitter I will eventually apparently a lot of people have been asking who the

çok daha zinde olacaksın diye düşünüyorum Görünüşe göre pek çok insan

special guest is I haven't said yet because I wasn't sure if mr. Steve

özel konuğun kim olduğunu soruyor, henüz söylemedim çünkü bay olup olmadığından emin değildim. Steve

wanted me to so if you don't want me to Steve it's okay oh now we can say it's

yapmamı istedi, eğer Steve yapmamı istemiyorsan sorun değil oh şimdi onun annem olduğunu söyleyebiliriz

my mother mr. Steve's mum so mr. Steve's mother is

Bay. Steve'in annesi çok bay. Steve'in annesi

coming this weekend on Saturday now that isn't the reason why we're doing the

bu hafta sonu Cumartesi günü gelecek mutfağı yapmamızın sebebi bu değil,

kitchen it just happens to be the same week so it's a coincidence that we are

sadece aynı hafta oluyor, bu yüzden bunu yapmamız bir tesadüf

doing that and mr. Steve's mum is coming to stay so your mother's coming and she

ve bay. Steve'in annesi kalmaya geliyor, bu yüzden annen geliyor ve

will be staying right here so where we are standing at the feminine yes is

tam burada kalacak, bu yüzden dişilde durduğumuz

where Steve's mum will be she she won't be she won't be standing up we will

yerde evet Steve'in annesi nerede olacak o olmayacak o ayakta olmayacak biz

actually put a bed down for there will be a bed he doesn't have to sleep

aslında koyacağız yat çünkü orada bir yatak olacak ayakta uyuması gerekmeyecek

standing up there will definitely be a bed yes maybe

kesinlikle bir yatak olacak evet belki yani evet

so yes she's very camera shy though so it's highly unlikely that we will

kameradan çok çekiniyor ama bu yüzden onu görünmesi için ikna etmemiz pek olası değil

persuade her to appear this is the thing I really want to happen I really want it

gerçekten istediğim şey bu Olmasını gerçekten istiyorum

to happen I want mr. Steve's mum to appear on one of our live streams but

Bay. Steve'in annesi canlı yayınlarımızdan birinde görünecek ama

mists your mum is very shy you're very shy your mother is very shy yes highly

sisler annen çok utangaç sen çok utangaç annen çok utangaç evet büyük olasılıkla

unlikely that we won't even try because we've asked before and I said no so we

denemeyeceğiz bile çünkü daha önce sorduk ve ben hayır dedim bu yüzden öyle

weren't press it any further I think we should secretly film your mother and

değildik Daha fazla basmayın bence annenizi gizlice filme alıp

then just put it on or maybe set the camera up and go live and then and then

sonra onu koymalıyız ya da belki kamerayı kurup canlı yayına geçmeliyiz ve sonra

does not tell your mum weird is it would be a good idea yes just just just catch

annenize garip bunun iyi bir fikir olup olmayacağını söylemeyin evet sadece sadece onu yakala

her out I'm not sure how well that would go

Bunun ne kadar iyi olacağından emin değilim

down oh I'm sending my love for your mother

oh annene sevgilerimi gönderiyorum Oh Sika

Oh Sika Sika Sen very much is sending love to your mother

Sika Sen annene çok sevgi gönderiyor

we will well i we can mention that we can say Oh psycho says hello mr. Steeves

iyi yapacağız diyebileceğimizi söyleyebiliriz Oh psikopat diyor Merhaba bayım. Steeves'in

mother and she'll say whose cycle I sell with somebody online live why don't you

annesi ve o, kimin çevrimini çevrimiçi biriyle canlı olarak sattığımı söyleyecek, neden

come and meet her and then you could be there on Sunday we might dissuade one

gelip onunla tanışmıyorsun ve sonra Pazar günü orada olabilirsin, birini

that way mum as I call it could be mother yes you say mum I say mum or I

bu şekilde caydırabiliriz anne dediğim gibi anne olabilir evet sen anne dersin Anne diyorum ya da

don't say mummy anymore that's you say that when you a child I do I still call

artık anne demiyorum, sen çocukken anneme hala anne dediğimi söylüyorsun,

my mother mummy it's true he does so we will be

bu doğru,

taking care of Steve's mum this weekend we no no Nicole asks will your mum be

bu hafta sonu Steve'in annesine biz bakacağız, hayır, Nicole annen sorar mı?

preparing you some good meals no we will be cooking for Steve's mum yes

sana güzel yemekler hazırlayacağım hayır Steve'in annesi için yemek pişireceğiz evet

who used to when we were younger I'm hoping so anyway he is a very good cook

biz küçükken kim yapardı umarım yani neyse o çok iyi bir aşçıdır

I'm hoping that the kitchen will be finished but coming to visit us we will

umarım mutfak biter ama bizi ziyarete geliriz

be doing the cooking in fact we will probably be going out for a meal at

yemek pişireceğiz aslında

least once we will be gracious hosts beans on toast yes

en azından bir kez yemek için dışarı çıkacağız zarif ev sahipleri olacağız kızarmış ekmek üzerinde fasulye evet kızarmış ekmek

beans on toast tomato soup and maybe a very large pizza does that sound good

üzerinde fasulye domates çorbası ve belki çok büyük bir pizza kulağa hoş geliyor

so all of that in the same meal so not not on different days just that's just

yani hepsi aynı anda yemek yani farklı günlerde değil sadece bu sadece

one meal shadi says camera-shy oh yes camera-shy maybe she will break

bir öğün shadi diyor ki kamera-çekingen oh evet kamera-çekingen belki

the camera on your head if you record her secretly I think you might be right

onu gizlice kaydedersen kafanda kamerayı kırar bence haklı olabilirsin

shadi yes I I think that that probably isn't going to happen I think it's a

shadi evet bence bu muhtemelen

yeah I don't think it would end very well for either of us Cole gal see

Cole gal bak

Kelsey Kelsey oh hello there I've never seen you here before

Kelsey Kelsey oh merhaba sizi daha önce burada hiç görmedim merhaba bayım

hello mr. Duncan hello friends I hope you are all right yes where are you

. Duncan merhaba arkadaşlar umarım iyisinizdir evet şu

watching at the moment I would like to know where you

anda nerede izliyorsunuz Nerede olduğunuzu bilmek istiyorum

Giuseppe Russo where do you think where do you think they might be Steve because

Giuseppe Russo nerede olduklarını düşünüyorsunuz Steve çünkü

that sounds called Casio ille grande Kyoko it sounds it sounds Spanish

bu kulağa Casio ille grande Kyoko deniyor kulağa geliyor

Spanish or is it so now you are the Spanish expert mr. Steve Earle hmm could

İspanyolca İspanyolca mı yoksa şimdi İspanyol uzmanı sizsiniz mr. Steve Earle hmm

be Italian Oh a tell you yes it could be yes okay so we will find out epi

İtalyan olabilir Ah sana söyleyelim evet olabilir evet tamam o zaman öğreneceğiz epi

ah Giuseppe yes that's an Italian name yes I I'm now thinking the same thing as

ah Giuseppe evet bu bir İtalyan adı evet Ben şimdi seninle aynı şeyi düşünüyorum

you Steve that might be in I used to know somebody called giuseppe grande

Steve bu eskiden bilirdim giuseppe grande gaucho adında biri

gaucho great game boys oh thank you very much I'm glad you are enjoying where are

harika oyun çocuklar oh çok teşekkür ederim eğlendiğinize sevindim

you from please tell us where which country you are in we want to know yes

nerelisiniz lütfen bize hangi ülkede olduğunuzu söyleyin bilmek istiyoruz evet

where are you I'm now thinking Grande is Italian would

neredesiniz şimdi düşünüyorum da grande italyan olur

you say well it's Giuseppe that's what's makes me think mmm

Giuseppe olduğunu söylüyorsun, bu beni italyanca mmm diye düşündürüyor

italiano so please put us out of our misery please tell us where you are

bu yüzden lütfen bizi sefaletimizden kurtar lütfen bize nerede olduğunu söyle

where are you where are you go please Dallas I won't be able to sleep tonight

neredesin neredesin nereye gidiyorsun lütfen Dallas Bu gece uyuyamayacağım

Oh somebody tell us I will be awake all night wondering where you are from

Ah biri bize uyuyacağımı söylesin Bütün gece uyanık kal, nereli olduğunu merak et

Belarusian says when she's got backache she takes a long hot bath and bath salts

Belaruslu, sırt ağrısı olduğunda uzun ve sıcak bir banyo ve banyo tuzları alıyor,

do you put bath salts in there I like to have a warm bath with lots of soap and

banyo tuzları koyuyor musun, bol sabunlu ve

also my little rubber duck as well I have a little rubber duck that I like to

ayrıca küçük lastik ördeğimle ılık bir banyo yapmayı seviyorum diyor. Banyodayken oynamaktan hoşlandığım küçük bir lastik ördeğim var,

play with when I'm in the bath thank you goal you are from Italy but you're

teşekkür ederim hedefiniz İtalya'dansınız ama

living in Prague Geoff 1/z says grande grande or grande ich was big as yes

Prag'da yaşıyorsunuz Geoff 1/z grande grande veya grande ich büyüktü diyor evet

that's very good he's Italian no dad yes everybody's interested in you now go and

bu çok iyi o İtalyan hayır baba evet herkes seninle ilgileniyor şimdi git ve

he plans to visit Kurdistan well I'd like to but

Kürdistan'ı ziyaret etmeyi planlıyor iyi isterim ama ziyaret etme

I don't think we've got any plans to visit oh that's your rubber duck here it

planımız olduğunu sanmıyorum oh bu senin plastik ördeğin işte

is just to prove so this is this is my little rubber duck

sadece kanıtlamak için öyle bu benim küçük lastik ördeğim mi

normally this little duck will sit in my bath and it will float around and

normalde bu küçük ördek banyomda oturur ve etrafta

sometimes it will bump well it will bump into things I'm not saying what but

süzülür ve bazen iyi çarpar bir şeylere çarpar ne demiyorum ama işte

there it is there it is so I have my little rubber duck in one hand and in my

orada, bu yüzden benim küçüklüğüm var bir elimde lastik ördek ve

other hand I have my soap my big soap so I can soap my body and play with my

diğer elimde sabunum var büyük sabunum böylece vücudumu sabunlayabilir ve

rubber duckie sonica says do we we've got fields

lastik ördeğimle oynayabilirim sonica diyor ki yakınlarda tarlalarımız var mı

nearby do we I take any I think cycle you mean do we take anything from the

? tarladan bir şey alırız,

field without asking the farm well not the one behind us because it's

arkamızdaki çiftliğe sormadan alırız, çünkü bu

just grass but generally no it's you would get into we don't really go into

sadece ottur ama genellikle hayır,

farmer's fields and take things well it's stealing but most of that most

çiftçinin tarlalarına pek girmeyiz ve iyi şeyler alırız, bu çalar ama çoğu

of the things grown around here well we wouldn't go and steal a sheep I tried to

Buralarda yetişen şeyler iyi de gidip koyun çalmazdık

steal a cow once I grabbed its back legs and tried to bring it to her like that

Bir inek çalmaya çalıştım bir kere arka ayaklarından tutup ona getirmeye çalıştım işte

you see I was going I was going come on come on this way

görüyorsun gidiyordum gidiyordum hadi bu yoldan

come this way

gel bu şekilde,

there's nothing really that you'd want any sort of arable it's mostly arable

gerçekten herhangi bir tür ekilebilirlik isteyebileceğiniz hiçbir şey yok, çoğunlukla ekilebilir

farming this is something you never see every day you don't see this every day a

tarım, bu her gün göremeyeceğiniz bir şey, bunu her gün görmüyorsunuz, bir

cow and a rubber duck together ooh

inek ve bir lastik ördek birlikte ooh,

arable farming isn't it around here terrible when we say arable we mean its

burada ekilebilir tarım değil mi ekilebilir derken korkunç ekinlerini kastediyoruz

crops and it's not animals it's sort of things like wheat mmm barley we've got

ve hayvanlar değil buğday mmm arpa gibi bir çok şey var bizde

lots of yellow what's it called it is called rape say easy there it is we've

çok sarı var buna ne deniyor buna tecavüz deniyor kolay gelsin

got a picture of it yes so if I say anything you wouldn't be able to put a

bir resmimiz var evet yani eğer bir şey söylersem

picture and not think I'm not I say Ferrari car no okay no that's over yet

resim koyamazsın ve ben olmadığımı düşünmezsin Ferrari arabası hayır tamam hayır o iş bitti ama

we've just happened to have that so yes that wouldn't be much use and I'm not

bizde tesadüfen buna sahiptik o yüzden evet bunun pek bir faydası olmaz ve ben

like a genie in a bottle but it was bizarre that I said you know what I was

Şişedeki bir cin gibi değilim ama ne düşündüğümü bildiğini söylemem tuhaftı

thinking about and you actually had a picture of it have you shown it earlier

ve aslında onun bir resmi vardı, daha önce göstermiş miydiniz bayım?

mr. Duncan I did show it earlier all right maybe I saw it subliminally and

Duncan daha önce gösterdim, tamam belki bilinçaltında gördüm ve

now it's gone but liminal II on the bottom of the screen it's gone we're

şimdi gitti ama ekranın altındaki liminal II gitti,

back on our Barry I love it when Steve uses words and never explains what they

Barry'mize geri döndük Steve'in kelimeleri kullanmasına ve bunların ne

means liminal subliminal it means something that's there without you

anlama geldiğini asla açıklamamasına bayılıyorum liminal subliminal aslında farkında olmadan orada olan bir şey demek

actually being aware of it actually consciously so maybe something that goes

aslında bilinçli olarak yani belki beyninize giden bir şey

into your brain but you are not aware of it not consciously not consciously so

ama siz farkında olmadan farkında değilsiniz yani göz

you might see something out of the corner of your eye

ucuyla bir şey görebilirsiniz

but your brain notices it but you don't notice it consciously they used to a lot

ama beyniniz fark ediyor ama bilinçli olarak farketmiyorsunuz çok fazla

of advertising advertising is subliminal yes sometimes sometimes where they're

reklama alışıklar reklam subliminaldir evet bazen

putting images in there that your brain is registering but you don't you're not

oraya görüntüleri koyuyorlar ki beyniniz kaydediyor ama siz

consciously aware of it but then you might go to the shop and and buy it

bilinçli olarak farkında değilsiniz ama sonra siz dükkâna gidip

anyway hmm anyway back to the live chat because it's very bad so yes I'm very

yine de satın alabilir hmm yine de canlı sohbete geri dön çünkü bu çok kötü yani evet

glad that you didn't grab the cow by its udders by the way if you do steal

animals from farm land we call it rustling

çiftlik arazisinden hayvan çalıyorsan bu arada ineği memelerinden tutmadığına çok sevindim biz buna hışırtı deriz

so you rustle rustle cattle wrestling so you rustle sailing so you take the

hışırdın sığır güreşi hışırdın yelken yani

animals and you run away with them stealing cattle rustling means you're

hayvanları alıp onlarla birlikte kaçarsınız sığırları çalarsınız hışırtı çaldığınız anlamına gelir hışırtınız

stealing you rustles you rustle them of course rustle can also mean a wrestling

onları hışırtıyorsunuz tabi ki hışırtı güreş sesi anlamına da gelebilir evet yani

sound yes so the sound rustle or of course you can use it as a verb as well

ses hışırtısı ya da tabii ki fiil olarak da kullanabilirsiniz

to wrestle the paper the paper is rustling and you can steal someone's cow

kağıtla güreşmek için kağıt hışırdıyor ve birinin ineğini

or their sheep and that is also called rustling and dance about a couple of

ya da koyununu çalabiliyorsunuz ve buna da hışırtı deniyor ve birkaç soru hakkında dans

questions I have a couple of plants couple of questions about rapeseed yes

ediyorum birkaç bitkim var kolza tohumu hakkında birkaç soru evet

it looks like mustard but it's not it's grown for it's for the seeds at that's

hardala benziyor ama tohumlar için yetiştirilmediği için

why it's called rapeseed and the and the seed is then pressed and you would get

kolza tohumu deniyor ve tohum daha sonra presleniyor ve

an oil from from it that is used in cooking yeah rapeseed oil it's a very

ondan yemeklerde kullanılan bir yağ elde ediyorsunuz evet kolza yağ,

common ingredient in in processed food there it is inviting bottles so those

işlenmiş gıdalarda çok yaygın bir bileşendir, şişeleri davet eder, böylece bu

flowers eventually they'll be pollinated by all those solitary bees and other

çiçekler sonunda tüm o yalnız arılar ve diğer

bees as well and then you will you will get seed pods mm-hmm there will be full

arılar tarafından tozlaştırılacaklar ve sonra tohum kabukları alacaksınız mm-hmm orada dolu olacak

of seed pods and then they are harvested and then the oil is processed from the

tohum kabukları ve sonra hasat edilir ve daha sonra

seeds used in cooking so they actually squeeze the seeds and all of the oil

yemek pişirmede kullanılan tohumlardan yağ işlenir, böylece aslında tohumları sıkarlar ve yağın tamamı

comes out and then you get rapeseed oil which is used in the food industry and

dışarı çıkar ve sonra gıda endüstrisinde ve

also as a biofuel as well that it is it's not it's not mustard it's nothing

ayrıca bir ilaç olarak kullanılan kolza yağı elde edersiniz. biyoyakıt da öyle değil hardal değil

to do with mustard oil it's not mustard separate separate or all together that's

hardal yağıyla alakası yok hardal ayrı ayrı ya da hep birlikte değil

it so the thing I wanted to mention is I'm not sure if I'm here on Sunday

o yüzden bahsetmek istediğim şey Pazar günü burada olup olmadığımdan emin değilim

because we have a special guest coming to stay mr. Steve's mum will be with us

çünkü biz kalmak için gelen özel bir konuğunuz var bay. Steve'in annesi bizimle olacak

but on Sunday you are also rehearsing on some

ama Pazar günü siz de biraz prova yapacaksınız

oh yes forgot about that yes I'm just reminding you now I think maybe it

oh evet onu unutmuşum evet şimdi size hatırlatıyorum sanırım belki gözümden

slipped mr. Steeves mind I think he forgot so your mum will be here you will

kaçmıştır bayım. Steves bence unutmuş o yüzden annen burada olacak sen

be going for rehearsal and I think your mother is going with you

provaya gideceksin ve sanırım annen de seninle gelecek o yüzden

so I'm not sure if I will be doing the live stream on Sunday but I will keep

pazar günü canlı yayın yapıp yapmayacağımdan emin değilim ama

you informed about it okay so if you follow me on Facebook you will find out

sizi bilgilendireceğim sorun değil, beni Facebook'ta takip ederseniz, bu hafta sonu

all of the news about what's happening this weekend if I am going to be on live

olanlarla ilgili tüm haberleri öğreneceksiniz, eğer canlı yayınımla canlı yayında olacaksam, bu yüzden

with my live stream so I might be on on Sunday for maybe just an hour because

Pazar günü belki sadece bir saatliğine gelebilirim çünkü

this studio is going to be taken apart I'm but there's gonna be my mother's

bu stüdyo Parçalara ayrılacağım ama annemin

bedroom so this will become mr. C nights exactly behind us where this curtain is

yatak odası olacağı için burası Mr. C geceleri tam arkamızda bu perdenin olduğu yerde

mr. Steve's mother will be having some sweet dreams and oh says there there's a

bay. Steve'in annesi bazı tatlı rüyalar görecek ve oh

geography professor in his daughter's school go to school that he's sorry yes

kızının okulunda bir coğrafya profesörü olduğunu söylüyor okula gitmek için üzgün olduğunu evet

I can see the picture now that is very similar to mr. Steve OS ooh

şimdi resmi görebiliyorum bu Bay'a çok benziyor. Steve OS ooh,

you mean incredibly handsome suave sophisticated all I can say is that what

inanılmaz derecede yakışıklı, tatlı ve sofistike demek istiyorsun,

you mean all I can say is all I can say is knowledgable all I can say is he has

söyleyebileceğim tek şey, söyleyebileceğim tek şey bilgili olduğu, tüm söyleyebileceğim,

my deepest my deepest sympathy oh hello Fernando it's nice to see you

en derin sempatime sahip olduğu, oh merhaba Fernando, seni burada görmek güzel

here I haven't seen Fernando for a long time on the live chat so yes you are

Fernando'yu uzun süredir canlı sohbette görmedim, bu yüzden evet,

more than welcome to join us tonight thank you very much it's nice to hear

bu gece bize katılabilirsiniz, çok teşekkür ederim, sizden tekrar haber almak çok güzel. Önümüzdeki

from you again soin days Mother's Day in it Rosa says

günlerde Anneler Günü içinde Rosa bir

it must be somewhere yes in other countries Mother's Day is celebrated on

yerlerde olması gerektiğini söylüyor evet diğer ülkelerde Anneler Günü

different days different times of the year so yes we have ours in April is

yılın farklı zamanlarında farklı günlerde kutlanır, bu yüzden evet bizimki Nisan'da var,

that right yes we've had it it's just it's before Easter isn't it in the UK

doğru mu evet bizde de vardı sadece Paskalya'dan önce İngiltere'de değil mi bu

that's it by the way my mum my mother is not very

arada annem annem

pleased with me no what did you do or what did you forget miss

benden pek memnun değil hayır ne yaptın ya da neyi unuttun bayan

Duncan I still can't believe this I feel so embarrassed about this I cannot begin

Duncan buna hala inanamıyorum bu konuda o kadar utanıyorum ki

to tell you I cannot begin to even express how embarrassed I feel about

sana söyleyemem bu konuda ne kadar utandığımı ifade etmeye bile başlayamıyorum

this thing my mother phoned me last week and she didn't sound very happy and I

geçen hafta annem beni aradı ve sesi pek mutlu değildi ve

was wondering what was going on and she said I'm waiting for your apology and I

ne olduğunu merak ediyordum ve özür bekliyorum dedi ve

thought well what have I done what have I done wrong I've done nothing wrong I'm

iyi düşündüm ne yaptım ne yanlış yaptım yanlış yaptım yanlış bir şey yok iyiyim güzelim

well I'm lovely I'm lovely I never do bad things ever ever ever in my life so

güzelim hayatımda asla kötü şeyler yapmam bu yüzden

I couldn't work out what the problem was and then my mum said you forgot my

sorunun ne olduğunu çözemedim ve sonra annem

birthday can you believe it I have no idea how I managed to do that but I was

doğum günümü unuttun dedi inanabiliyor musun ben bunu nasıl başardığım hakkında hiçbir fikrim yok ama en

very busy during the best that the last two weeks of April I was very busy so

iyi döneminde çok meşguldüm, Nisan ayının son iki haftası çok meşguldüm, bu yüzden

for some reason I just completely forgot it was it was my mum's birthday she

nedense tamamen unuttum, annemin doğum günüydü,

forgets you she's forgotten yours before now yes but I don't have any excuses

seni unutuyor, seninkini daha önce unuttu şimdi evet ama gerçekten hiçbir mazeretim yok, bu yüzden

really do I so you rather you rather son so yeah sorry I just noticed something

seni tercih ediyorsun oğlum yani evet özür dilerim orada bir şey fark ettim tamam,

there okay I hate you keep switching it new cats and Tony ACK says something

onu yeni kedilerle değiştirmeye devam etmenden nefret ediyorum ve Tony ACK,

about British people not pronouncing ours

İngilizlerin İngilizlerse bizimkini telaffuz etmemesi hakkında bir şeyler söylüyor.

if British people don't pronounce the arse why do they use them at all well

kıçını telaffuz etmeyin neden onları hiç iyi kullanıyorlar

they can be used in certain words in some words they have more of a presence

bazı kelimelerde kullanılabilirler bazı kelimelerde daha çok varlar

for example in the word red well the word red definitely you can hear the

örneğin red kelimesinde red kelimesinde kesinlikle

word being pronounced with the very hard are red so yes or sometimes at the end

kelimenin telaffuz edildiğini duyabilirsiniz çok sert kırmızı yani evet ya da bazen

of words people might drop the are so you might say butter butter

kelimelerin sonunda insanlar are kelimesini düşürebilir yani siz tereyağ diyebilirsiniz

but some people just go butter butter butter so the sound is almost like the a

ama bazı insanlar sadece tereyağ tereyağ derler bu yüzden ses neredeyse a yerine a gibidir yani evet

rather the the are so yes it's it's true you you

bu doğru sizsiniz

can find that people will drop the are it also happens with the letter H as

insanların " h" harfini de kullandığını görebilirsiniz, bu aynı zamanda "H" harfinde de oluyor,

well you will find that people also drop that but in the beginning of words you

insanların bunu da bıraktığını göreceksiniz, ancak kelimelerin başında

certainly would always pronounce the are yes the our sound would always be there

kesinlikle her zaman "evet" diye telaffuz edersiniz, sesimiz her zaman orada olur

yes if you start a word with the letter R

evet eğer siz Bir kelimeye R harfiyle başlayın,

then the R will be there even even if it is followed by the letter H so some

ardından H harfi gelse bile R orada olacaktır, bu nedenle bazı

words do have R in an H but the sound is still are and invariably the R is

kelimelerin H'sinde R vardır, ancak ses hala öyledir ve her zaman R

pronounced in very and we don't it's not we don't roll the R we don't sort of in

çok olarak telaffuz edilir ve biz bunu yapmayız. t ispanyolcada R harfini okumuyoruz bir nevi

Spanish ah yes and I think perhaps in it and I think mainly in Spanish the R is

ispanyolca ah evet ve bence belki de içinde ve bence esas olarak ispanyolcada r

and in Latin English the R is rolled that the R is really pronounced and and

ve latin ingilizcede r yuvarlanır ki r gerçekten telaffuz edilir ve ve

you can hear it a lot in the world well the R sound is different yeah it's a

bunu dünyada çokça duyabilirsiniz, R sesi farklıdır evet

little bit like in Chinese where certain sounds that are that are spoken or words

biraz Çince'de olduğu gibi, özellikle İngilizce konuşmaya çalıştıklarında konuşulan belirli seslerin veya kelimelerin

that are said especially when they tried to speak English as so if a Chinese

söylendiği bir Çinli gibi

person tries to speak English they will still include the Chinese sound as that

İngilizce konuşmaya çalışırlarsa, yine de

actual word or that actual letter so yes it can be very confusing but there are

gerçek kelime veya gerçek harf olarak Çince sesi içereceklerdir, bu yüzden evet, çok kafa karıştırıcı olabilir, ancak

many different types of English accent that's the thing to remember so some

birçok farklı İngiliz aksanı vardır, hatırlanması gereken şey budur, bu nedenle bazı

people will speak in one way and some people will speak in another that's just

insanlar tek bir şekilde konuşur ve bazıları insanlar başka bir dilde konuşacaklar bu sadece

the the magic of English I saw one dislike but I don't understand

İngilizcenin büyüsü Birinin beğenmediğini gördüm ama yayının

why why was this dislike at the start of the transmission oh I see yes I know

başında neden bu hoşnutsuzluğun olduğunu anlamıyorum oh anlıyorum evet ne

what you mean yes so before the live stream begins normally I will advertise

demek istediğini anlıyorum evet bu yüzden canlı yayın normal şekilde başlamadan önce

it on YouTube but sometimes people will also already give it a thumbs down they

YouTube'da reklamını yapacağım ama bazen insanlar zaten

will dislike it before it's even started I mean I don't think that's hateful I

beğenmiyorlar daha başlamadan beğenmiyorlar yani bunun nefret dolu olduğunu düşünmüyorum Bence bu

think that's just too it it's not hateful there's no hate

çok fazla nefret dolu değil nefret yok

really it's just it doesn't make any sense why you would hate something

gerçekten sadece bu Daha başlamadan bir şeyden nefret etmen hiç mantıklı değil, bu

before it's even started so so maybe they don't like the live streams or

yüzden belki canlı yayınları beğenmiyorlar ya da

maybe maybe I've blocked them in the past because they've been swearing or

belki geçmişte küfür ettikleri ya da

being abusive to me and your grief has gotta go it's got a good point there at

bana ve sana kötü davrandıkları için onları engelledim. keder gitmeli, orada altta iyi bir nokta var

the bottom okay British English is non non-rhotic you

tamam İngiliz İngilizcesi rotik değildir

only hear the are sounds after a vowel yes that's that's right so normally at

sadece bir sesli harften sonra are seslerini duyarsınız evet bu doğru yani normalde

the beginning of a word you will always hear the R sound so red road so in fact

bir kelimenin başında her zaman R sesini duyacaksınız yani kırmızı yol yani aslında

it's almost over pronounced in fact and of course if we are talking about the

neredeyse aşırı telaffuz ediliyor aslında ve tabii ki R harfinden bahsediyorsak,

letter R you might want to listen to American accents where the R is really

R'nin gerçekten

really pronounced quite strongly in fact so yes though there is a good case

çok güçlü bir şekilde telaffuz edildiği Amerikan aksanlarını dinlemek isteyebilirsiniz, aslında bu yüzden evet, ancak iyi bir durum olsa da bu

therefore for studying the way in which the letter R is used gonna we can we can

nedenle R harfinin nasıl kullanıldığını incelemek için yapabilir miyiz

do that in a live stream yes we've almost done it today but I think first

bunu canlı yayında yapabiliriz evet bugün neredeyse yaptık ama bence önce

we need to look at uses of the word set no before we before we look at the way

set kelimesinin kullanımlarına bakmamız gerek no before we bakmadan önce

we pronounce ah uses of the word set it's coming up it will happen one day

ah'ı telaffuz ediş şeklimizde set kelimesinin kullanımları gündeme geliyor bir gün olacak

this is what mr. Steve wants to do you see here it is this is what Steve really

bu ne bay. Steve yapmak istiyor burada görüyorsunuz, Steve'in gerçekten

wants to do he's been waiting for eight weeks to do this but sadly it is now 25

yapmak istediği bu, bunu yapmak için sekiz haftadır bekliyor ama ne yazık ki şimdi

minutes to midnight here in the UK so can I get one in no sadly we don't

burada Birleşik Krallık'ta gece yarısına 25 dakika kaldı, bu yüzden bir tane alabilir miyim hayır ne yazık ki alamıyoruz' Küme

have time for uses of the word set that's a shame it's into one day I'm

kelimesinin kullanımları için zamanım yok, bu bir gün içinde olması utanç verici.

going to just do the whole a whole two hours and I'm going to go through all

Tamamını sadece iki saat yapacağım ve Oxford İngilizce Sözlüğüne

465 uses of the word set according to the Oxford English Dictionary over more

göre set kelimesinin 465 kullanımının hepsini gözden geçireceğim.

in other dictionaries can you believe there are over 400 uses of the words

diğer sözlüklerde daha fazlasına inanabiliyor musunuz, o kelimesinin 400'den fazla kullanımı var

it and tonight we are not going to hear a single one of them so we're going now

ve bu gece onlardan tek bir tane bile duymayacağız, o yüzden şimdi gidiyoruz,

shall we go mr. Steve I think I think I'm happy hey I will be honest with you

gidelim mi bay? Steve sanırım mutluyum hey sana karşı dürüst olacağım kendimi

I feel so tired and you've got a lot of painting to do tomorrow nice and I still

çok yorgun hissediyorum ve yarın yapacak çok resmin var güzel ve benim hala

have a lot of painting I'm just waiting for the ceiling the paint on the ceiling

çok resmim var sadece tavanı bekliyorum

to set now would you say that for paint ah well I suppose I suppose you wouldn't

Şimdi tavanı boyamak için boyamak için bunu söyler misiniz, sanırım söylemezsiniz

but you know I just wanted to use the word set just to make Steve happy it was

ama biliyorsunuz set kelimesini sadece Steve'i mutlu etmek için kullanmak istedim set

the wrong use of the word set mr. Duncan I have studied all 465 uses and that is

kelimesinin yanlış kullanımıydı bay. Duncan 465 kullanımın hepsini inceledim ve

not the use of the word said well you have had eight weeks to do it paint

kelimenin kullanımı bu değil dedi peki yapmak için sekiz haftanız var boya

dries it doesn't set it would be good in audio live chat oh I see what you mean

kurur sertleşmez sesli canlı sohbette iyi olur oh ne demek istediğini anlıyorum

Nicole yes nicole says it would be great if we could talk to you actually in

Nicole evet nicole seninle

person well of course the technology that's needed for that is a little bit

yüz yüze konuşsak harika olur diyor tabii ki bunun için gereken teknoloji biraz

more complicated a little bit more difficult to arrange but it is possible

daha karmaşık biraz daha zor ama bunu

to do and I'm hoping in the future that maybe we can do maybe live Skype talks

yapmak mümkün ve umarım gelecekte belki özel bir konukla canlı Skype görüşmeleri yapabiliriz

with a special guest or something like that

veya bunun gibi bir şey

but that's in the future if I'm still here if YouTube hasn't made me vanish

ama bu gelecekte hala burada olursam, YouTube şu anda

completely as they are trying to do at the moment

yapmaya çalıştıkları gibi beni tamamen ortadan kaldırmadıysa

Belarus year alder grief for your comment oh yes I'm so sad I'm so excited

Belarus yılı kızılağaç kederi Yorumunuz için oh evet çok üzüldüm

to hear mr. Steve oh yes it's nice to have fans mr. Steve seems to have more

Bay'ı duyduğuma çok heyecanlandım. Steve oh evet hayranlarınızın olması güzel bayım. Steve'in benden daha fazla hayranı var gibi görünüyor,

fans than me although having only not having said that mr. Duncan's fan club

ancak bunu söylememiş olmasına rağmen bay. Duncan'ın hayran kulübü

was here today really did you see my fan club so some of the members of mr.

bugün buradaydı, gerçekten benim hayran kulübümü gördünüz mü, Mr.

Duncan's fan club were here today watching me oh yes

Duncan'ın hayran kulübü bugün burada beni izliyordu oh evet

can you see them yes III did see them earlier I had in the end I had to go

onları görebiliyor musun evet III onları daha önce görmüştüm Sonunda üzerinden geçmek zorunda kaldım,

over you know what some of them were trying to take photographs of me and

bazılarının benim ve işçinin fotoğrafımı çekmeye çalıştığını biliyorsun,

laborer they wanted your autograph I think they're trying to sell my

imzanı istediler I sanırım fotoğrafımı gazetelere satmaya çalışıyorlar

photograph to the newspapers yes I had to go over and tell them to disperse you

evet yanına gidip dağılmalarını söylemek zorunda kaldım

told them to clear off to disperse you told them to clear off to go away you

dağılmalarını söylediniz onlara dağılmalarını söylediniz

said hey you said hey hey those respect mr. Duncan's privacy yes so clear off if

hey dediniz hey hey saygılar bay . Duncan'ın mahremiyeti evet o kadar açık ki, eğer

we tell someone to clear off it means we tell them to go away so there they are

birine burayı boşaltmasını söylersek, onlara gitmelerini söyleyeceğiz demektir, bu yüzden orada

some of mr. Duncan's fans and they come and sit at the back of my house but it's

bazı baylar vardır. Duncan'ın hayranları ve gelip evimin arkasında oturuyorlar ama

okay they normally go after that after I call the police

sorun değil normalde sonra giderler ben polisi aradıktan sonra bak

look at you hiding behind the tree I was I was secretly filming

sana ağacın arkasına saklanıyordum Gizlice çekiyordum

I wasn't secretly filming I was hiding from from these people because they were

Gizlice çekmiyordum Kimden saklanıyordum bu insanlar çünkü onlar

they were watching me you were that secretly filming they were spying on me

beni izliyorlardı sen o kadar gizlice filme çekiyordun beni gözetliyorlardı

no they were so I see what you mean yes they were secretly filming me they were

hayır öyleydi yani ne demek istediğini anlıyorum evet onlar beni gizlice filme alıyorlardı onlar ben

I was on the toilet and they were trying to garden there was someone up a ladder

tuvaletteydim ve bahçıvanlık yapmaya çalışıyorlardı orada biri vardı banyo penceremin yanındaki bir merdivenden yukarı çıkıp

by my my bathroom window trying to get a picture of me on the toilet so they

tuvalette fotoğrafımı çekmeye çalışıyorlar böylece

could sell it to the newspapers got a lot of money for that I think so yes

gazetelere satabilirler bunun için çok para var bence çok evet

disgusting we're joking of course I'm not stalkers yes we love equality

iğrenç şaka yapıyoruz tabii ki takipçi değilim evet eşitliği seviyoruz

says Fernando oh that's okay then I live in Rio Oh

der Fernando ah sorun değil o zaman ben Rio'da yaşıyorum Oh

Aurora lives in Rio Rio Grande and just docile I think so means son do you think

Aurora Rio Rio Grande'de yaşıyor ve sadece uysal Bence öyle demek oğlum sence

of it is yes Lu Grande I hope your back will stop aching soon me too I really do

evet Lu Grande umarım sırtın ağrır yakında ben de dururum gerçekten

because my back is painful and tomorrow I have even more work to do tomorrow

çünkü sırtım ağrıyor ve yarın yarın daha çok işim var

Nichole's nicole says bye bye bye bye Nicole and thank you very much that's

Nichole'un nicole'si güle güle Nicole ve çok teşekkür ederim bu

very nice we are going now it's time to say goodbye because it is very late 20

çok güzel gidiyoruz şimdi veda zamanı çünkü çok geç

minutes to midnight it's 20 minutes to tomorrow yes you've got to be up in in 4

gece yarısına 20 dakika var Yarına 20 dakika var evet 4

hours time to start painting again I'm getting up tomorrow it around about 8

saat sonra kalkmalısın tekrar boyamaya başla yarın sabah 8 civarı kalkacağım

a.m. and I will have something to eat and then I will go into the kitchen and

ve bir şeyler yiyeceğim sonra mutfağa gideceğim ve

I will start paying the walls I'm going to set mr. Duncan's

yapacağım koyacağım duvarları ödemeye başlayın bayım. Duncan'ın

alarm for for 4 a.m. so that he has to get up and start painting that's okay

sabah 4'teki alarmı, bu yüzden kalkıp resim yapmaya başlaması gerekiyor, sorun değil,

it's all got to be done before my mum comes I will just ignore it

her şey annem gelmeden önce yapılmalı, görmezden geleceğim,

so yes mr. Steeves mum is coming but that's not the reason why we're doing

bu yüzden evet bay. Steeves'in annesi geliyor ama mutfağı yapmamızın nedeni bu değil, merak edersiniz diye

the kitchen just in case you're wondering no we were going to do it

hayır biz zaten yapacaktık

anyway we were doing anywhere incidents but if you want to get it finished

her yerde olaylar yapıyorduk ama ondan önce bitirmek istiyorsanız

before she but it does give me a little bit more pressure to be honest yes

ama veriyor dürüst olmam için bana biraz daha fazla baskı evet

sometimes when people are coming to visit and you've been putting off lots

bazen insanlar ziyarete geldiğinde ve siz

of jobs in your house it gives you and you want to do them anyway it gives you

evinizdeki birçok işi ertelediğinizde bu size veriyor ve siz yine de onları yapmak istiyorsunuz bu size

a little impetus it gives you a target something to aim for

biraz ivme veriyor bu size bir heyecan veriyor. Amaçlanacak bir şeyi hedefleyin

I'm gonna get that done before so-and-so comes to visit so and so yes as as a

Falanca ziyarete gelmeden önce bunu yapacağım falanca evet

strange way of talking about your mum well you know I'm just talking generally

annenden bahsetmenin garip bir yolu olarak pekala biliyorsun ben sadece genel olarak

what you mean impetus impetus energy yes energy so the the motivation motivation

ne demek istediğinden bahsediyorum impetus impetus enerji evet enerji yani motivasyon motivasyon bir şeyi

the energy that you've got ready to do something yes and sometimes you can get

yapmaya hazır olduğunuz enerji evet ve bazen

very excited about doing a certain job you can get lots of motivation or

belirli bir işi yapmaktan çok heyecanlanabilirsiniz çok fazla motivasyon veya

excitement or impetus yes not impotent impotent is a very different word

heyecan veya itici güç elde edebilirsiniz evet iktidarsız değil iktidarsız çok farklı bir kelime

altogether but that's for another time because it's time for us to go Steve

tamamen ama bu başka bir zamana çünkü bizim için gitme zamanı Steve

okay bye Anne Anna bye Anna bye Anna there's two Anna's there as Anna

tamam güle güle Anne Anna güle güle Anna orada iki Anna var Anna

Claudia and Ana Rita seikar also Kunal Belarusian I'm hoping to be here on

Claudia ve Ana Rita seikar ayrıca Kunal Belarusian Pazar günü burada olmayı umuyorum

Sunday but I'm not sure at the moment because mr. Steve's mum will be here

ama değilim emin şu anda çünkü mr. Steve'in annesi burada olacak LF için

look at that on the live chat tonight for that LF Fernandes and Rosa just

bu gece canlı sohbette buna bak Fernandes ve Rosa

discovered that their neighbours or they live close to each other

komşularının veya birbirlerine yakın yaşadıklarını keşfettiler

really yes comment there at the bottom from Ella Fernandes oh I see hi Rosa

gerçekten evet yorum Ella Fernandes'in en altında oh anlıyorum merhaba Rosa

we're neighbor well maybe maybe they are neighbors in the same town but not same

biz komşuyuz peki belki aynı kasabada komşular ama aynı

city Oh same city Oh see so so Rosa and LF Fernandes both

şehirde değiller Ah aynı şehir Oh bak öyle Rosa ve LF Fernandes ikisi de

live in the same city oh I see so so maybe you can meet up tomorrow for a cup

aynı şehirde yaşıyor oh anlıyorum yani belki yarın bir fincan kahve içmek için buluşabilirsin

of coffee yes sounds good to me and and watch watch mr. Duncan's lessons

evet kulağa hoş geliyor bana ve izle izle mr. Duncan'ın dersleri

together yes you could you could be you you could join on Sunday or next

birlikte evet olabilirsin sen olabilirsin Pazar günü veya gelecek

Wednesday and be together watching yes Doris practice your English together

Çarşamba günü katılabilir ve birlikte seyredebilir evet Doris birlikte İngilizce pratik yapın

I've got an auntie called Doris yes and there was a very famous film actress

Doris adında bir teyzem var evet ve Doris Day adında çok ünlü bir sinema oyuncusu vardı Doris

called Doris Day Doris Day from the nineteen sort of fifties and sixties yes

Day ondokuzlardan ellili ve altmışlılardan evet

it's a nice name actually oh I was I was looking forward to some more information

güzel bir isim aslında oh ben Doris Day hakkında biraz daha fazla bilgi bekliyordum

about Doris Day but clearly not all right no not tonight no right should I

ama açıkçası pek iyi değil hayır bu gece değil hayır doğru

go first mr. Duncan yes mr. Steve is going now we will see

ilk ben gitmeliyim bay. Duncan evet bay. Steve şimdi gidiyor

you very soon calves are aching bye bye for now hopefully now I won't see you on

çok yakında görüşürüz buzağılar ağrıyor şimdilik hoşçakalın umarım şimdi sizi pazar günü görmeyeceğim

Sunday definitely won't mr. Steve isn't here anyway he's going for his rehearsal

kesinlikle görmeyeceğim bayım. Steve zaten burada yok provaya gidiyor

and I think he's taking his mother as well so I'm not sure what I'm doing if

ve sanırım annesini de götürüyor bu yüzden çok meşgul değilsem ne yaptığımdan emin değilim şimdilik Pazar günü

I'm not too busy I will do a short live stream on Sunday bye for now

kısa bir canlı yayın yapacağım hoşçakalın görüşürüz bay

bye bye there goes mr. Steve see you Steve fade me out I'm just gonna sort of

gidiyor Steve seni görüyorum Steve beni gözden kaçırıyor Bir nevi çekip gideceğim hadi onun

just go off let's do the thing where it goes dead did did it it did it did

öldüğü şeyi yapalım yaptı mı yaptı mı yaptı mı

dooba dooba do yeah it's time to go I hope you've enjoyed it for the last hour

dooba dooba do evet gitme zamanı umarım son kez eğlenmişsinizdir saat

and 45 minutes I've been here talking to you

45 dakikadır burada seninle konuşuyorum,

so maybe see one Sunday for a short live stream and of course I will be back with

bu yüzden belki bir Pazar günü kısa bir canlı yayın görebilirim ve tabii ki

Steve next Wednesday from 10 p.m. UK time for those who are wondering about

önümüzdeki Çarşamba saat 22:00'den itibaren Steve ile birlikte olacağım. İngiltere saatini merak edenler için

the times there we go quickly Sunday 2 p.m. Wednesday 10 p.m. and both of those

pazar günü saat 14.00'e hızlıca geçiyoruz. Çarşamba 22:00 ve her ikisi de

are UK time so make sure you check the time difference in your country it's

İngiltere saati, bu yüzden ülkenizdeki saat farkını kontrol ettiğinizden emin olun,

time to go a quick goodbye to the live chat and then I'm out of here

canlı sohbete hızlı bir veda etme zamanı ve sonra ben çıkıyorum,

I hope we will see you on Sunday my mom a dude or my you'd also roses Thank You

umarım Pazar günü görüşürüz annem ahbap veya benim de güllerim teşekkür ederim

mr. Duncan I'm mr. Steve good night to both of you thanks for this nice time I

mr. Duncan ben bayım. Steve ikinize de iyi geceler bu güzel zaman için teşekkürler

cannot wait to get into bed I am really looking forward to getting into bed

yatağa girmek için sabırsızlanıyorum bu gece yatağa girmeyi dört gözle bekliyorum

tonight because my back is really really aching see you maybe on Sunday and

çünkü sırtım gerçekten çok ağrıyor belki pazar günü görüşürüz ve

definitely next Wednesday this is mr. Duncan in the birthplace of the English

kesinlikle gelecek çarşamba bu bay. Duncan, İngilizcenin doğduğu yerde, seninle canlı konuşurken beni izlediğin

language saying thank you very much for watching me talking to you live I have

için çok teşekkür ederim diyor,

to go to bed now because tomorrow I have another busy day another hectic day of

şimdi yatmam gerekiyor çünkü yarın yine yoğun bir günüm var mutfağı dekore etmek için başka bir telaşlı gün

decorating the kitchen and of course you know what's coming next I will try to

ve tabii ki sırada ne olduğunu biliyorsun ben

wave but it might be very painful for me so I will do it very slowly Oh

el sallamaya çalışacağım ama benim için çok acı verici olabilir bu yüzden çok yavaş yapacağım Oh

ta ta for now 8-)

ta ta şimdilik 8-)