Learn English - Live Lesson 5th May 2019 / Car types / Uses of 'WORD' / Ass or Arse? / Misterduncan

oh hello there here we go again yes sunday has returned once more

oh merhaba işte yine başlıyoruz evet pazar bir kez daha geri döndü

how is your week being has it been a good one I really really hope it has

haftanız nasıl gidiyor haftanız nasıl güzel geçti gerçekten umarım

coming up today we have lots of things to talk about including words and

bugün gelmiştir kelime ve

expressions to do with the word word really yes that's what I'm going to do

deyimler dahil konuşacak çok şeyimiz var kelime gerçekten evet, ben de yapacağım şey bu,

also mr. Steve will be here talking about his favorite subject we are

bay. Steve burada en sevdiği konudan bahsedecek,

talking cars the shape of cars and also the different functions that each car

arabalardan arabaların şekline ve ayrıca her araba

model and shape has and we will be talking about the differences between

modelinin ve şeklinin sahip olduğu farklı işlevlerden bahsediyor olacağız ve

the words arse and ass naughty mr. Duncan and which ones are used in

eşek ve eşek yaramaz bay kelimeleri arasındaki farklardan bahsedeceğiz. Duncan ve hangileri

American English and which ones are used in British English because sometimes

Amerikan İngilizcesinde ve hangileri İngiliz İngilizcesinde kullanılıyor çünkü bazen

there is a difference the live chat will be here as well and today I need your

bir fark oluyor canlı sohbet burada da olacak ve bugün sizin

help and support because we are trying to get my youtube

yardımınıza ve desteğinize ihtiyacım var çünkü youtube

channel up to 1 million subscribers during the month of May yes

kanalımı yükseltmeye çalışıyoruz. mayıs ayında 1 milyon abone evet mayıs

let's make it a million in the month of May and I will need your help don't

ayında bir milyon yapalım ve yardımınıza ihtiyacım olacak paylaşmayı

forget to share share share also something else I'm going to talk about

unutmayın paylaşmayı paylaşın ayrıca bugün başka bir konudan bahsedeceğim

today do you ever pick your nose do you have you ever been caught picking your

hiç burnunuzu karıştırırmısınız Hiç burnunuzu karıştırırken yakalandınız mı

nose it is very embarrassing when it happens also if you could be any Star

bu çok utanç verici oluyor ayrıca herhangi bir Star

Wars character any Star Wars character whatsoever which one would you be we'll

Wars karakteri olabilseydiniz herhangi bir Star Wars karakteri hangisi olurdunuz, daha

be finding out later on which Star Wars character I would like to be and mr.

sonra hangi Star Wars karakterini bulacağımı öğreneceğiz. olmak gibi ve bay

Steve will be giving us his but what is yours which Star Wars character would

Steve bize onunkini verecek ama seninki nedir hangi Star Wars karakteri

you like to be yes we are all here together

olmak isterdin evet bugün hep birlikte buradayız el ele tutuşup

today we are all here together joining hands and singing a happy song after all

mutlu bir şarkı söylüyoruz ne de

it's a Sunday afternoon it's just after two o'clock here in the UK and this is

olsa bugün bir Pazar öğleden sonra saat ikiyi biraz geçiyor İngiltere'de saat burada ve bu

live English in your ear

canlı İngilizce kulağınızda

I have my cup of coffee in my hand and everything is very very grand oh here we

Elimde bir fincan kahve var ve her şey çok çok muhteşem oh işte yine

go again yes we are back once more it is another Sunday Funday live English in

başlıyoruz evet bir kez daha geri döndük bu başka bir Pazar Eğlencesi canlı İngilizce

your ear here we go again oh where am I applause can I have some applause I

kulağınızda burada tekrar gidiyoruz oh neredeyim alkış alkışlayabilir miyim biraz alkış alabilir miyim

can't believe it come on

inanamıyorum hadi teşekkür ederim çok teşekkür ederim o

thank you thank you very much isn't that nice thank you for that very warm

kadar güzel değil mi bu çok sıcak spontane karşılama için teşekkür ederim

spontaneous welcome here we go again hi everybody hi hello how are you today

işte tekrar başlıyoruz merhaba millet merhaba merhaba nasılsınız sen bugün

my name is mr. Duncan there it is on the screen right now how are you today are

benim adım bay Duncan işte şu anda ekranda nasılsın bugün

you okay I hope so are you happy are you SuperDuper happy I

iyi misin umarım çok mutlusun süper mutlusun

really hope so I am feeling so happy today because it is a long weekend yes

gerçekten umarım çok mutluyum bugün çok mutluyum çünkü uzun bir hafta sonu evet

we have a public holiday here in the UK so tomorrow

burada resmi tatil var Birleşik Krallık yani yarın

everyone is having it off yes tomorrow it's an extra day off everyone

herkes izinli evet yarın fazladan bir gün herkes

apparently now no one knows why this is the case but tomorrow is the May Day

görünüşe göre şimdi kimse bunun neden böyle olduğunu bilmiyor ama yarın 1 Mayıs

bank holiday don't ask me why because it isn't May the 1st tomorrow it's May the

resmi tatil bana nedenini sorma çünkü yarın 1 Mayıs değil Ayın

6th so I don't really understand why we are having made a holiday tomorrow oh I

6'sı yarın niye tatil yapıyoruz anlamıyorum ah şu an elimde

have the most delicious cup of coffee here in my hand right now do you have a

en lezzetli kahve şu an sıcak bir içecek var mı

hot beverage do you like to watch my livestream whilst drinking something

canlı yayınımı bir şeyler içerken izlemek ister misiniz

nice and refreshing I have a cup of coffee here although I must admit it

güzel ve canlandırıcı burada bir fincan kahve içiyorum ama itiraf etmeliyim ki geçen hafta Paris'te

isn't as nice is the coffee that I tried in Paris last week yes I was in Paris

denediğim kahve kadar güzel değil evet Paris'teydim

but now we are back here in the UK oh so many things to show you today we have a

ama şimdi İngiltere'ye geri döndük oh gösterilecek çok şey var bugün

packed program this program is more packed than Tom Daley's speedo

dolu bir programımız var bu program Tom Daley'nin speedo'sundan daha dolu bu

that's how packed it is it really is can I just have a slurp of my coffee whilst

kadar dolu gerçekten hala sıcakken kahvemden bir yudum alabilir miyim

it's still hot hmm hmm did you enjoy that sound today we're going to talk

hmm hmm bugün bu sesin tadını çıkardınız mı

about quite a few things today as I choked on my coffee we are going to talk

bugün epey bir şeyden bahsedelim, ben kahvemi içerken boğulmuşum gibi,

about Star Wars yesterday it was May the 4th and every

Star Wars hakkında konuşacağız dün 4 Mayıs'tı ve her

year we celebrate Star Wars a so yesterday everyone was saying may

yıl Star Wars'u kutlarız bu yüzden dün herkes

the 4th be with you it's a little joke you see it's a play on words also we had

4 Mayıs sizinle olsun diyordu, küçük bir şaka. Görüyorsunuz, bu bir kelime oyunu ayrıca

some sad news last week the actor the performer Peter Mayhew who played

geçen hafta bazı üzücü haberler aldık,

Chewbacca in the original Star Wars trilogy sadly died so a lot of people

orijinal Star Wars üçlemesinde Chewbacca'yı oynayan oyuncu, oyuncu Peter Mayhew ne yazık ki öldü, bu yüzden birçok insan

were feeling a little down about that so yesterday's may the 4th be with you

bu konuda biraz moralini bozdu, bu yüzden dün 4 Mayıs seninleyken

had a little poignant sad tinge to it but today we're talking about something

biraz dokunaklı, hüzünlü bir tonu vardı ama bugün çok özel bir şeyden bahsediyoruz,

very special if you could be any Star Wars character if you could be any Star

eğer herhangi bir Star Wars karakteri olabilirsen, eğer

Wars character from the original films or the prequels or maybe the latest

orijinal filmlerden veya prequel'lerden veya belki de

installments of Star Wars which Star Wars character would you like to be so

Star'ın son taksitlerinden herhangi bir Star Wars karakteri olabilirsen. Wars hangi Star Wars karakteri olmak isterdin bu yüzden bugün eğlenmek

that's one of the questions I want to have fun today there's too much bad news

istediğim sorulardan biri bu aralar dünyada çok fazla kötü haber var

in the world at the moment so I thought today we would have a little bit of fun

bu yüzden bugün biraz eğlenelim

a little bit of laughter some smiles along the way as well also coming up

biraz kahkaha atalım dedim. yol boyunca bazı gülümsemeler de

today what is a.s.m.r this is the trend that is taking the internet by storm

bugün geliyor as.s.m.r nedir bu

right now autonomous sensory meridian response

şu anda interneti kasıp kavuran trend otonom duyusal meridyen tepkisi

apparently it's all about getting very close to the microphone and making

görünüşe göre her şey mikrofona çok yaklaşmak ve

soothing noises and sounds so later on we will be talking all about autonomous

daha sonra yatıştırıcı sesler ve sesler çıkarmakla ilgili otonom

sensory meridian response but what the heck is it all about

duyusal meridyen tepkisinden bahsedeceğiz ama bunun ne halt olduğunu

find out a little bit later on but meanwhile we are here today yes live

biraz sonra öğreneceğiz ama bu arada bugün buradayız evet

English on the 5th of May 2019 an extra long weekend just to prove how relaxed I

5 Mayıs 2019'da canlı İngilizce, sırf ne kadar rahatladığımı kanıtlamak için ekstra uzun bir hafta sonu

am today look can you see what I'm wearing I'm not wearing

bugün varım bak ne giydiğimi görüyor musun

anything formal below my waist and just to prove it there it is look can you see

belimin altında resmi bir şey giymiyorum ve sadece orada olduğunu kanıtlamak için bak görüyor musun

so I'm wearing my pyjama trousers today doo doo doo just have a little move

bugün pijama pantolonumu giydim doo doo doo biraz hareket et bacaklarımda

around there to keep the blood circulating in my legs so there you can

kan dolaşımını sağlamak için oradayım, böylece orada

see I'm wearing my pyjama trousers and also my lovely multicolored socks and my

pijama pantolonumu ve ayrıca çok güzel rengarenk çoraplarımı ve

big slippers that mr. Steve brought for me last Christmas so there I'm looking

büyük terliklerimi giydiğimi görebilirsiniz. Steve geçen Noel'de benim için getirdi, bu yüzden orada

very relaxed below the waist so I like to reveal these things sometimes I think

belimin altında çok rahat görünüyorum, bu yüzden bazen bunları açığa vurmayı seviyorum,

it is very interesting to show these things off so so I thought yes I thought

bu şeyleri göstermenin çok ilginç olduğunu düşünüyorum, bu yüzden evet diye düşündüm,

you would appreciate that you see so I'm feeling very relaxed and very cool below

böyle gördüğünüz için minnettar olacağınızı düşündüm. Bel hizamın altında kendimi çok rahatlamış ve çok havalı hissediyorum

the waistline I hope you're having a super weekend we are having a nice one

umarım süper bir hafta sonu geçiriyorsunuzdur burada güzel bir hafta geçiriyoruz şimdi

here can I show you some lovely sights now this is one of the sites that I

size güzel manzaralar gösterebilir miyim bu

filmed out of my studio window this morning so here it is look at that oh my

stüdyomun penceresinden filme aldığım sitelerden biri bu sabah işte burada bak, aman

goodness what a beautiful sight there it is looking over towards the Welsh Hills

tanrım, orada ne güzel bir manzara var, Welsh Hills'e doğru bakıyor,

you can see the beautiful green grass and also the yellow of the rapeseed as

güzel yeşil çimleri ve ayrıca kolza tohumlarının sarısını

well and lots of sheep walking across the field in the distance there you can

ve tarlada yürüyen bir sürü koyunu görebilirsiniz. Oradaki mesafeden

see right now a very typical English countryside view looking over across the

şu anda Shropshire'ın güzel manzarasına bakan çok tipik bir İngiliz kırsal manzarasını görebilirsiniz.

beautiful landscape of Shropshire a lot of people ask where do you live mr.

Birçok insan nerede yaşıyorsunuz diye soruyor Bay.

Duncan a little bit later on I will take you on a little tour of the place in

Duncan biraz sonra seni yaşadığım yerde küçük bir tura çıkaracağım

which I live we will be having a look around later on by the way this is what

daha sonra etrafa bir göz atacağız bu arada

the view from the window looks like now so there it is now a live view out of

pencereden manzara şu an böyle görünüyor yani işte şimdi bir pencereden canlı görüntü

the window and you can see the sheep are still there in the field it's a very

ve koyunların hala orada tarlada olduğunu görebilirsiniz hava çok

overcast cold day apparently tomorrow we are supposed to

bulutlu soğuk bir gün görünüşe göre yarın

some snow I can't believe it so here we are in the first week of May and already

biraz kar yağması gerekiyor inanamıyorum bu yüzden burada mayısın ilk haftasındayız ve şimdiden

they are saying that we are going to have snow I can't believe it some people

Kar yağacağını söylüyorlar, inanamıyorum bazı insanlar

have asked mr. Duncan how are your spiders do you still have your spiders

sormuşlar Sn. Duncan örümcekleriniz nasıl hala örümcekleriniz var mı

yes we still have the spiders would you like to have a quick look at the spiders

evet hala örümceklerimiz var örümceklere hızlıca bir göz atmak ister misiniz

so here they are they are still in the house we are taking care of these

yani işte buradalar hala evdeler bu

spiders so there you can see one of the spiders in its little glass case and

örümceklerle ilgileniyoruz yani görebilirsiniz örümceklerden biri küçük cam kutusunda ve

they are still alive and well even though originally there were three of

hala hayatta ve iyi durumdalar, aslında üç tane olmasına rağmen

them but one of them died so now there are only two so there is one of them and

biri öldü, bu yüzden şimdi sadece iki tane var, yani onlardan biri var ve

oh dear it's coming towards me and there is the other one

ah canım bana doğru geliyor ve orada diğeri bu

so these are the two remaining spiders that we have we are taking care of them

yani elimizde kalan iki örümcek bunlar

for mr. Steve's friend to be honest with you I'm getting a little sick and tired

bay için ilgileniyoruz. Steve'in arkadaşı, size karşı dürüst olmak gerekirse,

of looking after them because we've had them for over a year for over a year

onlara bakmaktan biraz sıkıldım çünkü onlara bir yıldan fazla bir süredir sahibiz, bir yılı aşkın süredir

we've been looking after these spiders so just in case mr. Steve's friend is

bu örümceklere bakıyoruz, bu yüzden her ihtimale karşı Bay. Steve'in arkadaşı

watching can you please come and collect your spiders we were supposed to only

izliyor lütfen gelip örümceklerinizi [ __ ] mısınız

have them for three weeks and it's been over a year please take your spiders

onları sadece üç haftalığına almamız gerekiyordu ve bir yıldan fazla oldu lütfen örümceklerinizi

back I'm not joking please take your spiders back we have

geri alın Şaka yapmıyorum lütfen örümceklerinizi geri alın

the live chat up and running today Oh shall we have a look at the live chat

canlı sohbetimiz var ve bugün koşuyor Canlı sohbete bir göz atalım mı

because I haven't mentioned it yet and people do get a little annoyed if I

çünkü henüz bahsetmedim ve

don't mention the live chat so there it is but the big question is who was first

canlı sohbetten bahsetmezsem insanlar biraz sinirleniyor, bu yüzden işte burada ama asıl soru ilk kimin olduğu.

on the live chat I don't know I don't know who was first it looks as if oke I

canlı sohbet bilmiyorum ilk kimin olduğunu bilmiyorum sanki tamam ben

BRR hello Kaiba Kaiba Jan you are first on

BRR merhaba Kaiba Kaiba Jan canlı sohbette ilk sizsiniz bu

the live chat so I suppose you deserve a round of applause for that

yüzden sanırım bir alkışı hak ediyorsunuz bunun için

do you find the sound of applause very soothing I hope so also Mohammed hair

sesini buluyor musunuz alkışlar çok rahatlatıcı Umarım Muhammed saç

wash is here Tomic Louie also Lilia hi mr. Duncan I'm so happy to be with

yıkama da buradadır Tomic Louie ayrıca Lilia merhaba bay. Duncan tekrar sizlerle birlikte olduğum için çok mutluyum geçen Pazar

you again sorry for not joining you last Sunday the thumbnail for this week's

size katılamadığım için üzgünüm bu haftaki

live stream looks very intriguing I wonder why I don't know why why is it so

canlı yayının küçük resmi çok merak uyandırıcı görünüyor Merak ediyorum neden bilmiyorum neden bu kadar

intriguing I have no idea also Jeff in California is watching as

merak uyandırıyor Ayrıca Jeff California'da

well Meeker Martha Julie Kuiper once again

aynı zamanda izliyor Meeker Martha Julie Kuiper bir kez daha

Irene also lolly hello lollie Bonjour to you and can I say cheers and greetings

Irene de lolly merhaba lollie Bonjour size ve benim güzel sıcak kahvemle şerefe ve selamlar diyebilir miyim

with my lovely hot cup of coffee

hmm are you drinking something nice at the moment are you having a nice drink

hmm şu anda güzel bir şeyler mi içiyorsunuz güzel bir içki mi içiyorsunuz

Paulo is here hello Paulo Paulo Nunes says hello I'm from Brazil but now I'm

Paulo burada merhaba Paulo Paulo Nunes merhaba diyor ben Brezilyalıyım ama şimdi

living in Wiltshire Oh beautiful part of England

Wiltshire'da yaşıyorum Ah İngiltere'nin güzel bir parçası

we'll check is a nice part of the UK very rural very similar to Shropshire in

kontrol edeceğiz Birleşik Krallık'ın güzel bir parçası Shropshire'a çok benziyor

fact thanks for your time you're welcome Paulo no problem franceska also Palmyra

aslında zaman ayırdığınız için teşekkürler hoşgeldin Paulo sorun değil franceska ayrıca Palmyra

saj also we have grace hello grace chin nice to see you here again

saj da bizde lütuf var merhaba lütuf chin sizi tekrar burada görmek güzel

nd hello mr. nd how are you today Khyber also Bluebird and Beatriz Oh Myka

ve merhaba bayım. nd bugün nasılsınız Hayber ayrıca Bluebird ve Beatriz Oh Myka

hello Mika today in Japan it is Children's Day so a big hello to

merhaba Mika bugün Japonya'da Çocuk Bayramı yani

everyone watching in Japan and something big happened in Japan a couple of days

Japonya'da izleyen herkese kocaman bir merhaba ve birkaç gün önce Japonya'da büyük bir şey oldu

ago did you see it on the news the Emperor of Japan abdicated so I'm very

haberlerde gördünüz mü İmparator Japonya tahttan çekildi, bu yüzden bunun

interested to find out what the effect of that will be so Mika if you could

etkisinin ne olacağını öğrenmekle çok ilgileniyorum, bu yüzden Mika, bunun

tell us was it a big story in your country were

ülkenizde büyük bir hikaye olup olmadığını bize söyleyebilirseniz,

many people talking about it I imagine it must be a big story a big topic of

birçok insan bunun hakkında konuşuyordu, bunun büyük bir hikaye olması gerektiğini hayal ediyorum.

conversation I suppose it's a bit like the Queen of England abdicating so if

konuşma konusu sanırım biraz İngiltere Kraliçesinin tahttan çekilmesi gibi, yani

you abdicate it means you step down you stop being

tahttan çekilirseniz bu,

the leader of that country you step down you are no longer the monarch of that

o ülkenin lideri olmayı bıraktığınız anlamına gelir, istifa edersiniz artık o ülkenin hükümdarı değilsiniz,

country the king or queen or Emperor or Empress you never hear that said do you

kral veya kraliçe veya İmparator veya İmparatoriçe bunu asla duymazsınız

never hear M / S you never hear anyone say Emperor s hello Massimo also Rahill

M / S dediğini asla duymazsınız kimsenin İmparatorun merhaba dediğini duymazsınız Massimo ayrıca Rahil

Vidura Oh Lulu hello Lulu we have a famous singer in the UK called Lulu and

Vidura Oh Lulu merhaba Lulu İngiltere'de Lulu adında ünlü bir şarkıcımız var ve

she had a very big hit in the 1960s with a song called shout Thank You Lulu for

1960'larda çok büyük bir hit oldu. not adlı bir şarkı selamlamanız için Teşekkür Ederim Lulu

your greeting also to Ana and Pedro hello Pedro nice to see you waving today

Ana ve Pedro'ya da merhaba Pedro bugün bize el salladığınızı görmek güzel ayrıca sizi

to us nice to see you back also Julie vay vay nut hello veena is it

tekrar görmek güzel Julie vay vay nut merhaba veena

your first time here I don't recognize your name it looks as if maybe it's your

buraya ilk gelişiniz mi Adınızı tanımıyorum Görünüşe göre

first time on the live chat Lewis says you know Duncan and Steve Sunday

canlı sohbete ilk kez giriyorsun Lewis, Duncan ve Steve Sunday'in

livestream is like a mess for a good Christian Oh

canlı yayınının iyi bir Hıristiyan için bir karmaşa olduğunu bildiğini söylüyor Oh Bunun

Thank You Louie for that I'm not sure how religious this live stream will be

için teşekkürler Louie, bu canlı yayının bugün ne kadar dindar olacağından emin değilim

today but we will find out Rahil is here also Anna hello Anna it looks as if we

ama Rahil'in de burada olduğunu öğreneceğiz Anna merhaba Anna

have lots of people with us today on the live chat Julie says I know ASM are are

bugün canlı sohbette bizimle pek çok insan varmış gibi görünüyor Julie, ASM'nin

you going to do this yes we are going to have a go at providing some lovely

bunu yapacağını biliyorum, evet, biraz sağlamaya çalışacağız diyor bugün

ambient sounds for you to relax too today and I don't mean the sound of mr.

sizin de rahatlamanız için güzel ortam sesleri ve mr.'nin sesini kastetmiyorum.

Steve singing voice because that is anything but relaxing

Steve şarkı söylüyor çünkü bu rahatlatıcı olmaktan başka bir şey değil

Vittoria is here oh I like a hot beverage now because it's very cold

Vittoria burada oh şimdi sıcak bir içeceği seviyorum çünkü bulunduğum yer çok soğuk

where I am Thank You Victoria for that that's very nice of you to say so I am

having my lovely hot beverage beverage it is a posh word for a hot drink or a

sıcak bir içecek veya soğuk bir içecek için havalı bir kelime

cold drink so if you offer someone a beverage

yani birine bir içecek ikram ederseniz,

it means you offer them a drink so today I am actually drinking a hot beverage a

bu onlara bir içecek teklif ettiğiniz anlamına gelir, bu yüzden bugün aslında sıcak bir içecek,

nice cup of coffee but not as nice as the coffee in France to be honest

güzel bir fincan kahve içiyorum ama dürüst olmak gerekirse Fransa'daki kahve kadar güzel değil

Sabrina hello I'm Sabrina from Italy we are actually going very close to where

Sabrina merhaba ben İtalya'dan Sabrina, aslında

you are later this year that's all I'm saying

bu yılın ilerleyen saatlerinde bulunduğunuz yere çok yaklaşıyoruz, tüm söylediğim bu kadar

Pal Mira says mr. Duncan you have odd socks your socks do not match it is true

Pal Mira diyor bay. Duncan tuhaf çorapların var çorapların uymuyor bu doğru

also Olga is here watching in Moscow hello Moscow can I say a big thank you

ayrıca Olga da burada Moskova'da izliyor merhaba Moskova

to my lovely patreon who have been supporting me on my patreon site also if

Patreon sitemde beni destekleyen sevgili patreonuma da çok teşekkür ederim

you wish to make a donation on PayPal you can also see the address for that

bağış yapmak isterseniz PayPal'da ayrıca bağış yapmak isterseniz bunun adresini aşağıda görebilirsiniz

underneath if you would like to make a donation because everything I do I do it

çünkü yaptığım her şeyi

for you and it's also free everything I do is give it away for free

sizin için yapıyorum ve ayrıca bedava Yaptığım her şey bedavaya vermek Şaka

I'm not joking it's true we have also yes

yapmıyorum bu doğru bizde ayrıca evet

hello everyone from Panama I am also drinking a cup of coffee Cheers

Panama'dan herkese merhaba ben de bir fincan kahve içiyorum Şerefe

I hope you are enjoying your coffee as much as I am also we have Jonathan hello

umarım kahvenizi benim kadar seviyorsunuzdur ayrıca Jonathan

to you channel and also Stefano I am happy to see and hear you again yes

kanalımıza merhaba ve ayrıca Stefano sizi tekrar gördüğüme ve duyduğuma sevindim evet

we're back and guess what it is an extra long weekend because we are having

biz' geri döndünüz ve tahmin edin fazladan uzun bir hafta sonu oldu çünkü

tomorrow off it is a public holiday tomorrow coming up

yarın tatildeyiz yarın resmi tatil geliyor

Terron we are talking about lots of things we are also talking about cars

Terron pek çok şeyden bahsediyoruz artık arabalardan da bahsediyoruz

now as you know mr. Steve his favorite subject in the whole world is cars

bildiğiniz gibi bayım. Steve'in bütün dünyada en sevdiği konu

talking about cars looking at cars driving cars mr. Steve really does love

arabalardan bahseden arabalara bakan arabalara bakan Mr. Steve

cars very much so Steve will be with us a little bit later on

arabaları gerçekten çok seviyor bu yüzden Steve biraz sonra bizimle olacak bugün

it's a Sunday it's a fun day and we are live on YouTube now I need your help

bir Pazar, eğlenceli bir gün ve şu anda YouTube'da canlı yayındayız Yardımına ihtiyacım var

I do I need your assistance because this month the month of May we are going to

Yardımına ihtiyacım var çünkü bu ay Mayıs ayı biz

make it a million in the month of May what is this all about I hear you asking

mayıs ayında 1 milyona ulaşacağız bu ne demek

during the month of May I want you to encourage your friends relatives and

mayıs ayı boyunca sorduğunuzu duyar gibiyim dostlarınızı akrabalarınızı ve

strangers in the street to subscribe to my youtube channel what I want you to do

sokaktaki yabancıları youtube kanalıma abone olmaya teşvik etmenizi istiyorum sizden ne istiyorum mayıs ayında

is help my youtube channel reach 1 million subscribers during the month of

youtube kanalımın 1 milyon aboneye ulaşmasına yardımcı olmak

May it's a simple thing really so please make it a million in the month of May

gerçekten çok basit bir şey o yüzden lütfen mayıs ayında bir milyon yapın

tell your friends about my youtube channel leave the link on your Facebook

arkadaşlarınıza youtube kanalımdan bahsedin facebook sayfanızdaki linki

page to my channel and also maybe you can print some posters and put them in

kanalıma bırakın ve ayrıca belki poster bastırıp sokağa asabilirsin

the street or maybe you can push some leaflets through people's letter boxes

ya da belki insanların posta kutularına broşürler atıp

and you can encourage them encourage them to subscribe to my channel make it

onları teşvik edebilirsin kanalıma abone olmalarını teşvik edebilirsin

a million in May please help my youtube channel reach 1 million subscribers in

mayıs ayında bir milyona ulaş lütfen youtube kanalımın 1 milyon aboneye ulaşmasına yardım et

the month of May do so go on right down the channel link copy and paste it and

mayıs ayında böyle yapın hemen kanal linkini kopyalayıp yapıştırın ve

who knows I might reach that magic 1 million subscriber level would you like

kim bilir o sihirli 1 milyon abone seviyesine ulaşabilirim

that it sounds quite good doesn't it so there it is so that's what I want you to

kulağa çok iyi geliyor değil mi yani işte bu yüzden ben de öyleyim

do during the month of May we're going to try because I don't have a youtube

mayıs ayı boyunca yapmanı istiyorum deneyeceğiz çünkü youtube

play award I don't have one I don't have any YouTube play Awards so what I would

play ödülüm yok bende yok youtube play ödülüm yok bu yüzden

like to do is reach 1 million subs drivers and then YouTube will send me a

yapmak istediğim şey 1'e ulaşmak milyon abone sürücü ve ardından YouTube bana

nice gold YouTube play button because I haven't got one yet so that is what

güzel bir altın YouTube oynatma düğmesi gönderecek çünkü henüz bir tane yok, bu yüzden Mayıs

we're going to do during the month of May please help my youtube channel reach

ayı boyunca yapacağımız şey bu, lütfen youtube kanalımın

1 million subscribers whatever it takes whatever you have to do maybe you can

1 milyon aboneye ulaşmasına yardım edin, ne pahasına olursa olsun ne yapman gerekiyorsa, belki

put something in the local newspaper just say mr. Duncan teaches English on

yerel gazeteye bir şeyler yazabilirsin, sadece bay deyin. Duncan YouTube'da İngilizce öğretiyor,

YouTube here is his channel please subscribe so

işte onun kanalı, lütfen abone olun, devam edin, devam edin,

go on go ahead what have you got to lose you've got nothing to lose and

kaybedecek neyiniz var, kaybedecek hiçbir şeyiniz yok ve

everything to gain so please make it a million in May and we will see what

kazanacak çok şeyiniz var, bu yüzden lütfen Mayıs'ta bir milyon yapın ve

happens with that will it be successful I don't know I have no idea it might be

bununla ne olacağını görelim başarılı olabilir bilmiyorum

successful it might fail I might fall flat on my ass ah or mr. Duncan that is

başarılı olabileceğine dair hiçbir fikrim yok başarısız olabilir kıçımın üstüne düşebilirim ah ya da bay. Duncan bu

a naughty word let's have a quick look at two words that are often used in the

yaramaz bir kelime hadi İngilizcede sıklıkla kullanılan iki kelimeye hızlıca bir göz atalım

English language and there they are I'm sure some people will complain about

ve işte oradalar eminim bazı insanlar bundan şikayet edecek

this but there they are you'll be amazed how often these two words are used you

ama işte oradalar bu iki kelimenin ne sıklıkla kullanıldığına şaşıracaksınız

have ass and arse can you see them on the screen right now the first one ass

kıçınız ve kıçınız var kullanılıyor, şu anda onları ekranda görebiliyor musunuz, ilk kıç

generally is used in the United States it's used in American English so quite

genellikle Amerika Birleşik Devletleri'nde kullanılır, Amerikan İngilizcesinde kullanılır, bu nedenle

often you will hear people say ass so a person can be a bit of an ass what an

insanların eşek dediğini çok sık duyarsınız, bu nedenle bir kişi biraz olabilir. Aptal,

ass a person who is foolish or an idiot or

aptal ya da aşağılık bir insan ne kadar eşek

contemptible is an ass and in British English we often say arse arse

eşektir ve İngiliz İngilizcesinde sık sık [ __ ] kıç deriz, bu

so in American English sometimes they say ass in British English we often say

yüzden Amerikan İngilizcesinde bazen İngiliz İngilizcesinde eşek derler,

arse having said that it is not unusual for people in British English to also

bunun insanlar için alışılmadık bir şey olmadığını söyleyerek sık sık eşek deriz İngiliz İngilizcesinde de

you the American ass it's true so how do you

size American [ __ ] için bu doğru, o halde

use ass how do you say it how do you use it in a sentence well there are many

ass'ı nasıl kullanırsınız nasıl söylersiniz bunu bir cümlede nasıl kullanırsınız peki

ways to use the words ass and ass a person can be a pain in the ass an

[ __ ] ve [ __ ] kelimelerini kullanmanın birçok yolu vardır, bir kişi be a Pain olabilir

annoying person who gets on your nerves can be described as a pain in the ass

sinirlerinizi bozan can sıkıcı bir kişi,

they are a pain in the ass in American English or in British English they can

Amerikan İngilizcesinde veya İngiliz İngilizcesinde tam bir baş belası olarak tanımlanabilir, onlar

be a pain in the arse an annoying person a person who really gets on your nerves

bir baş belası olabilir sinir bozucu bir kişi, gerçekten canınızı sıkan bir kişi sinirler

some people might say that mr. Duncan is a pain in the arse that's not very nice

bazı insanlar mr diyebilir. Duncan tam bir baş belası, pek hoş olmayan bir

another one this is an insult you can call a person an asshole or an asshole a

başkası, bu bir hakaret, bir kişiye pislik veya pislik diyebilirsin,

person who again is an idiot foolish contemptible a person you hate a person

yine aptal olan bir kişi, aptalca aşağılık bir kişi, nefret ettiğin bir kişi,

who is loathsome a person who is annoying you can describe them as an

iğrenç bir kişi, sinir bozucu bir kişi onları pislik ya da pislik olarak tanımlayabilirsiniz,

asshole or an asshole I can't believe I'm doing this

bunu başka bir tane yaptığıma inanamıyorum

another one Oh mr. Duncan we can call someone an asswipe or an asswipe once

Oh bay. Duncan, birine bir kez daha kıç ya da kıç diyebiliriz, aşağılık

again it is used to describe a contemptible person a person who is

bir kişiyi tanımlamak için kullanılır,

loathsome or annoying we can say that mr. Duncan is such an asswipe it's not

iğrenç ya da can sıkıcı bir kişi, bay diyebiliriz. Duncan tam bir pislik,

very nice is it I'm sure no one's saying that here is

pek hoş değil, eminim kimse burada bir tane

another one you can have your ass handed to you or you can have your ass handed

daha olduğunu söylemiyor, kıçını sana teslim ettirebilirsin ya da kıçını sana teslim ettirebilirsin,

to you this means that you have failed miserably

bu sefil bir şekilde başarısız olduğun anlamına gelir,

someone has defeated you in a very dramatic way or maybe they have one

biri yendi seni çok dramatik bir şekilde ya da belki onların bir taneleri var

maybe a contest or a competition and you have lost dramatically they have won

belki bir yarışma ya da bir yarışma ve dramatik bir şekilde kaybettin onlar kazandı

and you have lost you have had your ass handed to you or you have had your ass

ve sen kaybettin kıçını sana teslim ettin ya da kıçını

handed to you sometimes we say on a plate so you can have your ass handed to

sana teslim ettin bazen diyoruz ki bir tabak, böylece kıçını

you on a plate and finally you can simply say he's an ass or he's an arse a

sana bir tabakta teslim ettirebilirsin ve sonunda onun bir [ __ ] ya da o bir [ __ ] olduğunu söyleyebilirsin,

person again who is very contemptible a person who is annoying a person who gets

yine çok aşağılık bir insan, canını sıkan bir insan,

on your nerves you can describe them as an ass or you can describe them as an

sinirini bozan bir insanı tarif edebilirsin. eşek olarak veya onları eşek olarak tanımlayabilirsiniz

ass there they are two interesting words that are used a

orada İngilizcede çok kullanılan iki ilginç kelime var

lot in English so in American English as in British English we say arse but quite

yani Amerikan İngilizcesinde İngiliz İngilizcesinde eşek deriz ama

often we also say ass as well I hope my live stream is not too much of a pain in

çoğu zaman eşek de deriz umarım canlı yayınım olur

the arse would you like to have a quick look around much when Locke we are going

Locke geldiğinde etrafımıza hızlıca bir göz atmak ister misiniz, yaşadığım

to have a little look around the place in which I live because many people ask

yere biraz göz atacağız, çünkü birçok insan

mr. Duncan can you show us some of the sights around the place in which you

Mr. Duncan bize yaşadığın yerin etrafındaki bazı manzaraları gösterebilir misin

live and my answer to that is all right then after that it's mr. Steve many

ve benim buna cevabım tamam o zaman ondan sonra Mr. Steve birçok

people ask me mr. Duncan where do you live well I thought today it'd be a good

insan bana mr diye soruyor. Duncan nerede iyi yaşıyorsun Bugün yaşadığım yere

chance for you to have a look in the place I live because it's such a

bir göz atman için iyi bir fırsat olacağını düşündüm çünkü

beautiful day today so here it is here is the place in which I live it's much

bugün çok güzel bir gün ve işte burada yaşadığım yer

Wenlock in Shropshire one of the most beautiful places in England and if you

Wenlock'ta çok Shropshire, İngiltere'nin en güzel yerlerinden biri ve eğer

haven't been here my question is why not can you see what's over there

burada bulunmadıysanız, benim sorum şu, neden orada ne olduğunu göremiyorsunuz, yani

that is the local Undertaker they are the people responsible for arranging

yerel Müteahhit onlar cenazeleri düzenlemekten sorumlu insanlar,

funerals they help to dispose of dead people it's a rather sobering thought

ölü insanların atılmasına yardım ediyorlar, bu bir

that one day those people will be putting me in the ground

Bir gün o insanların beni yere sereceğini düşünmek oldukça iç karartıcıydı,

if there's one thing I really love about a day like this it's the gentle calming

eğer böyle bir gün hakkında gerçekten sevdiğim bir şey varsa, o da hafif, sakinleştirici bir

breeze just a very gentle breeze blowing in the air helping to keep me nice and

esinti, sadece havada esen çok hafif bir esinti beni hoş ve havalı tutmaya yardımcı oluyor

cool the word breeze can be used in many ways of course it is the gentle wind

kelime esinti pek çok şekilde kullanılabilir elbette hafif bir rüzgar

cooling and refreshing as it blows by a very gentle breeze just like today

serinletici ve canlandırıcıdır tıpkı bugün olduğu gibi çok hafif bir esintiyle estiği için gerçekten

really there is a lovely summer breeze in the air keeping me nice and cool also

havada beni güzel ve serin tutan hoş bir yaz esintisi var ayrıca

breeze can mean to do something very easily

esinti bir şeyler yapmak anlamına gelebilir çok kolay

I passed my exam yesterday it was easy in fact it was a breeze something that

dünkü sınavımı geçtim kolaydı aslında bir esintiydi

is very easy to do something that you found easy to do can be described as a

yapması çok kolay bir şey yapmayı kolay bulduğun bir şey bir esinti olarak tanımlanabilir

breeze to move gently maybe into a room or out of a room or in front of a group

belki bir odaya veya bir odadan veya bir odaya yavaşça hareket etmek bir grup

of people to suddenly appear can be described as breeze he breathed into the

insanın birdenbire ortaya çıkması esinti olarak tarif edilebilir,

room with complete confidence

tam bir güvenle odaya üflemiştir

now there is a very interesting place a gate to a secret garden a place that is

şimdi çok ilginç bir yer var gizli bir bahçeye açılan bir kapı

unknown and never seen by anyone just like the story have you ever read that

bilinmeyen ve kimsenin görmediği bir yer tıpkı hikayedeki gibi o

story it's called the secret garden it's a brilliant story full of adventure

hikayeyi okudunuz mu adı gizli bahçe macera

excitement mystery and of course a little bit of fantasy as well we all

heyecan gizem ve tabii ki biraz da fanteziyle dolu harika bir hikaye hepimiz

like a little bit of fantasy in our lives from time to time

hayatımızda zaman zaman biraz fanteziden hoşlanırız burayı

do you recognize this place this is where I did my famous poodle dance but

tanıdınız mı burayı ünlü kaniş dansımı yaptığım yer ama

as you can see the poodle has now gone the water has disappeared it's so hot at

gördüğünüz gibi kaniş gitti şimdi su kayboldu su o kadar sıcak ki su

the moment the puddle has completely evaporated

birikintisi tamamen buharlaştığı anda kulağa

it might sound like a strange thing to say but due to making these English

garip gelebilir ama bu İngilizce

lessons for you my life changed completely and here is what happened way

derslerini sizler için yaptığım için sen benim hayatım tamamen değişti ve işte 2012'de olan şey tam

back in 2012 I made a special lesson right here in Much Wenlock talking all

burada, Much Wenlock'ta

about the origins of the modern Olympic Games and I fell in love with this place

modern Olimpiyat Oyunlarının kökenleri hakkında özel bir ders verdim ve bu yere aşık oldum, o

I loved it so much I ended up moving here and so did mr. Steve the field

kadar çok sevdim ki bitirdim buraya taşınmak ve bay da öyle. Steve,

behind me is where every year the Wenlock games are held and this very

arkamdaki saha her yıl Wenlock oyunlarının düzenlendiği yerdir ve burası

place was the inspiration for the modern Olympic Games that we all know now

modern Olimpiyat Oyunları için ilham kaynağı olmuştur ve artık hepimiz biliyoruz ki

here is an interesting phrase that you might hear used quite often in English

burada İngilizce'de oldukça sık kullanıldığını duyabileceğiniz ilginç bir ifade vardır.

the phrase is cross the line

if you cross the line it means you have gone too far you have done something

çizgiyi geçersen çok ileri gittin demektir

that has upset many people or one person you have crossed the line up until a

birçok insanı veya bir kişiyi üzen bir şey yaptın çizgiyi

certain point what you were saying or doing was okay but you had to go too far

belli bir noktaya kadar aştın söylediğin veya yaptığın şey iyiydi ama çok ileri gitmen gerekiyordu

you had to cross the line you went from being okay to offensive you went from

çizgiyi geçmek zorundaydın iyiden saldırgana geçtin kabul

being acceptable to unacceptable you crossed the line I must be honest it is

edilebilirden kabul edilemeze geçtin çizgiyi aştın dürüst olmalıyım

absolutely baking hot today I can't believe I've been outside for the past

bugün hava çok sıcak Son

four hours filming in this heat this intense heat I think it's fair to say

dört saattir dışarıda çekim yaptığıma inanamıyorum bu sıcakta bu yoğun sıcakta sanırım

that we will all remember the summer of 2018 and can you see behind me look

hepimiz 2018 yazını hatırlayacağız ve arkamda görebiliyor musun bak

everywhere is scorched the Sun has dried all the grass all of the trees all of

her yer yanmış Güneş tüm çimleri kurutmuş tüm ağaçlar tüm

the bushes everything looks parched and tinder-dry

çalılar her şey kavrulmuş görünüyor ve kurumuş

and that is one of the reasons why there are many wildfires breaking out at the

ve bu, şu

moment including here in the UK and more recently in Greece

anda Birleşik Krallık'ta ve daha yakın zamanda Yunanistan'da da dahil olmak üzere birçok orman yangınının çıkmasının nedenlerinden biri,

if you remember earlier in the year I showed you this field I showed you all

hatırlarsanız yılın başlarında size bu tarlayı gösterdim size

of the yellow flowers that were blooming in this field

sarı çiçeklerin hepsini gösterdim Bu tarlada çiçek açanlar

this is rapeseed so everything you see behind me is rapeseed and now as the

bu kolza tohumu yani arkamda gördüğünüz her şey kolza tohumu ve

seeds come out you can see now that we have small seed pods and inside these

şimdi tohumlar çıktıkça küçük tohum kabuklarımız olduğunu ve bunların içinde

are the rape seeds and these will be gathered very soon and then they will be

kolza tohumları olduğunu görebilirsiniz ve bunlar çok yakında toplanacak ve sonra

compressed and all of the oil will be extracted and that is rapeseed oil but

sıkıştırılacaklar ve yağın tamamı çıkarılacak ve bu kolza yağı ama

as you can see once again the theme is very similar this whole field is now

bir kez daha görebileceğiniz gibi tema çok benzer, tüm bu alan artık

very dry very arid and perhaps I'm not a hundred percent certain but perhaps this

çok kuru çok kurak ve belki yüzde yüz emin değilim ama belki

whole crop has been ruined by the hot weather although if I just have a look

tüm mahsul sıcak hava nedeniyle mahvoldu, ancak

inside this pod yes you can see all of the rape seeds can you see them there

bu baklanın içine bir bakarsam evet tüm kolza tohumlarını görebilirsin onları orada görebilir misin

they are very tiny black seeds and that is where the rapeseed oil will come from

çok küçük siyah tohumlar ve kolza tohumu yağı buradan gelecek

do we have a show for you today do we have a show for you today

bugün sizin için bir şovumuz var mı bugün sizin için bir şovumuz var mı

that's the question it's Sunday it's a fun day yes it's live English in your

soru bu Pazar eğlenceli bir gün evet canlı İngilizce

ear in your ear yes really honestly I'm not joking and it's mr.

kulağınıza kulağınıza evet gerçekten dürüst olmak gerekirse şaka yapmıyorum ve bu bay.

Duncan that's me by the way coming up now yes oh I know I know

Duncan bu arada bu benim şimdi geliyorum evet oh biliyorum biliyorum

calm down everyone lots of fans lots of fan mail I know we get lots of requests

herkes sakin olsun bir sürü fan bir sürü hayran maili biliyorum

for photographs of mr. Steve we are trying to find a person who is willing

bayın bir sürü fotoğrafı için istek alıyoruz. Steve, onları basmaya istekli birini bulmaya çalışıyoruz

to print them but unfortunately every track every time they try to print them

ama ne yazık ki her parçayı her basmaya çalıştıklarında

they have nervous breakdowns so we are trying to find someone but here he is

sinir krizi geçiriyorlar, bu yüzden birini bulmaya çalışıyoruz ama işte burada,

yes ladies and gentlemen put your hands together for mr. Steve

evet bayanlar ve baylar, bay için ellerinizi birleştirin. . Steve

Eve and hello mr. Duncan how are you today well I'm fine because I've been

Eve ve merhaba Bay. Duncan bugün nasılsın iyiyim çünkü

out in the garden working hard this morning while you were taking care of

bu sabah sen

the first half an hour I was outside mowing the grass before it

ilk yarım saatle ilgilenirken bahçede çok çalışıyordum yağmur yağmadan önce dışarıda çimleri biçiyordum bu

rains so I've been very busy mr. Duncan as you have been busy someone has to do

yüzden çok meşguldüm Bay. Duncan, meşgul olduğun için

all these jobs around the house it isn't that bad so how are you mr. Duncan how

evin etrafındaki tüm bu işleri birisi yapmak zorunda, o kadar da kötü değil, nasılsın Bay Duncan? Duncan

is the show going oh my I'm I'm SuperDuper not too bad thank you Steve

şov nasıl gidiyor oh benim ben SuperDuper'ım o kadar da kötü değilim Steve bunu

for asking that's very that's very kind of you to to pay attention to my to my

sorduğun için teşekkür ederim çok naziksin sağlığıma dikkat etmen için

well-being can I say especially the load to a Belarusian well I've noticed going

özellikle bir Belarusluya yük diyebilirim

through the live chat that her mother's back in hospital so we're very sorry to

Canlı sohbette annesinin hastaneye geri döndüğünü fark ettim, bu yüzden bunu duyduğumuz için çok üzgünüz

hear that and we hope your mother stay in hospital

ve umarız anneniz hastanede

isn't too long as she gets better soon I did notice that Belarus year wasn't here

çok uzun süre kalmaz, yakında iyileşir, Belarus yılının olmadığını fark ettim. 'Burada

at the start so I think Belarusian must have popped in while whilst you were

başlangıçta, bu yüzden, siz

preparing and pulling some very strange faces Steve what what was going on there

hazırlanırken ve bazı çok garip suratlar çekerken Belarusça ortaya çıkmış olmalı Steve orada neler oluyor

did you see that do you see mr. Steve he faded onto the screen doing some very

gördünüz mü gördünüz mü bay. Steve çok garip bir yüz hareketi yaparak ekrana çıktı, siz

strange facial ease i you did why did you fade me onto the screen mr.

yaptınız, neden beni ekranda soldurdunuz bayım?

Duncan I just felt like it because you know I'm a bit naughty like that we went

Duncan öyle hissettim çünkü bilirsin ben biraz yaramazım

for a walk yesterday didn't we Steve we did what we always do on a Saturday we

dün yürüyüşe çıktık değil mi Steve her cumartesi yaptığımız şeyi yaptık

go for our meal in Much Wenlock and then we walk back and we saw some lovely

yemek için Much Wenlock'a gidiyoruz ve sonra geri dönüyoruz ve bazı sevimli

animals didn't we along the way a lot of animals lots of animals and they were

hayvanlar gördük, değil mi yol boyunca bir sürü hayvan bir sürü hayvan ve

all together so we decided to join in with with what was going on and we ended

hepsi bir aradaydı bu yüzden neler olup bittiğine katılmaya karar verdik ve

up doing some filming and we captured some lovely moments so please everyone

sonunda biraz film çektik ve bazı güzel anlar yakaladık bu yüzden lütfen herkes

take a moment as we feed the horses stroke their noses and have a really

bir dakikanızı ayırın biz atları beslerken burunlarını okşuyoruz ve gerçekten

nice relaxing moment you

güzel bir rahatlatıcı an geçirin siz siz

you

oh my goodness Steve Steve what what can you say well I do like interacting with

aman tanrım Steve Steve ne diyebilirsiniz ki hayvanlarla etkileşime girmeyi seviyorum çok

animals it's lovely I know what it is I've got the neighbor's dog which I go

güzel ne olduğunu biliyorum ben Pazar günü görmeye gittiğim komşunun köpeğini aldım

around to see on a Sunday and that animals seem to love me I saw I ran to

ve hayvanların beni sevdiğini gördüm

see that the neighbor's dog and it just it doesn't stop fussing me I normally go

Komşunun köpeğini görmek için koştum ve bu beni rahatsız etmeyi bırakmıyor Normalde etrafta

around have a chat for an hour but to the dog with the owner because she's not

dolaşıp bir saat sohbet ederim ama sahibiyle olan köpeğe çünkü

very well and that the dog just won't leave me alone the whole of the time I'm

pek iyi değil ve köpek beni her zaman yalnız bırakmıyor

there I think it just wants to go for a walk but it's wagging its tail

oradayım sanırım sadece yürüyüşe çıkmak istiyor ama sürekli kuyruğunu sallıyor

continuously I go out into the field and there's a horse I think they're all in

ben gidiyorum Tarlaya çıktım ve bir at var sanırım hepsi

love with me early which of course is perfectly understandable mr. dink and of

bana erkenden aşık oldular ki bu elbette gayet anlaşılır bir durum Bay. dink ve

course you are used to actually being surrounded by dumb animals

tabii ki aslında aptal hayvanlarla çevrili olmaya alışkınsın, bu

that's true one in particular I had to wash that I was wearing like a top

özellikle doğru, yıkamak zorunda kaldım, üst gibi giyiyordum,

wasn't I like a like a like a warm jacket yes like a like a coat like a

değil mi sıcak bir ceket gibi evet bir ceket gibi bir ceket gibi

count yes a warm of warm sort of woolly jacket

sayın evet sıcak tutan bir tür yünlü ceket

but the horse had slobbered slobbered all over it the shamino got saliva all

ama atın salyaları her yerinden salya akıyordu shamino her tarafıma salya akıyordu benim ne

over my every time it sort of nestled up against me I got it was covered in the

zaman bana sokulsa anladım

horses saliva yeah we both we both came back home yesterday covered covered in

atın tükürüğüyle kaplıydı evet ikimiz de geldik dün eve döndüğümde

horse spit so we they had to go in the washing machine straightaway I said spit

at tükürüğü içindeydik, bu yüzden hemen çamaşır makinesine girmek zorunda kaldık, tükür dedim

yes yes saliva yes slobber if you slobber somebody it means you you

evet evet tükürük evet salya birini salyalarsan bu sensin demektir sen

you you sort of kiss them a lot with your mouth and yet saliva everywhere yes

onları ağzınla çok öpüyorsun ama yine de her yerde tükürük var evet

if you slobber somebody it means you put saliva all over them yes you can you can

birinin salyasını akıtırsan bu onun her yerine tükürük döktüğün anlamına gelir evet yapabilirsin

also affliction away that's it you can also give someone a slobbery kiss yes a

aynı zamanda acıyı uzaklaştırabilirsin işte bu kadar birine salyalı bir öpücük de verebilirsin evet

wet kiss yes slobbery horse was slobbering me yesterday yes well I think

ıslak bir öpücük evet salyalı at dün bana salya sallıyordu evet pekala

I think there is a law against that thank goodness we were showing the

sanırım var buna karşı bir yasa çok şükür

spiders earlier Steve we still have the spiders damn spiders okay let me just

örümcekleri daha önce gösteriyorduk Steve hala örümceklere sahibiz lanet olası örümcekler tamam izin verin

let me just finish my sentence before you into

cümlemi bitirmeme izin verin sizden önce

jekt so yes we have the spider still here

jekt yani evet örümcek var hala

there they are Steve we're trying to kill them actually

burada onlar Steve deniyoruz onları öldürmek için gerçekten

sorry starving them to death no actually can I just say we're not trying to

üzgünüm onları açlıktan öldürdüğüm için hayır aslında diyebilir miyim sadece

starve the spiders to death trust me it's okay Steve said oh you'll only have

örümcekleri açlıktan öldürmeye çalışmıyoruz güven bana sorun yok Steve onlara sadece üç haftalığına sahip olacaksın dedi

them for three weeks and it's probably about well it's over a year and we're

ve muhtemelen yaklaşık bir yıl ve biz

sick to death of them because I have to keep going to buy them live crickets to

onlardan ölesiye bıktık çünkü onları yemeleri için canlı cırcır böcekleri almaya devam etmeliyim,

eat you forgetting we have to feed them the crickets stink in the cages so I

onları beslememiz gerektiğini unutuyorum kafeslerde cırcır böcekleri kokuyor bu yüzden

just want to get rid of them in fact I'm going to I don't know if he's watching

onlardan kurtulmak istiyorum aslında ben Gidiyor, çok izliyor mu bilmiyorum

very much down at it but I'm going to give him an ultimatum an ultimatum I'm

ama ona bir ültimatom vereceğim, ya

gonna either it gets take them off my hands or I'm going to sell them yes or

onları elimden alacak ya da satacağım evet ya da

flush them down the toilet mister don't go we're not going to do

floş onları tuvalete indir hocam yapmayacağız yapmayacağız sığar mı

that I don't know will fit no you did suggest doing something with a knitting

bilmiyorum hayır siz önerdiniz şişle bir şeyler yapmayı

needle of course the thing is the thing that I really will regret when they go

tabii ki gittiklerinde gerçekten pişman olacağım şey

is I'll have no one to blame my stinky farts on because I used to blame the

Kokmuş osuruğumu suçlayacak kimsem olmayacak çünkü eskiden

spiders you see so if if ever if ever I left I let a little Polly out of prison

gördüğün örümcekleri suçlardım bu yüzden eğer bir gün dışarı çıkarsam Polly'nin küçük bir kısmını hapisten çıkarsam suçu

I always blame it on the spiders I said no it wasn't me it was the spiders did

her zaman örümceklerin üzerine atarım hayır öyle değildi dedim Ben örümceklerdi,

you know that spiders also fart for goodness sake hey Steve yes mr. Duncan

örümceklerin de Allah aşkına osurduklarını biliyor muydunuz hey Steve evet bay. Duncan

hey if you were a Star Wars character mr. Steve which Star Wars character

hey, eğer bir Star Wars karakteri olsaydınız bayım. Steve hangi Star Wars karakteri

would you be what which which one would you be Oh blimey I don't know has

olurdun, hangisi olurdun Ah vay canına, bilmiyorum,

suppose Luke Skywalker that's too obvious well alright then han Solo my TV

varsayalım Luke Skywalker bu çok bariz pekala o zaman han Solo televizyonum

got killed so no maybe not well Princess Leia she's dead okay

öldü yani hayır belki iyi değil Prenses Leia öldü tamam

whoa keyed the bookies 200 years old he's still alive so alright I'll be the

whoa keyed bahisçiler 200 yaşında, o hala hayatta, o kadar iyi ki,

bookie actually ironically of all the people you said we were dead that the

ironik bir şekilde, öldüğümüzü söylediğiniz tüm insanların bahisçisi olacağım,

wookie is also dead because the actor playing him died last week

wookie de öldü çünkü onu oynayan aktör geçen hafta öldü,

so character is still very much alive if if I was a Star Wars character

bu yüzden karakter hala çok canlı, eğer eğer Ben bir Star Wars karakteri

Steve I would definitely be c-3po I think so because he's fussy he's timid

Steve'dim, kesinlikle c-3po olurdum, öyle düşünüyorum çünkü o telaşlı, çekingen,

he's a little bit effeminate so so I think definitely if I if I was a Star

biraz kadınsı, yani bence kesinlikle eğer bir Star

Wars character I would definitely be c-3po there I am look how clever mr.

Wars karakteri olsaydım, kesinlikle orada c-3po olurdum ben bak ne kadar zekiyim bay

Duncan Oh clever sorry no I do a very good impression of c-3po well that's not

Duncan Oh zekice özür dilerim hayır c-3po'da çok iyi bir izlenim bırakıyorum, bu

for you to judge oh oh is that it that's it that's my well okay let's hear yours

senin yargılaman gereken bir şey mi oh oh bu benim iyiliğim mi tamam seninkini iyi duyalım izlenim

well I didn't claim that I could make impressions oh particularly that's c3

yapabileceğimi iddia etmedim oh özellikle bu c3

that is it's very I think my impression of c-3po is very good oh that's it well

bu çok c-3po hakkındaki izlenimimin çok iyi olduğunu düşünüyorum oh işte bu kadar aferin haydi

done let's all clap mr. Duncan so if if Steve was a Star Wars character I know

alkışlayalım bayım. Duncan, eğer Steve bir Star Wars karakteri olsaydı,

which character Steve would be and it would be definitely yeah Jar Jar Binks

Steve'in hangi karakter olacağını biliyorum ve kesinlikle evet olurdu Jar Jar Binks

definitely go home Missa miss I want to present a lovely show missa missa like

kesinlikle eve git Missa missa güzel bir şov sunmak istiyorum missa missa

adjectives very annoying missa missa a bit racist actually it's a

sıfatlar gibi çok sinir bozucu missa missa biraz ırkçı aslında

bit of a racist character when you think about it so I think definitely Steve

Düşündüğünüzde biraz ırkçı bir karakter bu yüzden bence kesinlikle Steve

there we go so Steve is Jar Jar Binks there he is as

işte başlıyoruz yani Steve Jar Jar Binks, o

Jar Jar Binks and the disturbing thing is I didn't have to alter that

Jar Jar Binks olarak orada ve rahatsız edici olan şey şu ki o fotoğrafı hiç değiştirmek zorunda kalmadım. kelimenin

photograph at all that literally is a photograph of mr. Steve as he normally

tam anlamıyla bayın bir fotoğrafıdır. Steve normalde

looks be somebody evil well John it's a Palpatine or something like that yes the

kötü biri gibi görünüyor, John bu bir Palpatine ya da onun gibi bir şey evet

Emperor yes I don't get me the Emperor yeah take them away

İmparator evet beni İmparator anlamıyorum evet onları götürün ben

I am the interet and you will do as I say

ilgiliyim ve

the employers half our viewers mr. Duncan yeah don't like the Emperor I'll

işverenlerin söylediğimi yapacaksınız izleyicilerimizin yarısı bay . Duncan evet, İmparator'u sevmiyorum, çenemi

shut up the Emperor is coming back for the next Star Wars film I thought it was

kapatacağım, İmparator bir sonraki Star Wars filmi için geri geliyor Öldü sandım,

dead no that's it well nobody knows how I think I think the Emperor will

hayır, bu kadar, kimse nasıl olduğunu bilmiyor, sanırım İmparator

actually come back as as a hologram or some sort of spirit so I I don't think

aslında bir hologram olarak geri gelecek ya da bir tür ruh, bu yüzden

he will be there in the flesh I think he will be there is a sort of hologram so

onun bedenen orada olacağını sanmıyorum, bir tür hologram olacağını düşünüyorum,

do you remember in the original Star Wars films they had they had Ben Kenobi

hatırlıyor musunuz, orijinal Star Wars filmlerinde Ben Kenobi vardı

and also they had also Darth Vader and Yoda they all ended up appearing as

ve ayrıca onlar da vardı Darth Vader ve Yoda hepsi hayalet olarak göründüler,

ghosts so I think that there will be an evil ghost and that will be old Senator

bu yüzden bence kötü bir hayalet olacak ve bu eski Senatör

Palpatine that's what I think anyway so which dar Wars character would you

Palpatine olacak, zaten öyle düşünüyorum, bu yüzden hangi dar Wars karakteri

like to be so Steve is Jar Jar Binks and my choice I am c-3po yeah yeah I think

olmak isterdin yani Steve Jar Jar Binks ve benim seçimim c-3po'yum evet evet

my impressions are very good satury know says that my friend has dumped the

izlenimlerimin çok iyi olduğunu düşünüyorum arkadaşımın üzerime örümcekleri bıraktığını söylüyor

spiders on me you I think you are absolutely right I think you are

absolutely right I think he's been stringing me along telling me little

fibs saying that he's going to buy a house and then I can give him the

bir ev alacağını ve sonra ona

spiders back but in fact I don't think he's got any intention of doing so I do

örümcekleri geri verebileceğimi söyleyen küçük yalanlar ama aslında yapmaya niyeti olduğunu düşünmüyorum, bu yüzden canlı yayında

like the way you criticize your friends on the livestream well I'm going to do

arkadaşlarını eleştirme şeklini seviyorum.

it to his face next time I see him in fact I think I'm just going to take the

bir dahaki sefere onu gördüğümde yüzüne yapacağım aslında sanırım örümcekleri yanıma alacağım sadece

spiders with me can't you just just say here they are

burada olduklarını söyleyemez misin evet

yeah take him away you can put them through his letterbox yes but um yeah

onu götür götür posta kutusuna koyabilirsin evet ama um evet

anyway I think I'm gonna sell them I'm gonna sell them on eBay and keep the

her neyse sanırım onları satacağım eBay'de satacağım ve

money because they've cost me about 50 pounds to keep for the last 12 months in

parayı saklayacağım çünkü son 12 aydır saklamak bana yaklaşık 50 sterline mal oldu

fact you've done most of the looking after that's he spiders fence has he

aslında bakımın çoğunu sen yaptın işte o örümcek çiti

even offered a meal out any compensation let me look after somebody spiders for

herhangi bir tazminat karşılığında bir yemek bile teklif etti mi

12 to 12 months since you should be you should have some kind

12 ila 12 ay arası birine örümcek bakayım

of you know some some sort of sign of reading that you've done this recompense

I can pend that's the word thanks appreciation yes so I've ended up doing

Bu kelimeyi bekleyebilirim teşekkürler takdir evet bu yüzden

most of the looking after in the taking care of the spiders because I'm here a

örümceklerle ilgilenmenin çoğunu ben yaptım çünkü

lot of the time working so and that's the reason why we don't have a dog is

çoğu zaman burada çalışıyorum ve bu yüzden sahip olmamamızın nedeni bu. bir köpek,

because I would end up having to take care of the dog all the time so there

çünkü sonunda köpeğe her zaman bakmak zorunda kalacağım, bu yüzden işte bu

that's the reason why hey Steve yes mr. Duncan there you are I know you

yüzden hey Steve evet bay. Duncan işte,

like cars don't you I do we are going to talk about something soon that is right

arabaları sevdiğini biliyorum, değil mi, yakında bir şey hakkında konuşacağız, kelimenin tam anlamıyla tam anlamıyla

up your street literally is it right at my carburetor it might be your exhaust

benim karbüratörümde mi, egzoz

pipe sounds painful mr. Duncan but it I think why don't you people already know

borunuzun sesi acı verici olabilir Bay. Duncan ama sanırım neden siz insanlar ne

what we're going to talk about cuz Anna made a comment that I was going to be

hakkında konuşacağımızı zaten bilmiyorsunuz çünkü Anna

quite happy with today's subject yes we're talking about cars types of cars

bugünkü konudan oldukça memnun kalacağıma dair bir yorum yaptı evet, şimdi araba türlerinden bahsediyoruz

now when I say types of cars we are not talking about the models or the makes so

ben araba türlerini söyleyin, modellerden veya markalardan bahsetmiyoruz, böylece

there you can see lots of different makes of cars any any you recognize

orada birçok farklı araba markası görebilirsiniz,

there Steve any of them all of them is to mr. Duncan out of what Jackie's have

orada tanıdıklarınız varsa Steve bunlardan herhangi biri, hepsi bay için. Duncan, Jackie'nin

never seen that one before so which is your favorite my favorite probably would

bunu daha önce hiç görmediği şeylerden çıkardı, bu yüzden favoriniz hangisi benim favorim muhtemelen bu

be that's a difficult one because I I do tend to flit yeah I suppose if there was

zor olurdu çünkü ben uçma eğilimindeyim evet, sanırım

one brand that I would that I would be keen to stick with it's probably

bir marka olsaydı, sadık kalmaya istekli olurdum Muhtemelen

Mercedes say Mercedes probably but I like Ford cars I'd Maya Ford cars very

Mercedes, Mercedes diyor muhtemelen ama ben Ford arabalarını severim Maya Ford arabalarını çok isterim

much because they're cars of the people they're no nonsense cars they just get

çünkü onlar insanların arabaları saçma sapan arabalar değiller sadece

on with the job of getting you from A to B your mum has a Ford she does without

seni A noktasından B noktasına götürme işini annende yapıyorlar. Onlarla ilgili

any fuss without any particular style or or status about them and because a lot

herhangi bir özel stil veya statü olmadan herhangi bir yaygara olmadan yaptığı bir Ford ve çünkü birçok

of cars and I've got very I've got snob state status

araba ve benim çok züppe durumum var, onlar için

to them haven't they the ends by certain makes of car in order to make them feel

belirli araba markalarına göre uçları yok mu? onları hissettirmek

and show other people and show off to other people you can't do that with a

ve diğer insanlara göstermek ve diğer insanlara gösteriş yapmak için bunu bir Ford ile yapamazsınız

Ford yes if you've got a Ford it's a Ford yes same with Vauxhall for let's

evet eğer bir Ford'unuz varsa bu bir Ford evet Vauxhall ile aynı için

show us that's it ok Steve we're going to be talking about car soon so hold

bize gösterelim tamam Steve gidiyoruz birazdan arabadan bahsedeceğiz o yüzden geri çekil

back ok put the brakes on take it out of gear put it into neutral wait we're

tamam frene bas vitesten çıkar vitesi boşa al bekle

going to talk about cars very soon we have the of course we have the globe

çok yakında arabalardan bahsedeceğiz tabii ki

coming soon and the flanks of the world coming at three o'clock it shows gone

yakında dünya geliyor ve yan tarafları dünya saat üçte geliyor, gitmiş görünüyor, ne

it's a shame that Pedro's gone he's missed flags of the world

yazık ki Pedro gitti, dünyanın bayraklarını kaçırdı, dünyanın

I'm putting flanks of the world on just for petrol and his is cleared off his

kanatlarını sadece petrol için giyiyorum ve onunki temizlendi,

God is scarpered so which Star Wars character would you

tanrısı yaralandı, bu yüzden hangi Star Wars karakteri olurdu?

be if you had a chance to be one which one would you be let's have a look at

biri olma şansın olsaydı hangisi olurdun

the live chat to see if anyone is replying or responding they might be

canlı sohbete bir göz atalım birisi cevap veriyor mu cevap vermiyor olabilir onlar

they might not they might have fallen asleep will gone back to bed

olmayabilir onlar uyuyakalmış olabilirler yatağına dönecek hayır hayır o

no no he doesn't Jamila my friend never asks about the spiders so that tells you

yapmıyor Jamila arkadaşım asla örümcekler hakkında soru sormaz, bu da sana bilmen

everything you need to know Oh

gereken her şeyi söyler Oh

Lilia says my husband loves muscle cars now that's a type of car isn't it the

Lilia, kocamın güçlü arabaları sevdiğini söylüyor, şimdi bu bir araba türü,

American muscle car yes is that like is that like big the muscle car is a

Amerikan muscle car değil mi, evet, bu şuna benziyor mu bu kadar büyük mü? kas arabası

typical Butler the typical example of a muscle car would be a Ford Mustang or a

tipik bir Butler'dır, kas arabasının tipik örneği bir Ford Mustang veya bir

Camaro anything that is has got a big v8 engine in it that's good and is mean and

Camaro olabilir, içinde büyük bir v8 motoru olan herhangi bir şey, bu iyi, kaba ve göz

intimidate anyway we're going to be talking about cars a little bit later on

korkutucu zaten, biz arabalardan bahsedeceğiz. biraz sonra

Steve not just yet so hold your horses put the brakes on put the car into

Steve henüz değil o yüzden atlarını tut frene bas arabayı

neutral so just take a little little rest there recline the seat so we will

boşa al o yüzden biraz dinlen orada koltuğu yatır böylece çok yakında

be talking about cars and types of cars very soon pal Mira

arabalar ve araba türleri hakkında konuşacağız dostum Mira

says I was never interested in star wars but last summer I visited the place in

diyor ki ben öyleydim yıldız savaşlarıyla hiç ilgilenmedim ama geçen yaz

the Sahara Desert where the movie was filmed certainly the

Sahra Çölü'nde filmin çekildiği yeri ziyaret ettim kesinlikle

first movie star wars a new hope was filmed in where where was it filmed

ilk film yıldız savaşları yeni bir umut nerede çekildi nerede çekildi

Steve was it soon easier it was well done you get a brownie point you get a

Steve kısa sürede daha kolaydı aferin aldın brownie point

big gold star on your forehead for that so yes it was filmed in Tunisia among

bunun için alnınıza büyük bir altın yıldız koyuyorsunuz yani evet,

lots of other places around the world as well

dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Tunus'ta da çekildi

so yes but which Star Wars character would you like to be if you could be if

yani evet ama yapabilseydiniz hangi Star Wars karakteri olmak isterdiniz?

you could be any a lot of people will say Luke Skywalker or Princess Leia I

pek çok insan Luke Skywalker veya Princess Leia diyecek,

think so but as I mentioned just now Steve will be Jar Jar Binks definitely I

sanırım öyle ama az önce bahsettiğim gibi Steve kesinlikle Jar Jar Binks olacak, bu

think so so the live chat very busy hello - hey BAP can you please say my

yüzden canlı sohbet çok meşgul merhaba - hey BAP lütfen adımı söyler misiniz bayım

name mr. Duncan I did I just said your name hey Bob I like muscle cars as well

. Duncan yaptım Az önce adını söyledim hey Bob Ben de kas arabalarını severim,

that's Antonio and Lilia says that her husband as prompting her that his

bu Antonio ve Lilia kocasının ona

favorite muscle car is the Plymouth CUDA I've never heard of that one

en sevdiği muscle car'ın Plymouth olduğunu söylemesini istiyor CUDA Bunu hiç duymadım

I've heard of Plymouth yes I think it's an America it's a met an American car

Plymouth'u duydum evet, bence bu bir Amerika, bir Amerikan arabası

and I have no doubt that it will have a gigantic 8 cylinder engine yes because

ve devasa bir 8 silindirli motora sahip olacağından hiç şüphem yok, çünkü

that's the the signature kind of desire of what what go on mr. Duncan okay can I

bu, olup bitenlerin imza niteliğindeki arzusu . Duncan tamam, bir araba motorunun sesiyle

just say I've never seen anyone get so excited by the sound of a car engine the

bu kadar heyecanlanan birini hiç görmediğimi söyleyebilir miyim

mr. Steve I've if a car goes by and it's got a big v8 engine and loads of exhaust

Bay. Steve yanımdan bir araba geçse ve büyük bir v8 motoru olsa ve arkadan bir sürü egzoz

pipes sticking out of the back you should see Steve's face it is it I can

borusu dışarı çıksa Steve'in yüzünü görmelisin öyle

only describe it as ecstatic you cannot beat the sound of a throbbing v8 engine

motor,

that's it talking of sounds we are going to take a look and a listen to something

seslerden bahsediyor, şu anda internette dolaşan bir şeye bir göz atacağız ve dinleyeceğiz,

that is now sweeping the Internet have you heard about this Steve so here it is

bu Steve hakkında bir şey duydunuz mu, işte burada,

this is autonomous sensory meridian response

otonom duyusal meridyen tepkisidir

and this is where you make sounds very close to a microphone and apparently

ve burası, sesleri çok yakın yaptığınız yerdir. bir mikrofon ve görünüşe göre

Steve the sound is supposed to be very soothing indeed really yes really mr.

Steve sesin çok rahatlatıcı olması gerekiyor gerçekten gerçekten evet gerçekten bay.

Tomkins oh do I have to speak like this yes you don't into the microphone you

Tomkins oh böyle konuşmak zorunda mıyım evet mikrofona girmiyorsun

don't have to get so close well I don't know do i mr dunk so there it is

çok iyi yaklaşmana gerek yok Bilmiyorum öyle mi mr dunk yani

autonomous sensory meridian response is what it's called and what you do is you

otonom duyusal meridyen tepkisi buna ne denir ve ne mikrofona

make sounds and create noises very close to the microphone mmm

çok yakın sesler çıkarıyorsunuz ve sesler çıkarıyorsunuz mmm

this how I going to teach English mr. Duncan from now on I don't think so

bu şekilde ingilizce öğreteceğim mr. Duncan bundan sonra öyle düşünmüyorum

because very hard work because I think mr. Steve will get all of his saliva in

çünkü çok sıkı çalışıyorum çünkü bence Mr. Steve tüm tükürüğünü mikrofona alacak

the microphone and then it will stop working so it's just after 3 o'clock

ve sonra çalışmayı durduracak, yani saat 3'ten hemen sonra

Steve how do you prepare for IELTS oh ok well we could do we could do a 5 hour

Steve, IELTS'e nasıl hazırlanıyorsun oh tamam, bununla ilgili 5 saatlik bir

livestream about that but so so are you good answer that one Steve no I'm not

canlı yayın yapabilirdik ama öyle iyi cevap ver Steve hayır ben

our secrets because you read it out you see for you to answer wasn't it yes and

bizim sırlarımız değilim çünkü okudun cevap verdin evet değil miydi ve ben de bu

I answered the question by saying we could make a 5 hour livestream about

konuda 5 saatlik canlı yayın yapabiliriz diyerek cevap verdim

that not interested at all but her father's got an Aldi ma hmm yes and how

hiç ilgilenmiyorum ama babasının bir Aldi ma hmm evet ve

did that's an interesting that's an interesting brand yes one of the three

bu nasıl oldu da ilginç bu ilginç bir marka evet üç

big German brands yes cuz you used to drive an Audi I did indeed hmm I had

büyük Alman markasından biri evet çünkü sen Audi kullanıyordun gerçekten de hmm arka

about two in a row three in fact yes so you did have a few Audi's but now you've

arkaya iki arabam vardı üç aslında evet yani Birkaç Audi'niz vardı ama şimdi

gone more towards the Mercedes and we will be taking a look at one of your

Mercedes'e daha çok yöneldiniz ve

all-time favorite cars a little bit later on

tüm zamanların en sevdiğiniz arabalarından birine biraz sonra bakacağız,

that coming it later but of course now you know what's coming next yes we are

o daha sonra gelecek ama tabii ki şimdi sırada ne olduğunu biliyorsunuz evet, dünyanın

going to take a look at those super duper flags of the world here they are

o süper kandırılmış bayraklarına bir göz atacağız, şu anda buradalar ve

right now

so there it is the flags of the world I hope you enjoyed that as much as we did

welcome to live English on a Sunday it's English in your ear and we are providing

işte dünyanın bayrakları. Kulağınızı ve biz

some lovely stimulation today I hope you are enjoying today's lovely live English

bugün güzel bir uyarım sağlıyoruz, umarım bugünün güzel canlı İngilizce akışının keyfini çıkarıyorsunuzdur, bugün

stream lots of things to talk about today would you like to have some sound

konuşacak çok şey var, biraz ses terapisi almak ister misiniz,

therapy here we go this is some velcro velcro

işte başlıyoruz, bu bir cırt cırt

maybe that is the most annoying sound in the world a lot of people that like the

belki de en sinir bozucu ses dünyada cırt cırt cırt cırt cırt cırt cırt cırt cırt cırt cırt cırt cırt cırt cırt cırt cırt cırt cırt cırt cırt cırt

sound of velcro did you know that Steve no yeah a lot of people don't like

velcro they don't like the sound that it makes it makes it makes a sort of

scratchy sound eerie sound yes so maybe that's not a very good one to use so

evet, belki bu kullanmak için pek iyi bir bant değil, o yüzden hadi

let's try this one here's another one Steve so we have here some lovely or do

bunu deneyelim işte bir tane daha Steve bu yüzden burada biraz güzel ya da

therapy and this is a roll of masking tape so here we go so everyone everyone

terapi yapıyoruz ve bu bir maskeleme bandı rulosu işte başlıyoruz bu yüzden herkes

be very quiet here it comes

çok sessiz olsun işte geliyor

can't hear anything mr. Duncan well no well not now so there it was some lovely

hiçbir şey duyamıyorum bay Duncan pek iyi değil, şimdi değil, bu yüzden bir Pazar öğleden sonra

beautiful atmospheric sound therapy for a Sunday afternoon and it's myself mr.

için çok hoş, güzel, atmosferik bir ses terapisi vardı ve ben de Bay Duncan.

Duncan and also mr. Steve is well hi Steve hello mr. Duncan you are excited

Duncan ve ayrıca Mr. Steve iyi merhaba Steve merhaba bay. Duncan heyecanlısın

because today we are talking about your favorite subject and that subject is

çünkü bugün en sevdiğin konu hakkında konuşuyoruz ve bu konu

motor cars also we're going to take a look at some words and phrases that can

motorlu arabalar ayrıca kelime kelimesini kullanarak kullanılabilecek bazı kelimelere ve deyimlere bir göz atacağız.

be used using the word word would you like to have a look at some of those now

Bunlardan

Steve we can do they J'son 100 how are you mr. Duncan first time - right here

Steve yapabiliriz J'son 100 nasılsınız bayım. Duncan ilk kez - tam burada

oh okay but we'd like it when you people right and so please write some more and

oh tamam ama sizin haklı olmanızı isteriz ve bu yüzden lütfen biraz daha yazın ve

ask us questions because we're always trying to encourage aren't we mr. Duncan

bize sorular sorun çünkü biz her zaman teşvik etmeye çalışıyoruz, değil mi bay. Duncan'ın

new people - right we get a lot of regular contributors on the live chat

yeni insanları - doğru, canlı sohbete çok sayıda düzenli katılımcı geliyor

but we'd like to see new people contributing so thank you very much for

ama yeni insanların da katkıda bulunduğunu görmek istiyoruz, bunun için çok teşekkür ederim

that and welcome to the live chat mm-hmm yes I've got some words phrases and

ve canlı sohbete hoş geldiniz mm-hmm evet bazı kelime öbeklerim var ve

idioms that use the word word and is something different today yes and there

kelime kelimesini kullanan ve bugün farklı bir şey olan deyimler evet ve

are lots of them mr. Duncan there are lots of them here's one good word a good

bunlardan çok var bayım. Duncan bunlardan çok var işte bir iyi kelime iyi bir

word if you say good word it means it's a favorable comment

kelime iyi bir kelime söylersen bu olumlu bir yorum anlamına gelir bu bir şeyden

it's a prefix that you use just before something so you might say will you put

hemen önce kullandığın bir önek yani

in a good word for me at the job interview so if you say to somebody will

iş görüşmesinde benim için iyi bir kelime söyler misin bu yüzden birine

you put a good word in for me it means you're asking them to say something to

benim için iyi bir söz söyler misin dersen, bu ondan başka birine bir şey söylemesini istediğin anlamına gelir ve

somebody else to try and help you in whatever that thing

o şey her ne ise ona yardım etmesini istersin sen

is say you were you you wanted to go for a job interview and and at work but and

bir iş görüşmesine gitmek istediğini söylersin ve ve işte ama ve

you had a friend that knew the boss and you might say oh can you put a good word

patronu tanıyan bir arkadaşınız vardı ve diyebilirsiniz ki ah benim için iyi bir söz söyleyebilir misin

in for me I really want to get that job it just means they're going to say some

gerçekten o işi almak istiyorum bu sadece desteğiniz için bazı olumlu yorumlar söyleyecekleri anlamına gelir tam

favorable comments in your support you might say the other way around it can be

tersi diyebilirsiniz

used in the negative way you might say for example you've never got a good word

olumsuz anlamda kullanılabilir diyebilirsiniz örneğin hiç kimse hakkında söyleyecek iyi bir sözünüz olmadı

to say about anyone if you say that somebody you've what's the matter with

eğer birine sahip olduğunuzu söylüyorsanız sizin sorununuz

you you've never got a good word to say about anyone it means that you always

asla sahip olamadınız herhangi biri hakkında söylenecek güzel bir söz, insanları her zaman

criticizing people and are not supporting them in any way so you can

eleştirdiğiniz ve onları hiçbir şekilde desteklemediğiniz anlamına gelir, bu yüzden birileri

use that in the positive way where you are saying some positive things about

hakkında olumlu şeyler söylerken

somebody or you can say it in a negative way that's quite common isn't it to say

bunu olumlu bir şekilde kullanabilirsiniz veya olumsuz bir şekilde söyleyebilirsiniz.

oh I haven't got a good word to say about that person we use that a lot it's

oh o kişi hakkında söyleyecek iyi bir sözüm yok bunu çok kullanırız o

um it's somebody you don't like and somebody asks you you might say oh I

um sevmediğin biri ve biri sana sorar oh bende

haven't got a good word to say about them so we're in this particular

yok diyebilirsin onlar hakkında söylenecek güzel söz bu yüzden bu özel

situation a good word is just a kind comment about someone can come right or

durumdayız iyi bir söz sadece birisi hakkında nazik bir yorumdur doğru gelebilir veya

in the news in the negative it means you don't like them very much yes can I have

haberlerde olumsuz bu onları pek sevmediğiniz anlamına gelir evet

a word with ooh if you say in a sentence can I have a word with with something or

bir söz alabilir miyim ooh ile bir cümlede bir şeyle veya biriyle konuşabilir miyim derseniz,

somebody it means you're having a brief conversation you want to have a brief

bu kısa bir konuşma yaptığınız anlamına gelir, biriyle kısa bir konuşma yapmak istersiniz

conversation with somebody and but it's usually it worries you if somebody comes

ve ancak birisinin size gelmesi genellikle sizi endişelendirir

up to you and says can I have a word with you please in that tone can I have

ve seninle biraz konuşabilir miyim diyor lütfen o tonda

a word with you please that I'll take you to one side it

seninle biraz konuşabilir miyim lütfen seni bir kenara çekeyim der bu

usually means they've got something uncomfortable to tell you yes can I have

genellikle size söylemekten rahatsız oldukları bir şeyler olduğu anlamına gelir evet

a word with you mr. Duncan yeah have you washed today oh dear

sizinle biraz konuşabilir miyim bayım . Duncan evet bugün yıkandın mı canım

thanks yes I have I've washed all of my little nooks and crannies can I have a

teşekkürler evet yıkadım tüm kuytu köşelerimi yıkadım

word with you please now I've had a complaint somebody said

seninle konuşabilir miyim lütfen şimdi bir şikayet aldım birisi

something you you you you that you shattered it

bir şey söyledi sen sen sen sen sen onu paramparça ettin

somebody in the office the other day is that true you never want your boss to

biri Geçen gün ofiste patronunuzun

ask to come into the office because I I want to have a word with you

ofise gelmemi istemesini asla istemezsiniz çünkü sizinle konuşmak istiyorum

you never want that because quite often it's something bad or negative in fact

bunu asla istemezsiniz çünkü çoğu zaman bu kötü ya da olumsuz bir şeydir aslında

if somebody comes up to you and says can I have a word with you you automatically

birisi size gelirse ve seninle bir şey konuşabilir miyim der, otomatik olarak

assume it's something bad and your first response would be oh what am I done that

bunun kötü bir şey olduğunu varsayarsın ve ilk yanıtın, ah ne yaptım ki,

should usually your first response particularly if it's somebody in

genellikle ilk yanıtın, özellikle de

authority you can say can I have a quick word with you can I have a word with you

yetkili biriyse, diyebilirsin, seninle hızlıca bir şeyler konuşabilir miyim? seninle bir şey konuşabilir

can I have a quick word with you it might not be anything bad but usually

miyim, kötü bir şey olmayabilir ama genellikle

people assume it is and it depends on the tone that's used you might be it

insanlar öyle olduğunu varsayar ve kullanılan tona bağlıdır, sen olabilirsin,

might be oh can i how can i have a word with you you know that new chap that

oh olabilir miyim, seninle nasıl konuşabilirim? Biliyorsun

we've employed in the office as he doing is he any good you don't want anyone

ofiste işe aldığımız yeni adam onun yaptığı gibi iyi mi

else to know it's something just between you and that person can I have a word

başka kimsenin bilmesini istemezsin bu sadece seninle o kişi arasında bir şey

with you can i if you do something word-for-word something if you use that

seninle biraz konuşabilir miyim eğer yaparsan kelimesi kelimesine bir şey bunu

in a conversation word for word it means you're you're literally expecting to

bir konuşmada kelimesi kelimesine kullanırsanız, kelimenin tam anlamıyla

hear exactly what was said so that's in a conversation for example you might say

söylenenleri tam olarak duymayı beklediğiniz anlamına gelir, yani bu bir konuşmadadır, örneğin

yeah tell me word for word exactly what happened

evet, bana kelimesi kelimesine anlat diyebilirsiniz. ne olduğunu

tell me word for word it means you want the exact explanation of what happened

kelimesi kelimesine anlat ne olduğunun tam açıklamasını istediğin anlamına gelir

or the exact words or conversation that was said tell me exactly what she said

ya da söylenen kelimelerin ya da konuşmanın aynısını bana onun sana tam olarak ne söylediğini söyle

to you it means you don't you want to know exactly so that it can be accurate

bu senin tam olarak bilmek istemediğin anlamına gelir böylece olabilir doğru

and that's usually used when quite often in in a in an aggressive way as well

ve bu genellikle oldukça sık ve agresif bir şekilde kullanıldığında kullanılır, ayrıca

tell me exactly what she said what do you think mr. Duncan what do I think you

bana tam olarak ne söylediğini söyleyin, siz ne düşünüyorsunuz bayım? Duncan ne düşünüyorum

took the words out of my mouth you took the words right out of my mouth like it

kelimeleri ağzımdan aldın kelimeleri ağzımdan aldın iyi gibi

well you took the words out of my mouth brilliant

kelimeleri ağzımdan harika aldın

that means that just means that your your is you're saying to somebody if you

bu sadece senin olduğun anlamına gelir birine söylüyorsun eğer

say oh you took the words right out of my mouth it means somebody's just said

ah diyorsun, kelimeleri ağzımdan aldın, bu demek oluyor ki birisi az önce

something that you were thinking hmm and and you were about to say exactly the

hmm düşündüğün bir şey söyledi ve sen de

same thing probably in an observation of something yes so you might say you might

muhtemelen bir şeyin gözleminde tam olarak aynı şeyi söylemek üzereydin evet, bu yüzden

summon sometimes it's used when you you wanted to say something but you were

bazen onu çağırabileceğini söyleyebilirsin Bir şey söylemek istediğinizde ama

afraid to say it or maybe cautious in saying it because

söylemekten korktuğunuzda veya belki de söylerken temkinli olduğunuzda kullanılır çünkü

it might not have been maybe appropriate to say that particular comment maybe

o belirli yorumu söylemek uygun olmayabilir belki

about somebody's appearance for example yeah somebody might walk into a room and

birinin görünüşü hakkında örneğin evet birisi bir odaya girebilir ve

they're and they're dressed very inappropriately for for where they are

onlar' re ve bulundukları yer için çok uygunsuz giyinmişler

and you might you might want to say something but you don't and then

ve sen bir şey söylemek isteyebilirsin ama söylemezsin ve sonra başka

somebody else says I can't believe she's dressed like that you might say you've

biri onun böyle giyindiğine inanamıyorum derse sen de

just taken the words right out of my mouth hmm

öyle davrandığını söyleyebilirsin hmm bu bariz

it's something obvious that's happened but you don't you you refrain from

bir şey olmuş ama sen

commenting but then somebody else does yes and you say huh well you took the

yorum yapmaktan kaçınıyorsun ama sonra başka biri evet diyor ve haa diyorsun kelimeleri ağzımdan aldın

words right out of my mouth so basically another person vocalizes

yani temelde başka biri

what you are thinking yes what you were thinking or sometimes what you were

senin ne olduğunu seslendiriyor evet diye düşünüyorum, ne düşünüyordun ya da bazen ne

about to say yes so they can actually preempt the thing that you were about to

diyecektin evet, böylece onlar senin söylemek üzere olduğun şeyin önüne geçebilirler, yani sen söylemeden

say so they say it just before you do that's right you took the words right

hemen önce söylerler, bu doğru, sözleri

out of my mouth have no words for to be unable to find words to describe

ağzımdan aldın, söz yok çünkü bir şeyi tarif edecek kelime bulamamak,

something if you've got if you say this in a sentence

eğer varsa, bunu bir cümle içinde söylerseniz, bir

I've got no words for something it means you've been shocked by something and you

şey için hiçbir sözüm yok, bu, bir şey tarafından şoka uğradığınız ve aklınıza söyleyecek

just can't think of the words to say I have no words to describe how bad I feel

kelimeleri bulamadığınız anlamına gelir. Şu anda senin için ne kadar kötü hissettiğimi tarif edecek sözüm yok,

about you right now somebody's done something to you don't

biri sana bir şey yaptı,

like it you shocked I've got no words to describe how you

bundan hoşlanmadın, şok oldun,

made me feel the other night there are no words to describe how awful this

geçen gece bana nasıl hissettirdiğini tarif edecek kelimem yok, nasıl olduğunu tarif edecek kelime yok. bu

situation is so you shocked you you can't even think of the words

durum korkunç, bu yüzden seni şok ettin, kelimeleri düşünemiyorsun bile,

it's beyond words so it really does show just how deeply you were offended or

kelimelerin ötesinde, bu yüzden bu eylemden ne kadar derinden kırıldığını veya

upset by that action because you can't find the words to express your feelings

üzüldüğünü gerçekten gösteriyor çünkü duygularını ifade edecek kelimeleri bulamıyorsun.

mum's the word we've had that one in previous week we

bu kelimeyi geçen hafta yaşadık, bunu

think we seem to use this one every week because we were using words connected

her hafta kullandığımızı düşünüyoruz çünkü annemle bağlantılı kelimeler kullanıyorduk, bu yüzden

with mum so mums the word just means that you telling somebody to keep a

anneler bu kelime sadece birine sır saklamasını söylediğiniz anlamına gelir,

secret for example you might say to somebody oh I've heard that John and

örneğin birine söyleyebilirsiniz oh John ve

Lise are getting married ah mum's the word mums the word don't

Lise'nin evlendiklerini duydum ah anne kelimesi anneler kelimesi hiçbir

say anything keep it to yourself keep it to yourself right sometimes we use this

şey söyleme kendine sakla kendine doğru bazen bu

phrase in a sentence in a word because you want to say something you want to

cümleyi tek kelimeyle cümle içinde kullanırız çünkü sen istediğin bir şeyi söylemek istersin

say something short in summary so you might say in a word no to punctuate

Özetle kısa bir şey söylemek istiyorum, böylece söylemek istediğin bir şeyi tek kelimeyle noktalamak için hayır diyebilirsin,

something that you want to say say you wanted to somebody kept asking you if

birine istediğini söyle, sürekli

you'd go out for a date with them and they keep asking you and then eventually

onlarla çıkıp çıkmayacağını soruyorlar ve onlar da sana sorup duruyorlar ve sonra sonunda

you might say or they might come out yourself come on you can't come why

diyebilirsin ya da kendin gelebilirler hadi gelemezsin neden

don't you come out with a date with me you might say in a word no that's not

benimle çıkmıyorsun tek kelimeyle hayır bu

very nice in other words you really don't want to and you're making a point

pek hoş değil diyebilirsin başka bir deyişle gerçekten istemiyorsun ve

of it by using that phrase never ask mr. Steve for a date because he might be

Bu cümleyi kullanarak bir noktaya değiniyorsun, asla bay'a sorma. Bir randevu için Steve çünkü tek

very blunt with his reply in a word this situation is serious the word being

kelimeyle cevabıyla çok açık sözlü olabilir bu durum ciddidir, kelime

serious but usually usually you use it in a word no to mean you don't really

ciddidir ama genellikle bunu gerçekten bir

don't want to do something and use that phrase to sort of accentuate your

şey yapmak istemediğinizi ve kullanmak istemediğinizi belirtmek için hayır kelimesinde kullanırsınız. bu ifade, ona

feelings around your decision to say no to it and so an example could be

hayır deme kararınız etrafındaki duygularınızı bir nevi vurgulamak için ve bu nedenle bir örnek,

somebody's keeps asking you out oh do you know do you know shall we fly to the

birinin size çıkma teklif etmesi olabilir oh biliyor musunuz, aya tek kelimeyle uçalım mı,

moon in a word no you can use it in a funny way that might be the worst

hayır onu bir kelimede kullanabilirsiniz komik bir şekilde bu

example I've ever heard thing on the planet and the moon oh I

gezegende ve ayda duyduğum en kötü örnek olabilir oh

tell you what um oh this project at work it's it's really difficult can you work

sana ne diyeceğim um oh bu proje iş başında gerçekten zor çalışabilir misin

can you take it over for me and you might say in a word no Do It Yourself

onu benim için devralabilir misin ve diyebilirsin bir kelime hayır Kendin Yap

it's a very it's a very good way of being blunt yes you've been below but

bu çok açık sözlü olmanın çok iyi bir yolu evet aşağıdaydın

but you're not really being rude it's very strange you're kind of reinforcing

ama gerçekten kaba davranmıyorsun çok garip bir şekilde

the fact that you don't want to do something but but it's not it's not too

istemediğin gerçeğini pekiştiriyorsun bir şey yap ama bu çok

blunt so maybe you could use it if you are turning a person down who keeps

açık sözlü değil, bu yüzden belki de senden onunla çıkmanı isteyen bir kişiyi geri çeviriyorsan kullanabilirsin

asking asking you to go on a date with them yes you you you you you you've just

evet sen sen sen sen sen sen sadece

been very blunt and you might be annoyed because the same things been asked to

çok açık sözlüydün ve sen rahatsız olabilir çünkü aynı şeyler

you several times before or they're the sort of person that's always sort of

size daha önce birkaç kez sorulmuştur ya da onlar her zaman

taking the Mickey trying to use people trying to get think get you to do things

Mickey'yi alan, insanları düşündürmeye çalışan insanları

for them and you really probably don't really like them very much

onlar için bir şeyler yapmanızı sağlamaya çalışan insanlardır ve gerçekten muhtemelen yapmazsınız. Onlardan gerçekten pek hoşlanmıyorum bir

another one in so many words in so many words

başkası o kadar çok kelimeyle o kadar çok kelimeyle

so jon said that he has broken up with his wife oh well he didn't say that in

jon karısından ayrıldığını söyledi oh pekala bunu

so many words but I got the impression that you know things weren't going too

o kadar çok kelimeyle söylemedi ama ben işlerin öyle olmadığını bildiğin izlenimine kapıldım. Çok

well you normally say that when you might have revealed some information

iyi gitmiyorsanız, normalde bazı bilgileri açığa çıkarmış olabileceğinizi söylersiniz ve

that is and you suddenly realize you've revealed some information which is all

aniden bazı bilgileri ifşa ettiğinizi fark edersiniz ki bu

you probably shouldn't have done and or you're not sure and you use that phrase

muhtemelen yapmamanız gereken tek şeydir ve veya emin değilsiniz ve bu ifadeyi kullanırsınız

or well they didn't say that in so many words but I got the impression that is

veya pekala bunu pek çok kelimeyle söylemediler ama bunu kullanma eğiliminde olduğunuz izlenimine kapıldım,

the common way that you would tend to use that yes you are actually

evet aslında

paraphrasing something that you've heard but you're not actually using the exact

duyduğunuz bir şeyi başka kelimelerle ifade ediyorsunuz ama aslında tam

words or the things that actually occurred you you kind of come to a

kelimeleri kullanmıyorsunuz veya gerçekte olan şeyler siz bir

conclusion about something so it might be correct it might be incorrect in so

şey hakkında bir nevi sonuca vardınız bu yüzden doğru olabilir yanlış olabilir o

many words you might have been having a conversation you work for example in the

kadar çok kelimeyle bir sohbet ediyor olabilirsiniz ki çalışıyorsunuz mesela

business hasn't been going very well everyone's beginning to think

iş pek iyi gitmiyordu herkesin

maybe the company's going to fold up and you might say well saw the boss the

Belki şirketin batacağını düşünmeye başlarsınız ve geçen gün patronu iyi gördüm diyebilirsiniz ve

other day and well he said a few things to me and the other person might say oh

o bana birkaç şey söyledi ve diğer kişi oh

did what you mean the company's going to close and you might and then you might

ne demek istediğinizi yaptı diyebilir şirket kapanacak ve siz ve o zaman

reply Mike while he didn't say so in so many words but I got the impression that

Mike'a o kadar çok kelimeyle söylemediği halde cevap verebilirsiniz, ancak bunun olacağı izlenimine kapıldım, bu nedenle

that is what's going to happen so you're not sure about a situation so you use a

bir durumdan emin değilsiniz, bu yüzden

phrase well in stuff you didn't say that in so many words but I mean that could

söylemediğiniz şeylerde iyi bir ifade kullanıyorsunuz. bu kadar çok kelimeyle ama demek istediğim bu

be said in court as well for example if if you were being questioned about

mahkemede de söylenebilir, örneğin eğer

something somebody might say oh so you think he killed him do you and you might

bir şey hakkında sorgulanıyorsanız birisi ah diyebilir, yani onu öldürdüğünü düşünüyorsunuz ve siz de

say well I didn't say that in so many words you know so you're not sure you

iyi diyebilirsiniz ki bunu söylemedim. o kadar çok kelime biliyorsun ki emin değilsin bir

sort of retracting almost retracting what you said okay another one of few

nevi geri alıyorsun neredeyse söylediklerini geri alıyorsun tamam birkaç

words other do you have any of the the ones that I wrote down for you but you

kelimeden bir tane daha senin için yazdıklarımdan var mı ama

mean the ones that you wrote down for I did I did write out a list of a few

yazdıklarını kastediyorsun çünkü birkaç kelimelik bir liste yazdım,

words we're doing this one now mr. Duncan where's my list in a word no a

şimdi bunu yapıyoruz bay. Duncan benim listem nerede bir kelimede

few words if a person is of few words it means they just don't say very much and

birkaç kelime yok bir kişi birkaç kelimeden oluşuyorsa bu,

quite often if you in a group with a group of people and somebody doesn't say

bir grup insandan oluşan bir gruptaysanız ve birisi çok fazla konuşmuyorsa, bu onların

very much and then they wander off you might somebody might said well

çok fazla ve oldukça sık konuşmadıkları anlamına gelir. sonra uzaklaşırlar, belki biri

what's wrong with John and you said well he's a man of few words and you get that

John'un nesi var diyebilir ve sen iyi dedin, o birkaç kelimelik bir adam ve bunu anlıyorsun

or she's a woman of few words you get people like that who don't say very much

ya da o birkaç kelimelik bir kadın, böyle insanları çok fazla söylemeyen,

who don't interact in a social way in conversation and has described them as a

kim söylemeyen ' Konuşma sırasında sosyal bir şekilde etkileşime girmeyin ve onları

person of few words or they might be a person of action rather than words well

birkaç kelimelik bir kişi olarak tanımladı ya da sözlerden çok eylem insanı olabilirler.

I'm not using it in that context so I'm just explaining the other context so yes

commonly it was a man of few words but of course we've got to be politically

genellikle birkaç kelimeden oluşan bir adamdı ama elbette

correct now and somebody asked a question earlier and asked her to

şimdi politik olarak doğru olmalıyız ve birisi daha önce bir soru sordu ve ondan

explain what political correctness is and that is when

politik doğruluğun ne olduğunu açıklamasını istedi ve işte o zaman,

you have to for example that that's example there the phrase a man a few

örneğin, oradaki ifadenin örneğini yapmanız gerekir. bir erkeğe birkaç

words you couldn't just use that now some

kelime söyleyemezsiniz ki şimdi bazıları

would accuse you of being maybe sexist why did why do you just say a man of few

sizi belki cinsiyetçi olmakla suçlayabilir neden bir erkeğe birkaç

words what about a woman a few words if you said what a woman a few words and

kelime söylüyorsunuz peki ya bir kadına birkaç kelime söyleseydiniz ne bir kadın birkaç kelime ve

that's being politically correct you're saying things in order to please

bu politik olarak doğru olmak, herkesi memnun etmek için bir şeyler söylüyorsunuz peki ya

everybody what about a dog a few words yes dogs are happy because they're not

bir köpek birkaç kelime evet köpekler

being recognized leave the dogs out they will be protesting they will be marching

tanınmadıkları için mutlular köpekleri dışarıda bırakın protesto edecekler

in their little with their little yellow collars anymore do you want to break

küçükleriyle birlikte yürüyecekler Sarı yakalılar artık o baydan kopmak mı istiyorsunuz?

from that mr. Duncan we have a little break because there's something else I

Duncan biraz ara verdik çünkü bahsetmek istediğim başka bir şey var

want to mention and that's the thing we talked about just now now this is the

ve az önce konuştuğumuz şey de bu,

thing Steve that I'm going to promote through the whole of this month and it

Steve'in tüm bu ay boyunca tanıtacağım şey bu ve

is here it comes make it a million in May what we want to do Steve we want to

işte geldi başarmak mayıs ayında bir milyon ne yapmak istiyoruz steve mayıs ayı

get a million subscribers during the month of May we want a million

boyunca bir milyon aboneye sahip olmak istiyoruz

subscribers on my youth on my youtube channel so to make sure that we get a

gençliğimde youtube kanalımda bir milyon abone istiyoruz böylece

new award because we're haven't had one yet we haven't had one of the YouTube

yeni bir ödül aldığımızdan emin olmak için sahip olduk' Henüz YouTube Oyun Ödüllerinden birini almadık,

play Awards so please help my youtube channel reach

bu yüzden lütfen youtube kanalımın

1 million subscribers we are only two hundred and thirty thousand off someone

1 milyon aboneye ulaşmasına yardım edin, sadece iki yüz otuz bin indirimdeyiz birisi

said earlier mr. Duncan I don't think you're going to do it I don't think so

daha önce dedi bay. Duncan, bunu yapacağını sanmıyorum, sanmıyorum, bu yüzden

I don't think it's possible not with that attitude now I believe we can do it

artık bu tavırla olmamasının mümkün olduğunu düşünmüyorum, yapabileceğimize inanıyorum,

all you have to do is tell your friends tubby relatives tell everyone subscribe

tek yapman gereken arkadaşlarına bodur akrabalarına herkese anlatmak abone olun

to mr. Duncan's YouTube channel maybe you can push some leaflets through your

bay Duncan'ın YouTube kanalında belki komşunuzun kapısından içeri broşürler tıkarsınız

neighbor's doors or maybe put some signs on the trees in the street and say

ya da sokaktaki ağaçlara bazı işaretler asar ve

subscribe to mr. Duncan or maybe you can just open your window

Bay Duncan'a abone olun diyebilirsiniz. Duncan ya da belki pencereni ardına kadar açıp sokağa bağırabilirsin

wide and shout it into the street help my YouTube channel reach 1 million

YouTube kanalımın 1 milyon

subscribers that's what I want you to do if you don't mind because we are making

aboneye ulaşmasına yardım et, benim de senden istediğim bu, eğer sakıncası yoksa, çünkü

it a million in May Oh what do you think about that Steve oh

Mayıs'ta bir milyon yapıyoruz. bunu bir düşünün Steve oh

that's a that's a target worth achieving mr. Duncan I think so I was hoping you

bu ulaşmaya değer bir hedef bayım. Duncan sanırım Mayıs'ta

were going to say it was a million pounds in May no we want donations of a

bir milyon pound olduğunu söyleyeceğini umuyordum hayır Mayıs'ta bir milyon poundluk bağış istiyoruz

million pounds in May that's what I'm turning it into well a million

onu kuyuya dönüştürüyorum bir milyon

subscribers would be nice that's it don't distract from the actual point of

abone güzel olur bu kadar dikkat dağıtma bu işin aslına bakılırsa

this please if you would like to subscribe tell your friends go to your

lütfen abone olmak istiyorsanız arkadaşlarınıza

Facebook page promote the the arse off my youtube channel did you see that

facebook sayfanıza gitmelerini söyleyin youtube kanalımdan kıçları tanıtın

earlier I was talking about the different uses of the word ass and arse

daha önce eşek ve eşek kelimesinin farklı kullanımlarından bahsettiğimi gördünüz mü

and of course we can call a person an ass or we can call them an arse if they

ve tabii ki Bir insana [ __ ] de diyebiliriz, aptal da olsa [ __ ] de diyebiliriz, eğer

are foolish if they are contemptible so there it is make it a million in May

aptallarsa, aşağılıklarsa, işte Mayıs'ta bir milyon yapalım, yapmaya

what we are trying to do is make it a million subscribers on my youtube

çalıştığımız şey youtube kanalımda bir milyon abone yapmak,

channel so go on give me give me some help help help a youtuber how can people

öyleyse git bana biraz yardım ver bir youtuber'a yardım et bir

help you get to a million subscribers there are many ways in May yes please

please try your best Wow and then I will have a beautiful gold play button from

YouTube that's the only reason why I want it you see I want the 1 million

youtuber'a yardım et neden istiyorum 1 milyon

subscribers so then YouTube will send this beautiful gold play button it will

abone istiyorum o zaman YouTube bu güzel altın oynat düğmesini gönderecek bu

be like my special award that I can hang on the wall in the bathroom so can

benim özel ödülüm gibi olacak banyoda duvara asabilirim böylece

people what can people actively do to help you get to a million subscribers

insanlar aktif olarak size yardımcı olmak için ne yapabilir? bir milyon aboneye ulaştım,

well I did just give a list pass on did you just hear me talking then I just did

sadece bir liste verdim, devam et, beni konuşurken duydun mu, sonra

that okay then yeah I missed that I was looking at the live chat

onu yaptım tamam, sonra evet, canlı sohbete baktığımı kaçırdım

I'm so pleased to see that Steve pays attention to everything that happens on

Steve'in ilgi gösterdiğini görmekten çok memnunum burada olan her şey

here almost as much as the viewers mr. Steve so we are going to talk about

neredeyse izleyiciler kadar bay. Steve, bu yüzden

something different cars Steve a lot of people are talking about cars on the

farklı arabalardan bahsedeceğiz Steve canlı sohbette pek çok insan arabalardan bahsediyor, bugün

live chat would appear that a lot of people want to talk about cars today

pek çok insanın arabalardan bahsetmek istediği anlaşılıyor

Wow lewis said that he used to own a Mercedes but now he only does 4000

Vay canına lewis eskiden bir Mercedes sahibi olduğunu söyledi ama şimdi o yılda sadece 4000

kilometres a year driving which is about the same as my mother

kilometre araba kullanıyor, bu da annemle hemen hemen aynı,

so obviously he doesn't get to drive very much anymore they last forever

yani açıkçası artık çok fazla araba kullanamıyor onlar sonsuza kadar dayanacak şekilde

Mercedes that they're built to last forever hmm in fact most modern cars

Mercedes kullanıyorlar hmm aslında modern arabaların çoğu

will will easily do to 300,000 miles yes with the rust problems been solved in

kolayca yapacak 300.000 mil evet arabalardaki pas sorunları çözüldüğü için

cars they don't go rusty no they've all got varying levels of reliability but

paslanmıyorlar hayır hepsinin farklı düzeylerde güvenilirliği var ama

most modern cars will easily do to 300,000 miles whereas people get very

modern arabaların çoğu 300.000 mile kolayca çıkarken insanlar çok

nervous but I don't know if it's all around the world but in this country if

gergin oluyor ama bunun olup olmadığını bilmiyorum dünyanın her yerinde ama bu ülkede

your car's done three years or and 60,000 miles the cars than 60,000 miles

arabanız üç yıl veya 60.000 mil yaptıysa arabalar 60.000 milden sonra

people think I've got to get rid of it it's going to break down but it's

insanlar ondan kurtulmam gerektiğini düşünüyor bozulacak ama bu bir

rubbish it won't it'll go on it's probably not even a quarter the way

çöp, gitmeyecek üzerinde muhtemelen ömrünün dörtte biri kadar bile değil

through its life but people get very afraid now about cars getting over 60

ama insanlar artık arabaların 60'ın üzerine çıkmasından çok korkuyorlar,

this sort of barrier for a lot of people now true in the 70s and 80s if a car had

bu tür bir bariyer birçok insan için artık 70'lerde ve 80'lerde geçerli, eğer bir araba

reached 40,000 miles it was clapped out and was prone to be unreliable but

40.000 mile ulaşmışsa alkışlanırdı ve güvenilmez olma eğilimindeydi, ancak

modern cars are very reliable now and if you look after them have them have them

modern arabalar artık çok güvenilir ve onlara bakarsanız,

serviced then they'll last for a long time although different makes have got

bakımlarını yaptırırsanız, o zaman uzun süre dayanırlar, ancak farklı markaların farklı

their different foibles haven't they they've all got their different little

zaafları vardır, hepsinde yok mu? farklı küçük

foibles French cars for example a renowned for having electrical problems

zaafları Fransız arabaları, örneğin Birleşik Krallık'ta elektrik sorunları yaşamasıyla tanınan bir kişi, özellikle gösteriler için elektriği

in the UK that's one of the things that there

down for being unreliable for his electrics particularly per shows that's

için güvenilmez olduğu için orada olan şeylerden biri, bu

just something that you know that if you buy a Peugeot it's likely to go wrong

sadece bir Peugeot satın alırsanız büyük olasılıkla gideceğini bildiğiniz bir şey.

with its electrics you very rarely hear anyone say anything bad about Mercedes

elektriğinde bir sorun var, çok nadiren birinin Mercedes hakkında kötü bir şey söylediğini duyuyorsunuz,

so that's kind of the car that you are warming to because you have one now it's

yani bu, ısınmaya başladığınız türden bir araba çünkü artık bir arabanız var,

one of these weird newfangled hybrid things it's oh it's it makes some very

bu garip yeni moda hibrit şeylerden biri, ah, bazı çok

strange noises as well when whenever Steve leaves the house in the morning it

garip sesler çıkarıyor. Steve sabahları evden ne zaman ayrılsa,

always sounds like an old steam train starting our milk float it makes some

her zaman eski bir buharlı trenin süt şamandıramızı çalıştırması gibi bir ses çıkarır, bu

very strange sounds your car by the way when you started up well I've only got

arada arabanız çok garip sesler çıkarır, iyi çalıştırdığınızda,

it because it saves on tax saves on income tax if you have if you have a

onu yalnızca gelir vergisinden tasarruf ettiği için aldım verginiz varsa

hybrid car then the tax laws in this country say that you save on on company

hibrit bir arabanız varsa o zaman bu ülkedeki vergi kanunları şirket arabası vergisinden tasarruf ettiğinizi söylüyor

car tax because it's a company car and in fact I pay it makes a huge difference

çünkü bu bir şirket arabası ve aslında ben ödüyorum çok büyük bir fark yaratıyor

you know if I was to drive around in a normal diesel car which has been popular

biliyorsunuz etrafta dolaşsam

for decades but suddenly are not popular anymore because of environmental factors

onlarca yıldır popüler olan ancak birdenbire çevresel faktörler nedeniyle artık popüler olmayan normal bir dizel araba

ivory paying probably 300 pounds a year in income tax that's a huge amount of

fildişi yılda muhtemelen 300 pound gelir vergisi ödüyor bu çok büyük bir

money probably 250 300 pounds a year in income tax to have a diesel car in the

para, muhtemelen yılda 250 300 pound gelir vergisi dizel bir arabaya sahip olmak için

UK or as if I have a hybrid car it's half that amount still cheaper than

Birleşik Krallık'ta veya sanki bir hibrit arabam varmış gibi, bu miktarın yarısı hala

running your own car but still a lot of money so I don't want a hybrid car

kendi arabanızı kullanmaktan daha ucuz ama yine de çok para var, bu yüzden hibrit bir araba istemiyorum

because it's feels heavy it doesn't drive as nicely as the non

çünkü ağır geliyor, eskisi kadar güzel sürmüyor

hybrid version but you're forced into it as a company car driver in order to save

hibrit olmayan versiyon ama bir şirket arabası sürücüsü olarak

150 pounds a month that's good in income tax I say Meeker is here I like to drive

ayda 150 pound tasarruf etmek için buna zorlanıyorsunuz, bu gelir vergisinde iyi, Meeker burada araba kullanmayı seviyorum

a car but I'm not are but but not on the highway so I suppose when you say the

ama değilim ama değilim otoban yani sanırım otoban dediğin zaman

highway mate maybe you mean the the motorway or the freeway

belki otobanı veya otobanı kastediyorsun,

especially in Tokyo because it's very complicated well we we were in Paris

özellikle Tokyo'da çünkü çok karmaşık çünkü

last weekend we were amazed at how chaotic the roads are in the center of

geçen hafta sonu Paris'teydik Paris'in merkezinde yolların ne kadar kaotik olduğuna şaşırdık

Paris we couldn't believe just how chaotic it is there Anna is here oh the

Yapamadık 'Oranın ne kadar kaotik olduğuna inanamıyorum Anna burada oh

light rain sounds good but heavy rain is scary that might be the sound you see of

hafif yağmur kulağa hoş geliyor ama şiddetli yağmur korkutucu bu gördüğünüz

light rain and heavy rain I think so Lilia says what is a hybrid car ah so a

hafif yağmur ve şiddetli yağmurun sesi olabilir bence Lilia hibrit arabanın ne olduğunu söylüyor ah çok

normal car would have a petrol engine or a diesel engine as its as its source of

normal arabanın güç kaynağı olarak bir benzinli motoru veya bir dizel motoru olurdu

power and then of course you've got electric cars which just run purely on

ve o zaman elbette

it on with with batteries and and an electric motor but halfway between the

pillerle ve bir elektrik motoruyla tamamen üzerinde çalışan elektrikli arabalarınız olur, ancak

two you've got a mix a hybrid means a mix so it's a mix of an engine and

ikisinin ortasındasınız. karışım var hibrit karışım demektir yani motor ve

electric power hmm so you've got the two together so when

elektrik gücünün karışımı hmm yani ikisi bir arada var yani

you're in the town you can run using run the car using the batteries so it

şehirdeyken arabayı kullanarak koşabilirsin pilleri kullanarak arabayı çalıştır ki öyle

doesn't it doesn't emit any noxious gases from the exhaust pipe and then

olmasın egzoz borusundan herhangi bir zararlı gaz yaymaz ve sonra

when you're out and about on the highway then you can use the the engine and the

siz otoyolda dolaşırken motoru kullanabilirsiniz ve

car automatically works out when to do it the problem with hybrid cars is that

araba ne zaman yapması gerektiğini otomatik olarak ayarlar.

they they're very heavy the batteries weigh a lot and you're lucky if you get

çok ağırlar piller çok ağır ve

twenty miles out of a charge of the batteries and there are compromise

pillerin şarjından yirmi mil çıkarsanız şanslısınız ve uzlaşmalar var onlar

they're a compromise car they're a halfway house because the industry and

uzlaşmacı bir araba onlar orta yol çünkü

governments around the world are trying to move everybody into electric cars

dünya çapında endüstri ve hükümetler Herkesi elektrikli arabalara taşımaya çalışıyorsunuz

who is it supposedly cleaner and better than the environment so the stopgap the

kim bu sözde çevreden daha temiz ve daha iyi, bu yüzden geçici

other sort of fill in solution to that is a hybrid car yes which is a mix of

çözüm, bunun için başka bir tür dolgu çözümü hibrit bir araba evet, bu ikisinin bir karışımı

the two but you've carrying a heavy engine a

ama ağır bir motor taşıyorsunuz

heavy internal combustion engine and heavy batteries at the same time that's

ağır bir içten yanmalı motor ve ağır piller aynı zamanda bu

a so they're in a very inefficient yes too much weight so yeah okay on the live

yüzden çok verimsiz bir durumdalar evet çok fazla ağırlık yani evet tamam canlı yayında merhaba demek ve sohbete kendi payına düşeni katmak

that we have a lot of people wanting to say hello and add their part to the

isteyen pek çok insan var

conversation if I can get the actual stream to remove the ice right there

Mohammed says I am afraid to drive a car even though I've had a driving licence

Muhammed, 2005'ten beri ehliyetim olmasına rağmen araba sürmekten korktuğumu söylüyor,

since 2005 mm-hmm so what is Luis said yes I know Luis just said I think he's

peki Luis ne dedi evet biliyorum, Luis az önce dedi sanırım o

still got his old Mercedes oh and it's done a million kilometres Wow is that

hala eski Mercedes'ini aldı oh ve bir milyon kilometre yaptı Vay canına,

right Luis have you still got that Mercedes and it's done a million

doğru mu Luis o Mercedes'i hala aldın mı ve bir milyon

kilometres it's not incredible that's incredible what's that in miles

kilometre yaptı inanılmaz değil bu inanılmaz ne mil cinsinden

it's probably about six hundred thousand miles I would say they just go on and on

muhtemelen yaklaşık altı yüz bin mil olduğunu söyleyebilirim sadece devam et

don't they Luis they are renowned for it Mercedes they cost more to start off

Luis değil mi onlar Mercedes ile ünlüler başlangıçta daha pahalıya mal oluyorlar

with but if you keep them for a long time yeah it's they're much cheaper in

ama onları uzun süre tutarsan evet uzun vadede çok daha ucuzlar

the long run because they just last forever mm-hmm

çünkü sonsuza kadar dayanıyorlar mm-hmm

hybrid cars are environmentally friendly says Mohammed depends on how you look at

Hibrit arabaların çevre dostu olduğunu söyleyen Muhammed, ona nasıl baktığınıza

it and the batteries of course mr. Duncan's always talking about that the

ve tabii ki pillere bağlı. Duncan her zaman

batteries that go into these hybrid cars the lithium-ion batteries you have to do

bu hibrit arabalara giren pillerden, lityum-iyon pillerden,

a lot of mining in in poor countries to get these these metals out of the ground

fakir ülkelerde bu pilleri yapmak için bu metalleri yerden çıkarmak için çok fazla madencilik yapmanız gerektiğinden bahsediyor,

to make these batteries yes I'm not sure about poor countries but it is in China

evet, emin değilim. fakir ülkeler ama orası Çin'de

and also the place the place where they mine a lot of the rare earth is actually

ve ayrıca nadir toprakların çoğunun çıkarıldığı yer aslında benim Çin'de

in the place where I used to live when I lived in China can you believe it so all

yaşarken yaşadığım yer, buna inanabiliyor musunuz,

of the technology that we use nowadays a lot of it relies on certain types of

bugünlerde kullandığımız tüm teknoloji çoğu belirli

minerals and rare earth and most of that comes from China did you know that and

mineral türlerine ve nadir toprağa dayanıyor ve bunların çoğu Çin'den geliyor bunu biliyor muydunuz ve

yes and the pollution associated with that mica says she's got a hybrid car

evet ve o mika ile ilgili kirlilik onun hibrit bir arabası olduğunu söylüyor

Honda but she had to change the battery after two years yeah well that's

Honda ama iki yıl sonra pili değiştirmek zorunda kaldı evet, bu hibrit arabalarda

something that you have to do quite often with the hybrid cars the batteries

oldukça sık yapmanız gereken bir şey, piller

don't last very long hopefully that was covered under your warranty yes his it's

çok uzun süre dayanmıyor, umarım bu garantiniz kapsamındadır

almost as bad as having a mobile phone if you buy a new mobile phone these days

you find that the battery only lasts for a couple of years and then you have to

pilin yalnızca birkaç yıl dayandığını fark edersiniz ve sonra

replace it and yes let's hope it was covered by the warranty otherwise it

değiştirmeniz gerekir ve evet, umalım ki garanti kapsamındadır, aksi takdirde

would have been very expensive indeed and you lose a lot of boot space you

gerçekten çok pahalı olurdu ve çok fazla önyükleme alanı kaybedersiniz,

lose a third of your boot space by having a hybrid car because the

üçte birini kaybedersiniz hibrit bir arabaya sahip olarak bagaj alanınız, çünkü

batteries are in the boot and you can't get so much in not to mention the weight

piller bagajda ve o kadar çok şey alamıyorsunuz, ağırlıktan bahsetmeye gerek yok,

not to mention the weight blimey it's 43 degrees in India at the moment that is

ağırlıktan bahsetmiyorum bile, şu anda Hindistan'da 43 derece, bu

hot and of course they've had some terrible monsoons and hurricanes lots of

sıcak ve tabii ki onlar Bazı korkunç musonlar ve kasırgalar ve birçok

storms across the I think it's the southeast of India that has caused all

fırtınalar yaşadım, sanırım Hindistan'ın güneydoğusu her

sorts of chaos and wreaked havoc across that part of India so so a big hello to

türlü kaosa neden oldu ve Hindistan'ın o bölümünde ortalığı kasıp kavurdu, bu yüzden Hindistan'da izleyen herkese çok büyük bir merhaba

all those watching in India and I hope you are okay today as well as you can be

ve umarım siz de öylesinizdir. bugün iyiyiz ve İngilizce'de

considering what's your favourite word in English says don Gardini Oh have you

en sevdiğiniz kelimenin ne olduğunu düşünebilirsiniz diyor don Gardini Oh

got a favorite word do I have a favorite word

favori bir kelimeniz var mı Favori bir kelimem var mı o

there are so many there are there are there are millions of words millions of

kadar çok var ki milyonlarca kelime var milyonlarca

ways of using words millions of sentences I don't know they're all great

kullanım yolu kelimeler milyonlarca cümle bilmiyorum hepsi harika

I love every single word in the English language they're all SuperDuper my

İngilizcedeki her bir kelimeyi seviyorum hepsi SuperDuper en

favorite word is car of course I'm talking of which Steve we are now going

sevdiğim kelime araba tabi ki hangi Steve'den bahsediyorum şimdi

to take a look at some cars some types of car so these aren't makes or

bir göz atacağız bazı arabalarda bazı araba türleri, yani bunlar marka veya

manufacturers these are actually the shapes of the cars so the way in which

üretici değil, bunlar aslında arabaların şekilleri, yani

the car looks and in some cases their characteristics so we are going to take

arabanın görünüşü ve bazı durumlarda özellikleri, bu yüzden

a little look I think mr. Steve you will enjoy this very much I hope everybody

biraz bakacağız sanırım bay. Steve bundan çok keyif alacaksın umarım herkes de

else does too I think so I don't think that that's not going to happen so here

beğenir bence bu yüzden bunun olmayacağını düşünmüyorum o yüzden hadi

we go let's have a look at some cars and we are now going to start off with the

bazı arabalara bir göz atalım ve şimdi ilkiyle başlayacağız

first one on and it's coming on the screen right

açık ve şu anda ekranda geliyor

now so there it is Steve that's the little

yani işte Steve bu küçük

Fiat isn't it okay yes we're not what I'm not worried

Fiat tamam değil mi evet biz ne değiliz

about the the manufacturer yes it's a compact a small car I think they call it

üretici hakkında endişelenmiyorum evet kompakt bir küçük araba sanırım ona küçük bir araba diyorlar

compact in the United States we would just call it a a small car here in the

Amerika Birleşik Devletleri'nde kompakt ona sadece küçük bir araba derdik burada

UK we don't tend to use that word yes it's very strange yes so compact is

Birleşik Krallık'ta bu kelimeyi kullanma eğiliminde değiliz evet çok garip evet çok kompakt

actually a word that describes any small car so under a certain size you would

aslında herhangi bir küçük arabayı tanımlayan bir kelime yani belirli bir boyutun altında

describe a car as a compact whereas here in the UK we don't really have such a

tarif edersiniz kompakt olarak bir araba, oysa burada Birleşik Krallık'ta gerçekten böyle bir

term do we not really the mini that the mini is the the iconic small car or

terimimiz yok, biz gerçekten mini değil miyiz, mini ikonik küçük araba veya

compact and in the in the you in the UK and of course they're sold all around

kompakt ve Birleşik Krallık'ta siz ve tabii ki onlar'

the world now but yes that's a that's a popular retro well you would also

şu anda dünyanın her yerinde satılıyor ama evet bu popüler bir retro, ayrıca

describe that as a car with retro styling okay because that's the that's a

bunu retro stili olan bir araba olarak da tanımlayabilirsiniz, tamam çünkü bu bir

Fiat colour that the modern interpretation of a 1950s Fiat and you

Fiat rengi, 1950'lerin Fiat'ının modern yorumu ve siz

would describe it as a retro car it's something that looks and in his style

onu bir retro araba bu yıllar öncesinden bir şeye benzeyen ve onun tarzında bir

from something from from many years ago yes so it's a retro look just very

şey evet yani retro bir görünüm sadece çok

popular the Fiat won 2-6 I think okay then we're not really talking about

popüler Fiat 2-6 kazandı bence tamam o zaman gerçekten

manufacturers today we're talking about the the type of car as in the shape and

üreticilerden bahsetmiyoruz bugün gerçekten bahsediyoruz şekil ve özellik olarak arabanın türü araba reklamı yapmak

characteristics we're not here to advertise cars so another one Steve sit

için burada değiliz, bu yüzden bir tane daha Steve

down or that's what they call it in America we would say saloon car that's

otur ya da Amerika'da buna böyle diyorlar sedan araba

it in the UK so yes a sedan it's it's it's normally quite long and elegant

İngiltere'de bu kadar yani evet bir sedan bu normalde oldukça uzun ve zarif

looking isn't it it's just standard three box saloon so that's what they

görünümlü, sadece standart üç kutu sedan değil mi, yani onu böyle

describe it I say you've got you've got four doors

tarif ediyorlar, diyorum ki, dört kapınız var ve

a proper boot but it could be a hatchback as well but that's your

uygun bir bagajınız var ama bu bir hatchback de olabilir ama bu sizin

standard what they call a three box saloon car say you've got four doors a

standartınız üç kutulu bir sedan araba diyorlar, dört kapınız,

an obvious bonnet and an obvious boot hmm and it's just a very practical car

bariz bir kaportanız ve bariz bir bagajınız olduğunu söylüyorlar, hmm ve

for carrying families around for decades they're not so popular now this class of

aileleri onlarca yıldır taşımak için çok pratik bir araba, şimdi o kadar popüler değiller, bu araba sınıfı eskisi kadar popüler

car is not as popular as it was that the typical saloon or sedan car and far less

değil. o kadar popülerdi ki, tipik sedan veya sedan araba ve çok daha az

popular another example of a Ford Mondeo for example would be a typically typical

popüler olan başka bir Ford Mondeo örneği, tipik

example of a sedan or a saloon car and as I say they're not so popular now as

bir sedan veya sedan araba örneği olabilirdi ve dediğim gibi, artık insanlar kadar popüler değiller. arabanın

people have have gone for more modern versions of the car but the the saloon

daha modern versiyonlarını tercih ettiler ama salon

or sedan car is a car that fulfills a purpose of carrying you know up to five

veya sedan araba, bagajlarının etrafında beş kişiye kadar taşıma amacını yerine getiren bir arabadır,

people around their luggage it's a tried and trusted type of car and it works

denenmiş ve güvenilir bir araba türüdür ve

very well yes and but they've fallen out of favor now because people are going

çok iyi çalışır evet ve ama şimdi gözden düştüler çünkü insanlar

for types of car that you'll no doubt bring bringing up mr. Duncan yes in

şüphesiz Bay'i gündeme getireceğinizden şüphe duyacağınız araba türlerine gidiyorlar. Duncan evet

other pictures when we see them so we had we had sedan and here's the next one

diğer resimlerde onları gördüğümüzde o yüzden sedanımız vardı ve işte bir sonrakini

I think you will recognize this that's a coupe eh that's a nice Alexis that one

sanırım bu bir coupe eh bu güzel bir Alexis o bir

mr. Duncan I have to say what they are now you don't want me to but I have to I

bay. Duncan şimdi ne olduklarını söylemek zorundayım, söylememi istemiyorsun ama ne olduğunu

have to say what it is when it got in the screen you know you know if Lexus

söylemek zorundayım, ekrana geldiğinde biliyorsun, eğer Lexus

and Fiat was sending money to us we would be more than happy to mention the

ve Fiat bize para gönderiyor olsaydı daha fazla olurduk. Arabalarının isimlerini tekrar tekrar anmaktan mutluluk duyuyorum

names of their cars again and again and I'm going to mention other ones a Ford

ve diğerlerinden de bahsedeceğim, bir Ford

Mustang would be another example of course a coupe a usually two doors with

Mustang başka bir örnek olabilir tabii ki bir coupe, genellikle iki kapılı,

a kind of a hatch at the back to put the boot in long bonnet everybody recognizes

arkada bagajı yerleştirmek için bir tür kapak bulunur. uzun kaput herkes bilir

that the typical teardrop shaped sports car yes so thank you was do them every

ki tipik gözyaşı şeklindeki spor araba evet bu yüzden onlara teşekkür ederim her

manufacturer has one there rain that's it so you normally

üreticinin bir tane vardır orada yağmur o yüzden normalde

find that it looks like it hasn't got much space for the passengers because it

yolcular için fazla yeri yokmuş gibi görünür çünkü

slopes quite heavily at the back so it has a very distinctive shape doesn't it

oldukça yoğun bir şekilde eğimlidir arka koltuklar çok farklı bir şekle sahip değil mi

well you might have rear seats but there'd be very small yeah and it's got

arka koltuklarınız olabilir ama çok küçük olurdu evet ve

that sort of that's a typical fastback look so he's got that slope he's sort of

bu tipik bir fastback görünümüne sahip bu yüzden o eğime sahip o bir nevi

from there from the roof going towards the back of the car they call that a

oradan tavan arabanın arkasına doğru gidiyor buna

fastback look well your your spider friend has a coupe eh that's right

fastback diyorlar iyi bak örümcek arkadaşının bir coupe'si var eh bu doğru

there's more they're stylish often they're just saloon cars that they often

daha çok şıklar genellikle sadece sedan arabalar ki sıklıkla sağdaki

make them from the saloon car in the right in the range and just put fit two

sedan arabadan yapıyorlar

doors and and a slopey boot there if you don't have a family

Aileniz yoksa ve

and you want to look stylish then you will buy yourself a coupe eh yes I I

şık görünmek istiyorsanız, o zaman kendinize bir coupe alırsınız eh evet, ben

always think the coupe a is is a single man car yes single man and a coupe a of

her zaman coupe a'nın tek kişilik bir araba olduğunu düşünürüm. evet bekar adam ve bir coupe a

course specifically means a two-door car with a roof as opposed to a soft top

elbette özellikle açılır tavan yerine çatısı olan iki kapılı bir araba anlamına gelir, bu nedenle

which you would it would not have a roof on it so the coupe a specifically refers

üzerinde bir çatı olmazdı, bu nedenle coupe a özellikle

to the fact that it's got a hard roof yes and in American English they call it

sert olduğu gerçeğini ifade eder. tavan evet ve Amerikan İngilizcesinde buna

a coupe right so literally literally like an enclosed space like a chicken

coupe diyorlar, yani kelimenin tam anlamıyla bir tavuk kümesi gibi kapalı bir alan gibi

coop yes that's it so he's got the specific the specific thing is it's got

evet bu kadar, yani kendine özgü özelliği var,

to have two doors it's got to have a hard fixed roof yep another one let's

iki kapısı olmalı, sabit sabit bir çatısı olmalı evet bir diğeri hadi

have a look at the next one ah so Steve mentioned this earlier saloon now I

bir sonrakine bakalım ah bu yüzden Steve bu önceki sedandan bahsetmişti şimdi

think maybe in the past Steve this was the most common car on the road this

sanırım geçmişte Steve bu yollardaki en yaygın arabaydı bu

type of car the saloon yes like the sedan we had that before didn't we I

tip bir araba sedan evet daha önce sahip olduğumuz sedan gibi o yoktu' t Biz

think they mean one and the same they are so in the UK we call it a saloon

onların bir ve aynı anlama geldiklerini düşünüyorum, bu yüzden Birleşik Krallık'ta buna sedan diyoruz,

it's four doors boot obvious engine at the front you know the usual thing is

dört kapılı, öndeki bariz motor, bilirsiniz, olağan şey

for for carrying four or five people and their luggage actually the name

dört veya beş kişiyi ve bagajlarını taşımak içindir aslında

the car refers to the fact that the the seating area and the storage area are

adı. araba, oturma alanı ve saklama alanının

actually separate so it's like sitting in maybe like a pub or a bar you are in

aslında ayrı olduğu gerçeğini ifade eder, yani bir barda veya barda oturmak gibidir,

the saloon so it's it's an enclosed area so yeah the boot is separate the luggage

salondasınız, bu nedenle burası kapalı bir alandır, yani evet, bagaj

compartment is separate from the rest of the car that looks like a Beemer yeah

bölmesi ayrıdır Beemer'a benzeyen arabanın geri kalanından ayrı evet,

that looks like a 3-series a very ubiquitous car now it's very expensive

3 serisi gibi görünen çok yaygın bir araba şimdi çok pahalı

yeah and the other thing to mention about BMW Steve is that they really had

evet ve BMW Steve hakkında söylenecek diğer bir şey de gerçekten

a very bad reputation didn't there years ago in the 80s if you had a BMW you were

çok kötü bir üne sahip olmalarıydı. yıllar önce 80'lerde bir BMW'niz varsa,

you were quite a unpleasant maybe a show-off or pretentious or maybe a

oldukça tatsız, belki gösterişçi, gösterişçi veya belki de

person that always liked to show their wealth to other people but but nowadays

her zaman servetini başkalarına göstermeyi seven bir insandınız ama şimdi

BMW has quite a classy characteristic doesn't it yes it sheds some of its

BMW'nin oldukça klas bir özelliği var. Evet, olumsuz imajının bir kısmını atıyor,

negative image it's still seen as a bit of a boy racers car you choose a BMW if

hala biraz erkek yarışçı arabası olarak görülüyor, bir BMW seçerseniz,

you if you ever be in EE you're making a statement that says I'm buying a quality

eğer EE'de olursanız, kaliteli bir Alman arabası satın aldığımı söyleyen bir açıklama yapıyorsunuz.

German car it's more expensive than the average car but I I'm I'm a go-getter

ortalama bir arabadan daha pahalı ama ben ben bir alıcıyım

I'm racing around at high speed get out of my way that is still the image of a

yüksek hızda yarışıyorum yolumdan çekil bu hala

BMW very much because you can buy lots of differences I mean for example if you

çok fazla bir BMW imajı çünkü çok fazla farklılık satın alabilirsin demek istiyorum örneğin

bought a Ford Mondeo or a 3-series or a fire if you've got the BMW you're making

bir Ford Mondeo veya bir 3 serisi satın aldıysanız veya bir BMW aldıysanız,

a statement you're saying okay I can afford a more expensive car

bir açıklama yapıyorsunuz ve tamam diyorsunuz, ortalama bir insandan daha pahalı bir araba alabilirim

than the average person and I've got a really dynamic job and I'm going for the

ve bende var. gerçekten dinamik bir iş ve zirveye çıkacağım, bir BMW

top that's what you're saying if you buy a BMW that which is why mostly they're

satın alırsanız bunu söylüyorsunuz, bu yüzden çoğunlukla

driven very aggressively on the road yes but certainly in the past they used to

yolda çok agresif bir şekilde sürülüyorlar, evet ama kesinlikle geçmişte

have a very bad reputation okay here comes another car Steve yeah the comment

çok kötü bir durumları vardı. itibar tamam işte başka bir araba geliyor Steve evet,

I'd like to make okay quickly is that people often buy cars because of their

hemen tamamlamak istediğim yorum, insanların genellikle imajları nedeniyle araba satın aldıkları,

image but they've seen in adverts but once you've got that car you almost have

ancak reklamlarda gördükleri, ancak o arabayı aldıktan sonra neredeyse

to live up to that image even if you don't really want to so I think

yaşamanız gerektiğidir. Bu görüntü, gerçekten istemeseniz bile, bence

sometimes people that bike BMW's it was seen as boy racer cars they

bazen insanlar BMW'leri bisiklete binen insanlar, neredeyse çocuk yarışçı arabaları olarak görülüyorlardı

have to almost or if you buy a car with a big engine in it you or a sporty

ya da içinde büyük bir motor olan bir araba satın alırsanız, siz ya da sportif

little hatchback with that with a powerful engine you've almost got to

küçük bir hatchback ile onunla güçlü bir motorla neredeyse

drive it in the way in that way otherwise you're gonna look a bit silly

bu şekilde sürmeniz gerekir, aksi takdirde biraz aptal görüneceksiniz, bu yüzden

so I think sometimes they force you into driving in a particular style even if

bazen çok istemeseniz bile sizi belirli bir tarzda sürmeye zorluyorlar.

you don't necessarily want to so the car influences the way you behave on the

araba senin yoldaki davranışını etkiliyor

road I think hmm yes that is strange you just just as they say you are what you

bence hmm evet bu garip sen dedikleri gibi sen ne

eat maybe also you are what you drive I think you are I think you morph into

yersen osun belki de sen ne kullanıyorsan osun bence öylesin bence

whatever car you drive you probably buy that car because you think because all

hangi arabayı kullanırsan ona biniyorsun muhtemelen o arabayı satın çünkü tüm

different makes of cars and styles have a certain character about them yes or

farklı araba markalarının ve stillerinin onlar hakkında belirli bir karaktere sahip olduğunu düşünüyorsunuz evet veya

status or status or character and by buying that car you identify with that

statü veya statü veya karakter

with that with the type of car that is and of course the advertisers will very

much try to influence you because they all want their cars to be seen as sporty

sizi çok fazla etkilemeye çalışacaklar çünkü hepsi arabalarının sportif

and dynamic the last thing a manufacturer wants is to sell a car

ve dinamik görünmesini istiyor. Bir üreticinin isteyeceği son şey, güvenli olduğu gerçeğine dayanarak bir araba satmaktır,

based on on the fact that it's safe the only car that gets away with that is

bundan paçayı sıyıran tek araba

Volvo anyway but here we okay mr. Duncan we have eleven minutes you have eleven

Volvo zaten. ama burada tamam bay. Duncan on bir dakikamız var on bir

minutes and thirty eight cars still to look at so thirty-eight it's gonna be

dakikanız var ve otuz sekiz araba hala bakmak için yani otuz sekiz

very quick so here's another one this now this is a common car on the road I

çok hızlı olacak bu yüzden işte bir tane daha bu şimdi bu yolda yaygın bir araba sanırım yollarda

think you see a lot of these on the road nowadays it's a hatchback a hatchback

bunlardan çok görürsünüz yol bugünlerde bir hatchback bir hatchback

now yeah now small cars can be hatchbacks so this

şimdi evet şimdi küçük arabalar hatchback olabilir yani bu

is not necessarily referring to the size of car but also the fact that it has a

ille de arabanın boyutuna değil, aynı zamanda

big door at the back in which you can load things into the car also there

arkada arabaya bir şeyler yükleyebileceğiniz büyük bir kapıya sahip olduğu gerçeğine de atıfta bulunuyor.

isn't an enclosed space so where you sit and where you store things is relatively

kapalı bir alan değil, yani oturduğunuz ve eşyalarınızı sakladığınız yer nispeten

the same space that's right there's no there's

aynı alan, bu doğru,

hard physical separation between the the backseats and where you store your

arka koltuklar ile valizlerinizi sakladığınız yer arasında fiziksel bir ayrım yok,

luggage but there might be a flimsy cover but you could literally probably

ancak dayanıksız bir örtü olabilir, ancak kelimenin tam anlamıyla muhtemelen

reach from the back seats into the boot hmm and of course they've become very

arka koltuklardan bagaja uzanın hmm ve tabii ki çok

popular they started off I think in in in Europe as in small cars they're just

popüler hale geldiler sanırım Avrupa'da küçük arabalarda olduğu gibi onlar

very they're just very practical because you can you can fit more into the boot

sadece çok pratikler çünkü daha fazlasını sığdırabilirsiniz bagajı

into the back you can lower the rear seats they're very flexible in terms of

arkaya doğru alçaltabilirsiniz arka koltukları alçaltabilirsiniz, taşıyabilecekleriniz açısından çok esnekler,

what you can carry around in actually that's one of the things I love about

aslında hatchback'lerin sevdiğim yanlarından biri de bu,

hatchbacks there they're almost magic because you can you can bring the back

neredeyse büyülüler çünkü arka

seats down and then suddenly you have loads of space at the back so hatchbacks

koltukları getirebiliyorsunuz aşağı ve sonra aniden arkada bir sürü yer var, bu yüzden hatchback'ler

small hatchback cars are actually quite deceptive I think I think that they're

küçük hatchback arabalar aslında oldukça aldatıcıdır bence aslında

actually larger on the inside than you realize yes you can you can carry a lot

içlerinde sizin anladığınızdan daha büyükler evet yapabilirsin çok şey taşıyabilirsin

it not they didn't they took a long time to be popular in in America and I don't

onlar değil' Amerika'da popüler olmaları uzun zaman aldı ve

think they're particularly popular now people still prefer and I think in China

şu anda özellikle popüler olduklarını düşünmüyorum, insanlar hala tercih ediyor ve bence Çin'de

they prefer this traditional saloon a hatchback the problem of the hatchback

bu geleneksel sedan bir hatchback'i tercih ediyorlar, hatchback'in sorunu

is it's got particularly a little in a larger car and hatchbacks are now

özellikle biraz var. daha büyük bir arabada ve hatchback'ler artık

popular enlarges sort of cars four-door saloon cars can be a hatchback now and

popüler büyütülmüş araba türleri dört kapılı sedan arabalar artık bir hatchback olabilir ve

they they quite often are in fact the the Ford Mondeo for example I don't

bunlar oldukça sık olarak aslında Ford Mondeo'dur, örneğin

think I think it's only available as a hatchback now because particularly in

bunun yalnızca bir hatchback olarak mevcut olduğunu düşünmüyorum şimdi çünkü özellikle

this country and in Europe because they're just more practical but they've

bu ülkede ve Avrupa'da çünkü sadece daha pratikler ama

got a they're seen as having a lower status hmm as a saloon car a saloon car

daha düşük bir statüye sahip olarak görülüyorlar hmm bir sedan araba olarak bir sedan araba

cars are all about status and the saloon car scene is having more status yes and

arabaların hepsi statüyle ilgilidir ve sedan araba sahnesi daha fazla statüye sahip evet ve

a hatchback but they are very convenient cars quite lightweight and and I think

bir hatchback ama bunlar çok uygun arabalar oldukça hafif ve ve bence

in this country very popular would you like to have a look at another car while

bu ülkede çok popülerken başka bir arabaya bakmak ister misiniz

mr. Duncan I think Steve is not going to be very happy about the next one oh dear

bay. Duncan, Steve'in bir sonraki için pek mutlu olmayacağını düşünüyorum, oh sevgili

SUV now Steve has a strong dislike of SUV vehicles

SUV şimdi Steve'in SUV araçlarına karşı güçlü bir antipatisi var.

sport utility vehicle you don't like them do you Steve well having the word

sport at the front of it is it's completely misleading because they are

tamamen yanıltıcı çünkü

anything but sporty and they are certainly not sporty yet they just

sportif olmaktan başka her şey ve kesinlikle sportif değiller ama

they're just big jacked up versions of saloon cars yeah they've got a hatchback

sadece sedan arabaların büyük krikolu versiyonları, evet arkalarında bir hatchback var

at the back but I don't think you call it yes it's it would be a hatch but

ama buna evet dediğini sanmıyorum bu bir kapak olurdu ama

they're they're just much higher off the ground hmm they're there they're

onlar yerden çok daha yüksekteler hmm oradalar

designed to to make people feel as though they can go anywhere yes so

insanlara sanki her yere gidebilirlermiş gibi hissettirmek için tasarlandılar evet bu yüzden

four-wheel drive is very common in these sorts of cars they're much higher off

bu türlerde dört tekerlekten çekiş çok yaygın Arabaların çoğu yerden çok daha yüksekte,

the ground yes of course they're and they're designed to be intimidating on

evet elbette öyleler ve yolda gözünüzü korkutmak için tasarlandılar,

the road so if you drive drive one of these you're higher up above everybody

bu yüzden bunlardan birini kullanıyorsanız, diğer herkesin üzerindesiniz demektir.

else Range Rover was that was the first has been very successful in in promoting

Range Rover o ilkti bu tarz arabaları tanıtmada çok başarılı oldu

this style of car of course when it comes to environmental efficiency

tabii ki çevresel verimlilik söz konusu olduğunda

they're they're absolutely dreadful because they're they're much heavier

bunlar kesinlikle korkunç çünkü dayandıkları sedan arabalardan çok daha ağırlar ve

than the saloon cars on which they're based the far less fuel-efficient

çok daha az yakıt tüketiyorlar -verimli

because they're there they cut a much larger profile going through through the

çünkü oradalar havadan geçerken çok daha büyük bir profili kesiyorlar

air you know and they they I I just hate people that drive them yeah but I hate

ve onlar ben sadece onları kullanan insanlardan nefret ediyorum evet ama

they're pointless cars utterly pointless on the road okay but there you go I

anlamsız arabalardan nefret ediyorum yolda tamamen anlamsız tamam ama işte gidiyorsun ben

think they should be banned yes of course a lot of people are talking about

yasaklanmaları gerektiğini düşünüyorum evet tabii ki pek çok insan

environmental issues I wonder I wonder what car Sir David Attenborough

çevre sorunlarından bahsediyor Merak ediyorum Sir David Attenborough hangi arabayı

drives you never hear these things you never find out which car or what car

kullanıyor bu tür şeyleri asla duymuyorsunuz hangi arabayı veya hangi arabayı kullandığını

so David Attenborough drives I bet he drives a great big rolls-royce and just

bu yüzden David Attenborough'nun kullandığına bahse girerim o bir araba kullanıyor büyük büyük rolls-royce ve

doesn't tell anyone yet they're always talking about all we've got to have

henüz kimseye söylemiyor, her zaman

electric cars and we've got to save the planet we've got to we've got to get rid

elektrikli arabalara sahip olmamız ve gezegeni kurtarmamız gerektiğinden bahsediyorlar, kurtulmamız gerekiyor, kurtulmamız gerekiyor

of diesel cast the one thing that that they could do overnight

dizel, bir gecede yapabilecekleri tek şeyi yaptı,

which would which would increase the fuel consumption of most cars and

bu da çoğu arabanın yakıt tüketimini artıracak ve

generally will be to ban SUVs hmm because their fuel consumption is about

genellikle SUV'ları yasaklamak olacak hmm çünkü yakıt tüketimleri

20% worse than the average saloon car yes because babb an SUV and suddenly

ortalama binek arabadan yaklaşık %20 daha kötü evet çünkü babb bir SUV ve aniden

fuel consumption generally will go up yeah

yakıt tüketimi genellikle artacak evet

okay Steve you can tell that Steve likes this subject well I had one last week

tamam Steve Steve'in bu konuyu sevdiğini söyleyebilirsin geçen hafta bir tane vardı

you did my car needed some repairs mhm and they gave me they gave me this this

arabamın bazı onarımlara ihtiyacı vardı mhm ve bana verdiler bana bunu verdiler bu

SUV which was I won't say what it was but it was said that was what they got

SUV ki bu ne demeyeceğim öyleydi ama elde ettiklerinin bu olduğu söylendi, elinden geldiğince

has occurred as he can it was an SUV a medium sized SUV it was uncomfortable

bir SUV'du, orta büyüklükte bir SUV'du, rahatsızdı

and I've driven the saloon car on which it's based

ve dayandığı sedan arabayı sürdüm,

it was bounced all over the road I could couldn't get more than about 38 miles to

yolun her yerine sıçradı, yapamadım' Ne kadar yavaş sürersem süreyim, galondan yaklaşık 38 milden fazla çıkamadım,

the gallon out of it no matter how gently I drove that I should have been

out to get at least 50 out of it but I couldn't because it was probably 200

en az 50 galon almak için dışarı çıkmalıydım ama yapamadım çünkü muhtemelen 200

kilograms more it was awkward to get in and out of you had to sort of climb into

kilogram daha fazlaydı, almak garipti içeri ve dışarının içine tırmanmak zorundaydınız,

it there was this big seal that you had to sort of step over to get into the car

arabaya binmek için üzerinden adım atmanız gereken büyük bir mühür vardı, bu yüzden

that's completely why anyone buys them I have no idea literally because cuz i

birileri onları satın alıyor. Kelimenin tam anlamıyla hiçbir fikrim yok çünkü

iost lee ugly thing okay Steve the other thing SUVs are just ugly yeah okay I

lee'yi kaybettim çirkin şey tamam Steve diğer bir şey de SUV'lar çirkindir evet tamam bence

think you've said that already so su SUVs a big heavy cars late so so the

zaten su SUV'lerin büyük ağır arabaların geç kaldığını, yani

heavier the car gets the more energy it has to use to move around it does seem

araba ne kadar ağırlaşırsa etrafında hareket etmek için o kadar fazla enerji harcaması gerektiğini söylediğinizi düşünüyorum

like a strange paradox actually it's the biggest single factor involved in fuel

aslında garip bir paradoks gibi görünüyor yakıt tüketimiyle ilgili en büyük tek faktör

consumption is weight yes but I wonder I wonder what car Sir David Attenborough

ağırlıktır evet ama Sir David Attenborough'nun hangi arabayı

drives or anything about Sir David Attenborough and if people know who he

kullandığını veya Sir David Attenborough hakkında herhangi bir şeyi merak ediyorum ve eğer insanlar onun kim olduğunu biliyorsa,

is well every time I turn my TV on I've got

televizyonumu her açtığımda iyiyim,

Sir David Attenborough barking barking at me like a like a rabid dog telling me

Sir David'im var. Attenborough kuduz bir köpek gibi havlıyor bana

to stop destroying the planet and I'm not I'm not destroying the planet that

gezegeni yok etmeyi bırakmamı söylüyor ve ben gezegeni yok etmiyorum ki

Sir David Attenborough is a botanist a naturist is it naturist or naturalist

Sir David Attenborough bir botanikçi bir natürist mi natürist mi yoksa natüralist mi bence

I think it's naturalist a naturist is a person

natüralist bir natürist bir kişi

walks around naked so he is a naturalist very famous here in the UK often talks

ortalıkta çıplak dolaşıyor, bu yüzden o bir doğa bilimci, burada Birleşik Krallık'ta çok ünlü, sık sık

about environmental issues I think he's about how old is he now he's is he 90 91

çevre sorunlarından bahsediyor sanırım şu an kaç yaşında, 90 91,

not sure that people know who he is mr. Duncan

insanların onun kim olduğunu bildiğinden emin değil bay. Duncan,

I mean it's popular in the UK I think a lot of but he's made some brilliant TV

Birleşik Krallık'ta popüler olduğunu düşünüyorum, çok düşünüyorum ama

shows such as blue planet and that's that's famous around the world the

blue planet gibi harika TV şovları yaptı ve bu dünya çapında ünlü,

naturalist isn't natural that's it he's interested in nature talks about it

doğa bilimci doğal değil, doğayla ilgileniyor, bundan bahsediyor

but at the moment he constantly comes on television telling us all that we're

ama şu anda sürekli televizyona çıkıp hepimize

destroying the world but I'm not you I understood the planet when it comes to

dünyayı mahvettiğimizi söylüyor ama ben sen değilim gezegeni arabalara gelince anladım

cars I'm not destroying it by by a lightweight car I don't keep it for 20

years yes we don't need you to start we've got how many factors won't promote

evet, başlamanıza ihtiyacımız yok, bunu teşvik etmeyecek kaç faktörümüz var tamam evet

that okay yes the roads also many car Steve Steve yes mister I'm trying to be

yollar ayrıca birçok araba Steve Steve evet bayım

nice to you here but we only have for two minutes okay and I've got other

burada size karşı nazik olmaya çalışıyorum ama sadece iki dakikamız var tamam mı ve benim

words to get through as well yeah that's the point I'm making there so yes David

de anlamam gereken başka kelimeler var evet, orada anlatmak istediğim nokta bu, bu yüzden evet David

Attenborough please stop shouting at me when I put the TV on I'm not destroying

Attenborough lütfen televizyonu açtığımda bana bağırmayı bırakın

the planet okay it's not me you're picking on the wrong person well he's

Gezegeni yok etmiyorum tamam mı siz ben değilim yanlış kişiyi seçmek,

not talking directly to you well he must be because he's talking into me into my

doğrudan seninle konuşmuyor, oturma odamda benimle konuştuğu için olmalı,

living room maybe he's not saying mr. Duncan save the planet okay then so

belki de bay demiyor. Duncan gezegeni kurtar tamam o zaman o ne

what's he was he talking to then what he's just talking to everybody isn't he

konuşuyordu o zaman herkesle konuştuğu şey o değil mi evet bu kadar

yes well that's it well I'm everybody so he's talking to me talking directly to

iyi ben herkesim bu yüzden benimle doğrudan

you yes just leave me alone I want to know what what what car does David

seninle konuşarak konuşuyor evet sadece beni rahat bırak istiyorum David Attenborough hangi arabayı kullandığını biliyor bahse girerim harika

Attenborough drive around I bet it's a great big sports car yes I bet it's a

bir spor arabadır evet bahse girerim çok

huge I bet he's got a big garage full of huge sports cars everybody has can I get

büyüktür bahse girerim onun devasa spor arabalarla dolu büyük bir garajı vardır herkesin sahip olduğundan

sued for saying that I'm not sure I think allegedly I think I think we're

emin olmadığımı söylediğim için dava edilebilirim Sanırım iddiaya göre bence

okay now so another car let's have a look at

şimdi iyiyiz bu yüzden başka bir araba hadi

another car you're wrong man almost forgetting what I'm doing there so Steve

başka bir arabaya bakalım yanılıyorsunuz adam neredeyse orada ne yaptığımı unutuyor bu yüzden Steve işte

here's one that you'll like I think mr. Steve will like this one Steve

hoşunuza gidecek bir araba sanırım bay. Steve bunu beğenecek Steve

ah there you go that's an old mg oh I used to have one of those you used to

ah işte bu eski bir mg oh bende eskiden senin

have that that exact same style of car is that the midget it is that's an MG

sahip olduğun arabalardan birine sahiptim, aynı tarz araba şu cüce, bu bir MG

Midget I have one of those unbelievably small car by modern standards strictly a

Midget, inanılmaz derecede küçük olanlardan birine sahibim modern standartlara göre araba kesinlikle

two-seater but it's a soft top so you would call that so the difference

iki koltuklu ama bu bir açılır tavan, bu yüzden buna

between a coupe ain't a soft top is that the soft top obviously has it has a roof

bir coupe arasındaki fark, açılır tavan değildir, açılır tavanın açık bir şekilde, indirebileceğiniz bir tavanı vardır,

that you can take down hmm so it is soft top soft top

hmm yani o yumuşak tavan, yumuşak tavan,

that means the whole roof comes down so yes nice and a nice summer's day I also

bu da tüm tavanın aşağı indiği anlamına geliyor, evet güzel ve güzel bir yaz günü

love my MG Midget it was so exciting to drive at any speed it was so crude it

MG Midget'ımı da seviyorum, herhangi bir hızda sürmek çok heyecan vericiydi, o kadar kabaydı, o

was such a crude car that you you got a lot of excitement driving it even at

kadar kaba bir arabaydı ki, bir arabanız oldu. sıradan hızlarda bile sürmek çok fazla heyecan

ordinary speeds very basic whereas modern cars now you have to drive them

çok basit oysa artık modern arabalarda

pretty fast before you get any thrills out of them where's those old cars

herhangi bir heyecan duymadan önce onları oldukça hızlı sürmeniz gerekiyor nerede muhtemelen 19'uncu olan eski arabalar

that's probably 19th I would imagine that was probably made in the 1970s

bunun muhtemelen 1970'lerde yapıldığını hayal ediyorum

because he's got a rubber bumper on it that's I think this is a 1974 model yes

çünkü onda var üzerinde lastik bir tampon sanırım bu 1974 model evet

but is this the car you had your accident in no no okay then that's good

ama kaza yaptığın araba bu mu hayır hayır o zaman iyi o zaman

then because I wouldn't like to have a car crash in that because I don't think

çünkü onunla araba kazası yapmak istemezdim çünkü sanmıyorum

you would survive it was a triumph tr7 a coupe a okie-dokie we haven't got one of

hayatta kalırdın bir zaferdi tr7 bir coupe bir okie-dokie idi

those to show you another one oh so when we talk about classic cars what what are

sana bir tane daha gösterecek onlardan birine sahip değiliz oh öyleyse klasik arabalardan bahsettiğimizde ne hakkında

we talking about there Steve well we're normally talking about old cars mm-hmm

konuşuyoruz orada Steve peki normalde bahsediyoruz eski arabalar mm-hmm

cars from the classic cars are typically cars I would say probably from it

klasik arabalardan arabalar tipik arabalardır derim muhtemelen bundan

depends on what the cutoff period is a classic car is normally a car from I

kesme süresinin ne olduğuna bağlıdır O zamandan

would say before nineteen sixties nineteen sixties nineteen thirties

forties fifties sixties well there weren't many cars before then whether

önce pek çok araba

well but yeah that's what you normally refer to as a classic kind of older car

iyi ama evet, normalde klasik bir tür eski araba olarak adlandırdığınız şey bu,

that's from yeah I mean you wouldn't describe a car from the nine you could

evet, dokuzdan bir arabayı tanımlamazsınız,

describe a car from the 1980s as a classic car possibly yeah but usually

1980'lerden bir arabayı klasik bir araba olarak tanımlayabilirsiniz. muhtemelen evet ama genellikle

it's got to have a bit of status to it as well so a car that was wasn't

biraz statüye de sahip olması gerekir, bu nedenle o sırada yapıldığında özellikle ilginç olmayan bir araba,

particularly interesting when it was made at the time even if it was 50 years

50 yaşında olsa bile

old you wouldn't describe it as a classic car it's got to be something

onu klasik bir araba olarak tanımlamazsınız.

that hasn't had a bit of status or maybe an iconic sort of symbolism about it so

biraz statüye sahip olmayan bir şey olmalı veya belki de onunla ilgili ikonik bir tür sembolizm olmalı, bu yüzden

there's a typical classic car an mg yes it's a classic sports car

tipik bir klasik araba var ve evet bu bir klasik spor araba

it's a typical you could you use the word typical to replace classic that's

bu tipik bir klasik yerine tipik kelimesini kullanabilirsiniz bu

it doesn't have to mean old but it usually does yes but that that is

eski anlamına gelmez ama genellikle öyledir ama bu

actually a nice car you might notice today by the way all the cars that I'm

aslında güzel bir araba bugün fark edebilirsiniz, bu arada öne çıkardığım tüm arabalar

featuring are red yeah somebody else is noticed and mr. Steve is also wearing

kırmızı evet başka biri fark edildi ve bay. Steve ayrıca

his red sports car top so you look very very sort of how many cylinders are

kırmızı spor arabasının üstünü giyiyor, bu yüzden bugün kaç silindire

you're firing on today Steve De Palma did I have to start off with I'm not

ateş ettiğinize çok çok benziyorsunuz Steve De Palma ile başlamak zorunda mıydım

sure maybe maybe if I had four I'm firing on three cylinders okay and a

Emin değilim belki belki dört tane olsaydı ben üç silindire ateş tamam ve bir

state car mr. Duncan state estate again I always remember growing up and certain

devlet arabası bay. Yine Duncan eyalet arazisi Büyüdüğümü her zaman hatırlıyorum ve

cars on the road always stood out more than others

yoldaki bazı arabalar her zaman diğerlerinden daha fazla göze çarpıyordu

and the one that I always remember seeing during my childhood was the Volvo

ve çocukluğumda gördüğümü her zaman hatırladığım Volvo

estate and that one there is an a Volvo a classic Volvo and look at the size of

emlaktı ve bir Volvo klasik bir Volvo ve şuna bak boyutu çok

it it's huge I think they invented the estate car

büyük sanırım station car Volvo'yu icat ettiler

Volvo yes it's basically again a saloon car but they stick that great big back

evet temelde yine bir sedan araba ama sırf pratik nedenlerden dolayı o büyük sırtı ona yapıştırıyorlar, bu

on it just for practical reasons that's amazing and of course calling it an

harika ve tabii ki ona bir

estate they've there again an estate car particularly in the UK has got a status

emlak diyorlar, yine oradalar bir emlak özellikle Birleşik Krallık'ta araba, onunla ilişkili bir statüye sahiptir,

associated with it if you've got an estate car then it means that you're

eğer bir emlak arabanız varsa, o zaman bu,

you've probably got a large estate that's what it's actually

muhtemelen büyük bir mülkünüz olduğu anlamına gelir, aslında

they call it in a state car because you've got a large you've got acres of

devlet arabasında buna böyle diyorlar çünkü siz büyük bir araziniz var,

ground a great big house and you're carrying all your antiques around in the

büyük bir eviniz var ve tüm antikalarınızı arabanın arkasında taşıyorsunuz

back of the car yes it's giving you a status if you

evet, bu size bir statü veriyor, eğer

drive around you may not ever have to carry anything that people used to buy

etrafta dolaşıyorsanız, insanların kullandığı hiçbir şeyi taşımak zorunda kalmayabilirsiniz.

these types of cars because it gave them status so saying look I'm carrying

bu tür arabaları statü kazandırdığı için satın almak yani bak

expensive things around you probably antiques from one of my houses to

etrafımda pahalı şeyler taşıyorum muhtemelen antikalar bir evimden

another okay so it gave you the impression it would cost you more money

diğerine tamam bu size daha fazla paraya mal olacak izlenimi verdi

the companies made more money out of it and it was just fueling or sometimes

şirketler daha fazla para kazandı ve sadece yakıt alıyordu ya da bazen

people bought them for practical reasons usually they didn't that's it so the

insanlar onları pratik nedenlerle satın alıyorlardı, genellikle almıyorlardı, bu yüzden

estate actually just refers to the fact you've got a lot of space to to store

emlak aslında sadece bir şeyleri depolamak için çok yeriniz

things and a lot of space to use another one so this is actually the American

ve kullanmak için çok yeriniz olduğu gerçeğini ifade ediyor. bir diğeri, bu aslında

version of the estate a nation wagon they called it station wagon so a

arazinin Amerikan versiyonu, bir ulus vagonu, buna istasyon vagonu diyorlardı, bu yüzden bir

station wagon tends to be a very long car once more just like the estate it

istasyon vagonu, bir kez daha çok uzun bir araba olma eğilimindedir, tıpkı arazi gibi,

has a lot of room in the back lots of storage room and and that particular car

arkada çok fazla depolama odası vardır. ve o özel araba

look at that that's a very classic American car i I think if I wonder if

şuna bakın, bu çok klasik bir Amerikan arabası, sanırım

Jeff is here today as a teen Jeff today he was on earlier but he seems to have

Jeff bugün gençken burada mı diye merak ediyorum bu

disappeared so that is a classic a classic American station wagon so we

yüzden

call that a station wagon in American English and we refer to that type of car

buna Amerikan İngilizcesinde bir station wagon diyoruz ve bu tür arabaları

as an estate so I think that's quite helpful we are running out of time in

bir emlak olarak adlandırıyoruz, bu yüzden bence bu oldukça yardımcı oluyor zamanımız azalıyor

fact we've run out of time but we will carry on a little bit longer pick up a

aslında zamanımız tükendi ama biraz devam edeceğiz artık

very useful vehicle you can put things on the back of this it is like a little

çok kullanışlı bir araç alın bunun arkasına bir şeyler koyabilirsiniz bu küçük bir

vehicle that you can use to carry heavy objects around would you say that's

araca benzer ağır nesneleri taşımak için kullanabilirsiniz bu

right a pickup truck you can just easily pick things up and throw them in the

doğru bir kamyonet diyebilir misiniz bir şeyleri kolayca alıp içine atabilirsiniz

back it's it's almost self-explanatory its self-explanatory you don't you're

arka kısım neredeyse kendi kendini açıklıyor, kendi kendini açıklıyor, güvenlik

not going to worry too much about security but maybe

konusunda çok fazla endişelenmeyeceksiniz ama belki de

you just throw your dog in the back or some logs or bits of equipment if you're

köpeğinizi veya bazı kütükleri veya ekipman parçalarını arkaya atabilirsiniz.

on a farm or you're going out somewhere to do something practical and you need

çiftlikte veya pratik bir şeyler yapmak için bir yere gidiyorsunuz ve yanınızda

to carry equipment around or heavy loads logs or something like that then you can

ekipman veya ağır yük kütükleri veya buna benzer bir şey taşımanız gerekiyor, o zaman

it's easily easy to put things in it it's not it's not going to mess your car

içine bir şeyler koymak kolayca kolay, arabanızı

up too much apparently apparently Steve that the ladies are getting upset

çok fazla mahvetmeyecek görünüşe göre Steve bayanlar

because they're saying that this subject is very boring oh well we better we

bu konunun çok sıkıcı olduğunu söyledikleri için üzülüyorlar oh pekala biz en iyisi tekrar

better switch back to no no words mister don't you know wait there Steve because

boş söze dönelim bayım bilmiyor musunuz orada bekleyin Steve çünkü

we're being politically correct you see because of course women and men enjoy

politik olarak doğru davranıyoruz anlıyor musunuz çünkü elbette kadınlar ve erkekler

cars equally there is no difference everything is equal in 2019 so so this

arabalardan eşit olarak zevk alıyor hiçbir fark yok 2019'da her şey eşit bu yüzden bu

conversation should be interesting to everyone be politically correct yes it

konuşma herkes için ilginç olmalı politik olarak doğru olmalı evet öyleyse

so there we go so so this is for for male drivers and female drivers as well

işte başlıyoruz yani bu erkek sürücüler ve kadın sürücüler için de geçerli

Jeff is still there oh hello Jeff Lewis that's interesting

Jeff hala orada mı oh merhaba jeff lewis bu ilginç bu

that's the Lewis is talking about a way of measuring fuel consumption they're

lewis yakıt tüketimini ölçmenin bir yolundan bahsediyor onlar

not the continent when we say the content we mean most of Europe they use

kıta değil içerik dediğimizde avrupanın

the measure how many liters of fuel do you use in a hundred kilometers but we

çoğu kaç litre yakıt kullanıyorsun diye ölçü kullanıyorlar yüz kilometre ama biz

say miles per gallon here in the UK and they do in the States as well how many

burada Birleşik Krallık'ta galon başına mil diyoruz ve onlar Amerika'da da yapıyorlar,

miles you get from a gallon of fuel whereas it's the other way round on the

bir galon yakıtla kaç mil gidiyorsunuz, oysa kıtada tam tersi

continent they're saying how many liters do you need to go a certain distance

kaç litreye ihtiyacınız olduğunu söylüyorlar belli bir mesafeye gitmek için

it's a different way of measuring it different way of measuring but yes

farklı bir ölçüm yolu farklı bir ölçüm yöntemi ama evet

Lewis is presumably saying that that uses a lot of fuel yes please

Lewis muhtemelen bunun çok fazla yakıt tükettiğini söylüyor evet

fleet let's not confuse things because I don't know the difference between liters

filo lütfen olayları karıştırmayalım çünkü litre ve galon arasındaki farkı bilmiyorum

and gallons I get come don't don't start talking about measurement Oh trying to

gel ölçüm hakkında konuşmaya başlama Oh

work it out would you like a drink of water there Steve now I'm okay it's okay

çözmeye çalışıyorum orada bir bardak su ister misin Steve şimdi ben iyiyim sorun değil

just yeah but we say we we you say miles-per-gallon here and in

sadece evet ama biz biz diyoruz siz burada galon başına mil diyorsunuz

America and on the continent ooh probably most of the rest of the world

Amerika ve kıtada ooh muhtemelen dünyanın geri kalanının çoğu

its its ham how much its kilometres I forgot what it was now bring bring it

jambonu ne kadar kilometresi ne olduğunu unuttum şimdi getir

back yeah what yeah I said let's not talk about this too much this is this is

geri getir evet ne evet bunun hakkında çok fazla konuşmayalım bu

even more boring I'm boring right the women have all gone yes everyone's gone

daha da sıkıcı dedim Sıkıcıyım doğru, kadınların hepsi gitti evet herkes gitti

I think I like it when Steve starts working things oh dear me I think it's

Sanırım Steve'in bir şeyler yapmaya başlaması hoşuma gidiyor ah canım bence

time to go you know because that's it we're out of time Steve can you believe

gitme zamanı geldi çünkü zamanımız bu kadar Steve artık inanabiliyor musun

it any more words to show well you could start your own live stream if you want

iyi göstermek için kelimeler, isterseniz kendi canlı yayınınızı başlatabilirsiniz,

we're going mr. Duncan but can I take you at your word well you can definitely

gidiyoruz bay. Duncan ama senin sözüne güvenebilir miyim pekala

take me at my word take at your word in other words is this really going to

benim sözüme kesinlikle inanabilirsin başka bir deyişle bu gerçekten

happen or not yes well if you take someone at their word it means you trust

olacak mı olmayacak mı evet peki birinin sözüne inanırsan bu

what they say exactly you trust what they say so you're saying we're going in

onların söylediklerine tam olarak güvendiğin anlamına gelir onların dediklerine güveniyorsun yani

a minute so I'll take you at your word but is it true Bella says Oh Bella says

bir dakika sonra gideceğimizi söylüyorsun yani sözüne inanacağım ama bu doğru mu Bella Ah diyor Bella diyor bak

is Bella look Bella has just written and says I've discovered that David

Bella az önce yazdı ve David'i keşfettiğimi söylüyor

Attenborough possesses one car and it's a black rolls-royce oh so I was right

Attenborough'nun bir arabası var ve o siyah bir rolls-royce oh, bu yüzden oyuncu

that casting I was only guessing there it's an old one but he is a

seçimi konusunda haklıydım, sadece orada eski bir araba olduğunu tahmin ediyordum ama

multimillionaire and there's nothing I enjoy better than being lectured to by

o bir multimilyoner ve

multimillionaires telling me how to live my life I love doing that I love I love

multimilyonerler tarafından bana hayatımı nasıl yaşayacağımı anlatan ders vermekten daha çok zevk aldığım bir şey yok. hayat bunu yapmayı seviyorum seviyorum

it when multimillionaires tell me what I should do with my modest little life

multimilyonerlerin bana mütevazi küçük hayatımla ne yapmam gerektiğini söylemelerine bayılıyorum peki ya

what about the question about nose-picking Oh have you ever been

burun karıştırmayla ilgili soru Ah hiç

caught picking your nose Steve probably in the car at traffic lights that's

burnunu karıştırırken yakalandın mı Steve muhtemelen arabada trafik ışıklarında

where people typically get caught picking their nose yes I don't think

orası insanlar tipik olarak burnunu karıştırırken yakalanır evet bence

anyone's watching that the traffic lights they're bored they pick their

kimse trafik ışıklarını izlemiyor sıkılıyor burnunu karıştırıyor bakıyorlar

nose they look across and someone's someone's seen them how can you how can

ve biri onları görmüş nasıl olur

you even not think that other people might be looking at you in a traffic jam

da diğer insanların baktığını nasıl düşünebilirsin trafik sıkışıklığında size doğru

you're surrounded by people in cars but yes I've seen people do that also

arabaların içindeki insanlarla çevrilisiniz ama evet bunu yapan insanlar gördüm,

children quite often you'll see a kid and they'll have their finger right up

çocuklar da sık sık bir çocuk görürsünüz ve parmaklarını burunlarının üstünde tutarlar,

their nose almost it almost looks like they're trying to touch their brain

neredeyse öyle görünürler Beynine dokunmaya çalışıyorlar

children yes that they're not self-conscious are they so they just do

çocuklar evet utangaç değiller yani canları

what they want to do can I have a word in your ear mr. Duncan Oh would my ears

ne istiyorsa onu yapıyorlar kulağınıza bir söz alabilir miyim bayım? Duncan Ah,

in your ear can I have a word in your ear okay you say that to somebody it

kulaklarım kulağında, kulağına bir söz alabilir miyim, tamam, bunu birine söylemen,

means you want to tell them something that you don't want anyone else to hear

onlara başka kimsenin duymasını istemediğin bir şey söylemek istediğin anlamına gelir,

can I have a word in your ear hmm can I have a word in your ear

kulağına bir söz alabilir miyim, hmm can kulağına bir sözüm var

have you heard about citizen-soldier mm-hmm yes mm-hmm

vatandaş-asker hakkında bir şey duydun mu mm-hmm evet mm-hmm

something going on there not such-and-such

orada bir şeyler oluyor falan filan değil ah hayır

oh no I always had my doubts about such-and-such yes you want to it you

benim hep falan şüphelerim vardı evet bunu istiyorsun sen

want to impart a secret to somebody you want to tell them something and have a

birine bir sır vermek istiyorsun ona bir şey söylemek istiyorsun ve

word in your ear I'll come over here yes now I've heard that bill is is seriously

kulağına bir şey söylemek istiyorsun buraya geleceğim evet şimdi faturanın ciddi şekilde

ill is that right can I have a word in your ear and you might say something

hasta olduğunu duydum bu doğru mu kulağına bir şey söyleyebilir miyim ve bir şey söyleyebilirsin

back no he's fine I'll go ahead good Steve yes can I have a word in your ear

hayır o iyi ben devam edeceğim iyi Steve evet şimdi kulağına bir söz alabilir miyim

now but right now I'm a bit busy well here's the word the word is goodbye are

ama şu anda biraz meşgulüm peki işte kelime hoşçakal

you going to have the last word mr. Duncan as usual I will have the last

son sözü sen mi söyleyeceksin Bay. Duncan, her zamanki gibi, son sözü ben söyleyeceğim,

word it means literally you normally say that

bu, kelimenin tam anlamıyla, normalde birisine öfkeyle söylediğin anlamına gelir, bu

in anger don't you to somebody it's a fruits example somebody's been if

bir meyve örneğidir, eğer

one of your children has been been trying to get some get you to buy them

çocuklarınızdan biri sana istediğin bir şeyi aldırmaya çalışıyorsa.

something you're asking for that new Xbox or something like that - you see

o yeni Xbox'ı veya onun gibi bir şeyi istiyorsun -

your mother and father and in the end she says the answer's no and that's the

anneni ve babanı görüyorsun ve sonunda cevabın hayır olduğunu söylüyor ve bu

last word okay it means that's it supposedly

son söz tamam, bu demek oluyor ki sözde bu

that's the end of it no you're not going to carry on the conversation it can also

işin sonu bu hayır taşımayacaksın konuşmada aynı zamanda bir şeyin

be used to describe the quality of something so you might say that

kalitesini tarif etmek için de kullanılabilir, bu nedenle

something is the last word in comfort or the last word in elegance yes so you

bir şeyin konfordaki son söz veya zarafetteki son söz olduğunu söyleyebilirsiniz evet, bu nedenle

might describe a car that is very very good it has high performance and very

çok çok iyi, yüksek performanslı ve çok iyi bir arabayı tarif edebilirsiniz.

comfortable to drive and you might say this car is the last word in car

sürüşü rahat ve bu arabanın araba performansındaki son söz olduğunu söyleyebilirsiniz,

performance it means it is the best thing can beat it if you see something

bu, onu yenebilecek en iyi şey olduğu anlamına gelir,

surprising or something that astonishes you and you might think that you want to

şaşırtıcı veya sizi şaşırtan bir şey görürseniz ve sallanmak istediğinizi düşünebilir

sway and say make an exploit it but if you want to be polite you'll say upon my

ve istismar edin diyebilirsiniz. ama kibar olmak istersen benim

word my word look at that stage no word I've never seen anything like it Steve

sözüme benim sözüm diyeceksin o aşamaya bak hiçbir kelime böyle bir şey görmedim Steve

no one says that I know but if you want it they might do in certain countries

kimse bildiğimi söylemiyor ama istersen bazı ülkelerde yapabilirler

yes Dickensian times but of course now people would swear they'd say okay he'll

evet Dickensian zamanları ama elbette şimdi insanlar yemin edeceklerdi tamam diyeceklerdi o

look at that so sorry what people would swear did you just see hell my God look

kadar özür dilerim ki insanlar neye yemin ederdi az önce cehennemi gördün mü Tanrım şuna bak az önce

at that did you just swear them no did you just

onlara yemin ettin mi hayır sadece sen mi

say the only polite you would say my word

dedin kibarca sen sözümü söylerdim

sorry I'm going to have to play that back later just I didn't actually say it

üzgünüm onu daha sonra tekrar çalmam gerekecek sadece aslında söylemedim o

it's so long it's it sounded like you said it mm-hmm okay my word for it I did

kadar uzun ki sanki sen söylemişsin gibi geldi mm-hmm tamam benim sözüm bunun için

not swear mr. Duncan take my word for it trust me I didn't really swear okay it's

yemin etmedim bay. Duncan benim sözüme güven bana gerçekten küfür etmedim tamam

all in all in I'm being honest here you have to take my word I am being honest

hepsi bir arada burada dürüst oluyorum sözümü kabul etmelisin dürüstüm

please trust me my word is my bond my word is my honor hmm in other words

lütfen güven bana sözüm benim bağımdır sözüm onurumdur hmm başka bir deyişle,

trust me trust what I'm saying okay don't you believe me my word is my

bana güvenin, söylediklerime güvenin, tamam, inanmayın, sözüm onurumdur, tamam

honor okay I'm telling the truth is this the last one not quite words are

doğruyu söylüyorum, bu son değil, kelimeler

not enough words are not enough to describe how I've enjoyed this live

yetmez, kelimeler yetmez nasıl olduğumu anlatmaya' bugün bu canlı yayından keyif aldım,

stream today in other words when you use the phrase words are not enough it means

başka bir deyişle, kelimeler yeterli değil ifadesini kullandığınızda, bir şeyi tarif

that you just can't find the words to describe something words are not enough

edecek kelimeleri bulamadığınız anlamına gelir, kelimeler

to describe how much I love you words words are not enough

sizi ne kadar sevdiğimi anlatmaya kelimeler yetmez kelimeler kelimeler yetmez

yes or you could say there are no words arrive how much I love you yes there are

evet veya seni ne kadar çok sevdiğimi söyleyecek hiçbir kelime yok diyebilirsin evet bugün bu canlı yayından

no words to describe how much I've enjoyed this livestream today yes you've

ne kadar keyif aldığımı tarif edecek hiçbir kelime yok evet bunu

done that already I know words don't come easy to me that was a famous song

zaten yaptın biliyorum kelimeler bana kolay gelmiyor o ünlüydü

from the 1980s by fr David Oh mark my words

fr David'in 1980'lerden bir şarkısı Oh sözlerimi işaretle

I'll get my revenge on you if you say too so if you use that phrase mark my

Eğer sen de senden intikamımı alacağım öyleyse bu cümleyi kullanırsan

words it means oh oh you want somebody to remember what you've just said and

sözlerimi işaretle bu oh oh birinin ne söylediğini hatırlamasını istiyorsun ve

you'd be very serious yes Mike my words no good will come of of you marrying

sen' çok ciddi ol, evet Mike, sözlerim bana

that man you told to me isn't that what your mum said to you it means that

söylediğin o adamla evlenmenin bir yararı olmayacak, annenin sana söylediği bu değil mi?

you're you're making it a strong statement saying that you really believe

something is or isn't going to happen mark my words do not marry that man he's

bir şeyin olacağına ya da olmayacağına inan sözlerimi işaretle o adamla evlenme o

bad yes that's what your mum said I

kötü evet annen öyle dedi

think that's it I'm all done mr. Duncan I will leave you to have the last word

sanırım bu kadar benim işim bitti bayım Duncan son sözü sana bırakıyorum

oh that's very kind of you so we'll see you next week Steve and

oh çok naziksin bu yüzden haftaya görüşürüz Steve ve ben

hang on the live chat before I go well if you want to have a look at the live

gitmeden önce canlı sohbete devam et canlı sohbete bir göz atmak istersen

chat you can start your own stream words are not enough says Pedro Pedro's back

başlayabilirsin kendi akışındaki sözler yeterli değil diyor Pedro Pedro,

to say how this lesson was useful how wonderful I've just liven up now and

bu dersin ne kadar yararlı olduğunu söylemek için geri döndü, ne kadar harika şimdi canlandım ve

we've got to go so it's tea cakes today because all the hot cross buns I'm up

gitmemiz gerekiyor, bu yüzden bugün çay kekleri var çünkü tüm sıcak çapraz çörekler ateş ediyorum

down firing on all cylinders now mr. Duncan I was on three I'm now on eight

şimdi tüm silindirlerde mr. Duncan üç yaşındaydım, şimdi sekiz yaşındayım

Steve's my favorite number of sterling dis yeah I know why Steve's getting

Steve'in en sevdiğim sterlin sayısı dis evet Steve'in komşuyu köpeğiyle göreceği için neden heyecanlandığını biliyorum

excited he's going to see the neighbor with her dog and he's going to catch up

ve

with all the gossip in the local area and the dog always seems to come up to

yerel bölgedeki tüm dedikoduları yakalayacak ve köpek her zaman sana geliyor

you and it seems to like you a lot Oh zoo cats just come onto the stream oh

ve senden çok hoşlanıyor gibi görünüyor Ah hayvanat bahçesi kedileri yayına geldi oh

okay hello tsukete I woke up late Oh my

tamam merhaba tsukete geç uyandım Oh

husband was watching the live stream and I listened to it while I made lunch

kocam canlı yayını izliyordu ve öğle yemeği hazırlarken onu dinledim

that's good sadly we are about to go it's just

iyi ne yazık ki gitmek üzereyiz Pazar öğleden

coming up to quarter past four on a Sunday afternoon and it's almost time to

sonra dördü çeyrek geçiyor ve neredeyse gitme zamanı

go Steve Thank You Bella for that lovely comment yes time to go time to go home

Steve Bu güzel yorum için teşekkürler Bella evet gitme zamanı eve gitme zamanı gitme

time to go make some tea cakes yes go on then Steve we'll see you next week bye

zamanı çaylı kek yapma evet git o zaman Steve haftaya görüşürüz, hoşçakalın

everyone see you next week bye Steve bye and he's gone mr. steve has left

herkes haftaya görüşürüz, hoşçakal Steve ve o gitti bay. steve

well he's left the studio and hopefully he's now on his way to the kitchen where

iyi ayrıldı stüdyodan ayrıldı ve umarım şimdi mutfağa gidiyor,

he's going to make some tea cakes and a lovely cup of tea because we have been

biraz kek ve güzel bir fincan çay yapacak çünkü

very busy 2 hours and 15 minutes we've been on today thanks for your

çok meşguldük 2 saat 15 dakikadır bugün çalışıyoruz teşekkürler şirketiniz için bugün

company we didn't get to everything today there are so many things I wanted

her şeye değinmedik bugün konuşmak istediğim çok şey var

to talk about today but we didn't get to all of them before I go can I just

ama gitmeden önce hepsine değinmedik

remind you once again we want to make it a million in May tell your friends about

size bir kez daha hatırlatmak isterim ki yılda bir milyon yapmak istiyoruz Arkadaşlarınıza

my youtube channel pass on the link to as many people as you can because we

youtube kanalımdan bahsedebilir, linki olabildiğince çok kişiye ulaştırabilirsiniz çünkü mayıs

want to get 1 million subscribers in the month of May don't forget to tell your

ayında 1 milyon aboneye ulaşmak istiyoruz

friends subscribe to mr. Duncan's YouTube channel just tell them to search

arkadaşlarınıza abone olmayı unutmayın bay bey. Duncan'ın YouTube kanalı, onlara sadece

for mr. Duncan on YouTube and make it a million in May I really hope so well

Mr. Duncan'ı YouTube'da açın ve Mayıs'ta bir milyon yapın Gerçekten çok iyi umarım

that's it it's almost time to go unfortunately we have to say goodbye oh

gitmenin neredeyse zamanı geldi maalesef veda etmeliyiz oh

that's not very nice is it I was hoping to stay here for another hour but sadly

bu pek hoş değil mi Burada bir saat daha kalmayı umuyordum ama ne yazık ki

we can't because YouTube wants its and wit back it will come around and knock

kalamayız çünkü YouTube onunkini istiyor ve geri zekâlı olarak gelip

on my door and kick me in the kneecaps which isn't very nice when you think

kapımı çalacak ve diz kapaklarıma tekme atacak ki bu, düşündüğünüzde pek hoş değil, bu yüzden

about it so it's almost time to say goodbye thank you for your company today

neredeyse veda etme zamanı geldi, bugün şirketiniz için teşekkür ederim,

I like this music

bu müziği seviyorum

yeah so we'll see you next week thanks a lot for your company and of course you

evet, haftaya görüşürüz, şirketiniz için çok teşekkürler ve elbette

know what's coming next yes you do until next Sunday 2:00 p.m.

bundan sonra ne olacağını biliyorsunuz, evet, gelecek Pazar 14:00'e kadar bilirsiniz.

UK time it's mr. Duncan that's me by the way saying thanks for watching and of course

İngiltere zamanı, Mr. Duncan bu arada izlediğiniz için teşekkürler diyen benim ve tabii ki

ta ta for now 8-)

şimdilik taa 8-)