English Addict 61 / Sunday 12th April 2020 / learn and smile with Mr Duncan in England - LIVE

so here we are again oh my goodness are we really back here is it really Sunday

işte yine buradayız aman aman tanrım gerçekten buraya geri döndük mü gerçekten

again already I can't believe I really can't believe how quickly these weeks

yine pazar mı şimdiden gerçekten inanamıyorum bu haftalar,

and days and hours sometimes appear to be going by however maybe today you are

günler ve saatler bazen ne kadar çabuk geçiyor gibi görünüyor ama belki bugün

thinking mr. Duncan come on hurry up get a move on we are waiting for you so here

düşünüyorsun Bay. Duncan hadi acele et harekete geç seni bekliyoruz işte

we go it is Sunday and yes it is English addict live from the birthplace

başlıyoruz bugün Pazar ve evet İngilizcenin doğum yeri olan İngiltere'den canlı yayında bir İngiliz bağımlısı bu

of English that is of course England

so here we go again hi everybody this is mr. Duncan in

yüzden işte tekrar başlıyoruz herkese merhaba bu ben bay. Duncan

England how are you today I hope you are feeling good and happy and I hope you

İngiltere'de bugün nasılsın umarım iyi ve mutlu hissediyorsundur umarım

can see and I hope you can hear me as well it is nice to be back with you by

görebilirsin ve umarım beni de duyabilirsin bu arada seninle tekrar birlikte olmak güzel bu

the way it's lovely to be back with you here on

arada burada seninle tekrar birlikte olmak çok güzel

YouTube and yes we are all together live once more as you can see I am once again

YouTube ve evet yine birlikte canlı yayında gördüğünüz gibi yine

out in the garden I am outside I thought today we would do it again from outside

bahçedeyim dışarıdayım bugün yine dışarıdan yapalım dedim

so I hope you don't mind that I am now just setting up the livestream so you

umarım şimdi kurulum yapıyorum kusura bakmayın canlı yayında

can see me on the screen which I hope you can right now here we go then oh my

beni ekranda görebilsin ki umarım şu anda görebilirsin işte başlıyoruz o zaman aman tanrım

goodness I have a busy one today because I've got mr. Steve here he will be here

bugün meşgulüm çünkü bay Steve burada,

in a few moments so we will have Steve here on the live chat as well so don't

birkaç dakika içinde burada olacak, bu yüzden canlı sohbette Steve de burada olacak, merak etmeyin

worry everyone is here today including me and

bugün ben dahil herkes burada ve

hopefully including you as well we have some more very interesting words to look

umarım siz de dahil olmak üzere bugün bakılacak daha çok ilginç sözlerimiz var.

at today we have some very unusual words I know a lot of you enjoy looking at

bazı çok sıra dışı kelimelerimiz var biliyorum birçoğunuz İngilizcede var olan

some of the very strange and unusual words that exist in the English language

çok garip ve sıra dışı kelimelere bakmaktan hoşlanıyorsunuz bu

so I thought I would do that today also don't forget it's Easter hmm

yüzden bunu bugün de yapayım dedim unutma bugün Paskalya hmm

it's Easter so we have arrived at another Easter I hope whatever you doing

Paskalya bu yüzden bizde var başka bir paskalyaya geldik umarım her ne yapıyorsanız

whatever you are doing today for your Easter day if you celebrate Easter I

bugün paskalya gününüz için ne yapıyorsanız paskalyayı kutlarsınız

hope you are having a good day so it is Easter and that must mean that

umarım gününüz iyi geçiyordur yani paskalyadır ve bu demek oluyor ki bugün

it's Sunday

pazar

mm-hmm yes it's Sunday once again we have made it all away to another Sunday

mm-hmm evet bugün yine pazar biz her şeyi başka bir Pazar gününe sakladım

I hope you are feeling good I know that we are living through some very strange

umarım iyi hissediyorsundur biliyorum çok tuhaf

times at the moment things are a little bit weird hopefully I can cheer you up

zamanlar yaşıyoruz şu sıralar işler biraz garip umarım şu anda evdeysen seni neşelendirebilirim

if you are at home at the moment during these strange times I hope I can cheer

bu aralar garip zamanlar umarım

you up somehow I hope I can make everything a little bit better on your

sizi bir şekilde neşelendirebilirim umarım her şeyi biraz daha iyi hale getirebilirim

Sunday morning or maybe Sunday afternoon or maybe it is Sunday night or even

pazar sabahınız veya belki pazar öğleden sonra veya belki pazar gecesi veya hatta

perhaps Monday morning where you are so I hope you are feeling good for those

belki de pazartesi sabahı olduğunuz yerde bu yüzden umarım kendinizi iyi hissediyorsunuzdur

who don't new know who I am who are you we don't know who you are

yeni bilmeyenler kim olduğumu biliyor sen kimsin kim olduğunu bilmiyoruz kim olduğumu

for those who don't know who I am my name is Duncan and I teach English on

bilmeyenler için benim adım Duncan ve YouTube'da İngilizce öğretiyorum

YouTube I have been doing it for ever such a long time do you know how long

bunu hep yapıyorum böyle bir bunu ne kadar zamandır

I've been doing this for I'm sure you know by now because I keep telling you

yaptığımı biliyor musun eminim şimdiye kadar biliyorsundur çünkü sana

every single day I've been doing this for nearly 14 years Oh mr. Duncan how do

her gün söylüyorum bunu yaklaşık 14 yıldır yapıyorum Oh bay. Duncan nasıl

you keep going I don't know I have no idea I don't know how I keep going but

devam ediyorsun bilmiyorum hiçbir fikrim yok nasıl devam edeceğimi bilmiyorum ama

here we are all together still after 14 years of doing this hello to the world

işte 14 yıl sonra hala beraberiz dünyaya merhaba

hello to the live chat oh I wonder who was first on today's live chat I wonder

canlı sohbete merhaba oh merak ediyorum kim bugünün canlı sohbetinde birinciydi Acaba

let's have a look shall we oh I see the tests I can see that BTS

bir bakalım mı bakalım ah testleri görüyorum BTS'in

once more has a very fast finger your finger is like Superman's finger it is

bir kez daha çok hızlı bir parmağı olduğunu görebiliyorum parmağınız Süpermen'in parmağı gibi o Farede

very fast on that Mouse so congratulations to Vitesse you are first

çok hızlı bu yüzden Vitesse'yi tebrik ediyoruz

on today's live chat

Bugünkü canlı sohbette ilk

as you can see I have the clap once more what I have my applause that's what I

gördüğünüz gibi yine alkış bende var alkış bende

meant to say actually so we have the applause once more if it

aslında bunu demek istemiştim bu yüzden canlı yayınımı ilk kez izliyorsanız bir kez daha alkış aldık

is your first time watching my livestream can you please say mr. Duncan

lütfen bey diyebilir misiniz? Duncan

it is my first time here and I might give you if I'm feeling generous I might

buraya ilk kez geliyorum ve kendimi cömert hissediyorsam sana verebilirim,

give you a round of applause as well so here we are all together again also

seni de alkışlayabilirim, bu yüzden burada tekrar birlikteyiz ayrıca

hello to Sally hello to Sally watching me down the alley

Sally'ye merhaba da sokakta beni izleyen Sally'ye

hello also to Ana pica Olga is here nice to see you back again

de merhaba Ana pika Olga seni tekrar görmek güzel

Olga welcome to another Sunday it is English addict yes we are doing another

Olga başka bir Pazar gününe hoşgeldin İngilizce bağımlısı evet

English addict on Sunday this is episode 61 I can't believe it

Pazar günü bir İngiliz bağımlısı daha yapıyoruz bu 61. bölüm

have we really made it all the way to 61 episodes of English addict Wow hello

Gerçekten 61 bölüme kadar geldiğimize inanamıyorum of English bağımlısı Wow merhaba

also blue thunder is here hello blue thunder nice to see you back again how

ayrıca mavi gök gürültüsü burada merhaba mavi gök gürültüsü sizi tekrar görmek güzel

are you celebrating this Easter Sunday are you doing something special are you

bu Paskalya Pazarını nasıl kutluyorsunuz özel bir şeyler mi yapıyorsunuz

eating an easter egg Oh talking of which mr. Steve mr. Steve has bought me a

paskalya yumurtası mı yiyorsunuz Ah hangisinden bahsediyoruz Bay . steve bey Steve bana

rather nice easter egg Oh mr. Duncan you look Eman so I will be showing you my

oldukça güzel bir paskalya yumurtası aldı Oh bayım. Duncan, Eman'a bak, bu yüzden sana

easter egg a little bit later on we have mr. Steve here as well of course I

paskalya yumurtamı biraz sonra göstereceğim, Mr. Steve burada da tabii ki

should mention that we will be safe spacing so we will be keeping ourselves

güvenli mesafe olacağından bahsetmeliyim, bu yüzden kendimizi birbirimizden uzak tutacağız ve size karşı

far apart from each other and to be honest with you I quite like it to be

dürüst olmak gerekirse,

honest I quite liking I quite like having a safe distance some safe social

dürüst olmak gerekirse, oldukça hoşuma gidiyor, güvenli bir mesafeye sahip olmayı oldukça seviyorum.

distancing between myself and mr. Steve I I'm getting used to it to be honest

kendim ve bayım arasında güvenli sosyal mesafe. Steve I Dürüst olmak gerekirse buna alışmaya başladım evet

yes I quite like it hello Noemi hello Maria hello Florence I

oldukça hoşuma gitti merhaba Noemi merhaba Maria merhaba Florence

hope you are having a good day wherever you are in the world

umarım dünyanın neresinde olursanız olun iyi bir gün geçiriyorsunuzdur

Irene is here hello mr. Duncan and everyone everyone is here I hope so

Irene burada merhaba bay. Duncan ve herkes burada umarım bu yüzden alt kısımda

don't forget you can have live captions as well underneath so if you press C on

canlı altyazılara sahip olabileceğinizi unutmayın, bu nedenle klavyenizde C'ye basarsanız

your keyboard or of course you can go to the Settings above you can also look at

veya tabii ki yukarıdaki Ayarlar'a gidebilir ve

the settings as well above on your mobile phone and you can activate you

yukarıdaki ayarlara da bakabilirsiniz. cep telefonunuzu aktif hale getirebilirsiniz

can have live captions it's incredible I love taking technology so much I

canlı alt yazılara sahip olabilirsiniz bu inanılmaz Teknolojiyi kullanmayı o kadar çok seviyorum ki

really do hello also - Eleanor Maria Konstantin hello Konstantin nice to see

gerçekten merhaba da - Eleanor Maria Konstantin merhaba Konstantin

you back here again haven't seen you for a while mr. Bruno is here Wow

sizi tekrar burada görmek güzel sizi bir süredir görmemiştim bay. Bruno burada Vay be

so many familiar people so many familiar names are joining in on today's

pek çok tanıdık insan pek çok tanıdık isim bugünün

livestream already thank you very much for joining me I am outside once again

canlı yayınına katılıyor şimdiden bana katıldığınız için çok teşekkür ederim

outside although today the weather is a little strange

Bugün hava biraz tuhaf olmasına rağmen dışarıdayım

they have forecast they've forecast rain so I hope it

yağmur yağacağını tahmin ettiler bu yüzden ben umarım

doesn't rain just in case I have my umbrella here so just in case it does

şemsiyem burada olursa diye yağmur yağmaz yani yağmur

start raining I have my umbrella and I can protect myself from the rain all I

yağmaya başlarsa diye şemsiyem var ve kendimi yağmurdan koruyabilirim tek

can say is I hope mr. Steve has his umbrella because mr. Steve will be over

söyleyebileceğim şey umarım bayımdır. Steve'in şemsiyesi var çünkü Mr. Steve

there at the other end of the garden because we have to keep our social

bahçenin diğer ucunda olacak çünkü sosyal

distancing we really do hello also - 1012 Oh

mesafemizi korumalıyız, gerçekten merhaba da yapıyoruz - 1012 Oh

1010 vluu new in who is watching in Vietnam hello Vietnam by the way I know

1010 vluu yeni Vietnam'da izleyenler merhaba Vietnam bu arada biliyorum

I have a lot of people watching in Vietnam

çok fazla insan var Vietnam'da izliyorum

hi mr. Duncan happy Sunday and a very happy Easter a lot of people around the

merhaba bay. Duncan mutlu Pazarlar ve çok mutlu Paskalyalar dünya çapında

world who share a certain religion are enjoying Easter Sunday but even if

belirli bir dini paylaşan birçok insan Paskalya Pazarının tadını çıkarıyor ama endişelenmeseniz bile

you're not don't worry you are more than welcome to join in it is

okay everyone is welcome if you are nice if you are friendly and kind if you

katılabilirsiniz. hoşsun, eğer arkadaş canlısı ve naziksen, eğer

always have a smile on your face you are more than welcome to join in today hello

her zaman yüzünüzde bir gülümseme varsa, bugün katılmaktan memnuniyet duyarız

to beat trees hello also Florence again zoo seeker is

ağaçları yenmek için merhaba merhaba ayrıca Floransa yine hayvanat bahçesi arayan

here hello zoo Zika I haven't seen you for a

burada merhaba hayvanat bahçesi Zika sizi bir süredir görmedim

long time it seems like a long time because at the moment I'm doing my daily

uzun zaman uzun bir zaman gibi geliyor çünkü şu anda günlük

live streams I'm here every day doing this I know it's crazy but I am I'm here

canlı yayınlarımı yapıyorum her gün buradayım bunu yapıyorum çılgınca olduğunu biliyorum ama

every single day during this strange time so I will be here today

bu garip zamanda her gün buradayım bu yüzden olacağım bugün buradayım

of course because I'm here now I will also be with you tomorrow as well so

tabi ki çünkü artık buradayım yarın da sizlerle birlikte olacağım

lots and lots of mr. Duncan during these strange times as if these

çok ama çok çok bayım. Duncan bu tuhaf zamanlarda, sanki bu

times were weren't strange enough already

zamanlar yeterince tuhaf değilmiş gibi,

I'm here to make them even weirder hello tomorrow

onları daha da tuhaf hale getirmek için buradayım merhaba yarın merhaba

hello also you win you win hyung Tran nice to see you as well

ayrıca sen kazandın sen kazandın hyung Tran da seni görmek güzel

little is here also thank you very much it's so nice to see lots of people here

küçük şey burada ayrıca çok teşekkür ederim burada bir sürü insan görmek çok güzel

hello to Robair hello to you as well Helena is here nice to see you as well

Robair'e merhaba size de merhaba Helena da burada sizi görmek

too bad hello everything hello I hope everything

çok kötü merhaba her şey merhaba umarım her şey

will be good let's hope yes I can feel things will be good thank you - bye -

iyi olur hadi umalım evet her şeyin iyi olacağını hissedebiliyorum teşekkür ederim - güle güle -

bath Tulum I hope I pronounced your name right by the way I hope so

banyo Tulumu umarım adını doğru telaffuz etmişimdir bu arada umarım

hello also to improve him wow so many people already here thank you thank you

merhaba da onu geliştirmek için vay be zaten burada çok fazla insan var teşekkür ederim

for giving up your Sunday so you can spend a little bit of time with me of

pazar gününüzü ayırdığınız için teşekkür ederim böylece benimle biraz zaman geçirebilirsiniz

course during these strange times there are many things that we have to consider

tabii ki sırasında bu tuhaf zamanlarda düşünmemiz gereken çok şey var

there are many things that we have to think about maybe you are feeling as if

düşünmemiz gereken çok şey var belki deliriyormuşsun gibi hissediyorsun

you are going crazy I know sometimes I do it seems very strange doesn't it

biliyorum bazen çok tuhaf geliyor değil mi

because quite often I want to go for a wall

çünkü çok sık istiyorum bir duvara gitmek

or maybe I want to go with mr. Steve for a drive in the car but we can't you have

ya da belki Bay ile gitmek istiyorum. Steve arabada bir gezinti için ama yapamayız

to stay here at home so we are all trying to do something to take our minds

burada evde kalmak zorundasın bu yüzden hepimiz aklımızı olanlardan uzaklaştırmak için bir şeyler yapmaya çalışıyoruz bazen dikkatini

off what is happening sometimes you need to distract yourself you need to find

dağıtmalısın

something else to do so that is something that a lot of

yapacak başka bir şey bulmalısın bu,

people are doing at the moment we are trying to find something to distract us

dikkatimizi başka bir şeye çekmek için dikkatimizi dağıtacak bir şey bulmaya çalıştığımız şu anda birçok insanın yaptığı bir şey,

to draw our attention towards something else so I hope that my live streams will

bu yüzden umarım canlı yayınlarım,

help you to forget about all of the strange things that are happening at the

olan tüm garip şeyleri unutmanıza yardımcı olur. şu

moment hello Luis Mendez nice to see you here Luis hello

anda merhaba Luis Mendez seni burada görmek güzel Luis merhaba

AB drew Abdul Azziz hello to you hello also Helena el Balah hello el Balah I

AB çekti Abdul Azziz sana merhaba merhaba ayrıca Helena el Balah merhaba el

don't recognize your name el Balah where were you watching at the moment because

Balah adını tanımıyorum el Balah şu anda nerede izliyordun çünkü

sometimes I am very nosy I like to find out where you are watching in the world

bazen çok meraklı oluyorum Dünyanın neresinde izlediğinizi öğrenmek istiyorum

hello serene snow hello also to connell re mohamed atif watching in Pakistan

merhaba serene kar Pakistan'da izleyen connell re mohamed tif'e de

hello to you as well hello Helena Robair Wow a lot of people are here already

merhaba size de merhaba merhaba Helena Robair Vay canına birçok insan burada şimdiden çok teşekkür ederim

thank you very much I always feel very honored and flattered because you are

çok teşekkür ederim her zaman çok onur duydum ve gurur duydum çünkü

here giving up your Sunday so maybe you could be on the phone talking to your

burada Pazar gününden vazgeçiyorsun, bu yüzden belki telefonda

friends and relatives or maybe watching a good movie but instead you are here

arkadaşlarınla ​​ve akrabalarınla ​​konuşuyor olabilirsin ya da belki iyi bir film izliyor olabilirsin ama bunun yerine burada

doing this with me and I really do appreciate it as well

benimle bunu yapıyorsun ve ben de gerçekten minnettarım

I do hello also to smearer hello smearer I like your videos smearer

merhaba. ayrıca smearer'a merhaba smearer Videolarını beğendim smearer

radiya nice name I like it Mercedes is here hello to you

radiya güzel isim hoşuma gitti Mercedes burada sana da merhaba merhaba

as well hello Mustafa pal Meera why

Mustafa dostum Meera neden

this is a very luck Billy live stream already would you like to see something

bu çok şans Billy canlı yayın şimdiden güzel bir şey görmek ister misin

nice because yesterday I did promise to show you something nice

çünkü dün söz verdim iki gün önce size güzel bir şey göstermek için

two days ago I was looking at my window and I noticed there were two very

pencereme bakıyordum ve bahçede iki çok garip kuş olduğunu fark ettim çok

strange birds in the garden two very unusual birds and I was thinking those

sıradışı iki kuş ve bu kuşları düşünüyordum onlar

birds they are strange birds I've never seen those birds before so I grabbed my

garip kuşlar bu kuşları daha önce hiç görmemiştim o yüzden kameramı aldım

camera and I I was very lucky because I was able to film these birds in the

ve çok şanslıydım çünkü bu kuşları bahçede çekebildim

garden would you like to have a look at these strange birds okay here they are

bu garip kuşlara bir bakmak ister misiniz tamam işte buradalar

and all I can say is when I first saw them I got very excited for those who

ve tek söyleyebileceğim onları ilk gördüğümde çok heyecanlandım

know me well you know I get very excited when I see nature so I hope you will

beni iyi tanıyanlar bilir doğayı görünce çok heyecanlanıyorum

enjoy seeing these birds as much as I did yes very interesting

bu kuşları görmekten umarım benim kadar keyif alırsınız evet çok ilginç ilginizi çeker mi

are you interested I hope so I hope they are on your screen right now and I hope

umarım şu an ekranınızdadır ve umarım

you can see them Oh Bobby bear yes I can see them but can you I hope so I am

onları görebilirsin Ah Bobby ayı evet onları görebiliyorum ama sen umarım ki

flying blind today by the way I am flying blind it means I can't see my

bugün kör uçuyorum bu arada kör uçuyorum bu ekranımı göremediğim anlamına geliyor bu yüzden

screen so I am doing this I am doing this without any monitor I have nothing

bunu yapıyorum herhangi bir ekran olmadan yapıyorum monitör

to look at so there you can see two partridges two partridges there is a

Bakacak bir şeyim yok yani orada iki keklik görebilirsiniz iki keklik var

male and also a female partridge in the garden so there are two birds and I can

bahçede bir erkek bir de dişi keklik var yani iki kuş var ve

safely say that I have never had partridges ever in my garden I've never

rahatlıkla söyleyebilirim ki bahçemde hiç keklik olmadı ben' hiç

had partridges not even one so there you can see two

keklik olmadı bir tane bile orada iki

partridges there was a male at the front and at the back there is a female so

keklik görebilirsiniz önde bir erkek arkada bir dişi yani

this is actually a pair ah partridges two partridges are sitting in my garden

bu aslında bir çift ah keklik iki keklik bahçemde oturuyor

and they are enjoying the early summer Sun because there was a lot of Sun

ve erkenciliğin tadını çıkarıyorlar yaz Güneşi çünkü iki gün önce çok fazla Güneş vardı,

around two days ago I saw these birds sitting on my grass and I was very

bu kuşları çimlerimde otururken gördüm ve

surprised to see them this is the first time that I've ever seen partridges in

onları gördüğüme çok şaşırdım, bu bahçemde ilk kez keklik görüyorum

my garden and of course at Christmas we always sing about having a partridge in

ve tabii ki Noel'de biz her zaman armut ağacında keklik olmasıyla ilgili şarkı söylerim

a pear tree but here I have two partridges in my garden so there you can

ama burada bahçemde iki keklik var yani orada

see very unusual Birds very colorful that very very unique looking I do like

çok sıradışı kuşlar görebilirsiniz

the look of these birds they have beautiful faces so I hope you can see

those on your screen and you can see all of the beautiful colors of the Partridge

bunları ekranınızda görebilir ve Keklik'in tüm güzel renklerini görebilirsiniz,

a very unusual bird and I've never seen one in fact I can safely say that I've

çok sıra dışı bir kuş ve aslında hiç görmedim, güvenle söyleyebilirim ki

never seen a real Partridge ever in my life

hayatımda hiç gerçek bir Keklik görmedim,

so imagine my surprise when there were two partridges sitting on my lawn

bu yüzden hayal edin Çimlerimde oturup

enjoying the Sun so these particular birds are sometimes hunted unfortunately

güneşin tadını çıkaran iki keklik varken şaşırdım bu yüzden bu özel kuşlar bazen avlanıyor maalesef

they are sometimes hunted they are what we call game birds so a game bird is a

bazen avlanıyorlar onlar bizim av kuşları dediğimiz türden yani av kuşu

bird that is often shot or hunted for sport so these particular birds were

genellikle vurulan veya spor için avlanan bir kuştur yani bunlar belirli kuşlar

actually introduced into this country for hunting and there you can see them

aslında bu ülkeye avlanmak için getirildi ve onları orada

in my garden they are safe in my garden don't worry for those who are worried

bahçemde görebilirsiniz, bahçemde güvendeler, endişelenenler için

don't worry I won't hunt these birds they are perfectly safe and well and

endişelenmeyin, bu kuşları avlamayacağım, tamamen güvendeler ve

very welcome in my garden so there they are I hope you enjoyed

bahçemde çok hoş geldiniz, işte buradalar, umarım

that they are beautiful Birds very unusual birds and you can probably

güzel olduklarından hoşlanmışsınızdır Kuşlar çok sıradışı kuşlar ve muhtemelen onları

imagine how excited I was when I saw them so I've never seen these birds

gördüğümde ne kadar heyecanlandığımı tahmin edebilirsiniz, bu yüzden bu kuşları

anywhere anywhere near where I live I was quite surprised to see them so I

yaşadığım yerin yakınında hiçbir yerde hiç görmedim Onları gördüğüme çok şaşırdım, bu yüzden umarım

hope you enjoyed that something unusual fall today two partridges in my garden

bugün bahçemde olağandışı bir sonbahardan keyif almışsınızdır.

enjoying this something unusual I did promise that I was going to show that so

Bunu göstereceğime söz vermiştim, bu yüzden

I've managed to do it however there might be some slight technical problems

yapmayı başardım, ancak biraz olabilir. bugün teknik problemler

today because I am doing this but I can't actually see what is going out

çünkü bunu yapıyorum ama aslında stüdyomdan ne çıktığını göremiyorum bu yüzden bugün

from my studio so I am flying blind today that means I am doing something

kör uçuyorum bu, işe yarayıp yaramayacağından emin olmadan bir şey yapıyorum anlamına geliyor

without being sure whether it will work or whether it will not work I am flying

Uçuyorum

blind Sean says they shouldn't be hunting these lovely birds I think so

kör Sean bu sevimli kuşları avlamamaları gerektiğini söylüyor bence bu yüzden

sometimes we introduce certain types of animal and in this case the Partridge so

bazen belirli hayvan türlerini tanıtıyoruz ve bu durumda

traditionally the Partridge was introduced to be hunted however the

Keklik geleneksel olarak avlanmak için tanıtıldı ancak

hunting season is not all the time so you can only hunt birds such as

av mevsimi her zaman değildir bu yüzden sadece avlanabilirsiniz sülün, keklik gibi kuşları

pheasants and partridges during a certain period of time so you can't do

belirli bir süre boyunca avlayın, bu yüzden

it all the time so you would be pleased to hear that you can't always hunt

her zaman yapamazsınız, bu yüzden her zaman keklik avlayamayacağınızı duymaktan memnuniyet duyarsınız

partridges only sometimes not always anyway I enjoyed it and I hope you did

sadece bazen her zaman değil yine de ben çok beğendim ve umarım siz de beğenirsiniz. yaptım tabi ki

as well of course I'm here every Sunday my normal live streams bye

her pazar buradayım normal canlı yayınlarım güle güle

away ah on Sunday Wednesday and Friday so those are my normal times however at

ah pazar çarşamba ve cuma günleri yani bunlar benim normal saatlerim ancak

the moment I am doing this everyday and as I explained earlier the reason why

şu anda bunu her gün yapıyorum ve daha önce neden yaptığımı açıkladığım gibi

I'm doing this everyday is big curse of everything that is happening in the

bu her gün dünyada olup biten her şeyin büyük bir laneti

world I'm sure you've noticed things at the moment are a little weird to say the

eminim ki şu anda bazı şeylerin biraz tuhaf olduğunu fark etmişsinizdir, sahip olduğumuz

least talking of weird in a few moments we

birkaç dakika içinde en az tuhaflıktan bahsediyoruz

have mr. Steve joining us on the live stream so mr. Steve will be here with us

bay. Steve canlı yayında bize katılıyor, bu yüzden Mr. Steve birkaç dakika sonra burada bizimle olacak Devam etmeden

in a few moments from now I thought we would have a little break before we

önce biraz ara veririz diye düşündüm

continue I hope it doesn't rain because today the weather forecast said there

Umarım yağmur yağmaz çünkü bugün hava tahmini

would be rain so I hope there won't be we have some strange words to look at

yağmur yağacağını söyledi bu yüzden umarım yağmur yağmaz. bugün bakmak için bazı garip kelimeler

today some unusual words we have mr. Steve but right now we are going to take

elimizde bazı sıra dışı kelimeler var bay. Steve ama şimdi

a look at one of my full English lessons and this is an excerpt from one of my

tam İngilizce derslerimden birine bakacağız ve bu

full English lessons that I made about three years ago and this is an excerpt

yaklaşık üç yıl önce yaptığım tam İngilizce derslerimden birinden bir alıntı ve bu

from full English number 18

tam İngilizce 18 numaradan bir alıntı.

well hello there my name is mr. Duncan what's yours

benim adım bay Duncan What's Yours, Samuel Johnson'ın doğum yeri olan İngiltere'den size gelen

welcome to another full English episode coming to you from England the

başka bir tam İngilizce bölüme hoş geldiniz

birthplace of Samuel Johnson William Shakespeare

William Shakespeare

tiddlywinks mr. bean Benny Hill the wellington boots Teletubbies Oh mr.

tiddlywinks mr. fasulye Benny Hill Wellington botları Teletubbies Ah mr.

Duncan oh and also the English language talking of which let's get going with

Duncan oh ve ayrıca

today's full English lesson starting from now it would appear that more and

bugünün tam İngilizce dersine başlayalım, şu andan itibaren İngilizce dilinden bahsedelim, giderek daha

more people are unable to concentrate or unable to concentrate for long periods

fazla insanın konsantre olamadığı veya uzun süre konsantre olamadığı görülüyor

of time Tudor due to them having short attentions short attention span

Tudor, kısa dikkatleri nedeniyle kısa dikkat süresi

it's time to take a look at another buzzword a buzzword is a sentence or

başka bir moda kelimeye bakma zamanı bir moda kelime belirli

word that is in common use during a certain time or as seen as being popular

bir süre boyunca yaygın olarak kullanılan veya popüler olarak görülen bir cümle veya kelimedir

today's buzzword is attention span this phrase relates to the amount of time a

günümüzün moda kelimesi dikkat süresidir bu ifade bir

person can concentrate on one thing this can relate to a task or an activity a

kişinin konsantre olabileceği süre ile ilgilidir Bir konuda bu, bir görev veya faaliyetle ilgili olabilir, bir

person's attention span is measured by how long they can concentrate on doing

kişinin dikkat süresi, bir şeyi yapmaya ne kadar süre konsantre olabileceğiyle ölçülür,

one thing we often talk about the short attention span of young people the

genellikle gençlerin kısa dikkat süresinden söz ederiz, günümüzde var olan

various attractions and distractions that exist nowadays has led to a belief

çeşitli çekicilikler ve dikkat dağıtıcı şeyler buna yol açmıştır.

that people are beginning to develop short attention spans the advent of

insanların kısa dikkat geliştirmeye başladığı inancı,

instant digital media and online streaming allows people to view many

anında dijital medyanın ve çevrimiçi akışın ortaya çıkışını kapsıyor ve insanların

things within a short space of time it would appear that these days people grow

kısa bir süre içinde birçok şeyi izlemelerine olanak sağlıyor.

bored easily as more choices means that they can swap

and change what they are watching in a more convenient way the term short

ve izlediklerini daha uygun bir şekilde değiştirmek, kısa dikkat süresi terimi,

attention span highlights the inability to concentrate on just one thing it

tek bir şeye konsantre olamamayı vurgular, giderek daha

would appear that more and more people are unable to concentrate for long

fazla sayıda insan, kısa dikkat süresi nedeniyle uzun süre konsantre olamıyor gibi görünmektedir.

periods of time due to having short attention spans

the word break might look simple but in fact it can be used in many ways as a

break basit görünebilir, ancak aslında birçok şekilde kullanılabilir çünkü bir

verb break means to destroy something by striking it or throwing the object

fiil, bir şeyi vurarak veya nesneyi

against a hard surface to misuse something to the point where it

sert bir yüzeye fırlatarak yok etmek, bir şeyi

malfunctions or stops working is break to take something apart in a controlled

arızalanacak veya çalışmayı durduracak kadar kötüye kullanmak anlamına gelir. apart olarak kontrollü bir

way is to break up as a noun break means to take a rest period from

şekilde ayrılmak, bir isim olarak mola vermek, işten dinlenme süresi almak anlamına gelir,

work you can take a short break or a long break a period of rest or

kısa bir mola veya uzun bir mola verebilirsiniz, bir dinlenme süresi veya

inactivity is a break to be on a break means that you are taking time away from

hareketsizlik, ara vermek anlamına gelir.

something in a relationship a couple might be on a break this means that they

bir ilişkide bir şeyden uzakta geçirilen zaman bir çift ara vermiş olabilir bu

temporarily split they are taking a break from each other a brief pause or

geçici olarak ayrıldıkları anlamına gelir birbirlerinden ayrılıyorlar kısa bir duraklama veya bir

ceasing of something can be described as a break a break in the rain this means

şeyin kesilmesi mola olarak tanımlanabilir yağmurda bir mola bu şu anlama gelir:

that the rain has stopped for a while to break something in means to tame or

yağmur bir süreliğine durdu bir şeyi kırmak, bir şeyi ehlileştirmek veya

teach something to be obedient for example you can break in a horse then

itaat etmeyi öğretmek anlamına gelir, örneğin bir atı kırabilirsiniz, o zaman bir kişinin mülkünüze sizin izniniz olmadan girmesi eylemini adlandıran

there is the other form of break in which names the action of a person

başka bir kırılma şekli vardır.

getting into your property without your permission to gain entry by force is to

zorla içeri girmek içeri girmektir,

break in

there is a great expression in English which is pull the plaster straight off a

İngilizce'de harika bir ifade vardır, bu da alçıyı doğrudan alçıdan çekmek,

plaster is a small piece of sticky material with another piece of sterile

küçük bir yapışkan malzeme parçası ve ortada başka bir steril

material in the middle a sticking plaster is used for covering a cut or

malzeme parçası, yapışkan bir sıva bir kesiği kapatmak için kullanılır veya

scratch to the skin a minor wound that has been bleeding normally requires a

ciltte çizik, kanayan küçük bir yara, normalde yaraya pislik girmesini

plaster to be put on in order to prevent dirt from entering the wound after a few

önlemek için bir yara bandının takılmasını gerektirir, birkaç

days the plaster must be removed most people hate removing the plaster as it

gün sonra alçının çıkarılması gerekir, çoğu insan ağrılı olabileceği için alçıyı çıkarmaktan nefret eder.

can be a painful experience some people believe that the best way to remove a

bazı insanlar yapışkan bir yara bandını çıkarmanın en iyi yolunun tereddüt etmeden

sticky plaster is to tear it straight off without hesitation the pain is still

hemen yırtmak olduğuna inanırlar, ağrı hala

there but it is brief and the discomfort is over quickly

oradadır ama kısa sürelidir ve rahatsızlık çabuk geçer,

so the expression pull the plaster straight off means to get something

bu nedenle alçıyı hemen çekip çıkarmak ifadesi

unpleasant out the way by taking fast action don't delay or drag the problem

hoş olmayan bir şey çıkarmak anlamına gelir hızlı hareket ederek sorunu geciktirmeyin ya da

out just pull the plaster straight off and get it out the way

sürüklemeyin sadece sıvayı hemen sökün ve istediğiniz gibi çıkartın bayım

you

mr. Duncan where are you where are you mr. Duncan we are waiting for you come

. Duncan neredesiniz, neredesiniz bayım? Duncan sizi bekliyoruz hadi

on mr. Duncan what's going on come back to us for goodness sakes okay I'm on my

bayım. Duncan ne oluyor Allah aşkına bize geri dön tamam gidiyorum gidiyorum evet

way

yes I'm back now I don't normally say these things or talk like this but I

şimdi döndüm normalde böyle şeyler söylemem ya da böyle konuşmam ama

just had to go to the toilet I suddenly realized that I had to spend a penny if

tuvalete gitmem gerekti birdenbire farkettim ki

you remember last week when we're talking about some strange expressions

Geçen hafta bazı garip ifadelerden bahsettiğimizi hatırlarsanız bir kuruş harcamak zorunda kaldım

and one of them was spend a penny if you go for a wee-wee which I just did I just

ve bunlardan biri çiş için giderseniz bir kuruş harcamaktı ki az önce

realized that I needed to go to the toilet for a wee-wee unfortunately I was

tuvalete gitmem gerektiğini fark ettim. bir çiş için ne yazık ki

in there far too long I was busy washing my hands you see I

orada çok uzun süre kaldım ellerimi yıkamakla meşguldüm anlıyor musun

was taking a very long time to wash my hands and that's what was happening I

ellerimi yıkamak çok uzun zamanımı alıyordu ve olan buydu

hope you are okay today so here we go

umarım bugün iyisindir o yüzden başlıyoruz tamam mı

okay did you hear that I told you things would go wrong as soon as mr. Steve

Mr. Steve

steps outside to join me that's it it's all over now I'm only joking

bana katılmak için dışarı çıktı, hepsi bu kadar, sadece şaka yapıyorum

don't worry mr. Steve here he comes then yes he is back

merak etmeyin bayım. Steve burada geliyor, sonra evet geri döndü,

it's mr. Steve everyone

bu bay. Steve herkes

nice hello hello mr. Duncan and here we are out in the garden and you have kept

hoş merhaba merhaba bay. Duncan ve burada bahçedeyiz ve

me socially isolated away from you yes which is always a good thing even at the

beni sosyal olarak sizden uzak tuttunuz evet bu her zaman iyi bir şey en

best of times yes I agree I think we'll adopt this forevermore I like it

iyi zamanlarda bile evet katılıyorum Bunu sonsuza kadar sahipleneceğimizi düşünüyorum

always keep three metres apart I'm getting used to this mr. Duncan there

Her zaman üç metre kalmasını seviyorum ayrı alışmaya başladım bu bay Duncan orada,

they they now think that three metres is nowhere near enough oh it's so we

şimdi üç metrenin yeterince yakın olmadığını düşünüyorlar oh bu yüzden

probably need to be more like six metres nine metres nine metres I think so yes

muhtemelen daha çok altı metre dokuz metre dokuz metre gibi olmamız gerekiyor bence bu yüzden evet

that's about a mile isn't it well I could sneeze in my small droplets could

bu yaklaşık bir mil değil mi iyi değil mi küçük damlacıklarımda hapşırabilirim

spread through the air and reach you Wow

havaya yayılıp sana ulaşıyorum Vay

well anyway it's good to see you here Steve we we are together ah look you see

be neyse seni burada görmek güzel Steve biz beraberiz ah bak

we are together in the garden so mr. Steve and myself we are far apart for

bahçede beraberiz yani bay. Steve ve ben, iş endişesi olanlar için birbirimizden çok uzaktayız,

those who are work worried maybe you are thinking mr. Duncan you you have to have

belki siz düşünüyorsunuz bayım. Duncan,

your social distancing so I am a few feet away from mr. Steve Steve is

sosyal mesafeni korumalısın, bu yüzden ben Bay'dan birkaç adım uzaktayım. Steve Steve

standing by the old apple tree and I am here in my usual place the apple tree

eski elma ağacının yanında duruyor ve ben burada her zamanki yerimde

which I would like to cut down mmm mr. Duncan doesn't wish me to do that no but

kesmek istediğim elma ağacıyım mmm bay. Duncan bunu yapmamı istemiyor hayır ama

if you look at it closely it's old it's diseased and it doesn't produce any

yakından bakarsanız eski, hastalıklı ve meyve vermeye

fruit that's worth eating the fruit that comes off it is horrible so I would like

değecek hiçbir meyve vermiyor çıkan meyve korkunç bu yüzden

to cut it down and mr. Duncan likes to see the birds yes the pigeons in

onu kesmek istiyorum ve bayım . Duncan kuşları, evet özellikle güvercinleri

particular sleeping in there in the afternoon which is what they tend to do

öğleden sonra orada uyurken görmeyi seviyor, ki bu onların yapma eğiliminde olduğu şey,

but you know what Steve one of the things about having trees in your garden

ama Steve'in bahçenizde ağaç olmasının bir özelliği de,

is that it is a very good way to attract birds into your garden so if you have

bunun kuşları çekmenin çok iyi bir yolu olması. bahçenize, yani

lots of trees all or even bushes so some people do ask mr. Duncan can you tell me

çok sayıda ağacınız varsa veya hatta çalılarınız varsa, bu nedenle bazı insanlar mr. Duncan bana

how to like how do I get birds to come into my garden well it's you hat you

nasıl seveceğimi söyler misin kuşları bahçeme nasıl alırım peki

have to have somewhere for the birds to feel safe they have to feel safe in

kuşların kendilerini güvende hissetmeleri için bir yere sahip olmanız gerekir.

the place where they are so they do indeed and they're very safe here apart

Burada çok güvendesiniz,

from when the predator birds fly in and pick them off there are money that's the

yırtıcı kuşların uçup onları toplaması dışında, para var, bahçenizdeki

that's the trouble with with feeding the birds in your garden is that although

kuşları beslemekle ilgili sorun şu ki,

all the birds are there in one place feeding and it's the the predator birds

tüm kuşlar tek bir yerde beslenmesine rağmen yırtıcı hayvan. kuşlar

can just fly in and pick them off one by one so it's not it's not ideal but then

uçup onları tek tek alabilir, bu yüzden bu ideal değil ama

hopefully we're saving more by feeding them than we are by losing them to

umarım onları besleyerek onları yırtıcı hayvanlara kaptırmaktan daha fazlasını kurtarıyoruz

predation oh there's a good word you see I'm not just a pretty face I'm here to

oh güzel bir kelime var, görüyorsun ben sadece bir güzel yüz,

bring in new words predation that's one of them today that's obviously when

yeni kelimeler getirmek için buradayım yırtıcılık bugün bunlardan biri,

somebody is attacked and eaten by another animal predation is the nature

biri başka bir hayvan tarafından saldırıya uğradığında ve yendiğinde açıkça görülüyor yırtıcılık bir

of an animal so it will attack another animal or hunt it so predation is the is

hayvanın doğasındadır, bu yüzden başka bir hayvana saldırır veya onu avlar, yani yırtıcılık budur

the it expresses that action or the way that a bird will behave a predator is it

eylemi veya bir kuşun bir yırtıcı hayvana nasıl davranacağını ifade ediyor mu

imagination stever as it's starting to rain I think it's starting to rain which

hayal mi stever yağmur yağmaya başlarken sanırım yağmur yağmaya başlıyor ki bu

is annoying because I wanted to treat the lawn with some small granules that

can sıkıcı çünkü çimleri yosunu öldürecek bazı küçük granüllerle işlemek istedim

will kill off the moss and the weeds and you can only apply it when the grass is

ve yabani otlar ve sadece çim kuruduğunda uygulayabilirsiniz

dry yes so that's annoying me now because I

evet, bu beni şimdi sinirlendiriyor çünkü

didn't think the rain was going to come to later so after the livestream I was

yağmurun daha sonra geleceğini düşünmemiştim, bu yüzden canlı yayından sonra

going to run up and down with my hopper what my hopper okay which is something

haznemle aşağı yukarı koşacaktım neyim var? hazne tamam, bazı şeylerin

that will deliver a measured quantity of some things okay so I was going to go

ölçülü bir miktarını teslim edecek bir şey tamam bu yüzden bu haznenin içindeki

out down the lawn with all these granules of the inside this hopper and

tüm bu granüllerle birlikte çimden aşağı inecektim ve

it would deliver it evenly over the lawn I cut off the moss and the weeds but

onu çimlerin üzerine eşit bir şekilde dağıtacaktı yosunu kestim ve yabani otlar ama

it's got to be dry so it's something that will deliver something onto your

kuru olması gerekiyor, bu yüzden

lawn to treat it yes okay would you like to borrow my umbrella no I'm fine

onu tedavi etmek için çimlerinize bir şey bırakacak bir şey evet tamam şemsiyemi ödünç almak ister misiniz hayır ben iyiyim iyiyim

well I'm fine I'm not worried about you I'm worried about mine

senin için endişelenmiyorum endişeleniyorum telefonum hakkında

phone no I wouldn't worry about that mr. Duncan I'm going to well it's not really

hayır, bunun için endişelenmem bay. Duncan iyi olacağım, şu

raining that much at the moment oh I see you want me to hold that do you not for

anda pek yağmur yağmıyor oh görüyorum ki tutmamı istiyorsun, benim için değil mi,

me it's for the equipment yeah do you get that mr. Duncan isn't worried about

ekipman için, evet anladın mı bayım. Duncan

me getting wet he's only worried about his equipment I'm not worried about mr.

benim ıslanmamdan endişelenmiyor, o sadece ekipmanı için endişeleniyor, ben Mr.

Steve getting wet I don't want my my other mobile phone to get wet and get

Steve ıslanıyor Diğer cep telefonumun ıslanıp

damaged you see it's gonna be very difficult to me to look at the live chat

zarar görmesini istemiyorum anlıyor musunuz canlı sohbete bakmak benim için çok zor olacak

is it while holding an umbrella I've got to multitask here mr. Duncan look I'm

şemsiye tutarken burada çoklu görev yapmam gerekiyor bayım. Duncan bak eminim

sure oh good that's nice I've been I've been sanding down the steps are you sure

ah güzel bu güzel oldum Adımları zımparalıyordum emin misin evet öğrendim öğreniyorum

yes I have I've been learning I've been doing some sandpaper today and a bit of

bugün biraz zımpara kağıdı yapıyorum ve

a bit of either a paint the the dust I expect are you sure absolutely are you

biraz da her ikisinden de beklediğim tozu boyayın emin misiniz kesinlikle

sure that's what it is oh yes it's nothing else okay so what have we been

emin misiniz bunun ne olduğundan oh evet başka bir şey değil tamam peki

talking about today mr. Duncan we've been talking about the well we've been

bugün ne hakkında konuşuyorduk bayım. Duncan, kuyudan bahsediyorduk, bahçemizde sahip

talking about the unusual birds that we had in the garden

olduğumuz olağandışı kuşlardan bahsediyorduk, oh evet

oh yes Steve you mean the now what was it was a game

Steve, şimdi ne demek istedin, bu bir oyun

bird wasn't it yes that we had in our garden birds that are sometimes hunted

kuşuydu, değil mi, evet, bahçemizde sahip olduğumuz kuşlar bazen

hunted for eating my humans yes and so we had we had a partridge in it have you

insanlarımı yemek için avlananlar evet ve bu yüzden içinde keklik vardı

shown the video mister yes in fact I might put it on the screen again shall

videoyu gösterdiniz mi bayım evet aslında tekrar ekrana koyabilirim

we have a quick look let me just find the Partridge again so here here is the

hızlıca bir göz atabilir miyiz tekrar Kekliği bulmama izin verin işte burada

lovely Partridge and there a soup actually there are two partridges and

sevimli Keklik ve işte bir çorba aslında iki keklik var ve işte

there they are you can see them on the screen right now and I'm I'm suddenly

oradalar onları şu anda ekranda görebiliyorsunuz ve birdenbire

aware that I'm getting wet here do you want an umbrella mr. Duncan like you

burada ıslandığımı fark ediyorum şemsiye ister misiniz Bay. Duncan senden hoşlanıyor, benim

well you've got my umbrella I don't think it's tend to be very much I think

şemsiyem var, çok fazla olduğunu düşünmüyorum,

it's just a little bit of fine drizzle drizzle because if I look up into the

sadece biraz ince çiseleyen çiseleme çünkü gökyüzüne bakarsam

sky you see I can see that there isn't very much in the way of thick cloud

görürsün ki orada olmadığını görebilirim çok kalın bulut

cover okay so I predict this is a very minor

örtüsü tamam, bu yüzden bunun çok küçük bir

temporary shower temporary and it will soon pass

geçici duş olduğunu ve yakında geçeceğini

and well your equipment will be safe from the rain good which is all you're

ve ekipmanınızı yağmurdan koruyacağını tahmin ediyorum, bu da

really worried about mr. Duncan that is all I'm worried about so there are the

gerçekten endişelendiğiniz tek şey bu. Duncan tek endişelendiğim şey bu yüzden

partridges are they are so cute I think they are beautiful birds they really are

keklikler var mı çok tatlılar bence güzel kuşlar onlar gerçekten

they're the most amazing birds they have the most attractive faces as well very

harika kuşlar onlar en çekici yüzlere sahipler ayrıca çok

unusual birds and oh yes the other thing I wanted to say Steve was in the morning

sıra dışı kuşlar ve oh evet Söylemek istediğim başka bir şey de Steve sabah

when I woke up I could actually hear the partridges in the garden making these

uyandığımda bahçedeki kekliklerin

very strange sounds so that they were really making these unusual noises so I

çok garip sesler çıkardığını gerçekten duyabiliyordum yani gerçekten bu olağandışı sesler çıkarıyorlardı bu yüzden

was already suspicious I was very suspicious when I woke up and I thought

zaten şüphelenmiştim uyandığımda çok şüphelenmiştim yukarı kalktım ve

I don't recognize those birds I didn't recognize the sound of those birds and

o kuşları tanımadığımı sandım o kuşların sesini tanımadım ve

then I realized that they were unusual birds two partridges in the garden I

sonra onların sıra dışı kuşlar olduğunu fark ettim bahçedeki iki keklik

know they were they were beautiful to look at I can't believe people shoot

biliyorum öyleydiler çok güzellerdi inanamıyorum insanlar

them mmm to eat to hunt them because they'd really were very attractive birds

onları avlamak için yemek için vuruyorlar çünkü gerçekten çok çekici kuşlardılar

and the male and female look very similar yes whereas when we have the the

ve erkek ve dişi çok benzer görünüyorlar evet, oysa

other birds in our garden that make that loud squawking noise I can't remember

bahçemizde o yüksek ciyaklama sesini çıkaran diğer kuşlar varken onları hatırlayamıyorum

the name of the mr. Duncan presents offense when we have the pheasants in

bayın adı Duncan, bahçemizde sülünler varken güceniyor,

our garden the the male is incredibly colorful and beautiful feathers but the

erkek inanılmaz derecede renkli ve güzel tüylere sahip, ancak

female is very dull looking just like a dull gray color hmm I presume because it

dişi çok donuk görünüyor, tıpkı donuk gri bir renk gibi görünüyor, hmm Sanırım

can merge into the background shrubbery and isn't eaten so easily by predators

arka plandaki çalılıklarla birleşebiliyor ve yenmiyor. yırtıcı hayvanlar tarafından kolaylıkla

they can hide they can hide very easily disguise themselves but the the

saklanabilirler kendilerini çok kolay bir şekilde gizleyebilirler ama

partridges look almost the same just one with the male was slightly

keklikler hemen hemen aynı görünürler sadece erkek dişiden biraz daha

bigger than the female mm yes it's unusual so with some species of bird

büyüktü mm

there will be a definite difference between the male and female however with

erkek ve dişi ancak

the Partridge the male and female look identical however the female is slightly

Partridge'de erkek ve dişi aynı görünüyor ancak dişi biraz daha

smaller but with pigeons you cannot tell the difference between a male and a

küçük ama güvercinlerde erkek ve dişi güvercin arasındaki farkı anlayamazsınız,

female pigeon is identical you know Steve I sometimes wonder whether the

biliyorsunuz Steve bazen

any embarrassing moments with pigeons because they all look the same

güvercinlerle ilgili utanç verici anlar olup olmadığını merak ediyorum çünkü hepsi aynı görünüyor

and I wonder if if one male pigeon has ever tried to chase another male pigeon

ve merak ediyorum acaba bir erkek güvercin dişi olduğunu düşünerek başka bir erkek güvercini kovalamaya çalıştı mı

thinking that it was a female I don't know I'm sure it all comes down to smell

bilmiyorum

I'm sure they know mr. Duncan who is the male and which is the madam which is the

. Duncan kim erkek, hangisi hanımefendi hangisi

female okay I'm sure that they they will know just as sparrows and other birds

dişi tamam eminim onlar da bileceklerdir tıpkı serçeler ve diğer kuşlar gibi

very similar in the sexes my black birds of course that look different you can

cinsiyetleri çok benzer benim siyah kuşlarım tabii ki farklı görünen

always tell a male and female black bird hmm quite easily

bir erkek ve her zaman söyleyebilirsin dişi siyah kuş hmm oldukça kolay bir şekilde

well the male always has a yellow beak yes a lot blacker yes a lot darker yes

erkeğin her zaman sarı bir gagası vardır evet çok daha siyah evet çok daha koyu evet

whereas with the pigeons there's no chance I think sometimes because when

oysa güvercinlerde hiç şans yok bence bazen çünkü

you see that the courtship taking place which of course is or the mating process

kur yapma sürecini veya çiftleşme sürecini gördüğünüzde

which is taking place at the moment okay we're seeing it everywhere I think

şu anda gerçekleşen tamam, onu her yerde görüyoruz sanırım

when you you can tell then obviously which is the male and female because

anladığınızda hangisinin erkek ve dişi olduğunu açık bir şekilde çünkü

it's the mayor of this chasing hut well we assumed me chasing after the

bu kovalama kulübesinin belediye başkanı sizin

female as you say could be confused but but I think sometimes the females look

dediğiniz gibi dişinin peşinden koştuğumu varsaydık. kafam karıştı ama bence bazen dişiler

just a little more slender just so just a little more attractive okay the males

biraz daha narin görünüyor sadece bu yüzden biraz daha çekici tamam erkekler biraz

tend to look a bit bulky I think maybe with pigeons the males may be slightly

hantal görünüyor bence belki güvercinlerde erkekler biraz

bigger I don't know if we've got an expert ornithologist

daha büyük olabilir bilmiyorum

watching us today maybe they could tell us how you can tell the difference

bugün bizi izleyen uzman bir ornitolog var belki bize

between a male and female pigeon mm-hmm maybe you have to ask the pigeon yes but

erkek ve dişi güvercin arasındaki farkı nasıl anlayabileceğinizi söyleyebilirler mm-hmm belki güvercine sormalısınız evet ama

I did mention a couple of days ago that there are many pigeons at the moment and

birkaç gün önce burada çok sayıda güvercin olduğundan bahsetmiştim. şu an ve

they are using our garden as a place where they they get together I've

bahçemizi bir araya geldikleri bir yer olarak kullanıyorlar

noticed a lot of that going on in the garden and I do wish they would they

Bahçede olup bitenlerin çoğunu fark ettim ve keşke

would not do it right in front of my window I really do so if if there are

penceremin önünde yapmasalardı bunu gerçekten yapıyorum eğer

any pigeons watching at the moment could you please fly away from my house and

şu anda izleyen güvercinler varsa lütfen evimden uçup uzaklaşır mısın ve

please stop doing what you are doing in the front of my window

lütfen penceremin önünde yaptığın şeyi yapmayı bırak

it is very distracting bay area Bay Area Lu says what is to pick off if

bu çok dikkat dağıtıcı körfez alanı Bay Area Lu, seçersen ne alman gerektiğini söylüyor

you pick off well it means it means you take something away one by one so maybe

Pekala, bir şeyi tek tek alıyorsunuz anlamına geliyor, yani belki

you have many things in one place so if you pick off something it means you are

bir yerde birçok şey var, yani bir şeyi koparırsanız,

coming down or you are reaching and you are taking something away you pick off

aşağı iniyorsunuz veya uzanıyorsunuz demektir ve bir şeyi alıyorsunuz,

indiscriminately hmm whereas if you pick out something you are choosing something

gelişigüzel bir şekilde alıyorsunuz hmm oysa bir şey seçerseniz,

out of a range of options hmm but you might have a number of dresses or shirts

bir dizi seçenek arasından bir şey seçiyorsunuz, hmm, ancak giymeyi öğrendiğiniz birkaç elbiseniz veya gömleğiniz olabilir

that you learn to wear and you decide which one you want to wear which one do

ve hangisini giymek istediğinize siz karar verirsiniz, hangisini giymek

you pick out to wear so you can pick out something but if he picks up something

için seçersiniz? bir şey seçebilir, ancak bir şey kaparsa, bu

off it's normally refer to something like a predator hmm with a group of

normalde avladığı bir grup hayvanla bir avcı hmm gibi bir şeye atıfta bulunur

animals that he's hunting and he picks off one of them yes it means he sort of

ve onlardan birini alır evet, bu,

grabs them randomly at the weakest one he can find you might actually think of

onları alabildiği en zayıf olandan rastgele yakaladığı anlamına gelir. aslında

maybe a lion looking for an antelope so he will often pick off the weakest one

bir antilop arayan bir aslan düşünebilirsiniz, bu yüzden genellikle en zayıf olanı

or the one that doesn't seem as strong as all the rest so you pick off someone

veya diğerleri kadar güçlü görünmeyenleri seçer, bu yüzden birini

or something and of course as you said Steve to pick on or to choose something

veya bir şeyi seçersiniz ve tabii ki söylediğiniz gibi Steve bir şeyi seçmek ya da seçmek,

so maybe you pick out or pick on so you are choosing a particular thing from a

bu yüzden belki bir gruptan belirli bir şeyi seçiyorsun ya da seçiyorsun, bu yüzden

group so it's yes thanks thanks for helping me there Steve a dress yes you

evet, orada bana yardım ettiğin için teşekkürler Steve bir elbise evet, eğer birini

can of course pick on if you pick on somebody that means that you you keep

seçersen elbette alabilirsin.

maybe criticizing them all the time or a bully may pick on a particular person

sürekli eleştirdiğiniz anlamına gelir veya bir kabadayı belli bir kişiye sataşabilir

yes to bully it means that time after time they're going after that same

evet bu aynı kişinin peşine düşecekleri anlamına gelir, eğer

person if you pick on somebody stop picking on me it means that you could be

birini seçerseniz benimle uğraşmayı bırakın

I may say to mr. Duncan he may be criticizing me about something and I

Bay'a söyleyebilirim olabilir. Duncan beni bir konuda eleştiriyor olabilir ve ben de

might say stop picking on me because it means that he's repeatedly criticizing

benimle dalga geçmeyi bırak diyebilirim çünkü bu beni defalarca eleştirdiği anlamına geliyor,

me he doesn't it's usually me criticizing mr.

değil mi Bay Duncan'ı eleştiren genellikle ben oluyorum .

that's true so I would normally be picking on mr. Duncan that's true by

bu doğru, bu yüzden normalde mr. Duncan,

criticizing him for not oh I don't know something annoying like leaving his

onu eleştirerek doğru, oh, ayakkabılarını ortalıkta bırakmak gibi can sıkıcı bir şey bilmiyorum

shoes lying around for me to trip up over and I might pick on him and tell

ve ona takılıp ona bak,

him look will you move these shoes out of the way they're really annoying and

bu ayakkabıları oldukları yoldan çeker misin diyebilirim. gerçekten can sıkıcı ve

he might say stop picking on me yes you are always picking on me it's school

benimle uğraşmayı bırak diyebilir evet her zaman benimle dalga geçiyorsun bu okul

maybe there's a a child at school maybe a boy or a girl who is always picked on

belki okulda bir çocuk vardır belki bir erkek ya da bir kız her zaman alay edilir

so maybe the other children will will be very unkind or cruel to one particular

bu yüzden belki diğer çocuklar birine karşı çok kaba ya da zalim olacaktır belirli bir

child they are picking on one child pick out pick off and pick on three Steve yes

çocuğu seçiyorlar bir çocuğu seç seç seç ve üçünü seç Steve evet

we have forgotten something today haven't we

bugün bir şeyi unuttuk değil mi bunun ne

what's that do you mean the fact that it's Easter it is Easter lots of people

demek istediğini, bugünün Paskalya olduğu gerçeğini, Paskalya olduğunu birçok insan

have said Happy Easter so thank you and happy Easter to you too if you're

Mutlu Paskalyalar dedi, bu yüzden teşekkür ederim ve bunu kutluyorsanız size de mutlu paskalyalar

celebrating it so no we know what that means

yani hayır çikolatanın ne anlama geldiğini biliyoruz

chocolate yes in a word chocolate something interesting I was talking to

evet tek kelimeyle çikolata ilginç bir şey

one of the neighbors earlier on today okay obviously from a safe distance

bugün erken saatlerde komşulardan biriyle konuşuyordum tamam belli ki güvenli bir mesafeden

and the they had their daughter coming round to deliver some food to them which

ve kızları olmuş Onlara biraz yiyecek götürmek için geliyorlar, ki bu

of course is allowed because they'd run out of items and I said well what have

elbette izin veriliyor, çünkü malzemeleri bitmişti ve ben de

you run out of and they said beer and chocolate so I assume essential items I

neyiniz bitti dedim ve bira ve çikolata dediler, bu yüzden temel öğeleri kabul ediyorum,

would imagine a lot of people are doing the same thing at the moment they are

pek çok insanın olduğunu hayal ediyorum şu anda aynı şeyi yapıyorlar belki de alkol

they are keeping their supplies of maybe alcohol I would imagine a lot of people

erzaklarını tutuyorlar Pek çok insanın

are using alcohol to keep themselves occupied or maybe to keep themselves

alkolü kendilerini oyalamak için ya da belki biraz kendilerini tutmak için kullandığını hayal ediyorum Bu garip zamanlarda

slightly I want to say drunk or maybe unconscious during these strange times

sarhoş ya da belki bilinçsiz demek istiyorum

not that we do that Steve the only thing we do is eat lots of chocolate to be

değil bunu yapıyoruz Steve, yaptığımız tek şey dürüst olmak gerekirse bol bol çikolata yemek, ki

honest which we will be doing later oh yes although we did purchase well I'll

bunu daha sonra yapacağız oh evet, iyi satın almamıza rağmen,

let you introduce it mr. Duncan it is look so here is the lovely Easter

onu tanıtmanıza izin vereceğim bay. Duncan, bak, işte Bay'ın o güzel paskalya

egg that mr. Steve bought for me isn't that nice there it is yes because that

yumurtası. Steve'in benim için aldığı o kadar güzel değil mi evet öyle çünkü

that's chapter but it's mint mint flavored and mr. Duncan does like mint

bu bölüm ama nane nane aromalı ve mr. Duncan naneli

chocolate I do I like mint now we went in I went into a local shop yes to buy

çikolatayı sever Ben naneli severim şimdi içeri girdik yerel bir dükkana girdim evet

this for mr. Duncan and but when I went in it's very added oh you're probably

bunu baya almak için. Duncan ve ama içeri girdiğimde çok duygulandım oh muhtemelen bizimle

having the same experience that we are it's very unnerving unnerving mmm that

aynı deneyimi yaşıyorsun bu çok sinir bozucu sinir bozucu mmm

would another word for that could be unsettling mmm at the moment going into

bunun için başka bir kelime rahatsız edici olabilir mmm şu anda

a shop because you're calm constantly aware of having to be near people who

bir dükkana girerken sürekli sakinsin çünkü Enfekte olabilecek insanların yakınında olmak zorunda olduğunun farkındayım, bu

could be infected so it makes you unnerved and you can see other people

seni sinirlendiriyor ve diğer insanların böyle

acting in a strange way avoiding new things like that well I saw this big

yeni şeylerden kaçınarak garip bir şekilde davrandığını görebiliyorsun. Bu büyük

stack of Easter eggs and I thought I've got to get one for mr. Duncan but

Paskalya yumurtası yığınını gördüm ve almam gerektiğini düşündüm. biri bay için Duncan ama

instead of spending time choosing one I was conscious that there were people

bir tanesini seçmekle zaman harcamak yerine

moving around and it was unnerving so I just quickly grabbed this one hmm

etrafta dolaşan insanların olduğunun bilincindeydim ve bu sinir bozucuydu bu yüzden hemen bunu yakaladım hmm

luckily mr. Duncan likes it this is lovely I would have normally gone

neyse ki bay. Duncan bundan hoşlanıyor, bu çok hoş, normalde

through the boys hello mr. Duncan like that word about that one no maybe not

erkeklerden geçerdim merhaba bayım. Duncan bu sözden hoşlanmadı, belki hayır,

then I sort of people around grabbed it went to the tail and left yeah mr.

o zaman etraftaki insanlar onu yakaladı ve kuyruğa gitti ve evet bayım ayrıldı.

Duncan I'm just realizing that we haven't we haven't wiped the outside of

Duncan, fark ettim ki,

that box well I did oh right yes I've cleaned this box so where we bought this

o kutunun dışını iyi silmemişiz, doğru yaptım, bu kutuyu temizledim, bu yüzden bunu mağazalardan aldığımız yerde,

from the shops I did actually get some water in some some soap and I've

aslında biraz su içtim. sabun ve

actually wiped the outside of this so it is now nice and clean and sterile as

aslında bunun dışını sildim, bu yüzden şimdi güzel, temiz ve steril,

well the rain stopped mr. Duncan's hood put the umbrella down yes good you don't

ayrıca yağmur durdu bay. Duncan'ın kapüşonlusu şemsiyeyi indirdi evet güzel

need the umbrella now I don't in a go says you're in the same household so you

şu an şemsiyeye ihtiyacın yok Bir anda gitmiyorum aynı evdesin yani

don't have to practice social distance oh yes it's true but what I want to do

sosyal mesafeye uymak zorunda değilsin diyor oh evet bu doğru ama benim istediğim

Steve is I want us to lead as an example right yes so our behavior what we are

Steve, örnek olarak liderlik etmemizi istiyor mu?

doing are our social distancing is also almost like like an example of what

other people might be doing or maybe what they should be doing so we are

actually just showing that social distancing is possible even even though

mr. Steve and myself we are very close together so we are keeping ourselves at

bay olsa bile sosyal mesafenin mümkün olduğunu gösteriyor. Steve ve ben birbirimize çok yakınız, bu yüzden kendimizi

a safe distance and I hope you are as well staying safe during this really

güvenli bir mesafede tutuyoruz ve umarım siz de bu gerçekten

weird strange period of time but you're right indigo we don't have to do that

tuhaf, garip zaman diliminde güvende kalıyorsunuzdur ama haklısınız indigo, bunu yapmak zorunda değiliz

and we're only doing it while we're today because we're we're we're on the

ve biz Bunu sadece bugünken yapıyoruz çünkü

livestream but we won't be doing it later we don't have to be just we're

canlı yayındayız ama daha sonra yapmayacağız sadece

just doing it for the livestream today although to be honest with you I'm quite

bugün canlı yayın için yapıyoruz sana karşı dürüst olmama rağmen oldukça keyif alıyorum

enjoying it I can still hear you though I'm quite deceptive I'm rather enjoying

yine de seni duyabiliyorum yine de oldukça aldatıcıyım seninle senin

having this safe distance between you and you you and me Steve so yes how did

aranda bu güvenli mesafenin olmasından daha çok zevk alıyorum sen ve ben Steve yani evet nasıl oldu da

they just pass the umbrella well mr. Duncan walked over and gave it to me yes

şemsiyeyi geçtiler peki Bay. Duncan geldi ve bana verdi evet

but yes we don't have to do it strictly obviously but we are for the just for

ama evet bunu kesinlikle yapmak zorunda değiliz ama

this livestream today we are giving a good example yes and well as anybody

bugün sadece bu canlı yayın için buradayız iyi bir örnek veriyoruz evet ve herkesin

been telling you mr. Duncan in the last half an hour about their chocolate

size söylediği gibi bay. Duncan son yarım saat içinde çikolata

purchases well I was going to ask what about you out there what are you doing

alımlarıyla ilgili pekala, Paskalya için ne yapıyorsun diye soracaktım, herkesin

for Easter I know not everyone celebrates Easter I do understand that

Paskalya'yı kutlamadığını biliyorum, anlıyorum,

however what are you doing today are you doing something special maybe there is a

ancak bugün ne yapıyorsun, belki özel bir şey mi yapıyorsun?

certain type of food that you normally have at Easter because around the world

Normalde Paskalya'da yediğiniz belirli bir yemek türü vardır çünkü Steve dünyanın her yerinde

Steve there are many different traditions that go with one particular

belirli bir festivale uyan birçok farklı gelenek vardır, bu

festival so Christmas is a good example as well Christmas is celebrated in many

nedenle Noel de iyi bir örnek Noel

different ways around the world so what about you how are you celebrating or

dünya çapında birçok farklı şekilde kutlanır, peki ya Paskalya'yı nasıl kutluyor veya

observing Easter maybe you are not doing anything so we are having our Easter

gözlemliyorsunuz, belki hiçbir şey yapmıyorsunuz, bu yüzden Paskalya

eggs and also we have all right believe Steve we still have some Hot

yumurtalarımızı yiyoruz ve ayrıca pekala Steve'e hala yaptığımız Hot Cross Buns'a sahip olduğumuza inanıyoruz

Cross Buns we do and later on I'm cooking something which is a traditional

ve daha sonra geleneksel olan bir şey pişiriyorum.

thing to cook at Easter well sort of you normally traditionally people would have

Paskalya'da pişirilecek bir şey, normalde geleneksel olarak insanlar

a turkey as it Christmas we would probably have a turkey but we're having

hindi yerdi, çünkü Noel'de muhtemelen hindi yerdik ama

a chicken later so very rarely to read do we buy meat and cook it in the house

daha sonra bir tavuk yiyeceğiz, bu yüzden çok nadiren okumak için et alıp evde pişirir miyiz

but we will today because it's Easter and it just feels a bit special

ama biz Bugün olacak çünkü Paskalya ve

interesting they're talking of birds mr. Duncan mm-hmm Satur ino has said made an

kuşlardan bahsetmeleri biraz özel ilginç hissettiriyor Bay. Duncan mm-hmm Saturino, iki keklik gördüğünüz anda güncel

interesting comment introducing a topical phrase at the moment you've seen

bir cümleyi tanıtarak ilginç bir yorum yaptığını söyledi,

two partridges but some parts of the world have been seeing a Black Swan

ancak dünyanın bazı bölgeleri bir Siyah Kuğu görüyor.

I think what's an Torino means by that is a Black Swan event okay which have

Sanırım bir Torino bununla bir Siyah Kuğu olayı demek istiyor tamam hangisini

you have you heard of that expression mr. Duncan now something that is unusual

duydunuz bu ifadeyi duydunuz bay Duncan şimdi alışılmadık bir şey

or something really rare or something that it doesn't happen very often

veya gerçekten nadir bir şey veya çok sık olmayan bir şey insanlar üzerinde

totally unexpected event that has a very negative impact on people so obviously

çok olumsuz etkisi olan tamamen beklenmedik bir olay yani açıkça

we've got this virus that's come along and that's being described as a Black

ortaya çıkan ve Kara Kuğu olarak tanımlanan bu virüse sahibiz.

Swan event something that just came from nowhere unexpected unplanned for so if

Hiçbir yerden gelen, beklenmedik, planlanmamış bir olay yani eğer

you you can just have these events in your life I mean if you had a car crash

bu olayları hayatınızda yaşayabilirseniz, yani örneğin bir araba kazası geçirdiyseniz,

for example you could describe that as a Black Swan event just suddenly came from

bunu bir anda hiçbir yerden gelmemiş bir Siyah Kuğu olayı olarak tanımlayabilirsiniz.

nowhere you weren't planning it you weren't expecting it and of course this

planlarken bunu beklemiyordunuz ve tabii ki bu

pandemic is a Black Swan event okay it's having

salgın bir Siyah Kuğu olayı tamam, insanların

obviously serious effects on the health of people I almost wondering if if you

sağlığı üzerinde açıkça ciddi etkileri var Ne

remember that I said we have to be careful what we say but there you go

söylediğimize dikkat etmemiz gerektiğini söylediğimi hatırlıyor musunuz diye merak ediyorum ama işte siz iyi git tamam bay

well okay mr. Duncan is scolding me already I'm not I'm not but I you know

Duncan zaten beni azarlıyor, değilim ama

what YouTube is like at the moment they are they are punishing and banning

YouTube'un nasıl bir şey olduğunu biliyorsun, şu anda burada bulunan herkesi cezalandırıyor ve yasaklıyorlar, bu

everyone at the moment on here so we have to be very careful what we say well

yüzden ne söylediğimize çok dikkat etmeliyiz, iyi

our aspire says we miss you thank you and can you appear twice a week well I

niyetimiz seni özlediğimizi söylüyor teşekkür ederim ve haftada iki kez gelebilir misin

may be able to because I am effectively working from home at the moment well I

gelebilirim çünkü şu anda etkili bir şekilde evden çalışıyorum iyi

am NOT effectively I am working for you are you per know at the moment you are

değilim etkili bir şekilde sizin için çalışıyorum sizin için çalışıyor musunuz şu anda

actually taking a book well in fact Steve is on holiday I am this week yes

gerçekten aldığınızı biliyor musunuz bir kitap aslında Steve tatilde Ben bu hafta evet

because which is there's something interesting if you are being told by

çünkü ilginç bir şey var, eğer şu

your employer at the moment that you must work from home what guidance are

anda işvereniniz size evden çalışmanız gerektiğini söylüyorsa,

they giving you in terms of taking holidays during this period hmm we've

bu süre zarfında tatil yapmanız konusunda size nasıl bir rehberlik ediyorlar? dönem hmm

had advice and they've told us that we need to take holiday even though we're

tavsiye aldık ve bize evde olmamıza rağmen tatile çıkmamız gerektiğini söylediler,

at home we still need to take that time off because if for example and a company

yine de izin almamız gerekiyor çünkü örneğin ve bir şirket

of course are thinking about their business yes and I could potentially not

elbette işini düşünüyorsa evet ve Potansiyel olarak

be seeing customers for what two three four months yes

iki üç dört aydır müşteri göremeyebilirim evet

those who know Steve that's right so well for example I haven't taken any

Steve'i tanıyanlar bu çok doğru örneğin

holiday this year yet but if I didn't go back to work if this social distancing

bu yıl henüz tatil yapmadım ama eğer bu sosyal mesafe ve işe geri dönmeseydim ve ve

and and locked-down didn't end until August for example then

Kilitlenme Ağustos'a kadar sona ermedi, örneğin, o zaman

I'd have all my years holiday to take in in only say six months of the year and

tüm yılım boyunca yılın sadece altı ayında tatil yapmak için tatil yapardım ve

the company don't want us to do that because they're already needing to catch

şirket bunu yapmamızı istemiyor çünkü zaten yakalamaya ihtiyaçları var.

up on what business has been lost and then if you suddenly take all your

hangi işin kaybolduğuna karar verin ve sonra bir

year's holiday allocation in six months instead of spreading it out over twelve

yılın tüm tatil tahsisini on ikiye yaymak yerine aniden altı aya alırsanız,

then that will have an impact on the business so I I quite agree with that

o zaman bu iş üzerinde bir etkiye sahip olacaktır, bu yüzden buna tamamen katılıyorum

and understand it hmm so they've asked us to take pro rata our holiday okay up

ve anlıyorum hmm yani onlar ' Bizden tatilimizi orantılı olarak almamızı istediniz tamam,

to the period when we go back to work so when you say pro rata what does that

işe döndüğümüz döneme kadar yani oransal dediğinizde bu ne

mean yes so for example if you get twenty days holiday a year okay if you

anlama geliyor evet yani örneğin yılda yirmi gün tatil yaparsanız tamam

divided that up into the months it would be well say you've got 24 days

bunu bölüştürürseniz Aylarca yılda 24 gün tatiliniz olduğunu söylemek iyi olur, bu ayda

holiday a year that would be 2 days holiday a month so after after 6 months

2 gün tatil olur yani 6 ay sonra bu

that would be 12 days so that's pro rata that means it's Latin I don't remember

12 gün olur yani bu orantı yani Latince anlamına gelir

what it stands for someone will tell me so if you say pro rata you're you've got

ne anlama geldiğini hatırlamıyorum biri bana, orantılı dersen,

to take your pro rata holiday in six months and it was 2 days holiday a month

orantılı tatilini altı ay içinde yapmalısın ve ayda 2 gün tatildi,

that would be 12 days so you've got to take it the holiday that's June to you

bu 12 gün olurdu, bu yüzden tatili yapmalısın. Haziran size

over that period you say that that's quite a common phrase to you so for

o dönemde bunun oldukça yaygın bir tabir olduğunu söylüyorsunuz,

example if you if you started a new job halfway through the year you wouldn't

örneğin yılın ortasında yeni bir işe başladıysanız,

expect to get a full year's holiday so the company that the newcomer that you

tam bir yıl tatili almayı beklemezsiniz, bu nedenle yeni gelen şirket

work for would say to you well over the year we'd give you say 24 days but

için çalışmak size yıl boyunca iyi bir şey söylerdi, size 24 gün verirdik ama

you've only now work for us for six months so you'll take half of it does

şimdi bizim için sadece altı aydır çalışıyorsunuz, bu yüzden yarısını alacaksınız,

that explain that mr. Duncan you lost me it let me answer this

bu bay. Duncan beni kaybettin, bu soruyu yanıtlamama izin ver,

question I think I think pro rata means divided equally or equally over the

bence orantılı, yıllar içinde eşit olarak veya eşit olarak bölünmek anlamına gelir, bunun

years something like that it means it means it's divided equally over us over

gibi bir şey, bunun bir süre boyunca üzerimizde eşit olarak bölündüğü anlamına gelir,

a period of time take that the right proportion yes

doğru oranı alın evet

okay that's lovely very nice we have some Easter traditions apparently in

tamam bu çok güzel çok güzel görünüşe göre Rusya'da bazı Paskalya geleneklerimiz var

Russia Easter will be next week because of course you don't follow the Gregorian

Paskalya gelecek hafta olacak çünkü tabii ki Gregoryen takvimini takip etmiyorsun

calendar you follow your own so because there is a slight delay as it were

kendi takvimini takip ediyorsun bu yüzden hafif bir gecikme var sanki bu

that's why Christmas in certain parts of the world Steve are also or is also

yüzden dünyanın bazı yerlerinde Noel Steve

celebrated at different times as well I appreciate that Olga says today we will

Farklı zamanlarda da kutlanıyor ya da kutlanıyor Olga'nın bugün

bring home branches of blooming willow so right there is one of them I have a

eve çiçek açan söğüt dalları getireceğimizi söylemesini takdir ediyorum, yani tam orada onlardan bir tane var İçimde

feeling that might be some sort of religious symbolism I think so branches

bir tür dini sembolizm olabileceğine dair bir his var Sanırım söğüt dalları

of willow yes yes well it's yes that's right well

evet evet pekala evet bu doğru peki geleneksel olarak palmiye yapraklarını getirdiğiniz

I wonder if that similar to Palm Sunday where you would traditionally sort of

Palm Sunday'e benzer mi merak ediyorum

bring palm leaves in sometimes we do that in this country we don't anymore

bazen bunu bu ülkede yapıyoruz artık yapmıyoruz

but I think we used to hmm so it must be similar

ama sanırım eskiden hmm yani benzer olmalı

I think Palm Sunday was last Sunday yes last Sunday was Palm Sunday and this

Bence Palmiye Pazarı geçen Pazardı evet geçen Pazar Palmiye Pazarıydı ve bu Pazarın

Sunday's Easter Sunday that's right the interesting thing about

Paskalya Pazarıydı bu doğru

Easter of course is it's always on different days well on Sunday of course

it's all or it's always on Sunday but it always moves around for a month-to-month

bir aydan aya

so it's very straight of years ago I think it was on the 30th of March and of

yani yıllar öncesinden çok düz sanırım 30 Mart'taydı ve

course this year because Sunday is not always falling on the same date or the

tabii ki bu yıl çünkü Pazar her zaman aynı tarihe veya

same date of the month so it does vary from year to year so this year here in

ayın aynı tarihine denk gelmiyor, bu yüzden değişiyor yıldan yıla, yani bu yıl burada

the UK it is the 12th of April Easter day is today satury now says that

Birleşik Krallık'ta 12 Nisan Paskalya günü bugün satury şimdi,

another phrase with pick in it is pick through oh yes yeah so if you were to

içinde seçim olan başka bir ifadenin seçim olduğunu söylüyor oh evet evet, yani

pick through something that means you're sort of sorting through it so you might

bir şeyi seçecekseniz, bu nazik olduğunuz anlamına gelir

have a bunch of clothes and you would pick through them hmm and just means

bir sürü kıyafetiniz olabilir ve onları seçersiniz hmm ve sadece

you're sort of looking at them sorting them out maybe hmm

onları ayırmaya baktığınız anlamına gelir belki hmm bu yüzden

so pick through that's a good that's a good expression yes so you might pick

ayıklayın bu iyi bu iyi bir ifade evet bu yüzden seçebilirsiniz

through some clothes and then pick out something from that collection that

bazı kıyafetleri gözden geçirin ve sonra o koleksiyondan

you've got you might be surprised Steve to find out just how many uses of the

sahip olduğunuz bir şeyi seçin, Steve'in İngilizce'de seçim kelimesinin kaç tane kullanıldığını öğrenince şaşırabilirsiniz,

word pick there are in the English language we might do that one week there

bunu yapabiliriz, bir hafta

might be a good one we might have a list of words that relate to the word pick

iyi bir tane olabilir. seçim kelimesiyle ilgili bir kelime listemiz olabilir

and there are loads in fact they're allowed to choose something is a very

ve aslında pek çok kelime vardır, aslında bir şey seçmelerine izin verilir, bu,

common use of the word pick so quite often we will pick something or we will

kelime seçiminin çok yaygın bir kullanımıdır, bu nedenle oldukça sık bir şey seçeceğiz veya bir şey

choose something you pick something I want that Easter egg I will pick that

seçeceğiz, siz bir şey seçin O paskalya yumurtasını istiyorum onu ​​seçeceğim onu ​​seçtim onu ​​seçtim onu

one I I have chosen it I picked that one I

seçtim onu ​​seçtim

chose it you might win a prize and there is a

bir ödül kazanabilirsin ve çeşitli

selection of prizes so you might go to the fair and you might you might win

ödüller var yani fuara gidebilirsin ve sen bir

something and somebody will say to you we'll pick out a prize so there could be

şeyler kazanabilirsin ve birileri kazanacak size bir ödül seçeceğimizi söyleyin,

a group of prizes so you pick one out hmm

böylece bir grup ödül olabilir, siz de birini seçin hmm

Constantine mikhaylov is having a very good Easter today managed to drink a

Constantine mikhaylov bugün çok güzel bir Paskalya geçiriyor

whole bottle of wine earlier today so well done yes I'm very jealous so I'm

bugün erken saatlerde bir şişe şarap içmeyi başardı çok aferin evet ben çok kıskandım bu yüzden

sure I'm sure you were having a very happy Easter Sunday talking of drinking

eminim çok mutlu bir paskalya Pazarı geçiriyorsundur içki içmekten bahsediyorsun

huh I need to have a glass of water no I say are you a little bit thirsty Steve a

ha bir bardak su içmem gerek hayır diyorum biraz susadın mı Steve

little parched that's our first that means I'm a bit dehydrated a bit

biraz kurumuş bu bizim ilkimiz yani ben

dry as I've been sanding away mr. Duncan probably doesn't know but I've been

Bay'ı zımparalarken biraz susuz kaldım, biraz kuru. Duncan muhtemelen bilmiyor ama ben

preparing to do some painting well I did here he did here I could hear the noise

biraz resim yapmaya hazırlanıyorum burada yaptım o burada yaptı gürültüyü duyabiliyordum

yes and so I've been there sanding down we've got some steps at the

evet ve bu yüzden orada zımpara yapıyordum

front of our house the facing front the front are painted and it's all coming

evimizin önünde birkaç basamak var ön cephe boyalı ve hepsi

off so I thought well that's normally mr. Duncan's job but he's so busy at the

çıkıyor, bu yüzden bunun normalde bay olduğunu düşündüm. Duncan'ın işi ama o şu anda o kadar meşgul ki, onun

moment her painting his quarters mr. Duncan's

kamarasını boyamak Mr. Duncan'ın

job he's very good I think he used to be a painter and decorator painted most of

işi çok iyi Sanırım eskiden ressam ve dekoratördü

our house were moved in but he's so busy with these live-streamed at the moment

evimizin çoğu taşınmıştı ama şu anda bu canlı yayınlarla o kadar meşgul ki

then I'm afraid I've got to do it yes I am a busy bee but I'm sure you will do a

korkarım bunu yapmalıyım evet ben meşgul bir arı ama iyi bir iş çıkaracağınızdan eminim

good job of it Steve I hope you do a better job than you did of the garage

Steve umarım garaj kapılarından daha iyi bir iş çıkarırsınız,

doors let's not talk about the garage doors mr. don't wait let's let's not

garaj kapılarından bahsetmeyelim bay. bekleme

talk about the garage doors and when mr. Steve when Steve tried to paint the

garaj kapıları hakkında konuşmayalım ve ne zaman bay. Steve, Steve

garage doors and what happened it was

garaj kapılarını boyamaya çalıştığında ve olan şey bir

disaster let's just say it's a good idea not to try and rush jobs and say to

felaketti, diyelim ki işleri aceleye getirmeye çalışmamak iyi bir fikir ve

yourself oh I've got an hour to do that ah when if you thought about it

kendi kendine ah, bunu yapmak için bir saatim var ah, eğer

seriously the job probably would take you what it was I was it was

ciddi ciddi düşünürsen iş muhtemelen seni olduğu yere götürürdü ben

getting dark okay and I thought oh I know I can

hava kararıyordu tamam ve ah biliyorum

probably just fit in that little job of painting the garage doors and what

muhtemelen o küçük garaj kapılarını boyama işine sığabilirim diye düşündüm ve

happened was I just did it too quickly and put too much paint on hmm and it

olan şuydu ki bunu çok hızlı yaptım ve çok fazla boya koydum hmm üzerine boya ve

went dark and the next morning we came down it was run everywhere yes so this

hava karardı ve ertesi sabah aşağı indik her yerde koştu evet yani bu

is what mr. Steve actually did you you you rushed it

ne bay. Steve aslında seni aceleye getirdin

you put too much paint on the door so all of the paint because the paint was

kapıya çok fazla boya koydun ve boyanın tamamı ıslak olduğu için

wet it was starting to run down the door and the next morning it looked

kapıdan aşağı akmaya başladı ve ertesi sabah

absolutely awful so I had to take all of that paint off and then I did it and I'm

kesinlikle berbat görünüyordu, bu yüzden hepsini almak zorunda kaldım boyayın ve sonra yaptım ve

sure you will agree Steve I did a much better job of it I just rushed it just

eminim siz de aynı fikirde olacaksınız Steve Ben çok daha iyi bir iş çıkardım sadece aceleye getirdim sadece

shows you you should never rush jobs we were looking at some words earlier Steve

size işleri asla aceleye getirmemeniz gerektiğini gösteriyor daha önce bazı kelimelere bakıyorduk Steve

we've got some more now would you like to have a look at some unusual English

elimizde daha fazlası var şimdi bazı alışılmadık İngilizce

word this is something I did a few days ago and I'm going to look at some words

kelimelere bakmak ister misin, bu birkaç gün önce yaptığım bir şey ve bazı kelimelere bakacağım, bu

so I'm going to show them on the screen I will say them as well I will speak the

yüzden onları ekranda göstereceğim, onları da söyleyeceğim

word as well so mr. Steve can hear it because he can't see the screen because

kelimeyi de konuşacak, bu yüzden bay. Steve bunu duyabiliyor çünkü ekranı göremiyor çünkü

there isn't a screen we have no monitors today see the live chat they provided a

ekran yok bugün monitörümüz yok canlı sohbete bakın

nice comb for me that's it so Steve is using my my old Samson phone and I'm

benim için güzel bir tarak sağladılar işte bu kadar Steve benim eski Samson telefonumu kullanıyor ve ben

using my iPhone to monitor everything however there is about a 30 second delay

her şeyi izlemek için iPhone'umu kullanıyorum ancak yaklaşık 30 saniyelik bir gecikme var

so 30 seconds between us speaking in something happening so you can't use it

yani aramızda bir şey konuşurken 30 saniyelik bir gecikme var bu yüzden onu

as a monitor so here we go here are some great words here is the first one maybe

monitör olarak kullanamazsınız bu yüzden işte başlıyoruz bazı harika sözler burada ilki belki

you can see that Steve Peru's Peru Peru's is an interesting word I think

siz yapabilirsiniz bakın Steve Peru'nun Peru'su Peru'nunki ilginç bir kelime bence

Peru's yes yes if you peruse it means you look carefully through something you

Peru'nun evet evet, eğer okursanız, incelediğiniz bir şeyi dikkatlice incelediğiniz anlamına gelir,

peruse so you might peruse a magazine you might peruse through a library so

böylece bir dergiyi inceleyebilir, bir kütüphanede inceleyebilir, böylece her şeye

you are looking carefully or closely at things one by one you are observing

dikkatlice veya yakından bakabilirsiniz. bir

something closely peruse so there is the first word I think that's a very unusual

şeyi yakından gözlemliyorsunuz yani ilk kelime var Bence bu çok sıra dışı bir

word have you ever come across this word Steve I have yes so you might you might

kelime Steve bu kelimeyle hiç karşılaştınız mı Steve bende evet bu yüzden

peruse through a document so if you've got something to read which has got

bir belgeyi inceleyebilirsiniz yani okuyacak bir şeyiniz varsa hangisi

technical information in it you might peruse it and you give it a you give it

içinde teknik bilgi var onu inceleyebilirsin ve bir inceleyebilirsin

a good look through and see if there's any mistakes in it but yes it's it's a

ve bir hata var mı diye bakabilirsin ama evet bu

word that's not used very often hmm these days I'm trying to think of

çok sık kullanılmayan bir kelime hmm bu aralar düşünmeye çalışıyorum

another use of the word whoa that is that is use of the word yes - look click

whoa kelimesinin başka bir kullanımı, evet kelimesinin kullanımıdır - bir şeye iyi göz

closely or carefully as you browse something well we do use it a lot these

atarken yakından veya dikkatlice tıklayın, bu günlerde bunu çok kullanıyoruz,

days especially when you are maybe looking on the internet for something

özellikle de internette inceleyebileceğiniz bir şey ararken.

you might peruse the internet you might go to a certain webpage and peruse the

İnternette belirli bir web sayfasına gidebilir ve

webpage you are looking through the web page or the web site and you are looking

baktığınız web sayfasını web sayfası veya web sitesi üzerinden inceleyebilirsiniz ve

at what is there or what is available on that website you peruse so I like that

orada ne var ne yok diye inceliyorsunuz yani ben bu kelimeyi beğendim

word I like that word very much I think that's an that's a nice word peruse you

Bu kelimeyi çok beğendim bence bu güzel bir kelime

look carefully closely and you examine something carefully but normally it

dikkatle inceleyin ve bir şeyi dikkatlice inceleyin ama normalde

means you are looking at several things or many things you peruse a magazine you

birkaç şeye veya birçok şeye baktığınız anlamına gelir bir dergiyi incelersiniz

look through it here's another one Steve because that's what we're doing today it

ona bakarsınız işte bir tane daha Steve çünkü biz bu bugün yapıyorum

is English addict on Sunday the 12th of April 2020 2020 I'm sure there will be

İngilizce bağımlısı 12 Nisan 2020 2020 Pazar günü eminim ki

many many people for many many years remembering this year for all the wrong

birçok insan uzun yıllar boyunca tüm yanlış sebeplerden dolayı bu yılı hatırlayacak

reasons here is another word Steve shirk there

işte başka bir kelime Steve shirk işte

it is share shirk shirk I like that word sure

paylaş shirk shirk beğendim bu kelime kesin

and the idea Steve shirk that means to not do something that you should do hmm

ve Steve shirk fikri, yapmanız gereken bir şeyi yapmamak anlamına gelir hmm

so if you are shirking your duties it means that you're not you're not doing

yani görevlerinizden kaytarıyorsanız, bu,

what you're supposed to do hmm and of course mr. Duncan does this all

yapmamanız gerektiği anlamına gelmez, hmm ve tabii ki bay . Duncan bunu her

the time I'm only joking but yes if you shirk something it means you you use you

zaman yapıyor, sadece şaka yapıyorum ama evet, eğer bir şeyden kaçarsanız, bu, kullandığınız anlamına gelir,

don't do something that you're supposed to do is that right mr. dink yes

yapmanız gereken bir şeyi yapmazsınız, öyle değil mi bayım? düşün evet

so maybe avoid or you're avoiding doing something you are trying not to do it

belki kaçınıyorsun ya da bir şeyi yapmaktan kaçınıyorsun yapmamaya çalışıyorsun bir şeyden

you shirk something or you pretend that you don't have to do it you avoid

kaçıyorsun ya da yapman gerekmiyormuş gibi davranıyorsun bir

something you shirk we often say that a person might shirk their

şeyden kaçınıyorsun kaçınıyorsun bir kişinin sorumluluklarından kaçabileceğini sık sık söyleriz

responsibilities yes they shirk them they avoid being responsible for

evet onlardan kaçarlar bir şeyden sorumlu olmaktan kaçınırlar

something you might shirk your duties or shirk your responsibilities so that is

görevlerinizden ya da sorumluluklarınızdan kaçabilirsiniz yani bu

one way of using the word shirk I like that one so we are looking at some

şirk kelimesini kullanmanın bir yoludur Bunu sevdim bu yüzden

unusual words today some very strange words indeed now make a couple of

bugün bazı alışılmadık kelimelere bakıyoruz gerçekten de şimdi gerçekten çok garip kelimeler bir çift oluşturuyor

comments you can maria giovanna la Rosa has said that she's had a very big dark

maria giovanna la Rosa çok büyük bir bitter

chocolate egg uh-huh dark chocolate hmm that my mother likes dark chocolate and

çikolata yumurtası yediğini söyledi uh-huh bitter çikolata hmm annem bitter çikolatayı sever ve

I like it as well but not in an Easter egg but interesting that you've consumed

ben de severim ama paskalya yumurtasında değil ama senin tüketmiş olman ilginç

a whole egg I've had a couple of people saying they're like my hat so thank you

bütün bir yumurta Birkaç kişi şapkam gibi olduklarını söyledi, bu yüzden bunun için teşekkür ederim,

for that this this hat is called a Tilley hat T IL e Y it's made in Canada

bu şapkaya Tilley şapka deniyor TIL e Y Kanada'da yapılmış, onları

they sell them here in the UK probably all over the world and it's my favorite

burada Birleşik Krallık'ta muhtemelen tüm dünyada satıyorlar. dünya ve bu benim en sevdiğim

hat because it keeps the Sun off it keeps the rain off and it's very well

şapka çünkü güneşi uzak tutuyor yağmuru uzak tutuyor ve çok iyi

made so you look it up TI l ey made in canada if anybody wants to know they're

yapılmış bu yüzden bir bakın TI l ey kanada'da yapıldı eğer biri bilmek isterse

quite expensive but they last forever and the other strange thing about this

oldukça pahalı ama sonsuza kadar dayanır ve diğeri Bu şapkayla ilgili garip olan şey,

hat is that if you lose it can you confirm

eğer kaybederseniz,

the company and they'll send you a new what uh-huh which i think is so it's got

şirketi onaylayabilir ve size yeni bir şey göndereceklerdir ki bence bu, hasar görmesine veya yıpranmasına karşı

a lifetime guarantee against against you losing it against it being damaged or or

kaybetmenize karşı ömür boyu garantilidir.

wearing out they're so confident in the quality of this hat that they're willing

Bu şapkanın kalitesine o kadar güveniyorlar ki

to replace it but of course it hasn't shown the slightest sign of wear no and

değiştirmek istiyorlar ama tabii ki en ufak bir aşınma belirtisi göstermedi hayır ve

I've had it for about ten years I think it's safe to say that your the quality

yaklaşık on yıldır bende.

of that hat is actually very high and I love that part so if so Steve if you are

o şapkanın kalitesi aslında çok yüksek ve ben bu kısmı seviyorum öyleyse öyleyse Steve eğer

walking through a forest or maybe if you are on a cruise ship I know not at the

bir ormanda yürüyorsan veya belki bir yolcu gemisindeysen bilmiyorum şu

moment you won't be on a cruise ship at the moment but if you are on a cruise

anda bir gemi yolculuğunda olmayacaksın şu anda gemi ama eğer bir yolcu

ship yeah and you leaned over the edge and your hat blows away and goes off

gemisindeyseniz evet ve kenardan eğildiyseniz ve şapkanız uçup

into the sea you can actually write to the company and they will give you a new

denize gidiyorsa, aslında şirkete yazabilirsiniz ve size yeni bir

hat they will they're quite expensive but I'd like to buy quality things that

şapka verecekler. oldukça pahalı ama kaliteli şeyler satın almak istiyorum

are expensive that will last me hopefully a lifetime look at this top

pahalı ve umarım bana bir ömür yetecek bu üstüme bir bakın bayım

I've got on here mr. Duncan I used this in the gardener I've had it for about

. Duncan bunu bahçıvanda kullandım,

fifteen years at least and it's barely showing any signs of where you used to

en az on beş yıldır bende ve neredeyse nerede giydiğine dair herhangi bir iz yok,

wear that you used to wear that rugby Jersey when we first met yes I've had it

ilk tanıştığımızda o rugby formasını giyiyordun, evet,

for years I've got three or four rugby shirts and they're very good quality

yıllardır bendeydi Üç veya dört rugby gömleğim var ve çok kaliteliler,

well I bought them from Gap not this one okay and they don't sell them anymore

onları Gap'ten aldım, bu değil tamam ve artık onları satmıyorlar

which I'm very disappointed about but anyway let's not go into that no you've

ki bu beni çok hayal kırıklığına uğrattı ama neyse buna girmeyelim hayır sen

got more words to do mr. Duncan yeah but that so that that actual rugby Jersey

yapacak daha çok sözüm var bay Duncan evet ama bu gerçek rugby forması bu

it's it's a rugby top isn't it that is actually over 30 years old and it still

bir ragbi üstü değil mi aslında 30 yaşın üzerinde ve hala

looks I think it still looks quite good to be honest I wouldn't go out in it

görünüyor bence hala oldukça iyi görünüyor dürüst olmak gerekirse sosyalleşmek için dışarı çıkmazdım

socialise no but in the garden it's fine I like it it's warm and I can put the

hayır ama bahçede sorun yok, havanın sıcak olmasını seviyorum ve

collar up yeah and it stops the Sun getting on my neck because I don't want

tasmayı kaldırabiliyorum evet ve güneşin boynuma gelmesini engelliyor çünkü

an aging wrinkling neck so I'm to stay out of the Sun luckily mr. Duncan no mr.

yaşlanan, kırışan bir boyun istemiyorum, bu yüzden güneşten uzak duracağım, neyse ki bayım . Duncan hayır bay.

Duncan's plunked me here plunked hmm yes that's a good word that's a good word

Duncan beni buraya itti hmm evet bu iyi bir kelime bu iyi bir kelime

plonk clonk if you plunk something down it means you

plonk clonk eğer bir şeyi yere indirirsen bu

put something down really without any care yes without any care you haven't

gerçekten hiç umursamadan bir şeyi yere koyduğun anlamına gelir evet hiç umursamadan

really thought about it oh let's let's put mr. Steve there

gerçekten düşünmedin oh haydi koyalım bay. Steve orada

that'll do and plonk him down yes but luckily the Sun isn't out because if it

yapacak ve onu yere serecek evet ama neyse ki Güneş dışarıda değil çünkü öyle olsaydı Güneş içeri

was I'd be the Sun would be streaming in and I would be aging from the UV light

akardı ve UV ışığından yaşlanırdım.

well mind you having said that it would be good for the virus just can you just

virüs için iyi ol sadece

say that word a few more times well I'm it's a generic term isn't yes

bu kelimeyi birkaç kez daha söyleyebilir misin peki ben genel bir terim evet değil tamam o

ok then lots of people have eaten their eggs already Francesca says that she's

zaman birçok insan yumurtalarını yedi zaten Francesca

had her egg and eaten all of it we haven't had any yet no so later on we

yumurtasını aldığını ve hepsini yediğini söylüyor Henüz hiç yemedik, bu yüzden daha sonra

are having a beautiful roast dinner mr. Steve will be making a roast dinner and

güzel bir rosto yemeği yiyoruz Bay. Steve rosto bir akşam yemeği yapacak ve

we will be having Easter egg later on some chocolate Easter egg of course some

biz daha sonra biraz çikolatalı Paskalya yumurtası yiyeceğiz.

people like milk chocolate some people like dark chocolate so quite

often dark chocolate has more flavor would you say Steve it's it's got a it's

less sweet hmm so there's more there's a higher proportion of the cocoa bean in

tatlı hmm yani daha fazlası var orada daha yüksek bir kakao çekirdeği oranı var,

there that's typically 70 percent whereas milk chocolate it's only about

bu tipik olarak yüzde 70, sütlü çikolata ise sadece yaklaşık

30 percent cocoa bean and the rest of its sugar hmm and fat so so with dark

yüzde 30 kakao çekirdeği ve geri kalan şeker hmm ve yağ, yani bitter

chocolate you get it like a more concentrated form of chocolate but of

çikolata ile daha konsantre gibi oluyorsunuz çikolata şekli ama

course it's not popular with everyone because it's very it's more bitter

tabii ki herkes arasında popüler değil çünkü çok daha acı

because the bean that the cocoa bean on its own is quite bitter so which is why

çünkü kakao çekirdeğinin kendi başına oldukça acıdır bu yüzden

milk chocolate it's got lots of sugar in tomato sort of disguise the flavour but

sütlü çikolata domateste çok şeker var bir nevi lezzeti gizliyor ama

some people like down shot my mother likes it and of

biraz insanlar aşağı vurdu annem bundan hoşlanıyor ve

course you get a lot more the the goodness

tabii ki çok daha fazla iyilik alıyorsunuz daha

you can feel healthier I think eating dark chocolate because you've got more

sağlıklı hissedebilirsiniz bence bitter çikolata yersiniz çünkü

than natural being there and less sugar hmm and I mean chocolate gets a bit of a

orada doğal olmaktan daha fazlasına ve daha az şekere sahipsiniz hmm ve demek istediğim çikolata biraz alır

bad name sometimes does it yes because if you have course if you have too much

kötü bir isim bazen yapar evet çünkü eğer bir şey yerseniz tabii ki fazla yerseniz

of anything it will make you put on weight that's it but dark chocolate

kilo almanıza neden olur o kadar ama bitter çikolata, çikolatanın

means you can enjoy the benefits of chocolate there's lots of vitamins and

faydalarından yararlanabileceğiniz anlamına gelir çok fazla vitamin ve

minerals because it's a natural product in effect yes

mineral vardır çünkü doğal bir üründür aslında evet

anyway so yes dark chocolate is for people who like just a personal choice

yine de evet bitter çikolata sadece kişisel bir tercihi seven insanlar içindir,

isn't it yeah so some people like dark chocolate milk chocolate I think I

öyle değil mi evet yani bazı insanlar bitter çikolatayı sever sütlü çikolata Sanırım ben

prefer milk chocolate I also like chocolate that has different flavours

sütlü çikolatayı tercih ederim Ben de nane gibi farklı tatları olan çikolatayı severim ama

such as mint however the the egg that we have now is milk chocolate however the

şu an elimizdeki yumurta sütlü çikolata ama yumurtayla

small chocolates that come with the egg are actually milk chocolate on the

gelen küçük çikolataların dışı aslında sütlü çikolata

outside but inside they have mint oh and I like the flavor of mint very much a

ama içlerinde nane var oh ve ben nane aromasını çok seviyorum

lot I really do like it would you like another word Steve yes now I've got to

gerçekten beğendim bir tane daha ister misiniz kelime Steve evet şimdi

speak a bit clearer because one or two people have said that they are finding

biraz daha net konuşmalıyım çünkü bir veya iki kişi

it difficult to understand my accent it's okay so I'm going to speak a little

aksanımı anlamakta zorlandıklarını söyledi sorun değil o yüzden biraz konuşacağım

I think I've got a tendency to rush my words sometimes sometimes when you're

sanırım buna eğilimim var sözlerime acele et bazen bazen

trying to express yourself you get very excited but it's ok it is it is good for

kendini ifade etmeye çalışırken çok heyecanlanıyorsun ama sorun değil eğitim için iyi dinliyorsun bence

training you're listening I think so so if you are watching this and you are

öyleyse bunu izliyorsan ve

thinking sometimes I can't understand mr. Steve I can't understand what he's

bazen düşünüyorsan anlayamıyorum Bay. Steve ne dediğini anlamıyorum

saying but that is a good way of improving your listening so listening to

ama bu dinlemeni geliştirmenin iyi bir yolu bu yüzden

two different accents Steve and also myself we do speak differently however

iki farklı aksanı dinlemek Steve ve ben farklı konuşuyoruz ama dinleme

it can be very good very good for your listening skills here we go Steve here's

becerilerin için çok iyi olabilir çok iyi işte başlıyoruz Steve işte

another word Kajol Kajol Kajol I like this one

başka bir kelime Kajol Kajol Kajol Bunu beğendim

Kajol Kajol yes that means you try and persuade somebody to do something hmm

Kajol Kajol evet bu, birini bir şey yapmaya ikna etmeye çalıştığınız anlamına gelir hmm

maybe they were reluctant to do something but you try and encourage them

belki bir şeyler yapmak konusunda isteksizdiler ama siz onları cesaretlendirmeye çalışırsınız

yes maybe a bit subversively yes you could Joel them you persuade usually

evet belki biraz yıkıcı bir şekilde evet Joel ile onları ikna edebilirsiniz genellikle

with words kind words but yes so I might cajole mr. Duncan into painting the

birlikte nazik sözler ama evet, bu yüzden Bay'ı kandırabilirim. Duncan'ı evin

steps that need painting at the front of the house but I might say to mr. Duggal

önündeki boyanması gereken basamakları boyamaya ikna ettim ama Bay Duncan'a şunu söyleyebilirim. Duggal,

I know you're busy mr. Duncan but you you're very so very good at painting

meşgul olduğunuzu biliyorum Bay. Duncan ama sen resim yapmada çok çok çok

you're much better than me that's true and you know what happened when I did

iyisin benden çok daha iyisin bu doğru ve ben garaj kapılarını yaptığımda ne olduğunu biliyorsun,

the garage doors if I know laughter and I know we've got people coming in you

eğer kahkahayı bilirsem ve içeri giren insanlar olduğunu biliyorum,

know you want the house to look nice and presentable when people approach the

istediğini biliyorsun insanlar ön kapıya yaklaştıklarında evin güzel ve prezentabl görünmesi için

front door so mr. Duncan I think you should do that painting and you like do

Mr. Duncan bence o resmi yapmalısın ve hoşuna gidiyor iyi diyebilirsin

you might say well I haven't got time to do it I might say yes but you're so good

bunu yapacak zamanım yok evet diyebilirim ama bunda çok iyisin bayım

at it mr. Duncan well the best nobody's as good as you so to use flattery yes

. Duncan, en iyisi kimse senin kadar iyi değil, bu yüzden iltifat kullanmak için evet,

you are using flattery you are using kind words to persuade someone to do

iltifat kullanıyorsun, birini bir şey yapmaya ikna etmek için nazik sözler kullanıyorsun

something and maybe that person doesn't really want to do it so you have to

ve belki o kişi bunu gerçekten yapmak istemiyor, bu yüzden

cajole them I love that word it's such an unusual word you might use your charm

onları kandırmalısın Bunu seviyorum Kelime o kadar alışılmadık bir kelime ki, çekiciliğini

and sense of humor and or maybe your looks to try and get somebody to do

ve espri anlayışını kullanabilirsin ve belki de birine bir şeyler yaptırmaya çalışmak için bakışını kullanabilirsin

something because as we know quite often more attractive people find it easier to

çünkü bildiğimiz gibi çoğu zaman daha çekici insanlar

persuade people to do things for them hmm and manipulative hmm

insanları kendileri için bir şeyler yapmaya ikna etmeyi daha kolay bulurlar hmm ve manipülatif hmm, iradene

you could say that you've might be manipulated into doing something against

karşı bir şey yapmak için manipüle edilmiş olabileceğini söyleyebilirsin

your will but probably not something bad yeah

ama muhtemelen kötü bir şey değil

Toby something could yes could cajole can can also refer to using insincerity

as well to get something right so that was know I like that word

kelime

control so maybe a person who wants who doesn't want to do a task or a job and

kontrolü yani belki isteyen bir kişi bir işi veya bir işi yapmak istemeyen biri ve

you have to say nice things to them because you want them to do it

sen onlara güzel şeyler söylemelisin çünkü yapmalarını istiyorsun

now here's another word Steve I'm sure you will recognize this word because

şimdi işte başka bir kelime Steve eminim bu kelimeyi hatırlarsın çünkü

you've used it a lot over the years oh I wouldn't I wonder if you can guess

bunu yıllar boyunca çok kullandın ah, kelimenin ne olduğunu tahmin edebilir misin merak etmezdim Yıllar

what the word is I've used it a lot over the years I don't know I've used a lot

boyunca çok kullandım bilmiyorum ama çok fazla

of words however many years is it starting to rain again mr. Duncan I

kelime kullandım uzun yıllar yine yağmur yağmaya mı başladı bayım? Duncan

think it's spitting it is spitting it is spitting of rain to be on the safe side

bence tükürüyor tükürüyor güvenli tarafta olmak için yağmur yağıyor

I'll put the umbrella back up good I don't know what that word could be is it

Şemsiyeyi iyi bir şekilde geri koyacağım Bu kelimenin ne olabileceğini bilmiyorum bu

a word is it a controversial word it isn't controversial but it is a word

bir kelime mi tartışmalı bir kelime mi değil mi? t tartışmalı ama

that you sometimes use especially when you've been walking or sometimes when

bazen özellikle yürürken veya bazen

you go running spraying oh I can see it okay a spray I didn't think you could

koşarak ilaçlamaya gittiğinizde kullandığınız bir kelime oh görebiliyorum tamam bir sprey

see the word oh yes spraying so there is a word that mr. Steve uses quite often

kelimesini görebileceğinizi düşünmemiştim oh evet spreyleme yani var Bay söz Steve,

when when one of his ankles is hurting so sometimes mr. Steve will sprained his

ayak bileklerinden biri incindiğinde oldukça sık kullanır, bu yüzden bazen mr. Steve

ankle or maybe his shoulder so when you sprain something you over stretch a

ayak bileğini veya belki de omzunu burkacak, bu yüzden bir şeyi burktuğunuzda bir

muscle you make the muscle go too far or further than it should or maybe you make

kası gereğinden fazla gerersiniz, kasın olması gerekenden çok fazla veya daha fazla gitmesine neden olursunuz veya kasla

the muscle or the tendon which joins onto the muscle you stretch it more than

birleşen kas veya tendonu gereğinden fazla gerersiniz. öyle

it should so you sprain your ankle you sprained your shoulder you pull your

olmalı ki ayak bileğini burksun omzunu burkmuş

shoulder too far and sometimes mr. Steve you will sprain yourself won't you yes

omzunu çok fazla çekmişsin ve bazen mr. Steve kendini burkacaksın değil mi evet ben

we used to use this phrase when I was at school quite a lot because

okuldayken çok kullanırdık bu tabiri çünkü en azından ben okula giderken

girls who want to look fashionable at least when I was going to school would

modaya uygun görünmek isteyen kızlar

often wear very high-heeled shoes and of course you ladies there will know that

genellikle çok yüksek topuklu ayakkabılar giyerlerdi ve tabii ki Siz hanımlar,

if you're wearing high-heeled shoes there's always a danger that you can

yüksek topuklu ayakkabılar giyiyorsanız, topuğun kaldırımdaki

that the heel will go into a into a gap in the pavement and it'll pull your

bir boşluğa girme ve bileğinizi çekme, ayak

ankle stretch your ankle over and that would be very painful and you will

bileğinizi esnetme gibi her zaman bir tehlike olduğunu bileceksiniz ve bu çok acı verici ve

sprain your ankle so you will cause some when you do a sprain it's a it's a

ayak bileğinizi burkacaksınız, bu nedenle bir burkulma yaptığınızda bazılarına neden olacaksınız, bu

relatively minor injury yes as you say you you pull the tendons or the muscles

nispeten küçük bir yaralanmadır evet, tendonları veya kasları

further than they were supposed to go or the joint and you didn't need it'll need

gitmeleri gerekenden daha fazla çektiğinizi söylerken veya eklemi çekmediniz

a bit of a rest maybe need need a bandage around it for a few weeks for it

Biraz dinlenmeye ihtiyacı olacak, belki iyileşmesi için birkaç hafta etrafına bandaja ihtiyacı olacak,

to recover so you haven't broken anything or torn anything so it isn't a

böylece hiçbir şeyi kırmamış veya hiçbir şeyi yırtmamışsınız, bu yüzden

serious injury no it's it's as mr. Duncan said you sort of stretched

ciddi bir yaralanma değil, hayır, bu bay gibi . Duncan,

stretch the joint beyond the movement that it should do and ankles are the

eklemi yapması gereken hareketin ötesinde bir şekilde esnettiğinizi ve ayak bileklerinin

most common things I would say that you could sprain you know you know what I

en yaygın şeyler olduğunu söyledi.

always find fascinating Steve is how people who are professional athletes and

people who are sports people sports women or sports men they they often

sporcular sporcu kadınlar mı yoksa sporcu erkekler mi şimdi sık sık

injure themselves now you would imagine if a person is an athlete you would

kendilerini yaralıyorlar şimdi bir kişinin atlet olduğunu düşünürsünüz

imagine that they would not injure themselves however you you often find

onların kendilerini yaralamayacağını düşünürsünüz ancak sıklıkla

that athletes or people in certain sports like tennis will often end up

sporcuların veya tenis gibi belirli spor dallarındaki kişilerin sonunda sık sık yaralandıklarını görürsünüz.

with some sort of serious injuries so even people who are athletic and very

bazı ciddi yaralanmalarla, bu nedenle atletik ve çok formda olan insanlar bile

fit can quite often injure themselves yes because there are there are limits

oldukça sık olarak kendilerini yaralayabilirler, çünkü

to what the human body can do and if you are constantly exercising if you're a

insan vücudunun yapabileceklerinin sınırları vardır ve sürekli egzersiz yapıyorsanız,

professional athlete particularly you and you're exercising and training up to

profesyonel bir sporcuysanız, özellikle siz ve vücudunuzun yapabileceği maksimum kapasiteye kadar egzersiz yapıyor ve çalışıyorsanız,

the maximum ability that your body can do then there's always a risk that

o zaman her zaman

you will break something strange something hmm but of course people who

garip bir şeyi kırma riskiniz vardır, hmm ama elbette

aren't good athletes can do that quite easily you can go for a jog and then you

iyi atlet olmayan insanlar bunu oldukça kolay bir şekilde yapabilir, yürüyüşe çıkabilirsiniz ve sonra

can you can trip up over a pavement and injure yourself yes so yes ankle strains

bir kaldırıma takılıp kendinizi yaralayabilirsiniz evet yani evet ayak bileği

are the the communist part of your body to to injure in that way yes there is

bu şekilde yaralanmak için vücudunuzun komünist kısmıdır evet

Andy Murray Andy Murray is a very famous tennis player and he always seems to

Andy Murray var Andy Murray çok ünlü bir tenis oyuncusu ve her zaman öyle görünüyor

have difficulty with certain parts of his body I think he's back do you

vücudunun belirli yerlerinde zorluk yaşamak bence geri döndü

remember last year he was I think he was out of tennis for ages because he was

suffering all sorts of back problems and in fact I think at one point I think he

was in danger of actually never being able to play tennis again I think but as

Aslında bir daha asla tenis oynayamama tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu düşünüyorum ama

I understand it he's actually recovered but it is amazing how even athletes even

anladığım kadarıyla gerçekten iyileşti ama

professional athletes who are very healthy and fit even they can constrain

çok sağlıklı ve formda olan profesyonel sporcular bile kendilerini kısıtlayabilseler bile

themselves they can cause a problem with their muscles their shoulder their

kaslarında sorun yaratabilmeleri inanılmaz. omuzları

ankles lots of things can go wrong even if you are trained in a particular sport

ayak bilekleri belirli bir spor dalında eğitim almış olsanız bile pek çok şey ters gidebilir

would you like to look at another word yes we've got we've got lots of uses of

başka bir kelimeye bakmak ister misiniz evet bizde var burada Ana'nın orada olduğunu söylediği pek çok pick kullanımımız var

pick coming up on here that Ana says is there a phrase picking order I think

bir deyim toplama sırası

you're thinking of pecking order pecking order PE CK ing pecking yes and that

sanırım gagalama düzeni gagalama düzeni PE CK ing gagalama evet ve bu

refers as I understand it that refers to animals

anladığım kadarıyla hayvanlara,

maybe chickens so in the order that they actually eat or feed so you have a

belki de tavuklara, yani gerçekten yedikleri veya beslendikleri sıraya göre

certain hierarchy or a certain level of authority so from the top to the bottom

belirli bir hiyerarşiniz var veya belli bir otorite seviyesi yani tepeden

it is the pecking order it's a great expression so yes it's PE c ki ng

tırnağa hiyerarşi bu harika bir ifade bu yüzden evet PE c king

pecking so if you work for a company like an

gagalama yani hayvan gibi bir şirkette çalışıyorsanız

animal if you work for a company then you join a company you might want to

bir şirkette çalışıyorsanız o zaman bir şirkete üye olursunuz

know what is the pecking order so at the top the top boss is normally the one

hiyerarşinin ne olduğunu bilmek isteyebilirsiniz, bu nedenle en üstteki patron normalde

that would be the most important so he would be the top person yes it does

en önemli olandır, bu nedenle o en üstteki kişi olur evet,

refer I think it comes from animals and obviously dominant animals will get to

atıfta bulunuyor bence hayvanlardan geliyor ve açıkça baskın hayvanlar alacak

the food first and so they're at the top of the pecking order hmm so they go

önce yiyeceğe giderler ve bu yüzden hiyerarşide en üsttedirler, bu yüzden

first because they're dominant and that's the same in human society usually

önce onlar baskındır çünkü onlar baskındır ve bu insan toplumunda da aynıdır, genellikle

in companies if you were all sitting around for a meal or then the person the

şirketlerde, eğer hepiniz bir yemek için oturuyorsanız veya o zaman kişi

the most important person like the boss would probably be served first hmm and

patron gibi en önemli kişiye muhtemelen önce hizmet verilir hmm ve

then maybe the person under him his deputy and then maybe an important

sonra belki onun altındaki kişiye yardımcısı ve sonra belki önemli bir

secretary and then everybody else would be last so yes pecking order the order

sekreter ve sonra diğer herkes sonuncu olur yani evet hiyerarşi düzeni bir

in which something takes place yes from top to bottom

şeyin gerçekleştiği sıra evet yukarıdan aşağıya alt

yes pecking order in society hmm you can talk about a pecking order in society

evet toplumdaki hiyerarşi hmm toplumdaki bir hiyerarşiden bahsedebilirsiniz

who has the most benefits in society usually the richest maybe MP's doctors

toplumda en fazla faydayı kim sağlar genellikle en zenginler belki milletvekillerinin doktorları

they get most of the benefits in society so a pecking order so if you were you if

toplumdaki faydaların çoğunu onlar alır yani bir hiyerarşi yani siz olsaydınız

you were at a dinner party the important guests the most important person that I

siz olsaydınız bir akşam yemeği partisinde önemli konuklar masanın başına oturacağım en önemli kişi

would sit at the head of the table there would be the special person

özel kişi olurdu

so pecking order quite often exists in society you might describe class as well

bu yüzden hiyerarşi toplumda sıklıkla vardır sınıfı

people who have different classes as a type of pecking order

farklı sınıflara sahip insanları da bir tür gagalama olarak tanımlayabilirsiniz. sıra

very good here's another one and now here's an interesting one Steve because

çok iyi işte bir tane daha ve işte ilginç bir tane Steve çünkü şu anda Amerika Birleşik Devletleri'nde

a lot of political things are going on at the moment across in the United

pek çok siyasi olay oluyor

States we won't talk too much about it but here is an interesting word here is

bunun hakkında fazla konuşmayacağız ama işte ilginç bir kelime burada

an interesting word I'm going to put it on the screen and I will show it Steve

ilginç bir kelime Bunu ekrana koyacağım ve göstereceğim Steve

as well Oh gerrymander gerrymander gerrymander I'll let you explain that

de Oh gerrymander gerrymander gerrymander Bunu açıklamanıza izin vereceğim bayım

mr. dink it's an interesting word often used in politics and this is something

. Bence bu siyasette sıklıkla kullanılan ilginç bir kelime ve bu

that first occurred many years ago I believe it was in 18 I think it was a

ilk olarak yıllar önce ortaya çıkan bir şey. Sanırım 18'deydi. Sanırım

round of 1810 in the United States and this particular word means to change the

Amerika Birleşik Devletleri'nde 1810'da bir turdu ve bu özel kelime

boundary of a political voting area so an area in which a certain group of

siyasi bir oylamanın sınırını değiştirmek anlamına geliyor. alan, yani belirli bir grup

people can vote for that particular zone or area you actually change the actual

insanın belirli bir bölge veya alan için oy kullanabileceği bir alan, aslında gerçek

voting location or the area or the boundary so the surrounding boundary is

oylama yerini veya alanı veya sınırı değiştirirsiniz, böylece çevreleyen sınır

changed to favor a certain political party it's an interesting word in its

belirli bir siyasi partinin lehine değiştirilir, bu kendi içinde ilginç bir kelimedir.

one you might hear a lot you gerrymander so you alter you change the boundary of

çok şey duyabilirsiniz gerrymander o yüzden değiştirirsiniz

a certain voting location to give a particular political party the advantage

belirli bir siyasi partiye

it's almost at cheating it is a kind of cheating yes yes but it does happen a

neredeyse hile yapma avantajı sağlamak için belirli bir oylama yerinin sınırını değiştirirsiniz bu bir tür hile evet evet ama

lot apparently in the United States over history it has happened a lot so one of

görünüşe göre Birleşik Krallık'ta çok oluyor Tarih boyunca pek çok olay oldu, bu nedenle gerrymandering'in

the first recorded instances of gerrymandering was in eighteen I want to

ilk kaydedilen örneklerinden biri on sekizdeydi (

say 1810 and the reason why this word exists is because the first area that

1810 demek istiyorum) ve bu kelimenin var olmasının nedeni, değiştirilen ilk alanın

was altered resembled a salamander and the person who introduced this first

bir semenderi andırması ve bunu ilk tanıtan kişidir.

boundary change his name was Jerry did you know that Steve I didn't know so to

sınır değişikliği onun adı Jerry idi Steve'i bilmiyordum,

gerrymander is to change the political boundary or the voting boundary and the

gerrymander'ın siyasi sınırı veya oylama sınırını değiştirmek olduğunu bilmiyordum ve bu

first time it happened it was done by a guy called Jerry and the boundary that

ilk olduğunda Jerry adında bir adam tarafından yapıldı ve sınır

was changed apparently looked like a salamander hence gerrymander I'm not

görünüşe göre değişti semendere benziyordu dolayısıyla gerrymander şaka yapmıyorum

joking sometimes the the origins of words are very strange indeed but it is

bazen kelimelerin kökenleri gerçekten çok garip ama

true you can check it I'm sure you will Sergio says that today it's that as

doğru kontrol edebilirsiniz eminim yapacaksınız

cosmonautics day Sergio I must be Russian I'm guessing you're Russian

Sergio bugün kozmonotluk günü olarak Rus olmalıyım diyor Rus Sergio olduğunu tahmin ediyorum

Sergio I'm sure I remember that you were and you're celebrating I'm guessing that

Eminim öyleydin ve kutluyorsun

Yuri Gagarin hmm making his glorious flight in 1961 well a lot of fantastic

Yuri Gagarin hmm 1961'de muhteşem uçuşunu yapıyor 1961'de pek çok harika

things happened in 1961 my birth yeah at all I was going to say some terrible

şey oldu benim doğumum evet 1961'de bazı korkunç şeyler olduğunu söyleyecektim,

things happened in 1961 some really awful things happened in 1961 such as

1961'de gerçekten korkunç şeyler oldu, örneğin

this guy popping popping into the world I wasn't sure what I was going to say

bu adamın aniden dünyaya çıkması gibi, ne söyleyeceğimden emin değildim,

then I almost said something very rude so they're celebrating Russian as

sonra neredeyse çok kaba bir şey söylüyordum, bu yüzden kutluyorlar Rusça,

celebrating Easter next week in Russia that's it so there is a slight

önümüzdeki hafta Rusya'da Paskalya'yı kutluyor, bu kadar,

difference because of the the calendar that is actually followed here's another

aslında takip edilen takvim nedeniyle küçük bir fark var, işte başka bir

interesting word this is something I do quite often and sometimes I think Steve

ilginç kelime, bu oldukça sık yaptığım bir şey ve bazen Steve'in

does it as well so here is the next word procrastinate procrastinators pressed in

de yaptığını düşünüyorum, işte sıradaki erteleyen erteleyenler kelimesi içine basıldı

it I love this word if you procrastinate what does it mean Steve it means that

Bu kelimeyi seviyorum eğer ertelersen ne anlama gelir Steve bu bir

you put off doing something so perhaps you've got some tasks that you want to

şeyi yapmayı ertelediğin anlamına gelir, bu yüzden belki yapmak istediğin bazı görevlerin vardır,

do you might have a list of them but you managed to distract yourself say for

onların bir listesine sahip olabilirsin ama yapmayı başardın dikkatinizi dağıtın

example you want to cut the grass in the garden you want to put some plants in

örneğin bahçedeki çimleri kesmek istiyorsunuz içine biraz bitki dikmek istiyorsunuz

and you say right I'm going to do this today but then you manage to distract

ve tamam bugün bunu yapacağım diyorsunuz ama sonra

yourself by watching the internet watching television doing something else

internet izleyerek televizyon izleyerek başka bir şey yaparak dikkatinizi dağıtmayı başarıyorsunuz

and then the next day comes and then you've managed to maybe go round and see

ve sonra ertesi gün gelir ve sonra belki gidip

a friend not at the moment obviously but yes procrastinate means to put off doing

bir arkadaşınızı görmeyi başardınız, şu anda değil tabii ki ama evet ertelemek, bir şeyi yapmayı ertelemek demektir,

something then you should do and as we all do this particularly if

o zaman yapmalısınız ve hepimiz bunu

it's an unpleasant task particularly if it's something you don't want to do but

özellikle tatsız bir görevse yapıyoruz. yapmak istemediğiniz bir şeyse ama

exactly yes I think that's the key fact there yes so it might be some chores it

kesinlikle evet bence buradaki kilit gerçek bu evet bu yüzden bazı ev işleri olabilir

might be yes that garnered me if you don't like gardening or something you

evet olabilir bu beni cezbetti bahçıvanlıktan hoşlanmıyorsanız veya

don't like doing and you put off doing it yes that that would be

yapmaktan hoşlanmadığınız bir şey ve yapmayı erteliyorsun evet bu

procrastination it's it's actually I think it's almost a medical problem I've

ertelemek olur aslında bence bu neredeyse tıbbi bir problem

read somewhere I might be wrong there but I've read somewhere that it I mean

bir yerde okumuştum belki yanılıyor olabilirim ama bir yerde okumuştum yani yani eğer yaparsan

it can caused quite difficulties for you if you keep putting off doing tasks

sana epey zorluk çıkartabilir yapılması gereken işleri yapmayı erteleyin

which need to be done and you don't do them so yes now you what do you

ve onları yapmayın, evet şimdi neyi

procrastinate about mr. Duncan procrastinate I sometimes put off doing

erteliyorsunuz bayım? Duncan erteliyor Bazen

work connected to writing scripts I I sometimes put off things that I don't

senaryo yazmaya bağlı işleri yapmayı ertelerim I Bazen yapmak istemediğim şeyleri ertelerim,

want to do so you put off the the thing that you don't want to do and usually

böylece siz de yapmak istemediğiniz şeyi ertelersiniz ve genellikle

you it could be something that in the end you have to do it because you're

bu, sonunda bunu yapmak zorundasın çünkü

forced to do it because whatever that thing was that you were supposed to do

yapmak zorundasın çünkü yapman gereken o şey her ne ise

it's now suddenly become quite urgent hmm and if you didn't do it you might

şimdi aniden çok acil hale geldi hmm ve eğer yapmazsan

get into trouble at work or it might result in in in some something happening

işte başın belaya girebilir veya olmasını istemediğiniz bazı şeylerin olmasına neden olur bu yüzden

that you didn't want to happen so in the end you may be forced to do it I mean

sonunda bunu

making plans yes to do something it's quite often

yapmak zorunda kalabilirsiniz yani planlar yapmaktan bahsediyorum evet bir şeyi yapmak için çoğu zaman

nobody really really lies planning in advance but some so you might put that

kimse gerçekten önceden plan yapmakta yalan söylemez ama bazıları sizin koyabilmeniz için bunu

off you might put that off you might put off paying a bill until you absolutely

erteleyebilirsin bunu erteleyebilirsin bir faturayı ödemeyi kesinlikle zorunda kalana kadar

have to yes yes procrastinate it someday that we all

erteleyebilirsin evet evet bir gün hepimizin

suffer from I'm getting some strange interesting comments on the live chat

muzdarip olduğu ertele Canlı sohbette bazı garip ilginç yorumlar alıyorum

I'm surprised you haven't noticed some of the comments cap Devi says you both

fark etmemiş olmana şaşırdım Bazı yorumlar Cap Devi ikinizin de The Odd Couple'daki

look like Jack Lemmon and Walter Matthau in The Odd Couple fighting each other

Jack Lemmon ve Walter Matthau gibi göründüğünüzü söylüyor

but really loving each other as well at the same time thank you but the big

ama aynı zamanda birbirinizi gerçekten seviyorsunuz, teşekkür ederim ama asıl

question is which one is Jack Lemmon in which one is Walter Matthau I'm hoping I

soru hangisinin Jack Lemmon olduğu, hangisinin Jack Lemmon olduğu. Walter Matthau

hope mr. Steve is Walter Matthau because he is the old grumpy one that's me

Umarım bayımdır. Steve, Walter Matthau'dur çünkü o eski huysuzdur, ben

how about shown that pound mirror says the word shirt whoa that's a good word a

o kilolu aynayı göstermeye ne dersin, gömlek whoa kelimesini söylüyor, bu iyi bir kelime,

famous shirk shun well if you shun something it means you push away or you

ünlü bir şirk, iyi kaçın, bir şeyden kaçınırsanız, bu, uzaklaştırdığınız anlamına gelir veya

push something aside you might shun your family you push them away you you ignore

bir şeyi bir kenara iterseniz, kaçınabilirsiniz ailen onları uzaklaştırıyorsun

them you you pretend they don't exist you shun something you push something

onları görmezden geliyorsun yokmuş gibi davranıyorsun bir şeyden kaçıyorsun bir şeyden kaçıyorsun bunu

away shun I like that one very good that's a good word so it is different

çok beğendim bu iyi bir kelime yani

very different to shoot Nancy says Mr Duncan I have grown fond of your lovely

ateş etmek farklı çok farklı Nancy diyor Bay Duncan bende var Güzel

live stream so much and now here in Sao Paulo Brazil we are under some very

canlı yayınınızı çok beğendik ve şimdi burada, Sao Paulo Brezilya'da çok

peculiar happenings and we are afraid not to be able to continue watching you

tuhaf olaylar yaşıyoruz ve sizi izlemeye devam edemeyeceğimizden korkuyoruz

I hope I am wrong well I will stay here as long as I can I'm here every day mr.

umarım yanılıyorumdur, elimden geldiğince burada kalacağım Ben her gün buradayım bayım.

Steve is here sometimes not always so quite often on Sunday Steve will join me

Steve burada bazen her zaman çok sık değil Pazar günleri Steve bana katılacak

but don't worry I will be with you every day during this strange period of time

ama merak etmeyin bu garip dönemde her gün yanınızda olacağım

the internet should be alright I know in certain countries the Internet is being

internet iyi olmalı Bazı ülkelerde internetin

used a lot more so a lot of people or more people are having difficulty

çok kullanıldığını biliyorum dahası pek çok kişi veya daha fazla insan

viewing things on the internet so I will try my best to be with you every single

internette bir şeyleri görüntülemekte zorlanıyor bu yüzden her gün sizinle birlikte olmak için elimden gelenin en iyisini yapacağım

day I try my best so many people saying that they like dark

chocolate and it I mean it's very quite difficult to get a dark chocolate egg it

bitter çikolatalı yumurta almak zor

is in the youth nanny your I don't tend to see them I I didn't see one this year

gençlik dadısında senin onları görme eğiliminde değilim

a dark chocolate egg we I didn't see one it's very difficult to get them here you

can buy dark chocolate in a bar that's quite easy but dark chocolate eggs I

oldukça kolay bir barda bitter çikolata satın alın ama bitter çikolata yumurtaları

don't think they make many in the UK you really hunt for them search for them yes

Birleşik Krallık'ta çok fazla ürettiklerini düşünmüyorum, onları gerçekten avlıyorsunuz

well I always get the feeling that dark chocolate isn't actually all that

evet, ben her zaman bitter çikolatanın aslında o kadar

popular but if you go abroad you will find dark chocolate is more available so

popüler olmadığı hissine kapılıyorum ama yurt dışına gidersen bitter çikolatanın daha çok bulunabileceğini göreceksin yani

maybe it's a British thing maybe it's us maybe maybe we prefer the taste of dark

belki bu bir İngiliz işidir belki biz biziz belki biz bitter çikolatanın tadını tercih ediyoruz

milk chocolate and we actually don't like dark chocolate so maybe it is all

ve aslında bitter çikolatayı sevmiyoruz bu yüzden belki de tamamen

about the British taste of chocolate and I would imagine the dark chocolate egg

İngiliz tadıyla ilgili. çikolata ve ben bitter çikolata yumurtasının

is more expensive to make because there's more of the cocoa being in it

daha pahalı olduğunu düşünürdüm çünkü içinde daha çok kakao var

so maybe we're not prepared to spend the extra money here okay yes it can be more

bu yüzden belki fazladan parayı burada harcamaya hazır değiliz tamam evet daha

expensive you're right we are looking at some strange words in the English

pahalı olabilir haklısın bakıyoruz İngilizcedeki bazı garip kelimelerde

language don't forget you can have the captions as well for those who don't

altyazılara da sahip olabileceğinizi unutmayın,

realize you can press C on your keyboard press C and you will have captions

klavyenizde C'ye basabileceğinizi fark etmeyenler için C'ye basın ve

during the live stream so if you want to look at what we are saying if you want

canlı yayın sırasında altyazılarınız olacak, bu yüzden bakmak isterseniz bu dediklerimizde eğer

to read the words on the screen you can press C on your keyboard or you can

kelimeleri ekranda okumak istiyorsanız klavyenizden C'ye basabilir veya

adjust the settings on your mobile device as well activate the captions

mobil cihazınızdan ayarları yapıp alt yazıları aktif hale getirebilirsiniz

here's another one Steve this is something Steve sometimes does as well

işte bir tane daha Steve bu Steve'in bazen yaptığı bir şey ayrıca

door door door door door door door door door door door yes that means that you

kapı kapı kapı kapı kapı kapı kapı kapı kapı kapı kapı evet bu demek oluyor ki sen bir

you sort of you're hanging around you're not really going anywhere

nevi ortalıkta dolanıyorsun gerçekten hiçbir yere gitmiyorsun

particular hmm you're sort of not doing anything definite you're sort

belirli bir hmm bir nevi kesin bir şey yapmıyorsun bir nevi

of just sort of hanging about really dawdling not doing anything specific

takılıyorsun gerçekten oyalanmak hakkında belirli bir şey yapmıyorsunuz

you've got no real purpose you might say a group of yous were dawdling in the

gerçek bir amacınız yok aranızdan bir grup parkta oyalanıyor diyebilirsiniz

park yes they were just sort of hanging around is that right mr. Dunson if you

evet onlar sadece bir nevi ortalıkta dolaşıyorlardı, doğru mu bayım? Dunson, eğer

hang around you wait in a certain place you are you're not really doing anything

etrafta takılırsan, belli bir yerde beklersin, gerçekten hiçbir şey yapmıyorsun,

you are just waiting around you are hanging around you are waiting in a

sadece etrafta dolaşıyorsun,

certain place you dawdle you've dawdle or maybe if your work

belli bir yerde bekliyorsun, oyalanırsın, oyalanırsın ya da belki işin

walking with some friends maybe you are walking too slowly and perhaps they will

bazılarıyla yürüyorsa arkadaşlar belki çok yavaş yürüyorsunuz ve belki de hadi

say come on stop dawdling and that's because you are slowing down maybe you

oyalanmayı bırakın diyecekler ve bunun nedeni yavaşladığınız içindir belki

keep stopping as you are walking so to stop to be doing nothing in particular

yürürken durmaya devam ediyorsunuz yani özellikle hiçbir şey yapmamak için durmak için

you are waiting you are waiting around you dawdle yes that's that that's a good

bekliyorsunuz etrafta bekliyorsunuz oyalanmak evet bu, bunun iyi bir

use of it if you're if you're out with a group of friends or just with one other

kullanımıdır, eğer bir grup arkadaşınızla veya sadece bir başka

person and you're going for a walk somewhere you might be you might be in

kişiyle dışarıdaysanız ve bir yere yürüyüşe çıkacaksanız,

the town center somewhere and one person in the group is sort of not keeping up

şehir merkezinde bir yerde olabilirsiniz. gruptaki bir kişi sana ayak uyduramıyor gibi,

with you you would say oh stop dawdling and keep up with me so they're sort of

oyalanmayı bırak ve bana ayak uydur diyebilirsin, bu yüzden onlar bir nevi

just sort of I don't know looking in shop windows or not really paying much

vitrinlere bakmayı ya da pek

attention they don't really want to be with you

dikkat etmediklerini bilmiyorum. Gerçekten seninle orada olmak istemiyorum ve

and there and you get annoyed because they're not keeping up with you so you

sana ayak uyduramadıkları için sinirleniyorsun ve

accuse them of dawdling hmm sort of sort of aimlessly not keeping up and you know

onları oyalanmakla suçluyorsun hmm bir nevi amaçsızca ayak uyduramamak ve

being annoying yes a couple of people want to know if there's anything inside

sinir bozucu olduğunu biliyorsun evet birkaç kişi bilmek istiyor paskalya yumurtanızın içinde herhangi bir şey varsa

your Easter egg the prize inside the actual egg well this is the egg so that

ödül gerçek yumurta kuyusunun içinde bu yumurta yani

is empty it is hollow so the egg itself is actually hollow it is empty so

boş oyuk yani yumurtanın içi boş yani

there's nothing inside there it is just a chocolate egg

içinde hiçbir şey yok o sadece bir çikolata yumurtası

however at the top there are some beautiful mint chocolates so on the

ama üstte bazı güzel naneli çikolatalar var, yani

outside there is milk chocolate and on the inside it's mint so the flavor is

dışta sütlü çikolata var ve içte nane var, yani tat

mint and of course you can tell by the box so the box is green and quite often

nane ve tabii ki kutudan anlayabilirsiniz, bu yüzden kutu yeşildir ve çoğu zaman

we will use green to show the flavor of mint so there you can see this is the

lezzeti göstermek için yeşil kullanırız Nane, orada görebilirsiniz, Bay'i yedikten sonra

thing we will be eating later after we have have mr. Steve's delicious roast

daha sonra yiyeceğimiz şey bu . Steve'in lezzetli rosto

meal traditional Easter Sunday roast meal with some chicken vegetables

yemeği biraz tavuk sebze havuç

carrots gravy mashed potatoes ah I can't wait and then later we will be eating

sos patates püresi ile geleneksel Paskalya Pazar rosto yemeği ah sabırsızlanıyorum ve sonra daha sonra

this Easter egg as well because it is Easter Sunday yes I don't know whether

bu Paskalya yumurtasını da yiyeceğiz çünkü Paskalya Pazarı evet

children I remember when I was growing it when I was a child there was always a

çocuklar hatırlar mı bilmiyorum ben büyütürken

surprise inside the egg but I think for adults I don't think they tend to put

yumurtanın içinde hep bir sürpriz vardı ama bence yetişkinler için

anything inside maybe children still get surprises inside their eggs I don't know

içine bir şey koyma eğiliminde olduklarını sanmıyorum belki çocuklar hala yumurtalarının içinde sürprizler oluyor bilmiyorum

yeah I mean you used to get as a child a big chocolate egg and inside there are

evet demek istiyorum çocukken büyük bir çikolata yumurtası alırdın ve içinde

lots of miniature ones wrapped in foil yes that was the common thing to get

folyoya sarılmış bir sürü minyatür yumurta var evet,

when I was growing up so isn't this something called a Kinder Surprise there

ben büyürken bu yaygın bir şeydi, yani buna Kinder Surprise denen bir şey değil mi

isn't King Kinder Surprise that's a German brand of chocolate egg and inside

King yok Kinder Surprise, bir Alman çikolatalı yumurta markasıdır ve içinde

there is normally a toy something plastic inside which I've always been

normalde içinde plastik bir şey olan bir oyuncak vardır ve

amazed that they allowed that that they have a small Easter egg and inside there

küçük bir Paskalya yumurtasına sahip olmalarına izin vermelerine her zaman şaşırdım ve içinde

is a plastic toy because you're giving that to a child so I wonder how often a

plastik bir oyuncak var çünkü onu veriyorsun. Bir çocuğa bu yüzden bir

child will bite into their kinder surprise and then they will get a nasty

çocuğun nazik sürprizini ne sıklıkta ısıracağını ve sonra onları ölümüne

surprise which is a toy that is choking them to death Lewis says asked a

boğan bir oyuncak olan kötü bir sürprizle karşılaşacağını merak ediyorum Lewis,

question about kajol is it insincere yes yes so you're trying to persuade

kajol hakkında bir soru sorduğunu söylüyor, bu samimiyetsiz mi evet evet yani sen

somebody to do something yes against their will so you could say that it was

birisini iradesi dışında bir şey yapmaya ikna etmeye çalışıyorsunuz evet bunun tütsü olduğunu söyleyebilirsiniz

incense yes because you were saying anything

evet çünkü herhangi bir şey söylüyordunuz ne

anything you are saying whatever it takes you are trying to get that person

pahasına olursa olsun söylüyorsunuz o kişiye bir

to do something so you could roll them you use flattery you use nice words and

şey yaptırmaya çalışıyorsunuz böylece onları yuvarlayabilirsiniz pohpohlama kullanıyorsunuz

compliments to try and get them to do the thing that you want them to do but

Onlara yapmalarını istediğiniz şeyi yaptırmak için güzel sözler ve iltifatlar kullanıyorsunuz ama

quite often those things those compliments those nice words are just

çoğu zaman bu iltifatlar

insincere because you don't really mean them Judy says is it the same as

samimiyetsiz çünkü gerçekten onları kastetmiyorsunuz Judy diyor ki bu ikna etmekle aynı şey mi?

persuade it is kind of yes you are trying that the the goal is to persuade

bu bir nevi evet, amacın

someone to change their mind so yes it is a form of persuasion but maybe a more

birini fikrini değiştirmeye ikna etmeye çalışıyorsun, bu yüzden evet bu bir tür ikna ama belki daha

insincere fall yes if you were trying to persuade somebody to do something you

samimiyetsiz bir düşüş evet, eğer birini bir şey yapmaya ikna etmeye çalışıyor olsaydın

you would probably be more sincere in what you were saying whereas if you were

muhtemelen yapacağın şey söylediğin şeyde daha samimi oysa

cajoling somebody yes it's sort of insincere flattery you might use hmm

birini kandırıyorsan evet bu bir nevi samimiyetsiz dalkavukluk hmm belki

maybe to get somebody to do something you're right yes we will be going in ten

birine bir şey yaptırmak için kullanabilirsin haklısın evet on

minutes can you believe Steve we have been here well I've been here for nearly

dakika sonra gidiyoruz inanabiliyor musun Steve buradaydık peki yaklaşık

1 hour and 50 minutes so yes I've been here for quite a while but I will be

1 saat 50 dakikadır buradayım yani evet epeydir buradayım ama merak edenler

back tomorrow for those wondering I am with you every day if it is your first

için yarın döneceğim buraya ilk gelişinizse her gün yanınızdayım

time here and you don't know what this is my name is Duncan and what I do is I

ve siz gelmiyorsunuz. Bunun ne olduğunu bilmiyorum, benim adım Duncan ve

teach English on YouTube and today I am joined by mr. Steve in the garden so we

YouTube'da İngilizce öğretiyorum ve bugün bana Mr. Steve bahçede yani

are coming to you live from England at the moment from the garden during this

size İngiltere'den canlı olarak geliyoruz şu anda bahçeden bu

very strange time Constantine says is spraying the same as twist it's similar

çok garip zamanda Constantine diyor ki burgu ile aynı şekilde püskürtüyor

hmm but twist literally means something twisting so a twist means something

hmm ama burgu kelimenin tam anlamıyla kıvranan bir şey anlamına geliyor yani burgu hareket eden bir şey anlamına geliyor

that's the movement for a twist isn't it hmm

bir bükülme değil mi hmm

so you twist your ankle but maybe twisting your ankle can cause a sprain

yani ayak bileğinizi burkunuz ama belki ayak bileğinizi burkmak burkulmaya neden olabilir

yes exactly the action of twisting your ankle if you slip or stumble as

evet tam olarak ayak bileğinizi burkma hareketi siz bayanlar gibi kayar veya tökezlerseniz,

you ladies I know what you ladies alike you women with your high-heeled shoes

siz bayanlar aynı şekilde yüksek topuklu kadınları biliyorum

you like to walk around with your your kitten heels walk around the streets

yavru kedinizle dolaşmaktan hoşlandığınız ayakkabılar topuklu ayakkabılar sokaklarda

looking very glamorous but sometimes your foot will slip and you might twist

çok çekici görünürler ama bazen ayağınız

your ankle or sprain your ankle which is the injury so technically they're not

kayar ve bileğinizi burkabilir veya bileğinizi burkabilirsiniz ki bu yaralanmadır, yani teknik olarak

the same but yes twist is an action isn't it hmm so you twist your ankle you

aynı değiller ama evet bükülüyor bir eylem değil mi hmm yani bileğinizi burktunuz ayak bileğinizi burktunuz ayak

sprained your ankle you stretch the muscles in your ankle too much and it

bileğinizdeki kasları çok fazla geriyorsunuz ve bu

causes a lot of pain and injury of course there are so many messages I

çok fazla ağrıya ve yaralanmaya neden oluyor tabi o kadar çok mesaj var ki

can't keep up with a mr. Duncan it is a busy day few people have commented about

yetişemiyorum bir bayım . Duncan yoğun bir gün, birkaç kişi

Boris Johnson ohokay recovery and somebody asked that said that he was

Boris Johnson'ın iyileşmesi hakkında yorum yaptı ve birisi, onun

praising the air earlier that he was praising the health service here and

daha önce havayı övdüğünü, buradaki sağlık hizmetini övdüğünü sordu ve

asked us what we think well don't get me on that subject

bize ne düşündüğümüzü sordu, beni bu konuya sokma.

no we will avoid that anyway because it's very we have to be careful it's a

hayır yine de bundan kaçınacağız çünkü çok dikkatli olmalıyız bu

very delicate time everyone everyone's emotions are running very high people

çok hassas bir zaman herkesin duyguları çok yükseliyor insanlar

are getting very passionate about all of these subjects the time for

tüm bu konular hakkında çok tutkulu oluyor karşılıklı

recriminations will be later okay anyway Steve we will leave that there however

suçlama zamanı daha sonra olacak nasılsa tamam Steve orada ancak

yes our prime minister is now out of danger and he is coming out of I believe

evet başbakanımız artık tehlikeden çıktı ve hastaneden çıkıyor sanırım

he is coming out of hospital I'm not sure if it's today I don't think it's

bugün olduğundan emin değilim

today here's another word Steve lollygag yes very similar to the last word Gordon

bugün olduğunu sanmıyorum işte başka bir kelime Steve lollygag evet buna çok benzer son söz Gordon,

if you are no gag I've never heard of that word I love this word if you

eğer şaka yapmıyorsan, bu kelimeyi hiç duymadım, bu kelimeye bayılıyorum, eğer

lollygag it means you hang around you you dawdle you wait in a certain place

gevezelik edersen, etrafta dolanırsın, oyalanırsın, belli bir yerde beklersin

or maybe you waste time sometimes you waste time by just standing around doing

ya da belki zaman kaybedersin, bazen öylece durarak zaman kaybedersin.

nothing you lollygag I love this word I think this word is brilliant it is a

hiçbir şey yapmıyorsun lollygag Bu kelimeyi seviyorum bence bu kelime harika

real word by the way and that's what we're doing we're

bu arada bu gerçek bir kelime ve biz de bunu yapıyoruz

looking at some strange English words lollygag to hang around dawdle

bazı garip İngilizce kelimelere bakıyoruz lollygag to asmak için dawdle

you are not moving quickly in a new lollygag I think that's great I like

sen hızlı hareket etmiyorsun yeni lollygag bence bu harika

that word a lot there's somebody called lolly lolly on at the moment from France

bu kelimeyi çok seviyorum şu anda Fransa'dan lolly lolly diye biri var

yes so maybe they like that that particular word huh maybe lolly lolly of

evet yani belki o kelimeyi seviyorlar huh belki lolly lolly

course the word lolly can also mean money as well it is a slang term for

tabii ki lolly kelimesi para anlamına da gelebilir, bu bir para için kullanılan argo terim

money so if you say I have lots of lolly it

yani bende çok şeker var dersen bu

means you have lots of money so maybe you have a lot of lolly you have a lot

senin çok paran olduğu anlamına gelir yani belki sende çok şeker var senin çok paran var bunu

of money I like that one hello Helena hello also yes Oh Francesca

beğendim merhaba helena merhaba da evet oh francesca

that the word kinder is German yes it is it means child so kinder is a German

bu kinder kelimesi almanca evet çocuk anlamına geliyor yani kinder almanca çocuk

word that means child but there is a brand of chocolate called kinder and

anlamına gelen bir kelime ama kinder diye bir çikolata markası var ve çikolatadan

they make a certain type of egg which is made of chocolate in inside there is

yapılmış belli bir cins yumurta yapıyorlar içinde

actually a plastic toy and as I said earlier I'm always surprised that there

aslında plastik bir oyuncak var ve dediğim gibi daha önce

aren't more children biting into their egg and then having a mouth full of

yumurtalarını ısıran ve sonra ağızları

plastic I'm always surprised by that not even native speakers know these strange

plastikle dolu olan daha fazla çocuk olmamasına her zaman şaşırdım

words says Lil I have heard of lollygag I've heard of it I've never heard of it

duydum hiç duymadım

mr. Duncan okay I think you've made it up no I haven't made it up it's working

beyler Duncan tamam bence sen uydurdun hayır ben uydurmadım işe yarıyor

I'm ready choking check it out you can check it out Maria Maria Rosa likes mint

boğulmaya hazırım bak bakabilirsin bakabilirsin Maria Maria Rosa naneli

chocolate so you know you've got a companion there when it comes to the

çikolatayı sever yani orada bir arkadaşın olduğunu bilirsin

flavor of chocolate I do I like mint chocolate and also orange chocolate so

çikolatanın tadına gelince, naneli çikolatayı ve ayrıca portakallı çikolatayı severim yani

things that have a particular taste or flavor so mint chocolate or are in

belirli bir tadı veya aroması olan şeyler yani naneli çikolata veya

chocolate ah very nice very nice indeed tan yeah hello Tanya nice to see you

çikolatanın içinde olan şeyler ah çok güzel çok güzel gerçekten bronzluk evet merhaba Tanya sizi burada görmek güzel

here and hello to everybody great to see you welcome to the live

ve merhaba herkese hoşgeldiniz canlı

chat I will be going soon but you can hang around for a few more moments

sohbete hoşgeldiniz birazdan gideceğim ama siz biraz daha uğrayabilirsiniz

don't forget this live stream will be played again later YouTube will save

unutmayın bu canlı yayın daha sonra tekrar oynatılacak youtube

this live stream and you can watch it again later on with captions as well

bu canlı yayını kaydedecek ve tekrar izleyebilirsiniz daha sonra altyazılarla da

don't forget also can I just say you are also welcome to like and subscribe like

unutmayın, ayrıca şunu söyleyebilirim ki, ayrıca beğenebilir ve abone olabilirsiniz, beğendiyseniz

and subscribe if you like what you see give me a lovely thumbs up and you can

ve abone olursanız, gördüklerinizi beğendiyseniz bana hoş bir başparmak verin ve siz

subscribe as well that would be ever so nice I would appreciate that quite a lot

de abone olabilirsiniz, bu çok güzel olur Pek çok

people are saying that they're watching television and live from the UK

insanın İngiltere'den televizyon izlediklerini ve canlı yayın yaptıklarını söylemelerini takdir ediyorum,

apparently Boris Johnson is leaving Hospital Oh as we speak okay I'm not

görünüşe göre Boris Johnson hastaneden ayrılıyor Oh, biz konuşurken tamam,

going to make any comment good I'm very pleased to hear that Steve let's just

iyi bir yorum yapmayacağım, bunu duyduğuma çok sevindim Steve,

say I'm not a fan okay leave it at that yep okay and that's it that's all mr.

hayran olmadığımı söyleyelim, tamam, bunu olduğu gibi bırakın, tamam, hepsi bu kadar Bay.

Steve is going to say about that but here yes Sergey Lally gal lollygag also

Steve bunun hakkında söyleyecek ama burada evet Sergey Lally gal lollygag aynı zamanda

means to copulate no definitely it's definitely not I'm pretty sure it

çiftleşmek anlamına da geliyor hayır kesinlikle değil kesinlikle değil

doesn't today is my birthday says Tania really

Bugün benim doğum günüm olduğundan oldukça eminim Tania gerçekten merhaba diyor

hello 10-year tenure terrorists civic hello - Tania and can I say happy

10 yıllık kadrolu teröristler yurttaş merhaba - Tania ve doğum

birthday to you happy birthday to tan yeah someone's upset the dogs who let

günün kutlu olsun bronzlaşmak için doğum günün kutlu olsun evet birileri üzüldü

the dogs out can probably hear that we do have some neighbors but most of the

köpekleri dışarı çıkaran köpekler muhtemelen duyabilir ki bazı komşularımız var ama

neighbors have got dogs first don't have have noisier dogs than others would it

komşuların çoğunun önce köpekleri var diğerlerinden daha gürültülü köpekleri yok olur mu

be would it be fair to say Steve that we are the only people here that don't own

Steve burada bir köpeğe sahip olmayan tek kişinin biz olduğumuzu söylemek adil olur mu? bizim

a dog I think we are I think we are I think we are indeed every other person

around this particular neighborhood they all own at least one dog we we don't

have a dog do we Steve no I'd like one but when Maria says yes the Sun is

bir köpeğimiz yok değil mi Steve hayır bir tane isterim ama Maria evet dediğinde güneş

coming out and I think I'll I'll use the the umbrella again because I don't want

çıkıyor ve sanırım şemsiyeyi tekrar kullanacağım çünkü güneş

to get sunburned I don't want to age prematurely with the effects of UV

yanığı olmak istemiyorum ben UV

radiation on my beautiful skin okay I think it might be too late for that

radyasyonunun güzel cildim üzerindeki etkileriyle erken yaşlanmak istemiyorum tamam bunun için çok geç olabilir

Steve Thank You mr. Duncan well I'm glad the rain the rain stayed if somebody

Steve Teşekkürler bay. Duncan pekala, yağmurun devam etmesine sevindim, eğer birisi

said what are you doing after this livestream but we're doing what we

bu canlı yayından sonra ne yapıyorsun derse, ama biz

usually do is having a having a hot cross bun and a cup of tea I know and

genellikle yaptığımız şeyi yapıyoruz, sıcak bir çörek ve bir fincan çay içiyoruz, biliyorum ve

then I'm going to be killing off the moss on the lawn because it is really

sonra ben Çimlerdeki yosunu öldüreceğim çünkü

suffered through the wet winter and if I don't treat it then we won't have the

ıslak kış boyunca gerçekten acı çekiyor ve onu tedavi etmezsem o zaman

grass coming back and tobi thick boss and there be no grass left so behind me

çimlerin geri gelmesini ve tobi kalın patronu olmayacağız ve arkamda hiç çim kalmayacak

you can actually see the grass behind me so there it is there is the lawn the

aslında arkamdaki çimi görebilirsiniz, yani işte orada çim var,

grass behind me and later on Steve will be treating that lawn he will be putting

arkamdaki çim ve daha sonra Steve o çimleri tedavi edecek,

something on the grass that will help to get rid of the moss if you have a lot of

çimlerin üzerine, eğer varsa yosunlardan kurtulmanıza yardımcı olacak bir şey koyacak. bahçenizde çok fazla

grass in your garden sometimes you can get other things growing as well such as

çim var bazen yosun gibi başka şeylerin de büyümesini sağlayabilirsiniz

moss and quite often moss is not such an attractive thing to have in your grass

ve çoğu zaman yosun, çimlerinizde olması o kadar çekici bir şey değildir, bu

so that's what Steve is doing later he's going to put some special solution some

yüzden Steve'in daha sonra yapacağı şey bu, bazı özel çözümler koyacak bazı

special things on the grass and as I remember Steve you have to have a

özel şeyler çimenlerin üzerinde ve hatırladığım kadarıyla Steve daha

certain amount of rain later on as well yes so when you apply this but it's a

sonra da belirli bir miktarda yağmur yağmalı, evet bu yüzden bunu uyguladığınızda ama bu bir

chemical I don't like putting sort of chemicals on the ground on a lawn but

kimyasal.

there's no other way of getting rid of it really and

gerçekten ondan kurtulmanın bir yolu ve

I was to go over it with a rake and scrape it all out without the

ben bir tırmıkla üzerinden geçip sırtımı kırmadan hepsini sıyıracaktım

back-breaking and because we take it take a long time to do all right on a

ve çünkü küçük bir çimenlik alanda her şeyi yapmak uzun zaman alıyor

small patch of lawn but not on the size of the lawn we've got here so you have

ama çimenlikte değil. Burada sahip olduğumuz çimin boyutu, bu yüzden

to have some rain to water it in there little fine little granules and if it

oradaki küçük ince tanecikleri sulamak için biraz yağmur yağdırmalısınız ve

doesn't rain within two days you have to sprinkle the lawn with a hose so I'm

iki gün içinde yağmur yağmazsa çimleri bir hortumla serpmelisiniz, bu yüzden

timing it to do it today because it says it's going to rain later so what are you

zamanlamayı yapıyorum bugün yapmak için çünkü daha sonra yağmur yağacağını söylüyor,

doing later mr. Duncan apart from eating chocolate later on I am going to have

daha sonra ne yapıyorsunuz bay. Duncan, daha sonra çikolata yemenin yanı sıra, her şeyden

well first of all I'm going to have a hot cross bun on Easter day because it's

önce iyi olacağım, Paskalya günü sıcak bir çapraz çörek yiyeceğim çünkü

Easter you see and then mr. Steve I believe you are going into the kitchen

Paskalya, görüyorsunuz ve sonra Bay. Steve bugün yapacağımız

to prepare a lovely roast dinner roast chicken we are having today with

güzel bir rosto akşam yemeği rosto tavuğu hazırlamak için mutfağa gideceğinize inanıyorum,

vegetables gravy everything and then later on I'm hoping that I will be

sebzeli soslu her şey ve daha sonra

sitting down watching an episode of Columbo and quite likely I will be

oturup Columbo'nun bir bölümünü izleyeceğimi umuyorum ve büyük olasılıkla ben de öyle olacağım.

eating the Easter Egg that mr. Steve bought for me this morning he gave it to

paskalya yumurtasını yemek o bay. Steve bu sabah benim için aldı bana verdi

me he said Mr Duncan here it is something for Easter a lovely chocolate

Bay Duncan'ın burada Paskalya için bir şey olduğunu söyledi, çok güzel bir çikolatalı

egg so that's what I'm doing later on well is it time to go mr. ding it is

yumurta, bu yüzden daha sonra yapacağım şey de bu, gitme zamanı mı Bay Duncan? ding

almost time to say goodbye it is almost time to say au revoir we have one more

neredeyse hoşçakal deme zamanı geldi au revoir deme zamanı neredeyse bir tane daha var

would you like to see another word Steve one more word mr. Duncan I'm trying to

başka bir kelime daha görmek ister misiniz Steve bir kelime daha bay. Duncan,

find it here it is so here is the final word and this is a good word because it

onu burada bulmaya çalışıyorum, bu yüzden işte son kelime ve bu iyi bir kelime çünkü

relates to what is about to happen here is the next word and the final word

olacaklarla ilgili, burada bir sonraki kelime ve son kelime

skedaddle skedaddle skedaddle yes if you if you skedaddle what does it mean it

skedaddle skedaddle skedaddle evet eğer sen eğer sen skedaddle ne demek

means you you exit it means that you you run off you go off enthusiastically I

çıkıyorsun demek kaçıyorsun demek hevesle gidiyorsun demek bir

would say you go away from somewhere

yerden

enthusiastically would you say that mr. Dunn yes you you you rush off you you

heyecanla gidiyorsun derdim bayım Dunn evet sen acele ediyorsun

leave in a hurry you suddenly go or maybe you leave because you realize

aceleyle gidiyorsun aniden gidiyorsun ya da belki de bay yapmak gibi acil bir işin olduğunu fark ettiğin için gidiyorsun

that you have something urgent that you have to do like make making mr. steve

. steve

and mr. duncan a cup of tea and a tea cake which i believe is your job Steve

ve bay duncan bir fincan çay ve senin işin olduğuna inandığım bir kek

well I've got to do everything I've got to do the garden not go to the painting

yes and and now I've got to make the tea and the tea cake well you keep telling

çay keki peki bana söyleyip duruyorsun

me you keep complaining Steve you keep saying I've got nothing to do and now

Steve şikayet edip duruyorsun yapacak hiçbir şeyim olmadığını söylüyorsun ve şimdi senin

you have lots of things to do I certainly do and of course being working

yapacak çok işin var kesinlikle yapıyorum ve elbette

from home as we are in lockdown like everyone it gives you the opportunity to

evden çalışıyor olmamız herkes gibi kilit altında olduğumuz için veriyor size

do more and more of these jobs yes that skive off work so you have no excuse

bu işlerden giderek daha fazlasını yapma fırsatı evet bu işten kaytarın yani mazeretiniz

leave no excuse whatsoever sky Eve there's a good worry but we're talking

kalmasın hiçbir mazeretiniz olmasın gökyüzü Havva iyi bir endişe var ama

about that another day yes avoid work you avoid work you you try to

bundan başka bir gün bahsediyoruz evet çalışmaktan kaçının çalışmaktan kaçınıyorsunuz deniyorsunuz

avoid having to do any work where are you mr. Duncan we are in England you are

herhangi bir iş yapmak zorunda kalmaktan kaçının, neredesiniz bayım? Duncan biz İngiltere'deyiz

watching a live stream from England with myself mr. Duncan and also mr. Steve

İngiltere'den canlı yayın izliyorsunuz benimle Mr. Duncan ve ayrıca Mr. Steve

over there he's the other guy with the umbrella even though he hasn't got his

şuradaki şemsiyeli diğer adam ama

umbrella at the moment but that's mr. Steve and I'm mr. Duncan and I'm with

şu anda şemsiyesi yok ama bu Mr. Steve ve ben bayım. Duncan ve ben

you every day so I will be back tomorrow don't worry tomorrow is Monday and I

her gün seninleyim, bu yüzden yarın döneceğim merak etme yarın pazartesi ve tüm Nisan boyunca

will be with you tomorrow as well as I will through the whole of April I am

olacağım gibi yarın da seninle olacağım

going to be with you every day so I will see you tomorrow thank you very much

Her gün seninle olacağım bu yüzden ben yarın görüşürüz şirketiniz için çok teşekkür ederim

Steve for your company Thank You mr. Duncan thanks for inviting me I've

Steve Teşekkürler bay. Duncan beni davet ettiğin için teşekkür ederim Ben çok

enjoyed it and I hope you have too and I hope if you celebrate Easter or even if

eğlendim ve umarım sen de almışsındır ve umarım Paskalya'yı kutlarsan veya

you don't you have a very nice day today rest of your day today somebody'd be

kutlamazsan bile bugün çok güzel bir gün geçirirsin günün geri kalanında bugün birisi yatacak

going to bed and of course tomorrow is a holiday here in the UK and I look

ve tabii ki yarın burada Birleşik Krallık'ta tatil ve

forward to seeing you maybe in the week because I am on holiday for the next

sizi belki hafta içinde görmeyi dört gözle bekliyorum çünkü önümüzdeki

five days so maybe I might make an appearance huh so goodbye

beş gün tatildeyim bu yüzden belki gelebilirim ha

to you all and see you all again soon thank you very much thank you Steve and

hepinize hoşçakalın ve yakında tekrar görüşürüz çok teşekkür ederim Steve teşekkür ederim ve

that was mr. Steve joining us today I hope you enjoyed it

o Bay oldu. Steve bugün bize katılıyor umarım beğenmişsinizdir

Steve was getting a rather nice suntan as well in the corner of the garden he

Steve de bahçenin köşesinde güzelce bronzlaşıyordu

does worry a little bit though he said Duncan please don't make me stand in the

biraz endişeleniyor ama Duncan lütfen beni güneşte bekletme

Sun it will damage my beautiful porcelain skin so I tried to keep mr.

güzelim porselenime zarar verir dedi. cilt bu yüzden bay tutmaya çalıştım.

Steve out of the sunlight as much as possible so I'm going in a moment I hope

Steve'i mümkün olduğunca güneş ışığından uzaklaştırın, bu yüzden birazdan gidiyorum umarım

you have enjoyed today's livestream I've been with you here on Easter Sunday and

bugünkü canlı yayından keyif almışsınızdır Paskalya Pazarında burada sizinle birlikteydim ve

I hope you have enjoyed today's livestream I'm back tomorrow yes I will

umarım bugünkü canlı yayından keyif almışsınızdır yarın geri dönüyorum evet yapacağım

be with you tomorrow from 2:00 p.m. UK time again it will be the 13th of April

yarın saat 14:00'ten itibaren sizlerleyim. İngiltere saati ile yine yarın 13 Nisan olacak,

tomorrow so I will see you tomorrow from 2:00 p.m. UK time don't forget also you

bu yüzden yarın saat 14:00'ten sonra görüşürüz. İngiltere zamanı unutmayın ayrıca

can give me a like and you can also subscribe if you want if you want to

bana bir beğeni verebilirsiniz ve ayrıca abone olabilirsiniz, isterseniz

give me a little like you are more than welcome to do so you can like and if you

bana biraz beğeni vermek isterseniz, memnuniyetle karşılarım, böylece beğenebilir ve dilerseniz

wish to you could also subscribe to my video lessons as well I hope you have

de abone olabilirsiniz. video derslerime de umarım

enjoyed everything today and I hope you've enjoyed today's livestream see

bugün her şeyden keyif almışsınızdır ve umarım bugünkü canlı yayından keyif almışsınızdır yarın görüşürüz

you tomorrow thank you very much for your company

şirketiniz için çok teşekkür ederim

Thank You Valentin how do we call the day after Easter well here we just refer

Valentin Paskalya'dan sonraki günü nasıl adlandırırız peki burada sadece ona atıfta bulunuyoruz

to it as Easter Monday so tomorrow here we will just say Easter Monday normally

Paskalya Pazartesisi olduğu için yarın burada sadece Paskalya Pazartesisi diyeceğiz normalde

it would be a public holiday unfortunately at the moment everyone

resmi tatil olurdu ne yazık ki şu anda

around the world is having a lot of public holidays

dünyadaki herkes çok fazla resmi tatil geçiriyor

some might say too many see you tomorrow thank you very much for your company for

bazıları çok fazla diyebilir yarın görüşürüz şirketiniz için çok teşekkür ederim

the past two hours I've been here in the garden

Son iki saattir burada bahçedeyim,

this is mr. Duncan in the birthplace of English saying thanks for watching me I

bu Mr. Duncan, İngilizcenin doğum yerinde beni izlediğiniz için teşekkürler,

hope you've enjoyed today's English addict

umarım bugünün İngiliz bağımlısını beğenmişsinizdir,

see you tomorrow Thank You satury no thank you Petrus Thank You betel see you

yarın görüşürüz Teşekkürler satury hayır teşekkürler Petrus Teşekkürler betel

later Luis thank you very much for your company wherever you are in the world it

sonra görüşürüz Luis dünyanın neresinde olursanız olun şirketiniz için çok teşekkür ederim

is nice to see you here today thank you new wind Tran and a big thank you to

bugün sizi burada görmek güzel teşekkür ederim yeni rüzgar Tran ve Vietnam'da izleyen herkese çok teşekkür ederim

everyone watching in Vietnam as well thanks a lot for your company today

bugün şirketiniz için çok teşekkür ederim

coffee Noemi Tanja Evangelina thank you very much

kahve Noemi Tanja Evangelina çok teşekkür ederim

the English for today was very high level many of the words you will have

bugün için İngilizce çok yüksek seviyedeydi

seen today you can always watch them again you can see them again

bugün görmüş olacağın kelimeleri her zaman tekrar görebilirsin anlamadıysan tekrar görebilirsin onları

if you don't understand them you can write them down and you can add them to

yazabilirsin ve zaten

the word that you already know and of course until tomorrow when I am back

bildiğin kelimelere ekleyebilirsin ve tabii ki yarın ben olduğumda tekrar

again thank you very much and you know what's coming next

çok teşekkür ederim ve sırada ne olduğunu biliyorsunuz, şimdilik sırada

I'm pretty sure you know what's coming next

ne olduğunu bildiğinizden oldukça eminim

ta ta for now 8-)

8-)