It's FABuary 13th / 28 days of Learning English / LIVE chat from England - Complain

yes we are here again oh hello there how nice to see you here today have you washed your

evet yine buradayız oh merhaba bugün sizi burada görmek ne güzel ellerinizi yıkadınız mı

hands are you wearing your mask i really really hope so here we are again yes we are all together

maskenizi taktınız mı gerçekten gerçekten umarım yine buradayız evet

at the weekend isn't it nice and this is day 13 of 28 days of february how are you today

hafta sonu hep birlikteyiz güzel değil mi ve bu 28 şubatın 13. günü nasılsın bugün yankı

has the echo gone the echo has gone now don't worry

gitti yankı gitti şimdi merak etmeyin millet merhaba ben

hi everybody this is mr duncan in england how are you today are you okay i hope so are

ingiltere'den bay duncan bugün nasılsınız bugün iyi misiniz umarım

you happy i hope so i've had a busy 10 minutes i've been trying to solve my rubik cube and

mutlusunuzdur umarım öyledir 10 dakikam yoğun geçti rubik küpümü çözmeye çalışıyordum ve

look i've done it aren't i clever isn't that amazing it only took me 10 minutes to do this

bak yaptım yaptım zekice değil mi o kadar da harika değil mi bunu yapmak sadece 10 dakikamı aldı

incredible so here we are for those wondering what this is maybe you are flicking around

inanılmaz o yüzden merak edenler için buradayız bu nedir belki

the internet on your saturday and you are wondering what shall i do i know what i'm

cumartesi günü internette geziniyorsunuz ve ne yapacağımı merak ediyorsunuz ne yapacağımı biliyorum

going to go onto the internet and i'm going to go to youtube and i'm going to find something

internete gireceğim ve youtube'a gideceğim ve bir şeyler bulacağım

to watch well this is something to watch whether or not it is interesting is for you to decide

iyi izlemek için bu izlenecek bir şey ilginç olup olmadığına karar vermek

my name is duncan i talk about english i've been doing this forever such a long time how

benim adım duncan ingilizce hakkında konuşuyorum bunu çok uzun zamandır yapıyorum bunu ne kadar

long have you been doing this for mr duncan oh thank you for asking i've been doing this

zamandır bay duncan için yapıyorsun oh teşekkürler Sorduğun için

for nearly 15 years so there we go now you know and we are live today in fact we are

yaklaşık 15 yıldır bu işi yapıyorum işte şimdi başlıyoruz biliyorsun ve bugün canlı yayındayız aslında

live every day during february until the end of the month i'm with you live every day for

şubat boyunca her gün ay sonuna kadar sizlerle birlikteyim her gün canlı yayındayım

an hour and yes i am with you again today i'm not sure how many people are going to

saat ve evet bugün yine sizlerleyim bugün kaç kişinin burada olacağından emin değilim şu

be here today i can already see that there are not many people watching at the moment

anda izleyen pek fazla insan olmadığını şimdiden görebiliyorum

so i might as well go back to bed bye everyone ta ta for now.

bu yüzden en iyisi yatağıma döneyim görüşürüz herkese ta taa şimdilik. hayır pek değil

no not really but this weekend yes there are a lot of celebrations taking place of course

ama bu hafta sonu evet pek çok kutlama var elbette

because yesterday it was the first day of the lunar new year so i would imagine there

çünkü dün yeni ay yılının ilk günüydü bu yüzden

are many people still celebrating the arrival of the new lunar year so just in case you

hala yeni ayın gelişini kutlayan birçok insan olduğunu hayal ediyorum bu yüzden her ihtimale karşı

are watching now maybe you are watching the replay can i say a very happy new lunar year

şimdi izliyorsun belki tekrarını izliyorsun sana çok mutlu yeni bir ay yılı diyebilirim

to you

so maybe you weren't with me yesterday maybe you didn't see yesterday's live stream so

yani belki dün benimle değildin belki dünkü canlı yayını görmedin yani

for those who have joined me today maybe you are still celebrating your lunar new year

bugün bana katılanlar için belki hala ay yeni yılını kutluyorum

well can i say once again happy new year to you i hope you have a super duper year of

sana bir kez daha mutlu yıllar diyebilir miyim umarım süper bir öküz yılı geçirirsin

the ox isn't it nice so can we have no ball i don't want any bull during this year by

güzel değil mi yani topumuz olamaz mı bu yıl boğa istemiyorum

the way when we say bull we we mean we don't want we don't want any lying we don't want

boğa dediğimizde kastettiğimiz şey yalan söylemek istemiyoruz yanıltmak istemiyoruz yanıltılmak

any misleading we don't want to be misled don't tell lies don't make up things that

istemiyoruz yalan söylemeyin olmayan şeyler uydurmayın

aren't real no bull during ox year that's nice i think that's a good idea oh hello everyone

' öküz yılı boyunca gerçekten boğa yok bu güzel bence bu iyi bir fikir oh millet merhaba evet

yes we have made it to the weekend it is the weekend the first day of the weekend how are

haftasonuna geldik hafta sonu hafta sonunun ilk günü

you spending your day yes it's true it's saturday

gününüzü nasıl geçiriyorsunuz evet doğru bugün cumartesi

yes it's saturday and we are here again and i hope you are having a good one how is your

evet bugün cumartesi ve biz yine buradayız ve umarım iyi bir

weekend so far i hope it's okay here it is windy i think if i had to describe the weather

hafta sonu geçiriyorsunuzdur, şimdiye kadarki hafta sonunuz nasıl geçti, umarım burada bir sorun yoktur, rüzgarlı sanırım bugün burada, İngiltere'de havayı tarif etmem gerekirse,

here today in england it is windy very windy incredibly cold now i know what you're going

rüzgarlı, çok rüzgarlı, inanılmaz soğuk şimdi ben ne diyeceğinizi biliyorsunuz

to say mr duncan you keep complaining about how cold it is but it is very cold today even

bay duncan havanın ne kadar soğuk olduğundan şikayet edip duruyorsunuz ama bugün hava çok soğuk

the weather forecasters the people giving you the weather forecast even they are looking

hava tahmincileri bile size hava tahminini veren insanlar bile

unhappy and you always know that the weather is going to be bad when the weather forecast

mutsuz görünüyorlar ve siz her zaman havanın soğuk olacağını biliyorsunuz hava durumu tahmini yüzünde

is presented by someone with this expression on their face

bu ifadeyle biri tarafından sunulduğunda kötü olur

you know the weather is going to be bad so outside at the moment yes it's windy it's

hava kötü olacak bu yüzden şu anda dışarıda evet rüzgarlı hava

it's a little misty and i think later on we might be getting some snow however the temperature

biraz puslu ve sanırım daha sonra biraz kar yağabilir ancak

at the moment here in england it is only

şu anda burada, İngiltere'de sıcaklık sadece

it is seven below zero here in much wenlock seven degrees below zero minus seven at the

burada çok wenlock'ta sıfırın altında yedi, sıfırın altında yedi derece eksi yedi şu

moment outside it really does feel cold windy everything is is quite unpleasant and can

anda dışarıda gerçekten soğuk rüzgarlı bir his var, her şey oldukça nahoş ve

we say a little hello to mr steve because at the moment mr steve is walking around much

Bay'a biraz merhaba diyebilir miyiz? steve çünkü şu anda bay steve

wenlock town centre doing some shopping he's going into the shops because now of course

alışveriş yapmak için wenlock şehir merkezinde dolaşıyor, dükkanlara giriyor çünkü artık

we are not allowed to go in groups you are only allowed to go into the shop if you are

gruplar halinde gitmemize izin verilmiyor, sadece tek başınaysan dükkana girmene izin veriliyor

on your own so i can't go with mr steve into the shop so we can only go one person at a

yani Bay Steve ile dükkana gidemiyorum bu yüzden her seferinde sadece bir kişi gidebiliyoruz

time unfortunately so there it is the weather today murky freezing cold you can always tell

maalesef bu yüzden hava bugün kasvetli dondurucu soğuk havanın ne zaman soğuk olduğunu her zaman anlayabilirsiniz

when it's cold because you don't see any birds can you see any birds no that's because there

çünkü hiç kuş görmüyorsunuz görebiliyor musunuz kuş yok hayır çünkü

are no birds around that's how cold it is outside at the moment you always know that

etrafta hiç kuş yok o kadar soğuk ki şu an

the weather is bad when you don't see the birds and at the moment there are no birds

havanın kötü olduğunu hep biliyorsun kuşları görmeyince ve şu an dışarıda hiç kuş yok

outside hello live chat is there anyone there at the moment on the live chat i'm not sure

merhaba canlı sohbet kimse yok mu şu anda canlı sohbette orada,

i know many people at the moment are still celebrating the lunar new year i think so

şu anda pek çok kişinin hala ayın yeni yılını kutladığını bildiğimden emin değilim, bu yüzden

we might not have many people here because of course it's saturday as well and perhaps

burada çok fazla insan olmayabilir çünkü tabii ki bugün de cumartesi ve belki

you have other things to do maybe some other commitments today we are talking about complaining

başka şeyler de vardır belki başka taahhütler yapmak için bugün şikayet etmekten bahsediyoruz

oh now if there's one thing that the english are very good at doing we are very good at

oh şimdi eğer ingilizlerin yapmakta çok iyi olduğu bir şey varsa biz şikayet etmekte çok iyiyiz

complaining we complain about everything just me if there is one characteristic of the english

her şeyden şikayet ediyoruz sadece ben ingiliz

man or english lady it is their ability to complain about almost everything the weather

erkeğinin veya ingiliz hanımının bir özelliği varsa hemen hemen her şeyden şikayet edebilme yetenekleridir hava durumu otobüsler trenler komşuları evcil hayvanları kocaları karıları belki

the buses the trains their neighbours their pet their husband their wife

maybe they don't have enough clothes to wear maybe you want something new and you can't

giyecek kadar kıyafetleri yoktur belki yeni bir şey istersiniz ve

afford to buy it perhaps you will complain about it maybe you will complain because you

onu almaya gücünüz yetmez belki alırsınız şikayet et belki şikayet edeceksin çünkü

want something that you can't have and you keep complaining oh it's not fair it's not

sahip olamayacağın bir şeyi istiyorsun ve şikayet etmeye devam ediyorsun oh bu adil değil bu

fair i want it i want it now we live in an age where people want things straight away

adil değil onu istiyorum şimdi istiyorum insanların bir şeyi hemen istediği bir çağda yaşıyoruz

this is the age of instant gratification oh mr duncan that is an interesting word gratification

bu çağ anlık tatminin oh bay duncan ilginç bir kelime tatmin

if you have gratification it is pleasure it is pleasure that you are receiving or you

are feeling the pleasure from an experience that you are having self gratification you

do something steady steady no we will have none of that can you please keep your thoughts

bunların hiçbiri lütfen düşüncelerinizi

pure self-gratification you gratify yourself by buying something new or maybe doing something

saf kişisel tatmin olarak tutabilir misiniz yeni bir şey satın alarak veya belki

that gives you pleasure no stop it i know what you're doing out there please stop those

size zevk veren bir şey yaparak kendinizi tatmin ediyorsunuz hayır durmayın orada ne yaptığınızı biliyorum lütfen bu

thoughts right now hello live chat nice to see you here yes there are people on the live

düşünceleri hemen şimdi durdurun merhaba canlı sohbet güzel seni burada gördüğüme göre evet canlı sohbette insanlar var çok

chat thank goodness for that or else to be honest i wouldn't have a live stream i would

şükür bunun için yoksa dürüst olmak gerekirse canlı yayın yapmazdım

i would just be standing here talking to myself

burada durup kendi kendime konuşuyor olurdum

poor mr steve is outside walking around the town buying some jaffa cakes for me some bananas

zavallı bay steve dışarıda kasabada dolaşıyor alışveriş yapıyor bana biraz jaffa kek kendine biraz muz o

for himself he always walks around town with a little shopping list in his hand do you

her zaman elinde küçük bir alışveriş listesiyle şehirde dolaşır

do that when you go shopping if you go shopping in person around the supermarket do you ever

alışverişe giderken bunu yapar mısın süpermarkette bizzat alışverişe gidersen yanına

take a little list with you do you write things down on a piece of paper and then you write

küçük bir liste alır mısın hiç bir kağıda bir şeyler yazın ve sonra

all the things that you need all the things that you really need however when you return

ihtiyacınız olan her şeyi yazın gerçekten ihtiyacınız olan her şeyi ancak

home you always find that there's something you've forgotten always whatever it is you

eve döndüğünüzde her zaman unuttuğunuz bir şey olduğunu görürsünüz her zaman her ne ise

can go with your shopping list to the supermarket but i can guarantee when you get back home

alışverişe gidebilirsiniz süpermarkete liste ama garanti edebilirim ki eve döndüğünüzde

there will be at least one thing that you've forgotten i think so hello vitas oh welcome

unuttuğunuz en az bir şey olacak sanırım bu yüzden merhaba vitas oh

back vitas i can see that you have been resting your finger your finger is very strong very

tekrar hoşgeldiniz vitas parmağınızı dinlendirdiğinizi görebiliyorum parmağınız çok güçlü çok

powerful

güçlü

i think vitesse your finger is full of energy today because you are first on today's live

bence vitesse bugün parmağın enerji dolu çünkü bugünün canlı

chat

sohbetinde

well done vitas nice to see you here first on the live stream today racer also also oh

birincisin aferin vitas seni burada görmek güzel

i can see louis mendes thank you lewis for your message concerning next tuesday can i

salı

just say next tuesday it is pancake day and also next tuesday it is mr steve's birthday

sadece önümüzdeki salı gözleme günü diyebilirim ve ayrıca önümüzdeki salı bay steve'in doğum günü

oh very nice but sadly lewis will not be here hello also sandra alfian also we have vittoria

oh çok güzel ama ne yazık ki lewis burada olmayacak merhaba ayrıca sandra alfian ayrıca vittoria'mız var

hello to you oh by the way tomorrow we are looking at some of your photographs on the

size merhaba oh bu arada yarın bakıyoruz

live stream tomorrow myself and also mr steve will be here unless of course he he's caught

Yarın canlı yayında bazı fotoğraflarından ben ve ayrıca bay steve burada olacağım tabi ki o

pneumonia after walking around the freezing cold town centre also we have alex hello alex

dondurucu soğuk şehir merkezinde dolaştıktan sonra zatürreye yakalanmadıysa ayrıca bizde alex var merhaba alex

nice to see you here as well gigi hello gigi kane nice to see you again thank you very

seni de burada görmek güzel gigi merhaba gigi kane nice seni tekrar görmek için zika

much for joining me once more on the live stream zika

canlı yayında bana bir kez daha katıldığın için çok teşekkür ederim

hello today i am watching you whilst riding a bike i am breathing the fresh air through

merhaba bugün bisiklet sürerken seni izliyorum dağın içinden temiz havayı soluyorum

the mountain and i really can't complain that sounds wonderful do you know people are taking

ve gerçekten şikayet edemem kulağa harika geliyor biliyor musun insanlar

up outdoor activities more and more and i think one activity that people are doing more

açık hava etkinliklerine giderek daha fazla ilgi gösteriyor ve bence insanların daha çok yaptığı etkinliklerden biri

is cycling cycling has become very popular because it is something you can do by yourself

bisiklet sürmek çok popüler hale geldi çünkü bu dışarıda kendi başınıza yapabileceğiniz bir şey

outside and of course you can stay away from other people so if you are cycling you are

ve tabii ki diğer insanlardan uzak durabilirsiniz. bisiklet sürmek

moving all the time and you are getting lots of fresh air cycling has become quite popular

sürekli hareket halindesiniz ve bolca temiz hava alıyorsunuz bisiklet sürmek

over the past year during all of the restrictions

geçen yıl tüm kısıtlamalar sırasında oldukça popüler hale geldi

apparently roller skating i don't know how true this is but apparently roller skating

görünüşe göre tekerlekli paten bunun ne kadar doğru olduğunu bilmiyorum ama görünüşe göre tekerlekli paten

has also become very popular over the past year mirella is here also we have oh hello

de çok popüler hale geldi geçen yıl boyunca mirella burada da bizde var oh merhaba merhaba ne bilmiyorsunuz

hello i don't know what don't you know is there a particular thing is there a certain

bilmiyorum belirli bir şey var mı bilmediğiniz belirli bir

thing that you don't know or maybe you don't know anything i don't know because i don't

şey var mı veya belki de benim bilmediğim hiçbir şey bilmiyorsunuz 'biliyorum çünkü

know you only you know you i don't know you

seni tanımıyorum sadece sen biliyorsun seni tanımıyorum

hello florence hello also joe carl hello to

merhaba florence merhaba ayrıca joe carl farrah

farrah farrar mr duncan has a very beautiful voice why thank you very much nice good morning

farrar'a merhaba bay duncan'ın çok güzel bir sesi var neden çok teşekkür ederim güzel günaydın

everyone guadalupe hello guadalupe nice to see you back as well we have people joining

herkese guadalupe merhaba guadalupe güzel sizi de tekrar görmek için katılan insanlar var

now that's good

şimdi bu iyi bir şey

marietta is complaining already

maretta şimdiden şikayet ediyor bay

mr duncan i can't stand having to wait yes a lot of people these days are quite impatient

duncan beklemek zorunda kalmaya dayanamıyorum evet bu günlerde pek çok insan oldukça sabırsız

now i'm not criticizing you but i'm just saying these days a lot of people do like to have

artık sizi eleştirmiyorum ama sadece söylüyorum bu günlerde pek çok insan bir

things quickly we don't like to wait for things one of the things that always surprises me

şeylere hızlı bir şekilde sahip olmayı seviyor, bir şeyleri beklemekten hoşlanmıyoruz, beni her zaman şaşırtan şeylerden biri,

is when people talk about modern technology things like mobile phones or or tablet devices

insanların cep telefonları veya tablet cihazlar gibi modern teknoloji şeylerinden bahsetmeleri

and they always say oh my phone my phone is so slow when i want to open a picture or watch

ve her zaman aman tanrım demeleridir. telefon telefonum o kadar yavaş ki telefonumda bir resim açmak veya video izlemek istediğimde

a video on my phone my phone is so slow it takes it takes 10 seconds to open the photograph

telefonum o kadar yavaş ki fotoğrafı açması 10 saniye sürüyor

as if they are having to wait forever 10 seconds is nothing and yet people complain about it

sanki sonsuza kadar beklemek zorundalarmış gibi 10 saniye hiçbir şey değil ama yine de insanlar şikayet ediyorlar

they say oh my phone is slow oh it takes it takes nearly 10 seconds to open my photographs

diyorlar ki ah telefonum yavaş ah fotoğraflarımı açmak yaklaşık 10 saniye sürüyor ah

oh it's so slow 10 seconds this is not slow it's quick it's amazing it's incredible try

çok yavaş 10 saniye bu yavaş değil hızlı inanılmaz inanılmaz deneyin

and imagine what it was like being on the internet in 1999 i was using the internet

ve internette olmanın nasıl bir şey olduğunu hayal edin 1999 1999'da internet kullanıyordum

in 1999 and can i just say it was terrible you because we only had about 56 kilobytes

ve bunun senin için korkunç olduğunu söyleyebilir miyim çünkü sadece 56 kilobayt kadar

of speed and you had to dial on your phone to use the internet

hızımız vardı ve interneti kullanmak için telefonunu çevirmen gerekiyordu,

i used to do that and then you would have to wait for ages before it connected

bunu eskiden yapardım ve sonra beklemen gerekirdi bağlanmadan önce yüzyıllar boyunca

you couldn't play videos it used to take ages for a photograph to open on the computer screen

videoları oynatamazdınız, eskiden bir fotoğrafın bilgisayar ekranında açılması yüzyıllar sürerdi,

do you remember that are you one of the early users of the internet it would take about

hatırlıyor musunuz, internetin ilk kullanıcılarından biriyseniz,

five minutes to open a photograph and you would have to go away and then come back and

bir fotoğrafı açmanın yaklaşık beş dakika sürdüğünü ve çekip gitmeniz ve sonra geri gelmeniz gerekirdi ve

then the photograph would still be opening very slowly who remembers the early days of

sonra fotoğraf hala çok yavaş açılıyordu kim hatırlar internetin ilk günlerini

the internet oh wasn't it fun

ah,

before youtube before facebook before twitter before everyone started tearing each other's

youtube öncesi facebook öncesi twitter öncesi twitter öncesi herkes birbirinin

hair and eyes out arguing over everything the early days of the internet was a wonderful

saçını ve gözünü yolmaya başlamadan önce eğlenceli değil miydi internetin ilk günlerinde her şey hakkında tartışmak harika bir

place even though everything was very slow it used to take a very long time for things

yerdi her şey çok yavaş olmasına rağmen eskiden internette bir şeylerin olması çok uzun zaman alırdı bu

to happen on the internet so today we are talking all about

yüzden bugün her şeyden

i've just noticed something it's starting to snow outside oh yes i think it is trying

bahsediyoruz bir şeyin başladığını fark ettim dışarıda kar oh evet sanırım

to snow is that snow i think it is it's either snow or it's my eyebrow dandruff because i

kar yağmaya çalışıyor o kar bence ya kar ya da kaş kepeğim çünkü

have terrible eyebrow dandruff i was talking about this the other day so is that snow you

korkunç kaş kepeğim var geçen gün bundan bahsediyordum yani kar mı

can see or is it my dandruff falling in front of my eyes from my eyebrows i don't know yes

görüyorsun yoksa öyle mi kaşlarımdan gözlerimin önüne düşen kepeğim bilmiyorum evet sanırım

i think it is it's starting to snow outside oh wonderful that almost deserves do you know

dışarıda kar yağmaya başlıyor oh harika bu neredeyse

what that deserves i think that deserves a fancy pants

neyi hak ediyor biliyor musunuz bence süslü bir pantolonu hak ediyor

that's enough no more we can't have too much excitement it is saturday after all we are

bu kadar yeter artık yapamayız "çok heyecanlıyım bugün cumartesi sonuçta

supposed to be resting that's what we should be doing today in a few moments we are talking

dinlenmemiz gerekiyor bugün biraz sonra yapmamız gereken şey bu

about making complaints complaining do you know someone who complains they are always

şikayet etmekten bahsediyoruz şikayet etmekten bahsediyoruz

complaining about something they always have a complaint

her zaman sahip oldukları bir şeyden hep şikayet etmekten şikayet eden birini tanıyor musunuz?" şikayet

to make and there are many words many phrases many ways of describing a person and also

etmek için bir çok kelime var ve bir kişiyi tanımlamanın birçok yolu ve ayrıca

the action of complaining and as i said earlier no one enjoys complaining more than the english

şikayet etme eylemi var ve daha önce de söylediğim gibi hiç kimse şikayet etmekten ingilizceden daha fazla zevk almaz

we complain about everything in the winter we complain that it's too cold in the summer

kışın her şeyden şikayet ederiz kışın çok soğuk olduğundan şikayet ederiz yaz tatile

we complain that it's too hot when we go on holiday we complain that the weather is too

gittiğimizde havanın çok sıcak olduğundan şikayet ederiz havanın çok

dry and the food is not the same as the food that you get back home we always complain

kuru olduğundan ve yiyeceklerin eve döndüğünüz yemekle aynı olmadığından şikayet ederiz her zaman

about things we always do especially when we go abroad english people and quite often

yaptığımız şeylerden şikayet ederiz özellikle yurt dışına gittiğimizde ingilizce insanlar ve çoğu zaman

i suppose british people complain all the time when they go abroad i think so so yes

ingilizlerin yurtdışına çıktıklarında her zaman şikayet ettiklerini sanıyorum, öyle düşünüyorum, evet,

it's true we do like to complain here in england

doğru, burada, İngiltere'de şikayet etmeyi seviyoruz

valentin is talking about the early days of the internet now i wasn't going to talk about

valentin internetin ilk günlerinden bahsediyor şimdi ben hakkında konuşmayacaktım

this but it is an interesting subject the early days of the internet do you remember

bu ama ilginç bir konu internetin ilk zamanları

the early days of the internet when you had to connect your computer to your telephone

internetin ilk günlerini hatırlıyor musunuz bilgisayarınızı telefon

line and it would take ages for anything to happen and you're right valentin says just

hattınıza bağlamanız gerektiğinde ve herhangi bir şeyin olması asırlar sürerdi ve haklısınız valentin diyor sadece

opening a website locate located in australia was like a little journey yes you are right

avustralya'da yer alan bir web sitesi açmak küçük bir yolculuk gibiydi evet haklısın

and it was very strange isn't it it wasn't it it was very strange doing that going onto

ve çok garipti değil mi internete girmek çok garipti bu

the internet so i remember when people started getting computers in their houses and suddenly

yüzden insanların evlerine bilgisayar almaya başladıklarını hatırlıyorum evler ve birdenbire

it seemed like a whole revolution was taking place suddenly we could we could just find

bütün bir devrim gerçekleşiyor gibiydi aniden bir şeyler bulabilirdik bir

things look things up get information

şeylere bak bir şeylere bak bilgi alabilirdim ne düşündüğünü biliyorum

i know what you're thinking i don't know what's wrong with you today your mind your brain

bugün senin derdin ne bilmiyorum zihnin beynin

it's so dirty naughty naughty

çok pis yaramaz yaramaz

racer says yes i remember those sounds when i used to dial up for my internet

yarışçı, evet, internet bağlantımı çevirdiğimde bu sesleri hatırlıyorum,

connection hello

merhaba,

the landscape is beautiful with snow yes it is trying to snow at the moment the forecast

manzara karla güzel, evet, şu anda kar yağmaya çalışıyor,

today is for snow and it looks as if we might be getting some snow

bugün hava tahmini kar yağıyor ve görünüşe göre biraz kar yağacakmış gibi görünüyor. kar

oh pedro belmont is here pedro belmont is here today hello pedro i have a wonderful

ah pedro belmont burada pedro belmont bugün burada merhaba pedro harika bir

photograph i have a wonderful picture mr duncan my cousin is a nurse who is in the photograph

fotoğrafım var harika bir fotoğrafım var bay duncan fotoğraftaki hemşire

vaccinating my old grandmother well if you want to send that photograph to me i can show

yaşlı büyükannemi aşılıyor peki o fotoğrafı bana göndermek istersen ben

it tomorrow we will be looking at some photographs some pictures and also your creative art as

yarın gösterebilirim yarın bazı fotoğraflara bazı resimlere ve ayrıca yaratıcı sanatınıza bakacağız bu

well tomorrow so i will be with you tomorrow as well

yüzden yarın da sizinle olacağım

christina says the human being is always dissatisfied and is always complaining about something

christina insanoğlunun her zaman tatminsiz olduğunu ve her zaman bir şeylerden

or everything it is true yes but i think that it would be fair to say that english people

veya her şeyden şikayet ettiğini söylüyor bu doğru evet ama ingilizlerin

do complain a lot we like to complain when we go out maybe we go to a restaurant and

çok şikayet ettiğini söylemenin adil olacağını düşünüyorum, dışarı çıktığımızda şikayet etmeyi seviyoruz belki bir restorana gidiyoruz ve belki

maybe the food isn't very good it isn't very nice perhaps and we complain about the food

yemekler çok iyi değil, belki de pek hoş değil ve şikayet ediyoruz yemek hakkında

never go out with a gay person by the way to a restaurant i can guarantee if you ever

asla bir eşcinselle bir restorana giderken dışarı çıkma, garanti ederim ki,

ever this is just a thing that i'm going to say now so please don't shout at me but if

bu sadece şimdi söyleyeceğim bir şey, bu yüzden lütfen bana bağırma ama eğer

you ever go if you ever go to a restaurant with a with maybe a gay person or a gay couple

gidersen Bir eşcinsel veya eşcinsel bir çiftle bir restorana gittiğinizde, yemek veya hizmetle

you must expect some complaints about the food or the service so that's it that's all

ilgili bazı şikayetler beklemeniz gerekir, bu yüzden tüm

i'm saying just a little thing there just a little heads up

söylediğim bu kadar, sadece küçük bir şey var, sadece biraz uyarı çünkü

because it will happen trust me have you had your jab yet no i haven't had anything stuck

oldu güven bana aşını oldun mu hayır daha içime bir şey takılmadı

in me yet no needles no jabs nothing yet i had my flu vaccine a few weeks ago but i haven't

iğne yok iğne yok henüz bir kaç hafta önce grip aşısı oldum ama

had my corona vaccine yet no i haven't

henüz korona aşımı olmadım hayır yaptırmadım

apparently there is news coming through at the moment that there is an earthquake okay

görünüşe göre şu anda deprem olduğuna dair haberler geliyor tamam,

does anyone know about the earthquake there is something coming through at the moment

deprem hakkında bilgisi olan var mı, şu anda gelen bir şey var,

if anyone knows anything please let me know on the live chat so i hope it's nothing serious

herhangi biri bir şey biliyorsa lütfen canlı sohbetten bana bildirin, umarım ciddi bir şey değildir

but yes one or two people are talking about an earthquake i'm not sure where it's happened

ama evet bir veya iki kişi bir depremden bahsediyor nerede olduğundan emin değilim

but i'm sure someone will tell me thank you very much for joining me today nice to see

ama eminim birisi bana söyleyecektir bugün bana katıldığınız için çok teşekkür ederim

you we are talking about making complaints making complaints there is a big complaint

sizi görmek güzel şikayette bulunmaktan bahsediyoruz şikayette bulunmak büyük bir şikayet var

that a lot of people will be making tomorrow do you know what it is tomorrow i think a

yarın birçok insan yapacak yarın ne olduğunu biliyor musun bence

lot of people will be complaining that they didn't receive a valentine's card

birçok insan sevgililer günü kartı almadıkları için şikayet edecek

hmm tomorrow valentine's day are you going to get a valentine's card i'm not even sure

hmm yarın sevgililer günü sevgililer günü kartı alacak mısın ben değilim

if i'm going to get one to be honest i don't think anyone is going to send one to me i

Dürüst olmak gerekirse bir tane alacaksam bile eminim kimsenin bana bir tane göndereceğini sanmıyorum

remember a few years ago when i was in china i did get some valentine's cards and i never

birkaç yıl önce Çin'deyken sevgililer günü kartları almıştım ve

found out who they were from

kim olduklarını asla öğrenemedim

i had a lot of people wanting to date me when i was in china i don't know why i mean look

Çin'deyken benimle çıkmak isteyen birçok insan vardı neden demek istediğimi bilmiyorum bak

look at this would you want to date this i don't think so

buna bak bununla çıkmak ister miydin pek sanmıyorum

hello to the live chat tomorrow yes valentine's day and i will be here with mr steve and we

canlı sohbete merhaba yarın evet sevgililer günü ve ben burada Bay Steve ile olacağım ve yarın

will be talking all about valentine's day tomorrow showing your photographs as well

sevgililer gününden bahsedeceğiz, fotoğraflarınızı da göstereceğiz

and also your creative artwork coming up tomorrow can i just mention that i have today made

ve ayrıca yarın gelecek yaratıcı sanat çalışmalarınızı da bugün

a big change on my youtube channel i have changed the name of my channel so it used

youtube kanalımda büyük bir değişiklik yaptığımı söyleyebilir miyim değiştim eskiden

to be speak english with mr duncan but today i have changed the name of my youtube channel

bay duncan ile ingilizce konuşuyorduk ama bugün youtube kanalımın adını

officially to english addict so that now is the name there it is there is the name of

resmi olarak ingilizce bağımlısı olarak değiştirdim yani artık adı orası

my youtube channel it will be known from now on as english addict so it used to be called

youtube kanalımın adı olacak bundan böyle ingilizce bağımlısı olarak biliniyordu, bu yüzden eskiden

speak english with mr duncan but now english addict so that has changed today for those

bay duncan ile ingilizce konuş deniyordu ama şimdi ingilizce bağımlısı yani bugün bunun ne olduğunu merak edenler için değişti,

who are wondering what that is all about well because my live streams are called english

çünkü canlı yayınlarıma ingilizce

addict that is why i've done that we will be talking about complaining complaining about

bağımlısı deniyor, bu yüzden ben Bir şeylerden şikayet etmekten bahsedeceğimizi yaptım,

things so i thought i would show you an excerpt from one of my english lessons where i talk

bu yüzden size İngilizce derslerimden birinden bir alıntı göstermeyi düşündüm, burada

all about making complaints and then after this we will look at some phrases some words

her şeyi şikayet etmekten bahsediyorum ve bundan sonra şikayet etmekle bağlantılı bazı ifadelere bakacağız.

connected to complaining

you know the world of english is a fun and exciting place to be i'm so glad you could

İngilizce dünyasının eğlenceli ve heyecan verici bir yer olduğunu biliyorsun,

join me for another lesson

başka bir ders için bana katılabildiğin için çok mutluyum merhaba millet, ben

hi everybody this is mr duncan in england how are you today are you okay i hope so are

İngiltere'den Bay Duncan, bugün nasılsın, iyi misin, umarım öyleyse

you happy i hope so in this lesson we will look at a common social action that most of

mutlusundur umarım öyledir Bu derste, çoğumuzun zaman zaman kendimizi yaparken bulacağımız ortak bir sosyal eyleme bakacağız. Bir

us will find ourselves doing from time to time making

a complaint

hmm

the word complaint is a noun and means a statement that is made concerning something which is

unsatisfactory or not to your liking you say that you are not happy about the quality of

something you show your disappointment verbally there are many words connected to complaint

şeyin kalitesinden memnun olmadığınızı söylüyorsunuz Hayal kırıklığınızı sözlü olarak gösteriyorsunuz

or complain such as criticize gripe grumble object moan protest whimper and whinge

Eleştirin sızlanma homurdanma nesne inleme protesto sızlanma ve sızlanma gibi şikayet veya şikayetle bağlantılı pek çok kelime var

excuse me a moment i'm a little thirsty

özür dilerim bir an biraz

that hit the spot when you complain to someone we say that you make a complaint you put forward

susadım nokta birine şikayet ettiğinizde şikayette bulunduğunuzu söyleriz

your complaint you draw attention to a problem you have found a fault you show your dissatisfaction

şikayetinizi iletirsiniz bir soruna dikkat çekersiniz bir kusur buldunuz memnuniyetsizliğinizi gösterirsiniz

there are two ways of making a complaint you can make it in a nice way or you can make

şikayette bulunmanın iki yolu vardır bunu güzel bir şekilde yapabilirsiniz veya

it in a rude way

kaba bir şekilde

nice ways to make a complaint excuse me this food does not taste right could i have another

şikayette bulunmanın güzel yolları afedersiniz bu yemeğin tadı doğru değil bunun

meal sent to me instead

yerine bana başka bir yemek gönderebilir miyim

i have found a fault with this shirt could i please replace it with another one

bu gömlekte bir hata buldum lütfen onu başka bir taneyle değiştirebilir

i'm not happy with the cable tv service you are providing i would like to have it disconnected

miyim lütfen Verdiğiniz kablolu tv hizmetinden memnun değilim, bağlantısının kesilmesini istiyorum

please

lütfen

rude ways to make a complaint

kaba şikayette bulunmanın yolları

what do you call this food it tastes disgusting get me the manager now

bu yiyeceğe ne diyorsunuz tadı iğrenç bana müdür bulun şimdi

look at this shirt it's rubbish how can you sell this junk this cable tv service of yours

şu gömleğe bakın çöp bir şey bu hurdayı nasıl satarsınız bu kablo tv hizmetiniz

is awful i hate it come and take it away

berbat

when a person complains in a rude way we can say that they create a fuss kick up a storm

make a scene cause a commotion protest out loud blow the whole thing out of

ooh proportion what i've just found on the floor broccoli do you like broccoli it is

Ooh orantılı olarak az önce yerde bulduğum şey brokoli brokoli sever misin

always best to make a complaint in a calm and polite way as being rude will only make

şikayeti sakin ve kibar bir şekilde yapmak her zaman en iyisidir çünkü kaba davranmak

the situation much worse and you could find yourself with a much larger and more serious

durumu çok daha kötü hale getirir ve kendinizi çok daha büyük bir şikayetle karşı karşıya bulabilirsiniz. ve

problem to deal with

after making the complaint you will normally receive an instant response especially if

şikayette bulunduktan sonra ele alınması gereken daha ciddi bir sorun, normalde anında bir yanıt alırsınız, özellikle

you are making it directly in front of the other person of course if you are making the

doğrudan diğer kişinin önünde yapıyorsanız, tabii ki

complaint in writing then you may have to wait for a long time before your complaint

şikayeti yazılı olarak yapıyorsanız, o zaman uzun süre beklemeniz gerekebilir. şikayetiniz ele alınmadan veya çözüme kavuşturulmadan önceki süre

is handled or resolved

when you receive a complaint you will usually deal with it or handle it as quickly as possible

bir şikayet aldığınızda genellikle onunla ilgilenir veya mümkün olan en kısa sürede halledersiniz

you want to make the complaint go away you wish to resolve the complaint you would like

şikayetin ortadan kaldırılmasını istersiniz şikayeti çözmek istersiniz sorunu düzeltmek istersiniz

to put the problem right you try to placate the person making the complaint

sorunu düzeltmeye çalışırsınız şikayette bulunan kişiyi yatıştırmak için

for example oh i am so sorry about that please allow me to bring you another meal oh i'm

örneğin oh bunun için çok üzgünüm lütfen size başka bir yemek getirmeme izin verin oh

terribly sorry i will fetch you a new shirt from our stockroom right now i'm sorry to

çok üzgünüm size depomuzdan yeni bir gömlek getireceğim şimdi

hear that you are not happy with our cable tv service maybe we can offer you some different

bunu duyduğuma üzüldüm Kablo tv hizmetimizden memnun değilseniz belki size farklı

channels instead

kanallar sunabiliriz bunun yerine etrafımızdaki şeyler

we can also make a general complaint about things around us for example the weather oh

hakkında genel bir şikayette bulunabiliriz örneğin hava oh

it's too cold today i really do not like winter we can complain about our job oh my boss makes

bugün çok soğuk kışı gerçekten sevmiyorum işimizden şikayet edebiliriz oh patronum

me work too hard i need a holiday you can even make a complaint about yourself oh i

beni çok çalıştırıyor tatile ihtiyacım var kendinden bile şikayet edebilirsin oh

really hate my nose it's far too long

gerçekten burnumdan nefret ediyorum çok uzun

you can never find the end of this there is another definition of the word complaint that

bunun sonunu asla bulamıyorsun şikayet kelimesinin başka bir tanımı var yani

means you have an illness or you feel sick and unwell normally relating to a certain

şikayetin var demektir hastalık ya da vücudun belirli bir bölümüyle ilgili olarak kendinizi hasta ve rahatsız hissediyorsanız,

part of the body for example a stomach complaint or an ear complaint i think you should go

örneğin mide şikayeti ya da kulak şikayeti bence gidip

and see a doctor

bir doktora görünmelisiniz

making a complaint is a normal occurrence and happens very often but it is best not

şikayette bulunmak normal bir olaydır ve çok sık olur ama en iyisi yapmamak

to complain too much about things or you may find yourself being called names such as old

bir şeyler hakkında çok fazla şikayet etmek veya kendinize eski

winger nit-picker or moaning mini sadly i have to leave you now but please do not complain

kanat oyuncusu dırdırcı veya inleyen mini gibi isimler takıldığını bulabilirsiniz ne yazık ki şimdi sizden ayrılmak zorundayım ama lütfen şikayet etmeyin

because i will see you all again very soon i promise this is mr duncan in england saying

çünkü hepinizi çok yakında tekrar göreceğim söz veriyorum bu bay duncan ingiltere'de

tata for now

şimdilik tata diyor

don't panic don't worry don't complain please i'm not going just yet you will be pleased

panik yapma merak etme şikayet etme lütfen henüz gitmiyorum duymaktan memnun olacaksın

to hear or maybe not

ya da belki de o yüzden işte

so here we are then oh hello there are you are you feeling like you want to complain

buradayız o zaman oh merhaba işte böyle hissediyorsun Bugün bir şeyden şikayet etmek istiyorsun, bu arada

about something today i'm just sucking on the suite by the way mr steve has just returned

süiti emiyordum, bu arada Bay Steve yeni döndü

and he's he's brought some sweets to ease my poor throat because i'm speaking every

ve zavallı boğazımı rahatlatmak için biraz şeker getirdi çünkü her

day and i think my throat is starting to become worn so mr steve has brought some of these

gün konuşuyorum ve sanırım boğazım şişmeye başlıyor. yıpranmış, bu yüzden bay steve

lovely sweets to help my throat i won't show you what they are no more advertising on my

boğazıma yardımcı olması için bu güzel tatlılardan bazılarını getirdi bana ödeme yapmazsanız artık kanalımda reklamlarının yapılmadığını size göstermeyeceğim, bu yüzden

channel unless you pay me so thank you mr steve isn't that nice but sadly mr steve is

teşekkür ederim bay steve o kadar hoş değil ama ne yazık ki bay steve

a very busy mr steve today so that's the reason why he's not here we will not be playing spot

bir Steve bugün çok meşgul, bu yüzden burada olmamasının nedeni bu,

the white van today because well basically that's the view outside at the moment it's

bugün beyaz minibüsle oynamayacağız çünkü temelde, kar yağdığı anda dışarıdaki manzara bu,

snowing we have snow everyone the snow is falling all around and yes it is official

kar var, herkes kar yağıyor ve evet, resmi.

we are having some snow now in england what about where you are how is the weather where

şu anda İngiltere'de biraz kar yağıyor peki ya siz neredesiniz hava nasıl sizin

you are weather um that's interesting because a lot of people like complaining about things

bulunduğunuz yerde hava um bu ilginç çünkü birçok insan bir şeylerden şikayet etmeyi sever

and one thing that we like to complain about here in england is the weather we are always

ve burada İngiltere'de şikayet etmeyi sevdiğimiz bir şey de bulunduğumuz havadır. her zaman

moaning and complaining but what about you do you like to complain do you like to make

inliyor ve şikayet ediyorsun ama peki ya sen şikayet etmeyi seviyorsun şikayet etmeyi seviyor musun şikayet etmeyi seviyor musun

complaints do you like to moan about things so that's what we're talking about today we

bir şeylere sızlanmayı seviyorsun yani bugün bundan bahsediyoruz konuyu şikayet etmekten

are talking about complain the subject complain you complain you protest about something something

bahsediyoruz şikayet ediyorsun şikayet ediyorsun bir şeyi protesto ediyorsun hoşunuza

you find objectionable something you don't like you can describe as a complaint so today

gitmeyen bir şeyi sakıncalı buluyorsanız şikayet olarak tanımlayabilirsiniz bu nedenle bugün

we are looking at making complaints you might make a complaint against someone so i might

şikayette bulunmaya bakıyoruz siz birisini şikayet edebilirsiniz bu yüzden ben

make a complaint against my neighbour

komşumu şikayet

you might lodge a complaint lodge that's interesting so if you put forward something if you make

edebilirim ilginç bir şikayet kulübesi açabilirsiniz bir şey ileri sürün eğer

a complaint we can say that you lodge a complaint so if the complaint is lodged it means it

şikayette bulunursanız şikayette bulunduğunuzu söyleyebiliriz yani şikayet yapılırsa bu

is also recorded maybe someone will write the complaint down or maybe you will send

da kayıt altına alınır anlamına gelir belki birisi şikayeti yazar ya da belki şikayette bulunan

a letter to someone lodging a complaint so you are putting your complaint forward and

birine bir mektup gönderirsiniz böylece siz de şikayette bulunursunuz. şikayetinizi ileri sürerken ve

we often describe that as lodging your complaint here's another word quite often if a person

sık sık bunu şikayette bulunmak olarak tanımlarız, işte başka bir kelime oldukça sık bir kişi

likes to complain we say they moan

şikayet etmekten hoşlanırsa inlediklerini söyleriz

oh it's not fair oh oh i hate going to work oh why do i have to go to my my grandparents

oh bu adil değil oh oh işe gitmekten nefret ediyorum oh neden büyükanne ve büyükbabama gitmek zorundayım

house today i want to just stay in bed oh why do i have to do a live stream on youtube

ev bugün sadece yatakta kalmak istiyorum oh neden youtube'da canlı yayın yapmak zorundayım bunu

i don't want to i want to just stay in bed and relax moan so if you complain we can say

istemiyorum sadece yatakta kalıp rahatlamak istiyorum inilti yani şikayet edersen bazı

that you moan about things moan another word we can use is whinge whinge i like that word

şeyler hakkında inlediğini söyleyebiliriz inilti Kullanabileceğimiz başka bir kelime de whinge whinge Bu kelimeyi seviyorum,

if you whinge about something it means that you complain you always complain about something

eğer bir şey hakkında mızmızlanırsan bu, bir şey hakkında sürekli şikayet ettiğin anlamına gelir, her zaman bir

you always whinge you always go on and on complaining about something oh it's not fair

şey hakkında şikayet etmeye devam edersin oh bu adil

oh i don't want to go to work today oh my boss is always mean to me why does my boss

değil oh istemiyorum bugün işe git oh patronum bana hep kötü davranıyor neden patronum

always pick on me oh oh i don't like my work colleagues they are so annoying oh oh my wife

hep bana laf atıyor oh oh iş arkadaşlarımı sevmiyorum çok sinir bozucular oh oh karım

last night she kept whinging complaining and moaning about all of her friends and their

dün gece mızmızlanıp her şeyden şikayet edip sızlandı arkadaşlar ve

new new outfits and their new clothes

yeni yeni kıyafetleri ve yeni kıyafetleri

here's another word you complain you whinge you moan you bleat

işte başka bir kelime şikayet ediyorsun sızlanıyorsun inliyorsun meliyorsun

interesting you bleat like a sheep

ilginç koyun gibi meliyorsun

so you bleat you are constantly complaining about things i made myself laugh then that

yani meliyorsun sürekli şikayet ediyorsun kendimi güldürdüğüm şeylerden o zaman bu

doesn't happen very often so if you bleat it means you moan you complain you make a

çok sık olmuyor yani eğer meliyorsan inliyorsun demektir şikayet ediyorsun

fuss about what is going on around you or something that's happening in your life here's

çevrende olup bitenler ya da hayatında olan bir şey hakkında yaygara koparıyorsun işte

another one grumble grumble you grumble about things you complain we often think that people

bir tane daha homurdanıyorsun şikayet ettiğin şeyler hakkında homurdanıyorsun sık sık

over a certain age like to grumble and i suppose so yes people will complain they will grumble

belli bir yaşın üzerindeki insanların homurdanmayı sevdiğini düşünürüz ve sanırım öyle evet insanlar şikayet edecekler

with each other they will grumble quite often we think of elderly people always grumbling

birbirlerine homurdanacaklar oldukça sık homurdanacaklar yaşlıların hep homurdandığını düşünüyoruz

young children today young people oh they're so rude oh i was on the bus the other day

bugün küçük çocuklar gençler oh çok kabalar oh geçen gün otobüsteydim

and there was this young man sitting near me and he was listening to his radio he had

ve bir genç vardı adam yanımda oturuyor ve radyosunu dinliyordu radyosu vardı

his radio and it was playing very loud music very noisy you grumble about things general

ve çok yüksek sesli müzik çalıyordu çok gürültülü şeyler hakkında homurdanıyorsunuz genel

complaints we can say that you grumble here's an interesting one belly ache if you bellyache

şikayetler homurdandığınızı söyleyebiliriz işte ilginç bir karın ağrısı karın ağrısı karın ağrısı

to bellyache is to complain moan grumble bleat whinge you bellyache about something it means

şikayet etmektir inilti homurdanmak sızlanmak bir şey hakkında karın ağrınız olduğu anlamına gelir bu aynı şey

you go on and on complaining and moaning about the same thing you bellyache oh i like this

hakkında sürekli şikayet edip inlemeniz anlamına gelir karın

one so this word is very interesting because when a baby a newborn baby or a very young

baby and let's face it i've never met an elderly baby i've only ever met young babies

ağrınız Hiç yaşlı bir bebekle tanışmadım, sadece küçük bebeklerle tanıştım

but a baby when when its teeth start to come through it will start crying a lot it will

ama bir bebek dişleri çıkmaya başladığında çok ağlamaya başlar,

always cry

her zaman ağlar,

we can say that that baby is griping griping so when a baby keeps crying maybe its teeth

o bebeğin çok yakındığını söyleyebiliriz, bu yüzden bir bebek ağlamaya devam ediyor belki dişleri

are starting to come through and it can be quite painful for the baby if they are teething

çıkmaya başlıyor ve bebek için oldukça acı verici olabilir, eğer diş çıkarıyorlarsa

they will gripe or maybe they have a bad stomach maybe they have a bad stomach maybe their

sızlanacaklar veya belki mideleri kötü olabilir belki mideleri kötü olabilir belki

stomach is hurting and the baby is not very happy about the situation they will gripe

mideleri ağrıyor ve bebek değil sızlanacakları durumdan çok mutlular

and also a person an adult can also gripe about things as well

ve aynı zamanda bir yetişkin bir insan da bazı şeylerden

here's another one we're talking about complaining a person that complains they bemoan oh now

şikayet edebilir işte bir tane daha şikayet ettiğinden şikayet eden bir kişiden bahsediyoruz oh şimdi

this is a rather fancy word i must say very nice bemoan if you bemoan something it means

bu oldukça süslü bir kelime çok hoş bir sızlanma söylemeliyim bir şeyden yakınıyorsan, onu eleştiriyorsun demektir, o

you are criticizing it you are complaining about it you are making complaints or you

konuda şikayet ediyorsun, şikayet ediyorsun ya da

are complaining about one particular thing

belirli bir şeyden şikayet ediyorsun, oh,

you might oh i like these words nag nag

bu sözleri seviyorum dırdır dırdır, dırdır

if you nag it means you complain you always complain maybe you will nag your husband or

edersen, şikayet ediyorsun demektir, her zaman şikayet edersin, belki dırdır edersin kocanız ya da

perhaps your husband will nag you nag you constantly complain about something quite

belki kocanız sizi dırdır edecek dırdır edeceksiniz sürekli bir şeyden oldukça

often one particular thing so perhaps perhaps your husband came home from a night out very

sık olarak belirli bir şeyden şikayet ediyorsunuz bu yüzden belki kocanız gece dışarı çıktığı bir geceden eve çok

late and when he gets home you say what time do you call this what time do you call this

geç geldi ve eve geldiğinde bunu ne zaman ararsınız bunu ne zaman ararsınız dersiniz. buna saat

it's two o'clock in the morning where have you been have you been out with your friends

sabahın ikisi nerelerdeydin tekrar arkadaşlarınla ​​dışarı çıktın mı

again and we say that that person is nagging nag something that won't stop complaining

ve o kişinin dırdır ettiğini söylüyoruz dırdır ediyor durmaksızın şikayet eden bir

something that won't stop saying things criticizing moaning whinging

şey söylemekten geri durmayacak şeyler eleştiriyor inliyor sızlanıyor

grumbling griping you nag someone we could also use the word harris as well or harass

homurdanıyor seni dırdır etmek için harris kelimesini de kullanabiliriz veya harss

harris harass you nag you harass someone you complain all the time to them about something

harris seni taciz ediyorsun dırdır ediyorsun birini taciz ediyorsun sürekli ona bir şey hakkında şikayet ediyorsun azarlıyorsun

berate oh now this is an interesting word if you berate someone it means also that you

oh şimdi bu ilginç bir kelime eğer birini azarlıyorsan bu aynı zamanda

complain to them you always complain about something you berate that person i suppose

şikayet ettiğin anlamına gelir onlar her zaman bir şeyden şikayet edersin o kişiyi azarlarsın sanırım buna

a similar word we can use is criticize you criticize someone you are always finding something

benzer bir kelime eleştirmektir birini eleştirirsin her zaman şikayet edecek bir şey bulursun

to complain about maybe about an individual or a person you will complain you will criticize

belki bir kişi veya bir kişi hakkında şikayet edersin eleştireceksin

oh you always look so scruffy oh i don't like the way you look today your clothes they look

oh her zaman çok pis görünürsün ah bugün görünüşünü beğenmedim kıyafetlerin

old and i think you smell as well you are complaining about that person complaining

eski görünüyor ve bence sen de kokuyorsun o kişiden şikayet ediyorsun

about their behaviour or their appearance you criticize someone or something

davranışlarından veya görünüşünden şikayet ediyorsun birini veya bir şeyi eleştiriyorsun

a person that does this might be described as a moaning mini oh please stop complaining

bunu yapan bir kişi olarak tanımlanabilir inleyen bir mini oh lütfen şikayet etmeyi bırakın çok

you are such a moaning mini a moaning mini is a person who won't stop complaining they

inleyen bir minisiniz bir inleyen mini şikayet etmeyi bırakmayacak bir insandır onlar

are always complaining about things of course there are two types of complaint there is

her zaman bir şeylerden şikayet ederler tabii ki iki tür şikayet vardır

a complaint that might be justified can you see the word there justified so when we say

haklı olabilecek bir şikayet vardır anlıyor musunuz orada gerekçelendirilmiş kelime yani

justified it means that thing is reasonable it is something that can be accepted it is

haklı dediğimizde bu, o şeyin makul olduğu anlamına gelir, kabul edilebilir bir şeydir, kabul edilebilir bir şeydir, haklıdır, makul olduğunu

an acceptable thing it is justified you will accept that complaint because you think it

düşündüğünüz için bu şikayeti kabul edeceksiniz, bu makul

is reasonable that is a reasonable complaint your complaint seems fair it is justified

bir şikayettir, şikayetiniz adil görünüyor haklıdır

so a complaint can be justified it means that you have the right to complain about that

yani bir şikayet haklı olabilir bu yaptığınız şey hakkında şikayet etme hakkınız olduğu anlamına gelir

thing you do and then we have the opposite which is unjustified so if something is unjustified

ve sonra bizde bunun tersi olan haksız bir şey var yani bir şey haksızsa

it means it is unfair you are complaining about something unfairly it is unjustified

bu haksızlık demektir haksız yere şikayet ediyorsunuz haksız kabul edilemez kabul edilemeyecek

it is not acceptable it is a complaint that can't be accepted

bir şikayet

here's another one you might be described as a fussy person a person who is fussy you

işte bir tane daha mızmız olarak nitelendirilebilirsin mızmız bir kişi

might be sitting in a restaurant as you saw earlier in my video clip you might be sitting

bir restoranda oturuyor olabilirsin daha önce video klibimde gördüğün gibi oturuyor olabilirsin

in a restaurant and you might be very fussy about the food some people are very fussy

Bir restoranda yemek konusunda çok titiz olabilirsiniz, bazı insanlar

about certain things they are fussy about their clothes they are fussy about the things

bazı konularda çok titizdirler, kıyafetleri konusunda çok titizdirler,

they eat they are fussy about the places they stay perhaps a hotel maybe they will constantly

yedikleri şeyler konusunda çok titizdirler, kaldıkları yer konusunda çok titizdirler, belki bir otel belki sürekli

complain about the hotel oh i'm sorry i have to make a complaint well when i went into

şikayet ederler. otel hakkında ah kusura bakmayın şikayette bulunmak zorundayım

my room i noticed that there was a hair in the bed

odama girdiğimde yatakta bir kıl olduğunu fark ettim bir kere

that happened to me once i stayed at a hotel once and when i i pulled the sheets back on

otelde kaldım ve çarşafı tekrar üzerime çektim

the bed there was a hair there was a there was a hair

Yatakta bir saç vardı orada bir saç vardı

it wasn't straight

düz değildi

did i complain no i didn't i just brushed it away and jumped in so no problem

şikayet ettim mi hayır etmedim sadece fırçaladım ve atladım bu yüzden sorun değil

do not complain too much or else you might be described as a fussy person a person who

çok fazla şikayet etmeyin yoksa başka bir şekilde tarif edilebilirsiniz. mızmız kişi

is always complaining is fussy perhaps you will describe that person as picky so if a

sürekli şikayet eden mızmızdır belki siz o kişiyi seçici olarak tanımlayacaksınız yani bir

person is picky it means they are very fussy they will choose things very carefully they

kişi seçiciyse bu çok titiz olduğu anlamına gelir çok dikkatli seçerler neleri

are very fussy about what they like the things that they like and if you give them something

sevdikleri konusunda çok titizler sevdikleri şeyleri ve onlara sevmedikleri bir şey verirseniz

they don't like they will complain they will make a big complaint they will make a fuss

şikayet ederler büyük bir şikayette bulunurlar bu konuda yaygara koparırlar

about it a picky person is a person who complains about things they are very fussy very particular

seçici kişi şeylerden şikayet eden kişidir onlar çok titizdir çok özel

you might say that someone who likes to complain is not easily pleased some people are have

diyebilirsiniz ki bunu seven biri şikayet etmek kolay kolay memnun olmuyor bazı insanlar daha önce de bahsettiğim gibi

you ever met someone who always complains as i mentioned earlier i have been to restaurants

sürekli şikayet eden biriyle tanıştınız mı arkadaşlarla restoranlara gittim

with friends

i'm not saying who but i remember a few years ago mr steve and myself we went out with a

kim olduğunu söylemiyorum ama hatırlıyorum birkaç yıl önce bay steve ve ben bir

couple of friends

çiftle çıkmıştık arkadaşlar

and they were the fussiest people i've ever known so this was the first time we actually

ve onlar şimdiye kadar tanıdığım en titiz insanlardı, bu yüzden

went out for a meal with these friends we knew them but we'd never been for a meal with

bu arkadaşlarımızla ilk kez bir yemeğe çıktık, onları tanıyorduk ama onlarla hiç yemek yememiştik

them and we couldn't believe how often they complained about the food they kept sending

ve nasıl olduğuna inanamadık. sık sık yiyeceklerden şikayet ettiler

everything back it was so embarrassing no no no what's this oh no no i'm sorry no no

her şeyi geri göndermeye devam ettiler çok utanç vericiydi hayır hayır hayır bu nedir oh hayır hayır üzgünüm hayır hayır oh oh hayır bu

oh oh no this is terrible oh no this this meat is awful now i'm sending it back uh waiter

korkunç oh hayır bu et berbat şimdi onu geri gönderiyorum uh garson

waiter please i'm sorry what's this i asked for medium rare but this steak is well done

garson lütfen özür dilerim bu ne orta az pişmiş istemiştim ama bu biftek iyi pişmiş iyi

i don't want a well done steak i want my steak medium rare please send it back send it back

pişmiş biftek istemiyorum bifteğimi orta pişmiş istiyorum lütfen geri gönderin geri gönderin

i don't like it

beğenmedim

not easily pleased you might also say that that person is not easy to please it is not

kolay değil o kişiyi memnun etmenin kolay olmadığını, onu memnun etmenin kolay olmadığını, onu mutlu etmenin çok zor olduğunu, ilişkilerde onu tatmin etmenin

easy to please them it is very hard to make them happy it is hard to satisfy them quite

oldukça zor olduğunu da söyleyebilirsiniz.

often in relationships some people complain that their partner is very fussy and it can

happen quite often you might say that nothing is ever good enough sometimes whatever you

çok sık olur bazen hiçbir şeyin yeterince iyi olmadığını söyleyebilirsin bazen ne yaparsan yap ne

do whatever you say if you try to do the right thing if you try to to make changes that are

söylersen söyle doğru şeyi yapmaya çalışırsan daha iyi değişiklikler yapmaya çalışırsan

better nothing is ever good enough for some people some people will always make complaints

bazı insanlar için hiçbir şey asla yeterince iyi değildir bazı insanlar her zaman yapar şikayetler

they will always complain whatever the situation and whatever is happening and there it was

her zaman şikayet edecekler durum ne olursa olsun ve ne olursa olsun ve işte

today's topic complaining do you like to complain have you ever complained about anything have

bugünün konusu şikayetti şikayet etmeyi seviyor musunuz hiç herhangi bir konuda şikayet ettiniz mi

you ever made a fuss maybe you've stayed at a hotel

hiç yaygara koparttınız mı belki bir otelde kaldınız

and you've had a similar problem to me you see or maybe you've stayed in a hotel and

ve bir benimkine benzer bir sorun görüyorsunuz ya da belki bir otelde kaldınız ve

maybe the towels in the bathroom were dirty or maybe the toilet hadn't been cleaned properly

belki banyodaki havlular kirliydi ya da tuvalet düzgün temizlenmemişti,

you see

görüyorsunuz

i'm just watching some pigeons fighting

ben sadece bazı güvercinlerin kavga etmesini izliyorum

there were some pigeons fighting in the snow just it was very embarrassing very embarrassing

orada bazı güvercinlerin kavga ettiğini görüyorum. kar sadece çok utanç vericiydi çok utanç verici

moments of time you are right yes it is possible to have all sorts of embarrassing situations

anlarda haklısın evet her türlü utanç verici durumla karşılaşmak mümkün yalan söylemeyeceğim

i am not

going to lie how is your biscuit oh yes i still have my

bisküvin nasıl oh evet

chocolate biscuit for those asking i have a chocolate biscuit and this is the chocolate

çikolatalı bisküvim hala bende var mı diyenler için çikolatalı bisküvi ve bu da bu ayın

biscuit that i've been eating since the start of this month and yes i still have it i think

başından beri yediğim çikolatalı bisküvi ve evet hala bende sanırım hala

it's still fresh i don't know but here we go

taze bilmiyorum ama işte başlıyoruz

this is my biscuit i've been eating this biscuit for the past 12 days and today is day 13.

bu benim bisküvim bunu yiyorum son 12 gündür bisküvi ve bugün 13. gün.

so i'm going to have a little bit of my biscuit even though the chocolate is melting because

bu yüzden sıcak stüdyo ışıklarımdan dolayı çikolata erimesine rağmen bisküvimden

of all of my hot studio lights but i will have a little bit a little bite a little nibble

biraz alacağım ama biraz ısıracağım bisküvimden küçük bir ısırık

of my biscuit hmm

hmm sorun değil

it's okay it's still fresh

hala taze

the only problem is the chocolate is starting to melt

tek sorun çikolata erimeye başlıyor

i have a feeling this is the the only hot room in the house or it might be the hottest

içimden bir his var ki burası evdeki tek sıcak oda veya

room in the house at the moment tomec says if i were you i wouldn't admit to hanging

şu anda evdeki en sıcak oda olabilir Tomec diyor senin yerinde olsam

out with such terrible people well you will be pleased to hear that we don't know those

bu kadar korkunç insanlarla takıldığımı kabul etmezdim, artık o insanları tanımadığımızı duymaktan memnun olacaksın, çok

people anymore it was a long time ago sometimes you have to be a little bit fussy especially

uzun zaman önceydi, bazen biraz telaşlı olmalısın, özellikle de

when it comes to choosing your friends sometimes you have to be careful oh look i can't believe

arkadaşlarını seçmeye gelince bazen dikkatli olmalısın oh bak inanamıyorum şu

it it's snowing outside at the moment on a saturday afternoon and you can see there is

anda bir cumartesi öğleden sonra dışarıda kar yağıyor ve

a little pigeon sitting in the tree it doesn't look very happy i think that pigeon is probably

ağaçta küçük bir güvercin oturuyor görüyorsunuz pek mutlu görünmüyor ben güvercin muhtemelen buz gibi

freezing cold because it is freezing cold outside very cold indeed thanks for watching

soğuk çünkü dışarısı çok soğuk gerçekten çok soğuk gerçekten bugün izlediğiniz için teşekkürler internetin ilk günlerinden kalan

today thank you also for your memories from the early days of the internet we might talk

anılarınız için de teşekkürler

about that again tomorrow by the way because that's a good subject i like that sometimes

bu arada yarın bu konuyu tekrar konuşabiliriz çünkü bu güzel bir konu hoşuma gitti bazen

when i'm doing these live streams i will bring up a subject that i didn't plan to actually

bu canlı yayınları yaparken aslında bahsetmeyi planlamadığım bir konuyu gündeme getireceğim,

talk about so the the early days of the internet who remembers the early days the olden days

bu yüzden internetin ilk günleri,

when youtube was in black and white and silent so in the early days of youtube you could

youtube'un siyah beyaz olduğu eski günleri hatırlayan ve sessiz yani youtube'un ilk zamanlarında

only watch silent movies did you know that charlie chaplin he was the first youtuber

sadece sessiz filmler izleyebilirdiniz charlie chaplin'in ilk youtuber olduğunu biliyor muydunuz mızmızlık

it's true what is fussy a fussy person is a person who always complains they want everything

nedir doğru

to be perfect they are fussy they are very choosy they always want things in a certain

çok seçicidirler, her zaman her şeyi belirli bir

way they want a high standard of everything and they want to have everything their way

şekilde isterler, her şeyin yüksek standardını isterler ve her şeyin kendi istedikleri gibi olmasını isterler,

so a person who is fussy is a person who wants everything to be perfect for them

bu yüzden telaşlı bir kişi, her şeyin onlar için mükemmel olmasını isteyen bir kişidir

guzao says i am in london but it is not snowing right now no it isn't where you are but here

guzao ben londra'dayım diyor ama o şu an kar yağmıyor hayır senin olduğun yerde değil ama burada

it is definitely snowing and i will show you the snow in a few moments it is really snowing

kesinlikle kar yağıyor ve sana karı birazdan göstereceğim gerçekten kar yağıyor şu an

now amazing it's also freezing cold i will be back with you tomorrow see you tomorrow

inanılmaz ayrıca dondurucu soğuk yarın tekrar geleceğim yarın görüşürüz

and yes don't forget tomorrow

ve evet unutma yarın

tomorrow it is valentine's day so i will see you tomorrow for valentine's day love

bugün sevgililer günü bu yüzden yarın sevgililer gününde görüşürüz aşk aşk

love is in the air everywhere i look around love is in the air in every site and every

havasında etrafıma baktığımda her yerde aşk havada her sitede ve her

sound tomorrow from 2pm uk time see you tomorrow i hope you've enjoyed this we are showing

ses yarın saat 14:00 uk Türkiye saatiyle yarın görüşürüz umarım bundan keyif almışsınızdır

your photographs tomorrow also your art and also we have mr steve here as well and the

yarın fotoğraflarınızı ve sanatınızı gösteriyoruz ve ayrıca bay steve de burada ve

big question is will i receive a valentine's card or any gifts we will have to wait and

asıl soru şu ki sevgililer günü kartı veya herhangi bir hediye alacak mıyım bekleyip

see see you tomorrow i will leave you with something lovely and romantic

yarın görüşürüz ben size güzel ve romantik bir şey bırakacak İngiltere saati,

2 p.m uk time is when i'm with you tomorrow this is mr duncan in the birthplace of english

yarın sizinle birlikte olduğum zamandır, bu, ingilizcenin doğum yerindeki Bay Duncan, İngiltere'de

saying thanks for watching on this saturday afternoon here in the uk and of course until

bu cumartesi öğleden sonra izlediğiniz için teşekkür ediyor ve tabii ki

tomorrow we have two hours tomorrow by the way two hours mr steve will be here as well

yarına kadar iki saatimiz var. yarın bu arada iki saat sonra Bay Steve de burada olacak

and of course until the next time we meet whenever it were maybe whenever and wherever

ve tabii ki bir dahaki sefere ne zaman olursa olsun, belki de ne zaman ve nerede olursa olsun sırada

you know what's coming next yes you do

ne olacağını bildiğinize kadar evet,

ta ta for now

şimdilik ta ta yapın