LIVE ENGLISH LESSON - UK Heatwave - 1st July 2018 - Improve your listening - INTERACTIVE CHAT

welcome to a hot and steamy England

Sıcak ve buharlı İngiltere'ye hoşgeldiniz

doo-doo-doo-doo here we go again it is Sunday and it is a very very hot

doo-doo-doo-doo işte yine başlıyoruz bugün Pazar ve çok çok sıcak bir

day all I can say is here in the studio at the moment I am melting ever so

gün tek söyleyebileceğim şu anda burada stüdyoda çok

slowly just like a big mr. Duncan shaped ice cream hi everybody this is mr.

yavaş eriyorum tıpkı bir büyük bay Duncan şekilli dondurma millete merhaba ben Mr.

Duncan in England how are you today are you okay

Duncan, İngiltere'de bugün nasılsın iyi misin

I hope so are you happy well are you happy I really really hope so

umarım çok mutlusundur peki mutlu musun Gerçekten gerçekten öyle umuyorum yani işte yine

so here we go again it is Sunday afternoon and it's mr. Duncan that's me

başlıyoruz bugün Pazar öğleden sonra ve Mr. Duncan bu benim

live on YouTube first of all I need to explain one or two things first this

YouTube'da canlı yayında öncelikle bu sabah bir veya iki şeyi açıklamam gerekiyor kendimi

morning I was feeling a little bit unwell ah poor mr. Duncan

biraz kötü hissediyordum ah zavallı bayım. Duncan

I wasn't feeling very well this morning and my hay fever

bu sabah kendimi pek iyi hissetmiyordum ve saman nezlem var

yes once again I am suffering from the dreaded hay fever and of course we know

evet bir kez daha korkunç saman nezlesinden mustaripim ve tabii ki

the reason why I get hay fever it is because of all that horrible pollen in

saman nezlesi olmamın sebebini biliyoruz, bunun nedeni havadaki tüm o korkunç polenler.

the air all of that disgusting pollen which is ever so annoying so that's the

o iğrenç polen her zaman çok sinir bozucu bu

reason why I'm feeling a little unwell today because of my hay fever I was

yüzden bugün saman nezlesi nedeniyle kendimi biraz kötü hissediyorum

lying in bed this morning thinking to myself should I do my live stream

bu sabah kendi kendime canlı yayınımı yapsam mı diye düşünüyordum

because I was feeling so unwell so if anyone out there also suffers from hay

çünkü kendimi çok kötü hissediyordum orada kimse saman nezlesinden muzdarip, en

fever you have my deepest and most sincere

derin ve en içten

sympathy because I also suffer from hay fever during the lovely warm months and

sempatimi sunuyorum çünkü ben de güzel sıcak aylarda saman nezlesi çekiyorum ve

it's really really horrible that's all I can say I do not like hay fever I love

bu gerçekten çok korkunç, tüm söyleyebileceğim bu kadar Saman nezlesini sevmiyorum Yazı seviyorum

summer don't get me wrong I love the summer months but the problem is during

yapma beni yanlış anlamayın yaz aylarını seviyorum ama sorun şu ki

those lovely warm months I sometimes suffer from hay fever

o güzel sıcak aylarda bazen saman nezlesi çekiyorum

and today I have been really really suffering quite badly

ve bugün gerçekten çok kötü acı çekiyorum

in fact as I'm just mentioned the the live stream was in danger of being

aslında az önce bahsettiğim gibi canlı yayın ölme tehlikesiyle karşı karşıyaydı.

cancelled that's how serious it was this morning

iptal edildi bu sabah durum ne kadar ciddiydi daha önce görmüş olduğunuz

shall we have a look at something you have already seen yes we have the live

bir şeye bir göz atalım mı evet canlı

cameras first of all the daihlia camera there it is so that actually is a live

kameralarımız var her şeyden önce daihlia kamerası orada yani aslında şu anda bahçede canlı bir görüntü var

view in the garden at the moment you can see all of the lovely dahlias in the Sun

görebilirsiniz Güneşteki tüm güzel yıldız çiçekleri

enjoying this beautiful July weather yes it's July we are now into the month of

bu güzel Temmuz havasının tadını çıkarıyor evet Temmuz ayındayız, şimdi Temmuz ayına girdik

July and well there is no doubting that summer is here especially today because

ve hiç şüphe yok ki yazın burada, özellikle bugün çünkü

it's so hot here in England it is around about 30 I'm not joking it's around 30

İngiltere'de hava çok sıcak, yaklaşık 30 I' Şaka yapmıyorum,

degrees here today in the place I live which is much wedlock in Shropshire for

bugün burada 30 derece civarında, yaşadığım yerde Shropshire'da çok fazla evlilik var,

those who are wondering a lot of people ask where are you in England I am NOT

pek çok insanın İngiltere'de nerede olduğunu sorduğunu merak edenler için Londra

near London I am a long way from London I am in a County called Shropshire and

yakınında değilim Londra'dan çok uzaktayım Londra'dayım Shropshire adında bir ilçe ve

the town I live in is called Much Wenlock and today it is absolutely

yaşadığım kasabanın adı Much Wenlock ve bugün kesinlikle çok

boiling hot it is so hot here I can't begin to tell you how scorching it is a

sıcak burası o kadar sıcak ki size nasıl kavurucu olduğunu anlatamam

little bit later on we're going to look at some words to do with being hot and

biraz sonra bakacağız sıcak olmakla ilgili bazı kelimeler ve

also how to express a hot day and how it makes you feel so that coming later on

ayrıca sıcak bir günün nasıl ifade edileceği ve bunun size nasıl hissettirdiği ile ilgili daha sonra

also we have another camera there it is there is a live view from my studio

başka bir kameramız var orada stüdyo penceremden canlı bir görüntü var

window you can see that everything is looking very dry if you look in the

her şeyin göründüğünü görebilirsiniz çok kuru Uzaktan bakarsanız

distance you can see that the grass looks very dry at the moment and it is

çimlerin şu anda çok kuru göründüğünü görebilirsiniz ve

true that in certain parts of the UK we are

Birleşik Krallık'ın bazı bölgelerinde şu

now suffering water shortages so there is a shortage of water in some places

anda su kıtlığı çektiğimiz doğrudur, bu nedenle bazı yerlerde su kıtlığı vardır

and of course if you were watching last Wednesday you will know that here we

ve tabii ki Geçen çarşamba izliyorsanız, burada

actually lost our water for three days three whole days we had a little water

aslında üç gün boyunca suyumuzu kaybettiğimizi bileceksiniz, üç koca gün boyunca biraz suyumuz vardı

and then it went off and then we had a little water again and then it went off

ve sonra kesildi ve sonra tekrar biraz suyumuz vardı ve sonra tekrar gitti

and then we had the water returned and once more it went off so we have had

ve sonra aldık. su geri geldi ve bir kez daha kesildi, bu nedenle

quite a few disruptions with our water supply which is not very good at this

su kaynağımızda epeyce kesintiler yaşadık, bu yılın bu zamanında pek iyi değil

time of year because it's so hot I can't begin to tell you how hot it is today in

çünkü hava çok sıcak, aslında bugün ne kadar sıcak olduğunu size anlatamam. Stüdyoda

fact in case you can hear some strange noises here in the studio I have some

garip sesler duyarsanız

electric fans in the studio blowing cold air towards me because it is so warm in

stüdyoda bana soğuk hava üfleyen elektrikli fanlar var çünkü burası çok sıcak, nasıl bir şey olduğunu

here you can imagine what it's like and of course I can't go outside because of

hayal edebilirsiniz ve tabii ki samanım yüzünden dışarı çıkamıyorum.

my hay fever it's true my hay fever is so bad at the moment Oh No so

ateş, doğru şu anda saman nezlem çok kötü Oh Hayır, ne yazık ki

unfortunately I have to stay in the studio but we will be enjoying some of

stüdyoda kalmam gerekiyor ama

the lovely sights some of the beautiful sights that there are around at the

şu anda etrafta olan

moment and we will be taking a look at that as well as the live view of the

ve çekeceğimiz bazı güzel manzaraların tadını çıkaracağız buna bir bakın,

daily is and they look quite spectacular another thing that I should be doing

günlük canlı görüntü ve oldukça muhteşem görünüyorlar, şu anda yapmam gereken başka bir şey de

right now is saying hello to you because it's the live chat so let's open the

size merhaba demek çünkü bu canlı sohbet, o yüzden

live chat and have a look at who is there so I wonder who was first on the

canlı sohbeti açalım ve kim olduğuna bir bakalım. orada mı canlı sohbette ilk kim var merak ediyorum sanırım

live chat I think I think it was Julie today I

bugün Julie idi

think Julie was first yes I'm right Julie well done you are first on the

sanırım Julie birinciydi evet haklıyım Julie aferin

live chat today welder Sheeran is second hello Sharon nice to see you again Olga

bugün canlı sohbette ilk sensin kaynakçı Sheeran ikinci merhaba Sharon görmek güzel yine siz Olga

Olga is here of course a regular viewer Francisco hello to mr. Duncan and mr.

Olga burada tabii ki müdavim bir izleyici Francisco Mr. Duncan ve Mr.

Steve and all the classmates thank you very much for that what a lovely welcome

Steve ve tüm sınıf arkadaşları bunun için çok teşekkür ederim orada ne güzel bir karşılama Teşekkürler

there Thank You belarus series here sue cat hi everybody it's cloudy in

belarus serisi burada sue cat merhaba millet Arjantin'de hava bulutlu

argentina and it's a little bit wet well maybe that's because of the dramatic

ve hava biraz ıslak belki de bunun nedeni

events yesterday during the World Cup because Argentina are no longer in the

dün Dünya Kupası sırasında yaşanan dramatik olaylardır çünkü Arjantin artık

World Cup Mika says how are you it's really hot in Japan 34 degrees well can

Dünya Kupası'nda değil Mika nasılsın diyor Japonya'da hava gerçekten çok sıcak 34 derece peki

I tell you now it's not far off here it's around 30 degrees today very very

size söyleyebilir miyim şimdi çok uzakta değil bugün 30 derece civarında çok çok

hot and apparently this weather is going to continue for two more weeks yes I

sıcak ve görünüşe göre bu hava iki hafta daha devam edecek evet

noticed this morning on the weather forecast they said two more weeks of

bu sabah hava tahmininde fark ettim iki hafta daha

very hot weather hmm Anna is here hello Anna nice to see you in the live chat

çok sıcak hava dediler hmm Anna burada merhaba Anna seni canlı sohbette görmek güzel

also Jeff who apparently is watching with his boxer shorts on oh I say with

ayrıca Jeff de boxer şortuyla izliyor oh diyorum

one eye open and also you are drinking coffee as well what I want to know is

tek gözüm açık ve ayrıca kahve de içiyorsun bilmek istediğim şey

why are you tired why do you feel tired have you been up watching the football

neden yorgunsun neden yorgun hissediyorsun futbol izliyordun

maybe flour flour is here also Franco hello

belki un un burada da franco merhaba

it's boiling hot in Italy so I get the feeling

İtalya'da çok sıcak kaynıyor bu yüzden hissediyorum ki

that the weather in Italy is is very similar to here in England very hot hi

İtalya'daki hava İngiltere'dekine çok benziyor çok sıcak

from vanillas the capital of Lithuania hello to Palmyra welcome and once again

Litvanya'nın başkenti vanilyalardan merhaba Palmyra'ya merhaba hoşgeldiniz ve bir kez daha

you are more than welcome here on the live chat I am going to sneeze excuse me

burada canlı sohbete

did you enjoy that I just sneezed because my hay fever is terrible today

hoş geldiniz. hapşırdım çünkü bugün saman nezlem çok kötü gerçekten saman nezlesi

I'm really suffering with hay fever hello teacher

çekiyorum merhaba hocam

Brazil is here hello Glacia also satury no it is hot and also there is a very

Brezilya burada merhaba Buzul da satury hayır hava sıcak ve ayrıca deniz çok

choppy sea so the sea outside your window is very rough very choppy I love

dalgalı bu yüzden pencerenizin dışındaki deniz çok dalgalı çok dalgalı Seviyorum

that word choppy Ivan says greetings from Russia

o kelime dalgalı Ivan Rusya'dan selamlar sana

hello to you as well I'm not sitting out my desk though I'm not sitting in my

da merhaba diyor Masamın dışında oturmuyorum ama

desk today I'm not sitting there I'm standing Oh mr. Duncan I hate the hay

bugün masamda oturmuyorum Orada oturmuyorum ayaktayım Ah bayım. Duncan

fever that makes you feel so bad you enlighten my Sunday breakfasts Thank You

seni çok kötü hissettiren saman nezlesinden nefret ediyorum Pazar kahvaltılarımı aydınlatıyorsun Teşekkürler

tsukete well I don't feel 100% today but I'm still here anyway even though this

tsukete iyi bugün kendimi %100 hissetmiyorum ama yine de buradayım bu

morning I felt so unwell I can't begin to tell you how ill I was feeling this

sabah kendimi çok kötü hissetmeme rağmen başlayamam size bu sabah kendimi ne kadar kötü hissettiğimi anlatın

morning Kunal says it's scorching it's sweltering it's blistering it is burning

Kunal kavurucu olduğunu söylüyor bunaltıcı bunaltıcı kabarıyor yanıyor Bunun için

Thank You colonel for that we are going to have a look at some words connected

teşekkür ederim albay

with heatwave and being hot in a few moments time Anna

sıcak hava dalgası ve sıcak olmakla ilgili bazı kelimelere birkaç dakika sonra bakacağız Anna

fortunately you look well now thank you Anna

neyse ki sen bak peki şimdi teşekkür ederim Anna,

can I just say that I don't feel well I might look well but I can I can promise

kendimi iyi hissetmediğimi söyleyebilir miyim, iyi görünebilirim ama yapabilirim,

you now that I don't feel well I've been watching your first ever live

şimdi kendimi iyi hissetmediğime dair söz verebilirim, ilk canlı

stream oh yes because this month on July the 15th we will be celebrating or at

yayınını izliyorum oh evet çünkü bu ay 15 Temmuz'da kutlayacağız ya da

least I will I don't know about you but I will be celebrating two years of doing

en azından ben kutlayacağım sizi bilmem ama ben

live streams on the 15th of July and as a way of celebrating that I will be

15 Temmuz'da canlı yayın yaparak iki yılımı kutlayacağım ve bunu kutlamanın bir yolu olarak

showing you some excerpts from my first ever live stream that I did way back in

size bazı alıntılar göstereceğim. 2016'da yaptığım ilk canlı yayınımdan,

2016 don't forget also I have been here on YouTube for over eleven years today I

ayrıca unutmayın, bugün on bir yılı aşkın süredir YouTube'dayım,

understand you very much I am NOT very well because of the change of weather Oh

sizi çok iyi anlıyorum Hava değişikliği nedeniyle pek iyi DEĞİLİM Oh

Svetlana is not feeling very well can I send you my best regards and I

Svetlana kendini iyi hissetmiyor peki size en iyi dileklerimi iletebilir miyim ve

hope you feel better soon Hildur says hello mr. duncan it's very

umarım yakında daha iyi hissedersiniz Hildur merhaba bay diyor. duncan Fransa'da hava çok

hot in France I think it's safe to say that all over Europe we are having very

sıcak Sanırım tüm Avrupa'da çok

hot weather hello from Russia and also I understand oh I think I've just read

sıcak havalar yaşadığımızı söylemek güvenlidir Rusya'dan merhaba ve ayrıca anlıyorum oh sanırım az önce

that we have 42 degrees ok thank you colonel

42 derecemiz olduğunu okudum tamam teşekkür ederim albay

you have you have won the contest for the hottest place during my livestream

sizde var Azerbaycan'da 42 derece canlı yayınım sırasında en sıcak yer yarışmasını kazandı

42 degrees in Azerbaijan that's incredible I can't believe it

bu inanılmaz Buna inanamıyorum

sue can't I don't care about football it is sad for the football fans but not

dava olamaz futbol umurumda değil futbol taraftarları için üzücü ama

for me thank you sue ket for that of course not everyone likes football

benim için değil bunun için teşekkürler sue ket tabi ki herkes futbolu sevmez

some people don't follow it like me I don't follow football at all but of

bazı insanlar benim gibi takip etmez ben futbolu hiç takip etmem ama

course I am slightly interested because on Tuesday England

tabi ki biraz ilgim var çünkü salı günü ingiltere

ah playing I can't remember who they're playing now I want to say I want to say

ah oynuyor şu an kimin oynadığını hatırlayamıyorum istiyorum

Panama but I don't think it is Catherine says I've been for a lovely walk this

Panama demek istiyorum ama Catherine olduğunu sanmıyorum Bu sabah sıcak hava dalgasından önce güzel bir yürüyüş yaptım diyor

morning before the heat wave I've seen the viaduct lost in nature which was

Viyadüğü doğada kaybolmuş olarak gördüm.

built by oh the same man who built the Eiffel Tower there was a railway once

Eyfel Kulesi'nin bir zamanlar altından geçen bir demiryolu vardı

that went underneath and it ran for a few years before being dismantled that's

ve sökülmeden önce birkaç yıl çalıştı, bu

a great word dismantle if you dismantled something it means you take it to pieces

harika bir kelime sökün, eğer bir şeyi söktüyseniz, onu parçalara ayırırsınız, parçalara

you take it apart you slowly take it to pieces you dismantle it

ayırırsınız, yavaşça parçalara ayırırsınız, sökersiniz

Julie G says bless you for your sneeze oh thank you very much for that that is

Julie G hapşırdığın için çok yaşa diyor bunun için çok teşekkür ederim

so nice when I hear your voice I feel so good mr. Duncan Thank You al Amiga al

sesini duyduğumda çok güzel hissediyorum Bay. Duncan Teşekkür Ederim al Amiga al

Amiga Hussein you are welcome no problem don't forget there are also live

Amiga Hussein rica ederim sorun değil unutma

subtitles during this live stream some people have got them and some people

bu canlı yayın sırasında canlı altyazılar da var bazı kişilerde var bazılarında

have not so if you have live stream and you have the live subtitles then weld oh

yok eğer canlı yayınınız varsa ve canlı altyazınız varsa sonra kaynak yapın oh

good look if you get it would you like to have a look at the sign here is the

iyi bak, eğer anladıysan, buradaki işarete bir göz atmak ister misin,

sign that you are looking for so underneath you will see this sign which

aradığın işaret burada, yani altında bu işareti göreceksin, bu da

means that there are subtitles available and if you are lucky you will have some

altyazıların mevcut olduğu anlamına gelir ve eğer şanslıysan, bazı

subtitles on the live stream pretty good hello mr. Duncan I learned some new

altyazıların olacak canlı yayında oldukça iyi merhaba bay. Duncan

words because of the World Cup all right okay that's good to know I love your

Dünya Kupası sayesinde bazı yeni kelimeler öğrendim tamam tamam tamam tonlamanızı sevdiğimi bilmek güzel

intonation mr. Duncan Thank You Praveen for that very kind of you let's have a

Bay. Duncan Teşekkür Ederim Praveen bu nazik davranışınız için

look at one of my full English lessons and this is an excerpt from one of my

tam İngilizce derslerimden birine bir göz atalım ve bu

full English lessons this is one that I did I think a couple of years ago during

tam İngilizce derslerimden birinden bir alıntı bu sanırım birkaç yıl önce

one particular heatwave and this is an excerpt from my very very popular series

belirli bir sıcak hava dalgası sırasında yaptığım bir ders ve bu,

of English lessons called live English

canlı İngilizce adlı çok popüler İngilizce derslerimden bir alıntıdır,

can you see what sort of day it is here today is a hot day it is a Midsummer's

burada nasıl bir gün olduğunu görebilir misiniz, bugün sıcak bir gün, bir yaz ortası

day this seasonal period is when the days are at their longest and quite

günü, bu mevsimsel dönem, günlerin en uzun ve sessiz olduğu zamandır.

often their hottest a hot day can be described in many ways it's a scorching

çoğu zaman en sıcak günleri birçok yönden tarif edilebilir, kavurucu bir

day it's scorching hot today it's a sweltering day to swell tip is to

gün, bugün kavurucu sıcak, bunaltıcı bir gün,

feel uncomfortably hot it's baking hot today it's burning hot this sort of

rahatsız edici derecede sıcak hissetmek, bugün kavurucu sıcak, bu tür

weather makes me feel all sweaty and sticky if you stay out in the Sun too

havalar beni terli ve yapışkan hissettiriyor Güneşte çok

long you will burn your skin will turn red from the sun's ultraviolet radiation

uzun süre kalırsanız, cildiniz yanar, güneşin ultraviyole radyasyonundan kızarır,

too much exposure to harsh sunlight will literally burn your skin which can lead

sert güneş ışığına çok fazla maruz kalmak, cildinizi tam anlamıyla yakar ve bu da

to serious health issues later ironically exposure to UV light is

daha sonra ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir, ironik bir şekilde, UV ışığına maruz kalmak vücut

necessary for the production of vitamin d2 in the human body so a hot day like

için gereklidir. insan vücudunda d2 vitamini üretimi bu kadar sıcak bir gün

this can be described as hot scorching sweltering dry baking the extreme heat

sıcak kavurucu bunaltıcı kuru pişirme olarak tanımlanabilir aşırı sıcaklık bunaltıcı bunaltıcı

is overwhelming oppressive harsh and

sert ve

unbearable

dayanılmaz aman

oh my goodness I'm so thirsty I feel parched I'm gasping for water to

tanrım çok susadım kavrulmuş gibi hissediyorum su için nefesim kesiliyor soğuk

refresh yourself by drinking something cold is to quench your thirst

bir şeyler içerek kendinizi tazelemek, susuzluğunuzu gidermektir,

your thirst is the need and the drink is what will satisfy that first we can also

susuzluğunuz ihtiyaçtır ve içecek bunu tatmin edecek şeydir, önce

use the word thirst to show the desire to do something or to obtain something

susuzluk kelimesini bir şey yapma arzusunu göstermek veya faydalı bir şey elde etmek için de kullanabiliriz.

beneficial you can have a thirst for knowledge

bilgi,

a thirst for social interaction we can also use the need for food hunger as an

sosyal etkileşim için susuzluk, aynı zamanda, yemek ihtiyacını, istek ve arzu için bir deyim olarak da kullanabiliriz,

idiom for want and desire i hunger for your soft embrace I'm hungry for success

senin yumuşak kucaklaman için açım, başarıya açım, hem

both hunger and thirst are often feelings that need to be satisfied

açlık hem de susuzluk genellikle tatmin edilmesi gereken duygulardır.

that's better

there can be no doubting just how hot it is today it is so hard to escape the

Bugün havanın ne kadar sıcak olduğundan şüpheniz olmasın, ısıdan kaçmak o kadar zor ki,

heat by the way the word heat can relate to other things besides temperature we

ısı kelimesi sıcaklık dışında başka şeylerle de ilişkilendirilebilir, ısıyı

can use heat as an idiom for danger or trouble let's wait here until the heat

tehlike veya sorun için bir deyim olarak kullanabiliriz, ısı geçene kadar burada bekleyelim

has died down to feel the heat means to be aware of possible dangers or an

harareti hissetmek, olası tehlikelerin veya başınıza dert açabilecek yaklaşan bir durumun farkında olmak demektir.

approaching situation that might cause you trouble we can say that the heat is

on which means that a tough situation is happening then there is things are

really heating up now this means that there is tension and maybe a sense of

excitement in the air to be in hot water means to be in

havada gerginlik ve belki de heyecan duygusu sıcak suda olmak

serious trouble then there is a heat which is around in a contest or

ciddi bir belada olmak demektir o zaman bir yarışmada veya yarışmada ortalıkta bir hararet vardır

competition a part of a contest can be called a heat congratulations mr. Duncan

yarışmanın bir kısmına hararet denilebilir tebrikler bey. Duncan bir

you are through to the next heat

sonraki sıcağa geçtin

ah this is a much better place to be standing if you want to escape the harsh

ah burası ayakta durmak için çok daha iyi bir yer sert

sunshine then you will need to find a nice shady place in which to hide from

güneş ışığından kaçmak istiyorsan o zaman kendini

those nasty UV rays you need to shade yourself from the Sun whenever possible

gölgelemen gereken kötü UV ışınlarından saklanabileceğin güzel bir gölgeli yer bulman gerekecek mümkün olduğunca güneşten

a shady spot gives you relief from the sunshine and the heat the word shady can

gölgeli bir yer sizi güneş ışığından ve sıcaktan kurtarır gölgeli kelimesi

also mean suspicious or untrustworthy we can describe a person we don't trust as

şüpheli veya güvenilmez anlamına da gelebilir güvenmediğimiz bir kişiyi gölgeli olarak tanımlayabiliriz

being shady a shady character is a person who should not be trusted a shady

gölgeli bir karakter güvenilmemesi gereken bir kişidir gölgeli bir

deal is an exchange or business deal that is being dishonestly carried out

anlaşma, dürüst olmayan bir şekilde yürütülen bir takas veya iş anlaşmasıdır,

there are many ways to keep yourself cool on a hot day a quick way of doing

sıcak bir günde kendinizi serin tutmanın birçok yolu vardır, bunu yapmanın hızlı bir yolu,

this is to use one of these this is an electric fan a set of blades rotate to

bunlardan birini kullanmaktır, bu bir elektrikli vantilatör, bir dizi kanat döner Çok fazla çaba harcamadan daha serin hissetmeniz gerektiğinde

produce a flow of refreshing air very nice when you need to feel cooler

çok hoş bir ferahlatıcı hava akışı üretir.

without making much effort a fan can also be something used to cool yourself

up with by waving it whilst holing it in your hand any large flat object can be

used as a fan such as a piece of cardboard or a magazine or even one of

bir karton parçası veya bir dergi veya hatta bir

mr. Duncan's old flip-flops

bay olarak. Duncan'ın eski parmak arası terlikleri

you

right now here in the UK we are having a hot and sticky time and it has nothing

şu anda burada, Birleşik Krallık'ta sıcak ve yapışkan bir zaman geçiriyoruz ve bunun

to do with the brexit as we hit mid July the temperatures are set to soar as lots

Brexit ile hiçbir ilgisi yok, çünkü Temmuz ortasına geldiğimizde, pek

of lovely warm air makes its way from southern Europe to our shores of course

çok güzel sıcak hava yol alırken sıcaklıklar yükselmeye hazırlanıyor. güney Avrupa kıyılarımıza elbette

not everyone likes the heat some will of course complain about the heat they will

herkes sıcağı sevmiyor bazıları sıcaktan şikayet edecek

say that it is too hot some will complain about the muggy weather a muggy

çok sıcak olduğunu söyleyecek bazıları bunaltıcı havadan şikayet edecek bunaltıcı bir

climate is hot and sticky the humidity in heat combined to form what is for

iklim sıcak ve yapışkan ısıdaki nem birleşerek ne oluşturur

some an overwhelming and unbearable atmosphere a sudden burst of hot weather

bazıları için bunaltıcı ve dayanılmaz bir atmosferdir ani bir sıcak hava patlaması

can be described as a heat wave British simmers tend to vary from year to year

bir sıcak hava dalgası olarak tanımlanabilir İngiliz kaynamaları yıldan yıla değişme eğilimindedir ve

with the occasional heat wave occurring from time to time in recent years we've

son yıllarda ara sıra meydana gelen

had heat waves as early as spring a heat wave can go on for a couple of days or a

sıcak hava dalgaları vardır. Bahar kadar erken bir sıcak hava dalgası,

couple of months like the famous heat wave of 1976 when weeks of scorching hot

haftalarca kavurucu sıcak

weather led to a water shortage here in the UK fortunately for us the heat wave

havanın burada İngiltere'de su sıkıntısına yol açtığı 1976'daki ünlü sıcak hava dalgası gibi birkaç gün veya birkaç ay sürebilir.

we are having now will not hang around for long do you like hot weather what is

şimdi uzun süre ortalıkta dolaşmayacak sıcak havayı seviyor musun

the climate like in your country

ülkende iklim nasıl

some people are never happy with the weather if it's sunny then it's too

bazı insanlar havadan asla memnun değiller hava güneşliyse o zaman çok

sunny if it's cool then it's too cool maybe that is part of the reason why the

güneşli eğer hava soğuksa o zaman çok soğuk belki sebebinin bir parçası da budur

British are so obsessed with the weather because it's never quite right we can be

İngilizler hava konusunda çok takıntılı çünkü hiçbir zaman tam olarak doğru değil,

a fussy lot sometimes as for me well I love this heat I have no problem with

bazen çok telaşlı olabiliriz, çünkü benim için bu sıcağı seviyorum Bu sıcak hava dalgasıyla bir sorunum yok

this heatwave in fact I love a sunny climate the hottest day on record here

aslında güneşli bir iklimi seviyorum burada kaydedilen en sıcak gün

in the UK was 36.7 celsius which is 98 Fahrenheit that's pretty hot extreme

Birleşik Krallık 36.7 santigrat, yani 98 Fahrenheit, bu oldukça sıcak aşırı sıcak kavurucu kabarma bunaltıcı

heat can be described as scorching blistering sweltering baking blazing

pişirme alev alev

boiling I wonder what the rest of this summer will be like more heat waves

kaynama olarak tanımlanabilir Bu yazın geri kalanı daha fazla sıcak hava dalgası gibi nasıl olacak merak ediyorum

perhaps I suppose we'll just have to wait and see

belki de sadece bekleyip görmemiz gerekecek

yes it is a very hot day I hope you enjoyed those videos taking a look at

evet çok sıcak bir gün sıcak olmak terli olmak ile ilgili bazı kelimelere bir göz attığım videoları umarım beğenmişsinizdir

some words to do with being hot being sweaty and it certainly is a day for

ve kesinlikle

feeling a little hot under the collar because it is absolutely boiling here

yakanın altında biraz sıcak hissetmek için bir gün çünkü burası kesinlikle kaynıyor

and to heat things up a little bit more to make things even hotter here he is

ve ortalığı ısıtmak için. burada işleri daha da kızıştırmak için biraz daha fazla o

yes it's your favorite co-presenter it is my partner in crime mr. Steve hello

evet o sizin favori yardımcı sunucunuz o benim suç ortağım mr. Steve merhaba

hello mr. Duncan hello to everybody out there in a huge wide world and we're

merhaba bayım. Duncan kocaman bir dünyada herkese merhaba ve biz

here to help you with your English again and mr. Duncan's already been doing it

size tekrar İngilizceniz konusunda yardımcı olmak için buradayız ve Mr. Duncan bunu zaten

for half an hour it is hot and well something I've noticed mr. Duncan

yarım saattir yapıyor, hava sıcak ve fark ettiğim bir şey var, Bay. Duncan

everything's slightly different yes you're right the studio has had some

her şey biraz farklı evet haklısın stüdyoda bazı

changes made now Steve noticed because of course we're in a completely

değişiklikler yapıldı şimdi Steve fark etti çünkü tamamen

different place but a different position but of course

farklı bir yerdeyiz ama farklı bir pozisyondayız ama tabii ki dünden

the day before yesterday I decided to completely take my studio to pieces I

önceki gün stüdyomu tamamen parçalara ayırmaya karar verdim

decided to dismantle everything in here what I didn't realize was that I was

Buradaki her şeyi sökmeye karar verdim,

going to feel very unwell with hayfever so I couldn't actually build or rebuild

saman nezlesinden dolayı kendimi çok kötü hissedeceğimi fark etmemiştim, bu yüzden stüdyoyu gerçekten kuramazdım ya da yeniden inşa edemezdim,

the studio so I had to do a lot of it this morning so I got up out of bed I

bu yüzden bu sabah çok şey yapmak zorunda kaldım, bu yüzden kalktım

felt dreadful this morning because my hay fever has been causing a lot of

Bu sabah yataktan kalktığımda kendimi çok kötü hissettim çünkü saman nezlem çok fazla

misery yes I know I keep talking about my house just for you mr. Duncan for

ıstıraba neden oldu evet biliyorum sizin için evim hakkında konuşmaya devam ediyorum bayım. Duncan,

other people who are near you I think this desert causes misery as well I

yakınınızdaki diğer insanlar için bence bu çöl de sefalete neden oluyor,

think mr. Steve gets a little bit a little bit annoyed by my hay fever but I

bence bay. Steve saman nezlemden biraz rahatsız oluyor ama elimde

can't help it even even about 15 minutes ago 20 minutes ago I was sneezing here

değil 15 dakika önce bile 20 dakika önce burada

in the studio during my livestream anyway and I've got it all together I

stüdyoda canlı yayınım sırasında hapşırıyordum zaten ve her şeyi hallettim

have said Mr Duncan you on in an hour and you haven't even set

dedi Bay Duncan, bir saat içinde açıyorsunuz ve daha kameraları kurmadınız bile

the cameras up yet yes so I was very busy in here redesigning the studio so

evet, bu yüzden burada stüdyoyu yeniden tasarlamakla çok meşguldüm, bu yüzden

everything is slightly different now we've redesigned the studio we have a

her şey biraz farklı, şimdi stüdyoyu yeniden tasarladık,

little bit more space to move around in if I can sort of move here I can go over

biraz daha yerimiz var buraya biraz hareket edebilirsem

here a bit coming back I'm still there so Steve is feeling very very pleased

buraya gidebilirim biraz geri geliyorum Hala oradayım bu yüzden Steve çok çok memnun hissediyor

because it's very because he likes to have a lot of room around him don't you

çünkü bu onun etrafında çok yer olmasını sevdiği için değil mi?

to breathe no but I've got here on the table mister don't know what's this it's

nefes al hayır ama masanın üzerinde var bayım bunun ne olduğunu bilmiyorum bu

a thermometer oh look a thermometer and I brought this into the studio mr.

bir termometre oh bak bir termometre ve bunu stüdyoya getirdim bay

Duncan so we can see how hot it is getting in the studio so we're going to

Duncan, böylece stüdyoda havanın ne kadar ısındığını görebilelim, böylece

actually find out how hot it really is it's in the studio it's an old-fashioned

gerçekten ne kadar sıcak olduğunu öğreneceğiz, stüdyoda eski moda bir

thermometer so it's got mercury well I don't think it's mercury but it's an

termometre yani cıva var, cıva olduğunu sanmıyorum ama bu

old-fashioned thermometer and it's condit at the moment it's registering I

eski moda bir termometre ve şu an durumu kaydediliyor

don't know if you can see that out there I used to have this in my greenhouse

Bilmiyorum bunu orada görebiliyor musunuz, benim seramda bu vardı,

when I was my father had a greenhouse and we had this in there so this is

ben babamın serası vardı ve bizim orada bu vardı, yani bu

probably over 50 years old 50 years old that let's hope it's accurate it is now

muhtemelen 50 yaşın üzerinde 50 yaşında, umarım doğrudur, şu anda

showing 29 degrees in here in here in the studio mr. Duncan so right now in

burada, stüdyoda 29 dereceyi gösteriyor Mr. Duncan, şu anda

this studio it is 29 degrees outside I think it's about 30 maybe even 31 which

bu stüdyoda hava 29 derece, sanırım 30 ve hatta 31 derece civarında ki bu

is so hot I can't remember the last time it was it was so hot here in England yes

çok sıcak, en son ne zaman İngiltere'de bu kadar sıcak olduğunu hatırlayamıyorum evet,

so that's 28 29 degrees centigrade or I don't think anyone else uses Fahrenheit

yani 28 29 derece santigrat ya da ben Birleşik Krallık'ta bizden başka kimsenin Fahrenheit kullandığını sanmayın

apart from us here in the UK but in Fahrenheit it's 84 don't always grew up

ama Fahrenheit'te 84 her zaman

with Fahrenheit yes but it's hot let's see if it gets any it's going up I can

Fahrenheit ile büyümez evet ama hava sıcak bakalım yükselecek mi yükseliyor

actually see moving mr. Duncan he must be standing close to you so that's it if

Hareket edeni gerçekten görebiliyorum bay. Duncan sana yakın duruyor olmalı yani

I put it next to you yes it's going up it's going up mr. Duncan you're hot I am

yanına koyarsam bu kadar evet yükseliyor bayım. Duncan sen ateşlisin ben iyiyim bu

well that's that's thing new everyone knows that I'm

yeni bir şey herkesin bildiği şey benim

everyone knows I'm hot stuff I met a fan down there and it's beautiful outside

seksi olduğumu herkes biliyor orada bir hayranla tanıştım ve bugün dışarıda çok güzel ki

today that there you can see mr. Steve's lovely dahlias and don't they look

orada görebilirsiniz bay. Steve'in sevimli yıldız çiçekleri ve çok

lovely my friend will be very jealous because he gave me that day Leah and his

güzel görünmüyorlar mı arkadaşım çok kıskanacak çünkü o günü bana verdi Leah ve onunki henüz

haven't started flowering yet oh my goodness

çiçek açmaya başlamadı aman tanrım

but of course I think I think you used a little bit of help there though didn't

ama tabii ki bence orada biraz yardım aldın

you well I did fertilize it yes I gave it

iyi değil mi gübreledim evet ona

some proper plant food liquid plant food and it's loving it I don't know how many

uygun bitki yemi verdim sıvı bitki yemi ve onu seviyor orada kaç tane olduğunu bilmiyorum

there are on there one two three got twelve twelve different flower heads on

bir iki üç on iki on iki farklı çiçek başı var ki

there which is fantastic I'm sure the subtitles looked very

bu harika ben Altyazıların çok ilginç göründüğünden eminim

interesting when mr. Steve was counting very fast I think so

bay. Steve çok hızlı sayıyordu sanırım o

so here we go then it we were here on Wednesday we were talking about the fact

yüzden işte başlıyoruz sonra çarşamba günü buradaydık

that we had no water fortunately the water is now back on I am trying my best

suyumuz olmadığı gerçeğinden bahsediyorduk neyse ki su şimdi geri geldi Şu

not to cough at the moment because my throat is very sensitive I'm ready to

anda öksürmemek için elimden geleni yapıyorum çünkü benim boğaz çok hassas,

take over at any minute if you start flagging mr. Duncan or show

her an devralmaya hazırım, eğer işaret vermeye başlarsanız, bayım. Duncan ya da

signs of illness or a recurrence of your hay fever so I might at any moment now I

hastalık belirtileri göster ya da saman nezlenin tekrarlamasını göster, bu yüzden şimdi her an

might collapse on the floor it will be very very dramatic I shall just let you

yere yığılabilirim, bu çok çok dramatik olacak, sadece

collapse because the show must go on mm-hmm so you can collapse I won't be

çökmene izin vereceğim çünkü şov mm-hmm devam etmeli, böylece sen de yapabilirsin çöküş

able to help you because I'll have to carry on with the English lesson so

Sana yardım edemeyeceğim çünkü İngilizce dersine devam etmem gerekecek bu yüzden

Steve will step over my unconscious body yes and he will carry on just in case I

Steve bilinçsiz bedenimin üzerinden geçecek evet ve yere yığılırsam diye devam edecek

collapse on the floor because of course me being used to the stage oh I see your

çünkü tabii ki ben kullanılıyorum sahneye bakın, görüyorum ki

show must always go on if something goes wrong you cannot you cannot make your

bir şeyler ters giderse şovunuz her zaman devam etmeli

audience be let down because making them may let down no you can't let your

seyircinizi hayal kırıklığına uğratamazsınız çünkü onları hayal kırıklığına uğratmak onları hayal kırıklığına uğratabilir hayır

audience down so you must carry on even if someone dies or is ill okay hopefully

seyircinizi yarı yolda bırakamazsınız bu yüzden biri ölse bile devam etmelisiniz ya da hasta tamam umarım

that won't happen mr. Duncan let's have a look at the live chat yes let's

bu olmaz bay. Duncan, canlı sohbete bir göz atalım, evet,

because Steve loves the live chat don't you you you love to see the live chat so

çünkü Steve canlı sohbeti seviyor, siz de canlı sohbeti görmeyi seviyorsunuz, bu yüzden

there it is Alma gear her scenes as it's 37

Alma sahnelerini hazırlıyor, çünkü o 37 yaşında,

where he is so that's very hot well we had 42 earlier and now all we have 48 48

bu çok sıcak, biz de çok sıcaktık. 42 daha önce ve şimdi elimizdeki tek şey 48 48

48 degrees I would imagine that's in the Middle East somewhere maybe Saudi Arabia

48 derece Orta Doğu'da bir yerlerde Suudi Arabistan

or around that area so yeah they did say they did tell us what the hottest

veya o bölge civarında olduğunu hayal ediyorum, bu yüzden evet geçen gece haberlerde dünyanın en sıcak ülkesinin ne olduğunu bize anlattıklarını söylediler.

country in the world is on the news the other night oh and it is so it is

oh ve öyle

somewhere like Saudi Arabia mm-hmm that's definitely that part of the world

Suudi Arabistan gibi bir yer mm-hmm orası kesinlikle dünyanın o kısmı

okay yes I nearly went to work in Saudi Arabia did I tell you that mr. Duncan I

tamam evet neredeyse Suudi Arabistan'da çalışmaya gidiyordum size bunu söyledim mi bay. Duncan bunu

didn't know that yes when I was working in I was working as a laboratory

bilmiyordum evet ben de çalışırken

technician in a hospital in some laboratories doing blood testing and

bir hastanede laboratuvar teknisyeni olarak bazı laboratuvarlarda kan testi yapıyordum ve

when I was in my early 20s and a lot of people were going to work in Saudi

20'li yaşlarımın başındayken Suudi Arabistan'da birçok insan çalışacaktı.

Arabia in the laboratories over there because you got paid but awful lot of

Oradaki laboratuvarlar çünkü maaş alıyordunuz ama çok fazla

money and you didn't have to pay tax oh say you girls people were going over

para alıyordunuz ve vergi ödemek zorunda da değildiniz.

there to Saudi Arabia being paid a lot of money and then retiring very early

with a huge pot of money and bringing it back to the UK I see yes so they spent

parayı ve İngiltere'ye geri getirmeyi görüyorum evet, bu yüzden

some time over there working in Saudi Arabia 10 years and then once they once

orada 10 yıl Suudi Arabistan'da çalışarak biraz zaman geçirdiler ve sonra

they had collected enough money they would come back to the UK to live they

yeterince para topladıklarında yaşamak için İngiltere'ye geri döneceklerdi

would and bring all their lollies with them all their money with them and I

ve tüm şekerlemelerini getireceklerdi. tüm paraları onlardaydı ve

didn't do it in the end because it would have meant well I didn't want to leave

sonunda bunu yapmadım çünkü bu iyi bir anlam ifade ederdi Birleşik

the UK for that length of time and plus I've got other interests I wasn't sure

Krallık'tan o kadar uzun süre ayrılmak istemedim ve ayrıca emin olmadığım başka ilgi alanlarım da var.

whether I'll be able to pursue those in Saudi Arabia so I came back here but I

Suudi Arabistan'dakilerin peşine düşebilecek miyim, bu yüzden buraya geri geldim ama

stayed here I didn't even go but I came very close to going I'd never met you

burada kaldım gitmedim bile ama gitmeye çok yaklaştım sizinle hiç tanışmadım bayım

mr. Duncan and we'd never be doing these live lessons no so something positive

. Duncan ve biz bu canlı dersleri asla yapmazdık, hayır bu yüzden olumlu bir şey

might have come from that you wouldn't have to suffer me it's gone up you know

gelebilirdi, bana katlanmak zorunda kalmazdın, yükseldi, biliyorsun, ben girdiğimizden

it's gonna it's gone up one degree since I've since we've been in here so I'm not

beri bir derece yükselecek burada

joking look can you see that on there so what is it now it's now 30 degrees it's

şaka yapmıyorum bak bak bunu orada görebiliyor musun peki şimdi ne var şimdi 30 derece

dirty it's going up so we now have we now have 30 degrees

kirli yukarı çıkıyor yani şimdi elimizde 30 derece var

here in the studio of course that's nothing compared to 48

burada stüdyoda tabii ki 48 30 30 ile karşılaştırıldığında hiçbir şey

30 30 degrees to us that's very hot yes because we're not used to it here the

derece bize göre çok sıcak evet çünkü biz buna alışkın değiliz burada

English weather is fairly temperate so it means that it doesn't tend to get

İngiltere'de hava oldukça ılıman yani bu, havanın

really hot and it doesn't tend to get really really cold

gerçekten ısınma eğiliminde olmadığı ve gerçekten çok soğuma eğiliminde olmadığı anlamına geliyor,

it's normally around the middle but of course over the past couple of years

normalde yaklaşık orta ama tabii ki son birkaç yılda

we've had some very strange weather we had the most amazing cold but very

çok garip havalar yaşadık son zamanlarda en şaşırtıcı soğuk ama çok

scenic winter recently so so that the winter that's just gone the winter that

manzaralı kışı yaşadık, bu yüzden yeni biten kış,

happened just three or four months ago was one of the most dramatic that we've

sadece üç veya dört ay önce olan kışlardan biriydi.

seen for a long time it certainly was so we've had one extreme to the other we've

uzun zamandır gördüğümüz en dramatik olay kesinlikle bu yüzden bir uçtan diğer uca yaşadık

had lots of cold weather and now we've got lots of hot weather but that's often

çok soğuk havalar yaşadık ve şimdi çok sıcak havalarımız var ama

how it happens here in the UK we have so much varied weather hmm that there's

burada genellikle böyle oluyor Birleşik Krallık'ta hava o kadar değişkendir ki hmm,

always something to talk about satury no satury no likes your polo t-shirt oh

her zaman satury hakkında konuşacak bir şey vardır hayır satury polo tişörtünüzü beğenmez oh teşekkür

thank you yes it's another one out of my vast collection my huge vast expansive

ederim evet bu benim geniş koleksiyonumdan bir diğeri benim devasa geniş

collection of polo shirts all from one shop begins with a g ends in a pea I

polo gömlek koleksiyonum hepsi bir arada dükkân bezelyede g ile başlar ben

always get them in the sale well we gave them a very good advertisement the other

hep indirimde alırım onları geçen gün onlara çok iyi bir reklam vermiştik

day didn't we we were really promoting them so we might as well say gap funny

gerçekten onları tanıtmıyor muyduk bu yüzden

sound today's as Garcia it might be all the fens in the studio

bugünün komik sesi de Garcia gibi diyebilirdik stüdyodaki tüm fenler

I've got a fans going everywhere because the the studio is so hot and of course

her yere giden hayranlarım var çünkü stüdyo çok sıcak ve tabi ki

we can't go outside because of my hay fever so that's the reason why for those

saman nezlemden dışarı çıkamıyoruz o yüzden

who are wondering how to get in touch by the way you can write to me my email and

nasıl iletişime geçeceğini merak edenler için bu arada bana e-posta adresimi yazabilirsiniz ve ben

also I am on Facebook as well you can see underneath now on the screen my

de Facebook'tayım ekranın altında artık

facebook address and also my email address as well and as you can see I

facebook adresimi ve ayrıca e-posta adresimi de görüyorsunuz ve gördüğünüz gibi

have been on YouTube since 2006 without a break

2006'dan beri YouTube'dayım. ara

yes I'm now in my 12th year well stood here for the last 12 years constantly

evet şimdi 12. yılımdayım son 12 yıldır burada durup sürekli

doing lessons yes it feels like it looks a torino says that I'm posh oh I sit on

ders çalışıyorum evet torino gibi görünüyor havalı olduğumu söylüyor oh

a polo t-shirt yes well that because well if you say polo that's a sport

bir polo tişörtü giyiyorum evet peki o çünkü peki polonun bir spor olduğunu söylüyorsun,

isn't it yes but the very posh people engaging well that the polo t-shirt is

değil mi ama çok gösterişli insanlar polo tişörtünün

what you wear to play polo that's right hence the name that's why they call it a

polo oynamak için giydiğin şey olduğunu, bu yüzden doğru adı bu yüzden ona

polo shirt because people get on horses and they play polo but I don't play polo

polo tişört diyorlar çünkü insanlar ata biniyor ve onlar polo oynuyorlar ama ben polo oynamıyorum

because I'm not I don't mix in aristocratic circle is all with you know

çünkü ben değilim aristokrat çevreye karışmıyorum hepsi seninle biliyor

members of the you know the king and queen the upper classes the other clans

üyeleri tanıyorsun kral ve kraliçe üst sınıflar diğer klanlar

yes so we just talk at the same time shall we Ricardo says he's 36 point

evet bu yüzden sadece konuşuyoruz Ricardo 36 virgül yedi derece olduğunu söylüyor, bu

seven degrees that's the normal temperature for a human being I believe

bir insan için normal sıcaklık sanırım

I thought it was thirty-eight point four so you're actually two you're cool you

otuz sekiz virgül dört sanmıştım yani aslında iki kişisin sen iyisin

need to heat up a bit yeah Ricardo so maybe you're a little cool there Mika

biraz ısınman gerek evet Ricardo yani belki orada biraz havalısındır Mika

says in summer in summer 2020 we will have the Olympic Games in Japan that's

2020 yazında Japonya'da Olimpiyat Oyunları yapacağız diyor bu

true but I'm concerned that in the summer the Japanese weather will be

doğru ama yazın Japon havasının

hotter and hotter can we do sport in such hot weather well I would say

daha sıcak olacağından endişeleniyorum bu kadar sıcak havalarda spor yapabilir miyiz peki muhtemelen

probably no it won't be very very pleasant let's put it that way I think

hayır çok çok hoş olmaz derdim öyle diyelim bence

it will be safe to say that it won't be very pleasant if you aren't doing any

herhangi bir aktivite yapmıyorsanız çok hoş olmayacağını söylemek yanlış olmaz

activity but what the athletes will do is they what they will condition

ama sporcuların yapacakları şey

themselves knowing that that's where the Olympic Games will be they will go and

Olimpiyat Oyunlarının orada olacağını bile bile kendilerini nasıl şartlandıracaklarsa oraya gidecekler ve

the teams will be sent abroad to to practice in hot countries so that they

takımlar sıcağa alışsınlar diye yurt dışına idmanlara gönderilecekler

get used to the heat hmm actually you know we had don't we every year in the

hmm aslında biliyorsun bizde vardı değil mi hepimiz

UK we have with London Marathon yes which is 20 I

Birleşik Krallık'ta Londra Maratonu ile bir yılımız var, evet bu 20.

believe I think a marathons 26 miles isn't it it is about that yes 26 can you

Sanırım bir maraton 26 mil, bununla ilgili değil mi, evet 26, serin

imagine running for 26 miles even on a cool day I couldn't do that

bir günde bile 26 mil koşmayı hayal edebiliyor musunuz, o kadar

well thousands of people do it every year and somebody always dies of the

iyi yapamadım Her yıl binlerce insan bunu yapıyor ve her zaman birileri sıcaktan ölüyor

heat somebody died this year mr. Duncan yes because it was a hot day room they

bu yıl birileri öldü bayım. Duncan evet çünkü orası sıcak bir gündüz odasıydı,

did it yes so it's very unless you're used to the heat it can kill you yeah

yaptılar, evet, bu yüzden sıcağa alışkın değilseniz sizi öldürebilir, evet

it's like rapidly but but of course the people that take part in the Olympics

bu çok hızlı ama tabii ki Olimpiyatlara katılan insanlar

are normally trained athletes so hopefully everything will be all right

normalde eğitimli sporculardır, umarım her şey yoluna girecek

but I would imagine if it's too hot if the temperature gets too high I would

ama çok sıcaksa, sıcaklık çok yükselirse,

imagine that you would not actually carry out the event you would probably

etkinliği gerçekten gerçekleştirmeyeceğinizi düşünürdüm, muhtemelen

postpone it or have it later when the temperature drops because that is the

ertelersiniz veya sıcaklık düştüğünde daha sonra yaptırırsınız çünkü bu

good thing about certainly here in the UK because we have very long days during

iyi bir şeydir yaklaşık olarak burada Birleşik Krallık'ta çünkü yaz aylarında çok uzun günlerimiz var

the summer so it doesn't matter you can go out at 6 or 7 o'clock in the evening

bu yüzden akşam saat 6 veya 7'de dışarı çıkabilmeniz önemli değil

and you still have about two hours sunlight so it's great in fact yesterday

ve hala yaklaşık iki saat güneş ışığınız var bu yüzden aslında dün harika dün yeni elektrikli aletiyle

you were about to do some some gardening yesterday with with his new power tool

biraz bahçıvanlık yapmak üzereydik

yes which we will show you NeXT's next weekend I think we will show

evet ki size NeXT'in gelecek hafta sonu göstereceğiz sanırım size

you that I was going to use it yesterday but it was too hot it was just too hot

dün kullanacağımı göstereceğiz ama hava çok sıcaktı sadece çok sıcaktı bu

so thought mr. Duncan was worried that if I went outside and because if you're

yüzden düşündüm bay . Duncan, dışarı çıkarsam endişelendi ve çünkü

using a power tool one of these big extendable trimmers it's quite heavy

bu büyük uzatılabilir düzelticilerden birini elektrikli alet kullanıyorsanız, bu fiziksel olarak oldukça ağır bir

work physically and you need to cover up in lots of in protective clothing hats

iştir ve

goggles so it would make you hotter even hotter so it could have been quite

sizi daha da sıcak yapması için çok sayıda koruyucu giysi, şapka, gözlük takmanız gerekir. daha sıcak, bu yüzden oldukça

dangerous so I think if it wasn't for mr. Duncan telling me no mr. Steve

tehlikeli olabilirdi, bu yüzden bence Mr. Duncan bana hayır diyor Bay. Steve, bunu

you're not going out to do that it's too dangerous

yapmak için dışarı çıkmayacaksın, bu çok tehlikeli,

he was only thinking of me appearing today on the livestream about being here

o sadece benim bugün canlı yayında burada olmamı

well actually know what I did was was I actually made today harder the

düşünüyordu.

I was going to film you yesterday using your your trimmer your new trimmer

sizin düzelticiniz yeni düzelticiniz

so I actually made today's livestream harder to do so we have to we have to

bu yüzden bugünün canlı yayınını yapmayı daha da zorlaştırdım bu yüzden

talk more now that's right and we've got plenty of people making lovely comments

şimdi daha fazla konuşmalıyız bu doğru ve güzel yorumlar yapan çok sayıda insan var

we certainly have look there they are now and a live chat very very busy don't

kesinlikle bak şimdi oradalar ve canlı sohbet çok çok meşgul

forget we are now only on for 90 minutes so you have another 30 40 40 minutes

unutma, şu anda sadece 90 dakika açığız, yani senin bir 30 40 40 dakikan daha var

Eugene says that in the Ukraine it's they're having unusually chilly weather

it's very cold in the Ukraine how palmyra says is the water expensive in

your area i pay 20 to 30 euros a month that's about the same as here oh yes i

senin bölgende ayda 20 ila 30 avro ödüyorum bu aşağı yukarı buradakiyle aynı oh evet ben burada

that's about the same as what we pay here pal mir it's about the same price

ödediğimizle hemen hemen aynı dostum mir aşağı yukarı aynı fiyat

Pedro says just available for a small group of people yeah so that will be the

Pedro'nun söylediğine göre sadece küçük bir grup insan için geçerli evet yani bu olacak

subtitles is that pollo sorry oh it's cheap in Brazil it's only 10

altyazı şu ki pollo pardon oh Brezilya'da ucuz

euros for water there because you probably the Amazon is it flowing

orada su için sadece 10 avro çünkü muhtemelen Amazon

through Brazil probably lots of cheap water there from the mighty Amazon yes

Brezilya'dan mı akıyor muhtemelen oraya güçlü Amazon'dan çok ucuz su akıyor evet

oh it doesn't go through Brazil I probably got like completely wrong I

oh Brezilya'dan geçmiyor muhtemelen ben aldım tamamen yanlış gibi

would imagine that there is a lot of water but I would I would again assume

çok fazla su olduğunu düşünürdüm ama yine

that I don't think you can just go to the Amazon and drink the water yeah but

Amazon'a gidip su içebileceğinizi düşünmediğimi varsayardım evet ama

what I'm saying is there's a lot of water available you could just take a

demek istediğim çok fazla su var Mevcutsa, Amazon'a

big a big sort of bottle of an empty bottle to the Amazon and and drink drink

büyük bir tür boş şişe alabilir ve

straight from the Amazon sooo cat lives like a vampire

doğrudan Amazon'dan içebilirsiniz, bu yüzden kedi bir vampir kuyusu gibi yaşar,

well simmer she stays in indoors and then only goes out after 7 or 8 p.m.

içeride kalır ve sonra ancak akşam 7 veya 20'den sonra dışarı çıkar.

yes but that's a good idea I think that's very sensible

evet ama bu iyi bir fikir bence bu çok mantıklı

some people go out during the day here and they get they either get sunburned

bazı insanlar burada gündüzleri dışarı çıkıyorlar ve ya güneşten yanıyorlar

or they get heatstroke which means that the the heat gets so so high it gets too

ya da sıcak çarpması oluyorlar ki bu da ısının o kadar yükselmesi,

much the body actually shuts down and then you faint you actually pass out so

vücudun çok fazla kapanması ve gerçekten kapanması anlamına geliyor. o zaman bayılırsın gerçekten bayılırsın yani bu

that's not very good heat stroke heat stroke em Seska as Moe

pek iyi değil sıcak çarpması sıcak çarpması em Seska Moe'nun

says that he or she is coming over from

Barselona'dan İngiltere'yi ziyarete geleceğini söylediği gibi

Barcelona visit the UK well we've got this weather for two weeks they but they

iki haftadır bu hava var ama

told us today so yes bring all your summer clothes with you I see

bize bugün öyle söylediler evet tüm yazlık kıyafetlerinizi yanınızda getirin görüyorum

have we been to Egypt no we've never been to Egypt ever

Mısır'a gittik mi hayır Mısır'a hiç gitmedik hayır hayır Hagar

no no Hagar Syed no we haven't been to Egypt I would like to go alessandro asks

Syed hayır Mısır'a gitmedik gitmek istiyorum alessandro

a very interesting question of what kind of UK fruit are you eating these days

ne tür çok ilginç bir soru soruyor Birleşik Krallık meyvelerinden bu günlerde iyi yiyorsunuz,

well there are there are many different types of fruit available normally

normalde mevcut birçok farklı meyve türü var

because if they are not available locally then we we sometimes import them

çünkü bunlar yerel olarak mevcut değilse, o zaman bazen onları

from other countries but I suppose when we think of summer we quite often think

diğer ülkelerden ithal ediyoruz ama sanırım yaz denilince aklımıza genellikle

of I would say well what would you think of when you think of summer summer

I geliyor. İngiltere'de yaz yaz meyvelerini düşündüğünüzde ne düşünürsünüz?

fruits in the UK apples pears plums

strawberries well yes strawberries are now available but the fruits from the

trees like apples pears that sort of thing won't be ready until August I love

I love strawberries because they're still growing so so we don't have many

Çilekleri seviyorum çünkü hala büyüyorlar, bu yüzden çok fazla yok

but suppose we do have lots of fruits but we can't grow things like oranges or

ama diyelim ki çok fazla meyvemiz var ama portakal ya da

anything exotic or bananas so we can't grow anything like that it's just not

egzotik herhangi bir şey ya da muz gibi şeyler yetiştiremiyoruz, bu yüzden böyle bir şey yetiştiremeyiz.

hot enough so that's sort of normal sort of fruits that you would you would talk

yeterince sıcak değil, bu yüzden Birleşik Krallık'ta hakkında konuşacağınız normal türde meyveler,

about in the UK would be apples and pears and plums that grow on trees and

ağaçlarda yetişen elmalar, armutlar ve erikler ve

then of course strawberries really strawberries and cream that sounds good

sonra tabii ki çilekler gerçekten çilekler ve krema, bana iyi geliyor

to me and they can grow strawberries under glass in a greenhouse so that

ve büyüyebilirler. hazır olmaları için bir serada camın altında çilekler

they're they're ready UK UK strawberries have been available in the soup

BK BK çilekleri

markets for about the last four weeks at least and they've probably grown under

en azından yaklaşık son dört haftadır çorba pazarlarında mevcuttur ve muhtemelen camın altında büyümüşlerdir

glass I would imagine but we the thing is with the UK's we import lots and lots

tahmin ediyorum ama biz Birleşik Krallık'tan çok ama çok

of fruit so because we haven't got many of our own during the winter we wouldn't

meyve ithal ediyoruz, bu yüzden kış boyunca kendimize ait pek fazla meyvemiz olmadığı için hiç

have any food at all so because obviously it's winter so once again it's

yiyeceğimiz olmayacaktı, bu yüzden açıkçası kış olduğu için bir kez daha

all once again it's about the temperature so we can't really grow

hepsi bir kez daha sıcaklıkla ilgili bu yüzden biz

exotic fruit or fruit that needs a long period of warm temperature or hot

Egzotik meyve ya da uzun süre ılık veya yüksek

temperature and lots of sunlight although at the moment I have a feeling

sıcaklık ve bol güneş ışığına ihtiyaç duyan meyveler yetiştiremez, ancak şu anda

we could we could probably grow oranges everywhere even in the studio I think we

yapabileceğimizi hissediyorum, muhtemelen her yerde portakal yetiştirebiliriz, stüdyoda bile

can actually grow oranges in here today because what is it now Steve oh it's

gerçekten yetiştirebileceğimizi düşünüyorum portakallar bugün burada çünkü şimdi ne var Steve oh

gone down slightly half a degree it's now 29 and a half maybe because it's

biraz yarım derece düştü şimdi 29 buçuk belki çünkü

near you you see oh yes because yes I shall I shall put it down my Shore it's

sana yakın olduğu için görüyorsun oh evet çünkü evet onu kıyıma koyacağım

well that definitely will go down there Pedro says what do I think of Saudi

iyi ki kesinlikle gidecek orada Pedro, Suudi Arabistan hakkında ne düşündüğümü söylüyor,

Arabia well I didn't go there in the end but I think what put me off going in the

sonunda oraya gitmedim ama sanırım sonunda gitmeme neden olan şey

end was the heat I think I thought well I don't want to be sort of having to

sıcaktı, sanırım iyi düşündüm, böyle bir şeye sahip olmak istemiyorum

stay indoors all the time and not be able to go outside and go for nice walks

sürekli içeride kalmak ve dışarı çıkıp güzel yürüyüşler yapamamak bu

so that's why I didn't go in the end but I know somebody from I haven't seen him

yüzden sonunda gitmedim ama onu yıllardır görmediğim birini tanıyorum Suudi Arabistan'da

for years know somebody that lived in Saudi Arabia and he had a lovely life

yaşayan birini tanıyorum ve orada çok güzel bir hayatı vardı

there because I believe that the government pay for a lot of housing and

çünkü hükümetin insanlar için pek çok konut ve

all sorts of things for people so I think it's a very nice country to to

her türlü şeyi ödediğine inanıyorum bu yüzden yaşamak için çok güzel bir ülke olduğunu düşünüyorum

live in yes I think I think you have a good level a good level of life i

evet bence iyi bir seviyen var iyi bir seviyen var yaşam

standard of living a high standard of living definitely in Saudi Arabia Oh

standardı yaşam standardı yüksek yaşam standardı kesinlikle Suudi Arabistan'da Oh

Palmier yes you are right mango is is mr. Duncan's favorite fruit

Palmier evet haklısın mango is mr. Duncan'ın en sevdiği meyve

you are right I like mango very much at the moment I have some some special

haklısın şu sıralar mangoyu çok seviyorum biraz özel

yogurt and it contains mango it actually has mango

yoğurdum var ve içinde mango var aslında içinde mango var bu

inside it so so it is a hot day let's have a look at the view from the window

yüzden hava sıcak hadi pencereden manzaraya bir bakalım

look at that mr. Steve it's looking amazing today so that is a live view out

şuna Bay. Steve bugün harika görünüyor, yani bu,

of the window looking out across the landscape near where I live and you can

yaşadığım yerin yakınındaki manzaraya bakan pencereden canlı bir görüntü ve

see all of the grass in the distance is is brown I know that's a yes that's

uzaktaki tüm çimleri görebilirsiniz kahverengi, bunun bir evet olduğunu biliyorum, bu

right I think they've been they've been cutting the grass the farmers have them

doğru bence onlar Çiftçiler çimleri biçiyorlardı,

putting them into bales a straw for the for feed for the animals winter so a lot

onları balyalara, samanlara, kışın hayvanların beslenmesi için koyduruyorlar, bu yüzden pek

a lot of farmers are busy collecting the grass but in a lot of areas they are

çok çiftçi çimleri toplamakla meşgul ama birçok alanda kesmeye başlıyorlar.

starting to cut back on the amount of water that people can use they are

insanların kullanabilecekleri su miktarına göre

actually rationing oh I like that word if you ration something it means you

aslında paylaştırıyorlar oh, bu kelimeyi seviyorum, eğer bir şeyi paylaştırırsanız, bu,

control the amount that is given out or used so you rationed something so in

verilen veya kullanılan miktarı kontrol ettiğiniz anlamına gelir, bu nedenle Birleşik

certain parts of the UK Northern Ireland Northern Ireland at the moment are

Krallık'ın belirli bölgelerinde bir şeyi tayınladınız Kuzey İrlanda Kuzey İrlanda'da Şu anda

experiencing a water shortage and because of that they are actually

bir su kıtlığı yaşıyoruz ve bu nedenle

rationing the water so you were not allowed at the moment to use use a hose

suyu karneye ayırıyorlar, bu nedenle şu anda bahçenizi sulamak için bir hortum borusu kullanmanıza izin verilmedi ki

pipe to water your garden which is unbelievable because I've been to

bu inanılmaz çünkü

Northern Ireland on many occasions out of work for a company that was based

birçok kez Kuzey İrlanda'ya gittim. Orada kurulu bir şirket için çalışma

there and it's one of the wettest places in the UK hey it's like Manchester if

ve Birleşik Krallık'taki en yağışlı yerlerden biri hey, Manchester gibi, İngiltere'nin Manchester

anybody's heard of Manchester the city of Manchester in the UK it is renowned

şehri olan Manchester'ı duyan varsa, Birleşik

as the wettest city in the UK it's always raining there whenever you go

Krallık'taki en yağışlı şehir olarak bilinir ve orada her zaman yağmur yağar. Gidiyorsunuz, tepedeki

it's raining all the dark clouds overhead

tüm kara bulutlar yağıyor

but Northern Ireland has a huge amount of rainfall so it's unbelievable to to

ama Kuzey İrlanda'da çok fazla yağış var, bu yüzden

see on the news that they're rationing water I think there isn't a problem with

haberlerde suyu tayınladıklarını görmek inanılmaz. Bence

the amount of water available in the reservoirs I think they just can't

rezervuarlardaki mevcut su miktarında bir sorun yok. Bence

process it fast enough for the demand so I think that's what we'll find it is

talep için yeterince hızlı işleyemiyorlar, bu yüzden sanırım

it's the same problem we're having here I've watched everything in sight mr.

burada yaşadığımız sorunun aynısı olduğunu anlayacağız .

Duncan this weekend I've washed all the clothes anything that needs washing

Duncan bu hafta sonu tüm kıyafetleri yıkadım yıkanması gereken her şeyi

because I've put water in saucepans look as I know I'm you know we've got this

çünkü tencerelere su koydum bak biliyorum biliyorum

weather for another two weeks I can't believe that we're not gonna run out of

iki hafta daha bu hava var olduğumuza inanamıyorum

water so I've washed everything so that we've got enough clothes to last until

su bitmeyecek, bu yüzden her şeyi yıkadım, böylece

this drought period is over well as out drought yes a drought is a is a water

bu kuraklık dönemi bitene kadar yetecek kadar kıyafetimiz var, evet,

shortage as I mentioned earlier on the lesson that I played so if you have a

daha önce derste bahsettiğim gibi, kuraklık bir su kıtlığıdır. oynadı yani eğer kuraklık varsa bu

drought it means there is a shortage of water haven't had any rainfall and they

su sıkıntısı var demektir hiç yağmur yağmadı ve bizim

think we were watching the weather the small in the forecast for the next two

hava durumunu izlediğimizi düşünüyorlar önümüzdeki iki hafta için tahminde küçük şu anki

weeks is the same as now very dry very hot until the middle of July

ile aynı çok kuru çok sıcak taa kadar Temmuz ortası

that's incredible so it looks as if we're going to have a very very hot

inanılmaz yani çok çok sıcak bir

summer how Mara Lopez mm-hmm says that they're having a shooting near

yaz geçirecekmişiz gibi görünüyor nasıl Mara Lopez mm-hmm Rio'daki evlerinin yakınında çekim yapacaklarını söylüyor

their house in Rio oh I think it's a heat day the heat is on

oh bence bu sıcak bir gün sıcak on

oh so heat is on in Rio is that Rio de Janeiro I would imagine that must be him

oh yani Rio'da hararet yanıyor, Rio de Janeiro'nun o olduğunu hayal ederdim

I would say I would say it's definitely in Brazil Oh stay indoors okay then stay

Kesinlikle Brezilya'da olduğunu söylerdim Oh içeride kal tamam o zaman dışarıda kal

outside it if anything interesting happens put your camera out of the

ilginç bir şey olursa kameranı pencereden dışarı koy

window Bob I'm not sure for if a shooting is interesting we want a bit of

Bob Bir çekimin ilginç olup olmadığından emin değilim, biraz

drama no don't take Steve's advice if there is anything like that happening

drama istiyoruz hayır, yakınlarda böyle bir şey oluyorsa Steve'in tavsiyesine kulak vermeyin,

nearby just just dive under the nearest table or just run and run as fast as you

sadece en yakın masanın altına dalın veya sadece koşun ve olabildiğince hızlı koşun.

can so don't take Steve's advice it's not good advice even though even though

Steve'in tavsiyesine kulak asmayın, bu iyi bir tavsiye değil,

the video footage would look amazing and if you do film something could you

video çekimi harika görünse bile ve bir şey çekerseniz

actually film it in landscape mode and not portrait thank you Rosa says after

onu portre modunda değil de manzara modunda çekebilir misiniz teşekkürler Rosa

the trees she's talking about the view out of the camera oh okay is there a

ağaçlardan sonra manzaradan bahsettiğini söylüyor kameranın oh tamam bir

river and yes Rosa there is there is a river yes let's just have a look at the

nehir var mı ve evet Rosa orada bir nehir var evet sadece

for you in fact if you look halfway up the picture you can see a lot of trees

sizin için bir bakalım aslında resmin yarısına bakarsanız

going across the image and behind there there is actually a big river about

görüntünün üzerinden ve arkasından geçen çok sayıda ağaç görebilirsiniz orada aslında büyük bir nehir var, yaklaşık

three maybe four miles further on there is actually huge river called the river

üç belki dört mil ötede aslında büyük bir nehir var, nehir yedi olarak adlandırılıyor, nehir

seven the river seven not like the number seven it's actually spelled

yedi, yedi rakamı gibi değil, aslında farklı yazılıyor,

differently so there's actually an R a letter R in

yani yedi kelimesinde aslında bir R harfi var,

the word seven but yes there is a river very close to where we live there is and

ama evet orada yaşadığımız yere çok yakın bir nehir var ve

somebody suggested to me when I was telling people at work that I just go

işyerindeki insanlara oraya gidip nehirdeki kuyudan

down there and take a bucket of water out of the river

bir kova su almamı söylerken biri bana önerdi

well Pedro has put lots of shocking emojis on yes I think something is

Pedro evet üzerine bir sürü şok edici emoji koydu ben gerçekten bir şeyler olduğunu düşünüyorum

actually happening we haven't got the news here at the moment I might just

şu anda burada bir haberimiz yok Sadece

have a quick look see if there's any breaking news on my phone

hızlıca bir bakabilirim telefonumda herhangi bir son dakika haberi olup olmadığına bakabilirim

Jeff says that you can do a puddle dance in order to get the rain to appear yes a

Jeff yağmurun ortaya çıkması için su birikintisi dansı yapabileceğini söylüyor evet

bit like a bit like like a chief Indian will do a rain dance I know what they

biraz gibi biraz gibi bir baş Kızılderili yağmur dansı yapacak ne bildiklerini biliyorum benim

know that I think they're on about my puddle dance no that's what I'm saying

su birikintisi dansımla ilgili olduklarını düşünüyorum hayır öyle söylüyorum evet evet

yes yes I put up my special puddle dance that's what I mean Jeff is saying why

özel su birikintisi dansımı yaptım işte bu demek Jeff neden

don't you do your petal dance and you'll get some rain yes like an Indian chief

taç yaprağı dansını yapmıyorsun ve biraz yağmur yağacak diyor

shall we show you try find my puddle dance you can do you carry on talking

Steve and I'll try and find the puddle dance I'm not sure what to say well

su birikintisi dansı ne söyleyeceğimi bilemiyorum bu

that's unusual I know it is mister don't well I think of something I have of

alışılmadık bir şey biliyorum bayım pek iyi değil aklıma bir şey geldi

course got some phrases and idioms related to heat hot I know that we talk

tabii ki sıcakla ilgili bazı deyimler ve deyimler var

a lot about the weather here and a lot of you there always get hot weather so

burada hava durumu hakkında çok konuştuğumuzu biliyorum ve çoğunuz orada her zaman sıcak hava olur, bu yüzden sıcak hava hakkında konuşmak

it might sorry if it's a bit boring us talking about hot weather that it's it's

biraz sıkıcıysa kusura bakmayın,

very different for us to suddenly have such extreme hot weather so I'm going to

bizim için aniden bu kadar aşırı sıcak havaya sahip olmak çok farklı, bu yüzden

do some idioms and phrases connected with hot mr. Duncan has in fact already

bağlantılı bazı deyimler ve deyimler yapacağım. ateşli bay ile Aslında Duncan, ben gelmeden önce

mentioned most of them in his introduction before I came in

girişinde çoğundan bahsetmişti

but there you go I've got about eight of them and if anybody else can come up

ama işte bende bunlardan sekiz tane var ve başka biri başka bir şey bulabilirse,

with some others there are many idioms and phrases connected with the word hot

sıcak veya sıcak kelimesiyle bağlantılı birçok deyim ve deyim var.

or heat and I've got a selection of them here and we will start doing those quite

ısı ve burada onlardan bir seçki var ve kısa bir süre sonra bunları yapmaya başlayacağız

shortly okay here we go we want some rain so here it is as requested by no

tamam işte başlıyoruz biraz yağmur istiyoruz bu yüzden burada kimse tarafından talep edildiği gibi burada

one here is Jeff here is the puddle dance

Jeff burada su birikintisi dansı var

there it is the puddle dance so now maybe we will get some rain after all

su birikintisi dansı öyleyse şimdi belki biraz yağmur yağarız,

thank you for requesting that was it Jeff was it Jeff

istediğin için teşekkür ederim öyleydi Jeff öyle miydi Jeff Jeff

Jeff there you go your well your wish has been granted

işte, kuyuna gittin dileğin kabul oldu

he didn't actually request it he just mentioned that if you did a puddle dance

aslında talep etmedi o sadece su birikintisi dansı yaparsan bundan bahsetmişti

then maybe we would get some rain we'll see what happens and back up to 30 again

belki biraz yağmur yağar, ne olacağını görürüz ve tekrar 30'a çıkarız

yes we'll see what happens so the live chat is very busy oh it would appear

evet, ne olacağını göreceğiz, bu yüzden canlı sohbet çok meşgul oh,

that we are losing one or two of the viewers maybe because it's very late

bir veya iki izleyiciyi kaybediyormuşuz gibi görünebilir, belki de çok yoğun olduğu için geç

where they are I think it is Steve I believe you have some phrases and

kaldıkları yerde Steve olduğunu düşünüyorum Sıcak havayla ilgili bazı ifadelerin ve ifadelerin olduğuna inanıyorum

expressions to do with the hot weather because it is a hot day

çünkü hava sıcak

don't forget 25 minutes left of today's live stream we now end at 3:30 we do

indeed so Steve let's have a look at some of your phrases shall we the first

Steve hadi bazı ifadelerinize bir göz atalım mı ilk

phrase is strike while the iron is hot strike while the iron is hot this is to

cümle demir sıcakken vur demir sıcakken vur bu olumlu bir sonuç

take advantage of a situation to achieve a favorable outcome strike while the

elde etmek için bir durumdan yararlanmak içindir

iron is hot apparently it comes from I don't know why I'm looking at the

Neden oradaki kameralara baktığımı bilmiyorum,

cameras over there it comes from when blacksmiths heat up the iron in a fire

demircilerin demiri ateşte ısıttığı

and you have to bash it with a hammer and turn into whatever shape you need

ve daha sıcakken ona çekiçle vurup istediğiniz şekle sokmanız gerektiğinden geliyor.

while it's still hot so it means you do something straight away and take

bu, hemen bir şeyler yapmanız ve

advantage of the situation so for example the notion is that often timing

durumdan faydalanmanız anlamına gelir, örneğin,

is important to the outcome of some unfavorable event so for example this is

bazı olumsuz olayların sonucu için zamanlamanın genellikle önemli olduğu fikri vardır, örneğin bu

a work situation you know you wanted that promotion at work well you've got

bir iş durumudur, işte o terfiyi iyi istediğinizi bilirsiniz

that deal last week and the boss is in a good mood today so strike while the iron

o anlaşmayı geçen hafta yaptık ve patronun bugün keyfi yerinde yani demir

is hot so in other words the boss is in a good mood you've been

sıcakken vur yani başka bir deyişle patronun keyfi

doing well at work you want a promotion the timing do it now because if you wait

yerinde işte iyi gidiyorsun terfi istiyorsun zamanlama şimdi yap çünkü bir

another week he might have forgotten about you good deal and he might be in a

hafta daha beklerseniz, sizi unutmuş olabilir ve

bad mood so do it straight away so now is the time to do it or now is the the

morali bozuk olabilir, bu yüzden hemen yapın, şimdi yapmanın tam zamanı ya da şimdi

best time to do it so strike while the iron is hot another example to strike is

yapmanın en iyi zamanı, bu yüzden demire vurun. başka bir örnek de vurmak, vurmak

to hit strike yes do you like strike well it means it's it's like the

evet, iyi vurmayı seviyor musun,

blacksmith he's taken all that time to heat the iron up to its red-hot and he

demircinin demiri kızdırmak için onca zaman harcadığı ve

has to take it out it's no good waiting before he starts

onu çıkarması gerektiği anlamına geliyor, daha önce beklemenin bir faydası yok

bashing it with a hammer to turn it into a horseshoe or whatever he's going to do

onu at nalı haline getirmek için çekiçle dövmeye başlar ya da ne yapacaksa

it straight away otherwise you'll lose his opportunity for example here's

hemen yapar, aksi takdirde fırsatını kaybedersiniz, örneğin işte

another one Jane has just been dumped by her boyfriend so if you want to go out

bir tane daha Jane erkek arkadaşı tarafından yeni terk edildi, bu yüzden onunla çıkmak istersen

with her ask her now strike while the iron is hot strike strike why Jane is

ona şimdi sor ona demir sıcakken vur vur Jane neden

hot take advantage of the situation and do it straight you all know examples of

sıcak

when you just know now is the time to do something because it's a favorable time

to do anything and just using that expression strike while the iron is hot

sadece bu ifadeyi kullanmak, demir sıcakken vur,

means do it now to get a favorable outcome yes do it now before it's too

olumlu bir sonuç almak için şimdi yap anlamına gelir evet, çok geç olmadan şimdi yap,

late strike while the iron is hot I suppose

demir sıcakken vur, sanırım

another similar one is make hay while the Sun shine yes that were being

bir başka benzer, Güneş parlarken saman yapmak evet, bunlar

equivalent yes so make hay while the sun is shining similar that is the best time

eşdeğerdi evet, güneş benzer şekilde parlarken saman yapın, bu bir

to do something do it at that moment because that's the best opportunity the

şeyi o anda yapmak için en iyi zamandır çünkü bu bir

best time to do something okay another one another one to have the hots for to

şeyi yapmak için en iyi fırsattır, tamam birbirinizi ısıtmak için birbirinizi

have the hots for mmm if you have the hots for somebody it means you are very

ısıtmak için mmm için ısıtmak için birine ilgi duyuyorsan, bu

sexually attracted to them or just attracted well the hots really it means

ona cinsel açıdan çok ilgi duyduğun anlamına gelir ya da bu ilgileri iyi çekiyorsundur, gerçekten bu,

that yeah oh yes attracted to them but you're really turned on by that person

evet oh evet onlardan etkileniyorsun ama o kişi

you've got the hots for them all sexually aroused yes if once wasn't

seni gerçekten tahrik ediyor, ona karşı ilgin var demektir. tamamen cinsel olarak uyarılmış evet, eğer bir kez

enough Steve gonna say it twice another another you could say you fancy somebody

yeterli değilse Steve bunu iki kez söyleyecek başka birinden hoşlandığınızı söyleyebilirsiniz,

that would be a similar a similar thing but if someone's hocked war look at them

bu benzer bir benzer şey olurdu ama eğer biri rehin alınmışsa onlara bakın

they're hot yes my friend has the hots for the new instructor at the gym has

onlar ateşlidir evet arkadaşımın ateşi var Spor salonundaki yeni hocanın

the hots you know looking at that person there may be scandal you know haven't

ateşi var, o kişiye bakınca bir skandal olabilir, bilirsiniz,

got many clothes on you can see their body under the clothes you're getting

üzerinde fazla kıyafet yok, kıyafetlerin altında vücutlarını görebilirsiniz,

hot mr. Duncan I'm getting all excited talking about who's getting the hots for

ısınıyorsunuz bayım. Duncan, bunun kimin ateşlediği hakkında konuşurken çok heyecanlanıyorum,

this doesn't this doesn't sound it sounds like something completely

değil mi bu kulağa tamamen farklı bir şey gibi geliyor,

different now this sounds like just some strange weird pervert maybe hiding in

şimdi bu sadece garip bir sapık gibi geliyor, belki

the bushes having a look and maybe he has no trousers on I think so here's

çalıların arasında saklanıyor ve bakıyor ve belki de pantolon yok bence işte

another one what that's similar so this one here is to have the hots for so you

başka bir benzer olan şey bu yüzden buradaki ateşli olmak için

you're attracted to somebody and this one is to be hot so if a person is hot

birisine ilgi duyuyorsunuz ve bu da ateşli olacak yani bir kişi seksiyse

it means they're very attractive so you can say oh look at look at her she's hot

bu onun çok çekici olduğu anlamına gelir yani ah bak ona bak o seksi ona bak

look at him oh he's hopped so that's another way of

oh zıpladı yani bu onu kullanmanın başka bir yolu

using it just means they're very attractive but it also means if

sadece çok çekici oldukları anlamına gelir ama aynı zamanda

something is hot it means it's stolen hot property yes something is stolen

bir şey sıcaksa çalındığı anlamına gelir sıcak mülk evet bir şey çalındı ​​diyebilirsiniz

something that that maybe the police are searching for because it's been stolen

belki polisin çalındığı için aradığı bir şey

so maybe maybe a diamond necklace that was stolen from someone's house and now

yani belki birinin evinden çalınan bir pırlanta kolye ve şimdi

someone else is trying to sell it they might say oh I can't sell this at the

başka biri onu satmaya çalışıyor diyebilirler ah şu anda satamam

moment because it's hot hot it's hot it means maybe the police are looking for

çünkü sıcak sıcak sıcak bu, belki polisin onu aradığı anlamına gelir,

it so this particular thing has been stolen and it's hot and I've put on

yani bu özel şey çalındı ​​ve sıcak ve

there as well or on fire because if you're working very fast or very

oraya da koydum veya ateşe verdim çünkü çok hızlı veya çok

efficiently then it means you're hot or you're on fire so if you're at work and

verimli çalışıyorsanız, o zaman bu sizsiniz demektir. ateşlisin ya da yanıyorsun yani eğer işteysen ve

you're doing lots of things you're getting lots of deals in you're getting

bir sürü şey yapıyorsan bir sürü anlaşma alıyorsun

all those projects done if somebody might say geo you're on fire

tüm o projeleri bitiriyorsun biri coğrafi derse

today yes maybe they are very busy or or maybe they're having a lot of success in

bugün yanıyorsun evet belki çok meşguller ya da belki belirli bir süre içinde çok başarılı oluyorlar evet

a certain period of time yes you can say wow you you are on fire today because

vay canına bugün yanıyorsun diyebilirsin çünkü

sometimes we all go to work and sometimes we just feel more on the ball

bazen hepimiz işe gideriz ve bazen kendimizi daha hazır hissederiz

don't we in certain days so we really feel as though we can anything we can

bazı günlerde gerçekten yapabileceğimizi hissetmiyor muyuz elimizi uzatabileceğimiz her şey

turn our hand to it works and everything all the stars align everything seems to

işe yarıyor ve her şey tüm yıldızlar hizalı her şey

work and people were people to sell you're hot today yes or not that's not

işe yarıyor gibi görünüyor ve insanlar sizi satacak insanlardı bugün sıcaksınız evet ya da değil bu değil

meaning that you're attractive but meaning that you're working very

çekici olduğun anlamına geliyor ama çok verimli çalıştığın anlamına geliyor evet ateş

efficiently yes you're on fire I think I think I think more often people will say

yakıyorsun sanırım bence daha sık insanlar

you're on fire you're on fire today you are doing such a good job you are on

senin ateş yaktığını söyleyecek bugün çok iyi iş çıkarıyorsun bugün yanıyorsun geri dur

fire today I wouldn't say stay back yourself kind

demezdim nazik

you I'm on fire today yes look at me I'm doing so well I'm on

sen bugün yanıyorum evet bak bana çok iyiyim yanıyorum

fire I wish I was on fire today the only fire I'm feeling is is from the Sun but

keşke bugün yanıyor olsaydım hissettiğim tek ateş Güneş'ten ama ama iyi performans gösterdiğim

but I don't feel as if I'm on fire as in performing well definitely not today

için yanıyormuş gibi hissetmiyorum kesinlikle bugün değil

because I'm not feeling very well fortunately I have mr. Steve here I'm on

çünkü kendimi pek iyi hissetmiyorum neyse ki bayım var. Steve,

fire today mr. doom mr. Steve is here to say things like this blow hot and cold

bugün yanıyorum bayım. kıyamet bey Steve bu gibi şeyler söylemek için burada sıcak ve soğuk

blow hot and cold or run hot and cold run hot and cold I think I put blow it

üfle sıcak ve soğuk üfle veya sıcak ve soğuk sıcacık ve soğuk

wasn't all you can say run hot and cold but that's very annoying mr. Duncan that

Duncan,

means if somebody blows hot and cold or runs hot and cold it means that they

eğer biri sıcak ve soğuk esiyorsa veya sıcak ve soğuk esiyorsa, bu onların

they change their mood frequently and often go for one extreme view to another

ruh hallerini sık sık değiştirdikleri ve sık sık bir aşırı görüşten diğerine gittikleri anlamına gelir,

so be in two minds to be you can be of one opinion one minute and then think

bu yüzden iki kafada olun, bir dakika aynı fikirde olabilirsiniz ve sonra düşünün tam

the complete opposite the next for example I don't know if Jane really

tersi mesela Jane'in benden gerçekten hoşlanıp hoşlanmadığını bilmiyorum

likes me or not one day she wants to see me there next

bir gün beni orada görmek istiyor sonra

she doesn't she's always blowing hot and cold jamie is a very busy girl have I

istemiyor o her zaman sıcak ve soğuk esiyor jamie çok meşgul bir kız

mentioned Jane already hmm yes she does a lot

Jane'den çoktan bahsetmiş miydim hmm evet o çok şey yapıyor

so yes it's somebody it's usually used just to express the fact that somebody's

bu yüzden evet birisi bu genellikle sadece birinin

mood changes a lot if you change your opinion a lot about something anyway you

ruh halinin çok değiştiğini ifade etmek için kullanılır eğer bir şey hakkında fikrinizi çok değiştirirseniz zaten size

can sell you you blow hot and cold you two in one minute you think that the

satabilirsiniz size bir dakika içinde sıcak ve soğuk üflersiniz siz ikiniz bunu düşünürsünüz bir

next minute you think the complete opposite I think Steve's a bit like that

sonraki dakika tam tersini düşünüyorsun bence Steve biraz öyle öyle

you use it like that Steve sometimes blows hot and then cold you sometimes

kullanıyorsun ki Steve bazen sıcak esiyor sonra soğuk esiyor bazen

can't work out what Steve's opinion is of something (just like his mum) I can go

Steve'in bir şey hakkındaki görüşünün ne olduğunu çözemiyorsun (tıpkı annesi gibi) Bunu

from I can I can decide that definitely I'm going to do that one thing and then

kesinlikle yapacağıma karar verebilirim ve

within a few seconds I've completely changed my mind that I'm not going to do

birkaç saniye içinde bunu yapmayacağım konusunda fikrimi tamamen değiştirdim, bu

it so that's blowing hot and cold but yes quite often it's used in in the

yüzden bu bir sıcak bir soğuk esiyor ama evet oldukça sık kullanılıyor

nature of relationships to describe somebody who's who he wants is attracted

İlişkilerin doğasında, istediği kişiyi

to you one minute then isn't the next due to their moods mood swings another

bir an kendine çeken birini, bir an sonra onun ruh halinden dolayı çekici bulmadığını anlatmak, ruh halleri

one another one hot potato hot potato hot potato hot potato is something

birbiri ardına değişiyor bir sıcak patates sıcak patates sıcak patates sıcak patates başa

obviously difficult to handle as mr. Duncan is demonstrating there for use as

çıkılması zor bir şeydir. Bay. Duncan orada bir deyim olarak kullanılmak üzere gösteri yapıyor,

an idiom it means a controversial subject talking about a subject that

bu tartışmalı bir konunun insanları üzecek bir konudan bahsetmesi

will upset people is a hot potato maybe you should avoid talking about

sıcak patates anlamına geliyor belki de belirli konular hakkında konuşmaktan kaçınmalısınız

certain subjects because they might upset people and they're regarded as a

çünkü bunlar insanları üzebilir ve bunlar sıcak patates olarak kabul edilir

hot potato for example don't talk about the merger at work it's a bit of a hot

örneğin işyerinde birleşme hakkında konuşmayın, bu biraz sıcak

potato so two companies were coming to get or anything at work that's sort of

patates, bu yüzden iki şirket almaya geliyordu ya da işte

upsetting and people don't talk about could be a subject that's a hot potato

üzücü olan ve insanların bahsetmediği herhangi bir şey, sıcak patates olan bir konu olabilir,

politicians maybe something controversial yes

politikacılar belki tartışmalı bir şey evet

politicians you know certain subjects like racism for example is a difficult

politikacılar, örneğin ırkçılık gibi bazı konuların zor bir

subject and many politicians will avoid talking about it because that subject is

konu olduğunu biliyorsunuz ve birçok politikacı bu konu hakkında konuşmaktan kaçınacak çünkü bu konu

a hot potato it's a it's a difficult subject and you often avoid talking

sıcak bir patates, bu zor bir konu ve siz genellikle

about them because they might upset people and you want to avoid that a hot

onlar hakkında konuşmaktan kaçınıyorsunuz çünkü bunlar insanları üzebilir ve siz de onları rahatsız etmek istersiniz. bundan kaçınmak için sıcak

potato so maybe a news story something that

patates yani belki bir haber hikayesi

people are talking about maybe it might cause a lot of arguments you

insanların bahsettiği bir şey belki birçok tartışmaya neden olabilir siz

I describe that particular thing is a hot potato especially in politics maybe

o belirli şeyi sıcak patates olarak tanımlıyorum özellikle siyasette belki

you could describe a brexit yes as a hot potato because a lot of people at the

bir Brexit'i evet sıcak patates olarak tanımlayabilirsiniz çünkü Şu anda pek çok insan

moment are talking about brexit when the UK leaves the European Union a lot of

Birleşik Krallık Avrupa Birliği'nden ayrıldığında Brexit'ten bahsediyor. Pek çok

people describe that as a Oh hot potato yes because if you talk about it in

insan bunu Oh sıcak patates olarak tanımlıyor evet, çünkü

social situations at the moment in the UK people have got one of opposite views

şu anda Birleşik Krallık'taki sosyal durumlarda bundan bahsederseniz, insanlar bir tanesine sahipler. karşıt görüşler

either in want to be in or out and that can start argument so it's often worth

ya dahil olmak ya da dışarıda olmak ister ve bu tartışmayı başlatabilir, bu yüzden çoğu zaman konuyu

not bringing it up best it's best not to mention it exactly Eugene says the very

gündeme getirmemeye değer, en iyisi tam olarak bundan bahsetmemek en iyisidir Eugene,

mention of politics can be described as a hot potato yes I think so

siyasetten bahsetmenin sıcak patates olarak tanımlanabileceğini söylüyor evet bence öyle

there you go and religion they ought they play up they often say that when

git ve dinle oynasınlar onlar sık ​​sık şunu söylerler,

you're in conversations with people avoid politics or religion yes because

insanlarla sohbet ederken siyasetten veya dinden kaçının evet çünkü

they always cause controversy or controversy you can say that both ways

bunlar her zaman tartışmaya veya tartışmaya neden olurlar, her iki yolun da

right new mr. Duncan you can we would say what would we say controversy what

doğru olduğunu söyleyebilirsiniz yeni bay. Duncan, ne diyebilirdik, ne diyebilirdik, ne diyebilirdik, ne de

you might also see what is the American version I think I think again it's one

görebilirsin, Amerikan versiyonu nedir, sanırım yine tek bir

word that it is often pronounced in different ways so controversy or

kelime, bu yüzden genellikle farklı şekillerde telaffuz ediliyor, bu yüzden tartışma ya da

controversy I think you might find controversy is used more here and

tartışma, tartışmanın daha çok kullanıldığını bulabilirsin. burada ve

controversy may be used more in American English Alessandra says hot potato is

tartışma daha çok Amerikan İngilizcesinde kullanılabilir Alessandra sıcak patatesin

the same expression too in Italy exactly so they couch potato who likes they're

İtalya'da da aynı ifade olduğunu söylüyor, bu yüzden

watching TV on the sofa that's that's right somebody who sits on a couch yes a

kanepede oturanlardan hoşlananlar kanepede televizyon izliyorlar bu doğru kanepede oturan biri evet

couch potato someone who just wants to sit around and do nothing in the

kanepede patates birisi Filipinler'de sadece oturup hiçbir şey yapmamak isteyen

Philippines they grow apparently oh I must go to the Philippines because they

görünüşe göre büyüyorlar ah Filipinler'e gitmeliyim çünkü

grow lots mangos in the Philippines and also

Filipinler'de çok mango ve ayrıca muz

bananas limes and also what's that one how do you pronounce that Steve where is

limonu yetiştiriyorlar ve ayrıca bu nedir Steve'i nasıl telaffuz edersiniz

that Lang Lang's oh no I don't know that I've never heard of that what do you say

bu Lang Lang'ınki nerede oh hayır bilmiyorum bunu hiç duymadım ne diyorsun

slang zones I've never heard of a Lang's own we don't we don't have them imported

argo bölgeleri Lang'ın kendi dilini hiç duymadım biz onları Birleşik Krallık'a ithal ettirmiyoruz

here into the UK okay then maybe it's called something else here

tamam o zaman belki denir burada başka bir şey evet

yes perhaps it is mr. Duncan today you are not yourself you are not as lively

belki de mr. Duncan bugün kendin değilsin eskisi kadar canlı değilsin

as you used to be we understand it very well well I'm not feeling great today

bunu çok iyi anlıyoruz bugün kendimi iyi hissetmiyorum

I've been suffering quite badly over the past 24 hours with hay fever this

son 24 saattir saman nezlesi nedeniyle bu

morning I actually thought we weren't going to be on I actually thought we

sabah çok kötü ıstırap çekiyorum aslında biz sanmıştım Aslında

were going to have to cancel today so I was not really prepared for today's

bugünü iptal etmek zorunda kalacağımızı düşündüm, bu yüzden bugünün dersi için pek hazır değildim

lesson and of course I I had also taken the studio to pieces so I had to quickly

ve tabii ki stüdyoyu da parçalara ayırmıştım, bu yüzden

build everything in here I had to build the studio quickly and now we have a

buradaki her şeyi hızlı bir şekilde inşa etmem gerekiyordu. stüdyoyu hızla kurun ve şimdi

little bit more room to move her on mr. Steve I like it mr. Steve likes to have

onu hareket ettirmek için biraz daha yerimiz var bay. Steve hoşuma gitti bayım. Steve

his space don't you I do I do indeed somebody there has said I don't we can't

kendi alanına sahip olmayı seviyor, değil mi, gerçekten seviyorum, oradaki biri,

read the rioting second up from the bottom and then concede at the moment

isyanı alttan ikinci kez okuyamayız ve sonra şu anda

how can improve my speaking in English and learn more vocabulary without

İngilizce konuşmamı nasıl geliştirebileceğimizi ve öğrenebileceğimizi kabul edemeyiz dedi. unutmadan daha fazla kelime dağarcığı,

forgetting well that's just practice isn't it mr. well okay addition it's

bu sadece pratik, değil mi bay. peki tamam ek olarak, bu

something that I get asked a lot to talk about and it's really like learning

bana hakkında konuşmam için çok sorulan bir şey ve

anything if you are learning a language or if you are learning to drive a car or

eğer bir dil öğreniyorsan veya araba sürmeyi öğreniyorsan ya da

if you are learning to do a certain skill you want to learn how to do it it

belirli bir beceriyi öğreniyorsan, nasıl yapılacağını öğrenmek gerçekten herhangi bir şeyi öğrenmek gibidir. bunu yapmak

is really about just sticking with it stick to it don't stop doing it you

gerçekten sadece ona bağlı kalmakla ilgili, ona bağlı kalmak, yapmayı

carry on doing it you learn as you study so it takes time you can't rush learning

bırakma, yapmaya devam et, çalışırken öğrenirsin, bu yüzden zaman alır, bir şeyi öğrenmek için acele edemezsin tekrarlama

something repetition yes repetition is probably one of the best ways to learn

evet tekrarlama muhtemelen en iyilerinden biridir bir şeyi öğrenmenin yolları

something learn like a child that's what I always say you learn like

çocuk gibi öğrenin her zaman söylediğim şey çocuk gibi öğrenirsiniz

a child so never be afraid never worry about learning something in a very

bu yüzden asla korkmayın bir şeyi çok

simple way because that's how everyone learns when you learn to drive a car you

basit bir şekilde öğrenmekten asla endişe etmeyin çünkü araba kullanmayı öğrendiğinizde herkes böyle öğrenir öylece

don't just get in the car and then go racing around a track you wouldn't do

anlamazsınız arabada ve sonra bir pistte yarışmaya gitmezsiniz bunu

that you have to learn slowly you have to learn how certain things work how to

yavaş yavaş öğrenmeniz gerekir bazı şeylerin nasıl çalıştığını öğrenmeniz gerekir direksiyonu nasıl

turn the steering wheel how to change the gear how to reverse so it's the same

çevireceğinizi vitesi nasıl değiştireceğinizi nasıl geri alacağınızı yani

with English you have to learn all of the aspects all of the parts of English

İngilizce ile aynı zaman içinde İngilizcenin tüm bölümlerini tüm yönleriyle öğrenmek zorundasın, bu

over time so never rush your learning never rush it can I ask something there

yüzden öğrenmek için asla acele etme, asla acele etme, dublajda bir şey sorabilir miyim,

right at the dub can people see that in exactly the same way that you're

insanlar bunu tam olarak senin

displaying it yeah so right at the top oh it's gone now don't worry Luis Luis

gösterdiğin gibi görebilir mi, evet çok doğru zirvede oh gitti şimdi merak etme Luis Luis

Mendez it am i pronouncing I just want to know because I think you're from

Mendez telaffuz ediyorum sadece bilmek istiyorum çünkü sanırım

Spain I believe I know we've seen you before do you pronounce your name Luis

İspanya'dansın seni daha önce gördüğümüzü biliyorum adını Luis

or Louie I think it's Luis Oh as soon as Louis I think it would be French but I

mi Louie mi telaffuz ediyorsun Sanırım Luis Oh, Louis olur olmaz Fransız olacağını düşünüyorum ama

just wanted to check if you can let us know only because the reason I'm asking

sadece bize haber verir misin diye kontrol etmek istedim çünkü sormamın sebebi, bildiğin

is I was in this this as you know I've mentioned it before I was in this

gibi, daha önce bahsetmiştim. bu

production recently stage production well are we ever going to forget this

yapımdaydı son zamanlarda yapım aşamasındaydı peki bu şovu hiç unutacak mıyız

show I know but some of the characters we had somebody in there called Luis you

biliyorum ama bazı karakterlerin içinde Luis adında biri vardı,

see he was Spanish and we but everybody says a few people said oh how do we

görüyorsunuz o İspanyol'du ve biz ama herkes diyor ki birkaç kişi ah nasıl

pronounce it how do you pronounce that word in Spanish so half the people said

telaffuz ederiz dedi Bu kelimeyi İspanyolcada nasıl telaffuz ediyorsun yani insanların yarısı

Luis and half the people said Louie in the end we went with Luis so is that

Luis dedi ve insanların yarısı Louie dedi sonunda Luis ile gittik yani bu

correct we don't to know so Louie is Louis Mendez

doğru mu bilmiyoruz yani Louie Louis Mendez mi yoksa

or is it Luis Mendez hmm we will have to find out see if we were making any

Luis Mendez mi hmm yapacağız herhangi bir hata yapıp yapmadığımızı öğrenmemiz gerekiyor, göçmenlik sorusuna cevabınızı dört gözle

mistakes we're looking forward to your answer to immigration question he just

bekliyoruz az önce

said there is a hot potato immigration it is something we are talking about a

sıcak patates göçü olduğunu söyledi, bu Avrupa'da çokça konuştuğumuz bir şey

lot at the in Europe because there was a big

çünkü büyük bir

meeting a couple of days ago where they've agreed now to not only cut back

toplantı vardı birkaç gün önce, şimdi sadece kullandıkları daha yaygın kelime olan mülteci tekneleriyle gelen

on the amount of people coming into the countries who are coming over on boats

ülkelere gelen insan sayısını azaltmakla kalmayıp,

refugees that is the more common word that they use but also they're going to

aynı zamanda

be looking at sending people back as well so this is something that's it's a

bakacaklarını da kabul ettiler. insanları geri gönderme konusunda da bu

little controversial so you might describe immigration or maybe the

biraz tartışmalı bir konu bu yüzden göçü veya belki de

refugee crisis as a hot potato I think so

mülteci krizini sıcak patates olarak tanımlayabilirsiniz bence bu yüzden

thank you pastor Donna she likes my shirt sure because I can't see a picture

teşekkür ederim papaz Donna gömleğimi beğendi çünkü organik bir resim göremiyorum

organic and vegan food yes that can be a hot potato people can get upset about

ve vegan yiyecekler evet bu sıcak patates olabilir insanlar buna üzülebilir

that well animals in general yes yeah exactly vegetarians or are you a meaty

genel olarak hayvanlar evet evet tam olarak vejeteryanlar mı yoksa etli misiniz yani bu

so that's a bit of a hot potato I remember once when I talked about dogs

biraz sıcak patates bir keresinde köpeklerden bahsettiğimi hatırlıyorum

and I was complaining about dogs and also people who own dogs

ve şikayet ediyordum köpekler ve ayrıca köpek sahibi insanlar

because sometimes there can be a real pain in the neck and I got into a little

çünkü bazen gerçek bir boyun ağrısı olabiliyor ve

bit of trouble about that because it's a bit of a hot potato when you're talking

bu konuda biraz başım belaya giriyor çünkü

about animals or animal welfare or the attitude towards animals so yes it's

hayvanlardan veya hayvan refahından veya tutumdan bahsederken bu biraz sıcak bir patates. hayvanlara karşı yani evet bu

it's a little bit of a hot potato definitely lewis has given us an answer

biraz sıcak patates kesinlikle lewis bize bir cevap verdi

but I don't think it's helping me very much lewis has said my name is

ama bunun bana pek yardımcı olduğunu düşünmüyorum

pronounced lie with my wrists writer let's go let's number these and then you

can tell us number one number two or number three which one is correct so if

bize bir numara iki veya üç numaranın hangisinin doğru olduğunu söyleyebilirsiniz yani bir

we say number one Lewis number two Louie number three Lewis Lewis Lewis Lewis

numara Lewis iki numara Louie üç numara Lewis Lewis Lewis Lewis Lewis

which is correct one Louis - Louie three Lewis which is the right one I'm

hangisi doğru bir Louis - Louie üç Lewis hangisinin doğru olduğundan emin

not sure I'm not sure how interesting this is for the other 99

değilim Bunun diğer 99 için ne kadar ilginç olduğundan emin değilim,

what happened Donna asked how I pronounce the name and that's it patched

ne oldu Donna, adı nasıl telaffuz ettiğimi sordu ve bu yamalı,

we're saying pash Donna but whether that's correct

pash Donna diyoruz ama bu doğru mu

I don't know blimey we could really start something here everybody's yes to

bilmiyorum vay canına, burada gerçekten bir şeyler başlatabiliriz herkes evet

pronounce their names correct well we always try to pronounce yeah we always

isimlerini doğru telaffuz etmek için her zaman telaffuz etmeye çalışırız evet her zaman

try to pronounce the names but we don't always get it right because of course

isimleri telaffuz etmeye çalışırız ama her zaman doğru telaffuz edemeyiz çünkü tabi

sometimes the spelling is different or maybe the way in which certain words are

bazen yazım farklıdır ya da belki bazı kelimelerin

used in the name might be different that of course the hardest one is anything

isimde kullanılma şekli olabilir. farklı olmak tabi ki en zoru

written with the Cyrillic so maybe look people living in Russia with their names

Kiril alfabesiyle yazılmış herhangi bir şey yani belki de Rusya'da yaşayan insanların isimlerine bakın

because they are actually written with a different type of text su cat says lewis

çünkü aslında farklı bir metin türü ile yazılmışlar su kedi lewis'in

is pronounced by accentuating the I Oh Lewis oh I see so Lewis Lewis anyway

I vurgulanarak telaffuz edildiğini söylüyor Oh Lewis oh görüyorum yani Lewis Lewis zaten

Jeff is already there we go he's using one of my we're not on Jeff as I've

Jeff zaten orada, gidiyoruz benimkinden birini kullanıyor, Jeff'te değiliz çünkü

already not that one prepared so I'm gonna mention it now Jeff to get hot

onu zaten hazırlamadım, bu yüzden şimdi bahsedeceğim Jeff'in

under the collar means to get angry about something usually unnecessarily

yakasının altından ısınması kızmak demektir. genellikle gereksiz yere kızan bir şey

angry you get hot hot under the collar so obviously if you've got a collar on

yakanızın altında ısınır, bu yüzden tasmanız varsa ve sinirlenip

and you're getting angry and upset then you're gonna get hot and all that heat

üzülürseniz, o zaman ısınırsınız ve tüm bu ısı

is gonna get trapped in your collar so if you describe someone's getting hot

yakanızda hapsolur. birinin tasmasının altından kızdığını tarif et sinirleniyor

under the collar it means they're getting angry calm down and don't get so

demektir sakin ol ve

hot under the collar it was just a stupid comment and meant nothing it's

yakanın altından bu kadar ısınma bu sadece aptalca bir yorumdu ve hiçbir anlamı yoktu

you I think that's right isn't it if you get hot under the collar about something

sensin bence bu doğru değil mi bir şey hakkında tasma

it's usually you're getting upset unnecessarily yeah so maybe or maybe

genellikle gereksiz yere üzülüyorsunuz evet bu yüzden belki veya belki bir

you're excited about something so excited can sometimes mean just you are

şey için heyecanlanıyorsunuz çok heyecanlanmak bazen bir

reacting too much to something so to overreact to something to get too

şeye çok fazla tepki verdiğiniz anlamına gelebilir bu yüzden çok heyecanlanmak için veya söylediğiniz gibi bir şeye aşırı tepki vermek

excited or to as you said you just get a little flustered or a little enraged or

sadece biraz telaşlanırsın ya da biraz öfkelenirsin ya da

angry so yes you get hot under the collar

sinirlenirsin bu yüzden evet oldukça sık yakanın altında kızarırsın

quite often I certainly in British English we often use it to mean just

ben kesinlikle İngiliz İngilizcesinde bunu genellikle

getting very excited about something as well here's another example look the

bir şey hakkında çok heyecanlanmak anlamında kullanırız işte başka bir örnek bak

bosses said we've got to do it it's no use complaining and getting hot

patronlar biz dedik' yapmak zorundayım şikayet etmenin bir anlamı yok

under the collar hmm you've just got to do it

hmm

don't get upset about some things no point don't get hot under the collar

yapmalısın bazı şeylere üzülme anlamı yok yakanın altını kızdırma

it's stressful causing you stress the football is taking place a lot of people

stresli seni strese sokuyor futbol Pek çok insan futbol

getting very hot under the collar about football because today it's Russia

konusunda çok gerginleşiyor çünkü bugün Rusya,

against Spain so yes this is now the crucial the crucial time with the World

İspanya'ya karşı ve evet bu, Dünya Kupası ile ilgili çok önemli bir zaman

Cup because on Tuesday of course we play I think it's Colombia I want to say

çünkü Salı günü elbette oynuyoruz, bence bu

Colombia I want to say Colombia I think I think England are playing Colombia on

Kolombiya Kolombiya demek istiyorum Kolombiya demek istiyorum, bence İngiltere Salı günü Kolombiya oynuyor

Tuesday and England must win that match or else they will be going home they

ve İngiltere bu maçı kazanmalı yoksa evlerine gidecekler

will be they will be out of the World Cup so on Tuesday very interesting to

Dünya Kupası dışında kalacaklar bu yüzden Salı günü

see whether or not England win their match I think they're playing

İngiltere'nin olup olmadığını görmek çok ilginç maçlarını kazanıyorlar sanırım oynuyorlar Salı günü

I'm sure it's Colombia they are playing on Tuesday and I'm pretty sure someone

oynadıkları yerin Kolombiya olduğundan eminim ve yanılıyorsam birisinin

will correct me if I'm wrong new controversy people are getting hot under

beni düzelteceğinden oldukça eminim yeni tartışma

the collar hot under the collar on the pronunciation of of Louis's name's Luis

Louis'nin adının telaffuzu Luis

Luis says that's you cat some people are saying oh it's number two which was ice

Luis diyor ki bazı insanlar kedi olduğunu söylüyor oh bu iki numara buzdu ki

which was tough I thought was a pret French production French pronunciation

bu zordu Güzel bir Fransız yapımı olduğunu düşündüm Fransızca telaffuz

which was Louie but I think most people assume cat says it's Luis Luis so there

Louie idi ama sanırım çoğu insan kedinin Luis Luis olduğunu söylediğini varsayıyor yani orada

we go we'll have to meet up with Luis and and ask him so it looks like we were

Luis ile buluşacağız ve ona bunu doğru yapıyormuşuz gibi görünmesini isteyeceğiz,

doing it correctly please all of you out there don't get hot under the collar

lütfen hepiniz sevimli izleyicilerimizden

about my pronunciation of of one of our lovely viewers name

birinin isminin telaffuzum hakkında sinirlenmeyin

yes don't worry about it - sweat that's it

evet merak etme - ter bu kadar

Rosa yes get hot under the collar to sweat we are going soon got someone are

Rosa evet terletmek için yakanın altında sıcak ol birazdan gidiyoruz biri var mı

we yes do you use up some more of my waves we have about five minutes to go

biz evet dalgalarımdan biraz daha kullanır mısın gitmemize yaklaşık beş dakikamız var

and then we are gone but don't forget we are back on Wednesday Wednesday night we

ve sonra gidiyoruz ama unutma çarşamba günü geri döndük çarşamba gecesi

are back again yes sell to sell like hotcakes oh that means something is

tekrar geri döndük evet kek gibi satmak için sat oh bu bir şeyin

selling very quickly because if you if you make hotcakes

çok hızlı satıldığı anlamına gelir çünkü eğer kek yaparsan

everybody likes hotcakes they're delicious

herkes kekleri sever lezzetli olurlar

and so if somebody bakes a load of hotcakes everybody will want one so to

ve bu yüzden birisi bir yük pişirirse deyim olarak bir

use that as an idiom it means that something is selling very fast it's a

şeyin çok hızlı satıldığı anlamına gelir,

great commercial success for example it's very hot here today those ice

büyük bir ticari başarıdır, örneğin bugün burası çok sıcak, o buzlu

lollies will sell like hotcakes which is a strange way changing to say that new

şekerlemeler sıcak kek gibi satılacak, bu yeni demenin garip bir yolu

book is selling like hotcakes that new sports car is selling like

kitap kek gibi satıyor yeni spor araba kek gibi satıyor

hotcakes it means something's commercially very successful or a lot of

bu, bir şeyin ticari olarak çok başarılı olduğu veya

them are being sold in the heat of the moment - in the heat of the moment to do

birçoğunun anın hararetinde satıldığı anlamına gelir - anın sıcağında,

something in the heat of the mode - something in the heat of the moments to

modun hararetinde bir şeyler yapmak için - anların sıcağında bir

do something without thinking about it first

şeyler düşünmeden bir şeyler yapmak ilk

mmm to do something what's the word I'm looking for mr. Duncan make may be on

mmm bir şeyler yapmak aradığım kelime nedir bayım . Duncan

impulse on impulse reactive your emotions are getting the better of you

dürtüsel tepkisel olabilir, duygularınız daha iyi hale geliyor, duygularınıza

get caught up in your emotions and possibly regret your actions afterwards

kapılıyorsunuz ve muhtemelen

to do something in the heat of the moment yes so in that moment when you

anın hararetinde bir şeyler yapmak için sonradan yaptıklarınızdan pişmanlık duyuyorsunuz evet, bu yüzden o anda

are getting maybe angry about something you do it almost as a reflex you do it

sinirleniyorsunuz. bir şeyi neredeyse refleks olarak yapıyorsun

without thinking you do it in the heat of the moment road rage hell yes road

düşünmeden yapıyorsun o anın hararetinde yapıyorsun yol öfkesi cehennem evet yol

rage people do things in the heat of the moment they don't stop and think I'm

öfkesi insanlar bir şeyleri anın hararetiyle yaparlar durup benim

guilty of that mister Duncan here's an example I'm sorry I

bundan suçlu olduğumu düşünmezler Bay Duncan işte bir örnek Üzgünüm

called you that horrible name yesterday we were arguing and I just said it in

dün size o korkunç ismi söylediğim için tartışıyorduk ve bunu anın hararetiyle söyledim

the heat of the moment hmm most apparently most sporting

talking about football at the moment there will be lots of fouls and lots of

people kicking each other and tripping people up and maybe hitting them in the

insanların birbirlerine tekme atması, çelme takması ve belki de yüzlerine vurması bu

face that's just the fans most sporting offenses are in fact done in the heat at

sadece taraftarların yaptığı bir şey aslında çoğu sportif suç şu anda hararetliyken yapılıyor

the moment because if the situation is very emotional physical and people react

çünkü durum çok duygusalsa, fizikselse ve insanlar tepki verir

and do things in the heat of the moment and then often regretted afterwards

ve hararetliyken bir şeyler yaparlarsa o an ve sonrasında sık sık pişman olurlar

people are often cause they commit murder in the heat of the moment don't

insanlar genellikle çünkü anın hararetiyle cinayet işlerler değil mi

they yes a lot of crimes of passion crimes of passion yes a crime and a

evet pek çok tutku suçu tutku suçu evet bir suç ve bir

crime of passion something to do with love maybe maybe you want to run away

tutku suçu aşkla ilgili bir şey belki belki sen kaçmak istiyorsak

with shall we say Julie or Susan which one do you think so will we want to run

Julie mi yoksa Susan mı demeliyiz sence hangisi

away with Julie or Susan and but the husband doesn't want her to run away so

Julie veya Susan ile kaçmak isteyelim ve ama koca onun kaçmasını istemiyor bu yüzden

you have to do something about the husband so you might do something in the

kocan hakkında bir şeyler yapmalısın anın hararetiyle bir şeyler yapabilirsin sen sen

heat of the moment you you you commit a crime of passion

bir tutku suçu işliyorsun

oh they remain that of course is no defense no not a moment the heat of the

oh onlar kalıyor ki tabi ki savunma yok hayır bir an değil

moment is not defense last in law the last time mr. Duncan okay and then we're

anın harareti savunma değil son hukuk son kez bay. Duncan tamam ve sonra

going the heat is on Oh the heat is on that means the pressure is increasing

gidiyoruz hararetli Oh hararetli bu, üzerinizdeki baskının arttığı anlamına gelir,

the pressure on you is increasing soon for example the heat is on John at work

yakında artacaktır, örneğin John iş yerinde hararetli

because he's been underperforming for the last few months the heat is on this

çünkü son birkaç aydır performansı düşük. üzerinde bu

is you mr. Duncan I've got nothing prepared for today's livestream and it

siz misiniz bay Duncan, bugünkü canlı yayın için hiçbir hazırlığım yok ve

starts in half an hour the heat is on yes the heat is on the pressure is so we

yarım saat sonra başlayacak, ısıtma açık, evet, sıcaklık baskı üzerinde, bu yüzden

might describe the pressure as being intense so if you are under in

baskıyı yoğun olarak tanımlayabiliriz, bu nedenle baskı altındaysanız,

it's pressure to do something we can say that the heat is on heat is on sometimes

bir şeyler yapma baskısı altındayız. hararetli diyebilirsiniz hararetli bazen

the police can be described as the heat they're the police if you're a criminal

polis hararetli olarak tanımlanabilir onlar polistir eğer bir suçluysanız

do you describe the police as the heat yes sometimes because obviously the idea

polisi hararetli olarak tanımlar mısınız evet bazen çünkü açıkçası

is that this pressure going to be applied yes I the police in trying to

buradaki fikir şu ki bu baskı Uygulanacak evet ben polisi

catch it yes if the police are chasing you we can say that the heat on my tail

yakalamaya çalışıyorum evet polis sizi kovalıyorsa kuyruğumdaki hararet diyebiliriz

Oh hates in this room at the moment mr. Duncan literally that's not an idiom how

oh şu an bu odada baylar nefret ediyor. Duncan kelimenin tam anlamıyla bu bir deyim değil ne kadar

hot is it it's gone up now it's the hottest it's been since we've been in

sıcak şimdi yükseldi buraya geldiğimizden beri en sıcak olanı

here it's 30 and a half degrees oh I see so almost 31 tyranny that's incredible I

30 buçuk derece oh neredeyse 31 tiranlık görüyorum bu inanılmaz buna inanamıyorum

can't believe it I know you're into music Steve especially music from the

seni tanıyorum müzikle ilgileniyorum Steve, özellikle 1980'lerden müzik, sarışın diye

1980s do you know a group called blondie yes

bir grup biliyor musun sarışın evet sarışın evet

blondie yes blondie a very big group the lead singer of course very very

sarışın çok büyük bir grup baş şarkıcı tabii ki çok çok

attractive she's hot yes or some might say she was hot it's her birthday today

çekici o seksi evet ya da bazıları onun seksi olduğunu söyleyebilir bugün onun doğum günü

are you gonna say she's died she's her name is Debbie Harry or Deborah Harry

öldü diyelim onun adı Debbie Harry veya Deborah Harry Debbie

Debbie Harry can you guess how old she is today Debbie Harry from blondie

Harry bugün kaç yaşında olduğunu tahmin edebilir misin sarışın Debbie Harry'den Debbie

Debbie Harry now I know she's older than me yes let's say is it a special

Harry şimdi benden büyük olduğunu biliyorum evet

birthday well it but when we say special birthday Ramin usually 40 20 30 40 50

doğum günü özel mi diyelim peki ama özel derken özel doğum günü Ramin genellikle 40 20 30 40 50 on yıllarından

when you when you reach at one of your decades no okay so I so in the nineteen

birine geldiğinde hayır tamam bu yüzden

in 1980 I bet she was actually she was getting out of it then wasn't she let me

1980'de ondokuzda bahse girerim aslında o bundan kurtuluyordu, o zaman geçmeme izin vermedi mi?

through I'm saying 67 no Debbie Harry today she was in the pop group who had a

67 diyen hayır Debbie Harry bugün

lot of hits in the 1980s call me atomic atomic Daniel

1980'lerde pek çok hit olan pop grubundaydı bana atom atom Daniel

then Ana 74 74 yes because I think I seem to

sonra Ana 74 74 evet çünkü sanırım

remember that Deborah Harry when she became famous she was already sort of in

Deborah Harry ünlü olduğunda zaten bir nevi öyleydi.

her 30s isn't her real name Angela trembled is that true I'm sure her real

30'larında gerçek adı değil mi Angela trembled bu doğru mu Eminim gerçek

name I don't think Debbie Harry is her real name I'm sure it's something like

adı Debbie Harry değil onun gerçek adıdır Eminim

Angela tremble something like that which i think is an even better name she

Angela tremble gibi bir şeydir daha iyi bir isim

should have kept her original name miss tremble a lot of men would tremble I

orijinal adını tutmalıydı miss tremble birçok erkek titrerdi onu

think so you see her she was a very attractive all my friends had picture

gördüğünüz için çok çekiciydi tüm arkadaşlarımın

posters of her on their wall wasn't so Deborah Harry Debbie Harry from the

duvarlarında onun resimli posterleri vardı öyle değildi Deborah Harry Debbie Harry

group blondie is 74 today that's incredible life I really do feel very

gruptan sarışın bugün 74 yaşında, bu inanılmaz bir hayat Gerçekten çok çok

very old now we are going in a moment let's have one last look at the live

yaşlı hissediyorum şimdi birazdan canlı sohbete son bir kez bakalım

chat and then we are out of here Chris says are you allergic to pollen mr.

ve sonra buradan gidiyoruz Chris polene alerjiniz var mı diyor bay.

Duncan yes I am I have seasonal hay fever and it makes me very it makes me

Duncan evet bende mevsimsel saman nezlesi var ve bu beni çok

very ill thank you Jeff Jeff says we love the new set oh I see set yes I know

hasta ediyor teşekkür ederim Jeff Jeff yeni seti sevdiğimizi söylüyor oh seti görüyorum evet

what you're doing there I know what you're trying because even if I can't

orada ne yaptığını biliyorum ne yapmaya çalıştığını biliyorum çünkü

get them in Jeff will always get a use of the word set in thank you Jeff it's

Onları alamasam bile Jeff her zaman set kelimesini kullanacaktır teşekkürler Jeff bu

not happening we're not like you when we're not having uses of the word set

olmuyor biz sizin gibi değiliz set kelimesini kullanmıyorsak

it's too late we're late Jeff's got one in we have to go ha ha don't get hot

çok geç geç kaldık Jeff'in içinde bir tane var, gitmeliyiz ha ha, tasmanın

under the collar mr. Duncan just because Jeff is used

altı ısınmasın bay. Duncan sırf Jeff kullanıldı diye

don't hurt set I will try not to get too hot under the collar yes Tomic yes

sete zarar verme yakanın altı çok ısınmamaya çalışacağım evet Tomic evet

blondie 73-70 I thought I thought she was 74 today oh I think she'll find

sarışın 73-70 bugün onun 74 olduğunu düşünmüştüm oh sanırım

she's 74 74 oh my goodness I feel so old now what's Lina saying they're all liner

74 74 olduğunu anlayacak aman tanrım Şimdi çok yaşlı hissediyorum Lina ne diyor hepsi astarlı mı

is it right to say have you born I have born instead of where you were I know

demek doğru mu sen doğdun yerine ben doğdum

Jews hmm I was born uh we normally say here I was born I was born in 1950 I was

Yahudileri tanıyorum hmm ben doğdum uh normalde burada deriz ben doğdum 1950'de doğdum ben

born in 1960 my year of birth is 1960 my birth year even although that's not very

1960 doğumlu benim doğum yılım 1960 doğum yılım çok yaygın olmasa da bu yüzden

common so we normally say I was born in or she or he was born in yes so he was

normalde ben doğdum deriz ya da o doğdu evet yani

born in 1978 she was born in 1980 so yes anyway I'm hoping that I will be feeling

1978 de doğdu o 1980 de doğdu yani evet neyse ben

better thank you Louie Louie for that also Hilda says it was great to follow

Daha iyi hissedeceğimi umuyorum bunun için teşekkürler Louie Louie ayrıca Hilda canlı İngilizcenizi takip etmenin harika olduğunu söylüyor

your live English thank you for this good moment yes we will be back on

bu güzel an için teşekkürler evet

Wednesday at 10:00 p.m. on Wednesday hopefully I will be feeling better

Çarşamba günü saat 22:00'de döneceğiz. Çarşamba günü umarım daha iyi hissedeceğim,

I really do or else it will be mr. Steve presenting I persuaded him to come on

gerçekten hissediyorum, yoksa Bay olacak. Steve sunarken onu bugün gelmeye ikna ettim,

today didn't I mr. Duncan I said you can't let all your students down just

değil mi bayım? Duncan Sırf onları düşünmek konusunda pek iyi hissetmiyorsun diye tüm öğrencilerini hayal kırıklığına uğratamazsın dedim

because you're not feeling very well think of them think of them and we have

ve

something very special coming next Sunday something incredible that some of

önümüzdeki Pazar çok özel bir şeyimiz var, bazı

my viewers some of my online students have made and that's all I'm saying for

izleyicilerimin bazı çevrimiçi öğrencilerimin yaptığı inanılmaz bir şey şimdilik söyleyeceklerim bu kadar

now but there is something very special coming next

ama önümüzdeki Pazar çok özel bir şey geliyor

we're teasing next Sunday so next Sunday we'll do that so I want to give plenty

önümüzdeki Pazar onu yapacağız o yüzden Türkiye'de izleyenler için bol bol

of warning plenty of time for those watching in Turkey who made that

uyarı bol bol zaman vermek istiyorum bunu yapan

wonderful video and you've seen it haven't you

harika video ve gördünüz değil mi

I showed me this morning mr. Duncan and I was amazed it's amazing amazed so a

bu sabah bana gösterdim bay. Duncan ve ben hayrete düştük bu inanılmaz bir hayret bu yüzden

whole class of children and their teachers have made a very special video

tüm sınıftaki çocuklar ve öğretmenleri benim için çok özel bir video hazırladılar

just for me and I will be showing it next Sunday so please don't miss that

ve bunu önümüzdeki Pazar günü göstereceğim bu yüzden lütfen bunu kaçırmayın

and also don't misses on Wednesday 10:00 p.m. UK time for those who don't know so

ve 10. Çarşamba gününü de kaçırmayın :00 pm Bilmeyenler için Birleşik Krallık saati,

there we go lie English Sunday 2 p.m. UK time and

işte başlıyoruz English Pazar 14:00. İngiltere saati ve

Wednesday 10 p.m. UK time so there is no excuse now we are going thanks for your

Çarşamba 22:00 Birleşik Krallık saati yani artık mazeretimiz yok gidiyoruz şirketiniz için teşekkürler

company for the past hour and 37 minutes Wow I will see you later mr. Steve is

son bir saat 37 dakika Vay canına sonra görüşürüz bayım. Steve

going as well I hope you've enjoyed it so I have indeed mr. Duncan I've enjoyed

de gidiyor, umarım beğenmişsinizdir, ben de gerçekten Mr. Duncan

it today thank you to file its gone down again oh it's gone down now to 20 oh

bugün hoşuma gitti tekrar aşağı düştüğünü bildirdiğin için teşekkürler oh şimdi 20'ye düştü oh

it's just exactly on 30 so we settled around 30 30 degrees I'll take this with

tam olarak 30'da bu yüzden 30 30 derece civarında kararlaştırdık Bunu yanıma alacağım

me so I will see you on Wednesday Steve bye bye everyone see Wednesday mr. Steve

böylece çarşamba günü görüşürüz Steve güle güle herkes çarşambayı görür bay Steve

is now going we are having one last look outside there it is the view looking out

şimdi gidiyor dışarıya son bir kez bakıyoruz orası uzaklara bakan bir manzara

into the distance and of course we can't leave without having a look at mr.

ve tabi ki Bay'a bakmadan gidemeyiz.

Steve's lovely day Leah's there it is a live view of the day Leah's maybe mr.

Steve'in Leah'ın orada olduğu güzel günü Leah'nın belki de Mr.

Steve will go outside and stand behind the dahlias maybe he will go outside

Steve dışarı çıkacak ve yıldız çiçeklerinin arkasında duracak belki dışarı çıkacak

perhaps will he maybe not well it was worth a try I tried I will see you on

belki iyi olmayacak mı denemeye değerdi denedim

Wednesday 10 p.m. UK time this is mr. Duncan in the birthplace of English

Çarşamba akşamı 22:00'de görüşürüz. İngiltere saati, bu bay. Duncan ingilizcenin doğum yerinde

saying thank you for watching me on this very hot day and of course you know

bu çok sıcak günde beni izlediğiniz için teşekkür ederim diyor ve tabi ki

what's coming next yes you do...

sırada ne olduğunu biliyorsunuz evet yaparsınız...

ta ta for now 8-)

şimdilik ta ta 8-)