Learn the English Phrases THREE TIMES A WEEK and THREE TIMES PER WEEK

In this English lesson I wanted to help you learn

Bu İngilizce dersinde,

the English phrase three times a week.

haftada üç kez İngilizce ifadeyi öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

Well, not actually the phrase three times a week,

Şey, aslında haftada üç kez ifadesi değil, a'nın

but the use of a.

kullanımı.

Sometimes when we're talking about

Bazen bir

how often we do something, we use the word a

şeyi ne sıklıkta yaptığımızdan bahsederken a kelimesini

in the phrase.

So you might exercise five days a week.

cümle içinde kullanırız.

Yani haftada beş gün egzersiz yapabilirsiniz.

You might go to the store one day a week.

Haftada bir gün markete gidebilirsiniz.

I make videos four days a week.

Haftada dört gün video çekiyorum.

Sometimes you do something three days a week.

Bazen haftada üç gün bir şey yaparsın.

So it's simply a way to talk about

Yani

how often you do something.

bir şeyi ne sıklıkta yaptığınızdan bahsetmenin basit bir yolu.

I used to go visit Jen's parents once or twice a month.

Ayda bir veya iki kez Jen'in ailesini ziyarete giderdim.

So sometimes we stick the word a in

Bu yüzden bazen bir

when we're talking about how often we do something.

şeyi ne sıklıkta yaptığımızdan bahsederken a kelimesini araya sokarız.

We also sometimes use the phrase three times per week.

Ayrıca bazen bu ifadeyi haftada üç kez kullanırız.

Or more importantly, the word per.

Ya da daha önemlisi per kelimesi.

This is kind of a more formal way to say the same thing.

Bu, aynı şeyi söylemenin daha resmi bir yolu.

Sometimes you need to take two pills per day,

Bazen günde iki hap almanız gerekir

or you need to go to the doctor three times per year.

veya yılda üç kez doktora gitmeniz gerekir.

So you can use a or per, almost interchangeably.

Böylece a veya per'i neredeyse birbirinin yerine kullanabilirsiniz.

In my everyday speech though, I often just use a.

Yine de günlük konuşmamda, genellikle sadece a kullanırım.

I often say things like

I go to the dentist a couple times a year.

Yılda birkaç kez dişçiye giderim gibi şeyler söylerim sık sık.

I make these videos four times a week.

Bu videoları haftada dört kez yapıyorum.

So that's how you use per and that's how you use a.

Demek per'i böyle kullanıyorsunuz ve a'yı da böyle kullanıyorsunuz.

So to review, if you want to talk about

Gözden geçirmek için, bir

how often you do something, you can say

şeyi ne sıklıkta yaptığınızdan bahsetmek isterseniz,

that you do it a certain number of times a day,

bunu günde belirli sayıda,

a certain number of times a month,

ayda belirli sayıda,

a certain number of times a week,

haftada belirli sayıda yaptığınızı söyleyebilirsiniz

or you can also use the word per

veya ayrıca per kelimesini kullanın

and sound a little bit more formal.

ve biraz daha resmi görünün.

Hey, why am I talking about this though?

Hey, neden bundan bahsediyorum?

And why am I not reading a comment to you right now?

Ve neden şu anda sana bir yorum okumuyorum?

Well, because I picked this phrase

Çünkü bu cümleyi seçtim

because I'm making a slight change on this YouTube channel.

çünkü bu YouTube kanalında ufak bir değişiklik yapıyorum. Yine de

Before you get too worried though, I'm not going to stop,

siz fazla endişelenmeyin , ben durmayacağım,

I'm definitely going to make videos on this channel

bu kanalda kesinlikle

for a very long time.

çok uzun bir süre video çekeceğim.

But right now I am very, very busy.

Ama şu anda çok ama çok meşgulüm.

I'm busy because last semester I was teaching one less class

Meşgulüm çünkü geçen dönem şu an olduğumdan bir ders daha az öğretiyordum

than I am now.

. Şu anda

At work right now I'm teaching three classes a day.

işteyken günde üç ders veriyorum.

Notice how I'm using the word a, as well.

Ayrıca a kelimesini nasıl kullandığıma dikkat edin.

I teach three classes a day,

Günde üç ders veriyorum

and I was teaching two classes a day last fall.

ve geçen sonbaharda günde iki ders veriyordum.

So I'm very busy.

Bu yüzden çok meşgulüm.

I was a little bit part-time last fall,

Geçen sonbahar biraz yarı zamanlıydım

and now I'm full-time again.

ve şimdi tekrar tam zamanlıyım.

And because I'm busy at work, I don't have as much time

Ve işte meşgul olduğum için,

to make English lessons for all of you.

hepiniz için İngilizce dersleri hazırlayacak kadar vaktim yok.

So here's what I'm going to do.

İşte yapacağım şey şu.

I am going to start making three videos a week

on this channel, instead of four.

Bu kanalda haftada dört yerine üç video çekmeye başlayacağım.

I know that might make some of you sad

Bunun bazılarınızı üzebileceğini biliyorum

but it's just a change I need to make

ama bu sadece

so I have a better work-life balance.

daha iyi bir iş-yaşam dengesine sahip olmak için yapmam gereken bir değişiklik.

Does that make sense?

bu mantıklı mı?

So I'm gonna make three videos a week instead of four.

Bu yüzden haftada dört yerine üç video çekeceğim.

I was making an English lesson for you

every Monday, Tuesday, Thursday, and Friday.

Her Pazartesi, Salı, Perşembe ve Cuma günleri sizler için İngilizce dersi hazırlıyordum.

I'm going to switch it up and there will be

Ben değiştireceğim ve

a new video every Monday, Wednesday, and Friday.

her Pazartesi, Çarşamba ve Cuma yeni bir video olacak.

If I do that, it gives me a little bit more time

Bunu yaparsam, diğer kanalım için, daha büyük kanalım için daha büyük videomu yapmak için bana biraz daha zaman verir

to make my bigger video for my other channel,

for my bigger channel.

. Cuma günleri Cuma sabahı canlı yayınıma hazırlanmam için

It gives me a little bit more time to prepare

bana biraz daha zaman veriyor

for my Friday morning livestream on Fridays,

and it will just make my life just a little simpler.

ve hayatımı biraz daha kolaylaştıracak.

So again, I apologize that you will get

Bu yüzden,

one less video a week, one less English lesson a week.

haftada bir video, haftada bir İngilizce dersi daha az alacağınız için tekrar özür dilerim. Orada hala a

I'm still using the word a there, did you see that?

kelimesini kullanıyorum , gördün mü?

But I think it will be good.

Ama iyi olacağını düşünüyorum.

I don't know how long it will stay this way.

Bu şekilde ne kadar kalacağını bilmiyorum.

The semester goes until the end of June,

Sömestir Haziran ayının sonuna kadar devam ediyor,

so I will probably do three videos a week,

bu yüzden muhtemelen Haziran ayının sonuna kadar sizin için haftada üç video,

three English lessons a week for you until the end of June.

haftada üç İngilizce dersi yapacağım .

And then we'll see,

Ve sonra bakarız,

maybe I'll start making four a week again in July.

belki Temmuz'da tekrar haftada dört tane yapmaya başlarım.

Maybe I'll just leave it at three a week.

Belki haftada üçte bırakırım.

Because, you know, eventually

Çünkü, biliyorsun, eninde sonunda öğreteceğim

I'll run out of English phrases to teach, won't I? (laughs)

İngilizce ifadeler tükenecek , değil mi? (gülüyor)

I don't think you can teach

four to eight English phrases a week,

Haftada dört ila sekiz İngilizce kelime öbeğini sonunda

without eventually running out of phrases.

tümcecikleriniz tükenmeden öğretebileceğinizi sanmıyorum.

Anyways, I hope that's okay with you.

Her neyse, umarım senin için sorun olmaz.

Bob the Canadian here, hope you're having a great week.

Kanadalı Bob, umarım harika bir hafta geçiriyorsundur.

I'll see you on Wednesday. Bye.

Çarşamba günü görüşürüz. Hoşçakal.