Learn the English Phrases I'M GAME and GAME PLAN

In this English lesson I wanted to help you

Bu İngilizce dersinde

learn the English phrase, I'm game.

İngilizce cümleyi öğrenmenize yardımcı olmak istedim, ben oyunum.

This is a phrase that we use

Bu, bir

when we are willing to do something,

şeyi yapmaya istekli olduğumuzda,

when we agree to do something.

bir şeyi yapmayı kabul ettiğimizde kullandığımız bir deyimdir. Bu

It could be a game,

bir oyun olabilir,

but it could be almost anything else.

ama hemen hemen her şey olabilir.

If my brother says to me,

Ağabeyim bana

"Hey, do you want to go

"Hey,

to the shopping mall this afternoon?"

bu öğleden sonra alışveriş merkezine gitmek ister misin?"

I could say I'm game.

Oyundayım diyebilirim.

That sounds like fun.

Kulağa eğlenceli geliyor.

If a friend of mine said,

Bir arkadaşım

"Hey, do you wanna go on a hike later today?"

"Hey, bugün daha sonra yürüyüşe çıkmak ister misin?"

I could say you know what, I'm game.

Biliyor musun, ben oyunum diyebilirim.

That sounds like something I would really enjoy doing.

Bu, yapmaktan gerçekten zevk alacağım bir şeye benziyor.

So when you say I'm game,

Yani, ben oyundayım dediğinde,

it simply means that you're willing to do it.

bu basitçe bunu yapmaya istekli olduğun anlamına gelir.

Now, of course, it can be used for a sport.

Şimdi, elbette, bir spor için kullanılabilir.

If someone said,

Birisi

"Hey, do you want to play badminton this afternoon?"

"Hey, bu öğleden sonra badminton oynamak ister misin?"

I could say I'm game.

Oyundayım diyebilirim.

And it would simply mean that I do want to do it,

Ve bu basitçe yapmak istediğim,

that I'm excited to do it

yapmaktan heyecan duyduğum

and that it would be something I think would be fun.

ve eğlenceli olacağını düşündüğüm bir şey olacağı anlamına gelir . Bugün size öğretmek

The second phrase I wanted to teach you today

istediğim ikinci cümle,

is the phrase game plan.

oyun planı cümlesidir.

A game plan is a plan you have for any situation.

Bir oyun planı, herhangi bir durum için sahip olduğunuz bir plandır.

It can be a plan that you have for a game.

Bir oyun için sahip olduğunuz bir plan olabilir.

Maybe you are playing a sport

Belki bir spor yapıyorsunuz

and you have a plan to try and win the game,

ve oyunu kazanmak için bir planınız var

but it can be used for anything.

ama bu her şey için kullanılabilir.

When I go into my classroom every day,

Her gün sınıfıma girdiğimde

I have a game plan,

bir oyun planım var,

I have a lesson plan,

bir ders planım var,

I could also call it a game plan though.

buna oyun planı da diyebilirim ama.

When I run my clubs after school,

Okuldan sonra kulüplerimi yönettiğimde,

I'm involved in a couple of different clubs,

birkaç farklı kulüpte yer alıyorum ,

I usually have a game plan.

genellikle bir oyun planım var.

Maybe when you go on vacation,

Belki tatile gittiğinizde

you talk to your spouse or you talk to the friends

eşinizle veya

you're going on vacation with

birlikte tatile çıkacağınız arkadaşlarınızla konuşursunuz

and you come up with a game plan for the trip,

ve gezi için bir oyun planı yaparsınız,

you come up with a plan.

bir plan yaparsınız.

I don't know why we put the word game in front of it,

Bunun önüne neden oyun kelimesini koyduğumuzu bilmiyorum,

the more I think about it

bunun hakkında düşündükçe bence

I think you could just say plan

sadece plan diyebilirsin

and it would mean the same thing, wouldn't it?

ve bu aynı anlama gelir, değil mi?

But it's quite common,

Ama oldukça yaygın,

sorry there's mosquitoes out here

üzgünüm burada sivrisinekler var,

I'm just swatting one.

ben sadece birini eziyorum.

It's quite common in my work

Benim işimde,

when we start something together as a team of teachers,

öğretmenlerden oluşan bir ekip olarak birlikte bir şeye başladığımızda,

for someone to say,

birinin

"Okay, what's the game plan?"

"Tamam, oyun planı nedir?"

So to review, when you say I'm game,

Yani gözden geçirmek gerekirse, ben varım dediğinizde,

it simply means that you are

bu basitçe bir

agreeing to do something,

şey yapmayı kabul ettiğiniz,

you're willing to do something.

bir şey yapmaya istekli olduğunuz anlamına gelir.

"Hey Bob, can you make three videos a week

"Hey Bob, bu kanalda haftada üç video çekebilir misin

on this channel?"

?"

And I could say I'm game

Ve

if somebody asked me that question.

eğer biri bana bu soruyu sorsaydı, oyunum olduğunu söyleyebilirim.

And if you have a game plan,

Ve eğer bir oyun planın varsa bu,

it means that you have a plan before you do something.

bir şeyi yapmadan önce bir planın olduğu anlamına gelir.

I have a game plan for this channel,

Bu kanal için bir oyun planım var,

my game plan is to make three videos a week.

oyun planım haftada üç video çekmek.

But hey (laughs),

Ama hey (gülüyor),

let's look at a comment from a previous video

as I get eaten by mosquitoes out here.

burada sivrisinekler tarafından yenilirken önceki bir videonun yorumuna bakalım.

Snazzy says sometimes your farm seems like a jungle,

Snazzy, çiftliğin bazen bir orman gibi göründüğünü söylüyor, bir

lots and lots of trees and grass,

sürü ağaç ve çimen,

really nice and calm,

gerçekten güzel ve sakin,

thanks for the lesson.

ders için teşekkürler.

My reply said it is a bit like a jungle (chuckles).

Cevabım biraz orman gibi olduğunu söyledi (kıkırdar). Size

Some of the trees I showed you have thorns on them

gösterdiğim bazı ağaçların üzerinde dikenler var,

so it's really hard to walk there.

bu yüzden orada yürümek gerçekten zor.

And I'm going to actually take you

Ve gerçekten seni

to have a look at some of those trees.

o ağaçlardan bazılarına bakman için götüreceğim.

We're gonna go, I guess you could call it,

Gideceğiz, sanırım

bushwhacking is the old fashioned word for it.

buna eski moda bir kelimeyle çalı çırpı diyebilirsin.

We're gonna walk out here

Buradan çıkacağız

and I'm going to show you

ve size

that there are trees,

ağaçların olduğunu göstereceğim,

hopefully I can find some,

umarım biraz bulabilirim,

there are a lot of trees in here

burada dikenli bir sürü ağaç var

that have thorns on them.

.

This area, interestingly enough,

Bu alan, yeterince ilginç,

it used to be a lot easier to walk here

eskiden burada yürümek çok daha kolaydı

because the cows,

çünkü inekler,

when my parents were on this farm,

ailem bu çiftlikteyken,

I'm not sure if this will focus,

bunun odaklanıp odaklanmadığından emin değilim,

but you can see there's a really

ama

sharp thorn right there.

burada gerçekten keskin bir diken olduğunu görebilirsiniz.

Let me get it in camera.

Kameraya alayım.

When I was a kid

Ben çocukken,

and when my parents lived here,

ailem burada yaşarken

we had cows and the cows would actually walk

ineklerimiz vardı ve inekler

through these trees.

bu ağaçların arasından yürürdü.

Let's go a little further in.

Biraz daha içeri girelim.

The cows would actually walk through these trees

İnekler aslında bu ağaçların arasından yürürler

and they would kind of make all these nice paths for us.

ve bizim için bu güzel yolları bir nevi yaparlar.

Now it has kind of become quite overgrown.

Şimdi oldukça büyümüş bir tür haline geldi.

There haven't been cows on this farm

Bu çiftlikte

for a very, very, long time,

çok, çok, uzun bir süredir,

probably almost 30 or 35 years.

muhtemelen neredeyse 30 veya 35 yıldır inek yok.

It's been a while since we had cows.

İneklerimiz olmayalı uzun zaman oldu.

So you can see behind me,

Arkamı göresin diye,

let me flip you around again.

seni tekrar döndüreyim.

You can see behind me that it's quite overgrown.

Arkamda oldukça büyümüş olduğunu görebilirsiniz.

There's a lot of smaller trees growing in.

İçinde büyüyen bir sürü küçük ağaç var. Arka planda da

There's a lot of bigger trees

bir sürü büyük ağaç var

in the background as well.

.

So it certainly is a fun place.

Bu yüzden kesinlikle eğlenceli bir yer.

When there's no mosquitoes in

the early spring and late fall,

İlkbaharın başlarında ve sonbaharın sonlarında sivrisinek olmadığında,

it's a really fun place to be.

burası gerçekten eğlenceli bir yer.

But right now it's a little bit too buggy for me.

Ama şu anda benim için biraz fazla hatalı.

Bye, see you in a couple of days

Birkaç gün sonra

with a new English lesson.

yeni bir İngilizce dersi ile görüşmek üzere hoşçakalın.