Learn the English Phrases TO END UP and UNTIL THE BITTER END

In this English lesson. I wanted to help you

Bu İngilizce dersinde.

learn the English phrase "to end up."

İngilizce "to end up" deyimini öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

This is a phrase we use to talk about

Bu, sonunda olan bir şey hakkında konuşmak için kullandığımız bir ifadedir

the thing that eventually happens.

.

I think the best way for me to explain it

Sanırım bunu anlatmamın en iyi yolu

is to give you a few examples.

birkaç örnek vermek.

Today my son was playing basketball after school

Bugün oğlum okuldan sonra basketbol oynuyordu

and Jen was going to pick him up,

ve Jen onu alacaktı

but she got really busy, so I ended up picking him up.

ama çok meşguldü, ben de onu almaya gittim.

So past tense there.

Yani orada geçmiş zaman.

So instead of Jen, it was me.

Yani Jen yerine bendim.

So it can be used to talk about a situation

Bu nedenle,

where something happens that maybe you weren't expecting

belki de beklemediğiniz

or not the way you thought and it's kind of the conclusion.

veya düşündüğünüz gibi olmayan bir şeyin olduğu bir durumdan bahsetmek için kullanılabilir ve bu bir tür sonuçtur.

Another way to use it is in a sentence with if.

Kullanmanın başka bir yolu, if ile bir cümle içindedir.

I could say, if you don't work,

Çalışmazsan

you're going to end up with no money.

parasız kalacaksın diyebilirim.

So the situation that results from not working

Yani çalışmamaktan kaynaklanan durum

is that you don't have any money,

şu ki, hiç paranız yok,

so you end up with no money.

yani hiç paranız yok. Bugün size öğretmek

The other phrase I wanted to teach you today is the phrase

istediğim bir diğer deyim de

"until the bitter end."

"acı sona kadar" deyimi.

Sometimes people go and watch a basketball game

Bazen insanlar gidip bir basketbol maçı seyrederler

and they leave early because their team is losing,

ve takımları kaybediyor diye erken ayrılırlar

but sometimes people will stay until the bitter end.

ama bazen insanlar acı sona kadar kalırlar.

Sometimes we even just say til.

Bazen sadece til bile deriz.

They stay til the bitter end.

Acı sona kadar kalırlar.

Jen and I, when we go to see something,

Jen ve ben, bir şey görmeye gittiğimizde

we always stay until the bitter end.

hep acı sona kadar kalırız.

We are not the kind of people to leave early from something,

Biz bir şeyden erken ayrılacak türden insanlar değiliz,

usually because we want to get our money's worth

genellikle paramızın karşılığını almak istediğimiz için, bu yüzden

so we usually stay until the bitter end.

genellikle acı sona kadar kalırız. Biz

Even when we go to market to sell flowers,

çiçek satmak için pazara gittiğimizde bile

sometimes other vendors will leave early

bazen diğer satıcılar erken çıkıyor

but we always stay til the bitter end

ama biz her zaman sonuna kadar kalıyoruz

because we wanna sell as many flowers as we can.

çünkü elimizden geldiğince çok çiçek satmak istiyoruz.

We'll go have a look at them in a bit.

Birazdan onlara bir göz atacağız.

Anyways, to review.

Her neyse, gözden geçirmek için.

When you end up doing something,

Bir şeyi yapmayı bitirdiğinizde,

it means it's the end result.

bunun nihai sonuç olduğu anlamına gelir.

If you watch this video,

Bu videoyu izlerseniz,

you might end up learning some English.

sonunda biraz İngilizce öğrenebilirsiniz.

And when you do something until the bitter end,

Ve bir şeyi sonuna kadar yapıyorsan,

it means you do it until the very end.

sonuna kadar yapıyorsun demektir.

It means you don't quit early.

Bu, erken bırakmadığınız anlamına gelir.

It means you keep doing it.

yapmaya devam ediyorsun demektir.

But hey, let's look at a comment from a previous video.

Ama hey, önceki bir videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Noriko.

Bu yorum Noriko'dan.

"Welcome back, sir.

"Tekrar hoş geldiniz, efendim.

Seems like you're better now.

Görünüşe göre şimdi daha iyisiniz.

Shadowing what you speak does the trick

Konuştuklarınızı gölgelemek

for practicing my speaking muscle, thanks."

konuşma kasımı çalıştırmama yardımcı oluyor, teşekkürler."

And my response, shadowing is a great technique.

Ve cevabım, gölgeleme harika bir tekniktir.

I'm glad it does the trick for you.

Senin için işe yaradığına sevindim.

So great use of the phrase, Noriko.

Cümleyi çok iyi kullandın, Noriko.

And yes, shadowing, which is when you watch a video

Ve evet, gölgeleme, yani bir video izlediğinizde

or listen to audio and then you pause it

veya ses dinlediğinizde ve ardından duraklattığınızda

and you repeat what the speaker has said,

ve konuşmacının söylediklerini tekrarladığınızda,

so if you watch my videos, if you were to practice

yani videolarımı izlerseniz,

doing shadowing, you would hit pause right now

gölgeleme alıştırması yapacak olsaydınız, duraklat'a sağda basardınız. ara sıra

and then you would say "practice doing shadowing"

"gölgeleme alıştırması yap" derdiniz

and then you would hit play again.

ve ardından tekrar oynat tuşuna basardınız.

Something like that.

Bunun gibi bir şey.

Hey, I promised that I would show you these

Hey, sana bunları çiçek

when they were blooming, and they are definitely blooming.

açarken göstereceğime söz vermiştim ve kesinlikle açıyorlar.

So the peonies have definitely started to bloom.

Yani şakayıklar kesinlikle çiçek açmaya başladı.

You can see that we have some pink,

Gördüğünüz gibi biraz pembemiz var

or we might call this fuchsia.

ya da buna fuşya diyebiliriz.

Over here, you can see one that's about to pop open.

Burada, açılmak üzere olan birini görebilirsiniz.

It's about to burst into flower, I guess.

Sanırım çiçek açmak üzere.

Sorry, I lost the train of thought there.

Üzgünüm, oradaki düşünce trenimi kaybettim.

And over here, you'll see a big row.

Ve burada, büyük bir sıra göreceksiniz.

Normally we would have harvested all of these.

Normalde bunların hepsini toplardık.

We've harvested quite a few, but we're a little behind

Epeyce hasat yaptık ama biraz gerideyiz

and it has been raining a bit here.

ve burada biraz yağmur yağıyor.

You can see in the distance that it's a little cloudy.

Biraz bulutlu olduğunu uzaktan görebilirsin.

I'm actually outside right now,

Aslında şu an dışarıdayım, aynı anda

it's both sunny and cloudy at the same time.

hem güneşli hem de bulutlu.

So when I look this way, I have to squint

Yani bu tarafa baktığımda, hava çok güneşli olduğu için gözlerimi kısmak zorunda kalıyorum,

because it's very sunny, but when I look this way,

ama bu tarafa baktığımda

I can see pretty easily, but yes, to the south of us

oldukça rahat görebiliyorum, ama evet, güneyimize doğru

I think it's definitely raining when I look at that sky.

sanırım o gökyüzüne baktığımda kesinlikle yağmur yağıyor.

So yeah, when it rains, we sometimes don't get

Yani evet, yağmur yağdığında bazen

all of the peonies because they start to open up

şakayıkların hepsini alamıyoruz çünkü açılmaya başlıyorlar

and they get a lot of water on them.

ve üzerlerine çok su giriyor.

We like to harvest them when they're closed,

Onları kapalı olduklarında hasat etmeyi seviyoruz

and once they open, we just leave them out in the field

ve bir kez açtıklarında, onları tarlada bırakıyoruz

and it actually just makes things look

ve bu aslında her şeyin

quite nice and quite beautiful, so we don't mind doing that.

oldukça hoş ve oldukça güzel görünmesini sağlıyor, bu yüzden bunu yapmaktan çekinmiyoruz.

Anyways, thanks for watching this short lesson.

Her neyse, bu kısa dersi izlediğiniz için teşekkürler.

I hope you're having a good day.

Umarım iyi bir gün geçiriyorsundur.

I know I certainly had a great day today,

Bugün kesinlikle harika bir gün geçirdiğimi biliyorum

and again, I just hope you did as well.

ve yine, umarım siz de öyle yapmışsınızdır.

I'll see you in a couple days with another short lesson.

Birkaç gün sonra başka bir kısa dersle görüşürüz.

Bye.

Hoşçakal.