Learn the English Phrases "on the fast track" and "fast-forward"

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde, hızlı yolda İngilizce cümleyi

I wanted to help you learn the English phrase,

öğrenmenize yardımcı olmak istedim

on the fast track.

.

Now, there's two ways to learn English.

Şimdi, İngilizce öğrenmenin iki yolu var.

You can study at home on your own time

Kendi zamanınızda evde eğitim alabilirsiniz

or if you wanna be on the fast track,

veya hızlı yolda olmak istiyorsanız,

you can move to an English speaking country

İngilizce konuşulan bir ülkeye taşınabilir

and live with an English speaking family,

ve İngilizce konuşan bir ailenin yanında yaşayabilirsiniz,

then you would definitely be on the fast track.

o zaman kesinlikle hızlı yolda olursunuz.

So, this phrase then means to take a route that's faster.

Yani, bu ifade daha sonra daha hızlı olan bir rotayı takip etmek anlamına gelir.

Sometimes someone starts working at a company

Bazen birisi bir şirkette çalışmaya başlar

and they do a really good job, and they work extra hours,

ve gerçekten iyi bir iş çıkarır ve fazladan çalışırlar

and they just really want to get a promotion,

ve gerçekten bir terfi almak isterler, bunu başarabilirlerse

you would say that they are on the fast track

hızlı yolda olduklarını söylersiniz

if they manage to do that.

.

They impress their boss by working long days,

Uzun günler çalışarak,

doing things successfully

işleri başarıyla yaparak

and just making the company better.

ve sadece şirketi daha iyi hale getirerek patronlarını etkilerler.

You would say, "Oh, they're on the fast track

"Ah,

to getting a promotion."

terfi alma yolunda hızla ilerliyorlar" diyebilirsiniz.

So, anytime you're on the fast track,

Yani, ne zaman hızlı yoldaysanız,

it means you're going faster than other people.

diğer insanlardan daha hızlı gidiyorsunuz demektir. Bugün size öğretmek

The other phrase I wanted to teach you today

istediğim diğer bir ifade,

is the phrase fast-forward.

hızlı ileri alma ifadesidir.

Now, this is a button that you use to speed up a video

Şimdi, bu bir videoyu hızlandırmak için kullandığınız bir düğme

but we also use this when we talk about our lives.

ama biz bunu hayatımızdan bahsederken de kullanıyoruz .

I could say this, five and a half years ago,

Şunu söyleyebilirim, beş buçuk yıl önce

I only had a few subscribers, but fast forward a few years

sadece birkaç abonem vardı ama birkaç yıl ileri saralım

and I had a hundred thousand subscribers.

ve yüz bin abonem vardı.

Fast forward again and a few years later,

Tekrar ileri sarın ve birkaç yıl sonra,

I had over a million.

bir milyonun üzerinde param oldu.

This is on my other channel, by the way not this channel,

Bu diğer kanalımda, bu arada bu kanal değil,

this channel is cool and small and that's the way I like it.

bu kanal havalı ve küçük ve ben böyle seviyorum.

So, you can use the word fast-forward

Yani, ileri sarma kelimesini

to talk about events in your life as well.

hayatınızdaki olaylar hakkında konuşmak için de kullanabilirsiniz.

So to review, when you're on the fast track,

Yani gözden geçirmek gerekirse, hızlı yolda olduğunuzda,

it means you are progressing in a faster way

than other people at something

like learning English or getting a promotion at work.

İngilizce öğrenmek veya işte terfi almak gibi bir konuda diğer insanlardan daha hızlı ilerliyorsunuz demektir.

And when you use the phrase fast-forward,

Hızlı ileri alma ifadesini kullandığınızda,

you can use this to talk about different parts of your life.

bunu hayatınızın farklı bölümlerinden bahsetmek için kullanabilirsiniz.

When I was a kid, I didn't like pumpkin pie

Çocukken bal kabağı turtasını sevmezdim

but fast forward a few years

ama birkaç yıl ileri sardım

and it became one of my favorite kinds of pie.

ve en sevdiğim turta çeşitlerinden biri oldu.

So you can just use the phrase

Yani bu ifadeyi

to talk about an advancement in time.

zaman içindeki bir ilerlemeden bahsetmek için kullanabilirsiniz.

But hey, let's look at a comment from a previous video,

Ama hey, önceki bir videodan bir yoruma bakalım,

this comment is from Giovanni.

bu yorum Giovanni'den.

"Yeah, I'm pulling for Canada this year,

"Evet, bu yıl Kanada için yarışıyorum,

since I was born, Canada hasn't been qualified

doğduğumdan beri Kanada kalifiye olmadı

and this year you guys did.

ve bu yıl siz kazandınız.

Sure thing, I'm stuck to the sofa this afternoon

Elbette, bu öğleden sonra

to watch the match,

maçı izlemek için kanepeye yapıştım

and then I'm responding a little while later

ve sonra ben Kısa bir süre sonra, dün Belçika'ya

saying I was sad when we lost to Belgium yesterday,

yenildiğimiz için üzgün olduğumu söyleyerek yanıt veriyorum ,

oh well, c'est la vie."

oh pekala, c'est la vie."

So, thanks Giovanni for that.

Bunun için Giovanni'ye teşekkürler.

Yes, the World Cup is happening.

Evet, Dünya Kupası yapılıyor.

Yes, I did actually watch a little bit of it yesterday.

Evet, aslında dün biraz izledim.

We watched it at school.

Okulda izledik.

So, we were able to get the match on the screen.

Böylece maçı ekrana yansıtabildik. Kanada-Belçika

We watched a little bit of the match

maçını biraz izledik

between Canada and Belgium

and we were sad when they scored a point on us

ve bize bir sayı attıkları zaman üzüldük

and then we were sad at the end of the game when we lost.

ve maçın sonunda yenildiğimiz için üzüldük.

But hey, it's nice that,

Ama hey, bence şu

I think they're in Round Robin play right now,

anda Round Robin oyunundalar, kendi

where you play a number of teams in your pool.

havuzunuzda birkaç takımla oynuyorsunuz.

So, hopefully when Canada plays its next game,

Yani, umarım Kanada bir sonraki maçını oynadığında

we can have a little more success.

biraz daha başarılı olabiliriz. Her

So anyways, I don't have a lot more to talk about today

neyse, bugün konuşacak çok şeyim yok

but I will just reflect on my week.

ama sadece haftamı yansıtacağım. Şimdiye

My week so far has been really busy,

kadarki haftam gerçekten çok yoğun geçti

but as of today, I don't have as much to do.

ama bugün itibariyle yapacak pek bir şeyim yok.

But the funny thing is, when I'm busy, I get more work done

Ama komik olan şu ki, meşgul olduğumda daha çok iş yapıyorum

and when I don't have a lot to do, I get less done.

ve yapacak çok şeyim olmadığında daha az iş yapıyorum. Bu videoyu hemen bitirmek yerine

I sat and talked to Jen this morning for half an hour

bu sabah Jen ile yarım saat oturup konuştum

instead of getting this video done right away.

.

I kind of moseyed outside.

Dışarıda biraz dolaştım.

In English when you say that you mosey somewhere,

İngilizce'de bir yerde dolaştığını söylediğinde,

it means you go there really, really slowly.

oraya gerçekten çok yavaş gittiğin anlamına gelir.

For some reason,

Nedense,

on days where I have a million things to do,

yapacak milyonlarca işim olduğu günlerde

I get up, I get at it, I start early,

kalkarım, başlarım, erken başlarım,

I get as many things done as possible,

olabildiğince çok şeyi olabildiğince

as quickly as possible.

çabuk hallederim.

But on a day like this,

Ama böyle bir günde, yapılacaklar listemde

when there's only about four or five things

sadece dört ya da beş şey varken

on my to-do list,

,

for some reason I don't get as much done

nedense o kadar çok şeyi

and I don't get it done as quickly.

ve o kadar çabuk bitiremiyorum.

So anyways, that's the way it goes sometimes.

Yani her neyse, bazen böyle olur.

Hope you're having a good day,

Umarım iyi bir gün geçiriyorsundur,

it's super bright and sunny out here, that's for sure.

burası süper parlak ve güneşli , orası kesin.

I'll see you in a couple days with another English lesson.

Birkaç gün sonra başka bir İngilizce dersinde görüşürüz.

Bye.

Hoşçakal.