Learn the English Phrases "a close call" and "to call off"

In this English lesson

Bu İngilizce dersinde

I wanted to help you learn the English phrase,

İngilizce

"a close call."

"yakın bir çağrı" ifadesini öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

When something is a close call, it means

Bir şey yakın bir çağrı olduğunda, bu,

that something bad almost happened,

neredeyse kötü bir şey olacağı anlamına gelir,

but it didn't happen.

ancak olmadı.

Here's a little story.

İşte küçük bir hikaye.

Once when I was younger,

Bir zamanlar gençken

I was working, I was about 17.

çalışıyordum, 17 yaşlarındaydım.

I was working on a building on scaffolding.

İskele üzerine bir binada çalışıyordum. Binanın yan

You know, what they put along the side of the building?

tarafına ne koydular biliyor musun ?

And lightning struck the ground

Ve yıldırım,

about a kilometer from where I was.

bulunduğum yerden yaklaşık bir kilometre ötede yere çarptı.

But me and my coworkers saw little bolts

Ama ben ve iş arkadaşlarım iskeleden binaya küçük

of static electricity go

statik elektrik cıvatalarının gittiğini gördük

from the scaffolding to the building.

.

So we quickly climbed down and ran inside.

Bu yüzden hızla aşağı indik ve içeri koştuk.

That was a close call.

Bu yakın bir deyim.

I didn't get hit by lightning

Yıldırım çarpmadı

but it was certainly a close call.

ama kesinlikle yakın bir çağrıydı.

I was happy that the lightning hit far away.

Şimşek çok uzağa çarptığı için mutluydum. Bugün size öğretmek

So the second phrase I wanted to teach you today

istediğim ikinci deyim

is the phrase "to call off."

"iptal etmek" deyimi.

When you call something off, it means you cancel it.

Bir şeyi iptal ettiğinizde, iptal ettiğiniz anlamına gelir.

This happens sometimes when it snows a lot in Canada.

Bu bazen Kanada'da çok kar yağdığında olur.

They'll call off school, they'll cancel school for the day.

Okulu tatil edecekler, okulu bir günlüğüne tatil edecekler.

Sometimes this happens when two people are planning

Bazen bu, iki kişi

to get married and then they start to not like each other.

evlenmeyi planladığında olur ve sonra birbirlerinden hoşlanmamaya başlarlar.

Sometimes they call off the wedding,

Bazen düğünü iptal ederler,

they decide not to have it.

yapmamaya karar verirler.

So to review a close call is whenever something

Bu nedenle, yakın bir görüşmeyi gözden geçirmek,

almost happens that would be bad.

neredeyse kötü olacak bir şey olduğu zamandır.

Like if you almost hit someone with your car.

Sanki neredeyse arabanızla birine çarpıyormuşsunuz gibi.

If two cars are driving and almost hit each other,

İki araba gidiyorsa ve neredeyse birbirine çarpıyorsa,

we would say that that is a close call

bunun yakın bir çağrı olduğunu

and when you call something off,

ve bir şeyi iptal ettiğinizde

to call off means to cancel something.

iptal etmek, bir şeyi iptal etmek anlamına gelir.

So, hey, I don't have a comment today.

O yüzden bugün bir yorumum yok.

I have to apologize.

Özür dilemek zorundayım.

I've had a really busy week

Gerçekten yoğun bir hafta geçirdim

and I did not have a chance to respond

ve tüm yorumlara yanıt verme şansım olmadı

to all the comments

and it's close to raining out here.

ve burada yağmur yağmaya yakın.

So I ran outside quickly.

Bu yüzden hızla dışarı koştum.

I'm not sure if you can see the storm approaching.

Yaklaşan fırtınayı görebildiğinden emin değilim.

There are

actually some small raindrops hitting me right now.

Aslında şu anda bana çarpan bazı küçük yağmur damlaları var.

If you don't believe me, I'll show you the puddle.

Bana inanmıyorsan, sana su birikintisini göstereceğim.

You might be able to hear the thunder as well.

Gök gürültüsünü de duyabilirsiniz.

Whoa, that's upside down.

Whoa, bu ters oldu. Böyle

That's not how

that's supposed to work.

yürümesi gerekmiyor.

Here we go.

İşte başlıyoruz.

You can see maybe

some drops hitting that puddle there.

Oradaki su birikintisine düşen bazı damlaları görebilirsin.

Let's see if we can get this turned around.

Bakalım bunu tersine çevirebilecek miyiz?

(birds chirping)

(kuş cıvıltıları)

I'm not sure if you can hear the thunder.

Gök gürültüsünü duyup duymadığınızdan emin değilim.

I probably should just go inside now

Muhtemelen

instead of staying out here.

burada kalmak yerine şimdi içeri girmeliyim.

So just a short lesson today.

O yüzden bugün sadece kısa bir ders.

Busy week, haven't had time to reply to comments.

Yoğun bir hafta, yorumlara cevap verecek vaktim olmadı.

I'll get back at that as soon as possible.

En kısa sürede buna geri döneceğim.

But I thought I should still jump outside

Ama yine de dışarı çıkıp

and make a quick lesson for you.

sana hızlı bir ders vermem gerektiğini düşündüm.

Hopefully you learned a couple phrases

Umarım birkaç kelime öbeği öğrenmişsindir

and I better get back inside now.

ve ben artık içeri dönsem iyi olur.

I don't want to tell another version

of the lightning story after this lesson.

Bu dersten sonra yıldırım hikayesinin başka bir versiyonunu anlatmak istemiyorum.

So, have a good couple days.

Öyleyse, iyi günler.

I'll see you in a couple days

Birkaç gün sonra

with another short English lesson.

başka bir kısa İngilizce dersi ile görüşürüz.

Bye.

Hoşçakal.