Learn the English Phrases WHAT MAKES SOMEONE TICK and TO TICK SOMEONE OFF

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde,

I wanted to help you learn the English phrase,

İngilizce bir tabir olan

"what makes someone tick."

"what what feel own tick"i öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

When we talk about what makes someone tick, in English,

İngilizce'de birini harekete geçiren şeylerden bahsettiğimizde,

we talk about what makes them do the things they do

onlara yaptıkları şeyleri yaptıran şeylerden

or what makes them want to do the things that they do.

veya yaptıkları şeyleri yapmak istemelerine neden olan şeylerden bahsediyoruz.

Sometimes it's interesting to try and figure out

Bazen

what makes someone tick.

birini neyin harekete geçirdiğini anlamaya çalışmak ilginçtir.

Sometimes when you see people in public at the mall

Bazen, alışveriş merkezinde

or somewhere else, and they're doing strange things,

veya başka bir yerde insanların içinde garip şeyler yaptıklarını gördüğünüzde, kendi

you wonder to yourself, what makes that person tick?

kendinize, o kişiyi harekete geçiren şeyin ne olduğunu merak edersiniz.

I think this might come from a clock, like a clock ticks.

Bence bu bir saatten gelebilir, tıpkı bir saatin tik takları gibi.

And we know that a clock ticks

Ve saatin tik tak ettiğini biliyoruz

because it has a mechanism inside.

çünkü içinde bir mekanizma var.

And I think when people do strange or odd things,

Ve bence insanlar garip veya tuhaf şeyler yaptığında,

we sometimes wonder what makes them tick.

bazen onları harekete geçiren şeyin ne olduğunu merak ediyoruz. Bugün size öğretmek

The other phrase I wanted to teach you today is the phrase,

istediğim diğer bir deyim de

"to tick someone off."

"birini tiksindirmek" deyimi.

When you tick someone off, it means you make them angry.

Birini işaretlediğinizde, bu onları kızdırdığınız anlamına gelir.

Sometimes when I come home late,

Bazen eve geç geldiğimde

I'm really loud and it can tick Jen off.

çok gürültü yaparım ve bu Jen'i sinirlendirebilir.

Sometimes my kids go out at night

Bazen çocuklarım geceleri dışarı çıkarlar

and they come home really late.

ve eve çok geç gelirler.

And they're really loud when they come in.

Ve içeri girdiklerinde gerçekten çok gürültülüler.

And then when I'm laying in bed trying to sleep,

Sonra yatakta uzanıp uyumaya çalışırken

I wake up and then I'm ticked off.

uyanıyorum ve sonra sinirleniyorum.

So when you tick someone off,

Yani birini işaretlediğinizde,

it means you do something that makes them annoyed

onu kızdıran

or makes them angry.

veya kızdıran bir şey yaptığınız anlamına gelir.

Sometimes people do the strangest things,

Bazen insanlar çok garip şeyler yapar

and sometimes it can tick other people off.

ve bazen diğer insanları kızdırabilir.

So to review.

Yani gözden geçirmek için.

When you talk about what makes someone tick,

Birini neyin harekete geçirdiğinden bahsettiğinizde, onlara yaptıklarını yapmaya

you're talking about what makes them do what they do.

neyin sebep olduğundan bahsediyorsunuz demektir .

It means you're trying to understand

Bu,

what they're thinking about

when they decide to do certain things.

belirli şeyleri yapmaya karar verdiklerinde ne düşündüklerini anlamaya çalıştığınız anlamına gelir.

And when you tick someone off,

Ve birini işaretlediğinizde,

it simply means that you are making them angry or annoyed.

bu onu kızdırdığınız veya kızdırdığınız anlamına gelir. İnsanları kızdırmamak için

I try really hard with my English lessons

İngilizce derslerimde gerçekten çok çalışıyorum

to not tick people off.

.

I don't ever want to tick people off on this channel.

Bu kanalda asla insanları tiklemek istemiyorum.

I think the best way to teach English is to be happy,

Bence İngilizce öğretmenin en iyi yolu mutlu olmak,

don't do anything controversial,

tartışmalı hiçbir şey yapmamak

and make sure that people are enjoying

ve insanların

learning the language.

dili öğrenmekten keyif almalarını sağlamak.

But hey, let's look at a comment from a previous video.

Ama hey, önceki bir videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Xavier, and Xavier says,

Bu yorum Xavier'den ve Xavier şöyle diyor:

"Definitely learning English can be exasperating,

"Özellikle tek kelime bilmiyorsanız İngilizce öğrenmek kesinlikle çileden çıkarıcı olabilir

especially when you don't know a word;

and trying to carry on with the conversation,

ve sohbeti sürdürmeye çalıştığınızda

you end up making up a kind of new English,

sonunda bir tür yeni İngilizce

Spanglish in my case."

uydurursunuz; benim olayım."

And my response is this.

Ve cevabım şudur.

"I do this quite a bit when I'm speaking French.

"Fransızca konuşurken bunu epey yapıyorum .

Sometimes my speaking partner gives me a funny look

Bazen konuşan partnerim bana komik bir bakış atıyor

and says, 'That's not a word.'"

ve 'Bu bir kelime değil' diyor."

I think everyone who is learning to speak a language

Bence bir dili konuşmayı öğrenen herkes

has done this in the past.

bunu geçmişte yapmıştır. .

They have made up words

as they're trying to speak the language.

Dili konuşmaya çalışırken kelimeler uydurmuşlardır. Kendi dillerinden

They kind of mixed together a word from their own language

bir kelimeyi bir nevi karıştırdılar

and they make it sound kind of English.

ve kulağa İngilizce gibi geliyor.

Or in my case, I make it sound as French as possible.

Ya da benim durumumda, mümkün olduğu kadar Fransızca konuşuyorum.

And then hopefully you get away with it.

Ve sonra umarım bundan paçayı sıyırırsın.

Sometimes the person you're talking to will understand,

Bazen konuştuğunuz kişi anlayacaktır,

but sometimes, like I said, with my speaking partner,

ancak bazen, dediğim gibi, konuştuğum kişi

they will just look at you and smile

size bakıp gülümseyecek

and kind of let you know that you've made a mistake.

ve bir hata yaptığınızı size göstereceklerdir. Bugün kameraya

Sorry that I am so close to the camera today.

çok yakın olduğum için üzgünüm .

I don't if you've realized this,

Fark ettiniz mi bilmiyorum

but I have bought a new camera

ama yeni bir fotoğraf makinesi aldım

and I'm waiting for a better lens to come.

ve daha iyi bir lensin gelmesini bekliyorum.

The camera's also a little heavier than my last camera.

Kamera ayrıca son kameramdan biraz daha ağır.

And so I'm shooting right now,

Ve şu anda,

if you understand photography,

eğer fotoğrafçılıktan anlıyorsanız,

using a 24 millimeter lens,

24 milimetrelik bir lens kullanarak çekim yapıyorum

and I'm waiting for a 14 millimeter lens,

ve arkamda ne olduğunu çok daha iyi görmenizi sağlayan 14 milimetrelik bir lensi bekliyorum

which gives you a much better view

of what's behind me.

.

And what is behind me?

Ve arkamda ne var?

Well, I did tell you, I would show you the Peony patch

Sana söyledim, çiçek açmaya başladığında sana Şakayık tarlasını gösterirdim

once it started to bloom.

.

You can see that the Peonies are gorgeous.

Şakayıkların muhteşem olduğunu görebilirsiniz.

Now we have cut most of these,

Şimdi bunların çoğunu kestik

and most of these have been sold.

ve bunların çoğu da satıldı.

But we usually leave a few to slowly open

Ama genellikle birkaç tanesini yavaş yavaş açmaya bırakırız

because we just like to have something nice

çünkü aynı zamanda güzel bir şeye de

to look at as well.

bakmak isteriz.

Anyways, Bob, the Canadian here using a new camera.

Her neyse, Kanadalı Bob burada yeni bir kamera kullanıyor.

I hope this went well.

Umarım bu iyi geçmiştir.

I hope everything recorded perfectly.

Umarım her şey mükemmel kaydedilmiştir.

And I'll see you in a couple of days

Ve birkaç gün sonra

with another short English lesson; bye.

başka bir kısa İngilizce dersi ile görüşürüz; Hoşçakal.