Everything Is Improvisation — Including This TED Talk | Reggie Watts | TED

Çeviri: Ozay Ozaydin Gözden geçirme: Eren Gokce

(Accent) Thank you, ladies and gentlemen.

Teşekkürler, bayanlar ve baylar.

Certainly, it's pleasure to be back here. All of you guys here?

Tekrar burada olmak büyük bir zevk. Hepiniz burada mısınız?

Certainly a special show here, TED.

Kesinlikle burada özel bir gösteri var, TED.

You know, TED is one of those places.

Biliyorsunuz, TED o yerlerden biri.

Makes me feel like I'm somewhere.

Kendimi bir yerdeymişim gibi hissettiriyor.

And that means something these days.

Bugünlerde bunun bir anlamı var.

(British accent) Now,

(İngiliz aksanıyla) Şimdi,

people ask me, why start like that.

insanlar bana neden böyle başladığımı soruyor.

(Laughter)

(Kahkahalar)

I don't really have an answer,

Gerçekten bir cevabım yok,

but all I can say is that I'm really motivated

ama söyleyebileceğim tek şey doğaçlama denen bir şeyin

by something called improvisation.

beni gerçekten motive ettiği.

Many of you are familiar with improvisation

Birçoğunuz doğaçlamaya aşinasınız

because you've heard the word, and sometimes --

çünkü bu kelimeyi duydunuz ve bazen --

(Laughter)

(Kahkahalar)

sometimes, that's enough.

bazen bu yeterli.

(Laughter)

 (Kahkahalar)

But what is it, really? Improvisation?

Ama gerçekte nedir? Doğaçlama mı?

Why am I speaking like this?

Neden böyle konuşuyorum?

(Laughter)

 (Kahkahalar)

How do I really sound?

Sesim gerçekten nasıl çıkıyor?

(Low voice) I don't know.

 (Alçak sesle) Bilmiyorum.

But I try, as much as I can,

Ama elimden geldiğince,

farklı sesler kullanıyor olsam bile,

to be as truthful about who I am in the moment,

o anda kim olduğum konusunda dürüst olmaya çalışıyorum.

even if I'm using different voices.

I know that there are times

Bazılarımızın neyin gerçek olup

(Normal voice) when some of us are wondering

(normal sesle) neyin olmadığını merak ettiği

what is truth and what isn't.

zamanlar olduğunu biliyorum

But here's a quick summary.

Ama işte kısa bir özet.

Truth is the intersection of two different things

Hakikat, bir algı anında

çarpışmaları gerektiği gerçeğinden

that are constantly colliding

başka bir sebep olmaksızın sürekli çarpışan

for no other reason than the fact that they need to collide

in a moment of perception.

iki farklı şeyin kesişmesidir.

Why does perception come into it?

Algı neden işin içine giriyor?

Because that’s super cool,

Çünkü bu çok havalı bir şey

and no one loves perception more than people who are conscious.

ve hiç kimse algıyı bilinçli insanlardan daha fazla sevemez.

(Laughter)

(Kahkahalar)

So I've been dealing with improvisation all of my life.

Hayatım boyunca doğaçlama ile uğraştım.

It's hard for me to write things down.

Bir şeyleri yazmak benim için çok zor.

TED was so gracious to allow me to come up here on the stage,

TED sahneye çıkmama izin verme nezaketini gösterdi,

sürekli olarak “Senaryoyu görebilir miyiz?” diye sordular.

when they keep asking, "Can we see that script?"

And I was like, "I'm sorry, I don't have that.

Ben de “Üzgünüm, bende yok.

But after I perform it, then you'll have that."

Ama ben oynadıktan sonra sizde olacak.”

(Laughter)

(Gülüşmeler)

But they've been so kind to just trust me

Ama bana güvenip buraya gelmeme

ve işimi yapmama izin verdikleri için çok nazikler.

and let me come up here and do my thing.

I wanted to explain a little bit about improvisation

Doğaçlama hakkında, bunu yaparken

in the way I think of it as I'm doing it, which is,

düşündüğüm şekilde biraz açıklama yapmak istiyorum;

improvisation, to me,

doğaçlama, bana göre,

is something that some people are very fearful of,

bazı insanların çok korktuğu bir şey,

when they think about going up and just speaking on the fly.

sahneye çıkıp anında konuşmayı düşündüklerinde.

But in actuality, you're doing it all the time.

Ama aslında bunu her zaman yapıyorsunuz.

A conversation that you're having with a friend is improvisation,

Bir arkadaşınızla yaptığınız bir konuşma,

senaryo olmadığı sürece doğaçlamadır ve bu garip bir arkadaşlık olurdu --

unless it's scripted, and that would be a weird friendship --

(Laughter)

 (Kahkahalar)

but I suppose those do exist.

ama sanırım bunlar var.

(Laughter)

 (Gülüşmeler)

Improvisation is something that I love very much,

Doğaçlama benim çok sevdiğim bir şey,

because it is the center of existence to me,

çünkü benim için varoluşun merkezi

ve benim için bu, herhangi bir durumu herhangi bir zamanda

and for me, that allows me to reformat any situation at any given time.

yeniden biçimlendirmeme izin veriyor.

Because I do think about situations

Çünkü kendinizi

bir şekilde hapsedilmiş hissedebileceğiniz durumlar hakkında düşünüyorum.

where you might feel imprisoned in some way.

Perhaps you did something strange and it wasn't thought of as very cool,

Belki de tuhaf bir şey yaptınız ve bu pek hoş karşılanmadı

and then you end up in prison.

ve sonunda kendinizi hapishanede buldunuz.

(Laughter)

 (Kahkahalar)

You always have your mind,

Aklınız her zaman başınızda

and you can always recontextualize anything at any given time.

ve herhangi bir şeyi her zaman yeniden bağlamsallaştırabilirsiniz.

And so I think that's how I lead my life.

Sanırım ben de hayatımı bu şekilde sürdürüyorum.

You know, there's a scene out of the "Airplane!" movie.

 “Airplane!” filminden bir sahne vardır.

I don't know if you guys remember

Zucker kardeşlerin

this movie "Airplane!" by the Zucker brothers.

“Airplane!” filmini hatırlar mısınız bilmem.

There was a moment where one of the air-traffic controllers

Orada hava trafik kontrolörlerinden birine

was handed a piece of paper, and the person said,

bir kâğıt parçası uzatılır ve

“Bundan ne yapabilirsin?” diye sorulur.

"What can you make of this?"

And they say, "I could make a hat, a brooch, a pterodactyl ..."

O da “Şapka, broş, pterodaktil yapabilirim...” der.

(Laughter)

 (Kahkahalar)

And that's how I lead my life.

İşte ben hayatımı böyle sürdürüyorum.

(Laughter)

(Kahkahalar)

Anything can be anything at any given time.

Her şey her an her şey olabilir.

You don't have to accept things for face value.

Her şeyi olduğu gibi kabul etmek zorunda değilsiniz.

And so because of that, I do things that I really enjoy

Bu nedenle, gerçekten hoşuma giden

ve var olması gerekmeyen şeyler yapıyorum

that may not necessarily exist,

ama elimden geldiğince onları ortaya çıkarmaya çalışıyorum.

but I try to bring them out if I can.

So I'd like to show you an element of improvisation

Bu yüzden az önce de söylediğim gibi

that I would like to show you,

size doğaçlamanın bir unsurunu

as I've just said.

göstermek istiyorum.

(Laughter)

 (Kahkahalar)

So we're at this station right here,

Tam buradaki istasyondayız

and I'm going to start by doing something like this.

ve ben şöyle bir şey yaparak başlayacağım.

(Beatboxing)

 (Beatbox yaparak)

(Beatboxing on loop)

(Beatbox döngüsünde)

Bu döngü hâlinde olduğu için,

Because this is looping,

it gives me time to think about what I want to do next.

bir sonraki adımda ne yapmak istediğimi düşünmem için bana zaman veriyor.

So I think I'll probably add, who knows, maybe a bass-like thing.

Sanırım muhtemelen kim bilir belki bas benzeri bir şey ekleyeceğim.

So let's see if I can remember what a bass looks like.

Bakalım bir bas neye benziyor hatırlayabilecek miyim?

OK, now that'll tell me what it sounds like.

Tamam, şimdi bu bana sesin neye benzediğini söyleyecek.

(Recording new beatbox loops)

(Yeni beatbox döngüleri kaydediliyor)

Now maybe I'd like to subdivide.

Şimdi belki alt bölümlere ayırmak istiyorum.

(Recording new beatbox loops)

(Yeni beatbox döngüleri kaydediliyor)

And then, I might just stop. (Loops stop)

Sonra, durabilirim. (Döngüler durur)

(Laughter)

(Kahkahalar)

So what is interesting about improvisation

Doğaçlama hakkında ilginç olan şey,

is that you can constantly do it, all the time.

bunu sürekli olarak, her zaman yapabilmenizdir.

So if you're ever in a situation where you hate where you're working,

Yani eğer çalıştığınız yerden nefret ettiğiniz bir durumdaysanız,

just realize that you're constantly improvising,

sürekli doğaçlama yaptığınızı fark edin,

even when you have to go to reach for a pencil on the desk,

masadaki kaleme uzanmanız gerektiğinde bile

you're still thinking about how you're going to do it.

hâlâ bunu nasıl yapacağınızı düşünüyorsunuz.

Sometimes, it's a huge ordeal.

Bazen bu büyük bir çiledir.

You have to actually lift your hand from where it was resting on your lap,

Elinizi kucağınızda durduğu yerden kaldırmanız

ve masadan uzak durmanız gerekir,

and avoid the desk,

çünkü elinizi kaldırırsanız bir tahtaya temas edersiniz

because if you just raised your hand,

you would just come in contact with some wood,

ve sonra bunun etrafından dolaşır, gezinir

and then, you move around that, navigate it,

ve o kalemi alırsınız, nerede olduğunu

and grab that pencil and know where it is,

ve nasıl hissettirdiğini bilirsiniz,

and the feel of it, so that you know that you're grabbing the right thing

böylece başka bir masadan birine zarif bir şekilde bir şey uzatırken

if you're not looking at it

while gracefully handing someone something from another desk.

ona bakmıyorsanız doğru şeyi aldığınızı bilirsiniz.

So, with that, I would like to demonstrate how that comes into being,

Bu yüzden, bunu yaparak bunun nasıl gerçekleştiğini göstermek istiyorum.

by doing this.

(Recording a low-tone loop)

(Düşük tonlu bir döngü kaydederek)

(Vocalizing)

 (Seslendirme)

(Rattling sound)

 (Tıkırtı sesi)

(Vocalizing)

(Seslendirme)

(Shorter vocalizations)

 (Daha kısa seslendirmeler)

 (Düşük tonlu döngüyü durdurur)

(Stops low-tone loop)

So again, that's an example of a way that you can --

Bu da yine çevrenizdeki ortamı örnekleyebileceğiniz bir yol örneği --

(Applause)

(Alkışlar)

sample the environment around you.

So this is what I expect all of you guys to be doing at the end of this session.

Bu oturumun sonunda hepinizden yapmanızı beklediğim şey bu.

(Laughter)

 (Kahkahalar)

All the things that you're hearing,

Duyduğunuz her şeyi hatırlayın

just remember them and reflect them back in a way that you think is creative,

ve yaratıcı olduğunu düşündüğünüz bir şekilde geri yansıtın,

as though you've been given a box of LEGOs that have been dismantled

sanki size sökülmüş ve artık daha önce satın aldığınız

and no longer a part of any particular package that you bought previously,

belirli bir paketin parçası olmayan bir kutu LEGO verilmiş gibi,

so the instructions make no longer any sense,

bu nedenle talimatlar artık hiçbir anlam ifade etmiyor

and just dump them on the ground and see what you can come up with.

ve sadece onları yere atın ve ne bulabileceğinize bakın.

Now, because of that principle, I have adapted three out of six

Şimdi, bu ilke nedeniyle, TED Konuşmalarında bahsettiğim

of the former principles that I used to talk about at TED Talks.

eski altı ilkeden üçünü uyarladım.

And this is my seventh TED Talk.

Bu benim yedinci TED konuşmam.

I usually skip the last two,

Genelde son ikisini atlarım

and I'm going to include these two right now,

ve şimdi bu ikisini, zamanda iki ölçü geriye giderek

by going back two measures in time

ve bu alanı tam olarak ne olduğunu merak eden

and reallocating that space

in a way that might be a little bit more comprehensive to some of you

bazılarınız için biraz daha kapsamlı olabilecek şekilde

who are wondering what exactly is happening.

yeniden tahsis ederek dahil edeceğim.

(Laughter)

(Kahkahalar)

(Playing a bass-drum loop)

 (Bir bas davul döngüsü çalar)

I don't know if you remember this song, but I think it'll come back pretty quick.

Bu şarkıyı hatırlıyor musunuz bilmiyorum, ama sanırım hızlı şekilde geri gelecek.

(Playing a bass-drum loop)

 (Bir bas-davul döngüsü çalar)

(Adding a synth loop)

 (Bir synth döngüsü eklenir)

(Beatboxing on loop)

 (Döngüde beatbox)

Yeah.

Evet.

Yeah, right.

Evet, doğru.

(Rapping in a British accent) All the people at TED,

 (İngiliz aksanıyla rap yapar) TED’deki tüm insanlar,

doing all that they do, when they're doing it well,

yaptıkları her şeyi iyi yaptıklarında,

like technology, yeah, it's really cool and stuff.

teknoloji gibi, evet, gerçekten harika şeyler.

I like my entertainment and my design as well.

Ben eğlencemi ve tasarımımı da seviyorum.

Yo, I'm launching satellites to monitor the methane, everyone's looking,

Metanı izlemek için uydular fırlatıyorum, herkes bakıyor,

they're looking at all the methane.

tüm metana bakıyorlar.

You can't complain if you're monitoring the methane.

Metanı izliyorsanız şikâyet edemezsiniz.

The methane is the method of the madness, you know, light a match.

Metan çılgınlığın yöntemidir, bilirsiniz, bir kibrit çakın.

See what happens with that methane? You never know.

Bakalım o metanla ne olacak? Asla bilemezsiniz.

Sometimes it makes you go insane. The methane is the answer.

Bazen sizi delirtebilir. Cevap metan.

I think it may be, I don't know. Listen --

Sanırım olabilir, bilmiyorum. Dinleyin --

(Vocalizing)

 (Seslendirme)

(Vocalizing echos)

 (Seslendirme yankılanır)

(Vocalizing)

 (Seslendirme)

(Vocalizing more quietly)

 (Daha sessiz seslendirme)

(Heavy breaths)

 (Ağır nefesler)

(Vocalizing and loops stop)

(Seslendirme ve döngüler durur)

So now you can improvise any time you want.

Artık istediğiniz zaman doğaçlama yapabilirsiniz.

Have a good time. Thank you.

İyi eğlenceler. Teşekkür ederim.

(Cheers and applause)

(Alkışlar ve tezahüratlar)