Easy SMALL TALK tips in English: English Speaking Practice

Hi, I'm Vanessa from SpeakEnglishWithVanessa.com.

Merhaba, ben SpeakEnglishWithVanessa.com'dan Vanessa.

Can you have natural small talk?

Doğal havadan sudan konuşabilir misin?

Yes, you can.

Evet yapabilirsin.

Let's talk about it.

Bunun hakkında konuşalım.

Even native English speakers feel uncomfortable or awkward sometimes having small talk.

Anadili İngilizce olan kişiler bile bazen havadan sudan sohbet ederken kendilerini rahatsız veya garip hissederler. Havadan

Small talk means that you're not just saying, "Hi, see you later, bye," instead, you're

sudan sohbet, sadece "Merhaba, sonra görüşürüz, hoşçakal" demediğiniz, bunun yerine

having a short, light conversation, usually with someone in passing or before you're going

genellikle yoldan geçen biriyle kısa, hafif bir sohbet ettiğiniz anlamına gelir.

to have a more in-depth discussion.

derinlemesine tartışma

When you see someone you know at the grocery store, when you have a quick conversation

Markette tanıdığınız birini gördüğünüzde ,

with a coworker as you're eating lunch, or maybe when you're just wanting to make a new

öğle yemeği yerken bir iş arkadaşınızla hızlı bir sohbet ettiğinizde veya belki de sadece yeni bir arkadaş edinmek istediğinizde

friend, you need to have good small talk skills.

, iyi havadan konuşma becerilerine sahip olmanız gerekir.

Today, we're going to cover some of the most common small talk questions and answers so

Bugün, profesyonel bir havadan sudan konuşma uzmanı olabilmeniz için en yaygın havadan sudan konuşma soruları ve cevaplarından bazılarını ele alacağız

that you can be a professional small talk expert.

. Hadi

Let's go.

gidelim.

The first topic is weather.

İlk konu hava durumu.

Weather is a very simple, noncontroversial neutral topic, unless you're talking about

Hava durumu çok basit, tartışmasız tarafsız bir konu, eğer

climate change, in that case it's a little more serious to talk about, but we often use

iklim değişikliğinden bahsetmiyorsanız, bu durumda konuşmak biraz daha ciddi, ama

this as an ice breaker.

bunu genellikle bir buz kırıcı olarak kullanırız.

And ice breaker is a common expression we use when talking about introducing a conversation,

Ve buz kırıcı, bir sohbeti başlatmaktan bahsederken kullandığımız yaygın bir ifadedir,

you're helping it to become less awkward.

daha az tuhaf hale gelmesine yardımcı oluyorsunuz.

You're having some icebreaker or small talk discussion, and then you can relax and have

Biraz buz kırıcı veya küçük sohbet tartışması yapıyorsunuz ve sonra rahatlayabilir ve

a normal discussion.

normal bir tartışma yapabilirsiniz.

Some common weather questions you might ask are, "Isn't it a gorgeous day?

Sorabileceğiniz bazı yaygın hava durumu soruları şunlar olabilir: "Harika bir gün değil mi?

Can you believe how rainy it's been?

Ne kadar yağmurlu olduğuna inanabiliyor musunuz?

Is it hot enough for you?"

Sizin için yeterince sıcak mı?"

This last one might seem a little strange, but it is a silly or humorous way to address

Bu sonuncusu biraz garip gelebilir, ancak

how extremely hot the weather is, or maybe extremely cold if you say, "Is it cold enough

havanın ne kadar aşırı sıcak olduğunu veya "Senin için yeterince soğuk mu

for you?"

?" Deneyimlediğiniz

You're joking about the extreme temperature that you're experiencing and it's a light

aşırı sıcaklık hakkında şaka yapıyorsunuz ve bu,

way to introduce a conversation.

bir sohbet başlatmak için hafif bir yol.

Notice that all three of these questions are not open-ended questions.

Bu soruların üçünün de açık uçlu sorular olmadığına dikkat edin.

They are only yes or no questions, and this makes it a very simple way to introduce the

Bunlar sadece evet ya da hayır sorularıdır ve bu, sohbeti başlatmanın çok basit bir yolunu yapar

conversation.

.

The other person doesn't need to think about some kind of answer, they can just say, "Yes,

Diğer kişinin bir tür cevap düşünmesine gerek yok, sadece "Evet,

it is a gorgeous day.

harika bir gün.

Oh yes, it is so rainy.

Ah evet, çok yağmurlu.

Yes, it's really hot," very simple and it makes for a comfortable introduction.

Evet, gerçekten sıcak" diyebilir, çok basit ve rahat bir giriş

If you would like to learn some more ways to talk about the weather, I made a lesson

Hava durumu hakkında konuşmanın başka yollarını öğrenmek isterseniz,

completely dedicated to the weather, a hundred expressions for talking about the weather.

tamamen hava durumuna adanmış bir ders hazırladım, hava durumu hakkında konuşmak için yüzlerce ifade. Hava durumu sözlüğünüzü

You can watch that lesson up here to expand your weather vocabulary.

genişletmek için o dersi buradan izleyebilirsiniz .

Our second small talk topic is where you're at or your location.

İkinci küçük sohbet konumuz, nerede olduğunuz veya konumunuzdur.

Now, you need to think about this, of course, in an understanding way.

Şimdi bunu elbette anlayışlı bir şekilde düşünmek gerekiyor.

If you are at a hospital, you might not want to ask these questions, because if you say,

Hastanedeyseniz bu soruları sormak istemeyebilirsiniz çünkü

"Do you come here often?" and they're at the hospital, it might be a little bit too sensitive

"Buraya sık gelir misiniz?" ve hastanedeler, hakkında konuşmak biraz fazla hassas olabilir

to talk about.

.

But you can use these questions for any type of location like a park, the zoo, a library,

Ancak bu soruları park, hayvanat bahçesi, kütüphane,

a museum walking down the street.

caddede yürüyen bir müze gibi herhangi bir yer için kullanabilirsiniz.

You can use these for most daily life situations.

Bunları çoğu günlük yaşam durumu için kullanabilirsiniz.

Let's imagine that you see someone who you've met a couple of times, but you don't know

Birkaç kez tanıştığınız ama o kadar da

that well.

iyi tanımadığınız birini gördüğünüzü düşünelim.

You might talk about where you're at and you might ask, "This place is great.

Nerede olduğun hakkında konuşabilir ve "Burası harika.

Do you come here often?

Buraya sık gelir misin?

How long have you been coming here?

Ne zamandır buraya geliyorsun?

Do you live near here?"

Buraya yakın mı oturuyorsun?"

If you're at a dog park, these are pretty common in the US, people bring their dogs

Bir köpek parkındaysanız, bunlar ABD'de oldukça yaygındır, insanlar köpeklerini getirirler

and their dogs can run freely together, well great, you already have something in common

ve köpekleri birlikte özgürce koşabilirler, harika , zaten ortak bir noktanız var

because that other person probably has a dog, or if you're at the library, you both have

çünkü diğer kişinin muhtemelen bir köpeği var veya eğer siz Kütüphanedesiniz, ikiniz de

an interest in books.

kitaplara ilgi duyuyorsunuz.

You have something in common, your location, and you can ask these questions.

Ortak bir noktanız var, bulunduğunuz yer ve bu soruları sorabilirsiniz.

"Do you come here often?

"Buraya sık gelir misin? Ne

How long have you been coming here?

zamandır buraya geliyorsun?

Do you live near here?

Yakınlarda mı oturuyorsun? Bu

Do you live in the area?"

civarda mı oturuyorsun?"

Great.

Harika.

Let's say that you're somewhere that's not a regular hangout, like a coffee shop or a

Diyelim ki kafe, kütüphane veya park gibi sıradan bir buluşma yeri olmayan bir yerdesiniz

library or a park.

.

Let's imagine that you were at the zoo or a museum, these kind of a special-occasion

Hayvanat bahçesinde veya müzede olduğunuzu düşünelim , bu tür özel

places, you could ask, "Have you seen the DaVinci exhibit?

günlerde, " DaVinci sergisini gördünüz mü?

It's really cool," or, "Which exhibit do you like the most?

Gerçekten harika" veya "En çok hangi sergiyi beğendiniz ?

Have you seen the monkey exhibit?

maymun sergisini gördün mü?

It's amazing."

Harika." Bulunduğunuz

You can use this to talk about the location where you're at.

yer hakkında konuşmak için bunu kullanabilirsiniz .

What if you're in transit somewhere?

Ya bir yerde aktarma yapıyorsanız?

Maybe you're at an airport, you're at a train station, you're waiting for your subway to

Belki bir havaalanındasın, bir tren istasyonundasın, metronun gelmesini bekliyorsun

show up.

.

Well, what are some questions you could ask to someone who maybe you don't know and you

Peki, tanımadığınız ve

want to start a conversation with?

sohbet başlatmak istediğiniz birine sorabileceğiniz bazı sorular nelerdir?

You might ask, "So, where are you headed?"

"Peki, nereye gidiyorsun?" diye sorabilirsiniz.

Headed is a verb that we often use to say which direction are you going to.

Başlı, hangi yöne gideceğinizi söylemek için sıklıkla kullandığımız bir fiildir .

"I'm headed to the office.

"Ofise gidiyorum.

I'm headed to San Francisco.

San Francisco'ya gidiyorum.

I'm headed to some place."

Bir yere gidiyorum."

This is a great question to ask, and I just want to let you know that if you ask someone

Bu sorulacak harika bir soru ve şunu bilmenizi isterim ki, eğer birine

this and say, "Oh, so where are you headed?" and they say, "To work," okay, maybe if they're

bunu sorarsanız ve "Oh, peki nereye gidiyorsunuz?" ve "Çalışmaya" derler, tamam, belki

not open to conversation.

konuşmaya açık değillerse.

They just gave you a one-word answer, two-word answer, that's completely fine.

Size sadece bir kelimelik bir cevap verdiler, iki kelimelik bir cevap, bu tamamen sorun değil.

Not everyone is going to be open to conversation, but I've started a lot of great conversations

Herkes sohbete açık olmayacak, ama sadece denemeye çalışarak pek çok harika sohbete

and even friendships by trying to just give it a try.

ve hatta arkadaşlığa başladım .

Try to speak with someone else who you feel like might be open to having a conversation

Sohbet etmeye açık olabileceğini düşündüğünüz

and also respecting other people's distance if they're not interested.

ve ayrıca ilgilenmiyorlarsa diğer insanların mesafesine saygı duyan başka biriyle konuşmaya çalışın .

When you have established that the other person might be interested in talking, if they say,

Karşınızdaki kişinin konuşmak isteyebileceğini anladığınızda,

"I'm headed to San Francisco," you could ask, "Are you traveling for business or pleasure?"

"San Francisco'ya gidiyorum" derse, "İş için mi yoksa eğlence için mi seyahat ediyorsunuz?" diye sorabilirsiniz.

Business is kind of obvious for work, pleasure might mean they're visiting family or they're

İş, iş için bir nevi bariz, zevk aileyi ziyaret ettikleri anlamına gelebilir veya

doing something for fun, for vacation, something like this.

eğlence için, tatil için bir şeyler yapıyorlar, bunun gibi bir şey.

This is a good way to continue the conversation.

Bu, sohbete devam etmenin iyi bir yoludur.

Of course, you have to be aware that if someone is traveling for a sensitive reason, for example,

Elbette, birisi hassas bir nedenle seyahat ediyorsa, örneğin

they're going to a funeral, don't push the topic too much.

bir cenazeye gidiyorsa, konuyu fazla zorlamamak gerektiğinin farkında olmalısınız.

You can just shift your questions accordingly so that the other person also feels comfortable.

Diğer kişinin de rahat hissetmesi için sorularınızı buna göre değiştirebilirsiniz.

Our third topic for small talk conversation is to talk about your plans.

Havadan sudan sohbet için üçüncü konumuz, planlarınız hakkında konuşmak.

You can talk about the past, in the present, in the future.

Geçmişten, bugünden, gelecekten bahsedebilirsiniz.

In this first scenario, you run into someone who you kind of know but you maybe don't know

Bu ilk senaryoda, biraz tanıdığınız ama

too well, or you haven't seen them in a little while.

çok iyi tanımadığınız veya onu bir süredir görmediğiniz biriyle karşılaşırsınız .

You can ask them, "Hey, how are you?

Onlara "Hey, nasılsın?

What have you been up to?"

Neler yaptın?"

You don't need to ask, "How are you?"

"Nasılsın?" diye sormanıza gerek yok.

but it just feels really comfortable and it introduces the conversation instead of being

ama gerçekten rahat hissettiriyor ve bir sorgulama gibi olmak yerine sohbeti başlatıyor

like an interrogation, "Hey, what have you been up to?"

, "Hey, ne yaptın ?" Bunun

Instead, when you say, "Hey, how are you?

yerine, "Hey, nasılsın?

What have you been up to?" you can smoothly introduce the conversation.

Neler yaptın?" sohbeti sorunsuz bir şekilde başlatabilirsiniz.

If you haven't seen this person in a while, you might say, "We have so much to catch up

Bu kişiyi bir süredir görmediyseniz, "Yetiştirmemiz gereken çok şey var

on.

.

What are you up to this weekend?"

Bu hafta sonu ne yapıyorsun?" diyebilirsiniz.

This is asking about the future, this future weekend, "What are you up to?"

Bu, gelecek hakkında soru sormak, bu gelecek hafta sonu, "Ne yapıyorsun?"

Now, of course, if you're asking this, it means that you would like to get together

Şimdi, tabii bunu soruyorsan karşındaki kişiyle bir araya gelip arayı kapatmak istiyorsun demektir

with the other person and catch up.

.

This phrasal verb, to catch up, means that you are learning about what has happened to

Bu deyimsel fiil, yetişmek, geçmişte onlara ne olduğunu öğrendiğiniz anlamına gelir

them in the past.

.

Maybe you don't know, you haven't seen them since elementary school, so you have a lot

Belki bilmiyorsun, onları ilkokuldan beri görmedin, bu yüzden yetişmen gereken çok şey var

to catch up on, you want to know what's going on in their life.

, hayatlarında neler olup bittiğini bilmek istiyorsun .

If you ask this, be prepared to make some plans and to have some availability, that

Bunu sorarsanız, bazı planlar yapmaya ve bir miktar müsaitliğe sahip olmaya hazır olun, bu

way you can follow through on your question.

şekilde sorunuzu takip edebilirsiniz. Gayri

You can also ask the informal question, "Do you want to grab coffee?

resmi soruyu da sorabilirsiniz, " Kahve içmek ister misin?

Do you want to grab a drink?

Bir şeyler içmek ister misin?

Do you want to grab lunch, brunch, dinner, and catch up?"

Öğle yemeği, brunch, akşam yemeği ve arayı kapatmak ister misin ?"

To grab something, usually we use this in a very informal situation so that it doesn't

Bir şeyler kapmak için, genellikle bunu çok gayri resmi bir durumda kullanırız, böylece

seem like you need to sit there and talk for five hours.

orada oturup beş saat konuşmanız gerekmiyormuş gibi görünür .

Instead, you're just going to grab a coffee, maybe a 30-minute conversation, one-hour conversation,

Bunun yerine, sadece bir kahve alacaksınız, belki 30 dakikalık bir sohbet, bir saatlik bir sohbet,

very informal and spontaneous.

gayri resmi ve spontane.

It's also potentially an easier way to not make someone feel uncomfortable if they say

Aynı zamanda, hayır derse birini rahatsız etmemenin potansiyel olarak daha kolay bir yolu

no, because it's not so serious.

, çünkü bu o kadar ciddi değil.

Just a little note.

Küçük bir not.

If you are a guy asking a girl or any combination I imagine, if you say, "Do you want to grab

Bir kıza ya da hayal ettiğim herhangi bir kombinasyona soran bir erkekseniz , "Benimle kahve içmek ister misiniz

coffee with me?"

?" Onlara bir randevu teklif etmek istemiyorsanız

make sure that you say this very lightly if you don't want to ask them on a date, because

bunu hafifçe söylediğinizden emin olun , çünkü

for me, if a guy tells me this and says, "Hey, do you want to grab lunch later?" and they

benim için bir erkek bunu bana söyler ve "Hey, daha sonra öğle yemeği yemek ister misin?" ve

don't know me or they don't know that I'm married.

beni tanımıyorlar ya da evli olduğumu bilmiyorlar .

Then I will feel really uncomfortable because is it a date?

O zaman gerçekten rahatsız olacağım çünkü bu bir randevu mu?

Is it not a date?

Bu bir randevu değil mi?

Do I want to just talk with them?

Onlarla sadece konuşmak istiyor muyum?

Make sure that if you are in this situation, you just ask in a very light and happy manner.

Emin ol bu durumdaysan çok hafif ve mutlu bir şekilde sor.

Of course, if you do want to ask them on a date, this is a good question to ask.

Tabii ki, onlara bir randevu sormak istiyorsan , bu sorulacak iyi bir soru.

Finally talking about your plans, we have two very safe questions you can ask.

Son olarak planlarınızdan bahsederken, sorabileceğiniz çok güvenli iki sorumuz var.

The first one is, "I can't believe it's already time for," some kind of holiday, whatever

İlki, "Zamanın geldiğine inanamıyorum ", bir tür tatil, hangi

holiday is coming up.

tatil yaklaşıyorsa.

"I can't believe it's already time for Thanksgiving.

"Şimdiden Şükran Günü zamanının geldiğine inanamıyorum.

I can't believe it's already time for Christmas, for the New Year, for spring break.

Noel, Yeni Yıl ve bahar tatili zamanının geldiğine inanamıyorum.

Do you have any plans?"

Herhangi bir planın var mı?"

This is asking them about the future, "What are you going to do for the holiday season?"

Bu onlara gelecekle ilgili soru soruyor, " Tatil sezonunda ne yapacaksın?"

Or you can simply ask, "Do you have any plans for this weekend?"

Ya da "Bu hafta sonu için herhangi bir planın var mı ?" diye sorabilirsin.

Ask it very lightly so they know that you are just simply asking, "Hey, what are you

Hafifçe sorun, böylece sadece "Hey,

up to this weekend?

bu hafta sonu ne yapıyorsun?

Do you have any plans for this weekend?"

Bu hafta sonu için herhangi bir planın var mı?"

Great small talk.

Harika küçük konuşma. Bir

Our next small talk topic is a job.

sonraki küçük sohbet konumuz bir iş. Birlikte

Even if you're talking with someone who you work with, you can alter these questions slightly

çalıştığınız biriyle konuşuyor olsanız bile , bu soruları biraz değiştirebilir

and still talk about your job with them.

ve yine de onunla işiniz hakkında konuşabilirsiniz.

In fact, it might be the best option because it's something that you already have in common.

Aslında, en iyi seçenek olabilir çünkü zaten ortak bir noktanız var. Daha önce

If you're talking with someone you've never met before, this is a great question to ask,

hiç tanışmadığınız biriyle konuşuyorsanız , bu,

"So, what do you do?" or, "So, what do you do for work?"

"Peki, ne yaparsınız?" diye sormak için harika bir sorudur. veya "Peki, iş için ne yapıyorsun?"

Sometimes we leave off the last part, for work, and we simply ask, "So, what do you

Bazen iş için son kısmı bırakıyoruz ve basitçe "Peki, ne

do?"

yapıyorsun?" Bu ifadeyi daha önce hiç duymamış

This might seem a little bit vague for English learners who've never heard this expression

İngilizce öğrenenler için biraz belirsiz görünebilir

before, but it is extremely common.

, ancak bu son derece yaygındır.

I want to make sure that when someone asks you, "So, what do you do?"

Birisi size "Peki, ne yaparsınız?" diye sorduğunda emin olmak istiyorum.

you might say, "What do I do?

"Ne yapacağım?

Well, I eat breakfast, I wake up, I breathe.

Kahvaltı yapıyorum, uyanıyorum, nefes alıyorum.

I like to run."

Koşmayı seviyorum" diyebilirsiniz.

No, no, no, this is talking about your job, what do you do.

Hayır, hayır, hayır, bu senin işin hakkında konuşuyor, ne yapıyorsun?

Next, you could ask them, "How long have you been doing this job?

Daha sonra onlara, "Bu işi ne kadar süredir yapıyorsun?

How long have you been an architect?

Ne kadar süredir mimarsın? Ne kadar süredir

How long have you been a nurse?

hemşiresin?

How long have you been a builder?"

Ne kadar süredir inşaatçısın?"

Well, this is great, you're trying to ask some more details.

Bu harika, daha fazla ayrıntı sormaya çalışıyorsun.

If they haven't done that job for very long, you can follow that up with, "So, what did

O işi çok uzun süredir yapmamışlarsa, "Peki,

you do before this?"

bundan önce ne yapıyordun?"

What did you do before this, this means this current job, what was your previous job, or

Bundan önce ne yapıyordun, yani bu şu anki işin, önceki işin neydi ya da

maybe you were a student or maybe you were traveling, what did you do before this.

belki öğrenciydin ya da belki geziyordun, bundan önce ne yapıyordun?

You might notice that I'm starting a lot of these questions with the word so.

Bu soruların çoğuna öyle kelimesiyle başladığımı fark etmişsinizdir.

It just provides a smooth entrance to your question so that it doesn't sound like an

Kulağa bir sorgulama gibi gelmemesi için sorunuza yumuşak bir giriş sağlar

interrogation.

.

"What do you do?

"Ne yapıyorsun?

How often have you done this?

Bunu ne sıklıkla yaptın?

Where are you coming?

Nereye geliyorsun?

How often do you come here?"

Buraya ne sıklıkla geliyorsun?"

If you ask questions like this, the other person will feel uncomfortable so we often

Bunun gibi sorular sorarsanız, diğer kişi kendini rahatsız hissedecektir, bu yüzden

add these filler words, like so, to make it seem more casual and just more natural.

daha rahat ve daha doğal görünmesi için sık sık bu gibi dolgu kelimeleri ekleriz.

"So, what did you do before this?

"Peki, bundan önce ne yapıyordun?

So, how long have you done this job?"

Peki, bu işi ne kadar süredir yapıyorsun?"

Great idea.

İyi fikir.

If someone really likes their job, you could ask, "So, what made you get into architecture?

Birisi işini gerçekten seviyorsa, "Peki, seni mimarlığa iten ne oldu?

So, what made you get into teaching?"

Peki, seni öğretmenliğe yönelten ne oldu?"

If someone is a teacher, I'm sure they'd love to share about how they became interested

Birisi öğretmense eminim öğretmenliğe nasıl ilgi duymaya başladıklarını paylaşmak isterler

in teaching.

.

That's what the essence of this question is, "So, how did you get into teaching?"

Bu sorunun özü, "Peki, öğretmenliğe nasıl başladınız?"

Especially if you have an unusual job, like my job, which is to teach you English online,

Özellikle alışılmadık bir işiniz varsa, örneğin benim işim size çevrimiçi İngilizce öğretmekse,

a lot of people ask me this question, "How did you get into teaching English on YouTube

birçok insan bana şu soruyu soruyor: " YouTube'da ve çevrimiçi İngilizce öğretmeye nasıl başladınız

and online?"

?" Sınıfta İngilizce

I tell a little background story about teaching English in the classroom, and then I was searching

öğretmekle ilgili küçük bir arka plan hikayesi anlatıyorum ve sonra

online for how to teach English in the US and I found out I could teach English online

ABD'de nasıl İngilizce öğreteceğimi internette araştırıyordum ve internetten İngilizce öğretebileceğimi öğrendim

and I just started to dive into it and give it a try.

ve hemen dalmaya ve denemeye başladım .

This is a little background story to talk about how I became interested in my current

Bu, şu anki işime nasıl ilgi duymaya başladığımdan bahsetmek için küçük bir arka plan hikayesi

job.

.

Not everybody likes their job though, so if someone doesn't seem that excited about their

Yine de herkes işini sevmiyor, bu yüzden birisi işi hakkında o kadar heyecanlı görünmüyorsa

job and you want to learn more about them, you could ask them this fun question, which

ve onlar hakkında daha fazla şey öğrenmek istiyorsanız, onlara şu eğlenceli soruyu sorabilirsiniz:

is, "If money was no object, what job would you do?"

"Para sorun olmasaydı, hangi işi yapardın? Yapmak?"

This means if you didn't need to make money or you didn't care about how much money you

Bu, para kazanmaya ihtiyacınız olmasaydı veya ne kadar paranız

had, what kind of job would you have?

olduğunu umursamasaydınız, ne tür bir işiniz olurdu?

This is a classic question and it really gets to the heart of someone's passion.

Bu klasik bir soru ve gerçekten birinin tutkusunun kalbine iniyor.

Maybe they love horses, but they just don't think they can make a career out of loving

Belki atları seviyorlar ama atları sevmekten kariyer yapabileceklerini düşünmüyorlar

horses.

.

They might say, "Oh, I really wish I could be a horse trainer and teach people how to

"Ah, keşke bir at eğitmeni olabilseydim ve insanlara

ride horses."

ata binmeyi öğretebilseydim" diyebilirler.

Well, great, all of a sudden you have a treasure, which is a piece of information about the

Harika, birdenbire diğer kişi hakkında bir bilgi parçası olan bir hazinen oldu

other person.

.

They love horses, great.

Atları severler, harika.

You want to make sure that when you learn something interesting about other people you

Diğer insanlar hakkında ilginç bir şey öğrendiğinizde

store that away, because it's a great way to continue conversations or to bring up something

bunu bir kenara bırakın, çünkü bu, sohbete devam etmek veya onlarla ilginç bir konuyu gündeme getirmek için harika bir yoldur

interesting with them.

.

What if you're talking with someone who you work with, how can you talk about your job?

Ya birlikte çalıştığınız biriyle konuşuyorsanız , işiniz hakkında nasıl konuşabilirsiniz?

Because you can't ask them, "What do you do?"

Çünkü onlara "Ne iş yapıyorsun?" diye soramazsınız.

Well, I guess, unless you don't really know what part of the company they work for, but

Şirketin hangi bölümünde çalıştıklarını gerçekten bilmiyorsanız, sanırım, ama

in general, we want to ask more specific questions.

genel olarak, daha spesifik sorular sormak istiyoruz.

Let's imagine this scenario.

Bu senaryoyu hayal edelim.

You are in the lunchroom, most offices in the US have a break room or lunch room with

Yemekhanedesiniz, ABD'deki çoğu ofiste yemeklerinizi ısıtabilmeniz veya bulaşıkları yıkayabilmeniz için

some tables and a microwave, maybe a sink, so that you can heat up your food or wash

bazı masalar ve bir mikrodalga fırın, belki bir lavabo bulunan bir dinlenme odası veya

some dishes, and you are waiting for your food to heat up, you brought some leftover

yemek odası vardır ve yemeğinizin pişmesini bekliyorsunuz. ısıtın, biraz artan

soup.

çorba getirdiniz.

This is a very detailed scenario.

Bu çok detaylı bir senaryo.

You brought some leftover chicken noodle soup and you put it in the microwave to heat up,

Biraz arta kalan tavuk şehriye çorbası getirdiniz ve ısıtması için mikrodalgaya koydunuz,

but you've got two minutes and there's somebody who works with you, standing beside you.

ancak iki dakikanız var ve sizinle birlikte çalışan, yanınızda duran biri var.

What do you do?

Ne yapıyorsun?

What do you say?

Sen ne diyorsun?

Don't worry, I'm here to save you.

Endişelenme, seni kurtarmak için buradayım.

You can ask these three questions.

Bu üç soruyu sorabilirsiniz.

If you know which department they work in, you might say, "Hey, what's new in the marketing

Hangi departmanda çalıştıklarını biliyorsanız, "Hey, bugün pazarlama departmanındaki yenilikler neler

department today?" if they work in marketing.

?" diyebilirsiniz. eğer pazarlamada çalışıyorlarsa.

Or if they work in management, you might say, "Hey, what's new in management today?"

Ya da yönetimde çalışıyorlarsa, "Hey, bugün yönetimde ne gibi yenilikler var?" diyebilirsiniz.

Cool, great, you know a little bit about them, but you're just having some small talk.

Harika, harika, onlar hakkında biraz bilgin var ama sadece havadan sudan konuşuyorsun.

Or if you know they're working on a project, you could say, "How's your project going?

Veya bir proje üzerinde çalıştıklarını biliyorsanız, "Projeniz nasıl gidiyor?

How's your project going?"

Projeniz nasıl gidiyor?" diyebilirsiniz.

Or if you have no idea what they're doing, you might say, "Do you have any fun or exciting

Veya ne yaptıkları hakkında hiçbir fikriniz yoksa, "Yakında eğlenceli veya heyecan verici projeleriniz var mı

projects coming up?"

?" diyebilirsiniz.

You're asking about the future, what kind of things they're planning for.

Gelecek hakkında, ne tür şeyler planladıklarını soruyorsunuz.

Not everybody is great at small talk so they might just say, "Nope, not much."

Herkes havadan sudan konuşmakta iyi değildir, bu yüzden "Hayır, pek değil" diyebilirler.

Okay, not everybody is willing to have small talk, but who knows, maybe they'll say, "Yeah,

Tamam, herkes havadan sudan konuşmak istemez ama kim bilir belki şöyle derler: "Evet,

we're working on this really cool initiative.

bu gerçekten harika bir girişim üzerinde çalışıyoruz.

We're working with a charity and we're going to try to raise some funds for this organization,"

Bir hayır kurumuyla çalışıyoruz ve yükseltmeye çalışacağız." Bu organizasyon için bazı fonlar"

and maybe they're excited about it and will want to share it.

ve belki de bu konuda heyecanlılar ve paylaşmak isteyecekler.

Maybe they'd just been dying to share this with someone and you are that opportunity.

Belki de bunu birisiyle paylaşmak için can atıyorlardı ve sen o fırsatsın.

It's worth a try, you never know, give small talk a shot.

Denemeye değer, asla bilemezsin, havadan sudan konuşmaya bir şans ver.

Before we go, I want to give you four tips for excellent small talk.

Gitmeden önce, size mükemmel bir havadan sudan sohbet için dört ipucu vermek istiyorum .

These are general ideas about conversation, but they are essential for connecting with

Bunlar sohbetle ilgili genel fikirlerdir, ancak başka biriyle bağlantı kurmak için gereklidirler

someone else.

.

Number one is put your phone away.

Birincisi, telefonunuzu uzaklaştırın.

This seems like a basic thing, right?

Bu temel bir şey gibi görünüyor, değil mi?

But sometimes we don't realize how often we're opening our phone, checking our messages,

Ama bazen ne sıklıkta telefonumuzu açıp mesajlarımıza baktığımızı fark etmiyoruz,

there's a little buzz and you open your phone.

ufak bir vızıltı oluyor ve siz telefonunuzu açıyorsunuz.

This is disconnecting you from the person you're talking with.

Bu, konuştuğunuz kişiden sizi uzaklaştırıyor . Havadan

When you're trying to have small talk, keep your phone in your pocket, keep your phone

sudan sohbet etmeye çalışırken telefonunuzu cebinizde tutun, telefonunuzu

away.

uzak tutun.

If you have an emergency or urgent phone call, you can just say, "Excuse me, I'm sorry.

Acil veya acil bir telefon görüşmeniz varsa, "Affedersiniz, üzgünüm.

I have to take this," and that means you have to talk with that person.

Bunu almam gerekiyor" diyebilirsiniz ve bu, o kişiyle konuşmanız gerektiği anlamına gelir.

"I'm sorry, it's my boss.

"Üzgünüm, bu benim patronum.

I have to talk with them, I'll be back."

Onlarla konuşmam gerek, geri döneceğim."

You have to take that emergency call, but in general for small talk, keep your phone

Acil durum aramasına cevap vermelisiniz, ancak genel olarak havadan sudan konuşmak için telefonunuzu

away.

uzak tutun.

My second tip is to be curious about the other person.

İkinci ipucum, diğer kişiyi merak etmektir .

This is one of the great joys in life, I think, is getting to know other people and being

Bu hayattaki en büyük zevklerden biri bence başka insanları tanımak ve

very sincere about getting to know them.

onları tanımak konusunda çok samimi olmak.

You're not just a robot, blindly asking questions.

Sen körü körüne sorular soran bir robot değilsin.

No, you want to get to know another person, even if it's just for one minute while you're

Hayır, yemeğinizin,

waiting for your food to heat up in the microwave, that chicken noodle soup, so you can get to

o tavuklu şehriye çorbanızın mikrodalgada ısınmasını beklerken bir dakikalığına bile olsa başka birini tanımak istersiniz, böylece

know someone else.

başka birini tanıyabilirsiniz.

Be curious.

Meraklı ol.

A great way is to ask why or how questions, "Oh, why did you decide to get this type of

Harika bir yol, neden veya nasıl sorularını sormaktır, "Ah, neden bu tür bir köpek almaya karar verdiniz

dog?"

?"

Or, "How long have you had this dog?"

Veya, "Ne zamandır bu köpeğiniz var?"

Wow, this is a great way to ask further questions.

Vay canına, bu daha fazla soru sormanın harika bir yolu.

Of course, don't interrogate them.

Elbette onları sorgulamayın.

"Why did you get this dog?

"Bu köpeği neden aldın?

How long have you had him?"

Ne zamandır ona sahipsin?"

No, you can just be friendly, be yourself, but these open questions with why and how

Hayır, sadece arkadaş canlısı olabilirsin, kendin olabilirsin, ama neden ve nasıl ile ilgili bu açık sorular,

show the other person that you are sincerely interested in their choices in their life.

diğer kişinin hayatındaki seçimleriyle içtenlikle ilgilendiğini gösterir.

My third tip is what I just mentioned, which is do not interrogate to the other person.

Üçüncü ipucum, az önce bahsettiğim şey, yani diğer kişiyi sorgulamayın.

Instead, just be genuine and interested in them.

Bunun yerine, sadece samimi olun ve onlarla ilgilenin .

If you feel like you're asking too many questions, do you know what you can do?

Çok fazla soru sorduğunuzu düşünüyorsanız, ne yapabileceğinizi biliyor musunuz?

You can share about yourself.

Kendiniz hakkında paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

This is something that's also essential to do, but not easy for everyone.

Bu da yapılması gereken ama herkes için kolay olmayan bir şeydir.

If someone says that they are a math teacher, you might say, "Oh, you know what?

Biri matematik öğretmeni olduğunu söylerse, "Ah, biliyor musun?

When I was in high school, I had an awesome math teacher who was a really special person."

Ben lisedeyken, gerçekten özel bir insan olan harika bir matematik öğretmenim vardı" diyebilirsiniz.

Okay, that's really short, but you're sharing some kind of connection from your personal

Tamam, bu gerçekten kısa ama özel hayatınızdan bir tür bağlantı paylaşıyorsunuz

life and this helps you to not interrogate them.

ve bu onları sorgulamamanızı sağlıyor .

Instead, you're also giving.

Bunun yerine, siz de veriyorsunuz.

You're not just taking their answers, instead, you are giving from yourself as well.

Sadece onların cevaplarını almıyorsunuz, kendinizden de veriyorsunuz.

My fourth tip for great small talk is to avoid your personal favorite topic.

Harika küçük sohbetler için dördüncü ipucum, en sevdiğiniz kişisel konudan kaçınmaktır.

If, for example, you're really into gardening and growing vegetables, but you have a feeling

Örneğin, gerçekten bahçecilikle ve sebze yetiştirmeyle ilgileniyorsanız, ancak

that the other person has no experience with this, well, you want to keep the conversation

diğer kişinin bu konuda hiçbir deneyimi olmadığını hissediyorsanız, konuşmayı dengeli tutmak istersiniz

balanced.

.

Of course, you can say, "Yeah, I'm really into gardening and I've been working hard

Tabii ki, "Evet, gerçekten bahçıvanlıkla ilgileniyorum ve baharda

to be able to grow lots of kinds of vegetables in the spring."

birçok çeşit sebze yetiştirebilmek için çok çalışıyorum " diyebilirsiniz.

Okay, that's great, but if you keep talking on and on and on about it, well, that's not

Tamam, bu harika, ama sürekli bunun hakkında konuşmaya devam edersen , bu

a balanced conversation.

dengeli bir konuşma değil.

Of course, you can share what you're interested in, but make sure that you don't get carried

Elbette ilginizi çeken şeyleri paylaşabilirsiniz , ancak

away lecturing the other person about your favorite topic.

diğer kişiye en sevdiğiniz konu hakkında ders vermeye kendinizi kaptırmadığınızdan emin olun .

All right, well, there you have it.

Pekala, işte burada.

These are 23 great small talk questions and four hot tips for how to have great small

Bunlar 23 harika küçük sohbet sorusu ve nasıl harika bir havadan sudan sohbet yapılacağına dair dört önemli ipucu

talk.

.

Now I have a question for you.

Şimdi size bir sorum var.

In the comments below, let me know what question you're going to ask the next time that you

Aşağıdaki yorumlarda, bir dahaki sefere

have small talk in English.

İngilizce havadan sudan sohbet ettiğinizde hangi soruyu soracağınızı bana bildirin.

You can do it, I believe in you.

Yapabilirsin, sana inanıyorum.

Thank you so much for learning English with me.

Benimle İngilizce öğrendiğin için çok teşekkür ederim .

I'll see you again next Friday for a new lesson here on my YouTube channel.

Gelecek Cuma YouTube kanalımda yeni bir ders için tekrar görüşmek üzere .

Bye.

Hoşçakal. Bir

The next step is to download my free ebook, Five Steps to Becoming a Confident English

sonraki adım, ücretsiz e-kitabım olan Kendine Güvenen Bir İngilizce Konuşmacısı Olmak İçin Beş Adım'ı indirmek

Speaker.

.

You'll learn what you need to do to speak confidently and fluently.

Kendinden emin ve akıcı bir şekilde konuşmak için ne yapman gerektiğini öğreneceksin.

Don't forget to subscribe to my YouTube channel for more free lessons.

Daha fazla ücretsiz ders için YouTube kanalıma abone olmayı unutmayın.

Thanks so much, bye.

Çok teşekkürler, hoşçakal.