5 WAYS TO STUDY ENGLISH WITH A PARTNER

Hey, so you found a partner, you found someone to study English with and you

Hey, demek bir ortak buldun, birlikte İngilizce çalışacak birini buldun ve

both are excited, but the only problem.

ikiniz de heyecanlısınız ama tek sorun bu.

You don't know how to study together.

Birlikte nasıl çalışacağınızı bilmiyorsunuz.

Well, don't you worry today?

Pekala, bugün endişelenmiyor musun?

I'm going to teach you five ways to study with your English partner.

Size İngiliz partnerinizle çalışmanız için beş yol öğreteceğim.

Are you ready?

Hazır mısın?

Well, then I'm teacher Tiffani let's jump right in.

Pekala, o zaman ben Tiffani öğretmenim, hadi hemen konuya girelim.

All right.

So we're going to look at five different ways to study with your English

Pekala.

Bu yüzden, İngilizce partnerinizle çalışmanın beş farklı yolunu inceleyeceğiz

partner and these different ways will help you both speak English more.

ve bu farklı yollar, her ikinizin de daha fazla İngilizce konuşmanıza yardımcı olacaktır.

Now method, number one, method.

Şimdi yöntem, bir numara, yöntem.

Number one is called the topical discussion method.

Birincisi, topikal tartışma yöntemi olarak adlandırılır.

You're going to use topics to practice giving your ideas and opinions.

Fikirlerinizi ve görüşlerinizi vermek için pratik yapmak için konuları kullanacaksınız.

This method will help you organize your thoughts about various topics.

Bu yöntem, çeşitli konular hakkındaki düşüncelerinizi düzenlemenize yardımcı olacaktır.

Now, before I explain exactly how to use this.

Şimdi, bunu tam olarak nasıl kullanacağımı açıklamadan önce.

I want to explain why it's so important as an English learner,

İngilizce öğrenen biri olarak

you are trying to become fluent.

akıcı konuşmaya çalışmanın neden bu kadar önemli olduğunu açıklamak istiyorum. Ana dili İngilizce olan

You want to sound like a native English speaker?

biri gibi mi konuşmak istiyorsunuz ?

Well, that means you need to master the ability to have discussions in English.

Bu, İngilizce tartışma yapma becerisinde ustalaşmanız gerektiği anlamına gelir.

You need to master organizing your thoughts in English about various topics.

Çeşitli konularda İngilizce düşüncelerinizi organize etmekte ustalaşmanız gerekiyor.

So for method, number one, you and your partner need to practice speaking.

Yani bir numaralı yöntem olarak, siz ve eşiniz konuşma pratiği yapmalısınız.

Various topics in English, organizing your thoughts and organizing your ideas.

İngilizce'de çeşitli konular, düşüncelerinizi düzenleme ve fikirlerinizi düzenleme. Birinci yönteme

So how do you do this based on method one, let me show you, so what

göre bunu nasıl yaparsınız , size göstereyim, yani ne

you're going to do is right here.

yapacağınız tam burada.

First, you're going to pick a topic that you both would like to discuss and search

İlk olarak, ikinizin de tartışmak isteyeceği bir konu seçecek ve

for questions about that topic in English.

bu konu hakkında İngilizce sorular arayacaksınız.

Now for this one, again.

Şimdi bunun için, tekrar. Size

I always tell you, and I try to emphasize this as you're studying

her zaman söylüyorum ve İngilizce çalışırken şunu vurgulamaya çalışıyorum

English, you need to study based on topics you're actually interested in.

, gerçekten ilgilendiğiniz konulara göre çalışmalısınız.

So you and your partner can discuss.

Böylece siz ve eşiniz tartışabilirsiniz.

Yeah.

Evet.

What do you like, what are your interests?

Nelerden hoşlanırsınız, ilgi alanlarınız nelerdir?

What are your hobbies?

Hobilerin neler? İkinizin de ilgi duyduğu bir konuda

Once you come to a decision and the consensus on a topic that you

bir karara vardığınızda ve fikir birliğine vardığınızda,

are both interested in, what you're going to do is go to Google and type

yapacağınız şey Google'a gidip

discussion questions about dot, dot dot.

nokta, nokta nokta hakkında tartışma soruları yazmaktır.

So whatever topic you chose, I love cooking.

Hangi konuyu seçerseniz seçin, yemek yapmayı seviyorum.

I love exercising.

Egzersiz yapmayı seviyorum.

So my partner, and I may say, Hey, let's talk about.

Bu yüzden partnerim ve ben, Hey, hadi hakkında konuşalım diyebilirim.

So we'll go to Google and type discussion questions about cooking

Google'a gidip yemek pişirmeyle ilgili tartışma soruları yazacağız

and you'll get a ton of questions.

ve bir ton soru alacaksınız.

So for method, one first, you need to decide a topic and then

Yani yöntem için, önce bir konuya karar vermeniz ve ardından

find questions about that topic.

o konuyla ilgili soruları bulmanız gerekir.

Now, after you found the questions, what you're going to do.

Şimdi soruları bulduktan sonra ne yapacaksınız.

Write the questions down and spend some time.

Soruları yazın ve biraz zaman geçirin. Her soru için cevaplarınızı düzenlemek için

Sometimes you need more hours and sometimes you need more days to

bazen daha fazla saate bazen de daha fazla güne ihtiyacınız vardır

organize your answers for each question.

.

And you're going to make sure your answers are based on the three reasons.

Ve cevaplarınızın üç nedene dayandığından emin olacaksınız.

Details or examples breakdown.

Ayrıntılar veya örnekler dökümü. Akıcı İngilizce konuşabilmek için

Remember, I always explain in order to speak English fluently, you

her zaman açıkladığımı unutmayın ,

need to give enough information.

yeterli bilgi vermeniz gerekiyor.

So after you have the questions, the two of you can decide, Hey, should we wait

Soruları aldıktan sonra, ikiniz karar verebilirsiniz, Hey,

one or two days so that we have time to organize our ideas and then meet back up?

fikirlerimizi organize etmek ve sonra tekrar buluşmak için zamanımız olması için bir veya iki gün beklemeli miyiz?

Or you may say no.

Veya hayır diyebilirsiniz.

We can meet in a few hours.

Birkaç saat içinde buluşabiliriz. Her soru için yanıtlarınızı düzenlemek için

You decide how much time you need to organize your answers for

ne kadar zamana ihtiyacınız olduğuna siz karar verirsiniz

each question, but make sure your answers give either three reasons,

, ancak yanıtlarınızın üç neden,

three details or three examples.

üç ayrıntı veya üç örnek verdiğinden emin olun.

All right.

That's very important.

Elbette.

Bu çok önemli.

Now, after you've done that, what you're going to do is come back together.

Şimdi, bunu yaptıktan sonra yapacağınız şey tekrar bir araya gelmek.

Meeting via video or audio call.

Görüntülü veya sesli arama yoluyla toplantı.

And you're going to ask each other the questions.

Ve birbirinize sorular soracaksınız.

The goal is for each of you to make sure the other gives three reasons,

Amaç, her birinizin diğerinin yanıtları için üç neden,

details or examples for their answer.

ayrıntı veya örnek vermesini sağlamaktır. Bu şekilde

So by doing this by practicing English in this way, using this method with

İngilizce pratik yaparak , partnerinizle bu yöntemi kullanarak

your partner, You both will increase your ability to speak in English

, ikiniz de

fluently about various topics.

çeşitli konularda akıcı bir şekilde İngilizce konuşma becerinizi artıracaksınız.

All right, now let's move on to method.

Pekala, şimdi yönteme geçelim.

Number two, here we go.

İki numara, başlıyoruz.

Method.

Yöntem.

Number two is also very useful method.

İki numara da çok kullanışlı bir yöntemdir.

Number two is the question and answer method.

İkincisi, soru cevap yöntemidir.

Now you're going to use questions to practice English conversation skills.

Şimdi İngilizce konuşma becerilerini geliştirmek için sorular kullanacaksınız.

This method will help you.

Bu yöntem size yardımcı olacaktır. İngilizce

How to carry on a conversation naturally in English.

bir sohbeti doğal bir şekilde nasıl sürdürürsünüz?

So there's this thing that happens in English conversations.

Yani İngilizce konuşmalarda olan bir şey var.

I like to call it kind of like a tennis match.

Buna tenis maçı gibi demeyi seviyorum.

Someone asks a question, you receive it.

Birisi bir soru sorar, onu alırsınız.

And then you ask a question.

Ve sonra bir soru soruyorsun.

So you go back and forth, back and forth.

Yani ileri geri, ileri geri gidiyorsunuz.

And in order to speak English fluently, you need to be able to do this naturally.

Ve akıcı bir şekilde İngilizce konuşabilmek için bunu doğal bir şekilde yapabilmeniz gerekiyor.

So with your partner using method two, you both will learn how to start doing that.

Yani partneriniz ikinci yöntemi kullanırken, ikiniz de bunu yapmaya nasıl başlayacağınızı öğreneceksiniz.

More naturally, which will improve your fluency.

Daha doğal olarak, bu da akıcılığınızı artıracaktır.

So let's see how this method works.

Öyleyse bu yöntemin nasıl çalıştığını görelim.

Here we go.

First, you're going to pick something that you are both interested in.

İşte başlıyoruz.

İlk olarak, ikinizin de ilgi duyduğu bir şey seçeceksiniz. Bu

It can be a movie, an activity, a book, a show, a topic.

bir film, bir aktivite, bir kitap, bir şov, bir konu olabilir.

It doesn't matter.

Önemli değil.

Just pick something you're both interested in.

Sadece ikinizin de ilgi duyduğu bir şey seçin.

I love emphasizing this.

Bunu vurgulamayı seviyorum.

You must be interested in something because that will help you speak easily

Bir şeyle ilgileniyor olmalısın çünkü bu,

and fluently about it in English.

onun hakkında İngilizce olarak kolayca ve akıcı bir şekilde konuşmana yardımcı olacaktır.

So pick something you're both interested in, for example, my

O yüzden ikinizin de ilgi duyduğu bir şey seçin , örneğin benim

favorite movie is the sound of music.

en sevdiğim film müziğin sesi.

So let's say my partner says, oh my goodness, Tiffani, I love the sound of me.

Diyelim ki partnerim, Aman Tanrım, Tiffani, sesimi seviyorum diyor.

Perfect.

Mükemmel.

We both liked the sound of music.

İkimiz de müziğin sesini sevdik.

Okay.

Tamam aşkım.

So let's move on to the second part.

Öyleyse ikinci kısma geçelim.

Here we go.

İşte başlıyoruz.

Second individually, create five to 10 questions.

İkincisi, bireysel olarak, beş ila 10 soru oluşturun.

So you're going to create five to 10 questions related to

Yani,

whatever you chose my partner and I, we chose the sound of music.

ortağım ve ben, seçtiğiniz şeyle ilgili beş ila 10 soru oluşturacaksınız, müziğin sesini seçtik.

So I'll create five to 10 questions to ask my partner and

Bu yüzden partnerime sormak için beş ila 10 soru oluşturacağım ve

he, or she will also do the same.

o da aynısını yapacak.

I may say.

diyebilirim. Müziğin sesini

When was the first time you saw the sound of music?

ilk ne zaman gördünüz?

First question.

İlk soru.

Second question.

İkinci soru.

Why do you like this movie?

Bu filmi neden seviyorsun?

So much?

Bu kadar?

Third question.

Üçüncü soru.

What was your favorite part of the movie?

Filmin en sevdiğiniz kısmı hangisiydi?

So again, creating questions based on what we chose, make sense, right.

Yani yine, seçtiklerimize göre sorular oluşturmak mantıklı, doğru.

Okay.

Tamam aşkım.

Now, after the questions are created, then.

Şimdi, sorular oluşturulduktan sonra, o zaman.

Finally meet via video or audio call and ask each other, the questions you created.

Son olarak görüntülü veya sesli görüşme yoluyla tanışın ve oluşturduğunuz soruları birbirinize sorun.

Remember I encouraged you several months ago in a previous video about,

Birkaç ay önce sizi, "

Hey, just stepping out there and asking someone to be your partner online.

Hey, oraya adım atmak ve birinden çevrimiçi partneriniz olmasını istemek" hakkında teşvik ettiğimi hatırlayın.

Even underneath this video, if you need an English part.

Bu videonun altında bile İngilizce bir parçaya ihtiyacınız varsa.

In the comments section say, Hey guys, I would love to study with someone.

Yorumlar bölümünde, Hey millet, biriyle çalışmak isterim. Dünyanın

You can find people all over the world that wants to study, and you

her yerinden çalışmak isteyen insanlar bulabilir ve eşinizle çalışmak için

can use this method and the other four methods to study with your partner.

bu yöntemi ve diğer dört yöntemi kullanabilirsiniz.

Okay.

Tamam aşkım.

So again, method two is based on question and answer this

Yani yine, ikinci yöntem soru-cevap, bu

method, questions and answers.

yöntem soru-cevap üzerine kuruludur.

Okay.

Tamam aşkım.

All right, here we go.

Pekala, başlıyoruz.

Let's move on to method number.

Yöntem numarasına geçelim.

Visual sentence method.

Görsel cümle yöntemi.

Now this method, I love you use images to practice describing things in English.

Şimdi bu yöntem, İngilizce şeyleri açıklama pratiği yapmak için resimleri kullanmayı seviyorum.

This method will help you think faster and more creatively in English.

Bu yöntem, İngilizce olarak daha hızlı ve daha yaratıcı düşünmenize yardımcı olacaktır.

Now I truly love this method.

Şimdi bu yöntemi gerçekten seviyorum.

I've used.

kullandım

So much with my students, with thousands of students during my time as an

Öğrencilerimle, İngilizce öğretmeni olduğum süre boyunca binlerce öğrenciyle o kadar çok şey var ki

English teacher, because many people are visual learners, they need to see

, birçok insan görsel öğrenen olduğundan,

something and then connect what they see to maybe some textual information.

bir şeyler görmeleri ve sonra gördüklerini belki bazı metinsel bilgilerle ilişkilendirmeleri gerekiyor.

So using this method, you and your partner can increase your English fluent.

Bu yöntemi kullanarak siz ve eşiniz İngilizce akıcılığınızı artırabilirsiniz.

Using something visual.

Görsel bir şey kullanmak.

So let me show you how this actually works for this visual sentence method.

Şimdi size bunun bu görsel cümle yöntemi için nasıl çalıştığını göstereyim.

So first, what you're going to do is select one picture.

İlk olarak, yapacağınız şey bir resim seçmek.

I'm actually going to do that right now.

Aslında bunu şimdi yapacağım.

In real time, I have some pictures on my phone and I will show

Gerçek zamanlı olarak, telefonumda bazı resimler var ve

you the picture that I select.

size seçtiğim resmi göstereceğim.

So I want to pick a picture and again, with your partner,

Bu yüzden ben bir resim seçmek istiyorum ve yine eşinizle birlikte

you can select the picture.

resmi seçebilirsiniz.

So here we go.

İşte başlıyoruz.

This is my picture.

Bu benim resmim.

Doesn't it look delicious.

Nefis görünmüyor mu?

Woo.

Woo.

Yes, don't worry.

Evet, endişelenme.

I caught it.

All right.

Yakaladım.

Elbette.

So I picked a picture of some delicious pizza.

Bu yüzden lezzetli bir pizzanın resmini seçtim.

All right.

Now I am vegan.

Elbette.

Şimdi veganım.

Some of you know that, but we have vegan cheese.

Bazılarınız bilir ama bizim vegan peynirimiz var.

So I selected this right here.

Ben de burayı seçtim.

Let's see if you can see it.

Görebilecek misin görelim.

Let's see.

Görelim.

Let's see.

There we go.

Görelim.

Oraya gidiyoruz.

That's the picture I chose.

Seçtiğim resim buydu.

So maybe my partner and I, we both love to eat pizza.

Belki de partnerim ve ben, ikimiz de pizza yemeyi seviyoruz.

So we select a picture of a piece of pizza or a whole pizza.

Bu yüzden bir parça pizzanın veya bütün bir pizzanın resmini seçiyoruz.

Right?

You select a picture, then second set.

Sağ?

Bir resim seçersiniz, ardından ikinci set.

A three minute timer.

Üç dakikalık zamanlayıcı.

Why do you need a timer?

Neden bir zamanlayıcıya ihtiyacınız var?

Here's why you're going to look at the same picture and go back and

İşte bu yüzden aynı resme bakıp

forth describing it for three minutes.

üç dakika boyunca ileri geri gidip anlatacaksınız.

That's right.

You're going to go back and forth.

Bu doğru.

İleri geri gideceksin.

So again, I chose the picture of the pizza.

Bu yüzden yine pizzanın resmini seçtim.

So I have the pizza right here.

O yüzden pizza burada.

Let's see if you can see it.

Görebilecek misin görelim.

Let's see. There we go.

Görelim. Oraya gidiyoruz.

That's the picture.

Resim bu.

So my partner and I, we meet via video call.

Ortağım ve ben, görüntülü görüşme yoluyla tanışıyoruz.

I say, Hey, how are you?

Hey, nasılsın?

My partner?

Ortağım mı?

Hey, I'm good tip.

Hey, ben iyi bir bahşiş.

So we start talking and I say, okay, now we're going to describe this picture.

Böylece konuşmaya başlıyoruz ve ben de tamam, şimdi bu resmi anlatacağız diyorum.

We set a three minute time.

Üç dakikalık bir süre belirledik.

And for three minutes, we go back and forth.

Ve üç dakika boyunca ileri geri gidiyoruz.

Ooh, I love the way the sauce looks on the pizza.

Ooh, sosun pizzanın üzerindeki görüntüsüne bayıldım.

My partner might say, Ooh, I love how they put Bazell leaves on top

Partnerim, Ooh, Bazell yapraklarını pizzanın üzerine koymalarına bayılıyorum

of the pizza and we're going back and forth describing the picture.

ve resmi tarif etmek için ileri geri gidiyoruz diyebilir.

So this again helps you to start thinking more creatively in

Yani bu yine İngilizcede daha yaratıcı düşünmeye başlamanıza yardımcı oluyor

English and it's actually cool.

ve gerçekten harika.

Fun.

Eğlence.

Now I do want to say something I do want to mention really

Şimdi,

quickly before we go to method.

yönteme geçmeden önce gerçekten hızlıca bahsetmek istediğim bir şey söylemek istiyorum.

Number four, our sponsor for today.

Dört numara, bugünkü sponsorumuz.

Now you all know how much I love working with Cambly.

Artık hepiniz Cambly ile çalışmayı ne kadar sevdiğimi biliyorsunuz.

Now, Cambly is the sponsor of today's video.

Şimdi, Cambly bugünkü videonun sponsoru.

And I want to tell you why they're so important because for method

Ve size neden bu kadar önemli olduklarını anlatmak istiyorum çünkü üçüncü yöntem için

three, remember I mentioned that you are going to work with your

, partnerinizle çalışacağınızı

partner and you go back and forth looking at an image and making sense.

ve bir görüntüye bakıp anlamlandırmak için gidip geldiğinizi söylediğimi hatırlayın.

Well, sometimes you don't know if your sentences are correct.

Bazen cümlelerinin doğru olup olmadığını bilmiyorsun.

If they're grammatically wrong, you don't know that's when you need a

Dilbilgisi açısından yanlışsa, o zaman bir öğretmene ihtiyacınız olduğunu bilmiyorsunuz

tutor and capably, we have worked together for a long time and Cambly.

ve yetenekli, uzun süre Cambly ile birlikte çalıştık. size

wants to help you with that.

bu konuda yardımcı olmak istiyor.

They want to help you improve your English.

İngilizcenizi geliştirmenize yardımcı olmak istiyorlar.

You see, Cambly has tutors, as you can see from all over the world.

Görüyorsunuz, Cambly'nin dünyanın her yerinden görebileceğiniz gibi öğretmenleri var.

Cambly has tutors from the USA, Canada, Australia, and the UK.

Cambly'nin ABD, Kanada, Avustralya ve Birleşik Krallık'tan öğretmenleri vardır.

Cambly has one on one private English lessons.

Cambly'de bire bir özel İngilizce dersleri vardır.

So if you want to meet with your tutor before you meet your partner

Bu nedenle, eşinizle tanışmadan önce öğretmeninizle görüşmek istiyorsanız

and just practice some sentences to make sure your grammar is okay.

ve gramerinizin iyi olduğundan emin olmak için birkaç cümle alıştırması yapın.

Cambly is here for you.

Cambly sizin için burada.

Cambly also has tutors that are available 24 7.

Cambly'de 7 gün 24 saat hizmet veren öğretmenler de vardır.

It doesn't matter where you live.

Nerede yaşadığın önemli değil.

You can find a tutor that's awake when you're awake and also

Uyanık olduğunuzda uyanık olan ve ayrıca

all the lessons are recorded.

tüm derslerin kaydedildiği bir öğretmen bulabilirsiniz.

You heard me right.

Beni doğru duydun.

So after you study with your tutor after the class, you can

Böylece dersten sonra eğitmeninizle çalıştıktan sonra

watch it over again and practice.

tekrar izleyebilir ve pratik yapabilirsiniz.

Cambly is amazing and Cambly wanted to partner with me to

Cambly harika ve Cambly

sponsor this video to help you.

size yardımcı olmak için bu videoya sponsor olmak için benimle ortak olmak istedi.

You see, Cambly wants to give you a free 10 minute lesson, or if you are really

Görüyorsunuz, Cambly size 10 dakikalık ücretsiz bir ders vermek istiyor veya

ready to step up your English, you can get Cambly's 40% off of their 12 month plan.

İngilizcenizi ilerletmeye gerçekten hazırsanız, Cambly'nin 12 aylık planından %40 indirim alabilirsiniz.

That's right.

Bu doğru. 12 aylık

You can get 40% off of their 12 month plan.

planlarında %40 indirim alabilirsiniz .

And all you have to do is click the link in the description.

Ve tek yapmanız gereken açıklamadaki linke tıklamak.

They want to help you.

Sana yardım etmek istiyorlar.

They're ready to help you take your English to the next level.

İngilizcenizi bir sonraki seviyeye taşımanıza yardım etmeye hazırlar.

And I am so honored and I'm so excited that Cambly chose to partner with me in

Cambly'nin

this mission to help you learn English.

İngilizce öğrenmenize yardımcı olmak için bu görevde benimle ortak olmayı seçtiği için çok onur duydum ve çok heyecanlıyım.

So Cambly, thank you so much student.

Cambly, çok teşekkür ederim öğrenci.

Once again, if you really know.

Bir kez daha, eğer gerçekten biliyorsan.

Help with your English.

İngilizceniz için yardım edin.

You want to master English and get help with your sentences

İngilizcede ustalaşmak ve cümlelerinizle ve gramerinizle ilgili yardım almak istiyorsunuz

and your grammar as well.

.

Click the link in the description, get a Cambly tutor and I

Açıklamadaki bağlantıya tıklayın, bir Cambly öğretmeni bulun ve

guarantee you will not regret it.

pişman olmayacağınızı garanti ederim.

Thanks again so much, Cambly.

Tekrar çok teşekkürler Cambly.

I always love working with you.

Seninle çalışmayı her zaman seviyorum.

All right.

So you see again, how you can improve your English while you're

Elbette. Partnerinizle çalışırken İngilizcenizi

nasıl geliştirebileceğinizi tekrar görüyorsunuz

studying with your partner.

.

Even before you meet your partner.

Eşinizle tanışmadan önce bile.

Now let's move on to method.

Şimdi yönteme geçelim.

Number four, method.

Dört numara, yöntem. Dört

Number four is alphabet vocabulary.

numara alfabe kelime dağarcığıdır.

Now this method uses the English alphabet to practice using the English vocabulary.

Şimdi bu yöntem, İngilizce kelimeleri kullanarak pratik yapmak için İngiliz alfabesini kullanıyor.

You learned this method will help you remember and use

Bu yöntemin

English vocabulary faster.

İngilizce kelimeleri daha hızlı hatırlamanıza ve kullanmanıza yardımcı olacağını öğrendiniz.

Now this is probably a new method you've never heard about,

Şimdi bu muhtemelen hiç duymadığınız yeni bir yöntem,

but Ooh, when I say I love it.

ama Ooh, onu sevdiğimi söylediğimde.

Now, this method, you're going to use the alphabet and it's going to

Şimdi, bu yöntem, alfabeyi kullanacaksın ve öğrendiğin

help you recall all the vocabulary you've learned so many students tell

tüm kelimeleri hatırlamana yardımcı olacak, pek çok öğrenci söyle

me teacher, I learned so much vocab.

bana öğretmenim, çok fazla kelime öğrendim.

But I can't recall the vocabulary when I need it.

Ama ihtiyacım olduğunda kelime dağarcığını hatırlayamıyorum.

This method will help you and your partner recall the vocabulary.

Bu yöntem, sizin ve eşinizin kelimeleri hatırlamanıza yardımcı olacaktır.

So let me explain how you use this method.

Bu yöntemi nasıl kullandığınızı açıklayayım.

Here we go.

İşte başlıyoruz.

First.

Birinci.

Decide who will go first, then set a three minute timer.

Önce kimin gideceğine karar verin, ardından üç dakikalık bir zamanlayıcı ayarlayın.

Finally, starting with the letter, a go back and forth saying an

Son olarak, harften başlayarak, alfabenin harfiyle eşleşen bir

English vocabulary word that matches the letter of the alphabet.

İngilizce kelime kelimesini söyleyerek ileri geri gidin .

Now you may want to decide the minimum number of letters, each word must have.

Şimdi, her kelimenin sahip olması gereken minimum harf sayısına karar vermek isteyebilirsiniz.

You don't want your partner saying.

Partnerinizin söylemesini istemezsiniz.

For the letter.

I all right.

Mektup için.

ben iyiyim

So for example, let's say my partner and I, Hey, how are you?

Örneğin, diyelim ki partnerim ve ben, Hey, nasılsın?

Hey, TIFF, we're going back and forth.

Hey, TIFF, ileri geri gidiyoruz.

Right.

Sağ. A

And so I'll start off with letter a, I set my three minute timer and

harfiyle başlayacağım , üç dakikalık zamanlayıcımı ayarladım ve

I say, okay, partner, you ready?

tamam ortak, hazır mısın?

And he, or she says, yes, TIFF, I'm ready.

Ve o ya da o, evet, TIFF, hazırım diyor.

I start with letter a aardvark.

Bir aardvark harfiyle başlıyorum.

My partner goes, let her be bashful.

Ortağım gidiyor, utangaç olsun.

I have let her see.

görmesine izin verdim.

Carrot.

Havuç.

She has let her D uh, distract and we go back and forth.

Dikkatini dağıtmasına izin verdi ve biz ileri geri gidiyoruz.

Even right now, me doing it.

Şu anda bile, ben yapıyorum.

I had to stop and think at the same time.

Aynı anda durup düşünmek zorundaydım.

Right?

So it's really fun.

Sağ?

Bu yüzden gerçekten eğlenceli.

And you go back and forth with your partner.

Ve partnerinizle gidip geliyorsunuz .

And again, this method will help you and your partner recall the

Ve yine, bu yöntem sizin ve eşinizin

vocabulary you both have learned.

ikinizin de öğrenmiş olduğunuz kelimeleri hatırlamanıza yardımcı olacaktır.

Now, while you're practicing, there may be some new words.

Şimdi, alıştırma yaparken bazı yeni kelimeler olabilir.

Your partner says that you've never heard.

Ortağın hiç duymadığını söylüyor.

Guess what happens now, you have an opportunity to improve your vocabulary

Şimdi ne olduğunu tahmin edin, kelime dağarcığınızı geliştirmek için bir fırsatınız var

and your partner has an opportunity to teach you something he or she already.

ve partnerinizin size zaten bildiği bir şeyi öğretme fırsatı var.

Makes sense, right?

Mantıklı, değil mi?

The alphabet vocabulary method is amazing.

Alfabe kelime yöntemi harika.

Now there's one more method I want to tell you that can help you

Şimdi, partnerinizle çalışırken size yardımcı olabilecek bir yöntem daha söylemek istiyorum

as you study with your partner.

.

This method is the five W's method.

Bu yöntem beş W yöntemidir.

Now you use the five doubles.

Şimdi beş çift kullanıyorsunuz.

To practice basic English conversation skills.

Temel İngilizce konuşma becerilerini uygulamak.

This method will help you learn how to carry on a conversation

Bu yöntem,

naturally in English about daily life.

günlük yaşamla ilgili bir konuşmayı doğal bir şekilde İngilizce olarak nasıl sürdüreceğinizi öğrenmenize yardımcı olacaktır.

Now I'm going to explain exactly how to use this method, but I

Şimdi bu yöntemin nasıl kullanılacağını tam olarak anlatacağım ama

want to remind you the five W's.

size beş W'yi hatırlatmak istiyorum.

I know you've been studying with me probably for a while, so you may

Muhtemelen bir süredir benimle çalıştığınızı biliyorum, bu yüzden

already know what they are say with me.

benimle ne söylediklerini zaten biliyor olabilirsiniz.

Who, what, when, where, and what's the last day.

Kim, ne, ne zaman, nerede ve son gün nedir?

Y.

Excellent.

Mükemmel.

So you know, the five W's.

Yani bilirsiniz, beş W.

So we're going to use these five W's to practice with the partner that you chose.

Bu yüzden, seçtiğiniz partnerle pratik yapmak için bu beş W'yi kullanacağız .

Here we go.

İşte başlıyoruz.

What you're going to do is choose one of the five W's you and your partner can

Yapacağınız şey, siz ve eşinizin

choose who what, when, where, or what.

kimin neyi, ne zaman, nerede veya ne yapacağını seçebileceğiniz beş W'den birini seçmek.

You're going to ask each other a question based on that.

Buna göre birbirinize soru soracaksınız.

W so for example, if my partner and I decide, Hey, let's choose what that's

Örneğin, partnerim ve ben , Hey, haydi

the w we want to start with, then we each must ask a question using what?

başlamak istediğimiz w'nin ne olduğunu seçelim, sonra her birimiz neyi kullanarak bir soru sormalıyız?

So I can say, um, Hey, what did you do yesterday?

Hey, dün ne yaptın?

I used what my partner can say.

Ortağımın söyleyebileceğini kullandım.

I'll TIF.

TIF yapacağım.

Did you watch on TV last night, still asking me using that.

Dün gece televizyonda izledin mi, hala onu kullanarak mı soruyorsun?

W so again, you can get very creative and you're also asking questions

Yine, çok yaratıcı olabiliyorsunuz ve aynı zamanda

about your partners daily life.

partnerinizin günlük hayatı hakkında da sorular soruyorsunuz.

All right, here we go.

Pekala, başlıyoruz.

And finally go back and forth until you have finished using each.

Son olarak, her birini kullanmayı bitirene kadar ileri geri gidin. Ne

So we started with the what then we'll go to when, Hey, when are

ile başladık, o zaman ne zaman gideceğiz, Hey, bir

you going on your next vacation?

sonraki tatiline ne zaman gidiyorsun?

My partner may ask me TIFF.

Ortağım bana TIFF sorabilir.

When was the last time you sang at church?

En son ne zaman kilisede şarkı söyledin?

Again?

Any question as possible, as long as you're using the w

Tekrar? Siz ve eşiniz w'yi kullandığınız

sürece mümkün olduğunca herhangi bir soru

that you and your partner.

.

And that's method number five.

Ve bu beşinci yöntem.

I really hope you enjoy today's lesson.

Umarım bugünün dersinden zevk alırsınız.

I hope that these five methods help you and your partner study

Umarım bu beş yöntem sizin ve eşinizin

English and enjoy the process.

İngilizce öğrenmenize ve süreçten keyif almanıza yardımcı olur.

All right.

I will see you next week.

Elbette.

haftaya görüşürüz

Remember as always to speak English.

Her zaman olduğu gibi İngilizce konuşmayı unutmayın.

You still there?

Hala oradasın?

Ah, you know what time it is?

Ah, saatin kaç olduğunu biliyor musun?

Come on and join me.

Hadi ve bana katıl.

It's story time.

Hikaye zamanı.

I said it's still Rita.

Hala Rita dedim.

So today's story.

Yani bugünün hikayesi.

Now today's story happened maybe about two or three years ago.

Şimdi bugünün hikayesi belki yaklaşık iki ya da üç yıl önce oldu.

So I'll give you a little bit of the backstory.

Bu yüzden size arka plandan biraz bahsedeceğim.

So when I came back from South Korea, I decided to do YouTube full-time.

Bu yüzden Güney Kore'den döndüğümde tam zamanlı olarak YouTube yapmaya karar verdim.

I decided to become an online English teacher.

Çevrimiçi İngilizce öğretmeni olmaya karar verdim.

Now, in order for me to continue moving forward with this business,

Şimdi, bu işte ilerlemeye devam edebilmem için

I needed to buy a lot of things.

pek çok şey satın almam gerekiyordu.

I needed a new computer.

Yeni bir bilgisayara ihtiyacım vardı.

I needed a new camera.

Yeni bir kameraya ihtiyacım vardı.

I needed mikes.

Mikrofona ihtiyacım vardı.

I needed lights.

Işıklara ihtiyacım vardı. Kurtarmam gerektiği anlamına gelen

I needed a lot of things which meant I needed to save.

birçok şeye ihtiyacım vardı .

Thousands of dollars in order to purchase everything because

Her şeyi satın almak için binlerce dolar çünkü

I wanted to make sure I had good quality lessons and videos for you.

sizin için kaliteli dersler ve videolar aldığımdan emin olmak istedim.

So it took me a little while to save up the money and to figure

Bu yüzden para biriktirmem ve

out how to get the products.

ürünleri nasıl alacağımı bulmam biraz zaman aldı.

And I also wanted to wait until there was a.

Ayrıca bir olana kadar beklemek istedim.

So in America, we have these different periods of the year

Yani Amerika'da, yılın

that are known as the sale time.

satış zamanı olarak bilinen bu farklı dönemleri var.

So July 4th, Christmas, black, Friday, and these certain periods of

Yani 4 Temmuz, Noel, kara, Cuma ve yılın bu belirli dönemlerinde

the year that you can get products.

ürün alabilirsiniz.

And best buy is a very popular technology store here in America, you can get

Ve en iyi satın alma, burada Amerika'da çok popüler bir teknoloji mağazasıdır,

computers, TVs, refrigerators, a lot of electronics is electronics and appliances.

bilgisayarlar, TV'ler, buzdolapları alabilirsiniz, bir çok elektronik, elektronik ve beyaz eşya.

So I decided to go to best spot.

Bu yüzden en iyi yere gitmeye karar verdim.

Now I wanted to make sure everything I needed was at one store.

Artık ihtiyacım olan her şeyin tek bir mağazada olduğundan emin olmak istiyordum.

So I actually drove quite a ways from my house because there was a best

Bu yüzden evimden epeyce uzaklaştım çünkü

buy actually in Alexandria, Virginia.

aslında İskenderiye, Virginia'da en iyi satın alma vardı.

That had a lot of products, everything that I basically needed.

Çok fazla ürünü vardı, temelde ihtiyacım olan her şey.

So I drove to the store and again, I knew I was going to spend several

Bu yüzden dükkana gittim ve yine

thousands of dollars that day.

o gün binlerce dolar harcayacağımı biliyordum. Bu

So I was already prepared, but I, you know, I needed a deal

yüzden zaten hazırdım ama bir anlaşmaya ihtiyacım vardı

and I needed some discounts.

ve bazı indirimlere ihtiyacım vardı.

So I walked into the store and I was there for maybe about an hour, an hour.

Bu yüzden dükkana girdim ve orada yaklaşık bir saat, bir saat kadar kaldım.

And I spoke to different, um, individuals that were working there.

Ve orada çalışan farklı kişilerle konuştum.

Uh, one gentleman helped me with the computer.

Bir beyefendi bilgisayar konusunda bana yardım etti.

I didn't need to buy another gentleman, helped me with the

Başka bir beyefendi almama gerek yoktu ,

camera that I was trying to buy.

almaya çalıştığım fotoğraf makinesi konusunda bana yardımcı oldu.

And, uh, after they helped me, I was still kind of perusing looking around the store

Ve, uh, bana yardım ettikten sonra, hala dükkânı inceliyordum

and I noticed there was a little, little.

ve çok az şey olduğunu fark ettim.

She actually was an Indian lady, a little Indian lady looked like she may

Aslında Hintli bir hanımefendiydi, küçük bir Hintli hanımefendi,

have been my parents' age, actually.

aslında annemle babamın yaşındaymış gibi görünüyordu.

So I noticed that she was kind of looking at me and watching me and

Bu yüzden bana bir şekilde baktığını ve beni izlediğini fark ettim ve kendimi

I didn't feel weird or anything.

tuhaf falan hissetmedim.

I just was curious why she was looking at me.

Sadece bana neden baktığını merak ediyordum .

So I was standing by the camera, the camera area, and I was looking

Kameranın, kamera alanının yanında duruyordum ve

at a camera and she walked over to me and she got really close to me.

bir kameraya bakıyordum ve o bana doğru yürüdü ve bana çok yaklaştı.

So I looked at her and I said, hello?

Ben de ona baktım ve merhaba dedim.

She said, hi, baby.

Merhaba bebeğim dedi.

How are you again?

Tekrar nasılsın? Daha

She was older, really cute lady.

yaşlıydı, gerçekten sevimli bir bayandı.

But she worked there.

Ama orada çalıştı.

So I honestly didn't think she was coming to actually, you know, tell

Dürüst olmak gerekirse,

me the features about any camera.

bana herhangi bir kameranın özelliklerini anlatmaya geleceğini düşünmemiştim.

She just seemed like a sweet lady.

Sadece tatlı bir bayana benziyordu.

She said, so you have to buy a camera.

Dedi ki, bu yüzden bir kamera almalısın.

Huh?

Ha?

I said, yeah, I have to buy a camera.

Evet dedim, bir kamera almalıyım.

Um, it's a little expensive.

Biraz pahalı.

So I'm just trying to think of, you know, the best way to, um, I guess

Yani ben sadece, bilirsin, en iyi yolu düşünmeye çalışıyorum, um, sanırım

purchase it, you know, which card and, and we were just talking and she

onu ​​satın almanın, bilirsiniz, hangi kartı ve ve biz sadece konuşuyorduk ve

said, well, I'm going to give you a.

dedi ki, peki, sana vereceğim A.

I said a tip.

Bir ipucu dedim.

She said, you see this right here.

Bunu burada görüyorsun dedi.

It was the floor model.

Zemin modeliydi.

So when English was the floor model, it means the actual example

Yani İngilizce zemin modeli olduğunda,

that people can touch and use.

insanların dokunup kullanabileceği gerçek örnek anlamına gelir.

So when you go to buy a computer or a camera or something like that,

Yani bir bilgisayar veya kamera veya buna benzer bir şey almaya gittiğinizde,

they have one example model people can actually pick up and play with

insanların gerçekten alıp oynayabileceği,

that's called the floor model.

zemin modeli adı verilen bir örnek modeli var.

So there was a floor model of the camera I needed.

Yani ihtiyacım olan kameranın bir zemin modeli vardı .

She said, you see that right there?

Şurayı görüyor musun dedi.

I said, yes.

Ma'am.

Evet dedim.

Majesteleri.

She said the floor model.

Zemin modelini söyledi.

I think it was either two or $300.

Sanırım ya iki ya da 300 dolardı.

She said, if you get the floor model, there's nothing wrong with it.

Zemin modelini alırsan sorun yok dedi.

I said, oh, I said, you know, $300 cheaper.

Ah dedim, bilirsin, 300 dolar daha ucuz dedim.

It's really a lot.

Gerçekten çok fazla.

And that's really a blessing.

Ve bu gerçekten bir lütuf.

That's a good thing I said, but I need a warranty.

Bunu söylediğim iyi bir şey ama bir garantiye ihtiyacım var.

And I know the warranties usually only apply to brand new products.

Ve garantilerin genellikle yalnızca yepyeni ürünler için geçerli olduğunu biliyorum.

She said, oh no, no, no.

Ah hayır, hayır, hayır dedi. En

She said at best buy, even if you purchase the floor model, you

iyi ihtimalle satın alın, zemin modelini satın alsanız bile,

can get a warranty, purchase a warranty that will cover anything.

bir garanti alabilirsiniz, her şeyi kapsayan bir garanti satın alabilirsiniz dedi.

If you drop it, if it breaks, we'll cover it all.

Düşersen, kırılırsa, hepsini biz hallederiz.

As long as you have that warranty, I said, well, she said, yes, honey.

O garantiye sahip olduğun sürece, dedim ki, evet, tatlım dedi.

So we both started smiling.

Böylece ikimiz de gülümsemeye başladık.

She said, save $300, honey, use this, get this one, this floor model.

300 dolar biriktir tatlım, bunu kullan, bunu al, bu zemin modelini söyledi.

It works perfectly.

Mükemmel çalışıyor.

And I said, you know what?

Ve dedim ki, biliyor musun?

Ma'am thank you so much.

Hanımefendi çok teşekkür ederim.

And that day I saved $300 on that camera.

Ve o gün o kamerada 300 dolar biriktirdim.

The camera was over a thousand dollars, but because of that lady,

Kamera bin doların üzerindeydi ama o bayan sayesinde

I was able to save almost $300.

neredeyse 300 dolar tasarruf edebildim.

And the moral of the story, honestly, guys is I needed a discount that day.

Ve dürüst olmak gerekirse, hikayeden alınacak ders şu ki, o gün bir indirime ihtiyacım vardı.

I needed to get some things for cheaper than they were actually, uh, promoted.

Bazı şeyleri gerçekten tanıtıldıklarından daha ucuza almam gerekiyordu .

Um, actually, as they were shown in certain magazines or

Aslında, bazı dergilerde veya

newspapers, I needed a cheaper.

gazetelerde gösterildiği gibi, daha ucuza ihtiyacım vardı.

And the lady that I least expected to be able to help

Ve bana yardım etmesini en az beklediğim bayan

me was the one that helped me.

bana yardım eden kişiydi. Annemle

That little lady who was about my parents' age, if not older, who was

babamın yaşlarında, daha yaşlı olmasa da,

just walking around the store, looked like she was a sweet, old lady.

dükkânda dolaşan o küçük hanım tatlı, yaşlı bir hanıma benziyordu. Orada çalışan tüm bireyler arasında

She was the one that helped me the most out of all the individuals

bana en çok yardımcı olan oydu,

that work there that yeah.

evet.

So I want to remind you that as you're on this English journey,

Bu yüzden, bu İngilizce yolculuğunda olduğunuz sürece,

people are going to be around you.

insanların etrafınızda olacağını hatırlatmak istiyorum. Size

You're going to meet people that maybe they don't look like they can help you,

yardımcı olabilecek gibi görünmeyen insanlarla tanışacaksınız,

but always be open because you never know how much someone can help you.

ancak her zaman açık olun çünkü birisinin size ne kadar yardımcı olabileceğini asla bilemezsiniz.

Until you actually give them the opportunity to help.

Onlara gerçekten yardım etme fırsatı verene kadar.

If you guys enjoyed this story, maybe you also have a story where someone

Bu hikayeyi beğendiyseniz, belki birinin

helped you get a really big discount.

gerçekten büyük bir indirim almanıza yardım ettiği bir hikayeniz de vardır.

I will talk to you all next week.

Önümüzdeki hafta hepinizle konuşacağım.

Again, don't forget to get your cabling tutor, click the link in the description.

Yine kablolama eğitmeninizi almayı unutmayın , açıklamadaki linke tıklayın.

Take advantage of this wonderful offer.

Bu harika tekliften yararlanın.

Get your free 10 minute lesson.

10 dakikalık ücretsiz dersinizi alın. Tek

All you have to do is click the link in the district.

yapmanız gereken ilçedeki linke tıklamak.

Start practicing and start improving your English again.

Pratik yapmaya başlayın ve İngilizcenizi yeniden geliştirmeye başlayın.

I love you all.

Hepinizi seviyorum.

Have an awesome week, have a wonderful evening, a great day.

Harika bir hafta, harika bir akşam, harika bir gün geçirin.

And I can't wait to see you next week.

Gelecek hafta seni görmek için sabırsızlanıyorum.

Bye-bye.

Güle güle.