I like to | I don’t like to | Learn English Grammar with Esther

Hi, everybody, I'm Esther.

Herkese merhaba, ben Esther.

And in this video we're gonna talk  about some important English expression.

Ve bu videoda bazı önemli İngilizce ifadelerden bahsedeceğiz.

Let’s first start with 'like and like to'

İlk önce 'beğen ve beğen' ile başlayalım

I like

and I like to'

First, let's look at the board for some examples.

.

With 'I like', we have to put a person, place or thing, right?

'Beğendim' ile bir kişi, yer veya şey koymalıyız, değil mi?

So let's look.

Öyleyse bakalım.

'I like cookies.' Right, food is a thing.

'Kurabiye severim.' Doğru, yemek bir şeydir.

So I could say, 'I like cookies'.

Böylece 'Kurabiye severim' diyebilirim.

'I like pizza.'

'Pizza severim.'

Okay.

Tamam aşkım.

The next one.

Sıradaki.

'I like English'

'İngilizceyi Seviyorum'

English is a subject in school,

İngilizce okulda bir ders,

so that's another thing,

yani bu başka bir şey,

so I can also say, 'I like math',

dolayısıyla 'Matematiği seviyorum' da diyebilirim,

Right?

değil mi? Bir

The next one is, 'I like you.'

sonraki, 'Senden hoşlanıyorum'.

You is a person.

sen bir insansın

I can say, 'I like him.'

'Ondan hoşlanıyorum' diyebilirim.

'I like Sally.'

"Sally'den hoşlanıyorum."

Right?

I can say a person.

Sağ?

kişi diyebilirim.

And, 'I like dogs.'

Ve "Köpekleri severim."

That's another thing.

Bu başka bir şey.

I like dogs or for me, personally, I like cats as well.

Köpekleri severim ya da kişisel olarak kedileri de severim.

Okay, so let's first try these examples a little bit faster.

Pekala, önce bu örnekleri biraz daha hızlı deneyelim.

Now please try to follow with me.

Şimdi lütfen beni takip etmeye çalışın.

'I like cookies.'

'Kurabiye severim.'

'I like cookies.'

'Kurabiye severim.'

'I like English.'

'İngilizceyi severim.'

'I like English.'

'İngilizceyi severim.'

'I like you.'

'Senden hoşlanıyorum.'

'I like you.'

'Senden hoşlanıyorum.'

And, 'I like dogs.'

Ve "Köpekleri severim."

'I like dogs.'

'Köpekleri severim.'

Okay.

Tamam aşkım.

The second example is,

İkinci örnek,

I like to

I like to

Now, we put a 'to' here.

Şimdi buraya bir 'to' koyuyoruz.

That means after, I have to put an activity.

Bu, daha sonra bir aktivite koymam gerektiği anlamına gelir.

Right? An activity.

Sağ? Bir aktivite.

For example, 'I like to dance.'

Örneğin, 'Dans etmeyi severim.'

'I like to dance.'

'Dans etmeyi severim.'

But what I want you listen for is that 'to' becomes just like a 'tuh!'

Ama senin dinlemeni istediğim şey, 'to'nun tıpkı bir 'tuh!' gibi olması.

Now, It's ok to say, 'I like to dance.'

Şimdi, 'Dans etmeyi seviyorum' diyebilirsin.

'I like to dance'.

'Dans etmeyi severim'.

That's okay but most native English speakers,

Sorun değil ama anadili İngilizce olanların çoğu

will kind of get rid of the 'o' and say,

'o' harfinden kurtulacak ve

'I like to dance.'

'Dans etmeyi severim' diyecekler.

'I like to dance.'

'Dans etmeyi severim.'

Here is the next one,

İşte bir sonraki,

'I like to sing.'

'Şarkı söylemeyi seviyorum.'

'I like to sing.'

'Şarkı söylemeyi severim.'

'I like to study.'

"Çalışmayı severim."

'I like to shop.'

'Alışveriş yapmayı severim.'

Okay.

Tamam aşkım.

So, these are all personally things that I like to do.

Yani, bunların hepsi kişisel olarak yapmaktan hoşlandığım şeyler.

Actually, I love to them.

Aslında onları seviyorum.

But 'like to' and 'like' is a little more common.

Ancak 'beğenmek' ve 'beğenmek' biraz daha yaygındır.

Okay.

Tamam aşkım.

So let's practice these four examples one more time.

O halde bu dört örneği bir kez daha uygulayalım.

A little more quickly.

Biraz daha hızlı.

And please try to follow me.

Ve lütfen beni takip etmeye çalışın.

I like to dance.

Dans etmeyi severim.

I like to dance.

Dans etmeyi severim. Şarkı

I like to sing.

söylemeyi severim. Şarkı

I like to sing.

söylemeyi severim. ders

I like to study.

çalışmayı severim ders

I like to study.

çalışmayı severim

I like to shop.

Alışveriş yapmayı severim.

I like to shop.

Alışveriş yapmayı severim.

Okay, let's look at some more examples together.

Tamam, birlikte birkaç örnek daha görelim.

I like school.

okulu severim

I like dresses.

elbiseleri severim

I like pizza.

Pizza severim.

I like money.

Parayı severim.

I like vacations.

tatilleri severim

I like food.

Yemeği severim. Yemeyi

I like to eat.

severim.

I like to exercise.

Egzersiz yapmayı severim.

I like to walk.

Yürümeyi severim.

I like to drink coffee.

Kahve içmeyi severim.

I like to meet friends.

Arkadaşlarla tanışmayı severim.

I like to travel.

Ben seyahatten hoşlanırım.

Okay, so now we're going to move on to the expression,

Tamam, şimdi

'I don’t like'

'Hoşlanmıyorum'

and 'I don’t like to.'

ve 'Hoşlanmıyorum' ifadelerine geçeceğiz.

Okay.

Tamam aşkım.

So, if you look at the board,

Tahtaya bakarsanız, '

I've changed 'I like' to 'I don’t like'.

Seviyorum'u 'Beğenmiyorum' olarak değiştirdim.

Now, it’s the same.

Şimdi, aynı.

At the end, I have to say a person, a place or thing.

Sonunda bir kişi, bir yer veya bir şey söylemeliyim.

Okay.

So, let’s look at them together.

Tamam aşkım.

Öyleyse, onlara birlikte bakalım.

I don’t like sushi.

Suşi sevmiyorum.

Let’s try it a little bit faster.

Biraz daha hızlı deneyelim.

I don’t like sushi.

Suşi sevmiyorum.

I don’t like sushi.

Suşi sevmiyorum.

Okay.

The next one is,

Tamam aşkım. Bir

sonraki,

I don’t like math.

matematiği sevmiyorum.

Right.

We can say 'I hate' but 'I don’t like' is more common.

Sağ.

'Nefret ediyorum' diyebiliriz ama 'Sevmiyorum' daha yaygındır.

I don’t like math.

matematiği sevmiyorum

Again a little faster.

Yine biraz daha hızlı.

I don’t like math.

matematiği sevmiyorum

I don’t like math.

matematiği sevmiyorum Bir

The next one is,

sonraki,

I don’t like him.

ondan hoşlanmıyorum.

I don’t like him.

ondan hoşlanmıyorum

I don’t like him.

ondan hoşlanmıyorum

And the last one,

Ve sonuncusu,

I don’t like snakes.

yılanları sevmem.

Right, a lot of women don’t like snakes.

Doğru, birçok kadın yılanları sevmez.

I don’t like snakes.

Yılanları sevmiyorum.

I don’t like snakes.

Yılanları sevmiyorum.

Okay.

Tamam aşkım.

The second example is,

İkinci örnek,

'I don’t like to'

'Sevmiyorum' '

'I don’t like to'

Hoşlanmıyorum'

Remember, at the end of this, we have to put an action,

Unutma, bunun sonuna bir eylem koymalıyız,

something that we do, right.

yaptığımız bir şey, doğru.

So, we can say,

Yani

I don’t like to run.

koşmayı sevmiyorum diyebiliriz.

I don’t like to run.

Koşmayı sevmem.

Remember, again the ‘to’.

Unutma, yine 'to'.

You can say, ‘I don’t like to’

"Sevmiyorum"

or ‘I don’t like to’.

veya "Sevmiyorum" diyebilirsiniz.

I don’t like to run.

Koşmayı sevmem. Bir

Let's try the next one.

sonrakini deneyelim. Ders

I don’t like to study.

çalışmayı sevmiyorum. Ders

I don’t like to study.

çalışmayı sevmiyorum.

Okay.

Tamam aşkım.

After that,

Bundan sonra

I don’t like to drink.

içmeyi sevmiyorum.

A little faster.

Biraz daha hızlı.

I don’t like to drink.

içmeyi sevmiyorum

I don’t like to drink.

içmeyi sevmiyorum

And the last one is,

Ve sonuncusu,

I don’t like to fight.

kavga etmeyi sevmem.

Right.

Sağ.

It can get a little bit scary, right.

Biraz korkutucu olabilir, değil mi?

I don’t like to fight.

kavga etmeyi sevmem

I don’t like to fight.

kavga etmeyi sevmem

Let's look at some more examples together.

Birlikte birkaç örnek daha görelim.

Ok, let’s look at some examples.

Tamam, bazı örneklere bakalım.

I don’t like spiders.

Örümcekleri sevmiyorum.

I don’t like spiders.

Örümcekleri sevmiyorum.

I don’t like snow.

karı sevmem

I don’t like snow.

karı sevmem

I don’t like winter.

kışı sevmiyorum

I don’t like winter.

kışı sevmiyorum

I don’t like chicken feet.

Tavuk ayağı sevmiyorum.

I don’t like chicken feet.

Tavuk ayağı sevmiyorum.

I don’t like heels.

topuklu ayakkabı sevmiyorum

I don’t like heels.

topuklu ayakkabı sevmiyorum

I don’t like to work.

Çalışmayı sevmem.

I don’t like to work.

Çalışmayı sevmem.

I don’t like to hike.

yürüyüş yapmayı sevmiyorum

I don’t like to hike.

yürüyüş yapmayı sevmiyorum

I don’t like to wash dishes.

bulaşık yıkamayı sevmem

I don’t like to wash dishes.

bulaşık yıkamayı sevmem

I don’t like to clean up.

temizlemeyi sevmiyorum

I don’t like to clean up.

temizlemeyi sevmiyorum

I don’t like to eat alone.

Tek başıma yemek yemeyi sevmiyorum.

I don’t like to eat alone.

Tek başıma yemek yemeyi sevmiyorum.

Okay, so in this video we  talked about the expressions,

Tamam, bu videoda

'I like', 'I like to', and 'I don’t like', 'I don’t like to'.

"Seviyorum", "beğeniyorum" ve "Beğenmiyorum", "beğenmiyorum" ifadeleri hakkında konuştuk.

But before we close up, I'm going to talk about 'I like' and I 'don’t like' one more time

Ama bitirmeden önce, bir kez daha 'seviyorum' ve 'beğenmiyorum' hakkında konuşacağım

because there are other ways to say the same thing.

çünkü aynı şeyi söylemenin başka yolları da var.

Instead of 'I like', I can also say 'I enjoy' or 'I love'.

"Seviyorum" yerine "zevk alıyorum" veya "seviyorum" da diyebilirim.

Remember, 'love' is very strong, right.

Unutmayın, 'aşk' çok güçlüdür, değil mi?

For example, 'I love cats'.

Örneğin, 'Kedileri severim'.

I also love dogs.

Ben de köpekleri severim.

Right?

Sağ?

So, 'love' is stronger than 'like'.

Yani 'aşk', 'sevmekten' daha güçlüdür.

Okay.

Tamam aşkım. Bir

The next part is,

sonraki kısım,

'I don’t like'

'Beğenmedim',

I can also say, 'I dislike'.

'Beğenmedim' de söyleyebilirim.

Again, 'I dislike'.

Yine, 'Sevmiyorum'.

For example, 'I dislike snakes'.

Örneğin, 'Yılanları sevmem'.

Right? Or 'I hate snakes'.

Sağ? Veya "yılanlardan nefret ederim".

Similar to 'love',

'Aşk'a benzer şekilde,

'hate' is a very strong way of saying I don’t like something.

'nefret' de bir şeyden hoşlanmadığımı söylemenin çok güçlü bir yoludur.

For example, 'I hate snakes'.

Örneğin, 'Yılanlardan nefret ederim'.

Right! 'I hate snakes.'

Sağ! "Yılanlardan nefret ederim."

Okay.

Tamam aşkım.

So, I hope that helped.

Umarım bu yardımcı olmuştur.

And hope to see you guys next time.

Ve bir dahaki sefere görüşmek dileğiyle.

Bye bye.

Güle güle.