How to Use MODAL VERBS in English Like a Native

Okay. So, we use ‘must’ for obligations.  

Tamam aşkım. Bu nedenle, yükümlülükler için 'zorunluluk' kullanırız.

“He must... be working”. Wait,  that doesn’t make any sense. 

"O... çalışıyor olmalı". Bekle, bu hiç mantıklı değil.

Oh, well. Let me play the next phrase without  subtitles and I`ll see if I can understand it.

Oh iyi. Bir sonraki cümleyi altyazısız dinleyeyim, bakalım anlayabilecek miyim.

Okay. He said “You should told  me”. I think I got this one.

Tamam aşkım. " Bana söylemelisin" dedi. Sanırım bunu aldım.

Oh! He said “You should HAVE told me.”

Ah! "Bana söylemeliydin" dedi.

But I didn’t hear that.

Ama bunu duymadım. Bir

If you have been learning English for a while,  you have probably studied something called  

süredir İngilizce öğreniyorsanız, muhtemelen

“Modal Verbs”. For example, you probably  know that we use “Must” for obligations,  

"Modal Fiiller" adlı bir şey çalışmışsınızdır. Örneğin, yükümlülükler için "Must",

“May, Might or Could” for possibilities  and “Should” for suggestions, right?  

olasılıklar için "May, Might veya Could" ve öneriler için "Should" kullandığımızı muhtemelen biliyorsunuzdur, değil mi?

But did you know that there are more  advanced ways to use these words in English? 

Ancak bu kelimeleri İngilizce olarak kullanmanın daha gelişmiş yolları olduğunu biliyor muydunuz?

In this video, you are going to learn  three advanced aspects of Modal Verbs.  

Bu videoda, Modal Fiillerin üç gelişmiş yönünü öğreneceksiniz.

Take a look at these letters on the screen. Each letter refers to one of the advanced  

Ekrandaki bu harflere bir göz atın. Her harf, bugün tartışacağımız modal fiillerin gelişmiş   kullanımlarından birini ifade eder

uses of modal verbs we will be discussing  today. Can you guess what they stand for? 

. Neyi temsil ettiklerini tahmin edebilir misin? Bu dersin

So stick around until the end of  this lesson because you will learn  

sonuna kadar devam edin çünkü

what these letters stand for and how to  use Modal Verbs in a more advanced way. 

bu harflerin ne anlama geldiğini ve Modal Fiilleri daha ileri düzeyde nasıl kullanacağınızı öğreneceksiniz.

But before we start, in case you’re new here, our  main goal here at RealLife English is to guide you  

Ancak başlamadan önce, burada yeniyseniz, RealLife English'teki asıl amacımız, sizi

beyond the classroom so that you can understand  anyone, be understood and connect to the world.  

sınıfın ötesinde yönlendirerek herkesi anlamanızı, anlaşılmanızı ve dünyayla bağlantı kurmanızı sağlamaktır.

Just like our subscriber Diana, who has been  learning something new with our videos every day.  

Tıpkı her gün videolarımızla yeni bir şeyler öğrenen abonemiz Diana gibi.

So if you want to feel confident with your English  and become a citizen of the world make sure  

Bu nedenle, İngilizcenize güvenmek ve bir dünya vatandaşı olmak istiyorsanız,

you hit the subscribe and the bell button down  below so you don’t miss any of our new lessons.

yeni derslerimizi kaçırmamak için aşağıdaki abone ve zil düğmesine bastığınızdan emin olun.

Number one, deduction. To make a deduction  means to reach a conclusion after thinking  

Bir numara, kesinti. Tümdengelim yapmak, bilinen gerçekler hakkında düşündükten sonra bir sonuca varmak anlamına gelir

about the known facts. Let me tell  you a bit about a girl named Sarah.  

. Size biraz Sarah adında bir kızdan bahsedeyim.

Sarah has a brother, Matt, who is two years older  than her. They have always gotten along well,  

Sarah'nın kendisinden iki yaş büyük bir erkek kardeşi Matt vardır . Her zaman iyi anlaştılar,

but they’ve recently fallen out with each other.  You see, Sarah was playing in her room with one of  

ancak son zamanlarda araları bozuldu. Sarah odasında

Matt’s toys, one of his favorite superhero action  figures. When Matt saw his sister playing with his  

Matt'in en sevdiği süper kahraman aksiyon figürlerinden biri olan oyuncaklarından biriyle oynuyordu . Matt, kız kardeşinin oyuncağıyla oynadığını görünce

toy, he got really angry, took the toy away from  her and started yelling at her. Sarah then kicked  

gerçekten sinirlendi, oyuncağı ondan aldı ve ona bağırmaya başladı. Sarah daha sonra

her brother’s leg and ran away. Furious, Matt  yelled again. “I’ll never play with you again!”. 

erkek kardeşinin bacağını tekmeledi ve kaçtı. Öfkeli, diye tekrar bağırdı Matt. "Seninle bir daha asla oynamayacağım!"

However, you walk through the park one day  and see Sarah and Matt talking and laughing.  

Ancak bir gün parkta yürüyorsunuz ve Sarah ile Matt'in konuşup güldüğünü görüyorsunuz.

They seem friendly towards each other.  They’re playing together and Matt even  

Birbirlerine karşı samimi görünüyorlar. Birlikte oynuyorlar ve Matt en

hands in his favorite superhero action figure  to his sister. What can you deduce from this?

sevdiği süper kahraman aksiyon figürünü kız kardeşine bile veriyor. Bundan ne çıkarabilirsiniz?

If you answered all of them, you are correct! 

Hepsini cevapladıysanız, haklısınız!

We use “must” when we feel sure that something  is true or it’s the only realistic possibility.  

Bir şeyin doğru olduğundan veya tek gerçekçi olasılığın bu olduğundan emin olduğumuzda "zorunluluk" kullanırız .

In this example, I gave you some facts and  background information about Sarah and Matt,  

Bu örnekte, size Sarah ve Matt hakkında bazı gerçekler ve arka plan bilgileri verdim

and based on this information, you could deduce  that they must be talking to each other again. 

ve bu bilgilere dayanarak, onların tekrar birbirleriyle konuşuyor olmaları gerektiği sonucuna varabilirsiniz.

Options B and C are also correct. We use “may” or  “might” to say that we think something is possible  

B ve C seçenekleri de doğrudur. Bir şeyin mümkün olduğunu düşündüğümüzü ancak emin olmadığımızı söylemek için "may" veya "kudret" kullanırız

but we’re not sure. They have the same meaning,  but “may” is a bit more formal than “might”. 

. Aynı anlama gelirler ancak "may", "might"tan biraz daha resmidir.

We can also use “could” instead of “may” or  “might”. So the phrase here could be “Matt and  

Ayrıca "may" veya " Might" yerine "could" kullanabiliriz . Dolayısıyla buradaki ifade, "Matt ve

Sarah could be talking to each other again”. Here are more examples:

Sarah tekrar birbirleriyle konuşuyor olabilir" olabilir. İşte daha fazla örnek:

John is usually very talkative, but today he’s  really quiet. He must be upset about something. 

John genellikle çok konuşkandır, ancak bugün gerçekten sessiz. Bir şeye üzülmüş olmalı.

I don’t know why Jenny doesn’t want  to play with us. She might be sick. 

Jenny'nin neden bizimle oynamak istemediğini bilmiyorum. Hasta olabilir.

Bob should be here already.  He may be stuck in traffic. 

Bob çoktan burada olmalı. Trafikte sıkışabilir.

Maria looks so happy. She could be in love.

Maria çok mutlu görünüyor. Aşık olabilir.

Now if you feel sure that  something is not possible,  

Artık bir şeyin mümkün olmadığından eminseniz,

you can use the word “can’t”. For example: 

"yapamam" kelimesini kullanabilirsiniz. Örneğin:

Are you telling me that Patricia passed the  test without studying? That can’t be true! 

Bana Patricia'nın testi çalışmadan geçtiğini mi söylüyorsunuz? Bu doğru olamaz!

They had a really nasty argument. They  can’t be talking to each other now. 

Gerçekten kötü bir tartışmaları vardı. Şu anda birbirleriyle konuşuyor olamazlar.

If you’re the type of person who likes to  think globally and learn about other cultures,  

Küresel düşünmeyi ve diğer kültürler hakkında bilgi edinmeyi seven biriyseniz,

we highly recommend you download our RealLife  English app. With this app, you can have short  

RealLife  English uygulamamızı indirmenizi önemle tavsiye ederiz . Bu uygulamayla, tek

English conversations with people from all  over the world at the touch of a button.

bir düğmeye dokunarak dünyanın her yerinden insanlarla kısa İngilizce konuşmalar yapabilirsiniz. Takip etmeniz için

You can also improve your listening  skills with our podcast, which comes  

with transcripts and vocabulary  notes for you to follow along.

transkriptler ve kelime notları içeren podcast'imizle dinleme becerilerinizi de geliştirebilirsiniz.

You can download it for free at  the Google Play or Apple App Store.  

Google Play veya Apple App Store'dan ücretsiz olarak indirebilirsiniz.

You can also find the link up  here or down in the description  

Bağlantıyı yukarıda  burada veya

below. Join our Global Community and become a  Citizen of the World by downloading the app now!

aşağıdaki açıklamada   bulabilirsiniz. Küresel Topluluğumuza katılın ve uygulamayı hemen indirerek bir Dünya Vatandaşı olun!

Number two, speculation about the past. To speculate means to guess possible answers  

İkincisi, geçmiş hakkında spekülasyon. Spekülasyon yapmak, emin

when you do not have enough information to be  certain. In the second part of this lesson,  

olmak için yeterli bilgiye sahip olmadığınızda olası yanıtları tahmin etmek anlamına gelir . Bu dersin ikinci bölümünde,

you’re going to learn how to use Modal  Verbs to speculate about the past. 

geçmiş hakkında spekülasyon yapmak için Modal Fiilleri nasıl kullanacağınızı öğreneceksiniz.

Now it’s time for me to tell you a little bit  about a young man named Jack Jackson. Jack  

Şimdi size Jack Jackson adında genç bir adamdan biraz bahsetmemin zamanı geldi. Jack

Jackson lives in Jacksonville, in an apartment on  Jackson Street. He’s a university student and his  

Jackson, Jacksonville'de, Jackson Caddesi'ndeki bir apartman dairesinde yaşıyor . O bir üniversite öğrencisi ve

classes are in the morning. Jack lives alone with  his dog Jackie. But there’s a problem: Jack is not  

dersleri sabah. Jack, köpeği Jackie ile yalnız yaşıyor . Ancak bir sorun vardır: Jack,

the most organized person. In fact, his house is  really messy - there are always dirty dishes in  

en organize kişi değildir. Aslında evi gerçekten dağınıktır - lavaboda her zaman kirli bulaşıklar

the sink and things scattered all over the place. Today Jack is really excited - his older brother  

ve her yere saçılmış şeyler vardır. Bugün Jack gerçekten heyecanlı - ağabeyi

is coming to visit him. His brother, John Jackson,  is a very neat man. He loves to see everything  

onu ziyarete geliyor. Kardeşi John Jackson çok temiz bir adamdır. Her şeyi

clean and organized. He told Jack he would be  arriving this morning. Since Jack has classes  

temiz ve düzenli görmeyi sever. Jack'e bu sabah geleceğini söyledi. Jack'in sabahları dersleri   olduğundan

in the morning, he tells his brother to get the  keys to the apartment under the welcome mat. 

kardeşine karşılama hasırının altından  dairenin anahtarlarını almasını söyler.

John Jackson arrives at Jack’s  place and has a shocking surprise:  

John Jackson, Jack'in evine gelir ve şok edici bir sürpriz yaşar:

the place is a complete mess! Hours later,  Jack gets home and greets his brother. Then,  

mekan tam bir karmaşa! Saatler sonra Jack eve gelir ve erkek kardeşini selamlar. Ardından

he realizes that the whole apartment is clean  and organized. What do you think happened?

tüm dairenin temiz ve düzenli olduğunu fark eder . Ne olduğunu düşünüyorsun?

If you chose option B, you are correct! We use must have + past participle when we  

B seçeneğini seçtiyseniz, haklısınız! Ne olduğundan emin olduğumuzda must have + past ortacı kullanırız

feel sure about what happened. In this example,  with all the information we know about Jack,  

. Bu örnekte, Jack hakkında bildiğimiz tüm bilgiler ışığında, dairesini temizleyen kişinin

it’s fair to assume that his brother was  the one who cleaned his apartment. And we  

kardeşi olduğunu varsaymak doğru olur . Durum hakkında bildiklerimizi göz önünde bulundurarak

can say this with a lot of conviction,  given what we know about the situation. 

bunu büyük bir inançla söyleyebiliriz .

Now if you don’t feel so sure about  what happened, you can also say: 

Şimdi ne olduğundan emin değilseniz ,

“His brother may have cleaned the apartment”. “His brother might have cleaned the apartment”. 

"Ağabeyi daireyi temizlemiş olabilir" de diyebilirsiniz. "Ağabeyi daireyi temizlemiş olabilir".

“His brother could have cleaned the apartment”. On the other hand, since we are sure Jack  

"Ağabeyi daireyi temizleyebilirdi". Öte yandan, Jack'in dairesini temizlemediğinden emin olduğumuz için

didn’t clean his apartment, we could say: “Jack can’t have cleaned his apartment.” 

"Jack dairesini temizlememiş olamaz" diyebiliriz.

Here are more examples: You can’t stop talking about this movie.  

İşte daha fazla örnek: Bu film hakkında konuşmayı bırakamazsınız.

You must have really liked it! I wonder why Melissa isn’t here.  

Gerçekten beğenmiş olmalısın! Melisa'nın neden burada olmadığını merak ediyorum.

She might have had to work late. I just saw the dogs. They can’t have gone too far.

Geç saatlere kadar çalışmak zorunda kalmış olabilir. Köpekleri yeni gördüm. Çok ileri gitmiş olamazlar.

Number three, pronunciation. In  the final part of this lesson,  

Üç numara, telaffuz. Bu dersin son bölümünde,

we’ll discuss how native speakers usually  pronounce phrases with modal verbs in the past. 

anadili İngilizce olan kişilerin geçmişte kip fiilleri olan ifadeleri genellikle nasıl telaffuz ettiğini tartışacağız.

Let’s go back to the phrase “His brother  must have cleaned the apartment”. Many times,  

“Ağabeyi daireyi temizlemiş olmalı” ifadesine geri dönelim. Çoğu zaman,

we contract the word “have”. So we usually say  “His brother must’ve cleaned the apartment”. 

"sahip olmak" kelimesini kısaltırız. Bu yüzden genellikle "Ağabeyi daireyi temizlemiş olmalı" deriz.

But there’s another way we say this  phrase: “His brother musta cleaned the  

Ancak bu ifadeyi söylememizin başka bir yolu daha var : "Kardeşi musta daireyi temizledi

apartment”. It’s very common to hear that  in movies, especially when people speak  

". Bunu filmlerde, özellikle de insanlar

fast. The word “have” gets so reduced that it  becomes a schwa sound: uh. So we say “mus-tuh”.  

hızlı konuşurken duymak çok yaygındır. "Sahip olmak" kelimesi o kadar azalır ki bir schwa sesine dönüşür: uh. Biz de “mus-tuh” diyoruz.

This is very common in American English. The same thing happens to the  

Bu, Amerikan İngilizcesinde çok yaygındır. Aynı şey

words “might” and “could”. “His brother might have cleaned  

"olabilir" ve "olabilir" kelimeleri için de geçerlidir. "Kardeşi

the apartment” becomes “His brother might’ve  cleaned the apartment” which then becomes “His  

daireyi temizleyebilirdi", "Kardeşi daireyi temizleyebilirdi" olur ve ardından "

brother mighta cleaned the apartment” Let’s try it now with the word “could”:

“His brother could have cleaned the  apartment” becomes “His brother could’ve  

Kardeşi daireyi temizleyebilirdi" olur. ", "Kardeşi

cleaned the apartment” which then becomes  “His brother coulda cleaned the apartment”

daireyi temizleyebilirdi" olur ve ardından  " Kardeşi daireyi temizleyebilirdi" olur.

If you’re still watching, congratulations! You’ve  made it ‘till the end of the lesson. You are on  

Hâlâ izliyorsanız, tebrikler! Dersin sonuna kadar ulaştınız.

your way to becoming a Citizen of the World! As  a thank you, I will give you one last bonus tip.  

Dünya Vatandaşı olma yolunda ilerliyorsunuz! Bir teşekkür olarak size son bir bonus bahşiş vereceğim.

But before that, we want to see how many  of you have made it ‘till the end. Leave a  

Ancak ondan önce, kaçınızın "sonuna kadar" ulaştığını görmek istiyoruz.

comment below with the hashtag #awwyeah so that  we know how many of you enjoyed today’s lesson.  

Aşağıya #awwyeah etiketiyle bir yorum bırakın, böylece kaçınızın bugünkü dersten keyif aldığını bilelim.

This will help us keep creating  more relevant lessons for you!

Bu, sizin için daha alakalı dersler oluşturmaya devam etmemize yardımcı olacaktır!

Now the bonus tip has to do with the word  “should” in the past. Do you remember the  

Şimdi bonus bahşiş, geçmişte  "gerekir" kelimesiyle ilgilidir.

example at the beginning of the video? When you tell someone that they should  

Videonun başındaki   örneği hatırlıyor musunuz? Birine

have done something, you express that you  disapprove of something they did. In this example,  

bir şey yapması gerektiğini söylediğinizde, yaptığı bir şeyi onaylamadığınızı ifade etmiş olursunuz. Bu örnekte

our main character expresses frustration because  the other person didn’t tell him something.

ana karakterimiz, diğer kişi ona bir şey söylemediği için hayal kırıklığını ifade eder.

We also use should have + participle to say that  we regret something. “To regret” means to feel bad  

Ayrıca bir şeyden pişmanlık duyduğumuzu söylemek için should have + ortacı kullanırız . "Pişman olmak",

about something that you did or didn’t do. Here are some examples: 

yaptığınız veya yapmadığınız bir şey hakkında kötü hissetmek anlamına gelir. İşte bazı örnekler:

“I failed the exam because I didn’t  prepare for it. I should’ve studied more.” 

"Sınavda başarısız oldum çünkü hazırlanmadım. Daha çok çalışmalıydım.”

“I didn’t know it was going to rain so  much. I should’ve taken an umbrella.” 

"Bu kadar çok yağmur yağacağını bilmiyordum . Bir şemsiye almalıydım.

Just like the other modal verbs, native  speakers also reduce “should've” to “shoulda”.

Tıpkı diğer yardımcı fiiller gibi, ana dili İngilizce olan kişiler de "should've" kelimesini "shouda"ya indirger.

For example: “I shoulda studied more.” 

Örneğin: "Daha çok çalışmalıydım."

“I shoulda taken an umbrella.” So in this video you learned  

"Bir şemsiye almalıydım." Bu videoda

three advanced aspects of modal verbs. Do  you remember what these letters stand for?

modal fiillerin   üç gelişmiş yönünü öğrendiniz. Bu harflerin ne anlama geldiğini hatırlıyor musunuz?

That’s right. Deduction, Speculation  about the past and Pronunciation. 

Bu doğru. Tümdengelim, geçmişle ilgili Spekülasyon ve Telaffuz.

If you enjoyed this lesson, make sure you share  it with a friend who’s also learning English.  

Bu dersi beğendiyseniz, aynı zamanda İngilizce öğrenen bir arkadaşınızla paylaştığınızdan emin olun.

And if you are looking to keep learning,  I recommend you try this lesson next.  

Öğrenmeye devam etmek istiyorsanız bundan sonra bu dersi denemenizi tavsiye ederim. Bir

I’ll see you in the next one!

sonrakinde görüşürüz!

In this lesson we'll learn how to apply  features of connected speech to our questions.  

Bu derste, bağlantılı konuşmanın özelliklerini sorularımıza nasıl uygulayacağımızı öğreneceğiz.

Connected speech is how we cut and connect  our words so that we can make our speech flow  

Bağlantılı konuşma, konuşmamızın daha doğal bir şekilde akışını sağlayabilmek için kelimelerimizi nasıl kesip bağladığımızdır

more naturally. To illustrate this, I'll  say this sentence first without connected  

. Bunu göstermek için, bu cümleyi önce bağlantılı

speech and then with connected speech. "I  went on a trip with a friend of mine..."

konuşma olmadan sonra bağlantılı konuşmayla söyleyeceğim. " Bir arkadaşımla seyahate çıktım..."