Make or Cook Dinner? Have or Eat Dinner? Basic English Grammar

Want to speak real English from your first lesson?

İlk dersinizden itibaren gerçek İngilizce konuşmak ister misiniz ? EnglishClass101.com'da

Sign up for your free lifetime account at EnglishClass101.com.

ömür boyu ücretsiz hesabınız için kaydolun .

Hi, everybody.

Welcome back to Ask Alisha, the weekly series where you ask me questions and I answer them,

Selam millet. Bana sorular sorduğun ve belki de cevapladığım

haftalık dizi Alisha'ya Sor'a tekrar hoş geldin

maybe.

.

First question this week comes from Isaac Alexander.

Bu haftanın ilk sorusu Isaac Alexander'dan geliyor .

Hi, again, Isaac.

Tekrar merhaba İshak.

Isaac says, “Hi, Alisha.

Isaac, "Merhaba, Alisha.

What's the difference between ‘make’ or ‘cook dinner’ and ‘have’ or ‘eat

'Yap' veya ' akşam yemeği pişir' ile 'ye' veya 'akşam

dinner?’”

yemeği ye' arasındaki fark nedir?”

About “make” and “cook dinner,” there's really not a difference unless you want to

“Yapmak” ve “akşam yemeği pişirmek” hakkında, gerçekten, gerçekten spesifik olmak istemediğiniz sürece gerçekten bir fark yoktur

be really, really specific and you're just like using a microwave or an oven to heat

ve siz' Tıpkı yemeği ısıtmak için mikrodalga fırın veya fırın kullanmak gibi

up food, in that case, it's probably more correct to say, “make dinner.”

, bu durumda “akşam yemeği yap” demek muhtemelen daha doğrudur.

Regarding your second question about “have” or “eat dinner” or any other meal for

"Yemek" veya "akşam yemeği yemek" ya da bu konuda başka bir yemekle ilgili ikinci sorunuzla ilgili olarak

that matter, they have the same meaning, yes, but we tend to use “have” more when we're

, aynı anlama sahipler, evet, ancak "yemek"i daha çok "

making invitations like, “Do you want to have lunch?” or “Do you want to have dinner

ister misiniz?" gibi davetler yaparken kullanırız. öğle yemeği yemek?" veya "Benimle akşam yemeği yemek ister misin

with me?”

?"

We use it a bit more in those cases.

Bu durumlarda biraz daha kullanırız. Kişisel planlarımızdan

We use “eat” more when we're talking about our personal plans.

bahsederken "yemek" kelimesini daha çok kullanırız .

I think “have” just sounds a little bit softer for an invitation.

Sanırım "var" bir davet için biraz daha yumuşak geliyor.

I hope that this helps you understand some of the small nuances there.

Umarım bu, oradaki bazı küçük nüansları anlamanıza yardımcı olur.

Thanks very much for the question.

Soru için çok teşekkürler.

Okay, let's move on to your next question.

Tamam, bir sonraki sorunuza geçelim.

Next question comes from Sumwang.

Sıradaki soru Sumwang'dan geliyor.

Hi, Sumwang.

Merhaba Sumwang.

Sumwang says, “Hi.

Sumwang, “Merhaba.

Can you describe what a stereotype means?”

Bir klişenin ne anlama geldiğini açıklayabilir misiniz?”

Yeah, a “stereotype” as a noun is kind of like an unfair or kind of a negative idea

Evet, bir isim olarak "klişe",

about a person or a thing based on some common characteristics.

bazı ortak özelliklere dayalı olarak bir kişi veya bir şey hakkında haksız veya olumsuz bir fikir gibidir .

Some examples of stereotypes are, “Women love shopping,” or, “Men love sports,”

Bazı klişe örnekleri, "Kadınlar alışverişi sever" veya "Erkekler sporu sever"

or “All Indian food is spicy,” for example.

veya "Bütün Hint yemekleri baharatlıdır" şeklindedir. Birçok durumda

Even though it's something that might be true in many cases, it's not true in all cases.

doğru olabilecek bir şey olsa da , her durumda doğru değildir.

So, this is a stereotype.

Yani, bu bir klişe.

I hope that that helps you.

Umarım bu sana yardımcı olur.

Okay, let's move on to your next question.

Tamam, bir sonraki sorunuza geçelim.

Next question comes from Ronnie Gontalida.

Sıradaki soru Ronnie Gontalida'dan geliyor.

Hi, Ronnie.

Merhaba Ronnie.

Ronnie says, “How do you properly use the period and the comma in sentences along with

Ronnie, " Cümlelerde nokta ve virgülü

the proper grammar?”

uygun dilbilgisi ile birlikte nasıl doğru bir şekilde kullanıyorsunuz?"

Use periods at the end of a sentence.

Cümlenin sonunda nokta kullanın.

In the most basic form, a sentence is a subject and a verb.

En temel haliyle, bir cümle bir özne ve bir fiildir.

So, like, “I walked,” or “He slept,” or “She swam,” for example.

Örneğin, "Ben yürüdüm" veya "O uyudu" veya "O yüzdü" gibi.

We put a period at the end of a sentence.

Cümlenin sonuna nokta koyarız.

“I watched the new Batman movie,” “The neighbors ate all my popcorn.”

“Yeni Batman filmini izledim,” “ Komşular patlamış mısırımın hepsini yedi.”

Those are more complex sentences.

Bunlar daha karmaşık cümleler.

We use commas then when we’re connecting independent sentences with coordinating conjunctions.

Bağlaçlarla bağımsız cümleleri bağlarken virgül kullanırız.

A coordinating conjunction is like “an,” “but,” “or,” “for,” “so,”

Bir koordinasyon bağlacı "an", "ama", "veya", "for", "so", "

“yet.”

yet" gibidir.

Like, “I watched the new Batman movie, and the neighbors ate all the popcorn.”

"Yeni Batman filmini izledim ve komşular patlamış mısırın hepsini yedi" gibi.

So, “I watched the new Batman movie,” comma, “and the neighbors ate all the popcorn.”

Yani, "Yeni Batman filmini izledim", virgül "ve komşular patlamış mısırın hepsini yedi."

That's when I would use a comma.

İşte o zaman virgül kullanırdım.

That's one example.

Bu bir örnek.

Actually, there's a video on the channel I made about how to use commas.

Aslında kanalda virgüllerin nasıl kullanılacağı ile ilgili yaptığım bir video var. Bu,

It's an introduction to using commas so I recommend you check this video out to learn

virgül kullanımına bir giriş niteliğindedir, bu nedenle virgüller hakkında daha fazla bilgi edinmek için bu videoyu izlemenizi tavsiye ederim

more about commas.

.

So, I hope that that helps you.

Umarım bu size yardımcı olur.

Thanks very much for the question.

Soru için çok teşekkürler.

Okay, let's move on to your next question.

Tamam, bir sonraki sorunuza geçelim.

Next question comes from Karima.

Sıradaki soru Karima'dan geliyor.

Hi, again, Karima.

Tekrar merhaba Kerime.

Karima says, “I think the verb, ‘address’ has different meanings.

Karima, “Bence 'adres' fiilinin farklı anlamları var.

Could you tell me some of them?”

Bana bazılarını söyler misin?”

One of the meanings of “address” is to write the mailing address on a letter or a

“Adres”in anlamlarından biri de mektup veya paket üzerine posta adresinin yazılmasıdır

package.

.

Like, “Please address your envelope to…”

"Lütfen zarfınızı şu adrese gönderin..."

Or, “I have a package addressed to so-and-so.”

veya "Falanca kişiye bir paketim var."

“Address” also means to deal with something or to handle an issue usually a problem, something

"Adres" aynı zamanda bir şeyle ilgilenmek veya bir sorunu, genellikle bir sorunu, olumsuz bir şeyi ele almak anlamına da gelir

negative.

.

“How do you plan to address this situation?”

"Bu durumu nasıl ele almayı düşünüyorsun?"

Or, “When are you going to address this issue?” for example.

Veya “Bu konuyu ne zaman ele alacaksınız ?” Örneğin.

That means deal with or handle something.

Bu, bir şeyle uğraşmak veya bir şeyi halletmek anlamına gelir.

Another meaning of “address” is to give a formal speech or to talk directly to someone.

Adresin diğer bir anlamı da resmi bir konuşma yapmak ya da doğrudan biriyle konuşmaktır.

Like, “The president addressed the country in a televised speech,” or, “The CEO plans

"Başkan, televizyonda yaptığı bir konuşmada ülkeye seslendi" veya "CEO,

to address the employees in the morning meeting.”

sabah toplantısında çalışanlara seslenmeyi planlıyor" gibi.

So, there are three different examples of how to use “address.”

Yani, “adres”in nasıl kullanılacağına dair üç farklı örnek var.

Again, if you want to know more about definitions, I highly recommend checking a dictionary.

Yine, tanımlar hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, bir sözlüğe bakmanızı şiddetle tavsiye ederim.

Okay, hope that helped you.

Tamam, umarım bu sana yardımcı olmuştur. Bir

Let's go on to your next question.

sonraki sorunuza geçelim.

Next question comes from Marcelo Oliviera.

Sıradaki soru Marcelo Oliviera'dan geliyor.

Hi, Marcelo.

Merhaba Marcelo.

Marcelo says, “Hi, Alisha.

Marcelo, "Merhaba, Alisha.

What do these expressions mean?

Bu ifadeler ne anlama geliyor? '

‘To scrape the bottom of the barrel’ and ‘last resort.’”

Namlunun dibini kazımak' ve ' son çare'.” “

“To scrape the bottom of the barrel” means to use only the people or the things that

Namlunun dibini kazımak”, yalnızca elinizde bulunan insanları veya nesneleri kullanmak anlamına gelir

you have available and this means that they're typically not of good quality.

ve bu, bunların genellikle iyi kalitede olmadığı anlamına gelir. .

Some examples, “I had to scrape the bottom of the barrel to find this computer for work,”

Bazı örnekler, " İş için bu bilgisayarı bulmak için namlunun dibini kazımak zorunda kaldım", "

“You put that guy on your team?

O adamı ekibine mi aldın?

You're scraping the bottom of the barrel.”

Namlunun dibini kazıyorsun.”

Your second question about the word, “last resort” means like your last option, the

"Son çare" kelimesiyle ilgili ikinci sorunuz, son seçeneğiniz,

last thing that you are able to do or the last thing you can possibly do.

yapabileceğiniz en son şey veya muhtemelen yapabileceğiniz en son şey anlamına gelir.

You have no other options in a situation, you turn to your last resort.

Bir durumda başka seçeneğiniz yoksa son çarenize başvurursunuz.

“I might not have enough money to launch my business.

“İşimi başlatmak için yeterli param olmayabilir .

My last resort is asking my parents for a loan.”

Son çarem ailemden borç istemek .”

“If this job doesn't work out, his last resort is to start working in his friend's

“Bu iş yürümezse, son çare arkadaşının şirketinde çalışmaya başlamaktır

company.”

.”

So, I hope that that helps you understand those two expressions.

Umarım bu, bu iki ifadeyi anlamanıza yardımcı olur.

Thanks very much for the questions.

Sorular için çok teşekkürler.

Alright, that's everything that I have for this week.

Pekala, bu hafta için sahip olduğum her şey bu .

Thank you, as always, for sending your questions.

Her zamanki gibi sorularınızı gönderdiğiniz için teşekkür ederiz.

Remember, you can send them to me at EnglishClass101.com/ ask-Alisha.

Unutmayın, bunları bana EnglishClass101.com/ ask-Alisha adresinden gönderebilirsiniz.

Of course, if you like the video, please don't forget to give it a thumbs up, subscribe to

Tabii ki videoyu beğendiyseniz, lütfen beğeni vermeyi unutmayın,

our channel if you have not already and check us out at EnglishClass101.com for some other

hala abone değilseniz kanalımıza abone olun ve

things that can help you with your English studies.

İngilizce çalışmalarınızda size yardımcı olabilecek diğer bazı şeyler için EnglishClass101.com'da bize göz atın. . Alisha'ya Sor'un

Thanks very much for watching this week's episode of Ask Alisha and I'll see you again

bu haftaki bölümünü izlediğiniz için çok teşekkürler, yakında tekrar görüşürüz

soon. Bye.

. Hoşçakal.