Learn the Top 10 Hardest English Words to Pronounce

Hi, everybody my name is Alisha and today we're going to be talking about ten of the

Herkese merhaba, benim adım Alisha ve bugün size

hardest words to pronounce according to you guys. So we collected some

göre telaffuzu en zor on kelimeden bahsedeceğiz çocuklar. Bu yüzden

information from you on facebook, thanks very much for sending in your ideas, and

facebook'ta sizden bazı bilgiler topladık, fikirlerinizi gönderdiğiniz için çok teşekkürler ve

these are the top 10 most difficult words for you to pronounce. So let's get started!

bunlar sizin için telaffuz etmesi en zor 10 kelime. Öyleyse başlayalım!

absolutely

might be tough to pronounce. Absolutely means 100%.

telaffuzu kesinlikle zor olabilir. Kesinlikle %100 demektir.

Absolutely is an agreement phrase. Are you going to that music event next week?

Kesinlikle bir anlaşma ifadesidir. Gelecek hafta şu müzik etkinliğine gidiyor musun?

Absolutely. Yes, 100%, definitely. Absolutely. "lute" like a lute, LUTE.

Kesinlikle. Evet, %100, kesinlikle. Kesinlikle. Bir ud gibi "ud", LUTE.

begrime

begrime

apparently means dirty, I've never heard nor use this word before, but

görünüşe göre kirli anlamına geliyor, bu kelimeyi daha önce hiç duymadım ve kullanmadım, ama

perhaps it's difficult to pronounce. Begrime.

belki de telaffuzu zor. Begrime.

The door to my apartment was begrimed in the storm last week.

Dairemin kapısı geçen hafta fırtınada kapandı.

Breakfast, the next word is breakfast. Breakfast is hard to pronounce, but that

Kahvaltı, sonraki kelime kahvaltı. Kahvaltıyı telaffuz etmek zordur ama

is the meaning of breakfast. You're breaking the fast, so fast is a period of

kahvaltının anlamı budur. Orucu bozuyorsunuz, yani oruç,

time without eating, and to break means to, well in this case, breaking something

yemek yemeden geçirilen bir süredir ve bozmak, yani bu durumda, bir şeyi bozmak anlamına

it doesn't refer to, like, crushing a think, but stopping something, to break

gelmez, bir düşünceyi ezmek gibi , ama bir şeyi durdurmak, orucu bozmak anlamına gelir.

the fast of the night, in other word. So you're fasting during the night, you're

diğer bir deyişle gecenin orucu. Yani gece oruç tutuyorsun,

not eating, so you wake up in the morning you break the fast. But we don't say "break fast,"

yemek yemiyorsun, sabah kalkıp orucunu bozuyorsun. Ama biz iftar demiyoruz,

we say breakfast. In a sentence, this morning for breakfast I ate a bowl of

kahvaltı diyoruz. Tek kelimeyle bu sabah kahvaltıda bir kase

cereal with grapes, and I had a coffee too.

üzümlü mısır gevreği yedim ve bir de kahve içtim.

Colleague

Meslektaş

Yes, colleague, many

Evet, meslektaş,

of my students struggle with this, they say coLLEAgue, or they say calleaGUE

öğrencilerimin çoğu bununla mücadele ediyor, meslektaş diyorlar ya da calleaGUE

or something because the spelling of this world is really really strange, there's that

falan diyorlar çünkü bu dünyanın yazımı gerçekten çok garip,

GUE at the end. Or more commonly I feel just co-worker, colleagues sounds slightly

sonunda o GUE var. Ya da daha yaygın olarak kendimi sadece iş arkadaşı gibi hissediyorum, iş arkadaşları

more formal to me than co-worker. Somebody who you work with, or somebody

bana iş arkadaşından biraz daha resmi geliyor. Birlikte çalıştığınız veya bir anlamda

who you have a business relationship with, in some sense. Could be a person

iş ilişkiniz olan biri . Başka bir şirketten bir kişi olabilir

from another company, could be somebody from your own company.

, kendi şirketinizden biri olabilir.

Anyone who you do business dealings with is your colleague, can be your colleague.

İş yaptığınız herkes meslektaşınızdır, meslektaşınız olabilir.

In a sentence, I'm going

Tek kelimeyle, önümüzdeki hafta

to a networking event with my colleagues next week.

meslektaşlarımla bir ağ oluşturma etkinliğine gideceğim .

Miscellaneous. That MISC, miscellaneous, so it's just the spelling I think

Çeşitli. O MISC, muhtelif, yani bu sadece imla,

maybe it's confusing for this word, miscellaneous. Miscellaneous just means

bu kelime için kafa karıştırıcı olabilir diye düşünüyorum, muhtelif. Çeşitli, yalnızca

other stuff, or just other uncategorized stuff. I keep a lot of miscellaneous

diğer şeyler veya yalnızca diğer kategorize edilmemiş şeyler anlamına gelir.

items in a drawer in my house. Maybe they don't really fit into one

Evimdeki bir çekmecede çok çeşitli şeyler saklıyorum. Belki de tek bir

category like it's not kitchen thing, it's not clothing, it's just sort of a mixture

kategoriye uymuyorlar, çünkü bu mutfakla ilgili bir şey değil, giysi değil, sadece bir tür

of things, miscellaneous things.

şeylerin karışımı, çeşitli şeyler.

Negotiation. The next word is negotiation.

Müzakere. Bir sonraki kelime müzakeredir.

Negotiation. yeah there are two T's in this, but neither T is a hard T,

Müzakere. evet, bunda iki T var , ama T'nin hiçbiri sert bir T değil,

they're both very soft that "sh-sh" sound, because they're followed by the "i" and another

ikisi de "sh-sh" sesi çok yumuşak, çünkü onları "i" ve başka bir sesli

vowel, the TIA, negotiation. Negotiation refers to a compromise

harf, TIA, müzakere izliyor. Müzakere,

between two people, you're trying to make a decision and you negotiate. In this

iki kişi arasındaki bir uzlaşmayı ifade eder, bir karar vermeye çalışıyorsunuz ve müzakere ediyorsunuz. Bu

case, it's the noun form, negotiation.

durumda, isim biçimi müzakeredir.

Business negotiations continued for more than a month with this important deal.

Bu önemli anlaşma ile iş görüşmeleri bir aydan fazla sürdü.

Realm

Realm

I see why this one's hard, because of that REALM

Bunun neden zor olduğunu anlıyorum, çünkü şu REALM

part, the of EALM, it's a weird word isn't it did you talk about. Just like

kısmı, EALM'inki, garip bir kelime değil mi? Tıpkı

the kind of a fantasy world, a sort of the nuances of this phrase the realm.

bir tür fantezi dünyası gibi, bu tabirin bir nevi nüansları alemidir. Tek

In a sentence,

kelimeyle

let us go to the realm where the elves live and eat their bread.

elflerin yaşadığı diyara gidip ekmeklerini yiyelim.

Unfortunately

The next word is unfortunately. Unfortunately. Unfortunately just means

Ne yazık ki Sonraki kelime maalesef. Maalesef. Ne yazık ki sadece

too bad. you can use this to to start bad news, for example, unfortunately I can't

çok kötü anlamına gelir. Bunu kötü haber başlatmak için kullanabilirsiniz , örneğin, maalesef

come to work today because I'm sick. Or unfortunately I broke my arm at the

bugün hasta olduğum için işe gelemeyeceğim. Ya da ne yazık ki

basketball game last week. Or unfortunately my haircut is bad.

geçen hafta basketbol maçında kolumu kırdım. Ya da ne yazık ki saç kesimim kötü.

Vocabulary

Kelime

vocabulary just refers to the

dağarcığı sadece

words in a language. My vocabulary in my second language is really really low.

bir dildeki kelimeleri ifade eder. İkinci dilimdeki kelime dağarcığım gerçekten çok düşük. Kendimi daha net ifade

I need a bigger vocabulary so that I can express myself more clearly.

edebilmek için daha geniş bir kelime dağarcığına ihtiyacım var .

World

Dünya

ah I see why this one's hard. World, world. Hard to pronounce that RLD, I think together is

ah, bunun neden zor olduğunu anlıyorum. Dünya, dünya. Bu RLD'yi telaffuz etmek zor, bence birlikte

tough, plus that W at the beginning as well. Such a short word but you have to say so many weird

zor, artı başlangıçtaki W da. Ne kadar kısa bir kelime ama aynı anda pek çok tuhaf şey söylemek zorundasın

things the same time. World, your tongue is going like this.

. Dünya, dilin böyle gidiyor.

In a sentence, I have traveled all over the world and the best food is in...

Tek kelimeyle, tüm dünyayı dolaştım ve en iyi yemek

my stomach.

midemdedir.

That's the end! So those are 10 hard to pronounce words. Give them a try slowly at first and just

Bu son! Yani bunlar telaffuzu zor 10 kelime. İlk başta yavaşça deneyin ve isterseniz

gonna try to work up to saying it at a more natural speed if you like. Thank you so much for

daha doğal bir hızda söylemeye çalışın . Facebook'ta görüşlerinizi bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederiz

sharing your opinions with us on Facebook, and please make sure to

ve

subscribe to our channel so you don't miss out on any of this fun information. So

bu eğlenceli bilgileri kaçırmamak için lütfen kanalımıza abone olmayı unutmayın.

thanks again for watching today and we'll see you again next time, bye!

Bugün izlediğiniz için tekrar teşekkürler ve bir dahaki sefere görüşürüz, hoşçakalın!

You don't need new shoes you need new feet.

Yeni ayakkabılara ihtiyacın yok, yeni ayaklara ihtiyacın var.