Weekly English Words with Alisha - The Internet Today

Alright! Welcome back to Weekly Words! My name is Alisha. This week we're going to

Peki! Weekly Words'e tekrar hoş geldiniz! Benim adım Alisha. Bu hafta

look at the internets today. this sounds scary, let's begin.

bugün internete bakacağız. Bu korkutucu geliyor, başlayalım.

The first word is “live-tweet”. Live-tweet is a, for those you have a twitter

İlk kelime “canlı tweet” dir. Canlı-tweet, twitter

account, when you are watching something or listening to something at that happened the

hesabı olanlar için,

popular TV show, or an awards show, and you write your comments on Twitter as it happened,

popüler bir dizide ya da ödül töreninde bir şey izlerken ya da bir şey dinlerken ve Twitter'da yorumlarınızı olduğu gibi yazarsanız buna

that's called live-tweeting something. An example sentence: I live tweeted the Grammy

canlı denir. -bir şeyi tweetlemek. Örnek bir cümle:

Awards this year it was a lot of fun. That’s a lie.

Bu yıl Grammy Ödüllerini canlı tweetledim çok eğlenceliydi. Bu bir yalan.

The next phrase is “binge-watch”. “Binge” means to do something to excess

Bir sonraki ifade “binge-watch”. "Binge", bir

to do something too much. So now that and services like Hulu, or Netflix, or other TV

şeyi çok fazla yapmak için aşırı bir şey yapmak anlamına gelir. Artık Hulu veya Netflix gibi hizmetler veya diğer TV

or movie viewing services, there might be different ones in your country that are available.

veya film izleme hizmetleri, ülkenizde kullanılabilen farklı hizmetler olabilir.

People like to binge-watch their favorite TV shows, meaning that they can sit and watch

İnsanlar en sevdikleri TV şovlarını art arda izlemeyi severler, yani oturup en

all of their favorite TV show in maybe a weekend, or a week, or something like that. If they

sevdikleri TV şovlarını belki bir hafta sonu, bir hafta veya buna benzer bir sürede izleyebilirler.

just sit for hours and hours. I binge watched all of House of Cards this

Sadece saatlerce otururlarsa. Bu sezon House of Cards'ın tamamını art arda izledim

season, I loved it. That’s a true story.

, bayıldım. Bu gerçek bir hikaye. Bir

The next word is “neckbeard”. Oh my god I can't believe we're teaching them

sonraki kelime "sakal" dır. Aman Tanrım, onlara bunu öğrettiğimize inanamıyorum

this. It's not a very nice word, it typically… I’m gonna get in trouble… Neckbeard is

. Çok hoş bir kelime değil, tipik olarak… Başım belaya girecek… Boyunsakal,

a rude word that's used to refer to people, typically men, who do not have very good hygiene,

çok iyi hijyene sahip olmayan,

do not have very good personal care habits, and as a result, their beard, which typically

kişisel bakım alışkanlıkları çok iyi olmayan insanlara, tipik olarak erkeklere atıfta bulunmak için kullanılan kaba bir kelimedir. ve sonuç olarak, tipik olarak

is on men's faces, or maybe in the chin or the jaw line, goes on to their neck.

erkeklerin yüzlerinde veya belki çenede veya çene hattında olan sakalları boyunlarına kadar uzanır.

In a sentence, there are a lot of neckbeards on the Internet.

Bir cümleyle, internette çok fazla gerdanlık var .

make sure you don't have a neckbeard. I don’t know.

sakalınızın olmadığından emin olun. Bilmiyorum.

Next is “fandom”. “Fandom” refers to a group of fans of

Sırada "fandom" var. "Fandom", bir grup video oyunu hayranı anlamına gelir

video game, it could be an athlete, could be singer, whatever. When you talk about any

, bu bir atlet olabilir, şarkıcı olabilir, her neyse. Herhangi bir

group of fans, you can refer to them as the fandom. For example, video game fandom on

hayran grubu hakkında konuşurken onlara fandom diyebilirsiniz. Örneğin, internetteki video oyunu fandomu

the internet is everywhere, it's so popular. video games are. Maybe your favorite TV show

her yerde, çok popüler. video oyunları vardır. Belki de en sevdiğiniz dizi

change direction, the story is suddenly changed and everybody is really upset about this change.

yön değiştiriyor, hikaye bir anda değişiyor ve herkes bu değişikliğe çok üzülüyor.

you might say, Oh, that recent change in the story has the fandom upset.

Ah, hikayedeki son değişiklik fandomu üzdü diyebilirsiniz.

the next word is “hyperconnected”. “Hyperconnected” refers to somebody who’s

sonraki kelime "hiper bağlantılı" dır. "Hiper bağlantılı",

just always has interconnection, someone who always has an internet connection, whether

her zaman ara bağlantısı olan,

on their smartphone, or tablet, or their PC, whatever it is, they might use to connect

akıllı telefonunda, tabletinde veya PC'sinde her zaman internet bağlantısı olan biri anlamına gelir; her ne ise,

to the internet they’re always connected. “Hyper” being super, you might say, I

her zaman bağlı oldukları internete bağlanmak için kullanabilirler. "Hiper" süper, diyebilirsiniz ki,

like to stay hyperconnected so I always have all the news.

hiper bağlı kalmayı seviyorum, bu yüzden her zaman tüm haberlere sahibim.

And that’s the end of The Internet Today. Those are some words that you might encounter

Ve bu, Bugün İnternet'in sonu. Bunlar, bugün internette karşılaşabileceğiniz bazı kelimelerdir

today on the internet, so if you see them that's what they mean. Give them a try and

, bu yüzden onları görürseniz, anlamları budur. Onları bir deneyin ve

we'll see you again next week for more weekly words. Bye!

haftaya daha fazla kelime için tekrar görüşürüz . Hoşçakal!