Free English Class! 🏃🧍🏾 Topic: Commands and Orders (Lesson Only)

Well hello and welcome to this free English class. This free

Merhaba ve bu ücretsiz İngilizce dersine hoş geldiniz. İngilizce

English lesson where I'm going to talk about commands, orders

komutlar, emirler

and requests in English. I'm going to talk about the things

ve istekler hakkında konuşacağım bu ücretsiz İngilizce dersi.

you need to say when you tell other people what to do. It

Diğer insanlara ne yapmaları gerektiğini söylerken söylemeniz gereken şeylerden bahsedeceğim.

might seem obvious that because I'm a teacher I use a lot of

Bir öğretmen olduğum için

phrases like this. I'm often telling people what to do. Um

bunun gibi pek çok deyim kullandığım aşikar görünebilir. Sık sık insanlara ne yapmaları gerektiğini söylüyorum.

but we'll look at ways to rudely tell someone what to do.

Ama kaba bir şekilde birine ne yapması gerektiğini söylemenin yollarına bakacağız.

We'll look at how to tell your dog what to do. We'll look at

Köpeğinize ne yapması gerektiğini nasıl söyleyeceğinize bakacağız.

how to other people what to do kindly. How to use it the

Diğer insanlara nasıl nazikçe ne yapacaklarına bakacağız . Bunu

phrases as a request. So welcome to this English lesson

bir istek olarak ifadeler nasıl kullanılır. Komutlar, emirler ve isteklerle ilgili bu İngilizce dersine hoş geldiniz

about commands orders and requests. Um we will be using

.

what's called the imperative verb form. The imperative verb

Zorunlu fiil formu denen şeyi kullanacağız. Zorunlu fiil

form is when you tell someone what to do using just the verb

formu, birine sadece fiili kullanarak ne yapacağını söylediğinizde

and there's usually an exclamation mark at the end of

ve genellikle cümlenin sonunda bir ünlem işareti bulunur

the sentence. So the first phrase I have is the phrase get

. Yani sahip olduğum ilk cümle,

out. By the way I think three or four of the slides today are

dışarı çık ifadesidir. Bu arada, bugünkü slaytlardan üç ya da dördünün

just someone pointing and yelling. Uh when you give a

birinin işaret edip bağırdığını düşünüyorum. İngilizce bir komut verdiğinizde,

command in English you're often raising your voice a little bit

if you're saying it in anger or if you are feeling emotional at

bunu öfkeyle söylüyorsanız veya

the time. When you say get out it implies that you are inside

o sırada duygusal hissediyorsanız, genellikle sesinizi biraz yükseltirsiniz. Çık deyince,

somewhere probably in a building. You can even be like

muhtemelen bir binanın içinde bir yerde olduğunuzu ima eder . Hatta

in a backyard. So you're not technically inside but there's

bir arka bahçede gibi olabilirsiniz. Yani teknik olarak içeride değilsiniz ama

a fence around you. Uh and if a dog came in your yard. You

etrafınızda bir çit var. Bir de bahçenize bir köpek gelirse.

might say get out. Um you might even say get out of here. Okay.

Çık diyebilirsin. Um, git buradan bile diyebilirsin. Tamam aşkım.

Maybe you're watching a TV show and there's a fight at

Belki bir televizyon programı izliyorsunuz ve birinin evinde kavga çıkıyor

someone's house and one person says to the person who's

ve bir kişi,

visiting get out or get out of here. Uh that kind of behaviour

ziyarete gelen kişiye defol ya da buradan defol diyor . Ah, bu tür davranışlar

is not welcome here. So get out. Um it isn't always

burada hoş karşılanmıyor. O zaman çık dışarı. Um, her zaman

something that you say angry in an angry way. But it I think it

kızgın bir şekilde kızgın bir şekilde söylediğin bir şey değildir. Ama bence

can be definitely for sure. Like I'm imagining a scene I

kesinlikle kesin olabilir. Sanki

saw on a TV show the other night where someone was yelling

geçen gece bir TV programında gördüğüm, birinin

get out to someone in a bar and that's how I got the idea for

barda birine dışarı çık diye bağırdığı bir sahneyi hayal ediyormuşum gibi ve bu ders için aklıma bu fikir geldi

this lesson. And they were definitely angry. We also can

. Ve kesinlikle kızgınlardı.

say things like keep out. Although normally it's a sign

Uzak dur gibi şeyler de söyleyebiliriz. Normalde size bunu söyleyen bir işaret olsa da

that tells you this. If you see the words keep out it means

. Dışarıda tutun kelimesini görürseniz, bu muhtemelen tehlikeli olduğu

don't go in because it's probably dangerous. Sometimes

için içeri girmeyin anlamına gelir . Bazen

you'll see a sign on a fence that says keep out. We also

bir çitin üzerinde uzak durun yazan bir işaret görürsünüz .

sometimes will use this as a teacher. I might say you know

Bunu bazen öğretmen olarak da kullanacağız .

this you're not supposed to go in this room so keep out. Uh

Bu odaya girmemeniz gerektiğini bildiğinizi söyleyebilirim, o yüzden uzak durun.

maybe there's a room where we have all the textbooks or all

Belki de tüm ders kitaplarının veya tüm

the computers and students aren't allowed in there. So we

bilgisayarların olduğu ve öğrencilerin oraya girmesine izin verilmeyen bir oda vardır. Bu yüzden

would tell them to keep out. Basically what that means is do

onlara uzak durmalarını söylerdik. Temel olarak bunun anlamı

not go in. But it's used as a command or an order. Um another

içeri girmeyin. Ancak bu bir komut veya emir olarak kullanılır.

phrase similar to get out is get lost. This is a little more

Get out'a benzer başka bir deyim de kaybolmaktır. Bu biraz daha

like slang. Um although it's very common in informal English

argo gibi. Gayri resmi İngilizce konuşmada çok yaygın olmasına rağmen

speech. Uh when you say to someone get lost or let's say

. Birine kaybol deyince ya da

an animal like this. I think this is a wolf or a fox. Looks

böyle bir hayvan diyelim. Bence bu bir kurt ya da tilki.

like a wolf. If I saw a animal like this I would probably yell

Kurt gibi görünüyor. Böyle bir hayvan görsem, muhtemelen

get lost or get out of here. Get lost. So basically when

kaybol ya da buradan defol diye bağırırdım. Kaybol. Yani temelde kaybolduğunuzda

you're lost you don't know where you are. And this command

nerede olduğunuzu bilmiyorsunuz. Ve bu komut,

is used to tell someone or an animal that you want them to go

birine veya bir hayvana gitmesini istediğinizi söylemek için kullanılır

away. You want them to leave and then not come back. So in a

. Gitmelerini ve sonra geri gelmemelerini istiyorsun. Yani bir

way you want them to be lost and not return. Get lost. Um

bakıma kaybolmalarını ve geri dönmemelerini istiyorsunuz. Kaybol. Bir

let's see here. Stop it and quit it. So these two are

bakalım. Durdur ve bırak. Yani bu ikisi,

commands or orders that parents often give to children when

children are really excited and maybe making too much noise or

çocuklar gerçekten heyecanlandıklarında ve belki çok fazla gürültü yaptıklarında veya

playing too loudly or if they're doing something

çok yüksek sesle oynadıklarında veya can sıkıcı bir şey yaptıklarında ebeveynlerin çocuklara sıklıkla verdiği komutlar veya emirlerdir

annoying. So a parent might say stop it or they might say quit

. Yani bir ebeveyn dur diyebilir ya da bırak diyebilir

it. Um I usually use the phrase quit it. Um stop it I use as

. Um, genellikle " bırak onu" ifadesini kullanırım. Kes şunu ben de kullanıyorum

well. By the way if you want to change it from a command to a

. Bu arada, bunu bir komuttan bir istek olarak değiştirmek isterseniz

request. So a command is very direct. A request is a little

. Yani bir komut çok doğrudandır. Bir istek biraz

more polite. So if I wanted to make this a request I might say

daha kibar. Yani bunu bir ricada bulunmak isteseydim,

stop it please. Um or quit it please. When you add the word

lütfen durdurun derdim. Ya lütfen bırak. Lütfen kelimesini eklediğinizde,

please it softens the command just a little bit and makes it

komutu biraz yumuşatır ve onu

more of a request. If you are wondering what the difference

daha çok bir istek haline getirir.

between a command and request was. So stop it and quit it. Uh

Bir komut ve istek arasındaki farkın ne olduğunu merak ediyorsanız . Öyleyse durdur ve bırak. Uh, sizi rahatsız eden bir şey yaparken

something you say to someone when they're doing something

birine söylediğiniz bir şey

that annoys you. Stop it. Quit it. So you might have

. Yapma. Bırak. Yani,

neighbours that play their music way too loud. You might

müziklerini çok yüksek sesle çalan komşularınız olabilir .

have neighbours that they come home from work everyday and

Her gün işten eve gelen komşularınız olabilir ve

they just turn their radio up really loud. And if you knocked

radyolarını gerçekten yüksek sesle açarlar. Ve eğer

on their door if you were angry you might say turn it down. Um

kapılarını çalarsan, sinirlenirsen, kapat diyebilirsin. Um,

if you were talking to your children though if your

çocuklarınızla konuşuyor olsaydınız, ancak

children were playing loud music you might say turn it

çocuklarınız yüksek sesli müzik çalıyorsa,

down please. Again adding the word please to soften things a

lütfen kısın diyebilirsiniz. İşleri biraz yumuşatmak için lütfen kelimesini tekrar eklemek

bit. Hey and a little bit the imperative. I should have

. Hey ve biraz zorunluluk.

explained this at the beginning. The imperative is

Bunu en başında açıklamalıydım . Emir kipi

simply the verb. So if you have the verb you know to stop. If

basitçe fiildir. Yani fiile sahipseniz, durmayı bilirsiniz.

you remove the word to and you just yell stop. That's the

Kelimeyi kaldırırsanız ve sadece dur diye bağırırsanız. Bu

imperative form of the verb. It's one of the easiest verb

fiilin emir kipidir. Çekimi en kolay fiil

forms to conjugate because if you have a verb like if you

biçimlerinden biridir, çünkü birine bir yere gitmesini söylemek istediğiniz gibi bir fiiliniz varsa,

want to tell someone to go somewhere you just remove the

sadece

TO the two and you just say go. So it's a very simple verb form

TO ikiyi kaldırırsınız ve sadece git dersiniz. Yani bir komut vermek istediğinizde çok basit bir fiil şeklidir

when you want to give a command. But yes loud music

. Ama evet, yüksek sesli müzik

sometimes results in people saying turn it down. This one

bazen insanların sesini kıs demesine neden olur. Bu

is almost always said forcefully and maybe with a bit

neredeyse her zaman zorla ve belki

of anger or frustration. There is no polite way to say shut

biraz öfke veya hayal kırıklığıyla söylenir. Kapa çeneni demenin kibar bir yolu yok

up. Okay? So when you yell shut up to someone it means you want

. Tamam aşkım? Yani birine kapa çeneni diye bağırdığında bu

them to stop talking. It means you want them to stop talking

onun konuşmayı bırakmasını istediğin anlamına gelir. Bu, sizinle konuşmayı bırakmalarını istediğiniz anlamına gelir

to you. Um it usually happens during a conversation when

. Um, genellikle bir konuşma sırasında

people are arguing and when they get angry at each other

insanlar tartışırken olur ve birbirlerine kızdıklarında

eventually one person might just say shut up. I'm tired of

sonunda bir kişi sus diyebilir.

listening to you. Just shut up. So shut up You can't say shut

seni dinlemekten bıktım Kes sesini. O yüzden sus

up please. That doesn't make it that doesn't make it any nicer.

lütfen sus diyemezsin. Bu onu daha güzel yapmaz.

You can't add the word please to this command and make it

Lütfen kelimesini bu komuta ekleyemez ve

work better. Uh or sound a little softer or nicer.

daha iyi çalışmasını sağlayamazsınız. Uh ya da ses biraz daha yumuşak ya da daha güzel.

Definitely when you say shut up it means that you are a little

Kesinlikle sus dediğin zaman

bit upset or a little bit angry. Sometimes people are

biraz kırgın veya biraz kızgın olduğun anlamına gelir. Bazen insanlar

very stressed. Sometimes people are they're very anxious or

çok streslidir. Bazen insanlar çok endişelidirler veya

they have a lot of anxiety. And if they sit down you might just

çok fazla endişeleri vardır. Ve eğer otururlarsa,

say you know relax. Maybe just relax. Maybe someone's angry

rahatladığını bildiğini söyleyebilirsin. Belki sadece rahatla. Belki birileri zamanında

about something that happened in their day. You might just

olan bir şeye kızgındır .

say relax. Let's have a cup of tea and talk about it. So when

Rahat ol diyebilirsin. Bir bardak çay içelim ve bunun hakkında konuşalım. Yani

you give the command or it's actually more of a request I

komutu verdiğinizde ya da aslında daha çok bir istek olduğunu

think. Relax. You're usually calmly asking someone to just

düşünüyorum. Rahatlamak. Genellikle sakince birinden

take a deep breath maybe count to 10 and to try to stop being

derin bir nefes almasını, belki 10'a kadar saymasını ve

angry or upset. Or at least be a little bit less angry. So

kızgın veya üzgün olmayı bırakmasını istiyorsun. Ya da en azından biraz daha az kızgın ol. Öyleyse

relax. Uh that's a great line by the way to say to someone

rahatla. Uh bu arada birine

hey relax. Let's sit down and have a cup of tea and you can

hey rahatla demek için harika bir söz. Oturup bir fincan çay içelim ve

tell me all about your day. So relax is definitely a command

bana gününüzü anlatabilirsiniz. Yani rahatla kesinlikle

where you're asking someone to be a little more calm. Watch

birinden biraz daha sakin olmasını istediğin bir komuttur.

out and look out. So when you yell watch out or look out.

Dikkat et ve dikkat et. Bu yüzden bağırdığınızda dikkat edin veya dikkat edin.

Usually someone maybe is in danger. Um maybe if you're at a

Genellikle birisi tehlikede olabilir . Um, belki bir

soccer game and you're standing on the sidelines and maybe

futbol maçında kenarda duruyorsanız ve belki yanınızdaki

you're talking to someone beside you and the soccer ball

biriyle konuşuyorsanız ve futbol topu

is coming towards your head people would yell watch out or

kafanıza doğru geliyorsa insanlar dikkat et ya da

look out. Uh this guy thankfully he has a heart hat

dikkat et diye bağırır. Uh bu adam neyse ki kalp şapkası var

on. So the hammer that is falling if it hits him it won't

. Yani düşen çekiç ona çarparsa

hurt him. But if you saw this happening you would be you

ona zarar vermez. Ama bunun olduğunu görseydin,

would definitely be yelling watch out or look out. You

kesinlikle dikkat et ya da dikkat et diye bağırırdın.

wouldn't be angry. You would just yell this because you are

Kızgın olmazdın. Diğer kişinin güvenliği için endişelendiğin için bunu bağırırsın

concerned for the other person's safety. So watch out.

. Öyleyse dikkat et.

Or look out. And then hopefully they move quickly. And then the

Ya da dikkat et. Ve sonra umarım hızlı hareket ederler. Ve sonra

danger is avoided. Slow down. Have you ever been in a car

tehlike önlenir. Yavaşla. Hiç çok hızlı kullanan biriyle arabada bulundunuz mu

with someone who drives too fast? Uh maybe you're driving

? Uh, belki

with one of your teenage children and you want to say

ergenlik çağındaki çocuklarınızdan biriyle araba kullanıyorsunuz ve

tell them that they're driving too fast you would say slow

onlara çok hızlı sürdüklerini söylemek istiyorsunuz, yavaşla diyeceksiniz

down. Um so yes definitely when someone drives quickly when

. Um yani evet kesinlikle birisi arabayı hızlı kullandığında

someone makes you feel uncomfortable because they're

going too fast. You would probably tell them to slow

çok hızlı gittiği için seni rahatsız ettiğinde. Muhtemelen onlara yavaşlamalarını söylersiniz

down. That would be the command that you would give them. Slow

. Onlara vereceğiniz komut bu olurdu .

down. And again if you add please slow down please. It

Yavaşla. Ve tekrar eklerseniz lütfen yavaşlayın lütfen.

sounds a little sir. Um but you have to recognize too that when

Biraz benziyor efendim. Um, ama şunu da kabul etmelisiniz ki,

you give commands and orders it means that either you're like a

emirler ve emirler verdiğinizde, bu ya bir

parent or a teacher or an older person talking to a younger

ebeveyn ya da bir öğretmen gibisiniz ya da daha genç biriyle konuşan yaşlı bir insan gibisiniz

person or maybe you're feeling angry or you're feeling

ya da belki kızgın hissediyorsunuz ya da

emotional. Um because it's very direct when you tell someone to

duygusal hissediyorsunuz. Um, çünkü birine

do something. Um because the most polite way to say it would

bir şey yapmasını söylediğinde çok direkt oluyor. Um çünkü bunu söylemenin en kibar yolu

be could you slow down please when you drive this fast it

yavaşlar mısın lütfen bu kadar hızlı sürerken bu

scares me a little bit. That would be very polite. And if

beni biraz korkutuyor. Bu çok kibar olurdu. Ve eğer

you said slow down that would be very angry. A lot more

yavaşla deseydin, bu çok kızardı. Çok daha fazla

emotion. So we have quiet quiet down be quiet. I put a picture

duygu. Yani biz sessiz sakin aşağı sessiz ol.

of a teacher. Uh this is a common phrase for teachers to

Bir öğretmenin resmini koydum. Bu, öğretmenlerin

say again when you say quiet or when you say quiet down or when

sessiz dediğinizde ya da sessiz olun ya da

you say be quiet it's somewhat forceful. If you wanted to

sessiz olun derken tekrar söylediği yaygın bir ifadedir, bu biraz zorlayıcıdır. Yumuşatmak istiyorsan,

soften it you would say quiet please or quiet down please or

lütfen sus ya da sus lütfen ya da

be quiet please. Um this adding the word please just makes

sus lütfen derdin. Um, bu kelimeyi eklemek, İngilizce'de her

things so much nicer and calmer and polite in English. So if

şeyi çok daha güzel, daha sakin ve kibar hale getiriyor. Dolayısıyla,

you are in charge of some people or if you're somewhere

bazı insanlardan sorumluysanız veya

where there's a lot of people who are being kind of loud or

çok sayıda insanın yüksek sesle konuştuğu veya

talking you could say quiet or quiet down or be quiet. Notice

konuştuğu bir yerdeyseniz, sessiz veya sessiz diyebilir veya sessiz olabilirsiniz.

how my voice gets a bit stronger. Quiet. And then quiet

Sesimin nasıl biraz daha güçlendiğine dikkat edin. Sessizlik. Ve sonra

please or quiet down please. Just a nicer way to say it.

lütfen sessiz olun veya sessiz olun lütfen. Bunu söylemenin daha güzel bir yolu.

Listen Up is a way to get people to listen to you. So if

Listen Up, insanların sizi dinlemesini sağlamanın bir yoludur. Yani,

you're standing with a large group of friends and there's a

kalabalık bir arkadaş grubuyla birlikteyseniz ve çok

lot of conversations maybe you're trying to decide with 10

fazla sohbet varsa, belki de 10

people what movie to go see. And maybe you look on your

kişiyle hangi filmi izleyeceğinize karar vermeye çalışıyorsunuzdur. Ve belki de telefonuna bakarsın

phone and you're like oh just a minute. Listen up. There's a

ve bir dakika gibisindir. Dinle. Sokağın aşağısında

movie playing in 10 minutes just down the street. So when

10 dakika içinde oynayan bir film var . Yani

you say listen up you're basically asking everyone to

dinle dediğinde, temelde herkesin

Listen to you. You're asking them to give you their

seni dinlemesini istiyorsun. Dikkatlerini size vermelerini istiyorsunuz

attention. Um so I think that's a great example. Again often a

. Bence bu harika bir örnek. Yine sık sık

phrase that teachers would use. Listen up. We're going to go to

öğretmenlerin kullanacağı bir ifade. Dinle.

the library now and everyone needs to find a book. So it's

Şimdi kütüphaneye gidiyoruz ve herkesin bir kitap bulması gerekiyor. Yani bu, siz konuşurken

just a way to request that people listen to you when

insanların sizi dinlemesini istemenin bir yolu, siz onların

you're having when you want them to stop talking and listen

konuşmayı bırakmasını ve

to what you have to say. Sometimes the command is

söyleyeceklerinizi dinlemesini istemenin bir yolu. Bazen komut

actually a greeting or salutation or something you say

aslında bir selamlama veya selamlama veya birine söylediğiniz bir şeydir

to someone. So sometimes when I'm leaving work I'll say hey

. Bu yüzden bazen işten çıkarken, gün

have a great day if it's the middle of the day. Um if I'm

ortasıysa hey, iyi günler diyeceğim . Sabah annemle

talking to my mom on the phone in the morning I might say have

telefonda konuşuyorsam,

a great day. So it's an entire phrase and it's more it's not

iyi günler diyebilirim. Yani bu tam bir cümle ve daha çok

so much of a like it is a command. It is the imperative.

bir komuttan çok bir beğeni değil . Bu zorunluluktur. Sahip

It uses the verb to have. And we say have a great day. But

olmak fiilini kullanır. Ve iyi günler diyoruz. Ama

it's a very polite thing. It's more of it's more of a say I

bu çok kibar bir şey. Bence daha çok bir söz

think. Like have a great day. Hey have a great day. Nice

. İyi günler gibi. İyi günler. Güzel

talking. Yesterday I talked to my friend in France and when we

konuşma. Dün Fransa'daki arkadaşımla konuştum ve

were done talking I said have a great day. Okay because it was

konuşmamız bittiğinde iyi günler dedim. Tamam, çünkü

the middle of the day. So sometimes you use the

gün ortasıydı. Yani bazen

imperative to wish someone well. Sometimes you use it to

birisine iyi dilek dilemek için emir kipini kullanırsın . Bazen

encourage people. You might say keep going or don't stop. So

insanları cesaretlendirmek için kullanırsın. Devam et ya da durma diyebilirsin.

the second phrase here is our first use of don't with the

Buradaki ikinci cümle, don't fiilini olumsuza çevirdiğinizde emir kipiyle ilk kullanımımızdır

imperative when you put it into the negative. So for instance

. Örneğin,

if I was watching someone run a race and they were slowing

birinin yarış koştuğunu izliyorsam ve

down. I might be like don't stop. Keep going. So I might

yavaşlıyorsa. Durma gibi olabilirim . Devam etmek. Böylece

cheer them on. Maybe you're watching the Olympics right

onları neşelendirebilirim. Belki şu anda olimpiyatları izliyorsunuzdur

now. And you're watching speed skating and the skater from

. Sürat pateni izliyorsunuz ve ülkenizdeki patenci

your country is going a little slow. You might be like no keep

biraz yavaş gidiyor. Devam etmek yok gibi olabilirsin

going. Don't stop. And you would use the imperative to or

. Durma. Ve onları neşelendirmek için emir kipini veya

a command to cheer them on. You also might use the phrase go

bir komutu kullanırsınız. Bunun için gitmek ifadesini de kullanabilirsiniz

for it. So this is used in a bunch of different ways. But it

. Yani bu bir sürü farklı şekilde kullanılıyor. Ama

basically is a command where you encourage someone to do

temel olarak, birini bir şey yapmaya teşvik ettiğiniz

something or you tell them they're allowed to do

veya onlara bir şey yapmasına izin verildiğini söylediğiniz bir komuttur

something. So the first example would be this. If a friend said

. Yani ilk örnek bu olurdu. Bir arkadaşım Amazon'a iş

I'm thinking of applying for a job at Amazon. You might say

başvurusu yapmayı düşünüyorum dese .

that sounds great. Go for it. That means that you agree that

Kulağa harika geliyor diyebilirsiniz. Göreyim seni. Bu,

it's a good idea and you think they should do it. Um I'm

bunun iyi bir fikir olduğunu kabul ettiğiniz ve bunu yapmaları gerektiğini düşündüğünüz anlamına gelir.

thinking of watching Bob's livestream this morning. You

Bu sabah Bob'un canlı yayınını izlemeyi düşünüyorum.

might say to someone oh good idea. Go for it. I have a lot

Birine oh iyi fikir diyebilirsin. Göreyim seni. Çok

of fun. Here you'll that there are some boxes with donuts. If

eğleniyorum. Burada çörek içeren bazı kutular olduğunu göreceksiniz.

I was giving out donuts and someone said can I take one I

Çörek dağıtıyorsam ve biri bir tane alabilir miyim derse,

might say go for it. So I'm giving them permission to do

alayım diyebilirim. Bu yüzden onlara bunu yapmaları için izin veriyorum

it. So it can be used to encourage someone. If they say

. Bu yüzden birini teşvik etmek için kullanılabilir.

they might do something or they're thinking about do

Bir şey yapabileceklerini söylerlerse veya

something if you say go for it. Um or it's a way to give

bir şey yapmayı düşünürlerse, bunun için git dersen. Um ya da izin vermenin bir yolu

permission. Like may I have a donut? I could say sure or I

. Çörek alabilir miyim ? Emin diyebilirim ya da

could say go for it. So here's one that I've mentioned during

bunun için git diyebilirim. İşte soru oturumunda bahsettiğim bir tane

the question session. Sit down and take a seat. These two

. Oturun ve oturun. Bu iki

commands verb to sit and to take a seat is a is a verbal

emir oturmak ve oturmak fiili birer fiildir

phrase. Um both mean that you're talking to people who

. Her ikisi de ayakta duran insanlarla konuştuğunuz

are standing up and you're asking them to find a chair or

ve onlardan bir sandalye bulmalarını veya

to sit on the floor. Uh and you're asking them to sit down.

yere oturmalarını istediğiniz anlamına gelir. Uh ve sen onlardan oturmalarını istiyorsun.

Um teachers use this. Um if you go to a meeting maybe you go to

Öğretmenler bunu kullanıyor. Um, eğer bir toplantıya gidersen belki belediyeye gidersin

city hall and there's a meeting. Before the meeting

ve bir toplantı vardır. Toplantıdan önce

everyone is standing around talking. Someone might go to

herkes ayakta konuşuyor. Birisi mikrofona gidip gidebilir,

the mic and go can I have everyone sit down please? Could

lütfen herkesi oturtabilir miyim?

you sit down please? Um hey Could take a seat please. We're

Lütfen oturur musunuz? Um hey Lütfen oturabilir misiniz?

going to start the meeting. So notice again adding the word

Toplantıya başlayacağız. Bu yüzden lütfen kelimesini tekrar eklemeye dikkat edin,

please softens it a bit and makes it kinder. Um but it's

onu biraz yumuşatır ve daha nazik hale getirir. Um, ama

definitely a way to ask people to sit down to find a chair and

kesinlikle insanlardan bir sandalye bulmaları için oturmalarını ve

sit in the chair or even to sit on the floor if that's what

sandalyeye oturmalarını, hatta yaptığınız şey buysa, yere oturmalarını istemenin bir yolu

you're doing. And then the opposite of course is stand up.

. Ve sonra tabii ki tam tersi ayağa kalkmaktır.

So maybe you are somewhere where a whole bunch of people

Yani belki de bir sürü insanın

are sitting. And the person in charge needs everyone to stand

oturduğu bir yerdesin. Ve sorumlu kişinin herkesin ayağa kalkmasına ihtiyacı var

up. They would just say stand up. And again if you Wanted to

. Sadece ayağa kalk derlerdi . Ve yine

soften it and make it a little more polite you would say stand

yumuşatmak ve biraz daha kibar yapmak isteseydin ayağa

up please. Uh I see in the chat from Yaroslav someone saying or

kalk derdin. Uh, Yaroslav'dan gelen sohbette birinin ya da

Yaroslav saying please be seated. That's definitely

Yaroslav'nın lütfen oturun dediğini görüyorum . Bu kesinlikle

another way to say it kindly. Find a seat please. Take a seat

kibarca söylemenin başka bir yolu. Lütfen bir koltuk bulun.

please. Please be seated or sit down please. All of those are

Lütfen oturun. Lütfen oturun veya oturun lütfen. Bunların hepsi

common ways. Um and again the example of if a meeting is

ortak yollardır. Um ve tekrar bir örnek, eğer bir toplantı

starting that's what you would hear. Great addition Yaroslav.

başlıyorsa, duyacağınız şey budur . Büyük ek Yaroslav.

Help. So this person is fine by the way. This is a picture of a

Yardım. Yani bu kişi bu arada iyi . Bu,

person swimming and they're doing they're they're fine.

yüzen bir kişinin resmi ve yapıyorlar, iyiler.

They they're just yelling help. Because they want someone to

Sadece yardım diye bağırıyorlar. Çünkü birinin

help them. So this is something that you yell when you are in

onlara yardım etmesini istiyorlar. Yani bu, tehlikede olduğunuzda bağırdığınız bir şey

danger. So let's say you fall down and you hurt your leg and

. Diyelim ki düştünüz ve bacağınızı incittiniz ve

you can't get up. You would yell help. Let's say you're

kalkamıyorsunuz. Yardım diye bağırırdın. Diyelim ki

swimming and you don't know how to swim and you're sinking. You

yüzüyorsun ve yüzme bilmiyorsun ve batıyorsun.

would yell help. Well you need to have your head above water.

Yardım diye bağırırdın. Peki, kafanı suyun üstünde tutmalısın.

Do that of course. Um but definitely this is the short

Bunu yap tabii ki. Ama kesinlikle bu,

and quick way to let someone know that you need assistance.

birinin yardıma ihtiyacın olduğunu bilmesini sağlamanın kısa ve hızlı yolu .

You need someone to come and help you. So you would yell

Gelip sana yardım edecek birine ihtiyacın var . Yani

help. Um Another negative version of a command is the

yardım diye bağırırdın. Bir komutun başka bir olumsuz versiyonu da

don't forget phrase. Sometimes in life you go to do something

unutma cümlesidir. Bazen hayatta bir şey yapmaya gidersin

and you forget what you were supposed to do. So sometimes

ve ne yapman gerektiğini unutursun. Yani

Jen for instance will text me and say don't forget to go to

bazen Jen bana mesaj atıyor ve markete gitmeyi unutma diyor

the grocery store. Don't forget to get the mail. Don't forget

. Mail almayı unutmayın.

to pick up some milk. So the don't forget command is used to

Biraz süt almayı unutma. Yani unutma komutu

remind someone. When students leave my class I'll say don't

birine hatırlatmak için kullanılır. Öğrenciler dersimden ayrıldığında,

forget to do your homework don't forget to finish your

ödevini yapmayı unutma, projeni bitirmeyi unutma, diyeceğim

project. Don't forget to finish your assignment. So the don't

. Ödevini bitirmeyi unutma . Yani negatif de

forget to format even though it's the negative. Basically

olsa biçimlendirmeyi unutmayın . Temelde

it's a way to remind people that they need to do something.

insanlara bir şeyler yapmaları gerektiğini hatırlatmanın bir yolu. Salı günü

Don't forget to watch my video on Tuesday. Don't forget to

videomu izlemeyi unutmayın . Birkaç gün sonra

watch this video again in a couple of days. See I'm using

bu videoyu tekrar izlemeyi unutmayın . Bak

it right there. Don't be late. Another negative form of a

bende kullanıyorum. geç kalma Bir komutun başka bir olumsuz biçimi

command. You're telling people that instead of Be on time.

. Zamanında olun yerine insanlara bunu söylüyorsunuz.

That would be the reverse. The affirmative or positive version

Bunun tersi olurdu. Olumlu ya da olumlu versiyon

right? Be on time tomorrow. You could also say don't be late

değil mi? Yarın vaktinde ol. Yarın geç kalma da diyebilirsin

tomorrow. So again a command telling people make sure that

. Yani yine insanlara orada olmanız gereken zamanda bir yere vardığınızdan emin olmalarını söyleyen bir komut

you arrive somewhere at the time when you are supposed to

be there. Don't be late. Be on time. Just need a little sip of

. geç kalma Zamanında olun . Sadece biraz su içmeye ihtiyacım var

water here. If you wanted to give me a command to drink you

. Bana içmem için emir vermek isteseydin,

would say take a drink or take a sip of water. Um Don't move.

iç ya da bir yudum su iç derdin. Kıpırdama.

So you'll hear this phrase quite often on police shows.

Yani bu cümleyi polis programlarında oldukça sık duyacaksınız.

Sometimes when the police arrest someone the person will

Bazen polis birini tutukladığında, kişi

be running away and the the police will pull out their gun

kaçıyor olacak ve polis silahını çekecek

and they'll say don't move. And then they'll arrest the person.

ve hareket etme diyecekler. Sonra o kişiyi tutuklayacaklar.

But we also say this to people sometimes when we see a

Ama bunu bazen insanlara

mosquito land on them. And we want to swat the mosquito. We

sivrisinek konduğunu gördüğümüzde de söylüyoruz. Ve sivrisineği ezmek istiyoruz.

might say oh don't move. And then we'll swat the mosquito.

Kıpırdama diyebiliriz. Sonra sivrisineği ezeceğiz. Ailemle

When I sit around a campfire with my family sometimes Jen or

bir kamp ateşinin etrafında oturduğumda bazen Jen,

my sister or somebody will all of the sudden say don't move

kız kardeşim ya da biri aniden Bob'u hareket ettirme diyecekler

Bob. And then all of a sudden whack and then they'll have hit

. Ve sonra ani bir darbe ve ardından

or swatted the mosquitoes. So don't move is a command you use

sivrisinekleri vurmuş veya ezmiş olacaklar. Yani hareket etme,

to tell people not to move maybe to swat a bug that's on

insanlara hareket etmemelerini söylemek için kullandığınız bir komuttur, belki açık olan bir hatayı ezmek için

or for another reason. Um there's could be a variety of

veya başka bir nedenle. Um, çok çeşitli olabilir

them. So you might be familiar with this phrase because you

. Bu ifadeye aşina olabilirsiniz çünkü

hear this often in a restaurant in English when the waiter or

bunu bir restoranda İngilizce olarak garson veya

waitress brings you your food. They will say enjoy your meal.

garson size yemeğinizi getirdiğinde sıklıkla duyarsınız. Afiyet olsun diyecekler.

They will say here you go. Enjoy your meal and they will

Buyurun diyecekler. Yemeğinizin tadını çıkarın ve size

give you your food. So it's just a very polite command.

yemeğinizi verecekler. Yani bu çok kibar bir komut.

Again it's the to enjoy. But it's used to kind of wish

Yine zevk almak için. Ama

someone well at a restaurant. So enjoy your meal. Thanks for

bir restoranda birine iyi dileklerde bulunmak için kullanılır. Bu yüzden yemeğinizin tadını çıkarın. Geldiğin için teşekkürler

coming. Here's your food. Enjoy your meal. So they want you to

. İşte yemeğin. Afiyet olsun . Bu yüzden

have a good time eating. A good time talking with your friends.

yemek yerken iyi vakit geçirmenizi istiyorlar. Arkadaşlarınla ​​konuşurken iyi vakit geçir.

And just a nice time at the restaurant where you're at. So

Ve bulunduğunuz restoranda güzel bir zaman geçirin . Bu yüzden

enjoy your meal. You could say this at home too. Like I guess

yemeğinizin tadını çıkarın. Bunu evde de söyleyebilirsin. Sanırım

I could say if I had guests over. I might you know bring

misafirim gelse diyebilirdim . Bilirsin

the food to the table and say enjoy your meal. But it's most

yemeği masaya getir ve afiyet olsun. Ancak

common to hear this in a restaurant. Uh Audi said Bob I

bunu bir restoranda duymak en yaygın olanıdır . Uh Audi, Bob'a

just checked. Yeah I will fix that Audi after this lesson for

az önce kontrol ettiğimi söyledi. Evet, bu dersten sonra o Audi'yi

sure. Um we also have borrowed a phrase. We say this two ways.

mutlaka tamir edeceğim. Um biz de bir cümle ödünç aldık. Bunu iki şekilde söylüyoruz.

When someone is going on a trip we will often say have a good

Birisi seyahate çıktığı zaman, sık sık iyi

trip. Uh we will say enjoy yourself. And we might even say

yolculuklar deriz. Eh, iyi eğlenceler diyeceğiz . Ve hatta

bon voyage. Which is not English. It's French. So we

iyi yolculuklar bile diyebiliriz. Hangisi İngilizce değil. Bu Fransızca. Bu nedenle,

have a number of phrases that we use similar to have a good

iyi bir gün geçirmek için benzer şekilde kullandığımız bir dizi ifademiz var

day. Have a great day. We sometimes will say people. Have

. İyi günler. Bazen insanlar diyeceğiz.

a good trip. Have a great trip or bon voyage. Basically

İyi yolculuklar. İyi yolculuklar veya iyi yolculuklar. Temel olarak,

wishing someone well when they leave to go on a trip. We're

seyahate çıkmak için ayrılan birine iyi dilek dilemek.

basically saying the long version would be I hope when

Temelde uzun versiyonun olacağını söylüyoruz, umarım

you are on your vacation or trip that you have fun

tatilinizde veya gezinizdeyken

everyday. Have a good trip. Uh and then in there I said enjoy

her gün eğlenirsiniz. İyi yolculuklar. Uh ve sonra orada sana da iyi eğlenceler dedim

yourself as well. I'm not sure if you've heard that one. Have

. Bunu duyup duymadığından emin değilim.

a good trip. Bon voyage. Enjoy yourself. Watch your mouth is

İyi yolculuklar. İyi yolculuklar. İyi eğlenceler . Ağzına dikkat et,

something that usually adults say to children when they use a

genellikle yetişkinlerin çocuklara kötü bir kelime kullandıklarında söylediği bir şeydir

bad word. Excuse me. Like when they use a swear word they'll

. Affedersin. Mesela bir küfür kullandıklarında

say watch your mouth. Um it basically means stop swearing.

ağzına dikkat et derler. Um, temelde küfür etmeyi bırak demektir.

Stop using swear words. If yeah if if a student yeah how would

Küfür kullanmayı bırak. Evet ise eğer bir öğrenci evet ise

I say this? I'm not sure I would say watch your mouth

bunu nasıl söylerim? Lütfen ağzına dikkat et diyeceğimden emin değilim

please. Because if a student swears in class I usually ask

. Çünkü bir öğrenci sınıfta küfür ederse, genellikle

them to go sit in the hall. And then I might go to them later

ondan koridorda oturmasını isterim. Ve sonra onlara gidip bak

and say look you can't swear in class. I watch your mouth is

sınıfta küfür edemezsin diyebilirim . Ağzının

very direct. Like angry parent might say this to a child who

çok doğrudan olduğunu görüyorum. Kızgın bir ebeveynin bunu küfür eden bir çocuğa söylemesi gibi

swears. So if they said the F word or something like that

. Yani F kelimesini veya buna benzer bir şey söylerlerse,

they might say hey watch your mouth. Um you can't say that

ağzına dikkat et diyebilirler. Bu

word in public. And then you've might have seen this if you've

kelimeyi herkesin içinde söyleyemezsin. Ve sonra,

been to an English speaking country. Watch your step. This

İngilizce konuşulan bir ülkede bulunduysanız, bunu görmüş olabilirsiniz. Adımına dikkat et. Bu, sizinle tren arasında küçük

means that there might be a little gap between you and the

bir boşluk olabileceği anlamına gelir

train. Maybe there's a set of stairs where the stairs are

. Belki merdivenlerin

really narrow and the steps aren't very big. Anytime you're

gerçekten dar olduğu ve basamakların çok büyük olmadığı bir dizi merdiven vardır. Her zaman, her

in a situation where you might trip and Fall because things

şey

are uneven or there's a hole or any of those kinds of things.

dengesiz olduğu veya bir delik olduğu veya bu tür şeyler olduğu için takılıp düşebileceğiniz bir durumdasınız. Adımına dikkat et

There will be a sign that says watch your step. Caution watch

diyen bir işaret olacak . Dikkat,

your step. It basically means be careful when you walk here.

adımına dikkat et. Temelde burada yürürken dikkatli olun demektir.

Watch your step. Be nice. So this is something we often say

Adımına dikkat et. Kibar ol. Bu, çocuklarımız okula gittiklerinde sık sık söylediğimiz bir şey

to our children when they go to school. We say have a good day.

. İyi günler diyoruz.

Enjoy your day at school. Be nice. Or be nice to your

Okulda günün tadını çıkar. Kibar ol. Veya öğretmenlerinize iyi davranın

teachers. We sometimes say that too. Uh I often say this when

. Biz de bazen bunu söylüyoruz . Öğrenciler sınıfımdan ayrıldığında bunu sık sık söylerim

students leave my classroom. I'll say hey have a good night.

. İyi geceler diyeceğim.

See you tomorrow. Be nice to your parents. Because I always

Yarın görüşürüz. Ailene iyi davran. Çünkü her zaman

know sometimes teenagers aren't nice to their parents. So this

bilirim ki bazen ergenler ebeveynlerine iyi davranmazlar. Yani bu güzel

is a command that's given in a nice way. It's it's not

bir şekilde verilmiş bir komut . Kibar olmak

something like you're not like be nice. You you wouldn't say

gibi bir şey değilsin .

it in a mean way. You would definitely say it in a nice

Bunu kötü bir şekilde söylemezdin. Kesinlikle güzel ve

kind way. Would say hey see you later be nice and it is again

nazik bir şekilde söylerdin. Selam, sonra görüşürüz, nazik olun derdim ve yine

usually someone like an adult talking to children you might

genellikle çocuklarla konuşan bir yetişkin gibi biri olur,

say this to your dog as well by the way if your dog growls you

bunu köpeğinize de söyleyebilirsiniz, bu arada köpeğiniz hırlarsa,

might pull them back on their leash and say hey be nice. This

tasmasını geri çekip onu iyi davran diyebilirsiniz. Bu

is our neighbour. Don't growl at our neighbour. Be nice. Have

bizim komşumuz. Komşumuza homurdanma. Kibar ol.

fun is another good one. Um sometimes people I'm trying to

Eğlenmek bir başka güzeldir. Um bazen insanlar

think gamers if any of you are younger there's short forms

oyuncu düşünmeye çalışıyorum, eğer herhangi biriniz daha gençseniz,

like good luck have is something they say in video

iyi şanslar var gibi kısa formlar video oyunlarında söyledikleri bir şeydir

gaming or at least they used to what I was more of a gamer

veya en azından

before a game or a match. So GL HF good luck have fun. Um when

bir oyundan veya maçtan önce daha çok oyuncu olduğum şeye alışmışlardı. Yani GL HF iyi şanslar iyi eğlenceler. Um,

you say good luck to someone or have fun to someone. You're

birine iyi şanslar ya da birine iyi eğlenceler derken.

basically just saying I hope what you're going to do is

Temelde, umarım yapacağınız şeyin

something fun. Okay. So if someone was going hiking I

eğlenceli bir şey olduğunu söylüyorsunuz. Tamam aşkım. Yani biri yürüyüşe çıkıyorsa, iyi

could say hey have fun. That have a good day. Have fun.

eğlenceler diyebilirim. İyi günler. İyi eğlenceler.

Basically wishing someone well. And then have a good day.

Temel olarak birine iyi dilek dilemek. Ve sonra iyi günler.

Something you could say when some did I do this one already?

Bazıları bunu zaten yaptığımda söyleyebileceğiniz bir şey mi?

No. I did have a great day. So we did have a great day and now

Hayır. Harika bir gün geçirdim. Bu yüzden harika bir gün geçirdik ve şimdi

we have have a good day. Two ways to basically say to

iyi bir gün geçiriyoruz.

someone I hope your day is awesome. Um it's something that

Birine temelde gününün harika olduğunu umuyorum demenin iki yolu . Bu,

I say to all of you when I've done my live streams. I usually

canlı yayınlarımı yaptığımda hepinize söylediğim bir şey. Genellikle

say have a good Friday or have a good day or have a good

iyi bir Cuma geçirin veya iyi bir gün geçirin veya iyi bir

weekend. And then this is not technically a verb. But we have

hafta sonu geçirin derim. Ve sonra bu teknik olarak bir fiil değil. Ama

shortened another phrase the phrase see you later. We have

başka bir ifadeyi daha sonra görüşürüz ifadesini kısalttık.

shortened that phrase to just later. So I'm going to end with

Bu ifadeyi biraz sonra olarak kısalttık.

this slide and I'll do some questions. But when it's a very

Bu slaytla bitireceğim ve bazı sorular soracağım. Ama

slang way to say goodbye to people. Um you'll hear students

insanlara veda etmenin çok argo bir yolu olduğunda . Um, öğrencilerin

say this. Younger people say this. I say it sometimes. I'll

bunu söylediğini duyacaksınız. Bunu daha genç insanlar söylüyor . Bazen söylüyorum.

just say later. Um and it basically means I will see you

Daha sonra söyleyeceğim. Um ve bu temelde seni

later or see you later. Um a very common informal I guess

sonra göreceğim veya sonra görüşeceğim anlamına geliyor. Um, çok yaygın bir resmi olmayan argo sanırım

it's slang a little bit way to say goodbye to someone.

birine hoşçakal demenin biraz yolu.