Lesson 109 👩‍🏫 Basic English with Jennifer - Countable & Uncountable Nouns

Hi everyone. I'm Jennifer from English with Jennifer. Which thing

Herkese selam. Ben Jennifer ile İngilizce'den Jennifer. Hangi şeyi

can we count? Water or a bottle?

sayabiliriz? Su mu yoksa şişe mi?

A bottle. Right? One bottle, two bottles. Which thing can we count? Sand

Bir şişe. Sağ? Bir şişe, iki şişe. Hangi şeyi sayabiliriz? Kum mu

or a beach?

plaj mı?

A beach. One beach, two beaches. Water and sand

Sahil. Bir kumsal, iki kumsal. Su ve kum

are uncountable. Let's practice using countable and uncountable nouns.

sayılamaz. Sayılabilen ve sayılamayan isimleri kullanarak pratik yapalım.

You can study with my students, Flavia and Andreia.

Öğrencilerim Flavia ve Andreia ile çalışabilirsiniz.

It's time to learn some basic grammar through conversation.

Bazı temel dilbilgisini konuşma yoluyla öğrenmenin zamanı geldi .

So, very quickly, let's do a review because you need to remember --

Çok hızlı bir şekilde bir inceleme yapalım çünkü hatırlamanız gerekiyor --

What can we count? What can we not count? And that's the difference between "many"

Neleri sayabiliriz? Neyi sayamayız? "çok"

and "much." Okay? So, for example, just tell me what do you see?

ile "çok" arasındaki fark da budur. Tamam aşkım? Örneğin, bana sadece ne gördüğünü söyle?

Many flowers? You see many flowers. Beautiful red flowers. I think they're tulips.

Birçok çiçek? Birçok çiçek görüyorsunuz. Güzel kırmızı çiçekler. Lale olduklarını düşünüyorum.

Okay. What do you see? Many candies. Aha! You could...if you say

Tamam aşkım. Ne görüyorsun? Birçok şeker. Aha! Yapabilirsin...

"candies." All different kinds of candies. Many candies.

"şekerler" dersen. Her çeşit şeker. Birçok şeker.

But all together, we could also say

Ama hep birlikte

"much" or "a lot." There's a lot of candy. Candy is one of those words, like a group.

"çok" veya "çok" da söyleyebiliriz. Çok şeker var. Candy, bir grup gibi bu kelimelerden biridir.

Fruit, candy, pasta. Right? Lots of food categories are uncountable. That's a

Meyve, şeker, makarna. Sağ? Pek çok yiyecek kategorisi sayılamaz. Bu

lot of candy. But you could say, "Oh! Many candies."

çok şeker. Ama "Ah! Çok şekerler" diyebilirsiniz.

Because there's different types. Okay? What do you see in that picture?

Çünkü farklı türleri var. Tamam aşkım? O resimde ne görüyorsun?

Many shoes.

Birçok ayakkabı.

There are many shoes and many boots. Many different kinds.

Birçok ayakkabı ve birçok bot var. Birçok farklı tür.

That's a city. Tell me about it. What do you see in that city photo?

Bu bir şehir. Bana bundan bahset. O şehir fotoğrafında ne görüyorsun?

Much buildings?

Çok bina?

Many. Many?

Birçok. Birçok?

Why? Can we count buildings? Yes. There are many buildings and also

Neden? Binaları sayabilir miyiz? Evet. Birçok bina var ve ayrıca

look at all the lights. Many or much lights?

tüm ışıklara bakın. Çok mu çok ışık mı?

Much lights? Well, if in this picture there are many windows...in every window

Çok ışık mı? Pekala, eğer bu resimde birçok pencere varsa... her pencerede

there's light. So, these are things that we count. Look

ışık vardır. Yani bunlar saydığımız şeyler.

at all the lights. Because there are different ones. Right?

Bütün ışıklara bak. Çünkü farklı olanlar var. Sağ?

Or we can say in this room, "Oh, there's too much light."

Ya da bu odada "Oh, çok fazla ışık var" diyebiliriz.

"There's not enough light." Because we're speaking here in this

"Yeterli ışık yok." Çünkü burada bu

place. But in this photo, there's lots of little

yerde konuşuyoruz. Ancak bu fotoğrafta çok sayıda küçük

lights. Many lights. We talk about the city lights.

ışık var. Birçok ışık. Şehir ışıklarından bahsediyoruz.

Like the city lights of New York or Boston...how pretty they are.

New York veya Boston şehir ışıkları gibi ... ne kadar güzeller.

Much pasta.

Çok makarna.

There's so much pasta. There's so much pasta.

Çok fazla makarna var. Çok fazla makarna var.

Okay. What do you see?

Tamam aşkım. Ne görüyorsun?

Many necklace.

Birçok kolye.

Many necklaces. Necklaces. Many necklaces. Uh-huh. So, "many" and "much" depends on whether it's

Birçok kolye. Kolyeler. Birçok kolye. HI-hı. Dolayısıyla, "çok" ve "çok",

countable or uncountable. So, now let's put it

sayılabilir veya sayılamayan olmasına bağlıdır. Öyleyse, şimdi

together with "too" and see problems, like there are too

"çok" ile bir araya getirelim ve çok fazla turist olduğu gibi sorunları görelim

many tourists. In this photo, what's the problem? Why are

. Bu fotoğrafta sorun nedir?

people sitting on the train? What's the problem?

İnsanlar neden trende oturuyor? Sorun ne?

Crowded. Too crowded.

Kalabalık. Çok kalabalık.

It's too crowded. There are too many people inside, so they're going

Çok kalabalık. İçeride çok fazla insan var, bu yüzden

on top. Look at that. Wow. Wow! Too many. Okay. Um.

tepeye çıkıyorlar. Şuna bak. Vay. Vay! Çok fazla. Tamam aşkım. Um.

Do you see that sugar? Can you put that sugar in your coffee?

Şu şekeri görüyor musun? O şekeri kahvene koyabilir misin?

Too much. Too much sugar. That's too much sugar

Çok fazla. Çok fazla şeker. Bu

for one person. Yes. Maybe for a group it's okay, but that's too much sugar for

bir kişi için çok fazla şeker. Evet. Belki bir grup için sorun değil, ama bu bir kişi için çok fazla şeker

one person. Okay. Um, would you enjoy

. Tamam aşkım. Um,

living in this house? Mm-hmm. You would! I don't know. Maybe for one day.

bu evde yaşamaktan zevk alır mıydın? Mm-hmm. Yapabilirdin! Bilmiyorum. Belki bir günlüğüne.

A whole year, that would be tough. Could you live in that house? Yes. Oh, you could!

Bütün bir yıl, bu zor olurdu. O evde yaşayabilir misin? Evet. Yapabilirsin!

Come on! After six months, I think, would you get tired?

Hadi! Altı ay sonra sanırım yorulur musun?

Yes. Yeah. Think about it. I think um...

Evet. Evet. Bunu düşün. Bence...

Too big.

Çok büyük.

It's too big. I think it's too much space. Yeah. Too many rooms.

O çok büyük. Bence çok fazla yer var. Evet. Çok fazla oda.

Okay. You can live here, but you have to clean it.

Tamam aşkım. Burada yaşayabilirsin ama temizlemek zorundasın.

Do you want to live here? No. There's too much to clean. There are

Burada yaşamak istiyor musun? Hayır. Temizlenecek çok şey var.

too many rooms to clean. and there's too much space. Right? So,

Temizlenecek çok fazla oda var. ve çok fazla alan var. Sağ? Yani,

yeah, it's nice for a day. What's that? Vegetables. Would you enjoy that pizza?

evet, bir gün için güzel. Bu da ne? Sebzeler. O pizzanın tadını çıkarır mıydın?

Fruit...we can say, um, "a lot of fruit" "too much fruit." But "vegetables" we can count.

Meyve... "çok fazla meyve" "çok fazla meyve" diyebiliriz. Ama "sebzeler" sayabiliriz.

Yeah. Yeah. So, there are many vegetables. Actually, do you think there are too many?

Evet. Evet. Yani birçok sebze var. Aslında, çok fazla olduğunu düşünüyor musunuz?

Or does that look good? Many? Too many? Are there too many

Yoksa bu iyi görünüyor mu? Birçok? Çok fazla? Çok fazla sebze var mı

vegetables? No, no. Not too much. There are just enough.

? Hayır hayır. Çok fazla değil. Yeterince var. Sence

Do you think there are enough? Yeah. Looks good. Yeah. I think, um, it looks

yeterince var mı? Evet. İyi görünüyor. Evet. Bence

great. There are many vegetables, but there...

harika görünüyor. Pek çok sebze var ama orada...

for me, there's not enough meat!

benim için yeterli et yok!

Okay. Last question. Okay. This is a beautiful place. Mm-hmm. Yes. Beautiful.

Tamam aşkım. Son soru. Tamam aşkım. Burası güzel bir yer. Mm-hmm. Evet. Güzel.

Okay. Imagine you can go here on your next vacation.

Tamam aşkım. Bir sonraki tatilinizde buraya gidebileceğinizi hayal edin .

Lovely. You can take your husbands.

Sevimli. Kocalarınızı alabilirsiniz.

How much time is enough?

Ne kadar zaman yeterli?

Ten days. Ten days is enough. Is that enough for you? Do you want more? Do you want less?

On gün. On gün yeter. Bu senin için yeterli mi? Daha fazla ister misin? Daha az mı istiyorsun?

Seven days. Seven days. How about two weeks?

Yedi gün. Yedi gün. İki haftaya ne dersin?

Um, one month. Is that too much? It's too much.

Bir ay. Bu çok fazla mı? Bu çok fazla.

Too much. Really?

Çok fazla. Gerçekten mi?

Um, it's beautiful, but for you, is it too quiet or too far?

Çok güzel ama senin için çok mu sessiz yoksa çok mu uzak?

Or is it perfect? It's perfect... for 10 days. For 10 days.

Yoksa mükemmel mi? Mükemmel... 10 gün için. 10 gün için.

For seven years. Seven years?! Seven days.

Yedi yıldır. Yedi yıl?! Yedi gün.

Seven days. Um, for a month maybe that's too much. Why?

Yedi gün. Um, bir ay için bu çok fazla olabilir. Neden?

Too far. Yeah. I also think they don't have the internet.

Çok uzak. Evet. Ayrıca internetlerinin olmadığını düşünüyorum.

So, for seven to ten days, maybe two weeks, but a whole month...

Yani, yedi ila on gün, belki iki hafta, ama koca bir ay...

that's hard. How about you? Would you like to stay at that beach for

bu çok zor. Peki ya sen? O kumsalda bir hafta kalmak ister miydin

a week? How about a month? Is that too much time?

? Bir aya ne dersin? Bu çok mu fazla zaman?

I think many people would like to stay there for a long weekend.

Bence birçok insan uzun bir hafta sonu orada kalmak ister.

We use "many" before countable nouns. There were so many people.

Sayılabilir isimlerden önce "çok" kullanırız. Çok fazla insan vardı.

There were many flowers.

Birçok çiçek vardı.

We use "much" before uncountable nouns. There's so much pasta. That's too much

Sayılamayan isimlerden önce "çok" kullanırız. Çok fazla makarna var. Bu çok fazla

candy. Note how we use a singular verb with an uncountable noun.

şeker. Sayılamayan bir isimle tekil bir fiili nasıl kullandığımıza dikkat edin.

We can use "a lot of" before countable and uncountable nouns. I saw a lot of

Sayılabilen ve sayılamayan isimlerden önce "çok" kullanabiliriz . Birçok

people. I ate a lot of candy. In fast speech,

insan gördüm. çok şeker yedim Hızlı konuşmada

"a lot of" sounds like "allotuv." A lot of. You may also hear "alotta." A lot of.

"bir sürü" kulağa "allotuv" gibi gelir. Birçok. "Alotta" kelimesini de duyabilirsiniz. Birçok.

I saw a lot of people. I ate a lot of candy.

Birçok insan gördüm. çok şeker yedim Sayılabilen ve sayılamayan isimlerden

Remember we can also use "enough" before countable and

önce "yeter" kullanabileceğimizi unutmayın

uncountable nouns. Were there enough seats?

. Yeterli koltuk var mıydı?

There weren't enough seats for everyone. Was there enough candy? There wasn't

Herkese yetecek kadar koltuk yoktu. Yeterince şeker var mıydı?

enough candy for all the children.

Bütün çocuklara yetecek kadar şeker yoktu.

Look at the words and sort them. Which words are countable

Kelimelere bakın ve sıralayın. Hangi kelimeler sayılabilir

and which words are uncountable?

ve hangi kelimeler sayılamaz?

Here are the answers.

İşte cevaplar.

Now help me choose the right words to describe some photos.

Şimdi bazı fotoğrafları tanımlamak için doğru kelimeleri seçmeme yardım et .

There are too many books. There isn't enough space.

Çok fazla kitap var. Yeterli alan yok.

There are too many tourists, but they're all having a lot of fun.

Çok fazla turist var ama hepsi çok eğleniyor.

Please don't add too much salt. Oh no! Do we have enough bowls?

Lütfen çok fazla tuz eklemeyin. Oh hayır! Yeterli kasemiz var mı?

That's a lot of snow. Will he have enough energy to finish?

Bu çok kar var. Bitirmek için yeterli enerjisi olacak mı?

How did you do? We'll end here. Please like and share the video if you

Nasıl yaptın? Burada bitireceğiz. Videoyu faydalı bulduysanız lütfen beğenip paylaşın

found it useful. As always, thanks for watching and happy studies!

. Her zaman olduğu gibi, izlediğiniz için teşekkürler ve mutlu çalışmalar!

Follow me on Facebook, Twitter, and Instagram.

Beni Facebook, Twitter ve Instagram'da takip edin .

Don't forget to subscribe. Turn on those notifications.

Abone olmayı unutmayın. Bu bildirimleri açın.