5 "Grammar Rules" (myths) your teachers HAVE BEEN LYING about!

(upbeat music)

(iyimser müzik)

- Hello everyone and welcome back to English with Lucy.

- Herkese merhaba ve Lucy ile İngilizce'ye tekrar hoş geldiniz.

Today I am going to talk to you about

Bugün size yerlilerin her zaman uymadığı

five strict English grammar rules

beş katı İngilizce gramer kuralından bahsedeceğim

that natives don't always follow.

.

Yes, that's right.

Evet bu doğru.

Your teacher may have been lying to you.

Öğretmenin sana yalan söylemiş olabilir.

Quickly before we get started, I would just like to thank

Başlamadan hemen önce,

the sponsor of today's video it is italki.

bugünkü videonun sponsoru italki'ye teşekkür etmek istiyorum.

And if you haven't heard of italki before,

Ve italki'yi daha önce duymadıysanız, haftanın yedi günü, günün 24 saati bire bir video dersleri veren yerli ve yabancı öğretmenlerin yer aldığı

it's a huge online database of both

dev bir çevrimiçi veritabanıdır

native and nonnative teachers

who give one-to-one video lessons 24 hours a day,

seven days a week.

. Sabit bir internet bağlantınız olduğu sürece, dünyanın herhangi bir yerinden, istediğiniz zaman

You can learn English and over 130 other languages

İngilizce ve 130'dan fazla başka dili öğrenebilirsiniz

from anywhere in the world, anytime as long as you have

a stable internet connection.

.

It's an incredibly affordable way of learning a language,

Bir dili öğrenmenin,

much cheaper than an offline tutor or a language academy.

çevrimdışı bir öğretmenden veya bir dil akademisinden çok daha ucuza, inanılmaz derecede hesaplı bir yolu.

So many of my students message me

Öğrencilerimin çoğu bana mesaj atıyor

and ask me how they can meet and talk to native speakers.

ve anadili İngilizce olanlarla nasıl tanışıp konuşabileceklerini soruyor.

Well, italki is a really good option

Pekala, italki gerçekten iyi bir seçenek

because not only do they have qualified teachers,

çünkü sadece nitelikli öğretmenleri değil,

they also have community teachers who will practise

aynı zamanda sizinle konuşma pratiği yapacak topluluk öğretmenleri de var

conversation with you.

. Sana iletmem için bana

They've given me a special offer to pass onto you.

özel bir teklif verdiler. Herhangi bir tutarda ilk alışverişinizi yaptıktan 48 saat sonra, öğrenci cüzdanınızda

You can get $10 worth of italki credits

10$ değerinde italki kredisi alabilirsiniz

in your student wallet, 48 hours after making

your first purchase of any amount,

or you've got to do is click on the link

veya yapmanız gereken

in the description box and sign up.

açıklama kutusundaki bağlantıya tıklayıp kaydolmaktır.

Right, let's get started with the lesson.

Pekala, hadi derse başlayalım.

All right, let's start with the first rule of English.

Pekala, İngilizce'nin ilk kuralıyla başlayalım.

There are no rules.

Kural yok.

(laughs)

(güler)

That's just a joke.

Bu sadece bir şaka.

There are many rules,

Pek çok kural var

but we don't follow all of them

ama hepsine uymuyoruz

and that is what this video is about.

ve bu videonun konusu da bu.

I just thought that was a lovely example

Bunun

of how confusing language is.

dilin ne kadar kafa karıştırıcı olduğuna dair güzel bir örnek olduğunu düşündüm.

Let's be serious.

Ciddi olalım.

Now, the first rule that we like to break

Şimdi, çiğnemeyi sevdiğimiz

and the rule that doesn't always apply,

ve her zaman geçerli olmayan ilk kural,

many teachers will tell you that you should never

birçok öğretmen size

ever end a sentence with a preposition.

bir cümleyi asla edatla bitirmemeniz gerektiğini söyleyecektir.

Well, I'm about to prove your teacher's wrong.

Öğretmeninin yanıldığını kanıtlamak üzereyim. Bir cümleyi edatla bitirebileceğiniz

There are quite a few situations in which you can end

pek çok durum vardır

a sentence with a preposition.

.

Now, if you can remove the preposition

Şimdi

from the end of a sentence without it changing the meaning

cümlenin sonundaki edatı cümlenin anlamını değiştirmeden kaldırabiliyorsanız,

of the sentence, then you should do that.

öyle yapmalısınız.

But what about situations in which the meaning has changed?

Peki ya anlamın değiştiği durumlar?

Oh, let's talk about phrasal verbs.

Oh, öbek fiiller hakkında konuşalım.

These other verbs made of a verb

Bu diğer fiiller bir fiilden

and at least one preposition.

ve en az bir edattan yapılmıştır.

Keep up, run down, get up,

Devam et, koş, kalk,

put on, often sentences that use phrasal verbs,

tak, sık sık öbek fiil kullanan cümleler

end with a preposition.

bir edatla biter.

For example, I think you should get up.

Örneğin, bence kalkmalısın.

Or I hope you can come over.

Ya da umarım gelebilirsin.

Both of these sentences end with a preposition

Bu cümlelerin her ikisi de bir edatla biter

and it can't be avoided.

ve bundan kaçınılamaz.

If we remove the preposition,

Edatı kaldırırsak

the meaning will change and we can't really

anlam değişir ve edatın sonuna konmasını

rearrange it to avoid the preposition being put at the end.

önlemek için gerçekten yeniden düzenleyemeyiz .

Sometimes it's even okay to end a sentence

Hatta bazen bir cümleyi edatla bitirmek sorun değildir,

with a preposition

even if you aren't using a phrasal verb,

fiil deyimi kullanmıyor olsanız bile,

you might be able to rewrite these sentences

to avoid them ending with a preposition,

edatla bitmesini önlemek için bu cümleleri yeniden yazabilirsiniz,

but it's not always necessary.

ancak bu her zaman gerekli değildir. Bazı

You might be over complicating things.

şeyleri fazla karmaşıklaştırıyor olabilirsin.

An example, does anyone know where he came from?

Bir örnek, nereden geldiğini bilen var mı?

I could rewrite the sentence to say,

Cümleyi şöyle yeniden yazabilirim,

does anyone know from where he came?

nereden geldiğini bilen var mı?

But it would sound so unbelievably old fashioned.

Ama kulağa inanılmaz derecede eski moda geliyor.

Does anyone know where he came from?

Onun nereden geldiğini bilen var mı?

Is perfectly fine.

Tamamen iyi.

Right, rule number two, the rule I want to debunk,

Tamam, ikinci kural, çürütmek istediğim kural,

(chackles)

you should always say someone and I,

(zincirler)

her zaman biri ve ben demelisin,

not someone and me.

biri ve ben değil.

This one is close to my heart

Bu benim kalbime yakın

because I had it drummed into me when I was at school

çünkü okuldayken

both by my teachers and my mother,

hem öğretmenlerim hem de annem tarafından bana kazınmıştı

and my teachers and my mother were misinformed at school.

ve öğretmenlerim ve annem okulda yanlış bilgilendirildi.

Let's take a look at four sentences all regarding the zoo.

Hayvanat bahçesi ile ilgili dört cümleye bir göz atalım.

Lucy and I went to the zoo with Tom.

Lucy ve ben Tom'la hayvanat bahçesine gittik.

Lucy and me went to the zoo with Tom.

Lucy ve ben Tom'la hayvanat bahçesine gittik.

Tom went to the zoo with Lucy and I.

Tom, Lucy ve benimle hayvanat bahçesine gitti.

And Tom went to the zoo with Lucy and me.

Tom, Lucy ve benimle hayvanat bahçesine gitti.

Two of these sentences are incorrect

Bu cümlelerden ikisi yanlış,

and two of them are correct.

ikisi doğrudur.

The question of whether to use I or me,

Ben mi yoksa beni mi kullanacağınız sorusu,

it comes down to whether you're using the word as a subject

kelimeyi

or an object in the sentence.

cümlede özne veya nesne olarak kullanıp kullanmadığınıza bağlıdır.

Both words are pronouns,

Her iki kelime de zamirdir,

but I as a subject pronoun

ancak özne zamiri olarak ben

and me is an object pronoun.

ve nesne zamiri olarak ben.

Native speakers, you can be forgiven

Anadili İngilizce olan kişiler,

for getting confused with this.

bununla karıştırdığınız için affedilebilirsiniz.

I never learned this at school,

Bunu okulda hiç öğrenmedim,

so after the first two,

bu yüzden ilk ikisinden sonra

Lucy and I went to the zoo with Tom,

Lucy ve ben Tom'la hayvanat bahçesine gittik,

it would be correct

bu doğru olur

because I is the subject of the sentence.

çünkü cümlenin öznesi benim.

You can work this out by removing the extra bit,

Fazladan parçayı,

the Lucy and bit does it work on its own?

Lucy'yi kaldırarak bunu çözebilirsiniz ve bit kendi başına çalışıyor mu?

I went to the zoo with Tom,

Tom'la hayvanat bahçesine gittim

or me went to the zoo with Tom.

ya da Tom'la hayvanat bahçesine gittim.

Well, me went, sounds very, very wrong.

Ben gittim, kulağa çok ama çok yanlış geliyor.

So it's, I went.

Ben de gittim.

However, in the second two sentences

Ancak ikinci iki cümlede tam

it is the opposite.

tersidir.

Remove Lucy and again, in the second two sentences,

Lucy'yi çıkarın ve ikinci iki cümlede,

Tom went to the zoo with I, sounds weird.

Tom ben ile hayvanat bahçesine gitti, kulağa garip geliyor.

So it's Tom went to the zoo with me.

Demek Tom benimle hayvanat bahçesine gitti.

Tom went to the zoo with Lucy and me.

Tom, Lucy ve benimle hayvanat bahçesine gitti.

In this case me is the object of the sentence.

Bu durumda cümlenin nesnesi ben'im.

So many native speakers

Pek çok ana dili İngilizce olan kişiye

will always be taught to say someone and I,

her zaman birisi ve ben demesi öğretilecek,

when actually in many cases, someone

aslında çoğu durumda birisi

and me is the correct version.

ve ben doğru versiyondur.

Number three, a big rule that came up recently after

Üç numara, son zamanlarda videolarımın

I used one of these in a title of my videos,

başlığında bunlardan birini kullandıktan sonra ortaya çıkan büyük bir kural,

it is that you should never split an infinitive.

asla bir mastarı bölmemelisiniz.

Many teachers will tell you this

Pek çok öğretmen, işleri biraz basitleştirdikleri için size bunu söyleyecektir

because they are simplifying things a little bit,

,

but in reality we do split infinitives.

ancak gerçekte biz mastarları ayırırız.

So infinitives are the two word forms of verbs like to run,

Yani mastarlar koşmak,

to laugh, to play.

gülmek, oynamak gibi fiillerin iki kelimelik halidir.

When you split an infinitive,

Bir mastarı böldüğünüzde, bu iki kelimenin arasına

you put something normally an adverb

normalde bir zarf olan bir şey koyarsınız

between those two words,

,

for example, to quickly run, to carefully read,

örneğin, hızlı koşmak, dikkatlice okumak,

to playfully dance.

şakacı bir şekilde dans etmek.

So often it's a case of it just sounding better

Çoğu zaman,

when we split an infinitive,

bir mastarı böldüğümüzde kulağa daha iyi geliyor, kulağa

it sounds more natural.

daha doğal geliyor.

For example, I'm going to quickly run to the shop.

Mesela ben hızlıca dükkana koşacağım.

This sounds better than

Bu,

I'm going to run to the shop quickly.

hızlı bir şekilde dükkana koşacağımdan daha iyi geliyor.

But in some more complex cases,

Ancak bazı daha karmaşık durumlarda,

moving the adverb can actually change the meaning

zarfı hareket ettirmek aslında cümlenin anlamını değiştirebilir

of the sentence.

.

Take a look at this sentence.

Bu cümleye bir göz atın.

I'm going to really kiss him when I see him.

Onu gördüğümde onu gerçekten öpeceğim.

If I say I'm going to really kiss someone,

Birini gerçekten öpeceğim dersem,

it means that it's going to be quite a kiss, a big kiss,

bu oldukça büyük bir öpücük olacak demektir, büyük bir öpücük,

a very strong one.

çok güçlü bir öpücük. Onu

If I say, I am really going to kiss him when I see him,

gördüğümde onu gerçekten öpeceğim dersem,

rather than talking about the strength of the kiss,

öpücüğün gücünden bahsetmek yerine,

I'm almost conveying a sense of determination.

adeta bir kararlılık duygusu aktarırım.

It's only a slight difference,

Bu sadece küçük bir fark,

but it does change the meaning.

ama anlamı değiştiriyor.

Now, some sentences actually require a split infinitive,

Şimdi, bazı cümleler aslında bölünmüş bir mastar gerektirir,

which makes it all the more bananas

bu da

that teachers tell you to never split an infinitive.

öğretmenlerin size bir mastarı asla bölmemenizi söylemesini daha da muz haline getirir.

Let's go straight in with an example.

Doğrudan bir örnekle başlayalım.

He expects the staff numbers to more than triple

over the next five years.

Önümüzdeki beş yıl içinde personel sayısının üç kattan fazla artmasını bekliyor.

You can't move more than in this sentence.

Bu cümleden daha fazla hareket edemezsin. Anlamını koruyarak

You can't put it in another place

başka bir yere koyamazsınız

whilst retaining the meaning.

.

This sentence requires a split infinitive.

Bu cümle bölünmüş bir mastar gerektirir.

Number four is,

Dört numara, çoğuldan önce

we should always use there are instead of there is

her zaman orada olduğunu kullanmalıyız

before a plural.

.

So many teachers will tell you always use

Pek çok öğretmen size her zaman

there is then a singular and there are then a plural,

orada tekil ve sonra çoğul kullandığınızı söyleyecektir,

this doesn't always apply.

bu her zaman geçerli değildir.

People get very upset about it.

İnsanlar buna çok üzülüyor.

In the comment section, if I use there is

Yorum bölümünde,

before what they consider to be a plural,

çoğul olarak düşündüklerinden önce there'yi kullanırsam,

I'm going to explain that use

bu kullanımı açıklayacağım

but I would admit many native speakers, myself included,

ama kabul ediyorum ki, ben de dahil olmak üzere anadili İngilizce olan birçok kişi

do make mistakes and get confused

hata yapıyor ve

with there is and there are,

orada ve orada ile karıştırılıyor. ,

because we speak so quickly that we don't give ourselves

çünkü o kadar hızlı konuşuyoruz ki,

time to plan whether there is is needed

ihtiyaç mı yoksa ihtiyaç mı olduğunu planlamak için kendimize zaman vermiyoruz

or there are is needed.

.

So just to cover the basics we use there is, and there are,

Yani sadece kullandığımız temel bilgileri kapsayacak şekilde ,

when we first refer to the presence or existence

of someone or something.

birisinin veya bir şeyin varlığına veya varlığına ilk kez atıfta bulunduğumuzda vardır ve vardır.

There is and also there's are both singular forms.

Orada ve ayrıca her ikisi de tekil formlar var.

There's is the reduction of there is.

Orada azalma var.

There is, there's.

var, var.

There's is most commonly used in informal speaking.

There's en çok resmi olmayan konuşmalarda kullanılır.

So instead of saying it is a fly on my head, (laughs)

Yani kafamda sinek var demek yerine (gülüyor) kafamda

we would say there's or there is a fly on my head.

sinek var ya da var deriz .

There are is the plural form of there is and there's.

Orada ve orada'nın çoğul hali var .

An example, there are two spots on my face.

Mesela yüzümde iki leke var.

Now in speaking and in some informal writing,

Şimdi konuşurken ve bazı resmi olmayan yazılarda, birden fazla şeye

we sometimes use there's when it refers

atıfta bulunduğunda bazen there's kullanırız

to more than one thing.

. Muayenelerde

Bear in mind that this use can be considered

bu kullanımın yanlış kabul edilebileceğini unutmayınız

incorrect in examinations.

.

It's not uncommon to hear native speakers make this mistake.

Anadili İngilizce olanların bu hatayı yaptığını duymak alışılmadık bir durum değil.

I might say there's many cakes instead of,

Pek çok pasta var yerine

there are many cakes because I'm just so used to saying

çok pasta var diyebilirim çünkü her zaman var demeye o kadar alıştım ki

there's all the time.

.

There's one apple, there's two apples.

Bir elma var, iki elma var.

It feels almost natural to me.

Bana neredeyse doğal geliyor.

Now this is considered to be incorrect.

Şimdi bu yanlış olarak kabul ediliyor.

However, there are actually some situations in which

Bununla birlikte, aslında

it is considered to be it correct to use there's

orada

then a plural.

bir çoğul kullanmanın doğru olduğu kabul edilen bazı durumlar vardır.

Let's have a look at collecting phrases.

Cümleleri toplamaya bir göz atalım.

One in particular is a number of, a number of,

Özellikle bir numara, bir numara, bir numara

would I say there is a number of cakes for sale.

diyeyim satılık kek sayısı var.

There's a number of cakes for sale,

Satılık bir dizi kek var

or there are a number of cakes for sale.

veya satılık bir dizi kek var.

Well it's actually really difficult to work out.

Aslında çalışmak gerçekten çok zor.

In a construction like this

Böyle bir yapımda

the verb is being pulled to there, number, and cakes

fiil oraya çekiliyor, sayı ve kekler aynı

all at once.

anda. Vurguya odaklanarak

You can work out whether you should use

there is or there are in this situation

bu durumda there is mi yoksa are are mı kullanmanız gerektiğini hesaplayabilirsiniz

by focusing on emphasis.

.

Use is if you want to emphasise the group as a whole,

Grubu bir bütün olarak vurgulamak istiyorsanız kullanın,

there is a number of, the group cakes

grup pastalarının sayısı vardır

or use are if you want to emphasise the individual

veya

members of that group,

o grubun bireysel üyelerini vurgulamak istiyorsanız kullanın,

each individual cake,

her bir pasta,

there are a number of individual cakes.

birkaç bireysel pasta vardır.

This works with a number of, (laughs)

Bu, bir dizi ile çalışır, (gülüyor)

collecting phrases like a variety of,

çeşitli,

there is a variety of drinks at the bar.

barda çeşitli içecekler gibi ifadeleri [ __ ].

Or there are a variety of drinks at the bar.

Ya da barda çeşitli içecekler vardır.

Both work depending on what you want to emphasise.

Her ikisi de neyi vurgulamak istediğinize bağlı olarak çalışır.

Now we do use there are when talking about a lot of,

Şimdi, bir çok şeyden bahsederken orada olanları kullanıyoruz

and this is a mistake that a lot of native speakers make,

ve bu, ben de dahil , anadili İngilizce olan birçok kişinin yaptığı bir hatadır

myself included.

.

Again, we shouldn't say there's a lot of people

Yine, odada çok fazla insan olduğunu söylememeliyiz

in the room.

.

We should say there are a lot of people in the room.

Odada bir sürü insan olduğunu söylemeliyiz.

But you will hear this mistake made.

Ama bu hatanın yapıldığını duyacaksınız.

Now with the phrase, there is two dogs, ever be correct.

Şimdi ifade ile, iki köpek var, hiç doğru değil.

Well, sort of if two dogs were included as part of a list,

Şey, bir nevi iki köpek bir listenin parçası olarak dahil edilmişse,

sometimes there are just sounds wrong.

bazen sadece sesler yanlıştır. Çiftlikte

I wouldn't say there are a cat,

bir kedi,

two dogs and a cow on the farm.

iki köpek ve bir inek olduğunu söyleyemem.

I would say there is a cat,

Çiftlikte bir kedi,

two dogs and a cow on the farm.

iki köpek ve bir inek var diyebilirim.

So that is a clear example of there is

Bu,

used before a singular

tekilden önce kullanılan

but a singular formed as part of a list.

ancak bir listenin parçası olarak oluşturulmuş bir tekil olduğunun açık bir örneğidir.

Some grammar lovers (laughs)

Bazı gramer severler (gülüyor)

will still insist that this is incorrect

yine de bunun yanlış olduğu konusunda ısrar edecekler

but I'm not with them on this one.

ama ben bu konuda onlara katılmıyorum.

It just sounds wrong.

Kulağa yanlış geliyor.

If you are ever in doubt, you can actually

Herhangi bir şüpheniz varsa,

rewrite the sentence to avoid using there is

oradadır

and there are.

ve vardır kullanmaktan kaçınmak için cümleyi yeniden yazabilirsiniz.

And the last rule number five,

Ve beş numaralı son kural,

you should always say if I were

her zaman öyle olsaydım değil de olsaydım demelisin

rather than if I was.

.

Now, you will hear a lot of people making a mistake

Şimdi, birçok insanın olsaydım ve olsaydım diye hata yaptığını duyacaksınız, eğer olsaydım, öyle olsaydım derler,

with if I were and if I was,

they will say if I was when they are meant to say if I were,

however again, I was brought up to always say if I were,

ancak yine de, her zaman olsaydım demek için yetiştirildim. ,

when actually in some situations

aslında bazı durumlarda

if I was is correct and if I were is incorrect.

eğer ben doğruysam ve eğer ben yanlışsam.

Shocker!

Now this grammar rule might seem a little bit complicated

Şok edici!

Şimdi bu dilbilgisi kuralı ilk başta biraz karmaşık görünebilir

at first, but actually it's not.

, ama aslında öyle değil. Hatırlamak için kullanabileceğiniz

There is a simple trick that you can use to remember

basit bir numara var

and you will always get it right.

ve her zaman doğru olanı yapacaksınız. Şu

You use the phrase, if I were

ifadeyi kullanıyorsunuz, eğer olsaydım

when using the subjunctive mood,

subjektif kipi kullanırken,

this is used to talk about hypothetical situations.

bu farazi durumlardan bahsetmek için kullanılır .

For example, if I were richer, I would buy a Tesla.

Örneğin daha zengin olsaydım Tesla alırdım.

True story, I would.

Gerçek hikaye, yapardım.

I really would like an electric car,

Elektrikli bir arabayı gerçekten çok isterdim

but I need one that will go over farmland.

ama tarım arazilerini aşacak bir arabaya ihtiyacım var.

Anyway, if I were richer, I would buy a Tesla.

Her neyse, daha zengin olsaydım bir Tesla alırdım. Daha

I am imagining a situation in which I am richer,

zengin olduğum bir durum,

a hypothetical situation and I'm imagining

varsayımsal bir durum hayal ediyorum ve

what I would do in that situation,

bu durumda ne yapacağımı,

what that would mean for that version of myself.

bunun o versiyonum için ne anlama geleceğini hayal ediyorum .

Now we use the phrase, if I was,

Şimdi, eğer olsaydım, gerçekten olmuş

if we are referring to something that did actually happen,

bir şeyden bahsediyorsak,

so we have, if I were hypothetical,

yani var, eğer ben varsayımsal olsaydım,

if I was actually happened reality,

eğer gerçekten yaşanmış olsaydım ifadesini kullanırız,

so we often use it for reminiscing.

bu yüzden bunu sık sık anımsamak için kullanırız.

An example, if I was late for registration

Örneğin, okuldayken kayıt yaptırmaya geç kaldıysam

when I was at school,

,

it was because my bus didn't arrive.

bunun sebebi otobüsümün gelmemesiydi.

This isn't the most commonly used phrase on earth,

Bu, dünyada en sık kullanılan ifade değil,

but it's important to know that sometimes

ama bazen haklıysam bunu bilmek önemlidir

if I was is correct.

.

Right, that's it for today's lesson.

Tamam, bugünün dersi bu kadar.

I hope you enjoyed it.

I hope you learned something.

Umarım eğlenmişsindir.

Umarım bir şeyler öğrenmişsindir.

I really enjoyed doing the research for this video.

Bu video için araştırma yapmaktan gerçekten keyif aldım.

It was a quite surprising to see

how much misinformation was spread around my primary,

İlkokul,

middle and upper schools.

ortaokul ve liselerimde ne kadar yanlış bilginin yayıldığını görmek oldukça şaşırtıcıydı.

(laughs)

(gülüşmeler) italki'ye

Don't forget to check out italki you can get $10 worth

göz atmayı unutmayın, herhangi bir tutarda ilk alışverişinizi yaptıktan 48 saat sonra öğrenci cüzdanınızda ücretsiz olarak 10$ değerinde

of italki credits for free in your student wallet

italki kredisi alabilirsiniz

48 hours after making your first purchase of any amount,

or you've got to do is click on the link

veya yapmanız gereken aşağıdaki bağlantıya tıklamak.

in the description box to sign up.

kaydolmak için açıklama kutusu.

Don't forget to connect with me on all of my social media.

Tüm sosyal medya hesaplarımdan benimle bağlantı kurmayı unutmayın.

I've got my Facebook,

Facebook'um,

my Instagram, my Twitter,

Instagram'ım, Twitter'ım

and my personal channel, Lucy Bella Earl.

ve kişisel kanalım Lucy Bella Earl var.

I will see you soon for another lesson.

Yakında başka bir ders için görüşürüz.

(smacks)

(şaplak)

(upbeat music)

(iyimser müzik)