Phrasal Verbs 'Take’ - Learn English Like A Native

ten phrasal verbs using take hello everyone my name is Anna English this is

herkese merhaba kullanan on deyimsel fiil benim adım Anna English bu

baby English and we are very excited to be introducing you to 10 phrasal verbs

bebek İngilizcesi ve size tanıttığım her deyimsel fiil için al şimdi fiilini kullanan 10 deyimsel fiille tanıştırmaktan büyük heyecan duyuyoruz

using the verb take now for every phrasal verb I introduce I would like

you to write sentence using that phrasal verb in the comment section below and I

Bu deyimi kullanarak cümle yazmanızı istiyorum aşağıdaki yorum bölümündeki fiil ve

will try to correct you number one take down take down means to remove something

sizi düzeltmeye çalışacağım bir numaralı aşağı çekmek, bir şeyi kaldırmak anlamına gelir,

usually something that you put up for example you put up a picture on the wall

genellikle sizin koyduğunuz bir şeydir, örneğin duvara bir resim koyarsanız,

if you don't like that picture then you might take it down take down is often

o resmi beğenmezseniz, o zaman Kaldır Kaldır Kaldır

used in the digital world when talking about websites pictures or videos many

Dijital dünyada genellikle web siteleri hakkında konuşurken kullanılır

people on in YouTube if they do not follow the Community Guidelines will

YouTube'da bulunan birçok kişi, Topluluk Kurallarına uymazlarsa

have their videos taken down take down can also be used to mean

videoları yayından kaldırılır.

this mantle so if you had to put together furniture and then you are

mobilyaları bir araya getirmek zorundaydınız ve sonra parçalarına ayırıyorsunuz,

taking it apart you could say I took down the Wardrobe on my own or I put up

Gardıropu tek başıma indirdim diyebilirsiniz ya da

the bed on my own I can take it down on my own I can take it apart and dismantle

yatağı tek başıma topladım, kendi başıma indirebilirim, parçalarına ayırıp demonte edebilirim.

it so tell me have you taken something down recently or have you ever had

söyle bana son zamanlarda bir şey indirdin mi veya

something taken down today I took a picture down and a few months ago I had

bugün hiç bir şey indirdin mi Bir fotoğraf çektim ve birkaç ay önce

a video taken down which was most distressing

bir videomu kaldırdım ki bu çok üzücüydü

Would you look at that. Look

Şuna bakar mısın? Neye

at what? those two getting all fruity in the back of the bowl. Since when was

bak? bu ikisi kasenin arkasında tamamen meyvemsi oluyor . Ananas ne zamandan beri

pineapple interested in vegetables? hmm I think an avocado is technically a

sebzelerle ilgileniyordu? hmm bence avokado aslında teknik olarak bir

fruit actually. no! I think you'll find it is, google it if you don't believe me.

meyvedir. HAYIR! Sanırım öyle olduğunu bulacaksın , bana inanmıyorsan google'da ara.

well fruit or vegetable I would love to know his secret I'm much more attractive

iyi meyve veya sebze onun sırrını bilmek isterim ben ondan çok daha çekiciyim

than he is and she said the idea of snuggling up with me made her blow

ve bana sarılma fikrinin ona darbe topakları yaptığını söyledi,

chunks I don't get it. it's all about the

anlamıyorum. her şey dille ilgili

language. I hear she's highly attracted to

. İki dilli meyvelerden çok etkilendiğini duydum

bilingual fruit. well where am I supposed to learn another language. you could try

. Peki başka bir dili nerede öğrenmem gerekiyor?

Italki the online language learning provider. I can't go to a language school

çevrimiçi dil öğrenme sağlayıcısı Italki'yi deneyebilirsiniz. Bacağım olmadığı için dil okuluna gidemem

I don't have any legs. no this is online you can do it anywhere anytime.

. hayır bu çevrimiçi, her zaman her yerde yapabilirsin.

convenient. I know and they offer so many languages that you could learn any

uygun. Biliyorum ve o kadar çok dil sunuyorlar ki,

language you fancied really. oh I think you will have to be one of those Romance

gerçekten hayal ettiğiniz herhangi bir dili öğrenebilirsiniz. Oh, bence o Roman dillerinden biri olmalısın

languages but hang on a minute is this gonna cost me an arm and a leg? you don't

ama bir dakika bekle bu bana bir kola ve bacağa mı mal olacak?

have any arms or legs. exactly. no it's really affordable and in fact as a new

kolların ve bacakların yok. Kesinlikle. hayır gerçekten uygun fiyatlı ve aslında Italki'de yeni bir öğrenci olarak

student to Italki you'll get ten dollars free credit when you make your first

ilk alışverişinizi yaptığınızda on dolar bedava kredi alacaksınız

purchase. sounds fantastic how do I get started?

. Kulağa harika geliyor nasıl başlarım?

well you click on the link below, make your first purchase and start learning.

peki aşağıdaki linke tıklayın, ilk alışverişinizi yapın ve öğrenmeye başlayın.

and boom she'll be attracted to me. sounds grape!

ve bum o beni cezbedecek. üzüm sesleri!

huh? if you are new here and you're learning English then please make sure

Ha? Burada yeniyseniz ve İngilizce öğreniyorsanız, o zaman lütfen

to click that subscribe button and the Bell notification button so you are

abone ol düğmesine ve Zil bildirim düğmesine tıkladığınızdan emin olun, böylece

notified whenever I upload a new lesson or even when I'm live number to take

ne zaman yeni bir ders yüklesem veya hatta canlı olduğumda bile normal bir şekilde takip edilecek bir numaradan haberdar olun.

after to take after normally you take after a person someone in your family

Ailenizde

who is older than you and it means that you have similarities to that person

sizden yaşça büyük birini örnek alıyorsunuz ve bu, o kişiyle benzerlikler taşıdığınız anlamına geliyor,

perhaps in your personality in the way you look in the way that you behave in

belki kişiliğinizde, görünüşünüzde, davranışınızda,

the way that you speak for example I could say I take after my mum in terms

konuşma tarzınızda mesela diyebilirim. Görünüşüm açısından anneme bakıyorum

of my looks or I take after my grandma I love languages and sometimes I wonder if

ya da büyükanneme bakıyorum Dilleri seviyorum ve bazen bebeğimin benim gibi olup olmayacağını merak ediyorum.

my baby will take after me who do you take after number three

take out take out normally you take a person out now typically this is used

when talking about taking someone on a date a romantic date but it can be used

birini romantik bir randevuya götürmekten bahsederken kullanılır ama

to talk about just accompanying someone out for the day I could take my mother

sadece birine bir gün dışarı çıkmak için eşlik etmekten bahsederken kullanılabilir,

out for example if she came to visit me in

örneğin annemi Londra'da beni ziyarete gelseydi onu

London I would take her out for the day and it literally does means I'm going to

dışarı çıkarırdım. gün ve kelimenin tam anlamıyla ona eşlik edeceğim anlamına geliyor

accompany her escort her out to a restaurant or out to the park or

ona bir restorana veya parka kadar eşlik edeceğim veya

whatever it is we've got planned so yesterday I took my mother out to the

planladığımız her neyse bu yüzden dün annemi lunaparka götürdüm

theme park I remember the first time my boyfriend took me out it was so romantic

ilk seferi hatırlıyorum erkek arkadaşım beni dışarı çıkardı o kadar romantikti ki

number four take in take in has a number of meanings firstly it can mean to

dört numaranın almanın bir takım anlamları var öncelikle

absorb information so if you've been given some information that is difficult

bilgiyi özümsemek anlamına gelebilir bu yüzden size anlaşılması zor bazı bilgiler verildiyse belki

to understand perhaps it's shocking in some way perhaps it makes you feel

bir şekilde şok edicidir belki de yapar

emotional you might need some time to absorb it to take it in so if I have

duygusal hissediyorsun bunu özümsemek için biraz zamana ihtiyacın olabilir bu yüzden

given you some bad news and you're obviously upset then I might say I give

sana kötü bir haber verdiysem ve açıkça üzgünsen o zaman sana

you some time to take it all in or I might say to you at the end of a

hepsini sindirmen için biraz zaman verdiğimi söyleyebilirim ya da sana şunu söyleyebilirim bir

business meeting hmm that was a wonderful presentation but I need a few

iş toplantısının sonunda hmm bu harika bir sunumdu ama

days to take it in take in can also mean to accept somebody into your home to

almak için birkaç güne ihtiyacım var kabul etmek aynı zamanda birisini evinize kabul etmek anlamına da gelebilir,

stay for example if you were desperate for a place to stay you have nowhere to

örneğin kalacak bir yer için çaresizseniz hiçbir yeriniz yok gideyim

go you have hungry cold I would say to you

acıktın üşüdün derdim sana

hey don't suffer I'll take you in come into my home I'll feed you I'll give you

hey acı çekme seni alayım evime gel karnını doyururum sana

a place to stay for a few nights make yourself comfortable

bir kaç gece kalacak yer veririm rahatına bak

on this very old couch therefore I have taken you in have you ever taken anyone

eski kanepe bu yüzden seni içeri aldım hiç kimseyi aldın mı

in taking is also what you do to your clothing

alırken kıyafetlerine de yaptığın şey

if it's too big so I might say I need to take this dress in it's too big for me

çok büyükse bu elbiseyi almam gerektiğini söyleyebilirim benim için çok büyük

and it's literally where you take some clothing you fold it over

ve kelimenin tam anlamıyla birazını aldığın yer Giysileri

usually on a join and you stitch it to make it smaller and tighter you take it

genellikle bir birleşim noktasında katlarsınız ve daha küçük ve daha sıkı hale getirmek için dikersiniz,

in now that's only at the sides in fact if you are taking the legs of your

şimdi onu içeri alırsınız, aslında sadece yanlarda, pantolonunuzun paçalarını

trousers up then we say take up I need to take them up finally take in can mean

yukarı çekiyorsanız, o zaman almam gerektiğini söylüyoruz. Onları nihayet almak,

to deceive or to fool someone so if someone phones me up and lies to me

birini aldatmak veya kandırmak anlamına gelebilir, bu yüzden biri beni ararsa ve bana yalan söylerse ve beni

and fools me pretends to be my bank manager and I give them all my personal

kandırırsa banka müdürüm gibi davranır ve onlara tüm kişisel

details and my bank details then you could say Anna was completely taken in

bilgilerimi ve banka bilgilerimi veririm, o zaman Anna'nın tamamen

by the man on the phone I was deceived I was fooled have you ever been taken in

telefondaki adama kaptırıldım kandırıldım kandırıldım

by someone trying to scam you I hope not number 5 take away take away now we

sizi hiç dolandırmaya çalışan biri tarafından kandırıldınız mı umarım 5 numara değildir al götür götür götür şimdi

often use this phrase when referring to food that is prepared in a restaurant

bu tabiri evde hazırlanan yemekten bahsederken sık sık kullanırız bir restoran

and then taken home to eat so if I'm hungry and I cannot be bothered to cook

ve sonra yemek yemek için eve götürülüyorum, bu yüzden eğer acıkırsam ve sık sık olmayan yemek pişirme zahmetine katlanamam, o

which doesn't happen often then our phone my local takeaway

zaman telefonum yerel paket

restaurant and say hello I'd like to order a Thai green curry please and

restoranım ve merhaba deyin, Tay yeşil köri sipariş etmek istiyorum lütfen ve

they'd say fine we'd sort out the payments the delivery and it would be

onlar tamam derdim ödemeleri hallederiz teslimatı

delivered to my door or I would go and pick it up and that food would be called

kapıma kadar getiririm ya da gidip alırım ve o yemeğe paket servisi denir

a takeaway so you could say last night I had a

yani dün gece paket servis yedim çok lezzetliydi diyebilirsin

takeaway it was delicious when was the last time you had a

en son ne zaman

takeaway number 6 take over now to take over have you ever been accused of

6 numaralı bir paket servisi aldınız şimdi devralmak için devraldınız mı hiç devralmakla suçlandınız mı

taking over I certainly have especially as a child

kesinlikle sahip oldum özellikle çocukken

to take over means to take control you yes I am a control freak and I often

devralmak sizi kontrol altına almak anlamına gelir evet ben bir kontrol manyağıyım ve sık sık

take over so imagine I am running a company and I decide I want to take some

alırım hayal edin, ben bir şirket yönetiyorum ve

time off to look after my baby and you come in and say it Anna I will take over

bebeğime bakmak için biraz izin almaya karar verdim ve sen gelip bunu Anna ben

your responsibilities I will run the business while you are away

senin sorumluluklarını üstleneceğim sen yokken işi ben yöneteceğim bu

therefore you are taking over my position you are taking over my company

yüzden sen alıyorsun benim pozisyonumdan devralıyorsun şirketimi

you took over last week I hope it's going well

devralıyorsun geçen hafta devraldın umarım her şey iyi gidiyor daha

number seven take up take up now we came across this one earlier you would take

up your trousers if they are a little bit too long but take up also has many

pek çok

other more common uses for example if you begin a new hobby

yaygın kullanım alanı vardır, örneğin yeni bir hobiye

or a sport perhaps then you would be taking up a hobby or taking up a sport

veya spora başlarsanız, belki o zaman bir hobiye veya spora başlarsınız, bu yüzden

so a few years ago I took up gymnastics I started gymnastics a few years before

birkaç yıl önce jimnastiğe başladım, ondan birkaç yıl önce jimnastiğe başladım.

that I took up playing squash so that was a new hobby

squash oynamak yeni bir hobi

sport that I took on my mum when she hit 50 took up flower arranging have you

sporuydu annem 50 yaşına geldiğinde çiçek düzenlemeye başladım

recently taken up a hobby we also use take up when we mean to accept an offer

so for example if you offer to take me out for a day out in your country and

beni ülkende bir günlüğüne dışarı çıkar ve

show me the sights and show me the best places to eat then I might take you up

bana manzaraları göster ve yemek yenebilecek en iyi yerleri göster o zaman seni alabilirim

take you up on your offer then later I would say last year when I visited this

teklifini kabul et sonra daha sonra derdim ki geçen yıl bu ülkeyi ziyaret

country I took my friend up on their offer to

ettiğimde arkadaşımın

show me around I took my friend up on their offer so

bana etrafı gezdirme teklifini kabul ettim, arkadaşımın teklifini kabul ettim, bu yüzden hiç

have you ever taken anyone up on their offer and finally take up can also mean

kimsenin teklifini kabul ettiniz mi ve nihayet almak aynı zamanda şu anda bir boşluğu doldurmak anlamına da gelebilir

to fill a space so at the moment because I'm so large

çünkü ben çok büyüğüm

and I get very uncomfortable when I sit on this couch with my partner he says

ve ben partnerimle bu kanepeye oturduğumda çok rahatsız oluyorum odanın

that I take up most of the room because I spread out

çoğunu kapladığım için yayıldığımı söylüyor

I take up most of the space I fill the space number eight take on to take on

means to accept responsibility or additional commitment usually we use

taahhüt genellikle

this when talking about work so if you work as a contractor and you have many

bunu işten bahsederken kullanırız, bu nedenle bir yüklenici olarak çalışıyorsanız ve birçok

contracts then you could say I think I've taken on too many contracts or I

sözleşmeniz varsa o zaman çok fazla sözleşme aldığımı düşünüyorum veya

can't take on any more work I can't accept any more commitment or

daha fazla iş alamam kabul edemem diyebilirsiniz

responsibilities as a teacher at the moment I am not taking on any new

şu anda bir öğretmen olarak daha fazla taahhüt veya sorumluluk yok Yeni

students because of course I have something else to deal with in the very

öğrenci almıyorum çünkü elbette çok yakın gelecekte uğraşmam gereken başka bir şey var

near future but after the baby is born I may be taking on new students number

ama bebek doğduktan sonra yeni öğrenciler alıyor olabilirim

nine take off take off is a phrasal verb we use when talking about planes or

dokuz numara off kalkış, uçaklardan veya

rockets or anything that leaves the ground so it means to leave the ground

roketlerden veya yerden ayrılan herhangi bir şeyden bahsederken kullandığımız bir deyimsel fiildir, yani uçmak için yerden ayrılmak anlamına gelir,

to fly so a bird takes off a plane takes off the rocket will launch or take off

böylece bir kuş havalanır, bir uçak havalanır, roket fırlatılır veya havalanır

you might also hear take off being used when talking about a company or a brand

siz de duyabilirsiniz kalkış bir şirketten veya markadan bahsederken kullanılıyorsa

if a brand takes off then it means it suddenly become very popular I could

bir marka havalanıyorsa bu birdenbire çok popüler oluyor demektir

even say my video or my course has taken off it's become very very popular very

hatta videom veya kursum havalandı bile diyebilirim

quickly almost like a plane flying into the sky finally take off can be used to

gökyüzü nihayet kalkıyor,

mean leave suddenly so if I in the middle of a conversation

aniden ayrılmak anlamına gelebilir, bu yüzden bir konuşmanın ortasında

grab my bag and run off then you could say what's wrong with Alice she just

çantamı alıp kaçarsam, o zaman Alice'in nesi var diyebilirsin,

took off is she okay number ten take back to take something back is to

o iyi mi, on numara bir şeyi geri almak için geri al

retrieve something that you had once given away so if I give you

bir zamanlar verdiğiniz bir şeyi geri almaktır, bu yüzden size

a flower they here have a sunflower just for you

bir çiçek verirsem, burada tam size göre bir ayçiçeği var

and then I decide actually I want the sunflower for myself and I might take

ve sonra aslında ayçiçeğini kendim için istediğime karar veriyorum ve

back the sunflower of course it would be very rude to take back a gift but you

ayçiçeğini geri alabilirim tabii ki bu çok kaba olur bir hediyeyi geri almak ama

know sometimes it happens take back can also be used when you've done something

bazen bunun olduğunu bilirsiniz geri alma ayrıca bir şey yaptığınızda

or said something wrong or something you regret and you wish that you could

veya yanlış bir şey söylediğinizde veya pişman olduğunuz bir şeyde kullanılabilir ve

rewind and undo it but you can't so you say I wish I could take it back or I

geri alıp geri alabilmeyi dilersiniz ama yapamazsınız bu yüzden ben deyin keşke geri alabilseydim ya da

take back everything I said it's just the way of expressing that you regret

söylediğim her şeyi geri alıyorum bu sadece olanlardan pişman olduğunuzu ya da söylediklerinizden pişman olduğunuzu ifade etmenin bir yolu bu yüzden

what's happened or you regret what you've said so if I say something

completely unethical or completely out of character that offends lots of people

tamamen etik olmayan ya da tamamen karakter dışı bir şey söylersem ve birçok insanı gücendirirsem o

then I would say I sincerely apologize I take it all back I take back what I said

zaman içtenlikle özür dilediğimi söylerdim hepsini geri alıyorum söylediklerimi geri alıyorum

I didn't mean to offend anybody and a special little bonus number eleven take

kimseyi gücendirmek istemedim ve özel bir küçük bonus numarası on bir

apart ah yes to take apart similar to take down this phrasal verb

parçalamak ah evet ayırmak

means to dismantle but more specifically it really means to pull something to

daha spesifik olarak, gerçekten bir şeyi parçalara ayırmak anlamına gelir, bu yüzden

pieces so you take it apart for example if I am a mechanic and I want to build a

onu parçalara ayırırsınız, örneğin, ben bir tamirciysem ve bir araba yapmak istersem,

car then I might have to take apart another car so I dismantle it so I could

o zaman başka bir arabayı parçalara ayırmam gerekebilir, böylece onu parçalarına ayırırım, böylece

find all the bits and parts that I need to build the new car so I take apart

tüm parçaları bulabilirim ve yeni arabayı yapmak için ihtiyacım olan parçalar bu yüzden

that old car that doesn't work and I build a new car exciting well guys I

çalışmayan eski arabayı parçalarına ayırıyorum ve heyecan verici yeni bir araba yapıyorum çocuklar

hope you found that helpful if you did please do give it a big thumb up another

umarım bunu faydalı bulmuşsunuzdur, lütfen başka bir şekilde büyük bir başparmak verin

way to stay in touch with me is to follow me on my social media I am very

benimle iletişimde kalın, beni sosyal medyamdan takip edin

active on Instagram as well as on Facebook and Twitter so if you use those

Instagram'da olduğu kadar Facebook ve Twitter'da da çok aktifim bu yüzden bu

platforms please do come and say hello okay guys thank you so much take care

platformları kullanıyorsanız lütfen gelin ve merhaba deyin çocuklar çok teşekkür ederim kendinize iyi bakın

and until next time goodbye

ve bir dahaki sefere kadar Güle güle