Prepositions Of Place & Precise Prepositional Phrases - Learn To Speak English Like A Native

(cheerful music)

(neşeli müzik)

- Okay, where are you?

- Tamam, neredesin?

Right.

Sağ.

How do I get there?

Oraya nasıl giderim? Bir

When describing the location of something,

şeyin yerini tarif ederken

or giving directions,

veya yön verirken

you will need to use the correct preposition.

doğru edatı kullanmanız gerekecektir.

Using the wrong preposition

Yanlış edat kullanmak

can change the meaning completely.

anlamı tamamen değiştirebilir.

For example, this young lady is by the sea.

Mesela bu genç hanım deniz kenarında.

This young lady is on the sea.

Bu genç bayan denizde.

Oh no, this young lady is in the sea.

Oh hayır, bu genç bayan denizde.

See?

Görmek?

Which means understand?

ne anlama geliyor?

Never mind.

Boş ver.

So let's quickly start with at, in, by, and on.

O halde hızlıca at, in, by ve on ile başlayalım.

Firstly, at.

İlk olarak,

At is used to describe a specific point.

At, belirli bir noktayı tanımlamak için kullanılır.

Often used with words like home, or work,

Genellikle ev veya iş gibi kelimelerle veya

or a place of study like school, college, university.

okul, kolej, üniversite gibi bir çalışma yeri ile kullanılır.

For example, I'm at home.

Mesela ben evdeyim. O

She's at work.

işte.

They're at school.

Onlar okuldalar.

It's at the back gate.

Arka kapıda.

In is used when something is within an enclosed space.

Kapalı bir alanda bir şey olduğunda kullanılır.

We're in the building.

Binadayız.

I'm in the city.

Şehirdeyim.

You're in the mountains.

Dağlardasın.

It's in the forest.

Ormanda.

In is also used when you are describing which part

In ayrıca ülkenin hangi bölgesinde

of the country you are in.

olduğunuzu anlatırken de kullanılır.

For example, I'm in the North.

Örneğin, Kuzeydeyim.

We're in south Patagonia.

Güney Patagonya'dayız.

He works in the Southeast.

Güneydoğu'da çalışıyor.

By means close to or next to something.

Bir şeyin yakınında veya yanında anlamına gelir.

For example, I love being by the sea.

Mesela deniz kenarında olmayı seviyorum.

The dog is by the river.

Köpek nehrin yanında.

The hotel is by our favorite restaurant.

Otel en sevdiğimiz restoranın yanında.

On is used when talking about a surface,

On, bir yüzeyden bahsederken

or when something can be summited or mounted.

veya bir şey toplanıp monte edilebildiğinde kullanılır.

For example, Anna is on the mountain.

Örneğin Anna dağdadır.

Anna's on the river.

Anna nehirde.

Anna's on the coast.

Anna sahilde.

Anna's on an island all by herself.

Anna bir adada tek başınadır.

(whimpers)

(sızlanır)

Also note, if something is close to the coast

Ayrıca, eğer bir şey sahile yakınsa,

then we would often use the phrase off the coast.

o zaman off the coast ifadesini sıklıkla kullanırız.

For example, I saw a small island just off the coast.

Örneğin, kıyının hemen açıklarında küçük bir ada gördüm.

So armed with those few prepositions

Bu yüzden, bu birkaç edatla donanmış olarak,

you should basically be able to describe

temel olarak

where a location is situated.

bir konumun nerede olduğunu tanımlayabilmelisiniz.

My friend lives at home with his mum in north London,

Arkadaşım annesiyle birlikte Londra'nın kuzeyinde,

right by a tube station.

bir metro istasyonunun yanında yaşıyor.

He used to live on the Isle of Dogs by the river Thames.

Thames nehri kıyısındaki Isle of Dogs'ta yaşıyordu.

Now, if you're giving or receiving directions

Şimdi, yön veriyorsanız veya alıyorsanız,

you will need to know your compass points,

pusula noktalarınızı bilmeniz gerekecek,

so let's quickly go over them.

bu yüzden hızlıca bunların üzerinden geçelim.

We have north.

Kuzeyimiz var.

Northeast.

kuzeydoğu.

East.

Doğu.

Southeast.

Güneydoğu.

South.

Güney.

Southwest.

güneybatı.

West.

Batı.

Northwest.

Kuzey Batı.

And north.

Ve kuzey.

Make sure with that TH on north and south,

Kuzey ve güneydeki TH ile

you are putting your tongue between your teeth.

dilinizi dişlerinizin arasına soktuğunuzdan emin olun.

I live in the Southeast of England.

Güneydoğu İngiltere'de yaşıyorum.

Where do you live?

Nerede yaşıyorsun

Let me know in the comments down below.

Aşağıdaki yorumlarda bana bildirin.

So, now let's look at some more precise

O halde, şimdi size yön konusunda yardımcı olacak bazı daha kesin

prepositional phrases to help you with directions.

edat ifadelerine bakalım .

Directly opposite.

Tam zıddı.

I might say that my office is directly opposite your office.

Benim ofisim sizin ofisinizin tam karşısında diyebilirim.

This means that they are facing each other,

Bu,

probably across the road from one another.

muhtemelen yolun karşısında, birbirlerine baktıkları anlamına gelir.

Opposite means on the other side of an area.

Zıt, bir alanın diğer tarafında anlamına gelir.

For example, a room.

Örneğin, bir oda. Odanın birbirinden

They are on the furthest points of the room

en uzak noktalarında

from one another, or on opposite sides of the room.

veya odanın zıt yönlerinde bulunurlar.

Or a road.

Veya bir yol.

If you are on one side and someone else is on the other,

Siz bir taraftaysanız ve başka biri diğer taraftaysa,

then you are on opposite sides of the road.

o zaman yolun zıt taraflarındasınız demektir.

Or you can say it's on the opposite side of the city.

Ya da şehrin karşı yakasında diyebilirsiniz.

Perhaps you are in south London

Belki güney Londra'dasınız

and what you want is in north London.

ve istediğiniz şey kuzey Londra'da.

It's a long way to go,

Gidilecek uzun bir yol var,

it's on the opposite side of the city.

şehrin karşı yakasında.

You can even say on the opposite side of the world.

Dünyanın öbür ucunda bile diyebilirsiniz.

So for me, I think Australia is on the opposite side

Bu yüzden benim için Avustralya'nın dünyanın diğer tarafında olduğunu düşünüyorum

of the world.

.

You might say something is diagonally opposite.

Bir şeyin çapraz olarak zıt olduğunu söyleyebilirsiniz.

This means it's opposite, it's across the space,

Bu, zıt olduğu anlamına gelir, uzayın karşısındadır,

but it's on an angle.

ancak bir açıdadır.

Halfway between.

arasında orta yol.

The shop is halfway between my home and the office.

Dükkan, evimle ofisimin tam ortasında.

This means that the shop is at an equal distance

Bu, dükkanın

from my home and my office.

evime ve ofisime eşit mesafede olduğu anlamına gelir. Tam

It's right in the middle.

ortasında. öğesinin

Just to the left of or just to the right of.

hemen solunda veya hemen sağında.

The park entrance is just to the left of the library.

Park girişi, kütüphanenin hemen solundadır.

This means that the entrance to the park

Bu, parkın girişinin

is close to the library to the left.

soldaki kütüphaneye yakın olduğu anlamına gelir. Hemen

Right next to.

yanında.

I guess you could say that the park entrance

Sanırım park girişinin

is right next to the library, meaning directly beside it.

kütüphanenin hemen yanında yani hemen yanında olduğunu söyleyebiliriz.

In front of.

Önünde.

When you come out of the train station

Tren istasyonundan çıktığınızda

the bank will be right in front of you.

banka hemen önünüzde olacak.

This means that the bank will be ahead of you.

Bu, bankanın önünüzde olacağı anlamına gelir.

Now, I would like you to practice using these prepositions

Şimdi sizden bu edatları

and phrases, so please, write in the comment section

ve deyimleri kullanma alıştırması yapmanızı istiyorum, bu yüzden lütfen aşağıdaki yorum bölümüne

down below where you live, the area in which you live,

nerede yaşadığınızı, yaşadığınız bölgeyi yazın

and give people some indication

ve insanlara

of how to find a place of public interest.

kamu yararına olan bir yeri nasıl bulabileceklerine dair bir fikir verin.

A theater, or a cinema perhaps.

Bir tiyatro ya da belki bir sinema.

Here is my example.

İşte benim örneğim. İngiltere'nin

Despite growing up in the Northwest of England,

kuzeybatısında büyümüş olmama rağmen ,

I now live on the opposite side of the country

şimdi ülkenin diğer ucunda,

in the Southeast.

Güneydoğu'da yaşıyorum.

My town is very close to central London.

Benim kasabam Londra'nın merkezine çok yakın.

There are many attractions to visit in the city,

like the London Eye, for example.

Örneğin, London Eye gibi şehirde ziyaret edilecek birçok cazibe merkezi vardır.

Situated by the River Thames, diagonally opposite Big Ben,

Thames Nehri kıyısında, Big Ben'in çaprazında yer alan otel,

it offers some wonderful views over London.

Londra'nın harika manzaralarını sunmaktadır. Al işte ozaman,

So there you go.

buyur.

Prepositions of place for intermediate English learners.

Orta düzeyde İngilizce öğrenenler için yer edatları.

If you've found this helpful,

Bunu yararlı bulduysanız,

then do show your appreciation by giving it a thumb.

takdirinizi bir başparmak vererek gösterin.

If you're looking of more English lessons,

Daha fazla İngilizce dersi arıyorsan,

then why not check out one of these playlists right here.

neden buradaki oynatma listelerinden birine göz atmıyorsun?

And until next time, why not pop the kettle on.

Ve bir dahaki sefere kadar, neden su ısıtıcısını açmıyorsunuz?

Let's have a brew.

Bir bira içelim.

Just as a very quick reminder,

Çok hızlı bir hatırlatma olarak,

if you're interested in learning English

with a native English teacher,

ana dili İngilizce olan bir öğretmenle İngilizce öğrenmekle ilgileniyorsanız,

then don't forget to click that subscribe button

o zaman abone ol düğmesine tıklamayı

and ring that bell notification

ve

so you don't miss any future uploads.

gelecekteki yüklemeleri kaçırmamak için zil bildirimini çalmayı unutmayın.

Ding dong.

Ding dong.