Advanced English Phrases 3 - How To Speak English Naturally - Master English Conversation 2.0

well hello and welcome to this

well hello and welcome to this month's phrase builder and

merhaba ve bu kuyuya hoşgeldiniz

merhaba ve bu ayın cümle oluşturucusuna ve

month's phrase builder and

month's phrase builder and pronunciation practice lesson

ayın cümle oluşturucusuna ve

ayın cümle oluşturucusuna ve telaffuz alıştırma dersine hoş geldiniz

pronunciation practice lesson

pronunciation practice lesson it is a pleasure to have you

telaffuz alıştırma dersi

telaffuz alıştırma dersi size sahip olmak bir zevk

it is a pleasure to have you

it is a pleasure to have you with me again to date this month

bu ay yine benimle olmandan büyük zevk

with me again to date this month

with me again to date this month our topic for the month is deep

our topic for the month is deep

our topic for the month is deep conversations

conversations

conversations so we want to help you not just

sana yardım etmek istiyoruz sadece bu yüzden değil

so we want to help you not just

so we want to help you not just have kind of you know basic

sana yardım etmek istiyoruz sadece o yüzden değil

sana yardım etmek istiyoruz sadece biraz biliyor musun temel biliyor

have kind of you know basic

musun temel biliyor musun temel

have kind of you know basic everyday conversations about

biliyor musun temel günlük konuşmalar hakkında günlük

everyday conversations about

everyday conversations about sports or the weather or how's

konuşmalar hakkında

günlük konuşmalar hakkında spor ya da hava durumu ya da

sports or the weather or how's

sports or the weather or how's the family things like that

spor nasıl ya da hava durumu ya da

spor nasıl ya da hava durumu ya da aile nasıl böyle şeyler aile böyle şeyler

the family things like that

the family things like that we want you to be able to talk

aile böyle şeyler konuşabilmenizi istiyoruz

we want you to be able to talk

konuşabilmenizi istiyoruz

we want you to be able to talk deeply and have really

biz derinden konuşabilmenizi ve gerçekten

deeply and have really

deeply and have really interesting conversations which

derinden vegerçekten

derinden ve gerçekten ilginç sohbetler yapabilmenizi istiyorum hangi ilginç sohbetler hangi

interesting conversations which

interesting conversations which we call you know kind of

ilginç sohbetler ki biz buna size deriz, bilirsiniz bir nevi size

we call you know kind of

we call you know kind of philosophical or deep

deriz bilirsiniz bir nevi size deriz

bilirsiniz bir nevi felsefi veya derin

philosophical or deep

philosophical or deep conversations where you really

felsefi ya da derin

felsefi ya da derin sohbetler, gerçekten sohbet ettiğiniz, gerçekten

conversations where you really

conversations where you really get to talk about things that

sohbet ettiğiniz, hakkında gerçekten konuşabileceğiniz, hakkında

get to talk about things that

konuşabileceğiniz, hakkında konuşabileceğiniz,

get to talk about things that you're passionate about

tutkulu olduğunuz,

you're passionate about

you're passionate about I'll explain more about a what a

tutkulu olduğunuz,

tutkulu olduğunuz, hakkında konuşabileceğiniz şeyler hakkında. a hakkında daha fazla anlatacağım a ne hakkında

I'll explain more about a what a

I'll explain more about a what a deep conversation is in the

daha fazla anlatacağıma hakkında daha

fazla anlatacağım a hakkında daha fazla anlatacağım derin sohbette derin sohbet nedir

deep conversation is in the

deep conversation is in the master class lesson but for

derin sohbette ustalık sınıfı dersinde ama

master class lesson but for

master class lesson but for right now we'll just cover a few

ustalık sınıfı dersi içinama

ustalık dersi için ama şimdilik sadece birkaçını ele alacağız

right now we'll just cover a few

right now we'll just cover a few of the different words and

şimdi sadecebirkaçını ele alacağız

farklı kelimelerden ve

of the different words and

of the different words and phrases that appear in the

farklı kelimelerden ve

farklı kelime ve deyimlerden sadece birkaçını ele alacağız

phrases that appear in the

phrases that appear in the conversation itself so we'll be

konuşmanın kendisinde görünen ifadelerde görünen ifadelerde görünen bu yüzden

conversation itself so we'll be

conversation itself so we'll be talking about two different

konuşmanın kendisi olacağız yani konuşmanın

kendisi olacağız bu yüzden iki farklı hakkında konuşuyor olacağız

talking about two different

iki farklı hakkında konuşuyor

talking about two different things

things

things first we have the short one word

iki farklı şey hakkında konuşuyoruz

şeyler

şeyler ilk olarak kısa tek kelimemiz var

first we have the short one word

first we have the short one word and you know very kind of very

ilk önce kısa tek kelimemiz var

and you know very kind of very

and you know very kind of very quick and easy phrases that you

quick and easy phrases that you

quick and easy phrases that you can use and we'll also talk

kullanabileceğiniz hızlı ve kolay ifadeler ve biz de konuşacağız ve

can use and we'll also talk

can use and we'll also talk about some of the longer phrases

ayrıca konuşacağız

kullanabilirsiniz ve ayrıca bazı uzun ifadeler

about some of the longer phrases

about some of the longer phrases and expressions

hakkında bazı uzun ifadeler

hakkında konuşacağız. daha uzun ifadeler ve ifadeler ve ifadeler

and expressions

and expressions let's get started all right the

ve ifadeler hadi başlayalım pekala

let's get started all right the

let's get started all right the first one that you'll hear is

başlayalım pekala haydi

başlayalım pekala ilk duyacağınız ilk

first one that you'll hear is

duyacağınız

first one that you'll hear is dapper Dapper now Shannon

ilk duyacağınız ilk şık Şık şimdi Shannon şık

dapper Dapper now Shannon

dapper Dapper now Shannon he's an Australian guy so he

ŞıkşimdiShannon şık

Şık şimdi Shannon o bir Avustralyalı, yani o bir

he's an Australian guy so he

he's an Australian guy so he would pronounce it data data and

Avustralyalı, buyüzden o

bir Avustralyalı, bu yüzden onu veri verisi olarak telaffuz edecek ve veri verisi olarak

would pronounce it data data and

would pronounce it data data and his pronunciation is a little

telaffuz edecek ve

veri verisi ve telaffuzunu telaffuz edecek biraz

his pronunciation is a little

onun telaffuzu biraz onun

his pronunciation is a little bit stronger than mine with that

telaffuzu benimkinden biraz daha

bit stronger than mine with that

bit stronger than mine with that s-sound data data and I have the

güçlü ve benimkinden

biraz daha güçlü ve o s-ses verisi verisi ile benimkinden biraz daha güçlü ve bende

s-sound data data and I have the

s-sound data data and I have the stronger earth sound dapper

s-ses verisi verisi var ve bende

s var -ses verisi verileri ve bende daha güçlü toprak sesi zarif

stronger earth sound dapper

stronger earth sound dapper Dapper so in the American

daha güçlütoprak sesi zarif daha

güçlü toprak sesi zarif Bu yüzden American

Dapper so in the American

Dapper'da yani AmericanDapper'da bu yüzden

Dapper so in the American English

English

English it's a little bit more difficult

Amerikan İngilizcesi

İngilizcesi'nde

it's a little bit more difficult

it's a little bit more difficult for people to pronounce but if

bu biraz daha zor biraz daha zor

insanların telaffuz etmesi biraz daha zor ama eğer

for people to pronounce but if

insanların telaffuz etmesi içinseama eğer

for people to pronounce but if you'd like to have more of an

insanların telaffuz etmesi içinse ama daha fazla an'a sahip

you'd like to have more of an

you'd like to have more of an American accent you have to try

olmak istiyorsanız daha

fazla an'a sahip olmak istersiniz bir Amerikan aksanı

American accent you have to try

American accent you have to try extra hard and listen to a lot

Amerikanaksanını denemelisin Amerikan

aksanını denemelisin Amerikan aksanını denemelisin ekstra çaba göstermeli ve çok fazla ekstra sert dinlemeli

extra hard and listen to a lot

extra hard and listen to a lot of American speakers like myself

veçok daha

fazla dinlemeli ve benim gibi Amerikalı konuşmacılardan benim gibi Amerikalı konuşmacıları dinlemelisin

of American speakers like myself

of American speakers like myself so you can really get that are

Benim gibi Amerikalı konuşmacıların çoğu, gerçekten anlayabilirsiniz ki, gerçekten bunu elde edebilirsiniz, bu yüzden

so you can really get that are

so you can really get that are sound dapper

gerçekten bunu elde edebilirsiniz, zarif ses zarif

sound dapper

sound dapper now what dapper means is

ses zarif şimdi zarif ne anlama geliyor zarif ne demek

now what dapper means is

now what dapper means is handsome it's kind of neat and

şimdi zarif ne demek yakışıklı çok nazik düzgün ve

handsome it's kind of neat and

yakışıklı biraz düzgün ve

handsome it's kind of neat and sharp and right now I don't look

yakışıklı biraz düzgün ve keskin ve şu anda keskin görünmüyorum ve şu anda

sharp and right now I don't look

sharp and right now I don't look very dapper maybe I have a

keskin görünmüyorum ve şu anda pek zarif görünmüyorum belki

very dapper maybe I have a

very dapper maybe I have a dapper haircut but you know I'm

çok zarifim belki

çok şık bir saç kesimim var belki çok şık bir saç kesimim var ama biliyorsun saç kesimim çok güzel ama biliyorsun ben sadece

dapper haircut but you know I'm

dapper haircut but you know I'm just regularly you know wearing

düzenli olarak giyiyorum biliyorsun sadece düzenli olarak giyiyorsun

just regularly you know wearing

just regularly you know wearing a t-shirt and it's not

biliyorsun düzenli olarak giyiyorsun t-shirt ve bu

a t-shirt and it's not

a t-shirt and it's not particularly handsome or

bir t-shirt değil ve bu

bir t-shirt değil ve özellikle yakışıklı ya da

particularly handsome or

particularly handsome or you know anything fancy like

özellikle yakışıklıya da

özellikle yakışıklı değil ya da fantezi bir şey biliyormuşsun gibi fantezi bir şey

you know anything fancy like

you know anything fancy like that but if i have a nice suit

biliyormuşsun gibi

fantezi bir şey biliyormuşsun gibi ama eğer benim bir güzel takım elbise

that but if i have a nice suit

amagüzel bir takım elbisem varsa

that but if i have a nice suit you can say i was looking dapper

ama güzel bir takım elbisem varsa şık göründüğümü söyleyebilirsiniz şık

you can say i was looking dapper

you can say i was looking dapper now this is just a great phrase

göründüğümü söyleyebilirsiniz şimdi bu harika bir söz

now this is just a great phrase

now this is just a great phrase a great word you can use instead

şimdi bu sadece harika bir cümle

şimdi bu sadece harika bir cümle harika bir kelime yerine kullanabileceğiniz harika bir

a great word you can use instead

kelime yerine kullanabileceğiniz harika bir

a great word you can use instead of calling someone handsome you

kelime yerine kullanabileceğiniz harika bir kelime birine yakışıklı demek yerine siz birine

of calling someone handsome you

of calling someone handsome you can say I you look dapper and

yakışıklı demek için siz

birine yakışıklı demek için siz diyebilirsiniz ki ben sen zarif görünün ve

can say I you look dapper and

can say I you look dapper and people will be surprised and

ben şıkgörünüyorum diyebilir ve ben şık görünüyorum

diyebilir ve insanlar şaşıracak ve

people will be surprised and

people will be surprised and impressed by how you sound

insanlar şaşıracak ve

insanlar şaşıracak ve sesinizden nasıl etkilendiğiniz karşısında şaşıracak ve

impressed by how you sound

impressed by how you sound dapper Dapper next half decent

etkilenecekler nasıl şık göründüğünüzden etkilendim yarı terbiyeli şık Yarı düzgün şık

dapper Dapper next half decent

sonraki yarı terbiyeli şık

dapper Dapper next half decent half-decent good decent

sonraki yarı terbiyeli yarı terbiyeli iyi terbiyeli yarı terbiyeli iyi terbiyeli yarı terbiyeli iyi terbiyeli yarı terbiyeli yarı terbiyeli şık yarı terbiyeli yarı terbiyeli

half-decent good decent

half-decent good decent half-decent half-decent is a

half-decent half-decent is a

half-decent half-decent is a great way of some is kind of

yarı terbiyeli bazılarının harika bir yolu,

great way of some is kind of

great way of some is kind of saying something that's and it's

bazılarınınharika bir

yolu, bazılarının harika bir yolu, olan bir şeyi

saying something that's and it's

saying something that's and it's okay it's not so great it's it's

söylemenin ve olan bir şeyi söylemenin ve olan

bir şeyi söylemenin ve sorun değil, o kadar harika değil, sorun değil, o

okay it's not so great it's it's

okay it's not so great it's it's half decent the restaurant over

kadar harika değiltamam o

kadar da iyi değil yarısı iyi restoranın yarısından fazlası nezih

half decent the restaurant over

half decent the restaurant over there it's and it's half decent

restoranın yarısından fazlası iyi şuradaki

restoran orada ve yarısı iyi orada ve yarısı iyi

there it's and it's half decent

there it's and it's half decent half-decent so you could go to

orada ve yarısı iyi yarı-düzgün yani

half-decent so you could go to

half-decent so you could go to that restaurant the pizza is

yarısına gidebilirsiniz - iyi, yaniyarısına gidebilirsiniz -

o restorana gidebilmeniz için makul - o restorana gidebilmeniz için pizza o

that restaurant the pizza is

that restaurant the pizza is pretty good but and it's half

restoran pizza o

restoran pizza oldukça iyi ama yarısı

pretty good but and it's half

pretty good but and it's half decent half-decent so listen

oldukça iyi amayarısı

oldukça iyi ama yarısı iyi yarısı -iyi yani dinle

decent half-decent so listen

terbiyeli yarı-terbiyeli dinle

decent half-decent so listen carefully watch how i'm using

terbiyeli yarı-düzgün yani dinle nasıl kullandığımı izle

carefully watch how i'm using

carefully watch how i'm using the expression not just the

dikkatlice nasılkullandığımı dikkatlice izle

nasıl kullandığımı izle sadece

the expression not just the

the expression not just the words i'm using but the way I'm

ifadeyi değil sadece

ifadeyi değil sadece kullandığım kelimeler ama

words i'm using but the way I'm

words i'm using but the way I'm saying it and a half decent

kullandığım şekliyle kelimelerim ama

kullandığım şekliyle kelimelerim ama söyleme şeklim ve bunu söylemenin yarısı düzgün

saying it and a half decent

saying it and a half decent half-decent so how was that how

ve

söylemenin yarısı düzgün ve yarı düzgün yarı düzgün nasıldı bu nasıl

half-decent so how was that how

yarı düzgün peki nasıldı bu

half-decent so how was that how was the movie

was the movie

was the movie how was the movie yesterday and

nasıl yarı düzgün peki nasıldı film nasıldı film filmdi

dün film nasıldı ve dün

how was the movie yesterday and

how was the movie yesterday and it was half decent half-decent

film nasıldı ve

nasıldı dün film ve yarı düzgün yarı düzgün yarı düzgün yarı

it was half decent half-decent

düzgün yarı düzgün yarı düzgün yarı düzgün çok

it was half decent half-decent half-decent so decent just kind

düzgün sadece nazik yarı düzgün çok iyi sadece

half-decent so decent just kind

half-decent so decent just kind of means it's kind of a more

nazik

yarı düzgün çok iyi sadece bir nevi nazik olduğu anlamına gelir daha zekice söylemenin daha zekice

of means it's kind of a more

of means it's kind of a more intelligent way of saying like

bir yolu daha zekice

söylemenin daha akıllıca bir yolu tamam

intelligent way of saying like

intelligent way of saying like okay like fifty percent and we

yüzde elli gibi ve biz yüzde

okay like fifty percent and we

okay like fifty percent and we were decent it was decent

elli gibi tamamve yüzde elli

gibi tamam ve biz terbiyeli idi terbiyeli terbiyeli terbiyeli terbiyeli terbiyeli

were decent it was decent

were decent it was decent my job is decent but then half

benim işim terbiyeli ama o zaman

my job is decent but then half

işimin yarısı terbiyeliama o zaman

my job is decent but then half decent is a little bit lower

işimin yarısı düzgün ama sonra yarısı terbiyeli biraz daha düşük

decent is a little bit lower

decent is a little bit lower than that so and half decent

terbiyeli biraz daha düşük

terbiyeli bundan biraz daha düşük bundan çok ve yarı düzgün Bundan çok ve

than that so and half decent

than that so and half decent half-decent next we were talking

yarıdüzgün bundan çok ve yarı

düzgün yarı-düzgün sonra

half-decent next we were talking

yarı-

half-decent next we were talking about clothing and especially

düzgün konuşuyorduk sonra yarı-düzgün konuşuyorduk sonra giyimden ve özellikle

about clothing and especially

about clothing and especially loud clothing

giyimden bahsediyorduk ve özellikle

giyim hakkında ve özellikle yüksek sesli giysiler yüksek sesli giysiler

loud clothing

loud clothing now loud clothing is like a

şimdi yüksek sesli giysiler şimdi yüksek sesli giysiler gibidir şimdi gürültülü giysiler

now loud clothing is like a

now loud clothing is like a bright red shirt with pictures

gibidir

parlak kırmızı gömlek gibidir resimlerle

bright red shirt with pictures

bright red shirt with pictures of penguins fighting dragons and

parlak kırmızı gömlek resimlerle

parlak kırmızı gömlek ejderhalarla savaşan penguenlerin resimleriyle ve

of penguins fighting dragons and

of penguins fighting dragons and things like that that you'll see

ejderhalarla savaşan penguenler ve

ejderhalarla savaşan penguenler ve bunun gibi şeyler bunun gibi

things like that that you'll see

things like that that you'll see like lots of sparkles

şeyler göreceksiniz buna benzer şeyler göreceksiniz

çokça parıltı gibi bir sürü parıltı

like lots of sparkles

gibi bir sürü parıltı

like lots of sparkles this is called loud clothing or

gibi bir sürü parıltı gibi buna yüksek sesli giysi denir ya da

this is called loud clothing or

this is called loud clothing or you can describe someone's

buna yüksek giyim denirya da

buna yüksek giyim denir ya da birinin giyimini tarif edebilirsin birinin

you can describe someone's

you can describe someone's clothing as being loud

giyimini yüksek sesli giyim olarak tanımlayabilirsin yüksek sesli giyim olarak tanımlayabilirsin vay

clothing as being loud

clothing as being loud wow that guy really has a loud

bu adam gerçekten yüksek sesli

wow that guy really has a loud

wow that guy really has a loud shirt a loud shirt where he's

vay o adamın gerçekten bir sesi var yüksek

vay bu adamın gerçekten gürültülü bir gömleği var yüksek sesli bir gömleği gömleği olduğu yerde yüksek sesli bir tişört gömleği olduğu

shirt a loud shirt where he's

shirt a loud shirt where he's got some left

yerde gürültülü bir tişört

got some left

got some left out pants so sometimes you'll

biraz kalmış biraz kalmış

biraz kalmış pantolonu kalmış bu yüzden bazen

out pants so sometimes you'll

out pants so sometimes you'll see people wearing things out

pantolonu çıkaracaksın yani bazen

dışarı çıkarsın pantolon yani bazen insanların bir şeyler giydiğini göreceksin insanların bir

see people wearing things out

see people wearing things out instead of just saying well you

şeyler giydiğini göreceksin

sadece iyi demek yerine insanların bir şeyler giydiğini göreceksin sadece iyi

instead of just saying well you

instead of just saying well you know it's a like its a bright

demek yerine

sadece iyi sen demek yerine biliyorsun bu bir like onun parlak

know it's a like its a bright

biliyorumbu birlikeparlak bir bilin ki

know it's a like its a bright shirt or it's a sparkly shirt or

parlak bir gömlek ya da ışıltılı bir gömlek ya da

shirt or it's a sparkly shirt or

gömlek ya daışıltılı bir gömlek ya da gömlek ya da

shirt or it's a sparkly shirt or it has a crazy design you can

ışıltılı bir gömlek ya da çılgın bir tasarıma sahip olabilir,

it has a crazy design you can

it has a crazy design you can just call it loud loud next to

çılgın bir tasarıma sahip olabiliryapabilirsiniz

çılgın bir tasarıma sahip sadece yüksek sesle arayabilirsin yanında

just call it loud loud next to

just call it loud loud next to pull off something to pull off

sadece yüksek sesle ara yanında yüksek sesle ara yanında yüksek sesle ara

pull off something to pull off

pull off something to pull off something

something

something now this is a really fantastic

now this is a really fantastic

şimdi bu gerçekten harika

now this is a really fantastic phrasal verb that i highly

şimdi bu gerçekten harika bir deyimsel fiil ki son derece öbekli bir

phrasal verb that i highly

fiil ki son derece

phrasal verb that i highly recommend and what it means is

öbekli bir fiil ki şiddetle tavsiye ediyorum ve bunun anlamı

recommend and what it means is

tavsiyeve bununanlamı

recommend and what it means is to succeed at something so

tavsiye ve bunun anlamı bir şeyde başarılı olmak yani bir

to succeed at something so

to succeed at something so usually let's say I'm I'm trying

şeyde başarılı olmak için bir şeyde başarılı olmak için

yani genellikle deniyorum diyelim ki deniyorum genellikle

usually let's say I'm I'm trying

usually let's say I'm I'm trying to I'm trying to pull off like a

deniyorum diyelim genellikle deniyorum deniyorum başarmaya

çalışıyorum bir gibi başarmaya çalışıyorum

to I'm trying to pull off like a

to I'm trying to pull off like a crime or something like that so

Bir

suç gibi çekmeye çalışıyorum ya da onun gibi bir şey yani

crime or something like that so

crime or something like that so i'm i'm a diamond thief and i'm

suç ya da onun gibi bir şey yani

suç ya da onun gibi bir şey yani ben bir elmas hırsızıyım ve ben' m

i'm i'm a diamond thief and i'm

i'm i'm a diamond thief and i'm going to sneak into a jewelry

benbir elmas hırsızıyımve ben ben

bir elmas hırsızıyım ve gizlice bir mücevherin içine

going to sneak into a jewelry

going to sneak into a jewelry store and I'm going to pull off

gireceğimbir mücevherin içine gizlice

gireceğim bir kuyumcu dükkanına gizlice gireceğim ve ben mağazadan çekileceğim

store and I'm going to pull off

store and I'm going to pull off a robbery

veben

mağazadan çekileceğim ve ben bir soygun soygun soygun soygun

a robbery

a robbery now what that means if I pull it

şimdi bunun ne anlama geldiğini şimdi çekersem bunun

now what that means if I pull it

now what that means if I pull it off if I succeed then I get what

ne anlama geldiğini

şimdi çekersem bunun ne anlama geldiğini başarırsam başarırım o zaman başarırsam ne yaparım

off if I succeed then I get what

off if I succeed then I get what I want

I want

sonra

başarırsam ne alırım o zaman istediğimi elde ederim

I want so i can pull it off in the

istediğimi elde ederim böylece başarabilirim böylece

so i can pull it off in the

başarabilirim bu yüzden ben

so i can pull it off in the fashion sense you can talk about

moda anlayışı hakkında konuşabilirsiniz

fashion sense you can talk about

fashion sense you can talk about someone being able to pull off a

moda anlayışı hakkında konuşabilirsiniz birinin

someone being able to pull off a

someone being able to pull off a certain kind of clothing

belli bir giysiyi çıkarabilmesi hakkında konuşabilirsiniz

certain kind of clothing

bir çeşit kıyafet belli bir

certain kind of clothing now maybe a beautiful woman

çeşit kıyafet şimdi belki güzel bir kadın

now maybe a beautiful woman

şimdibelkigüzel bir kadın

now maybe a beautiful woman could wear like a song you know

şimdi belki güzel bir kadın bildiğin bir şarkı

could wear like a song you know

could wear like a song you know those like really tiny bathing

gibi giyebilir bildiğin bir şarkı

gibi giyebilir bildiğin bir şarkı gibi giyebilir bilirsin sevenler gerçekten minik banyo yapanlar

those like really tiny bathing

those like really tiny bathing suits but i could not pull off a

gerçekten minicik banyolar gerçekten minicik mayolar gibi olanlar

ama takım

suits but i could not pull off a

suits but i could not pull off a thong

thong

elbise çıkaramadım ama takım elbise çıkaramadım

ama tanga tangaçıkaramadım

thong I couldn't pull off a thong if I

çıkaramazsam tanga çıkaramam

I couldn't pull off a thong if I

I couldn't pull off a thong if I was wearing a thong walking

bir tanga

çıkaramazsam bir tanga bir tanga giyseydim bir tanga yürüyüş

was wearing a thong walking

was wearing a thong walking around at the beach I think

birtanga giyiyordu yürüyüş

bir tanga giyiyordu sahilde dolaşırken düşünüyorum

around at the beach I think

around at the beach I think people would think that was

kumsaldadüşünüyorum

kumsalda düşünüyorum sanırım insanlar böyle düşünür

people would think that was

people would think that was pretty funny

insanlar bunun

oldukça komik olduğunu düşünürdü insanlar bunun oldukça komik olduğunu düşünürdü oldukça komik oldukça

pretty funny

pretty funny so to pull off something means

komik yani bir şeyi başarmak şu anlama gelir yani bir

so to pull off something means

şeyi başarmak şu anlama gelir yani bir

so to pull off something means to be able to do it to succeed

şeyi başarmak onu yapabilmek anlamına gelir

to be able to do it to succeed

to be able to do it to succeed at being able to do something to

başarmak onu yapabilmek içinbaşarmak başarmak başarmak başarmak bir

şey yapabilmek için bir

at being able to do something to

at being able to do something to pull off pull off pull off next

şey yapabilmek de bir

şey yapabilmek için çek çek çek sonraki çek çek çek

pull off pull off pull off next

pull off pull off pull off next to be out there to be out there

sonraki çek çek çek çek

yanında orada olmak orada olmak orada olmak orada olmak orada olmak orada olmak orada olmak orada olmak

to be out there to be out there

to be out there to be out there to be out there means to be

demek

to be out there means to be

to be out there means to be crazy or wild or different from

dışarıda olmak demek

dışarıda olmak demek çılgın ya da vahşi olmak demektir ya da

crazy or wild or different from

crazy or wild or different from everyone else

çılgından farklı ya da vahşiden farklı ya da çılgından farklı ya da

vahşi ya da herkesten

everyone else

everyone else so if everyone else has a suit

farklı herkesten farklı herkes takım elbise giyiyorsa yani herkesin takım elbise giyiyorsa yani

so if everyone else has a suit

so if everyone else has a suit on i'm wearing my black suit

herkes takım elbise giyiyorsa ben siyah takım elbisemi giyiyorum

on i'm wearing my black suit

siyahtakım elbisemi giyiyorum

on i'm wearing my black suit with a white shirt and a black

siyah takım elbisemi giyiyorum beyaz gömlek ve siyah

with a white shirt and a black

with a white shirt and a black tie and maybe other people are

beyaz gömlek ve siyah beyaz

gömlek ve siyah kravat ve belki başkaları

tie and maybe other people are

tie and maybe other people are wearing the same thing and then

kravatlı ve belki başkaları

kravatlı ve belki diğer insanlar da aynı şeyi giyiyor ve sonra

wearing the same thing and then

wearing the same thing and then one guy he has a crazy hat with

aynı şeyi giyiyorve sonra

aynı şeyi giyiyor ve sonra bir adamın bir adamla çılgın bir şapkası var

one guy he has a crazy hat with

one guy he has a crazy hat with stars and sparkles on it and a

bir adamla çılgın bir şapkası var, üzerinde yıldızlar ve ışıltılar olan bir çılgın şapkası var o ve

stars and sparkles on it and a

stars and sparkles on it and a purple suit and a cane and big

üzerinde bir yıldız ve parıltılar ve

üzerinde bir yıldız ve parıltılar ve mor bir takım elbise ve bir baston ve büyük

purple suit and a cane and big

purple suit and a cane and big glasses that guys out there out

mor takım elbisevebir baston ve büyük

mor takım elbise ve bir baston ve büyük gözlükler dışarıdaki adamlar

glasses that guys out there out

glasses that guys out there out there so he's different from

gözlükler dışarıdakiadamlar

oradaki adamların gözlükleri, yani o oradan farklı, o

there so he's different from

there so he's different from everyone else

oradan farklı, bu yüzden o herkesten farklı,

everyone else

everyone else he's crazy you can use it in a

diğer herkes o

he's crazy you can use it in a

he's crazy you can use it in a good way or in a bad way but

deli onu kullanabilirsiniz o deli onu kullanabilirsiniz o deli

kullanabilirsiniz iyi ya da kötü ama iyi ya da

good way or in a bad way but

kötü ama iyi ya da

good way or in a bad way but usually we talk about something

kötü ama genellikle bir şey hakkında konuşuruz genellikle bir

usually we talk about something

usually we talk about something being out there is just kind of

şey hakkında konuşuruz

genellikle bir şeyin dışarıda olmasından bahsederiz sadece bir çeşit

being out there is just kind of

orada olmaktan sadece

being out there is just kind of different than normal so we have

dışarıda olmak normalden biraz farklı yani

different than normal so we have

different than normal so we have a kind of normal space and then

normalden farklıyız yani

normalden farklıyız yani bir tür normal alanımız var ve sonra

a kind of normal space and then

a kind of normal space and then outside of that

bir tür normal alanımız ve sonra

bir tür normal alanımız var ve sonra bunun dışında bunun dışında bunun dışında yani

outside of that

outside of that so describing someone as being

birini tarif ederken,

so describing someone as being

so describing someone as being out there his ideas are really

birini tarif ederken,

birisini dışarıdaymış gibi tarif ederken fikirleri gerçekten dışarıda onun

out there his ideas are really

out there his ideas are really out there

out there

fikirleri gerçekten

dışarıda onun fikirleri gerçekten dışarıda bir yerlerde diye düşünüyor

out there he thinks about things in a

a'daki şeyler hakkında o,

he thinks about things in a

he thinks about things in a different way out there out

a'daki şeyler hakkında düşünüyor o

şeyler hakkında farklı bir şekilde düşünüyor oralarda

different way out there out

different way out there out there

farklı bir şekildeoralarda

farklı bir şekilde oralarda orada bir sonraki

there

there next a gray area gray area

gri alan gri alan gri alanın

next a gray area gray area

yanındakigri alan

next a gray area gray area usually when children are very

gri bir alanın yanındaki gri alan genellikle çocuklar olduğunda çok

usually when children are very

genellikle çocuklar olduğundaçok

usually when children are very young we have very kind of maybe

genellikle çocuklar çok küçükken bizde çok tür var belki

young we have very kind of maybe

genççoktür var belki

young we have very kind of maybe one year old two-year-old three

genç çok tür belki bir yaşında iki yaşında üç

one year old two-year-old three

one year old two-year-old three year old kids we teach them

biryaşındaiki yaşında üç

bir yaşında iki yaşında üç yaşında çocuklara öğretiyoruz yaşındaki

year old kids we teach them

year old kids we teach them things that

çocuklaraöğretiyoruz

onlara şu şeyleri öğretiyoruz o

things that

things that yes it's it's good or no it's

şeyler evet bu iyi ya da hayır bu evet

yes it's it's good or no it's

yes it's it's good or no it's bad and we usually call this

buiyi ya da hayır evet bu iyi

ya da hayır kötü ve biz buna genellikle

bad and we usually call this

bad and we usually call this black or white thinking and for

kötü deriz ve buna genellikle

kötü deriz ve buna genellikle siyah ya da beyaz düşünme ve

black or white thinking and for

black or white thinking and for kind of teaching children it's a

siyah ya da beyazdüşünmeve

siyah ya da beyaz düşünme ve bir tür çocuklara öğretmek için deriz bu

kind of teaching children it's a

kind of teaching children it's a bit easier to do but as they get

çocuklara öğretmekbir tür

çocuklara öğretmek biraz daha kolay ama

bit easier to do but as they get

bit easier to do but as they get older they learn that there are

biraz daha kolaylaştıkçaama

biraz daha kolaylaştıkça ama yaşlandıkça öğreniyorlar daha

older they learn that there are

older they learn that there are gray areas like maybe if a woman

yaşlılar olduğunu öğreniyorlar

yaşlandıkça gri alanların olduğunu öğrenirler örneğin bir kadınsa

gray areas like maybe if a woman

gray areas like maybe if a woman asks me oh how do I look

gri alanlar gibi belkibir kadınsa

gri alanlar gibi belki bir kadın bana sorarsa oh nasıl görünüyorum diye soruyor

asks me oh how do I look

asks me oh how do I look or do I look fat and maybe I

oh nasıl görünüyorum bana soruyor

oh nasıl görünüyorum veya yapıyorum Şişman görünüyorum ve belki

or do I look fat and maybe I

or do I look fat and maybe I think she does maybe I think she

şişman görünüyor muyum ve belki

şişman görünüyor muyum ve belki öyle olduğunu düşünüyorum belki öyle olduğunu düşünüyorum belki öyle olduğunu düşünüyorum belki öyle olduğunu

think she does maybe I think she

think she does maybe I think she doesn't but if I think she does

düşünüyorum belki öyle olmadığını düşünüyorum ama düşünürsem yapmaz

doesn't but if I think she does

ama

doesn't but if I think she does I might tell a white lie so a

yapmazsa düşünürüm ama yaptığını düşünürsem beyaz bir yalan söyleyebilirim ki a

I might tell a white lie so a

I might tell a white lie so a white lie is a kind of a small

beyaz bir yalan söyleyebilirim ki a

beyaz bir yalan söyleyebilirim yani beyaz bir yalan bir tür küçük

white lie is a kind of a small

white lie is a kind of a small lie where you're not really

beyaz yalan, bir tür küçük

beyaz yalan, gerçekten yalan söylemediğiniz,

lie where you're not really

gerçekten yalan

lie where you're not really saying anything bad or trying to

söylemediğiniz, gerçekten kötü bir şey söylemediğiniz veya

saying anything bad or trying to

saying anything bad or trying to do anything

kötü bir şey söylemeye çalışmadığınız veya denemediğiniz bir tür küçük yalandır.

kötü bir şey söylemeye veya herhangi bir şey yapmaya çalışmaya,

do anything

do anything you know kind of hurtful to

bildiğin herhangi bir şeyi yap, senin için biraz incitici, senin için

you know kind of hurtful to

biraz incitici,

you know kind of hurtful to someone so this is a white lie

biri için biraz incitici, yani bu beyaz bir yalandır,

someone so this is a white lie

birisi yani bu beyaz bir yalan,

someone so this is a white lie now I might tell a white lie

birisi yani bu bir beyaz yalan şimdi beyaz bir yalan söyleyebilirim

now I might tell a white lie

now I might tell a white lie because this is a gray area now

şimdi beyaz bir yalan söyleyebilirim

şimdi beyaz bir yalan söyleyebilirim çünkü burası artık gri bir alan

because this is a gray area now

because this is a gray area now are lies a good thing or our

çünkü burası artıkgri biralan

çünkü burası gri bir alan şimdi yalanlar iyi bir şey veya bizim

are lies a good thing or our

are lies a good thing or our lives a bad thing

yalanlarımız iyi bir şey ya da bizim

yalanlarımız iyi bir şey ya da hayatımız kötü bir şey

lives a bad thing

kötü bir şey yaşıyor

lives a bad thing well there's a gray area

kötü bir şey yaşıyor iyi bir gri alan var

well there's a gray area

pekigri bir alan var

well there's a gray area sometimes it's okay and

iyi bir gri alan var bazen sorun değil ve bazen

sometimes it's okay and

sometimes it's okay and sometimes it's not a gray area a

tamamve

bazen tamam ve bazen gri bir alan değil a

sometimes it's not a gray area a

sometimes it's not a gray area a gray area next a side note

bazengri biralan değil a

bazen gri bir alan değil bir yan notun yanındaki gri alan bir yan notun yanındaki gri alan bir yan notun

gray area next a side note

gray area next a side note side note let's say I'm talking

yanındaki gri alan yan notun yanındayım diyelim konuşuyorum

side note let's say I'm talking

yan not diyelim ki konuşuyorum yan not diyelim ki

side note let's say I'm talking about something I'm talking

bir şeyden bahsediyorum bir

about something I'm talking

about something I'm talking about my pet iguana and I have a

şeyden bahsediyorum bir

şeyden bahsediyorum evcil iguanamdan bahsediyorum ve

about my pet iguana and I have a

about my pet iguana and I have a baby iguana over here and then I

evcil hayvan iguanamdan bahsediyorumve sahibim

evcil hayvan iguanam hakkında ve burada bir bebek iguanam var ve sonra ben

baby iguana over here and then I

baby iguana over here and then I say

burada bebek iguana ve sonra

burada bebek iguana ve sonra

say

say as a side note so here's just an

bir yan not olarak söyle diyorum yani işte sadece

as a side note so here's just an

as a side note so here's just an extra piece of information

bir yan not olarak bu yüzdeniştesadece bir

as bir yan not, işte burada sadece fazladan bir bilgi parçası

extra piece of information

extra piece of information as a side note i bought this

ekstra bilgi bir yan not olarak

ekstra bilgi parçası bunu

as a side note i bought this

as a side note i bought this iguana in Hawaii

bir yan not olarak aldımbunu

bir yan not olarak aldım bu iguanayı Hawaii'den satın aldım Hawaii'deki iguana

iguana in Hawaii

Hawaii'deki

iguana in Hawaii so I'm talking about the Iguana

iguana Hawaii'de yani İguanadan bahsediyorum,

so I'm talking about the Iguana

bu yüzden İguanadan bahsediyorum,

so I'm talking about the Iguana like what it eats and other

bu yüzden İguanadan ne yediği gibi ve

like what it eats and other

like what it eats and other things and as a side note i

diğerinden ne yediğinden ve diğerinden

ne yediğinden ve diğer şeylerden bahsediyorum ve bir yan not olarak i

things and as a side note i

şeyler ve bir yan not olarak bir

things and as a side note i bought it in Hawaii

şeyler ve bir yan not olarak onu Hawaii'den aldım Hawaii'den aldım

bought it in Hawaii

bought it in Hawaii so a side note it's literally

Hawaii'den aldım yani bir yan not tam anlamıyla yani

so a side note it's literally

so a side note it's literally like a note but it's a piece of

bir yan not tam anlamıyla

yani bir yan not tam anlamıyla bir not gibi ama bu bir parça not

like a note but it's a piece of

like a note but it's a piece of information on the side of

gibiama not gibibir parça

ama bu bir bilgi parçası bilgi tarafında

information on the side of

information on the side of something else

bilgi tarafında

bilgi başka bir şey tarafında bilgi

something else

something else so the main conversation is here

başka bir şey

başka bir şey yani ana konuşma burada yani

so the main conversation is here

so the main conversation is here but on the side

ana konuşma burada

yani ana konuşma burada ama yanda

but on the side

ama yanda ama

but on the side here's some extra information

here's some extra information

yanda işte bazı ekstra bilgiler

işte bazı ekstra bilgiler

here's some extra information you might want to know

işte bilmek isteyebileceğiniz bazı ekstra bilgiler bir

you might want to know

you might want to know on the side a side note a side

yan notta bilmek isteyebileceğiniz bilmek isteyebileceğiniz bazı ekstra bilgiler bir yan

on the side a side note a side

on the side a side note a side note and finally repercussions

taraftabiryan notbir yan tarafta bir yan

not bir yan not ve son olarak yankı

note and finally repercussions

note and finally repercussions repercussions a repercussions is

notuveson olarak yankı notu

ve son olarak yankılar yankılar a yankılar yankılardır a yankılar

repercussions a repercussions is

repercussions a repercussions is an unintended consequence or

yankılardır

a yankılar istenmeyen bir sonuçtur veya

an unintended consequence or

an unintended consequence or something bad that happens when

istenmeyen bir sonuçtur veya

istenmeyen bir sonuç ya da kötü

something bad that happens when

something bad that happens when you were trying to do something

bir şey olduğunda kötü bir şey olduğunda

kötü bir şey olduğunda sen bir şey yapmaya çalışırken bir şey yapmaya

you were trying to do something

you were trying to do something else

çalışıyordun başka bir

şey yapmaya çalışıyordun başka bir şey yapmaya çalışıyordun

else

else let's say you have two parents

diyelim iki ebeveynin

let's say you have two parents

let's say you have two parents that are arguing with each other

var diyelim iki ebeveyn

diyelim ki birbirleriyle tartışan iki ebeveyniniz var

that are arguing with each other

that are arguing with each other they are having a really bad

birbirleriyle tartışıyorlar

gerçekten kötü bir şey yaşıyorlar

they are having a really bad

they are having a really bad fight and maybe they just think

gerçekten kötü bir kavga ediyorlar ve belki de sadece düşünüyorlar

fight and maybe they just think

kavga ve belki sadece

fight and maybe they just think they are the only two in the

kavga etmeyi düşünüyorlar ve belki sadece kendilerinin sadece iki kişi olduklarını düşünüyorlar

they are the only two in the

they are the only two in the conversation but in the next

conversation but in the next

conversation but in the next room

room

room one of their children is

oda çocuklarından biri çocuklarından biri

one of their children is

one of their children is listening to that so the

çocuklarından biri şunu dinliyor yani bunu

listening to that so the

listening to that so the repercussions of them arguing is

dinliyor bu yüzden bunu

dinliyor yani tartışmalarının yansımaları onların

repercussions of them arguing is

repercussions of them arguing is that the child feels bad

tartışmalarının yansımaları tartışmalarının

yansımaları çocuğun hissettiği şey

that the child feels bad

that the child feels bad so this is a an unintended

çocuğun kendini kötü hissetmesi kötü

çocuğun kendini kötü hissetmesi yani bu istenmeyen bir yani bu

so this is a an unintended

so this is a an unintended consequence

istenmeyen yani

bu istenmeyen bir sonuç sonuç

consequence

consequence so the parents they didn't

sonuç bu yüzden ebeveynler yapmadılar

so the parents they didn't

so the parents they didn't intend to make the child feel

ebeveynler yapmadılar

ebeveynler onlar onlar çocuğu kötü hissettirmek niyetinde değildi

intend to make the child feel

intend to make the child feel bad but the child does feel bad

ama çocuk kötü hissediyor

bad but the child does feel bad

bad but the child does feel bad repercussions repercussions

ama çocuk kötü

hissediyor ama çocuk kötü hissediyor yankılar yankılar yankılar yankılar yankılar yankılar yankılar yankılar yankılar

repercussions repercussions

repercussions repercussions repercussions

repercussions

repercussions and now we'll go over some of

yankılar

yankılar ve şimdi bazılarının üzerinden geçeceğiz

and now we'll go over some of

and now we'll go over some of the longer phrases that appear

veşimdi bazılarının üzerinden geçeceğiz

ve şimdi görünen bazı uzun ifadelerin üzerinden geçeceğiz.

the longer phrases that appear

the longer phrases that appear in the conversation

in the conversation

in the conversation first a penchant for a penchant

konuşma önce bir tutku için bir tutku

first a penchant for a penchant

önce bir tutkuiçin bir tutku

first a penchant for a penchant for I have a penchant for

ilk olarak bir tutku için bir tutkum var için

for I have a penchant for

for I have a penchant for expensive cars

bir tutkum var

expensive cars

expensive cars I have a penchant for expensive

için bir tutkum var

I have a penchant for expensive

Pahalıya karşı bir eğilimim var

I have a penchant for expensive cars to have a penchant for

Pahalı arabalara karşı bir eğilimim var Arabalara karşı bir

cars to have a penchant for

cars to have a penchant for something means you have a

eğilimim var Arabalara karşı bir eğilimim var Bir şeye

eğilimim var anlamına gelir bir şeye sahipsin demektir bir şeye

something means you have a

something means you have a disposition or you really like

sahipsin anlamına gelir bir eğilimin var veya gerçekten hoşlanıyorsun

disposition or you really like

mizacınızya da mizacınızıgerçektenseviyorsunuz ya da bir

disposition or you really like something or you have a habit

şeyi gerçekten seviyorsunuz ya da bir şeyi alışkanlığınız var ya da bir şeyi

something or you have a habit

alışkanlığınız var

something or you have a habit for something so it's just

ya da bir şeye alışkanlığınız var yani bu sadece bir şey için yani

for something so it's just

for something so it's just something you have a kind of

bu sadece bir şey

için yani bu sadece bir şey sizin bir tür

something you have a kind of

şeye sahipsiniz senin bir tür

something you have a kind of natural liking for something i

şeye sahipsin bir şeye karşı bir tür doğal beğenim var i bir

natural liking for something i

şeye karşı

natural liking for something i have a pension for expensive

doğal beğenim bir şeye doğal beğenim pahalı için bir emekli maaşım

have a pension for expensive

have a pension for expensive cards

var pahalı için bir emeklimaaşım

var pahalıiçin bir emekli maaşım var kartlar

cards

cards I have a penchant for expensive

kartlar pahalıya karşı bir tutkum var

I have a penchant for expensive

I have a penchant for expensive cars next damned if you do

Pahalıya karşı bir eğilimim var

Pahalı arabalara karşı bir eğilimim var Sıradaki arabaları yaparsan lanet olsun

cars next damned if you do

cars next damned if you do damned if you don't

Sıradaki arabaları yaparsan lanet olsun Yapmazsan lanet olsun Yapmazsan

damned if you don't

damned if you don't damned if you do damned if you

lanet olsun Yapmazsan lanet olsun lanetlenirsen lanetlenirsen lanetlenirsen lanetlenirsen lanetlenirsen

damned if you do damned if you

damned if you do damned if you don't

yapmazsan yapma lanetlenmek lanetlenmek lanetlenmek demektir lanetlenmek lanetlenmek demektir

don't

don't to be damned means to be cursed

to be damned means to be cursed

to be damned means to be cursed by something or to have a

bir şey ya da bir şeye sahip olmak ya da bir

by something or to have a

by something or to have a problem or something happened to

şeye sahip olmak ya da bir soruna sahip olmak ya da soruna bir şey oldu ya da

problem or something happened to

problem or something happened to you

soruna bir şey oldu ya da sana bir şeyoldu sen

you

you now what we're talking about in

şimdi ne hakkında konuşuyorsak

now what we're talking about in

now what we're talking about in the conversation is how Shannon

şimdi ne hakkında konuşuyoruz

şimdi sohbette bahsettiğimiz şey, Shannon'ın nasıl

the conversation is how Shannon

the conversation is how Shannon was dealing with his wife

konuştuğu, Shannon'ınnasıl

konuştuğu, Shannon'ın karısıyla nasıl uğraştığı,

was dealing with his wife

was dealing with his wife so Shannon wanted to wear one

karısıyla nasıl uğraştığı, bu yüzden Shannon bir tane giymek istedi,

so Shannon wanted to wear one

bu yüzdenShannon giymekistedi biri,

so Shannon wanted to wear one kind of clothing in a and then

Shannon bir tür kıyafet giymek istedi ve sonra bir

kind of clothing in a and then

kind of clothing in a and then his wife told him to wear kind

tür kıyafet ve sonra bir

tür kıyafet ve sonra karısı ona, karısının ona söylediği gibi giymesini söyledi,

his wife told him to wear kind

his wife told him to wear kind of a different kind but he said

karısının ona söylediği gibi giymesini söyledi. farklı bir türden ama

of a different kind but he said

farklı türden dediama

of a different kind but he said that it's really difficult to

farklı türden dedi ama bunun gerçekten zor olduğunu söyledi,

that it's really difficult to

that it's really difficult to find a kind of middle area where

bunun gerçekten zor olduğu

bir tür orta alan bulmanın gerçekten zor olduğu yerde

find a kind of middle area where

bir türortaalan bulmak

find a kind of middle area where it's ok for his wife because if

karısı için uygun olduğu bir tür orta alan çünkü eğer

it's ok for his wife because if

it's ok for his wife because if he wears what she wants then she

karısı için uygunsaçünkü eğer karısı için

uygunsa çünkü o onun istediğini

he wears what she wants then she

he wears what she wants then she says it's boring but if he wears

giyerse o da istediğini giyersonra o

istediğini giyer sonra o öyle der sıkıcı ama giyiyorsa

says it's boring but if he wears

says it's boring but if he wears what he wants then she says well

sıkıcı diyorama giyiyorsa

sıkıcı diyor ama istediğini giyiyorsa o zaman iyi istediğini söylüyor sonra

what he wants then she says well

what he wants then she says well that's that's out there that's

iyi

istediğini söylüyor sonra iyi diyor işte orası orası orası

that's that's out there that's

that's that's out there that's kind of too crazy you shouldn't

orası orası bu

dışarıda bu biraz çılgınca biraz çılgınca yapmamalısın çok çılgınca

kind of too crazy you shouldn't

kind of too crazy you shouldn't do that

yapmamalısın

çok çılgınca yapmamalısın bunu yapmamalısın bunu yap

do that

do that so if you're in a situation

yani bir durumdaysan yani bir durumdaysan

so if you're in a situation

so if you're in a situation where no matter what you do

durum

bu yüzden eğer ne yaparsan yap

where no matter what you do

where no matter what you do there's going to be a problem

nerede ne yaparsan yap bir problemin olacağı bir durumdaysan bir

there's going to be a problem

there's going to be a problem you can say I i'm damned if i do

problem olacak ben diyebilirsin Yaparsam lanetlendim diyebilirsin

you can say I i'm damned if i do

Yaparsamlanetlendim diyebilirsin

you can say I i'm damned if i do damned if I don't

Yapmazsam lanetlendim Yapmazsam lanetlendim Yapmazsam lanetlendim Yapmazsam

damned if I don't

damned if I don't so if i do something there will

lanetlendim Yapmazsam lanetlendim diyebilirsin bir şey olacak

so if i do something there will

so if i do something there will be a problem if I don't do

yanibir şey yaparsamolacak yani bir

şey yaparsam bir sorun olur yapmazsam sorun olur

be a problem if I don't do

be a problem if I don't do something

eğer bir şeyyapmazsam

sorun olur

something

something there will also be a problem

bir şey yapmazsam bir şey

de olur bir sorun olursa bir sorun da

there will also be a problem

there will also be a problem next a little bit goes a long

olur bir

sorun da olur sonra biraz uzuyor sonraki

next a little bit goes a long

next a little bit goes a long wait a little bit goes a long

biraz uzuyor sonraki biraz uzuyor bekle

wait a little bit goes a long

wait a little bit goes a long way usually when we talk about

biraz uzuyor bekle biraz uzuyor

biraz bekle uzun bir yol gider genellikle

way usually when we talk about

way usually when we talk about medicine or trying to solve a

yoldan bahsederken genellikle

yoldan bahsederken genellikle tıptan bahsederken veya bir ilacı çözmeye çalışırken

medicine or trying to solve a

medicine or trying to solve a problem

problem

veya bir ilacı çözmeye çalışırken

veya bir sorunu çözmeye çalışırken

problem

problem you can say that making a little

problem diyebilirsiniz biraz söyleyerek şunu söyleyebilirsiniz biraz söyleyerek

you can say that making a little

you can say that making a little bit of effort or just using a

biraz çaba sarf ederek veya sadece biraz çaba kullanarak

bit of effort or just using a

veyasadece

bit of effort or just using a little bit of medicine or

biraz çaba kullanarak veya sadece biraz ilaç kullanarak veya

little bit of medicine or

little bit of medicine or something will go a long way and

biraz ilaç kullanarak diyebilirsiniz tıp ya da başka bir şey uzun bir yol kat edecek ve bir

something will go a long way and

something will go a long way and what that means is that if you

şey

uzun bir yol kat edecek ve bir şey uzun bir yol kat edecek ve bunun

what that means is that if you

what that means is that if you have even just a little bit of

anlamı şu ki eğer sen biraz

have even just a little bit of

have even just a little bit of something it will solve the

varhatta biraz varbirazcık bir

şeye sahip olsanız bile birazcık bir şeye sahip olsanız bile bir şeyi çözecek bir şeyi

something it will solve the

something it will solve the problem to go a long way means

çözecek bir şeyi çözecek uzun bir yol kat etmek

problem to go a long way means

problem to go a long way means to solve a problem in this way

problemin uzunbir yol kat etmesi demek

problemin uzun bir yol kat etmesi demektir yol, bir sorunu bu şekilde çözmek,

to solve a problem in this way

to solve a problem in this way so a little bit of honey goes a

bir sorunu bu şekilde çözmek, bir sorunu

bu şekilde çözmek, yani biraz bal gidiyor, yani

so a little bit of honey goes a

so a little bit of honey goes a long way to helping you recover

biraz bal gidiyor, bu yüzden biraz bal uzun bir yol gidiyor iyileşmenize yardımcı olmanın

long way to helping you recover

uzun yolu iyileşmenize yardımcı olmanın

long way to helping you recover from you know a sickness or the

uzun yolu bildiğiniz bir hastalıktan veya

from you know a sickness or the

from you know a sickness or the flu or a sore throat so a little

bildiğiniz bir hastalıktan veya

bildiğiniz bir hastalıktan veya gripten veya boğaz ağrısından yani biraz

flu or a sore throat so a little

flu or a sore throat so a little bit goes a long way

gripten veya boğaz ağrısından kurtulmanıza yardımcı olmanın uzun yolubiraz

grip veya boğaz ağrısı yani biraz uzun bir yol gidiyor

bit goes a long way

bit goes a long way be careful with that medicine a

biraz uzun bir yol gidiyor

biraz uzun bir yol gidiyor o ilaca dikkat edin a o ilaca dikkat edin a o

be careful with that medicine a

be careful with that medicine a little bit goes a long way

ilaca dikkat edin biraz uzun yol alıyor

little bit goes a long way

biraz biraz uzun bir yol

little bit goes a long way so a little bit is strong enough

gidiyor biraz uzun bir yol gidiyor yani biraz yeterince güçlü

so a little bit is strong enough

so a little bit is strong enough for the solution or a little bit

yani biraz yeterince güçlü yani

biraz çözüm için yeterince güçlü ya da biraz

for the solution or a little bit

for the solution or a little bit is very powerful

çözüm içinya dabiraz

çözüm için ya da biraz çok güçlüdür çok güçlüdür çok

is very powerful

is very powerful so you don't have to use very

güçlü yani çok kullanmak zorunda değilsin yani

so you don't have to use very

so you don't have to use very much of it a little bit goes a

çok kullanmak zorunda değilsin yani çok

fazla kullanmak zorunda değilsin birazı

much of it a little bit goes a

much of it a little bit goes a long way a little bit goes a

çoğu gidiyor biraz

uzun bir yol gidiyor biraz

long way a little bit goes a

long way a little bit goes a long way

uzun bir yol gidiyor biraz

uzun bir yol gidiyor biraz uzun bir yol gidiyor biraz

long way

long way next to do your part to do your

uzun bir yol gidiyor uzun bir yol yanında sana düşeni yapmak yanında sana düşeni yapmak için üzerine düşeni

next to do your part to do your

next to do your part to do your part to do your part means to

yapmak üzerine düşeni yapmak üzerine düşeni yapmak üzerine düşeni yapmak üzerine düşeni yapmak

anlamına gelir

part to do your part means to

üzerinize düşeni yapmak için ayrılmak anlamına gelir

part to do your part means to help in some way I'm doing my

üzerinize düşeni yapmak bir şekilde yardım etmek anlamına gelir

help in some way I'm doing my

help in some way I'm doing my part for the environment

bir şekilde yardımımı yapıyorumben'

Bir şekilde yardımımı yapıyorum Çevre için üzerime düşeni yapıyorum Çevre için biraz

part for the environment

part for the environment I'm doing my part for the

çevre için üzerime düşeni yapıyorum Çevre için üzerime düşeni yapıyorum Çevre

I'm doing my part for the

I'm doing my part for the environment by cleaning up all

için üzerime düşeni yapıyorum tüm çevreyi temizleyerek

environment by cleaning up all

environment by cleaning up all the trash in my neighborhood

tüm

çevreyi temizleyerek mahallemdeki tüm çöpleri temizleyerek

the trash in my neighborhood

the trash in my neighborhood I'm doing my part now it can be

mahallemdeki çöpler

mahallemdeki çöpler üzerime düşeni yapıyorum şimdi olabilir

I'm doing my part now it can be

I'm doing my part now it can be for an organization or for a

üzerime düşeni yapıyorumşimdi olabilir

ben' Şimdi üzerime düşeni yapıyorum, bir kuruluş için veya bir

for an organization or for a

kuruluş içinveya

for an organization or for a person or a group of people it

bir kuruluş için veya bir kişi veya bir grup insan için o kişi veya bir

person or a group of people it

person or a group of people it doesn't really matter what to do

grupinsan o

kişi veya bir grup insan için değil ne yapacağınız gerçekten önemli

doesn't really matter what to do

doesn't really matter what to do your part means that you're

değilneyapacağınız gerçekten önemli

değil ne yapacağınız gerçekten önemli değil size düşen, sizin rolünüz olduğu anlamına gelir, sizin

your part means that you're

your part means that you're using yourself for you know

rolünüz anlamına gelir, kendinizi

using yourself for you know

using yourself for you know helping some cause or some group

kullandığınız için kendinizi kullandığınız anlamına gelir

kendini kullanmayı biliyorsun çünkü bir

helping some cause or some group

amaca veya bir

helping some cause or some group of people

of people

of people something like that to do your

gruba yardım etmeyi biliyorsun üzerinize düşeni yapın

something like that to do your

something like that to do your part do your part

part do your part

part do your part do your part now do your part

üzerinize düşeni yapın üzerinize düşeni yapın şimdi üzerinize düşeni yapın şimdi

do your part now do your part

üzerinize düşeni yapın şimdi

do your part now do your part for the environment

for the environment

üzerinize düşeni yapın çevre için çevre için çevre için

for the environment next to do right by something to

yanıbaşına bir şey yaparak hemen üzerinize düşeni yapın

next to do right by something to

next to do right by something to do right by something to do

doğru bir şeyle bir

sonrakine doğru yapmak için bir şeyle doğru yapmak için bir şeyle doğru yapmak için bir şeyle doğru yapmak için bir şeyle doğru yapmak bir şeyle doğru

do right by something to do

do right by something to do right by something means to help

yapmak bir şeyle doğru bir şekilde yardım etmek bir şeyle

right by something means to help

right by something means to help or to be positive for that thing

doğru bir şekilde yardım etmek bir şeyle doğru bir şekilde yardım etmek veya o şey için olumlu ol

or to be positive for that thing

or to be positive for that thing to do right by something so i'm

ya da o şey için olumlu ol

ya da o şey için olumlu ol bir şeyle doğru yapmak yani bir şeyle

to do right by something so i'm

to do right by something so i'm doing right by the planet even

doğru yapacağım yani bir şeyle doğru yapacağım bu yüzden tam olarak yapıyorum gezegen bile

doing right by the planet even

doing right by the planet even though to do right by it sounds

gezegenin yanında yapıyor bile gezegenin tam yanında

yapıyor olsa bile

though to do right by it sounds

tam yanında yapmak kulağa geliyor ama tam yanında

though to do right by it sounds kind of weird to non-native

yapmak kulağa biraz tuhaf geliyor yerli olmayana biraz

kind of weird to non-native

kind of weird to non-native speakers but it's again a phrase

tuhaf geliyor yerli olmayana

anadili olmayanlar için garip ama yine bir cümle konuşmacısı

speakers but it's again a phrase

ama yinebir cümle

speakers but it's again a phrase that you should learn is one

that you should learn is one

konuşmacısı ama yine öğrenmeniz gereken bir cümle,

that you should learn is one unit to do right by so to do

öğrenmeniz gereken bir cümle, hemen yapmanız gereken bir birim

unit to do right by so to do

unit to do right by so to do right by the planet

doğru yapmak için birim doğru yapmak için

birim doğru yapmak öylesine yapmak için gezegenin

right by the planet

right by the planet you shouldn't throw your trash

yanında

gezegenin hemen yanında çöpünüzü atmamalısınız

you shouldn't throw your trash

çöpünüzü atmamalısınız

you shouldn't throw your trash on the ground do right by the

çöpünüzü üzerine atmamalısınız yerin tam yanında yerin üzerinde tam yerinde gezegenin

on the ground do right by the

on the ground do right by the planet do right by the planet

tam yanında gezegenin tam yanında gezegenin

planet do right by the planet

planet do right by the planet so to be helpful and to do

tam yanında gezegenin tam yanında

gezegenin tam yanında yap yani yardımcı olmak için ve bunu yapmak

so to be helpful and to do

so to be helpful and to do something positive and

yardımcı olmak içinve

bunu yapmak yardımcı olmak ve olumlu bir şey yapmak ve

something positive and

something positive and beneficial

olumlu bir şey yapmak ve

olumlu ve yararlı bir şey

beneficial

beneficial next on both sides of the issue

konunun her iki tarafında da faydalı bir şeyin yanında konunun her

next on both sides of the issue

next on both sides of the issue are on both sides of an issue

ikitarafında da

konunun her iki tarafında yanında konunun her iki tarafında da

are on both sides of an issue

are on both sides of an issue usually you can think of an idea

bir konunun her iki tarafında da

bir konunun her iki tarafındadır genellikle bir fikir düşünebilirsiniz

usually you can think of an idea

usually you can think of an idea as having a good side or bad

genelliklebir fikir düşünebilirsiniz

genellikle bir fikri iyi bir tarafa sahip olmak olarak kötü veya

as having a good side or bad

as having a good side or bad side or look at something from

iyi bir tarafa sahip olmak olarak kötü veya

sahip olmak olarak kötü düşünebilirsiniz iyi ya da kötü yan ya da bir şeye yandan bakmak ya da

side or look at something from

side or look at something from one perspective or another

one perspective or another

one perspective or another perspective

bir şeye yandan bakmak ya da bir şeye şu

perspective

perspective so the issue or the problem of

so the issue or the problem of

so the issue or the problem of something or the question of

ya dabu açıdan bakmak

yani sorunu ya da bir şeyin sorunu ya da bir

something or the question of

something or the question of something

şeyin sorusu ya da bir şeyin sorusu ya da bir şeyin

sorusu ya da bir şeyin sorusu bir şeyin

something

something usually it has two different

genellikle

usually it has two different

usually it has two different sides so you can look at it from

iki farklı

yönü vardır genellikle iki farklı yönü vardır

sides so you can look at it from

sides so you can look at it from this side of the issue or this

taraflardanbakabilirsin yani

meseleye bu tarafından bakabilirsin veya meselenin

this side of the issue or this

bu tarafınaveya meselenin

this side of the issue or this side of the issue sides of the

bu tarafına veya meselenin bu tarafına meselenin bu tarafına bakabilirsin

side of the issue sides of the

side of the issue sides of the issue

meselenin taraflarına konunun

tarafı konunun tarafı konunun tarafı

issue

issue so I'm on this side of the issue

yani ben konunun bu tarafındayım

so I'm on this side of the issue

so I'm on this side of the issue he's on that side of the issue

yani ben konunun

bu tarafındayım yani ben konunun bu tarafındayım o konunun

he's on that side of the issue

he's on that side of the issue and we are thinking about both

o tarafında o konunun

bu tarafında ve biz ikisini de düşünüyoruz

and we are thinking about both

and we are thinking about both sides of the issue

ve her ikisini dedüşünüyoruz

ve konunun her iki tarafını da düşünüyoruz sorunun tarafları

sides of the issue

sides of the issue so an issue might be should

yani bir sorun olabilir, olmalıdır

so an issue might be should

so an issue might be should children be able to smoke

sorun olabilir olması gereken

bir sorun olabilir çocuklar sigara içebilir mi

children be able to smoke

children be able to smoke let's say should little kids be

çocuklar sigara içebilir çocuklar sigara içebilir diyelim

küçük çocuklar olsun diyelim

let's say should little kids be

let's say should little kids be able to smoke maybe some people

küçük çocuklar olsun diyelim

küçük çocuklar sigara içebilir mi diyelim bazı insanlar sigara içebilir sigara içmek

able to smoke maybe some people

able to smoke maybe some people think it's ok let people smoke

belkibazı insanlar

sigara içebilir belki bazı insanlar

think it's ok let people smoke

think it's ok let people smoke and other people think no no no

sorun olmaz düşünür bırakın insanlar sigara içsin

sorun

and other people think no no no

and other people think no no no do not let children smoke

olmaz düşünsün

insanlar sigara içsin sorun değil çocukların sigara içmesine izin vermeyin çocukların sigara içmesine izin vermeyin çocukların sigara içmesine izin

do not let children smoke

do not let children smoke so we have people on both sides

vermeyin bu yüzden iki taraftan da insanlarımız var yani

so we have people on both sides

so we have people on both sides of the issue

iki taraftan da insanlarımız var bu

yüzden sorunun iki tarafında da insanlarımız var konunun konusuna

of the issue

of the issue some people say yes and other

bazı insanlar evet diyor ve

some people say yes and other

some people say yes and other people say no

bazı insanlar evet derve bazı

insanlar evet der ve diğerleri hayır der insanlar hayır der

people say no

people say no both sides of the issue both

insanlar hayır der konunun her iki tarafı da meselenin her

both sides of the issue both

ikitarafı da

both sides of the issue both sides of the issue and finally

meselenin her iki tarafı da meselenin her iki tarafı ve nihayet meselenin iki

sides of the issue and finally

sides of the issue and finally the tip of the iceberg

tarafıveson olarak

konunun tarafları ve son olarak buzdağının ucu buzdağının ucu buzdağının ucu buzdağının ucu buzdağının ucu buzdağının ucu buzdağının ucu buzdağının ucu buzdağının ucu buzdağının ucu

the tip of the iceberg

the tip of the iceberg the tip of the iceberg the tip

the tip of the iceberg the tip

the tip of the iceberg the tip of the iceberg

of the iceberg

of the iceberg the tip of something is the very

buzdağının ucu, bir şeyin ucu, bir şeyin en ucu, bir şeyin en ucu, en üst

the tip of something is the very

the tip of something is the very top edge or the last little

kenarı veya son küçük

top edge or the last little

top edge or the last little piece of it

üst kenarıveyason küçük

üst kenarı veya son küçük parçasıdır.

piece of it

piece of it this is the tip of my finger the

bu parmağımın ucu

this is the tip of my finger the

this is the tip of my finger the tip of my finger or the tip of

buparmağımın ucu bu

parmağımın ucu bu parmağımın ucu parmağımın ucu

tip of my finger or the tip of

tip of my finger or the tip of one of my hair's the tip just

ya da parmağımın ucu ya da

parmağımın ucu ya da birinin ucu saçımın

one of my hair's the tip just

one of my hair's the tip just the end of it and iceberg is one

bir ucu saçımın bir ucu saçımın

bir ucu saçımın bir ucu ve buzdağı onun bir

the end of it and iceberg is one

ucuve buzdağı

the end of it and iceberg is one of those big pieces of ice

onun bir ucu ve buzdağı o büyük buz parçalarından biri

of those big pieces of ice

o büyük buz parçalarından o

of those big pieces of ice floating out in the water

büyük buz parçalarından suda yüzen o büyük

floating out in the water

floating out in the water so usually an iceberg you have

so usually an iceberg you have

so usually an iceberg you have the surface of the water here

buz parçalarından

the surface of the water here

buradaki suyun yüzeyi

the surface of the water here and the iceberg will look like

buradaki suyun yüzeyi ve buzdağı şöyle görünecek

and the iceberg will look like

and the iceberg will look like this it will have a really big

vebuzdağı şöylegörünecek

ve buzdağı böyle görünecek gerçekten büyük olacak bu

this it will have a really big

this it will have a really big part under water and just a

gerçekten büyük olacak

bu olacak gerçekten büyük bir kısmı su altında ve sadece bir

part under water and just a

part under water and just a small part on top of the water

kısmısu

altında ve sadece bir kısmı su altında ve sadece

small part on top of the water

small part on top of the water up here so the iceberg the big

küçük bir kısmı suyun üzerinde

up here so the iceberg the big

up here so the iceberg the big piece of ice is floating in the

buzdağı

burada büyük yani buzdağı büyük buz parçası buz parçasının içinde yüzüyor

piece of ice is floating in the

piece of ice is floating in the water like this and you can only

buz parçasının içinde yüzüyor bu şekilde suda yüzüyor ve sadece

water like this and you can only

water like this and you can only see the tip of the iceberg

bu şekilde sulayabilirsinizvesadece

bu şekilde sulayabilirsiniz ve buzdağının sadece ucunu görebilirsiniz buzdağının ucunu

see the tip of the iceberg

görün buzdağının

see the tip of the iceberg even though the iceberg is very

ucunu görün buzdağı çok olmasına rağmen

even though the iceberg is very

buzdağı çokolmasına

even though the iceberg is very big you can just see the tip of

rağmen buzdağı çok büyük olmasına rağmen sadece büyük olanın ucunu görebilirsiniz

big you can just see the tip of

big you can just see the tip of it

sadece ucunu görebilirsin

sadece ucunu görebilirsin

it

it this is a really common

bu gerçekten yaygın

this is a really common

this is a really common expression i highly recommend

bu gerçekten yaygın

bu gerçekten yaygın bir ifade şiddetle tavsiye ederim

expression i highly recommend

expression i highly recommend you remember this one if you

ifadeyi şiddetle tavsiye ederim eğer bunu hatırlamanızı şiddetle tavsiye ederim

you remember this one if you

you remember this one if you don't remember all of these

bunu hatırlarsan

bunu hatırlarsan bunların hepsini

don't remember all of these

don't remember all of these phrases remember this one in

hatırlamıyorsan bunların hepsini hatırlama tüm bu

cümleleri hatırlama bunu cümle olarak hatırla bunu

phrases remember this one in

phrases remember this one in particular because it's so

cümle olarak hatırla bunu özellikle hatırla çünkü çok

particular because it's so

özel çünkü çok

particular because it's so useful and you'll hear it

özel çünkü çok kullanışlı ve yararlı duyacaksınız

useful and you'll hear it

useful and you'll hear it everywhere

everywhere

ve yararlıduyacaksınız

ve her yerde her

everywhere this problem is just the tip of

yerde duyacaksınız bu problem bu sorunun sadece görünen kısmı

this problem is just the tip of

this problem is just the tip of the iceberg

bu problemin sadece görünen kısmı

buzdağının sadece görünen kısmı buzdağı buzdağı

the iceberg

the iceberg this problem is just the tip of

bu problem bu problemin sadece görünen kısmı bu

this problem is just the tip of

this problem is just the tip of the iceberg

problemin sadece görünen kısmı buzdağının sadece görünen kısmı

the iceberg

buzdağı

the iceberg so this little thing right here

buzdağı yani bu küçük şey tam burada

so this little thing right here

so this little thing right here they were experiencing it's only

yani bu küçük şey tam burada

yani burada deneyimledikleri bu küçük şey, yalnızca onlar

they were experiencing it's only

they were experiencing it's only just the beginning or only just

deneyimliyorlardı, yalnızca

deneyimliyorlardı, bu yalnızca başlangıç ​​ya da yalnızca

just the beginning or only just

başlangıçya da yalnızca

just the beginning or only just a small piece of a much bigger

başlangıç ​​ya da çok daha büyük bir parçanın yalnızca küçük bir parçası.

a small piece of a much bigger

a small piece of a much bigger thing

çok daha büyük çok daha

büyük bir şeyin küçük bir parçası

thing

thing the tip of the iceberg the tip

şey

şey buzdağının ucu buzdağının ucu buzdağının ucu buzdağının ucu buzdağının ucu

the tip of the iceberg the tip

the tip of the iceberg the tip of the iceberg

of the iceberg

of the iceberg well that's it for this month i

buzdağının buzdağının ucu bu ay için bu kadar i

well that's it for this month i

bu ay bu kadar ben bu

well that's it for this month i hope you enjoyed all of these

ay bu kadar umarım tüm bunları beğenmişsinizdir

hope you enjoyed all of these

hope you enjoyed all of these phrases

phrases

phrases be sure to go back and review

umarım tüm bunları beğenirsiniz

be sure to go back and review

be sure to go back and review all of them listen to my

kesinlikle geri dönüp hepsini gözden geçirin benim hepsini dinle

all of them listen to my

all of them listen to my pronunciation as I'm saying them

hepsini dinle benim telaffuzumu dinle ben bunları söylerken telaffuz ben onları

pronunciation as I'm saying them

pronunciation as I'm saying them in practice with me if you'd

söylerken

telaffuz ben bunları söylerken benimle pratik yaparken Benimle pratik yaparsın,

in practice with me if you'd

in practice with me if you'd like to sound more like a Native

eğer daha çok bir Yerli gibi konuşmak istersen,

like to sound more like a Native

like to sound more like a Native American speaker and i look

daha çok bir Yerli gibi konuşmak,

daha çok bir Kızılderili gibi konuşmak ve ben

American speaker and i look

Amerikalı gibi görünmek istersen, benimle pratik yaparsın vebenbakarım

American speaker and i look forward to seeing you in the

forward to seeing you in the

Amerikalı konuşmacı ve ben sizi sabırsızlıkla bekliyoruz

forward to seeing you in the next lesson this month

bu ay bir sonraki derste görüşmek dileğiyle bu ay gelecek ders

next lesson this month

next lesson this month have a fantastic day and keep

bu ay harika bir gün geçirin ve

have a fantastic day and keep

harika bir gün geçirin ve

have a fantastic day and keep practicing

harika bir gün geçirmeye devam edin gün ve pratik yapmaya devam et pratik yapmaya

practicing

practicing bye-bye

güle güle