Easy English Speaking Practice - 3 - Shopping and Bargains - Master English Conversation

welcome to the question

welcome to the question everything lesson for the

soruya hoşgeldiniz soruya hoş geldiniz

her şey dersi

everything lesson for the

everything lesson for the conversation shopping

her şey için ders

her şey için ders için sohbet alışveriş sohbet

conversation shopping

conversation shopping n Park its this month I'm

alışveriş sohbet

alışveriş n Park bu ay Ben Park bu

n Park its this month I'm

n Park its this month I'm keeping things a bit more

ayBen Park

bu ay Ben bazı şeyleri biraz daha fazla tutmak bazı

keeping things a bit more

şeyleribiraz daha fazla

keeping things a bit more conversational

conversational

tutmak bazışeyleribiraz daha konuşkan hale getirmek

conversational with a personal story also be

kişisel bir hikaye ile sohbet etmek aynı zamanda

with a personal story also be

with a personal story also be speaking more naturally

kişisel bir hikaye ile birlikte olmak ayrıca

kişisel bir hikaye ile birlikte olmak ayrıca daha doğal

speaking more naturally

konuşmak daha doğal

speaking more naturally and at a faster speed so be sure

konuşmak daha doğal ve daha hızlı konuşmak bu yüzden emin olun

and at a faster speed so be sure

and at a faster speed so be sure to follow along with the

vedaha yüksek bir hızda bu yüzden emin olun

ve daha yüksek bir hızda bu yüzden

to follow along with the

to follow along with the transcript

transcript

transcript to make sure you understand

anladığınızdan emin olmak için anladığınızdan emin olmak için anladığınızdan

to make sure you understand

to make sure you understand everything if you want to review

emin olmak için transkript transkript ile birlikte takip edilecekler ile birlikte takip ettiğinizden emin olun. her şeyi anlıyorsunuz eğer her şeyi gözden geçirmek istiyorsanız

everything if you want to review

everything if you want to review the new vocabulary before we

her şeyi gözden geçirmek istiyorsanız her şeyi gözden geçirmek istiyorsanız yeni kelime dağarcığını gözden geçirmek istiyorsanız önce

the new vocabulary before we

the new vocabulary before we begin

begin

begin skip to the end this audio

yenikelime dağarcığı biz

başlamadan önce yeni kelime dağarcığı başlamadan önce

başla bu sesi sonuna kadar

skip to the end this audio

atla bu sesi sonuna kadar atla

skip to the end this audio lesson where the bottom

bu sesli dersi sonuna kadar atla en alttaki

lesson where the bottom

lesson where the bottom up the transcript listen to this

ders nerede en alttaki

ders nerede aşağıdan yukarıya transkript bunu dinle

up the transcript listen to this

transkripti dinle bunu

up the transcript listen to this lesson many times

transkripti dinle bu dersi birçok kez dinle

lesson many times

lesson many times in answer the questions just

ders birçok kez ders birçok kez soruları cevapla sadece

in answer the questions just

in answer the questions just remembered that there can be

soruları cevaplarkensadece

soruları cevaplarken sadece orada olduğunu hatırladı hatırlanabilir

remembered that there can be

remembered that there can be more than one way

birden fazla yol olabileceği hatırlanabilir

more than one way

birden fazla yol birden

more than one way to answer questions finally

fazla soru cevaplamak için birden fazla yol nihayet soruları

to answer questions finally

to answer questions finally slaying and blended words

cevaplamak için nihayet soruları cevaplamak için nihayet öldürme ve harmanlanmış kelimeler

slaying and blended words

slaying and blended words will be in bold so you can

öldürüyorveharmanlanmışkelimeler öldürüyor

ve harmanlanmış kelimeler kalın yazılacak, böylece kalın yazacaksınız, böylece kalın yazacaksınız,

will be in bold so you can

will be in bold so you can practice then more easily

böylece pratik yapabilirsiniz, sonra daha kolay

practice then more easily

practice then more easily let's roll Quetta loaded this

pratik yapın, sonradaha kolay

pratik yapın, sonra daha kolay hadi yuvarlayalım Quetta yüklü bu

let's roll Quetta loaded this

hadi rollQuetta bunu yükledi hadi

let's roll Quetta loaded this its classic a while back a

yuvarlayalım Quetta bunu yükledi klasiğini bir süre önce klasiğini bir

its classic a while back a

its classic a while back a friend of mine and I were at a

süreönce

klasiğini bir süre önce bir arkadaşım ve ben bir arkadaşımdaydım

friend of mine and I were at a

friend of mine and I were at a local doughnut shop back in

vebir

arkadaşımdaydım ve ben de yerel bir donut dükkanı

local doughnut shop back in

local doughnut shop back in Chicago

yereldonut dükkanına geri

Chicago'daki yerel donut dükkanına geri döndü

Chicago

Chicago doughnuts were on sale for 50

Chicago Chicago

donutları

doughnuts were on sale for 50

doughnuts were on sale for 50 cents each

50 donut karşılığında indirimdeydi

cents each

cents each and I got half dozen chocolate

and I got half dozen chocolate

and I got half dozen chocolate ones for some friends of mine

Yarım düzineçikolata aldım

ve yarım düzine çikolata aldım bazı arkadaşlarıma,

ones for some friends of mine

ones for some friends of mine my friend in order to glaze

bazı arkadaşlarıma,

bazı arkadaşlarıma da arkadaşımı sırlamak için arkadaşımı

my friend in order to glaze

sırlamak için

my friend in order to glaze donuts

donuts

donuts and the guy behind the counter

arkadaşımısırlamak için çörek çörek

çörekleri. ve tezgahın arkasındaki adam

and the guy behind the counter

and the guy behind the counter gave him a smile

ve tezgahın arkasındaki adam

ve tezgahın arkasındaki adam ona bir gülümseme verdi ona

gave him a smile

gave him a smile the guy was like you know you

bir gülümseme verdi ona

bir gülümseme verdi adam bildiğin

the guy was like you know you

the guy was like you know you can get three donuts

gibiydi adam seni bildiğin gibiydi

adam bildiğin gibiydi üç çörek alabilirsin

can get three donuts

can get three donuts for a buck 50 my friend thought

üççörek alabilirsin

bir dolara üç çörek alabilirsin 50 arkadaşım bir

for a buck 50 my friend thought

for a buck 50 my friend thought it over for a second and went

papele düşündü 50 arkadaşım bir

papele düşündü 50 arkadaşım bir saniye düşündü ve

it over for a second and went

it over for a second and went sure give me one of those

bir saniye gözden geçirdive tekrar gözden geçirdi

bir an için gitti ve kesinlikle bana bir tane ver,

sure give me one of those

sure give me one of those chocolate ones over there

kesinliklebana bir tane ver,

kesinlikle bana şuradaki çikolatalardan bir tane ver, oradaki çikolatalardan,

chocolate ones over there

chocolate ones over there the clerk was all pleased with

oradaki

çikolatalardan, katip tamamen memnun kaldı, katip,

the clerk was all pleased with

the clerk was all pleased with himself has impacted donuts

katipten tamamen memnun kaldı. kendinden memnun olan herkes donutları etkiledi

himself has impacted donuts

himself has impacted donuts and told us to come again soon I

kendisi donutlarıetkiledi

kendisi donutları etkiledi ve bize yakında tekrar gelmemizi söyledi ben ve bize yakında tekrar

and told us to come again soon I

and told us to come again soon I couldn't stop laughing

gelmemizi söyledimben

ve bize yakında tekrar gelmemizi söyledim gülmeden duramadım

couldn't stop laughing

gülmeden duramadım

couldn't stop laughing as we walked out at the shop you

yapamazdım 'biz dükkandan çıkarken gülmeyi bırak biz dükkandan

as we walked out at the shop you

as we walked out at the shop you know he played you right

çıkarken sen

dükkandan çıkarken sen biliyorsun o seninle doğru oynadı biliyorum

know he played you right

know he played you right I said what do you mean he adds

seninledoğru oynadı

biliyorum seninle doğru oynadı dedim ne demek istiyorsun o ekler

I said what do you mean he adds

dedimnedemek istiyorsun ekler ekler

I said what do you mean he adds I got a good deal well I explain

dedim ne demek istiyorsun ekler ekler iyi bir anlaşmam var açıklarım

I got a good deal well I explain

I got a good deal well I explain you just paid the same price per

iyi bir anlaşmam varaçıklarım

iyi bir anlaşmam var açıklarım sadece senin başına aynı fiyatı ödedin

you just paid the same price per

you just paid the same price per donor for the

senin başına aynı fiyatı ödedi sadece donör başına aynı fiyatı ödedi donör için donör için

donor for the

donor for the extra donut their fifty cents

fazladan çörek için donör için

extra donut their fifty cents

fazladançörek onların ellisent

extra donut their fifty cents each I

fazladan çörek onların elli sent herbirim herbirim arkadaşım

each I

each I my friend went as he realized

fark ettiği gibi gitti arkadaşım

my friend went as he realized

my friend went as he realized he'd been duped

gitti

arkadaşım anlayınca gitti kandırıldığını anlayınca kandırıldı kandırıldı

he'd been duped

he'd been duped well at least I got and extra

en azından ben aldım ve ekstra

well at least I got and extra

well at least I got and extra donut

donut

iyi enazındanben aldımveekstra

iyi enazındanben aldımvefazladan çörek çörek

donut getting loaded this its classic

çörek alıyorum yüklendi bu onun klasiği

getting loaded this its classic

getting loaded this its classic get a load what this

yükleniyorbu onunklasiği

yükleniyor bu onun klasiği yükleniyor ne bu yükleniyor ne bu yükleniyor ne bu yükleniyor bu

get a load what this

get a load what this get loaded this great story

harika hikaye yükleniyor bu

get loaded this great story

get loaded this great story and asking you to listen

harika hikaye yükleniyor

bu harika hikaye yükleniyor ve sizden dinlemenizi istiyor

and asking you to listen

and asking you to listen carefully MI

vedinlemenizi rica ediyorum

ve dikkatlice dinlemenizi istiyorum MI

carefully MI

carefully MI excited to report exactly

dikkatlice MI

dikkatlice MI rapor etmekten heyecan duyuyorum tam olarak

excited to report exactly

excited to report exactly I'm excited I'm want you to hear

bildirmekten heyecan duyuyorum tam olarak bildirmekten

heyecan duyuyorum

I'm excited I'm want you to hear

I'm excited I'm want you to hear this story

heyecanlıyım duymanızı istiyorum heyecanlıyım duymanızıistiyorum

ben 'heyecanlıyım, bu hikayeyi duymanı istiyorum

this story

this story MI about to tell

bu hikaye

bu hikaye MI anlatmak üzere

MI about to tell

MI about to tell a story you bet I am

MIanlatmak üzere

MI hakkında bir hikaye anlatmak için bahse girersin ben

a story you bet I am

a story you bet I am I'm about to tell story what's

bir hikayeyim bahse girersin ben

bir hikayeyim bahse girersin ben hakkındayım hikayeye anlatmak

I'm about to tell story what's

I'm about to tell story what's classic

üzereyim hikayeye anlatmak üzereyim

hikayeye anlatmak üzereyim klasik

classic

classic this story

klasik

klasik bu hikaye bu hikaye bu hikaye

this story

this story I'm about to tell if something's

anlatmak

I'm about to tell if something's

I'm about to tell if something's classic

üzereyim bir şey varsa anlatmak üzereyimbir şey varsa anlatmak

üzereyim bir şeyin klasik klasik

classic

classic its timeless really funny or

klasik zamansız gerçekten komik mi

its timeless really funny or

its timeless really funny or memorable

zamansız gerçekten komik mi

zamansız gerçekten komik mi akılda kalıcı unutulmaz unutulmaz benimle

memorable

memorable do I want you to go dancing with

dansa gitmeni istiyor mu benimle dansa gitmeni istiyor

do I want you to go dancing with

do I want you to go dancing with me

me

mu benimle dansa gitmeni istiyorum

me no

ben hayır hayır hayır dinlemeni istemiyorum

no

no I don't I want you to listen to

dinlemeni istemiyorum

I don't I want you to listen to

I don't I want you to listen to my story

dinlemeni

istemiyorum benim hikayemi dinlemeni istiyorum benim hikayem

my story

my story do you like a good story I

benim hikayem iyi bir hikaye sever misin sever misin

do you like a good story I

do you like a good story I thought you might

iyi bir hikaye

seni seviyorum iyi bir hikaye

thought you might

thought you might keep listening a while back

bir süre önce dinlemeye devam edebileceğini düşünebileceğini düşündüm bir süre önce

keep listening a while back

keep listening a while back a friend of mine and I were at a

dinlemeye devam et

bir süre önce bir arkadaşım ve ben

a friend of mine and I were at a

a friend of mine and I were at a local doughnut shop

bir arkadaşımdaydım veben

bir arkadaşımda ve ben yerel bir çörek dükkanındaydım

local doughnut shop

local doughnut shop back in Chicago what happened

Chicago'da yerel çörek dükkanındaydım

back in Chicago what happened

Chicago'da olanlar

back in Chicago what happened a while back yes

Chicago'da olanlar bir süre önce evet bir

a while back yes

süre önceevet

a while back yes a friend of mine and high were

bir süre önce evet bir arkadaşım ve yüksek

a friend of mine and high were

a friend of mine and high were at a local doughnut shop

benim bir arkadaşımdıve yüksek

benim bir arkadaşımdı ve yüksek, Chicago'da yerel bir donut dükkanındaki yerel bir

at a local doughnut shop

at a local doughnut shop back in Chicago by saying

donut dükkanındaydı ve Chicago'da geri diyerek Chicago'da geri diyerek Chicago'da

back in Chicago by saying

back in Chicago by saying back in Chicago I'm saying that

geri diyerek Chicago'da geri döndü Diyorum ki

back in Chicago I'm saying that

back in Chicago I'm saying that its in the past

Chicago'ya döndüğümde

Chicago'ya döndüğümde söylüyorum ki bu geçmişte kaldı

its in the past

its in the past and I'm sounding more natural a

geçmişte kaldı ve daha doğal konuşuyorum a

and I'm sounding more natural a

and I'm sounding more natural a while back

vedaha doğal konuşuyoruma

ve bir süre önce kulağa daha doğal geliyorum

while back

while back just means sometime in the past

just means sometime in the past

just means sometime in the past were we in

were we in

were we in outer space nope

outer space nope

outer space nope we were at a donut shop what

donut dükkânındaydık donut dükkânındaydık

we were at a donut shop what

we were at a donut shop what city where we in

donut dükkânında ne idik hangi şehirdeydik hangi şehirdeydik şehirde neredeydik şehirde neredeydik Chicago'daydık Chicago Chicago'nun bir

city where we in

city where we in Chicago

Chicago

Chicago a nickname for Chicago is the

takma adı Chicago'nun takma

a nickname for Chicago is the

a nickname for Chicago is the windy

windy

adıChicago'nun

takma adıdırChicago rüzgarlı rüzgarlı Rüzgarlı

windy City is the story about the

Şehir, Şehir hakkındaki hikaye,

City is the story about the

City is the story about the future trip

Şehir hakkındaki hikaye, gelecekteki seyahatin hikayesi, gelecekteki seyahat, Chicago'ya gelecekteki

future trip

future trip to Chicago nope

seyahat hayır,

to Chicago nope

Chicago'ya hayır,

to Chicago nope it's about the past we were

Chicago'ya hayır, geçmişle ilgili,

it's about the past we were

geçmişte bizle ilgili

it's about the past we were in Chicago the donut shop

geçmişle ilgili miydik biz Chicago'daydık Chicago'da donut dükkanı

in Chicago the donut shop

in Chicago the donut shop up was in Brazil right no

Chicago'da donut dükkanı Brezilya'daydı hayır

up was in Brazil right no

yukarı Brezilya'daydı hayır

up was in Brazil right no it wasn't it was in Chicago is

yukarı Brezilya'daydı doğru hayır değil miydi Chicago'daydı

it wasn't it was in Chicago is

it wasn't it was in Chicago is still there I think

Chicago'da değil miydi Chicago'daydı hala

orada sanırım

still there I think

still there I think that donut shop we went to

halaoradasanırım

hala orada bence o donut dükkanına gittik o donut

that donut shop we went to

that donut shop we went to was a big chain store like

dükkanınagittik

o donut dükkanına gittik büyüktü zincir mağaza

was a big chain store like

büyük birzincirmağaza gibiydi mcdonald's

was a big chain store like mcdonald's

mcdonald's

gibi büyük bir zincir mağazaydı mcdonald's

mcdonald's right no

mcdonald's gibi

right no

doğru

right no it was it the donuts

it was it the donuts

it was it the donuts shop was local this means that

shop was local this means that

o

shop was local this means that its only

its only

its only in a specific area chain stores

mağaza yereldi, bu sadece onun

sadece belirli bir bölgede olduğu anlamına gelir Belirli bir bölgedeki zincir mağazalar

in a specific area chain stores

in a specific area chain stores can have hundreds or even

Belirli bir bölgedeki zincir mağazalar yüzlerce hatta

can have hundreds or even

can have hundreds or even thousands locations

yüzlerce hatta

yüzlerce hatta binlerce lokasyona sahip olabilir binlerce lokasyona sahip olabilir

thousands locations

thousands locations and they're usually the same

binlerce lokasyon ve genellikle aynıdır

and they're usually the same

and they're usually the same everywhere who did I go

vegenellikle aynıdır

ve genellikle her yerde aynıdır kim yaptım

everywhere who did I go

everywhere who did I go to the donut shop with a friend

her yere gittimkim

her yere gittim kimle donut dükkanına bir arkadaşımla birlikte

to the donut shop with a friend

to the donut shop with a friend of mine

donut dükkanına gittimbir arkadaşım

donut dükkanına bir arkadaşımla bir arkadaşım benim

of mine

of mine exactly my friend and I made

tam olarak arkadaşım ve ben

exactly my friend and I made

tam olarak arkadaşım oldumve tam

exactly my friend and I made some donuts right nope

olarak arkadaşım oldum ve biraz donut yaptım doğru hayır

some donuts right nope

some donuts right nope week got some donuts back in

birazdonut doğruhayır

biraz donut doğru hayır hafta biraz donut aldım geri

week got some donuts back in

week got some donuts back in Chicago donuts were on sale for

hafta içinde biraz çörek aldım

Chicago'da biraz çörek aldım Chicago için çörekler indirimdeydi Chicago için çörekler

Chicago donuts were on sale for

Chicago donuts were on sale for 50 cents

50 cents

50 cents each and I got half-dozen

each and I got half-dozen

each and I got half-dozen chocolate once

indirimdeydi

her birinden yarım düzine çikolata aldım bir kez çikolata bir kez

chocolate once

chocolate once for some friends of mine how

bazı arkadaşlarıma bir kez çikolata nasıl

for some friends of mine how

for some friends of mine how much were the donuts

bazıarkadaşlarımanasıl

bazı arkadaşlarıma çörekler ne kadardı çörekler ne

much were the donuts

much were the donuts they were fifty cents each

kadardı çörekler ne kadardı her biri elli sentti onlar

they were fifty cents each

tanesielli sentti tanesi elli

they were fifty cents each how many donuts

sentti kaç tane çörek kaç

how many donuts

how many donuts could you get first-degree

taneçörek

alabilirsin birinci derece alabilir misin

could you get first-degree

could you get first-degree dollars 6

birinci derece alabilir misin

birinci derece dolar alabilir misin 6

dollars 6

dollars 6 you could get six donuts for

dolar6

dolar 6 alabilirsin altı tane alabilirsin

you could get six donuts for

you could get six donuts for three dollars

altı çörek al,

üç dolara altı çörek alabilirsin, üç

three dollars

three dollars how many donuts could you get

dolara üç dolara kaç tane çörek alabilirsin,

how many donuts could you get

kaç tane çörek alabilirsin,

how many donuts could you get for

for

for eight dollars and 40 cents very

sekiz dolar ve 40 sente kaç tane çörek alabilirsin, çok

eight dollars and 40 cents very

sekiz dolarve 40sent çok

eight dollars and 40 cents very good

good

good you could get 16 you couldn't

sekiz dolarve 40sent çok iyi iyi iyi

alabilirsin 16 alabilirsin 16

you could get 16 you couldn't

you could get 16 you couldn't get anything

alabilirsin 16 alabilirsin 16

hiçbir şey alamazsın 40 cent'le bir

get anything

get anything with the 40 cents who ordered on

şey al

with the 40 cents who ordered on

with the 40 cents who ordered on its first

its first

40cent'le sipariş ver

40 sentle sipariş verdim kim ilkini sipariş etti ilk onun ilk ben yaptım yaptım yaptım ilk sipariş verdim ilk önce

its first I did

I did

I did I've ordered first how many

kaç tane sipariş verdim ilk önce

I've ordered first how many

kaç tane sipariş verdim ilk

I've ordered first how many donuts

donuts

donuts did i order I got

öncekaç tane çörek

çörek sipariş ettim aldım

did i order I got

did i order I got a half-dozen you can also say

sipariş verdim mi aldım mı

sipariş verdim yarım düzine aldım

a half-dozen you can also say

yarım düzine de diyebilirsiniz

a half-dozen you can also say half %uh dozen thats 6

yarım düzine de diyebilirsiniz yarım %uh düzine bu 6

half %uh dozen thats 6

yarım%uh düzine bu 6

half %uh dozen thats 6 a dozen is 12 and a baker's

yarım %uh düzine diyebilirsiniz bu 6 bir düzine 12 ve bir fırıncının

a dozen is 12 and a baker's

bir düzinesi 12 ve bir fırıncının bir

a dozen is 12 and a baker's dozen

dozen

dozen is 13 what kind of donuts

düzinesi 12 ve bir fırıncının bir düzinesi 12 ve bir düzine

düzinesi 13 ne tür çörek 13

is 13 what kind of donuts

ne tür çörek

is 13 what kind of donuts did i order I

13 ne tür çörekler sipariş ettim yaptım yaptım

did i order I

sipariş verdim

did i order I ordered chocolate ones who did I

çikolata ısmarladım kim yaptı

ordered chocolate ones who did I

ordered chocolate ones who did I get the donuts

çikolata ısmarladım kim yaptı çikolata

ısmarladım kim yaptı donut aldım donut aldım donut

get the donuts

get the donuts 4

aldım 4

4

4

4 my friends i cant eat six donuts

4 arkadaşlarım altı donut yiyemem

my friends i cant eat six donuts

my friends i cant eat six donuts by myself

arkadaşlarımaltı donut yiyemem

arkadaşlarım tek başıma altı donut yiyemem tek

by myself

by myself where the donuts on sale

başıma donutların indirimde olduğu yerde

where the donuts on sale

where the donuts on sale they certainly were

donutların indirimde olduğu yerde kesinlikle öyleydiler kesinlikle

they certainly were

they certainly were that's why we went donuts were

öyleydiler bu yüzden donut yemeye gittik bu yüzden

that's why we went donuts were

that's why we went donuts were on sale

gittikdonutlar

bu yüzdendi neden gittik çörekler indirimde satışta satışta elli sente

on sale

on sale tomb for fifty cents rate no

mezar oranı elli sente mezar

tomb for fifty cents rate no

tomb for fifty cents rate no they worked they were fifty

yok elli sente mezar yok oran hayır

çalıştılar ellide

they worked they were fifty

they worked they were fifty cents each

çalıştılar ellide

çalıştılar her biri elli sentti

cents each

cents each my friend then ordered

her biri sent

arkadaşım daha sonra arkadaşıma sipariş verdi,

my friend then ordered

sonra

my friend then ordered to glaze donuts and the guy

arkadaşıma sipariş verdi, sonra çörekleri sırlamasını emretti ve adam

to glaze donuts and the guy

to glaze donuts and the guy behind the counter

çörekleri sırlamasını emrettive adam

çörekleri sırladı ve tezgahın arkasındaki

behind the counter

behind the counter gave him a smile what did my

tezgahın arkasındaki adam ona bir gülümseme verdi, benim ona ne yaptım ona

gave him a smile what did my

gave him a smile what did my friend water

birgülümseme verdi

ona ne güldüm ne yaptı arkadaşım su

friend water

friend water she ordered

arkadaş su

arkadaş su ısmarladı o emretti

she ordered

she ordered to glaze donuts a glaze is a

donutları sırlamak için emretti a sır donutları sırlamak içindir a sır

to glaze donuts a glaze is a

to glaze donuts a glaze is a late sugar-coating

donutları sırlamak içindir sır geç

late sugar-coating

late sugar-coating and their delicious who took my

şeker kaplamadır geç şeker- kaplama

geç şeker kaplama ve lezzetli kim aldı beni

and their delicious who took my

and their delicious who took my friends order

ve onların lezzetli kim aldıbenim ve

onların lezzetli kim aldı arkadaşlar sipariş arkadaşlar sipariş arkadaşlar sipariş veren

friends order

friends order the guy

the guy

the guy behind the counter the guy

adam tezgahın arkasındaki adam tezgahın

behind the counter the guy

behind the counter the guy behind the counter

arkasındakiadam

tezgahın arkasındaki adam tezgahın arkasında

behind the counter

behind the counter took my friends order my friend

tezgahın arkasında arkadaşlarımın emrini

took my friends order my friend

took my friends order my friend ordered

ordered

aldım arkadaşımınemrini

aldı arkadaşımın emrini arkadaşımın emrini aldı arkadaşım emretti benden

ordered before me raid no

önce emretti baskın benden önce baskın

before me raid no

before me raid no she didn't he ordered after me

hayır

benden önce baskın hayır o vermedi o benden sonra emretti

she didn't he ordered after me

she didn't he ordered after me I ordered first my friend played

o bendensonra sipariş vermedi o

benden sonra sipariş vermedi ben sipariş verdim önce arkadaşım oynadı

I ordered first my friend played

I ordered first my friend played a game

ben sipariş verdimöncearkadaşımoynadı ben

sipariş verdim önce arkadaşım oyun oynadı oyun oyun

a game

a game basketball with the guy behind

basketbol arkadaki adamla

basketball with the guy behind

basketbolarkadaki adamla

basketball with the guy behind the counter it me

tezgahın arkasındaki adamla basketbol o ben

the counter it me

the counter it me what

tezgah o ben

tezgah o ben ne ne ne hayır o

what

what no he didn't I ordered some

no he didn't I ordered some

no he didn't I ordered some doughnuts from

vermedi ben biraz sipariş etmedim hayır o sipariş

etmedi ben biraz donut sipariş ettim

doughnuts from

doughnuts from what did the clerk

tezgahtar ne yaptı tezgahtar ne

what did the clerk

yaptı

what did the clerk or the guy behind the counter

tezgahtar ya da kasanın arkasındaki adam

or the guy behind the counter

or the guy behind the counter give my friend

ya datezgahın arkasındaki adam

ya da kasanın arkasındaki adam arkadaşıma verdi arkadaşıma ver

give my friend

give my friend after taking his order a smile

siparişini aldıktan sonra arkadaşıma siparişini aldıktan sonra bir gülümseme

after taking his order a smile

after taking his order a smile she gave my friend a smile a

siparişini aldıktan sonra gülümse bir gülümseme arkadaşıma bir gülümseme verdi a

she gave my friend a smile a

she gave my friend a smile a woman

arkadaşıma bir gülümseme verdi a

arkadaşıma bir gülümseme verdi bir kadın kadın

woman

woman took my friends order right no

kadın arkadaşlarımın siparişini aldı hayır arkadaşlarımın siparişini

took my friends order right no

took my friends order right no amended a guy took my friends

aldıhayır

arkadaşlarımın hakkını aldı hayır değiştirildi bir adam arkadaşlarımı aldı

amended a guy took my friends

düzeltildibir adamarkadaşlarımı aldı

amended a guy took my friends order

düzeltildi biradamarkadaşlarımın siparişini sipariş emrini aldı

order

order the guy was like you know you

adam biliyor gibiydin seni tanıyor gibiydi adam seni

the guy was like you know you

the guy was like you know you can get three donuts for a buck

biliyor gibiydi

adam biliyor gibiydi bir para karşılığında üç çörek

can get three donuts for a buck

can get three donuts for a buck 50

alabilirsin bir dolaraüççörek

bir dolara üç çörek alabilir 50

50

50 what did the guy say

50

50 adam ne dedi

what did the guy say

what did the guy say he was Lake or he

adam ne dedi adam ne dedi

onun Lake olduğunu söyledi ya da

he was Lake or he

he was Lake or he said you know you can get three

Lake'ti ya da

Lake'ti ya da yapabileceğini bildiğini söyledi üç tane alabileceğini

said you know you can get three

söyledin üç tane alabileceğini bildiğini söyledi

said you know you can get three donuts for

donuts for

üç tane çörek alabileceğini söyledi

donuts for a book fifty what was the guy

a book fifty what was the guy

a book fifty what was the guy behind the counter

behind the counter

behind the counter trying to do she was trying

tezgah yapmaya çalışıyordu yapmaya çalışıyordu yapmaya çalışıyordu yapmaya çalışıyordu

trying to do she was trying

trying to do she was trying going to sell more doughnuts how

daha fazla çörek satmaya çalışıyordu nasıl daha fazla

going to sell more doughnuts how

çörek satacaktı

going to sell more doughnuts how many donuts

many donuts

nasıl daha çok çörek satacaktı

many donuts could my friend get for a buck

arkadaşım bir geceliğine kaç çörek kaç çörek alabilirdi buck

could my friend get for a buck

arkadaşımbir papel için alabilir mi

could my friend get for a buck 50 3

arkadaşım bir papel için alabilir mi 50 3

50 3

50 3 a buck 50 is one dollar and

50 3

50 3 bir dolar 50 bir dolar ve

a buck 50 is one dollar and

a buck 50 is one dollar and fifty cents

bir dolar 50

bir dolar ve bir dolar 50 bir dolar elli sent elli

fifty cents

fifty cents did the guy behind the counter

sent elli sent yaptı tezgahın arkasındaki

did the guy behind the counter

did the guy behind the counter offer my friend candy no

adam tezgahın arkasındaki adam yaptı mı

tezgahın arkasındaki adam arkadaşıma şeker teklif etti mi teklif yok

offer my friend candy no

arkadaşımşeker

offer my friend candy no she offered him the chance to

teklif yok arkadaşım şeker hayır ona bir şans teklif etti ona

she offered him the chance to

she offered him the chance to get another donut

birşans teklif etti

ona alma şansı teklif etti başka bir çörek

get another donut

get another donut was the guy trying to trick my

al

başka bir çörek al başka bir çörek al başka bir çörek al başka çörek

was the guy trying to trick my

was the guy trying to trick my friend

friend

friend you bet he was

you bet he was

you bet he was I

I

I to steal don't from the donut

çörekten

to steal don't from the donut

to steal don't from the donut shop didn't i

çalmak için çörekten

çalmak donut dükkanından alışveriş yapmadım mı

shop didn't i

shop didn't i no I didn't

alışveriş yapmadım mı hayır yapmadım hayır

no I didn't

no I didn't of course not my friend thought

yapmadım hayır

yapmadım tabii ki arkadaşım düşünmedi tabii ki arkadaşım

of course not my friend thought

of course not my friend thought it over for a second and went

düşünmedi tabii ki arkadaşım

bir saniye düşünmedi ve

it over for a second and went

it over for a second and went sure gimme one of those

bir saniyeliğine gözden geçirdi ve

bir saniyeliğine gözden geçirdi ve emin olanlardan birini ver bana

sure gimme one of those

sure gimme one of those chocolate ones

kesinlikle olanlardan birini ver bana kesinlikle ver şu çikolatalılardan çikolatalılardan oradaki çikolatalılardan oradaki

chocolate ones

chocolate ones over there what did my friend

arkadaşım ne yaptı

over there what did my friend

oradaki arkadaşım ne yaptı arkadaşım ne

over there what did my friend think over she thought over

düşündü üzerinde düşündü üzerinde düşündü üzerinde düşündü üzerinde

think over she thought over

think over she thought over the clerks offer we usually

düşündü üzerinde düşündü katiplerin teklifini biz genellikle

the clerks offer we usually

katiplerin teklifini yaptıkbiz genellikle

the clerks offer we usually think

think

think up an idea when we create an

katiplerteklif ederiz genellikle düşünürüz

bir fikir ürettiğimizde bir fikir

up an idea when we create an

up an idea when we create an idea shank about something

ürettiğimizde bir

fikir oluşturduğumuzda bir

idea shank about something

idea shank about something when something is on our mind

fikir oluşturduğumuzda bir şey hakkında bir fikir ürettiğimizde

when something is on our mind

when something is on our mind and think

aklımızda bir şey var

aklımızda bir şey varken ve bir şey üzerinde düşünmek,

and think

and think over something when we have to

düşünmek

ve bir

over something when we have to

over something when we have to make a decision

şey üzerinde düşünmek bir şeyi gözden geçirmemiz gerektiğinde bir karar vermemiz gerektiğinde bir karar vermek

make a decision

make a decision how long did my friend stink

bir karar vermek arkadaşım ne kadar süre pis kokuyordu arkadaşım

how long did my friend stink

how long did my friend stink over

over

ne kadar süre pis piskokuyordu arkadaşım

over the clerks offer a second

katipler yüzünden kokuyordu bir saniye teklif

the clerks offer a second

the clerks offer a second we often say a second or a

katiplerbir saniye teklif

katipler bir saniye biz genellikle bir saniye diyoruz veya a sık sık

we often say a second or a

we often say a second or a minute

minute

minute but these times art really exact

bir saniye diyoruz veya a

sık sıkbir saniye diyoruz veya bir dakika dakika

dakika ama bu zamanlar sanat gerçekten kesin

but these times art really exact

but these times art really exact it just means

ama buzamanlarsanatgerçektenkesin

ama bu zamanlar sanat gerçekten kesin sadece anlamı sadece

it just means

it just means a short time what did my friend

a short time what did my friend

kısa bir süre anlamına geliyor arkadaşım kısa birsüre ne yaptıarkadaşım

a short time what did my friend decide to do

decide to do

kısa bir süre ne yaptı ne yaptı arkadaşım yapmaya karar verdi yapmaya karar verdi yapmaya karar verdi

decide to do he decided to get another donut

başka bir çörek almaya karar verdi

he decided to get another donut

başka bir çörek almaya karar verdi

he decided to get another donut did my friend decide to get

başka bir çörek almaya karar verdi

did my friend decide to get

did my friend decide to get a new car not

arkadaşımalmaya karar verdi mi

arkadaşım almaya karar verdi mi arkadaşım yeni bir araba almaya karar verdi mi yeni

a new car not

a new car not in this story he decided to get

birarabadeğil

yeni bir araba değil bu hikayede yok bu hikayeye girmeye karar verdi

in this story he decided to get

in this story he decided to get another don't

bu hikayeye girmeye karar verdi bir tane daha almaya karar verdi bir daha yapma başka yapma başka yapma

another don't

another don't what kinda don't

ne tür yapma ne tür

what kinda don't

what kinda don't did he order she got

yapma

Ne tür bir sipariş vermedi, sipariş etti mi, aldı mı,

did he order she got

did he order she got a chocolate one was my friend

sipariş etti mi, bir çikolata aldı bir arkadaşımdı

a chocolate one was my friend

a chocolate one was my friend asking politely

birçikolatabirarkadaşımdı

bir çikolata bir arkadaşımdı kibarca soruyor kibarca soruyor

asking politely

asking politely or casually he was asking

kibarca soruyordu ya da gelişigüzel soruyordu soruyor

or casually he was asking

or casually he was asking casually gimme is very casual

ya da gelişigüzel soruyor

ya da gelişigüzel soruyordu gelişigüzel bana ver çok rahat

casually gimme is very casual

gelişigüzel ver çok rahat gelişigüzelgimme çok

casually gimme is very casual English slang my friend got 10

rahat İngilizce argo arkadaşım 10

English slang my friend got 10

English slang my friend got 10 extra donuts right no

İngilizce argo aldı arkadaşım10

İngilizce argo aldı arkadaşım fazladan 10 donut aldı sağ fazladan donut yok

extra donuts right no

extra donuts right no she just got one extra chocolate

doğru

fazladan donut yok doğru hayır sadece fazladan bir çikolata aldı sadece

she just got one extra chocolate

she just got one extra chocolate one

one

one the clerk was all pleased with

fazladan bir çikolata aldı sadece fazladan bir

the clerk was all pleased with

the clerk was all pleased with himself

himself

himself as he backed the donuts and told

çikolata aldı bir tane

donutları destekledi ve donutları desteklediğini söyledi ve

as he backed the donuts and told

as he backed the donuts and told us to come again soon

donutları desteklediğini söyledi ve kısa süre sonra tekrar gelmemizi söyledi

us to come again soon

us to come again soon how did the clerk feel

yakında tekrar geleceğiz katip nasıl hissetti

how did the clerk feel

katip

how did the clerk feel about himself she was pleased

nasıl hissetti katip hakkında ne hissetti kendisi kendinden memnundu

about himself she was pleased

about himself she was pleased with himself

kendinden memnundu kendinden memnundu

with himself

with himself this means he was proud we say

bu gurur duyduğu anlamına gelir biz

this means he was proud we say

bu gurur duyduğuanlamına gelir biz

this means he was proud we say all pleased to mean that he was

bu gurur duyduğu anlamına gelir hepimiz

all pleased to mean that he was

memnunuz deriz o tamamen memnun olduğu anlamına gelir katip neden

all pleased to mean that he was really pleased

memnundu neden memnundu

really pleased

really pleased why was the clerk pleased with

why was the clerk pleased with

why was the clerk pleased with themselves

katip

neden kendilerinden memnundu çünkü çünkü

themselves

themselves because

because

because she tricked my friend into

arkadaşımı kandırdığı için

she tricked my friend into

she tricked my friend into buying and extra donut

beni kandırdı arkadaşım

arkadaşımı kandırdı, satın alması ve fazladan çörek

buying and extra donut

buying and extra donut did the clerk put the donuts

almasıvefazladançörek

alması ve fazladan çörek alması ve fazladan çörek alması ve fazladan çörek alması için tezgahtar çörekleri koydu mu

did the clerk put the donuts

did the clerk put the donuts in a bag or a box aback

tezgahtar çörekleri koydu mu

tezgahtar çörekleri bir çantaya veya kutuya koydu mu,

in a bag or a box aback

in a bag or a box aback the clerk bagged the donuts what

birçantaya veya kutuya

bir çantada veya bir kutuda şaşkın bir şekilde katip çörekleri paketledi ne

the clerk bagged the donuts what

the clerk bagged the donuts what did the clerk say

katip çörekleripaketledi ne katip çörekleri

paketledi ne dedi katip ne dedi katip çörekleri

did the clerk say

did the clerk say after he backed the doughnuts

destekledikten sonra çörekleri

after he backed the doughnuts

after he backed the doughnuts come again soon

destekledikten

sonra söyledi mi donutları destekledi tekrar gel kısa süre sonra tekrar gel yakında tekrar gel tezgâhtar tekrar gelmemizi

come again soon

come again soon the clerk told us to come again

söyledi katip tekrar gelmemizi

the clerk told us to come again

the clerk told us to come again soon

soon

söyledi katip kısa

soon who was the clerk talking to

süre sonra tekrar gelmemizi söyledi katip kimle konuşuyordu

who was the clerk talking to

who was the clerk talking to she was talking

katip

kimle konuşuyordu tezgahtar konuşuyordu o

she was talking

she was talking to us I couldn't stop laughing

konuşuyordu o bizimle

konuşuyordu bize gülmeden duramadım

to us I couldn't stop laughing

to us I couldn't stop laughing as we walked out at the shop I

bize gülmeden duramadım dükkandan çıkarken gülmeden duramadım

as we walked out at the shop I

dükkândan çıkarken

as we walked out at the shop I couldn't stop doing what

dükkândan çıkarken dükkândan çıkarken dükkândan çıkarken ne yapmaktan

couldn't stop doing what

vazgeçemedim ne yapmaktan

couldn't stop doing what as I walked out at the shop

vazgeçemedim

as I walked out at the shop

as I walked out at the shop laughing

gülüyorum gülüyorum gülmekten

laughing

laughing I couldn't stop laughing why was

duramadım gülmekten duramadım neden gülmekten

I couldn't stop laughing why was

I couldn't stop laughing why was I laughing

I laughing

duramadım neden gülmekten kendimi

alamadım neden güldüm

I laughing because

güldümgülüyorum çünkü

because

because I thought it was funny that my

komik olduğunu düşündüğüm için benimkinin komik olduğunu

I thought it was funny that my

I thought it was funny that my friend got fooled

düşündümbenimkinin

arkadaşımın kandırılmasının komik olduğunu düşündüm arkadaşımın

friend got fooled

friend got fooled did my friend

kandırılmasının arkadaşımın kandırılmasının

did my friend

did my friend tell me a joke no he didn't

tell me a joke no he didn't

tell me a joke no he didn't I was just laughing because my

'sadece gülüyordum çünkü benim

I was just laughing because my

sadecegülüyordum çünkü benim

I was just laughing because my friend

friend

friend got fooled I was laughing

sadecegülüyordum çünkü arkadaşım

arkadaş

arkadaşım kandırıldı gülüyordum kandırıldım gülüyordum kandırıldım

got fooled I was laughing

got fooled I was laughing when I walked into the shop

dükkana girdiğimde

when I walked into the shop

when I walked into the shop right no

dükkana girdiğimde gülüyordum

dükkana girdiğimde doğru hayır doğru hayır doğru hayır değildim

right no

right no I wasn't I was laughing as I

olmadığım gibi gülüyordum

I wasn't I was laughing as I

I wasn't I was laughing as I walked

walked

olmadığım gibi gülüyordum

yürürken gülüyordum yürürken

walked out up the shop

dükkandan yukarı yürüdüm dışarı

out up the shop

dükkandan

out up the shop did we run or walk how to the

yukarı dükkan koştuk ya da yürüdük nasıl

did we run or walk how to the

did we run or walk how to the donut shop

koştuk ya da

yürüdük nasıl koştuk ya da yürüdük

donut shop

donut shop we walked how to the donut shop

we walked how to the donut shop

donut dükkanına

we walked how to the donut shop you know he played you right I

nasıl gidilir donut dükkanı biliyorsun o seni doğru oynadı biliyorsun

you know he played you right I

you know he played you right I said

senidoğru

oynadı biliyorsun ben dedim

said

said what did I say to my friend

arkadaşıma ne dedim dedim

what did I say to my friend

what did I say to my friend I said you know he played you

arkadaşıma

ne dedim arkadaşıma ne dedim dedim seni oynadığını biliyorsun

I said you know he played you

I said you know he played you right

dedim seni oynadığınıbiliyorsun

dedim seni doğru oynadı doğru

right

right to play someone means to trick

doğru birini oynamak demek kandırmak

to play someone means to trick

birini oynamakdemektirkandırmak

to play someone means to trick them

birini oynamakdemektir onları kandırmak demektir

them

them who played my friend

onları kim oynadı arkadaşım

who played my friend

who played my friend clerk at the donut shop

benim oynayan arkadaşım arkadaşım

donut dükkanında tezgahtar oynayan arkadaşım

clerk at the donut shop

clerk at the donut shop how did my friend get played

donut dükkanında tezgahtar oynadı arkadaşım nasıl

how did my friend get played

how did my friend get played my friend was tricked into

oynandı arkadaşım nasıl oynandı arkadaşım

nasıl oynandı arkadaşım kandırıldı arkadaşım arkadaşım

my friend was tricked into

my friend was tricked into buying there don't

kandırıldı orada

satın almak için kandırıldı orada

buying there don't

buying there don't by the Clerk

satın alma orada

satın almayın Katip tarafından Katip tarafından

by the Clerk

by the Clerk I played a game of pool with my

Katip tarafından Bilardo oyunu oynadım

I played a game of pool with my

I played a game of pool with my friend did not

Benimle bilardo oynadım

Bilardo oynadım arkadaşım olmadı

friend did not

arkadaş olmadı

friend did not no way a clerk played my friend

arkadaş olmadı hiçbir şekilde katip oynadı arkadaşım

no way a clerk played my friend

hiçbir şekildekatipoynadı arkadaşım

no way a clerk played my friend now it's time for a special do a

hiçbir şekilde katip oynadı arkadaşım şimdi özel yapma zamanı

now it's time for a special do a

now it's time for a special do a challenge to help keep you awake

şimdi özel yapma zamanı

şimdi özel yapma zamanı özel bir etkinlik için, uyanık kalmanıza yardımcı olacak bir

challenge to help keep you awake

challenge to help keep you awake and thinking for the special

meydan okuma yapın, sizi uyanıktutmanıza yardımcı olacak bir meydan okuma,

uyanık kalmanıza ve özel için düşünmeye yardımcı olacak bir meydan okuma ve özel ve

and thinking for the special

and thinking for the special challenges you have to speak

özel bir şey için düşünün, meydan okumalar konuşmanız gereken meydan

challenges you have to speak

challenges you have to speak mu or write something get up I

okumalar, konuşmanız gereken meydan okumalar

konuşmam ya da bir şey yazmam gerekiyor kalk bir şey yazmam gerekiyor ya da bir

mu or write something get up I

şeyler yazmam gerekiyor

mu or write something get up I wake up and take the challenge

kalkıyorum ya da bir şeyler yazmam gerekiyor uyanıyorum ve meydan okumanın üstesinden geliyorum uyanıyorum

wake up and take the challenge

wake up and take the challenge to get fluent faster

ve meydan okumanın üstesinden geliyorum uyan ve daha hızlı akıcı

to get fluent faster

to get fluent faster here we go here's a second quiz

olmak için meydan okumanın üstesinden geliyorum daha hızlı

akıcı olmak için işte başlıyoruz işte ikinci quiz işte

here we go here's a second quiz

here we go here's a second quiz with some more crazy characters

başlıyoruz işteikinciquiz işte

başlıyoruz işte

with some more crazy characters

with some more crazy characters in English

biraz daha çılgın karakterler içeren ikinci bir quiz

in English

in English you can order bread by the slice

dilime göre

you can order bread by the slice

ekmek siparişi verebilirsiniz dilime göre

you can order bread by the slice or the Lok

or the Lok

ekmek siparişi verebilirsiniz ya da Lok

veyaLok

or the Lok if you want the whole thing see

veya Lok hepsini istiyorsanız bakın tamamını

if you want the whole thing see

if you want the whole thing see if you know the words we use to

istiyorsanız hepsini görün

hepsini istiyorsanız bakın biliyor musunuz için kullandığımız kelimeler

if you know the words we use to

if you know the words we use to count things

count things

Eğer için kullandığımız kelimeleri biliyorsanız, şeyleri

saymak için kullandığımız kelimeleri biliyorsanız, şeyleri

saymak,

count things when shopping for food

gıda için alışveriş yaparken, şeyleri saymak, gıda için alışveriş

when shopping for food

when shopping for food you'll find the answers at the

yaparken, gıda için alışveriş yaparken cevapları burada bulacaksınız.

you'll find the answers at the

you'll find the answers at the and this transcript

cevapları şurada bulacaksınız cevapları şurada

bulacaksınız ve bu transkript

and this transcript

and this transcript number one but in its

vebutranskript

ve bu transkript bir numaralı ama bir

number one but in its

number one but in its number two cord

numaralı ama bir

numaralı ancak iki numaralı kordon

number two cord

iki numaralı kordon

number two cord number three to read

iki numaralı kordon okumak için üç numaralı kordon

number three to read

number three to read number four milk

üç numarayı okumak için

üç numarayı okumak için dört numara süt

number four milk

number four milk number five cookie needs

dört

numara süt dört numara süt beş numara kurabiyeye ihtiyaç var beş numara

number five cookie needs

number five cookie needs and now back to the less

kurabiyeye ihtiyaç var

and now back to the less

and now back to the less what do you mean he had passed

geçti ne demek geçti ne demek

what do you mean he had passed

what do you mean he had passed what did my friend ask me

geçti ne demek geçti ne demek arkadaşım bana ne

sordu arkadaşım ne

what did my friend ask me

what did my friend ask me he ask what do you need this is

sordu arkadaşım ne sordu neye ihtiyacın var diye soruyor neye

he ask what do you need this is

he ask what do you need this is a usual way

ihtiyacın var diye soruyorbu o

soruyor neye ihtiyacın var bu olağan bir yol

a usual way

a usual way blending the sounds up the words

olağan bir yol sesleri karıştırmak sözcükleri karıştırmak

blending the sounds up the words

blending the sounds up the words what do you

seslerisözcükleri

karıştırmak sesleri sözcükleri karıştırmak ne yapıyorsun ne yapıyorsun ne

what do you

what do you what didn't my friend understand

yapıyorsun ne yapmadın arkadaşım

what didn't my friend understand

neyi anlamadı arkadaşım

what didn't my friend understand she didn't understand that he'd

neyi anlamadı arkadaşım neyi anlamadı onun

she didn't understand that he'd

she didn't understand that he'd been played

oynandığını anlamadı onun oynandığını anlamadı

been played

been played who was my friend asking

oynandığını arkadaşım kimdi soruyor arkadaşım kimdi soruyor arkadaşım kimdi soruyor bana soruyor bana soruyor bana soruyor bana soruyor arkadaşım bana soruyor veya

who was my friend asking

who was my friend asking me he was asking me

me he was asking me

me he was asking me my friend was asking me or

my friend was asking me or

my friend was asking me or Madonna

arkadaşım bana soruyor veya

arkadaşım bana soruyor veya Madonna Madonna

Madonna

Madonna Madonna not at all he was asking

Madonna Madonna hiç sormuyordu

Madonna not at all he was asking

Madonnahiçsormuyordu

Madonna not at all he was asking me

Madonnahiç sormuyordu

me

bana beni

me my friend asked me what I meant

soruyor arkadaşım ne demek istediğimi sordu arkadaşım

my friend asked me what I meant

my friend asked me what I meant by what I said

nedemek istediğimi

sordu arkadaşım ne demek istediğimi sordu

by what I said

by what I said correct yes

söylediklerime göre doğru evet doğru evet doğru evet aynen aynen iyi anlaştım iyi anlaştım iyi

correct yes

correct yes exactly

exactly

exactly I got a good deal

I got a good deal

anlaştım arkadaşım iyi anlaştım

I got a good deal my friend said he got what

my friend said he got what

dedi arkadaşımın dediğini aldı

my friend said he got what a good deal he said he got

arkadaşımın dediğini aldı iyi bir anlaşma yaptığını söyledi

a good deal he said he got

iyi bir anlaşma yaptığını söyledi

a good deal he said he got a good deal

iyi bir anlaşma yaptığını söyledi iyi bir anlaşma yaptığını söyledi iyi bir anlaşma iyi bir

a good deal

a good deal my friend thought she got a good

anlaşma arkadaşım iyi olduğunu

my friend thought she got a good

my friend thought she got a good deal on what

düşündü arkadaşımiyi olduğunu

düşündü arkadaşım iyi bir anlaşma yaptığını düşündü ne anlaşma konusunda iyi anlaşma ne anlaşma

deal on what

deal on what and extra donut he thought he

üzerinde ne anlaşma

and extra donut he thought he

and extra donut he thought he got a good deal

veekstraçörek odüşündü

ve fazladan çörek iyi bir anlaşma yaptığını düşündü iyi bir anlaşma var

got a good deal

got a good deal on and extra donut

iyi bir anlaşma var ve fazladan çörek

on and extra donut

on and extra donut did my friend get a good deal

vefazladançörek

ve fazladan çörek arkadaşım iyi bir anlaşma yaptı mı arkadaşım iyi

did my friend get a good deal

bir anlaşma yaptı mı

did my friend get a good deal not really it wasn't a bad deal

arkadaşım iyi bir anlaşma aldı mı gerçekten kötü bir anlaşma değildi

not really it wasn't a bad deal

not really it wasn't a bad deal but he just paid the regular

gerçektenkötü bir anlaşma değildi

değil gerçekten kötü bir anlaşma değildi ama sadece normal fiyatı ödedi

but he just paid the regular

ama sadece normal fiyatıödedi

but he just paid the regular price: for an additional don't

ama sadece normal fiyatı ödedi: ek bir fiyat için:

price: for an additional don't

price: for an additional don't did my friend get good deal on

ek birdon't

fiyatı için: ek için arkadaşım iyi bir anlaşma yaptı mı

did my friend get good deal on

did my friend get good deal on San new shoes

arkadaşımiyi biranlaşma yaptı

mı arkadaşım San yeni ayakkabı San

San new shoes

San new shoes no he certainly didn't

yeniayakkabı San

yeni ayakkabı konusunda iyi bir anlaşma yaptı mı hayır kesinlikle yapmadı hayır kesinlikle

no he certainly didn't

no he certainly didn't he thought he got a good deal on

yapmadı hayır kesinlikle düşünmedi iyi bir anlaşma yaptığını düşündü

he thought he got a good deal on

he thought he got a good deal on extra don't

iyi biranlaşmayaptı

fazladan iyi bir anlaşma yaptığını düşündü

extra don't

extra don't did I get a good deal on an

ekstrayapma

ekstra yapma yapma ben iyi bir anlaşma yaptım mı

did I get a good deal on an

did I get a good deal on an extra donut

iyi bir anlaşma yaptım

mı bir iyi bir anlaşma aldım mı ekstra çörek ekstra çörek

extra donut

extra donut I don't think so I got six

ekstra çörek sanmıyorum bu yüzden altı tane aldım

I don't think so I got six

I don't think so I got six donuts

Sanmıyorum bu yüzden altı tanealdım

Sanmıyorum bu yüzdenaltı tane çörek

donuts

donuts at the sale price

çörek aldım satış fiyatından satış fiyatından

at the sale price

at the sale price well I explained you just p the

satış fiyatından iyi ben seni açıkladım sadece p

well I explained you just p the

well I explained you just p the same price per

iyiaçıkladım seni açıkladım sadece p seni

açıkladım sadece p aynı fiyata aynı

same price per

fiyata

same price per don't for the extra donut

aynı fiyata başına fazladan çörek için yapma

don't for the extra donut

don't for the extra donut what did I exploit to my friend

fazladan çörek için

yapma fazladan çörek için yapma ne arkadaşıma

what did I exploit to my friend

neyi istismar ettim arkadaşıma neyi istismar ettim

what did I exploit to my friend I explained that he paid to

arkadaşıma neyi istismar ettim ona ödediğini açıkladım

I explained that he paid to

I explained that he paid to regular price:

ödediğini açıkladım

normal fiyata ödediğini açıkladım:

regular price:

regular price: for the traditional donut

normalfiyat:

normal fiyat: geleneksel için

for the traditional donut

for the traditional donut how much was each donate

geleneksel çörek için geleneksel çörek için

geleneksel çörek için her bağış ne kadardı

how much was each donate

herbağış ne

how much was each donate fifty cents each donate was

kadardı Her bağış ne kadar elli sent her bağış

fifty cents each donate was

fifty cents each donate was fifty cents

elli sentti her bağış

elli sentti her bağış elli sent elli sent

fifty cents

fifty cents how many extra donuts did my

elli sentti fazladan kaç çörek yaptı

how many extra donuts did my

how many extra donuts did my friend get

fazladan kaç tane donut yaptı benim

kaç tane fazladan donut aldı arkadaşım arkadaş olsun arkadaş olsun arkadaş olsun

friend get

friend get just one my friend got one extra

sadece bir tane olsun

just one my friend got one extra

just one my friend got one extra donut

arkadaşım fazladan bir tane aldı sadece bir

arkadaşım fazladan bir tane aldı arkadaşım fazladanbir tanefazla donut aldı

donut

donut explain to my for it where

explain to my for it where

explain to my for it where babies come from

benim için bunun içinnerede benim için

açıkla benim için bebekler nerede bebeklerden bebeklerden geliyor

babies come from

babies come from right

sağdan doğru ben hayır açıklamadım

right

right I no I didn't I explained

I no I didn't I explained

açıklamadım hayır açıklamadım

I no I didn't I explained that he'd been played their

açıklamadım hayır açıklamadım o' çalındı ​​onların oynandı onların

that he'd been played their

that he'd been played their fifty cents each the donuts were

oynandığını onların

elli senti çöreklerin her biri

fifty cents each the donuts were

fifty cents each the donuts were 75 cents each

elli sentti çöreklerin her biri elli sentti çöreklerin her biri

75 sentti her biri

75 cents each

75 sent her biri

75 cents each correct no

75 sent doğru hayır doğru hayır doğru

correct no

correct no they worked they were fifty

hayır çalıştılar elli oldular çalıştılar elli oldular

they worked they were fifty

they worked they were fifty cents each

cents each

çalıştılar elli kuruştu her

cents each how much did my friend

kuruş her bir kuruş arkadaşım ne kadar verdi arkadaşım ne

how much did my friend

how much did my friend pay she paid

kadar ödedi arkadaşım ne kadar ödedi ödedi ödedi

pay she paid

pay she paid a book fifty he paid one dollar

ödedi bir kitap ödedi elli kitap başına bir dolar elli ödedi

a book fifty he paid one dollar

a book fifty he paid one dollar and fifty cents did my friend

kitap başına bir dolar ödedi elli bir dolar elli sent ödedi arkadaşım yaptı ve

and fifty cents did my friend

elli sentarkadaşım yaptı

and fifty cents did my friend get a good deal

get a good deal

ve elli sent arkadaşım iyi bir anlaşma yaptı

iyi bir anlaşma yaptı iyi bir

get a good deal on the third owner at he most

anlaşma yap üçüncüsünde iyi bir anlaşma al sahibi en fazla

on the third owner at he most

on the third owner at he most certainly

üçüncü sahibinde enfazla

üçüncü sahibinde kesinlikle kesinlikle yapmadı

certainly

certainly didn't was the shot having

atış değildi atış

didn't was the shot having

didn't was the shot having CEO on flowers or donuts the

değildiatış

değildi atış değildi CEO'nun çiçekler veya çörekler üzerinde olması CEO'nun

CEO on flowers or donuts the

CEO on flowers or donuts the sale

sale

üzerinde olması çiçekveyaçörek

CEOçiçekveyaçörek üzerinde indirim satış satış

sale was on doughnuts %ah

çörek üzerindeydi %ah

was on doughnuts %ah

was on doughnuts %ah my friend went as he realized

çörek üzerindeydi %ah

çörek üzerindeydi %ah arkadaşım anladığı gibi gitti arkadaşım anladığı

my friend went as he realized

my friend went as he realized he'd been duped

gibi

gitti arkadaşım anladığı gibi gitti kandırıldı o kandırıldı o kandırıldı arkadaşım kandırıldı arkadaşım kandırıldı arkadaşım kandırıldı

he'd been duped

he'd been duped was my friend duped

was my friend duped

was my friend duped sure what's

emin ne kesin bu ne anlama geliyor o kandırıldı kim bu o kandırıldı

sure what's

sure what's this means she was tricked who

demek kim

this means she was tricked who

this means she was tricked who duped my friend

kandırıldı

demek o kandırıldı kim benim arkadaşımı kandırdı

duped my friend

arkadaşımı kandırdım arkadaşımı kandırdı katip katip katip kandırdı arkadaşım arkadaşım

duped my friend the clerk

the clerk

the clerk duped my friend my friend had

duped my friend my friend had

arkadaşımı kandırdı arkadaşım arkadaşımı

duped my friend my friend had been duped

been duped

been duped by the Clerk what did my friend

kandırdı arkadaşım

katip tarafından kandırıldı arkadaşım

by the Clerk what did my friend

by the Clerk what did my friend realize

realize

katip ne yaptı arkadaşımne yaptı

Katip tarafındanarkadaşım ne fark etti kandırıldığını anladı

realize that he'd been duped

kandırıldığını anladı

that he'd been duped

that he'd been duped she realized that he'd been

kandırıldığını anladı

she realized that he'd been

she realized that he'd been played

played

kandırıldığını anladı

oynandığını anladı oynadı oynadı

played did my friend Duke

arkadaşım Duke

did my friend Duke

did my friend Duke the donut shop clerk no

yaptı arkadaşımDuke

yaptı arkadaşım Duke çörek dükkanı memuru hayır

the donut shop clerk no

çörekdükkanı memuruhayır

the donut shop clerk no she got duped by the Clerk well

çörek dükkanı memuru hayır o Tezgahtar tarafından kandırıldı peki o

she got duped by the Clerk well

she got duped by the Clerk well at least I got extra doughnut my

Tezgahtar tarafından kandırıldıpeki o

Tezgâhtar tarafından kandırıldı peki en azından fazladan çörek aldım benim en

at least I got extra doughnut my

at least I got extra doughnut my friend was still happy

azındanfazladançörek aldım benim en

azından fazladan çörek aldım arkadaşım hala mutluydu arkadaş

friend was still happy

hala mutluydu arkadaş hala neye rağmen

friend was still happy about what even though she'd

mutluydu

about what even though she'd

about what even though she'd been duped she was still happy

ne hakkında olmasına rağmen

ne hakkında olsa bile kandırıldığı halde yine de mutluydu

been duped she was still happy

been duped she was still happy that he got the extra donut

kandırıldığı için halamutluydu

kandırıldığı için hala mutluydu fazladan çörek

that he got the extra donut

aldığı için fazladançörek

that he got the extra donut did my friend get extra jacket

aldığı için fazladan çörek aldığı için arkadaşım fazladan ceket aldı

did my friend get extra jacket

did my friend get extra jacket no

mı arkadaşım aldı mı fazladan ceket

arkadaşım fazladan ceket mi aldı hayır hayır hayır o aldı

no

no she got and extra donut did he

ve fazladan çörek aldı mı ve

she got and extra donut did he

fazladan çörek aldı mı ve

she got and extra donut did he get a good deal

fazladan çörek iyi bir anlaşma yaptı mı

get a good deal

get a good deal or did he get duped he got

iyi bir anlaşma yaptı

iyi bir anlaşma yaptı mı yoksa kandırıldı mı o kandırıldı mı kandırıldı mı kandırıldı mı kandırıldı mı kandırıldı

or did he get duped he got

or did he get duped he got duped was he a great

çok mu kandırıldı çok mu

duped was he a great

duped was he a great about being duped no

about being duped no

kandırıldıçok mu iyi kandırılma konusunda hayır kandırılmayla ilgili hayır

about being duped no not really she was excited to

kandırılmayla ilgili hayır gerçekten değil heyecanlandı gerçekten değil

not really she was excited to

not really she was excited to get the extra donut

o

gerçekten heyecanlanmıyordu fazladan çörek almak için heyecanlıydı fazladan çörek

get the extra donut

get the extra donut did my

almak fazladan

çörek almak fazladan çörek almak mı benim yaptığım benim yaptığım benim

did my

did my francie the bright side but the

francie benim yaptığım iyi taraf ama francie

francie the bright side but the

francie the bright side but the situation

iyi tarafama

francieiyi tarafama durum durum durum

situation

situation she certainly did

o kesinlikle yaptı mı kesinlikle yaptı kesinlikle

she certainly did

she certainly did this means that he looked at it

yaptı bu ona baktığı anlamına geliyor bu ona baktığı anlamına geliyor bu ona

this means that he looked at it

this means that he looked at it positively

positively

olumlu baktığı anlamına geliyor olumlu

positively well this question everything

olumlu iyi bu soruya her şey yolunda bu

well this question everything

well this question everything lesson has come to a close

soru herşey

yolunda bu soru her şey ders sona erdi

lesson has come to a close

lesson has come to a close now it's your turn to practice

derssona erdi ders sona erdi

şimdi pratik yapma sırası sizde

now it's your turn to practice

şimdipratik yapma sırası sizde

now it's your turn to practice speaking

speaking

şimdi konuşma pratiği yapmasırası sizde konuşma konuşma

speaking in real conversations by telling

gerçek konuşmalarda anlatarak

in real conversations by telling

in real conversations by telling this short story

konuşma

gerçek konuşmalarda anlatarak bu kısa hikaye

this short story

this short story to others don't worry about

bu kısa hikaye

bu kısa hikaye başkalarına merak etme başkaları için endişelenme başkaları için

to others don't worry about

endişelenme

to others don't worry about remembering the story perfectly

hikayeyi mükemmel bir şekilde hatırlamak

remembering the story perfectly

remembering the story perfectly just understand the general idea

hikayeyimükemmel bir şekilde hatırlamak

hikayeyi mükemmel bir şekilde hatırlamak sadece genel fikri anla

just understand the general idea

sadece genel fikri anla

just understand the general idea and practice telling it to

sadece genel fikri anlayın ve söyleme alıştırması yapın ve başkalarına söyleme alıştırması yapın

and practice telling it to

and practice telling it to others

others

ve başkalarına söyleme alıştırması yapın konuşurken

others when you speak feel free to add

diğerleri konuşurken eklemekten çekinmeyin konuşurken eklemekten

when you speak feel free to add

çekinmeyin

when you speak feel free to add subtract

subtract

konuşurken eklemekten çekinmeyin eklemekten çekinmeyin çıkarın çıkarın çıkarın

subtract or change things if you like

veya bir şeyleri değiştirin bir şeyleri beğenirseniz

or change things if you like

or change things if you like also

veyadeğiştirirseniz bir şeyleri beğenir veya

değiştirirseniz aynı zamanda

also

also remember these useful words and

bu faydalı kelimeleri de hatırlayın ve

remember these useful words and

remember these useful words and phrases from the story

bufaydalı kelimeleri ve

cümleleri hatırlayın ve bu faydalı kelimeleri ve cümleleri hikayeden hatırlayın

phrases from the story

hikayeden cümleleri

phrases from the story get a loaded this this phrase

hikayeden cümleleri alın bu deyim

get a loaded this this phrase

yüklendi bu deyim

get a loaded this this phrase just means

just means

just means look at or listen to this or

yüklendi bu deyim sadece şu anlama gelir

sadece şu anlama gelir, buna

bak veya dinle veya buna bak veya

look at or listen to this or

dinle veya

look at or listen to this or check this out classic

bak veya şunu dinle veya buna bak klasik buna bak klasik kontrol et

check this out classic

check this out classic this is something we say when we

klasik dışında bu söylediğimiz bir şey biz

this is something we say when we

this is something we say when we hear or tell

bu söylediğimiz bir şey biz ne zaman

bu söylediğimiz bir şey duyduğumuzda ya da söylediğimizde söylediğimiz bir şey duyun ya da

hear or tell

hear or tell really funny story something

söyleyin

gerçekten komik bir hikaye duyun ya da anlatın gerçekten

really funny story something

komik birhikaye gerçekten komik bir hikaye

really funny story something that's classic

that's classic

gerçekten komik bir hikaye klasik bir şey bu klasik bu

that's classic stays popular Sony good or

klasik popüler kalır Sony iyi veya popüler

stays popular Sony good or

stays popular Sony good or valuable

kalırSonyiyi veya popüler

kalırSonyiyi veya değerli

valuable

valuable for a long time a while back

değerli uzun bir

for a long time a while back

for a long time a while back this is a general reference to

süredir değerli bir süredir geri

uzun bir süre önce uzun bir süre önce bu genel bir referanstır buna genel bir referanstır

this is a general reference to

this is a general reference to some time

buna genel bir referans bir zamana

some time

bir süre

some time in the past it could be days

geçmişte bir zamana geçmişte günler olabilir geçmişte

in the past it could be days

in the past it could be days weeks

weeks

günler olabilir

günler haftalar haftalar

weeks four years we use this when the

haftalar dört yıl olabilir bunu kullanırız

four years we use this when the

four years we use this when the time

dört yıl bunukullanırız

dört yıl bunukullanıyoruz zaman

time

time something happened isn't

zaman bir

şeyin olduğu zaman bir şeyin olmadığı bir şeyin

something happened isn't

something happened isn't important to this story

olmadığı bir şeyin olmadığı

bu hikaye için önemli değil bu hikaye için

important to this story

important to this story a dozen a dozen is 12

önemli

bu hikaye için önemli bir düzine bir düzine 12 bir

a dozen a dozen is 12

düzine bir düzine eşittir12

a dozen a dozen is 12 something cakes are usually sold

bir düzine bir düzine 12'dir kekler genellikle bir şey satılır

something cakes are usually sold

bir şeykeklergenellikle bir şeysatılır

something cakes are usually sold by

by

by that dozen a book

keklergenellikle o düzine tarafındansatılır

bir düzine kitap şu

that dozen a book

that dozen a book this is another way of saying

düzinekitap

şu düzine kitap bu demenin başka bir yolu bu bunu

this is another way of saying

söylemenin başka bir yolu

this is another way of saying one dollar

bir dolar demenin başka bir yolu

one dollar

one dollar to be pleased with oneself

bir dolar

bir dolar kendinden memnun olmak kendinden

to be pleased with oneself

to be pleased with oneself this means to have tried or

memnun olmakkendinden

memnun olmak bu denemiş olmak demektir veya bu denemiş olmak veya

this means to have tried or

this means to have tried or self-satisfaction

bu denemiş olmakveya kendini tatmin etmek

self-satisfaction

kendini tatmin etmek anlamına gelir

self-satisfaction for doing something skillfully

-bir şeyi ustalıkla yapmaktan duyulan memnuniyet, bir şeyi ustaca

for doing something skillfully

for doing something skillfully or tricking somewhat

yapmaktan, bir

şeyi ustaca yapmaktan veya biraz kandırmaktan

or tricking somewhat

or tricking somewhat to be get

veya biraz kandırmaktan

veya biraz kandırmaktan doyum almak, kandırılmak, kandırılmak, kandırılmak, kandırılmak,

to be get

to be get plate this means to get tricked

plate this means to get tricked

plate this means to get tricked have a great day

kandırılmak iyi günler iyi günler

have a great day

have a great day mailers if you have any

iyi günler mail gönderenler herhangi bir

mailers if you have any

posta gönderen varsaherhangi bir

mailers if you have any questions at info cat English

posta gönderen varsa herhangi bir sorunuz varsa info cat'ta İngilizce

questions at info cat English

sorularinfo cat'ta İngilizce

questions at info cat English anyone dot com

sorular info cat'ta ingilizce sorular ingilizce herkes nokta com herkes

anyone dot com

anyone dot com enjoyed getting fluent in

nokta com

kimse nokta com'da akıcı olmaktan keyif aldım akıcı bir şekilde akıcı

enjoyed getting fluent in

enjoyed getting fluent in English faster buyback

olmaktan keyif aldım İngilizce'de akıcı olmaktan daha hızlı geri satın alma

English faster buyback

English faster buyback this master English conversation

İngilizce daha hızlı geri satın alma

İngilizce daha hızlı geri satın alma bu ana İngilizce sohbeti bu ana

this master English conversation

İngilizce sohbeti

this master English conversation lesson

lesson

lesson has been copyrighted bike

bu anaİngilizce konuşma dersi ders dersi telif hakkıyla korunmuştur

bisiklet telif hakkıyla

has been copyrighted bike

has been copyrighted bike English anyone dot com

korunmuştur bisiklet telif hakkıyla

korunmuştur bisiklet İngilizcesi herkes nokta com

English anyone dot com

English anyone dot com to learn more please visit www

İngilizceherkes nokta com

İngilizce herkes nokta com daha fazla bilgi için lütfen www ziyaret edin

to learn more please visit www

to learn more please visit www dot English anyone dot com

daha fazla bilgi için lütfenwww ziyaret edin

daha fazla bilgi için lütfen www nokta İngilizce kimse nokta com ziyaret edin