English Addict 20 - Live Lesson - 50 Useful Business English Words & Phrases - FRI 20th Dec 2019

am i ready? I was born ready hi everybody welcome here we go

hazır mıyım? Ben hazır doğdum herkese merhaba hoşgeldiniz başlıyoruz

we are approaching the weekend and this is English addict live from the UK

hafta sonuna yaklaşıyoruz ve bu İngiltere'den canlı İngilizce bağımlısı

hmm very interesting oh hi everybody this is mr. Duncan in England how are

hmm çok ilginç herkese merhaba bu ben bay. Duncan İngiltere'de bugün nasılsın

you today are you okay I hope so are you happy I

iyi misin umarım mutlusundur umarım o yüzden bak

hope so look look what was delivered to my house

just a few moments ago it is a mystery box I have no idea who this is from it

birkaç dakika önce evime ne teslim edildi bu gizemli bir kutu Bunun kim olduğu hakkında hiçbir fikrim yok ondan

could be anything it's not ticking so I know it's not a bomb but what could it

herhangi bir şey olabilir tıklamıyor yani bomba olmadığını biliyorum ama ne olabilir aman

be oh my goodness Wow very interesting now

tanrım vay canına çok ilginç şimdi

I know that this must be something there is going to be a surprise to all of us

bunun bir şey olması gerektiğini biliyorum hepimiz için sürpriz olacak

because I haven't ordered anything I have no orders

çünkü hiçbir şey sipariş etmedim siparişim yok Eve

I have no deliveries coming to the house so I have no idea what is in this box a

gelen kargom yok o yüzden bu kutuda ne var bilmiyorum

little bit later on we will all take a look in this box together and we will

biraz sonra hep birlikte bu kutuya bakacağız ve

find out what is in the box because I'm very curious to find out what is in the

kutunun içinde ne olduğunu öğreneceğiz çünkü çok merak ediyorum kutunun içinde ne olduğunu öğren

box maybe it is something for me to eat oh I hope so maybe something that I can

belki benim için yiyecek bir şeydir oh umarım yani belki ağzıma koyabileceğim bir şey

put in my mouth so that's coming up later on anyway hi

daha sonra gelir nasılsa

are you okay I really hope you are having a good week

merhaba iyi misin gerçekten umarım iyi bir hafta geçiriyorsundur

how has the week been has it been a good week or has it been a really rubbish

nasıl geçti iyi bir hafta mı oldu yoksa gerçekten çöp bir

week I don't know because I'm not there you see so are you excited are you one

hafta mı oldu bilmiyorum çünkü orada değilim

of those people who next week will be celebrating Christmas yes Christmas is

on the way just a few days away and then we will all be sitting down around the

Yolda sadece birkaç gün kaldı ve sonra hepimiz

Christmas tree opening or Christmas gifts however that is still to come

Noel ağacı açılışının veya Noel hediyelerinin etrafında oturuyor olacağız, ancak bu hala gelecek

because today it's Friday

çünkü bugün Cuma

this Friday and I feel very excited so excited indeed doo doo doo doo doo doo I

bu Cuma ve çok heyecanlıyım, gerçekten çok heyecanlı hissediyorum doo doo doo doo doo doo

hope you are feeling good today are you are you good are you dear it's

umarım bugün iyisindir iyi misin canım

been a bit chaotic today I'll be honest with you there are still so many things

bugün biraz kaotik oldu sana karşı dürüst olacağım hala yarın Noel gelmeden önce yapmam gereken çok şey var

that I have to do before Christmas arrives tomorrow we're going over to

Stafford'a gidiyoruz

Stafford to see my lovely murmur and tonight Oh tonight we're going out for a

güzel mırıltılarımı görmek için ve bu gece Oh bu gece

lovely meal for some friends we are catching up with some friends tonight

bazı arkadaşlar için güzel bir yemek yemeye gidiyoruz bu gece bazı arkadaşlarla yetişeceğiz

going out for an Indian meal ooh that sounds very nice I can't wait and of

bir Hint yemeği için dışarı çıkıyoruz ooh kulağa çok hoş geliyor sabırsızlanıyorum ve

course next week Christmas arrives however now this is something that I

tabii ki gelecek hafta Noel geldi ama şimdi bu size sormak istediğim bir şey

want to ask you first of all do you spend Christmas with just your loved one

öncelikle Noel'i sadece sevdiğinizle mi, eşinizle mi geçiriyorsunuz yoksa

maybe your husband or wife or do you go to visit your family at Christmas so I

Noel'de ailenizi ziyarete mi gidiyorsunuz, bu yüzden

know some people don't like to do too much on Christmas Day they they just

bazılarının hoşlanmadığını biliyorum. Noel Günü'nde çok fazla şey yaparlar, sadece

like to stay at home and do little do something just between them and their

evde kalmayı ve az şey yapmayı severler, sadece kendileriyle eşleri arasında bir şeyler yaparlar,

partner however other people have huge Christmas parties on Christmas Day so as

ancak diğer insanlar Noel Günü'nde büyük Noel partileri verir, bu yüzden

far as I'm concerned here we will be having a quiet Christmas day so we do a

endişelendiğim kadarıyla burada sessiz bir zaman geçireceğiz. Noel günü bu yüzden Noel öncesi ve sonrası

lot of the wining and dining in all of the social stuff before and after

tüm sosyal şeylerde yemek yeme ve yeme işini çok yaparız,

Christmas however on Christmas Day we always like to do things very slowly and

ancak Noel Günü her zaman işleri sadece ikimiz çok yavaş ve sessizce yapmayı severiz

quietly just the two of us and that's the way we like it

ve bu bizim hoşumuza gidiyor, o yüzden hadi yapalım

so let's have a look at the live chat how many people are here at the moment

canlı sohbete bir göz atın şu anda burada kaç kişi var

oh well I always feel happy when there is more than 10 people

oh pekala 10'dan fazla kişi olduğunda her zaman mutlu olurum bu yüzden

so fortunately for me there there is more than 10 people here at the moment

benim için şanslıyım ki şu anda burada canlı sohbette 10'dan fazla kişi var

on the live chat hello - grace chin hello grace I am saying grace right now

merhaba - lütuf chin merhaba lütuf Şu anda lütuf diyorum

because you are first on today's live chats

çünkü bugünün canlı sohbetlerinde ilk sensin

I wonder what is in this box this is something that arrived this morning and

Bu kutuda ne olduğunu merak ediyorum bu bu sabah gelen bir şey ve ne

I have no idea what it is or who it is from sometimes I do receive mystery

olduğu veya kimden olduğu hakkında hiçbir fikrim yok bazen gizemli

gifts from people and now and again they are nice surprises and sometimes not so

hediyeler alıyorum insanlardan ve ara sıra hoş sürprizler oluyor ve bazen o kadar da hoş değiller

nice however I have a feeling that this one

ancak içimde bunun

is going to be a nice surprise so I can't wait hello also to Sally

güzel bir sürpriz olacağına dair bir his var, bu yüzden Sally'ye de merhaba diyemem

Sally Sally she walks down the alley say Ewing hello to everyone hello Sally nice

Sally Sally sokakta yürüyor Ewing merhaba diyor herkese merhaba Sally

to see you here on today's live chat also Tanya flower Espoir hello to you

sizi bugünün canlı sohbetinde burada görmek güzel ayrıca Tanya çiçek Espoir hepinize merhaba

all so Anna Coby Luis Mendez Luis Mendez is here today J M rich is here hi

yani Anna Coby Luis Mendez Luis Mendez bugün burada J M zengin merhaba

exclamation mark oh I like it Riccardo also we have highly hello hi

ünlem işareti oh beğendim Riccardo ayrıca bizde çok merhaba merhaba

lee kwang nice to see you here as well pappi hello Pappy also Sally Rosa Helen

lee kwang ben de seni burada görmek güzel pappi merhaba Pappy ayrıca Sally Rosa Helen

Palmira nice to see you back again also Belarusian sweetness mitra wow so

Palmira seni tekrar görmek güzel ayrıca Belarus tatlılığı mitra vay canına

many people here already i don't know where to start

burada çok fazla insan var şimdiden nereden başlayacağımı bilmiyorum

it's a big list we have a lot of things to talk about today we are going to take

büyük bir liste çok şeyimiz var bugün hakkında konuşmak için

a look at business english something that i've had quite a few requests to

iş ingilizcesine bir göz atacağız, hakkında konuşmak için epeyce isteğim olan bir konu,

talk about so i'm going to talk about some words some basic words connected to

bu yüzden bazı kelimeler hakkında konuşacağım iş ingilizcesi ile bağlantılı bazı temel kelimeler

business english also i'm going to show you some useful textbooks and also some

ayrıca yapacağım size bazı yararlı ders kitapları ve ayrıca iş İngilizcesi

other things that can help you to learn business English so when we talk about

öğrenmenize yardımcı olabilecek başka şeyler göstereceğim, bu nedenle

business English we normally mean something that is specialized so an area

iş İngilizcesi hakkında konuştuğumuzda normalde uzmanlaşmış bir şeyi kastediyoruz, bu nedenle

of the English language that is specialized it refers to certain

İngilizce dilinin uzmanlaşmış bir alanı, belirli

things or certain ways of doing things so I hope you will enjoy that hello

şeylere veya belirli yollara atıfta bulunur Umarım bu merhaba

Berlin I am so happy to see you today now one or two of you think that mr.

Berlin'den hoşlanırsınız. Bugün sizi gördüğüme çok sevindim .

Steve is joining me today however he isn't it's actually on Sunday

Steve bugün bana katılacak ama o aslında Pazar günü değil, bu

so so mr. Steve is not here today because he's still working

yüzden bay. Steve bugün burada değil çünkü hala çalışıyor

however today is his last day at work before the Christmas break I will be

ancak bugün Noel tatilinden önceki son günü

back with you on Sunday at 2 p.m. UK time and mr. Steve will be here with us

Pazar günü saat 14:00'te sizinle birlikte olacağım. İngiltere saati ve mr. Steve Pazar günü burada bizimle olacak,

on Sunday so it's myself mr. Steve here with our special pre-christmas live

bu yüzden benim, Mr. Steve burada Noel öncesi özel canlı

English addict coming on Sunday so I hope you are looking forward to that

İngilizce bağımlımızla Pazar günü geliyor, bu yüzden umarım

Quang Tran also watching in Viet Nam hello to you Xin Shang hello

Quang Tran'ın da Vietnam'da izlediğini dört gözle bekliyorsundur sana merhaba Xin Shang merhaba

also Ally also we have clips on hello Clemson nice to see you from

ayrıca Ally ayrıca merhaba Clemson'da kliplerimiz var.

Fortaleza Fortaleza in Brazil nice to see you here today

Fortaleza Fortaleza Brezilya'da bugün sizi burada görmek güzel

Helen Ali again Saleem hi to you on the live chat Israel sa please everyone

Helen Ali tekrar Saleem canlı sohbette size merhaba İsrail sa lütfen

please everyone don't forget to like yes you are more than welcome to give me a

herkes lütfen herkes beğenmeyi unutmayın evet bana

big thumbs up and also you can subscribe as well if you like what you see tell

büyük bir başparmak verebilirsiniz ve ayrıca yapabilirsiniz ayrıca abone olun, gördüklerinizi beğendiyseniz

your friends and like and also you can subscribe as well if you want if you

arkadaşlarınıza söyleyin ve beğenin ve ayrıca isterseniz de abone olun,

don't like it tell me

beğenmezseniz bana

Roza hello to Rosa hello to Christine hello mr. Duncan the weather is rainy

Roza deyin Rosa'ya merhaba, Christine'e merhaba merhaba bay. Duncan hava yağmurlu

yes it is also very rainy here in the UK we have had such a miserable morning

evet burada da çok yağmurlu Birleşik Krallık'ta çok sefil bir sabah geçirdik

there it is looking out of the window right now so that is a live view from my

orada şu anda pencereden dışarı bakıyor yani bu benim stüdyo penceremden canlı bir görüntü.

studio window you can see there are many sheep in the distance you might see some

uzakta

birds flying by the window also you might see some traffic in the distance

pencerenin yanında uçan bazı kuşlar görebilirsin ayrıca uzakta biraz trafik görebilirsin

you might see some cars and maybe some lorries delivering all those wonderful

tüm o harika Noel hediyelerini teslim eden bazı arabalar ve belki kamyonlar görebilirsin

Christmas gifts they are helping Santa Claus do his job and in my garden there

Noel Baba'nın işini yapmasına yardım ediyorlar ve benim bahçemde

is the view right now in the garden everything looking still no wind today

şu anda bak bahçede her şey görünüyor bugün hala rüzgar yok

however we've had so much rain it's been raining a lot and it's very warm again

ancak o kadar çok yağmur yağdı ki çok yağmur yağıyor ve hava yine çok sıcak

it's about 10 degrees today so it feels and seasonably warm at the moment

bugün yaklaşık 10 derece bu yüzden hissediliyor ve şu anda mevsime göre sıcak

hello I have a mystery box this is something that came to my house earlier

merhaba gizemli bir kutum var bu daha önce evime gelen bir şey

and I have absolutely no idea what is in the box so I'm going to open the box now

ve kutunun içinde ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok, bu yüzden şimdi kutuyu açacağım,

is that okay so thank you very much to whoever sent this I hope there is a

sorun değil, bu yüzden bunu gönderene çok teşekkür ederim, umarım

card inside or something or else I'm going to be very embarrassed because I

içinde bir kart vardır veya bir şey yoksa çok utanacağım çünkü

won't know who to say thank you - right let's have a look let's open the box

kime teşekkür edeceğimi bilemiyorum - tamam hadi bir bakalım kutuyu açalım mı

shall we this this is very exciting by the way

bu çok heyecan verici bu arada

doo doo doo this is something that arrived at my house this morning if I

doo doo doo bu gelen bir şey Bu sabah evimde

can get it open ah that's interesting here we go this is very exciting so I

açabilirsem ah bu ilginç işte başlıyoruz bu çok heyecan verici bu yüzden

have a feeling that this is a gift from one of my students I think so the reason

bunun öğrencilerimden birinin hediyesi olduğunu hissediyorum

why I think that is because I haven't ordered anything so I can only assume

Herhangi bir şey sipariş etmedim, bu yüzden sadece

that this has come from one of my students there's a piece of paper I will

bunun öğrencilerimden birinden geldiğini varsayabilirim, bir parça kağıt var

look at that in a moment oh very interesting

ona birazdan bakacağım oh çok ilginç

what is this it looks like something for Christmas it looks like a Christmas

bu nedir bu Noel için bir şeye benziyor Aslında bir Noel

decoration in fact if I can get it out without breaking its I don't know if

dekorasyonuna benziyor eğer onu kırmadan çıkarabilirsem

this is made of glass or made of plastic very interesting it

camdan mı yoksa plastikten mi yapıldığını bilmiyorum çok ilginç bu

is a Christmas bauble someone has sent me a little Christmas bauble and I don't

bir noel biblosu birisi bana bir noel biblosu göndermiş ve

know if you can see that but it looks like a bird on the front you

bunu görüp göremediğinizi bilmiyorum ama ön tarafta bir kuşa benziyor

might not be able to see that because of all the bright lights so I will try to

tüm parlak ışıklar yüzünden bunu göremeyebilirsiniz bu yüzden

show you it is a Christmas bauble and that looks like a Robin I think it's a

size bunun bir Noel biblosu olduğunu ve bir Robin'e benzeyen olduğunu göstermeye çalışacağım

Robin on the front so thank you very much I hope there is a name on here

Ön tarafta bir Robin olduğunu düşünüyorum bu yüzden çok teşekkür ederim umarım burada bir isim vardır hadi

let's have a look who it is from oh okay so this is just a receipt so at least I

kimden geldiğine bir bakalım oh tamam yani bu sadece bir makbuz yani en azından

know how much this cost so yes a clear white glitter bauble with a bird on a

bunun ne kadara mal olduğunu biliyorum yani evet Brent üzerinde kuş olan şeffaf beyaz parıltılı bir biblo

Brent a Christmas tree decoration thank you very much to whoever sent this

bir Noel ağacı süsü bunu gönderen kişiye çok teşekkür ederim

because I have no idea so I think what you must have done you must have ordered

çünkü hiçbir fikrim yok, bu yüzden ne yapmış olmanız gerektiğini düşünüyorum,

it from a company here in the UK and then they deliver it straight here

onu Birleşik Krallık'taki bir şirketten sipariş etmiş olmalısınız ve sonra doğrudan buraya getiriyorlar

however I have no idea I don't know who this is from

ancak hiçbir fikrim yok ben Bunun kimden olduğunu bilmiyorum

but can I say thank you very much this will go on my Christmas tree there it is

ama çok teşekkür edebilir miyim, bu benim Noel ağacıma asılacak, orada

a little Christmas bauble and these are things that we normally hang on our

küçük bir Noel süsü var ve bunlar normalde Noel zamanını

Christmas tree as a way of celebrating Christmas time so a little Robin there

kutlamanın bir yolu olarak Noel ağacımıza astığımız şeyler. küçük bir robin

is a Robin sitting on a branch I think you can see it if I if I move it around

bir dalda oturan bir robin var sanırım onu ​​görebilirsin eğer onu

slightly can you see it I hope so so there it is something to hang on my

biraz hareket ettirirsem görebilirsin umarım öyledir yani benim noel ağacıma asacak bir şey vardır

Christmas tree a little Christmas bauble thank you very much to whoever sent that

küçük bir noel süsü teşekkür ederim çok bunu kim gönderdiyse çok teşekkür ederim

and if you sent it could you please tell me who you are so I can say thank you

ve eğer gönderdiysen lütfen bana kim olduğunu söyler misin ki düzgün bir şekilde teşekkür edebileyim bak

properly look if that isn't that lovely so now and again I do receive gifts

bu o kadar da hoş değilse ara sıra

through the post I don't know how I once received a letter by the way I received

posta yoluyla hediyeler alıyorum nasıl olduğunu bilmiyorum Bu arada bir mektup aldım bu

a card once for my birthday and it just said Duncan who lives in Much Wenlock

arada doğum günüm için bir kart aldım ve sadece Much Wenlock'ta yaşayan Duncan yazıyordu

and it actually got to my address I don't know how it got to my house but

ve aslında adresime ulaştı Evime nasıl geldiğini bilmiyorum ama

please don't send anything that if you don't know my address because it will

lütfen göndermeyin adresimi bilmiyorsanız, çünkü bu

cause a lot of confusion and I will probably get into trouble as well so

çok fazla karışıklığa neden olur ve muhtemelen benim de başım belaya girer, bu yüzden

thank you very much to whoever sent that it's a lovely gift and I do appreciate

gönderene çok teşekkür ederim, bu çok güzel bir hediye ve çok takdir ediyorum

it very much isn't that nice Cristina says it's a

değil. o güzel Cristina bunun

very nice gift a very nice present for you Gemma and I says I thought it might

çok güzel bir hediye olduğunu söylüyor senin için çok güzel bir hediye Gemma ve ben de bunun

be an ear or a finger I don't know what type of parcels you you normally send

bir kulak veya parmak olabileceğini düşündüm Normalde ne tür paketler gönderdiğini bilmiyorum tamam

all right but no it isn't a body part fortunately I'm very pleased to hear

ama hayır değil bir vücut parçası neyse ki uzun süredir eve

that we we haven't had any body parts delivered to the house for a long time

herhangi bir vücut parçası teslim edilmediğini duyduğuma çok sevindim bayım

not for a long time mr. Duncan have you put up your Christmas tree please don't

. Duncan Noel ağacınızı diktirdiniz mi lütfen

ask that question please don't ask that question I'm I'm a

o soruyu sormayın lütfen o soruyu sormayın

little embarrassed to say that I haven't put the Christmas tree up yet however

Henüz Noel ağacını dikmediğimi söylemekten biraz utanıyorum ancak

tomorrow because mr. Steve starts his holiday tomorrow we are going to put the

yarın çünkü Mr. Steve yarın tatiline başlıyor

Christmas tree up tomorrow so it will be done I have a huge list of things that I

yarın Noel ağacını dikeceğiz, böylece bitecek

have to do before Christmas arrives it's always a crazy time of year thank you

Noel gelmeden önce yapmam gereken çok büyük bir listem var yılın her zaman çılgın bir zamanıdır sano'ya

also to sano hello to you I can't believe how much packaging they used to

da teşekkürler. O küçük bibloyu göndermek için ne kadar çok ambalaj kullandıklarına inanamıyorum,

send that little bauble I think it's because it's very delicate so I think

bence çok hassas olduğu için, bu yüzden bence

because it is something that is very delicate I think maybe they put a lot of

çok hassas bir şey olduğu için, belki de

packaging around it so it doesn't break there's nothing worse than sending a

kırılmasın diye etrafına çok fazla ambalaj koymuşlardır. Birine bir hediye göndermekten daha kötü bir şey yoktur

gift to someone and then when it arrives it's broken and that does happen quite

ve geldiğinde hediye kırılır ve bu oldukça

often some people during Easter they will send Easter eggs through the post

sık olur, bazı insanlar Paskalya sırasında posta yoluyla Paskalya yumurtaları gönderirler.

can you imagine what the Easter Egg would be like by the time it gets to the

other person it'll be just much this is it would be broken Thank You

diğer kişi sadece bu kadar olacak, kırılacaktı Teşekkür ederim

Maria thank you Oh apparently mr. Duncan today

Maria teşekkür ederim Oh görünüşe göre bay. Duncan bugün

is the last day of school for Maria so I would imagine you are very excited as

Maria için okulun son günü bu yüzden senin de çok heyecanlı olduğunu tahmin ediyorum

well yes today many people are breaking up from their work for the Christmas

evet bugün birçok insan Noel tatili için işlerinden ayrılıyor

break Steve is breaking up today however he's still working at the moment

Steve bugün okuldan ayrılıyor ancak şu anda hala çalışıyor

unfortunately that's a shame isn't it but he will be with us on Sunday hello

ne yazık ki bu çok yazık öyle değil mi ama Pazar günü bizimle olacak merhaba

Lois again a lot of things my wife will be doing a lot of things for the

Lois yine bir çok şey karım şenlikler için pek çok şey yapacak

festivities I like a little bit of wine or whiskey but I should really avoid

Biraz şarap veya viski severim ama bundan gerçekten kaçınmalıyım

this my wife has a sweet tooth you see so I think your wife and also me we have

karımın bir tatlı düşkünlüğünü görüyorsun, bence karın ve ben de

the same taste very sweet very sugary and of course during Christmas we will

aynı tada sahibiz çok tatlı çok şekerli ve tabii ki Noel'de

be eating a lot of sweet sugary and healthy things I think so it wouldn't be

bir sürü tatlı şekerli ve sağlıklı şeyler yiyeceğiz, bence bu yüzden

Christmas without some junk food hello - Jamelia nice to see you as well mr.

biraz ıvır zıvır olmadan Noel olmaz yemek merhaba - Jamelia da sizi görmek güzel bayım.

Duncan what does it mean miss miss tow I don't know what you mean there do you

Duncan ne demek miss miss tow Ne demek istediğini bilmiyorum ökse otunu mu kastediyorsun

mean mistletoe maybe you mean mistletoe well mistletoe

belki ökseotu demek istiyorsun peki ökse otu

is a type of plant it's a parasitic plant that grows on the sides of trees

bir bitki türüdür ağaçların kenarlarında yetişen asalak bir bitkidir

and you can cut pieces of mistletoe and then you use it at Christmas as a

ve ökseotu parçalarını kesebilirsin ve sonra onu Noel'de bir dekorasyon olarak kullanırsınız

decoration but also if you find some mistletoe you can actually kiss someone

ama ayrıca biraz ökseotu bulursanız aslında birini ökseotunun altında öpebilirsiniz, bu

underneath the mistletoe so that is one of the the many Christmas traditions oh

birçok Noel geleneğinden biridir oh

I was right yes mistletoe

haklıydım evet ökseotu

so there we go I've just explained it that was quite good I'm impressed

işte başlıyoruz az önce açıkladım Bu oldukça iyiydi Etkilendim

so Christmas is coming I thought we would have a little look at a video that

bu yüzden Noel geliyor

I recorded a while ago now it was actually a year ago just as the Much

Bir süre önce kaydettiğim bir videoya biraz bakarız diye düşünmüştüm şimdi aslında bir yıl önceydi ve Much

Wenlock Christmas Fair was ending so I thought it would be fun to show just a

Wenlock Noel Fuarı sona eriyordu bu yüzden öyle düşündüm

little excerpt from the Christmas Fair that myself and also mr. Steve attended

Ben ve ayrıca Mr. Steve

last year so this is just a little excerpt just a little clip to give you

geçen yıl katıldı, bu yüzden bu sadece küçük bir alıntı, size burada, Much Wenlock'taki Noel atmosferinin bir kısmını vermek için küçük bir klip,

some of the Christmas atmosphere here in Much Wenlock

well that's just about it from us for today here in Much Wenlock for the

bugün burada, Much Wenlock'ta,

Christmas Fair and I think Steve has enjoyed it even though it's been a

Noel Fuarı için bizden bu kadar. biraz soğuk olmasına rağmen evet

little bit cold yes I'm smiling on camera but I haven't

kameraya gülümsüyorum ama

been smiling off-camera and you are right it's getting cold it's also

kamera dışında gülümsemiyorum ve haklısın hava soğuyor ayrıca hava

getting dark and we've got to walk probably a mile and a half back through

kararıyor ve muhtemelen bir buçuk mil yürümemiz gerekiyor

woods oh yes of course over fields I forgot I forgot we we have

ormanın içinden oh evet tabii ki tarlaların üzerinden Unuttum unuttum

to walk back home so just in case you never see us again

eve yürüyerek dönmemiz gerekiyor bu yüzden bizi bir daha asla görmezsin diye

this is mr. Duncan and mr. Steve saying I hope you've enjoyed our lives just in

bu bay. Duncan ve Mr. Steve, umarım hayatımızdan zevk almışsınızdır, belki

case we get lost in the dark yet but if we do no one's going to see this he's

henüz karanlıkta kayboluruz diye ama bunu yapmazsak kimse görmeyecek bunu

going to put it on YouTube that's true maybe they will find maybe in 50 years

YouTube'a koyacak bu doğru belki 50 yıl sonra belki bulurlar diyor.

time they'll find our skeletons clutching this mobile phone and then

Bu cep telefonunu tutan iskeletlerimizi bulacağız ve sonra bu

they will be able to retrieve this footage it has been an interesting

görüntüyü alabilecekler. İlginç bir

afternoon we've seen lots of Christmasy things and it's got more Christmassy the

öğleden sonraydı, pek çok Noel benzeri şey gördük ve gün daha çok Noel'i

day has worn on because it wasn't very Christmassy at first but now I feel like

andırıyor çünkü pek Noel değildi. ilk önce ama şimdi

going home and wrapping up some Christmas presents Wow

eve gidip bazı Noel hediyelerini toparlamak geliyor içimden Wow

and we haven't even put the Christmas tree up yet so we still have to put our

ve daha Noel ağacını bile dikmedik bu yüzden

Christmas tree up although next week the Christmas lights on the front of our

önümüzdeki hafta evimizin önündeki Noel ışıkları yanacak olmasına rağmen hala Noel ağacımızı dikmemiz gerekiyor

house will be put on so that will be next Sunday we will be showing you the

gelecek Pazar size

outside Christmas lights and they look quite amazing to be honest yes and of

dışarıdaki Noel ışıklarını göstereceğiz ve dürüst olmak gerekirse oldukça harika görünüyorlar, evet ve

course we'll be inviting the village to come along for the switching on that

elbette köyü o açılış

ceremony and we will be charging them to come in watch our Christmas lights it's

törenine katılmaya davet edeceğiz ve biz olacağız Noel ışıklarımızı izlemeleri için onlardan ücret almak,

gonna have a celebrity see they've had the the country's tallest town crier to

bir ünlünün buradaki ışıkları açması için ülkenin en uzun kasaba tellalını tuttuklarını görmelerini sağlayacak

switch on the lights here I think he's about seven foot tall we saw him earlier

Sanırım o yaklaşık iki fit uzunluğunda onu daha önce

on in the church and come see every year yes we've gotta have a celebrity to

kilisede gördük ve gelip her yıl evet, ışıkları açacak bir ünlümüz olmalı bayım

switch on the lights on mr. Duncan's house

. Duncan'ın evi

apparently yes hehe is supposed to be the the world's tallest town crier but

görünüşe göre evet hehe dünyanın en uzun tellakçısı olması gerekiyor ama

I've heard that it's not really a town crier

duydum ki bu

that's 7-foot tall I think it's actually two midgets want one standing on the

2 metre boyunda bir tellal değil aslında iki cüce birinin diğerinin omuzlarında durmasını istiyor

shoulders of the other I'm so silly sometimes

ben çok aptalca bazen

christmas is coming mr. Duncan is getting fact hello to Hasson nice to see

noel geliyor bay. Duncan, Hasson'a merhaba diyor

you here again by the way that was mr. Steve and also myself last year in Much

bu arada sizi tekrar burada görmek güzel Bay Steve ve ben de geçen yıl Much

Wenlock town centre doing something for the pre Christmas season the season of

Wenlock şehir merkezinde Noel öncesi sezon için bir şeyler yapıyorduk

Christmas is coming so we can have a little bit of snow maybe ooh there it is

Noel sezonu geliyor bu yüzden biraz kar yağabiliriz belki ooh orada

through the magic of CGI and maybe also shall we have some I don't know shall we

CGI'ın büyüsü sayesindedir ve belki biz de biraz alabiliriz Bilmiyorum,

have some jingle bells as well some little jingle bells dashing through the

biraz jingle bell'imiz de olacak mı, karda koşan küçük jingle bell'lerimiz de olacak mı

snow today christmas is coming christmas is coming are you excited I am very

bugün noel geliyor noel geliyor heyecanlı mısınız çok

excited I might wee myself that's enough you can have too much of that you see

heyecanlıyım kendim çiş yapabilirim bu kadar yeter çok fazla içebilirsiniz anlıyor musunuz

you can have too much festivity and we will wear it out so that is enough for

çok fazla şenlik yapabilirsiniz ve biz onu yıpratacağız, o yüzden şimdilik bu kadar yeter

now hello to Irene by the way if you have a sweet tooth it means you love

Irene'e merhaba bu arada eğer canınız tatlı çekiyorsa bu

eating chocolate and sweets so your tooth is a sweet tooth it means you'd

çikolata ve tatlı yemeyi sevdiğiniz anlamına gelir yani dişiniz tatlıdır yani canınız tatlı çekiyor demektir.

like having things that are sugary and sweet so it's a lovely expression that

şekerli ve tatlı şeylere sahip olmak gibi, bu yüzden şekerli şeyleri

describes a person who likes eating things that are sugary they contain a

yemeyi seven bir kişiyi tanımlayan hoş bir ifade, çok

lot of sugar or maybe cocoa chocolate for example a person who likes eating

fazla şeker veya belki kakaolu çikolata içerirler, örneğin çikolata yemeyi seven bir kişi, çok tatlı

chocolate might be described as having a very sweet tooth hello - Hannah you two

bir şeye sahip olarak tanımlanabilir. diş merhaba - Hannah siz ikiniz sanki kardeşmişsiniz

look like each other as if you are brothers Thank You Hannah

gibi birbirinize benziyorsunuz Teşekkürler Hannah

or Hannay thank you very much lúcia nice to see you here today hope

veya Hannay çok teşekkür ederim lúcia bugün sizi burada görmek güzel umarım sizin için

everything is okay with you I really do much when Locke looks exactly how a

her şey yolundadır Locke tam olarak ne kadar tuhaf göründüğünde gerçekten çok şey yapıyorum

strange a stranger might imagine a little English town I suppose you might

bir yabancı küçük bir İngiliz kasabası hayal edebilirsiniz, sanırım

describe the place in which I live as being typically English however most

yaşadığım yeri tipik bir İngiliz olarak tanımlayabilirsiniz, ancak çoğu

typical English towns are actually big and busy and noisy so yes I do like it

tipik İngiliz kasabası aslında büyük, meşgul ve gürültülüdür, bu yüzden evet,

around here it is very peaceful and quiet why did you get it short mr.

buraları seviyorum, çok huzurlu ve sessiz neden yaptın? kısa olsun beyefendi

Duncan it was good to see mr. steve says Jamelia well that was just a short

Duncan, Mr. steve, Jamelia'nın iyi olduğunu söylüyor, bu sadece

excerpt from last year just to get you in the mood however on Sunday Steve will

sizi havaya sokmak için geçen yıldan kısa bir alıntıydı, ancak Pazar günü Steve

be with us so don't forget you can always catch me on YouTube 2:00 p.m. UK

bizimle olacak, bu yüzden beni YouTube'da her zaman 14:00'te yakalayabileceğinizi unutmayın. Birleşik Krallık

time and Steve will be here with us all on Sunday so don't forget to p.m. UK

saati ve Steve Pazar günü hepimizle burada olacak, o yüzden öğleden sonra vermeyi unutma. Birleşik Krallık

time what do you prefer to eat during your Christmas dinner thank you

zamanı, Noel yemeğinde ne yemeyi tercih edersin, teşekkürler

Christina normally we have turkey so traditionally people will eat turkey or

Christina normalde hindi yeriz, yani geleneksel olarak insanlar hindi yer veya

maybe sometimes they will have ham however we will be having chicken so

bazen jambon yerler ama biz

instead of Turkey because Turk is a large they're a little bit too big for

hindi yerine tavuk yiyeceğiz, çünkü Türk büyük bir onlar. iki kişi için biraz fazla büyük

two people so instead we will be having our little chicken mr. Steve will be

onun yerine küçük tavuğumuz Mr. Steve,

running around running around the market in Much Wenlock trying to catch the

Much Wenlock'ta pazarda koşuşturup tavuğu yakalamaya çalışacak,

chicken normally he is not very successful I'll be honest with you so

normalde pek başarılı değil. Size karşı dürüst olacağım, bu yüzden

today we're talking about quite a few things first of all I want to mention

bugün epeyce şeyden bahsediyoruz, her şeyden

this when we talk about having something to do in your life may be a thing that

önce bundan bahsetmek istiyorum. hayatında yapacak bir şeyin olduğundan bahsediyoruz, belki

you have to do may be a thing that you want to do maybe a job your general

yapmak zorunda olduğun bir şey olabilir, yapmak istediğin bir şey olabilir, belki bir iş, genel

career or maybe just how you fit into society we often

kariyerin veya belki de topluma nasıl uyduğun hakkında, sık sık

say that you need to find your niche so I love this word I lift the word niche

bulman gerektiğini söyleriz. nişin bu yüzden bu kelimeyi seviyorum.

it means a position for a place so quite often in life as you get older you but

you realize that you have to find your niche quite often the niche will depend

on many things maybe your abilities the things you can do maybe your outlook on

yetenekler yapabileceğiniz şeyler belki hayata bakış açınız ister

life whether you are a person who is very sociable so find your niche and

çok sosyal biri olun, bu yüzden nişinizi bulun ve

this is something we often think of when we are exploring our lives or maybe when

bu, hayatımızı keşfederken veya belki de

we are setting out on the great journey of life you try to find where you belong

büyük yolculuğa çıkarken sıklıkla düşündüğümüz bir şeydir. hayatta ait olduğun yeri bulmaya çalışırsın uyum

where you fit in you have to find your niche we might also say that you have to

sağladığın yeri bulmalısın nişini bulmalısın aynı zamanda

find your place in the world so the thing that you do the thing that you are

dünyadaki yerini bulman gerektiğini de söyleyebiliriz bu yüzden yaptığın şey

good at may be the place where you feel you belong you have to find your place

iyi olduğun şey olduğun yer olabilir ait olduğunu hissediyorsun dünyadaki yerini bulmak zorundasın

in the world you have to find your niche I love that word where you feel worthy

nişini bulmak zorundasın kendini değerli hissettiğin o kelimeyi seviyorum

so maybe a certain type of job a certain career where you feel most comfortable

yani belki belli bir iş türü kendini en rahat hissettiğin belli bir kariyer hissettiğin

something you want to do that you feel that you have a burning ambition to do

yapmak istediğin bir şey kendini değerli hissettiğin yerde yapmak için yanıp tutuşan

where you feel worthy we might also say a place where you feel useful something

bir hırsın olduğunu ayrıca yararlı hissettiğin bir yer de diyebiliriz

that you do something that you feel as if you want to do where you belong so

maybe the place or maybe the job the place where you work maybe your position

çalışıyorsun belki

in society the place where you belong your niche is your place your place so

toplumdaki pozisyonun ait olduğun yer nişin senin yerin senin yerin yani o

in that respect we are not talking about the

bakımdan

place where you live we are talking about your place in life the things you

yaşadığın yerden bahsetmiyoruz hayattaki yerinden bahsediyoruz yaptığın şeyler

do generally your job your status your career all of those general things

genel olarak mesleğin statün kariyeriniz tüm bu genel şeyler

here's a nice one where we talk about our niche quite often we will talk about

işte güzel bir iş burada nişimiz hakkında oldukça sık konuşuyoruz kendimizi rahat

a place or a position where we feel comfortable maybe a job that you enjoy

hissettiğimiz bir yer veya pozisyon hakkında konuşacağız belki yapmaktan hoşlandığınız bir iş

doing we often refer to your comfort zone so something that is in your

sık sık konfor alanınıza atıfta bulunuyoruz yani öyle bir şey

comfort zone might be something that you feel relaxed doing you feel happy doing

konfor alanınızda kendinizi rahat hissettiğiniz bir şey olabilir, yaparken mutlu hissediyorsunuz,

something that makes you feel comfortable and dare I say confident

sizi rahat ettiren bir şey yapıyor ve buna cüret ediyorum kendinden emin olduğunuz bir şey,

something you are confident doing something that makes you feel

sizi rahat hissettiren bir şey yapmak,

comfortable your comfort zone can also be your niche the place where you feel

konfor alanınız aynı zamanda nişiniz de olabilir. daha önce de söylediğim gibi, kendi yerini

you belong something that you want to do

yapmak istediğin bir şeye ait olduğunu hissediyorsun, bu yüzden

your place as I said earlier so when we talk about your niche we are talking

nişin hakkında konuştuğumuzda,

about your place so not a physical thing not necessarily

fiziksel bir şey değil, ille de

physical but something where you do the things that you do in your life your

fiziksel değil, hayatında yaptığın şeyleri yaptığın bir şey olan yerin hakkında konuşuyoruz.

work your job your social standings the things that you do your position so

çalış işine sosyal statüne yaptığın şeylere pozisyonun yani

again your position in society or in life somewhere that you fit into

yine toplumdaki veya hayattaki pozisyonuna mükemmel bir şekilde uyduğun bir yer

perfectly for example I suppose you might say that my niche is teaching so

örneğin benim nişimin öğretmek olduğunu söyleyebilirsin, bu yüzden

over the years I've done many different things so it took me a long time to find

yıllar boyunca birçok farklı şey yaptım şeyler bu yüzden nişimi bulmam uzun zaman aldı

my niche my position in life your situation can also be your niche your

hayattaki konumum senin durumun da nişin olabilir senin

situation is a general term so it can mean anything it can mean your

durumun genel bir terim yani herhangi bir anlama gelebilir

social status maybe where you live maybe how you deal with relationships your

sosyal statün belki nerede yaşıyorsun belki ilişkilerle nasıl başa çıkıyorsun

situation so all of those things can relate to your position in life your

durumunuz böylece tüm bu şeyler hayattaki konumunuzla ilgili olabilir nişiniz nişiniz

place your niche your general situation so that can cover many things many

genel durumunuz böylece pek çok şeyi kapsayabilir pek çok

things indeed hello to Irene hello also rosso hello to Rolfie hello

şey gerçekten Irene'e merhaba merhaba ayrıca rosso Rolfie'ye merhaba merhaba

Ralphy are you finding your niche and settling down are they the same thing

Ralphy nişinizi buluyor ve yerleşiyor musunuz ikisi aynı şey

yes so to find your niche is to find the place where you feel the most

evet yani nişinizi bulmak, kendinizi en

comfortable or the place you feel as if you belong so some people spend many

rahat hissettiğiniz yeri veya kendinizi aitmiş gibi hissettiğiniz yeri bulmaktır, bu yüzden bazı insanlar

years finding their niche I must admit I spent many years finding my niche but

nişlerini bulmak için uzun yıllar harcarlar, itiraf etmeliyim ki nişimi bulmak için uzun yıllar harcadım ama

the thing is I never stopped looking and that is the mistake that many people

Mesele şu ki, aramayı asla bırakmadım ve bu, birçok insanın

make they often stop trying to find their niche in life they will sometimes

yaptığı hatadır, çoğu zaman hayattaki nişlerini bulmaya çalışmaktan vazgeçerler, bazen

settle for something that they don't enjoy doing however in my life I've

yapmaktan hoşlanmadıkları bir şeyle yetinirler, ancak hayatımda

always tried to do many different things I've searched I've tried I've gained

her zaman yapmaya çalıştım. birçok farklı şey araştırdım denedim

experience doing many different things some of the things I enjoyed and some of

birçok farklı şeyi yaparak deneyim kazandım keyif aldığım bazı şeylerden

the things I didn't enjoy so finding your niche finding your place in life

hoşlanmadığım şeylerden bazıları bu yüzden nişinizi bulmak hayattaki yerinizi bulmak

can sometimes be a long process but my advice is always the same don't stop I

bazen uzun sürebilir süreç ama tavsiyem her zaman aynı durma asla pes etmem

never give up never give up my niche is working in tourism says

asla pes etmem işim turizmde çalışmak diyor

Christina so there you have found something you enjoy doing it is almost

Christina yani orada yapmaktan zevk aldığın bir şey buldun neredeyse

as if you are sitting in a very comfortable chair have you ever done

çok rahat bir sandalyede oturuyormuşsun gibi bunu hiç yaptın mı hiç

that have you ever sat in chair and it feels as if the chair is

sandalyeye oturdun mu ve sandalye

giving you a lovely warm hug that is your niche in life the thing that feels

sana sıcak bir kucak veriyormuş gibi hissettiriyor hayattaki nişin bu

as if it was made for you it's a great feeling as well when you find it Oh

senin için yapılmış gibi hissettiren şey bulduğunda da harika bir duygu o Ah

Belarus you says since I was seven I wanted to be a dentist and also an own

Beyaz Rusya yedi yaşımdan beri diş hekimi ve ayrıca yetim Onex'te kendi yetim olmak istediğimi söylüyorsun

orphan on orphan Onex I can't even say that all fenomena Rusia so from the age

Rusya'nın yedi yaşından beri fenomena olduğunu bile söyleyemem

of seven Belarusian today a dentist and guess what yes

bugün bir diş hekimi ve tahmin et ne evet

Belarusian found her niche sometimes we know exactly what we want to do with our

Belarusça onu buldu niş bazen hayatlarımızla ne yapmak istediğimizi tam olarak biliyoruz

lives and sometimes we try lots of things until we find the right one Rafi

ve bazen doğru olanı bulana kadar pek çok şey deniyoruz Rafi

says can we also say it is finding your calling in life yes when you say your

diyor ki hayattaki çağrınızı bulmak da diyebilir miyiz evet

calling the thing that you feel that you want to do it is your calling however

yapmak istediğin senin görevin, ancak

quite often you might not realize what your calling is so the thing that you

çoğu zaman mesleğinin ne olduğunun farkına varamayabilirsin, bu yüzden

feel you are destined to do because it's the feeling that you have we call it

kaderinde olduğunu hissettiğin şey, çünkü bu, sahip olduğun duygudur, biz buna

your calling something from afar is saying become a teacher mr. Duncan

uzaktan bir şeyi çağırmak, bir şeyi aramaktır. öğretmen bey Duncan

become a teacher you will one day become a teacher so that's it you're calling

öğretmen oldu, bir gün öğretmen olacaksın, bu yüzden

the thing that you hear almost like a message saying do it that is where you

duyduğun şeyi neredeyse bir mesaj gibi çağırıyorsun, ait olduğun yer orası

belong hi Irene I hope mr. Duncan will be with

merhaba Irene umarım bay. Duncan

us again and again for many decades I also think that is a nice idea as well

onlarca yıl tekrar tekrar bizimle olacak bence bu da güzel bir fikir

yes thank you very much mr. Duncan you have a very fun and attractive way of

evet çok teşekkür ederim bayım. Duncan çok eğlenceli ve çekici bir öğretme tarzın var

teaching Thank You Hasan I'm glad to hear that we are talking about a big

Teşekkürler Hasan bu arada bugün büyük bir konudan bahsettiğimizi duyduğuma sevindim bu

subject by the way today so I haven't finished yet I still have a long way to

yüzden henüz bitirmedim daha

go because this I suppose this will be the final real lesson before Christmas

gidecek çok yolum var çünkü bu benim Diyelim ki bu Noel öncesi son gerçek ders olacak

time because on Sunday we're going to have lots of fun with Steve however

çünkü Pazar günü Steve ile çok eğleneceğiz ancak

today we are going to talk about something very serious something to do

bugün İngilizce ile ilgili çok ciddi bir şeyden bahsedeceğiz

with the English language we are talking about business and this is a big topic

iş hakkında konuşuyoruz ve bu büyük bir konu

and it is also a topic that many people have asked me to talk about so I'm going

ve aynı zamanda birçok insanın benden konuşmamı istediği bir konu bu yüzden

to go through it today I hope it won't be too long and I hope it won't be too

bugün bunun üzerinden geçeceğim umarım çok uzun sürmez ve umarım çok

boring however I think this is a very interesting question and also it's worth

sıkıcı olmaz ancak Bunun çok ilginç bir soru olduğunu düşünüyorum ve ayrıca

mentioning that when I was in China I used to teach business English as one of

Çin'deyken, öğrettiğim İngilizcenin birçok alanından biri olarak iş İngilizcesi öğretiyordum ve

the many areas of the English language that I used to teach one of them was

bunlardan biri

business English so when we talk about business what are we talking about we

iş İngilizcesiydi. iş neden bahsediyoruz, işi

are using general terms to describe business so when we talk about business

tanımlamak için genel terimler kullanıyoruz, bu nedenle iş hakkında konuştuğumuzda

we can also talk about commerce as well so not only the thing that you do in

ticaret hakkında da konuşabiliriz, bu nedenle sadece işte yaptığınız şeyden değil,

business but also the things connected to running a business or owning a

aynı zamanda bir iş yürütme veya bir şirkete sahip olma ile bağlantılı şeylerden de bahsedebiliriz.

business or generally doing business so we often talk about business and also

iş ya da genel olarak iş yapmak bu yüzden sık sık iş hakkında konuşuruz ve aynı zamanda

we talk about Commerce as well so that is the way of running the business doing

Ticaret hakkında da konuşuruz, yani bu işi yürütmenin yolu

business with other people making money making the right choices Commerce

başka insanlarla iş yapmak para kazanmak doğru seçimler yapmak Ticaret iş

dealing with other people whilst doing business here's another word an

yaparken diğer insanlarla uğraşmak işte başka bir kelime

interesting one commercial so again this is a word that can be used in many ways

ilginç bir reklam, yani yine bu, birçok şekilde kullanılabilen bir kelimedir,

you can use commercial to mean anything related to your business the thing you

ticariyi işinizle ilgili herhangi bir şey anlamında kullanabilirsiniz,

are doing with other people or of course if you are promoting your business as

diğer insanlarla yaptığınız şey veya tabii ki işinizi tanıtıyorsanız,

well so the outlook from your business the way you see your business running

yani görünüm işinizden işinizi gördüğünüz şekilde işinizi nasıl yürüttüğünüz işinizi

the way you promote your business it is a commercial enterprise it is a

tanıtma şekliniz ticari bir işletmedir

commercial business so you have to sell your business you might have to sell

ticari bir iştir bu nedenle işinizi satmanız gerekebilir

your products you might have to sell yourself that is something that I've had

ürünlerinizi satmanız gerekebilir kendinizi satmak zorunda kalabilirsiniz

to do quite a few few times in my life I've had to sell myself that's what you

Hayatımda bir kaç kez yapmak zorunda kaldım kendimi satmak zorunda kaldım

do at a job interrview when you go to a job interview what are you doing you are

iş görüşmesinde böyle yaparsın iş görüşmesine gittiğinde ne yapıyorsun

selling yourself an enterprise again when you set up a business you might

kendini yeniden işletme satıyorsun bir işletme kurarken

have lots of big plans big plans ahead for your business so we say we have an

pek çok büyük planınız olabilir, işletmeniz için ileride büyük planlar olabilir, bu nedenle bir işletmemiz var diyoruz

enterprise a person who thinks up a business the thing that you are going to

bir iş düşünen bir kişi işletmenizde iş yapacağınız şey

do business in your enterprise enterprise another word we can use when

işletme girişiminizde iş yapacağımız zaman kullanabileceğimiz başka bir kelime

we are going into business we are finding the thing that we want to sell

İşe giriyoruz, satmak, yapmak ya da yaratmak istediğimiz şeyi buluyoruz,

or do or create we can say also your venture venture so when you set out

girişim girişiminiz de diyebiliriz, böylece yola çıktığınızda

we can use the word venture to mean your journey but also it can be mean it can

girişim kelimesini yolculuğunuz anlamında kullanabiliriz ama aynı zamanda bu, girişim

mean the thing that you are planning to do you are going out to do that

anlamına da gelebilir. yapmayı planladığınız şey o

particular thing your new business is your venture a thing you are going out

belirli şeyi yapacaksınız yeni işiniz girişiminiz yaratmak için çıkacağınız bir şey bu yapılması

to create it's one of the hardest things to do it is very easy to have an idea

en zor şeylerden biri fikir sahibi olmak çok kolay

but the hardest part of creating a business is actually coming up with all

ama en zor kısım Bir iş kurmanın yolu aslında tüm

the plans and quite often if you need money if you need to go to the bank to

planları yapmaktır ve çoğu zaman paraya ihtiyacınız varsa, borç almak için bankaya gitmeniz gerekiyorsa, her

borrow money you will always need a business plan you always have to have

zaman bir iş planına ihtiyacınız olur, her zaman

some idea and quite often you have to write it all down on paper it has to be

bir fikriniz olması gerekir ve çoğu zaman da bir fikriniz olması gerekir. hepsini bir kağıda yazın

very formal and clear you need a business plan with a business plan quite

çok resmi ve net olmalı bir iş planıyla birlikte bir iş planına ihtiyacınız var oldukça

often you will have your mission the thing that you aim to do the reason why

sık bir şekilde göreviniz olacak yapmayı amaçladığınız şey

you are creating your business what service or product you are planning to

işinizi yaratma nedeniniz hangi hizmet veya ürünü istiyorsunuz

create or offer so your mission is basically the thing that your business

yaratmayı veya sunmayı planlıyorsanız, misyonunuz temelde işinizin yapacağı şeydir,

is going to do what do you want to achieve with your business what is your

işinizle neyi başarmak istiyorsunuz, misyonunuz nedir,

mission what do you aim to achieve with your business and nowadays this word is

işinizle neyi başarmayı hedefliyorsunuz ve günümüzde bu kelime

used a lot when people are talking about their business and also their aims the

çok kullanılıyor insanlar işlerinden ve amaçlarından bahsederken,

things they want to do and the reason why they do the business what they are

yapmak istediklerinden ve işi yapma nedenlerinden,

trying to do for other people to make their lives easier for example when you

başkalarının hayatlarını kolaylaştırmak için yapmaya çalıştıklarından, örneğin

set up a business quite often you will need you will need your brand and this

bir iş kurduğunuzda, çok sık ihtiyacınız olacak, markanıza ihtiyacınız olacak ve bu,

is an interesting word in the olden day when everyone had cattle they used to

herkesin sığırları olduğu,

have all of their fields next to each other and quite often some of the cattle

tüm tarlalarının yan yana olduğu ve çoğu zaman

from one field would go into another field and quite often it was very

bir tarladaki sığırların bir kısmının başka bir tarlaya gittiği ve oldukça sık olduğu eski günlerde ilginç bir kelimedir. çoğu zaman

difficult to tell whose cattle belong to which farmer however you can make it

kimin sığırının hangi çiftçiye ait olduğunu söylemek çok zordu, ancak

easier by putting a mark on the animal so you will brand an animal you will put

hayvanın üzerine bir işaret koyarak bunu kolaylaştırabilirsiniz, böylece bir hayvanı markalayacaksınız,

a mark on the animal and that will identify that animal as belonging to you

hayvanın üzerine bir işaret koyacaksınız ve bu, o hayvanın size ait olduğunu belirleyecektir.

hence the word brand however nowadays the brand can also mean the identity of

bu nedenle marka kelimesi, ancak günümüzde marka, ürününüzün veya şirketinizin kimliği anlamına da gelebilir, bu

your product or company so when we talk about the brand nowadays quite often it

nedenle günümüzde marka hakkında konuştuğumuzda, genellikle

is the name of the product or the name of the company so the thing that

ürünün adı veya şirketin adıdır, bu nedenle

identifies your business is the brand you might notice there in the corner so

işinizi tanımlayan şey, köşede bir marka fark edebilirsiniz, bu yüzden

you might describe this as my brand so that is the thing that will be

bunu benim markam olarak tanımlayabilirsiniz, böylece tanınacak şey budur

recognized and hopefully people will remember that brand the thing that is

ve umarım insanlar o markayı hatırlar, adı olan şey

the name or maybe there is a photograph or an image to show the name of your

veya belki bir fotoğraf veya resim vardır. firmanızın adı

company your brand it seems like a very simple word this but however in business

markanız çok basit bir kelime gibi gözükse de iş hayatında bu her

this is everything your brand is everything it identifies

şeydir markanız sizi tanımlayan her şeydir

you it shows what you do it shows what you stand for

ne yaptığınızı gösterir neyi temsil ettiğinizi gösterir

so when you come to your brand when you come to creating your brand quite often

yani markanıza geldiğinizde markanızı oluşturmak oldukça sık sık onu oluşturmak için

you have to put a lot of work and a lot of thought into creating it it takes a

çok çalışmanız ve çok düşünmeniz gerekir, bunu

very long time to do of course with your brand you often need a

yapmak çok uzun zaman alır, tabii ki markanızla sık sık bir

logan so when we say slogan it is normally a series of words or a sentence

logan'a ihtiyacınız vardır, bu nedenle slogan dediğimizde normalde bir dizi markanıza uyan kelimeler veya bir cümle

or a phrase that goes with your brand so slogans

veya bir deyim yani sloganlar

there are many slogans around i'm sure you can think of quite a few now for

etrafta birçok slogan var eminim şimdi epeyce düşünebilirsiniz,

example just do it just do it that is a well-known slogan for a

örneğin sadece yapın sadece yapın bu belirli bir marka için iyi bilinen bir slogandır

certain brand of footwear so just do it

ayakkabı hakkında o yüzden sadece yap,

I'm sure you know which company that is so when we talk about the slogan it is

eminim hangi şirketin olduğunu biliyorsunuzdur slogan hakkında konuştuğumuzda, bu

quite often a sentence or phrase that goes with a product or a certain company

genellikle bir ürünle veya belirli bir şirket

or business the slogan just do it there are many actually there are many who

veya işletmeyle birlikte gelen bir cümle veya deyimdir slogan sadece yap, birçok şey vardır aslında hatırlayan çok kişi var

remembers I'm loving it I'm loving it also a well-known slogan I'm loving it

onu seviyorum bayılıyorum ayrıca çok bilinen bir slogan bayılıyorum

which company had that slogan who remembers it of course it was McDonald's

hangi şirkette vardı o sloganı kim hatırlıyor tabi mcdonalds

and the other one was Nike so when you have a slogan it means something that

diğeri nike idi yani sen ne zaman sahip oldun bir slogan kolayca hatırlayabileceğiniz bir şey anlamına gelir

you can remember easily it normally goes with a product or a company a business

normalde bir ürün veya şirket bir işletme ile gider

they will often use a slogan something that is easy to remember palmira says

genellikle bir slogan kullanırlar hatırlaması kolay bir şey palmira diyor

president Trump said America first yes I suppose so I suppose you could say

başkan Trump önce Amerika dedi evet evet sanırım bu yüzden sanırım

America first or make America great again became a slogan something that

Amerika diyebilirsiniz ilk ya da Amerika'yı yeniden harika yap birçok insanın hatırladığı bir slogan haline geldi

many people remembered and they connected that thing with him

ve bu şeyi ona bağladılar

here's another interesting word you may not have heard of this before

işte başka bir ilginç kelime, slogandan önce bunu duymamış olabilirsiniz,

tagline so when we say tagline it means something that goes alongside another

bu yüzden kısa açıklama dediğimizde, genellikle başka bir şeyin yanına gelen bir şey anlamına gelir.

thing quite often a product name so you have the name of the product and

ürün adı, yani ürünün adına sahipsiniz ve

underneath you will have a tagline very similar to a slogan something that goes

altında bir slogana çok benzer bir sloganınız olacak,

alongside or with a product name tag line also strap line is another one

bir ürün adıyla birlikte gelen bir şey, etiket satırı ayrıca kayış çizgisi de

quite often on the radio you will hear radio stations use a strap

radyoda oldukça sık radyo istasyonlarının kullandığını duyacaksınız bir kayış

line so it is something that you hear repeated again and again maybe a radio

hattı, bu yüzden tekrar tekrar duyduğunuz bir şeydir, belki bir radyo

station will have a certain strap line for example I used to work many years

istasyonunun belirli bir kayış hattı olacaktır, örneğin, uzun yıllar

ago on a community radio station called chase FM and the strap line was closer

önce kovalamaca FM adlı bir topluluk radyo istasyonunda çalışıyordum ve kayış hattı

to home so our strap line on the radio station was actually closer to home

eve daha yakındı, bu yüzden radyo istasyonundaki kayış hattımız aslında eve daha yakındı

because we were a local radio station so the name of the radio station was chase

çünkü biz yerel bir radyo istasyonuyduk bu yüzden radyo istasyonunun adı kovalayan

FM closer to home that was the strap line it is something that you repeat

FM'di eve yakın, bu kayış hattıydı,

again and again until it stays in your brain we talked about your brand

içinde kalana kadar tekrar tekrar tekrarladığınız bir şeydi. beyniniz markanız hakkında konuştuk marka

branding is the action of giving your company or maybe the product its own

bilinci oluşturma, şirketinize veya belki de ürüne kendi

name so the branding relates to the thing and the words that go with it the

adını verme eylemidir, bu nedenle marka, şeyle ve onunla birlikte gelen sözcüklerle birlikte gelen sözcüklerle ilgilidir

words that go with it Jamelia says what about make mr. Duncan

Jamelia, ya mr yapmaya ne dersiniz? Duncan

makes and brands yes we often say make so maybe if you are choosing a new

yapar ve markalar evet, sık sık yap deriz, belki yeni bir

car maybe you will choose a particular make of car so when we say make in that

araba seçiyorsanız, belki belirli bir araba markası seçersiniz, bu nedenle, bu bakımdan make dediğimizde,

respect it means the brand so something that is

marka anlamına gelir, yani

manufactured and sold and it normally has a name maybe Ford Toyota Vauxhall

üretilen ve satılan bir şeydir ve normalde vardır. bir isim belki Ford Toyota Vauxhall

Renault they are all makes of car they are all brands of car so the branding is

Renault bunların hepsi araba markalarıdır, hepsi araba markalarıdır, bu nedenle markalaşma, markanın

the action or the appearance of the brand the thing that is easily

eylemi veya görünümüdür, kolayca

recognizable often used in business and also in manufacturing as well where we

tanınabilen şey, genellikle iş dünyasında ve ayrıca üretimde de konuştuğumuz yerde kullanılır

talk about the brand quite often we will have maybe a picture that goes with it

markayla ilgili oldukça sık olarak, belki de logoyla birlikte gelen bir resme sahip oluruz,

logo so when we think of logo you think of something that mount might be a

bu nedenle logoyu düşündüğümüzde aklınıza takılan bir şey bir

picture or an image or something that it's being specially designed as a logo

resim veya bir resim olabilir veya özel olarak logo olarak tasarlanmış bir şey olabilir,

you might describe this as my logo so you might see this in many different

bunu şöyle tanımlayabilirsiniz: youtube kanalımda birçok farklı yerde görebilmeniz için

places on my youtube channel your logo is the picture that represents

logom

you or your company or your product so the brand and also the logo can be used

sizi veya şirketinizi veya ürününüzü temsil eden resimdir, bu nedenle marka ve logo

in very similar ways so you can often say your logo or your brand however your

çok benzer şekillerde kullanılabilir, böylece logonuzu sık sık söyleyebilirsiniz veya markanız, ancak

logo quite often is something that is specially designed so the logo also

logonuz genellikle özel olarak tasarlanmış bir şeydir, bu nedenle logo aynı zamanda

relates to the appearance the shape of it what it looks like and of course we

görünümle de ilgilidir, şekli, neye benzediği ve elbette

can all think of lots of different logos I can think of one in

hepimiz birçok farklı logo düşünebiliriz, sizde bir tane düşünebilirim.

you see that it's a very clever logo because most people know it straight

çok zekice bir logo çünkü çoğu insan bunu hemen biliyor bu

away so you want to start your business you want to create the perfect business

yüzden kendi işini kurmak istiyorsun mükemmel bir iş yaratmak istiyorsun

you want to have success in your life you will need your strategy so the

hayatında başarılı olmak istiyorsun stratejine ihtiyacın olacak bu yüzden

strategy is the plan the strategy is your course of action that will take you

strateji senin planın sizi

in a certain direction with your business so if you want your business to

işletmenizle belirli bir yöne götürecek eylem planı, bu nedenle, işletmenizin başarılı olmasını istiyorsanız,

be successful you have to come up with a very good strategy so this can relate to

çok iyi bir strateji bulmalısınız, böylece bu,

anything that will help your business to move forward your strategy can be for

işletmenizin ilerlemesine yardımcı olacak herhangi bir şeyle ilgili olabilir.

maybe advertising so maybe you have to spend money on advertising that is your

belki reklam için olabilir, belki de reklama para harcamak zorundasın bu senin

strategy your plan your approach so a business strategy is always something

stratejin senin planın yaklaşımın yani bir iş stratejisi her zaman

that you need before you start your business

işine başlamadan önce ihtiyacın olan bir şeydir

Thank You Pat you yes you you guessed the logo you were right

Teşekkür Ederim Pat seni evet sen logoyu tahmin ettin haklıydın

that's right your outlook can also be the strategy so the way you see your

bu doğru bakış açınız aynı zamanda strateji olabilir, bu nedenle

business going so when you start a business you always have to have some

işinizin gidişatını görme şekliniz bu nedenle bir işe başladığınızda her zaman bir tür planınızın olması gerekir

sort of plan you have to know where your business is going in the future what is

işinizin gelecekte nereye gideceğini bilmelisiniz

your outlook what is the plan where will you be in a year from now two years from

bakış açınız nedir Bundan bir yıl sonra nerede olacağınızı planlayın Bundan iki yıl sonra

now quite often in business when you are creating your own business you will have

iş hayatında oldukça sık olarak kendi işinizi kurarken

an outlook or a strategy quite often it is a five-year plan so when you have a

bir bakış açınız veya bir stratejiniz olacaktır.

business plan it is your stretch and quite often most new businesses will

Bu sizin esnemenizdir ve çoğu zaman yeni işletmelerin çoğunun

have maybe a two year plan or quite often if you are planning to borrow a

belki iki yıllık bir planı olur veya çok sık olarak çok para ödünç almayı planlıyorsanız

lot of money you might have a five-year plan so you normally plan ahead into the

beş yıllık bir planınız olabilir, bu nedenle normalde

future when you are creating a business we talked about your Outlook Outlook

geleceği oluştururken geleceği planlarsınız. iş Outlook'unuz hakkında konuştuk Outlook

also we can use this word to mean how things are going generally so maybe if

ayrıca bu kelimeyi işlerin genel olarak nasıl gittiğini belirtmek için kullanabiliriz, bu nedenle,

you are in a certain type of business the outlook can mean how well other

belirli bir iş türündeyseniz, görünüm, sizinkine benzer diğer işletmelerin ne kadar iyi durumda olduğu anlamına gelebilir,

businesses are doing that are similar to yours

the outlook looks good the outlook looks bad

görünüm iyi görünüyor görünüm kötü görünüyor

the outlook to look ahead what is happening around you and things that

ileriye bakmak için görünüm çevrenizde olup bitenler ve gelecekte olacak şeyler

will happen in the future here is another thing oh when we talk

burada başka bir şey oh

about business when we talk about planning your business quite often you

iş hakkında konuştuğumuzda işinizi planlamak hakkında konuştuğumuzda sık sık

will have to make predictions you will have to look ahead you will have to

tahminlerde bulunmanız gerekecek sahip olacağınız ileriye bakmak için

imagine that you have a crystal ball in front of you that you can look into and

önünüzde kristal bir küre olduğunu hayal etmeniz gerekecek, içine bakıp

see the future so quite often with business you will have to make some

geleceği görebileceksiniz, bu nedenle işle ilgili sık sık bazı tahminlerde bulunmanız gerekecek,

predictions you will have to work out how much money you will make in your

ne kadar para kazanacağınızı hesaplamanız gerekecek

first year and then your second year and then your third year so your predictions

ilk yılınızda, sonra ikinci yılınızda ve ardından üçüncü yılınızda yapın, yani

for the year Sally says a strategy you have to set out when you start your work

yıl için tahminleriniz Sally, işe başladığınızda bir strateji belirlemeniz gerektiğini söylüyor

and it should always be for the long term yes normally a strategy is

ve bu her zaman uzun vadeli olmalı, evet normalde bir strateji

something that you plan over a long period of time especially if you are

bir şeydir. Uzun bir süre için planladığınız, özellikle de

creating a new business you need to know where you are going with your business

yeni bir iş kuruyorsanız, işinizle nereye gittiğinizi bilmelisiniz,

especially if you want to borrow money because the bank will not give you any

özellikle borç para almak istiyorsanız, çünkü

money unless you have a very good plan a very

çok iyi bir durumunuz olmadıkça banka size hiç para vermeyecektir. çok

good strategy and your predictions well once again you are trying to guess or

iyi bir strateji planlayın ve tahminlerinizi bir kez daha iyi tahmin etmeye veya

work out what will happen in the future this is something that is not easy to do

gelecekte ne olacağını tahmin etmeye çalışıyorsunuz bu,

even experts often get their predictions wrong here's an interesting one numbers

uzmanların bile çoğu zaman tahminlerini yanlış anlaması kolay olmayan bir şey, işte düşündüğümüzde ilginç bir rakam.

when we think of numbers we often think of just general numbers any number think

sayılar genellikle sadece genel sayıları düşünürüz herhangi bir sayı

of a number right now you are thinking of number seven yes

bir sayı düşünün şu anda yedi numarayı düşünüyorsunuz evet vay be

Wow mr. Duncan how did you know I was thinking of number seven you were you

bayım. Duncan benim yedi numarayı düşündüğümü nasıl bildin senin

were thinking of number seven then weren't you how did I know that Wow

yedi numarayı düşünüyordun o zaman ben bunu nasıl bildim

it's very creepy numbers so when we talk about numbers we might be talking about

our profit or loss we might be talking about how much money we've made or how

ne kadar para kazandığımızdan veya ne

much money we need or maybe how much money we might lose so when we talk

kadar paraya ihtiyacımız olduğundan veya belki ne kadar para kaybedebileceğimizden bahsediyor olabilir, bu yüzden

about numbers we we mean just the figures all of the figures concerning

sayılardan bahsettiğimizde sadece rakamları kastediyoruz işimizle ilgili tüm rakamlar

our business so give me the numbers tell me what the numbers are what numbers do

bu yüzden bana rakamları verin bana rakamlar nedir

you expect before Christmas what numbers do you expect after Christmas so in that

yılbaşından önce hangi rakamları bekliyorsunuz yılbaşından sonra hangi rakamları bekliyorsunuz yani bu

sense we mean how much money will we make how much money will we make if a

anlamda demek istediğimiz ne kadar para kazanacağız ne kadar para kazanacağız eğer bir

business is doing well we can say that it is profitable a company that is

iş iyi gidiyorsa karlı diyebiliriz

making money that is doing very well it is not losing money it is profitable

para kazanan bir şirket çok iyi gidiyor para kaybetmiyor kârlıdır

and most businesses during the first two or three years hope to become profitable

ve çoğu işletme ilk iki veya üç yıl kârlı olmayı umar, bu

so when you first start a business you might find that you don't make much

nedenle bir işe ilk başladığınızda fazla kazanmadığınızı görebilirsiniz

money at all you might find that you lose

hiç para kazanamazsın,

money in the first year or maybe two years so quite often a business will not

ilk yılda ya da belki iki yılda para kaybettiğini fark edebilirsin, bu yüzden çoğu zaman bir işletme

start making money until it's maybe two or three years old so something that is

belki iki ya da üç yaşına gelene kadar para kazanmaya başlamaz, bu yüzden karlı bir şey

profitable something that can give you something back I like it a business that

sana bir şey geri verebilecek bir şey sevdiğim Bu karlı bir iş, maceraya

is profitable something that you go into adventure or a business that you create

atıldığın bir şey ya da yarattığın ve karlı olduğunu kanıtlayan bir iş, hoşuma gidiyor

that proves profitable I like it I like it a lot in this day and age there are

bu çağda bunu çok seviyorum gelecekte özellikle karlı olacak

many people trying to create businesses that in the future will be profitable

işler yaratmaya çalışan birçok insan var.

especially when we are talking about the environment so there are many people

çevre hakkında konuştuğumuzda,

trying to create new devices new forms of battery new forms of travel and

yeni cihazlar yaratmaya çalışan birçok insan var, yeni pil biçimleri, yeni seyahat ve ulaşım biçimleri, pazardan

transport we talk about the market as well so the word market is a general

da bahsediyoruz, bu nedenle pazar kelimesi genel bir

term a general term for anything that is creating money selling things providing

terimdir yaratan herhangi bir şey için genel bir terimdir. para satan bir şeyler

a service so any area where business is taking place so quite often we think of

bir hizmet sunar, bu nedenle işin yapıldığı herhangi bir alan, piyasayı çoğu zaman

the market as a place where things are sold and things are bought and that is

bir şeylerin satıldığı ve bir şeylerin satın alındığı bir yer olarak düşünürüz ve bu, borsayı

pretty much it really so when we think of the stock market all people are doing

düşündüğümüzde gerçekten de böyledir. Yaptıkları

really is buying and selling that's all they are doing they just happen to be

gerçekten alıp satmaktan başka bir şey yapmıyorlar, sadece

buying things that sometimes cost a lot of money parts of a business so the

bazen çok paraya mal olan şeyler satın alıyorlar, bu nedenle

market refers to the general situation so maybe a certain part of a type of

piyasa genel durumu ifade ediyor, yani belki bir iş türünün belirli bir kısmı

business or maybe something that is very specialized a certain market or the

veya belki çok uzmanlaşmış bir şey belirli bir pazar veya

general market so how well the economy is doing so we

genel pazar yani ekonomi ne kadar iyi gidiyor yani biz

the economy is going up and nor money is being created and earned or the market

ekonomi yükseliyor ve ne para yaratılıyor ve kazanılıyor ne de dünyanın

might go down as it's happening in many parts of the world at the moment so

birçok yerinde olduğu gibi piyasa düşebilir an yani

market is a generic word it can mean anything that is being sold or bored

pazar genel bir kelimedir satılmakta olan veya sıkılan her şey anlamına gelebilir

netra hello network nice to see you here Christmas is around the corner merry

netra merhaba ağ sizi burada görmek güzel Noel köşede

Christmas to you mr. Duncan thank you very much that's very kind of you your

size mutlu Noeller bay. Duncan çok teşekkür ederim, çok naziksiniz,

analytics this is something that is very useful if you are in business quite

analitikleriniz, bu, günümüzde oldukça sık iş yapıyorsanız, çok yararlı bir şeydir,

often nowadays you can have services provided to you by companies and they

size şirketler tarafından sağlanan hizmetleri alabilirsiniz ve bunlar, işletmenizin analitik yaptığı

will give you information on how well your business is doing analytics so

konusunda size bilgi verecektir.

quite often they will analyze all of the things concerning your business the

sık sık işinizle ilgili her şeyi,

amount of items that you are creating or maybe how long it takes to create your

yarattığınız öğelerin miktarını veya belki de ürününüzü yaratmanın ne kadar sürdüğünü

product or how many people are buying your product how many people are not

veya kaç kişinin ürününüzü satın aldığını veya kaç kişinin

buying your product maybe they are going somewhere else your analytics so all of

ürününüzü satın almadığını analiz edeceklerdir. Analitikleriniz başka bir yere gidiyor, bu nedenle tüm

the figures all of the information that tells you how well or how badly your

rakamlar işinizin ne kadar iyi veya ne kadar kötü

business is doing even here on YouTube we have analytics we can find out how

olduğunu gösteren tüm bilgiler burada YouTube'da bile işimizin ne kadar iyi olduğunu öğrenebileceğimiz analizlerimiz var

well our business is doing Cecilia by mr. Duncan I have a nice afternoon see

Cecilia by mr. Duncan hepinize güzel bir öğleden sonra

you all on Sunday Thank You Cecilia I hope my business chat is not too boring

pazar günü görüşürüz Teşekkürler Cecilia Umarım iş sohbetim çok sıkıcı değildir

why is the Christmas hat red asks pachu well red is often used during

Noel şapkası kırmızı neden pachu'ya sorar peki kırmızı genellikle Noel zamanı kullanılır

Christmastime I suppose nowadays we often think of red referring to maybe

Sanırım bugünlerde sık sık kırmızıyı düşünüyoruz belki de

the color of Santa Claus clothes so quite often Santa Claus will wear red

Noel Baba kıyafetlerinin rengi o kadar sık ​​Noel Baba kırmızı

and also maybe white as well so we often think of red and white at Christmas time

ve belki de beyaz da giyecek, bu yüzden Noel zamanında işe geri döndüğümüzde genellikle kırmızı ve beyazı düşünürüz

back to business oh that's actually a phrase we are

oh bu aslında

getting back to business profit and loss very simple to explain profit is the

işimize geri döndüğümüz bir deyim kar ve zarar çok basit Kârın

money you make over your expenses so you have to spend money running your company

harcamalarınız üzerinden kazandığınız para olduğunu açıklayın, bu nedenle şirketinizi yönetmek için para harcamak zorundasınız

and anything you make over that is profit the profit is what you get to

ve bunun üzerinden kazandığınız her şey kârdır, kâr hoş tutmak için elde ettiğiniz şeydir

keep nice of course there is the opposite loss so maybe in your first

elbette tam tersi bir kayıp vardır, bu yüzden belki ilk

couple of years of doing business you might lose money so profit and loss are

birkaçınızda Yıllarca iş yaptığınızda para kaybedebilirsiniz, bu nedenle kar ve zarar

antonyms they are opposites so you make money you lose money you make money over

zıt anlamlıdır, dolayısıyla para kazanırsınız, para kaybedersiniz,

all of your expenses you lose money you pay to run your business but you don't

tüm harcamalarınızdan para kazanırsınız, para kaybedersiniz, işinizi yürütmek için para ödersiniz ama

make any profit you only make a loss earlier another one if I can get it into

kar etmezsiniz. bir kaybı başka bir kayıptan daha erken yapmak, eğer onu elime alabilirsem,

my hand when we are talking about our profit and our loss we will often talk

kârımızdan ve kaybımızdan bahsederken, genellikle işin özü

about the bottom line the bottom line in business is the result the thing that is

hakkında konuşuruz, iş dünyasında en önemli nokta sonuçtur,

at the bottom have you made money or have you lost money so the bottom line

dipte olan şey var mı? para kazandın mı yoksa para mı kaybettin, bu yüzden sonuç

is always the profit and loss hopefully hopefully the bottom line will always be

her zaman kâr ve zarardır umarım sonuç her zaman

profit but not always so when we say the bottom line we mean the final result the

kâr olur ama her zaman öyle değildir, sonuç derken nihai sonucu kastediyoruz

final figure has my business done well or has it done badly the bottom line

nihai rakam işimi iyi yaptı veya kötü yaptı mı sonuç teoremi

theorem theorem hi mr. Duncan thank you for all of your

teoremi merhaba mr. Duncan, tüm dersleriniz için teşekkür ederim,

lessons thank you as well hello mr. Duncan thank you for all of

ayrıca teşekkür ederim, merhaba Bay. Duncan tüm İngilizce dersleri için teşekkür ederim

the English lessons Thank You Meg ah Thank You mega mega oak haha thank you

Teşekkür ederim Meg ah Teşekkür ederim mega mega meşe haha ​​çok teşekkür ederim

very much that's very nice of you to say that Sally says I'm very happy for this

Sally'nin bu ders için çok mutlu olduğumu söylemen çok güzel,

lesson it's really beneficial for me because Business Administration is what

benim için gerçekten faydalı çünkü İşletme

I'm studying very good business English is a little bit like normal English or

çok iyi iş İngilizcesi çalışıyorum, biraz normal İngilizceye veya

general English however there are many specialist words and those are the words

genel İngilizceye benziyor, ancak birçok uzman kelime var ve bunlar

that I've shown you today so I've shown you quite a few words today quite a few

bugün size gösterdiğim kelimeler, bu yüzden bugün size epeyce kelime gösterdim.

words I will show you to them show them to you again very quickly so we have

size birkaç kelime göstereceğim onları size çok hızlı bir şekilde tekrar göstereceğim, bu nedenle işimiz var

business commerce commercial enterprise

ticaret ticari girişim girişim misyon

venture mission brand slogan tagline

marka sloganı kısa açıklama

strapline

strapline

branding logo strategy outlook

markalaşma logosu strateji görünüm

predictions numbers profitable market

tahminler sayılar karlı pazar

analytics profit and loss bottom line so those are the general words we can use

analitiği kar ve zarar alt satır yani yapabileceğimiz genel kelimeler bunlar

in business I hope that's been helpful to you of course one of the problems

iş hayatında kullanmak Umarım bu size yardımcı olmuştur tabii ki iş yapmanın sorunlarından biri de

with being in business is there are other people doing similar things we

benzer şeyleri yapan başka insanların olması. Biz

call it the free market in many countries you are allowed to create a

buna serbest piyasa diyoruz birçok ülkede mantıklı olduğu

business doing anything within reason as long as it's not causing harm or

sürece her şeyi yaparak bir iş kurmanıza izin verilir. başka insanlara zarar vermediği veya onları

injuring other people you can create a business however sometimes in business

yaralamadığı için bir iş kurabilirsin ancak bazen iş hayatında az önce yere

you can have something I've just dropped on the floor excuse me

düşürdüğüm bir şey olabilir kusura bakma

you can have opposition so the opposition are the people that are doing

muhalefet olabilir yani muhalefet

the same thing the thing that is very similar to what you are doing

aynı şeyi yapan insanlardır. bu sizin yaptığınıza çok benziyor onlar

they are the opposition another company is doing a very similar thing to you the

muhalefet başka bir şirket size çok benzer bir şey yapıyor

opposition a good example of opposition might be Coca Cola and Pepsi so they are

muhalefet iyi bir muhalefet örneği Coca Cola ve Pepsi olabilir yani ikisi de

opposites of each other because they are both trying to do the same thing so Coca

birbirinin zıttı çünkü ikisi de yapmaya çalışıyor aynı şey, yani Coca

Cola has Pepsi as as their opposition so the opposition is the

Cola'nın muhalefeti olarak Pepsi var, bu yüzden muhalefet

thing that is forcing against you so if you are selling a cold soda and this

size karşı zorlayan şeydir, yani eğer soğuk bir gazoz satıyorsanız ve bu

company is also selling cold soda you are in opposition the word is opposition

şirket de soğuk gazoz satıyorsa, muhalefetsiniz kelime muhalefettir

I like that one so when we talk about the free market it is the freedom to

Bunu sevdim Birincisi, serbest piyasadan bahsettiğimizde,

create any business so for example here in the UK we have a free market in the

herhangi bir iş kurma özgürlüğüdür, örneğin burada Birleşik Krallık'ta ABD'de serbest bir piyasamız var,

USA there is a free market there are many different areas of competitiveness

serbest bir piyasa var, birçok farklı rekabet alanı var,

so the person who is against you might be described as your opponent your

bu yüzden karşı olan kişi rakibin olarak tanımlanabilirsin rakibin

opponent the person who is against you is your opponent so if I am Coca Cola

sana karşı olan kişi senin rakibindir yani eğer ben Coca Cola isem

my opponent is Pepsi or Pepsi Co to give them their proper name so your opponent

rakibim Pepsi veya Pepsi Co olur onlara uygun adını veririm yani rakibin rekabet etmeye

is the person who is opposite you trying to compete they are your Challenger so a

çalıştığın karşındaki kişidir onlar sizin Meydan Okuyanınızdır, yani meydan

challenger is a person who is doing something against you maybe they are in

okuyan kişi size karşı bir şeyler yapan kişidir, belki

business and their business is very similar to yours

iş yapıyorlardır ve işleri sizinkine çok benzer geyik

deer deer deer we can describe them as your rival I like that word rival so

geyik geyik onları rakibiniz olarak tanımlayabiliriz Rakip kelimesini seviyorum yani

your rival is the person who is against you they might not be angry they might

rakibiniz kişidir size karşı olan kızmayabilirler

not be willing to fight you however they might be doing the same thing as you

sizinle savaşmaya istekli olmayabilirler ancak rakibinizle aynı şeyi yapıyor olabilirler

rival so maybe you have a rival company a company that is doing the same thing

yani belki rakip bir şirketiniz var size aynı şeyi veya benzer bir şeyi yapan bir şirket var

or a similar thing to you they are your rival they are

onlar rakibiniz mi size

against you because they are trying to do the same thing as you

karşılar çünkü sizinle aynı şeyi yapmaya çalışıyorlar

your rival can also be described as your foe so these are words you can use in

rakibiniz de düşmanınız olarak tanımlanabilir yani bunlar iş

business in business English these are people who are doing the same thing they

İngilizcesinde iş İngilizcesinde kullanabileceğiniz kelimelerdir bunlar kendileriyle aynı şeyi yapan insanlardır

are maybe challenging you they are your your foe your foe they are

belki size meydan okuyorlar, onlar sizin düşmanınız, onlar bir

the people who are doing something and maybe you see them as a threat so the

şeyler yapan insanlar ve belki siz onları bir tehdit olarak görüyorsunuz, yani

person who is the foe is also the threat they are a threat they are your foe you

düşman olan kişi de tehdit, onlar bir tehdit, onlar sizin düşmanınız,

might even use the word enemy but we don't often use the word enemy in

hatta kullanabilirsiniz düşman kelimesi ama iş hayatında düşman kelimesini pek kullanmayız,

business it's a little bit strong rival is a very common word so quite often we

bu biraz güçlü rakip çok yaygın bir kelimedir, bu yüzden sık sık sizinkine benzer

will talk about a business that is similar to yours as your rival your

bir iş hakkında konuşacağız rakibiniz

rival I suppose also another word we can use is adversary adversary so an

rakibiniz olarak sanırım başka bir kelime de biz düşman düşmandır, bu nedenle bir

adversary is a person who is against you they are doing things that are adverse

düşman size karşı olan bir kişidir, olumsuz şeyler yaparlar, bu nedenle

hence the word so an adversary is a person who is working against you

bir düşman, size karşı size karşı çalışan bir kişidir, rakip

against you we might also use the word competitor so a competitor is a person

kelimesini de kullanabiliriz, bu nedenle bir rakip bir

who is working against you they are someone who is doing something very

size karşı çalışan kişi çok benzer bir şey yapan kişidir

similar this is used a lot in business English so in business English the

bu iş İngilizcesinde çok kullanılır yani iş İngilizcesinde sizin işinize

person who is doing something similar to your business is the competitor it's a

benzer bir şey yapan kişi rakiptir bu

bit like taking part in a race you are running along the track the people

biraz sizin yaptığınız bir yarışa katılmak gibidir parkur boyunca koşuyorlar

running against you or your competitors they are the other ones

sana veya rakiplerine karşı koşan insanlar onlar rekabet ettiğin diğer kişiler vay be

that you are competing against wow it's a big subject this isn't it I think this

bu büyük bir konu değil mi bence bu şimdiye kadar ele aldığım

might be one of the biggest subjects I've ever covered rivalry once again

en büyük konulardan biri olabilir rekabet yine

your rival is the person you are competing against so rivalry actually

rakibiniz rekabet ettiğiniz kişidir, yani rekabet aslında rekabet ettiğiniz şeyi

describes the action of doing that you have rivalry it is describing the fact

yapma eylemini tanımlar, başka biriyle rekabet ettiğiniz gerçeğini tanımlar,

that you are competing with someone else you have rivalry there is rivalry taking

rekabetiniz vardır rekabet vardır

place things can be difficult times can be difficult you might have difficulty

işler zor olabilir zamanlar zor olabilir ürünlerinizi satmakta zorluk çekebilirsiniz,

selling your products maybe there are many reasons why this might happen

bunun olmasının birçok nedeni olabilir,

perhaps the market is no longer buoyant it is not floating anymore so maybe

belki pazar artık canlı değil, artık dalgalı değil, bu nedenle

people are not buying a certain product so there might be something that you

insanlar belirli bir ürünü almıyor olabilir, bu nedenle sattığınız bir şey

sell that suddenly becomes unpopular because people don't want it anymore

birdenbire popülerliğini kaybedebilir çünkü insanlar artık istemiyor

maybe people in a certain country have little money so you might describe

belki belirli bir ülkedeki insanların çok az parası var bu yüzden

things as difficult you are going through a difficult period with your

işleri zor olarak tanımlayabilirsiniz işinizle ilgili zor bir dönemden geçiyorsunuz

business your business is having a difficult time so the difficult thing

işiniz zor bir dönemden geçiyor yani zor olan

can relate to anything that is causing problems for your business something

her şeyle ilgili olabilir işiniz için sorunlara neden olan zor bir şey

that is difficult a difficult time

zor bir zaman

Sathya says bullish oh I like that word I

Sathya yükseliş diyor oh bu kelimeyi seviyorum

haven't got it on my list if something is bullish it means it is very forceful

listemde yok bir şey yükseliş ise bu çok güçlü

very powerful we often talk about companies being very bullish aggressive

çok güçlü demektir sık ​​sık şirketlerin çok agresif olduğundan bahsederiz

so we talk about adverse when things are difficult when

yani olumsuz derken işler zorken

are not going very well for your company we can say that things are adverse

şirketiniz için pek iyi gitmediğinde olumsuz diyebiliriz işler

adverse things are not going very well for my business things are going very

benim işim için pek iyi gitmiyor olumsuz şu anda işler çok

badly at the moment turbulent difficult rough imagine being on the ocean and the

kötü gidiyor çalkantılı zor kaba bir şekilde hayal edin okyanus ve

the waves are strong and wild but you are trying to get across the ocean

dalgalar güçlü ve vahşi ama okyanusu geçmeye çalışıyorsunuz,

things are very turbulent so when we say turbulent it means things are not going

işler çok çalkantılı, bu yüzden türbülans dediğimizde, işler düzgün gitmiyor demektir, sürekli

smoothly they are changing all the time they are very turbulent we are going

değişiyorlar, çok çalkantılı,

through a turbulent period of time at the moment so many businesses are

çalkantılı bir dönemden geçiyoruz. Şu anda pek çok işletme acı

suffering they are having difficulty they are suffering during this turbulent

çekiyor, zorluk çekiyorlar, bu çalkantılı dönemde zorluk çekiyorlar, bu

time so in some countries the economy is going through a turbulent period some

nedenle bazı ülkelerde ekonomi çalkantılı bir dönemden geçiyor.

people say that after bricks it happens here in the UK some people say that the

market here and many businesses will have a turbulent time when brexit

Buradaki piyasa ve birçok işletme, Brexit gerçekleştiğinde çalkantılı bir dönem yaşayacak ve

happens which it would appear that it is going to happen an unfavorable moment or

olumsuz bir an veya

unfavorable business period maybe your trading is going through a difficult

elverişsiz bir iş dönemi olacakmış gibi görünebilir, belki ticaretiniz zor bir dönemden geçiyor olabilir,

time maybe no one is buying your products maybe people have stopped

belki kimse ürünlerinizi almıyor

buying your goods things are a little unfavorable things are not going very

mallarınızı almayı bıraktım işler biraz olumsuz işler

well for my company they are very unfavorable at the moment Maria is going

şirketim için pek iyi gitmiyor şu anda çok elverişsizler Maria gidiyor

you are all starting to drop like flies

hepiniz sinek gibi düşmeye başlıyorsunuz

five - Maria I know a lot of people are probably going now because they have

beş - Maria Biliyorum birçok insan muhtemelen şimdi gidiyor çünkü onların

other things to do don't worry you can watch this again later

yapacak başka işleri var merak etmeyin bunu daha sonra tekrar izleyebilirsiniz

something is challenging you might have a challenging time a challenging period

zorlayıcı bir şey zor bir dönem geçirebilirsiniz zor bir

of time some difficulty that you have to overcome challenging in business it is

dönem üstesinden gelmeniz gereken bir zorluk iş hayatında zorlayıcı

possible to have a challenging time things are not always easy when you are

zor bir dönem geçirmeniz mümkündür şeyler kendi işinizi yürütürken her zaman kolay değil

running your own business unstable very similar to turbulent and stable things

istikrarsız çalkantılıya çok benzer ve istikrarlı şeyler her zaman

are always changing sometimes they go up and sometimes they come down very

değişiyor bazen yükselir bazen düşer çok

unstable you don't really know what's going to happen next

istikrarsız sonra ne olacağını gerçekten bilmiyorsunuz

no one knows bumpy something that is bumpy you can describe

kimse inişli çıkışlı bir şey bilmiyor inişli çıkışlı

the economy as being bumpy so again you don't really know what is going to

ekonomiyi inişli çıkışlı olarak tanımlayabilirsiniz, bu yüzden yine ne olacağını gerçekten bilmiyorsunuz,

happen next things are very uncertain you don't know

sonraki şeyler çok belirsiz,

what lies ahead in the future and finally I'm sure you're very pleased to

gelecekte sizi neyin beklediğini bilmiyorsunuz ve sonunda eminim ki bundan çok memnunsunuzdur.

see this secured so if your business is secure it means it is safe so maybe you

bunu güvence altına alın, böylece işiniz güvendeyse, bu güvenli demektir, bu nedenle belki de

will be in business for many years to come because you are having a lot of

uzun yıllar bu işte olacaksınız çünkü çok fazla başarı elde ediyorsunuz,

success you have a very secure future so if something is secure it means it is

çok güvenli bir geleceğiniz var, yani bir şey güvenliyse, kilitli olduğu anlamına gelir Farklı iş türleri

locked in place it is certain your business is secure when we talk about

hakkında konuştuğumuzda işinizin güvende olduğu kesindir,

different types of business we often talk of trade trade so trade is just the

genellikle ticaretten bahsederiz, bu nedenle ticaret sadece

action of buying and selling you trade you exchange one thing for another

alıp satma eylemidir, ticaret bir şeyi başka bir şeyle değiştirirsiniz,

you exchange one thing for another you've trade so quite often when we

bir şeyi başka bir şeyle değiştirirsiniz çok sık ticaret yapıyoruz

trade in business we will trade a product or a

iş ticaretinde bir ürün veya

service for money I give you the service and you give me the money

hizmeti para karşılığında takas edeceğiz ben size hizmeti veriyorum ve siz bana parayı verin

trade trade you might want to put some money into a business quite often you

ticaret ticaret bir işe biraz para yatırmak isteyebilirsiniz oldukça sık olarak

will need someone to give you money to help your business start you need to

verecek birine ihtiyacınız olacak işinizin başlamasına yardımcı olacak paranız yatırım yapmanız gerekir,

invest so to invest is to put money in you put money in you put money into a

bu nedenle yatırım yapmak para koymaktır, siz para koyduğunuz bir

business you get other people to put money into your business you want them

işe para koyarsınız başkalarının işinize para koymasını sağlarsınız onların yatırım yapmasını istersiniz

to invest so invest is to put in you put in you give your time you give your

yani yatırım yapmaktır koyarsın zamanını verirsin

money so in business quite often you will invest money and when you do you

paranı verirsin bu yüzden iş hayatında oldukça sık para yatırırsın ve bunu yaptığında

will buy stock so when we invest money quite often we will be given stock so

hisse senedi alırsın bu yüzden biz oldukça sık para yatırdığımızda bize hisse senedi verilir yani

the stock refers to pieces of the company pieces of the company or maybe

hisse senedi şirket parçaları anlamına gelir şirketin hissesi veya belki bir şeye

money that you have invested in something and of course we are talking

yatırdığınız para ve tabii ki

of shares as well so quite often we will hear stocks and shares used together so

hisselerden de bahsediyoruz, bu yüzden oldukça sık hisse senetleri ve hisse senetlerinin birlikte kullanıldığını duyacağız, bu nedenle

the share of a company is something that you have bought a part of you've bought

bir şirketin hissesi, sizin bir parçanızı satın aldığınız bir şeydir'

a part of a company maybe many years ago you bought shares in Apple in which case

Belki yıllar önce bir şirketin bir parçasını satın aldınız, Apple'da hisse satın aldınız, bu durumda

you must be very happy now shares parts of a company that are normally sold and

şu anda çok mutlu olmalısınız, bir şirketin normalde alınıp satılan parçalarını paylaşıyorsunuz,

bought there are many different types of business of course retail did you know

pek çok farklı iş türü var elbette perakende

that retail is virtually the most common and popular type of business especially

bunu biliyor muydunuz? perakende, özellikle Birleşik Krallık'ta neredeyse en yaygın ve popüler iş türüdür,

in the UK many people over the past 10 or 15 years

son 10 veya 15 yılda birçok kişi

have launched and created their own retail business so when we talk about

kendi perakende işini kurdu ve kurdu, bu nedenle perakende hakkında konuştuğumuzda,

retail we talk about shops supermarkets things that are selling items normally

mağazalar, süpermarketler, normalde ürün satan şeyler hakkında konuşuyoruz.

in a shop or quite often online these days because we have big companies like

bir mağaza veya oldukça sık çevrimiçi çünkü Amazon gibi büyük şirketlerimiz var

Amazon many others as well retail retail is probably the largest

ve diğerleri de perakende perakende muhtemelen bu ülkedeki en büyük

area of business certainly in this country so quite often the economy of a

iş alanıdır, bu nedenle çoğu zaman bir

country can can rely heavily on this area of business the retail sector or

ülke ekonomisi bu iş alanına büyük ölçüde güvenebilir. perakende sektörü veya

retail shops businesses selling things quite often to the general public so

perakende mağazaları genel halka oldukça sık bir şeyler satan işletmeler, bu nedenle

this is a really big area of business there are many people every day setting

bu gerçekten büyük bir iş alanıdır, her gün birçok insan

up their own retail businesses quite often working from home services another

kendi perakende işlerini kurar, hizmetlerden bahsederken genellikle evden hizmetlerden başka bir

area of business when we talk about services or the service industry that is

iş alanında çalışır veya hizmet endüstrisi,

anything that is offering assistance any type of assistance

herhangi bir tür yardım sunan herhangi bir şey,

so services is a very general term it's a type of business that is offering help

bu nedenle hizmetler çok genel bir terimdir, belirli bir şeyle ilgili yardım veya bir tür yardım sunan bir iş türüdür,

or some sort of assistance with a particular thing services finally if you

nihayet, eğer böyle bir

have to do something that is very complicated you might go to a business

şey yapmanız gerekiyorsa hizmetler çok karmaşık

or a company that can help you do that thing and the word we use is logistics

o şeyi yapmanıza yardımcı olabilecek bir işletmeye veya şirkete gidebilirsiniz ve kullandığımız kelime lojistik'tir.

another big area of business nowadays there are many companies that now deal

in logistics and that means doing something very complex something that

needs a lot of people and a lot of people in different places to get one

bir şeyi halletmek için farklı yerlerde birçok insan ve birçok insan,

thing done for example delivering your food to the

örneğin yemeğinizi süpermarkete teslim etmek için çok ama çok sayıda insana

supermarket you need lots and lots of people working lots of people packing

ihtiyacınız var, çalışan çok sayıda insan, paketleyen

lots of people putting the goods into the lorries then you need people driving

çok sayıda insan, malları kamyonlara yüklemek, o zaman insanlara ihtiyacınız var.

the lorries or the tricks so logistics is a very big area of business and it

kamyonları sürmek veya hile yapmak, bu nedenle lojistik çok büyük bir iş alanıdır ve bu,

means getting something complicated or complex done

karmaşık veya karmaşık bir şeyi halletmek anlamına gelir,

there are many logistics companies around the world now many that was a big

artık dünyanın dört bir yanında birçok lojistik şirketi var, bu büyük bir

lesson I have to be honest with you finally one last phrase before I go if

dersti, size karşı dürüst olmam gerekiyor, sonunda son bir cümle gitmeden önce eğer

your business is doing badly and then you find out that lots of other

işiniz kötü gidiyorsa ve sonra sizinle

businesses who are doing the same thing as you are also doing badly it might

aynı şeyi yapan diğer birçok işletmenin de kötü durumda olduğunu öğrenirseniz bu, pazarın

mean that the bottom has fallen out of the market this is a great phrase that

dibinin düştüğü anlamına gelebilir, bu sizin için harika bir sözdür.

you might hear use so when people say that the bottom has fallen out of the

kullanım duyulabilir, bu nedenle insanlar dip dibinin piyasadan düştüğünü söylediğinde,

market it means that particular thing is no longer required people are not buying

bu belirli bir şeyin artık gerekli olmadığı anlamına gelir, insanlar

that thing anymore so maybe you are selling a product that

artık o şeyi almıyorlar, bu nedenle belki de

for a short time was very popular many people bought it but then suddenly they

kısa bir süre için çok popüler olan bir ürünü satıyorsunuz birçok kişi satın aldı ama sonra birdenbire

stopped buying it and because of that your business starts to lose money we

satın almayı bıraktılar ve bu nedenle işletmeniz para kaybetmeye başlıyor,

can say that the bottom has fallen out of the market so that area that type of

dibinin piyasadan düştüğünü söyleyebiliriz, bu nedenle bu tür bir

business is no longer wanted or needed the bottom is fallen out of that market

iş artık istenmiyor veya ihtiyaç duyulmuyor. pazar bu kadar bu kadar hepsi bu kadar

that is it that is it that is it that is it that is all today I hope you've

bugün umarım

enjoyed this something a little different because we are going to get

biraz farklı bir şey beğenmişsinizdir çünkü

into the festive mood over the next few days as Christmas approaches I will be

önümüzdeki birkaç gün içinde Noel yaklaşırken şenlik havasına gireceğiz

back with you on Sun I'm here live on Sunday from 2 p.m. UK

geri döneceğim Pazar günü saat 14:00'ten itibaren sizlerle canlı yayındayım. Birleşik Krallık

time just before I go of course I have something else to show you I haven't

zamanı gitmeden hemen önce elbette size gösterecek başka bir şeyim var

forgotten don't worry so here is something else that I want to

unutmadım merak etmeyin işte gitmeden önce size hızlıca göstermek istediğim başka bir şey daha var

show you very quickly before I go because a lot of people have asked about

çünkü birçok kişi kitaplar hakkında sorular sordu

books mr. Duncan can you please show us some books some textbooks so I'm going

bayım. . Duncan lütfen bize biraz kitap biraz ders kitabı gösterebilir misin, bu yüzden

to do that right now for you there are many textbooks available there are many

senin için bunu şimdi yapacağım birçok ders kitabı var birçok

different types of English textbooks so we are talking about business English

farklı türde İngilizce ders kitabı var bu yüzden iş İngilizcesi

textbooks so I'm not going to recommend anything today I'm just going to show

ders kitaplarından bahsediyoruz bu yüzden gitmeyeceğim bugün size mevcut olanlardan bazılarını göstereceğim,

you what is available so these are some some useful books one of the most useful

bu yüzden bunlar bazı yararlı kitaplar,

books as far as I'm concerned is an English dictionary if you are studying

bana göre en yararlı kitaplardan biri bir İngilizce sözlük, eğer

business English then you will need something that refers to words that are

iş İngilizcesi okuyorsanız, o zaman ihtiyacınız olan bir şeye ihtiyacınız olacak. iş İngilizcesinde kullanılan kelimelere atıfta bulunur,

used in business English so here is a good example of one of them you have the

işte bunlardan birine iyi bir örnek,

Cambridge business English dictionary published by Cambridge Press so this is

Cambridge Press tarafından yayınlanan Cambridge iş İngilizcesi sözlüğüne sahipsiniz, bu yüzden bu,

something that you could keep nearby whilst you are studying your business

English either at college or at home so always have a business English

ister kolejde ister üniversitede iş İngilizcesi okurken yanınızda bulundurabileceğiniz bir şeydir. evde her zaman bir iş İngilizcesi

dictionary nearby always have one to hand because you never know it might

sözlüğü bulundurun, her zaman elinizin altında bir tane bulundurun çünkü bunun çok yararlı olabileceğini asla bilemezsiniz,

come in very useful indeed

also we have another one here English for everyone this is a book published by

ayrıca burada bir tane daha var.

DK and it gives you lots of simple very useful ways of expressing English in

İngilizceyi iş İngilizcesinde ifade etmenin yararlı yolları

business English so business English also refers to specialised areas of

bu nedenle iş İngilizcesi aynı zamanda İngilizcenin özel alanlarına atıfta bulunur,

English but also everyday English as well so another useful book that might

aynı zamanda günlük İngilizceye de atıfta bulunur, bu nedenle kullanışlı olabilecek başka bir yararlı kitap

come in handy might be very useful so there are many books that you can use

çok yararlı olabilir, bu nedenle mesleki İngilizceyi kullanımda kullanabileceğiniz birçok kitap vardır.

professional English in use refers to lots of different areas of business and

birçok farklı iş alanını ifade eder ve

again these are specialist books you can see two examples there on the screen

yine bunlar uzmanlık kitaplarıdır, şu anda ekranda iki örnek görebilirsiniz

right now medicine so maybe words and terms that are used

tıp yani belki tıp mesleğinde kullanılan kelime ve terimler

in the medical profession and also you can see law as well so again a very

ve ayrıca hukuku da görebilirsiniz yani yine çok

useful type of book so I'm not recommending these books these are

faydalı kitap türü bu yüzden bu kitapları tavsiye etmiyorum bunlar

available they are they are useful and there are of course many other books

mevcut, faydalılar ve tabii ki

available as well

once again from Cambridge press you have intermediate business vocabulary so this

bir kez daha Cambridge matbaasından temin edilebilen başka birçok kitap da var, orta düzeyde ticari kelime dağarcığınız var, bu yüzden bu

is something that is useful for everyday English and everyday learning most of

her gün için yararlı bir şey İngilizce ve günlük öğrenme

these books can be found on Amazon but you might find that there is someone

bu kitapların çoğu Amazon'da bulunabilir, ancak

selling these books in your own country maybe online or maybe you can go into

kendi ülkenizde bu kitapları satan birini bulabilirsiniz, belki çevrimiçi olabilir veya

town and buy one from your local bookshop that sounds like a nice idea

şehre gidip yerel kitapçınızdan bir kitap satın alabilirsiniz, bu kulağa hoş bir fikir gibi gelebilir.

the Oxford business English Dictionary as you know I do like Oxford press

Oxford İş İngilizcesi Sözlüğü bildiğiniz gibi Oxford Press'i seviyorum

I like their dictionaries and also their textbooks as well and here is another

Sözlüklerini ve ayrıca ders kitaplarını da seviyorum ve işte başka

one Oxford business English Dictionary if you are studying business English I

bir Oxford İş İngilizcesi Sözlüğü Eğer iş İngilizcesi okuyorsanız

would always always suggest having a business english dictionary nearby to

her zaman yakınlarda bir iş İngilizcesi sözlüğü olmasını öneririm

refer to so always have an English dictionary

her zaman bir İngilizce sözlüğünüz olsun,

so Cambridge Press do them and so does Oxford as well two very good sources of

bu yüzden Cambridge Press bunları yapar ve Oxford da yapar, iki çok iyi

English information

İngilizce bilgi kaynağı

and then Oxford also produce a pocket dictionary that you can carry around in

ve ardından Oxford ayrıca

your bag or in your jacket pocket so you never know when you will need to refer

çantanızda veya ceket cebinizde taşıyabileceğiniz bir cep sözlüğü üretir, böylece asla Bu İngilizce kelimelere ne zaman başvurmanız gerekeceğini bilin,

to those English words so maybe having a pocket dictionary nearby could could

böylece belki yakınlarda bir cep sözlüğüne sahip olmak gerçekten

prove to be very useful indeed

çok yararlı olabilir

and finally we have another selection of useful books and these are all referring

ve sonunda başka bir yararlı kitap seçkimiz var ve bunların hepsi

to different parts of business so you can see there on your screen you have

işin farklı bölümlerine atıfta bulunuyor, böylece orada görebilirsiniz. ekranınızda

accounting customer care Human Resources the automobile industry also aviation

muhasebe var müşteri hizmetleri İnsan Kaynakları otomobil endüstrisi ayrıca havacılık yani

which concerns flying and the people who serve you on the planes are the cabin

uçmakla ilgili ve uçaklarda size hizmet veren insanlar kabin

crew so again these books contain lots of useful words lots of key words that

ekibi yani yine bu kitaplarda pek çok faydalı kelime var, bu kitaplarda kullanılan birçok anahtar kelime var.

are used in those particular fields so I hope they were useful to you and I hope

alanlar bu yüzden umarım sizin için yararlı olmuştur ve umarım

you will benefit somehow from them

bir şekilde onlardan faydalanırsınız bu kesinlikle bu kadar

that's it that's definitely it thank you very much for your company today so

there are some useful books I'm often asked to talk about business English and

also to talk about some useful books that they can buy or you can buy to help

you with your business English studies and there they are

İş İngilizcesi çalışmalarınızda size yardımcı olmak için satın alabilecekleri veya sizin satın alabileceğiniz bazı faydalı kitaplardan bahsedin ve işte oradalar,

so you can find them online but my suggestion here's a suggestion if you

onları çevrimiçi olarak bulabilirsiniz, ancak benim önerim,

have a local bookshop near where you live and they sell lots of education

yaşadığınız yerin yakınında yerel bir kitapçı varsa ve bunları satıyorsa, işte bir öneri. pek çok eğitim

textbooks maybe you could go there instead so instead of buying it on the

kitabı belki oraya gidebilir, böylece internetten satın almak yerine

Internet you could go in person and buy something

şahsen gidip kişisel olarak bir şeyler satın alabilir

personally and also help one of your local businesses at the same time thanks

ve aynı zamanda yerel işletmenizden birine yardımcı olabilirsiniz,

a lot for your help today I hope it's been useful it's been a long one I am

yardımınız için çok teşekkürler bugün umarım öyle olmuştur işe yaradı uzun zaman oldu

back on Sunday and we are going to have a little bit of fun on Sunday mr. Steve

pazar günü geri döndüm ve pazar günü biraz eğleneceğiz efendim. Steve, biz Noel'in gelişine

will be joining me live as we prepare for the arrival of Christmas which will

hazırlanırken canlı olarak bana katılacak,

be next Wednesday next Wednesday I suppose the big question is will I be

önümüzdeki Çarşamba gelecek Çarşamba olacak. Sanırım asıl soru şu ki,

with you live on Wednesday because it will be Christmas Day I'm not sure at

Çarşamba günü canlı yayında sizinle birlikte olacak mıyım çünkü Noel Günü olacak, şu anda emin değilim

the moment however I will definitely be with you on

ancak

Sunday from 2:00 p.m. UK time thank you very much for your company today I hope

Pazar günü saat 14:00'ten itibaren mutlaka yanınızdayım. İngiltere zamanı, bugün şirketiniz için çok teşekkür ederim, umarım

it's been interesting Thank You Palmero I have a special portfolio for learning

ilginç olmuştur Teşekkürler Palmero, iş İngilizcesi öğrenmek için özel bir portföyüm var

English about business but I do not use it because it is boring I constantly

ama sıkıcı olduğu için kullanmıyorum, sürekli

read The Economist a very good magazine and in that magazine there is always

The Economist'i çok iyi bir dergi okuyorum ve bunda dergi işle ilgili her zaman

useful terms and words connected to business thank you very much thank you

yararlı terimler ve kelimeler vardır teşekkür ederim çok teşekkür ederim

grace thank you Noemi Thank You Erik thank you

zarafet teşekkür ederim Noemi Teşekkür ederim Erik teşekkür ederim

also too highly thank you too who else shall I say goodbye to before I

ayrıca çok çok teşekkür ederim ben de gitmeden önce başka kime veda edeyim

go neo see you later neo thank you Marella

neo sonra görüşürüz neo teşekkür ederim Marella tüm bunlar için

thank you Eric all this if this information by the way

teşekkür ederim Eric, bu arada bu bilgi

is available later you can watch this livestream all over again if you want

mevcutsa daha sonra bu canlı yayını tekrar izleyebilirsiniz, isterseniz

it's okay and later there will be captions as

sorun olmaz ve daha sonra canlı yayında izlemediyseniz diye altyazılar da olacak

well just in case you haven't watched them on the live stream

this is mr. Duncan in the birthplace of English saying thanks for joining me

bu Bay. İngilizcenin doğum yerindeki Duncan, bugün bana katıldığınız için teşekkür ediyor,

today see you on sunday christmas is just around the corner are you excited I hope so

pazar günü görüşürüz noel köşeyi dönünce heyecanlı mısınız umarım öyledir

and of course you know what's coming next yes you do

ve tabii sırada ne olacağını biliyorsunuz evet

ta ta for now 8-)

şimdilik ta ta yapacaksınız 8-)