SUPER Moon idioms - English Addict eXtra - Wednesday 26th May 2021 - LIVE from England

Here we are oh look there is the view now out of the window it's looking well it's not

İşte buradayız ah bak şimdi pencereden dışarıdaki manzara iyi görünüyor

sunny it's not raining it is a little bit windy and very cloudy but it's not too cold

güneşli değil yağmur yağmıyor biraz rüzgarlı ve çok bulutlu ama çok soğuk değil o

so i suppose there is some good news hello everyone here we go again yes it's another

yüzden sanırım güzel haberler var herkese merhabalar gidiyoruz yine evet, başka bir

english addict extra live from the birthplace of the english language which just happens

ingilizce bağımlısı, ingilizcenin doğduğu yerden ekstra canlı, ki bu da evet haklısınız

to be

yes you are right

england

ingiltere merhaba

hi everybody this is mr duncan in england how are you today are you okay i hope so are

millet ben ingiltere'den bay duncan bugün nasılsınız iyi misiniz umarım

you happy i hope you are feeling happy thank you very much for clicking on me today it's

mutlusunuzdur umarım öylesinizdir mutlu hissediyorum bugün beni tıkladığınız için çok teşekkür ederim sizi

very nice to see you here my name is mr duncan there is my name i talk about the english

burada görmek çok güzel benim adım bay duncan işte benim adım ingilizce hakkında konuşuyorum

language i have been doing this forever such a long time many many years ago when the internet

bunu çok uzun zamandır yapıyorum çok uzun yıllar önce internet olduğunda

was very young in fact there were only five people on the internet when i started doing

çok gençti aslında bunu yapmaya başladığımda internette sadece beş kişi vardı

this only five people there was myself there was a man that lived down the road from me

sadece beş kişi vardı ben yanımda bir adam yaşıyordu

and there was my next-door neighbour's cat so not many people really were using the internet

ve yan komşumun kedisi vardı yani çok fazla insan yoktu gerçekten interneti kullanarak

when i started doing this here on youtube right here in this little box you are looking

bunu burada youtube'da yapmaya başladığımda tam burada baktığınız bu küçük kutuda

at i hope you're feeling good today yes we are here again it is an extra english addict

umarım bugün iyi hissediyorsunuzdur evet yine buradayız fazladan bir ingilizce bağımlısı

so this is a little bit more than we normally have normally i'm with you on sunday but of

yani bu normalden biraz daha fazla var normalde pazar günü sizlerleyim ama

course you can also have a little slice of english addict on wednesday as well yes we

tabii ki çarşamba günü de biraz ingilizce bağımlısı yiyebilirsiniz evet bizde

have can you believe it we have managed almost to make it to the halfway point of the week

inanabiliyor musunuz neredeyse haftanın yarısına gelmeyi başardık

yes once more we have reached it is not the start of the week it is not the end of the

evet bir kez daha ulaştık hafta başı değil hafta sonu değil

week we have reached the middle of the week yes it's

hafta ortasına geldik evet bugün

wednesday

çarşamba

we are back together again nice to see you all here today

tekrar birlikteyiz hepinizi burada görmek güzel bugün

i assume you are there because i can't really see you you see so all i can do is imagine

orada olduğunuzu varsayıyorum çünkü yapabilirim Seni gerçekten görüyorum, görüyorsun, bu yüzden tek yapabileceğim

that you are all sitting there now watching me that's that that that is the best i can

hepinizin orada oturup beni izlediğinizi hayal etmek, yapabileceğimin en iyisi bu, size karşı dürüst olmak gerekirse bundan

do i can't see anything any more clearly than that to be honest with you hello to the live

daha net bir şey göremiyorum merhaba canlı

chat we have lots of things to talk about today lots of stuff stuff i like that word

sohbete bugün konuşacak çok şeyimiz var bir sürü şey bu kelimeyi seviyorum

stuff things so when we talk about stuff we are talking about things maybe different subjects

şeyler yani şeyler hakkında konuştuğumuzda belki farklı konulardan bahsediyoruz

maybe lots of things we are talking about in a certain period of time we are talking

belki de belirli bir dönemde konuştuğumuz birçok şeyden zaman

about stuff things the things that belong to you can also be stuff s t u f f stuff things

eşyadan bahsediyoruz şeyler sana ait olan şeyler de eşya olabilir t u f f eşya şeyler

the things you have around you the things you own it is your stuff your things more

çevrendeki şeyler sahip olduğun şeyler senin eşyaların senin eşyaların daha

of that coming up later on oh did you see the big moon we had a super moon during the

sonra gelecek oh büyük ayı gördün mü gece bir süper ay geçirdik,

night i don't know if you saw it but today we will be looking at some phrases some fun

gördünüz mü bilmiyorum ama bugün biraz sonra bununla ilgili bazı ifadelere bakacağız bazı eğlenceli

phrases connected to this very thing a little bit later on we will be looking at some moon

ifadelere bakacağız

idioms on today's live stream also we have some strange english words coming your way

bugünün canlı yayınında bazı ay deyimlerine bakacağız akış ayrıca yolunuza çıkan bazı garip ingilizce kelimeler de var,

as well what else are we doing today we are looking at words connected to top bottom and

bugün başka neler yapıyoruz, üst alt ve yan ile bağlantılı kelimelere bakıyoruz,

side so we are looking at the ways in which we can use those words the word top bottom

bu yüzden bu kelimeleri, üst alt

and side and there are many ways many phrases that exist in the english language which refer

ve yan kelimelerini nasıl kullanabileceğimize bakıyoruz. ve ingilizcede

to things that are top or at the bottom or at the side and we will be looking at that

üstte, altta ya da yanda olan şeylere atıfta bulunan pek çok deyim vardır ve buna

later on as well we also have the mystery idiom shall we have the mystery idiom now

daha sonra bakacağız. deyim şimdi

can i first of all apologize for not giving you the answer to last week's mystery idiom

her şeyden önce size geçen haftaki yavaş koç olan gizemli deyimin cevabını veremediğim için özür dilerim

which was slow coach

today i promise i will give you the answer to this mystery idiom coming up right now

söz veriyorum bu gizemli deyimin cevabını hemen şimdi vereceğim size

something for you to think about something for you to think about it is today's mystery

düşünmeniz için bir şeyler düşünmeniz için bir şeyler bir düşünün bu günümüzün gizemli

idiom a well-known phrase in the english language all you have to do is tell me what it is it's

deyimi ingilizcede iyi bilinen bir deyim tek yapmanız gereken bana bunun ne olduğunu söylemek bu

as simple as that it's as easy as falling off a log

kadar basit bir kütükten düşmek kadar kolay

you see that's what we say we say if something is simple if something is easy it is as easy

görüyorsunuz işte biz böyle diyoruz bir şey söylüyorsak basit, eğer bir şey kolaysa,

as falling off a log we also have oh cat we have a special message coming up from one

bir kütükten düşmek kadar kolay, bizde de var ah kedi, izleyicilerimizden birinden özel bir mesaj geliyor aman

of our viewers oh my goodness we are now going live to one of our lovely viewers kitchens

tanrım, şimdi sevimli izleyicilerimizden birinin mutfağına canlı yayınla gidiyoruz.

where they are doing something very special hello mr duncan there there is my niece florencia

çok özel bir şey yapıyorum merhaba bay duncan orada yeğenim florencia

filming

çekim yapıyor

it's 11 o'clock and i am

saat 11 ve ben

with potato this is mashed potato bacon and onions and i am doing this and then i will

patatesle birlikteyim bu patates püresi ve soğan ve bunu yapıyorum ve sonra

boil this pasta and then we will eat it tata for now oh by the way my name is claudia claudia

bu makarnayı haşlayacağım ve sonra onu yiyeceğiz tata şimdilik ah bu arada benim adım claudia claudia

like a cloudy day like clouds in the sky claudia somebody calls me cloudy like a cloudy day

bulutlu bir gün gibi gökyüzündeki bulutlar gibi claudia biri bana bulutlu diyor şimdilik bulutlu bir gün gibi

for now

thank you claudia and a big hello to you as well look at that claudia now i keep calling

teşekkür ederim claudia ve sana da kocaman bir merhaba claudia'ya bak şimdi sürekli arıyorum

you claudia but apparently you are cloudier like the clouds in the sky thank you very

siz claudia ama görünüşe göre gökyüzündeki bulutlar gibi daha bulutlusunuz

much for your lovely message and can i just say the food that you were preparing there

güzel mesajınız için çok teşekkür ederim ve orada hazırladığınız yemeğin

looked quite nice pasta with with potato i've never heard of that before that is a very

oldukça güzel göründüğünü söyleyebilir miyim patatesli makarna daha önce hiç duymadım çok

unusual dish but as you know i love potato very much i really do like eating potato quite

sıra dışı bir yemek ama bildiğiniz gibi patatesi çok seviyorum patates yemeyi gerçekten çok seviyorum

a lot thank you claudia for your lovely message oh hello to the live chat we have lots of

güzel mesajınız için teşekkür ederim claudia canlı sohbete merhaba şimdiden

people already waiting to say hello we have oh

merhaba demek için bekleyen bir sürü insan var bir

once again picking up the gold medal for finger cooking he has the fastest finger on the internet

kez daha merhaba demek için bekliyoruz parmakla yemek pişirmek için altın madalyayı alıyor, internetteki en hızlı parmağa sahip,

congratulations to vitas guess what you are first once again on today's live chat

tebrikler vitas'ı tahmin edin bugünün canlı sohbetinde bir kez daha birincisiniz

please vitas tell us your secret how do you keep being first on the live chat i don't

lütfen vitas bize sırrınızı söyleyin, canlı sohbette nasıl birinci olmaya devam ediyorsunuz ben bilmiyorum

know how you keep doing it is it some sort of magic maybe you are busy just clicking

nasıl yaptığınızı biliyorum, bu bir çeşit sihir belki de yine de sadece farenizi tıklamakla meşgulsünüz,

your mouse anyway maybe you just sit there

belki

for 20 minutes just clicking your mouse without stopping i don't know how you do it but congratulations

20 dakika orada durmaksızın farenizi tıklamakla meşgulsünüz, nasıl yaptığınızı bilmiyorum ama

once again vitas a lot of people were trying today i could see you all suddenly appearing

bir kez daha tebrikler vitas a bugün bir çok insan deniyordu hepinizin aniden

on the live chat everyone frantically clicking their mouses but yes vitas was first once

canlı sohbette göründüğünü görebiliyordum herkes çılgınca farelerine tıklıyordu ama evet vitas bir kez

again congratulations to you also palmyra congratulations to you as well a lot of people

daha tebrikler seni ayrıca palmyra da seni tebrik ederim birçok insan da

are here also beatriz

burada ayrıca beatriz

hello waffee nice to see you back here today also we have ricardo naila hello to you watching

merhaba waffee nice bugün seni yeniden burada görmek için ayrıca ricardo naila'ya sahibiz cezayir'de izleyen sana merhaba

in algeria nice to see you as well also we have palmyra connell hello connell long time

seni de görmek güzel palmyra connell'e sahibiz merhaba connell uzun zamandır

no see it's been a long time since i've seen you here on the live chat hello connell nice

görüşmüyoruz seni burada canlı sohbette görmeyeli uzun zaman oldu merhaba connell

to see you back here again and i hope you are feeling good today english vibes now i

seni tekrar burada görmek güzel ve umarım bugün kendini iyi hissediyorsundur ingilizce hisler şimdi canlı

believe that you are a new person here on my live stream so it's nice to see you here

yayınımda burada yeni bir insan olduğuna inanıyorum bu yüzden seni burada görmek

as well we also have sandra gonzalez and also govinda hello govinda i hope i pronounce your

de güzel sandra gonzalez ve govinda da var merhaba govinda umarım

name right also we have marwa marwa mohammed is here as well also claudia hello cloud here

adını doğru söylerim ayrıca marwamız da var marwa mohammed de burada claudia da merhaba bulut burada

i still want to say claw dear so maybe from time to time i will still call you claudia

hala pençe demek istiyorum sevgili bu yüzden belki zaman zaman sana hala claudia diyeceğim

but thank you very much for your lovely video message very nice and your food looked lovely

ama ilgin için çok teşekkür ederim güzel video mesajı çok güzel ve yemeğin çok güzel görünüyordu

we also have mog mog hello mog mog jack darby hello jack darby i don't recognize your name

bizde de var mog mog merhaba mog mog jack darby merhaba jack darby adını tanımıyorum

is it your first time here on the live chat if it is let me know we also have oh louis

canlı sohbete ilk kez mi geliyorsun eğer öyleyse bizde de var haber ver oh louis

mendes is here today thank you for joining me again lewis nice to see you as well fernando

mendes bugün burada tekrar bana katıldığınız için teşekkür ederim lewis sizi de görmek güzel fernando

sherlock holmes sherlock holmes

sherlock holmes sherlock holmes

do we really have someone called sherlock holmes that is incredible i've just realized

gerçekten sherlock holmes diye birimiz var mı bu inanılmaz

we have a sherlock holmes here nice to see you apparently you've been unwell with coronavirus

koronavirüs hastasıydın,

well all i can say is i'm very glad to see that you are back here again i'm very pleased

tek söyleyebileceğim şey, tekrar burada olduğunu gördüğüme çok sevindim,

to see you here today welcome back also we have florence your skin looks much better

bugün seni burada gördüğüme çok sevindim, ayrıca floransa'dayız cildin bugün çok daha iyi görünüyor

today yes

it did it did cause a little bit of a panic last week because my skin was quite bad i

evet geçen hafta biraz paniğe neden oldu mu çünkü cildim oldukça kötüydü

don't know why sometimes my skin becomes very sensitive on my face however last sunday it

neden bazen cildim yüzümde çok hassas oluyor bilmiyorum ama geçen pazar iyiydi

was okay it what it looked perfect last sunday so it's not too bad today i have a little

geçen pazar mükemmel görünüyordu yani çok değil kötü bugün

bit of discoloration there but nothing serious but yes i think my skin looks a little bit

orada biraz renk değişikliği var ama ciddi bir şey yok ama evet bence cildim

better today thank goodness i was starting to get worried

bugün biraz daha iyi görünüyor

i i was a little worried because i thought maybe i would have to start wearing makeup

çok şükür endişelenmeye başlamıştım biraz endişelendim çünkü belki makyaj yapmaya başlamam gerektiğini düşündüm

and i never do i never wear makeup on my face ever hello also tacky valour thank you very

ve asla yüzüme makyaj yapmam asla merhaba ayrıca pejmürde yiğitlik çok teşekkür ederim

much break a leg oh i think that is in response to today's mystery idiom is it break a leg

bir bacağını kır oh sanırım bu günümüzün gizemli deyimine bir cevap

hmm here it is again the mystery idiom is it break a leg that is a very good guess but

bacak bu çok iyi bir tahmin ama

sadly it is not the correct answer i will give you the answer to today's mystery idiom

ne yazık ki doğru cevap değil bugünün gizemli deyiminin cevabını size

a little bit later on

biraz sonra vereceğim

we also have can i say hello to florence robessa who is now going okay well hopefully we will

see you later and we will find out what your son requires what does he want jimmy jimmy

siz daha sonra oğlunuzun neye ihtiyacı olduğunu öğreneceğiz o ne istiyor

from hong kong is here today did you see the big moon last night there was a big moon in

hong kong'dan jimmy jimmy bugün burada dün gece büyük ayı gördünüz mü gökyüzünde büyük bir ay vardı

the sky and believe it or not there are many phrases that we can use to to describe certain

ve ister inanın ister inanmayın birçok ifade var belirli

types of mood or maybe there are some expressions as well that can be used with the word moon

ruh hallerini tanımlamak için kullanabilir veya belki ay kelimesiyle birlikte kullanılabilecek bazı ifadeler de vardır. neredeyse her gece gökyüzünde gördüğümüz

moon phrases there are many phrases that we can use in english concerning that lovely

o güzel şeyle ilgili ingilizce olarak kullanabileceğimiz birçok ifade vardır

thing that we see in the sky almost every night not always because sometimes the moon

her zaman değil, çünkü bazen ay

will appear during the day so we don't always see the moon at night however there is nothing

gün boyunca görünür, bu yüzden geceleri her zaman ayı görmeyiz, ancak

more beautiful than a moonlit night especially if you are doing something romantic wow whenever

mehtaplı bir geceden daha güzel bir şey yoktur, özellikle romantik bir şey yapıyorsanız vay canına, ne zaman

we think of romance quite often we will think of maybe walking out on a moonlit night the

romantizmi düşünsek sık sık düşünürüz belki mehtaplı bir gecede dışarı çıkarken

moon is shining bright and we are feeling those wonderful emotions of love and passion

ay parlıyor ve biz o harika aşk ve tutku duygularını hissediyoruz

maybe i'm just wondering how many babies have actually come into this world because of because

belki de merak ediyorum kaç bebek bu yüzden bu dünyaya

of this because of the moon because they they the couple maybe got very romantic you see

ay yüzünden geldi çünkü onlar onlar çift belki ay yüzünden çok romantik oldular

because of the moon and because of this they ended up with a baby so there is a good excuse

ve bu yüzden bir bebek sahibi oldular bu yüzden hamile

a new excuse that you can have for getting pregnant you can say oh well i'm going to

kalmak için sahip olabileceğin yeni bir bahane var ah peki suçlayacağım diyebilirsin

blame the moon it is the moon's fault for me getting pregnant that's what i'm going

ay hamile kalmam ayın suçu benim suçlayacağım şey bu işte

to blame here we go then some phrases we can use the moon to show that we are happy overjoyed

başlıyoruz sonra ayı bazı ifadelerle mutlu olduğumuzu göstermek için kullanabiliriz

by something we feel happy about something or maybe very happy about something you can

say that you are over the moon to be over the moon to be happy and ecstatic oh i like

Ayın üzerinde olduğunu söyleyebilirsin, ayın üzerinde olmak, mutlu ve kendinden geçmiş olmak için oh

that word by the way ecstatic to feel ecstatic means to feel very happy or i suppose you

bu kelimeyi seviyorum bu arada kendinden geçmiş hissetmek çok mutlu hissetmek anlamına gelir ya da sanırım

could also say excited as well so you feel happy and excited you feel over the moon you

heyecanlı da diyebilirsin ki mutlu hissedebilirsin ve heyecanlısın ayın üstündesin

are over the moon because you've had some good news you feel happy overjoyed and ecstatic

you are over the moon here's another one and there is an interesting story behind this

particular phrase once in a blue moon have you ever heard of a blue moon a blue moon

mavi ay diye bir şey duydunuz mavi ay, aynı ay içinde

is what happens when you have two full moons in the same months so in one month normally

iki dolunay olduğunda meydana gelen şeydir, bu nedenle normalde bir ayda

you have one full moon however it is possible to have more than one full moon in the same

bir dolunay olur, ancak aynı ayda birden fazla dolunay olması da mümkündür.

month so the second full moon is often referred to as a blue moon although it is fair to say

ikinci dolunay genellikle mavi ay olarak anılır, ancak ayın mavi olmadığını söylemek adil olsa da,

that the the moon is not blue in colour it just means something that is unusual so often

if we have two full moons in the same month the second one is often referred to as a blue

aynı ayda iki dolunay yaşarsak, ikincisi genellikle olağandışı bir şey anlamına gelir. mavi ay olarak anılır

moon and also we can use this in a phrase to mean an unusual event something unusual

ve ayrıca bunu bir cümle içinde alışılmadık bir olay anlamında kullanabiliriz olağandışı bir şey

strange something that you don't see very often we can say that it happens once in a

alışılmadık bir şey çok sık görmediğiniz bir şey mavi ayda bir olur diyebiliriz

blue moon it does not happen very often it doesn't occur all the time it only happens

çok sık olmaz her zaman olmuyor sadece

sometimes you can also moon over something moon over something so you are doing this

bazen oluyor ayrıca bir şeyin üstünden geçebiliyorsun yani bu

thing it is being used as a verb if you moon over something it means you constantly want

şeyi yapıyorsun bu bir fiil olarak kullanılıyor eğer bir şeyin üstünden geçiyorsan bu sürekli bir şey istediğin anlamına geliyor

something maybe something from the past that you lost something that went away that you

belki geçmişten bir şey

no longer have but you still want it so you constantly think you constantly think of the

artık sahip olmadığın bir şeyi kaybettin ama yine de onu istiyorsun bu yüzden sürekli olarak

desire to have that particular thing you moon over something to constantly want something

o belirli şeye sahip olma arzusunu düşünüyorsun sürekli bir şey istemek için bir şeyin üzerine atlıyorsun

to oh dear

aman canım

this is where i start getting into trouble to moon someone if you moon someone it means

burası benim başımı belaya sokmaya başladığım yer birine ayılmak, birine ayılmak,

you show your bear bum you pull your trousers and your underwear down and you show your

ayı kıçını göstermek anlamına gelir, pantolonunu ve iç çamaşırını indirirsin ve

bare bottom to other people quite often on a friday night young men will go out and they

diğer insanlara çıplak poposunu gösterirsin, bir cuma gecesi genç erkekler dışarı çıkacak ve

will get a little bit drunk they will have too much alcohol and maybe they will show

biraz sarhoş olacaklar çok alkol alacaklar ve belki

their bottoms to people in the street or maybe whilst they are driving their car so maybe

sokaktaki insanlara popolarını gösterecekler ya da araba kullanırken belki

a person in the passenger seat might show their bottom out of the window and we call

yolcu koltuğundaki bir kişi camdan poposunu gösterecek ve biz

that mooning

buna

by the way please don't do that because there is a good chance that you will be arrested

bu arada aylaklık diyoruz. lütfen bunu yapma çünkü uygunsuz teşhir nedeniyle tutuklanma ihtimalin yüksek

for indecent exposure don't ask me how i know i just know and finally of all of the moon

phrases today to moonlight moonlight so again we are using this to show that a certain type

belirli bir türde bir

of thing or a certain type of action a thing that is being done to moonlight and this means

şeyin veya belirli bir eylemin ay ışığına yapıldığını gösterin ve bu,

to do extra work on the side or in secret so if you do something in secret maybe you

yandan veya gizlice fazladan iş yapmak anlamına gelir, bu nedenle gizli bir şey yaparsanız, belki de

are working when you should not be maybe you are earning some extra money without paying

çalışmamanız gereken zamanda çalışıyorsunuzdur. belki hiç vergi ödemeden fazladan para kazanıyorsun

any tax yes so you are moonlighting you moonlight you are doing extra work in secret without

evet bu yüzden ek iş yapıyorsun sen ek iş yapıyorsun diğer insanların haberi olmadan gizlice fazladan iş yapıyorsun

other people knowing and a lot of people do that you see a lot of people moon light as

ve birçok insan bunu yapıyor sen birçok insanı

a way of making extra money and quite often that money will be kept hidden and secret

fazladan kazanmanın bir yolu olarak ay ışığını görüyorsun para ve çoğu zaman bu para gizli ve gizli tutulur,

so they don't have to pay any tax so moonlighting it means to do extra work but you are doing

böylece herhangi bir vergi ödemek zorunda kalmazlar, bu yüzden ek iş yapmak fazladan iş yapmak anlamına gelir, ancak bunu

it in secret and there you have it some lovely moon words and expressions to celebrate today's

gizlice yapıyorsunuz ve orada kutlamak için bazı güzel ay sözcükleri ve ifadeler var. bugünün

lovely big moon that was in the sky early this morning to be honest with you i didn't

güzel büyük ayı bu sabah erken saatlerde gökyüzündeydi, size karşı dürüst olmak gerekirse,

see it myself because i was fast asleep in bed if i was honest with you i did not see

kendim görmedim çünkü yatakta mışıl mışıl uyuyordum, size karşı dürüst olursam hiç görmedim

it at all hello live chat nice to see so many people here hello colin colin hassam why are

merhaba canlı sohbet görmek güzel burada pek çok insan merhaba colin colin hassam neden

you so handsome my dear gentlemen are you talking to me i never consider myself handsome

bu kadar yakışıklısınız sevgili baylar benimle konuşuyorsunuz kendimi asla

i don't think of myself as good looking i'm just average a lot of people say that i look

yakışıklı olarak görmüyorum kendimi yakışıklı olarak düşünmüyorum sadece ortalamayım birçok insan benzediğimi söylüyor

like my mother

annem

some people say i behave like my mother

bazı insanlar annem gibi davrandığımı söylüyor

i won't say who says it but someone does hello anarita anarita it is nice to meet you here

bunu kimin söylediğini söylemeyeceğim ama biri diyor merhaba anarita anarita sizinle bugün burada tanışmak

today thank you very much for joining me once more hello also to oh mexico apparently colleen

çok güzel bana katıldığınız için çok teşekkür ederim bir kez daha oh mexico'ya merhaba görünüşe göre colleen

hassan is watching in mexico very good very nice hello also to mon laugh want oh i like

hassan meksika'da izlemek çok iyi çok güzel merhaba ayrıca pzt gülmek istiyorum oh bu arada

your name by the way mon or laugh want oh that's very nice thank you where are you watching

adınızı beğendim pzt veya gülmek istemek oh bu çok güzel teşekkür ederim şu anda nerede izliyorsunuz

at the moment please let me know hello also to leah lia litty hello to you as well and

lütfen bana da bildirin leah lia litty'ye de merhaba siz de ve

a big high back very nice hello also to nitram near tram is here as well welcome back nice

büyük bir sırt çok güzel merhaba ayrıca tramvay yakınındaki nitrama da burada tekrar hoş geldiniz

to see you all here today it is lovely to see you on this cloudy day ah so cloudier

hepinizi burada görmek güzel bugün sizi bu bulutlu günde görmek çok güzel ah çok bulutlu

it is it is quite cloudy here at the moment in england the cloud has gathered it is grey

burası oldukça bulutlu ingiltere'de bulut toplandığı an gridir

there is a little bit of blue sky a little bit if you look very closely in the middle

biraz mavi gökyüzü var ekranın ortasına çok yakından bakarsanız

of the screen you can you can see there is a little bit of blue the blue sky is trying

biraz mavi olduğunu görebilirsiniz mavi gökyüzü deniyor

to come through i'm waiting very patiently for the clouds to disappear and i'm really

gelmek için çok sabırla bulutların kaybolmasını bekliyorum ve gerçekten

hoping that we will have some nice weather apparently apparently the weather forecast

güzel bir hava göreceğimizi umuyorum görünüşe göre

here in england for the next few days it is going to start to get warm so it's going to

önümüzdeki birkaç gün burada İngiltere'de hava tahmini ısınmaya başlayacak bu yüzden belki

feel a little bit like summer maybe next week which is very exciting because of course next

önümüzdeki hafta biraz yaz gibi hissedeceğiz ki bu çok heyecan verici çünkü tabii ki önümüzdeki

week is the the beginning of june as well so we are now approaching what what many people

hafta aynı zamanda haziranın başı, bu yüzden şimdi birçok insanın

consider to be the summer month the month of sunshine the month of warm weather where

yaz ayı olarak gördüğü, güneşlenme ayı, güneşlenme ayı olarak gördüğü şeye yaklaşıyoruz. ılık hava,

everything is lovely so june is on its way june is just around the corner so i am rather

her şey çok güzel, bu yüzden haziran yolda, haziran yaklaşıyor, bu yüzden oldukça

excited about that hello willian mello hello willy and melo i don't recognize your name

heyecanlıyım merhaba willian mello merhaba willy ve melo, adınızı tanımıyorum,

is it your first time here today i have a feeling we might have a lot of people joining

bugün buraya ilk gelişiniz mi, içimde bir his var ilk kez katılan çok sayıda insan olabilir,

for the first time in which case thank you very much for dropping by very nice we are

bu durumda uğradığınız için çok teşekkür ederim çok güzel

going to take a look at one of my full english lessons as you may know or perhaps you don't

tam ingilizce derslerimden birine bir göz atacağız, belki biliyorsunuzdur belki de bilmiyorsunuzdur

know there are lots and lots of video lessons on my youtube channel over the past 15 years

son 15 yıldır youtube kanalımda çok sayıda video dersi var

i've been busy making video lessons and here coming up now is an example of one of those

video dersleri yapmakla meşguldüm ve işte şimdi bu derslerden birine bir örnek geliyor

lessons this is an excerpt from full english number 37 and then after this we will be back

bu tam ingilizce 37 sayısından bir alıntı ve bundan sonrası geri döneceğiz

we have strange english words we also have words related to things that are on the top

garip ingilizce kelimelerimiz var ayrıca üstte altta ve yanda olan şeylerle ilgili kelimelerimiz var

on the bottom and at the side don't go away do

gitme uzağa gitme

i like to think of myself as being a helpful chap i always try to give a helping hand whenever

kendimi yardımsever bir adam olarak düşünmeyi seviyorum her zaman vermeye çalışırım elimden geldiğince yardım eli uzatıyorum, bu yüzden

i can so today i will start with a useful tip for those planning to come to the uk my

bugün İngiltere'ye gelmeyi planlayanlar için faydalı bir tüyo ile başlayacağım.

tip for survival today is never accept a 50 pound note from anyone i'm not kidding if

Bugünkü hayatta kalma tavsiyem, kimseden asla 50 sterlinlik bir banknot kabul etmemek, size

you are ever offered a 50 pound note as payment or in change you must refuse it do not take

50 sterlin teklif edilirse şaka yapmıyorum. Senedi ödeme olarak veya bozuk para olarak reddetmelisiniz

the 50 pound note why i hear you ask the answer is simple because you will never get rid of

50 liralık seneti almayın neden diye sorduğunuzu duydum cevabı basit çünkü ondan asla kurtulamayacaksınız

it no one will accept a 50-pound note shops will not take them you will not be able to

kimse 50 liralık seneti kabul etmeyecek dükkanlar onları almayacak siz alacaksınız bozuk para alamamak,

get change for it no one knows what a real 50 pound note looks like people just assume

kimse gerçek bir 50 poundluk banknotun neye benzediğini bilemez, insanlar

they are all fake so just to reiterate don't accept a 50 pound note from anyone anywhere

hepsinin sahte olduğunu varsayarlar, bu yüzden tekrarlamak için, kimseden hiçbir zaman, hiçbir yerde 50 poundluk bir banknotu kabul etmeyin,

at any time hi everybody and welcome to another full english lesson let's get on with it shall

herkese merhaba ve bir başkasına hoş geldiniz. tam ingilizce dersi hadi devam edelim yapalım mı

we let's do it let's learn some more english right

yapalım mı şimdi biraz daha ingilizce öğrenelim

now

many people have asked me mr duncan what is the best way to speak english is it with an

birçok kişi bana bay duncan ingilizce konuşmanın en iyi yolunun ne olduğunu sordu

american accent or a british accent i think this is a very interesting question indeed

amerikan aksanıyla mı yoksa ingiliz aksanıyla mı bence bu bir gerçekten çok ilginç bir soru

and some might say that it is not easy to answer but my answer to this question is quite

ve bazıları cevaplamanın kolay olmadığını söyleyebilir ama benim bu soruya cevabım oldukça

simple you use the english you feel the most comfortable with you don't have to sound like

basit siz en rahat hissettiğiniz ingilizceyi kullanın konuşurken amerikalı gibi konuşmak zorunda değilsiniz

an american when you're speaking you don't have to sound like a british person when you're

konuşurken bir ingiliz gibi konuşmana gerek yok

speaking as long as you feel comfortable with the way you use english that is the most important

ingilizceyi kullanma şeklinle kendini rahat hissettiğin sürece bu en önemli

thing of all of course it's also important that the other person understands what you

şey tabii ki diğer kişinin senin ne

are saying as well so don't worry too much about sounding like somebody else don't punish

söylediğini anlaması da önemli peki o halde başka biri gibi görünmek konusunda fazla endişelenme başka birinin konuşma tarzını

yourself by trying to copy someone else's way of speaking what you have to do is develop

kopyalamaya çalışarak kendini cezalandırma yapman gereken

your own way of using english don't forget english is an emotional language it's a personal

kendi İngilizce kullanım tarzını geliştirmek ingilizcenin duygusal bir dil olduğunu unutma kişisel bir

language it's a language that you use to express the way you feel so don't worry about sounding

dil, hissettiklerinizi ifade etmek için kullandığınız bir dildir, bu yüzden başka

like somebody else use english as you would your own language in your own way to express

biri gibi görünmek konusunda endişelenmeyin, İngilizce'yi kendi dilinizi kullanır gibi kullanın, hissettiklerinizi ifade etmek için kendi tarzınızda kullanın,

the way you feel so you don't have to sound like mr duncan you don't have to sound like

böylece zorunda kalmazsınız. Bay Duncan gibi konuşun

some american movie star you don't have to sound like anybody what you have to sound

Amerikalı bir film yıldızı gibi konuşmanıza gerek yok herhangi biri gibi konuşmanıza gerek yok ne gibi konuşmanız gerekiyor hiç

like

is you

have you ever been on a busman's holiday have you ever heard of this expression before well

bir otobüsçü tatiline gittiniz mi bu ifadeyi daha önce hiç duydunuz mu?

let me explain what it is a busman's holiday is an expression that describes a situation

busman tatili nedir açıklayayım,

where a person is doing something for relaxation that they would be normally doing in their

kişinin normalde mesleğinde yapacağı bir şeyi rahatlamak için yaptığı, yani bir şeyler yaparak

occupation that is to say they are trying to take a break away from their work by doing

işine ara vermeye çalıştığı durumu anlatan bir ifadedir.

something that relates to their actual job for example if i went away for a trip to london

gerçek işleriyle ilgili bir şey, örneğin video derslerine ara vermek için Londra'ya bir geziye gidersem

for a break away from making video lessons and whilst there i went to visit the youtube

ve oradayken

headquarters to talk to someone about video production then you might describe this as

video prodüksiyonu hakkında biriyle konuşmak için youtube merkezini ziyarete gidersem, bunu şöyle tanımlayabilirsiniz:

a busman's holiday i am doing something in my free time that relates to my actual job

busman bayramı boş zamanlarımda asıl işim ile ilgili bir şey yapıyorum

we can call anything related to a person's profession as a busman's holiday if the thing

bir kişinin mesleği ile ilgili her şeyi bir kişinin tatili olarak adlandırabiliriz eğer

in question can be connected to their normal occupation a doctor might visit a museum of

söz konusu şey normal mesleği ile ilişkilendirilebilirse bir doktor bir tıp müzesini ziyaret edebilir

medicine during a vacation a firefighter might have to put out a blaze at a hotel they are

bir tatil bir itfaiyeci kaldıkları bir otelde çıkan yangını söndürmek zorunda kalabilir geçimini sağlamak

staying at a person who drives the bus for a living might have to drive the family around

için otobüs kullanan bir kişi tatildeyken ailesini arabayla gezdirmek zorunda kalabilir bu nedenle

whilst on holiday hence the expression busman's holiday

busman'ın tatili ifadesi

i always like to introduce new words and phrases to you and today is no exception the phrase

her zaman yeni kelimeler tanıtmaktan hoşlanırım ve size ifadeler ve bugün bir istisna değil

i'm going to show you today refers to a certain item of clothing the phrase is old hat here

bugün size göstereceğim ifade belirli bir giysiye atıfta bulunuyor ifade eski şapka burada

you can see in my hand one of my old hats that i used to wear the phrase old hat means

görebilirsiniz elimde eski şapkalarımdan biri eskiden eski ifadesini giyerdim şapka çok sık veya çok uzun süre

to be obsolete or tired out by being done too often or for too long a thing that has

yapılarak modası geçmiş veya yorgun olmak anlamına gelir uzun bir süre

been said or done time and time again over a long period of time can be referred to as

boyunca defalarca söylenmiş veya yapılmış bir şey

old hat it has been done so many times before most people have become bored with it a tired

eski şapka olarak adlandırılabilir daha önce pek çok kez yapılmıştır çoğu insan bundan sıkıldı yorgun

and overdone thing is old hat this new superhero movie plot is so old hat an out-of-date thing

ve abartılı bir şey eski şapka bu yeni süper kahraman filmi konusu çok eski modası geçmiş bir şey

or something that is seen as old-fashioned can be described as old hat it is no longer

veya eski moda olarak görülen bir şey eski şapka olarak tanımlanabilir artık değil

fashionable it is boring it has been done too often for too long it is old hat the phrase

modaya uygun sıkıcı sıkıcı çok uzun süredir çok sık yapılmış eski şapka bu deyim bir

derives from the notion of something being worn too often such as an old hat to the point

şeyin çok sık giyilmesi fikrinden türemiştir örneğin eski bir şapka

where it looks tired and worn out it has been used for a very long time

yorgun ve yıpranmış görünecek noktaya kadar kullanılmıştır çok uzun zamandır

you know sometimes i i become so engrossed in the videos that i actually forgot forget

biliyorsun bazen kendimi videolara o kadar kaptırıyorum ki

that i'm actually doing a live stream and that's what was happening then i was i was

aslında canlı yayın yaptığımı unuttum ve olan buydu o sırada

watching that video i became so distracted by it i almost forgot that i was here live

o videoyu izliyordum dikkatim o kadar dağıldı ki neredeyse unutuyordum canlı yayında buradaydım

yes we are together again on wednesday it is english addict extra by the way if you

evet çarşamba günü yine beraberiz bu arada ingilizce bağımlısı fazladan bu arada

want to give me a little like if you want to say mr duncan we like what you are doing

bana biraz like atarsanız bay duncan yaptığınız şeyi seviyoruz demek istiyorsanız o

then please feel free you can give me a like if you want you can give me a little like

zaman lütfen çekinmeyin bana verebilirsiniz istersen bana biraz verebilirsin

you can put your thumb on the screen or if you want to do it underneath as well can you

başparmağını ekrana koyabilirsin ya da alttan da yapmak istersen

please do it give me a lovely thumbs up to show that you like what i'm doing the more

lütfen yapar mısın yaptığım şeyi beğendiğini göstermek için bana güzel bir başparmak yukarıya ver Bunlardan ne kadar çok

of these that i have then the more i can do this and the more people who will see these

sahip olursam, bunu o kadar çok yapabilirim ve bu

video lessons as well so that's the reason why likes are very important they are they

video dersleri de o kadar çok insan görecek, bu yüzden beğeniler çok önemli çünkü onlar

are very important because these will help me to be noticed on youtube and as i always

çok önemli çünkü bunlar fark edilmeme yardımcı olacak youtube ve her zaman

say i am the best kept secret on youtube which basically means that youtube never really

söylediğim gibi ben youtube'da en iyi saklanan sır benim

shows me to anyone i don't know why they they like to keep me a secret so if you are here

now watching this congratulations you are in a very special place you are a very privileged

çok özel bir yerde çok ayrıcalıklı bir

person because you are here now and it not many people are able to find me even my own

insansın çünkü artık buradasın ve pek çok kişi beni bulamıyor kendi

subscribers sometimes find it hard to find me i don't know why i really don't coming

abonelerim bile bazen beni bulmakta zorlanıyor neden gerçekten bilmiyorum

up in a few moments we do have some strange english words it is true that the english

birkaç dakika içinde bazı garip ingilizce kelimelerimiz var,

language is very weird very strange and today we are going to take a look at some of those

ingilizcenin çok garip çok garip olduğu doğru ve bugün bu kelimelerden bazılarına bir göz atacağız

words i had a lovely response last week to one of my videos and also my live stream that

geçen hafta videolarımdan birine çok hoş bir yanıt aldım ve ayrıca

i did last week when i was outside and i thought i couldn't resist showing once again the short

geçen hafta dışarıdayken yaptığım canlı yayınım ve

video of all of those lovely sheep and all of those cute little lambs that are now gathered

tüm o sevimli koyunların ve şu anda toplanmış olan ve şu anda otlayan tüm o sevimli küçük kuzuların kısa videosunu bir kez daha göstermekten kendimi alamayacağımı düşündüm. evimin

they are grazing right now at the back

arkası

of my house

bye bye bye bye sheep bye bye lambs i hope you enjoyed that a little video that i filmed

güle güle koyun güle güle kuzular birkaç gün önce çektiğim küçük bir video umarım beğenmişsinizdir

a few days ago because now we have not only sheep but also lambs at the back of the house

çünkü artık evin arkasında sadece koyunlarımız değil kuzularımız da var

aren't they so cute and lovely i think so for those who are asking about the mystery

çok tatlı değiller mi ve güzel bence de gizemli

idiom here it is today's mystery idiom is on your screen now it is a well-known phrase

deyimi soranlara burada bugünün gizemli deyimi ekranınızda şimdi ingilizcede iyi bilinen bir deyim tek

in the english language all you have to do is let me know what it is the mystery idiom

yapmanız gereken gizemin ne olduğunu bana bildirmek deyim

and of course i will give you the answer a little bit later on as well we are looking

ve tabii ki cevabı biraz sonra vereceğim,

at lots of things today to do with the english language that is the reason why i am here

bugün burada olmamın sebebi ingilizce ile yapılacak birçok şeye bakıyoruz

and i think maybe that is also the reason why you are here as well hello also to anna

ve bence belki de sizin de sebebiniz budur. ben de buradayım anna'ya da merhaba

hello also to bulletproof boys lovers i i have a feeling that bulletproof boys might

kurşun geçirmez erkek severlere de merhaba ben kurşun geçirmez erkeklerin

be a group maybe a group of singers perhaps i'm not sure

bir grup olabileceğine dair bir his var içimde belki bir grup şarkıcı belki de emin değilim

vitesse says i have to leave now goodbye vitesse see you soon see you on sunday v tess i hope

vitesse şimdi gitmem gerektiğini söylüyor hoşçakal vitesse görüşürüz görüşürüz pazar günü v tess umarım

you have a good day today thank you also to zuzika nice to see you back here today as

bugün iyi bir gün geçirirsiniz zuzika'ya da teşekkür ederim bugün de sizi burada görmek güzel size en

well

i'm going to talk about one of my favorite subjects food i've noticed recently that i've

sevdiğim konulardan biri hakkında konuşacağım son zamanlarda fark ettiğim ve

started changing the way i eat now over the past few months i'm sure we've all done this

değişmeye başladığım yemek son birkaç aydır şu an yemek yeme şeklim eminim ki bunu

over the past few months we've all been eating maybe a little bit too much food because we've

son birkaç aydır hepimiz yaptık hepimiz belki biraz fazla yemek yiyoruz çünkü

been at home maybe in lockdown maybe you had no choice you had to stay at home because

evdeydik belki karantinadaydık belki siz başka seçeneğin yoktu evde kalmak zorundaydın çünkü

you were you were in isolation you were you were in quarantine so perhaps you were eating

sen tecritteydin karantinadaydın bu yüzden belki de

more food than you normally would and i was talking to steve last night about our our

normalde yediğinden daha fazla yemek yiyordun ve dün gece steve ile alışkanlıklarımız hakkında konuşuyordum

habits and there are certain things that we eat a lot of for example i don't know why

ve bazı şeyler var örneğin çok yemek yiyoruz neden bilmiyorum

but we seem to eat more bread than we did before we always seem to eat quite a lot of

ama eskiye göre daha çok ekmek yiyoruz sanki her zaman oldukça fazla

bread i don't know when it happened but i have noticed that our eating habits have changed

ekmek yiyoruz ne zaman oldu bilmiyorum ama yediğimizin farkına vardım alışkanlıklar çok değişti

quite a lot so what about you is there a certain type of food that you eat a lot is there a

peki ya siz çok yediğiniz belli bir yiyecek türü var mı ekmekten önce

certain type of food that you consume more than before bread and i think also we also

daha çok tükettiğiniz belirli bir yiyecek türü var mı ve bence biz de

eat more meat than we used to i don't know why but steve said this last night because

eskiye göre daha çok et yiyoruz i neden bilmiyorum ama steve bunu dün gece söyledi çünkü

last night we did have a meal with meat and we both agreed that recently we have been

dün gece etli bir yemek yedik ve ikimiz de son zamanlarda

eating more meat so it is strange i don't know if it has anything to do with lockdown

daha fazla et yediğimiz konusunda hemfikirdik bu yüzden bunun tecritle bir ilgisi olup olmadığını bilmiyorum

maybe not maybe it has nothing to do with it but we have noticed that over the past

belki değil belki alakası yok ama fark ettik ki son

few weeks our eating habits have changed one thing we haven't done yet we have not been

birkaç haftadır yeme alışkanlıklarımız değişti henüz yapmadığımız bir şey vardı

out to eat anywhere so we haven't been to a restaurant and we haven't been to a café

dışarıda yemek yemediğimiz için restorana gitmedik ve henüz bir kafeye gitmedik ama

not yet but next week of course because next week there is a public holiday next week and

tabii ki haftaya çünkü önümüzdeki hafta resmi tatil var ve

also mr steve is taking some time off from work we might actually go somewhere next week

ayrıca bay steve işten biraz izin alıyor haftaya gerçekten bir yere gidebiliriz

we might go maybe to wales and visit somewhere nice next week we're not sure at the moment

belki galler'e gidebiliriz ve önümüzdeki hafta güzel bir yeri ziyaret edeceğiz, şu anda emin değiliz

because of course it all depends on how good the weather is hopefully the weather will

çünkü tabii ki her şey havanın ne kadar iyi olduğuna bağlı umarım hava

be good next week if it isn't well there isn't much we can do about it really is there so

önümüzdeki hafta iyi olur eğer iyi değilse bu konuda yapabileceğimiz pek bir şey yok gerçekten var mı yani

there's no point worrying hello live chat hello we have sunshine hello sunshine to be

endişelenmenin bir anlamı yok merhaba canlı sohbet merhaba güneş ışığımız var merhaba güneş ışığı

honest with you i think i need a little bit of sunshine here today it is not cold but

size karşı dürüst olmak gerekirse sanırım biraz güneş ışığına ihtiyacım var bugün hava soğuk değil ama

it is also not warm today hopefully over the next few days it will start to get nice and

bugün de sıcak değil umarım önümüzdeki birkaç gün içinde hava güzel ve

warm hello tariq tariq astra hello tariq usta hello mr duncan this is my first time and

ısınmaya başlayacak merhaba tariq tariq astra merhaba tariq usta merhaba duncan bey bu benim türkiye'de ilk kez

i am watching you in turkey hello turkey i hope you're having a good day where you are

izliyorum merhaba türkiye umarım gününüz güzel geçiyordur bulunduğunuz yerde

i have been to your country not once but twice so i've been actually been to turkey in the

ülkenizi ziyaret ettim bir değil iki kere aslında türkiye'de bulundum geçmişte

past

a lot of people now chatting to each other which is always good one of the reasons why

bir çok insan birbiriyle sohbet ediyor ki bu her zaman iyidir

i love doing this is it gives everyone a chance to talk to each other mr duncan why did you

bunu yapmayı sevmemin nedenlerinden biri de herkese birbiriyle konuşma şansı vermesidir bayım duncan neden

change the name of your channel why did you change it to english addict well because many

kanal adını değiştirdin neden ingilizce bağımlısı olarak değiştirdin çünkü

of my live streams have this title english addict so that is one of the reasons why i

canlı yayınlarımın çoğunda bu başlık ingilizce bağımlısı bu yüzden

changed the name of my youtube channel hello to fatima 1991 nice to see you here as well

youtube kanalımın adını değiştirme sebeplerimden biri fatima merhaba 1991 seni de burada görmek güzel,

so what is the 1991 what is it is it your year of birth maybe i don't know we have some

peki 1991 nedir, doğum yılın nedir, belki bilmiyorum bazı

strange english words coming up i hope you are ready to write them down because the english

garip ingilizce kelimeler geliyor, umarım onları yazmaya hazırsındır çünkü

language is such a strange place it really is there are so many strange words that exist

ingilizce çok garip bir yer, gerçekten var olan pek çok garip kelime var,

so i thought we would have a look at some strange english words right now so here are

bu yüzden şu anda bazı garip ingilizce kelimelere bir göz atacağımızı düşündüm, bu yüzden

i think there are four or five maybe five or maybe six strange english words let's have

burada dört ya da beş belki beş ya da altı garip İngilizce kelime olduğunu düşünüyorum.

a look at the first one right now oh i like this word there it is cranky cranky the word

ilkine bak şimdi oh bu kelimeyi beğendim işte huysuz huysuz kelime

is used quite often in english and it is used as an adjective and it means eccentric or

ingilizcede oldukça sık kullanılıyor ve sıfat olarak kullanılıyor ve eksantrik ya da

strange so something unusual maybe a person who has strange habits or maybe their behaviour

garip anlamına geliyor bu yüzden alışılmadık bir şey belki garip alışkanlıkları olan bir kişi ya da belki davranışları

is a little unusual so a person can be a little cranky a little unusual a little odd i suppose

biraz sıradışı bu yüzden bir insan biraz huysuz olabilir biraz sıradışı biraz tuhaf sanırım

a good example would be doc brown from back to the future so you might describe him as

iyi bir örnek geçmişten geleceğe doc brown olabilir bu yüzden onu

a as a little bit cranky he's a cranky character because he's a little odd eccentric strange

biraz huysuz olarak tanımlayabilirsiniz o huysuz bir karakter çünkü o biraz tuhaf eksantrik garip

also a person who is bad tempered so quite often they become irritable or maybe a person

aynı zamanda huysuz bir insan o kadar sık ​​sinirlenirler veya belki sinirlenen bir kişi

who has become angry we can say that they are cranky they are bad tempered they are

huysuz olduklarını

in a bad mood you can say that they are acting in a cranky way they are a little cranky here's

söyleyebiliriz huysuzlar moralleri bozuk diyebilirsiniz huysuz davranıyorlar biraz huysuzlar işte ingiltere'de bu çarşamba öğleden sonra

another one another strange english word for this wednesday afternoon in england here's

için başka bir garip ingilizce kelime.

one that people often use when we are talking about the house market so buying a house selling

a house the word is gazump gazump now this does not sound like a real word but i can

şimdi bu gerçek bir kelime gibi gelmiyor ama

assure you it is a real word

sizi temin ederim ki gerçek bir kelime

and it is often used as a verb to outbid the buyer of a house whose offer has already been

ve genellikle teklifi zaten kabul edilmiş bir evin alıcısını daha yüksek teklif vermek için bir fiil olarak kullanılıyor

accepted now i will explain this if you buy a house quite often you will look for a property

şimdi bir ev satın alırsanız bunu açıklayacağım çoğu zaman

that someone else is selling however sometimes a person will agree on the price and then

başka birinin sattığı bir mülkü ararsınız, ancak bazen bir kişi fiyatta anlaşır ve sonra

that person will say okay i want that house and the seller will also say okay you can

o kişi tamam o evi istiyorum der ve satıcı da tamam

have the house but then someone else comes along and they offer more money they offer

evi alabilirsin der ama sonra başka biri gelir birlikte ve daha fazla para teklif ederler, daha

a larger amount of money and so the person who originally put their offer in lose the

büyük miktarda para teklif ederler ve bu nedenle, teklifini ilk olarak yapan kişi

house because another person has come along with more money and that particular action

evi kaybeder çünkü başka bir kişi daha fazla parayla gelir ve bu belirli eylem,

is described as gazumping if you gazump someone it means you pay a higher price for a house

gazumping olarak tanımlanır, eğer birini gazumlarsanız, bu sizsiniz demektir. bir başkasının size teklif ettiği bir ev için daha yüksek bir fiyat ödemek

that someone else has already made an offer on you gazump that person it is something

o kişiye gaz vermek

that is not very popular people do not like it when they are gazumped especially if the

pek popüler olmayan bir şeydir insanlar kendilerine gaz satılmasından hoşlanmazlar, özellikle de

house is the house that they've always wanted to live in i think so here's another one this

ev her zaman istedikleri evse içinde yaşamak bence işte başka bir kelime bu

is an interesting word we can use this as both an adjective and a noun anodyne anodyne

ilginç bir kelime bunu hem sıfat hem isim

is an english word and this particular word can be used as an adjective to mean something

olarak kullanabiliriz

that is dull or inoffensive so something that is safe dull maybe even boring something that

güvenli, donuk, hatta sıkıcı,

will not offend anyone can be described as anodyne and of course as a noun we can also

kimseyi gücendirmeyecek bir şey, anodin olarak tanımlanabilir ve elbette bir isim olarak,

mean a type of medicine which relieves pain so a type of medicine that a person might

ağrıyı dindiren bir ilaç türü, yani bir kişinin ağrıyı hafifletmek için alabileceği bir ilaç türü anlamına da gelebiliriz.

take to ease pain in their body that particular type of medicine can be described as anodyne

vücutları o belirli ilaç türü anodin olarak tanımlanabilir

but normally we often use it to mean something that is dull and inoffensive something that

ama normalde biz bunu genellikle donuk ve zararsız bir şeyi anlatmak için kullanırız

is safe to say something that is safe to do it is anodyne it might even be a little bit

güvenli olan bir şeyi söylemek güvenlidir bunu yapmak güvenlidir anodindir hatta biraz

dull and boring

donuk olabilir ve sıkıcı

here's another word don't forget you can write these down as well write the words down or

işte bir kelime daha unutma bunlarıda yazabilirsin yada

if you want to make some notes later on you can always watch this live stream again because

daha sonra not almak istersen bu canlı yayını her zaman tekrar izleyebilirsin çünkü

it will be recorded retrospect is the next word there it is retrospect and this is used

kaydedilecek geçmişe bak sıradaki kelime bu geçmişe bakış ve bu

as a noun and it is a survey carried out to review the course of past events as they happened

bir isim olarak kullanılır ve geçmiş olayların gidişatını olduğu gibi gözden geçirmek için yapılan bir ankettir, bu

so quite often retrospect is looking back at a situation you are looking at how it happened

yüzden sıklıkla geçmişe bakış bir duruma geriye bakmaktır, nasıl olduğuna

or how it occurred to look back you are looking back you are making a record of all of the

veya nasıl meydana geldiğine bakıyorsunuz geriye bakmak geriye bakıyorsun geçmişte olan her şeyin bir kaydını yapıyorsun

things that happened in the past maybe a certain event or situation something that happened

belki belirli bir olay ya da durum olmuş bir şey bunun

you want to find out why it happened you are looking back to something and you are studying

neden olduğunu öğrenmek istiyorsun geriye bir şeye bakıyorsun ve

how it happened retrospect you are looking at something you are looking at how it happened

geriye dönüp baktığında nasıl olduğunu inceliyorsun bir şeye bakıyorsunuz nasıl olduğuna bakıyorsunuz

perhaps you are looking for answers we also have the phrase in retrospect which means

belki de cevap arıyorsunuz bizde ayrıca geçmişe bakarak geriye bakmak anlamına gelen retrospect deyimi de var bu

to look back with hindsight so the word retrospect can be used also in a phrase you look in retrospect

nedenle retrospect kelimesi siz geriye dönüp baktığınız anlamına gelen bir ifadede de kullanılabilir

that means you are looking back in hindsight and hindsight is something that we mentioned

Geçmişe bakış ve geriye bakış,

a few days ago on one of our other live streams and mr steve mentioned it hindsight is the

birkaç gün önce diğer canlı yayınlarımızdan birinde bahsettiğimiz bir şeydir ve Bay Steve,

action of looking back at something from the past a way of viewing something that happened

geçmişten bir şeye geriye bakma eylemi, geçmişte olan bir şeyi görüntülemenin bir yolu olduğunu söyledi.

in the past and of course we have the word retrospect as well oh i like this word as

tabi ki geçmişe bakış kelimemiz de var oh bu kelimeyi de seviyorum açık sözlülük

well candour this is a real word mr duncan isn't that the planet where the ewoks lived

bu gerçek bir kelime bay duncan ewokların yaşadığı gezegen değil mi hayır

no it isn't it is not the planet where the ewoks lived in star wars it isn't

ewokların yıldızda yaşadığı gezegen değil savaşlar

candour is a noun and it means to speak openly to be frank and honest with someone so if

açık sözlülük bir isimdir ve birine karşı dürüst ve dürüst olmak için açıkça konuşmak anlamına gelir, bu nedenle

you are talking in a very real and honest way we can describe that as candour candour

çok gerçek ve dürüst bir şekilde konuşuyorsanız, bunu açık sözlülük olarak tanımlayabiliriz,

you are speaking honestly bluntly you are being frank and honest with a person candour

dürüstçe açık sözlü konuşuyorsunuz, açık sözlüsünüz ve bir kişiye karşı dürüst samimiyet

i like that word and yes it is a real english word honestly

bu kelimeyi seviyorum ve evet gerçek bir ingilizce kelime dürüstçe

here's another one

işte

oh another strange english word coming up right now

başka bir garip ingilizce kelime daha geliyor

gravitas ah yes something that is serious something important something that might make

gravitas ah evet ciddi bir şey önemli bir şey

many changes to many people's lives the gravitas the importance the seriousness or the solemnity

birçok insanın hayatında birçok değişiklik yapabilecek bir şey ağırbaşlılık önemi bir durumun ciddiyeti veya ciddiyeti

of a situation i like that word solemnity the solemnity means how serious something

bu kelimeyi seviyorum ciddiyet ciddiyet bir şeyin ne kadar ciddi olduğu anlamına gelir, bir

is you are saying whether something is serious or how serious it actually is gravitas we

şeyin ciddi olup olmadığı veya gerçekte ne kadar ciddi olduğu gravitas

can use this also as a noun so this is a noun the importance seriousness or the solemnity

bunu bir isim olarak da kullanabiliriz yani bu bir isim bir durumun önemi ciddiyet veya ciddiyet

of a situation i like that word so there they are some lovely english words maybe the first

bu kelimeyi seviyorum bu yüzden bazı güzel ingilizce kelimeler var belki

time that you ever heard those words maybe it's the first time that you've come across

bu kelimeleri ilk kez duyuyorsunuz belki onlarla ilk kez karşılaşıyorsunuz

them but i hope you enjoy them hello rungsack wrung sack nice to see you here it feels as

ama umarım beğenirsiniz merhaba seni burada görmek güzel

if it's been a long time hello it's so nice to see you back where you belong it really

uzun zaman geçmiş gibi hissettiriyor merhaba seni ait olduğun yerde görmek çok güzel geri dönmen gerçekten çok

is good to have you back hello also anna rita hello also oh interesting we have en duo here

güzel merhaba ayrıca anna rita merhaba ayrıca oh ilginç burada bir ikilimiz var

today as well wow lots of familiar faces lots of names that i recognize are here today it's

bugün de vay canına birçok tanıdık yüz tanıdığım birçok isim bugün burada

nice to see you here today as well i will give you the answer to the mystery idiom in

sizi burada görmek güzel bugün de size gizemli deyimin cevabını birazdan vereceğim

a moment here it is so this is today's mystery idiom we have had some correct answers by

burada işte bu yüzden bugünün gizemli deyimi bizde bu arada bazı doğru cevaplarım oldu bu

the way one or two of you have actually given me the correct answer well done

arada bir veya ikiniz bana doğru cevabı verdiniz aferin

but i will give you the answer in a little while in just a few minutes we will have a

ama size cevabı birazdan vereceğim sadece birkaç dakika sonra

look at the answer don't worry i won't forget not like last week because last week i did

cevaba bir göz atacağız merak etmeyin ben geçen haftaki gibi unutmayacağım çünkü geçen hafta unuttum unuttum unuttum

forget

i did i forgot i forgot to give you the answer last week for which i apologize mr duncan

geçen hafta size cevabı vermeyi unuttum bunun için özür dilerim bay duncan

what is happening in june i've had some emails because last week i did say that there might

haziranda ne oluyor bazı e-postalar aldım çünkü geçen hafta söyledim

be some special things happening in june i'm not going to tell you what's happening yet

haziran ayında bazı özel şeyler olabilir, size henüz ne olduğunu söylemeyeceğim

but i have some plans for june concerning my live lessons what could it be well you

ama canlı derslerimle ilgili haziran ayı için bazı planlarım var, ne iyi olabilir,

will have to find out next sunday so next sunday i will let you know what it is

önümüzdeki pazar öğrenmeniz gerekecek, bu yüzden önümüzdeki pazar söyleyeceğim ne olduğunu bilin

here we go then congratulations to those who got it right this is today's mystery idiom

bakalım başlıyoruz o zaman doğru anlayanları tebrik ederiz bu bugünün gizemli deyimi

and also i am going to give you the answer as well coming up right now we have the answer

ve ayrıca size cevabı da vereceğim şimdi geliyor

to the mystery idiom

gizemli deyimin cevabı var

here it comes

işte geliyor

oh today's mystery idiom it cost an arm and a leg not literally can i just say it doesn't

oh günümüzün gizemli deyimi bir kol ve bir bacağa mal oldu kelimenin tam anlamıyla değil sadece söyleyebilirim ki bu

mean that you really do have to cut your arm and leg off it doesn't mean that but it is

gerçekten kolunuzu ve bacağınızı kesmeniz gerektiği anlamına gelmiyor bu o anlama gelmiyor ama

a figurative expression a figurative idiom so to cost an arm and a leg means to pay a

mecazi bir ifade mecazi bir deyim yani bir kol ve bir bacağa mal olmak, bir

very high price for something a very expensive item can be described as costing an arm and

şey için çok yüksek bir bedel ödemek anlamına gelir çok pahalı bir ürün bir kol ve bir bacağa mal olmak olarak tanımlanabilir

a leg the thing you bought was very expensive it cost an arm and a leg and there it was

satın aldığınız şey çok pahalıydı bir kol ve bir bacağa mal oldu ve işte

today's mystery idiom i hope you enjoyed it

bugünün gizemli deyimi umarım

another one coming next week maybe maybe not hello uh ad ham hello adham shahab nice to

haftaya bir tane daha gelir belki belki değil merhaba uh ad ham merhaba adham shahab

see you as well

sizi de görmek güzel

nice to see so many people here today thank you very much i know it is wednesday and i

bugün burada bu kadar çok insanı görmek güzel çok teşekkür ederim bugünün çarşamba olduğunu biliyorum ve

know that lots of people are now going back to normal with their everyday life we are

birçok insan olduğunu biliyorum şimdi günlük yaşamlarında normale dönüyorlar

now going to take a look at some words some expressions connected with three interesting

şimdi bazı kelimelere bir göz atacağız bazı ifadeler üç ilginç

words top bottom and side so here are some words that can be used in different ways and

kelimeyle bağlantılı üst alt ve yan bu yüzden burada farklı şekillerde kullanılabilecek bazı kelimeler var ve

they relate normally to the position of things for example when we talk about the top of

bunlar normal olarak örneğin,

something quite often we mean the highest position the the furthest point upwards is

bir şeyin tepesinden bahsettiğimizde sıklıkla en yüksek konumu kastederiz, yukarıya doğru en uzak nokta tepedir,

the top so in other words the top is the point at which you can't go any higher the top quite

yani başka bir deyişle tepe, daha yükseğe çıkamayacağınız noktadır.

often it refers to something such as a piece of furniture you might say the top of the

bir mobilya parçası gibi bir şeye atıfta bulunur, masanın üstü diyebilirsiniz

table the top the top part sometimes we can use the word surface as well so quite often

üst kısım bazen yüzey kelimesini de kullanabiliriz, bu nedenle çoğu zaman

the word top can also refer to the surface of something the top is the highest position

üst kelimesi bir şeyin yüzeyine de atıfta bulunabilir, üst kısımdır. en yüksek konum

and then we have the bottom the lowest position quite often it is the lowest point the lowest

ve sonra en alt en düşük konum oldukça sıklıkla bu en alçak noktadır en düşük

position or the lowest part of something the bottom of something we can also use the word

konum veya bir şeyin en alçak kısmı

bottom to mean the most basic thing so maybe something that is simple might also be described

aynı zamanda

as the bottom of a subject or the base of the subject then we have the word side which

bir konunun alt kısmı veya konunun tabanı olarak da tanımlanabilir, o zaman elimizde en uzak anlamına gelen taraf kelimemiz var,

means the furthest across for example the image that you are looking at now we have

örneğin şu anda baktığınız görüntü,

the side of the screen we have one side and we have the other side for example we have

ekranın yan tarafı var, bir tarafımız var ve biz diğer tarafı var mesela

my left on the side and my right of course for you they will be opposite they will be

benim solum bir tarafta ve benim sağım tabii ki sizin için zıt olacaklar tam tersi olacaklar

the other way around so the side of something the top of something the bottom of something

yani bir şeyin tarafı bir şeyin üstü bir şeyin altı

so these are very basic ways of describing the position or maybe the area on which you

yani bunlar çok basit yollar Odaklandığınız konumu veya belki de alanı tarif etmek için

are focusing the top the bottom and the sides which are the furthest across on the left

yukarıdan aşağıya ve en uzaktaki taraflar solda

and the right

ve sağda

here's another one then

işte bir tane daha, sonra

we are looking at some examples now of the word top top as the highest point so quite

şimdi üst üst kelimesinin bazı örneklerine bakıyoruz. nokta o kadar

often we will describe the thing that is the highest point for example of a tree you might

sık ​​sık en yüksek nokta olan şeyi tarif edeceğiz, örneğin bir ağacın tepesi

say tree top the treetop is the highest point of the tree or maybe rooftop that is the highest

diyebilirsiniz ki ağacın tepesi ağacın en yüksek noktasıdır veya belki çatı evin en yüksek noktasıdır,

point of the house so the rooftop is the part of this roof that is at the highest point

yani çatı kısmı evin en yüksek noktasıdır. Evin en yüksek noktasında olan bu çatının

of the house and then of course we have mountain top as well a mountain top is a position that

ve tabii ki dağın tepesine de sahibiz, bir dağın tepesi bir dağın

is high up on a mountain normally at the peak so quite often a mountain top will be the

tepesinde, normalde zirvede olan bir konumdur, bu nedenle çoğu zaman bir dağın zirvesi

highest part of a mountain normally near the peak so we can use top in many ways we can

en yüksek kısım olacaktır. normalde zirveye yakın bir dağın yani zirveyi birçok şekilde kullanabiliriz ayrıca

also say that something is top of the list if you are top of the list if something is

bir şeyin listenin başında olduğunu da söyleyebiliriz eğer listenin başındaysanız bir şey

top of the list it means it is a priority it has been put at the top of the list it

listenin başındaysa bu bir öncelik olduğu anlamına gelir konulmuştur listenin en başında

is something that is important it is something that is a priority it is something that is

önemli bir şey var öncelikli bir şey

an emergency perhaps maybe you are waiting to go into hospital for an operation and maybe

acil bir durum var belki ameliyat için hastaneye gitmeyi bekliyorsunuz ve belki

you will suddenly be put at the top of the list you are at the top of the list you are

birden bire listenin başına konulacaksınız. listenin başındasınız

now a priority that means your operation is now at the top soon you will have your operation

artık bir önceliksiniz, yani operasyonunuz artık zirvede, yakında operasyonunuz olacak

because it is important or maybe an emergency then you can be top of the class

çünkü bu önemli veya acil bir durum olabilir, o zaman sınıfın birincisi olabilirsiniz,

something i was not when i was at school i was never top of the class ever never ever

benim ne zaman olmadığım bir şey okuldaydım hiçbir zaman sınıf birincisi olmadım hiçbir zaman

top of the class you are the best in a certain group normally a classroom maybe your fellow

sınıfın birincisisin belli bir grubun en iyisisin normalde bir sınıfın belki

students you are the best in that group you are top of the class we can also say that

arkadaşların o grubun en iyisisin sınıfın birincisisin biz de söyleyebiliriz

something is top of its class so maybe a car that that has a very good performance maybe

bir şey sınıfının en iyisidir, bu yüzden belki çok iyi bir performansa sahip bir araba belki

the engine is very powerful so a type of car that is better than all the rest in a certain

motoru çok güçlüdür, bu nedenle belirli bir kategori veya gruptaki diğer tüm araba türlerinden daha iyi olan bir araba sınıfının

category or group is the top of its class so there are many ways of using the word top

en iyisidir, yani orada üst kelimesini kullanmanın birçok yolu

something that is top-notch is the best quality so if you have something that is top-notch

birinci sınıf olan bir şey en iyi kalitedir, bu nedenle birinci sınıf bir şeye sahipseniz,

it means it is the best quality the highest quality is top-notch maybe you have to pay

bunun en iyi kalite olduğu anlamına gelir, en yüksek kalite birinci sınıftır, belki de

a lot of money for something you have to pay the top-notch because it is the best thing

çok fazla ödemeniz gerekir. bir şey için para birinci sınıf ödemek zorundasın çünkü bu en iyi şey bu

so you have to pay the most money for the best thing because it is top notch the best

yüzden en iyi şey için en çok parayı ödemek zorundasın çünkü birinci sınıf en iyi

quality here's another one oh to top something if you top something it means to do better

kalite işte bir tane daha oh bir şeyin zirvesine çıkmak eğer bir şeyin üstüne çıkarsan bunun anlamı eskisinden daha iyisini yapmak

than before so maybe you top your previous performance you do better than you did before

yani belki önceki performansının üstüne çıkarsın öncekinden daha iyisini yaparsın daha önce

you top something to do better than you did before maybe if you are running in a race

yaptığından daha iyisini yaparsın daha önce yaptığından daha iyisini yapmak için belki bir yarışta koşuyorsan

maybe you run faster than you did last time so we can say that you topped your previous

belki geçen seferden daha hızlı koşarsın yani diyebiliriz önceki

score or your previous time then we have top marks top marks if you are taking an exam

puanınızı veya önceki zamanınızı geçtiğinizi, o zaman en yüksek puanlara sahibiz en iyi puanlar sınava giriyorsanız sınavda

if you are sitting in exam maybe you will be top in the class maybe you will get the

oturuyorsanız belki sınıfta birinci olacaksınız belki en

highest score you have top marks that means your score your exam score is very high top

yüksek puanı alacaksınız en yüksek puanlarınız var demektir puanınız sınav puanınız çok yüksek en yüksek

marks you can have top marks for something that you've done very well

puanlar çok iyi yaptığınız bir şey için en yüksek puanları alabilirsiniz

you can have big top a big top is a thing it is a large tent quite often used for performing

circus acts in so a large tent quite often if a circus is traveling around from town

büyük çadır oldukça sık, eğer bir sirk kasabadan kasabaya dolaşıyorsa,

to town quite often they will erect or put up a tent a big top is a large tempt here's

oldukça sık bir çadır kurarlar veya kurarlar, büyük bir çadır büyük bir baştan çıkarıcıdır, işte bir

another one oh topper topper this describes an item that is designed to go on top of something

tane daha oh topper topper bu, bir şeyin üstüne çıkmak için tasarlanmış bir öğeyi tanımlar

maybe on your bed perhaps over the years your bed has become very hard and uncomfortable

belki yatağınızın üzerinde belki yıllar geçtikçe yatağınız çok sert ve rahatsız oldu

and quite often at night maybe you can't get to sleep sometimes you will put something

ve çoğu zaman geceleri uyuyamıyorsunuz belki bazen

on top of the bed to make it more comfortable maybe a thin piece of material or maybe something

daha rahat olması için yatağın üstüne bir şey koyacaksınız belki ince bir malzeme parçası ya da belki

that is made of foam we call it a topper something that goes on top of another thing an item

köpükten yapılmış bir şey, biz ona topper diyoruz, başka bir şeyin üzerine çıkan bir şey,

to make something more comfortable for example

bir şeyi daha rahat hale getirmek için bir öğe, örneğin

finally oh dear

sonunda oh canım

finally

sonunda

i'm just reading some of your comments by the way thank you very much for that

sadece bazı yorumlarını okuyorum bu arada çok teşekkür ederim bunun için

to top someone

birinin üstüne çıkmak,

if you top someone it means you kill someone to kill a person you top them sometimes we

birinin üstüne çıkmak, birini öldürmek anlamına gelir, bir kişiyi öldürmek için onu geçmek anlamına gelir, bazen

might use this expression if a person commits suicide we might say that that person topped

bu ifadeyi bir kişi intihar ederse kullanabiliriz, o kişinin

themselves so to top yourself is to commit suicide although i will be honest with you

kendini aştığını söyleyebiliriz, bu yüzden kendinizi aşmak intihar etmektir. size karşı dürüst olacağım,

it is not a nice expression but some people do use it some people do use it if you top

bu hoş bir ifade değil ama bazı insanlar bunu kullanıyor, bazı insanlar bunu

yourself to commit suicide

intihar etmek için kullanırsanız, şimdi alt ile bağlantılı

we are going to have a look at some words now connected with bottom

bazı kelimelere bir göz atacağız,

careful behave yourself please we will have none of that here on youtube there might be

kendinize dikkat edin lütfen yapacağız Bunların hiçbiri burada youtube'da

adults listening so we often think of bottom as being the lowest point or position the

dinleyen yetişkinler olabilir, bu nedenle genellikle en alt nokta olarak düşünürüz veya en

thing that is the lowest point so you might have the bottom of the screen or maybe the

alçak nokta olan şeyi konumlandırırız, böylece ekranın altını veya belki de

bottom of the hill so the furthest point or the lowest point or position

tepenin altını, yani en uzak noktayı elde edebilirsiniz. nokta veya en alçak nokta veya konum

hmm excuse me i just had to have a little drink of water because it's very hot here

hmm kusura bakmayın sadece biraz su içmem gerekti çünkü burası stüdyoda çok sıcak burası

in studio it's very hot in here so the bottom is the lowest point or position that is how

çok sıcak bu yüzden en alt nokta veya konum bu

we can use that particular word for example you can have the bottom draw the lowest draw

belirli kelimeyi bu şekilde kullanabiliriz örneğin, alt kısmın en düşük çizimi yapmasını sağlayabilirsiniz,

so the lowest thing or the lowest part of something so here is an example bottom draw

böylece en düşük şey veya bir şeyin en alçak kısmı, işte bir örnek alt çizim,

the draw that is the lowest one out of all the other ones it is at the lowest point to

tüm diğerlerinin en düşük olanını çizin, en alt noktadadır

bottom out oh if you are doing something and maybe you are not being very successful at

ah bir şey yapıyorsan ve belki de o işte pek başarılı olamıyorsan

it maybe you feel a little dejected down upset you might reach your lowest point you might

belki biraz moralin bozuk, üzgün hissediyorsun, en dip noktasına ulaşmış olabilirsin, dibe

bottom out it means you have reached the lowest point you can't get any lower you feel down

vurmuş olabilirsin, bu en alt noktaya ulaştığın anlamına gelir, daha aşağı inemezsin moralin bozuk üzgün

you feel sad you feel unhappy you feel as if you have reached the bottom you bottom

hissediyorsun mutsuz hissediyorsun dibe vurmuş gibi hissediyorsun dibe vuruyorsun

out

it doesn't mean anything else before you ask

sormadan başka bir anlamı yok

and very similar to the previous one you can also hit rock bottom if you hit rock bottom

ve bir öncekine çok benzer dibe vurursan dibe de vurabilirsin

it means to be at the lowest point you hit you hit rock bottom you have hit the lowest

demektir en alçak noktada olmak için vurursun dibe vurursun en alçak

point you can't get any lower than rock bottom trust me i've been there oh here's an interesting

noktaya vurmuşsundur dibin altına inemezsin güven bana orada bulundum oh işte ilginç

one this word bottom feeder oh mr duncan that sounds very intriguing bottom feeder means

bir kelime bu dip besleyici oh bay duncan kulağa çok hoş geliyor ilgi çekici alt besleyici,

a person who is at the lowest status or has the lowest level maybe in a company maybe

en düşük statüde veya en düşük seviyede olan bir kişi anlamına gelir, belki bir şirkette en

a person who is at the lowest point or at the lowest position within a company we might

düşük noktada veya en düşük pozisyonda olan bir kişi,

describe them as a bottom feeder like animals you see so certain types of animals fish for

onları gördüğünüz hayvanlar gibi dipten besleyici olarak tanımlayabiliriz. yani bazı hayvan türleri balık

example there are many types of fish that feed from the bottom of the ocean and they

örneğin okyanusun dibinden beslenen pek çok balık türü vardır ve bunlara

are often called bottom feeders

genellikle dipten besleyiciler denir kulağa pek

it doesn't sound it doesn't sound good to me here's another one another meaning of bottom

hoş gelmiyor işte dipten besleyicinin bir başka anlamı daha

feeder means to take advantage of others you are using your privilege or maybe your wealth

başkalarından yararlanmak demektir ayrıcalığınızı veya belki de zenginliğinizi

to take advantage of other people so you have an easy life so a bottom feeder can also be

diğer insanlardan yararlanmak için kullanıyorsunuz ki rahat bir hayatınız olsun ki alt besleyici

a person who uses their own privilege or wealth or maybe they have success that they did not

kendi ayrıcalığını veya servetini kullanan bir kişi de olabilir veya belki de elde ettikleri başarıya sahipler

create themselves bottom feeder you will often hear this used in business

kendilerini alt besleyici yaratmadılar, bunun iş hayatında kullanıldığını sık sık duyacaksınız

and maybe if you are having no luck in your life maybe you want a promotion in your job

ve belki hayatınızda hiç şansınız yoksa, belki işinizde bir terfi istiyorsunuz

but still

ama yine de en

you are at the bottom you are at the bottom rung you can also be on the bottom rung so

diptesiniz, en alt basamakta da olabilirsiniz. en alt basamakta yani

a rung is a piece of wood normally going across so if you climb a ladder the horizontal pieces

bir basamak normalde karşıdan gelen bir tahta parçasıdır yani bir merdivene tırmanırsanız

of wood that you hold onto and put your feet on are rungs r u n g s rungs so to be at the

tutunduğunuz ve ayaklarınızı koyduğunuz yatay tahta parçaları basamaklardır yani en

bottom rung means to be at the lowest point unfortunately you are still at the bottom

alt basamakta olmak en altta olmak demektir en düşük nokta ne yazık ki hala en diptesiniz

and finally from this this list of words we have the bottom line quite often when you

ve son olarak bu kelime listesinden en alt çizgiye sahibiz,

are working out how much money you've made maybe in your business maybe as you approach

ne kadar para kazandığınızı hesaplarken belki işinizde belki

the end of the year you have to decide you have to work out if you have made a profit

yıl sonuna yaklaşırken karar vermelisin kar mı zarar

or loss profit loss so the bottom line is the final total have you made a profit or

mı kar kaybı mı yaptın bu yüzden sonuç nihai toplam kar mı ettin yoksa

have you made a loss quite often we will see the bottom line as maybe the amount of money

çok sık mı kayıp ettin bunu hesaplamak zorundasın alt satırı belki de miktar olarak göreceğiz

that we've made or the profit at the end of the year or we can also say final figure so

kazandığımız para veya yıl sonundaki kâr veya nihai rakam da diyebiliriz, bu nedenle

the bottom line is often used in finance or in business to mean the final figure the final

alt satır genellikle finansta veya iş dünyasında nihai rakam, nihai

thing the final point is the bottom line and then we have words connected with top and

şey, nihai nokta, nihai nokta anlamına gelir. ve sonra üst ile bağlantılı kelimelerimiz var ve

these are the final ones

bunlar son kelimeler

first of all we have side so we've looked at top we've looked at bottom and now we are

her şeyden önce tarafımız var yani yukarıya baktık aşağıya baktık ve şimdi sola en

going to look at the side the furthest point to the left or right of course you can also

uzak nokta olan tarafa bakacağız veya doğru tabii ki

talk about both sides as well so both sides can also be left or right so you might talk

iki taraf hakkında da konuşabilirsiniz yani her iki taraf da sol veya sağ olabilir yani

about both of those things as well don't forget also side can also relate to the top and bottom

bu iki şey hakkında da konuşabilirsiniz unutmayın ayrıca taraf konuşurken üst ve alt ile ilgili olabilir

when you are talking about something that only has two sides for example a coin so a

sadece iki yüzü olan bir şey hakkında, örneğin bir madeni para yani

metal coin only has two sides

metal bir madeni paranın sadece iki yüzü vardır

and another way of using the word side well maybe you could have a side order have you

ve yan kelimesini kullanmanın başka bir yolu belki bir yan siparişiniz olabilir

ever been to a restaurant or a place where you've eaten something and quite often you

hiç bir restorana veya yemek yediğiniz bir yere gittiniz mi? bir şey ve oldukça sık

will sit down you will have your main meal maybe you will have a hamburger and on the

oturacaksınız ana yemeğinizi yiyeceksiniz belki bir hamburger yiyeceksiniz ve

side you will have something else you will have a side order or sometimes we call it

yanında başka bir şey yiyeceksiniz yan siparişiniz olacak veya bazen

a side dish side dish so a side dish or a side order is an extra portion or maybe a

garnitür diyoruz garnitür yani garnitür veya Garnitür, fazladan bir porsiyon veya belki bir

dish that is added to a meal so you have your main meal and then you have a side order or

öğüne eklenen bir yemektir, böylece ana yemeğinizi yersiniz ve ardından sık sık bir yan sipariş veya

side dish quite often if you have a hamburger maybe you will go to one of those famous hamburger

garnitür yersiniz, eğer bir hamburger yerseniz, belki o ünlü hamburgerlerden birine gidersiniz.

shops you know what i'm talking about you know the ones

dükkanlar neden bahsettiğimi biliyorsunuz, bunları biliyorsunuz

that one and quite often you will have your main meal maybe you have your burger but then

ve çoğu zaman ana yemeğinizi yiyeceksiniz, belki burgerinizi yersiniz ama sonra

of course you will have also a side order your side order might be some fries perhaps

elbette bir yan siparişiniz de olur, yan siparişiniz belki biraz patates kızartması olabilir

or maybe an ice cream or maybe one of those hot apple pies that when you bite into them

veya belki bir dondurma ya da belki şu sıcak elmalı turtalardan biri, ısırdığınızda

they they burn the inside of your mouth to a cinder so a side order it is a meal or something

ağzınızın içini yakıp kül ediyor, bu yüzden bir yan sipariş, bir yemek ya da

that is added to the main meal you might have something on the side very nice so if you

ana yemeğe eklenen bir şey, bir şeyler yiyebilirsiniz. yan taraf çok güzel, yani

have something on the side it means you have something that is hidden you have something

yan tarafta bir şey varsa bu, gizli bir şeyiniz olduğu anlamına gelir,

on the side something that other people don't know about maybe a thing that you are doing

yan tarafta başkalarının bilmediği bir şey vardır, belki yaptığınız bir şey

or something that you have you have something on the side maybe you are doing something

veya sizde olan bir şey, sizde bir şey vardır. bir yandan belki de gizlice bir şeyler yapıyorsun

secretly that you are not telling other people about you have something on the side

ki başkalarına anlatmıyorsun bir yandan bir işin var ah

oh dear here we go you might have a bit on the side if you have a bit on the side it

canım işte başlıyoruz biraz yan tarafta olabilir eğer biraz yan tarafta varsa bu

means you have a secret affair or a secret relationship maybe you are seeing another

senin bir sırrın var demektir ilişki ya da gizli bir ilişki belki

person in your relationship so perhaps you are married and you you might be seeing another

ilişkinizde başka biriyle görüşüyorsunuz yani belki evlisiniz ve başka biriyle gizlice görüşüyor olabilirsiniz başka biriyle

person secretly you are having a relationship with someone else we might say that you have

ilişkiniz var

a bit on the side a secret affair or relationship something you are doing that you are doing

biraz gizli bir ilişkiniz olduğunu söyleyebiliriz ya da ilişki yaptığınız bir şey

in secret quite often you are doing something that your partner your husband or your wife

gizlice yaptığınız bir şey çok sık partnerinizin kocanızın ya da karınızın

is unaware of you have a bit on the side naughty naughty sideline here's another word sideline

farkında olmadığı bir şey yapıyorsunuz biraz kenardasınız yaramaz yaramaz yan çizgi işte başka bir kelime yan çizgi kenar

the sideline quite often you might hear this used in sport a boundary or maybe the furthest

çizgisi oldukça sık duyabilirsiniz bu sporda bir sınırda kullanılır veya belki de en uzak

point away is the sideline the sideline is the furthest point around the side or around

nokta yan çizgidir yan çizgi kenardaki veya kenardaki en uzak noktadır

the edge quite often you will hear this used in sport then you can be sidelined so this

oldukça sık bunun sporda kullanıldığını duyarsınız o zaman kenarda kalabilirsiniz yani bu

is something that is actually happening is an action to be sidelined you might sideline

gerçekten olan bir şeydir kenara atılacak bir eylemdir

a person to be excluded or pushed aside so you are not being included you are pushed

dışlanacak veya bir kenara itilecek bir kişiyi kenara atabilirsin böylece dahil edilmeyebilirsin

to the side maybe you are playing baseball and perhaps you are not very good at doing

kenara itilirsin belki beyzbol oynuyorsun ve belki bunu yapmakta pek iyi değilsin

it maybe you are not very good at hitting the ball with the bat so they might put you

belki de pek iyi değilsin topa sopayla vururken seni

on the sideline they will make you sit down and you have to watch the match but unfortunately

kenarda bırakırlar seni oturturlar ve maçı izlemek zorunda kalırsın ama ne yazık ki

because you are so terrible at playing baseball you will not be involved you are sidelined

beysbol oynamakta çok kötü olduğun için dahil olmayacaksın

to be excluded or pushed aside

dışlanmak için kenara atılacaksın veya kenara itildi

here's another one ah here's an interesting one to side with someone so again we are using

işte bir tane daha ah işte birisiyle taraf tutmak için ilginç bir şey bu yüzden yine

this as a type of action you are showing that you are with a person you agree with someone

bunu bir eylem türü olarak kullanıyoruz bir kişiyle birlikte olduğunuzu gösteriyorsunuz biriyle aynı fikirdesiniz onun

you take their opinion so maybe if you are defending a person maybe if you are agreeing

fikrini alıyorsunuz yani belki bir kişiyi savunuyorsanız belki

with someone you will take their side it means you join them you are with them maybe concerning

birisiyle aynı fikirdeyseniz, onun tarafını tutacaksınız demektir, bu onların yanında olduğunuz anlamına gelir, belki

their opinion or the way they feel about something you side with that person and of course there

onların fikirleri veya bir şey hakkında hissettikleri konusunda o kişiyle aynı fikirdesiniz ve tabii ki

are many things that people can disagree on there are many subjects that we might talk

insanların orada anlaşamayacakları pek çok şey var. birçok konu

about so quite often you will sometimes i suppose sometimes sometimes often sometimes

hakkında o kadar sık ​​konuşabiliriz ki bazen sanırım bazen bazen sık sık bazen

all the time if that's possible you might take a person's side you take that person's

her zaman eğer mümkünse bir kişinin tarafını tutabilirsin o kişinin

view you agree with someone you take their side

görüşünü alıyorsun biriyle aynı fikirdesin

finally well in fact i think we have two more after this i think we have two more to have

sonunda iyi aslında ben sanırım bundan sonra iki tane daha var sanırım

a sideline if you have a sideline it means you have an additional business or activity

yan çizgimiz olacak iki tane daha var eğer bir yan çizginiz varsa bu ek bir işiniz veya faaliyetiniz olduğu anlamına gelir yan

you are doing something as a sideline so your main job the job that you normally do is there

çizgi olarak bir şeyler yapıyorsunuz yani asıl işiniz normalde yaptığınız iş orada

however during the evening you do something else you have another business maybe a much

ancak akşamları başka bir şey yaparsın başka bir işin olur belki çok

smaller business you have a sideline something you are doing as an addition to your main

daha küçük bir işin olur yan işlerin olur ana

job or business so if you have an additional business or maybe an additional activity we

işine veya işine ek olarak yaptığın bir şey yani ek bir işin varsa veya belki ek bir faaliyetin varsa onu

can describe it as a sideline oh dear here we go again a person's backside describes

tarif edebiliriz bir yan çizgi olarak oh canım yine başlıyoruz bir kişinin poposu

a person's a person's boom or buttocks your bum your bottom the thing that you sit on

bir kişinin poposunu veya kalçasını tanımlar popon senin popon oturduğun şey popon

can be described as your backside quite often in british english we will use this you might

olarak tanımlanabilir ingiliz ingilizcesinde oldukça sık bunu kullanacağız

sit down on your backside a person's bum or buttocks is their backside

üstüne oturabilirsin senin arkan bir insanın poposu ya da poposu onların arka tarafıdır

and finally before we go you might sneak in from the side you might sneak in from the

ve nihayet biz gitmeden önce yandan gizlice girebilirsin yandan gizlice girebilir

side or creep in from the side it means you are breaking into a place or maybe you are

ya da yandan sürünerek girebilirsin bu bir yere zorla girdiğin ya da belki

entering somewhere silently without other people seeing you might sneak in from the

bir yere sessizce girdiğin anlamına gelir başkaları görmeden yan taraftan gizlice girebilirsin

side you are coming into a room or into a building without other people noticing you

bir odaya veya bir binaya giriyorsun başkaları fark etmeden

are doing it silently without being seen you sneak in of course you can have the opposite

sessizce yapıyorsun görünmeden gizlice giriyorsun tabii ki tam tersini de

as well you can sneak out as well so it is possible to sneak out from the side you can

yapabilirsin yani yan taraftan gizlice dışarı çıkmak mümkün,

leave a building without other people seeing where you are going or who you are and that

diğer insanlar nereye gittiğinizi veya kim olduğunuzu görmeden bir binadan çıkabilirsiniz ve bu

is it top bottom side and as you can see the world of english is a fun and exciting place

yukarıdan aşağıya ve gördüğünüz gibi ingilizce dünyası eğlenceli ve heyecan verici bir yer

to be and i'm so glad that you were able to join me today for my live stream i really

bugün canlı yayınıma katılabildiğin için çok mutluyum

do appreciate you giving your time don't forget i will be back with you on sunday

zaman ayırdığın için gerçekten minnettarım unutma pazar günü tekrar sizlerle olacağım pazar günü

i'm back with you on sunday don't forget 2pm uk time you can catch myself and also mr steve

tekrar sizlerleyim don' Saat 2'yi unutma, kendimi yakalayabilirsin ve ayrıca Bay Steve de

will be here as well and something that i don't normally mention i haven't mentioned

burada olacak ve normalde bahsetmediğim bir şeyden

for a long time if you want to make a donation to my paypal because don't forget everything

uzun zamandır bahsetmedim, eğer paypal'ıma bağış yapmak istersen çünkü yapma yaptığım her şeyi unut

i do i do for free all of this for for the past 15 years i've been doing all of this

bedava yapıyorum bunların hepsini son 15 yıldır

for free all of it is done free of charge it costs you nothing however if you would

bedava yapıyorum hepsi ücretsiz yapılıyor size hiçbir maliyeti yok ancak

like to make a small donation you are more than welcome to there is the address i will

küçük bir bağış yapmak isterseniz hoşgeldiniz adres var

put it on the screen a little bit later on as well and there it is i will leave it there

biraz sonra onu da ekrana koyacağım ve işte orada

for a few more moments don't forget i do everything here free of charge for everyone around the

bir kaç dakika daha bırakacağım unutma burada her şeyi herkes için ücretsiz yapıyorum dünyanın her yerinden

world who is interested in learning the english language so i will be back with you on sunday

ingilizce öğrenmekle ilgilenenler bu yüzden pazar günü tekrar sizlerle olacağım

i hope you've enjoyed this we've lot we've looked at lots of things today i will be honest

umarım bundan keyif almışsınızdır çok şey inceledik bugün size karşı dürüst olacağım

with you we have looked at many things but don't worry you can watch this again all of

inceledik bir çok şey ama merak etmeyin bunu tekrar izleyebilirsiniz

this can be viewed again later on and also don't forget there will be captions as well

bunların hepsi daha sonra tekrar izlenebilir ve ayrıca unutmayın ki altyazılar da olacak

so later on there will be subtitles there will be captions as well later not now but

daha sonra altyazılar da olacak daha sonra altyazılar da olacak şimdi değil ama

later on on the recording thank you very much for your company so many people here i hope

kayıttan sonra, arkadaşlığınız için çok teşekkür ederim, buradaki birçok insan umarım

you've enjoyed it thank you very much for your lovely messages today can i say thank

beğenmişsinizdir, bugün güzel mesajlarınız için çok teşekkür ederim, koyduğum fotoğrafla

you as well for your lovely messages concerning my photograph that i put on my facebook page

ilgili güzel mesajlarınız için de teşekkür edebilir miyim?

with my mum and also me taken many years ago when i was very young and very thin not like

annem ve benimle facebook sayfam yıllar önce çok genç ve çok zayıfken

now unfortunately thanks for your company i hope you've enjoyed today's live stream

şimdi ne yazık ki böyle değil ne yazık ki şirketiniz için teşekkürler umarım bugünkü canlı yayından keyif almışsınızdır

i'm trying to

access the live stream it seems to have stopped ah that's better i can see it now thank you

canlı yayına erişmeye çalışıyorum durdu ah bu daha iyi şimdi görebiliyorum çok teşekkür ederim çok teşekkür ederim

very much thank you hailey quang thank you sandra beatriz cheryl hello cheryl what do

hailey quang teşekkür ederim sandra beatriz cheryl merhaba cheryl tavşan kulakları

rabbit ears mean rabbit ears what what does it mean well quite often we we say that a

ne demek

person might have rabbit ears if their ears are a little large

kulakları biraz büyük

rabbit ears or maybe a person who is very good at listening you might say that they

tavşan kulağıysa veya belki dinlemede çok iyi olan biriyse, onların

have rabbit ears but quite often it refers to the appearance of a person's ears that's

tavşan kulakları olduğunu söyleyebilirsiniz, ancak çoğu zaman bu, bir kişinin kulaklarının görünümüne atıfta bulunur,

what it normally refers to thank you very much i'm going now i have to say goodbye i

normalde bu, çok teşekkür ederim. şimdi gidiyorum veda etmeliyim umarım

hope you've enjoyed today's live stream and all the things contained within back on sunday

bugünün canlı yayınını ve içerdiği her şeyi beğenmişsinizdir pazar günü saat

2 p.m uk time is when i am back with you again don't forget you can join me on sunday check

14:00 uk tekrar aranızdayım unutmayın pazar günü bana katılabilirsiniz

the time check your time difference wherever you are in the world you are more than welcome

zaman farkınızı kontrol edin dünyanın neresinde olursanız olun,

to join in next sunday from 2 p.m uk time thank you mo sen thank you also claudia ah

gelecek pazar saat 14:00'ten itibaren katılabilirsiniz uk saati teşekkür ederim mo sen ayrıca teşekkür ederim claudia ah

and thanks once again for your lovely messages very nice thank you very much mr duncan valentina

ve güzel mesajlarınız için bir kez daha teşekkürler çok güzel teşekkür ederim çok çok bay duncan valentina

you are the best as usual thank you that's very kind of you to say i will see you later

her zamanki gibi en iyisisiniz teşekkür ederim çok naziksiniz daha sonra görüşürüz demek

this is mr duncan in the birthplace of english saying thanks for watching see you on sunday

bu ingilizcenin doğum yerinde bay duncan izlediğiniz için teşekkürler pazar günü görüşürüz

and you can watch this video again and again and again as many times as you want for your

ve bu videoyu tekrar tekrar izleyebilirsiniz tekrar istediğiniz kadar çalışmanız için

study thank you very much also to connell don't forget to give me a lovely thumbs up

çok teşekkür ederim connell'e de bana hoş bir başparmak vermeyi unutmayın

as well please show me how much you appreciate this by giving me a big thumb thank you it's

lütfen bana bunu ne kadar takdir ettiğinizi bana büyük bir başparmak vererek gösterin teşekkür ederim

very kind of you to say so

çok naziksiniz sen söyle

one more two more just give me a big thumb and i will leave here a happy man okay maybe

bir iki daha bana baş parmağını kaldır ve buradan mutlu bir adam olarak ayrılayım tamam

maybe three more four more come on let's see those thumbs everyone yeah maybe one more

belki üç tane daha dört tane daha hadi o parmakları görelim herkes evet belki bir tane daha

maybe one three five come on we can do yes maybe 140 can we do 140 come on okay give

belki bir üç beş hadi yapabiliriz evet belki 140 yapabilir miyiz 140 hadi tamam

me those thumbs give me those thumbs oh they're actually going down now that's not very good

o başparmakları ver bana o başparmakları ver oh aslında şimdi düşüyorlar bu pek iyi değil fazla kalmadan

is it

before i overstay my welcome i will say thanks for watching today and i will see you on sunday

önce hoşgeldiniz bugün izlediğiniz için teşekkürler diyeceğim ve pazar günü görüşürüz Birleşik

from 2 p.m uk time and of course until the next time we meet here you know what's coming

Krallık saatiyle 14.00'ten ve tabii ki bir dahaki sefere burada buluşana kadar sırada ne olacağını biliyorsun

next yes you do until the next time we meet here on youtube stay safe stay happy enjoy

evet biliyorsun youtube'da bir dahaki buluşmamıza kadar güvende kal mutlu kal

the rest of your wednesday and also the rest of your week see you later alligator see you

çarşamba gününün ve ayrıca haftanın geri kalanının tadını çıkar bak sen sonra timsah

in a while crocodile and of course

biraz sonra görüşürüz timsah ve tabii ki

ta ta for now

şimdilik ta ta