Live English Lesson - SUN 23rd July 2017 - Learning English - Money idioms - Learn Grammar

Yes it's another Sunday we are all together once again on YouTube

Evet yine bir pazar günü YouTube

dot com. oh hello there hi everybody this is mr. Duncan in England how are

dot com'da yine beraberiz. oh merhaba herkese merhaba bu bay. Duncan İngiltere'de

you today are you okay I hope so are you happy I hope so

bugün nasılsın iyi misin umarım öyle mutlusundur öyle derler ki

they say that preparing for a live lesson is a little bit like life there

canlı derse hazırlanmak biraz hayat gibidir yapmak istediğin

isn't enough time to do the things you want to do it's true I've been rushing

şeyleri yapmak için yeterli zaman yok bu doğru

all over the place this morning trying to prepare for my live stream and Here I

Bu sabah canlı yayınıma hazırlanmak için her yere koşuşturdum ve işte

am once again and there you are as well I hope I hope you are now

bir kez daha buradayım ve siz de oradasınız umarım şimdi

watching me live I'm slightly late by about two minutes I apologize for that

beni canlı izliyorsunuzdur Yaklaşık iki dakika kadar biraz geciktim özür dilerim bunun için

but I have had a busy morning doing lots of things first of all the weather

ama pek çok şey yaparak yoğun bir sabah geçirdim, öncelikle

forecast yesterday said that it was going to rain today

dün hava tahmini bugün yağmur yağacağını söyledi, bu yüzden

so I decided not to go outside but then when I woke up this morning everything

dışarı çıkmamaya karar verdim ama sonra bu sabah uyandığımda her şey

was fine and sunny so I've decided to go outside anyway

yolunda ve güneşliydi, ben de Daha sonra

to do a little special live segment later on so I hope you will stay with me

biraz özel bir canlı bölüm yapmak için yine de dışarı çıkmaya karar verdim, bu yüzden umarım benimle kalırsınız, bugün bana

for that thank you very much for joining me today here we go again it's live on a

katıldığınız için çok teşekkür ederim, yine başlıyoruz,

Sunday afternoon the 23rd of July we are already coming towards the end of July

23 Temmuz Pazar öğleden sonra canlı yayındayız. şimdiden temmuzun sonuna doğru

next week of course will be the last livestream of July and then we are into

gelecek hafta tabii ki temmuzun son canlı yayını olacak ve sonra ağustos ayına girmiş bulunmaktayız

August and of course August is no ordinary

ve tabi ağustos

month for me anyway because August will see my birthday arrive on the 12th of

benim için sıradan bir ay değil zaten çünkü ağustos doğum günümün 12 ağustos'ta geldiğini görecek

August I will be another year or or I don't want to be another year

ben bir yıl daha ya da ya da bir yıl daha

older I want to stay eternally young is that possible

yaşlanmak istemiyorum sonsuza kadar genç kalmak istiyorum bu mümkün mü

I don't know so thanks for joining me today for those who don't know who I am

bilmiyorum bu yüzden kim olduğumu bilmeyenler için bugün bana katıldığınız için teşekkürler adım

my name is Duncan and I teach English on YouTube and I have been doing this for

Duncan ve ben YouTube'da İngilizce öğretin ve bunu

over 10 years people can't believe it when I tell them but I have been on

10 yılı aşkın süredir yapıyorum, insanlara söylediğimde inanamıyorlar ama ben

YouTube I am one of the original youtubers it's true so over the years

YouTube'dayım, orijinal youtuberlardan biriyim, bu doğru, bu doğru, bu yüzden yıllar içinde

many people who were on YouTube 10 years ago have now disappeared they have

YouTube'da olan birçok kişi 10 yıllar önce kayboldu şimdi

vanished without trace but I am still here so it was way back in October 2006

iz bırakmadan kayboldular ama ben hala buradayım, bu yüzden Ekim 2006'da

when I started making these live well not live but recorded videos and then of

bunları canlı yapmaya başladım, canlı değil videolar kaydettim ve sonra

course last year I started doing my live streams so in total I am now into my

tabii ki geçen yıl canlı yayınlarımı yapmaya başladım yani toplamda Şu an

11th year can you believe it I'm coming up to my 11th year on YouTube I can't

11. yılıma giriyorum inanabiliyor musunuz YouTube'da 11. yılıma yaklaşıyorum Geçen hafta

believe it to be honest if you remember last week and I talked about some

hatırlarsanız dürüst olmak gerekirse buna inanamıyorum ve özellikle

television programs made here in Britain one in particular that I mentioned was

burada İngiltere'de yapılan bazı televizyon programlarından bahsetmiştim. Bahsettiğim

was this TV show thank you very much to all those who got in touch with me to

bu diziydi YouTube'da sevgili hanımların bazı bölümlerini izlediklerini söylemek için benimle iletişime geçen herkese çok teşekkür ederim,

say that they did watch some episodes of dear ladies on YouTube apparently there

görünüşe göre geçen hafta bahsettiğim gibi

are some episodes of this comedy show on YouTube as I mentioned last week this

YouTube'da bu komedi şovunun bazı bölümleri var.

this particular program features two characters Dame Hilda brackets and

bu özel programda iki karakter Dame Hilda parantez ve

doctor evadne hinge but the thing is the two ladies are actually men pretending

doktor evadne menteşe var ama mesele şu ki, iki hanım aslında hanımefendi gibi davranan erkekler,

to be ladies this is something that is very unique to British comedy very

bu İngiliz komedisine çok özgü bir şey,

unique to British humour men dressing up as ladies we call it drag so if you

İngiliz mizahına çok özel, bizim hanımefendi gibi giyinen erkeklere özgü sürükleyin yani

dress up as a woman if you are a man and you

kadın kılığına girerseniz erkekseniz ve

pretend to be a woman for entertainment purposes we call it drag now someone I

eğlence amaçlı kadın kılığına girerseniz biz buna sürükle diyoruz şimdi birisini

won't say who wrote and said mr. Duncan they asked a very interesting question

söylemeyeceğim kim yazdı kim dedi bey. Duncan beye sordukları çok ilginç bir soru sordular

they asked mr. Duncan have you ever dressed up as a lady I have never done

. Duncan hiç hanımefendi gibi giyindin mi Ben hiç yapmadım bunda

it not that there's anything wrong with it

yanlış bir şey yok

because some people do like to dress up his ladies for various reasons but to be

çünkü bazı insanlar çeşitli sebeplerden dolayı hanımlarını giydirmeyi seviyor ama

honest I've never done it I've never tried dressing up as a woman ever in my

dürüst olmak gerekirse bunu hiç yapmadım Hiç giyinmeyi denemedim Hayatımda hiç bir kadın olarak,

life I can safely say that unlike mr. Steve that's all I'm going to say but I

Bay'ın aksine bunu güvenle söyleyebilirim. Steve söyleyeceklerim bu kadar ama ben

have never dressed as a lady also I have some news because last week I mentioned

hiç bayan gibi giyinmedim ayrıca bazı haberlerim var çünkü geçen hafta yan

that my neighbor next door is selling his house so my neighbor is moving and

komşumun evini sattığından bahsetmiştim bu yüzden komşum taşınıyor ve

guess what the house has been sold so soon I will be getting a new neighbor

tahmin edin ev ne sattı yani yakında yanıma yeni bir komşu alacağım bu

next door to me so now I and now I'm feeling very nervous I must admit I am

yüzden şimdi ben ve şimdi çok gergin hissediyorum itiraf etmeliyim ki

feeling quite worried because I don't know what the new neighbors will be like

oldukça endişeli hissediyorum çünkü yeni komşular nasıl olacak bilmiyorum

will they be nice people will they be noisy people the only thing

iyi insanlar olacaklar mı gürültücü insanlar oldukları için

I'm really dreading to be honest is that they have a dog I hope that my new

dürüst olmaktan gerçekten korktuğum tek şey onların bir köpeği olması umarım yeni

neighbor doesn't have a dog so that's the only thing I'm worried about because

komşumun köpeği yoktur bu yüzden endişelendiğim tek şey bu çünkü

many of the neighbors around here have dogs and sometimes they bark and bark

çevredeki birçok komşu Köpekleri var ve bazen

and bark for a very long time so I'm I'm hoping that my new neighbors will not

çok uzun süre havlıyorlar, havlıyorlar ve havlıyorlar, bu yüzden umarım yeni komşularımın

have a dog because dogs can be very annoying although having said that here

bir köpeği olmaz çünkü burada Birleşik Krallık'ta yasak olduğunu söylememe rağmen köpekler çok sinir bozucu olabilir.

in the UK it is forbidden to say anything bad about dogs or dog owners

köpekler veya köpek sahipleri hakkında kötü bir şey söylemeniz

it's true I'm not kidding if you say anything bad about dog owners

doğru, şaka yapmıyorum, eğer köpek sahipleri hakkında kötü bir şey söylerseniz

you will be punished severely people will ignore you in the streets so I have

ciddi bir şekilde cezalandırılırsınız, insanlar sizi sokaklarda görmezden gelir, bu yüzden

to be careful what I'm saying but I hope that my new neighbor does not have a dog

söylediklerime dikkat etmeliyim ama umarım yeni komşumun köpeği yok

I hope so also on Friday I went to the dentist I

umarım öyledir cuma günü de dişçiye gittim

did I had to go to the dentist to have some treatment because apparently

dişçiye tedavi olmak için gitmem gerekti çünkü görünüşe göre

according to my dental hygienist apparently I'm not taking care of my

diş hijyenistime göre

back teeth and she punished me she gave me a telling-off she said yeah yeah

arka dişlerime bakmıyorum ve beni cezalandırdı bana azarladı evet dedi evet

you're not taking care of your teeth you have to take more care of your teeth or

dişlerine bakmıyorsun dişlerine daha çok bakmalısın yoksa

else they will fall out so my dental hygienist punished me on Friday she

düşecekler bu yüzden diş hijyenistim Cuma günü beni cezalandırdı o

didn't give me any sweets normally she gives me a big lollipop at the end of my

yapmadı ' normalde bana şeker vermiyor tedavimin sonunda bana büyük bir lolipop veriyor

treatment but on Friday she did not give me one so I was very upset so from now

ama cuma günü bana lolipop vermedi bu yüzden çok üzüldüm bu yüzden bundan sonra

on I will take extra care of my back teeth because apparently I'm not

arka dişlerime ekstra özen göstereceğim çünkü görünüşe göre ben zaten

brushing them properly anyway my teeth are lovely now they're all nice and

düzgün fırçalamıyorum dişlerim çok güzel şimdi hepsi güzel ve

clean after my visit to the dentist on Friday so I hope you are ok today lots

temiz cuma günü dişçi ziyaretimden sonra yani umarım bugün iyisindir bir

of questions lots of things coming our way today also last week if you were

sürü soru bugün de geçen hafta bir sürü şey yolumuza çıkıyor eğer geçen hafta

watching last week I was talking about the new Doctor Who for those who don't

izlediyseniz Geçen hafta, Doctor Who'nun kim olduğunu bilmeyenler için yeni Doctor Who'dan bahsediyordum.

know who Doctor Who is Doctor Who is a fictional character he has been on our

Doctor Who,

TV screens in the UK for over 50 years 50 50 years so last week it was

50 yılı aşkın süredir İngiltere'de TV ekranlarımızda yer alan kurgusal bir karakterdir, bu yüzden geçen hafta

announced that the new Doctor Who will be a woman a lot of people were very

duyurulmuştu. yeni Doctor Who'nun kadın olacak olması birçok insanı üzdü

upset to be honest it doesn't really bother me because I don't watch it

açıkçası, beni pek rahatsız etmiyor çünkü artık onu izlemiyorum

anymore I don't watch Doctor Who anymore I used

Doctor Who'yu artık izlemiyorum

to when I was a child but not anymore so that was also the big news today we

Çocukken eskiden izlerdim ama artık değil bu da büyük haberdi bugün

are talking about money money yes I have some questions to ask you today first of

para paradan bahsediyoruz evet bugün size soracağım bazı sorular var

all what would you do if you won the lottery I don't know if you play the

öncelikle piyangoyu kazansaydınız ne yapardınız bilmiyorum piyango oynarsanız

lottery maybe you do but what would you do if

belki oynarsınız ama piyangoyu kazansaydınız ne yapardınız,

you won the lottery if you were to win a large amount of money maybe a thousand

büyük miktarda para kazansaydınız, belki bin

pounds or a thousand dollars or maybe even 1 million pounds or maybe 1 million

pound veya bin dolar, hatta belki 1 milyon pound veya belki 1 milyon

dollars or whatever your local currency is what would you do if you won the

dolar veya yerel para biriminiz her ne ise, ne yapardınız? piyangoyu kazandınız

lottery and another question concerning money do you think that money can buy

ve parayla ilgili başka bir soru paranın mutluluğu satın alabileceğini düşünüyor musunuz

happiness oh do you think that money can buy happiness and do you know any money

oh paranın mutluluğu satın alabileceğini düşünüyor musunuz ve herhangi bir para

idioms or phrases do you know any money idioms or phrases so there are lots of

deyimi veya deyimi biliyor musunuz para deyimi veya deyimi biliyor musunuz bu yüzden birçok

phrases in English concerning money but do you know any money idioms or phrases

deyim var Parayla ilgili İngilizce ama herhangi bir para deyimi veya deyimi biliyor musun, o

he's a good example put your money where your mouth is put your money where your

iyi bir örnek

mouth is that is a great phrase concerning money if you put your money

where your mouth is it means you prove that you can do something you prove that

bir şey yapabileceğini ispatlayacaksın

you will do something so instead of just talking about it you actually do it

bir şey hakkında konuşmak yerine onu gerçekten yapıyorsun ki

so we can say that you put your money where your mouth is that's a great

paranı ağzının olduğu yere koy diyebiliriz bu harika bir

expression so if you know any idioms or phrases to do with money because today

ifade yani eğer yapılacak herhangi bir deyim veya deyim biliyorsanız para ile çünkü bugün

we are talking all about the subject of money and a little bit later on

tamamen para konusundan bahsediyoruz ve biraz sonra

we will be going outside let's have a look this is a live view outside there

dışarı çıkacağız hadi bir bakalım bu canlı bir görüntü dışarıda orada

it is the sun is shining even though yesterday the weather forecasters said

güneş parlıyor dün olmasına rağmen hava tahmincileri

that today was going to be very dull and rainy but there hasn't been any rain yet

bugün dedi çok sıkıcı ve yağmurlu olacaktı ama henüz yağmur yağmadı bu

so I will be going outside and as you can see you can see my bird feeder in

yüzden dışarı çıkacağım ve gördüğünüz gibi bahçede kuş yemliğimi görebilirsiniz

the garden and also you can see some containers as well can you see the small

ve ayrıca bazı kapları da görebilirsiniz. küçük

containers on the ground a little bit later on I will be going outside to tend

kaplar biraz sonra yerde kuş yemliğimle ilgilenmek için dışarı çıkacağım

to my bird feeder I am going to tend to my bird feeder we will be doing that

kuş yemliğimle ilgileneceğim bunu saat

around about 3 o'clock so at 3 o'clock UK time I will go outside to tend to my

3 civarında yapacağız yani İngiltere saatiyle 3'te ben kuş yemliğimle ilgilenmek için dışarı çıkacak

bird feeder there's an interesting word tend if you tend to something it means

ilginç bir kelime var eğilim bir şeyle ilgilenirseniz, onunla ilgilendiğiniz anlamına gelir,

you take care of it you look after it you do something to help it so I will be

ona yardım etmek için bir şeyler yaparsınız, böylece ben

tending to my bird feeder I will go outside to do something to my bird

kuş yemliğimle ilgileneceğim, dışarı çıkacağım kuş yemliğime bir şey yap

feeder what will I be doing that is the question

ne yapacağım soru bu

find out at 3 o'clock today we are as live as live can be on a Sunday

bugün saat 3'te öğren bir pazar

afternoon and of course even though some people get annoyed I will be saying

öğleden sonra olabildiğince canlıyız ve tabii ki bazı insanlar sinirlense de

hello to you because you are the most important part of what I do it's true we

merhaba diyeceğim sen çünkü sen benim yaptığım işin en önemli parçasısın bu doğru Çin'de

sing hello who is young Nihao watching in China I think because I can see some

izleyen genç Nihao'ya merhaba şarkısını söylüyoruz sanırım çünkü

Chinese characters on your message so a big hello to you a big Niihau to you

mesajında ​​bazı Çince karakterler görebiliyorum bu yüzden sana büyük bir merhaba büyük bir Niihau sana

Simona is here one of my regular viewers thank you Simona for joining me today

Simona burada düzenli izleyicilerimden biri Simona'ya bugün bana katıldığınız için teşekkür ederim

lovely to see you here three hangers here also a tiller hello a tiller how

sizi burada görmek çok güzel üç askı burada ayrıca bir yeke merhaba bir yeke bugün nasılsınız

are you today AB AB ha is

AB AB ha

here as well lots of hellos to send math Emilia is here as well

burada matematik göndermek için bir sürü merhaba Emilia da burada

hello math Emilia Nicole is here hi Nicole a regular viewer once again thank

merhaba matematik Emilia Nicole burada merhaba Nicole düzenli bir izleyici olarak bir kez daha

you for joining me today andrew is here andrew has already offered an English

bugün bana katıldığınız için teşekkür ederim andrew burada andrew zaten İngilizce bir

phrase to do with money no money no honey ooh I think I know what you mean

ifade teklif etti para yok para yok

by that obvious I do so the idea is that if you have no money it means you will

tatlım fikir şu ki, eğer paran yoksa bu,

not be attractive to the ladies I think that's what you mean is that what you

bayanlar için çekici olmayacağın anlamına geliyor bence demek istediğin bu

mean Andrew no money no honey I don't know how true that is hello from Moscow

Andrew para yok tatlım Moskova'dan merhaba Tatyana burada merhaba ne kadar doğru bilmiyorum

Tatyana is here hello Tatyana thanks for joining me on

Tatyana,

this Sunday afternoon live from England

bu Pazar öğleden sonra İngiltere'den canlı olarak bana katıldığınız için teşekkürler

duang or dang ham or dang nom should I say says hi also more at hello mr.

duang veya dang jambon veya dang nom demeliyim ki merhaba da daha fazla merhaba demeliyim mr.

Duncan this is an important program for all the world we must remember the

Duncan bu, tüm dünya için önemli bir program,

importance of results of these lessons and I wish to say to you thank you so

bu derslerin sonuçlarının önemini hatırlamalıyız ve size çok teşekkür etmek istiyorum Bunun

much Thank You Murat for that of course I am

için teşekkürler Murat, elbette

here live every Sunday and everything you see is free so I am giving you my

her Pazar burada canlı yayındayım ve gördüğünüz her şey ücretsiz bu yüzden size

time right now for free this costs you nothing today we are talking about money

şu anda ücretsiz olarak zamanımı veriyorum, bunun size hiçbir maliyeti yok bugün para hakkında konuşuyoruz

we are asking some questions about money what would you do if you win the lottery

para hakkında bazı sorular soruyoruz piyangoyu kazansaydınız ne yapardınız tüm

what would you do with all of that money all of that lovely money a little bit

bu parayla ne yapardınız tüm bu güzel şeyler biraz

later on we will be taking a look at one of my English lessons talking all about

sonra para konusundan bahsedeceğim İngilizce derslerimden birine bakacağız

the subject of money and do you think that money can buy

ve paranın mutluluk satın alabileceğini düşünüyor musunuz para

happiness can money buy happiness what do you think and do you know any money

mutluluğu satın alabilir mi sizce ve herhangi bir para deyimi biliyor musunuz

idioms or phrases one good phrase a penny saved is a penny earned I like

veya ifadeler iyi bir cümle bir kuruş kazanılan bir kuruştur Bunu sevdim

that one so that means if you save money even if it's a very small amount of

yani bu, çok küçük bir miktar olsa bile para biriktirirseniz

money you are still gaining something so even if you save very small amounts of

yine de bir şeyler kazandığınız anlamına gelir, yani çok küçük miktarlarda para biriktirseniz bile

money you can still gain from it so a penny saved is a penny earned I like

yine de kazanabilirsiniz ondan tasarruf edilen bir kuruş kazanılan bir kuruştur

that one very much Sajid Alam is here hello Sajid thanks for joining me

Bunu çok beğendim Sajid Alam burada merhaba Sajid bana katıldığınız için teşekkürler bu bay

it's mr. Duncan on a Sunday afternoon hello mr. Duncan thanks a lot for your

. Duncan bir Pazar öğleden sonra merhaba Bay. Duncan,

kind greetings today so many people watching at the moment if you wish to

bugün nazik selamlarınız için çok teşekkür ederim, şu anda izleyen pek çok kişi

get in touch with me either through my email address or maybe via my facebook

benimle e-posta adresim aracılığıyla veya belki facebook

page because I do have a Facebook page as well here are the addresses

sayfam aracılığıyla iletişime geçmek isterseniz, çünkü benim de bir Facebook sayfam var, işte adresler

did it do yes it is live English I am now live across YouTube thanks for

evet canlı İngilizce Artık YouTube'da yaşıyorum

joining me today I've been here for 20 minutes have you been here for 20

bugün bana katıldığınız için teşekkürler 20 dakikadır buradayım 20 dakikadır burada mıydınız

minutes or have you just joined me Karn juin is here hello karna doin hi mr.

yoksa bana yeni mi katıldınız Karn juin burada merhaba karna doin merhaba bay.

Duncan oh I haven't missed this lesson no you

Duncan oh bu dersi kaçırmadım hayır

are on time you are not too late because I am here for another hour and 10

zamanında geldin çok geç kalmadın çünkü daha bir saat 10

minutes and at 3 o'clock at 3 o'clock today I am going to go outside to tend

dakika daha buradayım ve bugün saat 3'te dışarı çıkıp ilgilenmeye gideceğim

to my bird feeder so we will be going outside into the garden many people

kuş yemliğim bu yüzden bahçeye çıkacağız birçok kişi

writing many people saying mr. Duncan we love your garden please can you do it

yazıyor birçok kişi mr diyor. Duncan bahçenizi seviyoruz lütfen

more often ok then talking of my garden I have been

daha sık yapabilir misiniz o zaman bahçemden bahsediyorum

out in the garden this week and I've done some filming as well around the

bu hafta bahçedeydim ve bahçede de biraz çekim yaptım

garden would you like to see some filming some video clips that I've done

bazı video klipler çekerken görmek ister misiniz

this week here we go can you see what is happening there we have some bees in the

Bu hafta yaptım işte başlıyoruz orada neler olduğunu görebiliyor musunuz bu hafta bahçede bazı arılar var

garden this week collecting all of that lovely nectar so they can take it back

bu güzel nektarın hepsini topluyorlar böylece onu kovanlarına geri götürüp

to their hive and turn it into honey so there is a bee can you see the plant do

bala çevirebiliyorlar ki bir arı olsun bitkiyi görebiliyor musun

you know what that plant is called it is called a dunk ulis Thank You Ellis or

o bitkinin adını biliyor musun buna dunk ulis denir Teşekkürler Ellis veya

car dunk ulis it is a type of thistle and there you can see some bumble bees

car dunk ulis bu bir devedikeni türüdür ve orada kartımda polen toplayan bazı bombus arılarını görebilirsin

collecting the pollen on my card uncle 'us

amca ' biz

there are three bees there and also can you see there are lots of tiny insects

oradayız orada üç arı var ve ayrıca görebiliyor musunuz,

as well all crawling around lots of small insects crawling around on the

hepsi de bitkinin etrafında sürünen birçok küçük böcek var, bu

plant as well so at the moment in my guard and the insects are very busy

yüzden şu anda benim korumamda ve böcekler çok meşgul,

especially the bees because they are busy collecting all of the pollen from

özellikle arılar çünkü onlar bitkilerden tüm polenleri toplamakla meşguller

the plants they are gathering the nectar should I say and then they take it back

nektarı topluyorlar demeliyim ve sonra onu kovanlarına geri götürüyorlar

to their hives and then they magically turn it into honey so there it is a view

ve sonra sihirli bir şekilde bala çeviriyorlar yani işte bahçemde bir manzara var

in my garden this week I went around the garden with my mobile phone doing a

bu hafta bahçeyi dolaştım cep telefonum

little bit of filming and there is another shot oh isn't that lovely lovely

biraz çekim yapıyor ve başka bir çekim var oh o sevimli sevimli

little bees

küçük arılar değil mi,

so there some shots taken this week in my garden because a lot of people like

bu hafta bahçemde bazı çekimler yapıldı çünkü birçok insan

to see what is going on in my garden I don't know why but lots of people are

bahçemde neler olup bittiğini görmek istiyor ben neden bilmiyorum ama pek çok insan

very interested so we had lots of bees this week buzzing around this week I

çok ilgileniyor bu yüzden bu hafta etrafta vızıldayan çok arımız vardı

have been a very busy bee doing all sorts of things I went to the dentist on

her türlü şeyi yapmakla çok meşgul bir arı oldum Cuma günü dişçiye gittim

Friday and I was told off by my dental hygienist she got very angry with me

ve beni azarladı diş hekimi arka dişlerime bakmadığım için bana çok kızdı

because I haven't been taking care of my back teeth she gave me a lecture about

bana arka dişlerime nasıl bakmam gerektiğiyle ilgili bir ders verdi kendimi

how I have to take care of my back teeth I felt I felt like a little naughty boy

biraz yaramaz bir çocuk gibi hissettim

I really did and to make things worse she didn't even give me a lollipop I was

gerçekten kızdım ve işleri daha da kötüleştiren o bana bir lolipop bile vermedi En

most disappointed Joyce is here hello Joyce

çok hayal kırıklığına uğradım Joyce burada merhaba Joyce

nice to see you today thank you for joining me on my live English today

bugün seni görmek güzel bugün canlı İngilizcemde bana katıldığın için teşekkür ederim

Joyce D'Souza watching in Brazil thanks a lot

Joyce D'Souza Brezilya'da izliyor çok teşekkürler

many people now saying hello Pierre is here hello Pierre hello mr. Duncan it's

şimdi birçok insan söylüyor merhaba Pierre burada merhaba Pierre merhaba bay. Duncan

nice to see you again thank you for all you do for us you are welcome no problem

sizi tekrar görmek güzel Bizim için yaptığınız her şey için teşekkür ederiz rica ederiz sorun değil

Totoro Totoro is here watching in Vietnam I hope you are happy and healthy

Totoro Totoro burada Vietnam'da izliyor Umarım mutlu ve sağlıklısınızdır

mr. Duncan I feel is fit as a fiddle today I feel really really well I don't

Bay Duncan. Duncan bugün kendimi çok iyi hissediyorum kendimi gerçekten çok iyi hissediyorum

know why I have lots of energy lots of energy I did go for a long walk

neden çok fazla enerjim olduğunu bilmiyorum çok fazla enerjim var dün uzun bir yürüyüşe çıktım

yesterday and I did sleep very well last night so maybe that's the reason why I

ve dün gece çok iyi uyudum bu yüzden belki de sebebi budur

feel so full of beans today I don't know why I feel very very happy and excited

Bugün kendimi çok dolu hissediyorum neden çok çok mutlu ve heyecanlı hissediyorum bilmiyorum

maybe it's because I'm here with you of course hi it's arena from Israel I don't

belki de burada seninle olduğum için tabii ki merhaba İsrail'den arena

know how to use patreon too make a donation yes I have a patreon

Patreon kullanmayı bilmiyorum ben de bağış yap evet Bir patreon

channel let me just try and find it here let's see if it's here well first of all

kanalım var deneyeyim ve burada bulayım bakalım burada mı öncelikle

we have my Facebook page and there is the Facebook address you can see it at

facebook sayfam var ve facebook adresi var

the bottom of the screen a lot of people asking if I have Instagram as well I do

ekranın alt kısmında görebilirsiniz birçok insan soruyor ben mi diye. İnstagramım da var

have Instagram and there is the address of my Instagram account and finally

İnstagramım var ve İnstagram hesabımın adresi var ve son olarak

jewel zero 2 asks mr. Duncan I don't know how to use patreon well there is

mücevher sıfır 2 mr diye soruyor. Duncan patreon kullanmayı bilmiyorum ama

the site if you go to patreon you are able to make a small donation every

site var patreon'a gidersen her ay küçük bir bağış yapabilirsin

single month it doesn't have to be a big amount it can be a small amount as well

büyük bir miktar olmak zorunda değil küçük bir miktar da olabilir yani

so if you wish to make a monthly donation you are more than welcome to do

Aylık bağış yapmak isterseniz, bunu memnuniyetle karşılarsınız,

so also if you wish to make a live donation you can do on the patreon the

ayrıca canlı bağış yapmak isterseniz, patreon'da yapabilirsiniz

live chat should I say the live chat which is underneath this chat box at the

canlı sohbet, bu sohbet kutusunun altındaki canlı sohbeti söylemeliyim.

bottom of the chat box you will see this sign if you wish to make a live donation

sohbet kutusunda bu işareti göreceksin eğer bugün canlı bağış yapmak istersen

today you are more than welcome to karna juin says 10 years isn't a small number

karna juin'e hoşgeldin 10 yıl az bir sayı değil diyor

you are a very patient human thank you very much for that I like to think that

sen çok sabırlı bir insansın bunun için çok teşekkür ederim düşünmeyi seviyorum

I'm very patient I think I am I think I'm very patient with other people but

çok sabırlıyım sanırım öyleyim diğer insanlara karşı çok sabırlı olduğumu düşünüyorum ama

sometimes people do annoy me sometimes sometimes people can be a pain in the

bazen insanlar beni sinirlendiriyor bazen insanlar tam bir baş belası olabiliyor

ass or they can be a pain in the ass sometimes I'm sure we all know people

veya bazen tam bir baş belası olabiliyorlar eminim hepimiz

who are sometimes annoying but I like to think that I'm a very patient person I

bazen sinir bozucu insanlar tanıyoruz ama çok sabırlı bir insan olduğumu düşünmeyi seviyorum

can deal with most people the only thing I don't like when it

çoğu insanla başa çıkabilirim konu insan davranışı olduğunda sevmediğim tek şey

comes to human behavior is unfairness I don't like it when people are unfair to

adaletsizlik insanlar diğer insanlara haksızlık ediyor, bu

other people so that that's probably my biggest hatred of human behavior is

yüzden muhtemelen insan davranışlarına karşı en büyük nefretim

unfairness so when people are unfair to each other when they are mean or

adaletsizliktir, bu yüzden insanlar kaba veya kinci olduklarında birbirlerine karşı adaletsiz olduklarında

spiteful or if they treat others unequally that's when I tend to lose my

veya başkalarına eşitsiz davrandıklarında işte o zaman sabrımı kaybetme eğilimindeyim merhaba

patience hello mr. Duncan from Taiwan hello to

bayım. Tayvan'dan Duncan Tayvan'a merhaba

Taiwan I have a friend who lives in Taiwan Jing Yu Chen hello to you thanks

Tayvan'da yaşayan bir arkadaşım var Jing Yu Chen merhaba

for joining me today Spain is here Francisco Thank You

bugün bana katıldığınız için teşekkürler İspanya burada Francisco

Francisco for joining me

Bana katıldığınız için teşekkürler Francisco

Pedro Belmont is here Thank You Pedro hello mr. Duncan I saw one thing very

Pedro Belmont burada Teşekkürler Pedro merhaba bay. Duncan dün çok ilginç bir şey gördüm

interesting yesterday and I did a video can I show it to you what is your email

ve bir video yaptım size e-posta adresinizin ne olduğunu gösterebilir miyim

address well my email address was was on the

peki e-posta adresim

screen a few moments ago and of course you can see it behind here on the screen

birkaç dakika önce ekrandaydı ve tabii ki onu ekranın arkasında görebilirsiniz.

so if you keep watching you will see my Facebook page and also my email address

izlemeye devam ederseniz Facebook sayfamı ve ayrıca e-posta adresimi

right here behind me just over there in fact I love you even more because of

tam burada arkamda göreceksiniz aslında sizi

this live lesson Thank You Joyce Joyce saying something very nice about me

bu canlı ders sayesinde daha da çok seviyorum Teşekkürler Joyce Joyce orada benim hakkımda çok güzel bir şey söylüyor

there thank you very much I'm very very pleased to hear that you are happy to

çok teşekkür ederim ben Bugün beni gördüğünüze sevindiğinizi duyduğuma çok çok sevindim

see me today hello teacher from Brazil Fabio is here

Brezilya'dan merhaba öğretmen Fabio burada

watching in Brazil our sin our sin Oh sir Damir

Brezilya'da izliyor bizim günahımız bizim günahımız Ah efendim Damir

I hope I pronounced your name right I love cats

umarım adınızı doğru telaffuz etmişimdir Kedileri

I love the sound of a cat when it's angry it makes a sort of hissing noise

severim Kedi sesine bayılırım sinirli tıslama sesi çıkarıyor

sorry about that I hope my new neighbor doesn't have a dog

bunun için özür dilerim umarım yeni komşumun köpeği yoktur kedileri

I don't mind cats cats are okay as long as they don't eat the birds in my garden

umursamıyorum kediler bahçemdeki kuşları yemedikleri sürece sorun yok kedilerden

that's the only thing I don't like about cats cats can be very cruel to the birds

hoşlanmam kediler kuşlara karşı çok acımasız olabiliyor bu

so that's the only thing I don't like about cats but dogs can be very annoying

yüzden kedilerde sevmediğim tek şey bu ama köpekler çok sinir bozucu olabiliyor

first of all they they bark all the time and also they have this annoying habit

öncelikle sürekli havlıyorlar ve ayrıca bu sinir bozucu ayrılma huyları var

of leaving poo everywhere so yes dogs I think dogs are slightly more annoying

her yere kaka yani evet köpekler bence köpekler kedilerden biraz daha can sıkıcıdır

than cats hello mr. Duncan from Japan Hiroko

merhaba bayım. Japonya'dan Duncan Hiroko

Hiroko lagina is here watching in Japan thank you very much for joining me today

Hiroko lagina burada Japonya'da izliyor, bugün bana katıldığınız için çok teşekkür ederim,

turned lamb nah Joe is here thanks for joining me as well hello mr. Duncan

kuzu oldu hayır Joe burada, bana katıldığınız için de teşekkürler, merhaba bayım.

greetings from Egypt from Mohammed Mossad thank you very much for joining

Mısır'dan Muhammed Mossad'dan Duncan'a selamlar bugün bana katıldığınız için çok teşekkür ederim

me today

Nicole oh I see Nicole you have already beaten me to the thing I've just said so

Nicole oh görüyorum Nicole az önce söylediğim şeyde beni çoktan geride bıraktın bu yüzden

I know that you left this message earlier do you prefer your future

bu mesajı daha önce bıraktığını biliyorum gelecekteki

neighbor to have a cat instead of a dog yes I I would prefer a cat rather than a

komşunun aynı mesajı almasını ister misin köpek yerine kedi evet köpek yerine kediyi tercih ederim

dog because dogs can be very noisy cats don't make much noise but dogs do

çünkü köpekler çok gürültücü olabilir kediler fazla ses çıkarmazlar ama köpekler

especially small dogs have you noticed the smaller the dog the more annoying

özellikle küçük köpekler yapar fark ettiniz mi köpek ne kadar küçükse havlaması o kadar rahatsız edici olur çok

its bark so small dogs always sound worse than large dogs I don't know why

küçük köpekler her zaman büyük köpeklerden daha kötü ses çıkarırsınız neden

that is how are you mr. d'Ancona in Mexico it is

böylesiniz bilmiyorum bayım. d'Ancona Meksika'da

very early in the morning it is just 8:00

sabahın çok erken saatlerinde saat henüz

thirty five in the morning Thank You Juan Carlos is back again I know you

sabah 8:00 otuz beş Teşekkürler Juan Carlos tekrar döndü

were here last week as well the story with Doctor Who reminds me of the one

Geçen hafta da burada olduğunuzu biliyorum Doctor Who'nun hikayesi bana Doctor Who ile olan hikayeyi hatırlatıyor.

with the Ghostbusters remake oh yes of course because they changed the

Ghostbusters remake oh evet tabii ki çünkü

characters in ghostbusters two women and some people didn't like that idea they

Ghostbusters'daki karakterleri değiştirdiler iki kadın ve bazı insanlar bu fikirden

they were not keen on it and last week here in the UK they

hoşlanmadılar ve buna pek hevesli değillerdi ve geçen hafta burada Birleşik Krallık'ta

announced that the new doctor who would be a woman some people were very upset

yeni doktorun kadın olacağını duyurdular bazı insanlar çok üzüldü, Doctor Who'da

they said we don't we don't want a woman to play Doctor Who where we want a man

bir kadının oynamasını istemediğimizi söylediler, bizim bir erkek istediğimiz yerde

it's supposed to be a man whilst others were very excited about it so it just

bir erkek olması gerekiyordu, diğerleri ise bu konuda çok heyecanlıydı, bu yüzden bu sadece

depends on your point of view I suppose hello from France all France is watching

sizin bakış açınıza bağlı ben varsayalım Fransa'dan merhaba tüm Fransa izliyor

oh I see a big Bonjour to everyone watching in France so we are talking all

oh Fransa'da izleyen herkese büyük bir Bonjour görüyorum bu yüzden

about money today the questions I'm asking today

bugün tamamen para hakkında konuşuyoruz bugün sorduğum sorular

what would you do if you won the lottery and do you think that money can buy

piyangoyu kazansaydınız ne yapardınız ve paranın kazanabileceğini düşünüyor musunuz? mutluluk satın al

happiness also do you know any money idioms or phrases in English there are

ayrıca ingilizcede herhangi bir para deyimi veya deyimi biliyor musun

lots of them lots of idioms and phrases also today by popular demand we have the

bunlardan bir sürü var bir sürü deyim ve deyim ve bugün de popüler talep üzerine

mystery idioms once again the mystery idioms are back they are so we have the

bir kez daha gizemli deyimlere sahibiz gizemli deyimler geri döndüler yani bizde

mystery idioms would you like to see the mystery idioms now you would really I

gizemli deyimlere sahibiz olur mu şimdi gizemli deyimleri görmek istersin, gerçekten anlıyorum

see I tell you what I'm going to show you a lesson now so we're going to watch

sana şimdi bir ders göstereceğim şeyi söylüyorum, bu yüzden

a lesson and then afterwards we will have the mystery idioms so here we go

bir ders izleyeceğiz ve ardından gizemli deyimlere sahip olacağız,

here is a lesson this is one of my full english lessons and then later on we are

işte başlıyoruz bir ders bu benim tam İngilizce derslerimden biri ve daha sonra

going to watch a lesson all about money which is the subject of

today's live English stream we are talking about money but for now here is

bugünün canlı İngilizce akışının konusu olan para hakkında bir ders izleyeceğiz para hakkında konuşuyoruz ama şimdilik burada

an excerpt from one of my full English lessons and this is taken from full

tam derslerimden birinden bir alıntı var. İngilizce dersleri ve bu tam

English number 12 well a big happy hello to you my name is mr. Duncan and I'm so

İngilizce 12 numaradan alınmıştır, size büyük bir mutlu merhaba, benim adım bay. Duncan ve ben

pleased to see you here again for another full English lesson this is full

sizi başka bir tam İngilizce dersi için burada tekrar görmekten çok memnunuz, bu tam

English number 12 which means that I have now made a dozen episodes of full

İngilizce sayısı 12'dir, yani şu anda bir düzine tam İngilizce bölümü yaptım,

English a dozen of something is 12 half a dozen of something is six and two

bir düzine bir şey 12 yarım düzine bir şey altıdır ve iki

dozen of something is 24 do you know how many things make up a gross twelve dozen

düzine bir şey 24'tür biliyor musunuz, kaç şey brüt bir şeyi oluşturur on iki düzine şey brüttür ki bu

things is a gross which is 144 the word gross can also mean horrible or

144'tür.

disgusting the way he picks his nose is so gross what's that Oh apparently we

are now behind schedule so I'd better get on with today's full English lesson

programın gerisinde, bu yüzden bugünün tam İngilizce dersine başlasam iyi olur,

right now

şu anda

do you believe in fate do you see your life is being won controlled by fate

kadere inanıyor musunuz, hayatınızın kader tarafından kontrol edildiğini görüyor musunuz,

the word fate means the course of a person's life or the events of someone's

kader kelimesi bir kişinin hayatının akışı veya birinin

life that are out of their control fate means that what will happen will happen

hayatındaki olaylar anlamına gelir. kader onların kontrolü dışında olacak demektir

and there is nothing that can be done to stop it imagine your life being like a

ve bunu durdurmak için yapılabilecek hiçbir şey yoktur, hayatınızı bir yol gibi hayal edin,

road all the things you will encounter and experience are already there

karşılaşacağınız ve deneyimleyeceğiniz her şey zaten orada,

waiting for you to meet them a predetermined outcome is fate some

önceden belirlenmiş bir sonuçla karşılaşmanızı bekliyor. kaderdir bazı

people believe that their life is already mapped out that their fate is

insanlar hayatlarının zaten çizilmiş olduğuna inanır kaderlerinin çoktan

already sealed of course there are those who believe the opposite and feel that

belirlenmiş olduğuna inanırlar elbette aksini düşünenler de vardır ve

life is something we determine for ourselves that each person has ultimate

hayatın bizim kendimiz için belirlediğimiz bir şey olduğunu, her insanın

control of their own destiny sometimes an event or situation occurs that might

kendi kaderi üzerinde nihai kontrole sahip olduğunu bazen bir olay olduğunu düşünenler vardır veya

appear fateful an inevitable event might seem faithful in English there is the

kader gibi görünebilecek bir durum meydana gelir, kaçınılmaz bir olay, İngilizce'de sadık görünebilir,

phrase fate worse than death which means something that is really bad

kader, ölümden daha kötü bir şey anlamına gelir, yani gerçekten kötü bir şey

or something bad that is about to happen or has happened already do you believe

veya kötü bir şey olmak üzere olan veya zaten olmuş olan, kadere inanıyor musunuz,

in fate

here is something that can come in very handy if you are out in the wilderness

burada bir şey var bu, vahşi doğadaysanız çok kullanışlı olabilir,

this is a piece of tree it's a stick a small piece of branch from a tree can be

bu bir ağaç parçasıdır, bu bir çubuktur, ağaçtan küçük bir dal parçasına

called a stick a length of branch that is not very heavy or thick can be called

sopa denilebilir, çok ağır veya kalın olmayan bir dalın uzunluğuna sopa denilebilir.

a stick you can use a stick to support yourself

sopa yürürken kendinizi desteklemek için bir sopa kullanabilirsiniz

as you walk a large amount of sticks can be used to make a shelter or a raft to

çok miktarda sopa bir sığınak yapmak için kullanılabilir veya

float on water you can use a stick as a weapon to defend yourself with and a

suda yüzen bir sal olabilir kendinizi savunmak için bir silah olarak bir sopa kullanabilirsiniz ve

stick makes a very good back scratcher oh yes a stick is a very useful thing

bir sopa çok iyi sırt kaşıyıcı oh evet bir sopa çok yararlı bir şeydir

indeed the word stick can also mean to fix two things together normally with

gerçekten de sopa kelimesi iki şeyi birbirine sabitlemek anlamına da gelebilir normalde yapıştırıcı ile iki şeyi birbirine

glue you stick two things together as an idiom stick together means stay with

yapıştırırsınız bir deyim olarak iki şeyi birbirine yapıştırın stick birlikte kalmak anlamına gelir

each other whatever happens you and I will always

ne olursa olsun birbirinizin yanında kalın siz ve ben her zaman

stick together

birbirimize yapışacağız

it's time now to take a look at another buzzword a buzzword is a phrase or

şimdi başka bir moda kelimeye bakmanın zamanı geldi a moda kelime belirli

sentence that is used a lot during a certain period or is generally popular

bir dönemde çokça kullanılan veya genellikle popüler olan bir ifade veya cümledir

today's buzzword is corrupt this is a word that seems to come around again and

günümüzün moda kelimesi bozuk bu

again the word corrupt means the action of being dishonest in return for money

tekrar tekrar ortaya çıkan bir kelime bozuk kelimesinin anlamı para

or personal gain a person with high authority might be found to be corrupt

ya da kişisel kazanç karşılığında dürüst olmama eylemi yüksek otoriteye sahip bir kişi,

if he or she is giving preferential treatment to someone in return for money

para

or favors you scratch my back and I will scratch yours if you give something to

ya da iyilik karşılığında birine ayrıcalıklı muamelede bulunuyorsa yolsuzluğa bulaşabilir. bana bir şey ver o

me then I will do something for you more often than not corruption does involve

zaman ben de senin için bir şey yapacağım

bribery taking place between powerful people bribery is the action of

exchanging money for personal favors or gain corruption is the noun that names

the act of being corrupt we will always describe a person involved in corruption

yolsuzluğa karışan bir kişiyi yolsuz

as being corrupt a corrupt politician the official has been charged with

olarak tanımlayın yolsuz bir politikacı yolsuzluğa bulaşmış bir yetkili yolsuzlukla suçlandı

corruption that person has accepted money or gifts in return for giving

o kişi birine iyilik yapması karşılığında para veya hediye kabul etti

favors to someone that person is corruptible easily bored dissolute

o kişi yolsuzluğa yatkındır kolayca sıkılır ahlaksız

self-indulgent and morally depraved

kendini beğenmiş ve ahlaken ahlaksız

so there it was an excerpt from one of my full English lessons one of the

yani işte oradaydı Tam İngilizce derslerimden birinden bir alıntı,

subjects in there was being corrupt by the way just to clarify and make clear

oradaki deneklerden biri,

that the money that you saw in that video clip was not real it was actually

bu video klipte gördüğünüz paranın gerçek olmadığını, aslında

fake money and I have some of the fake money here just to prove it

sahte para olduğunu ve bende biraz olduğunu açıklığa kavuşturmak ve netleştirmek için bu arada yozlaşıyordu. Buradaki sahte para sadece bunu kanıtlamak için, bu

so that was fake money it wasn't real money although it does look very real

sahte paraydı, gerçek para değildi, ama çok gerçek görünse de,

look at that now I wish that that was really a fifty pound note but it isn't

şimdi bunun gerçekten elli sterlinlik bir banknot olmasını isterdim ama

it's not real it is fake you see it isn't real at all it's not real money so

gerçek değil, sahte görüyorsunuz hiç gerçek değil gerçek para değil bu yüzden

what would you do if you weren't lots of money what would you do with it that is

çok paranız olmasaydı ne yapardınız onunla ne yapardınız bu

one of the questions today if you win the lottery here it is the question what

bugünün sorularından biri eğer piyangoyu kazanırsanız burada soru ne

would you do if you won the lottery maybe the lottery might be for a

Piyangoyu kazansaydınız yapar mıydınız piyango belki

thousand dollars or maybe a million dollars and do you think that money can

bin dolar ya da belki bir milyon dolar olabilir ve

buy happiness now some of you are asking what my opinion is well first of all if

şimdi paranın mutluluğu satın alabileceğini düşünüyor musunuz bazılarınız benim fikrimin ne olduğunu soruyor, her şeyden önce

I won the lottery I would probably save some of it I would put it away for a

piyangoyu kazansaydım Muhtemelen bir kısmını biriktirirdim,

rainy day so I wouldn't spend it all and I would probably give some of it away

hepsini harcamamak için yağmurlu bir gün için kaldırırdım ve muhtemelen bir kısmını da verirdim

and now I know it sounds as if I'm just saying that but I actually would give

ve şimdi bunu sadece söylüyormuşum gibi geldiğini biliyorum ama aslında

some of the money away I would choose maybe two or three

paranın bir kısmını verirdim belki iki veya üç hayır

charities and give some of the money to them do you think that money can buy

kurumunu seçer ve paranın bir kısmını onlara verirdim sizce para mutluluk satın alabilir mi

happiness my own opinion my personal opinion is yes and no money can buy

kendi fikrim benim kişisel görüşüm evet ve hiçbir para mutluluk satın alamaz

happiness but the happiness is normally short-lived so maybe you go out maybe

ama mutluluk normalde kısa ömürlü yani belki dışarı çıkarsınız belki

you go shopping and buy some new clothes and then you get very excited when you

alışverişe gidersiniz ve yeni kıyafetler alırsınız ve sonra eve döndüğünüzde çok heyecanlanırsınız eve döndüğünüzde ah

get back home when you return home you think oh I've just bought some new

yeni kıyafetler aldım diye düşünürsünüz

clothes I'm so excited oh yes but then a day or two later you will feel bored

çok heyecanlıyım oh evet ama sonra bir iki gün sonra

with the clothes and you will want something else new so I think that the

kıyafetlerden sıkılacaksın ve yeni bir şey daha isteyeceksin bu yüzden bence

happiness that money buys tends to be very short-lived it doesn't last for

paranın satın aldığı mutluluk çok kısa ömürlü oluyor

very long do you know any many idioms or phrases some people say that money makes

çok uzun sürmüyor çok biliyor musun bazı insanlar paranın

the world go round I don't know how true that is but I'm sure that in many cases

dünyayı döndürdüğünü söyler

money does help so there we go I've had some messages on the live chat

let's have a look I've saved them here to make it easier for me to find

bir bak Onları bulmamı kolaylaştırmak için buraya kaydettim,

so Parma says don't worry about your dentist oh we're talking about dentists

böylece Parma diş hekimin için endişelenme diyor oh yine diş hekimlerinden bahsediyoruz

again are we every dentist is the same yes I think

biz her dişçi aynı mıyız evet bence

sometimes dentists can be very strict and very harsh tongue lamina Joe says if

bazen diş hekimleri çok katı olabiliyor ve çok sert dil lamina Joe,

I won the lottery I would donate some of the money to

piyangoyu kazanırsam paranın bir kısmını

homeless people and some things I would use to buy what I need the wrists I

evsiz insanlara bağışlayacağımı ve bazı şeyleri bileklere ihtiyacım olanı satın almak için kullanacağımı söylüyor,

don't know what to do with it Thank You tong tong lam nah Joe and Carla juin

onunla ne yapacağımı bilmiyorum Teşekkürler tong tong lam nah Joe ve Carla juin

says if I won the lottery I would build a house surrounded by a swimming pool

eğer piyangoyu kazanırsam etrafı yüzme havuzlu bir ev inşa edeceğimi söylüyorlar

and I think money can't buy happiness well as I just said I think money can

ve paranın mutluluğu satın alamayacağını düşünüyorum az önce söylediğim gibi paranın

buy happiness but the happiness only lasts for a very short time some people

mutluluğu satın alabileceğini düşünüyorum ama mutluluk sadece çok kısa sürer Zaman zaman bazı insanlar

believe that money can buy you I don't know how true that is

paranın seni satın alabileceğine inanır bunun ne kadar doğru olduğunu bilmiyorum maymun

ape Algol I don't know what your real name is at first I would pay off all my

Algol Algol ilk başta gerçek adının ne olduğunu bilmiyorum

debts if I won the lottery then I would use the rest of it

Piyangoyu kazansaydım tüm borçlarımı öderdim sonra gerisini kullanırdım

to study and buy a house and maybe I would invest some money in coca-cola or

okumak ve bir ev satın almak için ve belki coca-cola'ya ya da

maybe some real estate I think investing your your willings

belki biraz gayrimenkule biraz para yatırırım.

investing some of your money if you win the lottery is a good idea because

that's exactly what I would do I would put some of it aside for for later on so

birazını sonrası için bir kenara koyar mıydım yani

it's very tempting to spend a lot of money if you win a lot of money it's

çok para harcamak çok cazip, eğer çok para kazanırsanız

very tempting to spend the money mr. Duncan why do you only mention

parayı harcamak çok cazip. Duncan neden sadece

corruptions of corruption of politicians the owners of big companies also pay

politikacıların yolsuzluğundan bahsediyorsunuz, büyük şirketlerin sahipleri de

bribes and are far more corrupt than anyone else

rüşvet veriyor ve herkesten çok daha fazla yolsuzlar.

Thank You Estella yes of course well corruption exists everywhere in life

Teşekkürler Estella evet elbette yolsuzluk hayatın her yerinde var,

everywhere so maybe in your day to day life you might come across some form of

her yerde, bu yüzden belki günlük hayatınızda bir tür

corruption so yes I agree corruption exists everywhere

yolsuzlukla karşılaşıyorum, bu yüzden evet, katılıyorum, yolsuzluk Arwa'nın burada olduğu her yerde var

Arwa is here hello RoR Hadi hello mr. Duncan if I win the lottery I

merhaba RoR Hadi merhaba bay. Duncan eğer piyangoyu kazanırsam

am going to study at a good university and the money can make happiness in some

iyi bir üniversitede okuyacağım ve para bazı durumlarda sadece mutluluk getirebilir evet paran varsa

situations only yes I suppose you can improve your life if you have money so

hayatını iyileştirebilirsin yani

maybe as you said you can go to a good a university you can go to study somewhere

belki dediğin gibi iyi bir üniversiteye gidebilirsin Bir yere okumaya gidebilirsin

maybe travel the world and educate yourself so yes I think so

belki dünyayı dolaşabilir ve kendini eğitebilirsin bu yüzden evet bence öyle

Sheb hello Jeb chiheb Sami says success is getting what

Sheb merhaba Jeb chiheb Sami başarının istediğini elde etmek olduğunu

you want and

ve

happiness is wanting what you get I like that very good masseur says I will spend

mutluluk istediğini istemek olduğunu söylüyor Bu çok iyi masörün paramı harcayacağımı söylemesi hoşuma gidiyor

my money for traveling and learning such as training in a hospital thank you very

seyahat etmek ve bir hastanede eğitim almak gibi öğrenmek

much for that so lots of messages coming today we have now the mystery idioms

bunun için çok teşekkür ederim bugün o kadar çok mesaj geliyor ki artık

many people say mr. Duncan we love the mystery idioms can we have them every

birçok insanın söylediği gizemli deyimlere sahibiz bay. Duncan gizemli deyimleri seviyoruz her hafta alabilir miyiz evet alabilirsiniz işte

week yes you can so here come today's mystery

bugünün gizemli

idioms they are pictures and what you have to do is guess what the phrase or

deyimleri bunlar resimler ve yapmanız gereken deyim veya ifadenin ne olduğunu tahmin etmek işte

expression is so here are today's mystery idioms here is the first one

bugünün gizemli deyimleri burada bugünün ilk deyimi

today's mystery idioms on the Live English stream for a Sunday afternoon it

Bir Pazar öğleden sonra Live English akışında gizemli deyimler saat üçten

is just coming up to ten minutes away from three o'clock so there is today's

sadece on dakika sonra geliyor, bu yüzden bugünün

first mystery idiom but what is it do you know what it is it is a well-known

ilk gizemli deyimi var ama nedir bu ne olduğunu biliyor musunuz bu çok iyi bilinen bir

phrase in English and here is the second one the second one here is the second

söz ingilizce ve işte ikincisi burası ikinci

mystery idiom I am losing my voice so what do you think the mystery idioms are

gizemli deyim sesimi kaybediyorum yani sizce gizemli deyimler nelerdir

there is the second one and there is the first one but what are they if you think

ikincisi var ve birincisi var ama bildiğinizi düşünüyorsanız bunlar nelerdir

you know all you have to do is leave a message in the chat box because we are

tek yapmanız gereken sohbet kutusuna bir mesaj bırakmak çünkü

live now on YouTube it's mr. Duncan live as live can be if you would like to

artık YouTube'da canlı yayındayız ben mr.

write to me or if you would like to follow me on Facebook here are the

Bana yazmak isterseniz veya beni Facebook'ta takip etmek isterseniz, işte

details

detaylar,

so now there is no excuse for not knowing what my email address is and of

yani artık e-posta adresimi bilmemek için hiçbir mazeret yok ve

course you can also follow me on Facebook I am all over the internet like

tabii ki beni de takip edebilirsiniz. Facebook'ta

a mad lady's knickers have you ever heard that expression before no okay

deli bir hanımın külotu gibi internette dolaşıyorum bu ifadeyi daha önce hiç duydunuz mu hayır tamam

there she's all over the place like a mad lady's knickers maybe later I would

orda o her yerde deli bir bayanın külotu gibi belki daha sonra

explain what that means mystery idioms oh we have some guesses

bunun ne anlama geldiğini açıklarım gizemli deyimler oh şimdiden bazı tahminlerimiz var

already oh

oh

carnage 'when says I think the second idiom is electric brain let's have a

katliam 'bence ikinci deyim elektrikli beyindir bir göz atalım mı

look shall we the second idiom electric brain I'm not

ikinci deyim elektrikli beyin' dediğinde

sure if that is an expression having said that did you know that in Chinese

bunun bir ifade olup olmadığından emin değilim Çin'de

computer is electric brain did you know that so the translation from Chinese to

bilgisayarın elektrikli beyin olduğunu biliyor muydunuz bunu biliyor muydunuz bu yüzden bilgisayarın Çince'den İngilizce'ye çevirisi

English of computer in Chinese is electric brain it's true would I make

Çince elektrikli beyindir doğru

that up no I would not it's not the kind of guy I am

bunu uydurur muydum hayır yapmazdım öyle bir adam değilim Teşekkürler

Thank You Olga Olga has made some guesses thank you very much Syed Syed B

Olga Olga bazı tahminlerde bulundu çok teşekkür ederim Syed Syed B

Harry says mr. Duncan I will go to America and study and open a big gym

Harry diyor Bay. Duncan Amerika'ya gidip ders çalışacağım ve büyük bir spor

gymnasium so that's what you would do if you win the lottery

salonu açacağım yani piyangoyu kazansan böyle yapardın

today's questions what would you do if you win the lottery what would you do

bugünün soruları piyangoyu kazansan ne yapardın ne yapardın

what would you spend the money on and can money buy happiness do you think

parayı neye harcardın ve para kazanabilirsin mutluluk satın al

that if you have lots of money you can be happy now I have noticed over the

çok paran varsa şimdi mutlu olabileceğini mi sanıyorsun?

years that there are many people who are famous and successful and very wealthy

have lots and lots of money but they are still unhappy they still find it

difficult to be happy or to find happiness so this is something that I've

mutlu olmak ya da mutluluğu bulmak zor bu yüzden bu insanlarla tanışırken kendi deneyimlerimden fark ettiğim bir şey var

noticed from my my own experience of meeting people I do happen to have some

friends I have some friends who are quite wealthy and sometimes they are

bazı arkadaşlarım var oldukça zengin bazı arkadaşlarım var ve bazen onlar da

quite miserable as well they are quite unhappy even though they

oldukça sefil oluyorlar. çok paraları olmasına rağmen çok mutsuzlar hep

have lots of money I always feel like slapping their face I always feel like

suratlarına tokat atmak geliyor içimden hep

saying oh come on you have lots of money cheer up think of all the people that

ah hadi çok paran var demek geliyor neşelen az parası olan tüm insanları düşün

have little a lot of people think I'm wealthy I'm not wealthy a lot of people

çok insan zengin olduğumu düşünüyor ben Zengin değilim pek çok insan

think that I'm a millionaire but I can tell you now I can promise you now I am

milyoner olduğumu düşünüyor ama size şimdi söyleyebilirim ki artık size söz verebilirim

definitely not a millionaire definitely not a meme says mr. Duncan I would buy a

kesinlikle milyoner değilim kesinlikle bir meme değilim diyor bay. Duncan

horse if I won the lottery that's nice can you ride a horse though because

Piyangoyu kazansaydım bir at alırdım bu güzel ata binebilir misin çünkü

riding a horse is very difficult it's not easy when I was young I had some

ata binmek çok zor ben gençken kolay değil

friends who lived nearby and they had a couple of horses and now and again I

Yakınlarda yaşayan bazı arkadaşlarım vardı ve onların birkaç atı vardı ve şimdi ve yine

would go to visit them and they would let me sit on their horse the first

onları ziyarete giderdim ve beni ata bindirirlerdi. ata

thing you notice when you get on a horse is that it's very high up suddenly you

bindiğinizde ilk fark ettiğiniz şey, ata

feel as if you are very high from the ground so yes if you do buy a horse

çok yüksekte olduğunuzdur; bir at satın

please be careful because every year many people get injured on their horses

lütfen dikkatli olun çünkü her yıl birçok insan atlarının üzerinde yaralanıyor

I have a friend a lady and she has had two accidents on her horse too so

bir arkadaşım var bir bayan ve o da atında iki kaza geçirdi bu yüzden

IIIi don't think I will be getting on a horse

IIIi

very soon no definitely not but I hope I hope your your your dreams of buying a

çok yakında ata bineceğimi sanmıyorum hayır kesinlikle hayır ama umarım bir at alma hayallerin

horse come true I mean and don't forget stay safe stay safe on your horse Andrew

gerçek olur yani ve unutma güvende kal atında güvende kal Andrew

how did you guess what Sayid said to you I don't know I don't know what you mean

Sayid'in sana ne dediğini nasıl tahmin ettin bilmiyorum ne bilmiyorum Bununla demek istediğin

by that sometimes all I see sometimes if I read someone's writing and maybe the

bazen tek gördüğüm şey bazen birinin yazısını okursam ve belki

English isn't very good I'm able to actually translate it and that's because

İngilizcesi çok iyi değilse onu gerçekten çevirebiliyorum ve bunun nedeni

I've been teaching English for many years so during my time in China I used

uzun yıllardır İngilizce öğretiyorum, bu yüzden Çin'de geçirdiğim süre boyunca ben öğrencilerimden

to read lots and lots of essays and lots of book reports from my students and

çok ama çok sayıda deneme ve çok sayıda kitap raporu okurdum ve

sometimes the English would be incorrect so over the years I have gained an

bazen İngilizce yanlış olurdu, bu yüzden yıllar içinde

ability to actually read things that are written in very very poor English so

çok çok zayıf İngilizce ile yazılmış şeyleri gerçekten okuma yeteneği kazandım, bu yüzden

sometimes yes that does happen so that's how I was able to read what Sayid said

bazen evet bu oluyor Sayid'in söylediklerini bu şekilde okuyabildim

thank you Andrew thank you Shira blade Shira blade is here thank you for

teşekkürler Andrew teşekkürler Shira blade Shira blade burada

joining me once again if I have a lot of money I would help children with cancer

bir kez daha bana katıldığınız için teşekkür ederim çok param olursa kanserli çocuklara

for their surgeries and that would make me happy thank you Simona for that a

ameliyatları için yardım ederdim ve bu beni mutlu ederdi. Simona bunun için çok teşekkür ederim tabii ki

very good cause of course to to says if I won the lottery I would live in a

piyangoyu kazanırsam

beautiful country like yours oh you mean here you would like to come and live

seninki gibi güzel bir ülkede yaşardım demek için çok iyi bir neden oh burada demek istiyorsun ki

here in the UK who knows who knows what the future holds that's what I say

kim bilir kim bilir ne olduğunu gelip burada Birleşik Krallık'ta yaşamak isterdin

Daria says I would invest money in my education and I think that no happiness

Daria eğitimime para yatıracağımı söylüyor ve parayla hiçbir mutluluğun

can be bought with money but I agree that money makes life

satın alınamayacağını düşünüyorum ama paranın hayatı

easier and more pleasant I think so I think most people would agree that

daha kolay ve daha keyifli hale

having money makes your life easier but not necessarily happy I think so I think

getirdiğine katılıyorum. hayatın daha kolay ama ille de mutlu değil bence bu yüzden bence bu

there is a line between those two things between having a life and having

iki şey arasında bir çizgi var yaşamakla

happiness I think happiness depends on the person there are lots of people who

mutlu olmak arasında

are poor but still happy and there are lots of rich people who are sad maybe

Üzgün ​​olan zengin insanlar,

you can answer that question if you look how ambitious and greedy is so yes

ne kadar hırslı ve açgözlü olduklarına bakarsanız, belki bu soruyu yanıtlayabilirsiniz, bu yüzden evet, çok

people who have lots of money can very often be quite greedy quite mean with

parası olan insanlar paraları konusunda oldukça açgözlü olabilirler

their money and sometimes you will find that people who have little money are

ve bazen az parası olan insanların

very generous mr. Duncan I'm glad to see your program live welcome Hassan Hassan

çok cömert bey Duncan programınızı canlı gördüğüme sevindim hoşgeldiniz Hassan Hassan

Abbas you have managed to catch me live today I am live on YouTube just to prove

Abbas bugün beni canlı yakalamayı başardınız YouTube'da canlı yayındayım bunu kanıtlamak için

it I am now going outside because it's 3 o'clock and outside in my garden you

şimdi dışarı çıkıyorum çünkü saat 3 ve dışarıda bahçemde

will see my bird feeders and also you will see some bird food as well can you

göreceksin kuş yemliklerim ve ayrıca bazı kuş yemlerini de

see the bird food and the Bulls are going past the back of my garden can you

göreceksiniz kuş yemlerini ve Boğalar bahçemin arkasından geçiyorlar

see at the very top of the picture if you look very carefully you can see the

resmin en üstünde görüyor musunuz çok dikkatli bakarsanız Boğaları görebilirsiniz

Bulls they are walking past they are walking by so let's go outside because

onlar geçiyorlar onlar geçiyorlar o yüzden hadi dışarı çıkalım çünkü

if you look closely you can see that the bird feeders are empty there is no food

yakından bakarsanız kuş yemliklerinin boş olduğunu görebilirsiniz

in the bird feeders so I'm now going outside to put some food in the bird

kuş yemliklerinde hiç yiyecek yok bu yüzden şimdi dışarı çıkıp önce kuş yemliklerine biraz yem koyacağım

feeders first of all before I do that I have to

hepsinden önce bunu yapmadan önce

put my rubber gloves on so here we go first of all I have to put my rubber

lastik eldivenlerimi giymem gerekiyor bu yüzden başlıyoruz ilk önce lastik eldivenlerimi takmam gerekiyor bak

gloves on look at this these are my these are my special rubber gloves do

bunlar benim bunlar benim özel lastik eldivenlerim

you like them let me just turn the sound up outside so now you should be able to

beğendin mi sadece çevireyim dışarıdaki sesi duy, bu yüzden şimdi

hear the outside sound there are my rubber gloves because now I am going to

dışarıdaki sesi duyabilmelisin, lastik eldivenlerim var çünkü şimdi

fill the bird feeders with bird food so let's go outside shall we

kuş yemliklerini kuş yemi ile dolduracağım, o yüzden dışarı çıkalım mı, işte

so here we are we are now live outside it is just after 3 o'clock and it's mr.

buradayız, şimdi dışarıda yaşıyoruz bu sadece saat 3'ten sonra ve bay.

Duncan live on YouTube how are you doing today just in case you have just clicked

Duncan YouTube'da canlı bugün nasılsın

on my video link here I am live from England I'm in the garden now if you

burada video bağlantıma tıkladıysanız olabilir diye İngiltere'den canlı yayındayım şimdi bahçedeyim arkama bakarsanız

look behind me you can see there are some bird feeders at and sadly the bird

bazı kuş yemliklerini görebilirsiniz ve ne yazık ki kuş

feeders are empty at the moment there is no food in the bird feeders so I'm going

yemlikleri şu anda boş kuş yemliklerinde yem yok bu yüzden

to put some food in the bird feeders right now so my birds will be very happy

kuş yemliklerine biraz yem koyacağım bu yüzden kuşlarım çok mutlu olacak

I think they are very hungry today because there aren't many insects around

sanırım bugün çok açlar çünkü çok fazla yok Etraftaki böcekler

so first of all we are going to put some peanuts in the peanut feeder so this is

bu yüzden her şeyden önce fıstık besleyiciye biraz fıstık koyacağız, bu

something that the birds love to eat they love to eat peanuts and the reason

kuşların yemeyi sevdikleri bir şey, fıstık yemeyi seviyorlar ve bunun

why is because peanuts are very high in fat and birds use energy very quickly so

nedeni yer fıstığının çok yüksek yağ içermesi ve kuşların enerjiyi çok hızlı kullanmasıdır. bu yüzden

we need to put some peanuts out so the birds can feed on the peanuts they are

biraz yer fıstığı koymalıyız ki kuşlar yer fıstığı ile beslenebilsinler, onlar

full of essential energy

gerekli enerjiyle doludurlar, işte kuşlar

so there we go some peanuts for the birds so I will now hang this on the

için biraz yer fıstığı gidiyoruz, şimdi bunu

bird feeder

kuş besleyiciye asacağım,

next we will put some seeds in this bird feeder it's a very large bird feeder so

sonra bu kuşa biraz tohum koyacağız besleyici çok büyük bir kuş besleyicidir, bu nedenle

this particular feeder can hold a lot of seed

bu özel besleyici çok fazla tohum tutabilir

this particular seed is called sunflower hearts so these are sunflower hearts

bu özel tohuma ayçiçeği kalpleri denir, yani bunlar ayçiçeği kalpleri

they are the seeds of the sunflower that have been removed from their husks so I

onlar kabuğundan çıkarılmış ayçiçeği tohumlarıdır, bu yüzden

will put some of these into the big bird feeder

bunlardan bazılarını koyacağım büyük kuş yemliğine

so there we go the birdfeeder is now full and I can hang it next to the

yani işte başlıyoruz kuş yemliği şimdi dolu ve onu

peanut feeder said ah

fıstık yemliğinin yanına asabilirim dedi ah

we also have one of these this is a suet ball feeder so what you put in it here

bizde de bunlardan bir tane var bu bir süet top yemlik yani buraya ne koyarsan buraya

are suet balls can you see the suet balls there they are there are lots of

süet topları yapabilir misin süet toplarına bakın orada onlardan bir sürü var

them and these are made from fat so they are actually mostly fat and inside you

ve bunlar yağdan yapılıyor bu yüzden aslında çoğunlukla şişmanlar ve içlerinde

might be able to see there are little tiny fragments of seed and also I think

küçük küçük tohum parçaları olduğunu görebilirsiniz ve ayrıca

there are insects inside these suet balls so they are called suet balls or

bu süet toplarının içinde böcekler olduğunu düşünüyorum bu yüzden onlara yağ topları veya

fat balls some people call them fat balls

yağ topları denir, bazı insanlar onlara yağ topları der,

so there we are some suet balls in the suet ball feeder and finally before I go

bu yüzden iç yağ topları besleyicide bazı iç toplarımız var ve son olarak içeri girmeden önce kafese

back inside I will put some seeds and some peanuts in the cage can you see the

biraz tohum ve biraz yer fıstığı koyacağım kafesi görüyor musun

cage now this particular cage is not for capturing the birds so I don't keep the

şimdi bu özel kafes kuşları yakalamak için değil, bu yüzden

birds in here so the small birds can fly into the cage and then they can feed and

kuşları burada tutmuyorum ki küçük kuşlar kafese uçabilsin ve sonra beslenebilsinler ve

then they can fly safely out so this particular cage allows the small birds

sonra güvenli bir şekilde dışarı uçabilsinler, böylece bu özel kafes küçük kuşların uçmasına izin verir.

to feed safely and it also keeps the big birds away

güvenli bir şekilde besleyin ve aynı zamanda büyük kuşları uzak tutar, bu

so there it is my little birdcage so this will allow the birds to go in and

yüzden benim küçük kuş kafesim burada, bu kuşların güvenli bir şekilde içeri girip

out safely

çıkmalarını sağlar, bu yüzden yemimin

so that's it I will just put the lid back on my my my feed and then

kapağını tekrar kapatacağım ve sonra

okay that's all safe just in case it rains you see because the weather

tamam, hepsi güvenli yağmur yağarsa diye bakarsın çünkü hava

forecasters have said that today it's going to be a bit wet but so far there's

tahmincileri bugün biraz yağışlı olacağını söylediler ama şu ana kadar

been no rain at all I don't know what they're talking about so let's go back

hiç yağmur yağmadı ne hakkında konuştuklarını bilmiyorum o yüzden içeri geri dönelim

inside and maybe we will see some birds come to feed let's go back in and

ve belki biz bazı kuşların beslenmeye geldiğini görecek hadi içeri girelim ve

continue with today's live English stream

bugünün canlı İngilizce akışına devam edelim

did it do

so let's see are there any birds going on to the bird feeder yet No

öyle oldu mu, bakalım kuş besleyiciye giden kuşlar var mı henüz

so there it is the view outside I'm still wearing my rubber gloves

eldivenler

so we will have a look later to see if any birds arrive meanwhile I'm back in

bu yüzden daha sonra herhangi bir kuş gelip gelmediğini görmek için bir göz atacağız bu arada

the studio I've still got my rubber gloves on let me just take my gloves off

stüdyoya geri döndüm lastik eldivenlerim hala üzerimde eldivenlerimi çıkarmama izin verin

and the other one that looks very rude

ve çok kaba görünen diğeri çok

that's nice okay we are back now I'm sure there are lots of people watching

hoş, tamam mı şimdi geri döndüler eminim canlı yayında neler olup bittiğini merak ederek izleyen çok sayıda insan vardır

on the live stream wondering what the heck is going on it's live English on a

canlı İngilizce bir

Sunday afternoon Jamelia is here

Pazar günü öğleden sonra Jamelia burada

hello Jamelia thanks for joining me today on this Super Sunday live chat if

merhaba Jamelia bugün bu Süper Pazar canlı sohbetinde bana katıldığınız için teşekkürler

I win the lottery I would buy a house and travel around the world they are

kazanırsam piyango ev alır dünyayı dolaşırdım bunlar

today's questions what would you do if you win the lottery and do you think

bugünün soruları piyangoyu kazansan ne yapardın ve

that money can buy happiness what do you think do you think these things are true

paranın mutluluğu satın alabileceğini düşünüyor musun sence bunlar doğru mu sence bu şeyler doğru mu sence bu şeyler

do you think that money can buy happiness or even love and do you know

para mı mutluluk ve hatta aşk satın alabilir ve

any money idioms or phrases there are lots of idioms and phrases in English to

herhangi bir para deyimi veya deyimi biliyor musunuz, İngilizce'de parayla ilgili pek çok deyim ve deyim var,

do with money do you know any and if so please let me know karna jooheon says if

bildiğiniz varsa lütfen bana bildirin karna jooheon

I won the lottery I would donate half of it to you do you

piyangoyu kazanırsam bağışta bulunurum diyor yarısı sana mı yani beni mi

mean me oh thank you very much that's very kind

kastediyorsun oh çok teşekkür ederim çok naziksin

of you you don't have to give me so much just a little will do so today we are

bana bu kadar fazlasını vermek zorunda değilsin sadece birazı yeterli o yüzden bugün

talking money and right now we are going to take a look at one of my English

paradan bahsediyoruz ve şimdi bir göz atacağız İngilizce derslerimden birinde

lessons guess what the subject of the

konunun ne

is can you guess the subject is money

olduğunu tahmin edin konunun para olduğunu tahmin edebilir misiniz

you know if the word of English is a fun and exciting place to be

İngilizce kelimesi eğlenceli ve heyecan verici bir yerse başka bir ders

I'm so glad you could join us for another lesson hi everybody this is mr.

için bize katılmanıza çok sevindim merhaba millet bu bey

Duncan in England how are you today are you okay

Duncan İngiltere'de bugün nasılsın iyi misin

I hope so are you happy I hope so in this lesson we will take a look at

umarım çok mutlusundur umarım bu derste hayatta kalmak için hepimizin ihtiyaç duyduğu bir şeye göz atacağız.

something it seems we all need in which to survive a very simple looking item

that plays a big role in most of our lives money the word money is a noun

Hayatımızın parası para kelimesi,

that normally relates to the means or way of exchanging the value of an item

normalde satılan bir öğenin

that is sold or a task that is carried out or done when we give money we pay

veya yerine getirilen veya yapılan bir görevin değerini değiştirmenin yolu veya yolu ile ilgili bir isimdir.

for it and when we receive money we are paid for it there are many words related

bunun için para alıyoruz, parayla ilgili birçok kelime var,

to money such as cash change coins currency denomination exchange notes and

örneğin nakit bozdurma madeni paraları, para birimi, döviz notları ve

tender there are many slang words for money

ihale gibi, para için birçok argo kelime var

including - dough foldable stuff greenback moolah notes whinnies and

- hamur katlanabilir şeyler, dolar, moolah notları, kişnemeler ve

smackers if you have lots of money then you can be described as

smackers, eğer çok paranız varsa, o zaman yapabilirsiniz

affluent comfortable flush loaded prosperous rich rolling in it solvent

varlıklı rahat floş yüklü müreffeh zengin içinde yuvarlanan çözücü varlıklı varlıklı olarak tanımlanmalı

wealthy well-off if you have no money at all then you can be described as

hiç paranız yoksa o zaman

bankrupt broke bust destitute insolvent impoverished needy on the breadline poor

iflas etmiş meteliksiz iflas etmiş yoksul iflas etmiş yoksul ekmek hattında muhtaç yoksul

and penniless the earliest record of money being used dates back to ancient

ve meteliksiz olarak tanımlanabilirsiniz kullanılan paranın en erken kaydı

Babylonian times where wheat grain was used as a way of exchanging value for

Buğday tanesinin ürün ve hizmetler karşılığında değer değiş tokuşu olarak kullanıldığı eski Babil zamanlarına kadar uzanır,

items and services it was not a perfect system but it did allow the eventual

mükemmel bir sistem değildi ama

creation of what we carry around now isn't that right yes that's right

şu anda taşıdığımız şeylerin nihai olarak yaratılmasına izin verdi, bu doğru değil mi, evet bu doğru.

in the past people would save their money in a bank and only used it when it

Geçmişteki insanlar paralarını bir bankada biriktirirdi ve bunu yalnızca gerekli olduğunda kullanırdı,

became necessary to do so when you put money in a bank the people who own it

bir bankaya para yatırdığınızda, onun sahibi olan insanlar

will use your money to buy shares in the company or invest it and because of this

paranızı şirkette hisse satın almak veya yatırım yapmak için kullanırlar ve bu nedenle

you will make more money to this particular system is called interest so

siz bu özel sisteme daha fazla para kazandıracak, buna faiz adı verilir, bu nedenle

keeping your money in a bank was considered a good thing to do there are

paranızı bir bankada tutmanın iyi bir şey olduğu düşünüldü, hesap gibi

many words connected to banks and banking such as account your own

bankalar ve bankacılıkla bağlantılı birçok kelime var, kendi

personal bank storing space that has its own number or code deposit the money you

kişisel bankanız, kendi numarası veya kodu olan saklama alanı

put in withdraw all the money you take out interest the charge for borrowing

koyduğunuz parayı yatırın aldığınız parayı geri çekin faizi ödünç

money or the amounts you earn for saving it cashier or teller a person who works

para alma ücreti veya biriktirdiğiniz için kazandığınız meblağlar kasiyer veya veznedar bankada çalışan kişi

in a bank ATM a machine from which you can obtain money banks charge money you

ATM para alabileceğiniz bir makine bankalar sizden para alır Hesabınızdan taşınan

must pay for using the bank debit money that has moved from your account credit

banka borç parasını kullanmak için ödeme yapmalısınız Hesabınıza taşınan kredi

money that has moved into your account direct debit money that is automatically

parası Hesabınızdan her ay otomatik olarak çekilen otomatik borç parası

taken from your account each month to pay regular bills these days there are

Bu günlerde normal faturaları ödemek

many ways of paying for items and services you can write a check you can

için birçok ürün ve hizmet ödeme yöntemi var. çek yazabilirsin

use your crate card oh you can use good old-fashioned

sandık kartını kullanabilirsin oh eski moda

No I told you to sell sell not buy sell buy

these days people have more choice of where to put their money you can buy a

kullanabilirsin

small part or share of a company and invest your money there normally over

bir şirketin ve paranızı oraya yatırın normalde

time your shares will grow as the company expands thus making more money

zamanla şirket büyüdükçe hisseleriniz büyüyecek ve böylece sizin için daha fazla para kazanacak

for you you can buy a house and as its value increases so your money will grow

bir ev satın alabilirsiniz ve değeri arttıkça paranız

too so when you come to sell the house you make a profit on it although it's

da artacaktır, bu yüzden evi satmaya geldiğinizde her ne kadar

worth remembering both of these things carry a heavy risk you can lose your

bu iki şeyin de ağır bir risk taşıdığını hatırlamaya değer olsa da, paranızı da kaybedebilirsiniz,

money too

look at me and the boss if you have your own company or business then you need to

bana ve patrona bakın, eğer kendi şirketiniz veya işiniz varsa, o zaman

spend money so as to run it successfully if you make more money than you spend we

başarılı bir şekilde yürütmek için para harcamanız gerekir. Harcadığından daha çok para kazanıyorsun,

can say that you make a profit you are in the black if you make less money than

kâr ediyorsun diyebiliriz, karadasın, harcadığından daha az para kazanıyorsan, o zaman

you spend then we will say that you make a loss you are losing money you are in

zarar ediyorsun diyeceğiz, para kaybediyorsun,

the red each country has its own type of money or currency the word currency

kırmızıdasın, her ülkenin kendine göre bir hakkı var. kendi para türü veya para birimi para birimi kelimesi, bir ülkede

means the particular type of money used in one country for example here in the

kullanılan belirli para türü anlamına gelir, örneğin burada Birleşik

UK we use the pound so the UK currency is the pound the USA currency is the

Krallık'ta pound kullanıyoruz, bu nedenle Birleşik Krallık para birimi pound, ABD para birimi

dollar some other examples in Russia the currency is the ruble in India it is the

dolar, Rusya'daki diğer bazı örneklerde para birimi Hindistan'da ruble,

rupee in China it is the UN the Japanese currency is the yen and across Europe

Çin'de rupidir, BM'dir, Japon para birimi yen'dir ve tüm Avrupa'daki para

the currency is the Euro the dollar also describes the currency used in other

birimi Euro'dur, dolar ayrıca

countries - such as Australia Jamaica Singapore and New Zealand

Avustralya, Jamaika, Singapur ve Yeni Zelanda gibi diğer ülkelerde kullanılan para birimini de tanımlar,

but it is worth remembering that they are not connected in any way to the

ancak Amerika Birleşik Devletleri ile herhangi bir şekilde bağlantılı olmadıklarını hatırlamakta fayda var,

United States each country's currency has its own value and this is called the

her ülkenin para biriminin kendi değeri vardır ve buna

exchange rate we work this out by comparing the value of one currency with

döviz kuru denir, bunu bir para biriminin değerini diğeriyle karşılaştırarak hesaplarız,

another for example I can compare the UK pound with the US dollar

örneğin İngiliz sterlinini karşılaştırabilirim. ABD doları

right now the UK pound has more value so if I travel to the USA I will actually

şu anda İngiliz sterlininin daha fazla değeri var, bu yüzden ABD'ye gidersem dolara

get more money for each pound that I change into dollars however if I travel

çevirdiğim her sterlin için aslında daha fazla para alacağım, ancak

from the USA with dollars and change them into UK pounds then I will lose

ABD'den dolarla seyahat edip onları İngiliz sterlinine çevirirsem o zaman yapacağım para kaybetmek

money this is how the exchange rate works between all countries sometimes

tüm ülkeler arasında döviz kuru böyle işliyor bazen

you gain and sometimes you lose there are some idioms and phrases relating to

kazanırsınız bazen kaybedersiniz para ağaçta yetişmez gibi parayla ilgili bazı deyimler ve deyimler vardır

money such as money doesn't grow on trees this means that money is always

bu paranın her zaman

hard to get money is the root of all evil

elde edilmesinin zor olduğu anlamına gelir paranın köküdür tüm kötülüklerin arasında

this means that money can often make people do bad things I'm not made of

bu, paranın insanlara çoğu zaman kötü şeyler yaptırabileceği anlamına gelir, ben paradan yapılmadım,

money this means that I only have a certain amount of money that belongs to

bu sadece

me that will cost me an arm and a leg this means that something is too

bana ait olan ve bana bir kol ve bacağıma mal olacak belirli bir miktar param olduğu anlamına gelir, bu şu anlama gelir: çok

expensive it costs too much you look like a million dollars this means you

pahalı maliyeti çok yüksek bir milyon dolar gibi görünüyorsun bu

look great and healthy splash out this means to spend a lot of money all at

harika ve sağlıklı göründüğün anlamına geliyor bu harika ve sağlıklı göründüğün anlamına geliyor bu tek seferde çok fazla

once in one go rob Peter to pay Paul this means that you borrow money from

para harcamak anlamına geliyor

one person to pay back money you owe to someone else money makes the world go

başkasına borcunuz olan parayı geri ödeyin para dünyayı döndürür

round this means that money helps us to live

bu, paranın yaşamamıza

and things to happen throw your money down the drain

ve olacak şeylere yardım ettiği anlamına gelir paranızı çöpe atın

this means that you waste money or you spend it on useless things and rubbish

bu da parayı israf ettiğiniz anlamına gelir veya gereksiz şeylere ve çöplere harcarsınız

of course there is one big problem with money and that is that most of us do not

tabi ki orada parayla ilgili büyük bir sorundur ve bu, çoğumuzun

have enough of it so very often we must borrow it from the bank the bank will

yeterince paraya sahip olmamasıdır, bu yüzden çok sık bankadan ödünç almalıyız, banka

lend it to us this is called credit of course they will also charge us for this

bize borç verir buna kredi denir tabii ki bu hizmet için de bizden ücret alırlar.

service and this time we must give interest to the bank each day that we

ve bu sefer bankaya her gün faiz vermemiz gerekiyor,

have the money the bank will charge us sometimes this can lead to is paying a

bankanın bizden alacağı para bazen bu çok yüksek bir ücret ödemenize neden olabilir, artık bir kez daha

very big in fest charge you can now borrow money by using a credit card

kredi kartı kullanarak borç para alabilirsiniz

once again the bank is giving you the money but in this situation it does not

banka parayı size veriyor ama bu durumda

have to be paid back so fast these days many people own a credit card some of us

o kadar hızlı geri ödenmesi gerekmiyor, bu günlerde birçok kişinin kredi kartı var, bazılarımızın

have four or five credit cards at one time during the past 10 years people

aynı anda dört veya beş kredi kartı var, son 10 yılda insanlar

have been spending much more money than they are actually earning in 2007 we saw

çok daha fazla para harcıyorlar. 2007'de gerçekte kazandıklarından çok,

the early signs of a problem in the way we all borrow and spend money it seemed

hepimizin borç alma ve para harcama şeklimizde bir sorunun ilk işaretlerini gördük,

as if the banks were becoming less willing to lend money to people as we

sanki bankalar insanlara borç verme konusunda daha az istekli hale geliyordu, çünkü

all now know this has led to a big financial freeze or hold on giving

artık hepimiz bunun büyük bir soruna yol açtığını biliyoruz. finansal donma veya kredi vermeyi durdurma

credit we call this situation the credit crunch

buna toplumda kredi sıkışıklığı deriz sahip olduğumuz

in society we tend to judge each other by the amount of money we have or appear

veya sahipmiş gibi göründüğümüz para miktarına göre birbirimizi yargılama eğilimindeyiz yeni güzel

to have if we see a person driving a nice new car then we may assume that

bir araba kullanan birini görürsek o zaman

they have lots of money but in fact they may have borrowed the money to pay for

onların parası olduğunu varsayabiliriz çok para ama aslında zengin görünmek için arabanın parasını ödemek için parayı ödünç almış olabilirler

the car so as to appear wealthy there is a phrase in English that describes this

bu tür insanları tanımlayan İngilizce bir ifade vardır evin dışında

type of person they have two cars outside the house but nothing to eat in

iki arabaları vardır ama buzdolabında yiyecek hiçbir şeyleri yoktur

the fridge okay I'm ready for my transition special effect whooshing

tamam ben geçiş için hazırım özel efekt uğultu

noise where are you here it comes

sesi neredesin burada geliyor

of course we need money to live and we must work for it

tabii ki yaşamak için paraya ihtiyacımız var ve bunun için çalışmalıyız

however some people may become too concerned with making money and forget

ancak bazı insanlar para kazanmakla fazla ilgili olabilir ve

all about the things in life that cost nothing those who have little or no

hayatta hiçbir maliyeti olmayan şeyleri unutabilir parası az olan ya da hiç olmayanlar sahip oldukları

money may appreciate the small things they own while those with millions in

küçük şeylerin kıymetini bilirken, bankada milyonları olanlar kendilerinden

the bank may not care about anything but themselves you could say that money is a

başka hiçbir şeyi umursamayabilirler paranın bir paradoks olduğunu söyleyebilirsiniz,

paradox if you have none you want to some if you have some then you want more

eğer paranız yoksa, bazılarını istersiniz, bazılarınız varsa, o zaman sizsiniz. daha

if you have lots then you may find yourself discovering that the phrase

fazlasını istiyorsanız, o zaman kendinizi

money can't buy you happiness is completely true as Oscar Wilde once

paranın size mutluluk satın alamayacağı ifadesinin Oscar Wilde'ın bir zamanlar yazdığı gibi tamamen doğru olduğunu keşfederken bulabilirsiniz

wrote I may be lying in the gutter but I'm looking up at stars

this is mr. Duncan in England saying take care until next time

. İngiltere'de Duncan, bir dahaki sefere kadar kendine iyi bak, şimdilik gevezelik

chatter for now

can money buy you happiness that is one of today's questions of course there it

para sana mutluluk satın alabilir mi, bugünün sorularından biri, elbette orada

was a lesson all about money and you may have heard at the end there there is a

tamamen parayla ilgili bir dersti ve sonunda duymuş olabilirsiniz, orada bir

kind of paradox that goes with money the more money you have maybe the more

tür paradoks var. parayla ne kadar çok paran olursa belki de o kadar

unhappy you become back to the live chat because today we are chatting live we

mutsuz olursun canlı sohbete geri dönersin çünkü bugün canlı sohbet ediyoruz

are with you or I am with you for another 34 minutes so 34 minutes to go

seninleyiz ya da 34 dakika daha seninleyim yani 34 dakika kaldı

and then I will be out of here I hope you've enjoyed today's livestream we are

ve sonra buradan gideceğim Umarım bugünün canlı yayınını beğenmişsinizdir,

here here for just another 34 minutes Jamelia says mr. Duncan I love it when

sadece 34 dakika daha buradayız Jamelia, Mr. Duncan

you tend to the birds that's so thoughtful and generous it's generous of

Kuşlara o kadar düşünceli ve cömert davranmana bayılıyorum ki bu senin cömertliğin, bunun için

you to do so thank you very much for that let's have a look outside

çok teşekkür ederim hadi dışarıya bir bakalım

it seems very quiet out there today not many birds flying around oh there we go

orası çok sessiz görünüyor bugün etrafta pek fazla kuş uçmuyor oh işte

there is a bird just arrived feeding on the fat balls oh and another bird as

oraya gidiyoruz bir kuş şişman toplarla beslenmeye yeni geldi oh ve yeni gelen başka bir kuş

well who's just arrived that's nice so now the birds are starting to come into

da bu çok hoş yani şimdi kuşlar

the garden to feed so thank you very much yes I do enjoy taking care of the

beslenmek için bahçeye gelmeye başlıyor bu yüzden çok teşekkür ederim evet kuşlara bakmaktan zevk alıyorum İzlemesi

birds I don't know why they are very interesting to watch I find birds are

neden çok ilginç biliyorum Kuşları

very fascinating creatures Estella has sent an idiom to do with money time is

çok büyüleyici yaratıklar buluyorum Estella vakit nakittir diye bir deyim gönderdi

money Thank You Estella yes some people

Teşekkürler Estella evet bazı insanlar

especially if they are in business they might say that time is money thank you

özellikle iş hayatındaysalar zamanın nakit olduğunu söyleyebilirler teşekkür ederim

very much for that we are live on a Sunday afternoon it's mr. Duncan live on

bunun için çok fazla bir Pazar öğleden sonra canlı yayındayız, o mr. Duncan

YouTube right now do white is here hello John nice to see you

şu anda YouTube'da canlı do white burada merhaba John bugün sizi burada görmek güzel canlı

here today thanks for joining me on my live chat live English all away Sarah

sohbetimde bana katıldığınız için teşekkürler canlı İngilizce tamamen uzakta Sarah

Yusef says mr. Duncan I am from Saudi Arabia and I'm watching you now with my

Yusef diyor ki bay. Duncan ben Suudi Arabistanlıyım ve sizi şu anda kız kardeşimle birlikte izliyorum

sister hello to Sarah and also hello to Sarah's sister as well welcome Andrew

Sarah'ya merhaba ve ayrıca Sarah'nın kız kardeşine de merhaba hoş geldiniz Andrew

says mr. Duncan I wonder what a didgeridoo is did you redo a didgeridoo

diyor bay. Duncan, bir didgeridoo'nun ne olduğunu merak ediyorum, yeniden yaptın mı, bir didgeridoo

is a type of musical instrument it looks like a long pipe and you blow into the

bir tür müzik aletidir, uzun bir boruya benzer ve ucuna üflersin

end and the sound is kind of like so that's the sort of sound that a

ve ses bir çeşittir, yani bu bir

didgeridoo makes I'm not sure if my impression was very good I'm not sure

didgeridoo'nun çıkardığı türden bir sestir ben izlenimimin çok iyi olup olmadığından emin değilim

arm it is here hello arm ed hi everybody and a big hi to mr. Duncan

arm burada olduğundan emin değilim merhaba silahlı ed herkese merhaba ve bay'a büyük bir merhaba. Duncan

could you please pronounce complement and compliment

lütfen tamamlayıcıyı ve iltifatı

well the pronunciation is the same even though the spelling is different most

iyi telaffuz eder misiniz, yazım farklı olsa da telaffuz aynıdır çoğu

people say complement or complement so generally speaking the pronunciation is

insan tamamlayıcı veya tamamlayıcı der, bu nedenle genel olarak konuşursak telaffuz

the same so complement can be the amount of things that you have with you if you

aynıdır, bu nedenle tamamlayıcı, yanınızda olan şeylerin miktarı olabilir. bir

are going somewhere you need something to do something else you have a

yere gidiyorsunuz başka bir şey yapacak bir şeye ihtiyacınız var bir

complement of something or a group of something can be a complement and of

şeyin tamamlayıcısına sahipsiniz veya bir şeyin grubu tamamlayıcı olabilir ve

course you can give a nice comment for someone so that is the other spelling of

elbette biri için güzel bir yorum yapabilirsiniz yani bu da tamamlayıcının diğer yazılışıdır o yüzden

complement so if you say something nice to someone maybe you say something nice

güzel bir şey söylerseniz birisi belki görünüşü hakkında güzel bir şey söylersin

about their appearance you give them a compliment but generally speaking the

ona iltifat edersin ama genel olarak konuşursak

pronunciation is the same Rafael Rafael says I need money to live not to be

telaffuz aynıdır Rafael Rafael paraya mutlu olmak için değil yaşamak için ihtiyacım olduğunu söylüyor

happy oh I see quite often money can be described as a

oh çok sık görüyorum para bir ihtiyaç olarak tanımlanabilir

necessity necessity something you need is a necessity that's great thank you

ihtiyacın olan bir şey

very much for one Bowie says if I have lots of money I will take people around

Bowie diyor ki eğer çok param olursa çevremdeki insanları dünyanın

me to many places in the world we will have breakfast in the UK lunch in the US

birçok yerine götüreceğim İngiltere'de kahvaltı edeceğiz öğle yemeğini Amerika'da yiyeceğiz

and finally we will go to bed in Vietnam Wow

ve sonunda yatacağız. Vietnam Vay canına,

so if you had lots of money you would travel around the world in one day I

çok paran olsaydı bir günde dünyayı dolaşabilirdin

suppose it's possible isn't it I suppose you could do that Tatiana

Sanırım bu mümkün değil mi Sanırım bunu yapabilirdin Tatiana

hello Tatiana thanks for joining me enjoy the lovely birds mr. Duncan they

merhaba Tatiana bana katıldığınız için teşekkürler sevimli kuşların tadını çıkarın bay. Duncan

say thank you very much I think they do sometimes in the morning I can hear the

çok teşekkür ederim diyorlar, sanırım bazen sabahları

birds tweeting and it sounds as if they are saying thank you mr. Duncan for

kuşların cıvıldadığını duyabiliyorum ve sanki teşekkür ediyormuş gibi geliyor bayım. Duncan

giving us the food thank you very much

bize yemeği verdiği için çok teşekkür ederim

talking of birds are there any birds in the garden at the moment now I happen to

kuşlardan bahsediyorsunuz şu anda bahçede hiç kuş var mı, şimdi tesadüfen

know that mr. Steve is outside somewhere at this very moment so I have a feeling

öğrendim ki Mr. Steve tam şu anda dışarıda bir yerlerde, bu yüzden içimde bir his var ki

that mr. Steve might be disturbing the birds

Bay. Steve kuşları rahatsız ediyor olabilir,

so that might be the reason why there are no birds at the moment in the garden

bu yüzden şu anda bahçede hiç kuş yok

because I think mr. Steve is somewhere outside that might be the reason

çünkü bence Mr. Steve dışarıda bir yerde bunun nedeni olabilir

so today's questions what would you do if you won the lottery and can money buy

bu yüzden bugünün soruları piyangoyu kazansan ne yapardın ve para

you happiness I have noticed over the years I have met many people and I have

sana mutluluk satın alabilir mi Yıllar içinde fark ettim ki birçok insanla tanıştım ve

found I found that a lot of people who have lots of money are quite unhappy

buldum ki birçok insan çok paraları var oldukça mutsuzlar

they are quite miserable even hyung Dean says I would love to be a billionaire

oldukça perişan durumdalar hatta hyung Dean milyarder olmayı çok isterdim diyor vay be bu

wow that's a lot of money a billion pounds could you imagine having a

çok para bir milyar pound Binet'in izlediği çok para olan bir

billion pounds or a billion dollars that's a lot of money Binet is watching

milyar pound veya bir milyar dolara sahip olduğunuzu hayal edebiliyor musunuz

hello mr. Duncan I am pinnate from Thailand I think you were born to be an

Merhaba bayım. Duncan, ben Taylandlıyım, bence mükemmel bir öğretmen olmak için doğmuşsun, öyle

excellent teacher it seems that you can pick everything to be a teaching aid I

görünüyor ki, öğretime yardımcı olması için her şeyi seçebiliyorsun.

think so well if you are in the classroom you can find all sorts of

things to talk about so you don't have to just talk about grammar or

sadece dilbilgisi veya telaffuz hakkında konuşmak zorunda değilsiniz,

pronunciation you could also use English to describe things or describe objects

İngilizce'yi bir şeyleri veya nesneleri tanımlamak

or to talk about certain subjects so I always think that practical English is

veya belirli konular hakkında konuşmak için de kullanabilirsiniz, bu yüzden her zaman pratik İngilizcenin

very important it is very important in fact I would go as far as to say that

çok önemli olduğunu düşünürüm, aslında çok önemlidir.

practical English might be the most important part of learning the language

pratik İngilizcenin dil öğrenmenin en önemli parçası olabileceğini söylemek için

Diego is here oh we are talking about dogs again because my neighbor has just

Diego burada oh yine köpeklerden bahsediyoruz çünkü komşum

sold his house so at the moment I am waiting for my new neighbor to arrive so

evini yeni sattı bu yüzden şu anda yeni komşumun çok yakında gelmesini bekliyorum

very soon I will be getting a new name but the big question is will they have a

yeni bir isim alacaklar ama asıl soru köpekleri olacak mı

dog because dogs can be very noisy Tiago says mr. Duncan I have a dog it's name

çünkü köpekler çok gürültücü olabilir diyor Tiago bay. Duncan benim bir köpeğim var adı

is Snoopy fortunately he doesn't bark so much depending on the dog it can be very

Snoopy neyse ki köpeğe göre çok fazla havlamıyor

annoying yes I always find that very small dogs have the most annoying bark I

don't know why that is so very tiny dogs small dogs have have very annoying box

çok can sıkıcı olabiliyor köpeklerin küçük köpeklerin çok sinir bozucu bir kutusu vardır

and larger dogs their their box aren't so bad their barks are very low well

ve daha büyük köpeklerin kutusu o kadar da kötü değildir havlamaları çok alçaktır iyi iyi iyi iyi peki

well well well well well where is small dogs have very high box so that's that's

küçük köpeklerin kutusu çok yüksektir, bu yüzden

the thing I've noticed anyway Thank You T I go for that Nikolai is here hello

fark ettiğim şey buydu zaten Teşekkürler T Diyorum ki Nikolai burada merhaba

Nikolai thanks for joining me today on the live chat hello friends Rafael is

Nikolai bugün canlı sohbette bana katıldığınız için teşekkürler merhaba arkadaşlar Rafael

here Thank You Rafael for joining me today

burada Bugün bana katıldığınız için teşekkür ederim Rafael

Nadia says if I had a lot of money I would buy a big house in Australia and I

Nadia çok param olsaydı Avustralya'da büyük bir ev alırdım diyor ve

would live there and I would go out and jump with the Kangaroos every day

alırdım orada yaşarsam her gün kangurularla dışarı çıkıp zıplardım

Australia is a very beautiful country I know that many people would love to live

avustralya çok güzel bir ülke biliyorum ki birçok insan avustralya'da yaşamak isterdi

in Australia and of course the history of Australia is heavily connected to

ve elbette avustralya'nın tarihi

this country to Great Britain a algol says I'm going to be sincere in this

bu ülke ile büyük ölçüde bu ülke ile büyük Britanya'ya bağlıdır bir algol diyor Şu anda samimi olacağım,

moment if I win the lottery I will buy tickets to Japan 2020 because the

eğer çekilişi kazanırsam Japonya 2020'ye bilet alacağım çünkü

Olympic Games are being held in Japan in 2020 and I will stay in Japan for over a

2020'de Japonya'da Olimpiyat Oyunları yapılıyor ve ben ailem ve 20 kişi olarak Japonya'da bir aydan fazla kalacağım.

month we my family and 20 people I think so

well between you and me I've always wanted to go to Japan Japan is a very

aranızda çok iyi düşünün her zaman Japonya'ya gitmek istemişimdir Japonya çok

fascinating country well ape ape Algol I hope your dream comes true mr. Duncan

büyüleyici bir ülke iyi maymun maymun Algol umarım hayaliniz gerçekleşir bayım. Duncan

can you say some slang words for money yes there are many slang words as I

para için bazı argo kelimeler söyleyebilir misin evet az önce izlediğiniz derste bahsettiğim gibi pek çok argo kelime var

mentioned in the lesson that you just watched

there are many slang words such as dosh moolah cash greenbacks that's another

dosh moolah cash greenbacks bu başka

one greenbacks we often use greenbacks to name dollars so it's often used in

bir greenbacks gibi birçok argo kelime var

American English but there are lots and lots of slang words for money dough is

Amerikan İngilizcesinde kullanılır ama para için çok ama çok fazla argo kelime var hamur

another one dough do you have lots of dough do you have lots of money mr.

başka bir hamur mu çok hamur var mı çok paranız var mı mr.

Duncan we can see the word Moorish what does it mean I can see it written next

Duncan Mağribi kelimesini görebiliriz bu ne anlama geliyor yanında yazdığını görebiliyorum

to you ah okay then well-spotted yes there is a word there can you see it

ah tamam o zaman iyi noktalanmış evet orada bir kelime var onu görebiliyor musun

Moorish but what does it mean well I have some biscuits here some lovely

Mağribi ama ne anlama geliyor pekala burada biraz bisküvim var biraz güzel

biscuits I discovered these biscuits about a month ago and to be honest I am

bisküviler Bu bisküvileri yaklaşık bir ay önce keşfettim ve dürüst olmak gerekirse,

crazy about these biscuits I absolutely love them I normally buy around about

bu bisküvilere bayılıyorum, onları kesinlikle seviyorum. Normalde

three or four packets of these every week and can you see there are lovely

bunlardan her hafta yaklaşık üç veya dört paket alırım ve çok güzel

lovely biscuits they are very dry very crunchy and they taste delicious so the

bisküviler var, çok kuru, çok çıtır çıtırlar. ve tadı lezzetlidir, bu yüzden

word Moorish means something that you can't stop eating so if you eat one you

Mağribi kelimesi yemekten vazgeçemeyeceğiniz bir şey anlamına gelir, yani birini yerseniz

have to eat another and then another and then another

diğerini, sonra diğerini ve sonra bir tane daha yemelisiniz

so you can describe these biscuits as very moreish something that you always

ki bu bisküvileri çok daha fazla ve her zaman

want more of so if I have one biscuit normally I will have another biscuit

daha fazlasını istediğiniz bir şey olarak tanımlayabilirsiniz. Normalde bir bisküvi yersem, ardından başka bir bisküvi alacağım

afterwards and after that I will have maybe another biscuit as well so these

ve ondan sonra belki başka bir bisküvi de yiyeceğim, bu

biscuits are very moreish very moreish

bisküviler çok fazla çok fazla

actually they are very moreish hmm I'm gonna have a little bit more now hmm

aslında çok fazlalar hmm şimdi biraz daha alacağım hmm

lovely the only problem with biscuits is sometimes especially if your mouth is

güzel Bisküvilerle ilgili tek sorun bazen özellikle ağzınız

very dry it's very easy to choke on the biscuit mmm delicious Estella says I

çok kuruysa bisküviyi yutmak çok kolay mmm lezzetli Estella diyor ki

wouldn't like to be a billionaire

milyarder olmak istemezdim

because then I would have to be accompanied by guards everywhere I went

çünkü o zaman gittiğim her yerde gardiyanlar yanımda olurdu

that is true if you have a lot of money and if people find out that you have a

bu doğru eğer çok paranız varsa ve insanlar

lot of money then you might become a target for robbers or thieves it's true

çok paranız olduğunu öğrenirlerse o zaman soyguncular veya hırsızlar için bir hedef haline gelebilirsiniz, bu doğru evet

yes mr. Duncan I'd like to know how many pounds are needed to stay in England for

bayım. Duncan, İngiltere'de 10 gün kalmak için kaç pound gerektiğini bilmek istiyorum, otel ve yemek

10 days how many pounds are needed to stay in England for 10 days including

dahil İngiltere'de 10 gün kalmak için kaç pound gerekli,

hotel and food would 1,000 pounds be in earth no it would not know a thousand

dünyada 1.000 pound olur mu hayır, bin

pounds will not be enough to stay in England for 10 days and especially if

pound bilemezdi İngiltere'de 10 gün kalmak için yeterli değil ve özellikle

you are including the hotel price as well I think maybe the hotel might cost

otel fiyatını da dahil ederseniz bence başka bir

you a thousand pounds without anything else

şey olmadan otel size bin sterline mal olabilir, bu

so it can be very expensive to stay in this country it depends where you are

yüzden bu ülkede kalmak çok pahalı olabilir nerede olduğunuza bağlı

staying of course if you stay in London London is a very expensive place to stay

Londra'da kalırsan kalıyorsun tabii Londra kalmak için çok pahalı bir yer

but maybe if you're staying in another place or maybe if you are staying with

ama belki başka bir yerde kalıyorsan ya da belki arkadaşlarınla ​​kalıyorsan

friends perhaps it will be cheaper but can I just say now speaking frankly a

belki daha ucuz olur ama şimdi diyebilir miyim açıkçası

thousand pounds will not go very far if you want to come and stay for ten days

bin tane İngiltere'ye gelip on gün kalmak istersen, pound çok uzağa gitmeyecek, Olga'nın söylediğinden

in England you will need slightly more than that Olga's says mr. Duncan

biraz daha fazlasına ihtiyacın olacak Bay. Duncan

can you spell Moorish please well there it is it's on the screen mor II I SH

Mağribi heceleyebilir misin lütfen işte ekranda mor II I SH

Moorish something is Moorish something that you can't stop eating you have to

Mağribi bir şey Mağribi bir şey yemekten vazgeçemeyeceğiniz bir şey

have more you can't stop eating something that you like the taste of

daha fazlasına sahip olmalısınız tadını sevdiğiniz bir şeyi yemeden duramazsınız

they are very Moorish these biscuits are very moreish listen mr. Duncan I'm

onlar çok Mağribi bu bisküviler çok fazla mağribi dinleyin bayım. Duncan

giving you a good example

size iyi bir örnek veriyorum,

the singer Bob Marley died in 1981 with a wealth of thirty million dollars

şarkıcı Bob Marley 1981'de otuz milyon dolarlık bir servetle öldü,

whereas his last words to his son before dying was money can't buy life so you

oysa ölmeden önce oğluna son sözleri para hayatı satın alamaz idi, bu yüzden

see is that it is that the quote I feel as if there's some more that's missing

gördüğünüz alıntı bu.

what the main difference between the UK and American English there are some

İngiliz İngilizcesi ile Amerikan İngilizcesi arasındaki temel fark, yazımda bazı

differences in the spelling there are some differences in the pronunciation

farklılıklar var, telaffuzda bazı farklılıklar var

but to be honest most English be it American English or British English is

ama dürüst olmak gerekirse, ister Amerikan İngilizcesi ister İngiliz İngilizcesi olsun, çoğu İngilizce

exactly the same there is only one on english-language are your biscuits

tamamen aynıdır. ingilizce dilinde sadece bir tanesi bisküvileriniz

salty mr. Duncan they are a little bit salty they are actually quite savory if

tuzlu mu bay. Duncan biraz tuzlu onlar aslında oldukça lezzetli

I had to describe the taste of my biscuit I would have to say that it

Bisküvimin tadını tarif etmek zorunda kalsaydım,

tastes a little sweet and a little salty quite savory and I love to dunk my

tadı biraz tatlı ve biraz tuzlu olduğunu söylemeliyim ve bisküvimi çaya batırmayı seviyorum.

biscuit in the tea I love to take my biscuit and I like to dunk dunk if you

Bisküvimi almayı seviyorum ve ben smaç yapmayı seviyorum eğer

dunk something it means you put something into liquid you dunk dunk it's

bir şey batırırsan bu sıvının içine bir şey koyduğun anlamına gelir sen smaç basarsın bu

a bit like me really because my name is dunk and I like to dunk my biscuit if I

biraz benim gibi gerçekten çünkü benim adım smaç ve ben bisküvimi smaçlamayı severim

win the lottery I will visit you mr. Duncan says Nishant oh thank you very

piyangoyu kazanırsam yapacağım sizi ziyaret edin bayım Duncan, Nishant'a çok teşekkür ederim,

much for that you are more than welcome if you win the lottery or even if you

piyangoyu kazanırsan veya

don't win the lottery you are still welcome to come to England no problem

piyangoyu kazanmasan bile memnuniyetle karşılanırsın, yine de İngiltere'ye gelebilirsin, sorun değil,

some people are asking about my email address for my email address and also my

bazı insanlar e-posta adresimi soruyor. e-posta adresi ve ayrıca

Facebook page take a look at this

Facebook sayfam bu mmm lezzetli bir göz atın

mmm delicious I'm now being told off on the live chat mr. Duncan eating too many

şimdi canlı sohbette bana söyleniyor mr. Duncan'ın o bisküvilerden çok fazla yemesi

of those biscuits it's not good for you I agree nests June asks what's the

senin için iyi değil Katılıyorum yuvalar June İngiliz

difference between biscuit and cookie in British English we tend to say biscuit

İngilizcesinde bisküvi ve kurabiye arasındaki farkın ne olduğunu soruyor biz

in American English they tend to say cookie but they are basically the same

Amerikan İngilizcesinde bisküvi deme eğilimindeyiz onlar kurabiye deme eğilimindeler ama temelde aynı

thing basically the same thing mr. Duncan do you ever win do you ever play

şey temelde aynı şey bay Duncan hiç kazanır mısın hiç

the lottery I don't I actually don't ever play the lottery

piyango oynar mısın ben aslında hiç piyango oynamam

now you are probably surprised to hear that because I'm talking about winning

şimdi bunu duyunca muhtemelen şaşırırsın çünkü

the lottery today personally I don't play the lottery

bugün şahsen piyangoyu kazanmaktan bahsediyorum ben piyango oynamıyorum

that's just my personal view I I don't play the lottery but a lot of people do

bu sadece benim kişisel görüşüm ben piyango oynamıyorum ama birçok insan oynuyor,

so maybe you do but I personally don't although having said that mr. Steve he

belki siz oynuyorsunuz ama ben şahsen oynamıyorum, her ne kadar bunu söylemiş olsam da bay. Steve her hafta piyangoya

always liked to put a little bit of money on the lottery every week but I

biraz para yatırmayı her zaman severdi ama ben

don't Andrew is talking about yes we had a sad loss this sheet this week chester

Andrew'dan bahsetmiyorum evet bu hafta üzücü bir kayıp yaşadık

bennington the lead singer has sadly died this week I'm not a big follower of

solist chester bennington bu hafta ne yazık ki öldü ben değilim müziğinin büyük takipçisi size

his music I will be honest with you but many people very upset by that news iris

karşı dürüst olacağım ama birçok insan bu habere çok üzüldü

says El Salvador it's 8:45 is that 8:45 in the morning I think

it is isn't it what time is it in England well there is the clock down

saat aşağıda,

there can you see the live clock it is now just after quarter to four a quarter

canlı saati görebiliyor musunuz, şu anda bir Pazar günü, dörde çeyrek kaladan hemen sonra, bayım

to four on a Sunday mr. Duncan if you win the lottery what will you do if I

. Duncan eğer piyangoyu kazanırsan, ben para kazanırsam ne yapacaksın Eğer

ever win money if I ever were to win a large amount of money I would save some

büyük miktarda para kazanacak olsaydım, bir

of it I would put it away and then some of it I would give to other people or

kısmını biriktirirdim ve sonra bir kısmını diğer insanlara verirdim veya

maybe to charity row sir prata says do you already know your new neighbor

belki sadaka sırasına bay prata diyor ki yeni komşunuzu zaten tanıyor musunuz

I want your biscuit mr. Duncan I don't know who my new neighbor is I haven't

bisküvinizi istiyorum bay. Duncan yeni komşumun kim olduğunu bilmiyorum

seen them yet but I do know that the house next door

Henüz onları görmedim ama yan taraftaki evin

has now sold so it has been sold but I haven't seen my new neighbor yet Amin

şimdi satıldığını biliyorum, bu yüzden satıldı ama yeni komşumu henüz görmedim Amin

Ben says money can't buy happiness but to cry in a castle or be sad in a

Ben diyor ki para kazanabilir Mutluluğu satın al ama bir şatoda ağlamak ya da bir Lamborghini'de üzülmek

Lamborghini is better maybe but would you think that would you

daha iyi belki ama buna

believe or would you think or would you assume that maybe if you have a little

inanır mıydın ya da düşünür müydün ya da belki biraz

money but you are happy maybe that is better than to be rich and

paran olsa ama mutluysan belki öyle sanır mıydın? zengin ve mutsuz olmaktan iyidir

unhappy mr. Duncan you are wearing the same t-shirt today yes lots of people

bay Duncan, bugün aynı tişörtü giyiyorsun evet, pek çok insan

seem to like this t-shirt so I think I will be wearing this every week does

bu tişörtü beğenmiş görünüyor, bu yüzden sanırım bunu her hafta giyeceğim,

your mother make biscuits that are homemade mr. Duncan many years ago my

annen ev yapımı bisküviler yapıyor mu bay. Duncan yıllar önce

mother used to do lots of cooking she used to make lots of cakes jam tarts ah

annem bir sürü yemek yapardı o bir sürü kek reçelli turta yapardı ah evet

yes my mother music my mother used to make the most delicious jam tarts

annem müzik annem ben küçükken en lezzetli reçelli turtaları annem yapardı

when I was young Olga is here again mr. Duncan I don't play the lottery as well

Olga yine burada bay. Duncan ben de piyango oynamıyorum

I don't like to hope for a chance and also I don't believe that lotteries are

Bir şans ummaktan hoşlanmıyorum ve ayrıca piyangoların açık olduğuna da inanmıyorum.

clear the thing that I have a problem with

with lotteries is they always make it appear as if you can win very easily but

çok kolay kazanabilir ama

of course the chances of you winning the large amount of money is very very small

tabii ki büyük miktarda parayı kazanma şansınız çok çok düşük

in fact you probably have more chance of being struck by lightning than winning

aslında muhtemelen piyangoyu kazanmaktansa yıldırım çarpması olasılığınız daha yüksek

the lottery I love your t-shirt and hat Thank You Karla juin for that mystery

Tişörtünüzü ve şapkanızı seviyorum Teşekkürler Karla juin o gizemli

idioms I will give the answers in ten minutes here they are the mystery idioms

deyimler burada on dakika içinde cevapları vereceğim onlar

for today there is the first one a well-known English expression but what

bugün için gizemli deyimler birincisi iyi bilinen bir İngilizce ifade var ama bu

is it and here is the second one a lot of people have got this one right well

nedir ve işte ikincisi birçok insan bunu doğru anladı.

done so there they are today's mystery idioms there is the second one and there

işte onlar bugünün gizemli deyimleri ikincisi var ve

is the first one mystery idioms today I will be gone in ten minutes in ten

birincisi var bugün gizemli deyimler on dakika sonra gitmiş olacağım on

minutes I will be leaving you we have time yes I think we do have time for

dakika sonra senden ayrılacağım zamanımız var evet sanırım

another excerpt from one of my full English lessons and this comes from full

başka bir alıntı için zamanımız var tam İngilizce derslerimin birinden ve bu tam

English number fourteen

İngilizce on dört numaradan geliyor

hi everybody and welcome to a very special full English lesson well of

herkese merhaba ve çok özel bir tam İngilizce dersine hoş geldiniz

course every lesson is a special one and today's is no exception

elbette her ders özeldir ve bugününki de bir istisna değil,

my name is mr. Duncan and I'm ever so delighted to be here with you again can

benim adım bay. Duncan ve ben tekrar burada olmaktan çok memnunuz,

you see what I have in my hand it is a type of musical instrument it's a noisy

elimde ne olduğunu görüyor musunuz, bu bir tür müzik aleti, gürültülü bir

one - this is a tambourine it is a type of percussion instrument the word

tef, bir tür vurmalı çalgı,

percussion means to hit or to strike the word derives from the Latin word Picazo

perküsyon kelimesinin anlamı vurmak veya vurmak kelimesi Latince Picazo kelimesinden türemiştir, yani

which means to hit with force you can play the tambourine in two ways by

kuvvetle vurmak tefi iki şekilde vurarak

tapping it and by shaking it it looks easy to play but in fact it takes a lot

ve sallayarak çalabilirsiniz, çalması kolay görünür ama aslında ustalaşması çok fazla

of practice to master this instrument you need a good sense of timing and

pratik gerektirir. Bu enstrüman için iyi bir zamanlama ve ritim duygusuna ihtiyacın var ki

rhythm which I don't seem to have so instead of listening to my terrible

ben sahip değilim bu yüzden benim korkunç çalışımı dinlemek yerine hadi

playing let's get on with today's full English lesson right now

bugünün tam İngilizce dersine geçelim şimdi söyleyeceğim

you are not going to believe what I'm about to say but say it I will most

şeye inanamayacaksın ama

native speakers of English make mistakes while using the language that is to say

anadili İngilizce olanların çoğunun dili kullanırken, yani

in their day-to-day use of English there are many reasons for this first there is

günlük İngilizce kullanımlarında hata yapacaklarını söyle, bunun birçok nedeni var.

the consideration of the accent being used some English accents clip or alter

veya

the way in which English is used this applies to both British and American

İngilizcenin kullanım şeklini değiştirin bu hem İngiliz hem de Amerikan

English speakers the speed at which some people speak English changes the sounds

İngilizcesi konuşanlar için geçerlidir bazı insanların İngilizce konuşma hızı

of certain words if you add accent and speed together then you will get a very

belirli kelimelerin seslerini değiştirir aksan ve hızı birlikte eklerseniz o zaman İngilizcenin kulağa çok farklı gelen bir versiyonunu elde edersiniz

different sounding version of English from a grammatical point of view

dilbilgisi açısından

mistakes are often made by native speakers double negatives such as I

hatalar genellikle ana dili İngilizce olan kişiler tarafından yapılır, hiçbir şey yapmadım gibi çifte olumsuzluklar

didn't do nothing are common in everyday speech the use of certain words can also

günlük konuşmada yaygındır, belirli kelimelerin kullanımı da

lead to mistakes being made confusion between words such as historic and

hatalara yol açabilir, tarihi ve tarihsel duygulanım gibi kelimeler arasında karıştırılarak

historical affect and effect elude and elude assume and presume these are just

ve effect elude and elude bunların anadili İngilizce olan kişiler tarafından yapılan yaygın hatalardan sadece birkaçı olduğunu varsayalım ve varsayalım

some examples of common mistakes made by native English speakers

then there is the spelling of certain words native English speakers will often

o zaman bazı kelimelerin yazılışı vardır anadili İngilizce olanlar genellikle

spell certain words incorrectly good examples of this include amount

bazı kelimeleri yanlış hecelerler bunun iyi örnekleri şunları içerir: miktar

fascinate necessary definitely achieve acknowledge success imitate familiar

büyüleyici gerekli kesinlikle başarmak başarıyı kabul etmek taklit etmek tanıdık

scissors and vacuum there are of course many others my point here is that even

makas ve boşluk elbette daha birçokları var, burada anlatmak istediğim şu ki,

though a person speaks and uses English as their first language they will still

bir kişi İngilizce konuşsa ve anadili olarak kullansa bile, yine de

be prone to making the occasional mistake it would be fair to say that on

ara sıra hata yapmaya eğilimli olacaktır, bunun

a daily basis very few native English speakers get it right all the time and

günlük olarak çok az olduğunu söylemek adil olur. anadili İngilizce olanlar her zaman doğru anlıyor ve

that includes me

buna ben de dahilim

it's time to take a look at another buzzword a buzzword is a popular word or

başka bir moda kelimeye bakma zamanı bir moda kelime

phrase used during a certain period today we will look at two buzz words

belirli bir dönemde kullanılan popüler bir kelime veya deyimdir bugün iki moda kelimeye bakacağız

they are migrant and refugee the word migrant is a noun that means a person

onlar göçmen ve mülteci kelime göçmen

who travels from one place to another so as to find a better standard of living a

daha iyi bir yaşam standardı bulmak için bir yerden başka bir yere seyahat eden kişi anlamına gelen bir isimdir

person doing this is called a migrant a migrant migrates they move from one

bunu yapan kişiye göçmen denir göçmen daha iyi bir yaşam

place to another in the hope of finding a better life for themselves the word

bulma umuduyla bir yerden başka bir yere taşınan kimse Kendileri için mülteci kelimesi, çatışma ve savaşın neden olduğu zulüm ve mağduriyetten kaçmak için

refugee is a noun that means a person who travels from one place to another so

bir yerden başka bir yere seyahat eden kişi anlamına gelen bir isimdir.

as to escape persecution and victimization caused by conflict and war

a refugee is a person who has been forced to flee from their native country

in search of a safe haven refugees often travel in groups using unsafe methods of

güvenli sığınak mülteciler genellikle güvenli olmayan ulaşım yöntemlerini kullanarak gruplar halinde seyahat ederler,

transportation a person who seeks refuge is a refugee despite the trend to use

sığınmak isteyen bir kişi, bu iki kelimeyi birlikte kullanma eğilimine rağmen mültecidir,

both of these words together a migrant and refugee are not the same a migrant

göçmen ve mülteci aynı değildir, bir göçmen kendi

moves by choice while a refugee moves as a last resort for their very survival

seçimiyle hareket eder, bir mülteci son olarak hareket eder hayatta kalmak için başvurdukları

can you see what I have here in my pocket this is a very basic type of fag

şey burada cebimde ne var görüyor musunuz bu çok basit bir [ __ ] türüdür

and one that is seen very often in shopping areas and supermarkets this is

ve alışveriş bölgelerinde ve süpermarketlerde çok sık görülür bu

a carrier bag it is very lightweight and is made of very thin plastic when not in

bir taşıma çantasıdır çok hafiftir ve çok ince malzemeden yapılmıştır plastik kullanılmadığında

use a plastic carrier bag can be folded up small and put into a convenient place

küçük bir şekilde katlanıp

like a pocket or another bag it would be fair to say that a plastic carrier bag

cep veya başka bir çanta gibi

is the most convenient thing for carrying heavy objects around it which

uygun bir yere konulabilir.

makes them very popular with shoppers of course there is a downside to this

alışveriş yapanlar arasında çok popülerdir elbette bu rahatlığın bir dezavantajı vardır

convenience plastic carrier bags tear and break easily and they are often

plastik taşıma poşetleri kolayca yırtılır ve kırılır ve genellikle

thrown away in places where they can do harm and create nuisance people tend to

zarar verebilecekleri ve rahatsızlık yaratabilecekleri yerlere atılırlar, insanlar onları tekrar kullanmadan

collect them in their homes without reusing them so is a way of discouraging

evlerinde toplama eğilimindedir, bu yüzden

this many shops now charge their customers for each plastic carrier bag

bu kadar çok mağazanın cesaretini kırmanın bir yolu, artık müşterilerinden ihtiyaç duydukları her plastik taşıma çantası için ücret talep etmelerinin bir yolu,

they need this is done as a way of getting people to reuse their old

insanların eski

carrier bags that is why I always have a carrier bag with me when I go shopping

taşıma çantalarını yeniden kullanmalarını sağlamanın bir yolu olarak yapılıyor, bu yüzden alışverişe gittiğimde her zaman yanımda bir taşıma çantası var.

just in case I need one

Bir taneye ihtiyacım olursa işte

oh there it is I hope you enjoyed that an excerpt from one of my full English

buradadır umarım tam İngilizce derslerimden birinden bir alıntı beğenmişsinizdir

lessons we are almost out of time I can't believe how fast today's live

neredeyse zamanımız tükeniyor Bugünkü canlı İngilizce akışının ne kadar hızlı

English stream has gone two hours are nearly up it's incredible

gittiğine inanamıyorum iki saat neredeyse doldu inanılmaz

I think today's live stream has gone so quickly let's have a quick look outside

bence Bugünkü canlı yayın çok çabuk bitti hadi bahçeye bir göz atalım

in the garden I don't know where the birds are did you see me at 3 o'clock

Kuşların nerede olduğunu bilmiyorum bugün saat 3'te beni gördün mü

today I put some food out oh there is a pig Jin a pigeon on the floor can you

biraz yiyecek koydum oh domuz var Jin güvercin var zeminde

see on the ground moving around looking for some stray seeds and there are

başıboş tohumlar aramak için dolaştığını görebiliyor musunuz ve

plenty of seeds on the ground that I dropped earlier oh and there's the

yerde daha önce düşürdüğüm bir sürü tohum var oh ve işte

squirrel can you see the squirrel in the bottom right-hand corner the squirrel is

sincap sağ alt köşede sincabı görebiliyor musunuz sincap etrafı kokluyor

sniffing around so if you missed today's live stream don't worry you can watch it

bugünün canlı yayınını kaçırdıysanız merak etmeyin hepsini daha sonra tekrar izleyebilirsiniz ve daha

all again later on and later on there will be some subtitles as well

underneath later so don't forget you can watch this all over again later on don't

sonra altyazılar da olacak bu yüzden unutmayın bunu daha sonra tekrar izleyebilirsiniz

forget all of my lessons are underneath this video so all of my playlists you

hepsini unutmayın derslerim bu videonun altında yani tüm oynatma listelerimi

can find them underneath this video in the video description underneath this

bu videonun altında bu videonun altındaki video açıklamasında bulabilirsiniz. Gitmeden hemen önce derslerimin devamını izlemek isteyenler için

video all of my playlists are under this video for those who are interested in

tüm oynatma listelerim bu videonun altında.

watching more of my lessons just before I go I will give you the answers to

today's mystery idioms here's the first one that I gave you but what is it what

bugünün gizem deyimlerinin cevaplarını ver işte sana verdiğim ilk deyim ama bu

is the mystery idiom the answer is hit the bottle so you can

gizemli deyim nedir cevap şişeye vur ki

see that the fist is hitting the bottle hit the bottle the meaning is to start

yumruğun şişeye vurduğunu göresin şişeye vur anlamı başlamaktır

drinking alcohol drink heavily to consume large amounts

yoğun alkol içmek düzenli olarak büyük miktarlarda alkol tüketmek için

of alcohol on a regular basis is to hit the bottle and our second mystery idiom

şişeye vurmaktır ve ikinci gizemli deyimimiz

the second mystery idiom is and many people got this right

ikinci gizemli deyimdir ve birçok kişi bu doğru

brainstorm yes well done to all those who got it right

beyin fırtınası evet doğru anlayan herkese aferin

brainstorm the meaning a spontaneous group discussion to produce new ideas

anlamı beyin fırtınası a yeni fikirler üretmek

and solve problems also it can be a moment of being able to think clearly we

ve sorunları çözmek için spontane grup tartışması ayrıca net bir şekilde düşünebildiğimiz bir an olabilir buna

can call it a brainstorm so there they were today's mystery idioms there will

beyin fırtınası diyebiliriz yani bunlar bugünün gizemli deyimleriydi

be some more next week it's almost time for me to go we have come to the end of

gelecek hafta biraz daha olacak benim için neredeyse gitme zamanım geldi biz

another livestream I hope you've enjoyed today I hope it's been super duper for

bir canlı yayının daha sonuna geldik umarım bugün eğlenmişsinizdir umarım sizin için süper kandırılmıştır bugün

you we've done quite a lot today we've been talking about money today we were

çok şey yaptık bugün paradan bahsediyorduk

talking about winning the lottery or whether or not money brings happiness

piyangoyu kazanmaktan bahsediyorduk

whether you are rich or poor it is important to stay happy and healthy

ister zengin ister fakir olun para mutluluk getirir mutlu ve sağlıklı kalmak önemlidir

this is mr. Duncan saying see you later I will be back next Sunday from 2 p.m.

bu bay. Duncan, sonra görüşürüz, önümüzdeki Pazar saat 14:00'ten sonra döneceğim diyor.

UK time as usual don't worry I am here every single Sunday so you can catch me

İngiltere saati her zamanki gibi merak etmeyin her Pazar buradayım daha net görmek

live on YouTube every Sunday for those who want to see it clearly I'm here on

isteyenler için her Pazar YouTube'da canlı yayındayım

YouTube live every Sunday from 2 p.m. UK time you can catch me live on YouTube

Her Pazar saat 14:00'ten itibaren YouTube canlı yayındayım. İngiltere zamanı beni YouTube'da canlı yakalayabilirsiniz

and of course now and again you can also catch me live during the week with my

ve tabii ki ara sıra hafta boyunca sürpriz canlı yayınlarımla beni canlı yakalayabilirsiniz

surprise live streams before I go I want to leave you

gitmeden önce Sizi

with something lovely that I filmed last night from my window a very wonderful

dün gece penceremden çok güzel bir şekilde çektiğim güzel bir şeyle baş başa bırakmak istiyorum. harika bir

moment of time the Sun was setting and in the distance there was a rainstorm

an Güneş batıyordu ve uzakta bir yağmur fırtınası vardı, orada

can you see that something very beautiful there filmed from my window

çok güzel bir şeyin dün gece penceremden çekildiğini görebiliyor musunuz?

last night sunset rainstorm that I filmed last

night from my house and you can see in the distance the rain is falling and the

düşüyor ve

Sun is also setting at the same time a very unusual view and that is where we

Güneş de batıyor aynı zamanda çok alışılmadık bir manzara ve

will leave it today thank you very much for your company during the past two

bugün onu bırakacağımız yer orası, son iki saat boyunca eşlik ettiğiniz için çok teşekkür ederim

hours it's mr. Duncan going now

bayım. Duncan şimdi gidiyor

thank you very much for all of your lovely messages and don't forget you can

tüm güzel mesajlarınız için çok teşekkür ederim ve unutmayın

write to me my email address is coming up in a moment and also you can follow

bana yazabilirsiniz e-posta adresim birazdan geliyor ayrıca benim gidişatımı takip edebilir

my goings on you can find out what I'm doing in my life and also with my

neler yaptığımı öğrenebilirsiniz hayatım ve ayrıca

English lessons by following me on Facebook as well

İngilizce derslerim ile beni Facebook'ta da takip ederek

this is mr. Duncan in the birthplace of the English language saying thanks for

bu bay. Duncan, İngilizcenin doğum yerinde bugün beni izlediğiniz için teşekkür ediyor, beni

for watching me today for following me on YouTube and on Facebook and I will

YouTube'da ve Facebook'ta takip ettiğiniz için teşekkür ediyor ve

see you next Sunday and of course as always you know what's coming next

gelecek Pazar görüşürüz ve tabii ki her zaman olduğu gibi bundan sonra ne olacağını biliyorsunuz,

yes you do. Ta ta for now...see you later 8-)

evet biliyorsunuz. Şimdilik taa...sonra görüşürüz 8-)