'PANIC' WORDS - English Addict - 169 - LIVE CHAT / Sun 3rd OCT 2021 - with Mr Duncan in England

wow what a welcome sight the clouds are rolling  by it's a breezy day but here we are again anyway  

vay vay bulutlar ne hoş bir manzara yuvarlanıyor esintili bir gün ama işte yine buradayız   evet

yes we are back together once more it is  sunday it is english addict coming to you  

bir kez daha birlikteyiz bugün pazar, size İngilizce bağımlısı geliyor

live from the birthplace of the english language  which just happens to be oh my goodness england

ingilizcenin doğum yerinden canlı canlı  ki bu tesadüfen aman tanrım ingiltere merhaba millet ben

hi everybody this is mr duncan in england how  are you today are you okay i hope so are you  

ingiltere'den bay duncan bugün nasılsınız bugün iyi misiniz umarım

happy that is a big question i wonder how many  times during your day you ask yourself am i  

mutlusunuzdur bu büyük bir soru merak ediyorum gün içinde kaç kez kendinize soruyorsunuz

happy am i happy how do i feel about my life  how do i feel about my general situation  

mutlu mu mutluyum nasılım hayatım hakkında hissediyorum genel durumum hakkında ne hissediyorum

how are things in my life can i say honestly that  i'm happy maybe sometimes i'm not maybe sometimes  

hayatımdaki şeyler nasıl dürüstçe söyleyebilirim ki mutluyum belki bazen değilim belki bazen

there are things that are on my mind maybe  sometimes there are things that might concern you  

aklımda olan şeyler var belki bazen olabilecek şeyler var sizi endişelendiren

perhaps sometimes something might come along  and surprise you something you weren't expecting  

belki bazen bir şey ortaya çıkabilir ve sizi şaşırtabilir, beklemediğiniz bir şey

something that came out of the blue oh i like  that phrase if something comes out of the blue  

birdenbire ortaya çıkan bir şey, oh bu ifadeyi seviyorum, birdenbire bir şey

it means it comes by surprise you were  not expecting it i suppose you might say  

çıkarsa, beklenmedik bir şekilde, beklemiyordunuz demektir, sanırım siz diyebilir

it is the same as something coming out of the  sky suddenly something you weren't expecting  

bu aynı bir anda gökten çıkan bir şey beklemediğiniz bir şey

and i suppose sometimes an event or situation  you were not ready for might make you panic  

ve sanırım bazen hazır olmadığınız bir olay veya durum sizi paniğe sevk edebilir

and that is one of the things we are talking about  today we are talking about an emotion that i'm  

ve bugün bahsettiğimiz şeylerden biri de bu bir duygudan bahsediyorum

sure all of us including me by the way all of us  has felt it's some time in our lives panic is what  

eminim ki ben de dahil olmak üzere hepimiz bu arada hepimiz hayatımızın bir döneminde hissetmişizdir panik

we are talking about today mr steve will be here  later we have him of course he's here although  

bugün bahsettiğimiz şeydir Bay Steve burada olacak daha sonra elimizde o var tabii ki o burada gerçi   şu

he's out in the garden at the moment you might  have seen his head going by the camera did you  

anda bahçede olmasına rağmen kameranın önünden geçtiğini  görmüş olabilirsiniz

see it at the start of today's live stream so mr  steve is outside hopefully he will be back with us  

bugünün canlı yayınının başında gördünüz mü   bu nedenle bay steve dışarıda umarım geri bizimle birlikte

indoors right here in fact he will be standing  there right next to me in a few moments from  

içeride   tam burada       aslında o olacak birkaç dakika sonra tam yanımda duruyor

now in around about 22 minutes we have mr steve  here and of course we have you as well it's very  

bundan yaklaşık 22 dakika sonra burada bay steve var ve tabii ki siz de buradasınız sizi

nice to see you here my name is duncan can  you see it it is there written on the screen  

burada görmek çok güzel benim adım duncan görüyor musunuz üzerinde yazıyor ekran

and i talk about the english language i like  english very much you might even say that i am an  

ve ben ingilizce hakkında konuşuyorum ingilizceyi çok seviyorum, hatta benim bir

english addict i am addicted to beautiful  language that is english and i have a feeling  

ingilizce bağımlısı olduğumu bile söyleyebilirsiniz, güzel  bir dil olan ingilizce'ye bağımlıyım ve

that you might be as well not too bad today  i feel okay i'm quite excited about something

bugün pek de fena olmayabileceğinize dair bir his var hissediyorum tamam,

details of that coming up in a few moments  but of course we have made it to the end  

birkaç dakika içinde bazı ayrıntıların ortaya çıkması beni oldukça heyecanlandırıyor ama elbette

of another weekend and also we have a brand new  month as well isn't it lovely isn't it nice to see  

başka bir hafta sonunun sonuna geldik ve ayrıca yepyeni bir ayımız da var, çok güzel değil mi?

a new month rising like the sun in the  morning which leads me on to the thing  

yeni bir ayın sabah güneş gibi doğduğunu görmek, beni

that i want to tell you all about yes it's sunday

size anlatmak istediğim şeye yönlendiriyor evet bugün pazar bugün

it is sunday and we are back together  again very nice to see you here  

pazar ve yeniden birlikteyiz sizi burada görmek çok güzel

i am just going to assume that you are here if  you're not here could you please hurry up because  

sadece gideceğim burada olduğunuzu varsayalım, eğer burada değilseniz, lütfen acele edebilir misiniz, çünkü   çoktan

i've already started but if you are now here it is  very nice to see you here unless you're not here  

başladım, ancak şimdi buradaysanız, burada değilseniz, sizi burada görmek çok güzel   burada

if you're not here then i don't know what to  think to be honest my mind has become blank  

değilseniz o zaman ben dürüst olmak gerekirse ne düşüneceğimi bilmiyorum zihnim boşaldı

i have had no breakfast today again i've  been very naughty this happens quite often  

bugün yine kahvaltı yapmadım çok yaramazlık yaptım bu oldukça sık oluyor

and i've forgotten my breakfast even  though right here in front of me  

ve tam burada önümde olmasına rağmen kahvaltımı unuttum

and despite the fact that i'm feeling very  hungry i have look at that i have some toast  

ve aslında çok aç hissediyorum, bak şuna biraz tost yedim

and can you guess what i've got on my toast what  do you think i have on my toast oh it smells very  

ve tostumda ne olduğunu tahmin edebilir misiniz  tostumda ne var sizce oh çok

nice it smells lovely but what do i have on  my toast and i suppose another big question  

güzel kokuyor güzel kokuyor ama ne yapayım Tost ekmeğimi yiyin ve sanırım başka bir büyük soru da canlı

is will i actually eat that thing during my  livestream because i do get a lot of complaints  

yayınım sırasında o şeyi gerçekten yiyecek miyim çünkü insanlardan çok fazla şikayet alıyorum Bay

from people saying here mr duncan we don't like  it when you eat food during your live stream we  

Duncan canlı yayınınız sırasında yemek yemenizi sevmiyoruz diyenler var.

don't like it at all but i am hungry please  please have some sympathy for me can i please  

hiç hoşuma gitmedi ama açım lütfen lütfen bana biraz anlayış gösterin lütfen

eat my toast what have i got on  my toast can you guess i wonder oh  

tostumu yiyebilir miyim tostumda ne var tahmin edebilir misiniz merak ediyorum oh

oh very interesting yes we have some  correct answers straight away oh very good  

oh çok ilginç evet hemen bazı  doğru cevaplarımız var oh çok iyi

well done very nice fancy pants and of course  we do have the live chat yes it would not be  

aferin çok hoş pantolon ve tabii ki canlı sohbetimiz var evet sen

english addict without you here and i suppose i  should mention who was first on today's live chat

burada olmasaydın ingilizce bağımlısı olmazdı ve sanırım bugünün canlı sohbetinde kimin ilk olduğundan bahsetmeliyim

oh very interesting we have a different person  today now vitas i have a feeling vitas you need  

oh çok ilginç farklı bir insanımız var bugün şimdi vitas i bir duygu yaşama ihtiyacın

to give your finger a rest you need to rest your  finger you need to give it some tender loving care

parmağını dinlendirmen gerekiyor parmağını dinlendirmen gerekiyor  ona biraz şefkatli, sevgi dolu bir ilgi göstermelisin

because today first on the  live chat it is olga well done  

çünkü bugün canlı sohbette ilk olga aferin

i have to be careful i'm going to wear myself  out before i've even started doing anything so  

dikkatli olmalıyım giyeceğim daha bir şey yapmaya başlamadan önce kendimi dışarı attım çok   aferin

well done yes you have guessed correctly  i have on my toast i have some marmalade  

evet doğru tahmin ettin tostumda var biraz marmelat

made with oranges and i'm going to have a bite  of my toast i'm sorry it's a bit like that asmr  

portakalla yaptım ve tostumdan bir ısırık alacağım üzgünüm biraz öyle o asmr

have you seen that or heard of it on youtube  there are lots of people eating food very close to  

bunu youtube'da gördünüz veya duydunuz mu  mikrofona çok yakın  yemek yiyen birçok insan var

a microphone and you can hear everything that is  happening in their mouths you can hear the chewing  

ve ağızlarında olup biten her şeyi duyabilirsiniz çiğnemeyi duyabilirsiniz

you can hear the saliva or saliva being produced  as they chomp into their food some people think  

tükürük veya salyanın üretildiğini duyabilirsiniz yemeklerini çiğniyorlar bazı insanlar

it's very disgusting other people love it  they like the sound of someone chewing their  

bunun çok iğrenç olduğunu düşünüyor diğer insanlar onu seviyorlar birinin yiyeceklerini çiğneme sesini seviyorlar

food they are busily masticating what mr duncan  you can't say that word no i said masticating  

yoğun bir şekilde çiğniyorlar bay duncan bu kelimeyi söyleyemezsiniz hayır çiğnemek dedim

chewing the word masticate means chew you are

çiğnemek kelimesini çiğnemek çiğnemek demektir aman

oh my goodness

tanrım

hmm that is delicious

hmm bu

so well done olga you are first on  today's live chat well done to you  

çok lezzetli çok aferin olga bugünün canlı sohbetinde ilk sensin aferin sana

yes a lot of people said yes it is  it is marmalade orange marmalade  

it has a lovely taste not only  that but i need my energy today  

because i have my well not only my live stream  today but you may have seen on friday i popped up  

çünkü benim kuyum var sadece bugün canlı yayınım değil, cuma günü görmüş olabilirsiniz

on friday to tell you that i'm also doing some  special live streams during october which i  

cuma günü size ekim boyunca bazı özel canlı yayınlar yaptığımı söylemek için geldim ve bunları

will tell you about now so during october  i will be with you from monday to friday

size şimdi anlatacağım yani ekim sırasında yapacağım pazartesiden cumaya kadar sizinle olacağım bu

so please make a note of this monday to friday so  that is monday tuesday wednesday thursday friday  

yüzden lütfen bu pazartesiden cumaya bir not alın yani  bu pazartesi salı çarşamba perşembe cuma

from 2 p.m uk time is when i'm with you  yes it's a special month of live streams  

14:00 İngiltere'de sizinle olduğum zamandır evet bu özel bir canlı yayın ayıdır

because i'm celebrating my anniversary here on  youtube at the end of the month monday to friday  

çünkü kutluyorum YouTube'da yıl dönümüm ayın sonunda pazartesiden cumaya saat

2 p.m uk time they will be short live streams  so around about half an hour to 40 minutes  

14:00 İngiltere'de saat 14:00'te kısa canlı yayınlar olacaklar yani yaklaşık yarım saat ila 40 dakika

so they will be shorter than my usual live  streams so that is what i'm doing during october  

yani normal canlı yayınlarımdan daha kısa olacaklar yani ben öyleyim ekim boyunca   pazartesiden cumaya

every day from monday to friday and of  course don't forget i also will be with  

her gün yapıyorum ve tabii ki  ayrıca unutma  ben de

you at my usual time on sunday at 2 p.m uk  time so you're going to have me for six days  

her zamanki saatimde  pazar günü saat 14:00'te sizinle olacağım, bu nedenle bu ay boyunca haftanın altı günü   bana sahip olacaksınız

a week during this month six days a week a  reminder once again monday to friday 2 p.m uk time  

altı haftanın günü bir kez daha hatırlatma pazartesiden cumaya saat 14:00 uk saat

and then of course on sunday i'm with you with  my usual english addict as well so you have me  

ve sonra tabii ki pazar günü her zamanki ingilizce bağımlımla da sizinleyim, bu nedenle

six days a week during this month and yes i am  celebrating my 15th year 15 years on youtube  

bu ay boyunca haftanın altı günü bana sahipsiniz   ve evet 15. yaşımı kutluyorum youtube'da 15 yıl

what how is that even possible even  i don't believe it i can't believe it  

bu nasıl mümkün olabilir  buna inanmıyorum bile inanamıyorum

and i'm the person that's done it  i've been here for 15 years doing this  

ve bunu yapan kişi benim 15 yıldır bunu yapıyorum

so six days a week monday to friday and also  sunday as well with my usual english addict  

yani haftanın altı günü pazartesi cuma ve ayrıca pazar da her zamanki ingilizce bağımlımla   bu

so i hope you will join me for maybe all of  them or some of them or maybe none of them

yüzden umarım  hepsi  veya bazıları için bana katılırsınız veya belki hiçbiri için belki

maybe maybe it's not your bag maybe it's not up  your street maybe it is not your thing we will see  

çantanız sizin değildir belki sokağınızın yukarısında değildir belki sizin eşyanız değildir bakalım

what happens anyway it's going to be a busy month  i know that definitely so i was thinking on friday  

ne olacak yine de yoğun bir ay olacak bunu kesinlikle cuma günü düşünüyordum

and you may have heard me mention this on friday  because i was with you live and i mentioned the  

ve cuma günü bundan bahsettiğimi duymuş olabilirsiniz çünkü canlı yayında sizinleydim ve

fact that maybe i should quit maybe at the  end of this month i should stop doing this  

belki de  bırakmam gerektiği gerçeğinden bahsetmiştim bu ayın sonunda bunu yapmayı bırakmalıyım

maybe 15 years is is enough time maybe it's  too much time perhaps some people might say  

belki 15 yıl yeterli bir süre belki çok fazla zaman belki bazı insanlar   bay

mr duncan why have you wasted 15 years of your  life on youtube well well as far as i'm concerned  

Duncan neden hayatınızın 15 yılını YouTube'da boşa harcadınız bana kalırsa

it is not a waste of time i don't think this is  a waste of time i like to think that i've helped  

bu bir zaman kaybı değil bunun bir zaman kaybı olduğunu düşünmüyorum

lots of people with their english studies and  also with their english listening and i hope also  

pek çok kişiye İngilizce çalışmalarında ve ayrıca İngilizce dinlemelerinde yardımcı olduğumu düşünmek hoşuma gidiyor ve umarım aynı

along the way we have had some laughs  some smiles maybe the occasional tear but

zamanda   bu süreçte bize yardımcı olmuşlardır biraz gülüyor biraz gülümsüyor belki ara sıra gözyaşı ama bu

it raises a very interesting question and this  is a question i'm going to start off with today

çok ilginç bir soruyu gündeme getiriyor ve bu bugün başlayacağım bir soruyla başlayacağım

when is the right time to say that's it when  is the right time to quit doing something  

doğru zaman ne zaman  bir şeyi yapmayı bırakmak için doğru zaman

and the reason why i'm mentioning this is for a  slightly sad reason now i am a big fan of music  

ve nedeni Bundan bahsetmemin biraz üzücü bir nedeni var, şimdi büyük bir müzik hayranıyım

you know that i know that i love music especially  from the 1980s and there is one particular artist  

biliyorsunuz ki özellikle  1980'lerden müziğe bayılırım ve belirli bir sanatçı  vardır   eskiden sadece  'de

that i used to like listening to not only  in the 80s but also in the 1970s there was a  

değil  dinlemekten de hoşlanırım 80'lerde ama aynı zamanda 1970'lerde de

group called genesis you may have heard of them  over the years they have changed their lineup  

genesis adında bir grup vardı, adını duymuş olabilirsiniz yıllar içinde kadrolarını değiştirdiler

and we have the lead singer and also the drummer  from genesis we are of course talking about phil  

ve biz de genesis'ten solist ve davulcuya sahibiz, tabii ki phil

collins phil collins of course had a successful  solo career he went off on his own he composed  

collins'ten bahsediyoruz phil collins tabii ki başarılı bir solo kariyeri vardı kendi başına gitti

lots of different music one of my favourite  pieces of music is from the film Tarzan  

birçok farklı müzik besteledi en sevdiğim müziklerden biri Tarzan filminden

and you'll be in my heart and you'll be  mad i love that piece of music it's nice  

ve sen benim kalbimde olacaksın ve delireceksin o müzik parçasını seviyorum güzel

it's very nice and it was written by phil  collins and they are now actually on tour again  

çok güzel ve phil collins tarafından yazılmış ve şu anda tekrar turneye çıktılar

phil collins and also the rest of genesis are  on tour however and this leads me to my question  

phil collins ve aynı zamanda genesis'in geri kalanı  turda ancak ve bu beni soruma yönlendiriyor

i saw phil collins on television last week being  interviewed and i have to be honest with you  

Phil Collins'i geçen hafta televizyonda röportaj yaparken gördüm ve ben sana karşı dürüst olmalıyım

i was rather surprised at his appearance i was  really surprised to see unwell and dare i say old  

görünüşüne oldukça şaşırdım hasta olduğunu görünce gerçekten şaşırdım ve ihtiyar

phil collins looked and there he is on your screen  now i was quite surprised i was in fact shocked  

phil collins baktı ve işte karşınızda şimdi oldukça şaşırdım, aslında şok oldum

and i couldn't stop thinking about it for  days afterwards so when is the right time  

ve yapamadım sonra günlerce düşünmeyi bırak o yüzden bir

to quit doing something sometimes you can do  something for too long you can go on for too long  

şeyi yapmayı bırakmak için doğru zaman ne zaman bazen bir şeyi çok uzun süre yapabilirsin çok uzun süre devam edebilir

sometimes you have to know when to quit or when  to stop so maybe in the case of phil collins maybe  

bazen ne zaman bırakacağını veya ne zaman duracağını bilmelisin phil collins belki

maybe he he just needs the money i don't know but  he's not in very good health and yet he's carrying  

belki sadece paraya ihtiyacı vardır bilmiyorum ama sağlığı pek iyi değil ve yine de devam ediyor

on he is he's performing sadly he can't play the  drums anymore he used to be a drummer with genesis

ne yazık ki performans sergiliyor, artık davul çalamıyor, genesis ile birlikte bir davulcuydu

but now he has to sit in a chair whilst singing  his hits with genesis and to be honest with you i  

ama şimdi genesis ile yaptığı hitleri söylerken bir sandalyede oturmak zorunda ve size karşı dürüst olmak gerekirse

think that's a little bit sad i i feel a little  upset seeing that actually happen and and you  

bence bu biraz üzücü bunun gerçekten olduğunu görmek beni biraz üzüyor ve

do get this sometimes you do see artists singers  performers who go on maybe a little bit too long  

siz de bunu anlıyorsunuz bazen giden sanatçılar şarkıcılar belki biraz fazla uzun

this is a conversation i've had with steve in  the past about shirley bassey because as you know  

bu, geçmişte steve ile shirley bassey hakkında yaptığım bir konuşma çünkü bildiğiniz gibi

we both love shirley bassey but i was worried  especially about seven or eight years ago when  

ikimiz de shirley bassey'i seviyoruz ama endişelendim özellikle yedi veya sekiz yıl önce

shirley bassey was still performing but her voice  was starting to become a little rough around the  

shirley bassey hala performans sergiliyorken ama sesi kenarlarda biraz pürüzlü olmaya başlıyordu,

edges so she wasn't performing as well as she used  to and i always feel a little sad a little maybe  

bu yüzden eskisi kadar iyi performans göstermiyordu ve ben her zaman biraz üzgün hissediyorum, belki biraz

disappointed even to see someone carrying on doing  the thing that they can no longer do very well  

hayal kırıklığına uğruyorum, hatta birisinin artık yapamayacakları şeyi yapmaya devam ettiğini görmek beni hayal kırıklığına uğratıyor çok iyi

especially if you've been very successful you've  had a long career doing that thing so that's the  

özellikle çok başarılıysanız, bu işi yaparak uzun bir kariyeriniz oldu, bu yüzden

feeling i had last week when i saw phil collins  from genesis being advertised being interviewed  

geçen hafta Genesis'ten phil Collins'in reklamının yapıldığını, röportaj yapıldığını gördüğümde,

last week he was being talked to and i was really  shocked at his appearance he looked dreadful  

geçen hafta onunla konuşulduğunu ve ben gerçekten öyle hissettiğimi hissettim. Görünüşü karşısında şoke oldum korkunç görünüyordu

clearly he's he's suffering some sort of ill  health but i was really surprised and quite  

açıkça bir tür sağlık sorunu yaşıyordu ama onu bu durumda gördüğüme gerçekten şaşırdım ve oldukça

sad to see him in that state but even more sad  to see him actually carrying on performing so  

üzüldüm, ancak performans göstermeye devam ettiğini görmek daha da üzücü bu yüzden

i don't know i know it's a  difficult question i know it isn't  

bilmiyorum biliyorum öyle olduğunu zor bir soru biliyorum

easy to answer that question but what about  you is there someone maybe someone famous  

bu soruyu cevaplamak kolay değil ama peki ya sen gördüğün biri belki de ünlü biri  var mı

that you've seen and they're still doing the same  thing they're still trying to to perform or do the  

ve hala aynı şeyi yapıyorlar, hala yapmaya çalıştıkları

thing that they are famous for but unfortunately  the old age is starting to catch up with them  

şeyi  ünlü olduklarını ama ne yazık ki yaşlılık onlara yetişmeye başlıyor

of course it can it can happen you can carry on  doing things doing things into your old age you  

elbette olabilir yaşlılığınıza kadar bir şeyler yapmaya devam edebilirsiniz  bırakmanıza gerek

don't have to stop so i'm not being ageist i'm  not saying that you can't do things when you are  

yok, bu yüzden yaş ayrımı yapmıyorum büyüyünce bazı şeyleri yapamazsınız demiyorum

older but what i'm saying is sometimes you have  to know when to stop when to say that's it no more  

ama demek istediğim bazen ne zaman duracağınızı, ne zaman duracağınızı bilmeniz gerektiğidir

and that's the question i asked last week on  friday should i quit when do you quit when  

ve geçen hafta cuma günü sorduğum soru bu mu? bırak ne zaman bırakacaksın

do you stop doing the thing you love doing do  you do you wait until you can't do it anymore  

sevdiğin şeyi yapmayı ne zaman bırakacaksın artık yapamayana kadar bekliyor musun

or do you wait until your last breath  leaves your body i suppose one of the  

yoksa son nefesin vücudunu terk edene kadar mı bekliyorsun sanırım

one person that i'm always  impressed by is clint eastwood  

ben olduğum tek kişiden biri

who actually has a new movie out at the moment  and he's directed and also starred in the movie  

şu anda yeni bir filmi olan ve filmin yönetmenliğini ve başrolünü üstlenen clint eastwood'dan her zaman etkilenir ve

and he's 90. so so i'm not saying that you should  quit but what i am saying is when is the right  

90 yaşındadır. bu yüzden bırakmanız gerektiğini söylemiyorum ama söylediğim şey ne zaman doğru

time to stop doing it maybe your health starts to  fail maybe you become unwell or frail but maybe  

yapmayı bırakmanın zamanı belki sağlığın bozulmaya başlar belki kendini hasta veya zayıf hissedersin ama belki sen

you you want to carry on doing it so that's  just my feeling i'm not picking on anyone i'm  

bunu yapmaya devam etmek istersin yani bu sadece benim düşüncem kimseye

not being rude or spiteful but i sometimes think  that i i don't want to see people that i admire  

bulaşmıyorum kaba veya kin dolu değilim ama bazen ben hayran olduğum insanların

carrying on doing the thing that they love doing  but they don't do it as well as they used to  

yapmayı sevdikleri şeyi yapmaya devam ettiklerini görmek istemiyorum ama eskisi kadar iyi yapmıyorlar

and i have seen that happen my my example  would be shirley bassey i know i don't want  

ve bunun olduğunu gördüm benim örneğim Shirley Bassey olurdu biliyorum

to say anything bad about her because i love  her and her music but i i felt a little sad  

onun hakkında kötü bir şey söylemek istemiyorum çünkü onu ve müziğini seviyorum ama

when i saw her performing a couple of years ago  very very sad you you have to know when to stop  

birkaç yıl önce performansını gördüğümde biraz üzüldüm çok çok üzgünüm ne zaman duracağınızı bilmelisiniz ne

you have to know when to quit so what about  you when is the right time to stop doing things  

zaman duracağınızı bilmelisiniz peki ya siz bir şeyleri yapmayı bırakmak için doğru zaman ne zaman

ah christina thank you christina it is  important to be aware of your physical  

ah christina teşekkür ederim christina fiziksel

and mental limits and also the physical changes  when you get older and then you have to decide  

zihinsel sınırlarınızın ve ayrıca yaşlandığınızda fiziksel değişikliklerin farkında olmanız önemlidir ve sonra

to stop doing things i think so now i i do  think about this sometimes because i'm not young  

yapmayı bırakmaya karar vermeniz gerekir şimdi düşünüyorum bunu bazen düşünüyorum çünkü genç değilim

i'm getting older and i'm very aware of that  especially when people remind me oh hello  

yaşlanıyorum ve bunun çok farkındayım özellikle insanlar bana ah merhaba

did you see did you see the buzzard  going by there there was a buzzard  

flying just above my head there going by  mr buzzard going by very nice so i'm not  

tam kafamın üzerinde uçan bir şahin orada geçiyor Bay şahin geçiyor çok hoş geçiyor bu yüzden eskisi

as young as i used to be sometimes my brain stops  working especially when i'm doing my live streams  

kadar genç değilim bazen beynim çalışmayı durduruyor özellikle canlı yayın yaparken

sometimes i can't remember a word sometimes i  forget what to say sometimes i mispronounce words  

bazen tek kelime hatırlayamıyorum bazen ne diyeceğimi unutuyorum bazen kelimeleri yanlış telaffuz ediyorum

or i i get the wrong word so so when do you stop  because that that's what i've been thinking about  

veya yanlış kelimeyi alıyorum, bu yüzden ne zaman duracaksınız çünkü bunu düşünüyordum

especially around my birthday this year  i couldn't stop thinking about my age  

özellikle bu yılki doğum günümde yaşımı düşünmeden edemedim   bir

i became a little bit obsessed by it and of  course lots of questions pop in your head  

oldum biraz takıntılı ve tabii ki kafanızda bir sürü soru beliriyor

you start to think when when am i when am i  going to quit when am i going to stop doing this  

ne zaman bırakacağım, ne zaman bırakacağım, bunu yapmayı ne zaman bırakacağım

will i be here as a very old man still teaching  english and talking about the english language  

burada hala ingilizce öğreten çok yaşlı bir adam olarak mı olacağım ve

on my live streams when i'm 85. can you imagine  that it might be more entertaining than it is now  

85 yaşımdayken canlı yayınlarımda   İngilizce hakkında konuşuyordum. Düşünebiliyor musunuz şimdikinden daha eğlenceli olabilir

to be honest we have mr steve coming very soon  mayuri hello mayori your health should always  

dürüst olmak gerekirse çok yakında bay steve geliyor mayuri merhaba mayori sağlığınız her zaman

be the priority i think so so maybe if you are  doing something that is actually causing you harm  

önceliğiniz olmalı bence yani belki gerçekten size zarar veren bir şey yapıyorsanız

maybe you are performing or doing things and  and that thing actually is bad for your health  

belki performans sergiliyorsunuz veya bir şeyler yapıyorsunuz ve ve bu şey aslında sağlığınız için kötü   ve

and of course performing is stressful  whether you are a singer or an actor  

tabii ki performans göstermek streslidir ister şarkıcı olun ister aktör

performing is stressful doing this is  stressful i will be honest with you  

bunu yapmak streslidir stresli sana karşı dürüst olacağım

this is not easy i make it look easy i know what  you're going to say mr duncan you make that look  

bu kolay değil kolaymış gibi gösteriyorum ne söyleyeceğinizi biliyorum Bay Duncan bu görünümü

so easy can i just say it isn't it is not as  easy as it looks bella nice to see you here bella  

çok kolay söyleyebilir miyim göründüğü kadar kolay değil bella seni burada görmek güzel bella   seni

i feel as if it's been a long time since i've  seen you bella hello bella welcome it is not a  

görmeyeli uzun zaman olmuş gibi hissediyorum bella merhaba bella hoşgeldin

waste of time you are helping people and that is  so noble thank you i'm not looking for compliments  

zaman kaybı değil insanlara yardım ediyorsun ve bu çok asilce teşekkür ederim aramıyorum iltifatlar

but thank you anyway i do appreciate that  the right moment to quit doing something  

ama yine de teşekkür ederim bir şeyi yapmayı bırakmak için doğru anın

is when you lose your passion ah yes that is  a very good point to make ricardo now i know  

tutkunuzu kaybettiğiniz an olduğunu takdir ediyorum ah evet bu şimdi ricardo yapmak için çok iyi bir nokta biliyorum

in my time doing this i know i've had moments  where i felt as if i wanted to quit maybe i feel  

bunu yaptığım zamanlarda biliyorum bırakmak istiyormuşum gibi hissettim belki                                                                                  ...

as if i'm not doing as well as i should or maybe  i start to think that the things i do is pointless  

the things are pointless i think that but then the  next day i go oh back up again i think oh okay i  

tekrar geri dön bence oh tamam

feel much better about it so i think it happens  especially when you're doing something for a  

bu konuda kendimi çok daha iyi hissediyorum bu yüzden bence bu oluyor özellikle

long period of time for example maybe you've been  making english lessons on youtube for 15 years so  

uzun bir süre bir şey yapıyorsan, örneğin belki 15 yıldır youtube'da ingilizce dersleri veriyorsun yani

you are going to have moments where you feel  as if you want to quit but then of course you  

gidiyorsun bırakmak istiyormuş gibi hissettiğin ama sonra tabii ki

come to your senses and you realize really deep  down you love doing it so you continue doing it  

aklını başına topladığın ve içten içe bunu yapmayı sevdiğini fark ettiğin ve yapmaya devam ettiğin anlar yaşamak.

fly away says i don't think phil collins  needs money i'm not sure about that because  

bundan emin değilim çünkü

i think he's had at least  two very expensive divorces  

en az iki çok pahalı boşanması olduğunu düşünüyorum

now i remember way back i think it was in the late  1980s phil collins had a very expensive divorce  

şimdi hatırlıyorum ki 1980'lerin sonundaydı phil collins çok pahalı bir boşanma yaşadı

so i think maybe sometimes a person has to  carry on working because maybe they have to  

bu yüzden belki bazen bir kişinin çalışmaya devam etmesi gerekir çünkü belki boşandıktan

earn some more money after  a divorce maybe the wife  

sonra biraz daha fazla para kazanmak zorundalar belki karısı

took half of your things half of your  earnings and your money and your house  

eşyalarınızın yarısını aldı paranızın ve evinizin yarısı

so it can happen sometimes sometimes a  divorce especially if you are wealthy  

bu yüzden bazen olabilir bazen boşanma özellikle zenginseniz

can be rather damaging i think so i think everyone  has their time according to their way of life  

oldukça zarar verici olabilir bence bu yüzden düşünüyorum herkesin yaşam tarzına göre zamanı

thank you marcia that's very kind  of you to say oh we have luis mendes  

teşekkürler marcia çok naziksiniz oh bizde luis mendes var  o

he's here today hello louis mr duncan i did  the same job for 33 years and some months  

bugün burada merhaba louis bay duncan aynı işi 33 yıl ve birkaç ay

and some months and i i was always eager to start  my working day yes you might be very lucky in your  

ve bazı aylar boyunca yaptım ve ben her zaman iş günüme başlamak için can atıyorum evet hayatınızda çok şanslı olabilirsiniz

life you might have a job that you love doing so  when you wake up in the morning you feel excited  

yapmayı sevdiğiniz bir işiniz olabilir bu yüzden sabah uyandığınızda heyecanlı hissediyorsunuz   o ana kadar

you feel as if you can't wait to do your job as  far as i'm concerned from my own point of view i  

işinizi yapmak için sabırsızlanıyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz kendi bakış açımdan endişelendiğim için

will carry on doing this for as long as i can but  also i will do this for as long as you want me to  

bunu elimden geldiğince yapmaya devam edeceğim ama aynı zamanda bunu sen istediğin sürece yapacağım

so as long as you are there watching me i  will carry on doing it and i certainly hope  

orada beni izlediğin sürece devam edeceğim bunu yapıyorum ve kesinlikle

you are going to watch me during october  because i will be with you six days a week  

ekim boyunca beni izleyeceğinizi umuyorum çünkü haftanın altı günü

monday to friday and also sunday as well during  october and that is because of my 15th anniversary  

pazartesiden cumaya ve ayrıca ekim boyunca pazar da sizinle olacağım ve bunun nedeni 15. yıl dönümüm

we are talking about panic today panicking do you  ever panic we have been panicking here in the uk  

bugün panikten bahsediyoruz panik yapmak paniğe kapıldınız mı

over one particular thing over the past few  days we will be talking about that in a few  

son birkaç gündür burada Birleşik Krallık'ta belirli bir şey yüzünden paniğe kapıldık birkaç

moments with mr steve oh mr steve is on his  way but before then we are going to take a look  

dakika içinde Bay Steve ile bundan bahsedeceğiz oh Bay Steve yolda ama ondan önce bir göz atacağız

at an excerpt from one of my full english lessons  and this is an excerpt from full english number 31  

tam ingilizce derslerimin birinden bir alıntı ve bu tam ingilizce sayı 31'den bir alıntı

and then after that he's here he will be with  us live in the studio mr steve is on his way  

ve ondan sonra o burada canlı olarak stüdyoda bizimle olacak bay steve yolda

hickory dickory dock i'm holding one grey sock in  the other there are two and both of them are blue  

hickory dickory dock elimde bir gri tutuyorum diğerinde iki tane var ve ikisi de mavi

hickory dickory dock did you enjoy my little  poem welcome everyone to another full english  

hickory dickory dock küçük şiirimi beğendiniz mi

video lesson coming to you from england which  happens to be the birthplace of cadbury chocolate  

cadbury çikolatası

bakewell tart yorkshire pudding  and my favourite spotted dick  

bakewell tart yorkshire pudingi ve benim doğum yeri olan İngiltere'den size gelen başka bir tam İngilizce video dersine hoş geldiniz. favori benekli çük

and of course the english language which  is the reason we are all here today so

ve tabii ki bugün  hepimizin  burada olmamızın nedeni olan İngilizce, bu yüzden

take a deep breath open a few windows  

derin bir nefes alın birkaç pencere açın

make a nice hot beverage because today's  full english lesson is going to start right

güzel bir sıcak içecek yapın çünkü bugünün tam İngilizce dersi hemen şimdi başlayacak,

now

you may have noticed that i love english some  of my favourite english words happen to be the  

sevdiğimi fark etmiş olabilirsiniz ingilizce en sevdiğim İngilizce kelimelerden bazıları   en

smallest and the most commonly used a good example  is the word off it seems like such a simple word  

küçük ve en sık kullanılanı iyi bir örnektir off kelimesi çok basit bir kelime gibi görünür

yet it is often used on a daily basis in so many  ways to cancel something can be described as being  

yine de genellikle günlük olarak bir şeyi iptal etmenin pek çok  şekilde tarif edilebilir şekilde kullanılır kapalı olduğumuz için,

off sorry girls the football match is off you can  call something off we had to call off the outdoor  

üzgünüm kızlar, futbol maçı tatil, bir şeyi iptal edebilirsiniz,

concert because of the rain to have a free  day away from work can be described as being  

yağmur nedeniyle açık hava konserini işten uzakta boş bir gün geçirmek için iptal etmek zorunda kaldık, tatil olarak tanımlanabilir,

off i won't see you tomorrow as it's my off day  you are having the day off another use of off  

yarın olduğu gibi sizi görmeyeceğim izin günüm siz izinlisiniz  izin gününün başka bir kullanımı,

day is when things keep going wrong or when your  mood is not good during a certain period of time  

işlerin  sürekli ters gittiği veya belirli bir süre boyunca ruh halinizin iyi olmadığı zamandır

sorry for all the mistakes guys i'm having a bit  of an off day to make your way out of a place  

tüm hatalar için özür dilerim arkadaşlar, biraz boş bir gün geçiriyorum bir yerden çıkmak

or to announce your departure you can say that  you are off okay guys it's five o'clock see you  

veya ayrılacağınızı duyurmak için  izinlisiniz diyebilirsiniz tamam beyler saat beşte görüşürüz

tomorrow i'm off if something that is perishable  has gone past its best then we can say that it is  

yarın izinliyim, eğer bozulabilir bir şey en iyi şekilde geçtiyse, o zaman bunun olduğunu söyleyebiliriz

off don't drink that milk it's off this  salmon smells awful i think it's off  

kapalı o sütü içme kapalı bu somon çok kötü kokuyor bence

if something has been disconnected from its  power source we can say that it is off the tv  

isn't broken it's off talking of which i'm  off over there it's time to do the next

kapalı sıradaki sıralamayı yapma zamanı

sequence it's strange how some words  can find themselves together in english  

garip bazı kelimelerin İngilizce ifadelerde kendilerini nasıl bir arada bulabilmesi

phrases a good example of this is the phrase  love hate these words have opposite meanings  

buna iyi bir örnek aşk nefret bu kelimeler zıt anlamlara sahiptir

however they do go together as a description of a  certain type of relationship i am talking about a  

ancak belirli bir ilişki türünün tanımı olarak bir araya gelirler.

love-hate relationship in society a love-hate  relationship describes a partnership that  

toplumdaki bir aşk-nefret ilişkisinden bahsetmek bir aşk-nefret ilişkisi hem

involves both fondness and hatred a tumultuous or  turbulent relationship between two people can be  

sevgiyi hem de nefreti içeren bir ortaklığı tanımlar iki kişi arasındaki çalkantılı veya çalkantılı bir ilişki

described as love hate we had a terrible fight  last night but today we made up and are having  

aşk nefret olarak tanımlanabilir dün gece korkunç bir kavga ettik ama bugün barıştık ve

a meal together tonight you might feel that this  relationship is based on love hate especially if  

bu akşam birlikte yemek yiyorsanız, bu ilişkinin aşk nefrete dayalı olduğunu hissedebilirsiniz, özellikle de

the arguments occur often a long-term relationship  might become unstable due to a hopeless feeling  

tartışmalar sıklıkla meydana gelirse, uzun vadeli bir ilişki umutsuz bir rutin ve aşinalık duygusu nedeniyle istikrarsız hale gelebilir

of routine and familiarity the couple might  become bitter and resentful which results in the  

çift buharlaşabilir ve küskün olabilir, bu da

up and down nature of the relationship a  love-hate relationship can exist in other places  

ilişkinin   inişli çıkışlı doğası başka yerlerde bir aşk-nefret ilişkisi olabilir

if you love your job but it does not pay very well  you might have a love-hate relationship with it  

işinizi seviyorsanız ama çok iyi para getirmiyorsa onunla bir aşk-nefret ilişkiniz olabilir

you might have a love-hate relationship with  your boss there are some good days and some bad  

eşinizle bir aşk-nefret ilişkiniz olabilir patron bazı iyi günler ve bazı kötü günler var

you have mixed feelings you have  the feeling of both love and hate

karışık hisleriniz var hem sevgi hem de nefret duygunuz var

what do you want and what do you need if you  want too much can we call this greed do you  

ne istiyorsunuz ve neye ihtiyacınız var çok fazla istiyorsanız buna açgözlülük diyebilir miyiz

have more than you need or is it enough perhaps  you have nothing sometimes life can be tough  

ihtiyacınız olandan daha fazlasına sahip misiniz yoksa olan belki de hiçbir şeye sahip değilsin bazen hayat zor olabilir istediğin şeylerle istemen gereken şeyler

there is a fine difference between the  things you want and the things you need  

arasında ince bir fark vardır arzu etmek tatmin

to want is to desire it is an urge to satisfy  that desire to need is the instinctive response  

etme dürtüsüdür ihtiyaç arzusu

to nature's call for survival it's the need to  survive what is necessary to survive is your  

doğanın hayatta kalma çağrısına içgüdüsel bir tepkidir hayatta kalma ihtiyacı hayatta kalmak için gerekli olan senin

need the obvious things needed for survival  are food and water they are your basic needs  

ihtiyacın hayatta kalmak için ihtiyaç duyduğun bariz şeyler yiyecek ve sudur bunlar senin temel ihtiyaçların

without these you will not survive for long of  course want can be classified as need to however  

bunlar olmadan uzun süre hayatta kalamazsın tabii ki istemek ihtiyaç olarak sınıflandırılabilir ancak

we often see want as a more selfish emotion i need  food i want a nice new car to show my neighbour  

sıklıkla ihtiyaç olarak görürüz daha bencil bir duygu olarak yiyeceğe ihtiyacım var komşuma gösterecek yeni ve güzel bir araba istiyorum

furthermore the dilemma of what money is creates  quite a paradox we need money to buy food but we  

ayrıca paranın ne olduğu ikilemi oldukça paradoks yaratıyor yiyecek almak için paraya ihtiyacımız var ama

also want money to support a comfortable  and some might say wasteful lifestyle  

aynı zamanda rahat bir yaşam tarzını desteklemek için de para istiyoruz ve bazıları savurgan bir yaşam tarzı diyebilir

want is often seen as a selfish emotion  need comes from your basic necessities  

istek genellikle bencil bir duygu olarak görülür ihtiyaç, temel gereksinimlerinizden gelir

want comes from the things that will make you  feel better as a person need comes from the  

bir kişinin   daha iyi hissetmesini sağlayacak şeylerden gelir  ihtiyaç

basic survival instinct to make it through  the day without starving to death need and  

temel hayatta kalma içgüdüsünden gelir günü açlıktan ölmeden geçirmek                                            (

want might have similar definitions but they are  often seen as belonging to very different urges

benzer tanımlar ancak genellikle çok farklı dürtülere ait olarak görülürler.

what is a split infinitive is it painful will  it leave a scar well first of all having a split  

bölünmüş mastar nedir, acı verir mi, yara

infinitive is not an injury although it does sound  like one in english grammar we name a certain  

izi bırakır mı? İngilizce dilbilgisinde

grammar error as a split infinitive an infinitive  in english grammar is the use of the word to  

bölünmüş mastar ve mastar olarak belirli dilbilgisi hatası, to kelimesinin bir

with a verb while there are no grammar rules that  prohibit split infinitives many english experts  

fiille kullanılmasıdır, ancak bölünmüş mastarları yasaklayan hiçbir dilbilgisi kuralı yoktur.

strongly disapprove of them an example of a  split infinitive is the classic to boldly go  

go

where no man has gone before the word boldly and  go should be the other way round it should read  

kimsenin kelimeden önce cesurca gitmediği yere git ve git tam tersi olmalıdır   daha

to go boldly where no man has gone before in  writing this looks more dramatic but when spoken  

önce hiç kimsenin yazılı olarak gitmediği yerlere cesurca gitmek için okunmalı bu daha dramatik görünür, ancak söylendiğinde

the split infinitive sounds better so  while the use of a split infinitive  

bölünmüş mastar kulağa daha iyi gelir, bu nedenle a kullanımı split mastar

is technically incorrect you might only find the  most pedantic english teachers picking you upon it  

teknik olarak yanlıştır, yalnızca en bilgiç İngilizce öğretmenlerinin sizi seçmesini    görebilirsiniz

to pick someone up on something is to  correct them by pointing out their mistake

birini bir konuda tavlamak  onların hatalarını işaret ederek düzeltmektir

mmm i really needed that toast that was absolutely  lovely that was an excerpt from full english  

mmm gerçekten o tost ihtiyacım vardı ki bu kesinlikle çok güzeldi ve tam ingilizceden bir alıntıydı

number 31 yes we are here live from the birthplace  of english which just happens to be england hello

numara 31 evet ingilizcenin doğum yeri olan ingiltere'den canlı yayındayız merhaba

hello hello mr duncan hello lovely viewers  wonderful viewers from all around the world  

merhaba merhaba bay duncan merhaba sevimli izleyiciler dünyanın her yerinden harika izleyiciler

mr steve i'm here yes oh we've got somebody new  mr duncan new yes uh tekshar i'm not sure if i've  

bay steve buradayım evet oh yeni birini bulduk  bay duncan yeni yes uh tekshar

pronounced your name correctly but tekshar is new  and says hi to everyone hello looting us hello  

isminizi doğru telaffuz ettiğimden emin değilim   ama tekshar yeni ve herkese merhaba diyor bizi yağmalamak merhaba

teksha yes welcome welcome to my live stream  and i think that deserves a round of applause

teksha evet canlı yayınıma hoşgeldiniz ve bence bu bir alkışı hak ediyor

we always get very excited when  we have new people watching that  

her zaman çok alıyoruz canlı yayında kendilerini tanıtanları izleyen yeni insanlar olduğunda heyecanlanıyorum. izleyen

uh identify themselves on the live stream  i always get excited if anyone is watching  

biri varsa her zaman heyecanlanırım.

if anyone is there there is a point to that  mr duncan um satorino drives a truck okay she  

eğer orada birileri varsa, bunun bir anlamı var. bay duncan um satorino bir kamyon kullanıyor tamam,

has revealed as i was looking back at the live  stream satorino yes so we need you we need you  

ben geriye bakarken açıkladı. canlı yayın satorino evet bu yüzden sana ihtiyacımız var sana ihtiyacımız var

come to the uk can you please come here and  deliver some petrol to our petrol forecourts  

İngiltere'ye gel lütfen buraya gelip benzin sahalarımıza biraz benzin getirebilir misin

why are you talking about that i'm talking  like what steve's going into his uh i'm talking  

neden bundan bahsediyorsun Steve'in içine girdiği şeyden bahsediyorum uh ben konuşuyorum

you're you're you'll come here you're pleased  and well mr duncan i haven't spoken all day  

sizsiniz buraya geleceksiniz memnunsunuz ve pekala bay duncan bütün gün konuşmadım

today it takes me a while to warm up okay  my voice and speak in the correct manner  

bugün ısınmam biraz zaman alıyor tamam sesim ve doğru şekilde konuşmak

it's it's a bit like when we go abroad when  when steve is talking to a local person he  

biraz zaman gibi yurt dışına gidiyoruz, steve yerel bir kişiyle konuşurken

his english becomes very unusual he starts to  miss out all of the conjunctions me hello me  

ingilizcesi çok alışılmadık bir hal alıyor, tüm bağlaçları kaçırıyor ben merhaba ben

steve you shop shop where it's true i do tend to  do that uh it might be a little condescending i  

steve sen alışveriş yap alışveriş yaptığın yer doğruysa bunu yapma eğilimindeyim uh bu biraz küçümseyici olabilir

don't know but i just do it i don't know why  uh but yes we want truck drivers so if you've  

bilmiyorum ama sadece yapıyorum neden bilmiyorum ama evet kamyon şoförleri istiyoruz yani

got an hgv license saturino you can probably  earn 50 000 a year by coming here to the uk  

ağır vasıta ehliyetiniz varsa muhtemelen buraya İngiltere'ye gelerek yılda 50.000 kazanabilirsiniz

and which would be wonderful for you to come  here of course uh because we could meet you  

ve hangisi buraya gelmen harika olur tabii ki çünkü seninle tanışabiliriz

and you could earn a huge wage driving hgv lorries  around can i ride in your lorry and can i please  

ve etrafta ağır vasıta kamyonları sürerek büyük bir maaş alabilirsin kamyonuna binebilir miyim ve lütfen

sound the horn i've never been in a truck  i've never been in a lorry they look like  

kornayı çalabilir miyim hiç kamyona binmedim hiç kamyona binmemişler

quite exciting places to be and and you  have a little bed above you at the back  

oldukça heyecan verici yerler gibi görünüyorlar ve arkanızda  üstünüzde   biraz uyuyabileceğiniz    küçük bir yatağınız var,

that you can have a little sleep you know so  you park your truck by the side of the road  

bilirsiniz  bu kamyonunuzu yolun kenarına park edebilirsiniz   kamyon şoförüyseniz

you've got to be careful where you park if  you're a truck driver yes well they are big  

nereye park ettiğinize dikkat edin evet onlar büyük   hayır

no well anyway yes there are other reasons for  that by the way steve uh yes oh you've been  

yine de evet bunun başka nedenleri de var bu arada steve uh evet oh

talking haven't you about quitting or no passion  passion well no when is the right time to quit  

siz  konuşuyordunuz değil mi bırakmak veya tutku yok tutku  hayır bırakmanın tam zamanı ne zaman peki

well was the question according to pedro you  must never quit me you must never quit and you  

Pedro'ya göre soru buydu beni asla bırakmamalısın asla bırakmamalısın ve son nefesine

must continue doing the live stream until your  very last breath yes well that's what pedro told  

kadar canlı yayına devam etmelisin evet pekala Pedro

you to do that might happen i i've i've often  had this this nightmare lying in bed i have  

sana bunu yapmanı söyledi bu olabilir i sık sık yatakta yatarken bu kabusu gördüm

nightmares about actually doing this and then i  die during the live stream i actually dropped dead  

bunu gerçekten yapmakla ilgili kabuslar görüyorum ve sonra canlı yayın sırasında ölüyorum gerçekten düşüp öldüm

we don't want that to happen mr duncan no that  would be rather dramatic well well for two reasons  

bunun olmasını istemiyoruz bay duncan hayır bu oldukça dramatik olurdu pekala peki iki nedenden dolayı

one it's dramatic and also the other reason is  i i would be leaving steve with the controls  

biri dramatik ve diğer neden de ben kontrolleri Steve'e bırakıyor olacağım

and there's no there's no way i'm doing that so  that's got a defibrillator so you have to go first  

ve bunu yapmamın hiçbir yolu yok yani defibrilatör var bu yüzden önce sen gitmelisin

that's what it means steve has to go first let's  just get this straight and then me none of us  

Steve'in yapması gereken bu anlama geliyor git önce şunu açıklığa kavuşturalım ve sonra ben canlı

are going while we are live not online that's  not happening that would also be very ironic  

yayındayken hiçbirimiz gitmiyoruz bu olmuyor bu da çok ironik olurdu canlı olsa iyi

would it to be live but you die well i mean  many famous um performers have died while they  

ölürsünüz yani birçok ünlü um sanatçısı onlar hayattayken öldü

are live you know television things like that  yes uh and oh yes they did forming on stage  

televizyonda böyle şeyler yaşadığını biliyorsun evet uh ve oh evet sahnede şekilleniyorlardı

you right yes in i think it was in 1984. we had  a famous comedian he died live on television  

haklısın evet içinde bence 1984'teydi.

yes he was performing on stage and he died in  front of the whole nation very unusual so that  

tüm ulus çok sıra dışı yani

might happen that might but but it's long what  i want to make sure though i want this on record  

olabilir bu olabilir ama uzun uzun emin olmak istiyorum bunun kayıt altına alınmasını istiyorum youtube

can i have my cause of death youtube  i think we should stop talking about  

ölüm sebebimi alabilir miyim youtube bence ölüm hakkında konuşmayı bırakmalıyız

death no i'm not talking about it  we're talking about when it's the right  

hayır ben bahsetmiyorum o doğru olduğu zamandan bahsediyoruz   doğru evet bundan bahseden

right yeah it was pedro that mentioned it pedro  brought it up by saying your last breath so so i  

Pedro'ydu Pedro son nefesini söyleyerek konuyu açtı bu yüzden ben

i want i want my death certificate to have cause  of death youtube i want to be the first person  

ölüm belgemin ölüm nedeni  olmasını istiyorum youtube ilk kişi olmak istiyorum

to officially be the cause of death to be being on  youtube do you think the shortage of lorry drivers  

youtube'da olmanın resmi olarak ölüm sebebi olması kamyon şoförlerinin kıtlığının

is depends on brexit says anna oh now there's  a controversial subject um well most people in  

brexit'e bağlı olduğunu düşünüyor musunuz diyor anna oh şimdi tartışmalı bir konu var um pekala

this country think that not being brexit hasn't  caused the lorry driver shortage because i think  

bu ülkedeki çoğu insan Brexit'in tıra neden olmadığını düşünüyor sürücü sıkıntısı çünkü

the shortages all around europe but it certainly  contributed to it because we seem to have far  

tüm Avrupa'da eksiklikler olduğunu düşünüyorum ama kesinlikle buna katkıda bulundu çünkü çok

worse problems i mean we're not seeing people  queuing outside petrol stations and panic buying  

daha kötü sorunlarımız var gibi görünüyor yani Avrupa'nın diğer bölgelerinde benzin istasyonlarının önünde kuyruğa giren ve panikle alım yapan insanlar görmüyoruz

in other parts of europe so i think we have got  it worse and probably yes it has had an effect how  

bu yüzden bence elimizde var daha kötü ve muhtemelen evet, ölçmenin ne kadar zor olduğunun bir etkisi oldu,

much it's difficult to measure it is actually a  combination of things so i now we we did not vote  

aslında bir şeylerin birleşimidir, bu yüzden şimdi

for brexit we voted to remain in europe because  i thought well my thinking at the time was  

Brexit'e oy vermedik   avrupa'da kalmaya oy verdik çünkü  o zamanki düşüncemin ne olduğunu iyi düşündüm.

what if something happened something serious  happened that meant that we would all need  

eğer bir şey olursa ciddi bir şey olduysa bu, hepimizin

to be together in some way maybe a war or  maybe some sort of i don't know epidemic

bir şekilde  birlikte                                     & belki bir tür salgın olması gerektiği anlamına geliyordu  bu yüzden     Avrupa'da

so so so that's the reason why i thought remaining  in europe was good because of having that that  

kalmanın  iyi olduğunu düşünmemin nedeni o

camaraderie instead of causing disruption  and also maybe a little bit of bad feeling  

yoldaşlığın kesintiye neden olmak yerine ve ayrıca belki biraz kötü duygu   ve

as well combination of events yes people are  commenting on my red bic pen okay um uh wellington  

ayrıca olayların birleşimi evet insanlar benim kırmızı bic kalemim hakkında yorum yapıyor tamam um uh wellington

has uh commented and laughed about it i think we  do get comments from time to time and flower says  

bu konuda yorum yaptı ve güldü, sanırım zaman zaman yorum alıyoruz zaman ve çiçek diyor

that uh i'm correcting mr duncan's mistakes yes  it's funny isn't it because a red pen obviously  

ki   Bay Duncan'ın hatalarını düzeltiyorum evet bu komik değil mi çünkü kırmızı kalem belli ki

in a lot of countries is seen as something  you would use to correct uh maybe bad writing  

birçok ülkede  bir şey olarak görülüyor  ah belki kötü yazıyı

or correct school work teachers yes teachers  or do you just mean your people walk around  

veya okul ödevlerini düzeltmek için kullanabilirsiniz öğretmenler evet öğretmenler yoksa insanlarınızın ortalıkta dolaşıp

correcting other people's mistakes with  a red pen i just have a red pen because  

diğer insanların hatalarını kırmızı kalemle düzeltmelerini mi kastediyorsunuz, sadece kırmızı kalemim var çünkü

i think week months and months ago i wanted a pen  to write things down that i see on the live stream  

haftalar ve aylar önce canlı yayında gördüğüm şeyleri yazmak için bir kalem istiyordum

and the only pen that i grabbed at the last minute  was this red one and it stayed here ever since i'm  

ve tek kalem son anda kaptığım bu kırmızıydı ve onu sevdiğimden beri burada kaldı

loving it there's no reason i'm loving this story  it's a great story that you'll give by the way  

bu hikayeyi sevmem için hiçbir sebep yok bu harika bir hikaye bu arada anlatacaksın

you look a bit scruffy today scruffy scruffy well  you always wear the same tie every year yes well  

bugün biraz dağınık görünüyorsun dağınık iyi her yıl aynı kravatı takıyorsun evet pekala

i'm going i i think you should have a tie to just  to look a little bit more formal here we go steve  

gidiyorum bence sadece biraz daha resmi görünmek için kravat takmalısın işte başlıyoruz steve

so there is mr steve's lovely  tie i'm putting it on okay  

öyleyse bay steve'in güzel kravatını takıyorum tamam mı pekala tamam

all right okay then does that look better  that looks much better well at least put  

o zaman bu daha iyi görünüyor bu çok daha iyi görünüyor en azından

it behind the collar mr duncan i mean let's do  it properly oh yes that does look quite nice  

yakanın arkasına koyun bay duncan yani hadi düzgün yapalım oh evet bu oldukça hoş görünüyor

isn't it you're right thank you okay oh yes that  looks a bit more there we go i'm formal and yet  

değil mi haklısınız teşekkür ederim tamam oh evet bu görünüyor biraz daha devam ediyoruz, resmiyim ve yine de

slightly relaxed because i've got it done undone  a little bit yes you've got it done and done i've  

biraz rahatladım çünkü ben hallettim biraz evet siz hallettiniz ve bitirdiniz

got it yes i haven't got it done right up which  would look very formal like you i've got it  

anladım evet tam olarak yaptırmadım ki senin gibi çok resmi görünürdüm anladım   bilirsiniz indirdim

you know i've got it down i've got a tie but i'm  relaxed like a bit like a pop singer mine is loose  

kravatım var ama biraz bir pop şarkıcısı gibi rahatım benimki gevşek

yes but it's uh it's it's fairly up to the  neck okay uh if you say so well oh interesting  

evet ama bu uh bu oldukça duruma bağlı boyun tamam uh çok iyi söylersen oh ilginç

it's got little smiley faces on it yes and  it also matches my my badges you see oh yes  

üzerinde küçük gülen yüzler var evet ve aynı zamanda rozetlerimle eşleşiyor görüyorsunuz oh evet

how clever yeah actually i just suddenly feel more  intelligent and more teacher-like yes it's worked  

ne kadar zeki evet aslında birden  daha zeki ve daha öğretmen gibi hissediyorum evet işe yaradı

hello everybody okay that's very that's very  erudite i'm going to teach you all about  

herkese merhaba tamam bu çok bu çok bilgili sana ingilizce hakkında her şeyi öğreteceğim

the english language hey we are talking about  something that a lot of people have been doing  

hey biz birçok insanın yaptığı bir şeyden bahsediyoruz

although before we start talking about that  subject i need to say whatever you do don't panic

yine de bu konu hakkında konuşmaya başlamadan önce ne yaparsan yap panik yapma söylemem gerekiyor

i think that's enough mr duncan that's enough  what was that all about by the way because i  

bence bu kadar yeter bay duncan bu kadar yeter  bu arada tüm bunların neyle ilgili olduğunu çünkü

didn't know you were going to do that well  good because by the way kick the bucket  

bu kadar iyi yapacağınızı bilmiyordum  iyi çünkü bu arada kovayı tekmelemek

is not rude nikki to if you kick the bucket  it's kick the bucket not kick a bucket  

kaba değil nikki için kovayı tekmelerseniz bu tekme kova

kick the bucket means you died yes it it's  it's it's a sort of humorous way of saying  

tekmelemeyin   kovayı tekmele öldüğün anlamına gelir evet bu  bu

that someone has died they they've kicked the  bucket uh bill has uh or anyone with any name  

birinin öldüğünü   onlar kovayı tekmelediler uh bill ya da adı herhangi biri

has kicked the bucket it just means you know i do  wish you'd stop choosing names of people we know  

kovayı tekmeledi demenin bir tür komik yolu bu sadece Biliyorsun  keşke tanıdığımız insanların isimlerini seçmeyi bıraksaydın

well the trouble is i could say any name and  you know it would probably offend somebody colin  

pekala sorun şu ki herhangi bir isim söyleyebilirim ve bunun muhtemelen birisini gücendireceğini biliyorsun colin

yes we don't know anyone called colin i've never  met anyone called colin ever i've never met anyone  

evet colin adında birini tanımıyoruz colin adında biriyle hiç tanışmadım

called kart colin or archibald i've never met  anyone called archibald anywhere any any time  

Kart Colin veya Archibald adında biriyle hiç tanışmadım Archibald adında biriyle hiç bir yerde hiçbir zaman karşılaşmadım

ever in my life speaking of panic says christina  uh have you seen what's happening in the canary  

Hayatımda panikten bahseden Christina diyor ki Kanarya adalarında yanardağ patlamasıyla neler olduğunu gördün mü

islands with that volcano erupting yeah so so  we think we have problems here yes but at least  

burada sorunlarımız olduğunu düşünüyoruz evet ama en azından

we don't have a giant volcano erupting lava we  don't look out of the window and see this wall  

lav püskürten dev bir volkanımız yok pencereden  dışarı bakıp bu

of lava coming towards us yeah that must be  oh imagine that you've got this beautiful home  

lav duvarının   bize doğru geldiğini görmüyoruz evet bu olmalı oh buna sahip olduğunuzu hayal edin

on the canary islands and suddenly it's gone that  must be heartbreaking absolutely heartbreaking  

kanarya adalarındaki güzel ev ve aniden gitti bu yürek burkan kesinlikle yürek parçalayıcı

absolutely heartbreaking heartbreaking uh but  why are you putting up a don't panic sign because  

kesinlikle yürek parçalayıcı ama neden panik yapmayın işareti koyuyorsunuz çünkü

today we are talking about panic because here in  the uk there has been a little bit of panic going  

bugün panikten bahsediyoruz çünkü burada İngiltere'de biraz panik oluyor   duymuş olabilirsiniz

on you may have you may have heard about it there  is a well we we've already mentioned it briefly  

duymuş olabilirsiniz bir kuyu var daha önce kısaca

referred to it yes there there is a shortage at  the moment of of petrol what a shortage of petrol

bahsetmiştik   atıfta bulunduk evet şu anda  petrol sıkıntısı var  ne kadar benzin sıkıntısı

should i panic mr duncan no don't panic i think  uh yes everyone's heard of the uk's problems with  

paniğe kapılmalıyım bay duncan hayır paniğe kapılmayın bence uh evet herkes İngiltere'nin

a lack of fuel thank you for shouting in my ear

yakıt eksikliğiyle ilgili sorunlarını duydu   kulağıma bağırdığınız için teşekkür ederim alay ederim diye bağırırsam

you normally deride me if i shout deride that  means that you were sort of uh scold somebody  

normalde benimle alay edersiniz, bu birini bir nevi azarladığınız anlamına gelir

or tell them off yes good thank you for that for  that explanation well it's an english teaching  

veya onlara azarladınız evet bu açıklama için teşekkürler pekala bu,

channel to explain words as you say every single  week deride there is a shortage at the moment of  

her hafta söylediğiniz gibi kelimeleri açıklamak için bir ingilizce öğretim kanalı

petrol because there is a shortage  of lorry drivers to drive the trucks  

that deliver the petrol that goes in the pumps  of the people who drive their cars oh that was  

arabalarını kullanan insanların pompalarına giriyor oh bu

quite good well don't congratulate yourself  well yes i know yes well it all started with  

oldukça iyiydi pekala kendinizi tebrik etmeyin eh evet biliyorum evet eh her şey

with with somebody last week on the media  saying on the media yes a news report  

geçen hafta medyada birisinin medyada evet bir haberin

saying that some a few petrol stations had had  to close because they hadn't had a delivery  

bunu söylemesi ile başladı birkaç benzin istasyonu rafineriden yakıt teslimi almadıkları için kapanmak zorunda kaldı,

of fuel from the refinery so everybody  which is what we do in this country  

bu yüzden herkes bu ülkede yaptığımız şey

of course immediately the politicians say oh well  there's no need to panic there's plenty of fuel  

tabii ki politikacılar hemen oh peki paniğe gerek yok, bol miktarda yakıt var   diyorlar

now when a politician says don't panic everybody  just panics it's a very british thing to do yes  

bir politikacı panik yapmayın dediğinde herkes paniğe kapılır bu yapılacak çok İngiliz bir şeydir evet  biz hiçbir şeyi

we we we never take anything calmly if a  politician says don't do something it means  

sakince kabul etmeyiz bir politikacı bir şey yapma derse bu,

we need to do it yes when covid first started  becoming a big thing we kept being told no it's  

yapmamız gerektiği anlamına gelir evet covid ilk başladığında büyük bir hal almaya başladı bize sürekli söylenen şey hayır   tamam

okay just don't panic don't panic and of course  people started panicking they went to the shops  

sadece panik yapma panik yapma ve tabii ki insanlar paniklemeye başladılar, dükkanlara gittiler

and they went crazy because they thought everyone  was going to have to stay in their houses forever  

ve herkesin sonsuza kadar evlerinde kalmak zorunda kalacağını düşündükleri için çıldırdılar

and so all of the food in the shops disappeared  people were buying bread and toilet paper  

ve böylece hepsi dükkanlardaki yiyecekler kayboldu insanlar ekmek ve tuvalet kağıdı alıyorlardı bu

because of that they didn't want to have a poopy  bum there's nothing worse than having coronavirus  

yüzden kaka serseri olmak istemiyorlardı koronavirüse sahip olmak

and a poopy bum at the same time you don't want  both of those things so they were making sure  

ve kaka serseri olmak kadar kötü bir şey yoktur bunların ikisini de istemezsiniz yani

that even if they were in bed feeling unwell  they would they would not have a poopy bum  

yatakta kendilerini kötü hissetseler bile kaka yapmayacaklarından emin oluyorlardı...

well there's razor anyway yes so what what we  want to know isn't it mr duncan i say with my  

neyse ustura var evet öyleyse bilmek istediğimiz şey bu değil mi bay duncan kırmızı kalemimle söylüyorum

red pen my teacher red pen is that we want to know  whether you have panic in your countries like this  

öğretmenim kırmızı kalemle bilmek istediğimiz şey ülkelerinizde bunun gibi bir panik olup olmadığını

does do you get this type of thing where  people go out and panic buy things like fuel  

insanların dışarı çıkıp panik içinde yakıt gibi şeyler satın aldığı bu tür şeyleri alıyor musunuz

yes um toilet paper because i'm not sure all  countries were panic buying toilet paper but  

evet um tuvalet kağıdı çünkü tüm ülkelerin panik içinde tuvalet kağıdı satın aldığından emin değilim ama

do you ever get this we get people panic buying  bread um anything whenever there's any slight  

bunu hiç anladınız mı, insanların ekmek alırken paniğe kapılmasına neden oluyoruz, yani herhangi bir şeyde kıtlık olduğuna dair en ufak bir ipucu olduğunda

hint that there's a shortage of something  people go out and panic by so we want to know  

insanlar dışarı çıkıp paniğe kapılıyor, bu yüzden bilmek istiyoruz

do you experience this in your country so people  go out and panic by something because somebody  

bunu ülkenizde yaşıyor musunuz, böylece insanlar dışarı çıkıp paniğe kapılıyor? bir şey çünkü birisi bir şeyin

says there might or might not be a shortage of  something see i think it does happen everywhere i  

kıtlığı olabilir veya olmayabilir diyor... bence bu her yerde oluyor,

mean the same thing happened in australia but but  at the moment i'm not quite sure what's happening  

yani aynı şey avustralya'da da oldu ama  şu anda avustralya'da neler olup bittiğinden tam olarak emin değilim

in australia at the moment because it seems like  it seems like martial law has taken over i used  

çünkü öyle görünüyor sanki sıkıyönetim devralmış gibi, eskiden

to go to school with somebody called marshall law  he was a very nice lad i'm sure that because of  

marshall law diye biriyle okula giderdim o çok iyi bir delikanlıydı eminim ki

rising energy prices gas rising are they are they  rising easing they're going up no not down but  

yükselen enerji fiyatları nedeniyle gaz artıyor mu yükseliyor mu yükseliyor mu gevşiyor mu hayır aşağı değil ama

up well it's all around the world i think energy  prices are going up um particularly gas it's gone  

yukarı doğru tüm dünyada bence enerji fiyatları artıyor um özellikle gaz

up like four or five times four or five times like  that interesting and if people could panic buy gas  

dört veya beş kat arttı dört veya beş kat bunun gibi ilginç ve eğer insanlar paniğe kapılıp benzin satın alabilseydi

how i know if they could they would be you know  storing it up in balloons or something to try  

yapabileceklerini nasıl bilebilirim Biliyor musun balonlarda veya başka bir şeyde saklamayı denemek   ve paradan tasarruf etmek

and save money but of course you can't panic by  gas no or electricity you can't store electricity  

ama tabii ki gaz veya elektrikle panik yapamazsınız

unless you've got lots of big batteries um so um  that's the one thing that people can't panic by no  

çok fazla büyük piliniz olmadıkça elektrik depolayamazsınız um yani um tek şey bu insanlar hayır diyerek paniğe kapılamaz   bu

that is true in your country what about love can  you can you panic by love well you well i mean if  

sizin ülkenizde doğru peki ya aşk yapabilir misiniz yapabilir misiniz sevgiyle paniğe kapılabilirsiniz peki siz iyi yani eğer  aşkı

you buy love you can't really buy love can you yes  but you might panic by love if you realize that  

satın alırsanız gerçekten aşkı satın alamazsınız evet ama aşkla paniğe kapılabilirsiniz eğer bir avuç parayla

you can't get any you might go out looking for it  with with a handful of money come somebody please  

dışarı çıkıp onu arayabileceğiniz bir şey bulamayacağınızın farkındasınız, biri gelsin lütfen

somebody please love me i've got some  money here and and solid gold underpants

biri lütfen beni sevsin burada biraz param var ve som altın iç çamaşırımız

our country panic buys rice oh  uh in sri lanka says uh teacher  

ülkemiz paniği pirinç alıyor oh uh sri'de lanka diyor ki uh öğretmen

right really oh and we now know that you're from  sri lanka sri lanka have we ever had anybody from  

doğru gerçekten oh ve şimdi biliyoruz ki sri lanka'dansınız sri lanka'dan

sri lanka before yes right okay well there will be  of course we have people from all over the world  

daha önce hiç sri lanka'dan kimsemiz oldu mu evet doğru tamam pekala olacak elbette dünyanın her yerinden insanlarımız var

but welcome yes uh so right rice of course i  wonder if uh so that's what we want to know  

ama hoş geldiniz evet uh yani doğru pirinç tabii ki merak ediyorum öyle mi bilmek istediğimiz bu mu

do you have panic buying in your country and  if so what products do people panic by yes  

ülkenizde panik alışverişiniz var mı ve eğer öyleyse insanlar hangi ürünlerde paniğe kapılıyor evet

uh what i wonder what the strangest thing  is that people panic by of course you might  

uh ne merak ediyorum insanların paniğe kapılması tabii ki sizin tarafınızdan

also have things like candles if people believe  that maybe their electricity supply will be cut  

insanlar elektrik kaynaklarının kesileceğine inanırsa mum gibi şeylere de sahip olabilir

maybe there is an energy crisis  like like we had in the 1970s  

belki 1970'lerde yaşadığımız gibi bir enerji krizi olabilir

see i remember growing up in the 70s and my family  had to have candles in the house because quite  

bakın 70'lerde büyüdüğümü hatırlıyorum ve ailem evde mum bulundurmak zorundaydı çünkü oldukça

often the electricity would just go off because  there was a minor strike taking place there with  

genellikle elektrik hemen kesilirdi çünkü orada küçük bir grev oluyordu ve

this there was no coal to power the power stations  and because of that there was no electricity so  

elektrik santrallerine güç sağlayacak kömür yoktu ve bu nedenle elektrik yoktu bu yüzden

quite often there would be power cuts over the  whole country and we we would all be plunged  

çoğu zaman tüm ülkede elektrik kesintileri oluyordu ve biz biz hepsi

into darkness during the night and i'm sure  then people used to go out and stockpile candles  

gece boyunca karanlığa gömülürdü ve eminim ki o zamanlar insanlar

so they would buy huge amounts of candles because  they think that you know the power cuts are going  

elektrik kesintilerinin

to last for the next decade or something um i  wouldn't you could cook on a candle couldn't you  

önümüzdeki on yıl falan süreceğini bildiğinizi düşündükleri için büyük miktarlarda mum satın almak için dışarı çıkıp mum stoklarlardı. um bir mumda yemek pişirmez miydin, değil mi

uh might be a bit uh might take a long  time to to boil a kettle using a using  

uh biraz olabilir uh bir mum gücü kullanarak bir çaydanlığı kaynatmak uzun zaman alabilir

a candle power yes it might yeah so people can  panic by all sorts of things if uh i mean the  

evet olabilir evet böylece insanlar her türlü şeyle paniğe kapılabilir uh

shops go out of stock as well this wouldn't be  panic buying but if for example a celebrity chef

dükkanların stoklarının da tükendiğini kastediyorsam, bu panik satın alma olmaz, ancak örneğin ünlü bir şefin

has a program and they do a recipe containing  something then if it's an unusual ingredient  

bir programı varsa ve bir şey içeren bir tarif yaparsa, o zaman bu alışılmadık bir malzemeyse

i think monge too somebody famously did a  recipe on television with monge 2 which is  

bence de biri ünlü bir şey yaptı monge 2 ile televizyonda tarif, ki bu   bir

sort of it's pep pods isn't it mange 2. don't  ask me it's pea pods before the peas have grown  

nevi canlandırıcı, değil mi uyuz 2. bana bezelyeler büyümeden önce bezelye kabukları olduğunu sormayın

um it's probably a specific plant but people went  out the next day and you couldn't get monge 2 for  

um, muhtemelen belirli bir bitkidir, ancak insanlar ertesi gün dışarı çıktılar ve siz yapamadınız' haftalarca monge 2 alamadık

weeks because everyone went out and purchased it  because somebody on television this isn't a recipe  

çünkü herkes gidip satın aldı çünkü televizyondaki biri bu bir tarif değil

this is not this this is not the thing that  many people would be rushing out to buy normally  

bu bu değil bu pek çok kişinin normal bir şekilde satın almak için acele edeceği bir şey değil

one is two it's not a panic buy but excuse me do  you have any monge two left i i need some more  

bir iki iki panik satın alma değil ama kusura bakmayın iki ayınız kaldı mı benim de biraz daha ihtiyacım var

too because i saw jamie oliver last night he was  making something he was saying hey hey ladies  

çünkü dün gece jamie oliver'ı bir şeyler yaparken gördüm hey hey bayanlar

get yourself from ninth month too for mama that's  that's that's jamie oliver that is because he  

dokuzuncu aydan anneniz için de alın işte bu jamie oliver çünkü

spits all the time i think a lot of the food that  he makes ends up with a lot of his own saliva  

tükürüyor her zaman yaptığı yemeklerin çoğunun kendi tükürüğüyle bittiğini düşünürüm

in in the food are you taking the mickey and mr  duncan out of somebody who has a speech impediment  

konuşma engeli olan birinden mickey ve bay duncan'ı mı alıyorsunuz

he doesn't have a speech impediment he just does  it for attention i'm not sure about that mr duncan

onun konuşma engeli yok sadece dikkat çekmek için yapıyor bundan emin değilim bay duncan

nitram says i feel a love-hate vibe around  mr duncan and mr steve's relationship today  

nitram bugün bay duncan ve bay steve'in ilişkisi etrafında bir aşk-nefret havası hissettiğimi söylüyor

no this is this is good this is better than usual  

hayır bu iyi bu normalden daha iyi   evet evet

yes yes we're normally we're normally  beating the crap out of each other by now

normalde biz normalde şimdiye kadar birbirinizi dövüyorsunuz

you're swearing mr duncan oh crap it isn't  everyone says crap it's okay uh yes the  

bay duncan'a küfrediyorsunuz ah kahretsin herkes saçmalık demiyor sorun değil uh evet

butchers yes louis saturino louis mendez now in  uk they have same problem for the butchers yes  

kasaplar evet louis saturino louis mendez şimdi İngiltere'de kasaplar için aynı sorunu yaşıyorlar evet

apparently i read that this morning well there's  a shortage of butchers yes there aren't enough  

görünüşe göre okudum ki bu sabah kasap kıtlığı var evet et kesen yeterli insan yok noel

people chopping up meat there aren't enough people  to kill the turkeys and pluck the feathers out for  

için hindileri öldürecek ve tüylerini yolacak yeterli insan yok

christmas apparently there aren't enough butchers  there aren't enough there's lots of um jobs that  

görünüşe göre yeterince kasap yok yeterli değil

are now in short supply yes uh or rather there's a  shortage of people that can do those jobs because  

şu anda yetersiz olan bir sürü iş var evet uh ya da daha doğrusu bu işleri yapabilecek insan kıtlığı var çünkü

well i don't know whether it's true or not  but because of course a lot of people used  

bunun doğru olup olmadığını bilmiyorum ama tabii ki eskiden pek çok insan

to come and work from europe into the  uk as butchers as as all sorts of things  

gelip çalışırdı Avrupa'dan Birleşik Krallık'a kasap olarak her türlü şey gibi   pekala Filipinler'den kasap almaya

well i read about the butchers they are going  to try and get butchers from the philippines  

çalışacakları kasaplar hakkında okudum

okay i've read that this morning maybe the maybe  the president of the philippines might come here  

tamam bu sabah belki Filipinler başkanının buraya gelebileceğini okudum

because he he likes getting hands on what i love  about the philippine president is he actually goes  

çünkü Filipin cumhurbaşkanı hakkında sevdiğim şeyi ele almayı seviyor, aslında

after all of the all of the drug lords in person  i i you know i think the the philippine president  

tüm uyuşturucu baronlarının peşine düşüyor... bilirsiniz, Filipin başkanının

is pretty cool he's very badass and he  used to go after the drug lords himself

oldukça havalı olduğunu düşünüyorum, çok baş belası ve eskiden uyuşturucu baronları

with his gun no it's true it really happened  

silahıyla kendi kendine hayır bu doğru gerçekten oldu   bu yüzden belki emekli olduktan

so maybe he can come here after he's  retired and become the local butcher

sonra buraya gelebilir ve yerel kasap olabilir

yes uh louis i think we do have  quite a few i think um you know i  

there are problems certainly  with hgv drivers all over europe  

tüm avrupa'da

but uh i don't think europe's afflicted with  so many shortages of different professions  

ama uh, avrupa'nın   bizden bu kadar çok farklı meslek kıtlığından muzdarip olduğunu sanmıyorum

than we are and i'm sure it probably is  all related to the b word yes uh you know

ve eminim bu muhtemelen b kelimesiyle alakalıdır evet uh biliyorsun

b r b r e e there's an x in there well brenda  brenda she's lovely brenda leave brenda alone  

b r b r e e orada bir x var pekala brenda  brenda o sevimli brenda brenda'yı rahat bırak

i don't no i don't think it's because of brenda  she's a lovely lady even though sometimes she  

brenda yüzünden olduğunu sanmıyorum  o çok hoş bir bayan, özellikle de sıcak bir günde

wears very skimpy clothing especially when she's  bending over on a hot day i don't know what you're  

eğilirken çok dar giysiler giyse de, ne

talking about household batteries are what we  need in the future to store up energy well that  

konuştuğunu anlamıyorum ev tipi piller hakkında gelecekte enerjiyi iyi depolamak için ihtiyacımız olan şey bu

is true i mean if you've got um solar panels  oh for god's sake on your roof which i would  

doğru yani eğer çatınızda güneş panelleriniz varsa oh tanrı aşkına ki

love here we go and i probably will one day i'm  waiting for the government to subsidize it yes

burayı   çok isterim, gidiyoruz ve muhtemelen bir gün yapacağım hükümetin sübvanse etmesini bekliyorum evet tabii

of course during the day when the sun's out  this has nothing to do with panic you have a  

ki gün boyunca güneş çıktığında bunun panikle hiçbir ilgisi yok  çok

lot of surplus power yes um and if you can store  it in a battery then you can use that energy  

fazla fazla gücünüz var evet um ve bunu bir pilde depolayabilirseniz o zaman bu enerjiyi kullanabilirsiniz

at night you're just you're just talking like like  a person who's wittering that's what ricardo means  

gece sen sadece nükte eden bir insan gibi konuşuyorsun ricardo'nun nüktedanlık anlamı bu

wittering um we won't live long enough to see the  returns you have to buy solar panels when you're  

about eight eight years old because it they take  about 50 years to actually return the money to you  

parayı size geri vermeleri yaklaşık 50 yıl sürüyor

so well no it's not that long okay okay well  it's no good to worse because we will be dead  

yani hayır o kadar uzun değil tamam tamam peki daha kötüsü olmaz çünkü daha

before before then you see but you see if the  government subsidize it because they want to  

önce öleceğiz   o zamana kadar görürsünüz ama hükümetin sübvanse edip etmediğini görürsünüz çünkü onlar

meet meet their climate targets okay we might  end up getting them you know where by their pay  

görüşmek isterler iklim hedeflerini tutturun tamam  sonunda onlara maaşlarını

back in say 10 years oh fantastic in which case  i would be all in fascinating yes um christina  

geri ödeyerek 10 yıl içinde nerede olduklarını öğrenmelerini sağlayabiliriz oh harika bu durumda tamamen büyüleyici olurdum evet um christina

hints at or talks about the psychological uh  background to what panic buying is all about  

panik satın almanın psikolojik arka planını ima eder veya bundan bahseder her şey hakkında

oh and i'm sure if we have a psychological expert  watching today we used to have one didn't we  

oh ve eminim bugün bizi izleyen bir psikolojik uzmanımız varsa, eskiden bir uzmanımız vardı, değil mi

you're a bit psycho um then uh you could probably  explain it's that fear the fear of missing out  

biraz psikopatsınız o zaman uh muhtemelen  bunun korku olduğunu açıklayabilirsin  kaçırma korkusu

the fear that it's irrational fear isn't it well  it's the fear of not having any food in your belly  

bunun olduğu korkusu irrasyonel korku iyi değil mi  bu, karnınızda yiyecek olmaması korkusudur

because you know then you'll starve to death  see i thought people would uh would would not  

çünkü bilirsiniz ki o zaman açlıktan öleceksiniz bakın insanların paniğe kapılmayacağını düşünmüştüm

panic buy fuel because they'd it was it would  be a good excuse not to have to go to work  

yakıt alsınlar çünkü öyleydi bu bir olacaktı  işe gitmemek için iyi bir bahane

but people want to go to work now  because they're sick and tired  

ancak insanlar hasta ve yorgun oldukları için şimdi işe gitmek istiyorlar

they're fed up they're so angry and annoyed that  they've had to spend 20 months with their partner  

bıkmışlar, o kadar kızgın ve kızgınlar ki partnerleriyle 20 ay geçirmek zorunda kaldılar   bu yüzden

so they're doing anything now to get away  but people have been going to the garages  

Şimdi kaçmak için her şeyi yapıyoruz ama insanlar garajlara

and the the petrol stations  and they've been using these  

ve benzin istasyonlarına gidiyorlar ve bu

little things can you see this steve look at that  a little jerry jerry can so this particular thing  

küçük şeyleri kullanıyorlar Steve şuna bakabilir misin küçük bir bidon yani bu özel şeye

is called a jerry can and this is a very safe way  of storing petrol or anything that might go boom  

a denir Bidon ve bu, benzini veya patlayabilecek herhangi bir şeyi depolamanın çok güvenli bir yolu   eh bu ondan

well that's after that so i think the traditional  jerry can it's sort of made of metal isn't it  

sonra yani bence geleneksel bidon bir nevi metalden yapılmış değil mi   evet

yes i know but yeah okay steve good so so now give  us 10 minutes of talking about the differences  

biliyorum ama evet tamam Steve iyi öyleyse şimdi bize bununla jerry can arasındaki farklar hakkında konuşmamız için 10 dakika verin,

between this and a jerry can well i well i think  the actual name jerry can comes from the maybe  

bence jerry can'ın asıl adı belki

the shape and the type of but anyway a petrol can  something to put petrol in so this is a safe way  

şekli ve türünden geliyor ama yine de bir benzin bidonu benzin koyacak bir şey yani bu bir kasa

of storing petrol and lots of people have been  filling these up besides their car they've also  

benzin depolamanın bir yolu ve birçok kişi bunları dolduruyor arabalarının yanı sıra

been filling these however there was one woman a  woman who was a person a person wait was a woman  

bunları da dolduruyorlar ancak bir kadın vardı bir kadın bir kişiydi bir kişi bir kadındı

i said that last week and somebody said oh are  you saying all women do things like that and  

bunu geçen hafta söyledim ve biri dedi ki aman tanrım tüm kadınların böyle şeyler yaptığını söylüyorsun ve

well i haven't said anything yet i know but um  you've interrupted me before i've said anything  

henüz bir şey söylemedim, biliyorum ama um  daha ben bir şey söylemeden sözümü kestin   bu

so there was a woman caught on video filling  plastic bottles drink bottles with petrol which by  

yüzden videoya bir kadın plastik şişelere benzin doldururken yakalandı.

the way is the worst thing you can do because that  type of container is not designed to hold petrol  

Bu, yapabileceğiniz en kötü şeydir, çünkü bu tür kaplar benzini tutmak için tasarlanmamıştır,

in fact that the plastic will slowly dissolve  and she will have quite a mess to clear up  

aslında plastik yavaş yavaş eriyecektir ve sonrasında temizlemesi gereken epey bir dağınıklık olacaktır,

afterwards so so a lot lots of people have been  filling these these things is that my petrol uh  

bu nedenle pek çok kişi bunları dolduruyor şey şu ki benim benzin bidonum hayır ona

jerry can no it looks very much like it yes but  it isn't i've got a green one well yours isn't the  

çok benziyor evet ama benim yeşil bidonum yok yani seninki

only one that was made i know i'm just wondering  what if you got it by taking a photograph of it  

tek yapılan değil biliyorum sadece merak ediyorum sende ne var bir fotoğrafını çekerek

there are literally millions of these well i  know that and quite a few of them are now in the  

bunlardan kelimenin tam anlamıyla milyonlarca var iyi biliyorum ve bunlardan epey azı şu anda Birleşik Krallık'taki

garages of people around the uk with i wonder i  wonder who has stored the most petrol yes in the  

insanların garajlarında ve merak ediyorum evde en çok benzini kim depoladı

house that would be interesting maybe all around  the house there are cupboards in the house and  

evet   ilginç olabilir belki evin her yerinde dolaplar var ve

inside there's petrol and everything in every  single container well actually you see people  

içinde benzin var ve her bir konteynırda her şey var aslında görüyorsunuz   insanlar

have been getting into arguments uh using you  know actually fights have been breaking out yes  

tartışmalara giriyor uh sizi kullanarak biliyorsunuz aslında kavgalar çıkıyor evet

all sorts of things because people have  been filling their cars up and then also  

her türlü şey çünkü insanlar arabalarını dolduruyorlar ve sonra aynı zamanda

going into the boot of their car or the trunk if  anyone from america is watching and getting all  

arabalarının bagajına veya bagajına giriyorlar, eğer Amerika'dan biri izliyorsa ve tüm

these petrol cans out and filling them up but  as one and a lot of people you know on first  

bu benzin bidonlarını çıkarıp dolduruyorsa, ancak ilk görüşte tanıdığınız bir ve birçok insan olarak

sight you would think what a greedy person they've  just filled their tank up and then they are also  

siz ne kadar açgözlü biri olduğunu düşünürdüm depolarını yeni doldurdular ve sonra

filling up these cans but as was explained  to me yesterday by somebody on the television

bu kutuları da dolduruyorlar ama dün televizyonda birinin bana açıkladığı gibi

well the tv was talking to you yes it was  saying hello mr steve this is the television  

televizyon sizinle konuşuyordu evet merhaba diyordu bay steve bu televizyon mu

somebody was doing this and they said look don't  get angry at me i'm filling up these cans because  

biri bunu yapıyormuş ve bak bana kızma dediler, bu tenekeleri dolduruyorum çünkü

my neighbour who's elderly or can't get out to  the petrol station so i'm filling up some cans for  

komşum yaşlı veya benzin istasyonuna gidemiyor, bu yüzden onlar için bazı bidonları dolduruyorum

them so helping other people so not necessarily  selfishly keeping it for themselves so she's  

bu yüzden diğer insanlara yardım etmek o kadar bencilce kendilerine saklamak zorunda değil yani o

she's too old to get petrol but not too old to  drive a car no getting it for somebody else yes  

benzin almak için çok yaşlı ama araba sürmek için  çok yaşlı değil  hayır başkası için araba alamıyor evet

this was a young person that's what i mean the  old the elderly person she was buying it for  

bu genç bir insandı yani demek istediğim yaşlı yaşlı kişi o için satın alıyordu

is too old to get petrol but not too old to drive  a two-ton vehicle well i mean many elderly people  

benzin almak için çok eski ama iki tonluk bir aracı iyi sürmek için çok yaşlı değil yani birçok yaşlı insan

drive don't yes but what would be stopping you  from getting petrol well if you're 90 you don't  

araba kullanmıyor evet ama 90 yaşındaysanız benzin almaktan sizi ne alıkoyabilir? t

want to be queuing for two hours a stick in a car  because that's ages you know you've got to go to  

iki saat boyunca bir arabada bir sopayla kuyruğa girmek istiyorum çünkü o yaştasınız

the toilet how are you going to go to the toilet  every half an hour you've got jerry cans you could  

tuvalete gitmeniz gerektiğini   tuvalete nasıl gideceksiniz her yarım saatte bir bidonunuz var

just have a pee into a jerry cat a man could a  man could i'm sure a woman could as well if she  

sadece   bir kedinin içine işeyebilir bir erkek yapabilir bir erkek yapabilir

if she worked out take a uh you just you just take  the funnel lift yourself up slightly i'm sure you  

can do it talking of panic stefano um said that  they had a panic attack last week watching the  

panik atak geçiren stefano um geçen hafta borsayı izlerken panik atak geçirdiklerini söyledi

stock exchange oh okay the stock market well  yes they were they were yes it looked like  

oh tamam borsa iyi  evet öyleydi evet öyle görünüyordu

because people have been warning for some time  that there's going to be a massive stock market  

çünkü insanlar bir süredir büyük bir borsa

correction and i thought last week oh my goodness  it's happening it's happening all of your shares  

düzeltmesi olacağına dair uyarıda bulunuyordu ve geçen hafta düşündüm aman tanrım  oluyor oluyor tüm hisseleriniz

and condoms uh but thankfully it's come back  up a bit hasn't it stefano so unfortunately  

ve prezervatifler oluyor uh ama şükürler olsun biraz geri geldi değil mi stefano yani ne yazık ki   emekli

i feel that my pension feels a little  safer uh right yes people are talking  

maaşımın biraz  daha güvenli olduğunu hissediyorum uh doğru evet insanlar konuşuyor

actually now moving on to more like you're  having a panic attack mr duncan me no  

aslında şimdi daha çok panik atak geçiriyormuşsunuz gibi bir duruma geçiyoruz bay duncan ben

uh people are now talking about sort of having  panic attacks rather than just panicking  

hayır insanlar artık bazı şeyler hakkında paniklemek yerine bir tür panik atak geçirmekten bahsediyor

about things and many people can can have panic  attacks even if they're not worried about anything  

ve birçok insan endişelenmese bile panik atak geçirebilir. her şey

so you can have a perfectly calm life but  you can still get anxiety or panic attacks  

böylece tamamen sakin bir yaşam sürebilirsiniz ama yine de endişe veya panik atak geçirebilirsiniz

wellington says that in brazil they're on the eve  of having water shortages now we never you see we  

wellington, Brezilya'da su kıtlığının arifesinde olduğunu söylüyor, şimdi asla görmüyorsunuz

wouldn't being ignorant we would never think of  of of brazil as being somewhere where you would  

cahil olmazdık, asla düşünmezdik Brezilya'nın su kıtlığı çekeceğiniz bir yer olduğunu düşünüyorsunuz, ne

ever have a water shortage well what do you think  they're doing they're just going to the amazon and  

yaptıklarını sanıyorsunuz, sadece amazon'a gidiyorlar ve

drinking water that's what we imagine amazon  forest lots of rain but i think since a lot of  

su içiyorlar, biz bunu hayal ediyoruz amazon ormanı çok yağmur yağıyor ama bence çoğu

the forests have gone you don't get so much  rain because when when the forests are gone  

ormanlar gitti çok fazla yağmur almıyorsunuz çünkü ormanlar gittiğinde nemin

you don't get the moisture going up forming the  clouds which makes the rains maybe that's got  

yükselerek yağmurları oluşturan bulutları oluşturmuyorsunuz belki bunun

something to do with it you could just go to  the amazon river with a giant straw and just

bununla bir ilgisi vardır sadece amazon nehrine gidebilirsiniz dev bir pipetle ve sadece ama

but but you can't do that you see because the  water is not the same you need fresh you need  

yapamazsınız bunu görüyorsunuz çünkü su aynı değil taze ihtiyacınız var

clean water a tank uh um philippe asks about the  word tank a tank is is a large container isn't it  

temiz suya ihtiyacınız var bir tank uh um philippe tank kelimesini soruyor tank büyük bir kap değil o   evet

yes normally that would be a that would be a water  can uh but a tank would normally be something much  

normalde bu bir su bidonu olurdu ama bir tank normalde

bigger that holds many hundreds of litres or  gallons that's it so it has a much higher volume  

çok    yüzlerce litre veya  galon alan çok daha büyük bir şey olurdu, bu yüzden çok daha yüksek bir hacme sahip

yeah it can hold much more like a petrol tank you  know i can get 13 gallons into my petrol tank how  

evet bir benzin deposu gibi çok daha fazlasını tutabilir bilirsin benzin depoma 13 galon doldurabilirim

many litres is that i don't know it doesn't have  anything to do with english 50 litres i don't know  

kaç litre bilmiyorum ingilizce 50 litre ile alakası yok bilmiyorum ne yağıyor

i never know what the it's raining  at the moment can you see behind us  

hiç bilmiyorum şu an yağmur yağıyor sen bilir misin arkamıza bakın

the weather has completely changed when i started  the live stream today it was sunny but now it's  

hava tamamen değişti canlı yayına başladığımda bugün hava güneşliydi ama şimdi

it's it's raining very heavily so good job  i've covered up the areas of grouting that  

çok şiddetli yağmur yağıyor çok iyi iş  dışarıda yaptığım derz dolgu alanlarını kapattım

i have been doing outside yes did you know  mr duncan i was working hard in the garden  

evet biliyor muydunuz bay duncan

in the hours leading up to your live stream  okay so what do you want to meddle yes oh okay

canlı yayına giden saatlerde bahçede çok çalışıyordum tamam o zaman ne karışmak istiyorsun evet oh tamam

do i have panic due to a bitcoin trading  says uh well uh no well you don't you  

bitcoin ticareti nedeniyle paniğim var uh peki uh hayır iyi diyorsun sen

don't have bitcoin so no no i can answer that  question no not at all how do you know i don't  

yapmıyorsun   bitcoin'im var yani hayır hayır bu soruya cevap veremem hayır hiç

well because you told me unless you're a liar  but you would never lie to me would you steve  

hayır bilmediğimi nereden biliyorsun çünkü yalancı değilsen bana söyledin ama bana asla yalan söylemezsin steve

never never oh no no you must  be no secrets between couples

asla asla oh hayır hayır yapmalısın çiftler arasında sır olmasın

none

hiçbiri

move on mr duncan what are we  talking about next that was awkward

hareket etmeyin bay duncan bundan sonra neyden bahsediyoruz bu garipti

well i was talking earlier about quitting knowing  when to stop doing something and i was also  

peki daha önce bir şeyi yapmayı ne zaman bırakacağımı bilerek bırakmaktan bahsediyordum ve ayrıca

mentioning one of our favorite singers shirley  bassey so we love shirley bassey very much but but  

favori şarkıcılarımızdan biri olan shirley bassey'den bahsediyordum, bu yüzden shirley bassey'i çok seviyoruz çok ama

about three or four years ago she was performing  on tv i think it was one of these celebrity  

yaklaşık üç veya dört yıl önce televizyonda performans sergiliyordu, sanırım bu ünlüler

dancing contests and she was on there as a guest  and she was singing live and it wasn't very good  

dans yarışmalarından biriydi ve orada konuk olarak bulunuyordu ve canlı şarkı söylüyordu ve pek iyi değildi

she was missing all of the notes and off-key all  over the place and it was really sad to watch  

tümünü kaçırıyordu her yerde notlar ve anahtarsız sesler vardı ve bunu izlemek gerçekten üzücüydü

and we we both thought the same thing  why doesn't she just stop please  

ve ikimiz de aynı şeyi düşündük neden durmuyor lütfen

please surely don't don't push yourself if  if you can't do it anymore just just quit  

lütfen kesinlikle kendinizi zorlamayın eğer  eğer yapamıyorsanız artık sadece bırak

just quit you you're not short of money i'm  pretty sure that shirley bassey has a lot  

sadece bırak seni para sıkıntısı çekmiyorsun Shirley Bassey'nin çok

of money yeah she lives in monaco in one of the  swankiest places in the world so so i think yes so  

parası olduğuna eminim evet monako'da dünyanın en gösterişli yerlerinden birinde yaşıyor bu yüzden bence evet yani

when is the right time to quit steve well we i was  reading there were a lot of comments earlier about  

ne zaman Steve'i bırakmanın tam zamanı, okuyorduk bununla ilgili daha önce birçok yorum vardı

that and i can't remember who said it now but  they said quit when you've lost the passion to do  

ve şimdi kimin söylediğini hatırlayamıyorum ama bir şeyi yapma tutkunuzu kaybettiğinizde bırakın dediler

something of course if if if your passion was your  job for example and you loved your job um actually  

tabii ki eğer tutkunuzsa örneğin işinizdi ve işinizi seviyordunuz aslında  lewis bundan

lewis mentioned that earlier because didn't louis  used to be a taxi driver lewis was yes i think so  

daha önce bahsetmişti çünkü louis eskiden taksi şoförü değildi lewis evet sanırım

and was that what you did for 33 years lewis yes i  read that here is that because you have mentioned  

öyleydi   ve 33 yıldır yaptığınız şey bu muydu lewis evet okudum çünkü

before that you were a taxi driver and said that  he loved doing that job every day never lost  

daha önce taksi şoförü olduğundan bahsetmiştin ve bu işi her gün yapmayı sevdiğini söyledin bu tutkuyu hiç kaybetmedi

the passion for it but of course sometimes  particularly as somebody else pointed out  

ama tabii ki bazen özellikle başka birinin işaret ettiği gibi

you might lose the passion for your job but at the  same time you might have a wife or a husband to  

işine olan tutkunu kaybedebilirsin ama aynı zamanda  bakmanız gereken bir karınız veya kocanız olabilir

support and children you might not it might be  a difficult option for you to give that job up  

ve çocuklarınız olmayabilir bu işi bırakmak sizin için zor bir seçenek olabilir

because it's bringing money in yes to you to  the home you might have no choice you have to  

çünkü bu size eve para getiriyor evet başka seçeneğiniz olmayabilir

do it yes even if you don't want to do it anymore  but yes i find it quite interesting because we do  

bunu yapmak zorundasınız evet artık yapmak istemeseniz bile ama evet bunu oldukça ilginç buluyorum çünkü

sometimes see performers they're still doing it  and you you think that they should they should  

bazen yapıyoruz   hala bunu yapan sanatçıları görüyoruz ve siz onların

really have quit a long time ago by the way  it's amazing to to think of how many actors now  

gerçekten uzun zaman önce bırakmaları gerektiğini düşünüyorsunuz bu arada şu anda kaç oyuncunun

are over 90. did you know that robert wagner  is is 90. he's still alive yes robert wagner  

90'ın üzerinde olduğunu düşünmek inanılmaz. robert wagner'in 90 yaşında olduğunu biliyor muydunuz? o hala yaşıyor evet robert wagner

he was a heartthrob many years ago and he was  involved in a little scandal concerning his then  

yıllar önce bir gönül yarasıydı ve o zamanki karısı natalie wood ile ilgili küçük bir skandala karışmıştı

wife natalie wood when she mysteriously drowned  and there were certain allegations being  

gizemli bir şekilde boğulduğunda ve bazı iddialar

passed around but robert wagner is still alive  and he's 90. 90. wonder what he looks like now  

dolaşıyordu ancak robert wagner hala yaşıyor ve o 90. 90 yaşında. acaba şimdi nasıl görünüyor

or if anybody watching the live stream knows who  robert wagner is i'm sure a lot of people do he  

veya canlı yayını izleyen biri robert wagner'in kim olduğunu biliyorsa eminim birçok kişi yıllar önce eşi kimdi ile

was in a very famous tv program called heart to  heart many years ago with who who was his wife  

kalp kalbe adlı çok ünlü bir tv programında mıydı

in heart to heart steve um oh stephanie powers  yes well done i can't believe i got that  

kalp to kal steve um oh stephanie powers evet aferin bunu anladığıma inanamıyorum

my god it's watching bull's-eye every night my  brain is sharper stupid questions steve's brain  

tanrım gece beynim daha keskin aptalca sorular steve'in beyni

is getting better it's if you don't think about  it it just pops into your head yeah sometimes  

daha iyiye gidiyor bunu düşünmezsen aniden aklına geliyor evet bazen evet

i'm usually very bad with i'm worrying about the  rain now ruining my grouting jerry lulu okay steve  

bazen yağmurun enjeksiyonumu mahvetmesi konusunda endişeleniyorum jerry lulu tamam steve

steve we don't care about your patio well i do  yes i just spent two hours doing it but we don't  

steve avlunuzla pek ilgilenmiyoruz, evet, sadece iki saatimi harcadım ama yapmıyoruz,

jerry lee louis is still alive i i can't believe  it he's still going jerry lee lewis you know the  

jerry lee louis hala hayatta, onun hala çaldığına inanamıyorum jerry lee lewis

the piano player great balls of fire oh  that generally i've got great balls of fire  

piyanisti tanıyorsunuz harika ateş topları oh ki genelde harika ateş toplarım olur

i should not stand so close to the usual for uh  for a rock singer rock singer a rock artist to uh  

bir rock şarkıcısı rock şarkıcısı bir rock sanatçısının uh

to live for a long time yes maybe he never took  drugs or anything is it um somebody said you're  

uzun süre yaşaması için her zamanki gibi bu kadar yakın durmamalıyım evet belki hiç uyuşturucu kullanmadı veya herhangi bir şey um birisi dedi ki sen

mum we're forgetting your mum what about my mom  your mother is still active yeah well yes yes yes  

annen anneni unutuyoruz annen ne durumda  annen hala aktif evet peki evet evet evet   o

then what you mean by active what what what you  call a person in the 90s it's not a septuagenarian  

zaman aktif derken neyi kastediyorsun 90'larda bir kişi dediğin şey yetmişlik değil

that's 80. so what's 90 i don't know if you are  in your 90s wha what are you so so an octogenarian

bu 80. yani 90 nedir bilmiyorum 90'larında mısın nesin yani seksenlik bir

yeah octogenarian is 80. what is eight  what's a septa septogenesis 70 maybe  

evet seksenlik 80. sekiz nedir septa septogenez nedir 70 belki

yeah 60. so what about 90 90 um over 90 between 90  and 100. what what what do we say you are besides  

evet 60. peki ya 90 90 um bölü 90 90 ile 100 arasında. ne sen nesin ayrıca

if you're a hundred then you i was going to say  century but that's something else all together

yüz yaşındaysan o zaman sen yüzyıl diyecektim ama bu başka bir şey ne yani

what what's the what's the word if you're  a hundred you're right you're uh uh  

kelime ne yüz yaşındaysan haklısın sen uh uh

a sense something in it isn't there i think it  is a century or century or centurion because  

bir anlamda içinde bir şey yok bence bu bir yüzyıl veya yüzyıl veya yüzbaşı çünkü

isn't the centurion like a roman sort of  soldier yes well maybe there's i think  

yüzbaşı bir Romalı asker gibi değil mi evet pekala belki de vardır bence

there's another word for it if you're into  that sort of thing but if you're 90 what  

bunun için başka bir kelime vardır, eğer sen' bu tür şeylerle ilgileniyorsun ama eğer 90 yaşındaysan hangi aryansın?

arian are you is it and i don't think there is  one there must be one ah this is going nowhere  

yes so steve we have to get back on track  i know it's very hard to do but we need  

yapmak zor ama tekrar

to get back on track because we have some  phrases some words all to do with today's  

yola koyulmamız gerekiyor çünkü bugünün konusuyla ilgili bazı ifadeler bazı kelimeler var

topic i mean yes oh yes no that's all right  okay just just ignore me steve finance matters  

yani evet oh evet hayır bu sorun değil tamam sadece boşver beni steve finans meseleleri

or i could look it's really belting down outside  okay steve that's ruining everything right yes  

yoksa dışarıda gerçekten sıkıntılı görünebilirim tamam steve bu her şeyi mahvediyor doğru evet   evet oyunu mu

yeah are we playing the you know what i wonder  why no one watches anymore they are watching well

oynuyoruz merak ettiğimi biliyorsunuz neden artık kimse izlemiyorlar iyi

carry on mr duncan carry on the other week steve  said to me you're supposed to be talking about  

devam edin bay duncan geçen hafta devam edin steve bana sizin şu kelimelerden bahsetmeniz gerektiğini söyledi

words you're supposed to be teaching english  well that's what i'm trying to do but when steve  

İngilizce öğretiyor olmam gerekiyor ben de bunu yapmaya çalışıyorum ama Steve

is here he goes all over the place oh you've just  wasted 20 seconds explaining that yes but that was  

buradayken her yere gidiyor oh bunu açıklamak için 20 saniye harcadınız evet ama bu

a good 20 seconds generation says shirin thank you  for that and nonagenarian non-benign nonagenarian  

20 saniyelik güzel bir nesildi Şirin teşekkür ederim diyor o ve nonagenarian nonbenign nonenagenarian

i was going to say that of course i just  wanted to see if anybody else knew it  

tabii ki başka kimsenin bilip

you didn't know so the word panic expresses  the state of extreme emotional distress  

bilmediğini görmek istedim   sizin bilmediğiniz için panik kelimesi

caused by an event so quite often  there is a reason there is a reason for  

bir olayın neden olduğu aşırı duygusal sıkıntı   durumunu ifade eder   çok sık olur  panik için bir sebep vardır

panic and of course we gave  some very good examples earlier  

ve elbette daha önce

about things that might cause you to suddenly  panic the state of extreme emotional distress  

sizi aniden paniğe sürükleyebilecek şeyler hakkında   çok güzel örnekler vermiştik  bir olayın neden olduğu aşırı duygusal sıkıntı durumu

caused by an event a sudden or unexpected event  might cause someone to panic so quite often you  

ani veya beklenmedik bir olay birinin çok sık paniğe kapılmasına neden olabilir beklemediğiniz

might panic because of something happening that  you weren't expecting i suppose that's one way  

bir şey olduğu için paniğe kapılabilirsiniz, sanırım bunu ifade etmenin bir yolu,

of putting it maybe something that came suddenly  as a shock the panic process is both emotional  

belki aniden, bir şok olarak gelen bir şey, panik süreci hem duygusal

and also physical so that i suppose that's the  reason why when you panic it is such a devastating  

, hem de fizikseldir, bu yüzden sanırım paniğe kapılmanızın nedeni budur. bu çok yıkıcı   bir

thing because you're not just worrying here but  you're worrying all the way through your body  

şey çünkü sadece burada endişelenmiyorsun ama vücudunun her yerinde endişeleniyorsun

it is it is definitely emotional and also  physical do you mean the uh flight or  

bu kesinlikle duygusal ve aynı zamanda fiziksel.

fight response yes we might mention that we might  mention that in a moment okay a certain reaction  

bir anda tamam stresli bir duruma verilen belirli bir tepki,

to a stressful situation might cause panic  to occur in a person so a sudden thing  

bir kişide paniğin ortaya çıkmasına neden olabilir, bu nedenle beklemediğiniz ani bir şey

that you weren't expecting and certainly  something stressful panic can be brought on by  

ve kesinlikle stresli bir panik,

a change of plan or a sudden event that  was not expected as i mentioned just now  

bir plan değişikliği veya ani bir olayla ortaya çıkabilir. az önce bahsettiğim gibi beklenmiyor

you suddenly realize you are late for work so  that's a good one so we have something some  

birdenbire işe geç kaldığınızı fark ediyorsunuz, yani  bu iyi bir şey, bu yüzden

examples now of what might say or what might cause  you to become panicked by something you suddenly  

şimdi   size ne söylenebileceğine veya neyin paniğe kapılmanıza neden olabileceğine dair bazı örneklerimiz var aniden

realize you are late for work steve is always  panicking because quite often you are late for  

işe geç kaldığınızı fark ettiğinizde steve her zaman panikliyor çünkü çoğu zaman

things i don't well i wouldn't say panic no but i  get anxious yes which kind of might be this is a  

iyi olmayan şeylere geç kalıyorsun ben panik demezdim ama endişeleniyorum evet bu ne tür bir

mild form of panic yeah yes um you hear that there  are some redundancies at work you hear maybe maybe  

paniğin hafif bir şekli olabilir evet evet um bazı fazlalıklar olduğunu duyuyorsunuz işte belki duyarsınız

you hear maybe that you might be losing your  job in the future so you start to worry about it  

belki gelecekte işinizi kaybedebileceğinizi duyarsınız ve bunun için endişelenmeye başlarsınız

maybe you you've been caught or you are caught  doing something wrong yes ah maybe you are doing  

belki yakalandınız veya yanlış bir şey yaparken yakalandınız evet ah belki

something in secret and then you think oh i think  they saw me i think they know that i'm doing that  

gizlice bir şeyler yapıyorsunuz ve o zaman ah sanırım  beni gördüler sanırım bunu yaptığımı biliyorlar

and so you start to panic because you are you  are fearful of the consequences yes fearful of  

ve bu yüzden paniğe kapılmaya başlıyorsun çünkü sen sonuçlardan korkuyorsun  evet

the consequences consequences what might happen  what will happen to me maybe you send a text to  

sonuçlardan   korkuyorsun sonuçlar ne olabilir bana ne olacak belki sen birine bir mesaj gönderin

somebody and then you realize you sent it to the  wrong person yes and what you said in that text  

ve sonra mesajı yanlış kişiye gönderdiğinizi fark edin evet ve o mesajda söylediklerinizi

you do not want that other person to  know about yes you might have said  

diğer kişinin bilmesini istemezsiniz evet diyebilirdiniz

dear sexy knickers i love you very much every  night when i'm in bed i always think about you  

sevgili seksi külot seni her gece çok seviyorum yataktayım hep seni düşünüyorum

your heaving bosom and then you send it but  you've accidentally sent it to your mum yes  

kabaran göğsünü ve sonra gönderiyorsun ama yanlışlıkla annene gönderdin evet

or or your partner yeah or somebody else or  your mum we've all been there we've all sent  

veya partnerine evet veya başka biri veya annen hepimiz oradaydık hepimiz

texts to the wrong people and i keep  phoning up the wrong person at the moment  

yanlış kişilere mesaj gönderdim ve şu anda yanlış kişiyi aramaya devam ediyorum

that doesn't surprise me because i've got i've got  two friends and then one is a man one's a woman  

bu beni şaşırtmadı çünkü iki arkadaşım var ve biri erkek biri kadın

they've both got the same surname but the first  names are very similar so one is uh andy and  

ikisinde de aynı şey var soyadı ama adlar çok benzer yani biri uh andy ve

the other one is andrea well they're completely  different i know but when you see it in your phone  

diğeri andrea tamamen farklılar biliyorum ama telefonunuzda gördüğünüzde

and the surname's the same you've you know a n  and then you know you i keep dialing the wrong one  

ve soyadı aynı, bir n'yi tanıdınız ve sonra biliyorsunuz sürekli yanlış numarayı çeviriyorum

and then having to make excuses when i'm speaking  to the wrong oh hello how are you sorry i didn't  

ve sonra yanlış kişiyle konuşurken bahaneler uydurmak zorunda kalıyorum oh merhaba nasılsın kusura bakma

mean to call you that happened twice i thought  you were going to say that you just pretend  

seni aramak istemedim bu iki kez oldu öyleymiş gibi davrandığını söyleyeceğini düşünmüştüm

that you meant to call them oh hello oh that's  andrea oh hi how you doing i thought i'd just  

onları aramak istemiştin oh merhaba oh bu andrea oh merhaba nasılsın düşündüm ki sadece

give you a call just to chat to you so maybe you  wouldn't admit to the fact that you made a mistake  

seninle sohbet etmek için seni arayacağım böylece belki bir hata yaptığın gerçeğini kabul etmezsin

so the last one steve we can all relate to  this one you believe you are seriously ill  

bu yüzden sonuncusu steve hepimiz bununla ilgili olabiliriz ciddi şekilde hasta olduğuna inanıyorsun

maybe you have a little cough or maybe a pain in  a certain part of your body or maybe something  

belki biraz öksürüyorsun veya belki vücudunun belirli bir bölgesinde ağrı veya belki de

that doesn't feel right and then you start  to panic because you think something is wrong  

doğru olmayan bir şey var ve sonra bir şey olduğunu düşündüğün için paniğe kapılmaya başlıyorsun

with you something serious is going on inside  your body you might start to panic about that  

sende   vücudunda ciddi bir şeyler oluyor bununla ilgili paniğe kapılmaya başlayabilirsin   ki bu olabilir, bence

which can happen we can i think we all panic  from time to time about our health i think so  

hepimiz sağlığımız hakkında zaman zaman paniğe kapılırız, öyle düşünüyorum

the physical response to panic is the release of  adrenaline which speeds up the heart rate but also  

paniğe verilen fiziksel tepki, hızlanan adrenalin salınımıdır kalp atış hızınızı yükseltebilir, ancak aynı zamanda

you might find that your you will start to sweat  or maybe you will start to breathe very heavily  

terlemeye başlayacağınızı veya çok ağır nefes almaya başlayacağınızı fark edebilirsiniz   bu nedenle

so when you panic lots of other things happen  and the reason is because of something that  

paniklediğinizde birçok başka şey olur ve bunun nedeni,

your body produces called adrenaline which  allows you to get that extra boost of energy  

vücudunuzun adrenalin adı verilen ve size izin veren adrenalin adı verilen bir şey üretmesidir. bu ekstra enerji artışını elde etmek için   bu

it is something that exists in nature and i  suppose it's fair to say that it exists in many  

doğada var olan bir şeydir ve sanırım bunun birçok   birçok hayvanda var olduğunu söylemek doğru olur evet

many animals yes because you over a thousand years  ago or something if you were living in Africa  

çünkü siz bin yıldan fazla önce veya öyle bir şey, Afrika'da yaşıyor olsaydınız

uh or even in this country lots of dangerous wild  animals roaming around the woods and the forests  

uh, hatta bu ülkede ormanlarda ve ormanlarda dolaşan bir sürü tehlikeli vahşi hayvan

um we've killed them all off here of course we  don't have wolves or bears but we used to have  

um hepsini burada öldürdük tabii ki kurtlarımız veya ayılarımız yok ama eskiden

them uh you know hundreds and hundreds of years  ago um you might see that animal coming towards  

onlara sahiptik uh bilirsiniz yüzlerce yıl önce  um görebilirsiniz o hayvan   size doğru geliyor

you and you panic adrenaline well you if you  actually if you panic you're probably dead but  

ve siz adrenalini paniğe kaptırıyorsunuz, aslında  paniğe kapılırsanız muhtemelen ölürsünüz ama

you the adrenaline surges through your body and  you're run off yes you've got that extra energy  

adrenalin vücudunuzda yükselir ve kaçarsınız evet tehlikeden kaçmak için o ekstra enerjiye sahipsiniz

to escape from the danger so in nature panic is  the reaction to danger as it prepares the body  

yani Doğada panik tehlikeye karşı verilen tepkidir ve bedeni

for fight or flight which is what you mentioned  a few moments ago so it is a natural occurrence  

savaşmaya veya kaçmaya hazırlar ki bu biraz önce bahsettiğiniz gibi doğal bir olaydır yani

so we might think that panic is a human frailty  but in fact all animals panic and that is how they  

paniğin bir insan zaafı olduğunu düşünebiliriz ancak aslında tüm hayvanlar paniğe kapılır ve bu

escape from predators so the adrenaline will allow  your body for those few moments to do something  

yırtıcılardan nasıl kaçarlar, böylece adrenalin vücudunuzun o birkaç dakika için tehlikeden kaçmak için bir şeyler yapmasına izin verir,

to to escape the danger so it does  serve a purpose in the animal kingdom  

böylece hayvanlar aleminde bir amaca hizmet eder

some people are more prone or susceptible  to panic and often overreact to small things  

bazı insanlar paniğe daha yatkın veya duyarlıdır ve genellikle küçük şeylere aşırı tepki verir

so i think it would be fair to say that most of  us panic from time to time but some people panic  

bu yüzden çoğumuzun zaman zaman paniğe kapıldığını söylemek doğru olur, ancak bazı insanlar her

all the time over everything they might just  find very small things a reason to panic maybe  

şey için sürekli paniğe kapılırlar, çok küçük şeyleri paniğe kapmak için bir neden bulabilirler, belki

they go out of the house and they see the postmen  coming towards their house but then suddenly you  

evden dışarı çıkarlar ve postacıları görürler. evlerine doğru geliyorsunuz ama sonra aniden

panic because you think oh maybe maybe the postman  is going to deliver a parcel and i won't be there  

paniğe kapılıyorsunuz çünkü belki de postacının bir paket teslim edeceğini ve ben orada olmayacağımı düşünürsünüz

and so you will start to panic about it  but but really it's a very small thing  

ve bu yüzden paniğe kapılmaya başlayacaksınız ama aslında bu çok küçük bir şey

it's not very important and of  course people panicking over  

çok da değil önemli ve tabii ki insanlar

shortages or what they perceive to be a  shortage and then they see other people doing it  

eksiklikler veya eksiklik olarak algıladıkları şeyler yüzünden paniğe kapılırlar ve sonra başkalarının bunu yaptığını görürler

and then they think well if other people  are doing it i probably should do it as well  

ve sonra diğer insanlar yapıyorsa muhtemelen benim de yapmam gerektiğini düşünürler

because if other people are go if if they're  a long it's amazing actually the psychology  

çünkü eğer diğer insanlar giderse eğer uzunlar, inanılmaz aslında psikolojisi

of it i don't understand it fully but if you  see a long line of people queuing for petrol  

tam olarak anlamıyorum ama benzin için sıraya giren uzun bir insan kuyruğu görürseniz   bence

i think some prime evil thing takes hold  and you think well if all those people  

çok kötü bir şey ortaya çıkıyor ve tüm bu insanlar   için

are queuing for petrol there must  be a reason they can't all be wrong

sıraya giriyorsa iyi düşünürsünüz benzin, hepsinin yanılıyor olamamasının bir nedeni olmalı, bu

so i've got to do it as well and you join the  the end of the queue because you just think  

yüzden ben de yapmak zorundayım ve siz sıranın sonuna katılın çünkü

well if they're all getting petrol  surely i've got to get some as well  

hepsi benzin alıyorsa kesinlikle benim almam gerektiğini düşünüyorsunuz biraz da al   ve

and then it's like you start to follow the herd  because you think that if everyone's doing it  

sonra sürüyü takip etmeye başlarsın çünkü herkes yapıyorsa

they must be right yes well an interesting thing  that i always observe with birds if a bird panics  

haklıdır diye düşünürsün evet pekala ilginç bir şey kuşlarda her zaman gözlemlediğim bir kuş paniğe kapılırsa

you will often find that other birds will panic  as well so maybe a bird thinks that there is  

diğer kuşların da paniğe kapıldığını sıklıkla görürsün belki bir kuş

a predator nearby so they will make a call and  they will fly off very quickly and other birds  

yakınlarda bir avcı olduğunu düşünür, bu yüzden bir çağrı yaparlar ve çok hızlı bir şekilde uçarlar ve diğer kuşlar da

will hear that and they will panic as well so the  panic is is merely them getting out of the way  

bunu duyar ve onlar da paniğe kapılır, bu nedenle panik sadece onların yoldan çekilmesidir

in case there is a predator but they are  actually they're they're actually reacting to  

bir yırtıcı varsa ama onlar aslında

the other bird that is panicking so there isn't  a real danger what they are actually reacting  

diğer kuşa tepki veriyorlar panikleyen yani gerçek bir tehlike yok aslında tepki verdikleri şey

to is the sound that that bird has made but of  course over millions of years of evolution that  

o kuşun çıkardığı ses ama tabii milyonlarca yıllık evrim

might work out as quite a good survival strategy  because it's predators but in the modern world  

oldukça iyi bir hayatta kalma stratejisi olarak işe yarayabilir çünkü bunlar yırtıcı hayvanlardır, ancak modern dünyada

it might be a not a good reaction to  have because we're not talking about

bu iyi bir tepki olmayabilir çünkü

flying off somewhere because there could  be a danger of a predatory bird and by  

bir yere uçup gitmekten bahsetmiyoruz çünkü bir tehlike olabilir yırtıcı bir kuşun ve

the very act of the bird panicking and flying  off and taking cover might save its life  

kuşun paniğe kapılması ve uçup siper alması onun hayatını kurtarabilir

but when people start to panic because  they think there's a shortage of something  

ancak insanlar  bir şeyde kıtlık olduğunu düşündükleri için

that they probably don't really need anyway  then there's something else going on it's like  

muhtemelen zaten gerçekten ihtiyaç duymadıkları   bir şeyde kıtlık olduğunu düşündüklerinde  o zaman başka bir şey daha vardır. devam ediyor gibi

we're still our primitive brains are still  stuck in the past and we overreact to things  

biz hala ilkel beyinlerimiz  hala geçmişe takılıp kalıyoruz ve bazı şeylere aşırı tepki gösteriyoruz

actually um somebody made a very good comment  here we panic yes christina says we overreact  

aslında um biri çok iyi bir yorum yaptı burada paniğe kapıldık evet christina aşırı tepki gösterdiğimizi söylüyor   zaten

when we're already stressed yeah so if you're  already in a heightened state of stress it's much  

stresliyken evet öyleyse eğer zaten yüksek bir stres halindeyken, başka bir şeye aşırı

you're much more likely to overreact to  something else yes and that's a very good  

tepki verme olasılığınız çok daha yüksektir evet ve bu çok iyi bir

point that you've made there christine which  of course is one of the reasons why stress  

noktaya değindiniz Christine ki bu elbette stresin

is such a bad thing and should be avoided at  all times if you were calm and rational at the  

bu kadar kötü bir şey olmasının nedenlerinden biridir ve her zaman kaçınılmalıdır, eğer bu şey olduğu sırada sakin ve mantıklıysanız,

time that this thing happened whatever that  thing is that causes you to panic then you  

paniğe kapılmanıza neden olan şey her ne ise, o zaman durup

might just have time to just stop and think well  actually do i need to go out and buy some petrol  

iyi düşünmek için zamanınız olabilir, aslında dışarı çıkıp biraz almam gerekiyor mu? petrol

well no i'm not planning to go anywhere and i'm  sure it'll all clear up in a couple of weeks time  

hayır, hiçbir yere gitmeyi planlamıyorum ve eminim  birkaç hafta içinde her şey yoluna girecek   yani ne var ki, mantıklı bir şekilde

so what it has so you're talking about thinking  rationally the opposite feeling so instead of  

düşünmekten bahsediyorsun, tam tersi bir duygu yani

overreacting you actually do the opposite thing  and you will think rationally you will use  

aşırı tepki vermek yerine gerçekten yapıyorsun tam tersi ve mantıklı düşünürsünüz

logic and then you you will not panic it is  possible to feel panic without there being a cause  

mantığı kullanırsınız ve sonra paniklemezsiniz

as one or two people mentioned earlier so you  can actually panic even though there is nothing  

daha önce bir veya iki kişinin bahsettiği gibi  bir neden olmadan da panik hissetmek mümkündür, bu nedenle  panik yapacak bir şey olmasa bile gerçekten panikleyebilirsiniz.

to panic about a person might have periods of  extreme panic with no cause being present this  

bir kişi hiçbir sebep olmaksızın aşırı panik dönemleri yaşayabilir, bu

is a panic attack and anxiety is another thing  that can cause this so maybe you have something  

bir panik ataktır ve kaygı buna neden olabilecek başka bir şeydir, bu nedenle belki de

that is bothering you in your subconscious or  it it's in the back of your mind and that thing  

bilinçaltınızda sizi rahatsız eden bir şey vardır veya zihninizin bir köşesindedir ve bu şey

starts to affect you physically and that can lead  to anxiety and also panic attacks which is not  

sizi fiziksel olarak etkilemeye başlar ve bu kaygıya ve ayrıca panik ataklara yol açabilir ki bu

something that is nice yes probably you've been in  a constant state of heightened sort of uh anxiety  

hoş bir şey değildir, evet muhtemelen sürekli olarak artan bir tür kaygı durumundasınız

and then you start to react when there's  actually nothing there to react to  

ve sonra aslında orada hiçbir şey yokken tepki vermeye başlarsınız tepki vermek   ve

and then it becomes a real problem uh so yes  um i mean we don't you know yeah yeah right  

sonra bu gerçek bir sorun haline gelir, yani evet um yani, bilmiyor muyuz evet evet doğru

i was going to say i won't say that what i was  going to say then to force a person into doing  

o zaman söyleyeceğim şeyi bir kişiyi bir şey yapmaya zorlamak için söylemeyeceğim diyecektim

something by using fear is to panic someone  and again i think this is what we mentioned  

korkuyu kullanmak birini panikletmektir ve yine bence

earlier about what the government said so  when the government said that there might be  

hükümetin

problems with getting petrol or fuel to the petrol  stations but there is no need to panic that that  

benzin istasyonlarına benzin veya yakıt ulaştırmada sorunlar olabileceğini söylediğinde hükümetin söylediği şey hakkında daha önce bahsettiğimiz şey bu, ancak paniğe kapılmaya gerek yok

is what created the panic so you might  force someone or you might cause a person  

paniği yaratan şeydir, bu nedenle birisini zorlayabilirsiniz veya bir kişinin

to do something in a panic because you've told  them something that makes them panic so you can  

panik içinde bir şey yapmasına neden olabilirsiniz, çünkü onlara paniklemesine neden olacak bir şey söylediniz, böylece

panic a person you can cause panic you cause  that person to become worried concerned anxious  

bir kişiyi paniğe kaptırabilirsiniz, paniğe neden olabilirsiniz, o kişinin endişelenmesine neden olabilirsiniz endişeli

suddenly because people don't believe politicians  anymore because they've let us down a lot and so  

birdenbire, çünkü insanlar artık politikacılara inanmıyorlar çünkü bizi çok fazla hayal kırıklığına uğrattılar ve bu nedenle

whatever a politician says we tend to take the  opposite view quite often i think i think for  

bir politikacı ne derse desin, oldukça sık karşıt görüşe sahip olma eğilimindeyiz bence

many years there's been a distrust of of politics  and that's probably one of the reasons why the  

uzun yıllardır siyasete karşı bir güvensizlik var ve muhtemelen

whole subject has become so polarizing and in some  cases quite stale as well we have some synonyms  

tüm konunun bu kadar kutuplaşmasının ve bazı durumlarda oldukça bayat olmasının nedenlerinden biri de panik kelimesinin bazı eşanlamlı sözcüklerine sahip olmamızdır.

of panic which include alarm you can alarm someone  you give them some news which makes them panic  

anguish you cause anguish to someone you create  anxiety or you have anxiety a sudden dread or fear  

kaygı yaratırsınız veya kaygı yaşarsınız   panik endişesi hissetmenize neden olan ani bir korku veya korku

that causes you to feel panic apprehension  oh i like that word it's a good word it's a  

oh bu kelimeyi sevdim bu iyi bir kelime bu   iyi bir kelime en

good word one the best apprehension is a word so  maybe you have a slight fear of something that's  

iyi kavrayış bir kelimedir, bu nedenle belki bir şeyin   gidişinden biraz korkunuz vardır

going to happen you were worried about an event or  something that may or may not happen you suddenly  

bir olay veya gerçekleşebilecek veya olmayabilecek bir şey hakkında endişelendiniz aniden   paniğe kapıldınız bu bir

start to panic it's sort of apprehension sort of  um a temporary sort of mild panicky feeling about  

tür endişedir um bir iş görüşmesine gidebilmeniz için yaklaşmakta olan bir olay hakkında geçici bir tür hafif panik duygusudur

some event that could be coming up so you might  have a job interview and you might say oh i feel  

ve diyebilirsiniz ki

a bit apprehensive about this so you're not in  full blown panic mode no you're just feeling a  

bu konuda biraz endişeliyim bu yüzden tam bir panik modunda değilsiniz hayır sadece

little anxious and apprehensive you're not looking  forward to what's going to take place like the job  

biraz endişeli ve endişeli hissediyorsunuz iş görüşmesi gibi olacakları sabırsızlıkla beklemiyorsunuz

interview yes or something or you could be about  to perform on stage or you know do a speech give  

evet ya da başka bir şey ya da sahnede performans sergilemek üzere olabilirsiniz ya da biliyorsunuz bir konuşma yapın

a speech at work apprehensive you're not looking  forward to something but at the same time you're  

işte bir konuşma yapın endişeli bir şey için sabırsızlanıyorsunuz ama aynı zamanda

not in a real panic mode distress is another  one so distress if a person feels distressed  

gerçek bir panik modunda değilsiniz sıkıntı başka bir durum yani sıkıntı bir kişi sıkıntılı hissediyorsa,

it means maybe they are upset or they  are panicking so you might say that the  

bu onun üzgün olduğu veya paniklediği anlamına gelir, bu nedenle

feeling of being upset or emotionally upset  is very similar to panic so you have distress  

üzgün veya duygusal olarak üzgün hissetmenin paniğe çok benzer olduğunu söyleyebilirsiniz, bu nedenle sıkıntı yaşarsınız

or maybe you cause distress to someone you  make them feel upset or you make them panic  

veya belki birisini üzersiniz, onu üzersiniz ya da onları paniğe sevk edersin

dread so dread is very similar to apprehension  apprehension dread something that you  

korku yani korku endişeye çok benzer  endişe

you you don't want to do or you feel bad about  doing in the future i'm dreading going to work  

senin   yapmak istemediğin veya gelecekte yapacağın için kötü hissettiğin bir şeyden korkmak

tomorrow morning i know you are you could say  i'm i'm dreading going to work because you know  

yarın sabah işe gitmekten korkuyorum   yapabilirsin işe gitmekten korkuyorum çünkü biliyorsun

the boss is going to be there and he's going to  tell us that we've got to do this and do that  

patron orada olacak ve bize şunu yapmamız gerektiğini söyleyecek     ben

i'm just i'm just dreading it and that horrible  person that i hate is going to be there as well  

sadece korkuyorum ve bundan korkuyorum nefret ettiğim korkunç kişi de orada olacak

fright as well fright so the fright is the thing  that you suddenly find out or something that  

korku da korku yani korku aniden fark ettiğiniz şeydir veya başınıza

happens that makes you panic you have fright  horror is another one horror you feel horror  

gelen bir şey sizi paniğe kaptırır korku duyarsınız korku başka bir korkudur korku hissedersiniz

it is the same feeling the same feeling you  have in your stomach the same feeling that  

bu aynı şeydir midenizde hissettiğiniz duygunun aynısını hissetmek

might make you feel as if you are going  to panic or lose control of your emotions  

paniğe kapılacakmışsınız veya duygularınızın kontrolünü kaybedecekmişsiniz gibi hissetmenize neden olabilecek aynı duygu   şok, duymayı beklemediğiniz bir

shock is another one you hear something you  weren't expecting to hear it makes you panic  

şey duyduğunuzda paniğe kapılmanıza neden olur

and we have we have terror as well  so the terror can be the thing that  

ve biz bizde de terör var mı öyleyse terör

suddenly makes you worried afraid fearful  or something that makes you panic panic  

sizi birdenbire endişelendiren, korkutan, korkutan veya paniğe sevk eden bir şey olabilir panik

can be used as both a noun and a verb there is  panic so maybe in a certain place there is panic  

hem isim hem de fiil olarak kullanılabilir panik vardır yani belki belirli bir yerde panik vardır

or you can panic so panic is actually the action  but also it describes the action as a noun as well  

veya paniğe kapılabilirsin, bu yüzden panik aslında eylemdir ama aynı zamanda eylemi bir isim olarak da tanımlar   ve

and the word panic derives from greek and is  coined from the ancient nature god named pan how  

panik kelimesi Yunancadan gelir ve pan adlı antik doğa tanrısından türetilmiştir ne kadar

fascinating did you know that i didn't because  it was in folklore that when people heard  

büyüleyici bildiniz ki ben yapmadım çünkü o  folklorda, insanların

sounds in the forest they actually thought it was  pan walking around with his four legs oh because  

ormanda sesler duyduklarında aslında bunun pan'ın dört ayağıyla dolaştığını düşündükleri, çünkü

of course pan was a a combination of more than  one animal including a person and what was was  

tabii ki pan'ın bir insan da dahil olmak üzere birden fazla hayvanın birleşimi olduğu ve

if he was walking around people would would  you be in fear yes right okay and there we go  

etrafta dolaşsaydı insanlar korku içindesin evet tamam tamam ve işte

with panic that's why we call it panic santorina  mentions that in 1938 on a radio show in america  

panikle başlıyoruz bu yüzden buna panik diyoruz santorina 1938'de Amerika'daki bir radyo programında

there wasn't that awesome well it  was orson welles reading about uh  

o kadar da harika bir kuyu olmadığından bahseder orson welles

about martians invading yes war of the worlds of  the worlds and he just read this story and it was  

marslıların evet savaşını işgal etmesi hakkında okuyordu dünyalar ve o sadece bu hikayeyi okudu ve bu

so convincing to people well it wasn't they didn't  read the story they were listening to the story he  

insanlar için o kadar inandırıcıydı ki hikayeyi okumamışlar mıydı hikayeyi dinliyorlardı

read the story out didn't he no they acted it  was on the radio i was on the radio yeah okay  

hikayeyi okudu değil mi o hayır oynadılar öyleydi radyoda radyodaydım evet tamam   demek istediğim buydu

that's what i mean there was a story it was on the  radio it was being told on the radio yes it was it  

radyoda  bir hikaye vardı radyoda anlatılıyordu evet

was it wasn't even being told as a story it was  actually you're being pedantic no well i'm trying  

öyleydi   hikaye olarak anlatılmıyordu bile aslında sensin' bilgiçlik yapmıyorum

to to tell you why why people panicked it was  actually because they thought there was an alien  

size   insanların neden paniğe kapıldığını anlatmaya çalışıyorum aslında bir uzaylı    istilası olduğunu düşündükleri içindi

invasion yes because of the way they portrayed  it yes it was done as a news broadcast yes  

evet bunu tasvir etme biçimlerinden dolayı evet bir haber yayını olarak yapıldı evet

it was done as if the news was interrupting it  wasn't going to go into that much detail but  

sanki yapıldı haberler kesintiye uğruyordu o kadar ayrıntıya girmeyecekti ama boşverin

never mind no yes and and people thought that  it was an actual alien invasion yes but that's  

hayır evet ve ve insanlar bunun gerçek bir uzaylı istilası olduğunu düşündüler evet ama bu   bu bu, yapılma şeklinden

that's a that's a useful thing to mention because  of the way it was done and we had a similar thing  

dolayı bahsetmek için yararlı bir şey ve İngiltere'de buna benzer bir şey

here happen in the uk do you remember steve  when was that in the 1980s there was a tv show  

yaşadık, hatırlıyor musun Steve, 1980'lerde tamamen hayaletlerle ilgili bir televizyon programı vardı

that was all about ghosts and it wasn't actually  a real live broadcast it was actually a play  

ve aslında gerçek bir canlı yayın değildi, aslında yapılmış bir oyundu

that had been made but it was so realistic  people believed it was real they believed  

ama o kadar gerçekçiydi ki insanlar gerçek olduğuna inandılar

that these strange events these ghostly events  were really happening there and then and lots  

bu garip olayların bu hayaletimsi olayların gerçekten orada ve sonra meydana geldiğine inandılar ve birçok

of people went into a panic it caused some  people to have panic attacks some people  

insan paniğe kapıldı bu bazı insanların panik atak geçirmesine neden oldu bazı insanlar

called the bbc to complain in fact thousands of  people did and it broke their switchboard but  

bbc'yi arayıp şikayet etti aslında binlerce % kadarı yaptı ve santrallerini kırdı ama

the whole thing was fake but it it caused such an  outrage afterwards flower uses the word dread in  

her şey sahteydi ama daha sonra büyük bir öfkeye neden oldu çiçek bir cümlede korku kelimesini kullanıyor

a sentence i'm dreading going to the hospital  to visit my cousin yes because you might be  

hastaneye kuzenimi ziyarete gitmekten korkuyorum evet çünkü siz

when you go to visit someone who's ill in  hospital you might well dread it because  

gittiğinizde   olabilirsiniz hastanede hasta olan birini ziyaret ettiğinizde bundan korkabilirsiniz çünkü

you don't know how to react sometimes you don't  want to see p you're somebody you know ill and  

nasıl tepki vereceğinizi bilmiyorsunuz bazen hasta olduğunu görmek istemiyorsunuz ve

you don't know what to say sometimes as  well so yes that that's a very good use  

bazen ne söyleyeceğinizi de bilmiyorsunuz yani evet bu kelimenin çok iyi bir kullanımı

of the word so thank you very much for that the  opposite of panic is calm or self-control so if  

bu yüzden çok teşekkür ederim paniğin zıttı sakinlik veya özdenetimdir, bu nedenle

you don't panic it means you stay calm you can  say i stayed calm i did not panic or you can have  

panik yapmazsanız bu sakin kaldığınız anlamına gelir  ben sakin kaldım panik yapmadım diyebilirsiniz veya

self control you you keep your self control you  don't panic so the opposite of panic is calm  

kendini kontrol edebilirsin kendini kontrol edebilirsin kendini kontrol edebilirsin panik yapmazsın yani paniğin zıttı sakinliktir

or self-control and somebody mentioned  earlier that you can use sort of relaxation  

veya kendini kontroldür ve birisi daha önce

techniques like meditation to help with uh sort  of that type of thing too oh there we go stefano  

meditasyon gibi bir tür rahatlama teknikleri kullanabileceğinden bahsetmişti bu tür bir türde yardımcı olmak için şey de oh işte başlıyoruz stefano

meditation can help to overcome panic  attacks and tomic mentions that um  

meditasyonu panik atakların ve tomik sözlerin üstesinden gelmemize yardımcı olabilir, um   tüm gerçeklerin

we often panic because we're not fully aware  of all the facts the big picture we don't know  

tam olarak farkında olmadığımız için genellikle paniğe kapılırız büyük resmi bilmiyoruz   olup biten

everything that's going on whereas if everybody  understood for example about the petrol that  

her şeyi, halbuki herkes anladıysa benzinle ilgili bir örnek,

there wasn't actually a shortage of fuel petrol  and diesel it was just getting it to the pumps  

aslında yakıt kıtlığı yoktu, benzin  ve mazot sadece pompalara gidiyordu

and yes there might have been little bits  of disruption here and there but now we've  

ve evet burada burada küçük kesintiler olmuş olabilir, ancak şimdi

got disruption everywhere because people  panicked if everybody just understood that  

her yerde kesinti var çünkü insanlar eğer panikledilerse herkes

they might not have panicked but isn't this one of  the big failings of humanity is quite often we we  

paniğe kapılmamış olabileceğini anladı ama bu insanlığın en büyük başarısızlıklarından biri değil mi çoğu kez

misunderstand something or maybe we are ignorant  of the actual situation so this happens a lot  

bir şeyi yanlış anlıyoruz veya gerçek durum hakkında bilgisiziz bu yüzden bu çok oluyor

people quite often jump to the wrong conclusion  and that can cause panic there is a great word  

insanlar sıklıkla yanlış sonuca atlıyor ve bu paniğe neden olabilir harika bir kelime

coming up steve that describes this really well  it's coming up in a few moments so people have  

geliyor steve bunu gerçekten çok iyi tanımlayan birkaç dakika içinde ortaya çıkıyor, bu nedenle insanlar

been panicking over food shortages that is a  sentence that you might hear there is no need  

yiyecek kıtlığı nedeniyle panikliyor, bu duyabileceğiniz  bir  cümledir paniğe gerek yok

to panic this is the worst thing you can say if  anyone ever says to you there is no need to panic  

bu Söyleyebileceğiniz en kötü şey biri size paniğe gerek yok derse,

you will i can guarantee that that person  will start to panic particularly if they  

yapacaksınız o kişinin özellikle

are somebody in like a politician who  have got some kind they're in charge  

bir politikacı gibi sorumlu olduğu bir tür işi olan biriyse paniğe kapılmaya başlayacağını garanti edebilirim. bazı

of of things so yes nobody believes a politician  uh so you said yeah well fly away interesting  

şeyler yani evet kimse bir politikacıya inanmıyor uh yani dedin ki evet uçup git ilginç

interestingly enough says why do the brits have  self-control well i don't think we do anymore no  

yeterince ilginç diyor ki İngilizler neden özdenetime sahipler artık sahip

not not as much as we used to we used to be very  stoic we used to we used to think of the british  

olduğumuzu düşünmüyorum hayır  eskisi kadar değil eskiden çok alışkın olduğumuz metanete alışkın İngilizlerin

as being stoic and having a stiff upper yes we  would always be calm no matter what was happening  

metanetli ve üstleri sert olduğunu düşünürdük evet ne olursa olsun her zaman sakin olurduk   her zaman

we can always face adversity that was always  the way that british people were perceived as

İngilizlerin belki de

maybe we were 100 years ago i don't think we  are now well i was going to say much more recent  

100 yaşındaymışız gibi algılandığı şekilde olan zorluklarla her zaman yüzleşebiliriz. yıllar önce, şimdi iyi olduğumuzu düşünmüyorum   bundan çok daha yeni   söyleyecektim

than that the second world war the second  world war they called it the bulldog spirit  

ikinci dünya savaşından ikinci dünya savaşına bulldog ruhu dediler   bu

it's a great expression and it describes that  that british stoicism yes the british bulldog  

harika bir ifade ve o İngiliz metanetini evet ingiliz buldogunu anlatıyor

spirit and that's the reason why winston churchill  is often associated with a british bulldog  

ruh ve bu nedenle winston churchill genellikle bir İngiliz buldozeriyle ilişkilendirilir   oldukça

it's quite strange but it's true i think he  also had one as well as a pet yeah so yes  

garip ama doğru bence bir evcil hayvanının yanı sıra bir tane de vardı evet yani evet

traditionally we are thought of as being calm and  not letting events around the world or anything  

geleneksel olarak sakin olduğumuz ve dünyadaki olaylara izin vermediğimiz düşünülür ya da herhangi bir şey

there's a famous carry on film isn't there okay  if you anybody knows carry on films if you want to  

ünlü bir devam filmi var, tamam değil mi eğer devam filmlerini bilen biri varsa,

really see what we mean by this sort of british  people just staying calm and not reacting to  

bu tür İngilizlerin sadece sakin kalması ve olanlara tepki vermemesi ile ne demek istediğimizi gerçekten görmek istiyorsanız yapamam. Kaiba'ya

what's going on i can't i think it's carry on up  the kaiba and there's a scene where there's all  

taşındığını düşünüyorum ve bu

these sort of high-class british people all  having a meal in uh in this expensive house  

tür yüksek sınıf İngilizlerin bu pahalı evde yemek yedikleri bir sahne var

and they're being bombed and and attacked by some  an army yes goodness and uh the seedings caving in  

ve bombalanıyorlar ve bir ordu tarafından saldırıya uğruyorlar evet tanrım ve uh fideler içeri göçüyor

the windows are caving in there's a an orchestra  playing and no matter what happens in that room  

pencereler çöküyor orada bir orkestra çalıyor ve o odada ne olursa olsun

they all just sort of laugh it off as though  nothing's happening so that's a very funny  

hiçbir şey olmuyormuş gibi gülüyorlar yani bu çok komik  bir

scene but in fact they they ignore what's  happening they just ignore what's happening  

sahne ama aslında olanları görmezden geliyorlar sadece görmezden geliyorlar ne oluyor

they just carry on eating their meal is is the  whole building around them is being destroyed  

yemeklerini yemeye devam ediyorlar etraflarındaki tüm bina yıkılıyor

what's that noise doesn't matter do you fancy any  soup yeah and there's one man there wondering why  

bu gürültünün ne önemi yok herhangi bir çorba sever misiniz evet ve orada bir adam var neden

thinking that they're all completely mad but  yes good i'm i'm glad that uh we we could spend  

hepsinin tamamen deli olduğunu düşünüyor ama evet güzel kyber'de bir

an hour explaining what a carry-on film does  it carry on at the kyber i think it was yes  

devam filminin ne işe yaradığını açıklamak için bir saat ayırabildiğimize sevindim. bence evetti evet

yes anyway the phrase panic stations means a  moment when action must be taken immediately  

her neyse panik istasyonları deyimi, hemen harekete geçilmesi gereken bir an anlamına gelir

a moment of panic a moment when action must be  taken and quite often we will use that phrase  

a panik anı, harekete geçilmesi gereken bir an ve oldukça sık olarak bu ifadeyi kullanırız

panic stations it was all panic stations and we  use this only in british english i don't think  

panik istasyonları, hepsi panik istasyonlarıydı ve bunu  yalnızca İngiliz İngilizcesinde kullanırız  zannetmiyorum

it's used in american english but it is used  in british english quite often panic stations  

Amerikan İngilizcesinde kullanılmaz ancak İngiliz İngilizcesinde kullanılır genellikle panik istasyonları

when but something happens and you have to deal  with it straight away the arrival of the boss  

bir şey olduğunda ve bununla  hemen başa çıkmak zorunda olduğunuzda patronun gelişi

caused everyone to go into panic stations  yes everyone started to run around  

herkesin panik istasyonlarına girmesine neden olur evet herkes etrafta koşuşturmaya başlar

and panic because they knew that the boss  was coming they had to take some action

ve paniğe kapılır çünkü patronun geleceğini biliyorlardı biraz almak zorunda kaldılar eylem

sorry today engine tv says  what's mr duncan's main job  

bugün üzgünüm motor tv diyor ki bay duncan'ın asıl işi nedir

this is mr duncan's main job he  is an english teacher on youtube  

bu bay duncan'ın ana işi o youtube'da İngilizce öğretmeni   yaptığım şey

this is what i do can you believe it 15 years  i've been doing this yes oh by the way this month  

bu inanabiliyor musun 15 yıldır bunu yapıyorum evet bu arada bu ay

i'm celebrating my 15th year on youtube and i'm  with you every day from monday to friday and also  

ben' youtube'da 15. yılımı kutluyorum ve pazartesiden cumaya her gün ve ayrıca pazar saat

sunday from 2 p.m uk time which means i am with  you tomorrow from 2pm as we continue our special  

14:00'ten itibaren sizinleyim yani yarın saat 14:00'ten itibaren sizinleyim,

season of live streams very nice panic buying so  here are some phrases and expressions that we can  

canlı yayınlardan oluşan özel sezonumuza devam ediyoruz çok güzel panik satın alıyorum işte

use to describe panic panic buying as we mentioned  earlier panic selling so maybe on the stock market  

panik satın almayı açıklamak için kullanabileceğimiz bazı ifadeler ve ifadeler daha önce de belirttiğimiz gibi panik satış yani borsada olabilir

yes if suddenly everything starts to sink all of  the shares or the values start to sink everyone  

evet birdenbire her şey tüm  hisseleri  batmaya başlarsa veya değerler düşmeye başlarsa herkes

will suddenly start panicking and they will sell  sell quickly before it all drops they want to  

aniden paniğe kapılır ve satacaklar her şey düşmeden önce hızla satacaklar

keep their profits yes panic selling which of  course quite often leads to all sorts of misery  

karlarını  korumak  istiyorlar  evet panik satış ki bu da elbette  çoğu zaman her türlü sefalete yol açar

panic button the panic button  we can use this figuratively  

panik düğmesi  panik düğmesi bunu mecazi olarak kullanabiliriz

so you don't actually have to have a panic button  but you can say is it time to hit the panic button  

böylece gerçekten panik yapmanıza gerek kalmaz düğmesi ama panik düğmesine basmanın zamanı geldi mi diyebilirsiniz

but it isn't a real panic button  what we are actually saying is  

ama bu gerçek bir panik düğmesi değil  aslında demek istediğimiz

is it time to start panicking it's a it's  figure it's a figurative isn't it yes  

paniklemeye başlamanın zamanı mı bu bir şekil bu bir mecazi değil mi evet

there isn't a literal panic button but it's just  a phrase to indicate that panic is about to start  

yok gerçek bir panik düğmesi ama bu sadece paniğin başlamak üzere olduğunu belirtmek için kullanılan bir ifade

you might lose your head because you panic so  much you you lose your mind you lose your head  

kafanızı kaybedebilirsiniz çünkü çok  paniklersiniz  aklınızı kaybedersiniz  aklınızı kaybedersiniz

what's going on oh my goodness  i've got to do all these things  

neler oluyor aman tanrım tüm bunları yapmalıyım bazı şeyler

oh no i can't do them i can't do them  all today there isn't enough time  

oh hayır onları yapamam  hepsini bugün yeterli zaman yok

and what it means is you yes you lose your head  you've lost your rational way of thinking your  

ve bunun anlamı sen evet kafanı kaybediyorsun  mantıklı düşünme biçimini kaybettin

head is just reacting yes in a primitive  way to something you might go into a flap  

kafan sadece evet tepkisi veriyor bir şeye giden ilkel bir yol bir çırpıda kalabilirsiniz

you go into a flap yes so maybe a person might  suddenly panic over something you you go into a  

bir çırpıda gidersiniz evet böylece belki bir kişi bir şey için aniden paniğe kapılabilir siz bir

flap over something probably over something that  isn't worth panicking about like um you know being  

muhtemelen paniğe değmeyecek bir şey için bir çırpıda çırpınırsınız mesela geç kalmak gibi

late for work maybe or something you you can't get  the dress that you want or you can't get the the  

iş için belki ya da başka bir şey için istediğin elbiseyi bulamıyorsun ya da

right size shoes and you start to curl but i've  got this wedding in a week's time and i i i can't  

doğru numara ayakkabıyı bulamıyorsun ve kıvrılmaya başlıyorsun ama bir hafta sonra bu düğünüm var ve uygun ayakkabıyı

find the right dress i can't find the right suit  you know and you're going into a flap because you  

bulamıyorum doğru elbise doğru takım elbiseyi bulamıyorum bilirsiniz ve bir flep içine giriyorsunuz çünkü siz

it you means your arms are probably waving around  and you're flapping your arms around that's what  

bu, kollarınız muhtemelen sallanıyor demektir ve kollarınızı sallıyorsunuz  bu   bu,

it means there's a physical you know if you see  somebody sort of oh i don't know what to do oh  

bildiğiniz bir fiziksel durum olduğu anlamına gelir, eğer birini gör bir nevi oh ne yapacağımı bilmiyorum oh

you can say don't go into a flap so imagine  a bird imagine a bird panicking in its wings  

bir kanat çırpma diyebilirsin yani bir kuş hayal et kanatlarında paniğe kapılan bir kuş hayal et

or flapping everywhere go into a flap and the  final one i like this one to run around like a  

veya her yere kanat çırparak kanat çırp ve sonuncusu bunu beğendim başsız bir tavuk gibi ortalıkta koşturmak

headless chicken yes a chicken that has lost its  head but there is a belief i've never seen it  

evet kafasını kaybetmiş bir tavuk ama bunun olduğunu hiç görmediğime dair bir inanç var

happen i just have to make that clear i've never  seen it happen but apparently if you cut the head  

sadece bunu açıklığa kavuşturmalıyım daha önce hiç görmemiştim ama görünüşe göre

of a chicken it's body will run around  for a few moments right in a random  

bir kişinin kafasını keserseniz tavuğun vücudu rastgele birkaç dakikalığına etrafta koşturacak

i would imagine it's panicking yeah well somebody  had chopped off your head i'm not sure if it's  

onun paniklediğini düşünürdüm evet pekala birisi kafanızı kesmişti   panikli olduğundan emin değilim

panicky you know because its head is gone yes  but that that is used isn't it as a synonym for  

panikli olduğundan emin olun çünkü kafası gitti evet ama kullanılan bu değil' panik ile eşanlamlı olarak

panic yes if you're sort of running around in  a random way it's imitating what a chicken does  

evet, eğer rastgele bir şekilde ortalıkta koşuyorsanız, bir tavuğun

when you chop its head off we assume apparently  yes we've never seen it i've never seen what  

kafasını kestiğinizde yaptığı şeyi taklit ediyorsunuz, görünüşe göre evet onu hiç görmedik ne

happens when you chop a chicken's head off and  it's still alive i i don't know i've never seen  

olduğunu hiç görmedim   bir tavuğun kafasını kesiyorsunuz ve o hala yaşıyor bilmiyorum hiç görmedim

it i imagine it's not much fun they say the  same thing about people as well apparently  

aynı şeyi insanlar için de söylemelerinin pek eğlenceli olmadığını tahmin ediyorum görünüşe göre

the head the head is still alive for a few seconds  well anyway um tomic says he's been following you  

kafa birkaç saniyeliğine hala yaşıyor eh neyse um tomic seni

for 11 years 11 years tommy time flies thank you i  can't believe it and uh we've enjoyed your company  

11 yıldır takip ettiğini söylüyor 11 yıl tommy time fly

as have we many people who have been with us for a  long period of time i appreciate everyone whether  

you've just joined me maybe you've just subscribed  or you've been subscribing in since since 2006  

bana yeni katıldınız belki yeni abone oldunuz veya ilk başladığım 2006'dan beri abone oluyorsunuz

when i first started and lewis then says  well that's why your english is so good  

ve lewis o zaman peki ingilizceniz bu yüzden çok iyi

tomic because you've been listening to mr duncan  teaching for 11 years i take that as a compliment  

çünkü bay duncan'ın öğretimini dinliyorsunuz diyor 11 yıldır bunu bir iltifat olarak alıyorum

thank you very much so those are some phrases we  can use to describe the situation of being in a  

çok teşekkür ederim bu yüzden bunlar

panic a nervous person or someone highly strung  i like this expression by the way i love this  

panik içinde   gergin bir kişi veya çok gergin birinin durumunu açıklamak için kullanabileceğimiz bazı ifadeler  bu ifadeyi seviyorum bu arada bunu seviyorum

highly strung is a person who gets upset and  easily upset or or they panic very easily yes  

çok gergin kolayca üzülen veya kolayca paniğe kapılan biri

they're always sort of on edge a bit highly strung  people used to say i was highly strung i think you  

still are oh oh i know that that's something else  um oh by the way we've had a nice uh you've had a  

bu arada biz güzel bir uh sizin

nice donation mr duncan and the word cool hello  anita with your super emoji yes a little cool  

güzel bir bağışınız oldu bay duncan ve süper emojinizle birlikte havalı merhaba anita kelimesi evet biraz havalı

portillo it looks like i know what that's a  reference to i bet that's a reference to my  

portillo bunun ne anlama geldiğini biliyorum gibi görünüyor bahse girerim bu referanstır

health regime i think so because it looks as  if the little emoji has just finished doing  

sağlık rejimim öyle düşünüyorum çünkü küçük emoji biraz egzersiz yapmayı yeni bitirmiş

some exercise and they are out of breath or is  it the opposite of panic which has been cool  

ve nefesleri kesilmiş gibi görünüyor veya bu havalı olan paniğin tersi mi

interesting thank you anita portillo thank  you very much for your donation you're not  

ilginç teşekkürler anita portillo bağışınız için çok teşekkürler

married to a famous ex-politician are you who  travels the world making tv shows in trains

ünlü bir eski politikacıyla evli değilsin sen dünyayı dolaşıp trenlerde tv şovları yapıyorsun

me no uh i thought we were talking about we've  got an ex-politician haven't we called michael  

portillo yes who uh who makes very good programs  as he travels the world at the bbc's expense  

çok iyi programlar bbc pahasına dünyayı gezdiği için

uh making a television program i don't i don't  i don't like him because he was one should  

uh bir televizyon programı yapmak ben sevmiyorum ondan hoşlanmıyorum çünkü o biriydi   ne

be careful what you're saying he was yeah but  he was one of thatcher's cronies i don't like  

söylediğine dikkat etmelisin o evet ama o biriydi thatcher'ın dostlarından

him well if you but it's true i'm just saying  what i thought yes i don't think he's related  

onu pek sevmiyorum eğer sen ama doğru sadece düşündüğümü söylüyorum evet onun akraba

just making that point let's hope that anita is  not married to that person otherwise they might  

olduğunu düşünmüyorum

retract the definition is that possible can you do  that was it too late i don't know well now you've  

tanım, bu mümkün olabilir bu çok geç miydi bilmiyorum şimdi bundan

mentioned it it's great steve it's a good it's a  good i thank you for introducing that idea steve

bahsetmiştiniz bu harika steve bu iyi bu  iyi i steve belarus'un sufle yediği fikrini ortaya attığınız için teşekkür ederim

belarus is having souffle that's very posh soufflé  i went to school with her she was a lovely girl  

bu çok şık sufle i onunla okula gittim sevimli bir kızdı

Sue Flay belarusia is going because she's  cooking soufflé that's very difficult to  

Sue Flay beyaz rusya gidiyor çünkü pişirmesi çok zor olan sufle pişiriyor

cook i'm very impressed uh belarusia i hope you  didn't open the oven door while it was cooking  

çok etkilendim ah belarusya umarım pişirirken fırının kapağını açmamışsınızdır

oh yes because then it then it will sink if  you open the door too quickly the soufflé

ah evet çünkü o zaman o zaman kapıyı çok hızlı açarsan batar sufle

so we are told yeah but that's yes so to be  highly strung means that you you often overreact  

yani bize evet deniliyor ama bu evet yani çok gergin olmak demek olaylara aşırı tepki veriyorsun olaylara

to things you will react far too much  to things and and he's here's a finer  

çok fazla tepki veriyorsun ve işte o daha iyi

one steve i want to show this because  when when more than one person becomes  

biri steve bunu göstermek istiyorum çünkü birden fazla kişi

in a state of panic or they start to panic we can  say hysteria that's a good one i think this is a  

panik durumuna   girdiğinde veya paniğe kapılmaya başladıklarında histeri diyebiliriz bu iyi bir

brilliant word so you might say during the recent  panic where people were rushing out to buy petrol  

kelime bence bu harika bir kelime bu yüzden insanların acele ettiği son panik sırasında söyleyebilirsiniz Arabaları için benzin almaya gittikten sonra

for their car you might describe it as hysteria  yes wild panic over something often affecting  

bunu isteri olarak tanımlayabilirsiniz  evet, genellikle   birden fazla kişiyi etkileyen   bir şey nedeniyle ortaya çıkan çılgın panik,

more than one person so people will suddenly in  large groups start to panic we have hysteria and  

bu nedenle büyük gruplardaki insanlar aniden paniğe kapılır, histeri yaşarız ve

maybe one group of people will see another group  of people panicking and then they will begin to  

belki bir grup insan başka bir  grup kişinin paniklediğini görür ve sonra

panic so hysteria is a kind of mass panic think  of lots of people panicking at the same time  

paniğe kapılmaya başlayacaklar, bu yüzden histeri bir tür kitlesel paniktir, aynı anda birçok insanın paniklediğini düşünün   buna

we often call it mass hysteria yes and that can  affect people can affect large groups of people  

genellikle kitlesel histeri diyoruz evet ve bu insanları  etkileyebilir, büyük insan gruplarını etkileyebilir

and often people will say to people they know  maybe wives or say to their husbands or vice versa  

ve çoğu zaman insanlar insanlara şunu söyler: bilirler belki eşler veya kocalarına derler veya tam tersi

if they're starting to get into a bit of a state  of panic oh stop being so hysterical maybe maybe  

biraz panik durumuna girmeye başlarlarsa oh bu kadar histerik olmayı bırakın belki   belki

you maybe somebody overreacts to something maybe  your girlfriend is crying she's crying because  

birisi bir şeye aşırı tepki veriyordur belki kız arkadaşınız ağlıyor o ağlıyor çünkü   Bu

she can't she can't go to the party tonight  because she hasn't got any nice shoes to wear  

geceki partiye gidemez çünkü giyecek güzel ayakkabıları yok

i can't go to the party tonight cause i  haven't shoes stop being so hysterical  

bu gece partiye gidemem çünkü ayakkabılarım bu kadar histerik olmayı bırakmıyor

so that yes that's what you could say instead of  don't go into a panic stop being so hysterical  

bu yüzden evet, onun yerine böyle diyebilirsin paniğe kapılma bu kadar histerik olmayı bırak oldukça iyi tanıdığınız

is is a common phrase to use to somebody that  you know quite well i think i think it would be  

biri için kullanılan yaygın bir ifade bence

safe to say i can't believe i just did that uh  and uh oh yes tom rocks hello tom do you oh rox  

bunu yaptığıma inanamadığımı söylemenin güvenli olacağını düşünüyorum uh ve uh oh evet tom sallıyor merhaba tom sen oh rox

not r-o-c-k tom rocks he rocks okay that's quite  good that i think that's probably that means yes  

r-o-c-k değil tom sallıyor o sallıyor tamam bu oldukça iyi ki bence bu muhtemelen bu evet anlamına geliyor

if somebody rocks it means they're really hip  and trendy and everyone wants to be around them  

biri sallanırsa bu onun gerçekten havalı ve modaya uygun olduğu anlamına gelir ve herkes onların etrafında olmak ister

do you know who was your very first subscriber  i don't i have no idea because at the time i was  

kimin olduğunu biliyor musun ilk aboneniz hiçbir fikrim yok çünkü o sırada

in china and i was incredibly busy with my work  working in not just one but two schools and also  

Çin'deydim ve işimle inanılmaz derecede meşguldüm sadece bir değil iki okulda çalışıyordum ve ayrıca   diğer okulları ziyaret etmem için

they used to drive me all over the place to  visit other schools as well so i spent most  

beni her yere götürürlerdi okullar da bu yüzden

of my time teaching but i discovered youtube  by chance whilst i was still working in china  

zamanımın çoğunu öğreterek geçirdim ama youtube'u tesadüfen keşfettim, hala Çin'de çalışırken

but that as they say is a story for another  day that's been told many times right now  

ama bu, dedikleri gibi, şu anda birçok kez anlatılan başka bir  günün hikayesi

according to palmyra hysteria is an ancient  goddess probably is uh you'll be right you'll  

palmyra'ya göre histeri eski bir tanrıçadır muhtemelen haklısınız

be amazed how many emotional responses are  actually connected to ancient mythology  

şaşıracaksınız  kaç tane duygusal tepkinin aslında antik mitolojiyle bağlantılı   bir sahne

make a scene yes if you make a scene um that's  not necessarily panic or hysteria it could be  

yaratırsanız evet bir sahne yaratırsanız um bu  ille de panik veya histeri olmayabilir   olabilir evet

it could be yes you could if you make a scene it  means that you're reacting to something in a very  

yapabilirseniz olay çıkarmak bir şeye çok

public way so that lots of other people see you  doing it yes so you could be angry about something  

aleni bir şekilde tepki verdiğiniz anlamına gelir, böylece birçok kişi bunu yaptığınızı görür  evet, böylece bir şeye kızabilirsiniz

and start shouting and screaming at somebody  in the pub or at work everybody can see it  

ve barda veya işte birisine bağırmaya ve bağırmaya başlayabilirsiniz herkes yapabilir bakın

and it's quite a scene you know in other  words people are a little embarrassed by it  

ve bu oldukça bir sahne, başka bir deyişle insanlar bundan biraz utanıyor

yes and uh it's not normally what happens you  could be in a state of panic or hysteria and  

evet ve uh normalde olan bir şey değildir panik veya histeri durumunda olabilirsiniz ve   toplum

to the to the extent that when you're in  public somewhere you you display all these  

içinde olduğunuz ölçüde bir yerde tüm bu

symptoms of panic and people going she he or she  that was quite a scene wasn't it no she caused a  

panik semptomlarını sergiliyorsunuz ve insanlar gidiyor.

scene or he caused a scene she created quite  a commotion or he yes or he she he committed  

it but yes the scene could be one due to  hysteria or panic collective can we use the  

evet sahne histeri veya toplu panik nedeniyle bir sahne olabilir

phrase collective panic yes we can yes anything  that affects more than one person or a group of  

toplu panik ifadesini kullanabilir miyiz evet yapabiliriz birden fazla kişiyi veya

people in one particular place or area collective  yes could you use that as a synonym with hysteria  

belirli bir yer veya alandaki bir grup  insanı etkileyen herhangi bir şey kolektif evet bunu eşanlamlı olarak kullanabilir misiniz histeri ile

then uh you could yes collective panic  so collective just means more than one  

o zaman uh evet kolektif panik yani kolektif sadece birden fazla anlama gelir   yani bir

so things that are grouped together so a group of  people panicking you could describe as collective  

araya gruplanan şeyler yani bir grup insanın paniklemesini toplu

panic or hysteria yes melodramatic  oh yes that's a good phrase  

panik veya histeri olarak tanımlayabilirsiniz evet melodramatik oh evet bu güzel bir ifade

that is that is to over act you are doing it  too much it's not it's not a synonym of panic as  

bu bitmek üzere çok fazla yapıyorsun gibi davran bu paniğin eşanlamlısı değil çünkü

uh it's just when somebody yes because if  somebody's panicking they're not conscious  

birisi evet çünkü biri panikliyorsa ne yaptığının bilincinde değilken

of what they're doing whereas if you're being  melodramatic you're probably deliberately  

melodramatik davranıyorsan muhtemelen kasten yapıyorsundur

oh dear oh i what am i going to do i don't think  you're doing that unless you're in a 1920s play  

oh canım oh ben ne yapacağımı sanmıyorum 1920'lerde bir oyunda değilsen bunu yapacağını    biliyorum

i know but i'm just showing an example mr duncan  yes yeah it's just just overreacting to things  

ama sadece bir örnek gösteriyorum bay duncan  evet evet sadece olaylara aşırı tepki vermek

over acting overreacting and you're doing it in  a conscious way you're doing it you know you're  

aşırı tepki vermekten daha fazlası ve bunu bilinçli bir şekilde yapıyorsunuz bunu yapıyorsunuz bunu

deliberately doing it you know what you're doing  yes whereas when you're panicking you probably  

kasten yaptığınızı biliyorsunuz ne yaptığınızı biliyorsunuz evet oysa paniklediğinizde muhtemelen

don't know what you're doing generally speaking  it means over react yes i anyway that's almost it  

ne yaptığınızı bilmiyorsunuz genel anlamda bu aşırı tepki anlamına geliyor evet ben zaten neredeyse bu kadar   buna

i can't believe it i can't believe we've done  two hours two hours well that's what i just said  

inanamıyorum inanamıyorum iki saat iki saat yaptık pekala az önce söylediğim buydu

two hours we've been on for i hope you've enjoyed  today's live stream it's been it's not really  

iki saattir yayındayız umarım bugünün keyfini çıkarmışsınızdır canlı yayın oldu gerçekten

oh yes okay you were asking other people i was  asking well it was general general rhetorical it  

oh evet tamam diğer insanlara soruyordun ben de soruyordum bu genel

was a rhetorical question valentina says don't  panic is a scene from the film airplane yes  

bir retorikti bu retorik bir soruydu valentina panik yapma diyor uçak filminden bir sahne evet

and there was a famous comedy show called dad's  army in which one of the characters uh says don't  

ve ünlü bir komedi şovu vardı karakterlerden birinin "

panic don't panic don't punish me to bother wing  don't panic don't panic mr mannering he's saying  

panik yapma" "panik yapma" "beni rahatsız etmem için cezalandırma" " panik yapma" "panik yapma" dediği "panik yapma" dediği

it and he's actually panicking and he's telling  other people not to panic so that's why it's funny  

ve aslında "paniklediği" diğer insanlara "olmamasını" söylediği paniğe kapılmak bu yüzden komik   bu yüzden komik   bu

that's why it's funny because he is panicking  whilst telling people not to panic don't forget  

yüzden komik  çünkü o panikliyor insanlara panik yapmamalarını söylerken unutma

whatever happens in your life any surprises  that come along steve remember don't panic

hayatında ne olursa olsun herhangi bir sürpriz karşına çıkan herhangi bir sürpriz steve hatırla panik yapma

i can't make it stop i'm panicking  because it's the end of the live show

ben bunu durduramıyorum ben' Panikliyorum çünkü canlı şovun sonu

um

um

i couldn't make that stop then were you actually  panicking because you didn't know how to make the  

bunu durduramadım o zaman gerçekten panikliyor muydunuz çünkü panik işaretini nasıl yok edeceğinizi  bilmiyordunuz

panic sign disappear i couldn't  stop it then i started to panic  

durduramadım sonra paniğe kapılmaya başladım

that was genuine panic because i i thought  i can't i can't find the button to stop  

bu gerçekti panikledim çünkü yapamayacağımı düşündüm yanlış alarmı durduracak düğmeyi bulamıyorum

false alarm so shall i go off into the kitchen  and put the kettle on go off into the sunset  

bu yüzden mutfağa gidip su ısıtıcısını çalıştırayım gün batımına doğru yola çıkayım

um like john wayne and uh but i don't know  have we have if we've got any tea bags left  

um tıpkı john wayne ve ah ama bilmiyorum elimizde hiç poşet çay kaldıysa elimizde   bay

mr duncan i'm not sure um i think there's only a  few left what are we going to do if we haven't got  

duncan emin değilim um sanırım sadece birkaç tane kaldı elimizde

enough tea bags to done what about sugar for you  i think we're out of [ __ ] i mustn't panic don't  

yetecek kadar çay poşetimiz yoksa ne yapacağız, peki ya sizin için şeker düşünüyorum [ __ ] bitti panik yapmamalıyım

panic i'm getting into a flap calm getting into a  flap that's it over nothing don't lose your head  

panik yapma paniklemeye giriyorum sakinleşmeye başlıyorum hepsi bu kadar hiç kafanı kaybetme

right i'm going to put my red pen down for this  week that's it uh it will reappear next week  

tamam kırmızı kalemimi bırakacağım bu hafta için bu kadar uh gelecek hafta tekrar ortaya çıkacak

maybe i can have a different coloured pen  every week i can make make this pen bend  

belki her hafta farklı renkli bir kalemim olabilir bu kalemi kıvırabilirim

well you thought you could but it didn't  quite work out i still love this at school

yapabileceğinizi düşündünüz ama pek işe yaramadı bunu okulda hala seviyorum,

it's bending i think you've lost the scale mr  duncan no it's pending look look you can do that  

bükülüyor ben ölçeği kaybettiğinizi düşünüyorum bay duncan hayır beklemede bak bunu yapabilirsiniz

anyway what i got to do with panicking lovely to  be here lovely to be with you mr duncan uh lovely  

yine de panikle ne yapmam gerekiyor burada  olmak çok  sizinle olmak çok güzel bay duncan uh

to be with you your wonderful viewers in this  fabulous community i love it i love coming on mr  

sizinle birlikte olmak harika izleyicileriniz bu harika toplulukta Bay   gelmeyi seviyorum Bay

duncan and i look forward to seeing you all  again next week next week thank you mr steve  

Duncan ve hepinizi önümüzdeki hafta  tekrar görmeyi dört gözle bekliyorum  teşekkür ederim Bay Steve

it's been enjoyable it's been an education well  it's it's certainly taught me a lesson are you  

keyifli bir eğitim oldu kesinlikle bana bir ders verdi beni unutturacak mısınız?

going to fade me over i was waiting for you  to fade me away in a professional manner yes  

profesyonel bir şekilde  beni soldurmanı bekliyorum evet   güle güle gitti steve

bye it's gone steve's gone that was mr steve and  he is with us every sunday from 2 p.m uk time  

gitti o Bay Steve'di ve o her pazar saat 14:00'ten itibaren bizimle birlikte

is when you can find mr steve and myself but  for this month don't forget during october  

Bay Steve ve beni bulabileceğiniz zamandır ama bu ay için unutmayın ekim boyunca

also monday to friday from 2 p.m uk time i am  doing some little live streams i am calling them  

ayrıca pazartesiden cumaya İngiltere saatiyle 14:00'ten bazı küçük canlı yayınlar yapıyorum   onlara

my english addict quick fix so just a little bit  of english just a little bit of live and just a  

ingilizce bağımlısı hızlı çözümüm diyorum, bu yüzden biraz İngilizce, biraz canlı ve

little bit of me from monday to friday from 2 p.m  uk time so i hope you will join me during the week  

biraz  ben de Pazartesi'den-Pazartesi'ye İngiltere saatine göre cuma 14:00'den bu yüzden umarım hafta boyunca bana katılırsınız

and of course i will be back with you next  sunday as well mr steve joining us next week  

ve tabii ki önümüzdeki  pazar günü de sizinle birlikte olacağım bay steve önümüzdeki hafta da bize katılacak

as well next sunday so monday to friday  i am with you but only short live streams  

önümüzdeki pazar yani pazartesiden cumaya sizinleyim ama sadece kısa canlı yayınlar

they won't be two hours they will be  around half an hour to maybe 40 minutes  

iki saat sürmeyecekler yaklaşık yarım saat ila belki 40 dakika olacak

that is it it is time to say goodbye i hope you  have enjoyed it one thing i should mention first  

yani vedalaşma zamanı geldi umarım  beğenmişsinizdir.

is the live streams during the week will only be  for subscribers so if you are subscribed it means  

aboneler için olun yani aboneyseniz bu,

you can join in on the live chat but if you are  not subscribed then you won't be able to join in  

canlı sohbete katılabileceğiniz anlamına gelir ancak abone değilseniz  katılamazsınız   bu nedenle

so my suggestion and i'm sure you know what i'm  going to say is to subscribe please subscribe  

benim önerim ve ne yapacağımı  bildiğinizden eminim abone olmak lütfen

to my youtube channel and then you will be able to  join in from monday to friday i know what you're  

youtube kanalıma abone olun ve ardından pazartesiden cumaya katılabileceksiniz ne diyeceğinizi biliyorum

going to say mr duncan it's very unfair but i'm  doing this as a big thank you to all those who  

bay duncan bu çok büyük bir haksızlık ama bunu hepinize büyük bir teşekkür olarak yapıyorum

have subscribed over the years so if you want  to join in you can i'm not saying you can't  

yıllar boyunca abone olanlar, yani katılmak istiyorsanız katılabilirsiniz yapamazsınız demiyorum   istenmiyorsunuz

i'm not saying you you are not welcome  you can join in subscribe join me tomorrow  

demiyorum katılabilirsiniz abone olun yarın

from 2 p.m uk time and i will be with you so don't  forget if you haven't subscribed to my channel  

14:00'ten itibaren bana katılın ve ben seninle olacağım unutma kanalıma abone olmadıysanız abone olun

do it and then you will never miss anything  that happens ever again on my youtube channel  

ve bundan sonra youtube kanalımda olan hiçbir şeyi asla kaçırmayacaksınız bugün

thanks a lot for joining me today see  you tomorrow it seems very strange saying  

bana katıldığınız için çok teşekkürler yarın görüşürüz çok garip geliyor yarın

that it feels very weird saying see you  tomorrow but i will be with you tomorrow  

görüşürüz demenin çok garip hissettirdiğini ama yarın Birleşik Krallık saatiyle

from 2pm uk time as the rain begins to fall  once more this is mr duncan in the birthplace  

2'den itibaren sizinle olacağım, yağmur yağmaya başladığında bir kez daha bu Bay Duncan'ın İngilizce'nin doğum yerindeki

of english saying thanks for watching see you  tomorrow 2 p.m uk time don't forget subscribe and  

izlediğiniz için teşekkürler yarın görüşürüz yarın 2:00 uk zaman don' abone olmayı ve

also like as well if you've liked this today and  of course you know what's coming next yes you do

ayrıca beğenmeyi de unutmayın, bugün bunu beğendiyseniz ve tabii ki bundan sonra ne olacağını biliyorsunuz evet şimdilik tatarsınız

tatar for now

see you tomorrow

yarın görüşürüz