Live English Lesson - 21st October 2018 - 2pm UK time - Baby Expressions - Mystery Idiom - New Words

Yes it's that time of year again here we are as autumn arrives so do my logs

Evet yılın o zamanı yine sonbahar geldiğinde buradayız, öyleyse kütüklerimi

now I am bringing them into the storeroom so they will stay dry during the winter

şimdi kilere getiriyorum ki kış aylarında kuru kalsınlar

months doing this causes me to lose all my energy there are many ways of

bunu yapmak tüm enerjimi kaybetmeme neden oluyor varlığı anlatmanın birçok yolu var

describing being tired by doing something you can say that you are

bir şey yaparak yoruldum diyebilirsin bitkinsin

exhausted you are tired out you are shattered

yorgunsun paramparçasın bitkinsin bitkinsin whoa

you are bushed you are knackered whoa some people think that that's a naughty

bazı insanlar bunun edepsiz bir

word you are completely exhausted and that's how I feel right now how is your

kelime olduğunu düşünüyor tamamen bitkinsin ve ben de şu an böyle hissediyorum haftan nasıl

week being by the way have you had an exhausting week has it been tiring for

geçiyor bu arada yorucu bir hafta geçirdiniz mi sizin için yorucu oldu mu

you I hope not anyway there's no need to worry because

umarım değildir zaten merak etmenize gerek yok çünkü

the weekend is now here yes another live stream is about to start mr. Steve will

hafta sonu geldi evet bir canlı yayın daha başlamak üzere efendim Steve de

be here also today we'll be talking all about baby words and expressions words

bugün burada olacak bebek kelimeleri ve ifadeleri

to do with baby and words connected to baby in general also you are more than

bebekle ilgili kelimeler ve genel olarak bebekle ilgili kelimeler hakkında konuşacağız ayrıca bugün bir Pazar öğleden sonra olduğu

welcome to join in as well on the live chat after all it's

için canlı sohbete de katılabilirsiniz. Birleşik Krallık'ta saat

a Sunday afternoon it's just after two o'clock here in the UK and this is live

ikiden hemen sonra ve bu bir Pazar öğleden sonra

English live from Much Wenlock in England on a Sunday afternoon this is

İngiltere'deki Much Wenlock'tan canlı İngilizce bu

live English

canlı İngilizce

it sure is baby

kesinlikle bebek

hmm somewhere over the rainbow mr. Duncan

hmm gökkuşağının üzerinde bir yerlerde bay. Duncan

arrives flying high in the sky it's another live stream for you

gökyüzünde uçarak geliyor, sizin için başka bir canlı yayın,

here we go again yes it is Sunday afternoon oh look there's a lovely rainbow in the sky

işte yine başlıyoruz, evet, bugün Pazar öğleden sonra oh bakın, gökyüzünde hoş bir gökkuşağı var ve

saying hello paint the whole world with a rainbow hmm

merhaba diyor, tüm dünyayı bir gökkuşağıyla boyayın, hmm

hi everybody this is mr. Duncan in England how are you today are you okay

herkese merhaba ben bay. Duncan İngiltere'de bugün nasılsın iyi misin

I hope so are you happy are you happy I really really hope so here we are again

umarım çok mutlusundur mutlu musun gerçekten gerçekten umarım işte yine buradayız aman tanrım

oh my goodness these weeks keep flying by I can't believe that next week we

bu haftalar uçup gidiyor önümüzdeki hafta

will be approaching the end of October can I just tell you that I'm doing

sona yaklaşacağımıza inanamıyorum Ekim ayının sonunda, her yıl Ekim sonunda yaptığım

something next week that I do every year at the end of

bir şeyi önümüzdeki hafta yapacağımı söyleyebilir miyim,

October in fact come to think of it there are two things that I'll be doing

aslında bir düşününce, önümüzdeki hafta yapacağım iki şey var, her şeyden

next week first of all I will be celebrating my 12th year on YouTube and

önce yapacağım YouTube'da 12. yılımı kutluyorum ve

also I will be going up into the loft into the Attic to bring down the

ayrıca

Christmas lights yes we are approaching that time of year again the run-up to

Noel ışıklarını söndürmek için tavan arasına, çatı katına çıkıp Noel ışıklarını söndüreceğim evet, yine yılın o zamanına yaklaşıyoruz,

Christmas when we say run up we mean we are approaching it is the period of time

koş derken, yaklaştığımızı kastediyoruz

where we approach something so during November and during the first two weeks

Kasım ayında ve Aralık ayının ilk iki haftasında bir şeye yaklaştığımız dönemdir,

of December we can say that that is the run-up the run-up to Christmas for those

who are celebrating Christmas this year isn't it exciting and for those who

bu yıl Noel'i kutlayanlar için bunun Noel'e koşuşturma olduğunu söyleyebiliriz, heyecan verici değil mi? ve olmayanlar için

aren't it doesn't matter you can still wave and say hello mr. Duncan how are

önemli değil, yine de el sallayıp merhaba diyebilirsiniz bay. Duncan

you today I don't mind lots of people already on

bugün nasılsın canlı sohbette bir sürü insan umrumda değil aman

the live chat oh my goodness so many things to cover today now first of all

tanrım bugün anlatılacak çok şey var şimdi her şeyden önce

I'm going to start off in a different way I'm going to reveal today's mystery

farklı bir yoldan başlayacağım bugünün gizemini açığa çıkaracağım

idiom because last week I forgot to do it and I got a lot of complaints I got a

deyim çünkü geçen hafta yapmayı unuttum ve bir sürü şikayet aldım

lot of angry people writing to me they were saying things like mr. Duncan we

bana yazan bir sürü kızgın insan var bay gibi şeyler söylüyorlardı. Duncan,

really like the mystery idiom why didn't you do it and things like that and then

neden bunu ve bunun gibi şeyleri yapmadın gizemli deyimi gerçekten seviyoruz ve daha sonra

afterwards they would they would press the key on their keyboard and put lots

klavyelerindeki tuşa basarlar ve çok kızdıkları mesajın

and lots of exclamation marks after they're very angry message so here we go

ardından bir sürü ünlem işareti koyarlardı, işte başlıyoruz

here is today's mystery idiom I will start right now with that very thing so

işte bugünün gizemli deyimi tam şimdi bununla başlayacağım yani

there it is just say what you see so that is today's mystery idiom so there

orada sadece ne gördüğünü söyle yani bu bugünün gizemli deyimi bu yüzden

is no need to complain I have remembered this week of course the big question now

şikayet etmeye gerek yok bu haftayı hatırladım tabii ki şimdi asıl soru şu

is will I remember to give you the answer before we finish so I'm hoping

olacak mı Bitirmeden önce sana cevabı vermeyi unutma o yüzden umarım

that before the end of today's live stream I will remember to give you the

bugünün canlı yayını bitmeden sana cevabı vermeyi hatırlayacağım

answer so there it is today's mystery idiom there is no excuse would you like

o yüzden işte bugünün gizemli deyimi mazeret yok

to have a look outside oh look at that there is the weather today's weather

dışarıya bir göz atmak ister misin oh bak bugün hava var hava

it's a little cloudy although earlier it was so nice it was lovely

biraz bulutlu az önce hava çok güzeldi

in sunny in fact I got so excited by today's weather I was going to go

güneşte çok güzeldi aslında bugünün havası beni çok heyecanlandırdı

outside but having just looked at the weather forecast on the television they

dışarı çıkacaktım ama az önce televizyondan hava durumuna baktım

they are now saying that we might get some rain in this area so I've decided

şimdi bu bölgede biraz yağmur yağabileceğini söylüyorlar, bu yüzden

not to go outside but we will see what happens so there it is the view outside

dışarı çıkmamaya karar verdim ama ne olacağını göreceğiz, bu yüzden şu

at the moment that is live out of my studio windows so hopefully later we

anda stüdyo penceremden canlı olarak dışarıdaki manzara, umarım daha sonra

will get a chance hopefully to go outside but we will play

inşallah dışarı çıkma şansımız olur ama

that by ear we will play it by ear if you play something by ear

bunu kulaktan kulağa oynayacağız kulaktan oynayacağız eğer bir şeyi kulaktan çalarsan bu

it means you will judge the situation when it arrives so you're not sure you

durum geldiğinde yargılayacağın anlamına gelir yani karar vermediğinden emin değilsin

haven't decided you will play it by ear talking of expressions and idioms today

deyimlerden ve deyimlerden bahsederek kulaktan kulağa çalacak bugün

we are talking about baby idioms and also words connected to having a baby

bebek deyimlerinden ve ayrıca bebek sahibi olmak

and being a baby so there it is as you can see mr. Steve looking like a baby

ve bebek olmakla ilgili kelimelerden bahsediyoruz, işte burada gördüğünüz gibi bay. Steve, kuklasını tüküren bir bebeğe benziyor

spitting his dummy out and now I can reveal exclusively what mr. Steve sounds

ve şimdi sadece Bay'ın ne olduğunu açıklayabilirim. Steve

like when he gets upset

üzgün olduğunda kulağa hoş geliyor, bu yüzden

so today we are talking all about baby expressions baby words being a baby now

bugün bebek ifadelerinden bahsediyoruz bebek kelimeleri bebek olmakla ilgili şimdi

I was going to show you a picture of me as a baby but I actually can't find any

size bebekliğimin bir resmini gösterecektim ama aslında bulamıyorum

I thought I had a couple of photographs of me as a little baby but I haven't I

birkaç tane olduğunu sandığım küçük bir bebekken çekilmiş fotoğraflarım ama bende

haven't got any whatsoever so that's not much good is it oh also something else

hiç yok yani bu pek iyi değil oh ayrıca

to mention relating to next week yes we are also approaching Halloween and

gelecek haftayla ilgili söylenecek başka bir şey var evet ayrıca cadılar bayramına yaklaşıyoruz ve

already in my local town the town in which I live that is much Wenlock you

zaten benim yerel kasabamda kasaba Yaşadığım yer Wenlock kadar,

can see that the pumpkins are outside and Halloween is also approaching I've

balkabaklarının dışarıda olduğunu ve Cadılar Bayramı'nın da yaklaştığını görebilirsiniz.

just realized that the end of October is actually a very busy time of year for me

Ekim sonunun aslında benim için çok yoğun bir zaman olduğunu yeni fark ettim

because there are lots of things going on so there you can see some pumpkins

çünkü bir sürü şey oluyor. orada biraz balkabağı görebilirsin hiç

have you ever eaten a pumpkin now I must be honest I have never in my

balkabağı yedin mi şimdi dürüst olmalıyım hayatımda hiç

life eaten pumpkin I've never tried it so I

balkabağı yemedim hiç denemedim bu yüzden

don't even know what it tastes like although the smell is a little

kokusu biraz kötü olsa da tadı nasıldır bilmiyorum-

off-putting I don't like the smell of pumpkins they smell it a little new

koyarak balkabağı kokusunu sevmiyorum biraz yeni

pungent I think that's the word I'm looking for they smell very pungent so

keskin kokuyorlar sanırım aradığım kelime bu çok keskin kokuyorlar bu yüzden

not only do we have my anniversary next week twelve years on YouTube we also

sadece gelecek hafta yıldönümüm değil on iki yıl YouTube'da bizim de

have the end of October we have Halloween and also next week I will be

sonumuz var Ekim'de Cadılar Bayramı var ve ayrıca gelecek hafta

preparing to get my Christmas lights from up in the Attic

Noel ışıklarımı Tavan Arası'ndan almaya hazırlanıyor olacağım

Wow all I can say is I'm going to be very busy next week talking of being

Vay be tek söyleyebileceğim, önümüzdeki hafta meşgul olmaktan bahsetmek için çok meşgul olacağım

busy yes the live chat is on for those who are interested let's have a look

evet canlı sohbet şu an için açık ilgilenenler bir göz atalım mı

shall we oh there it is the live chat is on your screen the big question is who

oh işte canlı sohbet ekranınızda asıl soru

was first on the live chat so let's go right back in time and have a look at

canlı sohbette ilk kimin olduğu o yüzden zamanda geriye gidelim ve

who was first oh hello - Huang Huang congratulations

ilk kimin olduğuna bir bakalım oh merhaba - Huang Huang tebrikler

you are first on the live chat and we know what that means you get a special

canlı sohbette birincisiniz ve bunun ne anlama geldiğini biliyoruz çok özel bir alkış alırsınız aferin asın

round of applause well done hang I have a feeling that you have a very quick

çok hızlı bir parmağınız olduğuna dair bir his var

finger I think so Zhu Li ji is also here as well thanks

bence bu yüzden Zhu Li ji de burada

for joining me Julie Muhammad is here as well also Martha Olga Tomek Zena Chris

teşekkürler bana katılan Julie Muhammed de burada ayrıca Martha Olga Tomek Zena Chris

and who else lots of other people joining us as well we have Bielorrusia

ve başka kimler bize katılıyor, Beyaz Rusya var

hello Bielorrusia and congratulations to Belarus here for two reasons first of

merhaba Beyaz Rusya ve burada Beyaz Rusya'yı iki nedenle tebrik ediyoruz, ilk olarak

all it's Mother's Day in Argentina and also Belarusian is the first person to

Arjantin'de Anneler Günü ve ayrıca Belarusça

moderate on my live chat so Bielorrusia you now have the power to to make sure

canlı sohbetimde moderatörlük yapan ilk kişi, bu yüzden Bielorrusia artık

that my live chat stays well behaved if you see anyone doing anything they

canlı sohbetimin uslu kalmasını sağlama gücüne sahipsiniz, eğer birinin

shouldn't you can ask them to leave okay then so Belarus here you now have the

yapmaması gereken bir şey yaptığını görürseniz, onlardan ayrılmalarını isteyebilirsiniz, tamam o zaman Belarus burada, şimdi siz

power of moderation oh my goodness isn't that amazing

ölçülü olma gücüne sahipsin aman tanrım o kadar da harika değil mi

Attila is here also Pedro hello Pedro we never found out where you went last week

Attila da burada Pedro merhaba Pedro geçen hafta nereye gittiğini hiç bulamadık

in fact I've noticed that over the past few weeks you have been disappearing

aslında son birkaç haftadır bir

somewhere we are all very interested to find out what you have been getting up

yerlerde kaybolduğunu fark ettim hepimiz çok buradayken şimdiye kadar neler yaptığınızı öğrenmek istiyorum,

to now while is here I am a new subscriber

to your channel and it is the first time that I'm watching you live so I want to

kanalınıza yeni abone oldum ve sizi ilk kez canlı izliyorum, bu yüzden

say hello to you hello Noel and welcome I think I might give you a special round

size merhaba demek istiyorum merhaba Noel ve hoş geldiniz sanırım Size özel bir tur verebilirim

of cause they're I think so so well done

çünkü bence çok iyi iş çıkardılar,

now well for being first on the live chat and when I say first I mean that

canlı sohbette ilk oldukları için iyi ve ilk dediğimde,

it's your first time chatting here so nice also we have JC Jordie Jackie and

burada ilk kez sohbet ettiğinizi kastediyorum, ayrıca JC Jordie Jackie ve JC Jordie Jackie'ye sahibiz.

Francisco Palmyra and also Gaul hello Gaul

Francisco Palmyra ve ayrıca Galya merhaba Galya

hello mr. Duncan hello people congratulations you were always the best

merhaba bay. Duncan merhaba insanlar tebrikler siz her zaman en iyisiydiniz

good Sunday for all isn't that nice yes it is Sunday just coming up to 20 past

herkes için iyi pazarlar o kadar da güzel değil evet pazar burada Birleşik Krallık'ta ikiyi 20 geçe geliyor

two here in the UK I don't know what time it is where you are because I'm not

sizin nerede olduğunuzu bilmiyorum çünkü ben değilim

there we will be taking a look at some of my very early lessons in a few

orada çok erken dönem derslerime bir göz atacağız

moments we will be going right back in time to 2007

birazdan 2007'ye geri döneceğiz Vay canına

Wow how old were you in 2007 so that's 11 years ago so that's what we're doing

2007'de kaç yaşındaydın yani bu 11 yıl önceydi, daha sonra yapacağımız şey bu E-postana

later on do you mind if I send a picture to your email says Pedro well you can

bir resim gönderirsem sorun olmaz diyor Pedro peki

but I might not be able to show it today so if you do send a photograph today

yapabilirsin ama bugün gösteremeyebilirim bu yüzden bugün bir fotoğraf gönderirsen

Pedro I might not be able to show it today because I'm here now in front of

Pedro bugün gösteremeyebilirim çünkü şimdi buradayım

the camera doing the live stream but I will do my best

kameranın önü canlı yayını yapıyor ama elimden gelenin en iyisini yapacağım

ts is here hello TS TS congratulating Belarus you for being the first-ever

ts burada merhaba TS TS Belarus'u ilk moderatör olduğunuz için tebrik ediyorum

moderator oh isn't an amazing so much responsibility my goodness so let's have

oh bu kadar inanılmaz bir sorumluluk değil mi aman tanrım o yüzden hadi bunlardan

a quick look at one of my old lessons so as I'm celebrating my 12th

birine hızlıca bir göz atalım eski derslerim yani

anniversary next week yes 12 years on YouTube I thought it would be a good

önümüzdeki hafta 12. yıl dönümümü kutlayacağım için evet YouTube'da 12. yaşım

idea to show you one of my very early lessons and in this video I will be

size çok erken dönem derslerimden birini göstermenin iyi bir fikir olacağını düşündüm ve bu videoda o

talking all about since and you might recognize something

zamandan beri her şeyden bahsedeceğim ve siz de belki

that's very very familiar hi everybody this is mr. Duncan in England how are

çok çok tanıdık bir şey tanıyın millet merhaba bu bay. Duncan İngiltere'de

you doing today I'm okay I hope so many people asked me

bugün nasılsın iyiyim umarım birçok kişi bana

mr. Duncan what is the best way to speak English is it with an American accent

Bay Duncan'ı sormuştur. Duncan, İngilizce konuşmanın en iyi yolu nedir,

for a British accent I think this is a very interesting question indeed but my

İngiliz aksanı yerine Amerikan aksanı kullanmak mı? Bence bu gerçekten çok ilginç bir soru ama benim

answer to this question is quite simple you use the English that you feel the

bu soruya cevabım oldukça basit.

most comfortable with you don't have to sound like an American when you're

' Konuşurken bir Amerikalı gibi konuşmak zorundasın, konuşurken

speaking you don't have to sound like a British person when you're speaking as

bir İngiliz gibi konuşmak zorunda değilsin, yeter ki

long as you feel comfortable with the way you use English that is the most

İngilizceyi kullanma şeklinle kendini rahat hisset, bu en

important thing of all of course it's also important that the other person

önemli şeydir. Elbette karşınızdaki kişinin de

understands what you're saying as well so don't worry too much about sounding

sizin ne söylediğinizi anlaması önemlidir, bu yüzden başka biri gibi görünme konusunda çok fazla endişelenmeyin,

like somebody else don't try to copy somebody else's way of speaking what you

başka birinin konuşma tarzını kopyalamaya çalışmayın,

have to do is develop your own way of using English don't forget English is an

yapmanız gereken kendi konuşma tarzınızı geliştirmektir. İngilizceyi kullanmanın unutmayın İngilizce

emotional language it's a personal language it's a language that you use to

duygusal bir dildir, kişisel bir dildir, hissettiklerinizi ifade etmek için kullandığınız bir dildir, bu

express the way you feel so don't worry about sounding like somebody else use

yüzden başka biri gibi görünmek konusunda endişelenmeyin,

English as you would your own language in your own way to express the way you

İngilizceyi kendi dilinizde kullandığınız gibi kullanın.

feel so you don't have to sound like mr. Duncan you don't have to sound like some

Mr. Duncan, bir Amerikalı gibi konuşmana gerek yok, herhangi biri

American you don't have to sound like anybody what you have to sound like...

gibi konuşmana gerek yok, ne gibi konuşman gerekiyorsa... bunu

is you

did you see that so that was me 11 years ago we've one of my first youtube videos

gördün mü yani o bendim, 11 yıl önce ilk youtube'umdan biriydik videolar

after returning from China and did you see did you see what was on the screen

Çin'den döndükten sonra ve gördünüz mü ekranda ne olduğunu gördünüz mü

yes this t-shirt I was actually wearing this exact t-shirt in the video so now

evet bu tişört aslında videoda tam olarak bu tişörtü giyiyordum, bu yüzden şimdi

you can see just how long I've had this t-shirt for many many years in fact over

bu tişörtü ne kadar süredir giydiğimi görebilirsiniz uzun yıllar, hatta

eleven years I've had this t-shirt so there it was we'll have a another look

on bir yılı aşkın bir süredir bu tişört bendeydi ve işte oradaydı,

at one of my early youtube videos later on because I think it's nice to have a

daha sonra ilk youtube videolarımdan birine bir kez daha göz atacağız çünkü bence

little look back in time I'm always interested to see how I looked ten years

zamanda biraz geriye bakmak güzel On yıl

ago or eleven years ago it's always interesting so eleven years might not

veya on bir yıl önce nasıl göründüğümü görmek her zaman ilgimi çeker, her zaman ilginçtir, bu yüzden on bir yıl

seem like a very long time to some people but to me it seems like an

bazı insanlara çok uzun bir süre gibi gelmeyebilir ama bana sonsuzluk gibi geliyor

eternity because things were so different in my life

çünkü hayatımda her şey çok farklıydı.

eleven years ago and certainly thirteen years ago if we want to go back that far

on bir yıl önce ve kesinlikle on üç yıl önce o kadar geriye gitmek istiyorsak her

things were very different because I was living in China working in China and I

şey çok farklıydı çünkü ben Çin'de yaşıyordum ve Çin'de çalışıyordum ve

was about to start making my youtube videos so the 12th anniversary coming

youtube videolarımı yapmaya başlamak üzereydim, yani önümüzdeki hafta 12. yıl dönümü geliyor

next week and another old lesson coming up later on as well mr. Steve will be

ve eski bir ders daha geliyor. daha sonra da geliyor mr. Steve

here as well don't forget mr. Steve is on his way

de burada olacak unutma bayım. Steve yolda

mm there he is and here is today's mystery idiom for those who missed it

mm işte burada ve işte bugünün gizemli deyimi daha önce kaçıranlar için

earlier there it is today's mystery idiom but

işte bugünün gizemli deyimi ama

what is it what is it find out later on and hopefully you you might have got the

nedir bu daha sonra öğrenecek ve umarım

right answer who knows I don't I don't know I'm not psychic

doğru cevabı almışsınızdır kim bilir Tanrı aşkına medyum olmadığımı bilmiyorum,

for goodness sake so Steve will be here and well what can I say what can I say

bu yüzden Steve burada olacak ve ne diyebilirim ki, YouTube'da

except it's been an amazing 12 years here on YouTube I've really enjoyed

harika bir 12 yıl olması dışında ne söyleyebilirim, gerçekten çok eğlendim

myself I still can't believe it coming up also today we have a lovely

hala bugün de geleceğine inanamıyorum çok güzel bir mesajımız var

message Oh from one of my viewers watching out there Hassam Hossam

orayı izleyen izleyicilerimden birinden hassam hossam

watching in egypt if you are watching right now I will play your message in

mısır'da izliyorsa şu anda izliyorsanız mesajınızı

around about five or six minutes time Steve is on the way

yaklaşık beş veya altı dakika içinde dinleteceğim Steve açıkken yol

but let's have a look at the place in which I live because a lot of people ask

ama yaşadığım yere bir göz atalım çünkü birçok insan baya soruyor

mr. Duncan mr. Duncan please can you show us around the place in which you

. Duncan bey Duncan lütfen bize yaşadığınız yeri gezdirebilir misiniz

live and my reply to that is okay then

ve buna cevabım tamam, o zaman

many people ask me mr. Duncan where do you live well I thought today it'd be a

birçok insan bana Bay Duncan'ı soruyor. Duncan nerede iyi yaşıyorsun Bugün yaşadığım yere

good chance for you to have a look in the place I live because it's such a

bir göz atman için iyi bir fırsat olacağını düşündüm çünkü

beautiful day today so here it is here is the place in which

bugün çok güzel bir gün ve işte burada yaşadığım yer

I live it's much Wenlock in Shropshire one of the most beautiful places in

Wenlock'ta çok Shropshire, İngiltere'nin en güzel yerlerinden biri

England and if you haven't been here my question is why not can you see what's

ve eğer burada bulunmadıysanız, benim sorum şu, neden orada ne olduğunu göremiyorsunuz, yani

over there that is the local Undertaker they are the people responsible for

yerel Müteahhit onlar cenazeleri düzenlemekten sorumlu insanlar,

arranging funerals they help to dispose of dead people it's a rather sobering

ölü insanların atılmasına yardım ediyorlar, bu bir

thought that one day those people will be putting me in the ground

Bir gün o insanların beni yere sereceğini düşünmek oldukça iç karartıcıydı,

if there's one thing I really love about a day like this it's the gentle calming

eğer böyle bir gün hakkında gerçekten sevdiğim bir şey varsa, o da hafif, sakinleştirici bir

breeze just a very gentle breeze blowing in the air helping to keep me nice and

esinti, sadece havada esen çok hafif bir esinti beni hoş ve havalı tutmaya yardımcı oluyor

cool the word breeze can be used in many ways of course it is the gentle wind

kelime esinti pek çok şekilde kullanılabilir elbette hafif bir rüzgar

cooling and refreshing as it blows by a very gentle breeze just like today

serinletici ve canlandırıcıdır tıpkı bugün olduğu gibi çok hafif bir esintiyle estiği için gerçekten

really there is a lovely summer breeze in the air keeping me nice and cool

havada beni güzel ve serin tutan hoş bir yaz esintisi var

also breeze can mean to do something very easily

ayrıca esinti bir şeyler yapmak anlamına gelebilir çok kolay

I passed my exam yesterday it was easy in fact it was a breeze something that

dünkü sınavımı geçtim kolaydı aslında bir esintiydi

is very easy to do something that you found easy to do can be described as a

yapması çok kolay bir şey yapmayı kolay bulduğun bir şey bir esinti olarak tanımlanabilir

breeze to move gently maybe into a room or out of a room or in front of a group

belki bir odaya veya bir odadan veya bir odaya yavaşça hareket etmek bir grup

of people to suddenly appear can be described as breeze he breezed into the

insanın birdenbire ortaya çıkması, tam bir güvenle odaya üflediği esinti olarak tanımlanabilir

room with complete confidence

now there is a very interesting place a gate to a secret garden a place that is

şimdi çok ilginç bir yer var gizli bir bahçeye açılan bir kapı

unknown and never seen by anyone just like the story have you ever read that

bilinmeyen ve kimsenin görmediği bir yer tıpkı hikayedeki gibi o

story it's called the secret garden it's a brilliant story full of adventure

hikayeyi okudunuz mu adı gizli bahçe macera

excitement mystery and of course a little bit of fantasy as well we all

heyecan gizem ve tabii ki biraz da fanteziyle dolu harika bir hikaye hepimiz

like a little bit of fantasy in our lives from time to time

hayatımızda zaman zaman biraz fanteziden hoşlanırız burayı

do you recognize this place this is where I did my famous football dance but

tanıdınız mı burayı ünlü futbol dansımı yaptığım yer ama

as you can see the puddle has now gone the water has disappeared it's so hot

gördüğünüz gibi su birikintisi artık yok oldu su o kadar sıcak ki su

at the moment the puddle has completely evaporated

birikintisi tamamen buharlaştığı anda kulağa

it might sound like a strange thing to say but due to making these English

tuhaf gelebilir ama bu İngilizce

lessons for you my life changed completely and here is what happened way

derslerini sizler için yaptığım için sen benim hayatım tamamen değişti ve işte 2012'de olan şey tam

back in 2012 I made a special lesson right here in Much Wenlock talking all

burada, Much Wenlock'ta

about the origins of the modern Olympic Games and I fell in love with this place

modern Olimpiyat Oyunlarının kökenleri hakkında özel bir ders verdim ve bu yere aşık oldum, o

I loved it so much I ended up moving here and so did mr. Steve the field

kadar çok sevdim ki bitirdim buraya taşınmak ve bay da öyle. Steve,

behind me is where every year the Wenlock games are held and this very

arkamdaki saha her yıl Wenlock oyunlarının düzenlendiği yerdir ve burası

place was the inspiration for the modern Olympic Games that we all know now

modern Olimpiyat Oyunları için ilham kaynağı olmuştur ve artık hepimiz biliyoruz ki

here is an interesting phrase that you might hear used quite often in English

burada İngilizce'de oldukça sık kullanıldığını duyabileceğiniz ilginç bir ifade vardır.

the phrase is cross the line if you cross the line it means you have gone

çizgiyi geçersen

too far you have done something that has upset

çok ileri gittin demektir

many people or one person you have crossed the line up until a

birçok insanı veya bir kişiyi üzen bir şey yaptın çizgiyi

certain point what you were saying or doing was okay but you had to go too far

belli bir noktaya kadar aştın söylediğin veya yaptığın şey iyiydi ama çok ileri gitmen gerekiyordu

you had to cross the line you went from being okay to offensive you went from

çizgiyi geçmek zorundaydın iyiden saldırgana geçtin kabul

being acceptable to unacceptable you crossed the line I must be honest it is

edilebilirden kabul edilemeze geçtin çizgiyi aştın dürüst olmalıyım

absolutely baking hot today I can't believe I've been outside for

bugün hava çok sıcak

the past four hours filming in this heat this intense heat I think it's fair to

Son dört saattir dışarıda çekim yaptığıma inanamıyorum bu sıcakta bu yoğun sıcakta sanırım

say that we will all remember the summer of 2018 and can you see behind me look

hepimiz 2018 yazını hatırlayacağız ve arkamda görebiliyor musun bak

everywhere is scorched the Sun has dried all the grass all of the trees all of

her yer yanmış Güneş tüm çimleri kurutmuş tüm ağaçlar tüm

the bushes everything looks parched and tinder-dry and that is one of the

çalılar her şey kavrulmuş görünüyor ve kurumuş ve bu,

reasons why there are many wildfires breaking out at the moment including

şu anda

here in the UK and more recently in Greece

Birleşik Krallık'ta ve daha yakın zamanda Yunanistan'da da dahil olmak üzere birçok orman yangınının çıkmasının nedenlerinden biri,

if you remember earlier in the year I showed you this field I showed you all

hatırlarsanız yılın başlarında size bu tarlayı gösterdim size

of the yellow flowers that were blooming in this field

sarı çiçeklerin hepsini gösterdim Bu tarlada çiçek açanlar

this is rapeseed so everything you see behind me is rapeseed and now as the

bu kolza tohumu yani arkamda gördüğünüz her şey kolza tohumu ve

seeds come out you can see now that we have small seed pods and inside these

şimdi tohumlar çıktıkça küçük tohum kabuklarımız olduğunu ve bunların içinde

are the rape seeds and these will be gathered very soon and then they will be

kolza tohumları olduğunu görebilirsiniz ve bunlar çok yakında toplanacak ve sonra

compressed and all of the oil will be extracted and that is rapeseed oil but

sıkıştırılacaklar ve yağın tamamı çıkarılacak ve bu kolza yağı ama

as you can see once again the theme is very similar this whole field is now

bir kez daha görebileceğiniz gibi tema çok benzer, tüm bu alan artık

very dry very arid and perhaps I'm not a hundred percent certain but perhaps this

çok kuru çok kurak ve belki yüzde yüz emin değilim ama belki

whole crop has been ruined by the hot weather although if I just have a look

tüm mahsul sıcak hava nedeniyle mahvoldu, ancak

inside this pod yes you can see all of the rape seeds can you see them there

bu baklanın içine bir bakarsam evet tüm kolza tohumlarını görebilirsin onları orada görebilir misin

they are very tiny black seeds and that is where the rapeseed oil will come from

çok küçük siyah tohumlar ve kolza tohumu yağı buradan gelecek

can you see what I've got here a lovely icecream the only problem is

burada ne aldığımı görebiliyor musun çok güzel bir dondurma tek sorun

it's so hot today the ice cream is already beginning to melt however it is

bugün çok sıcak dondurma şimdiden erimeye başlıyor ama

very much appreciated there is nothing worse than being hot and sticky on a day

çok makbule geçiyor böyle bir günde sıcak ve yapışkan olmaktan daha kötü bir şey yok Kasabanın

like this right now I'm in the square here in Much Wenlock in the centre of

merkezindeki Much Wenlock'taki meydandayım, öğleden sonraları

the town a very small cozy area in the afternoon lots of people like to come

çok küçük ve şirin bir alan. Pek çok insan

and sit down especially today because the Sun is out

özellikle bugün gelip oturmaktan hoşlanıyor çünkü güneş tepede

and some people have decided to come into town to enjoy the sunshine and of

ve bazı insanlar kasabaya gelmeye karar verdi. güneşin tadını çıkarın ve

course sample the local ice cream all I can say is that the temperature today

tabii ki yerel dondurmanın tadına bakın tek söyleyebileceğim, bugün havanın

isn't as hot as it was in that video

o videodaki kadar sıcak olmadığı. Pazar gününüzü bizimle YouTube'da canlı yayında geçirmeye

thank you very much for deciding to spend your Sunday with us live on

karar verdiğiniz için çok teşekkür ederiz

YouTube it's mr. Duncan that's me and now joining me in the studio it is the

. Duncan bu benim ve şimdi stüdyoda bana katılan

guy that sometimes cries like this oh

adam bazen böyle ağlıyor oh

for goodness sake Steve calm down I don't cry like that mr. Duncan I don't

tanrı aşkına Steve sakin ol Ben öyle ağlamam Bay. Duncan,

know why you're suggesting that just because I got a bit upset over selling

sırf

my car a few weeks ago that's exactly jesting I'm a crybaby

birkaç hafta önce arabamı sattığım için biraz üzüldüğüm için bunu neden önerdiğini bilmiyorum, bu tam anlamıyla şaka, ben ağlayan bir bebeğim,

that's exactly how Steve sounded last week he was crying his eyes I wasn't but

geçen hafta Steve'in sesi tam olarak böyleydi, gözleri ağlıyordu ben değildim. t ama

I think you're over it now hello everybody let's move on from that

sanırım artık aştınız, merhaba millet, hadi bundan devam edelim

and I notice you've got a picture of photograph of me as though you're my

ve fark ettim ki,

parent carrying me in in a Papoose yes we'll talk about that later burnt but

ebeveynimmişsiniz gibi, beni bir Papoose'da taşırken çekilmiş bir fotoğrafım var, evet, bunun hakkında konuşacağız. daha sonra yandı ama

yes we'll talk about that later let's not let's not jump the gun so there it

evet bunun hakkında daha sonra konuşacağız hadi silahını zıplatmayalım yani işte

is yes so this Steve being carried around like

evet yani bu Steve

a little baby and there he is having one of his little crying moments we will

küçük bir bebek gibi ortalıkta taşınıyor ve orada küçük ağlama anlarından birini yaşıyor ona

talk about words to do with baby words and expressions

kelimeler hakkında konuşacağız do with baby kelimeleri ve ifadeleri

there are lots actually I can't believe how many there are in fact and also

çok var aslında kaç tane olduğuna inanamıyorum ve ayrıca

words connected to babies in general so that's something we will be doing a

genel olarak bebeklerle bağlantılı kelimeler bu yüzden biraz sonra yapacağımız bir şey

little bit later on but first of all Steve yes first of all we received

ama her şeyden önce Steve evet her şeyden önce

something very nice during the week we did indeed mm-hmm we did indeed and it's

hafta boyunca çok güzel bir şey aldık gerçekten yaptık mm-hmm gerçekten aldık ve neye ihtiyacınız olabileceğini takdir eden insanlardan

nice to receive messages and videos and all sorts of things from people who

mesajlar, videolar ve her türlü şey almak güzel,

appreciate what well what you may need you I just help you out on a Sunday so

size sadece bir pazar günü yardım ediyorum.

I'm the main guy and Steve is the sidekick thanks for that you no need to

Ben asıl adamım ve Steve yardımcım bunun için teşekkürler

actually emphasize that even more but you are a very important part of this oh

bunu daha fazla vurgulamana gerek yok ama sen bunun çok önemli bir parçasısın

yeah see I'm the linchpin what I'm saying

okay the linchpin but anyway that in linchpin means an important component

linchpin'de

that holds everything together so so an important part

her şeyi bir arada tutan önemli bir bileşen anlamına gelir, bu yüzden önemli bir parça

something that locks everything together even if it's a very small thing it is

her şeyi birbirine kilitleyen bir şey, çok küçük bir şey olsa bile,

very important so so mr. Steve is a small part of the show but he is also

çok önemlidir, bu yüzden bay. Steve şovun küçük bir parçası ama aynı zamanda

very important but we have a super duper message a message from Hoss Sam who

çok önemli ama süper kandırılmış bir mesajımız var Hoss Sam'den

during the week sent this lovely message along mr. Duncan and hello mr. Steve

hafta boyunca bu güzel mesajı bayla birlikte gönderen bir mesaj. Duncan ve merhaba bayım. Steve

my name is Jose I'm from Alexandria Egypt I am following your lesson since

benim adım Jose İskenderiye Mısır'danım Bir yıldan beri dersinizi takip ediyorum

one year ago and in fact I found them very helpful to me because I was

ve aslında onları bana çok yardımcı buldum çünkü

studying English heart but I was missing the practicing and in fact your videos

İngilizce kalp çalışıyordum ama pratik yapmayı özlüyordum ve aslında videolarınız

gave to me what I was looking for unfortunately I'm not engaging during

bana verdi aradığım şey ne yazık ki

the livestream but I used to download and study the videos afterwards I have

canlı yayın sırasında ilgimi çekmiyor ama videoları indirip daha sonra inceliyordum

noticed that my listening and speaking skills dramatically enhance it and for

dinleme ve konuşma becerilerimin onu önemli ölçüde geliştirdiğini fark ettim ve

that I would like to show my appreciation to you and to mr. Steve as

bunun için size ve size minnettarlığımı sunmak istiyorum. Bay. Steve

well thanks again and I wish you the best in your life and that offer now

de tekrar teşekkür ediyor ve sana hayatında en iyisini diliyorum ve bu teklif şimdi

isn't that nice

o kadar da hoş değil, Mısır'da

thank you very much to Hossam watching and listening in Egypt and if you would

izleyen ve dinleyen Hossam'a çok teşekkür ederim ve

like to send an email with a voice recording you don't have to be on video

ses kaydı içeren bir e-posta göndermek istersen, yapma. Videoya çıkmama gerek yok

because I do realize that lots of people are shy like mr. Steve mr. Steve is a

çünkü birçok insanın Mr. steve bey Steve

very shy person so if you want to send something in you are more than welcome

çok utangaç biri, bu yüzden bir şey göndermek istiyorsanız

to send it to my email address and also for those who are wondering you can also

e-posta adresime gönderebilirsiniz ve ayrıca merak edenler için

find me live here on YouTube every Sunday from 2 p.m. UK time so write it

beni her Pazar saat 14: 00'ten itibaren YouTube'da canlı olarak bulabilirsiniz. İngiltere zamanı, bu yüzden not edin,

down write it down somewhere important maybe you can post it on the top of your

önemli bir yere yazın, belki

computer monitor or maybe write it on the back of your hands so you don't

bilgisayar monitörünüzün üstüne asabilirsiniz veya belki elinizin arkasına yazabilirsiniz, böylece

forget here's a good idea maybe you could get it too - what would you think

unutmazsınız işte iyi bir fikir belki siz de alabilirsiniz - ne düşünürsün

Steve you could have a tattoo on your arm and it has all of my details on it

Steve koluna bir dövme yaptırabilirsin ve üzerinde benim tüm detaylarım var

so you could tattoo everything on there you could tattoo the actual time of my

yani oradaki her şeyi dövme yapabilirsin canlı yayınımın gerçek zamanını dövme yapabilirsin

livestream you could also put my email address and maybe also some other

ayrıca e-posta adresimi ve belki başka bir adresi de koyabilirsin

information as well what is that sagging extreme a lot of peas to dunk and a bit

bilgi de nedir bu aşırı sarkma, smaçlanacak çok fazla bezelye ve biraz

extreme but a lot of people are having tattoos they are it's all the rage here

aşırı ama birçok insan dövme yaptırıyor, onlar burada Birleşik

in the UK in their body footballers especially yeah but it

Krallık'ta vücut futbolcularında tüm öfke, özellikle evet ama

started with their foot boarders and other people of famous people associated

ayak tahtalarıyla başladı ve sporla ilişkili ünlülerin diğer insanları

with sports and because I think with David Beckham started off didn't do

ve bence David Beckham ile başladığı için

football so there were few tattoos and now people are just plastering

futbol yapmadı, bu yüzden çok az dövme vardı ve şimdi insanlar sadece

themselves plastering making means putting a lot all over themselves with

kendilerini sıvalıyorlar, bu da dövmelerle üstlerine çok şey koymak anlamına geliyor

tattoos and I suppose some people think it's sexy but you know when they get

ve sanırım bazı insanlar seksi olduğunu düşünüyorum ama

older it's gonna look a bit of a mess and the thing is I'm quite old fashioned

yaşlandıklarında biraz dağınık görünecekler ve mesele şu ki ben oldukça eski kafalıyım bu yüzden

so I remember growing up in the 70s and if you had a tattoo on your arm it would

70'lerde büyüdüğümü hatırlıyorum ve kolunda bir dövme olsaydı, bu

often mean that you were not a very nice person you met you might be a criminal

genellikle şu anlama gelirdi: tanıştığınız çok iyi bir insan değildiniz bir suçlu

or a bad person to be avoided although having

veya kaçınılması gereken kötü bir insan olabilirsiniz, buna rağmen

that a lot of people also who were in the army or fought in maybe one of the

orduda olan veya savaşlardan birinde savaşan birçok insan da

wars they they often had tattoos as well so it doesn't always have a negative

sık sık dövmeleri vardı yani her zaman olumsuz bir

meaning it's like a badge of honor you know I've gone through that pain it

anlamı olmuyor o bir onur nişanı gibi biliyorsun ben o acıları yaşadım bu

makes you gives you a different persona because I think it's quite painful to

sana farklı bir kişilik veriyor çünkü bence

have wondered and I think if you if you go and have that done then it's sort of

merak etmiş olmak oldukça acı verici ve bence eğer gidersen ve bunu yaptırdım o zaman bu

like a badge of honor oh yeah well done like you've tucked it

bir nevi onur nişanı gibi oh evet aferin sanki onu dışarı çıkarmışsın gibi ben

out I could not I could never ever have a tattoo on my body and some people have

yapamadım asla vücuduma

them on their face well some people have tattoos of like they lovers names and

dövme yaptıramam sevgili isimleri gibi ve

then if you split up with them it's there forever

sonra onlardan ayrılırsanız sonsuza kadar orada olur,

that's it that's how it lays it off but I think that's probably just as painful

bu şekilde bırakır ama bence bu muhtemelen

to tell you what they do now they don't actually remove the tattoo so if you

şimdi ne yaptıklarını size söylemek kadar acı verici, aslında dövmeyi sildirmiyorlar, yani eğer

have a tattoo on your arm or on your body that you don't like they can

varsa kolunda ya da vücudunda beğenmediğin bir dövmeyi saklamak

actually do things now to to hide it so they put another tattoo and they work

için bir şeyler yapabiliyorlar bu yüzden başka bir dövme yaptırıyorlar ve istemediğin dövmeyi yapıyorlar

the one that you don't want into it it's very strange I don't know how they

çok garip ben yapmıyorum nasıl

do it but there are TV shows now that show people having their tattoos

yaptıklarını biliyorlar ama artık insanların dövmelerini

replaced with another one well yes you see we've got to be careful what we say

başka bir dövmeyle değiştirdiğini gösteren TV şovları var, evet görüyorsunuz, ne söylediğimize dikkat etmeliyiz yoksa

with otherwise we'll sound a bit old-fashioned

biraz modası geçmiş gibi gelebilir

but I wonder if it's just in this country or whether it's Universal with

ama merak ediyorum. sadece bu ülkede mi yoksa evrensel mi

the people and other countries maybe you'd like to let us know well I know

insanlar ve diğer ülkelerle belki bize de haber vermek istersiniz

for tattoos becoming popular in wherever you're watching I know I know in China

dövmelerin popüler hale geldiğini nereden bakarsanız bakın biliyorum

definitely in China that tattoos are not popular so if you have a tattoo in China

çin'de kesinlikle çin'de dövmelerin olmadığını biliyorum popüler yani Çin'de bir dövmeniz varsa

it often means that you're in a gang or you're a criminal so quite often in in

bu genellikle bir çetede olduğunuz veya bir suçlu olduğunuz anlamına gelir, özellikle Çin'de çok sık ve

China especially and I know that from my own experience although maybe things

bunu kendi deneyimlerime dayanarak biliyorum, ancak

have changed over the capacity the past ten or twelve years so yeah but anyway I

geçmişte kapasite konusunda işler değişmiş olabilir. on ya da on iki yıl yani evet ama neyse konuyu dağıtıyorum hadi

digress let's get back onto topic you've had a

konuya geri dönelim çok

lot of comments I was reading some of the comments before you came on yeah

fazla yorum aldın sen gelmeden önce bazı yorumları okuyordum evet

there was an interesting one from Irene Oh still watching okay

Irene'den ilginç bir yorum vardı Oh hala izliyorum tamam

it must have related to last week's topic about how much do you weigh and

ilgili olmalı geçen haftaki kaç kilosun ve

things like that because just randomly Irene just says that she's telling Pedro

bunun gibi şeyler hakkındaki konuya, çünkü rastgele Irene Pedro'ya

that she's 165 centimeters and 42 kilograms so that must have been

165 santimetre ve 42 kilo olduğunu söylediğini söylüyor, bu yüzden

Pedro must have asked last week - Irene how told you what do you weigh and she's

Pedro geçen hafta sormuş olmalı - Irene sana nasıl söyledi ne yapıyorsun tartın ve

answered it this week this is we've got this this continuation from one live

bu hafta cevapladı, bunu aldık, bir canlı yayından diğerine bu devam

stream to another I'm not sure what this is becoming it we seem to be turning the

Bunun neye dönüştüğünden emin değilim,

stating agents we seem to be turning into a dating channel maybe this is

belirten ajanları bir flört kanalına dönüştürüyor gibi görünüyoruz. bu belki

maybe this is what we should do over time maybe we can change this from an

zamanla yapmamız gereken şey bu belki bunu

English lesson to a dating site so maybe we could we could show photographs of

ingilizce dersinden tanışma sitesine çevirebiliriz belki insanların fotoğraflarını gösterebiliriz

people and maybe we could match one person to another yes yes no charge a

ve belki bir kişiyi diğeriyle eşleştirebiliriz evet evet

fee of course naturally of course we will charge a fee and an administration

ücretsiz tabii doğal olarak tabii ki bir ücret ve bir yönetim

fee of course you must have been talking about what do we tend to eat in autumn

ücreti alacağız tabii ki sonbaharda ne yeme eğiliminde olduğumuzdan bahsediyor olmalısınız

because people were saying that they like pumpkin pie yes and Franco Franco

çünkü insanlar balkabağı turtasını sevdiklerini söylüyorlardı evet ve İtalya'dan Franco Franco

Ferrari from Italy if ever there was an Italian name there is one says that they

Ferrari, eğer olsaydı bir İtalyan ismi var

do very nice pumpkin ravioli I've I've never tried it I've never eaten ravioli

çok güzel balkabağı mantısı yaptıklarını söylüyor ben hiç denemedim

in Italy so ravioli made made with pumpkin well I don't know whether it's

italyada hiç mantı yemedim yani balkabağı ile yapılan mantı iyi mi bilmiyorum

how that is whether this pumpkin within the ravioli or that I don't know how

bu balkabağı nasıldır mantı içinde ya da nasıl olduğunu bilmiyorum

that is but pumpkin ravioli sounds very nice I've never ever tried it I've never

ama balkabağı mantısı kulağa çok hoş geliyor hiç

tried pumpkin I've never eaten it in my life I'm sure I have yeah yeah the

denemedim balkabağı hiç denemedim hayatımda hiç yemedim eminim ki evet evet

pumpkin soup have had that yeah that I'm sure you've had pumpkin soup oh he

balkabağı çorbası bunu içti evet, eminim ki balkabağı çorbası içmişsinizdir oh o

probably he might have done I don't remember

muhtemelen yapmış olabilir hatırlamıyorum

it's sort of orangey Anna yeah it can soup is nice I've had butternut squash

biraz portakallı Anna evet çorba güzel ben balkabagi yedim

yes that's similar I think that's similar so butternut squash I've had

evet buna benzer ben balkabagi bence buna benzer bende de vardı

that but I've never eaten pumpkin I don't really like the smell either they

ama bal kabağını hiç yemedim kokusunu da pek sevmem

smell very pungent almost not not very not very

çok keskin kokuyorlar neredeyse çok değil pek

nice at all shall we have a look at the live chat below on you were mentioning

hoş değil hiç de aşağıdaki canlı sohbete bir göz atalım mı

it just I like the live chat is they know you

bundan bahsediyordun sadece canlı sohbeti seviyorum, senin

get very excited and it in in in other way who was it who sent the the voice

çok heyecanlandığını biliyorlar ve başka bir şekilde o harika sesli mesajı kim gönderdi

message that was awesome a Sam what very good English I've got to say what very

Sam ne kadar iyi İngilizce söylemeliyim ne

good English her Sam has yes very clear and apparently it's all thanks to my

Sam'in çok iyi İngilizcesi var evet çok net ve görünüşe göre hepsi benim

lessons I'm sure it's not entirely thanks to your lessons no I'm only

derslerim sayesinde eminim tamamen sizin dersleriniz sayesinde değil hayır sadece

joking yes so let's wait somebody said something about tattoos wait there a

şaka yapıyorum evet bu yüzden bekleyelim biri dövmeler hakkında bir şeyler söyledi orada bekleyin bir

second I'm just going back a bit further hold on Steve we've got plenty of time

saniye ben sadece biraz daha geri gider Steve'i tut daha çok zamanımız var

do you have a tattoo I don't an order Steve and I would never

dövmen var mı Steve ve benim asla bir siparişim olmaz

have one ever definitely not do you have a tattoos there's a part of American

kesinlikle dövmen var mı Amerikan kültürünün sevdikleri bir parçası var

culture they like bloody like it Pedro says a message for Julie gee how to send

kanlı gibi Pedro, Julie gee'ye bir ses kaydının bay'a nasıl gönderileceğini söyleyen bir mesaj söylüyor

an audio recording to mr. Duncan you just record something in the form of an

. Duncan bir şeyi

mp4 file so either mp4 or mp3 sujin makes an interesting

mp4 dosyası şeklinde kaydet yani mp4 veya mp3 sujin ilginç bir

comment I'm still afraid of people with tattoos well that's what it used to be

yorum yapsın ben hala dövmeli insanlardan korkuyorum, biz buradayken dövmeli

like here if you saw somebody with a tattoo when we were growing up you you

birini görürsen burada da durum böyleydi seni büyütürken

wouldn't what you would stay away from them because you think they'd either

yapmazdın, onlardan uzak dururdun çünkü

hurt you or beat you up I'd do something because that's what tattoos were

seni inciteceklerini ya da döveceklerini düşünürdün.

associated with people with a bad reputation so this is going about going

back about 40 years so we would have we would we would just assume that they

yaklaşık 40 yıl önce, yani onların

weren't very nice people but of course nowadays tattoos are very popular I read

çok iyi insanlar olmadığını varsayardık ama elbette günümüzde dövmeler çok popüler

that one British lady who is 77 years old had 16 tattoos 16 Avatara has been

77 yaşında bir İngiliz bayanın 16 dövmesi olduğunu okudum 16 Avatara'nın

died after a husband died because he wouldn't allow her to have them so she

ardından öldü bir koca öldü çünkü onlara sahip olmasına izin vermiyordu bu yüzden ölen kocasından

was getting sort of revenge on revenge on her dead husband resting it is

intikam almak için bir tür intikam alıyordu

amazing here oh thank you very much for that I think

burada dinlenmek harika oh bunun için çok teşekkür ederim sanırım

you're watching in Korea if I'm not mistaken that looks like Korean the the

Kore'de izliyorsun, eğer bensem yanlış değil Koreceye benziyor

name there hello sue cat Shirley hello Shirley watching in Germany hello

adı orada merhaba sue kedi Shirley merhaba Shirley Almanya'da izliyorum merhaba

Shirley I hope I pronounced your name right there Caritas in the Polynesian

Shirley umarım adını orada telaffuz etmişimdir Polinezya adasında Caritas

island the tattoo has an old tradition ah well that's quite interesting isn't

dövmenin eski bir geleneği vardır ah bu oldukça ilginç değil

it Steve yes because they are actually they are

mi Steve evet çünkü onlar aslında

emblems that were worn by people over I want to say thousands of years so I

insanlar tarafından giyilen amblemler binlerce yıl demek istiyorum bu yüzden

thought I don't think tattoos are really a new thing I think they go back quite a

dövmelerin gerçekten yeni bir şey olduğunu düşünmüyorum bence çok eskilere dayanıyorlar

long way if you see I want to say the Mayan culture Mayan yes I think they

Maya kültürü Maya evet bence

have tattoos or markings on their bodies I think it's certainly certainly been

vücutlarında dövmeler veya işaretler var Bence kesinlikle

around for a long time and and Hindu culture there's a lot of tattooing with

uzun zamandır var ve Hindu kültüründe

with henna on to the skin or skin art because I've been - I've been to

ten üzerine kına ile yapılan çok fazla dövme veya cilt sanatı var çünkü ben oldum -

somewhere where this Indian lady was doing I think body art they call it

Bu Hintli bayanın yaptığı bir yere gittim sanırım buna vücut sanatı diyorlar

don't they yes and there's a certain culture and I think it Hindu is it with

değil mi evet ve belli bir kültür var ve bence Hindu bununla ilgili ama orası

that but that's where they but that's just that's yes that's just temporary

onların yeri ama bu sadece bu evet bu sadece geçici

yes I know what is cool I think it's cool is it called henna well yes hen

evet neyin havalı olduğunu biliyorum bence havalı buna kına deniliyor mu evet tavuk

there is a dye yes which I think is often used but as I've had my hand sort

bir boya var evet bence sık sık kullanılıyor ama elim bir nevi

of yes done by a Hindu woman it was beautiful it's not it's only done it's

evet bir Hindu kadın tarafından yaptırıldığı için çok güzeldi sadece yapılmaz,

normally done before a wedding ceremony at right wedding ceremony so in Asian

normalde bir düğün töreninden önce doğru düğün töreninde yapılır, bu yüzden Asya kültüründe buna

culture you will find that I think it's called henna dye yes so if anyone

kına boyası denildiğini bulacaksınız evet, bu yüzden

watching who knows about that you might know more than we do are you going to

izleyen biri varsa, bunu bilen biri varsa, bizden daha fazlasını biliyor olabilirsiniz.

wear yourself today mr. day yes ah yes because lots of people no we're not ah

bugün kendiniz bay gün evet ah evet çünkü birçok insan hayır değiliz ah

Maria has asked Irene has asked why did you say yes and and now Albert has also

Maria sordu Irene neden evet dedin diye sordu ve şimdi Albert de

asked are you going to weigh yourself no we're not why not well because it's not

kendini tartacak mısın diye sordu hayır değiliz neden iyi değiliz çünkü o

as you don't think you've lost any weight mr. Duncan no mr. Duncan has been

kadar iyi değil hiç kilo verdiğinizi düşünmüyorsunuz beyler Duncan hayır bay. Duncan

buying don't try to explain something but I'm

satın alıyor bir şeyi açıklamaya çalışma ama

going to tell it how it really but I'm not I'm not going to say anything out

ona gerçekte nasıl olduğunu anlatacağım ama söyleyeceğim hiçbir şey söylemeyeceğim,

what I'm about to say is I'm going to do the the weighing every couple of weeks

yapacağım birkaç haftada bir tartılmak

because I'm there every year every week every week would be a little bit boring

çünkü ben oradayım her yıl her hafta her hafta biraz sıkıcı olur

I think so next week I'm going to weigh myself but not this week so we started

sanırım bu yüzden haftaya kendimi tartacağım ama bu hafta değil bu yüzden

last week I've been very good I haven't eaten a lot I had a little bit of ice

geçen hafta başladık çok iyi pek yemedim

cream last night I must admit but yes I think I've lost a bit of weight I'm much

dün gece biraz dondurma yedim itiraf etmeliyim ama evet sanırım biraz kilo verdim çok

more active I've done some exercise I was bringing in the wood you were look

daha aktifim biraz egzersiz yaptım odun sen

at this I've got wood everyone can you see my wood live I hope mr. Duncan

buna baktın bende odun var herkes benim odunu canlı görebilir umarım mr. Duncan

design will have the smell of wood oh okay oh I just love it I love this smell

tasarımı ahşap kokusuna sahip olacak oh tamam oh Ben sadece onu seviyorum Bu kokuyu

when we're getting it in it I'm a secret wood sniffer yes Steve is very much

içine aldığımızda seviyorum Ben gizli bir ahşap koklayıcıyım evet Steve çok

Steve is very much into wood yes all right mr. Duncan we get it you know what

Steve ahşaba çok düşkün evet pekala bay . Duncan anladık ne anladığını biliyorsun

you get it just smells lovely sort of yes but what do you get I don't know

güzel kokuyor evet ama ne

what you mean doesn't matter I'm just I'm just saying I've got wood and Steve

alıyorsun ne demek istediğini bilmiyorum önemli değil ben sadece diyorum ki bende odun var ve Steve

has got wood because we've we've got so excited to be live but we need wood and

var odun var çünkü yaşamak için çok heyecanlıyız ama oduna ihtiyacımız var ve

if we don't have our wood we will be very very unhand abanda stood if you

eğer odunumuz yoksa çok çok elimiz boş kalırız, eğer

don't stop being suggestive mr. Duncan I don't know what you mean I have no idea

müstehcen olmayı bırakmazsanız bay. Duncan, ne demek istediğinizi anlamıyorum

what Steve's on about what do you mean suggestive you know exactly what you're

Steve'in ne düşündüğü hakkında hiçbir fikrim yok

saying mr. Duncan I've just got my wood in my

. Duncan az önce odunu elime aldım

hand what's wrong with that look I've got a

o bakışın nesi var

piece of wood here what I don't know what's wrong with him today

burada bir odun parçası var nesi var bilmiyorum bugün onun nesi var

I don't know what's been going on sue cat says she doesn't like the

bilmiyorum dava kedi bilmiyor diyor

combination of needles and electricity I think it sums it up really yes it

iğneler ve elektriğin birleşimi gibi değil bence gerçekten

doesn't sound like it doesn't sound like a good combination no not really it's

özetliyor evet kulağa iyi bir kombinasyon gibi gelmiyor gibi duruyor

it's that noise it makes sound anyway who's who's got hours to sit there while

somebody paints a you know does it some are told over your body I don't know

biri bir şey çizerken, bilirsin, bazıları vücudun üzerinden söylenir, bilmiyorum,

they're quite skilled it's an artistic the people are the tattooists are quite

oldukça yetenekliler, bu bir sanatsal, insanlar dövmeciler oldukça

artistic it's a form of art definitely you know

sanatsal, bu bir sanat biçimi, kesinlikle bilmiyorlar,

they don't they don't call it to to anymore or they call it I call it ink

bilmiyorlar. Artık onu arama ya da onlar buna mürekkep derler Ben buna mürekkep mürekkep diyorum

ink ink so you don't you don't have a tattoo anymore it's like an

ki artık dövmen olmasın bu

old-fashioned word so now they they just call it ink so they say oh I like your

eski moda bir kelime gibi o yüzden şimdi sadece mürekkep diyorlar bu yüzden oh seviyorum diyorlar

ink nice ink now I didn't know that ink so yes it's

mürekkebiniz güzel mürekkep şimdi o mürekkebi bilmiyordum bu yüzden evet bu dövme

not it's not tattoo tattoo is like the thing that Popeye had on his the anchor

değil dövme Temel Reis'in çapasındaki şeye benziyor

yeah the big anchor I think I think a lot of people have it done because it

evet büyük çapa bence birçok insan yaptırdı çünkü öyle

they think it makes them probably does more sexually attractive I think I think

düşünüyorlar muhtemelen onları cinsel açıdan daha çekici kılıyor bence

a man or a woman with a tattoo I think it's a bit of a turn-on that's why

dövmeli bir erkek ya da kadın bence biraz tahrik edici bu yüzden

people have tattoos I think you know because ticking if you put it in certain

insanların dövmeleri var

places over your body you know might might make you more sort of attractive I

bildiğin vücut seni daha çekici yapabilir Merak ediyorum en

wonder what the strangest way I wonder what the strangest part I wonder what

garip kısmı ne merak ediyorum

the strangest part of the body is that you could have a tattoo so do you have a

vücudun en garip kısmı ne dövme yaptırabiliyorsun peki senin

tattoo out there maybe someone does and do you have it have it on a strange part

dövmen var mı belki birileri yapar ve vücudunun garip bir yerinde mi var

of your body says his pictures I know my my younger sister she's very much into

onun resimlerini söylüyor biliyorum küçük kız kardeşim

tattoos and she's got them on her legs and on her shoulders so she's got them

dövmelere çok meraklıdır ve bacaklarında ve omuzlarında dövmeleri var bu yüzden

all over the place no Irene I'm not losing any weight it's only mr. Duncan

her yerde dövmeleri var hayır Irene ben Herhangi bir kilo kaybetmiyorum, sadece mr. Duncan

apparently might lose wrong sack wrong sack thank you very much wrong sack is

görünüşe göre yanlış çuval yanlış çuval kaybedebilir çok teşekkür ederim yanlış çuval

actually admiring my wood he says your wood is very nice thank you very much I

aslında ahşabıma hayran kalıyor senin ahşabının çok güzel olduğunu söylüyor çok teşekkür ederim

think my wood is better than Steve's Steve's is a little small but I've got

benim ahşabımın Steve'inkinden daha iyi olduğunu düşünüyorum Steve'inki biraz küçük ama

I've got big wood here definitely what what's wrong nothing I'm just wondering

bende var' burada büyük bir odun var kesinlikle ne sorun yok hiçbir şey sadece merak ediyorum

how long are you gonna keep up this filth I don't what do you mean filth I

bu pisliği daha ne kadar sürdüreceksin bilmiyorum pislik ne demek

don't want to be any part of this it's debauchery I'm feeling very happy

istiyorsun bunun bir parçası olmak istemiyorum sefahat sefahat bugün çok mutluyum

today Steve do you know why because my favorite TV presenter came back came

Steve neden biliyor musunuz çünkü en sevdiğim TV sunucusu geri geldi çünkü

back on air this week Peter Simon Peter Simon who

bu hafta tekrar yayına girdi Peter Simon

said something a few weeks ago that got him taken off the air he was took off

Birkaç hafta önce onu yayından kaldıran bir şey söyleyen Peter Simon

the air but he was back this week so I'm really really happy and there there you

yayından kaldırıldı ama bu kez geri döndü hafta bu yüzden gerçekten çok mutluyum ve orada

can see him already wearing his Christmas sweater because they're

onu zaten Noel kazağını giymiş olarak görebilirsiniz çünkü

talking about Christmas on the channel oh he works full yeah somebody was due a

kanalda Noel hakkında konuşuyorlar oh tam çalışıyor evet birinin zamanı gelmişti

few people were talking about Christmas and how early we start talking about it

birkaç kişi Noel hakkında konuşuyordu ve ne kadar erken başlıyoruz her yıl bunun hakkında konuşurken

every year we moan about this mr. Duncan that as soon as September arrives you

bu konuda inliyoruz bayım. Duncan, Eylül gelir gelmez

start seeing all the hints in the shops to go and buy Christmas presents and

dükkanlarda Noel hediyeleri ve arabaları satın almak için tüm ipuçlarını görmeye başlıyorsunuz

cars because the shops want to get in it what you want your money quickly yes and

çünkü dükkanlar paranızı hızlı bir şekilde almak istiyor evet ve

anyway but let's not go into that well you were start moaning I'm what I'm

her neyse ama o kuyuya girmeyelim. inlemeye başla ben

actually talking about is Peter Simon yes is back you were forgive him

aslında Peter Simon'dan bahsediyorum evet geri döndün onu affettin bu

so I'm very very happy to see him back in fact my cockles were so warm I can't

yüzden onu geri gördüğüme çok çok sevindim aslında yarraklarım o kadar sıcaktı ki en son ne

remember last time the last time my cockles were so warm so it's nice to see

zaman hatırlamıyorum yarraklarım çok sıcaktı bu yüzden

Peter Simon back on ideal world yes a bit of brightness on the television he

Peter Simon'ı ideal dünyaya geri döndüğünü görmek güzel evet televizyonda biraz parlaklık

does he cheers real person he really cheers me up he does he does actually I

yapıyor o gerçek insanı neşelendiriyor beni gerçekten neşelendiriyor o aslında yapıyor

mean we never buy nothing we just watch him for entertainment ha ha actually we

demek istediğim asla hiçbir şey satın almayız sadece onu izleriz eğlence için ha ha aslında

we said he's on a shopping channel isn't he presenter on a shopping channel he is

onun bir alışveriş kanalında olduğunu söyledik, o bir alışveriş kanalının sunucusu değil mi

and we actually were musing about weather since he's left the channel they

ve aslında hava durumu hakkında düşünüyorduk, çünkü o kanaldan ayrıldığı için

might have far less people watching but the sales probably won't have been

çok daha az insan izliyor olabilir ama satışlar muhtemelen olmayacak

affected because I think a lot of people watch Peter Simon for entertainment

etkilendik çünkü bence pek çok insan Peter Simon'ı eğlence için izliyor

certainly we do we never buy had to think which is watching for

entertainment we've got to buy something we've got to buy something that's it one

day anyway that's it that's that's and we're going

işte bu ve hakkında konuşacağız dövme

to talk about we're going to talk about tattooing were we today no no it's just

hakkında konuşacağız bugün biz miydik hayır hayır sadece

it's how this can evolve this whole programme this live show can evolve do

bu nasıl gelişebilir tüm bu program bu canlı şov gelişebilir

anything I'm noticing something here today Steve put your hand up what's

her şeyi yapabilir bugün burada bir şey fark ediyorum Steve senin uzatın bu

what's this what's this on your hand there's something there on your hand is

nedir bu elinizdeki nedir elinizdeki bir şey var

is that of telephone number yes I met somebody last

telefon numarası evet geçen

mr. Duncan and well we just dunno clicked look it's like that look

bay biriyle tanıştım. Duncan ve biz sadece tıkladık mı bak bu öyle görünüyor

everyone Steve has something mark flew Steve has something written on his hand

herkes Steve'in elinde bir şey var Steve'in elinde bir şey yazıyor

it looks like a telephone number Oh should I tell you what that is okay

telefon numarasına benziyor Oh sana bunun ne olduğunu söyleyeyim mi sorun değil

it's rubbing off now really um you're not rubbing off on my wood are you just

şimdi siliniyor gerçekten um sen değilsin ahşabıma sürtünerek sadece

suggesting mr. Duncan why is that disgusting um so last night I was in a

mr. Duncan neden bu iğrenç um dün gece

concert in the choir you know we have these concerts every now and then you

koroda bir konserdeydim biliyorsun ara sıra bu konserlerimiz oluyor ve sonra

sing with old people basically and let's face it yes there are a lot of them well

temelde yaşlı insanlarla şarkı söylüyorsun ve kabul edelim evet onlardan çok var

I'm not you know the range now we've got the youngest in the choir now is about

ben sen değilim aralığı biliyorum şimdi korodaki en gencimiz var şimdi yaklaşık

26 I thought you were starting to sing them the oldest is probably bad I would

26 yaşında onları söylemeye başladığını sanıyordum en yaşlısı muhtemelen kötü

say 80 but yes we've got a range I was most are you know towards the you know

80 derdim ama evet bir aralığımız var en çok bendim Hani

the the autumn of their lives I would say okay I got that in mr. Duncan the

hayatlarının sonbaharı ya tamam derdim onu ​​anladım mr. Duncan

autumn yes they're sort of over 60 65 and over but we've got a smattering of

sonbahar evet onlar bir nevi 60'ın üzerinde 65'in üzerindeler ama müşteri

one stirring a different ages within the client you are using some strange words

içinde farklı yaşları harekete geçiren bir parçamız var bugün bazı garip kelimeler kullanıyorsunuz

today you said Muse mu now using these two people still say mu ha ha ha they

Muse mu dediniz şimdi bu iki kişiyi kullanarak hala mu ha diyorsunuz ha ha

can do what is this Edwardian tone is this the Edwardian period just thinking

ne yapabilirler bu Edward tarzı üslup bu Edward dönemi mi sadece kimsenin

things over no one says Muse thinking every new - I

üzerine bir şeyler düşünmek diyor İlham perisi her yeni şeyi düşünüyor -

know it I've got it some explaining it to the viewers yes

biliyorum bunu izleyicilere açıklayan bir şeyler buldum evet

Muse but no one uses that word anymore it's about it's about 150 years old that

İlham perisi ama artık kimse o kelimeyi kullanmıyor yaklaşık 150 yaşındayım

word I'm not nearly 150 mr. Duncan what's the other word you just used I

sözü yaklaşık 150 yaşındayım mr. Duncan az önce kullandığın diğer kelime neydi

can't remember smattering smattering a smattering of something that means a

hatırlayamıyorum serpiştirmek serpiştirmek bir şey anlamına geliyor bu

little bit a little bit of something a smattering yes a little sprinkle of a

biraz biraz bir şey biraz serpiştirmek evet biraz

sprinkle so so maybe if you put salt or pepper on your food you might just have

serpiştirmek yani belki yemeğine tuz veya biber koyarsan sadece

a little smattering yes so a little bit I'm just saying that there are some

biraz dağılmış olabilirsin evet bu yüzden biraz ben sadece

younger people within the choir a smattering just a a small odd a few

koroda bazı genç insanlar olduğunu söylüyorum bir dağılmış sadece küçük bir tuhaf birkaç daha

people who are younger there's definitely odd and

genç insan kesinlikle tuhaf ve

but anyway back to this back to this like to back to the phone I was I was

ama yine de buna geri dönelim telefona geri dönmek istiyorum

singing a solo okay so I'm got any music or what no words in front

bir solo söylüyordum tamam yani herhangi bir müziğim var ya da ne kelime yok önünde

was it a hand solo no it wasn't and sometimes I worry that I will forget

bir el solosu muydu hayır değildi ve bazen bazı kelimeleri unutacağımdan endişeleniyorum bazı yalan söyleme

some of the words some of the lying okay particularly the start of a new verse if

tamam özellikle yeni bir mısranın başlangıcı eğer

you're doing a solo you know you stand in there in front of

bir solo yapıyorsan orada herkesin önünde durduğunu biliyorsun

everybody and so what I do for self confidence I've never ever used it is I

ve bu yüzden kendime olan güvenim için yaptığım şeyi hiç kullanmadım

just write a couple of phrases that maybe I've had problems remembering when

sadece birkaç tane yazıyorum pratik yaptığımda hatırlamakta zorlandığım cümleler

I've been practicing usually the start of a new verse so if I got into problems

genellikle yeni bir mısranın başlangıcıdır, bu yüzden sorun yaşarsam bir nevi

I could just sort of go like that but of course I've never actually used it it's

böyle gidebilirdim ama tabii ki aslında hiç kullanmadım,

like there it gives me a bit of bolsters me a bit of confidence booster both

işte orada gibi bana biraz destek veriyor, bana biraz güven artırıcı, her ikisi de artık hiç kullanmadığımız kelimelerin

welcome welcome to another edition of words that we never use anymore

başka bir baskısına hoş geldiniz,

we use the red bowl so it means to give you some encouragement to bolster to

kırmızı kaseyi kullanıyoruz, bu nedenle bu, size güveni desteklemek için biraz cesaretlendirmek anlamına geliyor, evet evet

confidence bolster yeah yes I mean you might say you might I might say to mr.

demek istiyorum ki diyebilirsiniz Bay'a söyleyebilir misin?

Duncan before you come and start the live show you might be doubt having

Duncan, gelip canlı şovu başlatmadan önce,

doubts about the show and you don't want to do it and should I do it any more

şov hakkında şüpheleriniz olduğundan şüphe duyabilirsiniz ve bunu yapmak istemezsiniz ve

anybody watching I so mr. Duncan people love you they really appreciate what you

izleyen biri daha fazla yapmalı mıyım, bu yüzden bayım. Duncan halkı sizi seviyor, yaptıklarınızı gerçekten takdir ediyorlar

do and you'll have a great show today that's I'm bolstering you I'm I'm

ve bugün harika bir şovunuz olacak, bu sizi destekliyorum, sizi

supporting you it's not working so bolster yes we're using new words but

destekliyorum, işe yaramıyor, bu yüzden destekliyoruz, evet yeni kelimeler kullanıyoruz ama

you know I haven't just be how we how we have reduced our bolster bol ste er be o

bilirsiniz ben kullanmadım

l st each summit is in front of a computer and they can look it up and

Her zirvenin bir bilgisayarın önünde olması ve ona bakabilmeleri ve

realized that that is a real world I bet Tomic is looking at atomic is

bunun gerçek bir dünya olduğunu fark edebilmeleri için, bahse girerim Tomic atoma bakıyor ve

always typing things into Google I think so it's 3 o'clock everyone and for those

her zaman yazıyor Sanırım herkes saat 3'te ve bize

e for those who've just joined us it is live English where are now exactly

yeni katılanlar için canlı İngilizce, şimdi

absolutely completely 100% live every Sunday from 2 p.m.

her Pazar saat 14:00'ten itibaren kesinlikle tamamen %100 canlı.

UK time I'm probably only about 50% live yes okay I'm talking of live next week

İngiltere zamanı Muhtemelen sadece yaklaşık %50 canlıyım evet tamam önümüzdeki hafta canlı yayından bahsediyorum

because it's Halloween we are in the period of Halloween also we have the

çünkü Cadılar Bayramı dönemindeyiz Cadılar Bayramı dönemindeyiz ayrıca

12th anniversary of my YouTube channel we will be talking all about death what

YouTube kanalımın 12. yıl dönümü var tamamen ölüm hakkında konuşacağız

next week death the theme is death next week that's gonna put people off we're

sırada ne var hafta ölüm gelecek hafta tema ölüm bu insanları erteleyecek

not gonna get anybody watching now but it's Halloween

şimdi kimseyi izletmeyeceğiz ama bu cadılar bayramı evet

yes Halloween next week do you remember last year you you dressed as is that I

önümüzdeki hafta cadılar bayramı geçen yılki gibi giyindiğini hatırlıyor musun ben

think it was a vampire and I I dressed his Frankenstein's

onun bir vampir olduğunu düşünüyorum ve ben onunkini giydim Frankenstein'ın

monster so it can't be any more scary than last year it'll be a light-hearted

canavarı, bu yüzden geçen yıldan daha korkutucu olamaz,

look at death yes light-hearted if you want to have a have a real laugh

ölüme kaygısız bir bakış olacak evet, bugün elimizde olmasına

about death tune in next Sunday even though today we have another hour to go

rağmen önümüzdeki Pazar ölüm melodisine gerçekten gülmek istiyorsanız kaygısız. doğum hakkında konuşmaya gitmek için bir saat daha

to talk about birth yes how strange we are talking about the other end of the

evet ne kadar tuhaf, yelpazenin diğer ucundan bahsediyoruz

spectrum today we are talking all about baby words and expressions and there is

bugün tamamen bebek kelimeleri ve ifadelerinden bahsediyoruz ve

mr. Steve looking like a big baby ah well that's a good place to start mr.

bay var. Steve koca bir bebek gibi görünüyor ah, bu başlamak için iyi bir yer Bay.

Duncan can you hear him that's what mr. Steve sounds like when he's in a mood

Duncan, onu duyabiliyor musunuz, Mr. Steve, havasındayken,

when he's crying over something somebody asked me I can't remember who it was now

birinin bana sorduğu bir şey için ağlarken, şimdi kimin yaptığını hatırlayamıyorum,

back to do I like my new car oh I can't remember who asked it now but I saw that

yeni arabamı beğendim, şimdi kimin sorduğunu hatırlayamıyorum ama ne

flash up when you were displaying the live stream ok the comments I camera who

zaman parladığını gördüm. canlı yayını gösteriyordun tamam yorumlar kamera kimdi bunun

it was thank you for that yes I like it but I miss my old car and no I'm not

için teşekkür ederim evet beğendim ama eski arabamı özledim ve hayır

gonna get upset again no but it's gone you've got to move on I

tekrar üzülmeyeceğim hayır ama gitti sen devam etmelisin ben

realize actually that if I really had kept that car for 30 years I don't think

aslında o arabayı gerçekten 30 yıl boyunca elimde tutsaydım

that's a very healthy thing to do no I think you've got to move on you've got

bunun çok sağlıklı bir şey olduğunu düşünmüyorum hayır bence devam etmen gerekiyor

to you so you better realize you've got to realize sometimes when you when you

Bazen fark et,

need to move on in life and go to a new stage you can't keep hanging on to the

hayata devam etmen ve yeni bir aşamaya geçmen gerektiğinde, her zaman geçmişe takılıp kalamazsın

past all the time but there you go so yes

ama işte o yüzden evet,

you don't show that picture again of me as a baby as a baby which you you asked

benim bebekliğimdeki o resmi bir daha göstermiyorsun. bebekken

me to do tasks this week didn't you mr. Duncan to make some baby faces yes so

benden bu hafta görevler yapmamı istedin değil mi bay Duncan bazı bebek suratları yapacak evet böylece

that you could okay no one wants to know about the process let's just talk about

kimse süreç hakkında bir şey bilmek istemiyor hadi sadece konu hakkında konuşalım bu

the subject here is the subject everyone and today's subject is baby words and

konu herkes ve bugünün konusu bebek sözcükleri ve

expressions and I believe you have some expressions for us right now

ifadeleri ve inanıyorum ki şu anda bizim için bazı ifadeleriniz var.

there's the first one because that what you just what I'm in there in front of

ilki var, çünkü orada önünüzde olduğum şey,

you is is a modern way for some people to transport their babies around called

bazı insanların bebeklerini taşımaları için modern bir yol.

a Papoose which can be sparked with one pea or two peas apparently that's an

interesting interesting word Papoose yes well the origin of the word is from

Papoose kelimesi evet, kelimenin kökeni

Native American Indians and it actually refers to a Native American Indian baby

Kızılderili Kızılderililerinden geliyor ve aslında bir Kızılderili Kızılderili bebeğine atıfta bulunuyor,

okay it was called a Papoose so not not not

tamam buna Papoose deniyordu, bu yüzden

the thing you carry the baby in but the baby itself baby itself was called a

bebeği içinde taşıdığınız şey değil, bebeğin kendisi bebeğin kendisi olarak adlandırılıyordu.

Papoose and then the phrase was adopted by adopted in modern times as you say

Papoose ve daha sonra bu tabir modern zamanlarda benimsenerek benimsendi, sizin dediğiniz gibi orada

there the thing the sling that is because there used to carry babies in

askının olduğu şey, çünkü eskiden Amerikan Kızılderililerinin içinde taşıdığı bebekleri taşıyordu,

which American Indians used to carry probably not just American Indians were

muhtemelen sadece Amerikan Kızılderilileri değil,

probably coaches for thousands of years probably carried their babies but on

muhtemelen binlerce yıldır araba taşıyorlardı. bebekler ancak

their backs in a sling and if we haven't got a picture of that

bir askıda sırtlarında ve bunun bir resmine sahip değilsek,

so it's you know babies being carried on the backs of their mother clearly we

bilirsiniz, bebeklerin annelerinin sırtında taşındığı açıktır ve genellikle hayvan derisinden yapılmış

don't have a picture of them in a sling usually made from animal skin was very

bir askıda onların bir resmi yoktur. çok

common because of course you couldn't just sit around all day doing nothing

yaygındı çünkü elbette tüm gün hiçbir şey yapmadan oturamazdınız,

once you had a baby you had to survive so you need to have your hands-free

bir bebeğiniz olduğunda hayatta kalmak zorundaydınız, bu nedenle

to be able to work in the fields or do whatever you were doing her and so that

tarlalarda çalışabilmek veya ona her ne yapıyorsanız onu yapabilmek için ellerinizi serbest bırakmanız gerekir. ve bu,

was just a practical way of having your baby with you because you couldn't leave

bebeğinizi yanınızda bulundurmanın pratik bir yoluydu çünkü ayrılamazdınız, bildiğiniz

that there was there weren't baby minders you know thousand years ago so

gibi bin yıl önce bebek bakıcıları yoktu, bu yüzden ellerinizi serbest tutmanın

it was just a very practical way of keeping your hands-free to be able to

çok pratik bir yoluydu.

carry on working the fields planting crops making things but have you baby

tarlalarda çalışmaya devam etmek, ekin dikmek, bir şeyler yapmak ama bebek

with you all the time that's it so now I know why the Papoose show is the word

her zaman yanınızda mı, bu yüzden şimdi Papoose şovunun neden tekrar kelime olduğunu biliyorum

again yeah I know why the Papoose is popular now because all of the parents

evet, Papoose'un neden şimdi popüler olduğunu biliyorum çünkü tüm ebeveynler

are on their mobile phones all right they were on their phones all the time

açık cep telefonları tamam, sürekli telefonlarında oldukları için

so so they can't look after the baby they can't push the baby in a pram or

bebeğe bakamıyorlar, bebeği çocuk arabasında ya da

pushchair so and they can't carry it in their arms because they can't use their

pusette itemiyorlar ve kollarında taşıyamıyorlar çünkü yapabiliyorlar'

mobile phones so if that could be the reason I think I've just solved that

cep telefonlarını kullanmıyorlar, eğer sebebi buysa,

that puzzle so that's the reason why the Papoose is very popular now well so they

o bilmeceyi yeni çözdüğümü düşünüyorum, bu yüzden Papoose şimdi çok popüler, böylece

can walk with their baby I think they can text as well mr. Duncan's being a

bebekleriyle yürüyebiliyorlar, sanırım mesaj da atabiliyorlar bay. Duncan

bit silly although they could have some basis in you know if you can carry on

biraz aptalca davranıyor, ancak bazı temelleri olabilir, eğer

working the field you can you can you can go on social media but no apparently

sahada çalışmaya devam edebilirsen yapabilirsin, yapabilirsin, sosyal medyaya gidebilirsin ama hayır görünüşe göre

I think there's a certain group there's always a group of people on earth that

belli bir grup var bence dünyada her zaman bir grup insan vardır.

want to sort of return to sort of times long ago when they thought things would

Bir nevi uzun zaman öncesine,

like people into paleo foods so I think seeing a picture of a baby oh baby on

insanların paleo yiyeceklere ilgi duyacağını düşündükleri zamanlara geri dönmek istiyorum, bu yüzden birinin üzerinde bir bebek resmi gördüğümü düşünüyorum

somebody or that I want to do that well I'm closer to the baby and there's some

ya da bunu iyi yapmak istiyorum, bebeğe daha yakınım ve bazı

studies apparently there's some so-called experts who think that if the

araştırmalar var görünüşe göre

baby is close to you all the time it's going to feel more loved and all this

bebek her zaman yanınızda olursa daha çok sevildiğini hissedeceğini düşünen bazı sözde uzmanlar var ve tüm bu

kind of crap you know I mean if a baby's loved it this lady knows it's loved

tür saçmalıkları bilirsiniz yani bir bebek onu sevdiyse bu hanımefendi de

you'd have to carry it around with you all the time shortly but you know not

sizi sevdiğini bilir Kısa bir süre sonra onu her zaman yanınızda taşımak zorunda kalacağız ama

that we've got children so we're going to be careful what we say here mr.

çocuklarımız olduğunu bilmiyorsunuz, bu yüzden burada ne söylediğimize dikkat edeceğiz bayım.

Duncan but it's very cut but having the baby in front of you because that's not

Duncan ama çok keskin ama bebeği gözünüzün önünde bulundurmak çünkü bu

traditional because there's a very good reason why you know you don't carry

geleneksel değil çünkü bebekleri önünüzde taşımamanızın çok iyi bir nedeni var,

babies in front of you the same reason you know you you have an

havanız olduğunu bildiğiniz gibi

air but it's very dangerous for the baby it's quite controversial suppose I have

ama bu çok tehlikeli bebek için bu oldukça tartışmalı, varsayalım,

absolutely no what I do want it there the Papoose wearing it up having the

kesinlikle hiçbir şeyim yok, orada istiyorum, Papoose onu giyiyor,

baby in front he's quite controversial because

bebek önde, oldukça tartışmalı çünkü

obviously if you fall over then the baby is gonna get injured I suppose it

açıkçası düşerseniz bebek yaralanacak, sanırım bu

depends how fat your baby is so it's a bit controversial why why the baby has

senin ne kadar şişman olduğuna bağlı. bebek o yüzden bebeğin neden arkadan öne doğru hareket ettiği biraz tartışmalı

moved from the back to the front probably presumably because the parent

muhtemelen muhtemelen ebeveyn

wants to keep an eye on the baby but it's a bit dangerous because my baby is

bebeğe göz kulak olmak istiyor ama bu biraz tehlikeli çünkü benim bebeğim

too heavy my baby is too heavy and going it's

çok ağır benim bebeğim çok ağır ve gidiyor bu

controversial obviously it's up to you if you want to carry your baby life in

tartışmalı tabii ki bebek hayatını bu şekilde taşımak isteyip istemediğin sana bağlı bana

that way seems to me would be a bit like having a big rucksack a bit heavy but

biraz ağır bir sırt çantasına sahip olmak gibi geliyor ama

you do have a choice you have choice it's a choice no you have a choice you

bir seçeneğin var seçeneğin var bu bir seçim hayır seçeneğin yok

can have the baby on the front or sometimes on the back so not everyone

bebeği önde veya bazen arkada doğurabilirsiniz, bu yüzden herkes değil ama

but but then you could fall backwards and squash your baby yeah but you're

sonra geriye doğru düşebilir ve bebeğinizi ezebilirsiniz evet ama

more likely to fall forwards most people to fall forwards so it's more dangerous

öne düşme olasılığınız daha yüksektir çoğu insan öne doğru düşer, bu yüzden önde daha tehlikelidir

in the front but I think this week people have been talking about so the

ama Bence bu hafta insanlar bu kelimeden bahsediyorlar, bu yüzden

word again here we go yes Papoose so they've been talking about

yine işte başlıyoruz evet Papoose, bu yüzden Papoose hakkında konuşuyorlar

the Papoose because now men are wearing the Papoose they are wearing it so

çünkü artık erkekler Papoose giyiyor, onu takıyorlar,

that's that's the reason why people have been talking about it this week because

bu yüzden insanların bundan bahsetmesinin nedeni bu bu hafta çünkü

men are now walking around with their babies attached to their bodies at the

erkekler artık bebeklerini vücutlarına

front or at the back so that's the reason why I wanted to mention that and

önden veya arkadan bağlamış halde dolaşıyorlar, bu yüzden bundan bahsetmek istedim ve bence

I think it's an interesting word as well Papoose yes so that's actually the old

bu da ilginç bir kelime Papoose evet yani bu aslında eski

Indian word native baby Native Americans you don't say Indians if you want to

Hint kelimesi yerli bebek Kızılderililer Kızılderililer demezsin eğer

really get it did if you know I didn't you did this well did I I think you said

gerçekten almak istiyorsan yaparsın biliyorsan ben yapmadım bunu iyi yaptın sanırım

Indians we could say Indian so so Native Americans oh you have to be so careful I

Kızılderililer dedin biz de Hintli diyebiliriz yani Kızılderililer oh çok dikkatli olmalısın

mean you know you know what will happen we'll get complaints and then we have to

Yani biliyorsun ne olacağını biliyorsun şikayetler alacağız ve sonra

take ourselves off the air fact are we still on air I

kendimizi yayından kaldırmalıyız aslında hala yayında mıyız ve çoktan

and cut off already maybe YouTube have have already cut the connection but yes

kestik belki YouTube bağlantıyı çoktan kesti ama evet

yes as you say the you do I haven't seen a man with one I think he'd be ridiculed

evet dediğin gibi bir adamla bir adam görmedim arkadaşı tarafından alay edileceğini düşünüyorum

by his friend we were in the Tea Room and Much Wenlock do you remember that

Çay Odasındaydık ve Çok Wenlock içeri

the couple that came in and the husband had had the baby strapped to the front

giren çiftin ve kocasının bebeği öne bağladığını hatırlıyor musun?

of his body very dangerous because that tea room we go to is very small has got

Vücudu çok tehlikeli çünkü gittiğimiz o çay salonu çok küçük, alçak

low ceilings and lots of steps dangerous steps going down so he could have DS

tavanları var ve DS'ye sahip olmak için aşağı inen çok sayıda tehlikeli basamak var,

that we've seen people trip in there and fall over he could have tripped pulling

insanların oraya takılıp düştüğünü gördük, takılıp kenara çekebilirdi

over and squashed the baby I don't remember anybody what an irresponsible

ve bebeği ezdi kimseyi hatırlamıyorum ne kadar sorumsuz bir

parent yes so so actually it might be more dangerous

ebeveyn evet yani aslında daha tehlikeli olabilir

Herbies apparently it might be more dangerous having your baby attached to

Otlar görünüşe göre bebeğinizi vücudunuza yapıştırmak daha tehlikeli olabilir

your body they can't you can't get rid of them quickly so if you fall over you

onlar yapamazlar onlardan hemen kurtulamazsınız bu yüzden düşerseniz

will fall on your baby so it doesn't seem like a very safe thing having said

bebeğinizin üzerine düşeceksiniz, bu yüzden

that if you are pushing them maybe perhaps your your push chair or your

onları iterseniz belki pusetiniz veya çocuk

pram might roll away ah they're probably got sort of antidote anti-lock brakes on

arabanız yuvarlanabilir ah muhtemelen biraz var demek pek güvenli bir şey gibi görünmüyor panzehir kilitlenme önleyici frenler

actually I saw a pram the other day and can you believe this yeah I do believe

aslında geçen gün bir çocuk arabası gördüm ve buna inanabiliyor musunuz evet,

that whatever you're about to say I believe a woman was pushing a pram and I

söylemek üzere olduğunuz her neyse inanıyorum ki bir kadının çocuk arabasını ittiğine inanıyorum ve ben

just I'm to be following and the pram had got airbags yeah airbags on the pram

sadece takip edeceğim ve çocuk arabasında hava yastıkları vardı evet çocuk arabasında hava yastıkları

I'm not I'm not surprised nothing surprises again card I've got airbags

Ben şaşırmadım yine sürpriz bir şey yok kartı Hava yastıklarım var artık hiçbir şey

nothing surprises me anymore I mean how fast is that with the mother

beni şaşırtmıyor yani annenin çocuk arabasını itmeye niyetlenmesi ne kadar hızlı ki

intending to push the pram that that an impact would require the release of

bir darbe

airbags to protect the baby and if they did go off it might damage the baby

bebeği korumak için hava yastıklarının açılmasını gerektiriyor ve patlarsa bebeğe zarar verebilir,

sounds a bit extreme to me but that's obviously a marketing ploy from a

bana biraz aşırı geliyor ama bu açıkça bebek arabası

company wishing to sell prams saying oh look we've got airbags on here so that

satmak isteyen bir şirketin oh bak burada hava yastıkları var diyerek bir pazarlama taktiği.

if you know if you push your parameter 60 miles an hour and crash into another

eğer parametrenizi saatte 60 mil hızla iterseniz ve başka bir

prat maybe it's maybe it's a maybe if you're walking at the street

kalabalığa çarparsanız, belki bu belki olabilir, eğer sokakta yürüyorsanız

and and you have a collision with another mother coming the other way with

ve karşıdan çocuk arabasıyla gelen başka bir anne ile çarpışırsanız,

a pram another mother the two Rams collide well oh you use it's a parent a

başka bir anne iki Koç iyi çarpışır oh sen kullanırsın bu bir ebeveyn bir

parent oh I see you're not using street talk you've got one parent coming one

ebeveyn oh görüyorum ki sokak konuşmasını kullanmıyorsun bir ebeveyn

behind the street another coming other way and for some reason that prams

sokağın arkasından geliyor diğeri diğer yoldan geliyor ve nedense çocuk arabaları

collide at three miles an hour impact Oh probably six miles and out and there's

saatte üç mil hızla çarpışıyor darbe Oh muhtemelen altı mil ve dışarıda ve bebeği

airbags I've got to go off to protect the baby that's what those airbags are

korumak için açmam gereken hava yastıkları var, o hava yastıkları

for those six mile an hour impacts so we could destroy a baby's life yes but you

saatte altı mil darbeler için böyle, böylece bir bebeğin hayatını mahvedebiliriz evet ama

can't drop a baby so building they survive very robust

bir bebeği bu kadar düşüremezsin binalar çok sağlam hayatta kalabilirler

can I just babies are very robust creatures for we get on the stairs and

mi ben sadece bebekler çok sağlam yaratıklar çünkü merdivenlere çıkıyoruz ve ben

I'm not that I'm suggesting please don't write home please please ignore

önermiyorum lütfen eve yazmayın lütfen lütfen

everything I don't know what's happened to Steve I think he might ever had a

her şeyi görmezden gelin Steve'e ne olduğunu bilmiyorum düşünüyorum hiç beyni olmuş olabilir

brain Titus I think he's had a brain aneurysm or something yes sure I'm being

Titus bence beyin anevrizması falan geçirdi evet eminim

a bit controversial but no but no seriously babies are actually quite

biraz tartışıyorum ama hayır ama hayır cidden bebekler aslında oldukça

robust yes you can you can you know not suggesting you do babies as a fool

sağlamdır evet yapabilir misin biliyor musun aptal olarak bebek yapmanı önermiyorum

please don't try this don't try to drop him to be quiet yes okay okay we've got

lütfen bunu denemeyin sessiz olması için onu düşürmeye çalışmayın evet tamam tamam tamam anladık

it right I'm trying to explain I'm just I'm just doing a big disclaimer this is

açıklamaya çalışıyorum sadece büyük bir sorumluluk reddi beyanı yapıyorum bu

a disclaimer please don't drop your baby ain't that Oh

bir sorumluluk reddi beyanıdır lütfen yapmayın Bebeğini düşürmek o kadar da değil Oh,

as an experiment don't don't do it just don't do it don't do a Michael Jackson

bir deney olarak yapma, yapma sadece yapma, Michael Jackson yapma

because when Michael Jackson did it everyone got really upset so please

çünkü Michael Jackson yaptığında herkes çok üzüldü, bu yüzden lütfen

don't hold your baby out of a window and drop it to see if it really does survive

elini tutma. Bebeği pencereden dışarı at ve gerçekten hayatta kalıp kalmadığını görmek için bırak o

so so please don't do that so don't listen to Steve I didn't say do

yüzden lütfen bunu yapma bu yüzden Steve'i dinleme Ben yap demedim

it sometimes he sometimes he gets these planes in the head what what is this

bazen o bazen kafasına bu uçakları sokar ne oluyor bu bu bu o

this this then what is this behind it all right boy don't listen to a word I

zaman bunun arkasında ne var tamam oğlum tek kelime dinleme

say to you yes I did you said I said it was a prompt yes but prompt but what if

sana söylüyorum evet yaptım sen dedin bu bir istemdi evet ama hızlı ama ya

you can't remember the whole song well you never do you have the whole song do

şarkının tamamını iyi hatırlayamazsan sen asla şarkının tamamına sahip olmazsın

you have to write the whole song I know on your arm it's there for comforts of

şarkının tamamını yazmak zorunda mısın koluna biliyorum o okulun rahatlığı için orada

school so the whole all song is on your honor I get halfway

yani tüm şarkı senin şerefine

through this song and I go back and have to start the second verse and I can't

bu şarkının yarısına geldim ve geri dönüp başlamam gerekiyor ikinci mısra ve

remember what the first line is I know that that's there should I need yes

ilk mısranın ne olduğunu hatırlayamıyorum İhtiyacım olursa orada olduğunu biliyorum evet bizde

we've got I always do it but I've never ever had to use it yes we know you've

hep yaparım ama hiç kullanmak zorunda kalmadım evet

said this you just asked me but I'm just extending the joke it's a joke you see

bunu söylediğini biliyoruz sen sadece diye sordu ama ben sadece şakayı genişletiyorum bu bir şaka anlıyor musun

I'm saying that just two lines on your on your hand but what if it's the whole

Elindeki sadece iki satır diyorum ama ya

song so maybe it goes all the way down your body so if it's a very long song

şarkının tamamıysa yani belki de vücuduna kadar iniyor yani çoksa uzun şarkı

you might have to write everything on your on your body you might have to lift

her şeyi vücuduna yazmak zorunda kalabilirsin

your shirt up to have a look a bit like writing your lines are on the scenery

biraz bakmak için gömleğini yukarı kaldırman gerekebilir repliklerini yazar gibisin sen

when you're on stage really I've seen people do that they walk over to a piece

sahnedeyken sahnede gerçekten bunu yapan insanlar gördüm bir manzaraya doğru yürüyün

of scenery and they've got their lines written there what they're reading from

ve orada kendi satırlarını yazıyorlar

the from them from the wall yes post-it note what a terrible terrible things do

duvardan okuduklarını evet post-it not edin ne korkunç korkunç şeyler

you like to try it it's not easy remembering your line do you like the

denemekten hoşlanıyorsunuz repliğinizi hatırlamak kolay değil pramamın resmini beğendin mi

picture of my prama like that so there is a word that we're

yani şimdi kullanacağımız bir kelime var

gonna use now pram see what people are saying on the live stream but have we

pram canlı yayında insanların ne dediğini gör ama

really told a controversial subject here I don't think so

burada gerçekten tartışmalı bir konuyu anlattık mı sanmıyorum o yüzden bak

look wait there I'm just doing a show here pram can you can you see the words

orada bekle Burada sadece bir gösteri yapıyorum çocuk arabası kelimeleri görebilir misiniz

so a pram is something that you put a baby in normally to lie down so there is

yani çocuk arabası normalde bir bebeği yatırması için koyduğunuz bir şeydir yani

a difference so that is a pram but do you know what tram is short for yes

bir fark vardır yani bu çocuk arabasıdır ama tramvayın kısaltması nedir biliyor musunuz evet

perambulator told you I knew but you didn't tell me well I knew it was that I

bebek arabası sana bildiğimi söyledi ama sen bana iyi söylemedin biliyordum bunu biliyor muydun dedim ve

said did you know and you said yes he didn't ask me to say we just said do you

sen evet dedin söylememi istemedi sadece

know and I said yes perambulator so the word pram is actually a short version of

biliyor musun dedik ve evet bebek arabası dedim yani kelime çocuk arabası aslında perambulate kelimesinin kısa bir versiyonudur

the word perambulate did anybody use that word now I'm very old-fashioned

bu kelimeyi kullanan oldu mu şimdi ben çok eski kafalıyım

mister don't be using an old-fashioned word they're using to me of using

bayım eski moda bir kelime kullanmıyorum onlar bana

old-fashioned words but we still use the word pram everybody's perambulator I

eski moda kelimeler kullanıyorlar ama biz hala kullanıyoruz çocuk arabası kelimesi herkesin çocuk arabası demedim biz yaptık

didn't say we did I said where this comes from which is different thing

bunun nereden geldiğini söyledim ki bu tamamen farklı bir şey

altogether also there is also pushchair pushchair

ayrıca puset puset

pushchair and boogy so they can be very similar things

puset puset ve boogy de var bu yüzden çok benzer şeyler olabilirler

I'm sure Tomac will tell me I'm wrong a buggy is like a small pram yeah isn't

eminim Tomac bana söyleyecektir ben yanlış bir bebek arabası küçük bir bebek arabası gibidir, evet öyle değil mi, bu

it so a buggy can be a small pram but some wheels little wheels but nowadays

yüzden bir bebek arabası küçük bir çocuk arabası olabilir ama bazı tekerlekler küçük tekerlekler ama günümüzde

pushchair and buggy pushchair and buggy are the same thing you're right

puset ve puset ve puset aynı şey,

they can't be very so much RAM as that traditional that's a view drawn at a

haklısın çok fazla olamazlar RAM o kadar geleneksel ki bu geleneksel görünümlü bir şekilde çizilmiş bir görünüm bebeklerini bir

traditional looking mode of transport their baby a mode a mode of transport

taşıma modu

for a baby yes a pram well it's got big wheels they always had big wheels in

bir bebek için bir ulaşım modu evet bir çocuk arabası büyük tekerlekleri var ama içinde her zaman büyük tekerlekleri vardı

though whereas a pushchair and a buggy can I just a little wheel yes okay then

oysa bir bebek arabası ve bir bebek arabası ben sadece küçük bir tekerlek evet tamam o zaman

we can I say we're deleting this today so as soon as we finish this livestream

bunu bugün silebileceğimizi söyleyebiliriz, bu yüzden bu canlı yayını bitirir bitirmez sil tuşuna

I am pressing the delete have a look at the livestream one wincing well this is

basıyorum canlı yayına bir göz atın irkilerek iyiden iyiye

the live stream isn't it that mentor than the live chat we've gone know what

canlı yayın bu değil mi akıl hocası canlı sohbete gittik ne

I mean we can't look at the live stream because people are complaining about

demek istediğimi anlayın canlı yayına bakamıyoruz çünkü insanlar

what I said about us dropping baby's dead stay I was hoping they'd shot a

bizim söylediğim şeylerden şikayet ediyorlar bebeğin ölümü kalıyor bir şaka yapacaklarını umuyordum

joke I was hoping they'd forgotten but you've just mentioned it again oh yeah

unuttular diye umuyordum ama yine bahsetmişsiniz oh evet o halde

so let's have a look at the live chat if we are still on I'm not even sure if

canlı sohbete bir göz atalım, eğer hala açıksak, hala orada olup olmadığımızdan bile emin değilim,

we're still on there we go yes it looks as if we're still on I

evet, görünüşe göre hala aktifiz ben

promptly wait there let's go back a little bit I say it looks like there is

hemen orada bekleyin hadi biraz geri dönelim, görünüşe göre

a conversation already taking place here all right watch what you are saying that

burada zaten bir konuşma yapılıyor gibi görünüyor, pekala söylediklerinize dikkat edin,

says Tomic that doesn't surprise me watch what you're saying human touch

Tomic bu beni şaşırtmadı, söylediklerinize dikkat edin

regardless of the relationship or age is crucial even for our mental health yes

ilişkiden bağımsız olarak insan dokunuşu ya da yaş ruh sağlığımız için bile çok önemlidir evet

that's very true but what I'm saying is you don't need to have you know

bu çok doğru ama benim söylediğim şu ki bilmene gerek yok

necessarily need to have the baby that in a Papoose in order for that baby to

o bebeğin

receive sufficient love and affection yes because I mean I thought we drew up

yeterli sevgi ve şefkat görmesi için bir Papoose'da olan bebeği mutlaka doğurman gerekiyor evet çünkü yani ben barıştığımızı sanıyordum

didn't we in in I mean my mother used to leave me in a promise leaves used to

değilmiydik yani annem beni bir sözde bırakırdı yapraklar

cuddle me all I thought as long as as long as when you grow up you know that

bana sarılırdı yeter ki büyüyünce bilirsin ki

your mother and your parent love you then that's sufficient and I

annen ve annen baban seni seviyorsa bu yeterli ve bence biliyorsun biliyorsun biliyorsun

think you know you know you know if your mother whole if your mother doesn't love

annen seni sevmiyorsa sana

you she's not gonna hold you and it doesn't

matter whether you're in a purpose or not you the important thing is that you

sarılmaz ve bir amaç içinde olup olmaman önemli değil önemli olan

loved and touch is important but of course if her mother's our loving mother

sevmen ve dokunman önemli ama tabii ki onun annesi bizim sevgi dolu annemizse

she's going to do that anyway and you don't necessarily have to carry a baby

bunu yine de yapacak ve senin bir bebek olduğunu

in a Papoose to prove to everybody that you are you're a really devoted mother

herkese kanıtlamak için bir Papoose'da bebek taşımana gerek yok. gerçekten fedakar anne

no look you've only got your what's your baby doing in a pram Oh what kind of

yok bak sadece kendin var bebeğinin bebek arabasında ne işi var ah ne

what kind of horrible mother are you you're not close to your baby I don't

biçim korkunç bir annesin bebeğine yakın değilsin bilmem kim böyle

know who says this well they said what I can imagine people

güzel söylüyor ne dediler insanları hayal edebiliyorum

I should imagine people wearing pupusas a sort of seeking attention well for

pupus giyen insanları bebek kadar kendileri için de bir tür dikkat arayanlar olarak hayal etmeliyim

themselves as well as the baby oh good okay take just take this all down in a

oh güzel tamam al bir

second Steve I'm just trying to break through the the noise you get very very

saniye hepsini not et Steve sadece aldığın gürültüyü kırmaya çalışıyorum çok çok

I think it's a fashion state the fashion statement I think yes so Renee Cohen

Bence bu bir moda durumu moda ifadesi bence evet bu yüzden Renee Cohen

here it's very efficient statement it's how something becomes fashionable and

burada çok etkili bir ifade bu bir şeyin nasıl moda hale geldiği ve

then everyone is doing it so in the past people would have a pram or a pushchair

sonra herkes bunu yapıyor, böylece geçmişte insanlar bir bebek arabası veya bebek arabasına sahip olacaktı

but now they they like to have their children strapped to their bodies

ama şimdi sahip olmayı seviyorlar çocukları

exposed to the elements yes but some might say that that makes them a little

elementlere maruz kalan vücutlarına bağlı evet ama bazıları bunun onları biraz

tougher maybe stronger so it depends really I mean do you remember during I

daha sert belki de daha güçlü yaptığını söyleyebilir, bu gerçekten duruma bağlı

remember during the late 1980s people were taking their babies to the swimming

pool and they were throwing them in the water yeah good idea

onları suya atıyorlardı evet iyi fikir

do you remember that I want to get rid of them not to get rid of them right

hatırlıyor musun onlardan kurtulmak için değil onlardan kurtulmak istiyorum

okay because I've teach them to swim because apparently apparently babies

tamam çünkü onlara yüzmeyi öğrettim çünkü görünüşe göre bebeklerin

have a natural ability to swim so if you put a baby in the water they will

doğal bir yüzme yeteneği var, öyleyse eğer suya bir bebek koy

naturally swim so Yasmin says really it's very dangerous you've got to be

doğal olarak yüzecekler yani Yasmin gerçekten çok tehlikeli diyor,

hasn't it yes I mean it's got to be dangerous I mean we have evolved you

öyle değil mi evet demek istediğim bu tehlikeli olmalı yani biz evrimleştik

know that a thousand years ago we were carrying babies on our backs because

biliyorsunuz ki bin yıl önce taşıyorduk sırtımızdaki bebekler çünkü elimizdeki

that's the only that's the only method we had and then somebody realized you

tek yöntem buydu ve sonra birisi

know that's quite dangerous there was probably a lot of deaths people falling

bunun oldukça tehlikeli olduğunu bildiğinizi fark etti, muhtemelen çok fazla ölüm oldu, insanlar

over babies getting crushed so they thought well let's invent something that

bebeklerin üzerine düşerek eziliyor, bu yüzden iyi düşündüler, hadi bebeği koruyacak bir şey icat edelim. çocuk arabası

will protect the baby called a pram yeah let's put it we've evolved beyond the

evet diyelim ki Papoose'un ötesine geçtik evet

Papoose yes let's put the baby on wheels where it can just go anywhere but it's

bebeği tekerleklere bindirelim her yere gidebilir ama

safe it's protected from the at is protected from the Sun it's protected

güvenlidir güneşten korumalıdır yağmurdan korumalıdır

from rain it's in a nice comfortable warm environment

güzel rahat sıcak bir ortamdadır

it's got to be safer than than than a than a Papoose there's all this a lot

bir Papoose'dan daha güvenli olmalı Bugün tüm bunlar çok fazla,

today people want to sort of go back to how things were done a thousand years

insanlar işlerin bin yıl önce nasıl yapıldığına geri dönmek istiyor

ago and there's a reason why we don't do a lot of those can I can I just say I

ve bunların çoğunu yapmamamızın bir nedeni var. Sadece

don't want to go back to a thousand years ago it was it wasn't a very nice

bin yıl öncesine gitmek istemediğimi söylüyorum,

time to look like people are having paleo diets isn't it you keep mentioning

insanların paleo diyetleri yapıyormuş gibi görünmek için pek de hoş bir zaman değildi, Paleo diyetinin ne olduğundan bahsetmeye devam ediyorsun değil mi?

that what the hell is a Paleo diet diet is it is a diet that's a fashionable

Bu modaya uygun bir

diet okay based on what we thought humans were eating in the Paleolithic

diyet mi tamam insanların Paleolitik

era which was I don't know exactly when that was like a comet can look it up yes

çağda ne yediğini düşündüğümüze göre tam olarak ne zaman olduğunu bilmiyorum bu bir kuyruklu yıldıza benziyordu bakabilir evet

Tommy Neolithic area time atomic will tell us Paleolithic era which was

Tommy Neolitik alan zaman atomik bize Paleolitik zamanı anlatacak

probably a hundred thousand years ago or something like that

Muhtemelen yüz bin yıl önce olan bir çağ ya da onun gibi bir şey,

so we're basing these grains and seeds and nuts and things like that which yeah

bu yüzden bu tahılları, tohumları ve yemişleri ve bunun gibi şeyleri temel alıyoruz ki evet bunlar

they're healthy but you don't have to devote your whole your whole diet to

sağlıklı ama tüm diyetinizi buna adamak zorunda değilsiniz

that so there's there's a reason why you know what Cleveland you live to they

yani Cleveland'da ne için yaşadığını bilmenin bir nedeni var, onlar

were about 13 the Paleolithic era we've only done one word and diet was a factor

yaklaşık 13 Paleolitik çağdı, biz sadece bir kelime yaptık ve diyet bunun bir faktörüydü

of that because you've got to have it you know you move we move on we evolve

çünkü ona sahip olmalısın, biliyorsun, hareket ediyorsun, ilerliyoruz, gelişiyoruz

yes so you know pupusas out so it's a bit like is in yes it's a bit like going

evet yani pupusların dışarı çıktığını bilirsiniz yani bu biraz içinde olduğu gibi evet biraz

into your garden and just just crawling around and just eating what you find on

bahçenize girip sadece etrafta sürünerek ve sadece yerde bulduklarınızı yemek gibi

the ground yes it's like yeast like you see some gardeners for example gardeners

evet maya gibi bazı bahçıvanları gördüğünüz gibi örneğin bahçıvanlar

do yes though they they don't like to use any and any electrical equipment to

yapar evet çitlerini kesmek için herhangi bir elektrikli ekipman kullanmayı sevmemelerine rağmen,

cut their hedge for example right well I know I know people are like this so

örneğin çok iyi biliyorum, insanların böyle olduğunu biliyorum, bu yüzden

instead of you know you can cut your hedge in in ten minutes using using an

siz bilmek yerine elektrikli çit kesici kullanarak çitinizi on dakikada kesebilirsiniz.

electric hedge cutter yes oh no but so no I'm not going to

evet oh hayır ama o yüzden hayır buna gitmeyeceğim

that I'm going to use a traditional manual method so there they are chopping

geleneksel bir manuel yöntem kullanacağım bu yüzden orada

away for hours with it with shears it's not clipping yes exactly so clipping you

makaslarla saatlerce kesiyorlar bu kırpmıyor evet tam olarak bu yüzden kırpıyor

know some people like to be like to live which is why I've got rid of my car now

bazı insanlar böyle olmayı sever bilirsiniz yaşamak bu yüzden şimdi arabamdan kurtuldum

because I feel better I've got you've got to be part of the

çünkü daha iyi hissediyorum

modern world and move forward all that I've done the right thing I'm not crying

modern dünyanın bir parçası olmalısın ve ilerlemelisin tüm bunları yaptım doğru olanı ağlamıyorum

anymore of the car that's it but you still have a car I know but it's a new

artık araba bu kadar ama senin hala bir araban var biliyorum ama bu yeni

one oh I see not mine but it's a new one okay I miss

oh görüyorum benim değil ama yeni tamam

the old one but you've got to move on you've got to move forward you can't

eskiyi özledim ama devam etmelisin ilerlemelisin

look back you can't be regressive sorry I am I'm watching the live streaming

geriye bakamazsın gerici olamazsın üzgünüm ben canlı yayın yapan

game I have ready ready just take it off now do you want something happy sorry

maçı izliyorum hazırım hazırım şimdi çıkar mutlu bir şey mi istiyorsun pardon bu ülkede

have they have they legalized cannabis in this country well I have in Canada

esrarı yasallaştırdılar mı peki bende var Kanada'da

Anna Anna doesn't think it's dangerous I think Steve is on something it probably

Anna Anna bunun tehlikeli olduğunu düşünmüyor Bence Steve muhtemelen tehlikeli olmayan bir şey kullanıyor.

isn't dangerous along any don't chip up and forward

yes that's it so if you are wearing your baby on your body don't fall over or

water and don't walk into a wall so yes I know I can steal your baby either if

su ve duvara yürümeyin bu yüzden evet biliyorum bebeğinizi çalabilirim ya

it's strapped to you it's more difficult isn't it it's very very good advice

size bağlıysa bu daha zor değil mi çok çok iyi bir tavsiye çocuk

you're not with your pram but you might try to tear your baby off you so that

arabanızla birlikte değilsiniz ama bebeğinizi yırtmaya çalışabilirsiniz senden bebeğim ki bu

would be difficult who who is taking babies away from

zor olur kim bebekleri insanlardan alıyor

people now what you means someone will run up to them in the street and just

şimdi ne demek istiyorsun birileri sokakta onlara koşacak ve sadece

take their baby well people have babies have been stolen out of pram you mean

bebeklerini alacak iyi insanlar bebekleri çocuk arabasından çalındı ​​demek istiyorsun

baby snatching baby snatching but babies have been taken from prams this sounds

bebek kapmak bebek kapmak ama bebekler bebek arabalarından alındı, bu kulağa

like something from the 1960s my mother used to used to tell me that when I was

1960'lardan kalma bir şey gibi geliyor.

growing up in the inlet when I was a baby in the early 1960s she would take

me in the pram just leave me outside a shop go in by what she wanted come back

bir dükkânın dışından içeri girmek istediği şeyin yanından geri gelmek

and I was still there they know she I think it's I think it's I think safe to

ve ben hala oradaydım biliyorlar o bence bence bu sanırım

say your mother was trying to get rid of you yes I think she was hoping this my

annenin senden kurtulmaya çalıştığını söylemek güvenli bence evet bence bunu umuyordu aman

goodness really so she was leading me to believe that it was so safe back then

tanrım gerçekten çok beni buranın çok güvenli olduğuna inandırıyordu o zamanlar

everybody just left their babies outside shops in pram that in fact it was very

herkes bebeklerini dükkânların dışında çocuk arabasıyla bırakmıştı ki aslında bu çok

dangerous and she was home I was going to be stealth so why are you

tehlikeliydi ve o evdeydi ben gizli olacaktım o yüzden neden

shouting are you doing this for the neighbors I was a very I was a lovely

bağırıyorsun bunu benim için mi yapıyorsun komşular ben çok sevimli bir

baby you know I I was very quiet up hardly ever cried at all I was the

bebektim biliyorsun çok sessizdim neredeyse hiç ağlamazdım tam

opposite asleep for hours on end mommy used to have to wake me up to

tersi saatlerce uyurdum annem eskiden beni emzirmek için uyandırırdı

breastfeed can I just say today I'm not feeling the the sense of you being quiet

bugün diyebilir miyim bugün sessiz olduğun hissini hissediyorum

today

Duncan talk talk talk how we're talking about subjects controversial subject I

Duncan konuş konuş konuş nasıl konulardan bahsediyoruz tartışmalı konu Bebekken

was a noisy baby as a baby right the adult yes okay I was a noisy baby I

gürültülü bir bebektim doğru yetişkin evet tamam tamam gürültülü bir bebektim Görünüşe göre

would cry all the time in one day apparently my mum told me this one day

bir gün içinde her zaman ağlardım annem anlatmıştı bir gün

my mum picked me up and she threw me I'm not joking she threw me onto the bed and

annem beni kaldırdı ve fırlattı Şaka yapmıyorum beni yatağa attı ve ben

she said I bounced up and down on the bed like this I bounced because she

yatakta böyle zıpladım dedi zıpladım çünkü o

threw me so hard why did she throw you because I was crying crying constantly

beni çok sert fırlattı neden yaptı seni fırlattı çünkü ben ağlıyordum ağlıyordum sürekli ağlıyordu

crying Buse and she threw me onto the bed and I bounced and and all I can say

Buse ve beni yatağa fırlattı ve ben zıpladım ve tek söyleyebileceğim

is I think that explains many things Geoff's remembered that I want a red

sanırım bu birçok şeyi açıklıyor Geoff kırmızı bir

Mustang oh okay oh thank you Jeff oh do you know every day this week

Mustang istediğimi hatırladı oh tamam oh teşekkürler Jeff oh yap biliyorsun bu hafta her gün Bay

I Drive mr. Duncan around the bend because I keep telling him about this

Sürüyorum. Duncan virajda çünkü ona bu Mustang'i söyleyip duruyorum, vedalaşıp

Mustang um goodbye and I keep looking it up on the Internet I wish write-ups and

internetten bakıyorum Keşke yazılar yazsam ve

listening to the sound of that v8 engine I wish I wish you would drive round the

o v8 motorun sesini dinleseydim Keşke

bend if you drive by the way by the way if you drive someone round the bend it

virajdan dönsen de keşke araba kullansan bu arada, eğer birini virajı dönerken sürersen, bu

means you make them crazy you do something that makes another person feel

onu çıldırttığın anlamına gelir, başka birinin aklını kaybedecekmiş gibi hissetmesine neden olan bir şey yaparsın

like they are going to lose their mind because you are annoying them so much

çünkü onu o kadar sinirlendiriyorsundur ki virajı

you drive them around the bend have you what Jeff is in California I think isn't

dönerken sürersin, değil mi? Jeff Kaliforniya'da ne Sanırım o

he Jeff is in the United States of Trump ah

Jeff Amerika Birleşik Devletleri'nde Trump değil mi ah

have you driven a Ford Mustang and I want to know what it's like because of

bir Ford Mustang kullandın mı ve nasıl bir şey olduğunu bilmek istiyorum çünkü

course the Ford Mustang is an American car it is it is I brought over to the UK

tabii ki Ford Mustang bir Amerikan arabası o ben getirdim Birleşik Krallık'a

in right-hand-drive form now we can buy it with the steering wheel on the right

sağdan direksiyonlu formda şimdi sağ taraftaki direksiyon simidi ile satın alabiliriz

side for us driving here in the UK

burada Birleşik Krallık'ta araba kullanmak için

you excited you are you I don't know what's wrong with you I don't either

heyecanlandınız sizsiniz Neyin var bilmiyorum ben de bilmiyorum

it's like ELISA it's like it's like all of the energy from every livestream that

ELISA gibi sanki şimdiye kadar yaptığımız her canlı yayından gelen tüm enerji

we've ever done is in today's livestream it's like Steve is I think he's going to

bugünün canlı yayınındaymış gibi Steve sanki

explode in a minute like that guy on scanners when his head exploded thank

bir dakika içinde patlayacak tarayıcılardaki adam gibi kafası patladığında teşekkür

you Karen ass Paleolithic period that lasted from two-and-a-half million years

ederim Karen [ __ ] 2.5 milyon yıl

ago to 10,000 BC Paleolithic the Stone Age yes

öncesinden M.Ö. 10.000 yılına kadar süren paleolitik dönem Paleolitik Taş Devri evet

I don't think there is any chance of us going back to the Stone Age

Taş Devri'ne geri dönme şansımız olduğunu düşünmüyorum

because human beings have only been around in in in the form

çünkü insanoğlu sadece Orta Çağ'da var olmuştur. form,

I mean how will I charge at my iPhone there's no way Jesus in and he won't get

yani iPhone'umda nasıl şarj edeceğim İsa'nın hiçbir yolu yok ve o

very good Wi-Fi if human beings in their current form if you go back to the Stone

çok iyi Wi-Fi alamayacak, eğer insanlar şu anki haliyle Taş Devri'ne geri dönerseniz,

Age there'll be nothing that we're going around for about 250,000 years human

bizim 'olduğumuz hiçbir şey olmayacak' yaklaşık 250.000 yıldır ortalıkta

beings owe us homo homo sapiens hope oh I wasn't gonna say that I was gonna say

dolaşıyoruz insanlar bize homo homo sapiens'e umut borçlu

something else well it could be three hundred thousand years they keep

changing that but we haven't been around that long

yes so how long have the homos have been a wreck homo sapiens have been around

evet, homolar ne kadar zamandır bir enkaz oldu homo sapiens

for 250,000 years but somewhere between 250 and maybe 350 although they keep

250.000 yıldır ortalıkta ama 250 ile belki 350 arasında bir yerde, her ne kadar

finding older and older evidence although religious people might disagree

dindar insanlar sizinle aynı fikirde olmasalar da

with you get into that duncan steady mr. stern you got half an hour and I've got

o duncan ahırına girin baylar. kıçın yarım saatin var ve bende

a lot of words related to babies here we are talking all about words to do with

bebeklerle ilgili bir sürü kelime var burada bebeklerle ilgili kelimelerden bahsediyoruz

babies and for those who have not seen the picture of mr. Steve there he is

ve bayın resmini görmemiş olanlar için . Steve orada,

there is mr. Steve and this is what mr. Steve sounds like when he's upset

orada, Bay. Steve ve bu Bay. Steve üzgün olduğu zaman kulağa öyle geliyor ki

I think so yes definitely sound mad that I never used to cry as a baby officer I

evet kesinlikle kulağa çılgınca geliyor ki bebek memuru olarak asla ağlamazdım

was a lovely baby we are very contented baby my mother used to say to used to

Sevimli bir bebektik biz çok memnunuz bebeğim derdi annem

have to wake me up you know babies normally cry to be fed don't they but I

beni uyandırmak zorunda kalırdı bilirsiniz bebekler normalde beslenmek için ağlıyorlar değil mi ama

mom said to me she you have to actually wake me up to feed me isn't that a song

annem bana dedi ki beni beslemek için gerçekten uyandırmalısın bu Wham'ın bir şarkısı sen

by Wham wake me up before you goo goo

goo goo önce beni uyandır değil mi bebeğim

baby we all know what a baby is it's a

hepimiz bebeğin ne olduğunu biliyoruz

newborn infant child it's actually also refers to the baby when it's still

yeni doğmuş bebek çocuk aslında aynı zamanda hala

inside the womb Steve has a baby face serving you he doesn't have to you know

rahmin içindeyken bebeğe atıfta bulunur

it's also a refers to a baby animal a small animal but that we know but a baby

because if you refer to like your baby brother or your baby sister the youngest

küçük kardeşiniz veya küçük kız kardeşiniz gibi

member of a family so you've got two sisters and you would refer to your

bir ailenin en genç üyesine atıfta bulunursanız, yani iki kız kardeşiniz varsa ve küçük kız

younger sister as your baby sister yes it was the youngest member of a family

kardeşinize küçük kız kardeşiniz olarak atıfta bulunursanız evet, o bir ailenin en genç üyesiydi

yes brother or sister so no matter how old you are no matter how old you are

evet erkek veya kız kardeş yani kaç yaşında olursan ol, kaç yaşında olursan ol

you might still say yes that's my baby sister or I think also the in America

yine de evet diyebilirsin bu benim küçük kız kardeşim ya da Amerika'da da

they say kids sister yeah kid sister baby sister so even though you're

çocuk kız kardeş evet kız kardeş bebek kız kardeş diyorlar yani

approaching 60 now you're not really joking you've got a younger sister your

şimdi 60'a yaklaşıyor olmana rağmen sen gerçekten şaka değil, küçük bir kız kardeşin var,

younger sister and you still call your baby sister the smallest of a group of

küçük kız kardeşin ve hala küçük kız kardeşine bir grup şeyin en küçüğü diyorsun

things and is also called the baby like baby carrots and baby peas if you've got

ve ayrıca bebek havuç ve bebek bezelye gibi

a lot of carrots and they're all different sizes the smallest one would

çok fazla havucun varsa ve onlar hepsi farklı boyutlarda en küçüğü

be the baby carrots baby tomatoes Tomatoes small Tomatoes exactly baby

olacak bebek havuç bebek domates domates küçük domates tam olarak bebek

apples your baby can also not refer to an actual baby but it can be a project

elma bebeğiniz de gerçek bir bebeğe atıfta bulunamaz ama bu bir proje olabilir

or something that's very special to her well the little baby

ya da onun için çok özel bir şey de olabilir küçük bebek evet

yes that's my baby that is you've got a special

bu bebeğim o senin bir özelin var

for example you might be restoring a car or something like that it might be a

mesela bir arabayı restore ediyor olabilirsin ya da onun gibi bir şey

long it's just something that you do it's very special to you it's your baby

uzun olabilir sadece senin yaptığın bir şey bu senin için çok özel senin bebeğin

your project your special thing it might be at work there might be a lot of

senin projen senin özel şeyin olabilir işte

projects going on at work there's always a project always project so there's

devam eden birçok proje olabilir işte her zaman bir proje vardır her zaman proje yani her zaman her

always projects every week every week you have a project that were every week

hafta her hafta projeler vardır her hafta bir projeniz vardır her hafta

you have a project and but there might be one particular thing which means

bir projeniz vardır ama belirli bir şey olabilir ki bu bir anlam ifade eder

something to you and you want to do that particular project that's your baby

sen ve sen o özel projeyi yapmak istiyorsunuz, bu bebeğiniz,

that's the thing that's important to you you're going to do that so the thing you

bu sizin için önemli olan şey, bunu yapacaksınız, yani

are taking care of the thing you are doing that means a lot to you yes and

yaptığınız şeyle ilgilendiğiniz şey, bu sizin için çok şey ifade ediyor, evet ve bunu yapmak

you want to take care of it just like you would a real baby

istiyorsunuz. tıpkı gerçek bir bebek gibi ilgilenin bir

next one cry baby cry baby which is a term used to describe somebody who's

sonraki ağla bebek ağla bebek, daha yaşlı birini tanımlamak için kullanılan bir terimdir,

older but they cry over something they get upset in a way that is inappropriate

ancak bir şeye ağlarlar, yaşlarına uygun olmayan bir şekilde üzülürler,

for their age so for example you don't either

örneğin siz yapmayın' ya

they need you to do that whether

bunu yapmana ihtiyaçları yok ya

I'm sure that looks funny cry-baby yes so if for example if if I was to go

eminim komik görünüyor ağla bebeğim evet yani eğer örneğin

outside and do some gardening and a thorn stuck in my finger and I came

dışarı çıkıp biraz bahçeyle uğraşsam ve parmağıma bir diken saplansa ve ben

running inside crying to mr. Duncan he would say to me Oh you cry-baby grow up

ağlayarak içeri koşarak gelsem mr. . Duncan bana derdi ki Ah sen ağlayan bebek büyü bu

don't be so stupid it's only a little thing or if I fell over and grazed my

kadar aptal olma bu sadece küçük bir şey ya da çocukken düşüp dizimi sıyırsam

knee as a child you could crying and it'll be fine but as an adult it

ağlayabilirdin ve bu iyi olacak ama bir yetişkin olarak

wouldn't be so a crybaby somebody who who gets overly emotional as an adult

Bu kadar ağlak bir bebek olmazdı, bir yetişkin olarak

over things which you should have grown up and grown up over really infantile

büyümeniz ve gerçekten çocuksu davranışlar üzerinde büyümeniz gereken şeyler hakkında aşırı duygusallaşan biri,

behavior you could say okay we've got premature baby a premature baby which is

tamam diyebilirsiniz, prematüre bebeğimiz var prematüre bir

a baby that is born before it should be born which in terms of human beings

bebeğimiz ki bu bir bebek doğmadan önce doğmalı doğmalı ki insanoğlu açısından

we're also called preterm I think they call it preterm in America premature

biz de prematüre olarak adlandırılıyoruz sanırım Amerika'da buna prematüre diyorlar

baby here at born before it's mature basically before it should be born I

burada prematüre bebek doğmadan önce olgunlaşmadan temelde doğması gerekenden önce ben ki bu

which is yet all right well come unto you in a minute

henüz tamam peki size gelsin bir dakika içinde

technically any a baby if it's born before 37 weeks or before is termed a

teknik olarak 37 haftadan önce veya daha önce doğan herhangi bir bebek

preterm baby and it literally pre the meaning of the word pre it means before

erken doğmuş bebek olarak adlandırılır ve kelimenin tam anlamıyla pre kelimesinin anlamı pre yani

post is after pre before before maturity so a baby is born before it should be

post öncesi anlamına gelir pre sonra pre öncesi olgunluktan önce yani bebek olması gerekenden önce doğar

which technically is 37 weeks or below and mr. Duncan you were at a premature

teknik olarak 37 hafta veya altıdır ve mr. Duncan prematüre bir

baby were you not I was a premature baby I was born just over two months earlier

bebekteydin, değil miydin ben prematüre bir bebektim iki aydan biraz daha önce doğdum

I was so small I was actually so tiny you could put me in your hand like that

çok küçüktüm aslında o kadar küçüktüm ki beni ellerine alabilirdin sadece

I was only very small only a little tiny baby and they had to put me inside a

çok küçücüktüm sadece birazcık küçücük bebeğim ve beni oksijen verecekleri cam bir kutunun içine koymak zorunda kaldılar,

glass box where they would give me oxygen so I could I could really beta I

böylece gerçekten beta yapabilirdim,

could live and grow incubator so a thing that helps a person to to

kuluçka makinesinde yaşayabilir ve büyüyebilirdim, yani bir insanın hayatta kalmasına yardımcı olan bir şey,

survive if they are born too early you were born eight weeks before you should

eğer çok erken doğarlarsa, sen sekiz doğdun senden haftalar önce

have been yes I was very tiny and apparently might my I was very dark in

olmalıydı evet çok küçüktüm ve görünüşe göre çok koyu renkliydim

color because the blood wasn't going around my

çünkü kan vücudumda dolaşmıyordu

body in fact they thought that I wouldn't survive it's true I'm being

aslında hayatta kalamayacağımı düşündüler bu doğru

very serious here they actually told my parents to name me straightaway just in

burada çok ciddiyim aslında aileme,

case I didn't make it so can you believe it so so I I came into this world by by

başaramazsam diye hemen adımı vermelerini söylediler, buna inanabiliyor musun, bu yüzden bu dünyaya dişlerimin arasından geldim tamam,

the skin of my teeth okay you were 29 weeks yeah because 37

sen 29 haftaydın evet çünkü 37

day yes so - oh no you were probably no not probably 29 you were premature but

gün evet yani - oh hayır muhtemelen hayır muhtemelen 29 değildin prematüreydin ama

40 is 40 weeks is supposed to be the full gestation period okay apparently

40 40 hafta tam gebelik dönemi olmalı tamam görünüşe göre

but that depending on how you measure - gets a bit complicated there so you were

ama bu nasıl ölçtüğüne bağlı olarak biraz karmaşıklaşıyor bu yüzden

probably born at 32 weeks I'm guessing 32 they told my parents I would be an

muhtemelen 32 haftada doğdun ben tahminen 32 aileme

October baby so I was actually due in October but I was born at the the

Ekim bebeği olacağımı söylediler, bu yüzden aslında Ekim'de olacaktım ama

beginning of August so I was in a couple of months over early I wasn't very early

Ağustos başında doğdum, bu yüzden birkaç ay erken kaldım, çok erken değildim

I got into this world my life my life happened just by chance because if I'd

bu dünyaya hayatım hayatım tesadüfen oldu çünkü

been born a week earlier or maybe a week or two earlier I might not have survived

bir hafta önce ya da belki bir veya iki hafta önce doğsaydım

at all yes because back in the late 1960s when you were mid mid 1960s when

hiç hayatta kalamayabilirdim evet çünkü 1960'ların sonlarında sen 1960'ların ortalarında doğduğunda

you were born the technology to keep a premature baby

Prematüre bir bebeği hayatta tutacak teknoloji,

alive would have been you know in its infancy

probably and babies don't tend to survive beyond if they're born before 24

muhtemelen bebeklik dönemindeydi ve bebekler 24 haftadan önce doğarlarsa hayatta kalma eğiliminde değiller, bu

weeks that's the sort of cutoff point I think for a baby to survive there has

bir bebeğin hayatta kalması için bir tür kesme noktası olduğunu düşünüyorum.

been a baby apparently born at 22 weeks and survived hmm I think there's I think

bebek görünüşe göre 22 haftalık doğdu ve hayatta kaldı hmm sanırım

that's the youngest in the world 21 or 22 weeks but 24 weeks but that's and

dünyanın en küçüğü 21 veya 22 hafta ama 24 hafta ama bu ve

yes so I mean to be born at 32 weeks in the in the 1960s that really was you

evet yani 1960'larda 32 haftada doğmayı kastediyorum bu gerçekten

know you were lucky to survive mr. Duncan yes well that's what they said

biliyordun hayatta kaldığın için şanslısın bay Duncan evet pekala öyle dediler

they they they actually got my parents to name me straightaway and they just

aslında aileme hemen adımı koymalarını sağladılar ve sadece

chose Duncan so that's it so so the reason why I'm Duncan that the name that

Duncan'ı seçtiler, bu yüzden benim Duncan olmamın nedeni

was given to me or is given to me happened in quite a hurry how people

bana verilen veya verilen isim oldu.

that say like Xena has said we're so glad you survived me too I I'm pretty

Xena'nın dediği gibi insanlar, benden kurtulduğuna çok sevindik dedi, ben de oldukça

glad as well quite glad ok another use of the word baby ok

memnunum, aynı zamanda oldukça memnunum, tamam, bebek kelimesinin başka bir kullanımı, tamam,

as a term of endearment a term of affection babe or babes oh ok hello babe

bir sevecenlik terimi olarak, bir şefkat terimi olarak, bebeğim veya bebeklerim. oh tamam merhaba bebeğim

what's another new what's another Pig yes if you call somebody your babe it's

başka bir yenilik başka ne başka bir Domuz evet birine bebeğim diyorsan bu

a-you know you're probably in love with them they're probably your sweetheart hi

bir-biliyorsun muhtemelen ona aşıksındır onlar muhtemelen senin sevgilindir merhaba bebekler seni

babes love you babes it's a term of endearment

seviyor bebekler bu bir sevgi ifadesi

they're moving I just said that but I saw another word that's used a lot

hareket ediyorlar Az önce bunu söyledim ama bugünlerde çok kullanılan başka bir kelime gördüm

nowadays but it's babe's so you put an s on the word and say babes but though

ama bu bebeğim, bu yüzden kelimeye bir s koyup babes diyorsun ama o

that those babes hi babes that's not really somebody that you're

babes hi babes, bu gerçekten ilişki içinde olduğun biri değil.

in a relationship with it's sort of more like a very close friend babes you know

daha çok çok yakın bir arkadaş gibi bebeğim, biliyorsun

it's a bit more flippant hi babes not hi babe hi babe that's somebody that you're

bu biraz daha küstah merhaba bebeğim merhaba değil bebeğim

in love with in relationship and babes is sort of more to a friend that you

might have had a sort of a relationship with in the past or somebody you you

geçmişte ya da tanıdığınız biriyle ilişkiniz

know okay babes can be used as a plural of course

tamam babes çoğul olarak

to mean attractive women so lots of attractive women in one place you can

çekici kadınlar anlamında kullanılabilir, yani bir yerde pek çok çekici kadın

say there are lots of babes although nowadays again you have to be so careful

var diyebilirsiniz, ancak bugünlerde yine ne çok dikkatli olmanız gerekiyor 2019'a yaklaşan

what you say in this day and age 2018 approaching 2019 you have to be so

bu gün ve yaşta 2018'de çok

careful so so you might say oh there are some bay

dikkatli olmanız gerektiğini söylüyorsunuz, bu yüzden oh orada bazı koylar var

over there got that anymore you can't say that anymore that's off the list I'm

artık bunu söyleyemezsiniz artık bu listeden çıktı

sorry you can't say that that's sexist here's another one mr. Duncan okay Bush

Üzgünüm yapamazsınız diyebilirsiniz. bunun cinsiyetçi olduğunu söyle işte bir tane daha bay. Duncan tamam Bush

baby okay Bush baby which I thought was a was

bebeğim tamam Bush bebeğim, taşrada

some Australian term for a baby born out and out in the outback you know so maybe

doğan bir bebek için bir Avustralya terimi olduğunu düşündüm, yani belki tam anlamıyla çalılıklarda

a baby that's born literally in the bush not it's not not in the bush not that at

doğmuş bir bebek değil, çalılıklarda değil, o

all a bush baby is in fact a small nocturnal

kadar da değil çalı bebek aslında küçük bir gece

African primate although technically they do come for oh

Afrika primatı olmasına rağmen teknik olarak gelseler de oh

no I'm not gonna I'm not gonna say that so a small you know those didn't those

hayır bunu söylemeyeceğim o kadar küçük ki o

small little wooly furry small they're not monkeys they're primates which is a

küçük küçük yünlü tüylü küçük onlar maymun değil onlar primatlar,

you know a zoological term includes milk monkeys apes and ourselves what the

bilirsiniz zoolojik bir terim süt maymunlarını maymunları ve kendimizi içerir

lemurs there's another word for them but they're these they've got these big

lemurlar onlar için başka bir kelime var ama onlar bunlar büyük

round eyes they only come out at night they've got long tails they're very

yuvarlak gözleri var sadece geceleri çıkıyorlar uzunları var kuyrukları Afrika

small cute looking animals that live in the forests of Africa and they're

ormanlarında yaşayan çok küçük sevimli görünümlü hayvanlar ve

nocturnal primates and they're called Bush babies oh I see because they live

gece primatları ve onlara Bush bebekleri deniyor oh anlıyorum çünkü

out in the forests in the bush so they look a little bit like lemurs yes

ormanlarda çalılıklarda yaşıyorlar, bu yüzden biraz lemurlara benziyorlar evet

they're these big wide eyes I love lemurs Somen Bush babies I wish I could

onlar bu iri geniş gözler lemurları severim Somen Bush bebekleri keşke

keep a lemur in in the house I really do i I would love to have a little lemur or

evde bir lemur besleyebilseydim gerçekten yaparım biraz lemur veya

a little little baby monkey and the monkey never grows up it stays small and

küçük bir bebek maymunum olmasını çok isterdim ve maymun asla büyümez küçük kalır ve

it as you walk around the little monkey will cling to you Julie G was born 28

siz dolaşırken küçük maymun size yapışır Julie G 28 haftalık doğdu

weeks okay similar to yourself okay I've

tamam size benzer tamam ben

weighed only 8 kilo I did not know that way dick you said you were bought you

sadece 8 kiloyum böyle olduğunu bilmiyordum [ __ ] satın alındığını söyledin

weighed 2 pounds this is about a kilo Joule eg and you were both premature

2 kiloydun bu yaklaşık bir kilo Joule örn. ve ikiniz de

babies born around the same time the same weight that's it

aynı zamanda aynı kiloda doğmuş prematüre bebeklerdiniz,

how about this is a funny but I think it's a it's funny but it's probably not

bu nasıl bir komik ama bence bu bir komik ama muhtemelen komik değil

funny Belarusian or Belarus yet why are you in

Beyaz Rusya veya Beyaz Rusya henüz neden

blue now suddenly is that because you've been promoted

şimdi mavisiniz birdenbire terfi ettiğiniz için,

but Belarusian is now a moderator is that why Belarus is named now comes up

ancak Belarusça artık moderatör olduğu için, Beyaz Rusya'nın adı şimdi

in blue righty that's it because because Belarusian is in charge of the live chat

mavi olarak çıkıyor, çünkü Belarusça canlı sohbetten sorumlu olduğu için,

so if anyone if anyone is naughty Belarus you can can kick them out

eğer biri yaramazsa Beyaz Rusya'yı yapabilirsiniz. onları kov onları

think of the power you have the power okay here's another word mr. Duncan Oh

gücün olduğunu düşün gücün var tamam işte başka bir söz daha bayım. Duncan Ah o

what was that Vlad says I was born so ugly the doctor

neydi Vlad çok çirkin doğdum diyor doktor

says if this baby flies it's because he's a he's a bat oh no I thought you

diyor ki bu bebek uçarsa yarasa olduğu içindir oh hayır

were gonna say I was so ugly that the baby slapped my face instead of my

o kadar çirkinim diyeceksin sandım ki bebek popom yerine yüzüme tokat attı

bottom Sherry's a pict I have you grown into a beautiful adult Vlad we want to

Sherry a pict seni güzel bir yetişkine dönüştürdüm Vlad bilmek istiyoruz

know show us a picture the one that you've shown on your ident there doesn't

bize bir resim göster kimliğinde gösterdiğin resim

give much away yes your icon is not clear icon doesn't tell us there's no

pek bir şey belli etmiyor evet ikonun net değil ikon bize hiçbir özelliğin olmadığını söylemiyor

features on that icon Abdul fares by the way Abdul fares my grandmother used to

o simgenin üzerinde Abdul, Abdul'un yol gösterdiği yolu kullanıyor, büyükannem

carry me in a Papoose and ie malformed from all the accidents from being

beni bir Papoose'da taşırdı ve yani düşmekten kaynaklanan tüm kazalardan

falling over and things like that with your grandmother all right they were a

ve büyükannenle bunun gibi şeylerden dolayı sakattım, pekala onlar

healthy baby I bet that al Abdul farce was was very grateful for the Fela care

sağlıklı bir bebekti, bahse girerim al Abdul saçmalığı Fela'nın ilgisi için çok minnettardı

I think so so your grandmother used to carry you around that's interesting I'm

sanırım bu yüzden büyükannen seni taşırdı bu ilginç Bu beni

quite fascinated by that hmm another one Steve before we go on we've only got 15

oldukça etkiledi hmm bir tane daha Steve devam etmeden önce sadece 15

minutes right here we go hey a crack baby oh okay

dakikamız var hemen başlıyoruz hey bir çatlak bebeğim oh tamam evet

yes okay mmm Oh what just a moment where's mr. Duncan going anyway it is a

tamam mmm Oh ne bir an Bay nerede? Duncan yine de gidiyor, bu bir

phrase a crack baby it means a baby born to a mother who has been taking crack

deyim a crack baby, crack kokain almış bir anneden doğan bebek anlamına geliyor

cocaine a crack baby where is a phrase well this this live stream took quite a

crack baby nerede bir ifade peki bu canlı yayın

dramatic turn now if if a mother is taking crack cocaine and we're not

şimdi oldukça dramatik bir hal aldı, eğer bir anne crack kokain alıyorsa ve

commenting on on that drug abuse or anything at all Ava if a

bu uyuşturucu kullanımı veya herhangi bir şey hakkında yorum yapmıyoruz Ava, kokain

baby is born to a mother who's taking cocaine it's called a crack baby it's

alan bir anneden bir bebek doğarsa, buna crack baby denir,

probably it's probably addicted to cocaine the baby I think it is about the

muhtemelen bebek kokain bağımlısıdır, sanırım bu

thing they have to give it some treatment because because it's already

sahip oldukları şeyle ilgili. ona biraz tedavi vermek için çünkü zaten

you're born addicted what so that's true so if the baby is born to someone who's

bağımlı olarak doğdun, bu doğru yani eğer bebek kokain alan birinden doğarsa

taking cocaine they have to give the baby cocaine outlet what I don't want

bebeğe kokain çıkışı vermek zorundalar, benim istemediğim şeyi

they give the baby I don't forget the baby cocaine this can't be real baby is

onlar bebeğe vermiyorlar' Bebek kokainini unutun bu gerçek olamaz bebek

is is addicted in some way because its mother's been taking cocaine so it's

bir şekilde bağımlı çünkü annesi kokain alıyor bu yüzden

absorbing it into in the womb it's true and they call them crack babies what a

onu rahminde emiyor bu doğru ve onlara çatlak bebekler diyorlar ne

strange world we live in yes well just as if your mother drank

garip bir dünyada yaşıyoruz evet pekala tıpkı annen sen

when you were a baby you probably you're probably born an alcoholic baby so what

bebekken içiyormuş gibi, muhtemelen sen de muhtemelen alkolik bir bebek olarak doğarsın,

they have to give beer to the baby yeah whiskey so the baby has beer

bebeğe bira vermek zorunda oldukları şey evet viski bebeğe bira içsin sen

you can't give beer to a baby we don't have any really joking but a crack baby

bebeğe bira veremezsin biz vermeyiz' Gerçekten şaka yapmıyorum ama crack bebek

is a real thing heroin addict who gets pregnant and then has a baby and the

gerçek bir şey eroin bağımlısı hamile kalıyor ve sonra bir bebeği oluyor ve

baby is you know addicted to cocaine very hard what a start they want proof

bebek biliyor musun çok zor kokain bağımlısı ne bir başlangıç ​​onlar kanıt istiyorlar

here we go though they're from one extreme to the other so we've got some

işte başlıyoruz yine de bir uçtan diğerine, bu yüzden bazı

crack baby to baby proof baby proof yes baby proof or child proof

crack'lerimiz var baby to baby geçirmez bebek korumalı evet bebek korumalı veya çocuk korumalı

it just means when something is safe from resistant tamper-resistant like a

bu sadece bir şeyin dayanıklı olduğu anlamına gelir kurcalamaya dayanıklı bir

box of tablets tamper-resistant tablets contain earth well then they just can't

kutu tablet gibi kurcalamaya dayanıklı tabletler toprak içerir ve o zaman sadece yapabilirler

be open they can't exactly they can't be open because they stop the babies

Açık olamazlar tam olarak açık olamazlar çünkü bebeklerin

getting the pills out and eating them so maybe in a medicine container yeah if

hapları alıp yemesini engellerler bu yüzden belki bir ilaç kabında evet

you look at the top it will just turn around you've got to squeeze it haven't

tepeden bakarsanız sadece arkanızı dönersiniz sıkmak zorundasın değil mi sıkmak zorundasın

you you've got to squeeze it or sometimes certain way press down and

ya da bazen belli bir şekilde aşağı bastırıyorsun ve

then you turn it and then it will open bottle of disinfectant same thing you

sonra çeviriyorsun ve sonra dezenfektan şişesini açacak aynı şeyi

can't you know if you leave a leave your baby lying her waiting could be in the

bıraksan bilemezsin bebeğini orada bekletmesine izin ver mutfakta olabilir,

kitchen could go into the cupboards get out some disinfectant and play it you

dolaplara gidebilir, biraz dezenfektan çıkarabilir ve oynayabilirsiniz,

know and get in start drinking but there can't with the tamper-proof lids so

bilirsiniz ve içmeye başlarsınız, ancak kurcalamaya dayanıklı kapaklarla olamaz, bu nedenle

anything that's prevents the baby from getting into something

bebeğin bir şeye girmesini önleyen hiçbir şey yoktur

yes baby I think the other the other one is cupboard doors in the kitchen so you

evet bebeğim bence diğeri mutfaktaki dolap kapıları yani

can have things in a on a cupboard that stopped the doors opening on the

bir dolabın üstünde bir şeyler bulundurabilirsin bu da dolabın kapılarının açılmasını engeller

cupboard so the baby can't get inside and start eating all of your food

böylece bebek içeri girip senin tüm yemeğini yemeye başlar

Carrodus says what about a vodka baby yes I suppose well if you can have a

Carrodus votkaya ne dersin bebeğim der evet sanırım pekala eğer bir

crack cocaine baby I'm sure you can have a vodka baby it's very very strange

crack kokain içebiliyorsan bebeğim Eminim bir votka içebilirsin bebeğim bu çok çok garip bir

subject here's another one baby boomers Oh a baby boomer or baby boomers these

konu işte başka bir baby boomers Oh baby boomer veya baby boomers bunlar

are children a jet it's a generation of people who grew up in after the war

çocuklar bir jet bu bir nesil insan İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra savaştan sonra büyüdü

after the Second World War okay and there was a big increase in the

tamam ve nüfusta büyük bir artış oldu, bu

population so the baby boomers were people born during this sudden increase

yüzden baby boomer'lar, ellili ve altmışlı yıllarda büyüyen, doğan bebek sayısındaki bu ani artış sırasında doğan insanlardı.

in the number of babies born growing up in the sort of fifties and sixties I

think we we're baby boomers really I think we know what people were doing

biz baby boomer'larız gerçekten İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra insanların ne yaptığını bildiğimizi düşünüyorum

after the Second World War well a lot of people were killed and

pek çok insan öldürüldü ve savaştan hemen sonra

there was a big surge in the population just after the war the people that grew

nüfusta büyük bir artış oldu

up in the 50s and 60s were called the baby boomer generation so I I'm I'm but

50'li ve 60'lı yıllarda büyüyen insanlar baby boomer kuşağı olarak adlandırıldı, bu yüzden ben, ben, ama

we are technically baby boomers probably a little on the old side for baby

teknik olarak baby boomers'ız, muhtemelen baby boomers için biraz eski taraftayız,

boomers but but as I understand it a baby boomer if you are a baby a baby

ama anladığım kadarıyla, baby boomer, eğer bebekseniz, baby

boomer this might be the strangest word to say I when I say it it doesn't sound

boomer bu olabilir söylenecek en garip kelime ben söylediğimde kulağa

right baby boomer baby it sounds like exploding babies well a

doğru gelmiyor baby boomer baby patlayan bebekler gibi geliyor iyi bir

boom in something is when something increases a lot oh I see but we're

şeyde patlama bir şey çok arttığında oh anlıyorum ama

describing that the boom in babies and the number of babies that appeared in

bebeklerde patlamayı ve sayıyı tarif ediyoruz

the in the years after the second world so a sharp increase sharp increase show

ikinci dünyadan sonraki yıllarda ortaya çıkan bebeklerin sayısı yani keskin bir artış keskin bir artış ortaya çıkıyor

up increase is boom yeah a boom in something yes a boom in something so

artış patlamadır evet bir şeyde patlama evet bir şeyde patlama yani

there's a boom in babies in the 50s for in in in in the sort of fifties and

50'li yıllarda bebeklerde bir patlama var sıralamada ellili ve

sixties and it's people growing up and they had the generation because then

altmışlı ve insanlar büyüyor ve onların nesli var çünkü ondan

after that there was a spike in pee in in population but they've had this

sonra nüfusta çişte bir artış oldu ama bu

generation have had a a great influence on society and culture

neslin on yıllar boyunca toplum ve kültür üzerinde büyük bir etkisi oldu. o zamandan

over the over the many decades that have passed since then they've had a big

beri

influence on finance culture television media and they're regarded as a very

finans kültürü televizyon medyası üzerinde büyük bir etkiye sahipler ve tüm siyasi politikalara karar veren çok etkili bir grup insan olarak görülüyorlar

influential group of people who decided all political policy and you name it all

ve

those people born in that era era but went in to all the key jobs everywhere

o dönemde doğmuş ama hepsine giren tüm insanlar adını siz koyun. kilit işler her yerde

okay but of course they've been superseded now by the Millennial so

tamam ama tabii ki artık bunların yerini Y Kuşağı aldı, bu nedenle

generation Millennials are basically spoiled young people they're the

Y kuşağı temelde şımarık gençler onlar

children of the baby boomers yes so they were born in the sort of nine late 1980s

bebek patlaması kuşağının çocukları evet bu yüzden 1980'lerin sonlarında 1990'ların dokuzunda doğdular

1990s and this group of people are very influential they're they're trying to

ve bu grup % kadarı çok etkili politikayı çok fazla etkilediği görülen

sort of gain influence over the baby boomers who are seen to influence too

baby boomers üzerinde bir tür etki kazanmaya çalışıyorlar,

much policy the other the baby boomers want to keep everything the way it is

diğerleri baby boomers her şeyi şimdi olduğu gibi tutmak istiyor,

now so that everything's they're used to this way of life

böylece her şey kullanılıyor bu yaşam tarzına göre

they're quite wealthy because they do they've built up a lot of of income and

oldukça zenginler çünkü çok fazla gelir,

equity and property and pensions and things like that so that money of course

öz sermaye, mülk ve emekli maaşı ve bunun gibi şeyler biriktirdiler, böylece para elbette

is power and influence yes and this generation is seen now as a bit you know

güç ve etkidir evet ve bu nesil şimdi biraz biliyorsunuz

a bit bit old-fashioned it's about time the next generation the Millennials took

biraz eski moda, yeni neslin Y kuşağının yönetimi

over yeah so the Millennials though don't really have such a good sort of

devralmasının zamanı geldi evet, bu yüzden Y kuşağı onlara karşı pek iyi bir

feel to them so when we talk about when we talk about Millennials we tend to

his beslemiyor, bu yüzden Y kuşağı hakkında konuştuğumuzda, Y kuşağı hakkında konuştuğumuzda genellikle

think of them as being a little spoiled it's a boy yes they expect everything to

biraz şımarık olduklarını düşünmek bir erkek evet her şeyin

come to them because they they just sit there and everything in life will come

kendilerine gelmesini bekliyorlar çünkü öylece oturuyorlar ve hayattaki her şey

to them everything will will be theirs they don't have to work very hard for it

onlara gelecek her şey onların olacak bunun için çok çabalamalarına gerek yok

whereas I think baby boomers they actually did have to work yes oh because

oysa bence baby boomers aslında çalışmak zorundaydılar evet oh çünkü

they were poor after the war trying to build society back up again so there is

savaştan sonra toplumu yeniden inşa etmeye çalışırken fakirdiler yani

a little different the babies did did they

bebeklerin yaptığı biraz farklı değil mi hayır

no but the baby boomers that when they grew I only grew up that's it and the

ama baby boomer'lar büyüdüklerinde ben sadece büyüdüm bu kadar ve Y

Millennials were born from the baby boomers

Kuşağı baby boomer'lardan doğdu

of course that they grew from relatively wealthy households whereas the baby

tabii ki nispeten zengin hanelerden büyüdüler, oysa baby

boomers were born in poor condition yes generally that's it yeah so when you say

boomers kötü durumda doğdular evet genel olarak bu evet yani

that they regarded as a bit spoilt snowflakes spend all the time on social

biraz şımarık kar taneleri olarak gördüklerini söylediğinizde tüm parayı harcıyorlar. sosyal

media that than that that sort of millennial generation taking their

medyada zaman geçirdikten sonra, Instagram'da özçekim yapan bu tür bin yıllık nesilden daha fazla,

selfies on Instagram oh look at me aren't I young and good-looking yet

oh bana bakın, genç ve yakışıklı değil miyim, ancak

they've been because of their parents developing all this wealth in

ebeveynlerinin tüm bu zenginliği

particularly in Western so we're talking about Western society here of course

özellikle Batı'da geliştirmesi sayesinde oldular, bu yüzden biz' Burada Batı toplumundan bahsediyoruz, tabii ki

built up all that wealth they don't have to worry about having a roof over their

bütün o serveti inşa etti, başlarının üzerinde bir çatı olması

heads or where food is going to come from whereas that their parents would

veya yiyeceğin nereden geleceği konusunda endişelenmelerine gerek yok, oysa ebeveynleri bunu

have done and so that makes them obviously different of course population

yapardı ve bu onları bariz bir şekilde farklı kılıyor. elbette nüfus

now is is dropping in many countries it is so in places I think I want to say

şu anda birçok ülkede düşüyor, bu yüzden yerlerde öyle sanırım

Japan I'm sure in Japan I don't think we have anyone watching in Japan today

Japonya demek istiyorum Japonya'dan eminim Bugün Japonya'da izleyen kimse olduğunu sanmıyorum

because meeker isn't here so what I was going to say in many places including

çünkü meeker burada değil, ben ne yapacaktım Birleşik Krallık da dahil olmak üzere pek çok yerde, giderek daha

the UK a fewer and fewer people are actually going ahead and having babies

az sayıda insan gerçekten devam ediyor ve bebek

having children so more people now are deciding not to have children at all so

sahibi oluyor, bu yüzden artık daha fazla insan hiç çocuk sahibi olmamaya karar veriyor, bu yüzden

they get married there they have a nice house and they have a nice life but they

orada evleniyorlar, güzel bir evleri ve güzel bir hayatları var. ama

don't have a child they choose that they choose not to babysitter this isn't

çocukları yok bebek bakıcılığı yapmamayı tercih ediyorlar bu

somebody that sits on babies although they might do this is somebody who looks

bebeklerin üzerine oturan biri değil ama yapabilirler bu bebeğinize bakan biri

after your baby yeah for you when you want to go out for the evening or maybe

evet sizin için akşam dışarı çıkmak istediğinizde veya belki

you're going to work and you want to go to work you've had your baby you want to

işe gideceksin ve işe gitmek istiyorsun bebeğini doğurdun

go back to work you want somebody to look after your back but usually it's in

işe geri dönmek istiyorsun birisinin sana bakmasını istiyorsun ama genellikle

the evening mother and father are going out for a night out somewhere it might

akşam oluyor anne ve baba bir geceliğine dışarı çıkıyorlar bir yerde

be an anniversary and they want somebody to look after the baby and usually it's

bir yıl dönümü olabilir ve bebeğe bakacak birini isterler ve genellikle

a sort of older teenage girl or a young adult that will come to look after your

bir tür yaşlı genç kız veya genç bir yetişkin

baby for you or relative or a friend or you might pay somebody to look after

sizin veya akrabanız veya bir arkadaşınız için bebeğinize bakmaya gelir veya birine para ödeyebilirsiniz.

your baby for the evening when you're out a babysitter yeah

akşam bebeğinize bakın siz dışarıdayken bir çocuk bakıcısı evet

a child minder so they're sitting with your baby until you come back so a child

bir çocuk bakıcısı yani siz dönene kadar bebeğinizle oturuyorlar yani bir çocuk

minder would be another so I don't know for example if you're going on holiday -

bakıcısı başka bir şey olur yani bilmiyorum mesela gidiyor musunuz tatilde -

I don't know Portugal and you decide that you want to go out you have to have

Portekiz'i bilmiyorum ve dışarı çıkmak istediğinize karar verdiniz,

somebody to look after your baby so you can go out and have I don't know have

bebeğinize bakacak birinin olması gerekiyor, böylece dışarı çıkıp

some nice Taphouse or something so you say you make sure that there was a

güzel bir Taphouse veya başka bir şey var mı bilmiyorum, bu yüzden diyorsunuz ki orada onlara bakan bir bebek bakıcısı olduğundan emin olun,

babysitter there looking after them so nothing happens yes that's good left

böylece hiçbir şey olmaz evet bu iyi,

holding the baby if you are left that's an expression a DM would you say mister

bebeği tutmak kaldıysa, bu bir DM ifadesidir bayım

day it's it's kind of right it's kind of an idiom to be honest yes that means

gün, bu biraz doğru, dürüst olmak gerekirse bir tür deyim evet bu

that you're left suddenly with some responsibility that you weren't

birdenbire beklemediğin bir sorumlulukla baş başa bırakıldığın anlamına gelir

expecting yes just like if somebody just handed

evet tıpkı birisi

you a baby oh what's the first reaction if somebody hands you a baby what a

sana bir bebek vermiş gibi oh biri sana bir bebek verirse ilk tepkin ne olur

responsibility is you don't want to drop the baby you've got to look after it but

sorumluluk nedir bebeği düşürmek istemezsin ona bakmak zorundasın ama kelimenin tam anlamıyla bir bebek tutmak

it can be used it to not mean literally holding a baby it could be some

anlamına gelmemek için kullanılabilir

important project that's it's it's an idiom that you're given at work somebody

önemli bir proje olabilir

just says right you've got to handle this now that's yours

bu işte sana söylenen bir deyim şimdi bu senin,

you look after it suddenly you're left holding that that important project or

ona bakıyorsun birdenbire o önemli projeyi ya da

that task that needs to be completed but it's very valuable and it has to be

tamamlanması gereken o görevi elinde tutuyorsun ama bu çok değerli ve

handled correctly so now they are responsible for it that's right so it

doğru bir şekilde ele alınması gerekiyor, bu yüzden artık bundan onlar sorumlu, bu doğru yani

could be it could be somebody's left at work well I'd like to use work words

öyle olabilir. birileri işte bırakılmış olabilir özellikle gerçekten işe yarayan iş kelimeleri kullanmak isterdim

especially that really works oh no that's not what I'm laughing at I was

oh hayır benim güldüğüm bu değil Ben

somebody's left at work and they were handling this this particular project or

işte birileri bırakılmıştı ve bu projeyi veya

this customer and certainly it you got to do it because there's nobody else to

bu müşteriyi halletmişlerdi ve kesinlikle sen yapmak zorundasın çünkü yapacak başka kimse yok

do it so you're left holding the baby so you've got to can I just say that Louie

o yüzden bebeği kucağında bıraktın yani yapmak zorundasın sadece az önce Louie

Mendes has just given me a very good piece of advice and don't speak too much

Mendes'in bana çok iyi bir tavsiye verdiğini söyleyebilirim ve çok fazla konuşma

in a bad way about Millennials because most of them are here watching you on

Millennials hakkında kötü bir yol çünkü çoğu burada seni canlı yayında izliyor

the livestream very good point there very good point

çok iyi bir nokta orada çok iyi bir nokta

but of course I wasn't referring to you because you are lovely you're here so

ama tabii ki senden bahsetmiyordum çünkü sen sevimlisin buradasın yani

you you're you you know you're here watching

sen sensin sen biliyorsun sen Burada izliyorsunuz,

it's a you you have very good taste so know that they are the next generation

çok iyi bir zevkiniz var, bu yüzden bilin ki onlar

that is going to take us forward yes and you know we have to have that in order

bizi ileriye taşıyacak olan gelecek nesiller evet ve ilerlemek için buna sahip olmamız gerektiğini biliyorsunuz,

to progress I think we can squeeze one more baby out right I've got one more

sanırım bir bebeği daha sıkıştırabiliriz doğru Bir tane daha var, o da

then I had that one right so left holding the baby so if you suddenly

sağda bebeği tutuyordu, yani aniden

walked off and left me I would have to carry on the live stream on my own

çekip gidersen ve beni terk edersen canlı yayını tek başıma sürdürmek zorunda kalırdım,

I'd be left holding the baby maybe being the live stream so I would I would leave

bebeği kucağımda bırakırdım belki de canlı olmak akışı böylece ben giderdim

and mr. Steve would have to take over I would leave him holding the baby

ve mr. Steve devralmak zorunda kalırdı Bebeği tutmasına izin verirdim

okay one more I like this one okay people can see it's high-definition that

tamam bir kez daha bunu beğendim tamam insanlar yüksek tanımlı olduğunu görebilirler,

we're saying ever watching on us something small they just have to get

bizi izlerken küçük bir şey söylediğimizi görebilirler sadece yaklaşmaları gerekir

closer yeah you can move your your phone nearer to your face like this throw the

evet hareket ettirebilirsin telefonunuzu yüzünüze bu şekilde yaklaştırın ifadesine

baby out with the bathwater similar to the expression don't cut off your nose

benzer şekilde bebeği banyo suyuyla birlikte dışarı atın yüzünüze inat burnunuzu kesmeyin tamam

to spite your face okay in other words it means to discard something useful or

başka bir deyişle işe yarar bir şeyi atmak veya değersiz bir şeyi

battle valuable while disposing of something worthless so it's a phrase

elden çıkarırken değerli bir şeyle savaşmak demektir. bir cümle

it's a warning really against thoughtless behavior move that back

bu gerçekten düşüncesiz davranışlara karşı bir uyarıdır onu geri taşı

because it goes out of focus you see okay okay I don't like it when you

çünkü odaktan çıkıyor görüyorsun tamam tamam

manhandled me mr. Duncan so for example if you if you were invited to a party

bana sert davranmandan hoşlanmıyorum bayım. Duncan, örneğin, eğer bir partiye davet edildiysen

and and you didn't want to go because there was someone there you didn't like

ve orada biri olduğu için gitmek istemediysen, senden hoşlanmayabilirdin,

you you might I'm not gonna go to that party but you're sort of you're

o partiye gitmeyeceğim ama sen bir nevi

discarding something valuable which is the invite of the party which you might

değerli bir şeyi çöpe atıyorsun partinin daveti hoşunuza gidebilir

like because somebody there that you you don't like particularly it could be a

çünkü orada özellikle sevmediğiniz biri

project as well let's approach another project a project because you might

proje olabilir o da başka bir projeye yaklaşalım bir proje çünkü çok

scrap a project that you're working on you might have been working on a project

sevdiğiniz bir projeyi çöpe atabilirsiniz. üzerinde çalışıyor olabilirsin bir proje üzerinde

for a long time okay and you scrap it you think I can't be bothered that

uzun süredir çalışıyor olabilirsin tamam ve sen onu çöpe atıyorsun, çözemediğin

anymore because of a few a couple of little details that you can't sort out

birkaç küçük ayrıntı yüzünden artık bununla uğraşamayacağımı düşünüyorsun,

which could have been sorted out had you not gotten most

hangileri olabilirdi? halloldu, en çok üzülmedin,

the upset about it you just decide to scrap the whole the projects very

sadece tüm projeleri çöpe atmaya karar verdin, çok

important if it came to conclusion it would be very good but you described

önemli, sonuca varırsa çok iyi olurdu, ama

because of a couple of little small problems you're just going to scrap it

birkaç küçük problem yüzünden tarif ettin, sadece hurdaya atacaksın. bu

so that's throwing the baby out with the bath yet so it's very similar to to

yüzden bebeği banyoyla birlikte dışarı atıyor ama bu

cutting your nose off to spite your face or we can say that you throw the baby

yüzünüze inat burnunuzu kesmeye çok benziyor ya da bebeği

out with the bathwater you are not just throwing the useless

banyo suyuyla birlikte dışarı attığınızı söyleyebiliriz sadece işe yaramaz

thing away you are also throwing the useful thing yes so yes so it's it's a

şeyi atmıyorsunuz aynı zamanda siz de atıyorsunuz. faydalı şeyi fırlatmak evet yani evet yani bu

very big sacrifice that you don't need to make we are coming up to four o'clock

çok büyük bir fedakarlık yapmanıza gerek yok saat dörde geliyoruz

so that's almost it for today all right done I want a couple of more words let's

yani bugünlük bu kadar neredeyse tamam tamam birkaç kelime daha istiyorum haydi

just have a look so we have crib and cupped just before we go crib and cut so

bakalım a look so we we go crib and cut'tan hemen önce crib ve cupping yaptık yani

this is what a baby would normally sleep in crib is often used in American

bu, bir bebeğin normalde beşikte uyuyacağı şeydir Amerikan İngilizcesinde sıklıkla kullanılır

English and cut is used in British English so that is what your little baby

ve İngiliz İngilizcesinde cut kullanılır, böylece küçük bebeğiniz bu şekilde

will sleep in at night all wrapped up in its blankets although not too much

uyuyacaktır. bütün gece battaniyesine sarılmış ama çok fazla değil

because you mustn't over he's a baby you must not be very careful with that it's

çünkü unutmamalısın o bir bebek çok dikkatli olmamalısın ki

caused a lot of cot deaths just before we'd overheating just before dear just

çok fazla bebek karyolası ölümüne neden oldu hemen önce aşırı ısınmadan hemen

before we carry cleavers it was all can also be used in another way crib means -

önce sevgili satırları taşımadan hemen önce was all başka bir şekilde de kullanılabilir beşik anlamına gelir -

it means - sort of if you crib something then yours cheating on you I don't never

bu şu anlama gelir - bir tür eğer bir şeyi beşiklersen seninki seni aldatıyor beşikten hiç duymadım orda

heard of cribbing if you look over at somebody else's answers there there

başkasının cevaplarına bakarsan orda

there do you're doing a test oh I see when you're copying so you copy someone

orda yapıyor musun bir test ah, kopyaladığınızda anlıyorum, bu yüzden

else as they're writing answers down yes talking around sirs we have the answer

başka biri cevapları yazarken kopyalıyorsunuz evet, etrafta konuşurken,

to today's mystery idiom which is what I'm trying to get in very quickly

bugünün gizemli deyiminin cevabına sahibiz ki bu, çok hızlı bir şekilde girmeye çalıştığım şey

because it's nearly time to go so today's mystery idiom there it is does

çünkü neredeyse zaman gitmek için bugünün gizemli deyimi işte

anyone know what the answer is does anyone know what the answer is to the

cevabın ne olduğunu bilen var mı

mystery idiom your hands are very cold mr. Duncan we have to how do you know

gizemli deyimin cevabını bilen var mı elleriniz çok soğuk bayım. Duncan, Steve'i nereden biliyorsun

Steve how do you know that my hands are cold

Steve, senin

a being your bonnet oh I see oh no we haven't revealed it yet

bonen olduğu için ellerimin soğuk olduğunu nasıl biliyorsun oh anlıyorum oh hayır, henüz açıklamadık bunun için

thanks Steve for that but there bit somebody was commenting on that earlier

Steve'e teşekkürler ama biraz önce birisi bununla ilgili yorum yapıyordu.

on somebody got it very early on in the live stream today all I can say is I'm

bugün canlı yayının çok erken saatlerinde tek söyleyebileceğim şey, Birleşik Krallık'ta

glad gun ownership isn't allowed in the UK that's all I can say I'm leaving it

silah bulundurmaya izin verilmediğinden memnunum,

there that's all I'm saying bee in your bonnet so Steve what does it

tüm söyleyebileceğim bu

mean then to become obsessed and preoccupied with something if you were

to fuss and complain about one thing too much you might be described as having a

Bir şey hakkında çok fazla yaygara koparır ve şikayet edersen, bir şeyle takıntılı ve meşgul olmak ne anlama gelir?

bee in your bonnet so there you can see there is a bee and it is wearing a

bonnet a voyage of course is yeah another word for a hat yeah normally

bir yolculuk elbette evet şapka için başka bir kelime evet normalde

worn by a baby quite often we will describe a baby's hat as a bonnet so you

bir bebek tarafından giyilir oldukça sık bir bebek şapkasını bone olarak tanımlayacağız, bu yüzden

would get very excited wouldn't you if you had a be trapped inside your hat

çok heyecanlanırsınız değil mi şapkanızın içinde sıkışıp kalsaydınız?

yeah well your bonnet so that describes how a person behaves when they're

bone, bir kişinin bir

getting obsessed about something or preoccupied or fussing about a

şeyi takıntı haline getirdiğinde veya belirli bir konu hakkında veya bir şey hakkında kafa yorduğunda veya yaygara kopardığında nasıl davrandığını açıklar,

particular subject or something we are about to go back in time way baby we are

zamanda geriye gitmek üzereyiz bebeğim,

about to go back in time to 2007 I like to go back in time about 30 years and

zamanda geriye gitmek üzereyiz, 2007'ye gitmek istiyorum 30 yıl öncesine geri dönün ve

this this this is one of my first ever lessons that I recorded after Lee after

bu, Lee'nin

coming back to England from China and so this is me 11 years ago don't forget

Çin'den İngiltere'ye dönmesinden sonra kaydettiğim ilk derslerimden biri ve bu benim 11 yıl önce, unutmayın

we're back next week and it is the end of October and also we'll be celebrating

haftaya dönüyoruz ve o Ekim ayının sonu ve ayrıca

my 12th year on YouTube twelve years having fireworks doing this don't forget

YouTube'daki 12. yılımı havai fişeklerle on iki yılımı kutlayarak kutlayacağız, unutmayın

also you can catch my grammar lesson on Wednesday as well so that's it thanks

ayrıca Çarşamba günü gramer dersimi de izleyebilirsiniz, bu kadar teşekkürler

Steve Thank You mr. Duncan and thank you to

Steve Teşekkürler Bay. Duncan ve herkese teşekkür ederim

everybody I've had a lovely time today and I look forward to seeing you all

Bugün güzel zaman geçirdim ve önümüzdeki hafta hepinizi görmeyi dört gözle bekliyorum

next week you have been adequate thanks a lot

yeterliydiniz çok teşekkürler çok teşekkür ederim

thank you that's what I have to put up with thank you very much Steve and we

katlanmak zorunda olduğum şey buydu çok teşekkür ederim Steve ve

will see you next week okay bye-bye Tata

göreceğiz haftaya sen tamam güle güle Tata

and that is that that's all we have time for today see you next Sunday

ve bugünlük vaktimiz bu kadar gelecek Pazar

two o'clock UK time we are now going to go back to 2007 do you remember my first

Birleşik Krallık saatiyle ikide görüşürüz şimdi 2007'ye geri döneceğiz

ever outside lesson the first time I ever did anything outside after

ilk kez dışarıdaki ilk dersimi hatırlıyor musun? İngiltere'ye döndükten sonra hiç dışarıda bir şey yaptım

returning to England well just in case you don't remember it or maybe you

belki hatırlamazsın belki de

weren't watching my videos eleven years ago

on bir yıl önce videolarımı izlemiyordun

here it is right now

işte tam şimdi

you see today I'm trying to make a short piece for my youtube account reading a

bugün görüyorsun youtube için kısa bir parça yapmaya çalışıyorum Bir hikaye okurken hesap

story my original plan was to go into the local town park but I decided

İlk planım yerel şehir parkına gitmekti ama bunun

instead to do it here in the back garden

yerine bunu burada arka bahçede yapmaya karar verdim

you

hi everybody this is mr. Duncan in England how are you today I would like

herkese merhaba ben bay. Duncan İngiltere'de bugün nasılsın

to read a story to you it's called one good turn

sana bir hikaye okumak istiyorum buna iyi bir dönüş deniyor

two young men were walking along a narrow street each one in turn came

iki genç adam dar bir sokakta yürüyorlardı sırayla her biri olukta yatan eski püskü giysiler giymiş

across an old man lying in the gutter he was wearing tattered clothes and

yaşlı bir adama rastladılar ve ortaya

appeared cold and hungry the first man passed by the elderly gentleman without

çıktılar İlk adam üşümüş ve aç bir şekilde yaşlı beyefendinin yanından hiç

stopping however the second man stopped and looked at the old man with the

durmadan geçti ancak ikinci adam durup yaşlı adama

sympathetic gaze he reached into his coat pocket and took out some loose

sempatik bakışlarla baktı ve ceketinin cebine uzanıp içindeki bozuk paranın bir kısmını çıkardı

change that he had in there here said the young man take this and buy yourself

burada dedi genç adam. bunu al ve kendine

some hot food thank you very much said the old man in a weak voice don't

biraz sıcak yemek ısmarla çok teşekkür ederim yaşlı adam zayıf bir sesle dedi bundan

mention it replied the young man the young man continued to walk along the

bahsetme genç adam cevap verdi genç adam durup döndüğü

street until he came to the corner he stopped and turned round to his

köşeye gelene kadar cadde boyunca yürümeye devam etti

amazement the old man had disappeared as if he'd vanished into thin air

yaşlı adam şaşkınlığı kaybolmuştu sanki o

later that evening the young man was sitting at home watching the television

akşam daha sonra havaya uçmuş gibi genç adam evde oturmuş televizyon izliyordu

he was watching a program about people who do good turns and others to his

iyi dönüşler yapanlar ve diğerleri hakkında bir program izliyordu

amazement he saw the old man whom he'd met earlier in the day it turned out

yaşlı adamı görünce hayretler içinde kaldı Günün erken saatlerinde tanıştığı

that the old man was in fact an actor dressed to appear as a homeless person

yaşlı adamın aslında evsiz gibi giyinmiş bir aktör olduğu ortaya çıktı, yaşlı adama parayı

he was even more shocked to see himself giving the money to the old man it

kendisinin verdiğini görünce daha da şok oldu,

turned out that the TV station had recorded everything that had happened a

televizyon kanalının olduğu ortaya çıktı. olan her şeyi kaydetmiş bir

moment later the telephone rang the young man hesitated for a moment and

an sonra telefon çaldı genç adam bir an tereddüt etti

then answered it was his mother I just saw you on television she screamed I'm

sonra cevap verdi annesiydi az önce seni televizyonda gördüm diye bağırdı

so proud of what you did today the young man listened to his mother's

bugün yaptığınla o kadar gurur duyuyorum ki delikanlı sözünü dinledi annesinin

words of praise and smiled to himself this is mr. Duncan in England saying bye

övgü dolu sözleri ve kendi kendine gülümsedi bu bay. Duncan İngiltere'de şimdilik veda ediyor

bye for now 8-)

8-)