ENGLISH ADDICT / episode 29 / 19th January 2020 / Accident words & idioms

you're just too good to be true can't take my eyes off you you feel like

gerçek olamayacak kadar iyisin gözlerimi senden alamıyorum dokunmak için cennet gibi hissediyorum oh

heaven to touch oh I want to sleep with you in a rabbit hutch oh here we go yes

seninle bir tavşan kafesinde uyumak istiyorum oh işte başlıyoruz evet

we are back everyone Oh guess what it's English addict number 29 and you are

geri döndük millet oh tahmin edin bu ne ingilizce bağımlı sayısı 29 ve

very welcome to join in

katılabilirsiniz çok

it's a beautiful day it's very cold it's only one degree at the moment outside

güzel bir gün hava çok soğuk şu anda sadece bir derece dışarısı

it's freezing however here in the studio because of all of my lovely bright

buz gibi ama burada stüdyoda benim güzel parlak

lights it is nice and warm hi everybody this is mr. Duncan in England

ışıklarımın hepsi güzel ve sıcak herkese merhaba ben bay. Duncan İngiltere'de

how are you today are you okay I hope so are you happy

bugün nasılsın iyi misin umarım mutlusundur

I hope so here we go again it's another livestream for those who don't know what

umarım yine başlıyoruz bunun ne olduğunu bilmeyenler için başka bir canlı yayın

this is maybe you are feeling a little bored on a Sunday and maybe you are just

belki bir pazar günü biraz canınız sıkılıyordur ve belki de sadece

thinking to yourself I think I will have a look on YouTube to see what's around

kendi kendine düşünüyorum, etrafta neler olduğunu görmek için YouTube'a bir göz atacağımı düşünüyorum,

well this is one of the things that is normally around on Sunday live English

bu normalde Pazar günleri,

with English addict every Sunday Wednesday and Friday from 2

her Pazar, Çarşamba ve Cuma günleri saat 14:

p.m. UK time oh yes three times a week you can help yourself to improve your

00'ten itibaren İngiliz bağımlısı ile canlı İngilizce olan şeylerden biridir. Birleşik Krallık zamanı oh evet haftada üç kez konuşma İngilizcenizi ve ayrıca İngilizce dinlemenizi geliştirmek için kendinize yardımcı olabilirsiniz,

spoken English and also your listening English as well that's the reason why we

are here I suppose the first question should be what mood is the Queen of

burada olmamızın nedeni bu sanırım ilk soru İngiltere Kraliçesi bugün nasıl bir ruh hali içinde olmalı,

England in today is she feeling happy or is she feeling a little grumpy so what

hissediyor mu? mutlu mu yoksa biraz huysuz mu hissediyor

do you think do you think the Queen of England today is feeling happy or grumpy

sizce bugün İngiltere Kraliçesi mutlu mu yoksa

happy or grumpy yeah what do you think so the Queen of England

huysuz mu hissediyor sizce mutlu mu yoksa huysuz mu evet sizce İngiltere Kraliçesi

what is her mood today I think I think her mood is going to be a little grumpy

bugünkü ruh hali nasıl biraz huysuz olacak

I don't know why no particular reason but I would imagine the Queen of England

neden bilmiyorum özel bir nedeni yok ama bugün İngiltere Kraliçesi

today is feeling a little bit Rumpy what about you how are you feeling

biraz huysuz hissediyor, peki ya sen bugün nasıl hissediyorsun

today how is your weak beam how has your weekend beam yes because we

zayıf ışının nasıl hafta sonu ışının nasıl evet çünkü

are still in the weekend the weekend hasn't ended yet because it's Sunday

hala haftasonundayız hafta sonu daha bitmedi çünkü

do you remember years ago do you remember years ago when you used to have

one of those old radio receivers not like nowadays when everything is digital

bugün pazar

but in the olden days we used to have radio receivers and you had to tune them

eskiden radyo alıcılarımız vardı ve onları ayarlamak zorundaydınız

in you had to tune them in you had to

ayarlamak zorundaydınız

you couldn't get the radio station clearly so you had to tune in your radio

radyo istasyonunu net bir şekilde alamıyordunuz bu yüzden radyo setinizi ayarlamak zorundaydınız

set however nowadays of course we have lots of lovely digital technology we

ama bugünlerde elbette çok güzel dijital cihazlarımız var. teknoloji

were out in town yesterday having our usual Saturday meal and in the center of

dün kasabada her zamanki Cumartesi yemeğimizi yiyorduk ve

much Wenlock there was a stall when we say stall we mean an area or something

Wenlock'un çoğunun merkezinde bir tezgah vardı, tezgah dediğimizde geçici olarak bir şeyler satmak için kurulmuş bir alanı veya bir şeyi kastediyoruz,

that has been temporarily set up to sell something so maybe you have a market

bu yüzden belki bir pazar

stall so an area where something is sold however the place itself is only

tezgahınız vardır. bir şeylerin satıldığı bir alan, ancak yerin kendisi yalnızca

temporary so it might disappear after a short

geçici, bu nedenle kısa bir süre sonra ortadan kaybolabilir,

period of time it might only be there for a short time yesterday in the center

yalnızca kısa bir süre için orada olabilir, dün

of much Wenlock they were selling one of my all-time favorite foods can you guess

Wenlock'un çoğunun merkezinde, tüm zamanların en sevdiğim yiyeceklerinden birini satıyorlardı. ne olduğunu tahmin edebilir misin

what it is can you guess what my all-time favorite

tüm zamanların en sevdiğim yemeğinin ne olduğunu tahmin edebilir misin

food is and can you guess what mr. Steve bought yesterday for us to eat last

ve bay'ın ne olduğunu tahmin edebilir misin? Steve dün gece yememiz için dün aldı aman

night oh my goodness can I just say it's something that is

tanrım, bunun lezzetli bir şey olduğunu söyleyebilir miyim güzel güzel

delicious lovely nice not particularly healthy I'll be honest with you it's not

özellikle sağlıklı değil Size karşı dürüst olacağım

healthy food but it is something that I really love eating I really do

sağlıklı bir yiyecek değil ama yemeyi gerçekten sevdiğim bir şey gerçekten

we have the live chat oh hello to the live chat hi there

seviyorum canlı sohbete sahip ol canlı sohbete merhaba merhaba

live chat is now and running you are more than welcome to

canlı sohbet şimdi başladı ve çalışıyor

send a message chat live you can share your love of the English language I have

canlı sohbete mesaj gönderebilirsin ingilizce sevgini paylaşabilirsin bugün burada

a feeling that there are many English addicts here today so who is first on

pek çok ingilizce bağımlısı var gibi bir his var peki canlı sohbette ilk kim

the live chat Oh Molly Noah Molly Noah

Oh Molly Noah Molly Noah

or maybe it's mal Innova hello to you guess what you are first on today's live

veya belki de mal Innova merhaba size tahmin edin bugünkü canlı

chat

sohbette ilk siz kimsiniz bugün

can you see how excited I'm feeling today I don't know why I'm in a good

ne kadar heyecanlı olduğumu görüyor musunuz neden varım bilmiyorum iyi bir

mood maybe it's because if we have a look

ruh hali belki de bunun nedeni, eğer

outside look look outside today it is absolutely glorious it is sunny the sky

dışarıya bakarsak, bugün kesinlikle muhteşem, güneşli, gökyüzü

is blue everything is looking rather nice today and there is another view

mavi, bugün her şeyin oldukça güzel göründüğü ve şu anda stüdyomun penceresinden dışarı bakan başka bir manzara olduğu içindir.

that is looking out of my studio window right now over towards Shrewsbury and

Shrewsbury ve

you can see the Sun is out everything is looking rather nice it is I suppose you

güneşin çıktığını görebilirsiniz, her şey oldukça güzel görünüyor, sanırım

would describe this as a crisp day crisp so it's cold

bunu gevrek bir gün olarak tanımlarsınız, bu yüzden

sunny however it doesn't really feel too unpleasant and it certainly looks nice

hava soğuk, güneşli ancak gerçekten çok rahatsız edici gelmiyor ve bugün kesinlikle güzel görünüyor, bu

today so there is the view outside right now it is a bright and sunny Sunday and

yüzden var şu anda dışarıda hava parlak ve güneşli bir pazar ve

I hope wherever you are your sunday is going nicely as well I really really do

umarım nerede olursanız olun pazar gününüz de güzel geçiyordur gerçekten gerçekten

we have lots of things coming today of course it around about half plus two

bugün gelecek pek çok şey var elbette yaklaşık yarım artı iki civarında

I will be tempting mr. Steve into the studio Oh would you like to see do you

cazip olacağım bay. Steve stüdyoya giriyor Oh görmek ister misin

want to have a look so here it is so here is the thing oh what a lovely sound

bir bakmak ister misin işte burada şey oh ne güzel bir ses

here is the thing that I'm going to be tempting Steve with today look at that

burada Steve'i bugün cezbedeceğim şey bak şuna bak

can you see what it is it is a chocolate brownie I happen to know that mr. Steve

ne olduğunu görüyorsun, çikolatalı kek olduğunu tesadüfen biliyorum ki bay. Steve

loves chocolate brownies they are not very healthy but just like the other

çikolatalı kekleri sever, pek sağlıklı değiller ama tıpkı

thing that we get last night it is very delicious so that is what I will be

dün gece aldığımız diğer şey gibi çok lezzetli, bu yüzden Bay'i cezbedeceğim şey bu

tempting mr. Steve into the studio with today because Steve is quite shy you

. Bugün Steve ile stüdyoya girdi çünkü Steve oldukça utangaç,

might not realize it but mr. Steve is quite a shy person especially when he's

bunu fark etmeyebilirsin ama Mr. Steve, özellikle tuvalette otururken oldukça utangaç biri

sitting on the toilet

poor mr. Steve so there it is today's snack that I'm going to tempt

zavallı Bay. Steve, işte Bay'ı baştan çıkaracağım bugünün atıştırmalığı

mr. Steve with but the big question is will he take the bait if you take the

. Steve ile ama asıl soru, yemi yutacak mı, eğer yemi yersen, önüne konulan şeyi almak için gittiğin

bait it means you go towards the thing you go to take the thing that is being

şeye doğru gidiyorsun demektir, bu yüzden

put in front of you so quite often if you go fishing maybe you are one of

çok sık balığa gidersen belki sen de onlardan birisin. nehir

those people who likes to sit by the river bank fishing you might use bait to

kıyısında oturup balık tutmayı seven insanlar, balıkları yakalamak için yem kullanabilirsiniz, bu

catch the fish so there it is today's snack that I'm going to tempt mr. Steve

yüzden işte bugünün atıştırması, ben de Mr. Steve

with but the big question is will Steve take the bait we will find out a little

ile ama asıl soru, Steve yemi yutacak mı,

bit later on also we have grammar lama ding dong yes even though mr. Steve is

biraz sonra öğreneceğiz, ayrıca gramer lama ding dong'umuz var, evet, bay olsa bile. Steve

coming on today we are still playing our game our new grammar game called grammar

geliyor bugün hala gramer Lama ding dong adlı yeni gramer oyunumuzla oynuyoruz

Lama ding dong and today we are looking at these particular words the

ve bugün bu belirli kelimelere bakıyoruz ve

differences between these words and I will be testing you on your knowledge of

bu kelimeler arasındaki farklara bakıyoruz ve daha sonra bu kelimeler hakkındaki bilginizi test edeceğiz.

these words later on with our brand-new quiz called grammar Lama ding dong so

dilbilgisi Lama ding dong adlı yepyeni bir sınav yani

all of that coming later on what else do I have to talk about oh I suppose I

bunların hepsi daha sonra gelecek başka ne hakkında konuşmam gerekiyor oh sanırım şundan

suppose that you might also be talking about oh yes I know we are talking about

da bahsediyor olabilirsiniz oh evet

words and phrases that can be connected to having an accident dear I don't like

kullanılabilecek kelimelerden ve deyimlerden bahsettiğimizi biliyorum kaza geçirmeye bağlı canım

the sound of that so words and phrases that can be used can be used when you

bunun sesini sevmiyorum bu yüzden kullanılabilecek kelime ve ifadeler sen bir yaralanmadan mustaripken kullanılabilir

are may be suffering from an injury maybe something that has hurt you maybe

belki seni inciten bir şey belki

something that is making you feel unwell maybe something that has happened

seni kötü hissettiren bir şey olabilir beklenmedik bir şekilde olan bir şey bu yüzden

and unexpectedly so today we are talking about words and phrases connected to

bugün bir kaza geçirmekle bağlantılı kelimeler ve ifadelerden bahsediyoruz

having an accident I don't like the sound of that also later on yes we'll be

Bunun sesini sevmiyorum daha sonra evet

having a look at my all-time favorite food

tüm zamanların en sevdiğim yemeğine bir göz atacağız

the thing that yesterday I went into town and and mr. Steve treated me to

o şey dün kasabaya gittim ve ve bay. Steve bana

something very nice we'll be having a look at that later on as well so the

çok güzel bir şey ikram etti, buna daha sonra bir göz atacağız, bu yüzden

live chat is very busy oh hello everyone thank you for joining me today hello -

canlı sohbet çok meşgul oh merhaba millet bugün bana katıldığınız için teşekkür ederim merhaba -

Julie hello Chris and also is Zeinab Zeinab thank you very much for your

Julie merhaba Chris ve ayrıca Zeinab Zeinab çok teşekkür ederim

concern about my mother my mum is still in hospital she's feeling better but she

annemle ilgili endişeleriniz için annem hala hastanede, kendini daha iyi hissediyor ama

still has a long way to go so we are hopefully we are all hoping that she

daha gidecek çok yolu var, bu yüzden umarız hepimiz onun

will be out of hospitals sometime next week however she still has a long way to

önümüzdeki hafta bir ara hastaneden çıkacağını umuyoruz, ancak daha gidecek çok yolu var

go I was there last week I went to visit my mum on Thursday and she's much better

git geçen hafta oradaydım perşembe günü annemi ziyarete gittim ve o çok daha iyi

much better we had a lovely chat if you were watching on Friday you will know

çok daha iyi güzel bir sohbet ettik eğer cuma günü izliyorsanız

that I was talking all about this and it was lovely to see my mum chatting and

tüm bunlardan bahsettiğimi anlayacaksınız ve annemin sohbet ettiğini görmek çok güzeldi ve

dare I say smiling let's just say my mother was looking a lot happier than

gülümsemeye cüret ediyorum, diyelim ki annem

the Queen of England at the moment Vitas hello Vitesse watching in Lithuania nice

şu anda İngiltere Kraliçesinden çok daha mutlu görünüyordu Vitas merhaba Vitesse Litvanya'da izliyor

to see you here as well hello Martha in Poland Oh

seni de burada görmek güzel merhaba Polonya'da Martha Ah

tomorrow it is Martha's birthday so Martha in Poland just for you tomorrow

yarın Martha'nın doğum günü yani Martha Polonya'da sadece senin için yarın

not today tomorrow it is Martha's birthday so can I send you all the best

bugün değil yarın Martha'nın doğum günü bu yüzden sana en iyi doğum günlerini gönderebilir miyim

happy birthday for tomorrow it's your birthday yes it is tomorrow it's your

yarın için senin doğum günün evet yarın senin

birthday Wow have a great time I know that didn't

doğum günün Vay canına iyi

rhyme before anyone says mr. Duncan that poem did not rhyme I am very well aware

eğlenceler Biliyorum kimse bay demeden önce kafiyeli değildi. Duncan o şiir kafiyeli değildi Bunun çok iyi farkındayım

of that hello Anita Anita hello to you is it your first time here

merhaba Anita Anita merhaba sana ilk gelişiniz mi

hello my Simo Maria Maria Maria I'm saying hello to Maria Thank You Maria

merhaba benim Simo Maria Maria Maria Maria'ya merhaba diyorum Teşekkürler Maria

Belarus series here as well Cecilia Cristina also franceska lots of people

Belarus serisi burada da Cecilia Cristina ayrıca franceska pek çok insan

are joining right now palmyra netra thank you also to real everyday English

şu anda katılıyor palmyra netra gerçek günlük İngilizce için de teşekkür ederim

hi mr. Duncan from Manchester it is foggy and wet in Manchester here it's

merhaba bay. Manchester'dan Duncan, Manchester'da hava sisli ve yağışlı, burası o kadar da

not too bad I must be honest with you it is lovely outside the weather is is

kötü değil, size karşı dürüst olmalıyım, dışarısı çok güzel, hava oldukça güzel, bu

quite nice so there it is at the moment a live view looking out of my studio

yüzden şu anda stüdyomun penceresinden canlı bir görüntü var

window and it's looking rather nice outside I don't know what the weather is

ve öyle görünüyor dışarısı oldukça güzel bulunduğunuz yerde hava nasıl bilmiyorum

like where you are because I'm not there at the moment some of you might say

çünkü şu anda orada değilim bazılarınız

thank goodness for that and what it's like living with mr. Duncan that is that

bunun için çok şükür diyebilir ve bay ile yaşamanın nasıl bir şey olduğunu söyleyebilir. Duncan,

is what some people ask can I just say it's not easy

bazı insanların sorduğu şey bu,

ask mr. Dermott ask mr. Steve later so when mr. Steve hopefully comes on here

Bay Duncan'a sormanın kolay olmadığını söyleyebilir miyim? Dermott sor bay. Steve daha sonra yani ne zaman bay. Steve umarım

later ask Steve what it's like living with me and I can guarantee he will give

daha sonra buraya gelir ve Steve'e benimle yaşamanın nasıl bir şey olduğunu sorar ve

you a very honest answer he will so happy birthday for tomorrow to Martha in

size çok dürüst bir yanıt vereceğini garanti edebilirim, yarın Polonya'daki Martha'ya çok mutlu bir doğum günü verecektir

Poland Marilla is here hello Marilla also Luis Mendez watching in France once

Marilla burada merhaba Marilla ayrıca Luis Mendez bir kez daha Fransa'da izliyor

again lots of news coming from Paris lots of things happening in France and

Paris'ten pek çok haber geliyor Fransa'da ve

other parts of the world as well if there is anything happening in your

dünyanın başka yerlerinde de pek çok şey oluyor, şu anda ülkenizde bir şeyler oluyorsa

country at the moment and you want to share it with everyone else

ve bunu herkesle paylaşmak istiyorsanız

please tell me I know that one or two people were celebrating Christmas

lütfen bana söyleyin, bir veya iki kişi olduğunu biliyorum. dün Noel'i kutluyorlardı

yesterday in fact some people celebrate but I think it's Epiphany

aslında bazı insanlar kutluyor ama bence bu Epifani dündü

was it yesterday so for some people they were celebrating the Epiphany yesterday

yani bazı insanlar için dün Epifani'yi kutluyorlardı

and I think some people actually jump in the water where does this happen did you

ve bence bazı insanlar gerçekten suya atlıyor bu nerede oldu bu nerede oldu yaptın mı yaptın mı

do it did you jump in the water yesterday for epiphany I know certain

atladın mı dün aydınlanma için su biliyorum

parts of the world have Christmas and all of the other festivals much later

dünyanın bazı bölgelerinde Noel var ve diğer tüm festivaller bizim burada İngiltere'de yaptığımızdan çok daha geç.

than we do here in England hello also - Surjya hello sir Jaya nice

to see you here as well stack kunuk hello to you I like your name by the way

bu arada

stack Kunak nice to see you here you are always welcome on the live chat

stack Kunak seni burada görmek güzel canlı sohbete her zaman bekleriz

real everyday English says I went for a run this morning the floor was so

gerçek her gün İngilizce diyor ki bu sabah koşuya çıktım zemin buzdan çok

slippery with ice I hope you didn't fall over I hope you didn't have an accident

kaygandı umarım düşmemişsindir umarım düşmemişsindir kaza yapmak

because that's what we're talking about later we are talking about words and

çünkü bundan sonra bundan bahsedeceğiz,

phrases connected to having an accident maybe something that might happen to you

kaza yapmakla bağlantılı kelimelerden ve deyimlerden bahsediyoruz, belki başınıza gelebilecek bir şey, bu yüzden

without warning so when we have an accident something happens that we

bir kaza geçirdiğimizde,

weren't expecting and quite often the result is may be disasterous or even

beklemediğimiz ve oldukça sık bir şey oluyor. sonuç felaket ve hatta ölümcül olabilir Hoşuma

fatal

I don't like that I don't like it at all so accidents words and phrases also

gitmedi bundan hiç hoşlanmadım bu yüzden kazalar kelimeler ve deyimler ayrıca

another thing I might ask Steve later do you ever worry about your health I think

daha sonra Steve'e sorabileceğim başka bir şey sağlığın için hiç endişeleniyor musun bence

as you get older you become more obsessed with your health in fact I know

yaşlandıkça sen sağlığınıza daha fazla takıntılı hale gelirsiniz aslında eminim

for sure that mr. Steve and sometimes myself we worry a lot about our health

ki bayım. Steve ve ben bazen sağlığımız hakkında çok endişeleniyoruz

so we often think that we have maybe a serious illness or a serious disease I

bu yüzden sık sık ciddi bir hastalığımız veya ciddi bir hastalığımız olduğunu düşünüyoruz.

always find things on my body

Her zaman vücudumda bir şeyler buluyorum

maybe I'm sharing too much information here but sometimes I find things on my

belki burada çok fazla bilgi paylaşıyorum ama bazen vücudumda bir şeyler buluyorum

body maybe a spot or a little boil or maybe something that I wasn't expecting

belki bir nokta ya da küçük bir çıban ya da belki görmeyi beklemediğim bir şey ve

to see and I get really worried about it I always think it's something really

bu konuda gerçekten endişeleniyorum. Her zaman bunun gerçekten ciddi bir şey olduğunu düşünürüm ama

serious but then a couple of days later it vanishes or maybe it goes pop and

sonra birkaç gün sonra kaybolur ya da belki patlar ve

then it's gone and then my worry subsides however you do sometimes get

sonra gider. ve sonra endişem azalıyor ama bazen

aches and pains and maybe they last for two or three days and then you start

ağrılar ve ağrılar oluyor ve belki iki veya üç gün sürüyor ve sonra

thinking too much about it you might be a person that could be described as a

çok fazla düşünmeye başlıyorsunuz, bu kelimenin boyutuna göre hastalık hastası olarak tanımlanabilecek bir insan olabilirsiniz.

hypochondriac look at the size of that word that it's a really big word it's so

bu gerçekten büyük bir kelime o kadar

big I can just about get it on the screen look how big it is that's a very

büyük ki ekrana yansıtabiliyorum bakın ne kadar büyük bu çok

large word so a hypochondriac is a person who often worries about their

büyük bir kelime bu yüzden hastalık hastası genellikle sağlığı hakkında endişelenen bir kişidir

health they always think that there is something serious wrong with them and

her zaman ciddi bir sorun olduğunu düşünür onlar ve

can I just say that sometimes mr. Steve can be a bit of a hypochondriac and also

ben sadece bazen bay söyleyebilirim. Steve biraz hipokondri hastası olabilir ve

me as well but I think as you get older you start to become more concerned with

ben de ama bence yaşlandıkça sağlığınızla daha fazla ilgilenmeye başlıyorsunuz ve

your health you start to think that every time you have a pain maybe in your

her ağrı hissettiğinizde belki

back or your shoulder or maybe you find a strange spot on your body

sırtınızda, omzunuzda ya da belki sizde olduğunu düşünmeye başlıyorsunuz. vücudunuzda garip bir nokta bulun

you always think the worst some people are hypochondriacs they really are hello

her zaman en kötüsünün bazı insanlar hastalık hastası olduğunu düşünürsünüz, onlar gerçekten

also to Massimo hello Massimo mr. Duncan what is a rabbit hutch a rabbit hutch is

Massimo'ya da merhaba, merhaba Massimo bay. Duncan tavşan kafesi nedir tavşan kafesi

the place where you keep a rabbit so if you have a pet rabbit you might keep it

tavşan beslediğiniz yerdir yani evcil bir tavşanınız varsa onu

in a little house and we call it a rabbit hutch nasiha hello sir

küçük bir evde tutabilirsiniz ve biz ona tavşan kafesi diyoruz nasiha merhaba efendim

we are feeling pretty good love from Pakistan the other day I sent a big

Pakistan'dan oldukça iyi sevgi hissediyoruz geçen gün Pakistan'a büyük bir

hello to Pakistan so I'm going to do it again hello Pakistan if you would like a

merhaba gönderdim, bu yüzden tekrar yapacağım merhaba Pakistan,

big hello for your country let me know no problem it will be my pleasure

ülkeniz için büyük bir merhaba istiyorsanız bana bildirin sorun değil, benim için bir zevk olacak

Cecilia Cecilia likes the word grumpy I think at the moment it would be fair to

Cecilia Cecilia huysuz kelimesini seviyor sanırım Şu anda

say that the Queen of England might be a little bit grumpy lots of things

İngiltere Kraliçesi'nin biraz huysuz olabileceğini söylemek adil olur,

happening at the moment in the Queen's life and family so I

şu anda Kraliçe'nin hayatında ve ailesinde pek çok şey oluyor, bu yüzden şu

would imagine at the moment the Queen of England is feeling a little bit a little

anda İngiltere Kraliçesi'nin biraz hissettiğini hayal ediyorum.

bit grumpy I think so I really really think so I do I really think so

biraz huysuz sanırım bu yüzden gerçekten gerçekten düşünüyorum yani gerçekten düşünüyorum yani bence bu yüzden

that's what I think hello also to Sally Sally down by the alley she's looking

Sally'ye de merhaba Sally sokağın aşağısında gidecek

for a place to go

bir yer arıyor

grandma Lama dingdong is coming later don't worry it will be here our new quiz

büyükanne Lama dingdong sonra geliyor merak etme burada olacak

where I test you all about and on your grammar and that's what we're looking at

sizi grameriniz hakkında test ettiğim yeni sınavımız ve

today the differences between these words and I will be testing your

bugün bu kelimeler arasındaki farklara bakıyoruz ve

knowledge of the use of these words a little bit later on and I think today we

biraz sonra bu kelimelerin kullanımı hakkındaki bilginizi test edeceğim ve sanırım bugün biz

might have Steve also joining in would that be good maybe not

Steve'in de katılması iyi olur belki değil

Palmyra Thank You Palmero for saying hello hello to the old and new

Palmyra Palmero'ya eski ve yeni

classmates I have a strange feeling that there are lots of people here who don't

sınıf arkadaşlarına merhaba dediğin için teşekkürler

normally watch so yes we might have a lot of new viewers here today you

bugün burada bir sürü yeni izleyici var sizi

exciting accent hello accent I haven't seen you here for a long time in Spain

heyecan verici aksan merhaba aksan Sizi uzun zamandır burada İspanya'da görmüyorum

mr. Duncan since Spain in the work right now I'm not sure what that means in

bayım. Duncan İspanya'dan beri şu anda işte bunun İspanya'da ne anlama geldiğinden emin değilim işte misin aksanın

Spain are you at work I think that's what accent is saying so at the moment a

söylediği bu yani şu anda pek

lot of people are working on Sunday and this is something that it's it's very

çok insan Pazar günü çalışıyor ve bu çok kolay bir şey ben de dahil olmak üzere

easy to forget that there are a lot of people who actually work on Sunday

Pazar günü fiilen çalışan bir sürü insan olduğunu unutmak bak

including me look I'm here now having to work I have no choice Tomic is a little

şimdi buradayım çalışmak zorundayım başka seçeneğim yok Tomic

bit angry with me I find it quite disrespectful that you are late as usual

bana biraz kızgın Her zamanki gibi geç kalmanı oldukça saygısız buluyorum

nevertheless I hope you are well and your lovely mum is even better I was a

yine de umarım iyisindir ve sevgili annen daha da iyidir

little bit late today and the reason why I was late today

bugün biraz geç kaldım ve bugün neden geç kaldığımın sebebi

I always have an excuse and today's excuse was because I wasn't ready I

hep bir bahanem var ve bugünün bahanesi hazır olmadığım içindi

still had my my morning clothes on so it's so this morning I always wear

hala sabah kıyafetlerimi giymiştim o yüzden bu sabah yataktan kalktığımda her zaman

something different when I get out of bed I normally have a t-shirt so or

farklı bir şeyler giyerim Normalde tişört falan giyerim

something like that but of course I forgot to change into my lovely English

ama tabii ki güzel İngiliz bağımlısı kıyafetlerimi giymeyi unuttum bu

addict clothes so that's why I was slightly

yüzden biraz

late Thank You Tomic my mum is feeling better she's still in hospital

geç kaldım Teşekkürler Tomic annem daha iyi hissediyor

unfortunately but I have been to see her and as you can imagine she always has a

ne yazık ki hala hastanede ama onu görmeye gittim ve tahmin edebileceğiniz gibi beni

big smile on her face when she sees me maybe Cristina I think the queen is very

gördüğünde yüzünde her zaman kocaman bir gülümseme oluyor belki Cristina Bence kraliçe çok

relaxed because they said on TV that the leave from the couple took place

rahat çünkü televizyonda şunu söylediler çiftin ayrılışı

serenely oh I see so one of the things happening at the moment with the British

sakin bir şekilde gerçekleşti oh anlıyorum yani şu anda İngiliz

royal family mmm Harry and Megan have decided to go

kraliyet ailesiyle olan şeylerden biri hmm Harry ve Megan başka bir yere gitmeye karar verdiler artık kraliyet ailesi

somewhere else they don't want to be royalty anymore maybe well maybe I could

olmak istemiyorlar belki pekala belki ben

take their place maybe Steve and me maybe we could take their place

alabilirim onların yeri belki Steve ve ben belki onların yerini alabilirdik Kraliyet ailesinin

I would I would love to be a member of the royal family I think I would be

bir üyesi olmayı

really good Pat you do you think for step down of Megan and Harry from the

çok isterdim Gerçekten iyi olacağımı düşünüyorum Pat sence Megan ve Harry'nin

royal titles is good from my point of view I couldn't care less

kraliyet unvanlarından inmesi iyi olur mu? benim açımdan umrumda değil,

I'll be honest with you I really couldn't care less although if they want

sana karşı dürüst olacağım, gerçekten umrumda değil, ancak yıllar boyunca onlara vergi olarak verdiğim

to give me a refund of some of the money that I given them over the years in tax

paranın bir kısmını bana geri vermek isterlerse, o zaman bu

then that would be very nice so that's the only thing I'm thinking about so

çok güzel olurdu, bu yüzden düşündüğüm tek şey bu, bu yüzden

Harry and Megan if you could please send some of that money to me that you want

Harry ve Megan, Birleşik Krallık halkına geri vermek istediğiniz paranın bir kısmını bana gönderirseniz

to give back to the to the people of the UK I would be very pleased if you could

çok memnun olurum.

do that just you know send it to me maybe just put it through my door you

bunu yapabilirsin sadece bana gönder belki sadece kapımdan içeri atıp

don't have to pop around and say hello just put it through my letterbox hello

merhaba demene gerek yok sadece posta kutuma koy merhaba

Chris hello Tomic hello Anna tea cakes is your favorite food tea cakes I like

Chris merhaba Tomic merhaba Anna çay kekleri en sevdiğin yemek çay kekleri benim sevdiğim

that that's a very good very good idea however it isn't I am going to reveal to

bu çok iyi çok iyi bir fikir ama öyle değil mi

you now what my favorite food is and it happens to be the thing that

şimdi size en sevdiğim yemeğin ne olduğunu açıklayacağım

Steve bought yesterday as well Steve bought some of it in town yesterday here

it is here is an excerpt from one of my full

işte tüm zamanların en sevdiğim yemeklerinden biri

English lessons where I talk all about one of my all-time favorite foods

hakkında konuştuğum tam İngilizce derslerimin birinden bir alıntı

talking of food we will also be tempting mr. Steve into the studio as well if you

yemekten bahsederken aynı zamanda bay'ı cezbedeceğiz. Steve de stüdyoya giriyor, eğer

are a regular viewer then you will know that I love food

düzenli bir izleyiciyseniz, o zaman yemeği sevdiğimi bileceksiniz,

can you guess what my most favorite snack is the thing I like to nibble on

en sevdiğim atıştırmalığın ne olduğunu tahmin edebilir misiniz, en çok atıştırmayı sevdiğim şey,

the most the one food I often get a craving for okay I will tell you my most

sık sık canımın çektiği tek yiyecek, tamam yapacağım size en

favorite snack is cheese yes it is true I love to nibble on cheese there are

sevdiğim atıştırmalığın peynir olduğunu söyleyeceğim evet doğru peynir atıştırmayı seviyorum peyniri

many reasons why I love cheese firstly there are so many varieties so many

sevmemin birçok nedeni var öncelikle pek çok çeşit var pek çok peynir çeşidi

flavors of cheese from mild to extra mature cheese's can vary in shape and

hafif peynirden ekstra olgun peynire kadar şekil ve renk olarak da değişebilir

color too some are round and white while others

bazıları yuvarlak ve beyazken diğerleri

can be square in red some cheese's have a strong odor cheese is made from the

kırmızı kare olabilir bazı peynirler keskin bir kokuya sahiptir peynir

milk of a cow or goat each type of cheese has its own name this name

inek veya keçi sütünden yapılır her peynir türünün kendi adı vardır bu ad

normally relates to where it was originally produced for example cheddar

normalde orijinal olarak üretildiği yerle ilgilidir, örneğin kaşar peyniri

cheese was first made in cheddar Somerset which is in the UK red

peynir ilk olarak İngiltere'de bulunan cheddar Somerset'te yapılmıştır kırmızı

Leicester cheese was first made in Leicestershire and is red in color one

Leicester peyniri ilk olarak Leicestershire'da yapılmıştır ve kırmızı renklidir.

of the smelliest cheese's must be the variety known as stinking bishop this

cheese is also produced here in the UK in the county of

Gloucestershire each country has its own famous cheese France has its camembert

Gloucestershire'ın her ülkenin kendi ünlü peyniri vardır Fransa'nın camembert peyniri vardır

cheese Greece has its feta cheese which is made from goat's milk Italy has its

Yunanistan'ın keçi sütünden yapılan beyaz peyniri vardır İtalya'nın

parmesan cheese which is normally grated and sprinkled on to pasta or you could

normalde rendelenip makarnanın üzerine serpilen parmesan peyniri vardır veya

try some mozzarella cheese which is used to make pizza topping

mozzarella peynirini deneyebilirsiniz. pizza tepesi yapmak

there are many hundreds of varieties of cheese around the world all of which I

dünya çapında yüzlerce çeşit peynir var, hepsini

would love to try but sadly I cannot as I would put on weight and get very very

denemek isterim ama ne yazık ki yapamam çünkü insanlar arkadaşlarının ve ailelerinin fotoğraflarını çekerken kilo alır ve çok

fat when people take photographs of their friends and family they normally

şişmanlarım, normalde sorarlar

ask the subjects to say cheese as it encourages everyone being photographed

fotoğraflanan herkesi peynir

to smile cheese I must say all this talk of cheese is making me feel quite hungry

gülümsemeye teşvik ettiği için peynir deme konuları Peynirle ilgili tüm bu konuşmaların beni oldukça acıktırdığını söylemeliyim

so there it was an excerpt from what my full English lessons and also a very

bu yüzden tam İngilizce derslerimden bir alıntı ve ayrıca

good opportunity to tell you all about my favorite food oh I could just eat

size her şeyi anlatmak için çok iyi bir fırsattı. en sevdiğim yemek oh

some cheese right now

şu anda biraz peynir yiyebilirim

oh I've got some cheese here can you see so this is some of the cheese that Steve

oh burada biraz peynir var görüyor musun bu Steve'in dün aldığı peynirlerden bir kısmı

bought yesterday it is absolutely delicious this particular one is Wensley

kesinlikle lezzetli bu özellikle Wensley

Dale with cranberries one of my all-time favorite cheese's so for those asking

Dale kızılcıklı hepsinden biri -zaman favori peynir diyenler için

mr. Duncan what type of cheese do you like this is one of my all-time

bay bay. Duncan ne tür peynir seversin bu benim tüm zamanların

favorites Wensley Dale which is a very creamy very milky cheese with

favorilerimden biri Wensley Dale çok kremsi çok sütlü bir peynir

cranberries inside so they they have actually added cranberries to the cheese

içinde kızılcık var bu yüzden peynire kızılcık eklemişler

and this one is very delicious what is your favorite cheese which cheese do you

ve bu çok lezzetli senin favorin ne peynir hangi peyniri seversin

like here he comes then hopefully hopefully we will be able to get him

işte geliyor o zaman umarım onu

into the studio it is time now to tempt mr. Steve and today this is what we have

stüdyoya sokabiliriz şimdi bay'ı cezbetme zamanı . Steve ve bugün sahip olduğumuz şey bu,

today can you see it we have a lovely piece of chocolate brownie and this is a

görebiliyor musunuz, çok güzel bir parça çikolatalı kekimiz var ve bu

sponge that contains a lot of cocoa and also pieces of chocolate as well and

çok fazla kakao ve ayrıca çikolata parçaları içeren bir sünger ve

it's very very sweet so this is what I'm going to tempt mr. Steve with the big

çok çok tatlı, bu yüzden benim ' Bay'ı baştan çıkaracağım. Steve'in büyük

question of course is will mr. Steve take the bait so now I will go over to

sorusu tabii ki Bay Will olacak. Steve yemi al, şimdi ben de

the other side of the studio and I will leave this here for Steve but the big

stüdyonun diğer tarafına gideceğim ve bunu Steve için buraya bırakacağım ama asıl

question is will he take the bait so there it is just give me a moment as I

soru şu ki yemi yutacak mı, işte karşıdan karşıya geçerken bana bir dakika verin

move across and everyone be very quiet because Steve is easily startled he is

ve herkes çok sessiz ol çünkü Steve kolayca irkiliyor

because he's so shy wait let's let's do it now Shh

çünkü çok utangaç olduğu için bekle hadi şimdi yapalım Şşşt

of course again just hope we've got him everybody we've caught mister steering

tabii ki yine umarım onu ​​yakalarız herkesi yakaladık bay direksiyonu

in we've caught him we've tempted me onto the live stream mr. Duncan would

içeri soktuk onu yakaladık beni baştan çıkardık canlı yayın Sn. Duncan

you like a drink of water Meads about these are very nice what's

bir bardak su ister misin Bunlarla ilgili meads çok güzel o

that a brownie a chocolate brownie oh well I hope I happen to know that you

kek nedir çikolatalı kek oh pekala umarım

like chocolate brownies so that's what we do you see we like to tempt you we

çikolatalı kekleri sevdiğinizi biliyorum bu yüzden biz de öyle yapıyoruz sizi cezbetmeyi seviyoruz

like to we like to seduce mr. Steve on to the live stream Oh another one if you

Bay baştan çıkarmak gibi Steve canlı yayına devam Ah bir tane daha

want another one I've only got one you can have you can have a piece of cheese

istersen bir tane daha bende sadece bir tane var alabilirsin bir parça peynir alabilirsin tam da bundan sonra

I was just talking about this is it for later

için bahsediyordum

hello everyone and I got chocolate around my lips thank you I've been

herkese merhaba herkese ve dudaklarımın etrafında çikolata var teşekkürler Sen

working very hard with Duncan while you've been you don't have to shout

buradayken Duncan'la çok sıkı çalışıyorum

lazing around on this live stream I'm not being lazy I tried to push me no

bu canlı yayında tembellik diye bağırmana gerek yok Tembellik etmiyorum Beni zorlamaya çalıştım hayır

it's just it's just blocking I'm blocking the camera its technical I have

sadece engelliyor Engelliyorum kamera teknik,

been to remember we had to have another load of logs delivered logs for the fire

yangın için bir tomruk daha göndermemiz gerektiğini hatırlamıştım çünkü tükendik

because we've used up we usually only use one load of logs a year I can smell

çünkü genellikle yılda sadece bir tomruk kullanırız Kokusunu alabiliyorum

I can smell the fire now but we ran out of them because we've had it on a lot

Şimdi ateşin kokusunu alabiliyorum ama tükendik bunların çoğu, çünkü

more this winter this is true so we had another half a load delivered probably

bu kış çok daha fazlasını aldık, bu doğru, bu yüzden muhtemelen yaklaşık 150 kütük teslim edilen yarım bir yük daha vardı

about 150 logs and I have mr. Duncan just threw them in

ve bende bay var. Duncan onları

the garage or garage if you're American okay and I have just put them all into

garaja veya Amerikalıysanız garaja attı tamam ve ben hepsini

the lock store mr. Duncan well then I'll tell you it's hard work my back is

kilit dükkanına koydum Bay. Duncan peki o zaman sana söyleyeyim zor iş sırtım

aching what what do you want a medal we could of course the problem is

ağrıyor ne madalya istiyorsun ne istiyorsun tabii ki sorun

burning logs on a log burner these days is considered to be a little earner

kütük yakıcıda kütük yakmak bu günlerde biraz kazandıran çevre dostu olarak kabul ediliyor

environmentally friendly yes it's funny because they said that back in the 70s

evet komik çünkü 70'lerde

and 80s okay nineteen seventies nineteen eighties

ve 80'lerde tamam 1970'lerde 1980'lerde açık ateşte

that you couldn't burn any fossil fuels on an open fire okay in your house

herhangi bir fosil yakıt yakılamayacağını söylediler

because it contributed to much to air pollution and of course it's right we

çünkü hava kirliliğine çok katkıda bulundu ve tabii ki doğru bizim

used to have very bad air pollution particularly in London in the fifties

çok kötü yanlarımız vardı özellikle ellilerde Londra'da hava kirliliği bundan daha önce

thousands of people used to die every year further back than that

her yıl binlerce insan ölüyordu

yes that's over there was a particularly bad episode in the late fifties yes when

evet bu bitti ellilerin sonlarında özellikle kötü bir olay yaşandı evet

in one year something like 10,000 people died of respiratory problems caused by

bir yıl içinde 10.000 kadar insan tüm hava yollarının neden olduğu solunum problemlerinden öldü.

all the smokes from coal fire in factories power stations so we had the

fabrikalardaki kömür ateşinden çıkan dumanlar elektrik santralleri bu yüzden

the Clean Air Act which came into force I think towards the end of the fifties

Temiz Hava Yasası yürürlüğe girdi, sanırım ellili yılların sonlarına doğru

1950s okay but now of course suddenly about far about ten years ago 15 years

1950'ler tamam ama şimdi elbette aniden yaklaşık on yıl önce 15 yıl

ago there suddenly said that you could use log burners now because there are a

önce birdenbire yapabileceğinizi söyledi şimdi kütük brülörleri kullanın çünkü çok daha temiz olması gereken

new generation of log burners that are supposed to be a lot cleaner okay and

yeni nesil kütük brülörleri var tamam ve

don't put so many particulates particulates this is great you know if

çok fazla partikül partikül koymayın bu harika,

you're gonna use these big words could you write them down into the atmosphere

bu büyük kelimeleri kullanacaksanız onları yazabilir misiniz atmosfere girdi

but of course everybody started putting them because it's very fashionable to

ama tabii ki herkes onları yakmaya başladı çünkü

have a log fire again well the thing is wait wait there that but the thing is

tekrar odun ateşi yakmak çok moda, olay şu ki bekle orada bekle ama olay şu ki

Steve having a log burner means that you are self-sufficient with your heating so

Steve'in bir odun brülörüne sahip olması, ısıtma konusunda kendi kendine yeterli olduğun anlamına geliyor, bu

imagine if you you had an electric heater and then you lost your power you

yüzden hayal et elektrikli bir ısıtıcınız vardı ve sonra gücünüzü kaybettiniz

lost the electricity or you had gas heating and then the gas went off so if

elektriği kaybettiniz veya gazlı ısıtmanız vardı ve sonra gaz söndü yani

you have logs to burn then I suppose you always have some guaranteed heat however

yakacak odunlarınız varsa, o zaman sanırım her zaman bir miktar garantili ısınız vardır, ancak

however a lot of people think that these days you should not be burning logs in

yine de birçok insan düşünür bu günlerde kütük yakmamalısın

fact wait there Steve I'm just about to do something you have to sometimes let

aslında orada bekle Steve tam bir şey yapmak üzereyim bazen bir

me do things because we have a format I know one person who might be very

şeyler yapmama izin vermelisin çünkü bir formatımız var, bir kişi tanıyorum ki bu konuda çok sinirlenebilir.

annoyed about what about the thing we're talking about burning logs turning logs

kütükleri yakmaktan bahsediyorum kütükleri döndürmekten bahsediyorum kütükleri

your neighbors you know who let me do something wait there Steve I'm gonna do

yakmama izin veren komşularını biliyorsun orada bekle Steve aynı şeyi

it again listen listen don't say anything there is one person who might

tekrar yapacağım dinle dinle hiçbir şey söyleme

be very annoyed at as burning logs how dare you Greta Greta is not gonna like

kütük yakmaya çok sinirlenebilecek bir kişi var nasıl cüret edersin Greta Greta

it well do you think she she wouldn't like

bundan pek hoşlanmayacak, sizce sevmez mi,

it wouldn't she see it as environmentally friendly burning

sustainable logs well comes from a Scandinavian country where they burn

sürdürülebilir kütük yakmayı çevre dostu olarak görmez miydi,

lots of logs all their houses are made of wood Scandinavia doesn't she come

çok sayıda kütük yaktıkları bir İskandinav ülkesinden geliyor, tüm evleri ahşaptan yapılmış İskandinavya o

from a Scandinavian country this is your this is your oh I think she's isn't she

iskandinav ülkesinden değil mi bu senin bu senin ah sanırım o

from Sweden something like that don't ask me you're you're telling us you're

isveçli değil öyle bir şey bana sorma sen bize

telling you're telling the world this well I know I was asking you to see if

söylüyorsun anlatıyorsun dünyayı bu kadar iyi biliyorum, biliyor musun diye sormuştum, bu

you knew so I in in Scandinavian countries they have a lot of houses

yüzden İskandinav ülkelerinde yerli ağaç türlerinden yapılmış pek çok ev var,

built out of out of the indigenous tree species so log cabins a carats of houses

bu yüzden kütük kulübeler kütüklerden yapılmış bir karatlık evler kadar

made of logs I should imagine as long as that you were planting trees it's ok but

uzun hayal etmeliyim ağaç diktiğine göre sorun yok ama

the problem is in towns you don't want lots of smoke because it's bad for

sorun şu ki kasabalarda çok fazla duman istemiyorsun çünkü

people's no well I don't think you want to smoke anywhere do you

well it's all right in the country because it's not gonna build up so much

bu insanların iyiliği için kötü çok fazla birikmeyecek

but anyway we've got a toilet it's try telling on try telling that to people in

ama yine de bir tuvaletimiz var onu anlatmaya çalışın bunu Avustralya'daki insanlara söylemeye çalışın

Australia where there's another yes but that's enough

nerede başka bir evet var ama bu kadar yeter

that's not a fire in your house mr. Duncan there's quite a big difference

evinizde yangın çıkmasın bayım. Duncan, milyonlarca hektarlık doğal ormanı ateşe vermekle kıyaslandığında oldukça büyük bir fark var, bu

from setting fire to millions of hectares of natural forest compared to

that's an interesting point actually okay Steve you defecate shouting I want

ilginç bir nokta aslında tamam Steve, bağırıyorsun.

to know is how much co2 has been released into the atmosphere from all

the burning of the forests in Australia yes or if you're posh in the UK you say

Avustralya evet ya da Birleşik Krallık'ta havalıysanız,

Australia or you go straight okay then are you going to work it out now

Avustralya dersiniz ya da düz gidersiniz, o zaman şimdi iyi çalışacak mısınız

well no but I'd like to know I haven't heard anybody report this yet all these

hayır ama bilmek isterim, henüz kimsenin bunu bildirdiğini duymadım tüm bu

fires how much co2 has it released into the atmosphere and I think it's a lot a

yangınlar nasıl atmosfere çok fazla co2 salındı ve bence bu çok fazla çok fazla

lot it's a lot I just say it's it's a lot

sadece söylüyorum çok fazla bu

so everyone we are all aboard we are all aboard the Steve train

yüzden herkes hepimiz gemideyiz hepimiz Steve trenindeyiz

knightly sounds oh okay then don't draw attention to it Casey Jones demon and

şövalye gibi sesler oh tamam o zaman dikkat çekme Bu Casey Jones iblisi ve

a-rollin do you remember that show mr. Duncan when we were growing up no like a

a-rollin, Mr. Duncan, biz büyürken

white show from America you look it up Casey Jones

Amerika'dan gelen beyaz bir şov gibi değildi, bir bakarsınız Casey Jones

steamin and a-rollin Casey Jones steaming down the track

buharlaşıyor ve yuvarlanıyor Casey Jones pistte buharlaşıyor Casey Jones

Casey Jones stickman roll in derp derp derp derp derp derp derp derp derp dead

çöp adam yuvarlanıyor derp derp derp derp derp derp derp derp derp derp derp derp derp derp derp ölü

I was just thinking last week how all of my viewers are dropping off now we we

Ben sadece sonuncuyu düşünüyordum Her hafta tüm izleyicilerim nasıl düşüyor şimdi giderek

seem to have fewer and fewer viewers I think I know the reason why you look it

daha az izleyicimiz var gibi görünüyor sanırım neden harika

up with a great Brett I don't know how they used to get so many episodes every

bir Brett ile baktığınızın nedenini biliyorum Eskiden her hafta bu kadar çok bölümü nasıl alıyorlardı bilmiyorum

week just from a train going down a track some weeks they'd be attacked by

birkaç hafta raydan inen bir trenden iki haftada bir Kızılderililer tarafından saldırıya uğrarlardı.

Indians well every other week it was Indians okay when Steve says Indians

American indigenous Indians cowboys and Indians that's sort of that's when it

was much still wrong only only you could try to get those I'm talking only you

bunları anlayın sadece bir şeyi daha da kötü hale

could clear something up by making something actually worse you know no

getirerek bir şeyi açıklığa kavuşturabilirsiniz bilirsiniz

that cowboy Native American yes well not native Indians well it was a good show I

hayır o kovboy Kızılderili evet pekala yerli Kızılderililer değil iyi bir şovdu eskiden

used to enjoy it which kcj muffins and a rolling no you look it up no one

zevk alırdım hangi kcj kekler ve yuvarlanan hayır bak sen yukarı kimse

remembers no was in his choo-choo train and he used to do these to have

hatırlamıyor çuf çuf treninde değildi ve her hafta macera yaşamak için bunları yapardı

adventures of every week I said quite liked it

dedim çok beğendim

well of course they're good they're going to have adventures aren't they I

tabii ki iyiler macera yaşayacaklar değil mi

mean I mean how many adventures can you have I suppose it was set in sort of

yani ben

early days of when America was building all these tracks everywhere and of

Amerika'nın her yere tüm bu rayları inşa ettiği ve

course all these tracks yeah they were they were they were they were laying

tabii ki tüm bu rayların evet, öyleydiler,

lots of railroads every okay Steve Jeff is on he wrote he if Jeff is on Jeff is

çok sayıda demiryolu döşedikleri her şey yolunda Steve Jeff'in olduğu ilk günlerde geçiyordu. Jeff izliyorsa,

on if Jeff is on watching maybe he can tell us about if he

Jeff izliyorsa,

remembers Casey Jones demon and a-rollin you know I'm really beginning to I'm

Casey Jones iblisini ve a-rollin'i hatırlayıp hatırlamadığını bize anlatabilir, gerçekten başlıyorum,

really beginning to regret having this sound effect this one I really regret

gerçekten bu sese sahip olduğum için pişman olmaya başlıyorum diye yazdı. Bu efekt,

having that sound effect because for some reason it's it stirred mr. Steve

o ses efektine sahip olduğum için gerçekten çok pişmanım çünkü nedense bu Mr. Steve,

into talking about a show that virtually no one on the planet remembers what what

gezegendeki neredeyse hiç kimsenin ne yaptığını hatırlamadığı bir şov hakkında konuşmaya ikna etti

you're doing Steve you can have a look at the live chat there look I can that's

Steve oradaki canlı sohbete bir bakabilirsin bak yapabilirim bu

true but I can't go back can i but none of us can go back yes

doğru ama geri dönemem ama hiçbirimiz yapamayız geri dön evet

Apache says Scandinavian country wants zero emissions yes so do we we've said

Apache, İskandinav ülkesinin sıfır emisyon istediğini söylüyor evet öyleyse biz de

we're going to have zero zero emissions which i think is a responsible thing to

sıfır sıfır emisyona sahip olacağımızı söyledik ki bu bence

do for us in the West because we started the Industrial Revolution off yes so

Batı'da bizim için sorumlu bir şey çünkü Sanayi Devrimi'ni biz başlattık evet yani

we've got to we've always got to now be making amends for in a way because we

Yapmalıyız, şimdi her zaman bir şekilde telafi etmeliyiz çünkü

did create all this pollution in the first place we what you mean the English

tüm bu kirliliği ilk etapta biz yarattık, ne demek istiyorsun İngilizce

well English yes the West I'm talking about in developed countries is going to

iyi İngilizce evet Batı, bahsettiğim gelişmiş ülkelerde Sanayi Devrimi'ni

say it it seems it seems a little it seems a little unfair just to blame the

English well for all the pollution we did start the Industrial Revolution yes

başlattığımız tüm kirlilik için İngilizleri suçlamak biraz haksızlık gibi görünüyor evet

right okay then but if we haven't if we hadn't started it somebody else would

doğru tamam o zaman ama eğer biz başlatmamış olsaydık başka birini başlatmış olsaydık

have yes but that my point is that now we've started it we've used up a lot of

evet olurdu ama demek istediğim şu ki, şimdi başlattık,

these resources so it's our responsibility now to to show the the

bu kaynakların çoğunu kullandık, bu yüzden

rest of the world how we can clean up our act and and and use more sustainable

dünyanın geri kalanına eylemimizi nasıl temizleyebileceğimizi ve ve ve kullanacağımızı göstermek artık bizim sorumluluğumuz.

forms of energy like solar wind and in fact now in the UK something like 26%

güneş rüzgarı gibi daha sürdürülebilir enerji biçimleri ve aslında şu anda Birleşik Krallık'ta %26 gibi bir şey ki

which is a phenomenal figure of our energy now comes from wind power okay

bu bizim enerjimizin olağanüstü bir rakamı artık rüzgar enerjisinden geliyor tamam

then which so we're making lots of progress but I get 0 Steve I'm just

o zaman bu çok ilerleme kaydediyoruz ama 0 Steve I'

going to ask you now to reel in all of the things that you think all of the

Şimdi sizden kafanızda beliren tüm düşünceleri düşündüğünüz tüm şeyleri özetlemenizi isteyeceğim

thoughts that are popping up in your head Wow so this is the final time

you'll see mr. Steve today I'm more excited today mr. Dobby forever

. Steve bugün bugün daha heyecanlıyım bayım. Sonsuza kadar Dobby

and I understand I don't know why you're excited it's very unusual take advantage

ve anlıyorum, neden heyecanlandığını bilmiyorum, bundan faydalanmak çok sıra dışı,

of it because I don't usually have this much energy as if only but but the

çünkü normalde bu kadar enerjim yok, sanki sadece ama

problem what I was going to say Steve is you can't really get rid of emissions

sorun Steve'e söyleyeceğim şey şu ki, sen bunu yapabilirsin. Emisyonlardan gerçekten kurtulmuyoruz

because even even we have lots of emissions especially mr. Steve mr.

çünkü biz bile çok fazla emisyona sahibiz, özellikle bay. steve bey

Duncan yes and there's nothing worse than gas from your digestive tract

Duncan evet ve sindirim sisteminizden çıkan gazın

to cause global warming that that's why they're the environmentalists are trying

küresel ısınmaya neden olması kadar kötü bir şey yoktur, bu yüzden çevreciler

to tell us to eat less meat well they're trying to get rid of all the Sheep they

bize daha az et yememizi söylemeye çalışıyorlar, tüm Koyunlardan kurtulmaya çalışıyorlar,

want the sheep and the cows to go well they see they produce all this gas yes

koyunları istiyorlar ve inekler iyi gidiyor görüyorlar tüm bu gazı ürettiklerini görüyorlar evet

methane gas which is something like ten times worse in terms of in terms of

metan gazı ki bu sera etkisine neden olma açısından co2'den on kat daha kötü bir şey evet

causing the greenhouse effect than co2 yes so you know yes well we'd we'd

yani bilirsiniz evet pekala

hardly eat any meat I think actually environmentally we're very good as a

hiç et yemezdik Bence aslında çevresel olarak çok iyiyiz bir

couple as two people we're actually very good because we we you burn these logs

çift olarak iki kişi olarak aslında çok iyiyiz çünkü biz dikilen ağaçlardan olan bu kütükleri yakarız

which are from trees that are planted yes we burn we burn trees to keep us

evet yakarız ağaçları bizi

warm for 20 minutes we haven't had children so if you have a child that

20 dakika sıcak tutmak için yakarız çocuk sahibi oldunuz yani çocuğunuz varsa

immediately you double your emission okay then you how these facts come from

hemen emisyonunuzu ikiye katlıyorsunuz tamam o zaman bu gerçekler nasıl geliyor bu arada bir çocuk sonucunda

by the way how much stuff and how much co2 will be created as the result of one

ne kadar madde ve ne kadar co2 üretilecek

child so so what what you're saying is we have to get rid of sheep cows and

peki siz nesiniz koyun ineklerden kurtulmalıyız ve

children get rid of the lot okay then I thought how much more I wonder how much

çocuklar sürüden kurtulsun tamam o zaman düşündüm de acaba daha ne

how many more people can the earth sustain an interesting question but

kadar insan dünya daha ne kadar dayanabilir acaba ilginç bir soru ama geçen gün

according to somebody I listened to the other day they said another 2 billion ok

dinlediğim birine göre onlar 2 milyar daha dedi tamam

you know I think we've got enough quite honestly but there we go so what is mr.

biliyorsun bence yeterince var dürüstçe ama işte gidiyoruz yani bay ne oldu.

Duncan talking about today so are you asking me or is this

Duncan bugün hakkında konuşuyor, yani bana mı soruyorsun yoksa bu

this your inner monologue that says here beaut an Boutin is the only country in

senin iç monoloğun mu, güzel bir Boutin

the world which absorbs more carbon than it produces interesting no didn't know

dünyadaki ürettiğinden daha fazla karbon emen tek ülke ilginç hayır bilmiyordum

that don't you export or wheel I don't know don't know about that ah maybe

bunu ihraç etmiyor muydun yoksa çark etmiyor muydun? Bilmiyorum onu ​​bilmiyorum ah belki de budur bu

that's what that that's very obvious by the way that you don't know super

çok bariz sen bilmiyorsun süper

excited I am today I don't know why okay to know today we're doing something else

heyecanlıyım bugün bilmiyorum neden tamam bilmiyorum bugün başka bir şey yapıyoruz

as well Steve if we can if we can actually get a word in edgeways while

pekala Steve, eğer yapabilirsek,

Steve is getting on his soapbox talking about all sorts of things we're talking

Steve sabun kutusuna çıkıp her türlü şeyden bahsederken, gerçekten uç noktalarda bir kelime alabilirsek,

about words and phrases to do with having oh dear having an accident

ah canım bir kaza geçirmek kaza yapmakla ilgili kelime ve deyimlerden bahsediyoruz, bu

accident accident so there are many different types of accident that you can

yüzden çok var Bunun gibi birçok kazaya sahip olabileceğiniz farklı kaza türleri

have like that so many accidents today we're talking about words and phrases

bugün kelimeler ve deyimlerden bahsediyoruz

and there are a lot of accidents a lot of types of accident that you can have

ve birçok kaza var birçok kaza türü de yaşayabileceğiniz

also another thing I want to mention very briefly is we often obsess about

başka bir şeye de kısaca bahsetmek istiyorum. Sık sık

our health don't we as we get older I think so this is something I mentioned

sağlığımızı takıntı haline getiriyoruz, yaşlandıkça bence bu

earlier and a lot of people can become hypochondriacs so there's an interesting

daha önce bahsettiğim bir şey ve birçok insan hastalık hastası olabilir, bu yüzden ilginç bir

word it is a big word isn't it look at the size of that very big words that is

kelime var, bu büyük bir kelime değil mi, bunun boyutuna bakın çok büyük sözler, bu

a long word it goes right there way across the screen hypochondriac so

uzun bir kelime, ekran boyunca oraya kadar gider hipokondri hastası yani

sometimes I think Steve I think you can be a little bit not not completely but

bazen düşünüyorum Steve bence biraz tam olarak değil ama

sometimes a little bit of a hypochondriac

bazen biraz hastalık hastası olabilirsin

I would agree there I'm not as bad as I used to be but I used to be a bit

orada aynı fikirdeyim ben o kadar değilim eskiden olduğu kadar kötüydüm ama

obsessed with my health I think we probably all go through phases like that

sağlığımla biraz takıntılıydım, muhtemelen hepimiz böyle aşamalardan geçiyoruz

but yes I don't worry about it so much now because a lot of the time you think

ama evet, artık bu konuda çok fazla endişelenmiyorum çünkü çoğu zaman sen düşünüyorsun

you're real you you're not and what's the point of worrying you gots if you

gerçek sen değilsin ve endişelenmenin ne anlamı var

think there's something wrong go to the doctor he tells you all right forget

bir şeylerin ters gittiğini düşünüyorsan doktora git o sana tamam diyor unut git

about it get on your life that's my philosophy now as I

hayatına devam et benim felsefem bu şimdi daha

mentioned earlier I often find little spots and little boils things on my body

önce de belirttiğim gibi küçük noktalar buluyorum ve bazen vücudumda bir şeyler çıbanıyor

sometimes and I get so obsessed and I think it's something serious and then a

ve çok takıntılı oluyorum ve bunun ciddi bir şey olduğunu düşünüyorum ve sonra

couple of days later a couple of days later I wonder what you were going to do

birkaç gün sonra birkaç gün sonra ne yapacağını merak ediyorum

but what were you doing then I was looking at these boils they're not

ama ne yapıyordun o zaman bu çıbanlara bakıyordum

they're not on my face they're on my body but they're not there now they've

yüzümde değiller vücudumdalar ama şimdi orada değiller

gone yes got one down here very nasty Thanks

gittiler evet burada çok kötü bir tane var Teşekkürler

it needs a lamp see you are on very thin ice at the moment you got a boil you go

bir lambaya ihtiyacı var görüyorsun şu anda çok ince buz üzerindesin çıban çıkar

to the doctor they Lancet you are on very thin ice so what my point my point

doktora gidersin Lancet çok ince bir buzun üzerindesin yani benim

is my point hitch fit it's quite often we obsess with something and then it

anlatmak istediğim nokta şu ki benim noktam şu ki, sık sık bir şeyi saplantı haline getiririz ve sonra

goes away so the thing comes it appears on your body and then it vanishes and

geçer, böylece o şey gelir vücudunda belirir ve sonra kaybolur ve

anything why was I so worried so sometimes we do worry about our health

herhangi bir şey neden bu kadar endişelendim, bu yüzden bazen sağlığımız için endişeleniyoruz

and maybe we have something serious I remember a few years ago Steve when you

ve belki ciddi bir şeyimiz var, hatırlıyorum, birkaç yıl önce Steve

you used to go to the gym Steve wasn't feeling very well and he went to the

spor salonuna gittiğinizde Steve kendini pek iyi hissetmiyordu ve gitti

doctors and the doctor said you might be having a brain hemorrhage yes Wow

doktorlara ve doktor beyin kanaması geçiriyor olabileceğinizi söyledi evet Vay be

I was at the gym so that's we don't want the whole story how about an abbreviated

spor salonundaydım yani tüm hikayeyi istemiyoruz kısaltılmış bir

version please make it as short as possible and yes abbreviated story so

versiyona ne dersiniz lütfen mümkün olduğunca kısa yapın ve evet kısaltılmış hikaye bu yüzden

yes I don't I only went for about six months and I was pumping iron mr. Duncan

evet ben değil mi sadece altı ay kadar gittim ve demir bey pompalıyordum. Duncan,

on the weights you know on the weights doing all this and suddenly I felt that

bildiğiniz ağırlıklar, tüm bunları yaparken ağırlıklar ve birdenbire

this headache coming on and it just got worse and worse and worse it felt like

bu baş ağrısının geldiğini hissettim ve daha da kötüleşti, daha da kötüleşti, sanki etrafı sarmış gibi hissettirdi

it just enveloped and I went to the I think we've told this story before and I

ve sanırım bu hikayeyi daha önce anlatmıştık. ve

went to the the gym instructor okay is that his name his name Jim that would be

spor hocasına gittim tamam onun adı onun adı Jim spor salonunda

good wouldn't it if a person who works in a gym is actually called Jim I expect

çalışan bir kişinin adı Jim olsa iyi olmaz mıydı

it's happened that's amazing I would imagine it has so you so versus jgy am

karşı jgy [ __ ]

and J I am okay then but you were here at the gym you were pumping headache

ve J Ben iyiyim o zaman ama sen burada spor salonundaydın baş ağrısı pompalıyordun

pumping iron headache and he went to the doctors and the doctor said well the man

demir baş ağrısı pompalıyordun ve o doktorlara gitti ve doktor spor salonundaki adam iyi dedi,

in the in the in the in the gym so I said all about this terrific header that

ben de bunların hepsini söyledim pompaladığım müthiş başlık

I've been pumping I and he said oh he look really worried and said go straight

Ben ve o dedi ki, gerçekten endişeli görünüyor ve doğruca doktorunuza gidin dedi,

to your doctor yes because I found out afterwards if people go with massive

çünkü daha sonra, eğer insanlar şiddetli

headaches quite often they're having a hemorrhage a brain hemorrhage and then

baş ağrıları ile giderlerse, sıklıkla kanama, beyin kanaması geçiriyorlar ve sonra

what you out of there because they don't want they don't want you to have a brain

ne olduğunu öğrendim. sizi oradan uzaklaştırıyorlar çünkü kendi tesislerinde beyin kanaması geçirmenizi istemiyorlar,

hemorrhage on their premises well that lots of people go to the gym not lots

pek çok insan spor salonuna çok değil,

but a significant number every year so lots of people go to the gym but not

her yıl önemli bir sayı gidiyor, bu yüzden birçok insan spor salonuna gidiyor ama

lots because they they're pumping too much and it's been a while since they've

çok değil çünkü çok fazla pompalıyorlar ve bir zayıflıkları olmayalı uzun zaman oldu bu yüzden pekala

got a weakness so all right okay Steve um and he sent me offer a scan of my

tamam Steve um ve bana kafamı taramayı teklif etti ve

head was an was there anything where you were going to say was it was it empty

söyleyeceğin herhangi bir şey var mıydı ? hindistan

like a coconut shell anyway there was no detected problem so I wasn't having one

cevizi kabuğu gibi içi boştu zaten herhangi bir sorun tespit edilmiyordu bende de yoktu

in fact the doctor that went back to the doctor I said well what was it and he

aslında doktor tekrar doktora gitti peki neymiş dedim

said I think you stressed have you been overworking if you had a

stres yaptın galiba fazla mı çalıştın yoksa fazla mı çalıştın dedi

holiday recently and I said no he said Ron I'm taking you two weeks off sick

Geçenlerde bir tatil geçirdim ve hayır dedim Ron dedi seni iki hafta hastalık

leave and I was better after that that's it I think Steve just wanted some time

izni alıyorum ve ondan sonra daha iyiydim sanırım Steve

off work to be honest hypochondriac yes some of you constantly worries about

dürüst olmak için işten biraz izin istedi hastalık hastası evet bazılarınız sürekli olarak endişeleniyorlar.

their health but I do like that the the fact that the person in a gym sent you

sağlık ama spor salonundaki kişinin sizi

away as quickly as possible it really worries because I I think I

mümkün olan en kısa sürede göndermesi gerçekten endişe verici çünkü bence spor

think he was hoping that you would collapse outside in the car park and not

salonunda değil de dışarıda,

in the gym because it can't be very good for business if people are dropping like

otoparkta çökeceğinizi umuyordu çünkü bu olabilir. Spor salonunuzda insanlar sinek gibi düşüyorsa iş için çok iyi olur, zaten bu iyi

flies in your gymnasium it's not not a good advertisement

bir reklam değil,

anyway I sort of gave it up after that because I didn't really like it it was

ondan sonra vazgeçtim çünkü gerçekten hoşuma gitmedi,

too many smelly people and you have to sit on the

çok fazla kokan insan vardı ve oturmanız gerekiyor

equipment afterwards don't you too many too many smelly people you're supposed

daha sonra ekipmanın üzerinde çok fazla değil mi çok fazla kokan insan

to wipe the what people are sweating everywhere you don't know whether

insanların terlediğini silmeniz gerekiyor

they've had a shower it says on the equipment you're supposed to wipe the

duş alıp almadıklarını bilmediğiniz her yerde ekipmanın üzerinde silmeniz gerektiği yazıyor

equipment down after you've used it but people never do

kullandıktan sonra ekipmanı indir ama insanlar asla

which equipment are you talking about they're all the weights and the most

hangi ekipmandan bahsediyorsun, ekipmanın tüm ağırlıkları ve çoğu

bits of equipment I thought I thought you meant your own equipment

parçası, kendi ekipmanını kastettiğini düşündüm,

you know I'm your body because sweating everywhere and then they're sitting on

biliyorsun ben senin vücudunum çünkü her yer terliyor ve sonra

these bits of equipment and then you're gonna have to use it afterwards it's

bu ekipman parçalarının üzerinde oturuyorlar ve sonra onu kullanmak zorunda kalacaksın,

gusting anyway I don't go anymore and you're supposed to write them down but

nasılsa şiddetli rüzgar, artık gitmiyorum ve onları yazman gerekiyor ama

people never do they never do they never do and when I never did so I stopped

insanlar asla yapmazlar, asla yapmazlar, asla yapmazlar ve hiç yapmadığımda

going in the end because every time I went in to get an illness an illness

sonunda gitmeyi bıraktım çünkü ne zaman bir hastalığa yakalanmak için içeri girsem ne

what you mean there well actually I can I had a cold sore on my lip I'd never

demek istiyorsun aslında dudağımda uçuk vardı

had cold sores in my intestine where where were you putting your lips I think

Bağırsağımda hiç uçuk olmadı nerede dudaklarını nereye koyuyordun sanırım

you know you've put your hands on the equipment they're contaminated with bugs

ellerini böceklerle kirlenmiş ekipmana koyduğunu biliyorsun

and then you wiped your face or something and I got this big spot come

ve sonra yüzünü falan sildin ve yüzümde büyük bir leke oluştu,

over my face where I I'm just I'm just very intrigued I think what else were

ben sadece ben Sadece çok ilgimi çekti

you doing at that gymnasium yeah I think there probably lots of people go to gyms

o spor salonunda başka ne yaptığını düşünüyorum evet bence muhtemelen birçok insan spor salonlarına gidiyor

but I don't know and that they probably are good for your health but sitting

ama bilmiyorum ve muhtemelen sağlığın için iyiler ama

there is something I don't like about when I'm taking exercise I don't want to

orada oturmak benim bilmediğim bir şey mesela egzersiz yaparken

be surrounded by lots of other people no I don't want lots of loud music I don't

etrafımda bir sürü insan olmasını istemiyorum hayır çok fazla yüksek sesli müzik istemiyorum

want to be surrounded by people when I'm doing anything and that's true that's

herhangi bir şey yaparken etrafımda insanlar olmasını istemiyorum ve bu doğru bu

why you do this and people watching television seem a very healthy place to

yüzden bunu yapıyorsun ve televizyon izleyen insanlar bana çok sağlıklı bir yer gibi görünüyor

me a gym I mean all these people sweating bugs everywhere okay then

spor salonu demek istiyorum ki tüm bu insanlar her yerde böcek terliyor tamam o zaman orada

you're just repeating yourself there it was just having to drive there it took

sadece kendini tekrar ediyorsun oraya arabayla gitmek zorunda kalıyordum o

so long it's much quicker to get out of the house go for a quick walk you're

kadar uzun sürdü ki çok daha hızlı evden çık hızlı bir yürüyüşe çık geri döndün yarım saat

back you've got your exercise done in half an hour you if I've got a drive to

içinde egzersizini bitirmişsin eğer

the gym that's 20 minutes just change slow down with your thoughts and slow

spor salonuna arabayla 20 dakikada gidersem sadece üstünü değiştir düşüncelerinle yavaşla ve

down mind you I might meet somebody attractive there you never know what

zihninle yavaşla Orada çekici biriyle tanışabilirim,

they might be thinking the same thing so I don't think you have any look there

aynı şeyi ne düşüneceklerini asla bilemezsin, bu yüzden senin oraya baktığını sanmıyorum bak

look Sean says some people are obsessed with their wrinkles

Sean, bazı insanların kırışıklarına takıntılı olduğunu söylüyor ve

always thinking to get rid of it yes I don't worry about my wrinkles because I

her zaman ondan kurtulmayı düşünüyor evet ben yok' Kırışıklıklarım için endişelenme çünkü

don't have very many and Steve you don't have many wrinkles well not on your face

çok fazla kırışıklığım yok ve Steve senin çok fazla kırışıklığın yok yani senin yüzünde değil zaten

anyway everything else is wrinkly but but not

diğer her şey kırışık ama

your face it looks amazing anyway we seem to be going off the topic

senin yüzün değil harika görünüyor zaten konudan sapıyor gibiyiz

yeah we do I met somebody one interesting thing about wrinkles

evet Kırışıklıklar hakkında ilginç bir şey olan biriyle tanıştım,

somebody who was obsessed with wrinkles and they said to me every time you make

kırışıklara takıntılı biriyle tanıştım ve bana kaşlarını çatma

a wrinkle by by an expression like a frown or something like that fountain if

gibi bir ifadeyle veya o çeşme gibi bir ifadeyle her kırışıklık oluşturduğunda,

you do it a million times it becomes a permanent feature on your face okay okay

bunu bir milyon kez yaparsan kalıcı olur dediler. yüzünün özelliği tamam tamam bu harika bu

that's great so we're talking about words to do with accident so you have an

yüzden kaza ile ilgili kelimelerden bahsediyoruz yani bir

accident something that you weren't prepared for

kaza geçirdin bu yüzden beklemediğin bir şey için hazırlıklı olmadığın bir şey bu yüzden

something you weren't expecting so it happens accidentally so the way the

kazara oluyor bu yüzden o

thing happens is accidentally it happens unexpectedly accidentally you were not

şeyin olma şekli kazara beklenmedik bir şekilde kazara olur bunun olmasını beklemiyordunuz bu yüzden

expecting the thing to happen so to do something accidentally it might be

kazara bir şey yapmak

something that you weren't expecting such as falling over or hurting yourself

beklemediğiniz bir şey olabilir düşmek veya kendinizi incitmek gibi

of course you can accidentally bump in to another person you might meet a

tabii ki yanlışlıkla başka birine çarpabilirsiniz bir kişiyle tanışabilirsiniz tesadüfen biriyle tanışmak için

person in the street you weren't expecting to meet so you can meet

karşılaşmayı beklemediğin sokak onunla tanışmayı düşünmedin yani

someone accidentally you didn't intend to meet them so a thing that happens

accidentally is something you weren't expecting some other words now oh here's

tesadüfen olan bir şey beklemediğin bir şeydir şimdi başka kelimeler oh işte kaza

an interesting thing if you have an accident Steve you will often injure

yaparsan ilginç bir şey Steve sık sık

yourself and you may need to go to the doctor yes I need stitches so if you

kendini yaralayacaksın ve doktora gitmen gerekebilir evet dikiş atılmasına ihtiyacım var bu yüzden eğer

injure yourself it means you have come to harm so something has happened

kendini yaralarsan bu senin zarar gördüğün anlamına gelir yani bir şey olmuştur

something has been damaged and by that we mean a part of your body so you

bir şey zarar görmüştür ve bununla vücudunun bir kısmını kastediyoruz yani

injure yourself and then get a cut yeah bruised a broken bone a twisted pelvis

kendini yaralarsın ve sonra bir kesik alırsın evet zedelenmiş bir kemik kırılmış bir leğen kemiği bükülmüş bu

one of those fractured skill actually this girl raptured skull eunji yourself

kırık beceriden biri aslında bu kız kendinden geçmiş kafatası eunji kendin

you don't want a fractured skull especially mr. Steve because his brain

kırık bir kafatası istemezsin özellikle bay. Steve, çünkü beyni

might pop it could be a minor injury like a cut an

patlayabilir, kesik ve sıyrık gibi küçük bir yaralanma olabilir,

abrasion often I get that when I'm out in the in the garden you're digging away

sık sık anlıyorum ki ben bahçedeyken kazıyorsun

and you might accidentally slip Rosa says Rosa says I can't continue watching

ve yanlışlıkla kayabilirsin Rosa devam edemeyeceğimi söylüyor

you like that you're probably not the only one

seni öyle izliyorum ki muhtemelen tek sen değilsin

incidentally somebody's put their yes something that is incidental or

tesadüfen birisi evet demiş tesadüfi veya

incidentally so it happens by chance you are you you weren't expecting it to

tesadüfi bir şey yani tesadüfen oluyor sen sensin bunun olmasını beklemiyordun

happen so something that is an incident I suppose you could also describe an

yani olay olan bir şey sanırım sen de yapabilirsin bir

accident as an incident so you have an injury so you injure yourself so when we

kazayı olay olarak tanımlayın, bu yüzden bir yaralanmanız var, bu nedenle

say injury what are we saying Steve yes you've got again that could be a cut if

yaralanma dediğimizde ne diyoruz Steve evet yine var, bu bir kesik olabilir, eğer

if you injure yourself that means you caused some damage to

kendinizi yaralarsanız bu, vücudunuza bir miktar zarar vermişsiniz demektir.

your body dancer but the injury is the actual thing that has been damaged so we

dansçı ama yaralanma aslında zarar görmüş olan şeydir, bu yüzden

say an injury it is a general term to mean the thing that has been damaged so

yaralanma diyoruz, zarar görmüş şey anlamına gelen genel bir terimdir, bu yüzden

yes if you have an injury it means that is the thing that has been harmed

evet, eğer bir yaralanmanız varsa bu, zarar görmüş olan şey anlamına gelir

damaged or maybe maybe it's being completely cut off maybe maybe you you

veya belki belki tamamen kesiliyor belki belki

are missing one of your arms or an ear it could be a severe injury yes

senin kollarından birini ya da kulağını kaybetmişsin bu ciddi bir yaralanma olabilir evet

something minor injury yes so something severe is something like a broken bone I

küçük bir yaralanma evet yani ciddi bir şey kırık kemik gibi bir şey

would say you've lost a finger or severe injury yes or maybe you trap your head

Bir parmağını ya da ciddi bir şekilde kaybettiğini söyleyebilirim yaralanma evet veya belki kafanızı

in a door and it cuts your head off that's a serious injury serious or

bir kapıya sıkıştırırsınız ve kafanızı keser bu ciddi bir yaralanmadır bu ciddi veya

severe normally that would mean that you need to go to the hospital get it

şiddetli normalde bu hastaneye gitmeniz gerektiği anlamına gelir

treated a minor injury you might be able to treat that yourself or just go to the

tedavi ettirin küçük bir yaralanmayı kendiniz tedavi edebilirsiniz ya da sadece

local doctor but if something severe you might incur a severe injury and a car

yerel doktora gidin ama ciddi bir şey olursa ciddi bir yaralanmaya ve bir araba kazasına maruz kalabilirsiniz,

accident so satury know says in the movies after an

bu yüzden satury bilir ki filmlerde bir

accident people will swear and in real life it is I suppose it is normal to

kazadan sonra insanlar küfredecek ve gerçek hayatta annelerine küfretmenin normal olduğunu düşünüyorum

swear to their mother or their sisters well if you do injure yourself quite

ya da kız kardeşleri iyi, eğer kendinizi sık

often you will swear because because it's painful so quite often swearing

sık yaralarsanız, yemin edeceksiniz çünkü bu acı verici olduğu için çok sık küfür bir yaralanmaya

might be a reaction to to an injury because it's pain its pain you are

tepki olabilir çünkü bu acı onun acı siz

reacting to the pain yes I know it's a Torino saying there in the films they're

acıya tepki veriyorsunuz evet biliyorum bu bir Torino deyişi gittikleri filmler

going four-letter word hell okay I'm going to oh yes

dört harfli cehennem tamam ben gidiyorum oh evet

in hell and in real life people I don't know the real life they say to their

cehennemde ve gerçek hayatta insanlar gerçek hayatı bilmiyorum annelerine derler ki buna

mothers can you give us an example of that yes please don't please don't give

bir örnek verir misiniz evet lütfen yapmayın 't lütfen

an example I want to stay on YouTube for us for as long as I possibly can

örnek verme YouTube'da bizim için olabildiğince uzun süre kalmak istiyorum ne derler

what do they say then Oh mother okay so is that a cleaner way of swearing I

o zaman Ah anne tamam o zaman bu daha temiz bir küfür şekli mi

don't know get an injury I don't know Steve where you're going with this I'm

bilmiyorum incinme Steve bununla nereye varacağını bilmiyorum

not sure I just wanted to know no okay that's good there are fewer cars than

Emin değilim sadece bilmek istedim hayır tamam bu iyi normalden daha az araba var

usual because many categories of cars are no longer allowed to circulate says

çünkü birçok araba kategorisinin artık dolaşmasına izin verilmiyor diyor

Anna so where Anna is certain cars are not allowed anymore on the road fall you

Anna yani Anna'nın belirli arabalar olduğu yerde artık yolda düşmene izin verilmiyor yaşlandıkça düşebilirsin

might have a fall as you get older you might find that you have more Falls

daha çok Düştüğünü fark edebilirsin

because I don't know why have you noticed this Steve interesting Beatriz

çünkü bu Steve'i neden fark ettin bilmiyorum Beatriz bununla

in connection to that has said on Friday she said she wants us to say if that's

bağlantılı olarak Cuma günü söyledi dedi o dedi

the correct way of saying it which is connected with what you've said on

Friday I dropped to the floor in my bedroom so

cuma günü yatak odamda yere düştüğümü söylediğin şeyle bağlantılı olarak söylemenin doğru yolu buysa söylememizi istiyor yani

what you would say is actually you'd say I fell to the floor hmm i feld Fe double

aslında söyleyeceğin şey şu: ben yere düştüm hmm i feld Fe çift

L but in fact Beatriz you had a fall yes so you fell you had a fall but I suppose

L ama aslında Beatriz düştün evet düştün düştün ama sanırım yere düştün de

you could say you dropped to the floor as well you dropped to the floor or of

diyebilirsin yere düştün ya da

course or of course you you may have become unconscious in which case we say

tabii ya da tabii ki bilinçsiz hale gelmiş olabilirsin hangi durumda

you faint you faint or you fainted if it is the pest tent you could say I

bayıldın deriz bayıldın ya da bayıldın haşere çadırıysa

dropped to the floor but normally you would say I fell hmm

yere düştüm diyebilirsin ama normalde düştüm derdin hmm

I fell that was what we ignore me yes so an accident where you suddenly fall is a

düştüm öyleydi beni görmezden geldik evet yani aniden düştüğün bir kaza bir

fall you had a fall so a person might fall if they are trying to climb the

düşüş yaşadınız, bu yüzden bir kişi düşebilir, eğer merdivenleri çıkmaya çalışıyorsa,

stairs maybe they fall down the stairs there's another connection to keep that

belki merdivenlerden düşerler, bunu ayakta tutacak başka bir bağlantı vardır bayım

up mr. Duncan TS has said that her heart has been injured by somebody so yes so

. Duncan TS, kalbinin biri tarafından yaralandığını söyledi, bu yüzden evet, böylece

you can but that's you're not talking a literal you're not talking that you had

yapabilirsin ama bu,

an actual injury not a physical injury but maybe somebody you were going out

gerçek bir yaralanmadan bahsetmiyorsun, fiziksel bir yaralanmadan değil, belki

with somebody seeing somebody and then they then they dropped you and you broke

birisiyle çıkıyordun. birini gördüler ve sonra onlar seni düşürdüler ve

your heart yes I think that's what TS means there you are talking figurative

kalbini kırdın evet bence TS'nin anlamı bu mecazi anlamda konuşuyorsun

figuratively yes so you can damage someone's heart physically or or just

mecazi olarak evet böylece birinin kalbine fiziksel zarar verebilirsin ya da

just figuratively so my heart was broken you have broken my heart my heart has

sadece mecazi olarak kalbim kırıldı kalbimi kırdın kalbimi kırdın kalbim

been injured but that just means your feelings yes so did you fall in love

incindi ama bu sadece hislerin anlamına geliyor evet yani

with somebody and then they dumped you mm-hmm and you had a broken heart

birine aşık oldun mu sonra seni terk ettiler mm-hmm ve senin kalbin kırık

sweetness is going as well I don't know why everyone seems to be disappearing at

tatlılık da gidiyor neden herkes kayboluyor bilmiyorum şu

the moment sorry mr. Duncan Oh mr. steamed I can't attend this amazing live

an üzgünüm bay Duncan Oh bay. bu harika canlı

stream I have guests that I have to be with I have to be with them bring them

yayına katılamıyorum yanlarında olmam gereken misafirlerim var yanlarında olmam gerek onları getir getir

on bring them on okay sweetness they're worriedly to see you fall we've only got

tamam tatlım onlar senin düştüğünü görmekten endişe ediyorlar bizde sadece

we've only got another 20,000 words Palmero says two years ago I think

bizde var sadece Palmero'nun söylediği 20.000 kelime daha var iki yıl önce sanırım

colleague broke her leg not a keg her leg while skiing in in the

meslektaşım

ounce in Italy in a helicopter took her to hospital

İtalya'da bir helikopterde kayak yaparken bacağını fıçı değil bacağını kırdı onu hastaneye kaldırdı evet evet

yes yes that was a serious injury well skiing skiing

bu ciddi bir yaralanmaydı peki kayak yaparken

an accident can I just say something I know this is going to be controversial

bir kaza yapabilir miyim bir şey söyle bunun tartışmalı olacağını biliyorum

but I think of all the ridiculous things a person can do it's strapped themselves

ama bir insanın yapabileceği tüm saçma şeyleri düşünüyorum, kendilerini

to two large pieces of metal or plastic and then slide down the side of a

iki büyük metal veya plastik parçasına bağlayıp sonra karla kaplı bir dağın yamacından aşağı kaymak

mountain that is covered in snow I think I think it might be a slightly no this

sanırım ben bence biraz olabilir hayır bu

is just my this is just my opinion I think skiing might be just slightly

sadece benim bu sadece benim fikrim bence kayak biraz

foolish well it's mr. Duncan it's just sports furnace have you ever skied mr.

aptalca olabilir pekala bu bay. Duncan, bu sadece spor ocağı, hiç kayak yaptınız mı bay.

Duncan I haven't then that's the reason why well I have and it is great fun it's

Duncan yapmadım, o zaman sahip olmamın nedeni bu ve bu çok eğlenceli,

the challenge I like my speeding down a slope with there that wind in you in it

bir yokuştan aşağı hızlanmayı seviyorum, içinde o rüzgar varken,

well you've been only got a hat on and goggles because it's very bright

sadece bir şapka ve gözlük taktın çünkü bu çok parlak,

it's great fun that there's a whole atmosphere around there there's chalets

çok eğlenceli, etrafta koca bir atmosfer var, dağ evleri var,

you're gonna have a nice hot drink the atmosphere of people screaming with

güzel bir sıcak içecek içeceksin, insanların atmosferi,

broken legs going up in the open the lifts and they live skiing there it it's

kırık bacaklarla açıkta asansörlerden yukarı çıkıyorlar ve orada kayak yaparak yaşıyorlar,

actually incredibly hard work because you've got to do a to stop you've got to

aslında inanılmaz derecede zor bir iş çünkü durdurmak için bir şey yapmalısın

do this sort of snow plow they call it okay let's get into that but a lot of

bu tür bir kar küreği yapmalısın buna tamam hadi buna girelim diyorlar ama birçok

people break their legs they do in fact we used to have trips at school

insanın bacaklarını kırıyorlar aslında okulda geziler yapardık kelimenin tam anlamıyla

literally to to go skiing okay I never went on them because then I won't say

kayak yapmaya git tamam onlara hiç gitmedim çünkü o zaman

why but anyway but it's always somebody on a school trip who goes on a skiing

nedenini söylemeyeceğim ama neyse ama her zaman okul gezisinde kayak tatiline giden birinin

holiday breaks their leg I'm not sure much more shocking a Steve saying that

bacağını kırar

he used to go skiing sometimes or the fact that he just he just said that his

bazen kayak yapmaya gitmesi ya da sadece ailesinin fakir olduğunu söylemesi, eskiden

family was poor well there wasn't that they used to spend lots of money mate

çok para harcamıyorlardı dostum, bu

that's not that's always to get piano lessons and things like that so there's

her zaman piyano dersleri ve bunun gibi şeyler almak için değil, bu yüzden

other Steve ending with Steve now we don't have to talk endlessly about

Steve ile biten başka Steve var. şimdi gündeme getirdiğimiz her şey hakkında durmadan konuşmak zorunda değiliz,

everything we bring up slip people are talking at all about their accident

insanlar kazaları hakkında konuşuyorlar, geçen gün

you'll never guess what happened to me the other day I took a fall or I had a

bana ne olduğunu asla tahmin edemezsiniz, düştüm ya da düştüm,

fall you don't take a fall you have a fall

siz kabul etmeyin düşmek

on the ground whilst walking home I stepped on a piece of plastic strap that

eve yürürken yere düştünüz kazama neden olan bir plastik kayış parçasına bastım

caused my accident fortunately I only got a few bruises a bruised Hydra is

neyse ki sadece birkaç morluk aldım morarma hidra

going when we say bruised we mean bleeding that occurs under the skin due

gidiyor morluk dediğimizde deri altında çarpma sonucu oluşan kanamayı kastediyoruz

to impact yes slip you can slip can't you you can slip

evet kayabilirsin kayabilirsin değil mi kayabilirsin

we've been doing a lot of that recently mr. Duncan it's very muddy it's been

son zamanlarda bunu çokça yapıyoruz bay. Duncan çok çamurlu,

raining a lot it's been muddy outside we go for a walk and we slip so one foot

çok yağmur yağıyor, dışarısı çamurlu, yürüyüşe çıkıyoruz ve kayıyoruz, böylece bir ayağımız olmasını

doesn't go where you want it to do and you might slip and then fall over yes or

istediğin yere gitmiyor ve kayabilirsin ve sonra düşebilirsin evet ya da

you might slip and just manage to correct yourself so you might slip on

kayabilirsin ve öylece idare edebilirsin kendinizi düzeltmek için çamurda kayabilirsiniz

the mud you might slip on ice you might slip on a wet surface so maybe a flaw

buzda kayabilirsiniz ıslak zeminde kayabilirsiniz bu yüzden belki

that is just being washed or cleaned or maybe polished and you slip so you slip

sadece yıkanan veya temizlenen veya belki cilalanan bir kusur ve siz kayarsınız böylece kayarsınız

over you slip up you slip and fall you can slip up in other ways as well can't

yukarı kayarsınız kayar ve düşersiniz başka şekillerde de hata yapabilirsin hata

you make a mistake make a mistake so you might be taking you might say something

yapamazsın hata yapabilirsin yani alıyor olabilirsin bir şey söyleyebilirsin ve bu

and it's a mistake and you can say I slipped up there or your boss at work

bir hatadır ve ben orada hata yaptım diyebilirsin ya da iş yerindeki patronun

asked you to do a project your boss at work I suppose I said you do a project

senden bir şey yapmanı istedi iş yerindeki patronunu projelendir sanırım sana bir proje yaptığını söyledim

and you made some mistake in it you can say well I slipped up there something

ve bunda bir hata yaptın iyi diyebilirsin ben orada

you don't normally do it's a slip up you slipped up something you normally very

normalde yapmadığın bir şeyde hata yaptım bu bir hatadır normalde çok

good at something and then and then you make us a mistake and you say you

iyi olduğun bir şeyde hata yaptın ve sonra ve sonra bize bir hata yapıyorsun ve hata yaptığını söylüyorsun bu

slipped up it's not something you would normally make a mistake in doing okay

normalde yaptığın bir hata değil tamam mı bu bir

it's a slip up isn't it slip so maybe you could say the wrong thing you could

hata değil mi bu yüzden belki yanlış bir şey söyleyebilirsin

have a slip of the tongue yes a slip of the tongue yes okay we've got Pat you

dil evet bir dil sürçmesi evet tamam bizde Pat var

says what does accident waiting to happen mean an accident waiting to

diyorsun, olmasını bekleyen kaza ne demek oluyor, olmasını bekleyen bir kaza

happen is something that is a hazard that is there all the time but no one

her zaman var olan bir tehlike ama kimse

does anything about it they don't they don't take that hazard away so a hazard

bu konuda bir şey yapmıyor. Bu tehlikeyi ortadan kaldırmazlar, bu nedenle tehlike,

is something that is dangerous or might cause

tehlikeli olan veya bir

an injury or an accident so when we say that something is an accident waiting to

yaralanmaya veya kazaya neden olabilecek bir şeydir, bu nedenle bir şeyin olmasını bekleyen bir kaza

happen it means there is a hazard or something dangerous or harmful that is

olduğunu söylediğimizde, bu bir tehlike veya tehlikeli veya zararlı bir şey olduğu anlamına gelir.

already there but no one has noticed it it is an accident waiting to happen

zaten orada ama kimse fark etmedi, bu bir kaza olmasını bekliyor olabilir,

maybe if you have a building and maybe one of the doors in the back has been

eğer bir binanız varsa ve arkadaki kapılardan biri

locked you might say that that locked door is an accident waiting to happen

kilitliyse, o kilitli kapının bir kaza olmasını beklediğini söyleyebilirsiniz,

so if there is a fire people would not be able to escape from that locked door

eğer varsa bir yangın, insanlar o kilitli kapıdan kaçamazlar, bu yüzden

so an accident that is waiting to happen yes it could be you you drive your car

olmasını bekleyen bir kaza evet, arabanızı her gün kullanıyorsanız siz olabilirsiniz

everyday and there could be a particular Junction

ve yolda tehlikeli olan belirli bir Kavşak olabilir

on the road which is dangerous and you know that you've got to be very careful

ve siz bilirsiniz ki siz'

when exiting from this Junction and you think to yourself all there should be a

Bu Kavşaktan çıkarken çok dikkatli olmalıyız ve kendi kendinize orada bir tabela falan olması gerektiğini düşünüyorsunuz

sign there or something but there has never been an accident because due to

ama hiç kaza olmadı çünkü

look but you you might it's never happened but you might say that's an

bakınca ama siz hiç olmadı belki ama bunun bir

accident waiting to happen it's it's it's a hazard that everybody can see or

kaza olduğunu söyleyebilirsiniz Bunun olmasını beklemek, herkesin görebileceği bir tehlikedir veya

maybe just you can see it or a few people can see it but nobody's done

belki sadece siz görebilir veya birkaç kişi görebilir ama kimse

anything about it because there never has been an accident and this happens a

bu konuda bir şey yapmadı çünkü hiç kaza olmadı ve bu, yolların

lot on the roads where there are accident black spots for example places

olduğu yollarda çok oluyor. kaza kara noktaları örneğin

where there are a lot of axes and huger at junctions and things like that and

çok fazla baltanın olduğu yerler ve kavşaklarda daha büyük ve bunun gibi şeyler ve

the quite often we can say are on the road there's an accident way for example

oldukça sık diyebileceğimiz yerler yolda bir kaza yolu var örneğin

if you if you always drove a car you were texting yes if you were the sort of

eğer her zaman araba kullanıyorsanız evet mesaj atıyordunuz dikkati

person that was distracted and was sending texts or on the phone you might

dağılmış ve mesaj gönderen veya telefonda olan türden biriyseniz, bunun

say that's an accident waiting to happen because sooner or later the laws of

olmasını bekleyen bir kaza olduğunu söyleyebilirsiniz çünkü er ya da geç

probability will kick in and the accident will happen yes so explain that

olasılık yasaları devreye girecek ve kaza olacak evet, bu yüzden

basically the thing I said six minutes ago but I'm just trying to explain it in

temelde bunu açıklayın. Altı dakika önce söyledim ama

different ways listeners on Steve

Steve Skid'deki dinleyicilere bunu farklı şekillerde açıklamaya çalışıyorum,

Skid so if you skid it means you move across the surface but at the same time

bu yüzden kayarsanız bu yüzeyde hareket ettiğiniz anlamına gelir ama aynı zamanda

you are actually losing control so to lose control as you are moving forwards

aslında kontrolü de kaybedersiniz, hareket ettikçe kontrolü kaybedersiniz. ileriye doğru

you skid you skid you lose control as you are moving forward so you might skid

kayarsınız kayarsınız ileri doğru giderken kontrolünüzü kaybedersiniz bu nedenle

off the road in your car you might scared as you are walking you lose

arabanızla yoldan çıkabilirsiniz yürürken korkabilirsiniz kısa bir an için

control of your body or your movement for a brief moment and it causes you to

vücudunuzun veya hareketinizin kontrolünü kaybedersiniz ve bu sizin

have an accident we won't talk about this one too much I'll just say one

tesadüf bu konuda fazla konuşmayacağız sadece bir

thing mr. doing a skid I mean you talk about slip a skid is like a is where the

şey söyleyeceğim bayım. patinaj yapmaktan bahsediyorum, kaymaktan bahsediyorsunuz patinaj kaymanın

slip goes on for a long time isn't it yes so you have it you have it it could

uzun süre devam ettiği yer gibi, evet öyle değil mi yani sizde var, fitten fite

be a foot to foot a meter okay and normally it leaves a mark so a skid

metre olabilir tamam ve normalde gidiyor bir iz, böylece bir patinaj iz bırakır bir

leaves a mark a slip is just a short little nobody can see your feet by the

kayma sadece kısadır, bu arada kimse ayaklarınızı

way a slip is just a you know a momentary thing whereas a skid is you've

göremez, kayma sadece anlık bir şeydir, oysa patinaj,

lost control over a long period of time so if you had a skid in the car you

uzun bir süre boyunca kontrolü kaybetmiş olmanızdır. arabada patinaj yaptıysanız

might see black lines from your tyres whereas if you had a skid on some ice

lastiklerinizden siyah çizgiler görebilirsiniz, oysa buz üzerinde patinaj yaptıysanız geride

you might you might see some marks left behind breaking shoes quite often with a

bazı izler bırakabilir, araba ile sık sık patinaj ayakkabılarını

car if you lose control of your car

kırarsanız arabanızın kontrolünü kaybederseniz

you will skid out of control Tomec says

patinaj yaparsınız kontrolden çıkmış Tomec

tetanus give us a few examples of it in a sentence I cut my finger whilst

tetanoz diyor bize bir cümleyle birkaç örnek ver bahçede bahçeyle uğraşırken parmağımı kestim

gardening on the rose bushes and now I'm going to have to go to the doctor for a

ve şimdi tetanoz iğnesi için doktora gitmem gerekecek

tetanus injection tetanus tetanus it's an it's an infection in soil it's a it's

tetanoz tetanoz bu bir enfeksiyon Toprakta bu,

a bug that contained that in soil that if you get soil into your skin for any

toprakta bulunan bir böcektir ki, herhangi bir nedenle cildinize toprak sokarsanız,

reason into an open cut you can get tetanus in there which is very serious

tetanoz kapabilirsiniz ki bu çok ciddidir, çoğu

most countries you have vaccines for tetanus because it's in Sora all over

ülkede tetanoz aşısı vardır, çünkü her yerde Sora'dadır.

the world you've got to be very careful lots of old ladies gardening in the UK

dünyada çok dikkatli olmalısın Birleşik Krallık'ta bahçecilik yapan birçok yaşlı kadın

it's a very common way to get tetanus is this a fact cutting their wrote it is a

tetanoz kapmanın çok yaygın bir yoludur bu onların yazdıklarını kesmek bir gerçektir

fact cutting their Roses trimming their bushes and they get a thorn from the

Roses in their fingers which has got the tetanus on it because it's been near the

Parmaklarında güller üzerinde tetanoz bulaşmış çünkü o toprağa yakın olduğu için

soil okay and you if you don't go to the doctor you'll be seriously ill but most

tamam ve sen doktora gitmezsen ciddi şekilde hasta olacaksın ama çoğu

people have you know their countries will have a vaccination program to

insan biliyor ki ülkelerinin aşı programı var

prevent you when you're even from young children but yes so your your you might

önlemek için küçük çocuklardan bile olsanız ama evet yani sizin

get something in your finger you'll get tetanus and maybe your finger will

parmağınıza bir şey bulaşabilir tetanoz olabilirsiniz ve belki parmağınız da enfekte olabilir parmağınızda

become infected as well you might get an infection in your finger and then your

enfeksiyon olabilir ve sonra

finger will fall off well that's not tetanus that's different but yes that's

parmağınız düşebilir pekala bu tetanoz değil farklı ama evet bu

how you reduced people don't get tetanus very often it's you get lockjaw the bug

şekilde azaltıyorsunuz insanlar tetanoza çok sık yakalanmazsınız kilit çeneniz olur böcek

puts toxins into your system but because most countries have a vaccination

sisteminize toksinler koyar ama çoğu ülkede tetanoz hastalığına

program to prevent you ever getting the disease tetanus and only ever used it in

yakalanmanızı önlemek için bir aşılama programı vardır ve sadece her zaman

a sentence saying Tomic Tomic has said thank you that

Tomic Tomic teşekkür etti diyen bir cümlede kullandı, bu açıklama

means he understands due to the explanation so we can move on here's

nedeniyle anladığı anlamına gelir, böylece devam edebiliriz işte bir

another one Steve stand humble stumble so this is kind of like falling but you

tane daha Steve alçakgönüllü tökezle, yani bu düşmek gibi bir şey ama

don't fall straight away or maybe you don't fall it

hemen düşmezsin ya da belki sen düşmeyin

all you just trip but you managed not to fall so you stumble Oh stumble you write

sadece takılın ama düşmemeyi başardınız bu yüzden tökezlersiniz tökezlersiniz

yourself don't you yes so stumble is something where you lose

kendiniz yazarsınız değil mi evet yani tökezlemek

control of your movement briefly but you are able to regain control

hareketinizin kontrolünü kısa süreliğine kaybettiğiniz ama kontrolü yeniden kazanabildiğiniz

so stumble you might stumble slightly and then afterwards you are okay again

için tökezlediğiniz bir şeydir biraz tökezleyebilir ve sonra tekrar iyi olursunuz

because you might you might have tripped up on something on the pavement or there

çünkü kaldırımda bir şeye takılıp kalmış olabilirsiniz veya diğerinden

could be a paving slab that's higher than the other and you're not looking

daha yüksek bir kaldırım levhası olabilir ve

where you're going and your foot might get toe might get caught it and you just

nereye gittiğinize bakmıyorsunuz ve ayağınız ayak parmağınız yakalanabilir ve sadece tökezlersiniz tökezlersiniz

stumble stumble stumble but quite often you don't fall you stumble you don't

ama çoğu zaman düşmezsiniz tökezlersiniz

step but if you but then you can use the expression stumbled and stumble and fall

adım atmazsınız ama eğer siz ama o zaman tökezledi ve tökezledi ve düşüyor ifadesini kullanabilirsiniz

hmm because you could stumble all right you know oh you're trying to correct

hmm çünkü tökezleyebilirsiniz tamam mı bil ki kendini düzeltmeye çalışıyorsun

yourself but then you might not be able to correct yourself and then you fall a

ama sonra kendini düzeltemeyebilirsin ve sonra düşersin bir

lot of elderly people stumble they trip up over a pavement they can't write

sürü yaşlı insan tökezler kaldırıma takılırlar kendi

themselves and then they fall Oh who's a good she stumbled and fell okay Steve

kendilerine yazamazlar ve sonra düşerler oh kim iyi o tökezledi ve düştü tamam Steve

we've got it flower Espoir says there is always a black spot where many accidents

anladık çiçek Espoir her zaman özellikle yolda birçok kazanın meydana geleceği siyah bir nokta olduğunu söylüyor

will occur especially on the road so quite often yes a black spot is an area

bu yüzden oldukça sık evet kara nokta

or place where accidents often occur so especially on the road so there might be

kazaların sıklıkla meydana geldiği bir alan veya yerdir bu nedenle özellikle yolda bu yüzden kazaların sık sık meydana geldiği

a junction or a part of the road where accidents often occur and and around

bir kavşak veya yolun bir bölümü olabilir ve

here there are many black spots there are quite often caused by other people

buralarda çok sayıda kara nokta olabilir, genellikle diğer insanların

driving too fast yes there could be it could be many reasons usually it's a

çok hızlı sürmesinden kaynaklanır evet birçok nedeni olabilir, genellikle bir

junction and in the in the UK I mean I've been on training courses safety

kavşaktır ve Birleşik Krallık'ta, demek istediğim, eğitim kurslarına katıldım, güvenlik

road safety training we have a lot of that alone and and also if you've been

yol güvenliği eğitimi, tek başımıza bunlardan birçoğumuz var ve ayrıca

caught speeding yes which I have on numerous occasions oh I'm on the road a

hız yaparken yakalanırsanız evet, ki bunu birçok kez gördüm oh,

lot naughty Steve you can in the UK you get points on your license probably in

çok fazla yoldayım yaramaz Steve, Birleşik Krallık'ta yapabilirsin, muhtemelen

lots of other countries but if you only have only had a speeding

diğer birçok ülkede ehliyetinden puan alırsın, ancak yalnızca

offence once in five or six years they will allow you to go on a course a speed

beş veya altı yılda bir hız ihlali yaptıysan, hız bilinci kursuna gitmene izin verecekler

awareness course okay and you have to pay for the course but it's the same as

tamam mı? kurs için ödeme yapmanız gerekiyor ama bu

the fine for trading but you don't get points on your license so a lot of

ticaret için para cezası ile aynı ama ehliyetinizden puan almıyorsunuz bu yüzden birçok

people go on these courses okay and one thing I've learned from that mr. Duncan

insan bu kurslara gidiyor tamam ve o baydan öğrendiğim bir şey var. Duncan

about accident black spots is in the UK probably and not some other countries if

kazayla ilgili kara noktalar muhtemelen Birleşik Krallık'tadır ve diğer bazı ülkelerde değildir, eğer kırmızıyla çevrelenmiş

there's a triangular sign that's surrounded in red that means and you'll

üçgen bir işaret varsa bu, sizin

probably have a similar thing in your country a triangular sign in red means

ülkenizde muhtemelen benzer bir şeye sahip olacağınız anlamına gelir ve kırmızı üçgen bir işaret

that's a danger point in the road it could be a bend yes it could could be a

bunun bir tehlike noktası olduğu anlamına gelir. yol bir viraj olabilir evet bir

bend it could be a farm so you might have tractors there it could be a school

viraj olabilir bir çiftlik olabilir bu yüzden orada traktörleriniz olabilir bir okul olabilir

but if you see the triangular sign in red anywhere in the UK they only put

ama Birleşik Krallık'ta herhangi bir yerde kırmızı üçgen işareti görürseniz sadece

those up when there's been an accident and usually a death yeah so if you see

bunları koyarlar. bir kaza ve genellikle bir ölüm evet, yani

one of those signs anywhere in the UK chances are there's been a very serious

Birleşik Krallık'ın herhangi bir yerinde bu işaretlerden birini görürseniz, orada çok ciddi bir

accident there or a death another that they only don't bother to put those

kaza veya başka bir ölüm olma ihtimali vardır ve onlar sadece bu işaretleri asma zahmetine girmezler, tamamdır.

signs up okay until there has been a serious accident so you if it's there

ciddi bir kaza yani eğer oradaysa

you know there's been a serious accident okay in the past

ciddi bir kaza olduğunu bilirsiniz tamam geçmişte yoldaki

another another way of spotting a hazard or a black spot on the road is quite

bir tehlikeyi veya kara bir noktayı tespit etmenin başka bir yolu da

often you'll find bunches of flowers tied to the lamppost so if you're ever

genellikle elektrik direğine bağlı çiçek demetleri bulacaksınız.

driving down the road in the UK and you see a lamppost

Birleşik Krallık'ta hiç yolda araba kullanıyorsanız ve bir elektrik direği

or a signpost and tied to it there are lots of flowers it normally means that

veya bir tabela görürseniz ve ona bağlı bir sürü çiçek varsa, bu normalde

in the area someone has died on the road either as a motorist or a pedestrian

o bölgede birisinin yolda bir sürücü veya yaya olarak öldüğü anlamına gelir,

so as you drive around you if you come to the UK and you see this it isn't just

yani siz araba sürerken İngiltere'ye gelirseniz ve bunu görürseniz, sadece

people being very happy and pleasant but by decorating lampposts with flowers it

insanlar çok mutlu ve keyifli değil, elektrik direklerini çiçeklerle süsleyerek

actually normally means that there's been a fatal accident nearby

aslında normalde yakınlarda ölümcül bir kaza olduğu anlamına gelir

exactly yes what do you think the government should do for road safety

tam olarak evet sizce hükümet ne yapmalı yol güvenliği açısından

what in in the UK we've actually I think the one of the safest countries I think

Birleşik Krallık'ta gerçekte sahip olduğumuz şey bence en güvenli ülkelerden biri araba

is the US for driving and in the UK we're quite good as well because we've

kullanmak için ABD'dir ve Birleşik Krallık'ta da oldukça iyiyiz çünkü güvenli olan

got lots of speeding cameras everywhere it's safe to say actually that there's

her yerde çok sayıda hız kameramız var. Aslında

two main causes of road accidents one is lack of training but in the UK we have a

trafik kazalarının iki ana nedeni olduğunu söylemek gerekirse, biri eğitim eksikliğidir, ancak Birleşik Krallık'ta

very strict road test you can't go onto the road to the part of theory test and

çok katı bir yol testimiz var, teori testinin

a very strict practical test as well other countries that don't have such

yanı sıra çok katı bir pratik testin yanı sıra yola çıkamazsınız. Böyle

strict road tests like that before you can go on the road have more accidents

sıkı yol testlerinin olmadığı ülkelerde yola çıkmadan önce daha çok kaza oluyor

because you have to be aware of dangers the other one is speeding there's no

çünkü tehlikelerin farkında olmalısın diğeri hız yapıyor hiç

doubt speeding hmm causes more accident falling asleep falling asleep but yes

şüphe yok ki hız yapmak hmm daha fazla kazaya neden oluyor uykuya dalmak uykuya dalmak ama evet

we've got a quite a good safety record in the UK but nevertheless in the UK

biz Birleşik Krallık'ta oldukça iyi bir güvenlik siciline sahibiz, ancak yine de Birleşik Krallık'ta

every year we're one of the safest gate countries in the world that's probably

her yıl dünyanın en güvenli geçiş ülkelerinden biriyiz, bu muhtemelen

about 5,000 deaths a year on the road that's a year and probably Oh many many

yollarda yılda yaklaşık 5.000 ölüm, bu bir yıl ve muhtemelen Oh çok

more times serious life-changing injuries I mean that's the thing you

daha fazlası kez ciddi hayat değiştiren yaralanmalar Yani kastettiğin şey bu

mean five thousand between five and seven a current used to be a lot higher

beş bin beş ile yedi arasında bir akım eskiden bundan çok daha yüksekti

than that yes but you go to some countries in the world and it's it's

evet ama dünyanın bazı ülkelerine gidiyorsunuz ve

like a million a year sorry when people die on the road really was so which

yılda bir milyon gibi oluyor insanlar üzüldüğünde Yolda ölmek gerçekten öyleydi yani

countries of these I think China's very high death well I was going to say that

bunların hangi ülkeleriydi bence Çin'in çok yüksek ölüm kuyusu diyecektim ki bence

I think that the world sure as well okay the worst drivers on the road have to be

dünya da kesinlikle tamam yoldaki en kötü sürücüler

Chinese I'm sorry I know I know what you're gonna say mr. Duncan you are

Çinli olmalı Üzgünüm biliyorum ben ne söyleyeceğinizi bilin bayım Duncan

being unfair and cruel and prejudiced and racist and any other issed you can

adaletsiz, zalim, önyargılı, ırkçı ve aklınıza gelebilecek diğer tüm şeyler,

think of however I've lived in China I lived there for many years

ancak ben Çin'de uzun yıllar orada yaşadım

and I can safely say that people in China cannot drive at all that's

ve güvenle söyleyebilirim ki Çin'deki insanlar

probably because they haven't got very strict rules about

muhtemelen araba kullanmadıkları için araba kullanamıyorlar. İnsanların yolda araba kullanmasına izin verme konusunda çok katı kuralları var,

letting people drive on the road no they don't they just they just pay someone

hayır değiller, sadece birine

for the license they don't even take tests or even lessons but they just get

ehliyet için para ödüyorlar, sınavlara ve hatta derse bile girmiyorlar, sadece

a car pay someone maybe a few hundred yuan and then suddenly they're on the

bir araba alıyorlar, birine belki birkaç yüz yuan ödüyorlar ve sonra aniden yola çıktılar

road and they've they've had no test or training and alcohol somebody's pointed

ve herhangi bir test veya eğitim almadılar ve alkol birileri, İngiltere'de yetmişlerde ve seksenlerde bin dokuz yüz yetmişlerde ve seksenlerde

that out of course alcohol drink driving is another major cause of accidents in

alkollü araç kullanmanın başka bir önemli kaza nedeni olduğuna işaret etti. eskiden

the seventies and eighties nineteen seventies and eighties in the UK there

used to be a lot of deaths due to drink driving hmm and then we introduced very

alkollü araba kullanmaktan çok ölüm oluyordu hmm ve sonra çok

very strict rules but nevertheless there's still a lot of accidents people

çok katı kurallar getirdik ama yine de çok fazla kaza oluyor insanlar

still drink and drive I mean I know from personal experience I don't drink and

hala içki içip araba kullanıyor yani kişisel deneyimlerime dayanarak biliyorum alkollü araba kullanmıyorum

drive but I do occasionally even if I have I mean there is a limit I think

ama ben Arada sırada yapsam bile Yani bir sınır var sanırım

it's 80 milligrams of alcohol or something like that it's it's much lower

80 miligram alkol ya da onun gibi bir şey Fransa'daki diğer ülkelerde çok daha düşük

in other countries in France it's a lot lower than it is in the UK but even if I

Birleşik Krallık'ta olduğundan çok daha düşük ama bende

have something that is just one small drink and then I dry I'll be way way

bir şey olsa bile sadece küçük bir içki ve sonra kuruturum

under the limit I know I'm not I'm not concentrating as much even with just a

sınırın çok altında olacağım biliyorum değilim

very small amount of alcohol okay you tend to drive faster and you tend to be

less aware and you're not you're not sort of because it's your inhibitions

daha az farkındasın ve değilsin, çünkü

have gone when you're drinking alcohol so you're not aware of dangers in the

alkol içtiğinde çekingenliğin ortadan kalkıyor, bu yüzden

same way you would be if you weren't having any alcohol the other dangerous

diğerinde alkol almamış olsan olacağın şekilde tehlikelerin farkında değilsin. Tehlikeli olan

thing is having lots of people in the car with you or chatting away because

şey, arabada sizinle birlikte bir sürü insanın olması veya gevezelik etmesidir çünkü çok

that's a big distraction for a driver if you've got lots of people and you're

fazla insanınız varsa ve sürücüyle

trying to engage the driver in conversation things like that like when

bunun gibi şeyler konuşmaya çalışıyorsanız, bu sürücü için büyük bir dikkat dağıtıcıdır.

you're driving in your mother keeps talking to you yes I find it a big

annen seninle konuşmaya devam ediyor evet bence

distraction your mother sometimes is is next to you

annen bazen yanında duruyor

in and she's telling you all sorts of things in reading the signs out

ve işaretleri yüksek sesle okuyarak sana her türlü şeyi anlatıyor

loudly Alamgir says there you chew hadn't received alum gate didn't receive

Alamgir orada çiğnedin şap almamıştın diyor.

any notifications live stream I know I don't know what the hell is going on at

Herhangi bir bildirim almıyorum canlı akış Biliyorum şu anda YouTube'da neler olup bittiğini bilmiyorum

the moment with YouTube since around the 3rd or 4th of January

3 veya 4 Ocak'tan beri

YouTube has actually changed the way it does things you might not have noticed

YouTube aslında fark etmemiş olabileceğiniz şeyleri yapma biçimini değiştirdi

it I have noticed it but there are there are lots of new restrictions and

fark ettim ama bu yılın başından beri YouTube'a gelen birçok yeni kısıtlama ve düzenleme var

regulations that have come in on YouTube since the beginning of this year and

ve

this is something I was talking about last year and and because of that a lot

bu geçen yıl bahsettiğim bir şey ve bu nedenle

of people now aren't finding out about my videos or my new lessons or my live

artık pek çok insan öğrenemiyor videolarım veya yeni derslerim veya canlı

streams and so this is a big problem but I am going to try and put that right by

yayınlarım hakkında ve bu yüzden bu büyük bir sorun ama bu ayın sonunda başlatmayı

having a new website that I I'm hoping to launch at the end of this month

umduğum yeni bir web sitesine sahip olarak bunu düzeltmeye çalışacağım.

so that will put everything right however YouTube I don't know what

her şeyi yoluna koy ama YouTube

YouTube is doing anymore I don't think even YouTube knows what they're doing

YouTube'un artık ne yaptığını bilmiyorum YouTube'un bile artık ne yaptıklarını bildiğini sanmıyorum

anymore they just keep pressing buttons and changing things so that's probably

sadece düğmelere basıp bir şeyleri değiştiriyorlar, bu yüzden muhtemelen

one of the reasons why somebody just mentioned their about Louis said in

birisinin az önce kendilerinden bahsetmesinin nedenlerinden biri de bu. Louis,

France the amount of alcohol is point three grams when the UK I think it's

Fransa'da alkol miktarının 3 gram olduğunu söyledi, Birleşik Krallık'ta ise

point eight or it might might have come down a bit but I thought it was a lot

8. nokta olduğunu düşünüyorum veya biraz düşmüş olabilir ama

lower in France yes and sir who says alcohol gives you a false sense of

Fransa'da çok daha düşük olduğunu düşündüm evet ve alkolün size yanlış bir fikir verdiğini söyleyen bayım

confidence and somebody else just said that they when they come to the you came

güven ve başka biri az önce dedi ki onlar Birleşik Krallık'a geldiklerinde Birleşik Krallık'a geldiler

to the UK that when they were going out with some friends yes there we go Olga

bazı arkadaşlarla çıkarken evet işte gidiyoruz Olga

says when I was in the UK some of my friends drank alcohol before driving

diyor ki ben Birleşik Krallık'tayken bazı arkadaşlarım araba kullanmadan önce alkol içtiler dediler

they said they were allowed to drink a bit yes that's true you can actually

biraz içmelerine izin verildi evet bu doğru aslında

have but probably a glass and a half of wine two pints of beer which is quite a

içebilirsiniz ama muhtemelen bir buçuk bardak şarap iki pint bira ki bu oldukça

lot low-alcohol beer well average at point three percent beer

fazla düşük alkollü bira iyi ortalama yüzde üç bira

two pints of that it depends on what you've eaten or it's but a lot of people

iki pint buna bağlıdır ne yedin ya da öyle ama birçok insan

have said it's best to drink nothing okay because even a small amount you're

hiçbir şey içmemenin en iyisi olduğunu söyledi tamam çünkü küçük bir miktar bile sen

not you your inhibitions have gone okay and

değilsin çekingenliklerin iyi gitti ve

you're not as in fact I tend to get into into more fights with people yeah I've

aslında ben daha fazlasına girme eğilimindeyim. insanlarla kavga ediyor evet

never seen you in a fight ever I meant on the road you react more so somebody

seni hiç kavga ederken görmedim demek istediğim yolda daha fazla tepki veriyorsun yani birileri

does something are more likely to speed and react if I've got a leaving a small

bir şeyler yapıyorsa hızlanma ve tepki verme olasılığı daha yüksek eğer ben az

amount of alcohol okay good Steve okay we're trying to move on now because

miktarda alkol bırakıyorsam tamam iyi steve tamam biz şimdi devam etmeye çalışıyorum çünkü uyuşturucu

we've got a lot of things still to do drugs of course isn't big problem on

yapacak daha çok şeyimiz var tabii ki orada büyük bir sorun değil

there this is a big problem yes I was smoking that and then driving so at the

bu büyük bir sorun evet onu içiyordum ve sonra şu anda bu şekilde araba kullanıyordum

moment and I could probably do with some drugs to get me through with this to be

ve muhtemelen yapabilirdim Dürüst olmak gerekirse, bunu atlatmak için biraz uyuşturucu kullan

honest

Tomic says he read a study that showed that more people are killed in car

Tomic, bir sitede yürümekten dolayı araba kazalarında daha fazla insanın öldüğünü gösteren bir araştırma okuduğunu söylüyor

accidents because of walking on a site yes that's it yes pedestrians a lot of

evet bu kadar evet yayalar çok sayıda

pedestrians get killed people walking along the road sometimes are very

yaya yolda yürürken insanlar ölüyor yol bazen çok

careless as well they just step out in front of the traffic because they think

dikkatsiz de oluyorlar sadece trafiğin önüne çıkıyorlar çünkü karşıya

they can get across the road however they can't and then the car hits them

geçebileceklerini sanıyorlar ama geçemiyorlar ve sonra araba onlara çarpıyor

and then they fly through the air like a bird sindhya says their alcohol isn't

ve sonra bir kuş gibi havada uçuyorlar sindhya alkollerini söylüyor

allowed of course it isn't allowed in a lot of countries Saudi Arabia I think

izin verilmiyor tabi ki pek çok ülkede izin verilmiyor Suudi Arabistan Bence

being one of them so obviously there were people won't be drinking and

onlardan biri olmak o kadar açık ki insanlar içki içmeyecek ve

driving their alcohol is a big problem generally so alight in small amounts in

alkol kullanmayacaklar büyük bir sorun genellikle bu yüzden sosyal ortamlarda küçük miktarlarda yanıyor

social situations most most things are a problem it should be it probably isn't

durumlarda çoğu şey bir sorundur, bu olmalı, muhtemelen

practical to have zero alcohol because but I think the limits should be a lot

sıfır alkol almak pratik değil çünkü ama bence sınırlar Birleşik

lower in the UK I think there should be lower yes

Krallık'ta çok daha düşük olmalı bence daha düşük olmalı evet

or maybe no alcohol but a lot of pubs have closed down in the UK yeah there's

veya belki alkol yok ama birçok bar Birleşik Krallık'ta kapandı evet

one a one a week or something closes down and that's because you can just buy

haftada bir tane var ya da bir şey kapanıyor ve bunun nedeni

alcohol from anywhere now but yes but before you I mean it was always so

artık her yerden alkol satın alabilmeniz ama evet ama sizden önce yani her zaman çok

traditional or not additionally we've mined I was growing up in the 70s and I

gelenekseldi ya da değildi, ayrıca madencilik yapıyorduk ben büyüyordum 70'lerde ve

had my first car we'd we'd go on a pub crawl and drink and we were probably

benim ilk arabam vardı, bir bara giderdik ve içki içerdik ve muhtemelen

drinking far too much alcohol because that's what you used to do that's what

çok fazla alkol alıyorduk çünkü eskiden böyle yapardın, bir

you don't want to go to a pub and have a soft drink

yere gitmek istemediğin şey buydu. pub'a gidin ve bir meşrubat için,

whilst that mr. Duncan it's nothing there's an aeroplane going over okay yes

o sırada mr. Duncan hiçbir şey üstümüzden geçen bir uçak var tamam evet

naught tolerance says Cecilia what are we doing next mr. Duncan hello oh yeah

hiçbir şey tolerans yok diyor Cecilia bundan sonra ne yapıyoruz bayım. Duncan merhaba oh evet

that's okay I wasn't sure what were we doing then yo show describing what's

sorun değil Ne yaptığımızdan emin değildim o zaman

going over in the sky Belarus yeah also Cecilia Sudhir I was hoping to have our

Belarus'ta gökyüzünde neler olup bittiğini anlatan şov yaptın evet ayrıca Cecilia Sudhir

lovely ramma lamma lamma lamma lamma lamma lamma lamma ding dong

Güzel ramma lamma lamma lamma lamma lamma lamma lamma lamma ding dong'umuzun olmasını umuyordum

today our lovely quiz so I think Steve will be going in around about 10 minutes

bugün bizim sevgilimiz sınav, bu yüzden Steve'in yaklaşık 10 dakika içinde gideceğini düşünüyorum

and then I will carry on with our quiz today how does that sound that sounds

ve ardından bugünkü sınavımıza devam edeceğim, kulağa hoş gelen bu ses nasıl geliyor bayım?

good to me mr. Duncan because I want to go for a run so this is what I'm testing

Duncan çünkü koşuya çıkmak istiyorum, bu yüzden bugün seni test ettiğim şey bu,

you on today we're testing you on there there and there

seni orada test ediyoruz ve orada

in fact I might do this on Wednesday I might do this on Wednesday because I

aslında bunu Çarşamba günü yapabilirim Bunu Çarşamba günü yapabilirim çünkü

don't think we've got time now because we're talking about so many things most

sanmıyorum şimdi zamanımız var çünkü o kadar çok şey hakkında konuşuyoruz ki bunların çoğu

of them happen most of most of them unplanned unfortunately hello Pat

oluyor çoğu plansız oluyor ne yazık ki merhaba Pat

chooses I stood it I stood it all about alcohol and beer but I don't drink

seçti buna katlandım alkol ve biraya katlandım ama

that's interesting earlier on someone said that the roads in the UK are very

daha önceleri ilginç olan içmem birisi ehliyetim olmadığı için Birleşik Krallık'ta yolların çok güvenli olduğunu söyledi

safe because I don't have a driving licence who said that you don't have a

kim senin ehliyetin olmadığını söyledi

driving licence do you this is true I don't drive I've never driven a car ever

bu doğru mu ben araba kullanmıyorum hiç araba kullanmadım

I've never owned a motorcar I used to have a motorbike but not anymore

ben Hiç motorlu bir arabam olmadı Eskiden bir motosikletim vardı ama artık

I just walk around or use public transport as the horse says their pubs

sadece etrafta dolaşıyorum veya toplu taşıma kullanmıyorum çünkü at, barların

are closing down because of different social that that's another reason for

farklı sosyal nedenlerle kapandığını söylüyor, barların kapanmasının başka bir nedeni de

pubs closing down it's not just because people can't drink alcohol and drive

bu sadece insanların yapabileceği için değil. Alkol alıp araba kullanmamak için

there are other reasons as well social media

başka nedenler de var, sosyal medya

you couldn't I reckon eventually you will be able to order alcohol of the

kullanamazsın Eninde sonunda internetten alkol sipariş edebileceksin

internet and someone will come round with with a pint of beer or a glass of

ve birisi bir bardak bira ya da bir bardak

wine to your door you mean like they can for food burgers

şarapla kapına gelecek. Yani, yemek burgerleri için yapabilecekleri gibi,

yes any food so you can have food delivered to your door so I suppose it's

evet herhangi bir yiyecek, böylece kapınıza yiyecek getirtebilirsiniz, bu yüzden kapınıza

only a matter of time before they deliver wine or a glass of beer to your

şarap veya bir bardak bira getirmeleri an meselesi

door pubs are a very generational thing aren't they I mean I mean there is

barlar çok kuşaksal bir şey değil mi? yani

musical societies and we often go for a drink afterwards but you never see many

müzik toplulukları var ve daha sonra sık sık bir şeyler içmeye gideriz ama barlarda pek fazla

young people in pubs they're all I would say over 60 the majority of people in

genç görmezsiniz hepsi onlar 60'ın üzerinde diyebilirim ki insanların çoğunluğu

the old fashioned traditional pubs traditional if you go there are of

eski moda geleneksel barlarda gelenekseldir oraya giderseniz

course wine bars of spring up now so you get it if there's if there's a

tabii ki baharın şarap barları artık ortaya çıkıyor, yani eğer varsa bir

restaurant and a more modern purple will have a greater spread of Ages I think so

restoran varsa ve daha modern bir mor çağlara daha fazla yayılacaksa bunu alırsınız bence

yes but the old traditional pub in the UK where people sat there and smoked

evet ama Birleşik Krallık'ta insanların orada oturup sigara içtikleri eski geleneksel pub bu

that's another reason of course for popes closing down because you can't

Elbette papaların kapanmasının bir başka nedeni de

smoke in public places anymore which includes I mean going down to the pub

artık halka açık yerlerde sigara içemeyeceğiniz için, yani bara gidip

having a pint and a smoke was what a lot of men did yes I saw they lived fall but

bir bira içmek ve sigara içmek de dahil olmak üzere birçok erkeğin yaptığı şeydi evet sonbaharda yaşadıklarını gördüm ama

if you can't smoke there and you've got to stand outside in the cold wet winters

yapabilirseniz 'orada sigara içiyorsun ve soğuk, yağışlı kışlarda dışarıda durmak zorundasın

and you can't drink much because you can't drive back you know not surprising

ve fazla içemezsin çünkü arabayla geri dönemezsin, biliyorsun kapanmaları şaşırtıcı değil

they're closing down yes but now people drink at home can I say thank you to

evet ama şimdi insanlar evde içiyor diyebilir miyim? süper bir çıkartmayla

Jimmy in Hong Kong who has sent a live donation with a super sticker so thank

canlı bağış gönderen Hong Kong'daki Jimmy'ye teşekkür ederim, bu yüzden

you very much for your 15 Hong Kong dollars thank you very much Jimmy from

15 Hong Kong dolarınız için çok teşekkür ederim, çok teşekkürler Hong Kong'dan Jimmy,

Hong Kong don't forget you can send your live stickers with a donation as well

canlı çıkartmalarınızı bir bağışla gönderebileceğinizi unutmayın.

so thank you Jimmy for that isn't that lovely by the way if you want to get in

Pekala, teşekkür ederim Jimmy, bu o kadar da hoş değil bu arada, eğer

touch you can if you want to send an email or maybe you want to make a

iletişime geçmek istersen, bir e-posta göndermek istersen veya belki

donation through PayPal you are more than welcome to do so

PayPal aracılığıyla bağış yapmak istersen, memnuniyetle kabul ederiz

and then she said there is no way I'm taking those off oh sorry we're back are

ve sonra bunları çıkarmamın bir yolu yok dedi oh pardon geri döndük

we back oh oh we're back are we back oh dear oh yes but I think we're back oh my

goodness a common little bit are we back Connells just joined hello

Connells'e yeni katıldık merhaba

Connell haven't seen you for a long time well we're not good can't say you're

Connell seni uzun zamandır görmüyoruz iyi değiliz

late there's no absolute requirement for you to have to be here exactly on time

geç kaldığını söyleyemem mutlak bir gereklilik yok tam zamanında burada olman gerek

you don't have to be here early however sometimes I get a lot of people joining

yok erken gel ama bazen tam biz ayrılırken bir çok insan katılıyor

just as we leave and they get very angry Thank You Helena a few weeks ago I had

ve çok sinirleniyorlar Teşekkürler Helena birkaç hafta önce bir ipucu olan

an accident with a hint I don't know what a hint is I had an accident with a

bir kaza geçirdim.

hint at night in a forest what's that I was alone first of all Helena why were

Geceleri bir ormanda ipucu nedir o ben yalnızdım öncelikle Helena neden

you alone in a forest I was be going for a walk Lewis's mentioned he loves

sen ormanda yalnızdın Yürüyüşe çıkıyordum Lewis

walking in the forest and Irene has agreed with him what is a hint yes what

ormanda yürümeyi sevdiğinden bahsetti ve Irene onunla aynı fikirde oldu ne bir ipucu ne evet ne

could that would be hint accident with a hint at a tree I don't know yes what's a

olabilir bu bir ipucu kaza olurdu, bilmiyorum evet, ipucu nedir,

hint tell us what you mean by a hint Helen Cydia Cydia says my country is the

bize bir ipucu ile ne demek istediğinizi anlatın, Helen Cydia Cydia, ülkemde

safest place to drive because you hardly find any drivers who have had alcohol

araba kullanmak için en güvenli yer olduğunu söylüyor, çünkü alkollü sürücü neredeyse hiç bulamazsınız.

but in spite of that the road accidents are increasing because people don't have

ama buna rağmen trafik kazaları artıyor çünkü insanların

driving licences very similar to China a lot of people jump into their cars they

Çin'dekine çok benzer ehliyetleri yok, bir sürü insan arabalarına atlıyor,

get a new car or they get an old car and they jump into it without having any

yeni bir araba alıyorlar ya da eski bir araba alıyorlar ve herhangi bir test yaptırmadan atlıyorlar.

tests or any training at all incredible so that's why I think China has the

ya da herhangi bir eğitim inanılmaz, bu yüzden Çin'in

worst road safety record in the world have we got anybody from Russia Iran I

dünyadaki en kötü yol güvenliği siciline sahip olduğunu düşünüyorum Rusya'dan kimse var mı İran

think Russia is probably not far behind well but maybe I don't know we don't

Bence Rusya muhtemelen çok geride değil ama belki bilmiyorum

know officially about so we have to be careful because there

resmi olarak bilmiyoruz bu konuda dikkatli olmalıyız çünkü şu anda

are big changes taking place in Russia at the moment so I have to be careful

Rusya'da büyük değişiklikler oluyor bu yüzden dikkatli olmalıyım

I'm not saying anything else it was Steve not me there's a program not

başka bir şey söylemiyorum o ben değil Steve'di samimiyetsiz olmak istemeyen bir program var

meaning to be disingenuous there's a program that we watch sometimes which is

bizim yaptığımız bir program var bazen hangi

car accidents showing you videos of car accidents all around the world it's

araba kazalarının olduğunu izleyin, size dünyanın her yerindeki araba kazalarının videolarını gösterir,

great entertainment it is great it does tell you that there's nobody being

harika bir eğlencedir, harikadır, size

seriously injured in these accidents but you do see it is entertaining to watch

bu kazalarda ciddi şekilde yaralanan kimsenin olmadığını söyler, ancak araba kazalarını izlemenin eğlenceli olduğunu görüyorsunuz,

car accidents so should be have you have you ever been in a car accident mr.

bu yüzden izlemelisiniz Hiç araba kazası geçirdiniz mi bayım?

Duncan I've never been in a car accident it's very frightening please don't

Duncan hiç araba kazası geçirmedim çok korkutucu lütfen yapma

please don't tell me you're a long story about your car accident I won't but it's

lütfen bana araba kazanla ilgili uzun bir hikaye olduğunu söyleme söylemeyeceğim ama bu

very it's very very scary yes well I would imagine it is

çok çok çok çok korkutucu evet pekala hayal ederdim

I would imagine being involved in any vehicle accident isn't much fun I've

herhangi bir araç kazasına karışmanın pek eğlenceli olmadığını düşünürdüm

never heard anyone say I had a car crash the other day and it was hilarious you

kimsenin geçen gün araba kazası geçirdiğimi söylediğini hiç duymadım ve

what said it again mr. Duncan I wasn't listening reading the live stream okay

bunu tekrar söylemeniz çok komikti bayım. Duncan canlı yayını okuyarak dinlemiyordum tamam o

then oh okay his mail says that says hi I'm on my way

zaman oh tamam postasında merhaba yazıyor

from London to Birmingham to attend a wedding how lovely

Londra'dan Birmingham'a bir düğüne katılmak için gidiyorum ne kadar güzel davet

well are we invited maybe we'll just turn up I think it's safe to say we're

edildik belki geliriz sanırım bu davetli olmadığımızı söylemek güvenlidir,

not invited well just turn up yes what is the hint we want to know I want to

sadece gelin evet bilmek istediğimiz ipucu nedir Bilmek istediğim

know what the hint is yes in the forest it is a typo Oh note no accident with a

ipucunun ne olduğunu bilmek istiyorum evet ormanda

note an accident with a note that's even more confusing maths in physics is here

bu bir yazım hatasıdır fizikte daha da kafa karıştırıcı matematik burada

in Pakistan I think 90% of people are without their driving licenses oh my

Pakistan'da bence insanların %90'ının ehliyeti yok aman tanrım

goodness so I would imagine if you cross the road in Pakistan you have to look

bu yüzden Pakistan'da yolun karşısına geçtiğinizde

both ways and then look both ways again and then just keep looking an accident

her iki yöne de bakmanız gerektiğini ve sonra tekrar iki yöne de bakmanız gerektiğini hayal ediyorum.

with I hunt satury no says it could be hunt hunt accident with a hunt in the

ben avım satury ile bir kaza aramaya devam et hayır bunun av olabileceğini söylüyor ormanda bir av ile av kazası

forest very scary well we want to know what is it's a hint

çok korkutucu ne olduğunu bilmek istiyoruz bu bir ipucu

hunt well if it's hunt that there are even more questions I want to ask like

avı av ise daha fazla soru var gibi sormak istiyorum

what were you hunting in the forest was it the same thing that Steve hunts for

Ormanda ne avlıyordunuz Steve ormandayken avladığı şeyle aynı şey miydi ben

when he's in the forest what do I hunt for in forests mr. Duncan Christina says

ormanda ne avlarım bayım? Duncan Christina

sorry mr. Duncan I have to go Christina's going now everyone

özür dilerim bayım diyor. Duncan gitmeliyim Christina gidiyor şimdi

everyone's going ah but more people are joining mr. Duncan did you want to do

herkes gidiyor ah ama daha fazla insan katılıyor bay. Duncan,

some more words mr. Duncan mr. Duncan was just berating me I wasn't Perez yeah

birkaç kelime daha söylemek ister miydiniz, Bay? Duncan bey Duncan sadece beni azarlıyordu Perez değildim evet evet

yeah we talking I wasn't criticizing you I was just saying that this is an

konuşuyorduk seni eleştirmiyordum sadece bunun farklı kelimeler hakkında

English addict live stream where we talk about different words but you go through

konuştuğumuz bir İngiliz bağımlısı canlı yayın olduğunu söylüyordum ama sen bunların üzerinden geçiyorsun tek

those all we've talked about is you stumble stumble you can stumble a gentle

konuştuğumuz şey tökezler tökezlersin nazik bir

word that's all we talked about say the wrong words or you mispronounce

kelimeyi tökezleyebilirsin tüm konuştuğumuz bu

a word you stumble over your words sprays brain you reach too far or maybe

you move a part of your body much further than it should go and you sprain

you stretch the muscle or you stretch the tendon too far and you injure it we

kasınızı burkursanız veya tendonu çok fazla gererseniz ve onu incitirseniz buna genellikle burkulma deriz

often call it a sprain athletes will often sprain their ligaments or their

sporcular sıklıkla bağlarını veya

muscles in their legs quite often quite often Oh your ankle your ankles a common

bacaklarındaki kasları oldukça sık burkurlar

one to sprain I sprained my ankle so you haven't broken it but you've damaged it

bileğimi burktum bu yüzden kırmadın ama zarar verdin

because you might have fallen over awkwardly might have had a stumble and

çünkü beceriksizce düşmüş olabilirsin tökezleyip

sprained your ankle I think I'm starting to sprained my back as a sprain is an

ayak bileğini burkmuş olabilir sanırım sırtımı burkmaya başlıyorum

injury that you might probably requires it to be strapped up but hasn't actually

çünkü burkulma senin de başına gelen bir yaralanmadır muhtemelen bağlanması gerekebilir ama aslında

broken anything okay it's just a soft tissue what we call a soft tissue injury

hiçbir şeyi kırmadı tamam bu sadece yumuşak bir doku dediğimiz şey bağlarda yumuşak doku zedelenmesi

to the ligaments or something cut cut cut cut cut so you can cut yourself you

veya başka bir şey kes kes kes kes kes böylece kendini kesebilirsin

might accidentally cut your finger you might accidentally cut another part of

yanlışlıkla parmağını kesebilirsin kazara vücudunuzun başka bir yerini kesebilirsiniz o

your body as it were so mean accident accidentally not on purpose so you cut

kadar kötü bir kazadır ki kazara kasıtlı değildir yani

yourself accidentally maybe with a piece of paper oh yes you can get a paper cut

yanlışlıkla kendinizi bir parça kağıtla kesersiniz oh evet kağıt kesebilirsiniz

you might cut yourself with a knife maybe you are cutting some cheese maybe

kendinizi bıçakla kesebilirsiniz belki biraz peynir kesiyorsunuzdur belki

you are cutting a piece of cheese and you slip and you cut your finger you

bir parça peynir kesiyorsun ve kayıyorsun ve parmağını kesiyorsun

slice into your finger with the knife oh I hate cutting myself I hate it I hate

bıçakla parmağını kesiyorsun oh kendimi kesmekten nefret ediyorum bundan nefret ediyorum

it when you slip and you cut your finger or you injure yourself is so painful and

kaymandan ve parmağını kesmenden veya kendini yaralamandan nefret ediyorum çok acı verici ve

sometimes it bleeds yes I need to put a big plaster on it you can also use cut

bazen kanıyor evet, üzerine büyük bir sıva koymam gerekiyor, beni kesmek için de kullanabilirsiniz, bir

to me remove something you take something away if you delete something

şeyi kaldırırsanız, bir şeyi silerseniz

or remove something quite often from maybe a video or a piece of music you

veya bir şeyi çok sık kaldırırsanız, belki bir videodan veya bir müzik parçasından bir

might remove part of it you cut cut don't they say that in moviemaking when

kısmını kaldırabilirsiniz. kes kes şunu söylemezler mi film yapımında

it's come to an end of a scene that's it they say cut that's it it means stop

bir sahnenin sonuna geldiğinde bu kadar derler kes işte bu, çekmeyi bırak filmi çekmeyi bırak kes yapıştır anlamına gelir

filming stop filming cut and paste of course

yes you do a lot that on spreadsheets that's it

elbette evet elektronik tablolarda çok şey yaparsınız bu kadar

you take a piece of writing out and you move it somewhere else that's it

siz bir parça yazı alın ve başka bir yere taşıyın işte bu kadar

bash bash bash you bash something hit you hit it violently maybe you bash your

bash bash bash bir şeye vurursunuz şiddetli bir şekilde vurursunuz belki

head or maybe a low ceiling yeah the way you bash your head

kafanıza veya belki alçak bir tavana vurursunuz evet

you may maybe you bash your elbow you bash your leg I fell over and bashed my

kafanıza vurduğunuz gibi belki dirseğinize vurursunuz bacağına vur yere düştüm ve kafamı yere vurdum acı

head on the floor painful bash yes a bash it's a nasty

verici darbe evet bir darbe bu

it's a nasty hit a net bash bash normally from an accident

iğrenç bir darbe net bir darbe normalde bir kazadan dolayı

also you've if you hit something with force maybe a drum or maybe you are

ayrıca sen de bir şeye zorla vurursan belki bir davul ya da belki sen

making a sound by hitting it you can bash something if you are criticizing

vurarak ses çıkararak bir şeye vurabilirsiniz eğer

someone by saying bad things about them we can say that you are bash

biri hakkında kötü şeyler söyleyerek onu eleştirirseniz, onlara

them you bash them you say bad things yes or a very lavish meal a very lavish

kötü sözler söylediğinizi söyleyebiliriz, kötü şeyler söylersiniz evet ya da çok lüks bir yemek, bir

party where lots of people are enjoying themselves a big celebration where there

sürü insanın olduğu çok gösterişli bir parti

is lots of wining and dining food is eaten we can call it a bash we're having

bol bol yemenin ve yemeğin yenildiği büyük bir kutlamanın tadını çıkarıyorlar buna parti diyebiliriz

a big wedding bash next week yes if you you can if you bash somebody over the

haftaya büyük bir düğün partisi düzenliyoruz evet eğer yapabilirsen birinin kafasına vurursan

head for example you might you might use your fists or you might use a piece of

örneğin yapabilirsin yumruklarınızı kullanabilir veya bir

wood you could bash a nail with a hammer into some wood couldn't you hitting

tahta parçası kullanabilirsiniz bir tahtaya çekiçle çivi çakabilirdiniz bir şeye vuramaz mıydınız bu

something so to bring something to an end as well is cut trip again it's a

yüzden bir şeyi sona erdirmek için de yine kesilen bir tökezleme bu

little bit like slip although trip you normally trip over an

biraz kayma gibi olsa da tökezleme normalde bir

object so something that is in front of you your foot will catch the thing and

nesneye takılırsınız, böylece önünüzdeki bir şey ayağınızı yakalar ve

then you trip over you trip you trip up you trip over simulator stumble hmm but

sonra takılırsınız takılırsınız takılırsınız simülatör üzerinden takılırsınız tökezleme hmm ama

specifically your foot your toe or your ankle as you're walking has hit

özellikle siz yürürken ayağınız ayak parmağınız veya ayak bileğiniz bir

something that causes you to miss a step as you trip up it can be embarrassing

şeye çarptığınızda ayağınız takılırken bir adımı ıskalamanıza neden olabilir utanç verici olabilir

you could trip and write yourself and carry on yes or you could trip and then

takılıp kendi kendinize yazabilir ve devam edebilirsiniz evet ya da takılıp

fall yes so quite often as an accident because we're talking about accidents

düşebilirsiniz evet çok sık bir kaza çünkü biz kazalardan bahsediyoruz

trip means to catch something with your foot and then you fall to the ground

ayağınızla bir şey yakalamak ve sonra yere düşmek anlamına gelir

the underly lady tripped on the pavement fell over and broke her hip hmm mr.

.

Steve tripped on the doorstep and he fell over straight onto his face as you

Steve kapının eşiğine takıldı ve doğruca yüzünün üzerine düştü, gördüğünüz gibi

can see break break you can break something break your leg break your arm

mola mola bir şeyi kırabilirsiniz bacağınızı kırın kolunuzu kırın ayak bileğinizi

break your ankle break your finger there are many parts of your body that's a

kırın parmağınızı kırın vücudunuzun pek çok kısmı var bu

literal break an actual injury yes you actually break it or as Tia said earlier

gerçek bir kırılma ve gerçek bir yaralanma evet gerçekten kırarsın ya da Tia'nın daha önce söylediği gibi

she broke had a heart broken hmm which is a

kırıldı kalbi kırıldı hmm bu

different thing altogether yes so you can stop as well if you stop

tamamen farklı bir şey evet yani

doing something for a short time you have a break you have a short rest and

bir şeyi yapmayı kısa bir süreliğine bırakırsan sen de bırakabilirsin ara verirsin kısa bir dinlenme yaparsın ve

in medical terms if you break your bone we can call it a fracture fracture so

tıbbiyede tabiri caizse kemiğinizi kırarsanız buna kırık kırılma diyebiliriz yani

something that is broken or cracked there is a fracture sometimes in the

kırılan veya çatlayan bir şeyde bazen

earth or below the ground you can have a fracture in the Earth's crust which

yer altında veya yer altında bir kırılma olur yer kabuğunda bir kırılma olabilir bu da

causes earthquakes yes if you make fracture a bone it's not as bad as

depremlere neden olur evet kırılma a yaparsanız evet kemiği kırmak kadar kötü değil

breaking it so you have a crack in it so the bones don't separate hmm they just

yani içinde bir çatlak var yani kemikler ayrılmıyor hmm sadece

crack but you would still have to have a plaster on you if you if you break a

çatlıyorlar ama eğer bir

bone or fracture a bone in the UK you normally go to something called the

kemiği kırarsan veya kemiği kırarsan yine de üzerinde bir alçı olması gerekir. Birleşik Krallık'ta normalde kırık kliniği denen bir yere gidersiniz, bu

fracture clinic so that's where they would they would put a plaster on hmm

yüzden orada alçı koyarlardı hmm

but usually yes you're right a fracture is not a complete break the bones stay

ama genellikle evet haklısınız, kırık tam bir kırılma değildir, kemikler

together whereas a break is it right the way through the bread right the way

bir arada kalır, oysa bir kırılma tam yolun içinden geçer ekmek tam

through the bone fracture here's another one

kemik kırığı boyunca işte bir tane daha

yes ts just said what's the difference when a break and a fracture well they're

evet ts az önce kırılma ve kırılma arasındaki farkın ne olduğunu söyledi peki

similar hmm but a break means it goes all the way across the balance the bone

benzerler hmm ama bir kırılma, dengenin tamamı boyunca gittiği anlamına gelir kemik

is completely broken yeah and then you have a thing called a compound fracture

tamamen kırılır evet ve sonra bileşik kırık denen bir şey var

yes you don't want a compound fracture where the bones broken in lots of

evet kemiklerin birçok

different places yes you might fall you might have a car accident and your your

farklı yerden kırıldığı bileşik kırık istemiyorsun evet düşebilirsin araba kazası geçirebilirsin ve

leg is broken in many places I had a car accident when I was in my early 20s we

bacağın birçok yerden kırılabilir ben araba kazası geçirdim 20'li yaşlarımın başındayken

know and I fractured my ankle yeah so there was a a break in the bone but not

biliyoruz ve ayak bileğimi kırdım evet bu yüzden kemiğimde bir kırılma oldu ama

all the way across so it repaired quite easily dislocate now this for me is one

tüm yol boyunca değil bu yüzden kolayca onarıldı yerinden çıktı şimdi bu benim için

of my worst nightmares this is something that I hope I never have to do

en kötü kabuslarımdan biri bu yaşadığım bir şey umarım hiç yapmak zorunda kalmam

or an accident that I have where I dislocate part of my body so maybe I

ya da bir kaza sonucu vücudumun bir yerini yerinden çıkardım yani belki

suppose a good example be your shoulder maybe you have an accident in your bone

iyi bir örnek omzunuz olabilir belki bir kaza geçirirsiniz kemiğiniz

comes out Oh out of its socket Oh Steve so that's it we have ball and joint what

çıkar oh yuvasından oh steve işte bu kadar top ve eklem

they call boil boil and joint a ball and socket gents in most of our where our

dedikleri şey kaynatın kaynatın ve bir top ve soketi birleştirin beyler çoğumuzda

bones go into other other bones the most common one is the shoulder a ball and

kemiklerimizin diğer diğer kemiklere girdiği yer en yaygın olanı omuz bir top ve

socket joint yes but if that comes out oh that's a dislocation damage all the

soket eklemi evet ama bu çıkarsa oh bu bir çıkık tüm tendonlara zarar ver

tendons don't say it I'm ligaments and say it

ben bağlarım deme ve

don't stay oh because you what you have to do then is put the bone back in to

kalma deme oh çünkü o zaman yapman gereken kemiği yuvasına geri sokmak

the socket yes and quite often you have to use force oh my goodness Steve I

evet ve sıklıkla güç kullanmak zorundasın aman tanrım Steve

don't like that so I hope I never dislocate a part of my body normally a

bundan hoşlanmadım bu yüzden umarım normalde senin çıkardığın bir eklemi vücudumun yerinden oynatmam

joint that you pull out Helen said she had it was an accident with a deer as

she drove through the fall a deer deer deer Sullivan her car she was driving

through the forest and hitted that's very common around here yeah we have a

ormanın içinden geçiyordu ve çarptı bu buralarda çok yaygın evet bizde

lot we have a lot of deers here's and if you're driving particularly at night you

çok var burada çok geyik var ve özellikle geceleri araba sürüyorsanız

can get a very serious injury because they're very heavy and you have to be

çok ciddi bir şekilde yaralanabilirsiniz çünkü çok ağırlar ve yapmanız gerekiyor

very careful it's why there's a low speed limit on the roads around here

çok dikkatli ol, bu yüzden bu civardaki yollarda düşük hız sınırı var

because the deers can spring out from the forests we drove custard there

çünkü ormanlardan geyikler çıkabilir

donkey the other week I know I that the road between here and Telford is

geçen hafta oraya eşek sürdük

littered with dead animals it's a it's the killing fields it's one of the local

ölüm tarlaları,

roads near to where we live and as you drive along there there are always dead

yaşadığımız yere yakın yerel yollardan biri ve oradan geçerken

animals everywhere but we but there was a dead donkey because as Helen Helen

her yerde ölü hayvanlar var ama biz ama ölü bir eşek vardı çünkü Helen Helen'in

said well if you drive through a forest iary of which this is there are always

dediği gibi iyi, bir orman günlüğünden geçerseniz bu Her zaman ormanın

animals trying to get from one side of the forest to the other if the roads

bir tarafından diğerine geçmeye çalışan hayvanlar var mı, eğer yollar

down there in the middle then there's going to be lots of accidents yes well

ortadaysa, o zaman çok fazla kaza olacak, evet, yolun karşısına geçen

it would appear that there are some trap that go across the road so so the

bazı tuzaklar varmış gibi görünüyor, o yüzden

animals will emerge from one side of the road but they need to get to the other

hayvanlar yolun bir tarafından çıkacak, ancak

side so they can continue with their journey

yolculuklarına devam edebilmeleri için diğer tarafa geçmeleri gerekiyor

and quite often you will find dead squirrels dead pheasants dead deer dead

ve sıklıkla ölü sincaplar, ölü sülünler, ölü geyikler,

foxes dead batches rabbits maybe the occasional dead donkey well and the

tilkiler, ölü gruplar halinde tavşanlar, belki ara sıra ölü eşek kuyusu ve

other day there was a dead chicken yes a dead chicken on the side of the road and

geçen gün yolun kenarında ölü bir tavuk vardı evet ölü bir tavuk vardı ve

I said to Steve I said why did the chicken cross the road

Steve'e tavuğun neden yoldan geçtiğini söyledim

and then then he said he asked why and I said we'll never know because the

ve sonra nedenini sorduğunu söyledi ve ben de asla bilemeyeceğimizi söyledim çünkü

chickens dead that's that's an old-fashioned joke why did the chicken

tavuklar öldü bu eski moda bir şaka tavuk neden

cross the road to get to the other side I can't hear anyone laughing no I can't

karşı tarafa geçmek için yolun karşısına geçti kimsenin güldüğünü duyamıyorum hayır

hear that am i going there mr. Duncan do you want to go you don't have to go legs

duyamıyorum oraya mı gidiyorum bay Duncan gitmek istiyor musun gitmek zorunda değilsin bacakların

are aching I'm not telling you to go well you gave me a hint about 10 minutes

ağrıyor sana iyi git demiyorum 10 dakika önce bana bir ipucu verdin bayım

ago mr. Steve is going in 10 minutes as much to say you wanted me to go like an

. Steve 10 dakika sonra gidiyor beni istediğini söylemek için like a

subscribe by the way if you like what you see right now on your computer

abone ol bu arada eğer beğendiyseniz şu an bilgisayarınızın

monitor or mobile device like and subscribe and I am here how often am I

ekranında veya mobil cihazınızda gördüğünüzü beğenin ve abone olun ve ben buradayım ne sıklıkla buradayım

here I hear you ask well guess what I am here Sunday Wednesday and Friday I might

duyuyorum sen soruyorsun tahmin et neyim pazar çarşamba ve cuma pazar çarşamba günü

not be here on time on Wednesday because I might be going to see my mum in

zamanında burada olamayabilirim çünkü annemi hastanede görebilirim

hospital it depends if she's out because she might be out of hospital by

bu onun dışarıda olup olmamasına göre değişir çünkü çarşambaya kadar hastaneden çıkmış olabilir

Wednesday if not I might be going to the hospital to see my mum Steve yes an idea

yoksa ben Hastaneye annemi görmeye gideceğim Steve evet bir fikir olsa

though you're gonna I was going to say yes ah who says dear accidents and

da yapacaksın Evet diyecektim ah kim diyor sevgili kazalar ve

hitting hitting a deer with your car happens a lot in the winter because it's

arabanla bir geyiğe çarpmak kışın çok oluyor çünkü

their mating season they're looking for a mate their routine I think

onların çiftleşme mevsimi onlar' bir eş arıyorsun onların rutini Sanırım

heard that I think you're right there where you are eyes or they are written

duydum ki tam oradasın gözlerinin olduğu yerde ya da yazıyorlar

Valerie she says my friend hit a pork at night I think you mean a pig pork is the

Valerie arkadaşımın gece bir domuza vurduğunu söylüyor Sanırım domuz domuz

meat that you get from a pig so you wouldn't say I hit a pork you would say

eti senin aldığın et bir domuz, domuza vurdum demeyesiniz, domuza

I hit a pig well it might have been it might have been a piece of pork maybe

iyi vurdum diyeceksiniz, belki bir domuz parçası olabilirdi belki

someone had left a piece of pork in their own joint of meat yes a piece of

birisi kendi et lokantasına bir parça domuz bırakmıştı evet bir parça

meat it hit a pig a pig sorry to correct you there sorry

et bir domuza çarptı bir domuza seni düzelttiğim için özür dilerim kusura bakma benim

well the big question I have is where are pigs

hi Beatrice where where are pigs walking around free on the road I've never seen

a pig well there might be a pig farm oh yes near where Belarusian lives or maybe

asıl sorum domuzların nerede olduğu evet Belaruslu'nun yaşadığı yerin yakınında veya belki

or just and maybe one of the pigs has got out we don't have any pigs around

veya sadece ve belki domuzlardan biri dışarı çıktı, buralarda hiç domuzumuz yok değil mi hayır,

here do we no you can describe a person as a pig and now a nasty person who's

bir insanı domuz olarak tanımlayabilirsiniz ve şimdi kaba, salak,

rude slobby untidy smelly okay maybe they eat in a

dağınık, pis kokulu, tamam belki

very unpleasant way we can say that they eat like a pig

çok nahoş bir şekilde yemek yerler domuz gibi yediklerini söyleyebiliriz

if you hit in the UK desert there's a law if you hit an animal like a deer or

İngiltere çölünde vurursanız geyik gibi bir hayvana vurursanız bir yasa vardır ya da

a what's the other what's that common one that bird that crosses the road I've

diğeri nedir o yaygın olan ne o yoldan geçen o kuş ben

killed one haven't done accidentally pheasant desn't if you hit an animal

birini öldürdüm yanlışlıkla yapmadım sülün desn

that is edible like a pheasant or a peak maybe probably not a pig because that

sülün ya da tepe gibi yenilebilir bir hayvana çarparsan muhtemelen domuz değil çünkü bu

probably would belong to a farmer but a wild animal like a pheasant or the deer

muhtemelen bir çiftçiye ait olur ama sülün ya da geyik gibi vahşi bir hayvana

if you hit it you're not allowed and it's dead you're not allowed to take it

vurursan izin verilmez ve ölürse onu alıp yemene izin verilmez

and to eat but if you were following somebody if you found it dead on the

ama birini takip ediyorsan onu yol kenarında ölü bulursan

side of the road you could then pick it up and take it home and eat it that's

onu alıp eve götürebilirsin ve onu yiyin

the law in this country whoo-hoo some people might well I know I know

bu ülkede kanun bu whoo-hoo bazı insanlar iyi bilirim

neighbors that who is collecting dead animals from the road and eating them

komşularım yoldan ölü hayvanları toplayan ve onları

well if you saw a dead deer you might think that's a lot of meat that will

güzelce yiyen ölü bir geyik gördüyseniz bunun çok fazla et olduğunu düşünebilirsiniz.

keep me hungry for a few weeks how the hell are you gonna get the deer into

beni birkaç hafta aç tut arabana geyiği nasıl sokacaksın

your car are you sticking in the boot strap it on the top of the yeah on the

bagaja mı takıyorsun

roof but you can if you hit that animal you're not allowed by law you can't take

çatıya evet ama vurabilirsin o hayvana çarparsan sana izin verilmez kanun

that animal but somebody following you could take it

o hayvanı alamazsın ama seni takip eden biri kabul edebilir

it's a strange law I think it's there to prevent you deliberately killing animals

garip bir kanun bence hayvanları kasten öldürmeni engellemek için var Sırf

because the idea is that you don't want people deliberately swerving to kill

animals so who who is going out of their way to potentially damage their car just

so they can have some free meat here but if it's a pheasant you can't you can't

burada bedava et yiyebilsinler diye potansiyel olarak arabalarına zarar verme yollarından çekildiler ama eğer bu bir sülünse,

drive at them no you can't but I think that's the idea of the law going into

onlara süremezsiniz, hayır, süremezsiniz ama bence kanunun girdiği fikir bu.

the field it is a bit I don't know what and unless there was somebody around

alan biraz, ne olduğunu bilmiyorum ve etrafta biri olmadıkça kimse

nobody's gonna stop you mr. Bruno is very funny by the way what's mr. Bruno

sizi durduramaz bayım. Bu arada Bruno çok komik, bayım. Bruno,

said mr. Bruno says the the pig that Belarus you're hit has now become pork

Bay dedi. Bruno Belarus'ta vurduğun domuz şimdi domuz oldu diyor

oh yes that's very good very very good very funny oh you don't

oh evet bu çok iyi çok çok iyi çok komik oh

tell you you don't have to apologize but this is what this is all about we're

sana özür dilemen gerekmiyor ama bütün mesele bu biz

here to correct you on your English yeah Anna Coby had an accident with a wild

İngilizcenizi düzeltmek için buradayım evet Anna Coby bir yaban domuzu ile bir kaza geçirdi

boar a wild boar they're quite ferocious animals I know the wild boar we don't

yaban domuzu oldukça vahşi hayvanlar biliyorum yaban domuzu bizde yok Birleşik Krallık'ta yok eskiden bizde vardı

have them in the UK we used to have them but we must have killed them all off our

ama öldürmüş olmalıyız hepsini

glaze ago probably poached them all shot them all probably okay we used to have

sırdan çıkardık muhtemelen daha önce haşladık hepsini vurduk muhtemelen tamam eskiden

we used to have wolves but of course we killed all the wolves that have wolves

kurtlarımız vardı ama tabii ki kurtları olan bütün kurtları öldürdük

anymore we don't it is heart-wrenching to see an animal

artık bir hayvan görmek yürek burkan değil mi

being killed in an axe and it is hi yes dead cats

bir baltayla öldürüldü ve merhaba evet ölü kediler

I've along this road I've killed lots of animals rabbits and sometimes in the car

bu yol boyunca bir sürü hayvan tavşan öldürdüm ve bazen arabada

right I'm going to go mr. Duncan you're going on flagging flagging earth if

doğru gidiyorum bay. Duncan, dünyayı işaret etmeye devam ediyorsun, eğer

you're flagging it means you're getting tired and well I don't think I have been

işaretliyorsan, bu yorulduğun anlamına gelir ve iyi

here for two hours two hours yes two hours getting dark mr. Duncan but the

iki saattir burada olduğumu sanmıyorum iki saat evet iki saattir hava kararıyor bay. Duncan ama

lights don't endure the nights are getting brighter because we've crossed

ışıklar dayanmıyor geceler daha parlak hale geliyor çünkü

the the winter that's the light now just I know but it's really dark soon yes

kışı geçtik bu ışık şimdi sadece biliyorum ama çok geçmeden hava gerçekten karanlık evet

about about sunsets in no it's about half past four I looked is it helped us

gün batımları hakkında hayır saat dört buçuk civarı baktım bize yardımcı oldu mu

for the sunsets so you can see there that the shadows are very long and it'll

gün batımları için orada gölgelerin çok uzun olduğunu görebilirsiniz ve

be dark by five quarter past four so it looks like the Sun is starting to set in

dördü beş çeyrek geçe hava kararacak bu yüzden güneş uzaktan batmaya başlıyor gibi görünüyor

the distance it's not beautiful it is a beautiful it is a beautiful day to day I

güzel değil güzel bir gün bugün

must be honest it's a lovely day today because the Sun is out it's cold but it

dürüst olmalıyım bugün güzel bir gün çünkü güneş dışarıda hava soğuk ama

really does look nice the Sun is now starting to set so you can see that the

gerçekten güzel görünüyor güneş şimdi batmaya başlıyor yani

the colour is rather nice yes Lewis said I know somebody had an

rengin oldukça güzel olduğunu görebiliyorsunuz evet Lewis birinin olduğunu biliyorum dedi

accident with a wild boar and his car was not repairable but that's the thing

bir yaban domuzu ile kaza yaptı ve arabası tamir edilemezdi ama olay şu ki,

because of the you probably driving quite if you hit a deer

muhtemelen sessiz sürüyorsunuz, eğer bir geyiğe çarparsanız,

we know a neighbor that hit a deer and her car was written off so if you say

bir geyiğe çarpan bir komşu biliyoruz ve arabası iptal edildi, bu yüzden

your car was written off it means that it's beyond economic repair okay because

arabanızın iptal edildiğini söylerseniz bu, ekonomik onarımın ötesinde olduğu anlamına gelir, tamam, çünkü

you can often repair cars but if it costs more to repair it than the cars

arabaları sık sık tamir edebilirsiniz, ancak tamir etmek arabaların değerinden daha pahalıysa,

worth then the insurance company write it off they say that's not worth

o zaman sigorta şirketi bunu yazar,

repairing okay get rid of it yes thought I just throw that is this is you going

tamir etmeye değmez derler, tamam, ondan kurtulun, evet, düşündüm ki, öylece attım bu arada sen mi gidiyorsun

by the way this is Steve going he talks for another six minutes but what I was

bu Steve gidiyor altı dakika daha konuşuyor ama

going to say there that you could repair the car but you can't repair the ball

orada söyleyeceğim şey arabayı tamir edebilirsin ama topu tamir edemezsin

true that's true yes if you hit a horse as well people do hit horses sometime

doğru bu doğru evet bir ata şu şekilde çarparsan eh insanlar bazen arabalarla ata çarparlar

with cars yes it's it's it's actually the bigger the animal the more likely

evet bu aslında hayvan ne kadar büyükse

you are to do a serious injury to yourself well

kendinize ciddi şekilde zarar verme olasılığınız o kadar fazladır eh evet

yes I suppose so because the car is hitting a big solid object yes well at

sanırım öyle çünkü araba büyük katı bir cisme çarpıyor evet

that huh that's that's just physics isn't it time flies in a live stream it

pekala o zaman ha sadece fizik, canlı bir akışta zaman uçmuyor mu,

does flower it very much does so just fly so I'm going to fly are you flying

çiçek açıyor, çok uçuyor, bu yüzden uçacağım,

now Eli I'm going to go for a run because I bought these new shoes that

şimdi uçuyor musun Eli Koşuya çıkacağım çünkü bu yeni ayakkabıları aldım

have great big studs in them that grip in the in the in the mud and so I'm not

içlerinde çamurda tutunan büyük çiviler var ve bu yüzden

sliding all over the place so I'm not going to be sliding mr. Duncan or

her yerde kaymıyorum, bu yüzden kaymayacağım bay. Duncan ya da

checking up your doubt talking for another six minute because my new

şüphenizi kontrol etmek için altı dakika daha konuşun çünkü yeni

running shoes these big rubber stairs in them that dig into the mud okay so no

koşu ayakkabılarım çamura saplanan bu büyük kauçuk merdivenler tamam, bu yüzden

slipping or stumbling for me it's time for mr. Steve to pull out of the station

benim için kayma ya da tökezleme yok, Bay Duncan'ın zamanı geldi. Steve istasyondan çekilecek,

are you ready to pull your hoot-hoot I am it's time to go choo-choo ready

ıslık çalmaya hazır mısın, ıslık çalmaya hazır mısın, gitme zamanım, çuf çuf, hazır,

no doesn't bring your hand over slightly Oh or use this here's this hand one two

hayır, elini hafifçe uzatmıyor Oh ya da bunu kullan, işte bu el bir iki

three can see Jonah Steven under all industries bye

üç Jonah Steven'ı altında görebilir tüm sektörler güle güle bay

thanks mr. Steve

Steve

you might get that right one week so there we go that was it that was mr.

bunu bir hafta doğru anlayabilirsin, o yüzden işte o Bay'dı.

Steve he's now going and I I hope he's going to make a nice cup of tea for me

Steve şimdi gidiyor ve umarım benim için güzel bir fincan çay yapar

and a lovely tea cake as well that would be ever so nice thanks for your company

ve aynı zamanda çok güzel bir çay keki yapar, bu çok güzel olur, bugün arkadaşlığın için teşekkürler,

today the time has gone by so quickly I don't know where it's gone where is it

zaman çok çabuk geçti, nerede olduğunu bilmiyorum gitti nereye gitti

gone the time has flown by unfortunately we don't have time for grammar Lama

zaman akıp gitti ne yazık ki gramer için vaktimiz yok Lama

ding-dong unfortunately because mr. Steve just wouldn't stop talking so now

ding-dong ne yazık ki çünkü mr. Steve konuşmayı bırakmıyordu, bu yüzden şimdi saat

it's just after 4 o'clock here in the UK I've been here for two hours and my

4'ü biraz geçiyor burada Birleşik Krallık'ta iki saattir buradayım ve

voice is almost worn out however I will be back with you on Wednesday I hope I

sesim neredeyse yıprandı ancak Çarşamba günü tekrar sizinle olacağım umarım geri dönerim

am back on Wednesday if my mother is still in hospital I might not be here at

Çarşamba annem hala hastanedeyse, öğleden sonra

2:00 p.m. but I will be the be here later so I hope that's a deal

2:00'de burada olmayabilirim. ama daha sonra burada olacağım, bu yüzden umarım bu bir anlaşmadır, bu

is it a deal do you agree I hope so and also on Wednesday and Friday and also

bir anlaşmadır, kabul ediyor musunuz, umarım öyledir ve ayrıca Çarşamba ve Cuma ve ayrıca

next Sunday 2 p.m. UK time you can always catch me right here on YouTube

önümüzdeki Pazar 14:00 Birleşik Krallık zamanı, beni her zaman burada YouTube'da yakalayabilirsiniz

Beatriz says thanks mr. Duncan for this interesting class I hope you've enjoyed

Beatriz, teşekkürler bay diyor. Duncan bu ilginç ders için umarım beğenmişsinizdir

it ah who says thanks for your brilliant

ah kim diyor harika canlı yayınınız için teşekkürler

livestream thanks a lot I hope you've enjoyed it I love two hours of live

çok teşekkürler umarım beğenmişsinizdir İki saatlik canlı

streaming just like before says TS well some people complained that the live

yayını seviyorum tıpkı daha önce olduğu gibi TS diyor peki bazı insanlar canlı yayının bundan şikayetçi olduğunu söylüyor

stream was too long some people complain that the live stream is too short so

çok uzun oldu bazı insanlar canlı yayının çok kısa olduğundan şikayet ediyor bu

that's the reason why two hours I've been here can you believe it can you

yüzden iki saattir buradayım buna inanabiliyor musun

believe it thanks Cecilia thanks flower thanks Olga I will be doing the grammar

buna inanabiliyor musun teşekkürler Cecilia teşekkürler çiçek teşekkürler Olga dilbilgisini yapacağım

lame' ding dong on Wednesday because we've run out of time can you believe it

topalla' ding dong on Çarşamba çünkü zamanımız tükendi buna inanabiliyor musun

it's gone so fast even I can't believe it

çok hızlı geçti ben bile inanamıyorum

thanks for your company thank you Anna kobie grace Olga Thank You sweetness as

arkadaşlığın için teşekkürler Anna kobie grace Olga teşekkür ederim tatlım ben

well thank you Wolfie lovely company today I know sometimes on

de teşekkür ederim Wolfie sevimli arkadaş bugün bazen

Sunday you have lots of things to do unfortunately sometimes there is a lot

pazar günü biliyorum Yapmanız gereken çok şey var ne yazık ki bazen yapılması gereken çok şey var Yapmanız gereken çok

that has to be done you have to do many things Thank You JC Geordi I really

şey var Teşekkürler JC Geordi

appreciate the long livestream so on Wednesday we will we we will we will be

Uzun canlı yayını gerçekten takdir ediyorum bu yüzden Çarşamba günü yapacağız yapacağız yapacağız yapacağız

taking a look at this honestly I do apologize you can blame mr. Steve

buna bir göz atacağız dürüst olmak gerekirse, özür dilerim, Bay'ı suçlayabilirsiniz. Steve

catch you later I hope you have a good day the rest of your day

sana sonra yetişir umarım günün geri kalanında iyi bir gün geçirirsin

I hope goes well and of course the rest of your weekend

umarım iyi geçer ve tabii ki hafta sonunun geri kalanında

this is mr. Duncan in the birthplace of English saying thanks for watching

bu bay. İngilizcenin doğum yerindeki Duncan izlediğiniz için teşekkürler diyor

thanks for joining me today and I will see you soon right here on YouTube

bugün bana katıldığınız için teşekkürler ve yakında burada YouTube'da görüşürüz

and of course until next time...

ve tabii ki bir dahaki sefere kadar...

ta ta for now 8-)

şimdilik ta ta 8-)