It's FABuary 6th / 28 days of Learning English / chat from England with Mr Duncan - Confession

i might as well say straight away you might hear some strange noises today during the

Bugün

live stream right outside my studio window someone is having a lot of things done in

stüdyo penceremin hemen dışındaki canlı yayın sırasında bazı garip sesler duyabileceğinizi hemen söyleyebilirim, birisi bahçesinde çok fazla şey yapıyor bugün stüdyomun dışında

their garden there is some very noisy machinery outside my studio today so please bear with

çok gürültülü makineler var, bu yüzden lütfen

the sounds if you bear with something it means you have to put up with it please don't be

seslere dikkat edin eğer bir şeye katlanabiliyorsan, katlanmak zorundasın demektir, lütfen

too alarmed by the sounds that you hear today it is all right it is nothing serious it is

bugün duyduğun seslere çok paniğe kapılma, sorun değil, ciddi bir şey yok,

my neighbours they are doing a little bit of work in their garden with some very noisy

komşularım işlerinde biraz çalışıyorlar. bahçe çok gürültülü

machinery here we go then oh my goodness i can't believe it we are back again and yes

makinelerle başlıyoruz o zaman aman tanrım inanamıyorum tekrar geri döndük ve evet

it is very strange because today it is saturday hello welcome to day number six of 28 days

çok garip çünkü bugün cumartesi merhaba 28 şubat gününün altıncı gününe hoşgeldiniz

of february

here we go again yes we are back baby hi everybody this is mr duncan in england how are you today

yine başlıyoruz evet geri döndük bebeğim merhaba millet ben ingiltere'den bay duncan bugün nasılsınız

are you okay i hope so are you having a quiet peaceful morning or evening where you are

iyi misiniz umarım olduğunuz yerde sessiz huzurlu bir sabah veya akşam geçiriyorsunuzdur

i really hope so a little bit of noise outside my studio

gerçekten umarım stüdyomun dışında biraz gürültü vardır

i'm definitely not in the garden today even though it does sound as if i am because there

kesinlikle bugün bahçede değilim ama öyleymişim gibi geliyor çünkü

are there is a lot of noise around me but please don't worry yes hello my name is duncan

etrafımda çok gürültü var ama lütfen merak etmeyin evet merhaba benim adım duncan

i talk about english i've been doing this forever such a long time do you know how long

ingilizce hakkında konuşuyorum bunu hep yapıyorum böyle bir ne zamandır bunu ne zamandır

i've been doing this for well this year 2021 it will be my 15th year almost 15 years i've

yapıyorum biliyor musunuz bu yıl 2021 benim 15. yılım olacak neredeyse 15 yıldır

been doing this

yapıyorum bunu

i can't believe it even when i say that i mean some people don't even go to prison for

dediğimde bile inanamıyorum bazı insanlar yapmıyor'

murder for 15 years and here i am on on youtube having to do this for 15 years oh my goodness

15 yıl cinayetten hapse bile girmedim ve işte youtube'dayım 15 yıldır bunu yapmak zorundayım aman tanrım

anyway we are here together again and oh the weather outside i must be honest with you

nasılsa yine buradayız ve ah dışarıdaki hava bugün size karşı dürüst olmalıyım

today it is a little bit foggy and you might say that today is also a little bit soggy

bu biraz sisli ve bugün de biraz sırılsıklam diyebilirsiniz, bu

so first of all can i say welcome to this special weekend live english lesson on a very

yüzden her şeyden önce bu özel hafta sonu canlı İngilizce dersine hoş geldiniz diyebilir miyim çok

soggy saturday

it is soggy it's saturday and that is why i've decided to call today a soggy saturday

ıslak bir cumartesi hava sırılsıklam, bugün cumartesi ve bu yüzden bugün sizi aramaya karar verdim. sırılsıklam bir cumartesi

yeah it makes sense when you think about it it really does yes outside at the moment it

evet, düşündüğünüzde mantıklı geliyor, gerçekten evet, şu anda dışarıda hava

is murky damp it is also foggy as well misty outside the big question is will will we be

bulanık, nemli, aynı zamanda sisli ve puslu, dışarıdaki büyük soru,

able to play spot the white van today because it's very misty

bugün beyaz minibüsü tespit edebilecek miyiz çünkü çok puslu

what do you think so when we have weather like this we often describe this as pea soup

ne düşünüyorsun yani böyle bir havamız olduğunda bunu genellikle bezelye çorbası olarak tanımlarız

i love this expression so when it is foggy when there is not much visibility in the distance

bu ifadeyi seviyorum yani sisli olduğunda ve uzakta fazla görüş olmadığında

you might describe this as pea soup so you can describe a foggy day as being like pea

bunu bezelye çorbası olarak tanımlayabilirsin böylece sisli bir havayı tarif edebilirsin gün bezelye

soup it looks like pea soup out there it's a foggy day have you ever heard of that expression

çorbası gibi, dışarısı bezelye çorbası gibi görünüyor, sisli bir gün bu ifadeyi

before it is a real expression and we do use it in english quite often when you say that

daha önce hiç duydunuz mu, gerçek bir ifadedir ve

the weather is like pea soup it means it is very foggy outside here we are live across

havanın bezelye çorbası gibi olduğunu söylediğinizde bunu ingilizcede oldukça sık kullanırız. buranın hava çok sisli olduğu anlamına geliyor

youtube on a saturday it feels very strange i'm going to be honest when i woke up this

bir cumartesi günü youtube'da canlı yayındayız çok garip geliyor dürüst olacağım bu

morning i completely forgot that i was doing a live stream so i was sitting with mr steve

sabah uyandığımda canlı yayın yaptığımı tamamen unutmuştum bu yüzden bay steve ile oturmuş izliyordum

watching bill maher and and then i said to steve oh isn't this lovely we can just relax

bill maher ve sonra steve'e dedim ki oh ne güzel değil mi biraz rahatlayabiliriz

and then steve said what are you on about mr duncan have you lost your mind you are

ve sonra steve ne düşünüyorsun bay duncan hakkında aklını mı kaçırdın

doing a live stream today and then i realized oh yes i'm supposed to be on the internet

bugün canlı yayın yapıyorsun ve sonra anladım oh evet ben' saat ikide internette olmam gerekiyordu bu

at two o'clock so i almost forgot that i was here today which is very silly when you think

yüzden bugün burada olduğumu neredeyse unutuyordum ki bu düşününce çok aptalca

about it but here we go anyway oh we are here yes all so many people already i'm being distracted

ama yine de başlıyoruz oh buradayız evet pek çok insanın şimdiden dikkatim dağılıyor

at the moment by the live chat because there are lots of people saying hello right now

şu anda canlı sohbette merhaba diyen bir sürü insan var çünkü şu anda

can i say congratulations to

tebrikler diyebilir miyim

because you are first on today's live chat

çünkü bugünün canlı sohbetinde birincisin

fancy pants okay enough of that we can't have too much

havalı pantolon tamam bu kadar yeter bugün çok fazla eğlenemeyeceğiz

fun today also can i say hello to louise mendes lewis you are second on today's live chat

ayrıca merhaba diyebilir miyim louise mendes lewis'e bugünün canlı sohbetinde ikincisiniz

beatrice also we have marietta hello marietta are you feeling good today i hope so mohsen

beatrice ayrıca marietta'mız var merhaba marietta bugün iyi hissediyor musunuz umarım mohsen

is here thank you very much mohsen there is something i've noticed mosin and a lot of

buradadır çok teşekkür ederim mohsen bir şey fark ettim mosin ve birçok

people say that i am not very observant but i am i'm always watching i'm always looking

insan ben çok gözlemci değilim ama ben her zaman izliyorum her zaman bakıyorum görüyorsun

you see i'm always noticing things that's one of the things steve says about me he says

her zaman bazı şeyleri fark ediyorum steve'in benim hakkımda söylediği şeylerden biri bu diyor

duncan you you seem to spot everything you notice everything i think i would be a really

duncan sen her şeyi görüyor gibisin gerçekten

good detective or a policeman i really do because i'm very good at watching and looking

iyi bir dedektif ya da polis olurum gerçekten çünkü insanları izlemekte, bakmakta ve gözlemlemekte çok iyiyim,

and observing people especially when i meet people for the first time i don't know how

özellikle insanlarla ilk kez tanıştığımda

i do it but i'm very good at working out a person's character even if i've only spoke

bunu nasıl yaptığımı bilmiyorum ama çalışmakta çok iyiyim Bir kişinin karakterini,

to them for a few seconds even if i've only said hello and they say hello i'm already

onlarla sadece birkaç saniye konuşsam bile, sadece merhaba dediğimde ve merhaba dediklerinde bile, şimdiden

thinking hmm is this person a good person or a bad person hmm you see so i'm quite good

düşünüyorum, hmm, bu kişi iyi bir insan mı yoksa kötü bir insan mı, hmm anlıyor musun? bunda oldukça iyiyim sanırım columbo gibi

at that i think i would make a brilliant detective like columbo so if they ever make a new series

harika bir dedektif olurdum bu yüzden yeni bir columbo dizisi yaparlarsa

of columbo i i'm your man i think i would make a brilliant columbo i really do hello

ben senin erkeğinim bence harika bir columbo olurdum gerçekten

also to oh can i say hello to zuzika hello zuzika

de merhaba diyebilir miyim zuzika'ya merhaba merhaba zuzika

yes i do notice things very well and i've noticed motion at the end of my live streams

evet bazı şeyleri çok iyi fark ediyorum ve canlı yayınlarımın sonunda hareket fark ettim

i notice you always say the same thing you say okay guys i've got to go it's been fun

hep aynı şeyi söylediğinizi fark ettim tamam beyler gitmem gerek eğlenceliydi

i really like that by the way i think that's brilliant every every time i finish my live

bunu gerçekten beğendim bu arada canlı yayınımı her bitirdiğimde bunun harika olduğunu düşünüyorum her zaman

stream i always notice that mohsen says i've got to go now it's time to go i've got to

mohsen'in gitmem gerektiğini söylediğini fark ediyorum şimdi gitme zamanı

go see you later guys i like that i think that's nice so thank you mohsen for saying

daha sonra görüşürüz çocuklar bunu beğendim bence bu çok güzel Mohsen'e

goodbye at the end of my live streams and of course at the end of my live stream i always

canlı yayınlarımın sonunda veda ettiğiniz için teşekkür ederim ve tabii ki canlı yayınımın sonunda birbirinize

like to give you a few moments to say goodbye to each other as well because it's not just

veda etmeniz için size her zaman birkaç dakika vermek isterim çünkü

me here you see it's you as well on the live chat so is it it isn't just about me you see

burada sadece ben değilim, görüyorsunuz ki sizsiniz. canlı sohbette de öyle değil mi bu sadece benimle ilgili değil mi

today we are talking about a very serious subject although i might have a little bit

bugün görüyorsun çok ciddi bir konudan bahsediyoruz ama bu konuda biraz

of fun with it as well we are talking about making a confession confessing to things making

eğlenebilirim de bir şeyleri itiraf ederek itirafta bulunmaktan bahsediyoruz

a confession it is something we have to do sometimes maybe if there is something that

itiraf etmek bazen yapmamız gereken bir şeydir belki yanlış yaptığımızı hissettiğimiz bir şey varsa

we feel that we've done wrong something that we've done against another person or maybe

başka birine karşı yaptığımız

something that we have done but we haven't told anyone about but maybe you feel bad inside

bir şey belki de yaptığımız ama kimseye söylemediğimiz ama belki içinde kendini kötü hissediyorsun

maybe you feel bad about that particular thing we call that feeling guilt the feeling of

belki o özel şey hakkında kötü hissediyorsun buna suçluluk duygusu diyoruz

guilt is the feeling that you have when you've done something wrong and you know the thing

suçluluk duygusu yanlış bir şey yaptığında ve

you did was wrong guilt the feeling of guilt so sometimes we believe that it's good to

yaptığının yanlış olduğunu bildiğinde hissettiğin duygudur suçluluk duygusu yani suçluluk duygusu bazen

confess the things that we've done if we've done something wrong something bad something

yaptığımız şeyleri itiraf etmenin iyi olduğuna inanırız, eğer yanlış bir şey yaptıysak, kötü bir şey yaptıysak, bunu

evilly shall i do that again if you've done something evil maybe you want to confess of

bir daha yapayım mı, eğer kötü bir şey yaptıysan, belki itiraf etmek istersin,

course in certain religions it is good to confess if i had to choose a religion to follow

tabii ki bazı dinlerde öyledir. takip etmek için bir din seçmek zorunda kalsaydım itiraf etmek güzel

and there aren't many reasons why i would follow religion because i'm not religious

ve dindar olmadığım için dini takip etmem için pek çok neden yok,

you see a lot of people ask me mr duncan are you religious and i'm not but if i had a choice

görüyorsunuz birçok insan bana Bay Duncan dindar mısınız diye soruyor ve ben değilim ama eğer bir seçeneğim vardı

i would probably be a catholic because catholics can just confess you see you could just go

muhtemelen bir katolik olurdum çünkü katolikler sadece itiraf edebilirler gördüğünüz gibi gidip

along and say hello i'm ever so sorry i've done something wrong i've done something really

merhaba diyebilirsiniz çok üzgünüm yanlış bir şey yaptım gerçekten kötü bir şey yaptım

bad and now i have to confess this thing to you i did something really naughty yesterday

ve şimdi itiraf etmeliyim bu şey sana dün çok yaramaz bir şey yaptım

can i tell you about it and then i will confess my sin and then i will be forgiven and all

sana bunu anlatabilir miyim sonra günahımı itiraf ederim sonra affedilirim ve tek yapmam

i have to do is go away and do something in the corner of my room and then i'm okay that's

gereken gidip odamın bir köşesinde bir şeyler yapmak ve sonra ben 'tamam tamam bu kadar

it i'm clean i'm clean again so i like that i think if i was going to choose any religion

temizim tekrar temizim bu yüzden bunu seviyorum eğer herhangi bir dini seçecek olsaydım

i think it would be catholicism just because of that just because you can be forgiven very

bunun katoliklik olacağını düşünüyorum sırf bu yüzden

easily for anything i have some catholic friends actually and they always make fun of it you

sahip olduğum her şey için çok kolay affedilebilirsin bazı katolik arkadaşlar aslında ve her zaman bununla dalga geçiyorlar,

see so even they make fun of their own religion by saying you know you can do anything you

yani onlar bile kendi dinleriyle dalga geçiyorlar, her şeyi yapabileceğini bildiğini söyleyerek,

just go to church confess and then just you know go go outside and do it all again

sadece kiliseye git, itiraf et ve sonra biliyorsun, dışarı çık ve hepsini tekrar yap,

thank you very much oh thanks for your wishes about my mother my mother is okay she's comfortable

teşekkürler sen çok oh annemle ilgili dileklerin için teşekkürler annem iyi o rahat onda

she hasn't got any signs of covid you'll be pleased to hear so that's good i like that

herhangi bir covid belirtisi yok duymaktan memnun olacaksın bu yüzden bu iyi

one

alessandra says mr duncan catholics have to confess confess to the priests only yes i

alessandra bay duncan katoliklerinin itiraf etmesi gerektiğini söylüyor sadece rahipler evet

know that you normally have to sit inside a big wooden box like this so you normally

biliyorum normalde bunun gibi büyük bir tahta kutunun içinde oturmanız gerekir, bu yüzden normalde

have to get into one of these you see and then you normally have a priest in the middle

bunlardan birine girmelisiniz ve sonra normalde ortada bir rahip vardır

and then people will go in and they will confess their sins you see so i think it's pretty

ve sonra insanlar içeri girecek ve onlar günahlarını itiraf et o yüzden bence bu oldukça

good i think it's a good idea i think it's brilliant that you can go along you can tell

iyi bence bu iyi bir fikir bence devam edebilmen harika bir şey

all of your sins all of your confessions you can give them all over and then you can just

tüm günahlarını anlatabilirsin tüm itiraflarını baştan sona verebilirsin ve sonra

skip down the road and think oh okay then brilliant very nice i'm sure i'm going to

aşağı atlayabilirsin yol ve düşün oh tamam o zaman harika çok güzel eminim

get a lot of people complaining about that but i do know people who are catholic you

bundan şikayet eden birçok insan alacağım ama Katolik olan insanlar tanıyorum,

see i used to do a lot of work for a catholic school and even some of them would make fun

görüyorsun, eskiden bir katolik okulu için çok iş yapardım ve hatta bazıları

of their own religion you see so it's not me being ignorant before anyone says anything

kendi dinleriyle dalga geçiyor, yani kimse bir şey demeden ben cahil olmuyorum

oh mr duncan mr duncan you are being so ignorant i'm not it's just an interesting thought so

oh bay duncan bay duncan siz çok cahilsiniz ben değilim bu sadece ilginç bir düşünce yani benim

i have no religion i'm not a religious person so so what happens when i do bad things

dinim yok ben dindar biri değilim yani ben kötü şeyler yapınca ne oluyor

you see who do i talk to well i normally go down to the bottom of the garden and i talk

bakın kiminle iyi konuşuyorum normalde bahçenin dibine inerim ve en

to one of my favourite trees you see and tell them about it and then afterwards i give my

sevdiğiniz ağaçlardan biriyle konuşurum ve onlara anlatırım ve sonra

tree a big hug and that's it i feel better i feel lovely even if some of the birds now

ağaca sımsıkı sarılıyorum ve hepsi bu kadar kendimi daha iyi hissediyorum bazı kuşlar ara sıra kafama kaka yapsalar bile kendimi sevimli hissediyorum

and again will poop on my head i feel that that that that might be the punishment you

see so if i'm hugging the tree and there is a bird in the tree and it does a poop on my

ağaca sarılıyorsam gördüğün cezanın bu olabileceğini hissediyorum ve ağaçta bir kuş var ve kafama kaka yapıyor bence

head i consider that my punishment i think so confessing to things is not easy you are

cezam bu yüzden bazı şeyleri itiraf etmek kolay değil

right that's the thing you see that's why this is such an interesting subject because

haklısın gördüğün şey o yüzden bu çok ilginç bir konu çünkü

making a confession or confessing to something actually is not easy and i suppose it depends

itirafta bulunmak ya da bir şeyi itiraf etmek aslında kolay değil ve sanırım ne

what you've done as well maybe you stole something from your neighbour's garden and then and

yaptığına da bağlı, belki komşunun bahçesinden bir şey çaldın ve sonra ve

then afterwards you feel guilty about it because you stole something so you might lie awake

sonra geceleri uyanık kalabilmek için bir şey çaldığın için kendini suçlu hissediyorsun

at night oh oh oh why did i do that oh

oh ah ah neden böyle yaptım ah

like that you see so you will feel that you need to tell someone you need to confess so

öyle görüyorsun ki birine itiraf etmen gerektiğini söylemen gerektiğini hissediyorsun yani

maybe you go around to your neighbour's house and you knock on the door and you say look

belki komşunun evine gidiyorsun ve kapıyı çalıyorsun ve bak

i'm ever so sorry it was me i stole your birdbath it was me i took it because i thought it looked

ben hep böyleyim diyorsun üzgünüm ben senin kuş banyosunu çaldım o benim aldım çünkü

really nice and i thought it would look lovely in my garden to be honest so i decided to

gerçekten güzel göründüğünü düşündüm ve dürüst olmak gerekirse bahçemde güzel görüneceğini düşündüm bu yüzden

take it and i put it in my garden so so yes i confess and hopefully your neighbour will

onu almaya karar verdim ve bahçeme koydum o yüzden evet itiraf ediyorum ve umarım komşun bir

kind of go they will say okay that's all right uh well at least you were honest i was going

nevi gider derler tamam bu sorun değil uh peki en azından dürüsttün

to phone the police but at least you confessed and you told me and you decided to to be honest

polisi arayacaktım ama en azından itiraf ettin ve bana söyledin ve bu konuda dürüst olmaya karar verdin yani

about it so i'm not going to call a police i'm not going to send you to jail for the

polis çağırmayacağım

rest of your life for stealing my bird bath so everything's all right so it is very similar

kuş banyomu çaldığın için seni hayatının geri kalanında hapse göndermeyeceğim yani her şey yolunda yani çok benzer

and and i have in the past had to confess to things that i've done not serious things

ve geçmişte itiraf etmek zorunda kaldım benim yapmadığım şeyler ciddi olmayan şeyler

you know normally when you're a child you see maybe you break your mother's favourite

normalde bilirsin çocukken görürsün belki annenin en sevdiği

ornament maybe your mother has a beautiful china pot that she keeps on top of the television

süsünü kırarsın belki annenin televizyonun başında sakladığı güzel bir porselen çömleği vardır

and then one day you're playing and you're waving your arms around and you knock your

ve sonra bir gün sen oynuyorsun ve kollarını sallıyorsun ve

mother's beautiful ornament off the television and it smashes and so you run away you hide

annenin güzel süsünü televizyondan düşürüyorsun ve parçalanıyor ve bu yüzden kaçıyorsun

upstairs you pretend that you know nothing about it and then your mother finds her broken

üst kata saklanıyorsun ve onun hakkında hiçbir şey bilmiyormuş gibi davranıyorsun ve sonra annen

ornament on the floor and she says who did that who who was it which one of you little

yerde kırık süsünü buluyor ve kim yaptı bunu kim kimdi diyor hanginiz küçük

i nearly said something really rude then can i say something really rude okay then which

neredeyse kaba bir şey söylüyordum o zaman gerçekten kaba bir şey söyleyebilir miyim tamam o zaman

one of you little bastards did that you see there you go

siz küçük piçlerden hanginiz yaptı bunu gördünüz oraya gidin

and i will say i didn't do it i didn't do it at all i'm innocent but inside i know that

ve ben söylemedim diyeceğim yap ben hiç yapmadım masumum ama içten içe yaptığımı biliyorum bu

i did do it so as a child you will often do things and then you will hide them

yüzden çocukken sık sık bir şeyler yapacaksın ve sonra onları saklayacaksın

but later you might feel very guilty about it you might never tell your mother that it

ama sonra bu konuda çok suçlu hissedebilirsin asla yapamayabilirsin annene

was you you might never own up to doing that thing you might you might keep it to yourself

o şeyi yapmayı asla kabul edemeyeceğini, bunu hayatın boyunca kendine saklayabileceğini, bu yüzden

for the for the whole of your life you see so confessing is not an easy thing to do so

itiraf etmenin kolay bir şey olmadığını söyle, bu

so i i believe it is a courageous thing even if you've done something really bad and you

yüzden inanıyorum ki bu bir gerçekten kötü bir şey yapmış olsan ve hala yaptığını kabul etmeye

are still willing to admit that you did it i still think there is a certain amount of

istekli olsan bile cesurca bir şey

courage in doing that even though if you did something really bad you are a complete scumbag

but at least you you had something inside that allowed you to to actually own up and

en azından içinizde o şeyi gerçekten sahiplenmenize ve itiraf etmenize izin veren bir şey vardı,

confess to that thing so i think it's interesting we often think of confession when we talk

bu yüzden bence ilginç, din hakkında konuştuğumuzda genellikle itiraf etmeyi düşünürüz

about religion and i think that is one of probably one of the good points that i would

ve bence bu muhtemelen yapacağım iyi noktalardan biri.

say about anyone who has a religious belief maybe they they feel that doing the right

dini inancı olan herhangi biri hakkında söyle belki onlar doğru

thing is the is the holy thing you see it is something good to do

şeyi yapmanın kutsal şey olduğunu düşünüyorlar, bunun yapılacak iyi bir şey olduğunu

we're getting a lot of people talking now about this i didn't know this would be such

şimdi bir çok insan bunun hakkında konuşuyor, bunun olacağını bilmiyordum

a big topic to be honest with you hello also to ricardo yes it is it is based very much

size karşı dürüst olmak için çok büyük bir konu olabilir, ricardo'ya da merhaba, evet, bu, büyük ölçüde

into into the the sense of religion so when we talk about any religion we often talk about

din anlayışına dayanmaktadır, bu nedenle, herhangi bir din hakkında konuştuğumuzda genellikle

truth and honesty purity so being honest quite often is is linked to to admitting the things

doğruluk ve dürüstlük saflığından bahsederiz, bu nedenle dürüst olmak oldukça sık yanlış yaptığın şeyleri kabul etmekle bağlantılı

you've done wrong i suppose

sanırım

oh hello mohsen in my opinion i don't care if you are religious or not religious i still

oh merhaba mohsen bence dindar olup olmaman umrumda değil sana hala

respect you isn't that great thank you mohsin you are

saygı duyuyorum o kadar iyi değilsin teşekkür ederim mohsin sen

my type of person and that is it you see so even though i have no religious beliefs to

benim tipimsin ve size karşı dürüst olmak için hiçbir dini inancım olmamasına rağmen ve gördüğünüz gibi bu,

be honest with you and it all goes back to my school days when one of my headmasters

okul günlerime kadar gidiyor, müdürlerimden biri

he would stand up in front of us and he would tell us all his stories but sometimes they

önümüzde ayağa kalkar ve bize tüm hikayelerini anlatırdı ama bazen

didn't make any sense and then the following week he would stand up in front of us and

hiçbir anlam ifade etmiyorlardı ve ertesi hafta önümüzde ayağa kalkıp

say something else but it was the opposite to what he said the week before so children

başka bir şey söylüyordu ama önceki hafta söylediklerinin tam tersiydi, bu yüzden çocuklar

are actually quite clever we we can actually tell when something makes no sense even if

aslında oldukça zekidir, bir şey olduğunda gerçekten anlayabiliriz.

we're very young so that's what happened to me when i was young so some of the things

çok genç olsak bile hiçbir anlam ifade etmiyor bu yüzden ben gençken başıma gelen buydu bu yüzden

that i was told made no sense because sometimes they would say the opposite thing the following

bana söylenen bazı şeyler anlamsızdı çünkü bazen ertesi hafta tam tersini söylerlerdi

week the stories sometimes would not match up so that is the reason why i always felt

hikayeler bazen uyuşmazdı işte bu yüzden

a little sceptical even as a child even as a child

çocukken bile her zaman biraz şüpheci hissetmiştim,

nowadays the distinction between good and evil is not so obvious i think you're right

bugünlerde iyi ve kötü arasındaki ayrım o kadar bariz değil bence haklısın

yes we do live in an age where people have more freedom and i suppose that's one of the

evet insanların daha özgür olduğu bir çağda yaşıyoruz ve Sanırım

reasons why people fear freedom because it gives people more freedom to do things so

insanların özgürlükten korkmasının nedenlerinden biri de bu, çünkü insanlara bir şeyler yapmak için daha fazla özgürlük veriyor, bu yüzden

yes i can i can understand that

evet,

confessing is something in mind mankind by nature says karim karim yes i think so i think

itiraf etmenin insanoğlunun doğası gereği aklında olan bir şey olduğunu anlayabiliyorum karim karim diyor evet bence bu yüzden bence

it's a good thing to confess something you've done so what i'm going to do today i'm going

bu iyi bir şey yaptığınız bir şeyi itiraf edin, bugün yapacağım şey

to confess something now to you

şimdi size bir şey itiraf edeceğim bay

mr duncan okay here is my my first confession today sometimes when i put my plastic bottles

duncan tamam işte bugün ilk itirafım bazen plastik şişelerimi

especially my milk bottles because you know nowadays milk always comes in plastic bottles

özellikle süt şişelerimi koyduğumda çünkü bilirsiniz bugünlerde süt her zaman plastik şişelerde gelir

sometimes i don't wash the bottle before i put it out for the recycling

bazen şişeyi geri dönüşüme koymadan önce yıkamam

i know oh i feel so much better now i've told you that so there it is there is one of my

biliyorum oh şimdi çok daha iyi hissediyorum size bunu söyledim işte işte burada

confessions i will give you another one later on but that is one of my confessions sometimes

vereceğim itiraflardan biri var sonra bir tane daha ama bu benim itiraflarımdan biri, bazen

when i'm when i'm putting my plastic bottles that have had milk inside sometimes i don't

içinde süt olan plastik şişelerimi koyarken bazen

wash them i don't rinse the milk out

onları yıkamam, sütü durulamam,

that feels so much better i have to be honest with you oh that's great i feel so much better

bu çok daha iyi hissettiriyor sana karşı dürüst olmalıyım oh bu harika kendimi o kadar iyi hissediyorum ki

about that you see so confession can be good you can get these things off your chest the

itiraf etmek iyi olabilir bu şeyleri göğsünden atabilirsin

only thing i think about now is the poor guy who has to take my bottles and at the bottom

şu an tek düşündüğüm şişelerimi alması gereken zavallı adam ve

of each one there is a little bit of smelly rotten milk and it's because of me that's

her birinin altında biraz kokmuş çürük süt var ve benim yüzümden bu yüzden onu

it so that's it i have got that off my chest a little bit later on we will be looking at

göğsümden çıkardım biraz sonra

words expressions and ways of expressing

kelimeler ifadelere ve itirafı ifade etme yollarına bakacağız.

the confession to confess to something is what you do okay before we do that i'm going

bir şeyi itiraf etmek senin yaptığın tamam bunu yapmadan önce

to do something that might be a little risky we are going to try and play spot the white

biraz riskli olabilecek bir şey yapacağım beyaz minibüsü bulmaya çalışacağız

van now the problem is outside at the moment it is very misty and murky so let's see if

şimdi sorun dışarıda şu anda çok puslu ve puslu, bakalım

we can spot the white van are you ready so all you have to do is look out on the road

beyaz minibüsü fark edebilecek miyiz, hazır mısın, tek yapman gereken uzaktaki yola bakmak

in the distance and see if you can find the white van as it drives by oh okay it is a

ve yanından geçen beyaz minibüsü bulabilecek misin görelim oh tamam,

little bit murky out there a little bit dull so what i want you to do is see if you can

biraz bulanık oralar biraz sıkıcı o yüzden yapmanı istediğim şey

find the white van and this is a live view by the way this is not recorded this is something

beyaz minibüsü bulabilecek misin bir bak ve bu canlı bir görüntü bu arada bu kaydedilmedi bu şu anda

that is happening right now in the distance so all we are doing now is waiting for a white

uzaktan olan bir şey yani hepimiz şu an beyaz

van as soon as you see the white van

minibüsü bekliyorum beyaz minibüsü görür görmez

please can you tell me on the live chat say mr duncan there is a white fan there it is

canlı sohbette söyler misin bay duncan beyaz fan var orda aman

oh my goodness did you see it there is a white van oh fantastic oh oh isn't that wonderful

allahım gördün mü beyaz minibüs var oh harika oh oh o kadar harika değil mi

i just saw a white van oh fancy pants okay let's see if we can get another wide van can

az önce beyaz bir minibüs gördüm oh süslü pantolon tamam bakalım başka bir geniş minibüs alabilir miyiz

we have two white vans do we do we have another white van no that wasn't a white van that

iki beyaz minibüs alabilir miyiz başka bir beyaz minibüsümüz var mı hayır o beyaz bir minibüs değildi

was a white car it must be a white van okay let's see if we can get another one is that

beyaz bir araba beyaz bir minibüs olmalı tamam bakalım başka bir tane alabilir miyiz o

a white van no it has to be a white fan i'm i'm sorry i'm i'm going to be very strict

beyaz bir minibüs hayır beyaz bir fan olmalı üzgünüm üzgünüm çok katı olacağım

with you

i will not accept anything else but a white van so we've had one white van will we have

beyaz bir minibüsten başka bir şey kabul etmeyeceğim bu yüzden bir beyaz minibüsümüz oldu bir tane

another i can see some birds but no white van oh come on white van there must be one

daha olacak mı birkaç kuş görebiliyorum ama beyaz minibüs yok oh hadi beyaz minibüs bir yerlerde bir tane olmalı hadi

somewhere come on don't keep me waiting all i want is another white van where are you

beni bekletme tek istediğim başka bir beyaz minibüs neredesin neredesin

where are you white fan i'm waiting for you i'm being so patient come on

beyaz hayran seni bekliyorum çok sabırlıyım hadi

i'm living the sounds from outside are you enjoying the noise oh that is that a white

yaşıyorum dışardan gelen sesleri gürültüden zevk alıyormusun oh işte o beyaz

van i think that's a white van does that does that look like a white van i think it was

minibüs bence bu beyaz bir minibüs bu beyaz bir minibüse benziyor mu bence evet öyleydi bence

yes i think we had two white vans well done mr duncan and well done to you for spotting

iki beyaz minibüsümüz vardı aferin bay duncan ve onu fark ettiğiniz için aferin

it

oh fancy pants maybe later on if we have time we will play spot the white van again we will

oh süslü pantolon belki daha sonra zamanımız olursa yaparız yine beyaz minibüsü belirle bakalım

see what happens

ne olacak

what i know i know what you're thinking mr duncan this makes no sense whatsoever we are

biliyorum ne düşündüğünüzü biliyorum bay duncan bunun hiçbir anlamı yok itirafa

looking at confession making a confession so earlier i actually confessed to something

bakıyoruz çok erken bir itirafta bulunuyorum aslında bir şey itiraf ettim peki ya

what about you now i think this would be a good opportunity today for you to make your

siz şimdi bunu düşünüyorum itiraf etmen için bugün iyi bir fırsat olabilir,

confession is there something that you've always wanted to say or own up to that you've

her zaman söylemek istediğin ya da

done in the past maybe something serious or maybe something not so serious it doesn't

geçmişte yaptığın bir şey var mı, belki ciddi bir şey ya da belki o kadar ciddi olmayan bir şey var mı?

have to be murder it could be something else maybe maybe you accidentally broke your next

cinayet olabilir başka bir şey olabilir belki yanlışlıkla yan

door neighbour's window and you never told them it was you something like that okay i

komşunun camını kırdın ve onlara senin olduğunu hiç söylemedin tamam

will give you another one oh valentin says mr duncan that was a lorry that was not a

sana bir tane daha vereceğim

white van that was a lorry okay

o bir kamyondu tamam hadi

let's just pretend we didn't see the lorry let's just pretend that we did not see the

kamyonu görmemiş gibi yapalım hadi

lorry at all

kamyonu hiç görmemiş gibi davranalım evimi yıkmaya mı

i'm starting to wonder if they've if they've come to chop my chop my house down are they

geldiler diye merak etmeye başladım onlar

are they are they in the garden they sound very close confession so i have another confession

bahçedeler kulağa çok yakın bir itiraf gibi geliyor bu yüzden bir

for you once i was traveling back from london very late on a train and i was feeling quite

keresinde size bir itirafım daha var londra'dan çok geç bir trenle dönüyordum ve karnım çok

hungry and unfortunately they were not selling food on the train so what i did i can't believe

acıkmıştı ve ne yazık ki trende yiyecek satmıyorlardı.

i'm telling you this i went along the carriage of the train and i found some food that someone

yaptım inanamıyorum bunu sana söylediğime

else had left on the table

can you guess what i did

can you guess what i did so it was late at night i was on the train on my own it was

gece tek başıma trendeydim

very late i was coming back from london i was tired i was hungry

çok geç oldu londra'dan dönüyordum yorgundum acıkmıştım

and i walked along the train looking for some food that someone else had left can you guess

ve başka birinin bıraktığı yiyecekleri aramak için trende yürüdüm

what i did this is a really big confession this is a pretty big confession i think so

ne yaptığımı tahmin edebilir misin bu bir gerçekten büyük bir itiraf bu oldukça büyük bir itiraf sanırım öyle

but i will need you to also make a confession as well this is it we are all here together

ama senin de bir itirafta bulunmana ihtiyacım olacak bu da burada hepimiz birlikte itirafta bulunuyoruz yakınlarda

confessing you don't have to have a priest nearby you can you can confess right here

bir rahip olması gerekmiyor burada itiraf edebilir misin

now so there i was on the train it was late at night i was feeling hungry i walked along

şimdi işte trendeydim gece geç vakitti karnım acıktı tren boyunca yürüdüm

the train and i saw some food on the table

ve masada biraz yiyecek gördüm

i ate the food i ate it

yemeği yedim

that is disgusting but it's true i did do it i actually ate some discarded food that

iğrenç yedim ama doğru yaptım yaptım gerçekten yedim başka birinin bıraktığı bazı atılmış yiyecekler

someone else had left

that is disgusting i mean you couldn't do it now could you when you think about it you

iğrenç yani şimdi yapamazdın yani bunu düşündüğünde

you really wouldn't want to eat anyone's food not even someone you knew nowadays

gerçekten kimsenin yemeğini yemek istemezdin hatta bugünlerde tanıdığın birinin bile

but i did that it was a few years ago when i was coming back from london i was i was

ama ben yaptım öyleydi birkaç yıl önce londra'dan dönerken hayatını canavarlığından kurtaran

just a poor boy

zavallı bir çocuktum

sparing his life from his monstrosity

hello anna kobe anna kobe says yes it is disgusting it's disgusting what you did mr duncan i know

merhaba anna kobe anna kobe evet diyor iğrenç bu yaptığınız iğrenç bay duncan biliyorum

i i well that's why i have to confess you see it's a confession because it's something

ben pekala bu yüzden İtiraf etmek için bunun bir itiraf olduğunu görüyorsunuz çünkü bu

that's awful that no one else would ever say so that's why when you when you make a confession

başka hiç kimsenin söyleyemeyeceği kadar korkunç bir şey bu yüzden bir

when you make a confession it must be something that you are revealing or maybe something

itirafta bulunduğunuzda bu ifşa ettiğiniz veya belki de sakladığınız bir şey olmalıdır.

that you are keeping to yourself that you don't want other people to know about

başkalarının bilmesini istemediğini kendin

edit hello edit goulet says i hate to organize my papers and bills i'm not sure if that's

düzenle merhaba düzenle goulet evraklarımı ve faturalarımı düzenlemekten nefret ettiğimi söylüyor bana itiraf

a confession that doesn't sound like a confession to me i think we all hate that don't we

gibi gelmeyen bir itiraf olup olmadığından emin değilim sanırım hepimiz bundan nefret ediyoruz

oh everyone now wants to know what what i ate

ah şimdi herkes ne yediğimi bilmek istiyor değil mi beni

you are really pushing me you are pushing me to the extremes today i have to confess

gerçekten zorluyorsun beni aşırı uçlara zorluyorsun bugün

to eating someone else's food that was left on a train and now you want me to tell you

başka birinin trende bırakılan yemeğini yediğimi itiraf etmeliyim ve şimdi sana söylememi istiyorsun

what it was ah dear gemini says so you didn't waste the food oh yes very good thank you

neymiş ah sevgili ikizler diyor ki yemeği ziyan etmemişsin oh evet çok güzel çok teşekkür ederim

very much you see there is a good thing you see a good part of that story at least the

görüyorsun iyi bir şey var o hikayenin güzel bir kısmını görüyorsun en azından

food was not wasted you see so i suppose i i was there and i was hungry and the food

yemek ziyan olmamış görüyorsun yani sanırım oradaydım ve açtım ve yiyecek

was there and someone else had left it so so why not why not eat some discarded food

oradaydı ve başka biri onu bırakmıştı, öyleyse neden

that a stranger had left on a train late at night why not

bir yabancının gece geç saatlerde trende bıraktığı bazı atılmış yiyecekleri yemeyeyim neden olmasın

what could possibly go wrong

Neyin yanlış gidebileceğini

alessandra says was it chips no it wasn't did you know that you are not allowed to eat

söylüyor alessandra öyleydi cips hayır değildi, trende cips yemenin yasak olduğunu biliyor muydunuz, trene

chips on a train did you know that if you take if you take some chips onto a train they

biraz cips götürürseniz

will actually punish you they will tell you not to eat them because they stink and the

aslında sizi cezalandıracaklarını biliyor muydunuz, onları yememenizi söyleyecekler çünkü onlar pis koku ve

whole of the train will smell of chips you see personally i think it's a great idea to

trenin tamamı cips kokacak şahsen gördüğünüz gibi bence

eat chips on the train in fact i would eat chips anywhere

trende cips yemek harika bir fikir aslında her yerde cips yerdim

oh i could just eat some chips right now to be honest did you have some jaffa cakes no

oh şu anda biraz cips yiyebilirim dürüst olmak gerekirse biraz jaffa var mıydı kekler hayır ne

unfortunately they were not jaffa cakes okay i will tell you what they were

yazık ki jaffa kekleri değillerdi tamam size ne olduklarını söyleyeceğim

there was a sandwich in the packet so someone had eaten one of the sandwiches but also there

pakette bir sandviç vardı, bu yüzden birisi sandviçlerden birini yemişti ama aynı zamanda

was a packet of crisps as well so the packet of crisps was there and also a sandwich which

bir paket cips de vardı, bu yüzden cips paketi oradaydı ve ayrıca orada yenmeyen bir sandviç

which hadn't been eaten there there was no bite in the sandwich so there you go that's

sandviçte lokma yoktu o yüzden işte böyle yaptım

what i did my confession ah i have been absolved

itirafım ah beraat ettim

hello asa hello asa who says mr duncan what a cute beret oh do you like my bae at beret

merhaba asa merhaba asa kim diyor bay duncan ne şirin bir bere ah sevgilimi beğendin mi berede

this is my beret my happy beret and of course we are we are now on day six you see day six

bu benim berem mutlu berem ve tabi ki biz şimdi altıncı gündeyiz

of 28 days of february

şubat ayının 28 gününün altıncı gününde

hershid hello hershid i have a confession once i travelled on a train for free because

hershid merhaba hershid bir keresinde trende ücretsiz seyahat ettiğim için bir itirafım var çünkü

i was sitting in the dressing room and the conductor didn't see me oh i see you see so

trenin içinde oturuyordum. soyunma odası ve kondüktör beni görmedi oh görüyorum görüyorsun yani

you travelled on a train without paying for a fare oh okay interesting that's a good one

ücret ödemeden trende seyahat ettin oh tamam ilginç bu iyi bir itiraf bu kulağa

that is a that sounds like a really good confession i like that one you are officially absolved

gerçekten iyi bir itiraf gibi geliyor bunu beğendim resmi olarak

not that i have no authority to do that by the way

bunu yapmaya yetkim olmadığı için kusura bakma bu arada

chips and especially crisps are so nice you are right marietta even if the the crisps

cipsler ve özellikle cipsler çok güzel haklısın

have been eaten by someone else

not very nice at all hello to inbox hello inbox i've never seen you on my live stream

before what an interesting name you have there so i need some more confessions please i've

daha önce canlı yayınımdaydın ne kadar ilginç bir ismin var o yüzden biraz daha itirafa ihtiyacım var lütfen yapmamam gereken

confessed to two things that i've done that i shouldn't have

iki şeyi itiraf ettim ya sana

what about you do you have a confession to make hello to raja hello raja watching in

merhaba demek için bir itirafın var mı raja merhaba raja Irak'ta izliyorum

iraq can i say hello to iraq nice to see you here today so there are many words we can

Irak'a merhaba diyebilir miyim bugün sizi burada görmek güzel bu yüzden söyleyebileceğimiz birçok kelime var

say there are many words we can use when we are talking about making a confession so you

bir itirafta bulunmaktan bahsederken kullanabileceğimiz birçok kelime var bu yüzden itiraf edersin görürsün

confess you see you confess to the thing that you did that was wrong confess maybe if a

itiraf edersin yaptığın bir şey yanlıştı itiraf et belki bir

criminal or maybe someone who is a suspect is sitting in the police station they might

suçlu ya da şüpheli olan biri karakolda oturuyorsa

decide to confess to their crimes so they admit what they did they confess they admit

suçlarını itiraf etmeye karar verebilirler böylece yaptıklarını itiraf ederler itiraf ederler

what they did so if you confess something you admit admit you say i did it i did i was

yaptıklarını kabul ederler yani sen itiraf edersen itiraf ettiğin bir şey yaptım dedin yaptım yaptım

on the train late at night and i saw the food on the table and i was feeling hungry and

gece geç saatlerde trendeydim ve masanın üzerindeki yemeği gördüm ve karnım acıktı ve yemeği yemeye

i couldn't resist

karşı koyamadım

eating the food

i admit it another way of describing that is to own up you own up to something if you

kabul ediyorum bunu başka bir şekilde açıklayabilirim sahiplenmek bir şeye sahip çıkmak bir şeyin sahibiysen

own up to something it means you confess you admit you own up maybe in the classroom at

bu, sahip olduğunu itiraf ettiğin anlamına gelir belki okuldaki sınıfta

school maybe the teacher wants to know who stole all of the pens

belki öğretmen tüm kalemleri kimin çaldığını öğrenmek ister

and maybe you did it so you have to put your hand up and you have to say excuse me miss

ve belki sen yaptın o yüzden mecbursun elini kaldır ve afedersiniz hanımefendi demek zorundasın,

i've decided that i must own up i've decided to confess to admit i own up so if you own

sahiplenmem gerektiğine karar verdim, itiraf etmeye karar verdim, sahiplendiğimi itiraf etmeye karar verdim, bu yüzden

up to something it means you admit that you did it you admit that you were responsible

bir şeye sahipsen bu, yaptığını kabul ettiğin anlamına gelir

to show guilt i suppose so yes you show guilt so you are showing other people that you did

suçluluk göstermekten sorumluydun sanırım yani evet suçluluk gösteriyorsun yani diğer insanlara

that thing you shouldn't have done it but you did you did do it you show guilt some

o şeyi yaptığını gösteriyorsun yapmamalıydın ama yaptın yaptın yaptın suçluluk gösteriyorsun bazı

people of course can try to hide something but they still look guilty so a person might

insanlar elbette bir şeyler saklamaya çalışabilir ama yine de suçlu görünüyorlar, bu yüzden bir kişi

try to lie about the thing that they did or didn't do

yaptığı veya yapmadığı bir şey hakkında yalan söylemeye çalışabilir,

but they still show it on their face so some people some people are really bad liars so

ancak yine de bunu yüzlerine yansıtırlar, bu nedenle bazı insanlar gerçekten kötü yalancılardır, bu yüzden yanlış

if you do something wrong and you are not very good at lying my advice is to confess

bir şey yaparsanız ve siz yalan söylemezsiniz. yalan söylemekte çok iyidir benim tavsiyem itiraf et kabul et kabullen

admit own up you must show your guilt even if you didn't intend to show your guilt some

suçunu göstermeye niyetin olmasa bile suçunu göstermelisin bazı

people will appear to be guilty even if they want to hide what they've done

insanlar yaptıklarını saklamak isteseler bile suçlu görünür

you decide to come clean if you come clean over something it means that you decide that

sen gelmeye karar verirsin bir şeyi itiraf edersen bu, sahiplenmeye karar verdiğin anlamına gelir ne yaptığını

you are going to own up you are going to admit what you did you are going to confess the

kabul edeceksin yaptığın şeyi itiraf edeceksin temiz geldin bence artık

thing that you did you come clean i think it's time to come clean and tell you exactly

itiraf etme ve sana söyleme zamanı tam olarak

what happened so today i decided to come clean and tell you about my strange behaviour when

ne oldu bu yüzden bugün size itiraf etmeye ve geri dönüşümümü hazırlarken garip davranışlarımı anlatmaya karar verdim

i am preparing my recycling i don't wash my plastic milk bottles i always leave a little

plastik süt şişelerimi yıkamam dipte her zaman

bit of smelly milk in the bottom and also i once ate discarded food on a train at night

biraz kokulu süt bırakırım ve ayrıca bir kez atılmış yedim gece trende yemek yemek itiraf ediyorsun

you come clean

i am enjoying the sound effects today

bugün ses efektlerinin keyfini çıkarıyorum bu yaklaşıyor gibi

it seems to be getting closer is it my imagination or does it seem to be getting closer

in law you might decide to plead guilty if you plead guilty then it means you are owning

up you are confessing to the thing that you've done wrong you plead guilty normally if you

sahipleniyorsun yanlış yaptığın şeyi itiraf ediyorsun normal olarak suçunu kabul ediyorsun eğer

are charged with doing something you might go to court and you might plead guilty or

bir şey yapmakla suçlanıyorsan mahkemeye gidebilirsin ve suçunu kabul edebilirsin ya da

not guilty so the word guilty means you are responsible you are the person who did it

suçsuz olabilirsin yani suçlu kelimesi senin sorumlu olduğun anlamına gelir bunu yapan kişi

you are the culprit oh i like that word culprit so a culprit is a person that is responsible

suçlu sensin oh ben suçlu kelimesini seviyorum yani suçlu

for doing something bad culprit i like that

kötü bir şey yapmaktan sorumlu olan kişidir suçlu bunu seviyorum bu yüzden

so you plead guilty you decide to admit that you did something wrong

suçunu kabul ediyorsun yanlış bir şey yaptığını kabul etmeye karar veriyorsun

oh we have another confession here oh confess to mr duncan and all will be forgiven

oh burada başka bir itirafımız daha var Ah, Bay Duncan'a itiraf et ve

when i was six or seven says marietta i took a coin from my mother's purse to buy some

ben altı ya da yedi yaşımdayken her şey affedilecek, diyor Marietta annemin çantasından biraz sakız almak için bozuk para aldım ve o

chewing gum without her noticing how guilty i felt my gosh my gosh indeed so did you ever

ne kadar suçlu olduğunu fark etmedi, Tanrım gerçekten de

tell your mother that you did it did you ever admit did you ever come clean did you ever

annene söyledin mi? yaptın mı hiç itiraf ettin mi hiç

admit or own up to your your crime here's another one when you can you you confess to

itiraf ettin mi hiç itiraf ettin mi suçunu üstlendin mi işte bir tane daha yapabilirsin bir

something you make a confession we can say that you make a clean breast you make a clean

şeyi itiraf edebilirsin itirafta bulunursun temiz meme yaptığını söyleyebiliriz temiz bir

breast you release your burden your feeling of guilt no longer exists because you have

göğüs yükünüzden kurtulursunuz artık suçluluk duygunuz yoktur çünkü

confessed you make a clean breast it means you admit that you were wrong or maybe you

itiraf etmişsinizdir temiz bir meme yaparsınız bu hatalı olduğunuzu kabul ettiğiniz anlamına gelir veya belki de

admit that you did something wrong or did something bad so when you make a confession

yanlış bir şey yaptığınızı veya kötü bir şey yaptığınızı kabul edersiniz, bu yüzden bir itirafta bulunduğunuzda

you make a clean breast very nice you are willing to take the blame especially if you

temiz bir memeyi çok güzel yapıyorsun suçu üstlenmeye hazırsın özellikle

are responsible for doing something wrong or bad so yes you can take the blame for it

yanlış ya da kötü bir şey yapmaktan sorumluysan yani evet bunun suçunu üstlenebilirsin

you decide to take the blame you admit responsibility of course sometimes it is possible to take

suçu üstlenmeye karar veriyorsun sorumluluğu kabul ediyorsun tabi ki bazen mümkün

the blame for something when you didn't do it maybe you are trying to protect another

yapmadığın bir şeyin suçunu üstlenmek belki başka birini korumaya çalışıyorsun

person so maybe you take the blame or you confess to doing something that you didn't

bu yüzden belki suçu üstüne alıyorsun ya da aslında yapmadığın bir şeyi yaptığını itiraf ediyorsun

actually do but you do it to protect another person it does happen quite often you are

ama başka birini korumak için yapıyorsun gerçekten oluyor çoğu zaman

willing to carry the can for someone if you carry the can for someone it means you are

kutuyu başkası için taşımaya isteklisin, eğer kutuyu başka biri için taşıyorsan, bu, eylemlerin için

willing to make responsibility or take responsibility for your actions you have decided to take

sorumluluk almaya veya sorumluluk almaya istekli olduğun anlamına gelir, sorumluluğun yükünü üstlenmeye karar verdin,

the burden of responsibility you carry the can you have decided to admit your guilt or

taşıdın, kabul etmeye karar verdin

your responsibility for doing something bad ah now this is something we mentioned earlier

kötü bir şey yapma suçun ya da sorumluluğun ah şimdi bu daha önce bahsettiğimiz bir şey

and i might show my little picture again yes this is the picture that i showed you earlier

ve küçük resmimi tekrar gösterebilirim evet bu size daha önce gösterdiğim resim

and this is something called a confession box quite often found in catholic churches

ve bu, katolik kiliselerinde oldukça sık bulunan günah çıkarma kutusu denilen bir şey

so you'll find there is a box that you can go into and during certain periods of time

yani İçeri girebileceğiniz bir kutu olduğunu göreceksiniz ve belirli zamanlarda

there will be a priest sitting inside the box fortunately you can't be seen so your

kutunun içinde oturan bir rahip olacak, neyse ki,

face is hidden so it you can go in there you can you could admit your sin and then you

yüzünüz gizlendiği için içeri girebilirsiniz. günahını kabul edebilirsin ve o zaman

will be absolved you will be forgiven you have to go away and make a penance penance

affolursun affedilirsin çekip gitmen ve kefaret ödemen gerekir

so it is a sort of punishment for the thing that you've admitted to so you look for absolution

yani bu itiraf ettiğin şey için bir tür cezadır bu yüzden biz af dediğimizde affını ararsın

when we say absolution you are being absolved you are being forgiven for your sin interesting

günahın affediliyor ilginç

flower oh hello oh all of the confessions are coming out now flower says i must confess

çiçek oh merhaba oh tüm itiraflar şimdi ortaya çıkıyor çiçek itiraf etmeliyim ki

that i lied to someone who loves me and that my family obliged me to marry another man

beni seven birine yalan söyledim ve ailem beni başka bir adamla evlenmeye mecbur etti

oh okay wow that seems like a very big serious one i wasn't expecting that thank you flower

oh tamam vay bu çok büyük ciddi bir şeye benziyor bunu beklemiyordum

espoire for being so honest hello asmar

bu kadar dürüst olduğun için teşekkür ederim çiçek espoire merhaba asmar

as more mohammed says i have a confession i really enjoy listening to your videos i

as mohammed bir itirafım var diyor ki videolarını dinlemekten gerçekten zevk alıyorum

really like them and i wish someday to speak like you oh see i'm not sure if that is a

onları gerçekten seviyorum ve bir gün senin gibi konuşmak istiyorum ah bak bunun bir itiraf olup olmadığından emin değilim bu bir

confession that's not a confession

itiraf değil

but i forgive you i forgive you for watching me all the time instead of watching something

ama seni affediyorum youtube'da başka bir şey izlemek yerine her zaman beni izlediğin için seni affediyorum

else on youtube you see so yes i suppose i suppose i forgive you if you said mr duncan

yani evet sanırım sanırım seni affederim dediysen bay duncan

sometimes i don't watch you sometimes i go off and watch someone else maybe you go to

bazen seni izlemiyorum bazen gidip başka birini izliyorum belki sen

watch another english teacher maybe an english teacher who is more sexy than me

başka bir ingilizce öğretmenini izlemeye gidersin belki benden daha seksi bir ingilizce öğretmeni

will i forgive you

seni affeder miyim

maybe maybe not

belki olmayabilir

luis mendes oh hello luis mendes mendes in my childhood i made my first communion and

luis mendes oh merhaba luis mendes mendes in çocukluğum ilk cemaatimi yaptım ve

i had to make my confession and the priests the priest absolved me but i had to make some

itirafımı yapmak zorunda kaldım ve rahipler beni akladı ama bazı

prayers and give one escudo which is portuguese currency to santo antonio yes there is normally

dualar yapmam ve santo antonio'ya portekiz para birimi olan bir escudo vermem gerekiyordu evet normalde

something you must do you see so if you are going to church to be absolved normally there

yapmanız gereken bir şey var, görüyorsunuz yani normalde aklanmak için kiliseye gideceksen affın

is something you must do in return for your absolution i think so i seem to know a lot

karşılığında yapman gereken bir şey var sanırım bu konuda çok şey biliyor gibiyim

about this have you noticed

fark ettin mi

and i'm not even religious very strange ah here is a good one i like this one this is

ve ben dindar bile değilim çok garip ah işte iyi bir tane bunu beğendim bu

one of my favourite expressions in english to get it off your chest to get something

ingilizcedeki en sevdiğim ifadelerden biridir göğsünden bir şey almak

off your chest is to admit responsibility you decide that you can't hold the guilt any

sorumluluğunu kabul etmektir suçu daha fazla taşıyamayacağına karar verirsin

longer i have to confess i have to get it off my chest so to get something of your chest

itiraf etmeliyim onu ​​almalıyım göğsümden bir şey almak,

is to confess you admit to doing something you decide that you no longer want to keep

itiraf etmek, bir şeyi yaptığını kabul etmek, artık

the burden of guilt inside you need to tell someone you have to get it off your chest

suçluluk yükünü içinde tutmak istemediğine karar vermek, birisine onu göğsünden atması gerektiğini söylemen gerekiyor,

i like that one

o

victoria oh all of your confessions are coming now i like it when i was a child i loved candles

victoria hoşuma gitti ah tüm itirafların geliyor şimdi hoşuma gidiyor çocukken mumları severdim

this i shouldn't laugh i know when i was a child i love candles so once i almost set

buna gülmemeliyim biliyorum çocukken mumları severim bu yüzden bir keresinde neredeyse

the living room on fire yeah that does seem a bit serious i i think burning your house

oturma odasını ateşe veriyordum evet bu bir şey gibi görünüyor biraz ciddi bence evinizi

down even if you nearly burnt your house down i think that is serious but did you own up

neredeyse yakıyor olsanız bile evinizi yakmak ciddi bir şey ama sahiplendiniz mi

did you admit responsibility for it or did your parents just come back and find the living

bunun sorumluluğunu kabul ettiniz mi yoksa ailen geri gelip oturma

room smouldering i don't know but that's a good one i like that one hello jude [ __ ] alisa

odasının için için yandığını mı buldu bilmiyorum ama bu iyi bir tanesini beğendim merhaba jude [ __ ] alisa

my confession am i getting some confessions now this feels great i feel like i feel like

itirafım şimdi bazı itiraflar alıyor muyum bu harika hissettiriyor sanki

i should be sitting in here

burada oturmam gerekiyormuş gibi hissediyorum

admit your sins my son

günahlarını itiraf et oğlum ah canım

oh dear

my confession is when i was a kid we had two books for mathematics and i forgot my first

itirafım ben çocukken matematik için iki kitabımız vardı ve ilk kitabımı unuttum

book and i took out my second book and the teacher believed it oh i see

ve ikinci kitabımı çıkardım ve öğretmen buna inandı oh anladım

huh okay so you made the teacher believe that the book you had in your hand was the other

ha tamam yani öğretmeni elinizdeki

book and he believed you i don't think that's very serious we all do that sometimes we all

kitabın diğer kitap olduğuna inandırdınız ve o sana inandı bunun çok ciddi olduğunu düşünmüyorum hepimiz yapıyoruz bunu bazen hepimiz

do things normally to save our own skin you see so quite often we do bad things or we

normal olarak kendi derimizi kurtarmak için şeyler yaparız, görüyorsunuz çok sık kötü şeyler yaparız veya

do things that might be seen as sinful sometimes to save ourselves maybe from punishment or

bazen kendimizi kurtarmak için günah olarak görülebilecek şeyler yaparız belki cezadan belki de

maybe from blame it can happen

suçlamadan olabilir

vitoria says luckily my father managed to put the fire out

vitoria neyse ki babam yangını söndürmeyi başardı bu kulağa doğru geliyor

that sounds about right

hello uh mum dad i think i think i set fire to the house i think i think i might i might

merhaba ah anne baba sanırım evi ateşe verdim sanırım sanırım

have started a fire in the living room

bir yangın başlatmış olabilirim oturma odasında yangın var

oh dear alessandra

sevgili alessandra bugün

there are some great comments coming by the way today i i love your comments thank you

çok güzel yorumlar geliyor bu arada yorumlarınızı seviyorum

very much i'm going to read them all later i'm going to read all of your lovely comments

çok teşekkür ederim hepsini sonra okuyacağım güzel yorumlarınızın hepsini

later oh here's another one another way of showing that you are looking for forgiveness

daha sonra okuyacağım oh işte bir tane daha bağışlanmayı beklediğini göstermenin başka bir yolu

perhaps you will confess you will have to face the music if you face the music it means

belki de itiraf edeceksin müzikle yüzleşmek zorunda kalacaksın eğer müzikle yüzleşirsen bu

you have to admit responsibility and also you have to accept your punishment as well

sorumluluğu kabul etmen ve cezanı da kabul etmen gerektiği anlamına gelir yani

so if we say that a person has to face the music it means

dersek a kişi müzikle yüzleşmeli bu demek oluyor ki

it means you have to accept whatever the punishment may be so whatever the punishment is you must

ceza ne olursa olsun kabul etmelisin yani ceza ne olursa olsun

face the music you admit responsibility and now you must accept your punishment you have

müzikle yüzleşmelisin sorumluluğunu kabul ediyorsun ve şimdi cezanı kabul etmelisin

to face the music here's another one you have to take the wrap oh i like this one now it's

müzikle yüzleşmelisin işte bir tane daha sarmak oh bunu beğendim şimdi

very interesting that the word rap can you see it there the word rap means to hit punish

çok ilginç, rap kelimesinin orada görebiliyor musunuz, rap kelimesi vurmak cezalandırmak,

to to punch someone so in its basic form the word rap just means beat or to punish to punch

birine yumruk atmak anlamına gelir, yani temel biçiminde rap kelimesi sadece dövmek veya cezalandırmak için yumruk vurmak anlamına gelir

hit so if you take the rap you are actually saying that you are taking the punishment

yani rap'i alırsanız aslında cezayı çektiğinizi söylüyorsunuz

you are willing to take the punishment very similar to face the music so if you face the

müzikle yüzleşmek için çok benzer bir cezayı almaya hazırsınız bu yüzden müzikle yüzleşirseniz

music or if you take the rap it means you are facing your punishment you are willing

veya rap'i alırsanız bu cezanızla yüzleştiğiniz anlamına gelir.

to take the punishment

cezayı almaya istekliyim

i can't believe that all of the noise around me it sounds like i'm in the garden and i'm

etrafımdaki tüm gürültünün bahçedeyim ve

not in the garden that's the weird thing we are going in a minute by the way oh by the

bahçede yokmuşum gibi geldiğine inanamıyorum bu arada bir dakika sonra gidiyoruz oh bu arada

way tomorrow we are supposed to get some snow here in england tomorrow so we might have

yarın burada ingiltere'de biraz kar yağması gerekiyor, bu yüzden

some snow to look at outside the window

pencereden dışarı bakacak biraz kar olabilir,

our final word for confession is to accept the consequences so you accept the consequences

itiraf için son sözümüz, sonuçları kabul etmek, böylece eyleminizin sonuçlarını kabul etmek,

of your action you do something wrong or you did something wrong and now you have to accept

yanlış bir şey yaptınız veya yaptınız yanlış bir şey ve şimdi sonuçlarını kabul etmek zorundasın

the consequences because of course all actions have a reaction all things that are done normally

çünkü elbette tüm eylemlerin bir tepkisi var normalde yapılan her şeyin

have some consequence

bir sonucu var

fatty zito says what about the confession's impact on the audience do you mean you or

yağlı zito der ki itirafın seyirciler üzerindeki etkisi seni mi kastediyorsun yoksa

do you mean generally i don't know well maybe my confessions the confessions that i've given

genel olarak mı kastediyorsun? iyi bilmiyorum belki itiraflarım bugün verdiğim itiraflar

today i've made two big confessions today

bugün iki büyük itirafta bulundum

so i think i've been very brave indeed so you must accept the consequences if you do

bu yüzden bence gerçekten çok cesur davrandım bu yüzden

something wrong if you do something bad and you feel guilty about it i suppose it is good

yanlış bir şey yaparsan sonuçlarına katlanmalısın kötü bir şey yaparsan ve sen suçluluk duy bence sağlığına iyi gelir ruh sağlığına

for your well-being for your mental health and maybe for your soul to make a confession

ve belki de ruhuna bir itirafta bulunman

maybe maybe not i will be back with you tomorrow by the way yes we are back tomorrow and it

belki belki olmaz yarın yine gelirim bu arada evet yarın dönüyoruz ve

is sunday tomorrow which means we have english addict tomorrow and mr steve will be here

yarın pazar yani yarın ingilizce bağımlımız var ve bay steve burada olacak

yes for those who are missing mr steve he will be here tomorrow

evet bay steve'i özleyenler için o yarın burada olacak o

there he is oh mr steve we are all missing you unfortunately we are all missing your

oh bay steve hepimiz sizi özlüyoruz maalesef hepimiz sizin

lovely smile sadly

güzel gülüşünüzü özlüyoruz ne yazık ki bu

so mr steve will be joining us tomorrow and yes it is english addict tomorrow from 2pm

yüzden bay steve olacak yarın bize katılacak ve evet ingilizce bağımlısı yarın 14:00

uk time back tomorrow from 2pm uk time is when we are back

İngiltere zamanı geri yarın 14:00 İngiltere zamanı geri döndüğümüz zamandır

asmir says i really like it when we confess about our sins it makes us more comfortable

asmir günahlarımızı itiraf etmemizi gerçekten sevdiğimi söylüyor bu bizi daha rahat ettiriyor

and and releases ourselves from our previous mistakes i think it is something useful psychologically

ve kendimizi öncekimizden kurtarıyor hatalar psikolojik olarak yararlı bir şey olduğunu düşünüyorum bence

well i think i think if you own up to something or if you admit something i think it is a

bir şeyi sahiplenirsen ya da bir şeyi kabul edersen bence bu

good thing because it can make the other person feel better if you have done something wrong

iyi bir şeydir çünkü başka birine yanlış bir şey yaptıysan diğer kişinin kendini daha iyi hissetmesini sağlayabilir

to another person you see it might make them feel better for example your neighbour from

bakın bu onları daha iyi hissettirebilir örneğin

whom you stole his birdbath you see you stole their bird bath so now you admit that you

kuş banyosunu çaldığınız komşunuz kuş banyosunu çaldığınızı görüyorsunuz ve şimdi bunu yaptığınızı kabul ediyorsunuz ki

did it so they feel better because now they have their bird bath back and i feel better

onlar daha iyi hissetsinler çünkü artık kuş banyolarını geri aldılar ve ben daha iyi hissediyorum

because i admitted that i did it you see so everyone wins i think i am back with you tomorrow

çünkü ben yaptığımı kabul ettin görüyorsun böylece herkes kazanıyor sanırım yarın

from 2pm yes i have been with you for an hour and i will be back with you tomorrow tomorrow

2'den itibaren seninleyim evet bir saattir seninleyim ve yarın yarın

two hours of english addict coming tomorrow thank you very much for your company the mist

iki saat ingilizce bağımlısı geliyor yarın çok teşekkür ederim şirketiniz

is beginning to clear outside i will see you tomorrow from 2 p.m uk time don't forget also

dışarıda sis dağılmaya başlıyor yarın saat 14:00'te görüşürüz İngiltere'de saat 2'de görüşürüz unutma ayrıca

if you want to give me a like you are more than welcome to do so please give me a little

bana bir beğeni vermek istersen hoşgeldin bu yüzden lütfen bana biraz

like if you want

beğeni ver eğer istersen

do i need to remind you of course i do so like and subscribe

sana hatırlatmam gerek tabii ki çok seviyorum ve abone oluyorum

give me a big like if you like what you see

bana büyük bir like ver gördüğün şeyi beğendiysen

give me a like and you can subscribe as well that's it it's time to go time to say goodbye

bana bir like ver sen de abone olabilirsin işte bu kadar gitme zamanı veda zamanı

i hope you've enjoyed today's live stream thank you palmyra thank you alessandro thank

umarım beğenmişsinizdir bugünün canlı akışı teşekkürler palmyra teşekkürler alessandro teşekkürler

you grace see you tomorrow from 2pm uk time thanks for all all of your lovely messages

lütuf yarın 14:00 İngiltere saatinden itibaren görüşürüz bu arada annemle ilgili tüm güzel mesajlarınız için teşekkürler

by the way concerning my mum and i will see you tomorrow from 2pm uk time english addict

ve yarın 2:00 İngiltere saatinden itibaren görüşürüz ingilizce bağımlısı yarın

live for two hours tomorrow

iki saat canlı yayında

fancy pants okay that's enough see you tomorrow this is mr duncan in the birthplace of english

süslü pantolon tamam bu kadar yeter yarın görüşürüz bu ingilizcenin doğum yerindeki mr duncan'dır izlediğiniz

saying thanks for watching hope you've enjoyed all of this and we will do it all again tomorrow

için teşekkürler

and of course until tomorrow you know what's coming next

ta ta for now

Şimdi