Basic English Grammar: Parts of Speech – noun, verb, adjective, pronoun, adverb...

2,602,423 views ・ 2017-07-29

ENGLISH with James


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Hi. James from engVid.
0
679
2852
Merhaba. Ben EngVid'den James.
00:03
I would like to talk about something that will help you understand English,
1
3578
7010
Sizinle ingilizceyi anlamanızı sağlayacak bir şeyden bahsetmek istiyorum.
00:10
and it's two things.
2
10613
1238
Ve onun iki parçasından.
00:11
Number one are parts of speech.
3
11876
3500
Birincisi, konuşmanın bölümleri.
00:15
What are the parts of speech and how do you use them?
4
15401
3620
Konuşmanın bölümleri nelerdir ve onları nasıl kullanırız?
00:19
The second is called syntax, which is a very complicated word for word order.
5
19046
6869
İkincisi, sözdizimi. Sözcük sırası anlamına gelen karışık bir kelimedir.
00:25
Where do you put the words in a sentence?
6
25940
2960
Kelimeleri cümle içinde nereye yerleştirirsin?
00:28
In some languages they have a different word order, some languages it doesn't really matter,
7
28900
5679
Bazı diller farklı sözcük sırasına sahiptirler, bazı dillerde çok da farketmez
00:34
but what my job today is, is to show you where the words go and:
8
34579
4756
ama bugün buradaki işim size sözcüklerin nereye gideceklerini
00:39
What do they basically mean-okay-in the parts of speech?
9
39360
4724
ve temel olarak konuşmanın bölümünde ne anlama geldiklerinde göstereceğim.
00:44
As E said: "Words. Where do they go?"
10
44154
3526
E'nin de dediği gibi: "Sözcükler. Nereye giderler?"
00:47
Now, if you're new to English or even if you're an intermediate student, sometimes this causes
11
47680
5479
Şimdi, eğer ingilizceye yeniyseniz ya da hatta orta düzey bir öğrenciyseniz bile bu bazen
00:53
you problems. Right?
12
53159
1584
sıkıntı yaratabiliyor. Değil mi?
00:54
You've heard the terms: "preposition", "determiner", "syntax", and you're like: "Oh, it's so complicated."
13
54768
8021
Terimleri duymuşsundur "edat", "belirteç", "sözdizimi" ve "Of, bu çok karışık" dersin.
01:02
Today's lesson will be simple.
14
62814
1830
Bugünkü ders basit olacak.
01:04
You can go over this again and again.
15
64669
1886
Tekrar ve tekrar üzerinden geçebilirsin.
01:06
It will help you understand and use English better.
16
66580
3283
Bu senin ingilizceyi daha iyi anlamana ve kullanmana yardımcı olacak.
01:10
So I'm going to start off with the most basic part of parts of speech, and I want to start
17
70113
5197
Şimdi, Konuşmanın en temel bölümlerine giriş yapıyorum ve nesnelerle kısmıyla
01:15
with the things part.
18
75310
1619
başlamak istiyorum.
01:16
Things.
19
76929
1000
Nesneler.
01:17
Not actions, but things.
20
77929
1851
Eylem değil de nesneler.
01:19
I am a person.
21
79805
2300
Ben bir insanım.
01:22
My watch is a thing.
22
82130
2062
Saatim bir nesne.
01:24
Okay?
23
84364
997
Tamam?
01:25
An animal, a cat or a dog, or an apple, these are things.
24
85386
5579
Hayvan, kedi ya da köpek, ya da bir elma, bunlar nesneler.
01:31
We call these things nouns, because nouns name people - Hi, I'm James;
25
91105
6396
Biz bunlara "isim" diyoruz. Çünkü isimler insanları adlandırır. -Merhaba, Ben James.
01:37
places - Toronto, Ontario; things - my watch; animals - a cat, meow; and food - an apple.
26
97526
10188
Yerler - Toronto, Ontario; Cisimler - saatim; Hayvanlar - kedi ve Yiyecek - elma.
01:49
Okay? These are nouns.
27
109613
1777
Tamam mı? Bunlar isim.
01:51
Example: boy, dog, apple. Okay?
28
111390
3427
Örnek: çocuk, köpek, elma. Tamam?
01:54
Nouns name these things.
29
114842
2211
İsim bu nesneleri adlandırır.
01:57
But sometimes you don't want to keep using the same noun again and again.
30
117085
5990
Ama bazen tekrar ve tekrar aynı ismi kullanmak istemezsin
02:04
"James ate the apple and James walked his dog as James talked to his friend, Oliver,
31
124007
7533
"James elmayı yedi ve James köpeğini gezdirirken James arkadaşı Oliver'la konuştu
02:11
and then James..."
32
131540
1690
ve sonra James.."
02:13
It gets what we call repetitive and boring, and it also makes the sentences go really slow.
33
133230
5589
Bu tekrarlayan ve sıkıcı bi hale döner ve aynı zamanda cümlenin gidişini yavaşlaştırır.
02:18
And sometimes we want to use the noun in a different way.
34
138819
3134
Ve bazen isimleri farklı şekilde kullanmak isteriz.
02:21
So in this case we introduce what's called pronouns.
35
141978
2798
İşte bu durumda, size zamirleri tanıştıralım.
02:24
Pronouns can replace nouns in a sentence.
36
144801
2782
Zamirler ismin yerine kullanılabilir.
02:27
So now you could say something like this: "James ate the apple and he walked his dog."
37
147715
6749
Böylelikle artık şöyle diyebilirsin: "James elma yedi ve köpeğini dolaştırdı."
02:34
Instead of: "James ate the apple and James walked his dog", we can use a pronoun to replace
38
154489
5931
şunu demek yerine "James elma yedi ve James köpeğini dolaştırdı." İsmin yerine zamiri kullanabilir
02:40
it and make it simpler.
39
160420
2450
ve daha basit hale getirebiliriz.
02:42
We still know we're talking about James.
40
162870
2240
Hala James'ten bahsettiğimizi anlarız.
02:45
Now, we talked about word order or syntax.
41
165110
2319
Şimdi, sözcük sırası ya da sözdiziminden bahsetmiştik.
02:47
Let me explain this.
42
167454
2161
Bunu açıklayayım.
02:49
In order to use a pronoun first you must use the noun.
43
169861
3979
Zamiri kullanabilmek için önce ismi kullanman gerek.
02:53
Okay?
44
173989
723
Tamam mı?
02:54
You introduce the noun and then you can replace it with a pronoun.
45
174737
3500
Önce isimle tanıştırırsın sonra zamiri onun yerine koyarsın.
02:58
That's why you see number one then number two.
46
178262
2411
Bu yüzden sayılarda önce biri sonra ikiyi görürsün.
03:00
You cannot just start with a pronoun.
47
180744
2220
Direkt zamirle başlayamazsın.
03:02
If I started a sentence at the beginning: "He went to the store."
48
182989
4240
Eğer başta cümleye şöyle başlasaydım: "O markete gitti."
03:07
The very first thing you will say to me is: "Who's he?"
49
187254
4201
Bana ilk soracağın şey "O kim?" olur.
03:11
I go: "Oh, James went to the store and he bought the apples there."
50
191480
5234
Sonra ben "Ha, James markete gitti ve oradan elma aldı."
03:16
And you go: "Oh, now I know who he is."
51
196739
3071
Ve sonra sen "Ha, şimdi onun kim olduğunu biliyorum."
03:20
So, pronouns kind of number two because you have to actually introduce first with a noun,
52
200010
6139
Yani zamirler bi bakıma ikinci sayıdırlar çünkü öncelikle isimle tanışmış olman gerek ki
03:26
then you can replace it with a pronoun.
53
206174
2376
daha sonradan onu zamirle değiştirebilesin.
03:28
Now, we have several types of pronouns.
54
208575
2855
Şimdi, birkaç zamir türümüz var.
03:31
I'm just going to go over and show you a couple of them so you get an idea.
55
211430
3915
Sadece üzerinden geçeceğim ve size birkaç örnek göstereceğim ki olayı kapın.
03:35
Pronouns include: "I", "we", which are subject pronouns.
56
215370
5300
Zamirler "Ben" ve "biz"içinde bulundurur, bunlar şahıs zamirleridir.
03:40
Object pronouns when we're talking about something that's not us, but something on the other
57
220695
3780
Nesne zamirleri, bizim dışımızda bir şeyden bahsettiğimizde, karşı taraftaki
03:44
side that receives action, as a subject pronoun I do things.
58
224500
5361
bir eylemi karşılarlar. Bir şahıs zamiri olarak bir şeyleri yaparım.
03:49
I run.
59
229886
1140
Ben koşuyorum.
03:51
Right?
60
231121
783
03:51
We eat dinner.
61
231980
1300
Tamam?
Biz yemek yiyoruz.
03:53
We're talking to them.
62
233327
1269
Biz onlara konuşuyoruz.
03:55
Now, when we say "them", you go: "What?"
63
235105
1924
Şimdi, "onlara" dediğimizde sen "Ne?" dersin.
03:57
Well, they are receiving it and we call those object pronouns.
64
237143
4200
İşte, onlar bir eylemi karşılar ve biz bunlara nesne zamirleri deriz.
04:01
Okay?
65
241413
749
Tamam mı?
04:02
So the most basic ones are subject and object pronouns.
66
242187
2781
En basit olanları şahıs ve nesne zamirleridir.
04:05
One is doing something, one is receiving.
67
245124
2140
Biri eylemi yapan, biri eylemi karşılayan.
04:07
There are reflexive pronouns, like: "himself" where somebody is talking about themselves.
68
247374
4520
Bir de dönüşlülük zamirleri vardır, mesela "kendi". Birileri kendileri hakkında konuştuklarında kullanılır.
04:11
"He built the house himself."
69
251919
2231
"Evi kendi inşa etti."
04:14
So he's talking about him as an object, but reflecting it back to himself.
70
254150
4300
Adam kendi hakkında bir nesne gibi konuşuyor ama kendine geri aksettiriyor.
04:18
We call it reflexive pronoun.
71
258450
1550
Buna dönüşlülülük zamiri deriz.
04:20
Okay?
72
260000
1000
Tamam mı?
04:21
There are others, but I'm not going to get into them right now because I want to keep
73
261000
3190
Başka türler de var ama şu an onlara girmek istemiyorum çünkü bunu
04:24
this simple just so you know what the parts of speech are, and you can always come to
74
264190
3910
basit tutmak istiyorum ki konuşmanın bölümleri neler bilesin. Ve her zaman
04:28
engVid to come and see other lessons in which we go deeply into
75
268100
3798
engVid 'e girip dönüşlülük zamirleri, nesne ve şahıs zamirlerini derin işlediğimiz diğer dersleri izleyebilirsin.
04:31
reflexive pronouns, object and subject pronouns.
76
271923
3812
04:35
Okay? Cool.
77
275760
1458
Tamam mı? Güzel.
04:37
So we talked about how pronouns can replace nouns, and we're good with that.
78
277243
3680
Zamirlerin isimlerin yerine kullanılabileceğinden bahsettik ve bir sorunumuz yok.
04:40
Yeah?
79
280948
1000
Değil mi?
04:41
So let's go to stage number three, because once you've replaced them, how do you know
80
281973
4547
Şimdi 3. etaba geçelim, çünkü onların yerine koyduktan sonra birbirleri arasındaki farkı
04:46
the difference between them?
81
286545
1450
nasıl bileceksin?
04:48
Apple, apple.
82
288020
1210
Elma, elma.
04:49
I don't know.
83
289230
1449
Bilmiyorum.
04:50
That's when we have adjectives.
84
290704
2270
İşte bu noktada sıfatlarımız var.
04:53
Adjectives.
85
293330
1736
Sıfatlar.
04:55
The word itself can be broken into two parts: "ject" and "ad".
86
295119
4887
Kelimeyi iki parçaya ayırabiliriz.: "ject" ve "ad"
05:00
But remember...
87
300115
795
05:00
Do you remember when I said subject and object, and I gave you the example?
88
300910
5000
Şahıs ve nesneden bahsedip örnekler verdiğimi hatırlıyor musun?
05:05
I said, for instance: "I" is a subject pronoun.
89
305910
4597
Demiştim ki, mesela: "Ben" bir şahıs zamiri.
05:11
Right?
90
311001
1000
Değil mi?
05:12
Subject, yeah, I'm good at this.
91
312882
1675
Şahıs. Evet.
05:14
I'm going to do this really well.
92
314582
918
Baya iyiyim
05:15
And I said: "them" is an object pronoun.
93
315660
3441
Ve ben "onlara" şahıs zamiri dedim.
05:19
Right?
94
319126
1000
Doğru mu?
05:20
You'll notice "ject" is in both parts.
95
320151
4510
Her iki taraftaki "ject" i farkedeceksiniz.
05:24
When you look at an adjective, "ad" means to put on, you add, like two plus two is four,
96
324694
6230
Bir sıfıra baktığınızda, "reklam" koy, eklersin, iki artı iki dörttür,
05:31
four plus four is eight.
97
331120
1590
dört artı dört sekiz.
05:33
So an adjective you add to a pronoun or a noun to describe them.
98
333102
5398
Yani bir zamire bir sıfat eklersiniz ya da onları tanımlayacak bir isim.
05:38
So if you look here, "ject".
99
338500
2319
Eğer buraya bakarsanız, "ject".
05:41
Adjectives describe nouns and pronouns.
100
341087
2984
Sıfatların açıklaması isimler ve zamirler.
05:44
Now, remember we talked about syntax?
101
344282
2346
Şimdi hatırla biz sözdizimi hakkında konuştunuz mu?
05:46
Well, syntax, remember the word order?
102
346653
2850
Sözdizimi, hatırla kelime sırası?
05:49
Where would you find an adjective?
103
349534
1966
Nereyi istersin bir sıfat mı buldunuz?
05:51
Well, in some places it's reversed.
104
351989
2089
Bazı yerlerde tersine döndü.
05:54
If you speak Spanish, for instance, you would say: "gato negro", which in translation for
105
354103
6271
Örneğin İspanyolca konuşursanız, demek ki: "gato negro"
06:00
English is cat's black.
106
360399
1971
İngilizce kedinin siyahtır.
06:02
And for me who speak English or a person who speaks English, that doesn't make sense to
107
362370
4220
Ve benim için İngilizce konuşan veya konuşan bir kişi İngilizce konuşuyor, bu mantıklı değil
06:06
me because we say black cat.
108
366590
2840
bana çünkü biz kara kedi diyoruz.
06:09
So, word order can vary depending on the language you speak.
109
369430
4602
Yani, kelime sırası değişebilir konuştuğunuz dilde.
06:14
We usually put pronouns before...
110
374644
3040
Biz genellikle koymak zamirleri ...
06:17
Sorry, adjectives before our pronouns and our nouns so we can describe them.
111
377731
4944
Üzgünüz, zamirlerimizden önce sıfatlar ve isimlerimizi tanımlayalım.
06:22
And in two seconds I'm going to give you some ways in which we describe things, and we have
112
382700
4291
Ve iki saniye içinde sana biraz bir şeyleri tanımlamanın yolları ve
06:26
a word order for that.
113
386991
1639
bunun için bir kelime sırası.
06:28
Okay?
114
388630
727
Tamam?
06:29
And I'll have to explain something on that.
115
389382
1983
Ve açıklamak zorundayım bir şey.
06:31
So, where will you find an adjective?
116
391390
2000
Peki, nerede olacaksın bir sıfat mı buldunuz?
06:33
Before you find your nouns or pronouns.
117
393415
2470
Bulmak için önce isimler veya zamirler.
06:36
They will help you describe your subjects or objects.
118
396145
3460
Tarif etmenize yardımcı olacaklar özneleriniz veya nesneleriniz.
06:39
Okay? The things that are doing something.
119
399730
2810
Tamam? Şeyler bir şeyler yapıyorlar.
06:42
Now, we have eight types of adjectives. All right?
120
402540
5287
Şimdi sekiz çeşit sıfatımız var. Tamam?
06:47
And we have a special order we put it in.
121
407852
2270
Ve özel bir biz koymak.
06:50
Now, depending on your language, this order may exist.
122
410270
3280
Şimdi, dilinize bağlı olarak, bu düzen var olabilir.
06:53
You may have a different order or you may have no order which means you can put any
123
413550
4860
Farklı bir siparişiniz olabilir veya sipariş yok, yani herhangi bir
06:58
of these things in any order you like.
124
418410
1750
bunlardan istediğiniz herhangi bir sipariş.
07:00
You can put...
125
420160
680
07:00
Not... Well, maybe with the exception of numbers, but the colour can come first, where it comes
126
420865
5005
Koyabilirsin...
Hayır ... Belki sayılar hariç, ama renk önce gelebilir, geldiği yerde
07:05
from, it can come first.
127
425870
1630
önce gelir.
07:08
Quality can come first.
128
428009
1380
Önce kalite gelebilir.
07:09
It depends on your culture, your language, your country.
129
429430
2720
Kültürüne bağlı, diliniz, ülkeniz.
07:12
English, however, the order I put it in - one, two, three, four, five, six, seven, eight,
130
432541
6203
Ancak İngilizce, verdiğim sipariş - bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz,
07:18
that's the order we want it in.
131
438769
1890
istediğimiz sıra bu.
07:20
Okay?
132
440684
1000
Tamam?
07:21
If you change it, it actually gets really confusing.
133
441709
2370
Eğer değiştirirseniz, aslında gerçekten kafa karıştırıcı oluyor.
07:24
So, what are these eight?
134
444707
1293
Peki, bu sekiz tane nedir?
07:26
Well, why don't we take a look?
135
446000
1636
Peki, neden bir bakmıyoruz?
07:27
Quantity, it's a number.
136
447785
1830
Miktar, bu bir sayı.
07:29
Now, I put "a number", not because I said a number, but "a" refers to...
137
449710
5001
Şimdi "sayı" koydum, çünkü bir sayı söyledi, ama "a" ifadesi ...
07:34
Or "a" refers to articles.
138
454711
1790
Veya "a" makalelere atıfta bulunur.
07:36
The chair, a chair.
139
456759
2780
Sandalye, bir sandalye.
07:39
Okay?
140
459564
706
Tamam?
07:40
In this case "a" means one, so that's why I put "a number".
141
460270
3587
Bu durumda "a" bir anlamına gelir, yani bu yüzden "bir sayı" koydum.
07:43
Funny guy, I know.
142
463882
1780
Komik adam, biliyorum.
07:45
Number can be any other number; five, 10, 1,000, 1 million, a billion.
143
465687
5500
Sayı başka bir sayı olabilir; beş, 10, 1.000, 1 milyon, bir milyar.
07:51
This usually comes first to indicate how many things we're talking about.
144
471212
4464
Bu genellikle ilk önce kaç şeyden bahsediyoruz.
07:55
Okay? So you need a number.
145
475701
1942
Tamam? Yani bir sayıya ihtiyacınız var.
07:57
Five chairs, okay, we're talking about five so I have to look for five chairs.
146
477668
3195
Beş sandalye, tamam, bahsediyoruz beş beş sandalye aramam gerekiyor.
08:00
Not chair, yellow, five.
147
480888
2426
Sandalye değil, sarı, beş.
08:03
I'm like: "Is that the name, yellow five? I'm confused."
148
483339
3571
Şunun gibiyim: "Bu isim sarı beş mi? Kafam karıştı."
08:06
The next thing we talk about, quality.
149
486910
2240
Bir sonraki şey hakkında konuşmak, kalite.
08:09
Is it good, is it bad?
150
489150
1610
İyi mi, kötü mü?
08:10
Is it exceptional?
151
490760
1660
Olağanüstü mi?
08:12
Right? Or is it insignificant?
152
492420
2140
Sağ? Yoksa önemsiz mi?
08:14
That's a big word for meaning not important.
153
494585
2977
Bunun için büyük bir kelime anlamı önemli değil.
08:17
Okay?
154
497587
423
Tamam?
08:18
So we go from quality to...
155
498010
1790
Bu yüzden kaliteden ...
08:19
Sorry, quantity to quality.
156
499800
2100
Üzgünüz, nicelikten kaliteye.
08:21
Then we talk about the size of it.
157
501900
2290
Sonra hakkında konuşuruz boyutu.
08:24
Right?
158
504190
1000
Sağ?
08:25
There were five big, black, cats.
159
505190
4781
Beş tane vardı büyük, siyah, kediler.
08:29
So, five big, is it big, is it small?
160
509996
3673
Beş büyük, öyle mi büyük, küçük mü?
08:33
Age.
161
513669
871
Yaş.
08:34
How old is it?
162
514565
763
Kaç yaşında?
08:35
Is it new?
163
515353
1000
Yeni mi?
08:36
Is it old?
164
516512
1090
Eski mi?
08:37
Is it young?
165
517627
1345
Genç mi?
08:38
All right?
166
518997
1073
Tamam?
08:40
Shape.
167
520306
1050
Şekle.
08:42
Is it round?
168
522841
1381
Yuvarlak mı?
08:44
Is it a square or a triangle?
169
524247
3440
Bir kare mi üçgen mi?
08:47
What's the shape of it?
170
527712
1590
Şekli nedir?
08:49
Oblong.
171
529327
975
Oblong.
08:51
Yeah, that's... Don't. I don't even know. I do.
172
531419
3944
Evet, bu ... Yapma. ben bilmiyorum bile. Yaparım.
08:55
It's long and kind of circular, but yeah.
173
535388
3640
Uzun ve biraz dairesel, ama evet.
08:59
Oblong.
174
539053
1000
Oblong.
09:00
Colour, what is the colour?
175
540440
1800
Renk, renk nedir?
09:02
Yellow, black, green, red. Red.
176
542702
2962
Sarı, siyah, yeşil, kırmızı. Kırmızı.
09:05
What's the colour?
177
545689
1479
Renk nedir?
09:07
Origin.
178
547209
1110
Menşei.
09:08
Some of you go: "Origin. Wolverine origin."
179
548319
2599
Bazılarınız: "Kökeni. Wolverine kökenli. "
09:10
No.
180
550943
1209
Hayır.
09:12
Origin means: Where did it come from?
181
552177
2301
Menşe anlamı: Nerede geldi mi?
09:14
Was it made in Italy?
182
554855
1620
İtalya'da yapıldı mı?
09:16
Was it made in China?
183
556500
1500
Çin'de yapıldı mı?
09:18
China.
184
558178
1171
Çin.
09:19
Sorry.
185
559374
911
Afedersiniz.
09:20
It's my favourite impersonation of somebody, he goes: "China. I love China. China's good."
186
560394
6889
Birinin en sevdiğim taklidi, "Çin. Çin'i seviyorum. Çin iyi."
09:27
[Laughs] Anyway, was it made in China?
187
567308
2521
Her neyse, Çin'de mi yapıldı?
09:29
And what is the material?
188
569829
1319
Peki malzeme nedir?
09:31
Is it cotton?
189
571173
1057
Pamuk mu?
09:32
This is made of cotton.
190
572230
1408
Bu pamuktan yapılmıştır.
09:33
Is it made of beads, so glass?
191
573663
2841
Boncuklardan mı, camdan mı?
09:36
Is it made of metal?
192
576529
1018
Metalden mi yapılmış?
09:37
I mean, you might not be able to see this, but metal.
193
577572
2168
Yani, olmayabilirsin bunu görebiliyordu, ama metal.
09:39
What is it made of?
194
579740
1460
Ne yapılır?
09:41
Okay?
195
581200
1000
Tamam?
09:42
That is the order that we follow when we describe things.
196
582200
3344
Bu emirdir şeyleri tarif ettiğimizde takip edin.
09:45
And I have an example that I've been hiding from you that we're going to talk about to
197
585569
3061
Ve sakladığım bir örneğim var hakkında konuşacağımız senden
09:48
show you exactly what I mean.
198
588630
3100
tam olarak ne demek istediğimi göstereceğim.
09:51
So, Mr. E and I wanted to buy some couches, and Mr. E was very specific on the kind of
199
591730
5159
Bay E ile birlikte bazı kanepe satın almak istedik, ve Bay E,
09:56
couch he wanted, so he gave me a list.
200
596889
3111
istediği kanepeyi bana bir liste verdi.
10:00
And from that list I was able to get him exactly what he wanted.
201
600000
3439
Ve bu listeden ona tam olarak ne istediğini ver.
10:03
And how was I able to do that? Well, I followed the word order chart.
202
603439
4851
Bunu nasıl başardım? İyi, Sipariş çizelgesini takip ettim.
10:08
So let's go take a look at what Mr. E wanted.
203
608290
1849
Hadi gidelim Bay'a bir bakalım. E istedim.
10:10
So, Mr. E wanted some couches, and I said to him:
204
610139
2784
Yani Bay E, kanepeler ve dedim ki:
10:12
"Hey. I got your couches.
205
612948
1422
"Hey. Kanepelerini aldım.
10:14
I bought five nice, big, old, long, blue, Italian leather...
206
614370
7187
Beş tane güzel, büyük, yaşlı, uzun, mavi, İtalyan deri ...
10:21
Well, chairs. Couch."
207
621582
1136
Sandalyeler. Couch."
10:22
Sorry.
208
622982
1000
Afedersiniz.
10:24
And Mr. E said: "Fantastic!
209
624007
1992
Ve Bay E, "Harika!
10:26
Because if you had bought me nice, old, big, long, five, blue Italian couches,
210
626024
7459
Çünkü bana güzel, eski satın almış olsaydın, büyük, uzun, beş, mavi İtalyan kanepeler,
10:33
I would be confused and return it."
211
633508
2332
Kafam karışırdı ve geri ver. "
10:35
I said: "No, Mr. E, because I know how we're supposed to order adjectives in English.
212
635840
6760
Dedim ki: "Hayır, Bay E, çünkü nasıl olduğumuzu biliyorum İngilizce sıfat sipariş etmek gerekiyordu.
10:42
So I followed your instructions by following the word order, these five...
213
642600
4253
Bu yüzden talimatlarını takip ettim kelime sırasını takiben, bu beş ...
10:46
Sorry, eight positions order, and I made sure I put the adjectives before the noun so I
214
646878
6976
Üzgünüm, sekiz pozisyon emredildi ve emin oldum Sıfatları isimden önce koydum bu yüzden
10:53
would get the exact right thing you wanted."
215
653879
2326
tam olarak doğru olur istediğin şey. "
10:56
Okay?
216
656370
1000
Tamam?
10:57
So this is the first part of this lesson because I want to talk about now that you are a person,
217
657495
6103
İşte bu, bu dersin ilk kısmı çünkü Şimdi siz bir kişi olduğunuz hakkında konuşmak istiyorum,
11:03
place, or thing, you got to do things.
218
663623
2537
yer ya da bir şey, sen bir şeyler yapmalıyım.
11:06
Right? Like right now I'm talking which is a verb, which we're going to go to in a second and
219
666160
4110
Sağ? Şu anki gibi konuşuyorum ki bir saniyede gideceğimiz fiil ve
11:10
talk about verbs and how they work.
220
670270
1869
fiiller hakkında konuşmak ve nasıl çalıştıkları.
11:12
Are you ready?
221
672139
1420
Hazır mısın?
11:13
[Snaps]
222
673942
617
[Enstantane]
11:14
Okay.
223
674645
1000
Tamam.
11:15
Well, we talked about nouns, pronouns, adjectives, how they work together.
224
675778
8336
İsimler, zamirler hakkında konuştuk, sıfatlar, birlikte nasıl çalıştıkları.
11:24
Remember a pronoun can replace a noun, the order that they come.
225
684161
3737
Bir zamirin bir isim, geldikleri sıra.
11:27
Right? Or they come in.
226
687923
1219
Sağ? Veya içeri girerler.
11:29
And now I want to talk about actions because a noun or a thing that doesn't do anything
227
689167
8207
Ve şimdi eylemler hakkında konuşmak istiyorum çünkü bir isim ya da hiçbir şey yapmayan bir şey
11:37
is rather boring.
228
697399
1631
oldukça sıkıcı.
11:39
Right?
229
699055
605
11:39
Wouldn't you say?
230
699660
1255
Sağ?
Söylemez misin?
11:40
And what do we mean by actions?
231
700940
1585
Ve eylemlerle ne demek istiyoruz?
11:42
Well, right now I'm talking.
232
702550
1913
Şimdi konuşuyorum.
11:44
My mouth is moving, I'm talking, but I'm also looking at you.
233
704488
3785
Ağzım hareket ediyor, konuşuyorum, ama ben de sana bakıyorum.
11:48
I'm breathing.
234
708298
3797
Nefes alıyorum.
11:52
Okay?
235
712120
1450
Tamam?
11:53
So let's go to the board and look at this funny word we call verbs and how they work.
236
713570
4410
Şimdi tahtaya gidelim ve şuna bakalım komik kelime fiiller ve nasıl çalışır diyoruz.
11:57
Well, with verbs we have...
237
717980
3815
Fiillerle ...
12:01
Well, they do actions.
238
721944
1385
Eylem yapıyorlar.
12:03
We take a pronoun or a noun and they act.
239
723329
3190
Bir zamir alırız veya bir isim ve onlar hareket.
12:06
They can sleep...
240
726519
1950
Uyuyabilirler ...
12:08
Did I just press "eat" and "sleep"?
241
728753
1493
Sadece bastım mı "ye ve uyu"?
12:10
[Laughs] They could eat, sleep, and work.
242
730271
2947
[Gülüyor] yemek, uyumak ve çalışmak.
12:13
Okay?
243
733243
1000
Tamam?
12:14
So that's what a noun can do.
244
734268
1710
Yani bir isim bunu yapabilir.
12:16
And we talked about, you know, subjects and objects pronouns.
245
736003
4600
Ve konuştuk, bilirsiniz, konular ve nesneler zamirleri.
12:20
The subject pronoun does it to an object pronoun.
246
740628
4548
Söz konusu zamir bir nesne zamirine.
12:25
Okay?
247
745201
878
Tamam?
12:26
One of these actions.
248
746079
974
Bu eylemlerden biri.
12:27
So: "I eat an apple".
249
747397
1373
Yani: "Ben bir elma yerim".
12:28
"I" am the subject, "eating an apple", object.
250
748770
4529
"Ben" özneyim "yeme bir elma ", nesne.
12:33
Cool?
251
753324
1000
Güzel?
12:34
So we put this word here, the verb to tell you how the two things are working together.
252
754495
4841
Bu kelimeyi buraya koyduk, söyleyecek fiil iki şeyin birlikte nasıl çalıştığını.
12:40
Here's a funny one, verbs are a state of being.
253
760720
3268
İşte komik olan, fiiller bir varoluş halidir.
12:44
Huh?
254
764013
1120
Ha?
12:45
Being what?
255
765170
1440
Ne olmak?
12:46
Well, exists.
256
766930
1949
Var.
12:48
Like right now I exist.
257
768904
2260
Şu an olduğu gibi ben de varım.
12:51
If I stop being...
258
771189
1937
Olmayı bırakırsam ...
12:55
I disappear.
259
775119
1295
Kaybolurum.
12:56
So being means you are there, you exist, you're real, you can be touched.
260
776439
4701
Yani varlık orada olduğun anlamına gelir, sen var, gerçeksin, dokunabilirsin.
13:01
But it's not just that.
261
781165
1896
Ama sadece bu değil.
13:03
Sometimes I'm happy, and sometimes I'm sad, and sometimes I'm sick, and sometimes I'm healthy.
262
783086
12099
Bazen mutluyum ve bazen üzgünüm ve bazen hastayım, bazen sağlıklıyım.
13:15
You'll notice how we use the verb "to be" to talk about those things.
263
795342
3301
Fiili nasıl kullandığımızı fark edeceksiniz bu şeyler hakkında konuşmak.
13:18
"I am", "she is", "they are". Okay?
264
798760
4303
"Ben", "o", "onlar" dır. Tamam?
13:23
And we can use that, this verb "to be" with an adjective and it tells us how something
265
803088
6636
Ve bunu, "olmak" fiili ile birlikte kullanabiliriz. bir sıfat ve bize bir şeylerin
13:29
is right now.
266
809749
1090
şimdi.
13:30
Like, right now it is hot in here. Hot.
267
810839
3994
Mesela, şu anda burada sıcak. Sıcak.
13:34
That's the state of the situation or how things are right now.
268
814858
3896
Durumun durumu bu veya işlerin şu an nasıl olduğu.
13:38
And right now I'm a little sick.
269
818779
4441
Ve şimdi biraz hastayım.
13:43
James is sick.
270
823245
1401
James hasta.
13:44
That's my state of being.
271
824708
1900
Bu benim varoluş durumum.
13:46
And I'm very happy when Mr. E comes to my house.
272
826633
4770
Ve Bay olduğunda çok mutluyum E evime geliyor.
13:51
Right?
273
831660
1030
Sağ?
13:52
You didn't see him, but I mentioned him in every video.
274
832690
2790
Onu görmedin, ama ben her videoda ondan bahsetti.
13:55
So I'm happy.
275
835931
700
Bu yüzden mutluyum.
13:56
That's a state, or how I am or how I'm feeling.
276
836656
2440
Bu bir devlet, ya da ben ya da nasıl hissediyorum.
13:59
My emotions.
277
839149
1250
Duygularım.
14:00
You are happy, sad, upset, exuberant, which means very happy.
278
840579
5841
Mutlusun, üzgündün, üzgünsün, coşkulu, yani çok mutlu.
14:07
Okay?
279
847095
702
14:07
So this is what verbs do.
280
847822
1577
Tamam?
Fiiller böyle yapar.
14:09
They can tell us the action, one noun is doing to the other noun.
281
849424
4075
Bize eylemi söyleyebilirler, isim diğer isim yapıyor.
14:13
In that case we talk about subject and object pronouns.
282
853499
2990
Bu durumda hakkında konuşuyoruz konu ve nesne zamirler.
14:16
Right?
283
856514
1000
Sağ?
14:17
But we can also talk about how things are.
284
857760
3120
Ama aynı zamanda konuşabiliriz şeylerin nasıl olduğu hakkında.
14:20
The world is good, how it is.
285
860905
2809
Dünya iyidir, nasıl.
14:23
Cool?
286
863739
1100
Güzel?
14:24
Let's move down from verbs to adverbs.
287
864995
3661
Hadi aşağı inelim zarflara fiiller.
14:28
Do you remember when we talked about adjectives and we said: "ad" to "ject" and that was because
288
868681
5999
Sıfatlar hakkında konuştuğumuzda hatırlıyor musun ve "dedik" için "reklam" dedik ve bunun nedeni
14:34
you have subject and object?
289
874680
1984
konunuz ve nesneniz var mı?
14:37
Well, we have the same thing here, we add to verbs, which means we give more of a description
290
877249
6080
Burada da aynı şey var, fiiller, yani daha fazla açıklama veriyoruz
14:43
of what the word was doing.
291
883329
2200
kelimenin ne yaptığının
14:45
It's one thing to run, then to run quickly, that's different.
292
885529
6641
Koşmak için bir şey, sonra hızlı koş, bu farklı.
14:52
It's not the same.
293
892170
1060
Aynı şey değil.
14:53
Or run...
294
893255
1348
Veya koş ...
14:54
Doo-doo-doo-doo, doo-doo-doo, bionic man style, slowly, but really quickly.
295
894628
5760
Doo-doo-doo-doo, doo-doo-doo, biyonik insan tarzı, yavaş, ama gerçekten hızlı.
15:00
Okay?
296
900413
1000
Tamam?
15:01
So adverbs describe the action of verbs, but hold, wait.
297
901438
5399
Yani zarflar eylemi anlatıyor fiiller, ama bekle, bekle.
15:07
Unlike an adjective that just describes the pronouns, adverbs describe verbs. Okay.
298
907167
8318
Sadece tanımlayan bir sıfatın aksine zamirler, zarflar fiilleri tanımlar. Tamam.
15:15
Adverbs, okay.
299
915722
3133
Zarflar, tamam.
15:18
And adjectives?
300
918880
1819
Sıfatlar?
15:20
This adverb is very, very busy.
301
920724
3090
Bu zarf çok ama çok meşgul.
15:23
It's got a lot of work to do and it's going to be my job to show you how it does that work.
302
923839
6180
Yapacak çok işi var ve yapacak bunun nasıl işlediğini göstermek için benim işim ol.
15:30
An adverb is interesting because it adds information to how things are done.
303
930019
5584
Bir zarf ilginçtir, çünkü işlerin nasıl yapıldığına dair bilgi.
15:35
In doing that, first of all we should talk about its position.
304
935809
4350
Bunu yaparken, her şeyden önce biz konumu hakkında konuşmalı.
15:40
Generally, adverbs are found after the verb, but before the adjective it modifies.
305
940184
6436
Genellikle zarflar fiilden sonra bulunur, ama sıfattan önce değişir.
15:46
So let's do one at a time.
306
946645
1959
Öyleyse birer birer yapalım.
15:49
Do you remember I was running and I said I'm running slowly, or I'm running quickly, quick, quick, quick, quickly?
307
949141
8154
Kaçtığımı hatırlıyor musun ve yavaş koştuğumu söyledim, Yoksa çabuk, çabuk, çabuk, çabuk, çabuk koşuyorum?
15:57
In this case I ran, I want to know what the noun or pronoun is doing, and then how it ran.
308
957320
7760
Bu durumda koştum, ne olduğunu bilmek istiyorum isim veya zamir yapıyor ve sonra nasıl koştu.
16:05
So in this case, ran quickly.
309
965105
2357
Yani bu durumda, çabucak koştu.
16:07
Okay? Notice it follows after the verbs.
310
967630
2389
Tamam? Aşağıdaki uyarı fiillerden sonra.
16:10
This is generally true.
311
970019
1630
Bu genellikle doğrudur.
16:11
Okay?
312
971927
544
Tamam?
16:12
So: "I ran quickly to my house."
313
972496
3550
Yani: "Çabucak evime koştum."
16:16
Now I talked about adjectives.
314
976071
1664
Şimdi sıfatlardan bahsettim.
16:17
And I don't want it to get too complicated, but I'll show you here:
315
977760
3652
Ve ben de almasını istemiyorum karmaşık, ama size burada göstereceğim:
16:21
"That watch is so expensive."
316
981644
2251
"Bu saat çok pahalı."
16:24
Hmm?
317
984123
1007
Hmm?
16:25
Well, that watch is the subject we're talking about and we're saying it is expensive.
318
985130
5899
Bu saat konuştuğumuz konu hakkında ve pahalı olduğunu söylüyoruz.
16:31
If I get rid of "so"...
319
991029
1310
Eğer "bu yüzden" kurtulursam ...
16:32
Remember we talked about stative verbs?
320
992605
1865
Konuştuğumuzu hatırla durağan fiiller hakkında?
16:34
We're saying the watch is expensive. Right?
321
994470
2780
Saatin pahalı olduğunu söylüyoruz. Sağ?
16:37
But how expensive is it?
322
997396
1499
Ama ne kadar pahalı?
16:38
I don't know.
323
998920
914
Bilmiyorum.
16:39
It's so expensive, which means very expensive.
324
999859
4641
Çok pahalı, ki çok pahalı demek.
16:44
So we actually use an adverb to describe to tell us the degree or amount of expensiveness.
325
1004525
6199
Yani aslında bir zarf kullanarak bize pahalılığın derecesini veya miktarını söyleyin.
16:50
It's very expensive, that means a lot of expense.
326
1010749
3061
Çok pahalı, çok masraf demek.
16:53
You need a lot of money to get that watch.
327
1013810
2550
Çok paraya ihtiyacın var bu saati almak için.
16:56
So adverbs help by noticing it's still following the rule, following the verb, but it helps
328
1016360
5039
Yani zarflar hala takip ettiğini fark ederek yardımcı oluyor fiil takip kural, ama yardımcı olur
17:01
to give more information about the adjective which is telling us about the watch.
329
1021399
6041
sıfat hakkında daha fazla bilgi vermek Bize saat hakkında bilgi veriyor.
17:07
So adverbs are really cool because they make everything better.
330
1027440
3252
Yani zarflar gerçekten harika çünkü her şeyi daha iyi yaparlar.
17:10
Cool. You like that?
331
1030717
1391
Güzel. Bunu beğendin mi?
17:12
Me too.
332
1032133
1295
Ben de.
17:13
But what I want to let you know is there's something else about adverbs.
333
1033812
3285
Ama size bildirmek istediğim şey zarflar hakkında başka şeyler var.
17:17
There's not just one type of adverb.
334
1037122
1968
Sadece bir tane yok zarf türü.
17:19
Unh-unh-unh-unh.
335
1039464
1275
Unh-unh-unh-unh.
17:20
There are four.
336
1040764
1160
Dört tane var.
17:21
Now, let's take a quick look at what the four are.
337
1041949
3371
Şimdi, bir an önce dördünün ne olduğuna bak.
17:25
The types of adverbs we can talk about, number one, we can talk about adverb of manner.
338
1045320
6220
Konuşabileceğimiz zarf türleri, sayı bir, tavırdan bahsedebiliriz.
17:31
Please, thank you.
339
1051540
2014
Lütfen teşekkürler.
17:33
That's so kind of you, and you're welcome.
340
1053650
1970
Çok naziksiniz, rica ederim.
17:35
No, I'm not talking about adverbs being polite and nice.
341
1055645
3810
Hayır, hakkında konuşmuyorum zarflar nazik ve hoş.
17:39
What I'm saying is when we say adverb of manner it is how something happens.
342
1059480
5210
Söylediğim şey zarf dediğimizde bu şekilde bir şey böyle olur.
17:44
Some things happen slowly, some things happen very quick.
343
1064715
3280
Bazı şeyler yavaş olur, bazı şeyler çok hızlı gerçekleşir.
17:48
They happen very quick or fast.
344
1068100
1550
Çok hızlı veya hızlı olurlar.
17:49
Right?
345
1069650
1000
Sağ?
17:50
So in this case when we say: "How did it happen?
346
1070650
2689
Bu durumda biz "Nasıl oldu?
17:53
Slowly?
347
1073364
1070
Yavaşça?
17:54
Quickly?"
348
1074459
1070
Hızlı bir şekilde?"
17:55
Both how it happens over time. Right?
349
1075941
3727
Her ikisi de zamanla nasıl oluyor. Sağ?
17:59
Adverbs of time.
350
1079937
1540
Zaman zarfları.
18:01
This is when something happened.
351
1081774
1920
İşte o zaman bir şey oldu.
18:03
Hmm?
352
1083890
1000
Hmm?
18:04
Well, it happened yesterday, or today, or tomorrow.
353
1084890
4230
Dün oldu, ya bugün ya da yarın.
18:09
These are adverbs because they're going to tell you when it happened in time.
354
1089120
4810
Bunlar zarflar çünkü gidiyorlar size zamanın ne zaman geldiğini söylemek için.
18:13
Or it could happen all day.
355
1093930
2167
Ya da bütün gün olabilir.
18:16
It rained all day.
356
1096122
1020
Bütün gün yağmur yağdı.
18:17
Right? Rained, and notice it follows after the verb, all day.
357
1097605
4630
Sağ? Yağmur yağdı ve fark et fiilden sonra tüm gün takip eder.
18:22
Adverbs of place tell us where it happened.
358
1102676
2710
Yer zarfları anlat bize nerede olduđunu.
18:25
CityGG... [Laughs] CityTV, everywhere.
359
1105768
4225
CityGG ... [Gülüyor] CityTV, her yerde.
18:30
Where did it happen, here, there, or everywhere?
360
1110018
4107
Nerede oldu, burada, orada mı, yoksa her yerde mi?
18:34
And finally, adverbs of degree, that one I was talking about over here was: "so", "very", and "too".
361
1114253
7252
Ve son olarak, derecenin zarfları, bahsettiğim burada "so", "very" ve "too" vardı.
18:41
People often get confused with "so" and "too", and we actually have a lesson on that on engVid.
362
1121644
4601
İnsanlar genellikle "çok" ve "çok" ile karışırlar, ve bununla ilgili olarak engVid ile ilgili bir dersimiz var.
18:46
Please check it out.
363
1126270
697
18:46
I think I've done one and two other teachers.
364
1126992
2355
Lütfen kontrol et.
Bence bir tane yaptım ve diğer iki öğretmen.
18:49
They're quite enjoyable.
365
1129372
1000
Oldukça keyifli.
18:50
You'll like them.
366
1130510
1000
Onları seveceksiniz.
18:51
But "so", "very", "too" tell us how much.
367
1131510
2760
Ama "çok", "çok", "çok" bize ne kadar olduğunu söyle.
18:54
Was it small or really, really big?
368
1134270
4357
Küçük mü yoksa Gerçekten, gerçekten büyük mü?
18:58
In this case, "so" means very or a lot.
369
1138652
4720
Bu durumda, "öyle" çok ya da çok anlamına gelir.
19:03
"Very" means very, but "too" is usually negative or a bad thing, and it means more than I like
370
1143397
5900
"Çok" çok anlamına gelir, ancak "çok" genellikle negatiftir ya da kötü bir şey, ve bu benim sevdiğimden daha fazla
19:09
or more than I want.
371
1149322
1750
veya istediğimden daha fazla.
19:11
So when we use adverbs of degree we can talk about:
372
1151097
2922
Yani zarflarını kullandığımızda hakkında konuşabileceğimiz derece:
19:14
"It was too hot yesterday so I didn't go out of my house.
373
1154044
3499
"Dün çok sıcaktı Evimden çıkmadım.
19:17
Too hot for me.", "It was very hot" means a high temperature, a lot of temperature.
374
1157639
6602
Benim için çok sıcak. "," Çok sıcaktı "demek yüksek sıcaklık, çok sıcaklık.
19:24
Or: "It was so hot", I found it to be a lot.
375
1164266
3334
Veya: "Çok sıcaktı", çok buldum.
19:27
Cool?
376
1167600
1000
Güzel?
19:28
Now, we've talked about adverbs, the types of adverbs, where they work
377
1168600
6480
Şimdi zarflar hakkında konuştuk, çalıştıkları zarf türleri
19:35
or how they follow with verbs, and I'm going to ask you:
378
1175105
4503
veya fiillerle nasıl takip ettiklerini, ve size soracağım:
19:39
Did you understand this lesson? If so, go do the quiz at engVid.
379
1179633
5224
Bu dersi anladın mı? Eğer öyleyse, engVid'de sınavı yapın.
19:44
But before I go I want to say
380
1184882
2025
Ama gitmeden önce şunu söylemek istiyorum
19:47
thanks a lot for watching one again, and go to www.engvid.com.
381
1187088
6016
birini izlediğiniz için çok teşekkürler tekrar ziyaret edin ve www.engvid.com adresine gidin.
19:53
And don't forget to subscribe by either pressing a button, pressing your screen, or doing whatever
382
1193129
5681
Ve ya bir tuşuna basarak abone olmayı unutmayın. düğmesine basın, ekranınıza basın veya her şeyi yapın
19:58
you do these days.
383
1198810
977
bu günleri yapıyorsun.
19:59
All right?
384
1199812
608
Tamam?
20:00
Thanks a lot.
385
1200445
1000
Çok teşekkürler.
20:01
See you soon.
386
1201600
875
Yakında görüşürüz.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7