Learn the English Phrases "sign up" and "sign in"

In this English lesson I wanted to help you learn the phrase sign up.

Bu İngilizce dersinde, kaydolma ifadesini öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

When you sign up for something, it means that you want to do it and the person

Bir şeye kaydolduğunuzda, bunu yapmak istediğiniz anlamına gelir ve

organizing it is asking for people to write their names down on a piece of paper,

bunu organize eden kişi, insanlardan adlarını bir kağıda yazmalarını

or maybe to send their name in via the computer, maybe an email or an online form.

veya adlarını bilgisayar, belki bir e-posta veya e-posta yoluyla göndermelerini ister. çevrimiçi bir form.

At school, sometimes there are sports at lunchtime

Okulda bazen öğle yemeğinde spor yapılır

and students and teachers can play if they want to, but you need to sign up.

ve öğrenciler ve öğretmenler isterlerse oynayabilirler, ancak kaydolmanız gerekir.

The day before or the week before they start playing basketball or volleyball or whatever

Basketbol veya voleybol oynamaya veya hangi

the sport is they usually have a sign up sheet and you can sign up to play that sport.

spor olursa olsun oynamaya başlamadan önceki gün veya bir hafta önce genellikle bir kayıt formları olur ve o sporu oynamak için kayıt olabilirsiniz.

I don't normally do this, although last year I did play a little bit of baseball.

Geçen yıl biraz beyzbol oynamama rağmen normalde bunu yapmam .

I signed up (Past Tense) to play baseball.

Beyzbol oynamak için (Geçmiş Zaman) kaydoldum.

It was quite enjoyable.

Oldukça keyifliydi.

I hadn't played baseball for a very long time.

Çok uzun zamandır beyzbol oynamamıştım. Bugün

The other phrase I wanted to teach you today is the phrase sign in.

size öğretmek istediğim diğer ifade oturum aç ifadesidir.

Now, this is similar to log in

Şimdi, bu,

if you're talking about a computer or something like your email.

bir bilgisayardan veya e-postanız gibi bir şeyden bahsediyorsanız oturum açmaya benzer.

I have to sign in to check my email.

E-postamı kontrol etmek için oturum açmam gerekiyor.

When I turn my computer on, I need to sign in.

Bilgisayarımı açtığımda oturum açmam gerekiyor.

I can also say log in.

Ayrıca oturum aç diyebilirim.

I need to log in to check my email.

E-postamı kontrol etmek için oturum açmam gerekiyor.

I need to log in once I turn my computer on.

Bilgisayarımı açtıktan sonra oturum açmam gerekiyor.

And it simply means to enter your username and your password.

Ve bu sadece kullanıcı adınızı ve şifrenizi girmeniz anlamına gelir .

But we also use this for paper and pen things as well.

Ama bunu kağıt ve kalem şeyler için de kullanıyoruz.

My mom now lives in a retirement home.

Annem şimdi bir huzurevinde yaşıyor.

When I go to visit my mom, I need to sign in when I get there.

Annemi ziyarete gittiğimde, oraya vardığımda oturum açmam gerekiyor.

They actually have a book at the entrance and I need to write my name and the time

Aslında girişte bir kitap var ve adımı ve geldiğim zamanı yazmam gerekiyor

that I arrive and here's a bonus I need to sign out as well when I leave.

ve işte bir bonus, ayrılırken de çıkış yapmam gerekiyor.

I need to kind of write down what time I leave.

Ne zaman ayrıldığımı yazmam gerekiyor.

So to review,

Yani gözden geçirmek için, bir

when you sign up for something, it means you put your name

şeye kaydolduğunuzda, bu, adınızı

on a piece of paper or you give your name to someone who's organizing something.

bir kağıda yazdığınız veya adınızı bir şey organize eden birine verdiğiniz anlamına gelir.

You sign up because you want to do that thing, and when you sign in,

O şeyi yapmak istediğiniz için kaydoluyorsunuz ve oturum açtığınızda ya

you can either sign in to a computer or a piece of software or a website

bir bilgisayarda ya da bir yazılımda ya da bir web sitesinde

or your email, or you can sign in like I described at an old age home

ya da e-postanızda oturum açabiliyorsunuz ya da bir huzurevinde anlattığım gibi oturum açabiliyorsunuz.

or another place like that where they need to see your name when you get there.

ya da oraya vardığınızda adınızı görmeleri gereken başka bir yer.

But hey, let's look at a comment from a previous video.

Ama hey, önceki bir videodan bir yoruma bakalım.

Hopefully I remember how to do this still.

Umarım bunu nasıl yapacağımı hâlâ hatırlarım.

This is from Berevilson.

Bu Berevilson'dan.

Thank you so much, Teacher Bob.

Çok teşekkür ederim, Öğretmen Bob.

How I like that landscape, it’s starting to look pretty nice here.

Bu manzarayı ne kadar beğendim, burada oldukça güzel görünmeye başlıyor.

Really amazing. Or as you like to say, awesome.

Gerçekten şaşırtıcı. Ya da dediğin gibi, harika.

Thanks a lot and my response.

Çok teşekkürler ve cevabım. Rica

You're welcome.

I'm replying to this 14 seconds after you typed it.

ederim.

Siz yazdıktan 14 saniye sonra cevaplıyorum.

I'm speeding to speed today.

Bugün hızlanmak için hız yapıyorum.

So that was actually two weeks ago.

Yani bu aslında iki hafta önceydi.

I was speedy that day, but then I wasn't very speedy or responsive after that, was I?

O gün hızlıydım ama ondan sonra çok hızlı ya da duyarlı değildim, değil mi?

So I do want to thank Berevilson, thank you so much for that comment.

Bu yüzden Berevilson'a teşekkür etmek istiyorum, bu yorum için çok teşekkür ederim.

That is awesome.

Bu harika.

And, you know, I always like to explain when I take a little bit of time off

Ve bilirsiniz, ne zaman ara versem

what I've been doing, not that you guys need to know, but a few things.

yaptığım şeyi açıklamak isterim, bilmeniz gereken bir şey değil ama birkaç şey.

One, I had some stuff I had to take care of normal things,

Birincisi, normal şeylerle ilgilenmem gereken bazı işlerim vardı,

like I had to file, finish filing my taxes.

örneğin dosyalamam, vergilerimi doldurmam gerekiyordu.

And then there was some additional paperwork afterwards that I had to take care of.

Ve sonrasında halletmem gereken bazı ek evrak işleri vardı .

We didn't get audited, but something similar to that.

Denetlenmedik ama buna benzer bir şey.

We had to provide some additional receipts.

Bazı ek makbuzlar sağlamak zorunda kaldık.

And then a couple of things to somehow

Ve sonra bir şekilde birkaç şey için

I agreed to teach an extra class at school

just for the last few weeks of the school year.

sadece okul yılının son birkaç haftası için okulda fazladan bir ders vermeyi kabul ettim. Bunun neden olduğuyla ilgili

I can't give you all the details about why that happened,

tüm detayları size veremem

but there was a French class and I'm now the teacher.

ama bir Fransızca dersi vardı ve şimdi öğretmen benim.

So instead of teaching part time, I'm

Yani yarı zamanlı ders vermek yerine,

a little closer to full time again, but just for a few weeks.

tekrar tam zamanlı olmaya biraz daha yaklaştım, ama sadece birkaç haftalığına.

And don't worry, it's pretty manageable.

Ve endişelenme, oldukça yönetilebilir.

It's a grade nine French class, something I've taught many times

Dokuzuncu sınıf Fransızca dersi, hayatımda daha önce birçok kez öğrettiğim bir şey

before in my life, so I'm not overwhelmed or anything.

, bu yüzden bunalmış falan değilim.

And there were a few other things that I don't I'm not going to go into all the details,

Ve bilmediğim birkaç şey daha vardı, tüm ayrıntılara girmeyeceğim,

but it was really nice to just put hit the pause

ancak birkaç haftalığına YouTube'daki duraklat düğmesine basmak gerçekten güzeldi,

button on YouTube for a couple of weeks so I could get a lot of stuff taken care of.

böylece çok şey alabilirdim. halledilen şeyler.

So anyways, I'm back.

Neyse, geri döndüm.

It's fun doing these short English lessons.

Bu kısa İngilizce derslerini yapmak eğlenceli.

I'll see you in a few days with another one. Bye!

Birkaç gün sonra başka biriyle görüşürüz. Hoşçakal!