Learn the English Phrases IF ANYTHING and ANYTHING GOES

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde, varsa İngilizce ifadeleri

I wanted to help you learn the English phrase if anything.

öğrenmenize yardımcı olmak istedim .

This is a little phrase we use

Bu, mevcut fikrin tersini ortaya koyduğumuzda kullandığımız küçük bir ifadedir

when we introduce the opposite to the current idea.

.

Here's an example.

İşte bir örnek.

If Jen and I brought flowers to market

Jen ve ben pazara çiçek getirseydik

and we didn't sell a lot,

ve çok satmasaydık,

you might think we should bring less flowers,

daha az çiçek getirmemiz gerektiğini düşünebilirsiniz,

but if anything, we should probably bring more flowers,

ama eğer bir şey olursa, muhtemelen daha fazla çiçek getirmeliyiz,

so that our display is more colorful

böylece teşhirimiz daha renkli olur

and people are more attracted to it, and come and buy more.

ve insanlar daha çok ilgi çeker. ve gelip daha fazlasını satın alın.

So it's when you introduce the opposite idea.

Yani karşıt fikri ortaya attığınız zamandır .

You might think to yourself on a hot day,

Sıcak bir günde gölgede çok vakit

it's a good idea to spend a lot of time in the shade,

geçirmenin iyi bir fikir olduğunu düşünebilirsiniz ,

but if anything, it might be better

ancak bir şey olursa, alışmanız için

to spend a lot of time in the hot sun

sıcak güneşte çok zaman geçirmek daha iyi olabilir

so that you get used to it.

.

That's kind of a bad example.

Bu biraz kötü bir örnek. Sıcak

Don't spend more time in the hot sun, but you get the point.

güneşte daha fazla zaman harcamayın , ama siz anladınız. Söylenenin tam tersi

I was introducing an idea

bir fikir ortaya atıyordum

which was kind of the opposite of what was being said.

. Bugün size öğretmek

The second phrase I wanted to teach you today

istediğim ikinci cümle,

is the phrase anything goes.

her şey gider ifadesidir.

This means that there are no rules or expectations.

Bu, herhangi bir kural veya beklenti olmadığı anlamına gelir.

At work, you might have to wear a suit and tie,

İş yerinde takım elbise giymeniz ve kravat takmanız gerekebilir,

but your friend might work somewhere where anything goes.

ancak arkadaşınız her şeyin olduğu bir yerde çalışıyor olabilir.

They can wear whatever they want.

İstediklerini giyebilirler.

You might say to someone,

Birine,

"Are there any things you don't like when you get a pizza?"

"Pizza aldığında hoşlanmadığın bir şey var mı ?" diyebilirsin.

and you can say, "Oh, no, anything goes.

ve "Oh, hayır, hiçbir şey olmaz.

I like all of the toppings.

Tüm sosları beğendim.

Put them all on."

Hepsini giy" diyebilirsiniz.

I've never had a pizza like that.

Hiç böyle bir pizza yemedim.

I should try that someday.

Bunu bir gün denemeliyim.

But anything goes means

Ancak her şey yolunda giderse, mevcut durumda

that there's no rules or expectations

hiçbir kural veya beklenti olmadığı anlamına gelir

in a current situation.

.

So to review, if you say, "If anything,"

Yani gözden geçirmek için, "Eğer bir şey varsa" derseniz, bu, sohbete

it means that you're going to introduce

a contrary or opposite idea to the conversation,

zıt veya zıt bir fikir katacağınız anlamına gelir

and when you say, "Anything goes,"

ve "Her şey yolunda" dediğinizde,

it means that there's no rules or expectations

bu, herhangi bir kural veya beklenti olmadığı anlamına gelir.

or things that you have to do in a certain situation.

belirli bir durumda yapmanız gereken şeyler.

Anything goes.

Her şey gider.

Hey, let's look at a comment from a previous video.

Hey, bir önceki videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from D.Harish.

Bu yorum D.Harish'ten.

"After completion of exams,

"Sınavların tamamlanmasının ardından, geçip geçemeyeceğimizi

we have to wait and see whether we will pass or not."

bekleyip görmemiz gerekiyor ."

And my response.

Ve cevabım.

"That's your only choice.

"Tek seçeneğin bu.

You just have to wait and see."

Sadece bekleyip görmen gerekiyor."

As a teacher, I'm keenly aware of this.

Bir öğretmen olarak bunun kesinlikle farkındayım.

When I give an exam,

Bir sınav verdiğimde,

my students just have to wait and see what their grade is.

öğrencilerimin sadece bekleyip notlarının ne olduğunu görmeleri gerekiyor.

Usually I grade exams very, very quickly, though.

Genellikle sınavları çok ama çok çabuk notlandırırım.

I'm a fast grader.

Ben hızlı bir sınıf öğrencisiyim.

On a day when students write an exam,

Öğrencilerin sınav yazdığı bir günde,

I usually have it graded the same day.

genellikle aynı gün notlandırırım.

I don't like to make students wait,

Öğrencileri bekletmeyi sevmem, bu

so I try to do it as quickly as possible.

yüzden olabildiğince çabuk yapmaya çalışırım.

Anyways, you can see behind me,

Her neyse, arkamda görebilirsiniz,

I have some equipment lined up here

burada sıraya dizilmiş bazı ekipmanlarım var

because I'm selling some farm equipment.

çünkü bazı çiftlik ekipmanları satıyorum.

So this is a plow.

Yani bu bir pulluk.

This plow is for sale.

Bu pulluk satılıktır.

I'm asking $750 for it,

Bunun için 750 dolar istiyorum

but I don't think I'll get that much.

ama o kadarını alacağımı sanmıyorum.

It's in rough shape.

Kaba bir haldedir.

It's a little bit rusty and it needs some parts.

Biraz paslanmış ve bazı parçalara ihtiyacı var.

This is a mower that goes behind my small tractor,

Bu, benim küçük traktörümün arkasına giden bir biçme makinesi

and I don't need this anymore

ve artık buna ihtiyacım yok

because my son actually has a couple of lawnmowers,

çünkü oğlumun aslında birkaç çim biçme makinesi var

and he does it as a little business,

ve bunu küçük bir iş olarak yapıyor, bu

so he mows some of my lawn now, so that's handy.

yüzden şimdi çimlerimin bir kısmını biçiyor , bu yüzden kullanışlı .

So that's for sale, too.

Yani bu da satılık.

I'm asking $1,600 for this,

Bunun için 1.600 dolar istiyorum,

but you can see a person came to look at it this morning,

ama bu sabah birinin gelip baktığını görebilirsiniz

and they didn't like all of the rust on it,

ve üzerindeki tüm pasları beğenmediler, bu

so they weren't willing to pay that much, so that's okay.

yüzden o kadar fazla ödemeye istekli değillerdi, yani sorun değil.

And this piece of equipment is called a haybine.

Ve bu ekipman parçasına haybin denir.

It's for cutting hay out in the field.

Tarlada saman kesmek içindir.

I think I've even posted pictures in the past

Sanırım geçmişte kullandığım fotoğrafları bile yayınladım

of me using it,

but I don't cut my own hay anymore.

ama artık kendi samanımı kesmiyorum.

The neighbor comes and cuts it with his brand new machine,

Komşu gelip sıfır makinesiyle kesiyor,

so I thought I should sell this to someone else

ben de bunu başkasına satayım bakalım

and see if they could use it.

kullanabilecek mi diye düşündüm.

I'm asking $6,000 for this,

Bunun için 6,000$ istiyorum

but no one has called on it,

ama kimse aramadı,

so I think my price is too high.

bu yüzden fiyatımın çok yüksek olduğunu düşünüyorum. Bir noktada

I think I should reduce the price

fiyatı biraz düşürmem gerektiğini düşünüyorum

a little bit at some point,

,

because I haven't had any offers.

çünkü herhangi bir teklif almadım.

This, I had someone call immediately

Bunu,

the first day I listed it for sale,

satışa koyduğum ilk gün hemen biri aradı

and this no one has called about, either,

ve bu konuda da kimse aramadı,

but plows are usually used in the fall,

ancak pulluklar genellikle sonbaharda kullanılır,

so it's possible

bu nedenle

that it's just not a popular item right now.

şu anda popüler bir ürün olmayabilir.

Anyways, I hope you're not too bored

Her neyse, umarım

when I talk about farm equipment,

çiftlik ekipmanlarından bahsettiğimde çok sıkılmazsın,

but it's just part of my life.

ama bu sadece hayatımın bir parçası.

Hope you're having a good day.

Umarım iyi bir gün geçiriyorsundur.

I'll see you in a couple days with another short lesson.

Birkaç gün sonra başka bir kısa dersle görüşürüz.

Bye.

Hoşçakal.