100 TOP Daily Routine Phrases: Advanced English Lesson

Vanessa: Hi, I'm Vanessa from SpeakEnglishWithVanessa.com.  

Vanessa: Merhaba, ben SpeakEnglishWithVanessa.com'dan Vanessa. Günlük hayatınızı tarif etmek

Can you use these top 100 sentences to  describe your daily life? Let's talk about it. 

için bu en iyi 100 cümleyi kullanabilir misiniz ? Bunun hakkında konuşalım.

"100 sentences? Wow, Vanessa, you've really  outdone yourself this time." Well, it's true.  

"100 cümle mi? Vay canına, Vanessa, bu sefer gerçekten kendini aştın." Bu doğru.

Today, I'm going to be taking you through my daily  routine, hopefully it's the same as yours as well,  

Bugün size günlük rutinimi anlatacağım, umarım sizinkiyle aynı değildir,

along with these categories, and you will be  learning the top 100 sentences and phrases to  

bu kategorilerle birlikte ve günlük hayatınız hakkında konuşmak için en iyi 100 cümleyi ve deyimi öğreneceksiniz

talk about your daily life. And to help you  never forget what you are about to learn,  

. Ve öğrenmek üzere olduğunuz şeyi asla unutmamanıza yardımcı olmak için,   sizin için oluşturduğum

you can download the free PDF worksheet that I've  created just for you. All of these 100 sentences,  

ücretsiz PDF çalışma sayfasını indirebilirsiniz . Tüm bu 100 cümle,

the definitions, the sample sentences, and at  the bottom of the worksheet, you can answer  

tanımlar, örnek cümleler ve çalışma sayfasının en altında

Vanessa's challenge question. You can click on  the link in the description to download that free  

Vanessa'nın meydan okuma sorusunu yanıtlayabilirsiniz. Bu ücretsiz

PDF worksheet today. All right, are you  ready to get started with the first category?  

PDF çalışma sayfasını bugün indirmek için açıklamadaki bağlantıya tıklayabilirsiniz. Pekala, ilk kategoriye başlamaya hazır mısınız? Gün

What's the first thing you do in the  day? Well, you wake up. Let's go see. 

içinde yaptığınız ilk şey nedir ? Pekala, uyandın. hadi bakalım

10 sentences for waking up in the morning.  

Sabah uyanmak için 10 cümle.

"I hate it when my alarm clock goes off,  I always push 'Snooze.' What about you?"  

"Çalar saatimin çalmasından nefret ediyorum, her zaman 'Ertele'ye basarım. Senden ne haber?"

"Oh no, I accidentally turned my alarm clock off  and I overslept." "I really like to sleep in on  

"Ah hayır, yanlışlıkla çalar saatimi kapattım ve uyuyakaldım." "Hafta sonları uyumayı gerçekten seviyorum

the weekends." Notice the difference between to  sleep in and to oversleep. To sleep in can be  

." Uyumakla fazla uyumak arasındaki farka dikkat edin . Uyumak

an enjoyable thing, but to oversleep is always  bad. You're probably going to be late to work.  

keyifli bir şey olabilir, ancak fazla uyumak her zaman kötüdür. Muhtemelen işe geç kalacaksın.

"I jumped out of bed because I overslept."  "It's time to wake up, rise and shine." But  

"Uykuya daldığım için yataktan fırladım." "Uyanma, yükselme ve parlama zamanı." Ama

maybe you woke up on the wrong side of the bed,  and when you hear someone say "Rise and shine,"  

belki yatağın ters tarafında uyanmışsınızdır ve birinin "Kalk ve parla" dediğini duyduğunuzda

nothing could be worse. When I finally get out  of bed in the morning, I try to make the bed,  

daha kötü bir şey olamaz. Nihayet sabah yataktan kalktığımda, yatağı yapmaya çalışıyorum,

make the bed. It makes me feel nice and  fresh in the morning when I wash my face  

yatağı yapıyorum. Sabahları yüzümü yıkayıp

and brush my teeth, then I pick out what I'm  going to wear for the day and get dressed. 

dişlerimi fırçaladığımda, ardından gün için ne giyeceğime karar verip giyindiğimde kendimi güzel ve dinç hissediyorum.

10 common sentences for breakfast. I usually try  to find time to whip up some breakfast before I  

Kahvaltı için 10 yaygın cümle. Günüme başlamadan önce genellikle kahvaltı hazırlamak için zaman bulmaya çalışırım

get started on my day. My husband turns on  the coffee pot to brew some coffee. For me,  

. Kocam kahve yapmak için cezveyi çalıştırıyor. Benim için   sabah çayım

I boil some water in the tea kettle for  my morning tea. When I have fresh lemons,  

için çaydanlıkta biraz su kaynatıyorum . Taze limonlarım olduğunda,

sometimes I like to make some  fresh lemon juice in the morning.  

bazen sabahları biraz taze limon suyu yapmayı severim.

If I have some bread, like I don't today,  I'm sorry, I throw some toast in the toaster.  

Bugün olmadığı gibi biraz ekmeğim varsa, kusura bakmayın, ekmek kızartma makinesine biraz tost atıyorum.

When I have a little more time, I scramble some  eggs for breakfast, straight from my chickens.  

Biraz daha zamanım olduğunda, doğrudan tavuklarımdan kahvaltı için biraz yumurta çırpıyorum.

Then I realize that I'm going to be late for work,  so I scarf down my breakfast. Did you notice this  

Sonra işe geç kalacağımı fark edip kahvaltımı hazırlıyorum. Bu

fast verb? To scarf down your breakfast means that  you eat really quickly. There were some other fast  

hızlı fiili fark ettiniz mi? Kahvaltınızı kısmak, gerçekten hızlı yemek yediğiniz anlamına gelir.

expressions in this section, to throw some bread  in the toaster, to whip up your breakfast. It  

Bu bölümde ekmek kızartma makinesine biraz ekmek atmak , kahvaltınızı hazırlamak için başka hızlı ifadeler de vardı. Bu,

implies that a lot of us don't leave enough time  in the morning, so we have to do things quickly. 

çoğumuzun sabahları yeterince zaman ayırmadığımız anlamına gelir , bu nedenle işleri hızlı bir şekilde yapmamız gerekir.

I clear the table and put the dirty dishes  in the sink. A lot of times, I fill up my  

Masayı temizliyorum ve kirli bulaşıkları lavaboya koyuyorum. Çoğu zaman, kupamı doldurur

to-go mug and take it to the office. This can  also be called a tumbler, especially because  

ve ofise götürürüm. Bu, özellikle

it's insulated and can keep my tea hot all day.  The final expression for breakfast is what happens  

yalıtımlı olduğu ve çayımı tüm gün sıcak tutabildiği için bardak olarak da adlandırılabilir. Kahvaltının son ifadesi,

if you wake up so late and you have no time to  drink anything, to eat anything, what do you  

çok geç uyanırsanız ve bir şey içmeye, bir şey yemeye vaktiniz yoksa ne olur, ne dersiniz

say? Well, you could say this. "I overslept, so I  think I will get something on the way." You could  

? Pekala, bunu söyleyebilirsin. "Uyuyakalmışım, bu yüzden yolda bir şeyler alacağımı düşünüyorum."

say "On the way to the office," but you don't need  to. You can say, "I'm going to get something on  

"Ofise giderken" diyebilirsiniz ancak buna gerek yoktur . "Yolda bir şey alacağım

the way," or "I'm going to pick up something on  the way," and it means you're going to stop by a  

" veya "Yolda bir şey alacağım " diyebilirsiniz ve bu,

little restaurant or a cafe or coffee shop and get  something to eat and drink on your way to work. 

küçük bir restorana, kafeye veya kahveye uğrayacağınız anlamına gelir alışveriş yapın ve işe giderken yiyecek ve içecek bir şeyler alın.

10 expressions for going to work or school.  "It's time for me to head to work." This verb,  

İşe veya okula gitmek için 10 ifade. "İşe gitme vaktim geldi." Bu fiil,

to head somewhere, is great when you're going  in a direction. "I'm headed to the store, I'm  

bir yere gitmek, bir yöne doğru giderken harikadır. "Mağazaya gidiyorum,

going to head to work." What are you doing? "Well,  I'm heading to school right now." Before I drive,  

işe gideceğim." Ne yapıyorsun? "Şey, şu anda okula gidiyorum." Araba kullanmadan önce,

I always buckle my seatbelt, buckle my seatbelt.  Then I back out of the driveway, I back out of the  

her zaman emniyet kemerimi takarım, emniyet kemerimi takarım. Sonra garaj yolundan geri çıkıyorum, garaj yolundan geri çıkıyorum

driveway. Once I'm on the highway, I speed up to  drive faster. When I'm stuck in traffic, I need  

. Otoyola çıktığımda, daha hızlı sürmek için hızlanırım. Trafikte sıkışıp kaldığımda

to slow down, or sometimes completely stop. When I  need to turn, it's important to use your blinker,  

yavaşlamam veya bazen tamamen durmam gerekiyor. Dönmem gerektiğinde, flaşörünüzü kullanmak

to use your blinker. I try to avoid traffic  on my commute, so usually I leave a couple  

için   flaşörünüzü kullanmak önemlidir. İşe gidip gelirken trafikten kaçınmaya çalışıyorum , bu nedenle genellikle birkaç

minutes early. I have to merge onto the highway. I  don't really like doing that, but it's necessary.  

dakika erken çıkıyorum. Otoyola çıkmam gerekiyor. Bunu yapmaktan pek hoşlanmıyorum ama bu gerekli.

While I'm driving, I try to watch out for school  buses and pedestrians, I don't want to hit anyone.  

Araba sürerken okul otobüslerine ve yayalara dikkat etmeye çalışıyorum, kimseye çarpmak istemiyorum.

The best thing about my commute is that I get  to kill two birds with one stone. I drive to  

İşe gidip gelmeyle ilgili en iyi şey, bir taşla iki kuş vurabilmem. İşe   arabayla gidiyorum

work and I listen to Vanessa's videos on the way. 10 sentences for working with other people in the  

ve yolda Vanessa'nın videolarını dinliyorum. Ofiste diğer kişilerle çalışmak için 10 cümle

office. "Excuse me, when you have a moment, can I  ask you a question?" This is an extremely polite  

. "Affedersiniz, bir dakikanız olduğunda size bir soru sorabilir miyim?" Bu,

and wonderful question to ask in the office.  "I'm sorry, I'm having trouble understanding  

ofiste sormak için son derece kibar   ve harika bir soru. "Üzgünüm, ödevi anlamakta güçlük çekiyorum

the assignment. Can you explain it a little bit  more?" "I'm filling in for our manager today  

. Biraz daha açıklayabilir misiniz ?" "Bugün müdürümüzün yerini dolduruyorum

because he's sick." "Do you know who is going to  be the lead on this project?" As you can imagine,  

çünkü o hasta." " Bu projede kimin başrol olacağını biliyor musunuz?" Tahmin edebileceğiniz gibi,

this word, the "Lead," is short for the "Leader,"  but in the office, you will often hear just "The  

bu "Lider" kelimesi "Lider"in kısaltmasıdır, ancak ofiste genellikle yalnızca "

lead." "I'm the lead on that project." "Great." When you work with customers, it's great to say,  

Başrol" duyarsınız. "Ben o projenin lideriyim." "Harika." Müşterilerle çalışırken

"Hi, how can I help you? Hi, how can I help you?"  Or you can say, "Thanks for your patience, I'll be  

"Merhaba, size nasıl yardımcı olabilirim? Merhaba, size nasıl yardımcı olabilirim?" Veya "Sabrınız için teşekkürler, hemen

right with you." This is a great phrase to use on  the phone as well, if you're talking with a client  

yanınızda olacağım" diyebilirsiniz. Bu, telefonda da kullanmak için harika bir ifadedir . Bir müşteriyle

or with a customer, or with anyone really, and you  can't talk with them right away, you might say,  

veya bir müşteriyle veya gerçekten herhangi biriyle konuşuyorsanız ve onlarla hemen konuşamıyorsanız,   "

"Hi, thanks for your patience,  I'll be right with you." Perfect. 

Merhaba, teşekkürler sabrınız için hemen yanınızda olacağım." Mükemmel.

The last four sentences use extremely common and  useful idioms for the workplace. "I think I'm  

Son dört cümlede iş yeri için son derece yaygın ve kullanışlı deyimler kullanılıyor. "Sanırım

going to have to bite the bullet and tell my boss  about the mistake that I made on that report."  

kurşunu ısırmam ve o raporda yaptığım hatayı patronuma söylemem gerekecek."

"Well, that plan didn't go like I expected. I  guess it's back to the drawing board." You don't  

"Eh, bu plan beklediğim gibi gitmedi. Sanırım çizim tahtasına geri döndü."

need to be an architect or an artist to use this  expression, it's just an idiom. So if you need  

Bu ifadeyi kullanmak için mimar veya sanatçı olmanıza gerek yok , bu sadece bir deyim. Dolayısıyla

to completely scrap your plans and start over, you  can say, "I guess it's back to the drawing board." 

planlarınızı tamamen bir kenara bırakıp baştan başlamanız gerekirse "Sanırım çizim tahtasına geri döndü" diyebilirsiniz.

When you work on a group project, it is  incredibly important to pull your own weight.  

Bir grup projesi üzerinde çalışırken kendi ağırlığınızı kaldırmanız inanılmaz derecede önemlidir.

Can you imagine what this means? It means that you  don't just sit there and wait for other people to  

Bunun ne anlama geldiğini hayal edebiliyor musunuz? Bu, orada öylece oturup diğer insanların

do the work. Instead, you are contributing an  equal amount, you're pulling your own weight  

işi yapmasını beklemeyeceğiniz anlamına gelir. Bunun yerine, eşit miktarda katkıda bulunuyorsunuz, kendi ağırlığınızı çekiyorsunuz

and being an equal member of the group. The  final office expression I use all the time,  

ve grubun eşit bir üyesi oluyorsunuz. Her zaman kullandığım son ofis ifadesi,

you might say, "All right, let's touch base  next week after the project has already gotten  

"Pekala, önümüzdeki hafta proje

started." To touch base is kind of a baseball  expression, and it means "Let's check in, let's  

başladıktan sonra üsse dokunalım" diyebilirsiniz. To touch base bir tür beyzbol ifadesidir ve "Hadi check-in yapalım,

talk to each other and kind of see where we're  at. Let's touch base next week. You don't need  

birbirimizle konuşalım ve bir nevi nerede olduğumuzu görelim. Gelecek hafta üsse dokunalım.

to message me every day, but I want to check in  and see how things are going. Let's touch base." 

Bana her gün mesaj atmanıza gerek yok, ancak kontrol etmek ve işlerin nasıl gittiğini görmek istiyorum. Üsse dokunalım."

10 expressions for taking a break. Whether  you work full-time, you are full-time mother  

Mola vermek için 10 ifade. İster tam zamanlı çalışın, ister tam zamanlı anne

or father, whether you are a full-time student or  you're retired, everyone needs to take a break.  

veya baba olun, ister tam zamanlı öğrenci olun, ister emekli olun, herkesin ara vermesi gerekir.

"When I was painting inside my house, I  needed to step outside and get some fresh air.  

"Evimin içinde resim yaparken dışarı çıkıp biraz temiz hava almam gerekiyordu.

It's so nice out here." "A lot of people at my  office take a smoke break, but I don't smoke,  

Burası çok güzel." "Ofisimde birçok kişi sigara molası veriyor, ancak ben sigara içmiyorum   bu

so I take a sunshine break." "Are you hungry?  I think it's time for a snack break." "Hey,  

nedenle güneşlenme molası veriyorum." "Aç mısın? Sanırım yemek molası verme zamanı." "Hey,

I'm going on a coffee run. Do you want anything?"  This is a great expression to use at the office or  

Kahve içmeye gidiyorum. Bir şey ister misin?" Bu, ofiste veya

at school when you are going to a coffee shop  and you're going to be buying coffee or tea,  

bir kafeye gidip kahve veya çay alacağınız

and you want to offer to get something for  someone else. "I'm going on a coffee run,  

ve başka biri için bir şey almayı teklif etmek istediğinizde    kullanmak için harika bir ifadedir . "Kahve turuna çıkıyorum,

I'm going on a tea run, would you like anything?" "The grocery store, the bank, the post office,  

çay turuna çıkıyorum, bir şey ister misin?" "Market, banka, postane,

I need to run some errands this afternoon. I need  to run some errands this afternoon." It doesn't  

bu öğleden sonra bazı işlerimi halletmem gerekiyor. Bu öğleden sonra bazı işleri halletmem gerekiyor." Bu

mean that you're actually running, but maybe  you're going a little bit quickly because it's  

gerçekten koştuğunuz anlamına gelmez, ancak çok eğlenceli olmadığı için biraz hızlı koşuyorsunuzdur

not too fun. These last five expressions are for  when you really need a break. What can you say?  

. Bu son beş ifade, gerçekten bir molaya ihtiyacınız olduğunda kullanılır. Ne söyleyebilirsin?

"I'm falling asleep at my desk, I think I need to  take a lap around the office to wake myself up."  

"Masamda uyuyakalıyorum. Sanırım uyanmak için ofiste bir tur atmam gerekiyor."

"It's so hot. We've been  working outside in the sun,  

"Hava çok sıcak. Dışarıda güneş altında çalışıyoruz.

I think we should take a breather and go sit in  the shade." "Now that my assignment is finished,  

Bence biraz nefes alıp gölgede oturmalıyız ." "Artık ödevim bittiğine göre, başka herhangi bir şey üzerinde

I'm going to take a minute before I work  on anything else. Congratulations to me."  

çalışmadan önce bir dakikamı ayıracağım . Tebrikler."

"This hike is harder than I thought. I need to  catch my breath before we go up the next hill."  

"Bu yürüyüş düşündüğümden daha zor. Bir sonraki tepeye çıkmadan önce nefes almam gerekiyor."

"To catch my breath," it's a great expression  for when you need to take a break. And our final  

"Nefesimi tutmak için", mola vermeniz gerektiğinde harika bir ifadedir. Ve son

taking a break expression is, "It's the end  of the day, let's hit pause before we start  

ara verme ifademiz, " Günün sonu ,

any new projects, it's time to go home." 10 expressions for saying goodbye at work  

herhangi bir yeni projeye başlamadan önce ara verelim, eve gitme zamanı." İşte veya okulda veda etmek için 10 ifade

or at school. In the office, "All right,  I'm shutting down for the day." At school,  

. Ofiste, "Pekala, günlük kapatıyorum." Okulda,

"Time to pack up, let's go home." At work or  at school you can say, "Let's call it a day,  

"Toplanma zamanı, hadi eve gidelim." İşte veya okulda, "Bir gün diyelim,

time to go home." "All right, that's it, I  think we've done all that we can do today."  

eve gitme zamanı" diyebilirsiniz. "Pekala, hepsi bu, bence bugün yapabileceğimiz her şeyi yaptık."

"I'm headed out, I'll see you tomorrow." "I  got to run, I'll catch up with you tomorrow."  

"Ben çıkıyorum yarın görüşürüz." " Koşmam gerek, yarın sana yetişirim."

"I'm out of here, I've got an appointment I've got  to get to." "That's a wrap. Nice work, everyone,  

"Buradan çıkıyorum, gitmem gereken bir randevum var ." "Bu bir sonuç. Herkese iyi iş çıkardık

we finished." "Bye, see you tomorrow."  "Bye everyone, have a good evening." 

." "Hoşçakal Yarın görüşürüz." "Herkese hoşçakalın, iyi akşamlar." Aileniz veya arkadaşlarınızla

10 expressions for going out to a  restaurant with your family or friends.  

bir restorana gitmek için 10 ifade .

"I don't feel like cooking tonight, let's eat  out." This is the most common phrasal verb for  

"Bu akşam yemek yapmak içimden gelmiyor, hadi dışarıda yiyelim." Bu, bir restorana gitmekten bahsetmek için kullanılan en yaygın öbek fiildir

talking about going to a restaurant, "Let's eat  out." I love eating out, and it means going to  

, "Haydi dışarıda yiyelim." Dışarıda yemek yemeyi seviyorum ve bu bir restorana gitmek anlamına geliyor

a restaurant. Maybe you don't want to sit inside.  You could say, "It's such a beautiful day outside,  

. Belki içeride oturmak istemezsin. "Dışarıda çok güzel bir gün,

can we get a table on the patio? Can we get a  table on the patio?" "I usually order the grilled  

verandada bir masa alabilir miyiz? Verandada bir masa alabilir miyiz ?" diyebilirsiniz. "Genellikle ızgara tavuk sipariş ederim

chicken, but do you have any specials today?" "I  haven't eaten here before, what do you recommend?" 

, ancak bugün herhangi bir spesiyaliniz var mı?" " Daha önce burada yemek yemedim, ne önerirsiniz?"

"All right, I think I'd like the Caesar salad,  please." "I'm not very hungry. Do you want to  

"Pekala, sanırım Sezar salatası istiyorum lütfen." "Pek aç değilim.

split a pizza with me?" "Can I get a refill on  my drink when you have a chance? Thanks." "How's  

Benimle pizza paylaşmak ister misin?" " Mümkün olduğunda içkimi tekrar doldurabilir miyim? Teşekkürler." "

your food? It looks delicious. I think I'll order  that next time." "Can you bring me a to-go box? I  

Yemeğin nasıl? Lezzetli görünüyor. Sanırım bir dahaki sefere bunu sipariş edeceğim." "Bana bir al-götür kutusu getirebilir misin?

think I'd like to save this for later. Thanks." In  the U.S., it's really common to get a to-go box,  

Sanırım bunu sonraya saklamak istiyorum. Teşekkürler." ABD'de, bir paket kutusu almak gerçekten yaygındır,

because yes, just like the stereotype, our food  portions are huge, and it's no problem to take  

çünkü evet, tıpkı klişe gibi, yiyecek bölümlerimiz çok büyük ve

home your leftovers in a to-go box. Sometimes we  call this a doggy bag. It doesn't look like a dog,  

artıkları bir paket içinde eve götürmek sorun değil. Bazen buna köpek torbası diyoruz. Bir köpeğe benzemiyor,

it's not really for your dog, but you could  call it either a to-go box or a doggy bag.  

gerçekten köpeğiniz için değil, ancak ona bir al-götür kutusu veya köpek çantası diyebilirsiniz.

"I know we just had a big dinner, but let's  splurge and get dessert too. What do you think?" 

"Az önce büyük bir akşam yemeği yediğimizi biliyorum ama hadi gidip tatlı yiyelim. Ne düşünüyorsun?" Çocuklarınızla oynamakla

10 common expressions about  playing with your kids.  

ilgili 10 yaygın ifade .

"It seems like little and big boys always want to  roughhouse and play hard." "It seems like my kids  

"Görünüşe göre küçük ve büyük çocuklar her zaman kavga etmek ve sıkı oynamak istiyor." "Görünüşe göre çocuklarım

always want to eat a snack. What about yours?"  "Wow, look at that tall Lego tower you made."  

her zaman bir şeyler atıştırmak istiyor. Ya sizinki?" "Vay canına, yaptığın şu yüksek Lego kulesine bak."

"It's a beautiful day to go on a bike ride  down the street." "Sometimes, doing a puzzle  

"Sokakta bisiklete binmek için güzel bir gün ." "Bazen bulmaca çözmek

is a great way to calm down and relax." "It's so  satisfying to hit a baseball, even if you're just  

sakinleşmek ve rahatlamak için harika bir yoldur." "Tek başınıza oynuyor olsanız bile beyzbol topu vurmak çok tatmin edici

playing by yourself." "Nothing is more fun than  going down a slide into a huge pile of leaves."  

." " Kaydıraktan büyük bir yaprak yığınına doğru inmekten daha eğlenceli bir şey yoktur."

"My kids love to do chalk in  a shady part of the walkway,  

"Çocuklarım yürüyüş yolunun gölgeli bir bölümünde tebeşirle oynamayı sever,

I do too." "The first thing my son does in the  morning is pick raspberries in our backyard."  

ben de severim." "Oğlumun sabahları yaptığı ilk şey arka bahçemizden ahududu toplamak."

"Sometimes my son gets so tired that he takes a  nap in the middle of the floor. Aw, how cute." 

"Bazen oğlum o kadar yoruluyor ki yerin ortasında şekerleme yapıyor. Ah, ne kadar şirin."

10 sentences for relaxing at the end of the day.  "What a day. I'm so glad to finally be home. But  

Günün sonunda rahatlamak için 10 cümle. "Ne gün. Sonunda evde olduğum için çok mutluyum. Ama

before I can relax, I really need to finish up  some chores. I just spent a few minutes tidying up  

rahatlayabilmem için gerçekten bazı işleri bitirmem gerekiyor. Evi toplamak için birkaç dakika harcadım

the house, so now I can relax on the couch." After  a long day, some people just like to zone out  

, böylece şimdi kanepede rahatlayabilirim. " Uzun bir günün ardından, bazı insanlar sadece etrafa dağılmayı

and watch TV. Or you can use the fun expression,  "At the end of a long day, I like to veg out and  

ve TV izlemeyi sever. Ya da "Uzun bir günün sonunda, sebze yemeyi ve

watch TV." This comes from the word "Vegetable,"  because let's be honest, when you watch TV, your  

TV izlemeyi severim." şeklindeki eğlenceli ifadeyi kullanabilirsiniz. Bu, "Sebze" kelimesinden gelir, çünkü dürüst olalım, TV izlerken

brain is kind of like a vegetable, it's not doing  very much, but it's kind of nice sometimes to just  

beyniniz bir nevi sebze gibidir, fazla bir şey yapmaz, ama bazen sadece sebze

veg out and watch TV. Before I go to bed, I  like to catch up on the book that I'm reading,  

yemek ve TV izlemek biraz güzeldir. Yatmadan önce okuduğum kitabı gözden geçirmeyi seviyorum,

so interesting. At the end of a long day, I like  to just chill. Maybe that's watching some TV,  

çok ilginç. Uzun bir günün sonunda sadece dinlenmeyi severim. Belki bu biraz TV izlemektir,

maybe that's reading my book. I don't  want to do much, I just want to chill. 

belki bu benim kitabımı okumaktır. Fazla bir şey yapmak istemiyorum, sadece rahatlamak istiyorum. Gerçekten uzun bir gün

What can you say to someone else who's had  a really long day? Well, if they've come  

geçirmiş başka birine ne söyleyebilirsiniz ? Peki,

over to your house as a guest, when you open  the door and greet them, you could say, "Make  

evinize misafir olarak gelmişlerse, kapıyı açıp onları karşıladığınızda, "

yourself at home." This means that they will feel  comfortable in your house. "Make yourself at home,  

Kendinizi evinizdeymiş gibi hissedin" diyebilirsiniz. Bu, evinizde kendilerini rahat hissedecekleri anlamına gelir . "Kendini evindeymiş gibi hisset,

open the cupboard, get yourself a glass of water  if you want, feel free to sit down, don't worry  

dolabı aç, istersen kendine bir bardak su getir , istersen otur,

about any kind of formal rules, make yourself  at home." Or you might say to your loved one,  

herhangi bir resmi kural için endişelenme, kendini evindeymiş gibi hisset." Ya da sevdiğiniz kişiye,

"I can see you've had a really long day. Why  don't you put your feet up and I'll get you a  

"Gerçekten uzun bir gün geçirdiğini görebiliyorum. Neden ayaklarını kaldırmıyorsun, ben de sana bir

glass of water. Put your feet up, maybe sit on  the couch, put your feet up, and I'll get you  

bardak su getireyim. Ayaklarını kaldır, belki üzerine oturabilirsin. kanepeye, ayaklarını kaldır, sana

a glass of water. Don't worry, I got it." If you've had a busy month, a busy year,  

bir bardak su getireyim. Merak etme, hallettim." Yoğun bir ay, yoğun bir yıl geçirdiyseniz

you might say, "I'm so thankful for our  vacation coming up, I really need some R and R."  

"Yaklaşan tatilimiz için çok müteşekkirim , gerçekten biraz R ve R'ye ihtiyacım var" diyebilirsiniz.

This is not railroad, this means rest, relaxation,  some people say it means to recuperate. This means  

Bu demiryolu değil, bu dinlenme, rahatlama anlamına gelir, bazı insanlar bunun iyileşmek anlamına geldiğini söyler. Bu,

that you are chilling out and you're gaining  your strength back. We often see this in writing,  

rahatladığınız ve gücünüzü geri kazandığınız anlamına gelir. Bunu genellikle

"I'm going to get some R and R this weekend  in the mountains, I'll be back later,"  

"Bu hafta sonu dağlarda biraz R ve R alacağım , daha sonra döneceğim" yazılı olarak görürüz,

but you can also use this in conversation. 10 expressions for your nighttime routine,  

ancak bunu sohbette de kullanabilirsiniz. Gece rutininiz için 10 ifade,

it's finally the end of the day. Well, before  I go to bed, I always double check that I have  

sonunda günün sonu. Yatmadan önce, her zaman kapımı kilitleyip kilitlemediğimi iki kez kontrol ederim

locked my door. After that, I go through the  house and turn off the lights. I already read  

. Ondan sonra evin içinden geçip ışıkları kapatıyorum. Zaten

bedtime stories to my two sons, they're asleep,  so I need to tiptoe quietly to my bedroom so they  

iki oğluma yatmadan önce hikayeler okuyorum, uyuyorlar, bu yüzden sessizce yatak odama gitmem gerekiyor ki onlar

don't wake up, let's go. Before I go to bed, I  need to take a shower to get clean for bed. Then  

uyanmasın, hadi gidelim. Yatmadan önce, yatmak için temizlenmek üzere duş almam gerekiyor. Sonra

I need to brush my teeth. Usually when you brush  your teeth, you brush your teeth and then you spit  

dişlerimi fırçalamam gerekiyor. Genellikle dişlerinizi fırçaladığınızda, dişlerinizi fırçalar ve ardından tükürür

and rinse your mouth. Finally, it's time to get cozy for the day,  

ve ağzınızı çalkalarsınız. Son olarak, gün için rahatlama,

put on my pajamas, and put my clothes in  the laundry basket. Before I go to bed  

pijamalarımı giyme ve kıyafetlerimi çamaşır sepetine koyma zamanı.

every night, I double check my alarm. I want  to make sure that I don't oversleep. Finally,  

Her gece   yatmadan önce alarmımı tekrar kontrol ederim. Fazla uyumadığımdan emin olmak istiyorum. Son olarak,

it's time to hit the hay. I can curl up under  the covers and drift off to sleep. Goodnight. 

samanları vurmanın zamanı geldi. Yorganın altına kıvrılıp uyuyabilirim. İyi geceler. Günlük hayatla ilgili

Congratulations on learning these 100 most  common sentences about daily life. Now I have a  

bu en yaygın 100 cümleyi öğrendiğiniz için tebrikler . Şimdi

question for you. Let me know in the comments,  what time do you usually go to bed? For me,  

size bir   sorum var. Yorumlarda bana bildirin, genellikle saat kaçta yatarsınız? Benim için   saat

I try to go to bed between 10 and 11 o'clock, but  honestly, it's usually closer to midnight. Let me  

10 ile 11 arasında yatmaya çalışırım, ancak dürüst olmak gerekirse, genellikle gece yarısına yakındır.

know in the comments what it is for you, and don't  forget to download the free PDF worksheet with all  

Yorumlarda sizin için ne olduğunu bana bildirin ve günlük hayatınızda kullanabilmeniz için size yardımcı olacak bu 100 yaygın cümlenin tamamını ve bazı tanımları içeren ücretsiz PDF çalışma sayfasını indirmeyi unutmayın.

100 of these common sentences and some definitions  to help you out so that you can use them in your  

daily life, and you never forget them. You can  click on the link in the description to download  

onları asla unutma.

that free PDF worksheet today. Well, thanks so  much, I'll see you again next Friday for a new  

Bu ücretsiz PDF çalışma sayfasını bugün indirmek için açıklamadaki bağlantıya tıklayabilirsiniz. Pekala, çok  teşekkürler . Önümüzdeki Cuma YouTube kanalımda yeni bir   ders için görüşürüz

lesson here on my YouTube channel, bye. The next step is to download the free  

, hoşçakalın. Sonraki adım,

PDF worksheet for this lesson. With this  free PDF, you will master today's lesson  

bu ders için ücretsiz   PDF çalışma sayfasını indirmektir. Bu ücretsiz PDF ile bugünün dersinde ustalaşacak

and never forget what you have learned.  You can be a confident English speaker.  

ve öğrendiklerinizi asla unutmayacaksınız. Kendine güvenen bir İngilizce konuşmacısı olabilirsiniz.

Don't forget to subscribe to my YouTube channel  for a free English lesson every Friday. Bye.

Her cuma ücretsiz İngilizce dersi için YouTube kanalıma abone olmayı unutmayın. Hoşçakal.