How to use GET and HAVE: Describe your vacation in advanced English

Hi.

MERHABA. Ben

I'm Vanessa from SpeakEnglishWithVanessa.com.

SpeakEnglishWithVanessa.com'dan Vanessa.

Are you ready to talk about vacation?

Tatil hakkında konuşmaya hazır mısınız? Hadi

Let's do it.

yapalım.

Today, I'm in beautiful sunny Costa Rica.

Bugün güzel güneşli Kosta Rika'dayım.

Usually, I don't film these videos outside, so I'm sorry if there's some wind.

Normalde bu videoları dışarıda çekmem, bu yüzden biraz rüzgar olursa kusura bakmayın.

You're going to hear some birds, some trees rustling.

Bazı kuşların, bazı ağaçların hışırtısını duyacaksınız.

It's all part of nature, right?

Hepsi doğanın bir parçası, değil mi?

Hopefully, it will help you to relax and enjoy today's lesson.

Umarız, rahatlamanıza ve bugünkü dersin tadını çıkarmanıza yardımcı olur .

We're going to be talking about how to describe your vacation in English.

Tatilinizi İngilizce olarak nasıl tanımlayacağınızdan bahsedeceğiz.

Usually vacations have positive parts, and sometimes a negative parts as well, so I hope

Genellikle tatillerin olumlu tarafları olduğu gibi bazen olumsuz tarafları da vardır, bu yüzden

that the expressions we talk about today will help you to naturally describe it.

bugün bahsettiğimiz ifadelerin tatili doğal olarak tanımlamanıza yardımcı olacağını umuyorum.

And also I'm going to show you a little bit around the farm, so you'll get some real practice

Ayrıca size çiftliğin etrafını biraz göstereceğim, böylece bu ifadelerle biraz pratik yapacaksınız

with these expressions.

. Bugün hakkında

The two expressions that we're going to talk about today are "to get to do something" and

konuşacağımız iki ifade "bir şeyler yapmak" ve

"to have to do something".

"bir şeyler yapmak zorunda olmak".

Today you're going to get to guess some of the wonderful vegetation that's around me

Bugün, bu çiftlikte etrafımı saran harika bitki örtüsünden bazılarını tahmin edeceksiniz

on this farm.

. Bu ders

I'm going to take you on a little tour throughout this lesson, and I want you to guess what

boyunca sizi küçük bir tura çıkaracağım ve farklı bitkilerin neler olduğunu tahmin etmenizi istiyorum

the different plants are.

.

Let's talk about that first expression: to get to do something.

İlk ifade hakkında konuşalım: bir şeyler yapmaya başlamak.

This expression has a sense of honor, of privilege, kind of a sense of, wow, I get to be in this

Bu ifadenin bir onur, ayrıcalık duygusu var, bir tür duygusu var, vay canına, bu

beautiful nature.

güzel doğanın içinde olacağım.

Wow, I'm so privileged.

Vay canına, çok ayrıcalıklıyım.

I feel honored to be here.

Burada olmaktan onur duyuyorum.

You could just use the simple past or the simple present.

Basit geçmişi veya basit şimdiki zamanı kullanabilirsiniz.

I am in beautiful nature.

Güzel bir doğa içindeyim.

But if we want to give a sense of honor, of privilege, wow, I'm so lucky to be here.

Ama bir onur, ayrıcalık duygusu vermek istiyorsak, vay canına, burada olduğum için çok şanslıyım.

We can use get to, I get to be in this beautiful nature.

Get to kullanabiliriz, bu güzel doğanın içinde olurum .

What about that second expression: to have to do something?

Peki ya şu ikinci ifade: bir şeyler yapmak zorunda olmak?

Well, in order to get to this farm, we had to drive on some difficult roads.

Bu çiftliğe ulaşmak için bazı zorlu yollardan geçmek zorunda kaldık.

They weren't always paved.

Her zaman asfaltlanmadılar.

There were a lot of potholes.

Bir sürü çukur vardı.

They were really windy.

Gerçekten rüzgarlıydılar.

We had to drive on difficult roads.

Zorlu yollarda araba kullanmak zorunda kaldık. Have to'nun

When we use had to, which is the past version of have to, this says a sense of something

geçmiş versiyonu olan have to'yu kullandığımızda , bu zor bir şey

difficult, something undesirable, I had to take out the trash.

, istenmeyen bir şey, çöpü dışarı çıkarmak zorunda kaldım anlamına gelir.

I had to study for my exam.

Sınavım için çalışmam gerekiyordu.

It's something that's a little bit of a burden.

Bu biraz yük olan bir şey.

So here we have a positive expression.

Yani burada olumlu bir ifademiz var.

I get to see beautiful nature.

Güzel doğayı görüyorum.

We got to see amazing Iguanas on the trail.

Yolda harika İguanalar görmeliyiz.

Or something negative, we had to drive on some difficult roads to get here.

Ya da olumsuz bir şey, buraya gelmek için bazı zorlu yollardan geçmek zorunda kaldık.

We had to pay $15 to get into the park.

Parka girmek için 15 dolar ödemek zorunda kaldık. Size Kosta Rika'daki

Before I tell you a little story about my experience here in Costa Rica, let's go to

deneyimim hakkında küçük bir hikaye anlatmadan önce ,

our first question, where you get to guess some of the plants around the farm.

çiftliğin etrafındaki bazı bitkileri tahmin edebileceğiniz ilk sorumuza geçelim.

Alright.

Peki.

First Quiz question.

İlk Sınav sorusu.

We have this beautiful tree with these interesting things hanging down.

Bu ilginç şeylerin asılı olduğu güzel bir ağacımız var .

Can you guess what this is?

Bunun ne olduğunu tahmin edebilir misin?

What kind of plant is this?

Bu ne tür bir bitki?

You got three seconds.

Üç saniyen var.

Three, two, one.

Üç iki bir.

It is cacao.

Bu kakao.

This is the outside seed, the outside pod where you'll find chocolate.

Bu dış tohum, çikolata bulacağın dış bölme.

I hope you enjoyed that first little quiz question.

Umarım ilk küçük sınav sorusunu beğenmişsinizdir. Bu ders boyunca

There's going to be three different quiz questions throughout this lesson.

üç farklı sınav sorusu olacak . Size bu şehre

Let me tell you a little story about the first night that we arrived in this city.

ilk geldiğimiz geceden küçük bir hikaye anlatayım .

When we got to the farm, the farmer helped us to find the house that we were staying

Çiftliğe vardığımızda, çiftçi kaldığımız evi bulmamıza yardım etti

at.

. Onun

It's a little bungalow, a little cabin on his property.

arazisinde küçük bir bungalov, küçük bir kulübe .

And when he tried to open the gate, he couldn't open it.

Ve kapıyı açmaya çalıştığında açamadı.

He tried one key, then he tried another.

Bir anahtarı denedi, sonra başka birini denedi.

And he ran back to his farm, and we had to wait for about 15 minutes while he looked

Ve koşarak çiftliğine geri döndü ve o anahtarı ararken yaklaşık 15 dakika beklemek zorunda kaldık

for the key.

.

And then he came back with a key.

Sonra bir anahtarla geri geldi.

He was so excited.

Çok heyecanlıydı.

He tried to open the gate, and it didn't work.

Kapıyı açmaya çalıştı, olmadı.

Well, he said you're probably going to have to wait for another hour, while we work out

Biz anahtarla ilgili sorunu çözene kadar muhtemelen bir saat daha beklemen gerekeceğini söyledi

this problem with the key.

.

For a moment, I was just a little bit worried because we have a toddler, and we'd been driving

Bir an için biraz endişelendim çünkü yürümeye başlayan bir çocuğumuz var ve

all day, so we wanted to just open the door and let him run free finally.

bütün gün araba kullanıyorduk, bu yüzden kapıyı açıp sonunda serbest kalmasına izin vermek istedik.

But then he said to us, "Well, we have a dinner available at our eating area.

Ama sonra bize, "Peki, yemek alanımızda bir akşam yemeğimiz var . Akşam

Would you like to be our guests for dinner?"

yemeğine misafirimiz olmak ister misiniz?"

Yes, of course we would, so we got to have an amazing dinner at the farm.

Evet, elbette yapardık, bu yüzden çiftlikte harika bir akşam yemeği yemeliyiz. Hepsi çiftlikte üretilen

We had some rice, and beans, and plantains, and chicken, and some guava juice, all produced

biraz pirinç, fasulye, muz, tavuk ve biraz guava suyumuz vardı

on the farm.

. O akşam yemeğini onlarla birlikte

It was our luck really that we got to eat that dinner with them, because we had no plans

yememiz gerçekten bizim şansımızdı çünkü

for dinner.

akşam yemeği için bir planımız yoktu.

We were kind of worried what we were going to eat, because we just arrived here after

Ne yiyeceğimiz konusunda biraz endişeliydik çünkü

a long day of traveling.

uzun bir seyahat gününden sonra buraya yeni geldik.

So because of this problem with the key, he had defined the key somehow somewhere.

Anahtarla ilgili bu sorun nedeniyle, anahtarı bir şekilde bir yerde tanımlamıştı.

We got to have a great experience.

Harika bir deneyim yaşamalıyız.

Before we talk about the grammatical structure of get to and have to, let's go onto the second

Get to ve have to'nun gramer yapısı hakkında konuşmadan önce, ikinci

quiz question.

sınav sorusuna geçelim.

Quiz question number two.

İki numaralı sınav sorusu.

We've got these interesting plants here with these little flowers.

Burada bu küçük çiçeklerle ilginç bitkiler var.

What do you think these flowers we'll do some day when they're not flowers?

Bu çiçekler bir gün çiçek olmadıklarında ne yapacağımızı sanıyorsun?

What will they become?

Ne olacaklar?

What will this plant produce?

Bu bitki ne üretecek?

Something quite important that probably a lot of you enjoy every day.

Muhtemelen çoğunuzun her gün keyif aldığı oldukça önemli bir şey.

Let's take a look at these.

Bunlara bir göz atalım.

I'll give you three seconds.

Sana üç saniye vereceğim.

Three, two, one.

Üç iki bir.

It's coffee.

Kahve.

This is a coffee plant.

Bu bir kahve bitkisidir.

The farm here has a lot of coffee as you saw also cacao, and we'll see a third one in just

Buradaki çiftlikte kakao da gördüğünüz gibi çok fazla kahve var ve birazdan üçüncüsünü göreceğiz

a moment.

.

Did you enjoy that second quiz question?

İkinci test sorusu hoşunuza gitti mi?

I hope so.

Umarım.

Let's talk about the grammatical structure of using get, and have in the sense of something

positive, or something negative happening.

Olumlu bir şey veya olumsuz bir şey olması anlamında get ve have kullanmanın gramer yapısı hakkında konuşalım. Akşam

We got to eat dinner on the farm.

yemeğini çiftlikte yemeliyiz.

He had to look for the key.

Anahtarı araması gerekiyordu.

Here we're conjugating that special word get and have into the past tense.

Burada get ve have özel kelimesini geçmiş zamanla birleştiriyoruz.

And do you see what's happening after that?

Ve ondan sonra olanları görüyor musun?

We got to eat, make sure that you add to and then an unconjugated verb.

Yemek yemeliyiz, eklediğinizden emin olun ve ardından konjuge olmayan bir fiil. Yemek

We got to eat.

yemeliyiz.

He had to look for the key.

Anahtarı araması gerekiyordu.

Beautiful.

Güzel.

Now that you know how to correctly, grammatically construct a sentence using get to and have

Artık get to ve have to kullanarak dilbilgisel olarak doğru bir şekilde cümle kurmayı öğrendiğinize göre

to, let's go on to our third quiz question and then I'll tell you a final story about

, üçüncü test sorumuza geçelim ve sonra size

our trip using these beautiful expressions.

bu güzel ifadeleri kullanarak gezimizle ilgili son bir hikaye anlatacağım.

For our third quiz question, it's quite obvious.

Üçüncü sınav sorumuz için bu oldukça açık.

So I want to show you the base of the tree first, and as we go up the tree start thinking

Bu yüzden size önce ağacın tabanını göstermek istiyorum ve biz ağaca çıktıkça ağacın ne olduğunu düşünmeye başlıyoruz.

about what is it?

What is this going to produce?

Bu ne üretecek?

Oh, here we can see a little flower hanging down.

Oh, burada küçük bir çiçeğin sarktığını görebiliriz .

What is it?

Nedir?

What is it?

Nedir?

Are you ready to guess?

Tahmin etmeye hazır mısın?

Three, two, one.

Üç iki bir.

It's bananas.

Muz.

So beautiful.

Çok güzel. Bu

I didn't know that so many grew in a bunch like that, it's wonderful.

kadar çok kişinin böyle bir grupta büyüdüğünü bilmiyordum, bu harika.

I hope you enjoyed that third quiz question, and this little mini tour of the farm.

Umarım üçüncü test sorusunu ve bu küçük çiftlik turunu beğenmişsinizdir. Dünyanın

It's really nice to see nature in other areas around the world.

diğer bölgelerinde doğayı görmek gerçekten güzel .

Now that you know what get to and have to mean, and you know the correct grammatical

Artık neyin ne anlama geldiğini ve doğru gramer

structure, let me tell you another quick story about something that we did today, and something

yapısını öğrendiğinize göre, size bugün yaptığımız ve

that we plan to do in the future so that you can see the different verb tenses for get

gelecekte yapmayı planladığımız bir şey hakkında başka bir kısa hikaye anlatayım, böylece anlamını görebilirsiniz. get ve have için farklı fiil zamanları

and have.

.

This morning we got to see an amazing waterfall.

Bu sabah muhteşem bir şelale gördük. Kosta Rika'da

It's one of the famous attractions of this area in Costa Rica, but to get to the waterfall,

bu bölgenin ünlü cazibe merkezlerinden biri ama şelaleye ulaşmak için

you have to walk down 500 steps.

500 basamak inmeniz gerekiyor.

And then to go back to your car you have to walk up 500 steps.

Ve sonra arabanıza geri dönmek için 500 basamak çıkmanız gerekiyor.

But it was really cool because we got to see the waterfall and then we walked a little

Ama gerçekten harikaydı çünkü şelaleyi gördük ve sonra

bit down the path, and we got to really relax and feel refreshed, and wade into the water.

patikadan biraz yürüdük ve gerçekten rahatladık, tazelenmiş hissettik ve suya girdik.

It was quite cold.

Oldukça soğuktu.

There were a lot of fish.

Bir sürü balık vardı.

It was tons of fun, and a great part was we didn't have to drive too far from the farm.

Tonlarca eğlenceliydi ve harika bir kısmı, çiftlikten çok uzaklaşmak zorunda kalmamamızdı.

It was just about 15 minutes.

Sadece 15 dakika kadardı.

So not too bad.

Yani çok kötü değil.

Over the next couple of days.

Önümüzdeki birkaç gün içinde.

We hope that we'll get to see some more animals, maybe some slots, maybe some more monkeys,

Umarız biraz daha hayvan, belki biraz yuva, belki biraz daha maymun

and more iguanas, maybe an anteater or two, some parrots, maybe some macaws.

ve daha çok iguana, belki bir veya iki karıncayiyen, biraz papağan, belki biraz papağan görürüz.

That would be amazing if we get to see those.

Bunları görme şansımız olursa harika olur.

So we're going to go to a national park and then we're going to maybe get to go to a hanging

Yani bir milli parka gideceğiz ve sonra belki bir asma

bridge park.

köprü parkına gideceğiz.

Maybe we'll get to go to the lake.

Belki göle gideriz.

We'll see, but you have to drive a little bit of a distance, maybe 30 minutes, an hour,

Göreceğiz, ama bu yerlere ulaşmak için biraz mesafe kat etmeniz gerekiyor , belki 30 dakika, bir saat,

an hour and a half to get to those locations.

bir buçuk saat.

But I think it'll be worth it.

Ama buna değeceğini düşünüyorum. Kosta Rika'da

We've already gotten to do a lot of cool stuff in Costa Rica, and I hope that we'll get to

şimdiden pek çok harika şey yaptık ve umarım

other cool things in the next couple days.

önümüzdeki birkaç gün içinde başka harika şeyler de yaparız.

Thanks so much for joining me here on my vacation.

Tatilimde bana katıldığınız için çok teşekkür ederim.

I have a question for you, can you use get to and have to, to talk about a future vacation

Sana bir sorum var, gelecekteki bir tatilden veya geçmiş bir tatilden bahsetmek için get to and have to'yu kullanabilir misin

or maybe a past vacation?

?

Let us know in the comments.

Yorumlarda bize bildirin.

Try to create a sentence.

Bir cümle oluşturmaya çalışın.

You can use, get in the past, have to in the future.

Kullanabilirsin, geçmişte kalabilirsin, gelecekte zorunda kalabilirsin .

You can use it however you would like to fit your circumstance.

Kendi durumunuza göre istediğiniz gibi kullanabilirsiniz.

Thanks so much for learning English with me, and I'll see you the next time for a new lesson

Benimle İngilizce öğrendiğin için çok teşekkürler, gelecek Cuma YouTube kanalımda yeni bir derste görüşmek üzere

here on my YouTube channel next Friday.

.

Bye.

Hoşçakal.

There are a couple of other things on the farm that I'm not sure what they are, so if

Çiftlikte ne olduklarından emin olmadığım birkaç şey daha var, o yüzden

you know what they are, let me know.

ne olduklarını biliyorsanız bana bildirin.

This is the first one.

Bu ilki.

It's these long seed-like pods.

Bu uzun tohum benzeri kabuklar.

It kind of looks like hair almost with little seeds, little berries hanging off of it.

Neredeyse küçük tohumlarla saça benziyor, küçük meyveler sarkıyor.

Do you know what that is?

Bunun ne olduğunu biliyor musun?

Another plant that I've seen around the farm that I'm not sure what it is.

Çiftlikte gördüğüm ve ne olduğundan emin olmadığım başka bir bitki.

Is this plant.

Bu bitki mi?

It's got these really cute orange vegetables or maybe it's fruit.

Bu gerçekten sevimli turuncu sebzeler var ya da belki meyve.

It looks like it could be a pepper, maybe some kind of gourd.

Görünüşe göre bir biber olabilir, belki bir çeşit kabak.

And the plant is spiky.

Ve bitki dikenlidir.

It's got really big thorns.

Gerçekten büyük dikenleri var.

Let me know if you know what it is.

Ne olduğunu biliyorsan bana söyle.

Donkeys.

eşekler.

And of course we've got to say hi to the donkeys.

Ve tabii ki eşeklere merhaba demeliyiz.

Would you like some food?

Biraz yemek ister misin?

Please don't bite my finger.

Lütfen parmağımı ısırma.

Mommy.

Anne.

Want some water?

Biraz su ister misin?

Mommy?

Anne?

Mm-hmm (affirmative).

Mm-hmm (olumlu).

Mommy.

Anne.

I love you.

Seni seviyorum. Bir

The next step is to download my free ebook, Five Steps to Becoming a Confident English

sonraki adım, ücretsiz e-kitabım olan Kendine Güvenen Bir İngilizce Konuşmacısı Olmak İçin Beş Adım'ı indirmek

Speaker.

.

You'll learn what you need to do to speak confidently and fluently.

Kendinden emin ve akıcı bir şekilde konuşmak için ne yapman gerektiğini öğreneceksin.

Don't forget to subscribe to my YouTube channel for more free lessons.

Daha fazla ücretsiz ders için YouTube kanalıma abone olmayı unutmayın.

Thanks so much.

Çok teşekkürler.

Bye.

Hoşçakal.