70 Cleaning Vocabulary Words: Expand Your English Vocabulary

Hi. I'm Vanessa with SpeakEnglishWithVanessa.com. Do you like cleaning? Let's talk about it.

MERHABA. Ben SpeakEnglishWithVanessa.com'dan Vanessa. Temizlemeyi sever misin? Bunun hakkında konuşalım.

Do you love cleaning? Is it your dream to do the dishes and take out the trash? Okay,

Temizliği sever misin? Bulaşıkları yıkamak ve çöpü çıkarmak senin hayalin mi? Tamam,

probably not, but these are necessary parts of daily life. Today you're going to learn

muhtemelen hayır ama bunlar günlük hayatın gerekli parçaları. Bugün

how to explain over 30 common household chores. The word chore means a necessary cleaning

30'dan fazla yaygın ev işini nasıl açıklayacağınızı öğreneceksiniz. Angarya kelimesi gerekli bir temizlik faaliyeti anlamına gelir

activity. Maybe when you were a kid your parents made a chore chart and you had to check off

. Belki siz çocukken anne babanız bir görev çizelgesi hazırlamıştı ve siz

the various chores whenever you finished them, or maybe they just said, "Doing chores is

onları bitirdiğinizde çeşitli işleri işaretlemek zorundaydınız ya da belki sadece "Ev işleri yapmak

a necessary part of daily life, so do them." Now that you're an adult, they definitely

günlük hayatın gerekli bir parçası, onları da yapın" dediler. Artık bir yetişkin olduğuna göre, onlar kesinlikle

are. You're invited to my mother-in-law's house to clean. Today I'm going to be showing

öyle. Temizlik için kayınvalidemin evine davetlisiniz. Bugün

you around her house and we're going to be cleaning around it using these important expressions.

size onun evini göstereceğim ve bu önemli ifadeleri kullanarak evi temizleyeceğiz.

All right. Let's get started with some daily household chores. Good morning. It's time

Elbette. Bazı günlük ev işleriyle başlayalım. Günaydın.

to make the bed. Maybe I'll put the pillows here at the top. I got to pull up the sheets,

Yatağı yapma zamanı. Belki yastıkları en üste koyarım. Çarşafları toplamam,

pull up the comforter, put some decorative pillows up. Looks pretty good.

yorganı çekmem, dekoratif yastıklar koymam lazım. Oldukça iyi görünüyor.

Now it's time to change the sheets. All right. I'll probably take the pillowcases off. Got

Şimdi çarşafları değiştirme zamanı. Elbette. Muhtemelen yastık kılıflarını çıkaracağım.

to wash the pillowcases. Take the comforter off. Take the flat sheet, take that off the

Yastık kılıflarını yıkamalıyım. Yorganı çıkar. Düz çarşafı al, onu yataktan çıkar

bed. Take the fitted sheet off the bed, and I got to put some new sheets the bed after

. Lastikli çarşafı yataktan al ve ondan sonra yatağa yeni çarşaflar koymalıyım

that. Next, I got to scrub down the tub and the

. Sonra, küveti ve

shower. I'll probably use a rag, maybe some kind of cleaning solution, and scrub the walls,

duşu temizlemeliyim. Muhtemelen bir bez parçası, belki bir çeşit temizleme solüsyonu kullanacağım ve duvarları ovacağım,

scrub the tub, get around the bottom of the drain. The drain is where the water goes down.

küveti ovacağım, giderin dibini dolaşacağım . Drenaj, suyun aşağı indiği yerdir.

Maybe I'll clean the shower head, I'll clean the faucet. All of these are important parts

Belki duş başlığını temizlerim, musluğu temizlerim. Küvetinizi temizlerken bunların hepsi önemli parçalardır

when you're cleaning out your tub. Next is everyone's favorite thing, cleaning

. Sırada herkesin en sevdiği şey

the toilet. We could use the verb scrub, just like we used with the tub and the shower.

tuvaleti temizlemek. Küvet ve duşta kullandığımız gibi fiil fırçalamayı kullanabiliriz.

You might first start by lifting the lid, then taking a scrub brush, scrubbing around

Önce kapağı kaldırarak başlayabilir, ardından sert bir fırça alıp etrafı

a little bit, and then you might pour some kind of cleaning solution into the toilet

biraz ovalayarak başlayabilir ve ardından klozetin içine bir çeşit temizleme solüsyonu dökebilir

bowl, letting it sit for a little while, scrubbing it out. You might scrub around the toilet

, bir süre bekletip ovalayabilirsiniz. Klozetin etrafını ovalayabilirsiniz

bowl. Maybe you'll scrub behind the toilet bowl, making sure that everything is clean.

. Belki de her şeyin temiz olduğundan emin olmak için klozetin arkasını ovacaksın.

We have so much laundry in our hamper. It's time to do the laundry. The first step is

Sepetimizde çok fazla çamaşır var. Çamaşırları yıkama zamanı. İlk adım

to take your dirty clothes, take them out of the hamper. The hamper is usually that

kirli kıyafetlerinizi sepetten çıkarmak. Sepet genellikle

thing that you use to carry your dirty laundry in your bedroom, or maybe in your bathroom.

kirli çamaşırlarınızı yatak odanızda veya belki banyonuzda taşımak için kullandığınız şeydir.

We got to load the laundry into the washing machine.

Çamaşırları çamaşır makinesine yüklememiz gerekiyor .

Now, we can use two different verbs for this. We could just simply say, "Put laundry into

Şimdi bunun için iki farklı fiil kullanabiliriz. Basitçe "Çamaşırları

the washing machine." Put. Or, we could say, "Load the washing machine. I need to load

çamaşır makinesine koyun" diyebilirdik. Koymak. Veya "çamaşır makinesini doldurun.

the washing machine." It means you're putting stuff in, so I'm loading things in. What do

Çamaşır makinesini doldurmam gerekiyor" diyebiliriz. Sen bir şeyler koyuyorsun, ben de bir şeyler yüklüyorum.

you think happens when it's all done? Let's imagine it's finished washing. Well, you need

Her şey bittiğinde ne olur sanıyorsun? Yıkandığını düşünelim.

to unload, unload the washing machine. Great. There's a couple items that we use. This is

Çamaşır makinesini boşaltmanız, boşaltmanız gerekiyor. Harika. Kullandığımız birkaç ürün var. Bu

washing detergent. Usually we use the word detergent to talk about the soap that you

çamaşır deterjanı. Genellikle deterjan kelimesini

put into the washing machine. You put the soap into the washing machine.

çamaşır makinesine koyduğunuz sabundan bahsederken kullanırız. Sabunu çamaşır makinesine koyuyorsunuz.

Then, when it's done you have two different options. One option is you might hang it on

Ardından, bittiğinde iki farklı seçeneğiniz var. Bir seçenek, onu

a clothesline. A clothesline is a rope, and you might hang it on the rope to dry usually

bir çamaşır ipine asabilmenizdir. Çamaşır ipi bir iptir ve genellikle dışarıda kuruması için ipe asabilirsiniz

outside, or you might have a clothes rack. This is just one piece of metal or wood that

veya bir elbise askınız olabilir. Bu, ıslak giysilerinizi kuruması için astığınız tek bir metal veya tahta parçası

you hang your wet clothes on to dry. Here in the U.S. it's most common to have

. Burada ABD'de bir kurutucuya sahip olmak en yaygın olanıdır

a dryer. It's pretty interesting why some other countries don't use dryers. I'm curious

. Diğer bazı ülkelerin neden kurutucu kullanmadığı oldukça ilginç. Merak ediyorum,

in your country do you have a dryer? Do you use a dryer often? In the U.S. it's often

ülkenizde kurutma makineniz var mı? Sık sık kurutucu kullanıyor musunuz? ABD'de sıklıkla

used. It's used almost every single time. As you can see, these are huge machines. These

kullanılır. Neredeyse her seferinde kullanılıyor. Gördüğünüz gibi bunlar devasa makineler. Bunlar

are not small. I know other countries I've lived in you have a small washer. Maybe it's

küçük değil. Yaşadığım diğer ülkelerde küçük bir çamaşır makineniz olduğunu biliyorum. Belki

a washer dryer combo together, but in the U.S. they're pretty big.

birlikte bir çamaşır kurutma makinesi kombinasyonudur, ancak ABD'de oldukça büyüktürler.

Then, we'll take the clothes, we'll unload the washer, and we'll put them into the dryer.

Sonra kıyafetleri alacağız, çamaşır makinesini boşaltacağız ve kurutucuya koyacağız.

Here we have a front-loading dryer. That means you load the dryer from the front, so if you

Burada önden yüklemeli bir kurutucumuz var. Bu, kurutucuyu önden yüklediğiniz anlamına gelir, bu nedenle

need to buy a dryer or washer in the U.S. you'll definitely hear these terms, front-loading

ABD'de bir kurutucu veya çamaşır makinesi satın almanız gerekirse, bu terimleri kesinlikle duyacaksınız, önden yüklemeli

dryer. Maybe you have a front-loading washer, but this is a top-loading washer. Those are

kurutucu. Belki önden yüklemeli bir yıkayıcınız vardır, ancak bu üstten yüklemeli bir yıkayıcıdır. Bunlar,

just some very specific terms about washers and dryers.

yıkayıcılar ve kurutucularla ilgili çok özel terimlerdir .

There's a couple of other items that some people use when they're drying things in the

Bazı insanların boyacıda bir şeyler kuruturken kullandıkları birkaç şey daha var

dyer. You might use dryer sheets. These are just little sheets. They're supposed to help

. Kurutma kağıtlarını kullanabilirsiniz. Bunlar sadece küçük çarşaflar.

your clothes get softer. Dan and I ... I don't think we've ever used these. Some people feel

Giysilerinin daha yumuşak olmasına yardımcı olmaları gerekiyor. Dan ve ben ... Bunları hiç kullandığımızı sanmıyorum. Bazı insanlar

like it's essential. We don't use them, but it's just personal preference.

bunun gerekli olduğunu düşünüyor. Onları kullanmıyoruz, ama bu sadece kişisel tercih.

What happens after the laundry is finished drying? You need to fold the laundry, or fold

Çamaşırların kuruması bittikten sonra ne olur ? Çamaşırları katlamanız veya

the clothes and put them maybe in a drawer or put them in the laundry basket. Then we

çamaşırları katlayıp belki bir çekmeceye koymanız veya çamaşır sepetine koymanız gerekir. Sonra

can take that to the bedroom or where you're going to put them away. We say fold the laundry

onu yatak odasına ya da nereye koyacağınıza götürebiliriz. Çamaşırları katla diyoruz

or fold the clothes, and then put it away. It's a great phrasal verb for cleaning. Put

ya da çamaşırları katlayıp kaldırıyoruz. Temizlemek için harika bir deyimsel fiil.

it away. Whose job it is it in your house to prepare

Uzağa koy. Evinizde yemekleri hazırlamak kimin işi

the meals? We might say "Prepare the meals," or before you prepare a meal you might need

? "Yemekleri hazırlayın" diyebilir veya yemek hazırlamadan önce

to make a meal plan. Some people do this. It means that you write down Monday through

yemek planı yapmanız gerekebilir. Bazı insanlar bunu yapar. Bu, Pazartesi'den

Sunday and you decide what am I going to eat on Monday? I'm going to eat spaghetti. What

Pazar'a kadar yazdığınız ve Pazartesi günü ne yiyeceğime karar verdiğiniz anlamına mı geliyor ? Spagetti yiyeceğim.

am I going to eat on Tuesday? Tuesday I'm going to eat fish tacos.

Salı günü ne yiyeceğim? Salı balık takoları yiyeceğim.

Then, you write down each day so that when you go grocery shopping, which is another

Ardından, başka bir angarya olan bakkal alışverişine gittiğinizde

chore, you can easily decide all of the things that you need to buy and you don't need to

, almanız gereken tüm şeylere kolayca karar verebilmeniz ve

keep going back. I'm curious, do you make a meal plan? Who

geri dönmenize gerek kalmaması için her günü yazarsınız. Merak ediyorum, yemek planı yapıyor musunuz?

prepares the meals at your house? After you've finished preparing the meal, maybe after you

Evinizde yemekleri kim hazırlıyor? Yemeğinizi hazırladıktan sonra belki yemeğinizi yedikten sonra

finished eating your meal, you need to wipe down the counters, or we could say the kitchen

tezgahları silmeniz gerekiyor ya da mutfak

counters. This is a kitchen counter, so we need to wipe

tezgahları diyebiliriz. Bu bir mutfak tezgahı, yani silmemiz gerekiyor

it down. This phrasal verb, wipe down, is useful for almost any room. You can wipe down

. Bu deyimsel fiil, silin, hemen hemen her oda için kullanışlıdır.

the kitchen counter, you can wipe down the bathroom counter. You could wipe down the

Mutfak tezgahını silebilirsin, banyo tezgahını silebilirsin.

kitchen table. You can wipe down a lot of surfaces. It just means you have a wet cloth

Mutfak masasını silebilirsin. Birçok yüzeyi silebilirsiniz. Bu sadece ıslak bir beziniz olduğu

and you are wiping that surface. What do you have to do after you cook? You

ve o yüzeyi sildiğiniz anlamına gelir. Yemek yaptıktan sonra ne yapmanız gerekiyor?

got to wash the dishes. You might use a rag, like this, or you might use some kind of steel

Bulaşıkları yıkamak zorundasın. Bulaşıkların ne kadar sert olduğuna bağlı olarak, bunun gibi bir bez veya bir tür çelik

wool, depending on how tough the dishes are. Or, you might use a scrub brush or you might

yün kullanabilirsiniz. Veya sert bir fırça veya

use a sponge. My mother-in-law doesn't have a sponge here, but you might use a sponge.

sünger kullanabilirsiniz. Kayınvalidemin burada süngeri yok ama sünger kullanabilirsiniz.

You might use a rag like this. After you wash them with some soap, or some

Bunun gibi bir bez kullanabilirsiniz. Onları biraz sabunla ya da

dish soap we could call it, you have a couple options. You might air dry them, so we could

bulaşık deterjanı diyebileceğimiz bir bulaşık deterjanıyla yıkadıktan sonra birkaç seçeneğiniz var. Onları havayla kurutabilirsin, böylece

put them on the drying rack. Put them on the drying rack means you just set the things

onları kurutma rafına koyabiliriz. Onları kurutma rafına koyun,

here to dry and let the air dry them, or, if you're extra lucky you might have a dishwasher.

buradaki şeyleri kurumaya bırakacağınız ve havanın kurumasına izin vereceğiniz veya çok şanslıysanız bulaşık makineniz olabileceği anlamına gelir.

It's true, my mother-in-law has a dishwasher, so you can load the dishwasher. It's the same

Doğru, kayınvalidemin bulaşık makinesi var, bu yüzden bulaşık makinesini doldurabilirsin.

verb that we use for the clothes in the washer in the dishwasher. We don't call this simply

Bulaşık makinesindeki çamaşırlar için kullandığımız fiilin aynısı . Buna sadece

the washer. We always call it the dishwasher, because the washer is for clothes and the

çamaşır makinesi demiyoruz. Biz ona her zaman bulaşık makinesi diyoruz, çünkü çamaşır makinesi giysiler içindir ve

dishwasher is for dishes, for things that you use for eating.

bulaşık makinesi bulaşıklar içindir, yemek için kullandığınız şeyler içindir.

You might put them on the top shelf, maybe the bottom shelf. Maybe you put them in the

Onları en üst rafa, belki de en alt rafa koyabilirsiniz. Belki onları

silverware rack at the bottom, and you load up the soap, the detergent in here, and turn

alttaki çatal bıçak rafına koyarsın ve sabunu, deterjanı buraya doldurursun ve

it on and it's done. So easy. If you don't have a dishwasher you have to wash them by

çalıştırırsın ve biter. Çok kolay. Bulaşık makineniz yoksa elde yıkamanız

hand and you need to set them in the drying rack. You've got two options. What do you

ve kurutma sepetine koymanız gerekiyor . İki seçeneğiniz var.

use at your house? Whose job is it in your house to take out

Evinizde ne kullanıyorsunuz? Senin evinde çöpten çıkarmak kimin işi

of the trash? Maybe this is something that you do every day, maybe it's something that

? Belki bu her gün yaptığınız bir şeydir, belki de

you do weekly. If I can figure out how to get my mother-in-law's trash, aha. I did it,

haftalık yaptığınız bir şeydir. Kayınvalidemin çöpünü nasıl çıkaracağımı bir çözebilsem, aha. Ben yaptım,

open. Maybe it's something that you need to do weekly. Maybe it's something that you need

aç. Belki de haftalık olarak yapmanız gereken bir şeydir . Belki de

to do daily. You need to take the trash bag out of the trash can. Maybe you put it in

her gün yapmanız gereken bir şeydir. Çöp torbasını çöp kutusundan çıkarmanız gerekiyor. Belki çöp kutusuna atıyorsun

a dumpster, maybe you put in a bin outside, but you need to take the trash bag out.

, belki dışarıdaki bir çöp kutusuna atıyorsun ama çöp poşetini dışarı çıkarmalısın.

If you're already taking out the trash you should probably take out the recycling, too.

Zaten çöpü atıyorsanız, muhtemelen geri dönüşümü de atmalısınız.

This is another great phrasal verb. We use phrasal verbs a lot for household chores.

Bu başka bir harika deyimsel fiildir. Ev işleri için deyimsel fiilleri çok kullanırız.

Take out the trash, take the trash out, or take the recycling out, take out the recycling.

Çöpü dışarı çıkarın, çöpü dışarı çıkarın veya geri dönüşümü dışarı atın, geri dönüşümü atın.

What about your refrigerator? Or, we can call it just a fridge. There might be a couple

Peki buzdolabınız? Ya da sadece bir buzdolabı diyebiliriz.

things that you do. The first simple step might be to simply wipe down, using that great

Yaptığınız birkaç şey olabilir. İlk basit adım, o harika deyimsel fiili kullanarak basitçe silmek

phrasal verb, wipe down the fridge. It means inside you're just wiping the surfaces,

, buzdolabını silmek olabilir. Bu, içeride sadece yüzeyleri sildiğiniz anlamına gelir,

but maybe you've got a lot of food in your fridge. My mother-in-law has a lot of food

ancak belki de buzdolabınızda çok fazla yiyecek vardır . Kayınvalidemin buzdolabında bir sürü yiyecek var

in her fridge, which is always exciting whenever we come to visit. You might find some food

, ne zaman ziyarete gelsek heyecanlanırız. Son kullanma tarihi

at is expired, or maybe it's old, so you need to go through the fridge and clean out the

geçmiş veya eski yiyecekler bulabilirsiniz, bu nedenle buzdolabından geçip buzdolabını temizlemeniz gerekir

fridge. Clean out the fridge means you're taking things that are old or expired and

. Buzdolabını temizle, eski veya son kullanma tarihi geçmiş şeyleri alıp attığınız anlamına gelir

throwing them away, so you need to clean out the fridge.

, bu nedenle buzdolabını temizlemeniz gerekir .

Or, there's another great clean word we might use. We might say, "I need to deep clean the

Veya kullanabileceğimiz başka bir harika temiz kelime var . "Dondurucuyu ve buzdolabını derinlemesine temizlemem gerekiyor

freezer and the fridge." Deep cleans mean you take everything out, you scrub down the

" diyebiliriz. Derinlemesine temizlik, her şeyi çıkarmanız, yüzeyleri ovalamanız

surfaces, you make sure that it's spotless, it's clean, and then you put things back that

, lekesiz ve temiz olduğundan emin olmanız ve ardından

are not expired. You put the things back that you want to.

son kullanma tarihi geçmemiş şeyleri geri koymanız anlamına gelir. İstediğiniz şeyleri geri koyarsınız .

Maybe this happens once a year, I deep clean the fridge. For me, that isn't really happening

Belki yılda bir kez oluyor bu, buzdolabını derinlemesine temizliyorum . Benim için bu gerçekten

on a schedule. I think the last time that we deep cleaned our fridge was when I was

bir programda gerçekleşmiyor. Sanırım buzdolabımızı en son derinlemesine temizlediğimizde

pregnant and every smell was so terrible. I told Dan, "Our kitchen smells so terrible.

hamileyken ve her koku çok kötüydü. Dan'e "Mutfağımız çok kötü kokuyor.

I can't go in the kitchen," but really I was just pregnant. It didn't smell terrible, so

Mutfağa giremiyorum" dedim ama gerçekten hamileydim. Kötü kokmuyordu, bu yüzden

I asked him, "Please, can you deep clean our fridge and freezer? There's something that

ona "Lütfen buzdolabımızı ve derin dondurucumuzu derinlemesine temizler misin ?

smells terrible in there." Really, nothing smelled terrible. It was just

Orada korkunç kokan bir şey var." Gerçekten, hiçbir şey berbat kokmuyordu.

my nose because I was pregnant, but thankfully Dan deep cleaned our fridge, and it was good

Hamile olduğum için sadece burnumdaydı ama neyse ki Dan buzdolabımızı derinlemesine temizledi ve

for our fridge. It didn't really help me because everything still smelled terrible, but for

buzdolabımız için iyi oldu. Bana gerçekten yardımcı olmadı çünkü her şey hala berbat kokuyordu, ancak

this moment you can deep clean if you want to really scrub and make sure it's spotless.

şu an için gerçekten ovalamak ve lekesiz olduğundan emin olmak istiyorsanız derinlemesine temizlik yapabilirsiniz. Evinizde

If you have any hardwood floors or linoleum floors in your house you need to arm yourself

parke zeminler veya muşamba zeminler varsa, kendinizi

with a broom. You need to sweep the floor probably daily if you have a small child like

bir süpürge ile donatmanız gerekir. Benim gibi küçük bir çocuğunuz

me, or maybe a dog. You need to sweep three times a day. But, you will definitely need

veya belki bir köpeğiniz varsa, muhtemelen her gün yerleri süpürmeniz gerekir. Günde üç kez süpürmeniz gerekiyor . Ancak, kesinlikle

a broom. Something that's really common and easy to

bir süpürgeye ihtiyacınız olacak. Parke zeminleriniz varsa gerçekten yaygın ve kullanımı kolay bir şey

use if you have hardwood floors is a Swiffer. Swiffer is actually the brand, but in English

Swiffer'dır. Swiffer aslında markadır, ancak İngilizce'de

we say, "I'm going to swiffer the floor." We use it as a verb, or, I'm going to get

"I'm go to swiffer the floor" deriz. Bunu bir fiil olarak kullanıyoruz ya da

the Swiffer, which is this device. Usually there's a little cloth that is the Swiffer

bu cihaz olan Swiffer'ı alacağım. Genellikle Swiffer marka kumaş olan küçük bir bez vardır

brand cloth. You put it over top. It's a disposable thing. It might be dry. It kind of picks up

. Üstüne koyarsın. Tek kullanımlık bir şey. Kuru olabilir.

some cat hair or dust, or it might be wet and you can kind of easily mop the floor.

Bir nevi kedi tüyü veya tozu topluyor ya da ıslak olabilir ve yeri kolayca paspaslayabilirsiniz.

If you don't have one of these you might need a mop, or maybe two mops. My mother-in-law

Bunlardan birine sahip değilseniz, bir paspasa veya belki iki paspasa ihtiyacınız olabilir. Kayınvalidemin

has two mops. We have a part at the bottom that collects the liquid, the moisture. You

iki paspası var. Alt kısımda sıvıyı, nemi toplayan bir parçamız var.

might dip it into a bucket, or maybe you pour some water on the floor. That's usually what

Bir kovaya daldırabilirsin ya da yere biraz su dökebilirsin.

Dan does when he mops. He just pours some water on the floor and mops around it.

Dan paspas yaptığında genellikle bunu yapar. Sadece yere biraz su döküyor ve etrafını paspaslıyor. Parke

You might mop the floor with your mop, an important activity for hardwood floors. After

zeminler için önemli bir aktivite olan paspasınızla yeri paspaslayabilirsiniz.

you're done, you might dry it up with some kind of sponge, or maybe you have a rag and

Bitirdikten sonra, bir tür süngerle kurulayabilirsin ya da belki bir bezle

you just dry it up with that. Here you saw that I used another phrasal verb,

kurulayabilirsin. Burada bir şeyi kurutmak için başka bir deyimsel fiil kullandığımı gördünüz

to dry up something. You could say, "I'm going to dry the floor with a rag," but it's much

. " Yeri bir bezle kurulayacağım" diyebilirsiniz, ancak

more natural to use the phrasal verb. I'm going to dry up liquid on the floor with a

deyim fiilini kullanmak çok daha doğaldır. Yerdeki sıvıyı bir

rag. I'm going to dry it up. I can't remember the last time I used one

bezle kurulayacağım. Onu kurutacağım. Bunlardan birini en son ne zaman kullandığımı hatırlayamıyorum

of these, but if you have some little knickknacks around your house you might want to use a

, ama evinizde küçük biblolar varsa,

duster to dust around the knickknacks. You might say, "I need to dust," or, "I can't

bibloların etrafını tozlamak için bir toz bezi kullanmak isteyebilirsiniz. "Toz almam gerekiyor" veya "

find my duster." This is what this is called. "I need a duster to dust on the mantle, or

Silgimi bulamıyorum" diyebilirsiniz. Buna böyle denir. "Mantoyu veya

maybe on some shelves around your things." Of course, don't forget to water the plants.

belki de eşyalarınızın etrafındaki bazı rafları tozlamak için bir toz bezine ihtiyacım var." Tabii ki bitkileri sulamayı unutmayın.

This is not a watering can. This is just our tea kettle, but I couldn't find my mother-in-law's

Bu bir sulama kabı değil. Bu sadece çaydanlığımız ama kayınvalidemin

watering can. You can imagine you need to water the plants with a watering can, unless

sulama kovasını bulamadım. Bitkileri bir sulama kabıyla sulamanız gerektiğini hayal edebilirsiniz, tabi

you're me and I always forget to water my plants.

ben değilseniz ve ben her zaman bitkilerimi sulamayı unutuyorum .

If you saw my other video about household words you know that all the plants in my house

Evdeki kelimelerle ilgili diğer videomu izlediyseniz, evimdeki tüm bitkilerin

have suffered a terrible fate. They're not living, but she has a green thumb, so all

korkunç bir kadere maruz kaldığını bilirsiniz. Canlı değiller ama yeşil başparmağı var, bu yüzden bütün

of her plants look beautiful. Probably because she has remembered to water them.

bitkileri çok güzel görünüyor. Muhtemelen onları sulamayı hatırladığı için.

If you have any windows at some point you'll need to wash the windows. You might use a

Bir noktada herhangi bir pencereniz varsa, pencereleri yıkamanız gerekir. Camı ıslatabilmeniz için üzerinde

device like this, which has some kind of pad on it so that you can get the window wet.

bir çeşit ped bulunan bunun gibi bir cihaz kullanabilirsiniz .

Then, it has a little thing here, a little strip at the top that's usually rubberized.

Sonra, burada küçük bir şey var, tepede genellikle kauçuk kaplı küçük bir şerit.

That's called a squeegee. A squeegee, so you can kind of do it like that, and then all

Buna silecek denir. Bir silecek, yani bunu böyle yapabilirsiniz ve sonra

of the water flows off of the window and it's nice and clean.

tüm su pencereden akar ve güzel ve temizdir.

This is a perfect device for this. I don't have one of these things, that's why I came

Bu, bunun için mükemmel bir cihazdır. Bunlardan hiçbiri bende yok, bu yüzden

here to film this video, but you might need to wash the windows, and then squeegee the

buraya bu videoyu çekmek için geldim, ancak camları yıkamanız ve ardından

windows. You might notice that a lot of these words

camları çekmeniz gerekebilir. Ev işleri için kullandığımız bu kelimelerin birçoğunun

that we're using for household chores are nouns and they're also verbs. This is a squeegee,

isim ve aynı zamanda fiil olduğunu fark etmişsinizdir. Bu bir silecek

but I can also say, "I'm squeegeeing the window." I'm using it as a verb, so there's a lot of

ama "Camı siliyorum" da diyebilirim. Onu bir fiil olarak kullanıyorum, bu yüzden çok fazla

interchangeableness. This is great for your vocabulary. You learn one word, you can use

değiştirilebilirlik var. Bu, kelime dağarcığınız için harika . Bir kelime öğreniyorsunuz,

it in two ways. It's kind of a two-for-one deal.

onu iki şekilde kullanabiliyorsunuz. Bir nevi ikiye bir anlaşma.

Of course at some point you'll need to clean up or tidy up. Tidy up means you're putting

Elbette bir noktada temizlemeniz veya toparlamanız gerekecek. Toparlamak,

things in their proper place. If you have a kid, you're probably constantly tidying

her şeyi uygun yerlerine koyduğun anlamına gelir. Bir çocuğunuz varsa, muhtemelen sürekli ortalığı toplarsınız ve

up, hopefully teaching them to tidy up after themselves. You'll probably be tidying up

umarım onlara kendi arkalarını toplamayı öğretirsiniz . Muhtemelen

at least once a day. It's a good rule of thumb, so here I'm tidying up, or just generally

günde en az bir kez ortalığı topluyor olacaksınız. Bu iyi bir kuraldır, bu yüzden burada ortalığı toparlıyorum ya da sadece genel olarak

cleaning up, putting things in their proper place.

temizliyorum, her şeyi uygun yerlerine koyuyorum .

Another thing that you might do infrequently is to wipe off, wipe off, the baseboards.

Nadiren yapabileceğiniz başka bir şey de süpürgelikleri silmek, silmek.

These are called the baseboards, or the molding. Molding is this similar type of wood, but

Bunlara süpürgelikler veya kalıplama denir. Pervaz, buna benzer bir ahşap türüdür, ancak

maybe it's around a door frame or it's on the wall somewhere, maybe around the windows

belki bir kapı çerçevesinin etrafında veya duvarda bir yerlerde, belki pencerelerin etrafında

is ... There's some molding. You might just wipe down the molding.

... Biraz pervaz var. Sadece kalıbı silebilirsin. Ütülenmesi

You might have some clothes that need to be ironed. This is an iron, and we're ironing

gereken kıyafetleriniz olabilir . Bu bir ütü ve biz de

the clothes. I'm using this as a noun and as a verb. This is an iron, I'm ironing the

kıyafetleri ütülüyoruz. Bunu isim ve fiil olarak kullanıyorum. Bu bir ütü, kıyafetleri ütülüyorum

clothes, and I'm ironing it on an ironing board.

ve ütü masasında ütülüyorum .

Honestly, I can't remember the last time that I actually used an iron. Maybe 15 years ago.

Dürüst olmak gerekirse, en son ne zaman ütü kullandığımı hatırlayamıyorum. Belki 15 yıl önce.

This isn't really something obviously that is necessary in my life these days, and don't

Bu, açıkçası, bu günlerde hayatımda gerekli olan bir şey değil ve

be fooled, it's not even plugged in. I'm not even using it now. It's just for show.

aldanmayın, fişe bile takılı değil. Şu anda kullanmıyorum bile. Bu sadece gösteri için.

If you have a carpet you might not need a broom or a mop, but you will probably need

Halınız varsa, süpürgeye veya paspasa ihtiyacınız olmayabilir, ancak muhtemelen

a vacuum. You will need a vacuum because you will need to vacuum the floor. You need to

bir elektrikli süpürgeye ihtiyacınız olacaktır. Bir vakuma ihtiyacınız olacak çünkü zemini süpürmeniz gerekecek.

vacuum the carpet, or maybe you have a rug. A rug is one that comes up. You can move it,

Halıyı süpürmeniz gerekiyor ya da belki bir halınız var. Bir kilim geliyor. Taşıyabilirsin,

you can remove it. You might need to vacuum the rug or vacuum the carpet, or vacuum both.

kaldırabilirsin. Halıyı veya halıyı veya her ikisini de süpürmeniz gerekebilir. Bir noktada

If you have a garage where you put your car at some point you'll probably need to clean

arabanızı koyduğunuz bir garajınız varsa, muhtemelen

out the garage. Clean out means, like we said with the fridge, take everything out and make

garajı temizlemeniz gerekecektir. Temizlemek, buzdolabında söylediğimiz gibi , her şeyi çıkarmak ve

sure that what you have in there is only essential. This is a big task, so it might only happen

içindekilerin sadece gerekli olduğundan emin olmak anlamına gelir. Bu büyük bir görev, bu yüzden yalnızca

once every five years, once every 10 years, but at some point you'll need to clean out

beş yılda bir, 10 yılda bir gerçekleşebilir, ancak bir noktada garajı temizlemeniz gerekecek

the garage. You also might just want to clean up the garage.

. Ayrıca garajı temizlemek de isteyebilirsiniz.

You want to go inside and make sure that things are in the boxes that they should be in. A

İçeri girip eşyaların olması gereken kutularda olduğundan emin olmak istersiniz. Pek

lot of people use a garage for storage. Of course you put your car here, but they might

çok insan garajı depolamak için kullanır. Tabii ki arabanızı buraya koyuyorsunuz, ancak

have some boxes of Christmas supplies or things that they don't use that often. At some point

bazı kutular Noel malzemeleri veya pek sık kullanmadıkları şeyler olabilir. Bir noktada

you might just want to clean up the garage. That was a lot of cleaning. I'm ready to relax

sadece garajı temizlemek isteyebilirsiniz. Bu çok fazla temizlikti. Artık rahatlamaya hazırım

now. I want to know what is the chore that you hate the most? For me, that's laundry,

. En nefret ettiğiniz angaryanın ne olduğunu bilmek istiyorum. Benim için bu çamaşırhane

but thankfully my husband Dan is Dan the laundry man. He's been doing the laundry for the last

ama neyse ki kocam Dan çamaşırcı Dan. Son

eight years, so I'm a lucky woman. I want to know which chore do you hate the most?

sekiz yıldır çamaşır yıkıyor, bu yüzden ben şanslı bir kadınım. En çok hangi işten nefret ettiğini bilmek istiyorum.

Let me know in the comments below, and I'll see you again the next time for a new lesson

Aşağıdaki yorumlarda bana haber verin, bir dahaki sefere burada YouTube kanalımda yeni bir ders için tekrar görüşürüz

here on my YouTube channel next channel. Bye. The next step is to download my free ebook,

. Hoşçakal. Bir sonraki adım, ücretsiz e-kitabım olan Kendine

Five Steps to Becoming a Confident English Speaker. You'll learn what you need to do

Güvenen Bir İngilizce Konuşmacısı Olmak İçin Beş Adım'ı indirmek .

to speak confidently and fluently. Don't forget to subscribe to my YouTube channel for more

Kendinden emin ve akıcı bir şekilde konuşmak için ne yapman gerektiğini öğreneceksin. Daha fazla ücretsiz ders için YouTube kanalıma abone olmayı unutmayın

free lessons. Thanks so much. Bye.

. Çok teşekkürler. Hoşçakal.