Think In English | Here’s Exactly How To Stop Translating In Your Head!

We're doing it again.

Tekrar yapıyoruz.

Building your skill to think in English so you can join the conversation with confidence,

Sohbete güvenle katılabilmeniz,

stop translating in your head

kafanızda çeviri yapmayı bırakmanız

and be more effective in communication.

ve iletişimde daha etkili olabilmeniz için İngilizce düşünme becerinizi geliştirmek.

If you feel like it takes too long to express yourself in English, or you feel nervous speaking English,

Kendinizi İngilizce ifade etmenin çok uzun sürdüğünü düşünüyorsanız veya İngilizce konuşurken gergin hissediyorsanız

this video is for you.

bu video tam size göre.

Thinking in English and getting your mind to go to English quickly is a skill you can build on.

İngilizce düşünmek ve zihninizi hızlı bir şekilde İngilizceye yönlendirmek, geliştirebileceğiniz bir beceridir.

In today's video, we're working with flash cards to focus on words. We're going to do nouns, verbs, and adjectives.

Bugünün videosunda kelimelere odaklanmak için bilgi kartlarıyla çalışıyoruz. İsimler, fiiller ve sıfatlar yapacağız.

And we're going to build the English image association,

Ve ana dilinizi atlayarak İngilizce görüntü ilişkilendirmesini oluşturacağız

skipping your native language. There might be some words you don't know.

. Bilmediğin bazı kelimeler olabilir.

Great! Then you get to learn new vocabulary too.

Harika! O zaman yeni kelimeler de öğrenirsin.

As always, if you like this video or you learned something new,

Her zaman olduğu gibi, bu videoyu beğendiyseniz veya yeni bir şey öğrendiyseniz,

please like and subscribe with notifications, it really helps.

lütfen beğenin ve bildirimlerle abone olun, gerçekten yardımcı oluyor.

In doing this, we want to use words you already know.

Bunu yaparken zaten bildiğiniz kelimeleri kullanmak istiyoruz.

Learning vocabulary is different.

Kelime öğrenmek farklıdır.

This is a skill where we're building the skill to think in English first,

Bu, önce İngilizce düşünme becerisini geliştirdiğimiz,

building those pathways in your brain, so hopefully many of these words will be words that you already know.

beyninizde bu yolları oluşturduğumuz bir beceridir, bu yüzden umarız bu kelimelerin çoğu zaten bildiğiniz kelimeler olacaktır.

Before you start the exercise, say to your brain: we're going to think only in English.

Alıştırmaya başlamadan önce beyninize şunu söyleyin: sadece İngilizce düşüneceğiz.

You'll see a prompt, and you'll think the word.

Bir bilgi istemi göreceksiniz ve kelimeyi düşüneceksiniz.

If you want to say it out loud, go ahead. If you don't know the word, don't worry,

Yüksek sesle söylemek istiyorsan, devam et. Eğer kelimeyi bilmiyorsanız merak etmeyin,

we're going to go over everything at the end of the video.

videonun sonunda her şeyin üzerinden geçeceğiz.

First, you'll see a picture with different sections highlighted like this.

İlk olarak, farklı bölümlerin bu şekilde vurgulandığı bir resim göreceksiniz.

And when you see it, you'll think in your head: wing.

Ve onu gördüğünüzde, kafanızda şöyle düşüneceksiniz: kanat.

Then something else will be highlighted and each time you see a different highlight, think the English word.

Sonra başka bir şey vurgulanacak ve farklı bir vurgu gördüğünüzde, İngilizce kelimeyi düşünün.

If you don't know it, don't worry just wait for the next one.

Bilmiyorsanız merak etmeyin bir sonrakini bekleyin.

Let's keep going with that image.

Bu görselle devam edelim.

Then you'll see this.

O zaman bunu göreceksin.

And you'll have three seconds to come up with a verb to describe anything that's happening in the picture.

Ve resimde olan herhangi bir şeyi tarif edecek bir fiil bulmak için üç saniyen olacak.

Any verb, any action that's happening.

Herhangi bir fiil, meydana gelen herhangi bir eylem.

And then you'll see this.

Ve sonra bunu göreceksin.

And you'll have three seconds to name an adjective.

Ve bir sıfat söylemek için üç saniyen olacak.

An adverb would be fine too.

Bir zarf da iyi olurdu.

Then at the end, we'll go over everything like this.

Sonra sonunda, bunun gibi her şeyin üzerinden geçeceğiz.

Wing, beak, claw.

Kanat, gaga, pençe.

Or maybe you just said foot.

Ya da belki sadece ayak dedin.

Flying or landing.

Uçmak veya iniş yapmak.

White, or maybe you said graceful.

Beyaz, ya da belki zarif dedin.

I'll suggest verbs and adjectives that you could have said,

Söyleyebileceğin fiiller ve sıfatlar önereceğim,

but of course you may have come up with something totally different from what I say, and that's okay.

ama tabii ki benim söylediklerimden tamamen farklı bir şey bulmuş olabilirsin ve sorun değil.

There are no wrong answers here if what you're saying describes anything that's happening in the picture.

Söyledikleriniz resimde olan herhangi bir şeyi açıklıyorsa burada yanlış cevap yoktur.

Now if you saw that image, and you said something like drinking Coke.

Şimdi o görüntüyü gördüyseniz ve Kola içmek gibi bir şey söylediyseniz.

Then that doesn't actually describe what's happening, but hey,

O zaman bu aslında ne olduğunu tarif etmiyor, ama hey,

if your mind said that in English, that's something!

eğer zihnin bunu İngilizce söylediyse, bu bir şeydir!

We're going to move pretty quickly. So just relax,

Oldukça hızlı hareket edeceğiz. Bu yüzden rahatlayın,

open up your mind, and let the English come in.

zihninizi açın ve İngilizcenin içeri girmesine izin verin.

Remember, you want to direct your mind to go to the English word first.

Unutmayın, zihninizi önce İngilizce kelimeye yönlendirmek istiyorsunuz.

You should know most of these words already, we're building the skill of recall.

Bu kelimelerin çoğunu zaten biliyor olmalısınız, hatırlama becerisini geliştiriyoruz.

We're going to do a bunch of pictures and then we'll go over all the words.

Bir sürü resim yapacağız ve sonra tüm kelimelerin üzerinden geçeceğiz.

Okay we're halfway through, and I’m checking in on you.

Tamam, yolun yarısına geldik ve seni kontrol ediyorum.

How are you doing? Is it fun? Stressful?

Nasılsın? eğlenceli mi Stresli?

Let's take a minute to reset our minds,

Zihnimizi sıfırlamak için bir dakika ayıralım,

clear it out, think English only, keep going.

boşaltalım, sadece İngilizce düşünelim, devam edelim.

Great!

Harika!

Were the verbs and adjectives harder?

Fiiller ve sıfatlar daha mı zordu?

It was less about naming something you see, and more about making a decision about what to say.

Gördüğünüz bir şeyi adlandırmaktan çok, ne söyleyeceğiniz konusunda karar vermekle ilgiliydi.

That's definitely a little bit more challenging.

Bu kesinlikle biraz daha zorlu.

Let's go over some possible answers now.

Şimdi bazı olası cevapları gözden geçirelim.

Knees.

dizler

Hair.

Saç.

Grill.

Izgara.

Did you know this part of the car is called a grill?

Arabanın bu kısmına ızgara denildiğini biliyor muydunuz?

I didn't know that until I was older.

Büyüyünceye kadar bunu bilmiyordum.

Probably high school.

Muhtemelen lise.

I have a whole video that goes over vocabulary for the car. I'll link to it at the end of the video.

Arabayla ilgili kelimelerin üzerinden geçen koca bir videom var. Videonun sonunda link vereceğim.

Windshield.

Ön cam.

Notice here the D comes after an N before another consonant sound.

Burada D'nin başka bir ünsüz sesten önce bir N'den sonra geldiğine dikkat edin.

It's very common to drop that D sound and I did.

Bu D sesini çıkarmak çok yaygındır ve ben de yaptım.

Windshield.

Ön cam.

Windshield.

Ön cam.

Laying. Chatting. Maybe you said laughing.

Döşeme sohbet Belki de gülerek dedin.

Friendly.

Arkadaşça.

Wait, what happened there?

Bekle, orada ne oldu?

Again the D comes after an N, before a consonant,

Yine D, bir N'den sonra, bir ünsüzden önce gelir, bu

very common to drop that D.

D'yi düşürmek için çok yaygın.

I didn't say friendly, but there's no D, friendly.

Dostça demedim, ama D yok, dostça.

Or maybe you said dirty, talking about the truck, old,

Ya da belki kirli, kamyondan bahsederken, eski

or maybe happy talking about the girls.

ya da belki kızlardan bahsederken mutlu dediniz.

Swimsuit.

Mayo.

Maybe you said swim trunks, or just trunks, or maybe you said shorts.

Belki mayo dedin, ya da sadece mayo ya da şort dedin.

Rock.

Kaynak.

Bowl.

Tas.

Or maybe you said container.

Ya da belki konteyner dediniz.

Splashing.

Sıçramasına

Covering.

kaplama.

Playing.

oynamak

Fun.

Eğlence.

Playful.

eğlenceli

Or maybe you hate being splashed, so the word you thought was: mean.

Ya da belki su sıçramasından nefret ediyorsun, bu yüzden düşündüğün kelime şuydu: demek.

Bench, hat, book, ear, finger.

Bank, şapka, kitap, kulak, parmak.

We call this smallest finger, the pinky.

Bu en küçük parmağa serçe parmağı diyoruz.

Laughing, reading.

Gülmek, okumak.

Sunny, happy.

Güneşli, mutlu.

Masks, scrubs.

Maskeler, keseler.

We call this kind of clothing, which you'll see a lot on doctors, nurses, dentists, and veterinarians.

Doktorlarda, hemşirelerde, diş hekimlerinde ve veterinerlerde çokça göreceğiniz bu tür giysilere biz deri diyoruz.

Scrubs.

Önlükler.

There is a TV show in the US called Scrubs that ran in the 2000s.

ABD'de 2000'lerde yayınlanan Scrubs adlı bir TV programı var.

Light switch.

Işık anahtarı.

Mirror.

Ayna.

Tray.

Tepsi.

Cleaning. Fixing. Working.

Temizlik. sabitleme Çalışma.

Focused.

Odaklanmış

r maybe you said: blue or yellow, describing a color in the photo,

r belki fotoğraftaki bir rengi tarif ederken mavi ya da sarı dediniz

or scared because maybe you hate going to the dentist.

ya da dişçiye gitmekten nefret ettiğiniz için korktunuz.

Laptop. Or maybe you said computer.

Dizüstü bilgisayar. Ya da belki bilgisayar dediniz.

Braid. Or maybe you just said hair.

Saç örgüsü. Ya da belki sadece saç dedin.

Hair tie. We're getting detailed here.

Saç bandı. Burada detaylandırıyoruz.

These are also called elastics.

Bunlara elastikler de denir.

Stripes. This pattern is called stripes.

çizgili Bu desene çizgili denir.

Or maybe you said shoulder since that's the part of the shirt that I circled.

Ya da gömleğin yuvarlak içine aldığım kısmı orası olduğu için omuz dediniz.

Playing. Pointing. Winning.

oynamak işaret. Kazanan.

Maybe you said cheering.

Belki tezahürat dedin.

Excited. Elated.

Heyecanlı. Neşeli.

Vest.

Yelek.

This article of clothing is called a vest.

Bu giyim eşyasına yelek denir.

I have a whole video that goes over vocabulary words for clothing.

Giyim için kullanılan kelimelerin üzerinden geçen koca bir videom var.

I'll link to it at the end of this video.

Bu videonun sonunda link vereceğim.

Bubble. Sleeve.

kabarcık Elbise kolu.

This part of the shirt is called the sleeve,

Gömleğin bu kısmına kol denir,

or maybe you said arm since that's the body part that goes in the sleeve.

ya da kol dediniz çünkü bu kola giren vücut kısmıdır.

Zipper. Polka dots.

Fermuar. Lekeli.

This pattern is called polka dots with a silent L.

Bu desene sessiz bir L. Üfleme ile lekeli denir

Blowing. Playing. Trying.

. oynamak deniyorum.

Concentrating. Young. Engaged.

konsantre olmak Genç. Nişanlı.

We use the word engaged to describe committing to marry someone,

Nişanlı kelimesini biriyle evlenmeyi taahhüt etmek için kullanırız,

but we also use it to mean engrossed in something, really concentrated in it.

ama aynı zamanda bir şeye dalmış, gerçekten ona konsantre olmuş anlamında da kullanırız.

Paying full attention.

Tüm dikkatini vererek.

Quartet. When I drew this, I was thinking quartet, but maybe you said men or players or musicians.

Dörtlü. Bunu çizdiğimde quartet diye düşünmüştüm ama belki erkekler demişsinizdir, oyuncular da, müzisyenler demişsinizdir.

Violin.

Keman.

Viola.

Viyola.

This instrument that's a little bigger than a violin is called a viola.

Kemandan biraz daha büyük olan bu çalgıya viyola denir.

Cello.

Çello.

Bow.

Yay.

There's another word spelled the same way but pronounced: bow with the OW diphthong.

Aynı şekilde yazılan ancak telaffuz edilen başka bir kelime daha var: OW diphthong ile yay.

That's something that a performer might do at the end of a concert.

Bu, bir sanatçının konserin sonunda yapabileceği bir şey.

Performers will bow during the audience applause.

Sanatçılar seyircilerin alkışları sırasında eğilecek.

Stand or music stand.

Stand veya müzik standı.

Column. This word has a silent N at the end.

Kolon. Bu kelimenin sonunda sessiz bir N var.

Smiling. Formal.

Gülümseyen. Resmi.

Musical. Coordinated.

müzikal. koordineli

Watch. Belt. Collar. Lapel. Tie.

Kol saati. Kemer. yaka. Yaka. Bağlamak.

This can be called a jacket or blazer.

Buna ceket veya blazer denilebilir.

Handshake.

Tokalaşma.

Again the D after an N before a consonant.

Yine bir ünsüzden önce bir N'den sonra D.

That D will usually be dropped. Handshake. No D sound.

Bu D genellikle düşürülür. Tokalaşma. D sesi yok.

Shaking hands. Making a deal. Agreeing. Committing.

El sıkışmak. anlaşma yapmak katılıyorum taahhüt.

Professional. Pleased.

Profesyonel. Memnun.

Teddy bear. Tablecloth.

Oyuncak ayı. Masa örtüsü. Ya

Or maybe you said lace, since that's what it's made of, or table since that's what it's covering.

da belki dantel dedin, çünkü ondan yapılmış, ya da masa, çünkü örtüyor.

Balloon.

Balon.

Cake.

Kek.

Celebrating.

Kutlama

Playing.

oynamak

Pink.

Pembe.

Silly.

Şapşal.

Gloves.

Eldivenler.

Or maybe you said hands.

Ya da belki eller dedin. Eller

Again D after an N before a consonant in the word hands. We usually won't say that D sound. Hands.

kelimesinde bir ünsüzden önce bir N'den sonra yine D. Genelde D sesini söylemeyiz. Eller.

Apron.

Apron.

Scissors.

Makas.

Spatula.

Spatula.

Notice the letter T here makes a CH sound.

Buradaki T harfinin bir CH sesi çıkardığına dikkat edin.

I think a lot of people would probably misspell this word putting in a CH.

Bence pek çok insan muhtemelen bu kelimeyi CH koyarak yanlış yazacaktır.

Spatula.

Spatula. Yemek

Cooking.

pişirmek.

Working.

Çalışma.

Making.

Yapımı.

Preparing.

hazırlanıyor.

Grilling.

ızgara.

Korean.

Koreli.

Tasty.

Lezzetli.

Luggage. Or maybe you said suitcase.

Bagaj. Ya da bavul dedin.

Umbrella.

Şemsiye.

Sign. Or menu.

İmza. Veya menü.

Waiter, or server.

Garson veya sunucu.

Eating. Dining. Talking. Working.

Yemek yiyor. Yemek. konuşmak Çalışma.

Busy.

Meşgul.

Full. Crowded.

Tam dolu. Kalabalık.

Hungry.

Aç.

Or if you're describing the two umbrellas maybe you thought open and closed.

Ya da iki şemsiyeyi tarif ediyorsan belki açık ve kapalı zannettin.

The more you do this kind of thing where you walk into a room or look at a picture

Bir odaya girdiğiniz veya bir resme baktığınız bu tür şeyleri ne kadar çok yaparsanız

and try to describe everything in English in your head,

ve kafanızda her şeyi İngilizce olarak tanımlamaya çalışırsanız,

the quicker you'll be able to think in English when you're in a conversation.

bir sohbetteyken o kadar hızlı İngilizce düşünebileceksiniz.

You're just simply training your brain to use English for thoughts.

Sadece beyninizi İngilizceyi düşünceler için kullanmak üzere eğitiyorsunuz.

You can do this by doing some every day. I challenge you every day this week, pick a photo.

Bunu her gün biraz yaparak yapabilirsiniz. Bu hafta her gün sana meydan okuyorum, bir fotoğraf seç.

When you see in the newspaper or on social media, try to name as many objects as you can,

Gazetede veya sosyal medyada gördüğünüzde, olabildiğince çok nesneyi adlandırmaya çalışın,

then choose a verb or an adjective to further describe what you see.

ardından gördüğünüz şeyi daha ayrıntılı bir şekilde açıklamak için bir fiil veya sıfat seçin.

Go on describing what you see in full sentences.

Gördüklerinizi tam cümlelerle açıklamaya devam edin.

We have a video where we practice doing just that together.

Bunu birlikte yapmaya çalıştığımız bir videomuz var.

It's in our Think In English Playlist. Be sure to check it out.

Think In English Çalma Listemizde. Kontrol ettiğinizden emin olun.

And here are those vocabulary videos I told you about.

Ve işte size bahsettiğim kelime videoları.

I make new videos on the English language every Tuesday.

Her Salı İngilizce dilinde yeni videolar hazırlıyorum.

Be sure to subscribe.

Abone olmayı unutmayın.

I also run an academy online to help you train and take your English communication skill to the next level,

Ayrıca, İngilizce iletişim becerilerinizi eğitmenize ve bir sonraki seviyeye taşımanıza yardımcı olacak çevrimiçi bir akademi işletiyorum,

Rachel's English Academy, be sure to check it out.

Rachel's English Academy, mutlaka kontrol edin. Hepsi

That's it and thanks so much for using Rachel’s English.

bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.