Learn English - U.S. Culture in 50 Minutes

Want to speak real English from your first lesson? sign up for your free lifetime account at Englishclass101.com

İlk dersinizden itibaren gerçek İngilizce konuşmak ister misiniz? Englishclass101.com'da ömür boyu ücretsiz hesabınız için kaydolun

Imagine you're on a plane there someone next to you. What do you say? hi [Alisha] here.

Bir uçakta olduğunuzu ve yanınızda birinin olduğunu hayal edin. Sen ne diyorsun? merhaba [Alisha] buradan.

Introducing yourself in English is easy In this lesson,

Kendinizi İngilizce tanıtmak kolaydır Bu derste,

You're going to learn how with Gustavo and Henry who meet on a plane the Gustavo's moving to New York

Gustavo'nun New York'a taşınan bir uçakta karşılaşan Gustavo ve Henry ile

His family is going to join him later in the month

ailesinin ona nasıl katılacağını öğreneceksiniz. Ayın ilerleyen saatlerinde

Henry is in the seat when Gustavo gets on a plane. Let's watch

Gustavo koltuktayken Henry koltukta. bir uçağa biner. Pardon

Excuse me. Sorry about that

izleyelim. Bunun için üzgünüm

Hi, how do you do? I'm [Gustavo]

Merhaba, nasılsın? Ben [Gustavo]

Nice to meet you Gustavo. I'm Henry Eddins. I'm sorry

Tanıştığıma memnun oldum Gustavo. Ben Henry Eddins'im. Üzgünüm,

Can [you] say that again please? a bit slowly?

lütfen bunu tekrar söyleyebilir misiniz? biraz yavaş?

Henry Eddins

Henry Eddins

Henry Eddins

Henry Eddins Hepsi

That's it, but please call me hank

bu kadar, ama lütfen bana Hank deyin

Hank, nice to meet you

Hank, tanıştığımıza memnun oldum

Now the lesson focus here's how to introduce yourself. ready?

Şimdi ders, kendinizi nasıl tanıtacağınıza odaklanıyor. hazır?

Do you remember how gustavo introduced himself?

Gustavo'nun kendini nasıl tanıttığını hatırlıyor musun?

Hi, how do you do? I'm gustavo?

Selam nasıl gidiyor? Ben gustavo muyum?

when gustavo introduced himself [he] started with [hi], and then used a set phrase

gustavo kendini tanıttığında [o] [hi] ile başladı ve ardından belirli bir ifade kullandı

How do you do?

Nasılsın?

how do you

do

This is a polite expression people often use with an introduction

Bu, insanların genellikle bir girişle birlikte kullandıkları kibar bir ifadedir. Kulağa

It sounds like a question, but it has no particular meaning, and there's no expectation the other person will try to answer it

bir soru gibi geliyor, ancak özel bir anlamı yok ve diğer kişinin yanıtlamaya çalışacağı beklentisi de yok.

Next he says

Sonra

I'm Gustavo

ben Gustavo'yum diyor.

The first part of this sentence is a contraction of two words I and am the 'am' here functions like an equal sign in [Math]

bu cümle iki kelimenin kısaltılmış halidir ve burada '[ __ ]' [Matematik]'te eşittir işareti gibi işlev görür.

I'm

I'm

The next word in the sentence is a name

Cümledeki bir sonraki kelime gustavo adıdır.

gustavo

Together it's "I'm gustavo"

the structure of the Pattern is

Modelin yapısı

Hi, how do you do? I'm

Merhaba, nasıl yapıyorsunuz? Ben

Plus your name

Artı adınız

Now you try imagine your name is John say "hi. How do you do? [I'm] [John]'

Şimdi adınızın John olduğunu hayal etmeye çalışın "merhaba. Nasılsınız? [Ben] [John]'

Hi, how do you do? I'm John

Merhaba, nasılsınız? Ben John

Now imagine your name is [Aiko] say "hi, how do you do? I'm aiko"

Şimdi adınızın [Aiko olduğunu hayal edin] ] "merhaba, nasılsın? Ben aiko"

Hi, how do you do? I'm aiko

Merhaba, nasılsınız? Ben aiko

now use your name

şimdi adınızı kullanın

Okay, there are [two] additional things you need to know first. There's a shortcut for giving your name

Tamam, önce bilmeniz gereken [iki] ek şey var. Adınızı vermek için bir kısayol var

Just drop the "I'm" from the final sentence of the self introduction

Sadece "I'm"i bırakın kendini tanıtmanın son cümlesinden

for example if gustavo just said

örneğin gustavo

Hi, how do you do? gustavo

merhaba deseydi, nasılsın gustavo

Henry would have understood it was his name

Henry bunun onun adı olduğunu anlardı

This would be especially clear if gustavo extended his hand for a handshake while saying this

Bu, özellikle gustavo bunu çok sıradan durumlarda söylerken tokalaşmak için elini uzatırsa açık olurdu.

in very casual situations, you can even drop the hi and

, selam bile bırakabilirsiniz ve

the How do you do all that is left would be your name

Nasıl yaparsınız geriye kalan tek şey adınız olur,

the second thing you need to know is you can use I'm

bilmeniz gereken ikinci şey I'm'i

With just the first name or your first name and the last name together

sadece ilk adınız veya adınız ve soyadınız birlikte

I'm

I ile kullanabilmenizdir. 'm

Henry Eddins

Henry Eddins

Eddins is Henry's family name

Eddins, Henry'nin soyadıdır Hem

Using both your first name and your last name is a little more formal

adınızı hem de soyadınızı kullanmak biraz daha resmi olur

It also gives you less privacy for example

Ayrıca size daha az mahremiyet sağlar, örneğin

If people know both your first and last name they can find you on the internet more easily

insanlar hem adınızı hem de soyadınızı bilirse sizi internette daha kolay bulabilirler.

So it may be more common for strange to say just their first name than people meeting in a more friendly [environment]

Strange'in daha arkadaşça bir [ortamda] buluşan insanlardansa yalnızca ilk adlarını söylemesi daha yaygın olabilir.

Next you'll learn how to tell people to call you by a nickname. Just like Henry did in the scene

Sonra insanlara sizi bir takma adla aramalarını nasıl söyleyeceğinizi öğreneceksiniz. Tıpkı Henry'nin sahnede yaptığı gibi

But please call me hank

Ama lütfen bana hank deyin

But please call me hank

Ama lütfen bana hank deyin

the first word in the sentence is

cümledeki ilk kelime

but

ama

This word is not necessary, but it makes the transition to the rest of the sentence smoother

Bu kelime gerekli değildir, ancak cümlenin geri kalanına geçişi daha yumuşak hale getirir

Henry uses this to introduce a new piece of information and

Henry bunu yeni bir kelimeyi tanıtmak için kullanır. bilgi parçası ve

This information changes something about what he said before

Bu bilgi onun daha önce söyledikleriyle ilgili bir şeyleri değiştirir

but makes this clear

ama bunu netleştirir

the next word introduces a polite request

sonraki kelime kibar bir ricada bulunur

please

lütfen '

'please' next is a request to use a certain name call 'call'

lütfen' sonraki belirli bir isim kullanma talebidir çağrı 'ara'

This is the word me

Bu kelime

Me last is a common nickname for men named Henry Hank 'hank'

ben Sonuncusu bir Henry Hank adındaki erkeklerin yaygın takma adı 'hank'

Please call me hank

Lütfen bana hank deyin

The sentence structure is...

Cümle yapısı...

Please call me plus your nickname

Lütfen beni arayın artı takma adınız

Now you try imagine your nickname is Matt say, please call me Matt

Şimdi deneyin takma adınızın Matt olduğunu hayal edin, lütfen bana Matt deyin

Please call me matt now imagine your nickname is Lulu say please call me Lulu

Lütfen bana mat deyin şimdi takma adınızın olduğunu hayal edin Lulu lütfen beni ara Lulu

Please call me Lulu now use your own nickname say please call me and then use your nickname

Lütfen beni ara Lulu şimdi kendi takma adınızı kullanın lütfen beni arayın ve sonra takma adınızı kullanın Sonunda

Finally when you meet someone for the first, it's polite to say a set phrase at the end

biriyle ilk tanıştığınızda, sonunda belirli bir cümle söylemek kibarlıktır

Nice to meet you

Tanıştığımıza memnun oldum

Nice to meet you usually both people will say this or something similar to it now you try

Tanıştığımıza memnun oldum genellikle ikiniz de bunu veya buna benzer bir şey söylersiniz, şimdi deniyorsunuz

Nice to meet you

tanıştığımıza memnun oldum

Imagine you're on a plane your seatmate wants to know where you're [from]. What do you say hi, [Alisha] here

Bir uçakta olduğunuzu hayal edin, koltuk arkadaşınız nereli olduğunuzu bilmek istiyor. [Alisha] selamına ne dersin?

There's no need to worry in this lesson. You'll [learn] how easy it is to tell somebody where you're from

Bu derste endişelenmene gerek yok.

Gustavo and Ana are having just this kind of conversation [as] their plane lands in New York City. Let's watch

Uçakları New York'a inerken Gustavo ve Ana'nın nereli olduğunuzu söylemenin ne kadar kolay olduğunu [öğreneceksiniz]. İzleyelim

excuse me, but is that the statue of Liberty yes, that's right, [so]

pardon ama bu Özgürlük heykeli mi evet, bu doğru, [yani]

[are] you from New [York] yes? I am and you where are you from I'm from Brazil

sen New [York] [sun] evet? ben ve sen nerelisin ben brezilyalıyım

Really so are you from Rio? No, I'm not

gerçekten öyleyse sen rio'lu musun? Hayır,

I'm from São, Paulo. Oh

São, Paulo'lu değilim. Oh

São Paulo

São Paulo

Now the lesson focus here is how to talk about where you're from ready?

Şimdi buradaki ders, nereli olduğunuz hakkında nasıl konuşacağınızdır.

Do you remember how gustavo explained where he was from I'm from São Paulo

Gustavo'nun nereli olduğunu nasıl açıkladığını hatırlıyor musunuz? Ben

first is a contraction meaning I am

I'm

Next is the word

from and

Last is a place name

São Paulo

Together it's

I'm from São Paulo

São Paulo'luyum.

the structure is I'm

I'm

from

Plus the place name you can use it with cities,countries or even with regions

Plus yer adını şehirler, ülkeler ve hatta bölgelerle kullanabilirsiniz

Imagine your hometown is Shanghai

Memleketinizin Şangay olduğunu hayal edin

What would you say?

Ne derdiniz?

I'm from Shanghai now imagine you're from Egypt. What would you say?

Ben Şangaylıyım, şimdi senin Mısırlı olduğunu hayal et. Ne dersin?

I'm from Egypt

Ben Mısırlıyım

Do you remember how Ana asked gustavo if he was from Rio de Janeiro?

Ana'nın gustavo'ya Rio de Janeiro'dan olup olmadığını nasıl sorduğunu hatırlıyor musun?

Are you from Rio?

Rio'dan mısın?

First is the second person singular form of the verb to [be] are

Birincisi, [olmak] fiilinin ikinci tekil şahıs

Next is the word you

after this is the word

from and

Last is a city name

Rio

Together [it's] are you?

halidir.

[from] Rio

[from] Rio

the structure is are

yapısı artı

you from

Plus a place name it's similar to the above expression. I'm from Sao Paulo

yukarıdaki ifadeye benzer bir yer adıdır. Sao Paulo'luyum

Except that the verb to [be] which has been contracted with the word I

Ancak, I to make I'm sözcüğüyle kısaltılan to [be] fiili

to make I'm

Has been moved to the beginning of the sentence and put in the second person along with the subject are

cümlenin başına taşınmış ve özneyle birlikte ikinci kişi eklenmiş

You from Rio

Rio'lu Sensin

Now imagine you meet someone on the plane ask him or her if he or she is from Los angeles

Şimdi uçakta biriyle tanıştığınızı hayal edin ve ona Los Angeles'tan olup olmadığını sorun.

Are you from Los Angeles?

Los Angeles'tan mısınız?

Now imagine you meet someone with an australian accent ask

Şimdi Avustralya aksanı olan biriyle tanıştığınızı hayal edin ve ona Avustralyalı olup olmadığını sorun.

Him or her if he or she is from Australia?

Are you from Australia?

Avustralya'dan mısın?

Now if you have no idea where someone's from, you can ask

Şimdi, birinin nereli olduğu hakkında hiçbir fikriniz yoksa,

Where are you from In this case the place name has been removed and [the] sentence starts with?

nerelisiniz diye sorabilirsiniz. Bu durumda yer adı kaldırılmıştır ve cümle [the] ile başlar?

where

nerede

It's also said with a different intonation

Aynı zamanda farklı bir tonlama ile söylenir

Together it's

Birlikte

Where are you from?

Nerelisin?

Imagine you meet someone new but have no idea where they're from ask them where they're from

Yeni biriyle tanıştığınızı hayal edin ama nereli oldukları hakkında hiçbir fikriniz yok ona nereli olduklarını sorun

Where are you from?

Siz nerelisiniz?

Imagine you've just landed after a long flight [to] America, and you're almost free but first you need to go through passport control

Amerika'ya uzun bir uçuştan sonra indiğinizi hayal edin ve neredeyse özgürsünüz ama önce pasaport kontrolünden geçmeniz gerekiyor

What will they ask you how should you respond hi Alisha here?

size ne soracaklar merhaba Alisha burada nasıl cevap vermelisiniz?

Navigating passport control isn't as hard as you might think In this lesson,

Pasaport kontrolünde gezinmek sandığınız kadar zor değil Bu derste,

You'll learn how Guatavo has just arrived in New York. He's in line at Passport control. Let's watch

Guatavo'nun New York'a nasıl yeni geldiğini öğreneceksiniz. Pasaport kontrolünde sırada.

NEXT!

NEXT'i izleyelim!

Passport, please hello here you are

Pasaport, lütfen merhaba buradasınız

How long will you be staying? for six weeks And where will you be staying? at the four seasons hotel

Ne kadar kalacaksınız? altı hafta boyunca Peki nerede kalacaksın? Four Seasons Hotel'de

What's the purpose of your visit? I'm here on business

Ziyaretinizin amacı nedir? İş için buradayım

Okay, thank you Welcome to the United States

Tamam, teşekkür ederim Amerika Birleşik Devletleri'ne hoş geldiniz

Now the lesson focus here's what you say to navigate passport control Ready?

Şimdi dersin odak noktası pasaport kontrolünde gezinmek için söyledikleriniz hazır mı?

Do you remember the first question the immigration officer asked after gustavo gave him his passport?

Gustavo pasaportunu verdikten sonra göçmenlik memurunun sorduğu ilk soruyu hatırlıyor musunuz?

How long will you be saying?

Ne zamana kadar söyleyeceksin?

Immigration officers asked this question to find out about the length of a visitor's stay

Göçmenlik memurları bu soruyu bir ziyaretçinin kalış süresini öğrenmek için sordular

They want to know if a visitor plans to stay for two weeks for example or one month

Bir ziyaretçinin örneğin iki hafta mı yoksa bir ay mı kalmayı planladığını bilmek istiyorlar.

First is the phrase

how long

Next is the word

'will' after this is the word

'you' and

'sen' kelimesi

and Last is the phrase

ve Sonuncusu, kalma ifadesidir

be staying

Gustavo responds with a length of time

Gustavo, uzun bir süre ile yanıt verir

For six weeks

Altı hafta boyunca

First is the word

İlk olarak,

for

Next is the number

Sıradaki,

six and

altı numaradır ve

Last is the word

Son olarak, haftalar kelimesidir.

weeks

Together it's

Birlikte

for six weeks

altı haftadır

The sentence structure to answer the question how long will you be staying [is]?

Soruyu cevaplamak için cümle yapısı ne kadar kalacaksın?

four plus

dört

number of days or weeks

artı gün veya hafta

Imagine [you're] going to stay for two weeks

İki hafta kalacağınızı hayal edin Soruyu

Answer the question how long will you be staying?

cevaplayın Ne kadar kalacaksınız?

for two weeks

iki hafta boyunca

Do you remember the second question the immigration officer asked Gustavo in the scene?

göçmenlik memurunun olay yerinde Gustavo'ya sorduğu ikinci soruyu hatırlıyor musunuz?

And where will you be saying?

Ve nerede söyleyeceksin?

This question is identical to the first question except instead of saying

Bu soru ilk soruyla aynıdır, ancak göçmenlik memurunun nerede

how long

ne kadar süreyle

the immigration officer asked

sorduğunu söylemek yerine

where

The immigration officer is asking to find out which hotel or address a visitor will be staying at

Göçmenlik memuru, bir ziyaretçinin tekrar hangi otelde veya adreste kalacağını öğrenmek istiyor

again, it's

, Gustavo yanıt olarak

Where will you be staying

Nerede kalacaksınız

in response

gustavo gives the name of his hotel

at the Four Seasons hotel

Four Seasons otelindeki otelinin adı

first is the word at and

ilk olarak at kelimesidir ve bundan

After this is the name of the hotel

sonra otelin adı

the Four Seasons Hotel

Four Seasons Hotel

Together it's

Birlikte

at the Four Seasons hotel

Four Seasons otelindedir

The sentence structure to answer the question where will you be staying [is]?

Sorusuna cevap verecek cümle yapısı nerede kalacaksın [is]?

at

Plus your hotel name

Plus'ta otelinizin adı

Imagine you'll be staying at the Plaza hotel

Plaza otelde kalacağınızı hayal edin soruyu

answer the question

cevaplayın

Where will you be staying?

Nerede kalacaksınız?

At the Plaza Hotel, do you remember the third question the immigration officer asked in the scene?

Plaza Otel'de, göçmenlik görevlisinin olay yerinde sorduğu üçüncü soruyu hatırlıyor musunuz?

What's the purpose of your visit?

Ziyaretinizin amacı nedir?

The immigration officer asks this to understand why Gustavo is visiting?

Göçmen memuru, Gustavo'nun neden ziyaret ettiğini anlamak için bunu sorar.

First is a contraction of what and is

Birincisi, what'ın kısaltması ve sonra

what's

what's

Next is the word

kelimesidir. Bundan sonra,

the

After this is the word

purpose

amaç kelimesi,

next is the word 'of'

ardından 'in' kelimesi, ardından, '

Following this is the word

'your' and

sizin' kelimesi ve

Last is the word

sonuncusu, birlikte

visit

ziyaret kelimesidir.

together its

What's the purpose of your visit

in response

yanıt

Gustavo answers

Gustavo yanıtlar

I'm here on business

İş için buradayım bu

this starts with the core phrase I'm

temel ifadeyle başlar Ben

i'm Here on

Buradayım

Following this core phrase is the word

business, altogether

[it's] I'm

here on business

This means that Gustavo is in the country to do [business] and not just [to] sightsee

sadece gezmek için değil, [iş] yapmak için de

alternatively he could have said I'm

alternatif olarak

Here for pleasure

zevk için buradayım diyebilirdi.

This is the same pattern as the first response the only difference is that on

business

has been taken out and

for pleasure is

used instead

again, that's I'm

, işte ben

Im Here for pleasure

zevk için buradayım

now you try

şimdi deniyorsunuz

Imagine your trip is for sightseeing answer the question

Gezinizin gezi amaçlı olduğunu hayal edin soruyu cevaplayın

What's the purpose of your visit?

Ziyaretinizin amacı nedir?

I'm here for pleasure

Zevk için buradayım

Now imagine you are visiting the us on business answer the question. What's the purpose of your visit?

Şimdi bizi iş için ziyaret ettiğinizi hayal edin, soruyu cevaplayın. Ziyaretinizin amacı nedir?

I'm here on business

İş için buradayım

You've just met someone new and wants to get in touch with them later. How do you do it? Hi Alisha here.

Yeni biriyle tanıştınız ve onunla daha sonra temasa geçmek istiyorsunuz. Bunu nasıl yapıyorsun? Merhaba Alisha burada.

Exchanging contact information in English it's easy In this lesson,

İletişim bilgilerini İngilizce olarak değiştirmek çok kolay Bu derste,

you'll learn what you need to make sure you don't miss out on a new friend

yeni bir arkadaş olan

Gustavo meet Ana again while leaving the airport, but they are about to go their separate ways. let's watch!

Gustavo'nun Ana ile havaalanından ayrılırken tekrar buluşmasını kaçırmamak için neye ihtiyacınız olduğunu öğreneceksiniz, ancak onlar kendi yollarına gitmek üzereler. Hadi izleyelim!

Hey, it was nice meeting you same here

Hey, seninle burada tanışmak güzeldi Bu

By the way, this is my business card. This is my personal email address and this is my phone number. Oh

arada, bu benim kartvizitim. Bu benim kişisel e-posta adresim ve bu da telefon numaram. Oh

Thanks, I

teşekkürler,

I Have a business card [too] here you are my email and my cell phone number are here email me okay?

benim de bir kartvizitim var [o da] burada benim e-posta adresimsin ve cep telefonu numaram burada bana e-posta gönder tamam mı?

Thank you. Bye bye Enjoy your stay Bye

Teşekkür ederim. Güle güle Konaklamanızın keyfini çıkarın Güle güle

Now the lesson focus here's how to exchange contact information Ready?

Şimdi dersin odak noktası iletişim bilgilerinin nasıl değiş tokuş edileceğidir Hazır mısınız?

Do you remember what Gustavo said when he handed Ana his business card?

Ana'ya kartvizitini verdiğinde Gustavo'nun ne dediğini hatırlıyor musun?

This is my business card

Bu benim kartvizitim

When you are giving something to someone you start by saying the phrase

Birine bir şey verirken bu ifadeyi söyleyerek başlayın

this is

Then say the item my business card

Sonra öğeyi benim kartvizitim deyin Birlikte

Together it's

this is my business card The

bu benim kartvizitim

structure is

Yapı

this is

bu Artı

Plus the thing you are giving you try

verdiğiniz şeyi denediğinizi

Imagine you're giving someone a present

hayal edin birine hediye veriyorsun

What would you say?

Ne dersin?

This is a present

Bu bir hediye

Now imagine you are giving your address to someone

Şimdi, adresinizi birine verdiğinizi düşünün, ona

What would you say is you handed it to them?

verseniz ne derdiniz?

This is my address

Bu benim adresim

Do you remember what innocence after gustavo gives her his business card?

Gustavo ona kartvizitini verdikten sonra hangi masumiyeti hatırlıyor musun?

I have a business card, [too]

Benim bir kartvizitim var, [too]

first is the Phrase I

önce sahip olduğum Cümle,

have

next is the phrase a

sonra bir

business card and

kartvizit ifadesi ve

Last is the word

Son olarak

[two]

[iki] kelimesi

Together it's

Birlikte

Have a business card [too]. You can use this structure anytime you have [something] that someone else also has I?

bir kartvizitimiz var [too]. Bu yapıyı, başka birinin de sahip olduğu [bir şeye] sahip olduğunuz her zaman kullanabilirsiniz.

have

named the item to

you try

denemeniz için öğeye isim verdiniz

Imagine your friend has a younger brother

Arkadaşınızın küçük bir erkek kardeşi olduğunu düşünün,

What would you say to tell him or her you also have a younger brother?

ona sizin de küçük bir erkek kardeşiniz olduğunu söylemek için ne söylerdiniz?

I have a younger brother, too

Benim de küçük bir erkek kardeşim var

Now imagine your friend tells you that he or [she] has allergies and you [have] allergies also

Şimdi bir arkadaşınızın size alerjisi olduğunu söylediğini ve sizin de alerjiniz olduğunu hayal edin

What would you say?

Ne derdiniz?

I have allergies, too

Alerjim var,

later in the conversation [Anna]

konuşmanın ilerleyen kısımlarında [Anna]

Wanted to draw attention to a particular piece of information on her business card in

Kartvizitindeki belirli bir bilgiye dikkat çekmek istedi

This case her personal email address and phone number

Bu durumda kişisel e-posta adresi ve telefon numarası Ne

Do you remember what she said?

dediğini hatırlıyor musunuz?

My email and my cell phone number are here

E-postam ve cep telefonu numaram burada.

First is a phrase for the items. She wanted to draw attention to my email and cell phone number

İlk önce öğeler için bir cümle. E-posta adresime ve cep telefonu numarama dikkat çekmek istedi

Next is the phrase are

Sıradaki ifade

here together it's

burada birlikte burada

My email and cell phone number are here

E-postam ve cep telefonu numaram burada

notice [that] the word address

dikkat [o] kelime adres

Was dropped from email address this is common in conversation

E-posta adresinden düşürüldü bu sohbette yaygın

You can use this structure anytime you want to draw attention to the location of something if there is more than one item

Bu yapıyı kullanabilirsiniz bir şeyin konumuna dikkat çekmek istediğinizde birden fazla öğe varsa

first list the items and then say are

önce öğeleri listeleyin ve

Here if it is just one item you want to draw attention to

first say the item and then say is

sonra buradayım deyin.

here now you try

Imagine you're looking at a map with your friend and you want to point out the location of the train station. What do you say?

deneyin Arkadaşınızla bir haritaya baktığınızı ve tren istasyonunun yerini belirtmek istediğinizi hayal edin. Sen ne diyorsun?

The train Station [is] here. What if you want to point out where restaurants are on my map

Tren istasyonu burada. Ya haritamda restoranların nerede olduğunu belirtmek istersen

What would you say?

Ne dersin?

Restaurants are here

Restoranlar burada

You've arrived at your hotel, and are almost ready to relax after your long trip

Otelinize vardınız ve uzun yolculuğunuzun ardından dinlenmeye neredeyse hazırsınız

But the person at the front desk only speak English

Ama resepsiyondaki kişi sadece İngilizce konuşuyor

How do you check-in hi Alisha here checking in at a hotel in English is easy in this lesson, you'll learn how

Nasıl check-in yapıyorsunuz merhaba Alisha burada İngilizce bir otelde check-in yapmak çok kolay Bu derste,

Gustavo just arrived at his hotel in New York. Let's watch!

Gustavo'nun New York'taki oteline nasıl geldiğini öğreneceksiniz. Hadi izleyelim!

Good evening, sir. Hi. My name is Gustavo Silva. [I] have a reservation

İyi akşamlar bayım. MERHABA. Benim adım Gustavo Silva. [Benim] bir rezervasyonum var

Thank you very much, Mr. Silva could you spell [your] name please?

Çok teşekkür ederim, Bay Silva lütfen [adınızı] heceler misiniz?

S-i

S-i

L-V-A

L-V-A

thank you, ah

teşekkür ederim, ah

Yes, Mr.. Silva. Here's your room key

Evet Bay Silva. İşte oda anahtarınız

Is there a shop in this hotel?

Bu otelde dükkan var mı?

No, but there's a small grocery store in the next building And

Hayır, ama yan binada küçük bir bakkal var ve

Is there any Shampoo or conditioner in the room? Yes, sir Thank you Oh

odada şampuan veya saç kremi var mı? Evet efendim Teşekkür ederim Oh

And a wake-up call please of course

Ve bir uyandırma servisi lütfen tabii ki

What time at 7:00, but what time's breakfast from 6:00 to 7:30 a.m.. In the

Saat 7:00'de, ama kahvaltı saat 6:00'dan 7:30'a kadar.

Dining room on the first floor

Birinci kattaki Yemek odasında

Now the lesson focus here's how to check in at a hotel Ready?

Şimdi ders şu şekilde odaklanacak bir otelde check-in yapmak için Hazır mısınız?

Do you remember the first thing Gustavo said to the hotel clerk in the scene after he introduces himself?

Gustavo'nun olay yerinde otel görevlisine kendini tanıttıktan sonra söylediği ilk şeyi hatırlıyor musunuz?

I have a reservation

Bir rezervasyonum var

First is the phrase 'I have' next is the phrase

İlk olarak 'benim var' ifadesi, ardından

a reservation

bir rezervasyon ifadesi

Together it's I

Birlikte bir

have a reservation

rezervasyonum var

Use this expression to indicate that [you've] reserved a room in advance

Bu ifadeyi önceden bir oda ayırttığınızı belirtmek için kullanın

You can also use this phrase in other situations where you made a reservation such as at a restaurant now you try

Bu ifadeyi başka durumlarda da kullanabilirsiniz. bir restoranda rezervasyon yaptırdınız şimdi deniyorsunuz

Imagine you have just come to a restaurant where you've made a reservation

Bir restorana geldiğinizi ve rezervasyon yaptırdığınızı hayal edin

What would you say?

Ne derdiniz?

I have a reservation

Bir rezervasyonum var

Now imagine you've booked a rental car online, and you're checking in to pick up your car. What would you say?

Şimdi, internetten bir araba kiraladığınızı ve arabanızı teslim almak için check-in yaptığınızı hayal edin. Ne dersin?

I have a reservation

Bir rezervasyonum var

Do you remember how gustavo asked if the hotel has a shop is there a shop in this hotel?

Gustavo'nun otelde dükkan olup olmadığını nasıl sorduğunu hatırlıyor musunuz? Bu otelde dükkan var mı?

First is the phrase is

İlki oradadır ibaresi,

there and

next is the phrase 'a

ardından 'bir

shop'

dükkan' ibaresi

Last is the phrase

Son olarak

in this hotel

bu otelde hep birlikte ibaresi var

Together it. Is there a shop in this hotel?

. Bu otelde dükkan var mı?

This structure allows you to easily ask if something is nearby [or] in a particular location

Bu yapı, yakınlarda [veya] bir şeyin belirli bir konumda olup olmadığını kolayca sormanıza olanak tanır.

Start your question with 'is

Sorunuza '

there' and

orada' ile başlayın ve

Then insert something you are looking for

ardından aradığınız bir şeyi ekleyin ve son olarak

finally add a location now you try

şimdi denediğiniz bir konumu ekleyin

Imagine you're checking into a hotel and want to know [if] there's an ATM in the hotel. What would you say?

Bir otele yerleştiğinizi hayal edin ve otelde ATM olup olmadığını öğrenmek istiyorum. Ne dersin?

Is there an ATM in this hotel?

Bu otelde bankamatik var mı?

Now imagine you're in a shopping mall and want to find out if there's a coffee shop in the mall. What would you say?

Şimdi bir alışveriş merkezinde olduğunuzu ve alışveriş merkezinde bir kahve dükkanı olup olmadığını öğrenmek istediğinizi hayal edin. Ne dersin?

Is there a coffee shop in this mall?

Bu alışveriş merkezinde bir kafe var mı?

Do you remember how Gustavo asks if there is shampoo or conditioner in the room?

Gustavo'nun odada şampuan veya saç kremi olup olmadığını nasıl sorduğunu hatırlıyor musunuz?

Is there any shampoo or conditioner in the room?

Odada şampuan veya saç kremi var mı?

First is the phrase 'is

Birincisi '

there any'

herhangi bir şey var mı' ifadesi

Next is the phrase

Sonraki

'Shampoo or conditioner' and

'Şampuan veya saç kremi' ifadesi ve

Last is the phrase

Son olarak

in the room

odadaki ifadesi Birlikte odada

Together it's

is

there any Shampoo or conditioner in the room?

herhangi bir Şampuan veya saç kremi var mı?

This phrase structure is very similar to the one we just learned except the word

Bu ifade yapısı az önce öğrendiğimiz yapıya çok benzer, ancak

'any' is used to refer to uncountable nouns such as shampoo water or bread

'any' kelimesi şampuan suyu veya ekmek gibi sayılamayan isimlere atıfta bulunmak için kullanılır.

the structure is

is there any

followed by the item and location now you try

Imagine you're checking into a hotel and you want to know if there is bottled water in the room

bir otele giriş yapıyor ve odada şişe su olup olmadığını öğrenmek istiyorsunuz.

What would you say?

Ne dersiniz?

Is there any bottled water in the room?

Odada hiç şişe su var mı?

Imagine you're baking cookies, and you want to know if there's any milk in the refrigerator

Kurabiye pişirdiğinizi ve buzdolabında hiç süt olup olmadığını öğrenmek istediğinizi hayal edin,

what would you say?

ne derdiniz?

Is there any milk in the refrigerator?

Buzdolabında hiç süt var mı?

Imagine you're at a supermarket. You've gathered all your items, but now it's time to check out. How do you do it? Hi

Bir süpermarkette olduğunuzu hayal edin. Tüm eşyalarınızı topladınız, ancak şimdi kontrol etme zamanı. Bunu nasıl yapıyorsun? Merhaba

Alisha here buying items at a supermarket in America is easy In this lesson,

Alisha, Amerika'daki bir süpermarkette ürün satın almak kolaydır Bu derste,

You'll learn how [Gustavo] was buying a few supplies after checking in at the hotel. Let's watch

[Gustavo]'nun otele giriş yaptıktan sonra nasıl birkaç malzeme satın aldığını öğreneceksiniz. İzleyelim

Good evening

İyi akşamlar

Evening

Akşam

Excuse me, but what's this? It's the corn dog

Afedersiniz ama bu nedir? Mısır köpeği

Nice, how much is it? It's one dollar and 37 cents It's on sale

Nice, ne kadar? Bir dolar 37 sent İndirimde

Okay, I'll take two

Tamam, iki tane alacağım Bu

That'll be 18 dollars and 74 cents

18 dolar 74 sent olacak

Okay, your change is six cents Thanks, man!

Tamam, bozuk paran altı sent Sağol dostum!

Now the lesson focus here's how to buy items at a store Ready?

Şimdi buradaki ders, bir mağazadan nasıl ürün satın alınacağına odaklanıyor. Hazır mı?

Do you remember how Gustavo asked what something was when he saw it in a case next to the register?

Gustavo'nun kasanın yanında gördüğü bir şeyin ne olduğunu nasıl sorduğunu hatırlıyor musunuz? Bu ne

What's this?

?

First is a contraction for what is

Birincisi, ne için bir kısaltmadır

what's

Next is the word

Sonraki, bu kelimesidir

this

Together it's

Birlikte

What's this?

bu Nedir?

You can use this phrase in almost any situation to ask about something you aren't familiar with

Bu cümleyi hemen hemen her durumda aşina olmadığınız bir şey hakkında soru sormak için kullanabilirsiniz.

Now you try you pick up an item off the shelf at the store ask the sales clerk what it is

What's this you point to an item on a menu ask the waiter what it is

Garsona bunun ne olduğunu sorun

What's this?

Bu nedir?

Do you remember how Gustavo asked about the price of the corndog?

Gustavo'nun mısır gevreğinin fiyatını nasıl sorduğunu hatırlıyor musun?

How much is it?

Ne kadar?

First is the phrase

İlk ifade

How much?

Ne kadar?

Next is a form of the of the verb 'to be' "is"

Sonraki, 'olmak' fiilinin bir şeklidir.

Last is the word it

Together it's

How much is it?

Use this pattern to ask about the price of any item first say, how much is

Herhangi bir öğenin fiyatını sormak için bu kalıbı kullanın, önce söyleyin,

then add the item you can either use it or

sonra öğeyi ekleyin, ya onu kullanabilirsiniz ya da

specify the Item now You try a

Öğeyi şimdi belirtin. Bir

Salesman shows you a necklace that you want to buy for your sister. How do you ask the Salesman about the price?

Satıcı size kız kardeşiniz için almak istediğiniz bir kolye gösterir. Satıcıya fiyatı nasıl sorarsınız?

How much is it?

Ne kadar?

Do you remember how Gustavo asked the shop clerk to give him two corndogs?

Gustavo'nun tezgahtardan kendisine iki corndog vermesini nasıl istediğini hatırlıyor musunuz?

I'll take two

I'll take two

First is the contraction for I and will i'll

First, I'in kısaltmasıdır ve will i'll

Next is the word take and last is the number [two] together. It's

Sonraki, alma sözcüğüdür ve son, birlikte [iki] rakamıdır.

i'll

take two

İki tane alacağım,

this is more casual and common way of saying I will buy two

bu iki tane alacağım demenin daha rahat ve yaygın yolu

Use this sentence structure to ask for a certain amount of something first say I'll take

Belirli bir miktarda bir şey istemek için bu cümle yapısını kullanın önce alacağım deyin,

then just add the number or amount you want you try

sonra sadece istediğiniz sayıyı veya miktarı ekleyin deneyin

a man is selling Coca-cola at a baseball game

bir erkek bir beyzbol maçında Coca-cola satmaktır.

What would you say to buy three cups?

Üç bardak almaya ne dersin?

I'll take three

Ben üç tane alacağım

You're ordering ice cream and the server asks you how many scoops you want?

Dondurma siparişi veriyorsunuz ve sunucu size kaç kaşık istediğinizi soruyor?

How do you respond if you just want one scoop?

Sadece bir kepçe istersen nasıl cevap verirsin?

I'll take one

Bir tane alacağım

Imagine you're going to meet your friend at his office, but before you can talk to him you need to talk to the receptionist

Düşünün ki arkadaşınızla ofisinde buluşacaksınız ama onunla konuşmadan önce resepsiyonistle konuşmanız gerekiyor,

how would you do it? Hi Alisha here checking in with a receptionist in English is easy In this lesson, you'll learn how

bunu nasıl yapardınız? Merhaba Alisha burada bir resepsiyonistle İngilizce görüşmek kolaydır Bu derste,

The Gustavo has come to meet his old friend George at his office. Let's watch

Gustavo'nun eski arkadaşı George'u ofisinde karşılamaya nasıl geldiğini öğreneceksiniz.

Good morning, welcome to [ALTA] Good morning. I have a 1:00 p.m. appointment with Mr.. Thomas

Günaydın'ı izleyelim, [ALTA] Günaydın'a hoş geldiniz. Öğleden sonra 1:00'im var. Bay Thomas ile randevu

Your name, please

Adınız, lütfen

Silva Just a moment, Mr. Silva

Silva Bir dakika, Bay Silva

I'm

Very sorry but Mr. Thomas's meeting is running a little late. Oh

Çok üzgünüm ama Bay Thomas'ın toplantısı biraz gecikiyor. Oh

He should be out in a few minutes though Okay, no problem Then, please have a seat over there

O birkaç dakika içinde çıkmış olmalı Tamam, sorun değil O zaman lütfen şuraya oturun

i'll call you when Mr. Thomas is ready to see you Sure

Bay Thomas sizi görmeye hazır olduğunda sizi arayacağım Tabii

Now the lesson focus here's how to explain the details of an appointment Ready?

Şimdi dersin odak noktası bir randevunun ayrıntılarını nasıl açıklayacağınızdır Hazır?

Do you remember the phrase Gustavo and the receptionist used to greet each other at the beginning of the scene?

Sahnenin başında Gustavo ve resepsiyonistin birbirlerini selamlamak için kullandıkları ifadeyi hatırlıyor musunuz?

Good morning

Günaydın

First is the word

Önce

Good

Good

Next is the word

Next kelimesi

'Morning' together. It's

birlikte 'Sabah' kelimesidir.

Good morning, you can adapt this structure to use it in several situations

Günaydın, bu yapıyı birkaç durumda kullanacak şekilde uyarlayabilirsiniz

first say 'good'

önce 'iyi' deyin

Then say the time of day this can be morning afternoon or evening

Sonra günün saatini söyleyin bu sabah öğleden sonra veya akşam olabilir

Now you try Imagine you're greeting the person taking your breakfast order at a coffee shop

Şimdi deneyin Bir kahvede kahvaltı siparişinizi alan kişiyi selamladığınızı hayal edin alışveriş

Good morning. Now imagine your greeting business partners at an afternoon meeting

Günaydın. Şimdi öğleden sonra bir toplantıda iş ortaklarınızı selamladığınızı hayal edin.

Good afternoon

İyi günler Gustavo'nun

Do you remember the sentence gustavo used to tell the receptionist about his appointment? [I]?

resepsiyon görevlisine randevusunu anlatırken kullandığı cümleyi hatırlıyor musunuz? [BENCE]? Öğleden

Have a [1:00] p.m.. Appointment with Mr.. Thomas

sonra [1:00] var.. Bay Thomas ile Randevu

first is the Phrase I

ilk önce Bir İfadem var

have a

Next is the time

Sıradaki saat

1 p.m.. After this is the word

13.00. Bundan sonra randevu kelimesi

appointment

Next is the word

Sıradaki

with and finally you add the name of the person you [are] meeting with

ile kelimesi ve son olarak istediğiniz kişinin adını ekleyin. Bay Thomas ile görüşüyorlar

Mr. Thomas

Together it's 'I

Birlikte saat

have by 1 p.m.. Appointment with Mr. Thomas'

'13:00'e kadar Bay Thomas ile randevum var'

You can use this structure to explain the details anytime you have an appointment The structure is 'I

Bu yapıyı, herhangi bir randevunuz olduğunda ayrıntıları açıklamak için kullanabilirsiniz Yapı şu anda '

have a

time

appointment with

Kişiyle randevum var

person'

' şeklindedir

now you try

Imagine you have an appointment to see Dr.. Smith at 2:00 p.m.

Smith'i görmek için saat 14:00'te bir randevunuz olduğunu hayal edin.

What would you say to check-in?

Giriş yapmaya ne dersiniz? Öğleden sonra

I have a 2:00 p.m.. Appointment with Dr.. Smith

2:00'de Dr. Smith ile randevum var.

now

Şimdi sabah

Imagine you have a 9:00 a.m. meeting with the director of marketing. What would you say to the receptionist when you arrive?

9:00'da pazarlama direktörüyle bir toplantınız olduğunu hayal edin. Resepsiyon görevlisine geldiğinizde ne söylersiniz?

I have a 9 a.m. meeting with the director of marketing

Pazarlama müdürüyle sabah 9'da bir toplantım var

Do you remember what Gustavo said after the receptionist told him that Mr. Thomas was running a little late?

Resepsiyon görevlisi Bay Thomas'ın biraz geç kalacağını söyledikten sonra Gustavo'nun ne dediğini hatırlıyor musunuz?

Okay, no problem

Tamam, sorun değil

First is the word

İlk kelime

Okay, next is the phrase

Tamam, sonraki ifade Sorun

No problem

yok Birlikte Tamam

Together it's

Okay, no problem This expresses agreement and understanding

, sorun yok Bu anlaşmayı ve anlayışı ifade ediyor

now you try

şimdi denediğinizi hayal edin

Imagine you ordered chocolate ice cream, but the waiter says they only have vanilla

Çikolatalı dondurma sipariş ettiniz, ancak garson sadece vanilyaları olduğunu söylüyor

How would you express that you are okay with vanilla ice cream?

Bunu nasıl ifade edersiniz? Vanilyalı dondurmayla iyi misin?

Okay, no problem

Tamam, sorun değil

Imagine you're trying to schedule a doctor's appointment and after you request a nine o'clock appointment

Farz edin ki bir doktor randevusu ayarlamaya çalışıyorsunuz ve saat dokuzda bir randevu talep ettikten sonra

The receptionist offers you a [10:00] a.m.. Appointment instead if you want to accept his offer. What would you say?

resepsiyonist size sabah [10:00] olarak teklif ediyor. Ne dersin?

Okay, no problem

Tamam, sorun değil

Imagine you've met an old friend whom you are seeing for the first time in a long time

Uzun zamandır ilk kez görüştüğün eski bir arkadaşla tanıştığını hayal et

What do you say hi [Alisha] here catching up with old friends in English is easy in this lesson,

Merhaba [Alisha] burada eski arkadaşlarla İngilizce sohbet etmek bu derste çok kolay,

you're going to learn how

gidiyorsun

Gustavo has come to New York to work with George and they have a lot to catch up on Let's watch

Gustavo'nun George'la çalışmak için New York'a nasıl geldiğini ve yetişmeleri gereken çok şey olduğunu öğrenmek için

Mr. Silva sorry to keep you waiting, Mr. Thomas is here

Bay Silva'yı izleyelim, sizi beklettiğim için üzgünüm, Bay Thomas burada

George

George

Gustavo it's been too long. [I] know I know it's good to see you again. Here's a little something from São Paolo

Gustavo çok uzun zaman oldu. [Ben] seni tekrar görmenin güzel olduğunu biliyorum. İşte São Paolo'dan küçük bir şey

You shouldn't have thanks and you're looking well how have you been doing? I'm

Teşekkür etmemelisin ve iyi görünüyorsun, nasılsın?

good the hotel is pretty nice, and it's great to be in the states!

İyiyim, otel oldukça güzel ve Amerika'da olmak harika!

That's great to hear and you? You're looking well, too

Bunu duymak harika ya sen? İyi görünüyorsun, ben de

been busy, but doing well let's catch up at lunch, okay?

meşguldüm ama iyi gidiyor, öğle yemeğinde görüşürüz, olur mu?

And focus here's how to greet an old friend in English Ready?

Ve işte eski bir dostu İngilizcede nasıl selamlayacağınıza odaklanın Hazır mı? Gustavo

Do you remember what George said to greet gustavo right after he arrives? It's been too long

gelir gelmez George'un onu selamlamak için ne dediğini hatırlıyor musun? Çok uzun zaman oldu

First is a contraction for it and has its

İlk bunun için bir kısaltmadır ve

Next is the word

Sıradaki be kelimesidir

been and

ve

Last is the phrase

Son

too long

çok uzun ifadedir

Together it's

Birlikte çok

it's

been too long

uzun zaman oldu

You can use this phrase whenever your greeting an old friend or acquaintance you haven't seen for a [long] time now you try

Bu ifadeyi uzun süredir görmediğiniz eski bir arkadaşınızı veya tanıdığınızı selamlarken kullanabilirsiniz. [uzun] bir süre şimdi deneyin

Imagine you are greeting a member of your family [after] [living] in another country for six months. What would you say?

Ailenizden birini altı ay [başka bir ülkede [yaşadıktan] sonra selamladığınızı hayal edin. Ne dersin?

It's been too long

Çok uzun zaman oldu

Do you remember what Gustavo says after he agrees with George that it's been too long

Gustavo'nun, George'la çok uzun zaman olduğu konusunda hemfikir olduktan sonra ne dediğini hatırlıyor musun? Seni tekrar

It's good to see you again

görmek güzel.

First is a contraction for it and is

It's

Next is the word

Good

After this is the phrase

to see you and

Last is the word

Bu kelime

again

tekrar

Together it's

Birlikte

It's good to see you again

Sizi tekrar görmek güzel Bu

You can use this phrase anytime you are meeting someone that you haven't seen [in] a while now you try

cümleyi, bir süredir görmediğiniz biriyle tanıştığınız her zaman kullanabilirsiniz.

Imagine you're picking up a friend from the airport who is visiting you how could you greet them?

onları nasıl selamlayabilirsin?

It's good to see you again

Sizi tekrar görmek güzel

Now imagine you're having a second business meeting with a client at work. What would you say to greet them?

Şimdi işteki bir müşterinizle ikinci bir iş toplantısı yaptığınızı hayal edin. Onları selamlamaya ne dersin?

It's good to see you again

Seni tekrar görmek güzel

Do you remember what question George used to ask Gustavo? How he has been?

George'un Gustavo'ya hangi soruyu sorduğunu hatırlıyor musun? O nasıldı?

How have you been doing?

Nasılsın?

First is the word

İlk kelime

how

nasıl

Next is the phrase

Sıradaki ifade

have you and

sen var mısın ve

Last is the phrase

Son ifade

been doing together it's

birlikte yapıyor musun bu

How have you been doing?

Nasılsın nasıl yapıyorsun?

This phrase is [used] to ask how someone has been since you last saw each other it's similar to the phrase

Bu cümle, birbirinizi son gördüğünüzden bu yana birinin nasıl olduğunu sormak için [kullanılır],

How are you doing, but is asking about someone's past condition rather than his or her present condition?

How are you are, ifadesine benzer, ancak birinin şu anki durumundan ziyade geçmiş durumunu soruyor mu?

now you try

Şimdi deneyin

Imagine you run into an old friend at a café. What question could you ask them?

Bir kafede eski bir arkadaşınızla karşılaştığınızı hayal edin. Onlara hangi soruyu sorabilirsin?

How have you been doing?

Nasılsın?

Now imagine you are talking to your little brother on the phone

Şimdi küçük kardeşinizle telefonda konuştuğunuzu hayal edin, son

How could you ask him how he's been since the last time you spoke?

konuşmanızdan bu yana nasıl olduğunu ona nasıl sorabilirsiniz?

How have you been doing?

nasılsın

Imagine you're being quizzed on your future plans. How do you respond hi Alisha here

Gelecek planlarınız hakkında sorgulandığınızı hayal edin. Merhaba Alisha burada

Discussing future plans in English is easy In this lesson,you'll learn how

İngilizce gelecek planlarını tartışmak çok kolay Bu derste,

Gustavo and George are catching up at a restaurant. Let's watch1

Gustavo ve George'un bir restoranda nasıl görüştüklerini öğreneceksiniz. Hadi izleyelim1

So Gustavo when will your family be here?

So Gustavo ailen ne zaman burada olacak?

Luiza's going to bring the kids on Friday and

Luiza Cuma günü çocukları getirecek ve

What are they going to do when they get here?

buraya geldiklerinde ne yapacaklar?

Luiza's going to keep writing she also plans on starting a blog about American culture

Luiza yazmaya devam edecek, ayrıca Amerikan kültürü hakkında bir blog başlatmayı planlıyor.

Sounds interesting How about the kids?

Kulağa ilginç geliyor. Peki ya çocuklar?

Sofia is going to go to an international school half of the classes will be in Portuguese and the other half in English

Sofia uluslararası bir okula gidecek derslerin yarısı Portekizce ve diğer yarısı İngilizce olacak

She's young so she'll learn English easily

Genç olduğu için İngilizceyi kolayca öğrenecek

Yeah, but Lucas is going to go to a regular high school could be tough for him will he be okay?

Evet ama Lucas'ın normal bir liseye gidecek olması onun için zor olabilir iyi olacak mı?

We think so he's been studying English a lot at home, but it will be pretty difficult at the beginning,I think

Evde çok fazla İngilizce çalıştığını düşünüyoruz, ancak başlangıçta oldukça zor olacak, sanırım

Now the lesson focused here's how to discuss future plans Ready?

Şimdi buradaki ders, gelecek planlarını nasıl tartışacağımıza odaklandı Hazır mı?

Do you remember how George asks Gustavo what his family members will do when they arrive to the U.S.?

George'un Gustavo'ya aile üyelerinin ABD'ye vardıklarında ne yapacaklarını nasıl sorduğunu hatırlıyor musunuz?

What are they going to do when they get here?

Buraya geldiklerinde ne yapacaklar?

First is the phrase

Birincisi deyimdir

What are next is the word they after this is the phrase?

Sırada bunlar var deyimi bu deyimden sonra nedir?

going to do and

yapacaklar ve

Last is the phrase

Son ifade,

when they get here

buraya geldiklerinde

Together [it's]

Birlikte [bu]

What are they going to do when they get here?

Buraya geldiklerinde ne yapacaklar?

This sentence is useful when you [want] to ask about what someone is going [to] do after they come to a place?

Bu cümle, birisinin bir yere geldikten sonra ne [yapacağını] sormak [istediğiniz] zaman işe yarar mı?

for more than one person the structure is

Birden fazla kişi için yapı,

What are they going to do when they get here?

buraya geldiklerinde ne yapacaklar?

the structure when asking about one person is

Bir kişi hakkında soru sorarken yapı şu şekildedir:

What is he or [she] going to do when he or [she] gets here?

O buraya geldiğinde ne yapacak?

now you try

şimdi siz

Imagine your friend's brother is moving to your town. How do you ask about his plans after that?

deneyin Arkadaşınızın kardeşinin sizin kasabanıza taşındığını hayal edin. Bundan sonraki planlarını nasıl soruyorsunuz?

What is he going to do when he [gets] here?

Buraya [geldiğinde] ne yapacak?

Now imagine that you want to ask a friend what her sisters are going to do when she says they're coming over to her house

Şimdi bir arkadaşınıza, evine geldiklerini söylediğinde kız kardeşlerinin ne yapacaklarını sormak istediğinizi hayal edin.

What are they going to do when they get here?

Buraya geldiklerinde ne yapacaklar?

Do you remember how gustavo explained louise's future plans?

Gustavo'nun Louise'in gelecek planlarını nasıl açıkladığını hatırlıyor musun?

Louise is going to keep writing

Louise

first is a contraction of Louisa and is

ilk önce yazmaya devam edecek, Louisa'nın kısaltmasıdır ve

Louise's

Louise's

Next is the phrase

Next to olacak ifadedir.

going to

After this is the word

Bundan sonra,

keep and

tutmak kelimesidir ve

Last is the word

Last, yazmak kelimesidir

writing

Together it's

Birlikte

Louisa going to keep writing in

Louisa yazmaya devam edecek

Other words, Louisa currently spends her time writing and will continue to do so in the future

Diğer bir deyişle, Louisa şu anda zamanını yazarak geçiriyor ve gelecekte de böyle devam edecek

the sentence structure [is] a

cümle yapısı bir

Person plus is going to keep plus a word ending [in] ing

Kişi artı tutacak artı [in] ing ile biten bir kelime

Now you try your friend Dan has reached the age of retirement, but he is going to continue to work

Şimdi dene arkadaşın Dan emeklilik yaşına ulaştı, ama o devam edecek

How would you respond to someone if they asked about Dan's future plans?

Dan'in gelecek planlarını soran birine nasıl yanıt verirsiniz?

Dan's going to keep working

Dan çalışmaya devam edecek

Now imagine you are talking to your mother about your brother you tell her that your brother was rejected from another job. He applied for

Şimdi annenle kardeşin hakkında konuştuğunu hayal et ona kardeşinin başka bir işten reddedildiğini söylüyorsun. Başvurdu,

How would you tell her that he will continue applying?

Başvurmaya devam edeceğini ona nasıl söylersin?

He's going to keep applying

Başvurmaya devam edecek Gustavo'nun

Do you remember what else gustavo said about louise's future plans?

Louise'in gelecek planları hakkında başka neler söylediğini hatırlıyor musun?

She also plans on starting a blog about American culture

Ayrıca Amerikan kültürü hakkında bir blog başlatmayı planlıyor.

first is the word she

Next is the word also

After this is the phrase plans on and last is the phrase

starting a blog

Together [it's]

She also plans on starting a blog

you can adapt this sentence when you want to elaborate on a person's future plans the structure is a

cümle bir kişinin gelecek planlarını detaylandırmak istediğinizde yapı bir

person Plus

kişidir Artı

also plans on

ayrıca planları artı

plus A

word ending in ing

ing ile biten bir kelime artı şimdi denediğiniz

plus additional information

ek bilgi

now you try

Imagine you want to tell someone that your friend dan is also going to learn Chinese

Birine arkadaşınız Dan'in de Çince öğreneceğini söylemek istediğinizi hayal edin

Dan also plans on Learning Chinese

Dan da Çince Öğrenme Planları

Now imagine that your brother is also going to work part-time while he continues to apply to jobs

Şimdi kardeşinizin de yarı zamanlı çalışacağını hayal edin ve o iş başvurularına devam ediyor.

How would you explain this to your mother?

Bunu annenize nasıl açıklarsınız?

He also plans on working part-time

Ayrıca yarı zamanlı çalışmayı da planlıyor

Imagine you and your family want to go someplace, but you need to take a bus to get there

Düşünün ki siz ve aileniz bir yere gitmek istiyorsunuz ama oraya gitmek için otobüse binmeniz gerekiyor

Do you know how to buy tickets in English? Hi Alisha here buying tickets in English is easy in this lesson, you'll learn how

İngilizce bilet almayı biliyor musunuz? Merhaba Alisha, İngilizce bilet almak bu derste çok kolay,

Gustavo's family has just arrived in America and Gustavo and George have met them at the airport Let's watch!

Gustavo'nun ailesinin Amerika'ya yeni geldiğini ve Gustavo ve George'un onları havaalanında nasıl karşıladığını öğreneceksiniz.

Five tickets to times square, please? okay will that be five adults

Times Meydanı'na beş bilet lütfen? tamam beş yetişkin olacak mı

Ahh...

Ahh...

How young do you have to be to get discounted tickets?

İndirimli bilet almak için ne kadar genç olmalısın?

children under ten years old are eligible for child tickets

on yaşından küçük çocuklar çocuk biletleri için uygundur

Children Ten Years or older need adult tickets got it. Sophia. You're eight years old, right?

On Yaş ve üzerindeki Çocuklar yetişkin biletlerine ihtiyaç duyar. Sofya. Sen sekiz yaşındasın, değil mi?

right and

doğru ve

Lucas is over ten so

Lucas ondan büyük yani

four adults and one child

dört yetişkin ve bir çocuk

Okay, four adults and one child to Times Square your total is seventy three dollars and 95 cents

Tamam, Times Meydanı'na dört yetişkin ve bir çocuk toplamınız yetmiş üç dolar ve 95 sent

George I'll pay don't worry about it. [I] got it everybody welcome to the United States

George ödeyeceğim merak etmeyin. [Ben] anladım, herkes Amerika Birleşik Devletleri'ne hoşgeldiniz

Now the lesson focus here's how to buy tickets Ready?

Şimdi buradaki ders, biletlerin nasıl satın alınacağına odaklanıyor Hazır mısınız?

Do you remember what George says to purchase tickets to Times Square?

George'un Times Meydanı'na bilet almak için ne dediğini hatırlıyor musun?

five tickets to Times Square, please

Times Meydanı'na beş bilet, lütfen

First is the phrase

İlk ifade

five tickets

beş bilet

Next is a phrase that includes a place

Sonraki, Times Meydanı'na giden bir yeri içeren bir ifade

to Times Square

last is the word

son kelime

please

lütfen

Together it's

Birlikte Times

Five tickets to

Meydanı'na beş bilet

Times Square, please the structure is

, lütfen yapı

number plus

sayı artı

tickets to plus (destination) please

bilet artı (hedef) lütfen

Now you try Imagine you want two tickets to atlantic City. What would you say to the ticket clerk?

Şimdi Atlantic City'ye iki bilet istediğinizi hayal edin. Biletçiye ne diyeceksiniz?

Two tickets to Atlantic City, please

Atlantic City'ye iki bilet, lütfen

Now imagine you want four tickets to Grand Central Station

Şimdi Grand Central Station'a dört bilet istediğinizi hayal edin.

What would you say to the ticket clerk?

Bilet görevlisine ne söylerdiniz?

Four tickets to Grand Central Station, please

Grand Central Station'a dört bilet, lütfen

Do you remember how George told how many adults and children would need tickets?

George'un kaç yetişkin ve çocuğun bilete ihtiyacı olacağını söylediğini hatırlıyor musunuz?

Four adults and one child

Dört yetişkin ve bir çocuk

First is the phrase

İlk kelime

Four adults

Dört yetişkin

Next is the word

Sonraki

'and' and last is a phrase 'one child'

've' kelimesi ve son kelime 'tek çocuk'

Together [it's]

Birlikte [bu]

Four adults and one child

Dört yetişkin ve bir çocuk

Keep in mind that the age range for children's tickets varies widely so you might have to ask the ticket clerk to be sure

Çocuk biletleri için yaş aralığının büyük ölçüde değiştiğini unutmayın, bu nedenle şimdi denediğinizden emin olmak için bilet görevlisine sormanız gerekebilir

now you try

Imagine you are buying tickets for yourself [two] adult friends and an infant. What would you say to the ticket clerk?

Kendiniz [iki] yetişkin arkadaş ve bir bebek için bilet aldığınızı hayal edin. Biletçiye ne diyeceksiniz?

Three adults and one child

Üç yetişkin ve bir çocuk

Now imagine you are chaperoning a group of six elementary school students on a trip to the zoo

Şimdi, altı kişilik bir ilkokul öğrencisi grubuna hayvanat bahçesi gezisinde eşlik ettiğinizi hayal edin.

What would you say to the ticket clerk?

Bilet görevlisine ne söylerdiniz?

One adult and six children Do you remember how George told Gustavo that he was going to pay for the tickets?

Bir yetişkin ve altı çocuk George'un Gustavo'ya biletleri kendisinin ödeyeceğini nasıl söylediğini hatırlıyor musunuz?

I got it

Anladım

This is a phrase that is used to tell someone else that you will pay the total bill including their portion

Bu, bir başkasına kendi payları dahil toplam faturayı ödeyeceğinizi söylemek için kullanılan bir ifadedir.

Now you try. You are on a date, and you want to pay for the meal. What do you say when the check comes?

Şimdi siz deneyin. Bir randevudasınız ve yemeğin parasını ödemek istiyorsunuz. Çek geldiğinde ne diyorsun?

I got it now imagine. You are sharing a cab with a friend and you [want] to offer to pay for the ride

anladım şimdi hayal edin. Bir arkadaşınızla aynı taksiyi paylaşıyorsunuz ve yolculuğun ücretini ödemeyi [istiyorsunuz]

What would you say?

Ne derdiniz?

I got it

Anladım

Like this quick lesson watch the full version of Englishclass101.com to understand the whole dialogue

Bu hızlı ders gibi, tüm diyaloğu anlamak için Englishclass101.com'un tam sürümünü izleyin

While you're there learn all about American culture with our audio lessons and cultural word lists

Oradayken sesli derslerimiz ve kültürel kelime listelerimizle Amerikan kültürü hakkında her şeyi öğrenin

Sign up for your free lifetime account in Englishclass101.com. See you next time

Englishclass101.com'da ömür boyu ücretsiz hesabınız için kaydolun. bir dahaki sefere görüşürüz

you