Learn the Top 10 Must-know Words to Party in America

Wanna speak real English from your first lesson?

İlk dersinizden itibaren gerçek İngilizce konuşmak ister misiniz? EnglishClass101.com'da

Sign up for your free lifetime account at EnglishClass101.com.

ömür boyu ücretsiz hesabınız için kaydolun .

Hi everybody, my name is Alisha, welcome back to Top Words!

Herkese merhaba, benim adım Alisha, Top Words'e tekrar hoş geldiniz !

Today we're gonna be talking about the 10 must know words to party in the United States.

Bugün Amerika Birleşik Devletleri'nde parti yapmak için bilinmesi gereken 10 kelimeden bahsedeceğiz.

Not that I would know anything about that... let's go!

Bununla ilgili bir şey bileceğimden değil... hadi gidelim!

party

parti

Party is a fun thing to do.

Parti yapmak eğlenceli bir şeydir.

A party is a place where you presumably you like, all the other people you know, a bunch

Bir parti, muhtemelen sevdiğiniz, tanıdığınız diğer tüm insanların, bir grup

of people, your friends are there, there's something to eat, there's something to drink,

insanın, arkadaşlarınızın orada olduğu, yiyecek bir şeyler, içecek bir şeyler,

there's music to listen to, maybe there are cute guys or cute girls or cute puppies.

dinleyecek müzik, belki sevimli adamlar veya sevimli kızlar veya sevimli köpek yavruları.

You can enjoy whatever is happening at a party.

Bir partide olan her şeyin tadını çıkarabilirsiniz.

In a sentence, I used to go to a party every week in college.

Tek kelimeyle, üniversitede her hafta bir partiye giderdim .

That's mostly true.

Bu çoğunlukla doğrudur.

In this sentence, the party tonight is going to be crazy.

Bu cümlede, bu geceki parti çılgın olacak.

whoo whoo!

vay vay!

to dance The next expression is to dance.

dans etmek Bir sonraki ifade dans etmektir.

To dance at a party, sometimes when the music is good you may feel compelled, you may feel

Bir partide dans etmek için bazen müzik güzelken kendinizi buna mecbur hissedebilir,

that you would like to dance.

dans etmek istediğinizi hissedebilirsiniz.

To dance is to move your body rhythmically, in accordance with beats, that's if you're

Dans etmek, vücudunuzu ritmik olarak, vuruşlara göre hareket ettirmektir, yani dans etmek

a robot giving a definition of the word to dance, this is how your dance too, if you're

kelimesinin tanımını veren bir robotsanız , sizin de dansınız böyle,

that robot.

o robotsanız.

Okay.

Tamam aşkım. Tek

In a sentence, I like to dance at clubs.

kelimeyle, kulüplerde dans etmeyi severim.

Let's go see if those boys want to dance with us.

Gidip bakalım çocuklar bizimle dans etmek istiyor mu?

club

kulüp

The next word is club.

Sonraki kelime kulüptür.

I am getting so hot I'm gonna say some words, no!

O kadar ateşleniyorum ki birkaç kelime söyleyeceğim, hayır!

Clubs don't usually have a very good reputation, they kind of seem like places for young people,

Kulüpler genellikle çok iyi bir üne sahip değildir, bir bakıma genç insanlar için yerler gibi görünürler,

like late teens, early twenties, like, there's loud music and lots of cheap drinks, and people

ergenlik sonları, yirmili yaşların başları gibi, yüksek sesli müzik ve bir sürü ucuz içki vardır ve insanlar

go there to find dates and etc.

oraya randevu bulmak için giderler vs.

So club, let's see, in a sentence, I visit a club every once in a while.

kulüp, bakalım, bir cümleyle, arada bir bir kulübe giderim.

This sentence says, every song on the radio is about going to the club.

Bu cümle diyor ki, radyodaki her şarkı kulübe gitmekle ilgili.

rave

rave

the next word is rave. Rave is a-- is a type of party.

sonraki kelime rave. Rave bir-- bir parti türüdür.

The image of rave is like, it's at night, and there are people with glow sticks and

Çılgınlığın görüntüsü şuna benziyor, gece vakti ve kızdırma çubukları olan insanlar var ve

there's like techno music, and it's like...

tekno müzik var ve bu şöyle...

And then everybody's like Woh!! which I don't say, and they have like glowing things and

Ve sonra herkes Woh!! ki ben demiyorum ve parlayan şeyleri var ve

maybe there's black lights.

belki siyah ışıklar var.

In a sentence, I don't think I've ever been to a rave.

Tek kelimeyle, hiç partiye gittiğimi sanmıyorum .

And in this sentence, there's a rave in my neighbor's field this weekend.

Ve bu cümlede, bu hafta sonu komşumun tarlasında bir çılgınlık var.

festival The next word is festival.

festival Sonraki kelime festivaldir.

There's usually some kind of theme, like a music festival or a food festival, there's

Genellikle bir tür tema vardır, müzik festivali veya yemek festivali gibi,

a theme.

bir tema vardır.

And you can go there, maybe you need to buy tickets, but sometimes it covers like one

Ve oraya gidebilirsiniz, belki bilet almanız gerekir ama bazen bir

or two days, a festival event does.

veya iki gün sürer, bir festival etkinliği yapar.

So festivals can sometimes be a bit more expensive than parties to participate in.

Bu nedenle, festivaller bazen katılmak için partilerden biraz daha pahalı olabilir .

In a sentence, there are a lot of summer music festivals.

Tek kelimeyle, çok sayıda yaz müzik festivali var.

cheers

şerefe,

I think every country probably has a word

sanırım her ülkenin muhtemelen bunun için bir sözü var

for this.

.

When you want to start drinking with your friends, you touch glasses, or you touch drinks,

Arkadaşlarınızla içki içmeye başlamak istediğinizde , Amerikan İngilizcesinde ve diğer bazı ülkelerde de bardaklara veya içeceklere dokunur

and you say Cheers, in American English and as well as in some other countries, too.

ve Şerefe dersiniz .

so Cheers is the word we use in English.

Cheers, İngilizce'de kullandığımız kelimedir.

So when everyone touches their glass together, say cheers.

Bu yüzden herkes bardağına birlikte dokunduğunda, şerefe deyin.

to drink

içmek

The next word is to drink.

Sonraki kelime içmektir.

So in this case, for parties, it means alcohol, some kind of alcoholic drink.

Yani bu durumda partiler için alkol, bir çeşit alkollü içki anlamına gelir.

Many of my students will say I went to drink alcohol with my friends last night or I like

Öğrencilerimin çoğu dün gece arkadaşlarımla alkol içmeye gittiğimi veya

drinking alcohol or whatever, but a native speaker does not say alcohol when we say,

alkol almayı sevdiğimi falan söyleyecektir, ama anadili İngilizce olan biri "

I like drinking, we mean I like drinking alcohol, but we do not say alcohol.

İçmeyi severim, alkol içmeyi severim" derken alkol demez, ama biz yaparız alkol deme

Don't worry, like, no native speaker thinks you're talking about water when, if you say

Endişelenme, ben

I like drinking.

içmeyi severim dersen, anadili İngilizce olan kimse sudan bahsettiğini düşünmez.

If you like to drink, if you like beer, wine, whatever, just say I like drinking, that's

İçmeyi seviyorsan, birayı, şarabı falan seviyorsan, içmeyi seviyorum demen

enough, that's fine, it's very natural.

yeterli, sorun değil, çok doğal.

In a sentence, I go drinking once a month with my friends.

Tek kelimeyle, ayda bir kez arkadaşlarımla içmeye giderim .

In this sentence, wow, your friends really like to drink.

Bu cümlede, vay canına, arkadaşların gerçekten içmeyi seviyor.

Oh my!

Aman!

to get drunk

sarhoş olmak

Okay, the next expression is one to be careful

Tamam, bir sonraki ifade dikkat edilmesi gereken

of, it's to get drunk.

, sarhoş olmak.

To get drunk means to drink too much so to be sick, or to be in trouble, or to lose your

Sarhoş olmak, çok fazla içmek, hasta olmak, başın belaya girmek, hafızanı kaybetmek

memory, something like that.

, bunun gibi bir şey demektir.

So to have too much alcohol to drink is to get drunk.

Yani çok fazla alkol almak sarhoş olmaktır.

In a sentence, I don't like getting super drunk because I feel sick the next day.

Tek kelimeyle, ertesi gün kendimi hasta hissediyorum diye çok sarhoş olmayı sevmiyorum. İşten

I don't like to get drunk the night before work.

önceki gece sarhoş olmayı sevmiyorum .

VIP

VIP

The next word is VIP, it means very important person.

Sonraki kelime VIP'dir, çok önemli kişi anlamına gelir.

So a VIP at a club, a festival, some kind of event, is someone who the owner or the

Yani bir kulüpte, festivalde, bir tür etkinlikte VIP, sahibinin veya

manager thinks is an important person, they get special treatment, maybe free drinks and

yöneticinin önemli biri olduğunu düşündüğü, özel muamele gördüğü, belki bedava içecekler ve

a nice place to sit, a private room, they get to meet the stars at the Music Festival, whatever.

oturmak için güzel bir yer, özel bir oda aldığı kişidir. Müzik Festivali'nde yıldızlarla buluşmak, her neyse.

A VIP, usually it's a good thing to be a VIP.

VIP, genellikle VIP olmak iyi bir şeydir. Tek

In a sentence, we're going to the VIP room later, do you want to come?

kelimeyle VIP odasına geçeceğiz , gelmek ister misin?

In this sentence, if you're famous, clubs will let you sit in the VIP section.

Bu cümlede eğer ünlüyseniz kulüpler VIP bölümünde oturmanıza izin verir.

to buy a round

tur satın almak

The next expression is to buy a round.

Bir sonraki ifade tur satın almaktır.

To buy a round means to buy a round of drinks, meaning to buy one drink for each person in

Bir tur satın almak, bir tur içecek satın almak anlamına gelir, yani grubunuzdaki her kişi için bir içki satın almak anlamına gelir

your group.

.

So if you're in a group of four people, maybe everybody buys one round of drinks, but if

Yani dört kişilik bir gruptaysanız, belki herkes bir tur içki ısmarlar, ancak

you're in a large group of people and you decide to buy a round of drinks for everyone

büyük bir grup içindeyseniz ve gruptaki herkes için bir tur içki almaya karar verirseniz

in the group, this can be very expensive.

, bu çok zor olabilir. masraflı.

In a sentence, the next round of drinks is on me, meaning I'll buy the next drink for

Bir cümleyle, bir sonraki içki benden, yani herkes için bir sonraki içkiyi ben ısmarlayacağım

everybody.

.

In this sentence, James bought a round of drinks for everyone at his table.

Bu cümlede, James masasındaki herkes için birer tur içki ısmarladı.

End!

Son!

Alright!

Peki!

So those are 10 must-know words to party in the United States.

Yani bunlar Amerika Birleşik Devletleri'nde parti yapmak için bilinmesi gereken 10 kelime .

Have you had any partying experiences in the US?

ABD'de herhangi bir parti deneyiminiz oldu mu ?

If so, let us know, good or bad?

Eğer öyleyse, bize bildirin, iyi mi kötü mü?

I'm kind of interested to see.

Görmekle ilgileniyorum. En iyi kelimelerin

Thanks very much for watching this episode of top words please be sure to LIKE and subscribe

bu bölümünü izlediğiniz için çok teşekkürler, lütfen LIKE atmayı ve hala abone değilseniz abone olmayı unutmayın

if you haven't already.

.

And we'll see you again soon.

Ve yakında tekrar görüşürüz.

Bye!

Hoşçakal!

I had a friend in high school who liked to mispronounce club as "clurb."

Lisede club'ı "club" olarak yanlış telaffuz etmekten hoşlanan bir arkadaşım vardı.

I'm gonna go to the "clurb" later.

Daha sonra "kulübe" gideceğim.

Was that a bug just now? What a jerk!

Bu bir böcek miydi şimdi? Ne pislik!

Oh, no, there's another one!

Oh, hayır, bir tane daha var!

Bug fight!

Böcek savaşı!

We have an intruder in this shoot, he wants to party in the USA.

Bu çekimde bir davetsiz misafirimiz var, ABD'de parti yapmak istiyor.