Let's Learn 10 English Phrases That Start with the Words, "I don't..."

Hi. Bob the Canadian here.

MERHABA. Kanadalı Bob burada.

Today, I thought I would help you learn 10 English phrases that start with the words

Bugün,

"I don't..."

"I don't..." sözleriyle başlayan 10 İngilizce deyimi öğrenmene yardım edeceğimi düşündüm.

These are very common phrases in English, and the last one actually involves a little

Bunlar İngilizce'de çok yaygın olan deyimler ve sonuncusu aslında biraz

bit of swearing.

küfür içeriyor.

Oops.

Hata.

Hi. Bob the Canadian here. In this English lesson, I thought I would help you learn 10 English phrases that start

MERHABA. Kanadalı Bob burada. Bu İngilizce dersinde, "I don't..." sözleriyle başlayan 10 İngilizce cümleyi öğrenmene yardım edeceğimi düşündüm.

with the words "I don't..."

You probably already know the first one because it's the one that you say the most when you're

learning a language like English, and that's, "I don't know."

İngilizce gibi bir dil ve bu "Bilmiyorum."

This one is very, very common in a classroom.

Bu, bir sınıfta çok, çok yaygındır.

When the teacher asks a student if they know the answer to a question, oftentimes the student

Öğretmen bir öğrenciye bir sorunun cevabını bilip bilmediğini sorduğunda, çoğu zaman öğrenci

will reply by saying, "I don't know."

"Bilmiyorum" şeklinde cevap verir. Cevabı

They say I don't know, to indicate that they do not know the answer.

bilmediklerini belirtmek için bilmiyorum diyorlar .

So that's our first one.

Yani bu bizim ilkimiz. Muhtemelen

Probably the simplest of the 10 that we're going to look at.

bakacağımız 10 tanesinin en basiti .

Let's look at nine more.

Dokuz kişiye daha bakalım.

The second phrase we're going to look at is "I don't care" and the best way to understand

Bakacağımız ikinci cümle "Umurumda değil" ve bu cümleyi anlamanın en iyi yolu

this phrase is for me to give you an example.

size bir örnek vermem.

Maybe you have just gotten a haircut and someone says to you, "Your Mom told me that she doesn't

Belki yeni saçını kestirdin ve biri sana "Annen bana

like your haircut."

saç kesimini beğenmediğini söyledi" diyebilir.

You could respond by saying "I don't care."

"Umurumda değil" diyerek cevap verebilirsiniz.

That means that you do not care about the opinion that your Mom has about your haircut.

Bu, annenizin saç kesiminiz hakkında sahip olduğu görüşü umursamadığınız anlamına gelir.

You are not worried about the fact that your Mom doesn't like your haircut.

Annenin saç kesimini beğenmediği gerçeğinden endişelenmiyorsun.

You are not concerned about it.

Sen bununla ilgilenmiyorsun.

You are not interested in her opinion.

Onun fikriyle ilgilenmiyorsun.

So you would say, "I don't care if someone told you that your Mom doesn't like your haircut."

Yani, "Birinin sana annenin saç kesimini beğenmediğini söylemesi umurumda değil" diyebilirsin.

It's not always the nicest thing to say, but it is something that we do say a lot in English

Her zaman söylenecek en güzel şey değildir ama İngilizce'de çokça söylediğimiz bir şeydir,

so "I don't care." is our second one.

yani "Umurumda değil." bizim ikincimiz.

Our third phrase is "I don't understand," and you would use this phrase whenever you

Üçüncü cümlemiz “Anlamıyorum”dur ve ne olduğunu anlamakta zorlandığınız bir durumda bu cümleyi kullanırsınız

are in a situation where you are having trouble comprehending what is happening.

.

A great example would be if you park your car in a place where you thought you were

Harika bir örnek, arabanızı park etmenize izin verildiğini düşündüğünüz bir yere park etmeniz

allowed to park, and then you got a parking ticket, and you look around and there are

ve ardından bir park cezası almanız ve etrafınıza bakmanız ve

no signs that say No Parking.

Park Yasak olduğunu belirten hiçbir işaret olmaması olabilir.

You could express how you're feeling by saying "I don't understand.

"Anlamıyorum.

I thought I could park here.

Buraya park edebileceğimi düşündüm.

I don't understand the situation."

Durumu anlamıyorum" diyerek nasıl hissettiğinizi ifade edebilirsiniz.

So you're in a situation where something has happened and you're having trouble comprehending,

Yani bir şey olmuş bir durumdasın ve anlamakta güçlük çekiyorsun,

you're having trouble understanding what has happened.

ne olduğunu anlamakta güçlük çekiyorsun .

So that's our third phrase.

Demek bu üçüncü cümlemiz.

"I don't understand."

"Anlamıyorum."

You can also use this phrase when you are learning a language like English.

İngilizce gibi bir dil öğrenirken de bu ifadeyi kullanabilirsiniz.

If someone says something to you and you had difficulty comprehending what they are saying,

Biri size bir şey söylüyorsa ve ne dediğini anlamakta güçlük çekiyorsanız,

you could say "Just a minute, I don't understand," and then you could ask for clarification.

"Bir dakika, anlamıyorum" diyebilir ve ardından açıklama isteyebilirsiniz.

Our fourth phrase is "I don't want to," and the best way again to help you understand

Dördüncü ifademiz "istemiyorum" ve bunu anlamanıza yardımcı olmanın en iyi yolu, size

this is for me to give you an example.

bir örnek vermem.

Maybe a friend of yours has asked you if you want to go see a movie and you don't want

Belki bir arkadaşınız size sinemaya gitmek isteyip istemediğinizi sordu ve siz gitmek istemiyorsanız

to, you would say to them, "I don't want to."

, "istemiyorum" dersiniz.

This would indicate to your friend that you have no desire to go see the movie that they

Bu, arkadaşınıza,

have suggested that you go and see.

gidip görmenizi önerdikleri filme gitmek istemediğinizi gösterir.

So your friend would say, "Would you like to go to a movie?"

Yani arkadaşın, " Sinemaya gitmek ister misin?"

And you would say, "Hmm, I don't want to."

Siz de "Hmm, istemiyorum" dersiniz.

Our fifth phrase is "I don't believe you."

Beşinci cümlemiz "Sana inanmıyorum."

So imagine a situation where someone has told you something, and you have trouble thinking

Öyleyse, birinin size bir şey söylediği ve

that it really happened.

bunun gerçekten olduğunu düşünmekte zorlandığınız bir durum hayal edin.

You have trouble believing them.

Onlara inanmakta güçlük çekiyorsun.

You would express that by saying "I don't believe you."

Bunu "Sana inanmıyorum" diyerek ifade edersin .

You could also say, "I don't believe it."

"İnanmıyorum" da diyebilirsiniz.

We use both phrases interchangeably.

Her iki ifadeyi de birbirinin yerine kullanıyoruz.

But if someone tells you a story, and you doubt that it is true or you doubt that it

Ama birisi size bir hikaye anlatırsa ve bunun doğru olduğundan şüphe duyarsanız ya da gerçekten olduğundan şüphe duyarsanız

really happened, you would say "I don't believe you."

, " Sana inanmıyorum" dersiniz.

Now be careful here.

Şimdi burada dikkatli ol.

When you say, "I don't believe you" to someone, it is similar to saying that you think they

Birine "sana inanmıyorum" demek, onun

are lying or it's almost the same as calling them a liar.

yalan söylediğini düşünüyorsun demekle ya da ona yalancı demekle hemen hemen aynı şeydir.

So it's important that you have a good relationship with someone before you say, "I don't believe

Bu nedenle, "Sana inanmıyorum" demeden önce biriyle iyi bir ilişkiniz olması önemlidir

you."

.

Our sixth phrase is, "I don't get it."

Altıncı cümlemiz, "Anlamıyorum."

And the best example of this is if someone tells you a joke and you don't understand

Ve bunun en iyi örneği, birinin size bir fıkra anlatması ve siz

why it is funny.

bunun neden komik olduğunu anlamamanızdır.

So someone has told a joke, and maybe everyone else is laughing except you, you would say

Yani biri fıkra anlatmış, belki de senden başka herkes gülüyordur,

"I don't get it."

"Anlamadım" derdin.

This would indicate to the person who told the joke that maybe they need to explain the

Bu, fıkrayı anlatan kişiye belki de fıkrayı size açıklaması gerektiğini gösterir

joke to you.

.

Jokes aren't as funny though when someone has to explain it.

Şakalar, birisinin açıklaması gerektiğinde o kadar komik değil .

But if someone tells a joke and you don't understand the joke, you could say, "I don't

Ama birisi bir fıkra anlatırsa ve siz fıkrayı anlamazsanız, "

get it."

Anlamıyorum" diyebilirsiniz.

Our seventh phrase is, "I don't mind."

Yedinci cümlemiz, "Umursamıyorum."

And a great example for this one would be maybe my kids are at school, and Jen and I

Bunun için harika bir örnek, belki çocuklarım okulda ve Jen ve ben

are at home and Jen says to me, "Could you go and get the kids?

evdeyiz ve Jen bana şöyle diyor: " Gidip çocukları alabilir misin?

I don't have time to drive to town to get them."

Almak için şehre arabayla gidecek zamanım yok. onlara."

I could say, "I don't mind."

"Önemli değil" diyebilirim.

When you say "I don't mind," it means it's no problem.

"Umursamıyorum" dediğinde, sorun yok demektir.

It would mean in this situation that I had lots of time, maybe I like driving and I like

Bu durumda çok zamanım olduğu anlamına gelirdi, belki araba kullanmayı seviyorum ve

driving to town.

şehre gitmeyi seviyorum.

So I would easily say to Jen, "Oh yeah, I'll get the kids.

Bu yüzden Jen'e kolayca "Ah evet, çocukları alacağım.

I don't mind."

Benim için sorun değil" derdim.

So "I don't mind" is a great way to agree with someone, even though it sounds like a

Yani "Umursamıyorum", birisiyle aynı fikirde olmak için harika bir yol , kulağa olumsuz bir ifade gibi gelse de

negative phrase, it actually isn't.

aslında öyle değil.

So you would say, "I don't mind," which is I guess similar to saying yes.

Yani "Umurumda değil" diyeceksiniz ki bu sanırım evet demeye benzer.

Our eighth phrase is "I don't remember."

Sekizinci ifademiz "Hatırlamıyorum".

This is a phrase that as I get older, I say more and more.

Bu, yaşlandıkça daha çok söylediğim bir söz .

Sometimes I lose my keys and Jen will say to me, 'Well, where did you use them last?"

Bazen anahtarlarımı kaybederim ve Jen bana "Peki, onları en son nerede kullandın?"

And I would say "I don't remember."

derdi ve ben de "hatırlamıyorum"

And that would mean that in my memory, in my brain, there is no memory of where I used

derdim.

my keys last and there is no memory of where I put them.

anahtarlarımı en son nerede kullandığımı hatırlamıyorum ve onları nereye koyduğumu da hatırlamıyorum.

So I would say, "I don't remember."

bu yüzden "hatırlamıyorum" derdim.

I hope that most of you are a lot younger than me and you have a really good memory.

umarım çoğunuz benden çok daha gençsinizdir ve gerçekten iyi hafıza

As I get older, my memory is getting worse and I tend to say "I don't remember more often."

Yaşlandıkça hafızam kötüleşiyor ve "Daha sık hatırlamıyorum" deme eğilimindeyim

Our ninth phrase is "I don't think so."

Dokuzuncu cümlemiz "Sanmıyorum."

So this is a phrase where if someone asks you about something in the past that you don't

Yani bu, birisi sorarsa Geçmişte olmadığını düşündüğünüz bir şey hakkında size

think happened, you would say "I don't think so."

"Sanmıyorum" dersiniz,

So maybe someone says to me, "I think it rained yesterday" and I could say, "You know, I was

belki biri bana "Sanırım dün yağmur yağdı" der ve ben de "Biliyorsun, ben

outside all day yesterday.

dün bütün gün dışarıdaydı.

I don't think so.

Öyle düşünmüyorum.

I don't think it rained yesterday."

Dün yağmur yağdığını sanmıyorum."

So it's a very polite way actually to somewhat disagree with someone.

Bu, aslında birine karşı çıkmanın çok kibar bir yolu .

If someone says, "This movie, the Avengers movie is the best movie I've ever seen in

Birisi, "Bu film, Yenilmezler filmi, hayatımda gördüğüm en iyi film

my life," you could disagree by saying "I don't think so.

," derse, " Sanmıyorum.

I actually preferred the last X-Men movie."

Aslında son X-Men filmini tercih ettim."

So, "I don't think so" is a subtle way to disagree with someone.

Yani, "Sanmıyorum" birine karşı çıkmanın incelikli bir yolu.

The 10th phrase I'm a little bit scared to talk about because it involves swearing, it

10. cümle hakkında konuşmaktan biraz korkuyorum çünkü küfür

involves using bad words and I don't do that on my YouTube channel, but you could say "I

içeriyor. Kötü kelimeler kullanmak ve bunu YouTube kanalımda yapmıyorum, ancak "

don't give a (bleep)" and you could insert an English swear word.

(bip) vermiyorum" diyebilir ve İngilizce bir küfür kullanabilirsiniz.

So, maybe someone says "You should wear a seatbelt because there are lots of police

Yani, belki birisi " Emniyet kemeri takmalısın" der. çünkü

out right now checking for people wearing seatbelts."

şu anda emniyet kemeri takan insanları kontrol eden çok sayıda polis var ." "

You could say, "Look, I don't give a (bleep)" and then that little pause there would be

Bak, umurumda değil" diyebilirsin ve sonra o küçük duraklama

a bad word.

kötü bir kelime olur.

I don't say this very often and I don't think you should either, but you should be ready

bu çok sık ve senin de yapmaman gerektiğini düşünüyorum ama

to listen for those kinds of words when you're watching English TV or English movies.

İngilizce TV veya İngilizce filmler izlerken bu tür kelimeleri dinlemeye hazır olmalısın.

Well, hey, that was 10 phrases that start with, "I don't..."

Pekala, hey, bu "Ben" ile başlayan 10 cümleydi. yapma..."

I hope this English lesson was helpful for you.

Umarım bu İngilizce dersi size yardımcı olmuştur .

If you learned something, give me a thumbs up.

Bir şey öğrendiyseniz, bana bir başparmak verin.

If you are new here, click the Subscribe button, and I hope that you have a great week and

Burada yeniyseniz, Abone Ol düğmesini tıklayın, umarım harika bir hafta geçirirsiniz ve

I will see you in the next video.

ben bir sonraki videoda görüşmek üzere.